Küçük Aslan Tekrar Sahnede

Transkript

Küçük Aslan Tekrar Sahnede
TÜRKİYE’NİN
İKİNCİ EL
OTOMOBİL
REHBERİ
Her Ay 500
İkinci El Araç
MART 2010
Küçük Aslan Tekrar Sahnede
+
6
20
FUAR
YENİLİK
KLASİK
RÖPORTAJ
CENEVRE
CITROËN DS3
PORSCHE 356
ÖZCAN KEKLİK
EDİTÖRDEN
F. Levent Gençağa
DOD Marka Yönetimi Pazarlama Yöneticisi [email protected]
Merhaba,
Ülkemizin hemen hemen her bölgesini etkisi altına alan
soğuk kış günlerinden sonra güneşin az da olsa kendisini
göstermeye başladığı şu günlerde yeni sayımızla sizlerle
tekrar birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
2010 yılına hızlı başlayan otomotiv sektöründe, geçtiğimiz ay düzenlenen Uluslararası Detroit Otomobil Fuarı’nın
ardından bu sene 80’incisi düzenlenen Cenevre Otomobil
Fuarı’nın heyecanı yaşanıyor. Birçok markanın yeni modellerini görme fırsatını yakalayacağımız fuarda, Detroit
Fuarı’nda olduğu gibi markaların yeni çevreci modellerinin
öne çıkacağı tahmin ediliyor. 4–14 Mart tarihleri arasında
düzenlenecek fuarda, Kia’nın yeni Sportage modelinden
Porsche’nin 911 Turbo S modeline; Renault’nun Twingo
bazlı modeli Wind’den Volvo’nun yeni S60 modeline kadar
sayısız yeni araç görücüye çıkacak. Fuarın bizler açısından
en önemli özelliği ise, fuarda sergilenen birçok aracı kısa bir
süre sonra ülkemiz yollarında da görebilecek olmamız.
Otomotiv sektörünün genelinde olduğu gibi, bu yıl 10’uncu
yılını kutlayan DOD markası için de yeni yıl hızlı başladı.
Türkiye’nin kurumsal anlamda ilk ikinci el markası olan DOD,
geçtiğimiz ay içerisinde İstanbul’da Esma Sultan Yalısı’nda
düzenlenen toplantıda yetkili satıcıları ile biraraya geldi. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Aclan Acar’ın ve
Doğuş Otomotiv CEO'su Sayın Ali Bilaloğlu’nun marka ile ilgili olumlu değerlendirmeleri ve markanın geleceğine yöne-
Erman YERDELEN
Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve
Ticaret A.Ş.'yi temsilen Yönetim
Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi
Yönetim Yeri
Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve
Tic. A.Ş. Eski Büyükdere Caddesi
USO Center No: 61 34389 Maslak /
İstanbul Tel: (212) 335 00 00
Genel Yayın Yönetmeni
Alper Aköz
(Sorumlu Müdür)
Editör
Levent Gençağa
Görsel Yönetmen
Kemal Toğanç
Katkıda Bulunanlar
Edmon Bekyan, Zeynep Yeşilipek,
Mert Uyan, Sinem Eroğlu
Basım Yeri
Promat Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Evren Mahallesi, Evren 1 Oto Sanayi
Sitesi Yanı, Esenyurt İstanbul
Tel: (0212) 690 63 63
"DOD'un fiyat ve görüntü
değiştirme hakkı saklı olduğundan
DOD bu konularda güncelleme
yapabilir. Tipografik hatalardan
DOD sorumlu değildir. Resim,
fiyat ve bilgilerde yazım hatası
olduğu takdirde ilgili Yetkili
Satıcı'daki bilgi ve fiyatlar
geçerli olacaktır. KDV ve diğer
vergilerdeki değişiklikler ve
gelebilecek yeni vergiler fiyatlara
aynen yansıtılacaktır. Kredi ödeme
seçenekleri, kredi başvurusu VDF
tarafından onaylandığı takdirde
geçerlilik kazanacaktır."
BUSINESS
dergisinin okurlarına ücretsiz hediyesidir.
lik stratejik görüşleri toplantıya damgasını vurdu. Toplantıda
ayrıca, markanın kurucusu Sayın Cem Yurtbay’a da, 10 yıl
önce sektörün ikinci el alanında göstereceği gelişimi değerlendirerek markanın bugünkü lider kimliğine kavuşmasını
sağlayan önemli çalışmalarından dolayı bir teşekkür plaketi
sunuldu. Doğuş Otomotiv yönetimi ile yetkili satıcılarını biraraya getiren bu organizasyonun ardından markanın 2010
yılı boyunca gerçekleştireceği 10. Yıl çalışmaları da fiilen
başlamış oldu. Ülke genelinde tüm DOD yetkili satıcılarında
eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek etkinliklerle markanın
10. Yıl iletişimi çeşitli sürprizler ve kutlamalarla yıl boyunca
sektöre damgasını vuracak.
Bu sayımızla birlikte daha önce sizlere duyurusunu yapmış olduğumuz ve 10 ay boyunca sizlere sunacağımız farklı
bölümleri biraraya getirmenizle sahip olabileceğiniz “DOD
ikinci el araç alım satım rehberi” yayınımıza bu sayımızla
başlıyoruz. Sizlerden gelen talepler çerçevesinde hazırladığımız ve sektörde bir rehber görevi görecek bu yayınımızı
beğenerek takip edeceğinizi umuyoruz.
Dergimiz, hizmetlerimiz ya da araç alım satımı ile ilgili
öğrenmek istediğiniz her türlü sorunuz ve görüşleriniz için
[email protected] mail adresinden ya da 0212 456 54 00 nolu
telefondan bizlerle iletişime geçebilirsiniz.
Önümüzdeki sayı görüşmek üzere...
Saygılarımızla,
DOD 10. YIL ÖZEL İKİNCİ EL REHBERİ
BU SAYIDAN İTİBAREN DERGİNİZDE!
İkinci el araç alıp satmaya karar
verdiğimizde kafamızda oluşan
soruların cevaplarını artık elinizdeki
derginin orta sayfalarında birinci
bölümünü verdiğimiz DOD İkinci El
Rehberi'nde bulabileceksiniz.
•Piyasa araştırması nasıl yapılır?
•İhtiyaca uygun farklı araç alternatifleri
nasıl tespit edilir?
•Alımı düşünülen aracın durumu
güvenli olarak nasıl tespit edilir?
•Araç alımında nelere dikkat
edilmelidir?
•Devir, noter ve ruhsat işlemlerinde
nelere dikkat edilmelidir?
•Araç fiyatlandırması nasıl yapılır?
Belirleyici öğeler nelerdir?
Hepsi ve daha başka can alıcı detaylar...
Her ay devam edecek olan
bölümleri çıkartıp sakladığınızda yıl
sonunda vereceğimiz kapağın içine
yerleştirebileceksiniz. Böylece elinizde
uzun süre saklayabileceğiniz DOD Özel
İkinci El Rehberi'ne sahip olacaksınız.
DOD Ö
ZE
LÜTFE L REHBERi. .
'N
N SAK
LAYIN i
!
3
32. DAKAR RALLİSİ’NDE
İLK 3 VOLKSWAGEN’İN
Motor sporlarının en önemli
yarışlarından biri olan ve 2008 yılında
Afrika’daki terör olayları nedeniyle
Güney Amerika’da yapılan efsanevi
Dakar Rallisi’nde Volkswagen TDI
motorlu Touareg, yarışın sonunda ilk
üç sırayı kimseye kaptırmadı. Dakar
Rallisi’nde geçtiğimiz yılın da şampiyonu
olan Volkswagen, böylece iki kez üst
üste bu zafere ulaşma başarısı gösterdi.
1 Ocak tarihinde Arjantin’in başkenti
Buenos Aires’den start alan ve Şili’de
son bulan 32. Dakar Rallisi’nde VW
Touareg’le yarışan üç takım da, 140
otomobilin katıldığı ve 9 bin kilometreden
oluşan yarışta podyuma çıktı.
Megane HB ve Coupe’ye
130 HP 1.4T motor
seçeneğİ eklendİ
Megane HB ve Coupe’nin benzinli ve dizel
motor seçeneklerine 1.4 Turbo seçeneği
de eklendi. Türkiye’de satışa sunulan 130
HP 1.4 Turbo motorlu yeni benzinli versiyon
daha sportif sürüş karakteri sunuyor. Yeni
versiyonda tek donanım seviyesi bulunuyor.
Viraj aydınlatmalı Bi-Xenon farlar, 17”
alüminyum alaşımlı jantlar, karartılmış
arka camlar, park sensörü, ön sis farları,
yağmur sensörü, ABS, acil durum fren
destek sistemi (AFU), ESP+CSV+ASR,
sürücü, yolcu, yan ve perde hava yastıkları
standart olarak sunulan donanımlar
arasında yer alıyor. Elektrikli panoramik
açılır tavan ve navigasyon sisteminin
opsiyonel olarak sunulduğu Megane HB
1.4 Turbo 44.900TL’den, cam tavan,
siyah deri döşeme ve navigasyon
sisteminin opsiyonel olduğu Mégane
Coupe 1.4 Turbo ise 47.100TL’den
satışa sunuldu.
4
VW model
atağıyla
30 bin satış hedefliyor
2
010 yılında satışa sunacağı yeni modellerle
ürün gamını genişletecek olan VW, pazar
payını yüzde 8’e yükseltmeyi hedefliyor.
