PDF versiyon

Transkript

PDF versiyon
LOSS
PREVENTION
MANAGEMENT
Sayı 12 - Mart 2015
Zaman En Önemli
Maliyettir
Hüsnü GÜRELİ - BAKER TILLY GÜRELİ Yönetim Kurulu Başkanı
E D İ T Ö R
İmtiyaz Sahibi
Muammer Ay
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
İsa Ersoy
[email protected]
Genel Yayın Yönetmeni
İsa Ersoy
Grafik Tasarım
Gökhan Yıldırım
Kadir Demirtaş
Yönetim Yeri
Emek Mah. 97. Sok. No: 19
D: 16 Çayırova / Kocaeli
Tel: +90 543 810 56 27
Yapım
Ajans 4 Reklamcılık
Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.
Mecidiyeköy Mah.
Büyükdere Cad. Atakan Sok.
Berkan İş Hanı No: 4 D: 32-34
34387 Şişli / İstanbul
Tel: +90 212 216 85 15
www.ajans4.com
Yayının Türü
Yaygın Süreli Yayın
Yayın Tarihi
Mart 2015
Baskı
Şan Ofset Matbaacılık San.
ve Tic. Ltd. Şti.
Hamidiye Mah. Anadolu Cad.
No: 50 Kağıthane / İstanbul
Tel: +90 212 289 24 24
SIFIR RİSK
SIFIR GETİRİ
Sıfır risk sıfır getiri gerçeğinden yola çıkarsak işletmelerin
kâr edebilmeleri için ekonomik hayatta kabul edilebilecek
düzeylerde risk alma gerekliliği bulunuyor. Bu ifadedeki
“kabul edilebilecek düzey” belirlemesi çok önemlidir. Nedir
kabul edilebilir düzey? Bireysel olarak buna çok farklı
yanıtlar verilebilir ama kurumların ise tek bir yanıtı olması
gerekiyor. Kurumsal risk yönetimi de burada anlam bulmaya
başlıyor.
İsa Ersoy
LPM Dergi Kurucu
Yönetim Kurullarının, sermayedarların ve diğer paydaşların
beklentilerini dikkate alarak belirlediği risk iştahı
doğrultusunda risk limitleri belirleniyor. Diğer bir ifade ile
Yönetim Kurulu, icracı birimlere alabilecekleri riske ilişkin
sınırları tanımlıyor. Böylelikle hem icracı birimler hareket
alanını daha net görüyor, belirsizliği azaltarak daha rahat
faaliyet gösteriyor hem de sermayedar karşılaşabileceği
kaybın en yüksek boyutunu hesaplayabiliyor ve gönül
rahatlığı ile kendisine düşen yönetsel sorumluluğu yerine
getiriyor. Böylelikle kurumsal risk yönetimi, bir anlamda
yönetim etkinliğini de artırmış oluyor.
Risk yönetimi, işletmeler için bir ya da birkaç departmanın
sorumluluğuna bırakılamayacak kadar önemli bir konu. Bu
tespitten yola çıkacak olursak, risk yönetimi bakış açısını
gerçek anlamda tüm iş süreçlerine adapte edebilen şirketler
bu konuda başarı sağlayabilir. Bu yüzden, karar verme
noktasında olan her yöneticinin mutlaka bir risk yöneticisi
bilinç ve sorumluluğu taşıması gerekmektedir.
Kurumsal Risk Yönetimi ilkeleri ışığında hem mevcut
varlıklarına, hem de gelecekteki büyümelerine yönelik
riskleri en etkili ve verimli şeklide yöneten kurumlar
uzun vadede, riskleri bu kadar etkili ve verimli şekilde
yönetemeyenlere kıyasla daha yüksek bir performans
sergileyecektir.
Bu topraklarımızı vatan yapan Çanakkale Zaferimi’zin 100.
Yıldönümünde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta
olmak üzere, bu eşsiz mücadelede ki aziz şehitlerimizi ve
kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
3
KURUMSAL
YÖNETİM
KÜTÜPHANESİ
TKYD
KURUMSAL
YÖNETİM
KÜTÜPHANESİ
DÜNYANIN
BİLGİSİNİ BİR
ARAYA GETİRİYOR
Kurumsal Yönetim Kütüphanesi; adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim
anlayışını yansıtan bilgi ve tecrübeyi bir araya getirerek faydaya sunmayı amaçlamaktadır. Bu alanda çalışmalar yapmakta olan
uluslararası kuruluşların yanı sıra ilgili sivil toplum kuruluşları, akademik dünya ve iş dünyası tarafından üretilen makale, araştırma,
görüş ve sunumlar yer almaktadır.
Kurumsal Yönetim Kütüphanesi, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış olmakla birlikte, birçok farklı dildeki çalışmayı
barındırmaktadır. Farklı dillerdeki çalışmalar İngilizce özet açıklamaları ile yer almaktadır.
Kurumsal Yönetim Kütüphanesi'ne appstore kullanan mobil cihazlar ile erişilebilmektedir.
Cihazınıza indirmek için QR COD'u okutun.
AppleStore için
www.kurumsalyonetimkutuphanesi.com
Hizmetlere özgün bir yaklaşım… TAV bu eserde eğlenceyi, mutlu ve
huzurlu bir yolculuğu kendi üslubuyla ele alıyor. Tam 15 yıldır sergilenen
bu eser, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor.
Bu eser yaratılırken sanatçı Miro’nun eserlerinden esinlenilmiştir.
içindekiler
SÖYLEŞİ
HABER
10
20
Zaman En
Önemli
Maliyettir
BAKER TILLY GÜRELİ,
kurulduğu 1984 yılından bu
yana müşterilerine sunduğu
geniş hizmet portföyü ile
Türkiye’nin en büyük yerel
Yeminli Mali Müşavirlik
ve Bağımsız Denetim
firmalarından biri olarak
çalışmalarını sürdürüyor.
BAKER TILLY GÜRELİ Yönetim
Kurulu Başkanı Hüsnü GÜRELİ
ile BAKER TILLY GÜRELİ’nin
faaliyetlerini ve gelecek
hedeflerini konuştuk.
TAV Başkan
Yardımcısı
Geriş, Dünya
Ekonomik
Forumu’nun
Genç Küresel
Liderleri
arasında
TAV Havalimanları Finans
Başkan Yardımcısı Burcu
Geriş, Dünya Ekonomik
Forumu tarafından her yıl
geleneksel olarak seçilen
Genç Küresel Liderler
listesinde yer aldı.
SÖYLEŞİ
ARAŞTIRMA
24
38
Bir Anadolu
Masalı:
Ustamdan
Toplumsal bilinci
yerleştirmenin çok zor olduğu
ülkemizde hepimizin ilgisini
ve dikkatini Anadolu’da
kaybolmaya yüz tutmuş
asırlarca var olan zanaatlara
çekerek, bu mesleklerin
yeniden canlanarak meslek
ustalarının deneyimlerini
geleceğe taşımayı
hedef edinmiş aydınlık
geleceğimizin pırıl pırıl iki
değeri Müge ULUSOY ve
Gökçe GÜLCÜLER.
6
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
RÜŞVETLE
MÜCADELE İÇİN
İŞ İLKELERİ
ULUSLARARASI
ŞEFFAFLIK
ÖRGÜTÜ
ÖNCÜLÜĞÜNDE
ÇOK PAYDAŞLI BİR
İNSİYATİF
SÖYLEŞİ
MAKALE
46
54
İşletmelerin
Kara Deliği
‘HİLE’
Prof. Dr. Nejat BOZKURT’a
göre özellikle hile riski
yönetimini başarıyla
yürütenler, maddi
zararlarını azaltmakta,
dolayısıyla bu maliyetlerine
yansımamakta, işletme
içinde ve dışında itibar değeri
zedelenmemekte, çalışanlar
arasında manevi değerleri üst
düzeyde tutabilmektedirler.
Türkiye
Ekonomisinde
Dolar Fırtınası
Son dönemde dolardaki
hızlı yükseliş yatırımcıların
merakını arttırıyor. Dolar kuru
önümüzdeki günlerde nasıl
bir seyir izleyecek? Dünyanın
ünlü yatırım bankası
Goldman Sachs, önümüzdeki
1 yıl içinde doların 2.95 liraya
yükseleceğini öngörüyor.
İkinci bir uyarı ise İngiliz
Royal Bank Of Scotland’dan
geldi (RBS), doların 12 - 18
ay içerisinde tüm para
birimleri karşında değer
kazanmaya devam edeceğini
ve 3 liraya yükseleceği
öngörüsünde bulundu.
HABER
53
‘Lider Kadınlar’
ödüllerini aldı
Demokrasi Denetçileri
Derneği’nin 8 Mart Dünya
Kadınlar gününde verdiği
Lider Kadınlar Ödülleri
programının bu yıl ikincisi
gerçekleştirildi. Dedeman
Otel’de dün yapılan törende
bu yıl gazeteci kadınlara
ödülleri verildi. Medyada
yaşadıkları zorluklara rağmen
demokrat ve dik duruşlarıyla
dikkat çeken Amberin Zaman,
Ayten Görgün Smith, Belma
Akçura, Ceyda Karan, Mehveş
Evin, Melis Alphan, Sedef
Kabaş, Suna Vidinli ve Şükran
Özçakmak bu yıl ödül alan
isimlerdi.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
7
“
Unutma Türkiye;
Atatürk’ü
Allah’a borçlusun.
Geriye kalan her şeyi de
Atatürk’e...
”
Daniel Dumoulin
SÖYLEŞİ
Zaman En Önemli
Maliyettir
BAKER TILLY GÜRELİ, kurulduğu 1984 yılından bu yana müşterilerine sunduğu geniş hizmet portföyü ile
Türkiye’nin en büyük yerel Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim firmalarından biri olarak çalışmalarını
sürdürüyor. BAKER TILLY GÜRELİ Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü GÜRELİ ile BAKER TILLY GÜRELİ’nin
faaliyetlerini ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Hüsnü Bey aslında sizi tanıyoruz. Biyografinizi birçok yerden okumamız mümkün ama siz
bize kendinizi hayatınızdaki dönüm noktalarına değinerek kısaca tanıtabilir misiniz?
Ben aslında İstanbul Hukuk Fakültesi mezunuyum.
Orijinal eğitimim o. Bizim zamanımızda sadece İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi vardı. Şimdi 100 tane oldu.
Sonra 18 ay hesap uzmanları sınavına çalıştım. Aynı
zamanda bir muhasebe bürosunda çalışarak muhasebe öğrendim. Yaklaşık 1.500 kişinin girdiği hesap
uzmanlığı sınavından 7 kişiyi aldılar. Bende çalışmamın meyvesini alarak birincilikle kazandım. Hesap uzmanı olmak birinci dönüm noktasıydı. İkinci
dönüm noktası ise, hesap uzmanlığından ayrılırken
Koç, Sabancı gibi büyük holdinglerin denetim gruplarından teklif aldım. 5 sene Maliye Bakanlığı’nda
hesap uzmanlığı yaptım. Fakat o sırada Türkiye’nin
en ünlü mali müşavirlerinden biri olan Profesör Salih ŞENVER bana bir iş teklif etti. O zaman 13.000
lira maaş alıyordum. Bana her ay 15.000 lira para
çekebilirsin ama sana %25 hisse vereceğim dedi. O
bana çok cazip geldi. Salih hocayla görüşürken 10
saniye içinde kabul ettim. Hatta o da çok şaşırmıştı. Hayatımda birçok şeyi ondan öğrendim. Ona çok
şey borçluyum. İş hayatımdaki disiplini, çalışmayı,
bilimsel hazırlığı, konuşmayı, yazmayı, teknikleri ve
empatiyi hep hocadan öğrendim. Tabi ki! annemden
ve babamdan da çok şey öğrendim ama Salih hocam da benim hayatımda ikinci dönüm noktasıdır.
Sonra 1984 yılında bir başka hesap uzmanını daha
yanımıza ortak almıştık. İkimize bir akşam sizin
hisseleriniz yüksek benim hisselerim düşük kaldı
diyerek hisse tartışmasına girince ben yine 10 - 15
saniye içinde karar verip hocadan elinizi öpüp izin
10 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
istiyorum deyip ayrılmak istediğimi söyledim. Hiçbir
hazırlığım yoktu ve ayrıldım. Çünkü o zaman bir ortak diğer ortağın hissesiyle iradesi dışında oynayamaz, konuşamaz ve tasarrufta bulunamaz diye düşünmüştüm. Hep böyle hızlı çılgın kararlar alıyoruz
ama Allah koruyor herhalde bizi.
Geçtiğimiz yıl
30. senemizi
tamamladık.
Şirketin Yönetim
Kurulu Başkanıyım.
Fakat biz benimle
beraber 5 mülkiyet
ortağıyız. Şu anda
5 tane de kar payı
ortağımız var. 8
tane de Anadolu
şubelerimizde
ortaklıklarımız var.
Yani toplam 18
ortaklı bir şirketiz.
Ayrıldıktan sonra Levent’te emlak kredi bloklarında 60 metrekare bir daire kiraladım. Bir sekreter,
bir şoförüm ve bir tane de müşavirliğini yaptığım
firmam vardı. O bir firmayla başladım. Geçenlerde
İtalyanlara satışını gerçekleştirdiğimiz bir ilaç firmasıydı. İlk aylarda gelirimden fazla giderim vardı.
Yavaş yavaş işler birikti. Ondan sonra zaman içinde
arkadaşlara hem ortaklıklar verdim hem mülkiyet
ortağı olarak, hem kar payı ortağı olarak çok çeşitli sistemler geliştirdik ve bugüne kadar geldik.
Şirketimizin büyümesinin temel gerekçesi de budur. Hayatımdaki dönüm noktaları bunlar. Sonra
Asuman’ı tanıdım ve 1996 yılında onunla evlendim.
O da benim için çok önemli bir dönüm noktasıdır.
Asuman’da Borsa’nın kraliçesi ünvanıyla maruf
Deha’nın genel müdürüydü. Kitaplarda ismi olan
Borsa’nın bahçesine heykelini diktikleri bir kadın.
Asumanla yaklaşık 20 senedir evliyiz. Çok mutlu bir
evliliğimiz var. Bir kızımız ve bir oğlumuz var. İkisi
de bizim şirkette çalışıyor. Asuman benim için Allah’ın bir lütfu olarak hayatımda çok önemli bir yer
aldı. Neredeyse yarımdan fazla...
BAKER TILLY GÜRELİ Türkiye kuruluşundan
bu yana gelinen süreci ve şirketteki konumunuzdan bahseder misiniz?
Geçtiğimiz yıl 30. senemizi tamamladık. Şirketin
Yönetim Kurulu Başkanıyım. Fakat biz benimle be-
SÖYLEŞİ
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
11
SÖYLEŞİ
raber 5 mülkiyet ortağıyız. Şu anda 5 tane de kar
payı ortağımız var. 8 tane de Anadolu şubelerimizde
ortaklıklarımız var. Yani toplam 18 ortaklı bir şirketiz. Şirkette eşim Asuman Hanım’ın başkanlık ettiği
bir icra kurulu var. Asuman 2 senedir CEO ve İcra
Kurulu başkanı olarak çalışıyor. Çünkü onun müthiş
bir profesyonel deneyimi vardı. Onu değerlendirmek
istedik. O da bizim şirketle çalışma hayatına dönmek
istedi. Şirkette ortaklarım dışında pek fazla kimseyi
şahsen tanımam. 15 - 20 yıllık müdürlerime dahi
hiç bir şekilde müdahale etmem. Şirketimizdeki iş
bölümünde bir piramit vardır. Ben sadece ortaklarla
muhatap olurum ve onlara yetkiyi veririm. Öyle bir
yönetim sistemimiz var. Mülkiyet hisselerinin %51
kontrol hissesi bende ama kar payında %40 civarında bir kar payı alırım. Diğerlerini ortaklarıma dağıtırım. Şirketin büyümesindeki temel başarı da bu
paylaşımdır.
BAKER TILLY GÜRELİ çatısı altında birçok hizmetiniz var. Bu hizmetleriniz nelerdir?
BAKER TILLY çatısı altında hizmetler dediğinizde
biz işte biraz aklımız erdikçe kurumsal finansman
işlerini yapmaya çalışırız. Danışmanlıklar yaparız.
Mevzuat gereği birçok şirket bunu yapıyor ama
kanunu dolanarak hukuk vb. danışmanlıklarını yapıyorlar. Bizim şu an kendi içimizde bir avukatımız
12 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
2015 yılı BAKER
TILLY GURELİ
için iyi geçiyor.
30 sene önce 1
firma ile başladık.
Bugün 18 partner
ve 300 çalışana
ulaştık. 1.500’e
yakın müşterimiz
var. Her sene %10
civarında büyüyoruz.
Çünkü işimizi çok
iyi yapıyoruz ve
dürüst çalışıyoruz. O
nedenle büyüyoruz.
vardır ama biz hukuk danışmalığı yapmayız. Çok
önem verdiğim çözüm ortaklarımız vardır. Kendimiz
için yazdırdığımız sıfır hatayla çalışan ve çok büyük
zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan Türkiye’de ilk
ve tek olan bir denetim programımız var. Onu kullanırız. Bunun dışında IT denetim yetkimiz var. BDDK’dan lisans aldık. Sanırım Türkiye’de ki 6 firmadan bir tanesiyiz. Hazineden lisansımız var. Sigorta
şirketlerini denetleyebiliriz. BDDK lisansımız var
banka denetimi yapabiliyoruz. KGK’dan lisansımız
var. Şirketimizde yaklaşık 70 tane SMM var. Bunların 52 tanesi KGK ve SPK lisanlarına sahip kişilerdir.
Bağımsız denetim konusunda Türkiye’de sanıyorum
tartışmasız 5. sıradayız. KGK biliyorsunuz Türkiye’de
denetimin patronu oldu. Onların yazdıkları kanun
ve yönetmeliklerde bir madde var. Denetim yapabilecek denetçiyi tarif ediyorlar. Mesela, diğer daha
büyük görünen şirketlere baktığınızda onlar da 110
- 130 tane varsa bizde de 90 tane KGK standardında
denetçi vardır. Bu çok önemli bir büyüklüktür. Çünkü bazen piyasada bütün firmalar kendilerini ben
büyüğüm, ben daha büyüğüm, sıralamada öndeyim falan diye gerçek dışı beyanatta bulunuyorlar.
Birçok yerde meslektaşlarımıza ayıp olmasın diye
sesimizi çıkartmıyoruz ama Türk kökenli firmalar
arasında gerçekten birinciyiz. Yeminli Mali Müşavirlik şirketleri sıralamasında mukavele adedinde
2. ciroda 3. şirketiz. Yeminli Mali Müşavirler odası
bunu her sene yayınlıyor. Artık bunu kimsenin tartı-
SÖYLEŞİ
şacak hali yok. KGK’nın sitesinde de spekülasyonların önünü kesmek için şeffaflık raporu olarak yayınlıyorlar. Oraya girip bakarsanız hangi şirket büyük,
daha rahat görebiliyorsunuz.
2015 yılı BAKER TILLY GÜRELİ için nasıl geçiyor? 2020 vizyonunuzdan bahseder misiniz?
gelişime müthiş katkıda bulunduklarını düşünüyorum. Örneğin Yeminli Mali Müşavirlik şirketlerinin
kuruluşundan bugüne kadar her yıl vergi tahsilatlarında beklentilerin ve enflasyonun üzerinde
çok büyük artışlar oluyor. Yeminli müşavirlik anlamında yaklaşık 20.000 şirket denetleniyor. Mali
denetimin özelleştirilmesi Türk maliyesine büyük
katkı sağlıyor. Vergi gelirlerinin toplanmasında çok
önemli bir faydamız var.
2015 yılı BAKER TILLY GURELİ için iyi geçiyor. 30
sene önce 1 firma ile başladık. Bugün 18 partner ve
300 çalışana ulaştık. 1.500’e yakın müşterimiz var.
Her sene %10 civarında büyüyoruz. Çünkü işimizi
çok iyi yapıyoruz ve dürüst çalışıyoruz. O nedenle
büyüyoruz. 2020 vizyonu sadece bizimle olmaz.
Türkiye’nin de denetim mesleğine önem vermesi
lazım. Bu konuda ki yasaları daha geliştirmesi gerekiyor. Şu anda Bağımsız Denetim anlamında 4-5
bin şirket denetleniyor. Halbuki entegrasyon, globalizasyonla bağlantınız IFRS veya U.S. GAAP ne olursa olsun yatırımcılar gelip burada yatırım yapmak
için tek dil konuşmak istiyorlar. Onu da inşallah KGK
yakın zamanda yapacak. Daha doğrusu Türkiye’ye
uygun milli GAAP yapacaklar. Bu çalışmayı çok uygun buluyorum.
