Antalya Bülten Sayı 68

Transkript

Antalya Bülten Sayı 68
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
ISSN 1301 - 1405
Yıl: 22, Sayı: 68, Şubat - Haziran 2013
www.imoantalya.org.tr
arı ve tirildi.
l
n
u
r
o
şım S ı Gerçekleş
a
l
U
a
ly
ar
2. Anta ri Konferansl
zümle
Çö
Antalya’nın 40 Yılı Antalya Meslek Odaları
22. Futbol Turnuvası
Kitap Oldu
Master Kategorisinde
Şampiyon İnşaat
Mühendisleri Odası Oldu
İMO Antalya Şube
Yeni Mezun İnşaat
Mühendisleriyle Buluştu
sayı
68
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
YAPI MALZEMELERİ EĞİTİM VE
ARAŞTIRMA LABORATUVARI
LABORATUVARIMIZDA YAPILAN
DENEYLER
• Beton basınç dayanım deneyi
• Karot numuneleri basınç dayanım deneyi
• Beton test çekici deneyi
• Parke taşı deneyi
• Donatıcı tespiti deneyi
Meltem Mahallesi 3808 Sok.
No: 10 07030 Muratpaşa - ANTALYA
Tel: (0242) 237 57 27 - 3 hat
Faks: (0242) 237 57 31
Gsm: (0533) 658 97 69
http://antalya.imo.org.tr
[email protected]
BİLİŞİM EĞİTİM PROGRAMLARI KURSLARI
KURSUN ADI
SÜRE
YER
AUTOCAD
50 saat
İMO Bilișim Eğitim Merkezi
SAP 2000
30 saat
İMO Bilișim Eğitim Merkezi
ETABS
30 saat
İMO Bilișim Eğitim Merkezi
XSTEEL
30 saat
İMO Bilișim Eğitim Merkezi
STA4CAD
21 saat
İMO Bilișim Eğitim Merkezi
İDECAD
21 saat
İMO Bilișim Eğitim Merkezi
PROBİNA
21 saat
İMO Bilișim Eğitim Merkezi
Katılım Şartları:
Mühendis, mimar, tekniker olmak ve bilgisayar temel eğitim bilgisine sahip olunmalıdır.
Gerekli Bilgiler:
Bilgisayar Bilișim Programları Eğitimleri “İMO Bilișim Eğitim Merkezi”nde en az 10 kiși olursa açılacaktır.
Her kursiyere bir bilgisayar verilecektir.
Ayrıntılı bilgi için Șubemiz Bilgisayar Operatörü Zekiye Tuna (237 57 27 dahili 6) ile irtibata geçebilirsiniz.
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
HABER BÜLTENİ
İMTİYAZ SAHİBİ
İMO Antalya Şubesi adına
Cem OĞUZ
SORUMLU YAZI İŞLERİ YÖNETMENİ
Rıza ARSLANBAY
“Kendilerine bir milletin talihi bırakılan adamlar,
milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakiki
ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla
görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar.
Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve işgal
etmek o memleketin sahiplerine hakim olmak için kafi değildir.
Bir milletin ruhu zabt olunmadıkça, bir milletin azim ve
iradesi kırılmadıkça, o millete hakim olmanın imkanı yoktur.
Halbuki asırların getirdiği bir milli ruha, hiçbir kuvvet
mukavemet edemez.”
1924
YAYIN KURULU
Nurettin KORKMAZ
(Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü)
Ramazan YILMAZ (Raportör)
Adil ÖZEN
Altay KUMBASAR
Birkan ÇAKIR
Can ÇETİN
Haluk SELÇUK
İbrahim KOÇ
Kemal KOÇAK
Mehmet Tamer ÖZMEN
Mustafa BALCI
TEKNİK SORUMLU
Zekiye TUNA
BÜLTEN BİLGİLERİ
Mesleki Yerel Süreli Yayın
3500 adet basılmıştır.
Üyelere ücretsiz dağıtılır.
Şubat - Haziran 2013 | Sayı 68 | Yıl 22
Altı Ayda Bir Yayımlanır.
YÖNETİM ve YAZIŞMA ADRESİ
Meltem Mah. 3808 Sok. No:10 07030
Muratpaşa / ANTALYA
Telefon: 0242 237 57 27 (3hat)
Belgegeçer: 0242 237 57 31
Elektronik Posta: [email protected]
Genel Ağ: http://antalya.imo.org.tr
TASARIM
RETMA®
www.retma.com.tr
> Yazılar yaygın kullanılan kelime işlem
programlarından birinde yazılmış
olarak CD veya Elektronik Posta ekinde
([email protected])
gönderilmelidir.
> Yayın Kurulu, gönderilen yazılarda
dil, anlatım ve yayın tekniği yönünden
gerekli düzeltme ve kısaltmalar
yapabilir.
> Reklamların sorumluluğu reklam
veren kuruluşa aittir.
BASKI
Retma® Matbaa
Yeşilova Mah. Serik Cad.
(Havalimanı yolu, TEDAŞ karşısı)
Göl iş merkezi No:10 / 3
07200 Muratpaşa - ANTALYA
www.retma.com.tr
Telefon: (0242) 322 21 11
Belgegeçer: (0242) 322 21 12
> Antalya Bülten’de yayımlanan yazılar
kaynak gösterilerek kullanılabilir.
BASIM TARİHİ
Temmuz 2013
> Yazılardaki görüşler yazarlara aittir.
> Yazılarda kullanılan fotoğraf, grafik,
şekil, tablo gibi görsel malzemeler en az
300 dpi çözünürlükte olmalıdır.
> Gönderilen yazıların yayımlanıp,
yayımlanmayacağına Yayın Kurulu’nca
karar verilir.
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
İÇİNDEKİLER
Başyazı
3
Editörden
5
Kent Sorunları
EXPO-2016 Antalya / M.Tamer ÖZMEN
6
Rantsal Dönüşüm Değil, Kentsel Dönüşüm /
8
İbrahim KOÇ
İtalyan Usulü Kentsel Dönüşüm / Mine G. KIRIKKANAT 13
Kanal İstanbul'un Çılgın Etkileri /
15
Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU
Teknik Yazılar
Vajont Barajı Trajedisi / Süleyman BOZKURT
17
Türkiye'de bir ilk Nissibi Köprüsü Projesi /
21
15
Kanal İstanbul’un Çılgın
Etkileri
Adıyaman-Kahta-Siverek-Diyarbakır Karayolu, Atatürk Baraj Gölü üzerine inşa edilecek Nissibi Köprüsü sayesin de önemli
ölçüde kısalacak. İki yaka arasında halen
feribot seferleri ile sınırlı şartlarda sağlanabilen ulaşım; projeyle beraber çok daha
kısa ve konforlu olacak. Yörenin tarih ve
kültür turizmi açısından yüksek potansiyeli,
Nissibi Köprüsü’nün yapılması ile büyük bir
ivme kazanacak ve köprü bölgenin sosyoekonomik kalkınmasına büyük katkılarda
bulunacak. Gergin Eğik Askılı Köprü Yöntemi
ile inşa edilen Nissibi Köprüsü’nün yapımına
2012 yılı başlarında başlandı.
41
47
24
Uygunluğunun Değerlendirilmesi / Dr. Tümer AKAKIN
İstanbul Depremi ve Kullanılan
Türkiye’de bir ilk
Nissibi Köprüsü Projesi
Uzunluğu 42 kilometre ve üst genişliği 500
metre olması planlanan ve “Kanal İstanbul”
olarak bilinen projenin olumlu olumsuz etkilerini pek bilmiyoruz. Projeyi savunanlar
İstanbul Boğazı’ndaki tehlikeli deniz trafiğinin alternatif bir suyolu ile giderileceğini,
karşı çıkanlar ise Karadeniz’in suyunun Marmara Denizi’ne boşalacağını ve çevrenin çılgınca tahrip edileceğini söylüyor.
Altok KURŞUN
Betondan Karot Alınması ve TS500'e Göre
21
33
Hasar Değerlendirme Metotları
Olası Marmara Depremi / Dr. Hakan YALÇINER
Bir Kitap
Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (2) /
36
M. Tamer ÖZMEN
Bizden Haberler
Jeoloji Mühendislerinin Yetki Alanı Üzerine
39
Bir Bilgilendirme Yazısı
2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri
41
Konferansı Sonuç Bildirisi
Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız
44
Şubat-Haziran 2013
Genç-İMO
46-47
13. Dönem Yönetim Kurulu Çalışma Raporu
Şubat - Haziran 2013
2
48-64
Son Yaprak
67
Yazılı Basında İMO
68
2. Antalya
Ulaşım Sorunları ve
Çözümleri Konferansı
Sonuç Bildirisi
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya
Şubesi’nin 27 Mayıs 2013 tarihinde düzenlemiş olduğu “2. Antalya Ulaşım Sorunları
ve Çözümleri Konferansları” geniş katılımla gerçekleştirilmiştir. Konferanslar, farklı
üniversitelerden konunun uzman akademisyenleri tarafından verilmiş, ilgili kamu,
kurum, kuruluş, meslek odası ve özel sektör temsilcileri, yazılı ve görsel basınımızın
temsilcileri ile inşaat mühendisleri tarafından izlenmiştir.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
“3. Kısır- Mısır Günü”
"3. Kısır-Mısır Günü" etkinlikleri Akdeniz
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bahçesinde 20 Mayıs 2013 tarihinde büyük bir katılım
ile gerçekleştirildi. Öğrenciler gerçekleştirdikleri oyunlarla ve verilen konserlerle gönüllerince eğlendiler.
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BAŞYAZI
Değerli Meslektaşlarımız,
Gerek ülkemizin, gerek Odamızın içinde bulunduğu
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılma-
tarihi ve kritik dönemin her türlü olumsuzluklarını, arka-
sına dair Kanun Tasarısı Taslak çalışmaları yapılıyor.
daşlık, dostluk, sevgi, barış, dayanışma, birlik ve bera-
Bu çalışmalarda:
berlik ruhu içinde, sizlerden aldığımız güç ve kararlılıkla
Jeolojik Araştırmalar, kent planlaması, yapı projeleri-
aşacağımıza inanıyoruz.
nin hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesindeki
Mesleğimize, meslek kuruluşumuza, haklarımıza, ka-
bütün iş ve işlemler, Bakanlıktan alacakları yetki ve sı-
zanımlarımıza, yaşam tarzımıza, geleceğe ilişkin kaygı-
nıflarına göre Teknik Müşavirlik Kuruluşlarına verilmesi
larımıza rağmen umudumuzu kaybetmeden çalışmala-
hedefleniyor.
rımıza devam ediyoruz.
Tüm teknik hizmetlerde mevcut proje müelliflerine ila-
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Yöne-
ve olarak müelliflik kuruluşları geliyor, teknik müşavirlik
tim Kurulu, Temsilcilikler, Komisyonlar Ve İşyerleri Tem-
kuruluşu adını alan yapı denetim kuruluşları proje ya-
silcileri Ortak Danışma Kurulu Toplantılarının beşincisi
pabilecek, bir başka teknik müşavirlik kuruluşuna proje
8-9 Haziran 2013 tarihlerinde Burdur’da yapıldı. Top-
denetimi yapmış gibi imza attırarak kendi yaptığı proje-
lantıda; 13. dönem çalışmaları ile birlikte güncel geliş-
yi kendisi denetleyebilecektir.
meler ve gelecekte karşılaşılabilecek sorunlar tartışıldı.
Teknisyen, tekniker ve teknik öğretmenlere şantiye şef-
“Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği” nde 3-14 Nisan
liği yapma yetkisi verilecek.
2012 tarihlerinde yapılan değişikliklere, 1 Haziran 2013
tarihinde yeni değişiklikler eklendi. “Antalya Büyükşe-
Proje ve yapı denetim görevi üstlenecek teknik müşa-
hir İmar Yönetmeliği” yürürlükten kaldırıldı. Her geçen
virlik kuruluşlarına mimar ve mühendisler dışında kişi-
gün meslek odalarını devre dışı bırakan düzenlemeler
lerin de ortak olabilmesinin yolu açılıyor.
yapılıyor.
4708 Sayılı Kanunun özüne aykırı olacak, amacını
Yapı Denetim Kanunu, İmar Kanunu ve Bazı Kanun ve
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
zayıflatacak, meslek odası üyelerini var gibi gösterip
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
3
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BAŞYAZI
sermaye şirketlerinin elemanı yapacak, tüm teknik hiz-
ve mühendislik mesleğinin sorunlarının, teknik
metlerde tekelleşme yaratacak, meslek odalarını devre
öğretmenleri “mühendisleştirerek”, mühendisle-
dışı bırakan torba kanun çalışmalarına karşı durmak,
rin sayısını artırarak çözülmesi mümkün değildir.
mesleğimize, Odalarımıza sahip çıkmak meslektaşla-
Bu yolla sorun çözülmeyecek, yeni sorunlar açığa çı-
rımızın, mühendis ve mimarların “onur görevi” olma-
kacaktır.
lıdır.
Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının sorunları olduğu
Yüksek Öğretim Kurumu, “28 Şubat mağduriyetini
bilinmektedir. Ancak bu sorunlar, onları mühendis ilan
gideriyoruz” söylemleri arasında 20 yıl önceki yönet-
ederek değil, üretim sürecini yeniden düzenleyerek,
meliği uygulamaya karar vererek, dalga geçer gibi ha-
ara eleman ya da teknik elemanları hukuki statüye ka-
zırlanan sınav sorularıyla 100 TL bedelle mühendislik
vuşturarak, üretim sürecindeki önemlerini görünür kıla-
ünvanı dağıtmaya hazırlanıyor. 21 Temmuz 2013
rak aşılabilir.
tarihinde bugün sayıları 72 bini bulan teknik öğretmenler, ortaokul öğrencilerinin girdiği seviye belirleme
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak,
sınavlarının da altında kalan basitlikte sorulara yanıt
YÖK’ü, mühendislik mesleğinin önemini, kendine has
verdiklerinde mühendislik tamamlama programlarına
özelliklerini ve mesleki-bilimsel esasları gözeten bir yer-
alınacaklardır.
den, bir kez daha düşünmeye, konu ile ilgili meslek
odalarının görüş ve yaklaşımlarını almaya, ülke gerçek-
Bu “bedava unvan” dağıtımı uygulaması bilime aykı-
lerini görmeye çağırıyoruz.
rılığının yanı sıra; bırakınız ülkemizdeki mühendisleri,
mühendislik fakültelerine girmeye hazırlanan öğ-
Önümüzdeki süreçte; mühendislik fakültelerinde öğ-
rencilere yapılmış büyük bir haksızlıktır.
renim gören geleceğin mühendisleri öğrenciler, inşaat
YÖK teknik eğitim fakültelerini kapatıp, teknik
mühendisleri ve TMMOB’a bağlı tüm mühendisler ör-
öğretmenleri işsiz bırakınca, sorunun çözümünü
gütlü mücadeleye hazır olmalıdır.
teknik öğretmenlere “mühendis” unvanı vermek-
Taksim Gezi Parkı direnişi; Taksim’de kentsel ya-
te bulmuştur.
şam alanları düzenlenirken bilim, bilgi, akıl ve insana
İnşaat Mühendisleri Odası, 1992 yılında 3795 sayılı
saygı devre dışı bırakılarak ve halktan gizlenerek AVM
yapılmak istenmesine dur demek için halkın başlattığı
Yasa`nın kabul edilmesiyle başlayan, 2010 yılında teknoloji fakültelerinin açılmasıyla devam eden ve bugün
bir direniştir. Bu direniş, her şeyi para olarak gören ve
teknik eğitim fakültesi mezunlarına mühendislik
gölgesini satamadığı ağacı kesen vahşi kapitalist dü-
unvanı verilmesi uygulamasıyla görünür hale geçen
şünce sisteminin acımasız yanını bir kez daha ortaya
sürecin bir bütün olarak, inşaat mühendisliği mes-
çıkarmıştır. Odamız, suyun ve çevrenin yaşam hak-
leğinin itibarsızlaştırılması, öneminin azaltılması,
kı olduğunu savunmaktadır. Bu nedenle Taksim Gezi
niteliğini tartışılır hale getirilmesi niyetinin bir başka
Parkı’nda AVM yapılmasını ve ağaçların sökülmesini
tezahürü olduğunu düşünmekte ve karşı çıkmaktadır.
protesto eden halk direnişlerinin yanında olacaktır.
İşsizlik, düşük ücretler, sağlıksız çalışma koşul-
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi,
ları ve güvencesizlik mühendisliğin adeta “kade-
ikiyüzlü çevre politikalarına hayır demeye, kentsel-kır-
ri” olmuştur. Mesleki etik ve yetkinlik temel so-
sal çevre talanının karşısında durmaya, bilim ve tekniği
runlar arasındadır.
halkın yararına kullanmaya, sanayileşme ve çevre uyumu sağlanmış planlı toplumsal kalkınma politikalarını
Bütün bilimsel ve teknik veriler, teknik eğitim fakülte-
savunmaya devam edecektir.
lerinde uygulanan programın mühendislik için yeterli
13. Dönem Yönetim Kurulu
olmadığını ortaya koymaktadır. Mühendislik eğitiminin
4
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
EDİTÖRDEN
Editörden Merhaba
Nurettin KORKMAZ*
İnş. Yük. Müh. / Rehber
Sevgili Arkadaşlar
Nutuktan Seçmeler,
Onur Öymen’le Dünya ve Türkiye Söyleşisinden
Notlar,
Atamızın Ölümünün 74. Yıldönümü Dolayısıyla Bir
Anı Yazısı,
Odamızın çeşitli etkinliklerinden görüntü ve bilgiler
İletişim tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın var olması ile ortaya çıkan iletişim olgusunun temelinde, paylaşma ihtiyacının giderilmesi gerçeği yatmaktadır. Anlamak, anlatmak, öğrenmek, başkalarına ulaşabilmek
için de iletişime başvururuz. Denilebilir ki iletişim, beşikten mezara kadar hep bizimledir ve bizim için hava
kadar hayati bir ihtiyaçtır.
İşte bu görüşü paylaşan ve üyelerimiz arasında asgari bir iletişim ve
dayanışmayı sağlamak ve onları
mesleki konuların yanında çeşitli
güncel ve kültürel konularda da
bilgilendirmek için 1992’de Sayın İbrahim Koç Başkanlığındaki
Antalya Şubesi Yönetimi tarihi bir
karar alarak bir bülten çıkarmaya
karar vermişti.
Gördüğünüz gibi sizlerin ilgisini çekecek mesleki, kültürel ve sosyal konulardan bir güzel bir demet sunmuşuz.
İnşallah sevgili meslektaşlarımız bu
yazıları okuyarak bilgilenmişlerdir.
Birlik ve beraberlik; ölümden
başka her şeyi yener.
Kendini adam etmeğe
çalışmayanlar,
başkalarının adamı olmaya
mahkûmdurlar.
1.
2.
3.
4.
Bültenimizdeki yazılar genel olarak şu başlıklar altında
çıkmaktadır: Üyelerimizden haberler, Oda yönetim kurulu çalışmalarından özetler, meslekle ilgili “Teknik Yazılar”, “Kent Sorunları”, “Turizm”, “Basından Seçmeler”,
“Serbest Kürsü”, “Bir Kitap”, “Her Telden”, “Kariyer
Söyleşi” vb.
Bültene yukarıdaki başlıklar altında yazı göndermek,
Bültenimizi okuyup yapıcı eleştirilerde bulunmak,
Bültenimize reklam vermek,
Bültenimizin daha fazla okunmasını sağlamak.
Sevgili Arkadaşlar
Bildiğiniz gibi çok güç şartlar altında mesleğimizin gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz.
Siyasi erk, hak ve yetkilerimizi budaya budaya mesleğimizi işlevsiz hale getirdi ve getirmektedir.
İsterseniz bir önceki sayımıza şöyle bir göz atarak hangi konuları sizlerin bilgisine sunduğumuzu
görelim:
Bu çıkmazın altından ancak engin bir dayanışma ve
mücadele ile çıkabiliriz.
Odamıza sahip çıkmak, onun faaliyetlerine katılmak,
haklarımız için yapacağı mücadelelere gönülden destek
vermek gibi hepimize düşen kutsal görevlerimiz vardır.
Yangından Korunma Önlemleri, Şubemizdeki Uluslararası Bir Sempozyumdan notlar,
Antalya’nın Stadyum Sorunu Hakkında İki Yazı,
Kentsel Dönüşüm Hakkında Açıklayıcı Bilgiler,
Mevzuat ve Yasalar Hakkında Görüşler,
İngiltere’de İş Güvenliği,
Dünyadan Şaheserler,
Tarihten Bir Yaprak: Balkan Harplerinin 100. Sene-i
Devriyesi,
Felsefik Bir Kitap Tanıtımı: Ferrari’sini Satan Bilge,
İMO ANTALYA BÜLTEN
Bu nedenle sizlerin de katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.
Bu katkı ve destekler neler olabilir?
İşte o günlerde neşriyata başlayan bu bülten bugün sizlerin destek katkı ve yapıcı
eleştirileriyle bu sayısına erişmiş ve her sayı birbirinden
biraz farklı olarak 48-68 sayfaya ulaşmıştır.
* İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü
Siz değerli üyelerimizin de yerel olayları bültenimize yansıtmasıyla bültenimiz
konu bakımından daha da zenginleşip
daha fazla okunur hale gelecektir.
Sözlerime Yüce Önder Atatürk'ün iki önemli sözüyle
son veriyorum.
Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.
Kendini adam etmeğe çalışmayanlar, başkalarının
adamı olmaya mahkûmdurlar. M. Kemal Atatürk
Sevgi ve selamlarımla...
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
5
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
EXPO 2016 Antalya
M. Tamer ÖZMEN*
İnş. Müh. / İş Bilim Uzm.
GİRİŞ
Doğa Harikası, Medeniyetler Müzesi ve Kültür Hazinesi
olan Antalya’nın, TANITIMINA ve TURİZMİN GELİŞİMİNE önemli etken olacaktır.
EXPO 2016 Antalya: Dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olarak kabul edilen EXPO 2016 Uluslararası Bahçe Bitkilerinin, 2016 yılında Antalya’da
sergilenmesi olarak tanımlanmaktadır.
Mimari ve peyzaj alanlarında yenilikçi yaklaşımlar geliştirilecek ve kentsel mekân düzenlenmesinde SAĞLIKLI ÇEVRENİN oluşumu sağlanacaktır. Kentsel yaşam,
olumlu yönde etkilenecektir.
Uluslararası Sergiler Bürosu (BİE) ve Uluslararası Bahçe
Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) 2016 EXPO, düzenlemesini Antalya’ya vermiştir. Teması ise, ÇİÇEK VE ÇOCUK olarak belirlenmiştir.
Antalya’nın EXPO 2016 ile yaratacağı özgün ve evrensel
mimari, kentin KİMLİĞİNE ve KÜLTÜRÜNE önemli katkılar sağlayacaktır.
Bu amaçla, Serginin etkinliklerinin planlanması, düzenlenmesi ve yönetilmesi ile ilgili usul ve esasları belirleyen
31.10.2012 tarih ve 6358 sayılı EXPO 2016 Antalya
Kanunu çıkarılarak, yürürlüğe konmuştur. Uygulama
Yönetmeliği 8 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yapılacak birçok sempozyum, sergi ve kongreler, ülke
ve Antalya’nın KÜLTÜREL ETKİNLİĞİNİ artıracaktır.
EXPO 2016 İçin Antalya’nın Yapması
Gereken Projeksiyonlar
Kanun kapsamında, EXPO 2016 Antalya organizasyonuna yönelik faaliyetleri yürütmek üzere, tüzel kişiliğe
haiz merkezi Antalya’da bulunan EXPO 2016 Antalya
Ajansı kurulmuştur.
Antalya ve çevresi, yenilikçi yaklaşımlarla yeniden planlanmalı veya revize edilmelidir.
Antalya’nın yapı ve yapı alanları, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”a uygun
olarak yeniden düzenlenmelidir. Afet riski altındaki alan
ve yapılar; fen ve sanat norm ve standartlarına uygun,
sağlıklı ve güvenli yaşam çevrelerini teşkil etmek üzere
iyileştirme, tasfiye ve yenileme çalışmaları yapılmalıdır.
Arazi tahsisi: Antalya İli, Aksu İlçesi Solak Köyü sınırları
içerisinde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait olan Bakanlığa tahsisli ve Antalya Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma
Enstitüsü Müdürlüğü’nün kullanımında bulunan 13203
ada 65 parsel numaralı 1.088.329,21 m² yüzölçümlü
taşınmaz, faaliyetlerinde kullanmak üzere EXPO 2016
Antalya Ajansına tahsis edilmiştir. Bununla birlikte aynı
yerde bulunan ve Enstitünün kullanımında olan 13202
ada 166 parsel numaralı 32.894.00 m² yüzölçümlü taşınmaz ile üzerinde bulunan muhdesat, aynı amaçlarla
EXPO 2016 Antalya Ajansına tahsis edilmiştir.
Akarsu kaynakları ve havzaları korunarak ve ekolojik
dengesi bozulmadan, Antalya’nın geleceği için KUZEYGÜNEY YEŞİL KUŞAĞINI oluşturacak şekilde planlanmalıdır.
Antalya’nın nefes almasını sağlayacak olan; Lara Kent
Parkı, Yüzüncü Yıl Alanı, Pil ve Dokuma Fabrika Alanları,
Narenciye, Vakıf Çiftliği ve benzeri diğer alanlar, EXPO
2016 ruhuna uygun olarak YEŞİL ALAN olarak düzenlenmelidir. Bu alanlar aynı zamanda Antalya’nın, iklimini
regüle edecek ve sera gazı yutaklarını oluşturacaktır.
EXPO 2016’nın Antalya’ya Katkısı
EXPO 2016, Antalya’ya önemli katkıları ile birlikte katacağı KATMA DEĞER yanında kazandıracağı YEŞİL
DOKU olacaktır.
Boğaçayı Havzası: Havzanın akarsuyu denetim altına
alınarak, havza rekreasyon alanlarına dönüştürülmelidir. Havzanın çevresi yapılardan arındırılarak, narenciye,
sebze ve organik ürünlerin sergileneceği ulusal ve uluslararası FUAR ALANI ile BOTANİK-BAHÇE BİTKİLERİ
MÜZESİ inşa edilmelidir.
Antalya ve çevresinin alt ve üst yapısının, fiziki planlamalarının yapılması sağlanacak ve uygun görülen yapı
ve tesisler inşa edilecektir. Mevcut tesislerin EXPO 2016
Antalya’nın temasına uygun olarak modernizasyonu için
ilgili belediyelerle iş birliği içinde il ve ilçelerin ana caddelerinde, çevre ve cephe düzenlemelerinin yapılması
sağlanacaktır.
Falez, Konyaaltı ve Lara Kıyı Bandı, beli ölçekte yapılardan arındırılmalı ve yeşillendirilmelidir. Dünyaca ünlü
* Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi
6
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Konyaaltı Plajlarının çevresindeki yapılaşmalar önlenmeli
ve yeşil alanlara dönüştürülmelidir. Deniz, kumsal ve yeşil alan bütünlüğü sağlanarak, dünyaya model olacak
şekilde PLANLI ve BÜTÜNCÜL olarak yeniden düzenlenmeli ve geliştirilmelidir.
EXPO 2016 Antalya’nın temasına uygun olarak kentin modernizasyonu, güvenli ve sağlıklı yaşam için ilgili
kurum ve kuruluşlarla (Merkezi ve Yerel Yönetimler, Sivil
Toplum Örgütleri ve diğerleri) işbirliği yaparak afet riski
altındaki yapıların; fen ve sanat norm ve standartlarına
uygun olarak iyileştirme (güçlendirme) çalışmaları yapmalıdır.
Antalya’nın kentsel ve arkeolojik sit alanlarında, sürdürebilirliğin önemli bir göstergesi olarak koruma ve geliştirme önlemleri alınmalıdır.
Gerçekleştirilecek her tür etkinlikler için üyelerden,
görev almak isteyen GÖNÜLLÜLERİ, organize etmelidir.
Kentin tarihi çekirdeğini oluşturan alanların (Kaleiçi, Balbey, benzeri diğer mahalleler) çevresi; beton yığınlarından temizlenerek, yenilikçi yaklaşımlarla çevre düzenlemeleri yapılarak, yeşil alanlarla donatılmalıdır. Tarihsel ve
yapısal bütünlüğünü bozmadan RESTORE edilmelidir.
EXPO 2016 Antalya’ya, KİMLİK kazandıracak ve
SİMGESİNİ oluşturacak bir YAPININ, inşasına destek
olmalıdır.
İMO Antalya Şubesi tarafından önerilen: EXPO
2016-Antalya açılışının, 23 Nisan 2016 tarihinde yapılması ve bu açılış gününün “Dünya Çocuk Bayramı”
olarak kutlanması, Oda üyeleri tarafından desteklenmelidir. Bu projenin uluslararası ölçekte kabul görmesi ve
uygulanması için Antalya’nın tüm Sivil Toplum Kuruluşları ile Demokratik Kuruluşları görüş birliğine varmalıdır.
Sonra Merkezi ve Yerel Yönetimlerle ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır. Bunun için bir
konsept ve konsorsiyum oluşturulmalıdır.
Olympos, Termessos Ulusal Parkları sadece Antalya
için değil ülke, bölge dünya için en önemli değere sahip olup, çok zengin florayı içinde barındırmaktadır. Bu
zengin flora alanları ile birlikte endemik bitki türleri
de korunmalıdır.
EXPO, düzenlendiği kentlere, kalkınmasında ivme
ve önemli kimlikler de kazandırmaktadır.
Eiffel Kulesi, EXPO 1889 Paris için geçici olarak inşa
edilmiştir. 120 yılı aşkın Paris’in simgesel yapısı olarak kullanılmaktadır. EXPO 2016 ANTALYA anısına ve
Antalya’nın prestij yapısı olarak DÜNYA DOĞAL AFET
KÜLTÜR - EĞİTİM PARKI ve MÜZESİ veya BOTANİK
- BAHÇE BİTKİLERİ MÜZESİ yapılmalıdır. Bunların yapılmaması durumunda, Dünya tarihinde yerini alacak,
dünya sanat ve kültürünün simgesi olacak ve Antalya’yı
geleceğe taşıyacak modern ve sanatsal bir TİYATRO BİNASI veya SİMGESEL BAŞKA BİR YAPI inşa edilmelidir.
İnsanlığın geleceği olan ve EXPO 2016 temasını
da oluşturan çocuklara, bırakacağımız en büyük
ve tarihi miras, sürdürülebilir 23 Nisan Çocuk Bayramı ve bu Bayramın kutlanması olacaktır.
SONUÇ
EXPO 2016, Antalya’nın değişimini ve gelişimini
sağlayacak ve katma değerini artıracak araç olmalıdır. Amaç ise; Dünya Turizmin Başkenti olarak
hedeflenmiş olan Antalya, temiz hava, temiz su
ve temiz toprağıyla, çevreye duyarlı, sürdürülebilir,
dünyaya örnek bir KENT MODELİ olmalıdır.
Son olarak Botanik EXPO, Hollanda-Venlo’da düzenlenmiştir. Venlo’da, Botanik EXPO için oluşturdukları
alt ve üst yapılarıyla on yıl sonra geleceği düzeye on yıl
önceden gelmişlerdir. Hollanda ile Almanya arasında iki
otoban inşa edilmiş, demir yolu ve lojistik merkezler yapmışlardır. EXPO 2016 Antalya için öncelikle Antalya’nın
ulaşım ve trafik sorunları çözümlenmeli, Antalya-Ankara
demiryolu (hızlı tren) inşa edilmeli ve lojistik merkezler
yapılmalıdır.
EXPO 2016 Antalya için en güzel sözü, Uluslararası
Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) Başkanı Doekle Faber söylemiştir. “EXPO 2016 Antalya, kente
katacağı KATMA DEĞER yanında, kazandıracağı
YEŞİL DOKU ile gelecek kuşaklara çok güzel bir
miras bırakacaktır.”
Merkezi ve yerel yönetimlerle birlikte üniversiteler, sivil
toplum kuruluşları, demokratik kuruluşlar, özel sektör,
gençlik ve öğrenciler inisiyatif oluşturularak, KENTSEL
ÖRGÜTLENMELİDİR.
İMO Antalya Şubesi’nin Yapması Gerekenler
İMO Antalya Şubesi, EXPO Konseyi üyesi olarak yer
almamıştır. Ancak, EXPO 2016 Antalya için yapılacak
olan etkinliklere destek vermelidir.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Kaynak
EXPO 2016 Antalya Kanunu.
Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu, Basın Açıklaması Metni.
