UNESCO İletişimin Geliştirilmesi için Uluslararası Programın

Transkript

UNESCO İletişimin Geliştirilmesi için Uluslararası Programın
UNESCO İletişimin Geliştirilmesi için Uluslararası
Programın Hükümetlerarası Konseyi Toplantı Raporu
(IPDC The International Programme For The
Development Of Communication)
22-23 MART 2012, UNESCO PARİS
Raporlaştıran:Prof.Dr.Deniz Bayrakdar
22-23 Mart 2012 tarihleri arasında Paris'te gerçekleşen
Unesco Intergovermental Council of the International
Programme for the Development of Communication (IPDC)
(Unesco, İletişimin Geliştirilmesi için Uluslararası Programın
Hükümetlerarası Konseyi) toplantısı Unesco Paris’te
gerçekleştirildi.
İki gün süren programın birinci günü olan 22 Mart 2012
tarihinde açılış konuşmaları ve yeni başkanın çalışma
grubunun seçilmesinden sonra 27 toplantısından bu yana
gerçekleştirdikleri etkinlikler üzerine IPDC raporu
paylaşıldı.
Açılış konuşması Unesco Bilgi ve İletişim Komisyonu Başkan
Yardımcısı Janis Karklins tarafından gerçekleştirildi.
Konuşması
“Gazetecilerin
güvenliği
ve
ceza
muafiyeti/dokunulmazlığın tehlikelerini” hakkındaydı ve bu
konudaki Birleşmiş Milletler Hareket Planının bir taslağı
sunuldu.
1.2006 yılından bu yana bu konuda yayınlanan raporlarda
372 gazeteci ve medya çalışanının görevlerini yaparken
hayatlarını kaybettikleri belirtildi. Bunun dışında da birçok
gazetecinin kaçırıldığını, rehine alındığını, taciz ve tehdit
edildiği bildirildi. Bu saldırıların çoğunun çatışma
ortamlarından ziyade normal süreçlerde özellikle yolsuzluk,
1
organize suçlar ve yasadışı işler üzerine haber yapmak gibi
tehlikeli görevler esnasında gerçekleştiği ve bunun
sonucunda birçok gazetecinin bir nevi oto-sansür
uygulamak zorunda kaldıklarının altı çizildi. Birçok
gazetecinin hapiste olduğu birçoğunun da ülkelerinden
kaçtığı aktarıldı.
2.Gazetecilerin
güvenliğinin
sağlanmasının
ve
dokunulmazlıklarla mücadele etmenin birincil amacının
Universal Declaration of Human Rights (İnsan Hakları
Evrensel Deklarasyonu) 19 maddesi ile güvence altına alınan
ifade özgürlüğünü korumak ve demokrasiyi geliştirmek
olduğunun altı çizildi. Devlet veya devlet dışı aktörlerce
gazetecilerin susturulması veya kısıtlanmasının sadece
onların değil toplumun haberleşme özgürlüğünü de büyük
ölçüde tehlikeye düşürmektedir.
3.Önemli bir konu da gazetecilere yönelik bu tehdit ve
tacizlerin cezasız kalmasıdır. Devletler bu nedenle bu türden
saldırıları önlemek ve olduğu takdirde gerekli hukuksal ve
cezai süreçlerin başlatılması için önlem
almak
zorundadırlar. Bu amaçla medya endüstrisinin, profesyonel
birlik ve sendikaların, bu konuyla ilgili STK’ların ve
Birleşmiş Milletler ve özellikle Unesco’nun etkin katılımları
gerekmektedir.
4.Kısaca Birleşmiş Milletler tarafından çatışma alanı içinde
ve dışında gazetecilerin güvenliği için bir takım ölçütler
kabul edilmiştir. 2008 ve 2010 yılında IPDC’ye Unesco Genel
Başkanı
tarafından
Gazetecilerin
Güvenliği
ve
Dokunulmazlık Tehlikesi konusunda sunulan rapor ve aynı
konuda ortak bir Birleşmiş Milletler Hareket Planı yukarıda
dile getirilenler ışığında Birleşmiş Milletler tarafından yasal
çerçeveleri güçlendirmek ve mekanizmaları güçlendirmek
amacıyla hazırlanmıştır.
Rapor bu giriş bölümünü takiben bu konunun arkaplanını
özetliyor ve dünya çapında gazeteci ölümlerini ele alıyor.
