İstıklâl

Transkript

İstıklâl
Kaşgar Hitgah Camisi İmamı
Abdukadir Karihacım Vefat Etti
Suudi Arabistan'da İSTANBUL’DAKİ UYGURLAR
Uygurlar Tanıtıldı
BAYRAMLAŞTI
14.08.2012-Kaşgar
Kaşgar Hitgah
Hitgah
Camisinin
Camisinin
imamı,
imamı,
tanınmış
tanınmış din âlimidin
ve
âlimi
ve erbabı
cemaat
cemaat
erbabı Abdukadir
Abdukadir
Karihacım
Karihacım
13.08.201213.08.2012
pazartesi
pazartesi
günü
Ürümçi günü
saati ile
Ürümçisonra
saatisaat
ile
öğleden
öğleden
sonra
saat
3'de 72 yaşında vefat
3'de 72 yaşında
vefat
etti.
etti.
İstanbul'daki
Uygurlar
2012
Yılı Ramazan
Bayramını
Birlikte
Geçirdiler
10’da
www.istiklalgazetesi.com.tr Ağustos 2012 Aylık Siyasî Bağımsız Gazete Yıl: 9 Sayı: 98 Fiyatı: 1 TL
Hür Doğu Türkistan Platformu
Kamuoyunun dikkatini çekmek isteriz ki, “2012 Çin Yılı”
etkinlikleri çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın davetlisi
olarak Türkiye'de bulunan Doğu Türkistanlı ve Çinli Müslüman
din adamlarının hepsi; Marksizm, Leninizm eğitimi almış
kişiler olup, Çin Komünist Partisi mensubudurlar. Onların
görevi; komünizme hizmet etmek ve dini faaliyetleri “pasif
halde kontrol altında” tutarak gelişmesini önlemektir.
1. Doğu Türkistan Maarif ve
Dayanışma Derneği
2. Doğu Türkistan Vakfı
3. Doğu Türkistan Gençlik Derneği
4. Doğu Türkistan Göçmenler
Derneği
5. Doğu Türkistan Dayanışma
Derneği
6. Doğu Türkistan Sevgi ve
Dayanışma Derneği
8’de
ISSN 1305-2993
ISSN 1305-2993
İstıklâl
“Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği” ile “Doğu
Türkistan Vakfı” nın birlikte düzenlemesi ve İstanbul'da
faaliyet göstermekte olan diğer Doğu Türkistan içtimai
teşkilatlarının desteklemeleri ile İstanbul'un Zeytinburnu ilçe
Belediyesi sınırları içerisindeki Akdeniz Toplantı Salonunda
Ramazan bayramını kutlama faaliyeti icra edildi.
2’de
2. Dönem Turan Kurultayına 5
Devletten 20 Uygur Temsilci Katıldı
Çin ile Türkiye
Arasında Din Açılımı
2012 yılı Türkiye'de Çin kültür yılı olarak ilan edildikte sonra, Çin hükümeti
Türkiye'nin birçok yerlerinde çeşitli faaliyetler yapmaktadır. Bu
faaliyetleriçerisinde insanların en çok dikkatini çeken Çin-Türkiye İslam Kültür ve
Sanat Eserleri Sergisidir. Bu faaliyet 31 Ağustos gününden 6 Eylül gününe kadar
İstanbul'daki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde yapılacak.
Ç
9’da
Uygur
Türkleri'ne
Hıristiyanlık
Propagandası
in'de dini baskının haddini aştığı,
başörtüsü örten bayanların
başörtülerinin çıkartılıp atıldığı,
insanların dini inanç özgürlüğünün
boğulmakta olduğunun ispatları ile
Türk basınında yayınlanmakta olduğu
bugünkü günlerde Çin'in Türkiye'de
dini faaliyet yapması Türkiye'deki
Doğu Türkistan sivil toplum
örgütlerinin sert tepkileri ile
karşılaşmaktadır.
erçekten Çin'in bu faaliyeti
düzenlemesindeki maksadı nedir?
G
Uygur Türkleri'ni
Hıristiyanlaştırmak için hummalı
çalışma yapan misyonerler Urumçi
de cirit atıyor. Çin Devletinin Dini
bağları gevşeterek işgal ve
asimilâsyona karşı Uygurların
direnişini kırmak adına şeytanca
yöntemlere başvurmaktadırlar.
9’da
3’de
13’de
Mehmet Emin
BATUR
Çin'in Melanet Yayılmacılık
Faaliyetine Türkiye Neden
Destek Veriyor?
ŞEN OZAN
BİRİSİ ALBAYRAK
BİRİ GÖKBAYRAK (1)
15’te
Prof. Dr.
Tuncer GÜLENSOY
TÜRKÇEDEKİ [ Y (> c, j)
A( >o, u)P-] FİİLİ ÜZERİNE
6’da
10-12 Ağustos 2012 tarihleri arasında devam eden 2.
Dönem Türk Turan Kurultayı Macaristan'ın
güneyindeki Bugac kasabasında başarıyla sonuçlandı.
İsveç Uygur Maarif Birliği İsveç
Parlamentosunda İftar Verdi
Maarif Birliğinin tertip etmesi ve İsveç Parlamentosu Uygur
Dostluk Grubunun yardımları ile 15 Ağustos günü İsveç
Parlamentosunda hazırlık yaparak her kesimden kişilere
iftar yemeği verdi.
6’da
31.07.2012-Suudi Arabistan'daki vatanperver Uygurlar, kendilerinin ana
vatanı ve halkının durumunu her fırsatta dünya halklarına tanıtmayı
kendilerinin dini ve milli borcu olarak bilmektedirler. 10’da
11’de
10’da
Prof. Dr.
M. Metin KARAÖRS
KURT BAŞLI ALTIN KALEM
NECDET SEVİNÇ'İN
KİTAPLARI HAKKINDA-4
Abdulmecit AVŞAR
Doğu Türkistan Eyvah!!
İstıklâl
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
Doğu Türkistan'dan 100
İSTANBUL’DAKİ UYGURLAR
bin Uygur kızı kaçırıldı
BAYRAMLAŞTI
Bağcılar Belediyesi Ramazan etkinlik alanında stant
açan Doğu Türkistan İslam Kardeşliği Derneği üyeleri,
Doğu Türkistan'da 100 bin Uygur kızının kaçırıldığını
söyleyerek dünyanın dikkatini Doğu Türkistan'da
yaşanan insanlık dramına çekmeye çalışıyor.
Bağcılar Belediyesi Ramazan etkinlik
alanında stant açan Doğu Türkistan İslam
Kardeşliği Derneği üyeleri, Doğu
Türkistan'da 100 bin Uygur kızının
kaçırıldığını söyleyerek dünyanın
dikkatini Doğu Türkistan'da yaşanan
insanlık dramına çekmeye çalışıyor.
Doğu Türkistan'da yaşanan Çin zulmünü
dünyaya duyurmak isteyen Uygurlar,
farklı çalışmalar
yürütüyor. Türkiye'de
faaliyet gösteren Doğu
Türkistan İslam
Kardeşliği Derneği
Bağcılar Belediyesi
Ramazan etkinlik
alanında açtığı stantta,
yaşanan zulmü fotoğraf
ve videolarla gezenlere
gösteriyor. Standı
gezen vatandaşlar
gördükleri karşısında gözyaşlarını
tutamıyor. Standı gezen vatandaşlara
dağıtılan broşürlerde Doğu Türkistanlı
100 bin kızın kaçırıldığı, hiçbir
yargılamada bulunulmadan yaklaşık 2
bin Uygur'un idam edildiği ifade
ediliyor ve maddi manevi yardım
talebinde bulunuluyor.haber7
13.08,2012
İstanbul'daki Doğu Türkistan
Vakfında Her gün iftar Yemeği Veriliyor
11 ayın sultanı diye anılan Ramazan ayı
Müslümanların mübarek bir ayıdır. Bu ayda
Türkiye'deki bütün şehir ve nahiye belediyeleri,
içtimai teşkilatlar iftar çadırları kurarak halka
iftar yemeği vermektedirler.
Bunların arasında Doğu Türkistan Vakfı da her
gün iftar yemeği vermektedir. İftar'a İstanbul'daki
Uygurlar, Türkiye Türkleri, Afrika ve Orta Asya
devletlerinden gelen kişiler de katılmaktadırlar.
Doğu Türkistan Vakfı başkanı Memet Eysa
Artuş'un söylediğine göre, Doğu Türkistan Vakfı
uzun yıllardan beri bu tür iftar yemeklerini
devam ettire gelmektedir. Bu Müslümanların
İstiklâl
Avrupa Temsilcisi
dayanışma ruhunu yükseltmek
için oldukça önemli imiş.
RFA-Erkin Tarim-03.08.2012
Almanya Temsilcileri
Şen Ozan
Yıl: 9 Sayı: 98 Eylül 2012
Tel: + 49 175 404 36 23
Aylık Siyasî Bağımsız Gazete
Avusturya Temsilcisi
Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
Mehmet Emin BATUR
Genel Yayın Yönetmeni
Abdulmecit AVŞAR
Haber Müdürü
Erkinbeğ UYGURTÜRK
Ege Bölge Temsilcisi
İsmail OSKAY
0546 859 32 10
Uşak Temsilcisi
Murat OSKAY
0506 981 69 20
Afyonkarahisar Temsilcisi
Zeki KUYTU
0544 587 81 12
İstanbul Temsilcileri
Esenler
İbrahim DOĞUŞ
0535 689 57 69
Üsküdar
Habib Suiçmez
0536 774 04 37
Trakya BölgeTemsilcisi
Kadir YILDIZ
05426691266
Antalya Temsilcisi
Emre USLU
0506 689 98 19
Bursa Temsilcisi
Emin KUNDAKÇI
0532 623 14 25
20.08.2012 Ramazan Bayramının
2. günü olan pazartesi günü
İstanbul'daki Uygurlar toplanarak
Ramazan bayramını birlikte
kutladılar.
“Doğu Türkistan Maarif ve
Dayanışma Derneği” ile “Doğu
Türkistan Vakfı” nın birlikte
düzenlemesi ve
İstanbul'da faaliyet
göstermekte olan diğer
Doğu Türkistan içtimai
teşkilatlarının
desteklemeleri ile
İstanbul'un Zeytinburnu
ilçe Belediyesi sınırları
içerisindeki Akdeniz
Toplantı Salonunda
Ramazan bayramını kutlama
faaliyeti icra edildi. Bu bayrama
İstanbul'da faaliyet göstermekte
olan Doğu Türkistan sivil toplum
örgütlerinin temsilcileri ve
İstanbul'da yaşamakta olan Uygur
ailelerinden olmak üzere 500'den
fazla kişi iştirak etti.
Toplantı Kuranıkerim okunması ile
başladı. Toplantıda öncelikle Doğu
Türkistan Maarif ve Dayanışma
Derneğinin başkanı Hidayetullah
Oğuzhan açış konuşması yaptı ve
toplantı katılımcılarının ramazan
bayramını kutladı.
Necdet Akarsu
0043 699 11884577
İsviçre Temsilcisi
Karahan Endili
0041 787 954 707
Bulgaristan Temsilcisi
Beletin Halil Ali
00359 3631 3573
Azerbaycan Temsilcisi
Mustafa Vugar ÖMEROĞLU
+ 994 12 502 77 60
Belçika Temsilcisi
İhsan Şimşek
+0032 479239236
Finlandiya Temsilcisi
+00358449371733
Yurt İçi Posta Çeki Hesabı
Celalettin BATUR: 5024316
Cep Tel: 0555 443 20 29
http://www.istiklalgazetesi.com.tr
http://www.hurgokbayrak.com
Elektronik Posta:
[email protected]
[email protected]
ISSN 1305-2993
Merkez Adres:
Gevher Nesibe Mah. Donanma Cad.
No:13 Kocasinan-Kayseri/Türkiye
Tel: (0090) 352 338 58 97
Belge Geçer: (0090) 0352 338 58 97
Cep Tel: 0532 255 99 30
Uygurların ramazan bayramı
faaliyetinden bir görünüm. 20 Ağustos
2012. İstanbul
Grafik-Dizgi-Tasarım
Hürgökbayrak
Baskı
Hakimiyet Matbaası
Bu gazete basın meslek
ilkelerine uymaya söz vermiştir
Toplantıda yine Doğu Türkistan
Vakfı'nın başkanı Memet Eysa
Hacım, Doğu Türkistan Genlik ve
Kültür Derneği başkanı Turgut
Baysal, Doğu Türkistan Şefkat ve
Dayanışma Derneği başkanı Yusuf
Yusufoğlu, Doğu Türkistan Maarif
ve Dayanışma Derneği Teftiş
Sorumlusu Abdulhekimhan
Mehsum olmak üzere kişiler
konuşma yaparak katılımcıların
bayramlarını kutladı.
Uygurların ramazan bayramı
faaliyetinden bir görünüm. 20 Ağustos
2012. İstanbul
Mezkûr toplantıda yine Doğu
Türkistan Maarif ve Dayanışma
Derneği tarafından İstanbul'un
Zeytinburnu, Sefaköy ve Aksaray
olmak üzere 3 bölgesinde tesis
edilen Kuran kursu ve Uygur
Anadil sınıflarında okumakta olan
120 Uygur çocuğunu tebrik etme
merasimi yapıldı.
Merasimde Uygur öğrenciler
gruplar halinde sırayla sahneye
çıkarak, şiirler okudular” Biz ne
öğrendik? Kardeşlerimizi
unutmayalım” gibi oyunlar
sergilediler.
Öğrenciler
yine
“Cehaletin
akıbeti”
temalı
tiyatro
gösterisi
sundular ve
toplantıya
iştirak
edenlerin
hararetli
alkışlarını
elde ettiler.
Merasim
sonunda yaz tatili sınıflarında
okuyan 120 Uygur öğrencinin her
birine birer kol saati hediye edildi.
Verilen yemek sonrasında de
merasim sevgi ve kardeşlik
içerisinde sona erdi.
RFA-Arslan-20.08.2012
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
BİRİSİ ALBAYRAK
BİRİ GÖKBAYRAK (1)
TEMEL den - ŞEN OZAN
ŞU DÜNYADA İKİ BAYRAK TANIRIM
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
HER BİRİNİ KENDİMDEN KISKANIRIM
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
İstıklâl
Güncel 3
Buldozerler tarihimizi yıkıyor
Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur Türkleri'nden dünyaya çağrı
var. Çin, modernleşme bahanesiyle mimari hazineleri buldozerlerle
yıkıyor. Uygurların tarihî yapıları da bina katliamından nasibini
alıyor.
BİRİSİ BİRİNİN CAN KARDEŞİDİR
BİRİ DİĞERİNİN DİN KARDEŞİDİR
HERBİRİ BİRİNİN KAN KARDEŞİDİR
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
BİRİSİ HÜR DEĞİL, EZAN DA SUSTU
KUR'AN-I OKUYAN YAZAN DA SUSTU
DEDEM KORKUT KOCA OZAN DA SUSTU
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
BUNLAR HÜRSE, GÖLGESİNDE OĞUZ BİZ
ALPASLAN, KANUNİ, KÜRŞAT, YAVUZ BİZ
HÜR DEĞİLSE DEMEKTİR Kİ YOĞUZ BİZ
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
BAYRAK SÖZÜ NE KADAR HOŞ SEDADIR
ONUN İÇİN ECDADIM ŞÜHEDADIR
BİR CANIM VAR İKİSİNE FEDADIR
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
HİÇBİR DÜŞMAN YANINA YAKLAŞMASIN !
AMAN MEVLÂM, TÜRK MİLLETİ ŞAŞMASIN !
BİRİ DÜŞTÜ DİĞERİ DE DÜŞMESİN !
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
HİLÂLLERİ “ALLAH ALLAH“ SESLENİR. . .
YILDIZLARI “RESÜLULLAH“ SESLENİR. . .
İKİ MÜBAREK İSİMLE SÜSLENİR
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
BİRİNİ AZ BİRİNİ ÇOK SEVEMEM
BİRİNİ BİRİNDEN FAZLA ÖVEMEM
ESİR DİYE HÜRDEN AYRI SAYAMAM
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
İKİSİDE EBEDİYYEN HÜR OLSUN
KEM GÖZLE BAKANIN GÖZÜ KÖR OLSUN
İKİ CİHANDA DA MUZAFFER OLSUN
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
DAHA ŞU DÜNYADA NE İÇİN VARIM ?
ONLARDIR NAMUSUM, ŞEREFİM, AR'IM
YİRMİDÖRT SAATİM, KIŞIM, BAHARIM
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
SİZE GÖZÜM GİBİ SEVİP BAKMAYA
BİRDE DÜŞMANLARINIZI YAKMAYA !
YEMİN ETTİM SİZİ AY'A DİKMEYE
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
BEN FÂNÎYİM ONLAR BÂKÎ KALACAK
ONLARSIZ KOYMASIN ŞANI YÜCE HAK
MEZAR TAŞLARIMA ÇİZİLSİN MUTLAK
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
ŞEN OZAN DER: DİYARINDA GÜLÜNÜR
O DİYARDA CUMA'LARDA KILINIR . . .
BUNLARLA LİVAÜLHAMT'A GELİNİR
BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK
Çin'in kuzeybatısındaki Sincan Uygur
Özerk Bölgesi olarak da bilinen Doğu
Türkistan'da yaşayan Uygur
Türkleri'nden dünyaya çağrı var.
Fransız le Figaro gazetesinin geniş
yer verdiği haberde Çin'in
modernleşme adı altında İpekyolu
üzerinde bulunan eski şehrin mimari
hazineleri buldozerler altında
kayboluyor. Kaşgarlı Uygur Türkleri
ise sitemli: “Kültürümüz ve
geleneksel hayat stilimiz yok oluyor.
” Sincan bölgesinde de korkulan
oldu ve Kaşgar şehrinin Müslüman
mimarisinin tarihî mücevherleri
olarak simgeleşen yapıları birer birer
yıkılarak yerine devasa gökdelenler
dikilmeye başlandı. Uygurların tarihi
olarak simgeleşen yapıları da bina
katliamından nasibini alıyor. Çinli
yetkililerin yeni parolası olan
modernleşme, sosyal konut, deprem
standartları adı altında itfaiyenin
girebilmesi için geniş cadde ve
sokaklar yapılıyor ve tarihi binalar
yok oluyor. Yazıda, Çin'in ucuz
fiyatlarla kamulaştırdığı tarihî binalar
satın alınarak yıkılıyor.
Urimçi'deki Uygur Türkleri'nin
ayaklanmasından sonra hızlanan bu
planlarla Uygurluların hayat tarzı
artık yok ediliyor. Pekin Üniversitesi
Profesörlerinden Wu Dianting de,
Çin'in bu konudaki politikalarına
şüpheli yaklaşanlardan... Bölgenin
hayat şartlarını iyileştireceğim
diyerek Kaşgar'da yaptığı
çalışmaların bir tarihi yok etmek
olduğunu dile getiriyor. Bölgede
yaşayan insanların hayat şartlarını
iyileştirmek için çok yönlü metodlar
olduğunu dile getiren Wu, “Tarih ve
şehrin gerçek değerini
anlamadığınızda, dünya mirası da yok
olur” diyerek sitemlerini dile getirdi.
25 Ağustos 2012-Timetürk
Doğu Türkistan'da deprem
Doğu Türkistan'da 6,3
büyüklüğünde deprem meydana
geldi. Amerikan Jeofizik Kurumu,
depremin Duşanzı kentinin 99
kilometre güneyinde, yerin 9,8
kilometre altında meydana
geldiğini açıkladı. Devlet
televizyonu, Urumçi'den de
hissedilen depremde ilk
belirlemelere göre 17 kişinin
yaralandığını duyurdu.
Çin deprem merkezinin
büyüklüğünü 6,6 olarak açıkladığı,
gece yarısı meydana gelen
depremden sonraki 90 dakika
içinde 8 artçı sarsıntı oldu.
