Osmanlı İmparatorluğunda 500 Yıl Boyunca Kullanılan
Transkript
Osmanlı İmparatorluğunda 500 Yıl Boyunca Kullanılan
OSMANLI ÝMPARATORLUÐU'NDA 500 YIL BOYUNCA KULLANILAN MUHASEBE YÖNTEMÝ: MERDÝVEN YÖNTEMÝ Doç.Dr. Cemal ELÝTAÞ Yrd.Doç.Dr. Oðuzhan AYDEMÝR Uzman Tarihçi Uður ÖZCAN Prof.Dr. Oktay GÜVEMLÝ Doç.Dr. Mehmet ERKAN Öðr.Grv.Dr. Mustafa OÐUZ Ankara, 2008 OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA 500 YIL BOYUNCA KULLANILAN MUHASEBE YÖNTEMİ: MERDİVEN YÖNTEMİ Yazarlar: Doç.Dr. Cemal ELİTAŞ Prof.Dr. Oktay GÜVEMLİ Yrd.Doç.Dr. Oğuzhan AYDEMİR Doç.Dr. Mehmet ERKAN Uzman Tarihçi Uğur ÖZCAN Öğr.Grv.Dr. Mustafa OĞUZ Bu proje TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (TÜBİTAK)’nun Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Grubu Başkanlığı tarafından 105 K 160 nolu kod ve “Osmanlı İmparatorluğu’nda 500 Yıl Boyunca Kullanılan Muhasebe Yöntemi: Merdiven Yöntemi” başlığı ile 01 Mayıs 2006 – 01 Mayıs 2008 tarihleri arasında finanse edilerek desteklenmiştir. T.C. MALİYE BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No:2008/377 www.maliye.gov.tr e-maliye@maliye .gov.tr Her hakkı Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’na aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. ISBN: 978–975–8195–16–9 1000 Adet Nisan, 2008 Tasarım: İvme Tel: 0312 230 67 01 Baskı: Ümit Ofset Matbaacılık Tel: 0312 384 26 27 TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 85. YILINA ARMAĞANDIR. iii iv İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ............................................................... 1 BÖLÜM I ABBASİ VE İLHANLI DEVLETİ’NDE MUHASEBE YÖNTEMİ GİRİŞ ................................................................. 5 1. GENEL OLARAK SAYI KURALLARI .................. 6 10. Birler ....................................................... 6 11. Onlar ....................................................... 6 12. Yüzler ...................................................... 7 13. Binler ....................................................... 7 14. Örnek Sayılar ve Gösterimleri ................... 7 2- ABBASİLER’DE MUHASEBE UYGULAMALARI .. 8 20. Genel Açıklama ........................................ 8 21. Abbasiler’de Siyakat Yazı Sistemi ............. 8 22. Abbasiler’de Muhasebe Defterlerinde Kurallar ve İşaretler ................................ 11 23. Abbasiler’de Siyasi Yapı ............................ 14 24. Abbasiler’de İktisadi ve Mali Yapı .............. 19 240. Muhasebe Uygulamalarını Etkileyen Alt Yapı ......................................... 23 241. Abbasi Devleti Döneminde Vergiler..32 25. Abbasiler’de Muhasebe Kayıtları ............... 46 250. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt Örneği-1 ........................................ 55 251. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt Örneği-2 ........................................ 76 v 3. İLHANLILAR’DA MUHASEBE UYGULAMALARI . 91 30. Genel Açıklama ........................................ 91 31. İlhanlılar’da Siyakat Yazı Sistemi .............. 92 32. İlhanlılar’da Muhasebe Defterlerinde Kurallar ve İşaretler ................................ 100 33. İlhanlılar’da Siyasi Yapı ............................ 104 34. İlhanlılar’da Devlet Teşkilatı ..................... 108 35. İlhanlılar’da İktisadi Yapı .......................... 115 36. İlhanlılar’da Mali Yapı .............................. 117 360. İlhanlılar’da Mali Durum ve Devlet Bütçesi .......................................... 120 361. İlhanlılar’da Para ........................... 121 362. İlhanlılar’da Vergiler ...................... 122 363. İlhanlılar’da Gazan Han Dönemi ve Islahatları ...................................... 124 37. İlhanlılar’da Muhasebe Öğreti Eserleri ...... 129 38. İlhanlılar’da Muhasebe Kayıtları ............... 132 380. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-1.133 381. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-2.139 382. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-3.146 4. MERDİVEN YÖNTEMİ’NİN DOĞUŞU ................. 180 40. Genel Açıklama ........................................ 180 41. Merdiven Yönteminin Temel Özellikleri ..... 182 KAYNAKÇA ......................................................... 183 vi BÖLÜM II OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA MERDİVEN YÖNTEMİ GİRİŞ ................................................................. 189 1. OSMANLI İMPARATORLUĞU KURULUŞ DÖNEMİ.191 10. Genel Açıklama ......................................... 191 11. Kuruluş Döneminde Siyasi Yapı ............... 209 12. Kuruluş Döneminde İktisadi Yapı ............. 216 13. Kuruluş Döneminde Mali Yapı .................. 219 14. Osmanlı İmparatorluğu Dönemine Ait Örnekler Hakkında Açıklama ..................... 234 15. Kuruluş Dönemine Ait Muhasebe Kayıt Örnekleri ................................................... 243 150. Cizye Muhasebesi Kalemi Defter Kataloğu (628) ............................... 244 151. Haremeyn Muhasebesi Kalemi Defter Kataloğu (614) ............................... 246 152. Büyük Ruznamçe Kalemi Defteri Kataloğu (627) ............................... 247 153. Başmuhasebe Kalemi Defteri Kataloğu (596-612) ........................ 248 154. Anadolu Muhasebesi Kalemi Defteri Kataloğu (629) ............................... 250 155. Maden Mukataası Kalemi Defteri Kataloğu (622) ............................... 250 156. Kuruluş Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği ........................................... 251 vii 2. OSMANLI İMPARATORLUĞU YÜKSELME DÖNEMİ ............................................................. 313 20. Genel Açıklama ........................................ 313 21. Yükselme Döneminde Siyasi Yapı ............. 315 22. Yükselme Döneminde İktisadi Yapı ........... 323 23. Yükselme Döneminde Mali Yapı ................ 333 230. Defterdar ...................................... 334 231. Eyalet Defterdarlıkları ................... 336 232. Osmanlı Devleti Hazineleri ............ 337 2320. İç Hazine ............................. 337 2321. Dış Hazine (Birun HazinesiMiri Hazine) ......................... 339 233. Miri Hazine Daireleri ..................... 342 2330. XVI. Yüzyılın Ortalarında Maliye Kalemleri ................ 343 2331. Birinci Ve İkinci Ruznâme Daireleri (Kalemleri) ........... 343 2332. RumeIimuhasebesi (Dairesi ) Kalemi ............................... 344 2333. Anadolu Muhasebe Dairesi Kalemi ............................... 344 234. Darb-Hâne Hümayun .................... 345 235. Hazine Gelirleri ............................. 345 236. Vergilerin Toplanması ve Tahsisi ... 351 237. Maliye İle İlgili Bazı Kavramlar ...... 353 238. Bütçe ............................................ 356 24. Yükselme Dönemine Ait Muhasebe Kayıt Örnekleri ................................................ 358 viii 240. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-1 ........................................ 367 241. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-2 ........................................ 420 242. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-3 ........................................ 437 243. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-4 ........................................ 452 244. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-5 ........................................ 462 3. TANZİMATA KADAR OSMANLI İMPARATORLUĞU (1579-1839) ........................... 473 30. Genel Açıklama ........................................ 473 31. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Siyasi Yapı ........................................................ 475 32. Tanzimata Kadar Olan Dönemde İktisadi Yapı ........................................................ 488 33. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Mali Yapı ........................................................ 493 34. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe Kayıt Örnekleri ....................... 502 340. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe Kayıt Örneği-1 ......... 510 341. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe Kayıt Örneği-2 .............. 531 4. TANZİMAT SONRASI – CUMHURİYETE KADAR OSMANLI İMPARATORLUĞU ............................... 554 40. Genel Açıklama ........................................ 554 41. Tanzimat Sonrası – Cumhuriyete Kadar Olan Dönemde Siyasi Yapı ...................... 556 42. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Dönemde İktisadi Yapı .................... 559 ix 43. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Dönemde Mali Yapı ......................... 563 44. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örnekleri ................................................ 567 440. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-1 .............. 571 441. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-2 .............. 600 442. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-3 .............. 620 KAYNAKÇA ......................................................... 662 x BÖLÜM III GENEL DEĞERLENDİRME GİRİŞ ................................................................. 671 1. MERDİVEN YÖNTEMİNİ KULLANMIŞ OLAN DEVLETLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ ............. 676 2. ABBASİ DEVLETİ’NDE (750–1258) MERDİVEN YÖNTEMİNİN İLK UYGULAMALARI ................. 688 20. Siyasi Gelişmeler ve Siyasi Yapı ................ 688 21. Abbasilerde İdari Yapı .............................. 691 22. Abbasilerde Maliye Teşkilatı ve Vergiler .... 693 23. Abbasilerde Devletin Giderleri .................. 702 24. Merdiven Yönteminin Bilinen İlk Örneği ... 704 3. İLHANLI DEVLETİ’NDE MERDİVEN YÖNTEMİ VE GELİŞME SÜRECİ ..................................... 715 4. OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA MERDİVEN YÖNTEMİ ..................................... 722 40. Merdiven Yönteminin Osmanlılara Geçiş Süreci: Osmanlı – İlhanlı İlişkileri ........... 722 41. Osmanlı İmparatorluğu Devlet Teşkilatı ve Mali Yönetimi: Genel Bakış ..................... 728 42. Merdiven Yönteminin Osmanlılar Tarafından Geliştirilmesi ......................... 731 43. Günümüz Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlke ve Kuralları İle Bir Kıyaslama: Merdiven Yöntemi ................................... 737 5. SONUÇ ........................................................... 754 KAYNAKÇA ......................................................... 760 ÖZGEÇMİŞLER ................................................... 762 xi xii ÖNSÖZ Kayıt biçimi, yukardan aşağıya doğru, ana tutar ve bu tutarı oluşturan ayrıntıları kapsadığı için Merdiven Yöntemi denilen bu muhasebe kayıt yöntemi, dünyada bilinen en uzun ömürlü kayıt tekniklerinden birisidir. Bilinen ilk örnekleri 8. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Abbasi Devleti’nde doğmuş, 13. yüzyılın ortalarında İlhanlılara geçmiş, çok açık olmamakla beraber Selçuklar tarafından kullanılmış, ama daha belirgin olarak bilindiği üzere 14. yüzyılda İlhanlılardan alınan yöntem 19. yüzyıl sonlarına kadar Osmanlılar ömrü 1100 tarafından yıl kullanılmıştır. dolayındadır. Bu Yöntemin üç bilinen devletin, yani Abbasilerin, İlhanlıların ve Osmanlıların alfabe ve dil yakınlıkları, İslami geleneklerin egemen olduğu kültürel yapı, devlet yapısı ve yönetimi, ekonomik yapı ve ticaret alışkanlıkları, devlet gelir ve giderleri benzer olduğu için ayni muhasebe yöntemi çağın değişen koşullarına göre yenilenerek gelişme göstermiş ve yaşamını sürdürmüştür. Yöntemin kullanım alanı devlet muhasebesi olmuştur. Yani yöntem, bir devlet muhasebesi olarak doğmuş, gelişmiştir. Orta Doğunun devletçi yapısı yöntemin devlet muhasebesi olarak doğması ve gelişmesine olanak sağlamıştır. 14. Yüzyıl boyunca İlhanlı Devletinde yöntemi tanıtıcı ve öğretici dört kitap bugünlere kadar gelmiştir. Bu dört kitabın yayınlandığı yıllarda, bugün küreselleşmesini 1 tamamlamış olan çift yanlı kayıt yönteminin ilk örnekleri ortaya çıkıyordu. Çift yanlı kayıt yöntemi, henüz yedi yüz yıllıktır; merdiven yönteminin yaşadığı ömür süresine göre genç bir yöntemdir. Çift yanlı kayıt yöntemi kapitalist ekonominin yarattığı bir yöntemdir. Merdiven yöntemi ise, devletçiliğin egemen olduğu bir ekonomik yapının yarattığı ve geliştirdiği bir yöntem olma özelliğini taşır. Merdiven yönteminde bir normal yazının ve bir de noktasız yazının (siyakat) kullanıldığı bilinmektedir. Bunun iki nedeni olduğu tespit edilebilmiştir. Bunlardan birisi, muhasebe kayıtları, hazine ile ilgili olarak devletin sır niteliğini taşıdığı için okunması zor olan bu yazının kullanılmış olmasıdır. İkincisi de, muhasebede az yere çok yazı yazılması zorunluluğu nedeni ile Arap harflerinde altta ve üstteki noktaların, yukarda ve aşağıdaki satırlardaki sözcüklere ait olma ihtimalinin ortadan kaldırılması ihtiyacıdır. Siyakat ile kayıtlarda sayıların Arap rakamları ya da yazı ile yazıldıkları da görülmektedir. Bu da sayıların okunmasını önlemek isteğinden ve rakamlarda değişiklik yapma ihtimalinin kaldırılması arzusundan ileri gelmiş olsa gerektir. Yöntem, asırlar boyu gelişen ve değişen koşullara göre kendini yenilemiştir. Kullanım yerleri genişlemiştir. Yöntem iç ve dış denetime, muhafazakarlığa, gizliliğe ve özellikle raporlamaya her zaman önem veren bir çizgide kalmıştır. 2 Raporlamadaki açıklık ve anlaşılır olma özellikleri yöntemin uzun ömürlü olmasının başta gelen nedenleridir. Özellikle Osmanlı’da muhasebecilerin yetişmeleri uygulamaya dayanır, tüm muhasebe eğitimi uygulama içinde alınır. Buna yazı yazma, deyimleri öğrenme, hesap bilgisi de dahildir. Daha sonra, çeşitli muhasebe bölümlerinde defter tutma, bölümler arası bilgi aktarma, arşivleme çalışmaları gelir. Muhasebeci başka bir mesleğe geçmez ve 35-40 yıl mesleği yapar. Maliye Bakanı olan, Baş Defterdar hemen hemen her zaman muhasebe uygulamalarının içinden yetişmiş bir kişidir. Meslekte dürüstlük, çalışkanlık, ast – üst ilişkilerinde sevgi ve saygı esastır. Devletin varlıklarını korumak, çıkarlarına zarar gelmesine fırsat vermemek onun her zaman onuru ve başta gelen görevi olmuştur. Yukarda adı geçen devletlerde ve özellikle Osmanlı’da muhasebeciliğin her zaman saygın bir meslek konumunda kalmasının nedenleri bunlardır. Merdiven yöntemi ile ilgili araştırmalar henüz başlangıç aşamasındadır. Türkiye’nin, 20 – 24 Temmuz 2008 tarihlerinde yapılmak üzere 12. Dünya Muhasebe Tarihçileri Kongresi’ni üstlendiği 2004 yılından bu yana, Türk delegasyonu, dünyada yirmi dolayında uluslararası kongre ve konferansa katılmış ve bu etkinliklere çoğunluğu merdiven yönetiminin tanıtımına dönük elli dolayında bildiri vermiştir. Bu etkinliklerin ayni hızla devam etmesi 3 yöntemin çeşitli açılardan tanıtımına büyük katkı sağlayacaktır. Bu eser Merdiven Yöntemini tanıtıcı ilk kitap olma özelliğini taşımaktadır. Yani bir ilktir. Hazırlayıcılar arasında benim adımın da yer aldığı görülmekte ise de, bazı konularda danışmanlık yapmaktan öte fazla bir katkım olmadığını belirtmem gerekiyor. Kitabın, hemen hemen bütünü ile, Öğr. Gör. Dr. Mustafa Oğuz’un siyakat yazısı ve Osmanlıca bilgisine dayalı olarak, Doç. Dr. Mehmet Erkan, Doç. Dr. Cemal Elitaş, Yard. Doç. Dr. Oğuzhan Aydemir’in ve Uğur Özcan’ın hazırlandığını büyük biliyorum. Ve çabaları onları ve bu emekleri ülkenin ile kayıt kültürünün tanınmasına yaptıkları bu önemli katkıdan dolayı kutluyorum. Merdiven yöntemi ile ilgili bu araştırmaların devam etmesini diliyorum. Ayrıca kitabın basımı için sağladığı destekten dolayı Maliye Bakanlığı nezdinde Doç.Dr. Ahmet Kesik’e teşekkür ederim. Prof. Dr. Oktay Güvemli 12.Dünya Muhasebe Tarihçileri Kongresi Başkanı 4 BÖLÜM I ABBASİ VE İLHANLI DEVLETİ’NDE MUHASEBE YÖNTEMİ GİRİŞ Çalışma üç temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde hem Abbasiler Devleti, hemde İlhanlılar Devletindeki muhasebe uygulamalarında kullanılan “siyakat” yazısı ve rakamları ile muhasebe uygulamalarının içerisinde geçen terminoloji tanıtılarak, muhasebe defterlerinde yer alan kurallar ve işaretlere yer verilmiştir. Bundan amaç, çalışmanın ilerleyen bölümlerinde muhasebe uygulamaları için verilen örneklerin anlaşılabilirliğinin artırılması veya sağlanmasıdır. Ayrıca çalışmada, bu devletlerin siyasi, iktisadi ve mali yapıları incelenmiş, muhasebe uygulamaları örneklerle ortaya konmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde Osmanlı Devleti açısından siyasi, iktisadi, mali ve muhasebe hayatına ilişkin değerlendirmelere ve örnek muhasebe kayıtlarına yer verilmiştir. Bu bağlamda, Osmanlı Devleti dört döneme ayrılarak incelenmiştir. Bunlar; - Kuruluş Dönemi, - Yükselme Dönemi, - Yükselme Döneminin sonu ile Tanzimat arası, - Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar olan dönemdir. 5 Çalışmanın üçüncü bölümünde ise çalışma hakkında genel değerlendirme yapılarak bulgular özetlenmiştir. 1. GENEL OLARAK SAYI KURALLARI Burada merdiven yönteminde kullanılan sayılar ve bunların yazılışlarından bahsedilecektir. Önce birler anlatılmakta, sonra bu rakamların üstüne sıfır denilen yuvarlak halka koyulmak sureti ile onlar olacağı zikredilmekte ve daha sonra da yüzler ve binler hakkında kısaca bilgi verilmektedir. Bu bölüm, Abbasiler, İlhanlılar ve Osmanlı Devletlerinin muhasebesindeki ortak konu olduğundan her dönem için ayrı ayrı ele alınmayacaktır. 10. Birler Sıfırdan dokuza kadar olan sayılar birler olarak kabul edilmektedir. Görünümleri ve modern karşılıkları Tablo 1’deki gibidir. Tablo 1. Birler’in Arapça Gösterimi 11. Onlar 10’dan 99’a kadar olan sayılar onlar olarak edilmektedir. Mevcut gösterimi Tablo 2’deki gibidir. 6 kabul Tablo 2. Onlar’ın Arapça Gösterimi 12. Yüzler 100’den 999’a kadar olan sayılar yüzler olarak kabul edilmektedir. Yüzler’in gösterimi Tablo 3’deki gibidir. Tablo 3. Yüzler’in Arapça Gösterimi 13. Binler 1000’den 9999’a kadar olan sayılar binler olarak kabul edilmektedir. Binler’in gösterimi ise Tablo 4’de olduğu gibidir. Tablo 4. Binler’in Arapça Gösterimi 14. Örnek Sayılar ve Gösterimleri Burada bazı örnek sayıların Arapça karakterler ve modern karşılıkları itibariyle nasıl yazıldıklarına yer verilmektedir. 7 2- ABBASİLER’DE MUHASEBE UYGULAMALARI 20. Genel Açıklama Orta Doğu'da ilk İslam Devletinin Hazret-i Muhammed’in milâdi 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicreti ile kurulduğu kabul edilir. Bu tarih aynı zamanda Hicri takviminin de başlangıcıdır.Hazret-i Muhammed’in milâdi 632 (Hicri 11) yılında vefatından sonra, Hulefâ-yı Râşidin başka bir ifade ile dört Halife dönemi başlar. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dört halife döneminin halifeleridir. 632 - 661 (Hicri 11-40) yılları arasında halifelik yapmışlardır. Devletinin egemenlikleri Dört Halife kurulduğu 661-750 döneminden sonra görülmektedir. (Hicri 41-132) Emevi Emeviler’in yılları arasında sürmüştür. Emeviler döneminde Orta Doğu İslam devletinin sınırları genişlemiştir. Emeviler’den sonra da Abbasi Hanedanı'nın egemenliği başlamıştır. 21. Abbasiler’de Siyakat Yazı Sistemi Divan rakamlarının icat tarihi ile ilgili kesin bir kaynak yoktur. Fakat, hicretin ilk yıllarından itibaren Araplar tarafından İrandan alınan muhasebe ve defter tutma usulu divan rakamlarının icadına yol açmıştır. “Divan” usulünün Araplar tarafından kabul edilmesinin ardından yaklaşık 50 yıl kadar defterler Pehlevice yani İran dilinde, Suriye dolaylarında Rumca, Mısır’da Kıptice yazılıyordu. Emeviler 8 dönemindeki “ırk üstünlüğüne” ve Arap milliyetçiliğine dayanan yönetim anlayışları nedeniyle Arap uzmanlar yetiştirilmiş ve ortak dil Arapça olmuştur. Zira Emevi hükümdarlarından Abdülmelik bin Mervan’ın emriyle M.700’de defterler yabancı diller yerine Arapça tutulmaya başlanmıştır. Emevi devletine ait söz konusu bu belgeler “Cemâcim Vak’asında” tamamen yok olmuştur1. Siyakat yazısının ilk olarak Abbasiler zamanında Irakta kullanıldığı sanılmaktadır. Abbasiler tarafından icat edildiği iddia edilmektedir. Anadolu’ya da Selçuklu devleti zamanında İran yoluyla girmiştir2. Diğer bir görüşe göre ise, Menşeinin İran olduğu iddia edilen siyakat yazısı Abbasilere İrandan geçmiştir. Selahaddin Elker, Avusturyalı Von Kremer’in divan rakamlarının kullanıldığı Abbasi devletinin gelirlerini gösteren bir belgeyi yayınladığını hatırlatarak Abbasi halifelerinden el-Muktedir Billah Cafer’in veziri Ali bin İsa tarafından yazılan belgenin divan rakamlarının tarihi bakımından öneme haiz olduğunu belirtmektedir. Abbasiler dönemine ait Milâdi 918 (Hicri 306) yılına kadar giden Von Kremer’in yayınladığı bu evrak3 büyük bir ihtimalle en eski vesikadır. Nitekim Fekete de siyakat 1 Selahattin Ekler, Divan Rakamları, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1953, s.17. 2 Dündar Günday, Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Özellikleri Ve Divan Rakamları, TTK, Ankara, 1989, s. 1. 3 Söz konusu belge A. von Kremer, Uberdas Einnahmebudget Abbasiden Reiches, von Jahre 306 H. (918-919), s. 306-318. 9 rakamlarının bütün orta doğuda Abbasi devletinden beri mali işlerde kullanıldığını belirtmektedir4. Abbasilerde siyakat yazısını gösteren daha eski bir vesika henüz bulunamamıştır. Bunun en büyük nedenlerinden birisi de şüphesiz ki Emevi Devleti’nin yıkılıp yerine Abbasilerin geçmesi sürecinde yaşanan savaşlar sırasında, devletin vergi ve tapu kayıtlarını içeren sicil kayıtlarının kaybolmasıdır. Vergi nispetleri, toprak kayıtları ve nüfus bilgileri gibi maliyeye temel teşkil edecek belgelerin imha edilmesi, mali sistemi tamamen “kontrolden çıkartmıştır”5. Bununla da kalmamış Abbasiler’in maliye ve muhasebe evrakını ihtiva eden defterhanelerin halife Emin ile kardeşi tamamen Me’mun yanması arasındaki büyük bir mücadele boşluk sırasında oluşturmuştur6. Ortaçağ ortadoğusunda kurulan İslam devletleri, Osmanlı devletini hariç tutarsak, yıkılmış, beraberinde arşivleri de tahrip edilmiştir. Bu noktada işimize yarayacak özellikle Said Öztürk, Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Ve Tarihi Gelişimi, OSAV, İstanbul, 1996, s. 25. 5 Mustafa Demirci, “Abbasiler Devrinde Yukarı Mezapotamyada (Cezîre) Köylü Hareketleri” Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz 2006, S. 29, Maestro Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 3-4. 6 Selahaddin Elker a.g.e., s.20-21, ayrıca bkz. Corci Zeydan; İslam Medeniyeti Tarihi, Cilt II. Çev: Zeki Megâmiz, Üç Dal Neşriyat, İstanbul, 1966, s.120; Said Öztürk, a.g.e., s. 25. 4 10 Abbasiler dönemiyle ilgili herhangi bir muhasebe öğreti eseri kalmamıştır7. Bununla birlikte, siyâkat rakamlarının devlet muhasebesinde kullanıldığı açıktır. 22. Abbasiler’de Muhasebe Defterlerinde Kurallar ve İşaretler Harfle Başlaması: Bu bir başlangıç ifadesidir. İlhanlılar’da ve Osmanlılar’da da kullanılması bize Abbasiler ile benzeşen hususların olduğunun sinyallerini vermektedir. Abbasi devletinde Milâdi 918 (Hicri 306) yılında Halife olan Muktedir’in veziri Ali bin İsa tarafından düzenlenmiş olan vâridat cetvelinin ilk sayfası harf______________________ kelimesi ile başlamaktadır8. Yekün: Toplam anlamına gelir. Yapılan kayıtlar toplanır ve toplam yazılır. Muhasebe kayıtları defterlere yazılırdı. Abbasiler horasanda askerlerin maaş listesini içeren belgelere “defter” demiştir. Diğer bir ismi de “cerîde”dir. Defterler 7 Ömer Abdullah Zaid, “Accounting Systems And Recording Procedures İn The Early İslamic State” The Accounting Historians Journal, December, 2004. 8 A. Von Kramer, “Einnahmebudget des Abbasiden Reiches” adlı kitaptan naklen Corci Zeydan, Medeniyet-i İslamiyye Tarihi, Tercüme: Zeki Megamiz, İkdam Matbaası, İstanbul-1329 (1913), s. 120. 11 kullanılmadan önce kayıt altına alınırdı. Sultanın mührüyle mühürlenerek kayıt altına alınması bir zorunluluktu. İbni Haldun’un İslam devlet yapılarıyla ilgili verdiği bilgiler içerisinde muhasebe yapısıyla alakalı bilgilerde bulunmaktadır. hakkında Abbasi gelişmelere devletindeki şahit muhasebe olmuştur. İbni sistemi Haldun, muhasebeyi tutan katiplerin defteri devam ettirerek defterin sonuna ismini ve imzasını attığını ve bunu sultanın mührüyle mühürlediğini, mühür’ün ise genelde defterin köşesinde bir delik açtığını ifade etmiştir. Buna ek olarak defterler kullanılmadan önce sayfaları numaralandırılırdı9. Bahreyn Üniversitesi’nden Ömer Abdullah Zaid, bir makalesinde10 Mahmood Al-Mursy Lasheen’in eserinden11, Abbasiler dönemine ait “kayıt prosödürlerini” gösteren detaylar aktarmaktadır. Buna göre; 1. Her hangi bir girdi-çıktı olduysa hemen kaydedilir. Ömer Abdullah Zaid, “Were İslamic Records Precursors To Accounting Books Based On The İtalian Method?” The Accounting Historians Journal, Vol.27, No.1 2000, s. 73-90, ProQuest Information and Learning Company, http://calbars.findarticles.com/p/articles/mi_qa3657/is_200006/a i_n8887031/print, e.t. 03.10.2006. 10 Ömer Abdullah Zaid, “Accounting Systems And Recording Procedures İn The Early İslamic State”, The Accounting Historians Journal, Dec. 2004, ProQuest Information and Learning Company, http://www.ieftrisakti.or.id/ac_sys.php e.t. 03.10.2006. 11 Bu Eser “ At-Tandheem Al-Muhasaby Lil-Amwal Al-Ammah Filİslam”, MA. Thesis, Faculty of Commerce, Al-Azhar University. 9 12 2. Bu girdi ve çıktılar cinsine göre sınıflandırılır. Benzer ve aynı türden mallar bir hesap altında toplanır, ve kaydedilir. 3. Makbuz, alındı, sayfanın sağ tarafına kaydedilir ki makbuzun kaynağı açıkça tanınsın ve bilinsin. 4. Ödemeler yeterli bir açıklamayla birlikte sayfanın sol tarafında kaydedilir. 5. Kaydedilen bilgiler dikkatli bir şekilde açıklanmalıdır. 6. İki girdi arasında hiçbir boşluk bırakılmamalıdır. Eğer herhangi bir nedenle boşluk bırakıldıysa, bu boşluğa karşıdan karşıya bir çizgi çekilmelidir. Bu çizgiye “Attarkeen” terkin denilmektedir. Aksi taktirde manipülasyon ve yanlış gösterme durumu ortaya çıkabilir. 7. Tekrar tekrar yazmak, karalamak şekliyle düzeltmek kesinlikle yasaktır. (accountant/bookkeeper) Eğer yanlışlıkla kâtip yekünü fazla gösterdiyse hesabı divana vermek zorundadır. 8. Hesap kapatıldığı zaman, belirli bir işaret koyularak hesabın kapatıldığı belirtilmeye çalışılır. 9. Benzer hareketlilikler bir ön çalışma defterinde toplanarak ilgili deftere kaydedilmek üzere postalanır. 13 10. Benzer hareketliliklerin kaydedildiği ön çalışma defterininin postalama işlemi bağımsız bir kişi tarafından yapılır. 11. El-Hâsâl diye adlandırılan bilançoda, iki tutar arasındaki fark çıkarılmalıdır. 12. Aylık yada yıllık rapor hazırlanmalıdır. Bu raporlar detaylı ve faydalı bilgiler edinmek içindir. Örneğin, gelen ürünlerin ne oldukları, nereden geldikleri ve ne şekilde dağıtıldıkları gibi konularda bilgi sağlar. 13. Her mâli yılın sonunda kâtib tarafından hazırlanarak sorumluluğundaki bütün rapor mallar ve paralar detaylandırılır. 23. Abbasiler’de Siyasi Yapı Abbasiler Orta Doğu'da Emeviler'den sonra İslam Devletini beş yüz yıl boyunca yöneten hanedandır. Egemenlikleri 750-1258 (Hicri Muhammed’in 132-656) soyundan yılları gelen “hâşîmîler” de denilmektedir. arasındadır. hanedana bu Hz. nedenle İslam dünyasının liderliğini Emeviler’den alan Abbasiler, idari, ilmi, siyasi ve askeri alanlarda çok büyük değişiklikler yapmıştır. Emevi halifelerinin İslam’ın öngördüğü devlet reisliği yerine Arap asil sınıfını önde tutan hükümdarlığı getirmeleri ve böylece cihanşümul İslam devletini içten içe “etnik unsura dayalı 14 bir devlet” haline getirmeleri Arap olmayan kesimi rahatsız etmişti. Fethedilen yerlerde İslamiyet’i kabul eden ve Arap olmayan kişilere “mevâli” yani bir nevi köle deniyordu. “İkinci sınıf” muamelesi görüyorlardı12. Durumdan memnun olmayan halk gizlilik içinde yürütülen Abbasi lehinde propaganda ve yer altı faaliyetlerini Horasanlı Ebu Müslim etrafında topladı13. İhtilal başarıyla gerçekleşti. İhtilali gerçekleştirenler Emevi hanedanına karşı cephe alan farklı gruplardı. Ebu’l-Abbas es-Seffâh halife olarak başa geçti. Abbasilerin iktidara gelmesiyle Emeviler’e mensup olanların “hunharca” katledilmesi bir oldu14. Araştırmacılar Emevilerin yerine Abbasilerin geçmesini basit bir hanedan değişikliği değil, İslam tarihinde bir devrim olarak nitelendirmektedirler15. Ebu’l-Abbas hilafet merkezi olarak Suriye’yi değil Irak’ı tercih etmiş ve merkezi oraya taşımıştır. Ebu Cafer elMansur döneminde Abbasilerin sürekli başkenti olacak olan Diyarıbağdat’a (medinetüsselam) taşınmıştır. Bu değişiklikle idarenin “ağırlık merkezi” bir Akdeniz ülkesi olan Suriye’den sulanabilen geniş vadilere sahip ticaret yollarının Hakkı Dursun Yıldız, “Abbasiler” İA, C. 1, TDVY, İstanbul, 1988, s. 46. 13 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3, Çağ Yayınları, İstanbul, 1995, s. 28-29. 14 Hakkı Dursun Yıldız, a.g.m., s. 46. 15 Bernard Lewis, Ortadoğu, Sabah Kitapları, Çev: Mehmet Harmancı, İstanbul, 1995, s.59. 12 15 merkezinde bulunan Irak’a kaymış oldu. Bu da Bizans yerine İran’ın tesirini arttırmasına neden olmuştur16. Abbasiler, en şaşaalı dönemini Harunürreşid Milâdi 786-809 (Hicri 170-194) zamanında yaşamıştı. Harunürreşid Bizans üzerine düzenlediği seferlerle hem karada hem de denizde büyük başarılara imza atmıştır. Milâdi 803 ve 806 yıllarında büyük bir orduyla Bizans topraklarına girmiş daha sonra Konya Ereğli ve Niğde ele geçirilmiş ve Bizans İmparatoru Nikephoros hem kendi hem de oğlu için cizye vermeyi kabul ederek barış istemek zorunda kalmıştır. Abbasi başlamıştır. Türklerden Türk ilişkileri Öyleki saray oluşmaktaydı. Harunürreşid muhafızlarının Abbasiler Bizans döneminde bir kısmı tehlikesine karşı Cündikınnesrîn şehrini Avâsım adıyla müstakil bir bölge haline getirmiştir. Bilindiği gibi Avasım şehri Türklerden oluşan şehirlerdi17. Harunürreşid’in 809’da vefat etmesinin ardından kısa sürede olsa isyanlar çıkmıştı. Kıptilerin isyanı, Bâbek isyanı gibi büyük isyanlar Harunürreşid’in oğlu Me’mun dönemine Hakkı Dursun Yıldız, a.g.m., s. 46 Bernard Lewis; a.g.e., s. 61. Nahide Bozkurt, “Hârûnürreşîd” İA, C. 16, İstanbul, 1997, TDVY, s. 258-261; Ayrıca bkz. Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3, Çağ Yayınları, İstanbul, 1995, s. 129. 16 17 16 rastlar.∗ Müslümanlarla Bizanslılar arasında neredeyse yirmi beş yıldır süren sükunet Me’mun döneminde bozulmuştur. Milâdi 830’da (Hicri 215) Bizans’a akınlar düzenlenmiş ve büyük başarılar elde edilerek Bizans vergiye bağlanmıştır. Me’mun’un saltanat devri yıpratıcı olaylara rağmen İslam tarihinin en parlak dönemlerinden birisidir18. Mu’tasım Milâdi 833 (Hicri 218) zamanında Bizans’a çok büyük bir sefer düzenlenmiştir. Anadoluya girerek Ankara üzerinden Afyon önlerine kadar gelen Mu’tasım, Anadolu’nun en büyük şehirlerinden olan Ammuriyye’yi (Ankara şehri) zaptetmişti.19 Buna nüfuzu rağmen, zayıflamış, davranmaya Mu’tasım zamanında halifelerin eyaletler merkezden bağımsız imparatorluktan kopmaya başlamış ve 945 Yılında başlamışlardır. Bağdat Büveyhoğulları tarafından işgal edilince halifelik ehemmiyetini tamamen kaybetmiş oldu. baskısını 1055 Bağdadın üzerindeki Büveyhoğulları yılında Selçuklu sultanı Tuğrul bey kaldıracaktı20. Moğollar Milâdi 1218 (Hicri 615) yılından itibaren batıya yönelmişlerdi. Harizmşahlar, İran, Irak gibi devletleri ∗ Örneğin babek isyanı 816 yılında çıkmış ve ancak Mutasım Billah döneminde 838 yılında Babekin öldürülmesiyle bastırılabilmiştir. Nahide Bozkurt, “ Me’mûn” İA, C. 29, TDVY Ankara, 2004, s. 101-104 18 Bozkurt, a.g.m., s. 101-104. 19 Yıldız, a.g.m., s. 36. 20 Meydan Larousse, C. 1. “Abbasiler”, Meydan Yayınevi, İstanbul, 1969, s. 12. 17 mağlup ettiler. Milâdi 1258’de Moğolların başında Hülagu vardı. Bağdat önlerine gelerek şehri kuşattı. Son Abbasi halifesi Mutasım Milâdi 1242-1258 (Hicri 640-656) çaresiz bütün devlet erkanıyla birlikte teslim oldu. Teslim olanların hepsi idam edildi. Hakkı Dursun Yıldız’ın ifadesiyle eşine az rastlanır cinayetler Müesseseler yıkıldı, işlendi. Bağdat yerle ahır haline camiler bir edildi. getirilerek kütüphaneler imha edildi. Kitaplar yakılarak Dicle nehrine atıldı. Bu bir felaketti. Bu felaket “siyasi sahadan ziyade medeniyet sahasında” olmuştur21. Irak Abbasi halifeleri22 Ebu'l-Abbas (750-754), Mansur (754-775), Mehdi (775-785), Hadi (785-786), Harun Reşid (786-809), Emin (809-813), Memun (813-833), Mutasım (833-842), Vâsık (842-847), Mütevekkil (847861), Muntasır (861-862), Mustain (862-866), Mutez (866-869), Muhtedi (869-870), Mutemid (870-892), Mutezid (892-902), Muktefi (902-908), Muktedir (908-932), Kahir (932-934), Razi (934-940), Mutteki (940-944), Mustekfi (944-946), Muti (946-974), Taî (974991), Kadir (991-1031), Kâim (1031-1075), Muktedi (1075-1094), Mustazhir (1094-1118), Musterşid (1118-1135), Reşid (1135-1136), Muktefi (1136-1160), Müstencid (1160-1170), Mustazi (1170-1180), Nâsır (1180-1225), Zâhir (1225-1226), Mustansır (1226-1242), Mustasım (1242-1258). Yıldız, a.g.m., s. 36. Wikipedia, the Free Encyclopedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Abbasids, e.t. 11. 04.2007, Ayrıca bkz, “Abbasid”, The Encyclopædia Britannica, Eleventh Edition, NY, 1910–1911. 21 22 18 Abbasi Hanedanı beş yüz yirmi dört yıl23 süre ile egemenlik sürdüğü için, bu süre İslam Devletinde istikrarlı bir dönem olmuştur. Sosyal, iktisadi, kültürel yapı ile ilgili bilgiler bu dönemde daha istikrarlı ve daha güvenilirdir. Çalışmanın esasını oluşturan “Merdiven Yöntemi” nin ilk uygulama izlerine Abbasiler döneminde rastlanmıştır. Bu nedenle muhasebe uygulamalarının da bu dönem esas alınarak incelemesi daha uygun olacaktır. Bundan önceki çalışmalar Merdiven Yöntemi’nin başlangıcı olarak İlhanlılar Devletini esas almıştır. Ancak bu çalışma esnasında Merdiven Yöntemi’nin başlangıcının Abbasiler olduğu görülmüştür. 24. Abbasiler’de İktisadi ve Mali Yapı Abbasi toplumu iki tabakadan oluşmaktaydı. Bunlar “Havas” ve “Avam” idi24. Araplar, İranlılar ve Türkler’in yanında çok çeşitli yaşamaktaydı. olmuyordu. Etnik Refahın mezhep ve ve kavimlerden mezhepsel artması insanlar çatışmalar beraberinde eksik lüksü de getirmişti. İktisadi hayatın her alanında refahın ve üretimin artması için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. 23 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3, Çağ Yayınları, İstanbul, 1995, s. 16-17. 24 Halifenin yakınları, vezirler, emirler kadılar alim ve ediplerle katipler havas tabakasından sayılırken, avam tabakasını ise esnaf sanatkarlar, çiftçiler, askerler, köleler ve diğer gruplar oluşturmaktaydı. Yıldız, a.g.m., s. 46. 19 Tarım: İktisadi hayatın temelini de ziraat oluşturuyordu. Çünkü devletin gelirlerinin büyük bir kısmı tarıma bağlıydı. Tarımda verimi artırmak için sulama faaliyetlerine hız verdiler25. Bataklıklar kurutulmuş ve tarım alanları genişletilmiştir. Modern usullerle tarım yapılmıştır. Tarımla ilgili bir sürü eser Arapçaya çevrilmiş ve telif edilmiştir. Böylelikle tarımdan elde edilen verim ciddi şekilde artış göstermiştir. Madencilik: ocaklarının yapılmıştı. Zengin maden işletilmesi Gümüş yatakları hususunda doğu vardı. büyük eyaletlerinden, Maden atılımlar altın batıdan özellikle Sudan’dan, bakır, kurşun ve demirde Horasan ve Fars’dan çıkarılıyordu. Beyrut’ta zengin demir yatakları vardı. Basra körfezinden de bol miktarda inci elde ediyorlardı. Endüstri: Dokumacılık bir hayli gelişmişti. Öyle ki çalıştırılan işçi sayısı ve üretim hacmi bakımından en önemli endüstri kollarından biriydi. Gülsuyu ve itriyat sanayi, cam ve kağıt sanayi, sabun sanayi, maden işletme ve silah atelyeleri ve tuğla ocakları başlıca endüstri kollarıydı. Öyleki sadece Bağdat’ta 4000 cam ve 30.000 tuğla imalathanesi vardı. Çadırcılık diğer bir endüstri koluydu. Milâdi 756 (Hicri 133) yılında Mu’tâsım’ın , sırf bu iş için Çin’den çok sayıda su işleri mühendisi getirdiği belirtilmektedir. Yıldız, a.g.m., s. 46. 25 20 Semerkant’ta kurulan kağıt imalathanesi ve ardından Bağdat ve Mısır’da açılan imalathaneler Avrupa’nın kağıt ihtiyacını karşılıyordu. Ticaret: Önceleri Yahudi, Hıristiyan ve Mecusilerin elindeyken daha sonraları Müslümanların eline geçmiştir. Abbasi halifeleri ticarete gereken önemi vermişlerdir. Yollar, kervansaraylar inşa edilmiş ve yol güzergahı üzerinde kuyular açılarak su ihtiyacı giderilmiştir. Kara ve deniz ticareti kısa sürede gelişmiştir. Kûfe ve Dımaşk önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Basra konumu itibariyle deniz ticaretinin buluşma noktası haline gelmiştir ki Çin ve Hindistan’la deniz ticareti yapan gemiler buradan kalkarlardı. Diğer taraftan Bağdat ve İskenderiye borsası dünyanın bir numaralı eşya borsasıydı denilebilir. Antakya doğu ile batı arasında ticari anlamda bir köprü görevi görmekteydi26. Bankacılık: Ticaretin beraberinde bankacılığı büyük boyutlara anımsatan ulaşması müesseselerin kurulmasına neden olmuştur. IX. yy.da sarraflar zengin tüccarlara bankacılık hizmeti veriyorlardı. Çek ve kredi sistemi gibi bir sistem uygulanmıştır. Örneğin Bağdat’ta yazılan bir çek Fas’ta ödenebiliyordu. Tüccarlar parayla sarraflardan 26 çek alıyor ve ödemeleri bu çeklerle Yıldız, a.g.m., s. 46. 21 yapıyorlardı. Faizin haram olması münasebetiyle bu işi genelde gayrimüslimler yapıyordu27. Ticaretin gelişmesi üretimin artması buna bağlı olarakta devlet gelirlerinin artması büyük bir refah ortamı oluşturmuştu. Nitekim Abbasi halifesi Mansur Milâdi 754775 (Hicri 137-159) 21 senelik görev hayatını noktaladığında hazineye 810 milyon dirhem (60 milyon dirhem ve 14 milyon dinar) bırakmıştı. ihtiyatlı birisiydi. Sadece hazine geliri 1 milyar dirhemdi28. Harunürreşid dönemiyle kıyaslandığında Mansur’un dönemindeki hazine parası az kalmaktadır. Zira Harunürreşid döneminin sonunda 900 milyon dirhemden ziyade bir para bıraktığı söylenmektedir. Harcamaların çok yapılmasına rağmen bu kadar çok para kalması, hazine gelirinin ne derece çok olduğunun sinyallerini vermektedir. Me’mun zamanında ise varidatı safiye olarak her sene beytülmalde biriken paralar hiçbir devletin hazinesinde görülmediği kadar çoktu. Çünkü rahat ve sükûnetin hakim olduğu, nifakın az olduğu bir dönemdi29. Muktedir Milâdi 908-932 (Hicri 296-320) döneminde eyaletlerin çoğu bağımsız hale geldiyse de yine vergi ödemeye devam ettiler. Abbasi devletine, fethettikleri Roma Yıldız, a.g.m., s. 46. Zeydan, İslam Medeniyeti Tarihi, Cilt II. Çev: Zeki Megâmiz, Üç Dal Neşriyat, İstanbul, 1966, s. 62-63. 29 Zeydan, a.g.e., s. 65. 27 28 22 topraklarından altın madenlerinin bolluğu nedeniyle “muazzam” vergiler ödeniyordu30. Fakat diğer taraftan onun döneminde hazinenin gelir kaynaklarının azaldığı da bir gerçektir. Saray masrafları ise kat kat artmıştır31. 240. Muhasebe Uygulamalarını Etkileyen Alt Yapı Hilafet Merkez Teşkilatı Vezaret Haciplik Taşra Teşkilatı Valilik Adliye Hisbe Şurta Hilafet: Peygamberden sonra devleti yönetenlere Halife denilmiştir. Halife hem devlet başkanı ve hem de dini başkandır. Dört halife döneminde, Emevi Devletinde, Abbasiler zamanında hep böyle olmuştur. Abbasilerden sonra da böyledir, ama Abbasi topraklarında bir çok bağımsız devlet vardır ve siyasi egemenlik bu devletlerindir. A. Freiherrn Von Kremer, Uberdas Einnahmebudget des Abbasidenreiches vom jahre 306 H. (918-919)” İmparatorluk Bilimler Akademisinin Tasarıları, (Felsefi-Tarih kategorisi) C. 36, Çev: Cemal Elitaş, Viyana 1888, s.283-284, Ayrıca bkz. Carl Brockelmann, İslam Ulusları Ve Devletleri Tarihi, TTK, Çev: Neşet Çağatay, Ankara, 2002, s. 120. 31 Sevâd bölgesinin vergi geliri onun öncesinde 100 milyon dirhemdi. Fakat onun döneminde 31 milyon dirheme inmiştir. Sarayında 11.000 rum ve Sudanlı hizmetçi bulundurduğu rivayet edilir. Abdülkerim Özaydın, “Muktedir-Billâh” İA, C. 31, TDVY, İstanbul, 2006, s. 144. 30 23 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı devlet teşkilatını anlattığı bir eserinde Abbasi devlet teşkilatından kısaca bahseder. Uzunçarşılı, konumu itibariyle Abbasi Devletinin Sasani devletinin müessese usul ve kanunlarından etkilenmelerinin kaçınılmaz olduğunu söylemektedir. Buna İslami kanunlar ekleyerek ve İslami olarak yorumlayarak bir hilafet teşkilatı oluşturmuşlardır32. Abbasi halifeleri birden fazla veliaht tayin etmişlerdir. Bu uygulama hanedan üyeleri arasında kin ve nefretin oluşmasına neden olmuştur33. Hilafeti 1517 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim almış ve 1924 yılında Atatürk tarafından kaldırılana kadar Osmanlı Padişahları Halifelik görevini de üstlenmişlerdir. Vezaret: Arapların tarihleri boyunca İran ve Bizans’tan etkilendikleri bilinmektedir. Bir çok idari kurumu oralardan almışlardır. Devletin egemenliği altındaki topraklar belirli büyüklüğe ulaşınca, Devlet başkanının egemenliği altındaki toprakları yönetmek için bir çok kademeden oluşan yardımcılara gereksinme duyması kaçınılmazdır. Orta Doğu İslam Devletleri'nde vezirliğin etkin duruma gelmesi ve gelişmesi Abbasiler dönemindedir. Zira vezirlik sistemini Sasaniler’den alıp İslam medeniyetine kazandıran Abbasilerdir. Vezir halifeden sonra en yetkili kişiydi. Divana İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, TTK, Ankara, 1988, s. 1-2. 33 Mehmet Aykaç, Abbasi Devletinin İlk Dönemi İdâri Teşkilatında Dîvânlar, TTK, Ankara, 1997, s. 17-18. 32 24 vezir başkanlık ederdi34. Vezir'in devleti devlet başkanı adına yönetirken ona, yani devlet başkanına hesap vermesi gerekir, bu durum devlet işlerinin profesyonel bir anlayışla yapılmasını da gerektirir. Yine bu durumun, devlet gelir ve giderlerinin kayıtlarına önem verilmesini zorunlu kılacağını da belirtmek uygun olacaktır. Abbasilerde vezaret, Tefviz ve tenfiz olarak ikiye ayrılmıştır. Vezareti tefviz, tam ve sınırsız bir güce sahiptiler. Vezaret-i tenfiz ise sadece yürütme yetkisine sahiptiler. Halifenin verdiği görevleri yerine getirirlerdi35. Harunürreşid dönemine kadar memleket meseleriyle bizzat halifeler ilgilenirken, harunreşit dönemiyle birlikte bütün salahiyet vezire verilmişti36. Kitabet: Ülke genişleyip işler çoğalınca, Vezir'in işlerinin yerine getirilmesinde, ona bazı işleri yapacak yardımcıların tayin edilmeleri söz konusu olmuştur. Başlangıçta Suriye ve mısırda yerli Hristiyan katipler bu mesleği sürdürürken, Irakta İranlı ve Nastûri katipler görev almaktaydılar. Lakin Emevi hanedanı döneminde Haccac bin Yusuf’un Milâdi 714 (Hicri 96) kâtibi Salih bin Abdurahman tarafından tüm haraç defterleri Arapçalaştırılmıştır. Abbasiler devrinde katipler kapalı bir sınıf teşkil etmişlerdir. Halife Me’mun Horasan’dan Irak’a geldiğinde Irak’taki divan katiplerini Uzunçarşılı, a.g.e., s. 6. Bermekiler Vezaret-i Tefvize çok güzel bir örnektir. Aykaç, a.g.e., s. 21. 36 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 6. 34 35 25 kendi adamlarıyla değiştirdi. Bu da Sevad bölgesi için bir sıkıntı teşkil etmiştir37. Katiplerin konumuzla ilgili olanları şunlardır. • Kâtibu’l akid • Âmil kâtibi • Ceyş katibi • Kâtibü’1 harâc • Kâtibü’r resâil • Kâtibü’l cünd Kâtibü’r resâil, halifenin fermanlarını yazan ve gereken yerlere gönderen görevlidir. Kâtibü’l harâc, devletin mali işlerini yürüten, vergileri toplayan, devlet gelir ve giderleri ile ilgili muhasebe kayıtlarından sorumlu olan kişidir. Muhasebeci sözcüğü yerine yüzyıllar boyu kâtip denilmesinin nedeni budur. Her kitabet için bir divan oluşturulduğu gözlenmektedir. Abbasilerdeki divan üzerinde aşağıda ayrıca durulmuştur. Bu durumda Sevad bölgesindeki katiplar işsiz kalmıştır. Yerlerine getirilen kişiler katiplikte tecrübesi olmayan kişiler olması nedeniyle oranın tecrübeli eski katiplerinden birerkişi görevde bırakılmış ve yeni katipler yetiştirilmiştir. Tecrübesiz katipler sevad bölgesinin haracını, hükmünü, harac alınacak malların neler olduğunu, alınması yada alınmaması gereken hususları bilmiyorlardı. Mehmet Aykaç, a.g.e., s. 25. 37 26 Âmil kâtibi ise taşradaki dîvanlarda çalışırdı. Ziraat ilmini ve alan ölçülerini çok iyi bilmesi gerekirdi. Çiftçilerin hilelerini vergi kaçırmak için başvurdukları yöntemlere aşina olmalıydı38. Vilayetler: Abbasi devletinin başkenti Bağdat'dır. Devlet, Asya ve Afrika'ya yayılmış toprakları egemenliği altına alınca idari yapı vilayetler biçiminde örgütlenmiştir. Vilayetlerin başına da valiler atanmıştır. Bu düzen halen Türkiye'de uygulanmaktadır. Abbasilerde ülkenin on iki vilayete ayrıldığı görülmektedir. Bu vilayetlerden en önemlileri, Irak bölgesinde yer alan Kufe ve Sevad, Basra ve Dicle, Yemen, Horasan, Cezire olarak adlandırılan Ermenistan ve Azerbaycan, Şam, Mısır'dır. Bu bilgilerde göstermektedir ki, Abbasiler döneminde devletin sınırları, bugünkü Arabistan yarım Afrika’yı, Kafkasları, İran adasının ve yanında, Anadolu'nun Kuzey doğu ve güneydoğu bölgelerini kapsıyordu. İlk başlarda merkeziyetçi bir sistem varken sonraları ülkenin genişlemesine bağlı olarak adem-i merkeziyetçi bir sisteme yani otonom bir sisteme geçilmiştir39. Sahibü-l harac ve âmillerin eyaletlerde valilere yardımcı olarak yönetime katıldıkları bilinmektedir40. 38 39 40 Aykaç, a.g.e., s. 35. Aykaç, a.g.e., s. 25 Yıldız, a.g.m., s. 39. 27 Divanlar: Bugünkü devlet yönetiminde bakanlıklara benzeyen devlet dairelerine Abbasilerde Divan denilirdi. Abbasiler tarafından kurulan divanlar, sonraki Türk-İslam Devletleri için bir örnek teşkil etmiştir41. Abbasi devletinin zayıf zamanlarında dahi mükemmel bir devlet teşkilatına ve divan sistemine sahip olduğu söylenmektedir42. Divan, kullanılan Orta bir Doğu deyimdir. devletlerinde İranlılarda ve yaygın olarak Osmanlılarda yüzyıllar boyu kullanılmıştır. Mali divanlar Divanü’l ezimme Divanü’l harâc Nafakat divanı Divanü’l müsadere Divan-ı Beytülmal Divanü-dıyâ’ Abbasilerde mali işlerle ilgili birden fazla divan vardır. Divanü’l Harâc: Bunlardan Divanü’l Harâc ve’l cibâyât harâc alımları, yani devletin egemenliği altına giren bölgelerin gelirleri ile meşgul olurdu. Bir nevi maliye vekaleti idi. Mehmet Aykaç, eserinde Divanü’l harâc’ın 8 meclisten oluştuğunu söyleyerek şu şekilde ayırır43. 1. İnşa ve Tahrir Meclisi: gönderilecek mektupların müsvettelerini hazırlar. 41M. Ali Ünal, “Osmanlı İmparatorluğunda Müsâdere”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, S. 49, s. 96. 42 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 3. 43 Aykaç, a.g.e., s. 139-141. 28 2. İstinsah Meclisi Hazırlanan mektupları aslına uygun şekilde çoğaltır. Asıl nüshayı iade ederek birisini kendine diğerlerini ilgili divanlara gönderir. 3. Esküdâr Meclisi Gelen ve giden, evrak ve mal cinsinden her şeyi ilgili cedvellere kayıt eder. Malın nereden geldiği ve cinsi hakkında bilgileri kaydederek divan reisine arzeder. 4. Hesap Meclisi: Haraç divanına gelen malları teslim alıp kaydını yapar. Tasnifini yaparak ilgili cedvellere kaydeder Hesap meclisi Cehbez meclisi İnşa ve tahrir meclisi İstinsah meclisi Esküdâr meclisi Divanül haraç Ceyş meclisi Meclisi’ül - asl Tafsil meclisi 5. Cehbez Meclisi Hesap meclisinin tuttuğu defterleri kontrol ederek varolan malların idaresini yürütür. Aylık rapor hazırlayarak harcanan ve geriye kalan mallar hakkında bilgi verir. Bunu beytülmal divanına 29 sunar. Cehbez, günlük gelen malların listesini tutar. Katibide de aynı listeyi tutar. Bunlar birbiriyle karşılaştırılır. Cehbez, el-hatme denilen aylık, elhatmetü’l-câmia denilen yıllık hesap cetvellerini de hazırlayan kişidir. 6. Ceyş Meclisi Görevlilerin alacakları ücretleri ayarlar. Aysonu ve sezon sonu görevlilere ücretlerinin verilmesiyle ilgilenir. 7. Tafsil Meclisi: Amiller vasıtasıyla vilayetlerden merkeze getirilen gelirlerin ayrı ayrı çeşitlerine göre hesabını belirlerler. yapar. Üreticinin ve devletin hakkını Bunu kütük hesaplarıyla karşılaştırarak yapar. İhtilaf varsa onu çıkarır. 8.Meclisi’ül-Asl: sağlamaktadır. Birimler Bütün arası beldede koordinasyonu haraç gerektiren arazilerin detaylı bilgilerini tutar. Âmillerle çiftçiler arasında haraç konusunda bir anlaşmazlık çıktığı zaman buradaki kütüklere bakılarak sorun çözülür. Divânü’n-Nafakat44 harcamalarıyla ilgileniyor, sadece hilafet Mekke-Medine merkezinin ve sınır boylarından hilafet merkezine bağlanan yolların bütün 44 Divanül Haşiye olarak ta nitelendirilmiştir. Aykaç, a.g.e., s. 145. 30 ihtiyaçlarını karşılıyordu. Bunun yanında merkez bağlantılı görevlilerin de maaşlarını ödüyordu45. Divanüzzimam’ın görevi ise devletin gelir ve giderine konu olan bütün divanların hesaplarını kontrol etmek ve denetlemektir. etkileyebilecek Bir her başka kararı ifadeyle “kayıt, mali tesbit ve dengeyi kontrol” etmektir46. Divan-ı Tevki reis ve valilerin hesaplarını tutan bir divandı. Divanı Bir, vakfa tahvil edilen mülk ve akarların idaresine bakmak için tesis edilmiştir. Divan-i cevâlî47, Divanü’l hatem, Divanü’l mal devlet ödemleri ile uğraşırdı. Divanü’l Beytülmal devletin sahip olduğu mallarla ve onların gelir ve giderleri ile uğraşırdı. Beytülmal aynı zamanda devlet hazinesi anlamına gelirdi. Divanü dâri’eldarb para basma işlemlerini yürütmekteydi. Bunların yanında özel ve geçici ihtiyaçlar için divanlar da kurulduğunu görmekteyiz. Müsadere edilen servetler için kurulan “divân’ül-müsâderîn”48, ayrıca iktaların idaresi için kurulan divanül-iktaü’l vüzera, divanü mürteciat gibi divanlardan söz etmek mümkündür49. Maliye ile ilgili divanlar, kendi görevleri çerçevesinde devletin mali işlerini yürütüyorlardı. Vilayetlerden vergiler Aykaç, a.g.e., s. 145. Aykaç, a.g.e., s. 67. 47 Abbasi Halifesi Muktedirbillah’ın (908-932) nazırlarından Ali Bin İsa tarafından kurulmuştur. Uzunçarşılı, a.g.e. s. 11. 48 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Devri Üzerine Makaleler Araştırmalar, Kardelen Kitabevi, Isparta, 1999, s. 2; Ayrıca bkz., Aykaç, a.g.e, s. 21. 49 Mustafa Demirci, “İkta”, İA, C. 22, TDVY, İstanbul, 2000, s. 44. 45 46 31 valiler tarafından tahsil edilir ve merkez hazinesine yani Beytülmal’a gönderilirdi. İbni Haldun, Mukaddimesinde Muhasebe ve Vergi Divanı başlığı altında bu görevin mülk için zaruri olduğunu söylemektedir. Vergi muameleleri ve tahsili, gelir ve gider açısından devletin hukukunu güvence altına almak padişahın başlıca görevleri arasındaydı. Bütün bunlar gelir ve gider açısından detaylarını gösteren bir deftere kaydedilmiştir. İnce bir takım hesaplara dayanan bu iş “mahir olanların” yapabileceği bir işti. Bu deftere “divan” denildiği gibi bu defterle ilgili hesap işleriyle meşgul olanların toplandıkları yere de “divan” denirdi. Bazen her türlü hesap işlerini takip için ayrı bir nazır tayin edilirdi50. Bunların dışında güçlü bir Posta teşkilatı, Polis teşkilatı ve Ordu teşkilatı olduğunu da belirtmek gerekmektedir. 241. Abbasi Devleti Döneminde Vergiler Emevi dönemine son veren Abbasiler, çok zor bir devir teslim dönemi geçirmişlerdir. Emevilerin yıkılıp Abbasilerin Bir gün Kisra konuşurcasına kendi kendilerine hesap yapan divanındaki katiplere Farsça “divâne” demiş. Bu yüzden katiplerin bulunduğu bu yere bu isim verilmiştir” demektedir İbni Haldun. “Daha sonraları hesap ve ona ait kaidelerle ilgili olan söz konusu işlemleri ihtiva eden defterlere naklolunmuştur” Çeşitli hususlara hızla vakıf olmaları, ayrı va uzak olan şeyleri hızla toplamaları sebebiyle Farsça “div” yani şeytanların ismi kökeninden gelen divan denildiğide ifade edilmektedir. İbni Haldun, Mukaddime, Dergah Yayınları Haz: Süleyman Uludağ, , s. 636-637. 50 32 kurulması aşamasında savaşlar olurken devletin vergi ve tapu kayıtlarını içeren sicil kayıtları kaybedilmişti. Bununla da kalınmamış vergi nispetleri, toprak kayıtları ve nüfus bilgileri gibi maliye için olmazsa olmaz niteliğindeki bilgiler imha edilmişti51. Kıtlık belirlenmesi kuraklık ve nedeniyle düzene vergilerin sokulması yenibaştan gerekiyordu. Mali sistemde kontrol diye bir şey kalmamıştı. Vergi ve toprak reformu şarttı52. Halife Mansur, emir vererek söz konusu bölgelerde bütün arazilerin ölçülmesini insan, hayvan, ağaç her şeyin sayımının yapılmasını istedi. Amaç vergi mükelleflerinin yükünü hafifletmekti. Kaçak vergiler ortaya çıkarılacak ve adil bir vergi dağılımı yapılacaktı. Fakat sayımdan sonra ortaya çıkan kaçak araziler, vergilerin artırılmasına neden olmuştu. Kısacası belirlenmesi arazi sırasında ölçümü ve mükelleflere vergi indirim miktarının değil ilave vergiler konulmuştu53. Arazi ölçümü sırasında ve belirlenmesi sırasında zaman zaman usulsüzlük yaptıkları oluyordu. vergi miktarının görevli memurların Ölçüm kayıtları fazla yazılabiliyordu. Buda halka vergi artışı olarak yansıyordu. 51 Mustafa Demirci, “Abbasiler Devrinde Yukarı Mezapotamyada (Cezîre) Köylü Hareketleri” Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz 2006, S. 29, Maestro Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 3-4. 52 Demirci, a.g.m., s. 3-4. 53 Demirci, a.g.m., s. 3-4. 33 Halife Mansur döneminde özellikle Cezire’de yaşanan doğal afetler, sel baskınları, kıtlık, kuraklık ve don gibi hadiseler bölge halkının vergi yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine getirememelerine neden olmaktaydı54. Bunun üzerine köylülere geniş mülkiyet hakları tanınarak adil bir vergi sistemi getirilmeye çalışılmıştır. Sabit miktar yerine elde edilen üründen belli bir oranda alınıyordu55. Abbasi devletinin başlıca gelirini zekat, ganimetler, örfi vergiler, haraç, oluşturmaktaydı. cizye, öşür56, fey57 gibi vergiler Elde edilen söz konusu bu gelirlerin, askeri ihtiyaçlara, yol, köprü gibi ulaşım faaliyetlerine ve sulama işlerine, bunun yanında halife, vezir ve diğer devlet adamlarının maaşlarına sarf edildiği anlaşılmaktadır58. 54 Vergisini aynî olarak vermeleri de yasaklanınca cezirede köylüler mahsullerini nakde çevirmek için tefecilere başvurmuşlar ve gittikçe fakirleşmişlerdi. Vergisini ödeyemeyecek duruma gelince de göçler başlamıştı. Halife Mansur’un vali olarak atadığı Musa bin Musab topraklarını terk edenleri geri döndürmek için vergi indirimine gitmiş çok çeşitli yaptırımlar uygulamıştır. Geniş bilgi için bkz. Mustafa Demirci; “Abbasiler Devrinde Yukarı Mezapotamyada (Cezîre) Köylü Hareketleri” Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz 2006, S. 29, Maestro Yay, İstanbul, 2006, s. 3-4. 55 Yıldız, a.g.m., s. 46. 56 Yıldız, a.g.m., s. 46. 57 Fey “geri dönmek şekil değiştirmek” anlamına gelmektedir. Gayri Müslimlerden alınan malların yada gelirlerin Müslümanlara geri dönmesiyle açıklanmaktadır. Ayrıca İslam devletlerinin gayri Müslim tebadan aldıkları cizye, haraç, ve ticaret malları vergisinin ortak adıdır Gnş. bilgi için bkz. Mustafa Fayda; “Fey”, İA, C. 12, TDVY, İstanbul, 1995, s. 511. 58 Yıldız, a.g.m., s. 48. 34 Burada devlet muhasebesinde kaydı yapılan gelirleri ortaya koymak için vergi türleri üzerinde durmak gerekmektedir. Haraç: Araziden alınan bir vergidir. Ya ürün olarak alınır ya da para olarak tahsil edilirdi. Bu verginin genellikle fethedilen ülkelerden alındığı bilinmektedir. Bu nedenden olsa gerek, toplanan vergilerden önce o bölgede görev yapan askerlerin ve devlet memurlarının maaşlarının ödenmesi, ayrıca savaş için gerekli malzemelerin alınması ve o bölgenin yol, köprü, kanal yapımı gibi imar işlerinin tamamlanması ve kalan verginin de merkezde, yani Bağdat'ta bulunan devlet hazinesine gönderilmesinin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır59. Bunun için bu vergi ile ilgili muhasebe kayıtlarının iki yerde ayrı ayrı tutulması gereği vardır. Bu kayıtlardan biri verginin toplandığı bölgede, diğerininde devletin merkezinde yapılma zorunluluğu vardı. İbni Haldun’dan nakledilen Memun Milâdi 813-833 (Hicri 198-218) zamanı varidat cetveli60 şu şekildedir. 59 60 Zeydan, a.g.e., s. 84. Zeydan, a.g.e., s. 84. 35 Bölgelerin ismi Sevad Kesker Dicle nevahisi Hulvan Ehvaz Fars Kirman Mukran Sind ve tevabii Sicistan Horasan Curcan Kumis Taberistan Ruyan ve demanevd Rey Hemedan Mâh’ül Basra ve’l kûfe Masebezan Ruyan Şehrizor Musul ve tevâbii 36 Gelen varidat dirhem Gelen emval ve zehair itibariyle 27.800.000 Ve Necran elbisesinden 200 elbise ve 240 ratıl tîni mahtum 11.600.000 20.800.000 4.800.000 25.000.000 30.000 ratıl şeker 27.000.000 30.000 şişe gülsuyu ve 20.000 ratıl zeytinyağı 4.200.000 Yemen kumaşından 500 parça siyab-ı nefise ve 20.000 ratıl hurma 400.000 11.500.000 150 ratıl ûd-u hindi 4.000.000 Ve muayyen elbiseden 28.000.000 2000 gümüş külçe ve 4000 beygir ve 1000 esir, 20.000 kıta kumaş ve 30.000 ratıl ehliliç 12.000.000 1000 deste ipek 1.500.000 1000 gümüş külçe 6.300.000 600 kıt’a Taberiye döşemesi ve 200 kisve ve 500 elbise ve 3000 destimal ve 3000 camei hamam 12.000.000 20.000 ratıl bal 11.300.000 1000 ratıl remanini rebi ve 12.000 ratıl bal 10.700.000 4.000.000 6.700.000 24.000.000 20.000 ratıl bal Azarbeycan El cezire ve tevâbii olan nevâi-i Fırat Ermeniye Berka Ifrikiye Toplam1 Kınnesrin Dımaşk Ürdün Filistin Mısır Yemen Hicaz Toplam 2 4.000.000 34.000.000 1000 esir ve 12.000 tulum bal ve 10 doğan kuşu ve 20 kisve 13.000.000 20 kaliçe ve 530 kıta çubuklu alaca kumaşu ve 10.000 ratıl sur-u mâhi tesbihi ve 200 katır ve 30 tay 1.000.000 13.000.000 120 kilim 318.600.000(dirhem) 400.000 1000 yük zeytinyağı 420.000 97.000 310.000 300.000 ratıl zeytinyağı 2.920.000 370.000 300.000 4.817.000(dinar) O zamanki değer göz önünde bulundurulduğunda 1 dinarı yaklaşık 15 dirhem olarak hesaplarsak Toplam 2, 4.817.000 dinar 72.255.000 dirhem yapmaktadır. Toplamı dirhem itibariyle yazarsak; Toplam 1: 318.600.000 Toplam 2: 72.255.000 Genel toplam: 390.855.000 Bunun üzerine gerçek kıymeti bilinmeyen erzaklar ve emtia dahil edilmemiştir. Alınan erzaklar ve emtia da sayılırsa yaklaşık olarak 400 milyon dirhem kadar bir toplamın olduğu ortaya çıkmaktadır. Corci Zeydan sadece 37 İbni Haldun’un cetveliyle yetinmeyerek birkaç örnek daha vermiştir61. Haraç vergilerine bütün Orta Doğu kültürlerinde rastlanmaktadır. İran' da, Osmanlı'da haraç vergileri vardır. Ancak daha farklı anlamlar taşıdıkları görülmektedir. Dikkat edilirse doğudaki vilayetlerin haracı dirhem olarak alınırken batıdakilerin dinar olarak alındığı görülecektir. Bu ise gümüş madenlerinin doğuda, altın madenlerinin ise batı da daha çok bulunmasından kaynaklanmaktaydı62. Cizye: Müslüman olmayan halktan alınan bu verginin kaynağının Kur’an'da63 bulunduğu gözlenmektedir. Akıllı ve hür erkeklerden alınan bir vergiydi. Çocuk, kadın, mecnûn ve kölelerden alınmazdı64. Bu vergi yüzyıllar boyunca Osmanlılarda da yer almıştır. Verginin dayanağı ise Müslüman olmayan halkın askere alınmaması ve devlet güvencesi altında korunmalarıdır. Bu verginin muhasebe kaydını önemli kılan husus, birbirini izleyen yıllarda Müslüman olmayan halktan ne ölçüde vergi alındığının kişi olarak takip edilmesi gerekliliğidir. Ayrıca bir sonraki yıl kimden ne kadar vergi isteneceğinin belirlenmesi de (Tahakkuk esası) muhasebe Kudâme Bin Câfer’in naklettiği ve Mutasım dönemini içine alan bir varidat cetveliyle İbni Hurdazbih’ın varidat cetvellerinden örnekler vererek bu üç cedvel arasında mukayeseler yapmıştır. Bazı yerlerde tashihler yapmıştır. Zeydan, a.g.e., s. 103. 62 Zeydan, a.g.e., s. 93-97. 63 Tevbe Suresi, 9/29. 64 Aykaç, a.g.e., s. 102. 61 38 kaydının önemini artırmaktadır. Bu durum muhasebe kaydının ayrıntılı olması gereğini ortaya çıkarmaktadır. Cizyenin kişilerden para olarak tahsil edilen bir vergi olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Öşür: Öşür onda bir anlamına gelir65, Akariyye (uşûrü’l-ard) ve ticâriyye (uşûrü’t-ticâre) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Akariyye (uşûrü’l-ard): toprak ürünlerinin her çeşidinden alınan onda birlik vergidir. Ticâriyye’ye (uşûrü’tticâre) ise gümrük vergisi de denmektedir66. Yabancı ülkelere giden Müslüman tüccarlardan ve ülkeye gelen yabancı tüccarlardan alınan bir vergidir. Ülkeden götürülen ve ülkeye getirilen malların değeri üzerinden genellikle yüzde beş oranında uygulandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar 1/20 anlamına gelse de her zaman bu şekilde alınmaz. Bazen farklı oranlarda da alınabilirdi. Zimmilerden 1/20 Müslümanlardan ise 1/40 şeklinde alındığı da ifade edilmektedir. Ama tâcirin malı belli bir miktarı geçmezse ondan öşür yararlandıkları alınmazdı67. bir vergi Devletlerin olmuştur. her Ülkenin zaman belirli noktalarında alındığı için izlenmesi, tahsili ve kaydı kolay Ferit Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara, 1993, s. 851. 66 Lakin İslam hukukçularının toprağın hangi ürününden alınabileceği konusunda farklı görüşleri vardır. Örneğin Hanefiler topraktan çıkan her şeyden alınır derken Şâfiler uzun müddet saklanabilen ve temel gıda maddesi mahiyetindeki ürünlerden vergi alınabilir demektedirler. Mehmet Aykaç, a.g.e., s.112. 67 Aykaç, a.g.e., s.112. 65 39 yapılan bir vergi olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Şehirlerin geçiş yerlerine nehirlerin iki yamacına kuleler inşa edilerek buralarda âşirler nöbet tutmuşlardır. Âşirler buralardan geçenlerden duruma göre vergi alırlardı. Dikilen bu kulelere ve alınan vergiye68 “Merâsıd” (gözetme yerleri) denmektedir69. Zekat ve Sadaka: Müslüman olmayan halktan alınan cizyeye karşılık Müslüman halktan da zekat adı ile vergi alınması söz konusudur. Zekatın da kaynağının Kuran70 olduğu görülmektedir. “Belirli yerlere sarfedilmek üzere dince zengin sayılan kişilerin mallarından belli bir payın Allah adına alınması” işlemidir. İslam dininde farz olan ve mâli ibadeti simgeleyen zekat, Müslümanların kutsal kitabı Kuran’da ve hadiste bir çok yerde geçmektedir. Sadaka ise aslında ilk etapta kuran ve sünnette zekat anlamında kullanılsa da daha sonraki yıllarda “gönüllü mali ödemeler” için kullanılan bir terim haline gelmiştir71. Zekat’ın mal varlığından alındığı, genellikle kırkta bir olarak belirlenen bir oran ile tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Verginin matrahı, sahip olunan altın ve gümüş, hayvanlar, Aykaç, a.g.e., s.114. Mehmet Aykaç adı geçen eserinin 115. sayfasında gözetleme yerleri için ““meâşir” denildiğini hemen yanında Arapçası’nı da not ederek belirtmiştir. Lakin arap harfleriyle yazılan kelime “maâşir” dir. O da “cemaatler topluluklar gürühlar” anlamına gelir. Bkz. Devellioğlu; age. s. 557, bahsi geçen “gözetleme kuleleri” ve alınan vergi gözetme yerleri anlamına gelen “merâsıd” Bkz. Devellioğlu; a.g.e., s. 618 olmalıdır. 70 Kuran-ı Kerim, Tevbe Suresi 9/103. 71 Mehmet Erkal, “Zekat” İlmihal, C.1, İSAM, İst. 2000, s. 423-425. 68 69 40 ticaret malları, tarımsal mahsul olarak belirlenmiştir. Matrahın saptanması ve kayıt altına alınması güçtür. Ancak tahsil edilen verginin kaydının yapılması söz konusudur. Abbasilerde uygulanan bu verginin bir varlık vergisi niteliğinde olduğu, Osmanlıların genellikle bu vergi türü ile ilgilenmedikleri anlaşılmaktadır72. Mükûs: iç ve dış gümrük vergisi, aşırı vergi anlamında kullanılan “meks” kelimesinin çoğuludur. Bir ülkedeki mahalli idarelerin kendi bölgelerine giren ticaret mallarından sınır gümrükleri, şehir kapıları, rıhtımlar, köprü başları, derbendler, kapanlar yada pazarlarda aldıkları “duhûliye” vergileridir. Abbasiler devrinde meks uygulaması yaygınlaşmıştır. Halkı ağır vergilerden kurtarmak için girişilen mali düzenlemeler sırasında iptal edilen mekslerin yıllık tutarı 500.000 dinarı tuttuğu söylenmektedir. Abbasi hanedanının çöküş döneminde bu tür vergilerin tekrar ettiği görülmektedir73. Memlehalar ve balıklar: Tuz çıkan yerlerden ve balıklardan alınan vergi. Merâkib-i bahriye âşârı: Deniz taşıtlarından alınan vergi Madenler Humsu: Humus ganimetten ve bu hükümde yer alan belli mallardan alınan 1/5 lik payı ifade eder. Diğer bir Tevbe Suresi 9/103. Ayrıca bkz. Aykaç, a.g.e., s. 117. İslam coğrafyasında zamanla bâc, tamga, gümrük terimleri meks ile eş anlamlı olarak kullanılmaya başlamıştır. Bkz. Cengiz Kallek; “Meks” İA, C. 28, TDVY, Ankara, 2003, s. 583-588. 72 73 41 tabirle ganimetlerden devlet bütçesine ayrılan beşte birlik paydır. Sünni fıkhında daha dar kapsamlı tutulan humus, Şia fıkhında ve uygulamasında ayrı bir önem kazanarak kurumsallaşmıştır74. Şiaya humusa mallardan tabi olan göre ganimetlerin birisi de yanında madenlerdir. İnsanların yararına olabilecek her türlü tabii zenginlikler humus dahilindedir75. Saraya Gönderilen Hediyeler: 912 senesinde haraç ve vergilerin yanında hususi hediyelerde saraya gönderilmeye başlanmıştır. Ganimet: Savaşlarda ele geçirilen bütün mal ve eşyalar ganimet türüne girer. Kayıtları önemlidir. Çünkü savaşlarda ele geçirilen ganimetin askerlere dağıtılması ya da askerler tarafından savaşmaları karşılığında ganimeti kendi payları olarak görmeleri söz konusudur. Muhasebesinin askeri harekat biçiminde ele alınarak kaydının yapılması söz konusudur. Sadece Orta Doğu'da değil dünyanın her tarafında karşılaşılan bir gelir türüdür. Fey: İslam devletlerinin gayri Müslim tebadan aldıkları cizye, haraç, ve ticaret malları vergisinin ortak adı olarak tarif edilen fey’in ganimetten farkı elde ediliş biçimidir. H.Yunus Apaydın, “Humus” İA, C. 18, TDVY, İstanbul, 1998, s. 365369. 75 Humusa tabi olan mallar 7 kısımdır. Bunlar ganimetler, yıllık gelirlerin ihtiyaç fazlası, sahibi belli olmayan mallar, denizden çıkarılan mallar, mülkiyeti zimmîye intikal eden mallar, haramla karışmış helal mal ve son olarak madenlerdir. Gnş bilgi için bkz. Mustafa Öz; “Humus” (Şiada Humus), İA, C. 18, TDVY, İstanbul, 1998, s. 369-370 74 42 Ganimet savaş yoluyla alınırken fey anlaşma yoluyla elde edilirdi76. Müsâdere gelirleri: Yaygın ve devamlı bir gelir olmasa da haksız kazanç elde edenlerin mallarına el koyulmasıyla elde edilen gelirdir. Hulefâ-yi Râşidin zamanında başlayıp Emeviler zamanında da devam eden müsadere işlemi Abbasiler döneminde kurumsallaşmıştır. mallarını müsadere divanül müsâdere ile Halifelerin genellikle bürokratların etmesinin nedeni daha şuydu: da Devlet giderlerini karşılamakta sıkıntıya düşer, askerin erzak ve diğer ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelir ise mali sıkıntıdan kurtulmak için kazançları normal olmayan aşırı mal varlığı olan kişilerden şüphelenerek onların mallarını müsadere ederdi77. Abbasilerin beş yüz yıllık egemenlikleri döneminde bir çok hususta olduğu gibi vergi düzeninde de gelişmeler olduğu ve zamanla yukarda belirtilen vergileri üç bölümde sınıf1andırdıkları görülmektedir. Bunlardan ilki muhasebe usulü olarak adlandırılmış olup, vergilerin para ya da ürün olarak alınmasını ifade etmektedir. İkincisi, mukaseme usûlüdür, bu usul verginin üründen belirli bir oranda alınmasını ifade eder. Üçüncüsü ise, Osmanlıda da geniş bir kullanım alanı bulan mukataa Aykaç, a.g.e., s. 96. Halife Mutasım, Fazl b. Mervân’ın 40.000.000 (40 milyon dirhem) müsadere etmiştir. Aykaç, a.g.e., s. 67. 76 77 43 usûlüdür. Devlet arazilerinin belirli bir bedel karşılığında belirli kişilere kiralanması anlamındadır. Osmanlıda mukataa usulü bu anlamda değil, gümrük, tuzla gibi devletin belirli gelir yerlerinin kiraya verilmesi biçiminde uygulanmıştır. Tarihçilerin saptadıkları muhasebe kayıtları devletin yıllık gelir ve giderlerinin kayıtları ile ilgilidir. Devletin gelirlerini kayıt edebilmek için Hanedanın hakim olduğu toprakların, yukarıda belirtildiği üzere vilayetler olarak bölümlere ayrılması gerekiyordu. Bu ayırımda, bugünkü lrak'a Sevad kıt'ası veya vilayeti, Basra ve kuzeyine Bataih denilirdi ki bu bataklık anlamına gelirdi. İran'a Fars Kıt' ası, Mısır'a Mısır Kıt'ası denilirdi. Devletin gelirlerinin sadece parasal olarak değil elbise, kumaş, şeker, gülsuyu, zeytinyağı, bal, hurma, gümüş külçe, ipek, at, katır gibi tarımsal ürün, değerli maden, sanayi ürünü ve hayvanlardan oluşabildiğini de belirtmek gerekmektedir78. Muhasebe kayıtlarında parasal gelir kayıtları yanında mal olarak yapılan tahsilata da malların adları ve miktarları yazılarak yer verildiği görülmektedir. Örneğin Abbasilerin ilk halifesi Seffah döneminde hanesinde “dört gömlek, beş don, dört baş ve boyun şalı, ipek ve tiftikten mamüller Örneğin Fars Vilâyetinden 27.000.000 dirhem ve 30.000 şişe gülsuyu, ve 20.000 ratıl zeytinyağı alınmıştır. Corci Zeydan; a.g.e., s. 94 78 44 bulunduğu” bildirilmektedir79. Ancak daha sonraları mal olarak alınan vergilerin de parasal değerlerinin yazılmaya başlandığı ve muhasebe kayıtlarında mal olarak (miktar) kayıtlarına yer verilmediği anlaşılmaktadır. Devletin yıllık gelir kayıtlarında kimi zaman bir kıt'anın haracı, yani çeşitli vergilerden oluşan toplam geliri biçiminde kayıt yapıldığı, kimi zamanda verginin adı ile kayıt yapıldığı görülmektedir. Haraç adı altında yapılan kayıtlar genellikle uzak eyaletlerden sağlanan gelirlere ait idi. Vergiler bölgelerde devletin temsilcisi olan Valiler kanalı ile tahsil edilirdi. Para birimlerinin Dinar ve Dirhem olarak adlandırıldığı ve 13 (daha sonraları 15) Dirhemin bir Dinar olarak hesaplandığı bilinmektedir. Giderler: Devletin giderlerine ait muhasebe kayıtları gelir kayıtları örnekleri kadar fazla değildir. Hicri 279 (Miladi 892) yılına ait günlük gider kayıtlarına rastlanmaktadır. Bu kayıtlara göre, maaşlar başta gelen devlet giderleridir. Maaş alanlar ise, nöbet ağaları, kapu oğlanları, iç ağalar, süvariler, güzide askerler, sarayda görevli 17 tür memur (müezzin, müneccim, alemdar, güldürücü, davulcu gibi), Bağdat’ta zabıta hizmeti gören askerler, kölemenler, aşçılar, vezir, büyük katipler, divan reisleri, hazinedarlar, imamlar, 79 Corci Zeydan, İslam Medeniyeti Tarihi, Cilt Iı. Çev: Zeki Megâmiz, Üç Dal Neşriyat, İstanbul, 1966. 45 tekbirhanlar vb. olarak sıralanmaktadır. Bunların dışında, sarayın elbise, fırın, meşrubat, su taşıyan sakalar, terzi, düğmeci, demirci, kürkçü, kağıtçı, marangoz, sepetçi, mefruşat giderleri söz konusu olmaktadır. Ayrıca, askeri amaçlı olmak üzere değişik masraflara rastlanmaktadır. Giderlerin, muhasebe kayıtlarında ayrıntılı olarak yer aldığı ve günlük giderlerin gruplar halinde hesaplandığı, devletin günlük giderlerinin muhasebeleştirilmesinde yaklaşık otuz gruba ayrıldığı görülmektedir. 25. Abbasiler’de Muhasebe Kayıtları Abbasi devleti döneminde muhasebe kayıtları kendinden önceki İslam devletleri ile kıyaslandığında en yüksek noktaya çıkmıştır. İslâmiyet’ten önce Muhasebe kayıtları, farklı dillerde tutulmaktaydı. Mısır'da Koptça (Kıbtice), Irak'da Farsça (Pehlevî), Suriye'de ve dolaylarında Rumca (Grekçe)80. Hulefay-ı Râşidîn (İslâmın ilk dört halifesi) döneminde hızlı bir genişleme yaşanmış, devlet muhasebesi tutulması Mısır ve Suriyede Süryâniler muhasebe mesleğini bir zümre mesleği haline getirmişlerdir. Arapça bilen muhasebe uzmanları yoktu. Emevi halifesi Abdülmelik B. Mervan 700 yılında defterlerde arapçayı ikame etmiştir. Irak valisi Haccac, İranlı defter uzmanı Ferruh’un ölmesi üzerine talabebesi Sistanlı Salih b. Abdurrahman’a pehlevice kayıtları arapçaya çevirmesini istemiştir. Hristiyan rum Süryani memurlar işsiz kalmışlardır. Defterler, mısırda 706 yılında, horasanda 742 yılında Arapçaya çevrilmiştir. Said Öztürk, a.g.e., s. 24; İsmail Otar; Muhasebede Siyakat Rakamları, Lebib Yalkın Yayınları, İstanbul, 1991, s. 12-13. 80 46 zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Arapların hakimiyeti altındaki yerlerde, Emeviler döneminde Haccac’ın emri ile 700’de muhasebe uzmanı Salih tarafından Muhasebe sistemi Arapçalaştırıldı81. Yapılan kayıtların önemi anlaşıldıkça muhasebe alanında branşlaşmaya gidilmiş ve farklı muhasebe dalları ortaya çıkmıştır82. İslam aleminde merkezi idarede kullanılan defterler hakkında ilk bilgiler Muhammed bin Ahmed el Hârizmi’nin X. yy.’da kaleme aldığı Mefâtihu’lUlûm isimli kitabında verilmektedir. Nejat Göyünç’ün aktardığı bilgiye göre yazarın verdiği bilgiler Samanilere ait bilgiler de olsa o dönemde İslam dünyasında kullanılan ve kabul gören bilgilerdir. Defterler mali ve askeri iki grupta toplanıyordu. Maliyeye ait olanlar: Kânûnü’l-harâc: Bütün devlet gelirlerinin kaydedildiği defter. Ceridetü’l Harâc: Mal sahiplerinden alınan zekatların alfabetik sırayla kaydedilmesidir 83. Cerüdetü’n-nafakat: Divan-ı nafaka tarafından devlet merkezinin harcamalarının alfabetik sırayla tutulduğu defterdir84. Otar, a.g.e., s. 12-13. Ömer Abdullah Zaid; “Were İslamic Records Precursors To Accounting Books Based On The İtalian Method?” s. 73-90. 83 Zaid, a.g.m., s. 80. 84 Zaid, a.g.m., s. 81. 81 82 47 Ceridetü’l-Mal: Divanül mal tarafından tutulan bu defterde zekatların toplanması ve onların ödenmesiyle ilgili kayıtlar vardı85. Ceridetü’l Müsâderîn: Divan-ı müsadere tarafından tutulan defterdi. Görevini kötüye kullanan ve haksız kazanç elde eden devlet görevlileri ve şahıslardan müsadere yöntemiyle alınan malların kaydı tutuluyordu86. Defter’ül Yevmiye: günlüktür. Yapılan harcamaların kaydedildiği Bu defteri doldururken prosedürlere uymak gerekmektedir87. Defter-i Tevcihat: Bütçe harcamalarının kaydedildiği defterdir88. Defter-i Tahvilat: Vilayetlerden merkeze transfer edilen gelirlerin tutulduğu defterdir. Merkez hükümeti her vilayet için bir bütçe ayırmıştır. Bu bütçelerin dayanak noktası söz konusu bu defterdir89. Avârec Şaysi: Borçların yazıldığı defter. Rûznâmce: Günlük gelir gider kayıtlarının aktarıldığı defter. el-Hatmetü’l Câmia: Yine yıllık gelir gideri içeren kapsamlı bir bitiş raporudur. 85 86 87 88 89 Zaid, Zaid, Zaid, Zaid, Zaid, 48 a.g.m., a.g.m., a.g.m., a.g.m., a.g.m., s. s. s. s. s. 81. 81. 81. 82. 83. Hatme (Al-Khitmah): Aylık gelir gider hesaplarının ve toplamının gösterildiği defterdir. Her mali yılın sonunda da hazırlanabilir90. Te’ric: Ödemelere ait belgelerin kaydedildiği kasa defteridir. Arîza: Esas meblağ ile işlem göreni ve aralarındaki farkı sütunlar halinde gösterir. Berâe: Vergi mükelleflerine verilen belgelerin kaydedildiği defter. Vergi senetleri olarakta kabul edilebilir. El-muvâfaka ve’l-cemâa: Düzenlenen umumi hesap menşeini, fiziki defteridir. İbra hesaplarıdır91. el-Cerîdetü’s-sevdâ’: Askerin soyunu, durumunu ve ücretini gösteren defter. Rec’a: Taşradaki askerlere ait hesap defteri. er-Rec’atü’l-Câmia: Ordu defterdarının hazırladığı genel hesap defteridir. Söz konusu bu defterlerin tamamını Abbasilerde görmek mümkün değildir. Lakin bu defterlerden bazılarının Abbasiler döneminde de kullanıldığını Nejat Göyünç bize Hârizmî’den naklediyor92. Abbasiler döneminde 892 ve 918 yıllarına ait muhasebe kayıtları incelendiğinde değişik bir Zaid, a.g.m., s. 83. A. Mez, “Orta Zaman Türk İslam Dünyasında Maliye”, Ülkü, İkinci Kanun 1937, S. 47, s. 384-385, ayrıca bkz. Nejat Göyünç: “Defter”, İA, C. 9, TDVY, İstanbul, 1994, s. 88. 92 Nejat Göyünç, “Defter”, İA, C. 9, TDVY, İstanbul, 1994, s. 88. 90 91 49 muhasebe sisteminden yararlanıldığı görülmektedir. Ancak eldeki mevcut veriler bu kayıtların bu şekilde yapılmasını mümkün kılacak kayıt kültürünün varlığını göstermektedir93. Abbasiler döneminde Bağdat’ta hazine dairesinin gelirleri ile ilgili 5 listeden bahsediliyor. Bunlar 1. İbni Haldun (H.808/M.1406) (Mukaddime) vermiş olduğu belgeler kendi devrinden önceye ait belgelerdir ki H.158-170 yıllarına dayandığı belirtilmektedir. 2. Kudâme bin Ca’fer94 (H.204/M.818) (Kitâbü’l- Harâc). Kudâme’nin kullandığı belgeler H.204-207 yıllarını içerir95. 3. İbni Hurdazbih (H.300/M.913) (el-Mesâlik ve’lMemâlik). Hurdazbih’in listesi H.204-237 yıllarına aittir. 4. Ali b. İsa (H.306/M.918) abbasi halifelerinden ElMuktedir Billah Cafer’in veziridir. Vassaf’ın tarihinde bulunan önce Yusuf von Hammer’ın dikkatini çektiği ama divan edebiyatında yazılmış olduğu için yararlanamadığı belge A. Von Kremer tarafından kapsamlıca incelenmiştir96. Zeydan, a.g.e., s. 89. Kamu maliyesi alanlarındaki eserleriyle ön plana çıkan Abbasi devletinde Divan katibidir. Söz konusu eserini Vezir Ali b. İsa’ya sunmuştur. (320/932), Cengiz Kallek, “Kudâme b. Câfer” İA, C.26, TDVY, Ank. 2002, s. 311. 95 Kudâme bin Ca’fer, El-Harâc, İstanbul Köprülü Kütüphanesi no. 1076, varak 62a-63b Bu belge çalışmamızın içinde görülebilir. 96 Kremer, söz konusu bu liste hakkında geniş bilgiyi “Halifelerin Yönetimindeki Doğunun Kültür Tarihi,” C.1. s. 267 ‘de verdiğini 93 94 50 5. Cehşiyâri∗ (H.331/M.943) (Kitabü’l-Vüzerâ’ve’l- küttâb). Kremer’in “sahip olduğumuz en iyi en güvenilir vergi listesi” olarak adlandırdığı vergi listesidir97. Bu liste H.170/(M.786) yılını kapsamaktadır. Abbasi dönemiyle ilgili sadece beş belgeyle yetinilmesinin çeşitli nedenleri vardır. Corci Zeydan bunun nedenini İslam vakanüvislerinin o devirde “fetih ve muharebat ve katlin zikir ve tafsilatıyla” uğraşmalarına ve muhasebe kayıtlarına önem vermemelerine bağlamaktadır98. Yıllık gelir ve giderlerin muhasebe kayıtlarının devletin Hanedan'dan sonra gelen en büyük devlet memuru olan ve başbakan sorumluluğunda Muktedir'in Veziri düzeyinde düzenlendiği denilmektedir. bulunan Vezir'in anlaşılmaktadır. Vezir yıllık gelir Ona ve giderleri kendi sorumluluğunda düzenledikten sonra, bu kayıtların Divan'da görüşüldüğü ve Halife'nin yani devletin söylemektedir. Von Kremer, a.g.e., s. 1; Selahattin Elker; Divan Rakamları, TTK, Ankara, 1953, s. 20. ∗ Cehşiyârî (331/943), Ebu Abdillah Muhammed b. Abdus b. Abdillah el-Cehşiyârî, Abbasi devlet adamıdır. Kitabü’l-Vüzerâ’ve’l-küttâb adlı eseri meşhurdur. Abbasi zamanındaki müesseselere dair en eski ve en önemli kaynaklardan birisi olarak gösterilmektedir. Gnş bilg. İçin bkz. Mustafa Fayda, “Cehşiyâri”, İA, C.7, TDVY, İstanbul, 1993, s. 236. 97 Cehşiyâri, Abbasi halifelerinin hizmetinde olan bir memurdu. Söz konusu bu belgede dönemin bakanı Yahya bin Halid’e bilgi vermek üzere hazırlanmış hazine dairesinin kayıtlarının bir kopyasıdır. Kremer, söz konusu bu kopyayı bir makalesinde yayınlamıştır. A. Freiherrn Von Kremer, Yeni Bulunan Bir Belgeye Göre Harun El Reşid’in Yönetimindeki Hükümetin Gelirler Bütçesi, Alfred Hölder Saray Ve Üniversite Kitapçısı, Viyana 1887, s. 3. 98 İbni Haldun, Kudâme, İbni Hurdâzbih’in hazırladıkları cedveller az rastlanır cinstendir. Corci Zeydan da bunlara tesadüfen rastladığını söylemektedir. Zeydan, a.g.e., s. 89. 51 başı tarafından onaylandıktan sonra kabul edilmiş sayıldığı anlaşılmaktadır. Buradaki Divan bakanlar kaynaklarda kayıt işlerini kurulu anlamındadır. Ancak yürüten muhasebecilerle ilgili fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Kayıtlar vezirin sorumluluğu altında yürütüldüğüne göre Divan'a bağlı, kayıtları yapan ve onları saklayan ayrıntılı işlerle uğraşan divanların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu divanlarda Abbasiler muhasebecilerin döneminde çalıştığı bunların katip bilinmektedir. sıfatı ile adlandırıldıkları sanılmaktadır. Çünkü divanların adlarında katip sözcükleri vardır. Eldeki mevcut kayıt örneklerine göre yıllık gelirlerin önce Sevad Kıt'ası, Fars Kıt'ası biçiminde devletin egemen olduğu bölgelere göre ayrıldığı ve sonra devletin tüm gelirlerinin bir muhasebe kaydında gösterildiği anlaşılmaktadır. Devletin egemen olduğu her bölgenin, yani kıt' anın yıllık gelirlerinin de o bölgenin alt bölgelerine, yerleşim yerlerine göre ayrıldığı ve kayıtlarının yapıldığı gözlenmektedir. Bölgelerin yıllık gelirleri arasında o bölgede yer alan mukataa, yani devletin arazilerinin kiraya verilmesi gibi gelir yerlerinden sağlanan kira gelirlerine, gümrük gelirlerine verginin görülmektedir. 