VW Binek Araç’ın 2010 yılı beklentileriyle
ilgili gerçekleştirdiği toplantıda konuşan Doğuş
Grubu VW Binek Araç Genel Müdürü Vedat
Uygun, 2009 yılını beklentileri doğrultusunda
kapattıklarını belirterek, “2008 yılında binek
otomobilde 21 bin 136 adet olan satışımızı
geçen yıl 26 bin 760 adede çıkararak 6.9 olan
pazar payımızı 7.2’ye yükselttik. 2010 yılında
ise 30 bin adedi aşarak yüzde 8.2 pazar payına
ulaşmayı hedefliyoruz. 2011 yılında ise bu
rakamı 40 bin adede ve pazar payımızı yüzde
10’a taşımayı hedefliyoruz” dedi. VW’in şu anda
dünyada en çok satan ikinci marka olduğuna
değinen Uygun, “VW, 2018 yılında 6.6 milyon
satış gerçekleştirerek birinciliğe yerleşmeyi
hedefliyor.” dedi. Türkiye’de ise yeni model
atağına geçerek daha da güçleneceklerine
değinen Uygun, bunun ilk adımı olarak mart
ayında yaklaşık 50 bin euro fiyat etiketine sahip
olması beklenen Golf R (Dört çekerli 270 HP
2.0 TSI) ve satışının yaklaşık 60 bin euro olması
beklenen Scirocco R (Dört
çekerli 255 HP) modellerini
satışa sunacaklarını söyledi.
Vedat Uygun yıl içinde
piyasaya çıkartacakları diğer
modellerin ise yılın ikinci
çeyreğinde yeni Touareg ve
VW Binek Araç Genel
Polo GTI (1.4 TSI 170 HP) ile
Müdürü Vedat Uygun
haziran ayında yeni Touran
olacağını” açıkladı.
Müşteri memnuniyeti açısından Türkiye’nin
dünyada örnek sayılan beş ülkeden biri
olduğunu söyleyen Uygun “Bunu nasıl
başardığımızı inceliyorlar. Diğer ülkelerde
de benzer uygulamalar gerçekleştirecekler.
Dört yaşından büyük araçları yetkili servislere
yönlendirmek için yaşlarının üç katı indirim
kampanyası başlattık. Bunun geçici bir
kampanya olmadığının altını çizmek isterim.
Bu yöntemle maliyet farkından dolayı yetkili
servislere gelmeyen 30 bin eski müşteriyi
yeniden kazandık. Bu durum bayilerimize de
yaradı. Hiç araç satmasalar bile masraflarını
çıkartır duruma geldiler.” diye konuştu.
Golf 2009’un en güvenlİ otomobİlİ seçİldİ
G
olf, EuroNCAP’in
değişen ve
gittikçe zorlaşan
kriterleriyle yaptığı
ilk değerlendirmeden
birinci ayrıldı. Bu yıl bir
ilki gerçekleştirerek
2009’daki tüm
çarpışma testlerinin
sonuçlarını derleyen
EuroNCAP Enstitüsü,
toplam 103 puanla
rakiplerini geride bırakan VW Golf’ü yılın en
güvenli otomobilini ilan etti. 2008 yılında 5
yıldız alan VW Golf, EuroNCAP’in, 2009’un
başında gerçekleştirdiği çarpışma testlerine
daha zorlu kriterler getirmesinin ardından
yeniden test edildi. Golf, araç içindeki
‘Yetişkin’ ve ‘Çocuk
Koruması’, ‘Yardımcı
Güvenlik ve Sürücü
Destek Sistemleri’
ile yayalara çarpma
anında özellikle bacak
ve kafa bölgelerindeki
yaralanmalarının
değerlendirildiği ‘Yaya
Güvenliği’ olmak
üzere dört kategorinin
tamamında 103 puan
toplayarak 33 rakibini geride bıraktı.
Golf, 2008’de de ABD’li bağımsız güvenlik
enstitüsü “Insurance Institute for Highway
Safety (Otoyol Güvenliği Sigorta Kurumu /
IIHS) tarafından “En Güvenli Seçim” unvanını
kazanmıştı.
Chevrolet üç yılda
12 modele imza atacak
C
hevrolet Türkiye, 2009 yılında Cruze
modelinin de sağladığı ivme ile yüzde
120 büyüyerek Chevrolet’nin Avrupa çapında
en çok büyüyen ülkesi oldu. Yeni Spark
modelinin tanıtımında konuşan Chevrolet
Genel Müdürü Murat Aydın, üç yıl içerisinde
12 yeni modeli satışa sunacaklarını ve
bunun ilk üyesinin yeni Spark olduğunu
belirtti. Aydın, diğer yeni modelleri 2011’de
yeni Aveo, makyajlı Captiva, Cruze HB ve
crossover modeli Orlando olarak sıralarken
markanın elektrikli modeli olan Volt için 2012
yılını hedef koydu. 2011 yılında ayrıca Camaro
modelinin de ithal edilmesi planlanıyor.
Chevrolet ailesinin yenilenen üyesi
Spark’ın, şehir otomobilleri ile tam donanımlı
küçük aile otomobilleri arasındaki boşluğu
dolduracak bir köprü olması amaçlanıyor.
Daha dinamik bir görünüme kavuşan
yeni Spark’ın kabininde eğlence, şıklık ve
işlevsellik biraraya getirildi. Direksiyon
kolonunun üzerine yerleştirilen ve gerekli
tüm bilgileri kolay okunur bir şekilde sunan
motorsiklet tarzı gösterge paneli, kabinin
odak noktasını oluşturuyor. Analog hız
göstergesinin yanında, spor bir motosiklette
olduğu gibi, dijital bir devir göstergesi de
bulunuyor. Kabin içinde gerçekleştirilen
iyileştirme çalışmaları sonucunda gürültü ve
titreşim seviyesi de düşürülmüş.
Yeni Spark’da MP3 işlevli bir CD çaların
yanı sıra AUX-USB girişlerin bulunması ve
modern taşınabilir müzik cihazlarına da
uyumlu olması müzikseverlerin hoşuna
gidecek.
Yeni model, 100 km’de ortalama 4.8 litre
yakıt tüketen yeni 1.0 lt (68 HP) ve 5.1 litre
yakıt tüketen 1.2 lt (81 HP) 16V benzinli
motorlar bulunuyor.
Yeni Spark’ın yol tutuş özelliğini artırmak
için şasi yapısı geliştirilirken kabindekileri
korumak için altı hava yastığı ve önden
çarpışma halinde katlanabilir pedal sistemi
kullanılmış.
Porsche’nİn
en hızlısı yollarda
Porsche mühendisleri, güç, performans ve
sürüş dinamikleri söz konusu olduğunda en
iyiyi isteyenler için 911 Turbo S’i geliştirdi.
Porsche 911 Serisi’nin en hızlısı olan Turbo
S, iki adet turbo yardımıyla 911 Turbo’dan 30
beygir daha yüksek güç üretiyor. Beygir gücü
530’a çıkan altı silindirli boxer motoruyla 911
Turbo S, aynı zamanda 911 Turbo’da opsiyonel
olarak yer alan bütün yüksek teknoloji ürünü
özellikleri de standart olarak sunuyor.
Performanstaki bu önemli artışa rağmen yeni
911 Turbo S’in yakıt tüketimi 100 kilometrede
11.4 litreyle 911 Turbo’nun tüketimine eşit.
Sadece 7 ileri PDK (çift debriyajlı otomatik)
şanzımanla sunulan dört çekerli 911
Turbo S, Tork Yönlendirme Sistemi ve
Dinamik Motor Taşıyıcıları ile güvenli
sürüş sağlıyor. Yine standart olarak
yer alan ‘Sport Chrono Paketi’nde
yer alan Launch Control sistemi
sayesinde 911 Turbo S, 0'dan 100
km/s’e 3.3 saniyede ulaşıyor. 200
km/s hıza 10.8 saniyede ulaşan ve
maksimum hızı 315 km/s olan
yeni 911 Turbo S’de gerekli olan
yüksek frenleme gücünü,
hafif ve ısıya dirençli
seramik kompozit
frenler sağlıyor.
Yenİ Santa Fe daha güçlü ve güvenlİ
H
yundai’nin bu yıl 10’uncu yaşını kutlayan
SUV modeli Santa Fe, yenilenen iç ve
dış tasarımı, artırılan güvenlik özellikleri,
geliştirilen motor ve şanzımanıyla Türkiye’de
satışa sunuldu.
Yenilenen Santa Fe’nin dış görünümünde
artık üç çıtalı yeni bir radyatör ızgarası,
yeni tip sis farlarının kullanıldığı ön ve arka
tamponlar, daha çekici hale getirilen ön
far ve arka stop lambalarına yer veriliyor.
Kabin içindeyse Genesis modelindeki
gibi daha rahat okunabilen led teknolojili
gösterge paneli, dikiz aynası üzerinde
LCD geri görüş ekranı ve yeni tip döşeme
dikkat çekiyor. Yeni Santa Fe'de, lastik
basınç uyarı sistemi,
navigasyon ekranı
ve Xenon farlar gibi
teknolojik özellikler de
bulunuyor. Kabindeki altı
hava yastığının haricinde,
yan çarpışmalarda ve
devrilme anında güvenliği
artırmak amacıyla devrilme
sensörlü perde hava yastığı
kullanılıyor. Bunların
yanı sıra ESP (Elektronik
Stabilite Programı), TCS
(Savrulma ve Patinaj
Önleme Sistemi) standart
olarak sunuluyor.
Hyundai Santa Fe’de Style ve Style Max
olmak üzere iki donanım paketi var.
Santa Fe’nin yeni 2.2 litrelik turbo dizel
motoru 197 beygir güç üretiyor. Bu motor,
gücünü yeni 6 kademeli Shiftronic şanzıman
yardımıyla iletiyor. 0-100 km/s hızlanmasını
10.2 saniyede gerçekleştiren yeni Santa
Fe’nin maksimum hızı 190 km/s’ye ulaşırken
100 km’de ortalama 7.2 litre yakıt tüketiyor.
Yeni modelin beş kişilik Style versiyonunun
fiyatı 110 bin, yedi kişilik Style Max’in ise
113 bin 500 TL olarak belirlendi.
5
Bu yıl 4-14 Mart tarihleri arasında
düzenlenen 80’inci Cenevre Otomobil
Fuarı, 100 dünya ve Avrupa tanıtımına ev
sahipliği yapacak. Fuara olan ilgi krizin
hangi aşamada olduğunu gösterecek.