Danışmanlık hizmetleri kurumsal itibarın
kazanılıp sürdürülebilir büyümenin sağlanmasında çok önemli bir rol oynamaktadır.
Bu bağlamda Güreli YMM’nin birçok başarılı
uygulamaları yaşama geçirerek öncülük ettiğini biliyoruz. Özellikle bu uygulamalardan
paylaşmak istedikleriniz nelerdir?
Biz sürdürülebilir büyüme konusunda bir çalışma
yapıyoruz. Aslında bu konuda bir kitap çalışmamızda var. Çünkü, dünyada sürdürülebilir büyüme
önemli unsurlardan biri haline geldi. Bu daha pek
Türkiye’de farkındalığı olmayan bir iş ama Avrupa’da
bunlar çoktan başladı ve denetim raporlarına yazılıyor. Bizim gibi firmalara da ileride iş düşecek. O
konuda da çalışıyoruz ama çok detaya girmeyeyim.
Çünkü bunu rakipler alıp kullanabilirler. O bakımdan
çok ciddi çalışmalarımız var.
Türkiye ekonomisini yakından gözlemleyen
bir profesyonel olarak denetim ve danışmanlık şirketlerinin ekonomik gelişime nasıl katkıda bulunduğunu düşünüyorsunuz?
Denetim ve danışmanlık şirketlerinin ekonomik
Biz sürdürülebilir
büyüme konusunda
bir çalışma
yapıyoruz. Aslında
bu konuda bir kitap
çalışmamızda var.
Çünkü: dünyada
sürdürülebilir
büyüme önemli
unsurlardan biri
haline geldi. Bu
daha pek Türkiye’de
farkındalığı
olmayan bir iş ama
Avrupa’da bunlar
çoktan başladı ve
denetim raporlarına
yazılıyor.
Danışman olarak da yabancıların ortaklıkları, Türkiye’nin yurt dışına açılması, Avrupa Birliği entegrasyon çalışmalarında şeffaflık ve standartlar yönünden de çok fonksiyonumuz olduğuna inanıyorum.
Ama tabii Türkiye’de ki pasta 200 - 300 milyon dolar
civarında. Amerika’da sadece bir şirketin cirosu 30
milyar dolar. Türkiye’de bu cirolar 20 - 30 misli büyüyecek. Bu yüzden kendimizi böyle hazırlamamız
gerektiğine inanıyorum. Bunun içinde biz firmada
insana yatırım yapıyoruz. Niteliksiz yeni üniversite
mezunlarını tabi ki stajyer olarak başlatıyoruz ama
bütün çalışanlarımızın zaman ayırarak master ve
doktora yapmalarını istiyorum. İçeride 20 - 30 tane
master ve doktoralı arkadaşımız vardır. Sürekli
hizmet içi eğitimlere çok önem veriyoruz. Kaliteli
personel kaliteli hizmeti getirir. Onun için buna çok
dikkat ediyoruz.
Şirket paydaşları risk meselesine daha bağlı hale geldiler ve şirket genelindeki riskleri
tanıyabilme, mevcut ve gelecek riskleri yönetme kabiliyetinde daha fazla güvence arayışına girdiler. Bu süreçte paydaşların risk
yönetimi ve iç denetim yöneticilerinden beklentileri nelerdir?
Yeni Türk Ticaret Kanunuyla risk yönetimi, erken
teşhis ve iç denetim gibi unsurlar yeni yeni Türk
firmalara tanıtılıyor. Bizim Türk firmalarının yabancı olduğu konular. İç denetim müthiş bir gereklilik.
Bizim Türk patronları hep klasik olarak profesyonel
çalışanlar ya paramı ya malımı çalıyor diye sabaha
kadar uyumazlar. Ama ver 20.000 lira gel iç deneMart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
13
SÖYLEŞİ
TILLY GÜRELİ, 1984 yılında kurulmuş olup, müşterilerine sunduğu geniş hizmet portföyü ile
“ BAKER
Türkiye’nin en büyük yerel Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim firmalarından biridir.
“
timi kur kardeşim dediğin zaman da pas geçerler.
Yani klasik bana bir şey olmaz mantığı. Burada Türkiye İç Denetim Enstitüsü çok önemli. Onların yaptığı çalışmaları saygıyla ve takdirle karşılıyorum. İç
denetim Türkiye’de muhakkak oturacak. Risk yönetimini hiç bilmiyoruz. Biliyorsunuz bizim dayak yiye
yiye alışık olduğumuz konu kriz yönetimi. Türkler bu
işte uzman. O kadar ileri teknikler kullanıyoruz ki
duyanları bırakın görenler bile inanmaz.
Ama krizi yöneteceğine, önce risk yönetimine geç
onu öğren. Yok kardeşim, acaip ölçütlerde risk almak adrenalin bağımlılığı gibi olmuş birçok şirketimizde. Risk yönetimi her konuda çok önemlidir
ve ben buna çok önem veriyorum. Hiçbir konu da
hiçbir şekilde mesleğimizi yaparken risk almıyoruz.
Risk almamaya çalışıyoruz. Personel yetiştirme
de eğitimde bizim manuellerimizde zaten yaklaşık
4.500 prosedürden oluşan 3 milyon kodla yazılmış
olan ve nerdeyse 6 kişiyle 6 ayda yapabileceğiniz bir
incelemeyi iki dakika içinde size geri veren bir denetim programı kullanıyoruz. Teknolojiye çok önem
veriyoruz. Şirketlere bağlanıp onların sistemlerine
girerek online denetim yapabiliyoruz.
Günümüz iş dünyasında özellikle hangi risk
ve fırsatlara odaklanılmalı?
İş dünyasında patronlara tavsiyelerde bulunurken
risklere odaklanmamalarını fırsatlara odaklanmalarını istiyoruz. Fırsatlarda aşağı yukarı bellidir. 7
14 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Yeni Türk Ticaret
Kanunuyla risk
yönetimi, erken
teşhis ve iç denetim
gibi unsurlar yeni
yeni Türk firmalara
tanıtılıyor. Bizim
Türk firmalarının
yabancı olduğu
konular. İç
denetim müthiş bir
gereklilik. Bizim
Türk patronları
hep klasik olarak
profesyonel
çalışanlar ya paramı
ya malımı çalıyor
diye sabaha kadar
uyumazlar. Ama
ver 20.000 lira gel
iç denetimi kur
kardeşim dediğin
zaman da pas
geçerler. Yani klasik
bana bir şey olmaz
mantığı.
milyar nüfus var. Belirli bir kilometre kare dünya
arazisi var. Burada insanlar yiyecek - içecek, giyinecek, sağlık, emniyet ve güvenlik ihtiyaçları var.
Buradan yola çıkarsak kendilerini geliştirmeleri gerekecek. Biliyorsunuz Bilim ve teknoloji Türkiye’de
daha yeni kuruldu. Bilim ve Teknoloji Bakanlığı olmadan bilim ve teknoloji odaklı olmadan kalkınacak
bir ülke düşünemiyorum. Amerika ve Japonya modelinde olduğu gibi bu konuya çok önem vermemiz
gerektiğine inanıyorum.
Sizce şirketler doğru miktarda risk almakta
mı? Aldıkları riskler stratejileri ve hedefleri
ile ne kadar ilişkilidir?
Şirketler tabii makul miktarda risk almalılar. Bu risk
yönetiminin kurallarında da yazıyor. Önemli olan
bunları hırslara kapılmadan okumak ve uygulamaya geçirebilmek. Bizim Türk insanları nedense 50
milyon Liralık servetim var 100 yapayım, 100 olan
da 500 yapayım diyor. Kardeşim zaten ikimizde bir
tabak çorba içiyoruz, bilemedin iki...
Senden sonraki nesillere, çocuklarına, torunlarına
bırakacak bilim ve teknolojiye dayalı işlere gir. ARGE’ye ve insana yatırım yap. Harpten perişan çıkmış
bir Almanya nasıl kalkındı? İnsan malzemesi ile
kalkındı. Başka hiçbir şeyle değil.
Bilim, sanat ve kültür çok önemlidir. Almanya’da
dozerler yıkıntıları temizlerken insanlar opera bi-
SÖYLEŞİ
konusunda bir araştırma yaptık. Bütün şirketlerin
puanı 100 üzerinden 20 falan çıktı. Tam bir felaket.
Kurumsal yönetim, kurumsal yönetişim denen hadiseye Türk yöneticileri çok soğuk baktı. Tabi ki bu
konuda patronları faydaları hakkında bilgilendirmek
bizim görevimiz. Bizim yaptığımız iş sadece mühür
vurmak değil. Çok çeşitli fonksiyonlarımız ve toplumumuzun geleceğine fayda sağlayıp değer katacak
çalışmalarımız var.
nasına sanat izlemeye gidiyorlardı. Bu, bir ülkenin
küllerinden yeniden doğuşu adına çok önemlidir.
Sektörünüzün itibarının artması sizin için
önemli bir başarı kriteri. Etkin bir itibar yönetimi için kurumsal değerleriniz nelerdir?
Etkin bir itibar yönetimi için insana yatırım yapıp
hizmet kalitesini muhafaza ederek sosyal sorumluluk projelerine şirketimizin İK Direktörü olan
kızım Yosun’un yönetiminde yoğun bir katılım
gösteriyoruz. Sanata ayrı bir önem veriyoruz ve
destekliyoruz ama sosyal sorumluluk projelerine
bakarsanız bugüne kadar yüzlercesine katıldık ve
katılmaya devam ediyoruz. Çünkü, etkin bir itibar
yönetimi için temel şartlardan biri olduğuna inanıyoruz. Bilinirliğinizi arttırmak için de çok önemli.
Tabi o zaman da şirketi somut anlamda iyi bir yere
getirebiliyorsunuz.
‘Şirketler kar elde etmeden büyüme elde
edemezler.’ Global seviyede yaşanan zor ve
acılı ekonomik kriz sürecinde risklerle etkin
mücadele edip sürdürülebilir büyüme yakalayabilmenin formülü nedir?
Sorunuzun içinde cevabı var zaten. Sürdürülebilir
büyüme yani süreklilik önemli. İşte bunun emisyon,
çevre, finansalları, itibar, sermayesi var. Türkiye’de
100 yılı geçmiş çok küçük ölçekte kalan 40 civarı şirket var. Çünkü kurumsallaşmadılar. Yönetimi
profesyonellere teslim etmediler. Bakın ben burada
koskocaman bir piramitten bahsediyorum. Bırakın
çalışanlarımı müdürlerimi dahi birebir tanımama
gerek yok diyorum. Çünkü burada bir yönetim sistemi kurmuşuz. İyi bir hizmet içi eğitim veriyoruz.
İyi insanlarla çalışıyoruz. Çok dikkatli çalışarak hata
yapmamaya çalışıyoruz.
Türk iş dünyasında paydaşların önemi özellikle son 10 yıldır artmış durumda. Sağlıklı
ve sürdürülebilir bir büyüme için paydaşlara
değer katabilmenin önemi nedir?
Tabii paydaşların içinde herkes var. Bizde varız,
devlette var, şirketlerde var, üçüncü partilerde var.
Dediğiniz gibi son 10 yılda herkes bu önemi fark
etmeye başladı. Biz 5 sene evvel 1 yıl süren büyük bir çalışma yaptık. Bununla ilgili bir yayınımız
da var. Halka açık şirketlerde kurumsal yönetim
Ortaklar arası antlaşmada şöyle bir şey var. Benim
oğlum meslektaşım. Amerika’da üniversiteyi bitirdi
ve CPA oldu. Washington’da 4 büyüklerden birinde
5 sene çalıştı. 8 senedir denetim bölümünde bizde çalışıyor. Geçen sene %2 kar payı alabildi. Ben
öldükten sonra benim oğluma %28’den fazla hisse
kalmayacak. Ona kalan %28’i geçemez demek işin
sırrını teşkil ediyor
Etkin bir itibar
yönetimi için insana
yatırım yapıp
hizmet kalitesini
muhafaza ederek
sosyal sorumluluk
projelerine
şirketimizin İK
Direktörü olan
kızım Yosun’un
yönetiminde
yoğun bir katılım
gösteriyoruz.
Sanata ayrı bir
önem veriyoruz ve
destekliyoruz ama
sosyal sorumluluk
projelerine
bakarsanız bugüne
kadar yüzlercesine
katıldık ve
katılmaya devam
ediyoruz.
Çünkü buraya emek vermiş 25 yıllık ortaklar var.
Onlar kendi arasında bölüşecekler ve şirketi anonim
olarak geleceğe taşıyacaklar diye bakıyoruz. Meslek
babamdan bana benden oğluma ondan da belki torunumuza geçecek.
Hüsnü Bey biraz da bilinmeyen yönlerinizi öğrenmek isteriz. İşten arta kalan zamanlarınızı
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben sanatla ilgilenen 30 yıllık bir koleksiyoner adayıyım. Son 20 yılını eşimle beraber topladığımız 400
civarında tablodan oluşan bir koleksiyonumuz var.
Asumanla çağdaş ve modern sanat anlaşılmadan
biz bu şeylere girmiştik. Onun dışında kendimi oyalamak için 4-5 tane klasik otomobilim var. Onları
alıp iki sene boyunca bütün parçalarını sipariş ile
getirtip topluyorum. Cumartesileri kaportacılarda,
boyacı ve döşemecilerde oturuyoruz. Kuru fasulye
pilav yiyip ayran içiyoruz. Orada ustalarla beraber
oturup arabayı topluyoruz. Böyle bir hobim var.
Denizi seviyoruz. Yazları eşimle beraber yüzüyoruz.
Onun dışında da hayat zaten geldi geçti. Biz geldik
62 yaşına. Bundan sonra biz gençler için, çocuklarımız, torunlarımız ve torunlarımızın torunları için
neler yapabiliriz, ne eserler bırakabiliriz onun için
uğraşıyoruz. Hayr hasenat işlerine oldukça dikkatli
ölçüde yani vicdanımı rahatlatacak kadar ama yardımı da çok gizli bir platformda yürütmeye çalışıyoruz. Biz bu dualarla ayakta durduğumuza inanırız.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
15
SÖYLEŞİ
Hayatınızda kaldıraç ve kırılma anları dediğimiz anlar oldu mu? Bahseder misiniz?
2008 krizinde etkilenmiştim. Kızım Yosun baba çık
bir konuşma yap dedi. Orada yaptığım konuşma bir
kırılma anıydı. Arkadaşlar hiç kimseyi işten çıkartmayacağız. Herkesin bir eşi var. Olanın çocuğu var.
Biz kendimizi düşünmek zorunda olduğumuz gibi
sizi de düşünmek zorundayız ama siz çalışanlarımızdan hiçbirini işten çıkarmayacağız dedim. O çok
önemli ve tarihi bir gündü benim için. Çok cesurca
bir konuşmaydı. Servetimizin son kuruşuna kadar
sizin maaşlarınızı Türkiye ekonomisi düzelene kadar öderiz dedik. O konuşmadan sonra aidiyet bağı
ve verimlilik çok arttı.
Çalışanlarımızı bazı firmalar transfer ederler. Hiç
karışmayız. Deriz ki, biz okul olmuşuz nitelikli insan
yetiştirmişiz. Demek ki kalitemize, niteliğimize ve
büyüklüğümüze inanarak bizi okul olarak görüyorlar ki ücreti iki katı arttırarak eleman transfer ediyorlar. Bu çok iftihar ettiğim bir şey. Çok enterasan
16 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Ben sanatla
ilgilenen 30 yıllık
bir koleksiyoner
adayıyım. Son
20 yılını eşimle
beraber topladığımız
400 civarında
tablodan oluşan bir
koleksiyonumuz
var. Asumanla
çağdaş ve modern
sanat anlaşılmadan
biz bu şeylere
girmiştik. Onun
dışında kendimi
oyalamak için
4-5 tane klasik
otomobilim var.
Onları alıp iki
sene boyunca
bütün parçalarını
sipariş ile getirtip
topluyorum.
Cumartesileri
kaportacılarda,
boyacı ve
döşemecilerde
oturuyoruz. Kuru
fasulye pilav yiyip
ayran içiyoruz.
Orada ustalarla
beraber oturup
arabayı topluyoruz.
Böyle bir hobim var.
olan da ayrılanların %80’i 1 - 2 sene sonra bize geri
dönmek istiyor. Çünkü burada görünmeyen pozitif
düşünce, pozitif enerjili bir aile var. Burada hiç negatif düşünen insan yoktur, olamaz. 30 senedir bizde negativ yasak. Negatif düşünce üreten insanlarla
çalışamayız. Her şeye pozitif bakmak gerekiyor.
İnsanların birbirine moral vererek yardım etmesi
lazım. Öyle bakıyoruz.
Takım çalışması ve liderlik hayatınızın her
karesi ile bağdaşıyor. Peki! Hüsnü Güreli içindeki liderlik vasfını ne zaman ve nasıl
keşfetti?
1984 yılında Salih hocadan izin aldım. Hocam izin
almayı peştamal kuşanmak olarak ifade ederdi.
Öyle dedim ve o şekilde ayrıldık. Liderlik vasfını o
zaman hissettim galiba veya hocanın yanına ortak girerken hissettim. Liderlik genetik bir olaydır.
Babam ve annem öyle değildi. Kardeşim de değildir. Bana herhalde babaannemden geliyor. Dedem
Kuvayi milliye mücadele zamanında o savaşlara
katılmış bir insan. Babaannem de o zaman işgalci
düşman güçleri ile çarpışmış, oradan savaştan kaçmış babamla halamı bir merkebin küfesine koyup
İstanbul’a getirmiş müthiş cesur mavi gözlü sarışın
bir kadındı. Allah rahmet eylesin çok deli doluydu.
Herhalde ondan geçti diyorum. Çok hızlı karar veriyorum ama ben diye anlatmak çok yanlış. Benlik
çok kötü bir şey. Allah lutfetmiş bize böyle bir gen
koymuş. Allah’ıma bin şükür yani daha ne isteyebilirim. Benim yarattığım bir şey yok. Ben bir görevli
dağıtım istasyonuyum. Şan, şöhret ve para her şey
geçicidir ve biz bunların hepsinin de emanetçisiyiz.
Bunların hiçbirini diğer tarafa götüremeyiz. Dolaysıyla insanlarla paylaşın, insanları mutlu edin derim
hep. Ben hiç yüksünmeden günde en az iki kişiyi işe
yerleştirmek için aracılık yaparım. Hiç üşenmem,
onu alırım, oturur yazarım, mail atarım. Herkese
elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışırım..
İnsan başardıkça daha fazlasını ister. Bundan
sonra ki büyük projeniz hedefiniz nedir?
Çok büyük projeler yaptık. E-accounting bir projemdi. Kendimiz için denetim programı yazmak 20
yıl önceki bir projemdi. Allaha şükür bunu gerçekleştirdik. Benden sonra şirketi yüzlerce yıl yaşatabilecek böyle bir kurumsal yapıyı kurabilmeyi de
başardık. Bundan sonra proje hedefimiz dünyanın
SÖYLEŞİ
en büyük denetim veya müşavirlik şirketlerinden
bir tanesini inorganik büyüme stratejimizde satın
almak olabilir. Proje dedin mi böyle bir proje koyacaksın önüne. Zaten şirket kendi içinde büyüyor.
Birleşmeleri çok istedim ama yapamadım. Çünkü
bizim meslektaşlarımız bölüşmeye, birleşmeye
çok negatifler. Mesela Anadolu’da yüzlerce insanı
birleştirip konferanslar verdim. TURMOB’dan İSMMOB’dan istediler ve bende bu konferansları verdim.
Rakiplerim bunları kıskançlıkla izledi. Hiç fark etmez arada bir kurşun çatlatıyorum. Nazar değmez
bize inşallah. Yüzlerce firmayı birleştirip 10 tane
büyük Türk firması yaratmak istedim. Anadolu’da
yapmak istediğim bir projeydi. Bunu yapamadık olmadı. Dediğim gibi bizim meslektaşlar birleşmeye
henüz hazır değil.