52 türü itibarı ile yer verildiği de Abbasilerin siyasi ve idari gelişmişlik düzeylerinin egemenlikleri altında bulunan geniş topraklardan toplanan vergilerin ve devlet harcamalarının muhasebe kayıtlarının tutulmasına olanak verdiği görülmektedir. Günümüze kadar gelen Abbasi dönemine ait muhasebe kayıtları, diğer Orta Doğu ülkelerinde olduğu gibi devlet muhasebesidir. Bu durum, Orta Doğu Devletleri’nin devletçi iktisat anlayışına sahip olmalarının bir sonucudur. Yukarıda adı geçen muhasebe kayıtları, 350 - 400 yıl sonra İlhanlılar tarafından kullanılan merdiven yönteminin ilkel biçimidir. Merdiven yöntemi, daha sonra 14. yüzyıldan itibaren Osmanlılar tarafından kullanılmağa başlanacak ve 19. yüz yıl sonlarına kadar devlet muhasebesinde geliştirilerek yararlanılacaktır. Buna göre, Orta Doğu'da ortaya çıkan bir muhasebe sisteminin geliştirilerek, önce bir Arap devletinde, sonra bir Moğol devleti olan İlhanlılar'da ve daha sonra da bir Türk devleti olan Osmanlılarda, sırası ile Arabistan, İran ve Anadolu'da 8. yüzyıldan, 19. yüzyıl sonuna kadar 1100 yıl boyunca kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu gelişme sürecine, önce Arapça, sonra Farsça, daha sonra da Osmanlıca'nın harf ve yazı benzerliğinin etkide bulunduğu açık olarak görülmektedir. Her üç yazı da sağdan sola doğru yazılmaktadır, ayrıca son harfin ya da aradaki bir harfin uzatılarak defter kayıtlarında maddelerin 53 bir birlerinden ayrılmasında yararlanılabildiği görülmektedir. Her üç dönemde önce ana tutar yazılmakta, sonra bu tutarı oluşturan tutarlara yer verilmektedir. Ayrıca, kayıtta da kaydın baş tarafına kaydın hangi konuda olduğu ayrıntılı olarak yazılmaktadır. Kaydın ayrıntısında aynı bölümleme mantığı bulunmaktadır. Bu mantığa göre önce yazı ile kaydın ne ile ilgili olduğuna, sonra tutara yer verilmektedir. Her üç döneme ait kayıtlar devlet muhasebesinde kullanılmış ve gelişmiştir. Osmanlı bu yöntemi, kendi iktisadi kuruluşlarında da kullanmıştır. Her üç yararlanmada da aynı rakamlar kullanılmış olup, Arap rakamlarının kayıt düzeninde kullanım kolaylığı sistemin gelişmesinde önemli etken olmuştur. Her üç devlette de gelir ve giderlerin sonuçta yıllık olarak izlenmesi gereğinin duyulmuş olması aynı sistemin geliştirilerek kullanılmasına olanak vermiştir. Sistem Arap harflerinin özelliğine göre doğmuştur. Sistemin gelişmesine, Arap rakamlarının zamanının ileri düzeyinde ifadeye olanak vermesi de etkide bulunmuştur. Devlet örgütlenmesinin siyasi, idari ve mali yapısının geniş egemenlik alanlarının kontrolüne olanak vermesi; merkezi yönetimin 54 devletin bölgelerinden sağlanan gelirlerini birbirini izleyen yıllarda, bir önceki yıla bakarak tespit etmek gereğini duyması; yine merkezi yönetimin en üst organı olan Divan'ın devlet gelir ve giderlerini izlemek zorunluluğunda olması muhasebe sistemini doğuran en önemli etkenler arasında yer almaktadır. Aşağıda Abbasi Devleti muhasebe kayıt örneklerine yer verilmiştir. Bu bağlamda, muhasebe kayıtları belli bir sıra dahilinde yerleştirilmiştir. Öncelikle söz konusu kaydın siyakat harflari ile yazılışına, ardından Arap harfleri ile yazılışına, üçüncü olarak kaydın transkripsiyonuna, dördüncü olarak ise Türkçe ifadesine ve beşinci olarak da ülkemiz için geçerli Tekdüzen Hesap Planı’na göre gösterimine yer verilmiştir. 250. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt Örneği-1 Abbasi devletinde hicri 306 (Miladi 918) yılında Halife Muktedir’in veziri Ali bin İsa tarafından düzenlenmiş olan vâridat cetvelinin ilk sayfası ______________= ﺣﺮﻑHar________________________f kelimesi ile başlamaktadır99. Vilayetlerden gelen varidatın miktarları da siyakat rakamları ile yazılmıştır. Aynı “Harf” kelimesi Risale-i Felekkiye’de, Saadetnâme ve Kanun-i 99 A. Von Kramer, “Einnahmebudget des Abbasiden Reiches” adlı kitaptan naklen Corci Zeydan, Medeniyet-i İslamiyye Tarihi, Tercüme: Zeki Megamiz, İkdam Matbaası, İstanbul-1329 (1913), s. 120. 55 Saadet’de de bulunmaktadır100. İsmail Otar bu kelimeyi “döküm” olarak tercüme etmiştir. Aşağıda Abbasiler dönemine ait bir kayıt örneği verilmiştir. 100 Bkz. Abdullah b. Muhammed b. Kiyâ Al-Mazenderanî, Risale-i Felekkiye, varak 21b, 22a, 22b, 23a; Felak Âlâ-yı Tebrizî; Saadetnâme, varak 35a, 35b, 45b, 60b ve diğer varaklar. 56 Siyakat yazısı ile görünüşü; 57 58 59 ;Arap Harfleri ile Görünüşü ﺣﺮﻓـــــــــ ﻋﻦ ﺍﻟﺴﻮﺍﺩ ﻭﺍﻻﻋﻤﺎﻝ ﺍﳌﻌﻤﻮﺭﺓ ﻭﺍﻟﺒﻼﺩ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﺓ 1 2 3 ﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﻟﺴﻮﺍﺩ ﻭﻃﺴﺎﺳﻴﺠﻪ ﻭﺻﺪﻗﺎﺕ ﺍﺭﺍﺿﻰ ﺍﳌﻐﺮﺏ ﺑﺎﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﳌﺮﺍﻛﺐ ﻬﺑﺎ ﻭﺳﺎﺋﺮ ﻣﺎﻳﻨﺴﺐ ﺍﻟﻴﻬﺎ ﻭ ﳚﺮﻯ ﻣﻌﻬﺎ ١٥٤٧٧٣٤ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺑﺎﺫﻭﺭﻳـــــﺎ ﻭﻛﻠﻮﺍﺫﻯ ﻭﻬﻧﺮ ﺑﲔ ١٦٦٢٨٣ﺩﺭﻫﻢ ﺍﻻﻧﺒــــﺎﺭ ﻭﻗﻄﺮﺑّﻞ ﻭﺳﺪ ١٩٨٣١٣ﺩﻳﻨﺎﺭ 4 5 6 ﻬﺑﺮﺳــــﲑ ﻭﺍﻟﺮﻭﻣﻘﺎﻥ ﻭﺍﻳﻐﺎﺭ ﻳﻘﻄﲔ ﻭﺟﺎﺯﺭ ﻭﺍﻣﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﻌﺘﻴﻘﻪ ٧٥٥٧٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻛﻮﺛـــــﻰ ﻭﻬﻧﺮ ﺩﺭ ﻗﻴﻂ ٢٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﺰﺍﺑـــــ ﺍﻻﻋﻠﻰ ﻭﻬﻧﺮ ﻛﺸﺘﺎﺳﺐ ٩٥٢٦ﺩﻳﻨﺎﺭ 60 61 7 8 9 ﺍﻟﻔﻠﻮّﺟــــﺔ ﺍﻟﻌﻠﻴﺎ ﻭﺍﻻﺭﺣﺎﺀ ١٦٧٣٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻔﻠﻮّﺟـــــﺔ ﺍﻟﺴﻔﻼ ﻭﺍﻟﻨﻬﺮﻳﻦ ﻭﻋﲔ ﺍﻟﺘﻤﺮ ١٣٥٨٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﺴّﻴــــﺐ ﺍﻻﻋﻠﻰ ﻭﺳﻮﺭﺍ ﻭ ﺑﺎﺑﻞ ﻭﺧﻄﺮﻧﻴﺔ ﻭ ﺑﺎﺭﻭﲰﺎ ﺍﻻﻋﻠﻰ ١٤٠٢٥٩ﺩﻳﻨﺎﺭ 10 11 12 ﻬﻧﺮ ﺍﳌﻠﻚ ﻭﻣﻮﺭﺟﺎ ﻭ ﻬﻧﺮ ﺟﻮﺑﺮ ﻭﺍﻻﺳﺎﺳﺎﻥ ﻭﺍﳌﺎﻟﻜﻴﺎﺕ ٣٨٣٥٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺑﺎﺭﻭﲰــــﺎ ﺍﻻﺳـــﻔﻞ ٤٦٣٣٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻃﺴﺎ ﺳﻴﺠــﺔ ﺍﻟﻜﻮﻓﻪ ﻭﺍﳋﺰﻥ ١١٠١٥٤ﺩﻳﻨﺎﺭ 13 14 15 ﺍﻟﻌﻤﺎﺭﺍﺗـــ ﺑﺴ ّﺮ ﻣﻦ ﺭﺍﻯ ٥٠٢١٩ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻬﻧﺮ ﺑـــﻮﻕ ﻭﺍﻟﺪﻳﺮﺍﻻﺳﻔﻞ ٢٠٥٩٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺑﺰﺭ ﺟﺴـﺎﺑﻮﺭ ٢٤٣٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 16 17 18 ﺍﻟﺮﺍﺫﺍﻧــــﺎﻥ ﺭﻭﺳﺘﻘﺒـــﺎﺩ ٣٠٠٣٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٣٦٦٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻬﻧﺮﻭﺍﻥ ﺍﻻﻋـــﻠﻰ ﻭﺳـﻤﻄﻨﺎﻯ ٤٦٤٨٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 19 20 21 ﺍﻟﻨﻬـــﺮﻭﺍﻥ ﺍﻻﻭﺳــﻂ ٤٠٣٢٧ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻨﻬـــﺮﻭﺍﻥ ﺍﻻﺳــﻔﻞ ٦٠٥٣٢ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﺼـــﻠﺢ ﻭﺍﳌﻨﺎﺯﻝ ١٥٩٠٨٩ﺩﻳﻨﺎﺭ 22 23 24 ﺑﺎﺩﺭﺍﻳـــﺎ ﻭﺑﺎﻛﺴﺎﻳﺎ ٤٢٤٩٩ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻭﺍﺳـــــــﻂ ﻣﻊ ﺍﳋﺎﺻّﻪ ﻭﺍﳌﺴﺘﺤﺪﺛﺔ ﻭﺍﻟﻌﺒّﺎﺳﻴّﺔ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﻨﻌﻘﺎﺕ ﺍﻟﺮّﺍﺗﺒﻪ ٣١٠٧٢٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﻛﻮﺭ ﺩﺟﻠﻪ ١٢١٠٩٥ﺩﻳﻨﺎﺭ 62 63 25 26 27 ﺍﳌﺮﺍﻛﺒــــــــ ﺑﺎﻟﺒﺼﺮﺓ ٢٢٥٧٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻣﻮﺍﻟــــــ ﻯ ﺍﻟﻀﻤﺎﻧﺎﺕ ﻭﻣﺎﻳﺆﺩ ّ ﻋﻦ ﻓﺼﻮﻝ ﺍﻻﻬﻧﺎﺭ ﳑّﺎ ﻳﻨﺴﺐ ﺍﱃ ﺍﻋﻤﺎﻝ ﻣﻔﺮﺩﺓ ٤٢٤٩٩ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻌــﻴﺎﺭﺓ ﻬﺑﻴﺖ ٨٠٢٥٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 28 29 30 ﺍﺳـــﻮﺍﻕ ﺍﻟﻐﻨﻢ ﲟﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﺴﻼﻡ ﻭﺳ ّﺮ ﻣﻦ ﺭﺍﻯ ﻭ ﻭﺍﺳﻂ ﻭ ﺍﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﻟﻜﻮﻓﺔ ١٦٩٧٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺩﻭﺭ ﺍﻟﻀﺮﺑــــــ ﲟﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﺴﻼﻡ ﻭ ﻭﺍﺳﻂ ﻭﺍﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﻟﻜﻮﻓﺔ ٦٠٣٧٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻭﺍﳉـــــﻮﺍﱃ ﲟﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﺴﻼﻡ ١٦٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 31 32 33 ﻣــــﺎﻳﺆﺩّﻯ ﺍﱃ ﺍﳊﻀﺮﺓ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ ﺍﻻﺭﺗﻔﺎﻗﺎﺕ ﻭﺍﻟﺸﺠﺮ ﻭﺍﳌﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ١٣٨٧٤ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻛﻮﺭﺍﻻﻫـــﻮﺍﺯ ﺿﻤﺎﻧًﺎ ﻋﻠﻰ ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ ﺑﻦ ﻋﺒﺪﺍﷲ ﺍﳌﺴﺒﻊ ﻭﻏﲑﻩ ١٢٦٠٩٢٢ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻣﻮﺍﻟـــــ ﻓﺎﺭﺱ ﻣﻊ ﻳﺴﻮّﻏﻪ ﻣﻮﻧﺲ ﺍﳋﺎﺩﻡ ﻣﻊ ﻣﺎ ﰱ ﺍﻳﺪﻯ ﺍﺻﺤﺎﺏ ﺍﻻﻃﺮﺍﻑ ﻼ ﻓﻘﻂ ﳑّﺎ ﺍﻭﺭﺩ ﻧﻔ ﹰ ١٦٣٤٥٢٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 34 35 36 ﺻﻨــــــﺎﻉ ﺍﻻﻣﺮﺍﺀ ﻬﺑﺬﻩ ﺍﻟﻨّﻮﺍﺣﻰ ﻣﻊ ﻣﺎﻝ ﺍﳌﺮﺍﻛﺐ ﺑﺴﲑﺍﻑ ٢٥٨٠٤٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻛﺮﻣــــﺎﻥ ﻣﻊ ﺿﻴﺎﻉ ﺍﻻﻣﺮﺍﺀ ﺳﻮﻯ ﻣﺎﻝ ﺍﻟﻌﻬﺪ ﻭﺍﻟﻮﺭﺡ ﻭﻗﺮﻯ ﺍﳌﻐﺎﺯﺓ ﻭ ﻣﺎ ﻳﺴﻮّﻏﻪ ﻣﻮﻧﺲ ﺍﳋﺎﺩﻡ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ ﺍﳋﺰﻥ ﺍﳉﻬﺒﺬﺓ ٣٦٤٣٨٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻣﻘﺎﻃﻌــــﺔ ﻋﻤﺎﻥ ﺳﻮﻯ ﺍﻟﻠﻄﻒ ﺍﶈﻤﻮﻝ ﺍﱃ ﺍﳊﻀﺮﺓ ٨٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 37 38 39 ﺍﺭﺗﻔـــﺎﻉ ﺍﳊﺮﺍﺝ ﻭﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻌﺎﻣﺔ ﺑﺎﳌﺸﺮﻕ ﻋﻠﻰ ﺍﻟﻌﻘﺪ ﻭﺍﻻﺭﺗﻔﺎﻉ ﺑﺎﻻﻣﺎﻧﺔ ﻭﺍﻟﻀﻤﺎﻧﺔ ١٥٧٠٥٢٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﳊــــﺮﺍﺝ ﻭﺍﻻﻋﺸﺎﺭ ﻭﺍﻻﲬﺎﺱ ﺑﺎﻟﺮّﻯ ﻭﺍﻟﺪﻣﺎﻭﻧﺪ ﻣﻊ ﳑﺎ ﺍﺳﺘﺨﺮﺟﻪ ﺍﺑﻦ ﺩﺍﻭﺩﺍﻥ ﻭﺍﲪﺪ ﺑﻦ ﻋﻠﻰ ٤٦٥٠٧٨ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻀﻴـــﺎﻉ ﺑـﻬﺎ ١٢٢٦٤٤ﺩﻳﻨﺎﺭ 64 65 40 41 42 ﻗـــﺰﻭﻳﻦ ﻭﺍﻬﺑﺮ ﻭﺯﲝﺎﻥ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﳋﺮﺍﺝ ١١٥٧١٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٥٨٢٩٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗـــــﻢ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﺍﳋﺮﺍﺝ ١٩٧٢٢٩ﺩﻳﻨﺎﺭ ٨٠٢٢٩ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﺻﻔﻬــــﺎﻥ 43 44 45 ﻣــــــﻴﺎﻩ ﺍﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﻻﻳﻐﺎﺭﻳﻦ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﳋﺮﺍﺝ ١٨٥٦٣٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٦٧٥٢٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﳘــــﺪﺍﻥ ﻣﺎﺳــــﺒﺬﺍﻥ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﳋﺮﺍﺝ ٥٧٧٤٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٦٧٥٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﳋﺮﺍﺝ ١٥٠٤٨٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ٥٥٧٨٩ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﳋﺮﺍﺝ ﻬﺑﺎ ﻋﻠﻰ ﺍﻟﻌﻘﺪ ﺍﺠﻤﻟﺪﺩ ﻣﻊ ﺧﺮﺍﺝ ﺍﻻﻛﺮﺍﺩ ﻭ ﻣﺎ ١٨٩٣٣٤ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻳﻐﻞ ﻣﻦ ﺍﻻﻳﻐﺎﺭ ﻭ ﺿﻴﺎﻉ ﺍﻟﺴﻠﻄﺎﻥ ٤١٠١٧٨ﺩﻳﻨﺎﺭ 46 47 48 ﺳــــﺎﻭﺓ ﻭﺩﺍﺭ ﺍﻟﻀﺮﺏ ﻬﺑﺎ ١٧٦٢٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻣــــﻴﺎﻩ ﺍﻟﻜﻮﻓﻪ ﺑﺎﳋﺮﺍﺝ ﺳﻮﻯ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﺮﺍﺳﻴﺔ ﻭﺍﳌﺴﺘﺤﺪﺛﺔ ﻭﺍﻟﻄﻌﻢ ١٠٥٦٧٨ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻀــــﻴﺎﻉ ﻬﺑﺎ ٨٩٥٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 49 50 ﺍﳊــﻠﻮﺍﻥ ﻋﻦ ﺍﳋﺮﺍﺝ ﻭﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ٣٠٠١٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺁﺫﺭﺑﻴﺠــــﺎﻥ ﻭﺍﺭﻣﻨﻴّﻪ ﻋﻠﻰ ﺍﳌﻔﺎﺭﻗﺔ ﺍﻟﱴ ﻓﻮﺭﻕ ﻋﻠﻴﻬﺎ ﺳﺒﻴﻞ ﺍﻟﺴّﻌﺮ ٢٢٦٣٧٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 66 Transkripsiyon Hali; Harf________________________________________________________________________ Ani’s-Sevâd ve’l-a‘mali’l-ma‘mûre ve’l-biladi’l-mezkûre [1] [2] [3] Emvâlü’s-Sevâd ve tasâsîceti ve sadakatü arazîi’l-Mağrib bi’l-Basra ve’l-merâkibü bihâ ve sâirü mâ yensibü ileyhâ ve yecrî ma‘ahâ 1.547.734 dînar Bâzûryâ_______________ ve Kelvâzî ve Nehreyn el-Anbâr____________ ve Katrabbel ve Südd 166.283 dirhem 198.300 dînar [4] [5] [6] Nehrü Seyr___________ ve’r-Rumekan ve Īgar Yaktîn ve Câzer ve’lMedînetü’l-atîka Kûsi_________________ ve Nehrü Derkît ez-Zâbü’l-a‘lâ__________ ve Nehru Keştâseb 25.000 dînar 9.256 dînar [7] [8] [9 el-Fellûcetü_______ ’l-ulyâ ve’l-Erhâ el-Fellûcetü___________ ’s-süflâ ve’n-Nehreyn ve Aynü’t-temr es-Seybü___________ ’l-a‘lâ ve Sûra ve Babil ve Hatarniye ve Bârûsema’l-a‘lâ 13.585 dînar 140.259 dînar [10] [11] [12] Nehrü’l-melik________ ve Murcâ ve Nehru Cûber ve’l-Esâsan ve’l-Malikiyât Bârûsema______________ ’l-esfel Tasâsîcetü___________ ’l-Kûfe ve’l-hazn 46.336 dînar 110.154 dînar [13] [14] [15] el-Imârâtü________ be-Serre Men Rây Nehru Bûk_____________ ve’d-Deyrü’l-Esfel Bezer Cesâbur________ 50.219 dînar 20.590 dînar 75.576 dînar 16.736 dînar 38.350 dînar 24.300 dînar 67 [16] [17] [18] er-Râzanân__________ Rostekbâd_______________ en-Nehrevanü’la‘la_____ ve Semetnây 30.035 dînar 13.666 dînar 46.480 dînar [19] [20] [21] en-Nehrevânü_________ ’l-evsat 40.327 dînar en-Nehrevânü ’l-esfel 60.532 dînar es-Sulh___________ ve’l-Menâzil 159.089 dînar [22] [23] [24] Bâdrâya____________ ve Bâkesâya Vasıt________________ ma‘a’l-hâssa ve’l-müstahdeseti ve’l-Abbâsiyeti ba’de’n-nafakati’r-râtibe el-Basra______________ ve Kûru Dicle 42.499 dînar 121.095 dînar 310.720 dînar [25] [26] [27] el-Merâkibü__________ bi’l-Basra Emvâlü_______________ ‘z-zımânat ve mâ yüeddî an fusûli’l-enhâri mimmâ yensibü ila a‘mâli’l-müfrede el-Iyâretü__________ be-Hît 22.575 dînar 80.250 dînar 42.750 dînar [28] [29] [30] Esvâku______________ ’l-ganem bi-Medîneti’sselâm ve Serre Men Rây ve Vâsıt ve’l-Basra ve’l-Kûfe Devrü[dâru]’d-darb_____ Bi-Medîneti’s-selâm ve Serre Men Rây ve Vâsıt ve’l-Basra ve’l-Kûfe el-Cevâli__________ bi-Medîneti’s-selâm 16.975 dînar 60.375 dînar [31] [32] [33] Mâ-yüeddî________ ile’l-hazreti an mâli’lirtifakat ve’ş-şecer ve’lmukata‘ât Kûru’l-Ahvaz_____ Zımânen alâ İbrâhim bin Abdullah el-Müsebba‘ ve gayrih Emvâlü___________ Fâris ma‘a yüsevviguhû Mûnis el-Hâdim ma‘a mâ fî eydî eshâbi’l-efrâfi mimmâ evrede 13.874 dînar 1.960.922 dînar 16.000 dînar 1.634.520 dînar 68 [34] [35] [36] Ziyâ‘u_________ ’l-ümerâ bi-hâzihi’n-nevâhi ma‘a mâli’l-merâkibi biSîraf Kirman___________ ma‘a zıyâ‘ı’l-ümerâi sivâ mâli’l-ahdi ve’l-verahi ve kura’l-müfâze ve ma yüsevviguhû Mûnis elHadim an mali’l-hazni ve’lcehbezeti Mukata‘atü_____________ Umman siva’l-lutfi’l-mahmûl ile’l-hazreti 258.041 dînar 80.000 dînar 364.380 dînar [37] [38] [39] İrtifâ‘u_________________ ’l-harâc ve’z-zıyâ‘u’l-âmme bi’l-maşrık ale’l-akdi ve’lirtifâ‘u bi’l-emâneti ve’zzımâneti 1.570.525 dînar El-Harâc_______________ ve’l-a‘şâr ve’l-ahmâs bi’rRey ve’d-Demâvend ma‘a mâ fîhi mimmâ istahracehû İbn Davûdan ve Ahmed bin Ali 465.078 dînar ez-Ziyâ‘u___________ bihâ [40] [41] [42] Kazvin________________ ve Zencân ve Ebher Kum__________________ el-Harâc ez-Zıyâ‘ el-Harâc Ziyâ‘ 115.710 dînar dînar 197.229 dînar dînar İsfahan___________ el-Harâc___ ez-Ziyâ‘u___ ale’l-akdi’lbihâ mücedded ma‘a’l-harâci’l189.334 dînar ekrâd ve mâ yegullü mine’lĪgar ve zıyâu‘sSultan 410.178 dînar ez- 80.229 58.290 122.644 dînar [43] [44] [45] Mâhu______________ ’l-Basra ve’l-Igarin el-Harâc ez-Ziyâ‘ 185.636 dînar 267.520 dînar Hemedan______________ el-Harâc ez-Zıyâ‘ 150.480 dînar 55.789 dînar Mâsebezân_____________ l-Harâc ez-Zıyâ‘ 57.746 dînar 16.750 dînar [46] [47] [48] Sâve___________________ ve Dâruddarbi bihâ 17.625 dînar Mâhu________________ ’l-Kûfe bi’l-harâci siva’zzıyâ‘ı'r-râsiyeti ve’lmüstahdeseti ve’t-tu‘ami 105.678 dînar ez-Zıyâ‘u__________ bihâ 89.500 dînar 69 [49] [50] el-Hulvân______________________ ani’l-harâc ve’z-zıyâ‘ 30.015 dînar Azerbaycan________________________ ve Ermeniyye ale’l-mu‘ârefeti’lleti fe-veraku aleyhâ sebilü’s-i’r 226.370 dînar 70 Türkçe Görünümü; Harf________________________________________________________________________ Sevâd bölgesi ve aşağıda zikredilen ma‘mûr vilâyetler 1 Sevâd ve nâhiyelerinin malları ile bilikte Basra’da bulunan Batı bölgesinin sadakalarından ve Basra’daki deniz araçlarından ve sâireden elde edilen gelirler 1.547.734 dînar 4 Nehrüseyr , Rûmekan , İgaru Yaktîn , Câzer ve Medînetülatîka 2 Bâzûrya Nehreyn ve Kelvâzi ve 3 Anbar ve Katrabbel ve Südd 198.313 dînar 166.283 dirhem 5 Kûsi ve Nehru Derkît [Dervasat] 6 Zâb-ı A‘lâ (Yukarı Zab) ve Nehrü Keştâseb 25.000 dînar 75.576 dînar 7 Fellûce-i Ulyâ (Yukarı Fellûce) ve Erhâ 8 Fellûce-i Süflâ (Aşağı Fellûce) , Nehreyn ve Aynüttemr 16.736 dînar 10 Nehrülmülk , Mûrcâ , Nehru Cûber , Esâsan ve Malikiyât 38.350 dînar 13 Serre Men Ray'daki imâretler (yoksullar için yapılmış hayır evleri) 33.350 dînar 16 Râzanân 30.035 dînar 13.585 dînar 11 Bârûsemâ-i Esfel Bârûsemâ) (Aşağı 9.526 dînar 9 Seyb-i A‘lâ (Yukarı Seyb) , Sûra , Babel , Hatarniye ve Bârûsema-i A‘lâ (Yukarı Bârûsemâ) 140.259 dînar 12 Kûfe nâhiyeleri ve mahzenleri 46.336 dînar 14 Nehrü Bûk ve Deyr-i Esfel (Aşağı Deyr) 20,590 dînar 110.154 dînar 15 Bezer Cesâbur 17 Rostekbâd 13.666 dînar 18 Nehrevân-ı Semetnây 46.480 dînar 24.300 dînar A‘lâ ve 71 19 Nehrevân-ı Nehrevân) Evsat (Orta 40.327 dînar 22 Bâdrâyâ ve Bâkesâya 42.499 dînar 25 Basra’daki deniz araçlarından elde edilen gelir 22.575 dînar 28 Bağdat, Serre Men Ray, Vâsıt, Basra ve Kufe’deki koyun pazarları 16.975 dînar 31 Emlâk vergisi ile ağaçlardan ve mukata‘a gelirlerinden hilâfet makamına ödenen para 13.874 dînar 34 Bu nâhiyelerdeki üst yöneticilere ait çiftliklerden elde edilen gelirler ile deniz araçlarından alınan vergi 258.000 dînar 72 20 Nehrevan-ı Nehrevân) Esfel (Aşağı 60.532 dînar 23 Vâsıt. Zorunlu masraflar çıktıktan sonra kalan para ile Sultân’a ait mülklerin ve yeni kurulan çiftliklerin gelirleri dahildir 310.720 dînar 26 İltizâmlardan alınan paralar ile nehirlerden elde edilen sulama gelirleri 42.750 dînar 29 Bağdat, Serre Men Ray, Vâsıt, Basra ve Kufe’deki darphâneler 60.370 dînar 32 Ahvaz nâhiyeleri. İbrahim bin Abdullah ve sâirenin iltizâm sûretiyle üzerlerinde bulunan yerlerden 1.260.922 dînar 35 Kirman’daki üst yöneticilere ait çiftliklerden elde edilen gelir. (Otlak vergileri ile çöldeki köylerin mallarından ve Mûnis Hâdim’in mahzen ve sarrâfiye mallarından vermeyi uygun gördüğü para bu hesaba dahil değildir) 364.380 dînar 21 Sulh ve Menâzil 159.89 dînar 24 Basra ile Dicle nahiyeleri 121.095 dînar 27 Behit’deki su vergilerinden 80.250 dînar 30 Bağdat’da tahsîl edilen cizye vâridatı 16.000 dînar 33 Fâris bölgesi vâridatı ile Mûnis Hâdim’in ve diğer arâzi sahiplerinden elde edilen gelir 1.634.520 dînar 36 Umman mukata‘asından elde edilen gelir. (Halîfeye takdîm edilen hediyeler hesâba dahil değildir) 80.000 dînar 37 Doğu(Fırat’ın doğusunda)ki memleketlerin harâcı ile bu taraflardaki köylerin yapılan sözleşmeler gereğince emânet ve iltizâm sûretiyle ellerinde bulundurdukların mallardan elde edilen gelir. 1.570.525 dirhemr 40 Kazvin , Zencan ve Ebher 38 Rey ve Demavend’in harâc, a‘şâr ve ispençe gelirleri (İbn Dâvudan ve Ahmed bin Ali’nin tahsîl ettikleri paralar hesâba dahil değildir) 122.644 dînar 465.078 dînar 41 Kum Harâc Harâc Çiftlikler 39 Buradaki Sultân’a ait çiftlikler ait) 197.229 dînar Çiftlikler (Sultan'a 80.229 (Sultan'a ait) 115.710 dînar 58.290 43 Mâhu'l-Basra ve Îgarin 44 Hemedan Harâc Çiftlikler Harâc 150.480 dînar 42 İsfahan_______________________ Harâc. Yeniden bözleşmelere bağlanan yerler ile Kürtlerin harâcı , .ve Sultân’a ait özel mülklerden elde edilen gelir 410.178 dînar Sultân'a ait çiftliklerden 189.334 dînar 45 Mâsebezân Çiftlikler (Sultân'a ait) 55.789 Harâc 57.746 Çiftlikler (Sultan'a ait) 16.750 dînar (Sultar'a ait) 185.636dinar 267.520 46 Save ve darphaneler 47 48 Mâhul’l-Kûfe. Buradaki Sultân'a ait çiftliklerden Harâc vâridatı. (Evvelden beri mevcûd olan çiftlikler ile 89.500 dînar 17.625 dînar yeniden alınan çiftlikler ve yemeklik olarak verilen yerler bu hesâba dâhil değildir) 105.678 dînar 49 50 Azerbaycan ve Ermenistan vâridatı. (Aynı fiyatlar Hulvan. Harâc gelirleri ile Sultâr’a ait çiftlik üzerinden belirlenen bedel gereğince) gelirlerinden 226.370 dînar buradaki 30.015 dînar 73 Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi*; ____________________________ / ____________________________ 100 KASA HESABI 11.545.956 100.01 Vilayet Gelirleri 100.01.01 Sevad ve Batı Basra 6.429.221 1.547.734 100.01.02 Bâzürya, Kelvâzi ve Nehreyn 166.283 100.01.03 Anbar, Katrabbel ve Südd 198.313 100.01.04 Nehrüseyr, Rûmekan, Igaru Yaktin 75.576 100.01.05 Kûsi ve Dervasat 25.000 100.01.06 Yukarı Zab ve Nehrü Keştaşeb 9.526 100.01.07 Yukarı Fellûce ve Erhâ 16.736 100.01.08 Aşağı Fellûce, Nehreyn ve Aynüttemr13.585 100.01.09 Yukarı Seyb, Hatarniye, Sûra Babel 140.259 100.01.10 Nehrülmülk, Mûrcâ, Nehru Cûber 38.350 100.01.11 Aşağı Bârûsemâ 46.336 100.01.12 Kûfe Nahiyeleri 110.154 100.01.13 Serre Men Ray İmaretleri 50.219 100.01.14 Nehru Bûk ve Aşağı Deyr 20.590 100.01.15 Bezer Cesâbur 24.300 100.01.16 Râzanân 30.035 100.01.17 Rostekbâd 13.666 100.01.18 Nehrev’an-ı A’lâ ve Semetnây 46.480 100.01.19 Nehrev’an-ı Evsat 40.327 100.01.20 Nehrev’an-ı Esfel 60.532 100.01.21 Sulh ve Menâzil 159.089 100.01.22 Bâdrâyâ ve Bâkesâya 42.499 100.01.23 Vâsıt 310.720 100.01.24 Basra ve Dicle 121.095 100.01.25 Ahvaz Nahiyeleri Geliri 1.260.922 100.01.26 Fâris Bölgesi Geliri 1.634.520 100.01.27 Azerbaycan ve Ermenistan Geliri 226.375 100.02 Diğer Gelirler 100.02.01 Basra Deniz Araçları Geliri 74 4.261.119 22.575 100.02.02 İltizam ve Nehir Gelirleri 42.750 100.02.03 Behit Su Vergileri Geliri 80.250 100.02.04 Bağdat, Vâsıt Koyun Pazarı Geliri 16.975 100.02.05 Bağdat, Vâsıt Darphane Geliri 60.375 100.02.06 Bağdat Cizye Geliri 16.000 100.02.07 Emlâk Vergisi ve Ağaç Mukataa Gel.13.874 100.02.08 Çiftlik ve Deniz Araçları Gel. 258.040 100.02.09 Kirman Çiftlik Gelirleri 364.380 100.02.10 Umman Mukataa Geliri 80.000 100.02.11 Doğu Fırat Harâcı ve İltizam Gel.1.570.525 100.02.12 Harâç, A’şâr ve İspençe Gel. 465.078 100.02.13 Kazvin, Zencan ve Ebher Harâc G. 115.710 100.02.14 Kum Harâc Geliri 197.229 100.02.15 İsfahan Harâc Geliri 410.178 100.02.16 Miyâhu'l Basra ve İgarin Harâc G. 185.636 100.02.17 Hemedan Harâc Geliri 150.480 100.02.18 Mâsebezân Harâc Geliri 57.746 100.02.19 Sâve Darphane Geliri 17.625 100.02.20 Miyâhu'l Kûfe Harâc Geliri 100.02.21 Hulvan Harâc Geliri 105.678 30.015 100.03 Sultan'a Ait Gelirler 855.616 100.03.01 Rey ve Demavend Çiftlik Geliri 122.644 100.03.02 Kazvin, Zencan ve Ebher Çiftlik G. 58.290 100.03.03 Kum Çiftlik Geliri 55.789 100.03.04 İsfahan Çiftlik Geliri 189.334 100.03.05 Miyâhu'l Basra ve İgarin Çiftlik G.267.520 100.03.06 Hemedan Çiftlik Geliri 55.789 100.03.07 Mâsebezân Çiftlik Geliri 16.750 100.03.08 Miyâhu'l Kûfe Çiftlik Geliri 89.500 602 DİĞER GELİRLER HESABI 11.545.956 602.01 Vilayet Gelirleri 6.429.221 602.02 Diğer Gelirler 4.261.119 602.03 Sultan'a Ait Gelirler 855.616 Sevâd Bölgesi ve Yukarıda Zikredilen Ma'mûr Vilayetler ve Sultan'a ait gelirler. ____________________________ / ____________________________ * Yevmiye kaydındaki tutarlar Dinar cinsindendir. 75 251. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt Örneği-2 Siyakat yazısı ile görünüşü; 76 77 ;Arap Harfleri ile Görünüşü ﺣﺮﻓـــــــ ﺍﳋﺮﺍﺝ ﻭﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻌﺎﻣّﺔ ﺑﺎﳌﻐﺮﺏ ﻭﺍﺟﻨﺎﺩﻩ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺒﺎﺕ ﺍﻟﱴ ﻭﺿﻌﻬﺎ ﺍﻟﻌﻤﺎﻝ ﻣﻦ ﺍﺻﻮﻝ ﺍﻻﺭﺗﻔﺎﻉ ﻛﻤﺎ ﻫﻮ ﺟﺎ ٍﺭ ﰱ ﺍﻟﻌﺎﺩﺍﺕ ﻭﺳﻮﻯ ﻣﻘﺎﻃﻌﺔ ﻭﲦﻦ ﺍﺟﻨﺎﺱ ﺍﻟﻐﻨﺎﺋﻢ ﻣﻌﻤﺎ ﻓﻮﺭﻕ ﺍﻫﻞ ﺟﺰﻳﺮﺓ ﻗﱪﺱ ﻋﻠﻰ ﺍﺩﺍﺋﻪ ﰱ ﻛ ﹼﻞ ﺳﻨﺔ ﻭﺍﻻﻋﻤﺎﻝ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﻩ ﻭﺍﻻﻣﻮﺍﻝ ﺍﳌﺴﻤﺎﺓ ﻳﻜﻮﻧـــــــــــ ﻣﺎ ﻳﺘﻌﻠﻖ ﺑﺎﳌﻐﺮﺏ ﻭ ﺍﺟﻨﺎﺩﻩ ٤٧٤٦٤٩٢ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺗﻔﺼﻴﻠﻪ 1 ﻣﺼــــﺮ ﻭﺍﻻﺳﻜﻨﺪﺭﻳﻪ ﻭﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﺍﻟﻘﺪﳝﻪ ٢٩٠٧٧٣ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻭﺳﻮﻯ ﻣﺼﺎﺩﺭﺓ ﺍﳌﺎﺫﺭﺍﺋﻴﻴّﻦ ﻭﻣﺎﻝ ﺍﳌﺮﺍﻓﻖ ﻭﺍﻟﺘﺠﺎﺭﺍﺕ ﺍﻟﻮﺍﺭﺩﺓ ﻭﺍﲦﺎﻥ ﺍﻟﻐﻨﺎﺋﻢ ١٠٨٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 2 ﺟﻨـــــﺪ ﻓﻠﺴـــﻄﲔ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ٨٠٧٥٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٣٠٦٤٧ﺩﻳﻨﺎﺭ 3 ﺟﻨــــﺪ ﺍﻻﺭﺩﻥ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ٤٠٤٦٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٠٢٠٦٢ﺩﻳﻨﺎﺭ 78 4 ﺟﻨــــﺪ ﺩﻣﺸﻖ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ١١٣٠٥٧ﺩﻳﻨﺎﺭ ٣١٥٣٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺟﻨــــﺪ ﲬﺺ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ١٠٠٠٤٦٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ١١٥١١٤ﺩﻳﻨﺎﺭ 7 8 ﺩﻟـــﻮﻙ ﻭﺭﻋﺒﺎﻥ]ﺭﻋﻴﺎﻥ[ ١٥٧٦٥ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﺜﻐـــﻮﺭ ﺍﻟﺸﺎﻣﻴّﻪ ﺳﻮﻯ ﺻﻠﺢ ﺍﲪﺪ ﺑﻦ ﺣﺴﲔ ﺍﻟﻜﺎﺗﺐ ٥٢٩٨٥ﺩﻳﻨﺎﺭ 10 11 ﲰﻴﺴـﺎﻁ ﻭﻣﻼﻃﻴﻪ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ١٤٥٠١ﺩﻳﻨﺎﺭ ٣٤١٢٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 79 5 ﺁﻣــــﺪ ﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﲨﻊ ﺍﻗﻄﺎﻉ ﻭﻛﺎﺳﻪ ﻭﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ٥٤٧٨ﺩﻳﻨﺎﺭ ٨٢٤٢٢ﺩﻳﻨﺎﺭ 6 ﺟﻨــــﺪ ﻗﻨﺼﺮﻳﻦ ﻭﺍﻟﻌﻮﺍﺻﻢ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ١٣٣٠٩٧ﺩﻳﻨﺎﺭ ٣٥٢٥٧٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 9 ﴰﺸـــﺎﻁ ﻭﺣﺼﻦ ﻣﻨﺼﻮﺭ ﻭﻛﻴﺴﻮﻡ ﺑﻌﺪ ﺍﳌﻮﺿﻮﻉ ﻣﺎﻝ ٥٣٩٧ﺩﻳﻨﺎﺭ ٦٥٣٣٢ﺩﻳﻨﺎﺭ 12 ﺍﺭﺯﻥ ﻭﻣﻴﺎ ﻓﺎﺭﻗــﲔ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ٥٦٧٥٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٨٢٤٢٢ﺩﻳﻨﺎﺭ 13 ﻣﻀﺮ ﺩﻳــــﺎﺭ ﻣﺎﻝ ٢٥٧٢٢٥ﺩﻳﻨﺎﺭ 14 ﺩﻳــــﺎﺭ ﺭﺑﻴﻌﻪ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ٢٢٧٢٧ﺩﻳﻨﺎﺭ 15 ﺍﳌﻮﺻـــﻞ ﻭﻣﲑﺩﻳﻦ ﻭ ﻬﺑﺬﺍﺭ ﻭﺍﻟﺮﺳﺘﻴﻖ ﺍﳉﺒﻠﻴّﺔ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﻣﺎﻝ ١٧٧٥٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٤٩٢٤٣٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 16ﻃـــﺮﻳﻖ ﺍﻟﻔﺮﺍﺕ ٩٦٥٨٤ﺩﻳﻨﺎﺭ 17ﻳﻜــــﻮﻥ ﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﻻﻋﻤﺎﻝ ﺍﳌﺴﻤّﺎﺓ ﻭﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﳋﺎﺻّﻪ ﻭﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﳌﻮﻗﻮﻓﻪ ﻭﻏﲑ ﺫﺍﻟﻚ 80 18 19 ﺍﻟﻀـــﻴﺎﻉ ﺍﳌﺴﺘﺤﺪﺛﺔ ﺑﻌﺪﺍﻟﺬﻯ ﺟﺮﻯ ﰱ ﺿﻤﺎﻥ ﻭﺍﺳﻂ ﺍﺳﻮﺓ ﺣﺎﻝ ﺍﳋﺎﺻّﺔ ٢٨٩٠٣٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻣﻮﺍﻟــــ ﺍﳋﺎﺻﺔ ﺳﻮﻯ ﻣﺎﻛﺎﻥ ﻓﻴﻬﺎ ﺑﻨﻮﺍﺣﻰ ﻭﺍﺳﻂ ﻓﺎﻧﻪ ﺍﺿﻴﻒ ﺍﱃ ﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﻟﻌﺎﻣﺔ ﻭﺧﻠﻂ ﻬﺑﺎ ﻭﺩﺧﻞ ﰱ ﲪﻮﳍﺎ ﻭﻧﻔﻘﺎﻬﺗﺎ ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ ﺍﻟﻌﱪ ١١٦١٢٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٨٥٤١١ﺩﻧﻴﺎﺭ ﺍﳌﻐﺮﺏ ﺍﳌﺸﺮﻕ ٧٢٦٦٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٠٤٧٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 21 22 ﻣﺎﻟـــــ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻌﺒّﺎﺳﻴﺔ ﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﻫﻮ ﺑﻨﻮﺍﺣﻰ ﻭﺍﺳﻂ ١٤٤٧٦٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ ﺍﻟﻌﱪ ١٤٢٤٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٤٧٣٢ﺩﻧﻴﺎﺭ ﺍﳌﻐﺮﺏ ﺍﳌﺸﺮﻕ ٣٠٧٦٢ﺩﻳﻨﺎﺭ ٧٥١١٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻣﺎﻟــــ ﺍﳌﻮﻗﻮﻑ ﺍﳌﺴﺎﺟﺪ ﻣﺎ ﻛﺎﻥ ﻓﻴﻬﺎ ﺑﻮﺍﺳﻂ ٤٥٧٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﳌﻐﺮﺏ ﺍﻟﺸﺮﻕ ١٢٧٦٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٢٨٦٩ﺩﻳﻨﺎﺭ 20 ﻫـﻴﺖ ﻭﺍﻋﻤﺎﳍﺎ ﺳﻮﻯ ﺿﻴﺎﻉ ﺍﻟﺴّﻜﺮ ١٨٧٧٨ ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ ﺍﻟﻌﱪ ٥٢٦٢ﺩﻳﻨﺎﺭ ٨٢٤٠ﺩﻧﻴﺎﺭ ﺍﳌﺸﺮﻕ ﻣﺎﺭﻳﺐ ]ﻣﻐﺮﺏ[ ٥٨٤٥٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٦٢٢٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 23 ﻣﺎﻟـــ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻔﺮﺍﺗﻴّﻪ ٦١٧١٢٦ ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ ﺍﻟﻌﱪ ١٧٠٣٢٦ﺩﻧﻴﺎﺭ ١٢٩٧٢٤ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﳌﺸﺮﻕ ﻓﺎﺭﺱ ٩٧٣٣٦ﺩﻳﻨﺎﺭ ٩٥٢٧٨ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﳌﻐﺮﺏ ١١٤٢٢٥ﺩﻳﻨﺎﺭ 81 24 ﻣﺎﻟــــ ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﳌﻔﺮﺩﺓ ﰱ ﺳﻨﺔ ﺛﻠﺚ ﻭﺛﻠﺜﻤﺎﻳﺔ ١٠٠٣١٨ﺩﻳﻨﺎﺭ 25 ﻣﺎﻟــــ ﺍﳊﺰﻥ ﻭﺍﳉﻬﺒﺬﺓ ﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﳚﻤﻌﻪ ﺍﻟﻌﻤّﺎﻝ ﻣﻊ ﺍﺻﻮﻝ ﺍﻻﻣﻮﺍﻝ ﻭﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﺳﻮّﻏﻪ ﻣﻮﻧﺲ ﺍﳋﺎﺩﻡ ﻣﻨﻬﺎ ﺑﻔﺎﺭﺱ ﻭﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﺩﺧﻞ ﻣﻨﻬﺎ ﰱ ﺿﻤﺎﻥ ﻭﺍﺳﻂ ٧٦٩٨٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 82 Transkripsiyon hali; Harf______________________________________________________ el-harâcü ve’zıya‘u’l-âmmeti bi’l-Mağrib ve ecnâdihî ba’de’lihtisâbâti’lleti vada‘ahe’l-ummâl min usûli’l-irtifâi kemâ hüve cârin fi’ladâti ve sivâ mukata‘atin ve semenin ma‘a ma fe-varaku ehlü cezîreti Kubrus alâ edâihi fi külli senetin ve’l-aûmali’l-mezkûreti ve’l-emvâli’lmüsemmât. Yekûn_______________________________ Ma yetealleku bi’l-Mağrib ve ecnûdih 4.746.492 dînar * Tafsîle 1 Mısır_____________ ve Iskenderiye ba‘de’lihtisâbâti’l-kadîme 290.773 Ve sivâ müsâdereti’lMâzerâiyyîn ve mâli’lmerâfıkı ve’t-ticareti’lvârideti ve esmâni’lganâim 1.080.000 dînar 4 Cündü____________ Dımaşk ba‘de’lihtisâbât Mal 113.057 315.300 dînar 2 Cündü____________ Filistin ba’de‘l-ihtisâbât Mal 80.750 230.647 dînar 3 Cündü_____ ‘l-Ürdün ba’de’lihtisâbat Mal 40.460 102.062 dînar 5 Cündü____________ Humus ba‘de’l-ihtisâbât Mal 1.000.460 115.114 dînar 7 Delük____________ ve Ra‘yân[Ra‘bân] 15.765 dînar 8 Es-Suguru_________ e-Şâmiyye sivâ sulhı Ahmed ibnü’l-Hüseyin el-katib 52.985 dînar 6 Cündü_____ Kınnesrin ve’l-Avâsım ba‘de’lihtisâbât Mal 133./97 352.570 dînar 9 Şamşât_____ ve Hısnü Mansur ve Kîsom ba‘de’l- 83 mevzû Mal 5.397 65.332 dînar 10 Sümeysât___________ _ ve Malatya ba‘de’lihtisâbat Mal 14.501 11 Amid________________ sivâ ma harcı fi aktâi ve Kâse ve ba‘de’l-ihtisâbât Mal 5.478 82.422 dînar 13 Diyaru___________ Mudar Mal 257.225 14 Dıyaru____________ Rebî‘a ba‘de’lihtisâbât Mal 22.797 304.093 dînar 12 Erzen ve Meyyâfarikî n ba‘de’lihtisâbât Mal 56.750 82.422 dînar 15 El-Musul________ Ve Mîrdîn ve Behzerâ ve’r-Resâtiku’lCebeliyye ba‘de’lihtisâbât Mal 17.750 492.430 dînar 16 Tarîku_________________ ’l-Furat 96.584 17 Yekûn_____________________ Emvalü’l-a’mâli’l-müsemmât ve emvâlü’l-hâssa ve’l-emvâlü’l-mevkûfe ve gayru zâlike 18 ez-Zıyâ‘u_________ ‘l-müstahdese ba‘de’llezî cerâ fi zımâni Vâsıt üsretü hâli’l-hâssa 289.036 dînar 84 19 Emvâlü___________ _ ‘l-hâssa sivâ mâ kâne fîhâ bi-nevâhi Vâsıt fe innehû ezîfü ilâ emvâli’l-âmme ve halata bihâ ve dehale fî havlihâ ve 20 Meyt_____________ ve a‘mâlühâ sivâ zıya‘ıs-sükker 18.778 dînar El-İber elAhvar 8.240 5.262 Mağrib Maşrık 58.450 nafakatiha el-İber 185.411 21 Mâlü___________‘zzıyâ‘ı’l-Abbâsiyye sivâ mâ hüve bi-nevîhi Vâsıt 144.760 dînar el-Iber el-Ahvaz 14.732 14.246 El-Maşrık el-Mağrib 30.672 75.116 el-Ahvâr 116.120 el-Maşrık el-Mağrib 72.666 104.700 22 Mâlü__________‘lmevkûfi’l-mesâcid sivâ mâ kâne minhâ bi-Vâsıt 4.570 dînar eş-Şark el-Mağrib 22.863 12.760 24 Mâlü___________________‘zzıya‘ı’l-müfredeti fi seneti selâsin ve selâse mie 100.318 dînar 62.200 23 Mâlü__________‘zzıyâ‘ı’l-Furâtiyye 617.126 dînar … el-Ahvar 170.326 9.724 Fâris 97.336 el-mağrib 114.225 el-Maşrık 95.278 25 Mâlü_______________________‘ l-hazn ve’l-cehbezeti sivâ mâ yecme‘uhü’l-ummâl ma‘a usûli’lemvâli ve sivâ mâ sevvegahû Mûnis el-Hâdim minhâ bi-Fâris ve sivâ mâ dahale minhâ fi zımâni Vasıt 76.980 dînar 85 Türkçe Görünüşü; Harf__________________________________________________________________________ Batıdaki âmme çiftlikleri ve vilâyetlerin harâcı ile ordugâhların vergileri (usûl ve özel kanunlar gereğince vâliler tarafından harâcdan düşülen vergilerden sonra mukata‘alar ve çeşitli ganîmet gelirleri ve Kıbrıs ahalisi ile her sene ada üzerinden alınması kararlaştırılan vergi bu hesâba dahil değildir) Bu bölgedeki vilâyetler ve vâridat aşağıdaki şekilde gösterilmiştir: Yekûn itibariyle Batı bölgesine ve ordugâhlarına ait vâridat 4.746.492 dînar Ayrıntılı açıklama 1 Mısır ve İskenderiye. Eski vergilerin düşülmesinden sonra 2 Filistin ordugâhı , vergilerden sonra 3 Ürdün ordugâhı ,vergilerden sonra Mal (nakid) 80.750 dînar Mal (nakid) 40.460 dînar 230.647 dînar 102.062 dinar 1.080.000 dînar 4 Dımaşk ordugâhı , vergilerden sonra. 5 Humus ordugâhı , vergilerden sonra. 6 Kınnesnin ve Avâsım ordugâhı, vergilerden sonra. Mal (nakid) 113.057 dinar Mal (nakid) 1.000.460 dinar Mal (nakid) 133.097 dinar 315.300 dînar 7 Deluk ve Ra‘bân [Ra‘yân] 115.114 dînar 8 Sugûr-ı Şam. Katip Ahmed bin Hüseyin’den sulh ile alınan paralar dahil değildir 352.570 dînar 9 Şamşat, Hısn-ı Mansur ve Kîsom, İskonto edilen paralardan sonra 52.985 dînar Mal (nakid) 5.397 dînar 290.773 dinar Mazerâilerin mallarına el konulmasından elde edilen gelir, pazarların hâsılatı , ticaret yolu ile meydana gelen idhâlat geliri, çeşitli ganîmet gelirleri 15.750 dinar 10 Sümeysat ve Malatya, vergilerden sonra. Mal (nakid) 14.501 dînar 34.120 dinar 11 Amid. Mukata‘a ve gelirlerinin dışında. Mal (nakid) 5.478 dinar 82.422 dînar vergi 12 Erzen ve Meyyafârikîn, vergilerden sonra. Mal (nakid) 56.750 dinar 82.422 dînar 86 13 Diyaru Mudar (Mudar Bölgesi) 14 Diyâru Rebî‘a .(Rebî‘a Bölgesi) , vergilerden sonra. Mal (nakid) 257.225 Mal (nakid) 22.897 15 Musul , Mardin ,Behzerâ ve Resâtiku’l-Cebeliyye vergilerden sonra. Mal (nakid) 17.750 304.093 dînar 492.430 dînar 16 Tarîku’l-Furat 96.584 dînar 17 Yekûn_____________ [4.659.341] Aşağıda zikr edilen vilâyetler ile Sultân'a ait mallara , vakıf mallara ve sâireye dâir gelirler 87 18 Vâsıt’ın iltizâmından sonra Sultan adına yeni alınan çiftliklerden elde edilen gelirler 19 Sultâna ait mallar. Vâsıt nahiyelerindeki Sultan’a ait mallar buraya dâhil değildir. Çünkü bunlar âmme mallarına ilâve edilerek onlara karıştırılmıştır. 289.036 dînar İber Ahvâr (Sahiller rüsumu) (Bataklıklar geliri) 185.411 dinar 116.120 dinar Doğu 72.666 dînar 21 Abbâsi hânedânına ait ait çiftlikler. Vâsıt nâhiyelerinde bulunan çiftlklerin dışında 88 Batı 58.450 dînar Doğu 62.200 dînar 22 Mescidlere ait vakıf mallar. Vâsıt’da bulunanların dışında 23 Fırat çiftlikleri 617.126 Doğu 22.869 dînar İber Ahvâr (Sahiller rüsumu) (Bataklıklar geliri) 170,326 dînar 129.724 dînar Batı 22.760 dînar İber Ahvâr (Sahiller rüsumu) (Bataklıklar geliri) 14.732 dînar 14.246 dînar Doğu Batı 30.672 dînar 75.116 dînar 100.318 dînar İber Ahvâr (Sahiller rüsûmu) (Bataklıklar geliri) 8.240 dînar 5.262 dînar Batı 104.700 dînar 144.760 dînar 24 Üçyüz üç (Milâdi 918-919) senesinin müteferrik çiftlikler vâridatı 20 Hît ve bağlı yerler , Şeker köyleri dahil değildir. Fâris 97.336 dînar Batı 114.225 dînar 25 Mahzenler ve sarrâfiye vâridatı Asıl mallar ile beraber vâlilerin topladıkları paralar ve Fâris bölgesinde Mûnis Hadim’in oradaki emlâki için vermeyi uygun gördüğü paralar ile Vâsıt iltizâmına dâhil olan gelirlerdir. 76.980 dînar Doğu 95.278 dînar Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi; / 100 KASA HESABI 100.01 Ordugah Gelirleri 100.01.01 Mısır ve İskenderiye 100.01.02 İthalat ve Ganimet 5.912.385 Dinar 3.283.829 Dinar 290.773 Dinar 1.080.000 Dinar 100.01.03 Filistin Ordugahı 80.750 Dinar 100.01.04 Ürdün Ordugahı 40.460 Dinar 100.01.05 Dımaşk Ordaugahı 100.01.06 Humus Ordugahı 113.057 Dinar 1.000.460 Dinar 100.01.07 Kınnesnin ve Avâsım Ordugahı 133.097 Dinar 100.01.08 Delûk ve Ra'yân 15.765 Dinar 100.01.09 Sugûr-ı Şam 52.985 Dinar 100.01.10 Şamsat, Hısn-ı Mansur ve Kisom 5.397 Dinar 100.01.11 Sümeysat ve Malatya 100.01.12 Amid 100.01.13 Erzen ve Meyyafârik 14.501 Dinar 5.478 Dinar 56.750 Dinar 100.01.14 Mudar Bölgesi 257.225 Dinar 100.01.15 Rebî'a Bölgesi 22.797 Dinar 100.01.16 Musul, Mardin Behzera 17.750 Dinar 100.01.17 Tarîku'-Fırat 96.584 Dinar 100.02 Sultana Ait Yeni Çiftlik Geliri 289.036 Dinar 100.03 Sultana Ait Mallar 478.898 Dinar 100.03.01 Sahil Rüsumu 185.412 Dinar 100.03.02 Bataklıklar Geliri 116.120 Dinar 100.03.03 Doğu 72.666 Dinar 100.03.04 Batı 104.700 Dinar 100.04 Hit ve Bağlı Yerler Geliri 100.04.01 Sahil Rüsumu 100.04.02 Bataklıklar Geliri 100.04.03 Doğu 100.04.04 Batı 100.05 Abbasi Hânedanına Ait Çiftlikler 100.05.01 Çiftlik Geliri 134.152 Dinar 8.240 Dinar 5.262 Dinar 62.200 Dinar 58.450 Dinar 279.526 Dinar 144.760 Dinar 89 100.05.01 Sahil Rüsumu 14.732 Dinar 100.05.02 Bataklıklar 14.246 Dinar 100.05.03 Doğu 30.672 Dinar 100.05.04 Batı 75.116 Dinar 100.06 Mescidlere Ait Vakıf Malları 45.629 Dinar 100.06.01 Doğu 22.869 Dinar 100.06.02 Batı 22.760 Dinar 100.07 Fırat Çiftlikleri 1.224.017 Dinar 100.07.01 Çiftlik Geliri 617.126 Dinar 100.07.02 Sahil Rüsumu 170.326 Dinar 100.07.03 Bataklıklar Geliri 129.726 Dinar 100.07.04 Fâris 97.336 Dinar 100.07.05 Doğu 95.278 Dinar 100.07.06 Batı 114.225 Dinar 100.08 Üçyüz Senesi Müteferrik Çiftlik Gel. 100.318 Dinar 100.09 Mahzenler ve Sarrâfiye Vâridatı 76.980 Dinar 153 TİCARİ MALLAR HESABI 2.174.512 Dinar 153.01 Vergi Karşılığı Mallar Hesabı 2.174.512 Dinar 153.01.01 Filistin Ordugahı 230.647 Dinar 153.01.02 Ürdün Ordaugahı 102.062 Dinar 153.01.03 Dımaşk Ordugahı 313.300 Dinar 153.01.04 Humus Ordugahı 115.114 Dinar 153.01.05 Kınnesnin ve Avâsım Ordugahı 352.570 Dinar 153.01.06 Şamsat, Hısn-ı Mansur ve Kisom 65.332 Dinar 153.01.07 Sümeysat ve Malatya 34.120 Dinar 153.01.08 Amid 82.422 Dinar 153.01.09 Erzen ve Meyyafârik 82.422 Dinar 153.01.10 Rebî'a Bölgesi 304.093 Dinar 153.01.11 Musul, Mardin ve Behzera 492.430 Dinar 602 DİĞER GELİRLER HESABI 602.01 Nakdi Gelirler 8.086.897 Dinar 5.912.385 Dinar 602.02 Malların Nakdi Karşılığı 2.174.512 Dinar Batıdaki âmme çiftlikleri ve vilayetlerin harâcı ile ordugâhların tahsil edilen vergi gelirleri. / 90 3. İLHANLILAR’DA MUHASEBE UYGULAMALARI 30. Genel Açıklama İlhanlılar devleti (1256-1353), İran’da yerleşmiş Moğol hanedanlığının kurduğu bir devlettir101. Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın ölümünden sonra ortaya çıkan dört devletten biridir. Cengiz Han’ın oğlu Mengü’nün “Büyük Han” olarak tahta çıkmasından sonra fetih için batıya gönderilen Hülagu Han tarafından kurulan, resmen Moğol Büyük Han’ına bağlı olan bir devlettir102. Hükümdarlar başlangıçta, doğu kökenli olduklarını ve Orta Asya’daki Moğol Büyük Han’ına bağlı olduklarını vurgulamak için “İlhan” sözcüğünü kullandılar. İslamiyeti kabul etmelerinden sonra, bu da XIII. asrın sonuna isabet eder, “Han” adını kullanmaya başladılar103. İlhanlılar Maveraünnehr’i içine almak üzere aşağı yukarı Sasani imparatorluğunun sınırları içerisinde kurulmuş olan bir iran devleti olarak da zikredilmektedir. Buna neden olarak da kültür açısından İranlılaşmaya maruz kalmaları gösterilmektedir. Hülagu, Hıristiyanları İlhanlı davası lehine kazanmak için Hıristiyan bir kadınla evlendi. Bu da Hıristiyan batıyla iyi münasebetler kurmasına vesile oldu. 101 Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi-I, 2. Baskı, İstanbul: Süryay Sürekli Yayınlar A.Ş., İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Yayını, Nisan 2000, s. 212. 102 Grolier International Americana Ansiklopedisi, İstanbul: Grolier Incorporated-Medya Holding A.Ş. Yayınları, Cilt 7, s. 343. 103 Güvemli, a.g.e., s. 212. 91 Daha sonra, Hülagu’nun yerine oğlu Abaka (1265-1282) geçti104. İlhanlı Hükümdarları Hülegü (1256-1265), Abaka (1265-1282), Ahmad Tegüder (12821284), Argun (1284-1291), Gaykhatu (1291-1295), Baydu (1295), Mahmud Gazan (1295-1304), Muhammed Khodabandeh (Olcayto) (1304-1316), Abu Sa'id Bahadır (1316-1335), Arpa Ke'ün (13351336)105 31. İlhanlılar’da Siyakat Yazı Sistemi İnsanlar bir arada yaşamaya ve zekâları da gelişmeye başladığında insanlar arası iletişim ihtiyacı da baş göstermiştir. Doğal olarak başlangıçta el, kol hareketleri ve garip sesler halinde bu ihtiyaç karşılanmaya çalışılmıştır. Sonralarında ise başlamıştır. Bu, yörelere dil göre dönemine dil (lisan) sözlü gelişmeye iletişim çağı denilmektedir. Tarih, insanların yaşlandıkça biriken bilgi, yetenek, masal ve hatta müzik bilgilerinin uçup gitmesini önlemek ve daha uzak kimseler ile iletişim kurabilmek için bazı işaretler kullanabildikleri dönemden başlatılmaktadır. Bu dönemin varabildiği günümüzden bilinmektedir. 6000-7000 Çeşitli bilgileri yıl öncesine kendilerinden Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir, 1997, s. 967. Wikipedia, The Free Encyclopedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Ilkhanate, e.t. 17. 04. 2007 104 105 92 sonraki nesillere aktarabilmek için taşa, balçığa, deriye veya tahtalara, papiruslara bazı resimler yapıldığı ve ilk yazı örneklerinin bunlar olarak kabul edildiği yine bilinen bir gerçektir106. Mısır’da ilk yazı şekli resimlerden geliştirilen “Hiyeroglif” yazısıdır. Bu yazı, anıtlara (ister sağa, ister sola doğru) yazılmaktadır. Fakat, pratik olmadığından deriye, papirusa yazılan bir tür yazı geliştirildi ki, buna da “Hiyeratik” yazı denilmektedir. Güney Arabistan’da ise “Himyeri” yazısı geliştirilmiş ve buradan bu yazı Hindistan’a geçmiştir. İlk yazının Mezopotamya’da Sümerler tarafından çivi yazısı olarak geliştirilmiş olduğu da bilinmektedir. Yine aynı bölgede bu yazıdan “Arami” yazısı (sonra adı Süryani olmuştur) geliştirilmiştir. Fenikeliler Hiyeratik yazıyı geliştirerek ABC’yi başlatmışlardır. İsrail halkı da bundan esinlenerek kendilerine özgü “İbrani” yazısını oluşturmuşlardır. Aynı dönemde Uzakdoğu’da ise Çin’de gelişen ve hece esaslı imgeler ile yazılan bir yazı türü geliştirilmiştir. Japon yazıları da buradan doğmuştur. Hindistan’daki Brehmen yazısının Güney Arabistan’ın Himyeri yazısından geliştiği anlaşılmaktadır. Batılılar ise genellikle Fenike kaynaklı yazılarının Mısır Hiyeroglif ve H. Sabahattin Payzın, Tarihte Dil, Yazı, Bilim ve Toplum, İzmir: Doğruluk Matbaacılık, 1992, s. 1. 106 93 gelişmişi olan Hiyeratik yazısından türetildiğini belirtmektedirler107. Konumuz açısından Siyakat yazısının tarihçesine bakmamız yararlı olacaktır. Siyakat, Maliye, Defterhane ve Vakıf dairelerinde kullanılmış resmi bir yazıdır. Siyakat Irak’ta Abbasiler zamanında kullanılmaya başlanmıştır. Anadolu’ya da Selçuklular zamanında geldiği bilinmektedir. Ancak buna rağmen İran yoluyla girdiği kabul görmektedir. Milâdi 910 yıllarında Amasyalı muntazam Taci-zade defterleri siyakata Cafer Çelebi, çeviren kuyudatı kişidir. Siyakat Selçuklularda da vardı, ancak onlar farklı bir tarzda uygulamışlardı. Osmanlılara da onlardan değişik şekilde intikal etmiştir. Ancak bu ıslah ve tadilde Hüsam ve Cafer Çelebilerin rolü olmuştur108. Asıl ismi Erkam-ı Divaniye olan siyakat rakamları siyakat yazısı ile beraber kullanıldığı için bu isimle anılmıştır. birlikte Daima Farsça kullanıla gelmiş ibareli olması muamele İran kayıtlarıyla taraflarından Anadolu’ya getirilmiş olduğuna işaret etmektedir. Malazgirt zaferi Anadolu’nun kesin şekilde istilasını ve Selçuklu Devleti’nin kurulmasını sağlamış olduğuna göre XI. yüzyılın Payzın, a.g.e., s. 2-3. Dündar Günday, Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Özellikleri ve Divan Rakamları, Ankara: TTK Kurumu Yayınları VII. Dizi, Sayı: 57a, 1989, s. 1. 107 108 94 sonları Divan rakamlarının Anadolu’ya giriş tarihi olarak kabul edilmektedir109. Siyakat, eski yazılardan birinin adıdır. Resmi ve özelliklede mali işlerde kullanılmıştır. Defterlerde ve tezkirelerde görülen kısalık, anlamada güçlük ve bilgi sahibi tarafından okunabilen özelliklere sahiptir. İnce, birbirine girift ve noktasız ve dik yazıldığı için az yer kaplar ve çabuk yazılır. Kolay okunabilen bir özelliği olduğu gibi, çok eski tabirleri içeren ve ancak uzmanları tarafından okunabilen özelliği de vardır. Uzun hatlarla yazılmış olanları bulunduğu gibi, kısa şekillerle yazılmış olanları da mevcuttur. Bir sıraya dizilmiş harflerin bazılarının sonları uzatılmış bir yazıdır. Siyakat alfabesinde nokta, hemen hemen yok gibidir. Yalnız; C ( ), P ( nokta vardır. Bazen N ( ) ve Ş ( ) yerine ( ) harflerinde ) nokta veya ( ) kullanılmıştır. Siyakatte noktalı harfler mevcuttur. Fakat umumiyetle noktalar terk edilmiş olup, okunuşu okuyanın bilgi ve becerisine ve Osmanlı kültürü üzerindeki bilgisine bağlıdır. Ancak hatırlatılmalıdır ki, şahısların kendilerine göre yaptıkları özellikler de vardır. Ayrıca her devrin farklı bir üslubu olduğuda bilinmektedir110. 109 110 Günday, a.g.e., s. 1. Günday, a.g.e., s. 2. 95 Siyakat, Arapça “siyâk” ve “siyâkat” sözleri “savk” kelimesinden türemiştir. Savk kelime manası ile, hayvanı gütme, ardından yürütme, ilerletme, takip etme, iterek sürme gibi anlamlara gelmektedir. Önceleri, muhasebede kullanılmak üzere çok kısaltılmış ve noktasız yazı şekli (stenografik yazı) için verilen siyakat ismi, zamanla, bilhassa rakamlar ve daha sonra da muhasebe manasını kazanmıştır. O kadar ki muhasebe kitaplarında isim olarak dahi kullanılmıştır: "Şems us-siyâk = Muhasebe Güneşi", "Bahru’s-Siyâk = Muhasebe Denizi", "Kitâbü’s-Siyâka= Muhasebe Kitabı" gibi111. Siyakatte önemli bir yeri de kullanılan sayılar oluşturmaktadır. Roma rakamlarında sıfır (0) sayısının olmaması kayıtların tutar hanelerinin çok yer kaplamasına ve anlaşılmasının güçleşmesine neden olmaktaydı. Oysa siyakatte sayılar hem az yer tutuyor, hem de tüm sayıların yazılması mümkün oluyordu. Aşağıda yer alan Tablo-1.’de Roma rakamlarının gösterimleri yer almaktadır112. 111 İsmail Otar, Muhasebede Siyakat Rakamları, İstanbul: Lebib Yalkın Yayımları ve Basım İşleri A.Ş., 1991, s. 13-14. 112 Otar, a.g.e., s.7. 96 Tablo-1. Roma Rakamları ve Örnek Gösterimleri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 I II III IV V VI VII VIII IX 10 19 20 40 50 60 90 100 400 X XIX XX XL L LX XC C CD 500 D 600 DC 1.000 M 4.000 MV 5.000 V 10.000 X 20.000 X X 100.000 C 1.000.000 M Zamanımızda bu rakamlar, yalnız abidevî ve tarihî eserlerde kullanılmaktadır. Bu harf-rakamlarla "99 = XCIX" ve "1990 = MCMXC" şeklinde yazılır. Risale-i Felekkiye’de kullanılan sayıların gösterimine geçmeden önce eski kültürlerin kullandıkları sayı görüntülerinden örnekler vererek görsellik katmanın yararlı olacağına inanmaktayız. Aşağıda yer alan Tablo-2.’de bazı eski kültürlerde sayıların gösterimi yer almaktadır113. 113 Otar, a.g.e., s. 9. 97 Tablo-2. Bazı Kültürlerde Sayıların Gösterimi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Yukarıdaki Tablo-2.’de birinci sırada yer alan sayı gösterimleri Mısır’da, ikinci sırada yer alan sayı gösterimleri Sümer’lerde, üçüncü sırada yer alan sayı gösterimleri Hitit’lerde, dördüncü sırada yer alan sayı gösterimleri Çin ve Japon’larda, beşinci sırada yer alan sayı gösterimleri ise Maya’larda kullanılmıştır. Risale-i Felekkiye (Kitabü’s Siyakat)’de ise sayıların gösterimi ise Tablo-3.’deki gibidir114. 114 98 Otar, a.g.e., s. 11. Tablo-3. Risale-i Felekkiye’de Sayıların Gösterimi 9 8 7 6 5 4 3 2 1 Sıfır ise hem bir halka (○) şeklinde hem de bir nokta (·) şeklinde gösterilerek kullanılmıştır. Aşağıda yer alan Tablo-4.’de Risale-i Felekkiye’de yer alan onlar, yüzler ve binler ile bazı örnek sayı gösterimleri mevcuttur115. Bu konuya daha sonra daha detaylı olarak değinileceğinden burada sadece bir tablo üzerinde gösterimine yer verilecektir. Tablo-4. Risale-i Felekkiye’de Örnek Gösterimler 115 Otar, a.g.e., s. 12. 99 Yukarıda yer alan Tablo-4 incelendiğinde de görüleceği üzere sıfır sayısı yerine hem halka (○) ve hem de nokta (·) kullanılmıştır. 32. İlhanlılar’da Muhasebe Defterlerinde Kurallar ve İşaretler Burada her biri kendi durumuna göre belli ve hususi surette isimlendirilmiş ve ileri gelen katiplerce koyulmuş olan defter kaide ve işaretlerinden bahsedilecektir. 1. Hesabın Başlığı (Sadrü’l-Hesab ve Ümmü’lHesab) Bu aslında o hesabın (maddenin) ne sebeple neyi ifade etmesinin düşünüldüğü bilinsin diye hesabın başına yazılır. Günümüzde de yevmiye maddelerindeki ve büyük defterdeki hesap isimleri aynı niteliktedir. 2. Tarih Zamanın tespitinden ibarettir. Hesabın (maddenin) başlığından sonra yazılır. O muhasebe kaydının ne vakit yazıldığı gerçeğini ortaya koyar. Günümüzde de yevmiye maddelerinde ve büyük defter hesaplarında tarih aynı amaçla kullanılmaktadır. 100 3. Kontrol İşareti (Caize) Bu işaret, meblağın doğruluğunun tespitinde kullanılır. Rakamlar karşılaştırıldığında doğru ise meblağın sonunun hemen üzerine ( = ﺧﻮﺐ hûb) çekilir. Eğer ikinci defa kontrol edilirse bu sefer (٢ iki) veya ( ﻮاﷲvallâhi) yazılır. Bugün bunların yerine (√) işareti kullanılıyor. 4. Terkin Doğru olmadığı anlaşılan ve kazınması istenmeyen defter kayıtlarında kullanılır. Bu hallerde ( )ﻳنişareti çekilir. Bu işaret Arapça ( ﺗرﻗﻳنterkîn) sözünün son iki harfinin noktasız olarak başka bir ifadeyle siyakatla yazılışıdır. Daha sonra yevmiye bahsinde de vurgulanacağı üzere defterlerde silinti ve kazıntının şüpheye yol açacağı ve bu sebeple kesinlikle bu yola gidilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Günümüzde de, resmi defterlerde silinti ve kazıntı yasaklanmıştır. 5. Toplama (Cem) ve Tamamlama (Tekmil) Muhasebede gelir ve giderlere ait tam ve kesirli bütün rakamların müfredatlı ve doğru gösterilmesi gerekmektedir. Sonra buna kontrol işareti (caize) koyulur. Defter sayfasının içinde yer alan bütün kesirler, birler, onlar ve benzerleri toplanır. Maddenin (haşr’ın) sonuna yazılır. İşte buna 101 toplama (cem’i) ve yazılıp bitirilmesi işine de tamamlama (tekmil) denir. 6. Toplamca (Te’riç) Muhasebe kayıtları yazıldıktan sonra toplam isteniyorsa, kâğıda ayrıntılı olarak yazılır. Örneğin; “200 adet, 156, 25, 35, 1000, 2000, 300, 46, 75, 360, 950, 144, 227, 594 7. Yaprak (Varak) Varak, tek kağıttan ibarettir. Her yüzü ikiye ayrılır. Bunlardan her birine bir “dıl” denir. Kayıtlara sağ dılı’dan başlanır. Eğer her iki dılı da ilgilendiren müfredat varsa sol dılın yarısına kadar yazılır. Açıklama sol dıla ait ise diğerine kıyasen yazılır. 8. Uzatma İşareti (Medd) Medd uzatma demektir. Kayıtlarda bazen kelimelerin uzatılması icap eder. Arap harflerinde, son harfin bünyesine göre uzatma çekilir. Örneğin; “Tebri______________________z, Sultaniy_____________e, Re____________y gibi. Günümüzde bunun yerine kelimenin veya yazının altı çizilmektedir. 102 9. Harf ve Def’a Harf, sözlükte bir şeyin bir bölümüdür. Nitekim, kelimenin bir bölümüne de harf denmektedir. Def’a bir kerelik tekrarı ifade eder. Maliye mensuplarının ıstılahında “bir evvelki yekundan” manasındadır. İleride, “minha=ondan” ve “min zalike=bundan” örneklerinde görülecektir. Eğer kayıt sırasında “minha” ve “min zalike” kullanılacak ve fakat bunlar uygun bir güzellikte çekilemeyecekse, o vakit, “harf” ve “def’a” çekilir. Harften sonra bir müfredat, döküm varsa o zaman def’a kullanılır. İleride örneklerde bu anlatılanlar ayrıca görülecektir. 10. Doldurma (Haşv) ve Ortaya Çıkarma-Belirtme (Bariz) “Haşv”ın sözlük manası doldurma, katma; “bariz”in ki de ortaya çıkarma, zahir olma, açıkta bırakma şeklindedir. Maliye mensupları teriminde (ıstılahında), “haşv”, bir yazıdan, tespit edilenden, anlatılandan ibarettir. Bunun kaydı sırasında, muhasip gerçek olandan ayrılmaz; kayıt bir bakışta anlaşılmalıdır; kaydın tespiti sırasında yazanın bir amacı ve her halde, kaydın da kastedilenle bir ilgisi vardır. “Haşv”ın yazılış yeri kağıdın dörtte bir kısmından herhangi bir yer değildir. Yazılışa, sağ tarafın yukarı başından başlanır ve satır bittiğinde kağıdın ortasını azıcık geçecek gibi bırakılır. Kağıdın ortasını aşmazsa, başka bir ifadeyle yazı sol tarafa taşmasa da kabul edilir. 103 “Bariz” gerçekte hangi tutar kastediliyorsa onun ifadesinden ibarettir. Yazılma yeri, sol dıl’ın yanındaki iki danktır. “Haşv” iki kısımdır. Yazı “haşv” kısmında kalırsa “haşv-ı mutlak”, “bâriz”e taşarsa “haşv-ı bariz” denir. Bazen “bâriz” (bariz rakamdan)’den bir şey düşmek, indirim etmek gerekir. Bu durumda “haşv” rakamına “mevzu=koyulan” denir ve “minhâ=ondan-düş” veya “ba‘de=sonra” sözleri yazılır. “Minhâ” yazılırsa “haşv”de “ondan sonra kalan=( ”)ﺑﺎﻗﻲ ﺑﻌدﻩbâkî ba’dehû lafzı ( ) ve “sona=( )ﺑﻌدﻩba‘de” sözü yazılmışsa “kalan=( )ﺑﺎﻗﻲbâkî” lafzı ( ) şekilleri ile gösterilir. “Bâriz” rakamı, tutarı, kendi yerinde kağıdın sol tarafında gösterilir. Müfredatı yazılır. Açılacak, anlatılacak, düşülecek kısmı olursa, birincide “ondan düş=( )ﻣﻧﻬﺎminhâ” ve ikincisinde “minhâ” yerine “sonra=( )ﺑﻌدba‘de” yazılır. Her gelir ve giderde, hesap başlığı “sadrü'l-hesâb” ve diğer hususlara riayet edilmek sureti ile ve tekrar olmamak şartı ile yukarıdaki kurallar kullanılır. 33. İlhanlılar’da Siyasi Yapı Hülagu Han’ın yerine geçen oğlu Abaka aslında bir Budist’ti. Devlete istikrar getirdi ve devletin asıl teşkilatçısı 104 oldu. Ayrıca Budist dininin yayılmasına ve Budist tapınakları yapılmasına yardımcı oldu. Onun ölümünün ardından Müslümanlığı kabul eden kardeşi Ahmed başa geçti. Sert bir muhalefetle karşılaşarak Abaka’nın oğlu ve kendisinin yeğeni Argun tarafından tahttan indirildi. Argun kendisini Budizme vermişti. Devletin mali gücü hakkında bir fikri olmadığı için Musevi dinine sadık kalan veziri Sa’duddevle’yi işlerinde serbest kıldı. Vezir Sa’d Al-Devle eyaletleri akrabalarına vererek halktan çok vergi talep etti. Halktan bu ağır vergilere karşı tepki geldi ve halk isyan etti. Argun’un 1291 yılında ölümünün ardından yerine Geyhatu geçti. Mali buhran yaşayan bir devlet teslim alan Geyhatu kağıt para bastırmak zorunda kaldı. Bu çok önemli bir felaketin işaretçisiydi. Zira bu yeni kağıt para sistemi ön Asya ticaretinin yıkılmasına sebebiyet verecekti. Her ne kadar geri adım atsada tahttan indirilmesine engel olamadı116. Yerine Han Baydu geçti. Budizm’e ilgi duyan Baydu han zamanında İktisadi hayat bozulmaya başlamıştı. Onun dönemi ön Asya’da Budizm’le İslamiyet arasında çok ciddi mücadelelerin olduğu bir dönemdir117. İktisadi hayatın bozulmasıyla doğru orantılı olarak eşkıyalık faaliyetleri de artmıştı. Posta teşkilatı, “yam”, bozulma sürecine girdi. Zirai hayat çöktü ve buna bağlı olarak topraklar ıssızlaştı. Enflasyon arttı. “umumi bir sukût” hasıl oldu. Bunu fırsat Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Esk. 1997, s. 967. Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı, İstanbul, 1970, s. 229. 116 117 105 bilen Memluklular ve altın ordu devletleri saldırıya geçtiler. Milâdi 1295 yılında yirmi dört yaşında Gazan Han başa geçti (1295-1304)118. İmparatorluktan tedavül eden sikkelerin üzerinden “kaanül azam” tabirini sildirerek “hanbalığ”daki hanlara bağlı olmadığını ortaya koymuştu119. Öncelikli görev olarak nizam ve asayişi sağlamayı seçti. Vezirleri Raşid al din Fazl Allah ve Ali Şah ile birlikte devlet idaresine, iktisada ve ticarete ve içtimai hayata dair büyük bir ıslahat çalışmasını başlattı. Sünni İslam mezhebini kabul etti120. Şiilere iyi davrandı121. Gazan hanın ölümünden önce devlet zirve noktaya ulaştı. 1304 yılında ölümünün ardından yerine kardeşi Olcaytu geçti. Olcaytu din ve mezhep değiştirmekle meşhur olmuştu. Şehzade iken Budist sonra Hıristiyan, Milâdi 1289’da Nasturi sonra da Müslüman olmuştur. Hanefi mezhebindeyken Milâdi 1307’de Şafiliğe, ardından Şiiliğe geçmiştir122. Olcaytu (Milâdi 1304-1316), nüfus itibariyle fazla olan Sünni Müslümanlara karşı korku ve yıldırma (tedhiş) tedbirleri de almıştı. 1316 da ölümünden sonra yerine İslam adı taşıyan ilk Moğol hükümdarı olan Ebu Said Bahadır Han (1316-1335) geçti. Ebu Said, Sünniliğe Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir, 1997, s. 967. Ahmet Hilmi, Ziya Nur, İslam Tarihi, Ötüken Yayınları, s. 499. 120 Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir, 1997, s. 967. 121Berthold Spuler, İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü, TTK, Ankara, 1957, s. 266. 122 Yılmaz Öztuna, “ilhanlılar” Türk Ansiklopedisi, C. XVI, MEB, Ankara, 1983, s. 78. 118 119 106 geçiş yaptı. Böyle olunca Sünni ve Şii çatışması bir iç karışıklığa dönüştü. 1335’te Kafkasya’da bir sefer sırasında öldü. Her ne kadar 1355 yılına kadar hanedanın bir çok prensleri “han” sıfatıyla tahta çıksalar da Moğol hanedanı fiili olarak sona etmişti123. İlhanlılar devleti bir asıra yakın bir süre egemenliğini sürdürmüş, kısa ömürlü bir devlettir. Ancak Osmanlı Devleti’ni muhasebe açısından etkilemiştir. Osmanlı Devleti Merdiven Yöntemi kayıt usulüne göre muhasebe iş ve işlemlerini takip etmeyi İlhanlı Devleti’nden almıştır. Bu sava ilişkin deliller çalışmanın ilerleyen bölümlerinde ortaya konulmaya çalışılacaktır. İlhanlılar devletinin Türk devletleri muhasebe tarihi açısından da ayrı bir önemi vardır. Dört temel devlet muhasebesi öğreti kitabı124 İlhanlılar döneminde yazılmıştır. Bu nedenle İlhanlılar devletinin incelenmesine yer verilmesi gerekli görülmektedir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde bu dört temel öğreti kitabının içeriğine yer verilecektir. İlhanlılar devletinin Türk devletlerine verdiği bir diğer katkı ise anılan dört temel muhasebe öğreti kitaplarında kullanılan yazı dili ile olmuştur. Anılan muhasebe öğreti kitaplarında “Siyakât” yazısı kullanılmıştır. Bu yazı tipi uzun yıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin hesap işlerinde ve Spuler, a.g.m., s. 967. Bu dört temel muhasebe öğreti kitapları, Saadetnâme, Kanunu Saadet, Camiül-Hesab ve Risale-i Felekkiye (Kitab-us Siyakât)’dır. 123 124 107 önemli mesajların kriptolanmasında (şifrelenmesi) kullanılmıştır. 34. İlhanlılar’da Devlet Teşkilatı İlhanlı devletinin idari mali askeri ve hukuki yapısı köken olarak Türkistan’da geliştirilen Türk devlet sistemine dayanmaktadır. Cengiz Han zamanında Moğollara hocalık ve müşavirlik yapan Uygur ve Harizm Türkleri söz konusu bu devlet sisteminin sağlamışlardır125. Divan-ı toplanırdı126. da benimsenmesini İlhanlılarda da Divan-ı Büzürg-i İlhani yada Divani İlhani Sahib-i Moğollarca vardı. Sahib-i Divan-ı Büzürg yada İlhani denilen Hükümdarla vezirin vezirin başkanlığında yetkileri görev ve sorumlulukları kesin çizgilerle ayrılmamıştı. Sahibi- Divan unvanını kullanan, ayrıca sivil idarenin de başı olan vezir mali işlerden de sorumluydu127. Divan şunlardan oluşurdu: 1. Naibi vezaret 2. Defterdarı Memalik (müstevfi-i memalik) 3. Müşrif-i Memalik 4. Nazır-ı Memalik 5. Uluğ bitikçi-i Memalik 125 Abdülkadir Yuvalı, “İhanlılar” İA, C. 22, TDVY, İstanbul, 2000, s. 104. 126 Taneri, a.g.m., s. 385. 127 Yuvalı, a.g.m., s. 104. 108 6. Münşi-i Divan-ı Büzürg isimli üyelerden müteşekkildi128. Naibi meseleleri vezaret vezirin özetleyerek vezire yardımcısıydı. sunardı. Divanda Görevleri divan defterlerini düstur, ruznamçe gibi defterleri ayrıca gelir ve giderleri inceler ve düşüncelerini vezire açıklardı129. Defterdar-ı emrine Memalik verilecektir- defterlerini inceler, -daha İlhanlı sonraları ülkelerinin vergilerle ilgili müstevfinin gelir ve başvuruları vergi gözden geçirirdi. Vergilerden gelen şikayetleri dinlemek, şikayet edilen eyaletin defterini divan üyelerine arz etmek görevleri arasındaydı. Defterhane bunun emrindeydi. Defterhane için gerekli malzeme ve müstahdem tahsis ederek defterhane otağı oluşturdu. malzemelerle yanında Bu otağ birlikte defter hükümdarın develerle işleriyle meşgul seyahatlerinde nakledilirdi. olan Bunların katipler vardı. Müstevfilerin siyakat yazısını bilmeleri zorunluydu. Divanın tuttukları defterler şu şekilde sıralanmaktadır130. 1. Defter-i cami 2. Defter-i mukarrer 3. Defter-i avarice 4. Defter-i harac-ı mukarrer-i divan 5. Defter-i kanun 6. Defter-i tevcihat 128 129 130 Taneri, a.g.m., s. 385. Taneri, a.g.m., s. 385. Taneri, a.g.m., s. 385. 109 7. Defter-i ruznamçe Bu yedi defter siyakat yazısıyla tutulurdu. Sahibi cem devlet hazinesinde parayı muhafaza edene denirdi. Müstevfiler, eyaletlerdeki geliri maiyetlerindeki Serşümar, Haneşümar, Bağşümar ve Kobçur denilen vergi memurları aracılığıyla toplamaktaydılar131. Vergi konusunda kesinlikle taviz vermemişlerdir. kuruluşlar İlhanlı Abdülkadir idaresi altındaki Yuvalı’nın deyişiyle siyasi adeta soyulmuşlardır132. Müşrif-i Memalik-i İlhanlılarda umumi müfettiştir diyebiliriz. Divana ait işlerin kontrolünü ve teftişini yapardı. Herhangi bir suistimala mahal vermemeye özen gösterirlerdi. Tayinlerde müşrif-i memalikin görüşü alınır ve ondan sonra tayin yapılırdı133. Nazır-ı Memalik, Divan-ı Büzürgün işlerini düzenlerlerdi. Emirlerin, tümen beylerin, inakların ve divan mensubu Bütün katiplerin divan evrak maaşlarını ve vermekle muamelatı yükümlüydü. bunun imzasıyla olurdu134. Uluğ Bitikçi-i Memalik, Divan-ı Kebir-i İlhan-i Kalemi’nin başında bulunur. Divandan çıkan emirleri ve kararları yazdırır. Divana ait mali işlerin takibi, divanın gelir ve masraf defterlerinin incelenerek kayıtlarının tutumu 131 132 133 134 Taneri, a.g.m., s. 385. Yuvalı, a.g.m., s. 104. Taneri, a.g.m., s. 385. Taneri, a.g.m., s. 385. 110 Uluğ Bitikçi-i Memalikin vazifesiydi. Yine eyaletlerde bulunan divanlardaki bitikçileri bu tayin ederdi135. Resmi yazıların üzerinde her zaman “sonsuz tanrının gücü ile” ibaresi bulunurdu. Ancak, İlhanlılar İslamiyeti kabul ettikten sonra belgelere besmele konulmuştur136. Divanı İlhani’den çıkan ferman ve emirler hangi devlete yada hangi bölgeye gönderilecekse o dilde yazılması gerekiyordu. Bu kanun böyleydi. Irak’a gönderilecekler Arapça, İran’a gönderilecekler Farsça, Anadolu’ya gönderilecekler Türkçe, Moğol’lara da Moğolca kaleme alınıyordu. Fakat divan yazılarının arkasına yazılan ve bir usul haline gelen yazı, belge Arapça ve Farsça yazılan vesikalarda bile Moğol harfleriyle yazılmıştır137. Bunları yazanlar „bitikçiler ve bahşılar“ idi. İlhanlı divanında çeşitli dilleri ve yazıları bilen farklı din ve mezheplerden bahşiyân ve bitikçiyân-ı divan denilen memurlar vardı. Çok güvenilir olmalıydılar. En iyileri İlhanlı hükümdarının maiyetinde bulunurdu138. İlhanlılar Devleti’nde hükümdarlara “Ka’an” denilmekteydi139. Devletin en önemli hükümdarı şüphesiz ki Taneri, a.g.m., s. 385. Yuvalı, a.g.m., s. 104. 137 Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı, İstanbul, 1970, s. 272. 138 Taneri, a.g.m., s. 385. 139 Bertold Spuler, İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü, 2. Baskı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987, s. 294-295. 135 136 111 Gazan Han140 adıyla bilinen Gazan Mahmud’dur (5 Kasım 1271-11 Mayıs 1304). Gazan Han ve onun hükümdarlık dönemine daha sonra detaylı olarak yer verilecektir. Biz burada genel olarak İlhanlılar Devleti’nin devlet teşkilatını tanıtmaya çalışacağız. Birinci Vezir: Na’ib adıyla anıldığı bilinmektedir. Hükümdarın vekilidir. Devletin en yüksek idari makamını bir sivilin işgal etmesi İlhanlılar Devleti’nin usulündendi. Birinci Vezir veya anılan adıyla Na’eb; memurları nasb141 ve tayin etmek, tayinlerini tasdik etmek ve daha çok mali işleri takip etmek gibi vazifeleri yürütürdü. Birinci vezir aynı zamanda maliye vekili sıfatını taşımaktadır. Birinci vezir ile mali işlerin yürütülmesinde görevli memurlar “Şahabe Divan” adını taşırlardı142. Devlet Daireleri: Kanunnamelerin tanzimi işi için bir Baş Kadı vardır ki aynı zamanda dairenin şefi konumundadır. Onun altında ise katipler ve memurlar vardı ki, veznedarlık yapmak, mücevherat, elbise, kürk v.b.’ne fiyat biçmek ve basımevlerine nezaret etmek gibi vazifelerle mükelleftiler. Daireler çalıştıkları dillere göre Moğol, İran, Uygur, Şimalî Çin, Tibet ve Tankut şubelerine ayrılmakta idi. Bu şubeler 140 Daha fazla bilgi için bkz. Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, Chicago: Encyclopaedia Britannica Inc., 1994, Cilt 13, s. 164. 141 Nasb: Bir göreve seçme ve atama. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca Türkçe Sözlük, 8. Baskı, İstanbul: İnkılâp Kitabevi, Ocak 1989, s. 652. 142 Spuler, a.g.e., s. 308. 112 için icabında müracaat edilmek üzere, muhtelif lügatler hazırlanmıştı. Döneme ait birçok vesika, başvurularda sabit resmi bir üslubun mevcut ve resmi evrakın bu üslup ile yazılmakta olduğunu göstermektedir143. Şekil -1. İlhanlılar Devleti’nde Kanunnamelerle İlgili Devlet Dairelerinin Örgüt Şeması. Baş Kadı Katip Moğol Şubesi Katip İran Şubesi Katip Uygur Şubesi Katip Çin Şubesi Katip Tibet Şubesi Memurlar Memurlar Memurlar Memurlar Memurlar Katip Tankut Şubesi Memurlar Yukarıda yer alan Şekil -1. incelendiğinde İlhanlılar devletinin nasıl bir devlet dairesi yapılanması içerisinde olduğu anlaşılacaktır. İlhanlılar devletinde resmi işlemlerde “Devlet Damga”ları kullanıldığını da görmekteyiz. Çeşitli renklerde olan devlet damgaları farklı işlerde kullanılmaktadır. Ancak devlet damgalarının şeklen aynı olduğu görülmektedir. Bu devlet damgaları uzunlama ve dört köşe bir yapıdadır. Mavi renk devlet damgası emin olunmayan durumlarda kesinlik olmaması üzerine kullanılan bir damga idi. Sıradan devlet işlerine vurulan damganın rengi ise kırmızı idi. Posta 143 Spuler, a.g.e., s. 315. 113 işlerinde yeşil renkli devlet damgası kullanılmakta idi. Kontrol edilen belgelerde ise siyah damga kullanılıyordu. Bunların dışında birde üzerinde Çince hakkedilmiş olan bir damga vardı ki bu damga yabancı hükümdarlara gönderilen resmi yazılarda kullanılmaktaydı144. Maliye Veziri: Devletin gelir ve masrafları genelde Birinci Vezir tarafından yönetilir ve idare edilirdi. Fakat çeşitli zamanlarda bu iki makam birbirinden ayrılmıştır. Devlet memurluğunu ve maliyeyi tedvir eden zatın yani Sahib-i Divan’ın görevleri şunlardı145: - Devletin ve maliyenin yönetimi, - Hazine gelirinin arttırılması, - Hazine-i hassanın beslenmesi, - Devlet umurunun (işlerinin) düzenlenmesi, - Postaların yönetimi, - Nafia146 işlerinin düzenlenmesi, - Para bastırılması, - Genelde hazinenin ihtiyacı ile ilgili her şeyin yaptırılması, 144 145 146 - Genel hesapların tutulması, - Vergi suistimallerini incelemek, Spuler, a.g.e.,s. 320. Spuler, a.g.e.,s. 322. Nafia: Bayındırlık, yapı işleri. 114 - Ordu seferlerinde, müsaderelerde aşırı gidilmesine ilişkin şikayetleri incelemek. 35. İlhanlılar’da İktisadi Yapı İlhanlılarda ticari hayat çok gelişmiştir. Buna paralel olarak Yakındoğu, Uzak Doğu ve Avrupa arasında haberleşme ve ulaşım kolaylaşmıştı. Daha öncesinde hiç olmayan iletişim yolları kurularak kapılar açılmıştır147. İtalyan tüccarlar Tebriz’de koloniler kurmuşlardır148. Cenevizlilerin yılında da ticaret Tebriz’de 1276 dan konsolosluğu bir Ceneviz itibaren Sivas’ta bulunuyordu. 1304 konsolosluğu daha açılmıştı. Moğolların muhtelif dinlere Hristiyanlara ve Yahudilere karşı tutum ve davranışı, hoşgörülü yaklaşımları Avrupa Moğol ticaret münasebetlerini artırmıştır. 1295 yılında Sicilya, Fransız, İngiliz bölgelerine gönderilen özel heyetlerin söz konusu bu ticaretin canlanmasında büyük etkisi vardı149. Adeta Avrupalılarla uzak doğulular arasında bir irtibat noktası olmayı başaran Tebriz zamanın en büyük şehirleri arasında yerini almıştır. Peki Anadolu ticaret yollarının üzerinde bulanan doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda yolların geçtiği bir köprü olmasına rağmen 147 Jean-Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, Kabalcı Yayınevi, Çev: Prof. Dr. Aykut Kazancıgil, Ayşe Bereket, ist. 2001, s. 268. 148 Yuvalı, a.g.m., s. 104. 149 Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti” Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. s. 17. 115 neden Tebriz diye bir soru akla gelebilir. Bu noktada ilhanlıların o dönemde Anadolu’da bu yolların gelirine el koyarak söz konusu faydalandırmadıkları bu dikkate „ticari canlılıktan“ alınmalıdır150. Moğolların ticaret yollarına gösterdiği özenin nedeni kendi ordusunu bir yerden bir yere mümkün olduğunca kısa bir sürede sevk edebilmek, emirleri ulaştırmak, yada istihbarat almaktır. Jean-Paul Roux’un ifadesiyle, Cengiz han döneminden itibaren fatihlerin en büyük kaygısının ticari ihtiyaçlara yanıt vermek olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu yollardan sadece asker geçmemişti. Diplomatından yöneticisine, tüccarına, seyyahına, misyonerine kadar çok çeşitli amaçlara sahip insanlar geçmişti. Mesafelerle ayrılan çok farklı düşünce ve tarzdaki medeniyetler ancak bu şekilde aralarındaki uzaklık farkını azaltmışlar, birbirleriyle diyaloga geçebilmişlerdir. İpek Yolu, en meşhurlarından birisidir. Hindistan ve güneydoğu Asya’da bulunan bahar yolu, ayrıca kuzeydeki kürk yolu bu medeniyetler arası iletişimi sağlayan yollardan diğerleridir. Tabiki Moğollardan öncede bu ticaret yollarının varlığını biliyoruz lakin gelişimleri, daha güvenli ve daha hızlı hale gelmelerinde Moğolların büyük payı vardır151. 150 151 Yuvalı, a.g.m., s. 104. Roux, a.g.e., s. 450. 116 36. İlhanlılar’da Mali Yapı İlhanlılar mali sistemlerini kendilerinden önceki devletlerden alsalar da daha düzenli bir hale sokmayı bilmişlerdir. Avrupa’da ticarette kullanılan bir tür çek İlhanlılarda görülmüştür152. Selçuklu topraklarından da bir şeyler alarak sahip güçlendirmişlerdir. oldukları “Mükemmel” sistemi bir daha teşkilat da vücuda getirmişlerdir. Moğol devleti genişleyerek Anadolu Selçuklu devletini de istila ettikten sonra orta Anadolu’da da ilhanlıların mali sistemleri tatbik edilmeye başlanmıştır. Anadolu Selçuklu devletinin mali sistemiyle Moğol istilasının ardından gelişen mali sistem karşılaştırıldığında temelde bir değişme olmadığını görmekteyiz. Fakat, maliye işlerinde bir kısım farklılıkların olduğu da gözden daha Moğol kaçmamaktadır153. Maliye bakımından İlhanlılar imparatorluğuna bağlı bir devlet iken büyük han Kubilay’ın maliye bakanı 1279 yılında ölümüne kadar makamında kalacak olan Buhara’lı bir Müslümandı. Dolayısıyla Moğol maliye teşkilatında islam tesirlerini görmek de mümkündür. Moğollar Çinde kağıt paranın kullanıldığını görmüşler ve bunu devam ettirerek genelleştirmişlerdir. Mali politikalarını kağıt para üzerine kurmuşlardır. 1294’te de Geyhatu’nun hükümdarlığı döneminde kağıt para İlhanlı 152 153 Taneri, a.g.m., s. 385. Uzunçarşılı, a.g.m., s. 67-93. 117 Devletinde kullanılmaya başlanmıştır. Kubilay hanın maliye bakanı durumunda bulunan Ahmet Fenaketi döneminde paranın değeri düşmüş enflasyonist bir ortam oluşmuş ve vergi günden güne ağırlaştırılmıştır. Bunun yanında Ahmet Fenaketi yolsuzluktan ve hırsızlıktan dolayı dışlandı. Yaşanan bu tecrübenin ardından kağıt para İran’a girince tüccarlar tarafından çok olumsuz karşılandı ve isyanlar baş gösterdi. Argun başa geçtiğinde (1284), Hülagü ve Abaka’nın politikasını sürdürdü. Yönetim mevkilerinin bir çoğunu Hristiyanlara maliye işlerini ise Yahudilere vermişti. Maliye bakanlığına Saad El-Devle isimli bir yahudiyi getirdi (1288). Gazan han döneminde ise Fadlallah Reşidüddin başvezir tayin edilmişti. Devletin merkezi idaresi ve maliyesi yeniden kurulmuştu. Yaptığı sıkı denetimlerle vergileri arttırmadan devlet gelirlerini %20 arttırmayı başarmıştı. Kırsal bölge halkına yönelerek onlar üzerinde yoğunlaştı. Onlara özel ilgi gösterdi. Şu da unutulmamalıdır ki gazan han başa geçtiğinde bağlı bulunduğu Moğol imparatorluğundan destek istememiş ve tam bağımsızlığını ilan etmiştir. Üç dilde Moğolca, Tibetçe ve Arapça paralar bastırmıştır. Bu paralar kağanın gücüne değil „Gök“ün gücüne atfedilmiştir. Ama Kubilay hana saygılarını sunmayı ihmal etmemiştir154. Ortadoğu’da kervan yolu şebekesi zaten vardı. Moğollara sadece akarsuların yaya olarak geçilemediği yerlerde köprülerin tamir edilerek kullanılabilir 154 Roux, a.g.e., s. 426. 118 hale getirilmesi kalmıştı. Tüccarlar kolaylık olsun diye devlet yetkilileri, elçiler vasıtasıyla ticari antlaşmalar bile yapıyordu. Kervanlar devlet korumasındaydı. Vergilendirme sistemi tüccarı teşvik ediciydi. Gümrük vergilerini indirerek bir nevi ticareti canlandırmayı hedefliyorlardı155. Sahib-i Divan’ın iaşesi çoktu. Maliye vezirinin yanında -bu makam teftişe tabi tutulduğu zamanlarda- bir devlet müfettişi (Moşref-ül Mamelik) bulunurdu. Maliyenin hususi Vergi Muhasipleri (Maliye Müşavirleri) vardı. İlhanlılar devletinde tutulan hesap defterleri ve nitelikleri şöyledir156; - Ruznâmçe (Günlük Defter): Bu deftere aylara göre şehirlerin kazançları yazılmakta idi. Divanda kararlaştırılan hükümler ve diğer resmi belgeler geliş sırasına göre kaydedilirdi. Saadetname’de Günlük Defterle ilgili aşağıdaki bilgilere yer verilmektedir. “Bu deftere, Daire Düzenleme Defteri de denilmektedir. Günlük Deftere, divan vergilerinin tüm ayrıntıları, harcamalar ve her türlü düzenlemeler günü gününe ay ve yıl bilgileri ile kayıt edilmektedir. Bu defterde toplamların yapılması mutad değildir ve silinti de yapılmaz. Bir tutarın yanlış olması durumunda iptal için işaret konur, terkin yapılır ve 155 156 Roux, a.g.e., s. 459. Spuler, a.g.e., s. 323-324. 119 bu arada ilgi nedeni bilgisi deftere yazılır. Ruznamçe defterlerinde kayıtlar gelir ve gider şeklindedir. - Defter-i Avârece (Büyük Defter): Vergi ile mükellef yerlerine göre düzenlenmiş listedir. - Defter-i Muferredan: Bölgeler, sancaklar, mirî arazi ve vergi veren eyaletlerin izlendiği defterdir. - Defter-i Asl: Reayanın senelik vergileri ve onların hayat şartları hakkında bilgi veren defterdir. - Muhasebe-i Hazine ve Koli Defter: Bütün hazinelerin top yekun hesabının yer aldığı defter. 360. İlhanlılar’da Mali Durum ve Devlet Bütçesi İlhanlı devleti baştan beri para bakımından vergi ödeyen halkın azlığı dolayısıyla oldukça zayıf bir temel üzerine kurulmuştu; bunun için memleket halkının tekrar çoğalması ve ziraata açılması hususunda ciddi gayretler sarf edildi. Ancak Milâdi 1282’den itibaren gittikçe çoğalan saltanat değişiklikleri ve her değişiklikte yaşanan cülus şenlikleri nedeniyle devletin bütçesi çok zora girmişti. Bir de aynı dönemde yaşanan hayvan vebası nedeniyle devlet bütçesi iflas etmiş olup kağıt para çıkarmak teşebbüsüne başvurulmuştur. 120 Gazan Han 1295’de tahta geçtiğinde israfların önünü kesmek için o zamana kadar adet olan bir usulü, yani memurların devlet kasasından gayri kanuni olarak para almalarını men etti. Ayrıca tüm para havalelerini kendi imzasına tabi kıldı. Gazan Han gelir ve giderleri senede iki defa inceledi. Müfettiş ve mabeyinciler* tayin etti. İlhanlılara ait maliye anlamındaki önemli belgelerin siyakât yazı tipi ile yazılmasına önderlik etti157. Gazan Han’ın İlhanlılar devletinin yönetimine yaptığı katkılar ayrı bir başlık altında daha detaylı olarak incelenecektir. 361. İlhanlılar’da Para İlhanlılarda kullanılan sikke türü Dinar’dı. Dinar’ın kıymeti çok değişikti. Altın olan Dinar ortalama bir hesap ile 4,25 gr. ile 7,00 gr. arasında idi. Gümüş Dirhem ise 2,46-2,59 gr. kadardı. Ayarın azaltılması keyfiyete tabi idi. Bu nedenle tacirler genelde % 20’ye kadar zarar ediyorlardı. Bu durum devletin para durumuna o kadar kötü tesir etmiştir ki Geyhatu döneminde Vezir Şahrüddin’in teşvikiyle İlhanlı Devleti kağıt para uygulamasına geçmek zorunda kalmıştır. Bu banknotların değeri üzerindeki yazıya göre ½ ile 10 Dinar arasında değişiyordu. Çince adı muhafaza edilerek * Osmanlı Devletinde padişahların dışarıyla olan ilişkilerine bakan, buyruklarını ilgililere bildiren, kimi kişilerin dileklerini kendisine ileten görevli. 157 Spuler, a.g.e., s. 325-326. 121 banknotlara “Çao” denilmişti158. Bu paranın kabulünden sonra Eylül/Ekim 1294’de herkes altın ve gümüşü teslim ile zorunlu tutuldu. Teslim etmeyenler ölüm cezasına çarptırıldı159. İlhanlı devletinin numunesinin dıştan iyi bir kağıt taklidi paraları olarak Çin yapıldı. Banknotun üzerinde Arapça bazı İslâm dini ahkâmı ibareler vardı. Banknot uzunlama bir banknottu. Bu paranın basımı için Diyarbakır, Rabia, Erak-ı Acem ve Erak-ı Arap, Musul, Azerbaycan, Kerman, Şiraz ve Horasan’da basımevleri kuruldu160. Ama iktisadi bir yıkılışa neden olan bu uygulama aradan 2 ay geçmemişti ki kaldırıldı. Sikke basımı için 200 darphaneden bahsedilmektedir161. 362. İlhanlılar’da Vergiler İlhanlılarda vergi memurları daima devletin görevlendirdiği kişiler olup merkezi veya mahalli hükümet tarafından gönderilir ve hükümet hesabına çalıştırılırdı. Bu alanda çalışan bütün memurların güvenilir olmaması İlhanlı devletinin başlıca noksanlıklarından birisini oluşturur. İrtikâb şaibesi vergi ile meşgul en yüksek makamlara da şâmil oluyordu162. 158 Gündegül Açıköney Parlar, “İlhanlılarda Sikke Formları” Türkler, C.8, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 922. 159 Parlar, a.g.m., s. 922; Spuler, a.g.e., s. 328-329. 160 Spuler, a.g.e.,s. 328-329. 161 Parlar, a.g.m., s. 922, 162 Spuler, a.g.e.,s. 340. 122 Vergi işlerinin idari taksimatı eyaletlerin siyasi eyalet taksimatına uyuyordu. Bölgelerin merkezlerinde bir vergi dairesi vardı. Bazı bölgelerde vergi geliri taksim ediliyor ve çeşitli mâli makamlara ve benzeri tesislere gidiyordu. Bazı valiler Kobçur (hayvan vergisi) bedelini on defa (hatta bir vali 23 defa) yükseltmişti163. İlhanlıların nüfuslarına tâbi ülkelerde paranın tahsili işi “Bitikçi” denilen bir takım katiplerin elinde idi. Bunlar askeri bir müfrezenin refakâtinde memleket memleket dolaşırlar, zoraki tedbirlerle halktan büyük miktarlarda para alırlardı ve bu paranın bir kısmını doğrudan kendi ceplerine koyarlardı. memleketlerde Vergi göründüklerini memurlarının haber alan komşu köylüler, fevkalâde işkenceye uğradıkları için derhal kaçarlardı. Hatta yerine göre tehlikeyi vaktinde haber almak için nöbet tutarlardı. O zaman çok defa vergi memurları geldikleri yerde hiçbir erkek bulamazlar ve bazen kadınları alıp götürürlerdi. Bu yerlerin bazılarının bomboş olduğu da görülürdü. Buna en güzel örnek Fars’da yaşanmıştır. Fars’da vergi toplanacağı bir dönem 12 memur ve 200 süvarilik bir vergi heyeti 6 ay boyunca memleketi dolaşmış, sonunda hepsi hepsi 1.500 Dinar toplayabilmişti. Bu 163 Spuler, a.g.e., s. 341. 123 yüzden tarlalar gereğinden az ekilir ve neticede ortada genel kıtlık olurdu164. 363. İlhanlılar’da Gazan Han Dönemi ve Islahatları Vergi toplanırken Örneğin şehir zaman halkından zaman baskılar sadece yapılıyordu. tamga165 almakla kalmıyorlar aynı zamanda kopçur166 da istiyorlardı. Bu nedenle halk zaman zaman şehri terk ediyordu. Gazan han döneminde (Milâdi 1295-1304) bu adaletsizliğe son verilmişti. Şehir halkından “Tamga” biraz fazla alınacak ve kopçurdan muaf tutulacaktı167. Gazan han 22 şubat 1304 tarihinde ilan ettiği fermanında, her köy ve kasabanın ne kadar vergi vereceğinin geniş halk kitlelerine duyurulması için gerekli önlemlerin alınmasını istemişti168. Fakat tamga ile beraber kopçur alınmaya devam edilince bu kez Ebu Said Bahadır Han döneminde (Milâdi 1316-1335) bir ferman yazılarak, halkın gözüne çarpacak yerlere, taş ve Spuler, a.g.e.,s. 342-343. Şehirlerden özellikle tüccarlardan alınan vergi, Abdülkadir Yuvalı; “İlhanlıların Anadolu Politikası, Ve Doğu Anadolu Şehirlerinin Vergi Potansiyeli” XI. Türk Tarih Kongresi (Ank 5-9 Eylül 1990) Kongreye Sunulan Bildiriler, C. II., TTK, Ank, 1994, s. 585. 166 Hayvan vergisi, Spuler, a.g.e.,s. 341. 167 Togan, a.g.m., s. 20. 168 Gazan Han’ın Fermanında “ağaç tahtaya taşa bakır veya üzerine oyma yaparak yazsınlar ve bunları köylerin yada camilerin kapılarına ve minarelere koysunlar yahut başka intiahap ettikleri here koysunlar; göçebeler ise muvafık buldukları yere direk üzerine koysunlar” denilmektedir. Gnş bilgi için bkz. W. Barthold, “İlhanlılarda Mali Vaziyet” Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. s. 135. 164 165 124 demir üzerine bu ferman kazıttırılarak astırılmıştır. Bölge ve dil farklılıkları da göz önüne alınarak Ermenice, Farsça ve Moğolca nüshalar yazılmıştır169. Ayrıca göçebe Türk ve Moğollara hitaben yazılan ve vergi meseleleriyle ilgili olan fermanlar Uygur harfleriyle mil taşlarına yazılıp yol boylarına dikilmekteydi170. Daha önceden de değinildiği üzere Gazan Han’ın hükümdar olduğu dönemde (Milâdi 1295-1304) İlhanlı Devlet hazinesi boşalmıştı. Oysa, hazineye vergi ödemesi gereken 1,55 milyon vergi yükümlüsü vardı171. Gazan Han’ın maliye alanındaki ıslahatlarını ana başlıklar halinde şu şekilde sıralayabiliriz172; - Vergileri %10 arttırdı. Bu şekilde bütçe açığının kapatılması ümit ediliyordu. - Kobçur (hayvan vergisi) bir kat arttırıldı. - Tamga ödeyecek olan şehirlilerinde Tamga Vergisi bir kat arttırıldı. - Gazan Han Kobçur vergisi üzerinde bir düzenleme daha yaparak indirilmesini bu emretti kez ve bu bu verginin vergi ile yarı ilgili yarıya tüm Togan; a.g.m., s. 20.; Ayrıca Ebu Said Bahadır Han’ın fermanının tam metni için bkz. W. Barthold, a.g.m., s. 137. 170 Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı, İstanbul, 1970, s. 272. 171 Güvemli, a.g.e., s. 218. 172 Spuler, a.g.e., s. 342-351. 