Kurtarma ekiplerinin depremin
meydana geldiği bölgeye
gönderildiği bildirildi. Deprem nedeniyle
Doğu Türkistan daki demiryolunda hasar
meydana geldiği, bazı bölgelerde elektriğin
kesildiği belirtildi.
4 Türk Dünyası
GÜNEY
AZERBAYCAN'DA
DEPREM
İran'ın Türkiye sınırına yakın ve
Güney Azerbaycan olarak da
bilinen Tebriz bölgesi 6.2
büyüklüğünde depremle sarsıldı;
çok sayıda ölü ve yaralı var.
İran'ın Türkiye sınırına yakın
Güney Azerbayucan olarak da
bilinen Tebriz bölgesi 6.2
büyüklüğünde depremle sarsıldı.
6.2'nin ardından bir de 6.0
İstıklâl
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
TÜRK DÜNYASINA TESPİT VE BAKIŞLAR
büyüklüğünde bir sarsıntı oldu.
İki deprem sonucunda en az 153
kişinin öldüğü 400'den fazla kişinin
de yaralandığı bildirildi. Tahran
Üniversitesi Sismoloji Merkezi'nden
yapılan açıklamada depremlerin
merkez üssünün 1.5 milyon nüfuslu
Tebriz şehri olduğu belirtildi.
ISNA haber ajansına konuşan acil
durumlar dairesi direktörü
Gulamrıza Masumi, can kaybının
artmasından endişe duyduklarını
belirtirken yaralıların Tebriz ve
Erdebil'deki hastanelere sevk
edildiğini söyledi.
TÜRKİYE'DEN DE HİSSEDİLDİ
6.2 büyüklüğündeki ilk deprem yerel
saatle 16.43'te meydana geldi. Kısa
bir süre içinde 6.0'lık ikinci bir
deprem daha oldu. ABD Jeolojik
Araştırmalar Kurumu depremlerin
RÜZGAR EKEN FIRTINA
BİÇEN İŞGALCİ GÜÇLER VE ÇİN
*Necdet ÇELİKDÖNMEZ
büyüklüğünü 6.4 ve 6.3 olarak
tespit etti. Depremde Tebriz
şehrinin zarar görmediği ama
civardaki 60 kadar köyde evlerin
ağır hasarlı olduğu belirtildi.
Sarsıntıların Ermenistan ve
Azerbaycan'ın yanı sıra Türkiye'nin
doğusunda da hissedildiği bildirildi.
Haber Erk- 11 Ağustos 2012
Kırım'daki sürgün anıtına ırkçı saldırı
Kırım'da Tatar sürgünü anısına yapılan anıta
kimliği belirsiz kişiler nazi işareti olan gamalı
haç çizdi
Kırım Akmescit Salgır Parkı'nda bulunan Kırım Tatar
halkının anısına dikilen Sürgün Anıtına gamalı haç
çizildi.Kırım Haber Ajansı'nda yer alan habere göre
kimliği belirsiz kişiler, Kırım Tatarlarının 18 Mayıs
1944'te sürgün edildiği SSCB Cumhuriyetlerinin
adlarının yazılı olduğu taşlara ve parkın bağlı olduğu
Tavriya Milli Üniversitesi'nin parmaklığına menekşe
rengi boya ile gamalı haç çizdi. Nazi işareti, sadece
Rusya adının bulunduğu taşa çizilmedi.
Temmuz ayında aynı renk boya ile 2 kez SSCB
Kahramanı Amethan Sultan'ın sokaktaki büyük resmine
gamalı haç çizilmişti.
Akmescit Emniyet Müdürlüğü'nün Kiev semti
karakoluna bağlı soruşturma ekibi olay yerinde çalışma
yapıyor. Olay kayda alındıktan sonra belediye
çalışanlarının gelip gamalı haçı temizlemesi bekleniyor.
08 Ağustos 2012-Dünya Bülteni
Doğum Kontrolü İçin Ayrılan Bütçe
Daha Çok Türk Nüfusunun %50 nin
Üzerinde Olduğu Yerlere Yöneltiliyor.
ödüllendirme yolunu tercih etmiştir. Bu yol ile
özendirme politikası yürütmekte olup, 12. Beş
yıllık plan gereğince temelde Uygurları kapsayan
ve yerli Türk nüfusunun yoğun olarak yerleşik
bulunduğu güneydeki üç vilayet, bir eyaleti
hedefliyor. Bu yüzden bu defa Çin hükümetinin
21. 08. 2012-Çin hükümeti son zamanlarda Doğu Türkistan'da
ayırdığı özel meblağı, Doğu Türkistan'ın
yürütmekte olduğu doğum kontrolü politikasını daha sıkı hale
güneyindeki üç vilayet, bir eyalette dış sınır bölge,
getirmek için 729 milyon yuen özel bütçe ayırmıştır.
köy ve kasabalardaki yerli Türk nüfusunu plan
Bu bütçe “Az doğum yaparak çabuk zenginleşme” adındaki
gereğince kontrol altına almak için ayrılmıştır. Çin
Doğum kontrolü çalışma planı için sarf edilecek olup, bu plan
hükümeti Doğu Türkistan'da “Az doğum yaparak
aslında Doğu Türkistan'ın güneyindeki, dış sınır, yoksul köyçabuk zenginleşme” diye anılan Doğum kontrolü
kasabalardaki yerli millet ailelerini hedef alıyor. Çin
2006 yılından başlayarak özel köy ve
dairelerinin bir yandan Doğu Türkistan'da Çinli göçmenlerin
kasabalardaki Uygurlara yönelik olarak
sayısını arttırarak yerlileştirmeyi sıkı yürüterek, diğer taraf
yürütmektedir. Doğu Türkistan'ın Doğum kontrolü
tan'da yerli Türk nüfusunu kontrol altında tutmak için sıkı
çalışmaları hakkındaki propagandalarında
tedbirler almakta olması, dış ülkelerdeki Doğu Türkistanlı
gösterildiği gibi, Çin hükümetinin doğum kontrolü
faaliyetçilerin ciddi şekilde tenkit ve tepki göstermelerine sebep
politikasına uygun olarak iki ya da üç çocuklu
olmaktadır. Çin Doğum kontrolü yasası gereğince şehir
olmaktan vazgeçenlerin işleri kolay, yolları açık
nüfusundaki Uygurlar iki, taşra nüfusundakiler 3 çocuk sahibi
olmaktadır. İyi örnek aile adını alarak Çin
olabilirler demektedir. Fakat Çin hükümeti ödüllendirme, itibar
hükümetinin ekonomik yönden mükâfatı ve siyasi
verme politikaları vasıtası ile Uygurları birden fazla çocuk
cihetten de itibar sahibi olmaktadır.Fakat dış
sahibi olmamaya özendirme çalışmalarını arttırmıştır.
ülkelerdeki Uygur faaliyetçileri Çin'in çeşitli
Bu yıl Mayıs ayında Çin daireleri Uygur Otonom Bölgesi(Doğu
şekillerde yürütmekte olduğu Doğum kontrolü
Türkistan) Doğum kontrolü çalışmaları için
politikasının sadece Uygurları her
170 milyon yuen bütçe ayırarak özel olarak
yönden yok etmeyi amaçladığını
taşradaki doğum kontrolüne riayet eden
ifade etmektedirler. Çin'in
aileleri ödüllendirmişti. Yani Uygurların
uygulamakta olduğu bu doğum
yoğun olarak yerleşik bulundukları Doğu
kontrolü politikasının Uygurları
Türkistan'ın güneyindeki köy ve kasabalarda
nüfus, kültür, iktisadi ve her yönden
Çin hükümetinin “Az doğum yaparak, çabuk
yıprattığı, hatta sonunda Uygurları
zenginleşme” çalışmalarına iştirak edip çok
bağımsızlık ve kendi kaderini
çocuklu olmaktan vazgeçerek sadece bir
kendileri tayin etme imkânından da
Çokça rastlanan Doğum kontrolü propagandaları
çocuk sahibi olan 82 binden fazla kişiye ve
ebediyen ayırma tehdidi getirdiğini
29 binin üzerinde aileye bu tür planlı doğum ödülü verilmiştir.
de beyan etmektedirler.
Çin'in Uygur Otonom Bölge(Doğu Türkistan) Doğum Kontrolü
Bu konuda görüşme isteğimizi kabul eden Dünya
Komitesinin yayınladığı habere göre, son zamanlarda Çin'in
Uygur Kurultayı başkan yardımcısı Ümit Agahi
Doğu Türkistan'daki Otonom Bölge(Doğu Türkistan)hükümeti
“Çin gelecek için hazırlık yapmaktadır. Çünkü
“Az doğum yaparak çabuk zenginleşme” çalışmalarına yine 729
dünyanın demokratikleşme adımlarının Çin'e de
milyon yuen tahsis etmiş olup, bu meblağ şartlara uygun gelen
gelmesi kesindir. Çin'in Doğu Türkistan'da bir
58 bin ailenin ödüllendirilmesinde kullanılacakmış.Bundan
taraftan Uygurların nüfusunu sert şekilde kontrol
önce daireler Doğu Türkistan genelinde bu paradan
altına alarak, diğer taraftan da Çinli göçmenleri
yararlanacak olanların salahiyetini tespit eme ve incelemeleri
Uygur topraklarına yerleştirmesi bunun açık
tamamlamış olup, plan gereğince bu meblağın hedef
göstergesidir. Uluslar arası yasalar gereğince Doğu
belirlenmiş olarak Doğu Türkistan'ın güneyindeki Türk
Türkistan, Uygurlar ve de diğer azınlık halkların
nüfusunun %50'nin üzerinde olduğu yerlere dağıtılacağı
bağımsız olma veya olmama gibi siyasi kaderlerini
açıklanıyor.Uygur Otonom Bölge(Doğu Türkistan) nüfus
referandumla belirlemede, Çinli göçmen nüfusu
Doğum Kontrolü komitesinin internet sayfasında, mezkûr
vasıtası ile üstünlük sağlayarak, Uygurları işte o
komite ödüllendirme, yardım verme idaresinin başkanı Wu
nihai fırsattan da mahrum etme maksadı ile hareket
Ping'in sözlerini naklettiğine göre, şu anda Çin çok doğum
etmektedir” şeklinde mülahazada bulundu. RFAyapanları cezalandırmanın yerine, az doğum yapanları
Gülçehre
Doğu Türkistan tarihine 1750 yıllara uzanan
sürece baktığımızda Türklerin ana yurdu/Ata vatan
topraklarımızda gerek Rus gerekse Çin işgalini
zaman zaman görmemiz mümkündür.
Doğu Türkistan topraklarındaki Türkler
yıllarca şiddetin, soykırımın, zulmün her türlüsüne
maruz kalmış ve İslami hayat tarzı imanın verdiği
manevi güç ve sabırla kahraman/mazlum Türkler
davasını bugünlere taşıyabilmiştir.
Hayat mı, ölüm mü tercih noktasında nice Türk
erleri, evlatları dini, namusu, toprakları, bayrağı,
töresi adına ölümü/şahadeti gözünü kırpmadan
seçebilmiştir.
Zillet içinde yaşamaktansa direnerek şahadeti
seçen bu kahraman milleti her zaman rahmetle ve
vefa ile anıyoruz. Tarihi süreçte zaman zaman
danışıklı döğüşlü olarak gerek Rus Moskof zulmüne
ve en son ve fiili olarak ta ÇİN işgali altına cebren
zorbalıkla, orantısız güç kullanarak
mağdur/mazlum olmuş bir millet olan Türkleri Doğu
Türkistan'ı görüyoruz.
Her şeyin bir sıfır noktası vardır. Rüzgâr
ekenler bir gün gelir en yakınından bile fırtına biçer.
Bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Yeryüzü coğrafyasındaki
özgürlük üzerine yaşanan değişim hareketleri Çin
zülmü altında inleyen Doğu Türkistan Türklerini de
etkilemiştir. Dünya üzerinde çok değişik devletlerde
yaşamakta olan Doğu Türkistan Türkleri yapmış
oldukları her vesile ileher türlü etkinlilerde her
fırsatta Çin zulmünü Çin işgalini ve Türkün özgürlük
mücadelesini gündeme taşımaları dünya kamuoyu
adına sevindirici gelişmelerdir.
İnşallah iyi gelişmeler olacaktır. Zulümle abad
olunmayacağı kesindir. Mazlum7maznun TÜRK
halkının duaları/bedduaları zalim Çin'i tepetaklak
edecektir. Âlemlerin Rabbi Allah'u Teala mazlumun
hakkını o zalim terörist Çin ve Rus tan alacaktır.
Tarihi süreçte milyonlarca Türk'ü katleden bu
azgın kavim Rus ve ÇİN zorbaları eninde sonunda
etikleri şiddet katliam rüzgârlarının karşılığını
elbette göreceklerdir. Karşılarına fırtına olarak
çıkacaktı.
Genel anlamda çıkış arayanlar için önümüzde
tek yol var:, Toprakları asli vatan Doğu Türkistan
Türklerinin özgürlüğünün bağımsızlığının iadesidir.
Çin'in kendi topraklarına dönmesi Türk'ün vatan
topraklarından çekilmesi, yer altı yerüstü kaynakları
asıl sahipleri olan Doğu Türkistan Türklerine teslim
etmeleridir.
Acımasız askeri teknolojik üstünlüklerle
orantısız güç kullanıp zorbalıkla işgal edilen
toprakların sahipleri Doğu Türkistanlı Türkleri
yıllardır katledip topraklarını sömürdünüz. Yetti
artık. Zulümleriniz ve sömürüleriniz artık son
bulacaktır. Siz istemeseniz de özgürlük/bağımsızlık
mücadelesi neticesini erecektir.
Çarmıhınızı Türklerin sırtından taşıyarak ite
kalka ölüme sürüklediğiniz bu kahraman vatan
evlatlarının gözü karadır yıldıramayacaksınız.
Azdırdığınız devlet terörünüz bir gün kendi başınızı
yiyecektir.
Yangına körükle gidenler yangında yanabilir.
Rüzgar eken fırtına biçmek zorunda kalacaktır. Şu bir
gerçek ki Doğu Türkistan Türk halkı iyi bilmektedir.
“Her şeye birden ve hemen sahip olma gayreti çok
zor elde edilmiş kazanımları bir çırpıda heder
edebilir.”
Ey zalim Çin bilmem anlatabildim mi?
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
İstıklâl
Türk Dünyası
5 Temmuz'dan Sonra Kaybolanların
Doğu Türkistan'da Yeni
Aile efratlarının Yaşadıkları (2)
Madenler Bulundu
satarak masraf etmiştir. Bugün ise
evleri tamtakır hale gelen bu aile yine
yerleşim yerlerinin bir kısmını
satmaya hazırlanmaktadır.
Tudimemet Tursunniyaz'ın
Ailesi:
Tudimemet Tursunniyaz'ın ailesi
çiftçiliğe ek olarak hasırcılık ile
geçinmekte olup, bu aile Ürümçi ve
Pekin'e ulaşım süresince tarlalarını
kaybetmiştir. Ana gelir kapısını
kaybeden bu ailenin ek gelir kaynağı
olan hasırcılık işi de suya düşmüştür.
Cuma(Cüme) Tursun'un
Ailesi:
Photo: RFA-5 Temmuz Olayından
sonra kaybolan kişiler(sol taraf yukarıdan
saat ilerleyişi yönüne göre): Memetabla
Abdurehim, Zakir Memet, Muhtar Memet
Tursuncan Tohti
Kayıpların aile efratları
iktisadi cihetten yıkıma
uğramaktadırlar
Öğrenildiğine göre, mezkûr aileler
maddi varlıklarının büyük bölümünü
ulaşım masrafı, otel ve diğer
gereksinimler için sarf ederken, diğer
bir bölümünü polisleri ağırlama,
yetkililere hediye vermek gibi mecbur
edilen yollara sarf etmişlerdir.
Bununla birlikte bazı analar ziynet
eşyalarını, bazıları ticaret yapmakta
oldukları dükkânlarını satmaya, yine
bazı aileler yerleşim yerlerini ve ev
eşyalarını satmaya, yine bazıları da
hayatlarının devam etmesi için tek
üretim vasıtası olan ekim alanlarını da
satmaya mecbur olmuşlardır.
Kayıplardan Nebican Eli'nin
Ailesi:
Nebican Eli'nin ailesi evlatlarını
arama devamında, öncelikle
Ürümçi'de açmış olduğu cep telefonu
dükkânını, ardından da Çin'in Şien
şehrinde açmakta olduğu lokantasını
kapatmaya ve satmaya mecbur
olmuştur.
En sonunda o Karakaş nahiyesindeki
2 dönüm ekim arazisini de satarak sarf
etmiştir. Bu aile bir defasında sadece
evlatlarının hangi hapishanede
olduğunu öğrenmek için, bir yetkiliye
5 bin yuen para vermiştir. 3 yıl
içerisinde Ürümçi ile Karakaş
ararsında en az 30 defa gidipgelmiştir. Pekin'e bir kere gitmiş, iki
defa da yol üzerinden geri
çevrilmiştir. Oğlunun Çin'in Yivu
şehrindeki bir hapishanede olduğu
hakkında miş'li haberler işiten aile bu
şehre de bir kez yol kat ederek, 20 bin
yuen'e yakın para harcamıştır. Mezkûr
ailenin 3 yıl içerisindeki toplam
masrafı 500 bin yuene ulaşmış
bulunuyor. O yakında Aksu'ya giderek
çalışmaya başlayacak iken Karakaş
polisleri izin vermemişlerdir.
Eysacan Emet'in Ailesi:
Eysacan'ın annesi Tursungul, oğlunu
aramak için, öncelikle evindeki
eşyalarını, ardından ziynet eşyalarını
Aslen iktisadi temeli zayıf olan bu
aile, ailedeki tek iş gücü olan oğulları
Cuma(Cüme) Tursun'dan ayrı
düştükten sonra, iktisadi kaynağı
tümüyle kesilmiştir. Yaşlanmış olan
karı-koca dışarıda hamallık ya da
temizlik işleri aramaya mecbur
olmuşlardır.
Abdurehim Rozi'nin ailesi:
Aslında makine tamirciliği mesleği
ile iktisadi cihetten hızlı ilerlemekte
olan bu aile, tamirci Abdurehim Sıdık
kaybolduktan sonra iktisadi gelirden
mahrum kalmıştır. Kucaktaki iki
çocuğu ile çalışma imkânı olmayan
Abdurehim Sıdık'ın eşi bugün sadece
akrabalarının yardımları ile geçiniyor.
Ekber Tursun'un Ailesi:
Aslen Dönkövrük'teki büyük bir
giyim-kuşam dükkânının 4
patronundan biri olan Ekber Tursun
kaybolduktan sonra, dükkân ticari
yönden gerileyerek kapanmak
mecburiyetinde kalmıştır. Ekber
Tursun bugün Beytullah Mescidin
önünde sergi açarak çorap satıcılığı
ile geçinmektedir.
Çin hükümeti 5 Temmuz günü ölen
Çin vatandaşlarına birer milyon yuen
tazminat ödemiştir. O gün maddi
zarar gören Çinliler için de özel
inceleme ve değerlendirme yürüterek,
onlara yeterli derecede tazminat
ödemiştir. 5 Temmuz'da hayatını
kaybeden Uygurlar için hiçbir şekilde
tazminat ödememenin dışında,
mezkûr aileleri durumu asına
açıklamama konusunda uyararak
tehdit etmiştir.
Yukarıdaki deliller, Çin hükümetinin
kayıpların aile efratlarına can borcu
ile birlikte mal borcunun da olduğunu
açıkça göstermektedir. Çin işte bu
borçlara ne zaman ve nasıl cevap
verecek? Bu borçları gizlemek,
makyaj yapmak ve tehdit etmekle
daha ne kadar cevapsız bırakacak?