80. Cenevre Fuarı
krizin nabzını tutacak
Porsche
Hİbrİt
teknolojİsİnİ
yarışlara taşıyor
Porsche’nin 911 GT3 modelini
temel alarak geliştirdiği GT3
Hybrit yarış otomobilinde, biri
benzinli ikisi elektrik motoru
olmak üzere toplam üç motor
bulunuyor. Arka-ortada yer
alan 480 beygir gücündeki
4.0 litrelik motor, gücünü
arka tekerleklere iletirken
toplamda 120 kilovat (160 HP)
üreten iki elektrik motoru, ön
tekerlekleri besliyor. Elektrik
motorları frenleme esnasında
oluşan kinetik enerjiyi yeterince
biriktirdikten sonra 6-8 saniye
süreyle aktarabiliyor. Bu ek
güç direksiyondaki düğme
yardımıyla kontrol ediliyor.
Hibrit teknolojisine sahip
olan bu yeni yarış otomobili
ilk sınavını 15 Mayıs’ta
Nürburgring’deki 24 saat
yarışında verecek. GT3
Hybrit, Porsche’nin
başarılarla dolu
tarihinde yeni bir
sayfa açacak.
6
Yenİ Sportage
daha genİş İç
hacİm sunuyor
Kia, yeni Sportage
modelinin dünya lansmanını
Cenevre’de gerçekleştirdi.
Markanın tamamen
yenilenen tasarım anlayışının
en son temsilcisi olan
yeni Sportage, başarılı
sürüş pozisyonu, geniş
görüş açıları, artırılmış
güvenlik donanımları ve
yerden yükseklik gibi SUV
Audi’nin en küçüğü A1
Mayıs’ta yollara çıkıyor
A
udi’nin merakla beklenen A1 modeli, Türkiye’de Ağustos
ayında satışa sunulacak. Markanın tüm ilerici özelliklerini dört
metreden kısa bir gövdede sunan A1, güçlü motorları ve başarılı
yol tutuş kabiliyeti ile segmentindeki en sportif modellerden biri
olacak.
Elektronik aks diferansiyel
kilitli ESP sistemi, A1’in
kullanımını daha da sportif
hâle getirirken, sürüş
güvenliğini artırıyor. A1’de
105 ile 122 HP arasında
güç üreten, ikisi TDI ve
ikisi de TFSI olmak üzere
dört adet, dört silindirli
turbo motor yer alacak.
Yedi ileri, çift kavramalı,
S tronic şanzımanla vites
değiştirmek artık hızlı ve konforlu.
A1, belirgin tavan çizgisi, coupe benzeri C sütunları ve markaya
has tipik tek çerçeveli ızgarasıyla modern bir tasarıma sahip.
Kontrast renkte tavan seçenekleri ve üç boyutlu biçimlendirilmiş
arka farlar A1’i farklı kılan özellikler arasında yer alıyor.
A1, Attraction ve Ambition donanımlarına ek olarak sunulan
ekipman, paket ve renk seçenekleri sayesinde kişisel zevklere göre
tasarlanabiliyor. A1’in convertible versiyonu 2012 yılında üretilecek.
araçlar için kilit özellikleri
bünyesinde barındırıyor.
Bu özellikleri modern
bir tasarımla birleştiren
Sportage, yerini aldığı
modelden daha uzun, daha
alçak ve daha geniş bir
yapıya sahip. Yeni model,
uzatılmış aks mesafesi
sayesinde sürücü ve
yolcuları için daha geniş
yaşam alanı ve daha fazla
bagaj hacmi sunuyor.
Geliştirilmiş özellikleriyle
yüksek sürüş keyfini artıran
yeni Sportage, yılın ikinci
yarısında dizel ve 1.6 lt.
benzinli motor seçenekleri
ile ithal edilmeye
başlanacak.
Yenİ S60 daha
büyük, daha hafİf
Volvo yeni S60’ı eskisiyle
kıyaslanamayacak kadar sportif
tasarlamış. Dört kapılı bir coupe
izlenimi veren yeni model bunu
aerodinamik (0.28) yapısıyla da
destekliyor. Kullanılan alaşımlı
metaller sayesinde yerini
aldığı modelden daha büyük
olmasına karşın ağırlığı daha az.
Türkiye’de en çok ilgi görmesi
beklenen 2.0 litre turbo benzinli
motor 200 beygir güç üretirken,
2.0 litre beş silindirli turbo dizel
seçeneği 158 beygir üretiyor.
Renault’nun
coupe roadster çalışması; Wind
Yeni Touareg araziden
taviz vermiyor
VW
’in arazi araçları sınıfındaki temsilcisi Touareg yenilenerek
Cenevre’de görücüye çıkacak. Yerini aldığı modelden daha
alçak ve daha uzun olan yeni Touareg, yuvarlatılmış hatlarıyla
dikkat çekiyor. Büyüyen boyutlarına rağmen eskisinden yaklaşık
200 kg daha hafif olan yeni model, offroad kabiliyeti konusunda yine
hiç taviz vermiyor. Offroad için gerekli olan bütün destek sistemleri
daha da geliştirilerek yeni Touareg’e aktarıldı .
Yeni modelde, 3.3 V6 TSI 328 HP, 3.0 V6 TDI 237 HP ve 4.2 V8 TDI
335 HP olmak üzere üç motor seçeneği sunuluyor. Yeni Touareg’in
hibrit versiyonu da son haliyle VW standında sergileniyor.
Nissan’dan yenİ bİr bestseller daha gelİyor
Nissan, Qashqai ile elde ettiği başarıyı Juke modeliyle devam
ettirmeye kararlı gözüküyor. Crossover modeliyle spor
otomobil melezini andıran yeni model, şişik çamurluklarıyla
dinamik bir görünüm sergiliyor. Önden ve dört çekerli
versiyonlarının bulunacağı Juke modelinde, 17 inç jantlar
ve 215 ebadında lastikler kullanıldı. Nissan, Juke modelinin
dört çekerli versiyonunda 187 beygir gücünde 1.6 litre turbo
motor kullanırken önden çekişli versiyonda, Qashqai’den de
tanıdığımız 115 HP 1.6 lt benzinli ve 110 HP 1.5 lt dCi motor
seçeneklerine yer veriyor. Juke modelinin Türkiye’deki
satışına yılın son çeyreğinde başlanması planlanıyor.
BMW’nin gözbebeği yenilendi
BMW’nin en iddialı modellerinden olan 5-Serisi yenilendi. Önemli bir satış başarısı
elde eden eski modele kıyasla daha yumuşak hatlardan oluşan yeni model,
Cenevre’de sergilendikten sonra Nisan ayında Türkiye’de satışa sunulacak. İlk
olarak 3.0 litre dizel (242 HP) ve benzinli motor seçeneklerinin ithal edileceği
yeni 5-Serisi’nin en çok tercih edilen 2.0 litre dizel (181 HP) seçeneği ise
Eylül ayında satışa sunulacak. Altıncı kuşak 5-Serisi’ndeki en önemli
yenilikleri start-stop sistemi, çift salıncaklı ön süspansiyon ve sekiz
ileri otomatik şanzıman olarak sıralayabiliriz. Arkada oturanlar
için daha geniş diz mesafesi sunan yeni modelin kabini genel
hatlarıyla 7-Serisi’nden aktarılmış gibi görünüyor. Yeni
5, teknolojik özellikler açısından da (gece görüş,
sürüş bilgilerini ön cama aktaran head-up
sistemi vs.) ağabeyini aratmayacak.
Renault, Cenevre Fuarı’nda
yeni coupe roadster modeli
Wind’i tanıtıyor. İki kişilik
olarak tasarlanan coupe
roadster sadece 12 saniyede
açılan yenilikçi elektrikli tavanı
ile açık havada keyifli sürüş
deneyimi sunmayı hedefliyor.
Wind, günlük kullanıma uygun
ve pratik olan, kompakt ve
üstü açılır bir araç arayışındaki
alıcıları hedefliyor. Kompakt
ölçüleri sayesinde şehir içinde
kolay bir kullanıma sahip olan
Wind, tavan konumundan
bağımsız olarak 270 dm3'lük
bagaj hacmi ile sınıfında
bir ilke imza atıyor.
Yenİ
Meriva’nın
GÜCÜ ters
açılan kapılar
Opel’in yeni tasarım anlayışının
son ürünü Meriva, yılın son
çeyreğinde satışa sunulacak.
Yeni modelin en çarpıcı
özelliği olan ön kapıların tersi
yöne açılan arka kapılar giriş
çıkışları çok kolaylaştırdı. Bu
ve alüminyum raylar üzerinde
kayan, değiştirilebilir saklama
ünitelerinden oluşan “FlexRail”
sistemi gibi özellikler, çocuklu
aileler tarafından ilgi görecek.
Meriva’da ilk etapta 1.3 lt 75
HP dizel ve 1.4 lt (120-140 HP)
turbo benzinli motor seçenekleri
sunulacak. İlerleyen tarihlerde
üç dizel seçeneğinin daha
eklenmesi planlanıyor.
7
Otomotiv sektöründe,
artan yakıt fiyatları ve
trafik yoğunluğuyla
birlikte rekabetin
en yoğun yaşandığı
alanlardan biri hiç
şüphesiz küçük
otomobiller sınıfı.
Son dönemde
markaların ardı ardına
gerçekleştirdikleri
yatırımlarla pazarda
seçenekler çoğaldı.
Peugeot markası da 107
ve 207 modellerinin
ardından 206+
modeliyle bu sınıfa
giriş yaparak iddiasını
ortaya koyuyor.
Yazı
Levent Gençağa
Fotoğraflar
Sinem Eroğlu
Zeynep Yeşilipek
Önden bakıldığında aracı
207’den ayırt edebilmek
ustalık gerektiriiyor. Motor
kaputunun üzerinde yer alan
sportif hava girişleri, 206’dan
hatırladığımız şık bir ayrıntı.
