Petrol ve Biz Petrol ile ülkemizin ilişkisi malumunuz... Üzerine şarkı
Transkript
Petrol ve Biz Petrol ile ülkemizin ilişkisi malumunuz... Üzerine şarkı
04.08.2015 Petrol ve Biz Petrol ile ülkemizin ilişkisi malumunuz... Üzerine şarkı bile yazıp Eurovision’da yarıştığımız petrolün fiyatı, piyasalarımızı olduğu kadar bireysel olarak bizi de birçok açıdan etkiliyor. Petrol fiyatındaki düşüş normalde bizde müthiş coşku yaratmalı idi, ancak bu fırsatı tepiyoruz. Yine de beterin beteri var… 1980 yılında Ajda Pekkan’ın “Aman Petrol” ile katıldığı yarışmada, 3 ülkeden aldığımız toplam 25 puan ile 19 ülke arasında 15. olmuştuk. Ondan sonra da bir daha emtia üzerine bir şarkı ile Eurovision’a katılmadık zaten… O zamanlar çok öne çıkmamış bir gerçek de şu: Komşumuz Yunanistan, şarkıyı çok sevmiş, şarkıya derhal Yunanca söz yazılmış ve “Pedro” ismi ile piyasaya çıkmış. Petrol fiyatlarının bizim gibi ülkeler için magazinin ötesinde anlamı var elbette. Burada bir süredir yeni bir durum söz konusu… Brent tipi petrol fiyatı, dün Ocak ayından bu yana ilk kez varil başına $50 seviyesinin altında düştü, bu sabah da bu seyrini koruyor. Düşüşün görünürde iki nedeni var. İlk olarak, uzunca bir süredir olduğu üzere, piyasalarda küresel büyümenin daha fazla hızlanmayacağı, bunun da üretim ile ilgili tüm emtiada olduğu gibi, petrol talebini de baskılayacağı düşüncesi. Bunu destekleyen faktörler de belli: Çin PMI imalat endeksi, son iki yılın en düşük seviyesi olan 50.0 seviyesine geriledi. Yine ABD’de açıklanan ISM imalat verisi de 53.5’ten 52.7’ye düştü. 50’nin üzerindeki her seviye, imalat sanayi büyüyor demek, ancak endeksin düşüşü, büyümenin ivmesinin düşmesi anlamına geliyor. Yanda yer alan grafikte mavi çizgi petrol fiyatını, siyah çizgi ise küresel PMI imalat endeksini gösteriyor. Son dönemde aradaki ilişki çok daha belirgin. Petroldeki düşüşün diğer nedeni ise İran kaynaklı. İran medyasında yer alan bir habere göre, ekonomik yaptırımların kaldırılmasının bir hafta ardından İran petrol üretimini hızlandırabilir. Bu durumda ekonominin değişmez kuralı devreye giriyor: Arz talepten büyükse fiyat düşer. Önümüzdeki dönemin petrol ihraç eden ülkeler açısından zorlu geçeceğini daha önce paylaşmıştık. Örnek olarak Rus Rublesi ile petrol arasındaki ilişkiye şöyle bir göz atmak bile yeterli. Zaten ne zaman petrol fiyatı düşse, standart olarak yabancı yatırımcılardan gelen Rusya sat/Türkiye al temalı raporlar artar. Bu kez de bunu görecek miyiz dersiniz? Hem evet, hem hayır... Petrol fiyatının düşmesinin bizim için gayet olumlu olduğunu biliyoruz. Düşen enerji faturası kendini daralan cari açık ve gerileyen enflasyon olarak gösterecek. Dün yurtiçinde açıklanan enflasyon rakamında henüz petrol fiyatının bariz olumlu bir etkisini görmüş değiliz, ancak fiyatlar bu seviyelerde kalırsa, gecikmeli de olsa yansımasını görmeliyiz. Enflasyonun mevcut seviyeler etrafında kalması dahi aslında bizim için olumlu, zira TL’de yılbaşından bu yana USD karşısında gördüğümüz değer kaybının %19 civarında olduğunu hatırlatayım. Bu derece yüksek bir değer kaybına rağmen enflasyon hala %7’nin altında, hatta geçici de olsa düşüş sürebilir gibi görünüyor. İşte tüm bu hikâye, “Türkiye al” temalı raporlar için bir temel teşkil edebilir… Bir ihtimal tabi… Çünkü normal şartlar altında bizim için umut vaat eden bu gelişmeler yine arka planda kalmaya mahkûm. Geldiğimiz noktada piyasada yatırımcıların derdi enflasyonun ne olacağı, TCMB’nin nasıl bir faiz politikasına geçeceği, cari açığımızın ne kadar daralacağı değil, hükümetin nasıl kurulacağı… Ya