2
Unesco Genel Başkanı, 2010-2011 döneminde hayatlarını
kaybeden 127 gazeteci ve medya çalışanının öldürülmelerini
kınamıştır. Bu sayı 2008-2009 yılları arasında 123
hayatlarını
kaybeden
gazetecinin
kınanması
ile
karşılaştırıldığında
4
kişinin
ve
2006-2007
ile
karşılaştırıldığında 5 kişinin daha kaybı ile artmıştır. İki
yıllık bazdaki bu sayılar öte taraftan yıllara göre
bakıldığında, 2010’da 65 ve 2011’de 65 gazeteci ölümü 2009
yılında
77
gazetecinin
öldürülmesi
sayıları
karşılaştırıldığında yıllık bazda daha azalmıştır.
2006-2007 iki yıllık döneminde öldürülen 122 gazetecinin
62’si Irak’ta, 2008-2009’da 33 gazeteci tek bir toplu
katliamda hayatlarını kaybetmişlerdir. Yeni raporda bu tarz
bir özel durum göstermemektedir.
Bu sayılar kurbanların çoğunun uluslararası savaş
muhabirleri değil yerel haberleri takip eden gazeteciler
olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yerel çatışma, yolsuzluk ve
yasadışı eylemleri haber yapan gazetecilerin yaşadığı bu
ölümlerin çoğu polis ve güvenlik personeli, asker ve
organize suç örgütlerinin işlediği suçlardır.
Çoğu durumda hayatlarını kaybeden gazetecilerin
ölümlerinden önce tehdit edildiklerine dair deliller vardır.
Gazeteci ölümlerin yaşandığı ülkelerin sayısında da bir artış
vardır. 2006-2007 yılları arasında 29, 2008-2009 yılları
arasında 27 ülkede ölümler yaşanırken bu sayı 2010-2011
arasında 37 ülkeye çıkmıştır. Görevlerini ifa ederken
öldürülen bu gazeteciler ilk kez şu ülkeleri listede
göstermiştir: Angola, Bahreyn, Bolivya, Bulgaristan,
Kamerun, Dominik Cumhuriyeti, Mısır, Yunanistan, Libya,
Peru, Ruanda, Suriye, Tunus, Uganda, Vietnam ve Yemen.
Üye ülkelerden mahkeme kararları ve hukuki süreçler
hakkında bilgiler gönderilmiş ve bu konuda rapor
gönderilen ülkeler raporda belirtilmiştir. 49. Maddede
3
Türkiye Delegasyonu iki gazetecinin ölümü ile ilgili hukuki
süreçlere ilişkin bir bilgi mektubu iletmişlerdir.
Bu raporun devamında Birleşmiş Milletler Gazetecilerin
Güvenliği ve Dokunulmak konusunda bir Hareket Planı
Taslağı yer almaktadır.
“Terör nedeniyle öldürülen veya etkisiz kılınan her gazeteci
insani koşulların bir gözlemcisinin daha eksilmesi manasına
gelir. Her saldırı korku ve oto-sansür ortamına neden olarak
gerçekliği çarpıtır.”
Unesco ve Committee to Protect Journalists (CPJ), Reporters
Sans Frontieres (RSF), the International News Safety
Institute (INSI), the International Freedom of Expression
Exchange (IFEX) and the Inter American Press Association
(IAPA) gibi örgütler gazetecilerin çoğunun görevlerini ifa
ederken öldürüldüklerini açıklıyorlar.
IFEX’e göre 10 olaydan 9’unda bu suçları işleyenlerin cezai
takibata tabi tutulmadıklarını belirtiliyor.
Evrensel İnsan Hakları Deklarasyonun 19 maddesi
gazetecilerin güvenliğini ve katillerinin cezai takibattan
muafiyetlerine karşı mücadeleyi ifade özgürlüğünün temel
hak olarak korunmasını garanti altına alıyor. İfade özgürlüğü
bireysel bir haktır ve bu nedenle hiç kimse öldürülemez,
aynı zamanda ifade özgürlüğü halkları diyalog, katılım ve
demokrasiyi sağlayarak otonom ve sürekli gelişimi mümkün
kılan müşterek bir haktır.
İfade özgürlüğü olmadan, basın özgürlüğü sağlanmadan
bilgilendirilmiş, etkin ve ilgili bir vatandaşlık imkansızdır.
Gazetecilerin korunmuş olduğu bir ortamda, vatandaşlar
bilgiye daha rahatça ulaşabilir ve birçok hedef de sonuç
olarak ulaşılabilir hale gelir: demokratik bir yönetim ve
yoksulluğun azaltılması, çevrenin korunması, toplumsal
cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi; adalet ve
4
insan hakları kültürünün geliştirilmesi bunlardan sadece
birkaçını teşkil eder.