169 125 suistimallerin mümkün olduğunca önlenmesine çalıştı. - Ödenmeyen vergilerin tahsili sağlandı. - Hububat vergisinin 21 Mart-11 Nisan ve 22 Eylül- 12 Ekim arasında iki defada veya birinci dönemde bir defada ödenmesine imkân tanıdı. - Gazan Han 1301’de resmen Şemsi (Güneş) hesapla bir vergi senesi hesaplatarak yürürlüğe koydu. - Çeşitli hububat cinsleri için sıcak ve soğuk bölgelere göre ayrı yöntemler konuldu. - Vergi mükelleflerinin hububatı kendi imkânlarıyla devletin depolarına götürüp teslim etmelerine yönelik bir usül getirdi. - Her köyde madeni veya taş bir parça bulunacak, ve o yıl verilecek vergi miktarı buraya yazılmış olacaktı (ilk vergi levhası uygulaması olarak kabul edilebilir). - Düzenli tarımın teşviki ve temini için emlâk (gayrimenkul) ve akar (menkul) mülkiyet şartlarının aydınlanması ve ölçüsüz toprak spekülasyonunun önlenmesi gerekiyordu. Bundan dolayı 25 Mart 1300’de bir kanunname ile 30 seneden beri sürekli olarak arazilerine sahip olan veya hassa ve vakıf arazisini inkâr edilemeyecek bir surette işlemiş olan 126 kimselerin mülkiyetleri gayri kabili rücu (dönülemez) olarak tasdik edilecek ve aleyhlerine açılacak her türlü dava reddedilecekti. - Bütün devlet arazisini kapsamak üzere buna birde kadastro ilave edildi. Kadastronun düzenlenmesi için devletin bütün sancak ve kazalarına katipler gönderildi; bunlar bütün mülkleri, hassa emlâk ile hayrat vakıfları tespit edecekler ve bir kadastro listesi (Defter-i Kanun) tespit edeceklerdi. Emlâk senedi ifası için en çok ½ Dinar alınacaktı. Haksız verilecek italar173 için veren kim olursa olsun Başkak (vergi memuru) veya Vali’de olsa ölüm cezasına çarptırılacak idi. - Şimdiye kadar teftiş için vilayetlere yalnız adliye memurları gönderildiği halde, artık her bir vilayet için bir Bitikçi, daimi bir baş müfettiş sıfatiyle gönderiliyordu. - Emlâk senetleri altın damgalı devlet mührünü taşımakta veya mal sahibinin ismi ile emlakın tam bir tarifini ihtiva etmekte idi. - Tohumluk hububat dağıtıldı. - Ziraat aleti verildi. 173 Verme, ödeme, bknz. “İta”, http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B 2EF05A79F75456518CA (17-04-2007). 127 - İş hayvanları sağlandı. - İşlenmemiş miri ve metruk (herkesin menfaatine terkedilmiş arazi) arazi çiftçi halka tahsis edildi. Bu tür arazilere tarh edilen vergilerin tanzimi bilhassa cazipti. Toprak ilk kullanıldığı sene vergiden muaf tutuluyor, ikinci senede maliyeye verilecek olağan verginin 1/3’ü ödeniyordu. Üçüncü senede toprağın verimlilik derecesine göre kademeli vergi tatbik ediliyordu. İyi mahsul veren toprak 3/4, orta mahsul veren toprak 2/3 ve kötü toprak da normal verginin 1/2’sini ödüyordu. Ancak dördüncü senede asıl miktarda vergi alınıyordu. Şayet metruk arazinin meşru sahibi arasında adil ortaya çıkarsa bir paylaşım o zaman yapılarak taraflar konu çözülecekti. Gazan Han Milâdi 1304 yılında öldü. Birçok ıslahat çalışması da bu anlamda kendinden sonraki hükümdarlar için referans oldu. Onun döneminde Tebriz şehri o zamanın en büyük ve uluslar arası ticaret merkezi olmuştur. Tarihçiler onun hakkında “Bizanstan vergi alan, Şamı fethederek burada ve Mısır’da kendi adına hutbe okutan en büyük İlhani hükümdar” demektedirler174. Ebu Said Bahadır Han döneminde kaleme alınmış vergi kitabesi Ankara kalesinin at pazarı yada saman 174 Togan, a.g.e., s. 229. 128 pazarına açılan giriş kapısının üzerindedir. 1330 yılına ait bu kitabede hayvan satım vergisi ve kanunsuz öşür alanlar, tesbit edilen nakdi ve ayni vergilerin dışında “bir kile bile olsa hububat” talep edenler uyarılarak “Allah’ın laneti ona rastlasın” denmektedir175. Yine Kırşehir’de Cacabey medresesindeki kitabe de bu vergi levhalarına çok güzel bir örnektir. Halkı zorlayan bazı vergiler kaldırılmıştır. Şahnagi, (Kırşehir şehir bölgesinde askerî kudrete sahip mahalli amir yada subaşıya verilen bir vergidir) tapkur, (yalnız ilhanlılarda mevcut olan yapı malzemesi vergisidir aile başına senede 2 gümüş dinar) matrah-ı sabun yani sabun vergisi (Kırşehir ortaçağda Haleb’den sabun ithal ediyordu. Ayrıca sabun imalathaneleri vardı. Walther Hinz’e göre bu vergi yerli sabun yerine ithal sabunları alanlara koyulmuştu) ve kûçe (sokak vergisi) gibi “bu fena yükler” tamamiyle kaldırılmıştır. Ayrıca kaldırılan diğer iki kanunsuz vergide keten ekme vergisi ve aşçı dükkanı vergisidir176. 37. İlhanlılar’da Muhasebe Öğreti Eserleri Osmanlılar, devletin mali düzeni açısından İlhanlılar ve Selçuklular’dan büyük ölçüde etkilenmişlerdir. Türk 175 Poul Wittek, “Ankara’da Bir İlhanî Kitabesi” Türk Hukuk İktisat Tarihi Mecmuası I, Yıl. 1931, s. 161-164. 176 Walter Hinz, “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri” Belleten C. XIII, S. 52, Yıl. 1949, TTK, Ankara, s. 771. 129 devletlerinin hepsinde mülkiyet ve vergi düzeninin birbirinin benzeri olması; bu etkileşimi kolaylaştırmıştır. Yine benzer nedenlerle, bu üç Türk devletinin, devlet muhasebesi düzenleri de birbirinin benzerleri durumundadır. Burada haklarında kısaca bilgi verilecek olan İlhanlılar dönemine ait olduğu bilinen muhasebe öğreti kitaplarının dördü de XIV. yüzyılda yazılmıştır. Şimdi bu eserler hakkında kısaca bilgiler verilecektir. a. Saadetname: İlhanlı Devleti hanlarından Gazan Han’ın veziri Sa’deddin Muhammed İbn Taceddin Ali Üs Saveci’nin emri ile oğlu Şerefeddin’e devlet muhasebesini öğretmek amacıyla 1309’da yazılmıştır. Ancak kitabın Milâdi 13361337 yıllarında tamamlandığı anlaşılmaktadır. Kitabın yazarının adı Felek Alayı Tebrizi’dir. Kitabı 1930 yılında Konya Yusufağa Kütüphanesi’nde Prof. Dr. A. Zeki Velidi TOGAN bulmuştur177. Bu eser 1979 yılında, Almanya Göttingen’de doktora tezi olarak yayınlanmıştır178. Kitap, Farsça yazılmıştır. Kitabın bir başka nüshası Ayasofya Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. 177 Ahmet Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, İstanbul: Yıl: 1931, Cilt: 1, Sayfa: 14-15. 178 Nabipour Mirkemal, Die Beiden Persischen Leittaden des Falak Alayı Tebrizi, Über des Statliche Rechnungwesen im 14. Jahrhundert, Göttingen, 1973. 130 b. Kanunu Saadet: Bu kitabında Felek Alayı Tebrizi tarafından yazıldığı bilinmekte, ama hangi tarihte yazıldığı hakkında yeterli Saadetname’nin bilgi bulunmamaktadır. sonunda, Kanunu Ne var Saadet’den ki, söz edilmektedir. Bu durumda, iki kitabın birlikte olarak Milâdi 1336-1337 yıllarında yaklaşılmaktadır. aslından el tamamlanmış Eldeki yazması ile nüsha olduğu Milâdi kopya sonucuna 1357 edilmiştir. yılında, Bu eser Saadetname’nin devamı niteliğinde bir kitaptır. c. Camiül Hesab: İmad Es Seravi tarafından Milâdi 1340 yılında yazıldığı tahmin edilmektedir. Kitabın İlhanlı Devleti hanlarından Süleyman Han (Milâdi 1339-1344) tarafından yazdırıldığı anlaşılmaktadır. Konya’da Yusufağa Kütüphanesi’nde bulunan eser iki cilt halindedir. Bu eserde Prof.Dr. A. Zeki Velidi TOGAN tarafından bulunmuştur. Kitabın başlangıç sayfası kayıp olduğundan eser adını içeriğinde yer alan Camiül Hesab örneğinden almaktadır. Eser Almanya’da doktora çalışması yapılmıştır. Dili Farsça olan eser siyakat yazısı ile yazılmıştır. İmâd es-serâvî’de eserinde önce siyakat rakamlarıyla ilgili bilgi vermişti. Siyakat rakamları ile birlikte kullanılan kemiyetlerin cinsini göstermeye yarayan tabirlerin sekiz tanesi bildirilmektedir. Muhasebe ile ilgili kaideler, işaretler ve usuller anlatılmıştır. Bilançodaki tekrarları önleyen “merdiven usulu”, zimmet matlup, aynı yada ayrı cinslerden 131 şeylerin muhasebe yazmaktadır defterinde nasıl gösterileceği 179. d. Risale-i Felekkiye (Kitab-us Siyakat): Milâdi 1363 yılında, Abdullah Püser Muhammed Bin Kiya-el Mezanderani tarafından yazılmıştır. Eserin dili Farsça ve Arapça olup siyakat yazısı ile yazılmıştır. Zamanın veziri olan Felek’in adına yazılmış olduğundan kitabın başlığında “Felek” adı bulunmaktadır. Eserin gerçek adı “Kitab-us Siyakat”tır. Ayasofya Kütüphanesi’nde, el yazma kopyası bulunmaktadır. Kitabın aslının Tahran’da Kütüphane-i Meclis’de bulunduğu ileri sürülmektedir. Risale-i Felekkiye dört temel muhasebe öğreti kitabının en gelişmişi ve en ünlüsüdür. 38. İlhanlılar’da Muhasebe Kayıtları Bu bölümde İlhanlılar dönemine ait bulunan muhasebe kayıt örneklerine yer verilmiştir. Muhasebe kayıtları belli bir sıra dahilinde yerleştirilecektir. Öncelikle sözkonusu kaydın siyakat harflari ile yazılışına, ardından arap harfleri ile yazılışına, üçüncü olarak kaydın transkripsiyonuna ve dördüncü ve son olarak da Türkçe ifadesine yer verilecektir. Nejat Göyünç, “İmâd Es-Serâvî ve Eseri” Tarih Dergisi, Cilt XV, Mart 1965, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi, s. 73-86. 179 132 380. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-1 Bu örnek İlhanlı Devleti’nin bütçe gelirlerinin gösterildiği bir muhasebe kaydını içermektedir. 133 Siyakat yazısı ile görünüşü; 134 ;Arap harfleri ile görünüşü 1ﺍﳌﻄﻠــــــــــــــﻖ ﻋﻠﻰ ﻣﺘﻮﺟﻬﺎﺕ ﺍﺣﻮﺍﻝ ﺩﺍﺭﺍﳋﻼﻓﻪﺀ ﺑﻐﺪﺍﺩ ﺑﻮﺟﻪ ﲦﻦ ﺍﻻﻏﻨﺎﻡ ١٠٠٠ﺭﺋﺲ - 2ﺣﺮﻓـــــــــــــــ ﺑﺎﺳﻢ ﺍﻻﻣﺮﺍﺀ ﺍﻟﺸﻬﺮ ٧٠٠ﺭﺋﺲ ﺍﻻﻣﲑ ﺍﻻﻣﲑ ﻗﻮﺗﻠﻮ ﺧﻮﺍﺟﻪ ﻋﻠﻰ ٢٠٠ﺭﺋﺲ ٣٠٠ﺭﺋﺲ - 3ﺣﺮﻓـــــــــــــــ ﺑﺎﺳﻢ ﺍﻟﻨّﻮﻛﺮﻳﻪ ﻭﺍﳉﻤﺎﻋﻪ ٣٠٠ﺭﺋﺲ ﺍﻟﻨّﻮﻛﺮﻳﻪ ٢٥٠ﺭﺋﺴًﺎ 135 ﺍﳉﻤﺎﻋﻪ ٥٠ﺭﺋﺴًﺎ ﺍﻻﻣﲑ ﻋﻼﺀ ﺍﻟﺪﻳﻦ ٢٠٠ﺭﺋﺲ Transkripsiyon hali; 1. el-Mutla____________k Alâ müteveccihâti emvâli Dâru’l-hilâfe-i Bağdad, bi-vechi semeni’l-ağnam 1000 re’s 2. Harf____________ Bi-ismi’l-ümerâi’ş-şerh 700 re’s el-Emîn Ali 300 re’s el-Emîn Kutlu Hoca 200 re’s el-Emîn Alâeddin 200 re’s 3. Harf____________ Bi-ismi’n-nökeriye ve’l-cemâ‘a en-Nökeriye 250 re’sen 136 el-Cemâ‘a 50 re’sen Türkçe görünüşü; Bütçe (elmut____________________________________________lak) Hilâfet merkezi Bağdat’ın vergi gelirlerinden Koyun bedeli olarak 1.000 baş Döküm___________________________________________ Şehrin emirleri adına 700 baş Emir Ali______Emir Kutlug Hoca_____Emir Alâeddin____ 300 baş 200 baş 200 baş Döküm___________________________________________ Nökerlik ve personel adına 300 baş Nökerlik_______________ Personel____________________ 250 baş 50 baş Ahmet Husrev Mevlâna İmadeddin Muhafız 125 baş Avcıbaş 125 baş Müneccim 25 baş Beheri 4 dinardan yekûn Minhâ sair nakit tahsilatı Mevlâna Muhlisuddin 25 baş 4.000 dinar 2.500 dinar Sonraki Bakiye 1.500 dinar Bezzaz eşrafı damga vergisi__ At Pazarı___ Hıristiyan Cizyesi_____ 500 dinar 500 dinar 500 dinar 137 Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi; / 181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI 181.01 Vergi Gelirleri 1.500 Dinar 181.01.01 Manifatura Eşrafı Vergisi 500 Dinar 181.01.02 At Pazarı Vergisi 500 Dinar 181.01.03 Hıristiyan Cizyesi 500 Dinar 181.02 Diğer Gelirler 181.02.01 Şehir Emirlerinden 1.750 Dinar 181.02.01.01 Emir Ali 750 Dinar 181.02.01.02 Emir Kutluğ Hoca 500 Dinar 181.02.01.03 Emir Alâeddin 500 Dinar 181.02.02 Hizmetli ve Personelden 750 Dinar 181.02.02.01 Hizmetliler 625 Dinar 181.02.02.01.01 Ahmet Muhafız 312,50 Dinar 181.02.02.01.02 Hüsrev Avcıbaşı 312,50 Dinar 181.02.02.02 Personel 125 Dinar 181.02.02.02.01 Mevlana İmadeddin 62,50 Dinar 181.02.02.02.02 Mevlana Muhlishuddin 62,50 Dinar 602 DİĞER GELİRLER HESABI 602.01 Vergi Geliri Borçları 1.500 Dinar 602.01.01 Manifatura Eşrafı Vergisi 500 Dinar 602.01.02 At Pazarı Vergisi 500 Dinar 602.01.03 Hıristiyan Cizyesi 500 Dinar 602.02 Diğer Gelirler 2.500 Dinar 602.02.01 Şehir Emirlerinden 1.750 Dinar 602.02.02 Hizmetli ve Personelden 750 Dinar Bir Baş Koyun 2,5 Dinardan 1.000 Baş Koyun 2.500 Dinar / 4.000 Dinar 4.000 Dinar / 100 KASA HESABI 2.500 Dinar 181.02 Diğer Gelirler 181.02.01 Şehir Emirlerinden 1.750 Dinar 181.02.01.01 Emir Ali 750 Dinar 181.02.01.02 Emir Kutluğ Hoca 500 Dinar 181.02.01.03 Emir Alâeddin 500 Dinar 181.02.02 Hizmetli ve Personelden 750 Dinar 181.02.02.01 Hizmetliler 625 Dinar 181.02.02.01.01 Ahmet Muhafız 312,50 Dinar 181.02.02.01.02 Hüsrev Avcıbaşı 312,50 Dinar 181.02.02.02 Personel 125 Dinar 181.02.02.02.01 Mevlana İmadeddin 62,50 Dinar 181.02.02.02.02 Mevlana Muhlishuddin 62,50 Dinar 138 2.500 Dinar 381. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-2 Bu örnek İlhanlı Devleti’nde yapılan harcamalara ilişkin bir örnektir. Siyakat yazısı ile görünüşü; 139 ;Arap harfleri ile görünüşü -1ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗــــــــــــــــــ ﻣﻦ ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺕ ﻭﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺕ ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ ﻭﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻒ ﻭﺍﻟﻌﻤﺎﺭﺍﺕ ﺍﻟﻌﲔ ﺍﻟﺮﺍﺑﺢ ٢٠٠٠٠ ١٨٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٤ -2ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ ﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺕ ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ ﻭﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻒ ١٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -3ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ ﻭﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺕ ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -4ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ ٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ اﻟﻌﻴﻦ اﻟﺮاﻳﺞ 180 140 5ﺍﺠﻤﻟﻤﻠـــــــــــــــــــ ٢٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -6ﺍﳌﻘﺼــــــــــــــــــﺪ ٣٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ – aﺧﻮﺍﺟــﻪ ﻋﻠﯽ ﺟﻴﭽﯽ ٢٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -7ﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺗـــــــــــــ ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ ٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ – aﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺗـــــــــ ﺑﺮﺳﻢ ﺍﻟﻄﻠﺒﻪ ٢٥٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -8ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻔــــــــــــ ﺑﺮﺳﻢ ﺍﺻﺤﺎﺏ ٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -9ﺍﻟﻌﻤﺎﺭﺍﺗـــــــ ٤ ـــــ ﺑﺮﺳﻢ ﺍﻟﺒﻴﻮﺕ ﺍﻟﺴﻌﻴﺪ 141 - bﺧﻮﺍﺟــﻪ ﻋﺰﻳﺰ ﺟﻨﺎﺣﻰ ٢٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ – bﺍﳌﻮﺍﺟﺒــــــــ ﺑﺮﺳﻢ ﺍﳋﻮﺍﺷﻰ ٢٥٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ Transkripsiyon hali; 1. el-İhrâcat____________________ Mine’l-mersûmât ve’l-idrârât ve’l-mevâcib ve’l-vezâif ve’l-imârât el-aynü’r-râbih 20.000 dinar 2. el-Mersûmât____________________ el-İdrârât ve’l-mevâcib ve’l-vezâif 15.000 dinar 3. el-Mersûmât____________________ ve’l-idrârât ve’l-mevâcib 10.000 dinar 4. el-Mersûmât____________________ 5.000 dinar 5. el-Mücmel____________________ 2.000 dinar 6. el-Maksad____________________ 3.000 dinar a- Hoca____________ Ali Cîçi 2.000 dinar 142 b- Hoca_____________ Azîz Cenâhı 2.000 dinar 7. el-İdrârât_____________________ ve’l-mevâcib 5.000 dinar a. el-İdrârât_______ bi-resmi’t-talebe 2.500 dinar b. el-Mevâcib________ bi-resmi’l-havâşi 2.500 dinar 8- el-Vezâif__________________ bi-resmi ashâb 5.000 dinar 9. el-İmârât___________________ bi-resmü’l-büyûti’s-sa‘îd 143 Türkçe görüntüsü ise aşağıdaki gibidir; İhracat____________________________________________________ Mersumat, idrarat, mevacib, vezaif ve nafia işleri Sağ para (gümüş dinar) 20.000 dinar Minhâ: Mersumat, idrarat, mevacib, vezaif______________________________ 15.000 dinar Bundan: Mersumat, idrarat, mevacib___________________________________ 10.000 dinar İkinci minhâ: Mersumat_________________________________________________ 5.000 dinar İkinci Min Zalike (Bundan): El-mücmel__________________________________________________ 2.000 dinar İkinci Min Zalike kısmı: El-maksad__________________________________________________ 3.000 dinar Bundan (Min Zalike): Bundan (Min Zalike): Hoca Ali Cübbeci__________ Hoca Aziz Cübbeci_________________ 1.500 dinar 1.500 dinar İkinci Minhâ Kısmı: İdrarat ve mevacib___________________________________________ 5.000 dinar İkinci minhâ: İkinci minhâ: İdrarat______________________ Mevacib___________________ Talebe Bursaları için 2.500 dinar Havaşi için 2.500 dinar Min zalike kısmı: Vezaif________________________________________________________ Eshab için 5.000 dinar Minhâ Kısmı: Hayrat İşleri__________________________________________________ Hanedan evleri için 5.000 dinar 144 Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi; / 181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI 181.01 İhracat Gelirleri 181.01.01 Mersumat 5.000 Dinar 181.01.01.01 El-Mücmel 2.000 Dinar 181.01.01.02 El-Maksad 3.000 Dinar 181.01.01.02.01 Hoca Ali Cübbeci 1.500 Dinar 181.01.01.02.02 Hoca Aziz Cübbeci 1.500 Dinar 181.01.02 İdrarat ve Mevacib 5.000 Dinar 181.01.02.01 İdrarat (Talebe Bursu) 2.500 Dinar 181.01.02.02 Mevacib (Havaşi) 2.500 Dinar 181.01.03 Vezaif (Eshab) 5.000 Dinar 181.01.04 Nafia 5.000 Dinar 602 DİĞER GELİRLER HESABI 602.01 Mersumat 602.02 İdrarat ve Mevacib 602.03 Vezaif 602.04 Nafia İhracat işlemlerine ilişkin gelirin tahakkuk kaydı. / 20.000 Dinar 20.000 Dinar 20.000 Dinar 5.000 Dinar 5.000 Dinar 5.000 Dinar 5.000 Dinar / 100 KASA HESABI 181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI 181.01 İhracat Gelirleri 181.01.01 Mersumat 181.01.01.01 El-Mücmel 181.01.01.02 El-Maksad 181.01.01.02.01 Hoca Ali Cübbeci 181.01.01.02.02 Hoca Aziz Cübbeci 181.01.02 İdrarat ve Mevacib 181.01.02.01 İdrarat (Talebe Bursu) 181.01.02.02 Mevacib (Havaşi) 181.01.03 Vezaif (Eshab) 181.01.04 Nafia İhracat gelirlerinin tahsil edilmesine ilişkin kayıt. 20.000 Dinar 20.000 Dinar 5.000 Dinar 2.000 Dinar 3.000 Dinar 1.500 Dinar 1.500 Dinar 5.000 Dinar 2.500 Dinar 2.500 Dinar 5.000 Dinar 5.000 Dinar 145 382. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-3 İlhanlı Devleti’nin gelir ve giderlerinin birlikte gösterildiği gerçekten kapsamlı ve genel bir örnektir. Siyakat yazısı ile gösterimi; 146 147 148 149 150 151 152 ;Arapça görünüşü aşağıdaki gibidir )(37a - 1ﺑﺴﻢ ﺍﷲ ﻋ ّﺰ ﻭ ﺟ ﹼﻞ - 2ﻣﺒــــــــــــــــﻠﻎ ﻣﺎﺻﺎﺭﰱ ﻋﻬﺪﺓ ﺍﳋﻮﺍﺟﻪ ﻧﺼﺮﺍﻟﺪﻳﻦ ﺍﻟﺘﱪﻳﺰﻯ ﻋﻦ ﺿﻤﺎﻥ ﻭ ﻣﻘﺎﻃﻌﻪﺀ ﺗﱪﻳﺰ ﲟﻮﺟﺐ ﺍﳊﺠﺔ ﺍﳉﺪﻳﺪﻩ ﻋﻨﻪ ﺍﺑﺘﺪﺍﺋﻬﺎ ﻏﺮﻩﺀ ﳏﺮﻡ ﺍﳌﻜﺮﻡ ﺑﻘﺮﺍﺭﺍﺕ ﳚﺮﻯ ﻓﻴﺤﺎﺳﺐ ﻣﻨﻪ ﺍﻵﻓﺎﺕ ﺍﻟﺴﻤﺎﻭﻳﻪ ﻭﻋﺒﻮﺭ ﺍﻟﻌﺴﺎﻛﺮ ﻭﻗﻄﻊ ﺍﻟﻄﺮﻕ ﻋﻦ ﺍﻟﻘﻮﺍﻓﻞ ﺑﺸﻬﺎﺩﺓ ﺍﺻﺤﺎﺏ ﺍﳋﲑﺍﺓ ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﺑﺎﻻﻣﺮ ﺍﻟﻌﺎﱃ –ﺍﻋﻠﻰ ﺍﷲ ﺗﻌﺎﱃ ﻭﻧﻔﺎﺫﻩ -ﰱ ﻏﺮﻩﺀ ﺷﻬﺮ ﺻﻔﺮ ﻋﺎﻡ ﺍﺣﺪﻯ ﻭ ﺍﺭﺑﻌﲔ ﻭﺳﺒﻌﻤﺎﺋﺔ ﻭﺍﺟﺐ ﺍﻟﺴﻨﺔ ﺍﻟﻜﺎﻣﻠﻪ - 3ﰱ ﺍﻟﺒﻠـــــــــــــﺪﻩ ﻭﺍﻟﻮﻻﻳﺎﺕ ﺍﻟﻌﲔ ﺍﻟﺮﺍﻳﺞ ٣٢٨٨٠٠٠ ١٨١ﺩﻳﻨﺎﺭ اﻟﻌﻴﻦ اﻟﺮّاﺑﺢ 153 181 )(37b ﺍﻟﺒﻠـــــــــﺪ ٢٨٨١٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺍﻟﻮﻻﻳﺎﺗـــــ ٤٠٧٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ - 4ﺍﻟﺒﻠـــــــــــــﺪﻩ ٢٨٨١٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ - 5ﻋﻦ ﺍﻟﺘﻤﻐﺎ ﻭﺍﺗـــــــــ ٢٢٧٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –aﲤﻐـــﺎﺀ ﺍﻟﻜﺒﲑ ٢٠٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -bﲤﻐـــﺎﺀ ﺍﻻﺑﺮﻳﺸﻢ ٣٠٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –cﻗﭙـــﺎﻥ ٢٥٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -dﺧﻄﲑۀ ﻛﺴﻔﻨﺪ ٢٥٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –eﻧﺪﻳﻔــﻪ ١٠٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -fﳓﺎﺳﻴّﻪ ١٠٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –gﺳﻮﻕ ﺍﻟﺪﻭﺍﺏ ١٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -hﺻﺒﺎﻏﻴــّﻪ ١٥٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –ıﺟﻮﻫﺮﻳﻪ ٢٥٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -iﺳﻼﺧﻴــﻪ ١٠٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –jﺳﻮﻕ ﺍﳊﻤﻴﻞ ٥٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -kﭼﺎﺭﭼﻴــﻪ ١٣٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 154 –lﺳﻮﻕ ﺍﻟﭽﺮﺏ ٤٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ - 6ﻣﻦ ﺍﳉﻬﺎﺗـــــــــــــ 155 -mﻋﻼﻗﻴــﻪ ٠٠٠٠٣ﺩﻳﻨﺎﺭ –nﻃﺒﺎﺣﻴﻪ ٤٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -oﲪﺎﺭﻳـﻪ ﻭﺑﻴﺖ ﺍﻟﻠﻄﻒ ١٦٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ )(38a –aﺍﻻﻳﺮﻳﺸﻤﻴـﻪ ٥٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -bﺍﳊﺪﺍﺩﻳـﻪ ٣٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -cﺍﳊﻴﺎﻃﻴـﻪ ١٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -dﺍﻟﻨﻌﺎﻟﻴـﻪ ٤٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –eﺍﻟﺼﺒﺎﻏﻴـﻪ ٥٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -fﺍﳋﻔﹼﺎﻓﻴـﻪ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -gﺍﻻﺑﺮﻳﻪ ١٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -hﺍﻟﻔﻮﻏﻴـﻪ ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –ıﺍﳊﻼﺟﻴـﻪ ٢٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -iﺍﻟﺮﺍﺩﻏﻴـﻪ ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -jﺍﻟﻘﻮﺍﺳﻴـﻪ ١٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -kﺍﻟﺴﻬﺎﻣﻴـﻪ ٦٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –lﺍﻟﺒﻘﺎﻟﻴـﻪ ٤٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -mﳒﺎﺭﻳﺔ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -nﺍﳋﻴﺎﻣﻴـﻪ ١٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -oﺍﻟﻄﻮﺍﺣﻴـﻪ ٥٧٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ –öﺍﳊﻤﺎﻟﻴـﻪ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -pﺍﻟﻜﻴﺎﻟﻴـﻪ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -rﺍﻟﻌﻤﺎﺭﻳـﻪ ٣٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ -sﺑﻴﺖ ﺍﳋﺸﻴﺶ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ - 7ﺍﻟﻮﻻﻳﺎﺗـــــــــــــــ ٤٠٧٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ ﻣﻬﺮﺍﻧﺮﻭﺩ ٥٧٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ ﺧﻮﯼ ﻭﺍﺛﻨﺎﻋﺸﺮ ٢٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 156 ﻗﺮﻳـــــۀ ﺳﻌﺪﺁﺑﺎد ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ ﳒﻤﯽ ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ آﻮﺷﻚ ٧٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 157 ﻗﺮﻳـــــۀ ﻣﺪرون ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ ﳎﺪی ١٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ ﻣﻐﺎن ٨٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ راﻣﻦ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ )(38b ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ ﺳﻠﻤﺎﺱ ٧٣٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ ﺳﻌﺪى وﺑﺎﻏﺎت ٤٨٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ... ٧٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ ﻋﻼﺋﻰ ﻗﺮﻳـــــۀ ﻋﻤﻴﺪى ٣٧٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗﺮﻳـــــۀ ﻋﺪﱏ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ – 8ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻚ ــــــــ ﰱ ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﺍﳌﻘﺮﺭﻳﻪ ٨٧٥١٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ – 9ﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺗـــــــــــــــــ ﺑﺎﺳﻢ ﺍﻟﻘﻀﺎﺓ ﻭﺍﻻﺋﻤﻪ ﻭﺍﳌﺸﺎﻳﺦ ﻭﺳﺎﺋﺮ ﺍﳉﻤﺎﻋﻪ ٣٣٨٧٠٠ ﻗﺎﺿﻰ ﴰﺲ اﻟﺪﻳﻦ ﻗﺎﺿﻰ ﻧﺼﺮاﳌﻠﻪ واﻟﺪﻳﻦ ﻗﺎﺿﻰ ﺻﺪراﻟﺪﻳﻦ ﻗﺎﺿﻰ ﺑﺮهﺎن اﻟﺪﻳﻦ 158 ٣٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٤٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﴰﺲ اﻟﺪﻳﻦ ﻋﺒﻴﺪ اﻣﲑ ﺑﺮهﺎن اﻟﺪﻳﻦ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﲨﺎل اﻟﺪﻳﻦ واﻋﻆ اﻟﺸـــــــــﻴﺦ ﻋﻤﺎداﻟﺪﻳﻦ اﻻﻣﺎم ﻋﻤﻴﺪاﻟﺪﻳﻦ ﺧﻮاﺟــــﻪ ﻋﻠﻰ ﺧﻄﻴﺐ ٣٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٦٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 159 ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٤٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٥٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٨٧٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ )(39a اﻟﺸــــــــﻴﺦ اﲪﺪ و اﺧﻮﻩ ﻋﻤﺎداﻟﺪﻳﻦ...اﳋﻮﻳﻲ ﺧﻮاﺟـــﻪ اﻓﺘﺨﺎراﻟﺪﻳﻦ ﺻﺎﺣﺐ ﲨﻊ اوﻗﺎف وﮐﺎرﮐﻴﺎن او اﻟﺸـــــــﻴﺦ ﻋﺰاﻟﺪﻳﻦ اﻟﺒﻠﺨﻲ ﻣﻌﻴﺪ ﻣﺪرسۀ ﺳﻠﻄﺎﻧﯽ ٥٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ٣٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ آﺎرآﻴﺎن او ﺧﻮاﺟـــﻪ اﻓﺘﺨﺎر ٢۶٠٠٠ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺑﺪر ٢٤٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٦٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻣﻮﻻﻧﺎ اﲪﺪ ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ - 15ﻣﺼـــــــــﺎﱀ ﻭﻣﺎ ﳛﺘﺎﺝ ﺩﺍﺭﺍﻟﺴﻴﺎﺩﻩ ﺑﺴﻠﻴﻢ ﻣﺮﺗﻀﻰ ﺍﻋﻈﻢ ﺍﻣﲑ ﻗﻄﺐ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺣﺴﻦ ١٠٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﳛـــــــــــﺘﺎج دار اﻟﺴﻴﺎ دﻩ ١٠ ﻣﺄآﻮﻻت وﻣﺸﺮوﺑﺎت ﺑﻘﺮار دﻓﱰ ٧٤٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻣﻮاﺟﺒــــــــــــــــــ اﻣﲑ ﻗﻄﺐ اﻟﺪﻳﻦ ﺣﺴﻦ وﺧﺪﻣﺘﻜﺎران ٢٦٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺧﺪﻣﺘﻜﺎﺭﺍﻥ ﺍﻣﲑ ﻗﻄﺐ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺣﺴﻦ ١٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ١٦٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 160 - 11ﻣﺮﺳﻮﻣﺎﺗـــــــــــــــ ﻋﻤﺎﻝ ﻛﻰ ﺳﺮﻳﺮﻣﻬﻤﺎﺕ ﲤﻐﺎﻭﺍﺕ ١٧٦٤٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ )(39b ﲤﻐــــﺎﺀ ﺍﻟﻜﺒﲑ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ٩٠ ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ٢٧٠٠ ﰱ ﺍﻟﺴﻨـــﻪ ٣٢٧٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﺣﻈـــﲑﻩ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ٦٠ ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ١٨٠٠ ﰱ ﺍﻟﺴﻨــﻪ ٢١٦٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ 161 - 12ﺗﻔﺼﻴﻠﻴــــــﻪ ﲤﻐــــﺎﺀ ﺍﻻﺑﺮﻳﺸﻢ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ١٠٠ ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ٣٠٠٠ ﰱ ﺍﻟﺴﻨـــﻪ ٣٦٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻧﺪﻳﻔـــﻪ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ٥٠ ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ١٥٠٠ ﰱ ﺍﻟﺴﻨــﻪ ١٨٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﻗـــﭙﺎﻥ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ١٢٠ ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ٣٦٠٠ ﰱ ﺍﻟﺴﻨـــﻪ ٤٣٢٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ ﳓﺎﺳﻴــﻪ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ٧٠ ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ٢١٠٠ ﰱ ﺍﻟﺴﻨــﻪ ٢٥٢٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ - 13ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗـــــــــــــ ﺍﻟﺼﺎﺩﺭ ﻭﺍﻟﻮﺍﺭﺩ ﰱ ﻋﻬﺪﺓ ﻭﺍﻫﺘﻤﺎﻡ ﺧﻮﺍﺟﻪ ﻋﺒﻴﺪ ﺳﺮ ﺧﺴﻰ ﻭﺣﻮﺍﺟﻪ ﻋﺒﻴﺪ ﺑﻦ ﭘﲑﯼ ﺑﻘﺮﺍﺭ ﺩﻓﺘﺮ ﺭﺍ ﺑﺪﻳﻮﺍﻥ ﺁﻭﺭﺩﻩ ﺍﻧﺪ ١٢٠٠٠٠ﺩﻳﻨﺎﺭ – 14ﺍﻟﻴــــــــﺎﻡ ﰱ ﻋﻬﺪۀ ﻭﺍﻫﺘﻤﺎﻡ ﲨﺎﻝ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻳﺎﻣﭽﯽ ﻭﺷﺮﮐﺎﺀ ﺍﻭ ۹۰۰۰۰ﺩﻳﻨﺎﺭ )(40a – 15ﻋﻤﺎﺭﺍﺗــــــــــ ﻣﺴﺘﻐﻼﺕ ﺩﻳﻮﺍﱏ ﺍﺯ ﺧﻮﺍﺗﲔ ﻭﺧﺎﻧﺎﻥ ﻭﻏﲑﻩ ۵٠٠٠٠دﻳﻨﺎر – 16اﻟﺒــــــــــــــــﺎﻗﻰ ﻋﻠﻴﻪ اﻟﻰ اﺧﺮ اﻟﺴﻨﻪ ﺑﺎﻟﺒﺮوات واﻟﻴﺎﻓﺘﺠﺎت واﻟﺤﻮاﻻت اﻟﺪﻳﻮاﻧﻴّﻪ ٢٤١٢٩٠٠ 162 Transkripsiyon görüntüsü; (37a) 1- Bismillâhi azze ve celle 2- Meblağ mâ sâre fi___________ Uhdetü’l-Hoca Nasruddin et-Tebrizi an zımân ve mukâta‘a-i Tebriz bimûcibi’l-hücceti’l-cedîde anhü ibtidâühû gurre-i Muharremü’l-mükerrem bi-karârati yücrî fe-yuhâsibü minhü’l-âfâti’s-semâviyye ve ubûri’l-asâkir ve kat‘ı’-turuk ani’l-kavafil bi-şehâdeti ashâbü’l-hayrât. Tahrîren bi’lemri’l-âlî-a‘lâllâhü te‘âlâ ve nifazehu – fi gurre-i şehr-i Safer-i âm ihdâ ve erba’îne ve seb‘ami’e. Vâcibü’s-seneti’l-kâmile. 3- Mi’l-bel___________________de ve’l-vilâyât el-aynü’r-râyic182 3.288.000 dinar 182 el-aynü’r-râbih 163 (37b) el-bele_______d el-Vilâyat_________ 2.881.000 dinar 407.000 dinar 4. el-Bel_____________de 5. Ani’l-tamgavât_____________ a- Tamgâü’lKebîr 200.000 dinar b- Tamgâü’lİbrişim 300.000 dinar c- Kapan e- Nedîfe f- Nuhâsiye 100.000 dinar 100.000 dinar g- Sûku’ddevvâb 120.000 dinar ı- Cevâhiriyye i- Silâhiyye 250.000 dinar 100.000 dinar j- Sûku’lhamîl 50.000 dinar l- Sûku’l Çerb m- Alâkıyye 30.000 dinar n- Tâbbâhıye 40.000 dinar 40.000 dinar 6- Mine’l-cihât________________ 164 250.000 d. Hazîne-i Küsfend 250.000 dinar h. Sıbâgıyye 150.000 dinar k- Çârçiye 130.000 dinar o- Humâriye ve Beytü’l-lutf 160.000 dinar (38a) a- el-İbnîşimiyye 55.000 dinar b- el-Hadâdiye 30.000 dinar c- el-Hayyâtiye 55.000 dinar d- en-Na‘âliye 40.000 dinar e- es-Sıbâgıye 50.000 dinar f- el-Hafâfiye 20.000 dinar g- el-Ebriye 15.000 dinar h- el-Fûgıye 10.000 dinar I- el-Halâciye 25.000 dinar i- er-Râdıgıye 10.000 dinar j- el-Kavâsiye 15.000 dinar k- Eshâmiye 6.000 dinar l- el-Bakkaliye 40.000 dinar m- en-Neccâriye 20.000 dinar n- el-Hıyâmiye 15.000 dinar o- et-Tavâhiye 57.000 dinar ö- el-Hammaliye 20.000 dinar p- el-Keyyâliye r- el-Ammâriye 30.000 dinar s- Beytü’l-haşîş 20.000 dinar 7- el-Vilâyat_________________________ Nâhiye___________i Mehranneved 57.000 dinar Karye__i Sa‘dâbâd 20.000 dinar Karye____i Necmi 10.000 dinar Karye___i Medrun 20.000 dinar Nâhiye___________i Huy ve İsnâ aşer 220.000 dinar Karye___i Mecdî 120.000 Karye___i Mugân 80.000 dinar Karye___i Ramen 20.000 dinar Karye____i Köşk 7.000 dinar 165 (38b) Nahiye__________i Selmas 73.000 dinar Karye___i Sa‘dî ve bâgat 48.000 dinar Nahiye__________i ... 75.000 dinar Karye___i Amîdî 25.000 dinar Karye___i Alâî 37.000 dinar Karye__i Adnî 20.000 dinar 8. Vudı‘a min zâlik_______________ Fi’l-ihrâcati’l-mukarreriye 875.100 dinar 9- el-İdrârât______________________ Bi-ismi’l-kudât ve’l-eimme ve’l-meşâyih ve sâiri’l-cemâ‘a 338.700 dinar Kādı Şemsüddîn 30.000 dinar Kādı Nasrulmille ve’d-dîn 24.000 dinar Kādı Sâdruddîn Kādı Burhanuddîn 10.000 dinar 10.000 dinar Mevlâna Şemsüddîn Ubeyd 30.000 Emîr Burhanüddin 40.000 dinar Mevlâna Cemâlüddin vâiz 15.000 eş-Şeyh İmâdüddîn 24.000 dinar el-İmâm Amîdüddin 25.000 dinar Hoca Ali Hatîb 28.700 dinar 166 (39a) eş-Şeyh Ahmed ve ehûhü İmâdüddîn ... el-Hûyi 30.000 eş-Şeyh İzzüddîn el-Belhî Mu‘îd-i medrese-i Sultâni 20.000 dinar Hoca İftiharuddîn sâhib-i cem‘-i evkaf ve karkiyân-ı o 50.000 dinar Hoca İftihar 24.000 dinar Karkiyân-ı o 26.000 Mevlâna Mevlâna Ahmed Bedr 10.000 dinar 16.000 dinar 10- Mesâlih___________________ Ve mâ yahtâcu dârussiyâde be-teslîm-i murtaza a‘zam Emîr Kutbuddîn 100.000 dinar Yahtâ_______cu Darussiyâde me’kûlât ve meşrûbat be-karar-ı defter 74.000 dinar Mevâcib______i Emîr Kutbuddîn Hasan ve hıdmetkârân 26.000 dinar Emîr Kutbuddin Hasan 16.000 dinar Hidmetkârân 10.000 dinar 11. Mersûmat_____________ı Ummâl ki serîr-i mühimmât-ı tamgavât 176.400 dinar 167 (39b) 12- Tafsîliye_________________ a- Tamgâü’l-kebîr Fi’l-yevm 90 Fi’ş-şehr 2.700 Fi’s-sene 32.700 dinar b- Tamgâü’l-ibrişîm Fi’l-yevm 100 Fi’ş-şehr 3.000 Fi’s-sene 36.000 dinar c- Kapan Fi’l-yevm 120 Fi’ş-şehr 3.600 Fi’s-sene 43.200 d- Hazîne___ Fi’l-yevm 60 Fi’ş-şehr 1.800 Fi’s-sene 21.600 dinar e- Nedîfe___ Fi’l-yevm 50 Fi’ş-şehr 1.500 Fi’s-sene 18.000 dinar f- Nuhasiye Fi’l-yevm 70 Fi’ş-şehr 2.100 Fi’s-sene 25.200 dinar 13. el-İhrâcat_____________________ es-Sâdır ve’l-vârid fî uhdeti ve ihtimâmi Hoca Ubeyd Serahsî ve Hoca Ubeyd bin Pîri be-karâr-ı defter-râ be-dîvan âverdeend 120.000 dinar 14. el-Yâm_______________________ Fî uhde-i ve ihtimami Cemâlüddin Yamçi ve sürekâ-i o 90.000 dinar 168 (40a) 15. İmârat___________________ı Mustegallât-ı divanî ez havâtîn ve hânan ve gayruhu 50.000 dinar 16. el-Bâkî___________________ Aleyhi ilâ âhıri’s-sene bi’l-berevâti ve’l-yâftecât ve’l-havâlâti’ddivâniyye 2.412.900 169 Türkçe gösterimi aşağıda gösterildiği gibidir; Bismillâh Meblâğ___________________________________________________ Tespit edildiği üzere Hoca Nasruddin Tebrizi uhdesinde, başlangıcı Muharrem-ül-Mükerremin başı olan yeni huccet mucibince Tebriz’in zaman (vergitazmini) ve mukataasından (peşin vergisinden) cari kararlara göre semavî afetler, askerlerin geçişi (nakli) ve hayır sahiplerinin şahitliği ile kervanlardan (kafile) yolu kesilenlerde hesaplanmak suretiyle kâmil (tam) sene için muteber olmak üzere, yüce emre (ALLAH daha da yükseltsin ve nüfusunu arttırsın) göre, 741 senesi Sefer ayının başında (27 Temmuz 1340) yazıldı. Asıllar Belde (şehir) ve vilayetlerde_________________________________ Sağ para (gümüş dinar) 3.288.000 dinar Beldeler (şehir)_________________ 2.881.000 dinar Vilayetler______________ 407.000 dinar Asılların neticesi: Şehir_____________________________________________________ 2.881.000 dinar Hasılat: Damga vergilerinden______________________________________________ 2.270.000 dinar Büyük Damga vergisi___ İpek Vergisi____ Kantar Vergisi___ Koyun Ağılı Vergisi___ 200.000 dinar 300.000 dinar 250.000 dinar 250.000 dinar Dabbağhane vergisi___ Esir pazarı vergisi___ Yük havanı pazarı___ Boyacılık___ 100.000 dinar 100.000 dinar 120.000 dinar 150.000 dinar Kuyumculuk ve darphane_ Kasaplık_ Eşek pazarı_Çeşitli sanatlar, ücretler, gelirler v.s. 250.000 dinar 100.000 dinar 50.000 dinar 130.000 dinar Tuhafiye______ Yemcilik_______ Aşçılık______ Şarapçılık ve Genelev______ 40.000 dinar 30.000 dinar 40.000 dinar 160.000 dinar 170 Hasılatın bir kısmı: Vergilerden_______________________________________________ 611.000 dinar İpekçilik_______ Demircilik______ Terzilik_______ Nalbantlık______ 55.000 dinar 30.000 dinar 15.000 dinar 40.000 dinar Boyacılık_______ Kavaflık______ Çömlekçilik____ Sepetçilik_______ 50.000 dinar 20.000 dinar 15.000 dinar 10.000 dinar Hallaçlık______ Eğercilik_______ Yaycılık__________ Okçuluk______ 25.000 dinar 10.000 dinar 15.000 dinar 6.000 dinar Bakkallık______ Dülgerlik______ Çadırcılık______ Değirmenler______ 40.000 dinar 20.000 dinar 15.000 dinar 57.000 dinar Taşıyıcılık_____ Tahılcılık______ İnşaatçılık_____ Esrar tekkesi______ 20.000 dinar 20.000 dinar 30.000 dinar 20.000 dinar Hasılat kısmı: Vilâyetler_________________________________________________ 407.000 dinar Mihranrud nahiyesi________ Hoy (Ho’i) nahiyesi ve tâbi olanlar______ 57.000 dinar 220.000 dinar Sa’d Abâd Köyü_______ Nemci Köyü_______ Medrun Köyü_______ 20.000 dinar 10.000 dinar 20.000 dinar Mecdi Köyü_______ Mugan Köyü__________ Râmin Köyü_________ 120.000 dinar 80.000 dinar 20.000 dinar Köşk köyü_______ 7.000 dinar Selmas nahiyesi_______________ Aladağ nahiyesi________________ 73.000 dinar 57.000 dinar Sadi köyü ve bağlar___ Amidi köyü____ Alai köyü___ Adni köyü____ 48.000 dinar 25.000 dinar 37.000 dinar 20.000 dinar 171 Masraf: Bundan koyulan__________________________________________ Bütçe(mukarreriye) harcamalarına 875.100 dinar Ondan masraf: İdrarat (burslar ve yardımlar)_________________________________ Kadılar, imamlar, şeyhler ve sair personel 338.700 dinar Kadı Şems-ud-Din_________ Kadı Nasîr-ıl-Mille ved-Din________ 30.000 dinar 24.000 dinar Kadı Sadr-ud-Din__________ Kadı Burhan-ud-Din_____________ 10.000 dinar 10.000 dinar Mevlâna Şems-ud-Din Ubeyd_______ Mevlâna Burhan-ud-Din______ 30.000 dinar 40.000 dinar Vaiz Mevlâna Cemal-ud-Din________________________________ 15.000 dinar Şeyh İmad-ud-Din_____ İmam Amid-ud-Din____ Hatib Hoca Ali____ 26.000 dinar 25.000 dinar 28.700 dinar Hoylu Şeyh Ahmet ve kardeşi_ Medresei Sultanî mu’idi_ Evkaf geliri âmiri (sahib) Hoca İmad-ud-Din Belhli Mevlâna İftihar-ud-Din ve yardımcıları İzzed-Din 30.000 dinar 20.000 dinar 50.000 dinar Hoca İftihar__ Yardımcıları__ 24.000 dinar 26.000 dinar Mev. Bedr_ Mev. Ahmed_ 16.000 dinar 10.000 dinar Tespit edilen masraf kısmı: Mesalih (malzeme)__________________________________________ Seyitler yurdu ihtiyacına Murtaza-i a’zam Emir Kutb-ed-Din Hasan’a teslimen 100.000 dinar Seyitler yurdu ihtiyacı_____________ Mevacib (ücretler)___________ 172 Defterdeki tespite göre Emir Kutb-ed-Din Hasan yiyecek ve içecekten______________ ve hizmetkârları__________ 74.000 dinar 26.000 dinar Emir Kutb-ed-Din Hasan___ Hizmetkârlar___ 16.000 dinar 10.000 dinar Masraf kısmı: Mersumat (ücretler)_________________________________________________ Damga vergileri işlerinin başındaki âmillerin ücretleri 176.400 dinar Müfredatı: Muamaele (satış) damga vergisi_ İpek (İbrişim) vergisi______ Kantar vergisi________ Günde 90, ayda 2.700 dinar Günde 100, ayda 3.000 d Günde 120, ayda 3.600 d Senede 32.700 dinar Senede 36.000 dinar Senede 43.200 dinar Koyun ağılı_________ Dabbağhane (Tabakhane)________ Esir pazarı____________ Günde 60, ayda 1.800 dinar Günde 50, ayda 1.500 d Günde 70, ayda 2.100 d Senede 21.600 dinar Senede 18.000 dinar Senede 25.200 dinar Masraf kısmı: Harcırah___________________________________________________ Giden ve gelenler için, Hoca Ubeyd Serhasî ve Hıca Ubeyd Tebrizi uhdesinde ve ihtiramında, divana getirilien defter tespitine göre 120.000 dinar Masraf kısmı: Yam (Posta)_____________________________________________________ Yamçı (posta âmiri) Cemal-ud-Din ve ortakları uhdesinde ve ihtimamında 90.000 dinar Masraf kısmı: İmarat (Nafia İşleri)_________________________________________ Dükkân, han ve diğerlerinden divan akarları 50.000 dinar Aleyhteki Baki (Kalan)_______________________________________ Divan havalelerine, beratlarına ve makbuz senetlerine istinaden yıl sonuna kadar ödenmek üzere 2.412.900 dinar 173 Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi; 27.07.1340 181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI 3.288.000 Dinar 181.01 Vergi Gelirleri 181.01.01 Belde ve Vilayet Gelirleri 3.288.000 Dinar 181.01.01.01 Belde Gelirleri 181.01.01.01.01 Damga Vergisi 2.881.000 Dinar 2.270.000 Dinar 181.01.01.01.01.01 Büyük Damga Ver. 200.000 Dinar 181.01.01.01.01.02 İpek Vergisi 300.000 Dinar 181.01.01.01.01.03 Kantar Vergisi 250.000 Dinar 181.01.01.01.01.04 Koyun Ağılı Vergisi 250.000 Dinar 181.01.01.01.01.05 Tabakhane Vergisi 100.000 Dinar 181.01.01.01.01.06 Esir Pazarı Vergisi 100.000 Dinar 181.01.01.01.01.07 Yük Hayvanı PazarıV. 120.000 Dinar 181.01.01.01.01.08 Boyacılık Vergisi 150.000 Dinar 181.01.01.01.01.09 Kuyumculuk Vergisi 250.000 Dinar 181.01.01.01.01.10 Kasaplık Vergisi 100.000 Dinar 181.01.01.01.01.11 Eşek Pazarı Vergisi 181.01.01.01.01.12 Çeşitli Gelirler 50.000 Dinar 130.000 Dinar 181.01.01.01.01.13 Tuhafiye 40.000 Dinar 181.01.01.01.01.14 Yemcilik 30.000 Dinar 181.01.01.01.01.15 Aşçılık 40.000 Dinar 181.01.01.01.01.16 Şarapcılık ve Genelev 160.000 Dinar 181.01.01.01.02 Diğer Vergiler 174 611.000 Dinar 181.01.01.01.02.01 İpekçilik 55.000 Dinar 181.01.01.01.02.02 Demircilik 30.000 Dinar 181.01.01.01.02.03 Terzilik 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.04 Nalbantlık 40.000 Dinar 181.01.01.01.02.05 Boyacılık 50.000 Dinar 181.01.01.01.02.06 Kavaflık 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.07 Çömlekçilik 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.08 Sepetçilik 10.000 Dinar 181.01.01.01.02.09 Hallaçlık 25.000 Dinar 181.01.01.01.02.10 Eğercilik 10.000 Dinar 181.01.01.01.02.11 Yaycılık 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.12 Okçuluk 6.000 Dinar 181.01.01.01.02.13 Bakkallık 40.000 Dinar 181.01.01.01.02.14 Dülgerlik 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.15 Çadırcılık 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.16 Değirmenler 57.000 Dinar 181.01.01.01.02.17 Taşıyıcılık 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.18 Tahılcılık 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.19 İnşaatçılık 30.000 Dinar 181.01.01.01.02.20 Esrar Tekkesi 20.000 Dinar 181.01.01.02 Vilayetler 407.000 Dinar 181.01.01.02.01 Mihranrud Nahiyesi 57.000 Dinar 181.01.01.02.01.01 Şa'd Abad Köyü 20.000 Dinar 181.01.01.02.01.02 Necmi Köyü 10.000 Dinar 181.01.01.02.01.03 Medrun Köyü 20.000 Dinar 181.01.01.02.01.04 Köşk Köyü 181.01.01.02.02 Hoy Nahiyesi 181.01.01.02.02.01 Mecdi Köyü 7.000 Dinar 220.000 Dinar 120.000 Dinar 181.01.01.02.02.02 Mugan Köyü 80.000 Dinar 181.01.01.02.02.03 Râmin Köyü 20.000 Dinar 181.01.01.02.03 Selmas Nahiyesi 73.000 Dinar 181.01.01.02.03.01 Sadi Köyü ve Bağlar 48.000 Dinar 181.01.01.02.03.02 Amidi Köyü 181.01.01.02.04 Aladağ Nahiyesi 181.01.01.02.04.01 Alai Köyü 25.000 Dinar 57.000 Dinar 37.000 Dinar 181.01.01.02.04.02 Adnî Köyü 20.000 Dinar 602 DİĞER GELİRLER HESABI 3.288.000 Dinar 602.01 Vergi Geliri Borçları 175 602.01.01 Belde ve Vilayet Geliri Gelirlere ilişkin tahakkuk kaydı. / / 100 KASA HESABI 3.288.000 Dinar 181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI 3.288.000 181.01 Vergi Gelirleri 181.01.01 Belde ve Vilayet Gelirleri 181.01.01.01 Belde Gelirleri 2.881.000 Dinar 181.01.01.01.01 Damga Vergisi 2.270.000 Dinar 181.01.01.01.01.01 Büyük Damga Ver. 200.000 Dinar 181.01.01.01.01.02 İpek Vergisi 300.000 Dinar 181.01.01.01.01.03 Kantar Vergisi 250.000 Dinar 181.01.01.01.01.04 Koyun Ağılı Vergisi 250.000 Dinar 181.01.01.01.01.05 Tabakhane Vergisi 100.000 Dinar 181.01.01.01.01.06 Esir Pazarı Vergisi 100.000 Dinar 181.01.01.01.01.07 Yük Hayvanı PazarıV. 120.000 Dinar 181.01.01.01.01.08 Boyacılık Vergisi 150.000 Dinar 181.01.01.01.01.09 Kuyumculuk Vergisi 250.000 Dinar 181.01.01.01.01.10 Kasaplık Vergisi 181.01.01.01.01.11 Eşek Pazarı Vergisi 181.01.01.01.01.12 Çeşitli Gelirler 100.000 Dinar 50.000 Dinar 130.000 Dinar 181.01.01.01.01.13 Tuhafiye 40.000 Dinar 181.01.01.01.01.14 Yemcilik 30.000 Dinar 181.01.01.01.01.15 Aşçılık 40.000 Dinar 181.01.01.01.01.16 Şarapcılık ve Genelev 160.000 Dinar 181.01.01.01.02 Diğer Vergiler 611.000 Dinar 176 181.01.01.01.02.01 İpekçilik 55.000 Dinar 181.01.01.01.02.02 Demircilik 30.000 Dinar 181.01.01.01.02.03 Terzilik 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.04 Nalbantlık 40.000 Dinar 181.01.01.01.02.05 Boyacılık 50.000 Dinar 181.01.01.01.02.06 Kavaflık 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.07 Çömlekçilik 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.08 Sepetçilik 10.000 Dinar 181.01.01.01.02.09 Hallaçlık 25.000 Dinar 181.01.01.01.02.10 Eğercilik 10.000 Dinar 181.01.01.01.02.11 Yaycılık 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.12 Okçuluk 6.000 Dinar 181.01.01.01.02.13 Bakkallık 40.000 Dinar 181.01.01.01.02.14 Dülgerlik 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.15 Çadırcılık 15.000 Dinar 181.01.01.01.02.16 Değirmenler 57.000 Dinar 181.01.01.01.02.17 Taşıyıcılık 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.18 Tahılcılık 20.000 Dinar 181.01.01.01.02.19 İnşaatçılık 30.000 Dinar 181.01.01.01.02.20 Esrar Tekkesi 20.000 Dinar 181.01.01.02 Vilayetler 181.01.01.02.01 Mihranrud Nahiyesi 407.000 Dinar 57.000 Dinar 181.01.01.02.01.01 Şa'd Abad Köyü 20.000 Dinar 181.01.01.02.01.02 Necmi Köyü 10.000 Dinar 181.01.01.02.01.03 Medrun Köyü 20.000 Dinar 181.01.01.02.01.04 Köşk Köyü 181.01.01.02.02 Hoy Nahiyesi 7.000 Dinar 220.000 Dinar 181.01.01.02.02.01 Mecdi Köyü 120.000 Dinar 181.01.01.02.02.02 Mugan Köyü 80.000 Dinar 181.01.01.02.02.03 Râmin Köyü 20.000 Dinar 181.01.01.02.03 Selmas Nahiyesi 73.000 Dinar 181.01.01.02.03.01 Sadi Köyü ve Bağlar 48.000 Dinar 181.01.01.02.03.02 Amidi Köyü 181.01.01.02.04 Aladağ Nahiyesi 25.000 Dinar 57.000 Dinar 181.01.01.02.04.01 Alai Köyü 37.000 Dinar 181.01.01.02.04.02 Adnî Köyü 20.000 Dinar 177 Gelirlerin tahsili kaydı. / / 770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ HESABI 875.000 Dinar 770.01 İdrarat (Burslar ve Yardımlar) 338.700 Dinar 770.01.01 Kadı Şemsuddin 30.000 Dinar 770.01.02 Kadı Nasir-ul Milleveddin 24.000 Dinar 770.01.03 Kadı Sadruddin 10.000 Dinar 770.01.04 Kadı Burhanuddin 10.000 Dinar 770.01.05 Mevlâna Şemsuddin Ubeyd 30.000 Dinar 770.01.06 Mevlâna Burhanuddin 40.000 Dinar 770.01.07 Vaiz Mevlâna Cemaluddin 15.000 Dinar 770.01.08 Şeyhulmaduddin 26.000 Dinar 770.01.09 İmam Amiduddin 25.000 Dinar 770.01.10 Hatib Hoca Ali 770.01.11 Hoylu Şeyh Ahmet 28.700 Dinar 30.000 Dinar 770.01.12 Medresei Sultanimuidi 20.000 Dinar 770.01.13 Hoca İftiharuddin 50.000 Dinar 770.01.13.01 Hoca İftihar 24.000 Dinar 770.01.13.02 Yardımcıları 26.000 Dinar 770.01.13.02.01 Mevlâna Bedr 16.000 Dinar 770.01.13.02.02 Mevlâna Ahmed10.000 Dinar 770.02 Mesalih (Malzeme) 100.000 Dinar 770.02.01 Seyyitler Yurdu İhtiyacı 74.000 Dinar 770.02.02 Mevacib (Ücretler) 26.000 Dinar 770.02.02.01 Emir Kutbeddin Hasan 16.000 Dinar 770.02.02.02 Hizmetkârlar 770.03 Mersumat (Ücretler) 770.03.01 Muamele Damga Vergisi 178 10.000 Dinar 176.400 Dinar 32.700 Dinar 770.03.02 İpek 36.000 Dinar 770.03.03 Kantar 43.200 Dinar 770.03.04 Koyun Ağılı 21.600 Dinar 770.03.05 Tabakhane 18.000 Dinar 770.03.06 Esir Pazarı 25.200 Dinar 770.04 Harcırah 120.000 Dinar 770.05 Yam (Posta) 770.06 İmarat (Naifia İşleri) 90.000 Dinar 50.000 Dinar 100 KASA HESABI Bütçede yeralan giderlerin ödenmesi. 875.100 Dinar / 179 4. MERDİVEN YÖNTEMİ’NİN DOĞUŞU 40. Genel Açıklama Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan Merdiven Yöntemi kayıt usulünün İlhanlılar Devleti’nden alındığı daha önce vurgulanmıştı. Bu nedenle de İlhanlı Devleti çeşitli açılardan incelenmişti. Bu noktada hem İlhanlı Devleti’nin mali yapısında ve hem de İlhanlı Devleti’nin idari yapısında çok büyük izleri bulunan ve bizce en büyük hükümdarı olan Gazan Han’ın Islahatları ele alınarak Merdiven Yöntemi’nin bir başka ifadeyle bir muhasebe sisteminin doğuş hikâyesini anlatabiliriz. İlhanlı Devleti’nde devlet dairelerinin konuşulan dillere göre şubelere ayrılması beraberinde her şubenin kendisi içerisinde mali işlerin ve genel işlerin organize edilmesini sağlayacak şekilde bir örgütlenmeyi de beraberinde getirmiştir. Bu nedenle her şubenin içerisinde Tamga Vergisi’ni, Kobçur Vergisi’ni v.b. toplayan birimler/kişiler (Bitikçi) mevcut hale gelmiştir. Bu özellik, Merdiven kayıt yönteminin aynı nitelikteki vergilerin alt alta yazılarak gösterilmesi ve üstüne toplamın yazılması ilkesini doğurmuştur. Gazan Han’ın, Şems’e göre bir takvim yılı belirlemesi muhasebenin “Dönemsellik Kavramı” gereği kayıtların Şems yılı takvim esasına dayalı yapılmasını sağlamıştır. Bu da Merdiven kayıt sistemi açısından önemlidir. 180 Yine Gazan Han vergiler konusunda düzenlemeler yapmıştır. Örneğin, ilk vergi levhası uygulaması, tarım vergilerinin ödenmesinde taksitlendirme, vergi miktarının çiftçiler tarafından devletin makamlarına teslim edilmesi gibi uygulamalar sistemin alt yapısını güçlendirmiştir. Aslında merdiven sisteminin temel doğuş noktası “Miktar Usulü”nden, yaşanmıştır. “Tutar Mükellefler Usulü”ne ödeyecekleri vergiyi geçmekle miktar büyüklüğü yerine tutar büyüklüğü olarak da ödeme şansına sahip olmuşlardır. Örneğin; tarım vergileri ekilen ürünün belli bir bölümünün vergi olarak verilmesi yerine bu yöntemde geçerli olmakla birlikte- vergi olarak verilecek kısmın tutar olarak da ödenmesinin de mümkün bırakılması ile gelişmiştir. Böylece mali işlemlerin kayıt altına alınması ihtiyacı iyice gelişmiş ve ister istemez bir usul, yöntem doğmuştur. Bu da Merdiven (Merdiban) Yöntemi’dir. Artık tüm muhasebe işlemlerinin değerleri standardize edilmiş kağıt para ile ifade edilmeye (Çao) başlanması ile günümüz genel kabul görmüş muhasebe ilkelerinden “Para İle İfade Kavramı”nın gerçekleştiği görülmektedir. İlhanlılar’da daha önceleri dolaşımda yine para mevcuttu ancak bu altın veya gümüş paraların (Dinar/Dirhem) standart bir değeri yoktu. İçlerinde barındırdıkları altın veya gümüş miktarlarına göre değer arz 181 edebiliyorlardı. Bu nedenle bu tedavüldeki paralara göre bir kayıt yapmak çok da doğru sonuçlar vermemiştir. 41. Merdiven Yönteminin Temel Özellikleri - Devletçilik egemen olan ülkelerde devlet muhasebesi için kullanılmıştır. - Devletin gelirleri ve giderleri için vergi gelirlerinin toplanması ve harcanması esasına dayanır. - Vergi gelirlerinin eyaletlerden alınması her eyaletin toplam vergi gelirlerinin ve vergi türlerinin alt alta yazılarak toplanması şeklinde gerçekleştirilir. - Harcama türleri ve tutarlarının alt alta sıralanması esastır. - Sistemin muhasebenin tahakkuk esasına göre çalışması esastır. Ancak tahakkuk maddesi yapılmadan işlemlerin yürütüldüğü bilinmektedir. Tahakkuk tutarı başka bir yerde takip edilmektedir. - Sistem hem miktar ve hem de tutar yazmaya müsait bir yapıdadır. - Devletin bir yıllık gelirlerinin tek bir kayıt ile yapılmasını sağlar. 182 KAYNAKÇA ∗ A. Freiherrn Von Kremer, “Halifelerin Yönetimindeki Doğunun Kültür Tarihi,” C.1. ∗ A. Freiherrn Von Kremer; Uberdas Einnahmebudget des Abbasidenreiches vom jahre 306 H. (918-919)” İmparatorluk Bilimler Akademisinin Tasarıları, (Felsefi-Tarih kategorisi) C. 36, Viyana, 1888. ∗ A. Freiherrn Von Kremer; Yeni Bulunan Bir Belgeye Göre Harun El Reşid’in Yönetimindeki Hükümetin Gelirler Bütçesi, Alfred Hölder Saray Ve Üniversite Kitapçısı, Viyana, 1887. ∗ A. Mez; “Orta Zaman Türk İslam Dünyasında Maliye”, Ülkü, İkinci Kanun, 1937. ∗ A. Von Kramer; “Einnahmebudget des Abbasiden Reiches” ∗ Abdullah b. Muhammed b. Kiyâ Al-Mazenderanî; Risale-i Felekkiye, varak 21b, 22a, 22b, 23a; Felak Âlâ-yı Tebrizî; Saadetnâme, varak 35a, 35b, 45b, 60b ve diğer varaklar. ∗ Abdülkadir Yuvalı; “İlhanlıların Anadolu Politikası, Ve Doğu Anadolu Şehirlerinin Vergi Potansiyeli” XI. Türk Tarih Kongresi (Ank 5-9 Eylül 1990) Kongreye Sunulan Bildiriler, C. II., TTK, Ankara, 1994. ∗ Abdülkadir Yuvalı; “İhanlılar” İA, C. 22, TDVY, İstanbul, 2000. ∗ Abdülkerim Özaydın; “Muktedir-Billâh” İA, C. 31, TDVY, İstanbul, 2006. ∗ Ahmet Hilmi, Yayınları. ∗ Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, Chicago: Encyclopaedia Britannica Inc., 1994, Cilt 13. Ziya Nur; İslam Tarihi, Ötüken 183 ∗ Bernard Lewis; Ortadoğu, Sabah Kitapları, Çev: Mehmet Harmancı, İstanbul, 1995. ∗ Berthold Spuler; “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir, 1997. ∗ Berthold Spuler; İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü, TTK, Ankara, 1957. ∗ Bertold Spuler, İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü, 2. Baskı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987. ∗ Bu Eser “ At-Tandheem Al-Muhasaby Lil-Amwal AlAmmah Fil-İslam”, MA. Thesis, Faculty of Commerce, Al-Azhar University. Henüz tarafımızdan görülmemiştir. ∗ Carl Brockelmann; İslam Ulusları Ve Devletleri Tarihi, TTK, Çev: Neşet Çağatay, Ankara, 2002. ∗ Cengiz Kallek; “Kudâme b. Câfer” İA, C.26, TDVY, Ankara, 2002. ∗ Cengiz Kallek; “Meks” İA, C. 28, TDVY, Ankara, 2003. ∗ Corci Zeydan, Medeniyet-i İslamiyye Tarihi, Tercüme: Zeki Megamiz, İkdam Matbaası, İstanbul1329 (1913). ∗ Corci Zeydan, Medeniyet-i İslâmiyye Tarihi, Tercüme: Zeki Megamiz, Cilt 2, İkdam Matbaası, İstanbul 1329 (1913). ∗ Corci Zeydan; İslam Medeniyeti Tarihi, Cilt II. Çev: Zeki Megâmiz, Üç Dal Neşriyat, İstanbul, 1966. ∗ Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3, Çağ Yayınları, İstanbul, 1995. ∗ Dündar Günday, Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Özellikleri ve Divan Rakamları, Ankara: TTK Kurumu Yayınları VII. Dizi, Sayı: 57a, 1989. 184 ∗ Ferit Devellioğlu; Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara, 1993. ∗ Grolier International Americana Ansiklopedisi, İstanbul: Grolier Incorporated-Medya Holding A.Ş. Yayınları, Cilt 7. ∗ Gündegül Açıköney Parlar; “İlhanlılarda Sikke Formları” Türkler, C.8, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002. ∗ H. Sabahattin Payzın, Tarihte Dil, Yazı, Bilim ve Toplum, İzmir: Doğruluk Matbaacılık, 1992. ∗ H.Yunus Apaydın; İstanbul, 1998. ∗ Hakkı Dursun Yıldız: “Abbasiler” İA, C. 1, TDVY, İstanbul, 1988. ∗ İbni Haldun; Mukaddime, Dergah Yayınları Haz: Süleyman Uludağ. ∗ İsmail Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Ttk, Ankara, 1988. ∗ İsmail Otar; Muhasebede Siyakat Rakamları, Lebib Yalkın Yayınları, İstanbul, 1991. ∗ Jean-Paul Roux; Moğol İmparatorluğu Tarihi, Kabalcı Yayınevi, Çev: Prof. Dr. Aykut Kazancıgil, Ayşe Bereket, İstanbul, 2001. ∗ Kudâme bin Ca’fer (Kudâme bin Ca’fer hakkında TDV İslâm Ansiklopedisinde Cilt 26 s. 311-312’de bilgi mevcuttur), el-Harâc, İstanbul Köprülü Kütüphanesi no. 1076, varak 62a-63b. ∗ Kudâme bin Ca’fer; el-Harâc, İstanbul Kütüphanesi no. 1076, varak 62a-63b. ∗ Kuran-ı Kerim; Tevbe Suresi 9/103. ∗ Kuran-ı Kerim; Tevbe Suresi, 9/29. “Humus” İA, C. 18, TDVY, Köprülü 185 ∗ M. Ali Ünal; “Osmanlı İmparatorluğunda Müsâdere”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi. ∗ Mehmet Ali Ünal; Osmanlı Devri Üzerine Makaleler Araştırmalar, Kardelen Kitabevi, Isparta, 1999. ∗ Mehmet Aykaç; Abbasi Devletinin İlk Dönemi İdâri Teşkilatında Dîvânlar, TTK, Ankara, 1997. ∗ Mehmet Erkal; “Zekat” İlmihal, C.1, İSAM, İstanbul, 2000. ∗ Meydan Larousse, C. Yayınevi, İstanbul, 1969. ∗ Mustafa Demirci; “Abbasiler Devrinde Yukarı Mezapotamyada (Cezîre) Köylü Hareketleri” Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz 2006, S. 29, Maestro Yay, İstanbul, 2006. ∗ Mustafa Demirci; “ikta”, İA, C. 22, TDVY, İstanbul, 2000. ∗ Mustafa Fayda; “Cehşiyâri”, İA, C.7, TDVY, İstanbul, 1993. ∗ Mustafa Fayda; “Fey”, İA, C. 12, TDVY, İstanbul, 1995. ∗ Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca Türkçe Sözlük, 8. Baskı, İstanbul: İnkılâp Kitabevi, Ocak 1989. ∗ Mustafa Öz; “Humus” (Şiada Humus), İA, C. 18, TDVY, İstanbul, 1998. ∗ Nabipour Leittaden Statliche Göttingen, 1. “Abbasiler”, Meydan Mirkemal, Die Beiden Persischen des Falak Alayı Tebrizi, Über des Rechnungwesen im 14. Jahrhundert, 1973. ∗ Nahide Bozkurt; “ Me’mûn” İA, C. 29, TDVY Ankara, 2004. ∗ Nahide Bozkurt; “Hârûnürreşîd” İA, C. 16, TDVY, İstanbul, 1997. 186 ∗ Nejat Göyünç: “Defter”, İA, C. 9, TDVY, İstanbul, 1994. ∗ Nejat Göyünç; “İmâd Es-Serâvî ve Eseri” Tarih Dergisi, Cilt XV, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi, Mart 1965. ∗ Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi-I, 2. Baskı, İstanbul: Süryay Sürekli Yayınlar A.Ş., İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Yayını, Nisan 2000. ∗ Ömer Abdullah Zaid; “Accounting Systems And Recording Procedures İn The Early İslamic State”, The Accounting Historians Journal, Dec. 2004, ProQuest Information and Learning Company, http://www.ief-trisakti.or.id/ac_sys.php e.t. 03.10.2006. ∗ Ömer Abdullah Zaid; “Were İslamic Records Precursors To Accounting Books Based On The İtalian Method?” The Accounting Historians Journal, Vol.27, No.1 2000, s. 73-90, ProQuest Information and Learning Company, http://calbars.findarticles.com/p/articles/mi_qa365 7/is_200006/ai_n8887031/print, e.t. 03.10.2006. ∗ Poul Wittek; “Ankara’da Bir İlhanî Kitabesi” Türk Hukuk İktisat Tarihi Mecmuası, I, Yıl. 1931. ∗ Said Öztürk; Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Ve Tarihi Gelişimi, OSAV, İstanbul, 1996. ∗ Selahattin Elker; Divan Kurumu, Ankara, 1953. ∗ The Encyclopædia Britannica, Eleventh Edition, NY, 1910–1911. ∗ Türk Dil Kurumu, http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433C FFAAF6AA849816B2EF05A79F75456518CA (17-04-2007) ∗ W. Barthold; “İlhanlılarda Mali Vaziyet” Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. Rakamları, Türk Tarih 187 ∗ Walter Hinz; “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri” Belleten C. XIII, S. 52, TTK, Ankara, Yıl 1949. ∗ Wikipedia, the Free Encyclopedia, e.t. 11. http://en.wikipedia.org/wiki/Abbasids, 04.2007. ∗ Wikipedia, The Free Encyclopedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Ilkhanate, e.t. 17. 04. 2007. ∗ Yılmaz Öztuna; “ilhanlılar” Türk Ansiklopedisi, C. XVI, MEB, Ankara, 1983. ∗ Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, Cilt: 1, İstanbul:1931. ∗ Zeki Velidi Togan; Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı, İstanbul, 1970. 188 BÖLÜM II OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA MERDİVEN YÖNTEMİ GİRİŞ Çalışmanın ikinci bölümünde Osmanlı İmparatorluğu dört temel döneme ayrılmıştır. Bu İmparatorluğu’nun Kuruluş İmparatorluğu’nun Yükselme Tanzimata Osmanlı Kadar dönemler Dönemi, Dönemi, a) b) c) Osmanlı Osmanlı Yükselmeden İmparatorluğu Dönemi, d) Tanzimattan Cumhuriyete Kadar Osmanlı İmparatorluğu Dönemi şeklindedir. Ayrıca her dönem Siyasi – İktisadi – Mali ve Muhasebe hayatı itibariyle incelenecektir. Ancak bu bölüme başlamadan önce bu bölüme ilişkin çalışmanın kısıtları hakkında bilgi vermek yararlı olacaktır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan (1299-1922) kalan yaklaşık olarak 95.000.000 adet belge ve 360.000 adet defter vardır. Bu sayılara Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan ve Yunanistan gibi Balkan ülkelerinde bulunan arşivlerdeki belge ve defterler dahil değildir. Bu belgelerin % 90’ı Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde, % 10’u Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Tapu ve Kadastro Arşivi, Deniz Arşivi, İstanbul Müftülüğü, Yıldız Sarayı, Türk-İslam Eserleri Müzesi’ndedir. Tapu ve Kadastro Arşivi hariç diğer adı geçen tüm arşivler İstanbul’dadır. 189 95 Milyon belgenin yaklaşık % 20’si hasarlıdır. Buna göre belgelerin sadece 76.000.000’u yararlanılabilir durumdadır. Bu sayının yaklaşık % 20’sinin, yani yaklaşık 15.000.000 adedinin muhasebe ile ilgili olduğu tahmin edilmektedir. Bunlar, muhasebe kaydının dayanağı olan belgeler ve muhasebe bölümleri arası bilgi aktarma belgeleridir. Osmanlı arşivlerine defterler açısından bakıldığında 360.000 defterin tahminen yarısı devlet raporlarından oluşmaktadır. Bu raporlar, sosyal (insan ve varlık sayımları gibi), mali (devlet gelir ve giderleri ile ilgili incelemeler gibi), askeri (askerlik yaşına gelenlerin sayımı gibi) konular ile ilgilidir. Defterlerin kalan yarısı ise muhasebe defterleridir. Yaklaşık olarak 180.000 adet muhasebe defteri olduğu söylenebilir. Bu bilgilere göre yaklaşık 180.000 adet muhasebe defteri ve 15.000.000 adet muhasebe belgesi mevcuttur. Bu muhasebe defter ve belgelerinin % 90’ı XIX. yüzyıl sonuna kadar olan defter ve belgelerden oluşmaktadır. Bir başka ifadeyle defter ve belgelerin % 90’ı Osmanlı’nın yararlandığı muhasebe sistemi olan merdiven yöntemine aittir. Kalan % 10’u ise XX. yüzyıla (1900-1922) ve çift yanlı kayıt yöntemine aittir. 190 95 Milyon belgenin ve 360 bin adet defterin 2/3’ü tasnif edilmiştir. 1/3’ü ise henüz tasnif edilmemiştir. Tasnif etmek demek, belgenin konusunun tespit olunması demektir. Buna göre, belge ve defterlerin yaklaşık 1/3’nün konusu henüz belli değildir. Tasnifi tamamlanamayan bu belge ve defterlerin çoğunluğu XIX. yüzyıla aittir. Bu nedenle, yukarıda belirtilen toplamdan muhasebe ile ilgili ayırım, arşivin tasnif edilen kısmındaki muhasebeye ait olan orana dayanılarak yapılmıştır. Tüm bu alan içerisinde yoğun bir arşiv çalışması yapılarak, çalışmamıza temel oluşturacak bilgi, belge ve defterler tespit edilmeye çalışılmış ve eserin ortaya çıkmasına kadar da bu süreç bu şekilde devam edecektir. 1. OSMANLI İMPARATORLUĞU KURULUŞ DÖNEMİ 10. Genel Açıklama Osmanlı Devleti’nin kuruluş yılı olan 1299 yılından, İstanbul’un fetih yılı olan 1453’e kadar geçen süresi, siyasi tarihçiler tarafından devletin kuruluş dönemi olarak kabul edilmektedir183. Bu ayırım tarihi olaylara göre yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi olaylara göre dönemlere ayrılması aşağıdaki gibidir: 1299-1453 Kuruluş Dönemi (İstanbul’un fethine kadar), 1453-1579 Yükselme Dönemi (Sokullu Mehmed Paşa’nın ölümüne kadar), 1579-1683 Duraklama Dönemi (II. Viyana Kuşatması’na kadar), 1683-1792 Gerileme Dönemi (Yaş Andlaşmasına kadar), 183 191 Zaten Osmanlı Devleti’nin iktisadi tarihi açısından dönemlere ayrılması üzerinde tatminkâr çalışmalar fazla değildir. Bu nedenle siyasi olaylara göre yapılan ayrım gerek iktisatçılar, maliyeciler ve gerekse de tarihi açıdan uygun görülmüştür184. Ancak bizim çalışmamızda Osmanlı İmparatorluğu daha önceden de vurgulandığı üzere dört dönemde ele alınacaktır. Bunun temel nedeni olarak, öncelikle belirtmek gerekir ki hem özel kesimin ticari muhasebesi, hem de devlet muhasebesinin verileri olan belgelere, kayıt düzenine XV. yüzyıl ortasına kadar fazla rastlanmamaktadır. Bunun temel nedeni Osmanlı imparatorluğu’nun kuruluş dönemi sırasında önce Söğüt, Bursa sonra ise Edirne ve İstanbul’u başkent yapmasıdır. Sık başkent değişikliği önemli evrakların taşınmalarda ve yeni kuruluşun verdiği bilgi noksanlığı nedenleriyle böyle bir sonucun ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu nedenle İmparatorluk tarihi Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselme Dönemi, Yükselme Döneminden Tanzimata Kadar Osmanlı İmparatorluğu Dönemi, Tanzimattan Cumhuriyete Kadar Osmanlı İmparatorluğu Dönemi şeklinde ele alınacaktır. 1792-1922 (Dağılma Dönemi (Padişah Vahdettin’in ülkeyi terk etmesine kadar). 184 Halil Sahillioğlu, Türkiye İktisat Tarihi, İstanbul: 1989. Ayrıca bkz. Selçuk Trak, İktisat Tarihi, Bursa: Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayını, 1973., Ziya Karamürsel, Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara: 1989., Nihad S. Sayarı, Türkiye İmparatorluk Dönemi Mali Olayları, İstanbul: 1977. 192 Osmanlı Devleti, ya da Osmanlı İmparatorluğu (Osmanlıca: ﻋﺜﻤﺎﻧﻴﻪ ﻋﺎﻟﻴﻪ دوﻟﺖ, Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye) 1299 senesinde şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Osman Bey tarafından Osmanlı Beyliği olarak kurulmuştur185. Osmanlıların Horasan’dan Ahlat yoluyla gelen Oğuzlar’ın oldukları “Kayı” yada bilinmektedir186. bilgilerimizin çoğunluğu “Kay” Kuruluş sonradan boyuna mensup dönemine yazılmış ait eserlere dayandığı için Osmanlı Devleti’nin ilk dönemi ile ilgili kesin bir şey söylemek mümkün değildir187. Anadolu Savaşı’ndan Selçuklu sonra, hükümdarı Kayı boyu'nu 1071 Malazgirt Anadolu’nun çeşitli yerlerine özellikle göç yollarına yerleştirdi188. Bu yerlerden birisi de Ankara’nın Karacadağ yöresidir. Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kayılar'a kilometrekareden verdiği ibarettir. bu Kayılar, toprak batıya 1.000 yönelerek Salih Özbaran, Bir Osmanlı Kimliği 14.-17. Yüzyıllarda Rum/Rumi Aidiyet ve İmgeleri, İstanbul: Kitap Yayınevi, 2004, s. 1 vd. 186 A. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı, İstanbul: 1970, s. 321-322. 187 İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı Tarihi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınları, C. 10, 1992, s. 135. 188 Mehmet F. Köprülü’nün XVI. Yüzyıl Osmanlı arşiv belgelerine dayanarak verdiği bilgiye göre “Kayı” adını taşıyan birçok köy ve aşirete rastlanılmıştır. Köprülü, Mehmet F. Köprülü, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Etnik Menşei Meselesi”, Belleten, Ankara: 1944, VII., s. 219-313. 185 193 Bizans'ın Söğüt ve Domaniç bölgelerini, Ertuğrul Gazi ile aldılar. 13. Yüzyılda Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol egemenliğine girmeye başladı. 14. yüzyıl başlarında Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği ortaya çıktı. Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir-SakaryaSöğüt dolaylarındaki Osmanlı Beyliği idi. Osmanlı Beyliği, artık iyice zayıflamış olan Bizans İmparatorluğu ile karadan sınıra sahip tek Türkmen beyliği idi. Zira Bizans Devleti’nin askeri durumu çok kötüydü. Devletin dini ve ekonomik durumu da hiç iç açıcı değildi. Halk ağır vergiler altında eziliyordu. Bizans’ın batısındaki Balkanlarda da güçlü bir devletin olmayışı Osmanlı Devleti’nin önünü açmıştı189. Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir-Sakarya- Söğüt dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda yer alan bakımdan bir bölgeydi. büyümeye en Osmanlı elverişli Beyliği ayrıca konumda siyasi olan bir beylikti190. Bu yüzden Osmanlı Beyliği'nin toprakları, Moğol baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker, memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini görüyordu. Osmanlı devletinin yanında bir çok boy da orada idi bunlara, “uç beylikleri” denir. Osmanlı devleti daha 189 190 Osmanlı Ansiklopedisi, İstanbul: Ağaç Yayınları, C. 1, s. 56-57. Osmanlı Ansiklopedisi, a.g.e., s. 56. 194 sonradan büyüyerek Avrupa yakasına geçti buradan Bizans’ı alarak Avrupa’ya yayıldı. Aşağıda Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşam süreci içerisindeki önemli tarihi olaylar kronolojik sıra içerisinde görülmektedir191. OSMANLI TARİHİ KRONOLOJİSİ 1261 - 1923 1261-1300 Batı Anadolu'da Menteşe, Aydın, Saruhan, Karesi ve Osmanlı gazi beyliklerinin kurulması 1290-1324 I. Osman 1324-62 Orhan 1326 Bursa'nın Osmanlılarca fethi (6 Nisan) 1331 Nikaia'nın (İznik) Osmanlılarca fethi 1336 İran'da İlhanlı Moğol İmparatorluğu'nun yıkılması 1354 Ankara ve Gelibolu'nun Osmanlıların eline geçmesi 1361 Adrianopolis'in (Edirne) Osmanlılarca fethi (bahar) 1362-89 I. Murad 1363-65 Güney Bulgaristan ve Trakya'da Osmanlı yayılması 191 Halil İnalcık ve Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Çev: Halil Berktay, 2. Baskı, Cambridge University Pres, Eren Yayıncılık, 2000, s. 19-25. 195 1371-73 Edirne'nin kuzeybatısındaki Çirmen'de (Chernomen) Osmanlı zaferi; Balkan hükümdarlarının Osmanlı üstün egemenliğini tanıması 1385 Sofya'nın Osmanlılarca fethi 1389 Osmanlıların Balkan devletleri koalisyonuna karşı Kosova'da kazandığı zafer (15Haziran) 1389-1402 I. Bayezid, Yıldırım 1396 Niğbolu (Nicopolis)'da Osmanlı zaferi (25 Eylül) 1402 Ankara savaşı, I. Bayezid'in imparatorluğunun dağılması (28 Temmuz) 1402-13 İç savaş: Bayezid'in oğullan arasında saltanat kavgası 1413-21 I.Mehmed 1421-1444 II.Murad 1446-1451 1423-30 Selanik (Thessaloniki) nedeniyle çıkan OsmanlıVenedik savaşı 1425 Osmanlıların İzmir'i ilhak ve batı Anadolu'yu yeniden fethetmeleri 1439 Sırbistan'ın Osmanlılarca ilhakı 1443 János Hunyadi'nin Balkanları istilâ etmesi, İzladi savaşı 1444 Varna savaşı (10 Kasım) Balkanlardaki Osmanlı egemenliğinin yeniden yerleşmesi 1448 196 İkinci Kosova savaşı (17-19 Ekim) 1444-46 II. Mehmed, Fatih 1451-1481 1453 Konstantinopolis (İstanbul) fethi (29 Mayıs); Pera'nın teslim olması (1 Haziran) 1459 Sırbistan'ın ve Mora'nın fethi 1461 Trabzon İmparatorluğu'nun fethi 1463-79 Venedik'le savaş 1468 Karaman'ın ilhakı 1473 Başkent savaşı (11 Ağustos) 1475 Kırım'daki Cenova kolonilerinin fethi 1481-1512 II. Bayezid, Veli 1485-91 Mısır Memlûklarıyla savaş 1495 Sultan Cem'in Ölümü 1499-1503 Venedik'le savaş 1512-20 I.Selim, Yavuz 1514 Selim'in Şah İsmail'i Çaldıran'da yenilgiye uğratması (23 Ağustos) 1516 Diyarbekir'in fethi; Doğu Anadolu'nun ilhakı Memlûkların Mercidâbık'ta yenilgiye uğratılması (24 Ağustos) 1517 Ridaniye savaşı (22 Ocak) ve Mısır'ın fethi; Mekke şerifinin Osmanlı metbûluğunu tanıması 197 1520-66 I. Süleyman, Kanunî 1521 Belgrad'ın fethi (29 Ağustos) 1522 Rodos'un fethi (21 Ocak) 1526 Mohaç (Mohacs) meydan savaşı (29 Ağustos); Macaristan Krallığı'nın Osmanlı vasalları arasına katılması 1529 Viyana kuşatması (26 Eylül-16 Ekim) 1534 Tebriz'in ve Bağdat'ın fethi 1537-40 Venedik'le savaş 1538 Hindistan'da Diu kuşatması 1541 Macaristan'ın ilhakı 1553-55 İran'la savaş, Amasya barış andlaşması (20 Mayıs) 1565 Malta kuşatması (20 Mayıs-11 Eylül) 1566-74 II. Selim, Sarı 1569 Fransız kapitülasyonları; Rusya'ya karşı ilk Osmanlı seferi; Astrahan'ın kuşatılması 1570 Uluç Ali'nin Tunus'u alması (Ocak); Kıbrıs seferi ve Lefkoşa'nın (Nikosia veya Levkosia) zaptı 1571 Lepanto (İnebahtı) deniz savaşı (7 Ekim) 1573 Venedik'le ve Roma Cermen imparatoruyla barış 1574-95 III. Murad 1578-90 İran'la savaş, Azerbaycan'ın ilhakı 1580 İngiliz kapitülasyonları 1589 İstanbul'da yeniçeri ayaklanması 1591-92 Yeniçeri isyanları 198 1593-1606 Habsburglarla savaş 1595-1603 III. Mehmed 1596 Anadolu'da Celalî isyanları 1603-39 İran savaşları 1603-17 I.Ahmed 1606 Habsburglarla Zsitvatörök barışı 1609 Anadolu'da Celalîlerin bastırılması 1612 Hollandalılara kapitülasyonların verilmesi 1613-35 Ma'noğlu Fahreddin ayaklanması 1618 İran'la barış, Osmanlıların Azerbaycan'dan çekilmesi 1617-18 I.Mustafa 1618-22 II.Osman 1621 Polonya'nın istilâsı 1622 II. Osman'ın katli 1622-23 I.Mustafa 1623-40 IV.Murad 1624-28 Anadolu'da isyanlar; İstanbul'da anarşi 1624-37 Kazakların Karadeniz kıyılarını vurmaları 1632 Murad'ın yönetime hâkim olması 1635 Revan (Erivan) kuşatması (26 Temmuz-8 Ağustos) 1637 Azak (Azov) kalesinin Kazakların eline geçmesi 1638 Osmanlıların Bağdat'ı geri alması (24 Aralık) 1639 İran'la barış (17 Mayıs) 199 1640-48 I.İbrahim 1640 Azak'ın geri alınması 1645-69 Venedik'le savaş; Girit'in istilâsı; Kandiye (İraklion) kuşatması 1648 -56 Çanakkale Boğazı'nı Venedik ablukası 1648 Sultanın tahttan indirilmesi ve katli 1648-87 IV.Mehmed, Avcı 1648-51 Valide Sultan Mahpeker (Kösem)'in idaresi 1649-51 İstanbul'a yeniçerilerin hâkim olması ve Asya eyaletlerinde Celalî paşaların boy göstermesi 1651-55 İstanbul'da anarşi; Venedik ablukası sürüyor 1656 Köprülü Mehmed'in geniş diktatörlük yetkileriyle başvezirliğe atanması (15 Eylül) 1656-59 Merkezî yönetimin gerek yeniçerileri, gerekse taşra eyaletlerini tekrar denetim altına alması 1657 Venedik ablukasının kaldırılması (10 Temmuz) 1657-59 Osmanlıların Eflak ve Transilvanya'da duruma tekrar hâkim olmaları 1661-76 Köprülü Fazıl Ahmed'in veziriâzamlığı 1663 Habsburglarla savaş (12 Eylül) 1664 Saint Gotthard savaşı (1 Ağustos), Vasvar barışı (10 Ağustos) 1669 Kandiye'nın zaptı, Venedik'le barış (15 Eylül) 1672-76 Polonya ile savaş, Kamaniçe'nin (Kaminiec) Podolya ile birlikte ilhakı, Zuravno andlaşması (27 Ekim 1676) 200 1676-83 Kara Mustafa'nın veziriâzamlığı 1677-81 Ukrayna üzerinde Rusya ile rekabet, Cihrin fethi (21 Ağustos 1678) 1681 Sakız adasına Fransız saldırısı (24 Temmuz) 1683 Viyana kuşatması (14 Temmuz-31 Ağustos) 1684 İmparatorun, Polonya kralının ve Venedik'in Osmanlılara karşı Kutsal Birlik kurması 1686 Buda'nın düşmesi (2 Eylül); Rusya'nın Kutsal Birlik'e katılması; Venediklilerin Mora'ya çıkması 1687 Habsburg ordusu karşısında ikinci Mohaç savaşında bozgun (12 Ağustos), ordunun isyanı; IV. Mehmed'in tahttan indirilmesi (8 Kasım) 1687-91 II.Süleyman 1688 Belgrad'ın düşmesi (8 Eylül) 1689 Avusturyalıların Kosova'ya ulaşması; Rusların Kırım'a saldırması 1689-91 Köprülü Fazıl Mustafa'nın veziriâzamlığı; vergi reformları 1690 Belgrad'ın Avusturyalılardan geri alınması 1691-95 II.Ahmed 1691 Salankamen savaşı; Fazıl Mustafa'nın ölümü (19 Ağustos) 1695-1703 II.Mustafa 1696 Azak kalesinin düşmesi (6 Ağustos) 201 1696 Osmanlıların Macaristan'da karşı-taarruza geçmesi 1697 Osmanlıların Zenta yenilgisi (11 Eylül) 1698-1702 Köprülü Hüseyin'in veziriâzamlığı 1699 Karlofça (Karlovvitz) andlaşması (26 Ocak) 1700 Rusya ile barış (14 Temmuz) 1703 Orduda isyan; II. Mustafa'nın tahttan indirilmesi (22Ağustos) 1703-30 III.Ahmed 1709 İsveç kralı XII. Karl'ın (Demirbaş Şarl) Osmanlı topraklarına sığınması 1711 Prut savaşında Osmanlıların Rus çarı I. Petro'yu yenilgiye uğratmaları (19-21 Temmuz); Kahire'de ayaklanma, Memlûklar arasında yeni bir saflaşma; Gebel-i Lübnan'da Şihabi egemenliği 1712 Rusya ile barış andlaşması: Azak'ın geri alınması, 1713 XII. Karl'ın İsveç'e dönmesi, Eflak ve Bogdan'da Fener beyleri yönetiminin başlaması 1714-18 Venedik'le savaş, Mora'nın geri alınması 1716 Avusturya ile savaş (24 Nisan) 1717 Belgrad'ın düşmesi (18 Ağustos) 1718-30 Damad İbrahim Paşa'nın veziriâzamlığı 1718 Avusturya ve Venedik ile Pasarofça (Passarovvitz) barış andlaşması (21 Temmuz): 202 Mora'nın geri alınması, Sırbistan ve Eflak'ın Önemli bölümlerinin Avusturya'ya bırakılması 1723-27 İran'la savaş, Osmanlıların Azerbaycan'ı istilâsı, Hamadan barışı (4 Ekim) 1730 Patrona Halil isyanı (28 Eylül), III. Ahmed'in tahttan indirilmesi (1 Ekim), Lâle Devri'nin sonu 1730-36 İran'ın karşı-taarruza geçmesi; Azerbaycan ile Batı İran'ın kaybı 1730-54 I.Mahmud 1736-39 Rusya ve Avusturya ile savaş (16 Haziran 1736Eylül 1739) 1739 Rusya ve Avusturya ile barış andlaşması; Belgrad'ın geri alınması (18 Eylül) 1740 Fransız kapitülasyonlarının genişletilmesi; Rusya'ya karşı Osmanlı-İsveç ittifakı 1743-46 Nadir Şah yönetimindeki İran'a karşı savaş 1754-57 III. Osman 1757-74 III. Mustafa 1768-74 Rus İmparatorluğu ile savaş (8 Ekim 1768-21 Temmuz1774) 1770 Ege'de Rus filosu; Tuna boyunda Osmanlı yenilgisi 1771 Rusya'nın Kırım'ı istilâsı (24 Haziran) 1773 Mısır'da Ali Bey'in ayaklanması 203 1774-89 I. Abdülhamid 1774 Küçük Kaynarca andlaşması (21 Temmuz): Kırım Hanlığı ve Karadeniz kuzey bölgelerinin Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlaşması 1783 Rusya'nın Kırım Hanlığı'm ilhakı (9 Temmuz) 1787 Rusya ile savaş 1788 İsveç'in Rus İmparatorluğu'na savaş açması 1789-1807 III.Selim 1792 Yaş (Jassy) andlaşması (9 Ocak) 1798 Napolyon'un Mısır'ı istilâsı (2 Temmuz) 1804 Sırpların ayaklanması 1805-48 Mısır'da Mehmed Ali yönetimi 1 807 Selim'in reform programının bir ayaklanmayla alaşağı edilmesi (29 Mayıs) 1807-08 IV.Mustafa 1808 Selim'in Katli 1808-39 II. Mahmud, Adlî 1 808 Sened-i İttifak (29 Eylül) 1811 Mehmed Ali'nin Mısır'daki Memlûk kalıntılarını kılıçtan geçirmesi 1812 Bükreş andlaşması 1813 Sırp İsyanının bastırılması 1815 Ayanlara karşı harekât 1820-1822 Tepedelenli'ye karşı harekât 1821 Yunan İsyanı, Rum Patrik'inin idamı (22 Nisan) 1 825 Mora İsyanının bastırılması 204 1 826 Yeniçerilerin ortadan kaldırılması 1827 Rusya ile Akkerman andlaşması (7 Ekim), Navarin'de Osmanlı donanması yakıldı 1828 Rusya ile savaş 1 829 Rusya ile Edirne andlaşması (14 Eylül) 1830 Yunun bağımsızlığı (24 Nisan) 1832 Mehmed Ali' ile Konya savaşı 1833 Rusya ile Hünkâr İskelesi andlaşması (8 Temmuz) 1838 Türk-İngiliz Ticaret Sözleşmesi (16 Ağustos) 1839 Nizib savaşı (24 Haziran) 1839-61 I.Abdülmecid 1839 Gülhane Hatt-ı Hümâyunu ile Tanzimat döneminin açılması (3Kasım) 1853-56 Kırım Savaşı 1856 Islâhat Fermanı (18 Şubat); Paris andlaşması (30 Mart) 1861-76 Abdülaziz 1863 Abdülaziz'in Mısır'ı ziyareti 1864 Memleketeyn birliği 1866 Girit İsyanı 1867 Yeni Osmanlılar Cemiyeti, Abdülaziz'in Avrupa ziyareeti 1869 Süveyş Kanalı'nın açılması 1872 Midhat Paşa sadrazam (31 Temmuz) 1875 Osmanlı devletinin malî iflâsı 205 1876 Abdülaziz'in tahttan indirilmesi, İlk Osmanlı Anayasası 1876 V.Murad 1876-1909 II.Abdülhamid 1876 Kanun-i Esasî'nin ilânı (5 Şubat) 1877 Rusya savaş ilân eder (24 Nisan) 1878 Berlin andlaşması (13 Temmuz) 1881 Düyun-i Umumiye İdaresi'nin kurulması 1885 Bulgaristan'ın Doğu Rumeli Vilâyetinin işgali (18 Eylül) 1896-97 Girit'te ayaklanma; Yunanistan ile savaş 1903 Makedonya'da isyan 1908 Jön Türk Devrimi ve 1876 Anayasası'nın yeniden yürürlüğe konması (23 Temmuz) 1909-18 V.Mehmed Reşad 1911 İtalya ile savaş (23 Eylül-4 Ekim) 1912-1913 Balkan Savaşı 1914 I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi 1918-22 VI. Mehmed Vahideddin 1920 Suriye ve Lübnan üzerinde Fransız mandasının, Irak ve Filistin üzerinde ayrı ayrı İngiliz mandalarının tesisi 1923 206 Türkiye Cumhuriyeti'nin İlânı (29 Ekim). Yukarıda verilen tarihi Osmanlı İmparatorluğu kronolojisine ilave olarak Osmanlı hanedanlığının soy kütüğünü bu noktada vermenin gerekli olduğuna inanmaktayız. Bu amaçla aşağıda yer alan Şekil-1’de Osmanlı 192 Hanedanlığının Soykütüğü görülmektedir192. İnalcık ve Quataert, a.g.e., s. 17. 207 O S M A N L I H A N E D A N L I Ğ I N I N S O Y K Ü T Ü O sm an I. G azi (Ö . 1 324 ) Alâeddin Ali O rhan (1 32 4-1 362 ) Süleym an P aşa (Ö .1 357 ) M urad I. H üd avendigâr (1 36 2-1 389 ) H alil Savcı B ayezid I. Y ıld ırım (1 38 9-1 402 ) Y a'kub (Ö . 1 389 ) Süleym an Çelebi (1 402 -14 11 ) M usa Ç elebi (141 1-1 413 ) M ustafa Süzm e (14 21-142 2) M ehm ed I. K irişçi (1 41 3-1 421 ) O rhan M ustafa K üçük (14 22-142 3) M urad II (1 421 -44 , 14 46-51) Alâeddin Ali (Ö .1 443 ) A hm ed (Ö .14 51) M ehm ed II. Fatih (1 444 -46 , 14 51-81) M ustafa (Ö .1 474 ) Cem (14 81, Ö .149 5) K orkud (Ö .1 513 ) Ğ Ü A hm ed (Ö .1 51 3) Şehinşah (Ö .151 1) İsa Ç eleb i (1 402 ) B ayezid II. V eli (1 48 1-1 542 ) A lemşah (Ö .151 0) Selim I. Y avuz (1 51 2-1 520 ) Süleym an K anunî (1 52 0-1 566 ) Selim II. Sarı (1 56 6-1 574 ) M ustafa (Ö .155 3) Bayezid (Ö .1 561 ) M ehm ed (Ö .1 543 ) M urad III (1 57 4-1 595 ) M ehm ed III (1 59 5-1 603 ) Süleym an II (16 87-169 1) M ustafa I (16 17-1 8, 162 2-2 3) A hm ed I (1 60 3-1 617 ) İbrahim I. D eli (16 40-164 8) O sm an II (1 61 8-1 622 ) M ehm ed IV A vcı (164 8-1 687 ) A hm ed III (17 03-173 0) M ustafa III (175 7-1 774 ) Selim III (178 9-1 807 ) M urad V (18 76) M ustafa II (16 95-170 3) A bdülham id I (17 74-178 9) M ahm ud I (17 30-175 4) O sm an III (17 54-175 7) M ahm ud II Ad lî (1 808 -18 39) M ustafa IV (18 07-180 8) A bd ülm ecid (1 839 -18 61) Ab dülaziz (18 61-187 6) M ehm ed V R eşad (1 909 -19 18) Abd ülm ecid H alife (1 922 -19 24) 208 A hm ed II (16 91-169 5) A bd ülham d i II (1 876 -19 09) M ehm ed V I V ahid edd in (1 918 -19 22) Y usuf İzzeddin (Ö .1 916 ) M urad IV (1 623 -16 40) 11. Kuruluş Döneminde Siyasi Yapı Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna ilişkin çok farklı iddialar ortaya atılmıştır. Kuruluşla ilgili tezleri iki grupta toplamak mümkündür. Birincisi, H.A. Gibbons ve onun öncülüğünü yaptığı araştırmacılar 400 çadırlık küçük bir topluluğa yerli Hıristiyan halk Müslüman olarak katılmış ve Osmanlı Devleti doğmuştur görüşünü ileri sürmektedir. İkinci görüş Fuat Köprülü’ye göre ise 400 çadırdan oluşn bir topluluk değil aksine Selçuklu Devleti gibi büyük bir gelenekten gelen ve kökleri Türk Devletlerine dayanan bir siyasi gücün mirasçılarıydılar193. Osman Bey, Karacahisar, Bilecik, Yarhisar ve Mudurnu'yu almıştır. Beyliğe adını veren Osman Bey'dir. Osman Bey, Çobanoğulları Beyliği'nin vâsalı olarak akınlarda bulunurken, bu beyliğin Bizans'la anlaşması üzerine, bölgede Bizans üzerine akınlarda bulunanlar, etkinliklerini bu kez Osman Bey'in bayrağı altında sürdürdüler. Osmanlı Beyliği’nin hedefinde gayrimüslim topraklara yapılacak ve İslami kaynaktan beslenen ve “gaza-cihad” kavramlarıyla açıklanabilecek bir fetih siyaseti vardı. Bunun Oğuz-Türkmen geleneğindeki karşılığı “alperenlikti”194. Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i bağımsızlığa iten bir etken oldu. 1300 yılında Köprühisar ve Şükrü Karatepe, “Osmanlı Devlet Yönetimi”, Osmanlı Ansiklopedisi, İstanbul: Ağaç Yayınları, Cilt 1, 1995, s. 43. 194 Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör), Osmanlı Devleti Tarihi, İstanbul: 1999, s. 9. 193 209 Yenişehir’in ele geçirilmesi ile birlikte buraya Türkmen nüfus yerleştirilmişti. Böylece Yenişehir uç beyliğinin merkezi haline getirilmişti. Lakin XIII. Yüzyıl sonlarında bilinenin aksine, Osman Bey bağımsızlığını ilan etmemiştir. Sadece Bizans’a karşı kazanılan zaferlerle adım adım Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna doğru yol alınmıştır. O tarihlerde XIII. Yüzyıl sonlarında Moğol hakimiyetindeki Anadolu Selçukşlu Devleti şeklen dahi olsa hâlâ mevcuttu. Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308 yılında resmen ortadan kalmasından sonra Anadolu’da Moğol hakimiyetini görmekteyiz. Senelik vergilerini Moğol İmparatorluğu’na veren Osmanlı Beyliği zaman zaman Moğollara askerde göndermiştir195. Osmanlı Beyliği'nin genişlemesi, Marmara bölgesindeki büyük Bizans kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanlı Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü. Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanlı Beyliği'nin gelişmesi hızlandı. 46 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı (6 Nisan 1326). Para bastırarak Osmanlı beyliğini, Osmanlı Devleti haline getirdi. Orhan Gazi, gümüş sikkesini 1327’de Bursa’da bastırmıştı. Bursa inşa falliyetleriyle yeni bir görünüm kazanmıştır196. Bursa'nın ardından Marmara bölgesinin öteki büyük Bizans kentleri, 195 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınları, Cilt 10, 1995, s. 140. 196 Halil İnalcık, “Bursa”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 6, 1992, s. 446. 210 İznik (1331) ve İzmit (1337)’de Osmanlılar'ın eline geçti. Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Bizans İmparatoru III. Andronikos'un bulunduğu bir Bizans ordusu Pelekanon (Maltepe) denilen yerde bozguna uğratıldı (1329). Osman Bey döneminde, Osmanlı beyliği yalnız Bizans topraklarında genişlemişti. Orhan Bey döneminde ise komşu Türkmen beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı. Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular. Osmanlılar Rumeli'ye Bizans İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar kavgalarından yararlanarak, arasındaki 1354'te ayak taht bastılar. Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu. Osman Bey ölünce yerine Orhan Bey geçti. Bizans o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi. Kantakuzen, Orhan Bey'den, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi. Orhan Bey, Bizans Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpe'yi Rumeli'ye geçişte üs olarak kullandı197. İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu Osmanlı parasını bastırmıştır. Bu paranın ilk Osmanlı parası olduğu söylense de yapılan son araştırmalara göre ilk Osmanlı parasını bastıran Orhan gazi Feridun Emecen, “Kuruluştan Küçük Kaynarcaya”, Osmanlı Siyasi Tarihi, Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör), Cilt 1, s. 13. 197 211 değil, Osman Gazi’dir198. Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanlı Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi. Orhan Gazi’yi bağımsızlığa sevkeden hadise, 1327 yılında Temirtaş Noyan’ın Rum Beylerbeyliğinin sona ermesi ve Anadolu’nun idaresinde bir boşluk oluşmaya başlaması idi. 1335 yılında İlhanlı hükümdarı Ebudaid Bahadır Hanın vefatı Anadolu’da bir otorite boşluğu meydana getirmişti. Orhan Gazi bu boşluğu doldurmuş ve Osmanlı Devleti doğmuştur199. Orhan Bey'in yerine oğlu I. Murat (1326 - 1389) geçti. I. Murat Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti. Balkan ve Avrupa tarihi için yeni bir dönem başlamıştı200. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364). Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini 198 İbrahim Artuk, “Osmanlı Beyliği’nin Kurucusu Osman Gazi’ye Ait Sikke”, Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi (1071-1920), Ankara: 1980, s. 27-33. 199 Togan, a.g.e., s. 338. 200 Emecen, a.g.m., s. 13. 212 durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı. İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu. 1365 yılında Dubrovnik (Rayuza) ile imzaladığı antlaşma Osmanlı Devleti’nin ilk milletlerarası antlaşması olarak tarihe geçmiştir201. Bu döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I.Murat'ın oğlu Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu. Yine 1.Murat döneminde Osmanlı Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu. Osmanlı Beyliği I. Murat zamanında “devlet” vasfını almıştır. Askeri sistem ve devlet teşkilatıyla ilgili büyük atılımlar yapıldı202. I. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezit (I. Bayezit) (1389 - 1402) tahta geçti203. Sultan Murad 27 yıllık hükümdarlık süresinde babasından Ahmet Akgündüz ve Said Öztürk, Bilinmeyen Osmanlı, İstanbul: OSAV, 1999, s. 43. 202 Emecen, a.g.m., s. 15. 203 İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı Siyasi Tarihi, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınları, Cilt 10, s. 155. 201 213 aldığı toprakları beş kat büyüterek, 500.000 km2’ye ulaştırmıştır. Çandarlı Halil Efendi ve Karamanlı Kara Rüstem’inde yardımıyla Maliye Teşkilatını kurmuştur204. Yıldırım Bayezit döneminde, Anadolu Türk birliği yeniden sağlandı205. Ancak Osmanlı'nın bu kadar güçlenmesi, o sırada bir Çin seferi hazırlığında olan Timuru korkuttu. Batısında böylesine güçlü bir devlet bırakmak istemeyen Timur, Karakoyunlu ve Celayirli hükümdarının Osmanlı'ya sığnmasını bahane ederek Osmanlı'ya savaş açtı ve Ankara'ya kadar geldi. O sırada İstanbul'u kuşatmakta olan Bayezid kuşatmayı kaldırdı ve Çubuk Ovası'nda Timur'un ordusu ile karşılaştı. Yapılan Ankara Meydan Savaşı'nda Bayezid kendisine bağlı Türk boylarının ona ihanet etmesinin de etkisiyle çok ağır bir yenilgi aldı. İki Müslüman devleti arasında yapılan en büyük savaşlardan birisidir. Savaş sonucunda çok büyük gayretlerle oluşturulan Anadolu Türk Birliği bozulmuştur. Devletin fütuhat hareketi aksamış ve İstanbul’un fethi yarım yüzyıl gecikmiştir206. Timur, devleti Bayezid'in oğulları İsa, Musa, Mehmet ve Süleyman çelebiler arasında paylaştırdı ve Anadolu beylerini eski topraklarına kavuşturdu. Timur’un Anadolu topraklarını Bayezid’in oğullarına paylaştırması Osmanlı Tarihi için yeni bir dönemin Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 43. Şahin, a.g.m., s. 156. 206 Yusuf Halaçoğlu, “Ankara Savaşı”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 3, 1991, s. 210-211. 204 205 214 başlangıcı olmuştur. Kardeşlerin iktidar mücadelesi olarak geçen bu Kardeşler döneme “Fetret Devri” arasındaki bu mücadele (1402-1413) Orta Asya denir. Türk geleneğinin bir tezahürüdür. Geleneğe göre hükümdarın oğullarının her birinin tahta geçmeye hakkı vardır207. Hiç şüphesiz ki Osmanlı Devleti daha kuruluş yıllarında maliye teşkilatını yani istifa teşkilatını Batı Moğolları diye bilinen İlhanlılardan almışlardır. Osmanlı Devleti kurulduğunda İlhanlı Devleti’ne vergi veren uç boyları denilen ve Bizans sınırında ve Anadolu’da kurulan bu beylikler arasında Karaman, Germiyanoğulları Hamitoğulları gibi beyliklerde vardı. Orhan bey de İlhanlı hakimiyetini tanımış ve ona vergi vermişti. Osmanlı beyliği diğer beylikler gibi Moğollara yani İlhanlılara başkaldırmamış hemen yanı başındaki Bizans’la ilgilenerek sınırlarını batıya doğru genişletmekle uğraşmıştır. Orhan gazi her ne kadar 1327 yılında Bursa’da kendi adına ilk gümüş sikkeyi bastırsa da Osmanlı beyliğinin tam olarak ekonomik ve mali bağımsızlığa ulaşması İlhanlıların son hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ın 1335’te ölümüyle gerçekleşmiştir. Sultan Murad Hüdavendigar döneminde Kadıasker Çandarlı Kara Halil Efendi ile Karamanlı Kara Rüstem artık aşiret sisteminin terk edilmesinin ve yeni bir devlet kurulmasının gerekliliğini farkederek İlhanlıların 207 Şahin, a.g.m., s. 164-165. Ayrıca bkz. Halaçoğlu, a.g.m., s. 210211. 215 vergi ve mal defterlerinden yararlanarak Osmanlı maliyesinin temellerini atmışlardır208. Osmanlı devleti mali defterlerde siyakat yazısı ve siyakat rakamı kullanmıştır. Bunun yanında İlhanlıların sıkça kullandıkları mali terimler vardır. Ruznamçe, anhızâne, baz teslim,baz be-hizâne, ber veçhi mâlikâne, deramed, resid, tahvil, muhassıl, muhtesib, gibi terimler bunlardan birkaçıdır. Selçuklular ve İlhanlılar kayıtlarda Farsça kullanırken yazı ve rakamlar siyakat harf ve rakamları ile olmuştur. Siyakat yazısı herkesin okuyamayacağı ancak uzmanının okuyabileceği bir yazıdır. Bu da mali konularda hile yapılmaması için iyi bir önlemdir209. 12. Kuruluş Döneminde İktisadi Yapı Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda bir kısım iktisadi âmillerin rol oynadığını iddia eden iktisat tarihçileri kuruluş döneminde Bizans’ın ciddi ölçüde iktisadi bir darlık içinde olduğunu ve Bizans’taki bu ekonomik anlamdaki çöküntünün tesiri ile Marmara denizi ve kenarlarındaki sanayici Rum şehirleri olarak adlandırılan İzmit, Bilecik, İznik, Bursa, Alaşehir gibi şehirlerdeki müreffeh insanların, o sıralar karşılıklı yaylalarda iktisadi yaşayan ilişkiye kalabalık Türk girdiğini ifade halkıyla etmektedirler. İsmail Hakkı Uzunçarşılı; “Osmanlı Devleti Maliyesinin Kuruluşu ve Osmanlı Devleti İç Hazinesi” Belleten, Cilt 42, S.165, s. 67-93. 209 Uzunçarşılı; a.g.m., s. 67-93. 208 216 Mustafa Akdağ bunu “Marmara İktisadi Ünitesi” olarak adlandırmıştır. Akdağ, Marmara İktisadi ünitesi’nin Osmanlı Devleti’nin doyurduğunu savunmuştur. Rumeli ve Anadolu’da meydana gelen iktisadi değişikliklerin bu sonucu doğurduğunu savunmuştur210. Fakat Halil İnalcık, Mustafa Akdağ’ı tenkit eden bir makale yayınlayarak Akdağ’ın iddialarını çürütmeye çalışmıştır. İnalcık, Akdağ’ın bir kısım “rivayetlerden” yola çıktığını belirterek göçebe ve yarı göçebelerle, yerleşik halk arasında <<“hayati ihtiyaç” sebebiyle daima sıkı münasebetler olmuştur>> demektedir. Lakin bunu bir iktisadi nizamın ve sistemin temeli Osmanlı Devleti’nin menşei yapmakta haksız olduğunu söylemektedir211. Anadolu’da Türk boyları uzun süre hayvancılık ve tarım ile meşgul olmuşlardır212. Osmanlıların özellikle kuruluş döneminde tarımsa ekonomik yapının daha etkin olduğu söylenebilir. Bu dönemde tarımsal ekonomi ağırlığını korumuş ve devletin mali yönetiminde, tarımsal üretime yönelik vergilere daha fazla yer verilmiştir. Tımar düzenindeki toprakların gelir sağlamalarına göre, has, Mustafa Akdağ, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı Devrinde Türkiye’nin İktisadi Vaziyeti”, Belleten, TTK, 1949, s. 497571. 211 Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, İstanbul: Eren Yayıncılık, 1996, s. 140. Ayrıca bkz. Halil İnalcık, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı Devrinde Türkiye’nin İktisadi Yapısı Üzerine Bir Tetkik Münasebetiyle”. Belleten, Cilt XV, 1951, s. 629-690. 212 Erol Zeytinoğlu; İktisat Tarihi, İstanbul: Süryay Sürekli Yayınlar, 1993, s. 100 v.d. 210 217 zeamet, tımar ve ocaklık olarak ayrılmaları, Osmanlı Devleti’nin daha kuruluş döneminde gerçekleştirilmiştir. Osmanlı tarımsal üretim şeklini inceleyenler213 tarımsal üretimin kentleşmeyi sağlayacak ve yurt dışına tarımsal ürün ihracatını gerçekleştirecek düzeyde bir üretimin gerçekleşmediğine işaret etmektedirler. Yurt dışına ihraç edebilecek bir artı üretimi yapılamamsının temel sebepleri olarak da; tarım teknolojisindeki yetersizlik, toprak ve iklim koşullarındaki elverişsizlik ve su kıtlığı gösterilmektedir. Osmanlıda tarımsal üretimin yetersiz kalması havancılığı ek geçim kaynağı durumuna getirmiştir. Devletin hem tarımsal üretimden, hem de hayvancılıktan vergi aldığını, büyük kentlere yeterli gıda temin edilebilmesi için hububat ticaretini sürekli denetlediğini ve narh uygulaması yapıldığını da belirtmek gerekmektedir. Bu durumda, ticaretin gelişme yerleri olan kentlerin de bir bakıma tarımsal özellikten kopamadığı ve adeta iki tür kentleşme yapısının ortaya çıktığı söylenebilir. Biri kuruluş dönemi itibariyle Bursa şehri örneğinde olduğu gibi tarımsal üretimden kopuk büyük kentler diğeri de çevresindeki arazide tarımla uğraşan halkı barındıran küçük kentlerdi. Tarımdan kopuk büyük kentlerde ticaretin, diğer tür kentlerde ise hayvancılık ve tarımın temel geçim kaynağı olduğu bilinmektedir. 213 N. Ünal Nalbantoğlu; “Osmanlı Toplumunda Tarım Teknolojisi, Artı Ürün ve Kent Ekonomisi, Türkiye İktisat Tarihi Semineri, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayını, 1972. 218 XV. Asrın ilk yarısında Bursa’nın uluslararası bir ticaret merkezi haline geldiğini görmekteyiz. Cenevizliler, Katalonyalılar, Florasalılar, Venediklilerin Bursa’da ticaret yaptığını biliyoruz. Orhan Gazi’nin yaptırdığı Bedesten Çarşısı, Çelebi Mehmed’in yaptırdığı İpek Hanı (Yeşil Camii’ne vakıf olarak yapılmıştır) önemli ticaret noktalarıdır214. 1333’de Bursa’yı ziyaret eden İbn Battûta şehir hakkında <<canlı pazarları büyük caddeleri olan güzel bir şehir>> ifadelerini kullanmıştır215. 13. Kuruluş Döneminde Mali Yapı Beylik döneminden itibaren mali teşkilata sahip olan Osmanlı Devleti ilk maliye teşkilatının I. Murad zamanında Çandarlı Kara Halil ve Karamanlı Kara Rüstem tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Devlet büyüyüp geliştikçe Maliye teşkilatında da gelişmeler olmuştur216. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş döneminde mali sistemin temellerinde olan vergiye nasıl baktıklarına ilişkin bir anekdot ile konuya başlamanın manidar olacağı inancındayız. Osman bey ile Germiyanlı bir kişi ile arasında aşağıda belirtilen konuşma geçer; İnalcık, a.g.e., s. 149. Halil İnalcık, “Bursa”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 6, 1992, s. 446. 216 Yusuf Halaçoğlu, XIV.-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara: TTK, 1996, s. 64. 214 215 219 “Kadı konuldu. Sübaşı konuldu. Pazar kuruldu ve hutbe okundu. Bu halk kanun ister oldular. Germiyan’dan birisi geldi. <Bu pazarın vergisini bana satın> dedi. Halk <Osman Han’a git> diye cevap verdi. O adam, hana gidip sözünü söyledi. Osman Gazi sordu: <Vergi nedir>. Adam dedi ki:< Pazara ne gelse ben ondan para alırım>. Osman Gazi: <Senin bu pazara gelenlerde alacağın mı var ki para istersin> dedi. O adam:<Hânım! Bu töredir. Bütün memleketlerde vardır ki padişah olanlar alır> dedi. Osman Gazi sordu: <Tanrı mı buyurdu, yoksa beyler kendileri mi yaptı?>. O adam yine: <Töredir hânım! Ezelden kalmıştır> diye cevap verdi. Osman Gazi çok öfkelendi:<Bir kişinin kazandığı başkasına olur mu? Kendi malı olur. Ben onun malına ne koydum ki bana akça ver diyeyim? Bire kişi! Var, git! Artık bana bu sözü söyleme ki sana ziyanım dokunur> dedi. Bunun üzerine halk dedi ki: <Hânım! Bu pazarı bekleyenlere âdettir ki bir nesnecik vereler>. Osman Gazi: <Madem ki böyle diyorsunuz, öyleyse bir yük getirip satan herkes iki akça versin. Satamayan bir şey vermesin. Kim bu kanunumu bozarsa Allah onun dinini de, dünyasını da bozsun. Kime bir tımar verirsem elinden sebepsiz yere almasınlar. O ölünce oğluna versinler. Çok küçük dahi olsa versinler. O, savaşa yarayacak hale gelinceye kadar sefer vaktinde hizmetkârları sefere gitsin. Her kim bu kanunu tutarsa Allah razı olsun. Eğer neslime bu kanundan başka 220 bir kanun koyduracak olurlarsa edenden ve ettirenden Allah razı olmasın> dedi217. Bu anekdottan da anlaşılacağı üzere Osmanlı Beyliği’nde henüz vergi ve vergi salma gibi bazı kavramlar tam bilinemiyordu. Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemi olarak belirtilen 1299-1453 yılları arasında birçok devlet kurumunun oluşturulması ve bu arada mali yönetimin esaslarının belirlenmesi söz oluşturulurken konusudur. muhasebe Devletin düzeninin mali de yönetimi uygulamaya konulması söz konusudur. İlhanlılardan alınan muhasebe düzeninin uygulamaya koyabilmek için kuruluş konulması döneminde sürecini Osmanlı ortaya Devlet teşkilatını ve mali yönetimi kısaca gözden geçirmek uygun olacaktır. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı beyliğinin ilk devlet teşkilatını Anadolu Selçukluları ile İlhanlılardan aldığını belirtmektedir. Tarihçilerin genellikle belirttiklerine göre beyliğin merkezi teşkilatında en önemli organı Divan idi. Divan’a devlet başkanı olarak padişah veya onun vezirinin beyliğinde başkanlık vezirler yaptığı anlaşılmaktadır. İlhanlılarda olduğu gibi Osmanlı ilmiye sınıfındandır. Osman Gazi zamanından sonra, elde edilen yerler oraları ele geçirmiş olan beylere verilmişti. Daha Maliye Bakanlığı, Osmanlı Vergi Mevzuatı, Ankara: Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Yayın No: 1998/348, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1999, s. 1. 217 221 sonraları da buraları Sancak haline getirilmiş ve başlarına Kadı tayin olunmuştur218. XIV. yüzyıl boyunca devlet düzeni ve kültür bakımından İran, Suriye ve Kahire’nin Anadolu’dan üstün olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlılar’ın İstanbul’u fethinden sonra üstünlüğün yavaş yavaş Osmanlılara geçtiği ve alimlerin Osmanlı Devleti yerleşim yerlerine geldikleri bilinmektedir. Bu teşkilatlanmasında nedenle İlhanlılardan Osmanlı ve Arap beyliğinin ülkelerinden yararlanılması doğaldır219. Osmanlı divanının yönetimi XIV. Yüzyılın ilk yarısı boyunca İlhanlılardan örnek alınarak oluşturulmuş ve yönetilmiştir220. Divan başlangıçta, her gün sabahtan padişahın başkanlığında toplanırdı. Bu toplantılarda Vezir-i Azam ve diğer vezirlerden başka Kazasker, Defterdar, Nişancı da katılırdı. Vezir-i Azam askeri işlere, Kazasker hukuki işlere, Defterdar mali işlere, Nişancı ise divan kaleminin şefi olarak arazi işleri, has, zeamet, timar gibi işlere bakardı. Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde divana padişah başkanlık yapmıştır. Fatih Sultan Mehmed’den (Cennet Mekan) sonra Divan’ın başkanlığını Vezir-i Azam, daha sonraki adı ile Sadrazam üstlenmiştir. 218 219 220 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt 1, s. 126-127. Uzunçarşılı, a.g.e., s. 126-127. Uzunçarşılı, a.g.e., s. 501. 222 Osmanlı Devleti’nin idaresindeki yerler sırası ile beylerbeylik, sancak, kaza ve köy olarak sıralanmıştır. Beylerbeylik de eyalet olarak adlandırılmıştır. Toplanan vergiler ve devlet harcamaları bu idari yapıya göre yürütülüyordu. Osmanlı Devleti’nin, devlet teşkilatının oluştuğu XIV. Yüzyılın büyük bölümü boyunca İlhanlılar ile olan ilişkileri, hem devlet teşkilatının onlardan alınması ve hem de onlara vergi ödenmesi biçiminde olduğu için, devletin gelir ve giderlerinin yürütüldüğü muhasebe düzenlerinin de onlardan alınması doğaldır. Osmanlı beyliğinin uzun yıllar İlhanlılara vergi verdiğini gösteren en önemli belge, İlhanlı devlet muhasebesinin öğreti kitaplarından Risale-i Felekiyye’deki muhasebe kayıtlarıdır221. Osmanlı Devleti’nde Şer’i ve Örfi olarak iki kısım altında toplanan vergilerde 80’e yakını şer’i vergiydi. Daha sonraları ise Teklif-i Örfiye (II. Bayezid zamanında) avârız vergisi adı altında toplanan vergi sayısı 97’yi bulmuştur222. Bu noktada Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimata kadar kullanılan (uygulanan) vergilerin bir şematik gösterimine yer verilecektir223. 221 Bu eser Ayasofya Kütüphanesi’nde 2756 nolu eser olarak bulunmaktadır. 222 Halaçoğlu, a.g.e., s. 65. 223 Erdoğan Öner, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Döneminde Mali İdare, Basılmamış Doktora Tezi, 1997. 223 Sıra No 1 A Verginin Adı Şer’i Vergiler Zekât B Harac (Arazi Haracı) a. Harac-ı Muvazzaf Toprağın Kirası Olarak 1. Resm-i Çift (Çift Akçesi) aa. 224 Konusu Sahip olunan mal Mükellefi Nisaba malik olan her Müslüman Ziraat yapılan miri arazi Tasarruf edilen arazi 2. Resm-i Zemin (Dönüm Resmi) Sipahice tapuya verilmemiş arazi 3. Resm-i Asiyab (Değirmen Resmi) Sipahinin arazisinde un ve zeytinyağı değirmenleri işletilmesi Matrahı ve Oranı 1/40 oranında Ödeme Zamanı Tahsil Eden Yılda bir defa Maktu olarak Toprak sahibi Müslüman çiftçiler. İmamlar ve bir kısım hizmet erbabı muaftır. Arazi tasarruf eden işleyenler Çift başına maktu olarak Her yıl 1 Mart’ta Tımar veya mülk sahibi veya vakıf. Dönüm başına maktu olarak Her yıl 1 Mart’ta Tımar sahibi (sipahi) Değirmen işleten Değirmen başına maktu olarak Her yıl 19 Temmuz’da Tımar sahibi Sıra No bb. Verginin Adı Kişisel Vergi Olarak 1. Resm-i Bennak (Bennak Resmi) Konusu Ülkede oturma 2. Resm-i Mücerred Ülkede oturma 3. Resm-i İspenç Müslümanlardan alınan çift resminin karşılığı 4. Resm-i Arus (Gerdek Resmi) Kadınların evlenmesi 5. Resm-i Duhan (Tütün Resmi) Arazide geçici yerleşme Mükellefi Hiç yeri olmayan (ekünlü bennak) veya yarım çiftten az yeri olan (caba bennak) aile reisi. Yani çalışmaya iktidari olduğu halde çalışmayanlar. İlmiye sınıfı mensupları muaftır. Evli olmayan az topraklı veya topraksız köylü Zımmî (gayrimüslim) çiftçi erkekler Kocası Geçici yerleşen ve ziraatle uğraşmayan kişiler Matrahı ve Oranı Ödeme Zamanı Tahsil Eden Farklı miktarlarda 1 Mart’ta Tımar sahibi Farklı miktarlarda 1 Mart’ta Tımar sahibi Maktu olarak 1 Mart’ta Tımar sahibi Maktu olarak Evlenirken Maktu olarak Kış aylarında Tımar sahibi veya görevli Tımar sahibi 225 Sıra No Verginin Adı cc. Cezayı Nakdi Olarak 1- Resm-i Çift Bozan 2- Resm-i Cürüm ve Cinayet b. Harac-ı Mukaseme Arazinin terki Toprakda zirai suç işlenmesi (zarar verilmesi) Miri araziden elde edilen hasılat (Zirai ürün ve meyveler) Mükellefi Çiftini terk eden çiftçi Suçlu çiftçi Öşür (Aşar-ı Şer’iyye) Zirai Mahsuller 1. Resm-i Bağ Bağlar Müslim ve Gayrimüslim Reaya Üretici 2. Resm-i Şıra Üzüm Şırası Üretici 3. Resm-i Bahçe Meyve Bahçeleri Üretici 4. Resm-i Bostan Bostan Mahsulleri Üretici 5. Resm-i Fevakih Bağlardaki diğer meyveler Arı kovanı mahsulü Üretici 6. Resm-i Kovan 226 Konusu Üretici Matrahı ve Oranı Maktu olarak Ödeme Zamanı Muharrem ayında Maktu olarak Verimine göre gayri safi hasılattan 1/10’dan yarıya kadar Verimine göre; Üründen 50 Üründen 50 Üründen 50 Üründen 50 Üründen 50 Üründen %10%10%10%10%10%10 Tahsil Eden Tımar sahibi Tımar sahibi Üretim (Hasad) Zamanı Üretim zamanı Üretim zamanı Üretim zamanı Üretim zamanı Üretim zamanı Üretim zamanı Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Sıra No C Verginin Adı Konusu Mükellefi Matrahı ve Oranı Ödeme Zamanı 7. Resm-i Harir İpek böceği kozası Üretici Üründen %1050 Üretim zamanı 8. Resm-i Penbe Pamuk Üretici Üründen %1050 Üretim zamanı 9. Resm-i Giyab Biçilen çayır sayısı Üretici Değişik oranlarda Üretim zamanı 10. Resm-i Ağ Avlanan balıklar Üretici Değişik oranlarda Üretim zamanı 11. Resm-i Odun Hane reisi Her haneden bir araba odun Hayvanlardan Alınan Vergiler (Zekât-ı Sevaim) 1. Ağdet-i Ağnam Hayvanlar 2. Ondalık Ağnam Resmi 3. Yave Vergisi (Kaçkan Resmi) 4. Otlak, Kışlak veya Yaylak Resmi Ağnam (koyun ve keçi) Ağnam (koyun ve keçi) Kaçan hayvanın bulunması Ağnam sahipleri Hariçten gelip koyun ve diğer hayvanların otlatılması Ağnam vergisi ödeyenler dışındaki sürü sahipleri Ağnam sahipleri Hayvan sahibi Adedi üzerinden maktu olarak Adedi üzerinden maktu olarak Mesafeye göre maktu olarak Yılda bir defa Yılda bir defa Koyun ve keçi başına maktu olarak Zemheri Tahsil Eden Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi, Vakıf veya Hazine Tımar sahibi veya Hazine Hazine Bulunduğu toprak sahibi Tımar sahibi veya Hazine 227 Sıra No Verginin Adı 5. Ağıl Resmi (Yatak Resmi) 6. Resm-i Canavar (Resm-i Hınzır) Konusu Kışlatmak veya kuzulatmak için sürüye sipahinin arazisinde ağıl yaptırmak Domuzlar Mükellefi Ödeme Zamanı Tımar sahibi Tımar sahibi (Hazine) Hazine Domuz başına maktu olarak Harman sonunda Adedi üzerinden maktu olarak Adedi üzerinden maktu olarak Koyun başına müterakki olarak Üç sınıf üzerinden maktu olarak Kesim sırasında Kesilen hayvanlar Hayvan kestirenler 8. Selâmet Akçası (Geçit Resmi, Toprak Bastı Parası) 9. Ağnam Bâcı Sürülerin geçitlerden geçişi veya İstanbul’a sevki Pazarda koyun alımsatımı Sürü sahibi D. Cizye (Harac-ı Ruus) Buluğa ermiş gayrimüslim erkekler E. İhtisab Resmi (Damga, Mizan evzân ve ekyâl, yevmiye-i dekakin, bâc-ı Pazar gibi çeşitli bâclar) Gayrimüslim erkekler (Himaye ve askerlik hizmetinden muafiyetleri karşılığı) Ticari işlemler, mal alımsatımı Satıcılar Esnaf ve sanatkâr Maktu olarak Tahsil Eden Ağıla girdiği zaman Gayrimüslim sahipleri 7. Zebhiye Resmi (Serçin Resmi) 228 Matrahı ve Oranı Geçiş sırasında Hazine Alım-satım esnasında Hazine Yılda bir defa Hazine Hazine Sıra No Matrahı ve Oranı Verginin Adı F. Gümrük Vergisi (Zekat-ı Aşır) II. Örfi Vergiler (Hükümdarın iradesi ile tarh olunan vergiler) Rüsum-ı Örfiye A. Konusu Mükellefi Dahili ve harici eşya giriş çıkışı İthalatçı veya ihracatçı Yapılan hizmetler Yararlanan kişiler Değeri üzerinden nisbi veya yük başına maktu olarak Ödeme Zamanı Geçiş sırasında Tahsil Eden Hazine Kadı ve diğer kamu görevlileri. Serbest tımarda Tımar sahibi. 229 Sıra No Verginin Adı Konusu Mükellefi Matrahı ve Oranı Ödeme Zamanı Tahsil Eden a. İane-i Hükkamiye, Bedel-i mübaşiriye, kalemiyye, kâtibiyye, kethüdaiye, harc-ı defter, harc-ı mahkeme, yazıcı akçesi, kaydiye harcı, ilâm harcı, ahar vekâlet harcı, tahsildariye v.b. Yargı görevinin ifası sırasında verilen hüccetler, sicile yazılan kayıtlar, mal ve mukataalarla ilgili işlemlerden alınan harçlar, memur, kâtip, tahsildar, mübaşir ve hademe gibi görevlilerin maaş ve giderlerine karşılık ianet ve ücret verilmesi Yararlananlar Maktu miktar veya nisbi oranlarda İşlem sırasında Kadı ve diğer görevliler b. Harc-ı reddiye, taahhüd Müteahhit ve mültezimler ile kefil olan sarrafların hazineye ve mal sandıklarına verdikleri taahhüt ve kefalet senetleri taahhüdün ifasından sonra reddinde harç alınması Müteahhit, mültezim veya sarraf Maktu miktar veya nisbi oranlarda İşlem sırasında Hazine 230 Sıra No B. Verginin Adı Konusu Mükellefi Tekalif-i Divaniye (Avârız-ı Divaniye, Avârız Vergileri) İmdadiye-i Seferiye Devletin savaş ve ani masraflarının ortaya çıkması Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) Sefer masraflarını Hazine karşılayamadığında Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) b. İmdadiye-i Hazariye Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) c. İane-i Cihadiye Sefer olmayan zamanlarda ihtiyaç doğması halinde (Personel ücretleri v.b. için Muharebeye yardım için) Muharebeye yardım için geçici olarak a. Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) Matrahı ve Oranı Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay Ödeme Zamanı Tahsil Eden Yıllık veya harp gibi olağanüstü zamanlarda Hazine (Tevzi defterleri ile) Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay Yıllık veya harp gibi olağanüstü zamanlarda Hazine veya orduya memur vezir İki taksitte Hazine veya ilgili yöneticiler Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay İki taksitte Hazine 231 Sıra No d. e. 232 Verginin Adı Konusu Mükellefi Avarız akçesi, Mukabele akçesi, Menzil-i Malı, Konak masrafı, Han, Hane ve Çayır Kirası, Bedeli Nüzül, Peksimet Bahası, Zahire Bahası, Ulufe Bahası, Kumanya Bahası, Tayinat Bedeli, Taamiye v.b. Kürekçi Bedeli, Tersane Bedeli, Asakiri Bahriye, Kürekçi Avarızı v.b. Asker ile subay ve memurların bir mahelde ikâmet ve istirahatları esnasındaki ihtiyaçlarının karşılanması için ihdas olunan geçici mükellefiyet Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) Gemilerde kürek çeken, yelken açıp toplayanların ücretleri Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) Matrahı ve Oranı Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay Ödeme Zamanı Tahsil Eden İki taksitte Kısmen malinde harcanır, kısmen Hazineye gönderilir İki taksitte Kısmen malinde harcanır, kısmen Hazineye gönderilir Sıra No f. g. Verginin Adı Harc-ı ferman, harc-ı evamir, kudumiye, cevaiz, hediye bahası, kaftan bahası, tebşiriye-i mutade v.b. Daire masrafı, beygir masrafı, murur ve ubur masrafı, devir masrafı Konusu Mükellefi Vezir, müşir, vali, hakim, mutasarrıf v.b. memurların memuriyetlerine, seferlerine v.b. diğer hususlara dair verilen ferman ve emirlerden alınan harçlar ve büyük memurların bir mahalle tayinlerinde veya kudümlerinde sarf ve ödedikleri bahşişler Memurların ikamet ettikleri yerlerdeki daire masrafları ile kendileri ve maiyetlerini nakil için yapılan masrafların karşılığının halktan tahsili Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) Hane reisleri (Mümtaz eyaletler hariç) Matrahı ve Oranı Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay Genel dağıtımdan hane ve kişilere düşen pay Ödeme Zamanı Tahsil Eden İki taksitte İlgili yöneticiler İki taksitte İlgili yöneticiler 233 14. Osmanlı İmparatorluğu Dönemine Ait Örnekler Hakkında Açıklama Çalışmanın bu bölümünde cizye, vakıf, matbah-ı âmire ve Şirket-i Hayriye konulu 11 adet örneğe yer verilmiştir. Bu başlık içerisinde bu örneklerin seçimi ve yapıları hakkında açıklamalarda bulunulacaktır. Cizye, İslam devletinde yaşayan ve Müslüman olmayan halktan onları himaye ve askerlik hizmetinden muafiyet karşılığı olarak alınan bir vergi türüdür. İslam hukukuna göre cizye, iki şekilde alınmaktadır. Birincisi, yapılan antlaşma şartlarına göre belirlenmiş değişmez, sabit bir meblağdır ki, buna “maktû cizye” denir. İkincisi ise şahıslardan mali durumuna göre önceden belirlenmiş olan “âle’r-rüûs” cizyedir. XVI. Yüzyıla kadar bu vergiyi ifade etmek üzere genellikle “haraç” kelimesi kullanılmıştır. Daha sonraları ise cizye veya cizye-i şer’i terimi yaygınlaşmıştır. Şer’i bir vergi olan cizyenin miktarı her yıl Şeyhülislam tarafından tarafından verilen fetvaya göre belirlenir ve Padişah tarafından da ilân edilirdi. Buna göre cizye mükellefleri âlâ, evsat ve ednâ olmak üzere üç gruba ayrılırlardı. Bu gruplar zengin, orta halli ve fakir anlamındadır. Osmanlı döneminde fethedilen topraklar bir Osmanlı eyaleti 234 haline geldiğinde cizye vermekle mükellef durumunda olanların sayımı o bölgenin Kadı’sının gözetimi altında yapılır ve bir deftere kaydedilirdi. Cizye yükümlülerinin ve ödeyecekleri cizyenin miktarının da yazılı olduğu bu defterin altında sayımı yapan görevli ile Kadı’nın da imzası ve mührü bulunmaktadır. Bu deftere “Defter-i Cizye-i Gebrân” adı verilirdi. Asıl defter olarak nitelendirilen bu nüsha iki suret halinde hazırlandıktan sonra biri merkeze (Dersaade-İstanbul) gönderilir, diğeri ise Beylerbeylik merkezinde saklanırdı. Osmanlılar şer’i hukuka uygun olarak kadın, çocuk, kör, sakat, işsiz ve fakir kişileri bu vergiden muâf tutmuşlardır. Ancak kocalarının arazileri kendilerine intikal etmiş olan dul kadınlar cizye vergisi vermekle yükümlü idiler. Cizye için düzenli olarak üç yılda bir “nev-yafte” (yeni bulunan, yeni ortaya çıkan” adı ile genel bir teftiş yapılırdı. Bu teftişte ölüler kayıttan düşülür ve herhangi bir sebeple gözden kaçıp deftere işlenmeyenlerle yetişkin çağa gelip cizye mükellefi durumuna gelenler “nevyâfte” belirteciyle o seneye ait deftere kayıt edilirlerdi. Ayrıca bu teftişler sırasında önceden tespit edilmiş olan cizye mükellefi sayısının düşürülmemesine dikkat edilirdi. Cizye muhasebesi ile ilgili olarak verdiğimiz örnekler XV ve XVI. Yüzyıllara ait olup cizyedarlar (cizye toplayıcıları) tarafından toplanan cizyenin Hazineye intikaline dairdir. 235 Cizye ödeyenlerin iki ayrı yükümlülüğü daha vardır. Bunlar vergi toplayıcılarına maaş ve maîşet adı altında ödedikleri ayrı bir para ile merkezdeki cizye kalemindeki memurlar için “resm-i hesap”, “ücret-i kitabet” veya “harc-ı muhasebe” adı altında ödedikleri harç idi. XVI. Yüzyılda vergi toplayıcıları ve onlara refakat eden katipler kendileri için her haneden 1’er akçe alıyorlardı. Tanzimat fermanı ile vergi toplayıcıları maaşa bağlandığından ek vergi kaldırılmıştır. Cizye muhasebesi ile ilgili olarak verdiğimiz üç örnekten birincisi Hicrî 895 (Milâdi 1473) senesine ait olup Sofya ve çevresinden, cizye toplayıcıları vasıtasıyla tahsil edilerek Hazine-i Amire’ye teslim edilen paranın muhasebesine dairdir. Örnek, İstanbul Belediyesi, Muallim Cevdet Yazmaları, numara 091, varak, 444a, sayfa 864’den alınmıştır. İkinci ve üçüncü örnekler ise, Mora yarımadasından bulunan Arhos ve Gördos kasabalarından Hicrî 945 (Milâdi 1538-1539) tarihinde cizye toplayıcıları vasıtasıyla toplanan Hazine-i Amire’ye teslim edilen cizye vergisinin muhasebesi ile ilgilidir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, MAD (d) numara 6898, sayfa 100-101’den alınmıştır. Vakıf, bir şahsın menkul veya gayrimenkul malını kendi mülkünden çıkarıp menfaatini halkın yararı için ebedi olarak hapsetmesidir. Vakıfla ilgili olarak düzenlenen 236 belgeye “vakfiye” denir. Vakfı yapana “vâkıf”, vakfedilen mala da “mevkûf” denir. Vakfiyeler Kadı huzurunda düzenlenir. Vâkıf (vakfı yapan), vakfiyesinde vakfı yönetmek üzere bir mütevelli tayin eder. Mütevelli vakfın gelirlerini toplar, topladığı gelirleri vakfiyesinde gösterilmiş olan yerlere harcar ve vakıf görevlilerini denetler. Vakfın mütevellisinin kim olacağı vakfiyede belirtilmemişse Kadı tarafından bu göreve ehil biri tayin edilir. Padişah ve Sultan vakıfları ile diğer bazı büyük vakıfların vakfiyelerinde vakıfla ilgili işlemleri denetleyen bir üst görevlinin bulunduğu görülmektedir ki, buna “nâzır” denir. Mütevelli görevini bu vakıf nazırının direktifleri doğrultusunda yönetir ve gerektiğinde onun tarafından denetlenir. Mütevelli Kadı’ya karşı sorumlu olup ortadan kaybolduğu veya vakfı kötü yönettiği durumlarda Kadı onun yerine başka birini tayin edebilir. Ayrıca vakıf işlemlerinin çok olduğu durumlarda da Kadı vakfın bazı işlerini yönetecek başka bir kişiyi daha tayin eder ki buna “kaymakam-ı mütevelli” denir. Tanzimat öncesi dönemde vakıf muhasebesi ile ilgili kayıtlar, Bâb-ı Defterî’ye (Defterdarlığa) bağlı olarak görev yapan Haremeyn Muhasebesi Kalemi, Haremeyn Mukaatası 237 Kalemi, Küçük Evkaf Muhasebesi Kalemi ve Anadolu Muhasebesi Kalemi’nde tutulmaktaydı. Haremeyn Muhasebesi Kalemi ile Haremeyn Mukaatası Kalemi, iki kutsal şehre (Mekke-Medine’ye) ait ve ona sonradan ilhak edilmiş olan vakıfların kayıtlarını tutar, muhasebelerini kontrol eder. Her sene bu dairelere bağlı bütün vakıfların muhasebe işlemleri bu kalemlerde evkaf müfettişleri tarafından gözden geçirildikten sona defteri Başmuhasebeye gönderilir, sureti dairede kalır. Darussaâde Ağalarının nezâreti altında bulunan Haremeyn Muhasebisi Kalemi, ayrıca Padişah ve Sultan vakıfları ile Selâtin denen büyük camilerin vakıfları ve bu camilerde görev yapan görevililerin maaşları ile ilgili işlemlere de bakardı. Haremeyn Mukataası Kalemi ise genellikle vakıf arazi ve binaların kiralanması ile ilgili işlemleri yürütürdü. Çalışmamızda vakıf muhasebesi ile ilgili olarak 5 örnek verdik. Bunlardan birincisi, Orhan Gazi vakfına ait bir defter olup Hicrî 859(Milâdi 1455) tarihini taşımaktadır. [Not: Orhan Gazinin Rebi'ülevvel 724 (Milâdi 1324) tarihli Farsça vakfiyesi hakkında İ. Hakkı Uzunçarşılı tarafından Belleten'de bir tanıtma yazısı yayınlanmıştır. Bk. Belleten, Cilt V, Sayı 19 s. 277-288, yıl 1941] 12 varaktan ibaret olan defterin aslı, Sofya (Bulgaristan)'da Cyril Methodius Kütüphanesinde bulunmakta olup OAK (Oryantal Arşiv 238 Koleksiyonu) Fonunun 27/34 numarasında kavilidir. Necati AKTAŞ-Seyyid Ali "Bulgaristan'daki fotokopisi ve KAHRAMAN Osmanlı tarafından Evrakı" transkripsiyonlu adlı hazırlanan kitabın metni yer içinde almıştır [Bulgaristan'raki Osmanlı Evrakı, s.139-170 , Ankara 1994]. Verdiğimiz örnekte defterin lb-4b ile 10a-12a varaklarına yer verilmiştir. Osmanlıların Kuruluş Dönemine ait belgelerin yok denecek kadar az olduğu göz önünde bulundurulacak olursa 1455 tarihli bu belge Muhasebe Tarihi açısından sonunda geçen büyük önem "Cümletân" taşır. Risâle-i Zira belgenin Felekiyye'de de geçmektedir [Bk. Risale-i Felekiyye, varak 31]. Vakıf muhasebesi ile ilgili ikinci örneğimiz, EdirneAtik(Eski) câmi'e ait olup 1 Ramazan 894 [19 Temmuz 1488] - 30 Receb 895 [19 Haziran 1489] tarihleri arasındaki 11 aylık muhasebe kaydını.içermekte olup İstanbul Büyükşehir Belediyesi , Muallim Cevdet Yazmaları, Atatürk Kitaplığı, Nr. 091, 139b / 277. sayfasında yer almaktadır. Ayrıca bkz. Ömer Lütfü BARKAN, Belgeler, Cild I, Sayı 1-2, s. 299-300. Üçüncü örneğimiz, Selanik ve Yenice-i Vardar'da bulunan Haremeyn [Mekke-Medine] vakıflarının 18 Şevval 1080 - 29 Şevval 1081 [11 Mart 1670 - 10 Mart 1671] tarihleri arasını kapsayan bir senelik gelir-gider muhasebesine ait olup Başbakanlık Osmanlı Arşivinin 239 D.HMH(d) kodu altında yer alan 21363 numarada kayıtlıdır. Vakıf muhasebesi ile ilgili dördüncü örnek , İstanbul'un Lâleli Çeşme yakınındaki rahmetli Kemankeş Ahmed Ağa mescidi evkafının 1 Cemâziyelâhır 1132 [10 Nisan 1720]- 30 Cemaziyelevvel 1133 [1 Nisan 1721] tarihleri arasını kapsayan gelir-gider muhasebesine ait olup Başbakanlık Osmanlı Arşivinin D.HMK(d) kodu altında yer alan 21363 numarada kayıtlıdır Beşinci örnek, bir çiftlik muhasebesine dairdir. Başbakanlık Osmanlı Arşivinin D.HMH(d) kodu altında yer alan ve 218233 numarada kayıtlı olan bu defter, Karahisârı Sahip [Afyon] sancağında Barçın [=Emirdağ] kazasında Çifteler diye bilinen çiftliğin 1830 senesinin 7 Kasımından 1831 senesinin 8 Kasımına kadar geçen zaman içinde üretilmiş olan toprak mahsûllerinin, elde mevcut bulunan hayvanların, telef olan hayvanların ve bu dönem zarfında çiftlik için yapılmış olan masrafların kayıtlarını içermektedir. Matbah-ı Âmire, saray mutfağı anlamında kullanılan bir terimdir. Burada her gün kadın-erkek dört-beş bin kişiye yemek hazırlanmakta idi. Hele bazı resmi ve özel günlerde bu sayı on ile onbeş bine kadar çıkardı. Padişahların yedikleri yemeklerin hazırlandığı ayrı bir yer vardı ve buraya “Matbah-ı Has” denirdi. 240 Matbah-ı Âmire’nin en üst görevlisine “Matbah Emini” denirdi. Kendisinin bir yardımcısı ile iki kâtibi de bulunmakta idi. Sarfedilen bütün yiyecekler ile mutfak malzemesinin tedariki matbah eminine aitti. Malzemenin satın alınması ile ilgili işleri “Pazarcıbaşı” yürütürdü. Başta Padişah olmak üzere sarayda mevcut tüm personelin yiyip içmesi için gerekli gıda maddeleri tüketilinceye kadar sarayın kilerinde muhafaza edilirdi. Buranın sorumluluğu “Kilercibaşı”ya aitti. Kilercibaşı bir ay içerisinde kilerden çıkan erzakın ve matbah sarfiyatının defterini tutmakla birlikte gerek Padişah ve gerek harem ve saray mensuplarının yiyeceklerinin hazırlanıp pişirilmesini de sağlardı. Masraf kâtipleri ise saray mutfağı için satın alınan yiyecek malzemesinin defterini tutardı. Matbah-ı Âmire kilerinin her sene muhasebesi yapılarak erzak ve sair malzeme devir edilir ve bu devir münasebetiyle kiler ve matbah görevlilerine “devriye” adı ile ikramiye verilirdi. Matbah-ı Âmire’nin başlıca mübâyaa, masraf, kiler, maaş ve harcama defterleri olup bunların dışında ayrıca her cins eşyanın ayrı ayrı kayıtları, günlük, aylık ve senelik mübâyaât defterleri de vardı. Ayrıca Padişah’ın özel mutfağına giren her cins eşyanın da defterleri de tutulurdu. Matbah-ı Âmire Emini görevinden ayrıldığı zaman yerine gelen yeni emine işleri devir eder ve hesabını kapatırdı. 241 Matbah-ı Âmire muhasebesine dair verdiğimiz örnek 1269 Zilhicce (12.06.1469-10.07.1469) ayı içinde Saray mutfağında Örnek, sarfedilen Başbakanlık erzakın Osmanlı muhasebesine Arşivi’nin Kamil dairdir. Kepeci tasnifinde 7270 numarada kayıtlı defterin 3-4 ve 20-21 ve 22. sayfalarına aittir. Şirket-i Hayriye, Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk denizyolları şirketidir. İstanbul’da ki yabancılar genelde Büyükdere’de ikamet ettiklerinden buraya gidip gelebilmek amacıyla devletten aldıkları izin üzerine iki vapur tahsis ederek karşılıklı seferlere başladılar. Devlet-i Aliye-i Osmaniye 1850 senesinde Tersane-i Âmire’den Boğaz’a bir vapur tahsis ederek bu hizmeti yabancıların elinden almıştır. Aynı yıl “Şirket-i Hayriye” adlı anonim bir şirket kuruldu. Padişah Abdülmecid ile nazırlar ve devletin diğer ileri gelenleri hisselerin çoğunu satın aldılar. Bu şirketin kurulması ve muntazam vapur seferlerinin koyulması üzerine Boğaziçi kısa bir zamanda parladı ve imar edildi. Zamanla ve ihtiyaç görüldükçe yeni iskeleler kurularak halka mümkün olan kolaylık gösterilmeye çalışıldı. Şirket-i Hayriye 94 yıl hizmet ettikten sonra 1944’de Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Denizyolları İdaresi’ne geçmiştir. Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmete devam etmektedir. 242 Şirket-i Hayriye ile verdiğimiz örneklerde (tek örnek ancak uzun bir örneğin farklı sayfaları olduğu için bu tabir kullanılmıştır) örneğin birinci kısmında 1854 yılı Ağustos ayı sonuna kadar tüm gelir-gider durumunu gösteren bir muhasebe icmalidir. Bu örnek Başbakanlık Osmanlı Arşivi, İrade Dahiliye, MMS, numara 251’de kayıtlıdır. Örneğin ikinci kısmı ise Şirket-i Hayriye’nin 1854-1855 yılı bilançosudur. Belgenin her iki kısmı da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün Boğaziçinde Asırlık Seyahat- Belgelerle Şirketi Hayriye adlı kitapta sayfa 119-120’de yayımlanmıştır. 15. Kuruluş Dönemine Ait Muhasebe Kayıt Örnekleri Bu başlık altında Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan ve bizim çalışmamıza örnek olarak alınabilecek muhasebe defterleri hakkında genel ve tanıtıcı amaçlı bilgiler verilecektir. Bu bilgiler ikinci bölümün bu ilk ana başlığı olan “Kuruluş Dönemi Osmanlı imparatorluğu” başlığında verilecek diğer bölümlerde tekrar bahsedilmeyecektir. 243 150. Cizye Muhasebesi Kalemi Defter Kataloğu (628) Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli gelir kaynaklarından birini teşkil eden cizye, Müslüman olmayan reâyanın (azınlık-gayrimüslim) erkek nüfusundan alınırdı. XVI. Yüzyıla kadar bu vergiye “harac” denilmekteydi. Bu vergiyi toplayanlara ise önceleri “haracı” ya da “haracî” daha sonraları ise “cizyedar” denildiği görülmektedir. Cizye Osmanlılar için toplanması ve harcanması “özel bir itina” isteyen şer’i bir vergidir224. Gayri müslimlere bahşedilen “himaye” ile “askerlik hizmetinden muafiyet”in karşılığı olarak konulan bu vergi din adamları, çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar, sakat ve iş yapamaz halde olanlarla devlet hizmetinde bulunan bazı kimselerden alınmazdı. Cizyenin miktarı İmparatorluğun her bölgesinde aynı değildi. Bunun yanında cizyenin toplanması hususundaki yöntem ve usuller bütün memleket için bir değildi. Cizye gelirlerinin bazı yerlerde (mesela Kıbrıs) belirlenmesi, kişi üzerinden değil, hane üzerinden yapılmakta idi. Cizye gayrimüslimlerin kudret ve durumuna göre â’la, evsat ve adnâ olmak üzere üç gruba ayrılmıştı. Cizye’nin bu şekilde değişik nispetlerde alınmasına sebep mükelleflerin 224 Halil İnalcık, “Cizye (Osmanlılarda)”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 8, 1993, s. 45. 244 mâli durumlarından kaynaklanmaktaydı. Mal veya nakdi olmak üzere iki şekilde toplanırdı. Burada verilen bilgiler ışığında arşiv çalışmalarının yoğunlukla yürütüldüğü Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’ndeki defterlerden örneklem seçerek incelemeler yapılmıştır. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri – Sultanahmet Kütüphanesi’nde eserlerin tasnifi “defterler”den meydana gelmektedir. Bunların katalogdaki başlama numarası 26561, bitiş numarası ise 27415/34’dür. İlk defter 966 hicrî, son defter ise 1250 hicrî tarihini taşımaktadır. Bu kalemde tutulan defterlerin üslup özelliklerine göre aldıkları isimlerden bazıları şunlardır: Erkâm, cizye-i gebrân, muhasebe, muhasebe icmâl, havâlât, bakaya ve müfredat gibi… Defterler umumiyetle siyakat hattı ile tutulmuşlardır. Zaman zaman divân rakamlarına yer verilmiştir. Cizye gelirlerinin kaydının yapıldığı söz konusu defterlerde bazen “minha et-teslimât” başlığı altında nerelere ödemelerde bulunulduğuna da tesadüf edilmektedir. Burada harcamaların yapıldığı yerler ayrı ayrı gösterilmiştir. Defterlerde gayrimüslimlerin durumuna göre tespit edilen â’la, evsat ve ednâ kısımları ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu ifadeler çeşitli sembollerle şifrelenmiştir. Bununla beraber azınlığın geçmişleri yazılarak şahısların tavsifi 245 yapılmıştır: “Uzun boylu, kara kaşlı, elâ gözlü, ablak yüzlü v.b.”gibi. Diğer taraftan mübaşirler vasıtasıyla reâyâya tevzi edilen cizye evrakına ait defterlerde, mübaşirlerin isimleri ve vazifelerinin adı da zikredilmiştir. Ayrıca defter sonunda toplam cizye evrakının yekunu çıkarılıp cizyedâr yahut kadı tarafından resmi işlem yapılarak mühür atılmıştır. Cizye defterlerinden gayr-i müslimlerin eşkali, nüfus durumu ve ikâmet ettikleri yerleri tespit etmek mümkündür. Ayrıca devletin gelir ve giderlerinin nerelerden karşılandığı ve nerelere harcandığını da anlamak mümkündür. 151. Haremeyn Muhasebesi Kalemi Defter Kataloğu (614) Başbakanlık Osmanlı Arşivleri – Sultanahmet Kütüphanesi’nde 966-1250 tarihleri arasına ait, büyük bir çoğunluğu muhasebe icmâli şeklinde tutulan 665 adet defter bulunmaktadır. Bu defterlerde Haremeyn Muhasebesi Kalemi’ne bağlı vakıfların ve mukataaların muhasebeleri ile Haremeyn-i Şerifeyn (Mekke-Medine) şehirleri ve halkları ile ilgili kayıtları 246 bulmak mümkündür. Her sene bütün bu muhasebeler bu kalemde yazılarak defteri Başmuhasebe’ye verilir ve sureti de bu kalemde kalırdı. Muhasebeleri kaydedilen vakıflar şunlardan ibarettir: Sultan vakıfları, Valide Sultan vakıfları, Şehzade vakıfları, Darüssade ağası vakıfları, vezirlere ait vakıflar, paşalara ait vakıflar, Medine ve Mısır vakıfları, evliya vakıfları, şahısların Medine’ye tahsis ettiği vakıflarla bunlara ait tevcihat işlemleri, Sadrazam ve Şeyhülislam nezaretinde olan vakıflar. Yukarıda adı geçen vakıflara ait dükkan, oda, menzil, hane v.b. emlâkın kira bedelleri ve kiracıları ile ilgili kayıtları da bu defterlerde bulmak mümkündür. 152. Büyük Ruznamçe Kalemi Defteri Kataloğu (627) Baş defterdarlığa bağlı Hazine-i Amire Dairesi’nin amirine “Ruznamçe-i Evvel” denirdi. Bunun emrindeki Ruznamçe Kalemi mukataa, mevkufat ve cizyeden toplanan geliri hergün kaydetmekle görevliydi. Hünkar müteferrikaları ile çeşnigir ve ulufeli kâtiplerin maaşları bu kalem tarafından verildiği gibi hergün hazineye giren ve çıkan para, kumaş, altın, gümüş v.s.’nin kayıt ve hesaplarını da bu kalem tutardı. Bundan başka Baş defterdarlığın günlük gelir ve giderlerinin özetleri burada gözden geçirilir, “ruznamçe temessükü” denilen açıklama raporları yazılırdı. 247 153. Başmuhasebe Kalemi Defteri Kataloğu (596612) Başmuhasebe, mali hesapları kontrolle vazifeli kalemlerin bir araya meydana getirilip sorumlu gelmiştir. bir Vazifesi amire bugünkü bağlanmasıyla “Sayıştay”a benzetilebilir. Amirine “Başmuhasebeci” veya “Muhasebe-i Evvel” denirdi. Osmanlı Devleti’nin bütün gelir, gider ve mukataat kayıtları bu kalemdeydi. Malikâne, Muhallefat ve Zimmet Halifeliği adında üç halifeliğin yanı sıra şu ana kadar yapılan tespitler sonucu 103 eminliğin buraya bağlı olduğu görülmüştür. Tophane, Matbah, Tersane, Arpa, Baruthane, Nüzül, Bina, Odun, Kağıt, Darphane, Peksimet Eminliği v.s. gibi belli başlı eminliklerin yanı sıra hazineler, voyvodalıklar ve mukataalar mali yönden buraya bağlıdırlar. Başmuhasebe defterinde ayrıca Esham ve Zecriye kalemleri de mevcuttur. Bu kalemler hakkında kısa açıklamalar yapmamız doğru olacaktır. a. Esham Kalemi: Esham ilk defa III. Mustafa zamanında çıkartılan borçlanma tahvillerine verilen isimdir. Sonradan her cins tahvile ve hisse senetlerine bu isim verilmiştir. 248 b. Zecriye Kalemi: Osmanlı Devleti sınırları içinde alkollü içki imâli işleri ile gayrimüslimler ilgilenir. Bu alkollü içkilerin nakli ve satımı yine gayrimüslimler tarafından yapılırdı. Müskirâtın imâli ve satışından belli bir miktarda vergi alınırdı. Alkollü içki imâl edilen bölgelerden kara ve deniz yoluyla merkezlere taşınır ve buralarda da muhtelif yerlerdeki meyhanelere dağıtılırdı. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri – Sultanahmet Kütüphanesi’nde Zecriye Kalemi defterleri 20259-20555 genel sıra numaraları arasında yer alıp 298 adettir. Yıl olarak da 1206-1254 arasını temsil etmektedir. Zecriye Kalemi Defterleri’nde genel olarak muhtelif kalemlerden elde edilen hamr ve arak miktarları ile bunlardan alınan resm, zecriye muhassılı olan kişilerin tutmuş olduğu zecriye muhasebe icmalleri, Marmara sahillerinden İstanbul’un muhtelif yerlerine getirilen rakı ve şarap miktarları, meyhanelerde çalışan usta ve çırakların isim ve eşkalleri, müskirât taşıyan sefinelerin ve kaptanlarının isimleri ile taşıdıkları rakı ve şarap miktarı, yabancı gemilerin getirdikleri içki miktarı, Âsitane’ye gelen müskirât kayıklarından alınan perakende hasılat ile muhtelif kazarlın zecriye rüsumu varidat, teslimet ve bakaya işlemleri, bağlardan alınan zecriye rüsumu kayıtları gibi konular yer almaktadır. 249 154. Anadolu Muhasebesi Kalemi Defteri Kataloğu (629) Anadolu Muhasebesi Kalemi defterleri 24519 genel sıra numarası ile başlayıp 25362 genel sıra numarası ile son bulmaktadır. Bu kaleme ait defter sayısı 844 adet olup 9891250 hicrî yılları arasındaki dönemi kapsamaktadır. Anadolu Muhasebesi Kalemi’nin genel özellikleri şöyle sıralanabilir: tevliyat Anadolu’da hesaplarının bulunan tetkiki, yine muhtelif vakıfların vakıflarda bulunan vazifelilere ait maaş kayıtları, Anadolu’da ki muhtelif kalelerin yerli askerlerin mevacib ve kayıtları ile bu kaleme bağlı vakıf ve mukataalardan emekli olanların maaşları ve Anadolu ile Rumeli’deki mukataalarda çalışan vazifelilerin maaş kayıtları. 155. Maden Mukataası Kalemi Defteri Kataloğu (622) Başbakanlık Osmanlı Arşivleri – Sultanahmet Kütüphanesi’nde 948-1256 tarihleri arasına ait olmak üzere toplam 555 adet defter bulunmaktadır. Genel olarak çeşitli mukataaların muhasebe icmalleri, madenlerin iltizama verilmesi, mukataa ile ilgili ahkâm ve tezkere kayıtları, mukataaların gelir ve giderleri, Eflâk, Boğdan ve Kıptiyan cizyeleri, çeşitli gümrüklerden tahsil 250 olunan irad, bu kaleme ait mukataalardan maaş alan cemaatler ve bunların hesabı, İzmir kahve rüsumu mukataasına ait gelir ve giderler, Edirne Gümrüğü’nün gelir ve giderleri, İstanbul ve tevabii Duhan Gümrüğü ile ilgili defterler bu kalemde yer almaktadır. Maden mukataası kalemine bağlı beş alt kırılım mevcuttur, bunlar: - Boğdan Cizyesi, - Duhan Dönümü, - Eflâk Cizyesi, - İstanbul Gümrük Eminliği, - Kıptiyan Cizyesi. 156. Kuruluş Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği Osmanlı Kuruluş dönemi 1299-1453 yılları arası olarak kabul edilmektedir. Bu dönem gerek Osmanlı devlet teşkilatının henüz yeni yeni yapılandırıldığı ve bir devlet idare sisteminin oturmaya başladığı bir dönemdir. Gerek anılan sebeple ve gerekse de Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş dönemine ait birçok belge ve vesikanın yanmış ve tahrif olmuş durumdadır. olması Bu nedeniyle döneme ilişkin kullanılamayacak yapılan arşiv çalışmalarında Orhan Gazi Bey dönemine ait bir vakfiye ye ait muhasebe işolguları bulunabilmiştir. Bu döneme ilişkin 251 olarak sadece bir adet örnek koyulabilecektir. Bu kısıt yukarıda anılan nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu örnek Fatih Sultan Mehmed döneminde ele alınmış olmasına rağmen Orhan Bey Vakfiyesine aittir. Anılan örneğin baştan ve sondan belli sayfaları örnek kapsamında alınmıştır. Bunun nedeni örneğin çok hacimli olmasıdır. Bu amaçla anılan örnekten kesitler alınması tercih edilmiştir. 252 Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Siyakat): 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Arapça): )(1b ﻗﺮﯾـــــــﮥ ﺳﻜﻰ ﻛﻪ ﺑﺎﻏﺒﺎﻧﻠﺮﺩﺭ .ﺑﺎﻳﺰﻳﺪ ﺧﻮﻧﻜﺎﺭﻭﻙ ﻭﻗﻔﻴﺪﺭ .ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻜﻮﻙ ﺣﺼﺎﺭﺩﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺪﺭﺳﻪ ﺳﻨﻪ ﻭ ﻣﺪﺭﺳﻪ ﻭ ﺣﻔﺎﻅ ﻭ ﺗﻮﺭﺑﻪ ﺩﺍﺭ ﻭﺳﺎﺋﺮ ﻣﺼﺎﺭﻓﻨﻪ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﻮﺭ .ﻣﻮﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ﺗﺴﻊ ﻭ ﲬﺴﲔ ﻭﲦﺎﳕﺎﺋﻪ. ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻮﺭﻧﺎﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻏﻮﺭﺍﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭘﺎﭘﺎﺱ ﺩﻣﺪﺭﯼ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭘﺎﭘﺎﺯ ﻳﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﺮﺩﺷﻰ ﺗﻮﺩﻭﺭﻭﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺍﻟﻨﻮﺭﻯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺻﻤﺎﺭﺍ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻟﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﺎﱏ ﺍﻳﻠﻴﺎﻧﻮﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﺎﱏ ﻗﺎﺭﻭﻥ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺩﺭﺯﻯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﺎﱏ ﭘﺎﻭﻟﻮ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺩﻣﺪﺭﻯ ﻗﭽﻴﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ﻛﻮﺭﺗﻚ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻨﻮﻝ ﻛﻮﺭﺗﻚ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻓﻮﺭﺗﻜﻰ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺩﻭﭼﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﳐﺘﻮﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ﻗﺠﻴﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭘﺎﭘﺎﺯ ﻛﺴﺎﻧﻮﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﻳﻨﻠﻴﺎﻧﻮﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﻳﻠﻴﻨﺎﻛﻰ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻧﻘﻮﻟﻪ ﺍﻛﺴﻴﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺍﻛﺴﻴﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺩﻭﺭﻣﺎﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﺎﱏ ﺍﻛﺴﻴﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻳﻠﻴﺪﻯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺑﺎﺑﺎﺯ ﺗﻮﺩﻭﺭﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﺎﻗﻮﻭﻥ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻨﻮﻝ 265 ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﺮﻓﻨﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻓﻮﺕ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺗﻮﺫﻭﺭﻯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺑﻠﻐﺮﻭﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺑﺮﻭﺩ ﭘﺎﭘﺎﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻳﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺛﻠﺜﻨﻮﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﻮﺳﺘﻪ ﻃﻮﻟﺘﻜﻴﻨﻮ 266 )(2a ﺧﺎﻧـــﻪ ﻟﺸﻜﺮﻯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻨﻮﻝ ﺗﻮﻣﺎ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺩﻣﺪﺭﻯ ﺳﲑﺩﻭﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭘﺎﭘﺎﺯﻳﻮﺭﻛﻰ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻧﻘﻮﻟﻪ ﮐﻮﻧﮑﻮﺳﯽ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭘﺎﭘﺎﺯ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻟﻮﺳﺘﻪ ﺍﻧﺪﺭﻳﻘﻮ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻃﻮﻥ ﺟﻰ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭘﺎﭘﻮ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺗﻮﺩﺭﺯﻣﺸﻘﻮﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭼﺪﺭﻭﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﭘﺎﭘﺎﻧﻮﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺗﻮﺩﺭﻭ ﺑﺎﺑﻮﺟﻰ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺍﻛﻠﻤﺎﺗﻮ 267 ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻳﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﺭﺗﻮﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﺎﱏ ﻗﻠﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺗﻮﺩﺭﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ﭘﺎﭘﺎ ﻧﻘﻮﻟﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻨﻘﻮﻳﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺗﻮﺩﻭﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺭﺍﺯﻳﺲ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻨﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﭽﺮﺍﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻳﺎﻧﻴﻨﻮ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﺴﻄﻪ ﺩﺭﺯﻯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻟﻮﻧﻪ ﻃﻮﻝ ﻋﻮﺭﺕ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺳﻠﺜﻨﻮﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺣﺮﺳﺘﻪ ﻧﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﺮﻭﺗﻔﻨﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻭﺍﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻗﻠﻔﻮﺭ ﻓﻨﻮﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻗﭽﻴﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺗﻮﺩﻭﺭ ﺍﻧﺪﺭ ﻧﻘﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻳﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻟﻨﻜﻨﻮﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﳐﺎﻝ ﺍﻳﺴﺪﻩ ﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﺴﻂ ﻗﻠﻰ ﺍﭘﺴﻬﻰ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺗﻮﺩﻭﺭﻭﺍﻛﻴﻪ ﺗﻮﺭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﻨﺪﻩ ﻳﻮﺭﻛﻴﻨﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﺎﱏ ﻟﭙﻮﮊﻭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻧﻘﻮﻟﻪ ﺳﲑﺩﻭﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻟﻮﻏﺮﻩ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﺭﻣﺪﻛﻮﺯ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺗﻮﺩﺭ ﻭﺍﺭﺩﻭﻓﻮ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻳﻮﺭﻛﺲ ﺍﻧﺪﺭﻧﻘﻮ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﺎﺭﻧﻮﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﺮﻩ ﻣﻨﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﳐﺎﻝ ﻗﭽﺮﻩ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﺩﺭﻧﻮﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻏﻠﻮﺍﺱ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻨﻮﻝ ﲰﺮﻭ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺗﻮﺩﻭﺭﻭﺯ ﺗﻮﻣﺎ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻻﺭﱏ ﻃﻮﻝ ﻋﻮﺭﺕ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﺎﭼﻰ ﻳﺎﱏ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻃﻮﻝ ﻋﻮﺭﺕ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺣﺎﻭﺷﻨﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺑﺎﻟﻼ ﻳﻮﻧﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﻘﺮﳝﻨﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻗﻠﻴﻨﻪ ﺍﭘﺴﻬﻴﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻣﺮﻗﺎﻧﻴﻨﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﳌﻴﺰﻳﻨﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﻛﻠﻤﺪﻳﻨﻪ ﻃﻮﻝ 268 ﺧﺎﻧـــﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺍﺳﺘﻔﺎﻧﻴﻪ ﻃﻮﻝ ﻗﻨﺎﺩﻳﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻟﻜﺮﻧﻪ ﻃﻮﻝ ﺑﺮﻭﺣﺒﺎﺩﻳﻪ ﻃﻮﻝ ﻓﺮﻭﺩﻭ ﻃﻮﻝ ﻓﻮﻧﻜﻨﻪ ﻃﻮﻝ ﺧﺎﻧـــﻪ ﻧﻜﻮﻓﻮﺭﻧﻪ ﻃﻮﻝ ﻣﻮﺳﻜﻨﻪ ﻃﻮﻝ ﺧــــــــــﺎﻧﻪ ٩٠ﳎﺮﺩ ﺑﻴﻮﻩ ١٦ ٧ ﺧـــﺮﺍﺝ ﻣﻘﻄﻮﻉ ﺳﻠﻄﺎﳕﺰ ﻧﺸﺎﻧﻴﻠﻪ ﺍﻭﻥ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻗﭽﻪ ﻧﻈﺎﺭﺗــــــــــــــــــــــــ ﻛﻪ ﻧﻴﺎﺑﺘﺪﺭ )(2b ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﻭﻣﻨﻮﻝ ﺍﺩﻣﻴﺴﻰ ﺧﺮﺍﺝ ﲨﻊ ﺍﺩﺟﻚ ﺩﺭﺩ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻟﻮﺭﻣﺶ ﻭﺍﺳﺘﻨﺒﻮﻝ ﺗﮑﻔﻮﺭﺍﻳﺪﻛﻰ ﺣﺎﺻﻠﺪﻥ ﻛﻪ ﴰﺪﻯ ﺍﻟﺘﻮﻥ ﺑﻮﻏﺎ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺍﲰﻌﻴﻠﻪ ﻭﻛﻴﻠﻨﻪ ﺗﻴﻤﺎﺭ ﺍﻭﳌﺸﺪﺭ ﳏﺼﻮﻝ ﺑﻴﻚ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﳌﺼﺮﻓـــــــــــــــــــــــ ﺧﺮﺍﺝ ﻣﻘﻄﻮﻉ ﻣﺪﺭﺱ ﻳﻮﻡ ٣٠ ﻣﺼﻠﺢ ﺍﻟﺪﻳﻦ ١ ﻋﻠﻰ ١ 269 ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻳﻜﺎﻥ ٣ ﺧﻠﻴﻔﻪ ﻳﻮﺳﻒ ١ ﺣﺎﻓﻆ ﺍﲪﺪ ١ ﻧﻈﺎﺭﺕ ﻳﻴﻠﺪﻩ ١٠٠٠ ﺣﺴﻦ ١ ﻭﻟﺪ ﺻﺎﺗﻰ ١ ﺻﻮﰱ ﻋﻠﻰ ١ ﺍﻛﻰ ﺧﻄﻴﺐ ٣ ﴰﺲ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺧﻮﺍﺟﻪ ١ ﺗﻮﺭﺑﻪ ﺩﺍﺭ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻚ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﻭﻟﺪ ﻧﺼﺮﺍﷲ ﻳﻴﻠﺪﻩ ٢٦٠ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻳﻴﻠﺪﻩ ٥٤٠ ﺗﻮﺭﺑﻪ ﺩﺍﺭ ﻋﺜﻤﺎﻥ ١ ١٠٠٠ ﻧﻔـــﺮ ١٦ ﻳﻮﻣـــﻴﻪ ٥٣ 270 )(3a ﲨــــــــــــﻠﻪ ﺳﻨﻮﻯ ﺧﺮﺝ ﺍﻭﻥ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻗﺠﻪ ﻣﻘﺮﺭ ﺍﻭﻗﺎﻓـــــــــــــــ ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻚ ﻛﻪ ﺑﺮﻭﺳﺎﺩﻩ ﻋﻤﺎﺭﺗﻨﻪ ﻭﻣﺪﺭﺳﻪ ﺳﻨﻪ ﻭﻗﻔﺪﺭ .ﺣﺎﺻﻠﲎ ﻭﻣﺼﺮﻑ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﺩﺭ. ﻣﻮﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ﺗﺴﻊ ﻭﲬﺴﲔ ﻭﲦﺎﳕﺎﺋﻪ. ﻗﺮﯾـــــــــﮥ ﻏﻠﻴﺎﻛﻰ ﻗﺮﻩ ﺍﻏﺎﺝ ﺩﺭﻟﺮ ﻭﻗﻔﺪﺭ ﺑﺮﻭﺳﺎﺩﻩ ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻴﻚ ﻋﻤﺎﺭﺗﻨﻪ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﺎﱏ ﺗﺪﻭﺭﺯ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻧﻘﻮﻟﻪ ﺍﻧﺲ ﻧﻮﺱ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﻧﻠﻴﺎ ﻳﺎﻧﻮﺱ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ٢٣٨ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻭﺭﻧﻘﻮﺱ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻓﻜﻠﻴﺲ ٤٤٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﺎﱏ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻮﺳﺘﻪ ٤٠٤ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻧﻴﻘﻮﻻ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻭﺍﺻﻞ ٤٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﻮﺳﺘﻪ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﻓﻼﺡ ٢٠٤ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻏﻮﻻ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻮﻻﺭﻯ ٤٤٤ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻠﻔﺎﺩ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻧﺴﻮﺩﻯ ٢٧٢ 271 )(3b ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﺎﱏ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﻮﺳﻘﻔﻮﺭ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﭘﺎﻧﻮﺱ ٦٠٠ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﺳﻠﻴﺎﻧﻮﺱ ٤٠٨ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺩﻣﻮﺭﺟﻰ ١٠٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺗﻜﻔﻮﺭ ٤٠٨ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺑﺮ ﻃﻮﺭﻧﻮﺭﺱ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻭﺍﺳﺪﻏﺎﺭ ٤٠٨ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﻛﻠﻜﻰ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺩﻣﺘﺮﻯ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻮﻧﻠﻰ ٢٨٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧﺮﻧﻮﺱ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﻛﻠﻨﻮﺱ ٤٤٤ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻣﻮﺭﻳﻠﻮﺱ ١٨٠ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧﺮﺳﺘﻪ ﻟﻮ ٢٣٨ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺗﻜﻔﻮﺭ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺩﻣﺘﺮﻯ ٤٠٨ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﻮﺭﻛﻰ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻓﻠﻮﺱ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺑﺒﻘﻮﺱ ٤٤٤ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧﺮﺳﺘﻮﻟﻮﺱ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻔﻮﺱ ٢٧٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧﺮﻭﺩﻯ ١٠٢ ﺧـــﺎﻧﻪ ﭘﺎﭘﺎ ﻳﺎﱏ ١٣٦ ﺧـــﺎﻧﻪ ﭘﺎﭘﺎ ﻗﻠﻨﻮﺱ ١٧٠ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﺴﺘﻨﺪﻳﻞ ٢٧٢ ﺍﻟﻠﺠﻴﻠﺮ ﺑﻴﺎﻧﻨﺪﻩ ﺩﺭ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﲑﻳﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﻻﻧﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺑﻮﺭﺩﻳﻮﺭ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻤﺬﻧﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧﺮﺳﺎﱏ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻓﻮﻧﺪﻗﺎﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﭼﻠﻤﻜﺠﻰ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻧﻘﻮﻻ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺧـــﺎﻧﻪ 272 ﺍﺳﺘﻠﻴﺎﻧﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺍﻭﺭﻣﻨﻮ ﭼﻔﺖ ﺩﻣﺪﺭﻯ ﭼﻔﺖ ﳊﻨﺎ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﺮﻳﻘﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻟﻮﻏﺮﻩ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻣﻨﻮﻝ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺑﺮﺍﻡ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺩﻧﻠﻰ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﭘﺎﭘﺎ ﺍﺳﺘﺒﺴﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻟﺌﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺳﻜﺪﻩ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻮﻛﻨﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺣﺮﻭﻓﺲ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﻮﺳﺘﻪ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﭘﺎﭘﺎ ﺩﺭﻧﻮﻯ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﺳﻘﻮﻻﺭﻯ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺁﺭﮔﲑﻭﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﻔﺎﻟﻴﭻ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﺮﻩ ﻗﻠﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﭘﺎﭘﺎ ﺗﻠﻮﻏﺮﻭﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻭﺍﺻﻞ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻗﻤﻨﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﻮﺳﺘﻪ ﻓﻮﺭ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺳﻜﺪﻩ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﻨﺤﺴﺘﻮﺱ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺩﺭﺍﻧﻮ ﭼﻔﺖ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﺳﺘﺮﺍﺩﻯ ﭼﻔﺖ 273 )(4a ﺍﺯﺍﺩﻟﻮﻟﺮﻯ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﺩﺭ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﺘﺨﺪﺍ ﻋﻠﻰ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻣﻴﺨﺎﻝ ٥٠ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﺎﱏ ٥٠ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﻧﺪﺭ ﻟﻘﻮﺱ ٥٠ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻣﺮﺍﺩ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺭﻭﺳﻠﻰ ٥٠ ﺧـــﺎﻧﻪ ﺍﻳﺴﺸﺎ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻛﺘﺨﺪﺍﻏﻠﻰ ﻋﻠﻰ ﺧـــﺎﻧﻪ ﻳﺎﱏ ﲨﻌــــــــــــﹰﺎ ﺍﻟﻠﻴﺠﻴﻠﺮ ﺑﺎﻟﻘﺠﻴﻠﺮ ﺧﺎﻧﻪ ﺧﺎﻧﻪ ٤١ ٤٥ ﺍﺯﺍﺩﻟﻮ ﺧﺎﻧﻪ ١٠ ....................................................... ....................................................... 274 )(9b ﺣﺎﺻـــــــــــــﻞ ﺩﻛﺎﻛﲔ ﻭ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻚ ﻃﺎﺏ ﺛﺮﺍﻩ ﺩﺭ ﻧﻔﺲ ﺑﺮﻭﺳﺎ ،ﻋﺪﺩ ﺩﻛﺎﻧﻠﺮ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ .ﻫﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﻛﺮﺍﻳﺎﺳﻨﺪﻥ ﻣﻘﺎﻃﻌﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﺮ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻃﻘﺰ ﺍﻗﭽﻪ ،ﲨﻌﹰﺎ ﺑﺮ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﻳﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺳﻜﺰ ﺍﻗﭽﻪ. ﺣﺎﺻـــــــــــــﻞ ﻃﺒﺎﻏﻠﺮ ،ﲪﺎﻡ ﻭﺍﺻﻞ ﺯﺍﻭﻳﻪ ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺟﻴﻮﺯ ﺩﺭﺩ ﺍﻗﭽﻪ ،ﻭﺩﺭﺕ ﻋﻴﺪ ﻭﺍﻯ ﻛﺴﺮﻳﻨﻪ ﺩﺭﺕ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺍﻟﺖ ﻛﺴﺮ ﻛﺴﺘﺮﺩﻟﺮ. ﺣﺎﺻﻠـــ ﻛﺮﻭﺍﻧﺴﺮﺍﻯ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﺍﻭﻥ ﻃﻘﺰ ﺑﻴﻚ ﺭﺳــــﻢ ﺩﻛﺮﻣﻦ ﺁﻳﺪﻩ ﺍﻟﻠﻰ ﺍﻗﭽﻪ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﺍﻟﺘﻴﻮﺯ ﺭﺳــــﻢ ﺩﻧﻚ ﺁﻳﺪﻩ ﺁﻟﺘﻤﺶ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﻳﺪﻯ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺍﻗﭽﻪ ﲨﻌـــــــــــَﹰﺎ ﺣﺎﺻﻞ ﻳﻴﻠﻠﻖ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻚ ١٦٦٣٠٥ ﻳﻮﺯ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﺍﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺟﻴﻮﺯ ﺑﺶ ١٦٦٣٠٥ ﻳﻜﻰ ﺣﺎﺻﻠﻨﺪﻥ ﻏﲑﺩﺭ ﺑﻮ ﲨﻠﻪ 275 )(10a ﺍﳌﺼﺮﻓـــــــــــــــ ﺍﻫﻞ ﻭﻇﺎﻳﻒ ﻋﻼﺀ ﺍﻟﺪﻳﻦ ٢ ﻣﺼﻠﺢ ﺍﻟﺪﻳﻦ ٢ ﻭﻟﺪ ﺑﺸﻪ ٢ ﺳﺮ ﳏﻔﻞ ٢ ﳏﻰ ﺍﻟﺪﻳﻦ ٢ ﺣﺴﻦ ٢ ﺣﻮﺍﺟﻪ ﺣﺎﻓﻆ ٢ ﺳﻠﻴﻤﺎﻥ ﺍﻣﺎﻡ ٢ ﻭﻟﺪ ﺍﲰﲎ ﺻﻼﺡ ﺍﻟﺪﻳﻦ ٢ ﻭﻟﺪ ﻛﻼﺭﺟﻰ ٢ ﻣﻌﻴﺪ ٢ ﻭﻟﺪ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺣﺴﻦ ٢ ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ ٢ ﺧﻮﺍﺷﺤﻮﺍﻥ ٢ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻮﻫﺎﺏ ٢ ﻛﻤﺎﻝ ٢ ﺍﻣﺎﻡ ﺟﺎﻣﻊ ٢ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﻌﺮﻑ ٢ ﻭﻟﺪ ﺧﻄﺐ ٢ ﺍﻣﲑ ﺣﺴﻦ ٦٠ ﻳﻜﺮﻙ ﻛﺎﺗﺐ ٦٠ ﻳﺎﺯﳚﻰ ٦٠ ﺧﻠﻴﻔﻪ ﺳﻨﺎﻥ ٦٠ ﳏﻤﺪ ٦٠ ﻣﺆﺫﻥ ﺍﻣﲑ ٦٠ ﺑﻮﺷﺠﻪ ٦٠ ﻣﺮﺍﺩ ﻓﻘﻴﻪ ٦٠ ﻭﻟﺪ ﺑﻨﺎ ٦٠ ﻭﻟﺪ ﺷﺮﻳﻒ ٦٠ ﴰﺲ ﺍﻟﺪﻳﻦ ٦٠ ﻗﺮﻩ ﻗﺎﺳﻢ ٦٠ ﻋﻠﻮﻯ ٦٠ ﺣﺎﺟﻰ ﺳﻠﻴﻤﺎﻥ ٦٠ ﺳﻴﺪ ﺍﲪﺪ ٦٠ ﻭﻟﺪ ﻋﻮﺽ ٦٠ ﻛﻤﺎﻝ ﻗﻼﻕ ٦٠ ﭼﺮﺍﻍ ﻣﺆﺫﻥ ٦٠ ﺑﻠﺒﺎﻥ ٦٠ ﲨﺎﱃ ٦٠ ﺩﻩ ﺩﻩ ٦٠ ﺣﻀﺮ ٦٠ ﺍﻣﲑ ﺳﻴﺪ ٦٠ ﺷﻴﺦ ﻋﻠﻰ ٦٠ ﺳﻴﺪ ﺍﲪﺪ ٣٠ ﺻﻮﰱ ٣٠ ﳏﻤﺪ ﺷﺎﻛﺮ ٣٠ ﻭﻟﺪ ﺍﻣﺎﻡ ﭼﺮﺍﻍ ٣٠ ﻣﻮﻟﻮﻯ ٣٠ ﻣﻌﻠﻢ ﺣﺴﺎﻡ ٣٠ ﻭﻟﺪ ﺻﺎﺗﻰ ٣٠ ﳏﻤﺪ ﻣﺆﺫﻥ ٣٠ ﻭﻟﺪ ﻣﻨﺘﺸﺎ ٣٠ ﻋﻨﺘﱮ ٣٠ ﻭﻟﺪ ﻣﺆﻣﻦ ٣٠ 276 )(10b ﻗﺮﺍﺟﻪ ﻛﺎﺗﺐ ٣٠ ﻭﻟﺪ ﺳﻴﻒ ﺍﷲ ٣٠ ﺣﺴﻦ ﺣﺎﺟﻰ ٣٠ ﺑﺸﲑ ﺣﺴﺎﻡ ٣٠ ﻋﺒﺪ ﺍﷲ ٣٠ ﻭﻟﺪ ﺍﻧﺼﺎﺭﻯ ٣٠ ﺳﺮ ﳏﻔﻞ ٣٠ ﻭﻟﺪ ﻗﻴﻮﳎﻰ ٣٠ ﳏﻤﻮﺩ ٢٠ ﺳﻨﺎﻥ ٢٠ ﭘﲑ ١٥ ﻣﺆﺫﻥ ١٥ ﻳﻮﻣﻴـــــــــﻪ ١٤٧ ﻧﻔــــــﺮ ٦٨ ﻫﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻭﺝ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﺘﻴﻮﺯ ﺳﻜﺴﺎﻥ ﻳﻴﻠﺪﻩ ٣٩٣٣٦ ﺍﳌﺼﺮﻓــــــــــــ ﺧﺪﺍﻡ ﻧﻈﺎﺭﺕ ١٢٠٠ ﻣﺪﺭﺱ ﻣﺘﺼﺪﺭ؟ ٣٠٠ ﺷﻴﺦ ﺯﺍﻭﻳﻪ ٣٠ ﺑﺮﺍﺩﺭ ﻣﻮﻻﻧﺎ ١٥٠ ﺧﻄﻴﺐ ١٢٠ ﺍﻣﺎﻡ ٦٠ ﻛﺎﺗﺐ ٣٠ ﻣﻌﻠﻢ ٦٠ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﺆﻣﻦ ٦٠ ﻣﺆﺫﻥ ٦٠ ﻋﻠﻮﻯ ٢١٠ ﻭﻛﻴﻞ ﺧﺮﺝ ١٨٠ ﺟﺎﰉ ٩٠ ﻛﻼﺭﻯ ٩٠ ﺍﻧﺒﺎﺭﻯ ٩٠ ﻧﻘﻴﺐ ﻳﻮﺳﻒ ٦٠ ﻧﻘﻴﺐ ﳏﻤﻮﺩ ٦٠ ﺣﺴﻦ ١٢٠ ﺍﻟﻴﺎﺱ ١٢٠ ﺧﻀﺮ ٣٠ ﭘﺎﺷﺎﻳﻜﻴﺪ ٧٥ ﺍﲰﻌﻴﻞ ٦٠ ﲪﺰﻩ ٦٠ ﻣﺮﻣﺘﺠﻰ ٣٠ ﺧﻠﻴﻞ ٦٠ ﻗﺮﺍﺟﻪ ٣٠ 277 ﺑﻮﺍﺏ ٦٠ ﻓﺮﺍﺵ ﺩﻳﻜﺮ ٣٠ ﺁﺧﻮﺭﻯ ٢٠ ﻣﺘﻮﺿﺎﺗﻰ؟ ١٥ ﻓﺮﺍﺵ ٥٠ ﺍﻭﺩﻛﻴﻴﻪ؟ ١٠ ﻧﻔــــﺮ ﲨﻠﻪ ﺧﺪﺍﻡ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻭﭺ ﻧﻔﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﻮﺯ ﻳﻮﺯ ﺍﻟﻠﻰ ﺍﻭﭺ ﺍﻗﭽﻪ ﻳﻴﻠـــﺪﻩ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺩﺭﺗﻴﻮﺯ ﺳﻜﺴﺎﻥ ﺍﻗﭽﻪ ﺟﻨﺎﻗﺠﻰ ٣٣ )(11a ﻧﻔـــﺮ ﲨﻠﻪ ﺣﻔﺎﻅ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﺳﻜﺰ ﻧﻔﺮﺩﺭ ﺍﻳﺪﻩ ﻳﻮﻣﻴﻪ ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﻳﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻭﭺ ﺳﻜﺴﺎﻥ ﺍﻗﺠﻪ ﻳﻴﻠـــﺪﻩ ٣٩٣٣٦ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﭼﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻗﭽﻪ ﺗﻮﻟﻴـﺘــــــ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﲨﻌــــــــــــًﺎ ﻧﺎﻇﺮ ﻭﻣﺪﺭﺱ ﻭ ﺍﻫﻞ ﺣﻔﺎﻅ ﻭﺧﺪﺍﻡ ٨٦٧٧٠ ﺳﻜﺴﺎﻥ ﺍﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﻳﺪﻯ ﻳﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ ﺗﻮﻟﻴـــــﺖ ﺗﻮﻟﻴـــــﺖ ﺳﻨﻮﻯ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻗﺎﺿﻰ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻗﺎﺿﻰ ﺍﻳﻠﻖ ﺳﻜﺰ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﻮﺯ ]ﻳﻮﺯ[ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻛﻰ ﺍﻗﭽﻪ ﻭ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﱴ ﻳﻮﺯ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﺍﺕ ،ﻛﻮﻧﺪﻩ ﺍﻭﭺ ﲜﻖ ﺑﻄﻤﻦ ﺍﻟﻨﻮﺭ، ﺍﻭﺩﻭﻥ ،ﺍﺵ ،ﺍﻛﻤﻚ ﺍﭼﻮﻥ ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻭﭼﻴﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺑﺶ 278 ﺍﻗﭽﻪ ﻳﻴﻠــــــﺪﻩ ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﻮﺯ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺷﺮ ﺍﺯﺭﻩ ﻳﺘﻤﺶ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻭﻟﻮﺭ ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻛﻰ ﺑﻴﻚ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﻳﻴﻠـــــﺪﻩ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺑﺶ ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﺑﻐﺪﺍﻯ ﺩﻛﻴﻨﻪ ﻭﭼﻨﺎﻗﭽﻰ ﻭ ﺍﺩﻭﻧﻪ ﻭﻗﺎﺯﻏﺎﻥ ﻗﻠﻌﻰ ﻭ ﺯﻳﺘﻮﻥ ﻳﺎﻍ ﻭﺑﺰﻳﺮ ﻭﭘﻨﺒﻮﻕ ...ﻭ ...ﻭ ﺍﺧﻮﺭﻯ ﻭﻧﺎﱏ ﻭ ﻣﺘﻮﺿﺎﺟﻰ؟ ﻫﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻳﺪﻯ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻳﻠﺮ ﻳﻴﻠﻠﻖ ﺑﻴﻚ ﺑﺸﻴﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺩﺭﺕ ﺍﻗﭽﻪ 279 ﲨﻊ ﺍﺠﻤﻟــــﺎﻣﻊ ﺧﺮﺝ ﺍﻫﻞ ﻭﻇﺎﻳﻒ ﻭﺧﺪﺍﻡ ﻭ ﻣﻌﺎﺵ ﺧﺮﺝ ﺩﻓﺘﺮﻟﺮ ﻣﻮﺟﺒﻨﺠﻪ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺩﺭﺕ ﺑﻴﻚ ﺳﻜﺰ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺳﻜﺰ ﺍﻗﭽﻪ ١٣٤٨٢٤ )(11b ﺍﻟﺒـــــﺎﻗﻰ ﺭﻗﺒﻪ ﻭﺿﻴﺎﻓﺖ ﺧﻮﺍﺩ ﺧﺮﺝ ﻭﻏﲑﻫﻢ ﻗﺎﻟﻮﺭ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺑﺮ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﱴ ﻳﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ ﻳﺪﻯ ﺍﻗﭽﻪ ٣١٦٧٧ ﻋﻠﻴﺸﺮﺩﹰﺍ ﻭ ﻳﻜﻴﺠﻪ ﺍﺭﻏﻨﺪﻥ ﺍﻕ ﭘﺮﻧﭻ ﺍﻭﻥ ﻳﺪﻯ ﻣﺪ ﺑﺮ ﻛﻠﻪ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻳﻪ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﻮﺭ ﻏﻼﹼﺗــــــــــــــــــــــــ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺍﻭﺭﺧﺎﻧﻴﻪ ﺑﻐــــﺪﺍﻯ ﺍﻭﭼﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﻃﻘﻮﺯ ﻣﺪ ﺍﻭﻥ ﺍﻭﭺ ﻛﻠﻪ ﻣﻨﻬــــــــــــــﺎ ﻭ ﺍﺵ ﺍﭼﻮﻥ ﻛﻮﻧﺪﻩ ﺍﻭﭺ ﻛﻠﻪ ﻛﻮﻧﺪﻩ ﺍﲤﻚ ﺍﭼﻮﻥ ﺍﻭﻥ ﺍﻛﻰ ﻛﻠﻪ ،ﺍﻳﺪﻩ ﺑﻐﺪﺍﻯ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﺍﻟﻠﻰ ﺩﺭﺕ ﻣﺪ ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﻣﺪ ﺑﻮ ﺣﺴﺎﺏ ﺍﺯﺭﻩ ﺍﻳﻠﺮ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺍﻟﱴ ﻣﺪ ﺟـــــﺎﻣﻜﻰ ﺟﺮﻩ ﺩﺭ ﺷﻴﺦ ﻭ ﺣﺪﺍﻡ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺑﺮ ﺑﭽﻖ ﻣﺪ ﲨﻌــــًﺎ ﺧﺮﺝ 280 ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺑﺮﺑﭽﻖ ﻣﺪ ﻭ ﺧﺮﺝ ﺯﻳﺎﺩﻩ ﺩﺭ ﺍﺻﻠﺪﻥ ﺑﻮﻳﻴﻞ ﻃﺤﻴﻞ ﺍﻭﻛﺎﺕ ﺍﻭﳌﺪﻭﻏﻴﭽﻮﻥ ﲨﻌــــًﺎ ﺍﺭﭘﺎ ﻭ ﻳﻮﻻﻑ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﺩﺭﺕ ﻣﺪ ﻃﻘﺰ ﻛﻠﻪ ﺑﻮ ﲨﻠﻪ ﺩﻥ ﺧﺪﺍﻣﻪ ﻭﺭﻟﻮﺭ ﻗﺮﻕ ﺳﻜﺰ ﻣﺪ ﺑﺎﻗﻰ ﺍﻳﻨﺪﻩ ﻳﻪ ﻭ ﺭﻭﻧﺪﻳﻪ ﺧﺮﺝ ﺍﻭﻟﻨﻮﺭ )(12a ﻋﻠﻴﺸﺮ ﺍﺭﻏﻨﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﳌﺶ ﻳﺪﻯ ﻣﺪ ﺑﺮﻛﻠﻪ ﺍﻣﺎ ﺍﻭﻛﺘﺠﺎﻕ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﻣﺪ ﺍﻭﻟﻮﺭﻣﺶ ﻭﻳﻜﻴﺠﻪ ﻛﻮﻯ ﺍﺭﻏﻨﺪﻥ ﺍﻭﻥ ﻣﺪ ﭘﺮﻧﭻ ﲨﻌــــًﺎ ﻧﻈﺎﺭﺕ ﻛﻪ ﻧﻴﺎﺑﺘﺪﺭ ﻧﻈﺎﺭﺗــــــ ﻗﺮﻕ ﻣﺪ ﺑﻐﺪﺍﻯ ﻬﺑــــﺎﺀ ٢٤٠٠ ﻭﺍﺭﭘﺎ ﻳﻮﻻﻑ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﻣﺪ ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﻛﻠﻪ ﻬﺑـــﺎﺀ ٧٦٤ ﻭﺳﻜﻰ ﻛﻮﻳﻚ ﻛﺎﻭﺭﻧﺪًﺍ ﻧﻴﺎﺑﺖ ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﻭﻳﻮﻡ ﻋﻤﺎﺭﺗﺪًﺍ ﻗﺮﻕ ﺍﻗﭽﻪ ١٤٩٠١ ﻳﻴـــﻠﺪﻩ ١٨٣٦٥ 281 ﻣﺘﻮﱃ ﻛﻪ ﺑﺮﻭﺳﺎ ﻗﺎﺿﻴﺴﻰ ﺩﺭ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺳﻜﺰ ﻣﺪ ﺍﻭﻥ ﺑﺶ ﻛﻠﻪ ﺑﻐﺪﺍﻯ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻟﻮﺭ ﻬﺑــﺎﺀ ٢٣٤٠ ﻭﻳﻮﻡ ﻋﻤﺎﺭﺗﺪﻥ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻳﺪﻯ ﺑﭽﻖ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻭﻟﻮﺭ ﲨﻠﻪ ﺳﻰ ﻳﻴﻠﻖ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﺘﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﻭﺗﻮﻟﻴﺖ ٦٩٣٢ ﲨﻠﺘــــﺎﻥ ١٨٥٣٢ 282 Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Transkripsiyon): [1b] Karye-i Seki ki bağbanlardur , Bayezid Hünkârʹun vakfudur. Merhum Orhan Beyʹün Hisarʹda olan medresesine ve müderris ve huffâz ve türbedâr ve sâir masârıfına sarf olunur. Mevâcib-i sene tis‘a ve hamsîne ve semân-mie. Hane Mornar Hane Goraz Hane Papaz Dimitri Hane Papaz Yani Hane Kardesi Todoroz Hane Mihal Elenori Hane Samara Hane Mihale Hane Oğlu Mihal Hane Yani İlyanos Hane Yorği oğlı Hane Yani Karon Hane Mihal Der Hane Yani Pavlov Hane Dimitri Kaçiyani Hane Yorgi Körtek Hane Manol Körtek Hane Mihal Körtek Hane Duce Hane Mathos Hane Yorği Kaçiyani Hane Hane Papaz Kesarno Yorgi Enilyanor Hane Yorgi İlinaki Hane Nikola Öksüz Hane oğlı Yorği Hane Yani Öksüz Hane Elmiyadi Hane Hane Papaz Todonar Yakovan Hane Ogen Manol Hane Karafnoz Hane Fot Hane Oğul Todorazi Hane Belgaroz Hane Perod Papaz Hane oğlı Yani Hane Selensor Hane Kosta Tolatakina Hane Duzma 283 [2a] Hane Leskeri Hane oğlı Yani Hane oğlı Selesnor Hane Yani Lipojo Hane Manol Toma Hane Yorği Atros Hane Hıristanor Hane Nikola Serdoz Hane Dimitri Serdoz Hane Yani kala Hane Monotefnor Hane Logara Hane Papaz Yorği Hane oğlu Todoraz Hane oğlı Vara Hane Ermedegöz Hane Nikola Körgösi Hane Hane Hane Yorği Papa Nikola Mihal Kalfor Fenor Tedor Vardoko Hane Papas Mihal Andreniko Hane Manko Yani Hane Mihal Kaçiyani Hane Losta Andreniko Hane oğlı Todor Hane Todor Andreniko Hane Marnos Hane oğlu Tonca Hane Razis Hane oğlı Yani Hane Karmenol Hane Papa Hane oğlı Manol Hane Lengenos Hane Mihal Kaçara Hane Todor Maskak Hane Kaçaras Hane Mihal Episder Hane Adrenos Hane Çederaz Hane oğlı Mihal Hane Kostafili Episihi Hane Ağalovas Hane Barbanos Hane Hane Mihal Pazano oğlı Mihal Hane Manol Semer Hane Hane Hane 284 Hane Hane Yorges Todora Babaçi Hane Mihal Eklimato avret Kosta Derzi Todor Vakiyekor Hane Hane Luna , dul avret Kande Yorkina Todoraz Toma Hane Lareni , dul Hane Kaçiyani , dul avret dul Hane Hane Hane Balla Luna , dul avret Kalya Epsihina , dul Lemizina , Hane Havişena , dul dul Hane Hane Makrimina, dul Marmanina, dul Hane Eklemedina , [2b] Hane Hane Lekerna, dul Frudo, dul Kanadiya, dul Hane İstefanina, dul Hane Hane Peruca Badiya , dul Muskina, dul Hane Mikoforena, dul Hane Hane Forkina, dul Hane__________________________________________________________ 90 Mücerred Bîve 7 16 _ı in __ _ _ ız uz b _ __ ım ok __ ltan ond _ _ u e __ tû'S niyl c â k r a şâ çe Ha M n i a k Nezâret_____________________________________________________________ Ki niyâbetdür , bin ikiyüz akçe Ve mütevellî âdemisi harâc cem‘ idenün dörtyüz akçe alurmış 285 Ve İstanbul Tekfur[ı] idüği hâsıldan -ki şimdiAltunboğa oğlı İsmâilʹe timar olmışdurmahsûl bin akçe Harâc-ı maktû‘ el-Masraf________________________________________________________ Müderris , yevm 3 Mevlâna Yeğân 3 Nezâret , yılda İki Hatîb 1.000 3 Muslihuddin Hoca 1 Halife Yusuf Hasan Ali 1 1 Hafız Ahmed Veled-i Satı 1 1 Şemseddin 1 Sofi Ali 1 Veled-i Nasrullah , yıldaMüezzin Mustafa , yılda 260 540 1 Türbedâr-ı Orhan Bey , yılda 1.000 Türbedar Osman 1 Nefer 16 Yevmiye 53 [3a] Cümle________________________________________________________________ Senevî harc ondokuz bin akçe Mukarrer Evkāf_________________________________________________________________ı Merhum Orhan Bey ki , Bursaʹda imâretine ve medresesine vakıfdur , hâsılını masraf[ını] beyân eder. Mevâcib-i sene tis‘a ve hamsine ve semnân-mie. Karye________________________________________________________________i 286 Galya ki Karacaağaç derler. Vakıfdur Bursaʹda merhûm Orhan Bey imâretine. Hane Yani Todoraz 272 Hane Nikola Anisnos 272 Hane Anibal Panos 272 Hane Yorgi 238 Hane Verenkos 272 Hane Kanlis 442 Hane Yani 272 Hane Kosta 404 Hane Nikola 272 Hane Vasil 472 Hane Kosta 272 Hane Eflah 272 Hane Gavala 272 Hane Kolari 444 Hane Kalafad 272 Hane Nesudi 272 Hane Yani 272 Hane Koskofor 272 Hane Panos 600 Hane Esilyanos 408 Hane Demürci 102 Hane Tekfur 408 Hane Bertaronos 272 Hane Vasdigar 408 Hane Mihal 272 Hane Ekleki 272 Hane Dimitri 272 Hane Konali 282 Hane Harnos 272 Hane Eklenus 272 Hane Yorgi 272 Hane Morilos 170 Hane Hıristelo Hane Tekfur Hane Dimitri Hane Yorgi [3b] 287 238 272 408 272 Hane Filos 272 Hane Bebekos 272 Hane Hıristolos 272 Hane Kofos 272 Hane Harudi 102 Hane Papa Yani 136 Hane Papa Kalinos 170 Hane Kirilos Çift Hane Elanos Çift Hane Bordiver Çift Hane Hıristani Çift Hane Fondekas Çift Hane Çölmekçi Çift Hane Nikola Çift Hane İstilyanos Çift Hane Ormeno Çift Hane Dimitri Çift Hane Lahna Çift [4a] Hane Krikos Çift Hane Lipos Çift Hane Erkeros Çift Hane Kostafor Çift Hane Loğara Çift Hane Sekede Çift Hane Kefaliç Çift Hane Sekede Çift Hane Manol Çift Hane Foknos Çift Hane Karakolos Çift Hane Beram Hane Hrofes Hane Papa Telegoros Hane Kostandil 272 Elliciler beyânındadır. 288 Hane Kamazenos Çift Hane Kenhustos Çift Hane Drano Çift Çift Çift Çift Hane Danili Çift Hane Kosta Çif Han Vasili Çift Hane İstradi Çift Hane Papa İstibsos Çift Hane Papa Dranovi Çift Hane Kamenos Çift Hane Mihal Çift Hane İskolardi Çift Azadluları beyân eder Hane Kethuda Ali 50 Hane Mihal 50 Hane Yani 50 Hane Andronikos 50 Hane Murad oğlı Ali 50 Hane Rosali Hane İsa Hane Ahmed 50 50 50 Hane Yani Cem‘an____________________________________________________________ Balıkçılar Elliciler Azadlular Hane 45 41 10 ............................................................................................................................................. ............................................................................................................................................. ............................................................................................................................................. 289 [9b] Hâsıl ______________________________________________________________ı Dekâkin ve mükata‘ât-ı imâret-i Orhan Bey -tâbe serâhü- der nefs-i Bursa . Aded-i dükkânlar iki yüz kırk yedi. Her ayda kirayasınden ve mukata‘asından üçbin dokuz yüz yirmi dokuz akçe , cem‘an bir yılda kırk yedi bin yüz sekiz akçe. Hâsıl_________________________________________________________________ _ı Tabbağlar, hamâm ve asl-ı zâviye, on sekiz binüç yüz dört akçe ve dört îd ve ay kesrine dört yüz on altı kesir kestirdiler. Hâsıl____________ ı Kervansaray , yılda On dokuz bin [akçe] Resm_______i Değirmen , ayda elli akçe Yılda Altı yüz [akçe] Resm___________ i Dink , ayda altmış , Yılda Yediyüz yirmi akçe Cem‘an__________________________________________________ Hâsıl-ı yıllık-ı imaret-i Orhan Bey - 166.305 Yüz altmış altı bin üç yüz beş 166.305 Seki hâsılından gayrıdır zikr olan cümle 290 [10a] el-Masraf_____________________________________________________________ı Ehl-i vezâyif Alaeddin 2 Muslihıddin 2 Veled-i Beşîr 2 Hasan Ali Salahaddin 2 Hoca Hafız Süleyman , imam 2 2 Veled-i kilâri 2 Mu‘îd Veled-i Mevlana Hasan 2 2 Abdülvehhâb Kemal İmâm-ı Câmi‘ 2 2 2 Emir Hasan 60 Müezzin Emir 60 Şemseddin 60 Yeğrek , kâtib 60 Yavaşca 60 Kara Kasım 60 Veled-i İvaz 60 Cavid 60 Sofi 30 Mehmed Şakir 30 Veled-i Satı 30 Muhyiddin 2 Veled-i Ali 2 2 İbrahimHoşhan 2 Mevlânâ , muarrif 2 2 Veled-i hatîb 2 Yazıcı 60 Halife Sinan 60 Murad Fakîh 60 Veled-i Bennâ Veled-i Şerif 60 60 Ulvi 60 Kemal Kallak 60 Hızır 60 Sermahfil 2 Hacı Süleyman 60 Mehmed 60 Seyyid Ahmed 60 Çerâg-ı Müezzin Balaban 60 60 Emir Seyyid 60 Şeyh Ali 60 Cemâli 60 Seyyid Ahmed 60 Veled-i İmâm-ı çerâğ Mevlevi Mu‘allim Husâm 30 30 30 Mehmed , müezzin 30 Veled-i Menteşe Antebî Veled-i Mümin 30 30 30 291 [10b] Karaca , kâtib 30 Veled-i Seyfullah 30 Hasan Hacı 30 Beşir Husâm 30 Abdullah 30 Veled-i Ensâri 30 Sermahfil 30 Veled-i Kuyumcı 30 Mahmud 20 Sinan 20 Pîr 15 Müezzin 15 __ __ _ __ iye __ r m e v 7 f Ne 6 8 Ye 1 4 Her ayda üç bin ikiyüz seksen Yılda 39.336 el-Masraf_____________________________________________________________ı Huddâm Nezâret 1.200 Müderris-i mutasaddır Seyh-i zâviye 300 30 Hatîb Mü’min 120 İmâm Kâtib 60 30 Müezzin 60 Ulvi 210 Vekiliharc 180 Anbâri 90 Nakîb Yusuf 60 Nakîb Mahmud 60 Hasan 120 İlyas 120 Hızır 30 Paşa Yiğit 75 İsmail 60 Hamza 60 Meremmetçi 30 292 Birâder-i Mevlâna 150 Muallim 60 Halil 60 Mevlâna 60 Câbi 90 Kilâri 90 Karaca 30 [11a] Bevvâb 60 Ahurî 20 Ferrâş 50 Ferrâş-ı diğer 30 Müteveddâti 15 Od-i kiyye 10 Bir cümle_____________________ Huddâm otuz üç nefer , ayda üçbin dokuzyüz elli üç akçe Çanakçı 33 Bir cümle___________________ Huffâz altmış sekiz neferdir.Yevmiye yüz kırküç akçe ,ayda Üçbin ikiyüz seksen akçe Yılda_______________________________ Yılda_______________________________ Kırkyedi bin dörtyüz seksen akçe Otuzdokuz bin üçyüz kırk akçe Tevliyet_______________________________i Mevlâna Cem‘an______________________________________________________ Nâzır ve müderris ve ehl-i huffâz ve huddâm 86.790 Seksen altı bin yediyüz seksen akçe Tevliyet_________________________ Mevlâna Kadı , aylık sekizyüz akçe , ve yılda dokuzbin altıyüz. Tevliyet________________________________ Senevî Mevâna Kadı. Altıbin dokuz[yüz] otuziki akçe Bahâ_____________________________ i Odun, aş, etmek içün ayda üçyüz yirmibeş akçe ; yılda üçbin dokuzyüz akçe Bahâ___________________________ i Et , günde üç buçuk batman alınur. Yirmişer üzere yetmiş akçe olur.Ayda ikibin yüz akçe Yılda_____________________________ Üçbin dokuzyüz akçe Yılda____________________________ Yirmibeş bin ikiyüz akçe 293 Teffûh ____________________ Günde ikişer buçuk Yılda____________________ Dokuzyüz akçe Buğday döğene ve çanakçı ve oduna ve kazgan kal‘ı ve zeytinyağı ve bezir ve panbuk ve âhurî ve nânî ve müteveddâci Her ayda yüz yirmi yedi akçe eyler , yıllık bin beşyüz yirmi dört akçe [11b] Cem‘uʹl-mecâmi‘_______________________________________________i Harc-ı ehl-i vezâyif ve huddâm ve ma‘âş-ı harc , defterler mûcebince yüz otuzdört bin sekizyüz yirmisekiz akçe 134.828 el- Bâkî_____________________________________________________ Rakabe ve zıyâfet hord-harc ve gayruhum kalur otuzbir bin altıyüz yetmişyedi akçe 31.677 Ve Alişarʹdan ve Yenice argından ak pirinç onyedi mud bir kile İmâret-i Amireʹye sarf olunur. Gallât___________________________________________________________ı İmâret-i Orhaniye Buğday__________________________________________________________ Üçyüz kırkdokuz mud onüç kile Minhâ_____________________________________________________________ Günde etmek içün oniki kile, ayda onsekiz Ve aş içün gündeüç kile buğday, mud.Bu hesâb üzere eyler yılda ikiyüz yılda ellidört mud onaltı mud 294 Câmegî___________________________________________________________ Ki cerredür , şeyh ve huddâma Yüz onbir buçuk mud Cem‘an___________________________________________________________ Harc Üçyüz seksenbir buçuk mud ıl uy b n da sıl ı için a , dir adığ e âd lm ziy at o c n r hâ hıl o e a V t Cem‘an___________________________________________________________ Arpa ve yulaf altmış dört mud dokuz kile. Bu cümleden huddâma verilür kırksekiz mud. Bakî âyendeye ve revendeye harc olunur. [12a] Alişar argından hâsıl olmuş yedi mud bir kile amma onatcak altmış-yetmiş mud olurmuş ve Yenice köy argından on mud pirinç Cem‘an_____________________________________________________ Nezâret ki niyâbetdür. Nezâret_____________________________________________________ Kırk mud buğday Ve arpa yulaf otuz mud sekiz kile Bahâ Bahâ 2400 765 Ve Seki köyü gâvurundan niyâbet bin ikiyüz akçe ve yevm imaretden kırk akçe __ 14.901 __ _ __ __ _ __ a_ 365 d l . Yı 1 8 295 Be-cihet_____________________________i Mütevellî -ki Bursa kadısıdır- otuzsekiz mud onbeş kile buğday hâsıl olur. Baha 2.340 Ve yevm-i imaretden yirmiyedi buçuk akçe olur. Cümlesi yıllık dokuzbin altı yüz akçe Cümletân_________________________________________________ 18.532 Bulgaristanʹdaki Osmanlı Belgeleri - Orhan Bey Vakıfları , BDAGM. Osmanlı Arşivi Yayınları , Nu: 7, s. 141-158 Ankara 1994. 