KİD BÜLTEN

Transkript

KİD BÜLTEN
KİD BÜLTEN
SAYI : 3
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
Merhaba,
Siz insanlarda istek enerjisini devreye sokun,
onlar çalışsın.
Y. Akın Öngör
96 senesinde Ankara ve İstanbul’da yazılı ve
sözlü toplam sekiz sınava girdikten ve başarılı
olduktan sonra Garanti Bankası’nda Bireysel
Bankacılık Uzman Yardımcısı olarak çalışmaya
başladım. İdil Türkmenoğlu’nu da işte o süreçte
tanıdım. Kendisi o dönemde Garanti Bankası İnsan Kaynakları’nda çalışmaktaydı,
aslında o da işe yeni başlamıştı ve bizim grubumuz onun ilk görevi olmuştu. Yıllar
sonra kendisiyle Peryön İK Kongresinde karşılaşmak, yaptığı konuşmayı dinlemek ve
imzalı bir kitabını almak hoş bir süpriz oldu benim için. Dinledikçe daha da hak
verdim kendisine; şöyle diyordu “ Öğretmenler iyi davranışlara fazladan puan vermek
yerine, kötüler yüzünden puan kırar. İşyerlerinde performans değerlendirmeleri ve
eğitimler, kişinin eksiklerini bulma ve düzeltme üzerine kurgulanır. Peki ne zaman iyi
taraflarımızdan bahsedilecek?
Prof. Dr. Jane Dutton’ın kitabından alıntıyla, “Eğer Albert Einstein işyerinizde
çalışan biri olsaydı, yıl sonu performans değerlendirmesinde nasıl bir geri bildirim
alırdı? Matematik ve fizik bilgisi için takdir edilir, geliştirmesi gereken yönlerine
odaklanması söylenirdi. Kılık kıyafetine çeki düzen vermesi ve iletişim becerilerini
geliştirmesi için belki de eğitimlere davet edilirdi”. Eksik yönlerimizden doğan
kaygılar, iyi olduğumuz noktaları gözden kaçırmamıza, daha iyi olmak için
harcanması gereken enerjimizi başka alanlarda yok etmemize neden oluyor.”
Ben şanslıyım, artık etrafım sıklıkla “Ellerine sağlık, Bilge”, “Süpersin, Bilge”
diyen çok sevdiğim ve saygı duyduğum insanlarla dolu. Çalışmak, birşeyler üretmek,
hayata katkıda bulunmak çok güzel bir duygu.
Hafta içinin de en az hafta sonu kadar keyifli geçmesi dileğiyle.
Saygılarımla,
A. Bilgehan Karaömeroğlu (90)
2
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
Dostların Bilgiyi Lezzetle Buluşturdukları Akşamlar
Yemekli Toplantılar
30 Eylül Pazartesi akşamı KolejIN sosyal tesisimizde, Türkiye Cumhuriyeti
Merkez Bankası Başkanı Sn. Doç. Dr. Erdem Başçı’nın konuşmacı olarak katıldığı
bir toplantı düzenledik. Üyelerimiz ve değerli konuklarımız önce kokteylde bir araya
gelip sohbet ettiler. Daha sonra ise, toplantı salonuna geçildi ve Sn. Başçı anılarıyla
ve anekdotlarla süslediği değerli bilgilerle dolu konuşmasına başladı.
Öncelikle, Sn. Başçı’nın başarılarla dolu özgeçmişine kısaca değinecek olursak,
1983 yılında TED Ankara Koleji’nden, 1987 yılında ODTÜ Elektrik ve Elektronik
Mühendisliği Bölümü’nden yüksek şeref derecesiyle mezun olduktan sonra, 1989
yılında Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü yüksek lisans programını birincilikle
bitirdi. 1990 yılında Bilkent Üniversitesi’nden, 1993 yılında John Hopkins
Üniversitesi'nden İktisat dalında yüksek lisans derecelerini, 1995 yılında ise, Bilkent
Üniversitesi’nden İktisat Doktoru unvanını aldı. 9 Ekim 2003 tarihinde TCMB
Başkan Yardımcılığı görevine ve 19 Nisan 2011 tarihinde de TCMB Başkanlığı’na
atandı.
3
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
Sn. Başçı sözlerine Kolej ve üniversite yıllarına dair anılarını anlatarak başladı.