Gazetecilerin korunması yalnızca gazeteci olarak kabul
edilmiş olanlar ile kısıtlı olmamalı, cemiyetlerin medya
çalışanları, ve yeni medyayı hedef kitlelerine ulaşmak için
kullananları da kapsamalıdır.
Medya endüstrisi düşük ücretler ve aşırı risk alan serbest
çalışan gazetecilerin habercilik kabiliyetlerini de artırmak
konusunda girişimlerde bulunmalıdır.
Birleşmiş Milletler ‘in gücü ve fırsatları özgür, bağımsız ve
çoğulcu bir medyanın ve yasal çerçevelerin ve bunları
destekleyen demokratik kurumların oluşturulmasında
yatmaktadır.
Uluslararası düzeyde Birleşmiş Milletler Resolution
S/RES/1728 maddesini 2006’da kabul etmiş ve böylece
uyumlu, aksiyon-hedefli bir yaklaşımla gazetecilerin
güvenliğini silahlı çatışmalarda sağlamanın temelini
oluşturmuştur.
The Office of the High Commissioner for Human Rights
(OHCHR) bu konuda Human Rights Council (HRC)’ye
raporlarını ileterek bilinçliliği artırmaktadır.
World Press Freedom Day, (3 Mayıs’ta kutlanır) ve
Guillermo Cano/Unesco World Press Freedom Prize
dünyada ifade özgürlüğünü koruyan ve destekleyen kişi ve
kurumlarını onurlandıran ve gazetecilerin güvenliği ve
dokunulmazlık konusuna karşı bilinçliliği artırmaya yönelik
etkinliklerdir.
Kadın gazeteciler de artan tehlikeler altındadır, bu konuda
toplumsal cinsiyet hassasiyeti içeren yaklaşımlara dikkat
çekilmektedir. Görevlerini yaparken taciz, mobbing gibi
tehlikelere maruz kalmakta ve kültürel ve profesyonel
utanma duyguları ile çoğunu bildirememektedirler.
5
Rapor bu konuda ilkelerini ve hedeflerini maddeler halinde
açıklamakta ve eylem önerilerini sıralamaktadır.
Üye ülkelerle işbirliği; Diğer kurumlarlar ortaklıklar,
Bilinçliliğin
Artırılması;
Güvenlik
İnsiyatiflerinin
Güçlendirilmesi eylem önerileri takip mekanizmalarının
açıklanması ve BM Eylem Planının IPDC Konseyine Mart
2012’de ve High Level Committee on Programmes (HLCP) ve
Chief Executive Board (CEB) sunulmasını öngörmüştür.
Birinci gün toplantısı uzmanların görüşlerini açıklaması ile
sürmüştür.
International Press Institute (IPI)’den Anthony Mills ve diğer
uzmanların görüşleri IPDC’ye sunulmuştur.
Günün
sonunda
UNESCO-IPDC
Prize
Communication Ödül seremonisi yapılmıştır.
for
Rural
23 Mart 2012’nün konusu “Gender and Media: Getting the
Balance Right” (Toplumsal Cinsiyet ve Medya: Dengeyi
Doğru Kurmak) başlıklı oturumu Unesco Toplumsal Cinsiyet
Bölümü, Direktörü Saniye Gülser Corat sunmuştur.
Medya toplumun aynası ise toplumsal cinsiyet burada yansır
sözleri ile medyanın çoğulcu ve eşitlikçi politikalar
benimsemesinin altı çizilmiş, bu konuda atılması gereken
adımlar ve şimdiye kadar neler yapıldığı konusu dile
getirilmiştir.
Saniye Gülser Corat “Kadınların sesi var mı? İçeriğin sahibi
onlar mı?” sorularını ortaya attıktan sonra bu konuda büyük
bir gelişme sağlanmadığını belirtmişi. “Glass ceiling”
kavramınına değinerek kadınların cam tavan olarak
nitelendirilebilecek piramitte yayın yönetmeni vb.
Yöneticilik rollerinden ziyade muhabirlik, pazarlama, halkla
ilişkiler ve orta düzey gazetecilik statülerinde yer aldıklarını,
içeriği oluşturanların ve içeriğe konu olanların ağırlıkla
erkekler olduğunu belirtmiştir. 1995 yılında 4. Pekin
Uluslararası Konferansında altı çizilen toplumsal cinsiyet
6
eşitsizliklerini ve önerileri hatırlatmıştır. Corat toplumsal
cinsiyet
eşitliği
olmadan
ifade
özgürlüğünden
bahsedilemeyeceğini ve tam bir eşitlik olmadan sürekli bir
kalkınmanın olamayacağını belirtmiştir.
