Deniz Gezmiş`e idamda işkence etmişler

Transkript

Deniz Gezmiş`e idamda işkence etmişler
YIL:3 SAYI:641
35 YKR
7 MAYIS 2008 ÇARÞAMBA
Deniz Gezmiþ’e
idamda iþkence
etmiþler
Ulucanlar Cezaevi’nin avlusunda kurulan
daraðacý, baþgardiyanýn odasýnýn
penceresinden net bir þekilde görülüyordu.
Biz cezaevine geldiðimizde Deniz bu odaya
alýnmýþtý ve pencerenin tam karþýsýndaki
koltukta oturuyordu. Deniz’in biraz sonra
can vereceði daraðacý, tam karþýsýnda
duruyordu. Hazýrlýklar tamamlandýktan sonra
Deniz’i daraðacýna çýkardýlar. Ýnfaz sürerken,
odaya Yusuf’u getirdikler. Yusuf, pencereden
Deniz’in son nefesini veriþini izledi. Yusuf
infaz edilirken de, Hüseyin’i odaya getirdiler
[email protected]
Reklamlar,
reklamlar...
gördü. Bunu kitabýmda bile yazmadým,
sadece Yusuf Aslan’ýn, “Duydum Deniz’in
C H P ' d e n
muhtarlara ziyaret
infazýný seyrettirmekten daha aðýr bir iþkence
olabilir mi?
Geçtiðimiz Cumartesi
günü, saat 11’de parti
binasýnda yapýlan kongrenin
açýliþ konuþmasýný il baþkaný
Muammer Altun yaptý.
Ýstiklal Marþý’nýn okunmasý
ve saygý duruþunun
yapýlmasýn ardýndan
Nevþehir Ýl örgütünün ve
Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü’nün
Türkiye: Çocuk Kadýnlarla
Kadýnlýðýný Unutanlarýn Ülkesi
Doðduklarý yerler, aileleri, etnik
Ebru, Temizlikçi Yasemin, konfeksiyon
kökenleri, yaþamlarý farklý. Güçlükler
iþçisi Fatma, yönetici Öznur
belirli kalýplara sýkýþmýþlar, özgürlük
biraz uzak gibi.
CHP Nevþehir Ýl ve Merkez Ýlçe teþkilatý
yöneticileri, yerel seçimler öncesinde mahalle ve
Türkiye’de kadýnlar evlenene kadar
köy muhtarlarýný ziyaret ederek, sýkýntýlarýný
“çocuk”, evlendikten sonra “anne”
dinledi.
oluyor. Bu yüzden Türkiye, 15–16
CHP Ýl Baþkaný Bülent Yumuþ, Merkez Ýlçe
Baþkaný Cemal Aydeniz ve diðer parti yöneticileri
yaþýndaki annelerle her yaþtan çocuklarýn
ülkesi... Peki ya kadýnlar nerede?
ile birlikte Nevþehir Muhtarlar Derneði'ni
ziyaret etti.
6’DA
Ýstanbul’dan sekreter Burcu, öðrenci
4’DE
Ayný þeyleri yaþadýðýmýz yanýlsamasý
içinde tarihin bir tekerrür olduðunu
söylüyoruz, düþüp bir masalýn içine,
korkularýna yenilmiþ, telaþýný saklamayan bir
masal kahramaný gibi duyumsuyoruz
kendimizi.
Bir varmýþ, bir yokmuþ ile baþlayan bu
masalda iyilerin sayýsý artmýyor sanki. Karþý
6’DA
Hasan Bayram
8’DE
faaliyetleri üyelere anlatýldý.
Genel Baþkan yardýmcýsý Yaþar Okuyan’ýn kongreye telefon ile katýlarak “
Kongremize iþlerimin yoðunluðu nedeni ile katýlamýyorum. En kýsa zamanda
3’DE
Ýstanbul’da yaþýyor ve 20’lerini sürüyor,
Deniz çoðalýyoruz
ayný daraðacýnda ölecek birine, arkadaþýnýn
Ýlçe Baþkaný
Kemal
Demircioðlu
ve bunlarý aþma yollarý da. Hepsi de
[email protected]
sesini” sözlerine yer verdim. Biraz sonra
Halkýn Yükseliþ Partisi
Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü
kongresini yaptý.
Bugünlerde beni zývanadan çýkaran
bir reklâm var, genç kadýnlar, eski bir
pop müzik þarkýsýnýn reklâma uyarlanmýþ
sözlerini söyleyerek, yatak örtülerinin,
havlularýn, perdelerin arasýnda hoplayýp
zýplýyorlar. Bazýlarý hayatlarýna monoton
diyormuþ ama onlar evlerinde perde,
çarþaf ve havlularýyla pek mutlularmýþ,
bu minvalde bir þeydi þarkýnýn reklâma
uyarlanmýþ sözleri.
7’DE
Hasan Kaya
ve o da, Yusuf’un infazýný saniye saniye
Halkýn Yükseliþ Partisi
kongresini yaptý
Meral Salman
HACIBEKTAÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 35 62
Ev. Tel: 441 31 75
[email protected]
Ýþte belgesi
Taraf gazetesinin bu haberi içimize su
serpti,biz zaten devletimizin bizlere ne kadar
güvendiðini biliyorduk ancak bunu
belgelendiremiyorduk,artýk bir de belgemiz
oldu,Cumhuriyetin yýlmaz
bekçileri,laik,demokratik, sosyal hukuk
devletinin belge ile tespitli savunucularý artýk
iç rahatlýðý ile uyuyabilirsiniz.Uyumazsanýz
uyuturlar, gözünüzü çok açarsanýz, gereði
yapýlýr. Yapýlmayacak olsa sizi ne diye
fiþlesinler ki? Deðil mi?
3’DE
Ali Ersin
Kelleci
[email protected]
Reþat Çalýþlar'la
Arabesk Anarþi Üzerine
Ýnternette kadýnlarla nasýl bir iliþkiniz
var?
Bence kadýnlarla internette reel hayattakinden
tamamen farklý bir boyutta ve frekansta iletiþim
kurmak mümkün. Türk kadýnlarý reel hayatta
kýramadýklarý tabularýný internette kýrabiliyorlar.
5 ’DE
aþklarýný/aþksýzlýklarýný, evliliklerini,
iþlerini/iþsizliklerini özetle kadýnlýk
hallerini anlatýyorlar.
Bakanlýktan kene uyarýsý!
Tarým ve Köyiþleri
Bakanlýðý, daha çok
bahar aylarýnda ortaya
çýkan Kýrým Kongo
Kanamalý Ateþi (KKKA)
Hastalýðý konusunda
vatandaþlarý, alýnmasý
gereken önlemler
konusunda uyardý.
Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý'ndan yapýlan
açýklamada, KKKA hastalýðýna karþý, her yýl
6 ’DA
2
7 Mayýs 2008 Çarþamba
ABF Genel Baþkaný Turan Eser'den
Olli Rehn’e mektup
ABF Genel Baþkaný Turan Eser, Avrupa Komisyonu'nun geniþlemeden sorumlu
üyesi Olli Rehn ile 5 Mayýs 2008 günü akþam yemeðinde buluþtu. ABF Genel
Baþkaný yarýn (Salý günü) Ankara'da Bakanlar düzeyindeki Türkiye-AB
Troyka toplantýsý öncesi, Alevilerin Türkiye'de yaþadýklarý sorunlarý Avrupa
Komisyonu Üyesi Olli Rehn baþkanlýðýndaki heyete anlattý ve trokya
toplantýsýnda ele alýnmasý ve görüþülmesi talebi ile aþaðýdaki mektubu Avrupa
Komisyonu Üyesi Olli Rehn'e verdi. Eser’in gazetemize de gönderilmiþ olan
açýklamasýný olduðu gibi yayýnlýyoruz.
“Sayýn Olli Rehn
Öncelikle nazik davetiniz için, þahsým ve
kurumumuz adýna teþekkür ederim. Bu vesileyle
sizi, Alevilerin karþý karþýya olduklarý sorunlar
ve bu sorunlar karþýsýndan AKP hükümetinin
tavrý hakkýnda bilgilendirmek istiyorum.
Kuþkusuz, Türkiye'deki süreci dikkatle izliyor
ve AKP hükümeti döneminde Alevilere iliþkin
yapýlan ve yapýlmayanlarý takip ediyorsunuz.
Bu süreçte AB delegasyonlarýný, Alevilerin
sorunlarýna iliþkin kapsamlý dosyalarýmýzý
sunarak, bilgilendirdik. Bu mektubumuzda son
dönemlerdeki güncel sorunlar ve geliþmeler
hakkýnda görüþlerimizi aktarmaya çalýþacaðým.
1998 yýlýndan beri AB ilerleme raporlarýna
konu olan Alevi sorununa iliþkin olarak, 2008
yýlýna kadar olumlu hiç deðiþim olmadýðý gibi,
AKP hükümeti döneminde sorunlarýmýz daha
da artmýþtýr.
Sayýn Olli Rehn
AKP hükümetinin Alevi sorunu karþýsýndaki
politik tutumu, Avrupa Konseyi'nin temel amacý
ve Avrupa düþüncesinde en önemli yer alan
"insan haklarýný, demokrasiyi ve hukuk
kurallarýný korumak ve geliþtirmek olduðunu ve
yaptýðý tüm faaliyetlerin bu temel amaca katkýsý
olmasý gerektiði" ilkelerine çok uzaktýr. Bunun
en somut kanýtý, AKP hükümeti sonrasý, 2002
yýlýndan beri yayýnlanan AB ilerleme
raporlarýndaki "Alevilerin korunmasýný ve
tanýnmasýný", "dini topluluklarýn temel haklarýnýn
eksiksiz olarak temin edilmesi", "Aleviler
ibadethane açmakta zorluklar yaþamaktadýrlar",
"cem evlerinin dini merkez olarak tanýnmasý"
ve "Zorunlu din eðitimine iliþkin güçlükler
yaþamaya devam etmektedir"
deðerlendirmelerine raðmen, demokratikleþme
ve bu sorunlarýn çözümü yönünde tek bir adým
bile atýlmamýþtýr. Kamuoyunu yanýltmaya
yönelik "AKP'nin Alevi Açýlýmý" projesi ise
samimiyetten uzak bir adýmdý. Bunun samimi
olmadýðýnýn en somut kanýtý ise, ABF'ye baðlý
178 kurum ve iþbirliði içinde olduðu 30
civarýndaki vakýf ve dergahlar davet edilmemiþ
ve bu "Açýlým" konusunda ABF ve vakýflardan
tek bir görüþ alýnmamýþtýr. "Türban sorununu"
TBMM'de tartýþmaya açan ve üniversitede
serbestliðini yasallaþtýran AKP hükümeti, "Alevi
sorununu" TBMM'de ele almadýðý gibi,
TBMM'ne gündemine gelen Alevilik sorunlarýna
iliþkin tartýþma ve Alevilerin durumunu
iyileþtirmeye dönük yasal deðiþiklik önerileri
AKP üyelerinin oylarý ile red edilmiþtir. Buna
iliþkin somut kanýtýmýz ise, 2006, 2007 ve 2008
yýllarýnda TBMM'e getirilen "Madýmak müze
olsun", "Cemevleri ibadet yeri olarak kabul
edilsin", "zorunlu din derslerinde ayrýmcýlýðýn
giderilmesine dair" tartýþmalar ve en son olarak
"2008 Bütçesinden Alevilere pay verilmesi"
önergeleri AKP oylarý ile red edilmiþtir. Bunlar
TBMM tutanaklarýnda mevcuttur.