“1988 yazında Bilkent MBA öğrencileri olarak ünlü iktisatçı T.J. Sargent’in vereceği
derslere katılma hakkı kazandık. Önce Prof. Dr. Salih Neftçi geldi, sizleri Sargent’ın
anlatacağı konulara hazırlayacağım dedi. Sargent’ın iki kitabı var, biri siyah biri
beyaz, bize siyah olanı anlattı. Ardından o dönem MB Başkanı olan Dr. Rüşdü
Saraçoğlu geldi, kendisi Sargent’ın asistanı olmuş, o da bize ders anlattı. Sonunda
Sargent geldi, “Beyaz kitabı açın” dedi. Cebinden bir para çıkardı ve “Bu nedir?”
diye sordu, “Para” diyerek cevapladık, “Peki değerli mi?” diye sordu, “Biraz değerli”
dedik, “Peki neden değerli?” diye sordu, Salih Neftçi, “Üzerinde Rüşdü’nün imzası
var ondan” deyince Sargent, “Ben Rüşdü’yü tanırım ondan değil” diye cevap verdi.
Sonra bize dönerek aslında bunun hiçbir değeri yok, götürün MB’na karşılığında altın
vermezler. Paranın neden değerli olduğunu size çakışan nesiller modeli ile
anlatacağım. Elinden çıkaracağın şeye, karşı tarafın değer vereceğini düşünüyorsan,
sen de değer verirsin, senden önceki de değer verir. Sonsuzluk burada anahtar
kelimedir. Kıyametin kopacağı gün paranın hiçbir değeri kalmaz dedi. Sonra para
miktarını arttırınca enflasyonun ortaya çıktığını anlattı ve böylece bende makroiktisat
merakı doğdu ve Bilkent İktisat’ın doktora programına başvurdum.
4
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
Tarihsel süreçte para, takasın zorlukları
sonucunda icat edildi. Parayı herkes kabul
etti. Ellerindeki altını kasaya koyup,
karşılığında üzerinde bankerin imzası olan
banknotu aldılar ve ticaretlerinde bu
banknotları kullandılar. Banker baktı ki
altınları arayan soran yok, kendine de
banknotlar imzaladı ve bir süre sonra var
olan altın karşılığından daha fazla banknot
oluştu piyasada. Şüphelenenlerin hepsi
karşılık bıraktıkları altının tamamını
isteyince ilk “bankrupcy” oluştu, çünkü
dolaşımdaki
banknot
miktarını
karşılayacak kadar altın yoktu kasada.
Sonraları devlet işe el koydu ve tekel
oluşturdu. Şirket kurup tahvil çıkarttı, hisse
senedi çıkartıp sattı. Böylece doğru
yönetildiğinde oldukça fayda sağlayan bir
sistem kurulmuş oldu. Kurallar getirildi;
MB dışında hiç kimse para basamaz,
vergiler devlete kağıt para ile ödenir ve
ödemelerde parayı kabul etmek zorunludur
Çok fazla para basılırsa değeri düşeceğinden belli bir miktarda basmak gereklidir.
Türkiye’de Cumhuriyet sonrasında MB, anonim şirket olarak, sermayeyi
vatandaştan ve bazı işletmelerden toplayarak kuruldu. Para verip karşılığında hisse
senedi alarak MB’na ortak oldular. Döviz rezervi için ise, dönemin önemli bir
işadamına kibrit üretme ve satma imtiyazı verildi, buna karşılık işadamı da kendi
itibarını kullanarak yurtdışından döviz bulup, uzun vadeli borç olarak MB’na verdi ve
böylelikle TCMB kurulmuş oldu.
Türkiye’nin emisyon hacmi 60 milyar TL’dir. Yıl sonunda beklenen enflasyon
oranı %6.2’dir ancak hedef %5’e ulaşmaktır. Tahminleri etkileyen faktörler var
elbette. Yurtiçi talep, kullanılan kredi miktarı, döviz kurları enflasyonu etkiler. Para
5
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
değer kaybederse enflasyon artar. MB, kısa vadeli faiz oranlarını kontrol ederek, para
miktarını dolayısıyla talebi ve enflasyonu kontrol altında tutabilir. Şeffaflık ilkesi
doğrultusunda şimdiye kadar faiz tahminlerini hep paylaşmamıza rağmen döviz kuru
tahminlerini hiç paylaşmamıştık. TL’nin çok fazla değer kaybetmesini istemiyoruz.
Bunun için bir sebep de yok zaten. 1.80’e düşerse de tedbir alıp aşırı değerlenmeyi
önlemek gerekir. Kur yükseliyor diye faizler arttırılmayacak. Bilanço kullanılarak,
döviz satışı yapılarak ve başka araçlar kullanılarak müdahale etmek mümkündür”
diyerek sözlerini tamamladı.
Davetimizi kabul ederek gelip bizlerle birlikte olan Sn. Doç. Dr. Erdem Başçı’ya
katkıları ve katılımlarından dolayı Başkanımız Sn. M. Hakan Çınar tarafından bir
teşekkür plaketi sunuldu.
6
;
Lorem Ipsum Dolor
Söyleşi...
Spring 2016
İlayda Şahiner: “TED’li olmak ayrıcalıktır!” sözü sizin için ne ifade ediyor?