Ebediyen cevapsız bırakması
mümkün mü? İşte bunlar, bugün
sadece mezkûr ailelerin bilmeye teşne
oldukları meseleler olmakla kalmayıp
olaydan haberdar olan, dış ülkelerdeki
Uygur faaliyetçileri, uluslar arası
insan hakları aksiyonerlerinin de kafa
yormakta oldukları ve gerekli cevap
için yol aramakta oldukları
meselelerdir. RFA-Şöhret Hoşur
Haberde ayrıca, iki yüzden fazla
Çinli ve yabancı işletmenin, 100
milyarlarca tonluk çeşitli maden
kaynağının bulunduğu Uygur
bölgesine 100 milyarlarca yuan
değerinde yatırım yaptığı
kaydedildi.
Uygur bölgesi, bulunduğu stratejik
konum ve yeraltı ve yerüstü
zenginlik kaynaklarıyla Çin'in
özellikle enerji ihtiyacının
karşılanması adına çok büyük
önem arz ediyor. 138 kıymetli
madenin çıkartıldığı Doğu
Türkistan'da, Çin'in toplam petrol
rezervinin yüzde 30'u, doğalgaz
rezervinin de yüzde 34'ü
bulunuyor.
Öte yandan Pekin yönetimi, Çin'in
12. Beş Yıllık Ulusal Ekonomi ve
Kalkınma Programı'na göre, Doğu
Türkistan Uygur Özerk Bölgesi'nin
5
2015 yılına kadar ülkenin en
büyük petrol ve doğal gaz üretim
üssü olmasını hedefliyor ve buna
yönelik yatırımlarını sürdürüyor.
Çin'in, başta petrol ve doğalgaz
olmak üzere buraya yaptığı
yatırımları 2017'de yaklaşık 1
trilyon 500 milyar yuanı (236
milyar dolar) bulması bekleniyor.
Çin, yapılan çalışmaların ardından
geçen yılın sonlarında bölgede
50,57 milyon ton ham petrol
bulunduğunu duyurmuştu.
Bölgenin merkezi Urumçi'de
Temmuz 2009'da çıkan ve resmi
rakamlara göre 200'e yakın kişinin
öldüğü Uygur - Han Çinlisi etnik
çatışmasının ardından Pekin
hükümeti, buraya olan
yatırımlarını arttırma yoluna
gitmişti.
Aytmatov'un Eseri
Uygurcaya Çevirildi
Dünyaca ünlü Kırgız
yazarı Cengiz
Aytmatov'un kaleme
aldığı son eseri Uygur
dilinde yayınlandı .
Eserlerin dünyanın bir
çok dilinde çevirisi
yapılan ve halkın
sevdiği romanlarını
kitap sayfalarına taşıyan
yazar Cengiz
Aytmatov'un “Dağlar
Devrildiğinde Ebedi
Nişanlı”adlı kitabı
Uygur diline çevirilerek
Doğu Türkistan okurları
ile buluştu.
Kitabın çevirisi
Nurmamat Döölöt Uulu
tarafından yapıldı. Döölöt,
Uulu romanı daha önce
tercümesi yapılan Çince
kaynağından çevirdiğini
açıkladı.
Aytmatov'un daha önceki
eserleri Uygurca'ya 1980'li
yıllardan itibaren
çevirilmeye başlamıştı.
Sincan Basım evi ise yazarın
anısı için 8 ciltten oluşan
eserlerini yeniden basıma
alıyor.
Aytmatov'un 2007 yılında
Rusça yayınladığı son eseri
“Dağlar devrildiğinde Ebedi
Nişanlı” adı romanı aynı yıl
Kırgızca ve Türkçe'ye tercüme
edilmişti. Çin, Şanhay Çeviri
Evi'nde yazarın eserini 2008
yılında 5 bin tirajla Çinceye
tercüme ettirmişti.1928
doğumlu Cengiz Aytmatov
hayatı boyunca kaleme aldığı
eserleri Türkçe'nin yanı sıra
150'den fazla dile tercüme
edilerek milyonlarca baskıya
ulaşmıştı. Aytmatov, 2008 yılı
10 Haziran tarihinde böbrek
yetmezliği teşhisiyle tedavi
gördüğü Almanya'da hayata
veda etmişti. 23 Ağustos 2012Murat Hayati / Dünya
Bülteni
Aktüel
6
İstıklâl
İsveç Uygur Maarif Birliği İsveç
Parlamentosunda İftar Verdi
16.08.2012-Maarif Birliğinin tertip etmesi ve İsveç
Parlamentosu Uygur Dostluk Grubunun yardımları ile 15
Ağustos günü İsveç Parlamentosunda hazırlık yaparak
her kesimden kişilere iftar yemeği verdi.
İftar sofrasına İsveç milletvekilleri, siyasi erbaplar, İnsan
hakları örgütlerinin temsilcileri, dini zatlar, edip,
profesörler olmak üzere 100'den fazla kişi dâhil oldu.
İftar faaliyetine parlamento üyesi, İsveç milletvekili,
Uygur Dostluk Grubunun önderlerinden
biri olan Mehmet Kaplan başkanlık
etmiş olup, o sözlerinin başında
Uygurları kısaca anlattı. Sonra da Çin'e
iade edilme tehlikesi ile karşı-karşıya
kalan Uygur sığınmacıların durumunu
parlamentoya sunarak ve göçmenler
bürosu ile birçok defalar görüşmek
suretiyle onları Çin'e iade edilme
tehlikesinden koruduğunu beyan etti.
İftar faaliyetine yine İsveç
Parlamentosundaki 3. büyük parti
sayılan Yeşiller Partisinin başkanı
Gustaw Fridolin de iştirak etmiş olup,
konuşmasında Uygurlar ile karşılaşmış
olmasından ve Uygurlardan haberdar
olduğundan dolayı sevinçli olduğunu ifade etti.
Bunun dışında da Yeşiller Partisinin insan
haklarına önem veren bir parti olduğu için
Çin'in baskısına maruz kalmakta olan Doğu
Türkistan'ın durumunu da Filistin meselesi ile
birlikte dikkatine alacağını bildirdi.
Yemek arasında görüşme isteğimiz kabul eden
Bayan Anwar Şannan Müslümanlar İçin
Özgürlük ve Eşitlik Cemiyeti adına bir
konuşma yaptı. Konuşmasında bu gün burada
Uygurlar ile ilk defa buluşmasından dolayı pek
10-12 Ağustos 2012 tarihleri
arasında devam eden 2. Dönem
Türk Turan Kurultayı Macaristan'ın
güneyindeki Bugac kasabasında
başarıyla sonuçlandı.
Bu kurultaya 21 devletten
temsilciler katılmış olup,
kurultayın açılış konuşmasını
Macaristan Meclisi başkan
yardımcısı Sandor Lezsak yaptı.
Açılış konuşması sona erdikten
sonra eski Hun kültürünü, özellikle
de eski Hunların içtimai durumu ve
savaş maharetleri canlı olarak
tanıtıldı. Bu faaliyeti düzenleyen
Macaristan Turan Birliği başkanı
tanınmış Türkolog Andras Biro'nun
söylediğine göre, 2010 yılında
yapılan 1. Dönem Turan
Kurultayına 18 devletten
temsilciler katılırken, bu yıl yapılan
2. Dönem Kurultaya 21 devletten
gelen çok sayıda kardeş milletten
temsilciler katıldılar. Onun
söylediğine göre, bu kurultayın icra
edildiği alana Orta Asya'dan gelen
200 çadır kurulmuş olup, 350 çeşit
savaş mahareti tanıtılmıştır.
Bu kurultaya Macaristan
parlamento üyelerinin dışında
Türkiye-Macaristan
parlamentoları dostluk
komitesi başkanı Dr. Selçuk
Özdağ ile milletvekili Vural
Kavuncu katıldılar ve konuşma
yaptılar. Uygurları temsilen
Almanya, Kazakistan,
İngiltere, Hollanda İsviçre ve
Türkiye'den gelen 20 civarında
Uygur katıldı. Kurultay'da
Uygur sanatçılar, sanat
numaralarını gösterdiler.
Dünya Uygur Kurultayı
başkan yardımcısı Ümit
Hemit ile Kazakistan'dan
gelen temsilci Vakkas 21
devletin bayraklarının yanında
Doğu Türkistan'ın ay-yıldızlı
Gök bayrağının da
dalgalanmasının Uygur
temsilcileri çok
heyecanlandırdığını söyledi.
RFA-Erkin Tarim-13.08.2012
ÇİN'E KAFA TUTAN UCUZ AYAKKABICI BATTI
Ucuz ayakkabı satışları ile
adından uzun bir süre söz ettiren
Haan-gar Ayakkabı iki yıldan bu
yana içinde bulunduğu mali
darboğazı aşamayınca üretim ve
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
satışlarını durdurma kararı aldı.
Bir dönem 220 kadar mağazası
bulunan Haan-gar'ın piyasaya 32
milyon lira seviyesinde borcu
bulunuyor.
“Çin'e kafa tutan
adam” sloganı ile
ün yapan Haan-Gar
Ayakkabı Yönetim
Kurulu Başkanı
Alpaslan Selçuk
“daha fazla
dayanamadık”
dedi ve ekledi :
“Bayramdan sonra
fabrikayı ve 80
kadar mağazayı
sevinçli olduğunu, kendilerinin Müslümanların
insan hakları için mücadele etmekte olan bir
teşkilat olmaları sıfatı ile Uygurların da insan
hakları durumuna yakından dikkat edeceğini ve
Uygurlar ile dayanışma içerisinde çalışmak
istediklerini bildirdi.
İsveç Uygur Maarif Birliğinin bu defaki İsveç
Parlamentosunda iftar faaliyeti icra etmesi 2.
defa olup, Cemiyet başkanı Nejat Turgun
görüşme isteğimizi kabul ederek, parlamentoda
iftar faaliyeti icra etmenin önemi üzerinde
durdu. RFA-Yalkun
RFA/Erkin Tarim-2. Dönem Turan Kurultayındaki
faaliyetlerden görünümler.
kapattık.”
Piyasaya 32 milyon liralık bir
borçlarının olduğunu söyleyen
Selçuk, iflas erteleme
başvurusunda
bulunmadıklarını ifade
ederken, alacaklı firmaların
haklarında iflas kararı talep
edip etmeyeceklerine
bilmediğini söyledi.
FABRİKA VE
MAĞAZALARI KAPATTI
Bayram sonrası üretim
yaptıkları tesisi kapattıklarını
söyleyen Selçuk “Daha fazla
dayanamadık. Giderek kötüye
gidiyordu. Kapısına kilit
vurduğumuz tesisi Türkiye'nin
en büyük ayakkabı üretim
tesisiydi. İşlerin iyi olduğu
dönemde 900 kadar
çalışanımız vardı. En son bu
sayı 600'e kadar geriledi. 80
kadar da mağazamız vardı.
Bunları da kapattık” dedi.
Selçuk, kendilerinin yaşadığı
sıkıntının yanı sıra sektörden
çok sayıda firmanın benzer
durumda olduğunu öne sürdü.
UCUZA SATIŞ SONU
OLDU
Konuya yakın sektör
kaynakları ise Haan-gar'ın
yaşadığı sürecin altında
maliyetin altında satış ve
agresif büyüme politikası
olduğu görüşünde. Aynı
kaynaklar, Haan-gar'ın iflası ile
birlikte onlarca küçük saya
atölyesinin zor duruma
düştüğüne işaret
etti.hurriyet.com.tr-24.08.2012
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
İstıklâl
Hapiste 9 Ay Açlık İlan Eden Mahpus
Kerem Abduveli'nin Sağlık Durumu Aile
Efradını Endişeye Sevk Etmektedir.
1993 yılında Karşı devrimci
örgüt kurmakla suçlanarak 12 yıl
hapis cezasına çarptırılan ünlü
dini zat Kirem Abduveli Ceza
süresi bittikten sonra yine ardıardına 3'er yıl olmak üzere 4 defa
ceza süresi uzatılmıştır.
RFA7Arslan-Abdukerim
Abduveli'nin gençken çektirdiği
resmi.(Zamanı ve yeri net
değil)
Abduveli Çin'in bu
tutumuna tepki
göstererek geçen yıl 9.
ayın 24. günü Açlık
ilan etmiştir. Kirem
Abduveli'nin aile
efradının RFA
radyosuna bildirdiğine
göre, Kirem Abduveli
açlık ilan etmeyi bu
yıl Haziran ayına
kadar toplam 9 ay devam
ettirmiştir. Çin kurumları onu
damarından serum vermek
suretiyle besleyip yaşata
gelmiştir. Ailesi onu en son
ziyaret ettiğinde, Kirem
Abduveli zayıflamaktan bir deribir kemik hale gelmiştir. Bugün.
Kirem Abduveli'nin sağlık
durumundan dolayı ciddi şekilde
endişeye kapılan aile efradı onun
yaşam güvenliği ile ilgilemesi
için uluslar arası toplumdan
yardım istemektedir. Açlık ilanı
normalde hukuk devletlerinde
hükümete tepki bildirmenin en
çabuk ve en verimli şeklidir.
Tarihi materyallerde işaret
edildiğine göre, açlık grevi ilan
etme şeklindeki ilk direniş M.Ö.
4. Y.yılda İrlanda 'da meydana
gelmiştir. 19 ve 20. asırlarda
İngiltere müstemlekeciliğine
karşı hareketlerde birçok defa
kullanılmıştır. Özellikle de
Hindistan'ın bağımsızlık
Mücahit
Kaşgarlı
Türkiye'nin
Çocuklar
İlahi
Grubuna
Seçildi
Türkiye'nin ünlü
müzisyeni
Ertuğrul Erkişi
Mücahit
Kaşgarlı'yı
Türkiye Çocuklar
İlahi grubuna
kabul ettiğini ilan
etti.
mücadelesi döneminde en etkili ir
yöntem olarak kullanılmıştır. Bu kadar
yıllardaki açlık grevi yıllarında
normalde 52 gün ila 74 gün arasına
gelindiğinde yaşamını yitirme
sonuçları görülmüştür. Sadece
Hindistanlı Baghat Sing 1929
yılındaki açlık grevi direnişini 116 ün
devam ettirerek rekor
kırmıştır. Edindiğimiz
malumatlarımıza göre,
Kerem Abduveli'nin
açlık grevi ilan etme
direnişi 9 ay yani 270
gün devam etmiştir.
Açlık grevi ilan etme
40 güne ulaştığında,
Çin daireleri onun
kardeşini görüşmeye
davet etmiş, 198 güne
ulaştığında, annesinin
görüşmesine izin
vermiştir. 270 güne ulaştığında Kirem
Abduveli belirsiz bir sebeple Açlık
ilanına son vermiştir. Onun açlık
ilanını bu kadar uzun süre devam
ettirebilmesine, Çin dairelerinin onu
damardan mecburi serum vasıtası ile
beslemesi sebep olmuştur.
Saygı değer radyo dileyicileri, Kirem
Abduveli dünyanın en diktatör
hâkimiyetlerinden birine, dünyanın en
kabul edilir, en barışçı direniş
hareketlerinden birini kullanmıştır.
Elbette ki bu onun gönüllü seçimi
olmayıp, en son çaresi sıfatı ile insani
gururunu açığa vurmasıdır. Kirem
Abduveli kendisinin insani gururunu
aşikâr etmek için ağır bedel ödemiştir.
Yani fiziki dermanından bir hayli
kayba uğramıştır. O yine de ağır bedel
ödeme tehlikesinde yaşamaktadır.
Onun için Kirem Abduveli'nin ailesi
dış ülkelerdeki Uygur teşkilatlarını ve
uluslar arası toplumu Kirem
Abduveli'nin hayati tehlikesi için
harekete geçmeye çağırmaktadır.
RFA-Şöhret Hoşur-17.08.2012
Ünlü müzisyen Ertuğrul Erkişi'ye Uygur
doppası takdim edildi. Ertuğrul Erkişi
Mücahit Kaşgarlı ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
11 Ağustos 2012 Ankara
5 yaşındaki Uygur çocuğu Mücahit Kaşgarlı
geçen yıl Türkiye'nin en büyük televizyon
kanallarından biri olan Show TV
kanalındaki “Yetenek Sizsiniz” adlı
yarışmaya katılarak ün yaptıktan sonra, öze
davetle Türkiye'nin birçok yerlerine giderek
televizyon programları ve büyük toplantılara
katılarak şiir sunumu yapmaktadır. O 11
Ağustos günü Ankara Belediyesinin tertip
ettiği iftar yemeğinde ünlü müzisyen
GÜNDEM 7
Siyasi Tutuklu Kirem Abduvelinin
Ceza Süresi Niçin Sona Ermiyor?
24.08.2012-Ünlü dini zat Kirem
Abduveli, 1980'li yılların sonları ve 1990
yılının başlarında Doğu Türkistan'da
sürdürülen milli anlayış ve dini inanç
eğitimi sebebiyle karşı devrimci olarak
suçlanıp, 1991 yılında tutuklanmıştı.
RFA/Şöhret Hoşur-Çin Dairelerinin Kirem
Abduveli hakkında verdiği Mahkeme Kararı
O 1993 yılında yargılanarak 12 yıl hapis
cezası almıştı. O zamanki kararda, onun
ceza süresinin 2002 yılının 16
Kasım'ında sona ereceği belirtilmişti. 12
yılın sonunda ailesi ceza süresinin
dolduğu gün hapishaneye gittiğinde,
ilgililer onun ceza süresinin 3 yıl
uzatıldığını bildirmişlerdir. Bu 3 yıl
dolduğunda yine 3 yıl uzatıldığı
bildirilmiştir. Neticede toplam 4 defa
uzatılarak, ceza süresi 2014 yılının
Haziran ayının 30'una kadar uzatılmış
bulunuyor. Öyleyse Kirem Abduveli'nin
ceza süresi niçin bitmiyor? Anlaşıldığına
göre, Kirem Abduveli üzerinden 2002,
2005, 2008 ve 2009 yılında olmak üzere
hapiste toplam 4 defa dava açılmıştır.
Hapishane idareleri önceki 3 davanın
hüküm namesini mahkûmun ailesine
vermemiş; ama sadece 4. yargılama
hüküm namesini 4 dava, Ürümçi şehri
Yenişehir bölge yargı mahkemesi
tarafından açılmıştır. Kararda beyan
edildiğine göre Kiren Abduveli hapiste
iken tekrar suç işlemiştir. İşlediği suçun
adı “Hapishane yönetiminin düzenini
bozmak” kararda belirtilen suç delilleri
ise, namaz kılmak, protesto etmek için
açlık grevi ilan etmek, suçluların
uymaları gereken 38 maddelik hareket
kıstaslarını ezberlemeyi reddetmek, Çinli
suçlulardan oluşturulan gardiyanlara
boyun eğmemek. Yargılama günü Kirem
Abduveli'nin sözde suçları için şahitlik
edenler ise, hapiste ceza süresini
doldurmakta olan 5 Çinli suçlu olup,
onlar Xen Chyang, Liyu Şawlin, Li
Tyenbaw, Wang Chaw, Du Şiyenfa, Yü
Yachi'dir. Kararda beyan edildiğine göre,
isimleri geçen Çinli suçlular, Kirem
Abduveli'ye gözetleyici olarak
görevlendirilmişlerdir. Kerem Abduveli
mahkeme günü fikir beyan etmeyi
reddetmiştir. Mahkûmun aile efradının
bildirdiğine göre, kerem Abduveli açlık
ilan ettikten sonra, hapishane idaresi
onun ailesindekileri çağırtarak, Kirem
Abduveli'ye tembihte bulunmalarını,
yani onu namazı terk etmeye ve açlık
grevine son vermeye ikna etmelerini
istemiştir. Mahkûmun aile mensupları ise
hapishane idaresinin bu talebini
reddetmiştir. Kirem Abduveli sahiden
hapishane düzenine boyun eğmemek için
mi şimdiye kadar ceza çekmektedir?