Sayýn Olli Rehn
Alevi köylerine zorla cami yaptýrma
giriþimleri ya da Alevi köylerine Sünni din
görevlisi imamlarýn gönderilmesi halen
sürmektedir. Alevilerin inanç merkezi olan
cemevleri halen ibadet yeri statüsüne
kavuþmamýþ ve AKP hükümeti cemevinin ibadet
yeri olarak kabul edilemeyeceðini resmi bir
politik tavýr halinde savunmaya devam
etmektedir. Gerek AÝHM, gerekse Türkiye'de
8. Danýþtay zorunlu din derslerinin içeriðine
iliþkin, "insan haklarý ve inanç özgürlüðü
açýsýndan kesin bir hak ihlali olduðu"
deðerlendirmesini yapmasýna raðmen, AKP
hükümeti hukukun evrensel ilkelerine karþý
açýktan karþý çýkarak, mevcut zorunlu din
derslerinin devamýný savunmaktadýr.
AKP hükümeti döneminde artan kadrolaþma
ile birlikte kamusal alanda, Sünni anlayýþ
doðrultusundaki dindarlaþma, kamusal
hizmetlerin sunumuna yansýmýþ olup, örneðin
eðitimde skandal düzeye varacak kötü örnekler
artmaya baþlamýþtýr. Zorunlu din derslerinde,
öðrencileri korkutarak dindarlaþtýrma amacýyla
DVD filmleri gösterilmektedir. Bu eðitim tarzý
ile çocuklarýn ruhsal saðlýðý tehlikeye sokulmakta
ve okullara Alevi ve Gayri Müslim çocuklar
üzerindeki baský ve þiddet artýrýlmaktadýr. 2007
ve 2008 yýllarý içerisinde basýna yansýyan ve
yansýmayan olaylara göre, Alevi çocuklar
eðitimde ayrýmcýlýða ve baskýya maruz
kalmaktadýr. TBMM Ýnsan haklarý
Komisyonu'na kadar intikal eden bu hak ihlalleri
belge ve kanýta dayalýdýr.
Demokrasi ve insan haklarý konusunda,
evrensel geliþmelere raðmen, laiklik karþýtý ve
tekçi bir yapý olan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý
(DÝB) giderek güçlenmekte ve bu gücüyle siyaset
üzerindeki dinsel vesayetini artýrmaktadýr. Yani
ülkemizde MGK'nýn sivilleþmesi ne kadar
demokratik bir talep ise, siyaset üzerindeki Din
Ýþleri Yüksek Kurulu (DÝYK) ve DÝB vesayetinin
kaldýrýlmasý ve bu kurumlar sivilleþmesi
talebimizde o kadar demokratiktir. Bizim
arzumuz ve talebimiz devletin sosyal, hukuksal,
demokratik ve ekonomik alandaki asli görevi
olan alanlarýna yönelmesi ve dönmesidir. Yani
din ve dindar üretmekten vazgeçmelidir. Ümmet
deðil, yurttaþ yetiþtirmelidir. "Öbür dünya"ya
deðil, "bu dünya"ya yatýrým yapmalýdýr.
Sayýn Olli Rehn
AB'ne üye ülkelerinde, kamusal hizmet
alanýndaki istihdam kriterleri arasýnda bilgi,
tecrübe, birikim ve eðitim düzeyi aranýr.
Kamunun en önemli pozisyonlara yönelik,
istihdam politikasýndaki kiþinin "dindarlýðý"
deðil, o alana dair bilgi, birikim, tecrübesi ve
eðitimi göz önünde bulundurulur. Oysa AKP
hükümeti ile birlikte, Türkiye'de, hükümet
üyeleri ve en önemli bürokratlar orta
öðretimlerini, 100 binden fazla cami ve mescide
imam, hafýz ve hatip yetiþtiren Ýmam
Hatiplilerdir. Siyasetlerini ise hukukun ve
demokrasinin evrensel ilkelerini deðil, dini
referans alarak yapmaktadýrlar.
AKP ile Türkiye'de siyasetin ve hukuk
dilindeki deðiþim, giderek daha belirgin hale
gelmiþtir. Örneðin, AB'ne üye herhangi bir
ülkenin Baþbakaný ya da Din görevlisi, AÝHM'nin
ya da ulusal mahkeme kararýna karþý ilahi hukuku
örnek gösterip, din kurallarýný referans
göstererek, "Papaza ve kiliseye sorun" diyebilir
mi? Gerek Baþbakan, Gerekse Diyanet Ýþleri
Baþkaný, AÝHM'in türban ve zorunlu din
derslerine iliþkin kararý karþýsýnda evrensel
hukuku deðil, þeriatýn ulemalarýný referans
göstermiþ ve islam "ulemasýna sorun"
demiþlerdir. TBMM çatýsý altýndaki tüm siyasi,
sosyal, ekonomik ve hukuksal konulardaki
görüþmelerde kullanýlan dil, giderek dinsel
referanslarla beslenmiþ ve yeni bir dindarcý
siyaset dili oluþmaya baþlamýþtýr. Bu dil ise tekçi
ve dincidir. Çok kültürlü, demokrasinin ve
hukukun evrensel dili deðildir.
Sayýn Olli Rehn
Sizin þahsýnýzda, AB'nin tüm ilgili
komisyonlarýný ve birimlerini, Alevilerin
konumlarýnda olumlu bir deðiþim olmadýðý
konusunda bilgilendirmek istedik. Alevilere
yönelik ayrýmcýlýk uygulamalarý, hükümetin
asimle etmeye dönük projeleri sürmektedir. Bu
nedenle, AB'ne üyelik sürecinde görev yapan
AKP hükümetini, Alevilerin sorunlarýnýn
iyileþtirilmesi konusunda, sorumlu davranmasýný
talep ediyoruz.
ABF, Alevi sorununun çözümünde diyaloga
açýktýr. Diyalogun birinci koþulu ise tanýnmaktan
geçer. Oysa AKP hükümeti ABF'yi ve Alevileri
tanýmamakta ve tutumda ýsrar etmektedir. Bu
nedenle 2002 yýlýndan beri görüþme talebimiz
kabul edilmemiþ ve bize randevu verilmemiþtir.
Yani "Aleviler AKP'nin diyalog arayýþýný
cevapsýz býrakmýþtýr" görüþü gerçeði
yansýtmamaktadýr.
Alevi Bektaþi Federasyonu olarak
taleplerimizin karþýlanmasý ve Alevilerin
sorunlarýnýn çözümü doðrultusundaki tüm
görüþme ve diyaloga açýk olduðumuzun
bilinmesini, þahsýnýz aracýlýðýyla duyurmak
isteriz. AB Dýþ Ýþler Komisyonu'nun da içinde
yer alacaðý, AKP hükümetiyle bir görüþmeye
taraf olduðumuzu ve hükümetin bu konudaki
samimiyetin test edilmesi açýsýndan önemli
olduðunu düþünüyoruz.
Türkiye'de bulunduðunuz süreç içerisinde
güzel vakitler geçirmenizi temenni ediyor,
çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyoruz.
Saygýlarýmla.
Turan Eser
Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Baþkaný”
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Nevþehir Seyahat
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Kent -Göreme Turizm
Þanal
Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 07
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 21 84
441 36 80
4413338
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
7 Mayýs 2008 Çarþamba
Halkýn Yükseliþ Partisi kongresini yaptý
Hasan Bayram
[email protected]
Ýþte belgesi
Taraf gazetesinin bu haberi içimize su serpti,biz zaten
devletimizin bizlere ne kadar güvendiðini biliyorduk
ancak bunu belgelendiremiyorduk,artýk bir de belgemiz
oldu,Cumhuriyetin yýlmaz bekçileri,laik,demokratik,
sosyal hukuk devletinin belge ile tespitli savunucularý
artýk iç rahatlýðý ile uyuyabilirsiniz.Uyumazsanýz
uyuturlar, gözünüzü çok açarsanýz, gereði yapýlýr.
Yapýlmayacak olsa sizi ne diye fiþlesinler ki? Deðil mi?
Ýþte belge ile ilgili haber:
"Resmi belgede Alevilik fiþlemesi
Devletin vatandaþlarý 'Alevi' diye fiþlediðine dair
imzalý belge ortaya çýktý.
Devletin Alevi yurttaþlarý kimlikleri nedeniyle
potansiyel suçlu görüp cezalandýrdýðýndan yakýnýlýrdý.
Þimdi devletin vatandaþlarý 'Alevi' diye fiþlediðine dair
imzalý belge de çýktý.Gazeteci-yazar Temel Demirer
hakkýnda bir konuþmasýnda iþkencede yaþamýný yitiren
gençlik önderlerinden Ýbrahim Kaypakkaya'yý övdüðü
ve onun kurduðu TKP / ML örgütünün propagandasýný
yaptýðý gerekçesiyle açýlan dava dosyasýndaki belge,
Kaypakkaya' nýn 'ALEVÝ' notu düþülerek fiþlendiðini
gösterdi.
FÝÞLEYEN VALÝLÝK
Dava dosyasýndan çýkan belgeye göre,
Kaypakkaya'nýn bir önemli suçu da Alevilik!. 1972 yýlýna
ait belgede dönemin Çorum Vali Yardýmcýsý Öçer
Öznen'in imzasý var. Belgede dikkat çeken þey,
Kaypakkaya'nýn isminin altýnda el yazýsý ile 'ALEVÝ'
diye not düþülmesi: ' Ýlimiz Alaca ilçesi Karakaya köyü
nüfusuna kayýtlý olup Ankara Sýkýyönetim Askeri
Mahkemesi'nce hakkýnda tutuklama kararý verilen Ali
oðlu 1949 doðumlu Ýbrahim Kaypakkaya'nýn (ismin
altýnda el yazýsýyla 'ALEVÝ' yazýyor)yakalanarak
Sýkýyönetim Komutanlýðý'nca tutuklandýðý Ankara
Valiliði'ne bildirilmiþtir'
'DEVLET BÖLÜCÜ'
Demirer fiþlemeye ilþkin 'Türkiye'de en büyük bölücü
devlettir. Dosyaya konan belge de bunu ortaya
koymaktadýr' dedi. Demirer'in ilk duruþmasý 7 Mayýs'ta
Malatya 3. Aðýr Ceza Mahkemesi'nde yapýlacak."
Bilimin ýþýðý yolumuzu aydýnlatsýn.
Saygýlarýmla
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Haber: Aydýn Þimþek
Halkýn Yükseliþ Partisi Hacýbektaþ
Ýlçe Örgütü kongresini yaptý.
Geçtiðimiz Cumartesi günü, saat
11’de parti binasýnda yapýlan kongrenin
açýliþ konuþmasýný il baþkaný Muammer
Altun yaptý. Ýstiklal Marþý’nýn okunmasý
ve saygý duruþunun yapýlmasýn ardýndan
Nevþehir Ýl örgütünün ve Hacýbektaþ
Ýlçe Örgütü’nün faaliyetleri üyelere
anlatýldý.