296 Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Türkçe): [1b] Bağcılık yapan Seki köyü Padişah Bayezidʹin vakfıdır. Rahmetli Orhan Beyʹin Hısarʹda olan medresesine , müderrisine , hâfızlarına , türbedarına ve diğer masraflarına sarf edilir. Hicrî 859 [Milâdi 22 Aralık 1455-11Aralık 1456] yılı gelir-gideri. Hane Mornar Hane Goraz Hane Papaz Dimitri Hane Papaz Yani Hane Kardesi Todoros Hane Mihal Elenori Hane Samara Hane Mihale Hane Oğlu Mihal Hane Yani İlyanos Hane Yorği Oğlu Hane Yani Karon Hane Mihal Deri Hane Yani Pavlov Hane Dimitri Kaçiyani Hane Yorgi Körtek Hane Manol Kortek Hane Mihal Körtek Hane Duce Hane Mathos Hane Yorği Kaçiyani Hane Hane Papaz Kesarnor Yorgi Enilyanor Hane Yorgi İlinaki Hane Nikola Öksüz Hane oğlu Yorği Hane Yani Öksüz Hane Elmiyadi Hane Hane Papaz Todona Yakovan Hane Ogen Manol Hane Karafnoz Hane Fot Hane oğlu Todorazi Hane Belgaroz Hane Perod Papaz Tolatakina Hane oğlu Yani Hane Selensor Hane Kosta Hane Duzmal 297 [2a] Hane Hane Hane Hane Leskeri Lipojo oğlu Yani oğlu Selesnor Yani Hane Manol Toma Serdoz Hane Yorği Atros Hane Hiristanor Hane Nikola Hane Dimitri Serdoz Hane Yani kala Hane Monotefnor Hane Logara Hane Papaz Yorği Ermadagoz Hane oğluTedoraz Hane oğlu Var Hane Hane Nikola Körgösi Vardoko Hane Yorği Papa Nikola Hane Mihal Kalfor Fenor Hane Tedor Hane Papaz Mihal Andrenika Hane Manko Yani Hane Mihal Kaçiyani Hane Yorges Hane Losta Andrenika Hane oğluTodor Hane oğlu ToncaRazis Hane Razis Hane oğlu Yani Hane Karmenol Hane Papa Kaçara Hane oğlı Manol Hane Lengenos Hane Mihal Hane Todor Maskak Hane Kaçaras Hane Mihal Episder Hane Hane Hane 298 Hane Tedor Andrenika Hane Marnos Hane Adrenos Hane Çederaz oğlı Mihal Kostafili Episihi Hane Barbanos Semera Hane Mihal Pazano Hane oğlu Mihal Hane Mana Hane Todora Babaçi Toma Hane Kosta Derzi Hane Todor Vakiyekor Hane Todoraz Hane Mihal Eklimat dul avret Hane Luna , dul avret Hane Kande Yorkina Hane Lareni , Hane Hane Kaçiyani , dul avret Balla Luna , dul avret Hane Havişena , dul Hane Makrimina, dul Ağalovas Hane Hane Kalya Epsihine , dul Lemizine , dul Hane Marmarina, dul Hane Eklemedina, dul 299 [2b] Hane Lekerna , dul dul Hane Pericabadiya , dul dul Hane Frudo, dul Hane İstefanina , dul Hane Forkina , dul Hane Mikoforena , dul Hane-Evli 90 Bekâr 7 Hane Kanadiya , Hane Muskina, Dul 16 ı __ in _ __ ız uz b _ __ ım ok __ ltan ond _ _ u e __ tû'S niyl c â k r a şâ çe Ha M n i a k Köyün maktû‘ vergisi ellerindeki padişah beratı gereğice ondokuz bin akçedir Nazırlık görevinde bulunan kişiye - ki Kadıʹdır - bin ikiyüz akçe Vergileri toplayan mütevellînin adamına dörtyüz akçe İstanbul Tekfuruna ait olup şimdi Altunboğa oğlu İsmâilʹin timarı olan yerin hâsılından bin akçe Maktû‘ harâcdan yapılan harcamalar ______________________________________________ Müderris Yevmiye 30 Mevlana Yeğân Yevmiye 3 Nazırlık Yılda 1000 İki hatîb Yevmiye 3 Muslihuddin Yevmiye 1 Halife Yusuf Yevmiye 1 Hasan Yevmiye 1 Şemseddin Hoca Yevmiye 1 300 Ali Hafız Ahmed Yevmiye Yevmiye 1 1 Veled-i Nasrullah Yılda 260 Veled-i Satı Yevmiye 1 Müezzin Mustafa Yılda 540 Sofi Ali Yevmiye 1 Türbedâr-ı Orhan Bey Yılda 1.000 Müezzin İsmail 1 Nefer 16 Yevmiye 53 [3a] Cümle -Toplam ___________________________________________________ Senelik masraf ondokuz bin akçe Mukarrer Evkāf_________________________________________________________________ı Rahmetli Orhan Beyʹin Bursaʹdaki imaretine ve medresesine vakıf olan yerlerin gelir ve gideri hakkındadır. Hicrî 859 [Milâdi 22 Aralık 1455-10 Aralık 1456] senesi gelir-gideri Galya köyü ki -Karacaağac da derler- rahmetli Orhan Beyʹin Bursaʹdaki imâretine vakıfdır. Hane Yani Todoraz 272 Hane Nikola Anisnos 272 Hane Anibal Panos 272 Hane Yorgi 238 Hane Verenkos 272 Hane Kanelis 442 Hane Yani 272 Hane Kosta 404 Hane Nikola 272 Hane Vasil 272 Hane Kosta 472 Hane Eflah 272 301 Hane Gavala 272 Hane Kolari 444 Hane Kalafad 272 Hane Nesudi 272 Hane Yani 272 Hane Koskofor 272 Hane Panos 600 Hane Esilyanos 408 Hane Demürci 102 Hane Tekfur 408 Hane Bertoros 272 Hane Vasdigar 40 Hane Mihal 272 Hane Ekleki 272 Hane Dimitri 272 Hane Konali 282 Hane Harnos 272 Hane Eklanus 272 Hane Yorgi 272 Hane Morilos 170 Hane Hıristelo 238 Hane Tekfur 272 Hane Dimitri 408 Hane Yorgi 272 Hane Filos 272 Hane Babekos 272 Hane Hıristolos 272 Hane Kofos 272 Hane Harudi 102 Hane Papa Yani 136 Hane Papa Kalinos 170 Elliciler Hane Kirilos Çift Hane Hane Elanos Çift Hane Hane Bordiver Çift Hane [3b] 302 Hane Kostandil 272 Hane Kamazenos Çift Hane Hıristani Çift Fondekas Çift Çömlekçi Çift Nikola Çift Hane Asilyanos Çift Hane Ormeno Çift Hane Dimitri Çift Hane Lahna Çift Hane Krikos Çift Hane Lipos Çift Hane Erkeros Çift Hane Kostafor Çift Hane Loğara Çift Hane Sekede Çift Hane Kefaliç Çift Hane Sekede Çift Hane Manol Çift Hane Foknos Çift Hane Karakolos Çift Hane Beram Çift Hane Hrofes Çift Hane Papa Telegoros Çift Hane Drano Çift Hane Danili Çift Hane Kosta Çift Hane Vasili Çift Hane İstradi Çift Hane Papa İstibsos Çift Hane Papa Dranovi Çift Hane Kamenos Çift Hane Mihâl Çift Hane Mihal Çift Hane İskolard Çift [4a] Hane Kenhustos Çift 303 Azadlular Hane Kethuda Ali Hane Mihal 50 Hane Yani 50 Hane Andronikos 50 Hane Murad Ali 50 Hane Rosali Hane İsa Hane Ahmed oğlu 50 50 50 Hane Yani Toplam __________________________________________________________ Balıkçılar Elliciler Azadlular Hane Hane Hane 45 41 10 ............................................................................................................................................. ............................................................................................................................................. ............................................................................................................................................. 304 [9b] Orhan Beyʹin dükkân ve imâretine ait mukāta‘a gelirleri: Bursaʹdaki dükkânların sayısı ikiyüz kırkyedi. Her ayda kiralardan ve mukāta‘a gelirlerinden üçbin dokuzyüz yirmidokuz akçe gelir elde edilir. Toplam yılda kırkyedi bin yüz kırksekiz akçedir. Deri işleme , hamam ve zaviye gelirleri : Onsekiz bin üçyüz dört akçe Kervansarayʹdan Yılda Ondokuz bin akçe Değirmenlerden ayda elli akçe Dinklerden ayda altmış Yılda Yılda Altıyüz akçe Yediyüz yirmi Toplam_______________________________________________________________ Orhan Bey imâretinin yıllık geliri : 166.305 Yüz altmışaltı bin üçyüz beş akçe 166.305 Bu gelir Seki gelirinin dışındadır. 305 [10a] Vakıf ve din görevlilerine yapılan ödemeler___________________________ Alaeddin 2 Muslihıddin 2 Veled-i Beşir 2 Hasan Ali 2 Hoca Hafız 2 Süleyman , imâm 2 Veled-i kilerci Mu‘îd 2 2 Muhyiddin 2 Veled-i Ali 2 Salahaddin 2 Veled-i Mevlâna Hasan İbrahim Hoşhân 2 2 2 Abdülvehhâb Kemal İmâm-ı câmi‘ 2 2 2 Emir Hasan 60 Sermahfil 2 Mevlânâ, muarrif 2 Yekrek , kâtib Yazıcı 60 60 Veled-i Hatîb 2 Halife Sinan 60 Mehmed 60 Müezzin Emir Yavaşca 60 60 Murad Fakîh 60 Veled-i Bennâ Veled-i Şerif 60 60 Şemseddin 60 Kara Kasım 60 Ulvi 60 Hacı Süleyman Seyyid Ahmed 60 60 Veled-i İvaz 60 Kemal Kallak 60 Çerâg-ı Müezzin 60 Cavid 60 Hızır 60 Emir Seyyid 60 Sofi 30 Mehmed Şakir Veled-i İmâm-ı çerâğ 30 30 Veled-i Satı 30 306 Mehmed Müezzin 30 Balaban 60 Cemâli 60 Şeyh Ali 60 Seyyid Ahmed 60 Mevlevî 30 Muallim Husâm 30 Veled-i Menteşe Antebî Veled-i Mümin 30 30 30 [10b] Karaca Kâtib 30 Veled-i Seyfullah 30 Abdullah 30 Veled-i Ensâri 30 Mahmut 20 Sinan 20 Hasan Hacı 30 Ser mahfil 30 Pîr 15 Beşir Husâm 30 Veled-i Kuyumcu 30 Müezzin 15 __ __ _ __ iye __ r m 7 e f v Ne 6 8 Ye 1 4 Her ayda: Üçbin ikiyüz seksen akçe Yılda 39.336 akçe Vakıf ve din görevlilerine yapılan ödemeler ile eğitim hizmetleri için yapılan masraflar_______________________________________ Nezâret 1.200 Müderris 300 Seyh-i zâviye 30 Birâder-i Mevlâna 150 Hatîb 120 İmâm 60 Kâtib 30 Muallim 60 Mevlâna Mümin 60 Müezzin 60 Ulvi 210 Vekil-i harc 180 Câbi 90 Kilerci 90 307 AnbarcıNakîb Yusuf 90 60 Nakîb Mahmud 60 İlyas 120 Hızır 30 Paşa Yiğit 75 Hamza 60 Meremmetci 30 Halil 60 Hasan 120 İsmail 60 Karaca 30 [11a] Kapıcı 60 Ahırcı 20 Diğer Temizlikçi 30 Temizlikçi 50 Müteveddâti 15 Çanakçı 33 Od-ı kıyye 10 Toplam görevli otuzüç kişidir. kişidir . Yevmiye Ayda üçbin dokuzyüz elliüç akçe , üçbin ikiyüz seksen akçe Toplam hâfızlar altmışsekiz Yılda ______________________ Kırkyedi bin dörtyüz seksen akçe Yılda ________________________ 47.480 Yılda ________________________ Otuzdokuz bin üçyüz kırk akçe yüz kırk akçe , ayda Toplam ______________________________________________________________ Nâzır , müderris , hâfız ile vakıf ve din görevlileri Seksenaltı bin yediyüz seksen akçe Mütevelîlik___________________________ Mevlâna Kâdı, aylık sekizyüz akçe, yılda dokuzbin altıyüz akçe 308 Mütevellîlik______________________ Mevlâne Kadıʹya senelik Dokuzbin altıyüz akçe Bahâ___________________________i Odun, aş, ekmek için ayda üçyüz yirmibeş akçe yılda 1.900 akçe Yılda__________ Üçbin dokuzyüz akçe Bahâ____________________________ Et , günde üç buçuk batman; yirmişerden yetmiş akçe eder. Ayda ikibin yüz akçe. Yılda ___________ Yirmibeş bin ikiyüz akçe Teffûh _________________ Günde ikişer buçuk Yılda _______________ 900 akçe Buğday döğene , çanakçıya , oduna , kazanları kalaylamaya ve zeytinyağı , bezir ve pamuk ile ahırcı , ekmekçi ve saire için yapılan masraflar her ayda yüz yirmiyedi akçedir. Yılda bin beşyüz yirmi akçe eder. [11b] ___________________________________________ Defterlerdeki kayıtlar gereğince vakıf ve din görevlileri ile hizmetlilere yapılan ödemeler ve sâir harcamalar: Yüz otuzdört bin sekizyüz yirmisekiz 134.828 TOPLAMLARIN TOPLAMI Bakıye____________________________________ Hizmet , ziyafet ve sâir masraflardın sonra kalan Otuzbir bin altıyüz yetmişyedi 31.677 Alişarʹdan ve Yenice argından ak pirinç 17 mud 1 kile İmâret-i Amireʹye sarf olunur. Orhaniye imâretinin toprak gelirleri ______________________________________ İmâret-i Orhaniye Buğday________________________________________________ Üçyüz kırkdokuz mud onüç kile 309 Ondan____________________________________________________________ Günde ekmek içün oniki kile , ayda onsekiz mud .Bu hesap üzere yılda. İkiyüz onaltı mud eder Aş için günde üç kile buğday , yılda Ellidört mud eder Câmegî [Nafaka olarak verilen] ______________________________________ Şeyh ve din görevlilerine verilen Yüz onbir buçuk mud Toplam gider _______________________________ Üçyüz seksenbir buçuk mud l yı u nb da in l ı as ı iç ir, dığ d d e ma iyâ t ol z a c âr ı l on h Ve tah Toplam______________________________________________________________ Arpa ve yulaf 64 mud 9 kiledir. Bundan vakıf ve dingörevlilerine verilen 48 muddur. Kalan kısım gelen ve giden müsâfirlere sarf edilir. 310 [12a] Alişan argından yedi mud bir kile [pirinç] hâsıl olmuş , ancak aslında 60-70 mud hâsıl olurmuş. Yenice köy argından 10 mud pirinç hâsıl olurmuş. Cem‘an_____________________________________________________ Nezaret görevi karşılığı olarak Kadıʹya : Nezâret_____________________________________________________ Kırk mud buğday Değeri 2.400 Arpa yulaf otuz mud onsekiz kile Değeri 764 Seki köyünün gayrimüslim halkından niyâbet bedeli bin ikiyüz akçe ve günlük imâretden kırk akçe toplam : 14.901 __ __ _ __ __ _ __ 5 a_ lı d 8.36 Y 1 Mütevelli olan Bursa Kadısı için otuzsekiz mud onbeş kile buğday . Değeri 2.340 Ve günlük imâretden yirmiyedi buçuk akçe sarf olunur. Toplam yıllık dokuz bin altıyüz akçedir. __ __ _ _ et_ iy l tev 932 e V 6. Cümletân____________________________ 18.532 Harâc__________________ı Maktû‘ vergi Padişah berâtı 311 Maktû‘ Sultanımız nişâniyle akçedir ondokuz bin akçe Ve harc ziyâdedür asıldan bu yıl tahıl onat olmadığı içün Cümletân_______________ 18.532 gereğince ondokuz bin Tahıl ürünü bu yıl iyi olmadığı gider gelirden fazladır Cümletân_____________ 18.532 Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir vakıf kaydıdır. Taktir edileceği üzere burada kaydın bir kısmına yer verilmiştir. Bu konuda gerekli farkındalığın oluşturulması için de örneğin bazı yerlerine uzunca (……) şeklinde geçişlere yer verilmiştir. Yine taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir. 312 2. OSMANLI İMPARATORLUĞU YÜKSELME DÖNEMİ 20. Genel Açıklama II. Murad’ın ölümü (1451) ve oğlu Mehmet’in tahta çıkışından sonra Osmanlı Devleti artık bir “İmparatorluğa” dönüşmüştür. Bundan sonraki gelişmelerle, “devlet” ile ifade edilemeyecek bir genişlik kazanmıştır. Buradaki “imparatorluk” teriminin Osmanlılar için geç Avrupa tanımı olan “emperyal” ve “sömürgeci” manasında değil, etnik ve sosyal yapısı, takip ettiği cihanşümul siyaset, merkezi idare ve saltanat sistemi dolayısıyla nedeniyle kullanıldığı da önemle belirtilmelidir225. Bu dönem, Osmanlı Devleti’nin İmparatorluk haline geldiği gelişme dönemini içermektedir. Bilindiği üzere, gelişme dönemi, siyasi tarihçiler tarafından 1453-1579 yılları olarak kabul edilir. Bu tarihler, İstanbul’un fethinden, Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümüne geçen süreyi kapsamaktadır226. 1453-1579 tarihleri arasında bir başka ifade ile Osmanlı İmparatorluğunun Yüksel Dönemi sürecinde yedi padişah devletin başında bulunmuştur. Bunlar; 1444-1446 ve 1451-1481 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet), 1481-1512 yılları arasında II. Bayezıd, 1512-1520 yılları arasında Yavuz Sultan Selim (I. Selim), 1520-1566 225 Ekmeleddin İhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, İstanbul: Osmanlı devleti ve Medeniyeti Tarihi Serisi No: 1, Yıldız Matbaacılık, 1994, s. 22. 226 Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi Cilt 2, 2. Baskı, İstanbul: Süryay Sürekli Yayınlar A.Ş., 2000, s. 47. 313 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman (I. Süleyman), 1566-1574 yılları arasında II. Selim, 1574-1595 yılları arasında III. Murad ve son olarak da 1595-1603 yılları arasında III. Mehmed’dir227. Yükselme döneminin en önemli hadiselerinden biri bu dönemin aynı zamanda başlanıcını da oluşturan İstanbul’un Fethi’dir. Genel olarak, yükseliş döneminde Osmanlı’nın Avrupa’da söz sahibi olmağa başladığı da görülmektedir. Nitekim, yükseliş döneminde, Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa’da Almanya ve İspanya’da tahta geçen Habsburg hanedanı ve diplomasisinde Moskova söz Çarlığı sahibi ile birlikte olmağa Avrupa başlamıştır. İmparatorlukta devlet düzenindeki reformlar ve yasarlın titizlikle uygulanması zamanın ideal devletini ortaya çıkartmıştır. Siyasi tarih açısından yükseliş döneminin sona erdiği 1579 yılında III. Murat padişahtı. Bu padişahın 1595 yılında ölümü üzerine, tahta oğlu III. Mehmed geçmiştir. 1603 yılına kadar Padişah olan III. Mehmed zamanında uzun süre Eflak, Boğdan dolayısıyla Avusturya ile savaş durumu devam etmiştir. 1599 yılından sonra da, Avusturya sınırında süreklilik gösteren savaşlarla, önce Gürcistan’daki karışıklıklar, sonra da İran ile başlayan savaşlar eklendi. Sürekli savaşların ülkenin ekonomik durumunu bozduğu 227 Meydan Lorusse, Cilt: 9, İstanbul: 1972. 314 bilinmektedir. III. Mehmed’in 1603 yılında ölümünden sonra yerine I. Ahmet padişah olmuştur. XVI. Yüzyıl sonlarında, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları, Avrupa’da Bosna’yı, Macaristan’ın kuzeyindeki Zitvatoruk’u, Besarabya’nın kuzeyinde Podolya’yı Karadeniz’in kuzeyinde Kırımı’ı, doğusunda Kafkasya’yı Doğu’da Tebriz’i ve Hazar Denizi’ne kadar uzanan alan, Güney’de Arap Yarım adasını ve Mısır’ı içine alıyor ve Kuzey Afrika’da Mısır, Trablusgarp, Tunuz, Cezayir’i kapsıyordu. XVI. yüzyıl sonlarında İmparatorluğun egemenliği altındaki toprakların alanı 19,9 milyon kilometrekare228, dolayında, yaşayan nüfusun ise 20 milyon dolayında olduğu belirtilmektedir. 21. Yükselme Döneminde Siyasi Yapı229 Osmanoğulları Yıldırım Bayezid Bey çağında birden uç boyu devletinden Rum toprakları sultanlığına sıçramayı denediklerinde Timur'un istilası sonucunda parçalanıp dağılma tehlikesine düşmüşlerdi. XV. yüzyılın ilk yarısında Osmanlılar bu büyük sarsıntıyı atlatıp devleti sağlam bir şekilde tekrar ortaya çıkarmayı başardılar, 1451'de babası Sultan Murad'ın ölümü üzerine ikinci defa tahta, oturan 228 Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, İstanbul: Cilt:8, 1994, s. 16. 229 Metin Kunt, Suraiya Faroqhi, Hüseyin G. Yurdaydın ve Ayla Ödekan, Türkiye Tarihi 2 Osmanlı Devleti 1300-1600, 5. Basım, İstanbul: Cem Yayınevi, 1997, s. 78-82. 315 Sultan Mehmet’in tek hedefi Bizans’ın başkenti olan İstanbul’u almak oldu. Şehzadeliği döneminde İstanbul’un fethini planlayan II:Mehmet İstanbul’un fethini “devletin geleceğinin teminatı olarak” görmekteydi230. Osmanlı ülkesi yeni yönlere doğru büyüdü; devlet ve toplum yepyeni bir görünüm aldı. Köhne Bizans'ın sönük alevini büsbütün söndürüp «Fatih» unvanını kazanan Sultan Mehmet, saltanatının geri kalan otuz yılında da hem fetih siyasetinde, hem iç düzenlemelerdeki başarılan ile bütün Osmanlı tarihinin en önemli hükümdarları arasında yer aldı. İstanbul’u almasıyla «Fatih» diye anılan bu padişahın, oğullarına ve torunlarına kalan diğer bir unvanı ise «sultan ül-berreyn ve hakan ül-bahreyn.» İstanbul'un fethi Osmanoğulları'nın gerçekten iki kıtanın sultanı ve iki denizin hakanı olmasını sağladı, bu yolda ilk adımı oluşturdu, İstanbul’u ele geçirip burayı başkent olarak geliştiren Fatih Sultan Mehmet, siyasetinin bu temel taşını yerine oturttuktan sonra ülkesinin Rumeli ve Anadolu kanatlarında uzun süredir direnen bölgeleri kesin olarak itaate alıp iki kıtanın sultanı oldu, daha tahta geçer geçmez donanmasını güçlendirmeyi başlıca hedefleri arasında sayıp Karadeniz'in ve Ege'nin sahillerini ve adalarını mutlak egemenliğine aldı, iki denizin hakanı olmayı da başardı böylece. Osmanlı elinin uzandığı yöreleri kesin olarak eline 230 Feridun Emecen, “İstanbul (İstanbul’un Fethi”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 23, 2001, s. 212. 316 geçirdiği gibi ülkesinin içinde de sultanlığını, hükmünü kayıtsız şartsız kabul ettirerek Osmanlı toprağında güçlü bir merkezci devlet geleneğinin yerleşmesini sağladı. Bu bakımdan Asya'da ve Avrupa'da güçlü merkez devlet kurumlarını oluşturmaya çalışan diğer hükümdarlara örnek olmasıyla sadece Osmanlılar'ın değil, dünya tarihinin en önemli kişileri arasına girdi denebilir. İstanbul kara ve deniz ticareti yollarının tam üzerinde bulunuyordu. Buranın fethedilmesi ekonomik bir kalkınmayı da beraberinde getirecekti. Hz. Muhammed’in İstanbul şehri ile ilgili hadisine mazhar olma gayesini de taşıyan Fatih Sultan Mehmed bunun için hemen çalışmaya başladı231. Bizans’ın gemileri hâlâ, Boğazlarde ve Marmara’da dolaşıyordu. Aslında bu Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü zedeliyordu. Fatih Sultan Mehmed1451’de başa geçer geçmez deniz gücünün eksikliğini ve bu noktada Bizans’ın çok büyük bir engel olduğunu anlamıştı. İstanbul’un fethi coğrafi ve siyasi bir gereklilikti. Tabi bunun yanında fethin uyandıracağı manevi etki de düşünülmüştü232. 231 İsmet Miroğlu, “Fetret Devrinden II: Bayezid’e Kadar Osmanlı Siyasi Tarihi, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Cilt 10, 1995, s. 210. 232 Emecen, a.g.m., s. 213. 317 İstanbul’u kuşatma hazırlıkları başladı. Büyük dedesinin Anadolu sahilinde yaptırdığı hisarın karşı kıyısını inceledi ve boğazı sıkıca elde tutmak üzere bir hisar daha yaptırmaya karar verdi. Hisar boğazda gelip geçen gemileri kontrol altına alacaktı. 1452’de tamamlandı233. Anadolu'daki kıpırdanmaları bastırdıktan sonra batı cephesinde Venedik'e, Macaristan'a, Sırbistan'a karşı da barışçı bir siyaset izleyen Sultan Mehmet'in artık bütün gücünü ve imkânlarını Bizans'ı almak için kullanmaya niyet ettiği anlaşılıyor. 1452 yazında Karadeniz boğazındaki heybetli Boğazkesen hisarı büyük bir gayret ve hızla inşa edildi. Aynı güçlendirmeye yıl donanmasını çalıştı Sultan mümkün Mehmet; olduğu kadar Gelibolu'daki tezgâhlarda yeni gemi yapımına hız verdi. Bizans’ın sağlam surlarını yıkabilmek için o zamana kadar görülmemiş büyüklükte topların yapımına çalışıldı. İstanbul’un alınmasında sultanın tutumunun, komutanları, gemi yapımcıları, top ustaları, inşaat işçileri, nihayet bütün ordusunun arasında estirdiği havanın önemi büyük. Bizans'ın fethi kolay iş değildi. Deniz gücünün kara gücünü desteklemesi, çağın teknik bilgisinin elverdiği en gelişmiş silahların ve araçların yapımı gerekiyordu, iki aya yakın süren kuşatma şuasında da görüldüğü gibi, önceden 233 Emecen, a.g.m., s. 213. 318 görülmemiş, denenmemiş risklere girmekten çekinmeden süratle karar vermek, kararların aynı hızla uygulanması için insan gücünü düzenli, ahenkli ve etkili bir şekilde işe koşmak gerekiyordu. Bir indirildi gecede Beyoğlu Osmanlı sırtlarından gemileri, ve aşarak oradan Haliç’e kuşatmanın sıklaştırılmasına yardımcı oldular. Fatih Sultan Mehmed’in gemileri karadan yürütüp yürütmediği tartışılagelen bir konudur. Bunu gerçek bir “soru” olarak görmeyen ve çok inandırıcı deliller sunan Mustafa Armağan gemilerin karadan yürütüldüğünü söylemiştir234. Macar top ustası Urban'ın meşhur dev topu da başarılı olmadı; Edirne'den türlü güçlükle ve büyük bir çabayla getirilen bu top, kuşatmanın başlarında havaya uçtu. Bizanslılar, Osmanlıların gene bir gecede inanılmaz hızla inşa edilen yürüyen hücum kulesini bir gün sonunda yakmayı başardılar. Şehrin alındığı 20 Mayıs 1453 günü Sultan Mehmet ise ülkesinin doğal merkezini ele geçirmiş oldu. Fatih Sultan Mehmed şehirde tam kontrolü sağladıktan sonra şenlikler yapılmış ve ardından askerlerin şehirde dolaşmasını engelleyerek halka güven telkin Mustafa Armağan, Ufukların Sultanı Fatih Sultan Mehmed, İstanbul: Timaş Yayınları, 2006, s. 77-85. 234 319 etmiştir. Halkın din ve ananelerini özgürce yaşayabileceklerini söyleyerek esirlerden bir kısmını fidye ile kurtarmıştır. Georgias Skolarios’u patrik asası ve tacı vererek Hıristiyan dinine saygı duyduğunu göstermiştir. Yahudi ve Ermeni cemaatlerine de bir kısım haklar vererek cemaatle bir denge kurmuştur. Tarihçiler Fatih Sultan Mehmed’in patrikliğin devamına izin vermesinin altında siyasi ve içtimai bir plan olduğunu söylemektedirler. Böylelikle Sultan Mehmed Avrupa’da Hıristiyan birliğinin toparlanmasına engel olacaktı. Balkan Hıristiyanları üzerinde Latin-Katolik nüfusu önlemeyi planladığı iddia edilmektedir235. Kendilerinden önceki Müslümanlar gibi Osmanlılar da Bizans'ın başşehrini Rumca Konstantinopolis'ten Arapçalaştırılmış Konstantiniyye diye biliyorlardı. Fakat Rum halkın ağzında şehre İstanbul da deniyordu. Osmanlı eline geçtikten sonra da bu iki isim sürdürüldü. Devletin sonuna kadar şehrin adı resmi yazılarda, mesela paraların üstünde Konstantiniyye şeklinde geçti. İstanbul alınana kadar Osmanoğulları’nın belli bir merkezi, başşehri yoktu. İç Asya steplerinin siyasal geleneğinde hakan neredeyse merkez orasıdır. Bu gelenek Osmanlılarda da sürdürüldü. Komşu Türk - İran devletlerinde olduğu gibi, sultanlar sefere gittiklerinde 235 Miroğlu, a.g.m., s. 218. 320 hazinelerini, kâtiplerini, devlet yazışmalarını, hatta bazen haremlerini de götürüyorlardı. Yani merkezi oluşturan öğeler de padişahlarla yürüyordu. Diğer yandan padişahın bir merkezi olsa da bu merkez, dönemlerin gereklerine göre değiştirilebiliyordu. İstanbul alındıktan sonra da eski başkentler Edirne ve Bursa'nın bu özel durumu sürdürüldü. Üç şehirde de sultanın sarayları vardı; fakat İstanbul, Anadolu ve Rumeli'yi birleştiren doğal merkez olduğundan Fatih Sultan Mehmet'in başlıca İstanbul’un bir kalkındırılmasını şehri an oldu. evvel istiyordu. Fatih iskân Sultan Mehmed edilmesini Sarayların, ve camilerin, medreselerin, çarşıların en büyüğü İstanbul'da inşa edildi. Fatih Sultan Mehmed İstanbul’un süratle imarı yönünde emir verdi. Şehir halkına vergi muafiyeti getirerek halkın kaçmasını engelledi. Zorunlu ya da gönüllü sürgünlerle Osmanlı başkentini canlandırdı236. Bir defa daha gözden geçirelim. Her vakfın iki ana unsuru var. Cami, medrese, hastane, imaret gibi dini, toplumsal, eğitim kurumları para harcamayı gerektiren ve vakfın asıl gayesini oluşturan binalar. Öle yandan her vakfın gelir kaynağı da bulunması gerek ki, ortaya konan 236 Feridun Emecen, “Kuruluştan Küçük Kaynarcaya Osmanlı Siyasi Tarihi”, Osmanlı Devleti Tarihi, Ekmelddin İhsanoğlu (Editör), İstanbul: 1999, s. 23. Ayrıca bkz. Feridun Emecen, “İstanbul (İstanbul’un Fethi”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 23, 2001, s. 213. 321 kurumlar yaşatılabilsin. Çoğu vakfın gelir kaynağı arasında köylerin tarımsal gelirleri yer alıyordu. Yani kırsal alanlardan kentlere bir kaynak aktarımı söz konusuydu. Fakat birçok vakfın, özellikle en büyük vakıfların hemen kendi yakınlarında yapılan dükkânlar, hanlar, depolar da vakfa gelir getiriyordu. Şehirlerin ticaret, gümrük, sınai üretim gelirlerinin yüksek rütbeli Osmanlı katıldığını, en önemli hümâyûn içinde yer görevlilerine şehirlerin aldığını verilen haslara vergilerinin havâss-ı belirtmiştik. Osmanlı ülkesinde uluslararası ve yöresel ticaretin canlı olması, sadece toplumun genel ekonomik durumunu düzeltmeye değil, aynı zamanda padişahların gelir kaynaklarının zenginleşmesine ve böylece sultanın devlet içindeki yerini pekiştirmesine de yarıyordu. Vakıfların ve külliyelerin şehir hayatını canlandırması, toplumsal, kültürel, ekonomik yararları yanında dolaylı olarak siyasal hayata da etki yapıyordu denebilir bu bakımdan. 1453'ten itibaren Selim II'nin Edirne'deki Selimiye'si dışında en Önemli Osmanlı külliyeleri İstanbul'da oluşturuldu. Fatih Sultan Mehmet çağında padişahın önderliğinde vezirlerin ve paşaların da katkısıyla yürütülen geliştirme çabası sayesinde İstanbul kısa sürede mamur, canlı, hareketli, yüksek bir kültür seviyesine sahip bir şehir oldu 322 yeniden. Şehrin Bizans çağında gittikçe azalan nüfusunu takviye için diğer Osmanlı ellerinden, ya da Fatih Sultan Mehmet döneminde ele geçirilen yörelerden sürgün yoluyla her dinden binlerce kişi getirildi. Özellikle hünerli ya da ticarette becerikli, ilim - irfan sahibi, sanatçı kişilerin Osmanlı başşehrine yerleşip yeni yapılmakta olan binalara can vermesine özen gösterildi. 22. Yükselme Döneminde İktisadi Yapı Osmanlı devleti’nin yükseliş dönemindeki güçlü siyasi iktidarı iktisadi durumuna da yansımıştı. Bir buçuk asır boyunca paranın değeri değişmemişti. Vergi miktarları ve fiyatlar değişmeyerek aynı kalmıştı. Bunda devletin siyasette ve askeriyede merkeziyetçi olup, iktisatta ve idarede adem-i merkeziyetçi bir tavır takınması etkili olmuştur. 35 milyona yakın nüfusu ile Dünya’nın en kalabalık ülkelerinden birisi haline gelmiş ve şehirleşme hareketleri hızlanmıştır237. Kendine özgü bir dinamiğe sahip ve devletin ancak belirli bir ölçüde yönlendirebildiği bir ekonomi, Osmanlı lmparatorluğu'nun düşünürlerine tamamen yabancı bir kavramdı. gitmekte Ayrıca olan o bir dönemde özerk ekonominin söylenemez. Osmanlı maddelerini yetiştiren gelişmeye bulunduğu imparatorluğunda köylüler, doğru da pek tüketilen gıda ürettikleri ürünlerin 237 Sebahattin Zaim, “Yükselme Devrinde Osmanlı Devleti’nin İktisadi Durumu”, Osmanlı, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 1999, s. 32-33. 323 miktarını genellikle piyasadaki fiyat düzeyine göre değil, ev halkının gereksinmelerine göre ayarlardı. Üstelik merkezî devletin vergi talepleri üretilen ürün miktarını belirlemekte küçümsenmeyecek bir rol oynamaktaydı. Bununla birlikte ekonominin oldukça küçük bir bölümünü oluşturan bölgelerarası ve uluslararası ticarette -en azından 16. yüzyılda- bugünkü kapitalist dünya ekonomisini andıran bazı öğeler önümüze çıkmaktadır. Bu durumda 15. veya 16. yüzyıl Osmanlı ekonomisini ele alınca, temel süreçlerin bugün bildiğimiz ekonomik süreçlerden epey farklı olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Özellikle 'ekonomi tarihi'ni 'sosyal tarih'ten ayırmak bu durumda oldukça yapay kalmaktadır; çünkü kapitalizm Öncesi bütün ekonomilerde olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğunda da sosyal ilişkiler ekonomik süreçleri belirlemektedir. Ekonomi tarihinin temelinde 'saymak' ve 'ölçmek' gibi işlemler yatmaktadır. Nüfus ve gayrı safi milli hasıla temel değişkenleri oluşturmaktadır, oysa tarıma dayanan bir ekonomide bu kavram gayrı safı tarımsal hasıla şeklinde yorumlan-malıdır. Ancak aynı zamanda ticaret hacmi, toprak dağılımı veya ücretlerle ilgili sayısal veri de gerekli olmaktadır. Bununla birlikte Osmanlı iktisat tarihçileri ancak çok sınırlı ölçüde sayısal veri elde edebilmişlerdir. Bazı konularda kaynak bulunamamıştır. Ayrıca mevcut kaynaklardan çıkarılabilen sayısal veriler, çoğu kez yeterince işlenmiş değildir. Buna rağmen belirli miktarda 324 sayısal veriler üzerinde kurulmuş bazı araştırmalardan yararlanabiliriz: Ömer Lütfi Barkan238, 16. yüzyıl İstanbul'unda geçerli olan yiyecek fiyatlarını bir grafikte toplamıştır. Halil Sahillioğlu239, Robert Mantran, André Raymond, Özer Ergenç240 ve Şevket Pamuk241 çeşitli Osmanlı paralarının zaman içinde nasıl değer değiştirdiklerini göstermişlerdir. Eşya fiyatları konusunda Murat Çızakça242'nın ipek fiyatlarına ilişkin çalışması vardır. Ayrıca işlemek için ömrü vefa etmediği halde, Ömer Lütfi Barkan İnşaat endüstrisinde geçerli olan ücretler hakkında bir hayli veri toplanmıştır. Yine de nüfus ve gayrı safi tarımsal hasıla hakkında henüz global sayılar verilememektedir. Böyle değişkenlerin artıp azaldığı kesin sayılar olmasa bile, genellikle bunlar kabataslak olarak bilinmekle ve bu gibi bilgiler gelişmenin kaba hatlarını çizmekte bize yardımcı olmaktadır. Ömer Lütfi Barkan, “XVI. Asrın İkinci Yarısında Türkiye’de Fiyat Hareketleri”, Belleten, XXXIV, 136, 1970, s. 557-608. 239 Halil Sahillioğlu, “Osmanlı Para Tarihinde Dünya Para ve Maden Hareketlerinin Yeri (1300-1750)”, Gelişme Dergisi (Özel Sayı), 19781979, s. 1-38. 240 Özer Ergenç, “XVI. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Parası Üzerinde Yapılan İşlemlere İlişkin Bazı Bilgiler”, Gelişme Dergisi (Özel Sayı), 1978-1979, s. 86-97. 241 Şevket Pamuk, “Money in the Otoman Empire”, 1326-1914, Halil İnalcık ve Donalt Quataerk Yay., Cambridge: An Economic and Social History of the Otoman Empire, 1300-1914, 1994, s. 947-986. 242 Murat Çızakça, “Bursa İpek Sanayinin Maliyet Yapısı Üzerinde Düşünceler ve Ham İpek Fiyatları (1550-1650)”, Gelişme Dergisi (Özel Sayı), 1978-1979, s. 98-110. 238 325 XV. Yüzyılda Bursa’da İranlı tüccarların varolduğunu tereke defterlerinden243 anlamak mümkündür. İran’dan gelen Gilân tüccarlar ve Mâzenderân burada yakın ipeğini doğunun Bursa’ya en getiren büyük ipek pazarlarının oluşmasına yardımcı olmuşlardır244. 1530 Yılında şehirde 8 imaret, 22 medrese, 18 camii, 130 mescid, 10 zaviye ve 10 büyük han bulunduğu ifade edilmektedir. İpek sanayi sayesinde yıldızı parlayan Bursa’ya her yıl Anadolu ve Suriye’den 1000 deveden fazla ipek getirildiği ve bu ipeklerin Bursa’da işlenerek başka diyarlara götürüldüğü kimi kaynaklarda söylenmektedir245. 15. Yüzyıldan 16. yüzyılın sonuna kadar Osmanlı ekonomik hayatını canlı bir şekilde göstermek açısından tarım, ticaret, ulaşım gibi konuların ayrı ayrı tarihçelerini yazmak yararlı olabilirdi246. İslam Hukuku’nun, mülkiyet anlayışına göre, "gökte ve yerde mevcut her şey Allah’ındır. İnsanlar bunlardan yararlanırlar" hükmü geçerlidir. Bununla beraber, İslam'da Tereke Defterleri (Metrûkat Defterleri): Ölen Müslümanların arkada bıraktıkları mallarının tespiti ve taksimini yapan kadı defterlerine denir. İmparatorluğun değişik yerlerinden gelerek Bursa’da ölen tüccarların mefrûkâtıda tereke defterine işlenir. Bu nedenle tereke defterlerinde şehrin ticaretine, tüccarların menşei, getirdikleri malların nev’i ve miktarları hakkında güzel bilgiler elde etmemiz mümkündür. Halil İnalcık, “XV. Asır Türkiye İktisadı ve İçtimai Tarihi Kaynakları”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, No. 15/1-4, 19531954, s. 51-67. 244 Halil İnalcık, a.g.m., s. 51-67. 245 İnalcık, “Bursa”, a.g.m., s. 447. 246 Kunt v.d., a.g.e., s. 147-148. 243 326 özel mülkiyet hakkının da kabul edildiği ve "bir kimse özel araziyi ihya ederse ona malik olur" hükmünün var olduğu bilinmektedir. Türkler'in İslamiyeti kabulünden sonra, toprak mülkiyeti anlayışının genellikle İslam hukukunun etkisi altında kaldığı, örneğin, Selçuklular'da toprak ve halkın Sultan'a ait olduğu, toprağı işleyen halkın, o toprağa geçici olarak, çalışmak ve ekip biçmek koşulu ile sahip olduğu bilinmektedir247. Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme döneminde, topraklarının aşağıdaki biçiminde tasnif edildiği görülmektedir248. 1. Miri Arazi: Has, zeamet ve tımar olarak bir hizmet karşılığında vezir, kumandan ve çeşitli tımar sahiplerine verilen arazilere denilmektedir249. Tüm hakları devlete ait olan arazidir. Beytülmal arazisi de denilir. Tasarruf hakkı mutassarrıflara ihale edilen arazidir. Miri arazinin tasarrufu tımar düzeni ile yapılmakta olup, bu düzen "azami ve asgari sınırları yasalarla belirlenmiş vergi gelirlerinin tahsil edildiği birimler" den oluşmaktadır. Ö. Lütfi Barkan'a göre tımar düzeni, "geçimlerini ve hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere, bir kısım askerlere (sipahi) ve memurlara, kendi nam ve hesaplarına tahsil salahiyeti ile birlikte tahsis edilmiş olan dirliklerdir." Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi, Cilt: 1, İstanbul: 1995, s. 47-48. M. A. Kılıçbay, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim Tarzı, Ankara: 1982, s. 385 v.d. 249 Zaim, a.g.m., s. 35 247 248 327 Sipahi aynı zamanda savaş sırasında kendi dirliğinde yaşayan köylülerden belirli sayıda asker ile savaşa gitmeyi kabul eden kişidir. Bu dirlikler defterde kayıtlı gelirlerine göre üçe ayrılmaktadır. - Tımar: Yıllık dirliklerdir. geliri 1528’de 19.999 yani akçeye Kanuni kadar Sultan olan Süleyman devrinde tımarların sayısı 37.521’dir. Toprakların % 87’i de tımar sistemine tabidi250. - Zeamet: Yıllık geliri 20.000-99.999 akçe arasında olan dirliklerdir. - Haslar: Yıllık geliri 100.000 akçeden fazla olan dirliklerdir. Haslar üç kısma ayrılır: 1- Padişahlara ait dirlikler, 2Vezirler, beyler, beylerbeyleri, divan-ı hümayun üyelerine ait dirlikler ve 3- Sultanlara tahsis olunan dirlikler. Miri arazide, tarımsal üretimi köylü yapar, bu köylülere reaya denir. Reaya toprağın sahibi değildir. Vilayet, sancak yasalarında çoğunlukla reaya-sipahi arasındaki ilişkilerin düzenlendiği görülmektedir. Resmi çift, resmi ganem, öşür ve salahiye, resmi kovan gibi vergileri ödeyenler bu dirliklerdeki reayadır. Buralarda 250 Zaim, a.g.m., s. 36. 328 yerleşik gayri müslimler de ayrıca cizye adı ile vergi ödemekle yükümlü olmuşlardır. Miri arazinin doğuşunun üç biçimde olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Bunlar, fetih ile elde edilen araziler, mirasçısı varizsiz ve borçsuz vefat eden kişiden kalan araziler, müruru zamanla, malikleri kim olduğu bilinmez hale gelen arazilerdir. 2. Mülk Arazi: Buna malikane uygulaması da denilmektedir. Malikane sözcüğü ile anlatılmak istenen, Sultan'ın belirli bir kısıtlama ya da yükümlülük getirmeksizin, toprağın mülkiyetini bir mülkname ile bir kişiye vermesidir. Padişah ailesi, yüksek dereceli devlet memuru, uç beyleri, malikane sahibi olabiliyorlardı. Mülk arazinin miras olarak kalabildiği, vakıf haline getirebildiği anlaşılmaktadır. Bu arazi, beytülmal arazisi iken mülk haline getirilmiş araziden oluşabilirdi. Fetih sonrasında gazilere temlik edilen türüne öşür arazisi, gayri müslimlere bırakılanlara da haraç arazisi denildiği anlaşılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nda, giderek, "eşkincili mülk" adı verilen bir mülkiyet biçiminde ortaya çıktığı görülmektedir. Buradaki mülk sahibi, tımarlı sipahide olduğu gibi, savaş zamanında devletin hizmetine sunmak üzere belirli sayıda atlı asker (cebelu) beslemek zorundadır. Bu zorunluluk yerine getirilmezse, mülk alınmaz, ama mülkün gelirine el konulurdu. 329 3. Vakıf Arazisi: Gelirleri vakfın amacı doğrultusunda sarf olunan arazi, vakıf arazisidir. Vakıf arazisinin iki türünün olduğu verilen görülmektedir. arazidir, İlki, buna malikleri arazi-i tarafından vakfa mevkufe-i sahiha denilmektedir. İkincisi ise, beytülmala ait miri arazinin bir kısmının gelirinin vakfa tahsis edilmesi ile oluşur, buna da "arazii mevkufe-i gayri sahiha" denilmektedir. 4. Metruk Arazi: Metruk arazi, kamuya terkedilmiş arazi demektir. İki türü olduğu anlaşılmaktadır. İlki, Merkezin yararlanması için ayrılmış yerlerdir, yollar bu türe örnek gösterilebilir. Bunlara arazii mürfeka denilmektedir. İkinci türü ise, belirli köy ve kasabaların ahalisine terk edilen mer'a, yaylak, kışlak gibi yerler oluşturmaktadır, bunlara arazii mahmiyye denilmektedir. Kimi sancak yasalarında mera arazinin korunmasına yönelik hükümler vardır. 5. Mevat Arazi: Kimsenin tasarrufunda olmayan, tarıma elverişsiz, boş arazilerdir251. Osmanlı İmparatorluğu'nda bu yüzyıllarda, ekonominin gücü tarımsal ekonomidir. Yukarıda kısaca toprak mülkiyeti üzerinde durulmuştur. Bu mülkiyet düzeninde üretim yapılan topraktan elde edilen tarımsal ve hayvansal üretimin çeşidi ve bu üretimden alınan vergiler üzerinde konumuz itibariyle daha detaylı durulmayacaktır. 251 Ayrıntılı bilgi için bkz. İslam Ansiklopedisi, 3. Cilt, s. 345. 330 Osmanlı hayvancılığının büyük bir kısmı konargöçerlerin elinde olduğundan bu üretim dalını yerleşik köy ekonomisinden ayrı olarak ele almamız gerekmektedir. 12.15. yüzyılların Anadolu'sunda geniş toprakların köylüler tarafından terke-dildiği ve sadece konar-göçer tarafından kullanıldığı varsayılmaktadır. Belirli bir alışına devresinden sonra Anadolu'nun konar-göçerleri dağlık bölgelerin serin ve rutubetli ikliminde yaşayabilen melez develer elde etmiş ve Karadeniz kıyısındaki engebeli araziye dahi yerleşmişlerdir. Bu durumda Trabzon bölgesi, İran'ın Gilan bölgesinde veya Cebel Lübnan'da görüldüğü gibi konargöçerlere kapalı olan bir dağlık arazi olarak kalamamıştır. Öte yandan Anadolu'nun her yöresinde sulamasız tarım mümkün olduğu için daha 16. yüzyılda kışlaklarında ilkel tarımla uğraşan konar-göçerlere rastlanabilmektedir. Deniz kenarında bulunan pek çok köy ve kasabanın yazın yaylalara çekildiği de düşünülürse, Anadolu'da 'göçebe' ile 'yerleşik' hayat arasındaki çizginin pek kesin olmadığı anlaşılmaktadır. Çöl çevrelerinde gözlemlenen ve gayet net olarak tarif edilen göçebe -yerleşik köylü arasındaki iş bölümü, Anadolu'da pek görülmemekte ve konar-göçerlerin yerleşik hayata geçmeleri, örneğin İran'da gözlemlenenin tersine oldukça çabuk olmaktadır. 331 16. Yüzyılda bazı Anadolu konar-göçerleri sadece kendi gereksinmeleri için değil, piyasa için de hayvan üretmeye başlamışlardır. İstanbul'da satılan koyunların bir bölümü, Anadolu konar-göçerleri tarafından kent pazarlarına sunulmaktadır. Erzurum veya Diyarbakır'dan gelen sürüler, Kayseri'ye kadar getirilmekte ve Erciyes yaylalarında bu uzun yolculuktan sonra dinlendirilmektedir. Osmanlı yönetiminin başlıca kaygısı İstanbul iaşesiyle ilgili olduğundan, konar-göçerlerin bütün hayvanlarını oraya getirmeleri, Mühimme fermanlarında defalarca emredilmiştir. Ancak Bursa gibi Anadolu kentlerinde ve hatta Rodos adasında da satış imkânları bulan konar-göçerlerin bu fermanları her zaman dinlemedikleri görülmektedir. Anadolu'daki konar-göçerlerin bir başka bölümü ise ticari maksatla deve yetiştirmişlerdir. 16.-18. yüzyılların uzun mesafeler üzerinde yapılan kara ticaretinde, genellikle deveden yararlanılmaktadır. Ancak 16. yüzyılda deveye karşı talep, genellikle arzdan yüksek olmaktadır. Osmanlı Devletinin kendi hesabına 'mirî deve' yetiştirmesi herhalde bu yetersizliklerin bağlamında değerlendirilebilir. Deve konusundaki yetersizliğin iki nedeni olduğu varsayılabilir: Osmanlı Devletinin sınırları merkezden uzaklaştıkça, ulaşım gereksinmeleri artmaktadır. Ayrıca 16. yüzyılda pek çok konar-göçerler, gittikçe kalabalıklaşan bir çevrede yerleşmek zorunda kalmışlardır. Bu durumda deve arzının, 332 artan gereksinmelere cevap verememesi şaşırtıcı bir şey değildir252. 23. Yükselme Döneminde Mali Yapı Osmanlı Devleti'nin temeli atılıp, idari, askeri, adli sahalarda devlet teşkilatı yapılırken, mali teşkilat da kurulmuştur. Zamanla devlet teşkilatları ile maliye teşkilatı da gelişmiştir. Osmanlı maliyesi, miri hazine veya dış hazine, iç hazine ve enderun hazinesi olmak üzere üç kısımdır. Miri veya dış hazinenin vazife ve salahiyeti umumi varidat toplamak ve icap eden masrafları yapmaktı. Diğer iki hazine padişaha ait hazinelerdir. Devletin gelirleri merkezi hazine ile tımar kesimi ve vakıflar arasında dağılmaktaydı. Her padişah döneminde yapılan nüfus sayımları devletin gelir yapısını belirlemede çok büyük önem arzetmekteydi. Yıllarca süren bu sayımlar sonunda Tapu Tahrir Defterleri oluşturulur ve bu defterlerde devletin toplam vergi geliri ve bunun dağılımı belli olurdu253. İlk Osmanlı Devleti maliye teşkilatı, Çandarlı Kara Halil ve Kara Rüstem tarafından I. Murat Gazi zamanında yapılmış, hududun genişlemesi, ihtiyacın fazlalığı, çeşitli 252 253 Kunt v.d., a.g.e., s. 166-167. Zaim, a.g.m., s. 36. 333 hizmetlere ihtiyaç duyulması üzerine, gelir ve giderin çeşidi artmıştır254. Esnek fakat istikrarlı bir yapıya sahip olan Osmanlı Maliyesi fethedilen yerlerdeki farklılıkları da göz önüne alarak bir “bütünleşme” sağladığı belirtilmelidir255. 230. Defterdar Türk ve İslam devletlerindeki “müstevfiliğe” Osmanlı Devleti’nde defterdarlık denildiğini görmekteyiz. Osmanlı Devleti müstevfi yerine İlhanlılarda kullanılan “defterdâr-ı memâlik” kelimesini almayı tercih etmiştir256. Defterdarın, olmaktadır. bugünkü Defterdardan "Başmuhasip" devletin karşılığı sonraki en yetkili Maliye hazine Bakanlığı yetkisi olan maliyecilerindendir. Defterdarlık siyasi, başmuhasiplik teknik bir makamdır. Başmuhasip defterdarın hazine aleyhinde vereceği karara itiraz edebilir257. Önceleri sadece bir defterdar varken devlet büyüyüp defterdar sayısı da artmıştır. Çünkü mali işlerde İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Ankara:Ç 1998, s. 362. Ayrıca bkz. Ziya Karamursal, Osmanlı mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara: 1989, s. 1 v.d. 255 Zaim, a.g.m., s. 36. 256 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta: 1997, s. 83. 257 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325. 254 334 devletin büyümesiyle çoğalmıştır. İkinci defterdarlık Fatih Sultan Mehmed döneminde kurulmuştur258. Başdefterdarlıkta çalışan memurların sayısı XVIII. asır sonlarında bin küsurdu. Yalnız Büyük rûz-name ,baş muhasebe ve Anadolu muhasebesi denilen en önemli üç dairede 2507'şer memur bulunuyordu. Eyalet defterdarlıklarında da çok sayıda memur çalışırdı. Mesela 1715'de Şam eyaletlerinde defterdarlık ve evkaf memurlarının sayısı 2374 idi. Kanun mucibince, her sene baş defterdar devletin geliri ve gideri hakkında padişaha bilgi verirdi. Defterdarlıkta , gelir ve giderlerle ilgili çeşitli defterler tutulurdu. Her deftere ait ayrı kalem vardı. XVI. asrın ikinci yarısında 24 kalem denilen daire vardı259. Defterdar mali işlerin sorumlusu olduğu için, bir kısım özelliklere sahip olması gerekmekteydi. Ağır başlılık, rüşvetten uzak durma, haysiyetli, vakar sahibi, kalem işlerinden anlayan, hazinenin maaşları zamanında gelirini ödeyebilecek attırabilecek kabiliyette ve birisi olmalıydı260. Her yıl, her kazadaki vergilerin toplamını gösteren "tekalif-i örfiye defteri" iki nüsha olarak düzenlenirdi. Asıl nüsha İstanbul'da defter-hanede, devlet arşivinde saklanır, 258 Mübahat Kütükoğlu, “Defterdar”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 9, 1994, s. 95. 259 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325. 260 Mübahat Kütükoğlu, “Osmanlı İktisadi Yapısı”, Osmanlı Devleti Tarihi, Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör), İstanbul: Cilt 2, 1999, s. 515. 335 ikinci nüsha ait olduğu kazanın mahkemesinin arşivine konulurdu261. Defter-hanede her eyaletin büyük bir dolabı vardı. O eyaletin defterleri kronolojik sıraya konularak bu dolapta saklanırdı262. 231. Eyalet Defterdarlıkları Merkezdeki üç defterdarlıktan ayrı olarak, eyaletlerde de maliye defterdarlıkları vardı. Bu defterdarlıklara kenar defterdarlığı da denilirdi. Onyedinci asır sonlarına kadar bu eyalet defterdarlıkları şunlardı : a) Arap ve Acem defterdarlığı: Yavuz Sultan Selim'in Doğu Anadolu ve Suriye'yi fethi üzerine tesis edilmiş olup , merkezi Halep'tir. II. Selim devrinde bu defterdarlık beş defterdarlığa ayrıldı. Bunlardan defterdarlığı olarak kaldı. b) Diyarbakır Defterdarlığı c) Şam Defterdarlığı ç) Erzurum Defterdarlığı d) Trablusşam Defterdarlığı 261 262 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325. Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325. 336 biri, yine Halep III. Murat devrinde (1574) merkezdeki Anadolu Defterdarlığından iki kenar defterdarlığı meydana gelir. e)Karaman Defterdarlığı f) Sivas Defterdarlığı Daha sonraları, diğer eyaletlerde de defterdarlık teşkil edilmiştir263. 232. Osmanlı Devleti Hazineleri 2320. İç Hazine Buna Saray hazinesi, veya Enderun-u Hümayun hazinesi de denilirdi. İç hazine, hazinedarbaşı veya hazinekethüdası mesuliyeti altındaydı. Her sene sonunda dış hazine, yani maliye hazinesinde kalan fazla para iç hazineye konulurdu. Kanuni Sultan Süleyman her zaman iç hazine mevcut hazineleri almadığından, Vezir-i Azam Rüstem Paşa tarafından iç hazinenin bir şubesi olarak Yedikule de bir hazine yapılmıştı. Dış hazinenin parası yetişmezse Vezir-i Azamın arzı ile içi hazineden ödünç para alınırdı. Bu para iki kazaskerin huzurunda vezir-i azam ve başdefterdar tarafından mühürlenen (temessük denilen) senet karşılığında çıkartılırdı. Mehmet Zeki Pakalın, “Defterdar”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü-I, 2. Baskı, İstanbul: MEB Devlet Kitapları, Milli Eğitim Basımevi, Cilt: 1, 1971, s. 411-418. 263 337 İşlem hemen kaydedilirdi. Çalışan görevliler sıkı bir aramadan geçirilir öyle çıkabilirlerdi. Hazinenin kontrolü hazinekethüdası tarafından yapılırdı. Yeni padişah göreve geldiğinde hazineye giderek teftişte bulunurdu264. İç hazineden alınan bu borçlar çoğu zaman ödenmemiştir. Çünkü savaşlar yüzünden dışhazine açık vermeye devam etmiştir. 18. asırda iç hazinede boşalmıştır. 18. asır sonlarında, dış hazinenin iç hazineye 42 milyondan fazla borcu vardı. Altın ve gümüşün haricinde kıymetli altın ve gümüş eşyalarda, halılarda vardı. İç hazinenin alamadığı değerli mücevherler, ziynet eşyaları Has Oda Hazinesi, Bodrum Hazinesi, İfraz Hazinesi, Çilehâne Hazinesi denilen yerlere koyulurdu. Ayrıca Has Ahur Hazinesi de değerli eşyaların saklandığı bir diğer hazinedir265. Bundan başka Dâr-üs saade ağasının nezareti altında "Dolap" ismindeki haremeyn evkafı hazinesine de, dış hazinenin 1,5 milyon borcu vardı. Bu hazineden haremeyn evkafı işlerine bakanların maaşları ile masrafları karşılanırdı. Bu iki iç hazineden başka, yine Saraya ait harem-i hümayun veya "cîb-i hümayun hazinesi" denilen bir başka Cengiz Orhonlu, “Hazine”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 17, 1998, s.130. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Osmanlı Devleti Maliyesinin Kuruluşu ve Osmanlı Devleti İç Hazinesi”, Belleten, İstanbul: Cilt XLII, Sayı 165, s. 73-79. 264 265 338 hazine daha vardı. Bunun sorumlusu sır katibi idi. Buranın varidatı her sene, irsaliye hazinesi ismiyle Mısır'dan gelen ve padişahların cep harçlığı olan paraydı. 1660'da Mısır hazinesinden gelen paranın miktarı 600.000 altındı266. XVII. yüzyıl ortalarında yaklaşık 110 görevlinin İç Hazine de görevlendirildiğini görmekteyiz. Anadolu ve Rumeli de bulunan vilayetler yerel ihtiyaçlarını karşılar artan parayı da merkeze gönderirlerdi. Vilayetin merkeze gönderdiği yıllık gelire de hazine adı verilmektedir. Bağdat hazinesi, Diyarbekir hazinesi gibi. Kendi ihtiyaçlarını bir şekilde karşılayamayan vilayetlere İstanbul ya da komşu vilayetlerden ek hazine gönderilirdi ki açıklarını kapatsınlar267. 2321. Dış Hazine (Birun Hazinesi- Miri Hazine) Devletin esas hazinesidir. Bu hazineye hazine-i âmire de denilmekteydi. Defterdar ve veziriazamın sorumluluğu altındaydı. Devletin gelirlerinin toplanması yani iltizâm işlerini yürüten kurum da yine hazine-i âmire dediğimiz dış hazine idi268. Bu hazine, devletin tahsil ettiği şer'i ve örfi vergilerden meydana gelirdi. Maliye hazinesi, Sarayın içinde Bab-ı 266 267 268 Uzunçarşılı, a.g.e., Cilt III, s. 332 v.d. Orhonlu, a.g.m., s. 131. Ünal, a.g.e., s. 88. 339 hümayundan girince sağ tarafta bulunurdu. Zamanla buradan Divan-ı hümayun yanına taşınmıştır. Divan-ı hümayun toplantılarında açılır, toplantıdan sonra Sadrazamdaki mühür-i hümayun ile mühürlenirdi. Dış hazine defterdarın mesuliyeti ve sadrazamın nezareti altında bulunuyordu269. Serhâzin denilen hazinedarbaşı defterdara karşı sorumlu idi270. Dış hazineden para çıkmasının usûlü vardı. Çıkacak para nereye verilecekse, defterdarın imzasıyla sadrazam arz olunur ve onun tarafından mutlaka pençe denilen buyruldu yazılır ve bunun üzerine konulan sadr-ı azam "sah" işareti konulduktan sonra sergi halifesi olan veznedar tarafından para ödenirdi. Yani yalnız sadrazamın buyruldusu ile veya yalnız defterdarın imzasıyla para verilmezdi. XVI: ihtiyaçlarını yüzyıl birun sonunda hazinesi itibaren hazine-i karşılayamayacak âmire duruma gelmişti. Bunun üzerine Enderun Hazinesine yardım için başvurulmuştu. Miri hazineden her gün hazine tezkiresi ile çıkan paraların, sergi pusulalarını sergi halifesi her akşamüzeri o günkü iratlarınla beraber getirip defterdara verirdi. O da masrafları pusulalarıyla hazine tezkirelerini karşılaştırarak hazine 269 270 tezkirelerine Uzunçarşılı, a.g.e., s. 20. Orhonlu, a.g.m., s. 130. 340 mahsup çekip ruznamcedeki hükümsüz evrakların saklandığı yerde saklanması için oraya gönderirdi. III. Selim Han zamanında Nizam-ı cedid isminde askeri teşkilat kurulunca, buraya ayrılan bir takım vergiler dolayısı ile yeni bir hazine kurulup buna "İrad-ı cedid" hazinesi adı verilmiştir271. Bu hazine için ruznamçe-i hümayundan memurlar tayin edildi. Bu hazinenin çalışması ile ilgili kurallar konuldu. Dış hazinenin mühimmat için alınan kürk, hil'at, kise, kağıt, kalem vesaireyi hazinedar başı, kağıtçı başı mübaya ederler ve her ay bu mübaya ait ibraz edilen senetlerle ruznamce-i hümayundaki masraflar kapatılırdı272. Maliye hazinesine para gireceği zaman, bunların kalp ve noksan olup olmadığı, "vezzan" denilen veznedar tarafından tetkik ve muayene olunurdu. Altın ve gümüş paranın sahih ve halis olup olmadığını anlamak için, divanda daima bir kızgın ateşli mangal ile bir demir soba bulunurdu. Memurlar paraları tartarak alırlardı. Yirmi duka veya sultani karşılığı olan bin akçe sayıldıktan sonra, terazinin bir gözüne konurdu. Terazinin en öteki gözüne de kalan akçeler konularak tartılırdı. Para teslim alınırken bin 271 272 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 368. Uzunçarşılı, a.g.e., s. 369. 341 akçeden fazlası sayılmaz, bu usulle alınırdı. Sultanilerle, eşrefiler halis altın olduklarından sayılarak alınırlardı. Padişah sefere girerken, baş defterdar da yanında bulunurdu273. XVI. Yüzyıldan itibaren hazine daha geniş manada kullanılmaya askerlerin başlanmıştır. giderlerini Savaşa karşılamak giden ordudaki maksadıyla ordu ile birlikte padişahın yanında savaşa giden ruznamcecilerden söz edilebilir. Gönderilen hazineye ise “Ordu Hazinesi” adı verilmiştir. Ordu sefere giderken Ruznâmçe de denilen hazine defterlerine ordunun gelirleri-giderleri günlük harcamaları not edilmiştir. Ordu hazinesi hakkında bir fikir vermesi açısından Lala Mustafa Paşa’nın 1578 İran seferinde 26 deve katarına sırf bu hazineyi taşıması için tahsis ettiği örneğini verebiliriz274. 233. Miri Hazine Daireleri Osmanlı maliyesinin işlerini yapan dairelere kalemde denilirdi. Maliye teşkilatındaki kalemlerin sayısı zamana zaman değişiklik göstermiştir. Devlet gelir ve giderlerinin çeşit olarak artması yeni kalemlerin kurulmasına sebep olmuştur. 273 274 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 370. Orhonlu, a.g.m., s. 132. 342 2330. XVI. Yüzyılın Ortalarında Maliye Kalemleri Ruznâmce-i evvel ve sanî kalemleri, Rumeli muhasebesi kalemi, Anadolu muhasebesi kalemi, Mukalebe kalemi, Mukataacı-i evvel kalemi, Mukataacı-i sânî kalemi, Mevkufatcı, Varidatçı, kıla tezkirecisi, tezkireci-i ahkam-ı Rumeli, Anadolu mukata-i evvel kalemi, Anadolu mukataacı-i sânîsi, Anadolu üçüncü mukataacısı, Anadolu mevkufatcısı, Tezkirici-i ahkam-ı Anadolu, Mukataacı-i evvel, Mukataacı-i sânî, Mukataacı-i sâlis, Tezkireci-i ahkam, Tezkireci., Kale tezkirecisi Mevcudatcı, Teslimatçı kalemleri, Divitdar275 Bu kalemlerden birkaç tanesinin görevlerini örnek olarak anlatacağız. 2331. Birinci Ve İkinci Ruznâme Daireleri (Kalemleri) Her gün hazineye giren-çıkan para, eşya, vs. "Ruznamce-i evvel ve sânı" kalemlerinin tetkikinden geçerdi. Genel olarak hazineye giren gelirleri, Birinci ruznâmeci kaydederdi. İkinci ruznâmeci; çaşnigirler, müteferrikalar, çavuşlar, kapucubaşılar, kazaskerler, rikab-ı hümayun ağaları, Divan-ı hümayun ve defterhane kâtipleri, Enderun hümayun 275 emeklileri, Saray hekimleri, mimarlar,birun Karamursal, a.g.e., s. 153 343 hazinedarı, hazine başkâtibi, hassa müzzinleri, Saray peykleri, Enderun kuşçularının maaşlarını verirdi276. Bu kayıtların tutulduğu defterlere ruznamçe defterleri denilirdi. Osmanlı Devleti’nde “Ruznâme ve Ruznâmçe” deyimleri birbiri yerine kullanılmıştır. Yükselme devrinde ruznamçecilerin hazine defterdarı olarak taşraya tayin edildikleri görülmektedir277. 2332. RumeIimuhasebesi (Dairesi )Kalemi Bu daire İstanbul ve Rumeli'deki padişah ve vezir efkafı mütevellilerinin hesaplarının tetkiki ve bütün cizye defterlerini de tetkikki ile kaydederdi. Önceki defterle karşılaştırdıktan sonra, rüzname kalemine verilirdi278. 2333. Anadolu Muhasebe Dairesi Kalemi Anadolu'daki padişah ve vezirlere ait vakıf ve tevliyet hesaplarını tetkik eder. Timar tezkirelerinin tetkiki ve ihraç ederdi. Erzurum'un dışındaki bütün Anadolu kalelerinin maaş ve berat işlerini görürdü279. Yukarıda isimlerini saydığımız maliye kalemlerinin her birinin kendi defteri bulunmaktadır. Osmanlı Devleti için oldukça önemli olan bazı defterler, Padişah sefere katıldığı zaman kalemleri ile beraber sefere götürülürlerdi. Uzunçarşılı, a.g.e., s. 338. Nejat Göyünç, “Ta’rih Başlıklı Muhasebe Defteri”, Araştırmaları Cilt XV, İstanbul: Enderun Kitabevi, s. 10. 278 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 340. 279 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 341. 276 277 344 Osmanlı Bu defterler para ile beraber "Ordu hazinesi" denilen bir çadıra saklanırdı. 234. Darb-Hâne Hümayun Devletin paraları, İstanbul'da Topkapı Sarayı sınırları içindeki Darbhâne-i hümayun'da kesilirdi. Tanzimat'tan önce kağıt para yoktu. Hatta (1908) 11. Meşrutiyetten önce bile kağıt para bir tahvil gibiydi. Pek kullanılmazdı. Devlet bakır, gümüş ve altın olmak üzere başlıca üç çeşit sikke keserdi. Tedavül edeni "akçe" denilen gümüş sikkeleri idi. Bakır ve altın paranın tedavül nispeti azdı. İstanbul'daki büyük darb-haneden başka bir çok taşra şehirlerinde de sikke kesilirdi280. 235. Hazine Gelirleri Osmanlılarda şer'î ve örfi olmak üzere iki çeşit vergi vardı. Bunların başlıcaları, zekât, öşür, haraç, cizye ve bunların teferruatı olarak konulan vergilerdi. Mukâtaa ve iltizam suretiyle verilen yerlerin gelirleri, avarız, bedel-i nezl, ağnam, madenler, padişah hasları fazlası, bağlı beylik ve krallıkların mukâtaaları haraçları, ve tuzla, gümrük maden, gelirleri iskele ve hazinenin liman başlıca gelirleriydi. 280 Pakalın, a.g.e., s. 394-396. 345 Osmanlı Devleti öşri ve haraci araziyi devlete ait arazi şekline koyduğu için tatbikat ona göre yapılmıştır. Seri vergiler arasında "pençik resmi" yani beşte bir denilen esir veya bedeli de, ilk zamanlarda önemli bir yer tutardı. Ayrıca Salyâneli ve Salyânesiz eyâletlerin merkeze göndermek zorunda oldukları irsaliyeler hazine gelirleri arasındaydı281. Osmanlı Devleti'nde İslâmi kurallara uyularak, arazi; haraci öşri ve miri olarak üç kısma ayrılarak ona göre vergi konulmuşsa da sonradan zaptedilen Suriye, Irak, Hicaz; Yemen Trablusgarb, Bingazi gibi yerler haricindeki bütün araziyi Osmanlılar miri olarak kabul etmişlerdir. Şeriatla cizye baş vergisi ve haraç, arazi vergisidir. Osmanlılar sonradan bu iki vergiyi bir kabul ederek, cizyeye de haraç ismini vermişlerdir. Osmanlıların, Eflak ve Boğdan voyvodalıkları ile Dobrovnik cumhuriyetinden ve aralık Erdel krallığından maktu olarak aldıkları para da haraç nevindedir. Osmanlılarda şer'i vergiler zamanla artarak otuz çeşitten seksen çeşide çıkmıştır. Zamanla bu vergilerin bazılarını içine alan tekâlif-i örfiyye, her sene vali, mütesellim ve voyvodalar tarafından toplanırdı. Vergi, haneye göre tahakkuk ettirilirdi. Bu vergi devletin son asırlardaki 281 zayıf Ünal, a.g.e., s. 89. 346 zamanlarında, ayan ve voyvodaların suistimalleri yüzünden halka çok ağır gelmiştir. Bu vergi ilkbahar ve sonbaharda iki taksitte alınırdı. Eyaletlerdeki vergi tarh defterlerinde, vergi alınmasına esas olan masraflar şunlardır: gelip geçen memur, ulak ve tatarların menzil ücretleri ve masrafları, vali, mütesellim, voyvoda ve köy muhtarlarının masrafları. Hükümet konağı, miri binalar, köprüler, su yolları inşaası ve tamiratı vesaire. Tekâlif-i örfiye defterlerinin birer sureti, hükümet merkezine gönderildiği gibi, o sene tarh ve tevzi edilen vergiler mahalle mahalle, köy köy her kazanın mahkeme-i şer'îyye sicillerine kaydedilirdi. Osmanlı'larda dış hazinenin gelirleri hakkındaki bu genel bilgilerden sonra, gelir kaynaklarının başlıcalarmı aşağıdaki şekilde maddeleye biliriz. a-Müslüman çiftçilerden alınan öşür. Bu toprağın verimine ve ürüne göre değişmektedir. 1/5, 1/7, 1/8, ve 1/10 gibi b-Müslümanların hayvanlarından alınan vergi: "Adet-i ağnam" c-Müslüman olmayan çiftçilerden alınan haraç. Haraç: Müslüman olmayan halkın vermekle yükümlü olduğu torak vergisidir. Üzerinden haraç alınan toprağa "arazi-i hacaciye" denir. Fetih sırasında, sahipleri müslüman olmayan topraklardır. Bu topraklar vergisini 347 ödemek şartı ile sahiplerine bırakılmıştır. Haraç, muvazzaf ve mukassim olmak üzere iki kısımdır. Harac-ı muvazzaf, toprağın dönümüne göre alınan sabit vergidir. Harac-ı mukassime toprak ürünlerinden 1/10 ile 1/2 arasında alınan vergilerdir. d-Müslüman olmayan tebaadan alınan baş vergisi: Cizye: Müslüman olmayan halktan, askerlik hizmetinden muafiyet karşılığı olarak alınan vergidir. Şahısların ödeme gücüne göre, âlâ, evsât, ednâ olmak üzere üç kısma ayrılmıştı. Çocuklar, kadınlar ve papazlar bu vergiye muaf tutulmuştu. • Müslüman tacirlerin ticaret mallarından alınan gümrük vergisi, • Müslüman olmayan tebaanın tacirlerinden alınan %5 gümrük vergisi, • Yabancı tüccarlardan alınan %10 luk gümrük vergisi. Zamanla yabancılara verilen imtiyazlar sonunda bu vergi %2,5 olmuştur. • Harpte kazanılan savaştan ganimetlerin beşte biri, • Kazanılan savaştan sonra alınan harp tazminatı, • Vergiye bağlanan ülkelerin her yıl verdiği haraç, • Bağlı beyliklerin ve hükümetin verdiği vergi ve hediyeler (Kırım, Eflak, Boğdan, Erdel gibi). 348 Özel yönetimi olan yerlerde dirlik sistemi uygulanamazdı. Bu gibi yerlerin vergileri tamamen hazineye gelirdi. Ancak bu hasılattan beylerbeyleri ile sancak beylerinin ve yerli askerlerin' istihkakı ayrıldıktan sonra, artanı merkeze gönderilirdi. Özel yönetimi olan yerler: Bağdat., Mısır, Basra, Yemen, Habeş eyaletleriyle Halep ve Cezire-yi Bahr-i Şefti eyaletlerinin bazı sancakları, • Memurların tayinlerinden alınan haraç, • Maden, orman ve tuzlarların geliri, Müsadere: Osmanlı Devleti’nin ilk devirlerinde devlet malını zimmetine geçirenlere ve isyancılara karşı uygulanan bir ceza yöntemi idi. Daha sonraları merkezi yönetime “siyasi ve iktisadi menfaat sağlamak” maksadıyla uygulanan bir yöntem olmuştur282. Müsadere Sultan verilmiş çeşitli Mehmed ve şekillerde döneminde müsadere uygulanmıştır. Fatih kurumsallaşmaya önem yöntemi etkin bir şekilde kullanılmıştır. Çandarlı Halil Paşa, rüşvetle suçlandığı için malları müsadere edilenlerden birisidir. Bundan sonra mal varlığı bulunan ulemâdan devlet adamlarına aynı şey uygulanmıştı. Çünkü anlayışa göre devlet adamlarının kullanımına sunulan mal, para ve malzemeler şahsın değil makamındır. Devlet adamı vefat edince mallar devlete kalırdı. Bir devlet adamının mallarının müsaderesine karar 282 Tuncay ÖĞÜN, “Müsadere”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 32, 2006, s. 67. 349 verilince, mallar önce teftiş edilir, gerektiği hallerde saklanmış olan eşya ve paralar varsa onların yerleri zorla söylettirilirdi. Ortaya çıkan nakit ve satılan emlâkın bedeli hazineye yazılırdı. Bu arada malları müsadere edilen mal ve emlâkın gelirinden varislerine de geçinecekleri kadar bırakılırdı283. Lakta: Sahibi belli olmayan bulunmuş mal ve mülktür. Bulunan bu mallarla, varissiz kalan mallar devlet hazinesine alınırdı. “Yerden toplanan şey” anlamına gelen Lukata İslâm hukukunda sahibi bilinmeyen mallara, buluntu mallara verilen bir addır284. Avarız Vergisi: Fevkalâde hallerde bilhassa savaş olduğu zaman, bunun giderlerini karşılamak için alınan vergidir. Avarız devamlı alınan bir vergi değildir. Zaman zaman olmak üzeri ev başına 20 şer akçe alınırken, sonraları 40 ar akçeye ve daha sonraları da 300 akçeye çıkarılmıştır285. Önceleri sadece savaş yıllarında alınırken XVII. Yüzyıllarda kapıkulu askerlerinin artan mali yükü ve ardı arkası Öğün, a.g.m., s. 67. Saffet Köse, “Lukata”, İA, Ankara: TDVY, Cilt 27, 2003, s. 223. 285 Hazine gelirleri konusu için bkz. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt: II, s. 579-582. 283 284 350 kesilmeyen İran, Lehistan, Venedik ve Avusturya savaşları nedeniyle sürekli hale gelmiştir286. 236. Vergilerin Toplanması ve Tahsisi Vasıtasız vergilerin büyük bir kısmı devlet tarafından toplanmazdı; hizmet karşılığında hizmetliye tahsis edilirdi. Sultan, valide sultan, şehzadeler ve sultanlar, sadrazam, kaptan-ı derya vs. kendilerine tahsis edilen hasların gelirlerine tahsis edilirdi. Valide ve sancak beyleri tımar ve zeametlerinin gelirleriyle geçinirlerdi. Kadılar, mahkeme harçlarından da hisse alırlardı. Mabetlerde hizmet görenlerin masraf ve nafakaları tarafından karşılanırdı. Devlet'in bazı gelirlerinin tahsis edilmiş olduğu vakıflar mütevelliler tarafından idare edilirdi. Vakıflar, vatandaşın hizmetindeki sosyal tesislerdi. İleride görüleceği üzere bu müesseseler toplum hayatımızın temel taşlarındandı. Devlet, vakıflar yüzünden gelir kaybına uğramış, kısaca memurlar, en büyüğünden en küçüğüne kadar devlet hazinesinden para alamazlardı. Hizmetleri karşılığında kendilerine tahsis edilen vergi ve resimlerin gelir veya bunlardan aldıkları hisselerle maaşlandırılırdı. 286 Yusuf Oğuzoğlu, “Osmanlı Şehirlerindeki Halkın Vergi Yükü üzerine Bir Araştırma(1680-1700), Osmanlı Araştırmaları Cilt XV, İstanbul: Enderun Kitabevi, s. 158. 351 Osmanlı askerini en önemli bölümü meydana getiren tımarlı sipahilerde, maaşlarına karşılıklı olarak kendilerine tahsis edilen tımarların vergilerini devlet adına alırlardı. Büyük memurlardan yalnız, nişancı, defterdar, şeyhülislâm ve kazaskerlere yıllık bir para verilirdi. Bundan başka sarayın masrafları hazineden ödenirdi. Hazinenin gelirleri doğrudan doğruya maliye memurları vasıtasıyla toplanmazdı. Gelir emanet ve iltizam usulleriyle toplanırdı. Kanuni Sultan Süleyman Han'ın son zamanlarına kadar vergiler, eminlere, kethüdalara, âmillere "emanet" suretiyle verilerek toplatılırdı. Sadrazam Rüstem Paşa tarafından ilk defa devlet varidatının "mültezime" verilme usulü kabul ve tatbik edilmiştir. On yedinci asrın sonlarına doğru da bu usul tamamen yaygınlaşmıştır. Bu usulle mültezimler; iltizama aldıkları yerlerin vergilerini peşin olarak devlete öderler, sonrada gidip o bölgenin vergilerinin toplarlardı. Zamanla mültezimlerin canından hırsı bezmiştir. ve hırsızlığı Mültezimler, yüzünden devlet vatandaş otoritesinin zayıfladığı devirlere devlete verdiklerinin iki mislini halktan almaya çalışırlardı. 352 Bu durum karşısında devlet adamlarından bazıları ıslahat yapılması gerektiğini anlayarak padişaha bunu yazdıkları lâhiyalarla bildirmişlerdir287. II. Mahmut batı devletlerini örnek alarak maliyede yeni bir düzenleme yapmak istedi. Defterdarlığı kaldırdı Umuru Maliye Nazırlığını kurdu. Maliye daireleri bu bakanlığa bağlandı. Tımarlı askerlerin muntazam ordu içine alınması kararlaştırılarak tımar usulü "kaldırıldı. Tımar gelirleri hazineye devredildi. Vergi sisteminde yeniliklere gidildi. Memurlara maaş bağlanarak hazine gelirlerinin merkezileştirilmesine çalışıldı. 237. Maliye İle İlgili Bazı Kavramlar Akçe: Osmanlılar da tedavülde bulunan gümüş paraya verilen isim. Bu paraların, ayarları zaman zaman değişmiştir288. Adet-i Ağnam: Koyun ve keçiden alınan (resm) vergi. Koyun ve keçi başına bir akçe olarak alınan bu vergi önceleri devletin görevlileri tarafından toplanırken, sonradan mültezime verilmeye başlandı. An-hizâne: Hazineden herhangi bir sebeple para çıkartılmasına an-hizâne denir. 287 Koçi Bey, Koçi Bey Risalesi, (Sadeleştiren: Zuhuri Danışman), Ankara: Turizm ve Kültür Bakanlığı, 1985, s. 33-34, 92-93. 288 Nuri Pere, Osmanlılarda Madeni Paralar, İstanbul: 1968. 353 Bac-ı Kil: Halkın pazar yerine getirdiği hububatı sattığı zaman kilo ile ölçülürdü. Satandan alınana ölçme parasına bac-ı kil denir. Cumhuriyet ilanına kadar devam etti. Bac-ı Tamga: Damga bacı demektir şehirde alınıp satılan her nevi mallardan, dokunan kumaşlardan kesilen hayvanlardan alınan vergidir. Bedel-i Cizye: Eflak, Boğdan, Erdel voyvodalarının devlete her sene verdiği maktuu vergidir. Bedel-i öşür: Üzerinde yapı (ev, ahır, ambar, vs.) yapılarak, ziraat dışı kalan arazinin öşürüne bedel üzere tasarruf edilen vergi. Buna icar-ı zemin ve Mukatta-i zemin denir289. Bervec-i Malikâne: Hazineye ait mukataların birkaç yıllık gelirlerinin peşin alınarak kaydı hayat şartı ile malikâne olarak tahsis edilmesidir. Ik-ta: Muayyen yerlere ait devlet vergilerinin hizmet ve maaşlara karşılık olarak asker, kumandan ve sivil devlet adamlarına terk edilmesidir. Narh: Azami fiyat anlamında kullanılan bir terimdir. Osmanlı Devleti alınıp satılan malların fiyatlarını belirleyerek üreticiyi ve tüketiciyi korumaya çalışmıştır. 289 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 378. 354 Bunlarla ilgili narh defterleri günümüzde tarihçiler tarafından yayınlanmaktadır290. Ocaklık: Kale muhafızlarının veya şehrin yerli neferlerinin ulufelerine veyahut tersane masraflarına karşılık olarak tahsis edilen öşür veya örfi gelirler, yerinde kullanılan bir terimdir. Ocaklık müessesesi Tanzimata kadar devam etmiştir291. Resm-i Çift: vergilerden Çift biridir. akçesi Bir demektir. çiftlik Topraktan toprağı olup ta alınan ziraat yapandan alınan vergidir. Bu toprak bir çift öküzle ekile bilen arazi olarak kabul edilmektedir. Verginin miktarı ise arazinin verimliliğine göre tespit edilirdi. 22 akçe ile 57 akçe arasında değişirdi ' . Resm-i Çift Bozan: Araziyi ekmekten vazgeçip, başka işe uğraşanlardan alınan, ceza mahiyetindeki para. Bu paranın miktarı 300 akçe idi. Tanzimat' tan sonra kaldırıldı. Mukata: Devlete ait bir varidatın bir bedel karşılığında geçici olarak kiralanması. Osmanlılarda "Mukataat-ı Miriye" ve "Malikâne" olarak ikiye ayrılırdı. Birincisi bir yıllık olarak ikincisi kaydı hayat şartıyla verilirdi. 290 Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlılarda Narh Müessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri, İstanbul: 1983. 291 Nejat Göyünç, “Yurtluk Ocaklık Deyimleri Hakkında”, İÜEFTAM, Prof.Dr. Bekir Kütükoğlu’na Armağan, İstanbul: 1991, s. 269-278. 355 Mültezim: Köy ve kasabanın veri tadına (gelirini) toplayıp, buna kışlık hazineye peşin olarak para ödeyen kimseler hakkında kullanılan bir terim. Yük: Yüz bin akçe karşılığında kullanılan bir tabirdir. 500 kuruş yerinede kese kullanılır. 238. Bütçe Osmanlı giderlerini Devleti’nde gösteren merkezi idarenin bütçelere yıllık “icmâl” gelir ve denildiği bilinmektedir. Son dönemlerde ise bütçe için “mizân” ve “muvâzene” tabirleri kullanılmıştır292. Osmanlıların ilk bütçeyi 17. asırda yaptığı fikrini savunanlar olmuşsa da, Fatih kanunnamelerin devletin gelir ve giderlerinin fatih devrinde bütçenin yapıldığı kesindir, bununla beraber daha önceden de bütçe yapılmış olduğu düşünülebilir. Fatih kanunnamelerinde şu şekilde bir ifade vardır; <<yılda bir kere rikâb-ı hümâyunuma defterdarlarım irad ve masraflarımı okuyalar>> bu da daha o dönemde heryıl bütçe tutulduğunu bize göstermektedir293. Eyaletlerin ayrı bütçesinin bulunması, tımar, zeamet ve hasların gelirlerinin bütçe dışında kalması nedeniyle, 292 293 Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 445. Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 445. 356 devletin hazinesine Yükselme gelirlerin devrindeki bütçeler tamamı girmemektedir. devamlı gelir fazlalığı olmuştur. Devletin siyasi durumundaki gerilemelere paralel olarak bütçede de değişiklik olmuş, bütçede açıklar meydana gelmeye başlamıştır. 1512-1594 yılları arası Osmanlı maliyesinin en şaşalı dönemidir. Şekil itibariyle değişiklik arzetmese de yeni kanunlarla gelir ve giderler tanzim edilmiştir294. Kanuni Sultan Süleyman Han vefat ettiği zaman dış hazine geliri giderinden fazlaydı. Bundan sonraki otuz yıl içinde dış hazinenin geliri ile gideri arasındaki fark çok azdı. 1564'de nakit olarak hazine geliri 1830 yük, gideri ise 1896 yük olup, arada altmış yüklük bir açık vardı. Bu açık 1597'de kapatılmıştı. Bütçe açıklarının çok olduğu dönemlerde, devlet, maaş ödeyebilmek için para ayarını düşürmüş, bunun neticesinde de isyanlar çıkmıştır. Bütçe borçlanmaya açıklarının gidildi. kapatılması Tanzimat'tan için önceleri sonra ise iç dış borçlanmalar başladı. Dış borçlar her yıl katlanarak arttı. Devlet borçlarına karşılık, gösterilen bütçe gelirlerine alacaklı devletler elkoydu295. Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 445. Abdurrahman Şeref Efendi, Tarih Muhasebeleri, Ankara: 1985, s. 173. 294 295 357 Mübahat Kütükoğlu Osmanlı bütçelerinin özelliklerini şu şekilde sıralamıştır296; 1- Bütçenin başlangıç tarihi XVI. Yüzyılda Nevruz, XVII. Yüzyılda hicri yıl esasına geçilmiştir. XVIII. Yüzyılda Mart ayı olmuştur. Sonuna kadar da öyle gitmiştir. 2- Esas bütçe yılı rakamlarının yanında bir önceki yılın rakamları da verilmiştir. Böylelikle mukayese imkânı bulunmuştur (1527-1528 bütçesi istisna tutulmalıdır). 3- Bütün gelir kalemlerini içermemektedir. Sadece paidşah hassalarından elde edilen gelirlere yer verilmektedir (15271528 bütçesi istisna tutulmalıdır). 4- Masraf olarak sadece merkeze yapılan harcamalar yazılmıştır. 24. Yükselme Dönemine Ait Muhasebe Kayıt Örnekleri Bir ülkede muhasebe, kişi için, kurum için ve devlet için vardır. Osmanlı'nın yükseliş döneminde kişilerin ve özel girişimin muhasebe kayıtlarına rastlanılmamaktadır. Oysa, dünya muhasebe tarihinin bulguları arasında, kişinin kendisi için, evi için tutulan muhasebe kayıtları da bulunmaktadır. Aile büyüdükçe ve derebeyliklerde olduğu gibi fiziksel alt yapı ve hizmetliler fazlalaştıkça mutfak harcamaları 296 Kütükoğlu, a.g.e., s. 319-320. 358 olsun, ahır harcamaları olsun kayıt düzenine gerekseme duyulmaya başlar. Türkler'de geniş aile yapısı her zaman geçerli olmuştur. Derebeylik düzeni durumunda olmasa dahi fiziksel alt yapısı geniş hizmetli sayısı fazla zengin kişiler, sayıları fazla olmasa dahi vardır. Bunların da kayıt gereksemelerinin olması doğaldır. Ancak bugünlere kadar bunlardan yeterli bir belge kalmış değildir. Bunun nedenleri, yukarıdaki açıklamalardan da yararlanarak aşağıdaki gibi özetlenebilir. - Osmanlı'da nüfus hareketleri yoğundur. Anadolu'da dahi halk, savaşlar ve iç karışıklıklar nedeniyle sürekli göç halinde olabilmiştir. Bu durum, esesan belge saklama alışkanlığı fazla olmayan halkın belge saklamasını daha da güçleştirmiştir. - Osmanlı'nın devletçi tutumu kişinin her zaman sınırlı varlığa sahip zenginliğini olmasına ortaya müsadere koymamasına edilir neden korkusuyla olmuştur. Osmanlı'da müsadere önemli bir olgudur47 ve muhasebe kayıtları da varlığın ortaya çıkmasına neden olabilecek önemli belgelerdir. Dolayısıyla zenginlik hakkında ipucu olabilecek belgelerin yok edilmesi doğaldır. - Devletin gelir sağladığı yerler olan mukataalar genellikle üç yıllığına kiraya verilmektedir. Devletin tuzla olsun, maden olsun, yukarıda maden işletmeleri örneğinde açıklandığı üzere, iktisadi kuruluşu yöneten mukataacı, 359 kirasını ödeyebilmek için kendi hesabını kuşkusuz tutuyordu. Ama devletin kiraya verme düzeni, kiranın en yüksek ödemede dolmadan bir bulunana başkasına verilmesi mukataanın ve kira süresi devredilebilmesi biçiminde idi. Bu durumda, mukataacının devletin kirayı artırmaması ve başka bir rakip çıkmaması için elindeki bilgileri yok etmesi kadar doğal bir şey olamaz. - Geçimlerine ve/veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere askerlere ve devlet memurlarına belirli bölgelerde, kendi hesaplarına tahsilatta bulunmak yetkisi ile verilen gelir kaynakları, bilindiği gibi tımar olarak adlandırılmaktadır. Tımar sahiplerinin savaş sırasında asker ve bunun yanında at, hububat, çadır vb. vermek zorunlulukları vardı. Tımar defterinde kayıtlı yıllık geliri 20.000 akçeye kadar olan yerler tımar olarak adlandırılır ve sipahiye yani silahlı süvariye verilirdi. Yıllık geliri 20.000100.000 akçe arasında olan yerler silahlı süvari zabite (subaya) verilirdi. Bunlar zeamet olarak adlandırılırdı. Yıllık geliri 100.000 akçeden fazla olan ve has olarak adlandırılan yerlerde yüksek devlet memurlarına, yüksek rütbeli askerlere ve hükümdar ve hanedanına verilirdi. XVI. Yüzyılda tımar hakkının berat ile verildiği bilinmektedir297. Tımar getirebilmek sahibinin için gelir yükümlülüklerini ve giderlerini kayıt yerine etmek 297 Ömer Lütfi Barkan, “Tımar”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Cilt: 12/1. 360 gereksemesini kayıtlardan duymuş olması herhangi bir doğaldır. belge Ancak, bugünlere bu kadar gelememiştir. Bir yerin tımar, zeamet ve has olması için gelir tespit işlemi tahrir defterlerinde devletçe yerindeki tespitlerle yapılırdı. Gelirin değiştirmesini az gösterilmesi, önleyecek ve hem hem de tımarın tımar el sahibinin yükümlülüğünü azaltabilecektir. Bu durum, tımar sahibi ile devleti farklı çıkar beklentisi içine itmektedir. Devlet, kuşkusuz her zaman kendi çıkarını önde tutan bir değerlendirme içinde olmuş ve tımar sahibinin gelir gizlemesine fırsat vermek istememiştir. Ancak, bütün bu uygulamalar tımar sahibinin gelir kayıtları varsa bunları yok etmek isteğini doğal olarak önlemeyecektir. - Bilindiği gibi Osmanlı'da mülk türlerinden birisi de malikane düzenidir. 