Yoksa Çin daireleri onun hapisten
çıkmasını istemediği için mi onun kabul
etmesi mümkün olmayan şart ve talepler
ortaya koyuyor? Bir dini şahsiyetten
namazı terk etmesini istemek, onu
hapishanede ebediyen tutmanın bahanesi
değilmidir? Uygur siyasi tutukluya Çinli
toplum suçlusunu gözetmen olarak tayin
etmek, mezkûr suçluyu isyana mecbur
etmek değil ise nedir? RFA-Şöhret Hoşur
Öyle ise ilahi nedir? Türkçe de peygamberi,
Ertuğrul Erkişi'nin çocuk
Allah'ı övmek, ona dua etmek için yazılıp
ilahi grubu ile birlikte
makamla okunan nazımdır. 14 Ağustos günü
sahneye çıkarak, ünlü şair
Dost televizyonunun sahur programına
Necip Fazıl Kısakürek'in
çıkan Mücahit Kaşgarlı 5 yaşında olmasına
Sakarya destanını
okuyarak, iftara katılan 500 bakmayıp sunduğu şiirleri ile Çin'in
Uygurlara yönelik olarak yürütmekte olduğu
civarındaki üst dereceli
baskıyı anlattı. Biz Mücahit'in Türkiye
memur ve halk
Çocuklar İlahi Grubuna seçilmesi esnası ve
topluluğundan büyük alkış
ramazan ayında katıldığı faaliyetler
aldı.Mücahit Kaşgarlı'nın
hakkında tafsilatlı malumat almak için
şiir sunumu sona erdikten
babası Mirkâmil Kaşgarlı ile görüştük. RFAsonra, ünlü müzisyen
Erkin Tarim-15.08.2012
Ertuğrul Erkişi Mücahit'i
Türkiye
çocuklar
RFA/Erkin Tarim-Ünlü müzisyen Ertuğrul Erkişi
ilahi
Mücahit'i sahnede tanıtıyor. 11 Ağustos 2012
grubuna
Ankara
kabul ettiğini açıkladı.
Türkiye Çocuklar İlahi grubu
2006 yılında kurulmuş olup,
şimdiye kadar çok sayıda
ilahi albümleri çıkartmış ve
Almanya, Fransa, Hollanda,
İsviçre, Rusya ve Amerika
olmak üzere devletlerde
programlar icra etmişlerdir.
GÜNDEM
8
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
İstiklââll
İstıkl
1992 yılında tutuklanarak evlerinde yapılan bütün normal dinî
PEKİN, DİNİ BASKILARA 12suçlamayla
senelik hapis cezasına çarptırılan
faaliyetler yasalar tarafından korunur
SON VERMELİDİR
Çin bir yandan Doğu Türkistan'da
Din ve Vicdan özgürlüklerine ve
manevi değerlerimize yönelik
baskıların dozunu şiddetle...
Çin bir yandan Doğu Türkistan'da
Din ve Vicdan özgürlüklerine ve
manevi değerlerimize yönelik
baskıların dozunu şiddetle
arttırırken, İslami yaşam ve İslam'a
kültürüne açıkça yasaklar getirirken
öbür yandan bugün Çin burada
Diyanet işleri başkanlığımızın
şemsiyesini kullanarak Türk
Kamuoyunun Türkistan'daki
zülüm, insan hakları ihlalleri ve
inanç düşmanlığına yapılan baskı
ve müdahalelerine olan bakışını
yumuşatmak ve sempatisini
kazanmak için 'Çin de İslam Paneli
ve Çin'de İslam ve Kültür Sanat
eserleri sergisi' adı altında çeşitli
etkinlikler düzenlemektedir. Çinin
bölgedeki din siyasetinin gerçek
yüzünü Türk kamuoyuna duyurmak
ve dikkatlerini bu meseleye çekmek
için biz Türkiye de faaliyet
göstermekte olan Doğu Türkistanlı
Teşkilatlar Hür Doğu Türkistan
Platformu çatısı altında bu faaliyeti
tertip etmekteyiz.
1949'dan bu yana Çin işgali altında
bulunan Doğu Türkistan'da yaşam
mücadelesi veren Müslümanlara
yönelik baskılar son yıllarda vahim
boyutlara ulaşmıştır. Çin Komünist
Partisi'nce “İslam kimliği”
devletteki otoriteler tarafından
“ulusal birliği tehdit unsuru”
olarak kabul edilmekte; “İbadet
Yerleri” ise bu tehdidin “potansiyel
odak noktası” olarak
görülmektedir.
Bunların sonucu olarak da 1949
yılından itibaren Doğu Türkistan'da
Müslümanların “dini faaliyetlerini
özgürce yapmalarına kısıtlama”
getirilmiş; “insanların sağlığını
bozan faktör olduğu” gibi komik
gerekçelerle Müslümanlığın etkisiz
hale getirilmesi için yoğun çaba
sarf edilmektedir.
Son Ramazan ayında Pekin
yönetiminin Doğu Türkistan'daki
Müslüman Türkler'e yönelik
uyguladığı oruç ve ibadet
kısıtlaması, öğrenci ve memurlara
yönelik getirilen dini yasaklar insan
yaşamını tehdit eder boyutlara
ulaşmıştır. :
Ramazan ayı içinde oruç
tutmayı önlemek için bütün
resmi dairelerde öğle yemeği
davetleri verilerek Müslümanlar
yemek yemeye mecbur
bırakılmışlardır. Oruç tuttukları
tesbit edilenler ise fişlenerek hem
kendileri hem de aile fertleri
çeşitli cezalara
çarptırılmaktadırlar.
18 yüzyılın başlarında inşa edilen
tarihi Kumul Eyitgah Camii,
turistik bölge içinde olduğu
gerekçesiyle ibadete kapatılmış,
camiyi görmek isteyenlerden 40
Yuan (8 Dolar) giriş ücreti talep
edilmeye başlanmıştır.
Ramazan ayı öncesi Artuş
şehrinin en büyük camisinin
kapısına restorasyon yapılacağı
gerekçesiyle kilit vurularak kent
merkezindeki Müslümanların
ibadet yapmaları engellenmiştir.
Hoten, Yarkent ve Kaşgar
şehirlerinde birçok camii özellikle
Cuma günleri ibadete kapatılmakta,
öğrencilerin Cuma namazına
gitmelerini önlemek için
öğrencilerin namaz saatinde
okullarda zorunlu olarak
bulunmaları sağlanmaktadır.
Özellikle fakir ve cahil ailelere
maddi yardım karşılığında
imzalatılan taahhütnamelerle,
halkın dini inançlarına göre
yaşamaları baskı ve yasaklar
uygulamaktadırlar. kadınların
dini vecibelere göre giyinmeleri,
alışveriş merkezlerine
girmeleri, hatta sokakta
dolaşmaları, Taksi, Otobüs ve
diğer ulaşım araçlarına
binmesi, resmi devlet
idarelerine girmesi, hastanelere
girmesinin yanı sıra evlerinde
dini yayınlar bulundurmaları
yasaklanmaktadır.
Her ne kadar Çin Anayasası ve
Özerklik Yasaları'nda “dini
özgürlüklerin güvence altına
alındığı” ifade ediliyorsa da,
uygulamada “dini inanışlar
yasadışı faaliyetler” olarak
nitelendirilmektedir. Hatta kanunen
18 yaş altındakilerin okulda veya
evlerde dini eğitim almaları
yasaklanmıştır. İslam ülkelerine
şirin görünmek amacıyla açılmış
olan çok az sayıdaki dini okullarda,
islami bilgilerden ziyade
Marksizm, Leninizm fikirleri ders
olarak okutulmakta, buralardan
yetişen “imamlar”
görevlendirildikleri camilerde
komünist partisinin propagandasını
yapmaktadırlar.
Bölgede dini inanç ve ibadetleri
yok etmeye yönelik tehdit ve
baskılar doruğa ulaşmış ve ”etnik
soykırım” hüviyetini almıştır.
Korla şehrinde Kur'an Kursu'nda
bulunan 12 yaşındaki Mirzahit
AMANULLAH sırf Kur'an
okuduğu için götürüldüğü
karakolda dövülerek öldürülmüş,
mezarında ailesinin dua etmesi dahi
engellenmiştir. Şincang Özerk
Bölge Yönetimi Dış İlişkiler
Müdürü Hu Hen Ming, halkın
tepkisini yatıştırmak için
Amanullah'ın karakolda başından
aldığı darbeler sonucu öldüğünü
itiraf etmek zorunda kalmıştır.
Çin Komünist Partisi tarafından
“dini otoriteyi sarsmak ve toplum
huzurunu bozarak karşı devrimci
örgüt kurmak” gibi bir
ünlü din âlimi Kerem ABDULVELİ,
tutukluluk süresi 2002'de bitmesi
gerekirken, hiç bir yargılama
yapılmaksızın, “marksizm ideolojisine
karşı çıkması, cezaevinde Kur'an
okuma ve namaz kılma gibi dini
ibadetlerini devam ettirmesi, açlık
grevi yapması ve bölücü tehdit
oluşturduğu gerekçeleriyle bugüne
kadar tahliye edilmemiştir.
Tutukluluk süresinin sona erdiği 2002
yılından bu yana 10 yıldır tahliye
edilmeyerek insani ve dini hakları
gaspedilen Kerem Abdulveli'nin
baskıları protesto amacıyla tepkisini
ortaya koymak ve sesini duyurmak
için 2011 yılı Eylül ayında başlattığı
Çin burada Diyanet işleri
başkanlığımızın şemsiyesini
kullanarak Türk
Kamuoyunun Türkistan'daki
zülüm, insan hakları
ihlalleri ve inanç
düşmanlığına yapılan baskı
ve müdahalelerine olan
bakışını yumuşatmak ve
sempatisini kazanmak için
'Çin de İslam Paneli ve
Çin'de İslam ve Kültür Sanat
eserleri sergisi' adı altında
çeşitli etkinlikler
düzenlemektedir.
açlık grevi 270 gün sürmüştür.
Damardan zorunlu serum verilerek
hayatta kalması sağlanan Abdulveli
Hoca'nın hayatından endişe
edilmektedir.
Urumçi 3 No.lu Hapishane 'de bulunan
Abdülveli Hoca ile birlikte diğer
tutukluların dini inançlarını yaşama, dini
ve milli kimliğini koruma gibi insani
haklarının iade edilmesi noktasında
Pekin yönetiminin devreye girmesi ve
Urumçi'deki yerel yöneticilerin keyfi
davranışlarına son verdirmesi hür
dünyada insani açıdan takdir edilecektir.
Ateistlik eğitimi ve dinsizlik
propagandası nasıl serbestçe
yapılabiliyorsa, halkın kendi inançlarına
göre yaşamaları ve ibadetlerini yerine
getirmelerine Pekin Hükümeti saygı
göstermek durumundadır.
Nitekim Çin Halk Cumhuriyeti
Anayasası'nın 36ncı maddesi'nde “her
bir Çin vatandaşı dini inanç ve
özgürlüğe sahiptir, devlet vatandaşın
normal dini faaliyetlerini korur”
denmektedir. Aynı şekilde; “hiçbir
devlet organı, toplulukları ve bireyleri
dine inanmaya veya inanmamaya
zorlamaz; dine inanmayanlar ve dine
inananlar arasında ayrım yapmaz”
denerek din ve inanç özgürlüğü
yasalarca güvence altına alınmıştır.
Bölgesel özerklik yasalarında da “Din
adamlarının yaptıkları normal dinî işler,
dinî faaliyetlerin yapıldığı yerlerde ve
dinî alışkanlıklara göre dine inananların
ve hiç kimse bu faaliyetlere müdahale
edemez.” denilerek dini inançlar ve
faaliyetler koruma altına alınmıştır.
Ne var ki, anayasada ve özerklik
yasalarında dini inançlara tanınan bu
özgürlükler kağıt üzerinde kalmış olup,
tüm dini faaliyetler “devletin, rejimin
güvenliğini tehdit eden yasadışı
faaliyetler” olarak görülmektedir.
Bu münasebetle kamuoyunun dikkatini
çekmek isteriz ki, “2012 Çin Yılı”
etkinlikleri çerçevesinde Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın davetlisi olarak
Türkiye'de bulunan Doğu Türkistanlı ve
Çinli Müslüman din adamlarının hepsi;
Marksizm, Leninizm eğitimi almış
kişiler olup, Çin Komünist Partisi
mensubudurlar. Onların görevi;
komünizme hizmet etmek ve dini
faaliyetleri “pasif halde kontrol altında”
tutarak gelişmesini önlemektir.
Bu gerçekler ışığında “Hür Doğu
Türkistan Platformu”; olarak başta
Türkiye, Suudi Arabistan, İran, Mısır ve
Pakistan gibi ülkeler olmak üzere hür
dünyadaki İslami kuruluşları Doğu
Türkistan'daki dini baskıların azaltıması
noktasında yaptırım uygulamaya; dini
faaliyetleri yerinde görmeye, özellikle
dini bayramlarda ve Ramazan günleri
gibi önemli dini günlerde bölgeye din
adamları göndermek suretiyle dini
faaliyetlere katkıda bulunmaya davet
ediyoruz. Asırlardır İslamiyet'in
Asya'daki bayraktarlığı görevini
sürdürmüş olan Saltuk Buğra Han'ın
evlatlarının hizmetinde olmak dini ve
vicdani bir görev olmanın ötesinde
İNSANİ bir vazife olduğu
unutulmamalıdır…
Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri
Başkanlığımızı, İslam İşbirliği Teşkilatı
ve Hükümetlerinin Çine baskı yaparak,
ikili ilişkilerde önce oradaki
Müslümanların hak ve hukuklarının
korunmasını gündeme getirerek Doğu
Türkistan Müslümanlarının ibadet ve
inanç özgürlüklerine saygı göstermeye,
Müslümanların huzur içinde ibadetlerini
yerine getirmelerine imkân sağlamaya
zorlamasını talep ediyoruz. Bu vesileyle
harap halindeki tarihi camileri restore
ederek ibadete açmaya, yıkılan
camilerin yerine ihtiyaca göre yeni
camileri yapmaya ya da bağış yoluyla
yapılmasına izin vermeye; namaz
kılmak, oruç tutmak, Kur'an ve dini
eğitim almak gibi temel hakların serbest
olması ve halkın inançlarına göre dini
faaliyetlerinin özgürce yapılmasının
güvence altına alınmasını, normal dini
vecibelerini yerine getirirken
tutuklananların serbest bırakılması
konusunda da özel çalışmalar
başlatılmasını talep ediyoruz. 1 Eylül
2012
Hür Doğu Türkistan Platformu
1.Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma
Derneği
2. Doğu Türkistan Vakfı
3. Doğu Türkistan Gençlik Derneği
4. Doğu Türkistan Göçmenler Derneği
5.Doğu Türkistan Dayanışma Derneği
6. Doğu Türkistan Sevgi ve Dayanışma
Derneği
İstıklâl
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
Çin ile Türkiye
Arasında Din Açılımı
Çin Türkiye Kültür ve Sanat Sergisi Açılacak
27.08.2012-2012 yılı Türkiye'de Çin kültür yılı olarak
ilan edildikte sonra, Çin hükümeti Türkiye'nin birçok
yerlerinde çeşitli faaliyetler yapmaktadır.
Bu faaliyetler içerisinde insanların en çok dikkatini çeken ÇinTürkiye İslam Kültür ve Sanat Eserleri Sergisidir. Bu faaliyet
31 Ağustos gününden 6 Eylül gününe kadar İstanbul'daki Ali
Emiri Efendi Kültür Merkezinde yapılacak. Serginin dışında 1
Eylül günü “Çin ve Türkiye'de İslam” konulu ilmi muhakeme
toplantısı, ardından da Kuran okuma faaliyeti yapılacak. Bu
sergi esnasında Hoten şarkı-dans
grubu 31 Ağustos günü, 2 Eylül ve 6 Eylül günleri
olmak üzere 3 gösteri sahneleyecek.Bu faaliyeti
Türkiye Diyanet İşleri, İstanbul Belediyesi, Çin dini
işler kurumu ve Çin İslam Cemiyeti ortaklaşa
düzenliyor.Çin'de dini baskının haddini aştığı,
başörtüsü örten bayanların başörtülerinin çıkartılıp
atıldığı, insanların dini inanç özgürlüğünün
boğulmakta olduğunun ispatları ile Türk basınında
yayınlanmakta olduğu bugünkü günlerde Çin'in
Türkiye'de dini faaliyet yapması Türkiye'deki Doğu
Türkistan sivil toplum örgütlerinin sert tepkileri ile
karşılaşmaktadır. Gerçekten Çin'in bu faaliyeti
düzenlemesindeki maksadı nedir? Türkiye niçin onlara
zemin hazırlamaktadır? Doğu Türkistan içtimai
teşkilatları buna nasıl bakıyorlar? Bu konuda
görüşlerini almak için Türkiye diyanet işleri ile ilgili
kişilerle telefon görüşmesi yaptık. RFA-Erkin Tarim
Çin-Türkiye İslam Kültürü Sergisine Tepki Yağıyor
Çin'in İslam Dünyasına hoş görünmek
amacıyla düzenleyeceği etkinlik
kapsamında Uygur Türkleri başta
olmak üzere Müslüman bir heyet, 31
Ağustos'ta İstanbul'da düzenlenecek
İslami Kültürler EXPO'suna katılmak
üzere Türkiye'de olacak, ayrıca Hoten
sanat ekibi de konser verecek.
Çin'in Dindarlara olan baskısı had safhaya
ulaştığı bir dönemde 2012 Türkiye'de Çin
Kültür Yılı etkinliklerinden biri olan "2012
Çin-Türkiye İslam Kültürü Sergisi" gecikmeli
olarak nihayet başlıyor.Ama içerde İslam'a
karşı tüm rezilliği devam ettiren Çin'in Türkiye
Diyanet işeri başkanlığı ile ortaklaşa
düzenleyeceği bu etkinliğe tüm dünya da tepki
yağmaya devam ediyor.
"Türkiye'de Çin Kültür Yılı" etkinlikleri
kapsamında Çin Din İşleri İdaresi ve Türkiye
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın işbirliğiyle
İstanbul'da düzenlenecek etkinlikler kapsamında
el yazması Kur'an-ı Kerim sergisi, Çin-Türkiye
İslam Sempozyumu ve Çin'deki İslam kültürüne
ilişkin tanıtımların yapılacağı belirtilirken
Türkiye de faaliyet gösteren Doğu Türkistan
Teşkilatları da harekete geçti. Aynı gün bir basın
9
toplantısı ile ikiyüzlü Çin yönetiminin Doğu
Türkistan'da yürüttüğü İslam'a karşı vahşi tutumu
deşifre edilirken İstanbul ve Ankara da bir dizi
etkinlikler yapılacak.
Çin İslam Derneği Sözcüsü Jin Rubin, 9 Nisan
günü Beijing'de düzenlenen basın toplantısında,
sekiz gün sürecek sergide Çinli Müslümanların
dini, toplumsal, ekonomik ve kültürel
yaşamlarının yanı sıra, Çinli ve Türk
Müslümanların dostluk temaslarını yansıtan
Uygur Türkleri'ne
Hıristiyanlık Propagandası
Uygur Türkleri'ni Hıristiyanlaştırmak için hummalı
çalışma yapan misyonerler Urumçi de cirit atıyor. Çin
Devletinin Dini bağları gevşeterek işgal ve asimilâsyona
karşı Uygurların direnişini kırmak adına şeytanca
yöntemlere başvurduğu günümüzde Misyonerlerin Dil
Okulu açma, yüksek öğrenim gören gençlere burs
dağıtma ve hatta tahrip edilmiş İncil'i Uygurca tercüme
ederek bedava dağıtmaya bile göz yumması Çifte
standart olarak değerlendiriliyor.
Uygur Türklerini Çinlilerden ayıran en belirgin özellik
elbette günlük yaşamlarıyla iç içe geçmiş geleneksel
İslam. Bunu ortadan kaldırmak için önceleri okullara
sadece evrim teorisi dersi adına ateist anlayış'ı
pompalayan Çin'in nesilden nesile devam eden yeraltı
medreselerden yetişen Uygur Din adamlarının
çalışmalarını hiçbir zaman durdurmaya gücü yetmedi.