Sunullah Salırlı: “TED’li olmak” çok geniş bir anlam taşıyor, büyük bir camiayız
biliyorsunuz. Sadece Ankara Koleji’nin otuz bini aşkın mezunu var. Diğer TED
Okulları’nda da benzer sayıda mezun olacak ve bu zincir artarak devam edecek.
Yurtiçinde yirmi beş okulumuz var. Üç yıl önce Kıbrıs’ta da okulumuz açıldı.
Kısacası, TED’den mezun olan bir arkadaşımız iş hayatına atıldığında, Türkiye’nin
her noktasında var olan büyük bir camianın ferdi olmanın avantajını daima
yaşayacak. “Ayrıcalık” sözü çerçevesinde, Ankara Koleji’nde veya diğer TED’lerde
verilen eğitimin önemi tartışılmalıdır. Eğitim deyince sadece dersleri değil sosyal ve
kültürel alanlardaki katkıları da düşünmelisiniz. Okulumuzda gerçekleştirilen sanatsal
etkinlikleri ele alalım, gelinen boyut hakikaten çok ileri düzeyde. Örneğin artık resim
sergilerimiz açılıyor ve sergiyi üstlenen salon, bünyesinde tutmak istiyor. Bu
çalışmaların, profesyonel sanatçılar düzeyinde olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Dolayısıyla bütün bu donanımlarla mezun olan arkadaşlarımız, yani sizler ileride çok
daha büyük başarılara imza atacaksınız. Zaten mezunlarımızın geldiği nokta ortada...
Bu donanımla okuldan çıktıktan sonra eminim bizim nesillerden çok daha ileride, çok
daha önemli işler yapacaksınız. Türkiye’nin geleceği için de çok önemli roller
oynayacaksınız diye bekliyoruz hepimiz, ümitliyiz sizlerden.
7
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
Eylül Bilgin: Kolej size ne gibi ayrıcalıklar kattı?
Sunullah Salırlı: Kolej’in klasik olarak bizim dönemlerle ilgili en önemli özelliği
dilde öne çıkmasıdır. Bunun ayrıcalığını biz yaşadık. Sizlerin dönemi biraz daha
farklı. Okulumuzun yanı sıra başka birçok okulda da yabancı dil eğitimi öne çıkmıştır
artık. Elbette bunu ülkemizin gelişimi açısından düşünürsek sevindirici bir olay…
İngilizce, matematik, fen gibi derslerinizin haricinde okulda katılacağınız tüm sosyal
etkinlikler, hayattaki başarılarınızı etkileyecek ve sizler de bizim olduğumuz gibi her
alanda öne çıkacaksınız. Bu sporda da aynı şekilde. Birçok okul iddialı bir şekilde
üniversite sınavına hazırlayıp, sık sık matematik, fen gibi alanlarda iddialı olduklarını
dile getiriyorlar ancak baktığınız zaman elini topa değmemiş çocuklar veya sanata
dair hiçbir çalışması olmayan bireyler yetişmiş oluyor. Bizim ayrıcalığımız da tam bu
noktada ortaya çıkıyor.
İlayda Şahiner: Kolej’de okuma fikriniz ya da isteğiniz size kim tarafından aşılandı
ya da kimin yönlendirmesi ile bu yola adım attınız?
Sunullah Salırlı: 1969 yılında ilkokula başladım. Bir aile dostumuz ısrarla Ankara
Koleji’ne gitmem gerektiğini söylemişti, o zaman çok üzülmüştüm ben, çünkü o
dönemde diğer okulların eğitim siteminde “sabahçı olma” - “öğlenci olma” vardı;
sabah giden öğleden sonra sokakta oynamaya devam ediyordu veya öğlen giden
sabah oynayabiliyordu. Fakat bizim sistemimizi biliyorsunuz sabahtan akşama kadar.
Onun için ilk başta çok üzülüyordum arkadaşlarımla oynayamadığım için. Okurken
çok farkında olmayabiliyorsunuz okulumuzun ayrıcalığının. Ancak ne zaman ki
Kolej ortamından uzaklaşıyorsunuz, işte o andan itibaren oradaki arkadaşlıkları,
dostlukları, özlemeye başlıyorsunuz. Ben mezun olduktan sonra ODTÜ Makine
Mühendisliği Bölümü’ne girdim. Orada Ankara Koleji’nin kıymetini bir kez daha
anladım. Doğal olarak, hem kendi bölümümüzdeki hem de yakın bölümlerdeki
Ankara Koleji mezunu arkadaşlarla arkadaşlığımız devam etti ve o vesile ile Kolej
ruhunu her yerde yaşatmaya devam etmiş olduk. Zaten hemen birkaç ay içinde de
Mezunlar Derneği’ne üye oldum. Kolej ile bağımı daha etkili bir şekilde devam
ettirebilmek için…
İlayda ŞAHİNER: Kişiliğinizin, kimliğinizin şekillenmesinde etkili olan sizde iz
bırakan bir öğretmeniniz oldu mu?