1386 Yılında, I. Murad'ın Evronos Beye verdiği berat ile başlayan49 bu düzene göre, devlete hizmette bulunmuş kumandanların, yüksek rütbeli memurlara tasarruf etmeleri için arazi ve çiftlik verilirdi. Bu amaçla düzenlenen berata da temlikname denilirdi. XIX. Yüzyılın başlarına kadar devam eden malikane düzenine göre, mülkün çocuklara bırakılabildiği, vakıf haline dönüştürülebildiği anlaşılmaktadır. Ancak, malikane sahiplerinin her yılın sonunda devlete hesap vermek durumunda olduğu da ileri sürülmektedir. Bu hesabın 361 verilmesi için de, malikane sahibinin kendi hesabını tutması gerektiği açıktır. Malikane düzeninde, verilen hesabın sonucunun ne şekilde değerlendirildiği konusunda fazla bir bilgi yoksa da, M. Zeki Pakalın'ın Osmanlı kayıtlarından sahiplerinin çıkardığı kimi örneklere yükümlülükleri göre, malikane bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerin azaltılması için malikane sahibinin kendi kayıtlarını yok etmesi de doğal olsa gerektir. Bunların yanında kayıt tutma alışkanlığının bulunmaması zenginliğe ve kayıt tutmağa karşı dini koşulların elverişsizliği, batı Avrupa ülkelerinde görülen feodal yapının Osmanlı toplumunda bulunmaması derebeylik ve malikane düzeninin sınırlı oluşu gibi nedenler de kişilere ait muhasebe kayıtlarının tutulmasını engelleyen etkenler olarak ortaya çıkmaktadır. Olaya birde Osmanlı İmparatorluğu içerisinde bulunan özel kesim işletmelerinin muhasebe kayıt düzeni açısından bakılmasının gerekli olduğu kanaatindeyiz. Dünya ticaret tarihinde, ticari ilişkilere dayanan muhasebe kayıt belgelerinin esas alındığı ve öncelikle bu belgelerin incelendiği gözlenmektedir. Bunun nedeni, muhasebenin bir hesaplaşma düzeni olması, kar ya da zararın saptanmasına dönük nitelik taşıması olsa gerektir. Ticari ilişkilerin kurumsallaşması için ticari işletmeye gerekseme vardır. Bu kuruluş ticari, sınai ya da hizmet 362 sunan bir kuruluş olabilir. İşletme büyüdükçe kişi hesaplarını aklında tutamaz ve bunları deftere kayıt etmek zorunda kalır. Böylece kayıt düzeni gelişme olanağını bulur. Osmanlı'da özel kesim işletmelerinin muhasebe kayıtlarını geliştireme-melerinin önde gelen nedeni, büyük işletmeleri kuramamış olmalarıdır. Başka bir deyişle sermaye birikiminin gerçekleşememesidir. Bundan önceki bölümde Osmanlı'nın gelişme döneminde özel girişimin sanayi ve ticareti açıklanırken Bursa'da çok sayıda dokuma tezgahına sahip olanlardan söz edilmiş, ancak bunun yöresel bir gelişme olduğu ve bunun genelleştirilmesinin vurgulanmıştı. Anadolu'da doğru olmayacağı yaygın olan da uygulama Ankara'daki sof üretimin de olduğu gibi, dağınık dokuma tezgahlarına tüccarların iş vermesi biçimindedir. Bu durum da ticaretteki sermaye birikiminin üretime aktarılmasındaki güçlüklere neden olmaktadır. Sermaye etkenlerden birikiminin önemli oluşmasını görülebilecekler, engelleyen bundan önceki bölümdeki açıklamalardan da yararlanarak aşağıdaki gibi özetlenebilir. - Daha çok askerlik görevini yerine getiren ve toprak ile uğraşan Osmanlı, üretim ve ticareti genellikle benimsememiştir. Esnaflıktan ileri düzeyde bir üretim 363 gerçekleştirememiş ve çoğu zaman üretimi ve ticareti azınlıklara bırakmıştır. Kimi zaman ticarette sağlanabilen sermaye birikimi de üretime aktarılmamıştır. - Fazla miktarda üretim, bunun geniş alana dağıtımının yapılması halinde mümkün olur. XVI. Yüzyıldan itibaren Anadolu'nun ipek yolu üzerindeki önemini yitirmeğe başlamasından sonra devletin ülke içi ulaşıma verdiği önem askeri amaçlar, gıda maddelerinin nakli ve kısmen iç pazarın geliştirilmesiyle sınırlı kalmış, yol ve köprülerin yapımı, konaklama yerlerinin düzeni eskisi kadar önem taşımaz duruma gelmiştir. Bu durum ise, iç pazarın büyümesini engelleyen bir etken olmuştur. Öte yandan, bundan önceki bölümde belirtildiği gibi, Ankara softu, Bursa ipeği gibi kimi ürünlerde uluslararası pazara yönelmek söz konusu olmuşsa da, ürün sayısının fazla artmadığı ve dış ticaretin genellikle İstanbul'da Galata'daki ve öteki kıyı kentlerindeki azınlıkların elinde kaldığı görülmektedir. - Yüksek seviyede gelir yerleri olan haslara ticaretten anlamayan asker ya da sivil devlet büyükleri sahip olmuşlar ve bunlar da, belirli zenginliğe ulaşınca "müsadere" yolu ile zenginlikleri ellerinden alınmıştır. - Osmanlı'nın devletçilik anlayışı üretimi özendirmek biçiminde değil, tüketiciyi korumak biçimindedir. "Narh" kurumunun her dönemde geniş uygulama alanı bulması 364 bundandır. Fiyatların, rekabet ile oluşturulması yerine baskı ile oluşturulması yeğlenmiştir. İstanbul’un et gereksemesinin karşılanmasında XVI. ve XVII. yüzyıllarda hem kasaplık hayvan toplayan celeblerin ve hem de hayvanı keserek eti dağıtan kasapların, konulan narh karşısında bu görevlerden kaçmak istemeleri50 bu durumun ilginç bir örneğini oluşturmaktadır. Böyle bir anlayış kuşkusuz az miktarda üretim yapan Lonca esnafı dışında, üretimin fazla miktarda yapılmasını özendirici olamamıştır. Tuz, kalıp mum vb. gibi pazarı geniş olan ürünlerin üretimleri, bugünkü iktisadi devlet kuruluşlarının benzeri olan devlete ait kuruluşlarda yapılıyor ve askeri giyecek, malzeme, silah ve cephane, bundan önceki bölümde açıklandığı üzere, üretiliyordu. Bu devletin zaruri kendi malların kuruluşlarında devlet tarafından üretilmesi, özel kesimin sermaye birikimi sağlayabileceği büyük işletmeleri oluşturmasını önleyici bir etken olmuştur. - XVI. Yüzyılda Ahilik'in yerini almış olan Lonca düzeni, daha önce açıklandığı üzere, katı kuralları olan bir düzendir. Her bölgedeki lonca esnafı kendi bölgesine egemendir. Kendi küçük bölgesi için üretim yapmaktadır. Üretime dayalı pazar bölüşümünün etkinliği fazladır. Lonca düzeninin bu koşullarının, geniş pazar için üretim 365 yapılmasını dolayısıyla sermaye birikimini engelleyici etkide bulunduğu ileri sürülebilir. - Osmanlı'da sermaye birikiminin, zaman zaman zenginlikleri müsadere edilen azınlıklar tarafından sınırlı ölçülerde gerçekleştirildiği görülmektedir. XVI. Yüzyılda sadece İstanbul’da Anadolu'da değil, azınlıkların öteki sayısı büyük kentlerde azımsanmayacak ve kadar fazladır. Bunlara sadece ticaret serbestliği değil, çeşitli gelir yerlerini mukataacı olarak kiralamaları hakkının verildiği de görülmektedir298. Ancak, müsadere olgusu nedeniyle, azınlıkların da ticari çalışmaları ile ilgili muhasebe kayıt düzenini geliştirme olanaklarına sahip olduklarını söylemek güçtür. Özel kesim işletmelerine ait bugünlere kadar gelen ilk muhasebe kayıtlarının azınlıklara ait olması, ilk muhasebe kitaplarının bunlar tarafından yazılması rastlantı olmasa gerektir. Ticaret ile uğraşan Türklerin, işleri fazla gelişmiş olmasa da, hesaplaşma için kayıt tuttukları, kendi muhasebelerinin olduğu kuşkusuzdur. Ancak, kişilerin muhasebe kayıt düzenini geliştirememelerine ilişkin daha önce üzerinde durulan hususların bir bölümünün özel kesim girişimi için de geçerli olduğunu ve bu nedenlerden Daniel Goffman, İzmir ve Levanten Dünya (1550-1650), Çev.: Ayşen Anadol ve Neyyir Kalaycıoğlu, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1995. 298 366 dolayı bu muhasebe kayıt belgelerinin bugünlere kadar gelemediğini belirtmek uygun olacaktır299. 240. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-1 Bu örnek Osmanlı İmparatorluğu’nun mutfak giderlerine ilişkin bir örnek olup dönem olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselme dönemine denk gelmektedir. Matbah-ı Âmire’nin Siyakat Hali: Güvemli, Türk devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt: 2, 2. Baskı, İstanbul: Süryay Yayıncılık, 2000, s. 78-79. 299 367 368 369 370 )Matbah-ı Âmire’nin Arapça Hali: (s.4 دﻓﺘــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺮ ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻋﻤﺮﻫﺎﷲ ﰱ ﺷﻬﺮ ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ ﺳﻨﻪ ﺛﻠﺚ ﻭ ﺳﺒﻌﲔ ﻭ ﲦﺎﳕﺎﺋﻪ ﰱ ﺷـــــــــــــــــــﻬﺮ ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ ﺳﻨﻪ ﺛﻠﺚ ﻭ ﲦﺎﻧﻪ ﻣﺎﺋﻪ ]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻻﺣـــــــــــــــــﺪ ﺍﻟﻐﺮﻩ ﻣﻨﻪ ﻬﺑــــــﺎﺀ ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ٤ﻣﺪًﺍ ٥,٥ﻛﻴﻠﭽﻪ ﰱ٨ ٦٨٤ ﻬﺑــــــﺎﺀ ﻣﻠﺒﻮﺳﺎﺕ ﲜﻬﺖ ﺷﺎﻛﺮﺩ ﻃﺒﺎﺧﲔ ﺧﺎﺻﻪ ﻧﻔﺮ ٢١٠ 371 ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ ﺍﺟﺮﺕ ﲨﺎﻝ ﲜﻬﺖ ﺍﺭﺩ ﺍﳌﺰ ﺑﻮﺭ ١٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ١١٨٧ ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ ١٨ﺟﺎ ]ﰱ [٤ ٨٢ ﻬﺑــــــﺎﺀ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ٢٩ﺟﺎ )ﺟﻨﺎﺡ( ١١٧ ﲜﻬﺖ ﻗﺎﻭﻭﺭﻣﻪ ٤ﺝ ﰱ٦ ٢٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻨﲑ ﻭ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﺗﺮﯾﻨﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﲜﻬﺖ ﭘﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ٣ﺝ ﰱ٣ ٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻨﲑ ﲜﻬﺖ ﺗﺮﯾﻨﮥ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﻭ ﺳﲑ ﻛﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ٢٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﺎﭼﻪ ﻭ ﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ ﻻﻧﺪﻭﻳﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٢ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻗﺎوورﻣﮥ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﭘﮥ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﻭ ﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ ﭘﺮۀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺭﻭﻝ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭ ﭘﻴﺎﺯ ﻗﺎﺑﻮﻧﺊ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺗﺮﻩ ﺗﺎﺭﺧﻮﻥ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭ ﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ ٣ 372 373 ]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻻﺛـــــــــــــــــﻨﲔ ﰱ ٢ﻣﻨﻪ ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ١١٩٥ ﻧﻘﺪﻳــــﻪ ﲜﻬﺖ ﺗﺼﺪﻕ ﻓﻘﺮﺍ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻣﲔ ﻛﻼﺭ ﻋﺎﻣﺮﻩ ٢٥٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭼﻮﻝ ٢ﻭ ﻗﻮﻟﻮﻥ ٢ﻭ ﺍﻓﺴﺎﺭ ٢ﻭ ﻭﺗﱪﻩ ﲜﻬﺖ ﺑﺎﺭﻛﲑﺍﻥ ﺳﻘﺎﻳﺎﻥ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ١٢٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺑﻴﺪﻩ ٣ ﻛﻴﻠﭽﻪ ﰱ ١٠ ٣٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﻮﺍﻧﻮﺯ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٥ﻗﻄﻌﺎﺕ ١١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺷﻴﺸﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٦ﻗﻄﻌﺎﺕ ﰱ٢ ١٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻮﺯﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١١ﺳﺒﻮ ﰱ ٣ ٣٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﻮﺗﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٣ﻗﻄﻌﺎﺕ ﰱ٣ ٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺻﻠﻮﻩ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺯﻩﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٨ﺭﺃﺳﺎ ٢٥٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ١١ﻛﻴﻠﭽﻪ ﰱ٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﲜﻬﺖ ﺁﺭﺩ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﲰﺴﻢ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٣ﻭﻗﻴﺎﺕ ﰱ ٦ ٨٨ ﻧﻘﺪﻳـــﻪ ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﲜﻬﺖ ﻳﺦ ﺧﺎﺻﻪ ﻛﻪ ﻋﻦ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﺁﻣﺪ ٢٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﭘﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﻭ ﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ ﺑﺮۀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻬﺑـــــــــــــــــــــﺎﺀ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ٢٥ﺟﺎ ٩٣ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ﲜﻬﺖ ﭘﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ ٤ﺟﺎ ﰱ ٣ ٣ﺟﺎ ﰱ ٣ ١٨ﺟﺎ ﰱ ٤ ١٢ ٩ ٧٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭ ﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮ ﺑﺎﺯﺍﺭ ٢٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻟﱭ ﲜﻬﺖ ﺃﻭﻛﺮۀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻗﺎﺑﻮﻧﺊ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺻﺎﺭﻯ ﺁﻟﻮ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﻭﻗﻴﺘﺎﻥ ٢٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﮥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﻐﺪﻩ ﻧﻮﺱ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ 374 ﻣﻐﺪﻧﻮﺱ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣٠ 375 ﻣﺎﺭﻭﻝ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﺍﻭ ٦ ﺗﺮﻩ ﺗﺎﺭﺧﻮﻥ ﻭ ﺑﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ )(s.5 ﺗﺘﻤــــــــــــــــــــــــــــــــــــﮥ ٣٩٤٩ ﺷﻬﺮ ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ ﺳﻨﻪ ٨٧٣ ]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻟﺜﻼﺛــــــــــــــﺎ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺎﻏﺪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﺩﺳﺘﻪ ١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲜﻬﺖ ﻗﻠﻌﻰ ﻛﺮﺩﻥ ﺗﭙﺴﺊ ﺧﺎﺻﻪ ٣ ﻗﻄﻌﺎﺕ ﰱ ٢ ٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﻜﺮ ﺧﺮﺟﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻨﻄﺎﺭﻳﻦ ٦٣ ٢٨٩٨ ﻧﻘﺪﻳـــﻪ ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﻣﻊ ﺧﺮﺝ ﻗﭙﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﺳﻜﺮ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٥ﻭﻗﻴﻪ ٣٠٠ ﺩﺭﻫﻢ ﰱ ٦ ٩٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﺒﻮ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٣ﻗﻄﻌﺎﺕ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺷﻴﺸﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ ٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﺮﻛﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٤٠ﻛﻠﻨﺪﺭ ﰱ٢ ٨٠ ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﲜﻬﺖ ﺳﺮﻛﻪ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ ٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺧﻴﺎﺭ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٢٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﻜﺮ ﺧﺮﺟﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٠ﻭﻗﻴﺎﺕ ﰱ ٢٥ ٢٥٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺮﺍﺱ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١١١ 376 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﺮﻧﻔﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٠٠ﺩﺭﻫﻢ ١٤ ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ ﻣﺮﻣﺖ ﻛﺮﺩﻥ ﻛﻠﻴﺪ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ ٢٥ 377 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺯﳒﻔﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٠٠ﺩﺭﻫﻢ ٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﻜﺮۀ ﻣﺲ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺎﺵ ﭘﺎﭼﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻭ ﺍﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﭘﺎﭼﻪ ﺑﺎﺵ ٢٣ ١٦ ٨٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺑﻴﺪﻩ ٣ ﮐﻴﺴﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺖ ﻛﻴﻠﭽﻪ ﰱ ١٠ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ ٣٠ ١١ ﻬﺑـــــــــــــــــــــﺎﺀ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ٢٨ﺟﺎ ]ﺟﻨﺎﺡ[ ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ ﲜﻬﺖ ﳏﻠﱮ ﲜﻬﺖ ﭘﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ٤ﺟﺎ ﰱ ٣ ﺟﻨﺎﺣﲔ ﰱ ٣ ٧ﺟﺎ ﰱ ٣ ١٨ﺟﺎ ١٢ ٩ ١٤ ٧٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ﲜﻬﺖ ﭘﺎﭼﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻧﺎﻥ ﮔﲑﺩﻩ ﲜﻬﺖ ﺑﺎﺵ ﭘﺎﭼﮥ ﺍﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ ﺩﻳﻮﺍﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤٠ ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ ﺍﺟﺮﺕ ﺁﺭﺩﻛﺮﺩﻥ ﺍﺭﺯ ﲜﻬﺖ ﳏﻠﺒﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﺎﺯﻭ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ ﺩﻳﻮﺍﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﻭ ﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﻭﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ ﺑﺮﻩ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺴﺘﻨﻪ ﲜﻬﺖ داﻧﮥ ﺑﻮﻟﻐﻮﺭ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻟﱭ ﲜﻬﺖ ﳏﻠﺒﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺧﻴﺎﺭ ﻭ ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ ٢٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺗﺮﻩ ﺗﺎﺭﺧﻮﻥ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ 378 ]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻻﺭﺑﻌــــــــــــــــﻪ ﰱ ٤ﻣﻨﻪ ﻑ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ٢٣١١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ٤ﻣﺪًﺍ ﻛﻴﻠﭽﻪ ﰱ٩ ٧٢٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﭼﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ٤ﻗﻨﺎﻃﲑ ﰱ ٣٠٠ ١٢٠٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ ٢٥ 379 ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﲜﻬﺖ ﺁﺭﺩ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ ١٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺮﺩﻛﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ٢٦٠٠ﻋﺪﺩ ١٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﻣﺘﺎﳒﺎﻧﻪ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٢٤ﻭﻗﻴﻪ ﰱ ١ ٢٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺍﻭﻛﺮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻛﻴﻠﭽﺘﺎﻥ ﰱ ٢٥ ٥٠ ﻬﺑــــــــــــــﺎﺀ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ٢٦ﺟﺎ ]ﺟﻨﺎﺡ[ ١٠٨ ﲜﻬﺖ ﲜﻬﺖ ﲜﻬﺖ ﻗﺎﻭﻭﺭﻣﻪ ٤ﺟﺎ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ٤ﺟﺎ ﻛﺒﺎﺏ ١٨ﺟﺎ ١٢ ٢٤ ٧٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭ ﭘﻴﺎﺯ ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﲜﻬﺖ ﻗﺎﺑﻮﻧﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ٦ )(s.20 ﺗﺘﻤــــــــــــــــــــــــــــــــــــﮥ ﻳﻮﻡ ﺍﳉﻤﻌﻪ ﰱ ٢٧ﺫ ﺳﻨﻪ ٨٧٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻨﲑ ﻭ ﻟﱭ ﲜﻬﺖ ﭼﻨﺪ ﻟﻤﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﺼﺎﱀ ﺳﻜﺮ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ ﺍﻭﺳﺘﺎﺩ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ ١٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﭼﻨﺪ ﻟﻤﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٢٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲰﺎﻕ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻭﻗﻴﺘﺎﻥ ﰱ ٩ ١٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺎﺩﳒﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻗﺎوورﻣﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻭﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ٦ 380 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺎﺯﻭ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٢ ]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻟﺴﺒــــــــــــﺖ ﰱ ٢٨ﻣﻨﻪ ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ١٣٢٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻋﺴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٤ﻗﻨﺎﻃﲑ ٨١ﻟﻮﺩﺭﻩ ﰱ ١٨٠ ٨٦٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﲑﺍﺱ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٥ 381 ﻧﻘﺪﻳــــﻪ ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﻣﻊ ﺧﺮﺝ ﻗﭙﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻋﺴﻞ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ ١٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻳﺴﺦ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٢٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﺎﻳﺼﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٥١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻃﻮﺕ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٤ ﻬﺑـــــــــــــــــــﺎﺀ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ٣٥ﺟﺎ ١٣٥ ﲜﻬــﺖ ﲜﻬــﺖ ﲜﻬــﺖ ﲜﻬــﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ١٠ ﺑﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ٣ﺝ ﺑﻮﺭﻙ ٤ﺝ ﻛﺒﺎﺏ ١٨ﺟﺎ ﺝﰱ٣ ﰱ٣ ﰱ٦ ٧٢ ٣٠ ٩ ٢٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﻛﻪ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ ٢٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﻙ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﻐﺪ ﻧﻮﺱ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻻﻟﻨﻜﺪۀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ ﺍﻭﺳﺘﺎﺩ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﻟﻨﻜﺪۀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ﺍﻭ ١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٢٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻭﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﺎﺯﻭ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﻭ ﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٠ 382 ﻡ ﺍﻻﺣــــــــــــــــــــﺪ ﰱ ٢٩ﻣﻨﻪ ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ٣١٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﺎﻳﺼﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٤ 383 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺍﻣﺮﻭﺩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٦ ﻬﺑـــــــــــــــﺎﺀ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ٢١ﺟﺎ ٨١ ﲜﻬﺖ ﲜﻬﺖ ﺑﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ٣ﺝ ﻛﺒﺎﺏ ١٨ﺟﺎ ﰲ٣ ٧٢ ٩ )(s. 21 ﺗﺘﻤـــــــــــــــــــــــــــــﮥ ﻳﻮﻡ ﺍﻻﺣﺪ ﰱ ٢٩ﺫ ﺳﻨﻪ ٨٧٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺮﺩﻛﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ٥٦٠٠ﻋﺪﺩ ٣٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﮐﺒﺎﺏ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭﺑﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮ ﺑﺎﺯﺍﺭ ٢٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﺎﭼﻪ ﻭﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ ﺯﺭﻧﺪﻭﱏ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ١٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٢٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﭘﮥ ﺧﺎﺻﮥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻨﲑ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﺪۀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﻭﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻗﺎوورﻣﮥ ﺑﺎﺩﳒﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺎﺩﳒﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻗﺎوورﻣﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٦ 384 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ 385 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ ﺍﺳﺘﺎﺩ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ ٣ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ ﺍﻏﺎﻳﺎﻥ ١٥ ﲨﻌــــــــــــــــــًﺎ ﺧﺮﺝ ﺷﻬﺮ ﺫﻯ ﺍﳊﺠﺔ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﻩ ٦٣ ٥٩٥ ﺧـــــــــــــــــﺮﺝ ٥١ ٣٧٩ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻏﺴﻞ ٤ﻗﻨﺎﻃﲑ ٨١ﻟﻮﺩﺭﻩ ٨٦٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ٣٥ ﻗﻨﻄﺎﺭًﺍ ٢٨ﻟﻮﺩﺭﻩ ٩٠٢٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﻜﺮﻣﻜﺮﺭ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٩ﻗﻨﺎﻃﲑ ٥٥ﻟﻮﺩﺭﻩ ٢٠٩٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ٥١ﻣﺪًﺍ ١٤ ﻛﻴﻠﭽﻪ ٩٤٨٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﻮﻳﺰ ﺍﲪﺮ ١١ ﻗﻨﻄﺎﺭًﺍ ٥٨ﻟﻮﺩﺭﻩ ٨٠٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٨٥١ﺟﺎ ]ﺟﻨﺎﻩ[ ٣٣٨٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺍﻏﻨﺎﻡ ٥ﺭﺅﺱ ١٨٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﻜﺮ ﺧﺮﺟﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٩ﻗﻨﺎﻃﲑ ٧ ﻟﻮﺩﺭﻩ ٩٩٤٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٨ﺭﺋﺴًﺎ ٢٥٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﻮﻳﺰﺍﺳﻮﺩ ١٧ ﻗﻨﻄﺎﺭًﺍ ٢٢ﻟﻮﺩﺭﻩ ٩٩٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺯﺭﺩﺍﻟﻮ ٣ﻗﻨﺎﻃﲑ ١٠ﻟﻮﺩﺭﻩ ٣٧٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺍﻳﻨﺠﲑ ٣ ﻗﻨﺎﻃﲑ ٨٤ﻟﻮﺩﺭﻩ ٣٠٧ 386 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺎﺩﺍﻡ ﻗﻨﻄﺎﺭﻳﻦ ١٢ ﻟﻮﺩﺭﻩ ٥٥١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺗﺮﻳﻨﻪ ٦ﻛﻴﻠﺠﺎﺕ ٩٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻧﻴﺸﺴﺘﻪ ﻗﻨﻄﺎﺭ ٩٠ﻟﻮﺩﺭﻩ ١٥٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻮﻟﻐﻮﺭ ٤ﻛﻴﻠﺠﺎﺕ ٦٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﻗﻨﻄﺎﺭ ٦,٥ﻭﻗﻴﺎﺕ ٣٧٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲰﺴﻢ ٩ﻭﻗﻴﺎﺕ ٥٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺯﻋﻔﺮﺍﻥ ٢٦ ﻭﻗﻴﻪ ١٥٧٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻋﺪﺱ ١٧ ﻛﻴﻠﺠﻪ ٣١٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﺮﻛﻪ ٢٦٢ ﻛﻠﻨﺪﺭ ٥٩١ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺑﻴﺬﻩ ﻣﺪ ٦ﻛﻴﻠﺠﺎﺕ ٢٨٠ ﻧﻘﺪﯾــــﮥ ﻗﻠﻌﻰ ﻛﺮﺩﻥ ﺍﻭﺍﻧﺊ ﻣﺲ ١٢٦ﻗﻄﻌﻪ ٧٣٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﻴﻮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٨٧٨ ﺗﺘﻤـــــــــــــــــــــــــــــﮥ ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻋﻤﺮﻫﺎﺍﷲ ﻧﻘــــﺪﻳﻪ ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﻛﻪ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ ﻭﺍﻗﻊ ﺷﺪﻩ ٤٦٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺯﳒﻔﻴﻞ ١٠٠ 387 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﻮﺯۀ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٩٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺻﻠﻮﻩ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺯۀ ﺧﺎﺻﻪ ﻛﻴﻠﭽﻪ -ﺷﻨﻚ ٢٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﺮﻧﻔﻞ ﻭﻗﻴﻪ ﺗﺎﻥ ١٠٠ﺩﺭﻫﻢ ١٣٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺍﻭﻛﺮﻩ ﻛﻴﻠﭽﺘﺎﻥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺮﺩﻛﺎﻥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺗﺮﺵ ﻟﻴﻤﻮﻥ ﺩﺭﻫﻢ ٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺩﻧﺒﻪ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ٥ﻭﻗﻴﺎﺕ ١٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺮﻍ ﺁﰉ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٤ﺝ ﰱ ٢ ٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺎﺳﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٨ﻗﻄﻌﺎﺕ ٧ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﻭﻣﺎﺳﺖ ﻭ ﲰﺎﻕ ﻭﻧﻌﻨﻪ ﻭﺑﺎﺵ ﭘﺎﭼﻪ ﻭﭘﻨﲑ ﻭﺑﻴﻀﻪ ﻭﻏﲑﻩ ٥٠ ١٢٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺣﻠﻘﮥ ﺫﻭﻟﺒﻴﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻭﺩﻳﻮﺍﻥ ﺩﺭ ﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ ٥ﻭﻗﻴﻪ ٣٥٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻳﺦ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٢٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﲰﻴﺪ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ٣ﻛﻴﻠﭽﺎﺕ ٤٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﻜﺮۀ ﻣﺲ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ ٢٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﴰﻊ ﻋﺴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ ١٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭼﻮﺏ ﻗﺰﻏﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ ٥ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﺒﺰﻭﺍﺕ ﻋﻦ ﻳﺪ ﻳﻮﺳﻒ ﺑﺴﺘﺎﱏ ٢٠٤٣ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٣٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺁﺏ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﺩﺭﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ ﻼ ٣٠ﲪ ﹰ ٣٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺎﺳﻪ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ ﲤﺎﺷﺎ ﺩﺭ ﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ ١٠٠٠ﻗﻄﻌﻪ ٥٠٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺩﺧﻦ ﲜﻬﺖ ﻗﻮﻣﺮﺉ ﺧﺎﺻﻪ ﺷﻨﻚ ٢ 388 ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ ٤٠٠٠ ﺣـــــــــــــــــــــﺮﺝ ١٢ ٢١٦ ﺳــﺎﺋﺮ ﻧﻘــــﺪﻳﻪ ﲜﻬﺖ ﺗﺼﺪﻕ ﻓﻘﺮﺍ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻣﲔ ﻛﻴﻼﺭ ﻋﺎﻣﺮﻩ ٦٠٠٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﻠﺒﻮﺳﺎﺕ ﲜﻬﺖ ﺷﺎﻛﺮﺩﺍﻥ ﻃﺒﺎﺧﲔ ﺧﺎﺻﻪ ٦ﻧﻔﺮ ١١٩٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﮔﺎﻭﺍﻥ ﲜﻬﺖ ﻗﺮﺑﺎﻥ ﺩﺭﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ ٢٠ﺭﺃﺳًﺎ ٢٩٨٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺻﺎﺑﻮﻥ ﻋﺮﺍﻗﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻨﻄﺎﺭ ٢٥٠ ﻧﻘـــــــــــــــﺪﻳﻪ ١٠٤٥ ﺑﺮﺍﻯ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﺍﻧﺪﺭﻭﱏ ﻣﻴﺎﻧﺒﻨﺪﺍﻥ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ ٤٧٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺍﻓﺘﻜﻪ ﲜﻬﺖ ﻛﻴﻼﺭ 389 ﳊﺎﻑ ٤ﻗﻄﻌﻪ ٢٦٠ ﻗﺎﻟﻴﭽﻪ ٤ﻗﻄﻌﻪ ٢٠٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭘﻨﺒﻪ ﲜﻬﺖ ﺍﻭﭼﻘﻮﺯ ٤ﻗﻄﻌﻪ ٣٨ ﻛﻼﻩ ٤ﻗﻄﻌﻪ ٦٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﭼﻮﻝ ٢ﻭﻗﻮﻻﻥ ﻭﺍﻓﺴﺎﺭ ٢ ﭼﻴﺰﻣﻪ ﺯﻭﺟﺎﻥ ٥٦ ﺟﻘﺸﲑ ٤ﺝ ]ﺯﻭﺝ[ ٢٤ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﻮﺍﻧﻮﺯ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﺎﻣﺮ ﻗﻄﻊ ٥٩ ﺍﻧﺪﺭﻭﱏ ﻭﻗﻴﻪ ١٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺷﻴﺸﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٢٤ﻗﻄﻌﻪ ٧٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﻴﺴﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٤ﻗﻄﻌﺎﺕ ١٩ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﻮﺗﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٥ﻗﻄﻌﻪ ٥٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٢٤ﻭﻗﻴﻪ ٢٤ ﻭﺗﲑﻩ ٢ﲜﻬﺖ ﺑﺎﺭﻛﲑﺍﻥ ﺳﻘﺎﻳﺎﻥ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ١٢٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻛﺎﻏﺪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ٤ﺩﺳﺘﻪ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺑﺰﺭ ﲜﻬﺖ ﲪﺎﻡ ﺧﺎﺻﻪ ٦ﻭﻗﻴﺎﺕ ٢٠ ١٦ﻗﻄﻌﻪ ٣٨ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺳﺒﻮ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺯۀ ﺧﺎﺻﻪ ٩ﻗﻄﻌﺎﺕ ١٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺣﺴﲑ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ١٦ﻗﻄﻌﻪ ٤٨ 390 )(s. 23 ﺗﺘﻤـــــــــــــــــــــــــــــﮥ ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﺳﺎﺋﺮ ﺩﺭ ﺷﻬﺮ ﺫ ]ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ[ ﺳﻨﻪ ٨٧٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻓﻮﭼﻰ ﲜﻬﺖ ﺁﺏ ﺩﺭ ﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ ٦ﻗﻄﻌﺎﺕ ٦٦ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺷﺎﻧﻪ ﲜﻬﺖ ﻛﻼﺏ ﺧﺎﺻﻪ ٤ ﻗﻄﻌﺎﺕ ٤ 391 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻣﺸﻤﻊ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ ٥٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻗﻄﺮﺍﻥ ﲜﻬﺖ ﻛﻼﺏ ﺧﺎﺻﻪ ١٧,٥ﻭﻗﻴﻪ ٢٣ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﲣﻢ ﻋﺼﻔﻮﺭ ﲜﻬﺖ ﺧﺼﻪ ﻭﻗﻴﻪ ٣٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﻓﺘﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﴰﻊ ﺧﺎﺻﻪ ﻭﻗﻴﻪ ٢٢ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺧﻢ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ ١٠ ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺷﺎﺏ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻭﻗﻴﺘﺎﻥ ١٢ ﻧﻘـــــــﺪﻳﻪ ﻣﺮﻣﺖ ﻛﺮﺩﻥ ﴰﻌﺪﺍﻥ ﻭﻛﻠﻴﺪ ﺧﺎﺻﻪ ٢٦ 392 Matbah-ı Âmire Transkripsiyon Hali: [s.3] Defter___________________________________________________________________i İhrâcat-ı Matbah-ı Âmire ammerahallâhü fi şehr-i Zilhıcce sene selâse ve seb‘îne ve semân mie [873] [s.4] Fî şehr______________________________________________________________________i Zilhıcce sene selâse ve seb‘îne ve semân mie M [Yevm]ü'l-ahad_________________________________________________________ el-gurre minhü, fi belde-i Kostantiniyye , 1.178 Bahâ-i Ârd , be-cihet-i nân-ı Hâssa , 4 muddan-5,5 keylçe, fi 8 684 Nakdiye Ücret-i hammâl, be-cihet-i ârd el-mezbûr 16 Bahâ_________i Melbûsat, be-cihet-i şâkird-i tabbâhîn-i Hâssa, nefer 210 Baha_________________________________i Mâkiyân , 29 Ca [Cenâh] 117 Be-cihet-i Be-cihet-i Be-cihet-i Be-cihet-i Kebâb 18Câ Kavurma, 4 C Paşayân, 3C Bîmârân,4C 72 fî 6 fî 3 fî 3 24 9 12 Bahâ__________i Hummus ve piyaz, be-cihet-i matbah, an yed-i ser-bâzar 25 Bahâ________i Peynir ve beyza , be-cihet-i terîne-i Hâssa, an yed-i o 5 Bahâ________i Peynir, be-cihet-i terîne-i gılmân, an yed-i 0 12 Bahâ_________ i piyaz ve beyza, be-cihet-i kavurma-i mâkiyan-ı Hâssa, an yed-i o 5 Bahâ__________i Hummus ve piyaz, be-cihet-i kabûni-i ağayân, an yed-i o 6 Bahâ__________i Piyaz ve sîrki be-cihet-i mantı-i Hâssa, an yed-i o 4 Bahâ_________i paça ve şelcem, be-cihet-i landûyi-i Hassa, an yed-i o 12 Bahâ___________i Beyza , be-cihet-i lapa-i gılmân-ı Hâssa, an Hâssa,def‘atân yed-i o 4 Bahâ____________ i Bahâ____________ i Beyza ve şelcem, mast, be-cihet-i be-cihet-i bere-i Hâssa, an yed-i o Bahâ___________i Alû-ter, be-cihet-i şorba-i Hâssa, an yed-i o 2 def’atân Bahâ______________________ i Marul, be-cihet-i Hâssa, An yed-i o an yed-i bostâni , 18 13 Bahâ_____________________ i Tere, târhun ve piyaz, be-cihet-i Hâssa, an yed-i o 393 M [yevm]ü'l-isneyn_____________________________________________________________ Fî 2 minhü, fi belde-i Kostantıniyye, 1.095 Nakdiye______ Be-cihet-i tasadduk-ı fukarâ, an yed-i Emin-i Kilâr-ı Âmire 250 Bahâ__________i Çul 2 ve kolan 2 ve efsar 2 ve tobra, be-cihet-i bârgirân-ı sakayân-ı matbah-ı Âmire Bahâ______________i Gendüm-i kûbîde, 3 keylçe, fî 10 30 Bahâ_______i Revgan-ı semsem , be-cihet-i Hâssa, 3 vakıyye, fî 6 18 126 Bahâ________i Kavanoz , be-cihet-i Hâssa 5 kıta‘ât 11 Bahâ_________i Şişe, be-cihet-i Hâssa , 6 kıta‘ât fî 2 12 Bahâ_______i Salva? be-cihet-i Bere, boza-i Hâssa, şinik 4 Nakdiye____________i Ücret-i hammal, becihet-i yah-ı Hâssa ki an Bursa âmed 25 Bahâ______________i Boza, be-cihet-i 11 sebû , fî 3 33 Bahâ_______i Kutı, be-cihet-i Hâssa, 3 kıta’ât, fî 3 9 Bahâ_______i Bahâ__________i Nakdiye_______i Bere-cihet-i Ârd, be-cihet-i Ücret-i hammâl, Hâssa ,18 re’senmatbah-ı Âmire, be-cihet-i ârd 254 11 keylçe, fî 8 el-mezbûr 88 3 Bahâ_________________________i Bahâ____1__________ i Mâkiyan , 25 Ca 93 Hummus ve piyaz, Be-cihet-i Be-cihet-i Be-cihet-i be-cihet-i matbah, Kebâb, 18 ca Paşayân,3ca Bîmâran,4ca an yed-i ser-bâzar fî 4 fî 3 fî 3 25 72 9 12 Bahâ___________i Beyza, be-cihet-i lapa-i Hâssa, an yed-i o 3 Bahâ___________i Piyaz ve sir, be-cihet-i mantı-i Hâssa, an yed-i o 4 Bahâ_____ i Beyza ve şelcem be-cihet-i bürre-i ? Hâssa, an yed-i o 2 Bahâ_____ i Mast, be-cihet-i Hâssa, an yed-i o 18 Bahâ________________ i Mağdenos, be-cihet-i şorba-i gılmân, an yed-i o 30 Bahâ_________________ i Bahâ_________________ i Marul, be-cihet-i Tere tarhun ve piyaz ve sir, Hâssa, an yed-i o be-cihet-i Hâssa, an yed-i o 6 3 394 Bahâ_________ i Leben, be-cihet-i ökre-i Hâssa, an yed-i o 5 Bahâ_____ i Mağdenos,be-cihet-i şorba-i Hâssa, an yed-i bostâni 10 Bahâ___________i Hummus ve piyaz, be-cihet-i kabunî-i Ağayân, an yed-i o 7 Bahâ_____ i Sarı âlû, be-cihet-i Şurba-i Hâssa, an yed-i o, vakıyyetân 26 [5] Tetimme_____________________________________________________________________i Şehr-i Zilhicce sene 873 M[yevm]ü's-sülâsâ_____________________________________________________________ Fi 3 minhü , fi belde-i Kostantıniyye 3.949 Bahâ_____i Nakdiye_______ Bahâ____________i Bahâ_______i Kâgıd, be-cihet-i Be-cihet-i kal‘î kerden-i Sükker-i harcî, Ücret-i hammâl Hâssa, deste 1 tepsi-i Hassa, 3 kıta‘ât be-cihet-i Hâssa ma‘a harc-ı kapan fi 2 kantarateyn 63 lodra, be-cihet-i sükker 3 6 fi 1.100 elmezbûr 2.898 5 Bahâ__________i Revgan-ı zeyt,be-cihet-i Hâssa, 15 vakıyye 300 dirhem ,fi 6 Bahâ__________ i Sebû, be-cihet-i Hâssa ,3 kıta‘ât 94 Bahâ________ i Şise, be-cihet-i Hâssa, kıt‘a 5 6 Nakdiye________ Ücret-i hammâl, be-cihet-i sirke el-mezbûr 4 Bahâ_______ i Hıyar, be-cihet-i Hâssa Bahâ________i Karanfil, be-cihet-i Hâssa, 100 dirhem Bahâ_________ i Bahâ___________ i Zencefil, be-cihet-i Gendüm-i kûbide, Hâssa, 100 dirhem 3 keylçe, fi 10 30 9 Nakdiye________ Meremmet kerden-i kilid-i Hâssa, kıt’a 3 Bahâ_________i Sükre-i mis, be-cihet-i Hâssa, 3 kıt’a 10 4câ, fi 3 Bahâ__________ i Bahâ_______ i Kise, be-cihet-i mast-ı Hâssa, kıt‘atân 11 Bahâ_________________________________i Makiyan, 27 câ [Cenâh] 107 Be-cihet_i Be-cihet_i Be-cihet_i Be-cihet_i Kebâb,18câ Muhallebi, Paşayân, Bîmarân, 72 cenâhanyn, 3câ, fi 3 fi 7 14 9 12 Bahâ_________ i Bahâ__________ i Hummus ve piyaz Baş-paça , be-cihet-i be-cihet-i matbah, Hâssa ve ağayan, an yed-i ser-bâzar an yed-i o, baş 16, paça 23 25 80 Bahâ______ i 80 Bahâ____11____ i Bahâ__12___i Sükker-i harcî, Kiras, be-cihet-i be-cihet-i Hâssa , Hâssa 10 vakıyyât , fi 25 250 111 20 14 Bahâ_____8___ i Sirke, be-cihet-i Hâssa, 40 kilindir, fi 2 Bahâ___________ i Revgan-ı paça, be-cihet-i paça-i Hâssa, an yed-i o 14 Bahâ___________ i Bahâ________i Nân-ı gîrde , becihet-i baş-paça-i ağayan an yed-i o 7 Bahâ_____i 395 Mast, be-cihet-i Piyaz ve sîr, beMastâve-i Divanî cihet-i mantı-i Hâssa, an yed-i o an yed-i o 40 4 Nakdiye____ Bahâ_____ i Ücret-i ârd-kerden-i Beyza ve şelcem erz, be-cihet-i muhallebi-i be-cihet-i büre-i Hâssa, an yed-i o Hâssa, an yed-i o 3 2 Kestene, be-cihet-i dane-i bulgur-ı Hâssa, an yed-i o 6 Bahâ______ i Mast, be-cihet-i Hâssa, an yed-i o 18 Leben, be-cihet-i muhallebi-i Hâssa, an yed-i o 5 Bahâ__31__ i Hıyar ve âlû-ter, be-cihet-i şorba-i Hâssa, an yed-i bostâni , def’atân 26 Bahâ________i Pazu, be-cihet-i Mastâve-i Divan, an yed-i o Bahâ__________ i Âlû-ter, be-cihet-i Şorba-i gılmân, an yed-i o 10 30 Bahâ________ i Âlû-ter, be-cihet-i şorba-i ağayân, an yed-i o 10 Bahâ_______i Tere, tarhun ve piyaz ve sîr, be-cihet-i Hâssa, an yed-i o 3 [Yev] mül-erba‘a____________________________________________________ Fî 4 minhü , fi belde-i Kostantıniyye 2.311 Bahâ_________ i Ârd, be-cihet-i nân-ı Hâssa, 4 mudden, keylçe fi 9 729 Bahâ______ i Revgan-ı sâde, be-cihet-i matbah, 4 kanatîr, fi 300 cihet_i 1.200 Bahâ________i Humus ve piyaz be-cihet-i matbah, an yed-i ser-bâzar 25 Nakdiye________ Ücret-i hammâl be-cihet-i ârd el-mezbûr 16 Bahâ__________ i Kîl, be-cihet-i Hâssa, 24 vakıyye, fi 1 Bahâ__________ i Ökre ?, be-cihet-i Hâssa, keylçetân fi 25 24 Bahâ______ i Girdgân, be-cihet-i matbah-ı Âmire, 2600 aded 18 Bahâ__________ i Piyaz, be-cihet-i metancane-i Hâssa, an yed-i o 3 50 Bahâ________________________________i Mâkiyan, 26 Ca [Cenâh] 108 Be-cihet_i Be-cihet_i Kebâb, 18 câ Kavurma, 4Ca , Bimâran, 4 fi 6 Câ, fi 3 24 12 72 Bahâ__________ i Piyaz ve sîr, be-cihet-i mantı-i Hâssa, an yed-i o 4 Be- Bahâ_____ i Hummus ve piyaz, be-cihet-i kabûni-i Hâssa, an yed-i o 6 …………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………… 396 [20] Tetimme_____________________________________________________________i Yevmü'l-Cum‘a fî 27 Zilhicce sene 873 Bahâ________i Penir ve leben, Be-cihet-i çeneleleme-i Hâssa, an yed-i o 13 Bahâ________i Beyza, be-cihet-i mesâlih-i sükker-i Hâssa, an yed-i o 12 Bahâ______i Bahâ__________i Piyaz, be-cihet-i Mast,be-cihet-i kebâb-ı m akiyan-ı Hassa, an yed-i o Hâssâ , an yed-i o 8 27 Bahâ_________i Sumak , be-cihet-i Matbah-ı Âmire vakıyyetân, fî 9 18 Bahâ_________i Bahâ________i Bahâ_______i Kedû ve gûre, be-cihet-i Kedû ve gûre, be-cihet-i Badnicân, şorba-i Hâssa , def‘atân gılmân, an yed-i be-cihet-i an yed-i bostâni kavurma-i Hâssa, an yed-i o 19 40 7 Bahâ_________i Bahâ________i Bahâ___________i Bahâ________i Kedû , be-cihet-i Kedû, be-cihet-i Kedû ve gûre Kedû ve gûre, be-cihet-i ta‘âm-ı üstâd-ı Hâssa , çendeleme-i Hâssa , be-cihet-i şorba-i bîmarân, be-cihet-i an an yed-i o an yed-i o ağayan , an yed-i o yed-i o 4 4 15 6 Bahâ________________i Pazu, be-cihet-i bîmarân, an yed-i o 2 [Yev]mü's-sebt__________________________________________________________ Fî 28 minhü , fî belde-i Kostantıniyye 1.327 Bahâ_________i Asel, be-cihet-i Hassa, 4 kanatîr 81 lodra, fî 180 866 Bahâ________i Nakdiye________ Bahâ___________i Ücret-i hamâl ma’a Kayısı, be-cihet-i harc-ı kapan be-cihet-i Hâssa asel el-mezbûr 51 15 Bahâ________i Bahâ________i Dut, be-cihet-i Hâssa 14 Bahâ______________________________i 397 Kiras, be-cihet-i Yah , Hâssa be-cihet-i Mâkiyân, Hâssa 15 Bahâ_________i Hummus ve piyaz be-cihet-i Matbah an yed-i se-bâzar 25 Bahâ________i Beyza, be-cihet-i börek-i mâkiyân-ı Hassa, an yed-i o 1 25 35 Câ [Cenâh] 135 Be-cihet_i Be-cihet_i Be-cihet_ Be-cihet_i Kebâb, 18Câ Börek,4C,fî 6 Paşayân 3Cfî 3 Bimâran, 10C, fî3 72 24 9 30 Bahâ___________i Mast, be-cihet-i borânî-i Hassa, an yed-i 70 Bahâ________i Beyza, be-cihet-i lâlengede-i Hassa an yed-i o 1 Bahâ________i Piyaz ve sîr be-cihet-i mantı-ı Hassa 10 Bahâ________i Bahâ____________i Bahâ____________i Mast, be-cihet-i Piyaz, be-cihet-i kebâb-ı Mast, be-cihet-i mastâve-i gılmân, mâkiyan-ı Hâssa, Hâssa, an yed-i o an yed-i o an yed-i o 40 8 27 Bahâ__________i Bahâ________i Mağdenos, be-cihet-i Kedû ve gûre, be-cihet-i şorba-i Hâssa, şorba-i Hassa, an yed-i an yed-i bostâni o , def‘atân 10 10 Bahâ___________i Kedû ve gûre, be-cihet-i şorba-i gılmân, an yedi-i o 30 Bahâ________i Kedû ve gûre, be-cihet-i borânî-i Hâssa , an yed-i o Bahâ________i Bahâ_________i Kedû, be-cihet-i Kedû, be-cihet-i lâlengede-i Hassa, ta‘âm-ı üstâd-ı Hâssa an yed-i o an yed-i o 3 3 Bahâ_______i Bahâ_______i Pazu, be-cihet-i Kedû ve gûre, be-cihet-i mastâve-i gılmân bîmâran, an yed-i o an yed-i o 8 6 7 [Yev] mü'l-ahad________________________________________________________ Fî 29 minhü fî belde-i Kostantıniyye 314 Bahâ_____i Bahâ______i Bahâ____________________________________i Kaysı, be-cihet-i Emrud, be-cihet-i Mâkiyân 21 Câ 81 Hâssa Hâssa Be-cihet____i Be-cihet_____i 40 16 Kebâb , 18 Câ Paşayân 3 Câ fî 3 72 9 398 [21] Tetimme______________________________________________________________i Yevmü'l-ahad, fî 29 Zilhicce sene 873 Bahâ____4____i Bahâ________i Bahâ________i Girdkân , be-cihet-i Hummus ve piyaz Beyza, be-cihet-i Matbah-ı Âmire, 5600 be-cihet-ı Matbah, lapa-i Hâssa, an aded an yed-i ser bâzar yed-i o 35 25 4 Bahâ______i Mast ve beyza, be-cihet-i kavurma-i badnicân-ı Hâssa, an yed-i o 5 Bahâ_________i Bahâ___________i Bahâ_______i Piyaz ve sîr, be-cihet-i Paça ve şelcem, be-cihet-i Penir, be-cihet-i mantı-i Hâssa, an zerendûnî-i Hâssa, pide-i Hâssa yed-i o an yed-i o 10 12 7 Bahâ______i Mast, be-cihet-i borânî-i ağayan , an yed-i o 7 Bahâ_______i Bahâ________i Bahâ________i Bahâ__________i Piyaz, be-cihet-i Mast, be-cihet-i Kedû ve gûre, be-cihet-i Padnican, be-cihet-i kebâb-ı mâkiyan-ı Hâssa, an yed-i o şorba-i Hâssa, an yed-i kavurma-i Hâssa Hâssa, an yed-i o bostâni an yed-i o 8 27 10 6 Bahâ______16________i Kedû, be-cihet-i pide-i Hâssa, an yed-i o 3 Bahâ_______________i Bahâ______18________i Kedû, be-cihet-i ta‘âm-ı Kedû, be-cihet-i borânî-i üstâd-ı Hâssa, an yed-i o ağayan, an yed-i o 3 15 Cem‘an______________________________________________________________ Harc-ı şehr-i Zilhicce el mezkûr 63.595 Harc_________________________________________________________________ı Matbah-ı Âmire 61.379 Bahâ______i Bahâ_______i Bahâ__________i Bahâ___________i Asel, 4 kanâtîr-81 Revgân-ı sâde, 35 Sükker-i mükerrer,be- Sükker-i hacrî, be-cihet-i lodra kantaren - 28 lodra cihet-i Hâssa , Hâssa, 9 kanâtîr -71 866 9.020 kantar -55 lodra lodra 2.090 9.948 399 Bahâ________i Bahâ_________i Bahâ_______i Ârd , be-cihet-i nân-ı Mâkiyan, be-cihet-i Ağnâm, 5 rüûs Hâssa , 51 mudden- Hâssa , 851 Câ[Cenâh] 180 14 keylçe 3.386 9.489 Bahâ_______i Bere, be-cihet-i Hâssa 18 re’sen 254 Bahâ_________i Bahâ_________i Bahâ________i Bahâ_______i Mevîz-i ahmer, Mevîz-i esved, 17 Zerdâlü, 3 kanâtîr-10 İncir, 3 kanâtîr-84 lodra 11 kantâran-58 lodra kantâran -22 lodra lodra 806 999 372 307 Bahâ________i Bahâ___________i Bâdam , kantâreyn- Nişasta, kantar-90 12 lodra lodra 551 153 Bahâ________i Terîne, 6 keylçe 96 Bahâ___________i Zağfıran, 26 vakıyye mud-6 keylçât 1.570 Bahâ________i Gendüm-i kûbîze, 280 Bahâ_______i Bahâ______iNakdiye__20__i Bulgur , 4 keylçe Ades, 17 keylçe Kal‘î kerden-i evânî-i 64 316 mis, 126 kıt‘a 733 Bahâ_______i Bahâ________i Bahâ________i Bahâ_________i Revgan-ı zeyt, kantar- Revgan-ı semsem, Sirke, 262 kilindir Meyve, be-cihet-i Hâssa 65 vakıyyât 9 vakıyyât 591 878 374 54 400 [22] Tetimme______________________________________________________________i İhracât-ı Matbah-ı Âmire ammerehallâh Nakdiye_______i Bahâ________i Ücret-i hamâl ki bi'd-def‘ât Boza, be-cihet-i Hâssa vâki‘ şud Hassa, keylçe-şinik 466 95 Bahâ________i Bahâ_________i Salva , be-cihet-i boza-i Karanfil, vakıyyetân 100 dirhem 20 134 Bahâ__________i Bahâ__________i Bahâ_________i Zencebil , 100 dirhem Ökre, keylçetân Girdigân 9 50 123 Bahâ________i Revgan-ı dünbe, be-cihet-i nân-ı Hâssa , 3 vakıyyetân 15 Bahâ______i Turş-ı limon, be-cihet-i Hâssa 36 Bahâ________i Bahâ_______i Bahâ__36___i Halka-i zülbiye,beÂrd-ı simid, be-cihet-i Âb, be-cihet-i Matbah, cihet-i Hâssa ve Dîvan, nân-ı Hâssa , 3 keylçe der îyd-i mübarek , der îyd-i mübârek 48 30 hımlen 5 vakıyye 48 30 350 Bahâ_______i Bahâ__________i Bahâ__________i Bahâ_________i Murg-ı âbî, be-cihet-i Yah, be-cihet-i Hassa Sükre-i mis, be-cihet-i Kâse ,be-cihet-i ta‘âm-ı Hâssa 4 Câ[Cenâh],fî 2 25 Hâssa, kıt‘atân temâşa, der îyd-i mübarek 8 25 20 1.000 kıt‘a 500 Bahâ________i Kâse, be-cihet-i Hâssa, 8 kıta‘ât 7 Bahâ_________i Şem‘-i asel, be-cihet-i Hâssa , kıt‘atân 16 Bahâ________i Bahâ_______i Çûb-i kazgan, be-cihet-i Dühn, be-cihet-i kumrı-i Matbah-ı Âmire, kıt’atân Hâssa, şinik 5 2 Bahâ______________________i Bahâ__________________________i Hummus ve piyaz ve mast ve sumak ve na‘ne Sebzevât , an yed-i Yusuf bostâni ve baş-paça ve penir ve beyza ve gayruhû , 2.043 an yed-i ser-bâzar 4.000 Harc_________________________________________________________________ı Sâir 12.216 Nakdiye______i Bahâ________i Bahâ________i Bahâ_________i Be-cihet-i tasadduk-ı Melbûsat, be-cihet-i Sabûn-ı Irâkı, be-cihet-i Gâvân, be-cihet-i kurban fukarâ , an yed-i Emîn-i şâkirdân-ı tabbahîn-i Hâssa, kantar der îyd-i mübârek Kilâr-ı Âmire Hâssa , 6 nefer 20 re’sen 6.000 1.199 250 2.980 401 Bahâ________________________________________________________________i Berây-i gılmân-ı Enderûni Miyâbendan kıt’atân 407 Lihâf Kaliçe Uçkur Külâh 4 kıt‘a 4 kıt‘a 4 kıt‘a kıt‘a 260 260 38 60 Çizme Zevcân 56 Çağşır 4 c. 24 Bahâ________i Bahâ_________i Bahâ_________i Bahâ_______i İfteke ?, be-cihet-i Penbe, be-cihet-i Çul 2 ve kolan 2 ve efsar Kavanoz, be-cihet-i Kilâr-ı Âmire, kıt‘a Enderûni , vakıyye 2 ve tire 2, be-cihet-i Hâssa, 16 kıta 59 18 bargirân-ı sakayân-ı 38 Matbah-ı Âmire 126 Bahâ_________i Bahâ________i Şişe, be-cihet-i Hassa, Kutıi be-cihet-i 24 kıt’a Hâssa 15 kıt‘a 79 52 Bahâ_________i Kâğıd, be-cihet-i Hâssa , 4 deste 10 Bahâ________i Sebû, be-cihet-i boza-i Hâssa , 9 kıta‘ât 16 Bahâ_________i Bahâ_________i Bahâ_______i Bahâ________i Kîse, be-cihet-i mast-ı Kil, be-cihet-i Hâssa, Bezir, be-cihet-i Hâssa, Hasır, be-cihet-i Hâssa, Hâssa, 4 kıta’ât 24 vakıyye 6 vakıyyât 6 kıt‘a 19 24 20 48 402 [23] Tetimme____________________________________________________________i İhrâcât-ı sâir, der şehr-i Zilhicce sene 873 Bahâ______i Bahâ______i Bahâ____i Fuçı, be-cihet-i âb, der Muşamma, be-cihet-i Katran, be-cihet-i kilâb-ı îyd-i mübarek, 6 kıta‘ât Hâssa, kıt‘a Hâssa , 17,5 vakıyye 66 50 23 Bahâ______i Tohum-ı asfûr, be-cihet-i Hâssa, vakıyye 30 Bahâ____22___i Bahâ________i Bahâ_________i Bahâ________i Şâne, bi-cihet-i kilâb-ı Fitil, be,cihet-i sem‘-i Hum, be-cihet-i Hâssa, Şab, be-cihet-i Hâssa, 4 kıta‘ât Hassa, vakıyye kıt’a vakıyyetân 4 22 10 12 Bahâ__________________________________i Meremmet kenden-i şam‘dan ve kilid-i Hâssa 16 403 Matbah-ı Âmire Türkçe Hali: [3] Hicrî 873 senesi Zilhicce ayında [Milâdi 11.6.1469-9.7.1469 tarihleri arasında] matbah-ı Âmire'nin harcamalarına dair defter. [4] Hicrî 873 Zilhicce ayı [Milâdi 11.6.1469-9.7.1469] Pazar, Zilhicce'nin ilk günü [11.6.1469] İstanbul _____________________________________ 1.178 akçe Un, has ekmek için 4 mud - 5,5 keylçe, 8 akçeden Un'u taşımak için hamal ücreti Değiri _____: 684 Nakit___: 16 Aşçı yardımcıları için giyim bedeli Tavuk , 29 adet ____________________117 akçe Kebap için Kavurma için Paşalar için Hastalar 18 adet , 4adet, 3 adet, için , 4 adet, 4 akçeden 6 akçeden 3 akçeden 3 akçeden Değeri __:72 Değeri__: 24 Değeri _: 9 Değeri_: 12 Matbah için nohut ve soğan, pazarcıbaşı eliyle Peynir ve yumurta, Saray için pazarcıbaşı eliyle Peynir, acemi oğlanlarının tarhana çorbası için,pazarcı- başı eliyle Değeri____: 210 Değeri____: 25 Soğan ve sarımsak, Paça ve şalgam, Sarayda mantı için, Saray için , pazarcıpazarcıbaşı eliyle başı eliyle Değeri______:4 Değeri______:12 Yumurta, acemi oğlanların lapası için, pazarcıbaşı eliyle Değeri__________: 4 Değeri________: 1 Soğan ve yumurta, tavuk kavurması için pazarcıbaşı eliyle Değeri_____:5 Nohut ve soğan, ağalar için, pazarcıbaşı eliyle Yumurta ve şalgam, saray için, pazarcıbaşı eliyle Değeri________: 2 Marul, saray için, bostancı eliyle Değeri____________________: 6 404 Değeri______: 5 Yoğurt, saray için pazarcıbaşı eliyle Değeri_______: 18 Değeri_____:6 Taze erik, saray için pazarcıbaşı eliyle Değeri_______: 13 Tere, tarhun ve soğan, saray için bostancı eliyle Değeri______________________: 3 12.6.1469 Pazartesi günü İstanbul’da ________________________________________1.095 Kiler Emini tarafından olarak fukaraya verilen Nakit________: 250 Matbah-ı Amire’ye su getiren sakaların atları için çul, kolan, yular ve torba Değeri_________: 126 Ezilmiş buğday için, 3 keylçe , 10 akçeden Değeri ______:30 Susam yağı, Saray için, 3 vakıyye Değeri:______:18 Kavanoz, Saray için 5 parça Değeri_________:11 Şişe , Saray için, 6 parça , 2 akçeden Boza için desti, Saray için 3 parça, 11 akçeden Kutı, Saray için, 3 parça, 3 akçeden Değeri______: 9 Değeri _______:12 Değeri______:33 Kuzı, Saray için, 18 baş Değeri _______:254 Un ,Matbah-ı Amire için ,11 keylçe, 8 akçeden Değeri ________:88 Salva? Saray için Değeri _______:4 Bursa'dan gelen buz'un hamaliye ücreti için Nakit_________:25 Yumurta, Saray için pazarcıbaşı eliyle Değeri _________:3 Tavuk , 25 adet __________________________________93 akçe Kebap için , 18 adet Paşalar için , 3 Hastalar için, 4 adet adet adet Değeri______:72 Değeri_______: 9 Değeri_______: Soğan ve sarımsak, Sarayda mantı için, pazarcıbaşı eliyle Değeri ________:4 Süt, Saray için, pazarcıbaşı eliyle Değeri ________:5 Unun taşıma ücreti Nakit________: 3 Nohut ve soğan, Matbah için,pazarcıbaşı Değeri _______:25 Nohut ve soğan, ağalar için, pazarcıbaşı eliyle Değeri_______:7 405 Yumurta ve şalgam Saray için, pazarcıbaşı Değeri _________: 2 Yoğurt, Saray için, pazarcıbaşı eliyle Değeri________:18 Maydanoz, Saray için, bostancı eliyle Değeri _________:10 Maydanoz, acemi oğlanların çorbası için, bostancı eliyle Değeri_________:30 Marul, Saray için , bostancı eliyle Tere otu, soğan ve sarımsak, bostancı eliyle Değeri__________:6 Değeri __________:3 406 Sarı erik, saray için bostancı eliyle eliyl Değeri__________:26 [5] Hicrî 873 Zilhıcce ayı [Milâdi 11.6.1469-9.7.1469] Hicrî 3 Zilhıcce 873 Salı günü [Milâdi 13.6.1469]______________________________:3.949 Kağıt , bir deste Değeri_________: 33 Saraya ait 3 tepsinin kalaylanması için , 2 akçeden Nakit___________: 6 Saray için şeker, 2 kantar , 63 lodra 1.100 akçeden 1100 akçeden Değeri____:2.988 Zikri geçen şekerin taşınması için hamal ücreti ve kapan harcı Nakit___________: 5 Saray için Zeytinyağı , 15 vakıyye 300 dirhem, 6 akçeden Değeri___________: 94 Saray için desti, 3 parça Saray için şişe, 1 parça Saray için sirke, 4 ölçek, 2 akçeden Değeri _________: 5 Değeri__________: 6 Değeri_________: 80 Sirkenin taşıma ücreti Nakit____________:4 Saray için hıyar, Değeri_______: 20 Saray için şeker , 10 vakıyye, 25 akçeden Değeri_______: 250 Saray için kiraz, Değeri_______: 111 Karanfil, Saray için, 100 dirhem Değeri_________: 14 Zencefil, Saray için, 100 dirhem Değeri________:9 Ezilmiş buğday, 3 keylçe,10 akçeden Değeri________: 30 Saray için yoğurt kisesi, 2 parça Değeri________: 11 Saraya ait bir adet kilit tamiri Nakit _________: 3 Bakır kap, Saray için , 3 parça Değeri________: 10 Tavuk, 27 adet_______________________________________:107 akçe Kebap Muhallebi Paşalar Hastalar 72 14 9 12 407 Nohut ve soğan, Matbah için , pazarcıbaşı eliyle Değeri_______:25 Ayran için yoğurt, pazarcıbaşı eliyle Değeri _________: 40 Baş-paça , Saray ve ağalar icin , pazarcıbaşı eliyle Değeri_________: 80 Sadeyağ , Sarayda paça çorbası için , pazarcıbaşı eliyle Değeri_________: 1 Yufka ekmek , ağaların kelle-paça çorbası için Soğan ve sarımsak Sarayda mantı için, pazarcıbaşıbaşı eliyle Değeri__________: 4 Kestane, Saray için pazarcıbaşı eliyle Süt, Sarayda muhallebi için pazarcıbaşı eliyle Değeri________: 5 Değeri__________: 18 Değeri_________: 7 Sarayda muhallebi için pirinçöğütme ücreti pirinç pazarcıbaşı eliyle Nakit___________: 3 Yumurta ve şalgam pazarcıbaşı eliyle Değeri_________:2 Yoğurt, Saray için, Değeri_________: 18 Hıyar ve taze erik, Saray için bostancı eliyle iki def’ada Değeri_________: 26 Pazı , bostancı eliyle Değeri_______: 10 Değeri_________: 10 Taze erik, acemi oğlanlar için, Değeri_________: 30 Taze erik, ağalar için bostancı eliyle bostancı eliyle Değeri________: 10 Tere, tarhun, soğan ve sarımsak , Saray için , bostancı eliyle Değeri_________: 3 408 14.6.1469 Çarşamba günü İstanbul ___________________________________________________________________________:2.311 Un, Saray için , 4 mud - 5 keylçe, 9 akçeden Değeri______: 729 Un'un taşınması için hamal ücreti Nakit__________: 16 Kil, saray için 24 vakıyye, 1 akçeden Değeri________: 24 Okne ?, Saray için 2 keylçe, 25 akçeden Değeri________: 50 Sade yağ, matbah için, 4 kantar, 300 akçeden 1.200 Ceviz, matbah için, 260 adet Tavuk , . 26 adet________________________________:108 Kebap için 18, Kavurma için 4, Hastalar için 4 adet ,4 akçeden 6 akçeden adet , 3 akçeden Değeri____: 72 Değeri____: 24 Değeri_____:12 Nohut ve soğan, Matbah için, pazarcıbaşı eliyle Değeri_______: 25 Soğan, Saray için, pazarcıbaşı eliyle Değeri_______. 3 Soğan ve sarımsak Saray için, pazarcıbaşı eliyle Değeri________: 3 Nohut ve soğan, Saray için Değeri_______: 6 409 [20] Türkçesi 20 Temmuz 1469 Cuma Devamı Matbah-ı Âmire Peynir ve Süt, Saray için Pazarcıbaşı eliyle Soğan, tavuk kebabı için, Pazarcıbaşı eliyle Yoğurt saray için, Pazarcıbaşı eliyle Sumak, matbah için 2 okka okkası 9 akçeden Değeri______:13 Değeri_______: 8 Değeri______:27 Değeri______:18 Yumurta, Saray için, Pazarcıbaşı eliyle Kabak, Koruk, Saray için Pazarcıbaşı eliyle Kabak ve koruk Saray hizmetlileri için bostancı eliyle Patlıcan, Saray için Pazarcıbaşı eliyle Değeri______:12 Değeri_______:19 Değeri______:40 Değeri______: 7 Kabak, Saray ustalarının yemeği için, bostancı eliyle Kabak, Saray için bostancı eliyle Kabak ve koruk, ağaların çorbası için, bostancı eliyle Kabak ve koruk, hastalar için, bostancı eliyle Değeri______: 4 Değeri_______: 4 Değeri______:15 Değeri______: 6 Pazı, hastalar için, bostancı eliyle Değeri__________: 2 410 8 Temmuz 1469 Cumartesi günü, İstanbul 1.327 Bal, Saray için, 4 kantar 81 lodra, 180 akçeden Balın taşınması için hamal ücreti ve kapan ücreti Kayısı, için Saray Dut, Saray için Değeri______:866 Değeri_______:15 Değeri______:51 Değeri______:14 Kiraz, için Saray Buz, Saray için Tavuk, 35 kanat; kebap, börek ve hastalar için Değeri______:15 Değeri_______:25 Değeri_______________________:135 Nohut ve soğan, matbah için, Pazarcıbaşı eliyle Yoğurt, sebzeli yemek için, Pazarcıbaşı eliyle Yumurta, Sarayda ziyafet için, Pazarcıbaşı eliyle Soğan sarımsak, Sarayda mantıiçin, Pazarcıbaşı eliyle Değeri______:27 Değeri_______:70 Değeri______: 1 Değeri______:10 Yumurta, tavuk böreği için, Pazarcıbaşı eliyle Yoğurt, içoğlanlara ayran için, Pazarcıbaşı eliyle Soğan, Sarayda tavuk kebabı için, Pazarcıbaşı eliyle Yoğurt, Saray için Pazarcıbaşı eliyle Değeri______:1 Değeri_______:40 Değeri______: 8 Değeri______:27 ve 411 Maydanoz, Sarayda çorba için, bostancı eliyle Kabak ve koruk, Sarayda çorba için bostancı eliyle, 2 defada Kabak ve koruk, içoğlanların çorbası için, bostancı eliyle Kabak ve koruk, Saray için bostancı eliyle Değeri______:10 Değeri_______:10 Değeri______:30 Değeri______: 7 Kabak, Sarayda ziyafet için, bostancı eliyle Kabak, Saray ustasının yemeği için, bostancı eliyle Pazı, içoğlanları için,bostancı eliyle Kabak ve koruk, hastalar için bostancı eliyle Değeri______: 3 Değeri_______: 3 Değeri______: 8 Değeri______: 6 9 Temmuz 1469 Pazar, İstanbul Kayısı, için Saray Değeri______:40 412 Armut, için 314 Saray Tavuk, 21 kanat (adet) kebap için Ceviz, Maybah-ı Amire için, 56.000 adet Değeri_______:16 Değeri______:81 Değeri_____: 35 [s. 21] Nohut ve soğan, matbah için, Pazarcıbaşı eliyle Yumurta, lapa için, Pazarcıbaşı eliyle Yoğurt ve yumurta, Patlıcan kavurması için Soğan ve sarımsak, Sarayda mantı için, Pazarcıbaşı eliyle Değeri______:25 Değeri_______:40 Değeri______: 5 Değeri______:10 Paça ve şalgam, Saray için, Pazarcıbaşı eliyle Peynir, Sarayda pide için, Pazarcıbaşı eliyle Yoğurt, ağaların sebzeli yemeği için, Pazarcıbaşı eliyle Soğan, Sarayda tavuk kebabı için, Pazarcıbaşı eliyle Değeri______:12 Değeri_______: 7 Değeri______: 7 Değeri______: 8 Yoğurt, Saray için, Pazarcıbaşı eliyle Kabak ve koruk, çorba için, bostancı eliyle Patlıcan, Sarayda kavurma için, Pazarcıbaşı eliyle Kabak, Saray için, bostancı eliyle Değeri______:10 Değeri_______:10 Değeri______:60 Değeri______: 3 Kabak, ustalar için, Kabak, ağaların Bostancı eliyle Sebzeli yemeği için Değeri__________: 3 Değeri_________:15 413 Zikri geçen Zilhicce ayında toplam harcama: 63.595 Matbah-ı Âmire’nin harcaması: 61.379 Bal, 4 kantar, 81 lodra Sade yağ, 35 kantar, 28 lodra Lükse şeker, 1 kantar, 5 lodra Normal şeker, 9 kantar, 71 lodra Değeri____:866 Değeri_____:9020 Değeri____:2090 Değeri____:9048 Un, has ekmek için, 51 mud, 14 keylçe Tavuk, 851 kanat (adet) Saray için Koyun, 5 baş Kuzu, 18 baş Değeri____:9489 Değeri_____:3386 Değeri____:180 Değeri____:254 Kırmızı üzüm, 11 kantar, 58 lodra Siyah üzüm, 17 kantar, 22 lodra Şeftali, kantar, lodra Değeri____:806 Değeri_____:999 Değeri____:372 3 10 İncir, 3 kantar, 84 lodra Değeri____:370 Badem, 2 kantar, 12 lodra Nişasta, kantar, 90 lodra Safran, vakıyye Değeri____:551 Değeri_____:153 Değeri____:1570 Tarhana, keylçe Değeri_____:96 414 6 Bulgur, keylçe 4 Değeri______:64 Mercimek, keylçe 26 Ezilmiş buğday, mud, 6 keylçe Değeri____:280 17 Nakid, 126 parça bakır kapların kalaylanmasuı için Değeri_____:316 Değeri_____:733 Zeytinyağı, kantar, vakıyye 65 Değeri____:374 Susam yağı, 9 vakıyye Sirke, 262 litre Meyve, için Saray Değeri_____:54 Değeri____:591 Değeri____:878 415 [s. 22] Nakit, hamal ücreti, bir defada verilen Boza, Saray için Savla, Sarayda boza için Karanfil, vakıyye, dirhem Değeri_____:466 Değeri______:95 Değeri_____:20 Değeri_____:134 Zencefil, dirhem Ökre, 2 keylçe Ceviz Limon turşusu, Saray için Değeri______: 9 Değeri_______:50 Değeri______:123 Değeri______:36 Kuruk yağı, Saray ekmeği için, 3 vakıyye Lokma tatlısı, bayramda Saray ve Divan için, 5 vakıyye Un, simit ve has ekmek için, 3 keylçe Su, bayramda matbah için Değeri______:15 Değeri_______:350 Değeri______:48 Değeri______:30 Sukus, 4 adet, 2 akçeden Buz, Saray için Değeri______:8 100 tas, 2 Kase, bayramda piknik için, 1.000 adet Değeri_______:25 Değeri______:20 Değeri______:500 Kase, 8 parça, Saray için Balmumu, Saray için, parça Kazan sopası, Matbah-ı Âmire için, 2 parça Yem (darı) Saray kumruları için, 1 şinik Değeri______: 7 Değeri_______:16 Değeri______: 5 Değeri______: 2 416 Bakır Saray parça 2 100 2 için, Nohut, soğan, yoğurt, Çeşitli sebzeler, Sumak, nane, peynir, Bostancı Yusuf Yumurta v.s. Eliyle Pazarcıbaşı eliyle Değeri_________:4000 Değeri________:2003 Diğer Harcamalar 12.216 Kiler emini tarafından fukarâya dağıtılan nakit para 6 nefer Saray aşçılarına nakit olarak verilen Sabun, için Değeri____:6000 Değeri_____:1999 Değeri____:250 Saray Kurbanlık için 20 baş sığır hayvanı Değeri____:2980 İçoğlanlarının giyimleri için İfteke, kiler için, 1 parça Pamuk, Enderun için, 1 okka Matbah-ı Âmire sakalarının atları için çul, kolan, yular ve tire a- Kuşak, 2 tane 470 Değeri_____:59 Değeri____:18 Değeri____:126 b- Örtü, 4 tane 260 c- Kalice, 4 tane 200 d- Uçkur, 4 tane 38 Matbah-ı Âmire sakalarının atları için çul, kolan, yular ve tire e- Külah, 4 tane 60 f- Çakşir, 4 tane 56 Değeri______:59 g- Çizme, 1 çift 24 Toplam değeri___:1102 417 Kavanoz, Saray için 16 parça Şişe, Saray için 24 parça Kutu, Saray için, 15 parça Kağıt, Saray için, 4 deste Değeri______:38 Değeri_______:79 Değeri______:52 Değeri______:10 Testi, boza için, 9 parça Yoğurt kasesi, Saray için, 4 parça Kil, Saray için, 24 okka Bezir, Saray hamamı için, 6 okka Değeri______:16 Değeri_______:19 Değeri______:24 Değeri______:20 Hasır, Saray için 16 parça Fıçı, bayramda su için, 6 parça Musamma, Saray için parça 1 Katran, Saray için, 17,5 okka Değeri______:48 Değeri_______:66 Değeri______:50 Değeri______:23 Asfur tohumu, Saray için, 1 okka Tarak, köpekler için, 4 parça Fitil, Saray mumları için, 1 okka Hum, Saray için, 2 okka Değeri______:30 Değeri_______: 4 Değeri______:22 Değeri______:12 Şap, Saray için, Saraydaki Şamdan ve 2 okka Kilidin tamiri için Verilen Değeri______:12 418 Değeri____________:26 Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir saray mutfağı alışveriş harcamasına ilişkin bir kayıttır. Taktir edileceği üzere burada kaydın bir kısmına yer verilmiştir. Bu konuda gerekli farkındalığın oluşturulması için de örneğin bazı yerlerine uzunca (……) şeklinde geçişlere yer verilmiştir. Yine taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir. 419 241. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-2 Bu örnek Edirne’de bulunan Atik (Eski) Cami’ne aittir. Atik Cami Örneğinin Siyakat Hali: 420 Atik Cami Örneğinin Arapça Hali: ][139b-140a/277-278 ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﻴﻖ ﺩﺭ ﺍﺩﺭﻧﻪ ﻋﻦ ﲢﻮﻳﻞ ﺣﺎﺟﻰ ﻗﺮﺍﻛﻮﺯ ﻣﺘﻮﱃ ﻭﺧﻄﻴﺐ ﴰﺲ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻧﺎﻇﺮ .ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ﲪﺲ ﻭﺗﺴﻌﲔ ﻭﲦﺎﳕﺄ ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﰱ ١١ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺍﳌﻌﻈﻢ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ اﺻـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﻞ ١١٣ ٨٢٩ ﻣﺎﻝ ﰱ ١١ﺍﺷﻬﺮ ﻋﻦ ﺑﻘﯿــــــــــــــــــﮥ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻣﺎﺿﻴﻪ ﻋﻦ ﲢﻮﻳﻞ ﺧﻮﺩﺷﺎﻥ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٣ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ ٢٥ ٩١٢ ﻋﻦ ﮐﺮاﯾــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺎء ﺑﺰﺍﺯﺳﺘﺎﻥ ﻣﻊ ﺍﻳﻮﺍﻬﻧﺎ ﻭﺩﻛﺎﻛﲔ ﻣﺘﻘﺮﻗﻪ ﻭﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﺯﻣﲔ ﻭ ﺍﻭﺩﻫﺎ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﰱ ١١ﺍﺷﻬﺮ. ٨٧ ٩١٧ ﻋﻦ ﻣﻘﺎﻃﻌﻪ ﻋﻦ ﺩﻛﺎﻛﲔ ﻋﻦ ﺑﺰﺍﺯﺳﺘﺎﻥ ﺯﻣﲔ ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ ﻣﻊ ﺍﻳﻮﺍﻬﻧﺎ ٣٠ ٥٨٠ ٢٦ ٧٠٣ ٣٠ ٠٦٨ ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟـــــــــــﻚ 421 ﻋﻦ ﺍﻭﺩﻫﺎ ٥٨٥ ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻒ ﻭﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﻭﺯﻭﺍﺋﺪ ﻭﺧﺮﺝ ﻣﻘﺮﺭﻳﻪ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ٧٨ ٨٢٩ ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻔـــــــــــــــ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺷﺮﻁ ﻭﺍﻗﻒ ﻭﺯﻭﺍﺋﺪ ﺧﻮﺭﺍﻥ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﰱ ١١ﺍﺷﻬﺮ ٨٦ ٠٦٥ ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــــ ﺍﻫﻞ ﻭﻇﺎﺋﻒ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺷﺮﻁ ﻭﺍﻗﻒ ﻭﺯﻭﺍﺋﺪ ﺧﻮﺭﺍﻥ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ﺣﺎﺟـــــــــــﻰ ﻗﺮﺍﻛﻮﺯ ﻣﺘﻮﱃ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﺍﱃ ٢٢ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﰱ ١٠ﺷﻬﺮ ﻭ ١١ﻳﻮﻣًﺎ ﰱ ﻳﻮﻡ ١٥ ﺧﻄﻴﺐ ١٥ ﺍﻣﺎﻡ ١٥ ٤٨١٥ ﺳﺮﳐﻔﻞ ١٠ ﺍﺟﺰﺍﺧﻮﺍﻧﺎﻥ ٢٩ﻧﻔﺮًﺍ ﰱ٢ ٥٨ ﻣﻬﻠﻠﲔ ١٤ﻧﻔﺮًﺍ ١ﻧﻔﺮ ﰱ ٣ ١٣ﻧﻔﺮًﺍ ﰱ ٢٦ ،٢ ﻳﻜﻮﻥ ﰱ ﻳﻮﻡ ٢٩ 422 ﻗﻴﻤﲔ ﻧﻔﺮًﺍ ٣ ﰱ٢ ٦ ﻣﺆﺫﻧﲔ ٤ﻧﻔﺮ ﰱ٤ ١٦ ﻣﻌﺮﻑ ٣ ﻛﺎﺗﺐ ﺍﻧﺒﺎﺭ ٣ ﻳﻜـــــــــــــــــــــﻮﻥ ٥٩ ٢٦٥ ﰱ ﻳﻮﻡ ﰱ ١١ﺷﻬﺮ ٥٤ ٤٥٠ ١٦٥ ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ﺯﻭﺍﺋﺪﺧﻮﺭﺍﻥ ﺧﻮﺷﺨﻮﺍﻥ ﺟﺰﺧﻮﺍﻥ ﻧﺎﻇﺮ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﺪﺭﺱ ٤ ٤ ٥ ﻣﻊ ﻃﻠﺒﻪ ٣٠ ﻗﻴﻢ ﻣﺪﺭﺳﻪ ١ 423 ﻧﻜﻬﺒﺎﻧﺎﻥ ﺑﺰﺍﺯﻳﻪ ٤ﻧﻔﺮ ،ﰱ ٢،٥ ١٠ ﺍﳌﺸﺎﻫﺮﻩ ٤٨١٥ ﻣﻮﻗﺖ ٥ ﺍﺑﺘــــــﺪﺍﺀ ﺳﻴﺪ ﺍﲪﺪ ﻧﻘﻄﻌﻰ ﻋﻦ ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﺔ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﻩ ﰱ ﻳﻮﻡ ،١ﰱ ٤،٥ﺷﻬﺮ ١٣٥ ﺟﺎﰉ ١,٥ ﻳﻜــــــــــــﻮﻥ ١٦ ٨٠٠ ﺍﳌﺸﺎﻫﺮ ﰱ ١١ﺷﻬﺮ ﰱ ﻳﻮﻡ ١٣٥ ١٦ ٦٦٥ ٥٠،٥ 424 ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ﻋﻦ ﻏﺮﻩ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ٢٧٦٤ ﺧـــــــــــ ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺮﺝ ١٤٨٥ ﻣﻘﺮﺭﻳﻪ ﺍﺟﺮﺗـــــــ ﻬﺑــــــــــﺎﺀ ﺳﻘﺎﻛﻪ ﺁﺏ ﺁﻭﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ ﻗﻨﺎﺩﻳﻞ ﻣﺼﻠﻘﻬﺎ ﰱ ﻳﻮﻡ ، ١،٥ﰱ ﺟﺎﻣﻊ ﰱ ﻳﻮﻡ ١١ ،٣ﺷﻬﺮ ١١ﺷﻬﺮ ٩٩٠ ٤٩٥ ﺧــــــــــــــــــــــــــــــــــﺮﺝ ٩٠٧ ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﴰﻊ ﻋﺴﻞ ﺣﺼﲑ ٦٢ﻋﺪﺩًﺍ ﺳﺎﻟﯿﺎﻧﮥ ﺟﺎﺭﻭﺏ ﻛﻪ ﺑﻘﻴﻤﺎﻥ ﺩﺍﺩﻩ ﺷﺪ ﻋﺪﺩﺍﻥ ﰱ ١٤ ٢٥ ٨٦٨ ١٤ 425 ﻣﺮﻣﺎﺗــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ٢٨٣ ﺩﻛﺎﻛﲔ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﺗﺤﺘﮥ ﺍﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﻣﺦ ﲢﺘﻪ ﺻﺮﻕ ﳐﺰﻬﻧﺎﺀ ﺩﻛﺎﻛﲔ ٤ ٢ ﻭ ﻏﲑﻫﻢ٤٠ ، ﻋﺪﺩًﺍ ﰱ ٣ ١٢٠ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﭘﺪﺍﻭﺭﻩ ٧ 426 ﺍﻻﺟﺎﺭﺍﺗـــــــــــــــــ ﺍﺟﺮﺕ ﻋﺮﲜﻴﺎﻥ ﺑﺮﺍﻯ ﺁﻭﺭﺩﻥ ﺧﺎﻙ ١٠ 427 ﻬﺑـــــﺎﺀ ﺧﺸﺖ ﭘﺨﺘﻪ ١٠٠٠ﻋﺪﺩًﺍ ﰱ ١٥ ١٥٠ ﺍﺟﺮﺕ ﳒﺎﺭ ٨٥ ﺍﺟﺮﺕ ﻣﺸﺎﻗﻴﻪ ٢٤ ﺍﻟﺒﺎﻗــــــــــﻰ ٣٥ ٠٠٠ ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻚ ﺍﻟﺒﺎﻗـــــﻰ ﺗﺴـــــــــــﻠﻴﻢ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ ﺑﻦ ﳏﻤﺪ ﺑﻚ –ﻧﺎﻡ ﺩﻳﻜﺮ ﻭﻟﺪ ﻋﺒﻴﺪﻩ ﺑﻚ– ﻣﺮﻣﺖ ﻛﺮﺩﻥ ﻃﺮﻫﺎﺀ ﭼﺎﺭﺷﻮﻯ ﻭﺍﻟﻪ ﻓﺮﻭﺷﺎﻥ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﳘﺎﻳﻮﻥ ٤٠٠٠ ﳏﺴﻮﺏ ﺷﺪ ﲟﺤﺎﺳﺒﻪ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ ﺑﻦ ﻋﺒﻴﺪﻩ ﺑﻚ ﰱ ٦ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﲤﺎﻣًﺎ ﻧﺺ ﺍﻟﺒﺎﻗـــــﻰ ٣١ ٠٠٠ ﺭﺳﻴﺪ ﰱ ٢٤ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ﲤﺎﻣًﺎ 428 Atik Cami Örneğinin Transkripsiyon Hali: Muhâsebe_________________________ 1 _________________________________ Evkâf-ı Câmi’-i Atik der Edirne, an tahvîl-i Hacı Karagöz, mütevellî ve hatib Şemseddîn nâzır. An gurre-i Ramazan sene 894 ilâ gaye-i Receb sene hamse ve tis’îne ve semân mie. Tahrîren fî 11 Şa’ban’ül muazzam sene 896 Asl______________________________ 2 __________________________________ı Mal, fî 11 eşhür 113.829 An bakıyye___________________________________________________________i Muhasebe-i mâzıye, an tahvîl-i hadsan, an gurre-i Ramazan sene 893 ilâ gaye-i Şa’ban sene 894 25.912 An kirâya_________________________ 3 _________________________________i Bezzazistan ma’a eyvanhâ ve dekâkin-i müteferrika ve mukata’ât-ı zemîn ve odaha. An gurre-i Ramazan sene 894 ilâ gaye-i Receb sene 895, fî 11 eşhür. 87.917 An bezzazistan ma’a eyvanha 30.068 An dekâkin____i müteferrika 26.703 An mukata’a-i zemîn 30.580 An odahâ 585 Vudı’a min zâlik___________________ 4 _________________________________ El-Vezâif ve’l-ihrâcât ve zevâid ve harc-ı mukarreriye ve sâire. An gurre-i Şevval sene 894 ilâ gaye-i Şa’ban sene 895 78.829 El-Vezâif__________________________ 5 _________________________________ Ber-mûceb-i şart-ı vâkıf ve zevâid-harân. An gurre-i Şevval sene 894 ilâ gaye-i Şa’ban sene 895, fî 11 eşhür. 76.605 Cemâat___________________________ 6 _________________________________ Ehl-i vezâif ber-mûceb-i şart-ı vâkıf ve zevâid-horân. An gurre-i Şevval sene 894 ilâ gaye-i Şa’ban sene 895. Hacı__________________________________________________________________ Karagöz, mütevellî, an gurre-i Şevval sene 894 ilâ 22 Şa’ban sene 895, fî 10 şehr ve 11 yevmen, fî yevm 15 4.815 429 Hatîb 15 İmâm 15 Se-mâhfil 10 Eczâhânan 29 neferen fî 2 58 Müezzinin 4 nefer fî 4 16 Kayyımîn neferen 3 fî 2 6 Muarrif Kâtib-i anbar Nigehbânan-ı bezzâziye 3 4 nefer, fî 2,5 10 3 Mühellelîn 14 neferen 1 nefer fî 3 13 neferen fî 2 26 Yekûn_______ 29 Cemâ’at___________________________ 7 ________________________________ı Zevâid-horân Mevlâna müderris ma’atalebe 30 Nâzır Cüzhan Hoş-hân 5 4 4 Muvakkıt 5 Câbî 1,5 Kayyım-ı medrese 1 430 Ibtidâ________________________________________________________________i Seyyid Ahmed, noktâi, an 15 Rebiülâhır sene895 ilâ gaye-i Şa’ban seneti’l-mezkûre fî yevm 1, fî 4,5 şehr 135 El-İhrâcat___________________________ 8 ______________________________ı An gurre-i Şevval sene 894 ilâ gaye-i Şa’ban sene 895 2.764 Harc_______________________________ 9 ________________________________ı Mukârreriye 1.485 Bahâ__________________________i Revgan-ı zeyt berây-ı kanadil-i Câmi, fî yevm 3, 11 şehr 990 Ücret______________________i Saka ki âb mî-âverd, becihet-i muslukhâi fî yevm 1,5, fî 11 şehr 495 Harc______________________________10 ________________________________ı Müteferrika 907 Bahâ_________i Hasır, 62 adeden fî 14 868 Bahâ__________i Şem’-i asel adedân 14 Âdet____________i Sâliyane-i cârûb ki, bekayyıman dâde şud 25 Meremmet________________________ 11 ________________________________i Dekâkin 283 Bahâ_____i Bahâ_____i Tahta-i erre, beSırık cihet-i mahzenhâ-i dekâkîn ve gayruhum, 40 adeden fî 3 Bahâ_____i Mıh-ı tahta Bahâ_____i Pedavra 431 120 Bahâ_____i Hışt-ı puhte 1000 adeden, fî 1,5 150 2 4 7 El-Ücârât_________________________ 12 ________________________________ Ücret_________i Arabaciyan, berây-ı âverden-i hâk 10 Ücret__________i Neccâr 85 Ücret________i Müşâkıyye 24 El-Bâkî___________________________ 13 ________________________________ 35.000 Min zâlike’l-bâkî___________________ 14 ________________________________ Mevlâna Ahmed Çelebi bin Mehmed Bey-nâm-ı diğer veled-i Ubeyd Beymeremmet kerden-i turrehâ-i çarşû-yı vâle-furûşan ber-mûceb-i hükm-i hümâyun 4.000 Nassa’l-bâkî_______________________ 15 ________________________________ 31.000 Reşid fî 24 Ramazan sene 896 tamamen 432 Atik Cami Örneğinin Türkçe Hali: 1- Edirne’deki Eski Câmi’in 1 Ramazan 894 (19 Temmuz 1488) – 30 Receb 895 (19 Haziran 1489) tarihleri arasındaki 11 aylık muhasebesi. 11 Şa’ban 896 (Miladi 19 Haziran 1491) tarihinde deftere geçirilmiştir. 2- Asıl mal (Gelir) 11 aylık 113.829 Geçmiş yıldan bakiye. 1 Ramazan 893 (9 Ağustos 1488)’den 29 Şa’ban 894 (28 Temmuz 1489)’e kadar. 25.912 3- Kira gelirlerinden__________________________________________________ 1 Ramazan 894 (29 Temmuz 1489) – 30 Receb 895 (19 Haziran 1490) tarihleri arası, 11 aylık 87.917 Kumaş Çeşitli Mukata’a Oda kiralarından dükkanlarından dükkanlardan kiralarından 30.068 26.703 30.580 585 4- Bundan düşülen__________________________________________________ 1 Şevval 894 (28 Ağustos 1489) ile 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz 1490) tarihleri arasında maaşlar ve sâir masraflar için yapılan zorunlu harcamalar. 78.829 5- Vâkıfın (vakfı yapanın) şartları gereğince 1 Şevval 894 (28 Temmuz 1489) ile 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz 1490) tarihleri arasında çeşitli görevlilere yapılan ödemeler. 76.605 6- Vâkıfın (vakfı yapanın) şartları gereğince 1 Şevval 894 (28 Ağustos 1489) ile 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz 1490) tarihleri arasında din görevlilerine yapılan ödemeler. Mütevelli Hacı Karagöz’e yapılan 1 Şevval 894 (28 Ağustos 1489) ile 22 Şa’ban 895 (11 Temmuz 1490) tarihleri arasında 10 ay 11 günlük ödeme. Günlük 15 akçeden: 4.815 Hatip Günlük 15 akçe İmam Günlük 15 akçe “Lâ ilâhe illallâh” tesbihi çekenler, 14 kişi 3 akçeden 13 kişi 2 akçeden toplam günlük 29 akçe Başmüezzin Günlük 10 akçe Cüz (Kuran) okuyan 29 kişi, günlük 2 akçeden 58 akçe Müezzinler 4 kişi, günlük 4 akçeden 16 akçe Kayyımlar Temizlik işi ile uğraşanlar 3 kişi 2 akçeden, 6 akçe 433 Muarrif Anbar Kâtibi Çarşı Bekçileri Duâcı 3 akçe 4 kişi, 2,5 akçeden 10 akçe Yekûn__________________________________________________ 59.265 Günlük 165 11 Aylık 54.450 Aylık 4.815 7- Vakıfdan maaş alanlar_____________________________________________ Müderrise ve öğrencilere toplam günlük 30 akçe Nâzır Günlük 5 akçe Cüz okuyan Günlük 4 akçe Muvakkit Namaz saatlerini belirleyen kişi için 5 akçe Câbi Vakıf gelirlerini toplayan kişi günlük 1,5 akçe Hoşhân Güzel sesli hafız için 4 akçe Medresede temizlik görevlisi için günlük 1 Seyyid Ahmed, noktacı (yoklamacı) 15 Rebi’ülahır 895 (Miladi 8 Mart 1490) – 29 Şa’ban 895 (Miladi 18 Temmuz 1490). Günlük 1 akçeden 4,5 aylık 135 8- Harcamalar_______________________________________________________ 1 Şevval 894 (28 Ağustos 1489) – 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz 1490) 2.764 9- Zorunlu Harcamalar_______________________________________________ 1.485 Câminin kandilleri için Zeytinyağı bedeli, günlük. Günlük 3 akçeden 11 ayda 990 Hergün musluklara su getiren sakaların ücreti. Günlük 1,5 akçeden 11 aylık ücret 495 10- Müteferrik Harcamalar____________________________________________ 907 62 adet hasır bedeli; 14 akçeden 868 akçe 434 Balmumu 2 adet 14 akçe Kayyımlara verilen 25 akçe 11- Dükkan Tamirleri_________________________________________________ 283 akçe Depolar için Sırık bedeli 40 adet biçilmiş tahta 3 akçeden 120 2 akçe Tahta çivisi 4 akçe Kapı için 7 akçe 1000 adet kiremit 1,5 akçeden 150 akçe 12- Ücretler___________________________________________________________ 89 akçe Toprak getiren arabalar için ödenen 10 akçe Marangozların ücretleri 85 akçe Müşakıyye ücreti 24 akçe 13- Kalan_____________________________________________________________ 35.000 akçe 14- Bundan Kalan_____________________________________________________ Çıkan ferman üzerine Kadı Ahmed Çelebi’nin hüccetine istinâden çarşının tamiri için ödenen: 4.000 akçe 15- Bundan sonra kalan_______________________________________________ 31.000 akçe 24 Ramazan 896 (Miladi 31 Temmuz 1491)’da tamamen ulaştı. Muallim Cevdet Yazmaları, Atatürk Kitaplığı, Nr. 091, 139b / 277. 435 Edirne Atik Cami Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre Kaydı: / 100 KASA HESABI 227.658 602 DİĞER GELİRLER HESABI 602.01 Asıl Mal Geliri 113.829 602.02 Geç. Yıl Dev. Gel. 25.912 602.03 Kira Gelirleri 87.917 227.658 / Elde edilen gelirlerden yapılan harcamalar ise şöyledir; / 335 PERSONELE BORÇLAR HESABI 336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR HESABI 100 KASA HESABI / 187.219 9.439 196.658 Örneğe bağlı yukarıda yer alan yevmiye kaydın karmaşıklığını ve anlaşılırlığını arttırabilmek amacıyla daha ziyade ana hesaplara yer verilmiştir. Başka örneklerde alt hesap, tâli hesap gibi detay kayıtlara yer verilmiştir. Ancak bu örnekte konuyu bir de ana hesap ve alt hesaplar düzeyinde tutarak ilgili yevmiye kaydına yer verilmiştir. Örneğe ilişkin 100 KASA HESABI’nın büyük defter görüntüsü aşağıda yer aldığı gibidir. 436 100 KASA HESABI Asıl Mal Geçmiş Yıl Devir Kira Geliri 113.829 25.912 87.917 KALAN 227.658 31.000 78.829 Maaşlar 76.605 Görevlilere yapılan ödemeler 4.815 Din görevlilerine yapılan ödemeler 26.746 Vakıftan Maaş Alanlar 135 Yoklamacı ödemesi 2.764 Harcamalar 1.485 Zorunlu Harcamalar 907 Müteferrik Harcamalar 283 Dükkan tamirleri gideri 89 Ücretler 4.000 Çarşı tamiri için ödenen 196.658 242. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-3 Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme dönemine ilişkin üçüncü merdiven yöntemi örneği Sofya livasının cizyesinin takibini gösteren yevmiye kaydıdır. 437 Sofya Cizyesi Örneğinin Siyakat Hali: 438 Sofya Cizyesi Örneğinin Arapça Hali: ][444/886 ﻣﺤﺎﺳـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ ﺟﺰﻳﻪ ﻛﱪﺍﻥ ﻭﻻﻳﺖ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﻭ ﺷﻬﺮﻛﻮﻯ ﻣﻊ ﺍﺫﻧﭙﻮﻝ ﻭﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ٨٩٤ﲟﻌﺮﻓﺖ ﳏﻰ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻣﻴﻐﻠﻘﺮﻩ ﺍﻣﲔ ﮐﻬﻨﮥ ﺻﻮﻓﻴﻪ .ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﰱ ٢٤ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ ﲝﺴﺎﺏ ﭘﲑ ﻣﻘﺎﺑﻠﻪ ﺷﺪ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﺩﺭﻭﻳﺶ ﻋﻠﻰ ﻭﻻﻳﺘـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﺑﻴﻮﻩ ﺟﺰﻳﻪ ﺧﺎﻧﻪ ﺍﺻﻞ ﺍﺻﻞ ﺍﺻﻞ ٩٤٨ ٥٤٦ ٨٠١ ٧١٦٠ ﻭﻻﻳﺘــــــــــــــــ ﺷﻬﺮﻛﻮﻯ ﺑﻴﻮﻩ ﺟﺰﻳﻪ ﺧﺎﻧﻪ ﺍﺻﻞ ﺍﺻﻞ ﺍﺻﻞ ٤٨٤ ٣٩٠ ٤٢٨ ٥٢١٥ ﻧﻮﻳﺎﻓﺘـــــــــــــــﻪ 439 ﺟﺰﻳﻪ ﺍﺻﻞ ٢٨ ٤٧٠ ﺟﺰﻳﻪ ﺍﺻﻞ ٩٦٢٨ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﻣﺮﺩ ﺗﻴﻤﺎﺭ ﺟﺰﻳﻪ ﺧﺎﻧﻪ ٥٤ ٢ ﻳﻜﻮﻧــــــــــــــ ﺟﺰﻳﻪ ﺧﺎﻧﻪ ٣٩٠ ٤٨٢ ٥٢١٧ ﲨﻌــــــــــــــــًﺎ ﺑﻴﻮﻩ ﺟﺰﻳﻪ ﺍﺻﻞ ﺍﺻﻞ ١٤٣٢ ٩٣٧ ٢٢٩ ﺧﺎﻧﻪ ﺍﺻﻞ ١٢ ٣٧٥ ﻧﻮﻳﺎﻓﺘــــــــــــــــــﻪ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﻣﺮﺩ ﺗﻴﻤﺎﺭ ﻛﻪ ﺩﺭ ﺑﺎﻻ ﻣﺬﻛﻮﺭ ﺍﺳﺖ ﺟﺰﻳﻪ ﺧﺎﻧﻪ ٥٤ ٢ ﻳﻜﻮﻧـــــــــــ ـــــــــــــــــــــــــــــــــ ٩٨٨ ٣٩٢ ﻣﻊ ﺭﺳﻮﻡ ﺟﺰﻳﻪ ﺍﺻﻞ ٢٨ ٠٩٨ 440 441 ﺧﺎﻧﻪ ١٢ ٣٧٧ ﺟﺰﻳﻪ ٩٣٧ ٢٨٣ ﺑﻴﻮﻩ ١٤٣٢ ﺟﺰﻳﻪ ٢٨ ٠٩٨ ﻋﻦ ﺭﺳﻢ ﻛﺘﺎﺑﺖ ﺣﺴﺎﺏ ١٣ ٨٠٩ﺧﺎﻧﻪ ]ﻬﺑﺮ[ ١٠ﺧﺎﻧﻪ ﰱ ١ ١٣٨٠ ﻋﻦ ﻋﺎﺩﺕ ﺩﺳﺘﺒﻮﺳﻰ ٢٠٠٠ ﻋﻦ ﺭﺳﻢ ﺣﺴﺎﺏ ﺩﺭﻫﺮ ﻫﺰﺍﺭ ﺍﻗﭽﻪ ﰱ ٢ ١٩٣٠ ﻋﻦ ﺭﺳﻢ ﻛﻮﻧﺪﺭ ﻭﻳﻨﻮﻋﺎﻥ ٥٥٦ﺧﺎﻧﻪ ﰱ ٧ ٣٨٩٢ ﻋﻦ ﺭﺳﻢ ﻳﻚ ﺍﻗﺠﻪ ﺧﺮﺍﺟﻰ ١٣ ٨٠٩ ﺗﺴـــﻠﻴﻢ ﺣﺰاﻧﮥ ﻋﺎﻣﺮﻩ ٢ﻓﻌﻪ ٧٩٨ ٩٢٢ ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟــــــــﻚ ﺩﻓﻌﻪ ﺩﻓﻌﻪ ﰱ ٢٦ﺷﻮﺍﻝ ﰱ ٢٥ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ٥٠ ٠٠٠ ٧٤٨ ٩٢٢ ﻭﻇﻴﻔـــــــــﻪ ﺧﻮﺭﺍﻥ ﺭﺍﺩﻭﻣﲑ ﻋﻦ ١٢ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﺍﱃ ١٢ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ ٢٧٢٠ ﰱ ﻳﻮﻡ ٧ ﰱ ﺳﻨﻪ ٢٠ ﲜﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﭘﻴﻪ ﻭﺣﺼﺮ ﰱ ﺳﻨﻪ ﻭﻃﻴﻔـــــﻪ ﺧﻮﺭﺍﻥ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﻬﺮ ﻛﻮﻯ ﻋﻦ ١٧ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﺍﱃ ١٧ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ ﰱ ﺳﻨﻪ ﰱ ﻳﻮﻡ ٣٢٤٠ ٩ ﻭﻇﻴﻔـــــﻪ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﳏﻰ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺍﻣﺎﻡ ﺟﺎﻣﻊ ﭘﺮﺯﻧﻴﻚ ﻋﻦ ٢٤ ﲨﺎﺩﻯ ﺍﻻﻭﱃ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ﺍﱃ ٢٤ﲨﺎﺩﻯ ﺍﻻﻭﱃ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ ﰱ ﻳﻮﻡ ٢ ﰱ ﺳﻨﻪ ٧٢٠ 442 ٢٠٠ ﻭﻇﻴﻔــــــــــﻪ ﺧﻮﺭﺍﻥ ﻣﺴﺠﺪ ﻣﲑﻣﲑﺍﻥ ﺭﻭﻡ ﺍﻳﻠﻰ ﺩﺭﺻﻮﻓﻴﻪ ﻋﻦ ٢٧ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﺍﱃ ٢٧ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ ﰱ ﺳﻨﻪ ﰱ ﻳﻮﻡ ١٠٨٠ ٣ 443 ﺗﺴـــــــــﻠﻴﻢ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺷﺠﺎﻉ ﻗﺎﺿﻰ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﻭ ﺣﺪﺍﺩﺍﺩ ﺍﻣﲔ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﺩﺭ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﲜﻬﺖ ﺧﺮﺝ ﺧﺎﺻﻪ ٣ﺩﻓﻊ *١٧٨ ٥٥٩ ﺩﻓﻌــــﻪ ﺩﻓﻌــــﻪ ﺩﻓﻌــــﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﻋﻠﻰ ﻋﻦ ﺍﺑﻨﺎﺀ ﰱ ٢٨ﺭﻣﻀﺎﻥ ﰱ ٧ﺭﺟﺐ ﺳﭙﺎﻫﻴﺎﻥ ﺑﺮﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﻭﺣﺠﺞ ﻣﻮﻻﻧﺎ ٤٨ ٠٠٠ ١٠٠ ٠٠٠ ﻋﻼﺀ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻗﺎﺿﻴﻌﺴﻜﺮ ﺭﻭﻡ ﺍﻳﻠﻰ ﰱ ٦ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ ٣٠ ٠٠٠ *ﳏﺴﻮﺏ ﺑﻤﺤﺎﺳﺒﮥ ﺧﺮﺝ ﺧﺎﺻﻪ ﺩﺭ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﺣﺪﺍﺩﺍﺩ ﻋﻦ ١٤ ﻛﺮﺍﺳـــــﻪ ﺍﻗﭽﻪ ﻭﻬﺑﺎﺀ ﻛﻴﺴﻪ ﻛﺮﺍﺳـــــﻪ ١٠ﲪﻞ ١٨٠٠ ﲨﺎﺫﻯ ﺍﻻﻭﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٥ﺍﱃ ١٤ﲨﺎﺫﻯ ﺍﻻﻭﻝ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ ﻬﺑــــــــﺎﺀ ﻛﻴﺴﻪ ﻭﻏﲑﻩ ٢٠ﺻﺮﻩ ٢٠٠ ﺍﻟﺒﺎﻗـــــﻰ ١١٥١ ﺭﺳﻴﺪ ﰱ ٢٧ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ ﺳﻨﻪ ٨٩٦ﲤﺎﻣًﺎ 444 Sofya Cizyesi Örneğinin Transkripsiyon Hali: Muhasebe __________________________ 1 ______________________________; Cizye-i gebrân-ı vilayet-i Sofya ve Şehirköy mâ’a İzenpol vâcib-i sene 894 be- ma’rifet-i muhyiddin Miğalkara (Malkara), Emin-i Köhne-i Sofya, Tahriren fi 24 Rebi’ülâhir sene 896. Be-hisâb-ı Receb Pîr Mukâbele şüd, be-ma’rifet-i Derviş Ali Vilâyet _____________________________ 2 _______________________________; Sofya Hane Asıl 7.160 Cizye Asıl 546.801 Bîve Asıl 948 Cizye Asıl 28.470 Vilâyet ______________________________________________________________; Şehirköy ma’a İzenpol Hane Asıl 5.125 Cizye Asıl 390.428 Bîve Asıl 484 Cizye Asıl 9.628 Nevyâfte _____________________________________________________________; Be-ma’rifet-i merd-i Timar Hane 2 Cizye 54 Yekûn_______________________________________________________________; Hane 5.217 Cizye 390.482 Cem’an_____________________________ 3 _______________________________; Hane Asıl 12.375 Cizye Asıl 937.229 Bîve Asıl 1.432 Cizye Asıl 28.098 Nevyâfte _____________________________________________________________; Be-ma’rifet-i merd-i Timar ki der bâlâ mezkûr est Hane Cizye 445 2 54 Cem’an_____________________________ 4 _______________________________; Ma’a rüsüm 988.392 Hane 12.377 Cizye 937.283 Bîve 1.432 Cizye 28.098 An resm-i Kitâbet-i hısâb 13.809 hane [her] 10 hâne, fi 1 1.380 An resm-i Hısâb, der her hezâz akçe, fi 2 1.930 An resm-i Gönder-i 556 hâne fi, 7 3.892 An resm-i Yek akçe-i harâci 13.809 An âdet-i Dest-bûsi 2.000 Vudı’a min Zâlik____________________ 4 _______________________________; 987.241 Teslim______________________i Hızâne-i Âmire, 2 def’a 798.922 Vazîfe_____________________________ Horân-ı câmi’-i Şehirköy, an 17 Şa’ban sene 895 ilâ 17 Şa’ban sene 896 Def’a________ Def’a_________ Fî 25 Şevval Fî 26 Şevval sene 895 sene 895 748.922 50.000 Fî yevm 9 Vazîfehorân_________________ı Câmi’-i Radomir, an 12 Receb sene 895 ilâ 12 Receb sene 896 Vazîfe_____________________________i Mevlâna Muhyiddin, İmâm-ı Câmi’-i Preznik, an 24 Cumâdelûla sene 895 ilâ 24 Cumâdelûla sene 896 2.720 Fî yevm 7 446 Fî sene 2.520 Be cihet-i Bahâ-i yevgan-ı pîh (penbe) ve hasır fî sene 200 Fî yevm 2 Fî sene 3.240 Fî sene 720 Vazîfe________________________ Horân-ı mesci-i Mirimirân-ı Rumeli der Sofya, an 27 Ramazan Sene 895 ilâ 27 Ramazan sene 896 Fî yevm 3 Teslim____________________________i Mevlâna şucâ, Kâdı-i Sofya ve Hudâdâd emîn-i Sofya be-cihet-i harc-ı hâssa der Sofya ber-mûceb-i hükm-i Hümâyun, 3 def’a Fî sene 1.080 178.559* Def’a_______ Fî 7 Receb Sene 895 100.000 Def’a_____ Fî 28 Ramazan sene 895 48.000 Def’a_______ An yed-i Ali, an ebnâ-i Sipahiyan, berMûceb-i hücec-i Mevlana Alaeddin Kazasker-i Rumeli Fî 6 Şevval 895 30.000 Mahsûb, be-muhasebe-i Harc-ı Hassa der Sofya, be-ma’rifet-i Hudâdad. An 14 Cemaziyelevvel sene 895 ilâ 14 Cemaziyelevvel 896. * 447 Kirâye_____________________________________________________i Akçe ve bâhâ-i kîse Kirâye_____________________ 10 hıml 1.800 Bâhâ_________________________i Kîse ve gaynih 20 surre 200 Ömer Lütfi Barkan, Belgeler, Sayı: 13, s. Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet Yazmaları, 091, s. 444/886. 448 Sofya Cizyesi Örneğinin Türkçe Hali: 1- Sofya vilâyeti ile Şehirköy ve İzenpol hristiyanlarının hicrî 894 (Miladi 5 Aralık 1488 – 24 Kasım 1489) yılına ait cizye muhasebesi. Sofya eski Emini Mâlkaralı Muhyiddin tarafından hazırlanmış ve 24 Reb’ülâhir 896 (Miladi 6 Mart 1491) tarihinde deftere geçirilmiştir. Derviş Ali ile karşılaştırıldı. 