Beşiktaş desem…
Beşiktaş derseniz Serdar Bey Başkan ben 2. başkan
iken 8 sene yöneticilik yaptım. 100. Yıl şampiyonluğunda 2. Başkan, icra kurulu ve transfer kurulu
başkanıydım. Çok iyi bir yönetim ekibimiz vardı. Çok
büyük başarılar elde edip güzel yerlere geldik. Ben
Beşiktaş’ı bıraktığımda bütün idari ve mali işlerle
ben ilgiliydim. Bir sonra ki senenin nakit bütçesini yapmıştım. Beşiktaş kulübü 15 milyon dolar bir
fon yaratıyordu. Ama ondan sonra görevi devralan
kardeşim maalesef talihsiz transferler yapmak zorunda kaldı. Tabii bu isteyerek yaptığı bir şey değildi.
Bazen futbolda olur. %60 - %70 başarı oranı tutturursanız büyük başarıdır. O maalesef tutturamadı.
%30 - %40’lar da kalınca tabi borç büyüdü. Fikret
Bey bizim yönetimde beraber çalıştığımız bir kardeşimiz. İşi çok iyi götürüyor. Helal olsun diyorum.
Bu arada tabi Fevziye Mektepleri Vakfı yönetim
kurul üyesiyim. Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti
Başkan vekiliyim. Her iki kurumda 11.000 öğrenci
okutuyoruz. Ayda en az 2 iş günümü buraya ayırıyorum. Arada sırada muhasebe ve denetim bölümünde derste vereceğim. 11.000 öğrenciyi okutabilmek çok faydalı ve değerlidir. Biz hep kafa kafaya
giden bütçeleriz. Parayı alıp tüccarlık yapalım diye
bir şey yok. Atatürk’ün kurduğu 129 yıllık bir vakıf
olan Fevziye Mektepleri Vakfı’yla iftihar ediyorum.
Şu anda sahibi 78 milyon Türk. 78 milyon ortağı var.
Herkesin bir hissesi var. Bakın araştırın bu çok azdır. Her kurumun arkasında ticari bir grup vardır. Biz
Türkiye’ye ait olan birkaç vakıftan biriyiz. Bunu ye-
terince anlatamıyoruz ama bundan çok büyük gurur duyuyorum. Çok değerli bir şey. Bize ait bir şey
yok. Bizim arkamızda bir grup yok. Sadece vakıflar
ve YÖK mevzuatına göre yönetilen bir vakıfız. Ben,
kızım ve oğlum Işık Lisesi mezunuyuz. O nedenle
buradayım. Işık camiasında okumuş çok önemli başarılı iş adamları çok fazla var.
2008 krizinde
etkilenmiştim.
Kızım Yosun baba
çık bir konuşma yap
dedi. Orada yaptığım
konuşma bir kırılma
anıydı. Arkadaşlar
hiç kimseyi işten
çıkartmayacağız.
Herkesin bir eşi
var. Olanın çocuğu
var. Biz kendimizi
düşünmek zorunda
olduğumuz gibi
sizi de düşünmek
zorundayız ama siz
çalışanlarımızdan
hiçbirini işten
çıkarmayacağız
dedim. O çok
önemli ve tarihi
bir gündü benim
için. Çok cesurca
bir konuşmaydı.
Servetimizin son
kuruşuna kadar
sizin maaşlarınızı
Türkiye ekonomisi
düzelene kadar
öderiz dedik. O
konuşmadan sonra
aidiyet bağı ve
verimlilik çok arttı.
Yoğun iş temponuz ve sivil toplum kuruluşlarındaki gönüllü çalışmalarınız yanında gençlerin yetiştirilmesine ayrı bir önem veriyorsunuz. Bunun nedenlerini ve bu amaçla neler
yaptığınızı paylaşabilir misiniz?
İşe alımlarda özellikle gençleri tercih ediyorum.
Çünkü, biliyorsunuz işsizlik rakamları açıklanıyor.
İşsizlik oranı genel toplamda %12 ama maalesef
gençlerde bu oran %25 - %30 civarında. Onun için
gençlerle hep kurslar, seminerler ve kariyer görüşmeleri yapıyorum. Onlarla sohbetler yapıyoruz.
Gençleri birçok projemizde çalıştırıyorum. Üniversite’de hem okuyup hem de çalışıyorlar. Onlara bir ücret temin ediyoruz. Zaten 11.000 öğrenciyle birlikte
olup onlara hizmet etmek, gençlere verdiğim en
büyük emeklerden biri. Biz ona şöyle diyoruz. Bila
hasıla bila fasıla. Bila hasıla yani parasız bila fasıla
yani ara vermeden çalışıyoruz. Dolayısıyla önemli
bir sosyal sorumluluk projesi. Bunun dışında yaptığımız başka bir şey yok. Biz Güreli olarak, Güreli
Baker Tilly markası olarak büyüğüz ama biz dünyada kum tanesi olan bir hiçiz. Kendimize büyüklük
ve değer atfedecek hiçbir şeyimiz yok. Biz böyle kaderi yazılmış insancıklarız. Kendimizle övünmenin
de bir alemi yok. Mütevazi yaşamamız gerekiyor.
İnsanları kıskanmamak lazım. Servet birikimciliği
yapmadan fakirin yanında olmak gerekiyor. Serveti
mümkün olduğu kadar biriktirmek yerine makul ölçülerde ailemi tabi ki garantiye alırım ama mümkün
olduğu kadar da parayı harcamak isterim. Çünkü;
harcandıkça ekonomi büyür. Tedavül ekonomisine
paranızın geri dönmesi gerekiyor. 1 milyar 2 milyar
bankada duruyor. Kim yapıyorsa bunu Türkiye’ye en
büyük kötülüğü yapıyor. Yurt dışında ya da yurt içinde fark etmez. Kanunlar buna müsait. Git o parayı
yatırıma koy. Bakın bizim şirkette 300 kişi çalışıyor.
Bunu 5 ile çarpsan 1.500 kişi eder. Dışarıdan aldığımız hizmetler için de 500 kişi koysanız 2.000 kişinin
istihdamına yardımcı oluyoruz demektir. Bunun dışında daha ne isteyeceğiz hayattan. Son 20 senedir
eşimle sosyal sorumluluk projelerinde çalışmak
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
17
SÖYLEŞİ
bizim için zevk oldu. Bizim harcamamız bu. İtibarlı
dikkatli yaşamaya özen gösteririm. Lüks bir otomobili aldım ve sattım. İki senede 800 km yapmışım.
Ben şimdi gidiyorum Bebek’te yanda bir otobüs
geçiyor ve içindeki insanlar bana bakıyor. Bende o
üstü açık arabayla gidemedim, sosyal felsefeme
bağdaştıramadım ve sattım. 8 senelik bir makam
arabam var.
Ne tür iş yapılırsa yapılsın uzmanlaşmanın
önemini en iyi sergileyen insanlardan birisiniz. Bu sebeple iş dünyasının tecrübeli ve başarılı iş adamı olarak geleceğin yöneticilerine
başarı kriteri olarak değerlendirebilecekleri
ne tür tüyolar verebilirsiniz?
Ne kadar paylaşırsan o kadar manevi olarak büyürsün. O kadar huzurlu ve mutlu olursun. Şimdi
benim mali müşavirliğini yaptığım milyar dolarlık
ne insanlar var. Mutsuz, huzursuz ve tedirgin. Sabah gidip bankaya hesabını kontrol eden mi ararsın
gece beni arayıp abi bu parayı buradan oraya gönderelim diyen mi ararsın. Ne faydası var ki. Keşke
parayı başka bir mübadele aracı haline çevirseler de
herkes üretime yönelse. Dünyanın 3/4’ü açlık sınırında. Yapmamız gereken üretim ve ihracat. Ülkemi
çok seviyorum. Şunu da söyleyeyim. 12 yıldan beri
ülkeyi iyi idare eden bir hükümetimiz var. Gerçekten
ekonomik istikrar adına çok iyi çalışmalar yapıldı.
Bir ülkenin milli gelirinin 200 milyar dolardan 800
18 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Atatürk’ün kurduğu
129 yıllık bir vakıf
olan Fevziye
Mektepleri Vakfı'yla
iftihar ediyorum.
Şu anda sahibi 78
milyon Türk. 78
milyon ortağı var.
Herkesin bir hissesi
var. Bakın araştırın
bu çok azdır. Her
kurumun arkasında
ticari bir grup vardır.
Biz Türkiye’ye
ait olan birkaç
vakıftan biriyiz.
Bunu yeterince
anlatamıyoruz ama
bundan çok büyük
gurur duyuyorum.
“
“ Baker Tilly International, dünyanın en büyük 8 denetim ve danışmanlık firmasının arasındadır.
milyar dolara gelmesi kolay işler değil. Mastricht
kriterlerinden yüksek işsizlik oranı ve cari açık
olarak iki tane kritik olayımız kaldı. Cari açık içinde
ciddi çalışmalar yapılıyor. İşsizliği önleyebilmen için
her yıl %5 büyümen gerekiyor. Her sene 1,5 milyon insan geliyor. Hepsine iş bulacaksın. Onun için
ne edip yapmalı Türkiye sathı mahallinde 734.000
kilometre kare teşvik alanı olmalı. Ben üretim yapan adamı mecburen teşvik edeceğim. Ben katma
değeri yüksel mal üreten adamı bir daha teşvik
edeceğim. İhracat yapan adamı bir daha teşvik
edeceğim. Turizm de turist çekiyorsa oda ihracattır.
Onu bir daha teşvik edeceğim. Dünyanın gelir dağılımı eğrisi olan lorenz eğrisi, acaip bir yere gelmiş.
Dünyanın gelirinin %80’ini %4 veya %5’lik bir insan
kitlesi alıyor. Sosyal sorumluluk projelerine destek
olmadıkları için utansınlar. Afrikada ki insanlara
yazık günah değil mi. Beğenirsin beğenmezsin bizim hükümet 2 milyon kişiye el açtı bakıyor. Bunun
maliyeti en az 5 milyar dolar. İnsanlık bir arada yaşamak zorunda. Gelir dağılımı çok bozuk. Türkiye’de
de milli gelirin %80’ini nüfusun %10’u alıyor. Bu da
çok kötü bir şey. Senin vatandaşın mecbursun birlikte yaşamaya ve paylaşmaya. Nasıl yaşayacaksın.
Fildişi kuleye mi çıkacaksın. Milletini de düşünerek
iş yapman lazım.
İş adamlarına tavsiyem budur. Yatırım yapın yatırım
yapın, torunlarınızı düşünün, vatanınızı düşünün.
Geldik gidiyoruz emanetçiyiz deyin rahatlayın...
HABER
TAV Başkan Yardımcısı Geriş,
Dünya Ekonomik Forumu’nun
Genç Küresel Liderleri arasında
TAV Havalimanları Finans Başkan Yardımcısı Burcu Geriş, Dünya Ekonomik Forumu tarafından her yıl
geleneksel olarak seçilen Genç Küresel Liderler listesinde yer aldı. Genç Küresel Liderler; akademi, iş dünyası,
sanat, sivil toplum kuruluşları ve siyasetçiler arasından dünyanın geleceğini şekillendirmede potansiyel etkiye
sahip olabilecek kriterlere sahip adaylardan seçiliyor.
20 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
HABER
TAV Havalimanları Finans Başkan Yardımcısı Burcu Geriş, Dünya Ekonomik
Forumu’nun yüksek prestijli Genç Küresel Liderleri arasında gösterildi.
TAV Havalimanları Finans Başkan Yardımcısı (CFO) Burcu Geriş: “Genç Küresel Liderler 2015 Forumu’nda yer
almaktan dolayı çok gururluyum. Havalimanı tasarımı, inşaatı, finansmanı
ve operasyonlarında dünyada öncü bir
marka olan TAV Havalimanları olarak,
her zaman finansal başarıyı, daha geniş
toplumlar için değer yaratma algısıyla
birleştirmeyi amaçlıyoruz. Bunun için
faaliyet gösterdiğimiz bölgelerin ve ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunuyoruz. Ekonomiye doğrudan
katkıların yanı sıra 14 bin 500 çalışanın
kişisel ve profesyonel gelişimini destekliyor ve çok sayıda kurumsal sosyal
sorumluluk projesiyle yerelde toplumsal fayda yaratmaya çalışıyoruz. Ayrıca
TAV olarak, kadınlara güç ve yetki verilmesini destekliyoruz ve fırsat eşitliği
anlayışına güçlü bir şekilde bağlıyız. İnsani değerlere saygılı böyle bir kuruluşta çalışıyor olmaktan büyük mutluluk
duyuyorum. Genç Küresel Liderler topluluğunun bir parçası olarak, dünyanın
gelecek nesil liderleriyle tecrübelerimi
paylaşacağım ve olumlu bir değişiklik
yaratmak için çalışmalarımı destekleyecek bu fırsatı değerlendireceğim için
çok heyecanlıyım” dedi.
Dünya Ekonomik Forumu, bu yıl için 66
ülkeden 187 kişiyi Genç Küresel Lider
olarak ilan etti. Genç Küresel Liderler
arasında Burcu Geriş’in yanı sıra McKinsey ortağı Bengi Korkmaz ve milletvekili Şafak Pavey, Türkiye’den Forum’a
seçilenler arasında yer aldı. Programın
başladığı 2004 yılından bu güne kadar
listeye aralarında Ali Koç, Ferit Şahenk,
Arzuhan Doğan Yalçındağ, Suzan Sabancı Dinçer, Özlem Denizmen, Murat
Özyeğin, Erdem Başçı, Ali Babacan,
Egemen Bağış, Osman Boyner ve Serpil
Timuray’ın da yer aldığı 18 Türk seçilmişti.
Genç Küresel Liderler Forumu, binlerce
aday arasından seçilmiş genç liderlerden oluşan özel ve çok paydaşlı bir topluluk olarak faaliyet gösteriliyor. Genç
Küresel Liderler; akademi, iş dünyası,
sanat, sivil toplum kuruluşları ve siyasetçiler arasından dünyanın geleceğini
şekillendirmede potansiyel etkiye sahip
olabilecek kriterlere sahip 40 yaş altı
genç adaylardan seçiliyor. Genç Küresel
Liderler Forumu, Dünya Ekonomik Forumu’nun bir parçası konumunda bulunuyor. Genç Küresel Liderler, topluluğun
aktiviteleriyle ilgili kararlarda önemli rol
oynuyorlar.
Burcu Geriş Hakkında
Burcu Geriş 1999’da Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu.
London Business School ve Columbia
Business School’dan MBA derecesi
aldı. Profesyonel iş yaşamına başladığı
Garanti Bankası’nda 1999-2005 yılları
arasında bir dizi özelleştirme, altyapı ve
enerji projesinin finansmanında görev
alan Geriş, proje finansmanı, kurumsal
finansman ve hazine alanlarında 15 yıllık mesleki tecrübeye sahip bulunuyor.
TAV Havalimanları Holding bünyesine
2005 yılında katılan Geriş, 2005-2012
Dünya Ekonomik Forumu, bu
yıl için 66 ülkeden 187 kişiyi
Genç Küresel Lider olarak ilan
etti. Genç Küresel Liderler
arasında Burcu Geriş’in yanı sıra
McKinsey ortağı Bengi Korkmaz
ve milletvekili Şafak Pavey,
Türkiye’den Forum’a seçilenler
arasında yer aldı. Programın
başladığı 2004 yılından bu güne
kadar listeye aralarında Ali Koç,
Ferit Şahenk, Arzuhan Doğan
Yalçındağ, Suzan Sabancı Dinçer,
Özlem Denizmen, Murat Özyeğin,
Erdem Başçı, Ali Babacan,
Egemen Bağış, Osman Boyner
ve Serpil Timuray’ın da yer aldığı
18 Türk seçilmişti.
yılları arasında Şirket’in Proje ve Yapılandırılmış Finansman Bölümü’nün
başında yer aldı. Geriş, TAV’daki görev
süresi boyunca, İstanbul, Ankara, İzmir,
Gürcistan, Tunus, Makedonya, Medine
ve Zagreb havalimanlarını içeren toplam 4.5 milyar ABD doları değerindeki
sekiz havalimanı projesinin finansman
ve refinansmanını tamamladı ve çeşitli hisse satış süreçlerinde önemli rol
üstlendi. TAV bünyesindeki şirketlerde
yönetim kurulu üyeliklerinin yanı sıra
Women Corporate Directors, Professional Women’s Network, BÜMED, CBS ve
LBS Mezunlar Dernekleri üyeliği bulunan Geriş, 2013 yılında, her yıl Women’s
Forum tarafından düzenlenen ve 40 yaşın altında geleceği yönlendirecek kadın
profesyonellerin ödüllendirildiği Rising
Talents programına seçilen dünyadaki
16 kadından biri oldu. Thomson Reuters
Extel’in 2014 Avrupa Yatırımcı İlişkileri
anketinde de En İyi CFO dalında, Türkiye’de 2’nci, Avrupa ulaştırma sektöründe 4’üncü seçildi. Evli ve iki çocuk annesi Geriş, İngilizce ve Fransızca biliyor.
TAV Havalimanları hakkında
Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan TAV Havalimanları, Türkiye’de İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan
Menderes, Milas Bodrum ve Gazipaşa
Alanya havalimanlarını işletiyor. TAV
yurtdışında ise Gürcistan’ın Tiflis ve
Batum, Tunus’un Monastır ve Enfidha-Hammamet, Makedonya’nın Üsküp
ile Ohrid, Suudi Arabistan’ın Medine ve
Hırvatistan’ın Zagreb Havalimanı’nda
faaliyet gösteriyor. Holding, duty free,
yiyecek-içecek hizmetleri, yer hizmetleri, bilişim, güvenlik ve işletme hizmetleri gibi havalimanı operasyonunun
diğer alanlarında da faaliyet gösteriyor.
Bu çerçevede TAV Havalimanları, Letonya’nın Riga Havalimanı’nda da duty
free, yiyecek içecek ve diğer ticari alanların işletmesini gerçekleştiriyor. Şirket
2014’te iştirakleriyle birlikte yaklaşık
743 bin uçak seferine ve yaklaşık 95
milyon yolcuya hizmet sundu.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
21
19.03.2015
Uluslararası Şeffaflık Derneği BİST-100 şirketlerinin şeffaflık performansını değerlendiren araştırmasının sonuçlarını açıkladı.
Uluslararası Şeffaflık Derneği, İstanbul Borsası BİST-100 Endeksinde bulunan şirketlerin internet sitelerinde kamuoyunun erişimine
açık olarak paylaştıkları bilgiler temelinde şeffaflık performanslarını değerlendirdi. Araştırma sonuçları gösteriyor ki, BİST-100
şirketlerinin önemli bir bölümü, yolsuzlukla mücadele konusundaki faaliyetleri hakkında kamuoyuyla yeterince bilgi paylaşmıyor, şeffaf
raporlama yapmıyor.
Araştırmanın yolsuzlukla mücadele programının şeffaflığı başlığı altında, BİST-100 şirketleri ortalama %28 puan ile dünyanın en büyük
çok-uluslu şirketlerine ilişkin aynı araştırmanın ortalama puanı olan %70’le karşılaştırıldığında oldukça geride kalmıştır. Bu alanda
en başarılı şirketler olarak Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Garanti Bankası, Akbank, GSD Holding, Tesco Kipa, Doğuş Otomotiv, TAV
Havalimanları ve Yapı Kredi Bankası sıralandı.
% 28
BİST - 100 Ortalaması
Yolsuzlukla Mücadele Programının Şeffaflığı
Sektörel inceleme yapıldığındaysa, şeffaf raporlama konusunda en yüksek performansa bankaların sahip olduğu; gayrimenkul yatırım
ortaklığı şirketlerinin ise ortalamanın oldukça altında puanlar aldığı göze çarpmaktadır.
Üç büyük futbol kulübünün şirketlerinin de incelendiği araştırmada, yakın zamanda yaşanan şike soruşturmalarına rağmen futbol
kulüplerinin yolsuzlukla mücadele için bir politika izlendiğine dair internet sitelerinde neredeyse hiçbir bilgi paylaşılmamış olması dikkat
çekmektedir.
BİST-100 şirketlerinin büyük bir kısmının düşük puanlar aldığı araştırmanın yolsuzlukla mücadele programının şeffaflığı bölümünde,
100 şirketten sadece 9 şirketin ayrı bir yolsuzlukla mücadele programı açıkladığı saptanmaktadır. Kamuoyu ile yeterince bilgi
paylaşmayan şirketlerin yolsuzlukla karşılaşma riskinin daha yüksek olduğu ve hesap verebilirlik ilkesinin şeffaflık olmadan hayata
geçirilemeyeceği unutulmamalıdır.
Araştırmada yalnızca 10 şirkette, üst düzey yöneticilerin kişisel mesajlarında yolsuzlukla mücadele konusuna atıf yapıldığı görülmekte
olup, “tone at the top” olarak adlandırılan üst düzey yöneticilerin kişisel mesajlarında da, yine şirketlerin yolsuzluğa karşı zayıf bir
performans sergilediği görülmektedir. Şirketlerin politika ve programlarına ne kadar önem verdiklerini ortaya koydukları yönetici
mesajları, çoğunlukla yolsuzlukla mücadele konusunda sessiz kalmaktadır.
Araştırma sırasında, Türk Ceza Kanunu kapsamında cezai yaptırıma tabi tutulan kolaylaştırma ödemelerine ilişkin sadece 16 şirketin
bir açıklama yaptığı, bazı şirketlerin ise bunu “bahşiş” olarak ifade ettiği gözlemlenmiştir. Küçük miktarlı usulsüz ödemelerin bahşiş
olarak nitelendirilmesi dolayısıyla, toplumda yolsuzluğun kabullenişi ve içselleştirilmesine yönelik tavrın şirketler düzeyine de yansıdığı
düşünülmektedir. Yolsuzluğun bir başka görünüş şekli olan hediye ve ağırlama masraflarında ise şirketlerin çoğunluğunun belli bir
farkındalığa sahip olduğu görülmektedir.
Şirketlerin bağlı ortaklıkları ve iştirakleri hakkında temel bilgilerin şeffaflığını inceleyen organizasyonel şeffaflık bölümünde şirketler
ortalama %85 puan ile iyi bir durumdadır.
Şirketlerin yurtdışındaki faaliyetlerine ilişkin gelir, vergi ve sermaye gideri gibi temel finansal verilerin şeffaflığının değerlendirildiği
ülkesel raporlama başlığı altında ise ortalama puan %8 ile düşük bir seviyeye işaret etmektedir. Ne var ki küresel çok-uluslu şirketler
üzerine yapılan araştırma sonuçlarında ortalama puanın %6 olması, sorunun Türkiye’ye özgü olmadığını göstermektedir.
Embassy of the Kingdom of the Netherlands, Ankara
SÖYLEŞİ
Bir Anadolu Masalı:
Ustamdan
Toplumsal bilinci yerleştirmenin çok zor olduğu ülkemizde hepimizin ilgisini ve dikkatini Anadolu’da
kaybolmaya yüz tutmuş asırlarca var olan zanaatlara çekerek, bu mesleklerin yeniden canlanarak meslek
ustalarının deneyimlerini geleceğe taşımayı hedef edinmiş aydınlık geleceğimizin pırıl pırıl iki değeri Müge
ULUSOY ve Gökçe GÜLCÜLER. Yemenici Mehmet Usta, Gümüş ustası Aruş Taş, şapkacı İsmail Usta ve nice
kıymetli ustanın hikayelerini ve başarılı çalışmalarını onlardan dinlemek büyük keyifti doğrusu.
Yenilikçi ve girişimci bakış açısıyla kendini
her geçen gün geliştirmeye çalışan, geleceğin
yaratıcı, yenilikçi, sosyal sorumlu bilim ışığı
gençleri Gökçe GÜLCÜLER ve Müge ULUSOY’u
hayatınızdaki dönüm noktalarına değinerek
sizden dinleyebilir miyiz?
GÖKÇE GÜLCÜLER
Ailemin istememesine rağmen Uçak Mühendisliği okumak için İstanbul’a gelmeye karar vermem
ve üniversite tercihimi kendi kararıma göre son
anda değiştirmem dönüm noktam, daha doğrusu
başlangıç noktam oldu. İstanbul’da tek başıma
yaşamaya başlayıp, hayattaki tüm sorumluluklarımı idame ettirmeyi öğrenmemle birlikte kendimi keşfetmeye başladım. Birçok sivil toplum
kuruluşunda aktif gönüllülük yaptım ve proje koordinatörluğu görevlerinde yer aldım.Bu dönemde sosyal değer yaratmanın ve sosyal sorunlara
odaklanmanın benim için zaruri bir konu olduğunu kişisel olarak keşfettim. Sonrasında SOGLA
(Sosyal Girişimci Genç Liderler Akademisi)’daki
genel koordinatörlük sürecimde sosyal girişimciliği öğrenmek, ikinci dönüm noktam oldu. Artık
ne olmam gerektiğini biliyordum. Bu süreçte yol
arkadaşımla, Müge ile tanışmam ve Ustamdan’ın
doğması ile bir başlangıç yaşadım.
MÜGE ULUSOY
Benim için her şey durup dururken oldu aslında.
Üniversitenin ilk yıllarında Ömer Hoca’mın neden
bir vakıfta gönüllülük yapmayasınız ki demesi ile
ilk dönüm noktamı yaşadım. Bu arayış sürecinde
24 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Mehmet Usta ile
yemenileri, Antep’i,
zanaatları konuştuk.
Hayatını anlattı
uzun uzun. Keyifle
dinlediğimiz en
güzel sohbetlerden
biriydi. Mehmet
Usta farkında
olmadan bize
problemlerini de
anlatmıştı aslında.
Ustamdan projesi
Mehmet Usta’dan
önce aklımızda bile
yoktu, İstanbul’a
döndüğümüzde ise
neden yapmıyoruz
ki dedik. Böylece
Ustamdan doğdu.
Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Gönüllülük Kulübü ile
tanıştım ve çocuk, çevre, insan hakları temalı sosyal sorumluluk projelerinde çalıştım. Gökçe ile de
tanışmamız kulüp sayesinde gerçekleşti. En önemli
dönüm noktalarımdan biri diyebilirim. Ardından
KOSGEB eğitimi alırken aklımda çocuklar için bir
kitapevi atölyesi açma fikrim vardı. Birden Gökçe’ye
fikrimi anlattım, Gökçe ile Özyeğin Üniversitesi’nin
düzenlediği Sosyal Değişim Lab’ına başvurduk,
kabul edildik ve 3 aylık bir eğitim aldık. Bu sayede
sosyal girişimcilik ile tanışmış oldum.
Ustamdan öncesinde üzerinde çalıştığımız birçok
proje vardı.Ancak hiçbiri gerçekten hayata geçirmek istediğimiz projeler değildi. Antep’te tanıştığımız yemeni ustası ile hayatımızın en büyük dönüm
noktasını yaşadık ve gerçekten istediğimiz projenin
adımlarını attık.
Başarılı bir öğrencilik hayatınızın yanında
ustamdan gibi topluma fayda üreten bir yapı
oluşturma fikri nasıl doğdu? Bir Anadolu Masalı: Ustamdan’ın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
GÖKÇE GÜLCÜLER
Bizim hikayemiz hayata aynı noktalardan bakan iki
kadın öğrencinin birbirini bulması ile başlıyor aslında. Köy okullarına yardım projesinde, Anadolu’nun
birçok köy okuluna doğru “Değiştirmek için yola çık”
mottosu ile gidip sonrasında attıkları her adımda
birlikte ilerlemeye karar veren Müge ve Gökçe’nin
tanışması ile.
SÖYLEŞİ
Müge ULUSOY
Gökçe GÜLCÜLER
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
25
SÖYLEŞİ
MÜGE ULUSOY
Benim için her şey durup dururken başladı dedim
ya, Ustamdan da 2013 yılında “Antep’e Fıstık Hasadı
Şenliği’ne gidelim mi?” diyen yol arkadaşım Gökçe’nin teklifi ile başladı. Gerçekten de durup dururken çıkan bu geziye verebileceğim tek cevap “neden
olmasın”dı. Atlas Dergisi ile gittiğimiz yolculuğumuz,
kampta Tacikistan anıları ve esir kampları üzerine
yapılan sohbetleri ağzımız açık dinlememizle başladı, nefis Antep yemeklerine verilen gurme cevaplar ve antik Yunan tarihi müzeleri ile devam etti, bir
Yemeni ustasının 2 saatlik sohbetinde içilen demli
çay ile son buldu. Antep yemenisine bazı bölgelerde çarık deniyor bilirsiniz, ben öyle biliyordum. Çarıklarla dolu bir handa ilerlerken Mehmet Usta’nın
dükkanına girdik. Ardından kaç saat konuştuk, kaç
bardak çay içtik hatırlamıyoruz. Mehmet Usta ile
yemenileri, Antep’i, zanaatları konuştuk. Hayatını
anlattı uzun uzun. Keyifle dinlediğimiz en güzel sohbetlerden biriydi. Mehmet Usta farkında olmadan
bize problemlerini de anlatmıştı aslında. Ustamdan
projesi Mehmet Usta’dan önce aklımızda bile yoktu,
İstanbul’a döndüğümüzde ise neden yapmıyoruz ki
dedik. Böylece Ustamdan doğdu.
Ustamdan projenizdeki ustalarınızın birer hikayesi var. Sizi en çok etkileyen hikaye hangisi?
GÖKÇE GÜLCÜLER
Beni en çok etkileyen usta Gümüş ustası Aruş Taş’ın
hikayesi oldu. Yıllar önce tüm kardeşleri yurt dışına
göç ederken o İstanbul’a geliyor. Türkiye’yi bırakamıyor. Çok küçük yaşlarda geldiği için tek başına
hayata tutunmaya çalışıyor. Birçok yerde çıraklık
yaptıktan sonra gümüşçülük zanaatını öğreniyor.
Kendi ustasını anlatırken gözleri doluyordu Aruş
Usta’nın. Öyle duygulu bir insan ki yaşadığı her bir
anıyı, hüznü, hasreti yıllarca tek tek işlemiş sanatına. Mesleğine, sanatına bu denli aşık bir insanla
tanışmak beni çok etkilemişti.
MÜGE ULUSOY
Ne zaman bir ustayla görüşsek, dükkandan çıkarken her defasında Gökçe de ben de iyi ki bu projeyi
gerçekleştiriyoruz diyoruz. Bu nedenle hangi ustayı
anlatmalı bilemiyorum ama beni en çok etkileyen
ustalardan biri şapkacı İsmail Usta idi. Şu anda 78
yaşında İsmail Usta, hala sabah 6 da dükkanını açıyor. Hani bu kış şiddetli bir kar yağışı olmuştu, yollar
26 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Ne zaman bir
ustayla görüşsek,
dükkandan çıkarken
her defasında
Gökçe de ben de
iyi ki bu projeyi
gerçekleştiriyoruz
diyoruz. Bu
nedenle hangi
ustayı anlatmalı
bilemiyorum
ama beni en çok
etkileyen ustalardan
biri şapkacı İsmail
Usta idi. Şu anda
78 yaşında İsmail
Usta, hala sabah 6
da dükkanını açıyor.
Hani bu kış şiddetli
bir kar yağışı
olmuştu, yollar
tıkanmıştı. O gün
bile karşı yakadan
gelip dükkanını
açmış bir ustadan
bahsediyorum. 12
yaşında İstanbul’a
gelip şapkacılığı
öğreniyor, zamanın
parasıyla 16 lira
maaş alıyor.
“Kurufasulye
25 kuruştu hiç
unutmam, bir
gün ustam benim
ağladığımı görünce
ücretimi bir lira
arttırmıştı. Nasıl
sevinmiştim
kurufasulye
yiyebileceğime”
demişti.
tıkanmıştı. O gün bile karşı yakadan gelip dükkanını
açmış bir ustadan bahsediyorum. 12 yaşında İstanbul’a gelip şapkacılığı öğreniyor, zamanın parasıyla 16 lira maaş alıyor. “Kurufasulye 25 kuruştu hiç
unutmam, bir gün ustam benim ağladığımı görünce
ücretimi bir lira arttırmıştı. Nasıl sevinmiştim kurufasulye yiyebileceğime” demişti. Zamanında fabrikada çalışırken işçilerin temsilcisiymiş. Kendisi bile ne
olduğunu anlamadan oda başkanı olarak onu seçmişler. Öyle bir lider. Herkesin güvendiği,sanatının
temsilcisi, hala dimdik ve hayatımda gördüğüm en
güler yüzlü insanlardan biriydi.
Madem Ustamdan dedik. Ustamdan devam
edelim. Türkiye’de toplumsal bilinci yerleştirmenin çok zor bir iş olduğunu biliyoruz.
Kamuoyunun ilgisini, Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan yüzyıllardır süregelen zanaatlara çekmek , bu mesleklerin yeniden canlanmasını sağlamak ve meslek ustalarının
deneyimlerini geleceğe taşıyabilmek adına
ülkemizde en çok hangi alanlarda daha çok
yoğunlaşılmalı?
GÖKÇE GÜLCÜLER
Zor bir konu gerçekten, çok emek vermeniz ve
inanmanız gerekiyor. Bu noktada iş birliği yapmak
çok önemli, esnaf odalarını, kalkınma ajanslarını,
bu bilinci yaratma vizyonuna sahip ve bu konuyu
sosyal sorumluluk olarak yürütmek isteyen ticari
kurumları iş birliğine davet ediyoruz. Zanaatların
sürdürülebilirliği esas noktamız ancak sürdürülebilirlik için her şeyden önce zanaatların ve ustaların
bilinirliğini arttırmak gerekli. Bu değeri ustalarımızın hikayelerini anlatarak, videolarını paylaşarak
arttırmayı hedefliyoruz. Ustalarla görüşmelerimizde
hissettiğimiz emeği ve değeri sizlere aktarabilmek
en önemli amaçlarımızdan. Ve elbette yerel ekonomiyi canlandırmak, şu an için zanaatkarlarımızın en
önemli ihtiyacı.
MÜGE ULUSOY
Bilinirlik ve yerel ekonomiyi canlandırmak ilk amacımız. Sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak için ise
karımızın %10’unu ayırdığımız bir çırak fonumuz
var. Elbette alacağımız desteklerle daha fazla çırak
yetiştirmek mümkün. Projemiz süresince arkadaşlarımızdan sürekli mailler ve telefonlar alıyoruz. Artık Anadolu’ya gittiklerinde ilk olarak zanaatkarları,
hanları gezdiklerini anlatıyorlar, ustaların iletişim
SÖYLEŞİ
bilgilerini bizlerle paylaşıyorlar. Hatta ürünleri satın
alıp ben ustayla konuştum diyenler bile var. Buradan yola çıkarak gönüllü üniversite elçileri ile Anadolu’daki diğer ustalara ulaşmak ve deneyimlerini
paylaşmak istiyoruz. Anlatmak istediğim de tam
bu nokta aslında. Belirli alanlara yoğunlaşmaktansa yavaş yavaş birer birer hikayeleri anlatmak her
şeyden daha etkili oluyor. Birbirimize anlattığımız
hikayelerle, hem ustalara ulaşmak hem de yörenin
kültürel güzelliklerini aktarmak mümkün oluyor.
Asıl olan hedefi doğru seçmek ve bütün imkan, kabiliyetimiz ve kaynaklarımızla bu
hedefe odaklanmaktır. Peki Müge Ulusoy ve
Gökçe Gülcüler hedefini neye göre belirliyor.
Üniversiteden mezun olduktan 10 yıl sonra
nerede olmayı hayal ediyorsunuz?
GÖKÇE GÜLCÜLER
Ustamdan’dan önce birçok sosyal girişim projeleri
üzerinde çalıştık. Ancak, Ustamdan’ın doğru nokta
olduğuna karar vermemizin ve odaklanmamızın
nedeni gerçek bir ihtiyaçtan doğması ve bizim ba-
Zor bir konu
gerçekten, çok
emek vermeniz
ve inanmanız
gerekiyor. Bu
noktada iş birliği
yapmak çok
önemli, esnaf
odalarını, kalkınma
ajanslarını,bu
bilinci yaratma
vizyonuna sahip ve
bu konuyu sosyal
sorumluluk olarak
yürütmek isteyen
ticari kurumları
iş birliğine davet
ediyoruz.
şarılı olabileceğimize, sorunun çözümüne katkı
sağlayabileceğimize inanmamız oldu. Girişimimize
olan inancımız ve tutkumuz sayesinde on yıl sonra
yurtdışına kapılarını açmış ve hikayeleri dilden dile
aktarılan bir Ustamdan görüyorum.
MÜGE ULUSOY
Ustamdan sitesinin yanı sıra hedeflediğimiz birçok
adım var. Ancak hedefleri zamanla genişletmek
ve adım adım ilerlemek en önemlisi. Üniversiteden mezun olduktan sonra da Gökçe ile aldığımız
karar doğrultusunda Ustamdan projemize devam
edeceğiz. Ustamdan, bizim için hayatımız boyunca
gerçekleştirmek istediğimiz hayalimiz. Elbette Ustamdan’ın yanı sıra kendimizi geliştirmek istediğimiz alanlarda da ilerlemek istiyoruz. Her geçen gün,
bir önceki günden çok daha bilgili ve deneyimli olmak kişisel olarak en büyük dileğim. 10 yıl sonra ise
Ustamdan ile yurtdışına açılmış Müge ve Gökçe’yi
görüyorum. Daha yeşil, daha temiz, barış dolu bir
dünyada şu anda bizim gibi hayallerini gerçekleştirmek isteyen bir üniversite öğrencisinin mentoru
olmak en büyük hayallerimden biri.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
27
SÖYLEŞİ
Keçe ustası, Mehmet Usta
Sedef Kakma ve Ahşap Oyma ustası, Hüsamettin Usta
2013 İstanbul
Günümüzde insanların genel hatalarından biri
de üzerinde yeteri kadar düşünmeden bir işe
kalkışmasıdır diye düşünüyorum. Bireyler bu
alışkanlıklardan kurtulup B planı oluşturabilmeyi nasıl başarabilirler?
GÖKÇE GÜLCÜLER
Öncelikle tutkunuz olan ve inandığınız bir işi yapmak en önemli adım. İşte hayatım boyunca yapmak
istediğim proje bu dediğiniz andan itibaren araştırma yapmak ise ikinci adımınız olmalı. Biz, tutkumuzu hissettiğimiz andan itibaren beş ay süren bir
planlama ve araştırma süreci gerçekleştirdik. Halen de araştırmaya ve öğrenmeye devam ediyoruz.
Bilmediğiniz bir hedefe ulaşmak, doğru yolda olup
Ayakkabı ustası, Mehmet Usta
2014 Tire
28 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
2013 İstanbul
Bilinirlik ve
yerel ekonomiyi
canlandırmak
ilk amacımız.
Sürdürülebilirliğe
katkıda bulunmak
için ise karımızın
%10’unu ayırdığımız
bir çırak fonumuz
var. Elbette
alacağımız
desteklerle
daha fazla çırak
yetiştirmek
mümkün.
olmadığınızı bilmeden devam etmeye çalışmak
yarardan çok zarar getirebilir. Ve düşünmeden yola
çıkmak size maddi ve manevi kayıplar olarak geri
dönebilir. Ancak bu ince bir çizgidir, planlama kısmı
ve somut adım atma bölümü doğru zamanda yapılmalıdır. Biz bu noktada benim hemen somut çıktılar
elde etme özelliğim ve Müge’nin araştırmacı özelliği
ile birbirimizi çok güzel tamamladık. Bu alışkanlığı
kötü deneyimler ile kazanmak istemeyenlerin, yaşanmış hikayeleri dinleyerek ve benzer girişimleri
araştırarak elde etmeleri iyi olacaktır.
MÜGE ULUSOY
Peter Drucker’ın çok güzel bir sözü var. “Entrepreneurship is neither a science nor an art. It is a
İğne Oyası ustası, Munise Usta
2014 Ödemiş
SÖYLEŞİ
Saat ustası, Ali Rıza Usta
2013 İstanbul
practice.” der. Girişimcilik bir okul. Sadece başarı
kitapları okumak ya da kağıt üstünde analizler yapmak öğrenmek için yeterli değil. Elbette düşünme
süreci en önemli noktalardan biri ancak yaşadığınız kötü deneyimler dahil harekete geçtiğiniz anlar
hiçbir yerde öğrenemeyeceğiniz okul sürecinin en
önemli parçası. Tıpkı Sina Afra’nın söylediği gibi “Bir
başarıdan bir satır, bir başarısızlıktan bir kitap öğrenebiliriz. Düşmeden emeklemeyi, emeklemeden
koşmayı öğrenemeyiz.
Her hedef ulaşıldığı andan itibaren yeni hedefler için bir basamaktır. Bundan sonra ki
hedef ve planlarınız nelerdir?
Gramofon ustası, Mehmet Usta
2014 İstanbul
Ustamdan’dan
önce birçok sosyal
girişim projeleri
üzerinde çalıştık.