M. T. ÖZMEN Antalya Dünya ve Ülke İçin Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir Bir Kent Modeli Olabilir mi? (6. Kentsel Altyapı Sempozyumu)
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
7
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Rantsal Dönüşüm Değil,
Kentsel Dönüşüm
güney doğrultulu “Kırkkavak ve Gökçeler fayları”;
batı sınırda “Beydağları fay seti” bulunur. Kısaca Antalya havzasını karakterize eden jeolojik yapılar önemli
bir deprem kaynak zonu oluşturmaktadır.
Ülkemizde doğal afetler denince ilk akla gelen depremler, can ve mal kaybı açısından açık ara önde gitmektedir. Son 65 yıl içerisinde olan afetlerde olan can kaybımızın; %75’i depremler, %10’u heyelanlar, %6’sı
su baskınları, %4’ü kaya düşmesi, %4’ü yangın ve
%1’i ise çığ, fırtına, vb. afetler neticesinde gerçekleşmiştir. Barajlarımızın %93’ü, sanayi tesislerimizin %
96’sı, nüfusumuzun %98’i, ülkemizin ise %92’si deprem riski altındadır.
Antalya ve çevresinde de tarih boyunca büyük depremler yaşanmıştır. Antik Selge ve Termessos şehirleri yaşanan depremler nedeniyle 3. ve 5. Yüzyıllarda
halkları tarafından terkedildi. 1914 yılından beri bölgemizde kaydedilen en büyük deprem Antalya’da 1 Mart
1926’da 6.4, Burdur’da 3 Ekim 1914’de 7.0, Fethiye’de
25 Nisan 1957’de 7.0, büyüklüklerinde meydana gelmiştir. Bölgemizde, Isparta, Burdur, Kemer, Kumluca,
Finike, Kale, Kaş, Kalkan 1. derece, Antalya Merkez
(Muratpaşa, Kepez, Konyaaltı, Döşemealtı, Aksu), Serik ve Manavgat 2. derece, Akseki, İbradı 3. derece,
Gündoğmuş, Alanya, Gazipaşa 4. derece deprem riski
bölgeleridir.
Son yüzyıl içerisinde hasar yapan deprem sayısı 133,
bu depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 185.000,
yaralanan vatandaşlarımızın sayısı 375.000, yıkılan ve
ağır hasar gören bina sayısı ise 1,3 milyon civarında
gerçekleşmiştir.
Rakamlar da gösteriyor ki, depreme hepimiz hazırlıklı
olmak zorundayız. Deprem öncesi mevcut yapılarımızda yapılacak envanter çalışması, deprem öncesi yapılacak hazırlıkların, alınabilecek önlemlerin en önemlilerinden biridir.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu
uygulamasının birinci adımı riskli yapı için tespit, ikinci
adımı riskli yapının güçlendirilmesi veya yıkımı ve üçüncü adımı da boş arsaya yapı yapılması aşamalarıdır. Bu
aşamalar halk için halkla birlikte ve bütüncül yaklaşımlarla gerçekleştirilebilir.
Depreme hazırlık ve önlemler için; yürürlükte bulunan
mevcut yasal düzenlemelerin yanında, 2012 yılının ilk
altı ayı içinde yeni kanunlar çıkarıldı. Bunlardan, hazine
adına orman sınırları dışına çıkartılan yerler ile hazineye
ilişkin tarım alanlarının rayiç bedellerden satışı, bu alanlar ile birlikte gerekli görülen diğer alanların proje alanı
ilan edilebileceği “2/B Kanunu”; Türkiye (Bölgemizde
Antalya, Isparta, Burdur dahil) topraklarının %10’unun
yabancılara ve yabancı şirketlere satışına olanak veren
“Tapu Kanunu ve Kadastro Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun”, kamuoyunda ‘Kentsel
Dönüşüm’ ya da ‘Afet Yasası’ olarak da bilinen “Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” yürürlüğe girdi. Ancak, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bu kanunlar uygulama aşamasında,
kamusal değerlerin hoyratça tahrip edilmesine, rant
amaçlı satış ve yıkımlara neden olabilecektir. Deprem
korkusunun arkasına gizlenerek rantsal amaçlara kurban edilen bir kentsel dönüşüm telafisi güç sonuçlar
yaratacak, toplumsal barışı zedeleyebilecektir.
8
Derleyen: İbrahim KOÇ
İnşaat Mühendisi
Afet Yasası ya da Kentsel Dönüşüm Yasası olarak da
bilinen Kanunun, 1999 Marmara Depremi ile birlikte
ortaya çıkan ve milyonlarca insanın hayatını yakından
ilgilendiren riskli binaların yenilenmesi amacını taşıdığı
unutulmamalıdır. Bu kanun ile ortaya çıkacak emsal artışları sadece binaların maliyetlerini karşılamak amaçlı
olmalı bunun dışında hiç kimseye ekstra kazanç sağlama aracı olmamalıdır.
Antalya İçin Neler Önerilebilir?
Yasanın asıl amacı olan sağlam ve afetlere dayanıklı binaların yapılması olmalıdır. Bunun yanı sıra sürdürülebilir, yeşil alan dengesi kurulmuş, ulaşım altyapısı
oluşturulmuş, diğer bütün kentsel altyapı yetersizlikleri
çözülmüş, enerji tasarrufu sağlayan, dengeli ve sağlıklı
kentler oluşturulabilmelidir. Bu yasa; Antalya’nın olduğu
kadar tüm Türkiye’nin de kronik bir sorunu olan çarpık
kentleşmenin zamana yayılarak düzeltilebilmesi için çok
önemli bir fırsat olarak değerlendirilebilmelidir.
Antalya Havzası, kuzeyde Eğirdir Gölü, batıda Beydağları, doğuda Gazipaşa, güneyde Akdeniz ile sınırlıdır.
Havzada, Aksu-Serik ilçeleri ve Eğirdir gölü arasında
“Aksu bindirme fayı”, doğu kenarı genelde kuzey-
1998 yılı öncesi 4. derece deprem bölgesi kapsamında bulunan Antalya, 98 yılında “Deprem Bölgelerinde
Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” değişikliği ve
veri güncellemeleri ile 2. derece deprem bölgesi kap-
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
3. Grup Yapılar: Olası bir depremde ağır hasar ve
göçme nedeniyle can kaybına neden olabilecek, 2007
deprem yönetmeliği performans analizi sonuçlarına
göre ivedi olarak yıkılması ve yenilenmesi gerekli olan
yapılardır.
samına alındı. 1998 yılından önce 4. derece deprem
bölgesi verilerine göre yapılmış binaların, 2. derece
deprem bölgesi risklerine göre nasıl davranış sergileyeceği konusu belirsizdir. Bu belirsizlik nedeniyle de, depreme dayanıklı yapı tasarımı ve uygulamalarında hesap,
boyutlandırma, yapım usul ve esaslarının değişmesiyle
birlikte daha önce 4. derece deprem riskine göre yapılmış binaların depreme dayanıklılığı için tereddütler
oluşturmuş, mevcut yapı stoku nasıl depreme dayanıklı
hale getirilebilir sorusunu akıllara getirmiştir. Dolayısıyla,
afet risklerinin ortadan kaldırılması ve afet zararlarının
en aza indirilmesi için önlem alınması gerektiği tartışmasız gerçeklikte, önemli bir devlet görevidir.
Riskli Yapıların Tespiti ile ilgili “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama
Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 2 Temmuz 2013 Tarih ve 28695 Sayılı Resmi
Gazete'de yayınlandı. Bu yönetmeliğe göre, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı riskli yapıların tespitine ilişkin esasları yeniden belirledi.
Bu esaslara göre; “2007 DBYBHY Tablo 7.7.’de “diğer
binalar” kapsamındaki binalardan, yüksekliği (HN)
25m veya zemin döşemesi üstü sekiz katı geçmeyen betonarme ve yığma binalar için Riskli Yapıların Tespiti, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” eki Ek-2’de
yer alan hususlara göre yapılacaktır.
“Devlet, bu görevi yerine getirirken adil olmalı,
vatandaşını mağdur etmemeli, geçmişten gelen
kendi sorumluluklarını kabul etmeli ve Anayasal
görevlerini unutmamalıdır.”
6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği kesin ve
zorlayıcı hükümler içermesine rağmen, bütüncül bir
kentsel dönüşüm için tek başına yeterli değil. Mevcut
durum tespiti yapılmadan, teknik, fiziki ve toplumsal
altyapı oluşturulmadan halk için, halkla birlikte kentsel
dönüşüm yapmak olanaklı değil. Antalya’da kaç binamız var, ne kadarı kaçak, ne kadarı ruhsatlı, ne kadarının yapı kullanma izni var, ne kadarı gecekondu, bu
binaların ne kadarı 1998 yılından önce yapılmış, ne kadarı olası afetlere dayanıklı, ne kadarı için güçlendirme
gerekiyor, ne kadarının yıkılıp yenilenmesi gerekiyor hiç
biri belli değil... Parçacıl ve rantsal kentsel dönüşümler
yerine öncelikle mevcut durumun tespiti bu açıdan çok
önemli.
Daha yüksek katlı binaların risk belirlemesi için 2007
DBYBHY’de belirtilen yöntemler kullanılacak ve göçme
öncesi performans düzeyini sağlamayan bina riskli olarak kabul edilecektir.
Mevcut bina performans değerlendirmesi ve güçlendirmesi için ise DBYBHY kullanılmaya devam edecektir.
Yapılacak deprem envanter çalışmaları (Deprem Master Planı), “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkındaki Kanun” için de son derece önemlidir. Kentsel dönüşümün gerekliliği ve başlatılabilmesine sadece
güvenli konut açısından değil pek çok açıdan bakmak
gereklidir.
Tespitlerin, 06/03/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanan “Deprem Bölgelerinde Yapılacak
Binalar Hakkında Yönetmelik” eki esasların, “Mevcut
Binaların Değerlendirilmesi ve Güçlendirilmesi” başlıklı yedinci bölümünde belirtilen hükümler çerçevesinde
yapılması öngörülmüştü.
Kentsel dönüşüm planlamalarına; ulaşım, teknik altyapı, kent güvenliği, tarihi dokuyu koruma, mimari estetik,
kent ekonomisi, kent sosyolojisi, doğal çevreyi koruma,
sürdürülebilir kentleşme, tarım, orman ve su havzaları
ve alanlarını koruma ve geliştirme, çevre kirliliğini önleme, kent kimliği, yönetime katılım, geleneksel yerleşim
karakterlerimizin çağa uydurularak yaşatılması vb. açılardan da yaklaşılmalıdır. Bu bağlamda, 2012 yılının ilk
altı ayı içerisinde gerçekleştirilen yasal düzenlemelerin
uygulamalarında karşılaşılabilecek sorunların çözümü
hakkında fikir verebilmek, katkı koyabilmek amacıyla
bazı değerlendirme, tespit, görüş ve önerilerle ışık tutmaya çalışacağız.
Deprem öncesi alınabilecek önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Konusunda uzmanlaşmış kişi, kurum ve kuruluşlarca yapılacak yapı envanter çalışmalarında yapılar
birinci, ikinci ve üçüncü grup olarak sınıflandırılabilirler.
Buna göre;
1. Grup Yapılar: Olası bir depremi hasarsız veya düşük hasarlı olarak can kaybına neden olmadan atlatabileceği kanaatine ulaşılan yapılardır.
2. Grup Yapılar: Olası bir depremde hasar görme riskinin bulunduğu kanaatine varılan, 2007 deprem yönetmeliğine göre performans analizi sonucu gerekiyorsa güçlendirilmesi tavsiye olunacak yapılardır.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Antalya, Isparta, Burdur illerimizde gerçekleştirilecek
kentsel dönüşüm projelerinde, bölgenin merkezi ve
yerel yöneticileri, işyeri ve konut sahipleri, inşaat sekŞUBAT - HAZİRAN 2013
9
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan riskli alanlar
belirlenmelidir.
törünün tüm bileşenlerinin bilgilenmesinde, afet risklerini ve deprem zararlarını en aza indirecek envanter
çalışmalarında görüş ve önerilerimizin yararlı olacağını
umuyoruz.
Riskli yapılar; riskli alan içerisinde olsun veya olmasın,
ekonomik ömrünü tamamlamış olduğu, yıkılma veya
ağır hasar görme riski taşıdığı bilimsel ve teknik verilere
dayanılarak tespit edilmelidir.
Deprem Zararlarının Azaltılması İçin
Önerilerimiz
Riskli yapıların tespiti, masrafları bakanlığa ait olmak
üzere, meslek odaları veya üniversiteler tarafından eğitilmiş ve yeterliliği sınavla belirlenmiş ve bakanlıkça lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlara yaptırılmalıdır.
Parçacı ve rantsal kentsel dönüşüm projeleri yerine,
bütüncül yaklaşımlarla güncellenmiş Antalya Nazım
Planı eki Deprem Master Planıyla bütünleştirilmiş
“Kentsel Dönüşüm Ana Planı” hazırlanmalı ve kentsel dönüşüm projeleri bu plana uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bugüne kadar yapılamayan “Antalya İli
Ulaşım Ana Planı” da Kentsel Dönüşüm Ana Planına
uygun olarak yapılmalıdır.
Riskli yapıların tespiti ile ilgili itirazlar, ilgili meslek odası
ve üniversitelerce görevlendirilmiş inşaat, jeoloji, jeofizik mühendisliği ile hukuk öğrenimi görmüş öğretim
üyeleri arasından seçilecek beş ve Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nca seçilecek iki kişi olmak üzere teşkil edilecek 7 kişilik teknik heyet tarafından incelenip, karara
bağlanmalıdır.
Bu çalışmalarda daimi olarak konusunda deneyimli şehir plancısı, mimar, inşaat mühendisi, harita mühendisi,
peyzaj, jeoloji, jeofizikçi, sosyolog, ekonomist ve hukukçudan oluşan bir heyet tam zamanlı olarak istihdam
edilmelidir.
Kentsel yenileme alanı içinde olup, riskli yapılar dışında
kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından TMMOB tarafından saptanacak ve mimar, şehir
plancısı ve inşaat mühendisinden oluşacak üç kişilik bir
heyet tarafından gerekli görülenler uygulamaya dahil
edilebilmelidir.
Deprem etkilerini göz önüne alacak şekilde düzenlenmiş şehir, bölge ve arazi planları yapılmalı, yapılmış
planlar güncellenmelidir.
Deprem Master Planı yapılarak, deprem direnci zayıf
olan bina ve altyapılar güçlendirilmeli veya yenilenmelidir.
Riskli alan ve riskli yapıların belirlenmesi ile bu yapıların
tespit, boşaltma ve yıkım masrafları bakanlıkça karşılanmalı, işyeri ve konut sahiplerine, kendi evlerine taşınıncaya kadar geçici işyeri veya konut tahsisi ya da kira
yardımı yapılması zorunlu olmalıdır.
Binalar ve altyapılar başta depreme dayanıklılık olmak
üzere afet risk önlemleri alınmış şekilde projelendirilmeli
ve inşa edilmelidir.
Yapı üretim sürecinde denetim, sorumluluk ve sigorta
üçlüsünü hayata geçirilerek can ve mal güvenliği kamu
çıkarları açısından güvence altına alınmalıdır.
Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligâtı takip eden 60 gün içinde, bütün masraflar
bakanlık’ça karşılanmasına, konut veya işyeri tahsisi
veya kira yardımı yapılmasına rağmen yine de anlaşma
sağlanamaması halinde, acele kamulaştırma yoluna gidilebilmelidir.
Deprem öncesi hazırlıklar, acil durum plan ve programları yapılmalıdır.
Deprem sonrası gerekli acil yardım, kurtarma hizmetleri
düzenlenmelidir.
Güven tesisi için, Kentsel Dönüşüm Ana Planında belirlenen proje alanlarındaki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, ilgili idareler ve ilgili meslek odaları ile birlikte kamuoyu sürekli bilgilendirilmelidir.
Halkın evleri terk etmesi, önceden belirlenmiş merkezlere toplanması ve geçici iskanı ile ilgili plan çalışmaları,
yapılmalıdır.
Kentsel dönüşüm toplumsal/sosyal ilişkilerin dağılmasını önleyici, sosyal ayrımlaşma ve dışlamayı önlemede
bireysel bağlantıların koparılmadığı, yerel kimlikleri olan
kentlinin yaşayış biçimleri, kültürleri, gelenek görenekleri, bilinçlilik düzeyi, yöreden hoşnutluğu, mülk sahipliği analiz edilerek bütüncül bir yaklaşımla kentsel dönüşüm sürecine girilmelidir.
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazilerle
birlikte, Afet risklerini azaltmaya doğrudan katkı sağlayacak yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere rezerv alanlar planlanmalıdır.
Bu planlamada; zeytincilik, orman, askeri yasak bölgeler, turizmi teşvik, kültür ve tabiat varlıklarını koruma,
kıyı, mera kanunları gibi doğa-çevre-kültür varlıklarını
koruyup, geliştirme amaçları göz ardı edilmemelidir.
Afet durumu veya üzerindeki yapılaşmalar sebebiyle
10
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Bölgemizde afet riski altındaki alanların ve riskli
binaların kentsel dönüşümüne öncelikle insanların çok yoğun bulunduğu ve kamu düzeni için
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
vazgeçilmez olan başta hastane, okul, altyapı tesisleri olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının
binaları ile başlanmalıdır. Bir başka deyişle devlet
önce kendi kurumlarını ve binalarını yenilemekle
işe başlamalıdır.
“Benim yapım risk taşımıyor, güvendeyim” diyenlerin
yapıları da uygulama bölgesinde kalıyorsa proje bütünlüğü gerekçesiyle yıkılabilecek.
Evlerimizin yıkılmasına, borçlandırılmaya, haksızlığa,
hukuksuzluğa itiraz ve dava hakkımız olsa da mahkemeler yürütmenin durdurulmasına karar veremeyeceği için kaderimize razı olmak zorunda kalacağız.
Tarihi ve doğal çevreyi tahrip etmeyecek, tarihsellik
içerisinde oluşmuş kültürel ve sosyal yaşamda telafisi
olmayan hasarlar yaratmayacak, yüksek katlı, tek tip,
dikey yapılaşmalar yerine mahalle yaşamını düzenleyebilecek sosyal donatı alanlarının sağlanmasına gerekli
özen gösterilmelidir.
Diyelim ki direndin, dişinden, tırnağından artırdığın ve
başını sokup barındığın evinin elinden alınmasın diye
mücadele ettin. Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre
yıkımı engellemekten hakkında işlem yapılacak. Yıkımı gerçekleştirmeyen kamu görevlileri de yargılanacak.
Dönüşüm projelerine başlanmadan ihtiyaç ve beklenti
çalışmaları, sorun analizleri ve sosyo-ekonomik araştırmalar yapılmalıdır.
Ayrıca bu Kanunla, 2B ve Tapu Kanunu ile birlikte bugüne kadar kamunun elinde kalan son arazilerin de
yerli ve yabancı özel ve tüzel kişilere satışına ve
yapılaşmaya açılmasına olanak sağlanacak, mera
ve orman alanları ile kıyı şeritlerinin talan edilmesinin de
yolu açılacak.
Oluşturulacak projelerde mutlaka yerel mühendislik mimarlık ve planlama ile Akdeniz Üniversitesinden destek
alınmalı ve STK’lar ve ilgili meslek odaları sürece dahil
edilmelidir.
Kentsel dönüşüm yapılacak bölgelerde teknik altyapı
ve ulaşım planlamalarının mevcut sisteme entegrasyonu sağlanmalıdır.
Bu Kanun uyarınca; mera, orman, tarım alanları, zeytinlikler ve kıyı şeritleri gibi alanlar da dahil olmak üzere
bugüne kadar kamunun elinde kalan son arazilerin imar
planı çalışmaları, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine
tabi olmayacak. Bu alanlara bakanlığın özel standartlar
ihtiva eden planlar yapma ve onaylama yetkisiyle özel
imar ayrıcalıklarıyla sağlanabilecektir. 2B ve kamu arazileri de bakanlık eliyle ve TOKİ aracılığıyla, özel kişilere;
“Tapu Kanunu ve Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” uyarınca da yabancılara; kolayca
devredilebilecek, satılabilecek. Uygulamada yapılacak
hatalar sonucu kentsel dönüşüm kenti bölüşüme
ve kentsel ölüme dönüşebilecektir.
Elektrik iletim, su, kanalizasyon, doğalgaz ve haberleşme ağlarının yeni ihtiyaçlara cevap verecek ve kolay
takip edilebilecek şekilde sayısal ortama aktarılması tamamlanmalıdır.
Farklı özelliklerdeki sosyal grupların ihtiyaç, beklenti ve
görüşlerinin planlama kararlarına yansıtılması, kararların
birlikte üretilmesi yoluyla halkın kentsel dönüşüm sürecine katılımı sağlanmalıdır.
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkında Kanun” gereği kentsel dönüşüm uygulamaları, yukarıda dile getirdiğimiz çelişki ve sakıncalarının giderilmesi; önerilerimizin değerlendirmeye alınması; gelecekte afet meydana geldikten sonra “yara
sarma” değil, “yara almama” anlayışını geçerli kılmaya yardımcı olabilecek katkılar olarak değerlendirilmelidir.
Kamu Arazileri Hepimizindir.
Hazine ve hazine dışında kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan, 2/B ve özel mülkiyete ait taşınmazlar:
2/B Kanunu ile kentsel dönüşüm uygulanacak
“Proje Alanı”,
Dikkat Edilmesi Gereken Kentsel
Dönüşüm Tehditleri
Afet Yasası ile de zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma nedeniyle “Riskli Alan”,
Evlerimiz, kentimiz, yaşam alanlarımız, ormanlarımız,
okullarımız, hastanelerimiz, ülkemiz tehdit altında!
Ve yeni yerleşim yeri olarak “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlenebilir. Bakanlığa tahsis ya da devir yoluyla
ve bakanlığın talebi üzerine TOKİ veya idareye bedelsiz
devir edilerek elden çıkarılabilir.
Evlerimiz başımıza yıkılmakla kalmayacak, tespit, boşaltma ve yıkım masraflarını da bize ödetecekler.
Kentsel Dönüşüm ilan edilen yerlerde imar, yapılaşma
ve kamu hizmetleri durdurulacak; elektrik, su, doğalgaz
kesilebilecek, kendi evlerimizde barınma hakkımız
yok sayılabilecek.
İMO ANTALYA BÜLTEN
Nasıl Bir Kentsel Dönüşüm?
.
Mülk sahiplerini mağdur etmeden, barınma hakkını yok
saymadan, çevreye zarar vermeden, tarım, mera ve
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
11
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
orman alanlarımızı betonlaştırmadan, su kaynaklarımızı
ve doğayı koruyarak, kamu yararını ön plana çıkararak,
başta deprem olmak üzere kentsel dönüşüm yoluyla
her türlü afete dayanıklı binalar yapmak, mümkündür.
Kentsel Dönüşüm Sürecinde
İzlenecek Yol
1. Proje yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni veren ilgili idareden temin edilir.
Türkiye’de kentsel dönüşüm acil bir gerekliliktir.
Ancak kentsel dönüşüm halkın ihtiyaç, hak ve yararları öncelik sayılarak gerçekleştirilmelidir.
2. Yapının riskli yapı olup olmadığını belirleyecek
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Lisanslı Kuruluşa başvurulur.
Şu bir gerçek ki, halkı yanına almayan üst yönetim kararları doğrultusunda ranta dayalı kentsel dönüşüm çalışmaları uzun vadede çözümsüz daha farklı kentsel sorunlarının ortaya çıkmasına yol açacaktır. Mevcut kent
planları bütüncül yaklaşımlarla başta deprem olmak
üzere her türlü afet riski göz önünde bulundurularak yeniden revize edilmeli; sağlıklı ve güvenli yaşam çevreleri
oluşturmak için iyileştirme ve yenileme çalışmaları için
öncelikler planlaması yapılmalıdır.
3. Lisanslı kuruluş yapının afet ve deprem risk durumunu belirleyen "Riskli Yapı Tespit Raporu"nu
düzenler.
4. Rapor ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Kentsel
Dönüşüm Müdürlüğü'ne başvurulur.
5. Bakanlık, Afet ve Deprem Risk Raporu onay yazısını size tebliğ eder.
Kentsel Dönüşüm Süreci Nasıl İşleyecek?
6. Kat malikleri en az 2/3 çoğunlukla Bina Ortak
Karar Protokolünü imzalar.
Dönüşüm, öncelik birinci derecede deprem riski altındaki iller olmak üzere Türkiye’nin tamamında başlayacak.
7. Bina Ortak Karar Protokolü İl Kentsel Dönüşüm
Müdürlüğü'ne sunulur.
Hak sahiplerinin rızası alınacak. Kanun öncelikle
vatandaşın kendi dönüşümünü kendisinin yapmasına
imkan verecek. İsteyen riskli evini kendisi yıkacak ve yenisini de yine kendisi yapacak.
8. Müdürlük Gayrimenkul Değerleme Raporu ve
Kira Yardım Belgesi hazırlar.
9. Bakanlık yeniden inşa veya güçlendirme için
kira yardımı yapılıp yapılmayacağına karar verir.
Parası olmayana düşük faizli ya da sıfır faizli kredi
verilebilecek.
10.Yeniden inşa veya güçlendirme için tüm projeler
proje müelliflerince hazırlanır ve ilgili idaresinden
gerekli ruhsatlar alınır.
Ekonomik ömrünü tamamlamış yapılar deprem güvenliği açıcından kontrol edilecek ve bu binalar mutlak
suretle yıkılacak.
11.Yeniden inşa veya güçlendirme için bir müteahhit ve yapı denetim kuruluşu ile sözleşme yapılır.
Kat malikleri yıkım kararına 15 gün içerisinde itiraz
edebilecek. İtirazlar Bakanlık tarafından görevlendirilen
teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanacak.
12.Yapımı tamamlanan binaya Yapı Kullanma İzin
Belgesi alınır.
Binanız riskli yapı olarak değerlendirilmişse çoğunluk
aranmayacak ve yıkılacak.
Sonuç olarak;
Riskli alan içinde kalan binalar, yeni yapılmış ve risksiz olsalar dahi uygulama bütünlüğü bakımından birlikte
değerlendirileceği için gerekiyorsa yıkılabilecek.
Kentsel dönüşüm; Vatandaşı ve haklarını yok sayan, toplumsal barışa hizmet etmeyen, kamusal
değerlerimizi hoyratça tahrip edebilecek rantsal
yıkımlara dönüşmemelidir.
Uygulama sırasında, Bakanlık, TOKİ veya Belediye tarafından talep edilmesi durumunda riskli yapılara
elektrik, su ve doğalgaz hizmetleri verilmeyecek.
Gelecek dönem Büyükşehir Belediyesinin öncelikli
görevi Antalya İli Nazım Planı ve eki Deprem Ana
Planı uyumlu Kentsel dönüşüm Ana Planı olmalıdır.
Anlaşma ile tahliye edilen yapılardaki kiracı veya ayni
hak sahiplerine de geçici kira ve konut yardımı yapılabilecek.
“Antalya’nın Kentsel Dönüşümü, Antalya’nın Bütünüyle Dönüştürülmesidir.”
Konutunu ve işyerini kendi imkanları ile yapmak veya
edinmek isteyenlere kredi verilebilecek.
12
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
İtalyan Usulü Kentsel Dönüşüm
Mine G. KIRIKKANAT
Dünyadaki her faşist, Mussolini’nin parlak ya da sönük
bir kopyası olmaya mahkûmdur. Dünyadaki her faşistin “my way” sandığı yol, mutlaka Mussolini tarafından
çizilmiş ve geçilmiştir. Dünyadaki her faşist, bilerek ya
da bilmeyerek Mussolini’nin daha önce yaptığını tekrarlamak zorundadır. Mussolini’nin kim, faşizmin ne olduğunu bilmeyen alaylı faşistler ki, onlara despot diyoruz,
yumurtadan çıktıktan sonra hiç şaşırmadan denize koşan kaplumbağa yavruları gibi, içgüdüsel bir doğaçlamayla onun yolunu tutar, onun yaptığını yaparlar.
törünün istihdamıyla işsizliğin biteceği hesaplanıyordu.
3) Lumpenlerden temizlenen eski, bakımsız ama çok
merkezi semtlerdeki binaların yıkılıp yerine lüks konutların inşasıyla elde edilecek büyük rant sayesinde hem faşist parti yandaşlarından oluşan zengin
bir sınıf yaratmak, hem de inşaat sektörüne verilen
devlet desteğinin geri alınması amaçlanıyordu.
Çünkü Mussolini’nin kurduğu faşist rejimin ekonomisi
elbette ki liberaldi ve Duce, “Devlet, ekonomik üreBaşka bir deyişle gökyüzünün altında faşizme dair yeni
timden çıkmak, tekelleri özelleştirmek zorundabir şey yoktur. Mussolini’nin modeli çok taklit edilmiş
dır, çünkü bu işleri patronlar kadar iyi becereama temel prensipleri aşılamamıştır.
mez!” diyecek kadar serbest piyasa yanlısıydı. Ama
yoksulları da aç biilaç bırakmayacak kadar akıllı bir
Çünkü bilgiyi kulaktan dolma yöntemiyle, tercihen zeykapitalizmdi, İtalyan faşizmi: Halka doğrudan yardım,
tinyağlı tüketen çoğunluğun sandığı gibi “Faşizm”in
evlere torba torba ihtiyaç dağıtımı
kurucusu Hitler, beşiği de Almanya
konsepti, her yerden önce faşist
değildir. “Faşizm”in gerek kuram,
... ister sağdan gelsin
İtalya’da uygulandı.
gerekse kurucu babası Benito
Amilcare Andrea Mussolini olup,
beşiği de İtalya’dır.
Mussolini, antik Roma İmparatorluğu’ nu örnek alıp yenisini kurmayı
amaçlayan bir devlet modeli kurgulamış, zaten ideolojisinin adını da
antik Roma cellatlarının baltalarını
tutan değnek demeti, Latince “fascis” kelimesinden türetmiştir.
ister soldan, sonuçta
faşizme varan baskı
rejiminin bir bacağı
mutlaka imar politikası
olup hepsinin illa ki
birer “kentsel dönüşüm
projesi” vardır!
Yiğidi öldür, hakkını yeme: Mussolini
zamanında tüm ülke modern otoyollar ve demir ağlarla örüldü. Görkemli adalet ve belediye sarayları,
posta binaları, kiliseler, spor salonları, havuzlar, Faşist Gençlik Evleri,
hastaneler, dispanserler yapıldı. Her
biri birer kunt mimari örneği olan
bu gösterişli yapılarla, Mussolini rejiminin “ebedi gücü”
vurgulanıyor, modernleştirilen kentler belki de böylece,
artık kaçınılmaz hale gelen savaşa hazırlanıyordu.
***
Dünyanın gelmiş geçmiş tüm faşistlerinin sektirmeden uyguladığı Mussolini yöntemlerinden biri, belki de
en başarılı politikası olduğu için “Kentsel Dönüşüm
Projesi”dir.
Faşist İtalya’nın “kentsel dönüşüm projesi” 1940’lara
kadar sürdü. Bugün Putin’in yaptığı gibi her fırsatta yarı
beline kadar soyunup atletik vücudunu sergilemeyi pek
seven Mussolini’nin çok sayıda fotoğrafı, gömleğinin
kollarını kıvırmış, kazma küreğe sarılmış olarak çekildi.
Ama İtalya’ya muazzam eserler ve dünya faşistlerine
yol gösterecek bir büyüklük, bir görkem ölçüsü olarak
“Mussolini mimarisi” diye anılan bir biçim bıraktı.
İtalya’yı köhne binaların yıkılıp yenilerinin yapıldığı muazzam bir inşaat şantiyesine çeviren kentsel dönüşüm
seferberliği, 1925 yılında ilan edildi. Dönüşümün üç
amacı vardı.
1) Eski bir sosyalist olarak iyi tanıdığı lumpenlerin
kentlerde yoğunlaşmasını tehlikeli bulan Mussolini,
yoksulları periferiklere inşa edilen sosyal konutlara
taşıyarak kentlerden uzaklaştırmayı hedefliyordu.
2) Devletin cömert desteğiyle dopinglenen inşaat sekİMO ANTALYA BÜLTEN
***
.
Dolayısıyla “üstadın” izinden giden her despotun, ister
sağdan gelsin ister soldan, sonuçta faşizme varan baskı rejiminin bir bacağı mutlaka imar politikası olup hepsinin illa ki birer “kentsel dönüşüm projesi” vardır!
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
13
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Eğer bildiğiniz bir ülkenin “Kentsel Dönüşüm Projesi”
faşist mimarinin en ve boy ölçülerini bile aşıyor, ama
sonuç İtalya’daki estetiği tutturamıyorsa, sorun istem
eksikliği değil, görgü yokluğudur.