2- Sofya Vilayeti ______________________________________________________ Asıl hane Sayısı miktarı 7.160 Asıl cizye miktarı Asıl bive (dul) Cizye 546.801 948 28.470 Şehirköy ve İzenpol Vilayeti ___________________________________________ Asıl hane Sayısı miktarı 5.215 Asıl cizye miktarı Asıl bive (dul) Cizye 390.428 484 9.628 Nevyâfte (Yeni yazılan cizye yükümlüsü) _______________________________ Hane sayısı 2 Cizye Miktarı 54 Yekûn _______________________________________________________________ Hane sayısı 5.217 Cizye Miktarı 390.482 3- Toplam ____________________________________________________________ Asıl hane Sayısı miktarı 12.375 Asıl cizye miktarı Asıl bive (dul) Cizye 937.229 1.432 28.098 Nevyâfte (Yeni yazılan cizye yükümlüsü) _______________________________ Hane sayısı 2 Cizye Miktarı 54 449 4- Yekûn _____________________________________________________________ Vergilerle birlikte Hane Sayısı Miktarı 12.377 Kitâbet (yazım) Harcı, her 10 hanede 1 akçe olmak üzere 1.380 988.392 Cizye Miktarı Dul Sayısı 937.283 Hesap harcı her 100 akçede 2 akçe olmak üzere 1.432 Voynuk vergisi 556 haneden 7 akçe olmak üzere 1.930 3.892 Cizye 28.098 Harac vergisi her haneden 1 akçe olmak üzere 13.809 El Öpmelik 2.000 5- Bundan düşülen_________________________________________________ 987.241 Hazine-i Amireye 2 defada Teslim: 798.922 Şehirköy camisi görevlilerinin 17 Şaban 895 – 17 Şaban 896 (Miladi 6 Temmuz 1490-25 Haziran 1491) Tarihleri arasındaki bir senelik maaşları için günlük 9 akçeden 1 senede 3.240 Radomir camisi görevlilerinin 12 Receb 895-12 Receb 896 (Miladi 1 Haziran 1490 – 21 Mayıs 1491) tarihleri arasındaki maaşları için 2.720 Preznik camisi İmamı Muhyiddin’in 24 Cumâdelûla 895–24 Cumâdelûla 896 (Miladi 15 Nisan 1490 – 4 Nisan 1491) tarihleri arasındaki günlük 2 akçeden bir senelik maaşı 720 Cami için yağ ve hasır parası 200 450 Sofya’daki Rumeli Beylerbeyi mescidi görevlilerinin 27 Ramazan 895 – 27 Ramazan 896 (Miladi 14 Ağustos 1490 – 3 Ağustos 1491) tarihleri arasındaki 1 senelik Maaşları için ödenen günlük 3 istinaden Akçeden senede Ferman gereğince Sofya kadısına ve Harc-ı Hassa emirine 3 defada teslim edilen 178.559 7 Receb 895 28 Ramazan 895 Fermana (Miladi 27 Mayıs 1490) 100.000 (M. 15 Ağustos 1490) 48.000 Rumeli Kazaskeri Alaeddin’in hucceti gereğince Sipahi oğlanlarından Ali eliyle 6 Şevval 895’de (Miladi 23 Ağustos 1490) 1.080 akçe 30.000 Akçe ve Kîse Kirası__________________________________________ Kira____________ 10 yük 1.800 Kîse ve saire için________________ 20 surre 200 6- Kalan________________________________________________________________ 1.151 27 Rebî’ülahir 896 (Miladi 9 Mart 1491)’da ulaştı. 451 Sofya Cizyesi Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre Kaydı: / 100 KASA HESABI 988.392 602 DİĞER GELİRLER HESABI / 988.392 Osmanlı İmparatorluğu'nun Sofya Vilayetinden elde ettiği toplam vergi geliri 988.392 akçe, iken bu gelirden yapılan harcamalar ise 987.241 akçedir. Buna ilişkin yevmiye kaydı basit olarak (alt-tali hesaplar olmaksızın) aşağıdaki gibi olacaktır. / 335 PERSONELE BORÇLAR HESABI 336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR HESABI 100 KASA HESABI / 7.760 979.481 987.241 243. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-4 Yükselme döneminin dördüncü örneği Arhos’a ait cizye kayıtlarının muhasebe kayıdıdır. 452 Arhos Cizyesi Örneği Siyakat Hali: 453 Arhos Cizyesi Örneği Arapça Hali: ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ ﺟﺰﯾﮥ ﻛﱪان وﻻﻳﺖ آرﺧﻮس واﺟﺐ ﺳﻨﻪ ۹۴۵ﲟﻌﺮوﻓﺖ ﻳﻮﻧﺲ ﻣﻮره ﻋﻦ اﺑﻨﺎء ﺳﭙﺎﻫﻴﺎن اﻣﲔ ﻋﻦ ۵۵وﺳﻠﻴﻤﺎن ﺧﻮرﭘﺸﺘﻪ ﻋﻦ ﺟﻤﺎﻋﺖ م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ﻛﺎﺗﺐ ﻋﻦ ۱۳۹ﲢﺮﻳﺮًا ۲۳ﺷﻮال . ۹۴۷ وﻻﯾـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ ﺑﻴﻮﻩ ﺟﺰﻳﻪ ﺧﺎﻧﻪ ١٥٤ ١١٨٠١١ ٤٢٣٥ ﺯﻳﺎﺩۀ ﻧﻮﻳﺎﻓﺘﻪ ﺟﺰﻳﻪ ٢٦١٨ ﯾﮑــــــــــﻮن ﻧﻮﯾﺎﻓـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺘﮥ ﺟﺪﯾﺪ ﺟﺰﻳﻪ ﺧﺎﻧﻪ ۵۲۷ ٢٩ ١١٨ ٢٨٦ ﻋﻦ ﻛﺮﳜﺘــــــــــــــــــــــــــــــﻪ ﺑﻴﻮه ۲ ﺟﺰﻳﻪ ۳۴ اﻧﺪ ﺧﺎﻧﻪ ۱۰ ﺟﺰﻳﻪ ۱۷۹ ﺑﻴﻮه ۱ 454 ﺟﺰﻳﻪ ۱۷ ﺧﺎﻧﻪ ٤٢٧٤ ﯾﮑــــــــــــــــــــــــــــــﻮن ﺑﻴﻮﻩ ﺟﺰﻳﻪ ١٥٧ ١١٨٩٩٢ ﺟﺰﻳﻪ ٢٦٦٩ ﺟﻤﻌــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــًﺎ ۱۲۶ ۷۷۸ اﺻﻞ اﳌﺎل ﻣﻊ اﻟﺮﺳﻮم 455 ﺧﺎﻧﻪ ﻣﻊ ﺑﻴﻮه ۴۴۳۱ ﺟﺰﻳﻪ ﻣﻊ ﺑﻴﻮه ۱۲۱ ۶۶۱ رﺳﻢ ﺧﺎﻧﻪ ﻓﻰ ۱ ۴۴۳۱ رﺳﻢ ﻛﺘﺎﺑﺖ ۴۴۳ رﺳﻢ ﺣﺴﺎب ۲۴۳ ﻋﺎدت دﺳﺘﺒﻮس ۱۰۰۰ وﺿﻊ ﻣﻦ ذاﻟـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﻚ ۱۱۸ ۵۰۴ ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ ﻣﻮاﺟﺐ ﻣﺴﺘﺤﻔﻈﺎن ﻗﻠﻌﮥ ﻣﺘﻮن واﺟﺐ رﺟﺐ ﺷﻌﺒﺎن رﻣﻀﺎن ﺳﻨﻪ ۹۴۶ ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ ﻣﻮاﺟﺐ ﻋﻠﻮﻓﺠﻴﺎن ﺳﻮارى ﻗﻠﻌﮥ آرﺧﻮس واﺟﺐ رﺑﻴﻊ اﻻﺧﺮ وﺟﻤﺎذﻳﻦ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﻫﻤﺎﻳﻮن وﺣﺠﺖ ﻣﻮﻻﻧﺎ رﻳﺎﺿﻰ ﻗﺎﺿﺊ آرﺧﻮس ﻋﻦ ﻳﺪ ﻣﺼﻈﻔﺊ ﻣﻮره وﻗﺎﺳﻢ ﻣﻮره ﺳﺮﺑﻠﻮك ﻗﻠﻌﻪ م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ۶۳ ۰۰۰ ﺳﻨﻪ ۹۴۶ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻤﻢ ﻫﻤﺎﻳﻮن وﺣﺠﺖ ﻣﻮﻻﻧﺎى ﻣﺰﺑﻮر ﻋﻦ ﻳﺪ ﻋﻠﻰ ﺑﻦ ﳏﻤﺪ ﺳﺮ اوده ﺟﻤﺎﻋﺖ م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ۵۲ ۲۶۴ ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ وﻇﻴﻔﻪ ﺧﻮران ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ در ﻗﻠﻌﻪ آرﺧﻮس ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﺠﺖ ﻣﻮﻻﻧﺎى م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ﻓﻰ ﻳﻮم ٣ﻓﻰ ﺳﻨﻪ ٣ ٢٤٠ اﻟﺒﺎﻗﻰ ۳ ۲۷۴ رﺳﻴﺪ ﺑﺨﺰاﻧﮥ ﻋﺎﻣﺮه ﻓﻰ ﺛﺎﻧﺊ ذى اﻟﻘﻌﺪه ﺳﻨﻪ ۹۴۷ 456 Arhos Cizyesi Örneği Transkripsiyon Hali: Muhasebe____________________________________________________________i Cizye-i gebrân-ı vilâyet-i Arhos, vâcib-i sene 945, be-ma’rifet-i Yunus Morâ, an ebnâ-i sipâhiyan-emîn an 55 ve Süleyman Horpeşte an cemâ’at-ı [mezbûr] kâtib an 139. Tahriren fî 23 Şevvâl sene 947. Vilâyet_______________________________________________________________i Mezbûre Hane 4.235 Cizye 118.011 Bîve 154 Cizye 2.618 Ziyade-i nevyâfte 275 Yekûn___________ 118.286 Nevyâfte____________________i Cedîd An girihte__________________ end Hane 29 Hane 10 Cizye 527 Bîve 2 Cizye 34 Cizye 179 Bîve 1 Cizye 17 Yekûn_________________________________________________________________ Hane 4.274 Cizye 118.992 Bîve 157 Cizye 2.669 Cem’an_______________________________________________________________ Aslü’l-mâl ma’a’r-rüsûm 127.778 Hane____________ Ma’a bîve 4.431 Cizye______________ Ma’a bîve 121.661 Resm________i Hane, fî 1 4.431 457 Vudı’a min Zâlik_______________________________________________________ 118.504 Be-cihet______________________i Mevâcib-i mustahfızân-ı kal’a-i Muton, vâcib-i Receb, Şa’ban ve Ramazan sene 946, ber-mûceb-i hükm-i hümâyun ve huccet-i Mevlâna. Kadı-i Arhos, an yed-i Mustafa-i Mora ve Kasım Mora Se-bölukât-ı kal’a-i (mezbûr) 63.000 Be-cihet___________________________i Mevâcib-i ulûfeciyan, süvâri-i Kal’a-i Arhos, vâcib-i Rebî’ülâhir ve Cumâdeyn (Cemaziyelevvel ve Cemâziyelâhır) sene 946 ber-muceb-i hukm-i Hümâyun ve huccet-i Mevlânâ-yı mezbûr, an yed-i Ali bin Mehmed ser oda-i cemâ’at-ı (mezbûr) 52.264 Be-cihet______________________i Vazifehoran-ı cami’-i şerif der kal’a-i Arhos, ber-mûceb-i huccet-i Mevlânâ-yı (mezbûr), fî (yevm) 3, fî sene 3.240 El-Bâkı___________________________________ 9.284 Reşîd be-Hızâne-i Âmire fî sani-i Zilka’de-i sene 947 458 Arhos Cizyesi Örneğinin Türkçe Hali: Arhos vilayeti Hristiyanlarının hicri 945 (Miladi 30 Mayıs 1538 – 18 Mayıs 1539) senesine ait cizye muhasebesi. Sipâhi cemâatının 55. bölüğünden Moralı Yunus’un eminliği ve aynı cemâatın 139. bölüğünden Horpeşteli Süleyman’ın kâtipliği sırasında hazırlanmış ve 23 Şevval 947 (Miladi 20 Şubat 1541) tarihinde deftere geçirilmiştir. Kemal bey ile karşılaştırıldı. Arhos vilayeti_________________________________________________________ Hane Sayısı Miktarı 4.235 Cizye Miktarı Bîve (dul) Sayısı Cizye 118.011 154 2.618 Yeni cizyeden dolayı fazlalık 275 Yekûn________ 118.286 Yeni Cizye Yükümlüsü__________ Firar edenler___________________ Hane Cizye Bîve(dul) Hane 29 527 2 10 Cizye 34 Cizye 179 Bîve(dul) 1 Cizye 17 Yekûn________________________________________________________________ Hane 4.274 Cizye 118.992 Bîve (dul) 157 Cizye 2.669 Toplam_______________________________________________________________ Vergilerle birlikte cizye geliri 127.788 Hane_____________ Bîve (dul)lerle birlikte 1 4.431 Cizye___________ Bîve (dul)lerle birlikte 121.661 Vergi_________ Hane başına akçe olmak üzere 4.431 459 Kitâbet (yazım) Vergisi Hesap harcı 443 El Öpmelik 243 1.000 Bundan düşülen______________________________________________________ 118.504 Muton kalesi muhafızlarının hicri 946 yılı Receb, Şa’ban, Ramazan (12 Kasım 1539 – 8 Şubat 1540) aylarına ait 3 aylık maaşları için çıkan ferman gereğince ödenen 63.000 Arhos kalesindeki suvarilerinin hicrî 946 yılı Rebiılâhir, Cemaziyelevvel ve Cemaziyelâhir (16 Ağustos 1539 – 11 Kasım 1539) aylarına ait 3 aylık maaşları için çıkan ferman gereğince ödenen 52.264 Arhos kalesi camisi görevlilerinin 1 yıllık maaşları için Arhos kadısının hücceti gereğince günlük 3 akçe olmak üzere ödenen 3.240 Kalan__________________________________________ 9.284 2 Zilka’de 947 (Miladi 28 Şubat 1540) Hazine-i Âmire’ye ulaştı. MAD, 6898. 460 Arhos Cizyesi Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre Kaydı: / 100 KASA HESABI 127.788 602 DİĞER GELİRLER HESABI 602.01 Cizye Vergisi Geliri 121.661 602.02 Diğer Vergi Geliri 4.431 602.03 Kitabet Vergisi Gel. 443 602.04 Hesap Harcı Geliri 243 1.000 602.05 El Öpmelik Geliri 127.788 / Önceden tahakkuk etmiş personel maaşlarının ödenmesine ilişkin kayıt; / 335 PERSONELE BORÇLAR HESABI 335.01 Mutan Kalesi Muhafızları Ücretleri Ödemesi 63.000 335.02 Arhos Kalesi Süvari Birliği Ücretleri Ödemesi 52.264 335.03 Arhos Kalesi Cami Görevlileri Ücret Ödemesi 3.240 100 KASA HESABI / 118.504 118.504 Bu kayıtların ardından söz konusu işlem için 100 KASA HESABI’nın büyük defter görüntüsüne bakılacak olunursa şöyle bir görüntü izlenecektir; 100 KASA HESABI 127.788 118.504 9.284 hesabın borç kalanı incelendiğinde bu sonucun kaydın orijinali ile de uyumlu olduğu görülecektir. 461 244. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-5 Yükselme döneminin kronolojik olarak beşinci sırasında yer alan bu örnekte de Gördos livasına ait cizye gelirlerinin almaktadır. 462 ve giderlerinin gösterildiği bir örnek yer Gördos Cizyesi Örneğinin Siyakat Hali: 463 Gördos Cizyesinin Arapça Hali: ﻣﺤﺎﺳـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ ﺟﺰﯾﮥ ﻛﱪان وﻻﻳﺖ ﻛﻮردوس واﺟﺐ ﺳﻨﻪ ۹۴۵ﲟﻌﺮﻓﺔ ﺧﺎزن ﻋﻦ ﺟﻤﺎﻋﺖ ﺳﻠﺤﺪاران اﻣﲔ ﻋﻦ ۹۶وﻳﻮﺳﻒ ﻃﺮه ﺑﺰون ﻋﻦ ﺟﻤﺎﻋﺖ م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ﻛﺎﺗﺐ ﻋﻦ ۴ﲢﺮﻳﺮًا ﻓﻰ ۱۷ذا ]ذى اﻟﻘﻌﺪه[ ﺳﻨﻪ .۹۴۷ ﺧﺎﻧﻪ ٣٤٦٣ ﻋﻦ ﻛﺮﳜـــــــــــــــﺘﻪ اﻧﺪ ﺧﺎﻧﻪ ٦٤ وﻻﻳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ ﻣﺰﺑﻮره ﺟﺰﻳﻪ ﺑﻴﻮﻩ ١٠٥ ٥٣٣ ٢٤٣ ﺯﻳﺎﺩۀ ﻧﻮﻳﺎﻓﺘﻪ ٧٢٠ ﻳﻜـــﻮﻥ ١٠٦ ٢٥٣ ﺟﺰﻳﻪ ٤١٣١ ﺟﺰﻳﻪ ١٨٠١ 464 ﺧﺎﻧﻪ ٣٥٢٧ ﯾﮑــــــــــــــــــــــــــــــﻮن ﺑﻴﻮﻩ ﺟﺰﻳﻪ ٢٤٣ ١٠٨ ٠٥٤ ﺟﺰﻳﻪ ٤١٣١ ﺟﻤﻌــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــًﺎ ۱۱۷ ۵۵۶ اﺻﻞ اﳌﺎل ﻣﻊ اﻟﺮﺳﻮم ﺧﺎﻧﻪ ﻣﻊ ﺑﻴﻮه ۳۷۷۰ رﺳﻢ ﻛﺘﺎﺑﺖ ۳۷۷ 465 ﺟﺰﻳﻪ ﻣﻊ ﺑﻴﻮه ۱۱۲ ۱۸۵ رﺳﻢ ﺣﺴﺎب ۲۲۴ رﺳﻢ ﺧﺎﻧﻪ ﻓﻰ ۱ ۳۷۷۰ ﻋﺎدت دﺳﺘﺒﻮس ۱۰۰۰ وﺿﻊ ﻣﻦ ذاﻟـــــــــــــــــــــــــــــــــﻚ ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ ﻣﻮاﺟﺐ ﺟﻤﺎﻋﺖ ﻣﺘﺤﻔﻈﺎن ﻗﻠﻌﮥ ﻣﺘﻮن واﺟﺐ رﺟﺐ ،ﺷﻌﺒﺎن ،رﻣﻀﺎن ﺳﻨﻪ ۹۴۶ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﻫﻤﺎﻳﻮن وﺣﺠﺔ ﻣﻮﻻﻧﺎ اﺳﺤﺎق ﻗﺎﺿﺊ ﻛﻮردوس ﻋﻦ ﻳﺪ ﻗﺎﺳﻢ ﻣﻮره و ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻣﻮره ﺳﺮ ﺑﻠﻮﻛﺎت ﻣﺮدان ﻗﻠﻌﮥ م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ۱۰۴ ۰۰۰ اﻟﺒﺎﻗــــــــــــــــــــــــــﻰ ١٣ ٥٥٦ ﺣﺼﮥ اﻣﲔ ﺣﺼﮥ ﻛﺎﺗﺐ ٦٧٧٨ ٦٧٧٨ ﻣﻨﻬـــــــــــﺎ ﻣﻨﻬـــــــــــــــﺎ دﻓﻌﻪ ﻓﻰ ٨ذا ﺳﻨﻪ ٩٤٧ ٣٧٢٠ دﻓﻌﻪ ﻓﻰ ٢٩ذ ﺳﻨﻪ ٩٤٧ ٢٤٣٦ دﻓﻌﻪ ﻓﻰ ١١ﺻﻔﺮ ﺳﻨﻪ ٩٤٨ ٧١٠ 466 دﻓﻌﻪ ﻓﻰ ٢٧ل ﺳﻨﻪ ٩٤٨ ٢٩٢٢ 467 Gördos Cizyesi Örneğinin Transkripsiyon Hali: Muhasebe____________________________________________________________i Cizye-i gebran-ı vilayet-i Gördos, vâcib-i sene 945 be-ma’rifet-i İbrahim Hâzin, an cemâ’at-ı silâhdaran-emîn an 96 ve Yusuf Trabzon ân cemâ’at-ı [mezbûr] kâtib an 4, tâhriren fi 7 Za [Zilka’de] sene 947 Mukabele şud be-ma’rifet-i Ahmed Çelebi şâkird-i muhasebe-i Rumeli Vilayet_______________________________________________________________i Mezbûre Hane_________ 3.463 Cizye______ 105.533 Bîve_______ 243 Cizye_______ 4.131 Ziyâde nevyâfte 720 Yekûn______ 106.253 An girihte_____________________________________________________________ end Hane________________________ 64 Cizye_______________________ 1.801 Yekûn________________________________________________________________ Hane_________ 3.527 Cizye______ 108.054 Bîve_______ 243 Cizye_______ 4.131 Cem’an_______________________________________________________________ Aslü’l-mâl ma’a’r-rusüm 119.556 Hane_________ Cizye______ Resm_______i Ma’a bîve 5.770 Ma’a bîve 112.185 Hâne, fî 1 5.770 468 Vudı’a min Zâlik______________________________________________________ Be-cihet_______________________________i Mevâcib-i cemâ’at-ı mustahfızân-ı kal’a-i mufon vâcib-i Receb, Şa’ban ve Ramazan sene 946, ber-müceb-i hukm-i Hümâyun ve hüccet-i Mevlâna İshak Kadı-i Gördos an yed-i Kasım, Mora ve Mustafa-i Mora serbölükat-ı merdân-ı, kal’a-i [mezbûr] 104.000 El-Bâkı____________________________ 15.556 469 Gördos Cizyesi Örneğinin Tükçe Hali: Gördos vilayeti Hristiyanlarının hicri 945 senesine [30 Mayıs 1538 -18 Mayıs 1539] ait cizye muhasebesi. Silahdar cemaatının 96. bölüğünden İbrahim Hazin’in eminliği ve aynı cemaatın 4. bölüğünden Trabzonlu Yusuf’un kâtipliği döneminde hazırlanmış ve 7 Zilka’de 947 [ Miladi 5 Mart 1541] tarihinde deftere geçirilmiştir. Rumeli muhasebesi şakirtlerinden Ahmed Celebi ile karşılaştırıldı. Gördos vilâyeti________________________________________________________ Hane Sayısı 3.463 Cizye Miktarı 105.533 Bîve (dul) Sayısı 243 Cizye Miktar 4.131 Yeni cizyeden Dolayı fazlalık 720 Yekûn_________ 106.253 Firar edenler__________________________________________________________ Hane sayısı 64 Cizye miktarı 1.801 Yekûn________________________________________________________________ Hane Sayısı 3.527 Cizye Miktarı 108.054 Bîve (dul) Sayısı 243 Cizye Miktar 4.131 Toplam_______________________________________________________________ Vergilerle birlikte cizye geliri 119.556 Hane sayısı Bîve (dul)larla birlikte Cizye miktarı Bîve (dul)larla birlikte 5.770 Kitâbet (yazım) harcı 377 470 112.185 Hesap harcı 224 Vergi___________ Hane başına 1 akçe olmak üzere 5.770 El öpmelik 1.000 Bundan düşülen______________________________________________________ Muton kalesi muhafızlarının hicri 946 Receb, Şa’ban ve Ramazan (12 Kasım 1539 – 8 Şubat 1540) aylarına ait 3 aylık maaşları için çıkan padişah fermanı ve Gördos kadısının hücceti gereğince adı geçen kale bölükbaşısı Moralı Mustafa’ya, Moralı Kasım eliyle ödenen 104.000 Kalan_______________________________ 15.556 Emin Hissesi__________________ 6.778 Kâtip Hissesi_______________ 6.778 Ondan 8 Zilka’de 947 (6 Mart 1541)’de 3.720 Ondan Ondan 9 Zilhicce 947 11 Safer 948 (6 Nisan 1541) (6 Haziran 2.436 1541) 710 Ondan 27 Şevval 948 (13 Şubat 1542) 2.422 MAD, 6898. 471 Gördos Cizyesi Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre Kaydı: / 100 KASA HESABI 119.556 602 DİĞER GELİRLER HESABI 602.01 Cizye Vergisi Geliri 112.185 602.02 Diğer Vergi Geliri 5.770 602.03 Kitabet Vergisi Gel. 377 602.04 Hesap Harcı Geliri 224 602.05 El Öpmelik Geliri 1.000 119.556 / Önceden tahakkuk etmiş personel maaşlarının ödenmesine ilişkin kayıt; / 335 PERSONELE BORÇLAR HESABI 335.01 Mutan Kalesi Muhafızları Ücretleri Ödemesi 100 KASA HESABI / 104.000 104.000 Bu kayıtların ardından söz konusu işlem için 100 KASA HESABI’nın büyük defter görüntüsüne bakılacak olunursa şöyle bir görüntü izlenecektir; 100 KASA HESABI 119.556 104.000 15.556 hesabın borç kalanı incelendiğinde bu sonucun kaydın orijinali ile de uyumlu olduğu görülecektir. 472 3. TANZİMATA KADAR OSMANLI İMPARATORLUĞU (1579-1839) 30. Genel Açıklama Siyasi tarihçiler, İstanbul'un fethinden Sokullu Mehmed Paşa'nın ölümüne (1579) kadar geçen dönemin Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemi olduğunu belirtirler. 1579-1683 Yılları arası duraklama dönemi olarak adlandırılır. 1683 yılı İkinci Viyana kuşatmasının yapıldığı yıldır. 1683-1792 yılları arası da gerileme dönemidir. 1792 Yılı ise, Yaş Anlaşmasının yapıldığı yıldır. Bilindiği üzere 1792-1922 yılları arası da Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma dönemi olarak adlandırılmaktadır300. Ancak daha önceden de vurgulandığı üzere biz çalışmamızı siyasi tarihçilerin yukarıda dillendirilen genel kabul görmüş bölümlemelerinin dışında bir tasnife büründürmüş ve bunu daha önce açıklamıştık. Biz bu başlık altında Osmanlı İmparatorluğu’nun Duraklama ve Gerileme ve hatta bir miktarda Dağılma dönemini içerisine alacak daha uzun bir periyodu ele alacağız. Çünkü bizim buradaki amacımız Osmanlı İmparatorluğu’nun bölümlendirilmesi değil, siyasi Merdiven tarih itibariyle Muhasebe Kayıt Yöntemi’nin geçirdiği evreleri görebilmektir. Bu nedenle biz çalışmamızda genel kabul görmüş dönem ayrımı yerine çalışmamızla 300 mütenasip bir ayrımı daha yararlı Güvemli, a.g.e., s. 327. 473 görmekteyiz. O halde Tanzimata Kadar Osmanlı İmparatorluğu başlığı içerisinde 1579-1839 yılları arası esas alınacaktır. İmparatorluğu’nun tamamını ve Bu geniş Duraklama, Dağılma dönem Gerileme döneminin de Osmanlı dönemlerinin bir miktarını içermektedir. Bu dönemde ki Osmanlı Padişahları şöyledir301; III. Murad 1574-1595 III. Mehmed 1595-1603 I. Ahmed 1603-1617 I. Mustafa (1. defa 1617-1618) (2. defa 1622-1623) II. Osman (Genç) 1618-1622 IV. Murad 1623-1640 Sultan İbrahim 1640-1648 IV. Mehmed 1648-1687 II. Süleyman 1687-1691 II. Ahmed 1691-1695 II. Mustafa 1695-1703 III. Ahmed 1703-1730 301 Alan Palmer, Son Üç Yüz Yıl Osmanlı İmparatorluğu, Çev: Belkıs Çorakçı Dişbudak, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2000, s. 271. 474 I. Mahmud 1730-1754 III. Osman 1754-1757 III. Mustafa 1757-1774 I. Abdülhamid 1774-1789 III. Selim 1789-1807 IV. Mustafa 1807-1808 II. Mahmud 1808-1839 Görüldüğü üzere ele aldığımız dönem içerisinde Osmanlı İmparatorluğu’nda 19 padişah görev almıştır. 31. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Siyasi Yapı I. Ahmed padişah olduğunda, Osmanlı İmparatorluğu, batıda Avusturya, doğuda da İran ile savaşıyordu. Yüzyılın başlarında Kırım Hanı'nın Boğdan, Eflak ve Erdel'deki başarıları karşısında 1604 yılında yapılan Zitvatoruk anlaşması ile 15 yıldır süre gelen Avusturya Savaşı sona ermiş oldu. Osmanlı Devleti de, bu anlaşma ile Avrupa'daki ilerleyişinin durduğunu kabul etmiş oluyordu. İran Şahı Şah Abbas ile olan savaşlardan belirli bir sonuç alınamamış ve 1612'de barış yapılmışsa da, üç yıl sonra yeniden savaş başlamıştır. Anadolu'da da Celali İsyanları sürüp gidiyordu. Kuyucu Murad Paşa bu isyanları güçlükle bastırmıştır. I. Ahmed'in hükümdarlığı savaşlar içinde geçmiştir. II. 475 Beyazıd'dan beri devam eden kardeş öldürme geleneğine bu padişahın uymadığı görülmektedir. Sultan Ahmed Camii de I. Ahmed zamanında yapılmıştır. I. Ahmed'den sonra tahta çıkan I. Mustafa'nın akli dengesinin yerinde olmadığından kuşku duyulması karşısında, kısa süre içinde tahttan indirilmiş yerine yeğeni II. Osman (Genç) tahta geçirilmiştir. II. Osman'ın öldürülmesinden sonra I. Mustafa'nın yeniden tahta oturtulduğu görülmektedir. Ancak devleti saray kadınlarının yönetmesi huzursuzluk yaratmış ve ayrıca, askere verilen cülus bahşişleri, hediyeler süregelen savaşların ve Anadolu'daki isyanların hazineyi zayıflatması bu huzursuzluğu artırmıştır. Bunun üzerine, I. Mustafa'nın kısa süren padişahlığına yeniden son verildiği görülmektedir. Bu arada dört yıl boyunca (1618-1622) Padişahlık yapan II. Osman (Genç)'in İran ile uzun süren savaşlar sonunda sulh anlaşması yaptığını, ancak, Kırım Hanlan'nın Lehistan'a akınları ve onların da karşılık vermesi üzerine Lehistan ile savaşa girdiğini, ne varki, bunlardan sonuç alınamadığını belirtmek gerekmektedir302. Genç yaşta, herhangi bir deneyimi olmadan tahta geçen ve doğrudan padişaha yönelik askeri hareket ile öldürülen II. Osman'ın yerine 1623'de IV. Murad yine çok genç yaşta, iki yaşında padişah olmuştur. Bu çocuk denecek yaştaki padişahların ülkeyi yönettiklerini söylemek zorlayıcı 302 Güvemli, a.g.e., s. 328. 476 olur. Nitekim bu dönemde askerin sürekli başkaldırdığı, devlet işlerinde rüşvetin ve düzensizliğin arttığı, Anadolu'da zorbalığın çoğaldığı görülür. Bu genç padişahların dönemlerinde deneyimli, bilgili, başarılı devlet adamlarının işbaşına getirilmesi ölçüsünde devletin iyi yönetildiği de bilinmektedir303. Osmanlı devleti ancak tahtta deney kazanan genç padişah IV. Murat'ın sıkı bir disiplinle iç durumu yatıştırmasından sonra sonuç alıcı seferler düzenleyebildi. Bu sultanın 1635'de Revan ve Tebriz'deki başarıları gerçi Azerbaycan'ı kazanmaya yetmedi, fakat 1638'de Bağdad'ı geri almayı başardı Osmanlı ordusu. Bağdad alındıktan sonra 1639'da iki devlet arasında yapılan Kasr-ı Şirin banşı anahatlanyla 1555'deki Amasya anlaşmasını izliyordu, yani Azerbaycan Safevî ülkesinde, Irak Osmanlı elinde kaldı. 1578'de Osmanlı ordusunun Azerbaycan'a girmesi ile başlayıp tam 60 yıl çeşitli aralarla süren çetin savaşım iki tarafa da bir şey kazandırmadan, fakat iki ülkeyi de iyice yorduktan sonra sonuçlanmış oldu. Kasr-ı Şirin barışından sonra iki ülke de birbirinden kolay kolay koparıp alabileceği bir şey olmadığını anladığından, Osmanlı-Safevî sının uzun süre sakin kaldı. Onye-dinci yüzyılın geri kalan kısmında Osmanlı devleti batı sınırlarında meşgul iken Safevî tehlikesini gözden kaçırmadı, doğu uç boylarında tedbiri 303 Güvemli, a.g.e., s. 328. 477 elden bırakmadı. Fakat batı Asya'nın bu iki büyük imparatorluğu nihayet birbirini dengelemiş olduğundan, uzun yıllar iki taraf da barışı bozmamaya özen gösterdi304. Sultan İbrahim, padişah olduğunda, uzun süre kafes hayatı yaşamış durumda idi. Dolayısıyla kendisinden başarılı bir padişahlık beklenemezdi. Bu nedenle, devleti saray kadınlarının ve annesi Kösem Sultan'ın yönettiği görülmektedir. XVII. yüzyılın ikinci yarısına girilirken Padişah, IV. Mehmed (Avcı) idi. IV. Murad'ın döneminde devletin doğu yapıldığından, sınırlarında Osmanlı'nın kesin gücünü barış anlaşmaları yeniden batıya yönelttiği görülmektedir. XVII. yüzyılın ikinci yarısının ortaları Osmanlı'nın yeniden Avrupa'da başarılı olduğu dönemdir. 1683 Yılında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın ikinci Viyana kuşatması bu başarılı dönemin sonu olmuş ve Viyana kuşatmasının bozguna dönüşü ile başlayan sürekli savaşların çoğu yenilgi ile sonuçlanmış ve yüzyılın sonunda 1699'da Karlofça anlaşması yapılmıştır. Viyana kuşatmasından sonra ava merakı dolayısıyla devlet işleri ile fazla uğraşamayan ve daha çok Edirne'de kalan, dolayısıyla başkent olan İstanbul'da yönetim boşluğuna neden olan IV. Mehmed (Avcı) daha fazla tahtta kalamamış ve yerine 1687 yılında II. Süleyman padişah olmuştur. II. Süleyman'da Metin Kunt, Sina Akşin, Suraiya Faroqhi, Zafer Toprak, Hüseyin G. Yurdaydın ve Ayla Ödekan, Türkiye Tarihi 3, Osmanlı devleti 16001908, 5. Basım, İstanbul: Cem Yayınevi, Temmuz 1997, s. 23-24. 304 478 babası Sultan İbrahim gibi uzun süren kafes yaşamından sonra tahta çıkmıştır. Dolayısıyla onun da başarılı olması beklenemezdi. Ancak, Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa'yı sadrazam yapması, Fazıl Mustafa Paşa'nın da önce "idari ve adlî" düzenlemelerle ülke içinde disiplini sağlaması, Sırbistan'ı, Belgrad'ı (1691) yeniden Osmanlı egemenliği altına alması, Osmanlı'nın en güç zamanında başarılı olabilmesini sağlamıştır. Bu dönemde Osmanlı'nın içinde bulunduğu güçlük, 1684 yılında Osmanlı'ya karşı Avusturya Habsburg hanedanı ile Lehistan ve Venedik'in kutsal ittifak yapmış olmalarından kaynaklanıyordu305. II. Süleyman'ın 1691'de sefere çıkarken Edirne'de ölmesinden sonra II. Ahmed padişah olmuştur. II. Ahmed'in kısa süren Padişahlığı döneminde, Osmanlı orduları Avrupa'da ve Ege'de kısmen başarılı olmuştur; ancak onun ölümünden sonra yerine geçen II. Mustafa'nın padişahlığı sırasında 1697'de karşılaşılan Zenta bozgunundan sonra, Macaristan'ı Avusturya'ya, Mora'yı Venedikliler'e, Anlaşmasını Podalva'vı 1699 yılında Lehlere bırakan Osmanlılar'ın Karlofça imzalamak zorunda kaldıkları bilinmektedir. Bir yıl sonrada 1700 yılında İstanbul anlaşması ile Azak'ın Ruslar'a bırakıldığı gözönünde tutulursa, XVII. yüzyılın son 16 yılındaki savaşlardan yorulmuş Osmanlı'nın kendi iç düzenini 305 Güvemli, a.g.e., s. 329. 479 yeniden oluşturmak üzere, XVIII. yüzyıla bir barış dönemi ile girdiğini yeğlediği gözlenmektedir. Osmanlı, Viyana bozgunu ile başlayan yenilgiler sonunda batının gücü karşısında ortaya çıkan idari ve askeri zayıflığını görecek ve çözümü Batı'da aramaya başlayacağı bir döneme girecektir. İşte II. Mustafa, böyle bir dönemde Padişahlık yapmış, ancak, hocası Feyzullah Efendiye olan sevgi ve itimadından dolayı onun haksızlıklarını görmeyişi karşısında 1703 yılında "Birinci Edirne Vakası" sonucunda tahtını kaybetmiştir. Ahmed'in 1730 Onun yılına yerine kadar tahta çıkan, sürecek III. padişahlığı başlamıştır. İsveç kralı XII. Charles'ın Ruslar'a yenilmesi üzerine Osmanlılar'a sığınması ile patlak veren Osmanlı-Rus Savaşının, Petro'dan gelen barış isteği ile ünlü Prut Anlaşmasıyla sonuçlanması, III. Ahmed'in saltanatı dönemindedir. Yine, 1715 yılında Mora ve Girit'e yönelik olarak yapılan askerî hareket ve 1716 yılında Damat Ali Paşa'nın Avusturya'lı prens Eugen'e yenilmesi sonrasında, Belgrad'ın elden çıkması üzerine 1717 yılında imzalanan Pasarofça anlaşması da bu Padişah dönemindedir. Nevşehirli İbrahim Paşa'nın barış tavsiyesi ile savaş dönemine son verildiği ve 1718-1730 yılları arasında barış dönemi yaşandığı bilinmektedir. Bu dönemin adı Lale Devri olup, dönemin özellikleri arasında, ilk matbaanın açılması (1727), kâğıt fabrikasının kurulması, çinicilik gibi yerli 480 sanatlara önem verilmesi, kütüphaneler kurulması, Avrupa'dan esinlenerek saray ve köşkler inşa edilmesi gibi etkinlikler yer almaktadır. Ne var ki, bir yandan da eğlence, israf gibi olumsuzluklar halk kitleleri arasında huzursuzluk yaratmış ve Patrona Halil İsyanı böyle bir ortamda patlak vermiştir. Bunun üzerine Padişah'da tahtını bırakmak zorunda kalmıştır. I. Mahmud, tahta çıkıp, isyanı uğraşmaya bastırdıktan başlamış sonra, ve İran 1732'de harpleri barış ile anlaşması yapılmıştır. Ancak, bu barış dönemi kısa sürmüş ve bu kez Ruslar ile savaş başlamıştır. 1736'da başlayan Rus Savaşının ardından 1737'de Avusturya'nın üç koldan Osmanlı topraklarına saldırması ile bu devlet ile de savaşa girilmek zorunda kalınmıştır. 1738 Yılında Avusturya'ya karşı başarı sağlanmış Sırbistan ve Belgrad yeniden alınmıştır. Avusturya'dan sonra Ruslar ile de barış imzalanmıştır. Bu barış görüşmeleri sırasında Fransızların kapitülasyonları yenilemek istedikleri (1740) görülmektedir. İranlılar ile olan savaş ise 1746'daki barış anlaşması ile son bulmuştur. I. Mahmud'un Padişahlığı'nın, 1754 yılına kadar ki kalan dönemi, savaş olmadan barış içinde yaşanan bir dönem olmuştur. I. Mahmud dönemindeki savaşları Osmanlılar başarı ile sonuçlandırabilmişlerdir. Osmanlılar'ın gözlenmektedir. önemli bir Bunun Bu savaşlar sonrasında barış dönemine girdikleri önemli nedenleri arasında 481 Avrupa'da XVIII. yüzyılın ikinci yarısında önemli siyasi oluşumların ortaya çıkmağa başlaması da yer almaktadır. Nitekim, III. Osman'ın (1754-1757) kısa süren saltanatı döneminde İstanbul'daki büyük yangınlar ve salgın hastalıklar dışında önemli bir olay yaşanmamış, onun vefatı üzerine tahta çıkan III. Mustafa'nın padişahlığının ilk on yılında da önemli bir savaş tehlikesi ile karşılaşılmamıştır. Buna biraz da sadrazam Koca Ragıp Paşa'nın çeşitli savaş isteklerine engel olması neden olmuştur. Bu girişimleri ile dönemi Osmanlı'nın değerlendirdiği, topçu orduda ıslahat ocağının düzene sokulduğu, Deniz Okulu ile Mühendis Odası'nın kurulduğu gözlenmektedir. Koca Ragıp Paşa'nın ölümü üzerine, uzun süren barış özlenmesine döneminin yol açması eski Osmanlı karşısında, zaferlerinin Lehistan'daki karışıklıktan kaçanların Osmanlılar'a sığınması üzerine, Fransa'nın da teşviki ile Ruslar ile savaşa girilmesinin gecikmediği gözlenmektedir. Ancak bu savaşta Ruslara Tuna boyunda Kartal'da Osmanlı ordusu yenilmiştir. Bu savaş, Rus donanmasının Baltık'tan Akdeniz'e gelerek Çeşme'de 1770'de Osmanlı donanmasını yakması, 1771'de Kırım'ın kaybedilmesi ile sonuçlanmıştır, bu yenilgiler sonucunda 1774 yılında Küçük Kaynarca Anlaşması'nın yapıldığı bilinmektedir. Bu anlaşma sonucunda Kırım bağımsız 482 duruma gelmiş, Karadeniz'in Rus ticaretine açılması zorunluluğu doğmuştur. Boğazlar, Rus ticaret gemilerine bu anlaşmadan sonra açılmıştır306. I. Abdülhamid 1774 yılında tahta çıktığında OsmanlıRus savaşı son safhasına gelmişti. Savaş bitince devlet, çeşitli eyaletlerdeki karışıklıkları bastırmak, son derece güçleşen mali sıkıntılara çözüm aramak gibi konularla uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu ıslahat çalışmalarının 1775'de patlak veren İran harbi dolayısıyla tam olarak sonuçlandırılmadığı görülmektedir. Ancak, dönemin önemli devlet adamlarından Vezir Mehmed Paşa ve Halil Hamid Paşa'nın 1780-1785 yılları arasında Fransa'dan getirilen uzman topçu ve lağımcı subayların yardımı ile orduda iyileştirme çalışmaları yapıldığı gözlenmektedir. Ruslar'la yapılacak bir savaşa hazır olmak üzere, Rumeli ve Kafkas sahillerinde tahkimata özen gösterildiği, topçu sınıfının mevcudunun artırılmağa çalışıldığı da bilinmektedir. Bu hazırlıklın önemli bir nedeni de 1784'de Ruslar'ın Kırım'ı ilhak etmiş olmalarıydı. Ruslar ile bir savaş hazırlığı sürerken, 1773'de Baron de Tott'un katkılarıyla Riyaziye Mektebi'nin taşınarak istihkam açıldığı, bu genişletildiği, bölümünün mektebin 1784'de eklendiği, 1776'da tersaneye Mühendishane'ye tımarlı sipahilerin durumlarının düzeltilmesine çalışıldığı görülmektedir. Bu arada, İbrahim Müteferrikadan sonra kapatılmış olan 306 Güvemli, a.g.e., s. 330-331. 483 matbaanın 1782'de Beylikçi Raşid Efendi'nin çabaları ile yeniden açıldığını da belirtmek uygun olacaktır. Kırım'ın Ruslar tarafından ilhakı Kırım'dan önemli ölçüde göçe neden olmuştur. Bu, Osmanlı'nın karşılaştığı ilk büyük göçtür. Bu durum ve Rusya'da II. Katerina'nın kışkırtıcı hareketleri Osmanlı'nın 1787 yılında Ruslar'a savaş açmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu savaşın hemen sonrasında Avusturya'nın da savaşa katılması ile Osmanlı iki cephede birden savaşmak zorunda kalınca, Avusturya'ya karşı kimi savaşları kazandıysada, Ruslar'a karşı önce Hotin Kalesini, sonra Özi'yi kaybetmiştir. Bu arada, I. Abdülhamid ölmüş, yerine 1789'da III. Selim tahta çıkmıştı. Ama, Ruslar'da Eflak ve Boğdan'ı işgal etmişlerdi. Avusturya'da Belgrad'ı almıştı. Bununla beraber, Rusya'nın İsveç ile de savaş halinde bulunması, Avusturya'nın Hollanda ve Macaristan'daki milliyetçi ayaklanmalarla uğraşmak zorunda kalması, 1790 yılında gerçekleştirilen Osmanlı-Prusya ittifakı, giderek genişleyen Fransız ihtilalinden Avusturya ve Rusya'nın huzursuzluk duymaları karşısında Osmanlılar kendileri için olumlu bir durumla karşılaşmışlar ve Belgrad bu arada yeniden geri alınmıştır. Ancak, Osmanlı'ların Ruslar ile savaşa devam etmeleri çok önemli yenilgilere yol açmış ve sonucunda 1792'de Yaş anlaşması imzalanmak zorunda kalınmıştır. 484 Yaş anlaşmasından sonra, Osmanlı'nın iç düzeninin eskidiği ve yenilenmesi gerektiği kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıştır. İşte bu durum karşısında, III. Selim'in "Nizam-ı Cedid" hareketini başlattığı ve Avrupa yöntemleri ile disiplinli, eğitilmiş asker yetiştirilmesine yöneldiği gözlenmektedir. Bu durum, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması isteğinin ortaya çıkması demekti. Sadece askeri alanda değil, idari ve mali düzenlemelere de gerekseme vardı. Bunun içinde devletin ileri gelenlerinden "Layiha" kaleme almaları istendiği görülmektedir. Bu görüşlerin alınmasından sonra, Yeniçeri Ocakları'na dokunulmadan, Nizam-ı Cedid307 düzeninin kurulmasına yönelinmiştir. Bu durumu, kuşkusuz Yeniçeriler'in kabul etmesi beklenemezdi. Yeniçeriler kendileri için uygun görülen talimleri yapmak istemiyorlardı. Ayrıca, yeniçeriler üç ayda bir aldıkları maaşları için ellerinde bulunan ve "maaş cüzdanı" gibi kullanılan, tahvil gibi piyasası olan yeniçeri "esamisi"nin alınıp satılmasıyla sivillerde meşgul olmaya başlamışlardı. Bu alıp satma işlemlerine engel olunmak istenmesi, sadece yeniçerileri değil, bu alım satım ile uğraşan kişileri de hoşnutsuz duruma sokmuştur. Bunun üzerine bu kişiler de yeniçerileri kışkırtmağa başlamışlardır. III. Selim, Nizam-ı Cedid askerlerini Sırp 307 Nizam-ı Cedid: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu düzensizliklere bir çözüm olarak “batı anlamında ileri bir düzen kurmak için” mevcut düzende yapılan yenilik, girişim ve hareketlerinin bütününe denilmektedir. Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul: Filiz Kitabevi, 1995, s. 105. 485 isyanını bastırmak için Edirne'ye doğru yola çıkarınca, asiler Edirne'de askeri çevirerek ikinci Edirne vakasını başlatmışlardır. 1806'daki bu hareket, 1807'de İstanbul'da Kabakçı Mustafa'nın başlattığı isyan ile büyümüş ve III. Selim'in önce tahttan çekilmesi, sonra Alemdar Mustafa Paşa'nın onu yeniden Padişah yapmak 1808 yılında Padişah'ın istemesi üzerine öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. III. Selim Napolyon'un 1798'de Mısır'ı istila etmesi dışında fazla bir olayla uğraşmak zorunda kalmamıştır. Bu savaş da, 1799'da Akka'da Rezzak Ahmed Paşa'nın Napolyon'a karşı başarı kazanması ve daha sonra barış yapılarak Fransızlar'ın Mısır'dan çekilmesi ile son bulmuştur. Bu nedenlerden, dolayı III. Selim, XIX. yüzyılda Osmanlı'daki önemli değişmelere neden olacak iç düzeni, idari, askeri ve mali açıdan iyileştirme çabalarını gösterebilmiştir. Uzun süren savaşların iktisadi yapıda neden olduğu olumsuz durumun düzeltilmesi ve eyaletlerdeki idari yapının, asayiş ve huzuru temin edecek biçimde yeniden düzenlenmesi girişimleri, en az askerî yapının yenileştirilmesi kadar önemli idi. III. Selim, bu nedenle birçok iktisadi önlem almaya çalışmış ve bir arada tımar ve zeamet usulleri de yeni yasalarla düzenlenmek istenmiştir. Ancak, III. Selim'in tüm bu çabalarının fazla başarılı olamadığını söylemek yanıltıcı olmasa gerektir. Ne var ki, başlatılan bu "ıslahat" hareketi, XIX. yüzyılda, II. Mahmud 486 (1808-1839) ve Abdülmecid (1839-1861) tarafından devam ettirilecek ve Tanzimat dönemi başlayacaktır308. Bu noktada Mustafa Reşit Paşa’dan söz etmek gerekir. İngiliz siyasetine taraftar (ve Rus aleyhtarı) olan Pertev Paşa’nın yetiştirmesiydi. 1834-1836 arasında Paris’te, 1836-1837’de Londra’da elçilik yaptı. Hariciye Nazırı oldu (13/7/1837). Balta Limanı Antlaşması’nı yaptıktan sonra, ve aynı zamanda Nazır olarak, Londra’da elçi oldu. Bir hariciye nazırının aynı zamanda Londra’da elçi olması, ülke olduğunun kaderinin bir ne ölçüde göstergesidir. İngiltere’ye Abdülmecit’in bağlı cülusunu kutlamak için 1839 Ağustos’un da İstanbul’a geldi ve Tanzimat için çalışmaya başladı. Mustafa Reşit Paşa çabalarında başarılı oldu ve Tanzimat ilân edildi (03/11/1839)309. Bu belgeye, Gülhane’de okunduğu için Gülhane Hattı Hümayunu’da denir. Belge’de özetle, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan beri Şeriata uyulduğu için Devletin kudretli, halkın refah içinde olduğu halde, 150 yıldır Şeriat ve faydalı kanunlara uyulmamak yüzünden zaaf ve fakirlik geldiği belirtiliyordu. Oysa ülkenin coğrafi mevkii, verimli arazisi ve halkın yetenekleri dolayısıyla, doğru tedbirlerle, 5-10 sene içinde kalkınılabilirdi. Bu tedbirlerin başında can, ırz ve mal güvenliği geliyordu. Can ve maliından emin olan, kendisini 308 309 Güvemli, a.g.e., s. 332-333. Kunt vd., 1997, a.g.e., s. 123-124. 487 işine gücüne verir, “devlet ve millet gayreti ve vatan muhabbeti artardı”. Can ve mal güvenliğine en çok ihtiyaç duyanlarda yöneten sınıfın ulema dışında kalan icrai askeri kesimi idi. Bilindiği üzere bu kişiler kul statüsünde olduklarından yargılanmadan idam edilebilir (siyaseten katl), ve yüksek görevde olup servet yapabilenlerin malı mülkü öldüklerinde müsadere edilebilirdi310. 32. Tanzimata Kadar Olan Dönemde İktisadi Yapı XVI. yüzyıl da madenlerin bollaşmasıyla birlikte kentsel ve kırsal alandaki nüfusla iktisadi bağlar güçlendi. Kırsal kesimde sikke kullanmaya başlamış, köylüler ürünlerini getirip pazarlarda kullanımı ve panayırlarda yaygınlaşmıştır. Kredi satmışlardır. ağı Para gelişmeye başlamıştır311. XVII. yüzyılın ikinci yarısında, 1683 yılındaki ikinci Viyana kuşatmasına kadar topraklarını sürekli olarak genişleten Osmanlı'nın genişlemesi son sınırlarına varmıştı. Geniş İmparatorluk toprakları üzerinde, Yemen ve Mısır'da sıcak ülkelerin ürünleri, Anadolu ve Trakya'da geniş tarımsal topraklarda çeşitli tarım ürünleri, uluslararası ticarete elverişli Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de limanları vardı. Bu arada Mısır limanları transit ticaretin merkezi Kunt vd., 1997, a.g.e., s. 124. Şevket Pamuk, “Osmanlılarda Para ve Enflasyon”, Cogito, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Osmanlılar Özel Sayısı, Sayı 19, Yaz 1999, s. 180. 310 311 488 durumunda idiler. İmparatorluğun çeşitli yerlerinde demir, bakır, kurşun madenleri işletiliyordu312. İmparatorluk kendi kendine yeterli iktisadi yapıya sahipti. Kiği'de çıkarılan demirler İstanbul'a gönderiliyor. Gümüşhane'deki gümüş ve bakır ocakları, İnegöl'de gümüş, Kağızman'da bakır ocakları, güney Sırbistan'daki Navarbede gümüş, Selanik, Sidere'deki gümüş madenleri XVII. ve XVIII. yüzyıllarda sürekli olarak işletiliyordu. Buraların kazılarında gümüş sikke basan darphaneler de vardı. Bunları devlet, ya mukataaya vererek ya da emin denilen kendi görevlileri tarafından işletiyor ve bunların muhasebe kayıtları muntazam olarak tutuluyordu. Bu kayıtlar bugüne kadar gelmiştir ve önemli muhasebe belgeleridir. Osmanlı İmparatorluğu'nda dokuma sanayinin gelişmesini XVII. ve XVIII yüzyıllarda sürdürdüğü bilinmektedir. Bezden kadifeye ve ipekli kumaşa kadar çeşitli kumaşların Anadolu'da dokunduğu görülmektedir. Ankara dolayındaki sof kumaş üretiminin bu asırlarda da devam ettiği. Avrupalı tüccarların buraya kadar gelerek bu kumaşları satın aldıkları bilinmektedir. Bursa ve Bilecik'te kadife ve ipekli kumaşların üretiminin XVII. yüzyılda da gelişmesini sürdürdüğünü Evliya Çelebinin Seyahatnamesinden görmek olanağı vardır. Dokuma sanayinin İmparatorluğu'n birçok yöresine yayıldığı, Şam, Trabzon, 312 Trak, a.g.e., s. 363 vd. 489 Selanik gibi yerlerde de dokuma sanayinin geliştiği görülmektedir. Avrupa'da dokumacılığın gelişmesi üzerine, Anadolu'dan pamuk, pamuk ipliği, Ankara'dan sof ipliği almağa yönelik girişimleri üzerine Devletin zaman zaman bunların dışsatımına yasaklar koyduğu, örneğin 1615 yılındaki bir hükümle Ankara sof ipliklerinin dışsatımının yasaklandığı görülmektedir313. Ancak bu dönemde iktisadi hayatta kötü giden bazı gelişmelerde yok değildi. XVII. Yüzyılın başında Rumeli ve Anadolu’nun çoğu bölgelerinde ciddi kriz belirtilerine rastlanmaktadır. Bursa’daki ipekli kumaş ve Selanik’teki çuha sanayi durmadan gerilemektedir. Bunun temel nedeni de hammaddenin Avrupalı tüccarların rekabeti nedeniyle pahalılaşması ve zaten küçük bir kâr marjı ile satış yapan Osmanlı esnafının kâr marjının iyice daralmasıdır314. XVII. ve XVIII. yüzyıllarda, İmparatorluk'da bölgeler arası ticaretin gereksemelerinin önem taşıdığı, Anadolu büyük ölçüde Anadolu'dan kentlerinin ve Doğu Akdeniz'de Osmanlı'nın egemenliği altında olan bölgelerden karşılandığı, nüfusu 600.000'i aşan İstanbul'un gıda gereksemesini karşılamada güçlükler olduğu bilinmektedir. Özellikle savaş yıllarında başkentte darlıkların meydana geldiği, başkent için buğday, pirinç ve et gereksemesinin Güvemli, a.g.e., s. 336-337. Murat Çızakça, “Price History and the Bursa Silk Industry: A Study in Otoman Industrial Decline”, The Journal of Economic History, XL, 3, 1980. 313 314 490 Tuna boylarından, Balkanlar’dan, Karadeniz ve Ege Kıyılarından ve Mısır'dan daha çok deniz yolu ile taşındığı görülmektedir. İç pazarda devletin, esnafın fiyat denetimini XVI. yüzyılda olduğu gibi bu yıllarda da sürdürdüğü bilinmektedir. Nüfusu hızla artış gösteren İstanbul, sanayileşme açısından özellikle XVIII. gelişmeler göstermiştir. yüzyıl Devletin, başlarında daha önemli çok askeri gereksemeleri karşılamak için Fener'de çuha fabrikası kurduğu, İstanbul'da özel kesime ait, ipekli kumaşlar dokuyan 54 tezgaha sahip bir fabrikasının bulunduğu, ayrıca tahta kalıplarla renkli ve nakış ve desen basan basmacı imalatçılarının sayısının 42'ye ulaştığı görülmektedir315. Bu kuruluşlardan devlete ait olanların muhasebe belgeleri bugünlere kadar gelebilmiştir. Dış ticarete ise, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda İmparatorluğun dış ticareti Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmaktaydı. XVII. yüzyılda, Batı Avrupa'nın Hindistan ve Güneydoğu Asya ile ticari ilişkileri Atlantik okyanusu üzerinden hızlanarak devam edince, Suriye ve Anadolu üzerinden yapılan kervan ticareti olumsuz olarak etkilenmiş, Mısır'ın transit ticaretteki önemi de azalmıştır. 315 Trak, a.g.e., s. 380 vd. 491 Osmanlı İmparatorluğu'nda Karadeniz'in durumu XVIII. yüzyıl sonlarına kadar farklıdır. Bu denizdeki tüm ticaret Osmanlı'nın elinde bulunmaktaydı. Öteki ülkelerin gemilerinin boğazlardan geçerek Karadeniz'e girişleri Osmanlı Devleti'nin iznine bağlı idi. Karadeniz'den Tuna nehri boyunca Avrupa içlerine uzanan nehir yolunda yapılan ticaret Kırım'dan Rusya ve Polonya ile yapılan alışverişler Osmanlı için büyük önem taşıyordu. Bu noktada Osmanlı İmparatorluğu-Avrupa ilişkisine daha yakından bakmanın gerekli olacağı inancındayız. Tarihçiler batı ile bütünleşmeyi üç ayrı aşamada görme eğilimindedirler. görüşlerinden Barkan etkilenerek, ve İnalcık, Braudel’in XVI. Yüzyıl Osmanlı ekonomisinin Avrupa’da oluşan “fiyat devrimi” ışığında görme eğilimindedirler. Wallerstein’dan etkilenen yazarlar XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı’nın dünya ekonomisiyle bütünleşme sürecine girdiğini savunur. Bu yüzyıl bir anlamda XVII. yüzyılın “çöküntü”sünden kurtulan Avrupa’nın sanayi devrimine açılım dönemidir. Üçüncü bir görüş ise, XIX. yüzyıla, özellikle Napolyon savaşları ertesi İngiliz sanayi mamullerinin atağı ve yeni ticaret düzenine öncelik tanır. XVIII. yüzyılın ikinci yarısı her ne kadar Avrupa için önemli bir dönem ise de Osmanlı’nın etkilenişi belirli bir zaman gecikmesiyle olur. Öte yandan Fransız devrimi ve Napolyon savaşları Avrupa’yı meşgul eder. 492 Ekonomi siyasetin gerisinde kalır. Osmanlı ekonomisi kuşkusuz çok eskiden beri Avrupa ile temastadır. Ancak, bu ilişki kapitalizmin olgunluk çağında Osmanlı’da yapısal dönüşümlere yol açacak niteliğe bürünür. Ekonominin çok sınırlı bir kesiminin parasallaştığı bir ortamda Avrupa “fiyat devrimi”nin Osmanlı’yı temelden sarsması beklenemez. Osmanlı XVI. yüzyıldan itibaren parasallaşma sürecine girmiştir. Bu parasallaşma klasik yapının çözülmesinde de etkide bulunmuştur. Fakat yeni yapının oluşması, yapısal dönüşümlerin ortaya çıkması ancak XIX. yüzyılda gündeme gelebilmiştir316. 33. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Mali Yapı Osmanlı Devleti'nde kaynaklarını mümkündür. 16. Bu ortaya yüzyılın çıkan sonlarına yüzyılın malî bunalımın kadar götürmek ortalarında devlet azamî sınırlarına ulaşmış ve savaşlar sonrasında elde edilen gelirlerin sonu gelmişti. Diğer taraftan savaş teknolojisi değişmiş ve Osmanlı ordusunun o eski vurucu gücü kaybolmuştu. Bu durum yüzyılın sonlarına doğru girişilen savaşların 316 uzamasına neden olmuştu. Gelişmeler 17. Kunt vd., 1997, a.g.e., s. 221. 493 yüzyılda yerini yenilgilere bırakmış, özellikle 18. yüzyılda ciddi kayıplar verilmeye başlanmıştı317. XVII. Yüzyıldan başlamak üzere, timarlı askerler azalırken yeniçerilerin sayısı giderek artmıştır. Bu artış maaş ödemeleri noktasında devleti malî sıkıntıya sokmuştur. Zira bu maaşların ödenmesi için reayadan alınan vergiler yükseltilmiş, fakat gerekli miktarlar toplanamamıştır. Ödeme güçlüğü içine giren reaya giderek fakirleşmiş, toprağını terk etmeye başlamıştır. Bu ise tim ar sisteminin çözülmesine etki etmiştir. Netice itibariyle bu husus bir kısır döngü halini almış, adeta malî sorun-askerî sorun aynılığı ortaya çıkmıştır318. Osmanlı maliyesini bunalıma iten bir diğer gelişme 16. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan 'Fiyat Devrimi' olmuştur. Amerika ve Afrika'dan Batı Avrupa'ya gelen kıymetli madenler, bu devletlerin ekonomilerinin, Akdeniz ticareti ve bu ticaretten pay alan devletler aleyhine canlanmasına yol açtı. Sağlanan bu yeni imkanlar dünya iktisadî ve siyasî dengesini değiştirdi. Avrupa'da olağanüstü bir şekilde ticarî faaliyetler arttı. Bu gelişmelere para Ömer Lütfi Barkan, "XVI. Asrın İkinci Yansında Türkiye'de Fiyat Hareketleri", Belleten, c. XXXIV, S. 112. Ankara 1970, s. 602-606. Ayrıca bkz. Mehmet Genç, "XVIII. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi ve Savaş", YapıtToplumsal Araştırmalar, No. 4, Ankara: 1984, s. 52-53. 318 Yücel Özkaya, Osmanlı imparatorluğu’nda Ayanlık, Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, 1977, s. 101. Ayrıca bkz. Ziya Karamursal, Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara: 1989, s. 26, 32. 317 494 ayarlarında yapılan oynamalar da eklenince fiyatlar hızlı bir şekilde fırladı. Bu yükseliş bazı iktisat tarihçileri tarafından 'ihtilalci' olarak nitelendirildi319. Fiyat devrimi sadece Avrupa'yı etkilememiş, milletlerarası ticaret kanalıyla doğuyu da etkilemiştir. Özellikle Amerikan’ın keşfiyle Avrupa’ya büyük miktarda kıymetli maden getirilmişti. 1520-1620 arasında ortalama yıllık gümüş istihsâli beş kat artmıştır. 1503-1660 yılları arasında Amerika’dan Avrupa’ya 181 ton altın ve 17.000 ton gümüş getirilmişti. Bu da Avrupa’da fiyatların iki kat artmasına neden olacaktır. 1584’de İtalya adeta Amerika’dan gelen İspanyol paralarıyla dolmuştur. Osmanlı Devleti’ne gönderilen ticaret eşyaları arasında sandıklar dolusu İspanyol paralarından söz edilmektedir. 1584 yılında Osmanlı Devleti’nde paraların Osmanlı züyuf akçe Devleti’ne çıkarılması girdiği bu İspanyol yıla denk gelmektedir. 1584 devalüasyonu XVII. asır ortalarına kadar sürecek olan bir buhranın başlangıcıdır320. Tabiî ki Osmanlı Devleti de fiyat devriminden etkilenmiştir. Batı'dan gelen kıymetli maden bolluğu fiyatları artırmıştır. Bu artışın tabii sonucu olarak enflasyon ortaya çıkmıştır. Vergiler devlet tarafından Önceden belirlendiğinden, özellikle nakdî olarak Barkan, a.g.e., s. 578-584. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, İstanbul: Eren Yayıncılık 1996, s.163. 319 320 495 toplanan vergilerde enflasyon sonucu ciddi bir erime gözükmüştür321. Netice itibariyle söylemek gerekirse XVI. yüzyılın sonunda başlayan malî kriz XVII. ve XVIII. yüzyıllarda da devam etmiştir. Bu dönemlerde malî buhranın aşılmasına yönelik olarak, aşağıda sıralanan bazı girişimler olmuştur322. - Vergilerin Artırılması ve Olağanüstü Vergiler Osmanlı Devleti’nin uzun bir savaş sürecine girmiş olması Avusturya, Venedik, Lehistan, Rusya ve İran gibi devletlerle yapılan savaşlar çok masraflı idi. Osmanlı hazinesinin mali yükü aniden artmıştı323. Askerlerin ulufe, bahşiş, yiyecek giderleri artmıştı324. Bütçeler her yıl daha fazla açık vermeye başlamıştı. Çok sık padişah değişimi cülus bahşişi dağıtımını zorlaştırıyordu. Zir artan kapıkulu mensuplarına her padişah değişiminde cülus bahşişi verilmek zorundaydı325. Devletin ihtiyaç duyduğu para darlığını gidermek amacıyla girişilen bir yol mevcut vergilerin miktar ya da Barkan, a.g.e., s. 585 vd. Ayrıca bkz. Halil İnalcık, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı Devrinde Türkiye’nin İktisadi Vaziyeti Üzerinde Bir Tetkik Münasebetiyle”, Belleten, Cilt XV, Ankara: 1951, s.654-658. 322 Coşkun Çakır, Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre Yayınları, Ekim 2001, s. 18. 323 1683 yılında 324.566.230 akçe olan hazine gideri ilk yıllarda 525.165.640 akçe, 1699 yılında ise 1.211.379.266 akçe olmuştur. 324 Oğuzoğlu, a.g.m., s. 157-158. 325 Ünal, a.g.e., s. 89 321 496 oranlarının artırılması ise, diğer yol olağanüstü vergiler ihdas edilmesi olmuştur. Savaş zamanında ve bir defaya mahsus alınan İmdâd-ı Seferiye, adeta İmdâd-ı Sefeıiye'nin bir alternatifi gibi düşünülebilecek ve barış zamanlarında alınan İmdâd-ı Hazariye gibi nakdî; savaşa çıkan ordunun erzak ihtiyacının giderilmesi amacıyla ve aynî olarak alınan Nüzul ve ordunun izlediği güzergâh üzerinde bulunanlardan aynî ve nakdî olarak alınan Sürsat, devletin olağanüstü olarak talep ettiği vergiler olmuştur326. Avârız vergileri XVI. Yüzyıldan itibaren ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için olağanüstü durumlarda alınan bir vergiydi. XVII. yüzyılda ardı arkası kesilmeyen savaşlar nedeniyle sürekli hale gelmiştir. 828 milyon akçelik 1692 yılı bütçesinde avârız vergisinin payı 188 milyon akçe iken, 1715 yılı bütçesinde 134 milyona kadar düşmüştür. Bu düşüşte İmdâd-ı Seferiye vergisinin büyük bir rolü vardır. Zaten avârız vergisi Tanzimatla birlikte kaldırılmıştır327. - Yeni Gelir Toplama Usulleri Vergileri doğrudan merkezde toplama çabalarının bir sonucu olarak 'İltizam' uygulaması başlatılmıştır. Buna göre bir gelir belli bir süre için, daha çok bir ya da üç yıl için, mültezim adı verilen kimselere toplattırılmıştır. 326 Ahmet Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Dergah Yayınları, 1985, s. 265-278. Ayrıca bkz. Süleyman Demirci, “Collection of Avarız and Nüzul Levies”, Belleten, Cilt LXIX, Ankara: Sayı 256, 2005, s. 899. 327 Halil Sahillioğlu, “Avârız”, İA, İstanbul: TDVY Cilt 4, 1991, s. 109. 497 İltizamın uygulandığı alan XVII. yüzyıldan itibaren oldukça genişlemiştir. Fakat devletin daha fazla paraya ihtiyaç duyması iltizam süresinin uzatılması sonucunu doğurmuş ve iltizamlar mültezimlere kayd-ı hayat şartıyla verilmeye başlanmıştır. İşte bu özel duruma 'Malikane Sistemi' adı verilmiştir328. Açık artırmada en yüksek muacceleyi teklif eden malikâne Malikânelere, beratını Kadılar almaya hariç hak kimse kazanıyordu. dokunamazdı. Mukâtaalar geçici bir süreliğine değil, ömür boyu iltizama vermesi güzel sonuçlar doğurmuştu. Reayanın üretim kapasitesi ile vergi kapasitesi arasındaki uçurum makul bir noktaya çekilmiş oldu. Hem reâya hem malikâneci hem de hazine için çok olumlu bir gelişmeydi. Bu uygulama Tanzimata kadar devam etmiştir329. Ne var ki, gelirleri toplanan mukataaların oluşturduğundan ve esasını tarımsal tarım üretimin de alanları giderek zayıfladığından, iltizam usulü gibi malikane sistemi de başarılı olamamış, mali sıkıntıların ortadan kalmasını sağlayamamıştır330. - İç Hazineden Merkez Hazineye Kaynak Aktarılması Mehmet Genç, "Osmanlı Maliyesinde Malikâne Sistemi", Türkiye İktisat Tarihi Semineri (8-10 Haziran 1973), Ankara: 1973, s. 232236. Ayrıca bkz. Stanford Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, Cilt 1, İstanbul: 1982, s. 241. 329 Mehmet Genç, “Malikâne”, İA, Ankara: TDVY Cilt 27, 2003, s. 516517. 330 Genç, a.g.m., 1973, s. 232-236. 328 498 XVII. Yüzyılda başvurulan bu yönteme göre, savaş zamanlarında padişahın kendisine ait olan iç hazineden devletin merkez hazinesine kaynak transferi yapılmıştır. Özellikle devletin güçlü olduğu XV. ve XVI. yüzyıllarda iç hazine oldukça güçlenmişti. Ayrıca padişaha ait haslardan da buraya sürekli bir gelir akışı vardı. XVII. Yüzyılın sonlarında merkez hazineye buradan yılda 100 milyon akçe civarı bir bedelde nakit veya altın ve gümüş gibi kıymetli maden akışı olduğu bilinmektedir331. - Müsadere Yapılması Osmanlı Devleti'nde eskiden beri uygulana gelen müsadere usulüne göre, devlet adamlarının gelirleri belli zamanlarda hazineye aktarılabilmekteydi. Bu usulde, ölen bir bürokrat veya asker kişinin malları hazineye intikal etmekteydi. Özellikle savaş zamanlarında bir kaynak olarak müsadereler sıkça yapılmış, hatta bu anlamda görevlilerden hediye, caize ve benzer isimlerle bir çeşit vergi alınmıştır. 18. Yüzyılın başında, Avusturya savaşları sırasında çok sayıda müsadere yapılmıştır332. İçine düşülen bunalımlı dönem müsadereyi arttırmıştır. Artık müsadere merkezi otoriteye siyasal anlamda bir güç kazandırmak için değil adeta hazineye para sağlamak için yapılır duruma gelmiştir. Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi (Derleyen: Maliye Tetkik Kurulu), Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayınları, 1978, s. 5-6. Ayrıca bkz. Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmaıılı-Türkiye İktisadî Tarihi (1500-1914), İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1988, s.159. 332 Tabakoğlu, a.g.e., s. 295-298. 331 499 Müsadere eskiden ehl-i örf kesimine yapılırken bu dönemde farklı kesimlerde müsadere kapsamına alınmıştır333. - Tağşişe Başvurulması Bir diğer finansman kaynağı olarak paranın değeri düşürülmüş, yani 'Tağşiş' yapılmıştır. Bu sistemde devlet, piyasada tedavül eden madenî paraları topluyor, bunların içindeki kıymetli maden miktarını azaltarak yeniden piyasaya sürüyordu. Böyle yapılınca daha fazla para elde edilmiş olacağından, ortaya çıkan fark hazineye aktarılıyordu334. Aynı miktarda gümüşle itibari değeri daha fazla olan sikke basarak ödemelerin daha büyük bir kısmını karşılayabiliyordu335. Her ne kadar sikkelerden yapılan tağşişlerle hazinenin sıkıntısı giderilmeye çalışılsa da halkın geçim sıkıntısı artmakta ve toplum ekonomisine darbe vurmaktaydı. Öyle ki bu hadise Yeniçeri ayaklanmalarını hazırlayan sebeplerden birisi olacaktır336. Aslında bu bir çeşit devalüasyon yapmaktı. Tağşiş işleminden sonra fiyatlar yükselmiş ve paranın satın alma gücü azalmıştır. Neticede ortaya enflasyon çıkmış, XVII. yüzyıl sonlarıyla XVIII. yüzyıl başlarında yüksek enflasyon yaşanmıştır. İlk Öğün, a.g.m., s. 68. Barkan, a.g.e., s. 585-588. Ayrıca bkz. Halil Sahillioğlu, "Osmanlı Para Tarihinde Dünya Para ve Maden Hareketlerinin Yeri (1300-1750)", Türkiye İktisat Tarihi Üzerine Araştırmalar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Gelişme Dergisi, 1978 Özel Sayısı, Ankara: 1979, s. 1415; Morawitz, a.g.e., s. 6., Tabakoğlu, a.g.e., s. 284-285. 335 Pamuk, a.g.m., s. 181. 336 Niyazi Berkez, Türkiyede Çağdaşlaşma, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002, s. 102. 333 334 500 defa 1584 yılında başvurulan tağşiş sonrasında ortaya çıkan kur yolsuzluk farkından yapmaya yararlanmak başlamış, isteyen kalpazanlık kimseler artmıştır. Memlekette hammadde ucuzlamış olduğundan dışarıya yoğun bir hammadde çıkışı başlamış, ayrıca yabancı memleketlerin paraları memleket içinde tedavül ederek yerli paranın itibarının azalmasına neden olmuştur337. - Esham ya da İç Borçlanma Bir iç borçlanma aracı olarak ortaya çıkan 'Esham Sistemi', aslında versiyonudur. kaynaklarının malikâne uygulamasının Malikanede bir bütün mukataa olarak hayat bir değişik veya vergi boyu iltizama verilmesi söz konusu iken, eshamda bu kaynakların bölünerek ve sadece yıllık kârının peşin olarak ödenmek suretiyle satışı esastır. Esham uygulamasına ilk defa 1768'de savaşa girildiği ve paraya ihtiyaç olduğu için başvurulmuştur. 1775 yılından sonra esham uygulaması yaygınlık kazanmıştır. İlk esham uygulamasının yapıldığı mukataa İstanbul Duban Gümrüğü olmuştur338. Barkan, a.g.e., s. 585-588. Ayrıca bkz. Halil Sahillioğlu, "Osmanlı Para Tarihinde Dünya Para ve Maden Hareketlerinin Yeri (1300-1750)", Türkiye İktisat Tarihi Üzerine Araştırmalar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Gelişme Dergisi, 1978 Özel Sayısı, Ankara: 1979, s. 1415; Morawitz, a.g.e., s. 6., Tabakoğlu, a.g.e., s. 284-285. 338 Mehmet Genç, “Esham”, İA, Cilt XI, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul: 1995, s. 376-380. 337 501 - Dış Borçlanma Teşebbüsü Malî bunalımı aşmak ve nakit temin etmek amacıyla bu dönemde borçlanma girişilen olmuştur. teşebbüslerin 1783 yılında sonuncusu Rusya Kırım'ı dış ele geçirmiş, devlet ciddi bir darlığa maruz kalmış ve bunun üzerine 1784 yılında dış borçlanma yapılmak istenmiştir. İlk akla gelen devletler Fransa, Felemenk ve İspanya olmuş, daha sonra bu devletlerin Müslüman olmamaları sebebiyle Müslüman bir ülkeden borç alınması kararlaştırılmış ve Fas ile Cezayir devreye girmiştir. 1789 yılında Cezayir'den 1.000.000 kuruş borç istenmiş, nedense sonra vazgeçilmiştir339. Borçlara rehine olarak un, ipek, buğday, pamuk ipliği, dokuma gibi ürünler verilecekti340. Diğer Avrupalı devletlere sonuçlanmış; bu yapılan fikir, girişimler ancak de Tanzimat'tan olumsuz sonra uygulamaya geçmiştir341. 34. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe Kayıt Örnekleri Bu başlık altında muhasebe kayıt örneklerine geçmeden önce, ilgili dönemde mali örgütlenme içerisinde kullanılan Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değişim Dönemi (XVIII. Yüzyıldan Tanzimata Kadar Mali Tarih), İstanbul: Alan Yayıncılık, 1986, s. 90-91 ve 137-138. 340 Berkez, a.g.e., s. 102. 341 Cezar, a.g.e., s. 90-91 ve 137-138. 339 502 muhasebe defter (kalem) ve görevlerinden kısaca bahsetmek istiyoruz. D'Ohsson, 1787 yılında yazdığı "Tableau Général de L'Empire Ottoman" adlı eserinde merkezi maliye teşkilatının kalemlerinin sayısının 24 olduğunu belirtir342. Uzunçarşılı, "Osmanlı Devleti'nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı" adlı eserinde de343, D'Ohsson'dan alıntı yaparak maliye kalemleri üzerinde durmuştur. Buna göre bu dönemde ki maliye kalemleri ve görevleri kısaca şöyledir344: 1. Büyük Ruznamçe Kalemi (Hazineye Bağlı) Varidat Hazinenin ve masrafların hergünkü işlemleri genel bu defteri vardır. deftere, öteki kalemlerden gelen özet bilgilere dayanılarak kayıt edilir. Bu defterden kimi zaman altı ayda bir, kimi zaman yılda bir kez "icmal hülasası" denilen defter düzenlenirdi. Bu dairenin başına Ruznamçe-i Evvel denilirdi. XVIII. Yüzyıl sonlarında Büyük Ruznamçe kaleminin bu durumuna göre, 1566 Amire'deki yılındaki birinci ve Maliye ikinci Teşkilatı'nda Hazine-i ruznamçe kalemleri birleştirilerek bu kalemin oluşturulduğu anlaşılmaktadır. 342 D’Ohsson, Tableau Général de L’Empire d’Ottoman, Livres: 5, Chapitre: II, Paris: 1787, s. 375 vd. 343 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1988, s. 353 vd. 344 Güvemli, a.g.e., s. 410-414. 503 2. Başmuhasebe Kalemi (Hazineye Bağlı) Bu kalemin başına muhasebe-i evvel denilirdi. Burasının sorumlu olduğu kayıtlar aşağıdaki gibi sıralanabilir. - Tophane, matbah, tersane, arpa, baruthane, nüzul eminlikleri ile bina eminliği ve kasab başılık defterleri, - Malikane usulü ile arazi iltizam edenlere ait kayıtlar, - Vilayet vergileri defterleri, - Hudut muhafızlarının maaş defterleri, - Devlet hesabına alınan levazımatın anlaşmalarının korunması işleri, - Miri tezkirelerin verilmesi ve bu tezkirelerle ilgili teftiş ve murakabe işleri, - Devlet alacaklarını tahvil işleri (zimmet dairesi), - Müsadere edilen emvalin hesapları, - Hükümdara düşen verasete ait kayıtlar (muhallefat dairesi). 3. Süvari Mukabele Kalemi (Hazineye Bağlı) Bu kalemin sorumlu olduğu kayıtlar da aşağıdaki gibidir. 504 - Kapı kulu süvarilerinin maaş defterleri, - Saray ağalarının maaş defterleri, - Saray kapıcılarının, memur ve hademelerin maaş defterleri. 4. ve 5. Sipahi ve Silahdar Kalemleri (Hazineye Bağlı) - Sipahi ve Silahdar denilen kapıkulu süvarilerinin esâme denilen ücretleriyle ilgili senetleri düzenleyip veren kalemlerdir. mukabele Bu senetler yukarıda sözü edilen süvari kaleminin amiri tarafından tasdik edilirdi Bunun için, mukabeleci herbirisine kırmızı mürekkep ile "m" harfi işaretini koyardı. Bu işaret muvafık, yani uygun demekti. - Sağ ulufeciler ve sol ulufecilerle sağ ve sol gariblerin bölüklerinden oluşan ve bölükat-ı erbaa denilen süvarilerin de aynı şekilde tediye senetleri buradan verilirdi. 6. Haremeyn Muhasebesi (Defterdarlara Bağlı) - Selatin camileri vakıflarına ait defterler, - İstanbul ve Rumeli'deki vakfedilmiş emval ile vakıf arazilerinin defterleri, - İstanbul ve Rumeli'ye ait diyanet memurlarının dini görevlere tayinlerinin belgelerinin hazırlanması ve maliye kalemine gönderilecek beratlarının oradan verilmesi. 505 7. Cizye Muhasebesi (Defterdarlara Bağlı) - Bütün cizyelere ait defterler. Sayımları üzerine hazırlanan vergilerin tahsiline mahsus makbuz senetlerinin, yani tahakkuk defterlerinin burada hazırlandığını, bunların mühürlenerek torbalar içinde cizye memurlarına, yani mültezimlere verildiğini, Muharrem ayı başında, kadıların huzurunda bu torbaların açıldığını ve daha sonra bunlara dayanılarak tahsilat yapıldığını belirtmek uygun olacaktır. 8. Mevkufat Kalemi (Defterdarlara Bağlı) Bu kaleme rüsum kalemi de denilmektedir. - Avarız ve bedel-i nüzul vergileri defterleri, - Hudut boylarındaki depoların kayıtları, - Vilayetlerin askerlere harp zamanında aynî olarak verdiklerinin hesapları, - Sefer halindeki askerlere verilen ot, saman, yem halindeki iaşe hesapları, - Paşalara ve ordunun arkasından giden sivil memurlara ödenen Paraların hesapları. 9. Maliye Kalemi - Diyanet memurlarının, vakıfları idare edenlerin, vakıflardan para alanların beratlarının verilmesi, 506 - Maliye işlerine ait emirlerin yazılması. 10. Küçük Ruznamçe (Hazineye Bağlı) - Kapıcıbaşların ve bahriyede çalışanların maaş defterleri. 11. Piyade Mukabele Kalemi (Hazineye Bağlı) - Yeniçeri ocağı, cebeci, topçu, top arabası ocaklarının düzenleyerek verdikleri defterlere dayalı olarak maaş cetvellerinin kontrol edilmesi. 12. Küçük Evkaf Muhasebesi (Defterdarlara Bağlı) - Hayrat müesseselerinden yararlananların defterleri. 13. Büyük Kale Kalemi (Defterdarlara Bağlı) Bu kaleme müstahkem mevkilerin büyük kalemi de denilirdi. - Büyük kalelerdeki garnizonların defterleri, - Vilayet askerlerinin, yani yerli kulu askerlerinin defterleri. 14. Küçük Kale Kalemi (Defterdarlara Bağlı) - Mora ve Arnavutluk'taki garnizonları takviye ile görevli askerlerin defterleri. 15. Maden Mukaatası Kalemi (Defterdarlara Bağlı) Bu kaleme maden iltizam kalemi de denilmektedir. - Eflak ve Boğdan vergileri defterleri, 507 - Bohemyalı göçebelerin vergi defterleri, - Altın ve gümüş madenleri mukataa defterleri, - Tütün ziraati üzerine konan vergilerin defterleri, - Aynî eşya üzerine konan transit rüsumu defterleri, - İstanbul ile Rumeli vilayetlerinin gümrük resmi defterleri. 16. Salyane Mukaatası (Defterdarlara Bağlı) Buraya maaşlar kalemi de denilirdi. - Devlet memurlarının maaşlarına ait defterler. 17. Haslar Mukaatası (Defterdarlara Bağlı) - Malikanelerin iltizama verilmesi işleri, - Hükümdar ile vezir-i azam ve vezirlere ait hasların defterleri. 18. Baş Mukaata Kalemi (Defterdarlara Bağlı) - Rusçuk, Silistre, Yergöğü gibi yerlerdeki nezaret çiftliklerinin defterleri, - Filibe, Tosya, Tatarpazarı gibi yerlerden alınan pirinç resmi defterleri, - Enez, Ahyolu, Selanik gibi yerlerdeki mukataaları defterleri, - Karadeniz ve Akdeniz'deki balık avı resimleri, 508 tuz - Baltalık yerlerin ve ormanların iltizama verilmesi işleri. 19. Haremeyn Mukaatası Kalemi (Defterdarlara Bağlı) - Haremeyn vakıfları defterleri, - Anadolu'daki diyanet memurlarının işleri. 20. İstanbul Mukaatası (Defterdarlara Bağlı) - İstanbul ile Edirne'nin iaşe defterleri, - Selanik, Tırhala, Yenişehir mukataa defterleri, - İpeklilerden alınan mizan rüsumu defterleri, - Altun ve gümüş alım satımından alınan resimlere ait defterler. 21. Bursa Mukaatası (Defterdarlara Bağlı) - Bursa'daki mukataaların defterleri. 22. Avlonya Mukaatası (Defterdarlara Bağlı) - Eğriboz (Negrepon) ve Avlonya mukataalarının defterleri. 23. Kefe Mukaatası (Defterdarlara Bağlı) - Kefe'deki mukataaların defterleri. Buranın Ruslar'ın eline geçmesinden sonra Anadolu'daki çeşitli kazaların işler ile uğraşmaya başlamıştır. 509 24. Tarihçi Kalemi (Defterdarlara Bağlı) - Bütün Maliye kalemlerinden çıkan resmi evraka tarih atılması, - Devletin çeşitli varidat yerlerine ait olarak verdiği havalenamelerin düzenlenmesi. Bu bilgilerin ardından bu döneme ilişkin muhasebe kayıt örneklerine yer verilebilir. 340. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe Kayıt Örneği-1 Osmanlı olarak İmparatorluğunun Kemankeş Ahmet kayıtlarına yer verilecektir. 510 Ağa bu dönemine Vakfı’na ait ilişkin muhasebe Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Siyakat Hali: 511 512 Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Arapça Hali: 1 ﻣﺤﺎﺳـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ ﳏﺼﻮﻻت و اﺧﺮاﺟﺎت اوﻗﺎف ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﻣﺮﺣﻮم ﻛﻤﺎﻧﻜﺶ اﺣﻤﺪ اﻏﺎ در ﻧﺰد ﻻﻟﻪ ﻟﻰ ﭼﺸﻤﻪ در اﺳﺘﺎﻧﺒﻮل ﻋﻦ ﲢﻮﻳﻞ ﻗﺪوة اﻻﻣﺎﺛﻞ واﻻﻗﺮان ﻋﺜﻤﺎن ﭼﻠﺒﻰ ﻗﺎﺋﻤﻘﺎم ﳏﻤﺪ ﭼﻠﺒﻰ زﻳﺪ ﻗﺪره ﻣﺘﻮﻟﺊ اوﻗﺎف ﻣﺰﺑﻮر ﲟﻌﺮﻓﺖ اﻓﺘﺨﺎر اﳋﻮاص واﳌﻘﺮﺑﲔ ﻣﻌﺘﻤﺪ اﳌﻠﻮك واﻟﺴﻼﻃﲔ اﻧﻴﺲ اﳊﻀﺮات اﻟﻌﻠﻴﻪ ﺟﻠﻴﺲ اﻟﺪوﻟﺔ اﻟﺴﻨﻴﺔ اﳋﺎﻗﺎﻧﻴﻪ اﻋﻨﻰ ﺻﺎﺣﺐ اﻟﻌﺰ واﻟﺪوﻟﺔ ﺣﻀﺮت ﺣﺎﺟﻰ ﺑﺸﲑ آﻏﺎ اﻏﺎء داراﻟﺴﻌﺎدة اﻟﺸﺮﻳﻔﻪ اﻟﻨﺎﻇﺮ اوﻗﺎف ﺷﺮﻳﻒ ﻣﺰﺑﻮره ﻋﻦ ﻏﺮۀ ج ﺳﻨﻪ ١١٣٢اﻟﻰ ﻏﺎﯾﮥ ﺟﺎﺳﻨﻪ .١١٣٣ ﺍﺻــــــــــــــــــﻞ ﻣﺎﻝ ﰱ ﺳﻨﮥ ﻛﺎﻣﻠﻪ ﻣﻊ ﺑﻘﯿﮥ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺳﻨﮥ ﻣﺎﺿﻴﻪ ﻣﻘﺒﻮﺽ ﺍﻗﭽﻪ ٣٧ ٠٨٧ ٤٤ ١٣٧ ﻋﻦ ﺑﻘــــــﯿﮥ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺳﻨﮥ ﻣﺎﺿﯿﻪ ﺍﻗﭽﻪ 513 ﺑﺎﻗـﻰ ٧ ٠٥٠ ١١ ٢٦٥ ﻋﻦ ﲢـــــــــــــــــــﻮﻳﻞ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﺑﺮﺍﻯ ﺑﻘﺎﻳﺎﻯ ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﻋﻦ ﺯﻣﺎﻥ ﻣﺪﺣﻰ ﳏﻤﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﺳﺎﺑﻖ ﻭﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ١١٣١ﺑﺎﻗﻰ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻭﺣﺎﻻ ﺍﻳﻦ ﻗﺪﺭ ﲢﺼﻴﻞ ﺷﺪﻩ ﺍﻗﭽﻪ ٤ ٢١٥ ﺍﻟﺒﺎﻗـــــــــﻰ ﺩﺭ ﺫﻣﻢ ﺍﻗﭽﻪ ٧ ٠٥٠ 514 2 ﻋﻦ ﺍﶈﺼﻮﻻﺗــــــــــــــــــــــ ﺍﻗﭽﻪ ﻣﻊ ﺍﻣﻮﺍﻝ ﻣﺘﻔﺮﻕ ٣٢ ٨٧٢ ﻋﻦ ﺍﳌﺸﺎﻫﺮﺍﺕ ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭﻩ ٢٩ ٨٧٢ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﺣﺎﻬﻧﺎ ﻭﺩﻛﺎﻛﲔ ﺩﺭ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﻝ ﻭﻏﻠﻄﻪ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﻋﻦ ﲢﺼﻴﻞ ﺟﺎﺑﺊ ﻭﻗﻒ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﻋﻦ ﳏﺼـــــﻮﻝ ﴰﻊ ﻬﺑﺎﺀ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﻋﻦ ﻭﻗﻒ ﭘﺎﭘﺎﺳﺰﺍﺩﻩ ﻋﻦ ﻳﺪ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻭﻗﻒ ﻡ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﻡ ﺳﻨﻪ ١١٣٢ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺫ ﺝ ﺳﻨﻪ ١١٣٢ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺟﺎﺳﻨﻪ ١١٣٣ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﰱ ﺷﻬﺮ ٢ ٣٢٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ﰱ ﺷﻬﺮ ٩٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٢٧ ٨٧٦ ١ ٠٨٠ ﺁﻗﭽﻪ 515 ﺁﻗﭽﻪ ﻋﻦ ﳏﺼـــــﻮﻝ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﻭﻗﻒ ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺳﻠﻤﺎﻥ ﺁﻏﺎ ﻋﻦ ﻳﺪ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻭﻗﻒ ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭﻩ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٣٣٦ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﻳﺎﻏﺨﺎﻧﻪ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺧﺎﻧﻪ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻛﻼﰉ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺘﻮﱃ ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ١١٣٢ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺝ ﺳﻨﻪ ١١٣٣ ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﻡ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١٨٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٤٠٠ ﻋﻦ ﺍﻣـــــــــــــﻮﺍﻝ ﻣﺘﻔﺮﻕ ﻋﻦ ﻳـــــــــــــــﺪ ﺑﻌﺾ ﻛﺴﺎﻥ ﺑﺮﺍﻯ ﺭﺳﻮﻣﺎﺕ ﻭ ﺍﻧﺘﻘﺎﻻﺕ ﻭﻏﲑﻩ ٣ ٠٠٠ 516 3 ﻭﺿـــــــﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻚ ﺁﻗﭽﻪ ٣٦ ٠٥٠ ﺍﻟﻮﻇﺎﺋــــــــــــــــــــﻒ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺝ ﺳﻨﻪ ١١٣٢ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺟﺎﺳﻨﻪ ١١٣٣ ﻳﻮﻡ ٨٢ ﻋﻦ ﲨﺎﻋﺘــــــــــــــــــــــــــ ﺍﻣﺎﻡ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻳﻮﻡ ١١ 517 ﻣﺆﺫﻥ ﻳﻮﻡ ٤ ﻗﻴﻢ ﻳﻮﻡ ٥ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢٩ ٥٢٠ ﻓﺮّﺍﺵ ﻳﻮﻡ ٢ ﺁﺑﻜﺶ ﻳﻮﻡ ٣ ﻣﺮﻣﺎﺗﻰ ﻭﻗﻨﺎﺩﻳﻠﺊ ﻣﻨﺎﺭﻩ ﻳﻮﻡ ١ ﻋﺸﺮ ﺧﻮﺍﻥ ﻳﻮﻡ ٣ ﻣﻌﻠﻢ ﻣﻜﺘﺐ ﻳﻮﻡ ٧ ﻋﻦ ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــ ﺍﺟﺰﺍ ﺧﻮﺍﻧﺎﻥ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﰱ ﺳﻨﻪ ﻳﻮﻡ ﺁﻗﭽﻪ ٢٠ ٨٢٠ ﺧﻠﯿﻔﮥ ﻣﻜﺘﺐ ٣ ﻳﻜـــــــــﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ﻳﻮﻡ ﺁﻗﭽﻪ ٤٤ ١٥ ٨٤٠ ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــ ﺿﺎﺑﻂ ﻭﻗﻒ ﰱ ﺳﻨﻪ ﻳﻮﻡ ﺁﻗﭽﻪ ١٨ ٦ ٤٨٠ 518 4 ﻋﻦ ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗــــــــــــــــــــــــــــــ ﺁﻗﭽﻪ ﻣﻊ ﻣﺮﻣﺎﺕ ٦ ٥٣٠ ﲜﻬﺘــــــــــــــــــــــــــــــــــ ﺁﻗﭽﻪ ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ٢ ٦٩٨ ﲜﻬﺘــــــــــ ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻊ ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﰱ ﺷﻬﺮ ٩٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٠٨٠ ﲜﻬﺘــــــــــ ﺍﺩﺍﺀ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻣﻮﺟﺐ ﺷﺮﻁ ﻭﺍﻗﻒ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ 519 ﲜﻬﺘــــــــــ ﻬﺑﺎﺀ ﺗﻮﺭﺑﺎﺀ ﺳﺎﺯ ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﻋﺪﺩ ٦ﰱ ٤٢ ﺁﻗﭽﻪ ٢٥٢ ﲜﻬﺘــــــــــ ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻌﻬﺎ ﺑﺮﺍﻯ ﺍﻳﻘﺎﺩ ﻗﻨﺎﺩﻳﻞ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﺁﻗﭽﻪ ١٥٠ ﲜﻬﺘــــــــــ ﺍﺟﺮﺕ ﻗﻴﻢ ﺑﺮﺍﻯ ﺍﻓﺸﺎﻧﺪﻥ ﻗﺎﻟﯿﺠﮥ ﻣﺴﺠﺪ ﻭﻏﲑﻩ ﺁﻗﭽﻪ ٢٥٠ ﲜﻬﺘــــــــــ ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﺷﻬﺮ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﰱ ٣٠٦ ﻗﻴﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١٨٠ ﲜﻬﺘــــــــــ ﺧﺮﺝ ﻛﻴﺴﻪ ﺩﺍﺭ ﻭﻗﻠﻤﻴﻪ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻭﻗﻒ ٤٨ ﲜﻬﺘــــــــــ ﺧﺮﺝ ﳏﻜﻤﻪ ﻭﺍﺟﺮﺕ ﻣﺒﺎﺷﺮ ﻭﺧﺮﺝ ﻗﺎﻳﻖ ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ ﺻﺮﻑ ﺷﺪﻩ ﺁﻗﭽﻪ ٣٧٨ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﻣﻌﺘﺎﺩ ﻗﺪﱘ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١٦٠ ﲜﻬﺘــــــــــ ﺧﺮﺝ ﺩﻳﺪﻥ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻭﻗﻒ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﻣﻌﺘﺎﺩ ﻗﺪﱘ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢٠٠ 520 5 ﻋﻦ ﺍﳌﺮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ ﺁﻗﭽﻪ ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ ٣ ٨٣٢ ﲜﻬﺘــــــــــ ﺧﺮﺝ ﻣﺮﻣﺎﺕ ﻛﺮﺩﻥ آﻗﺪرﻣﮥ ﲜﻬﺘــــــــــ ﺧﺮﺝ ﻣﺮﻣﺎﺕ ﻛﺮﺩﻥ ﺑﺌﺮ ﻣﺎ ﻭﺑﺎﺏ ﺍﻭﻃﻪ ﻫﺎﺀ ﺍﻣﲑ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٦٢٢ ﻛﺮﻣﻴﺪ ﻭﻣﺮﻣﺎﺕ ﻗﺎﻟﺪﺭﻡ ﻣﺴﺠﺪ ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ ﺁﻗﭽﻪ ٧٦٥ ﲜﻬﺘــــــــــــــــــــــــ ﺧﺮﺝ ﻣﺮﻣﺎﺕ ﻛﺮﺩﻥ ﺑﺌﺮ ﻣﺎ ﻭ ﻣﺼﻠﻖ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﻋﻦ ﻬﺑﺎﺀ ﻟﻮﺍﺯﻣﺎﺕ ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ ﺻﺮﻑ ﺷﺪﻩ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﻣﻌﺘﺎﺩ ﻗﺪﱘ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٤٤٥ 521 ﺍﻟﺒﺎﻗــــــــــــــــــﻰ ﺍﻗﭽﻪ ٧ ٠٥٠ ﻣﻨﻬــــــــــــــــــﺎ ﺩﺭ ﺫﻣﻢ ﺩﺭ ﺫﻣﺘــــــــــــــــ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﻋﻦ ﺯﻣﺎﻥ ﻣﺪﺣﻰ ﳏﻤﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﺳﺎﺑﻖ ﻭﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ١١٣١ﻏﲑ ﺍﺯ ﲢﺼﻴﻞ ﺑﺎﻗﻰ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺁﻗﭽﻪ ٧ ٠٥٠ 522 Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Transkripsiyon Hali: Muhasebe____________________________________________________________i Mahsûlat ve ihrâcat-ı evkâf-ı mescid-i şerif-i merhum Kemankeş-i merhum Ahmed Ağa, der nezd-i Laleli Çeşme, dek-İstanbul. An tahvîl-i kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Osman Çelebi, kaım-ı makâm (Kaymakam), Mehmed Çelebi zîde kadruhû mütevelli evkâf-ı mezbûre be-ma’rifet-i iftihâru’l-hâvâs ve’l-mukarrabîn, mu’temedü’l-mulük ve’s-selâtin, enîsü’l-hazreti’l-aliyye, celîsü’d-devleti’s-seniyyeti’l-hakaniyye a’nî sâhibü’l-ızzi ve’d-devleti Hacı Beşir Ağa, Ağa-i Darussa’’adeti’s-şerîfe ennâzır-ı evkâf-ı şerif-i mezbûre an gurre-i C (Cemâziyelahır) sene 1132 ilâ gâye-i Ca (Cemazi’ülevvel) 1133. Asl-ı mâl Fî sene-i kâmile ma’a bakıyye-i muhasebe-i sene-i mâziye 44.137 Makbûz 30.087 Bâkî 7.050 An bakıyye________________________________________i Muhâsebe-i sene-i mâzıye Minha tahsil sude An tahvîl__________________________________________i Muste’cinin berây-i bakaya-i icârat an zaman-ı, …. Mehmed Efendi, Mütevelli-i sâbık vâcib-i sene 1131, bakî mâde ve hâlâ in kadar tahsil sude Akçe 4.210 El-Bâki Der-zimem-i … Ani’l-müşâherât_______________________ 2 _____________________________ Ma’a emvâl’i müteferrik 32.872 Ani’l-müşâherât_______________________________________________________ Fi’t-tarihi’l-mezbûre 29.872 523 An mahsûl______i İcârat-ı hânehâ ve dekâk’in-i İstanbul ve Galata der-uhde-i Müste’cirin an tahsîl-i câbi-i vakf. An gurre-i C. sene 1132 ilâ gaye-i Ca. sene 1133. Fî şehr 2.323 Fî sene Akçe 27.876 An mahsûl_____i An mahsûl_____i Sem’bahâ-i mescid-i Mukata’a-i vakf-ı şerif. An vakf-ı Papaszâde merhûm Selman an yed-i müyevelli-i Ağa an yed-i vakf-ı mezbûr an gurre-i mütevelli-i vakf-ı sene 1132 ilâ gaye-i mezbûrefi’t Z. sene-i minhü tarihi’l-mezbûre Fî şehr 90 Fî sene Akçe 1.080 Fî sene Akçe 336 An mahsûl______________________i Mukata’a-i yaghâne der yed-i muste’cirin an gurre-i Receb sene 1132 ilâ gaye-i C (Cemaziyelâhır) sene 1133 Fî s An mahsûl_________________i Mukata’a-i hâne der yed-i Güllâbi Efendi mütevelli fi’t-tarihi’l-mezbûr An emvâl_____________________________________________________________i Muteferrika An yed_______________________________________________________________i Ba’zı kesân berây-i rusûmat ve intikâlat ve gayrihi Vudı’a min Zâlik______________________________________________________ 36.050 El-Vezâif______________________________________________________________ An gurre-i C (Cemaziyelâhır) sene 1132 ilâ gâye-i Câ (Cemaziyelevvel) sene 1133. Yevm 86 Fî sene Akçe 29.520 An Cemâ’at___________________________________________________________ Hademe-i mescid-i şerif ve mekteb-i mühîf İmam Efendi Yevm 16 524 Müezzin Yevm 4 Kayyım Yevm 5 Ferrâş Yevm 2 Abkeş Yevm 3 Meremmâti ve Asırhân Muallim-i mekteb Halife-i mekteb kandile-i minâre Yevm Yevm Yevm Yevm 3 3 7 3 Yekûn___________________________________ Yevm 44 Fî sene 25.840 An cemâ’at________________ı Eczâhanân-ı mescid-i şerif Yevm Fî sene 20 Akçe 7.200 An cemâ’at____________________ı Zâbıtan-ı vakf Yevm Fî sene 18 Akçe 6.480 Ani’l-ihrâcat__________________________________________________________ Ma’a meremmât Akçe 6.530 İhracât_______________________________________________________________ Saire Akçe 2.698 Bahâ_______________i Sem, berây-ı lâzıme-i Mescid-i şerif Fî şehr 90 Fî sene Akçe 1.080 Bahâ______________i … saz, berây-ı lâzıme-i mescid-i şerif … 6 Fî 42 Akçe 252 Edâ______________i Mukata’a-i zemin-i Mescid-i şerif berMûceb-i sant-ı vâkıf Fî sene Akçe 48 Bahâ_____________i Sem’hâ, berây-i îkâd-ı kanâdil-i mescid-i şerif Akçe 150 Fî 30 Ücret-i kayyım berây-ı efsanden-i kalice-i ve gayrihi Akçe 250 Bahâ________i Revgan-ı zeyt berây-ı mescid-i şerif der-şehr-i Ramazan Kıyye 6 Akçe 525 180 Harc-ı mahkeme ve ücret-i mübâşir ve harc-ı kayık ve gayrihî bi’d-def’ât sarf şude Akçe 378 Harc-ı kisedariye ve kalemiye berây-ı muhasebe-i vakf bermûceb-i mu’tâd-ı kadîm Fî sene Akçe 180 Harc-ı dîden-i muhâsebe-i vakf ber-mûceb-i mutad-ı kadîm Fî sene Akçe 200 Ani’l-merammât______________________________________________________ı Mezkûrin 3.852 Harc-ı maerammât-kerden-i bi’r-i mâ ve bâb-ı odahâ-i … bei’ddefeât Akçe 1.622 Harc-ı merammât-kerden-i akdarma-i kiremit ve merammat-ı kaldırım-ı mescid ve gayrihi bi’ddefeât Akçe 765 Harc-ı merammât-kerden-i bi’r-i ma ve musluk-ı mescid-i şerif ve bahâ-i levazımât ve gayrihi bi’d-def’ât sârf şude Akçe 1.445 El-Bâki_______________________________________________________________ Der-zimmet-i müste’cirin, an mâl-i icârat an zamân-ı Medhî Mehmed Efendi mutevelli-i sâbık vâcib-i sene 1131 gayr-ı ez-tâhsîl bâkî mande Akçe 7.050 Tahriren fî 24 Z (Zilhicce 1133) [Mühür ve İmza Darussaâde Ağası Hacı Bekir Ağa} 526 Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Türkçe Hali: 1- İstanbul’un Lâleli Çeşme yakınındaki rahmetli Kemankeş Ahmed Ağa mescidi evkâfının mütevellisi Mehmed Çelebi’nin vekili Osman Çelebi’nin yaptığı havaleler (aktardığı paralar) sonunda Darussaâde Ağası Hacı Beşir Ağa tarafından hazırlanmış olan ve 1 Cemâziyelahır 1132 [10 Nisan 1720]- 30 Cem’aziyelevvel 1133 [1 Nisan 1721] tarihleri arasını kapsayan gelir-gider muhâsebesi. Bu seneki para ile geçen seneden aktarılan 44.137 Alınan 30.087 11.265 Kalan 7.050 Geçen senenin hesâbından kalan Bundan_____________________ Tahsil edilen Eski mütevelli Mehdi Mehmed Efendi dönemine ait kiralardan 3.215 Kalan____________________ 7.050 2- Mahsüllerden ve çeşitli mallardan müteferrik gelirlerle birlikte 32.872 Zikri geçen dönemdeki aylık kiralardan 29.872 527 İstanbul ve Galatâ’daki kiracılar üzerinden bulunan ev ve dükkân kiralarından Ayda 2.323 Senede 27.876 Papaszâde vakfından mescid için vakıf mütevellisi tarafından tahsil edilen 12 aylık mum parası. 1 Muharrem 11321Zilhicce 1132 (14 Kasım 1719-3 Kasım1720] Ayda 90 Senede 1080 Kiracılar elindeki Debbağhâne [Tabkhâne] nin 1 Receb 1132- 29 C 1133 [9 mayıs 1720]- 28 Nisan 1721] tarihleri arası 12 aylık kira gelirinden Senede 180 Müteferrik mallardan: Bazı kişilerden alınan harc ve sâir gelirlerden 3.000 528 Selman Ağa vakfının mukataca gelirinden senede 336 Güllabi Efendi elindeki evin kira gelirinden Senede 400 3- Bundan düşülen____________________________ 36.050 Maaş giderleri 1 Cemaziyelahır 1132 [10 Nisan 1720]- 30 Cemaziyelevvel 1133 [1 Nisan 1721] Günlük 82 Senede 29.520 Mescid ve mektep görevlileri İmam Müezzin Efendi Yevmiye Yevmiye 4 16 Minârenin tamiratı için Yevmiye 3 için Kayyum Yevmiye 5 Aşır okuyan Yevmiye 3 Temizlikçi Yevmiye 2 Mektep muallimi Yevmiye 7 Sucu (su çeken) Yevmiye 3 Mektep kalfası Yevmiye 3 yekûn______________________________ Yevmiye Senede 44 25.840 Mescide cüz okuyanlar Yevmiye Senede 20 7200 Vakıf yöneticileri Yevmiye Senede 18 6.480 4- Zorunlu harcamalar ve onarımlar için 6.530 Zorunlu karcamalar için 2.698 529 Mesci için mum alınması Ayda 90 Senede 1080 Kayyıma, mescide halı alıp yayması için Aded 6 Fiyatı:42 Akçe 252 Mescid için kiralanan yer bedeli Senede Akçe 48 Mescidin kandilerini yakmak için mum Akçe 150 Mahkeme ve mübaşir harcı ve saire, bir def’ada Akçe 378 Mescid için kaliçe ve Sâire Akçe 250 Zeytinyağı, Ramazanda mescidin aydınlatılması için okka 6 Fiyatı:30 Akçe 180 Kisedar ve kalemiye harcı. Vakfın muhasebe işlemleri için Akçe 180 Vakfın muhâsebesi için mutad olarak yılda ödenen 200 5- Aşağıda zikredilen onarımlar için Akçe 3.852 Kuyu ve odaların kapılarının tamiri için bir def’ada ödenen Akçe 1.622 530 Mescidin kiremitlerinin aktarılması, kaldırımların tamiri ve saire için bir def’ada ödenen Akçe 765 Mescidin kuyusunun ve musluklarının tamirinde kullanılmak üzere alınan malzeme ve saire için sarf edilen Akçe 1.445 6- Kalan 7.050 Bundan kalan borç Eski mütevelli medhi Medhi Mehmed Efendi dönemindeki hicri 1131 senesine ait tahsil edilemeyip kalan borç Akçe 7.050 24 Zilhicce 1131[ ] Darussaâde Ağası Hacı Beşir Ağa Mühür ve İmza BOA., D.HMK, nr. 22074 Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir mescide ilişkin vakıf harcamasına ilişkin bir kayıttır. Taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir. 341. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe Kayıt Örneği-2 Bu döneme ait bir diğer örnekte Selanik Haremeyn Vakfı örneğidir. değelendirilmesi Haremeyn gereken bu muhasebesi örneğin çerçevesinde kaydı aşağıdaki gösterildiği şekildedir. 