Sunullah SALIRLI: Ankara Koleji’ndeki eğitim sisteminde sadece bir kişiye bağlı
rol-modellik var mı bilemiyorum, sanmıyorum ancak tabii ki birçok öğretmenimiz
çeşitli açılardan etkilemiştir bizi. Zaman zaman zorluklar bizi üzse de sonrasında
öğretmenlerimizin değerini daha da iyi anladık. Dolayısıyla burada sadece bir kişinin
adını anmam doğru olmaz, eksik olur. Şunu da belirtmek gerekir ki, birçok
8
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
öğretmenimizden ayrı ayrı çok ciddi anlamda feyiz aldık diyebilirim. Tahmin
ediyorum genel de diğer arkadaşlarım içinde benzerdir. Zaman zaman hala o günkü
anılarımızı paylaşırız. Orada sadece bir kişiye bağlı kalmadan birçok hocamızın,
öğretmenimizin etkisinde kalmışızdır. Onlarda zaten Kolej’i, Kolej yapan en temel
unsurlardır. Hepsine şükranlarımı sunuyorum bu vesileyle...
Eylül BİLGİN: Kolej günleri içinde okul dışında anılarınızda yer eden farklı bir
olay, durum, etkinlik anımsıyor musunuz?
Sunullah SALIRLI: Ankara Koleji’nde eğitim aldık demek yerine, Ankara
Koleji’nde büyüdük demek doğru olur. Bu durumda da ilkokul birinci sınıftan
itibaren “her ânımız” , “her anımız” okul içinde yaşandı. Okula başladığınız zaman,
ailenizden ilk defa kopuyorsunuz, bir kuruma giriyorsunuz. Bu girdiğiniz okulun da
diğer kurumlarda olmadığı kadar kuralları ve geçmişi varsa... Dolayısıyla bütün
hayatım Ankara Koleji gibi görülebilir. Altı yedi yaşından itibaren diyelim -1963
doğumluyum- Ankara Koleji’nde lise sona kadar okudum ve ondan sonra da
okulumdan hiç kopmadım. Her zaman Ankara Koleji ile birlikte yaşadım. Daha sonra
da 1998’de Mezunlar Derneği’nin Başkanı oldum. Yaklaşık sekiz yıl başkanlığı
yürüttüm. Dernek temsilcisi olarak 2001 yılında Ankara Koleji Vakfı’nda göreve
başladım. 2001 yılından itibaren Ankara Koleji Vakfı’nda Yönetim Kurulu Üyeliği
yaptım. 2007’den bu yana da Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum.
Dolayısıyla dediğim gibi bütün hayatım neredeyse Ankara Koleji’nde geçti. Bu
nedenle TED Ankara Koleji dışında bir anım olmadı demek yerinde olur.
İlayda ŞAHİNER: ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olduğunuzu
söylediniz, hep bu mesleği mi istiyordunuz?
Sunullah SALIRLI: Hayır. 1980 mezunuyum. Sınav tekti o zaman. Açıkçası çok
bilinçli tercihler yapamıyorduk. Genel eğilim o zaman doktor olmaktı, özellikle
erkeklerde mühendislik, kızlarda da işletme bölümleri öne çıkıyordu. Şimdiki kadar
çok bölüm ve meslek yoktu. Dolayısıyla ben mühendisliklerin hepsini yazdım.
Tesadüfen Makine Mühendisliği oldu. Boğaziçi Üniversitesi hayalimdi, ama
ODTÜ’yü kazandım.
Eylül BİLGİN: Kolej eğitiminden iş yaşamınıza taşımayı dilemiş olduğunuz ya da
taşıdığınız bir yaklaşım bir tutum var mı?
Sunullah SALIRLI: Kolej’in en önemli yansıması şudur; Kolejlinin kendine
inanılmaz bir özgüveni vardır. Bu özgüven, sosyal hayatta da iş hayatında da çok
önemlidir. Bilirsiniz ki, neyle karşılaşırsak karşılaşalım, bir işe de girsek, herhangi bir
sosyal ortama da girsek hiçbir zaman kendimizi ispat etmek zorunda kalmayız.