Ne var ki kentsel dönüşüm ne Mussolini ne de Hitler’e
yaradı. İkisi de bırakın saraylarını, yataklarında bile ölemediler!
Mussolini, kaçmaya çalışırken köylüleri tarafın-
G NOKTASI
dan linç edildi ve cesedi tepetaklak, bacağından
asıldı bir ağaca. Hitler ise yaptırdığı saraylara hiç
Hitler, Alman Nazizmini İtalyan Faşizmi’nden esinlenerek kurgulamış ve iktidarının ilk yıllarında ağası
Mussolini’ye hayrandı.
benzemeyen bir sığınakta intihar etti.
Çünkü ekilen biçilir. Eden bulur.
Elbette Hitler’in de bir “Kentsel Dönüşüm Projesi” vardı.
Onu da 05.05.2011 tarihli Cumhuriyet’te yayımlanan
“Germania’dan İstanbul’a Sıyırtmak” başlıklı yazımda
anlatmıştım.
“Mimari, harabesi bile güzel olan sanattır.”
Kaynak: Cumhuriyet 11 Şubat 2013
DENİZ İLKE, AZRA GÜL, EMİRHAN, RÜZGAR UTKU’ya aramıza hoş geldin diyor,
Anne ve Babasıyla birlikte mutlu ve uzun bir ömür dileriz.
Üyelerimiz
Deniz Bayraktar ve
Emre Artun Bayraktar’ın
kızları DENİZ İLKE
19 Şubat 2012 tarihinde
dünyaya geldi.
Üyemiz
Hüseyin Çin ile
Rabia Çin’in
kızları AZRA GÜL
21 Temmuz 2012 tarihinde
dünyaya geldi.
Üyelerimiz
Dinçer Er ve
Arzu Er’in
oğulları DEMİRHAN
21 Haziran 2013 tarihinde
sünnet oldu.
Üyemiz
Bahadır Cenk Gündoğdu ile
Yasemin Gündoğdu’nun
oğulları RÜZGAR UTKU
28 Mayıs 2013 tarihinde
dünyaya geldi.
14
İMO ANTALYA BÜLTEN
Üyemiz
Rizvan Terzi ile
Hatice Kolak Terzi’ni
oğulları EMİRHAN
15 Kasım 2012 tarihinde
dünyaya geldi.
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Kanal İstanbul’un Çılgın Etkileri
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu
İTÜ Öğretim Üyesi
Çılgın proje “Kanal İstanbul”, Karadeniz’i
boşaltır mı? Çevre felaketi yaşanır mı? Kansere
neden olur mu? Boğazlar konusunda elimizi
güçlendirir mi?
Dünyada uzunluğu 227 kilometre olan Baltık
Kanalı’ndan 43 kilometre olan Welland Kanalı’na kadar
11 adet önemli insan yapımı gemi kanalı var. Bunların
önemli bir kısmı 1800’lü yıllarda inşa edilmiş. Amaç deniz ulaşımında yolu kısaltmak, kapalı denizler arasında
ulaşımı sağlamak, denize çıkışı olmayan şehirleri denize
bağlamak, ekonomik ve alternatif bir suyolu sunmak.
Uzunluğu 42 kilometre ve üst genişliği 500
metre olması planlanan ve “Kanal İstanbul”
olarak bilinen projenin olumlu olumsuz etkilerini pek bilmiyoruz. Projeyi savunanlar İstanbul Boğazı’ndaki tehlikeli deniz trafiğinin alternatif bir suyolu ile giderileceğini, karşı çıkanlar
ise Karadeniz’in suyunun Marmara Denizi’ne
boşalacağını ve çevrenin çılgınca tahrip edileceğini söylüyor.
Gemi kanalı tasarımı ve işletilmesi konusundaki literatüre baktım. Sonuç olarak çılgınca boşalan bir deniz
filan yok ama gemi kanallarının çevreye etkisi üç başlık
altında incelenmiş:
Mesleğimizde iyiysek de her şeyi bilmiyoruz yani?
Benim gibi mesleğinde bir yerlere gelmiş, titr edinmiş
olabilirsiniz ama bu bilimsel körlüğe sebep olmamalı.
Elbette, etrafımıza ne var, ne yok diye bakmalı ve fikir
yürütmeliyiz. Ancak kendi mesleğimizden yola çıkıp,
alakasız konularda ahkâm kesmek, akademik etiğe aykırı. Mesleğimizde iyiysek de her şeyi bilmiyoruz yani.
Ama öğrenebiliriz. Merak edip dünyaya böyle kanallarda ne oluyor diye bir baktım…
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Değişen Akım ve Su Kalitesi: Yıllar süren ve pahalı olan hafriyat yüzünden gemi kanalları genellikle haliç
ve akarsu ağızlarından itibaren inşa ediliyor. Farklı tuz,
vb. içeriği olan deniz suyu, geçtiği/aktığı haliç, akarsu
vb.nin tuzluluğu, sıcaklığı, suyun hızı ile birlikte buralarda yaşayan bitki ve hayvanları etkiliyor. Tuzluluğu önlemek için de “lok” adı verilen yükselme havuzları kullanılmakta. Sonuç olarak kanaldaki akımın taşıyacağı farklı
kalitedeki su, aktığı göl, akarsu, haliç ve denizdeki su
ürünlerini vb. ekolojik sistemi bozuyor.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
15
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
KENT SORUNLARI
Kanalın Temizlenmesi
ve Atıkları: Kanal, akıntıyla taşınacak rusubat
vb. malzemeyle beraber
ot, midye, istiridye, deniztarağı vb.nin istilasına
uğruyor. Bu çamur, deniz dibi bitki ve hayvanların temizlenmesi için
kanalın bir çeşit tarakla
düzenli olarak taranması
gerekiyor. Bu tarama işlemleri suyun bulanması, kimyasal maddelerin
suda tekrar asılı hale gelmesi vb. yüzünden kanal suyundaki çözülmüş oksijen miktarı önemli ölçüde
azalıyor ve kitlesel balık, vb.nin ölümüne neden oluyor.
Kanaldaki gemi bacalarından çıkan zehirli gazlar da
çevresinde önemli hava kirliği ve sağlık problemlerine
neden oluyor.
edilecek 3 yüksek köprü, İstanbul’un batıyla olan ulaşımı çok zorlaştırır. Kanalın açılması için yaklaşık 1 milyon
metreküplük bir kazı ile en az 42 kilometrekarelik yeşil
alan tahrip edilir. Kanal etrafına rant için yerleşim bölgeleri inşa edilirse gemi kazası/patlama vb. tehlikeler
Boğazdan, Kanala taşınır. Ayrıca, Houston Kanalı’nın
Dalgakıranlar ve Loklar: Su seviyeleri farklı denizler arasında açılan kanallardaki kot farkıyla beraber
rüzgârlar, yüksek dalga ve fırtına kabarması sonucunda kanallardaki su tehlikeli bir şekilde hızlanıp seviyesi
yükselebilecektir. Bunları engellemek için kanalda yapılacak olan dalgakıran ve loklar da suyun sürekli olarak
karışmasına neden olarak su kalitesini bozup ekolojik
yıkımlara neden olabiliyor.
3,2 kilometre yakınında yaşayan çocuklarda yüzde 60
daha fazla lösemi yani kan kanseri tespit edilmiş yani
kanal önemli hava kirliliğine ve sağlık sorunlarına da kesinlikle neden olur…
Kişisel olarak, çılgın inşaat/betonlaşma seferberliğine
taraftar değilim. Eğer milli çıkarlarımızın bir gereğiyse,
Kanal İstanbul Projesini ehven-i şer olarak ele almalı ve
olası tüm çılgın/zararlı taraflarını mümkün olduğunca
Hava kirliliğine ve sağlık sorunlarına neden olur:
azaltmalıyız. Dinleyen olursa!
Özetle ve anladığım kadarıyla Terkos, Küçükçekmece
ve Büyükçekmece gölleri kurur. Marmara Denizindeki
su ürünlerine zarar verir. E-5, TEM ve Tren yolu için inşa
Kaynak: www.milliyet.com.tr…15.06.2013
İnşaat Mühendisleri
Kumluca Ticaret Odası Yönetiminde
Kumluca Ticaret Odası’nın 23 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen seçimlerinde, inşaat mühendisleri
Murat H. GÜNAY Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Mehmet Çetintürk Meclis Başkanlığı’na, Bayram Karagül
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na, Emre Ceylan Meslek Komitesi Üyeliği’ne; Bahadır Cenk Gündoğdu,
Mehmet Öztürk ve Ali Altınkan meslek komitesi yedek üyeliklerine seçilmişlerdir.
Meslektaşlarımızı kutlar, yeni görevlerinde başarılar dileriz.
16
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Vajont Barajı Trajedisi
Süleyman BOZKURT*
İnş. Yük. Müh.
1. Giriş
leşmenin artan enerji taleplerini karşılamak üzere tasarlanmıştır. Ancak II. Dünya savaşı sırasında Mussolini’nin
devrilmesinden sonra 15 Ekim 1943’de proje yetkisi
şirkete verilmiştir.
Vajont Barajı, İtalya-Venedik şehrinin 100km kuzeyinde
Piave Nehri vadisinde, Vajont boğazında Monte Toc yakınında yer alan ve inşaatı 1959 yılında tamamlanmış
kullanılmayan bir barajdır. 1963 yılında baraj rezervuarında meydana gelen heyelan sonucu baraj üzerinden
50 milyon m³ su dalgası aşmış ve vadide yaşayan 2000
kişi hayatını kaybetmiş ve Langarone, Pirago, rivaltai Villanova ve Fae köyleri tamamen zarar görmüştür.
Barajın ve rezervuarının; yüksek seviyelerde yer alan
yapay rezervuarlar ve vadiler yakınından geçen su kanallarındaki karmaşık su yönetiminin merkezinde olması amaçlanmıştır. Daha önce onlarca km uzunluğunda
beton borular ve vadileri geçen akedükler planlanmış,
ancak 1963 deki afet ve diğer rezervuarlardaki küçük
çaptaki toprak kaymaları (heyelanlar) yüzünden sistem
hiçbir zaman işletilememiştir.
Vajont barajı, taban genişliği 27 m, kret genişliği 3,4 m
ve talvegden yüksekliği 262 m olan dünyadaki en yüksek beton kemer barajlardan biridir.
1950’li yıllarda, SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) nin yetkili olduğu o günün faşist hükümetleri tarafından teyit edilmiş;
vadideki topluluklar tarafından karşı çıkılması ve muhalefet edilmesine rağmen hükümet ve polis desteği ile vadideki topraklar satın alınmıştır. SADE şirketi teknik elemanları tarafından baraj yapılacak boğazın jeolojisi eski
heyelanların analizi dahil etüt edilmiş ve dağın yeterince
stabil olduğuna inanılmıştır.
Proje yapımcılarının havzanın güney kesimindeki Monte
Toc’un jeolojik bakımından stabil olmadığı fikrini kabul
etmedikleri bir sırada, 1963’de, baraj üzerinden büyük
bir su dalgasının aşması olayı meydana gelmiştir.
Baraj rezervuarının erken doldurulması safhasında olumsuz gözlemlere ve ikaz işaretlerine önem verilmemiş ve
heyelana neden olan rezervuarın komple doldurulmasına teşebbüs edilmesi büyük bir taşkın dalgası yaratmış
ve bu taşkın dalgası Piave vadisinin mansabındaki çok
sayıda yerleşim alanını silip yok etmiştir.
1957 yılında inşaat çalışmaları başlamış, ancak 1959’larda Monte Tec tarafında yeni bir yol inşa edilirken kırıklar
ve çatlaklar fark edilmiştir. Üç farklı uzman tarafından
Monte Toc sahasının stabil olmadığı ve barajın tamamen doldurulması durumunda rezervuar sahasında
kayma ve çökmeler olacağı, yeni bir çalışma yapılması
2. İnşaat Safhası
Vajont barajı, İtalya’nın kuzey-doğu bölgesinde elektrik
üretim ve dağıtım hizmeti veren SADE (Adriyatik Enerji Anonim Şirketi)
tarafından
inşa
edilmiştir. Şirketin
sahibi Gıuseppe
Valpı di Misurata,
Mussolini zamanında çeşitli yıllar
Maliye Bakanı olarak görev yapmıştır. Vajont boğazındaki dünyanın
en yüksek barajı,
1920’lerde sanayi-
DSİ Etüt ve Plan Dairesi Başkanı (Emekli) - A.Ü. Müh. Fak. Misafir Öğretim Görevlisi
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
17
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
gerektiği SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) şirketine söylenmiştir. Üç uzman görüşü, SADE şirketi tarafından göz
ardı edilmiş, 1959 Ekim ayında inşaat tamamlanmış ve
1960 Şubat ayında SADE Şirketi tarafından rezervuarın
doldurulmasına başlanması talimatı verilmiştir.
deyse 1m hareket etmiştir. Halka duyurulan herhangi bir
uyarı veya yerleşimlerin boşaltılması hakkında bilinen bir
kayıt yoktur.
4. Heyelan ve Su Dalgası
9 Ekim 1963 tarihinde saat 10.39 pm (gece 22.39) de,
şiddetli yağış ve rezervuarın geri çekilmesinin birlikte tetiklediği 260 milyon m³ hacmindeki orman, toprak veya
kayadan oluşan heyelan 110 km/saat hızla rezervuara
boşalmış, suyun yer değiştirmesi sonucu 50 milyon m³
su barajın üzerinden aşmış ve 250m yüksekliğinde bir
dalga oluşumuna sebep olmuştur. Buna rağmen baraj
yapısı büyük ölçüde zarar görmemiştir.
3. Felaket’in Erken Belirtileri
1960 yılının yaz ayları boyunca, küçük toprak kaymaları
(heyelanlar) ve toprak hareketleri fark edilmiş, ancak bu
uyarı işaretleri yerine İtalyan hükümeti bu hususu dile
getiren gazeteciler hakkında sosyal düzene zarar vermek gerekçesi ile dava açma yolunu seçmiştir.
1960 Kasım ayında, 262m olarak planlanan rezervuar
seviyesi 190m de iken, göle doğru 800000 m³ civarında
toprak kayması (heyelan) meydana gelmiş, şirket doldurmayı durdurmuş, su seviyesi 50 m seviyesine düşürülmüş ve rezervuardaki oluşacak heyelanların ikiye
bölünmesini sağlayacağı tahmin edilen Monte Toc’un
ön tarafındaki rezervuarda yapay bir galeri inşaatına
başlanmıştır.
Piave vadisindeki taşkın Longrone, Pırago, Rivalta, Villanova ve Fae köylerini yok etmiş; 2000 kişi civarında
insanın ölümüne ve aşağıda ovanın çamurla kaplanmasına neden olmuştur. Erto e casso bölgesindeki birçok
küçük köylerde ve Castella Vazzo yakınında Cadissaga
köyünde büyük tahribatlar olmuş, 1900 ile 2500 arasında insanın ve 350 civarında ailenin tüm fertlerinin öldüğü
tahmin edilmektedir. Kurtulanların çoğu akrabalarını, arkadaşlarını ve evlerini, eşyalarını kaybetmiştir.
1961 Ekim ayında galeri inşaatının tamamlanmasından
sonra, şirket kontrollü gözetim altında dolum işlemini
yeniden başlatmış, 1962 Nisan ve Mayıs aylarında rezervuarda su seviyesi 215m’de iken Deprem Araştırma
ve Ölçüm Merkezi Mercalli ölçeğine göre 5 (beş) şiddetinde 5 (beş) deprem meydana geldiğini rapor etmesine
rağmen şirket bunların önemini küçümsemiştir. Daha
sonra rezervuarın maksimum su seviyesine kadar doldurulması konusunda şirket yetkili kılınmıştır.
5. Felaketin Nedenleri ve Sorumlulukları
Felaketten hemen sonra, hükümet (şimdiki baraj sahibi),
politikacılar ve kamu yetkilileri beklenmedik ve kaçınılmaz bir doğa olayı trajedisi ile karşılaştıkları konusunda
ısrar etmişlerdir.
Gazetelerdeki tartışma siyasilerin büyük etkisinde kalmış, ancak Unita gazetesi ilk defa hükümetin ve yönetimin özellikle VAJONT projesindeki SADE (Adriyatik
Enerji A.Ş) yönetiminin eylemlerini kınamıştır.
1962 Temmuz ayında, SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) şirketinin mühendisleri, rezervuar (göl) dolu iken gölde
oluşacak heyelanların yıkıcı tehlikelerini belirten modele
dayalı deneylerin sonuçlarını bir raporla şirkete bildirmiş,
yönetim bu sonuçları gözardı etmiştir.
Jeolojik değerlendirmelerin yapıldığı haber kaynakları ve
gazete haberleri bir felaketin geldiğini haber verdikleri
halde bütün bunlar Hükümet ile SADE ve ENEL şirketleri tarafından göz ardı edilmiştir.
1962 Kasım ayında SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) ENEL
Kamu Mülkiyetine alınmıştır.
1963 Mart ayında, Baraj Elektrik üretim ve dağıtımı için
yeni oluşturulan kamu şirketi ENEL’e geçmiş, ancak
yönetim aynı kalmıştır. Yaz ayları boyunca rezervuar
tamamen doldurulmuş, kaymalar, sallantılar ve zemin
hareketleri kamu alarm merkezi tarafından devamlı rapor edilmiştir. 15 Eylül tarihinde dağ tarafı aşağı doğru
22cm hareket etmiştir. 26 Eylül tarihinde, ENEL rezervuarın 240m seviyesine kadar yavaş yavaş boşaltılmasına
karar vermiştir. Ancak Ekim ayı başlarında dağın çöküşü
(kopması) kaçınılmaz görünüyordu ve bir günde nere-
18
İMO ANTALYA BÜLTEN
Olay Roma yakınındaki mahkemeye taşınmış, SADE
ve ENEL mühendislerinin değerlendirme sonuçları ve
kamu temsilcisinin raporları mahkeme tarafından değerlendirilmiş ve az bir ceza ile sonuçlanmıştır. SADE şirketinin bir mühendisi (Mario Pancini) 1968 yılında intihar
etmiştir. Hükümet, zararları karşılamak için SADE şirketi
hakkında hiçbir dava açmamıştır.
.
Sonraki mühendislik analizleri heyelana neden olan sebeplere odaklanmıştır. Yağış miktarı, baraj su seviyesi
değişimleri, depremlerin heyelanı tetikleyici etkileri, kayŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
lar (Nehir santralları ve kanal santralları) lokal işçilik ve
malzeme kullanma avantajına sahip olup kısa zamanda
işletmeye alınmaları ve yatırım maliyetinin daha az olması nedeniyle özel sektör tarafından cazip bulunmakta
ve Hidroelektrik enerji üretiminde Özel sektör daha çok
nehir santralları yapımına yönelmiş durumdadır.
maların eski bir heyelan veya yeni bir heyelan olup olmadığı hususundaki farklı görüşler tartışılmıştır.
Esasen problemlerden biri baraj yeri ve rezervuar seçimi
ile ilgilidir ve bu problem vadinin jeolojik yapısı ile yakından ilgilidir. Vadi kalker ve kil taşı tabakalardan oluşan
jura dönemi kayaçları ile kaplıdır. Ayrıca kireçtaşı katmanları çok miktarda boşluklar ihtiva etmektedir.
DSİ 2012 ajandasına göre, 2011 yılı sonu itibariyle işletmede olan HES sayısı 271 olup bunun 56 adedi DSİ
tarafından, 215 adedi diğer kuruluşlarca inşa edilmiştir.
56 adet HES’in 41 adedi Depolamalı Baraj santralidir.
215 adet HES’in 14 adedi Depolamalı Baraj santralidir.
Baraj üzerinden aşan taşkına neden olan heyelandan
önce, yamaçtaki kayma haftada 0,4 inç ölçülmüştür.
Eylül ayında ise bu kayma günde 10 inçe çıkmıştır. Heyelandan bir gün önceki kayma miktarı ise 40 inç (yaklaşık 1m) olarak ölçülmüştür.
2011 yılı sonu itibariyle inşaatı devam eden HES projesi
sayısı 243 olup tamamı 4628 sayılı kanun kapsamında
özel sektör tarafından gerçekleştirilecektir. Bu 243 adet
HES’in 23 adedi depolamalı baraj santralidir.
6. Yeniden Yapılanma
Sağ kalanların çoğu, nehrin 50km güney doğusunda
yer alan Taglıamento ovasında yeniden inşa edilen köye
taşınmışlar, dağ hayatına dönmek isteyenler için Piave
vadisindeki diğer köylerde modern evler ve fabrikalar
inşa edilmiştir.
2012 yılı programında olan HES sayısı 38 olup bunun
14 adedi DSİ yatırım programında inşaatı devam eden;
11 adedi uluslararası ikili işbirliği çerçevesinde kredili olarak yapılacak 13 adedi ise uluslararası ikili işbirliği
kapsamında çıkarılan 4628 sayılı kanun kapsamında
yapılacak projelerdir. 38 adet HES projesinin 36 adedi
depolamalı baraj santralidir.
Hükümet felaketin yaralarını sarmak için İtalya’nın kuzey
doğusunda sanayileşmeyi teşvik etmiştir. Mağdur olan
insanların iş kurmaları için on yıl vergi muafiyeti hakkı,
kamu desteği ve iş kurma kredileri vermiştir. Daha sonraları bunun sonucunda Venedik bölgesinden büyük şirketler ortaya çıkmıştır.
DSİ 2012 yılı ajandasına göre planlama ve proje aşamasında olan HES proje sayısı 1100 adettir. Bu sayıya 4628 sayılı kanun kapsamında tüzel kişiler tarafından geliştirilen projeler dahildir. Bu 1100 adet projenin
önemli kısmının Depolamalı Baraj santrali olduğu tahmin
edilmektedir. Böylece Türkiye genelinde HES projesi
sayısı 1625 olup toplam hidroelektrik enerji potansiyeli
46000MW kurulu güç, yıllık ortalama üretim 160 milyar
kwh/yıl olarak hesaplanmıştır.
Baraj gölündeki su seviyesini sabit tutmak için baraj rezervuarı kenarında pompa istasyonu ve rezervuarı baraj mansabına (Piave Vadisine) bağlayan by pass galeri
inşa edilmiştir. Baraj gövdesi halen yerindedir ve bakımı
yapılmaktadır. Ancak faydalanmak için bir plan yoktur.
Heyelan (toprak kayması) ile dolmuş kuru bir rezervuar
görünümünde olan baraj ve rezervuarı
2002 yılından beri ziyaretçilere açık bulunmaktadır.
7. Sonuç ve Değerlendirme
Vajont barajı trajedisi tüm ülkeler ve ülkemiz için ders alınması gereken bir
olaydır. Özellikle ülkemizde hidroelektrik
enerji üretimi DSİ (Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü) ve 2004 yılında yürürlüğe giren 4628 sayılı yasa çerçevesinde EPDK
(Enerji Piyasası Değerlendirme Kurumu)
tarafından takip edilmekte ve yürütülmekte, gerekli yatırımlar ise özel sektör
ve kısmen DSİ tarafından yapılmaktadır. Küçük ölçekli hidroelektrik santralİMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
19
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
ve bu konuda tereddüt etmeyecek yetişkinlikte elemanlara ihtiyaç vardır.
Ancak gerek sosyal bakımdan ve gerekse ekonomik
bakımdan ülkemiz su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine ve hidroelektrik enerji üretilmesine daha çok
imkân sağlamak ve ileride olası kuraklıklara karşı tedbir
almak bakımından ülke genelinde 500 adet civarında
daha baraj yapılması gerekmektedir. Yapılacak bu barajların önemli kısmı hidroelektrik enerji üretimi amaçlı
olacaktır. Bu barajların yapımına öncelik vermek çok
önemlidir ve kaçınılmazdır.
En ileri ve liberal ülkelerde dahi baraj yapımlarının bir
elde toplanması ve daha önce özel kuruluşlarca yapılmış barajların emniyetli duruma getirilmeleri tedbirleri o
ülkelerin yetkililerini uğraştıran en önemli problemlerinin
de önünde gelmektedir.
Barajların emniyeti ve yıkılmaları halinde baraj mansabında yaşayanlar ve yerleşme yerleri için olabilecek kayıpların büyüklüğü proje, yapım ve işletmelerinin bir elden ve
bu konuda uzmanlaşmış kadrolarca yapılması gerçeğini
her geçen gün daha da kuvvetle ıspatlamaktadır.
Türkiye’de enerji üretimi EPDK yasası gereği özel sektör
tarafından yürütülmektedir. Özellikle hidroelektrik enerji
üretiminde daha çok nehir santralı projelerine öncelik ve
ağırlık verilmiş durumdadır. Ülke hidroelektrik enerji potansiyelinin tamamının üretilmesine imkan sağlamak için
depolamalı HES projelerinin yapımına öncelik vermek
gerekmektedir. Depolamalı HES projelerinin özel sektör tarafından yapılacağı düşünüldüğünde Vajont Barajı
trajedisindeki benzer durumlarla karşılaşılabileceği ister
istemez akla gelmektedir. Benzer trajedileri yaşamamak
için barajların projelendirme safhasından yapım ve işletme safhasına kadar çok dikkatli davranılması ve hiçbir
fedakârlıktan kaçınılmaması, barajların emniyetinin ön
planda tutulması esas olmalıdır. Çünkü diğer mühendislik tesislerinin hiçbirinde suyun yapıya tesir ettiği statik
ve dinamik etki barajlardaki kadar yüksek değildir. Su
mühendisliğinin ana kaidelerinden biri “yapıda veya tabiattaki herhangi bir zayıflığı veya kaçak olabilecek bir
yeri suyun muhakkak bulacağıdır.” Bu bakımdan gerek
projede ve gerekse yapılan işin yapım ve kontrolünde
şartnamelerin dikkatle ve bilinçli olarak uygulanması lazımdır. Bunu temin için proje ve şartnamelerin tariflemeye çalıştığı işin kalitesinin ne olduğunu bilen, takdir eden
Depolamalı (barajlı) HES projesi inşa edecek ve işletecek özel sektörün yukarıda belirtmeye ve açıklamaya
çalıştığımız hususlara uyan ve yerine getiren kapasiteye
ve uzman kadrolara sahip olması ve önemli bir kamu
kuruluşu olan DSİ (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü)
tarafından ciddi bir şekilde denetlenmesi gereklidir ve
kaçınılmazdır. Nitekim 26 Şubat 2012 tarihinde Adana
Seyhan Nehri Göksu kolu üzerinde yapımı devam etmekte ve su tutma işlemine geçilmiş Gökdere Köprü
Barajı inşaatında yaşanan derivasyon tüneli kapak kopması sonucunda 10 işçinin hayatını kaybetmesi olayından önemli ders alınmalı ve kanun ve yönetmeliklerdeki
eksiklikler süratle giderilmeli ve DSİ’nin içinde olduğu
etkin denetim mekanizması hayata geçirilmelidir.
Kaynaklar
1- Associazione Culturale “Tina Merlin” via montalban
2- DSİ 2012 yılı ajandası
3- Barajlara Neden İhtiyaç Vardır. Türkiye’deki Barajlarımız
Bilginin rütbesi, rütbelerin en üstünüdür;
öğrenmek için sarfedilen çaba, erkek kadın her
Müslümanın boyun borcudur. Bir günlük bilim
çabası, üç aylık nafile oruçtan hayırlıdır.
Hz. Muhammed
En bilge insan, eksiğini kusurunu bilen kişidir.
Sözünü tutan, bencil tutkuları silen kişidir.
Kötülüklere yüz vermeyen, iyiliklerle güzelleşen,
Dünya yıkılsa, öz değerlerini söyleyen kişidir.
Hz. Ali
20
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Türkiye’de bir ilk
Nissibi Köprüsü Projesi
Ülkemizin 3. büyük köprüsü
olacak olan ve Atatürk Baraj
Gölü üzerinde inşa edilen Nissibi
Köprüsü hakkında Gülsan
İnşaat yöneticilerinden İnşaat
Yüksek Mühendisi Altok Kurşun
sorularımızı yanıtladı.
Altok KURŞUN
Haber: Taylan Özgür Efe
Fotoğraf: Görkem Kızılkayak
Adıyaman-Kahta-Siverek-Diyarbakır Karayolu, Atatürk
Baraj Gölü üzerine inşa edilecek Nissibi Köprüsü sayesin de önemli ölçüde kısalacak. İki yaka arasında halen
feribot seferleri ile sınırlı şartlarda sağlanabilen ulaşım;
projeyle beraber çok daha kısa ve konforlu olacak. Yörenin tarih ve kültür turizmi açısından yüksek potansiyeli, Nissibi Köprüsü’nün yapılması ile büyük bir ivme
kazanacak ve köprü bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına büyük katkılarda bulunacak. Gergin Eğik Askılı
Köprü Yöntemi ile inşa edilen Nissibi Köprüsü’nün yapımına 2012 yılı başlarında başlandı.
İnşaat Yüksek Mühendisi Altok Kurşun, “Biz Türk firmaları olarak yabancı firmalara taşeronluk yaptık veya
ortaklıkların küçük ortağı olarak bu tarz projelere dahil
olduk. Ama bu köprü bu anlamda bir dönüm noktası.
Çünkü hem tasarımını hem yapımını bir Türk firması olan
Gülsan İnşaat üstleniyor. Bu çok önemli bir nokta, çünkü bir eşik atlanıyor” diyor.
İlkler hayata geçiyor
Nissibi Köprüsü, birçok anlamda Türkiye inşaat sektörü
açısından ilkleri temsil ediyor. Türkiye’de bu tür köprüleri
şimdiye kadar hep yabancı firmaların yaptığını belirten
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Nissibi Köprüsü’nün sözleşmesi 2012 yılının Ocak ayında imzalandı. 15 gün içerisinde yer teslimi gerçekleşti.
Yapım süresi 900 gün olan projenin 2014 yılının sonbaharında tamamlan- ması planlanıyor. Projede şu anda
pilonların inşası yürütülüyor. Karşı ağırlık olarak kullanılan
yaklaşım köprülerinin betonları dökülüyor. Her biri 250
ton ağırlığındaki çok özel çeliklerden imal edilen segmentler bu amaçla kurulan çelik fabrikasında hazırlanıŞUBAT - HAZİRAN 2013
21
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
yor. Şantiyede büyük açık bir atölye
bulunuyor, segmentler bu atölyede
birleştiriliyor. Parçalar yukarda kaynatıldığı için hata yapma lüksü bulunmuyor. Bu nedenle parçaların uyumu
yerde sağlanıyor. Her parça komşu
parçasıyla yerde birebir denkleştirilip
sonrasında kaldırılıyor. Üst yapının
üzerinde ağır kaldırma vinciyle kaldırılıp havada tutup bir önceki parçaya
kaynaklanıyor. Yapılmakta olan köprünün her iki yakadaki pilonları 96.00
m yükseklikte; köprünün yaklaşım viyadükleri ile birlikte toplam uzunluğu
610 metre. 2 gidiş ve 2 geliş olmak
üzere 4 şeritli olarak inşa edilen köprünün genişliği ise 24,50 metre.
Gergin eğik askılı köprüler
Teknoloji bakımından yapılmakta olan Nissibi Köprüsü
ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü
arasında bir fark olmadığını dile getiren Kurşun, “Köprücülükte orta açıklık çok önemli. Nasıl bina yapanlar
yükseklikle ilgili gurur duyuyorlarsa, köprücülerin dünyasında da bu önemli. Köprünün toplam boyu ilginç
değil, ilginç olan geçtiğiniz açıklığın büyüklüğü. Fatih
Sultan Mehmet Köprüsü’nün orta açıklığı 1090 metre, Boğaziçi Köprüsü ise 1074 metre. Bu köprüde de
açıklık 400 metre. Bu bakımdan çok önemli” şeklinde
konuşuyor. Kurşun baraj gölünün içinde suyun derinliğinin 80 metrelere kadar indiğini bu nedenle göl içine
ayak koymanın mantıklı olmadığını belirterek şu bilgileri
aktarıyor: “Gölün her iki tarafında da pilonların oturtulacağı uygun kireç taşı formasyonunda zemin var. Her iki
taraftaki yaklaşım köprüleriyle beraber toplam 610 metre boyunda bir köprü yapıyoruz. İngilizce’de buna “cable stayed” deniyor. Biz de Türkçe’de “gergin eğik askılı
köprüler” olarak kullanıyoruz. Nissibi şu anda Türkiye’de
yapılmakta olan en büyük orta açıklıklı gergin eğik askılı
köprü.