da kurulmayacağı tabi… Bu noktada, yurtiçi siyaset kaynaklı olarak piyasaya etki edecek yeni bir haber var mı diye baktığımızda, pek bir şey olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. AKP-CHP heyetlerinin görüşmelerinin sonlanmasının ardından, top parti genel başkanlarında. Bundan sonra görüşmelerin devam edip etmeyeceğine parti başkanları karar verecek, görüşler olumlu olursa, liderlerin muhtemel görüşme tarihi 6-7 Ağustos. Bu aşamada masadan kalkmanın maliyeti taraflar için yüksek olabileceğinden, görüşmelerin süreceğine dair mesajlar görmemiz şaşırtıcı olmaz. Yine de haber akışına baktığımızda, erken seçim olasılığının önceki günlere göre ciddi şekilde artmış olduğunu da kabullenmemiz gerek. Piyasada daha önce ağırlıklı olarak bir koalisyon olacağı düşünülürken, artık beklentilerin koalisyon-erken seçim arasında eşit dağıldığını iddia edebiliriz. Bu da piyasalarımızda baskının sürmesini açıklıyor zaten. Zaman geçtikçe ve hala bir hükümet kurulmadıkça, piyasada erken seçim fiyatlaması daha da belirginleşecek. Böyle bir durumda ise petrol fiyatındaki düşüşün piyasalarımızda olumlu algılanacak pek bir etkisi de kalmayacak. Rüzgar arkamızdan eserken, biz yelkenleri indirip rüzgarın geçmesini bekliyoruz adeta… İçinde bulunduğumuz coğrafyaya özgü şeylerden biri de kendimizden daha kötü durumda birini gördüğümüzde halimize şükretmemizdir. Bunu piyasaya da uyarlayabiliriz tabi. Hemen Yunanistan’a bakalım. 5 haftanın ardından dün yeniden açılan Yunanistan Borsası gün içinde %23 düştükten sonra, günü %16 civarında bir kayıpla tamamladı. Yunan banka hisselerinin tahtaları, %30 kaybın ardından işleme kapatıldı. Tüm bu karışıklık, moral bozukluğu doğal olarak Yunan ekonomisine ve beklentilere de yansıyor. Dün açıklanan PMI imalat endeksi Haziran’daki 46.9 seviyesinden 30.2’ye geriledi. Bu dönemde, Yunan hükümetinin AB ile yaptığı görüşmelerin tıkanmasının ardından, fabrikalara iletilen siparişler bıçak gibi kesilmiş, üretim için gerekli ara mal ithalatı yapılamamış ve tüketim talebi de adeta buhar olmuştu. Şimdi mesele bu korkunç düşüşün nasıl toparlanacağı. Yunan ekonomisi için kafa yoranlara ek olarak, ülkenin bir başka mühim meselesi daha var: Eski Maliye Bakanı Varoufakis’in gömlek zevki. Yanda kendisinin Cuma günü Meclis’te giydiği gömleği görüyoruz. Gömlek ile ilgili olarak uluslararası medyada bayağı bir yorum yer aldı. Ülkeden ülkeye bu yorumlar değişiyor, mesela Alman medyasında yer alan yorumlardaki en kibar sıfatın “korkunç” olduğunu söylesem yeterli sanırım. Tüm bu karmaşada bile Almanların bazı şeyleri unutmuyor olmaları düşündürücü… Tufan Cömert Direktör/Strateji Garanti Yatırım Araştırma [email protected] www.garantiyatirim.com.tr Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Veri ve grafikler güvenirliliğine inandığımız sağlam kaynaklardan derlenmiş olup, yapılan yorumlar sadece GARANTİ YATIRIM MENKUL KIYMETLER A.Ş.’nin görüşünü yansıtmaktadır. Bu bilgiler ışığında yapılan ve yapılacak olan ileriye dönük yatırımların sonuçlarından Şirketimiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Ayrıca, Garanti Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.'nin yazılı izni olmadıkça içeriği kısmen ya da tamamen üçüncü kişilerce hiç bir şekil ve ortamda yayınlanamaz, iktisap edilemez, alıntı yapılamaz, kullanılamaz. İleti, gönderilen kişiye özel ve münhasırdır. İlave olarak, bu raporun gönderildiği ve yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda kullanıldığı ülkelerdeki yasal düzenlemelerden kaynaklı tüm talep ve dava haklarımız saklıdır.