Uzman ve ülke temsilcilerinin görüşlerinde kadın
maaşlarındanın erkek gazetecilere oranla daha az olması,
dünyada 7 bölgede 170000 çalışanın yarısının erkek ve
bunların ¾’ünün de üst düzey yönetici görevlerde olduğu
dile getirilmiştir. Kadınlara verilen görevler, editör, satış ve
finans ve daha alt düzey işler olduğu anlatılmış,yönetimde
çok az kadının görev aldığının altı çizilmiştir.
Kuzey Avrupa ülkeleri dışında üst düzeylerde kadın yönetici
istihdamının çok az görüldüğü, gazetecilerde tam zamanlı
çalışma oranının erkeklerde % 65 kadınlarda ise % 32
olduğuna değinilmiştir.
Ekvator temsilcisi, annelik görevinin kadın gazeteciler için
meslekte bir zafiyet olarak uygulamaya yansımasını
anlatmıştır.
Nijerya temsilcisi “kadınlar medya içeriklerinde değil,
kurbanlar olarak basında yer bulmaktadırlar” söylemi ile
birçok uzman ile aynı görüşü paylaşmıştır.
Türkiye delegasyonu ülkede 50’nin üzerinde iletişim
fakültesi ile bu alanda eğitim verildiğini ve kadın
gazetecilerin artan oranda meslekte yer aldıklarını
belirmiştir.
İsveç toplumsal cinsiyet ve medya konusunda işgören
kurumları dile getirmiştir.
Özetle medyanın rolü bir görsel sunumda toparlanmış ve
medyanın görevini kadın ve erkek arasındaki beyaz çizgiyi
çeken işlevine dikkat çekilmiştir. Burada şeffaflığın medya
kurumları ve vatandaşların oluşturduğu medya grupları ve
gazetecilik konusundaki eğitim ve hizmet içi eğitim
konularının bilinci artıracağı belirtilmiştir.
7
“Medya kurumları gözönünde bulundurulduğunda,
‘Yönetici pozisyonlarının ve yönetim kurullarında %
74,1 ile üst yönetimin % 72,7 ile yedi bölgede
erkeklerin egemenliğindedir.” Global Report on the
Status of Women in the News Media, 2011
“Dünya haberlerinde % 76 oranında hakkında haber
aldıklarımız ve okuduklarımız erkeklerdir. Haber
medyasında görünen bir erkek dünyası olmaya devam
etmektedir.” – Who makes the News, Global Media
Monitoring Project, 2010
Bu iki alıntı Gender-Sensitive Indicators for Media
(Toplumsal Cinsiyet Duyarlılıklı Medya Göstergeleri)
raporunda yer alan girişten verilmiştir.
Toplumsal Cinsiyet Duyarlılıklı Medya Göstergeleri
raporunun amacı toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadınların
medya içinde ve aracılığıyla her düzlemde güçlenmesinin,
kullanılan teknoloji gözetilmeden birincil hedef olduğudur.
“Örnekleme dahil olan medya kurumlarının
şirketler kapsamında toplumsal cinsiyet alanında
sırasıyla Doğu Avrupa’da % 16, Ortadoğu’da % 27
ve Kuzey Afrika ve Alt Sahra bölgesinde % 69
oranında
toplumsal
eşitlik
konusunda
araştırmışlardır.”
– Global Report on the Status
of Women in the News Media, 2011
Toplumsal Cinsiyet Duyarlılıklı Medya Göstergeleri
Hedef Kitlesi ve Tasarımı
 Medyada
toplumsal
cinsiyet-duyarlılığını
sağlamak için kurum içi politikaların gerekliliği
 Medya profesyonelleri için kapasite oluşturulması
 Profesyonel
dernek/birlik
ve
akademik
kurumların rolleri. Sivil toplum grupları bu
nedenle bu kaynağın ikinci hedef kitlesidir.

8
Toplumsal Cinsiyet Duyarlılıklı Medya Göstergeleri
Uygulamaları
Bu konuda zaman ve bütçe ayrılması kurumların ve
araştırmanın çapına ve bu uzmanlıklara bağlıdır. Tüm bir
ülkede bu çapta araştırma yürütmek güçtür, tek bir medya
kurumunda dahi bu türden araştırmaların operasyon ve
içeriklerini incelemek bir hayli karmaşıktır.
Örneklemin doğru ve geniş çaplı seçilmesi önemlidir ve her
zaman medyadaki belli bir içeriğin tüm hedef kitle üzerinde
özel bir etkisi olduğu anlamına gelmiyebilir. Örneğin bir
haber merkezinin başında bir kadın yönetici olması,
toplumsal cinsiyet stereotiplerinin otomatik olarak azalacağı
anlamına gelmez. Belirgin bir içerikten hedef kitlenin nasıl
etkilendiğini doğru bir şekilde saptamak için içerik veya
kurumsal analizlerin çıktılarının okuyucu araştırmaları ile
karşılaştırılmalı yapılmalıdır.
Medya Kurumlarında Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini
Güçlendirmek için Eylemler
 Karar verme düzeyinde toplumsal cinsiyet dengesi
Medya kurumlarında karar alıcılar arasında toplumsal
cinsiyet eşitliği
 Çalışma ve çalışma koşullarında toplumsal cinsiyet
eşitliği
Çalışma yerinde kadın ve erkek için eşit muamele ve
kapasitelerin gözetilmesi
Kadın ve erkek için güvenli çalışma ortamının
sağlanması
Eşit ücret
İş-yaşam dengesi
 Gazeteci birlik, dernek, klüp ve kurumlarında ve diğer
medya profesyonelleri ve medya toplumsal cinsiyet
eşitliği, mevzuat kurumlarında toplumsal cinsiyet
eşitliği
9
Bu yapıların hepsinde toplumsal cinsiyet araştırmaları
İş yerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen
yapılar
Bu yapılar medya uygulamalarına politikalar ve
insiyatiflerle toplumsal cinsiyet bilinçliliğini medyadaki
çoğulculuğu geliştirerek bütünleştirirler.
 Medya kurumları medya içeriklerinde toplumsal
cinsiyet eşitliğini gözeten etik kodlar/editoryal
politikaları desteklerler
Toplumsal
cinsiyet
bilinçliliğinin
medya
uygulamalarına politika ve insiyatiflerine toplumsal
cinsiyet bilincinde gazeteci ve diğer yaratıcı ve teknik
personelin medya içeriklerine katkıları ile sağlanması
 Eğitim ve stajlarda toplumsal cinsiyet eşitliği
Gazetecilik ve diğer öğrencilerin medya ve iletişim
(medya
yöneticiliği,
program
içeriği,
prodüksiyon/kurgu teknikleri ve diğer teknik alanlar
yeni eğitim teknolojileri
de dahil olmak üzere eğitiminde profesörlerin ve
uzmanların toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı
Gazeteci, medya çalışanları ve idari personelinin
toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalıkları ve eğitim ve
stajlara, toplumsal cinsiyet ile alakalı konulara, kadın
ve erkek medya çalışanları açısından erişim imkanları
Medya İçeriklerinde toplumsal Cinsiyet Temsili
 Haber ve Aktüel İşler
Kadın ve erkeğin dengeli mevcudiyetleri- insani
deneyim ve eylemlerin, görüş ve ilgilerin medyanın
haber ve aktüalitede toplum kompozisyonunu
yansıtması
Kadın ve erkeğin stereotiplerin elenmesi ve çok
boyutlu bir temsilin desteklenmesi vasıtasıyla adil
temsili
10
Toplumun takipçisi olarak toplumsal cinsiyet eşitliği ve
hakkaniyet konularının medyanın önemli ve yaşamsal
önemi haiz bir rolü olarak yayınlanması
Farklı editoryal içeriklerde toplumsal cinsiyet
eşitliğinin gösterilmesi, tüm konular, kategoriler ve
bölümlerde bunun gerçekleştirilmesi
Toplumsal cinsiyet bazlı şiddetin her şeklinin
uluslararası bir düzeyde tanınan insan haklarının
(ref.UN Declaration on the Elimination of Violence
against Women, 1993) çiğnenmesi konusunun tam ve
bütünlüklü bir biçimde gösterilmesi
 Reklam
Kadın ve erkeğin medyanın ticari mesajlarında adil
temsili
Toplumsal cinsiyet bazlı stereotiplerin medya ticari
mesajlarında tespiti
Toplantının ikinci günü üye ülkelerden ve medya ve
toplumsal cinsiyet konusunda çalışan gazeteci ve
yöneticilerin sunumları ile devam etti.
Son oturumlarda IPDC projeleri değerlendirmeleri
yapıldı,
Üye ülkeler arasında diyaloğu artırmaya yönelik
araştırma ve raporlar sunuldu.
UNESCO-IPDC Prize for Rural Communication Ödülü
konusundaki sunumdan sonra , Unesco Bilgi ve İletişim
Komisyonu IPDC database’ini sundu.
Toplantıda görüşülenler ve raporlar tüm üyelerce
görüşülerek metinler son haline getirildi.
11

Benzer belgeler