Zulüm arttıkça dindarlaşanların sayısı günden güne
artmakta, bundan rahatsız olan Çin artık Evlerde Kuran-ı
RFA/Erkin Tarim-Çin-Türkiye Kültür ve Sanat
Eserleri Sergisi. 2012 yılı, İstanbul
fotoğrafların, Çinli Müslümanların dini eserleri ve
dini yaşam eşyalarının, kaligrafi ve resim eserleri ile
günlük yaşamlarını anlatan videoların
gösterileceğini ifade etduyurmuştu. Sözcü,
gösterilerin Doğu Türkistan Özerk Bölgesi ve
Ningxia Hui Özerk Bölgesi'nin şarkı ve dans
ekipleri tarafından icra edileceğini iddia
etmişti.Serginin dışında Kur'an okunması ve ÇinTürkiye İslam Değişim Toplantısı gibi etkinlikler
de düzenleneceği önceden duyurulmuştu.
Çin Diyanet İşleri Genel Müdürü Wang Zuo'an, 8
ocakta düzenlenen Ulusal Dini Çalışmalar
Toplantısı'nda iddia ettiği konuşmada, Çin'deki
dini çevrelerin bu yıl yabancı ülke ve bölgelerde
çeşitli iletişim etkinlikleri düzenleyeceğini de
iddia etmişti.
Çin-Türkiye İslam Kültürü Sergisi'nin haricinde,
Çin'den bir dini heyet, Kazakistan'da yapılacak 4.
Dünya ve Geleneksel Din Liderleri Kongresi'ne
katılacak. Çin'in, Japonya ile arasındaki
diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 40. yıldönümü
ve Çin-Kore Cumhuriyeti diplomatik ilişkilerinin
kuruluşunun 20. yıldönümü dolayısıyla, üç ülkedeki
Budist halklar arasındaki dostluğu güçlendirmeyi
amaçlayan bir etkinlik organize edilecek. Bunun
yanında, Çin Daoizm Derneği, yurtdışındaki araştırma
kuruluşları ve kütüphanelere klasik eserler hediye
edecek. Ayrıca, Hong Kong'da "Uyumlu Dünya, Aynı
Dilek ve Birlikte Hareket" temalı 3. Dünya Budizm
Konferansı düzenleneceği gelen haberler araında.
28.08.2012-Uygur Haber Ajansı
Kerim bulundurmayı, İslam'ı anlatan
kitap, CD barındırmayı suç sayarken
İncil dağıtmaya göz yumuyor.
Hani Çin anayasasında İnanç
Özgürlüğü diye bir madde vardı?
Hani Bölgenin Özerklik yasasında
Uygur Türkçesi ile Çince resmi dil
olarak kullanılacaktı?
Bunlar Çin Devletinin işine
gelmeyince artık sakal bırakmak
suç? Köylerde bile başörtü takmak
sözde kanunlara aykırı, tüm devlet
kurumlarının duvarlarında büyük
levhalar asılı: başörtü takanların işine
bakılmayacak! Önceden yapılmış
Camiler açık ama Cami imamı
kesinlikle Komünist partiye bağlı
yerel Siyasi büro üyesi olması
gerekli, birde Camiye 18 yaşından
küçüklerin girmesini engellemek
imamın başlıca görevi.
Uygurları İslam dininden uzaklaştırıp
kutuplara bölmek için tüm olanakları
seferber eden Çin misyonerlerin
açtığı batıdan yayın yapan Uygurca
Misyoner Radyosuna bile müsaade
ediyor. Yarınlara altın nesil
yetiştirmeyi amaçlayan cemaatlere
bir duyumuz var acaba Doğu
Türkistan'a yönelik İslam'ı yayma
adına ciddi çalışmanız oldu mu?
Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı
olarak bir şeyler yapamaz
mı?....Uygur Haber Ajansı05.08.2012
Güncel
10
“Dünya İslam Gençleri Kulübü”nün İftar
Yemeğinde Uygurların Durumu Tanıtıldı
31.07.2012-Suudi Arabistan'daki vatanperver Uygurlar,
kendilerinin ana vatanı ve halkının durumunu her fırsatta
dünya halklarına tanıtmayı kendilerinin dini ve milli
borcu olarak bilmektedirler.
RFA-Ömercan-“Dünya İslam Gençleri Kulübü” nün iftarında
Uygurların durumu tanıtıldı. 29 Temmuz Suudi
29 Temmuz günü Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde,
merkezi Cidde şehrinde bulunan “Dünya İslam Gençleri
Kulübü”nün dünyanın birçok yerlerinden gelen ve Suudi
Arabistan'da göz önünde olan İslam mütefekkirleri ve
ulemalarına iftar verme faaliyeti icra edildi.
İftardan sonra Suriye'den ve Somali'den gelen ulemalar
kendilerinin ana vatanlarının durumunu tanıttılar. Bu
arada “Dünya İslam Gençleri Kulübü” içerisindeki
“Türkistan Komitesi” sorumlusu Abdurahman Celis ve
komitenin genel sekreteri vatanperver üstat Siraceddin
Suudi Arabistan'da
Uygurlar Tanıtıldı
06.08.2012-Suudi Arabistan'da ramazan
münasebetiyle düzenlenen Akşam faaliyetinde
Uygurların şimdiki durumu tafsilatlı olarak
anlatıldı.
Suudi Arabistan'daki varlıklı şahsiyetlerden merhum
Abdughopur
Emin'in oğlu
Emin Abdughopur
Hacim her yıl
Ramazan ayı
münasebetiyle
ramazan
akşamlarının
birinde dünyanın
her tarafından
gelen âlim ve
mütefekkirleri
kendi evine davet
ederek yemek
vermektedir.
Yemek sonrasında
da bu fırsattan
istifade ile
Uygurları ve
Uygurların
Anavatanını tanıtma faaliyetini sürdürmekte olup, birkaç
on yıldan beri bu faaliyet böyle devam ede gelmektedir.
2 Ağustos 2012 günü yapılan akşam faaliyetinde,
İstanbul'daki “Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışama
Derneği”nin kurucusu tanınmış âlim Abdulhekim
Mehsum konuşma yaptı.
Abdulhekim Mehsum konuşmasında kendisini tanıttıktan
sonra, şöyle dedi: “Değerli cemaat ben sözümü
uzatmayacağım. Doğu Türkistan'ı sizler iyi bilirsiniz. Şu
anda Doğu Türkistan'da olmakta olanlar Filistin de
İstıklâl
Aziz bu büyük fırsatı kaçırmadılar. Öncelikle
Abdurahman Celis “Doğu Türkistan
Müslümanlarının şu andaki vaziyeti” temasında
oldukça tafsilatlı bir şekilde bir konuşma yaptı.
İftar faaliyetine iştirak eden 500'ün üzerideki
misafirler Uygurların durumunu dikkatle
dinlediler. Onan sonra da vatanperver üstat
Siraceddin Ezizi Tohti Ahun Erkin'in yazmış
olduğu “Doğu Türkistan Müslümanlarının
meselesi” adlı kitap ile Mısırlı ünlü yazar Necip
Kılani'nin “Türkistan Geceleri” adlı destanını
misafirlere hediye etmek suretiyle onların
dikkatlerini Uygurlar meselesine celp etmede
başarılı oldu. Misafirler kendilerine hediye
edilen bu değerli kitapları oldukça büyük bir
minnettarlıkla kabul ettiler ve kendilerinin
bundan sonra Uygurlar meselesine özel bir ilgi
göstereceklerine dair söz verdiler.
“Dünya İslam Gençleri Kulübü” 1972 yılında
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad şehrinde
merhum Padişah Faysal'ın fermanı ile tesis
edilen uluslar arası İslami bir teşkilattır. Bu
teşkilat Müslüman gençleri inanç, ahlâk
yönünden eğitmek ve onlara yardım etmek,
böylelikle Müslüman gençlerini faydalı
faaliyetlere yönlendirme maksadı taşıyor.
“Dünya İslam Gençleri Kulübü” bağımsız bir
İslami teşkilat olup, birçok devletlerde şubeleri
kurulmuş ve dünyanın her tarafındaki
Müslüman öğrencilerin öğrenim masraflarını
karşılamak, yetim çocuklara özel maaş
bağlayarak maddi yardımda bulunmak,
Müslüman gençlerini toplayarak onlara kurslar
düzenlemek suretiyle onları eğitmek, dini
eserleri bastırarak dağıtmak gibi çalışmalar
yapar. RFA-Ömercan
olmakta olanlardan binlerce kat daha kötüdür.
Filistin'de olanları sizler devamlı olarak
duyuyorsunuz. Fakat Türkistan'da olanları
duymuyor ve görmüyorsunuz. Orada dinini
okuduğu ve kuran okuduğu için genç çocuklar
hapislere atılıyorlar.
Gençlerimizin ıslama olan ilgisi çok büyük.
Fakat hükümet kurumları buna izin
vermemektedir. Memurların ve öğrencilerin
namaz kılmaları, oruç tutmaları yasaklanmıştır.
Halkımız o kadar sıkıntılar içerisinde kendi
inancını
muhafaza ede
gelmekte ve
bundan sonra da
kesinlikle
muhafaza etmeye
çalışacaktır.
Sizlerden
isteğimiz şu ki,
bu ulu ramazan
akşamlarındaki
duaların kabul
edildiği saatlerde
halkımız için dua
etmenizdir.”
Faaliyete iştirak
edenler
Abdulhekim
mehsum'un
konuşmasını
gönülden dinlediler. Konuşma sona erdikten
sonra cemaat hep birlikte “Allahu Ekber” dedi.
Bu onların konuşmadan etkilenerek, Uygurların
durumlarına acıdıklarının bir ifadesi idi. Ondan
sonra, oturmakta olanların her biri Abdulhekim
Hacim'i ortaya alarak, ondan Uygurlar ve
Uygurların anavatanı hakkında birçok
malumatlar aldılar. Sonra da Uygurlar için
duygudaşlık yapacaklarını ve ellerinden
geldiğince din kardeşliği borcunu eda etmeye
çalışacaklarını bildirdiler. RFA-Ömercan
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
Yakın Plân
Doğu Türkistan Eyvah!!
Abdulmecit AVŞAR
Bağımsız Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı
Dünya'da hızlı bir gelişme ve hızlı bir
değişim var. Dünyanın sınırları yeniden çiziliyor.
Bir Arap Baharı ortaya çıkmış zalimleri bir bir
yıkıyor ama bir Millet var ki resmen tarih
sahnesinden silinmek için onlarca yıldır asimile
edilmeye çalışılıyor.
Geçenlerde dünyanın ilk parasını ve yazılı
çek tabletlerinin bulunduğu 6000 yıl önceki
medeniyet merkezi Kültepe'ye gittim. Uzmanlar
burada yaptıkları açıklamada bölgenin 18
medeniyeti barındırdığını ve 18 katmanı
olduğunu söylüyordu. Lidyalılar parayı
bulmasalar bugün öteki 17 medeniyet gibi
unutulup gidecekti.
Kendi ülkemi düşünüyorum. 50 milyona
yakın Müslüman Türk'ün bulunduğu Doğu
Türkistan'da dini tüm etkenlerin ortadan
kaldırılması için büyük çaba harcanıyor.
Ramazan ayı dünyanın birçok ülkesinde
huzur ve sevinçle eda edildi. Ama Doğu
Türkistan'da sahura kalkan tüm ailelerin reisleri
tutuklandı. İnsanlar bir ay boyunca çalıştıkları iş
yerlerinde öğlen vakti kurulan sofralarda zorla
yemek yemeleri istendi. Yemeyenler tutuklandı
ve işlerinden atıldılar.
Çocuklar ve gençlerin namaz kılmaları
engellendi. Devlet memurlarının camiye
gitmeleri yasaklandı. Giden işinden atılarak
olmadık eziyetlere maruz bırakıldı.
İnsanlar cenazelerini sabah namazından
önce veya sonra gömmek törenlerini bu
saatlerde yapmak zorunda kaldılar. Onlarca
milyon insanın ayakta kalmasının yegâne sebebi
olarak gösterilen İslam dininin vecibeleri
çocuklar ve gençlere unutturularak Çinli olmaya
zorlamak nasıl bir zulümdür siz düşünün.
Doğu Türkistan'da bu durum yaşanırken
dünyada Suriye de yaşanan olaylar damga
vurdu. Hele hele Müslüman Türk Dünyası'nın
hamisi olması beklenen Türkiye
Cumhuriyeti'nin yetkilileri Suriye ile yatıp
kalkıyor. Başka bir milletin sorununa bakan bile
yok.
Sayın Başbakan geçtiğimiz aylarda Doğu
Türkistan'ı ziyaret ederek oradaki Uygur
Türklerini iki ülke arasında köprü olarak
niteleyip Çinli yetkililere emanet etti ya Türkiye
için her şey bitti anlaşılan. Gerçi son yıllarda
Türkiye olarak hangi Türk soydaşın derdiyle
ilgilendik ki? Dünyanın birçok ülkesine el uzattık
ki uzatmamız da lazım. Ama kendi kardeş ve
soydaşlarımızın dertleri Türkiye için önemli
değil.
Doğu Türkistan diasporasına göre ise tek
sorun var 5 Temmuz'dan beri Rabia Kadir'i
Türkiye'ye getirebilmek. O kadar büyük önem
verildi ki birileri bu konuyu her platformda
işledi. Sanki Kadir Hanımefendi Türkiye'ye gelse
Doğu Türkistan kurtulacak. Ne kadar küçük ve
basit mevzularla uğraşarak birilerinin dava
yapmaya çalıştıklarını varın siz değerlendirin.
Bir tarafta bir Millet asimile edilirken diğer
tarafta ABD tarafından kurtarılan ve güya
davaya lider olarak lanse edilen bir bayanın vize
işi dava için çok önemli alan Türkiye'de krize yol
açılıyor.
Hükümet ve devlet yetkilileri eğer vize
vermiyorsa bir bildiği vardır. Bu davanın başka
sorunu yok mu? Bu bayanın maskesini ve
etrafındaki bazılarının maskesini bu vize
verilmemesi düşürmüyor mu? Uyan artık ey
milletim! kardeşlerin tarih sahnesinden
siliniyor. Eyvah ki eyvah eğer işimiz bir Kadir'in
vizesine endekslendiyse bu dava zaten bitmiş.
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
İstıklâl
KURT BAŞLI ALTIN KALEM
NECDET SEVİNÇ'İN
KİTAPLARI HAKKINDA-4
Prof. Dr. M. Metin KARAÖRS
(8) 3.2. GAZİANTEP'TE TÜRK
BOYLARI
Sertaç yayın, 3 baskı Gaziantep
2008, 160 sayfa.
Kitap, Büyük Türk
Milliyetçisi Rahmetli Dündar
Taşer'in aziz hatırasına ithaf
edilmiş.
Gaziantep Halkının Ataları başlıklı
önsözle başlayan eser 17 bölümden
oluşmuş. Her bölümde Gaziantep'e
yerleşen Oğuz boyları mahalle
isimleri, obaları, köyleri, yer
adlarıyla birlikte tek ek
anlatılmıştır. Beğdili, Bayat,
Bayındır, Kızık, Döğer, Yazır, Çepni,
Büğdüz, Avşar, Kınık, Karkın,
Barak aşireti ve diğer aşiretler,
dağınık Türkmen obaları, ilgili yer
adları, Türk Kültürü ve Türk
Dünyası ile ilgili yer adları eserde
incelenmiştir. Kitabın sonunda
geniş bir kaynakça bulunmaktadır.
“Gaziantep, 1517'de Osmanlı
idaresine girmiştir. İlk Ayıntap
Tahrir Defteri 1536'da
tamamlanmıştır. Başta 1536, 1543
ve 1574 tarihli Ayıntap Tahrir
Defterleri olmak üzere birçok
kaynaktaki kayıtlara göre 1517'den
önce Gaziantep yöresinde yaşayan
Oğuz boyları şunlardır: Alayuntlu,
Avşar, Bayat, Bayındır, Beğdili,
Büğdüz, Çepni, Döğer, Eymir,
Karkın, Kızık, Yazır, Yüregir.
Türkmen oymak ve aşiretlerinin
dışında 24 Oğuz boyunun 15'i
Gaziantep vilayetine
yerleşmişlerdir.”
Eymir Boyu ile ilgili şu
bilgiler kitapta yer alıyor:
“…Eymirler'in Gaziantep'in hangi
köylerine yerleştiklerini tespit
edebilmiş değiliz. Ancak bugün
Gaziantep'in Islahiye ilçesine bağlı
iki köy Emirler adını taşımaktadır.
Eymir adının zaman içinde Emir,
Emirli şeklini alabileceği
düşünülürse bu iki köyün
Eymirler'le sakin olduğu tahmin
edilebilir. Türkiye'nin muhtelif
bölgelerinde Emirler adını taşıyan
köylerin dikkati çekecek kadar çok
oluşu bu yoldaki tahminleri
kuvvetlendirmektedir. Kaldı ki bu
Türk boyunun adı öteden beri
Eymir, Eğmir, İğmir, Emir, İmir
imlaları ile telaffuz edilmektedir.”
(9) 4.1. DURUŞMALAR
Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul 2010,
Birinci hamur kağıda basılmış, 120
sayfalık tiyatro arzında 2 bölümden
oluşan bir eser.
Kitabın ön kapağında Oğuz
Kağan ve iki yanında Alpaslan ve
Bilge Kağan'ın temsili resimleri
arka kapakta ise şu tanıtım azısı
var: “Bu kitapta Necdet Sevinç'in
iki oyununu sunuyoruz. Neredeyse
hayatını sanık sandalyesinde
geçiren Necdet Sevinç bu kez hâkim
kürsüsünde. Necdet Sevinç mahşer
mahkemesi de diyebileceğimiz bir
mahkeme kurmuş. …Merzifonlu
Alman Elçisine diyor ki: Şartı
yokmuş. Şartınız olamazdı zaten.
Şartları biz dikte ederdik. Şart
koşma, şart ileri sürme hakkı yalnız
ve sadece bize aitti. Yalnız sadece
biz emrederdik. Benim yaşadığım
yüzyılda ve daha önceki yüzyıllarda
buyuruculuk Türk'ündü. Biz takdir
ederdik. Ol derdik, olurdu. Çünkü
dünyanın bütün hükümdarları bizim
memurlarımızdı!”
Duruşmaların 1. bölümünde
Oğuz Kağan'ın mahkeme başkanı,
Bilge Han ve Alpaslan Gazi'nin
mahkeme üyesi, Atilla'nın savcı
olduğu mahkemede 2. Viyana
kuşatması ve sanık olarak
yargılanan Merzifonlu Kara
Mustafa Paşa ve etrafındaki tarihî
olaylar içinde şahıslar yargılanır.
Bu yargılama sonucunda mahkeme
Sultan IV. Mehmet'in Merzifonlu'yu
haksız yere idam ettirmesinden
pişman olduğu anlaşılır. Karlofça
Antlaşması'nın imzalanmasına
sebep olarak Merzifonlu değil,
onun ölümünden sonraki olay ve
şahısların sebep olduğu, 2. Viyana
kuşatmasındaki yenilgiye ise Kırım
Hanı Murat Giray'ın Jean Sboyeski
ile anlaşmasının ve Budin
Beylerbeyi İbrahim Paşa'nın da
çekilmesinin sebep olduğu
vurgulandıktan sonra mahkeme
Merzifonlu'nun şu sözleriyle sona
erer: “Beni asın Oğuz Han!
Yalvarırım asın beni! Türk devleti
için de Türk milleti için de bizzat
benim için de gerçek anlamda
felaketlere sebep olan bu üç adamı
da ben tayin ettim. Kırım Hanı'na
da, Kara İbrahim Paşa'ya da, Koca
İbrahim Paşa'ya da ben görev
verdim. Ben tuttum ellerinden. Ben
yücelttim. Bu suçtan asın beni.