Ancak, Ustamdan’ın
doğru nokta
olduğuna karar
vermemizin ve
odaklanmamızın
nedeni gerçek bir
ihtiyaçtan doğması
ve bizim başarılı
olabileceğimize,
sorunun
çözümüne katkı
sağlayabileceğimize
inanmamız oldu.
Girişimimize
olan inancımız ve
tutkumuz sayesinde
on yıl sonra
yurtdışına kapılarını
açmış ve hikayeleri
dilden dile aktarılan
bir Ustamdan
görüyorum. Cam ustası, İbrahim Usta
2014 Nazarköy
MÜGE ULUSOY
İlk hedefimiz ustalarımızın ürünlerinin satışının yapıldığı e-ticaret sitemizi geliştirmek ve daha fazla
ustaya ulaşmak. Bir sonraki adımımızda biriken
çırak fonumuz ile ilk üç yılımız içerisinde en az bir
çırak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bunların yanı sıra
yurtdışında ustalarımızın ürünlerine inanılmaz bir
ilgi var. Özellikle katıldığımız yarışmalarda pazarı
ölçmek amacıyla yaptığımız gözlemler bu yöndeydi. Bu nedenle yurtdışı pazarına açılmak yine bir
sonraki hedeflerimiz arasında. Offline tarafta hayata geçirmek istediğimiz iki proje var. Ustalarımıza
ulaştıkça bu kısım için de ilerleyeceğiz. Bir de işbirliği içinde olmak istediğimiz projeler var. Birlikte
büyüyebilmek için bir araya geldiğimiz kurumlar ile
Bebek ustası, Fatma Usta
2013 Gaziantep
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
29
SÖYLEŞİ
var. Tire denildi mi herkes bilir. Yemekleri de manzarası da eşsizdir. Ertesi gün çekim yaparken Kırkınca
Dağ Evleri’nin sahibi İlkan Gülgün’le tanışmıştık.
Öyle güzel bir insan ki bütün ekibi otelinde misafir
etmişti. Şirince’nin en güzel dağ evlerinden birinde
çok güzel bir gün geçirmiştik. Anlatılacak o kadar
çok hikaye var ki. Ekip içindeyken zaten çekimlerin
ve yolculukların çok keyifli olduğunu söylemeliyim.
İşinizi her gün kahkahalarla ve gülümseyerek yapmak en güzel duygu.
Sosyal sorumluluk sizce nedir? Kişisel ve
kurumsal bazda tanımlayıp örnek çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
devam edebilmek yine hedeflerimiz arasında.
Sık sık seyahat ediyorsunuz. En son nereye
seyahat ettiniz? Seyahatlerde yaşadığınız güzel bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
MÜGE ULUSOY
Gökçe de ben de üniversite 4. sınıf öğrencisi olduğumuz için okul süresince sıklıkla Anadolu’ya
gidemiyoruz ancak bu süre zarfında İstanbul ve
çevresindeki ustalara ulaşmaya çalışıyoruz. Şubat
tatilimiz iki büyük yarışma ile yoğun bir şekilde geçti. Geçen yaz İzmir, Ödemiş, Nazarköy ve Tire’ye gittik. Fotoğrafçımız en yakın arkadaşlarımızdan biri.
Bu nedenle seyahatlerimiz çok eğlenceli geçiyor.
Ustalarımızın yanı sıra yörenin kültürünü öğrenme
ve yemeklerini tatma şansımız oluyor. Tire’de geçirdiğimiz akşamı unutamam mesela. Görebileceğiniz
en güzel manzaraya sahip meşhur bir restoranları
30 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
İlk hedefimiz
ustalarımızın
ürünlerinin satışının
yapıldığı e-ticaret
sitemizi geliştirmek
ve daha fazla
ustaya ulaşmak.
Bir sonraki
adımımızda biriken
çırak fonumuz
ile ilk üç yılımız
içerisinde en az bir
çırak yetiştirmeyi
hedefliyoruz.
Bunların yanı
sıra yurtdışında
ustalarımızın
ürünlerine
inanılmaz bir
ilgi var. Özellikle
katıldığımız
yarışmalarda
pazarı ölçmek
amacıyla yaptığımız
gözlemler bu
yöndeydi. Bu
nedenle yurtdışı
pazarına açılmak
yine bir sonraki
hedeflerimiz
arasında.
GÖKÇE GÜLCÜLER
Sosyal sorumluluk birey olarak yaşadığın toplumda
çıkar beklemeksizin yapman gereken işler olduğunun bilincinde olmaktır. İstanbul’a Çık! ekibinin
düzenlediği engel dedektifliği projesinde gönüllülük
yaparken amacımız engelli ve engelsiz bireylerin
aynı erişilebilirlik imkanlarına sahip olmaları ve
özgürce yaşamalarıydı. Omurilik felçli bireyler için
şehri özgür hale getirmeye çalışıyorduk. Her insanın
bu konuda değitirebileceği şeyler olduğunu ve nasıl
yapmaları gerektiğini insanlara anlatıyorduk.İnsanlar öncelikle sorunu öğreniyor, empati kuruyor ve
harekete geçmek için izlemeleri gereken yolu öğreniyorlardı. Benim için İstanbul’a Çık! ailesinin bir
parçası olarak sosyal etki yaratmak çok anlamlıydı.
Müge ile tanıştığımız Umut Okulu projesinde (İTÜ
Gönüllülük Kulübünde yürütülen bir projedir) ise biz
kırk kişilik bir ekip olarak ekip olmayı, aynı amaç
uğruna fedakarlık yapmayı ve yaptığımız güzel işleri
asla bırakmamamız gerektiğini öğrendik.
MÜGE ULUSOY
Gönüllülük sürecimde beni en çok etkileyen çalışmalar insan hakları ve çocuk temalı projeler oldu.
Umut Okulu adını verdiğimiz projemizle köy okullarına gittiğimiz, hediyelerin yanı sıra düzenlediğimiz
bilim, sanat, spor atölyeleri ile eğlenceli ve verimli
vakit geçirdiğimiz bir süreç gerçekleştirdik. Proje
halen Gönüllülük Kulübü’müzde devam diyor. Yaşayan Kütüphane projesi, toplumda ayrımcılık ve
sosyal dışlanmaya maruz kalan gruplara olan önyargılarımızı kırmak amacı ile gerçekleştiriliyor. Bu
kütüphanede okuyacağınız kitapların hepsi insan.
Gerçekleştirilen “kitap okuma saatleri” ile karşımızdaki insanı kitap gibi okuduğumuz, merak ettiğimiz
SÖYLEŞİ
sorulara cevap bulduğumuz, insanları daha yakından tanıma şansı edindiğimiz bir proje. Sosyal sorumluluk adı üstünde “sorumluyum” bilinciyle yola
çıkılması gereken bu nedenle kişisel ve kurumsal
bazda toplumda değiştirmek istediğimiz yanlış giden düşünceleri ortadan kaldırmak ve bilinçlenmek
demek. Bu yoldaki bir taşı kaldırmak ve insanların
düşmesini önlemek de olabilir, bir okul yaptırmak
da. Bu noktadaki en önemli şey eyleme geçmek.
Kendisini farklılaştıran üniversite öğrencisi
dünyayı da farklılaştırır. Girişimciliği köreltilmek üzerine kurgulanmış bir Türk eğitim
sisteminde bir öğrenci bunu nasıl başarır?
GÖKÇE GÜLCÜLER
Çevrenizdeki alışılagelmişliğin dışına çıktığınızda
girişimcilik yolunda sizi başarıya götürecek olan şeyin inancınızın ve tutkunuzun olduğunu bilmeniz gerekir. Başarınızı kanıtlayana kadar genelde olumlu
geri bildirimler almıyorsunuz hatta kanıtladığınızda
dahi bu durum sürüyor. Bu durumla başa çıkabilmek için farklı çevrelerde yer almak, benzer vizyona
sahip gençleri bulmak, ilham hikayeleri dinlemek
insana doğru yolda olduğunu hissettiriyor. Örneğin,
ben TurkishWin kampus temsilcisi, Endeavor CaseCampus programı katılımcısı ve 2015 Bilgi Genç
Sosyal girişimcisi olarak seçildim. İçinde olduğum
Gönüllülük
sürecimde beni
en çok etkileyen
çalışmalar insan
hakları ve çocuk
temalı projeler
oldu. Umut Okulu
adını verdiğimiz
projemizle köy
okullarına gittiğimiz,
hediyelerin yanı
sıra düzenlediğimiz
bilim, sanat, spor
atölyeleri ile
eğlenceli ve verimli
vakit geçirdiğimiz
bir süreç
gerçekleştirdik.
programlardan aldığım eğitimi ve deneyimi maalesef okullarda öğrenmek mümkün olmuyor. Bu
nedenle mümkün olduğunca daha fazla kurumda
farklı alanlarda kendinizi geliştirmek önemli..
MÜGE ULUSOY
Şu anda Türkiye’de girişimcilik üzerine yapılan çok
fazla eğitim var. Ancak gerçekten verimli olanı bulmak zor. Girişimcilik Vakfı Fellow’u olmak elimdeki
en değerli şeylerden biri. Türkiye’de girişimcilik adına yapılmış en büyük ve en önemli kurum. Sina Afra
gibi bir hocanın öğrencisi oluyorsunuz aslında. Öğreneceğiniz çok şey olduğunu her geçen gün daha
da iyi anlıyorsunuz. Türk Eğitim Sistemi yalnızca girişimcilik konusunda değil maalesef her alanda yalnızca kağıt üstünde geliştirmeler yapmaya çalışan
bir düzene sahip. Aman bozarsın, dokunma kırarsın,
sen anlamazsınlarla hareketi köreltmektense, öğrencinin eyleme geçmesini ve interaktif öğrenmeyi
sağlayan bir sisteme geçmek elbette mümkün. Bu
konuda verebileceğim tek tavsiye kırın, dökün, bozun yeter ki üretin olur.
Türkiye’de bilim ışığında insan odaklı bir eğitim sistemi yerine, ideolojik amaçlı taraftar
yetiştiren bir eğitim sistemi politikası var.
Eğitim sisteminin dümenine siz geçseniz?
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
31
SÖYLEŞİ
Çevrenizdeki alışılagelmişliğin dışına çıktığınızda
girişimcilik yolunda sizi başarıya götürecek olan şeyin
inancınızın ve tutkunuzun olduğunu bilmeniz gerekir.
Başarınızı kanıtlayana kadar genelde olumlu geri
bildirimler almıyorsunuz hatta kanıtladığınızda dahi bu
durum sürüyor. Bu durumla başa çıkabilmek için farklı
çevrelerde yer almak, benzer vizyona sahip gençleri
bulmak, ilham hikayeleri dinlemek insana doğru yolda
olduğunu hissettiriyor.
GÖKÇE GÜLCÜLER
Her bireyin yetilerine özel, yaratıcılığı ve farklı olmayı destekleyici bir alt yapı kurmaya çalışırdım.
Öğrencilerinin fikirlerinin önemsendiği,değerlendi
rildiği,geri bildirim yapıldığı ,interaktif ve ihtiyaçlara göre değişebilen bir müfredat uygulanması için
elimden geleni yapardım.
MÜGE ULUSOY
Eğitim sistemi üzerine saatlerce konuşabiliriz.
Ancak başarmak istediğiniz sonuca giden yolu tasarlamak en zoru. Finlandiya eğitim sistemi her
geçen gün daha da gelişiyor. Tam anlamıyla bu
sistemi oturtabileceğimiz ortamı yaratmak isterdim. Öğretmenin sustuğu, öğrencinin konuştuğu,
notlandırmanın, 5 şıklı soruların tüm geleceğinizi
etkilemediği, akademik bilgisi yüksek öğretmenlerin, öğrenmekten keyif alan öğrencilerin, bilime ve
sanata teşvik edilen projelerin yer aldığı bir sistem
düşledim.
Türkiye’den ne zaman Zübeyde Zuckerberg,
Ali Rıza Gates ve Mustafa Kemal Jobs çıkacak?
MÜGE ULUSOY
Bahsettiğiniz isimlerin hepsi kendi alanında birer
lider. Aralarındaki fark dünyaya bakış açıları. Bakış
açılarımızı değiştirdiğimiz takdirde insanın yapamayacağı bir şey yok. Alain de Botton’ın bizlere sorgulattığı bir durum var. “Gerçekten istediğimiz için
mi bu işlerde çalışmak istiyoruz, yoksa bu işlerde
çalışmak insanların gözündeki statümüzü yükselttiği için mi?” Bence bu sorunun cevabını dürüst bir
şekilde kendimize verebildiğimiz zaman bir şeyler
değişmeye başlayacak. Türkiye’de üreten ve çok başarılı bir toplum zaten var. 5.000 fizik projesi arasında birinci olan 12.sınıf öğrencisi İlayda var mesela.
Muz kabuğundan biyoplastik üreten 16 yaşındaki
Elif var, ev yapımı proton hızlandırıcı projesi ile FSNP’den ödül kazanan Can var. Bence asıl konuşulması gereken Türkiye’den çıkan İlayda Şamilgil, Elif
Bilgin ve Can Altıneller’e kim destek olacak?
Üstünden git, altından geç, etrafından dolaş
veya içinden geç ne yaparsan yap ama asla
pes etme! Beni çok etkiledi bu cümle. İnsanlar birçok dış etkenlerden dolayı çoğu zaman
hayallerinden ve hedeflerinden vazgeçebiliyorlar. Bu kişilere önerileriniz nelerdir?
32 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
GÖKÇE GÜLCÜLER
İçinizdeki sesi dinleyin ve genel olanın sizin doğrunuz olması gerektiğini düşünmeyin, güçsüz kalıp
dayanamayacagınızı, yılacagınızı düşündüğünüzde
daha önceden bu yollardan geçenlerin deneyimlerinden yararlanın derdim. Bir hayatımız var ve nasıl
yaşamak istediğimiz sizin elinizde. Çaba sarfederek, zorlanarak kazanılan başarıların hissiyatı paha
biçilemezdir.
MÜGE ULUSOY
Düşün. Dene. Düzelt. Devam et. Yapabileceklerini
en ince ayrıntısına kadar düşün. Aklında en ufak bir
şüphe kalmayıncaya kadar dene. Sorunu bul ve devam et. Mutlaka bir çözüm yolu vardır.
Gençlerin her zamankinden çok öncü ve örnek kimliklere gereksinim duyduğu bir süreçten geçiyoruz ve ben bu anlamda sizi çok
doğru bir örnek olarak görüyorum. Ne söylemek istersiniz?
MÜGE ULUSOY
Gittikçe daha fazla tüketen bir senaryoda ilerliyoruz.
Oysaki değiştirmek için üretmek gerek. Üretmekten
korkmamak gerek. Gelişmek için bireysel başarılardan öte toplumu bütünüyle harekete geçirecek
çözümleri üretebilirsek, gelecek güzel gelecek.
GÖKÇE GÜLCÜLER
Adım atmaktan korkmadan, herkesin birey olarak
birçok şeyi değiştirebileceğini bilmesi ve harekete
geçmesi, ben de varım demesi önemli olan.
Son olarak geleceğin bilim ışığı gençlerine hayallerini gerçeğe dönüştürebilecekleri
mutlu bir yaşam için tavsiyeleriniz nelerdir?
Öğretmenin
sustuğu, öğrencinin
konuştuğu,
notlandırmanın,
5 şıklı soruların
tüm geleceğinizi
etkilemediği,
akademik
bilgisi yüksek
öğretmenlerin,
öğrenmekten keyif
alan öğrencilerin,
bilime ve sanata
teşvik edilen
projelerin yer aldığı
bir sistem düşledim.
GÖKÇE GÜLCÜLER
Değerli olan siz ve sizin hayalleriniz, tutkunuz, düşünceleriniz. Eğer hayalinizi gerçekleştirmek isterseniz gerçekten sizi destekleyecek hayal ortağınız
olacak kişiyi bulmak en önemlisi. Yol arkadaşınızı
bulduğunuz andan itibaren tutkunuzu hayata geçirmemek için hiçbir sebep yok. İçinizdeki sese kulak
verin ve peşinden gidin.
MÜGE ULUSOY
En iyi yaptığınız şeyi bulun. İkna etmek mi, fikir
üretmek mi, yazmak mı? Her şey insanın kendini
tanıması ile başlıyor. Kendini tanıdıkça seçimlerin
de değişimlerin de ona göre şekilleniyor. Yılan derisi hikayesi gibi. Değiştikçe gelişiyor, büyüyor. Benim
en büyük şansım yol arkadaşım ve tutkum oldu.
Neyi gerçekten iyi yapabildiğimi ve neyi yapmaktan
keyif aldığımı bulduktan sonra rotamı çizmek en
keyifli olanıydı. Verebileceğim tek tavsiye, hayatınızı
dünyayı değerli kılan insanlarla paylaşın olur. İnanın, mutlu bir yaşama giden tek yol odur.
Bize ulaşmak isteyenler için
[email protected]
18 mart
ÇANAKKALE ZAFERİ VE
ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ
ARAŞTIRMA
RÜŞVETLE MÜCADELE İÇİN İŞ İLKELERİ
ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK ÖRGÜTÜ
ÖNCÜLÜĞÜNDE ÇOK PAYDAŞLI BİR İNSİYATİF
Gerek rüşvet talepleriyle karşılaşma, gerek yolsuzluğa bulaşmış rakipler ile karşı karşıya olma, gerekse de etik
davranış ilkelerini ihlal eden çalışanlarının zarar vermesi biçiminde baş gösteren rüşvet riskleri, işletmeler için
her zamankinden daha büyük bir sorun haline gelmiştir. Rüşvet ile Mücadele için İş İlkeleri’nin ilk kez yayınlandığı
2003 yılından bu yana koşullar önemli ölçüde değişmiştir. Yurt içinde ve dışında rüşvetle mücadele için daha
katı yasaların yürürlüğe konulması ve titiz biçimde uygulanması, işletmelerin rekor düzeyde para cezalarına
çarptırılması ve şirket yöneticileri ile çalışanlarının ağır cezalara çarptırılması ihtimali, iş dünyasında şok etkisi
yaratmaktadır. Buna ek olarak, rüşvetle mücadele kriterlerini kendi inceleme prosedürlerinde kullanan sosyal
sorumluluk sergileyen yatırım fonları ve endeksler de işletmeler üzerindeki baskıyı artırmaktadır.
38 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
ARAŞTIRMA
Rüşvet ile Mücadele için İş İlkeleri’nin ilk kez yayınlandığı
2003 yılından bu yana koşullar önemli ölçüde değişmiştir. Yurt
içinde ve dışında rüşvetle mücadele için daha katı yasaların
yürürlüğe konulması ve titiz biçimde uygulanması, işletmelerin rekor düzeyde para cezalarına çarptırılması ve şirket yöneticileri ile çalışanlarının ağır cezalara çarptırılması ihtimali, iş
dünyasında şok etkisi yaratmaktadır. Buna ek olarak, rüşvetle
mücadele kriterlerini kendi inceleme prosedürlerinde kullanan sosyal sorumluluk sergileyen yatırım fonları ve endeksler
de işletmeler üzerindeki baskıyı artırmaktadır.
Bir yanda düzenleyici kurumlar ve paydaşlar ihlaller karşısında daha hoşgörüsüz davranmakta; diğer yanda da, sorumlu
davranış sergileyen şirketler rüşvet riskini etkin biçimde tespit
etmek ve azaltmak için sürekli çaba göstermeleri gerektiğini
daha iyi kavramaktadır.
Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri, şirketlerin etkin rüşvetle
mücadele politikaları geliştirmeleri ve uygulamalarına yardımcı olmak amacıyla, Uluslararası Şeffaflık Örgütü (TI) ve
Social Accountability International işbirliğiyle 2003 yılında
yayınlanmıştır. İş İlkeleri; iş dünyası, üniversiteler, sendikalar
ve diğer sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir Yönlendirme
Kurulu’nun işbirliğiyle çok paydaşlı bir süreçle geliştirilmiştir.
Yönlendirme Kurulu’nun yapısı yıllar içinde değişse de, İş İlkeleri’ni yaygınlaştırma ve sürdürme çabalarına katkısı aynı
şekilde devam etmiştir.