Genel Baþkan yardýmcýsý Yaþar
Okuyan’ýn kongreye telefon ile
katýlarak “ Kongremize iþlerimin
yoðunluðu nedeni ile katýlamýyorum.
En kýsa zamanda Hacýbektaþ’ý ve Piri
ziyaret etmek için oraya geleçeðim.
Kongremizin ve çalýþmalarýnýzýn
baþarýlý olmasýný temenni
ediyorum.”Dedi.
Okuyan’ýn konuþmasýndan sonra
secimlere gecildi.Üyeler kapalý zarf
usulü oylarýný kullandýlar. Sandýðýn
açýlmasý ve oylarýn sayýmý sonucunda
Kemal Demircioðlu Hacýbektaþ Ýlçe
Baþkaný secildi.
Yönetim Kurulu ise þu isimlerden
oluþtu:
Kemal Demircioðlu, Ýskender
Halk Eðitim
kurslarýna
büyük ilgi
Sulþucakatrahöyük/NEVÞEHÝR
Halk Eðitim Merkezi tarafýndan çeþitli
branþlarda açýlan kurslara Nevþehir'li
vatandaþlar ve öðrenciler büyük ilgi
gösteriyorlar.
Nevþehir Halk Eðitim Merkezi ve
TEÞEKKÜR
Ali Rýza ÖZKAN
Sevgili eþimin ve caným
babamýzýn ölümü
nedeni ile
Acý günümüzde ,
bizleri yalnýz
býrakmayan
yakýnlarýmýza ve
arkadaþlarýmýza
teþekkür ederiz.
Eþi: Sultan Özkan
Çocuklarý:
Azize Taþdemir
Veli Özkan
Erdal Özkan
Ýlçe Baþkaný
Kemal
Demircioðlu
Demircioðlu, Mustafa
Demircioðlu,Cemile Aysu, Arzu Aysu,
Nafiye Demircioðlu, Safinaz
Demircioðlu.
çeken AKP, özelleþtirmeden elde ettiði
parayý borcun faizine ödemektedir. AKP
ülkenin kaynaklarýný dýþarýya
sunmuþtur.” dedi.
Secimlerin bitmesinden sonra Ýlçe
Baþkaný Kemal Demircioðlu üyelere
hitaben yapmýþ olduðu konuþmada “
Ülkenin kötü gidiþi kaderimiz deðil.
Hükümetin yanlýþ politikasý daha fazla
devam edemeyeçek. 40 milyar dolar
alýnan borc bugün 400 milyar dolar
oldu. Devletin fabrikalarýný peþkeþ
Kongreye katýlan Kýrþehir il Baþkaný
Mustafa Beyzadeoðlu’da AKP’nin
ülkeyi baþarýsýz yönettiðine dikkatleri
çekerek eleþtirdi.
Kayseri Ýl Baþkaný Sinan Doðan ise;
kongreye telefonla katýlarak baþarýlar
diledi.
Akþam Sanat Okulu Müdürü Yaþar Kurt,
2007-2008 Eðitim-Öðretim yýlý döneminde,
2007 yýlý Ekim ayýndan bu güne 376 kus
açtýklarýný söyledi.
Çeþitli branþlarda açýlan bu kurslarda
bu güne kadar yaklaþýk bin 520 kiþiye
eðitim verdiklerini ifade eden Kurt, il ve
merkezi, ilçeler ve baðlý belde ve köylerde
açýlan bu kurslara önümüzdeki günlerde
yenilerinin ekleneceðini kaydetti.
Halk Eðitim Merkezi ve Akþam Sanat
Okulu Müdürü Yaþar Kurt, gelecek olan
Son olarak Emlakçýlýk, Ýþ Makinalarý
Kullanýmý, Aþçýlýk ve Eczane Çalýþaný
Destek Kurslarýnýn açýlmasý için kendilerine
gelen yoðun taleplerin bulunduðunu belirten
HACIBEKTAÞ KIZ MESLEK MÜDÜRLÜÐÜ
GÝYÝM ÜRETÝM SÝPARÝÞ FÝYAT LÝSTESÝ
taleplere göre farklý branþlarda kurslar
açabileceklerini vurguladý.
MUCU
YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU
CÝNSÝ
FÝYATI (YTL)
Siz Deðerli Halkýmýzýn
1
PÝJAMA
15,00
Adres:TEKÝN TÝCARET
2
GÖMLEK
15,00
3
BLUZ
15,00
4
PANTOLON
15,00
Ýkinci
Pazar Yeri MUCUR
Tel:0.386 812 56 62
5
MODELLÝ ETEK
15,00
6
DÜZ ETEK
10,00
7
CEKET ASTARSIZ
20,00
8
CEKET ASTARLI TELALI
50,00
9
ÇOCUK ELBÝSESÝ NORMAL
15,00
10
ÇOCUK ELBÝSESÝ ABÝYE
30,00
11
ÇOCUK PANTOLONU
10,00
12
MODELLÝ ELBÝSE
20,00
13
DÜZ ELBÝSE
15,00
14
MODELLÝ NEVRESÝM TAKIMI
15,00
SIRA
15
DÜZ NEVRESÝM TAKIMI
10,00
16
17
ÜTÜ YAPILIR PANTOLON
1,00
ÜTÜ YAPILIR GÖMLEK
1,00
18
TAMÝRAT ÝÞLERÝ YAPILIR
DEÐÝÞKEN
NOT: Niþan düðün kýyafetleri model ve kumaþ özelliðine göre sipariþ alýnýr.
Fiyat model kumaþa göre belirlenir.
Malzemeler Müþteriye aittir.
Zeynep AYVAZOÐLU
Müdür V.
TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ
Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze
Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve
Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir.
Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz.
Ramazan TEKÝN ve Oðullarý
Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel:812 56 62
Gsm:0532 394 88 85
Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý
Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR
7 Mayýs 2008 Çarþamba
Burcu 28 yaþýnda, kadýn denince
aklýna doðallýk, merhamet ve
Claudia Schiffer geliyor. Fatma
27’sinde. Köyde anneannesiyle
yaþayan 2.5 yaþýndaki oðlu onu
"anne" deðil "teyze" biliyor.
Türkiye: Çocuk Kadýnlarla
Kadýnlýðýný Unutanlarýn Ülkesi
Cinselliðini önemsiyor, haz ve tatmin de
önemli: "Erkeðin bencilliði kadýnýn zevk
almasýný engelliyor. Erkek kadýndaki
arzuyu uyandýrabilmeli."
Burçin BELGE
Doðduklarý yerler, aileleri, etnik kökenleri,
yaþamlarý farklý. Güçlükler ve bunlarý aþma
yollarý da. Hepsi de Ýstanbul’da yaþýyor ve
20’lerini sürüyor, belirli kalýplara
sýkýþmýþlar, özgürlük biraz uzak gibi.
Fatma bedeniyle barýþýk: "Dünya güzeli
deðilsem de elim ayaðým düzgün. Arada
kuaföre giderim, kaþlarýmý da berber alýr."
Fatma için "erkek dediðin güçlü, güvenilir"
kadýn ise "namuslu" olmalý. "Namus sadece
cinsellik deðildir" diyor; kadýnýn nasýl
giyindiði, kiminle görüþtüðü, ailesinin
sözüne ne kadar uyduðu da önemli ona
göre. Bekaret ise "kadýnýn eþine sunacaðý
bir emanet".
Türkiye’de kadýnlar evlenene kadar
“çocuk”, evlendikten sonra “anne” oluyor.
Bu yüzden Türkiye, 15–16 yaþýndaki
annelerle her yaþtan çocuklarýn ülkesi...
Peki ya kadýnlar nerede?
Ýstanbul’dan sekreter Burcu, öðrenci Ebru,
Temizlikçi Yasemin, konfeksiyon iþçisi
Fatma, yönetici Öznur
aþklarýný/aþksýzlýklarýný, evliliklerini,
iþlerini/iþsizliklerini özetle kadýnlýk
hallerini anlatýyorlar.
Aþk acýsý
‘Kadýnsýn bunu yapamazsýn’ denmedi.”
Tek hayali anne olmak
Burcu 28 yaþýnda, Bolu ve Ankara’dan
sonra iki yýldýr Ýstanbul’da. Evli, sekreterlik
yapýyor. Annelik ve aþk onun olmazsa
olmazý. Sonra evlilik, arkadaþlýk, iþ,
eðlence, din ve gezi geliyor.
Babasý emekli, annesi evde. Erkek kardeþi,
onun en iyi arkadaþý. Evliliðinden memnun,
anneliði düþlüyor. Para kazandýðý için
annesinden daha þanslý.
"Kadýn ýlýmlý, titiz, sorumlu olmalý.
Evhanýmlýðý ve annelik çok önemli. Hem
ev hem iþ çok zor. Kayýnvalide sorunlarý
da ayrý bir konu."
Ýlk cinsel deneyimini 16 yaþýnda yaþamýþ:
“Tabularým yok. Cinsel tatmin iliþkiyi
bütünler. Annemle de eþimle de cinsellik
konuþuruz."
Kendini doðal, güleryüzlü ve samimi
buluyor; keþke daha inc eve uzun boylu
olsaydý: “Ne bakýmlýyým ne demode.
Makyaj ve koku severim.”
Kadýn denince aklýna doðallýk, merhamet
ve Claudia Schiffer; erkek denince Tom
Cruise geliyor: “Erkek, nüktedan,
merhametli, güvenli, atletik, bakýmlý olmalý.
Bir de kadýný yönetmeyi bilmeli.”
Dünyayý gezmek istiyor da…
Ebru, 21 yaþýnda. Ailesi Yunanistan’dan
gelmiþ. Grafik okuyor. Önce arkadaþ, sonra
eðlence, gezi ve aþk diyor. Ýþ, evlilik,
annelik ve din sonlarda.
Mutluluðunu mutsuz olmamakla açýklýyor.
Hayali dünyayý gezip hayatý anlamak. Anne
ve babasýyla herþeyi konuþabiliyor, tenis
oynuyor, tatile gidiyor. Kendisini
annesinden daha özgür hissediyor.
“Kadýnlýk rollerini fark etmeden büyüdüm.
tarlada, ya atölyede... Kadýnlýðýmý unuttum.
Ama kadýnlýk görevlerimi unutmam.
Titizim, hamaratým, eþime de saygýda kusur
etmemiþtim."
Spor giyimli, güleryüzlü. Kendini
“konuþkan ama duygularýný gizler, komik
ama romantik deðil” sözleriyle anlatýyor.
Daha zayýf, uzun boylu ve büyük göðüslü
olmak istiyor.
Kadýnlardan Angelina Jolie’yi, erkeklerden
Brad Pitt’i beðeniyor: “Çünkü, güzel,
baþarýlý, güçlü ve akýllýlar.”