Bağışlamayın! Affetmeyin! Daha
fazla yalvartmayın! Asın beni,
asın” Oğuz Han kararı açıklar:
“Merzifonlu Kara Mustafa Paşa
hakkındaki karar Türk
Milletinindir.”
2. Duruşmada aynı
mahkeme Timur'un 27 Türk
devletini yıktığı, Timur'da bunların
devlet değil, Türkistan'ı 27 parçaya
bölen topluluklar olduğu,
barbarlık-medenilik tartışması,
Timur'un Bağdat'ı yıkması, zulmü,
rüşvet yiyen kadılarla mücadelesi,
bilginlere hürmeti, Yıldırım ile
mücadelesi ve sebepleri etrafındaki
konuşmalar sonunda Timur
hakkında kararın Türk milleti
tarafından verileceğine hükmedilir.
Necdet Sevinç'in bu kitabı
tarihî bilgilere sahip insanların
zevkle ve düşünerek
seyredebilecekleri özgün bir tiyatro
eseridir. Sahneye konabilir.
(10) 5.1. ORDULAR MASONLAR
KOMÜNİSTLER
İlk baskısı 1972, son baskısı 1976
yılında. Dede Korkut Yayınları
arasında yayınlanmış, on bölümlük
334 sayfalık kitap. Kitabın ön
kapağı üzerinde 2. Dünya Harbi'den
bir savaş manzarası ve arka kapakta
şu tanıtıcı cümleler yer alıyor:
“Böyle bir ihanetin örneğini tarihin
hiçbir kitabında bulamazsınız.
Fakat bunlar ben hayatta iken
açıklanmayacak. Benim Kore'den
Washington'a gönderdiğim ve
Washington'un bana gönderdiği
mesajların hepsi önce İngiliz
Dışişleri Bakanlığı'nın elinden
geçiyordu. İngilizler en geç 48 saat
içinde ya Hindistan veya
Londra'daki Sovyet büyükelçiliği
vasıtasıyla komünist Çin'i bu
mesajlardan haberdar ediyordu.
Böylece komünist Çin alacağım
tedbirleri ve atacağım adımları
öğrenmiş oluyordu.” Sevinç, bu
kitabını “bu eser, komünist ihtilalin
gerçekleştirildiği ve geri teptiği
ülkeleri komunist ihtilalcilere
verilen mason kredileri, İngiliz
politikası, casusluk ağı, sızma
hareketleri, kadın, içki kitap, gazete
ve mcmua propogandası, silahlı
kuvvetlerin ele geçirilmesi- gibi
ilişkiler içinde incelemekte, bu
arada mason-komunist ittifakına ve
bu ittifak karşısında millî orduların
tavırlarına değinmektedir.”
sözleriyle tanıtmaktadır. Kitabın
sonundaki 48 adet faydalanılan
kitap listesi önemli kaynaklardır.
Sevinç, kitabında dünyada
orduların, mason localarının ve
komünistlerin millî devletleri
yıkmak ve milliyetçiliği ortadan
kaldırmak için yaptıkları faaliyetleri
örneklerle anlattıktan sonra sonuç
kısmında “…Yahudi'si de Rum'u da,
Rus'u, Bulgar'ı Ermeni'si de kendi
milliyetçiliğinin peşindedir.
Komünizm, masonluk, kapitalizm,
insan severlik veya dünya
vatandaşlığı milliyetçilik
hareketlerine maskedir sadece…
Devletler bu maskelerle çalışmakta,
komünizme, masonluğa veya dünya
vatandaşlığı düzmecesine inanan
zavallıları da bal gibi
kullanmaktadırlar.” dedikten sonra
sözü Türkiye'ye getirerek “Türkiye
için tek çıkış yolu vardır. Şudur o
da: Doktriner Türkçülüğe dönmek,
Türkçü olmak. Düşüncede, sanatta,
edebiyatta Türkçü olmak. Hareket
ve davranışta Türkçü olmak.
İktisatta Türkçü olmak. Ekonomide
Türkçü, Sanayide Türkçü,
sermayede Türkçü, politikada
Türkçü olmak. Türkçü olmak,
Türkçü olmak, Türkçü olmak”
sözleriyle Türkçülüğü, Türk
milletini yükseltmenin biricik
ülküsü olarak gördüğünü
Geniş Açı 11
belirtmiştir. Kitap, orduların,
masonların ve komünistlerin kendi
milletleri ve dünyadaki diğer
milletlerin hayatında yaptıkları
değişiklikleri örneklerle ibret
alınacak şekilde anlatmaktadır. On
bölüm hâlinde yazılmış kitaptaki ilgi
çeken bazı başlıklar şu şekildedir:
Başkentin Sokaklarında Kızgın
İnsanlar, Bir Donsuzun Lider Oluşu,
İspanyol Komünizmine Kapitalist
Mason Yardımı, Her Ağaca Bir
Ceset, Sukarno diye Bir Manyak,
Amazon Kızıl Akmıyorsa, Mac
Arthur'un Günahı, Türkiye'de
Mason Komünist İttifakı.
Komünistlerin, Yahudilerin,
Kapitalistlerin ve hiçbir şey
olmayanların dünyadaki rejimler,
halklar, devletler ve kültürler
üzerinde yaptıkları değişiklikler
örnekleriyle ibret alınacak şekilde
anlatılmaktadır.
(11) 5.2. AJAN OKULLARI
Dede Korkut Yayınları, 1975 basımı,
240 sayfalık kitap. Kitabın ön
kapağında bir daire içinde parmak
izi resmi arka kapakta “Bu okulların
ne işi vardı Türkiye'de? Amerika,
İngiltere, Fransa, Rusya ve diğer
ülkeler Türk eğitimine katkıda
bulunmak için mi inşa ediyorlardı
binlerce okulu? Yoksa bu okulların
ve bu okullarla birlikte devreye
sokulan öğretmenlerin başka
görevleri var mı? Ve gerçekten
öğretmen miydi bunlar? Mesela şu
Piyer Kıyar? İstanbul'a damladığı
anda Türk gizli servisini neden
peşine takmış, sonra niçin demir
parmaklıkların arkasına
kilitlenmişti? Haa, o mu? Yalan
söylüyor bu adam. Adının Şeyh
Haşimilürcavi olmadığını biraz önce
bildirdiler. Trablusgarp tanıyor
herifi. Adı, Sinyor bilmem ne
Salvadora diye geçiyor
kayıtlarda..”şeklinde tanıtım
cümleleri yer alıyor. Dede Korkut
Hikâyeleri'ni resimli roman hâlinde
yayınladıklarını belirten yayınevi,
Değerli Okuyucu başlığıyla yazdığı
ön yazıda “bazı devletler, kendi
milletinin ihtiyacı olduğu halde
neden başka devletlere yardım etmek
arzusunu duyarlar? şeklindeki
soruya Giriş yazısını yazan Necdet
Sevinç bu yazısının sonunda adeta
“Bu eser, Osmanlı Türk
İmparatorluğu'nun içindeki Rum,
Ermeni, Yahudi gibi azınlıkların
kendi kültürlerini korumak ve sırası
geldikçe başlatılacak olan isyanlara
militan yetiştirmek için açtıkları
okulları inceleyecek, azınlık
okullarıyla emperyalizmin üssü
durumundaki yabancı okulların
irtibatını tespit etmeye çalışarak
eğitim ve sağlık kuruluşlarında
yürütülen misyoner faaliyetlerine
işaret edecek misyonerlikemperyalizm ilişkilerini ortaya
çıkaracaktır.” cümleleriyle cevap
vermektedir. 33 yazıdan meydana
gelen kitapta bazı konu başlıkları
şunlardır:
Devam Edecek
İstıklâl
Uluslararası İlişkilerde Çin ve
Uygurlar Hakkında Mülahaza
KÜLTÜR-TARİH 12
Uzmanlar Uluslar arası ortamda Uygur meselesinin
ileri gitmesi için en iyi fırsatların oluştuğunu bildiriyor.
Gözlemcilerin bildirdiklerine göre,
dünyanın vaziyetindeki değişiklikler,
uluslar arası terörizme karşı savaş ve
batı ülkelerinin ekonomik kriz
durumlarının, Çin'in daha da
güçlenmesine fırsat oluşturması ihtimali
görünüyorsa da, tam tersine, gücü
artmakta olan Çin için uluslar arası
durumun giderek kötüleşmekte olduğu
ileri sürülüyor.
Dünya vaziyetindeki değişiklikler Çin
için nasıl fırsat yaratmaktadır? Çin'in
uluslar arası devletler ile olan ilişkileri
nasıl gidiyor? Uluslar arası alanda
Çin'in yeri ne kadar? Uygur meselesi
Uluslar arası sahnede hangi aşamada
gidiyor? Bu soruların cevabına ulaşmak
için, biz Türkiye Stratejik düşünceler
Enstitüsü uzmanı Dr. Erkin Ekrem'in bu
konudaki görüş ve düşüncelerine dikkat
edelim.
Dr. Erkin Ekrem öncelikle, Çin'in
iktisadi cihetten güçlenmekte ise de,
batıdaki iktisadi krizin etkisi altında
dışarıya mal ihraç etme ve dış ülkelere
yatırım yapma planının zorlaşmakta
olduğunu bildirdi.
Dr. Erkin Ekrem Konuşmasında, şu
anda Çin toplumunda zenginler ile
yoksullar arasındaki farkın çok büyük
olduğunu, buna tedbir alınmadığı
takdirde Çin'de siyasi ve sosyal
sorunların meydana geleceğini, Fenteknolojik toplumsal propaganda
vasıtalarının Çin'e büyük tehdit
olacağını söyledi. Dr. Erkin Ekrem
yine, uluslar arası haber iletişiminin
etkisinde ve batı ülkelerinin baskısı ile
özgürlük, eşitlik, insan hakları ve
demokrasi anlayışlarının Çin
toplumunda genelleşmesinin, Çin'in
uluslar arası stratejisini etkileyeceğini
ifade etti. Ekrem sözlerine devamla;
Çin'in uluslar arası devletler ve komşu
devletlere rağmen tehdit meydana
getirmekte olduğunu, Çin'in askeri
savunma gücü arttıkça Amerika ve
Çin'in komşu devletlerinin Çin'e olan
güveninin aynı şekilde boşa çıkmakta
olduğunu, Amerika'nın Çin'in komşuları
ile birlikte Çin'e karşı kullandığı
stratejik baskının da Çin'in güvenliğini
etkilediğini bildirdi.
Dr. Erkin Ekrem konuşmasında yine,
Münevver Hanım:
“Çin Dinimiz, Dilimiz ve
Kimliğimizden Uzaklaştırmayı
Evlatlarımızdan Başladı”
09.08.2012-Uygurların İslam inancı Çin hükümeti için en
büyük tehdit olduğu için, dini yönden sert bastırmayı
daha da arttırması Uygurların kendilerini, dilini ve
mukaddes dinini koruma iradesini yok edemeyecektir.
http://ui.xjsfedu.com-Tatil döneminde siyasi eğitim için
toplanılan Lenger İlköğretim Okulu öğrencileri. 20 Temmuz
2012
Doğu Türkistan'ın her tarafından elde edilen haberlerden
belli olmaktadır ki, Doğu Türkistan'daki Maarif birimleri
bu yaz tatilinin gelmesi ile daha sert yönetim biçimleri
kullanarak öğretmen ve öğrencilerin bu yaz tatilinde oruç
tutmalarını, dini faaliyetlere katılmalarını engellemek
için Uygur öğretmen ve öğrencileri belli aralıklarla
toplayıp ateizm ve siyasi eğitim vermekteler. Aksine, bu
yaz tatili Uygur evlatlarına dini eğitim öğretim- ve örfadet eğitimi vermenin en uygun zamanıdır diye
düşünerek özel faaliyetler yürütmekte olan İstanbul'daki
Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneğinin çocuk
eğitimi işleri sorumlusu Münevver Hanım bazı
açıklamalarda bulundu. Bu açıklamasında ise, Çin
hükümetinin Uygurların İslam inancını kendileri için en
büyük tehdit olarak görüp dini cihetten bastırmayı
arttırmakta olduklarını, fakat bununla Uygurların
kendilerini, dillerini ve mukaddes dinlerini koruma
iradelerini yok edemeyeceği gibi, tam tersine onların
iradelerini daha da arttıracaktır.” Dedi. RFA-Gülçehre
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
Çin ırkçılığının giderek artmakta
olduğunu, Çinlilerin yabancılara,
Uygurlara ve Tibetlilere düşman gözü
ile baktığını, Çin'in uluslararasındaki
görünümünü belirginleştirmek için
çokça para harcamakta ise de,
uluslararasındaki olumsuz
görünümünün kaybolmadığını ifade
etti. Sözlerinin devamında uluslar arası
ortamda Uygurlara rağmen meydana
gelmekte olan değişiklikler üzerinde
durdu ve Uygurlara yönelik Çin
baskısının kat, kat artmakta olduğunu,
Uygur kültürünün bozgunculuğa
uğramakta olduğunu bildirdi.
Dr. Erkin Ekrem konuşmasında yine,
Uygur meselesinin hiçbir uluslar arası
sahnede şimdiki gibi dikkat çekmediğini,
Uygur meselesinin Uluslararasındaki
birçok büyük devletlerin Çin ile olan
ilişkilerinde yer almaya başladığını, dış
ülkelerdeki Uygur teşkilatlarının hiçbir
zaman bugün olduğu kadar güçlü
olmadığını, onların uluslar arası siyasi
sahnelerde yer almakta olduğunu söyledi.
Ekrem sözlerine devamla, dış ülkelerdeki
Uygur teşkilatlarının Uluslar arası toplantı
ve faaliyetler düzenlemekte olduğunu,
teşkilatların uluslar arası fırsattan yeterli
derecede istifade edememeyi
sürdürdüklerini, uluslar arası ortamı
yönlendirebilecek seviyede olmadıklarını,
Uygur meselesinin uluslar arası hale
geldiğini, fakat teşkilatların
sistemleşmemesini ve siyasetçilerin
uzmanlaşma seviyelerinin düşük
olduğunu ortaya koydu.
Dr. Erkin Ekrem sözlerine devamla;
RFA/Arslan-Türkiye Stratejik Düşünceler
Enstitüsü uzmanı Dr. Erkin Ekrem Uluslar
arası ilişkilerde Çin ve Uygurlar hakkında
konuştu. Ağustos 2012, Türkiye
Uygurların karşılaşmakta oldukları
zorlukları dile getirerek yararlı kişilerin
yeterli olmaması, ekonomik zorluklar,
stratejik planın olmaması, vatan (Doğu
Türkistan) içerisindeki ve yurt dışındaki
teşkilatların ortak hareket edememelerinin
noksanlık olduğunu vurguladı.Dr. Erkin
Ekrem sözlerinin sonunda, Uygurların
yapmaları gereken önemli çalışmalarını
ortaya koyarak şöyle dedi: Uluslar arası
seviyede lider yaratmak. Uluslar arası
seviyede ideoloji oluşturmak. İdeal
stratejik planlar düzenlemek. İcra etmeye
değer hareket planı, teşkilatlar arası her
yönlü dayanışmayı sağlamak gerekir.
RFA-Arslan-08.08.2012
5 Temmuz'dan Sonra iz-Emaresiz Kaybolanlar (20)
Karakaş'ın Purçakçı köyünde bir aileden
iki kardeşin aynı anda kaybolmuş
oldukları öğrenildi.
Muhabirimiz 5 Temmuz'dan sonra izemaresiz kaybolanlardan Karakaş
nahiyesinden şimdiye kadar sadece 4
kişinin kimlikleri netleştirilebilmişti.
Fakat muhabirimiz netleştirme
girişimleri sonunda kaybolanların
sayısının Hoten'in Karakaş nahiyesinde
çok olduğu, bunların içerisinde sadece
polisler tarafından tutuklandıklarına dair
ispatları bulunan ailelerin dava edebildikleri,
ispatları bulunmayanların ise dava etmekte bile
çaresiz kaldıkları gibi malumatlara erişti.
Muhabirimiz yukarıdaki tam olmayan
malumatlara dayanarak, bu defa Karakaş nahiyesi
polis idaresinin müdür yardımcısı, Karakaş'ın
Manglay ve Purçakçı köyleri polis karakolları
müdürlerine, görevlilerine telefon ederek,
Karakaş'taki kayıpların sayılarının 4 ile sınırlı
kalmayacağını ispat etti.
Şimdiye kadar radyomuzda, karakaş
nahiyesinden kaybolanlardan, Nebican Eli,
Photo: RFA-Soldan sağa: Nebican Eli, Abdugheni Eziz ve
Tudimemet Tursunniyaz
Tudimemet Tursunniyaz, Abdugheni Eziz ve
Ehmetcan Cüme(Cuma) olmak üzere 4 kişinin
kimlikleri tafsilatlı olarak açıklanmıştır.
Yukarıdaki malumatlara göre, her ne kadar
Purçakçı köyünden kaybolan iki kardeşin net
kimlikleri açıklanmadı ise de, karakaş
nahiyesindeki kayıpların sayısının RFA' da
yayınlanan 4 kişi ile sınırlı kalmayacağı, daha
birçok kayıpların araştırmasız ve davasız kaldığı
açığa çıkmaktadır. RFA-Şöhret Hoşur-03.08.2012
Hüsen Hesen: İki Uygur Kahraman Dünyaya Tanıttı
4 Ağustos Semen Yolu Olayının 4. yılına ulaşıldı.
Dış ülkelerdeki bazı Uygurlar 2008 yılında 8. ayın
4. günü meydana gelen bu olayı vuku bulduran
Abdurahman Azat ve Kurbancan Hemit'ten oluşan
iki Uygur fedaiyi her yıl çeşitli şekillerde hatırlaya
gelmektedirler.
Abdurahman Azat ve Kurbancan Hemit 2008
yılında Pekin Olimpiyatlarından 4 gün önce,
Çin'in Kaşgar'daki sınır muhafız polisleri
müfrezesine saldırı düzenleyerek, 17 polisi
öldürmüş 15 polisi de yaralamıştı.
Bütün dünyanın gözlerinin Çin'e dikildiği bir
sırada meydana gelen bu olay, aynı zamanda batı
basınında büyük dalgalanma yaratmıştı. Bu
olaydan sonra, 12 Ağustos Yamanyar Olayı, 27
Ağustos'ta Kızılbuya Olayı ve 29 Ağustos Mişa
Olayları meydana gelerek, çok sayıda Çin polisleri
ve vatandaşları ölmüşlerdi. Ondan sonraki yıllarda
Doğu Türkistan'da bu iki fedainin yolunu örnek
alan direniş hareketleri çokça meydana geldi. Dış
ülkelerdeki bazı Uygurlar işte ondan beri bu iki
Uygur fedaiyi kahramanlık örneği sayarak, her yıl
onları hatırlaya gelmektedirler.
Avustralya'daki Uygur aydını Hüsen Hesen
Abdurahman Azat ve Kurbancan Hemit
adlarındaki bu iki fedainin yaptıkları işler ve
bıraktıkları izlerini üst derecede değerlendire
gelmekte olan şahsiyetlerden biridir. O
konuşmasında, bu iki fedainin Uygurların ruhunu
ve gururunu uyandırdığını dile getirdi.
RFA-Ekrem-03.08.2012
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
Çin'in Melanet Yayılmacılık
Faaliyetine Türkiye Neden
Destek Veriyor?
Mehmet Emin Batur
Çin bütün dünyada gerek uluslar arası
ilişkiler alanında, gerek yayılmacılık alanında ve
gerekse de siyasi-diplomatik münasebetlerinde
olsun kendi fıtratına münhasır Çin karakterinin
icaplarını noksansız bir şekilde yerine getirerek
dünya hükümranlığı ve özellikle de Türk İslam
düşmanlığı konusunda arzuladığı menfur
hedefine ulaşmak için dolu-dizgin yol almaya
devam ediyor.
Mao'nun ölümüne kadar(1976)
emperyalist ideolojisinin gereğini yerine
getirme kudretini kendinde göremeyen Çin,
cebren işgal etmiş olduğu İç Moğolistan, Doğu
Türkistan ve Tibet ile yetinmek zorunda kalmış
ve 1990 yılında Sovyetler Birliğinin dağılma
sürecine girmesine kadar kendi sınırları
içerisinde hapsolmak mecburiyetinde kalmıştı.
Ama Çin uzun yıllar boyunca sefalet içinde can
çekişmiş olan ve açlıktan kitle ölümleri ile telef
olmakta olan Çinlileri doyurmak ve biraz mecal
sahibi olunca da ilk fırsatta bütün dünyaya Çinli
ihraç etmek zorunda olduğu fikrini hiçbir zaman
aklından ve icraat alanından dışarıda
tutmamıştı. Nihayet Sovyetler Birliğinin
dağılması Çin için bulunmaz bir fırsat ortaya
çıkarttı… Artık hangi dünya devleti veya
devletleri tutabilirdi bu Çin çıyanını?!
İlk iş olarak kendi işgali altında bulunan
Doğu Türkistan ile sınırdaş olan Kazakistan ve
Kırgızistan sınırına Çin'den getirmiş olduğu bir
milyon Çin askerini süratle yerleştirdi. Doğu
Türkistan'daki Bingtuen (silahlı çiftçi-inşaatçı
sivil askerler) birliklerinin sayısını da birkaç kat
birden arttırdı. Böylelikle hem Batı
Türkistan'dan Doğu Türkistan'a gelebileceğini
düşündüğü bağımsızlık akımının önünü kesmek,
diğer yandan da gelecekte Çin yayılmacılığı
faaliyetini daha kolay icra edebilmekti… Zira
Emperyalist Çin'in dünya hükümranlığı
ideolojisini hayata geçirebilmesinin ilk, en
önemli ve olmazsa olmaz kapısı Doğu Türkistan
idi ve öncelikle işte bu kapıyı tahkim etmesi
gerekiyordu…
Çin batıya doğru ilerleyişini daha güvenli
adımlarla sürdürebilmek, menfur maksat ve
planlarının rayında ilerlemesini sağlamak adına
1996 yılında kendisinin başını çektiği, Çin,
Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan'ın
içinde yer aldığı “Şanghay İşbirliği Örgütü”nü,
diğer bir deyişle “Şanghay 5'lisi”ni kurdu. 2001
yılında Özbekistan'ın' da bu birliğe dâhil olması
ile bu örgüt “Şanghay 6'lısı” olarak ta anılmaya
başlandı…
Çin'in bu son derece sinsi ve kadim
tarihlerden itibaren ecdatlarının vasiyeti olan
dünya hâkimiyeti ideolojisini sistematik bir
biçimde hayata geçirme girişim ve icraatlarını
“Bana dokumayan yılan bin yaşasın”
vurdumduymazlığı içinde sadece seyretmekle
yetinen birçok dünya devletleri şimdilik farkına
varmasalar da bugün Çin ejderhasının
sarmalında debelenip durmaktadırlar…
Çin dünyaya kendi coğrafi sınırları
içerisinde gösterdiği Doğu Türkistan'ı tamamen
özümlediğini düşünerek( ki aradan geçen 63 yıla
İstıklâl
rağmen bu konuda asla başarılı
olamamıştır, olamayacaktır da…) kadim
tarihlerden beri süregelen kalıtımsal
istilacı Çinlilik dürtüsü ile dünyayı istila
etme planlarının ikinci merhalesi olan
Batı Türkistan topraklarına sızmayı
başardılar. Hatta sızmakla da kalmayıp
kısa süre içerisinde deyim yerinde ise
Çiçeği burnunda Batı Türkistan Türk
Cumhuriyetleri üzerinde askeri, siyasi ve
ekonomik olarak tahakküm de sağladılar.
Bunu, bu ülke idarecilerinin kendilerine
sığınan Doğu Türkistan Türklerini
uluslar arası müeyyideleri bile
çiğneyerek Çin'e teslim etmelerinden
anlamaktayız…
Ve açıkça görülmektedir ki, Çin
şimdilerde dünyayı işgal etme
planlarının en önemli ve en stratejik
ayağı olan Türkiye'ye sızma harekâtında
da büyük başarı elde etmiştir… Bu
durumu Türkiye idarecileri göremeseler
ve ısrarla görmek istemez tavırlar
sergileseler de Çin'i her yönlü olarak çok
iyi tanıyan, Türkiye Doğu Türkistanlıları
açıkça görmekte ve “rüzgâra karşı ıslık
çalarcasına” da olsa gerekli ikaz ve
uyarılarını yıllardır avazları çıktığı kadar
yapmaya çalışmaktadırlar… Ama Doğu
Türkistanlıların bu feryatlarını işiten ve
dikkate alan kim?
Türkiye Cumhuriyetinin 9.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
marifeti ile Çin devlet başkanına liyakat
madalyası verilmesi ile başlayan
“Türkiye'nin Çin'den gol yeme” süreci
günümüze kadar devam edip geliyor.
Yeri geldikçe müteaddit defalar
sözünü ettiğim ve Türkiye'nin Çin
tarafından aldatıldığının ve Çin
sahtekârlığının çok önemli bir göstergesi
olduğu için de yeri geldikçe anlatmaya
devam edeceğim bir konu var. Çin'in
Türkiye'ye yılda iki milyon Çinli turist
göndereceği vaadine kanıp kıyılarımızı
büyük tehlikeye atarak Çin'in
Ukrayna'dan satın aldığı Varyag adlı
yüzen kütlenin boğazlarımızdan geçişine
izin veren(2 Kasım 2001) Türkiye daha
sonra vaat edilen Çinli turistlerin
gelmemesi üzerine bu durumu Çinli
yetkililere sormuştu. Ama Çinliler
resmen Türkiye ile alay edercesine
“Bizde Türkiye'nin nüfusu kadar Çin
Komünist Partisi üyesi var. Sadece
onları göndersek bile sizi ihya ederiz.
Merak etmeyin” diye cevap vermişti…
Eğlence gemisi yapacaklarını
söyledikleri o devasa gemiyi Çinliler
bugün uçak gemisine dönüştürmüş
durumdadır…
Özellikle de son 10 yıldır Çinliler
Türkiye'yi adeta yolgeçen hanına
çevirdiler. Çeşitli bahanelerle kalabalık
heyetler halinde kesintisiz olarak
Türkiye'ye geliyor, anlaşmalar(ki bu
anlaşmaların hemen hepsinin de
Türkiye'nin aleyhine olduğunu
görmekteyiz)yapıyor. Bu anlaşma
maddeleri arasında “terörle müşterek
mücadele” gibi garip ve Çin tarafından
sadece Türkiye Doğu Türkistanlılarının
hedef alındığı maddelerde bulunuyor.
Çin hükümeti Türkiye'nin Kıbrıs
Gündem 13
meselesinde ve bölücü terör örgütü
konusunda her zaman Türkiye'nin
aleyhinde bir tutum sergilemiştir. Çin ile
Türkiye arasında süren ticari ilişkiler ise
tam da “evlere şenlik” tabir edilen
türden. Devamlı şekilde Türkiye'nin
kaybetmesi üzerine tesis edilmiş…
Dikkat! Türkiye bugünlerde Çin'den
bir “gol” daha yemeye hazırlanıyor ki,
yenilir-yutulur cinsten değil… 2012 yılının
Türkiye'de “Çin Kültür Yılı” olarak ilan
edilmesini fırsat bilen Çin, dur-durak
bilmeksizin irili-ufaklı birçok faaliyetler
yürütüyordu. Şimdi de 31 Ağustos-6 Eylül
2012 tarihleri arasında İstanbul'daki Ali
Emiri Efendi Kültür Merkezinde “ÇinTürkiye İslam Kültür ve Sanat Eserleri
Sergisi”, “Çin ve Türkiye'de İslam”
konulu panel ve Kuran okuma faaliyeti
icra edecek. Bunun yanı sıra Hoten şarkıdans grubu 31 Ağustos günü, 2 ve 6 Eylül
günleri olmak üzere 3 gösteri
sahneleyecek.(Çin her zaman Türkiye-Çin
kültür faaliyetleri söz konusu olduğunda
Müslüman Doğu Türkistan Türklerinin
kültürünü istismar aracı olarak kullana
gelmektedir. Zira Çin'in kendine özgü
kültür ve dini inanç alanında Türk-İslam
kültürü ile aynı ortamda boy
gösterebilecek hiçbir benzerlik
bulunmamaktadır. Ama ne yazık ki
Türkiye yetkilileri Çin'in bu zokasını her
zaman da kolayca yutmaktadır.)
Özelliklede son zamanlarda Çin'in
Doğu Türkistan'daki İslam düşmanlığının
zirveye ulaştığını, bu güne kadar
olduğundan çok fazla şiddetini
arttırdığını, camileri yıkıp orucu
yasakladığını, kuran öğrenen-öğreten
Türklerin çok ağır cezalara
çarptırıldıklarını yakinen biliyoruz. Daha
kısa bir ifade ile Çin Müslüman Doğu
Türkistan Türklerine yönelik olarak
tarihte eşi-benzeri görülmemiş bir dini,
kültürel ve içtima linç kampanyası
başlatmış bulunuyor. Böyle bir dönemde
Türkiye hükümeti yetkililerinin, Diyanet
İşleri Başkanlığının ve İstanbul
Belediyesinin Çin'in Türkiye'de Türk
milleti ile alay edercesine dini göz
boyamacılık faaliyeti sergilemesine çanak
tutmaları Müslüman Türk milleti
nezdinde ne kadar da nefret uyandırıcı bir
davranış olmuştur…
Ey yıllardır deyim yerinde ise kapı
kapı dolaşarak bugünün iktidar partisine
oy devşirme faaliyeti gösteren şahsi çıkar
düşkünü dalkavuk aymaz figüranlar! Hani
mecliste “hatırlı dostluklar” tesis
etmekle övünüyordunuz? Bu son ÇinTürkiye müşterek faaliyetinde bu güne
kadar gide gide bir arpa boyu yol
alamamış olduğunuzu gördünüz mü?
Gördünüz mü Diyanet İşleri Başkanlığının
Çin ile omuz-omuza vererek Doğu
Türkistan Türklerine atmış olduğu “gol”ü?
İtibar denilen değer dalkavuklukla
kazanılmıyor öyle değil mi? Sahi bu güne
kadar aşındırdığınız meclis koridorlarında
kime ne anlattınız? Ne tür işler kotarma
peşinde idiniz de zerre kadar bile ciddiye
alınmadınız? Yazıklar olsun Doğu
Türkistan davasını şahsi çıkarlarına alet
edenlere!!
14
Uygurche bet
Sherqiy Türkistanning istiqlal
dawasi Kandaq bolup aptonomiye
telep qilish Mezgilige kélip qaldi?
Xitay türkiye'de, Türkiye diniy işlar idarisi, istanbul
sheherlik hökümet we xitay islam jemiyiti ortaqliship 8Ayning 31-Künidin 9-Ayning 6-Künigiche “xitay-Türkiye
islam medeniyet we senet eserliri körgezmisi” achmaqçi.
Shuning bilen yana bir qatar diniy paaliyetlernimu élip
barmaqchi. Bu paaliyet bolsa xitayning köz boyamchiliq
xaraktérini otturigha qoyghan roshen bir misaldur…
Xitaylarning türkiye'de bundaq bir paaliyet
yürgüzüshige inqas qayturush aldida turghan Türkiye
sherqiy türkistanliqliri qandaqtur, nime üchündur namelum
bir sewep bilen ushtumtut démokratik usulda inqas
qayturushtin birla ortaq bayanat ilan qilip qoyup
yanghanliqlirini bayan qilishti…
Tor arqiliq bayanat ilan qilghanlar bu mesilining heqiyqiy
arqa körünishini we seweplirini sherqiy türkistanliqlargha
uxturush, izahat bérish mejburiyitide…
Sherqiy Türkistan ziminining xitay impérialistliri
téripidin ishgal qiliniwélishigha 63 yıl boldi. Shu kündin
bügüngiche meyli weten ichide, meyli weten sirtida
bolmusun sherqiy Türkistan xelqining milliy azatliq kurishi
bir künmü toxtap qalghini yoq. Epsus ki bu muqeddes dawa
yolida jenini, melini, herqandaq mewjudiyétini oturigha tikip
qoyup dawa qilghanlar bolghinidek, shexsiy menpeetige
payda qoshush üchün, öz yanchuqini cöndesh üchün paaliyet
qiliwatqanlar hem bar.
Mana buningha oxshighan sewepler bilen sherqiy
türkistanning istiqlalining qolgha keltürülishi uzungha
sörülüp kétiparmaqta. Bu pursettin nayiti ünümlük halda
istipade qilip kiliwatqan Xitay impérialistliri bolsa sherqiy
Türkistan xelqining otturisigha pishtna- pasat sélish we
sétilma guruhlarning sanini barghansi ashurush arqiliq
milliy dawayimizning muwappaqiyetke érishishining aldini
tosmaqta…
Qaraydighan bolsaq nechche on yillar burundin tartip biz
sherqiy Türkistan istiqlal kureshchiliri xitay
ishghaliyetchilirining sherqiy türkistangha urghan
zerbiliridin, sherqiy Türkistan xelqi üstidin érqiy
qirghinchiliq élip barghanliqliridin, qattiq we zor ölchemlik
astsimilatsiye siyasisiti yürgüzüwatqanliqidin, sherqiy
türkistanning milli yer asti we yer üsti bayliqlirining talantaraj qilinip xitay ölkilirighe élinip kétiliwatqanliqidin,
sherqiy Türkistan xelqining bolsa namratchiliq ichide
inqirawatqanliqidin… digenge oxsah xitaynin insan qilipidin
chiqqan qilmishlirini dunya jamaetchilikige uxturshqa
tériship kelgen idük.
Bügünki künde bolsa webezi xelqara sherqiy Türkistan
teshkilatlirinig mesulliri kishilerni heceplendüridighan,
chöchitiwétidighan bayanatlarni ilan qilmaqta…
Milliy istiqlal dawayimizni ayaq asti qilidighan,
itibarsizlashturidighan, bügüngiche sherplik kishiler
téripidin élip bérilghan shereplik, xasiyetlik istiqlal
dawayimizni közdin chüshürisni mexset qilghanliqi ochuqashkara melum bolup turgan uxturushlarni bergüchüler
kim? Bu uxturushlarni bergüzgichiler kim? Qaysi xelgara
xojayin döletler? bezi İmpérialist döletlerge we
hökümetlerge ğalchiliq qilidighan bu guruh nimini
nishanlimaqta?
Bu xelqara ghalchilar xuddi démokratik döletlerdin telep
qilghandek qanxor, İmpérialist, we her yili dunyadiki insan
heqliri teshkilatliri teripidin birinci derijilik jinayetchi dölet
déyilip ilan qilinip kéliwatqan xitaydin teleplerde
bolunmaqta. Yana kélip xitayning köz boyash siyasiti
seweplik 1955-yili ilan qilip qoygan “uyghur aptonom
rayoni” qanuni terkiwide orun alghan maddilarni yolgha
qoyushini telep qilip xitay ishghaliyetcilirige teslim
bolghandekla bir pozitsiye otturigha qoymaqta…
Sherqiy türkistanning 63 yilliq milliy istiqlal dawasi
qachan we qaysi swepler bilen bügün aptonomiye telep qilish
mezgilige kélip qaldi? Weten sirtida wetinimizde herqandaq
zulumlargha duch kéliwatqan xelqimizge sorimastin xitay
aptonomiye qanunlirigha boysunghandek sherepsiz
pozitsiyeler otturigha qoyush nime digen uyatliq bir hadise?
Likin bu xelqara qalchilar meyli xojayinlirining teleplirini
yérige keltürüsh mexsiti bilen bolmusun, meyli türkiyediki
hökümet mesullirigha sadaqetlik körünüsh üchün bolmusun
xitay ishghaliyetchilirige yalwurghandek bayanatlarni bérish
hoquqigha esla ige emes!
İstiklâââlll
İstıkl
İstıkl
9-Ay 2012 98-San 9-Yil
Qeshqerdiki ataqliq ölima
Qeshqer héytgah
jamesining
imami,
qeshqerdiki
ataqliq ölima,
jamaet erbabi
abduqadir
qarihajim 2012Yili 13-Awghust
düshenbe küni
ürümchi waqti
chüshtin kéyin
saet 3 te 72
yéshida alemdin
ötken.
Etisi seher bamdattin kéyin, merhumning namizi
chüshürülüp, qeshqer shehirining shimaligha
jaylashqan mewlanem qebristanliqigha depne
qilinghan.Melum bolushiche, merhumning jinazisi
nahayiti heywetlik uzitilghan bolup, uyghur tor
betliridiki inkaslargha köre 20-30 Mingche adem
qatnashqan. Xitay hökümiti ezeldin jamaet
toplimigha purset bermeydighan hiyliger
bolghachqa, rehmetlik qasim qarajimning jinazisi
uzitilishta sel bolup aqqan qeshqer xelqining bu xil
heywitini suslashturush meqsitide, meshhur
kishilerning jinazisini meschittin chiqqandin
kéyinla mashinigha sélip méngip, alimadis bir
ishlarning yüz bérip qilishining aldini alidighan
qaide shekillendürüwalghan bolsimu, bu qétim
bundaq qilalmighan. Qeshqer shehirining
merkizidiki héytgah jamesidin mewlanem
abduqadir qarihajim alemdin ötti
Türkiyilik bir uyghur xanimning
Weten ziyaritidin alghan tesiratliri
Türkiye cheteldiki uyghurlar eng köp
olturaqlashqan döletlerdin biri
bolup, her yili xéli köp sandiki
uyghurlar öz ana yurtigha qaytidu.
RFA/Erkin Tarim-Sherqiy türkistandiki
bir doxturxanining aldigha ésip
qoyulghan xitay tüzümi. Romal artqan
we 45 yashtin töwen saqal qoyghan
erlerning doxturxanigha kirishi
cheklengen uqturush.
Bularning köpi chégradin kirgen
kündin tartip, yurtidin ayrilghuche
bolghan ariliqta her xil qéyin-Qistaqqa, qopal
muamilige duchar bolsimu, lékin «uruqTughqanlirim türlük bésimgha uchrimisun we
yaki özüm yene baralmay qalmay dep ensirep, bu
2-Növetlik turan qurultiyigha 5
dölettin 20 uyghur wekil qatnashti
8-Ayning 10-Künidin 12-Künigiche
dawamlashqan 2-Nöwetlik türk turan qurultiyi
wéngriyining bugaj yézisida ghelibilik axirlashti.
RFA/Erkin Tarim-2-Nöwetlik turan qurultiyidiki
paaliyetlerdin körünüsh. 2012-Yili 8-Awghust, wéngriye.
Bu qurultaygha 21 dölettin wekiller qatnashqan
bolup, qurultayning échilish nutqini wéngriye
parlaménti muawin bashliqi sandor lezsak ependi
qildi. Échilish nutqi axirlashqandin kéyin qedimki
hun medeniyitini, bolupmu qedimki honlarning
zaratgahliqighiche sozulghan besh kilométirliq
musapide, merhumning jinazisini qoldin-Qolgha
élip kötürüp mangghan jamaet yol boyi tekbir
towlap, dua qilip mangghan. Bu jeryanda xitay
amanliq xadimliri merhumning jinazisini yene
mashinigha élip méngip, bu daghdughiliq
körünüshlerdin tézrek qutulushqa bir nechche
qétim urunup baqqan bolsimu, meqsitige
yételmigen.Merhum ölima, jamaet erbabi
abduqadir qarajimning wapati munasiwiti bilen
ziyaritimizni qobul qilghan, merhumning aldida
chong bolup telim alghan, hazir gollandiyide
panahlinip turuwatqan diniy ziyaliy hüseyin
tejelli ependi özining merhum heqqide
bilidighanlirini sözlep berdi. Rfa/ pidaiy
2012-08-14
ehwallarni héch kimge tinmaydu». Emma bu yil
tughqan yoqlash üchün sherqiy türkistannin
melum bir wilayitige bérip kelgen uyghur ayal
wetendiki tesiratlirini bizge anglatti.Ismini
ashkarilashni xalimighan bu uyghur ayal özi
ramzan éyida sherqiy
türkistan'da bolghachqa
xitayning uyghurlargha élip
bériwatqan eqilge
sighmaydighan bésim siyasitini
misallar bilen bayan qilip ötti.