İş İlkeleri, TI’ın özel sektör çalışmaları için önemli bir platform
haline gelmiştir. Aynı zamanda çok sayıda rüşvetle mücadele
standardı ve girişimini etkilemiştir. Geçtiğimiz on yılda, İş İlkeleri 10’dan fazla dile çevrilmiş ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü
ağı tarafından iş dünyası ile birlikte yaptığı çalışmalarda yaygın
olarak kullanılmıştır. Ayrıca Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün
bazı temel araştırma araçlarının oluşturulmasında da değerlendirilmiştir.
İş İlkeleri’nin üçüncü baskısı, rüşvetle mücadele uygulamalarındaki son gelişmeleri yansıtmakta ve 2009’da yapılan
revizyondan bu yana edinilen deneyim ve son aylarda yapılan
kamuya danışma faaliyetinde alınan geribildirimlere dayalı
olarak orijinal metinde yapılan değişiklikleri içermektedir.
Yönlendirme Kurulu, değerli bilgisi ve uzmanlığıyla bu sürece
katkıda bulunmuştur.
lararası Şeffaflık Örgütü, dürüstlüğün iş hayatı için önemli ve
faydalı olduğuna inanmaktadır ve İş İlkeleri’nin daha güçlü
ve etkin rüşvetle mücadele programları geliştirmeye gayret
eden işletmeler için bir referans olmaya devam edeceğine
ve dünya çapında bir uygulama standardı haline geleceğine
inanmaktadır.
PAYDAŞLAR
Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri’nin üçüncü baskısı, çok paydaşlı Yönlendirme Kurulu’nun katkıları ve rehberliğiyle Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından hazırlanmıştır. İş İlkeleri’nin
içeriği, belirli konularda münferit üyelerin değil Yönlendirme
Kurulu’nun bir bütün olarak görüşlerini yansıtmaktadır.
Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri’nin 2003 yılında yayınlanan
ilk baskısı, Yönlendirme Kurulu’nun ilk üyeleri ile birlikte hazırlanmış; saha testleri ve kamuya danışma faaliyeti yapılmıştır.
2009 yılında, İş İlkeleri’ne küçük güncellemeler yapılmıştır. Bu
yayın, Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri’nin üçüncü baskısıdır.
Yönlendirme Kurulu’nun katkıları ve kamuya danışma faaliyetinde alınan yorumlar dikkate alınarak değişiklikler yapılmıştır.
YÖNLENDİRME KURULU ÜYELERİ
Özel Sektörden Üyeler
• BP plc
• HSBC
• Norsk Hydro ASA
• PricewaterhouseCoopers
• Sanlam
• SGS
• Shell International
Özel Sektör Dışından Üyeler
• The Conference Board
• European Bank for Reconstruction and Development
• International Federation of Consulting Engineers
• International Federation of Inspection Agencies
• Social Accountability International
Danışma faaliyetleri, saha testleri ve çalıştaylar sayesinde, İş
İlkeleri ve yardımcı araçlar zaman içinde daha zengin içeriğe
kavuşmuştur. Etkin bir rüşvetle mücadele programının içeriği
günümüzde çok daha iyi bilinmekte; ancak yine de, rüşvet ve
yolsuzluk büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Ulus-
• Supplier Ethical Data Exchange (SEDEX)
• Trade Union Advisory Committee to the OECD
• Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Başkan)
• Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
39
ARAŞTIRMA
Başkan
Cobus de Swardt, Direktör, Uluslararası Şeffaflık Örgütü
Sekreterya
Susan Côté-Freeman
1. GİRİŞ
Rüşvetle Mücadele için İş İlkeleri; şirketler, sivil toplum kuruluşları ve sendikaları içeren geniş kapsamlı bir çok paydaşlı
süreç aracılığıyla, işletmelere faaliyetlerinin her aşamasında
rüşvetle mücadelede etkin yaklaşımlar geliştirmelerini destekleyecek bir araç olarak hazırlanmıştır.
İşletmeler rüşvetle mücadele programını etik değerler ve kurumsal sorumlulukların bir parçası ve yansıması olarak geliştirmeli ve uygulamalıdır. Ancak, rüşvetle mücadele programı
rüşvet riskini etkin biçimde azaltmaya odaklanmalıdır. Maruz
kalınan risk türü sektöre ve şirkete göre değişebilir; ancak hiçbir işletme riskten tamamen uzak olduğundan emin olamaz.
Etkin bir rüşvetle mücadele programı yalnız bu riski azaltmaya
yardımcı olmaz; aynı zamanda, itibarı artırır, çalışanlar nezdinde saygınlığı sağlar, önemli paydaşlar nezdinde güvenilirliği
yükseltir ve işletmenin dürüst ve sorumlu davranmaya adanmışlığını pekiştirir.
İş İlkeleri, işletmelerin rüşvetle mücadele programlarının
geliştirilmesi, kıyaslanması veya güçlendirilmesine yardımcı
olabilecek bir çerçeve sağlamayı hedeflemektedir. İş İlkeleri
yüksek fakat ulaşılabilir bir rüşvetle mücadele standardını
yansıtmaktadır. Kamu görevlilerinin rüşvet almasına ilişkin
uygulanabildiği gibi, özel sektörde işletmeler arası işlemler
için de geçerlidir.
İş İlkeleri, ilk olarak 2003 yılında yayınlanmış ve 2009 yılında
revize edilmiştir. 2013 yılındaki revizyon, değişen rüşvetle mücadele yasaları ve gelişen kurumsal uygulamalar ışığında İş
İlkeleri’nin güncel kalmasını sağlamak amacıyla, Yönlendirme Kurulu’nun katkılarıyla yürütülen periyodik gözden geçirme sürecinin parçasıdır.
Bu baskının da odağında rüşvet yer almaktadır; güncellenmiş
İş İlkeleri artık risk değerlendirme, çıkar çatışmaları, kamu
makamlarıyla işbirliği, kolaylaştırma ödemeleri, lobicilik ve
iletişim ve raporlama gibi konularda maddeler ve gözden
geçirilmiş ifadeler içermektedir. Böylece bu konuların güncel rüşvetle mücadele uygulamalarındaki önemi yansıtılmış
ve Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi gibi
başlıca yasalar ve hukuki belgelerle uyum sağlanmıştır.
40 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
RÜŞVET
Yasadışı veya güven zedeleyici bir eylemi teşvik edecek şekilde menfaat teklif etmek, vaat etmek, vermek, kabul etmek
veya talep etmek.
2. İŞ İLKELERİ
• İşletme, doğrudan veya dolaylı her türlü rüşveti yasaklamalıdır.
• İşletme, rüşvetle mücadele programı uygulayacağını taahhüt etmelidir. Program; işletmenin değerleri, etik davranış
ilkeleri, ayrıntılı politika ve prosedürleri, risk yönetimi, iç ve dış
iletişim, eğitim ve rehberlik, iç kontroller, denetim, izleme ve
güvence gibi rüşvetle mücadele bileşenlerini temsil etmelidir.
Bu İş İlkeleri; Yönetim Kurulu’nun dürüstlük, şeffaflık ve hesap
verebilirlik gibi temel değerlere yönelik taahhüdüne dayanmaktadır.
İşletmeler, rüşvete hiçbir şekilde göz yummayan, güven temelli ve kapsayıcı kişisel hesap verebilirlik kültürü oluşturmayı ve sürdürmeyi hedeflemelidir.
3. RÜŞVETLE MÜCADELE PROGRAMI GELİŞTİRİLMESİ
3.1 İşletme, kendi kontrolü altındaki tüm faaliyetlerde meydana gelebilecek rüşvet olaylarını önlemek için açıkça ve makul
ayrıntıda değerler, politikalar ve prosedürleri ortaya koyan bir
program geliştirmelidir.
3.2 İşletme, sürekli risk değerlendirmesine dayanarak kendi
programını tasarlamalı ve geliştirmelidir.
3.3 Program, işletmenin faaliyette bulunduğu her ülkenin rüşvetle mücadele yasalarıyla uyumlu olmalıdır.
3.4 İşletme; çalışanlar, sendikalar ya da çalışanları temsil eden
diğer kurumlar ve diğer ilgili paydaşlara danışarak programını
geliştirmelidir.
3.5 İşletme, programın etkin olarak geliştirilmesi ve uygulanabilmesi için gerekli olan, iyi uygulamalar ve ilgili paydaşların
katılımı gibi önemli tüm iç ve dış konular hakkında bilgi sahibi
olmalıdır.
4. RİSK DEĞERLENDİRME
ARAŞTIRMA
4.1 Program, işletmenin iş yaptığı yerler, faaliyet gösterdiği
sektör ve işletme büyüklüğü ile aracıların kullanımı gibi organizasyonel riskleri de hesaba katarak işletmenin kendine
özgü risklerini, koşullarını ve kültürünü yansıtacak şekilde
tasarlanmalıdır.
4.2 İşletme, risk değerlendirmesinin gözetimi ve uygulanmasına yönelik sorumlulukları tahsis etmelidir.
5. PROGRAMIN KAPSAMI
Program, işletmenin en sık karşılaştığı rüşvet risklerini hedef
almalı; ancak asgari olarak aşağıdaki alanları kapsamalıdır:
5.1 Çıkar Çatışmaları
kamuoyuna açıklamalıdır.
5.5 Kolaylaştırma Ödemeleri
5.5.1 İşletme, kolaylaştırma ödemelerinin rüşvet olduğunu
kabul etmeli1 ve bunları yasaklamalıdır.
5.6 Hediye, Ağırlama ve Ödemeler
5.6.1 İşletme tüm hediye, ağırlama ve ödemelerin iyi niyet
ilkesine göre sağlanmasını güvence altına alacak politika ve
prosedürleri geliştirmelidir. Ticari işlemlerin sonucunu uygunsuz şekilde etkileyebilecek ve etkileyeceği algısını doğurabilecek hediye, ağırlama ya da ödemelerin teklif edilmesi,
verilmesi veya alınması yasaklanmalıdır.
5.1.1 İşletme, rüşvet riski doğurabilecek mevcut, potansiyel
veya algılanan çıkar çatışmalarını tanımlamak, izlemek ve yönetmek için politika ve prosedürler geliştirmelidir. Bu politika
ve prosedürler yöneticiler, yetkililer, çalışanlar ile temsilciler,
lobiciler ve diğer aracılar gibi sözleşmeli taraflar için de geçerli
olmalıdır.
6. PROGRAMI UYGULAMA GEREKLERİ
5.2 Rüşvet
6.1.1 Yönetim Kurulu veya eşdeğer bir organ, işletme programının uygulanmasına ilişkin görünür ve aktif taahhüdünü
göstermelidir.
5.2.1 İşletme, doğrudan ya da üçüncü kişiler eliyle meydana
geldiğine bakılmaksızın, her türlü rüşveti yasaklamalıdır.
5.2.2 İşletme, çalışanlarının kendisi ya da ailesi, arkadaşları,
ortakları veya tanıdıkları için rüşvet talep etme, ayarlama veya
kabul etmelerini de yasaklamalıdır.
Bu bölüm, işletmelerin programı uygularken yerine getirecekleri asgari gerekleri ortaya koymaktadır.
6.1 Organizasyon ve Sorumluluklar
6.1.2 Yönetim/İcra Kurulu Başkanı (CEO) programın açıkça
tanımlanmış yetkiler çerçevesinde yürütülmesinden sorumludur.
6.2 İş İlişkileri
5.3 Siyasi Bağışlar
6.2.1 Genel
5.3.1 İşletme, çalışanları, temsilcileri, lobicileri veya diğer aracıları, ticari ilişkilerde haksız avantaj elde etmek üzere siyasi
partilere, kuruluşlara ya da siyasetle uğraşan kişilere doğrudan veya dolaylı bağışlar yapmamalıdır.
5.3.2 İşletme, yaptığı tüm siyasi bağışları kamuoyuna açıklamalıdır.
Aşağıdaki genel bölümün içeriği tüm işletmeler için geçerlidir.
6.2.1.1 İşletme, üzerinde etkin kontrole sahip olduğu tüm işletmelerde programı uygulamalıdır.
5.4.1 İşletme, hayır amaçlı yardımlar ve sponsorlukların rüşvet
ile aynı amaç doğrultusunda kullanılmamasını sağlamalıdır.
Kolaylaştırma ödemeleri: “Kolaylaştırıcı”, “hızlandırıcı” veya
“sürtünmeyi önleyici” ödemeler olarak da anılan bu tür ödemeler, ödemeyi yapan tarafın yasal veya sair biçimde hak
sahibi olduğu olağan veya gerekli bir işlemin yerine getirilmesini temin etmek veya hızlandırmak üzere küçük miktarlarda
yaptığı gayriresmi ödemelerdir.
5.4.2 İşletme tüm hayır amaçlı yardımlar ve sponsorluklarını
6.2.1.2 İşletmenin etkin kontrolü altında bulunmayan yerlerde,
5.4 Hayır Amaçlı Yardımlar ve Sponsorluklar
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
41
ARAŞTIRMA
önemli bir yatırıma sahip olduğu ya da önemli iş ilişkileri içinde olduğu işletmelerde, eşdeğer bir programın uygulanmasını
teşvik etmek için nüfuzunu kullanmalıdır.
6.2.1.3 Üzerinde etkin kontrole sahip olsun ya da olmasın;
birleşme, satın alma veya önemli yatırım dahil olmak üzere,
işletme iş ilişkisine gireceği işletmeyi belgelere dayalı, makul
ve orantılı bir yolsuzlukla mücadele detaylı durum incelemesinden (due diligence) geçirmelidir.
6.2.1.4 İşletme, rüşvet aldığı veya verdiği bilinen ya da kuşkulanılan işletmeler ile iş yapmaktan kaçınmalıdır.
6.2.1.5 İşletme, önemli iş ilişkileri üzerinde uygun ve orantılı
bir izleme uygulamalıdır. İzleme, defter ve kayıtların incelenmesini de içerebilir.
6.2.1.6 İşletme, programının veya eşdeğerinin bağlı ortaklıklar
tarafından uygulandığını belgelemelidir.
6.2.1.7 Bağlı ortaklıkların politika ve uygulamalarının işletmenin kendi programının ilkeleriyle uyuşmaması durumunda,
işletme gerekli önlemleri almalıdır. Bu önlemler, işletmenin
programının uygulanmasındaki eksikliklerin giderilmesini
talep etmeyi ve yaptırımlar uygulamayı içerebilir.
6.2.1.8 İşletme, bağlı ortaklığın rüşvete karıştığı durumlarda
veya işletmenin programına uymayan bir eylemde bulunması
durumunda fesih hakkına sahip olmalıdır.
6.2.2 İş Ortaklıkları ve Konsorsiyumlar
6.2.2.1 İşletmenin dahil olduğu bir iş ortaklığı ya da konsorsiyumunun kendi programı ile uyumlu bir programa sahip
olmasını sağlayamaması halinde, rüşvetin gerçekleşirse ya
da gerçekleştiği makul olarak düşünülürse, uygun önlemleri almak için planı olmalıdır. Bu önlemler, iş ortaklığı veya
konsorsiyumun programının uygulanmasındaki eksikliklerin
giderilmesini talep etmeyi, yaptırımlar uygulamayı veya anlaşmadan ayrılmayı içerebilir.
6.2.3 Temsilciler, Lobiciler ve Diğer Aracılar
6.2.3.1 İşletme; temsilciler, lobiciler veya diğer aracılar yoluyla
uygunsuz ödemeler yapmamalıdır.
6.2.3.2 İşletme; temsilciler, lobiciler veya diğer aracıları tayin
etmeden önce yazılı olarak belgelenmiş bir detaylı durum incelemesinden (due diligence) geçirmelidir.
42 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
6.2.3.3 Temsilciler, lobiciler veya diğer aracılar ile yapılan tüm
anlaşmalar yönetimin onayına tabi olmalıdır.
6.2.3.4 Temsilciler, lobiciler veya diğer aracılara ödenen ücretler verilen hizmetin karşılığında makul ve hukuka uygun
olmalıdır.
6.2.3.5 Temsilciler, lobiciler veya diğer aracılar, işletmenin
programına uymayı sözleşme ile taahhüt etmeli ve ilgili yükümlülüklerini açıklayan bilgi ve belgeler sağlanmalıdır.
6.2.3.6 İşletme; denetçiler, soruşturma makamı veya kendisi
tarafından yapılacak incelemeler için temsilciler, lobiciler veya
diğer aracıların uygun defter ve kayıtları tutmalarını sözleşme
ile zorunlu kılmalıdır.
6.2.4 Yükleniciler ve Tedarikçiler
6.2.4.1 İşletme, satın alma uygulamalarını adil ve şeffaf biçimde yapmalıdır.
6.2.4.2 İşletme, yüklenici ve tedarikçilerini seçmek için uygun
adımları içeren prosedürlerine sahip olmalıdır.
6.2.4.3 İşletme, yükleniciler ve tedarikçilerde rüşvet riskini değerlendirmeli ve düzenli izleme yapmalıdır.
6.2.4.4 İşletme, rüşvetle mücadele programını yüklenici ve
tedarikçilerine bildirmeli ve başlıca yüklenici ve tedarikçileriyle
birlikte çalışarak rüşvetle mücadele uygulamaları geliştirmelerine yardımcı olmalıdır.
6.3 İnsan Kaynakları
6.3.1 İşe alım, terfi, eğitim, performans değerlendirme, ücretlendirme ve takdir dahil olmak üzere tüm insan kaynakları uygulamaları, işletmenin programa adanmışlığını yansıtmalıdır.
6.3.2 Program ile ilgili insan kaynakları politika ve uygulamaları; çalışanlar, sendikalar ve diğer çalışan temsilci organları
ile mümkün olduğunca istişare edilerek geliştirilmeli ve uygulanmalıdır.
6.3.3 İşletme, rüşvet ödenmemesi durumunda işletmenin ticari kayıp yaşayacak olmasına rağmen rüşvet vermeyi reddeden çalışanlarının rütbe indirimi, cezalandırma
veya diğer olumsuz sonuçlarla karşılaşmayacağını açıklamalıdır.
ARAŞTIRMA
6.3.4 İşletme, çalışanlar ve yöneticiler için programa uymayı zorunlu hale getirmeli ve programın ihlaline karşı gerekli
yaptırımları uygulamalıdır.
6.4 Eğitim
6.4.1 Yöneticiler, çalışanlar ve temsilciler program ile ilgili gerekli eğitimi almalıdır.
6.4.2 Uygun olduğu hallerde, yüklenici ve tedarikçiler program
ile ilgili eğitim almalıdır.
6.5 Şikayetler ve Rehberlik
6.5.1 Programın etkin olması için, çalışanlar ve diğer paydaşlar şikayet ve ihlal bildirimlerini mümkün olan en erken
zamanda yapabilmelidir. Bu amaçla işletme, çalışanların ve
diğer paydaşların ihlal bildirimlerini (“ihbar”) gizlilik içerisinde
ve misilleme riski olmadan yapabilmelerini mümkün kılacak,
güvenilir ve erişilebilir iletişim kanalları sağlamalıdır.
6.5.2 Programın uygulanması konusunda çalışanların danışabilmesi için kanallar bulunmalıdır.
6.6 İletişim ve Raporlama
6.6.1 İşletme, program için etkin iç ve dış iletişim kurmalıdır.
6.6.2 İşletme; program hakkında bilgileri, uygulanmasını sağlamak için kullanılan yönetim sistemlerini içerecek şekilde,
kamuoyuna açıklamalıdır.
6.6.3 İşletme, program ile ilgili olarak paydaşlarla iletişim kurmaya ve etkileşime geçmeye açık olmalıdır.
6.6.4 İşletme, ülkesel temelde devletlere yaptığı ödemelerle
ilgili olarak kamuoyuna ek açıklamalar yapmayı göz önünde
bulundurmalıdır.
6.6.5 Paydaşlara yönelik daha fazla hesap verebilirlik ve organizasyonel şeffaflık için işletme önemli bağlı ortaklıklarını,
iştiraklerini, iş ortaklıklarını ve diğer bağlı kuruluşlarını açıklamayı göz önünde bulundurmalıdır.
6.7 İç Denetimler ve Kayıt Tutma
6.7.1 İşletme, rüşvetle mücadele için işletmenin muhasebe ve
kayıt tutma uygulamalarını ve programla ilgili diğer iş süreç-
leri üzerinde finansal ve örgütsel güçler ayrılığını içeren etkin
bir iç kontrol sistemi kurmalı ve uygulamalıdır.
6.7.2 İşletme, denetimler için gerekli olan, tüm finansal işlemleri gerçeğe uygun biçimde gösteren kayıt ve defterlerini
eksiksiz biçimde bulundurmalıdır. İşletme kayıtdışı hesap
tutmamalıdır.