“Gençken gezmeyi, cesur olmayý, dünyayý
ve insanlarý anlamayý baþarabilirsem,
yaþlandýðýmda anneannem gibi huzur
içinde reçel piþirerek mutlu olabilirim
belki…”
Kiþisel bakým cilt, beden ve ruh temizliðine
vakit ayýrmak demek. Yeni kýyafetler
almayý seviyor, “Saçlarým ve parfümüm
ruh halime göre çok sýk deðiþir” diyor.
Her bahar aþýk oluyor: “Aþk beni cesur
kýlýyor. Aþýk olduðum adamla yollara
düþmek hayalim. Bana sadece onun
yeteceðini bilmeliyim.”
Ýlk cinsel birlikteliðini 19 yaþýnda yaþamýþ:
“Benimle olamazsa baþkasýna gider diye
korktum. Çok güzel ve incelikli bir
iliþkiydi. Bu rahatlýk her iliþkime yansýyor.”
Haz ve tatmini çok önemsiyor. Annesinin
“namus” ve “bekaret” nutuklarýný
unutmuyor. Annesi bulabilir diye doðum
kontrol hapý kullanmýyor.
Eþim bana tecavüz etti
Yasemin Karadenizli, Laz. Dört yýldýr
Ýstanbul’da. 16’sýndan beri evli, 17’sinde
anne oldu. Evlere temizliðe gidiyor,
apartman görevlisi eþine yardým ediyor.
Onun için önce din, sonra iþ, arkadaþlýk,
annelik, gezi ve eðlence geliyor. Aþk ve
evlilik en sonda.
Babasýz büyümüþ, annesi ona baba da oldu.
Adý çýkmasýn diye görücü usulüyle
evlendirilmiþ. Sonrasý korku dolu bir
cinsellik, kayýnvalideyle sürtüþmeler,
iþsizlik ve yoksulluk:
"Ýlk gece birlikte olamadýk. Ýkinci gece
aile baskýsýyla bana tecavüz etti. Bu yüzden
seviþmekten zevk alamýyorum.
Sorumluluklarýmýn aðýrlýðý da sekse
konsantrasyonumu engelliyor."
Yine de eþi ona "Allah’ýn bir lütfu: "Eþim
ilgili bir baba. Görevlerimi eksiksiz
yaptýðým için beni seviyor. Mutluluðum
için Allah’a þükrediyorum.
O "güçlü" ve "akýl sorulan" bir kadýn: "Para
kazanýnca gücümü hissettim. Kendine
güvenmek için bakýmlý olmak þart. Krem
sürmeden sokaða çýkmam. "
"Aþk dokunmaktan korkmaktýr. Dokununca
aþk kirlenir." Kavuþamadýðý aþkýna bir gün
rastlayacaðýndan emin gibi.
Öznur, 25 yaþýnda. Dede, amca, hala hep
birlikte yaþýyorlar. Üç yýldýr niþanlý.
Yönetici. Eðlenceli, esprili, heyecanlý biri.
Onun için önce din geliyor, sonra annelik,
aþk, evlilik, iþ, arkadaþlýk, gezi ve eðlence
.
Çocukken annesinin attýðý dayaklarý hiç
unutamýyor. Bunu annesinin kalabalýk aile
ortamýndaki yaþadýðý baskýlara baðlýyor:
"Hep dedemin hükmü geçti.."
Annesi güçsüz, çünkü ekonomik özgürlüðü
yok. O yüzden de para kazanmayý
önemsiyor.
Dedenin ilk erkek torunu olan kardeþinin
doðumunu hiç unutamýyor. Doðum
ziyafetlerle, kurbanlar kesilerek kutlanmýþ.
Þimdi büyümüþ olsalar da, ayrýmcýlýk
sürüyor.
Hayattan sadece huzur ve dinginlik
bekliyor. Öznur için kadýnýn güçlü olmasý,
susmayý bilmesi ve namuslu olmasý þart.
Erkek de zeki, karizmatik, çalýþkan ve
baþarýlý olmalý.
Ayrýldýðý aþkýnýn acýsý hep aklýnda: "Bu
acý sevgimin aþka dönüþmesini engelliyor...
Olsun, niþanlýmla mutluyum."
"Oðlum bana teyze diyor"
Fatma 27’sinde. 12’sinden beri Ýstanbul’da.
Üç ay önce boþanmýþ. Ekonomik özgürlüðü
olduðu halde "genç kadýn yalnýz
yaþayamaz" diye evini kapatýp ablasýnýn
yanýna yerleþmiþ. Köyde anneannesiyle
yaþayan 2.5 yaþýndaki oðlu onu "anne"
deðil "teyze" biliyor.
"En büyük hayalim ev sahibi olmak,
oðluma ve bana kol kanat gerecek bir erkek
ve oðlumun bana ‘anne’ diye seslenmesi."
Kendisini mutlu olmayý bildiði için güçlü
buluyor. "Hayat bana ne getirdiyse razý
geldim, çünkü üstesinden gelebilecek
gücüm vardý" diyor sükunetle. Konuþurken
sýk sýk Ýslam dinine göndermeler yapsa da
onun için önce annelik sonra din geliyor.
Sonrasý evlilik, arkadaþlýk, eðlence, gezi
ve aþk.
"Çocukluðumdan beri çalýþýyorum. Ya
Aþk, evlilik, çalýþmak
Türkiye’de 17-18 yaþlarýnda evlilik aile
izni ve hakim kararýyla olabiliyor. Ancak
Türkiye Ýstatistik Kurumu’nun 2006 yýlý
verilerine göre, her 100 kadýndan 32’si 18
yaþýndan önce, 60’sý ise 18-24 yaþ arasý
evleniyor. Ortalama ilk cinsel iliþki yaþý
19.2
Her üç kadýndan biri ailelerin bulduðu
biriyle ve aile kararýyla, üçte biri kendi
kararý ve aile onayýyla evleniyor. Kalanlar
da kendi kararýyla evleniyor. Aþk evliliði
mi? Bilmiyoruz. Oraný bilinmemekle
birlikte, özellikle kýrsal kesimlerde "imam
nikahýyla evlilik" ve giderek azalan oranda
çok eþli evlilikler de halen sürüyor.
Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði
Örgütü'nün (OECD) verilerine göre de,
20–30 yaþ grubunda her 10 kadýndan 6’sý
ne okuyor, ne çalýþýyor. (Bia)
7 Mayýs 2008 Çarþamba
Reþat Çalýþlar'la
Arabesk Anarþi
Üzerine
'Ýnternet fenomeni' olarak
görülen Reþat Çalýþlar ikinci
kitabýný çýkardý ve ardýndan
Yazarýmýz Ali Ersin Kelleci’nin
sorularýný cevapladý.
Yazarýmýz Ali Ersin Kelleci’nin
Reþat Çalýþlar ile Arabesk
Anarþi Üzerine söyleþisini
yayýnlýyoruz.
Ýnternette kadýnlarla nasýl bir iliþkiniz var?
Bence kadýnlarla internette reel hayattakinden
tamamen farklý bir boyutta ve frekansta iletiþim
kurmak mümkün. Türk kadýnlarý reel hayatta
kýramadýklarý tabularýný
internette kýrabiliyorlar.
Örneðin internette bir
kadýnla seks üzerine
konuþmak çok kolay,
kadýnlar internette gayet
özgür ve gerçekçi bir
þekilde görüþlerini dile
getirebiliyorlar. Ayrýca bir
kadýnýn internetteki
davranýþlarýndan yola
Ali Ersin Kelleci
çýkarak ruhunu çözmek
[email protected] konusunda da bir ustalýk
geliþtirdim. Kadýnlarla
internette yaptýðým sohbetler yazarlýðýmý besledikleri
gibi, kendimi tanýma sürecime de katkýma bulundular.
Ama tabii burada "ben çok çapkýným" gibi bir mesaj
verme amacým yok. En sevmediðim þey, çapkýn
görünmekten ve kadýn gurusu olarak anýlmaktan
hoþlanan erkeklerdir. Ahmet Altan gibi "her kadýndan
birþeyler öðrendim" geyiðine girmeyeceðim. Elbette
kadýnlarýn bana zihinsel katkýlarý oldu, bir erkeðin
sosyal zekasýnýn geliþmesinde kadýnlarla kurulan
iletiþimin son derece önemli olduðunu düþünüyorum,
ayrýca "hayat gurusu" olmakla "kadýn gurusu" olmanýn
kýsmen paralel giden þeyler olduðu kanaatindeyim.
Ama gene de bunlarýn reklam edilmesini hoþ
bulmuyorum. Ayrýca internette kadýnlarla kurduðum
diyaloglar Platon'un öðrencileriyle olan diyaloglarý
kadar seviyelidir. Örneðin Msn'de hiçbir kadýna çýplak
webcam açma teklifi göndermedim. Kadýnlarýn
bedenlerinden çok beyinleriyle ilgiliyim. Gerçi ikisini
tamamen baðýmsýz olarak irdelemek de doðru
olmayabilir.
Ýnternet dünyasýnda doðru þekilde
tanýndýðýnýzý düþünüyor musunuz?
Ne internet dünyasýnda ne de reel dünyada doðru
þekilde tanýndýðýmý sanmýyorum. Benim iki farklý
yüzüm var aslýnda. Biri eðlenceli/provokatif yüzüm,
diðeri romantik/teorik yüzüm. Ýnternette bir
"Entelektüel Ýnternet Mahir" olarak algýlanýyorum.
Bu algýlama biçimi kýsmen doðru, kýsmen yanlýþ.
Evet, içimde bir "Ýnternet Mahir" de gizli. Ama
korkmayýn tek boyutum bu deðil.
Ýç dünyamda çok romantik/teorik bir insaným.
Türk filmi tadýnda duygusallýklardan hoþlanýyorum.
Eski Almanlar gibi teori üretmeyi, genelleme yapmayý,
toplumu kendi düþünsel kalýplarýma göre
yorumlamayý, kesin yargýlarda bulunmayý seviyorum.
Bazen canýnýzý sýkacak derecede entelektüalist
olabilirim. Saatlerce Çin felsefesi, Japon popüler
kültürü, Kore ahlak anlayýþý, Alman tarihi gibi konular
üzerine konuþabilirim. Yani o sizin bildiðiniz "Light
Reþat Çalýþlar"dan ibaret deðilim. Ben bir komedyen
deðilim, olmak da istemedim, ama koþullar beni
komedyen rolüne sürükledi. Diðer taraftan, klasik
yazar ciddiyetinde biri de deðilim, olmak da istemem,
hele de tipik bir Türk edebiyatçýsý olmak en son
isteyeceðim þeydir.
Youtube baþýnda romantik videolar izleyerek
aðlayan Reþat Çalýþlar'ý pek kimse bilmez. Youtube'da
bazý Ýtalyan filmlerinden kesitler buldum, onlarda
Türk filmlerini andýran bir duygusallýk vardýr.
Özellikle de Napoli'li müzisyen Nino D'Angelo'nun
filmleri için bu geçerlidir. Ýnternette kýz arkadaþlarýma
bu videolarýn linklerini gönderdim, onlarý izleyerek
aðladýmý söyledim, çoðu "ben bu kadar da aþýrý
duygusallýktan hoþlanmýyorum" dedi. Galiba günümüz
kýzlarý için benim duygusallýk tarzým biraz demode
ve abartýlý kalýyor.
"Kadýn gurusu" kimliðiyle ilgi çeken yazarlar
var. Mesela Ahmet Altan. Diðer taraftan
"kadýnlara hitap eden yazar" kontenjanýndan
yükselenler var. Mesela Tuna Kiremitçi. Siz
kendinizi hangi gruba dahil ediyorsunuz?
Kadýnlarýn dünyasýndan belli bir ölçüde anlamaya
baþladýðýmý düþünüyorum, zaten kadýnlarýn dünyasýný
anlayamayan bir insan toplumu anlayamamýþ
demektir, toplumu anlayamayan bir insanýn da yazý
yazmasýnýn ne kadar anlamlý olduðu elbette ki
ortadadýr. Ama kadýnlar üzerine çok fazla yazan biri
deðilim, þimdilik düþünme aþamasýndayým, ileride
düþündüðüm þeyleri yazýya dökebilirim. Tabii
dökmeyebilirim de... Ýlk kitabým daha çok erkek
ruhuna odaklý bir kitaptý, o nedenle kadýn okurun
ilgisini çekmedi. "Arabesk Anarþi" ise daha nötr.
Bazý kadýnlar bana "kadýnlarý en iyi anlayan erkek
sensin" diyor,bazýlarý ise tam tersini düþünebiliyor.
Kadýnlarý iyi anlayýp anlamadýðýmdan emin deðilim
ama kadýnsý bir beynim olmadýðýndan eminim.
Dünyaya erkek rasyonalitesiyle bakýyorum. Bu
rasyonalitemi her zaman belli edemiyorum. Erkeksi
bir düþünce tarzým olmasýna raðmen günümüz Türk
erkeklerine özgü olan "aþýrý özgüven", kendini en
zeki, en yakýþýklý erkek zannetme eðilimi falan bende
yok. Benim erkeklik biçimim, belki 19.yüzyýl Alman
erkekleri gibi. Sakin, kendini bilen, ölçülü bir erkeklik
diyelim... Yani öyle olduðunu umuyorum en azýndan.
Ama gene de kadýnlara bakýþýmda Ortadoðulu bir
damar da var. Ki bundan tamamen rahatsýz deðilim.
Mesela Nietzsche, kadýnlarý en iyi anlayanlarýn
Ortadoðulular olduðunu söyler.
Solcu kýzlarla ilgili görüþleriniz (özellikle de
aileniz baðlamýnda) çok tepki çekmiþti. Solcu kýzlar
konusunda tam olarak ne düþünüyorsunuz? Hangi
kýzlarý tercih ediyorsunuz?
Bence en güzel kýz türü aslýnda apolitik olup da
trend oldu diye Atatürkçü geçinen kýzlar. Solcu kýzlar
iki çeþittir: Fanatik olanlar falan çok çirkin olurlar.
Ama "light solcu"larýn güzelleri vardýr. Gerçi onlar
da bana çok feminen gelmiyorlar genelde. Gerçi bazý
taþralý solcu kýzlarda müthiþ bir feminenlik oluyor,
ama bunlarýn sayýsý çok az.
Saðcý kýzlar hakkýnda ne diyeceksiniz?
Onlar da biraz solcular gibi yani aþýrý saðcý olanlar
genelde çirkindir. Ilýmlý saðcý olanlarýnsa güzelleri
var. Hatta bazýlarý tam bana hitap ediyor. Kapalý
olanlarýnsa küçük bir grubu çok güzel bazýlarý çirkin
ama gene de ilginç geliyorlar bir þekilde merak
uyandýrýyorlar. Sosyomat.com'da tanýþtýðým sevgili
dostum Aslý Özdemir'e bu görüþümü açtýðýmda þöyle
demiþti kendisi: "bende de merak uyandýrýyorlar nasýl
bu kadar mallýða meraklý olur bir insan" falan diye.
Bazý açýklamalarýnýzda –Sizin tabirinizle- üst
sýnýflardan yana tavýr alýyorsunuz. Bazý
açýklamalarýnýzda ise tam tersine "Doðucu" ve
Anadolucu bir tutum sergiliyorsunuz. Kendinizi
sýnýfsal açýdan nasýl konumlandýrýyorsunuz?
Bu konuda kafam oldukça karýþýk. Bazen "Eski
Ýstanbul Eliti"nin bir uzantýsý olduðum hissine
kapýlýyorum, bazense kendimi orta sýnýf bir birey
olarak görüyorum. Bazý davranýþlarýmda ise alt sýnýf
ya da taþralý denilebilecek çizgiler gözlemlenebiliyor
olabilir. Ýçten içe çok Doðulu bir boyutum var. Yani
Fazýl Say gibi deðilim. Beynimin kýsmen 19.yüzyýl
Almancasýnýn mantýðýyla çalýþmasýna raðmen, özümde
tuhaf bir doðululuðum var. Ailemin ekonomik durumu
açýsýndan orta-üst sýnýfa dahilimdir herhalde. Kültürel
olarak ise, hem alt sýnýf kültüründen, hem orta sýnýf
kültüründen, hem de üst sýnýf kültüründen bir takým
öðeleri sentezleyerek kendime özgü bir kolaj yarattým.
Türk milliyetçiliði konusundaki pozisyonunuz
nedir? Milliyetçiliðe eðiliminiz olduðu doðru mu?
Ben bir küreselci-milliyetçiyim. Ya da daha
doðrusu bir küreselci-yurtseverim. Yani ekonomik
ve siyasi alanlarda küreselciyim, hatta AB yanlýsýyým.
Ama Türkiye'nin kültürel yapýsýnýn anlaþýlmasý için
Türk milliyetçiliðinin detaylý ve önyargýsýz þekilde
analiz edilmesi gerektiðini düþünüyorum. Türk
milliyetçilerinin yarattýklarý kültürel deðerleri saygýyla,
hatta yer yer hayranlýkla karþýlýyorum. Türk halk
kültürünün ruhunda milliyetçilik/yurtseverlik ve
Ýslamcýlýk vardýr. Bu iki þeyi dýþarýda býrakýrsanýz
geriye Türk ruhu diye bir þey kalmaz. Ama
milliyetçiliðin/yurtseverliðin ve Ýslam'ýn farklý tonlarý
var tabii. Milliyetçiliði/yurtseverliði ve Ýslam'ý daha
ýlýmlý, daha sakin hale getirmek mümkün ama onlara
topyekün karþý durarak ciddi bir sonuç almak pek
mümkün deðil.
Mesela ülkücülerin þöyle bir lafý vardýr: "Ýslamiyet
ruhumuz, Türklük bedenimizdir". Ben "Ýslamiyet
ruhumdur, Türklük bedenimdir" demiyorum, ama bu
cümleyi kuranlarý sonuna kadar anlýyorum ve çok
önemli bir þeyi dile getirdiklerini düþünüyorum. Bu
cümlenin tonunu "agresif" ya da "faþist" bulabilirsiniz.
Bu ülkenin nüfusunun %50'sinin bile ýrksal olarak
Türk olmadýðýný, ayrýca önemli bir bölümünün Ýslam
dinine inanmadýðýný, inansa bile Ýslam'ý ruhunun
merkezine oturtmadýðýný söyleyebilirsiniz. Evet...
Ama "Ýslamiyet ruhumuz, Türklük bedenimizdir"
cümlesinde her þeye raðmen kýsmen gerçek bir yan
da var. Üstelik çok kritik bir gerçek. Ýþte solcular bu
temel sosyolojik gerçeði ýskalýyorlar. "Ýslamiyet
ruhumdur, Türklük bedenimdir" diyenleri anlamadan
yapýlan hiçbir siyasetin bu ülkede þansý yoktur. Bu
þekilde yapýlan siyaset ancak meclise etkisiz baðýmsýz
milletvekilleri sokar. Mesela Ufuk Uras'ý sokar. Ufuk
Uras'ý sempatik buluyorum, orijinal buluyorum, farklý
bir ses olarak önemsiyorum, bir eleþtirmen olarak
önemsiyorum. Ama siyasi açýdan pek ciddiye
almýyorum.
Solcularýn(burada hem ulusalcý hem liberal
solcularý kastediyorum) Türk ruhunu, Türk halk
kültürünün damarýný yakalamalarý bence imkansýz.
Tabii, bu söylediklerim, þu anki siyasi sistemimizin
en büyük milliyetçi partileri olan MHP'nin ve CHP'nin
parti politikalarýna karþý olmamý engellemiyor.
Küreselci-milliyetçi tanýmlamasý haricinde kendimle
ilgili yapmak istediðim bir kimlik tanýmlamasý da þu:
Bohem-yurtsever. Bu konuda Alman yönetmen
Fassbinder'in Almanlýða bakýþ açýsýný kendime model
alýyorum.
Gene de son olarak þunu belirteyim: Milliyetçilik
kelimesinin klasik anlamýyla bir milliyetçi deðilim
kesinlikle.
Alman lisesi mezunusunuz. Almanya'da uzun
süre kaldýnýz. Alman kültürünün kiþiliðiniz ve
düþünce tarzýnýz üzerinde ne gibi etkileri oldu?
Almanca'nýn kendine özgü mantýðýnýn düþünsel
sistemimi þekillendirdiðini düþünüyorum. Almanca
çok felsefi, matematiksel ve rasyonel bir dil. Türkçe
ise duygusal, sübjektif, kavgacý bir dil. Ben özellikle
19.yüzyýl Almancasýndan çok etkilendim. Dünyayý
19.yüzyýl Almancasýnýn düþünsel sistemiyle
algýlýyorum. Günümüz Alman gençlerinin kesinlikle
ilgi duymadýklarý eski Alman kültürüne inanýlmaz
bir hayranlýðým var. En az bilinen yazarlarý bile
inceliyorum. Diðer taraftan, günümüz Almanyasý ve
günümüz Almanlarý ile pek olumlu bir iliþkim
olduðunu söyleyemeyeceðim. Günümüz
Almanyasý'nýn Goethe, Nietzsche, Hölderlin,
Schopenhauer gibi dahilerin Almanyasýyla hiçbir
benzerliði yok.
Üzerimde etkili olan tek kültürel olgu eski Alman
kültürü deðil. Türk sokak kültüründen de etkilendim.
Ýstanbul'un Kadýköy ilçesinde yetiþmem baðlamýnda
Kadýköy kültüründen de etkilendim. Özellikle de
Kalamýþ kültüründen. Baba tarafýmýn Çukurovalý
olmasýndan ötürü içimde Arap kültüründen de bir
þeyler taþýyorum. Bilgi Üniversitesinde okuduðum
için tiki kültüründen etkilendim. Birbiriyle çeliþen
birçok þeyin bileþimiyim. Bir yaným eski Alman
yazarlar gibi objektif, soðuk, ironik, bir diðer yaným
ise tam tersine Türk laubaliliði ve Türk sýcaklýðý
içeriyor. Bir Alman gibi sistematik düþünüyorum,
ama bir Türk gibi tembel, sempatik ve daðýnýðým.
Düþünce tarzým Türk sol kültüründen de yoðun þekilde
etkilendi, ama düþüncelerimin içeriði Türk sol
kültürüne karþý çýkan nitelikteler.
