Travma Hastalarında Anestezi - Uludağ Üniversitesi Veteriner

Transkript

Travma Hastalarında Anestezi - Uludağ Üniversitesi Veteriner
DANIŞMAN:DOÇ.DR.AYŞE TOPAL
Dok.Öğr. Elçin Özocak
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ VETERİNER
FAKÜLTESİ
CERRAHİ ANABİLİM DALI
Travma
Etkilenen hayvanda
istenmeyen
değişiklikler,
yaralanmalar veya
ölüm oluşturan
çevresel herhangi
bir kuvvet veya etki
Travma ve Anestezi
Anestezinin hasta için yarattığı risk hastanın
preoperatif dönemdeki fiziksel durumu ile yakın
ilişkilidir. Perioperatif riskleri en aza indirmek
ise hastaların operasyona fiziksel ve mental
açıdan en iyi koşullarda girmelerini sağlayarak
mümkün olur. Ancak, travma hastasında acil
koşullarda hastanın travma öncesi mevcut olan
medikal problemlerini çözmek için yeterli zaman
kalmamaktadır. Bazen bu problemler hakkında
bilgi sahibi olmak bile mümkün olmamaktadır.
Preoperatif yetersiz hazırlık, travmanın
yarattığı şok tablosu veya direkt organ ve doku
hasarları, anestezik ajan ve yöntemlerin
özellikle kardiyopulmoner sistem üzerine olan
olumsuz etkileri ile birleşince acil
operasyonlarda elektif operasyonlara oranla
morbidite ve mortalite birkaç kat artmaktadır.
Travma hastasını operasyona getiren şartlar
bilgili ve deneyimli bir anestezist için bile zorlu
bir sınav ortamı yaratmaktadır.
Anesteziyoloji açısından 3 farklı
yaklaşım gerektiren travma hastası
vardır:
1.
2.
3.
Hemorajik şoka neden olmamış organ ve
doku travmaları:
Hemorajik şok tablosu ile gelen hastalar
yer alır.
Penetran yaralanmalar sonrası kontrol
edilemeyen kanama ile acil servise
getirilen hastalar yer alır.
Travmayı takip eden ölümler
ise 3 ayrı dönemde görülür:
1.
2.
3.
Travmadan sonraki dakikalar içinde oluşan ölümler.
Genellikle SSS ne travma veya majör damar yaralanması
olur. Beyin, yüksek spinal kord, beyin sapı, aorta veya
başka büyük damarın laserasyonu ani ölüm nedenidir.
Travmadan sonraki birkaç saat içinde oluşur ve hastalar
genellikle kanamadan kaybedilir. Subdural veye epidural
hematomlar, hemopnömotoraks, dalak rüptürü, karaciğer
laserasyonu ve belirgin kan kaybına neden olan multıpl
yaralanmalar rastlanılan patolojilerdir.
Üçüncü geniş pik ise SSS travmasına, sepsis ve multıpl
organ yetmezliğine bağlıdır. Bu geç dönemdeki pik 3.-4.
haftada olur.
Travma hastası değerlendirme
A
Fiziki muayene planı (A CRASH PLAN)
(airway) havayolu
C (cardiovascular) kardiyovasküler
R (respiratory) solunum
A (abdomen) karın
S (spine)omurga
H (head) baş
P (pelvis) pelvis
L (limbs) bacaklar
A (artery) arterler
N (nerves) sinirler
A (havayolu):
Ağız boşluğu, farenks ve
boyun bölgelerinin
inspeksiyon, palpasyon ve
oskültasyonu.
C (kardiyovasküler) ve R
(solunum):
Toraks duvarının bilateral
olarak dikkatli inspeksiyonu,
palpasyonu ve oskültasyonu,
perküsyonu, solunum sayısı ve
derinliğinin moniterizasyonu
ve kaydı.
A (Abdomen):
Paralumbal, kaudal, torasik ve inguinal
bölgelerde inspeksiyon, palpasyon,
barsak
seslerinin oskültasyonu, kılların kesilmesi
ile sıyrıkların, sivri cisim yaralanmaları
ya da kızarıklıkların tespiti, oskültasyon
ile kombine perküsyon.
S (Omurga):
C1’den son kaudal
vertebra’ya kadar
nörolojik muayene.
H (Baş):
Gözler, kulaklar, burun, bütün
kranial sinirler,
ağız ve dişlerin muayenesi.
P (Pelvis):
Rektal bölge, perineum ve
perianal bölgeler, dişi ya da
erkek dış genital organların
muayenesi.
L (Ekstremiteler):
Ön ve arka ekstremitelerin tüm
öğelerinin (deri, kas, tendo, kemik,
eklem) muayenesi.
A (Perifer arterler):
Brachial ve femoral arter nabızlarının bilateral olarak
palpe edilmesi, ilave olarak cranial tibial, superficial
palmar ve cocygeal (caudal) arterlerinde palpe
edilmesi
(Doppler flowmetresi).
N (Periferal sinirler):
Ekstremitelerin ve kuyruğun
motor
ve sensibl sinirlerinin
değerlendirilmesi.
TRAVMA SKORU (I)
A
B
Travma
Parametre
Puan
Solunum sayısı/dk
10-20
4
20-30
3
>30
2
<5
1
Normal
1
Solunum eforu
Yüzeysel ve güçlükle
C
D
Sistolik Kan Basıncı
0
>90
4
70-90
3
50-69
2
<50
1
Skor
A
B
C
CFT
Normal 2 sn
2
2 sn’den fazla
1
Yok
0
D
TRAVMA SKORU (II)
Travma
E
Parametre
Puan
Skor
CNS Durumu
1. Gözün duruşu
Spontan açık duruş
4
Seslenilince açıyor
3
Ağrı duyduğunda açıyor
2
Kapalı
1
2. Mental Durum
Uyanık halde
4
Uyuşuk halde
3
Koma halinde
2
3. Motorik refleksler
Komutlara uyuyor
5
İstekli hareket (ağrı)
4
Geri çekme (ağrı)
3
Fleksiyonda tutma (ağrı)
2
Tepkisiz
1
E
Travma hastasının değerlendirilmesi
İlk
Değerlendirme:
Elde edilen
veriler
doğrultusunda
Travma Skoru:
*Yüksek Skor
prognoz iyi
*Düşük Skor
prognoz kötü
•Korku ve endişeyi azaltmak,
•Verilecek toplam anestezik
dozunu azaltmak,
•Daha rahat indüksiyon
•Anesteziden daha rahat
çıkış sağlamak,
•Analjezi sağlamak,
•Bronşiyal ve tükrük
sekresyonunu azaltmak,
•Vazovagal refleksi bloke
etmek.
1.Barbitüratlar
Tiyopental sodyum
(Pentothal)
2.Nöroleptikler
Fenotiazin Türevleri Acepromazine
3.Hipnotik ve Sedatifler
a.Benzodiazepinler
b.Barbitüratlar
Diazepam, midazolam
4.Opoid Analjezikler:
pentazosin fentanyl,butophanol
morfin, kodein, metadon meperidin,
5.Diğer Ajanlar: Etomidate,Propofol
6.Antikolinerjikler: atropin, glikopyrolat
7.İnhalasyon Ajanları: isofluran,sevafluran, halotan
1.Atropin ve Glikopyrolat
•Kardiyopulmoner
fonksiyon üzerindeki
vagal etkileri
•Sekresyonlar
•Asit gastrik pH
pH
2,5>pneumonitis!!!
•Kalp hızı
•Kardiyak disritmi
eşiği
•Miyokardiyal
oksijen tüketiminin
artması
2.Fentanyl Yamaları
•Birkaç gün boyunca
fentanyl’in
transkutanöz
absorbsiyonu
•Analjezi
•Uygulama kolaylığı
•Operasyondan 12 saat
önce uygulanmalı
•Kan fentanyl
konsantrasyonu göz
önünde bulundurulmalı
•Yeterli çalışma
bulunmamakta
3.Barbitüratlar
Sedatif olarak barbitüratlar, özellikle
eksite, heyecanlı,ağrı ve acı içindeki
hastalarda kullanılmamalı. Düşük dozda
barbitürat uygulamaları bu davranışları
tetikler; mevcut davranışları daha da
artırır.
4.Butorphanol ve Oxymorphon
Eğer hızla etki gösteren bir
ağrı kesici ihtiyacı varsa!!!!!!
0,2 mg/kg butorphanol
0,5 mg/kg oxymorphon
(bu dozlarda veya hafif artırılarak)
5.Benzodiazepinler
Sedasyona ilave olarak
SSS depresyonu gerekli
olduğu durumlarda
opoidlerle kombine
edilerek diazepam veya
midazolam kullanılabilir.
0,2 mg/kg diazepam
0,2 mg/kg midazolam
Tek başına kullanıldığında
kedi ve köpeklerde
istenmeyen
davranışlara neden olur!
Ancak deprese
köpeklerde çok küçük
dozlarda bile derin
SSS depresyonu ile
sonuçlanır.
6.Acepromazine
Neuroleptanaljezi
sağlamak için:
0,05 mg/kg
Butorphanol
Oxymorphon
ile kombine
Şiddetli kan
kayıpları
z ŞOK
z
ÖNERİLMEZ!!
7.Demerol
Kedilerde kısa süreli sedasyon ve
analjezi
1-2 mg/kg
Enjektabl Anestezikler
Barbitüratlar
z Propofol
z Dissosiyetifler
z Opoidler
z İmidazol türevi
z Benzodiazepinler
z
thiopenthal, tthiamylal
ketamin
etomidate
diazepam, midazolam
1.Barbitüratlar
Thiopenthal
Uzun yıllardır anestezi indüksiyonunda kullanılan
bir ajan olan tiopentalin hipovolemik hastada
kontrolsüz kullanımı vazodilatasyon ve miyokard
depresyonu ile ciddi hipotansiyona yol açabilir.
Ancak, %2,5 konsantrasyonda hipovolemik
hastada kullanılabilir. Özellikle kafa travmasında
serebral oksijen tüketimini ve intrakranyal
basıncı azaltması bir avantaj olarak kabul edilir.
Histamin deşarjı ile hava yolu reaktivitesinde
artış yapar.
1.Barbitüratlar
Thiopenthal
Riskler (genel)
z
z
z
z
z
z
Miyokardiyal kontraktiliteyi
düşürebilir.
Baroreseptör refleksleri
deprese edebilir.
Venöz geri dönüşü,
Kardiyak outputu,
Tansiyonu düşürebilir.
Aritmojenik özellikleri
sebebiyle aritmi hikayesi olan
hastalarda risk yüksektir.
Riskler (travma hastalarında)
z
Barbitüratlar proteinlere
bağlanır, farmakokinetikleri
hastanın asit-baz durumu,
albumin hacmi ve eş zamanlı
kullanılan diğer ilaçların olması
ile ilişkili olarak etki gösterir.
Travma hastaları genellikle
asidotik ve
hipoproteinemiktir. Bu
sebeple indüksiyon dozu büyük
ölçüde azaltılmalıdır!
Simultane
adjuvant ilaç
uygulaması ile
hem doz, hem
de
barbitüratlar’a
bağlı aritmi riski
düşürülebilir.
Örnek olarak:
z 0,2 mg/kg diazepam
z 2 mg/kg lidokain
Sonuç olarak şiddetli hipovolemik, hipotansif
hastalarda, şiddetli kardiyak hastalıklarda ve aritmi
hikayesi olan hastalarda diğer anestezik ajanlar veya
diğer indüksiyon kombinasyonları daha uygundur!!!
Orta şiddetli kan kayıplarında
renal kan dolaşımını artırır!
2.Propofol
Kısa etki süresi, iyi bir derlenme
sağlaması, gibi avantajları travma
hastasında geçerli değildir.
Thiopenthal’e benzer hemodinamik
depresif etkileri vardır.
2.Propofol
+
Kardiovasüler ?
Acil müdahale
propofol
Miyokard depresyonuna oranla
daha baskın olan
vazodilatasyon etkisi nedeniyle
ciddi hipotansiyona yol
açtığından hipovolemik
hastalarda anestezi
indüksiyonunda tercih edilmez
.
Travma hastalarında
kardiovasküler stabilite tam
olarak düzenli duruma
getirilmediği takdirde kesinlikle
önerilmemektedir!!!!
Serebral oksijen tüketimi ve
intrakranyal basınç üzerine olumlu
etkileri nedeniyle kafa travmasında
kullanılabilir.
3.Dissosiyetifler
Ketamin
kardiyovasküler
stimulan özelliği bulunan
nadir anestezik
ajanlardan biridir
Sempatik sinir uçlarında katekolamin salınımını
arttırması ve hipovolemik hastalarda hipotansiyona en
az yol açan ajandır.
Sağlıklı hayvanlarda:
z
z
z
z
Kan basıncında
artış
Sempatik
aktivitede artış
Kalp hızında artış
Kardiyak output’ta
artış
Sempatik sistemin
sterese maruz
kaldığı hemorajik
şok olgularında
DİREKT
MİYOKARDİYAL
DEPRESAN
ETKİLERİ
VARDIR
İri Irk
Köpekler
Ketamin
iyi bir
seçimdir
Kardiyojenik
şok
Kontraktilite
düşük
Dissosiyatiflerin
intrakraniyal
basıncı artırma
eğilimi vardır.
z Kapalı kafa
travmalarında
z Göz
travmalarında
ÖNERİLMEZ!!!
4.opioidler
Anestezi indüksiyonu ve idamesinde
analjezi sağlamak için sık olarak
kullanılan ajanlardır.
z Miyokard depresyonu ve
vazodilatasyon etkilerinin
bulunmaması ve refleks sempatik
yanıtları baskılamaları elektif
operasyonlarda tercih nedenleridir.
z
Her ne kadar direkt etkileri ile
hipotansiyon yaratmamaları travma
hastasında bir avantaj olarak gözükse de
sempatik cevabı baskılamaları istenmeyen
özellikleridir.
Bunun nedeni şokta hipovolemiye cevap olarak
gelişen sempatik yanıtın taşikardi ve
vazokonstrüksiyon ile arter basıncını organ
perfüzyonu için yeterli düzeyde tututulmasını
sağlayan en önemli mekanizma olmasıdır.
Sempatikolitik etki, taşikardi ve
vazokonstrüksiyonu azaltarak hipotansiyonun
derinleşmesine neden olabilir. Bu yüzden volüm
replase edilene kadar opioidlerin kontrollü olarak
küçük dozlarda uygulanması tercih edilebilir.
5.etomidate
İntravenöz hipnotikler arasında miyokard
depresyonu ve vazodilatasyon etkisi en düşük
olan ajandır. Serebral oksijen tüketimini ve
intrakranyal basıncı tiopentale benzer oranda
düşürdüğüden kafa travmasında kullanılabilir.
Myoklonik kasılmalara yol açabildiğinden açık göz
yaralanmalarında tercih edilmez . Kortikosteroid
sentez ve salınımını azaltması hipotansiyonu daha
da ağırlaştırabilir .
Beşeri Hekimlik’te
En önemli özellik olarak miyokard
depresyonu etkisinin düşük
olmasından bahsettik buna rağmen
beşeri hekimlikte hipovolemik
hastalarda hipotansiyona yol
açabildiği ve titre edilerek verilmesi
gerektiği üzerinde durulur.
Ancak deneysel olarak hipovolemi
oluşturulan köpeklerde etomidate’ın
hemodinamik fonksiyonları koruduğu
saptanmıştır.
Yalnız indüksiyonu takiben adrenal
kortikal supresyon
şekillenebilmektedir.
Hemodinamik olarak stabil olmayan
bir hastada tek bir kullanımın hayat
kurtarıcı olabileceği unutulmamalı…
sonuç olarak:
z
Şiddetli kafa
travmalarında veya anestezi indüksiyonu için:
şiddetli kardiyak
0,5-2mg/kg
hastalıklarda
cerebral ve
hemodinamik
hemostasisin
dozda etomidate,
sağlanması ile
uygulamalarında hemodinamik
beraber,
değişim ve kardiyak
depresyon riski minimum
düzeyindedir.
En güvenli uygulamanın bu
olduğu söylenebilir.
6.Benzodiazepinler:
z
Anestezide önemli olan 3 benzodiazepin vardır.
Bunlar : Diazepam, lorazepam ve midazolamdır.
Kimyasal yapı olarak diazepam ile lorazepam
benzerlik gösterir, ancak midazolam bunlardan
farklı olarak bir imidazol halkası içerir.
Diazepam ve lorazepam suda erimez. Midazolam,
içerdiği imidazol halkası sayesinde suda
eriyebilir ve hidroklorür tuzu halinde kullanılır.
Midazolam vücutta yüksek pH'da daha fazla
yağda eriyebilir hale geçer.
Diazepam:
z
z
Yüksek lipid eriyebilirliği nedeniyle santral sinir
sistemi etkisinin çabuk başlayacağı beklenir.
Bununla birlikte hipnozun ve uykunun başlangıcı
yavaş ve düzensizdir. Bu nedenle anestezi
indüksiyonu için uygun bir ajan değildir. Diazepamın
kandan beyin omurilik sıvısına geçişi çabuktur
ancak, santral etkileri yüksek dozlarda bile geç
oluşur.
Anestezide esas olarak premedikasyonda kullanılır.
klinikte sedatif-hipnotik olarak kullanılır.
Diazepamın özellikle tekrarlanan dozlarda santral
sinir sistemi etkilerini uzatır. Bir çok ilaç (histamin
H2-reseptör antagonistleri, cimetidin gibi)
karaciğer enzimleri tarafından diazepamın
oksidasyonunu inhibe eder ve etkisini uzatır.
Midazolam:
z
Günümüzde beşeri hekimlikte
anestezi indüksiyonu amacıyla en sık
kullanılan benzodiazepin türevidir.
Güçlü bir amnezi yaratması tercih
sebebidir. Ancak midazolamın da
hipovolemik hastada özellikle
vazodilatasyon etkisi ile
hipotansiyonu indükleyeceği
unutulmamalıdır.
z
Köpeklerde sedatif olarak
kullanılmaktadır. Diazepamın suda
çözünen ve intamuskuler yolla
yüksek oranda emilebilen
versiyonudur.
0.5 mg/kg
(IM)
Travma Hastalarında:
z
Benzodiazepinler
ketamin, barbitürat
ve opoidlerle
kombine
kullanıldıklarında kas
gevşetici ve sedatif
etkileri artırır.
1
diazepam
0,2 mg/kg
2
Ketamin
2-3 mg/kg
anestezi
Peroperatif dönemde kontrol altına alınamayan
kanama ve süregiden hipotansiyon varlığında
anestezi idamesinde yeterli amnezi ve analjezi
sağlamak güncelliğini koruyan bir problemdir.
Çok riskli durumlarda bazen analjeziden ödün
verilerek kardiyopulmoner parametrelerin
idamesi üzerine yoğunlaşmak gerekir. Bu süreçte
hastanın sempatik yanıtını kesintiye uğratmak,
arter basıncının hayatı tehdit eden seviyelere
düşmesine neden olabilir. Dolayısıyla, volüm
resüsitasyonu etkili olup arter basıncı
yükselmeye başlayana dek anestezi idamesinde
sadece %100 oksijen kullanılabilir. Düşük
dozlarda opioid ve amnestik dozlarda midazolam
bu dönemde verilebilir.
ANESTEZİ İDAMESİNDE
KARŞILAŞILAN PROBLEMLER
HİPOTERMİ
z HİPOKSİ
z SIVI RESÜSİTASYONU
z
HİPOTERMİ
z
Travma hastasında hipotermi sık
rastlanan bir komplikasyondur. Her
100 travma olgusunun 25’inin
ameliyathaneye 34C veya daha düşük
santral ısıyla geldiği ve ısının
operasyonda daha da azaldığı
bildirilmiştir . Bu hastalarda uygulanan
soğuk sıvı, şokta azalan ısı üretimi
hipotermiyi ağırlaştırmaktadır.
Hipotermi, metabolik fonksiyonları azaltarak nöral
dokuda koruyucu etki yapsa da
z
z
z
z
z
z
z
z
kardiyak depresyon
aritmi
metabolik asidoz
periferik vazokonstrüksiyon
oksijen sunumunda azalma
karaciğer ve böbrek kan akımında azalma
trombosit fonksiyonları ve pıhtılaşma
mekanizmalarında bozulma
anestezikler ve kas gevşeticilerin etki süresinin
uzaması
gibi sonuçlara yol açmaktadır.
Ayrıca, postoperatif dönemde ısınırken gelişen titreme
oksijen tüketimini 2-4 kat arttırmaktadır. Hipotermi’nin
immun sistemi baskılayıcı etkisi enfeksiyon gelişmesinde
rol oynamaktadır. Hipoterminin olumsuz etkilerini önlemek
amacıyla oda ısısının 22-24C’de tutulması, hastanın ısıtıcı
battaniyeler veya “drape” ile örtülmesi, vücut boşlukları
ve damara verilen sıvıların 37C’ye ısıtılması, inspire edilen
gazların nemlendirilip 40C’ye ısıtılması önerilir.
HİPOKSİ
Akut travma hastasında
intraoperatif dönemde gelişen hipoksi,
mekanik ventilasyon ile giderek
genişleyen pnömotoraksı akla
getirmelidir. Hipoksiye, artan
havayolu basınçları ve oskültasyon
bulguları eşlik ediyorsa pnömotoraks
tanısına varıp iğne veya toraks dreni
ile hava boşaltılmalıdır.
PERİOPERATİF DÖNEMDE
SIVI RESÜSİTASYONU
z
Travma hastasında gelişen
hipotansiyon en sık olarak hemorajiye
bağlıdır. Uygun şekilde tedavi edilmez
ise gelişen hipoperfüzyon organ
yetmezliklerine neden olacaktır. Bu
yüzden hipotansif seyreden travma
hastalarında kaybedilen volüm hızla
yerine konulmalı, doku perfüzyonu
sağlanmalıdır.
Anestezinin süresi mutlaka…
…2 SAAT!!! ile sınırlandırılmalıdır!!!!
z
Uygun monitörizasyon
z
z
Kan Oksijen Saturasyonu (pulzoksimetre)
z
z
Oksijenizasyon (mekanik ventilasyon)
Hemodinamik Stabilitenin korunması
İntrvasküler volüm(sentral venöz&arteryel
katater)
z
İnotropik ajanlar (gerekli olursa)
yanlış
Travma hastalarında, sağlıklı
hayvanlarda adrenerjik stimulan
veya düşük düzeyde hipotansif etkisi
olan anesteziklerin kullanılma eğilimi
vardır. Ancak özellikle hipovolemik
şok ve şiddetli SSS hasarlarında
idamede öncelikli kullanımı ile ilgili
çok sınırlı veri bulunmaktadır.
Hipovolemik Domuzlarda
Ketaminin totaldeki kardiyovasküler
etkileri thiopenthale benzerlik
göstermektedir.
Oksimorphon
(0,1 mg/kg)
z
Fentanyl
(0,01 mg/kg)
z
Ketamin(1-2mg/kg)
+
Diazepam
veya
Midazolam
ketamin
Her 20-30 dakikalık periodlarda gerekli
oldukça anestezideki hastaların idamesi
için uygulanabilir.
Diazepam ve midazolam
Her 30-60 dakikalık periyodlarda etkin kas
gevşemesi sağlamak amacıyla
tekrarlanabilir…
Uyanma tekrarlayan enjeksiyonlar sebebiyle
uzayabilir.
Uzun süren uyanma kedilerde
benzodiazepinlerin köpeklere oranlara
daha yavaş metabolize olması nedeniyle
problemlere yol açabilir.
Tiletamin +Zolazepam
Minimal doz sınırında uygulandığında
yararlı olabilir.
Anestezinin uzatılması gerektiği
takdirde;
Bu enjektabl kürler genellikle düşük
dozlarda inhalasyon anestezisi ile
kombine edilmektedir.
İnhalasyon anestezisi
Arter basıncının kabul edilebilir
düzeylere gelmesinden (örn. sistolik arter
basıncı 80 mmHg ve üstü) sonra
isofluran, sevofluran ve desfluran gibi
inhalasyon ajanları kullanılır. Bu ajanların
kardiyak depresif etkileri minimal
olmasına rağmen vazodilatasyon yapmaları
nedeniyle intravenöz anesteziklere benzer
şekilde dikkatli olarak titre edilmeleri
gereklidir.
z
İsofluran; halotan ve metoksifluranla
eşit düzeyde hipotansiftir. Ancak
miyokardiyumu katekolaminlerin
aritmojenik etkilerine karşı aşırı
duyarlılık tepkisi geliştirme olasılığı
halotan kadar yüksek değildir. Ayrıca
miyokardiyum üzerindeki deprsan
etkileri daha düşük, vazodilatatör
etkileri ise daha kuvvetlidir.
Sonuç olarak konjestif kalp yetmezliği
olan veya aritmisi olan hastalarda
isofluran tercih edilir.
Ancak hipovolemik hastalarda şok
tablosu olan hastalarda öncelikli
olarak sıvı takviyesiyeterli düzeyde
yapılmamışsa kullanılması önerilmez.
İnhalasyon ajanları kulalnımında
miyokardiyal depresyon ve
hipotansiyonu minimize etmek için
düşük dozlarda kullanılması uygundur.
Beşeri hekimlikte yaygın olarak düşük
doz inhalasyon ajanlarıyla yapılan
operasyonlarda öncelikli bir kas
gevşetici uygulaması ile hareket
önlenmektedir.
Ne yazık ki bu şartlar altında yapılan
operasyonlar hastalar tarafından
hatırlanabilmekte!!!!
Veteriner hekimler için öneri:
z
Preanestezik veya intraoperatif
olarak uygulanan opoid, benzodiazepin,
trankilizanların kas gevşeticilerle
kombine edilerek ya da tek başlarına
düşük doz inhalasyon eşliğinde uygun
bir SSS depresyonu sağlamaktadır…