Bu köprünün iki tane pilonu var. Bunlar ters “Y” harfi
şeklinde. Genellikle yükseklikleri, orta açıklıklarının dörtte biri kadar, yani 100 metre. 100 metrelik pilonların beton kesitleri var. İçlerinde yoğun betonarme demiri bulunuyor. Pantolon bacakları dediğimiz birleşmeden yani
Y’nin bacaklarının birleşmesinden sonra çıkan kısmında
kabloların gerildiği çelik odacıklar var beton içerisinde.
Oradan bu çelik kabloları germek suretiyle üst yapıdaki
22
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
yükleri pilonlara aktarıyoruz. 50 metreye 20 metre ebatlarında 5 metre kalınlığında bir temelde sadece 5000
metreküp beton var. Ana açıklık olan 400 metrenin ortadaki 380 metresi yani pilonlardan sonraki 10’ar metreleri ardgermeli beton, ortadaki 380 metrelik kısım ortotropik çelik kesit. Onu özel atölyelerde yapıyoruz, bir araya
getiriyoruz ve gölün üzerinde dubayla taşıyıp daha önce
üst yapının üzerine koyduğumuz ağır kaldırma sistemi
vasıtasıyla kaldırıp, önceden monte edilen kısma kaynaklıyoruz. Her iki taraftan gerdikten sonra ortadaki
parçayı da yerleştirmek suretiyle gerçek profilini veriyoruz. Burada kabloların gerilmesi çok önemli. Çünkü her
koyduğunuz parçanın meydana getirdiği gerilmeler, bir
şekil değişimleri vardır. Bunları ayarlayabilmek için her
şey bittikten ve tüm parçaları koyduktan sonra bütün
kabloları teker teker gerip nihai profili vermek lazım.
Bunlar çok özel deneyim istiyor. Biz yerli firma olarak
tek başımıza yapıyoruz ama doğal olarak birlikte çalıştığımız yabancı kuruluşlar var”. Kurşun’un verdiği bilgilere
göre, ana kabloda toplanan yükler karadaki ankrajlara
bağlanıyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde yerin
altında 40 metre genişliğinde, 50 metre uzunluğunda,
40 metre derinliğinde yatay ve düşey yükleri alabilecek
köprünün ana halatlarının bağlandığı betonarme ankraj
blokları bulunduğunu aktaran Kurşun “ Eğik askılı köprülerde ise pilonlara gelen yükleri almak ve dengelemek
için ayakların arka tarafında bulunan yaklaşım köprüleri/viyadükleri kullanılmaktadır. Nissibi Köprüsü’nde de
kabloların taşıdığı yükler, karşı ağırlık olarak ve ankraj
görevini gören 105metre+10 metre toplam 115 metre
boyunda 2,70 yüksekliğinde C 50/60 betonlardan oluşan yaklaşım köprülerine aktarılmakta” diyor.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Rüzgâr testi
TIR’a bedel olur. Bu yüzden hesap esaslarını yapmak
hazırlamak diğer köprülere benzemez. Mastik asfaltın
normal asfalta göre farkı, normalde 8 cm’de aldığınız
fonksiyonu mastik asfaltla 3-4 cm’de alabiliyor olmanız. Mastik asfalt, çok daha yüksek ısılarda hazırlanan,
aşınması, dayanımı farklı bir asfalt türüdür. Mastik asfaltı ya o bölgede üreteceğiz, ya da İstanbul’dan tedarik
edeceğiz. Paket halinde götürüp orada ısıtıp serme alternatifleri mümkün.”
Bu tür büyük köprülerin tasarım kriterlerini oluşturmanın çok önemli olduğunu da sözlerine ekleyen Kurşun,
“Klasik viyadükler ya da kav- şak köprülerindeki gibi
hesaplamalar yapamazsınız. Burada olmazsa olmaz bir
rüzgâr tünel testi yapmak zorundasınız. Biz buna tam
ölçekli test diyoruz. Geometrik olarak 1/100 ölçeği yani
600 metreyi 6 metre olarak gösterdiğimiz, tüm mekanik
fiziksel özellikleriyle bu yapının birebirini Danimarka’da
özel bir laboratuarda rüzgâr testine tabi tutuyoruz. 2
tür rüzgar söz konusu; bir doğrusal rüzgar üflemesi bir
de türbülans. Bunlar altında, yapı hangi aşamada rezonansa geçiyor, hangi aşamada göçme haline geliyor,
bunlar hesaplanmalı. Biz tasarımını yaparken rüzgara
karşı modelleyip, sofistike bilgisayar yazılımlarıyla bunları hesap ediyoruz” diyor.
Neler değişecek?
Köprü sayesinde yol önemli ölçüde kısalacak. Yörenin
tarih ve kültür turizmi, hareketlenecek ve köprü bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına büyük katkıda bulunacak. Kurşun bu noktada şu ifadeleri kullanıyor: “Feribot ile karşı kıyıya ulaşan bölge halkı, şimdi modern
otoyol kalitesinde bir köprüye kavuşacak. Diyarbakır’a
uçakla giden bir turist 1 saat sonra Nemrut dağına ulaşabilecek. Yöreye sosyal anlamda da çok büyük bir
katkı sağlanacak. O yüzden yüklenici firmaya çok fazla
destek isteği var. Yörenin insanları da pırıl pırıl ve yardımseverler. O köprü onların hayali. Bu hayalin gerçekleşmesinden de çok mutlular”.
Deprem senaryoları
Türkiye’nin deprem kuşağında olan bir ülke olduğunun
da altını çizen Kurşun, bu nedenle deprem senaryolarının da çok önemli olduğunu dile getiriyor. Köprünün
bulunduğu alanda zemin araştırmaları yaptıklarını ve
3 deprem senaryosu oluşturduklarını aktaran Kurşun
şunları söylüyor: “Birinci senaryo, yapım aşaması için
3-5 senede bir oluşacak depremlere ilişkin. İkinci senaryo, 475 yılda bir yaşanabilecek bir depreme ilişkin.
Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde yapının elastik
davranması ve deprem sonrası sorunsuz hizmete devam edebilmesi gerekli. Üçüncü senaryo ise 2475 yılda
bir oluşabilecek depreme ilişkin. Bu senaryo gerçekleşirse yapıda büyük hasarlar oluşabilir ancak can kaybına sebebiyet verecek göçmelere izin verilmez. Yani
böyle bir deprem olduğunda dahi yapı bozulmayacak,
göçmeyecek diye hesaplamak zorundasınız. Mühendislikte hiçbir senaryoda can kaybı yoktur. Hiçbir senaryoda yapının göçmesine müsaade edemezsiniz. 2475
senede meydana gelecek bir depremden ötesi yoktur.
Bu depremde bile bu yapı göçmeyecek”.
Pilonlar için kalıp sistemi
Pilonların inşasında Doka tarafından sağlanan geniş yüzeyli perde kalıbı ve otomatik tırmanır sistem kullanılıyor.
Sistemin başlıca elemanları ahşap kiriş, çelik kuşaklar
ve plywood. Brüt beton yüzeyi istenen projelerde ve
şekil itibari ile doğrusal olmayan perde ve kolonlarda
en çok tercih edilen kalıp sistemi. Nissibi projesinde de
pilonlardaki her döküm aşamasındaki değişiklik nedeni ile bu sistem tercih edildi. Projede bir pilonun her iki
ayağına ayrı ayrı kalıp verildi. Otomatik tırmanır sistem
her konsolu 5,0 ton taşıma kapasitesi olan konsollardan
oluşuyor.
Bu sistem hidrolik olarak yukarıya doğru hareket ettiriyor
ve bu esnada vince ihtiyaç duyulmuyor. Sistem her aşamada yapıya bağlı bulunuyor ve birden fazla platform
aynı anda hidrolik olarak hareket ettirilebiliyor. Otomatik
tırmanır sistem hava koşullarından etkilenmiyor ve 72
km/saat rüzgâr hızında tırmanma yapılabiliyor. Sistemin
en büyük özelliklerinden bir esnek olması aynı zamanda
üzerindeki malzemelerle tırmanmaya olanak sağlaması.
Asfalt uygulaması
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde olduğu gibi Nissibi Köprüsü’nde de mastik asfalt uygulaması yapılacak. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü dile getiren
Kurşun şu bilgileri aktarıyor: “Bu tür yapıların tasarım
kriterlerini belirlemek çok önemli. Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü’nün boyu 1500 metre, eni de yuvarlak hesap
40 metredir. Bunun üstüne yanlışlıkla 1 cm fazla asfalt
dökseniz ağırlık açısından 70 tane, her birisi 20 tonluk
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Kaynak: Yol Teknolojileri Dergisi Mart-Nisan 2013
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
23
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Betondan Karot Alınması ve TS500’e
Göre Uygunluğunun Değerlendirilmesi
Dr. Tümer AKAKIN
dayanımının uygun olmaması halinde, yapısal yeterliliğin
değerlendirilmesinde,
Karot standartı TS 10465 Nisan 2010’da iptal edilerek
yerine TS EN 13791 [1] kullanılmaya başlandı. Bu yazıda yeni karot standartı ve karot alınırken dikkat edilmesi
gereken hususlara kısaca yer verilecektir.
Şartname veya mamul standartında belirtilmiş olması halinde, yapıdaki beton basınç dayanımı uygunluğunun değerlendirilmesinde. olarak verilmiştir.
Öncelikle karotun neden alındığının belirlenmesi gerekir.
Karot alınmasının nedenleri aşağıdakiler olabilir;
Bu durumda yerindeki beton basınç dayanımından kullanıcının da hataları olabileceği nedeniyle üretici mesul
değildir. Fakat ülkemizde bazen Yapı Denetim Kuruluşları
tarafından uygun kabul edilmeyen taze beton sonuçları
nedeniyle bu standartın uygulanmasına gidilmektedir.
Bu durumda standarta göre betonun “Yeni beton yapıdaki, beton kalitesi, uygun olmayan veya kusurlu işçilik
hakkında anlaşmazlık” halinde yapılması gerekenler bu
kılavuzda aktarılacaktır.
Yerine yerleştirilmiş olan beton şartnameye uygun
olarak gelmiş, sıkıştırılmış ve bakımı yapılmış mıdır?
Mevcut yapıdaki dayanım genel olarak nedir?
En yüksek gerilmelerin olduğu bölgedeki bir elemanın betonu yeterli basınç dayanımına sahip mi? (Bu durumda alınacak beton parçasının bile katkısına ihtiyacı
olan bir elemandan numune alınırken dikkat edilmeli ve
yapıyla ilgili bilgi sahibi olan bir mühendis eşliğinde numune alınmalıdır.)
Fakat karot üzerinden değerlendirmeye başlamadan
önce taze beton sonuçlarının neden kötü çıkabileceğini
irdelememiz gerekiyor. Öncelikle taze beton deney numunelerinin iyi korunmasının sağlanması gerekmektedir.
Bir araştırmada özellikle sıcak iklimlerde taze beton numunelerinin taşınması, alınması, saklanması gibi şartlara
uyulmadığında düşük çıkan numunelerden alınan karotların %83’ü uygun çıkmıştır. [2]. Bu hem zaman hem
de para kaybına neden olmaktadır. Bu oran ülkemizdeki
bazı beton üreticilerinde daha yüksek çıkabilmektedir.
Gerçek yüklemelere karşı dayanımın belirlenmesi
(Betonun mevcut yüklemelere karşı dayanımı belirlenmesi istenebilir. Bazı durumlarda projelerde öngörülen
yükler gerçek yüklerden çok daha fazla olabilir.)
Günümüzde ise karot yaygın olarak gelen betondan
alınan taze beton deney sonuçlarının uygun çıkmaması
durumunda gelen betonun kalitesinin belirlenmesinde
kullanılmaktadır. Hâlbuki bu uygulama uygun olmayan
yerleştirme ve bakım işlemlerinin karot dayanımı sonucu belirlenen beton dayanımının etkilemesine neden
olmaktadır. TS EN 13791’de “EN 206-1’e göre yapılan beton deneylerinin yerini alamaz” hükmü açıkça yer
almaktadır.
TS EN 13791’e [1] göre beton dayanımının yerinde tayinine gerek duyulabilecek haller:
Mevcut yapının modifiye edileceği veya yeniden tasarımlanacağı durumlarda,
Kusurlu işçilik, yangın veya diğer etkilerle betondaki
bozulma sebebiyle yapıdaki basınç dayanımı hakkında
şüphe duyulması halinde, yapısal yeterliliğinin değerlendirilmesi halinde,
İnşaat yapımı esnasında beton dayanımının yapıda
değerlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu hallerde,
Standart deney numunelerinden elde edilen basınç
24
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Şekil 1: Betonun Dayanım kazanımında Kür Etkisi [3]
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Farklı labortuvar koşullarında bırakılmış numunelerin
farklı yaşlardaki dayanım sonuçları Şekil 1’de verilmiştir. Buna göre kür edilmemiş numuneler 28 günde kür
edilmiş numunelerin ancak %60-70’i kadar dayanımı
sağlayabilmişlerdir.[3]
alınması ve karotların değerlendirilmesi ve karot raporlarında yazılması gereken bilgilere kısaca yer verilecektir.
I. TS EN 12504’e göre karot alınması
TS EN 13791 standartına göre karot alınması TS EN
12504-1’e [6] göre yapılmalıdır. Öncelikle karot alım
yerlerinin uygun belirlenmesi gerekmektedir. TS EN
13791’de belirtildiği ve II Bölüm de özetlendiğine göre
uygun sayıda numune alınması gerekmektedir. Bu sayıya uygun olarak deney bölgeleri belirlenmelidir.
Doğru sonuçların elde edilmesi için laboratuvar şartlarının standarta uygun olması ve standarta uygun bir
preste standarta uygun bir şekilde kırımının yapılması
sağlanmalıdır. Dayanım anlaşmazlığı konusunda bir üretici kapsamlı bir deney sistemine girmiş ve Tablo 1’deki
sonuçları elde etmiştir.[4]
Numune alımında kolonların orta kesimleri tercih edilmeli
ve donatının yerleri belirlenerek donatıların kesilmemesi
sağlanmalıdır. Tabliyelerden mümkün olduğunca karot
alınmamalıdır. Zira statik açıdan daha az önemde olup
yerleştirme ve kür problemleri daha fazla yaşanmaktadır. Karot aleti kolona dik olarak sabitlenmeli ve karot alımı sırasında karotun diklikten sapmaması sağlanmalıdır.
Karot yan yüzeyinin, çizilen doğrultu çizgisinden sapma
toleransı, ortalama karot çapının %3’ ü olmalıdır. Karot
çapı olarak 100mm ve üzeri tercih edilmelidir. (Standart
karot çapının agrega maksimum tane büyüklüğünün en
az 3 katı olmasını istemektedir) (90mm altı karotlar için
TS EN 12390-4 [7] uygun beton test cihazlarının uyarlanması gerekmektedir) TS EN 12504-1[6].
Bu şantiyede laboratuvarda yapılan uygulamalarda oluşan farklılıklar nedeniyle %10 a varan dayanım farkları
görülmektedir. Standarttan sapan uygulamalar çoğu
zaman dayanımı artırmaz düşürür. Bu nedenle beton
basınç dayanımı deneyini yaparken standarta tam anlamıyla uyulması gerekmektedir.
Numune kalıplarının ve dolayısıyla numunelerin de standarta uygun olması gerekmektedir. Yapılan araştırmada
numune kalıplarının standarta uygun olmaması durumunda basınç dayanımları farkının C35-C40 sınıflarındaki betonlar için 8-10 MPa çıkabileceği belirlenmiştir. [5]
Fakat yine de betonun uygunluğu karot ile değerlendirilecekse standarta uyulmalıdır. Bu yazıda uygun karot
Karışım
A
B
C
D
E
F
Dayanım (MPa)
Oran (%)
Dayanım
(psi)
Oran (%)
Dayanım
(psi)
Oran (%)
XX
OO
OO/XX
OX
OX/XX
XO
XO/XX
30,7
30,2
28,2
36,3
29,5
32,1
27,6
27,9
25,0
35,1
24,8
25,3
89,9
92,2
88,9
96,7
84,2
78,9
30,7
29,3
28,2
38,7
30,1
24,0
100,3
96,9
99,9
106,8
102,2
74,6
28,1
28,3
25,9
35,1
25,9
25,9
91,7
93,9
92,0
96,9
87,7
80,6
Ortalama
Ağırlıklı Ortalama
88,7
90,9
96,9
98,3
90,6
92,6
Notlar;
X : Hazır Beton Tesisi Laboratuvarı
O : İş sahibinin laboratuvarı
XX : Numuneyi alan X, Deneyi yapan X
OO : Numuneyi alan O, Deneyi yapan O
OX : Numuneyi alan O, Numuneyi taşıyan, bakım yapan, test eden X
XO : Numuneyi alan X, Numuneyi taşıyan, bakım yapan, test eden O
Tablo 1: Üretici ve İş Sahibi Laboratuvarları arasındaki dayanım farkları [4] MPa
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
25
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Karotlar alındıktan sonra kurutularak laboratuvar ortamında saklanmalıdır. Başlıklama yapılmalı ve numune
boyutları ölçülmelidir. Başlıklama ve kesme işlemleri sırasında ıslanan numune tekrar laboratuvar şartlarında
kurutulmalıdır. Silindir eşdeğer dayanımı için L/D (boy/
çap oranı)=2, küp eşdeğer dayanımı için L/D (boy/çap
oranı)= 1 tercih edilmelidir.
a) Deney numunesinin tanıtımı ve tarifi,
Kükürt, çimento veya aşındırma uygulanmış başlıklar
kullanılabilir. En doğru dayanım düzgün bir aşındırma ile
sağlanacaktır. Bu şekilde hazırlanan uç yüzeylerinin yan
yüze göre diklikten sapma toleransı TS EN12390-1’ e
[8] uygun olmalıdır. Basınç dayanımı deneyi için karot
numunenin uç yüzeyleri, TS EN 12390-3’ de [9] verilen
Ek A’ya uygun şekilde hazırlanmalıdır.
f) Numune hazırlanmasında kullanılan metot (kesme,
aşındırma veya başlık yapma),
b) Betonun, agrega en büyük anma tane büyüklüğü,
c) Karot alma tarihi,
d) Belirlenen herhangi bir kusur da belirtilerek, gözle
muayene bulguları,
e) Donatının (varsa), çapı ve yeri, mm olarak,
g) Karot uzunluğu ve çapı,
h) Deney için hazırlanması numunenin boy (uzunluk)/
çap oranı,
i) Numunenin deney anındaki yüzey rutubet durumu,
j) Deney yapılma tarihi,
12390-1 madde 4.3.3 e göre silindir numunelerin yan
yüzünün, alt ve üst yüzeylere göre diklikten sapma toleransı, ± 0,5 mm’dir. Ayrıca yük uygulanacak olan yüzeylerin düzlükten sapma toleransı,
k) Karot numunenin basınç dayanımı, MPa veya N/
mm² olarak,
l) Muayene veya basınç dayanımı deneyinde standart
deney metodundan olan herhangi bir sapma,
± 0,0006 d’ dir. Buna göre 100mm çapında bir karotun yüzeylerinin düzlükten sapma toleransı sadece 0,06mm’dir. Yükseklik toleransı TS EN 12390-1 e
göre %5’tir. Buna göre 100mm’lik karotun başlıklı hali
95mm-105mm arasında olmalıdır. Karot yan yüzeyinin,
çizilen doğrultu çizgisinden sapma toleransı, ortalama
karot çapının %3’ ü olmalı bu 100mm karot için 3mm
yapmaktadır.
m) Standart deney metodundan herhangi bir sapma (i
Maddesi) kaydedilmemişse, muayene ve deneyden sorumlu kişi tarafından, deneyin bu standarta uygun yapıldığına dair beyan,
II.TS EN 13791’e göre uygunluk değerlendirilmesi
TS EN 13791’e göre yeni yapıda dökülen bir betonun
yapıdaki uygunluğu ile ilgili 9. maddeye göre değerlendirme yapılabilir. Uygun çıkmaması durumunda yeterliliğin değerlendirilmesi amacı ile yapısal analiz yapılır.
Yapılacak diğer ölçümler;
Karot çapı, karot uzunluğunun yarısı ve dörttebir noktalarından, birbirine dik iki doğrultuda ölçülmelidir. Karot
uzunluğu, teslim alındığı haliyle en büyük ve en küçük
uzunluk değerleri ve uçlarının düzeltilme işlemleri tamamlandıktan sonraki uzunluğu ölçülmelidir. Bu ölçümler %1 doğrulukla yapılması gerektiğinden basit bir cetvel ile değil kalibrasyonlu bir kumpas ile yapılmalıdır.
TS EN 13791 Madde 9’da uygunluk değerlendirmesi
için üç tane farklı alternatif vardır. Bu alternatifler beton
miktarına ve dolaylı yöntemlerin kullanımına göre değişmektedir. Bir günlük beton dökümü için az harmanlar
için olan üçüncü alternatif kullanılabilir.
Ayrıca diklikten sapmaların yüzey düzgünlüklerinin belirlenmesi için kalibrasyonlu bir dik gönye ve bir kıl gönye
ile sentil kullanılmalıdır.
a) Çok harmanlı betonlarda (Birden fazla günde dökülen çok büyük temel, çok geniş tabliyelerde yapılabilecek bir uygulama)
Burada dikkat edilmesi gereken numune başlıklamadan sonra yukarıda verilen toleransların sağlanmasıdır.
TS EN 12504-1’ e göre karot basınç dayanımı deney
raporunda özelikle yukarıda yapılan ölçümlere de yer
verilmeli ve numuneler kesinlikle TS EN 12390-1 de belirtilen toleranslara uygun olmalıdır.
i)15 tane karot alarak istatiksel olarak denetim (1.
alternatif)
fm(n),is ≥ 0.85 x (fck + 1,48 x s)
fis, endüşük ≥ 0,85 x (fck-4)
fm(n),is = n adet yerinde basınç dayanımının ortalaması
fis, endüşük = Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü
Karot Basınç dayanımı Deney raporunda TS
12504-2’ ye göre olması gereken bilgiler aşağıda
verilmiştir:
26
İMO ANTALYA BÜLTEN
fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı
.
s = Standart sapma
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
Yapının yeterli dayanıma
sahip olup olmadığı madde 9
uygulanarak tayin edilir.
(Uygun ise) yapıdaki
beton kabul edilir.
(Uygun değil ise) yeterliliğin,
yapısal analiz yoluyla daha
ileri şekilde araştırılması ve
sorumluluğun belirlenmesi
Şekil 2: TS EN 13791'e göre beton dayanımının uygun olması veya
olmaması durumunda yapılması gerekenler
a) Değerlendirmenin amacı,
b) Yapı bileşenlerin tanımı ve tarifi,
“Not 1 - Herhangi bir karotta belirlenen yetersiz
dayanım, genel problemden ziyade yerel bir problemi ifade edebilir.”
c) Betonla ilgili olarak temin edilebilen bilgi (karışım
oranları, dayanım sınıfı, beton yaşı vb.)
d) Aşağıdakileri ihtiva eden deney programı:
ii) 15 dolaylı ölçüm (schmidt çekici gibi) sonucu alınarak, en düşük schmidt çekici ölçümü çıkan yerden
alınan iki karottan (2. alternatif) her birinin
Deney yöntemleri,
Karotlar (boyutlar, uygulanan işlemler, maruz kaldığı
şartlar, vb.)
fis, endüşük ≥ 0,85x (fck - 4)ü sağlaması
Numune alma planı, deney adedi, varsa, standart deney yönteminden olan sapma (deneyden önce bekleme
süresi gibi)
fis, endüşük = Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü
fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı
Standartta verilen bu ikinci alternatifte dolaylı yöntemin
yardımı ile en düşük dayanım çıkması muhtemel yer
belirlenerek sadece 2 karot alınmasıyla uygunluk değerlendirmesi yapılabilmektedir. Burada schmidt çekici
sadece en düşük bölgenin belirlenmesinde kullanılmakta elde edilen sonuçlar herhangi bir değerlendirmede
kullanılmamaktadır.
e) Deney verileri ve sonuçlar,
f) Hesaplar,
g) Yapıdaki karakteristik basınç dayanımının tayini ve
gerekliyse EN 206-1’e göre eşdeğer basınç dayanımı
sınıfı.
Ayrıca betondaki boşluklar, karot içerisinde donatı bulunması ve betonun, deney esnasındaki olgunluğu da
bu unsurlar arasında dikkate alınmalıdır. Bu standarta,
bu hususlarda kılavuz bilgi yer almamaktadır. Bunlar
dayanımı etkileyebilmektedir. Bu nedenle bu kılavuzda
karot dayanımını etkileyen bu hususlar üzerinde durulmaya çalışılacaktır.
b) Az harmanlı betonlarda iki karot alınarak her iki karotun (Bu yöntem bir günlük beton üretiminin değerlendirilmesi için kullanılabilir - 3. alternatif)
fis, endüşük ≥ 0,85x (fck-4)ü sağlaması
fis, endüşük = Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü
fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı halinde bölgedeki beton dayanımının yeterli olduğunun kabul
edilir.
İMO ANTALYA BÜLTEN
TS EN 13791’e göre değerlendirme
raporunda olması gereken bilgiler aşağıda verilmiştir.
“Değerlendirme raporunda aşağıda
verilenler yer almalıdır:
Standartta altta verilen not ile yetersiz dayanımın sadece beton üreticisi değil uygulamasından da kaynaklanabileceği belirtilmekte ve beton dayanımının düşük olmasının lokal bir sorun olabileceği belirtilmiştir.
Standarttaki 2.not yine bakımın ve yerleştirmenin etkilerini belirtmektedir;
“Not 2 - Yapıdaki beton dayanımının düşük çıkmasının çok sayıda
sebebi vardır. Betonun, şartname
gereklerini sağlamaması, yetersiz
sıkışma veya şantiyede betona
kontrolsüz su ilavesi bu sebepler
arasında sayılabilir. Beton imalatçısı ve kullanıcısı, beton dayanımının yetersizliğine sebep olan
unsurlardan önemli olanların tanımlanmasına ihtiyaç duyabilir.”
III. Karot Dayanımını Etkileyen
Değişkenler
a) Karot Basınç Dayanımı Deneyi
.
Deney, EN 12390-4’e uygun basınç deney makinesi
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
27
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
kullanılarak, TS EN 12390-3’ e uygun şekilde yapılmalıdır. Basınç aleti
uygun olmalı ve uygun yükleme hızı
seçilmelidir.
b) Numune Toleranslarının tam
olarak sağlanamaması
Başlıklama Malzemesi
Basınç Dayanımı (MPa)
Kükürtlü başlık (NFP 18416)
35,6
Yüksek dayanımlı başlıklama malzemesi
62
50x50mm küpler dökümden 90 dakika sonra
Tablo 2: Başlıklama malzemelerinin dayanımı [10]
TS EN 12390 -1 e uygun numune
üretilmemesi ve başlıklanmaması.
Uç yüzeylerinin
başlıklanması
Düşük dayanımlı başlıklar, karot dayanımını düşürür. Yüksek dayanımlı
harç ve yüksek dayanımlı kükürt
kullanılarak yapılan ince başlık, dayanımı önemli derecede etkilemez.
Uç yüzeylerinin aşındırılarak düzeltilmesi en iyi sonucu verir.
Başlıklama malzemeleri arasındaki
dayanım farkları Tablo 2 de verilmiştir. Genel kanı ve buradaki sonuçlara
göre de C35 üstü betonlarda kükürt
başlık tercih edilmemelidir. Bu araştırmada kullanılan kükürt başlıklar
hazır olarak alınmış karışımlardır.
Laboratuvarda rastgele hazırlanan
veya tekrar tekrar geri kullanılan karışımların daha düşük çıkabileceği
bilinmelidir.
Kötü Aşındırma MPa
106,4
82,5
100,1
84,7
105,2
94,7
118,6
96,1
118,7
94,7
Ortalama=109,8
Ortalama=90,5
Tablo 3: Aşındırmanın iyi veya kötü yapılmasının etkisi [10]
Normal
Yüksek
Çok yüksek
dayanımlı
dayanımlı
dayanımlı
beton
beton
beton
58,9
75,4
119,2
Aşındırma
Ortalama dayanım
Standard sapma
1,6
2,0
3,1
Karakteristik dayanım
55,7
71,4
113,0
Normalize karakteristik dayanım
100
100
100
Ortalama dayanım
58,9
73,7
112,3
Standard sapma
2,0
1,6
5,7
Karakteristik dayanım
55,0
70,5
100,9
Normalize karakteristik dayanım
98,7
98,7
89,3
Ortalama dayanım
58,3
71,1
107,7
Standard sapma
1,5
6,1
9,1
Karakteristik dayanım
55,3
58,9
89,4
Normalize karakteristik dayanım
99,3
82,5
79,1
56,4
67,8
102,7
Başlıklama yöntemlerinden en iyisi
aşındırmadır. Ancak aşındırma uygun olmadığı zaman yine dayanım
kayıplarına neden olmaktadır. (Tablo
3).
Kum kutusu
c) Betonun Yaşı ve Bakımı
Epoksi Başlık
Betonun sertleşme sürecindeki bakımı ve karot alındığı andaki beton
yaşı betonun basınç dayanımını etkilemektedir Aşağıda belirtilen uygulamada sıcak havada dökülen
betonda şantiyede alınan karot ile
nemli ortamda tutulan betonlar arasındaki dayanım farkları verilmiştir.
Basınç dayanımları arasındaki fark
%60’lara kadar çıkabilmektedir.
Aynı şekilde derin bir temelin içinde
oluşan hidratasyon ısısından dolayı
28
İyi Aşındırma MPa
Kükürt başlık
Ortalama dayanım
Standard sapma
2,3
2,8
5,5
Karakteristik dayanım
51,8
62,1
91,8
Normalize karakteristik dayanım
93,0
87,0
81,2
Tablo 4: Farklı dayanımlardaki betonların farklı başlıklarla elde edilen
dayanım sonuçları [10] MPa
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
% Oran Dayanım
da beton dayanımı sıcaklık ile birlikte azalabilmektedir.[11] Ayrıca soğuk havalarda
da hidratasyon reaksiyonları yeterince
oluşmadığı için dayanımlar erken yaşlarda sıcak havanın aksine dayanımı daha
düşük olacaktır. Bu nedenle olgunluk
kavramına dikkat edilmelidir.
d) Rutubet içeriği
Beton numuneleri kesim ve başlıklamadan dolayı ıslak ise laboratuvar ortamında
kurutulmalıdır. Homojen olarak numunenin kuru olması sağlanmalıdır. Bu nedenle
herhangi bir nedenle ıslanmasından sonra
en az 7 gün boyunca kuruması sağlanmalıdır.
130
120
110
100
Sahada Kür Edilen Numune
Su Küründeki Numune
90
Karot Dayanımı
80
70
60
1
10
100
1000
Günler
Şekil 3: 37°C'de farklı koşullarda kür edilen numuneler ve beton
elemandan alınan karot dayanımı sonuçları [11]
farkını artırmaktadır.
Karotun rutubet içeriği, ölçülen dayanımı etkiler. Suya
doygun karotun dayanımı, diğer özellikleri aynı olan hava
kurusu, rutubeti normal şartlarda %8 - %12 olan karot
dayanımından %10 - %15 daha düşük çıkmaktadır. Bu
nedenle karotların kırılmasından önce laboratuvar şartlarında bekletilmesi bu arada başlığının tamamlanması
faydalı olacaktır. Ayrıca numunenin iç ve dışının nem
farkı içsel gerilmelere neden olmakta ve dayanımı düşürmektedir. [12]
e) Boşluk
Boşluk oranının artması, dayanımı düşürür. Yaklaşık %1
boşluk, dayanımı %5 - %8 oranında, düşürmektedir. Yüzeyde yetersiz vibrasyondan kaynaklı boşluklar görünüyorsa ve düşük dayanımlı çıktıysa karot ihmal edilebilir.
f) Karot alınma yönü ve yeri
Karot alımında kolonların orta kısmı tercih edilmesi gerekmektedir. Karot alımında kiriş gibi eğilmeye çalışan
elemanlar tercih edilmemelidir. Kiriş tercih edilecekse
sarkan kirişlerden momentin en yüksek olduğu orta kısımlardan değil kolonun açıklığın ¼ kısmı kadar uzağından alınmalıdır. Ayrıca dökülen betonların üst kısımlarında daha düşük olmaktadır.
Betonun yapının şartlarını sağlayan bir rutubet ortamı
oluşturulması için standart bir prosedür yoktur. Ancak
numunelerin saklanma koşulları kayıt altında tutulmalıdır.
ASTM C42:2004 [13] de yapı ile karotun rutubet koşulları arasındaki farkları en aza indirecek aşağıdaki şartlar
verilmiştir.