Ýnternet dünyasýnda çok üzerinize gidenler
var. Sert eleþtiriler alýyorsunuz. Bu eleþtiriler
psikolojik dengenizi etkiliyor mu?
Ýnternet dünyasýnda çok fazla tepki göðüsledim.
Yüzlerce insan, zekasýný beni yýpratmak için kullandý.
Ama aldýðým sert eleþtirilerin zarardan çok yararýný
gördüðümü söyleyebilirim. Karþýlaþtýðým eleþtiriler
sayesinde eksik olduðum konularý gördüm ve düþünce
tarzýmý güncelleme fýrsatý buldum. Tabii bu da bir
anda olmadý. Bana yapýlan birçok haklý eleþtiriyi ilk
baþta reddettim, ama zamanla haklýlýklarýný anladým
ve yararlarýný gördüm.
En sýk takip ettiðiniz siteler hangileri?
Gazetelerin internet sitelerine sýk sýk bakarým.
Youtube'da, Almanca, Portekizce, Ýtalyanca ve
Ýspanyolca þarkýlarýn videolarýný izlerim. Ekonomik
konular için bigpara.com ve finanstrend.com'u takip
ederim. Ama benim için en vazgeçilmez olan internet
mecralarý Facebook, Medyatava ve Ekþi Sözlük.
Medyatava, Ekþi Sözlük ve Facebook'la ilgili
görüþlerinizi anlatýr mýsýnýz?
Medyatava oldukça özel bir fenomen. Kendi
özgün dilini yaratmýþ bir site. Elbette medya
polemiklerinin özel bir tadý ve kendine özgü bir
takipçi kitlesi var. Bir dönem ben de medya
polemiklerini en ince ayrýntýsýna kadar takip ederdim.
Medyatava, medya siteleri arasýnda özel bir konuma
sahip. Hatta bir klasik oldu.
Ama medyatava þöyle bir riskle karþý karþýya:
Ýnsanlar artýk Engin Ardýç'ýn, Fatih Altaylý'nýn, Hýncal
Uluç'un, Ali Kýrca'nýn, Reha Muhtar'ýn, Ahmet
Çalýk'ýn(ki bu isimlerle kesinlikle bir problemim yok,
onlarý burada sadece örnek olarak veriyorum) ve
diðer medya kurumlarýnýn ve medya öznelerinin
maceralarýndan sýkýlýyorlar. Ýnsanlar artýk hayatlarýnýn
merkezine ünlüleri deðil kendi kendilerini oturtmaya
baþladýlar. Artýk herkesin starý kendisi. 90'larda Reha
Muhtar popüler bir espri konusuydu, ama artýk deðil.
Medya plazalarý ve oralarda dönen olaylar, 90'lý
yýllarda olduklarý kadar büyük bir ilgi odaðý deðiller.
Gerçi elbette ki hala bu plazalarda çalýþan binlerce
insan var, o nedenle de Medyatava asgari bir okur
grubunu mutlaka koruyacaktýr. Ne olursa olsun,
Medyatava'nýn bu durumu iyi analiz etmesi ve bu
baðlamda vizyonunu geniþletmesi gerektiði
kanýsýndayým.
Ekþi Sözlük'e gelince... Ekþi Sözlük de týpký
Medyatava gibi Türk internetinin içindeki özel
fenomenlerden biri. Dünyada benzeri olmayan bir
oluþum. Ama Ekþi Sözlük'ün kendi büyüsüne fazla
kapýlýyor olabileceði kanaatindeyim. Ekþi Sözlük,
kendi kendisine fazla hayran olduðu için eski
yaratýcýlýðýný sürdüremiyor. Gene de, her þeye raðmen
Ekþi Sözlük'i bir kült olarak görüyorum. Facebook
ise internetteki yeni dönemin baþlangýcýný simgeleyen
bir oluþum. "Modasý geçti" dense de, bence Facebook
gizliden gizliye bütün Türkiye'yi kuþatmaya devam
ediyor. (Bitti)
7 Mayýs 2008 Çarþamba
CHP'den muhtarlara ziyaret
Hasan Kaya
[email protected]
Deniz çoðalýyoruz
Ayný þeyleri yaþadýðýmýz yanýlsamasý içinde tarihin bir
tekerrür olduðunu söylüyoruz, düþüp bir masalýn içine,
korkularýna yenilmiþ, telaþýný saklamayan bir masal
kahramaný gibi duyumsuyoruz kendimizi.
Bir varmýþ, bir yokmuþ ile baþlayan bu masalda iyilerin
sayýsý artmýyor sanki. Karþý çýkanlarýn hepsi yedi kiþi,
yedisinin boyu beþ karýþ, yedi cüce. Ýsteseler de güzeli
koruyamýyor, kötülere güç yettiremiyorlar.
Çok uzaklarda bir yerlerde, evvel zaman içinde kalmýþ,
güzeli öpen, uyandýran prensler yok artýk.
Söven, sövdüðü ile kalan karanlýðýn kara donlu zalimleri,
yaptýðý ile kalýyor. Dönen zaman içinde onlarýn sözü geçiyor
halâ.
Alýn teri döktüðümüz, göz nuru akýttýðýmýz, çalýþýp çok
etiðimiz onlarýn oluyor, dolan cep onlarýn, artan servetler
onlarýn kasalarýnda kalýyor.
En serbestinden piyasa ekonomisi, yabancý sermaye,
bono, tahvil, döviz kurlarý, borsa oyunlarý, dönen çarklar,
ellerinde salladýklarý nalýncý keseri her vurmada kendine
yontuyor.
Onlar hep kendine demokrat, hep kendine Müslüman,
eþ olmak, eþit olmak, sayfalarý solmuþ Yurttaþlýk Bilgisi
kitabýnda unutulmuþ bir satýr.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
CHP Nevþehir Ýl ve Merkez Ýlçe
teþkilatý yöneticileri, yerel seçimler
öncesinde mahalle ve köy muhtarlarýný
ziyaret ederek, sýkýntýlarýný dinledi.
CHP Ýl Baþkaný Bülent Yumuþ,
Merkez Ýlçe Baþkaný Cemal Aydeniz ve
diðer parti yöneticileri ile birlikte Nevþehir
Muhtarlar Derneði'ni ziyaret etti. CHP
olarak Yerel Seçimler öncesinde mahalle
ve köy muhtarlarýný ziyaret edeceklerini
belirten Ýl Baþkaný Yumuþ, bu ziyaretlerin
ilkini Muhtarlar Derneði'ni ziyaret ederek
gerçekleþtirdiklerini kaydetti.
Mahalle ve köylerinin dertleri
hakkýnda bilgiler alarak çözüm önerileri
üreteceklerini ve bunlarý ilgili makamlara
ileteceklerini ifade eden Yumuþ, "Yerel
Seçimlere kadar il genelindeki tüm
mahalle ve köy muhtarlarýný yerlerinde
ziyaret edeceðiz. Bu ziyaretlerde
muhtarlarýmýzdan mahallelerinin
sýkýntýlarý hakkýnda bilgiler alacaðýz. Bu
meseleleri valiliðimiz, kaymakamlýklar
ile belediyelerimize iletip, takipçisi
olacaðýz. Ayrýca ziyaret ettiðimiz
mahalleler de Yerel Seçimler öncesinde
bizlere kaynak olarak çeþitli verileri de
toplayarak bir rapor hazýrlayacaðýz" dedi.
Demokrasilerin birinci basamaðý olan
Bakanlýktan kene uyarýsý!
Dilin kemiði, yalanýn, aymazlýðýn sýnýrý yok. Onlarýn
memleket dedikleri; babalarýnýn çiftliði görüp, haraç mezat
satýlýða çýkarttýklarýdýr.
-Eve gelindiðinde vücut (koltuk altý,
kulak içi ve çevresi, göbek deliðininin
içi, dizlerin arkasý, saç ve kýllý bölgelerin
içi ve çevresi, bacak arasý, bel bölgesi)
kene yönünden kontrol edilmeli, kene
varsa en yakýn saðlýk kuruluþuna
gidilmeli. Kene bir çýmbýzla, deriye
yapýþtýðý yerden tutulup saða sola
oynatýlarak çivi çýkarýr gibi çýkarýlmalý.
Kuru ekmek, katýksýz yalanla besleniyoruz halâ. Dönüp
baktýðýmýz yüz, sýktýðýmýz el yalan söylüyor. Kitaplar,
gazeteler sür manþetler yalan söylüyor. Verdikleri söz,
ettikleri dualarý yalan.
Yalanlarýndan kaçýp düþtüðümüz bir uçurum boþluðunda
asýlý kalan gözlerimiz, düþen sesimiz param parça kendini
ararken, ince bir kadýn sesi, aðlayan çocuk, aç gezen ev
kedisi sessizliði içinde kapýdan süzülüp dar odalarda dört
döner yoksulluk.
Ýþsizlikle gelen yokluðun, yoksulluðun yendiði
adamlarýn elinde kendini atar akþamýn yorgun sedirlerine
çaresizlik.
Gecenin mavisi, gidemediðimiz denizler, solan kýr
çiçekleri, açan nergis, papatya, “güzel günler göreceksiniz
çocuklar” dediðimiz, söz verip tutamadýðýmýz, bin Ali, bin
Ayþe tutuyor elimizi.
Çocuklar gelincik sesiyle konuþuyorlar, dokunup
uyandýrýyorlar sabahý, mavi gülen deniz çoðalýyoruz.
Masallarla kandýrdýðýmýz, gecenin beþiklerinde ninnilerle
sallayýp uyuttuðumuz çocukluðumuz kalkýp düþüyor yollara.
Yollardayýz yeniden, varsýn az gittiðimiz uz olsun,
dönüp ardýmýza baktýðýmýzda, gittiðimiz bir arpa boyu yol
olsun.
mezbaha gibi kenelerin yaþam alanlarýnda
bulunanlar, repellent olarak bilinen böcek
kovucu ilaçlarý vücutlarýna sürerek veya
elbiselerine emdirerek kullanabilirler.
-Kenelerin bulunabileceði yerlere yada
pikniðe gidildiðinde, bacaklarý kapatan
kýyafetler tercih edilip uzun kollu giysiler
giyilmeli, pantolonlar, çoraplarýn içine
sokulmalý ve kapalý ayakkabýlar giyilmeli.
Açýk renkli kýyafetler kene tespitini
kolaylaþtýrdýðýndan tercih edilmeli.
Dillerinden düþmeyen hep o bildik nakarat, ayný söz
dizimi: “Memleketim, memleketim, güzel memleketim.”
Sokaða açýlan kapýsý lâl evlerin yalnýzlýðýnda bakmalar
bir kapý aðzýndan içeri, bir pencerenin pervazýnda, diyecek
sözünü yitirmiþ susmalarýyla kadýnlar, hayata küs uzak
rüzgârlarýn salladýðý oyasý solmuþ mendildir artýk.
muhtarlarýn ancak seçimler de
hatýrlanmasýndan yakýnan Muhtarlar
Derneði Baþkaný Hüseyin Altýnýþýk ise,
CHP yöneticilerine baþlattýklarý bu
çalýþmadan dolayý teþekkür etti. (Khbr)
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý, daha
çok bahar aylarýnda ortaya çýkan Kýrým
Kongo Kanamalý Ateþi (KKKA) Hastalýðý
konusunda vatandaþlarý, alýnmasý gereken
önlemler konusunda uyardý.
Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý'ndan
yapýlan açýklamada, KKKA hastalýðýna
karþý, her yýl hastalýðý taþýyan keneler faal
duruma geçmeden konuyla ilgili tüm
kurum ve kuruluþ personeline hizmet içi
eðitim verildiði belirtildi.
2008 yýlýnda, hastalýkta rol oynayan
kenelere yönelik yeni mücadele
yöntemlerinin hastalýðýn görüldüðü ve
riskli iller olan Ýzmir, Çanakkale,
Balýkesir, Manisa, Aydýn, Denizli, Muðla,
Yozgat, Çankýrý, Kýrþehir, Amasya, Tokat,
Sivas, Kayseri, Nevþehir, Kýrýkkale,
Çorum, Erzurum, Gümüþhane, Bayburt,
Erzincan, Tunceli, Elazýð, Bingöl, Muþ,
Aðrý, Iðdýr, Kars, Ardahan ve Artvin'de
görev yapan Hayvan Saðlýðý Þube
Müdürleri, veteriner hekimler ile ilgili
kurumlarýn personeline eðitim verildiði
kaydedildi.
VATANDAÞLARIN ALMASI
GEREKEN ÖNLEMLER
Bakanlýktan yapýlan açýklamada,
vatandaþlardan da koruyucu önlemler
konusunda dikkatli olmalarý istendi.
Bakanlýðýn korunma önerileri ise þöyle:
-Keneler uçma ve sýçrama kapabiliyeti
olmadýðýndan genellikle yerde bulunur.
Bu nedenle vatandaþlarýn uzun otlarýn,
çimenlerin ve çalýlýklarýn bulunduðu
yerlerde dolaþýrken dikkatli olmalarý
gerekir.
-Hayvancýlýkla uðraþan, tarlada ya da
-Kenenin uzaklaþtýrýlmasýndan sonra,
ellerin su ve sabunla yýkanmasý, kenenin
ýsýrdýðý bölgenin ise iyot çözeltisi gibi bir
antiseptikle, alkole veya deterjanlý su ile
temizlenmesi gerekir.
-Keneler çýkartýlýrken öldürülmemeli
ve patlatýlmamalý.
-Keneleri vücuttan uzaklaþtýrmak için,
üzerine sigara basmak veya kolonyo ve
gazyaðý dökmek gibi yöntemlere
baþvurulmamalý.
-Görev nedeni ile risk grubunda yer
alan kiþilerin hayvan ve hasta insanlarýn
kan ve vücut sývýlarýndan korunmak için
mutlaka eldiven, önlük, gözlük, maske
vebenzeri giymeleri gerekmekte.
-Kýzarýklýk ve yüksek ateþ gibi Kýrým
Kongo Kanamalý Ateþi hastalýðýnýn
belirtilerinin görülmesi halinde hemen en
yakýn saðlýk kuruluþuna baþvurmak
gerekir. (Ajanslar)
7
7 Mayýs 2008 Çarþamba
Meral Salman
[email protected]
Yaðmur için dua ettiler
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
REKLÂMLAR,
REKLÂMLAR…
Bugünlerde beni zývanadan çýkaran bir reklâm var,
genç kadýnlar, eski bir pop müzik þarkýsýnýn reklâma
uyarlanmýþ sözlerini söyleyerek, yatak örtülerinin,
havlularýn, perdelerin arasýnda hoplayýp zýplýyorlar.
Bazýlarý hayatlarýna monoton diyormuþ ama onlar
evlerinde perde, çarþaf ve havlularýyla pek mutlularmýþ,
bu minvalde bir þeydi þarkýnýn reklâma uyarlanmýþ
sözleri. Hayatýn anlamýný ve mutluluðu kumaþ
parçalarýnda bulmuþ reklâm kadýnlarý. Meta fetiþizmi
falan nedir ki, basbayaðý fetiþizm bu kadýnlarýnki! Evler
de pek nezih, sanki o ev kendi kendine temizleniyor,
bezdirici ve sonu gelmeyen ev iþleri de yok haliyle.
Sosyal güvenceye ve hiçbir ücrete tabi olmayan,
görünmeyen, yok sayýlan evi içi emeði de ne ola ki, hiç
duymamýþlar bile! Bu kadýnlar bütün gün perdelerin,
örtülerin, havlularýn üstünde, yanýnda, altýnda mutlu
mutlu debelenip, þarký söylüyorlar. Hayatlarý monoton
mu? Ne münasebet, ürün sahibi firmaya ve reklâm
ajansýna göre havlulardaki, perdelerdeki derin anlamý
keþfedemeyenlerin yüzeysel tespitleri bunlar!
Genç, modern görünümlü, hali vakti yerinde bu reklâm
kadýnlarýnýn evlerinde oturmak ve ev eþyalarý arasýnda
dans edip þarký söylemek suretiyle o evlere nasýl sahip
olduklarý meçhul. Evde ne erkek görüyoruz, ne de çoluk
çocuk. Bu kadýnlar nasýl yaþarlar, nasýl para kazanýrlar?
Evde ve herhangi bir iþ yerinde çalýþýyor gibi de
görünmüyorlar. Ne güzel hayat bunlarýnki, ne rahat!
Sanki evlerin içinde emek sömürüsü yok, yoksulluk yok,
sanki duygusal ve fiziksel þiddet evlerin içlerinde kol
gezmiyor, sanki ev pek çok kadýn için cezaevi, tutsaklýk,
kölelik deðil…
Kadýn olmak zor, erkek egemen zihniyetten beslenen
savaþýn ve þiddetin, kapitalizmin yarattýðý sefaletin,
vahþi tüketim kültürünün ilk hedefi kadýnlar çünkü. Bu
ülkede kadýn olmaksa çok daha zor, çünkü saldýrý her
yerden, hoyratlýk, ikiyüzlülük, aymazlýk öylesine
kanýksanmýþ ki. Kadýnlar þiddet görürken, tecavüze
uðrarken, öldürülürken, cinsiyet ayrýmcýlýðýný hayatýnýn
her alanýnda yaþarken, barýþ elçisi sanatçý bir kadýn bu
ülkede tecavüze uðrayýp öldürülmüþken, dini bütün ve
ayný zamanda suikastçý bir gazeteci yoksulluklarýndan
faydalanýp küçücük bir kýza tecavüz edip, kýzýn annesini
de buna ortak ederken, tesettür giysilerinden cebini
doldurmuþ bir kendini bilmez üç karýsý olduðunu beyan
edip, sanki bu ülkede medeni kanun yokmuþ, hiç olmamýþ
gibi rahat, kendi sefil erkeklik anlayýþýna dayanak olarak
dini referans gösterirken ve kadýnlara hakaret ederken,
kadýnlarýn yerine konuþan, karar veren babalarý,
aðabeyleri, amcalarýyken; eðitimsiz, iþsiz, evlenmekten
ve çocuk doðurmaktan baþka seçenek sunulmayan
gencecik kadýnlar çaresizlikten evde otururken ve
evlenmeyi beklerken bu da yetmezmiþ gibi baþbakanlarý
da çýkýp üç çocuk doðurmalarýný isterken… Birileri sýrf
ürünleri daha fazla satsýn diye kadýnlara mutluluklarý
için evi, hayatýn anlamý olarak da tekstil fabrikalarýnda
iþçilerin asgari ücretle ve belki de sigortasýz günde
bilmem kaç saat çalýþarak ürettikleri kumaþ parçalarýný
iþaret ediyor. Ne hoþ, ne güzel, birileri kadýnlarla dalga
geçiyor!
Nevþehir'in Gülþehir ilçesine baðlý
Gümüþkent kasabasýnda vatandaþlar,
Yüksekli köyündeki çiftçiler ile birlikte
Yaðmur Duasý'na çýktý.
Gümüþkent beldesindeki Ýçmece
mevkiinde toplanan yaklaþýk bin 500
kiþi ilk olarak yaþanan kuraklýðýn sona
ermesi için kurban kesti. 2 inek ve 5
koyunu kurban eden vatandaþlar daha
sonra hep birlikte namaz kýlarak
imamlar tarafýndan okunan Kuran-ý
Kerim'i dinledi.
Emekli Ýmam Hüsamettin
Boncukçu tarafýndan yaptýrýlan 'Yaðmur
Duasý' na ise vatandaþlar ellerini ters
çevirerek katýldý. Dua sýrasýnda Emekli
Ýmam Boncukçu, "Allah'ým topraðýmýz
yandý küle döndü. Hayvanlarýmýz aç
kaldý. Bizlerden rahmetini esirgeme
yarabbi" dedi.
Gümüþkent Belediye Baþkaný Þakir
Bayramý'nda katýldýðý dua sonrasýnda,
Gümükent ve Yükseklili vatandaþlar
hep birlikte kavurma ve pilav yiyerek
daðýldýlar. Yemek yapýmý için yaklaþýk
1 ton et kullanýldýðý öðrenildi.
Çiftçiler yaðmur bekliyor
Nevþehir'de yaþanan kuraklýk
çiftçileri yaðmur duasýna çýkarttý.
Ellerini semaya açarak yaðmur dileyen
çiftçilerden bazýlarý gözyaþlarýna hakim
olamadý.
Hava sýcaklýklarýnýn mevsim
normallerinin üzerinde seyrettiði
Nevþehir'de, son aylarda yaþanan
kuraklýk nedeniyle çiftçiler yaðmur
duasýna çýktý. Nevþehir'in Acýgöl
ilçesine baðlý Tatlarin beldesi Merkez
Camii önünde toplanan vatandaþlar
yaðmur yaðmasý için dua etti.
Bu arada, duaya katýlan çocuklara,
bazý vatandaþlar tarafýndan çikolata ve
þeker daðýtýldý.(Khbr)
Dizayn Edilmiþ Bebek Geliyor
göründüðü ifade ediliyor. Ortaya çýkan
yavru hem ana babasýnýn hem de deri
hücresini veren kiþinin bazý genlerine
sahip oluyor.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Klonlama alanýnda kolay teknikler
geliþtirilmesi yeni bir 'tehlikeyi' daha
ortaya çýkardý.
Klonlama alanýnda koyun Dolly'de
kullanýlan teknikten daha kolayýnýnýn
geliþtirilmesinin, dizayn edilmiþ
bebeklerin hayat bulmasý "tehlikesi"ni
ortaya çýkarttýðý bildirildi.
Ýngiliz Independent gazetesinin,
"Þimdi klonlanmýþ çocuðu üretecek
teknolojiye sahibiz" manþeti ile tam
sayfa kapaktan verdiði habere göre,
yetiþkin hayvanlarýn deri hücrelerinden
bebek fare yaratma prosedürünü
uygulayan bilim adamlarý, bu tekniði
Dolly'de uygulanan teknikten daha
verimli bulduklarýný ve daha az yan
etkiye sahip olduðu için insanlar
üzerinde kullanýlmasýnýn daha kabul
edilebilir olduðunu belirttiler.
Fare, tüp bebek yöntemiyle üretilen
erken embriyolara yetiþkin bir hayvanýn
deri hücrelerinin eklenmesiyle yaratýldý.