6.7.3 İşletme, başta muhasebe ve kayıt tutma uygulamaları
olmak üzere tüm iç kontrol sistemlerini tasarım, uygulanma
ve etkinliğini güvence altına almak amacıyla, düzenli olarak
gözden geçirmeye ve denetime tabi tutmalıdır.
6.8 İzleme ve Değerlendirme
6.8.1 İşletme, programın sürekli iyileştirilmesini destekleyecek geribildirim mekanizmalarını ve diğer iç süreçleri oluşturmalıdır. İşletmenin üst yönetimi programı izlemeli, düzenli
aralıklarla programın uygunluğunu, yeterliliğini ve etkinliğini
gözden geçirmeli ve gerekli durumlarda iyileştirmeler yapılmalıdır.
6.8.2 Üst yönetim, program değerlendirme sonuçlarını düzenli aralıklarla Denetim Komitesi, Yönetim Kurulu veya eşdeğer bir organa rapor etmelidir.
6.8.3 Denetim Komitesi, Yönetim Kurulu veya eşdeğer bir
organ, programın yeterliliği ile ilgili bağımsız bir değerlendirme yapmalı ve bunun sonucundaki bulguları Yıllık Raporu’nda
paydaşlarına açıklamalıdır.
6.9 Kamu Makamları ile İşbirliği
6.9.1 İşletme, rüşvet ve yolsuzluk soruşturma ve kovuşturmalarla bağlantılı olarak ilgili kamu makamlarıyla uygun şekilde işbirliği yapmalıdır.
6.10 Bağımsız Değerlendirme
6.10.1 Uygun olduğu hallerde işletme kendi isteğiyle programın tasarımı, uygulanması ve/ veya etkinliğine yönelik bağımsız değerlendirmeden geçmelidir.
6.10.2 Bağımsız değerlendirmenin yapılması durumunda,
bağımsız değerlendirmenin yapıldığını değerlendirmenin sonuçları ile birlikte, kamuoyuna açıklama yapmayı göz önünde
bulundurmalıdır.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
43
SÖYLEŞİ
İşletmelerin Kara
Deliği ‘HİLE’
KARDE Danışmanlık, kurulduğu günden bu yana gelişmiş ülkelerde çok yaygın, ancak ülkemizde kısıtlı olan
konularda verdiği hizmetlerle işletmelerin var olan sistemlerine çeşitli açılardan müdahale ederek, daha iyiye
gitmelerini sağlayabilmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Prof. Dr. Nejat BOZKURT’a göre özellikle hile
riski yönetimini başarıyla yürütenler, maddi zararlarını azaltmakta, dolayısıyla bu maliyetlerine yansımamakta,
işletme içinde ve dışında itibar değeri zedelenmemekte, çalışanlar arasında manevi değerleri üst düzeyde
tutabilmektedirler.
Nejat Bey sizi tanımak isteriz. Öğreniminizden iş hayatınıza geçiş hikayenizi bizimle
paylaşır mısınız?
21 Temmuz 1956 İstanbul doğumluyum. İİTİA, Ticari
Bilimler Fakültesi’nden 1978 yılında mezun oldum.
1979 yılında İÜ İşletme İktisadi Enstitüsü’nü bitirdim. 1979 Yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesine Denetim Asistanı olarak
katıldım. 1984 yılında Doktor, 1988 Yılında Yrd. Doç,
1995 yılında Doçent ve 2001 yılında Profesör oldum.
Halen Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde
Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktayım. Geçen
yıllar boyunca Muhasebe, Denetim, İşletme Analizi,
Sistem Kurma, Analitik İnceleme, Hile Denetimi gibi
konularda teori ve uygulama bazında çalıştım ve
çalışmaya devam etmekteyim. Belirttiğim konularda uygulamaya yönelik eğitmen ve danışman olarak
birçok sektöre katkıda bulundum.
KARDE şirketlerin, dünya konjonktüründeki
gelişmelere paralel ortaya çıkan risk tanımları ve global yönetim anlayışı doğrultusunda,
sürekliliği olan yapılar oluşturmalarını
sağlamak, bu alanda araştırma, danışmanlık
ve eğitim hizmetleri sunmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. KARDE’nin kuruluşundan bu yana gelinen süreci ve KARDE çatısı
altında verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz?
KARDE Danışmanlık gelişmiş ülkelerde çok yay46 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
gın, ancak ülkemizde kısıtlı olan konularda hizmet
vermek amacıyla kurulmuş bir yapıdır. Ana amacı
işletmelerin varolan sistemlerine çeşitli açılardan
müdahale ederek, daha iyiye gitmelerini sağlayabilmektir. Hizmet verdiği ana konular;
• İşletmelerin iç kontrol sistemlerini incelemek,
analiz etmek, değerlendirmek ve risk bazlı durumunu ortaya koymak,
• Ortaya çıkan bulgulara göre iç kontrol sistemini
revize etmek,
Türkiye’de ve
dünyada çok yapılan
ve gerçekten zarar
veren hile türü,
“Fatura Hileleri” dir.
Fatura hilelerinin
çeşitli türleri vardır.
Bunlarına ayrıntısı
doğal olarak çok
fazla olduğundan
burada bahsetmek
zor olur. Ancak tüm
İşletmelerimizin
çok dikkat
etmesi gereken
ve gerçekten
ciddi zarar veren
eylemlerdir.
• İşletmelere ERP danışmanlığı vermek. Bu amaçla
var olan ERP programının canlıya geçiş sürecinde
işletme ve danışman firma ekipleri arasında her
türlü koordinasyonu sağlayarak işlerin verimli olmasını ve amaca ulaşmasını sağlamaya destek
olmak,
• İşletmelerde hile ve yolsuzluk riskini ölçmek, analiz etmek ve değerlendirmek,
• İşletmelerde proaktif veya reaktif hile incelemesi
yapmak,
• İşletmelere dışarıdan iç denetim hizmeti vermek,
• Tepe yönetimlerine performans odaklı bir yönetim
sistemleri kurmak
KARDE Danışmanlık ortalama son üç yıl içinde birçok orta ve büyük ölçekli firmaya yukarıda sayılan
hizmetlerin tamamını vermiş durumdadır.
SÖYLEŞİ
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
47
SÖYLEŞİ
İşletmelerin kara deliği ‘HİLE’ nedir?
İşletmelerde yoğun bir biçimde yapılan çalışan
hilelerinin, yolsuzlukların ve finansal tablo hilelerinin vahametini anlatmak amacıyla kullanılan bir
sözdür. Günümüz işletmelerinde sayılan bu konular çoğu çözülememiş, dibi görünmeyen birer kara
deliktir.
Çalışanlar neden hile yapar? Hile yapanların
karakteristik özellikleri nelerdir?
Hile bir suç olarak kabul edilmektedir. İşletme
çalışanları çok çeşitli nedenlerle hile yapmak durumunda kalmaktadırlar. Ancak toparlamaya çalışırsak, bu nedenleri üç ana başlık altında açıklayabiliriz:
Hilelerin ortaya
çıkartılması
süresi dünya
ortalamasında
17-18 aydır. Bu
süreler hile türüne
göre değişmektedir.
Ancak genel
olarak bu sürelerin
tamamının uzun
süreler olduğunu
söyleyebiliriz.
profilleme yaparsak özetle bir hilekârda ağırlıklı
olarak rastlanan özellikleri aşağıda sıralayabiliriz:
• Erkek ağırlıklı,
• Evli,
• İyi eğitimli(küçük tutarlı hileler haricinde),
• Zekâ düzeyi yüksek,
• Egosu yüksek,
• Risk almayı seven,
• Ağırlıklı 35-55 yaş arası,
• Konulara aşırı ilgili,
• Kurallara uymayı sevmeyen,
• Mali içerikli baskılar,
• İşe çok erken gelip, geç giden, yıllarca izin yapmadan çalışan,
• Kötü alışkanlıklardan doğan baskılar,
• İyi yaşamayı ve bol para harcamayı seven gibi.
• İşle ilgili baskılar,
Dünyada uzun yıllardan beri yapılan araştırmalar ile
bir hilekâr profili oluşturma noktasında ortak noktalara gelinmiştir. Tabi ki bu çok uzun bir konudur.
Birçok disiplini içinde barındırır. Ancak temel bir
Tabi ki yukarıdaki özellikleri taşıyan her çalışanın
hilekâr olacağı gibi bir iddia bulunmamaktadır.
Yapılan araştırmalarda ve ortaya çıkan bulgularda
yukarıda sayılan özellikleri taşıyanlarda hile eylemi
daha çok görülmektedir.
Türkiye’de iş dünyasının maruz kaldığı temel
hileler nelerdir? Bu hilelerle mücadelede kurum kültürü oluşturabilmenin önemi nedir?
Özellikle çalışan hileleri kapsamında aldığımızda
çok çeşitli türlerde hile çeşidi bulunmaktadır. Son
15 yıldır yaşadığım deneyimler ile rahatça şunu
söyleyebilirim, kitaba girmiş çalışan hilelerinin
tümü Türk İşletmelerinde yapılmaktadır. Ancak bazıları az bazıları çoktur. Buna göre baktığımızda;
• Türk işletmelerinde en az yapılan hile türü “Yazar
Kasa” hileleridir.
• En çok yapılanları “Gider Hileleri” dir. Ancak sıklığı
çok, verdiği zarar göreceli olarak azdır.
• Türkiye’de “Çek Hileleri” azdır,
• Kayda geçirmeden yapılan satışı veya tahsilatı
cebe atmak orta derecenin üstündedir.
• Kasadan yapılan nakit hileleri azdır.
48 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
SÖYLEŞİ
• Bordro hileleri giderek artmaktadır.
• Türkiye’de ve dünyada çok yapılan ve gerçekten
zarar veren hile türü, “Fatura Hileleri”dir. Fatura hilelerinin çeşitli türleri vardır. Bunların ayrıntısı doğal
olarak çok fazla olduğundan burada bahsetmek zor
olur. Ancak tüm İşletmelerimizin çok dikkat etmesi
gereken ve gerçekten ciddi zarar veren eylemlerdir.
Hile eylemi ile mücadele başlı başına bir alandır.
Birçok alt alanı içermektedir. Kurum kültürünü
oluşturma hile ile mücadele de alt alanlardan yalnızca biridir. Tabi ki önemlidir, özellikle etik kültürle
birlikte geliştirilmelidir.
Hilelerin süresi ve şirkete verdiği maddi ve
manevi zararlar nelerdir?
Hilelerin ortaya çıkartılması süresi dünya ortalamasında 17-18 aydır. Bu süreler hile türüne göre
değişmektedir. Ancak genel olarak bu sürelerin tamamının uzun süreler olduğunu söyleyebiliriz.
Yapılan hilelerin işletmelere çok ciddi maddi ve
Yapılan hilelerin
işletmelere çok
ciddi maddi ve
manevi zararları
bulunmaktadır. Bu
üzerinde tartışılacak
bir konu olmaktan
çıkmıştır. Maddi
zarara geçmeden,
ölçülemeyen ancak
oldukça hasarlar
veren hilenin
manevi zarar boyutu
vardır. Bu çok
önemlidir ve doğal
olarak ölçülmesi
çok zordur. Ancak
birçok işletmede
moral üzerinde
çok yıkıcı etkiler
yapmaktadır.
manevi zararları bulunmaktadır. Bu üzerinde tartışılacak bir konu olmaktan çıkmıştır. Maddi zarara
geçmeden, ölçülemeyen ancak oldukça hasarlar
veren hilenin manevi zarar boyutu vardır. Bu çok
önemlidir ve doğal olarak ölçülmesi çok zordur.
Ancak birçok işletmede moral üzerinde çok yıkıcı
etkiler yapmaktadır.
Maddi zarar boyutu açısından bakarsak, Türk İşletmelerinde hile eyleminin maddi boyutuna yönelik
olarak bir araştırma maalesef yoktur. Bu gidişle de
olmayacaktır. Çünkü işletmelerimizin hemen hemen tamamı olan hileleri saklamakta ve kimseyle
paylaşmamaktadırlar. Bu nedenle dünya ortalamaları ile bakmakta yarar bulunmaktadır. Ancak çok
rahat biçimde söyleyebilirim, Türk İşletmelerinde
çok sayıda hile olmakta ve ciddi zararlara neden
olmaktadır. Son 4-5 ay içinde yalnızca bana 10’a
yakın hile eylemi rapor edilmiştir. Verdikleri zararlar
da küçümsenecek ölçülerde değildir.
Uzun yıllardır ACFE tarafından yapılan hile araştırma raporlarının ışığında 2014 Yılı araştırmasından
bazı başlıklar verebiliriz:
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
49
SÖYLEŞİ
• İç kontrol sistemlerinin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayanlar. ERP programları kullananlar, süreç
ve işlemlerini manuellikten otomasyona taşıyanlar,
önleyici ve ortaya çıkartıcı kontrolleri sisteme taşıyanlar.
• Çalışanlarına hile konusunda farkındalık eğitimleri verenler,
• İhbar hattı kuranlar,
• Etik kurallara bir bütün olarak önem verenler,
• Hile bir zarar kalemidir. Tüm işletmeye ve dolayısıyla tüm işletme ilgililerine maddi ve manevi zarar
vermektedir. İlerleyen aşamalarda işletmenin yaşamını sürdürmesini etkileyebilmektedir.
• İşletmeler yıllık gelirlerinin ortalama %5 ini hile
(Çalışan hilesi, yolsuzluk ve finansal tablo hilesi)
yoluyla kaybetmektedirler.
• Ortalama çalışan hile tutarı 130.000 USD dolaylarındadır.
• Birçok hile ortaya çıkmadan yok olup gitmektedir.
• 2013 Yılında tüm dünyada ortalama hile tutarı 3.7
Trilyon USD olarak tahmin edilmektedir.
Hileyi yönetebilen şirketlerin ortak özellikleri
nelerdir? Kuruluşların kurumsal devamlılığı
ve itibarını arttırarak, sürdürülebilir büyüme
hedeflerine ulaşabilmelerinde hile yönetimi
kuruluşlara ne tür faydalar sağlamaktadır?
• İşletmelerinde hile yapılabileceğini kabul edip, aksiyon alanlar,
50 Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Özellikle hile
riski yönetimini
başarıyla yürütenler,
maddi zararlarını
azaltmakta,
dolayısıyla bu
maliyetlerine
yansımamakta,
işletme içinde ve
dışında itibar değeri
zedelenmemekte,
çalışanlar arasında
manevi değerleri
üst düzeyde
tutabilmektedirler.
Unutulmaması
gereken önemli
bir şey vardır.
İşletmede hile
yapan bir çalışan
yakalanmaz
ve gerekli ceza
verilmezse
bunu bilen diğer
çalışanlarda hileye
yatkın duruma
gelebilmektedir.
• Özellikle hile riski yönetimini başarıyla yürütenler,
maddi zararlarını azaltmakta, dolayısıyla bu maliyetlerine yansımamakta, işletme içinde ve dışında
itibar değeri zedelenmemekte, çalışanlar arasında
manevi değerleri üst düzeyde tutabilmektedirler.
Unutulmaması gereken önemli bir şey vardır. İşletmede hile yapan bir çalışan yakalanmaz ve gerekli
ceza verilmezse bunu bilen diğer çalışanlar da hileye yatkın duruma gelebilmektedir.
Hilenin önlenmesinde dürüstlük, şeffaflık
ve yardımcı olma kültürünün yaratılmasının
önemi?
Çok önemli bir alt unsurdur. Yukarılarda bahsettiğim için tekrara girmeyeyim.
İşletmeler ve kurumsal yatırımcılar için değer yaratan bir hile yönetimi faaliyetinin
başlatılmasında temel yaklaşımlar ve başarı
faktörleri nelerdir?
• İstemek, yapılacak çalışmalarda ve oluşacak dirençlerde sağlam durmak,
• Uzmanlardan destek alarak işletme için bir hile
risk yönetim modeli oluşturmak. Özellikle yukarıda
belirttiğim gibi, hile riski odaklı bir iç kontrol sistemi kurmak ve bunun yürütülmesinde teknolojiden
yararlanmak.
Ülkemizin kurumsal yönetim kalitesine, yatırım iklimine ve küresel rekabet gücüne hile
yönetiminin sağlayacağı katma değer hakkın-
SÖYLEŞİ
da bilgi verir misiniz?
Bilindiği üzere yabancı yatırımcı için bir işletmede
en önemli göstergeler, şeffaflık, hesap verilebilirlik,
verilerin doğruluğu ve gerekli sistemlerin kurulmuş
olmasıdır. Bunları olmadığı firmalar yabancı yatırım
konusunda zorlanmaktadır.
Ülkemizde şirketlerde hile yönetiminin yaygınlaşması, yönetim kurullarının hilenin yönetimi ve gözetimindeki rolünü ön plana çıkaran gelişmeler nelerdir?
Eskiden işletme ile ilgili her şey patronunun kafasının içindeydi veya böyle kabul ediliyordu. Şimdi
ise büyüyen işletmelerimizde tepe yönetiminin veya
yönetim kurullarının eskiden kalma yöntemler ile
işletmelerini izleme şansları kalmadı. Ciddi boyutta
teknolojiye ve bilgi yönetimlerine bütçeler ayrılmaya başlandı. Diğer taraftan işletmelerin büyümesi,
elektronik işlemlerin çoğalması yapılan hile türlerini ve zararlarını arttırdı. Hemen hemen her işletme
bir hile eylemi yaşıyor. Can yanınca da sistemler
kurulmaya başlandı.
Türkiye de birçok işletmemizde yönetim kurulları işlevsizdir. Hâlbuki Yönetim Kurulları en önemli
gözetim aracıdır. Benim izlenimim ise artık birçok
işletmede Yönetim Kurullarının harekete geçtiği
yönündedir. Dolayısıyla hile yönetimini doğal olarak
izleyecek son durak Yönetim Kurullarıdır.
Yönetim Kurullarının hile yönetimi konusundaki rol ve sorumluluklarını başarı ile yerine
getirebilmeleri için nelere dikkat edilmelidir?
• Öncelikle sistemlerin kurulması,
• Yönetim Kurullarına gerekli bilgilerin akmasının
sağlanması,
Bilindiği üzere
yabancı yatırımcı
için bir işletmede en
önemli göstergeler,
şeffaflık, hesap
verilebilirlik,
verilerin doğruluğu
ve gerekli
sistemlerin
kurulmuş olmasıdır.
Bunları olmadığı
firmalar yabancı
yatırım konusunda
zorlanmaktadır.
Bizdeki yaklaşım, olay olmadan önce önlem alma
şeklinde değildir. Canımız yanınca harekete geçeriz.
Kanımca giderek can yandığından dolayı gelişme
konusunda iyimserim.
Nejat Bey biraz da bilinmeyen yönlerinizi öğrenmek isteriz. Kişisel gelişim adına neler
yapıyorsunuz? Ruhunuzu arındırmak adına
her gün yaptığınız ritüeller var mı?
Güzel soru ama bu yoğunluk içinde ruhumu daha
iyiye getirmekten ziyade daha kötüye gitmesini önlemeye çalışıyorum. Ciddi biçimde kitap okumak,
olabildiğince bilinçli fotoğraf çekmek ve film seyretmekten başka yapabildiğim bir şey yok.
İşiniz gereği çok sık seyahat ediyorsunuz.
En son nereye seyahat ettiniz? Seyahatlerde
yaşadığınız güzel bir anınızı bizimle paylaşır
mısınız?
Geçen hafta sonunda Antalya da bir toplantıya katıldım. Anı olarak sahilde şezlong da oturup denize
bakabilmek kaldı.
Sosyal sorumluluk projelerinde her zaman
yer alıyor musunuz? Çalışmalarınızdan, projelerinizden ve yeni hedeflerinizden bahseder
misiniz?
Ne yazık ki son zamanlarda bu tip projelerde bulunamıyorum veya beceremiyorum.
İş hayatınızdaki prensipleriniz nelerdir? İş
dünyasının tecrübeli ve başarılı bir yöneticisi
olarak geleceğin yöneticilerine başarı kriteri
olarak değerlendirebilecekleri ne tür tüyolar
verebilirsiniz?
• Hile riski odaklı iç denetim yaptırılması,
• İşletmeyi izleyebilmek için performans odaklı
göstergelere dayanan bir model oluşturulması,
• Yönetim Kurullarına dışarıdan işini iyi bilen üyelerin alınması
Gelecekte hile ile mücadelede ülkemizdeki
gelişimi için görüş ve önerileriniz nelerdir?
Devamlı kendilerini yenilemeleri, her zaman söyleyebilecekleri yeni bir şeyleri olması, olabildiğince işin mutfağında olmalarıdır. Bol okumaları ve
öğrendiklerini işlerinde uygulamaya çalışmalarıdır.
Bizim genelimizde biraz tembellik ve taklitçilik olduğundan dolayı, birisi biraz farklı bir şey yapabildiğinde hemen ön plana çıkabilmektedir. Bu olanağı
kullanmalarını öneririm.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
51
Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı Hakkında
Yaklaşımımız
Arama; özel sektör, kamu ve sivil toplum kuruluşlarına yönetim
danışmanlığı hizmeti veren, katılımlı yöntem uygulamaları üzerine
uzmanlaşmış ve bu yöntemlerin 850’ye yakın farklı uygulamasını
gerçekleştirmiş bir danışmanlık kuruluşudur.
ARAMA’nın hizmetlerinin temel amacı müşterilerinin sürdürülebilir başarılarını sağlamaktır. Bu amaca hizmet etmek üzere
müşterilerine iki temel değer sunmaktadır:
Tescilli markası olan Arama Konferansı® ile birlikte Karar
Konferansı, Tarama Konferansı ve Diyalog Konferansı, Türkiye’de Arama’nın öncülüğünü yaptığı ve sıkça kullandığı katılımlı
yöntemler arasındadır.
Arama’nın aşağıda sayılan alanlar başta olmak üzere katılımlı
yöntem uygulamaları ile gerçekleştirdiği çok sayıda uzun dönemli
danışmanlık projeleri de bulunuyor:
• Kurumsal/sektörel stratejik planlama
• İnovasyon
• Kurum kültürü
• Pazarlama ve iletişim stratejisi
• Yerel yönetim
• Üniversite tasarımı
Arama’nın danışmanlık yaklaşımı bir kurumun, topluluğun
geleceğini tasarlarken söz konusu tasarımı sadece tepe yönetim
ile değil, tüm iddia sahiplerinin katılımıyla şekillendirmeye
dayanır. Önceden hazırlanmış standart içeriklere dayanmaz, iddia
sahiplerinde mevcut olan bilgiyi (hazır akıl), ortak aklı ve yeni aklı
geliştirir.
1) Kurumsal gelişim için, kuruma özgü en doğru içerik: Danışmanlık işlevi bilgi içeriğine bağlıdır ancak ARAMA bu bilginin
kuruma özgü olarak onun için en doğru şekliyle sunulmasını
sağlar. ARAMA’nın sunduğu içeriğin özellikleri:
• Doğru soruyu cevaplayan
• Yenilikçi
• Tüm bilgi birikimini sağlayan
• Tüm faktörleri gözönüne alan şeklinde oluşturulur.
2) Uygulamaya dönük destek: Hayata geçirilmemiş iyi fikirler bir
potansiyel olmakla beraber kurum için değer üretmezler. ARAMA
fikirlerin hayata geçirilmesi aşamasında aktif olarak destek
sunmaktadır.
Böylece ARAMA’nın sunduğu artı değeri değişime dönüşmüş,
özgün ve doğru gelişim fikri olarak tanımlamak mümkündür.
Bunu sunmak için ARAMA, üçüncü nesil danışmanlık yaklaşımı olarak ortaya koyduğu ARAMA AKIL YÖNETİMİ modelini
uygulamaktadır. (Arama Akıl Yönetim Modeli Şekli)
Katılım, çalışılan konu ile ilgili oluşacak kararlardan etkilenecek
veya etkileyecek tüm iddia sahiplerinin katılımı ile çalışmaların
yürütülmesi demektir. İddia sahipleri konu hakkında iddiası olan
tüm tarafları kapsar.
Bu şekilde oluşturulan kararların müşterinin beklentilerini kapsayacak ve uygulanabilir şekilde tasarlanması sağlanmaktadır.
Katılımlı Yönetim Danışmanlığının Klasik Danışmanlıktan Farkı
Klasik Danışmanlık
ARAMA Danışmanlık
Müşteri Kimdir?
Tepe Yönetimi ve / veya danışmanlık verilen alanın
yöneticisi
Tüm iddia sahipleri
Tüm Organizasyon
Çözümü kim, nasıl sunar?
En iyi uygulamalar doğrultusunda danışman
Yaratıcılık ve uygulanabilirlik doğrultusunda danışmanla birlikte
İçerik ve çıktılar kimden gelir?
Ağırlıklı olarak danışman
Danışmanın desteğiyle ağırlıklı olarak müşteri
kurumun kendisi
Katılım yaklaşımı nasıldır?
Sınırlı kişiyle, birebir mülakatlar veya toplantılar ile
Yaygın ve aktif katılıma dayalı bilimsel yöntemler ve toplantılar ile
Değişime karşı davranış nasıldır?
Değişime karşı direnç yüksektir. ‘Bu öneriler de nereden
çıktı?’ düşüncesi hakimdir.
Değişime karşı direnç düşüktür. ‘Bu önerileri biz ürettik, sıra uygulamada’ düşüncesi hakimdir.
Bilgiye olan yaklaşım nasıldır?
‘Danışman en iyiyi bilir,’ yaklaşımı
‘İşi onu yaşayan bilir ve geliştirebilir’
Uygulama yaklaşımı nasıldır?
Öneriler danışman tarafından rapor halinde yönetime
verilir. Yönetim uygulamaya geçirir. Yönetim dışındaki
çalışanların çıktıları sahiplenme oranı düşüktür.
Öneriler danışman ve kurum tarafından beraber üretilir, uygulanır ve
izlenir. Kurumun genelinde çıktıların sahiplenilme oranı yüksektir.
Uygulamanın etkinliği nasıldır?
Genellikle daha düşüktür.
Genellikle daha yüksektir.
Maliyet ağırlığı nasıldır?
Yüksek danışmanlık ücreti ağırlıklı
Katılımcıların zaman maliyeti ağırlıklı
Danışmanlık süreci ne sağlar?
Danışman tarafından yapılan önerilerin uygulanması,
kısmi değişim ve sahiplenme
Ortak akıl üretme, öğrenme, benimseme ve uzlaşma ile dönüşümün
gerçekleştirilmesi
www.aramasearch.com
HABER
‘Lider Kadınlar’ ödüllerini aldı
Demokrasi Denetçileri Derneği’nin 8 Mart Dünya Kadınlar gününde verdiği Lider Kadınlar Ödülleri programının
bu yıl ikincisi gerçekleştirildi. Dedeman Otel’de dün yapılan törende bu yıl gazeteci kadınlara ödülleri verildi.
Medyada yaşadıkları zorluklara rağmen demokrat ve dik duruşlarıyla dikkat çeken Amberin Zaman, Ayten
Görgün Smith, Belma Akçura, Ceyda Karan, Mehveş Evin, Melis Alphan, Sedef Kabaş, Suna Vidinli ve Şükran
Özçakmak bu yıl ödül alan isimlerdi.
Özgecan Aslan ve hayatını kaybeden diğer kadınlar için programdan önce her
katılımcıya kendi adlarına dikilmiş birer
fidan sertifikası dağıtıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Turgay Olcayto’nun açılış konuşmasını
yaptığı törende, Amberin Zaman ödülünü ülkesinde özgür basına yönelik
baskının sembolü haline gelen Azer-
baycanlı gazeteci Hatice İsmailova’ya
ithaf etti. Mehveş Evin ise Berkin Elvan
ve Cumartesi Anneleri için ödülünü aldığını ifade etti. Şükran Özçakmak son
dönemde HES projeleri üzerinden çevreye zarar verilmesine dikkat çekerken,
Ayten Görgün Smith medyada etik ve
vicdan gerekliliği üzerinde durdu. Sedef
Kabaş Türkiye demokrasisi için inatla
çalışacaklarını ve umutlarını asla kay-
betmeyeceklerini belirti. Demokrasi
Denetçileri’ne ödül için teşekkür eden
bir diğer isim Suna Vidinli, işinden olmasına neden olan tweetleri yazarken
her şeyi göze almış olduğunu ifade etti.
Deneyimli gazeteci Zafer Arapkirli’nin
ödülünü takdim ettiği Belma Akçura
ise karamsar tabloya rağmen geleceğe
umutla baktıklarını söyledi.
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
53
MAKALE
Müge Kula
Ekonomist
Conspectus Danışmanlık
Türkiye Ekonomisinde
Dolar Fırtınası
Son dönemde dolardaki hızlı yükseliş yatırımcıların merakını arttırıyor. Dolar kuru önümüzdeki günlerde nasıl
bir seyir izleyecek? Dünyanın ünlü yatırım bankası Goldman Sachs, önümüzdeki 1 yıl içinde doların 2.95 liraya
yükseleceğini öngörüyor. İkinci bir uyarı ise İngiliz Royal Bank Of Scotland’dan geldi (RBS), doların 12 - 18 ay
içerisinde tüm para birimleri karşında değer kazanmaya devam edeceğini ve 3 liraya yükseleceği öngörüsünde
bulundu.
54
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
MAKALE
Piyasaların merakla beklediği ABD Merkez Bankası
FED’in Mart ayı Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanakları açıklandı. FED’ in faiz artırımı kararlılığının vurgulanması dolar kurunun yukarı yönlü hareketine neden oldu. Gelişmekte olan ve borçlu
bir ülke olduğumuzdan dolayı kur hareketliliğin yanı
sıra oluşan faiz arttırımlarından da etkilenmekteyiz.
Faiz arttırım süreci doları güçlü tutacak izlenimi
veriyor ve bu durum Türkiye’de borçlanma maliyetlerini artıracak gibi gözüküyor, dolayısyla döviz
borçlusu şirketlerin, kurumların borcunu ödemek
için daha fazla kaynak üretmesi gerekecektir.
Doların uzun vadede yükseleceğini öngörebiliyorduk fakat bu kadar kısa sürede hızlı tırmanışı söz
konusu değildi. Hükümet kanadından gelen baskılar ve eleştiriler güvensizlik ortamı yarattı. Güvensizlik ortamı gelişmekte olan ülkelerin risk primini
yükseltiyor. TCMB ve Hükümet kanadı arasında yaşanan gerginlik, kısa vadeli olarak etkiler yaşatıyor.
Bunun yanı sıra seçim arifesi ve cari açıkta yaşanan
bozulma ile oluşan enflasyon kaygıları ülke ekonomisinde yeni kırılganlıkları getirebilir. Bu düşünce
ve Euro Bölgesinde yaşanan resesyon birleşince
yatırımcı, ithalatçı firmaları zor günler bekliyor diyebiliriz.
Dolar kurundaki yukarı yönlü haraket ile darbe yiyen
Türkiye’nin ihracatı da 2015’in ilk çeyreğinde kötü
sinyaller verdi. İlk 3 ayda toplam yüzde 6,8 gerileyen ihracat, mart ayında ise yüzde 13,4 düştü. Son
12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre
değişmeyerek 153 milyar 309 milyon dolar oldu.
İhracattaki bu düşüşün en önemli nedeni dolar
kurundaki dalgalanma oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, geçen yılın
mart ayına göre bu ay yüzde 21,5 oranında
gerileyen paritenin ihracata negatif etkisi
aylık 1,3 milyar doları buldu.
İthalat dengesinde yaşanan açık
önümüzdeki günlerde artabilir.
Burada ana denge noktamız olan
Avrupa kanadında yaşanan resesyon çığlıklarının oluşturmuş olduğu
Euro gelir kaleminin azalacağı düşünceleri
öne çıkıyor. Bu durumda TCMB kanadı Euro fiyatlarını desteklemek üzere dolar kuruna müdahale yapmadan yükselişine yeşil ışık tutmakta. Bu
durum ne kadar doğru görülse de ihracat kanadı
Güvensizlik ortamı
gelişmekte olan
ülkelerin risk
primini yükseltiyor.
TCMB ve Hükümet
kanadı arasında
yaşanan gerginlik,
kısa vadeli olarak
etkiler yaşatıyor.
Bunun yanı sıra
seçim arifesi ve
cari açıkta yaşanan
bozulma ile oluşan
enflasyon kaygıları
ülke ekonomisinde
yeni kırılganlıkları
getirebilir. Bu
düşünce ve Euro
Bölgesinde yaşanan
resesyon birleşince
yatırımcı, ithalatçı
firmaları zor günler
bekliyor diyebiliriz.
kadar ithalat kanadında da bu kadar törpülenme
sağlıklı bir ekonomiyi yansıtmayabilir.
Bu durumun pozitif unsurlarından biriside enflasyonda ki geri çekilmeyi ithalat kalemlerinde daralma ile sağlamakta olmaları olarak algılayabiliriz. Tek sorun ise nasıl ki deflasyonist durgunluk
Avrupa yı sarmışsa, dolar borçlu bir yapıda stagflasyonist bir durgun ekonomi bizi bekleyebilir.
Şimdi bunun oluşmaması için veya sinyallerinin
oluşması halinde müdahalelerin gelebileceğini
düşünmekteyiz.
Seçimler öncesinde her zaman yükselen dolar kuru
bu yıl yanına küresel krizin son aşamalarını, jeopolitik etkenleri ve gelişmekte olan pazarları dahil
ederek yükseliş hızını kat ve kat arttırmaya devam
ediyor. Bu durum ülke ekonomisinde kırılganlık
görüşlerini arttırmakta ve ateşlenen dolar kuruna
daha fazla harlanmasını sağlamakta.
Jeopolitik konularda ise Suriye ve Ukrayna kanatlarında yaşanan olayların yanı sıra, IŞID tehdidi ve
güneyimizde karmaşanın artacağının düşünülmesi Türkiye üzerinde baskılı bir ortamı yaşatması
muhtemel olacaktır. İran kanadında ise nükleer
çıkmazdaki hareketlilik ile İran üzerinde ki ticaret
baskısının daralma olasılığı bizim için pozitif yönlü
olacaktır.
Türkiye’nin en temel problemlerinden bir tanesi
olan cari açık, beklentilerin üzerinde geldi. Cari
açık, bir önceki yılın Şubat ayına göre
146 milyon ABD doları azalarak
3 milyar 196 milyon dolar olarak
gerçekleşti. Bunun sonucunda
oniki aylık cari açık, 42 milyar
968 milyon dolardan 42 milyar 822
milyon dolara geriledi.Verinin açıklanmasından önce 2.6195 lira seviyelerinde hareket eden dolar, cari
açığın beklentileri aşması ile hızlı
bir yükselişe geçerek önce 2.62 liranın
üzerine, daha sonra 2.6411 lira seviyelerine
ulaştı. Cari açığın fazla olması Türkiye ekonomisinin
yapısını kırılganlaştıran unsurların başında geliyor.
Kredi derecelendirme kuruluşlarında Türkiye düşüncesi pozitif yönde kalmaya devam ediyor. Küresel anlamda gelişmiş ülkeler ile olumlu yönde siMart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
55
MAKALE
yaset çalışmaları bunda önemli etken. Bu kanattan
birkaç örnek verirsek:
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Türk bankalarıyla ilgili açıklama yaptı; “Türkiye’de finansman için
birincil kaynak olarak dışarıdan borçlanmanın görülmesi bankaları yatırımcı güveninde değişikliklere karşı kırılgan yapıyor, Türk bankalarının yabancı
kredi piyasalarına iyi ulaşımı devam ettireceklerine
inanıyoruz.’’
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch
Ratings, Türkiye’nin kredi notu BBB- ve durağan
olan görünümünü teyit etti. Fitch’ten yapılan açıklamada, düşük petrol fiyatlarının enflasyon ve cari
açık taraflarında iyileşme sağladığına değinildi. Fitch’in açıklamasında Rusya, Ortadoğu ve Ukrayna’ya
yapılan ihracatın sert şekilde düştüğü de ifade edildi. Açıklamada, kamu maliyesinin sağlam olmayı
sürdürdüğü ve Haziran’daki seçim öncesi herhangi
bir sıkıntı olacağına ilişkin işaret görülmediği belirtildi. Fitch’in gerekçeli kararında, bankacılık sisteminin Bank Asya’daki gelişmelerden etkilenmeden
iyi bir durumda olduğu ifade edildi.
Moody’s’in kredi notu hakkında değerlendirmede
bulunan ekonomistler, kuruluştan yatırım yapılabilir olan kredi notunda ve negatif olan görünümünde herhangi bir değişiklik beklemediklerini
ifade ediyor.
Türkiye’de Nisan ayı enflasyon rakamlarını değerlendiren ABD li yatırım bankası Goldman Sachs,
Mart ayı rakamlarının enflasyonun ivme kazandığını
56
Mart 2015 LPM DERGİ www.lpmdergi.com
Bu raporlar
sonucunda bile
yükselişte olan
dolar kuru üzerinde
baskılı bir ortamın
oluşması için aşırı
güçlü hamlelerin
yaşanması
gerektiğine
inanmaktayız. Türk
lirası üzerinde
bu konular
çerçevesinde değer
kaybının artacağı
fakat piyasada
maniplasyon
hamlelerine göz
açtırma yaşanmaz
ise fiyatların geri
dönülemez şekilde
ülke ekonomisine
zarar verebileceği
düşüncesi
yerleşebilir. Bu
düşünce bile işin
içinden çıkılmaz bir
ortam yaşatabilir.
gösterdiğini bildirdi. Enflasyonun yeniden ivme kazanmasının, dezenflasyonda en iyi dönemin geride
kaldığı ve enflasyonun önümüzdeki aylarda hızlanacağını yönündeki görüşleri ile tutarlı olduğunu
belirten Goldman Sachs, TCMB’nin para politikasını gevşetmek için fırsat penceresinin daraldığına
inandıklarını vurguladı.
Goldman Sachs, TCMB’nin 2015 sonuna kadar faizleri değiştirmemesini ve 2016’da para politikasını
sıkılaştırmasını beklediklerini ifade etti.
Bu raporlar sonucunda bile yükselişte olan dolar
kuru üzerinde baskılı bir ortamın oluşması için aşırı
güçlü hamlelerin yaşanması gerektiğine inanmaktayız. Türk lirası üzerinde bu konular çerçevesinde
değer kaybının artacağı fakat piyasada maniplasyon hamlelerine göz açtırma yaşanmaz ise fiyatların geri dönülemez şekilde ülke ekonomisine zarar
verebileceği düşüncesi yerleşebilir. Bu düşünce bile
işin içinden çıkılmaz bir ortam yaşatabilir.
Uluslararası Şeffaflık Derneği…
• Demokrasiye inanır, açık ve şeffaf bir toplumu teşvik eder.
• Belli bir siyasi angajmanı yoktur; amaçlarına yönelik,
ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını tarafsızca sürdürür.
• Olaylar karşısında aldığı konum tarafsız, bilimsel, profesyonel analiz ve araştırmalara dayanır.
• Amaçlarını gerçekleştirirken, tarafsız tutumunu zedeleyecek herhangi bir bağış kabul etmez.
• Temel hak ve özgürlüklere saygılıdır, katılımcı, demokratik, değişime açık bir kültür yaratmayı hedefler
• Yolsuzluğun temel ve sistemik nedenleri ile mücadele eder; faaliyetleri polisiye bir nitelik taşımaz.
• İsimleri deşifre etmez, yolsuzluk dosyaları açmaz, tek tek kişi, kurum ve olaylara odaklanmaz.
Bunun yerine sivil inisiyatifin geliştirilmesi için gerekli
mekanizma ve kuruluşların oluşturulması ile reformların
gerçekleştirilmesi için çalışır...
www.se ffaflik.o rg
grafik
fotoğraf
yayın
web
4
- 4 ’
l
ü
k
h
i
z
0212 216 85 15
[email protected]
0212 216 85 14
ajans4.com
m
e
t
.
Mecidiyeköy Mah. Büyükdere Cad. Atakan Sok. Berkan İş Hanı
No: 4 Kat: 5 D: 32-34 34387 Şişli / İSTANBUL
.
.
Grafik Tasarım Atölyesi
JUST SET SAIL
+ BUSINESS ADVISORY
+ INTERNATIONALIZATION
+ FAMILY BUSINESS SERVICES
+ CORPORATE FINANCE
IT IS NONE OF YOUR BUSINESS
IMC Integral Uluslararası Yönetim Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.
DAP Royal Center, Altayçeşme Mahallesi, Çam Sokak
No: 16 D Blok Kat: 18 D: 67 Maltepe (İstanbul) Türkiye
T: +90 216 504 00 45 M: +90 (532) 607 77 57
[email protected]
www.imc-consultancy.com