Karot alımında sonra numuneleri 1 saat süreyle kurutup
torbalayın. Numunelerin güneşe maruz kalmamasına
dikkat edin. Eğer başlıklamada kesme veya aşındırma
yapılacaksa karot alımından 2 gün içinde yapın. Daha
sonra yüzeyi kurutup torbalar yerleştirin. Başlık yapımında su ile temasını en aza indirin. Eğer deney öncesi
nemli bir işlem yapılmışsa veya karot alımından sonra en
az 5 gün sonra deneyi yapın. Genel olarak ıslak karot
kuru karotlara göre daha düşük dayanım verirler ve nemin değişkenliği dayanım dağılımını artırır.
Mac Gregor [12] tarafından yapılan bir araştırmada 7
gün boyunca kurutulan numuneler 40 saat boyunca
su altında tutulan numunelerden %14 daha fazla dayanım vermişlerdir. İç ve dış nem değişkenliği de bu farkı
artırmaktadır. Zira uzun süre kurutulmuş numuneler ile
su içerisindeki numuneler arasındaki fark %5 kadardır.
Ayrıca daha dar karotlarda ıslak olma durumu dayanım
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Karot beton yüzeyine dik olarak alınır. Betonun döküm
doğrultusunda, düşey olarak alınan karot dayanımı, taze
beton stabilitesine bağlı olarak, aynı betondan yatay
yönde alınan karot dayanımından daha yüksek olabilir.
Dayanım farkı tipik olarak % 0 - % 8 arasında olmaktadır. Yapılan çalışmalarda dik alınan karotların yatay
alınan karotlardan daha fazla dayanıma sahip oldukları
görülmüştür. Bunun nedenleri arasında yatayda karot
alırken tam düz bir doğrultu sağlanamaması ve agregaların altında biriken terleme sularının dikeyde karot
alındığında basınç altında kalarak fazla etkilenmediği
fakat yatayda alınan numunelerde bu terleme sularının
yarılma çatlaklarının daha kolay oluşmasına neden olduğu için dayanımı düşürdüğü düşünülmektedir. Bu oran
%8 e kadar çıkmaktadır[14]. Ama yüksek dayanımlı
betonlarda bu fark oluşmamaktadır. [15] Bunun nedeni
terleme suyunun yüksek dayanımlı betonlarda terleme
suyunun azlığı olabilir. TS EN 12504’de ve TS 13791’de
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
29
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
betondan karot alma yönü ile ilgili bir düzeltme yoktur.
BS6089:1981[16] yatayda alınan numunede dayanım
sonucunu %9 oranında artırılmasını sağlamaktadır.
Betonda yassı agregalar var ise ve kırılma yerinde agregaların çimento pastası ile temas etmediği bölümler var
ise bunlar not edilmeli ve karot gerekirse değerlendirmeye alınmamalıdır.
Bu nedenle karotları kolon ve perdelerin orta kısmından
alınması gerekmektedir. Döşemelerden alınan karotlar
daha düşük dayanımda çıkarlar.
Karotun, içerisinde donatı bulunacak şekilde alınmasından mümkün olduğu kadar kaçınılmalıdır. Basınç dayanımı tayini için kullanılacak karot numunelerde, boyuna
eksen doğrultusunda veya bu eksene çok yakın doğrultuda donatı bulunmaması sağlanmalıdır.
Karot betonun düzgün sıkıştırılmasının ve yapısal olarak
riskin daha az olduğu tabliyelerden ziyade betonun düzgün olarak sıkıştırılabildiği ve statik açıdan daha büyük
risk taşıyan kolon, perde ve kirişlerden alınmalıdır. İşlem
esnasında karota hasar verilmemelidir. İşlem esnasında
karot alma makinası hareket etmeyecek şekilde sıkıca
sabitlenmelidir.
ASTM C42:2004'e göre içinde donatı bulunan karotlar
basınç dayanımında kullanılmamalıdır.
h) Karot çapı
Ölçülen dayanımdaki değişkenlik, karot çapının, en büyük agrega tane büyüklüğüne oranındaki azalmaya bağlı
olarak yükselir. TS EN 12504 e göre karot çapı agrega
tane büyüklüğünün en az 3 katı olmalıdır. Bu durumda 22mm’den çok için en düşük karot çapı 66mm dir.
ASTM C 42 ise en az 95mmlik karot çapı önermektedir. Ayrıca 90mm den daha düşük karot çapı için TS EN
12390-4 e göre uygun olan basınç dayanım aletlerinde
revizyon gerekebilmektedir.
Karot almadan önce, karot alınmasının yapı üzerinde
oluşturacağı herhangi bir olumsuz etki dikkate alınmalıdır. Karot, tercihen, beton elemanların kenarları veya
herhangi bir birleşim yerinden uzaktaki ve donatının çok
az olduğu veya hiç olmadığı noktalardan alınmalıdır.
Yatayda karot alırken dayanımı artırıcı bazı etkiler de olabilir. Örneğin dikey bir elemanda dayanımın dağılımına
bakıldığında üst bölgelerde su/çimento oranı arttığından
dayanım düşebilmektedir. Yatayda karot alırken ortaya
yakına alt seviyedeki yerlerden tercih edilmelidir. Böylelikle düzeltme faktörleri yapılmadan yatayda ve alt seviyelerden numune alınarak işlem tamamlanmalıdır.
TS EN 12504-1 Ek A'da Agrega tane büyüklüğü ve karot çapının karot numunenin basınç dayanımı üzerindeki etkisi incelenmiş ve buna göre yapılan araştırmalarda
aşağıdaki değerler elde edilmiştir.
Karot alımında kolon ve perde gibi basınca çalışan elemanlar tercih edilmelidir. Kirişlerden alınan numuneler
yapının çalışmasından oluşan çatlaklar nedeniyle daha
düşük çıkacaktır. [17]
Betonda kullanılan agrega en büyük tane büyüklüğü;
20mm ve 40mm olan, 25mm, 50mm ve 100mm çaplı
karotlarda yapılan deneylerden aşağıda verilen sonuçlar
elde edilmiştir:
g) Kusurlar
Agrega en büyük tane büyüklüğü 20 mm olan betonda;
Her karot göz ile muayene edilmelidir. Karottaki çatlaklar,
değişik sebeplerden kaynaklanır. Bu sebepler arasında,
yassı, iğne şekilli tanelerin veya yatay donatı çubuklarının
altında toplanan su ve yöresel ayrışma sebebiyle boşlukların oluşumu sayılabilir.
Çapı 100 mm olan karot numuneden elde edilen basınç
dayanımı, çapı 50 mm olan karot numuneden elde edilen basınç dayanımından yaklaşık olarak %7 daha yüksek, Çapı 50 mm olan karot numuneden elde edilen basınç dayanımı, çapı 25 mm olan karot numuneden elde
edilen basınç dayanımından yaklaşık olarak %20 daha
yüksek olduğu belirlenmiştir.
Bu tür karotlardan elde edilen dayanımların geçerliliği ve
bu dayanımların genel olarak yapıdaki beton dayanımını
temsil etme yeterliliği ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Karot Çapı (mm)
Agrega Maksimum Tane Büyüklüğü
20 mm
40 mm
100
1
1
50
0,94
0,86
25
0,78
0,72
Tablo 5: ASTM C42'ye göre karot çapına göre dayanım değişimi
30
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
ASTM C 42’de maksimum agrega tane çapına göre
kullanılması gereken minimum çaplar belirlenmiştir.
Buna göre;
Öncelikle standartta Madde 3,4 yazılanları özetlersek;
“Nitelik denetimi amacıyla, her üretim biriminden en az
bir grup (3 numune) deney elemanı alınması zorunludur. Bir birim, aynı günde dökülmüş ve 100m³’ü veya
450 m² alanı aşamaz. Bir işte, en az 3 grup (9 numune)
alınması gereklidir.”
Bu dayanım düşüşünün sebebi normal beton numunelerinin aksine karot alınmasında iri agregalar delme aleti
ile bölünmekte ve tamamen bir çimento pastası ile sarılmamaktadır.[14] Bu durumda olan agregaların bir kısmı yük altında numuneden ayrılabilmektedir.[18] Malhotra tarafından daha düşük çaplarda karot alınmasının
dağılımı artırmasının nedeni olarak ortaya konulmuştur.
Delme etkileri, olgunlaşmamış veya yapısı itibariyle zayıf
betonda hasar oluşturabilir ve normal şartlarda bu hasarın kesilmiş yüzeyde görülmesi mümkün değildir. Bir
karot, beton yapısı bakımından, standart silindire göre
daha zayıf olabilir. Bunun sebebi, karot yüzeyinde, sadece matriks tarafından oluşturulan adezyonla tutulan,
kesilmiş agrega tanelerinin bulunmasıdır. Bu tür agrega
tanelerinin karot dayanımındaki katkısı oldukça az olacaktır.
Alınan üçer silindirik gruplar, alınış sırasına göre G1, G2,
G3,……Gn biçiminde adlandırılmalı ve her grubun basınç dayanımı ortalaması belirlenmelidir. Birbiri ardından
gelen üçer grupluk partilerin her biri, P1 (G1, G2, G3), P2
(G2, G3, G4), P3 (G3, G4, G5), …Pn-2 aşağıda belirtilen iki
koşulu birden sağlamalıdır, beton kabul edilmeyecektir.
a) Her parti ortalaması
Fcm ≥ fck + 1,0MPa
b) Her partide en küçük grup ortalaması
Fcmin ≥ fck - 3,0MPa
Bunu örneklerle aşağıda açıklamaya çalışacağız.
Bir şantiyemizdeki inşaatın 300m² taban alanlı 4 kattan
oluşan bir yapı olduğunu ve yapıda C30 beton kullanıldığını, bu inşaatın temelinde 150 m³ beton olduğunu,
sonraki katlarda da 90m³ beton kullanıldığını varsayalım.
i) Donatı
Dayanım tayininde kullanılan karotların donatı çubuğu
ihtiva etmemesi önerilir. Donatının bulunması basınç
dayanımını etkilemektedir. Bu nedenle mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Çünkü yapının bütünlüğü bozulmakta ve donatının sürekliliği sağlanamamaktadır.
ASTM C42:2004 e göre içinde donatı bulunan karotlar
basınç dayanımında kullanılmamalıdır. Bu durumlarda
farklı yerden karot alınarak donatı yoğun bölgelerde
farklı hasarsız metotlarla değerlendirilmelidir. Fakat
yine de içinde donatı olan bir karot alınmışsa donatı
yükleme yönünde olmamalıdır.
Yapının temelinde kullanılan beton miktarı 100 m³’ten
fazla olduğundan G1 ve G2 olmak üzere iki ayrı grup
numune alınmalıdır. Diğer katlar için de alınan numune
grupları 1. kat için G3, 2. kat için G4, 3. kat için G5 ve 4.
kat için G6 olacaktır.
Not: C30 betonu için silindir dayanımı fck=30 MPa iken,
küp dayanımı fck=37 MPa’dır.
j) Numune derinliği
Normal dayanımlı, normal kesitteki
bir elemandan alınan numunede beton elemanının ortasından dayanım
daha yüksek çıkmakta [19], eğer
derin bir elemandan alınmışsa beton
dökümü sonrası içte oluşan yüksek
sıcaklıktan dolayı beton dayanımı
düşebilmektedir.
IV.TS 500’e göre betonda basınç dayanımı uygunluk değerlendirmesi
Betonda şantiyede uygunluk değerlendirmesi bilginiz üzerine TS 500
Madde 3,4’e göre yapılmaktadır.
Grup
No.
Alındığı
Küp
Grup
Yer
Numune
Dayanımı
Dayanımları
(Ortalama,
(MPa)
MPa)
G1
Temel
41, 40, 38
39,7
G2
Temel
40, 39, 37
38,7
G3
1.Kat
36, 35, 36
35,7
G4
2.Kat
37, 38, 39
38
G5
3.Kat
40, 41, 40
40,3
G6
4.Kat
40, 39, 41
40
Grup
dayanımlarının
hepsi 37-3=34
MPa'nın üzerinde
olduğundan
uygundur.
Not: Örnekte toplam 18 adet numune alınmıştır. Standarta göre bir işte
alınması gereken en az numune adedi 9 olduğundan uygundur.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
31
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
1. Parti denetimi:
Parti dayanımlarının
hepsi 37+1=38 MPa'nın
üzerinde olduğundan
uygundur.
P1: G1, G2, G3 ortalaması: 38 MPa
P2: G2, G3, G4 ortalaması: 37,4 MPa
P3: G3, G4, G5 ortalaması: 38 MPa
P4: G4, G5, G6 ortalaması: 39,4Mpa
V. Karot Uygunluk Değerlendirmesi
Örneği
VI.Sonuç
fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı
Karot alarak değerlendirme yapmak basitçe bir silindir
numune hazırlamak ve onu dayanım testine tabi tutmak
değildir. Uyulması gereken birçok husus ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Karot alırken, kırarken ve değerlendirirken yukarıdaki hususlara harfiyen
uyulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, tüm bu kurallara uyulduğu takdirde bile beton basınç dayanımları şantiyede
şartlardan dolayı uygun çıkmayabilir. Bu nedenle taze
beton deneylerinde yeterince özen gösterilmeli standartlara uyulmalı ve karota gidilmesine gerek kalmaması
sağlanmalıdır.
Boyu enine eşit 3 adet 10cmx10cm karot kullanılmıştır.
Sonuçları ise 31,30 ve 29 MPa’dır.
Karot almak için açılan boşluklar rötresiz yüksek dayanımlı tamir harcı ile doldurulmalıdır.
Buna göre her biri 0.85x(30-4)= 22.1MPa’nın üzerinde
olduğu için sonuç uygundur.
İstanbul Bülten Sayı 112’de yayınlanmıştır.
250m²’lik bir tabliye dökülmüştür. 75m³ C25/30 beton
kullanılmıştır. Taze beton deney sonuçları TS 500 e göre
Madde IV’de verilen şartları sağlamamıştır. Bu durumda
Madde 9’d verilen 3. Alternatife göre dökülen kattaki
3 ayrı kolondan karot numunesi alınmıştır. Bu karotların
her birinin;
fis, endüşük ≥ 0,85 x (fck-4)ü sağlaması istenir.
fis, endüşük =Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü
KAYNAKÇA
1. TS EN 13791 Basınç Dayanımının Yapılar ve Öndökümlü Beton
Bileşenlerde Yerinde Tayini, Türk Standartları Enstitüsü, 29 Nisan
2010
11. “Evaluation of CoreStrength in High StrengthConcrete” Robert
L. Yuan, MostafaRagap, Robert E. Hill, James E. Cook, Concrete
International May 1991, pp 30-34
2. Ignacio Martin, Jorge A. Juncos “It pays to core test suspicious
concrete” Concrete International, April 1982, 52-54
12. Micheal Bartlett, James G. Mac Gregor, “ Effect of MoistureCondition on ConcreteCoreStrength” ACI MaterialsJournal, May- June
1994, pp 227-236
3. Design and Control of Concrete Mixtures Portland Cement Association 2003.
13. ASTM C42 / C42M - 10 Standart Test Method for Obtaining and
Testing Drilled Cores and Sawed Beams of Concrete”
4. David J. Akers “TestingPracticesAffectConcrete’sPerceivedQuality”, Concrete International April 1990, pp 43-45,
14. Neville, A. M.,Properties of Concrete,4th Edition, John WileyandAddisonWesleyLongman, 1995, 844 pp.
5. Burhan Manzak, Erbil Öztekin “Küp numune kalıplarının ve preslerin betonun ölçülen basınç dayanımına yansıması”, Hazır Beton ,
İstanbul, Sayı 66, Ocak Şubat 2004
15. Bartlett, F. M.,andMacGregor, J. G., “Coresfrom HighPerformanceConcreteBeams,” ACI MaterialsJournal, V. 91, No.
6,Nov.-Dec., 1994, pp. 567-576.
6. TS EN 12504-1 Beton– Yapıda Beton Deneyleri – Bölüm 1: Karot Numuneler- Karot Alma, Muayene ve Basınç Dayanımının Tayini
Türk Standartları Enstitüsü, 2010
16. Neville A.,”Core Tests: Easy To Perform, Not Easy To Interpret”
,Concrete International, November 2001
7. TS EN 12390-4 Beton – Sertleşmiş Beton Deneyleri – Bölüm
4:Deney Makinelerinin Özelikleri, Türk Standartları Enstitüsü, 8 Nisan
2002
8. TS EN 12390-1 Beton – Sertleşmiş Beton Deneyleri- Bölüm 1:
Deney Numunesi ve Kalıplarının Şekil , Boyut ve diğer Özelikleri, Türk
Standartları Enstitüsü, 8 Nisan 2002
18. McIntyre, M.,andScanlon, A., “Interpretationand Application of
Core Test Data in Strength Evaluation of ExistingConcrete Bridge
Structures,” CanadianJournal of CivilEngineering, V. 17, 1990,pp.
471-480.
9. TS EN 12390-3 Beton- Sertleşmiş Beton Deneyleri- Bölüm 3:
Deney Numunelerinin Basınç Dayanımının Tayini, Türk Standartları
Enstitüsü, 29 Nisan 2010
19. InsituStrength Evaluation of Concrete Case Histories and Laboratory Investigations, Rowland J. Kopf, Clause G. Cooper, Freeman
W. Williams , Concrete International March 1981, pp66-71
10. Claude Boulay , Franço De Larrard, “TheSand Box”, Concrete
International April 1993
32
17. Ava Szypula, Jacop S. Grossman, “Cylinder versus Core
Strength”, Concrete International, February 1990, pp 55-61
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
İstanbul Depremi ve Kullanılan Hasar Değerlendirme Metotları
Dr. Hakan YALÇINER
İnş. Yük. Müh.
Olası Marmara Depremi
Depremin ne zaman olacağı bilinmiyor ve yapıda korozyon varsa…
dan bilgi toplanması (sınırlı, orta ve kapsamlı) ile uygulanan metottur. Betonarme yapılarından karot örnekleri alınması, belli sayıdaki betonarme elemanlarının
yüzeylerinin açılarak donatı tespit edilmesi ve geri kalanı için röntgenleme metodu ile donatı tespit edilmesi
ve benzeri data toplama teknikleridir. Datası ve rölövesi çıkartılan yapı bilgisayar ortamında modellenerek
bir takım analizler ile o binanın durumu hakkında bilgi
sahibi olunmasıdır. Birinci yönteme göre, bu metot
daha detaylı bir çalışma gerektirmektedir. Bilgisayar
programlarının getirmiş olduğu basitlik ile birlikte genel olarak bu yöntemde doğrusal performans analizi
mühendisler tarafından güçlendirme öncesi ve sonrası
tercih edilmektedir.
GİRİŞ
Yurt dışında yayınlanan son araştırma (Yalçıner
ve diğerleri 2012) göstermiştir ki, olası İstanbul
depremi kapsamında sürdürülen çalışmalarda
ciddi aksaklıklar ve hatalar söz konusudur.
Kentsel Dönüşüm Projesi adı altında yapılan
çalışmalarda çok ciddi hatalar yapılmaktadır.
Bu çalışmalarda mevcut betonarme yapılar
yerinde incelenerek, mevcut yapı hakkında
değerlendirmelerde
bulunulmaktadır.
Bu
değerlendirmelerin yapılabilmesi için genel olarak
iki yöntem izlenmektedir.
Bu metotta da varılan sonuç tekrardan binanın
sadece o günkü durumu hakkında bilgi vermektedir.
1. Yöntem:
Birinci yöntem Sucuoğlu ve Yazgan (2003) tarafından
geliştirilen ve literatürde yerini almış deprem hasar riski değerlendirme metodudur.
Her iki yöntemde de gözden kaçırılan parametre:
Bu metotta, mevcut betonarme yapıların kolay ve hızlı
bir şekilde skorlanarak (puanlamak) sismik risk değerlendirilmesinin yapılması öngörülmektedir. Bu yöntemde mevcut yapının kat yüksekliğine, bulunduğu
konum, zemin sınıfı ve yapının dış görünüşü gözlemlenerek yapı hakkında sismik hasar değerlendirmesi
yapılmaktadır.
1999 Marmara Depremi göstermiştir ki, mevcut yapıların çoğunda deniz kumu ve suyu kullanılmıştır. Referans olarak Dr. Çağatay tarafından yapılan çalışma
gösterilebilir (2005).
Kullanılan deniz kumu ya da suyu beton içerisindeki
donatının paslanmasına sebebiyet vermektedir. Paslanma sonuçlarına çok derine girmeden şu hususu
vurgulamak gerekir. Yukarıda belirtilen her iki ya da
diğer metotlarda her ne kadar korozyon etkisi sadece donatı alanındaki azalma olarak göz önüne alınmış
olsa dahi, korozyonun diğer etkileri (aderans kuvvet
kaybı, beton basınç mukavemetindeki azalma, donatı
kayması ve tüm bu etkenlerin zamana bağlı olması)
göz önünde bulundurulmamaktadır.
Bu metotta amaç hızlı bir şekilde yapı hakkında değerlendirmede bulunmaktır. Bu değerlendirmenin diğer bir adı da walk-down survey olarak FEMA 154
(1988) yer almaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi
walk-down survey, binalar arasında yürüyerek o yapı
için keşif yapmak ve bilgi sahibi olunmasıdır.
Bu metot ile varılan sonuç o yapı için sadece o
günkü durumunu temsil etmektedir.
Paslanma devam eden bir kimyasal olaydır. Bundan
dolayı, eğer betonarme binalarda paslanma var ise,
varılan ya da varılacak sonuçların zamana bağlı olarak
değerlendirilmesi gerekir.
2. Yöntem:
İkinci yöntem de ise, sizlerin de TV kanallarında
gördüğünüz gibi, mevcut yapılardan Türk Deprem
Yönetmeliği’ne bağlı kalınarak, betonarme yapıların-
İMO ANTALYA BÜLTEN
İncelenen ve değerlendirmeye alınan korozyonlu bir
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
33
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
betonarme bina için şu soruyu sormak doğru olacaktır;
sunda yeni yönetmelikler yürürlüğe sokulmalıdır. Korozyonlu yapılarda karot örneğinin nerden alınacağı
yönetmeliklerimizde mevcut değildir ve gelişigüzel
alınmaktadır.
Depremin ne zaman olacağını biliyor muyuz?
O halde ne zaman olacağını bilmediğimiz bir doğa olayı karşısında ve o yapıda korozyon var ise (paslanma
devam ediyor), değerlendirme sonuçlarımızda, 15 yıl,
25 yıl, 50 yıl sonrası içinde olmalıdır.
Son yapılan ve yurt dışında yayımlanan akademik
çalışmalar göstermiştir ki (Yalçıner ve diğerleri 2012),
eğer yapıda paslanma var ise beton basıncı korozyon
oranına bağlı olarak düşmektedir.
Yani bugün durumuna baktığınız bir betonarme binanın 15 ya da 25 yıl sonraki performans seviyesi için de
değerlendirmelerde bulunulması gerekmektedir.
Dr. Yalçıner tarafından geliştirilen matematiksel formül,
beton basınç mukavemetindeki azalmayı zamana
bağlı olarak tahmin etmeyi sağlamaktadır. Resim1’de
gösterildiği gibi korozyondan dolayı donatı hacmi
mevcut hacminin yaklaşık 4 katı kadar artmakta ve
beton yüzeyine yaptığı basınçla beraber beton basınç
mukavemetini korozyon oranına bağlı olarak azaltmaktadır. Dr. Yalçıner tarafından geliştirilen denklem
aşağıda verilmiştir.
Bugün değerlendirmesi yapılan betonarme bir binaya
olası 20 yıl sonraki depremde ne olur? Bugünkü olası
bir depremde ağır hasar almayacak bir bina, korozyonun zamana bağlı etkisi ile 20 yıl sonra ağır hasar
alabilir.
Yapıların durumu deprem zamanı bilinmediğinden dolayı, değerlendirmelerde zamana bağlı olmalıdır. Maalesef, zamana bağlı yapılmayan ve kullanılmayan metotlar ile varılan sonuçlarda aksamalar ve ciddi mal ve
can kayıpları ortaya çıkabilmektedir.
Aşağıdaki Resim 2, 2012 yılında Dr. Yalçıner tarafından tek dereceli sisteme uygulanan ve 20 farklı deprem ivmesi kullanılarak doğrusal olmayan zaman-tanım analizinden elde edilen maksimum yer ivmesine
karşılık gelen hemen kullanım performansı için hasar
potansiyeli eğrisi gösterilmektedir.
Tüm bunlara ek olarak, korozyonlu yapılardan karot
örneğinin nerden ve nasıl alınması gerektiği konu-
Denklem (1) : (Tüm hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. / Engineering Failure Analysis 19 (2012) 109–122)
(a)
Resim 1: Korozyondan dolayı betondaki hasar (Tüm
hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. / Engineering Failure
Analysis 19 (2012) 109–122)
34
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Resim 2: Hemen kullanım performans seviyesi için
hasar dağılımı (Tüm hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. /
Engineering Failure Analysis 19 (2012) 109–122)
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
TEKNİK YAZILAR
2012 yılında yapılan çalışmada, 0.35µA/cm² korozyon
oranı kabul edilmiştir. Bu korozyon oranına karşılık gelen, donatı alanındaki azalma, beton basınç mukavemetindeki azalma ve aderans kuvvetindeki azalma 5
farklı zaman dilimi için (paslanmamış yapı, 25 yıl, 50
yıl, 75 yıl ve 100 yıl sonrası) zamana bağlı olarak hesaplanmıştır. Ardından her bir yıl için moment-eğrilik
ilişkisi kullanılarak her bir yıla karşılık gelen donatı kayması Sezen and Setzler (2008) modeli ile hesaplanmıştır.
Sonuç olarak zamanı bilinmeyen bir
doğa afeti için çıkartılacak sonuç
zamana bağlı olmalıdır. Değerlendirmeler zamana bağlı olarak yapılmalıdır. Birçok vatandaşın kendi evini
kendi imkânları ile bilirkişi olmayan
kişilere teslim etmeleri düşünüldüğünde, ülke ekonomisine verdiği zarar hem mal hem de can kaybı kapsamında kaçınılmazdır.
Her bir yıl için korozyon oranına bağlı olarak hesaplanan donatı kayması ve bunun sonucundaki çatı katındaki deplasman; yapıya uygulanan doğrusal olmayan
itme analizden sonra eklenmiştir. Böylelikle, her bir
yıl için farklı korozyon oranlarında; donatı alanındaki
azalma, beton basınç mukavemetindeki azalma, aderans kuvvetindeki azalma ve donatı kayması dikkate
alınmıştır.
Referanslar
1.Hakan Yalçıner, Serhan Şensoy, Özgür Eren. Time-dependent seismic performance assessment of a single-degree-of-freedom frame subject to corrosion. Engineering Failure Analysis, 2012, vol. 19,
pp.109-122.
Resim 2’ye bakıldığında, 0.4g’lik PGA paslanmamış
yapının (T=0) hemen kullanım performans seviyesini
geçme olasılığı %58 iken, bu olasılık korozyon etkisi
ile zamana bağlı olarak aynı maksimum yer ivmelenmesinde sırasıyla, 25 yıl sonra %86, 50 yıl sonra %91
olarak kaydedilmiştir.
2.Sucuoğlu H, Yazgan U. Seismic assessment and rehabilitation of
existing buildings. In:Wasti ST, Ozcebe G, editors. Simple survey
procedures for seismic risk assessment in urban building stocks.
Netherlands: Kluwer academic; 2003, p. 97-118.
Resim 3’de 20 farklı deprem datası için spectral ivmelenmeye karşılık gelen çatı katı öteleme oranları verilmektedir. Resim 3a (T=0, paslanmamış yapı) ve 3b
(T=50, 50 yıl sonraki) karşılaştırıldığında, 50 yıl sonra
korozyondan dolayı aynı spectral ivmelenmede çatı
katı deplasman oranlarının arttığı ve yapı performans
seviyesinin zamana bağlı olarak azaldığı gözlenmektedir.
4.Cagatay IH. Experimental evaluation of buildings damaged in recent earthquakes in Turkey. Eng Fail Anal 2005; 12(3): 440-452.
3.Federal Emer gency Management Agency (FEMA). Rapid visual
screening of buildings for potential seismic hazards. Washington
(DC), FEMA 154; 1988.
5.Sezen H, Setzler EJ. Reinforcement slip in reinforced concrete columns. ACI Struct J 2008;105(3):280–9.
(a)
(b)
Resim 3: Hemen kullanım performans seviyesi için hasar dağılımı (Tüm hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. /
Engineering Failure Analysis 19 (2012) 109–122)
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
35
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (2)
M. Tamer ÖZMEN*
İnş. Müh. / İş Bilim Uzm.
Bülten 67’den birinci bölümün
devamı…
SUNUM
Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (2):
Birinci Bölümün devamı olarak
sunulmuştur. Birinci Bölüm İMO
Antalya Şubesi, 67 Sayılı Bültende
yayımlanmıştır. Atatürk’ün söylevi
olan Nutuk, Türk Dil Kurumu tarafından iki cilt halinde yayımlanmıştır. Konusu ise Atatürk’ün 19
Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a
çıkışından 29 Ekim 1923 tarihinde
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna kadar ki tarihi olayları kapsar.
Bültende çok sayfa tutacağı nedeniyle Kitabın özeti olarak değil,
güncelliğini koruyan bazı konular
orijinaline sadık kalınarak sunulmuştur.
başarır. Ya başaramazsa demek, o ulusu ölmüş
saymak demektir. Öyle ise, ulus yaşadıkça ve özverili girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz
konusu olamaz.”
General Harbord Kurulu Ve Generale Verdiğim Karşılık (1. Cilt, Sayfa
124,125)
Generalin sorduğu sorudan asıl amacın ne olabileceğini
araştırmak istemedim. Ama verdiğim karşılığı onun beğendiğini bugün yeri gelmişken söylemek isterim.
Baylar, hatırınızda olsa gerekir ki, yurdumuzda ve
Kafkasya’da inceleme yapmak üzere Amerika Hükümeti General Harbord’un Başkanlığı altında bir Kurul
göndermişti. Bu Kurul Sivas’a geldi. 22 Eylül 1919
günü General Harbord ile uzun uzadıya görüşmelerde bulunduk. Generale, ulusal ayaklanmanın amacı ve
ereği; ulusal örgüt ve birliğin ortaya çıkış nedeni; Müslüman olmayan halka karşı olan duygu; yabancıların yurdumuzdaki yıkıcı propagandaları ve işleri üzerine geniş
ve kanıtlı açılamada bulundum. Generalin bazı beklenmedik sorularıyla karşılaştım. Örneğin: “Ulus, düşünülebilen her türlü girişim ve özveride bulunduktan sonra
da başarı elde edilemezse ne yapacaksın?” Verdiğim
karşılıkta, hatırlayışımda aldanmıyorsam demiştim ki:
İşgali Kötü Bulmayan Bir Siyasa
(1 Cilt, Sayfa 171,172)
Baylar, hatırlarsınız, İngilizler Merzifon’u ve arkasından
Samsun’u boşaltmışlardı. Bunun için ve Ferit Paşa Hükümetinin düşmesi üzerine, Sivas halkı fener alayı yaptı,
gösterilerde bulundu. Birtakım söylevler verildi. Bu sırada halk da “Kahrolsun işgal!” diye bağırdılar. Sivas’ta
çıkmakta olan İradeyi Milliye gazetesi, bu olayı olduğu
gibi yazdı. Dâhiliye Nazırı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin haberini söz konusu ederek Sivas Valiliğine yaptığı
bir bildirimde: “Kahrolsun işgal! Gibi yazılar, hükümetin
şimdiki siyasasına uygun değildir” diyordu.
“Bir ulus varlığını ve bağımsızlığını korumak için
düşünülebilen girişimi ve özveriyi yaptıktan sonra
Bu ne demektir, baylar? Hükümet düşmanların yurdu-
* Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi
36
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
muza girişini kötü görmeyen bir siyasa mı güdüyordu?
Yoksa: “Kahrolsun işgal” denildikçe, yurdun düşman
eline daha çok geçmesine mi yol açacaktı? Düşmanın
yurda girişi ve saldırıları karşısında ulusun durup susması, bundan üzülmüş görünmemesi mi akla ve siyasaya uygundu?
den meydana gelen kötülüğü gidermek için aldığı tedbirlerin yersiz olmadığını bize de kabul ettirme ustalığını
göstermeye çalışıyor…
Sait Molla Nasıl Çalışıyordu (1. Cilt,
S. 212)
Ulusal savaşlar sırasında karşılaştığımız açık ve gizli
güçlükler üzerinde köklü bir bilgi edinmeye ve gelecek
kuşakların ders almasına ve uyanmasına yarayacak nitelikte olan, söz konusu belgeleri, olduğu gibi bilginize
sunmayı uygun buluyorum. Bu belgeler, İngiliz Muhipler
Cemiyetinin sözde başkanı olarak tanınan Sait Mollanın, Bay Fru adındaki rahibe gönderdiği mektupların
örnekleridir.