Sonuçta ortaya çýkan yavrulardan
bazýlarý kýsmi klon olurken, bazýlarý da
Dolly gibi tam klon oldular.
Dolly tekniðinin tersine, prosedürün
çok basit ve verimli olmasýnin kýsýr ana
babalarýn kendi biliojik çocuklarýna
sahip olmalarý için kullanýlabileceði
endiþesini doðurduðu kaydedildi.
Haberde, fare üzerindeki
çalýþmalarýn ortaya çýkarttýðý sonuçlara
göre, bir insana ait deri hücresini alýp,
onu embriyonik duruma geri
programlamak ve bir insan
embriyosuna eklemenin mümkün
"Bu uygulama etik dýþý ve tehlikeli
olur ancak bazýlarý bugün
gerçekleþtiriyor olabilirler" diyen
Amerikan Bioteknoloji þirketi
Advanced Cell Technology'nin bilim
yöneticisi Robert Lanza, "Bu yeni
teknikle bir çocuk üretme olanaðýna
sahibiz, bu teknik insanlara uygulanýrsa
sonuçlarý çok ciddi olur" diyerek
sözlerine devam etti.
The Ýndependent de, geçen sene,
insan deri hücrelerinde geliþtirilen
teknik ilk kez uygulandýðýnda, Katolik
kilisesi ve ABD Baþkaný George
Bush'un, insan embriyosu yaratmadan
veya yok etmeden, kök hücrelerin
üretilmesi için ahlaki bir yöntem
olduðunu belirterek, çalýþmayý
övdüklerini anýmsattý.
Robert Lanza ise, bu noktada bu
konuyu düzenleyen bir yasa veya
düzenlemenin bulunmadýðýný belirtirken
Katolik kilisesi ve diðer geleneksel kök
hücre karþýtlarýnýn þu anda bu
teknolijinin harika olduðunu
düþünürlerken, ileride en büyük
kabuslarýndan biri olabileceðini
belirtiyor. (Gercekgundem.com)
önünden gitmeyen bir baþka sahne ise, idam
cezasýný veren mahkemenin baþkaný Ali
Elverdi’nin, bir aðaca dayanarak sigara
içmesidir. Deniz, Yusuf ve Hüseyin daraðacýna
doðru yürürlerken Elverdi, sigarasýný tüttürüp
havaya üflüyordu. Ben bu davranýþý da, bir
iþkence olarak tanýmlýyorum. Çünkü o sigara
acý deðil, bir keyif sigarasýydý.
Deniz Gezmiþ’e
idamda iþkence
etmiþler
DENÝZ’ÝN AYAKLARI MASAYA
DEÐDÝ
Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn avukatý
idam günüyle ilgili hiç bilinmeyenleri ilk kez
açýkladý..
25 DAKÝKA CAN ÇEKÝÞTÝ
Bugün 87 yaþýnda olan, 5 yýldýr kanser
ve astým tedavisi gören, bir dönemin tanýðý
Avukat Halit Çelenk, Ankara Bahçelievler’deki
evinin kapýlarýný AKÞAM’a açtý. 68 kuþaðýnýn
önderleri, Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve
Hüseyin Ýnan’ýn, 6 Mayýs 1972 sabahý Ankara
Ulucanlar Cezaevi’nin avlusunda daraðacýna
gidiþlerine avukat Mükerrem Erdoðan’la birlikte
tanýklýk eden Çelenk, “Ýdam Gecesi Anýlarý”
adlý kitabýnda dahi söz etmediði önemli bir
olayý AKÞAM’a anlattý. Çelenk’in “Bir türlü
gözümün önünden gitmiyor” dediði saatler
þöyle:
Ýnfaz kesinleþince daraðacýnda can vermenin
ne kadar süreceðini düþündüm. Hukuk
Fakültesi’nde okuduðumuz “Adli Týp”
kitabýnda, asýlarak ölümün birkaç dakika içinde
gerçekleþeceði yazýyordu. Deniz’in infazýný
unutamýyorum. Deniz’in can vermesi tam 25
dakika sürdü. 87 yýllýk yaþamda geçirdiðim en
kötü zaman dilimi olan o dakikalardaki
çaresizliðimi anlatamam. Avukat arkadaþým
YASSIADA’DA BABAMA AKTÖR
GÝBÝ ROL YAPTIRDILAR
YUSUF PENCEREDEN ÝZLEDÝ
Ulucanlar Cezaevi’nin avlusunda kurulan
daraðacý, baþgardiyanýn odasýnýn penceresinden
net bir þekilde görülüyordu. Biz cezaevine
geldiðimizde Deniz bu odaya alýnmýþtý ve
pencerenin tam karþýsýndaki koltukta
oturuyordu. Deniz’in biraz sonra can vereceði
daraðacý, tam karþýsýnda duruyordu. Hazýrlýklar
tamamlandýktan sonra Deniz’i daraðacýna
çýkardýlar. Ýnfaz sürerken, odaya Yusuf’u
getirdikler. Yusuf, pencereden Deniz’in son
nefesini veriþini izledi. Yusuf infaz edilirken
de, Hüseyin’i odaya getirdiler ve o da, Yusuf’un
infazýný saniye saniye gördü. Bunu kitabýmda
bile yazmadým, sadece Yusuf Aslan’ýn,
“Duydum Deniz’in sesini” sözlerine yer verdim.
Biraz sonra ayný daraðacýnda ölecek birine,
arkadaþýnýn infazýný seyrettirmekten daha aðýr
bir iþkence olabilir mi?
Mükerrem Erdoðan’la birlikte cezaevi doktoru
ile tartýþmaya baþladýk. Bunu fark eden cellat
yanýmýza yaklaþtý ve “Deniz çok aðýr olduðu
için ip kopmasýn diye çift ilmik kullandým.
Ýnfaz çift ilmik kullandýðým için uzadý” dedi.
Birkaç dakika içinde sona erecek olan infazýn,
çift ilmik atýlarak 25 dakika sürmesinin adý da,
“iþkencedir”. Cellatýn açýklamasýndan sonra
duruma itiraz edince, Yusuf ve Hüseyin’in
infazlarýnda tek ilmik kullanýldý.
87 YILIMIN EN ZOR ANI
Halit Çelenk idam gecesini “87 yýllýk
yaþamda geçirdiðim en kötü zaman dilimi olan
o dakikalardaki çaresizliðimi sizlere
anlatamam” sözleriyle ifade etti. Çelenk idamýn
üzerinden 35 yýl geçmesine karþýn o geceyi
dair her þeyi çok net hatýrlýyor.
MAHKEME BAÞKANI SÝGARA ÝÇTÝ
Denizlerin idamý sýrasýnda gözümün
BAÞSAÐLIÐI
Gazetemizin gönüllülerinden ve
arkadaþýmýz Gülten Cesur’un
Akçataþ Köyü’nde yaþayan amcasý
Yýlmaz Özkavak
Hak’ka yürümüþtür.
Arkadaþýmýza ve tüm yakýnlarýna
baþsaðlýðý diliyoruz.
ÝLAN
Danacý Kundura uygun fiyata
satýlýktýr.
Deniz, sehpaya çýkarýldýktan sonra
ayaklarýnýn altýndaki tabureyi kendisi tekmeledi.
Tabure masanýn üzerinde bir süre döndükten
sonra düþtü. Ancak Deniz boþlukta asýlý kalmadý.
Çünkü boyu uzun olduðu için ayaklarý masaya
deðiyordu. Bu durumu gören Savcý Yardýmcýsý
Veysi Sami, cellatý uyararak, “masayý çek,
masayý çek” diye baðýrdý. Bu süre içinde
Deniz’in bilinci büyük bir ihtimalle yerindeydi.
Daraðacýndaki kiþinin o saniyelerde neler
yaþadýðýný düþünebiliyor musunuz? Deniz’in
boyunun uzun olduðunu bile bile, ayaklarýnýn
deðeceði bir masa konulmasý, “iþkence”den
baþka hangi sözle açýklanabilir?
Adnan Menderes’in, idamýna saatler kale
prostat kontrolünden geçirilmesine iliþkin
tartýþmalar sürerken, Menderes gibi idama
mahkum edilen, ancak yaþý nedeniyle cezasý
infaz edilmeyen 3’üncü Cumhurbaþkaný Celal
Bayar’a, tutuklu bulunduðu Yassýada’da rol
yaptýrýldýðý ortaya çýktý. Bayar’ýn kýzý Nilüfer
Gürsoy, yýllardýr gösterilen Bayar ve
Menderes’in Yassýada’ya getiriliþ sahnesine
iliþkin filmin, bir mizansen olduðunu söyledi.
1960 Ýhtilali’ne iliþkin belgesellerde de
kullanýlan görüntülerin, Bayar, Menderes ve
gözaltýndaki diðer siyasilerin Yassýada’ya
getirilmelerinden çok sonra çekildiðini belirten
Nilüfer Gürsoy, “Babamýn ve Menderes’e aktör
gibi rol yaptýrmýþlar.
Babamýn intihar giriþimine, rol yapmaya
zorlanmasý neden olmuþ” dedi. Gürsoy, idam
cezasý infaz edilen Adnan Menderes’e iliþkin
görüntülerin çoðunun gerçekleri yansýmadýðýný
belirtti. Menderes’in, odadan odaya geçiþini
gösteren filmin de mizansen olduðunu
vurgulayan Gürsoy, “Gerek babamýn, gerekse
Menderes’in ayrý ayrý tutulduklarý odalardan
çýkmalarýna izin dahi verilmiyordu. Menderes’e
zorla rol yaptýrýldýðý gibi, filmde sevimsiz
görünmesi için makyaj yapýlarak kamera
karþýsýna geçirildiðini de biliyorum” dedi.
Akþam (11 Ocak
2007 11:30)
KAÝM
SPOR AYAKKABI & GÝYÝM
MAÐAZASI HÝZMETÝNÝZDE
ADÝDAS
KNETIKS
LOTTO
NÝKE
KONVERS
SATILIK ARSA
Savat Mahallesi Cadde
üzerinde
730 m2 arsa acilen
Herkesin bütçesine uygun modeller
Tiþört & Eþofman & kot pantolon
Uygun fiyatlarla kaynaðýndan alýn
satýlýktýr.
ÝLAN
Ýki günde bir ev iþlerini
görebilecek, yemek
yapabilecek, kabiliyetli,
yetenekli, çalýþkan bayan
eleman arýyorum.
Müraaacat:
Halis Yýlmaz
Tel: 0384 441 31 69
Telefon:
0 384 441 31 04
Nevþehir Caddesi/ Askerlik Þubesi karþýsý
Hacýbektaþ
Tel:03844413474
E-posta:kaimulas@hotmail. com

Benzer belgeler

Gençler Jugendamt kontrolünde kötü alışkanlıklar

Gençler Jugendamt kontrolünde kötü alışkanlıklar ve 2008 yýllarý içerisinde basýna yansýyan ve yansýmayan olaylara göre, Alevi çocuklar eðitimde ayrýmcýlýða ve baskýya maruz kalmaktadýr. TBMM Ýnsan haklarý Komisyonu'na kadar intikal eden bu hak i...

Detaylı