Uning déyishiche islami usulda
béshigha romal artqan ayallar
«ghelite kiyingen qizChokanlar» dep atiliwatqan
bolup, bularni pash qilghanlargha 5000 som
mukapat béridiken, iptar ziyapitige köp adem
chaqirishqa ruxset qilinmaydiken. RFA/Erkin
Tarim-2012-08-29
turmushi we urush mahariti janliq halda
tonushturuldi. Bu paaliyetni uyushturghan
wéngriye turan birliki bashliqi tonulghan
türkolog andras biro ependining éytishiche,
2010-Yili ötküzülgen 1-Nöwetlik turan
qurultiyigha 18 dölettin wekil qatnashqan bolsa,
bu yil chaqirilghan 2-Nöwetlikige 21 dölettin
kelgen köp sanda qérindash millettin wekiller
qatnashqan. Uning éytishiche, bu qurultay
ötküzülgen meydangha ottura asiyadin kelgen
türkiy milletlerning 200 chidiri ornitilghan
bolup, 350 xil urush mahariti tonushturulghan.
Bu qurultaygha wéngriye parlamént ezaliridin
bashqa türkiye-Wéngriye parlaméntliri dostluq
komitéti reisi doktor seljuq özdagh ependi bilen
parlamént ezasi wural qawunju ependiler
qatnashti we söz qildi. Uyghurlargha wakaliten
gérmaniye, qazaqistan, engliye, gollandiye,
shwétsariye we türkiyidin kelgen 20 etrapida
uyghur qatnashti. Qurultayda uyghur
senetchiler senet nomurlirini körsetti. Dunya
uyghur qurultiyi muawin reisi ümid xemit
ependi bilen qazaqistandin kelgen wekil waqqas
ependiler 21 döletning bayriqining yénida
sherqiy türkistanning ay yultuzluq kök
bayriqining lepildep turushi uyghur wekillerni
qattiq hayajanlandurghanliqini dédi. RFA/Erkin
Tarim-2012-08-13
Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl
Şiirleri
Geniş Açı 15
İstıklâl
Uygur Öğretmen ve Öğrenciler Bu yıl Yaz
Tatilini Daha da Sert Baskı Altında Geçiriyorlar
08.08.2012-Doğu Türkistan Maarif birimleri yaz
tatili döneminde kendi kapsam alanı içerisindeki
Uygur orta ve ilkokul öğretmen-öğrencilerini
okula gelmeye, siyasi eğitim ve diğer siyasi
faaliyetlere katılmaya mecbur etmiştir.
GÖNLÜMDEKİ KIBRIS
Karaoğlanoğlu plajındayım
ayaklarımda kum,
avuçlarımda Akdeniz'in tuzlu suyu.
Beşparmak dağlarından elimi uzatsam
dokunurum Toroslar'a,
Kıbrıs'lı kızlar unutmuşlar korkuyu.
Belapalas tepesinde dört servi,
dört âşık rahibenin bedeni diyorlar.
Rüzgârlı gecelerde fısıltıları duyulur,
sanki dört yiğidi bekliyorlar.
Girne'nin etekleri ıslanmış yağmurdan,
Toroslar'da çakan şimşek Kıbrıs'a göz kırpıyor.
“Cehennem topuzları” mor mor, ak ak,
“Klemantin”ler erken sarıya dönmüş,
Yalıdaki palmiye titriyor yaprak yaprak.
(9 Aralık 2001, Girne)
KIBRIS'TA DÖRTLÜKLER
Kıbrıs'ta var portakal,
Ben burada, sen orda kal.
Bu acı bana yeter,
Artık bana sor da kal.
Bu ayrılık kor bana,
Ateş sana, kor bana,
Sana bir koç mu gerek,
Kes boynumu kurbana.
Selâm olsun yar sana,
Şu dağları yarsana,
Vur hançeri bağrıma,
Gönlümü uyarsana.
Gözlerdeki yaş menem,
Hem ayak, hem baş menem,
Sen gönlümün kafesi,
İçindeki kuş menem.
Tuncer Gülensoy
(7 Ocak 2002, Girne)
Öğretmenler tatilde Haşar(Gönüllü yardımlaşma)'a
yakalandı.
Doğu Türkistan ile ilgili maarif haberleri ve bu
konuda istasyonumuza gelen yansımalardan belli ki,
Doğu Türkistan'daki maarif birimleri bu yaz tatilinin
gelmesi ile birlikte daha sert yönetim yöntemleri
kullanmak suretiyle öğretmen ve öğrencilerin bu yaz
tatili dönemindeki faaliyetlerini kontrol etmektedirler.
Hatta öğretmenleri öğrencilerin ailelerine göndererek
inceleyip gözlemleye
gelmektedir. Edindiğimiz
haberlere göre kurumların bu
yaz tatilinde öğretmen ve
öğrencileri daha da sıkı kontrol
edişi ramazan ayının yaz tatili
dönemine denk gelmesi ile de
ilgili olup, her ne kadar yaz
tatili dinlenme dönemi olsa da,
okullarda öğrencilerin haftada
bir-iki defa toplanmaları
sağlanarak ateizm eğitimi ve
siyasi eğitimler yürütülüyor.
Böylece öğretmen, öğrencilerin
oruç tutmalarını, dini
faaliyetlere katılmasını
engelleyecek türden çeşitli güçlü tedbirler
uygulanıyor.
Kaşgar vilyeti Mahkeme sitesinin 3 Ağustos'taki
haberinden anlaşıldığına göre, Kaşgar şehrindeki
bütün ilköğretim-ortaokul öğretmenleri ve yaz
tatilinde “binlerce öğretmen, onbinlerce aileyi arayıpsorma” hareketine iştirak ettirilmiştir. Aileyi arayıpsorma vazifesi tevdi edilen öğretmenlere yaz tatili
boyunca öğrencilerin tatil faaliyetleri üzerinden
onarın ailelerine giderek incelemek ve eğitim faaliyeti
yürütme vazifesi verilmiştir. Öğrencilerin durumlarını
incelemeyi %100 tamamlamak, aile reisi ve öğrenciye
komünist partinin milli ve dini politikasının
propagandasını yapmak, Çin'in politikalarının
sinkiang(Doğu Türkistan)ın gelişmesine yaptığı
katkılarını anlatmak, milletler barışı eğitimi ve
bölücülük ideolojisinin yerleşmesini önleme eğitimini
icra etmek gibi eğitimleri yaygınlaştırarak maarif
birimlerinin tatil dönemindeki öğrencileri yönetme
çalışması yapmaya mecbur etmiştir.
Toksun, Aksu, Turpan, Kızılsu ve Bay bölgelerinin
maarif sitelerinde de maarif birimlerinin yaz
tatilindeki yönetimi sıkılaştırmaya dair benzer
içerikteki bildiri belgeleri konuldu.
Kona şeher(Eskişehir)Lenger Ortaokulu yaz tatiline
çıktıktan hemen birkaç gün sonra yani 7. ayın 9. günü
yaz tatili dönemindeki merkezi büyük siyasi eğitime
seferber etme toplantısını yaparak bütün öğretmen,
işçi ve görevlilerin tam olarak katılmalarını
sağlamıştır. Bu toplantıda aslen tatilde güvenlik ve
istikrara tehdit etkisi yapacak her türlü hareketten
uzak durmak için, öğretmenlerden tatilde siyasi
eğitimlere tam katılma ve öğrencilerin ailedeki
durumunu yakından gözlemleyip inceleyerek okula
rapor etmeleri istenmiştir. Öğretmenlerin hep birlikte
oruç tutmalarına, dini faaliyetlere katılmalarına izin
verilmeyeceği konusunda tekrar uyarılmışlardır.
Toksun Maarif sitesine bakıldığında, Toksun maarif
kurumu 7. ayın 18. günü nahiye sınırları içerisindeki
bütün orta ve ilkokul öğretmen ve okul görevlilerine
yönelik toplantı düzenleyerek ramazan ayı döneminde
bütün okullarda propaganda uygulamasını büyütmek,
öğretmen ve öğrencilerin yasa dışı dini faaliyetlere
katılmasının önünü almayı, oruç tutmayı engellemeyi
talep etmiştir.
Yaz tatili dönemindeki istikrar ve güvenlik
çalışmasını çok çok önemli bir sıraya koyarak sıkı
sarılıp iyi çalışmak özellikle vurgulanmıştır.
Dinleyicilerden birinin Kaşgar'dan ulaştırdığı habere
göre, Kona şehir(Eskişehir) nahiyesi Muşt
ortaokulundaki öğretmenler 7. ayın 12. günü Çin'in
maarif ve maarif politikası gereğince siyasi eğitime
yerleştirilen ve oruç tutmamak, dine inanmamak ve
de dini faaliyetlere katılmama, öğrencilerin de dine
inanması, oruç tutmasını kati olarak engelleme
konusunda eğitim verilmiştir.7. ayın 16. günü yine
öğretmenlerin hal ve hareketlerini kalıplaştırma,
giyim-kuşamlarını tek tip hale getirme, öğretmenlik
tarzını güçlendirme gereğince eğitime iştirak
ettirerek erkek öğretmenlere, sakal bırakmama,
doppa(Doğu Türkistan milli
başlığı)giymeme, bayan
öğretmenlere milli tarzdaki
giysileri giymeme, başörtüsü
örtmeme şartı konulmuştur.
Aksi davranışlarda
bulunanların
cezalandırılacağı konusunda
uyarılmıştır.
Karamay maarif sitesinin
haberinde de, Karamay
maarif kurumunun bu yaz
tatilinde Karamay
şehrindeki öğretmen ve
öğrencilere yönelik
yönetimi sıkılaştırma
tedbirleri yayınlanmış olup, onda da aynen
öğretmenlerin ailelere giderek öğrencilerin tatillik
siyasi, ideolojik ve ahlaki durumunu öğrenmeyi
%100 tamamlamaları talep edilmiştir.
Öğrenciler yaz tatilinde yine bir yeni mevsimlik
öğrenimde
Bundan başka, öğrenciler süreli olarak haftada iki ya
da üç kez okula toplanmaya mecbur olmakta olup,
onlar okullarda hiçbir eğlenceli ya da kültürel yönü
olmayan sadece ve sadece siyasi içerikteki
faaliyetlere organize ediliyorlar. Kaş vilayeti
mahkeme sitesinin 6 Ağustos'ta ki haberine göre,
Kağilik birinci ortaokul bu yaz tatilinde nahiyedeki
orta ve ilkokul öğrencilerine vatanperverlik eğitimi
yürütülen kamp ihdas edilmiştir. Son zamanlarda bu
okula “ulu vatanımıza teşekkür etme ideoloji ahlak
eğitim kampı” şeklinde levha asılarak, bütün ilkokul
ve ortaokul öğrencileri nöbetleşe incelemeye ve
burada yine milletler barışı eğitimine iştirak
ettirilmektedirler.
Tatillik yönetim düzeni gereğince öğretmen,
öğrenciler her haftanın tek günleri özellikle de Cuma
günü kesinlikle okula gelerek yoklamadan geçmesi,
siyasi eğitime katılması şartı getirilmiş bulunuyor.
Eğer başka memleketlere seyahat ve akraba
ziyaretine gidecek olsa, okul ve maarif yönetim
birimlerine zaman ve ziyaret sebebini göstererek
açıkça yazılı şekilde dilekçe vermesi şart olup, her
türlü durumda bu şartlara riayet etmeyenler çeşitli
idari cezalara çarptırılıyor, azarlanma, uyarı ve
tenkide uğruyorlar.
Radyoya (RFA)gelen yansımalardan ve buna uygun
halde sürdürdüğümüz görüşmelerimizden Doğu
Türkistan'da devam etmekte olan Çin'in maarif
yasasına, öğretmenlerin hukuki çıkarlarına zarar
veren sıkı kontrol etme tedbirleri sadece Doğu
Türkistan'daki öğretmen ve öğrencilere
yöneltilmektedir. Bu yıl tatil dönemindeki bu tür
baskılar Uygur öğretmen-öğrenciler ve ebeveynlerin
tenkit ve tepkilerine sebep olmaktadır. Bundan önce,
çok sayıda okullardaki Uygur öğretmen-öğrenciler
maarif birimlerinin organizasyonu ile “çift dil
seviyesini tamamlama” bahanesi ile kışlık tatile de
gönderilmemişlerdi.
RFA-Gülçehre
İstıklâl
www.istiklalgazetesi.com.tr Eylül 2012 Aylık Siyasî Bağımsız Gazete Yıl: 9 Sayı: 98 Fiyatı: 1 TL
5 Temmuz'dan Sonra Kaybolanların
Doğu Türkistan'da Yeni
Madenler Bulundu
Doüu Türkistan'da Ağustos ayı itibarıyla
kömür, demir ve kurşun-çinko dahil olmak
üzere 100 milyarlarca tonluk 31 yeni maden
alanı keşfedildi
Aile efratlarının Yaşadıkları (2)
5 Temmuz'dan Sonra İzEmaresiz Kaybolanların Aile
Efratları, evlat ve
kardeşlerinden ayrı düşmek
gibi yürek acısının dışında
yine, mal-mülklerinden
ayrılmış olmak gibi
zorlukların acısı ile de
karşılaşmaktadırlar.
Öğrenildiğine göre, bu ailelerin
çoğunluğu, yıllardan beri biriktirdikleri
maddi varlıklarını kayıpları arama yolunda
sarf ederek bitirmişlerdir. Üstelik te
daireler onların şikâyet etmelerini
önlemek için, onların salahiyet karnelerini
toplamış ve kendilerini nezarete almış
olduğundan dışarı çıkarak amelelik
yapmak gibi en son seçeneklerinin de yolu
kapanmıştır.
5’DE
Çin yeni nesil Kıtalararası
Balistik Füze denedi
Çin, 14 bin kilometre menzil ve birçok
nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası yeni
nesil balistik füze denemesi yaptı.
Çin'in devlet televizyonu CCTV'nin haberine
göre, Çin geçen ay Dongfeng-41 isimli 14 bin
kilometre menzile ulaşabilen kıtalar
Çin, 14 bin kilometre menzil ve birçok
nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası yeni
nesil balistik füze denemesi yaptı.
Çin'in devlet televizyonu CCTV'nin haberine
göre, Çin geçen ay Dongfeng-41 isimli 14 bin
kilometre menzile ulaşabilen kıtalar arası
balistik füze denedi. CCTV, füzenin fırlatılma
görüntülerini de yayınladı.
Televizyon, nadir olan ve yeni mobil kadın
füze kanadının oluşumu da dahil eylem füze
birimi görüntülerine yer verdi.
CCTV dün ayrıca Çin'in ordusu Halkın
Kurtuluş Ordusu'nun (PLA) mobil füze
birimlerinin yerel ve iklim koşullarına
alışmak için ülkenin farklı yerlerinde eğitim
gördüğünü gösteren görüntülere yer verdi.
Geçen hafta, devlet medyasından Global
Times gazetesi, Çin'in kıtalararası nükleer
başlık taşıyabilen balistik füze geliştirdiğini
duyurmuştu. CCTV'nin haberi, ABD'nin New
York Times gazetesinde yayımlanan Çin'in
yeni nesil balistik füze geliştirdiği
makalesinin ardından geldi. Makalede,
geliştirilen söz konusu füzeyle Çin'in ABD'ye
yetişme ve füze savunma sistemlerini delme
yeteneğini arttırdığına dikkat çekilmişti.ABD
istihbarat birimleri, daha önce Çin'in mobil
fırlatma sistemi sayesinde, bulunup yok
edilmesinin zor olduğu Dongfeng-41 ICMB
kıtalararası ve 10 nükleer başlığa sahip
balistik füze geliştirdiğini bildirmişti. Bu
haberi Pekin ilk olarak doğrulamamıştı.
Pekin'in geliştirdiği bu tür füzelerle ABD'yi
Güney Çin Denizi'nden uzak tutmak istediği
ileri sürülüyor. Washington, Çin'in uyduları
yok edebilecek bir silahı 11 Ocak'ta başarıyla
denediğini ve bunun ABD savunma sistemini
dolaylı olarak tehdit ettiğini savunmuştu.
Geçtiğimiz gün Çin ise daha önce reddedilen
füze denemesinin doğru olduğunu
açıklamıştı. Çin Dışişleri Sözcüsü,
denemeyle ilgili ABD ile diğer ülkelere bilgi
verdiklerini ve uzayın barışçıl amaçlarla
kullanılmasından yana olduklarını belirterek,
uzayda bir rekabete girmeyeceklerini ifade
etmişti.
-ABD ENDİŞELİABD, daha önce yine Çin'in 800 kilometre
irtifada bulunan eski bir meteoroloji
uydusunu balistik füzeyle imha ettiğini
duyurmuş, Çin ise bu iddiayı 'medyanın
yazdığı uydurma haberlerden biri' diyerek
yalanlamıştı.ABD, son zamanlarda Çin'in
askeri kapasitesini artırması ve Kuzey
Kore'nin tehditleri karşısında, Asya'daki
çıkarlarını korumak amacıyla Malatya
Kürecik'e konuşlandırılan 'X-Band' türü
erken uyarı radar sistemlerinden bir tanesini
Japonya'nın güneyindeki bir adaya
yerleştireceğini açıklamıştı. ABD, 'dünyanın
yeni denge merkezi' olarak tanımladığı Asya
Pasifik'e yönelik yeni askerî stratejisi
kapsamında 11 uçak gemisinden altısını bu
bölgede bulunduracaklarını açıklamıştı.
Haziran ayında yapılan açıklamaya göre,
ABD, Pasifik bölgesinde artan Çin'in askeri
gücüne karşı önümüzdeki yıllardan itibaren
donanmasına ait diğer gemileri de yeniden
konuşlandıracak ve 2020 itibarıyla
donanmanın yüzde 60'ını Asya Pasifik'e
kaydıracak. Bu durum Çin'in tepkisini
çekmişti. ABD, şu anda destek gemileri dahil
282 savaş gemisine sahip ve bu rakamı 300'e
çıkarmayı planlıyor.
29 Ağustos 2012 Time turk
Çin Uluslararası Radyosu'nun haberine göre, keşfedilen alanlar,
bölgedeki avantajlı kaynaklara dayalı maden stratejisinin ve
yeni tip sanayileşme çalışmalarının uygulanması için de garanti
sağlamış oldu. Haberde, Doğu Türkistan'da toplam 7 milyar 472
milyon yuan (1 milyar 230 milyon dolar) tutarında bin 243
proje uygulandığı kaydedildi. Söz konusu projeler kapsamında,
31 yeni maden alanı keşfedildi. Habere göre, böylelikle 335
milyar 700 milyon tonluk kömür rezervi, 1 milyar 100 milyon
tonluk demir rezervi, 5 milyon 600 bin tonluk kurşun-çinko
rezervi ve 260 bin tonluk volfram-tin rezervi arttı. Bunun yanı
sıra, 11 büyük maden arama üssü ve 7 maden kalkındırma
merkezi kuruldu.
5’DE
Aytmatov'un Eseri
Uygurcaya Çevirildi
Dünyaca ünlü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'un
kaleme aldığı son eseri Uygur dilinde yayınlandı
Eserlerin dünyanın bir çok dilinde çevirisi yapılan ve
halkın sevdiği romanlarını kitap sayfalarına taşıyan yazar
Cengiz Aytmatov'un “Dağlar Devrildiğinde Ebedi
Nişanlı”adlı kitabı Uygur diline çevirilerek Doğu
Türkistan okurları ile buluştu.
5’DE

Benzer belgeler