9
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
Bunun yanında her türlü sorunu çözebileceğimize olan inancımız da bizim için çok
önemlidir. Hiç alışık olmadığımız bir ortama, bir sisteme bile hiçbir sıkıntı çekmeden
uyum sağlayabiliriz, bu bütün Kolejliler için geçerlidir. Hiç zorluk çekmeden her
türlü sorumluluğun altına girebileceğimizi, her türlü sıkıntının üstesinden
gelebileceğimizi düşünmek Kolej’in bana kattığı en önemli değerlerden biridir. Bu
eminim bundan sonra da artarak devam edecek. Sayımız arttıkça bütün meşaleler
Türkiye çapında her geçen gün daha fazla yayılacak. Örneğin, basketbol
şampiyonluklarındaki Türkiye ve bölge başarıları... Bunları kızımdan dolayı
rahatlıkla takip ediyorum. Gördüm ki, bir dönem sadece o bölgenin, o şehrin okulu
seyirci olarak gelebilirken, Ankara Koleji olarak gittiğimiz TED Okulu olan her yerde
inanılmaz bir seyirci desteği ile karşılandık; aynı formayı giymiş, aynı kaliteli eğitim
siteminden geçmiş, küçük kardeşlerimiz bizleri orada desteklediler ve bize çok büyük
mutluluk yaşattılar. Ankara Koleji her zaman başarılı takımlar çıkarmıştır, ancak
sonuç ne olursa olsun tribündeki, sahadaki dostluk, arkadaşlık özellikle yeni açılmış
olan TED okulları ile iletişim, onlara örnek olma açısından etkili oldu. Hem bizim
onlara hem de onların bize inanılmaz katkısı oldu. Tüm bunlar yine Ankara
Koleji’nin ve TED’li olmanın ayrıcalıklarıdır.
İlayda ŞAHİNER: Kızınızda sanırım TED’de okumuş siz mi istediniz TED’de
olmasını yoksa sizi örnek alarak, “TED’li olmak ayrıcalıktır!” deyip kendisi mi
istedi?
Sunullah SALIRLI: O dönemde birinci sınıfta biliyorsunuz şimdiki gibi anaokulu
yoktu, kura çekimi vardı, kurada çıkmadı. Kurada çıkmadığı için ilk iki seneyi başka
bir okulda okumak zorunda kaldı. Benim için çok acı bir iki seneydi. Ben TED’de
daha önce belirttiğim görevleri, Mezunlar Derneği ve Vakıf Yönetim Kurulu
üyeliklerini yaparken, kızımı başka okulda okutmak hakikaten zor geliyordu. Zaten
daha sonra bu sıkıntıyı çeken arkadaşlarımla Ankara Koleji mezunlarının
çocuklarının Ankara Koleji’ne girmesinin önünü açacak bir sistem üzerine çalıştık ve
Anaokulu kısmımızı kurduk.
Eylül BİLGİN: İş hayatınızda sizi zorlayan durumlar söz konusu oldu mu? Bu
durumlar için nasıl bir mücadele verdiniz?
Sunullah SALIRLI: Tabii, Türkiye’de iş hayatında sıkıntı çekmemek mümkün
değil. Ülkemiz çok hareketli bir ekonomi yaşıyor, bende özel sektörde çalıştığım için
iş hayatına atıldığım 1989 yılından beri Türkiye’nin atlattığı çeşitli krizlere tanık
oldum. Zaman içinde benim de çok sıkıntılı günlerim oldu ama biraz evvel
söylediğim gibi dostluklarımızla, çevremizden aldığımız güçle, hepsini atlatmayı
başardım. Çok şükür birçok krizden büyük bir yara almadan çıktım. Bu da aldığım
eğitimin, Ankara Koleji’ndeki donanımın bir eseridir diye düşünüyorum.
10
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
İlayda ŞAHİNER: Hep TED’in ayrıcalıklarından ve sizin mücadelenizde olumlu
etki yarattığından bahsettik, peki hiç olumsuz yanları oldu mu Kolej’li olmanın?
Sunullah SALIRLI: Kolejli olmanın ben şimdiye kadar hiç olumsuz yanını
görmedim. Çeşitli ortamlarda her çeşit okuldan mezunla yakın ilişki kurduk. Birçok
dostluklarımız, arkadaşlıklarımız oldu, hiçbir zaman bir başka okul mezununu
kendimizden daha üstün veya daha alçak görmeden Ankara Koleji’nden aldığımız
terbiye ve görgü ile herkesle iyi ilişkiler kurduk. Zaten iş hayatında da bu
dostlukların, arkadaşlıkların faydasını yaşıyorsunuz.
Eylül BİLGİN: Son olarak şu an TED Okulları’nda okuyan “Genç Meşaleler”e neler
iletmek istersiniz?
Sunullah SALIRLI: Her geçen gün Ankara Koleji’nin ve TED’in bilinirliği, varlık
sebebi, tarihi daha çok ön plana çıkıyor. Her ne kadar ülkemizde birçok benzer okul
açılsa da 85. yılını kutlayan Ankara Koleji’nin Türk Eğitim Derneği ile birlikte
farklılığı belirgin olarak görülüyor, bunu sizler de yaşıyorsunuzdur. Artık TED’i
Türkiye’nin neresine giderseniz gidin bilmeyen, duymayan, gerek akademik gerek
sosyal etkinliklerdeki başarısını takdir etmeyen yok. Hatta zaman zaman esprili bir
şekilde bize “çete” diyorlar, “Ankara Koleji Çetesi”, çünkü şunu biliyoruz ki birçok
arkadaşımız iş hayatında belli bir seviyeye geldikten sonra profesyonel çalıştığı yerde
veya sahibi olduğu şirketlerde Ankara Koleji mezunlarını tercih ederek yoluna devam
ediyor. Aynı kültürden gelmenin verdiği doğal bir şey, buna kimsenin kırılmaması
lazım. Dolayısıyla sizler bilmelisiniz ki, bundan sonraki eğitim hayatınızda,
üniversite yaşantınızda, iş hayatınızda karşınıza birçok Ankara Koleji mezunu ve
TED mezunu çıkacak ve aranızdaki bağı hemen hissedeceksiniz. Bu sadece Ankara
için geçerli değil, Türkiye’nin hatta dünyanın neresine giderseniz gidin artık her
yerde çok ciddi sayıda mezunumuz var. Hayal edin, yeni gireceğiniz iş hayatınızda
muhtemel zorlukları aşmanızda, orada sizden beş, on, on beş sene evvel mezun olmuş
bir ağabeyinizin, ablanızın olması size inanılmaz moral verecek. Zaten tek ihtiyacınız
tecrübe kazanana kadar çektiğiniz zorluklar olacaktır, sonrasında sizin önünüzde
hiçbir şey duramayacaktır. Hepinizin yolu açık olsun. Bunları konuşurken hep
Ankara ve Türkiye’den bahsettik oysa yaptığımız yurtdışı seyahatlerde, Asya’da,
Amerika’da, Avrupa’da gittiğimiz yerlerde her geçen gün daha çok Ankara Koleji
mezunu ile karşılaşıyoruz. Hedefimiz sadece Ankara, Türkiye olmamalı. Dolayısıyla
artık sınırların ortadan kalktığı bu dünyada, rakiplerinizin önüne buradan aldığınız
eğitim ile geçebileceğinizi göreceksiniz, bu çok önemli. Türkiye’deki varlığımız
zaten herkes tarafından kabul ediliyor fakat dünya ölçeğinde de göreceksiniz ki
Amerika’da veya Avrupa’da yetişmiş bir genç sizden daha önde değil. Siz burada
öğrendiklerinizle onlarla her alanda yarışabilecek donanıma sahipsiniz. Genç
Meşaleler bu evrensel yeni vizyonu kendilerine etraflıca belirlemeliler!
11
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
12
;
Lorem Ipsum Dolor
Yeni Üyelerimiz…
Spring 2016
AHMET BAŞCI - 1959 yılında Ankara’da doğmuştur.
Necatibey İlkokul’undan mezun olduktan sonra aynı
sene Ankara Koleji Hazırlık sınıfına başlamış, 1977
yılında TED Ankara Koleji’nden mezun olmuş ve
Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler
Fakültesi İşletme Yönetimi Bölümünü kazanmıştır.
1982 yılında bu bölümden birincilikle mezun olduktan
sonra 1983 yılında yedek subaylık hizmetini Tatvan’da
tamamlamış ve aile şirketleri Başcılar Tekstil AŞ.’de
ticari hayatına başlamıştır. 4 Aralık 1923’de İzmir’de
kurulan şirket, 1938 yılından beri Ankara Çıkrıkçılar
Yokuşu N:80 Ulus adresinde hizmet vermektedir.
Sektörünün en eski firmalarından biri olan Başcılar Tekstil, pamuklu dokuma ve
mefruşat sektöründe toptan ve perakende olarak satış yapmaktadır.
İLKNUR SEVEN - TED Ankara Koleji ve sonrasında
Gazi Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü
mezunudur. 28 yıllık iş deneyimi ile HRM’deki
çalışmalarına devam etmektedir. Bugüne kadar birçok
Türk ve yabancı şirkete insan kaynakları danışmanlığı
hizmeti vermiştir. Bunun yanı sıra çeşitli üniversitelerde
“Mülakat Teknikleri” ve “Kariyer Yönetimi” gibi
konularda seminerler vermektedir. Crestcom Trainers
To The World tarafından düzenlenen Liderlik Programı
kapsamındaki
“Kurşun
Geçirmez
Yöneticiler”
sertifikasına sahiptir. Aynı zamanda TED Mezunlar
Derneği K-İnsan Grubu başkanı olarak, derneğin İnsan Kaynakları projesinde
yaklaşık 4 yıldır görev almakta, burslu okuyup mezun olan öğrencilere gönüllü olarak
kariyer rehberliği yapmaktadır. 2010 yılında yetiştirme yurtlarında büyüyen 18-24
yaş arası genç kadınların, kişisel gelişimlerini ve iş arama becerilerini geliştirerek iş
gücü piyasasına katılımlarının desteklenmesini amaçlayan Nar Taneleri projesinde
Peryön adına katkı sağlayan mentorlar arasında yer almıştır. 2003’den bu yana
HRM'de ortak olarak çalışmaktadır.