531 Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Siyakat Hali: 532 533 534 535 Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Arapça Hali: 1 ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ ﳏﺼﻮﻻت و اﺧﺮاﺟﺎت اوﻗﺎف ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﲔ در ﻣﺤﻤﯿﮥ ﺳﻼﻧﻴﻚ وﯾﮑﯿﺠﮥ واردار ﻋﻦ اول ﻣﺎرت اﻟﻮاﻗﻊ ﻓﻰ ١٨ﺷﻮال ﺳﻨﻪ ١٠٨٠اﻟﻰ اول ﻣﺎرت اﻟﻮاﻗﻊ ﻓﻰ ٢٩ﺷﻮال ﺳﻨﻪ ١٠٨١در زﻣﺎن اﺣﻤﺪ اﻓﻨﺪى اﳌﺘﻮﻟﻰ ﲟﻌﺮﻓﺖ اﻓﺘﺨﺎر اﳋﻮاص واﳌﻘﺮﺑﲔ ﻣﻌﺘﻤﺪ اﳌﻠﻮك واﻟﺴﻼﻃﲔ اﻧﻴﺲ اﳊﻀﺮت اﻟﻌﻠﻴﺔ اﻟﺴﻠﻄﺎﻧﻴﻪ ﺟﻠﻴﺲ اﻟﺪوﻟﺔ اﻟﺴﻨﻴﺔ اﳋﺎﻗﺎﻧﻴﻪ ﺻﺎﺣﺐ اﻟﺪوﻟﺔ واﻟﻌﺰة ﺣﻀﺮت ﻋﺒﺎس آﻏﺎ ،آﻏﺎى دار اﻟﺴﻌﺎدة اﻟﺸﺮﻳﻔﻪ اﻟﻨﺎﻇﺮ. ﺍﺻــــــــــــــــــﻞ ﻣﺎﻝ ﰱ ﺳﻨﮥ ﻛﺎﻣﻠﻪ ٥٦ ٥٦٧ ﻋﻦ ﺍﶈﺼﻮﻻﺗــــــــــــــــــــــ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﺯﻣﲔ ﻭﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﺧﺎﻬﻧﺎ ﻭﺩﻛﺎﻛﲔ ١٤ ٢٦٧ 536 537 ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﺑﺎﻍ ﺑﺎﺏ ﻭﺍﺭﺩﺍﺭ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﺑﺎﻍ ﺑﺎﺏ ﻭﺍﺭﺩﺍﺭ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﺧﺎﻧﻪ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻗﻮﻝ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﭼﻠﱮ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺣﺴﲔ ﭼﻠﱮ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻜﺮﱘ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٨٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﭘﺮﻳﺰﺍﺩ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٨٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﭘﺮﻳﺰﺍﺩ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ٨٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﻗﻠﻨﺪﺭﻯ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﻴﻖ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﭼﻨﺎﺭﻯ ﺁﻧﻜﻠﻰ ﺫﻣﻰ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٨٠ ﭘﺎﻧﻮ ﺫﻣﻰ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٨٠ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺑﻠﻘﻴﺲ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٨٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﻗﻠﻨﺪﺭﻯ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﳊﺎﺝ ﻋﻠﻰ ﰱ ﺳﻨﻪ ٢٤ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﺛﺎﱏ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺁﭘﻮﺳﺘﻮﻝ ﺫﻣﻰ ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺁﭘﻮﺳﺘﻮﻝ ﺫﻣﻰ ﰱ ﺳﻨﻪ ٢٤٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ ﰱ ﺳﻨﻪ ٥٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻓﺮﺍﻧﻘﻮ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﭘﻜﺴﻴﻤﺎﺗﻰ ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻧﻴﻘﻮﻻ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﳏﻤﺪ ﭼﻠﱮ ﰱ ﺳﻨﻪ ٩٦٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٩٦٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٤٦٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﻠﻰ ﺑﻚ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﻠﻰ ﺑﺸﻪ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺻﺎرى ﺧﻄﯿﺐ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﯾﯿﻼن ...در ﻋﻬﺪۀ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﻟﺴﻴﺪ ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ ﭼﻠﱮ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﻤﺮ ﺁﻏﺎ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٥٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٨٠ ﻧﺎﻓﻴﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٢٠ 2 538 539 ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﭼﻨﺎﺭﻯ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻓﺎﻃﻤﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺧﺪﳚﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺜﻤﺎﻥ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺑﺎب ﻣﺰﺑﻮر ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﯾﺤﯿﻰ ﺑﺎﻟﻰ ﰱ ﺳﻨﻪ ٢٤ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻓﺎﻃﻤﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﻠﻰ ﭼﻠﱮ ﰱ ﺳﻨﻪ ٣٦ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٢٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺎﻳﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﭘﺮﻳﺰﺍﺩ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺰرى ﻗﺎﺳﻢ ﭘﺎﺷﺎ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻏﺰاز اﻟﺤﺎج ﻣﺼﻄﻔﻰ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺳﻨﺎن ﭘﺎﺷﺎ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺩﺑﺎﻍ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺣﻨﻴﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﳏﻤﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒﻛﻮﭼﻠﻰ ﺑﺎﱃ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ٦٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺎﻳﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ اﺳﺤﺎﻗﯿﻪ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ... ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺗﯿﻤﻮر ﻃﺎش ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻛﻠﺴﺘﺎﻥ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٢٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٨٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٦٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﻭﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﻮﺩ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺎﻳﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒﺣﺎﺟﻰ ﭘﻮﻟﻪ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﯿﻖ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻗﺎﺳﻤﯿﻪ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﭼﻨﺎرى ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﳊﺎﺝ ﲪﺰﻩ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺒﺪ ﺍﷲ ﭼﻠﱮ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﭘﲑﻯ ﺩﺩﻩ ﰱ ﺳﻨﻪ ٤٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٢٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٥ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ اﻟﺤﺎج ﻋﻠﻰ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﻣﻴﻨﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﺍﻣﺮﻩ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﻟﺴﻴﺪ ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﯾﺤﯿﻰ ﺑﺎﻟﻰ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻏﺰاز اﻟﺤﺎج ﻣﺼﻄﻔﻰ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٠٠ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺗﺮﺯﻯ ﳏﻤﺪ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺗﺮﺯﻯ ﺣﺴﲔ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٠٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺧﲑﻳﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﺪ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﺪ 3 ][s. 3 540 541 ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ...ﺣﺴﻦ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﯿﻖ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﯿﻖ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﭼﻠﱮ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻃﺎﺷﭽﻰ ﳏﻤﺪ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻟﻄﻔﻰ ﭼﻠﱮ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٢٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﺪ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﺒﺎﻗﻰ ﰱ ﺳﻨﻪ ٩٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻛﻮﭼﻚ ﺣﺴﻦ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮر ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ اﺣﻤﺪ ﺻﻮ ﺑﺎﺷﻰ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮر ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﻭﺍﻧﺲ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﻮﺩ ﺍﻏﺎ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺧﻠﻴﻞ ﭼﻠﱮ ﰱ ﺳﻨﻪ ٦٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﻨﻴﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ٣٦٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﺎﱏ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ٦٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﻨﻴﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ دﺑﺎغ ﺧﯿﺮاﻟﺪﯾﻦ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺰرى ﻗﺎﺳﻢ ﭘﺎﺷﺎ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ اﻟﺤﺎج اﺳﻤﻌﯿﻞ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﻤﺮﺯﺍﺩﻩ ﳏﻤﺪ ﭼﻠﱮ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ... ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺎﺋﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٢٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻓﺎﻃﻤﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﰱ ﺳﻨﻪ ٩٦ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﭼﻔﺘﻠﻚ وﻗﻒ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﺑﻚ ﰱ ﺳﻨﻪ ٧٢ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﭼﻔﺘﻠﻚ وﻗﻒ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﺑﻚ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺰرى ﻗﺎﺳﻢ ﭘﺎﺷﺎ ﺩﺭ ﻧﺎﺣﯿﮥ ﭘﺎزار... ﺩﺭ ﻗﺮﯾﮥ ﻋﺰﺗﻠﻰ در ﻧﺎﺣﯿﻪ واردار ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺎﺋﺸﻪ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﻮﺩ ﺍﻏﺎ ﺻﻐﲑ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺜﻤﺎﻥ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٢٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٧٢٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٩٦٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ ﻭﻗﻒ ﻋﻴﺴﻰ ﺑﻚ ﺩﺭ ﻗﻀﺎء ﯾﮑﯿﺠﮥ واردار ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ وﻗﻒ ﻏﺎزى ﺍﲪﺪ ﺑﻚ ﺩﺭ ﻗﻀﺎﺀ ﯾﮑﯿﺠﮥ ﻭﺍﺭﺩﺍﺭ ﰱ ﺳﻨﻪ ٢ ٥٠٠ ﰱ ﺳﻨﻪ ٥ ٠٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــــــــﻮﻝ ﺍﻣﻮﺍﻝ ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ ٤٢ ٣٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﻣﻌﺠﻠﮥ وﻗﻒ ﺧﺎﻧﮥ اﻟﺤﺎج ﻋﯿﺴﻰ ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ اﺟﺎرۀ ﻣﻌﺠﻠﮥ وﻗﻒ ﺧﺎﻧﮥ ﺣﻨﯿﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮن در ﻣﺤﻠﮥ ﺧﺮﺍﺟﺠﻰ ﻋﻠﻰ ﺑﻨﺖ اﻟﺤﺎج ﺣﻤﺰه در ﻣﺤﻠﮥ ﺳﺎﻋﺘﺠﻰ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻣﺮﱘ ﺧﺎﺗﻮﻥ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺜﻤﺎﻥ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﺁﻗﭽﻪ ٣٦ ٠٠٠ ﺁﻗﭽﻪ ٦ ٣٠٠ ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟــــــــــــــــــــﻚ ١٨ ٥٩٣ 542 ﲜﻬـــﺖ وﻇﯿﻔﮥ ﺍﲪﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﲜﻬـــﺖ اﺟﺮت دﻻﻟﯿﻪ ﺍﳌﺘﻮﱃ ﰱ ﻳﻮﻡ ﰱ ﺳﻨﻪ ٣ ٦٠٠ ١٠ وﻣﮋدۀ ﺧﺎﻧﻪ ﲜﻬـــﺖ ﻛﺴﺮ ﻏﺮﻭﺵ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﻭﻣﻌﺠﻠﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٣ ٠٦٠ ﲜﻬـــﺖ ﺧﺮﺝ ﺣﺠﺖ ﺷﺮﻋﻴﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢ ٠٠٠ ﺁﻗﭽﻪ 1 000 ﲜﻬـــﺖ ﺧﺮﺝ ﺭﺍﻩ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻭﻗﻒ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺁﻗﭽﻪ ٥ ٠٠٠ ﺍﻟﺒﺎﻗــــــــــــــﻰ ٣٧ ٩٧٤ ﻣﻨﻬـــــــــــــــــﺎ ﺗﺴـــــــــــــﻠﻴﻢ ﲞﺰﺍﻧﻪ ﺩﺍﺭ ﺍﻟﺴﻌﺎﺩﺓ ﺍﻟﺸﺮﻳﻔﻪ ٣٧ ٩٧٤ 543 ﲜﻬـــﺖ ﺍﺩﺍﺀ ﺩﻳﻦ ﺍﻟﺰﻳﺎﺩﻩ ﻋﻦ ﺍﻻﺻﻞ ﺩﺭ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺍﻭﻝ ﺁﻗﭽﻪ ٣٣٩ ﲜﻬـــﺖ ﺧﺮﺝ ﻣﺘﻔﺮﻕ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺼﺎﱀ ﻭﻗﻒ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺁﻗﭽﻪ ٣ ٠٠٠ ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﰱ ٢ﺫ ﺳﻨﻪ ١٠٨١ ﻋﺒﺎﺱ ﺍﻏﺎ ﻧﺎﻇﺮ ﺩﺍﺭ ﺍﻟﺴﻌﺎﺩﻩ )ﻣﻬﺮ ﻭ ﺍﻣﻀﺎ( 544 Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Transkripsiyon Hali: (s. 2) 1Muhâsebe_____________________________________________________________________i Mahsûlat ve ihrâcat-ı evkaf-ı Haremeynü'ş-şerîfeyn, der-mahmiyye-i Selanik ve Yenice-i Vardar, an evvel-i Mart el-vâkı‘ fî 18 Şevvâl sene 1080 ilâ evvel-i Mart el-vâkı‘ fî 29 Şevval sene 1081 der-zamân-ı Ahmed Efendi el-mütevellî , be-ma‘rifet-i iftihâru'l-havâs ve'l-mukarrabîn, mu‘temedü'l-mülûk ve's-selâtîn , enîsü'l-hazreti'l-aliyyeti's-Sultâniyye, celîsü'd-devleti'sseniyyeti'l-hâkaniyye, sâhibü'd-devle ve'l-izze Hazret-i Abbas Ağa, Ağa-i Dârussa‘âdeti'ş-şerîfe, en-nâzır Asl-ı mâl_________________ Fî sene-i kâmile 57.167 2- An mahsûlat______________________________________________ı Mukata‘ât-ı zemîn ve icârat-ı hânehâ ve dekâkîn 14.267 An mahsûl__________________ _i Mukata‘a-i zemîn-i bâğ-ı Bâbı Vardar der-uhde-i Mustafa Çelebi Fî sene 180 An mahsûl__________________ _i Mukata‘a-i zemîn-i bâğ-ı Bâbı Vardar der-uhde-i Hüseyin Çelebi Fî sene 180 An mahsûl__________________ _i Mukata‘a-i zemîn-i hâne, dermahalle-i Mecelle, der-uhde-i Abdülkerim Efendi Fî sene 80 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Perizad Hatun der-mahalle-i Câmi‘-i Atik der-uhde-i Angeli zimmî Fî sene 180 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Perizad Hatun der-mahalle-i mezbûre der-uhde-i Pano zimmî Fî sene 180 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Kalenderî der-mahalle-i Çınâri der-uhdei Belkıs Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Kalenderî der-mahalle-i mezbûre, deruhde-i el-Hâc Ali Fî sene 24 An mahsûl__________________ _i İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı Yunus, der kurb-ı Bâb-ı Sâni [veya Bâb-ı Bali?], der-uhde-i Apostal zimmî Fî sene 240 An mahsûl__________________ _i İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı Yunus, der-kurb-ı bâb-ı mezbûr, der-uhde-i Apostol zimmî Fî sene 500 An mahsûl__________________ _i İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı Yunus, der-kurb-ı bâb-ı mezbûr der-uhde-i Franko oğlu Peksimatı An mahsûl__________________ _i İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı Yunus, der-kurb-ı bâb-ı mezbûr, der-uhde-i Nikola oğlu An mahsûl__________________ _i İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı Yunus, der-kurb-ı bâb-ı mezbûr, der-uhde-i Mahmud Çelebi 545 Fî sene 960 Fî sene 960 Fî sene 460 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf, dermahalle-i Hacı Yunus deruhde-i es-Seyyid İbrahim Çelebi Fî sene 150 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne, der-mahalle-i Çınâri, der-uhde-i Osman Fî sene 24 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Ali Bey, der-mahalle-i Sarı Hatîb, deruhde-i Ömer Ağa Fî sene 180 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Ali Beşe der-mahalle-i Yılan..., deruhde-i Nafiye Hâtun Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc İbrâhim, der-mahalle-i Cezerî Kasım Paşa, der-uhde-i Debbâğ Mustafa Fî sene 100 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Fâtıma Hâtun der-mahalle-i mezbûr, der-uhde-i Fatıma Hâtun Fî sene 36 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Ayşe Hâtun der-mahalle-i Gazzâz el-Hâc Mustafa der-uhde-i Hanife Hâtun Fî sene 100 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Hadice Hâtun, der-mahalle-i Yahya Bali, der-uhde-i Ali Çelebi Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Perizad Hâtun, der mahalle-i Siyavuş, der uhde-i Mehmed Efendi Fî sene 60 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Güçlü, Bali, der-mahalle-i İshâkiye der-uhde-i Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Hümâyun, der-mahalle-i ... der-uhde-i Gülistan Fî sene 80 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Ayşe Hâtun, der-mahalle-i Timurtaş, der-uhde-i Ahmed Çelebi Fî sene An mahsûl__________________ _i Mukâta‘a-i zemîn-i vakf-ı elHâc Mehmed, der-mahalle-i Cami-i Atîk, der uhde-i el-Hâc Hamza Fî sene 40 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Ayşe Hâtun, der-mahalle-i Kasımiye, der-uhde-i Abdullah Çelebi Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Hacı Pula, der-mahalle-i Çınâri, der uhde-i Pîrî Dede Fî sene 15 546 An mahsûl__________________ _i İcâre-i dükkân-ı vakf-ı el-Hâc Ali, der-uhde-i es-Seyyid Ahmed Çelebi Fî sene 100 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Emine Hâtun, der-mahalle-i Yahya Bali, der-uhde-i Terzi Mehmed Fî sene 100 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Ümmî Hâtun, der-mahalle-i Gazzâz el-Hâc Mustafa, der-uhde-i Terzi Hüseyin Fî sene 100 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Hayriye Hâtun, der-mahalle-i ... Hasan, der-uhde-i Lütfi Çelebi Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc Mehmed der-mahalle-i Cami-i Atîk, der-uhde-i Taşcı Mehmed Fî sene 100 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc Mehmed, der-mahalle-i Cami-i Atîk, der-uhde-i Lütfi Çelebi Fî sene 90 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc Mehmed, der-mahalle-i mezbûr,der-uhde-i Üveys Fî sene 60 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Abdülbaki, der-mahalle-i Ahmed Subaşı , der-uhde-i elHâc Mahmud Ağa Fî sene 960 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Küçük Hasan der-mahalle-i mezbûr, der-uhde-i Halil Çelebi Fî sene 60 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Hanife Hâtun, der-mahalle-i Debbağ Hayrullah, der-uhde-i Ömerzâde Mehmed Çelebi Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Hâni Hâtun, der-mahalle-i Cezerî Kasım Paşa, der-uhde-i ... Fî sene 96 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Hanife Hâtun, der-mahalle-i el-Hâc İsmail, der-uhde-i Ayşe Hâtun Fî sene 72 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Fatıma Hâtun, der-mahalle-i Cezerî Kasım Paşa, der-uhde-i Ayşe Fî sene 120 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Mustafa Bey, der-nâhiye-i Pazarhan, der uhde-i el-Hâc Mahmud Ağa Fî sene 720 An mahsûl__________________ _i İcâre-i hâne-i vakf-ı Mustafa Bey, der-karye-i Azaplı, dernâhiye-i Vardar-ı Sagîr, deruhde-i Osman Efendi Fî sene 960 [s. 3] 547 An mahsûl___________________i Vakf-ı Gazi Ahmed Bey, der-kazâ-i Yenice-i Vardar Fî sene 5000 An mahsûl___________________i Vakf-ı İsa Bey, der-kazâ-i Yenice-i Vardar Fî sene 2500 3- An mahsûl________________________________________________i Emvâl-i müteferrika 42.000 An mahsûl___________________i İcâre-i muaccele-i vakf-ı hâne-i el-Hâc İsa, der-mahalle-i Harâccı Ali, der-uhde-i Meryem Hâtun Fî sene 36.000 An mahsûl___________________i İcâre-i muaccele-i vakf-ı hâne-i Hanife Hâtun bintü el-Hâc Hamza, der-mahalle-i Saatçı, deruhde-i Osman Efendi Fî sene 6300 4 - Vudı’a min zâlik___________________________________________ 18.593 Becihet___________i Vazife-i Ahmed Efendi, el-mütevellî Fî yevm Fî sene 10 3.600 Becihet___________i Ücret-i dellâliye ve müjde-i hâne Akçe 1.000 Be-cihet___________i Kesr-i guruş an mâl-i icârat ve muaccele Akçe 3.060 Becihet___________i Harc-ı hüccet-i şer’iyye Akçe 2.000 Be-cihet___________i Harcırâh-ı mütevellî-i vakf-ı mezbûr şer’iyye Akçe 5.000 5- El-Bâkî_____________________________________ 38.574 548 Becihet___________i Edâ-i deynü’z-ziyâde ani’l-asl dermuhasebe-i evvel Akçe 933 Be-cihet___________i Harc-ı müteferrik, berâ-yı mesâlih-i vakf-ı mezbûr Akçe 3.000 6- Minhâ___________________________________ Teslîm__________________________ Be-hızâne-i Dârussaâdeti'ş-şerîfe 38.574 Tahrîren fî 26 Z [=Zilhicce] 1081 Abbas Ağa en-Nâzır-ı Dârussaâde (Mühür ve İmza) 549 Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Türkçe Hali: 1- Selanik ve Yenice-i Vardar'da bulunan Haremeyn [Mekke-Medine] vakıfları mütevellisi Ahmed Efendi’nin arzı üzerine Haremeyn vakıfları nazırı Dârussaâde Ağası Abbas Ağa tarafından hazırlanmış olan 18 Şevval 1080 - 29 Şevval 1081 [11 Mart 1670 - 10 Mart 1671] tarihleri arasını kapsayan bir senelik gelir-gider muhasebesi. Yıllık Gelir 57.167 2- Dükkân ve ev kiraları ile toprak gelirlerinden 14.267 Vardar kapısındaki Mustafa Çelebi üzerinde bulunan bağdan elde edilen gelir Vardar kapısındaki Hüseyin Çelebi üzerinde bulunan bağdan elde edilen gelir Senede 180 Senede 180 Atik Cami mahallesindeki Perizad Hatune vakfına ait olup Angeli üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 180 Atik Cami mahallesindeki Perizad Hatun vakfına ait olup Pano üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 180 Çınarlı mahallesindeki Kalenderi vakfına ait olup Hacı Ali üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 24 Bâb-ı Sâni (veya Bâb-ı Bali?) yakınındaki Hacı Yunus vakfına ait olup Apostol üzerinde bulunan dükkânın kira gelirinden Senede 240 Çınarlı? mahallesindeki Kalenderi vakfına ait olup Belkıs Hatun üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 120 Bâb-ı Sani (veya Bâb-ı Bal?) yakınındaki Hacı Yunus vakfına ait olup Apostol üzerinde bulunan dükkânın kira gelirinden Senede 500 Bâb-ı Sâni (veya Bâb-ı Bali?) yakınındaki Hacı Yunus vakfına ait olup Franko oğlu Peksimati üzerinde bulunan dükkânın kira gelirinden Senede 960 Bâb-ı Sani (veya Bâb-ı Bali) yakınındaki Hacı Yunus vakfına ait olup Nikola üzerinde bulunan dükkânın kira gelirinden Senede 960 Bâb-ı Sâni (veya Bâb-ı Bali) yakınındaki Hacı Yunus vakfına ait olup Mehmed Çelebi üzerinde bulunan dükkânın gelirinden Senede 460 Çınarlı mahalledeki Osman Efendi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 24 Çınarlı mahalledeki Fatıma Hatun vakfına ait olup Fatıma Hatun üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 36 Yahya Bali mahallesindeki Hadice Hatun vakfına ait olup Ali Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 120 550 Mecelle mahallesinde Abdülkerim Efendi üzerinde bulunan ev kirasından Senede 80 Cezeri Kasım Paşa mahallesindeki el-Hâc İbrahim vakfına ait olup Debbağ Mustafa üzerinde bulunan evin kira gelirinden Gazzaz el-Hâc Mustafa mahallesindeki Ayşe Hatun vakfına ait olup Hanife Hatun üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 100 Senede 60 İshakiye mahallesindeki Güclü Bali vakfına ait olan evin kira gelirinden İli mahallesindeki Hümayun vakfına ait olup Gülistan Hanım üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 120 Senede 80 Sinan Paşa mahallesindeki Perizad Hatun vakfına ait olup Mehmed Efendi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 60 Timurtaş Hatun mahallesindeki Ayşe Hatun vakfına ait olup Ahmed Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 60 Atik Cami mahallesindeki elHâc Mehmed vakfına ait olup el-Hâc Hamza üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 40 Kasımiye mahallesindeki Ayşe Hatun vakfına ait olup Abdullah Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 120 Çınarlı mahallesindeki Hacı Pula vakfına ait olup Piri Dede üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 15 el-Hac Ali vakfına ait olup esSeyyid Ahmed Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 100 Yahya Bali mahallesindeki Emine Hatun vakfına ait olup Terzi Mehmed üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 100 Müftü Hasan mahallesindeki Hayriye Hatun vakfına ait olup Lütfi Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 120 Atik Cami mahallesinde elHâc Mehmed vakfına ait olup Üveys üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 60 Atik Cami mahallesindeki elHâc Mehmed vakfına ait olup Taşcı Mehmed üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 100 Ahmed Subaşı mahallesindeki Abdülbaki vakfına ait olup elHâc Mahmud Ağa üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 960 Gazzaz el-Hâc Mustafa mahallesindeki Emre Hatun vakfına ait olup Terzi Hüseyin üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 100 Atik Cami mahallesindeki elHâc Mehmed vakfına ait olup Lütfi Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 90 Ahmed Subaşı mahallesindeki Küçük Hasan vakfına ait olup Halil Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 60 Debbağ Hayreddin mahallesindeki Hadice Hatun vakfına ait olup Ömerzâde Mehmed Çelebi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 120 Cezerî Kasım mahallesindeki Hâni Hatun vakfına ait olup... üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 96 el-Hâc İsmail mahallesindeki Hanife Hatun vakfından olup Ayşe Hatun üzerinde bulunan evin kira gelirinden Senede 72 551 Cezerî Kasım Paya Pazarhan nahiyesindeki Vardar-ı Sagîr nâhiyesinin mahallesindeki Fatıma Hatun Mustafa Bey vakfından olup Azaplı köyündeki Mustafa el-Hâc Mahmud Ağa üzerinde Bey vakfına ait olup Osman vakfından olup Ayşe Hatun üzerinde bulunan evin kira bulunan çiftliği kira gelirinden Efendi üzerinde bulunan gelirinden Senede çiftliğin kira gelirinden Senede 720 Senede 120 960 Yenice-i Vardar’daki Gazi Ahmed Bey Yenice-i Vardar’daki İsa Bey vakfının muhtelif gelirlerinden vakfının muhtelif gelirlerinden Senede Senede 5.000 2.500 3- Müteferrik Gelirlerden 42.900 Haraççı Ali mahallesindeki el-Hâc İsa vakfına ait olup Meryem Hatun üzerinde bulunan evin peşin kira bedeli Akçe 36.000 Sa.... mahallesindeki Hanife Hatun bintü el-Hâc Hamza vakfına ait olup Osman Efendi üzerinde bulunan evin kira gelirinden Akçe 6.900 4- Bundan düşülen_____________________________________ 18.593 Mütevelli Ahmed Efendi'ye ödenen Günde Senede 10 3.600 Kira bedelleri ile peşin alınan kira bedellerinin kusûratı Akçe 3.060 Dellâliye ve Hüccet harcı için müjdecilik Akçe ücreti 2.000 Akçe 1.000 Mütevellinin yol harçlığı için Akçe 5.000 Mütevellinin fazla harcamasından dolayı kendisine ödenen Akçe 933 Vakfın çeşitli işleri için müteferrik masraflar Akçe 3.000 5- Kalan_____________________________________ 38.574 6- Bundan___________________________________ Dârussaâde hazinesine teslim edilen 38.574 26 Zilhicce 1081 [5 Mayıs 1671] Abbas Ağa Dârussaâde Ağası Nazır (Mühür ve imza) 552 Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Tek Düzen Hesap Planına Göre Kaydı: / 100 KASA HESABI 57.167 602 DİĞER GELİRLER HESABI 602.01 Kira Geliri 14.267 602.02 Müteferrik Gelir 42.900 57.167 / Selanik Haremeyn Vakfı'ndan ücret ve çeşitli giderlere ilişkin ödemeler yapılmıştır. Buna ilişkin kayıt aşağıda yer aldığı gibidir: / 335 PERSONELE BORÇLAR HESABI 336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR HESABI 100 KASA HESABI / 3.600 14.993 18.593 Buna göre 100 KASA HESABI’nın büyük defter görüntüsü şöyle olacaktır; 100 KASA HESABI 14.267 42.900 57.167 38.574 18.593 18.593 Bu sonucun orijinal yevmiye kaydı işlemi ile tutarlı olduğunu belirtmemiz gerekmektedir. 553 4. TANZİMAT SONRASI – CUMHURİYETE KADAR OSMANLI İMPARATORLUĞU 40. Genel Açıklama XIX. Yüzyılda dünya muhasebe tarihindeki önemli gelişmeler ve Osmanlı imparatorluğunun aynı yüzyılda yaşadığı değişim süreci ve bu süreç içinde muhasebe düşüncesindeki gelişmeleri de ortaya çıkartmıştır. Türk toplumunun batılılaşma sürecinde ki birinci aşama olan Tanzimat’ı, ikinci aşama olan Cumhuriyet’ten, Siyasi ve ekonomik acıdan olduğu kadar, muhasebe tarihi açısından da bu iki farklı dönemi ayırmak gerekir. Muhasebe açısından bu iki döneme bakıldığında, XIX. Yüzyılın sonları ve XX. Yüzyılın başlarında, çift yanlı kayıt yönteminin tanınması, cumhuriyet döneminde ise, yöntemin benimsendiği, yerleştirildiği ve geliştirildiği görülmektedir. XIX. yüzyılda Osmanlı devleti’nin iktisadi ve sosyal yapısının hızlı bir değişim sürecine girmesi, Osmanlı Devleti muhasebe düşüncesinde de etkili olmuştur. Bu nedenle Tanzimat sonrasının Türk Devletleri Muhasebe tarihi’nde özel bir yeri vardır. Öncelikle bu etkiler, muhasebeyi çerçeveleyen yasal düzenlemelerde kendisini göstermektedir. Bunlardan en önemlisi, 1850 yılında kabul edilen ticaret kanunudur. kendi muhasebe Kurumsallaşmada ise, devlet düzenini yeni koşullara göre oluşturabilmek için Meclis-i Muhasebe, Divan-ı Muhasebat gibi 554 kurumlar oluşturmuştur. Muhasebat Genel Müdürlüğü, Sayıştay gibi adlarla birçoğu bu güne kadar gelen kurumlar, öncelikle devlet muhasebesinin çağdaşlaşmasına katkıda bulunmuştur. Tanzimat sonrası, Osmanlı’da muhasebe öğretisi acısından da bir çok özellikler göstermektedir. O zamana kadar, Osmanlı’da ne muhasebe öğreti kitabı vardı, nede muhasebe eğitimi vardı. Osmanlı, İlhanlılar’dan devralıp geliştirdiği ve İlhanlılar’ın “merdiban (merdiven) dediği, Osmanlı’nın düzeninden isim devlet vermediği bir muhasebesinde sistemi” muhasebe yüzyıllarca yararlanmıştır. Bu sistemin eğitimini de usta-şakirt (çırak) ilişkisi içinde sürdürmüştür. XIX. Yüzyılın ikinci yarısında, batının yüzyıllardır kullandığı çift yararlanmaya taraflı başlamış kayıt ve yönteminden devlet uygulamada cesaretle, devlet muhasebesinde ve o zamanın iktisadi devlet teşekküllerinde uygulama kararı vermiştir. XIX. Yüzyılın son otuz yılında yoğunlaşan bu çabaların Türk muhasebe tarihinde özel bir yeri vardır. Cumhuriyet döneminin başarısı varsa, bu başarı sözü edilen yoğun, özverili çabalara borçludur. Batılılaşma, çağdaşlaşma sürecinin başarılı örneklerinden biriside kuşkusuz, hiçbir alt yapısı olmadan çift yanlı kayıt yöntemini eğitimde ve uygulamada kısa sürede benimseme çabalarıdır. Osmanlı, çift yanlı kayıt yöntemiyle XIX. Yüzyılın ikinci yarısında yeni tanışırken, Avrupa’da çift yanlı kayıt 555 yönteminin geliştirilme çabaları yaşanıyor ve özellikle muhasebe bilimi olma sürecini tamamlamaya çalışıyordu. Osmanlı’da çift yanlı kayıt yöntemine devlet muhasebesinde kısa sürede geçiş, devlet muhasebesi kültürünün varlığı sayesinde mümkün olmuştur. Ama, Osmanlı’da özel sektör muhasebe kültürü çok düşük seviyede olduğu içi, çift yanlı kayıt yönteminin özel sektör tarafından benimsenmesi, ancak cumhuriyet mümkün döneminde olabilmiştir. Bu gecikmede kuşkusuz muhasebe kültürünün azlığı yanında, yeterli sermaye birikiminin sağlanamaması, yeterli üretim ve ticaret deneyimine sahip olunamaması gibi nedenlerde etkili olmuştur. 41. Tanzimat Sonrası – Cumhuriyete Kadar Olan Dönemde Siyasi Yapı Tanzimat’ın ilanı olan 1839 yılında, Cumhuriyet’in ilanı olan 1922 yılına kadar geçen 83 yıllık dönem, imparatorluğun dağılma dönemi içinde yer alır345. Meydan Larousse, İstanbul:1972, C.9. Ayrıca bkz. E. İhsanoğlu (editör): Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, C.I ve II. İstanbul: 1996 ve1998. Mithat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lüğatı, İstanbul: 1986. Mustafa Nuri Paşa(sadeleştiren: Neşet Çağatay), Netayicü’l Vukuat, Ankara: T.Tarih Kurumu Yayını, 1992. E. Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Ankara: T.Tarih Kurumu Yayını, 1983. R. Ekrem Koçu, Osmanlı Padişahları, İstanbul: Ana Yayın Evi, 1981. Sina Aşkın ve diğerleri: Osmanlı Devleti, İstanbul, 1985. Hakkı Dursun Yıldız, 150. Yılda Tanzimat, Ankara: T. Tarih Kurumu Yayını, 1992. 345 556 XIX. Yüzyılın başında, III. Selim’in tahtan indirildiği yıl olan 1807’den Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar geçen yüzonbeş yıllık süre içinde devleti yöneten padişahlar ve bunların egemenlik dönemleri aşağıdaki gibidir. IV. Mustafa (1807-1808). II. Mahmut (1808-1839), Abdülmecid (1839-1861), Abdülaziz (1861-1876), V. Murad (1876), II. Abdülhamid (1876-1909), V. Mehmed (Reşad)(1909-1918), VI. Mehmed (Vahdeddin) (1918-1922). Görüldüğü üzere, 1807-1922 yılları arasında sekiz padişah hüküm sürmüştür. III. Selim’in yerine 1807 yılında padişah olan IV. Mustafa’nın kısa padişahlık döneminde İrad-ı Cedid Hazinesi kaldırıldığı için, halk bu hazine için verilen vergilerden kurtulmuştur. Bu nedenden dolayı halk memnundu ve yönetimde olan olaylara karşı kayıtsız kalıyorlardı. II. Mahmut 1808 de tahta çıktığında var olan başkaldırmaların hızla artmaya devam etti. Bütün başkaldırı ve savaşlarda Osmanlı İmparatorluğu, ta toprak kaybediyor ya da sahip olduğu siyasi ve mali haklardan vazgeçmek zorunda kalıyordu. Bu başkaldırılar sonucunda, Sırplara yeni imtiyazlar, Yunanistan’a ise bağımsızlık verildiği görülmektedir. Bütün savaşlar ve kayıplar içinde II. Mahmud’un devletin batılı kurumlara kavuşturulması için önemli 557 çalışmalarda da bulunmuştur. Bu yenilikler, Tanzimat’ın ilanını hazırlamış, batılılaşma hareketlerini hızlandırmış ve giderek yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşen iktisadi ve mali konulardaki ve eğitim düzeyindeki gelişmelerin temelini oluşturmuştur. II. Mahmud’un ölümünden sonra tahta geçen Abdülmecid döneminde, Avrupa devletleri ile yakın ilişkiler kurularak isyanlarda ve savaşlarda başarı sağlanmıştır. Bu durum, 1839 yılında Gülhane Hatt-ı Hümayun’u açıklanmasın neden olmuştur. Abdülmecid döneminde ikinci batılılaşma çabası, 1954 Kırım savaşından sonra batı ülkelerinin de baskısıyla 28 şubat 1856 yılında ilan edilen “Islahat Fermanı” ile gerçekleşmiştir. Abdülaziz döneminde yenliklere devam edilerek, Islahat fermanında yer alan yer alan hususların yaşama geçirilmesi ve Tanzimat ile başlayan batılılaşmanı devamı sağlanmıştır. II. Abdülhamit döneminin başlangıcı olan 1876-1880 yılları arası I. Meşrutiyet dönemi olarak adlandırılır. II. Abdülhamid’in tahta çıkmasından sonra 23.12.1876 tarihinde ilan edilen Kanun-i Esasi, Türklerin ilk anayasasıdır. Aynı zamanda I.meşrutiyet döneminde Türkler ilk kez Mebuslar Meçlisi ile tanışmıştır. V. Mehmed başarısızlıklar ve devam Vahdeddin etmiş Cumhuriyet ilan edilmiştir. 558 milli dönemlerinde mücadele de sonunda 42. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Dönemde İktisadi Yapı Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u ele geçirirken, Galata Bankerleri ile ilişkide olduğu, bunların faaliyette bulunmalarına daha sonra izin verdiği bilinmektedir. Bu bankerlerin, Osmanlı’nın ilk dış borç aldığı 1854 yılına kadar Osmanlı’yı Bizans’tan kalma yöntemlerle finanse ettiği de bilinmektedir346. Bunlar, sarraf adı ile yüzyıllarca İmparatorluk topraklarında kredi verme işlevlerini sürdürmüşlerdir. XIX. yüzyılın ikinci yarısında, Devletin iç borçlanması yanında dış borçlanması da gündeme gelmiştir. Devletin gelirlerinin tarımsal vergilere bağlı olması dolayısıyla mevsimler arasındaki dengeyi kurmaya yönelik olarak başlayan iç borçlanma, zamanla mevsimse özelliğini yitirmiş ve sürekli bir durum göstermeye başlamıştır. 1860’lı yıllarda devletin borçlanmasıyla ortaya çıkan mubayaacı, oyuncu, tellal adlarıyla menkul kıymet alımsatımı yapanlar özel bir esnaf sınıfı oluşturmuşlardır. 1866 yılına kadar, yasal bir düzenlemesi olmadan Galata sokaklarında kontrolsüz bir şekilde gelişen bu durumu için 1866 yılında nizamname çıkarıldığı ve bunun üzerine borsanın Galata’da Komisyon Han’da çalışmaya başladığı görülmektedir347. Borsa işlemlerinin Maliye’ce atanan bir 346 Haydar Kazgan, Tarih Boyunca İstanbul Borsası, İstanbul:1995, s.25 vd. 347 Hüseyin Avni Şanda, İstanbul Borsası’nın Yüzyıllık Hayatı, Broşür, İstanbul: 1966. 559 komiser tarafından denetlendiği de görülmektedir348. Bu nizamnamenin 1873-1874 yıllarında yenilenmiştir. Diğer taraftan,1856 yılında yayınlanan Islahat Fermanı, mali hükümlerinde bulunduğu çok sayıda hüküm içerdiği görülmektedir349. Islahat Fermanının, devletin bütçe uygulamalarını sağlamasının daha ciddi ötesinde, bir Maliye şekilde ele Nezareti’nin almasını devlet muhasebesinde çift yanlı kayıt yöntemini geliştirici fazla bir etkide bulunduğunu söylemek güçtür. Ancak, Müslüman olmayanlar, dış ticarete dönük çalışmalarında, muhasebe kayıt düzenlerinde çift yanlı kayıt yönteminin uygulanmasında elverişli ortamın sağlanmasına yardımcı olmuştur. Tanzimat’a kadar Osmanlı Avrupa’daki sanayi devriminin etkisinde uzak kaldığı bilinmektedir. Avrupa’da ki sanayileşmenin ivme kazanmasına karşın Osmanlı’nın gelişmemiş, rekabet olanaklarından uzak yapıdaki sanayi büyük zarar görmeye başlamıştır350. Özellikle büyük kentlerdeki pamuklu dokumacılık zarar etmelerinden dolayı faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır. Azmi Fertekligil, Türkiye Borsası’nın Yüzyıllık Hayatı, İstanbul: İMKB Yayını, 1993, s. 22. 349 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Ankara: T.Tarih Kurumu Yayını, 1976, s. 2 vd. Ayrıca bkz. Cevdet Paşa, Tezakir-i Cevdet, Ankara: T.Tarih Kurumu Yayını,1991, s.70 vd. Ufuk Gülsoy, 1856 Islahat Fermanı’na Tepkiler ve Maraş Olayları, Bekir Kütükoğluna Armağan, İstanbul: İ.Ü.E.Fakültesi Yayını, 1991. 350 Mübahat Kütükoğlu, Osmanlı-İngiliz Münasebetleri (1838-1850), İtanbul: 1976, s.110 vd. Ayrıca bkz. Ö.C. Sarc, Tanzimat ve Sanayimiz, İstanbul: 1940, s.426. 348 560 1840-1850 yılları arasında Osmanlı, bir sanayileşme içerisine girmiştir. Osmanlı’nın sanayi kuruluşları devlet kuruluşlarıdır. Genellikle sarayın ve ordunun gereksemelerine dönük üretim yapmaktaydılar. Zengin sınıfın tükettiği mallar ithal ediliyor, geniş halk kitlelerinin gereksemeleri de esnaflık boyutunda küçük mahalli işletmelerin üretimi ile karşılanıyordu.351 Tarıma dayalı ekonomisi olan imparatorluk XIX. Yüzyılın ikinci yarısında, bir yandan büyük ölçüde toprak kaybediyor, öte yandan da toprak düzeninin değiştirilmesi sürecini yaşıyordu. Bu süreçte devlet Tanzimat’tan hemen sonra Maliye nezareti ile Ticaret Nezaretini birleştirmiştir352. Tarım ürünleri nakil yollarının daha güvenli olması nedeniyle iç pazarlara dağıtımı kolaylaşmıştır353. Bu çalışmaların toprak düzeninin mülkiyete doğru gelişme göstermesinin tarımsal üretim artışına yol açtığını ise, İktisat Tarihçileri ileri sürerler. Geçimlik üretim biçimi yerini giderek, piyasa için, ticari amaçlı tarımsal üretime bırakmaya başlamıştır354. 1878-1912 yılları arasında Abdullah Martal, Değişim Sürecimde İzmir’de Sanayileşme, 19. Yüzyıl, İzmir: 1998. 352 Erol Zeytinoğlu, İktisat Tarihi, İstanbul: 1993, s.163 vd. 353 Justin McCarthy, Osmanlıya Veda, Çeviren: Mehmet Tuncel, İstanbul: Etkileşim Yayınları, 2006, s. 68-69. 354 Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, İstanbul: 1994, s. 211 vd. Ayrıca bkz. Faruk Tabak, Bereketli Hilalin Batısında Tarımsal Dalgalanmalar ve Emeğin Kontrolü, Osmanlı Toprak Mülkiyeti ve Ticari Tarım, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1998. Tevfik Güran, Osmanlı Tarım Ekonomisi, Türk İktisat Tarihi, İstanbul: İ.Ü. İktisat Fakültesi, 1987. Tevfik Güran, Osmanlı Devletinin İlk İstatistik 351 561 pamuk ihracatının üç katına çıktığı ve aynı artışın ipek ve ipek kozasında da görüldüğü bilinmektedir355. XIX. yüzyılın ikinci yarısında hür düşüncelerin ortaya atılmasıyla, iktisadi konular yanında ticaretin geri kalmışlığı da dile getirilmeye başlanmıştır. E.Z. Karal, halkın ticarete olan ilgisinin az olmasının “bir lokma bir hırka” anlayışında yattığını belirtir356. Özellikle dış ticaret yabancıların elindedir. Osmanlı toplumunda yöntemlere bağlı kalmış, ticaret eski ticaret şirketleri kurulamamış, 1850 yılında yürürlüğe giren, Fransa’dan alınan Ticaret Kanunu uygulama alanı bulamamış, dolayısıyla kayıt düzeni ve muhasebe uygulamaları da gelişememiştir. Ülke ticaretine hakim olan yabancıların denetimleri söz konusu değildi. Yeni kurulmuş olan Ticaret Nezareti bunların faaliyetlerini kayıt düzenlerinden denetleme olanağına sahip değildi. Faaliyette olan ticaret şirketleri ve sahiplerinin muhasebe defter ve kayıtları kuşkusuz vardır. Ama bu kayıtlar onların kendi usullerine göre ve kendi dillerinde yazılıyordu. Bu durumda, Türklerin ticaretle uğraşmalarını da, muhasebe kayıt düzenlerini çağdaş gereksinimlere uygun duruma gelmelerini de bekleme olanağı yoktur. Yıllığı, Tarihi İstatistikler Dizisi C. 5, DİE; Ankara: 1997. Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye’nin Nüfusu 1500-1927, Tarihi İstatistikler Dizisi, DİE, Ankara: 1996. 355 McCarthy, a.g.e., s. 69. 356 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt:VIII, T.Tarih Kurumu Yayını, Ankara: 1983, s.473 vd. 562 43. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Dönemde Mali Yapı Tanzimat Fermanı’nda, can, ırz ve namusun korunması ve mal emniyetinden bahsediliyor357. Aynı zaman da Müslüman ve gayrimüslim bütün vatandaşların vergileri yeniden düzenlenerek eşit ve adil olarak tahsil edilmesi de yer almaktadır. Çünkü, Devletin iyi yönetilmesi, gelir ve giderlerin birbirine eşit olmasına bağlıdır. Devletin gelirleri giderlerden az olursa ya kudret ve kuvvetini kaybeder, ya da halktan daha fazla vergi toplayarak adaletsizliğe neden olur. Ferman’da, bir harcamalara bütçe engel düzenlenmesi olmak içinde ve bütçe gerekli dışı kanunların çıkartılmasına yer verilmektedir358. Fermanda yer alan konuların gerçekleştirilmesi malî politika değişikliğini de beraberinde getirmiştir. Öncelikle gelir-gider düzeninde değişiklikler yapılmış ve ilk iş olarak iltizam usulü kaldırılarak muhassıllık uygulamasına geçilmiştir. Bu ve benzer değişiklikleri gerçekleştirilirken hukukî alt yapının hazırlanması için de çok sayıda kanun ve nizamname çıkarılmıştır. Yine bu politika değişikliğinin bir gereği olarak yeni kurumlara ihtiyaç duyulmuş ve bürokratik düzenlemeler yapılmıştır359. Düstur, I.Tertip, C.I, İstanbul: 1298, s.5. Düstur, I.Tertip, C.I, İstanbul: 1298, s.6. Ayrıca bkz. Çoşkun Çakır, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının Mali Boyutları, Osmanlı, C.III, Ankara: İkitsat, 1999, s. 362-370. 359 Çoşkun Çakır, Tanzimat Dönemi Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre Yayınları, 2001, s. 25-26. 357 358 563 1838 Yılında Maliye Nezareti kurulmuştur. Ancak Tanzimat’ın bir süreç içinde geliştiği düşünüldüğünde Maliye Nezarti’nin kuruluşu ile Tanzimat’ın ilanının aynı reform içinde yer aldığı görülmektedir. Tanzimat’ın mali açıdan uygulanması görevi Maliye Nezareti’ne, yetki ve sorumluluk ise Maliye Nazırına verilmiştir360. Tanzimat döneminde, Mansure ve Redif Hazineleri birleştirilerek 1840 yılında Maliye Hazinesi kurulmuştur. Bu tarihten sonra, özellikle kurumsal anlamda, maliye ile ilgili işler Maliye Nezareti ve bu hazine tarafından yürütülmüştür. Osmanlı Tanzimat Dönemi bütçeleriyle ilgili olarak da bu kurumların belirleyici etkisi esas olmuştur361. 1840 yılında vergi ile ilgili olarak “Muhassıllar Tâlimâtı” yürürlüğe girmiştir. Bu talimatname çok önemli idi. Zira mükelleflere devletin doğrudan temas halinde olmasını gerektiren kurallar uygulana gelen getirmekte eski vergi idi. esasları Böylece yüzyıllardır tarihe karışmaya başlıyordu362. Mehmet Zeki Pakalın, Maliye Teşkilatı Tarihi (1442-1930), C.I, İstanbul: 1977, s. 25. Ayrıca bkz. Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değim Dönemi (XVIII.Yzyıldan Tanzimat’a Mali Tarih), İstanbul: Alan Yayıncılık, 1986, s. 288. 361 Tevfik Güran, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi: Bütçeler ve Hazine Hesapları (1841-1861), Türk Tarih Belgeleri Dergisi, C.XIII. S. 17 den ayrı basım, Ankara:TTK Yayını,1989, s.7. Ayrıca bkz. Yavuz Cezar, Tanzimat’a Doğru Osmanlı Maliyesi, TCTA, C.IV, İstanbul: 1985, s. 932. 362 Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 448. 360 564 Osmanlı’da bütçeye uzun süre “muvazene” denilmiştir363. Bütçenin yer aldığı kitaba da “muvazene defteri” adı verilmiştir. 18 Zilkade 1271 tarihini (Miladi: 2 Ağustos 1855) taşıyan “Hazine-i Celilenin Muvazene Defterinin Sureti Tanzimine Dair Nizamname”364 adını taşıyan bütçe yönetmeliği Osmanlı Devleti’nin ilk ciddi bütçe hazırlığı olarak kabul edilmektedir365. Ancak, Osmanlı Devleti'nin modern anlamda ilk bütçesinin hangi bütçe olduğu konusu tartışmalıdır. Bu konuda çeşitli görüşler vardır366. 1841-1842 yılında (1257) bir bütçe taslağı hazırlanmıştır. Ancak bu, modern anlamda bir bütçe değil, gelir ve gider toplamlarıyla İlgili tahminlerin yapıldığı bir tablodur. Ancak, 1845 yılında alınan bir karar gereğince düzenlenen 1846-1847 bütçesinin modern bir bütçe olduğunu ihtiyatlı olarak söylemek de mümkündür. Mali konulardaki bu gelişmeler Islahat Fermanı'nda da 363Bedri Gürsoy, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi, Bütçeler ve Hazine Hesapları, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayını,1989, s. 8-129 vd. 364 Düstur 1. Tertip, C. I, s. 260-264. 365 Bedri Gürsoy, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi, Bütçeler ve Hazine Hesapları, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayını,1989, s. 85. 366 Ziya Karamursal,Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara:TTK Yayını,1989, s.122 vd. Ayrıca bkz. A.D. Noviçev (Çev: Nabi Dinçer), Osmanlı İmparatorluğu’nun Yarı-Sömürgeleşmesi, Ankara: Onur Yayınları,1979, s .76 vd., Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi, (Derleyen: Maliye Tetkik Kurulu). Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayını, 1979, s.25., Engin Deniz Akarlı,1872-1916 Yılı Bütçeleri Işığında Osmanlı Maliyesinin Sıkıntıları, Özel Sayı: Çavit Orhan Tütengil’in Anısına Armağan, İstanbul: İ.Ü, İFM, 1982, s. 225226., Güran, a.g.e., s.7. 565 bütçe ile ilgili bir maddeye yer verilmesine neden olmuştur367.abalara Bütçe açıkları, dış ve iç borçla kapatılma yoluna gidilmiştir. Osmanlı 1854-1875 tarihleri arasında 16 borçlanma yapmıştır. yılından,Osmanlı'nın dış borçlanma gereğini ortaya çıkaran nedenlerin başında bütçe açıkları gelir. Ancak bütçe borçlanmalar açıklarını bütçe kapatmak açıklarını için yapılan kapatmamıştır. dış Çünkü, yapılan borçlanmaların ana para ve faiz ödemeleri, bütçeler üzerinde ağır yükler oluşturmuşlardır368. Dış borçlanmanın ikinci önemli nedeni ise dış ticaret açığıdır. 1850-59 döneminde ihracatın 9,8 milyon, ithalatın 12,3 milyon sterlin olarak gerçekleşmesi sonucu dış ticaret açığı 2,5 milyon sterlini bulmuştur. Bu durum ithalat harcamalarını karşılamak için dış borçlar önemli bir kaynak olmaya devam etmiştir369. Dış borçlanmaların büyük bir bölümü cari harcamalar ve eski borçların geri ödemelerinde kullanılması nedeniyle dış borçlanmalar verimli alanlara da kullanılamamıştır. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C.VII, Ankara: TTK Yayını, 1988, s. 226-227. Ayrıca bkz. Düstur, I. Tertip. C.I s.13. 368 A.D. Noviçev (Çev: Nabi Dinçer), Osmanlı İmparatorluğu’nun YarıSömürgeleşmesi, Ankara: Onur Yayınları,1979, s.82-84. Ayrıca bkz. Refii Şükrü Suvla, Tanzimat Döneminde İstikrazlar, Tanzimat I, İstanbul: Maarif Matbaası, 1940, s.263-288. 369 Şevket Pamuk, Kapitalist Dünya Ekonomisi ve Osmanlı Dış Ticaretinde Uzun Dönemli Dalgalanmalar, 1830-1913, Türk İktisat Tarihi Üzerine araştırmalar II. ODTÜ Gelişim Dergisi Özel Sayı, Ankara:1979, s.198. 367 566 Dış borçlanmaların yarattığı kısır döngü, her şeyden önce Osmanlı Devleti'nin sağlıklı bir malî yapı ve tutarlı malî politikalar oluşturabilme ihtimalini ortadan kaldırmıştır. Önce 1856 Islahat Fermanı hükümleri, arkasından 1859'da Islahat Fermanı'na kefil olan Avrupalı devletlerce denetim altına alınmak istenen Osmanlı maliyesi, nihayet 1882'de kurulan Duyûn-ı Umûmiye İdaresi ile tam denetim altına alınmıştır. Tanzimat Dönemi borçlanma politikası Duyûn-ı Umûmiye İdaresini ortaya çıkaran nedendir370. 44. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örnekleri Abdüllatif Suphi Paşa yapılanmanın yapılması gereken yeniliklerin tutulması mali ve defter lahiyasında, gerektiği başında, tutma maliyede belirtiyor. yenide Yapılması Kayıtların düzgün zorunluluğundan bahsetmektedir. Böylece devletin hesaplarını rahatlıkla izleyebileceğini vurgulamaktadır371. Ancak, Osmanlı’nın devletçi anlayışı, özel sektöre fazla olanak tanımaması muhasebe uygulamalarının bu sektörde değil, devlette gelişmesine neden olmuştur. Muhasebe uygulamaları önceleri defterdarlıklar bünyesinde, 370 Hayri Mutluçağ, Duyûn-ı Umûmiye İdaresi ve Reji Soygunu, Belgelerle Türk Tarih Dergisi, S.2, İstanbul,1967, s.33 vd. Ayrıca bkz. Coşkun Çakır, Tanzimat Dönemi Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre Yayınları, 2001, s. 20 vd. 371 Çakır, a.g.e., s.168-169. 567 Tanzimat’tan sonra da yeni kurulan Maliye Bakanlığı’nda gelişme göstermiştir. Bu arada, yabancılar dışında özel sektöre de muhasebe göstermezken, uygulamaları padişaha bağlı fazla bir gelişme tarımsal ve sanayi kuruluşları muhasebe uygulamalarını geliştirme çabası içinde olmuşlardır. Bu kuruluşların muhasebeleri ise yine Maliye Bakanlığı bünyesindeki merkezi örgüt tarafından yürütülmüştür. Bu yapı, muhasebe XIX. Yüzyılda uygulamalarının da İmparatorluktaki Maliye Bakanlığı’nda gelişmesine neden olmuştur. Batı ülkelerinde ise, bu gelişme daha çok özel sektörün muhasebe uygulamalarında olmuş, dolayısıyla muhasebe uygulamalarının sahibi de sanayi ve ticaret bakanlıkları olmuştur. Osmanlı’da Tanzimat’la başlayan gelişmeler genellikle yavaş olmuştur. 1860’lı yıllara kadar, ne muhasebe uygulamalarında, nede muhasebe eğitiminde bir gelişme olmamıştır. Bu tarihe geleneksel muhasebe kadar Devlet (merdiven) muhasebesinin, yöntemine göre yürütüldüğü görülmektedir. Çift yanlı kayıt sistemi ile Osmanlı’nın tanışması XIX. Yüzyılın ikinci yarısında olmuş ve Osmanlı, basit muhasebe düzenini tanımadan, çift yanlı kayıt yöntemini kullanmak durumunda kalmıştır. 1860’a kadar Türk programlarında muhasebe okullarının ne eğitim dersi vardı, ne de muhasebe öğreti kitabı vardı. Bu tarihe kadar muhasebe eğitimi, usta- 568 şakird(çırak) ilişkisine dayalı olarak sürdürülmüştür. XIX. Yüzyılın ilk yarısında muhasebe eğitiminin, yabancı okulların ders programlarında yer aldığı görülmektedir. Bu nedenle olsa gerek, Türkiye’de yazılmış ilk muhasebe öğreti kitabı Ermenicedir. ve yazılan kitapların büyük bölümünün yazarı da Ermeni asıllı yazarlardır. Tanzimat sonrası Fransa’ya gönderilen sayısı 200’ü bulan genç Türkiye’ye XIX. Yüzyılın dönerek ikinci imparatorluğun yarısının başlarında yönetiminde etkili olmuşlardır. Aynı zamanda Fransız muhasebe kitaplarını ve muhasebe öğretisini de Türkiye’ye getirmişlerdir. Böylece, Muhasebe yöntemlerinden çift yanlı kayıt yönteminin dünya standartlarına uygun olarak Türkiye’ye gelmesine neden olmuşlardır. Zaten bu sürecin öncesinde de aslında çift yanlı muhasebe kayıt usulüne uygun çalışmalar görülmektedir. Bunlardan bilineni İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde 1300 (Miladi 1882) yılında Süleyman Asaf tarafından tercüme edildiği belirtilen 70 sayfalık bir çift yanlı kayıt yöntemi ile ilgili bir muhasebe öğreti kitabı vardır. Kitabın adı “Muhtasar Usûl-i Defterî”dir. Türk muhasebe tarihi açısından XIX. Yüzyılın ikinci yarısı çok farklıdır. uygulamalarında ve Bu fark öğreti muhasebe kitaplarında eğitiminde, kendini göstermektedir. Yüzyılın son yirmi beş yılında hem eğitim kurumları hem de ders programları açısından muhasebe 569 eğitiminin yaygınlaşması, çift yanlı kayıt yönteminin kabul görmesinde büyük paya sahiptir. Öte yandan, muhasebenin gelişmesi için gerekli olan hukuki alt yapıda yüzyılın ortalarında gerçekleşmeye başlamıştır. 1850 yılında “Kanunname-i Ticaret” adı ile ticaret kanunu yayınlanmıştır. 1926 yılında yenilenene kadar yürürlükte kalmıştır. Bu yasa, yüzyılın sonlarına doğru ticaret kurallarının belirlenmesine, şirketleşmeye ve muhasebe defterlerinin belirlenmesi ile muhasebe kayıt kurallarının oluşmasına önemli katkıda bulunmuştur. Bu gelişmeler, uygulamada çift yararlanılmasını yanlı kayıt olanaklı hale yönteminden getirmiştir. Devlet kurumlarında ise, çift yanlı kayıt yönteminin uzun süre kullanılmadığı, devlet muhasebe kayıtlarında ve devletin iktisadi işletmelerinde “Merdiven” kayıt yönteminin uygulamasına devam edilmiş, çift yanlı kayıt yöntemine geçiş çok yavaş olmuştur. Çift yanlı kayıt yöntemini ilk uygulayan kuruluşlar ise yine devlet kuruluşlarıdır. Özel sektörün çift yanlı kayıt yönteminden yararlanması ise XX. Yüzyılda mümkün olmuştur. XIX. Yüzyılın ilk yarısının sonlarında, 1840-1850 yılları arasında sanayileşme çabaları olumlu sonuç vermemiştir. Yüzyılın ikinci yarısında özel sektör, sürekli savaşlar olması ve yeterli sermaye birikiminin sağlayamaması nedeniyle büyük sanayi kuruluşlarını gerçekleştirememiştir. Kurulanların sahipleri de gayri Müslimlerdir. Duyun-ı Umumiye’nin 570 mevcudiyeti ve yabancı devletlerin baskıları bu şirketlerin kayıt düzenlerinin kendi yöntemleri ve kendi dilleri ile sürdürmelerine olanak sağlamıştır. Buda çift yanlı kayıt yönteminin yerleşmesinde olumsuz bir etken olmuştur372. 440. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-1 Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk döneminden beri ayakta kalan Orhan Bey Vakfiyesi’nin bu dönemdeki muhasebe kayıtlarına yer verilerek kayıtların sürekliliğinin de gösterilmesine yönelik bir kanıt ortaya konmaktadır. 372 Oktay Güvemli, Türk Devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt III, İstanbul: Süryay Yayıncılık, 2000, s.406-429. 571 Orhan Bey Vakfı Örneğinin Siyakat Hali: 572 573 574 Orhan Bey Vakfı Örneğinin Arapça Hali: 1 ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ ﳏﺼﻮﻻﺕ ﻭ ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﻭﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮۀ ﻣﺮﺣﻮﻡ ﻭ ﻣﻐﻔﻮﺭ ﻟﻪ ﺳﻠﻄﺎﻥ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﻏﺎﺯﻯ ﻃﺎﺏ ﺛﺮﺍﻩ ﺩﺭ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﻋﻦ ﺯﻣﺎﻥ ﺷﺮﻳﻒ ﳏﻤﺪ ﺍﻏﺎ ﻗﺎﺋﻢ ﻣﻘﺎﻡ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻭﻗﻒ. ﻭﺍﺟﺐ ﻋﻦ ﺍﻭﻝ ﻣﺎﺭﺕ ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﺒﺎﻁ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﺍﻓﺘﺨﺎﺭ ﺍﳋﻮﺍﺹ ﻭﺍﳌﻘﺮﺑﲔ ﻣﻌﺘﻤﺪ ﺍﳌﻠﻮﻙ ﻭﺍﻟﺴﻼﻃﲔ ﺍﻧﻴﺲ ﺍﳊﻀﺮﺕ ﺍﻟﻌﻠﻴﻪ ﺟﻠﻴﺲ ﺍﻟﺪﻭﻟﺔ ﺍﻟﺴﻨﻴﺔ ﺍﳋﺎﻗﺎﻧﻴﻪ ﺻﺎﺣﺐ ﺍﻟﻌ ّﺰ ﻭﺍﻟﺪﻭﻟﺔ ﺍﻋﲎ ﺣﻀﺮﺕ ﻋﺒﺪﺍﷲ ﺁﻏﺎﺀ ﺁﻏﺎﺀ ﺩﺍﺭ ﺍﻟﺴﻌﺎﺩﺓ ﺍﻟﺸﺮﻳﻔﺔ ﺍﻟﻨﺎﻇﺮ ﺻﻮﺭﺕ ﺩﺍﺩﻩ ﺑﺎ ﻓﺮﻣﺎﻥ ﻋﺎﱃ ﻭﺑﺎﻋﺮﺽ ﺣﻀﺮﺕ ﺍﻏﺎﺀ ﻣﺸﺎﺭ ﺍﻟﻴﻪ ﺍﻟﻮﺍﻗﻊ ﰱ ٢٦ﺭ ﺳﻨﮥ .١٢٤١ ﺍﺻﻞ ﺍﳌﺎﻝ ﰱ ﺳﻨﮥ ﻛﺎﻣﻠﻪ ٥١٩ ٢٥٢ ﻋﻦ ﻣﺎﻟــــ ﻣﺎﻟـــ ﻣﻘﻴﺪ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﻭﻗﻒ ﻋﻦ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﲔ ﻣﻘﺒﻮﺽ ﻗﺎﺋﻢ ﻣﻘﺎﻡ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻪ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٣٤٩ ٥٠٠ 575 ﻋﻦ ﺍﶈﺼﻮﻻﺗــــــــــــــــــــــــــــــــ ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ ١٦٩ ٧٥٢ ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ ﺍﺟﺎﺭۀ ﲪﺎﻡ ﻋﺘﻴﻖ ﺩﺍﺧﻞ ﻗﻠﻌﮥ ﺍﺟﺎﺭۀ ﲪﺎﻡ ﺑﻮ ﭼﺎﻗﭽﻴﻠﺮ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٥ ٤٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ ﺍﺟﺎﺭۀ ﻗﺴﻂ ﺧﺎﻥ ﺍﻣﲑ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٣٦ ٠٠٠ ﺣﺼﺎﺭ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٣ ٦٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ ﺍﺟﺪﺍﺭۀ ﺁﺳﻴﺎﺏ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٨٠٠ ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ ﺍﺟﺎﺭۀ ﲪﺎﻡ ﻗﻬﻮﻩ ﺧﺎﻧﻪ ﺩﺭ ﻳﺪ ﺟﺎﺑﺊ ﻣﺸﺎﻫﺮﻩ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٤٤٠ ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ ﺍﺟﺎﺭۀ ﺩﻛﺎﻛﲔ ﺩﺭ ﻳﺪ ﺟﺎﺑﺊ ﻣﺸﺎﻫﺮﻩ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٧٥ ٨١٢ ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ ﺑﺪﻝ ﻋﺸﺮ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﺑﺎﻏﺎﺕ ﻭ ﺑﺎﻏﭽﻬﺎ ﻭ ﺧﺎﻬﻧﺎﺀ ﻧﻔﺲ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢٣ ٧٠٠ 576 ﻋﻦ ﺍﻟﻐﻼﺗـــــــــــــــــــــــــــــــ ﺑﺎﻛﻴﻞ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺣﻨﻄﻪ ﻛﻴﻞ ٤ ١٥٠ ﻓﺮﻭﻬﻧﺎﺩﻩ ﻭﺻﺮﻑ ﺷﺪﻩ ٣ ٨٢٥ ٣٢٥ ﺗﻠﻒ ﺍﻧﺒﺎﺭ ﻭﻧﻘﺼﺎﻥ ﻛﻴﻞ ٢٠٠ ١٢٠ ١٢ ٠٠٠ ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻜــــــــــــــــــــــــــــــــ ﺁﻗﭽﻪ ٧٩٢ ٨٢٣ ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻔـــــــــــــــــــــــــــــــــــ ﺧﺪﻣﮥ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﻋﻦ ﺍﻭﻝ ﻣﺎﺭﺕ ﺳﻨﻪ ١٢٣٩ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﺒﺎﻁ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﻳﻮﻡ 577 ﰱ ﺳﻨﻪ 3 ﺁﻗﭽﻪ ٧٢٥ ٢٦١ ٠٠٠ ﻋﻦ ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗــــــــــــــــــــــــــــــــ ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ ﺁﻗﭽﻪ ٥٣١ ٨٢٣ ﲜﻬﺘــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ﺧﺮﺝ ﻛﻴﻼﺭ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ٢٧٤ ١٤٩ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺍﺭﺯ ﻣﺼﺮﻯ ﺑﺎﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﻝ ﺳﻨﻪ ﻛﻴﻞ ١٤٠ﰱ ٧٨٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ١٧٨ﰱ ٢٢٥ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﻋﺴﻞ ﻣﺼﻔﺎ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٢٤٠ ٢١٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﻣﻮﻳﺰ ﺳﻴﺎﻩ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٤٢٥ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﻣﻮﻳﺰ ﺳﻴﺎﻩ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٥ 4 578 579 ﺁﻗﭽﻪ ١٠٩ ٢٠٠ ﺁﻗﭽﻪ ٤٠ ٠٥٠ ﺁﻗﭽﻪ ٥٠ ٤٠٠ ﺁﻗﭽﻪ ١٤ ٠٢٥ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٦٥٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺁﻟﻮﺗﺮ ﺧﺸﻚ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٥٠ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٦٥٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺁﻟﻮﺗﺮ ﺳﻴﺎﻩ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٥٠ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٦٥٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺍﻣﺮﻭﺩ ﻻﺯﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺍﳒﲑ ﻻﺯﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﻓﺴﺘﻖ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٦ ١٢٥ ﺁﻗﭽﻪ ٤٥٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺯﻏﻔﺮﺍﻥ ﺩﺳﺘﻪ ﰱ ١٨ ١٥٠ ﺁﻗﭽﻪ ٢ ٧٠٠ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٥٠ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٦٥٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﳓﻮﺩ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٤٨ ١٦٠ ﺁﻗﭽﻪ ٧ ٦٨٠ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٥٠ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٦٥٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﻧﺸﺎﺳﺘﻪ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٥٠ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٦٥٠ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺑﺎﺩﻡ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٣٣ ٤ ﺁﻗﭽﻪ ١٤٤ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﳕﻚ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺣﻄﺐ ﻧﻴﻠﻮﻓﺮﻯ ﻻﺯﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻣﻊ ﻛﺮﺍﺀ ﺑـﻬـــــﺎﺀ ﺳﺮﻛﻪ ﺳﻨﻪ ﻗﻴﻪ ﰱ ٢٠ ١٨٠ ﺁﻗﭽﻪ ٤٥٠ ﻗﻴﻪ ﰱ ١٨ ١٠٠ ﺍﻧﺒﺎﺭ ﺳﻨﻪ ١ ٨٠٠ ١٨ ٠٠٠ ﺁﻗﭽﻪ ﺁﻗﭽﻪ 5 ﲜــﻬﺘــــــــــــــــــــــ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻣﻌﯿﻨﻬﮥ ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ ﲜــــﻬﺖ ﳊﻢ ﻬﺑﺎ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺪﺭﺱ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ ﲜــــﻬﺖ ﳊﻢ ﻬﺑﺎ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺪﺭﺱ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺪرﺳﮥﺍﻳﺰﻧﻴﻖ ﻳﻮﻡ ٥٧ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٨ ٦٤٠ ﲜــــﻬﺖ ﳊﻢ ﻬﺑﺎ ﺧﺪﺍﻣﺎﻥ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢١ ٢٤٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ...ﺑﺮﺍﻯ ﻣﻨﺎﺭﻩ ﲜــــﻬﺖ ﺳﻮﻧﻜﺮ ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢٠ ٥٢٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻊ ﺭﻭﻏﻦ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ ﺍﻳﺰﻧﻴﻖ ﲜــــﻬﺖ ﴰﻊ ﻋﺴﻞ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻭﺳﻪ ________ ٢٥ ٩٢٠ﺻﺎﺭﻯ ،ﻗﻴﻪ ٢٤ ﰱ ١ ٠٨٠ ٣ ٦٠٠ﺑﻴﺎﺽ ،ﻗﻴﻪ ٣ ﰱ ١ ٢٠٠ ﺁﻗﭽﻪ ٢٩ ٥٢٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﻭﻣﻨﺎﺭﻩ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻊ ﺭﻭﻏﻦ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٤٨٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ ﺗﺮﺑﮥ ﺷﺮﻳﻒ 580 ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٠٠٠ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٣ ٠٠٠ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٧٢٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ...ﻣﺪﺭﺱ ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﲜــــﻬﺖ ﭘﯿﻼﻗﯿﮥ ﻣﺪﺭﺱ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ ﲜــــﻬﺖ ﺑﻬﺎرﯾﮥ ﺳﻮﺧﺘﻪ ﻛﺎﻥ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢ ٧٢٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﭼﻮﺍﻝ ﺑﺮﺍﻯ ﻻ زﻣﮥ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١٦٠ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ ﰱ ﺳﻨﻪ ١٥٠ 581 ﺩﻗﻴﻖ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﭼﻔﺖ ٢ ﰱ ﺳﻨﻪ ٦٠٠ ﻗﻴﻪ ﰱ ١٧١ ١٦٠ ﺁﻗﭽﻪ ٢٧ ٣٦٠ ﻗﻴﻪ ﰱ ١٧١ ٢٤ ﺁﻗﭽﻪ ٤ ١٠٤ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﻗﻨﺎﺩﻳﻞ ﺑﻠﻠﻮﺭ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﻭ ﻣﻨﺎﺭﻩ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢ ٥٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﻗﺮﻃﺎﺱ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺼﺎﱀ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٨٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﲞﻮﺭ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢ ٠٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﻟﻚ ﻭ ﻗﺎﻟﺒﻮﺭ ﻭﻛﻮﺭﻙ ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺟﺮﺕ ﻗﻨﺪﻳﻞ ﻣﻨﺎﺭﻩ ﺩﺭ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٣٦٠ ﲜــــﻬﺖ ﺟﺮﻩ ﻬﺑﺎﺀ ﺷﻴﺦ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٤ ٣٢٠ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٦٠٠ 6 ﲜــــﻬﺖ ﺟﺮﻩ ﻬﺑﺎﺀ ﺍﺭﺯ ﻛﺎﺗﺐ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٧ ٢٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺟﺮﺕ ﺍﺳﻴﺎﺏ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺑﺮﺍﻯ ﺩﻗﻴﻖ ﻋﻤﺎﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٤ ٣٢٠ ﲜــــﻬﺖ ﺣﺮﺝ ﻃﻌﺎﻡ ﻋﺎﺷﻮﺭﺍ ﺩﺭ ﺷﻬﺮ ﳏﺮﻡ ﺍﳊﺮﺍﻡ ﺑﺮﺍﻯ ... ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٠٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺗﺮاﺷﮥ ﺍﺣﺸﺎﺏ ﺑﺮﺍﻯ ﺭﺍﻩ ﺁﺏ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٨٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺟﺮﺕ ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺏ ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺟﺮﺕ ﻫﻴﻤﻪ ﻛﺶ ﺑﺮﺍﻯ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٨٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺟﺮﺕ ﴰﻌﻴﻜﺮ ﺑﺮﺍﻯ ﴰﻌﲔ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٦٦٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ﻗﻼﻯ ﺍﻭﺍﻧﺊ ﳓﺎﺱ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٢٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺟﺮﺕ ﻗﻠﻌﻴﻜﺮ ﺑﺮﺍﻯ ﺍﻭﺍﻧﺊ ﳓﺎﺱ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٥٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺧﺮﺝ ﺭﺍﻩ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﺍﱃ ﺍﺳﺘﺎﻧﻪ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺼﺎﱀ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١١ ٠٠٠ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٧٢٠ 582 ﲜــــﻬﺖ ﻋﺮﲜﻴﺎﻥ ﻭﻧﻘﻞ ﺯﺧﺎﻳﺮ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٢٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﻬﺑﺎﺀ ...ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺮۀ ﺣﺪﺍﻣﺎﻥ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺎ ﺑﺮﺍﺕ ﻋﺎﻟﻴﺸﺎﻩ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٤ ٤٠٠ 583 ﲜــــﻬﺖ ﺧﺮﺝ ﺗﺬﮐﺮۀ ﺗﻮﻟﻴﺖ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٤ ٨٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺑﻄﺎﻟﻴﻪ ﻭ ﺍﺣﻀﺎﺭﻳﻪ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﺑﺊ ﺑﺪﻝ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٥٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺩﺍﺀ ﻣﻌﻴﺸﺖ ﻣﺘﻮﱃ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٢٤ ٠٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺩﺍﺀ ﻣﻌﻴﺸﺖ ﻛﺎﺗﺐ ﻭﻗﻒ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١٢ ٠٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺑﻄﺎﻟﻴﻪ ﻭ ﺍﺣﻀﺎﺭﻳﻪ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﰉ ﻣﺸﺎﻫﺮﻩ ﰱ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٥٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﺍﺟﺮﺕ ﺣﻤﺎﻟﯿﮥ ﺫﺧﺎﻳﺮ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻭﺍﺷﺘﺮﺍﺀ ﺣﻨﻄﻪ ﺩﺭ ﻧﻘﻞ ﺍﻧﺒﺎﺭ ﻭﻗﻒ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٧ ٥٠٠ ﲜــــﻬﺖ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺩﻧﺪﺍﺭﱃ ﲜــــﻬﺖ ﺧﺮﺝ ﺍﻣﻀﺎﻯ ...ﻣﻔﺘﺶ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١ ٠٠٠ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١٢ ٠٠٠ 7 ﲜــــﻬﺖ ﺧﺮﺝ دﯾﺪۀ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻭﻗﻒ ﲜــــﻬﺖ ﺧﺮﺝ ﻛﻴﺴﻪ ﺩﺍﺭ ﻭﻗﻠﻤﻴﻪ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ٥ ٠٠٠ ﺑﺮﺍﻯ ﻗﻠﻢ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﻦ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ١٢ ٠٠٠ ﻋﻦ ﺍﻟﺰﻳﺎﺩﺓ ﺍﳋـــــــــــــــــــــﺮﺝ ﺍﻳﻦ ﻗﺪﺭ ﻣﺒﻠﻎ ﻣﻄﻠﻮﺏ ﻗﺎﺋﻢ ﻣﻘﺎﻡ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻪ ﻇﻬﻮﺭ ﻛﺮﺩﻩ ﻭﻣﺒﻠﻎ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﻋﻦ ﺣﺰﯾﻨﮥ ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﲔ ﺟﺴﺘﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﺩﺍﺩﻩ ﻓﺮﻣﻮﺩﻩ ﺑﺎﺧﻂ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺷﻮﻛﺘﻤﻘﺮﻭﻥ ﻋﺎﱃ ﻭﺑﺎﻋﺮﺽ ﺣﻀﺮﺕ ﺍﻏﺎﺀ ﻣﺸﺎﺭ ﺍﻟﻴﻪ ﺳﻨﻪ ﺁﻗﭽﻪ ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺁﻗﭽﻪ ٣١ ٣١ ٠٠ ٢٧٣ ٥٧١ ﲝﺴـــــﺎﺏ ﻏﺮﻭﺵ ٢ ٢٧٩ .٥ ٢ ٢٧٩ .٥ ٠ ٠٠٠ ﺻﻮﺭﺕ ﺩﺍﺩﻩ 584 ﺗﻌﻠﻖ ﻧﻈﺮﻯ ﲟﺎ ﻓﻴﻪ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻘﺎﺩﺭ ﺍﳌﻔﺘﺶ ﺑﺎﻣﻮﺭ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﺍﳊﺮﻣﲔ ﺍﶈﺘﺮﻣﲔ ﳕﻘﻪ ﺍﻟﻔﻘﲑ ﺍﻟﻴﻪ ﺗﻌﺎﱃ )ﻣﻬﺮ( 585 Orhan Bey Vakfı Örneğinin Transkripsiyon Hali: Muhasebe-i mahsûlat ve ihrâcat-ı evkaf-ı câmi’i şerif ve imâret Amire-i merhum ve mağfurun leh Sultan Orhan Gazi tâbe serâhü der-Bursa, an ferman-ı şerif Mehmed Ağa kaymakam-ı mütevelli-i vakf. Vacib-i an evvel-i Mart sene 1239 ilâ gaye-i Şubat sene-i minhü (aynı sene), be-ma’rifet-i iftiharu’l havâs ve’l-mukarrâbin, mu’temedü’lmülûk ve’s-selâtin, enisü’l-hazrefi’l-aliyye, celîsü’d-devleti’s-seniyyeti’l-hakaniyye sâhibü’l-ızzi ve’d-devleti, a’nî hazret-i Abdullah Ağa, Ağa-i Dârussa’âdeti-s-şerife en-nâzır suret dâbe bâ-ferman-ı âli ve bâ-ânz-ı hazret-i Ağa-ı müsarun-ileyh, el-vâkı fî 26 Ra sene 1241. Asıl mal Fî sene-i kâmile 519.252 An mâl-ı mukayyed mukata’ât-ı vakf an hazine-i Haremeyn makbuz-ı kaymakam-ı mütevellî-i mumâ-ileyh Ani’l-mahsûlat_____________________________________________________________________ Mezkûrin An mahsûl______i İcâre-i hamam-ı Bucakçılar, der yed-i müste’cinin An mahsûl______i İcâre-i Hamâm-ı Atik dahil-i kal’a-i Hisar, der-yed-i müste’cirîn An mahsûl______i İcâre-i hamâm-ı kahvehane, der yed-i câbi-i mûşakere An mahsûl______i İcâre-i dekâkin, der yed-i câbi-i mûşakere Fî sene Akçe 5.400 Fî sene Akçe 3.600 Fî sene Akçe 1.440 Fî sene Akçe 85.812 586 An mahsûl______i İcâre-i kıst-ı Han-ı Emîr der yed-i müste’cinin Fî sene Akçe 36.000 An mahsûl______i İcâre-i âsiyâb An mahsûl______i Bedel-i çşr-i mukataât-ı bâgat ve bâğçeha ve hanehâ-i nefs-i Bursa, der yed-i câbi Fî sene Akçe 1.800 Fî sene Akçe 23.700 Ani’l-gallât____________________________________________________________________ Mahsûlat-ı kurâhâ-i evkaf-ı şerif an cânib-i mutâsarrifîn Bâ-keyl-i Bursa Hınta Keyl 4.150 3.825 Furuninâde ve sarf şude 325 200 Telef-i anbar ve noksân-ı kefe 125 12.000 Harc-ı Fodulala-i İmaret-i Âmire Be-her yevm Keyl 7 Berây-ı Şorba Be-her Yevm Keyl Eyyâm 360 Eyyâm 330 1 Berây-ı Ta’âm-ı Berây-ı Âşura der-şehr-i Muharremü’l Haram Keyl 5 587 Keyl 2.520 Keyl 330 Vudı’a min Zâlik___________________________________________________________________ Akçe 792.823 El-Vezâif__________________________________________________________________________ Hademe-i vakf-ı şerif-i mezbûre an evvel-i mart sene 1239 ilâ gaye-i Şubat sene-i minhü (aynı sene) Yevm Akçe 725 Fî sene Akçe 261.000 Ani’l-ihrâcat-ı mezkûrin____________________________________________________________ Akçe 531.823 Harc-ı kilâr-ı İmaret-i Âmire 588 Baha_____i Erz-i mısrî bâkeyf-i İstanbulî Fî sene Keyl Kıyye 140 178 Akçe 109.200 Baha_____i Revgan-ı sâde Fî sene Baha_____i Aluter-i hoşk Fî sene Baha_____i Alûter-i siyah Fî sene Kıyye 50 Akçe 1.650 Akçe 40.050 Baha_____i Asel-i musaffa Fî sene Kıyye 210 Akçe 50.400 Baha________i Mevîz-i siyah Fî sene Kıyye 50 Akçe 14.025 Baha_____i Mevîz-i siyah Fî sene Kıyye 425 Akçe 1.650 Baha________i İncir, lâzıme-i İmaret Fî sene Kıyye 50 Baha_____i Badem Fî sene Kıyye 50 Baha_____i Amrud(Armut) lâzıme-i imaret Fî sene Kıyye 50 Akçe 1.650 Akçe 1.650 Akçe 1.650 Akçe 144 Kıyye 4 589 Baha_____i Fıstık Fî sene Kıyye 12,5 Baha_____i Zağfiran Deste 150 Baha_____i Nohud Fî sene Kıyye 160 Baha________i Nişasta Fî sene Kıyye 50 Baha_____i Sirke Fî sene Kıyye 180 Akçe 450 Akçe 2.700 Akçe 7.680 Akçe 1.650 Akçe 3.600 Masârıfât-ı mu’ayyene-i mezkûrin Akçe 257.674 Masârıfât_______________________________________________________________ Lahm-baha Berây-ı Müderris Efendi, medrese-i Manastır Yevm 57 Fî sene Akçe 20.520 590 Lahm-baha beray-ı Müderris Efendi, medrese-i İznik Fî sene 8.640 Lahm-baha huddâmân-ı vakf-ı şerif Fî sene Akçe 21.240 Bahâ-i Şem’-i Asel, berây-ı câmi’-i şerif-i Bursa Akçe 25.920, sarı Kıyye 24 Fî 1.080 3.600, beyaz Kıyye 3 Fî 1.200 29.520 Bahâ-i Şem’-i Revgan, berây-ı câmi’-i şerif-i Bursa Fî sene Akçe 1.480 Bahâ-i Şem’-i Revgan, berây-ı câmi’-i İznik Bahâ-i Berây-ı Minâre Bahâ-i Sünger Ve gayrihi, berây-ı câmi’-i şerif-i Bursa Fî sene Akçe 720 Bahâ-i Revgan-ı Zeyt, berây-ı câmi’-i şerif ve minâre Kıyye 16 Fî 171 Akçe 27.360 Bahâ-i Revgan-ı Zeyt, berây-ı türbe-i latif Fî sene Akçe 1.000 Fî sene Akçe 3.000 Bahâ-i Berây-ı müderris Efendi, medrese-i Manastır Fî sene Akçe 160 Bahâ-i Müderris Efendi, medrese-i Manastır Bahâ-i Kanadil-i Billûr, berây-ı Câmi’-i Şerif Bahâ-i Kırtâs Berây-ı lâzıme-i mesâlih-i vakf-ı Bahâ-i Buhur Berây-ı câmi’-i şerif ve türbe Fî sene Akçe 2.720 Fî sene Akçe 2.500 Fî sene Akçe 1.800 Fî sene Akçe 2.000 Kıyye 24 Fî 171 Akçe 4.104 591 Bahariye-i Suhtegân berây-ı medrese-i Manastır Fî sene Akçe 150 Cerre-bahâ-i erz-i kâtib efendi Fî sene Akçe 7.200 Harc-ı ta’âm-ı âşura, der şehr-i Muharremü’l-harâm Fî sene Akçe 7 592 Bahâ-i Çuval berây-ı lâzıme-i dakîk-ı İmâret-i Âmire Çift 2 Fî sene 600 Bahâ-i Elek ve kalbur ve kürek berây-ı lâzıme-i İmaret Fî sene Akçe 600 Ücret-i kandîl-i minâre-i der Şerif Cerre-bâhâ-i Şeyh-i imâret Fî sene Akçe 360 Fî sene Akçe 4.320 Ücret-i âsiyâb-ı İmaret, berây-ı dakik-ı İmâret Amire Fî sene Akçe 4.320 Ücret-i gendüm-i Kûb berây-ı lâzıme-i İmâret-i Amire Fî sene Akçe 720 Ücret-i heyme-keş berây-ı İmaret-i Amire Ücret-i şem’îger beray-ı şem’îr-ı câmi’-i şerif Fî sene Akçe 1.800 Fî sene Akçe 660 Bâhâ-i tıraşe-i ahşâb, berây-ı râh-ı âb-ı vakf Bâhâ-ı kalay-ı evâni-i nuhâs-ı İmaret Ücret-i kal’îger berây-ı evânîn-i nuhas-ı İmâret Harcırâh-ı Bursa ilâ âsitane, berây-ı mesâlih Fî sene Akçe 1.800 Fî sene Akçe 1.200 Fî sene Akçe 500 Fî sene Akçe 11.000 ………… nakl-i zehâir-i İmaret-i Âmire Fî sene Akçe 1.200 Bâhâ-ıberây-ı cerre-i huddâmân-ı vakf-ı şerif-i bâberât-ı âlişan Fî sene Akçe 4.400 Harc-ı tezkere-i tevliyet-i vakf-ı şerif Fî sene Akçe 4.800 Battalite ve İhzaniye, berây-ı câbi-i bedel vakf Fî sene Akçe 500 Harc-ı kisedariye ve kalemiye Fî sene Akçe 5.000 Edâ-i ma’iset-i mütevelli-i vakf-ı şerif Fî sene Akçe 24.000 Ücret-i hâmâl ye-i İmaret ve iştirâ-i hınta der-nakl-i ânbâr-ı Fî sene Akçe 7.500 Edâ-i ma’iset-i Battaliye ve ihzaniye kâtib-i vakf berây-ı kâbi-i müşâhere Fî sene Fî sene Akçe Akçe 12.000 500 Mukata’a-i Dundanlı Efendi Fî sene Akçe 1.200 Harc-ıMüfettiş Fîsene Akçe 1.000 Harc-ı dider-i muhâsebe-i vakf, berây-i kâlem-i muhâsebe-i Haremeyn-i Şerifeyn Fî sene Akçe 1.200 Ani’z-ziyâdeti’l-harc__________________________________________________________________ In kadar meblağ matlûb-ı kaymakam-ı mütevellî-i mûma-ileyh zuhûr kerde ve meblağ-ı mezbûr an hâzine-i Haremeyn-i Şerifeyn ceste ceste dâde fermûde bâ-hatt-ı hümâyun-ı sevket-makrûn ve fermân-ı âlî ve bâ-arz-ı hazret-i ağa-i müşarun-ileyh. 593 Akçe 273.571 Be-hesab-ı gurûş 2.279,5 31 Suret dâde 2.279,5 31 00000 00 Evkaf müfettişi Abdülkadir Mühür BOA., Kamil Kepeci Tasnifi, nr. 3348 594 Orhan Bey Vakfı Örneğinin Türkçe Hali: 1 Mart 1239 [ ] ile Bursa’daki Sultan Orhan Gazi Câmi ve İmâret vakıflarının, mütevelli vekili zamanındaki mart ayı başlangıcından şubat ayı sonuna kadar bir senelik gelir-gider muhâsebesi: Dârussaâde Ağası Abdullah ağa’nın arzı ile çıkan ferman üzerine Sûret verilmiştir. 2 Rebi'ülahır 1241. Senelik Gelir’i Akçe 519.252 Haremeyn Hazinesine ait vakfın mukata’a gelirlerinden adı geçen mütevelli vekilinin aldığı para Senede Akçe 349.500 Aşağıda zikredilen gelirlerden: Kiracılar elindeki Bıçakçılar hamamı kirasından Senede Akçe 5.400 Kiracılar elindeki Eski hamam kirasından Senede Akçe 3.600 Kiracılar elindeki Emir hanının kira taksitlerinden Senede Akçe 36.000 Hamam ve Kahvehane kiralarından Senede Akçe 1.440 Değirmen kirasından Senede Akçe 1.800 Dükkan ve kiralarından Senede Akçe 85.812 Bursa içindeki ev, bağ ve bahçelerin kira gelirlerinden Senede Akçe 23.700 Köylüler elindeki vakıf tarlalarından elde edilen gelirler: Bursa kilesi ile Senede 4.150 kile, 3.825 düşülen ve sarf edilen 325 200 Ambârda telef olan 125 Akçe 12.000 595 4- Bundan düşülen Akçe 792.823 Vakıf görevlileri maaşları için 1239 mart ayı başlangıcından aynı senenin Şubat ayı sonuna kadar Günde Akçe 725 Senede Akçe 261.000 5- Aşağıdaki harcamalar için Akçe 531.823 a- İmaret için yapılan harcamalar 274.149 Mısır pirinci, İstanbul kilesi ile Senede 140 keyl, fi 780 Akçe 109.200 Sade yağ Senede 178 kıyye, fî 225 Akçe 40.050 Süzme bal Senede 210 kıyye, fî 240 Akçe 50.400 Siyah üzüm Senede 425 kıyye, fî 33 Akçe 14.025 Kırmızı üzüm Senede 50 kıyye, fî 33 Akçe 1.650 Kuru erik Senede 50 kıyye, fî 33 Akçe 1.650 Siyah erik Senede 50 kıyye, fî 33 Akçe 1.650 Armut, imaret için Senede 50 kıyye, fî 33 Akçe 1.650 İncir, imaret için Senede 50 kıyye, fî 33 Akçe 1.650 Badem Senede 4 kıyye, fî 36 Akçe 144 Fıstık Senede 12,5 kıyye, fî 36 Akçe 450 Zağfıran [safran] 150 deste, fî 18 Akçe 2.700 Nohut Senede 160 kıyye, fî 48 Akçe 7680 Nişasta Senede 50 kıyye, fî 33 Akçe 1.650 Sirke Senede 180 kıyye, fî 20 Akçe 3600 596 6- Aşağıdaki belirli giderler için: 257.674 Akçe Manastır medresesindeki müderris için et bedeli Günlük 57 Senede Akçe 20.520 İznik’deki cami için yağ Senede Akçe 1.000 Minarenin tamiri için Senede 3.000 Manastır medresesindeki müderris için … bedeli Senede Akçe 160 Medrese öğrencileri için baharlık Senede Akçe 150 İznik medresesindeki müderris için et bedeli Senede Akçe 8.640 Bursa’daki cami için sünger ve saire Senede Akçe 720 Manastır medresesindeki müderris efendinin …. Bedeli Senede Akçe 2.720 İmaret için gerekli çuval bedeli Çift 2 Senede Akçe 600 Vakıf hizmetlileri için et bedeli Senede Akçe 21.240 Minare ve cami için zeytinyağı 160 okka, fiyatı: 171 Akçe 27.360 Cami ve minarenin billur kandilleri için Senede Akçe 2.500 İmaret için gerekli elek, kalbur ve kürek bedeli Senede Akçe 600 Bursa’daki cami için bal mumu sarı 24 okka,fiyatı: 1080 Akçe 25.920 Beyaz 3 okka, fiyatı: 1200 Akçe 3.600 Toplam:29.520 Vakfın işleri için gerekli kırtasiye bedeli Senede Akçe 1.800 Ramazanda minare için kandil bedeli Senede Akçe 360 Bursa’daki cami için yağ Senede Akçe 1.480 Türbe için zeytinyağı 24 okka, fiyatı:171 Akçe 2104 Cami ve türbenin tütsüsü için Senede Akçe 2.000 İmaret şeyhine erzak bedeli Senede Akçe 4.320 597 Kâtip efendinin erzak bedeli için Senede Akçe 7.200 İmaretin unu için değirmen bedeli Senede Akçe 4.320 Muharrem ayında aşûre yemeği için Senede Akçe 7 Vakfın su yolu için ahşap tahta Senede Akçe 1.800 İmaretin bakır kaplarının kalaylanması için Senede Akçe 1.200 İmarete zahir taşıyan arabacılara verilen ücret Senede Akçe 1.200 Vakfın tevliyet tezkeresi harcı Senede Akçe 4.800 Mütevellinin maaşı için Senede Akçe 24.000 Vakıf katibinin maaşı için Senede 12.000 Vakıf görevlilerine erzak bedeli olarak beratları gereğince yapılan ödeme Senede 4.400 Vakıf tahsildarına ihzariye bedeli olarak ödenen Senede 500 İmaret için alınan zahire ve buğday bedeli ve hamaliye bedeli olarak yapılan ödemeler Senede Akçe 7.500 Dundarlı Mukatacası? Senede Akçe 1200 598 İmaret için ezilmiş buğday Senede Akçe 720 İmaret için odun bedeli Senede Akçe 1.800 İmaretin bakır kaplarını kalaylayan kalaycıya Senede Akçe 500 Câmi’in mumları için mumcuya ödenen ücret Senede Akçe 660 Bursa’dan İstanbul’a harcırah, vakfın işlerinin takibi için Senede Akçe 11.000 Vakfın tahsildarı için Senede Akçe 500 Evkaf müfettişine imza harcı olarak ödenen Senede Akçe 1.000 Yazı işleri için ödenen harç Senede Akçe 5.000 vakfın muhasebesinin görülmesi için Haremeyn Muhasebesi Dairesine ödenen harç Senede 1.200 Fazla harcamadan doğan mütevellinin alacağı Darussaâde Ağasının arzı üzerine çıkan ferman gereğince taksit taksit Haremeyn Hazinesinden ödenmesi emir buyuruldu Akçe 273.571 Guruş olarak hesâbı para 2279,5 31 Sûret verildi 2279,5 31 00000 00 Evkaf müfettişi Abdülkadir Mühür BOA., Kamil Kepeci Tasnifi, nr. 3348 Örneğinin tek Düzen Hesap Planı’na Göre Kaydı: Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir örnek olup, Orhan Gazi Vakfı’na ait bir kayıttır.-Taktir edileceği üzere burada kaydın bir kısmına yer verilmiştir. Yine taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir. 599 441. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-2 Bu döneme ilişkin olarak verilecek ikinci örnek Şirket-i Hayriye başka bir ifade ile dönemin vapur işletmelerine ait örnektir. Ancak bu örnek Siyakat yazısı ile Osmanlıca yapılmıştır. Bu nedenle bu örnekte; örneğin Osmanlıca kayıt haline, transkripsiyon ve Türkçe hallerine yer verilecektir. 600 Şirket-i Hayriye Örneğinin Osmanlıca Hali: ﺷﺮﻛﺖ ﺧﲑﻳﻪ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮﻳﻨﻚ ﺩﺭﺳﻌﺎﺩﺗﻪ ﻭﺭﻭﺩﻟﺮﻳﻠﻪ ﺍﻳﺸﻠﻤﻜﻪ ﺑﺎﺷﻠﺪﻗﻠﺮﻯ ﻛﻮﻧﺪﻥ ﺍﺷﺒﻮ ﺍﻳﻜﻴﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﺍﻏﺴﺘﻮﺳﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﺩﻛﲔ ﺑﺎﳉﻤﻠﻪ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻭﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻨﻚ ﻣﻘﺪﺭﻳﲎ ﻣﺒﲔ ﺍﲨﺎﻟﻴﺪﺭ ﭘﺎﺭﻩ ﻏﺮﻭﺵ ٦ ٠٠٠ ٠٠٠ ١٠ ١٠ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﻪ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺣﺼﻪ ﺑﺪﻻﺗﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻟﻨﺎﻥ ١ ١٧٨ ٧٠٧,٥ ﻣﻠﺘﺰﻡ ﺍﻭﻝ ﺑﻴﻠﺰﻳﻜﭽﻰ ﺍﻭﻏﻠﻠﺮﻳﻨﻚ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻣﺎﻩ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﻟﺮﻧﺪﻩ ﺑﺪﻝ ﺍﻟﺘﺰﺍﻣﻨﻪ ﳏﺴﻮﺑﺎﹰﺍ ﺍﻟﻨﺎﻥ ٠ ١٦٨ ٣٤٩,٥ ﺑﻴﻠﺰﻳﻜﭽﻰ ﺍﻭﻏﻠﻠﺮﻧﺪﻥ ﺍﻟﺘﺰﺍﻣﻨﻚ ﻓﺴﺨﻴﻠﻪ ﺩﻳﻜﺮ ﻣﻠﺘﺰﻣﻪ ﻭﻳﺮﻳﻠﻴﻨﺠﻴﻪ ﻗﺪﺭ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻟﱴ ﻛﻮﻥ ﺍﻳﺎﻡ ﺣﺎﻟﻴﻪ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ١ ٢٥٠ ٠٠٠ ﻣﻠﺘﺰﻡ ﺛﺎﱏ ﻣﻐﺮﺩﻳﺞ ﻗﺎﻟﻔﻪ ﻧﻚ ﻳﺪﻯ ﺑﭽﻖ ﺍﻯ ﻣﺪﺕ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﺍﻟﻨﺎﻥ ٠ ٥٥٨ ٣١٢ ﰱ ١٦ﺣﺰﻳﺮﺍﻥ ﺳﻨﻪ ٧٠ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺍﻏﺴﺘﻮﺱ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﺍﻳﻜﻰ ﺑﭽﻖ ﻣﺎﻩ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﺍﻣﺎﻧﺖ ﺻﻮﺭﺗﻴﻠﻪ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺩﻩ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ٩ ١٥٥ ٣٦٩ ﻣﻨﻬـــــــــﺎ ﺍﳌﺼﺎﺭﻓﺎﺗـــــــــــــــــ ﭘﺎﺭﻩ ﻏﺮﻭﺵ ٦ ٣٢١ ٠٨٧,٥ ﺳﻜﺰ ﻗﻄﻌﻪ ﻭﺍﭘﻮﺭ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺑﺎﻟﻄﻪ ﺟﻰ ﻣﻨﻮﻻﻛﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ٠ ٤٤٩ ٦٥٣,٥ ﻣﺆﺧﺮًﺍ ﻓﺮﺍﻧﺴﻪ ﻟﻮ ﺗﻮﻗﺎﺳﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺑﺮ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ١ ٠٣٩ ٢٤٨ ٠ ٠٠٤ ٨٠٦,٥ ٠ ١١٩ ٨٤٢ 601 ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﺍﻧﺸﺎﺋﻴﻪ ﺳﻴﭽﻮﻥ ﺟﺴﺘﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﺳﻜﺰ ﻗﻄﻌﻪ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﺩﺭﺳﻌﺎﺩﺗﻪ ﻭﺭﻭﺩﻟﺮﻧﺪﻩ ﺑﻮﻳﻪ ﻭﺗﻨﺘﻪ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻣﺼﺎﺭﻓﻠﺮﻳﭽﻮﻥ ﻗﭙﻮﺩﺍﻥ ﻗﻠﻴﭽﺮﻩ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮﻙ ﻭﻛﻨﺪﻭﺳﻨﻚ ﻟﻮﻧﺪﺭﻩ ﺩﻩ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﻴﭽﻮﻥ ﻗﭙﻮﺩﺍﻥ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ٠ ٠٥٩ ٥٤٧ ﻓﺴﺨﺎﻧﻪ ﺻﺮﺍﰱ ﺍﻭﺍﻧﺴﻚ ﻣﻘﺪﻣﺎ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮﻩ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﭘﺮﻣﻘﻠﻖ ﻭﺑﺼﻤﻪ ﺳﻨﺪﻟﺮﻙ ﻟﻴﻄﻮﻏﺮﺍﻓﻴﻪ ﻣﺼﺎﺭﻓﻴﻠﻪ ﺍﻋﻄﺎ ﺍﻳﻠﻤﺶ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺻﻨﺪﻗﻜﺎﺭ ﻣﻌﺎﺷﻰ ٧ ٩٩٤ ١٨٤,٥ ١٠ ١٠ ٠ ٠٠٧ ٦٠٠ ٠ ١٦٣ ٧٧٠ ٠ ٦٨٥ ١٨٠,٥ ٠ ٠٧٥ ٣١٦,٥ ٠ ٠٣٠ ٠٠٠ ٠ ٠٢٩ ٣٥٦ ﺷﺮﻛﺖ ﻣﺬﻛﻮﺭﻩ ﻟﺮﻙ ﺷﻜﺴﺖ ﺍﻳﻠﺪﻛﻠﺮﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﭼﻜﺪﻳﺮﻣﻪ ﺯﻳﺎﻧﻴﭽﻮﻥ ﺑﺎ ﺍﻋﻼﻡ ﻟﻴﻤﺎﻥ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻓﺮﺍﻧﺴﻪ ﻟﻮ ﺗﻮﻗﺎﺳﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﻪ ﺩﺭﺳﻌﺎﺩﺗﻪ ﻛﺘﻮﺭﻩ ﺟﻜﻰ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﻛﺘﻮﺭﳌﺎﻣﺎﺳﻴﭽﻮﻥ ﺯﻳﺎﻥ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﺭﻳﻼﻥ ﻧﻴﺴﺎﻥ ﺳﻨﻪ ٦٩ﺗﺎﺭﳜﻨﺪﻩ ﲤﺘﻊ ﻧﺎﻣﻴﻠﻪ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﻪ ﺗﻮﺯﻳﻊ ﻭﺍﻋﻄﺎ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻳﻮﺯﺩﻩ ﺑﺮﺑﭽﻖ ﺣﺴﺎﺑﻴﻠﻪ ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻧﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﺭﺳﻢ ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﻳﻪ ