burayı

Transkript

burayı
İlyas ÇOKAY
Yüksek Mühendis Mimar-İTÜBağımsız At Sahipleri Derneği Başkanı
[email protected]
ilyascokay.com
0532 3508702
VETERİNER GÜNDEMİ
Bir yandan Olimpiyatlar diğer yandan işlerimle vakit geçiriyorum. İngiltere’deki özellikle at sahibi ve
yetiştirici dostlarım sık sık ararlar, bir arkadaşları İstanbul’a gelecekse bildirirler ilgilenirim, son
yıllarda içki içmiyorum ama misafirlere mutlaka boğazda bir balık yedirir, Balıkpazarı’ndaki
Krepen’in mezeleriyle tanıştırırım. Londra’dayken bir şekilde haberleri olur. Geçen gün 1956 dan beri
tanıdığım Ross’u aradım, kendisi Greenboroug’da hara sahibi, ilaç fabrikası var. Yıllar önce
torunlarımın sünnetine gelmişti, rakıyı fazla kaçırmış oryantal kızla beraber havuza yuvarlanmıştı.
Hatırladıkça gülüşürüz. Dün Ross geldi. Hereke seccade istemişti. Çok çok beğendi. Yemekten sonra
konu tabii atçılığa yöneldi. Newmarket’deki yeni National Equine Hospital’dan bahsettik.
Ross yeni hastaneyi çok beğendiğini ve hizmetlerinden memnun olduğunu söyledi. Eskisi iyiydi ama
Avrupa’nın gelişmişleri ayarında değildi dediği hastaneyi bir çok kez görmüştüm. Geçen yıl hizmete
açılan yenisini ise henüz görmedim. Ross İngiltere’de At Hastaneleri ve Veterinerler hakkında bir
çok önemli hususların gündemde olduğunu söyledi. Özetle; Newmarket’de atçılar ve bir kısım atçılık
yazarları konu ile ilgili makaleler düzenlemeye başlamışlar. Kestirmeden bir anlatımla; niye insanlar
için NHS yani National Health Service (Milli Sağlık Servisi) var da hayvanlar için yok? Enteresan bir
soru. Ross konuşurken, üç gün evvel Newmarket’deki kısraklarımızı görmeye gittiğimde Dernek
lokalinde hara sahibi dostum Harry de bu konudan bahsetmiş ve ne düşündüğümü sormuştu.
-Şahane bir fikir ama yeni değil, demiştim ve devamla; -bu hususta yıllar evvel dürtüler vardı ancak
hükümetiniz fazla ilgilenmemişti. Şimdi ilgilenmemesi için bir çok haklı sebep var mesela mali
sıkıntılar. Konu geçmiş on yıllarda da gündeme gelmişti ama hükümet üstünde durmamıştı. Kaldı ki o
zaman daha zengindiniz…dedim.
Birasını yudumlamakta olan Harry, tanınmış haralardan birinin menajeri Nigel’a dönerek;
-Bak Sayın Cokay ne diyor. Sizde para yok diyor, hükümet bu işi düşünmez bile diyor. (belli ki Nigel
iktidar yanlısı Harry ise muhalif)
Harry devamla, “ İngiltere’de Veteriner hizmetleri pahalı diyorlar ama ortalamada herhangi bir oto
tamircisi veya bir banka müdürü kadar kazançları yok. Harada atınız rahatsızlandı veterinere
ihtiyacınız var mesela; hastane görevlisi bir veterinerin vizite ücreti 10 mil mesafe dahilinde 40
Sterling (110 TL) ayrıca her mil için 45 Pennies yakıt masrafı ekleniyor. Genellikle yakın mesafelerde
bu ücret VAT ile total 46,5 Pound civarında, bu miktarı bir oto tamircisini aynı mesafeye 85 Sterling
saat ücreti ile çağırabiliyorsunuz. Oto tamircisi, çırak ve kalfalık döneminde de bir miktar para
kazanabiliyor.
-Bakınız Sayın Cokay, İngiltere’de bir veteriner olabilmenin maliyeti nedir biliyor musunuz?
Veteriner Fakültesinin yıllık ücreti 9000 Sterling, öğrencinin şahsi masrafları en asgari şartlarda bir
yaşam şartları kabul edilerek 7500 Sterling. Bu miktarın sadece 4000 lik kısmını bankalar bilahare
almak üzere kredi olarak veriyor. Son bilgilerle mücehhez bir veterinerin devlete maliyeti ise 75 ila
100 bin Sterling. 5-6 yıllık bir üniversiteden ve uzman bir veteriner yanında 2 yıllık hizmetten sonra
asgari geçimi bile temin edemeyen ücretlerle 1-2 yıllık asistanlık ve sonra 10 millik mesafeye vizit
ücreti 45-50 pound, bu para mı?
Bugün hastanede bir diz ameliyatına at topallayarak geliyor , 10 gün içinde yürüyerek çıkıyor, bazen
bir iki ay sonra koşabiliyor. Artık birkaç yıl evvelki dizden kopmuş parçaların çıkarılmasına veya
fazlalıkların kazınmasına dayalı ameliyatların yerini basit madeni tel/çivi operasyonları aldı ve atın
koşma şansı %100 …
Bu ameliyatın total maliyeti takriben 3250 sterling, bunun 800-900 lük kısmı operatörlere ödenen
ücret, kalanı röntgen, anestezi, modern bandaj harcamaları ve günlük 40 pounddan pansiyon ücreti
vs. 300 pound değerindeki bir pony ile 3 milyon gns değerinde bir at için fiyatın aynı olması ise
yorum bekliyor.
Newmarket’deki yeni At Hastanesi, Avrupa’daki benzerlerini aratmıyor
Harry devamla; …Harada geçen gün bir kısrağımın bağırsağı yer değiştirdi –barsak düğümlenmesihastaneyi aradım, veteriner geldi gerekeni yaptı lüzumlu ilaçları kullandı, 4 saat uğraştı, KDV dahil
650 Sterling ödedim. Ölümden kurtulduğuna sevindim ama doğrusu parası da çok geldi. Sonradan bu
paranın sadece 155 sterlinginin veteriner ücreti olduğunu diğer kısmının kullandığı ilaç vs.nin bedeli
olduğunu öğrendim.
Ross’ta aynı şeyleri anlattı.
Yeni hastanede ameliyat ekibi 2 operatör, 1 anestezist ve 3 yardımcı – Atlarda DİŞ SAĞLIĞI, diş röntgeni çok önemli
İşte İngiltere’de veterinerlik alemi bu şekilde. Bizim hastanelerin durumunu ve gerçekten başarılı
fakat sayıları bir elin parmaklarından az uzman veterinerlerimizi düşündüm ve mesela İstanbul’daki
Hülya’nın Bursa’daki Deniz’in bu ülkede çok işler başarabileceğine inandım.
Yeni hastanede bir hasta ve bakıcısı
Kentucky’deki at hastanelerden biri - Rood and Riddle Equine Hospital
Ross söz verdi. Kasım ayı sonlarına doğru Newmarket Equine Hospitalı ziyaret edeceğiz.
Sanırım günde 2 saati geçmeyen zaman dilimleri içinde 2 veya 3 gün hastane hakkında
bilgilendirileceğim. BASD Başkanı olarak yanımda bir Türk veterinere müsaade edilecek.
Haftaya buluşmak üzere,
Saygılarımla,
Sevgili Yarış Dünyası okuyucusu kardeşlerim,
Bu hafta Olimpiyatlara değinmeyecektim ama; Yarış Dünyası, Liderform ve Tayfununal
okuyucularına Olimpiyatlarda olacağımı ve intibalarımı yazacağımı bildirmiştim.
…Madalyalar başka ülkelerin çocuklarını tercih etti. Biz bir kere daha üzüldük ama 1952
Olimpiyatlarını görenler veya en az 1942 doğumlu olanlar 8 altın madalya ile döndüğümüzü
unutamazlar. Yine Londra’da yapılan Olimpiyatlarda çok çok sevinmiştik . Güreşçilerimiz ve 3 adımda
15,15 le Bronz Madalya kazanan Ruhi Aksu binlerce kişi tarafından Yeşilköy Hava Alanı’nda omuzlara
alınmıştı. Taksim Atatürk Anıtı’nın önüne de yine omuzlarda indirilmişti.
Milli heyecan bütün yurdu sarmış kazanılmış büyük gururun içinde herşey unutulmuştu. Bu parlak
sonucu, egemenliğine kavuşan bir ulusun dünyaya “işte ben de varım” haykırışı olarak yorumlayan
makaleler… basında, gördüklerimiz okuduklarımızdı. Gazetelerin hemen hepsinin önemli köşe
yazarları hatta baş yazarları günlerce milli kahramanlarımız güreşçilerimizden bahsettiler.
Evet dünyanın sırtını yere getirmiştik.
Ama muhalifler susmamıştı.
O cenaha göre; dünya bir umumi harpten yeni çıkmış henüz yaralarını sarıyordu biz ise harp
görmemiştik. Bu nedenle kazanmıştık.
Unuttukları şuydu; harp bitmişti ve biz harbe girmemiştik ama memleket perişandı, işsiz ve evsiz yüz
binlerce insanımız vagonlarla Almanya’ya göç ediyor ve harp enkazını ve tıkanmış kanalizasyonlarını
temizliyordu.
Bakalım şimdi ne diyecekler?
Ne derlerse desinler, artık insanımız gerçekleri biliyor;
Bu defa zengin bir millete layık kararlar alındı ve Olimpiyatlara ilk defa rekor sayıda sporcu ve
yönetici 200 den fazla görevli insanımızla gittik. Elemelerde bir çok ülkenin atletlerini geçerek
onlardan daha iyi olduğumuzu gösterdik. Sultanlarımız ve Perilerimizle şampiyonluğun kapılarını
tıklatıyoruz. Çinlileri, Çekleri, Koreyi devirdik.
Olimpiyatların ruhuna uygun hareket ettik. Önemli olan kazanmak değil İŞTİRAK etmektir.
Sporcularımız büyük bir deneyden geçiyorlar. Fizik olarak kendilerinden farklı sporcularla yarışıyor
farklı ülkelerin ama aynı dünyanın insanları ile arkadaşlıklar kuruyorlar. Birçokları belki hayatları
boyunca yazışacak birbirlerini ziyaret edecekler. Çeşitli uluslararası toplantılarda karşılaşacak
birbirlerine yardımcı olacaklar, destekleyecekler.
2012 Londra Olimpiyatlarının ülkemize maliyeti Boğaziçi Köprüsü tamiratına harcanan paranın yarım
günlüğü bile değildir. Bu yıl Veliefendi hipodromunun TJK Üye salonuna harcanandan azdır.
Elli beş yıldır İngiltere ile irtibatım var. Son yıllarda ve Olimpiyatların bu sürecinde Türk olduğumuzu
öğrenenlerin saygılı hareketleriyle duygulanıyorum. Allah nazardan saklasın İngilizlerin gözünde çok
çok zengin bir ülkeyiz ve taaa Sudana kadar dünyanın her ülkesine yardım edebiliyoruz.
İnanın PRIME MINISTER ERTOGAN’ı tanımayan yok. ONE MINUTE’i unutmuyorlar.
Olimpiyatlarla ilgili bir durumu anlatmadan geçemeyeceğim, Londra’nın çok pahalı bir kent olduğu
bilinir. Ancak Olimpiyatlardan evvel dünya basını bu hususu üstüne basa basa işledi hatta Londralı
bazı ev sahiplerinin astronomik fiyatlarla evlerini kiraya verdikleri elde ettikleri parayla yurt dışı
tatillere çıktıkları mizanseni dünya basınında yer aldı ve birçok insan bu nedenlerle Olimpiyatları
canlı izlemekten vazgeçti. Sonuçta; sakin Londra Caddeleri, yarı dolu spor salonları ve hatta çok az
seyircili bazı müsabakalar.
Londra Belediye Başkanı için üzülüyorum. Boris Johnson damarlarında Türk kanı taşıdığını iftiharla ve
her fırsatta söylüyor. Dedesi Türk İngiltere’nin en tanınmış güçlü siyasilerinden biridir. Kendisini
Londra Belediye Başkanlığı seçimi propaganda sürecinde Woodgreen de dinlemiştim. O gün Boris
kuvvetli natıkasıyla bölgenin yoğun nüfusu Türklere hitap ediyordu. Dedesinden bahsetmişti, acı
hatıralarına rağmen Türk olduğunu ve Türklüğüyle iftihar ettiğini tekrarlamıştı. Pırıl pırıl bu insanı,
Woodgreen Türkleri arasında önemli yeri olan Adil beyle uğurlamıştık. Benim Türkiyeli bir mimar
olduğumu öğrenince “başkan seçileceğim, tebrike gelirsen memnun olurum” demişti.
Şimdi seçildiği günden beri bizim Topbaş gibi şehrin her köşesini onarıyor. Kısıtlı bütçesiyle işler
uzuyor ama yılmıyor çalışıyor. Topbaş’ın yerinde olsam kendisine biraz kredi açar yardım ederdim.
Neyse işte bu kandaşımız Johnson, Londra’ya her gün artarak 1.000.000 kişi daha fazla ziyaretçi
geleceğini ilan etmişti. Londra metrolarında ve umumi yerlerde bu tip ilanlar hala duvarlarda.
Atletizm müsabakalarında biletlerin bir ay önce tükendiği ve bazı müsabakaların belki de
karaborsadan 1000 pounda kadar yükselebileceği dünya basınında yer almıştı.
Hemşerimiz Boris Johnson dün açıkladı, ‘ilk günler hariç atletizm yarışmalarıyla ilgili 275.000 bilet
henüz satılmamış’ elde kalmış. Artık bu saatten sonra yeni misafirlerin gelme şansı hiç yok.
Karaborsacılar da yandı. En önemli müsabakalara yarı fiyatına belki de daha aza bilet temin etmek
mümkün olacak.
Geçen hafta birkaç gün havalar çok ısınmıştı. Bu hafta hemen hergün birkaç saat aralıklı yağmur
yağıyor ama sadece caddeleri sokakları temizleyecek ve çimenleri ıslatacak kadar. Hiçbir yerde su
birikintisi yok.
Bu gün Cumartesi saat 12 ve hava güneşli. (yazımı 14.15 te bitirirken yağmur çiseledi)
Şu ana kadar Sultanlarımız ve Perilerimiz hala madalya şanslarını koruyorlar inşallah bir iki
boksörümüz ve güreşçilerimizle ve 6-7 madalya ile yüzümüz gülecek. Selamlar İÇ