8
Küçük Aslan
Tekrar Sahnede
Ü
reticiler için bir pazarda aynı anda birden fazla ürün alternatifiyle yer almak zaman zaman
riskler taşısa da, sağladığı avantajlarla önemli
bir karardır. Pazardaki ürün gamınızı artırırken, elinizde uzun yıllardır pazarda gösterdiği başarılı
performans ile kendini ispat etmiş bir ürününüz de varsa, ister istemez pazarda gücünüzü ve payınızı artırmak
üzere bu üründen de yararlanmanız akılcı bir strateji
olabilir. Peugeot yöneticileri de 107 ve 207 modelleriyle
yer aldıkları küçük sınıf pazarında bu şekilde stratejik bir
karar alarak, ilk kez 1998 yılında tanıtılan 206 modelini
Peugeot mühendislerine yeniden yorumlattılar ve 206+
modeli olarak pazara sundular. Bu karar başta biraz
riskli gibi görünse de, bugüne kadar dünya genelinde
6,5 milyon adet, ülkemizde ise 55 bin adet gibi yüksek
satış rakamlarına ulaşmayı başaran 206 modeli, sonuna “+(Plus)” ekini alarak markanın önemli bir silahı olarak pazarda yerini aldı. Bu stratejik kararın, geçmişte
küçük sınıfta 205, 106 gibi modellerle büyük başarılar
elde eden markaya, küçük otomobiller sınıfındaki yoğun
9
İlk olarak 1998 yılında
satışa sunulan araç, geçen
zamana karşın halen
çizgileriyle beğeni topluyor.
Üst kısmı 207 ile aynı olan
kokpitte malzeme kalitesi
yükselmiş. Kumanda
elemanlarının sadeliği,
kullanım kolaylığı sağlıyor.
rekabette sağlayacağı desteği, ilerleyen süreçte satış adetleri net olarak gösterecek.
Ancak otomobilseverler açısından bu kararı
değerlendirdiğimizde, geçmişi eskiye dayanan başarılı bir modelin yeniden yorumlanarak yaşam ömrünün devam ediyor olması,
şimdiden mutluluk verici bir karar olarak
değerlendiriliyor.
206+ modeli adeta 206 modelinin DNA’sı
korunarak 207 modelinden aktarılan izlerle tasarlanmış. Başka bir ifadeyle, bir nevi
206’nın ön kısmı çıkarılarak 207’nin ön kısmı
yerleştirilmiş. Aracı tanımayan birinin uzaktan baktığında otomobilin 206+ mı, yoksa 207
mi olduğunu ayırt etmesi oldukça güç. Donanımından ziyade fiyatı konusunda iddia-sını
ortaya koyan aracın 1.4 lt hacme sahip 75 HP
gücündeki benzinli motor seçeneği 24.800
TL’den,1.4 lt hacimli 70 HP’lik dizel motor
seçeneği ise 27.800 TL’den başlıyor. Sadece
Comfort adı verilen donanım paketi ile satın
alınabilen araçta sürücü havayastığı, immobilizer, ISOFIX, manuel klima, merkezi kilit,
elektrikli ön camlar ve direksiyondan kumandalı radyo-CD çalardan oluşan sınırlı bir
donanım listesi standart olarak sunuluyor.
Bununla birlikte aracın satış fiyatına sadece
1.500 TL gibi makul bir fark ödenerek; içerisinde ABS fren sistemi, ön yolcu havayas10
tığı, ön sis farları, gövde renkli kapı kolları,
yan aynalar ve koruma çıtaları bulunan Stil
ve Güvenlik paketleri birlikte alınabiliyor. Bu
farkın üzerine 500 TL ek ödemeyle yan havayastıkları ve arka koltuk kafalıkları, 720 TL
ek ödemeyle ise 15” alüminyum jantlar satın
alınabiliyor. Test aracımızın donanım seviyesinde olduğu gibi tüm bu donanımlar birlikte
alındığında, aracın dizel motor seçeneği için
satış fiyatı 30.520 TL’ye kadar çıkabiliyor.
Dış Tasarım
207 modeliyle aynı burun yapısına sahip
olan aracın, uzaktan bakıldığında 206+ olduğunu hemen söyleyebilmek hiç de kolay
değil. Araca dikkatli bakıldığında, önceki 206
modellerinden aşina olduğumuz motor ka-
putunun üzerindeki hava girişleri, yan aynaların formu ve arka tasarımıyla farkını ortaya
koyuyor. Ön bölümle uyum sağlanması için
şişkin bir formla tasarlanmış arka çamurluklar, tasarımı korunmasına karşın rengi
değiştirilip daha sportif bir hava kazandırılan
arka stoplar ve yenilenen arka tampon, aracın 206 modeliyle diğer farklılıklarını oluşturuyor. Geçirdiği köklü makyaj operasyonunun ardından eski modele göre uzunluğu 36
mm, iz genişliği ise 22 mm artan araç, 3872
mm uzunluğu, 1655 mm genişliği ve 1446
mm'lik yüksekliği ile küçük sınıftaki rakipleri
içerisinde ebatlarıyla öne çıkıyor.
Dış tasarımla ilgili genel değerlendirmemiz, 206 modeli için yaklaşık on yıl önce
hazırlanmış bir tasarım olmasına karşın,
Peugeot mühendisleri 207 modelini çağrıştıran yorumlarıyla halen dikkat çeken, beğenilen ve kullanıcısını tatmin eden bir otomobil
elde etmeyi başarmışlar.
İç Mekan
Dış tasarımında 207 ile oldukça benzer
özellikler sergileyen 206+, iç mekanda da
bu benzerliği koruyor. Yenilenen görünüm
ile birlikte daha modern bir hale gelen kabinde, kokpitin üst kısmının 207 ile birebir
aynı yapısı dikkatleri çekiyor. Konsolun üst
kısmında bulunan havalandırma ızgaraları,
dijital bilgi ekranı ve gösterge paneliyle 207
ile sağlanan bu benzerlik, alt bölümde yerini 206 modelinden izlere bırakıyor. Genel
olarak sınıf standartlarına yakın seviyede
olduğunu gözlemlediğimiz malzeme kalitesine karşın, bazı montaj hataları 207’ye
oranla aracın işçiliğinin biraz daha geliştirilmesi gerekliliğini düşündürüyor. Her şeyin yerli yerinde olduğu gözlemlenen kabinde, el freninin arkasında konumlandırılan
cam açma düğmeleri ve merkezi kilit düğmesinin konumu, 206’dan gelen ergonomik
sıkıntılar olarak karşımıza çıkıyor. Kapı içi
cepler ise biraz daha geniş ve kullanışlı olabilirdi düşüncesindeyiz. Görüş açıları
açısından başarılı bulduğumuz araç, makul
satış fiyatı çerçevesinde sadeleştirilen donanımının getirdiği manuel ayarlı yan ayna-
206+ modelinde Peugeot
mühendisleri, 207
modelini çağrıştıran
yorumlarıyla dikkat
çeken, beğenilen ve
kullanıcısını tatmin eden
bir tasarım elde etmişler.
ları ve opsiyonel olarak uzaktan kumanda
seçeneği bulunmayan merkezi kilit yapısıyla zaman zaman kullanıcısını yorabiliyor.
Önde ve arkada sınıf standartlarına göre
yeterli diz ve baş mesafesine sahip aracın
koltukları da rahat ve konforlu, yeterli yan
yükseklikleri ile uzun yolculuklarda yorulmadan seyahat edebilmenizi sağlıyorlar. Koltukların sırt ayar kumandaları ise alışkanlık
gerektiriyor. Otomobilin geniş torpido gözü
ve 245 litrelik bagaj hacmi ise sınıf ortalamasında olup yeterli kullanım alanı sunuyorlar.
Performans ve Sürüş Özellikleri
Peugeot, 206+ modelinde, 1.4 litre benzinli
75 HP ve 1.4 litre Hdi 70 HP’lik turbodizel olmak üzere iki motor seçeneğine yer veriyor.
Testimize konuk olan dizel motor seçeneği
araca yeterli bir performans sağlıyor ve bu
konuda ortalama 5,8 lt'lik test tüketimiyle
başarısını ortaya koyuyor. Maksimum tork
değeri olan 160 Nm’yi verdiği 2000 d/d’ya kadar biraz cansız olan motor, bu devirden sonra giderek artan bir performans sergiliyor.
Bu şekilde 1012 kg ağırlığındaki araçla rahat
yolculuklar yapmak mümkün oluyor. Motorla
uyum içerisinde çalıştığını söyleyebileceğimiz
şanzıman ise, kısa ve rahat vites geçişleriyle
sürücüsünü bu konuda yormuyor. 206+ modelinde otomatik şanzıman seçeneğine yer
verilmiyor olması ise, aracın hedef kitlesinin
tercihleri açısından önemli bir müşteri profilinin diğer araçlara yönelmesine yol açabilir
düşüncesindeyiz. Sürüş konforu açısından
tatminkar sonuçlar veren süspansiyon sistemi, yol tutuş konusunda sınıf standartlarını
zorlayacak derecede başarılı olarak kolay kolay izinden sapmıyor.
Sonuç
Peugeot, dünya genelinde bugüne kadar
6,5 milyon kişinin tercihi olmayı başarmış 206
modelini başarıyla yeniden yorumlayarak 107
ve 207 modelleri arasında fiyatıyla öne çıkan
iyi bir alternatif yaratmış. Başlangıç donanımının zayıf olmasına karşın makul bir bedel
ile donanımın artırılabilmesi; uygun fiyat politikası ve 207’den izlerle daha çekici hale gelen
tasarımı, araca yeni teknolojilere sahip rakipleri karşısında önemli bir avantaj sağlıyor.
Teknik Özellikler
Motor
Sıralı / 4 silindirli
Yerleşim
Önde, enlemesine
Silindir hacmi
1398 cc
Maksimum güç
70 HP / 4000 d/d
Maksimum tork
160 Nm / 2000 d/d
Şanzıman
5 ileri manuel
Son hız
166 km/s
0-100 km/s
13.8 sn
Aktarma
Önden çekiş
Yakıt türü
Dizel
Frenler (ön/arka) Disk / Kampana
Tüketim (ş.içi - ş.dışı) 5.4 / 3.5 lt/100 km
Depo kapasitesi
50 lt
Bagaj hacmi
245 lt
Baz fiyat
24.800 TL
Test aracı fiyatı
30.520 TL
Yakıt tüketimi, yol tutuş, fiyat
Otomatik seçeneği bulunmuyor,
donanım
Donanım
Peugeot 206+ 1.4 HDi
ABS
O
ESP
-
Hava yastığı
sürücü/yolcu/yan S/O/O
Klima
S
Radyo/CD çalar
S
Aracın arka tasarımında köklü bir değişime gidilmemiş.
Genel tasarım korunurken tampon yenilenmiş ve
stopların rengi değiştirilmiş.
11
AYIN KONUĞU
OPEL Genel MüdürÜ
Özcan Keklik
Büyümenin yolu
küçülmeden geçiyor
Opel'deki yeni yapılanmaya
değinen Özcan Keklik
Türkiye'de otomotivde vergi
düzenlemesinin değişmesi
gerektiğini söyledi.
Yazı: Edmon Bekyan
O
pel’in uzun vadede gerçekleştirmeyi
planladığı kalkınma planı çerçevesinde, öncelikle General Motors'dan
daha bağımsız yeni bir yapılanma ve
kapasite küçültmesini takiben düşük yakıt tüketimli yeni agresif modeller üzerinde çalışıldığını
belirten Özcan Keklik, Türkiye’de kalıcı 'Hurda
indirimi' ve Avrupa’dakine benzer bir vergi düzenlemesinin şart olduğunun altını çizdi.
Opel-GM ilişkisinde geleceği şekillendirecek son gelişmeleri öğrenebilir miyiz?
Geçen hafta açıklanan uzun soluklu kalkınma planımız çok önemli adımlar içermekte.
Bu plan ile Opel markamızın Avrupa’da, uzun
vadede bağımsızlığının sağlanması hedeflenmiştir. Planın hedefi; agresif ürünler, yeni
yatırımlar, kapasite küçültme, hızlı ve verimli
tedbirler aracılığıyla Opel için sağlam ve bağımsız bir yapı oluşturmaktır. Bu plan başarılı
bir gelecek için tüm gereklilikleri kapsamakta:
Yüksek donanımlı iş gücü, yüksek yakıt tasarrufu teknolojisi temel alınmış agresif ürünler,
rekabete dayanan fiyat yapısı ve Rüsselsheim
merkezi dışındaki operasyonları yürüten kendini işine adamış bir yönetim ekibi.
Bu hedefin rakamsal açıklaması nedir?
GM, gelişmeyi sürdürmek için, 2014 yılına
kadar Opel’e 11 milyar euro yatırım yapmayı
planlıyor. Bu olumlu gelişme bize, ürün gamımızı 2012’ye kadar yüzde 80 yenileyeceğimiz
yeni bir atak planlama olanağı sağladı. Ürünlerimiz yalnızca görsel açıdan yenilenmeyecek;
aynı zamanda yeni ve çevreci teknolojiler de
12
içerecek. 2011’de Ampera ile başlayacak olan
geliştirilmiş menzilli elektrikli araç atağı, daha
ufak boyutlu elektrikli araçlarla devam edecek. Buna paralel olarak LPG ve CNG motor
sistemleri ve start-stop gibi teknolojiler içeren
modeller de satışa sunulacak.
Geçtiğimiz senenin sonunda, işi yeniden yapılandırmak için 3,3 milyar euro nakite ihtiyaç
olduğunu belirlemiştik. GM şimdiden Opel’e
600 milyon euro yatırım yaptı bile. Ayrıca nakit
akışını sürdürmek adına 650 milyon euroluk
bir destek de sağladı. Geriye kalan 2,7 milyar
euroluk nakit desteğini sağlamak için ilgili
devlet yönetimleri ve Avrupa’daki sendikalarla
görüşmeler devam ediyor. Alman hükümeti,
bu planın uzun dönemde uygulanabilirliğini
değerlendirmek ve fizibilitesini yapmak için
bizden bağımsız bir denetimci atamamızı talep
etmişti. Geçen ay bağımsız denetçi kurumunun
kararı doğrultusunda yapılan açıklamada; “Bu
plan, yeniden yapılandırılmış başarılı bir iş için
finansal güvenirliğe sahip ve gerçekçi bir yol
haritası sunmaktadır” cümlesine yer verildi.
Bu bizler için önemli bir dönüm noktasıdır.
Denetimcilerin değerlendirmele-
rini, detaylı planı ve borçlanma-borç ödemelerine ilişkin teminatları içeren resmi başvuruyu
Alman hükümetine sunduk.
Yeni yapılandırma planında kısıtlamalara da
yer veriliyor mu?
Ekonomik öngörülere göre Avrupa’da otomotiv pazarı bu sene, 2007 yılına kıyasla yüzde
25 dolayında küçülecek. Karşı karşıya olduğumuz bu pazar gerçeği, eski olumlu tabloya ne
zaman dönüleceği konusunda öngörüde bulunmamızı da imkansız kılıyor.
Avrupa pazarının kaçınılmaz gerçeği ile mücadele edebilmek için Opel’in kapasitesinin
yaklaşık yüzde 20 dolaylarında düşürülmesi
gerektiğinin kesinlikle farkındayız. Antwerp’de
bulunan üretim tesislerini kapatma kararı, yeni
Opel dönüşümünün ilk ve en zorlu adımıydı.
Daha önce de duyurulduğu gibi yeniden yapılanmak için Avrupa genelinde mevcut 48
bin görevden 8 bin 300’ünü sonlandırmamız
gerekiyor. Avrupa geneline yayılacak olan bu
küçülme kapsamında iş akdi sonlandırılacak
kişilerin bin 300’ü idari, 7 bin’i ise üretim kadrolarında yer alıyor.
2010 yılında otomotiv sektörüyle ilgili beklentileriniz nelerdir?
Geçen yıllarda tecrübe edilen sorunlarla
karşılaşmamak için kalıcı tedbir ve teşviklerin
düzenlenmesi gerekiyor. Hurda indiriminin
sürekli bir uygulama olarak belli esaslara
dayalı bir şekilde yürürlüğe girmesi ve kalıcılık arz eden kısa, orta ve uzun vadeli
vergi devrimine yönelik adımlar atılması sektörümüz için hayati önem taşımakta.
Belli kural ve standartlara dayalı, sürekli
olacak “Hurda indirimi programı”, otomotiv
endüstrisine olumlu katkı sağlarken diğer
yandan çevrenin korunması (bu sayede karbondioksit salımı oranlarında ciddi iyileşmeler
elde etmek mümkün) ve daha güvenli araçlara
sahip olma gibi önemli faydaları da beraberinde getirecek.
Ülkemizde otomotive uygulanan vergi oranlarının Avrupa ülkelerine oranla yüksek olduğu
herkesin malumu. Tabii ki, her ülkenin kendine
göre bir sistemi var; ancak vergi açısından hayata geçirilecek doğru uygulamalar ülkemizin
lokomotif sektörlerinden biri olan otomotivin
sürdürülebilir bir gelişme içinde yoluna devam
etmesine olanak tanıyacaktır. Yeni vergi indirimlerinden ziyade Avrupa ülkeleri benzeri bir
vergi sistemine geçiş, sektörümüz için kalıcı
bir çözüm sağlayabilir.
Türkiye pazarında Opel hangi noktada?
Yalnızca verimlilik ve satış rekorları kırmak
için değil aynı zamanda müşteri hizmetlerinde
mükemmellik için tüm Opel ekibi olarak yoğun
bir çalışma içersindeyiz. Kısa vadeli çalışmalardan ziyade markamızı orta ve uzun vadede
güçlendirecek çalışmaları tercih ediyoruz.
2009 yılında binek araç olarak 23 bin adetlik
satış gerçekleştirerek 6.14’lük pazar payı elde
ettik. 2010’da ise ürün gamımıza eklenecek
yeni modellerle bu rakamı 25 bin adede yükseltip pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz.
YENİ MERIVA SON
ÇEYREKTE GELİYOR
"Bu yıl iddialı olduğumuz modeller arasında merakla beklenen ve kısa bir süre
önce tanıttığımız Yeni Astra ve Dünya ile tanıtımı 4 Mart tarihinde Cenevre Otomobil
Fuar’ında gerçekleştirilecek olan Yeni Meriva yer alıyor. Ülkemizde 2010 yılının son
çeyreğinde satışa sunulacak olan Yeni Meriva’nın, sahip olduğu fonksiyonellik ve farklı
tasarımı ile segmentinde rakipsiz olacağını düşünüyorum. Şimdiye kadar Meriva’da alışık
olduğumuzun aksine, ters yöne açılan arka kapıları sayesinde özellikle çocuklu ailelerin hayatı daha
da kolaylaşacak. Meriva, 1.3 lt dizel ve 1.4 lt turbo benzinli motor seçeneklerine sahip olacak. İlk
etapta her iki motorun da kullanılacağı versiyonlar sadece manuel vitesli olarak ithal edilecek.
Kısa bir süre önce satışa sunulmasına karşın aralarında “Altın direksiyon”nun da bulunduğu
birçok ödüle layık görülen Yeni Astra’nın yanı sıra Klasik Astra’nın da satışı devam
edecek. 2010 yılı içerisinde ayrıca Corsa modelimizde yeni ve heyecanlı motor
seçenekleri sunacağız. Örnek olarak 1.6 lt turbo 192 HP OPC ve 1.4 lt
100hp motor seçeneklerimizi söyleyebilirim."
13
Şarap gibi otomobil
Porsche’nin seri üretime geçtiği ilk model olan 356, sahip olduğu
aerodinamik hatlar, başarılı yol tutuş ve üretim kalitesi sayesinde dönemin
en çok arzu edilen otomobili oldu. Günümüzde de koleksiyonerlerin gözdesi
olan 356, Porsche markasının olduğu yere gelmesinde çok büyük role sahip.