Böyle bozuk ve hayvanca bir düşünce, batış ve dağılış
uçurumuna dek tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek
siyasaya temel olabilir miydi?
İşte bunun üzerine, 13 Ekim 1919’da Harbiye Nazırı
Cemal Paşaya çektiğim bir telde: “Yurdun kimi yerlerinin boşaltıldığını gören ulusun, böyle veya daha da
belirgin olarak, duygusunu göstermesini pek uygun ve
yerinde gördüğümüzü” bildirdikten ve “Ulusun gerçek
duygularına dayanarak hükümetin, haksız yere düşmanların yurda girişini tanımadığını resmi siyasa diliyle
bildirmesini ve Ateşkes Antlaşması hükümlerine aykırı
olarak, düşmanların bugüne dek işlerimize karışmalarını
protesto etmesini ve düzeltme istememesini beklemekteyiz.” Dedikten sonra: “Bu durumdan yararlanarak,
Hükümetin güttüğü siyasada, Temsilciler Kurulunca
daha öğrenilmemiş yönler varsa aydınlatılmasını” rica
ettim (belge:153).
Baylar, bu mektupların örneklerinin alındığını sezen Sait
Molla, Türkçe İstanbul Gazetesinin 8 Kasım 1919 günlü
sayısında, bu mektuplardan söz açarak uzun ve sert
dille bir yalanlama yayımlamış olsa da, gerçeği örtmenin yolu yoktur. Bu mektupların örnekleri, Sait Mollanın
evinden ve mektup karalamalarının yazılı bulunduğu
bir defterden, olduğu gibi çıkarılmıştır. Bunlar bir yana,
mektupların içindekiler, yurtta beliren durumlara,
olaylara ve kimi kişilerin tutumuna tam bir uygunluk göstermektedir. Şimdi izin verirseniz, bu mektupları yazılış sırasıyla sunayım:
Delegemiz ve Harbiye Nazırı olan Cemal Paşanın verdiği karşılık çok ilgi çekicidir (belge:154). 18 Ekim 1919
günü olan bu karşılıkta, şu cümlelerin anlamları dikkate
değer: “Ulusal isteklere uygun olarak işleri yürütme sorumluluğunu yüklenen İstanbul Hükümeti, tutumunda
ve yürütümünde siyasanın gereklerini kollamak, yabancılara karşı daha konukseverce ve ılımlıca davranmak
zorundadır.”
On iki mektup, tarihleri ile birlikte Nutuk’ta sunulmuştur.
Bunlardan Onuncu Mektup ile On İkinci Mektubun son
paragrafı aşağıda yer almıştır.
Onuncu Mektup (1. Cilt S.216):
Sayın Üstat,
Süngülerini Ulusun Kalbine Saplayan
Yabancıları Konuk Sayan Bir Harbiye
Nazırı (1. Cilt, S.172)
Baylar, Rıza paşa Hükümeti ve o hükümette Harbiye
Nazırı olan kişi, sevgili yurdumuza giren, süngülerini
ulusun can evine saplayan yabancıları konuk sayıyor
ve onlara karşı konukseverce ve ılımlıca davranmakta
zorunluluk görüyor! Bu ne düşüncedir, bu ne kafadır?
Ulusal istekler bu mu idi?
Harbiye Nazırı: “Özellikle ulusal girişimlerin yanlış yorumlanması yolundaki çalışmaların daha güçten düşmediği şu sıralarda, bildirmiş olduğum sıkıntılı (İhtiyatlı)
davranışların yersiz olmadığı kabul buyurulur” inancında olduğunu söyleyerek, ulusal girişimlerin dokunca
(zarar) vermiş olduğunu kapalıca anlatıyor. Ve bu yüzİMO ANTALYA BÜLTEN
.
Sarayda, yeni hükümet kurulmasının tasarlandığı ve hazırlık yapıldığı söylentisi yayılmıştır. Bu işin çabuklaştırılması çok gereklidir. Anadolu örgütümüzün bazı planları
Ulusal Kuvvetlerce anlaşılmış, özellikle Ankara’da ve
Kayseri’de bize karşı çalışmalar başlamıştır. Kürt Cemiyeti, söz verdiği halde bir iş yapmadı. Çetelerimizden bir kısmı yok ediliyor. Ne pahasına olursa olsun.
Tasarlanan hükümetin iş başına getirilmesi pek çok
gereklidir. Ali Rıza Paşa’nın, planlarımıza karşı önleyici
tedbirler alacağını da sanmıyorum. Bozkıra gidecek
adamlarımız, tanınmış kişiler olduklarından, çokça korkuyorlar. Konya’da “K.B. 81/1” e, sizin adamınız aracılığı ile olayın kızıştırılması için bildirim yapılarak,
propaganda kurullarının bu konu üzerinde çalışmaya
çağırılması gerektiğini ve zorunluluğunu bildirir, saygılarımı sunarım. 29/30.10.1919 S.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
37
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİR KİTAP
On İkinci Mektup Son Paragrafı (1. Cilt, S.
217):
lerimizin gözüyle bakıldığı zaman, böyle planların
… Dış örgütte ve işlerde benden başkasını kullanmasanız daha iyi olur. Ali Kemal Bey’in (Üniversite Hocası
ve Gazeteci) listeye geçirilmesi zorunludur. Bunca sırlarımızı bilen bu adamı gücendirirsek planlarımız, olduğu
gibi yabancıların eline geçer. Bu adamı sık sık kollayınız.
Saygılarımı sunarım üstadım. 5.11.1919 S.
bir yanı olmadığı yargısına kolaylıkla varılır. Ni-
Bay Fru’ya Yazdığım Mektup (1. Cilt,
S. 217,218, 219)
pek çok çalıştıktan sonra Malatya’da, eski Elazığ
artık yurdumuza ve ulusumuza uygulanabilecek
tekim daha bugün olaylarından olan Adapazarı
ve Karacabey olaylarının başarısızlığa uğraması,
sözümüzü doğrulamaya yeter. Fakat buna neden
gerek vardı? İngiliz subayı Novilin, Diyarbakır dolaylarında Müslüman Kürt halkı yoldan çıkarmaya
Valisi Galip ve Malatya Mutasarrıfı Halil Beylerle,
Sivas’a karşı yaratmağa çalıştığı olay, sonucu ba-
Baylar, bu geniş düzene engel olmak ve yaratılan tehlikeli durumları ortadan kaldırmak için elimizden gelen
her çareye ve tedbire başvurduk. Şimdiye kadar anlattığım ve bundan sonra sırası geldikçe hatırlatmaya
çalışacağım o hepinizin bildiği başkaldırmaları, karışıklıkları, resmi düşman kuvvetlerinin saldırılarını
bastırmak ve ortadan kaldırmak için çok uğraştık.
Ali Rıza Paşa Hükümeti, gözüne batan Ulusal Kuvvetleri batırmaya ve bunun için bizimle didişmeye bakmaktan başka bir yardımda bulunmadığı gibi ondan sonra
hükümeti kuran yüksek arkadaşları da, onun yolunda
gitmekten ve sonunda yıkımdan yıkıma, maskaralıktan
maskaralığa sürüklenmekten başka bir iş görmediler.
kımından bütün uygarlık dünyasına karşı utanç
verici değil miydi?
Size çok açık yürekle ve içtenlikle bildiririm ki, İngiliz
Ulusu, Ulusumuzun dostluğuna ve güvenine değer vermiyorsa, bundaki yanılgı pek derindir. Bu ilkeye aykırı
olarak kullandığınız araçlar pek yanıltıcı olup, sonuç ve
verim alınacak nitelikte değildir. Sait Molla aracılığıyla
Adapazarı’na gönderilen iki bin liranın, yanında verimli
sonuç sağlayacağı yolunda verilen sözün yalan olduğunu olaylar size anlatmış olacağından uzun sözü gerekli
görmem. Hele sizinle ilişki kuran düzmecilerin, Osmanlı
Padişahının da, ortaklaşa yaptığınız işlerinizde ve ça-
Baylar, bütün bu gizli düzen kaynaklarının, Rahip
Fru’nun kafasında toplandığını ve oradan din kardeşlerimiz olacak hainlerin kafalarına sokularak uygulama
alanına çıkarıldığını kestirdiğimden, bir zaman için olsun Rahip Fru’nun durmasını ve bu işten uzaklaşmasını
sağlamaya yarar düşüncesiyle kendisine bir mektup
yazdım. Mektubun iyi anlaşılabilmesi için, şu bilgiyi de
ekleyeyim ki, ben Bay Fru ile İstanbul’da bir iki kez görüşmüş ve tartışmıştım. Fru’ya Fransızca olarak gönderdiğim mektubun Türkçesi şudur:
lışmalarınızda eli varmış gibi gösterilmesi pek tehlikelidir. Siz çok iyi düşünebilirsiniz ki Padişah, sorumsuz ve
tarafsız olup ulusal irade ve egemenliğimizle ilgili gerçekleri değiştirmez ve bozmazlar. Yurdumuzda bulunan
İngiliz siyasal görevlilerinin, elbette İngiliz ulusunun eğilimine ve çıkarına aykırı olarak, yurdumuza ve ulusumuza karşı uygarlığa ve insanlığa yaraşmaz bir biçimdeki
girişimlerini, elimizde bulunan belgelerle İngiliz ulusunun
gözü önüne sererek, sonuç dünyaca iyi karşılanmaz sanırım. Fakat bu konuda, tuhaf olması bakımından şunu
Bay Fru’ya
Sizinle, Bay Marten aracılığıyla, yaptığımız görüşmenin
anısını seve seve gönlümde saklıyorum. Yıllarca yurdumuzda ve ulusumuz arasında yaşamış olan sizlerin,
bizim için en doğru düşünce ve kanılarla dolu bulunacağınızı umarım. Oysa ne yazık ki, İstanbul çevresinde
karşılaştığımız kimi aymaz ve çıkarcı kişilerin, sizi yanlış
yönlere sürüklediklerini pek çok üzülerek anlıyorum. En
başta Sait Molla ile düzenlemeye ve uygulamaya başladığınız, güvenilir kaynaklardan öğrenilen planın, İngiliz
ulusunun gerçekten kınayacağı bir nitelikte olduğunu bildirmekliğime izninizi rica ederim. Ulusumuza, Sait Mollanın değil, fakat gerçek yurtsever-
38
İMO ANTALYA BÜLTEN
da bildirmek zorundayım ki siz, bir din adamı olarak
siyasa oyunlarına, özellikle öldürüşmeye varacak işlere
karışmak hevesine kapılmamalıydınız. Sizinle yaptığımız görüşmelerde, sizi bu denli bir siyasa adamı olarak
değil, insanlığa hizmet eden, adaleti seven erdemli bir
kişi olarak tanımıştım. Bunda ne denli aldandığımı son
aldığım sağlam bilgilerin doğrulamakta olduğunu size
bildirmekle şeref duyarım. Mustafa Kemal
Bir sonraki bültende devam edecek…
.
Kaynak: Söylev (Nutuk). Birinci Cilt. Türk Dil Kurumu Yayınları 1966
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
M
BİZDEN HABERLER
N
ERKEZDE
Jeoloji Mühendislerinin Yetki Alanı Üzerine
Bir Bilgilendirme Yazısı
Sayın Proje Ve Uygulama Denetçisi Üyemiz
betonarme-çelik-ahşap-yığma yapı hesabı, projelerin
ve yapının denetimi ile görevlidir. (..)” ibaresi ile Zemin
Etüdü Raporunun, proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendislerince denetleneceği hiçbir tereddüde yer
vermeyecek biçimde hükme bağlanmıştır.
Sayın Uygulama Denetçisi Üyemiz
Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından çeşitli kurum ve
kuruluşlara gönderilen yazılar nedeniyle Odamız bir
açıklama yapma ihtiyacı duymuştur.
Bu hükme rağmen; Jeoloji Mühendisleri Odası 2008
yılında Danıştay’da dava açmış, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’nin 15. maddesinin 1. fıkrasının (b)
bendinde yer alan "zemin etüt raporuyla birlikte" ibaresi
ile Ek-4 Form-2'de yer alan "Jeoteknik Etüt SorumlusuJeoloji Mühendisi, Jeofizik Mühendisi, İnşaat Mühendisi" ibaresinin iptalini istemiş, inşaat mühendislerinin
zemin ve temel etütleri konusunda yetkin olmadığı iddiasında bulunmuştur. Ancak Danıştay 6. Dairesi JMO
tarafından açılan davanın reddine oy birliği ile karar vermiştir (Ek-1).
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) tarafından, serbest
proje müellifliği ve diğer inşaat mühendisliği hizmeti
yürütülen bürolar ile ilgili kurum ve kuruluşlara, kendi
meslek alanları ile ilgisi olmasa da, teknik şartname, yönetmelik değişikliği, genelge, yeni uygulama örneği vb.
yazıların gönderildiği öğrenilmiştir.
Elektronik posta aracılığıyla gönderilen bu yazıların bilgilendirmeyle sınırlı tutulmadığı, JMO’nun, muhataplardan yeni duruma uyum sağlamalarını istediği anlaşılmaktadır.
Zemin ve Meslek alanları
Örneğin; konu jeoloji mühendisliği meslek alanı ile ilgili
değilken, 25 Nisan 2013 tarihli bir elektronik posta ile
“Mevcut Binalarda Yapılacak Takviye ve Güçlendirme
Hizmetleri Hakkında Bilgilendirme” başlığı altında, iki
ayrı teknik şartname, bir idari şartname ve bir sözleşme
gönderilmiştir.
Hemen hemen bütün yapılar zemine oturmakta ve zeminin inşaata uygun olup olmadığına, değilse hangi
tedbirlerin alınması gerektiğine inşaat mühendisleri karar vermektedir. Bunun için zemin etüdünü inşaat mühendisi planlamalı, kontrol etmeli, zeminden alınan numuneler üzerinde hangi deneylerin yapılacağına inşaat
mühendisleri karar vermelidir. Zira yapının özelliklerine
göre temel sisteminin seçimini ve projelendirilmesi (Tekil
temel, mütemadi temel, radye temel, kazıklı temel, ayak
ve keson temeller) kazı-iksa işlerinin projelendirilmesini,
yapıların oturmasının hesaplanmasını, temel hesaplarını, drenaj projesini inşaat mühendisi yapacaktır. Dolayısıyla hesaplarında kullanacağı zemin parametrelerinin
hangi deneylerle belirleneceğini, etüdün kapsamını,
araştırma derinliğini de inşaat mühendisleri belirlemek
durumundadır. Bu mesleki-bilimsel gerçeğin yanı sıra,
inşaat mühendisliği uzmanlık alanı olan geoteknik; zeminin mekanik tepkisini yük ve zamana bağlı olarak tanımlayan, bu mekanik etkileşimi içine veya üzerine yapılan yapıyla birlikte yorumlayan, sadece doğal durumla
değil, yapının inşaatı sırasında ve sonrasındaki işletme
aşamasında zeminin bu yapı ile birlikte nasıl davranacağını analitik yöntemlerle öngören bir disiplindir.
Aynı şekilde, 11 Ocak 2013 tarihli “3194 sayılı İmar Kanunun 28’inci, 4708 saylı Yapı Denetim Hakkındaki Kanunun 2’nci ve Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nin
5-2/e maddelerindeki hükümler gereği, jeolojik-jeoteknik (zemin ve temel) etüt raporlarını kontrol etmek üzere
Yapı Denetim Kuruluşlarının bünyelerinde yeteri sayıda
teknik eleman (jeoloji mühendisi) çalıştırması veya dışarıdan jeoloji mühendisliği hizmeti satın almaları bir zorunluluktur.” şeklinde ifadelerin yer aldığı 2013/1 sayılı
“Jeoloji Mühendisleri Odası Genelgesi” de, “ilgililere”
iletilmiştir.
Bu nedenle, İnşaat Mühendisleri Odası, uygulamada karışıklığa sebebiyet verecek bu girişimlerle ilgili açıklama yapmak ihtiyacı duymuştur.
Bilindiği üzere, Zemin ve Temel Etüdü Raporu, statik
projeye veri teşkil eden bir rapordur. Yapı Denetimi
Uygulama Yönetmeliğinin 15. Maddesinin (b) fıkrasında yer alan, “Proje ve uygulama denetçisi inşaat
mühendisi, zemin etüdü raporuyla birlikte yapı statiği,
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Jeoloji mühendisliği ise zeminin hangi süreçlerde nasıl oluştuğu, hangi katmanlardan meydana geldiği, bu
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
39
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Sonuç olarak, güvenli yapı üretimi bağlamında olumsuz
katmanların fiziksel özelliklerini inceler ki, bu konular
“Zemin ve Temel Etüdü Raporu”nun “veriler” bölümünde yer alır. Bu bağlamda, jeoloji mühendisliği, zemin
mekaniğini destekleyen bir unsurdur. Ancak inşaat mühendisliği uygulamaları için zemin ortamının, bu kapsam ve anlayışla yorumlanması yeterli olmamakta, inşaat mühendisliğine özgü hesap yöntemleri ve anlayışla
bağdaşan ve zeminlerin mekanik tepkisini (davranış
değişimini) sayısal olarak ifade edebilen bir yöntemle
yorumlanması gerekmektedir.
sonuçların açığa çıkmasına, mesleki disiplinler arasında
karışıklığa ve uygulamada sorunlara yol açabilecek, inşaat mühendisliği meslek alanına yönelen bu ve benzeri
girişimlere karşı tüm ilgilileri uyarmakta yarar görüyoruz.
Bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla,
İnşaat Mühendisleri Odası
Eki:1) Danıştay 6. Dairesi’nin 09.07.2010 tarih
ve E.2008/3362-K.2010/7428 sayılı kararı.
Ek-1:
İdari Dava Daireleri Kurulunun 21.12.2006 günlü,
E:2003/724, K:2006/2407 sayılı karan ile onan-
Danıştay 6. Dairesi’nin 09.07.2010 tarih ve
mış ve bu karar kesinleşmiştir.
E.2008/3362-K.2010/7428 sayılı ilgili kararı:
Bu durumda, uyuşmazlığa konu Yönetmelikte,
“Dava zemin etüdü raporlarının denetiminin in-
proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendisle-
şaat mühendislerine verildiği, inşaat mühendis-
rinin zemin etüdü raporuyla birlikte yapı statiği,
lerinin zemin ve temel etütleri konusunda yetkin
betonarme-çelik-ahşap yığma yapı hesabı, pro-
olmadığı iddiasıyla açılmıştır.
Dairemizin
5.12.2002
günlü,
jelerin ve yapının denetimi ile görevli olduğu ko-
E:2001/6016,
nusunda getirilen düzenlemede kesinleşen yargı
K:2002/6433 sayılı kararında, ‘(…) Ancak dava
kararı uyarınca hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
konusu yönetmelik yapı denetiminde, yapı ruh-
Öte yandan, jeoloji mühendisi, jeofizik mühen-
satı almak için yapılan başvuruya eklenmesi zo-
disi ve inşaat mühendisinin görevleri belli oldu-
runlu olan jeoteknik raporu, hazırlayıcı, bir işlem
ğundan Yönetmeliğin Ek-4, Form-2’de Jeoteknik
olarak kabul ederek, temel sisteminin bu rapora
Etüt Sorumlusunun jeoloii mühendisi, jeofizik mü-
uygunluğunun denetimini öngörmüştür. Jeotek-
hendisi, inşaat mühendisi olarak gösterilmesinin
nik raporuyla birlikte yapı statiği, yapı hesabı ve
ve görevlerinin ayrı ayrı gösterilmemesinin yetki
projenin denetimi gibi mühendislik hizmeti ağır-
karmaşasına yol açacağından söz edilemez. Her
lıkta olan işlerde inşaat mühendislerine görev
mühendislik disiplininin sorumluluğunun ayrı ayrı
verilmesinde jeoloji mühendislerinin denetçi mü-
belirtilmesine gerek bulunmamaktadır.
hendis olarak kabul edilmemesinde hukuka ve
40
hizmet gereklerine aykırılık bulunmamıştır. (…)’
Açıklanan (…) Yönetmeliğin 15. Maddesinin 1.
gerekçesiyle 12.8.2001 günlü, 24491 sayılı Res-
Fıkrasının (b) bendi ile anılan yönetmeliğin ekin-
mi Gazetede yayımlanan (Mülga) Yapı Denetimi
de yer alan Ek-4, Form- 2’deki jeoloji mühendisi,
Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliğinde ön-
jeofizik mühendisi, inşaat mühendisli şeklindeki
görülen benzer bir düzenlemenin iptali istemiyle
jeoteknik etüt sorumlusu belirlenmesine ilişkin
açılan dava reddedilmiş, anılan karar Danıştay
kısma yönelik olarak davanın reddine,”
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
2. Antalya Ulaşım Sorunları ve
Çözümleri Konferansı Sonuç Bildirisi
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Antalya Şubesi’nin 27 Mayıs 2013
tarihinde düzenlemiş olduğu “2.
Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri
Konferansları” geniş katılımla
gerçekleştirilmiştir. Konferanslar, farklı
üniversitelerden konunun uzman
akademisyenleri tarafından verilmiş,
ilgili kamu, kurum, kuruluş, meslek
odası ve özel sektör temsilcileri, yazılı ve
görsel basınımızın temsilcileri ile inşaat
mühendisleri tarafından izlenmiştir.
2. Antalya Ulaşım Sorunları ve
Çözümleri Konferansı, Antalya’da
yaşanan kent içi ulaşım sorunları
dile getirilerek mevcut ulaşım,
tamamlanmak üzere olan Antalya
Ulaşım Ana Planı ile yapılabilecekler ve
çözüme yönelik öngörüler oluşturulması
bakımından önem taşımaktadır.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
Konferansta;
Antalya’da Ulaştırma Bakanlığı Projeleri ve Yüksek Hızlı Tren,
Antalya İli Ulaşım Projeleri,
Kent İçi Tesislerin Trafik Etki Analizleri ve Tesislerin Trafik Yoğunluğuna Etkisi: Antalya Örneği,
Antalya Ulaşım Ana Planı,
Kent İçi Trafik Yönetimi,
Ulaşım Ana Planları ve Şehirsel Gelişme Stratejileri İle Olan İlişkileri,
Kent İçi Ulaşım Stratejileri: Dalma-Batma Kavşakların Trafiğe Etkisi,
Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Uygulanabilirlik Düzeyleri,
Kent İçi Yol Üstyapı Bakım Sistemleri,
Kent İçi Trafik Güvenliği,
Ana başlıkları altında sunumlar yapılmış, geleceğe yönelik iyileştirmeler için görüş ve öneriler
belirlenmiştir.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
41
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Konferansta Yapılan Tespitler, Benimsenen Görüşler ve Öneriler
tı-Meydan arasında çalışan hafif raylı sistem araçlarıyla
yapıldığı tespiti yapılmıştır.
Türkiye genelindeki ulaştırma projeleri ve özellikle
yüksek hızlı tren projeleri anlatılmış, Antalya demiryolu
projesi kapsamında yüksek hızlı tren projesinin 2023 yılında gerçekleştirilmesinin hedeflendiği belirtilmiştir.
Antalya Çevre Yollarının önemi vurgulanmış; 15
km’lik Batı Çevre Yolu hakkında bilgiler verilmiş; 13 km
Kuzey Batı Çevre Yolu, 37 km Kuzey Çevre Yolu Projelerinin genel ve münferiden yatırım programına alınmadığı
için EXPO 2016 Antalya açılışına yetişmesinin mümkün
olmadığı saptanmıştır. 155 km’lik Antalya-Alanya Otoyol
Projesinin turizm tesislerine daha hızlı ve güvenli ulaşım
için hayati öneme sahip olduğu ve otoyol projesinin yapişlet modeliyle ihale edilebileceği dile getirilmiştir.
Demiryolu ulaşımında konvansiyonel tren 160 km/
saat, hızlı tren 200 km/saat, yüksek hızlı tren 250 km/
saat ve üzeri ulaşım hızı olan üç farklı trenle yük ve yolcu
taşımacılığı yapılabildiği ifade edilmiştir. Çin, yılda 4000
km ile en fazla hızlı tren ağı yapılan ülke konumunda
olup, 1960’lı yıllarda ilk hızlı trenin kullanıldığı Japonya
ikinci sırada yer almaktadır. Son yıllarda Türkiye’deki hızlı
tren ağı yatırımları Almanya seviyesine ulaşmış olmakla
birlikte henüz istenilen düzeye erişememiştir.
Kent içinde yapılan ve yapılabilecek stadyum, spor
salonu, alışveriş merkezi, rezidans gibi insan yoğunluğu
fazla olan tesislerin trafik etki analizi yapılmış ve tesislerin trafik yoğunluğuna etkisi değerlendirilmiştir. Yüzüncü yıl güzergahında Samanyolu, Falez ve Antalyaspor
kavşaklarında 33.000 kişilik stadyum ve 10.000 kişilik
spor salonunun trafik yoğunluğunu kapasitenin üzerine
çıkaracağı tespit edilmiştir. Aynı güzergahta rezidans
veya alışveriş merkezi yapılması durumunda uzun araç
kuyrukları oluşacağı ve trafiğin tamamen kilitleneceği
öngörüsü dile getirilmiştir.
Konya-Antalya yüksek hızlı tren hattının öncelikle
gerçekleştirilmesi ve Eskişehir-Antalya yüksek hızlı tren
hattı ile de İstanbul’a bağlantı hedefi benimsenmiştir.
Ayrıca, Burdur-Antalya konvansiyonel demiryolunun da
mümkün olan en kısa sürede yapılması, Antalya Limanı
ve toptancı hallerinden yük taşımacılığı gerçekleştirilmesi için girişimde bulunulmasının önemi vurgulanmıştır.
Antalya’da toplu ulaşımla ilgili mevcut sorunlar, tamamlanmak üzere olan Antalya Ulaşım Ana planı doğrultusunda yapılacak yeni düzenlemeler, kısa, orta ve
uzun vadeli çözümler ve 2030 yılı ulaşım hedefleri anlatılmış; Planla ilgili kaygılar, görüş ve öneriler dile getirilmiştir. Tamamlanmak üzere olan Antalya Ulaşım Ana
Planı sunusunda belirtilen ulaşım sorunlarının 2030 yılına kadar toplu taşımada hafif raylı sistem yerine metrobüs ile çözülebilirliği görüşünün, trafik sayımları ile diğer
plan altlıklarının güncellenerek tekrar gözden geçirilmesi
gerekliliği belirtilmiştir.
Antalya genelinde 2000 yılındaki araç sayısı
286.935’dir. Antalya’da 2013 Mart ayı itibariyle kayıtlı toplam 802.107 adet motorlu taşıt bulunmaktadır.
2000-2013 yılları arası araç sayısındaki artış %179 olmuştur. Türkiye genelinde 1000 kişiye düşen araç sayısı
225 iken Antalya’da 537 araçla Türkiye ortalamasının
iki katıdır. Bu sayıya merkezi Antalya dışında bulunan
firmaların, yerli ve yabancı ziyaretçilerin araçları da eklenince toplam motorlu taşıt sayısı çok daha yüksek rakamlara ulaşmaktadır.
Antalya’da 2012 yılında 13594 trafik kazasında 117
kişi hayatını kaybetmiş, 9465 kişi yaralanmıştır. Antalya, meydana gelen kaza ve bu kazalarda yaşanan ölüm
sayısı olarak Ülkemizde İstanbul, Ankara ve Konya’nın
ardından dördüncü sırada yer almıştır.
Türkiye genelinde kent içi trafik yönetimi, trafik güvenliği ve Antalya’ya yansımaları örneklemelerle anlatılmıştır. Akıllı ulaşım sistemleri uygulamaları hakkında
Dünya’dan ve ülkemizden örnekler verilmiş, Antalya’da
kent içi trafik sıkışıklıklarının giderilerek trafik akışkanlığının sağlanması, yolcu ve trafik güvenliğine katkıları için
akıllı ulaşım sistemleri uygulamalarına ihtiyaç olduğu belirtilmiştir.
Antalya ve yakın çevresinde yapılmakta olan ve gelecekte yapılması düşünülen karayolu ulaştırma projeleri
anlatılmış; Antalya’da 2002 itibariyle mevcut 196 km
olan bölünmüş yol uzunluğunun, 2002-2013 yılları arasında yapılan 292 km ilave ile 488 km’ye ulaştığı belirtilmiştir.
Antalya kent içi toplu taşım işinin 161 özel, 40 belediye otobüsü ve 662 özel midibüs ile Kepez Varyan-
42
İMO ANTALYA BÜLTEN
Akıllı Ulaşım Sistemi demek olan Dinamik Sinyalizasyon Sistemi kurulmalı; tasarımsal darboğazlar (şişe
boynu) giderilmelidir.
.
Arazi kullanımı, ulaşım ve erişebilirlik ilişkisi, kent içi
ulaşım stratejileri, ülkemizde ve kentimizde dalma-batŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
ma kavşakların trafiğe etkisi ve kent içi yol üstyapı bakım
sistemleri anlatılmıştır. Kentsel trafik kazaların yaklaşık
%60’ı kavşaklarda olmakta, buraların projelendirilmesi,
yapımı ve işletilmesi önem arz etmektedir. Katlı kavşak
uygulamaları bireysel taşıt kullanımını özendirmenin yanı
sıra taşıtların hızlı ve kesintisiz hareketine fırsat vermesi açısından ciddi trafik güvenliği sorunu ortaya çıkarmaktadır. Katlı kavşakların topluma maliyetleri oldukça
yüksek olmaktadır ve esasen iyi planlanmış bir kentte
katlı kavşak uygulamasına gerek yoktur. Antalya’da yapılmış ve şehri ikiye bölen, kent içi trafik hızını arttıran ve
bu nedenle ölümcül kazalarda artış sağlayan battı-çıktı
kavşaklara ilave kent içinde yeni battı-çıktı kavşaklar yapılmamalıdır.
Özel araç park düzenlemeleri, otopark kapasiteleri
ve planlaması yapılmalıdır.
Yaya dostu bir kent ve trafik kültürü yaratılmalıdır.
Bisiklet kullanımı yaygınlaştırılmalı, özendirilmeli, herkesin kullanabileceği bölgesel bisiklet park alanları oluşturulmalıdır.
Deniz ulaşımı sisteme bir şekilde dahil edilmelidir.
Motosiklet kullananların güvenli seyahatini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.
Merkezdeki yoğunlaşma yeni cazibe merkezleri
oluşturularak kaydırılmalıdır.
Etkili bir trafik denetim mekanizması kurulmalı ve tavizsiz uygulanmalıdır.
Antalya’da imar planlarının hazırlanması, ada ve parsel bazında plan tadilatı yapılması sürecinde ulaşım boyutunun yeterince irdelenmediği görülmüştür.
Bütüncül bir nazım plan ve bütünleşik bir Antalya
Ulaşım Ana Planı kapsamında; yaya, bisiklet ve toplu
taşıma öncelikli, trafik güvenlikli, sürdürebilir bir ulaşım
sistemi gerçekleştirilmelidir.
Havaalanına gelen ve giden yolcuların transferleri
salt karayolu ile yapılmamalı, metrobüsle ulaşım ve raylı sistem ulaşımı değerlendirilmeli; Antalya-Alanya raylı
sistem taşımacılığı hayata geçirilmelidir.
Antalya’da ulaşım sorunlarının çözümünde başarıya
ulaşmak için politik kararlılığa ve işletme verimliliğine ihtiyaç vardır.
Şehir içi transit trafiği şehir dışına alacak Antalya
Çevre Yolları hizmete açılmalıdır.
Yol hiyerarşisine uygun giriş-çıkış ve bağlantılar irdelenmeli, gerekiyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferanslarımızın Antalya’nın kent içi ulaşım açmazının çözüm çalışmalarına katkı olabileceğini umuyoruz.
Özel araç talebini azaltacak toplu taşıma sistemlerine öncelik verilmelidir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Antalya Şubesi
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
43
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız
Şubat - Haziran 2013
44
Benhür Gökeri
93312
Cihaner Akkoç
93406
Muhammet Öncü Karaman
93407
Volkan Şevik
93433
Mehmet Kaya
93434
Fatih Alkan
93533
Sezgi Boztepe
93555
Mehmet Şekip Hod
93556
Cevdet Ercan Parlak
93606
Nadir Karagül
93607
Ahmet Zeki Uzun
93608
Lami Karagöz
93634
Barış Sarıkaya
93649
Hasan Sarı
93650
Adem Uysal
93730
İlknur Vesile Eker
Zencirbağ
93731
Hakan Ceyhan
93774
Murat İldere
93775
Onur Tanyeri
93776
Muhammet Ali Öz
93856
Fatih Mehmet Karakoyun
93857
Selçuk Bozca
93858
Fatih Mehmet Özger
93859
Deniz Aydın
93887
Berna Kaya
93921
Hande Karakaş
93931
Tunç Utkan Ulusoy
93932
Cengizhan Özkan
93933
Esma Pınar
93934
Yasemin Şenbuz
93935
Burak Yaradanakul
93996
İlteriş Özalp
94050
Mehmet Rifat Öngör
94051
Seyit Uyanık
94085
Nilay Kipel
94117
Ahmet Kaya
94137
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
BİZDEN HABERLER
Hasan Erdem
94138
Pınar Şensoy
94179
Nurettin Okan Topçuoğlu
94210
Tufan Enveroğlu
94235
Özgür Özalp
94279
Mustafa Şen
94305
Mehmet Onur Acar
94316
Enbiya Baki
94367
Mevlüt Bekar
94413
Uğur Özdemir
94414
Hüseyin Çınar
94621
Mustafa Şalvarlı
94622
Önem Özen
94623
Engin Oğuz Aktaş
94703
Yusuf Yeşilpınar
94704
Erdem Yılmaz
94705
Akif dinç
94708
Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.
Yönetim Kurulu Üyemiz
Rıza Arslanbay’ın oğlu
Eser Arslanbay ile Gaye Demirok
evliliğe ilk adımı attı.
30 Mart 2013
Yönetim Kurulu Üyemiz
Birkan Çakır, Melis Ceylan ile
evliliğe ilk adımı attı.
1 Mayıs 2013
Şubemiz Mesleki Denetim Mühendisi
Musa Hamza Kurşun, Emine Öz ile
evliliğe ilk adımı attı.
4 Mayıs 2013
Üyemiz
Osman Yıldırım hayatını
Ayşen Can ile birleştirdi.
2 Haziran 2013
Üyemiz
Naide İrbeç hayatını
Ahmet Coşkun ile birleştirdi.
8 Haziran 2013
Üyemiz
Ali Erman Aydın hayatını
Ahsen Afyoncu ile birleştirdi.
8 Haziran 2013
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
45
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
GENÇ-İMO
Genç-İMO 6. Öğrenci Meclisi Toplantısı
Genç-İMO 6. Meclis Toplantısı 23-24 Şubat 2013
tarihlerinde Antalya’da yapıldı. İki gün süren ve 60
üniversiteden yaklaşık 230
öğrencinin katıldığı toplantıda genç-İMO 5. Dönem
çalışmaları ile 6. Dönem
çalışma programı değerlendirildi.
Başkanımız Cem Oğuz,
yönetim kurulu sayman
üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu üyelerimiz Rıza
Arslanbay, Adil Özen ve
Birkan Çakır’ın da katıldığı toplantının açılış konuşmasını İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç yaptı.
Yüzgeç konuşmasında genç-İMO’nun önemine, inşaat mühendisliği eğitiminde yaşanan nitelik kaybına ve
genç mühendislerin çalışma yaşamında karşılaştığı sorunlara dikkat çekti.
nik Gezi Komisyonu ve Sonuç Bildirgesi Komisyonunun toplantısıyla sona erdi.
Toplantı ikinci gün, komisyonlar tarafından hazırlanan
raporların sunumuyla devam etti. Genç-İMO 6. Dönem
çalışma programına ilişkin değerlendirmelerin ardından
toplantı konsey seçimleriyle sona erdi.
Seçim sonucu genç-İMO 6. Dönem Konseyi şu isimlerden oluştu:
Yüzgeç`in ardından genç-İMO 5. Dönem Konsey Üyesi
Alper Uluşan (Karadeniz Teknik Üniversitesi) 5. Dönem
Çalışma Raporuna dair bir sunum yaptı. Ardından "Çevre, Enerji, Ekoloji", "Deprem, Afet, Kentsel Dönüşüm",
"Öğrenci Sorunları ve Üniversite Eğitimi", "İş Güvenliği
ve İşçi Sağlığı", "Mühendislikte Kadın" ve "Türkiye’de
Demokrasi Sorunu ve Toplumsal Barış" konu başlıklarında şube öğrenci kurulları sunumlarını gerçekleştirdi.
Asıl Üyeler: Alper Uluşan (Karadeniz Teknik Üniversitesi), Aycan Gündüz (Dokuz Eylül Üniversitesi), Ezgi
Çimen (Kırıkkale Üniversitesi), Ferhat Koyun (İstanbul
Teknik Üniversitesi), Rojda Varhan (Dicle Üniversitesi)
Yedek Üyeler: Barış Ali Aydın (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), Hüseyin Batuhan Kaplankıran (Pamukkale
Üniversitesi), İlke Özkaptan (Namık Kemal Üniversitesi),
Ömer Örgü (Muğla Üniversitesi), Veysel Yılmaz (Çukurova Üniversitesi).
Toplantının ilk günü, Örgütlenme Komisyonu, Öğrenci
Sorunları Komisyonu, Mühendislikte Eğitim Komisyonu, Kurs ve Seminer Komisyonu, Staj Komisyonu, Tek-
Bilgisayar Kursu
Şubemiz tarafından genç-İMO üyelerinin mesleki bilgi
ve becerilerini artırabilmeleri amacıyla "Probina - Depreme Güvenli Bina Tasarımı" kursu yapıldı.
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği 4. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen kurs,
15-19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Laboratuvarında
gerçekleştirildi. Kursa iki grup halinde 40 kişi katıldı.
46
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
GENÇ-İMO
“3. Kısır- Mısır Günü”
"3. Kısır-Mısır Günü" etkinlikleri Akdeniz
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bahçesinde 20 Mayıs 2013 tarihinde büyük bir
katılım ile gerçekleştirildi. Öğrenciler gerçekleştirdikleri oyunlarla ve verilen konserlerle gönüllerince eğlendiler.
Akdeniz Üniversitesi Mezuniyet Töreni
Şubemiz Yönetim Kurulu, 13 Haziran 2013 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
12. Dönem mezuniyet töreninde; yeni mezun inşaat mühendislerini yalnız bırakmadı.
Mezuniyet Töreni Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Salonunda yapıldı. Törene Yönetim
Kurulu Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu
Üyelerimiz Rıza Arslanbay ve Özer Gencay katıldı.
Mezuniyet Töreni konuşmalarının ardından; mezun inşaat
mühendislerine mezuniyet belgeleriyle birlikte, İMO Antalya
Şubesi tarafından İMO rozeti, baret ve dereceye girenlere de
onur plaketi verildi; duygu ve coşku dolu anlar bir arada yaşandı; hep birlikte, her inşaat mühendisinin meslek yaşamı
boyunca bağlı kalmayı taahhüt edeceği “Mühendislik Yemini”
okundu.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
47
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Çalışma Raporu
1 Şubat - 30 Haziran 2013
1 Şubat 2013
18 Şubat 2013
1- Basın / TV / Röportaj
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız
Cem Oğuz ile yapılan “Batı Çevre Yolu
Unutuldu mu?” konulu röportaj yayınlandı.
Oğuz röportajında;
Batı Çevre Yolu temel atma töreninin ardından 4,5 ay
geçmesine rağmen toplam 13,5 km’lik yolun 1,8km’lik
Çandır ve Karaman Çayı arasında kalan bölümünün
mülkiyet sorunlarının devam ettiğini, yol yapımıyla ilgili
herhangi bir gelişme olmadığını belirtti. Batı Çevre Yolunun 1,8km’lik bölümün mülkiyet sorununun kamulaştırma yoluyla çözülmesi ve mümkün olan en kısa sürede
inşaatının tamamlanarak hizmete açılması gerektiğine
dikkat çekti.
Başkanımız
Cem
Oğuz VTV Gün Ortası Haber Bültenine
telefon bağlantısı ile
katılarak, Batı Çevre
Yolu yapımı ve çevresinin yapılaşmaya
açılmasıyla ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı.
21 Şubat 2013
Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi Yüksek Yapılar İnceleme
Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Akın Akıncı
katıldı.
27 Şubat 2013
2- Çalıştay
Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen “Jeoteknik Çalıştayı”na şubemiz adına yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
1- 'Hava Kirliliği Çekme Fotoğraf Çek' Yarışması Ödül
Töreni
Makine Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şubesi'nin
'Hava Kalitesi Yaşam Kalitesi' kampanyası kapsamında
düzenlenen 'Hava Kirliliği Çekme Fotoğraf Çek' yarışması ile 'Havamız Temiz Geleceğim Parlak' adlı resim
yarışmasında dereceye girenler, MMO Kültür ve Kongre
Salonu’nda gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldı. Ödül
trenine Şubemiz adına yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay katıldı.
13 Şubat 2013
Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz
Akın Akıncı katıldı.
48
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
2- Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz
Hikmet Köse katıldı.
lendirmeleri" konularında bilgi verildi. Eğitimin sonunda
bir değerlendirme sınavı yapıldı.
2- İMO Sayman Üyeleri Ortak Toplantısı
Oda Merkezi, Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyeleriyle
ortak bir toplantı gerçekleştirdi. İMO Rüştü Özal Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya yönetim kurulu
sayman üyemiz Özgür Ata katıldı.
2 Mart 2013
1- 2013 Kamulaştırma Bilirkişilik Yenileme Kursu
Toplantı, İMO 2013 yılı tahmini konsolide gelir gider
bütçesi, tasarruf tedbirleri, Bütçe Uygulama Yönergesi ve Personel Ücretlendirme Yönergesinin ele alındığı
gündemle gerçekleştirildi.
Odamızın 2007 ve 2008 yıllarında `Kamulaştırma Bilirkişilik Yetki Belgesi` almış üyelerimizin belgelerini yenileyebilmeleri için Meslekiçi Eğitim Kurulu tarafından,
Şubemiz organizasyonunda, 2 Mart 2013 tarihinde
‘Kamulaştırma Bilirkişiliği Yenileme Kursu’ düzenlendi.
Eğitime Antalya, Denizli, Konya ve Muğla Şubelerinden
toplam 41 kişi katıldı.
Yedi saatten oluşan eğitim, Hâkim Mehmet Şenol ve
Yüksek İnşaat Mühendisi Altay İnal tarafından verildi.
Eğitim süresince "6830, 221, 2942, 4650, 5998, 5999
sayılı kanunlar; 6111 Sayılı Kanun, 6306 Sayılı Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, Anayasa Mahkemesi`nin 5999 sayılı Kanun
hakkındaki kısmi iptal kararı, Anayasa Mahkemesi`nin
Kamulaştırma Kanunu`nun 38. maddesini iptal kararı; Hukuki el atmalar, 1/1000`lik imar uygulamalarında
kısmi el atmalar, Kamulaştırma Kanunu`nun 27. ve 12.
Maddesi; İrtifak Kamulaştırmaları, Kısmi kamulaştırmalardaki uygulamalar, imar kadastro parsel dönüşümleri,
Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu`ndaki bilirkişilikle ilgili düzenlemeler, Kamulaştırma Kanunu’nun 15. maddesindeki değişiklikler; Bilirkişi rapor örnekleri ve değer-
3- TMMOB 42. Dönem 2. Danışma Kurulu Toplantısı
TMMOB 42. Dönem 2. Danışma Kurulu toplantısı İMO
Teoman Öztürk Toplantı Salonunda, TMMOB çalışmaları ve ülkemizde yaşanan sürecin değerlendirilmesi
gündeminde toplandı. Toplantıya Şubemizden Yönetim
Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu
Sayman Üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu üyelerimiz
Rıza Arslanbay, Adil Özen ve Birkan Çakır katıldılar.
4- Konferans
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından Antalya Valiliği'nin himayelerinde ilki Aralık 2012’de düzenlenen Antalya 2023 Vizyonu Arama Konferansı'nın
devamı niteliğindeki Karar Konferansı Ramada Otel'de
gerçekleştirildi.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
49
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
ATSO Başkanı Çetin Osman Budak'ın ev sahipliğinde,
Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Antalya Milletvekilleri Mevlüt
Çavuşoğlu, Hüseyin Samani, Gökçen Özdoğan Enç,
Yusuf Ziya Írbeç, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.
Dr.Mustafa Akaydın, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Aksu Belediye Başkanı Isa Yıldırım, Kalkan
Belediye Başkanı Ömer Saim Karakurt ile Antalya'nın
önde gelen kamu ve sivil toplum örgütü yöneticileri,
akademisyenler, turizmciler ve işadamlarının katıldığı
toplantıda Şubemizi Başkanımız Cem Oğuz temsil etti.
"Hayali kurulan, keşfedilen ve keyifle yaşanan bir Antalya olmak" sloganıyla başlayan toplantının açılışında
bir konuşma yapan ATSO Başkanı Budak, "Antalya'nın
yol haritasını belirlemek için Aralık ayında ilkini yaptığımız Arama Konferansı'nın sonuçlarını bugün Karar
Konferansı'nda değerlendiriyoruz. Burada 2023 vizyonunda yol haritamız artık net olarak ortaya çıkacak. Rotası olmayan yelkenliye hiçbir rüzgâr yardım edemez.
O yüzden bugün burada biz rotamızı belirliyoruz. Bize
tüm Akdeniz rüzgârları destek verecek." dedi.
6 Mart Atatürk'ün Antalya'ya gelişinin yıldönümü nedeniyle şubemiz tarafından düzenlenen, "Mustafa Kemal
Atatürk Antalya'da" Fotoğraf Sergisi 6-13 Mart 2013
tarihleri arasında İnşaat Mühendisleri Odası Antalya
Şubesi Sanat Galerisi’nde üyelerimizin ziyaretine açıldı.
Mustafa Kemal Atatürk Antalya’yı 4 kez ziyaret etmiştir.
İlk ziyareti 6 Mart 1930, ikincisi 10 Şubat 1931, üçüncüsü 29 Ocak 1933, dördüncüsü 18 Şubat 1935 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Sergide bu tarihlerde çekilmiş
80 adet fotoğraf yer aldı.
8 Mart 2013
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kadın üyelerimize kutlama mesajı gönderildi.
9 Mart 2013
Atatürk’ün Antalya’ya Gelişi Özel Konseri
İMO Antalya Şubesi kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde, Şubemiz Atatürk Konferans Salonunda Şef
Zehra Özçelik yönetiminde `Atatürk`ün Antalya`ya Gelişi
Özel Konseri` ile Türk Sanat Müziği rüzgârı esti. Salonu
dolduran musiki severler tek bölümden oluşan solo ve
koro şarkıların yer aldığı konseri beğeniyle izledi.
Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay, konser bitiminde; müzik ziyafetini sunan topluluk üyelerine teşekkür
ederek, saz sanatçılarına ve Şef Zehra Özçelik’e çiçek
takdim etti.
5 Mart 2013
Toplantı
Antalya Koleji son sınıf öğrencilerinin meslek seçimi
hakkında bilgilendirilmeleri amacıyla yapılan “Meslekler
Günü” toplantısında, Şube Başkanımız Cem Oğuz inşaat mühendisliği mesleğini ve Odamızı tanıtan bir sunum gerçekleştirdi.
6 Mart 2013
"Mustafa Kemal Atatürk Antalya'da" Fotoğraf Sergisi
50
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
11 Mart 2013
Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Birkan Çakır ve Özer Gencay
ile DSİ İşyeri Temsilcimiz Oğuz Kasap, DSİ 13. Bölge
Müdürü Türkay Özgür’ü makamında ziyaret etti. Ziyarette; DSİ’nin bölgemizdeki yatırımları konusunda bilgi
alışverişinde bulunuldu.
Yönetim Kurulunu Ziyaret
Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şubesi, Şubemiz
yönetim kurulunu ziyaret etti.
2- Yönetim Kurulundan Karayolları Ziyareti
Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Birkan Çakır ve Özer Gencay
ile Karayolları İşyeri Temsilcimiz Osman Ersoy Karayolları 13. Bölge Müdürü Mustafa Karademir’i makamında
ziyaret etti. Ziyarette; Karayolları’nın bölgemizdeki yatırımları, şehir ve şehircilik konularında bilgi alışverişinde
bulunuldu.
13 Mart 2013
Sergi
2013 yılı, Piri Reisin çizdiği ilk dünya haritasının 500. yıldönümü olması nedeniyle UNESCO tarafından “Anma
Yılı” olarak ilan edildi. İlim Adamı, Denizci ve Kartograf
Piri Reis’i anmak üzere Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Kepez Belediyesi ve Antalya
Tanıtım Vakfı tarafından düzenlenen “Piri Reis Haritaları”
sergisine şubemiz adına yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
18 Mart 2013
22 Mart 2013
Kutlama
18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz
Zaferi’nin 98. yıldönümü nedeniyle üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. yıldönümünde; yaşadığımız toprakları vatanlaştıran aziz şehitlerimizi saygı ve
rahmetle anıyoruz.”
1- ‘Şiir ve Felsefe” Paneli
21 - 23 Mart 2013 tarihleri arasında Antalya’da şiirli
günler yaşandı. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya
Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle düzenlenen Altın
Portakal Şiir Ödülü programı çerçevesinde, 21 - 22 23 Mart 2013 tarihlerinde kentin farklı merkezlerinde
düzenlenen etkinliklerde Türkiye’nin önde gelen şair,
yazar ve eleştirmenleri şiir severlerle bir araya geldi.
20 Mart 2013
22 Mart 2013`de Şubemiz Atatürk Konferans Salonunda gerçekleştirilen "Şiir ve Felsefe" başlıklı paneli Ahmet
Önel yönlendirdi. Şiir - Felsefe ilişkisinin ele alındığı panelin konuşmacıları Ahmet İnam, Zeynep Direk, Çetin
Balanuye ve Cihan Camcı oldu.
1- Yönetim Kurulundan DSİ Ziyareti
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
51
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
2- Denizli Termal Gezisi
22-24 Mart 2013 tarihlerinde düzenlenen Denizli Termal Gezisine Üyelerimiz ve yakınları ile 40 kişi katıldı.
laşık 3 yıldır kullanılmayan Atatürk stadyumunun bir
bölümünde plansız, programsız bazı tadilatlar yaptığı
ölümlü bir iş kazası ile ortaya çıktı. Şube Başkanımız
Cem Oğuz, VTV Ana Haber Bülteninde Atatürk Stadı ile
ilgili şubemiz tespit, değerlendirme, görüş ve önerilerini
bir kez daha kamuoyu ile paylaştı.
2- İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu Toplantısı
İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı.
Toplantıda;
Türkiye’deki mevcut yapılarımızın malzeme kalitelerinin tespit edilmesi amacıyla laboratuvarı bulunan Şubelerimizden gelen karot deney raporlarının değerlendirilmesi,
Antalya, Ankara ve Mersin İllerinden gelen Yapı Denetim Laboratuvarları tarafından belirlenen beton ve
çelik deney sonuçlarının değerlendirilmesi,
Odamız web sitesinde kamuoyu ve meslektaşlarımızın muhtemel sorularına cevap teşkil edecek “soru
ve cevaplar” bölümünün oluşturulması için yürütülen
çalışmaya komisyonumuzun ne gibi katkılar sunabileceğinin değerlendirilmesi, Konuları görüşüldü.
23 Mart 2013
Teknik Gezi
27 Mart 2013
Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz
Akın Akıncı katıldı.
30 üyemizin katıldığı Antalya Organize Sanayi Bölgesi
teknik gezisinde sırasıyla, CUBO Boya Fabrikası, Tasarım Çelik İmalat Fabrikası ve Ekici Peynir Çelik Fabrikası
inşaatı ziyaretinde, yetkililerden bazı mesleki teknik bilgiler alındı.
1 Nisan 2013
Fotoğraf Sergisi
Gazeteci-Yazar Halil İbrahim Özdemir’in objektifinden
13 Mart 1992 Erzincan Depremi fotoğraflarının yer aldığı sergi, üyemiz Mehmet Deniz`in katkılarıyla 1-12 Nisan 2013 tarihlerinde şubemizde üyelerimizin ziyaretine
açıldı.
25 Mart 2013
Bilgisayar Kursu
11. Dönem Sta4-CAD Bilgisayar Programı Kursu 14
kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde
yapıldı.
26 Mart 2013
1- Basın / TV / Röportaj
100. Yıl Spor Kompleksindeki Dilek Sabancı
Spor Salonu'nun stadyum projesi nedeniyle
yıkılacaktı. Elinde başka
tesisi kalmayan Gençlik
Spor İl Müdürlüğü, yak-
52
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
2 Nisan 2013
Etkinlik kapsamında; Şubemiz Müzik Topluluğu 6 Nisan 2013’de Şef Zehra Özçelik yönetiminde sahne aldı.
Salonu dolduran musiki severler tek bölümden oluşan
solo ve koro şarkıların yer aldığı konserimizi beğeniyle
izledi.
Basın / TV / Röportaj
Akdeniz TV’de canlı yayınlanan Işık Tuncel ve
Bülent Uçma’nın birlikte hazırlayıp, sundukları
“Sabah Işıkları” programına konuk olarak katılan başkanımız Cem
Oğuz, Kentsel Dönüşüm Projesi ile ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı.
Konser bitiminde; ATSO Yönetimi Şef Zehra Özçelik`e
çiçek verirken Şubemiz adına düzenlenen plaketi Kültür, Sanat ve Spor Etkinlikleri Komisyonu Koordinatörü
Seyhan Çetin`e takdim etti.
2- Tören
Ülkemize, kentimize ve inşaat mühendislerine daha iyi
hizmet verebilmek amacıyla Karaköy’de bulunan İnşaat
Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yeni hizmet binasının açılışına şubemiz adına Şube Başkanımız Cem
Oğuz, Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ve Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay katıldılar.
3 Nisan 2013
8.ve 9. Dönem Şube Başkanımız Kamuran Olcay Mezarı Başında Anıldı
Ölümünün 8. Yılında İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu
ve çalışanları, Olcay’ın mezarına karanfiller bıraktı. Şube
Başkanımız Cem Oğuz anma töreninde yaptığı konuşmada Kamuran Olcay’ın mücadeleci anlayışından söz
etti ve Olcay’ın anlayışının kendilerine örnek olduğunu
vurguladı.
12 Nisan 2013
İMO Laboratuvar Çalışma Grubu Toplantısı
İMO Laboratuvar Çalışma Grubu yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı.
Toplantıda;
1. Laboratuvar faaliyetlerine devam eden Antalya, Erzurum, İstanbul ve Konya Şubelerinin;
a. Diğer Şubelerden cihaz aktarımlarından sonraki
durumunun tekrar değerlendirilmesi ve eksiklerinin
tamamlanması,
b. Deney Hizmeti Alınabilecek Laboratuvar Belgelerinin alınıp alınmadığı hususunun gözden geçirilmesi
c. Laboratuvar deney ve raporlarının merkezi sistemle paylaşılabilir hale getirilmesi,
2. Geriye kalan laboratuvar malzemelerinden kullanılabilir ve kullanılamaz durumda olanlarının tespiti ve nasıl
değerlendirileceğinin belirlenmesi,
3. Karot deney raporlarına “yapıldığı yıl” ve “ruhsat yılı”
bilgilerinin eklenerek revize edilmesi ve laboratuvarlarımıza sirküle edilmesi,
4. Beton Test Tabancasının tek başına kullanılması ve
raporlanması, Konuları görüşüldü.
6 Nisan 2013
1- Antalya Türk Müziği Günleri
ATSO’nun 131. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle bu yıl
sekizincisini düzenlediği “Antalya Türk Müziği Günleri”
etkinliği 5-7 Nisan 2013 tarihlerinde Antalya Ticaret ve
Sanayi Odası Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
53
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
15 Nisan 2013
yesi eski Başkanı Hasan Subaşı ve İMO yönetim kurulu üyeleri katıldı. Eski başkanlar Menderes Türel, Bekir
Kumbul ve Selahattin Tonguç ise mazeretlerinden dolayı toplantıda yer almadı.
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “İMO
Stadı Sorguluyor” konulu
röportaj yayınlandı.
Toplantının açılışında konuşan Başkanımız Cem Oğuz,
kitabın hazırlanma amacıyla ilgili bilgiler verdi. Son 40
yılda belediye başkanlarının kendi anlayışlarına göre
projeleri öncelik sırasına koyarak gerçekleştirdikleri hizmetlerle bugünün Antalya'sını şekillendirdiklerini ifade
eden Başkanımız Cem Oğuz, "Bu kitapta kent gelişim
ve dönüşümünde etkili olan yatırımlar ve projeler hakkında yorum yapmaktan kaçındık. Antalya'nın 40 yıllık
geçmişinde yapılan doğru-yanlış, eksik-hata yorumlarını okuyuculara ve kamuoyunun takdirine bırakıyoruz"
dedi. Denizi, doğası ve tarihi zenginlikleriyle dünyanın
ilgi odağı olan Antalya'nın daha fazla hizmeti hak ettiğine vurgu yapan Cem Oğuz, kent için ortak akılla sorun
çözen projelerin üretilerek birlikte çalışılması gerektiğini
aktardı.
Antalya'da 33 bin kişilik
stadyum ve 10 bin kişilik
kapalı spor salonu projesi nedeniyle Dilek Sabancı Spor
Salonunun yıkımı değerlendirildi. Başkanımız Röportajında; projenin hemen önünde bulunan 100. Yıl Bulvarı üzerinde trafik akışına dikkat çekti. Oğuz projelerin
trafik akışında yaşanabilecek yoğunluğu simülasyonla
anlattı. Yıllardır ilgili ve yetkililerin yaptığımız uyarıları dikkate almadığını belirten Oğuz, “bugün trafik sorunu yaratanlar, yarın bu sorunları çözebilecekler mi?” diyerek
tepkisini dile getirdi.
18 Nisan 2013
Basın toplantımız Görsel ve yazılı medyada yer aldı.
1- Basın Toplantısı “Belediye Başkanları Gözüyle
Antalya’nın Son 40 Yılı 1973-2013” Kitap Tanıtımı
Mühendislik Haftası
Etkinlikleri kapsamında 14 Aralık 2012 tarihinde düzenlediğimiz
“Belediye Başkanları
Gözüyle Antalya`nın
Son Kırk Yılı ve Geleceğe Bakış” konulu
panel kitap haline getirildi.
Belediye Başkanları Gözüyle Antalya'nın Son 40 Yılı adlı
kitapta 1973-2013 yılları arasında görev yapan belediye başkanları Selahattin Tonguç, Hasan Subaşı, Bekir
Kumbul ve Mustafa Akaydın'ın panelde yaptığı konuşmalara yer verildi. 14 Aralık 2012 tarihli panele Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ndeki görevi nedeniyle katılamayan
Menderes Türel'in ifadeleri kitapta yer almazken, görev
yaptığı dönemde kente kazandırdığı eserler kitapta yer
buldu. Kitapta ayrıca, Altın Portakal'ın 50 yılı, Dünden
Bugüne Bir Zamanlar Antalya Fotoğraf Albümü yer aldı.
Yayına hazırlanması 4 ayı bulan 220 sayfalık kitap ilk
etapta 1000 adet basıldı. Başta Antalya Valiliği olmak
üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları, Antalya milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarına gönderildi.
2- Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz
Hikmet Köse katıldı.
Kitabın tanıtımı, Kaleiçi Mermerli Restoran'da düzenlenen basın toplantısıyla yapıldı. Toplantıya, Büyükşehir
Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Büyükşehir Beledi-
54
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
22 Nisan 2013
Toplantıda;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 81 ilde yapı malzemeleri eğitim seminerleri düzenlenmesi gündemi ile
Yapı Malzemeleri Daire Başkanlığında gerçekleştirilen
izleme ve değerlendirme toplantısının değerlendirilmesi,
Denetleme
Şubemiz, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi belgelendirme kriterlerine göre denetlendi. Denetleme
neticesinde TSE Bölge Müdürlüğünden gelen Sistem
Belgelendirme Yürütme Komitesi belgelerimizin geçerlilik süresini bir yıl uzattı.
Türkiye’deki mevcut yapılarımızın malzeme kalitelerinin tespit edilmesi amacıyla Şubelerimizden gelen
verilere ek olarak istediğimiz “bina yaşı”, “yapıldığı yıl”,
“ruhsat yılı” ve “karot çapı” verileri ile birlikte değerlendirilmesi,
Mersin Şube tarafından gönderilen yapı denetim
laboratuvarları tarafından belirlenen beton ve çelik deney sonuçlarının değerlendirilmesi,
Meslektaşlarımıza bilinç yükseltme amacıyla yapı
malzemeleri alanında eğitim programları düzenlenmesi konusunun görüşülmesi,
Yapı Denetim Uygulamalarında laboratuvar beton
sonuçlarının standartlara göre değerlendirilmesinin
tartışılması, Konuları görüşüldü.
23 Nisan 2013
Kutlama
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 93. yıldönümü
nedeniyle üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. “Ulusal Egemenliğimizin Simgesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun.”
27 Nisan 2013
Forum
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) tarafından düzenlenen Antalya Kent Ekonomisi Forumu'na Şubemiz adına Başkanımız Cem Oğuz katıldı.
24 Nisan 2013
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Kentsel
Dönüşüm Yasası” ile ilgili
röportaj yayınlandı.
2 Mayıs 2013
Bilgisayar Kursu
Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerine yönelik Sta4-CAD Bilgisayar Programı Kursu 12 kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde yapıldı.
Başkanımız Cem Oğuz
röportajında; 33 ilde devam eden Kentsel Dönüşüm Yasası uygulamalarının
Antalya’da başlamadığını, uygulamada sıkıntılar ortaya
çıkmaya başladığını, kentsel dönüşümde kentin bütün
olarak düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak, "kentsel
dönüşümde bütün yetkilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ'ye verildiğini" söyledi.
26 Nisan 2013
İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu Toplantısı
İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
55
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
6 Mayıs 2013
15 Mayıs 2013
Basın / TV / Röportaj
Toplantı
Antalya Büyükşehir Belediyesi Yüksek Yapılar İnceleme
Kurulu toplantısına şubemiz adına yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata katıldı.
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Kentteki Mühendislik Harikaları”
konulu röportaj yayınlandı.
16 Mayıs 2013
Basın / TV / Röportaj
Başkanımız Cem Oğuz
röportajında; Yol ve kaldırım çalışmalarında, eksik bilgi
ve yetişmiş teknik personel eksikliği nedeniyle belediyeler tarafından yapılan standartlara aykırı yanlış uygulamalar örnekleriyle anlattı.
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Yasağa
Rağmen Stat İnşaatına
Devam” konulu röportaj
yayınlandı.
9 Mayıs 2013
Başkanımız Cem Oğuz Röportajında; inşaat yasağına
rağmen stat inşaatına devam edildiğini, alanda sabah
07.30’da başlayan çalışmanın saat 20.00'ye kadar
devam ettiğini ve iş makinalarının gürültüsünün çevreyi rahatsız ettiğini söyledi. Oğuz, şantiyenin hemen 10
metre yanında bir otel olduğuna dikkat çekti.
1- Seminer
Konu: Genel Mevzuat ve Şantiyede İş Güvenliği
Konuşmacı: Nasuh Boztepe (A Grubu İş Güvenliği
Uzmanı)
Konuşmacıya katkılarından dolayı şubemiz
tarafından hazırlanan
teşekkür belgeleri takdim edildi.
19 Mayıs 2013
1- İMO Gençlik Yemeği
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Yönetim Kurulumuz ile genç üyelerimiz düzenlenen yemekte buluştu.
Yemekte bir konuşma yapan Başkanımız Cem Oğuz
“Bugün milletimizin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlayan kurtuluş mücadelesinin ilk adımının atıldığı gündür. Milli duygular içinde Samsun’da atılan bu
adım Türk Milletinin bağımsızlığını kazanmada ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu yolunda atılmış en önemli
adımdır. Geçmişini, tarihini, kültürünü bilen, özüne ve
geçmişine sahip çıkan, bunu da gençlerine aktarabilen toplumlar ilelebet yaşama hakkına sahiptir. Sizlerde
sevgi, barış ve hoşgörü ile tüm sorunların üstesinden
gelecek, birlikte hareket edeceksiniz. Sevgili gençler bu
düşüncelerle 19 Mayıs Atamızı Anma Gençlik ve Spor
Bayramınızı kutlarım” dedi.
2- Toplantı
ANSİAD’ın geleneksel “Akdeniz Toplantıları”nın yirmincisi Ramada Plaza Antalya Hotel’de gerçekleştirildi. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi
Eker’in konuşmacı olarak katılıp “Expo 2016 Antalya”
konusunda konuşma yaptığı toplantıya Şubemizden
Başkanımız Cem Oğuz katıldı.
10 Mayıs 2013
Kokteyl
Akdeniz Son Nokta Dergisi’nin okurlarını bir araya getirmek amacıyla verdiği kokteyle Başkanımız Cem Oğuz
ve yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı.
56
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
23 Mayıs 2013
1-Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Eğitimi
5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı olarak 05.12.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Binalarda
Enerji Performansı Yönetmeliği hükümlerine göre, yeni
binalar için hazırlanması gereken enerji kimlik belgesi
vermeye yetkili EKB uzmanı eğitimi 23-24-25 Mayıs
2013 tarihlerinde Şubemizde gerçekleştirildi.
2- Kutlama
Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramının 94.
Yıldönümü nedeni ile tüm üyelerimize kutlama mesajı
gönderildi. “Özgürlük Mücadelemizin Başlangıcı Olan
19 Mayıs Atamızı Anma Gençlik Ve Spor Bayramımız
Tüm Ulusumuza Kutlu Olsun”
3- Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “İMO
Uyardı: Bu duvar yıkılabilir” konulu röportaj yayınlandı.
2- Seminer TS 500 ve TS 13791’e Göre Beton Kabul
Koşulları
Şubemiz etkinlik alanı içinde yer alan Antalya, Isparta
ve Burdur illerinde, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 4708
sayılı Yapı Denetim Kanunu kapsamında yapılmakta
olan yapılarda kullanılan beton malzemesinin beton basınç dayanımlarının TS500 ve TS13791 standartlarına
göre betonun kabulü
ve uygunluk değerlendirilmesi sırasında bazı
tereddütler yaşandığı
tespit edilmiştir.
Başkanımız Cem Oğuz,
“100. Yıl Bulvarı'nda uzun süren tartışmaların ardından
temel kazılarına başlanılan stat alanını çevreleyen duvara temel kazısından çıkan hafriyatın başka bir alana
taşınmak yerine, alanı çevreleyen sınır duvarının hemen
arkasına döküldüğünü, bununla da kalmayıp silindirle
sıkıştırıldığını” söyledi.
Hafriyatın dökülüp silindirle sıkıştırılmasının duvarda
baskı yaratacağını savunan Başkanımız Oğuz, “Bu durumda duvarın yıkılma riski bulunduğu için yayalara tehlike yaratacaktır” dedi.
20 Mayıs 2013
Bilgisayar Kursu
19. Dönem AUTOCAD Bilgisayar Programı Kursu 12
kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde
yapıldı.
Tereddütlerin giderilmesine yönelik konu ile ilgili yürürlükteki mevzuat hükümleri doğrultusunda, Şubemizde
Türkiye Hazır Beton Birliği işbirliği ile 23 Mayıs 2013 tarihinde bir seminer düzenlenmiştir.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
57
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Taze beton ve sertleşmiş beton kabul ve basınç dayanımı değerlendirmelerinde uygulama birliğinin hedeflendiği seminere konuşmacı olarak, Türkiye Hazır Beton
Birliği Genel Sekreteri Dr. Tümer Akakın katıldı.
İMO 43. Dönem üçüncü Danışma Kurulu toplantısı,
İMO Teoman Öztürk Toplantı Salonunda yapıldı. Toplantı, "Oda Meclisi Yönetmelik Taslağı" ve "Referans
Belgesi Yönetmelik Taslağı" gündemlerinde gerçekleştirildi.
3- Sergi
Toplantıya, Şube Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ile İMO Denetleme
Kurulu Başkanı Ali Osman Kara ve İMO Danışma Kurulu üyesi Durmuş Nar katıldılar.
T.C. Demre Kaymakamlığı tarafından “Çevresel Atıklardan Sanata Dönüşüm Projesi” başlıklı sergi 23 Mayıs –
5 Haziran 2013 tarihlerinde Şubemiz Sanat Galerisinde
üyelerimizin ziyaretine açıldı.
Toplantının açılış konuşmasını İMO Yönetim Kurulu
Başkanı Taner Yüzgeç yaptı. Yüzgeç, önemli kararlar
almak üzere bir araya geldiklerini belirtti. Toplantıyı örgütsel gücü daha da geliştirmek için düzenlediklerini
kaydeden Yüzgeç, hep birlikte karar alabilecekleri ve
uygulayabilecekleri bir platform oluşturma çabası içinde olduklarını vurguladı. Yüzgeç, Danışma Kurulu Üyelerine zaman ayırıp toplantıya katıldıkları için teşekkür
etti.
27 Mayıs 2013
2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansları
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları 13. Bölge
Müdürlüğü ile birlikte sekiz üniversiteden dokuz akademisyenin sunum yaptığı konferansta; Antalya`da yaşanan kentiçi ulaşım sorunu, mevcut Antalya ulaşımı ile
yapılabilecekler ve çözüm önerileri tüm yönleriyle ele
alındı.
24 Mayıs 2013
Basın / TV / Röportaj
Başkanımız Cem Oğuz
VTV Gün Ortası Haber
Bültenine telefon bağlantısı ile katılarak, 27 Mayıs
2013 tarihinde düzenleyeceğimiz “Antalya’nın
Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansları” düzenlenmesinin amacını anlattı.
25 Mayıs 2013
İMO 43. Dönem 3. Danışma Kurulu Toplantısı
58
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
29 Mayıs 2013
Vali Dr. Altıparmak’ı Uğurlama
“Vali Dr. Altıparmak’ı Uğurlama Programı” kapsamında Mardan Palace Otelde düzenlenen veda yemeğine
Şube Başkanımız Cem Oğuz katıldı.
1 Haziran 2013
Çalıştay
ANFAŞ’ın gelecekteki yatırımlarının Türkiye’deki fuarcılık ve Antalya üzerindeki etkileri, Türkiye’deki fuarcılık
yatırımlarının ANFAŞ’a etkileri ve etkileşimin boyutları
konulu Çalıştay Ortak Akıl Toplantısına yönetim kurulu
sayman üyemiz Özgür Ata katıldı.
sağlanacağı, içme suyu kaynakları, su temin ve su getirme projeleri ve yatırımları, Karacaören2 Barajından su
temini ihalesi hakkında bilgiler aldı; görüş, değerlendirme ve önerilerini paylaştı.
4 Haziran 2013
ASAT`ta çalışan inşaat mühendisleriyle yapılan toplantıda; Oda-üye ilişkileri, son dönemlerde Oda`nın üyeleri
ile bağını koparacak mevzuat düzenlemeleri hakkında
güncel bilgiler paylaşıldı, mesleği ve meslektaşları yakından ilgilendiren konularda görüş ve öneriler değerlendirildi. Örgütlülüğümüzü zayıflatacak, dayanışma ve
bir olma duygumuzu zedeleyecek her türlü girişim ve
mevzuat değişikliklerine birlikte karşı durabilmek için
mücadele kararlılığımızı sürdürmemizin önemine vurgu
yapıldı.
Yapı Grubu Meslek Odası Başkanları Bir Araya Geldi
Başkanımız Cem OĞUZ, Elektrik Mühendisleri Odası
Antalya Şube Başkanı İlhan METİN, Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Hüseyin BARUT ve
Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman AYDIN,
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Kutlu Taner, Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Haşim Dikencik; “Yapı Denetim Kanun tasarısı” ve
“Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile ilgili değerlendirmede bulunmak için Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesinde bir araya geldiler.
5 Haziran 2013
1- İnşaat Mühendisleri Odası Antalya
5 Haziran Dünya Çevre Günü Mesajı
Devlet memurluğu kadrolarında genel mühendis kadrosu istihdam edildiği, ihtiyaç olan mühendislik dalı yerine ihtiyaç olmayan mühendislik dallarından kadroların
doldurulabildiği ifade edildi. Bu durumun olası sakıncalarını giderebilmek için başta belediyeler olmak üzere,
bütün kamu kurum ve kuruluşlarında mühendis ihtiyacı
belirlenmesi, gerçek ihtiyaca göre inşaat mühendisi istihdamının önemi vurgulandı.
Şubesi
Doğa ve doğal kaynaklar insanlığın ortak malıdır; Onu
korumak da, yaşatmak da tüm insanlığın ortak görevidir.
Yönetim Kurulumuzun ASAT ziyareti süresince ilgi ve
alakalarından dolayı ASAT genel Müdürü Fethi Yalçın`a,
Genel Müdür Yardımcısı İnş. Müh. Kamil Cengiz`e, İşyeri Temsilcimiz İnş. Müh. Alper Katırcıoğlu`na ve meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
2- Şube Yönetim Kurulumuz ASAT’ta Çalışan Meslektaşlarımızla Buluştu
Şube Yönetim Kurulumuz ASAT’ta çalışan inşaat mühendisleriyle buluştu. Ziyarette, Şube Başkanımız Cem
Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter üyemiz Haluk Selçuk,
Sayman Üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu üyelerimiz
Rıza Aslanbay, Onur Günaydın, Adil Özen hazır bulundu.
Yönetim Kurulumuz, ASAT Genel Müdür Yardımcılığı
görevine atanan İnş. Müh. Kamil Cengiz`i ziyaret ederek yeni görevinde başarılar diledi. Yönetim Kurulumuz,
Antalya`nın mevcut içme suyu şebekesi, Antalya`nın
gelecek 2050 yılına kadar içme suyu ihtiyacının nasıl
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
59
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
7 Haziran 2013
taş sorunları ile birlikte son dönemde çıkarılan Odaların
üyeleriyle olan örgütsel bağını zayıflatmaya ve Odaları
işlevsizleştirmeye yönelik Kanun Hükmünde Kararnameler dönemi ele alındı. İMO Antalya Şube Başkanı
Cem Oğuz, odanın iki yıllık çalışma programı hakkında
bilgi verdi.
1- Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde 27 Mayıs 2013’de düzenlediğimiz “Antalya’nın
Ulaşım Sorunları ve Çözümleri
Konferansları”
sonuç bildirisinin kamuoyuna açıklandığı haberi
yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz, Antalya için yüksek
hızlı tren ile Burdur-Antalya konvansiyel trenin önemine
vurgu yaptı; kent içi ulaşımını ciddi anlamda rahatlatacak çevreyollarının da bir an önce hayata geçirilmesi
gerektiğini söyledi.
Yapı Denetim Kanunu, İmar Kanunu, TMMOB Kanunu
ve diğer bazı kanunlarda değişiklik önerileri çalışmaları
masaya yatırıldı. Türkiye’deki Mühendislik Fakültelerinde inşaat mühendisliği bölümü sayısının 116‘ya ulaştığı,
yeterli altyapı ve öğretim üyesi eksiklikleri nedeniyle eğitim kalitesinin düştüğü ve her yıl yaklaşık 8 ila 10 bin civarında inşaat mühendisinin diploma alarak mühendislik hizmetlerine katıldığı ifade edildi. Mühendislik eğitimi
ve kalitesi yetersizliği sorunu, Teknoloji Fakültelerince
inşaat mühendisliği diploması verilecek teknik öğretmenlerle daha da artacağı vurgulandı. Ayrıca ÖSYM
tarafından 21 Temmuz 2013’de yapılacak Teknik Öğretmenler için Mühendislik Tamamlama Programları giriş sınavı ile ihtiyaç fazlası inşaat mühendislerinin ortaya
çıkacağı ve oluşturacağı olumsuzluklar tartışıldı.
2- Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Özelleştirmeler” konulu röportaj
yayınlandı.
Başkanımız Cem Oğuz
röportajında; Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa çıkarılan, Dumlupınar Bulvarı'nda Yeni Adliye binası yanında bulunan Hazine'ye ait 8 bin 980,92 metrekarelik
arazinin, kamuda kullanılmak üzere rezerv alan olarak
elde tutulması gerektiğini, burada oluşturulacak ticari
alanın başta ulaşım olmak üzere bir çok sorunu da beraberinde getireceğini söyledi.
Toplantı da; 31 Mayıs 2013 tarihinde yürürlükten kaldırılan “Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği”
ve 1 Haziran 2013 tarihinde “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde” yapılan değişikliklerin Odaya olası etkileri
ve sonuçları değerlendirildi.
8-9 Haziran 2013
Odamız bünyesinde oluşturulan, Basın Yayın Komisyonu, Kent Sorunları ve Afete Hazırlık, Kültür-Sanat ve
Spor Etkinlikleri, Şantiye Mühendisleri ve Ücretli Çalışan
Üyeler Komisyon Başkanları 13. Dönemde yapılan çalışmalar ve çalışma hedefleri hakkında bilgiler verdiler.
Toplantıda DSİ ve Kepez Belediyesi Temsilcileri kurumlarının yatırımlarını tanıtarak, teknik bilgiler sundular. İşyerlerinde inşaat mühendislerinin sayıları, çalışma konumları, sorunları konusunda bilgiler aktardılar.
İMO Antalya Şube Danışma Kurulu 8 - 9 Haziran
2013 Tarihlerinde Burdur’da Yapıldı
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Yönetim Kurulu, temsilcilikler, komisyonlar ve işyeri temsilcileri ortak danışma kurulu toplantılarının beşincisi 8-9
Haziran 2013 tarihlerinde Burdur’da yapıldı.
Toplantının ikinci gününde; İMO Antalya Şubesi Alanya,
Burdur, Finike, Isparta, Manavgat Temsilcilikleri, temsilcilik çalışmaları ile inşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirdiler; İnşaat sektörü, meslek ve meslek-
Toplantıda birinci gün; ülke, kent, meslek ve meslek-
60
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
taş sorunlarına ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdiler.
Hazırlanan ulaşım ana planında toplu taşım için ana
güzergâhlarda metrobüs önerileceğinin altını çizen
Cem Oğuz, uzun vadeli raylı sistem öngörülerinin de
planda yer alması gerektiğini hatırlattı.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkında Kanunun Temsilcilik alanına giren bölgelerde
yansımaları ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Şantiye Şefliği uygulamalarında mesleğimizle
ilgili Temsilcilik bölgelerinde yaşanan sorunlar masaya
yatırıldı ve çözüm konusunda karşılıklı görüşler bildirildi.
11 Haziran 2013
Basın / TV / Röportaj
VTV’de canlı yayınlanan
Nihat Toklu’nun hazırlayıp
sunduğu “Antalya Gündem” programına konuk
olarak katılan başkanımız
Cem Oğuz, Antalya’nın
mühendislik sorunları ve
son günlerde yaşanan Gezi Parkı olayları ile ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı.
Toplantılarda ayrıca Oda uygulamaları ve iç işleyiş konularında fikir alışverişinde bulunuldu.
Toplantının genel değerlendirmeler bölümünde benimsenen çalışma konu başlıkları:
1) 1 Haziran 2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan
“Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği”,
2) Yapı Denetim Sistemi Sorunları,
3) Yasal düzenlemeler ve mevzuat sorunları,
4) Uygulama Birliği,
5) Referans Belge Yönetmelik Taslağı,
6) Meslek içi eğitim,
7) Proje müellifliği ve şantiye şefliği sorunları,
8) Kamuda çalışan inşaat mühendisleri ile ihtiyaca
göre kadro sorunu,
9) Bilirkişilik sorunları,
10) İş Sağlığı ve Güvenliği, İş Güvenliği Uzmanlığı,
11) Kentsel Dönüşüm uygulamaları ve yansımaları,
12) Etik Kurulu oluşturulması.
14 Haziran 2013
Antalya Meslek Odaları Arası 22. Geleneksel Bahar
Dönemi Halı Saha Futbol Turnuvası
9 Nisan - 14 Haziran 2013 tarihleri arasında Antalya
Meslek Odaları arasında düzenlenen, 22. Antalya Meslek Odaları Arası Halı Saha Futbol Turnuvası sona erdi.
Turnuva, Pınar Halı Sahada 9 Nisan 2013 tarihinde açılış töreni ve 2012 yılının gençler ve master kategorisi
şampiyonları İnşaat 2-İnşaat (Master) arasında yapılan
süper kupa karşılaşması ile başladı.
9 Haziran 2013
Basın / TV / Röportaj
Normal süresi 4-4 berabere sonuçlanan maç sonrası
penaltı atışları sonucu İnşaat 2 takımı süper kupanın
sahibi oldu.
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “Ulaşım
Ana Planı” konulu röportaj yayınlandı.
Futbol turnuvası ile Antalya`da bulunan Meslek Odası
üyelerinin birbiriyle tanışması, kaynaşması ve dayanışma içinde olmaları amaçlandı.
Başkanımız Cem Oğuz,
Haziran ayı Büyükşehir
Belediye Meclisinde görüşülmesi beklenen ulaşım ana
planıyla ilgili meslek odalarının görüşünün alınmadığını
belirterek, “keşke tartışılsaydı, tartışılmadan onaylanacak” diye konuştu.
Bu yıl 22. düzenlenen futbol turnuvasına, İnşaat Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Elektrik
Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası,
Antalya Büyükşehir belediyesi tarafından üç yıldır çalışmaları sürdürülen Ulaşım Ana Planı'nın Haziran ayı
meclisinde görüşülmesi beklenirken, Başkanımız Cem
Oğuz, 1989 yılından bugüne kadar hazırlanan 6 planın hayata geçirilemediğini, 7'inci planın da ilgili meslek
odalarıyla tartışılmadan ve görüş alınmadan gündeme
getirileceğini söyledi. Oğuz, önümüzdeki yıl yapılacak
yerel yönetim seçimleri nedeniyle planın ne kadar uygulanabilir olduğunun da ayrı bir tartışma konusu olduğuna dikkat çekti.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
61
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Çevre Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Veteriner Hekimler Odası, Eczacılar Odası, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve Baro olmak üzere 14 Meslek Odası katıldı.
insanlar arasında kaynaşma, dayanışma, dostlukları
pekiştiriyor. 22 yıldır devam eden turnuva önümüzdeki
yıllarda da düzenlenmeye devam edilecektir. Turnuvanın Gençler kategorisi şampiyonu Elektrik Mühendisleri
Odası takımını ve iki kupayı birden kazanan İnşaat Mühendisleri Odası takımlarımızı kutluyorum. Bu yıl turnuvanın koordinatörlüğünü yapan Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler Odası`na ve turnuvaya katılan bütün
meslek odalarının yöneticileri ve futbolcularına teşekkür
ediyorum." dedi.
Koordinatörlüğünü Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası`nın üstlendiği, gençler ve master kategorilerinde düzenlenen turnuvada Meslek Odaları birden
fazla takımla mücadele etti.
Şubemiz, iki ay süreyle devam eden turnuvaya gençler
kategorisinde iki, 35 yaş üstü master kategorisinde ise
bir takımla katıldı.
18 Haziran 2013
Meslek odaları üyeleri arasında arkadaşlık, dostluk,
barış ve dayanışma ruhunun yerleşmesine katkı koyan turnuvanın sonunda gençler kategorisinde Elektrik
Mühendisleri Odası takımı, 35 yaş üstü masterler kategorisinde ise İnşaat Mühendisleri Odası Master takımı
şampiyon oldu.
Muratpaşa Belediye Başkan Aday Adayları Şubemizi
Ziyaret Etti.
Yapılan törenle kupalarını alan futbolcularımız, yönetim
kurulumuz ve üyelerimiz şampiyonluğu doyasıya kutladılar.
Turnuva kapanışında kısa bir konuşma yapan Şube
Başkanımız Cem Oğuz; "İki ay süresince 14 Meslek
Odası futbolcusu, üyeleri, yönetim kurulları sıcak ve samimi bir ortamda bir araya geldiler. Spor böyle bir şey,
62
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
24 Haziran 2013
2014 Yılı Mart ayında yapılması beklenen yerel seçimlerde aday olmayı düşünen meslektaşlarımız, İnşaat
Mühendisi Adnan Yıldız ile İnşaat Mühendisi Mehmet
Fatih Geboloğlu Şubemizi ziyaret etti.
Basın / TV / Röportaj
VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem
Oğuz ile yapılan “stadyum?” konulu röportaj
yayınlandı.
Yıldız, CHP’den, Geboloğlu MHP’den Muratpaşa Belediye Başkan Aday Adayı olduklarını ve öncelikle bağlı
oldukları kendi meslek odalarını ziyaret etmek istediklerini söylediler.
Protestolar eşliğinde temeli atılan stadyumla ilgili
Başkanımız Cem Oğuz, 8,5 metrelik kazı yapılmadan
temeli atılan stadın planlanandan daha yüksek olacağını söyledi. Oğuz, stadyumun mali boyutunu da eleştirdi
ve “bu hizmet değil, kentin geleceğine ipotek koymaktır” dedi.
Her iki belediye başkan aday adayı da; imar, proje,
yapı ruhsatı, yapı kullanma izni, proje ve yapı denetim
konularındaki uygulamalarda Muratpaşa Belediyesinin
hantal bir yapıya büründüğünü, bu konuda hizmet bekleyenlerin bezginlik noktasına geldiklerini, bu nedenle
Muratpaşa’da köklü bir değişime ihtiyaç olduğunu ifade ettiler.
Meslektaşlarımız, belediye başkanlığına aday olmaları
ve seçilmeleri durumunda, meslek odalarıyla ortak projeler üretmek ve uygulamak istediklerini vurguladılar;
Muratpaşa ilçesi için düşünce ve projelerini anlattılar.
Belediye başkan aday adayı her iki meslektaşımıza çalışmalarında başarılar diliyoruz.
25 Haziran 2013
Toplantı
Antalya Sanayici İş Adamları Derneği’nin (ANSİAD)
“Kent Vizyonu ve Kentsel Dönüşüm” konulu toplantısına Şubemiz adına Başkanımız Cem Oğuz katıldı.
28 Haziran 2013
İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu Toplantısı
İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı.
Toplantıda;
21 Haziran 2013
Karot sonuçlarının değerlendirilmesi,
Prof. Dr. İ. Özgür Yaman’ın öğrencisi tarafından belirli
bir formata getirilen Mersin Şube bölgesindeki Yapı Denetim Laboratuvarları tarafından gönderilen beton ve
çelik deney sonuçlarının değerlendirilmesi,
Antalya Meslek Odaları arasında düzenlenen, 22. Antalya Meslek Odaları Arası Halı Saha Futbol Turnuvasında mücadele eden takım oyuncularımız ile yönetim
kurulumuz düzenlenen yemekte buluştu.
Bir önceki toplantıda alınan karar doğrultusunda;
Prof. Dr. İ. Özgür Yaman tarafından Ankara’da gerçekleştirilmesi görüşülen “Yapılarda Alçı Kullanımı” başlıklı sunuma yönelik gerekli planlamanın yapılması,
Futbol Turnuvası Yemeği
Isı yalıtımı, ses yalıtımı, ilgili standartları anlatmak
üzere Prof. Dr. İ. Özgür Yaman’ın İZODER yetkilileri ile
yaptığı görüşmelerin değerlendirilmesi,
Yapı denetim uygulamalarında Bayındırlık Bakanlığının
TS500, TSEN 206-1’e göre değerlendirilerek laboratuvarlardan çıkan neticeler konusunda Komisyon Üyemiz
Haluk Selçuk’un yaptığı tespitlerin değerlendirilmesi,
Konuları görüşüldü.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
63
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız
Cem Oğuz
ANTALYA MESLEK ODALARI
EŞGÜDÜM KURULU TOPLANTILARI
15 Mayıs 2013
20 Şubat 2013
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: Genel değerlendirme
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız
Cem Oğuz
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: EMNİYETSEN bilgilendirmesi, 19 Mayıs etkinliklerinin görüşülmesi
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem
Oğuz ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk
3 Nisan 2013
4 Haziran 2013
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: Milli Anayasa Formu açıklamaları
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk
Yer: Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası
Gündem: Son gelişmelerin görüşülmesi
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza
Arslanbay
16 Nisan 2013
6 Haziran 2013
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: 100. Yıl, Akil Adamlar ve Anayasa
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız
Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk
Selçuk ve Şubemiz Basın Danışmanı İbrahim Koç
Basın Açıklaması
Yer: Cumhuriyet Meydanı
Konu: Gezi Parkı Olayları gelişmeleri hakkında
Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim
Kurulu Üyelerimiz Rıza Arslanbay ve Özer Gencay
25 Nisan 2013
Yer: Mimarlar Odası Antalya Şubesi
Gündem: Ulaşım Master Planı
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız
Cem Oğuz ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk
Selçuk
30 Nisan 2013
Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: EXPO 2016 ile ilgili bilgilendirme
64
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
yapılması kesinleşen Çocuk ve Çiçek Temalı Botanik
EXPO 2016’nın; 23 Nisan 2016 tarihinde, DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI olarak Antalya’da kutlanması, Dünya Barışının geleceğine Antalya’dan bir ışık olacaktır.”
EXPO 2016 Antalya, açılışının 23 Nisan Çocukların
Bayramında olması, bu tarihi milat kabul edip her yıl
DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI olarak kutlanması temenni
olunmuştur.
KENT
KONSEYİ
TOPLANTILARI
20 Şubat 2013
Çevre Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Katı Atıkların Kazanılması ve Değerlendirilmesi
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen
7 Mayıs 2013
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Kaleiçi Planlama ve Uygulama Çalışmaları
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
6 Mart 2013
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Ulaşım Master Planı
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen ve
Şubemiz Danışmanı İbrahim Koç
13 Mayıs 2013
Afetler Ve Kriz Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Afetler Açışından Antalya’ya Bakış
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen
Toplantıda; afetlerle ilgili bu güne kadar yapılan çalışmaların değerlendirilmesi konuları görüşülmüştür.
Antalya’nın Depremselliği ile ilgili Tamer Özmen tarafından bilgi sunulmuştur. Deprem, sel ve taşkınlarla ve
alınması gereken önlemlerle ilgili çalışmaların yapılmasına ve raporlanmasına, karar verilmiştir.
20 Mart 2013
Çevre Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Katı Atıkların Kazanılması ve Değerlendirilmesi
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen
Toplantıda; Üyemiz M. Tamer Özmen inşaatlarda ve
yapılan yapılarda oluşan atıkların (molozların) agrega
olarak geri dönüşümünün sağlanabilirliği konusunda bir
sunum yaptı. Bu konuda merkezi ve yerel yönetimler ile
akademik kuruluşların laboratuvarlarında gerekli araştırmaların yapılması tavsiyesinde bulundu.
14 Mayıs 2013
Yer: Antalya Kaleiçi Koordinasyon Merkezi Toplantı Salonu
Gündem: Kaleiçi Planlama ve Uygulamaları Çalışmaları
Katılan: Şubemiz adına, üyelerimiz M. Tamer Özmen,
Okan Çamlı
Toplantıda; Antalya Valiliği tarafından oluşturulmasına
çalışılan, Kaleiçi’nin yönetimi konulu “Hizmet Birliği” tartışmalarıyla, yeniden gündeme gelen Kaleiçi’nin sorunlarının çözümü konulu 2. toplantısı yapılmıştır. Antalya
Kaleiçi SİT Planlamasının, başarılı olabilmesi için ilgili
tarafların bir araya geldiği (Valilik Temsilcisi, Büyükşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Daire Başkanları,
Muhtarlar ve diğer kuruluş temsilcileri) geniş katılımlı bir
toplantı olmuştur. Kaleiçi’nin yönetimi, güvenliği, çevre
düzeni, imar durumu, mimari yapısı, ticari durumu ve
ilgili diğer konular görüşülmüş ve tartışılmıştır.
17 Nisan 2013
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Kaleiçi Planlama ve Uygulama Çalışmaları
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
26 Nisan 2013
Çevre Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Çevre Çalışma Grubunun kararlarının uygulanması ve gelecekteki çalışmaların planlanması
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen
Toplantıda; gelecek toplantılara ait konuların planlanması çalışmaları yapılmıştır. Toplantı programına alınan
EXPO 2016 ANTALYA konusu ile ilgili olarak, İnşaat
Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin görüş ve önerileri sunulmuştur. “2016 Nisan-Eylül tarihleri arasında
İMO ANTALYA BÜLTEN
26 Haziran 2013
İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı
Yer: Antalya Kent Konseyi
Gündem: Antalya’nın Nazım İmar Planı çalışmaları
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
65
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU
27 Nisan 2013
Konferans
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Konu: Günümüz Dünyasında Çalışma Hayatı ve Kadın
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza
Arslanbay
14 Mayıs 2013
İKK (İL KOORDİNASYON KURULU)
TOPLANTILARI
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: TMMOB Öğrenci Evi, EXPO 2016
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza
Arslanbay
27 Şubat 2013
19 Haziran 2013
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: 3 Mart TMMOB İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Mühendis
Kadınların Çalışma Koşulları ve Özlük Hakları, Torba
Yasaya Karşı Öğrenci Üyelerimize ve Halkımıza Yönelik
Yapılan İmza Kampanyası
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza
Arslanbay
Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Gündem: Antalya Kadın Çalıştayı, Teknik Öğretmenlere Mühendis Unvanı Verilmesi
Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız
Cem Oğuz
27 Haziran 2013
Basın Açıklaması
TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu Attalos Heykeli önünde toplanarak “muhendislikYÖKoluyor, direnmühendis” pankartlar ı açarak Cumhuriyet Meydanı’na
kadar yürüdüler. Burada düzenlenen basın açıklaması
ile teknik öğretmenlere mühendislik unvanı verilmesi
protesto edildi. Basın Açıklamasına Şubemizden Yönetim Kurulu Üyelerimiz Cem Oğuz, Haluk Selçuk, Özgür
Ata, Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Adil Özen, Birkan
Çakır, M. Çağlar Ekinci, Özer Gencay, Tayyar Toker ile
çok sayıda üyemiz katıldı.
3 Mart 2013
Basın Açıklaması / Önce İnsan, Önce Sağlık, Önce İş
Güvenliği!
TMMOB üyeleri, 3 Mart TMMOB İş Cinayetlerine Karşı
Mücadele Günü`nde Türkiye`nin dört bir yanında düzenlenen basın açıklamaları ve etkinliklerle konuya dikkat çektiler.
TMMOB Genel Kurulu‘nda alınan karar gereğince ilk
kez bu yıl düzenlenen "İş Cinayetlerine Karşı Mücadele
Günü"nde İKK‘ların bulunduğu illerde basın açıklamaları gerçekleştirildi.
Ankara‘da Olgunlar Sokak‘taki Madenci Anıtı önünde
yapılan basın açıklamasına yönetim kurulu üyemiz Rıza
Arslanbay katıldı. Maden Mühendisleri Odası Başkanı
Mehmet Torun okudu. Basın açıklaması sonrası İnşaat
Mühendisleri Odası toplantı salonunda konuya ilişkin
fotoğraf sergisi açılışı ve Derin Çığlık filminin gösterimi
yapıldı.
4 Mart 2013
Yer: Mimarlar Odası Antalya Şubesi
Gündem: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinlikleri, Mühendis Kadınların Çalışma Koşulları ve Özlük Hakları
Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Şerife Salman Gür
66
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
SON YAPRAK
Merhumlara ve Merhumeye Allah’tan rahmet,
kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
Üyemiz
ŞİMŞEK ŞENKAL
1935 yılında Salihli/Manisa’da doğdu.
1963 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun
oldu. 13. Dönem İMO Antalya Şubesi Kent Sorunları ve
Afete Hazırlık Komisyonunda görev aldı.
20 Haziran 2013 Perşembe günü vefat etti.
Üyemiz
YALÇIN YILMAZ
1945 yılında Tavas’da doğdu. 1970 yılında
Karadeniz Teknik Üniversitesinden mezun oldu.
31 Mayıs 2013 Cuma günü vefat etti.
Üyemiz
Süleyman Öztürk’ün
Annesi
HATİCE ÖZTÜRK
28 Şubat 2013
Perşembe günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Hacı Murat Kuruçay’ın
Babası
İHSAN KURUÇAY
24 Nisan 2013
Çarşamba günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Adile Başgör’ün
Babası
ALİ UYANIK
7 Haziran 2013
Cuma günü
Vefat etmiştir.
Finike Temsilci Yardımcımız
Emre Ceylan’ın
Babası
YUSUF CEYLAN
6 Nisan 2013
Cumartesi günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Osman Aydemir’in
Babası
MUSA AYDEMİR
13 Mayıs 2013
Pazartesi günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
İbrahim Kurt’un
Babası
OSMAN KURT
19 Haziran 2013
Çarşamba günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Tayyar Toker’in
Babası
Pınar Toker’in
Kayınpederi
YAVUZ YILMAZ TOKER
11 Nisan 2013
Perşembe günü
Vefat etmiştir.
Finike Temsilci Yardımcımız
Bayram Karagül’ün
Annesi
AYŞE KARAGÜL
4 Haziran 2013
Salı günü
Vefat etmiştir.
Üyemiz
Akın Akıncı’nın
Annesi
RÜVEYDE AKINCI
22 Haziran 2013
Cumartesi günü
Vefat etmiştir.
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
67
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
YAZILI BASINDA İMO ANTALYA
68
İMO ANTALYA BÜLTEN
.
ŞUBAT - HAZİRAN 2013
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
ANTALYA ŞUBESİ
YAZILI BASINDA İMO ANTALYA

Benzer belgeler