13
;
Lorem Ipsum Dolor
Etkinlikler
Spring 2016
Üyelerimizden Sn. İlknur Seven’in
davetiyle, 3 Ekim Perşembe günü
PERYÖN’ün 14. İnsan Kaynakları
Kongresine katılma imkânı buldum.
Değerli
konuşmacıların
katıldığı
kongreden edindiğim bazı bilgileri sizlerle
de paylaşmak arzusundayım.
İlk olarak Boyner Holding İK
Direktörü Sn. İdil Türkmenoğlu’nun
yaptığı konuşmaya değinmek istiyorum.
Ana fikir “Pozitif Yönetim”. İşimizi
keyifli
hale
getirmenin,
tutkuyla
çalışmanın,
bağlanmanın,
güçlü
yönlerimizin farkına varmanın, işimizde
yapıcı olmanın ve engellerden güçlenerek
çıkmanın,
Pozitif
Yönetim’in
alt
başlıklarını oluşturduğuna değindi İdil Hanım. Bugüne kadar çoğunlukla kendimizin
dolayısıyla organizasyonların, eksik (ya da politik deyişle “geliştirilmesi gereken”)
yönlerini tespit edip, onlar üzerine odaklandığımızı, oysa şimdi desteklenen
düşüncenin; insanların zaten iyi oldukları yönlerini öne çıkarmaya yönelmek, kötü
oldukları noktaları ise sadece kabul edilebilir düzeye getirmek olduğunu belirtti.
Pozitif yaklaşım konusunda yapılan çalışmalar sonucunda; atandıkları değil, en iyi
oldukları alanda çalışan kişilerin, bir buçuk kat daha verimli olduğu, güçlü yönleri
takdir edilen çalışanların bağlılıklarının ve katkılarının, eksik tarafları
eleştirilenlerden daha fazla olduğu, insanların iyi oldukları, doğru yaptıkları şeyleri
tespit edip onlar üzerine yatırım yapmanın, eksikliklerini tamamlamaya, yanlışlarını
düzeltmeye çalışmaktan daha iyi sonuçlar verdiğini sözlerine ekledi.
Anlattıklarını aktaracağım diğer konuşmacı ise Marmara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Erdem Özdemir. Öncelikle sayısal esnekliğe
değindi Erdem Bey, sayısal esnekliğin, şirketin var olan işçi sayısından daha fazla
işçiye ihtiyaç duyması durumunda dışarıdan işçi temin edilmesi demek olduğunu
ancak İş Kanununun 7. Maddesinin buna izin vermediğini belirtti.
14
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
Geçici iş ilişkisinin, Holding
bünyesi içerisinde veya aynı
şirketler grubuna ait şirketler
arasında yapılmakta olan işe
benzer
işlerin
yapılması
durumunda
gerçekleştiğini,
Türkiye’de esnekliği sağlayan,
altişveren
sisteminin
yani
taşeronlaşmanın çok yaygın
olduğunu, yardımcı işlerde yasal
olduğunu ama işin yapısı şirketin
asıl işi ile kesişirse, teknolojik
uzmanlık kriterlerinin devreye
girdiğine değindi. Asıl işini taşeron vasıtasıyla yapan şirketlerin çok dikkatli olmaları
gerektiğini çünkü yapılan sözleşmeden uygulama sürecine, oluşacak bir hatanın bile
ileride şirketin aleyhine açılacak davalarda kullanılabileceğini bir örnekle açıkladı.
Örneğe göre, bir belediye şoför alım ihalesi açıyor, ihaleyi bir firma kazanıyor ve
şoförler çalışmaya başlıyorlar, bir süre sonra şoförler, biz taşeron firma üzerinde
görünüyoruz ama belediyenin bizim gibi işçileri var ve daha fazla maaş alıyorlar, biz
taşeron firmayı görmedik bile diyerek dava açıyorlar. Mahkemede işçilere 2 önemli
soru soruluyor; “Size kim talimat veriyor?” Cevap: “Belediye yetkilileri”; “Kimin
otobüslerini kullanıyorsunuz?” “Belediyenin”. Karar: Bu işçiler belediyenin işçisidir,
taşeronluk ilişkisi gerçekleşmemiştir. Belediye davayı kaybediyor. Daha sonra
belediye yeni bir ihale yapıyor ancak bu defa otobüsleri de emir komuta zincirini de
taşeron firmaya devrediyor. Eski karara istinaden dava açan başka işçilere aynı
sorular sorulduğunda bu defa cevap taşeron firma oluyor ve işçiler davayı
kaybediyorlar. Esneklikle ilgili bir diğer hususun, belirli süreli sözleşmeler olduğunu,
bu sözleşmeler yapılırken en önemli noktanın işin tanımı, neden böyle bir sözleşme
yapılması gerektiği, işin ne zaman biteceği gibi maddeler olduğunu, zımni
yenilemenin artık geçerli olmadığını ve süre bitiminde ek zaman ihtiyacı doğarsa
mutlaka yeni protokol imzalanması gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Çok değerli insanları dinleyerek önemli bilgiler edinmemi sağlayan bu fırsatı
bana sunduğu için Sn. İlknur Seven’e bir kez daha teşekkür ederim.
15
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
TED Ankara Kolejliler Spor Klübü Hediye Çekilişi’ne ait
piyango biletlerini Derneğimizden de temin edebilirsiniz.
16
;
Lorem Ipsum
Dolor
Keyif
Köşesi
Spring 2016
Toplantılar bitti, telefon sessize alındı, şimdi biraz dinlenme zamanı…
Arkanıza yaslanıp kitabınızın sayfalarını çevirirken, bırakın müzik sizi sarsın…
İDİL TÜRKMENOĞLU – POZİTİF YÖNETİM
“Herkes insan kaynakları yöneticisidir. Öncelikle
kendi kariyerlerimizi yönetiriz. Bir ekibi yönetiriz.
Bazılarımız yükselir. Unvanı da yanımıza alarak
yönetici oluruz. Özel yaşamımızda da ailemizi,
arkadaş çevremizi yönetiriz. Her ne kadar liderlik
teorilerinin bazıları, liderliğin doğuştan geldiğini
söylese de, stilimizi belirleyebiliriz. Yönetim
tarzımızı seçmek en önemli kararlarımızdan biridir.”
Önsöz
Öğrenilmiş çaresizliklerden kurtularak, daha
keyifli bir iş ortamı yaratmanın yollarını gösteren,
fikirleri hayata geçirmeye ışık tutan, akıcı anlatımı,
akılda kalan örnekleriyle iş dünyasına ait oldukça
keyifli bir kitap…
WALTER ISAACSON – STEVE JOBS
Çok satan Benjamin Franklin ve Albert Einstein
biyografilerini yazan Walter Isaacson, Apple’ın
kurucularından Steve Jobs’ın kendisiyle tam işbirliği
içinde yazılmış tek biyografisini sunuyor. Jobs’la iki
yıldan uzun bir süre boyunca yapılan kırktan fazla
röportajın - yüzden fazla akrabasıyla, arkadaşıyla,
rakibiyle ve iş arkadaşıyla yapılan görüşmelerin temel alındığı bu kitap, kusursuzluk tutkusuyla ve
azmiyle pek çok endüstride (kişisel bilgisayarlar,
animasyon filmler, müzik, telefonlar, tablet
bilgisayarlar ve digital yayıncılık) çığır açmış
yaratıcı bir girişimcinin, inişli çıkışlı hayatını ve
güçlü kişiliğini anlatıyor.
17
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
ELTON JOHN – DIVING BOARD
7 yılın ardından çıkardığı yeni albümü
için, “Pek çok açıdan albüm yapmaya
yeniden başlıyormuşum gibi hissediyorum.
Bestelerimi yapmadan önce fark ettim ki,
ileri gitmeden önce biraz geri gitmem
gerekiyor. Yüklerden kurtulmak, öze geri
dönmek… Albümün ismi de buradan
geliyor zaten” diyor Elton John. Gerçekten
de Elton John’un sesinin ve piyanonun ön
plana çıktığı sade ama güçlü bir abüm var
karşımızda.
PINK MARTINI – GET HAPPY
Thomas Lauderdale ve China Forbes’un
birlikte kurduğu Pink Martini, 12 üyeden
oluşan oldukça kalabalık bir grup. Bu
çeşitlilik elbette müziklerine de yansıyor
ve çok çeşitli kültürlere ait pek çok dilde
şarkıların yer aldığı geniş bir repertuara
sahipler. “Get Happy” albümün adına
yakışan 9 farklı dilde, 16 adet şarkıdan
oluşmakta. Vokalde albüme ağırlığını
koyan Forbes’un yanısıra, Phylliss Diller,
Ari Shapiro, Meow Meow gibi konuk
isimler de yer almakta.
18
7
y
ı
l
ı
n
.
B
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
19
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
20
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
21
;
Lorem Ipsum Dolor
Spring 2016
İletişim:
A. Bilgehan Karaömeroğlu’ 90
Kolejli İşadamları Derneği
İdari Asistanı
Tel: 0 (312) 417 27 00
Cep Tel: 0 (530) 291 91 77
E-mail: [email protected]
www.kid.org.tr
22

Benzer belgeler

KİD BÜLTEN

KİD BÜLTEN paylaşarak, daha bilinçli yürüme imkanı sağlayacak bilgiler aktarmak. Ve belki daha önemlisi mezuniyet sonrasında da Kolej ruhunun devam ettiğini, desteğe ihtiyaç duyduklarında Kolejli büyüklerinin...

Detaylı