P
orsche’nin ilk otomobili olan 356 hafif
bir gövdeye ve çevik bir yol tutuşuna
sahipti. Arkadan itişli olan bu iki kapılı spor otomobilin, sert tavanlı ve
convertible olmak üzere iki gövde seçeneği
bulunuyor. 17 yıllık üretim dönemi boyunca
tasarım alanındaki gelişmeler, 356’nın popülaritesini artırdığı gibi motor sporlarında da
başarıyı yakalamasını sağladı. İlk üretimin
başladığı Avusturya, Gmünd’de 50 otomobil
üretildikten sonra fabrika 1950 yılında Almanya, Zuffenhausen’e taşındı. Burada üretim
1965 yılının Nisan ayına kadar devam etti. Aynı
fabrikada 1963 yılından itibaren 911 modelinin
de üretimine başlandı. Üretilen toplam 76 bin
356 modeli Porche'nin yarısının hâlâ hayatta
olduğu tahmin ediliyor.
Porsche’nin İlk Seri
Üretim Otomobili
Porsche, İkinci Dünya Savaşı’ndan önce 1939
yılında, sonradan iptal edilecek olan BerlinRoma yarışı için Type64 olarak adlandırılan bir
otomobil tasarladı. Bunu takiben 1948 yılında,
No.1 olarak adlandırılan arkadan motorlu, boru
şasili 356’nın prototipi tamamlandı. Bu otomobil bazı tanım tartışmalarını da beraberinde
getirdi. Porsche’nin ilk otomobili mi yoksa seri
üretime geçirilen ilk otomobil mi derken firma
356 için ‘ilk seri üretim modeli’ tanımını benimsediğini açıkladı.
356 modeli Ferdinand Ferry Porsche
(şirketin kurucusu Dr. Ing. Ferdinand
Porsche’nin oğlu) tarafından hayata
geçirildi. Baba Ferdinand Porsche’nin
tasarladığı VW Kaplumbağa gibi 356
da hava soğutmalı 4 silindirli arkadan
motorlu ve arkadan itişliydi. 356’nın gövdesini Porsche çalışanlarından Erwin Kometa
tasarladı. Mekanik aksam, süspansiyon şasi
ve motor ise Volkswagen’den alındı. Maliyeti
düşük tutabilmek için çoğunlukla Volkswagen
parçaları kullanılarak üretilen ilk 356, ‘Yol
kullanımına uygundur’ onayını Avusturya’da
8 Haziran 1948 yılında aldı. Otomobilin per14
Yazı: Edmon Bekyan
yakasında da gün geçtikçe artıyordu. Bunun
en önemli sebebi 356’nın başarılı aerodinamik
yapısı, yol tutuşu ve üretim kalitesiydi. Otomobil sahipleri 356’yı günlük hayatta kullandıkları
gibi onunla yarışlara da katılıyorlardı. 356'nın
yollardaki bilinirliğin artışı ve yarışlarda elde
edilen iyi dereceler 1964 yılında siparişleri 10
bin adede ulaştırdı. Üretimin bittiği 1965 yılında
ise toplamda yaklaşık 76 bin adet Porche 356
üretilmişti.
formansını artırmak üzerine yoğunlaşan ve
farklı alanlarda geliştiren Porsche, her geçen
gün daha az Volkswagen parçası kullanmaya
başladı. Gmünd’de üretilen ilk 356’ların gövdesinde elle şekillendirilen alüminyumun yerine
Zuffenhausen’e taşındıktan sonra sac kullanılmaya başlandı. Üretilen ilk 356’lar Avusturya
ve Almanya’da satışa sunuldu. 1948 ile 1950
yılları arasında yalnızca 50 otomobil üretildi.
Ne var ki, bu süre zarfında 356’ya olan ilgi Atlantik Okyanusu'nun her iki
Hatlar Aynı Kalırken
Fonksiyonelliği Artırıldı
356’nın tasarımı üretim süreci boyunca hiç
değişmeden devam etti. Dış hatların aynı
kalmasına karşın otomobilin fonksiyonelliğini artırmak adına önemli çalışmalar gerçekleştirildi. İlk üretim
yılı olan 1948'den üreti-
Porsche 356
minin durdurulduğu 1965 yılına kadar 356’nın
hem coupe hem de convertible versiyonları
üretildi.
50’li yılların başlarında toplam üretimin
yüzde 50’sini convertible oluşturuyordu. 1954
yılında Porsche’nin Amerika’daki distribütörü
Max Hoffman şirkete, düşük maliyetli-üstü açık
bir modelin Amerika’da önemli satış adetlerine
ulaşabileceğini söyledi. Bunun üzerine yarışlar
için çıkartılabilen ön camı, katlanabilen yumuşak tavanı ve yarış tipi koltukları ile halen koleksiyonerlerinin gözdesi olan Speedster üretildi. Yeni model özellikle Güney California’da
büyük ilgi gördü. Bir anda Speedster’ın üretimi
zirve yaptı ve 1957’de 1.171 adede yükseldi. Bu
yükselişin ardından yaşanan gerileme, 1958 yılında Speedster'ın Convertible D modeliyle yer
değiştirmesine neden oldu. Yeni model daha
yüksek olan ön cama ve daha konforlu koltuk-
lara sahipti. Ertesi yıl 356 B “Roadster” convertible, D modelin yerini aldı. Spor otomobil
meraklılarının üstü açık otomobillere olan ilgisi azalmaya başlayınca yumuşak tavanlı üstü
açılabilen 356’nın satışları 60’lı yılların başında
önemli ölçüde düşmeye başladı. 1962 yılının
ortalarına doğru 356B modeli T6 gövde tipiyle
değiştirildi. Yeni modelin daha büyük camları
ve sağ ön çamurluğunda yakıt deposunun kapağı bulunuyordu. “Notchback” olarak da bilinen 356B (1961-1962) modeli aslında opsiyonel
olarak sunulan sert tavanın gövdeye kaynaklanmış cabriolet versiyonuydu.
356 modelinde son değişiklik 356C ile geldi.
Bu gövde tipi 1964 model yılıyla birlikte satışa
sunuldu. O tarihe kadar üretilenlerin en güçlüsü olan 95 beygir gücündeki motora ev sahipliği yapan 356C’den 1964 yılında 14.151 tane
üretildi. Aynı yıl, 356’nın yerini alması planlanan 911 üretildi., ancak Amerika’da 356’ya
olan ilginin büyüklüğü 1965 yılına kadar üretilmesini sağladı. Serinin son otomobilleri ise,
Hollanda polisi için Mart 1965 yılında üretilen
10 adet 1965 model cabriolet oldu.
356’nın Yerini 911 Aldı
356 modelinde kullanılan 4 silindirli motor
daha sonra 1965-1969 yılları arasında 912 modelinde kullanılmaya başlandı. 912 modeli bazı
yönleriyle 356 ile benzerlikler içerse de onun
yeni modeli olarak değerlendirilmesi yanlış
olur, çünkü 356’nın sonlandırılmasına karar
verilince onun yerini alması için geliştirilen
daha ağır ve hızlı otomobil 911’'in fiyatı, düşük
fiyat etiketi görmeyi arzu eden kesimin beklentisini karşılayamadı ve yerine 912 üretildi.
Günümüzde koleksiyoncuların en gözde
modellerinden olan 356 modeli Amerika’da
gerçekleştirilen açık artırmalarda 250 ile 300
bin dolar civarında alıcı buluyor. 1950’li yıllarda
356’nın satış fiyatı 4 bin dolar civarındaydı.
Yakında Mercedes’in SL Gulwing modelini
günümüze uyarlayıp SLS olarak satışa sunması gibi Porsche de 356’nın modern versiyonunu
satışa sunarsa şaşırmayın. Bu, 356 kullanıcılarını olduğu kadar markaya gönül vermiş
birçok otomobilseveri de mutlu
edecektir.
Porsche 356'nın güzel hatları ve
sportif karakteri ilk andan itibaren
klasikleşmesini sağladı.
15
DS efsanesi
yeniden yorumlandı
C
itroën’in efsanevi modeli DS’den esinlenilerek tasarlanan yeni DS Serisi, ilk olarak
DS3’le gün ışığına çıkıyor. Anti Retro sloganıyla tanıtılan yeni model, radikal çizgileri ve
Citroën teknolojisinin ulaştığı noktayı sergileyen
donanımıyla dikkat çekiyor.
Citroën’in efsanevi DS Serisi ilk tanıtıldığında
büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Bünyesinde barındırdığı donanım ve ileri teknoloji özellikleriyle
zamanının en yenilikçi araçlarından birisi olarak
kabul ediliyordu. Citroën, bu araçtan esinlenerek
marka için yepyeni bir çizgi oluşturdu. Markanın
C4 ve C5 ile başlattığı modernleşme sürecinin en
son ve radikal örneği olan DS3, sempatik çizgileri,
sunduğu teknolojik özellikler, malzeme ve işçilik
kalitesiyle dikkat çekiyor. Citroën’in özellikle nostalji çağrıştırmamasına özen gösterdiği DS3, yeni
DS Serisi'nin ilk örneği. DS ve C Serileri'nin modelleri ve üretim anlayışları tamamen farklı olacağı gibi yüksek donanıma sahip olan DS ailesi daha
lüks özellikler ve detaylar içerecek. DS Serisi DS4
ve DS5 modelleriyle devam edecek.
Kişiye özel detaylar
Köpekbalığı yüzgeçlerini andıran çamurluğu ve
tamponun iki yanında yer alan LED aydınlatmalar,
yeni modelin en karakteristik detaylarından. Kabinde ise bu sınıfta çok sık rastlamadığımız ince
zevkin ürünü olan konik şekilli, üç kadranlı göstergeler ve kumanda butonları ilk göze çarpan
özelliklerden. Modelin başarılı izolasyonu ve güçlü
müzik sistemi diğer artıları arasında yer alıyor.
DS3 kullanıcıları aksesuvarları ve dış alanları
kişiselleştirebiliyor. Tavan, karoserin geri kalan
16
kısmından farklı renkte seçilebiliyor ve farklı çıkartma desenleriyle süslenebiliyor. Dikiz aynası
kapakları ve alt kapı kısımları boya veya kromajla
kaplanabiliyor. Jantlar da isteğe göre farklı renklerden seçilebiliyor. Araç içindeki gösterge tablosu
kaplaması, vites kolu topuzu ve diğer iç aksesuvarları için de neredeyse sayısız renk, kumaş veya
malzeme seçeneği bulunuyor.
150 HP motor, performansı ve
sesi ile tahrik ediyor
Boyutlarından dolayı şehir içinde kolay bir kullanım sunan DS3’ü anavatanında kullanma şansı elde ettik. İki kapılı bu beş kişilik otomobil dış
boyutlarından tahmin edilemeyecek bir iç hacim
sunuyor. Arka koltukta oturan yolcular için tasarlanmış özel tutamaklar, virajlarda sağa-sola
savrulmayı engellediği gibi araçtan çıkmayı da kolaylaştırıyor. Alçak sürüş pozisyonu, hisli direksiyonu ve süspansiyonun genel karakterinden dolayı
sportif bir sürüşe sahip olan yeni modelin, 90 HP
1.6 HDI dizel ve 120 ile 150 HP güçlerinde 1.6 litre
benzinli motor seçenekleri var. Bizim kullandığımız 150 beygirlik versiyon hızlanmaya istekli yapısı
ve güzel sesi ile adeta daha performanslı
kullanım için tahrik ediyor.
Mayıs ayında satışa çıkacak ve özellikle gençlerin
ilgi göstermesi beklenen
DS3, MINI ve Fiat 500’ün
yer aldığı sınıfa yeni
bir soluk ve heyecan
katacak.
Edmon Bekyan / Paris
Geniş bir kişiselleştirme
listesine sahip olan DS3'ün
ince detaylarla dolu kabini
Citroën'in modernleşen
yapısını yansıtıyor.
İKİNCİ ELİ UZMA
DOD İkinci El Sistemi Fiyatlandırma Şefi olan Barış Diker, otomobil
tercihi ve alım satımı hakkında rehberlik yapıyor ve sorularınızı yanıtlıyor.
Sorularınız için: [email protected]
Yılda 10 bin km için
dizel araç uygun mu?
Merhaba,
20 bin TL’lık bir bütçe ile ikinci el araç almak istiyorum. Arkadaşlarım hep dizel araç
almamı öneriyorlar. Yılda 8-10 bin km yol
yapıyorum. Sizce yeni aracımı dizel mi benzinli mi almalıyım? Dizel ve benzinli araçların bakım maliyetleri ile ilgili görüşleriniz
nelerdir? Son olarak bu bütçe ile 50 bin km
nin üzerinde olmamak kaydıyla hangi araçları önerirsiniz?
Ahmet Sakin
Aracımı başka şehirde
teslim alabilir miyim?
Merhaba,
Benim DOD sistemiyle ilgili bir sorum
olacak. Bir şehirdeki DOD envanterinde bulunan bir aracı, başka bir şehirden almamız
mümkün müdür? İlginiz için teşekkür ederiz. İyi çalışmalar.
Onur Belgin
Sayın Onur Belgin,
Sanal sistemler ne kadar gelişmiş olursa olsun, farklı lokasyonlar ve coğrafi özelliklerden kaynaklı sorunların çözümünün
aynı paralelde ilerlediğini söylemek mümkün değil. Bir aracın bir yerden başka bir
yere nakli, nakliye, emek ve sigorta gibi
birçok maliyet kalemine bağlı olarak gerçekleşmektedir.
Bütün DOD Yetkili Satıcıları, www.dod.
com.tr web sitesinde yayınlanan araçların detaylarını görme olanağına sahiptir,
böylece size yardımcı olabilirler. DOD sisteminde yer alan bir aracı, nakliye masraflarını ödemek kaydıyla, bulunduğunuz
şehre getirtebilirsiniz. Bulunduğunuz
şehirdeki DOD Yetkili Satıcısı’na telefonla ulaşmanız durumunda, size gerekli
yardımı yapacaklardır. Önemli bir nokta;
18
Bursa’da veya yakın bir şehirde oturuyorsanız, maliyetiniz daha düşük olur, çünkü
araçların dağıtımını yapan tırlar, nakliye
sonrası İstanbul veya Bursa dönüşlerinde
boş veya yarı dolu olduklarından, İstanbul
veya Bursa’ya araç nakletmek daha hesaplı olmaktadır.
Sayın Ahmet Sakin,
Yılda 8-10 bin km'nin dizel bir araç alımı
için çok düşük olduğunu öncelikle belirtelim. Dizel araçların bakım maliyetleri yüksek ve bakım aralıkları daha dardır. Benzinli bir araca 15 bin km'de bir periyodik
bakım gerekirken, dizelde bu genelde 10
bin km'ye düşmektedir.
20 bin TL’lik bütçeyle sınırsız araç seçeneği mevcuttur. Orta sınıf bir aracın 20042006 aralığındaki birçok modeli (Focus,
Golf, Bora, Astra, 307, Corolla) 20 bin TL
civarında müşteri bulmaktadır.
NINA SORUN
sahibiyim. Distribütör garantisi bittiğinden
bu yana aracımı özel servise götürüyorum,
son kontrolde fren balatalarının değişmesi
gerektiğini söylediler. 35 bin km, fren balatası değişimi için normal bir kullanım mıdır,
görüşlerinizi almak istedim. Şimdiden teşekkürler. Seda Karasoy
Bir diğer seçenek de 2007-2008 model
bir ikinci el araç almaktır, bu durumda da
karşınıza Dacia Logan, Kia Cerato ve Chevrolet Cruze opsiyonları çıkmaktadır.
Bir üst sınıf bir araç istiyorsanız, daha
eski bir model almanız gerekir (örneğin
Vectra 2002-2003 model, Passat 2001-2002
model gibi).
Görüldüğü gibi, sadece fiyat konusunda
bir kriter ortaya koymakla, çok geniş ve
kararsız kalmanıza sebep olabilecek bir
hareket alanı yaratmış oluyorsunuz, bu da
sürecinizi uzatacaktır. Bu nedenle öncelikle ihtiyaç analizinizi yaparak, seçim bandınızı daraltmanızı öneririz. Çok acil bir araç
ihtiyacı içinde değilseniz, DOD Dergi’de bu
aydan itibaren yayınlayacağımız yazı dizisini de bir rehber olarak kullanmanızdan
memnuniyet duyarız.
1.59 gibi çok geniş bir aralıkta seyretmektedir ancak bu fiyatta bir araç için kredi
masrafı ciddi bir maliyet olacaktır. Düşük
bütçe nedeniyle araç kredisi kullanmak sizin için masraflı oluyorsa, bankaların 3-4
bin TL için sundukları düşük faizli ihtiyaç
kredisi seçeneklerini incelemenizi öneririz.
Bu durumda 14-15 bin TL bandına çıkarsınız ki, temiz araç seçenekleriniz ciddi
oranda artmış olur. Bu fiyat bandında eşinize otomatik araç alma imkanına da sahip
olursunuz.
35 km'de balata
değiştirilir mi?
Merhaba Barış Bey,
2006 model 35 bin km'de Ford Fiesta araç
Sayın Seda Karasoy,
Fren balataları ve debriyaj balataları,
sarf malzemeleri özelliğini taşıyan parçalardır. Bu parçaların aşınması veya yıpranması büyük oranda kullanım özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkan hususlardır.
Genelde otomatik şanzımanlı araçlarda,
kompresyon freni dediğimiz vites küçültme işlemi olmadığından, yavaşlamak için
fren pedalı daha sık kullanılmakta, bu
nedenle fren balataları 30 bin km bakımlarında yetkili servisler tarafından değiştirilmektedir. Ancak sözkonusu kullanım
kilometresi düz vitesli araçlarda ortalamada daha yüksektir. Bununla beraber
yukarıda da belirttiğimiz gibi, kullanım
şartlarına bağlı olarak 35 bin km'den çok
daha az bir kullanımda da fren balatalarının değişimi gerekebilir. Aracınız önden
çekişli olduğu için öncelikle ön fren balatalarının değişmesi gerekir. Bu değişim,
yukarıda saydığımız gerekçelerden dolayı
distribütör garantisi kapsamında değildir.
aracınızda bu ihtiyaç distribütör garantisi
süresinde ortaya çıkmış olsaydı bile, bu
işlemi garanti kapsamında yaptırma olanağınız olamazdı.
10 bin TL'ye hangi
araçları alabilirim?
Barış Bey merhaba,
Eşime küçük benzinli bir araç almak istiyoruz ve 10 bin TL civarında nakit bütçemiz
var. Alabileceğimiz araç modelleri ve faiz
oranları hakkında bilgi rica ediyoruz. Teşekkür ederiz. Recep Söylemez
Sayın Recep Söylemez,
10 bin TL civarında iyi durumda bir
araç bulmak gerçekten zordur. Fiat ve
Renault’nun eski modellerini önerebilirim.
Ancak araçlar genelde 8-10 yaşında olacağı
için çok iyi durumda olmaları beklenemez.
Faiz oranları aylık yüzde 1.24 ile yüzde
19
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
-1-
Araç Değişim Kararı
Nasıl Alınmalıdır?
Mevcut aracınızı değiştirmek veya yeni bir araç almak çoğu
zaman büyük sorunlara yol açabilen bir karardır. Seçim yelpazesinin genişliği, akıl çelen kampanya ilanları, eş-dost önerileri,
aile fertlerinin kişisel tercihleri, yeni çıkan modeller böyle bir sürecin başındaki tüketiciye kabus yaşatmak için adeta sözbirliği
etmiştir.
Bütün bu karmaşada öncelikle “Araç almaya ihtiyacım var mı?”
sorusu sorulmalıdır. Her gün araç kullanmayan, evi ve işi itibarıyla toplu taşımayı kullanabilen, sadece tatil için araç ihtiyacı olan ve
hepsi bir yana aylık ödeme imkanları kısıtlı olanların araç alması,
Türkiye gibi akaryakıttan %60’ı geçen oranda vergi alınan bir ülkede ekonomik olmayacaktır.
Öncelikle, araç değişiminde kararı hızlı bir şekilde vermeniz çok
önemlidir. İhtiyaç analizini yapmalı, piyasa ile ilgili bilgi edinmeli,
birkaç firma ve model belirleyerek seçime giden süreci başlatmalısınız. Her yaşa, her gelir grubuna, her ihtiyaca yönelik o kadar çok
araç vardır ki, otomotiv piyasasına biraz yabancı iseniz, şaşırmamanız mümkün değildir. 70’lerde “Renault aldık” deyince model bile
söylemeye gerek yokken, bugün Renault Megane HB 1.5 dCI Authentique Aut gibi arkasına 6 tane daha tanım eklemeniz gerekmektedir. Tanımlama bu şekilde yapılmadığında “Dizel mi?”, “Otomatik
mi?”, “Hangi paket?” gibi birçok soru ile karşılaşılır. Teknoloji ve
otomotivin ülkemizdeki gelişimi, hayat standardını yükseltirken, karar verme sürecini de o derecede zorlaştırmıştır.
27
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
-1-
Araç Değiştirme Süresi
Ne Olmalıdır?
Aracınız varsa, bunu değiştirmek için optimum süre iki ile dört
yıl arasında değişir. Sıfırdan araç almışsanız ve bir yıl içinde satmayı hedefliyorsanız, büyük maddi zarar göreceğinizi bilmelisiniz
çünkü sıfır araçlar ilk yıl ortalama %20 oranında değer kaybeder,
ilerleyen zamanlarda bu değer kaybı %3 ila %5 seviyelerine iner.
Bu durumda, bir yıl daha beklerseniz %4 kaybınız olacak ancak
aracı iki yıl kullandığınız için size getirdiği katma değer neredeyse
iki katına çıkacaktır.
Fazla kilometre yapanlar için iki yıl uygun bir araç değiştirme
periyodudur, ancak az kilometre yapılıyorsa üç yıl daha uygundur.
Burada araç kullanma kriteri olarak yıllık 10.000 km. alınabilir, yılda 10.000 km.den az kullananlar için araç değiştirme süresi üç dört yıl olarak uygundur. Yılda 10.000 km’den daha fazla yol kateden araç sahipleri iki yılda bir aracını değiştirmelidir. 50.000 km.
altındaki araçların ikinci el değerlerinin daha yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. Buna mukabil araçların 100.000 km.’ye yaklaşırken masraflarının arttığı, 100.000 km.’yi geçen araçlarda ise ilaveten yürür aksamda ve elektrik sisteminde sorun çıkma ihtimalinin
28
yükseldiği bilinmektedir. Ayrıca, ikinci elde alıcıların kilometre konusundaki psikolojik algıları söz konusu olduğunda, zaman zaman araçların yapmış oldukları kilometrenin aracın genel durumunun önüne geçtiği de bilinen bir gerçektir. Aracı ikinci el satın
almışsanız, satış kararını aracın yapmış olduğu kilometreye göre
vermelisiniz. Yukarıda saydığımız kriterler ikinci elden satın alınan
araçlar için de geçerlidir.
Bundan birkaç yıl öncesine kadar, enflasyonun daha yüksek olduğu dönemlerde, araç aynen emlak veya altın gibi bir yatırım aracı
olarak algılanıyordu. Satın aldığınız araç, birkaç yıl sonra fiyatının
3-4 katına rahatlıkla satılabiliyordu. Oysa yerine aldığınız sıfır aracın
veya evin de fiyatı aynı oranda arttığı için aslında ciddi bir kar sözkonusu değildi, ancak yeni ve distribütör garantili bir araç aldığınız için
masraflarınız azalıyordu. Enflasyonun düşmesiyle bu algı da geride
kaldı, sıfır araç fiyatlarının yıllardır aynı seviyelerde seyretmesi ikinci el fiyatlarının da sürekli geriye gitmesine neden oldu. Bu nedenle
sıfır veya ikinci el bir araç satın alımı yatırımdan ziyade, ihtiyaca cevap veren bir tüketim olmak durumundadır.
Araç Alımı
Hangi Aylarda Yapılır?
Satın alma kararınızda etkili olması gereken bir diğer unsur,
alım kararının yılın hangi zamanında hayata geçirileceği ile ilgilidir. Burada otomotivin yıllık takvimine bakmakta fayda var:
✔ Ocak ve Şubat’ta kampanyalar yeni şartlarla devam eder, piyasa
biraz durgundur,
✔ Mart-Nisan-Mayıs piyasanın en hareketli zamanıdır, fiyatlar
yükselir ancak aracınızı da daha yüksek fiyata satabilirsiniz.
✔ Haziran başından itibaren yeni model yılı beklentisine girilmiş
olur, eski model kampanyaları hız kazanır.
✔ Temmuz-Ağustos ayından itibaren yeni modeller gelir, eski mo-
dellerin fiyatı hesaplı olur.
✔ Eylül’de piyasa yazın bitişi ile hareketlenir, hareket Ekim’de devam eder.
✔ Kasım ve Aralık’ta firmaların yıl sonu kampanyaları cazip fırsatlar sunar.
Görüldüğü gibi her mevsimin bir özelliği var, fiyatların hangi
ayda daha ucuz olacağını takvime bakıp tam olarak anlamak mümkün değil. Mevcut aracınızın modeline ve almayı düşündüğünüz
modellerin kasa değişiminin yanı sıra makyaj işlemine bakıp karar
vermek daha doğru olacaktır.
29
REHBER
İkinci el
otomobil
almanın püf
noktaları
-1-
Doğru Bilinen Yanlışlar
Kasa değişimi demişken bazı yanlış inanışlara da göz atalım:
✔ Eski kasa sıfır araç almayalım, yeni kasayı bekleyelim.
✔ Yeni kasa yeni teknoloji demektir.
✔ Eski kasa çok değer kaybeder.
Eski kasa, daha doğrusu yeni kasadan hemen önce satışta olan
kasanın son modelleri, distribütör tarafından çok cazip kampanyalarla sunulur. Yeni kasalar ise zamlı olarak piyasaya çıkar. Bu nedenle değer kaybını bu fiyatlar üzerinden değerlendirmek daha
doğrudur. Yeni motor seçeneği ve yeni teknoloji kullanımı da fiyat
farkı yaratabilir ama şart değildir, yeni kasanın fiyatının yüksekliği
genelde dizayn farkından kaynaklanır. Eski kasanın son modelinin
de teknik olarak her zaman en sorunsuz ve en yüksek donanımlı
olduğu genelde piyasada kabul gören bir gerçektir. Ancak yeni
kasa araç eski kasa ile aynı fiyata çıkarsa, eski kasanın değerinin
%5 ila 10 arasında düşeceğini belirtmek lazım. Bunu anlamak için,
kasası değişmek üzere olan bir aracın rakipleri ile aynı fiyata satılması yeterlidir.
Faizdeki düşüşe bağlı olarak kredi oranlarındaki düşüşler de ,
araç alım kararı vermenize neden olabilir. Burada dikkat edilmesi
gereken nokta, düşen faizlerle beraber fiyatların genel seviyesinin
30
yükselip yükselmediğidir. Faizler ve fiyatlar genelde ters orantılıdır, faiz düşerken fiyatlar yükselir. Dolayısıyla ödeyeceğiniz toplam
tutar büyük oranda değişmez, ancak krizden yeni çıkmaya başladığımız ve kampanyaların hala sürdüğü şu dönem bir istisna olarak
kabul edilebilir. Fiyatların genel seviyesinin artmamasına rağmen,
faizler düşmektedir. Bu anlamda, halihazırda araç alımının cazip
olduğunu belirtebiliriz.
Araç alım kararı vermenize sebep olacak başka faktörler de vardır. Ailenize yeni bir üye katıldığında hatchback aracınız yeterli olmayabilir, sedan veya station wagon araca geçmeniz gerekir. İşinizi değiştirdiğinizde uzayan yol size dizel araç satın alma ihtiyacı
doğurur, veya benzer şekilde her gün İstanbul’un göbeğinde direksiyon sallıyorsanız otomatik araç şart olmuştur. Bu kararı vermek
için gereken “ihtiyaç analizi” konusunu gelecek sayımızda ayrıntılı
olarak ele alacağız.
Araç alım kararınızı verirken yeni olsun ikinci el olsun, gerekli
bütün analizleri yaparak, kendi ihtiyaçlarınıza göre karar vermenizi, her araçla ilgili söylenen olumlu ve olumsuz fikirve yorumları akıl ve tecrübe süzgecinden geçirmeden karar vermemenizi
öneririz.

Benzer belgeler

Kia`nın Avrupalı Yüzü

Kia`nın Avrupalı Yüzü Tel: (0212) 690 63 63 "DOD'un fiyat ve görüntü değiştirme hakkı saklı olduğundan DOD bu konularda güncelleme yapabilir. Tipografik hatalardan DOD sorumlu değildir. Resim, fiyat ve bilgilerde yazım ...

Detaylı

autowritetr-mayis-haziran2014

autowritetr-mayis-haziran2014 Megane HB ve Coupe’nin benzinli ve dizel motor seçeneklerine 1.4 Turbo seçeneği de eklendi. Türkiye’de satışa sunulan 130 HP 1.4 Turbo motorlu yeni benzinli versiyon daha sportif sürüş karakteri su...

Detaylı

Opel Antara ile Araziye Çıktı

Opel Antara ile Araziye Çıktı Tel: (0212) 690 63 63 "DOD'un fiyat ve görüntü değiştirme hakkı saklı olduğundan DOD bu konularda güncelleme yapabilir. Tipografik hatalardan DOD sorumlu değildir. Resim, fiyat ve bilgilerde yazım ...

Detaylı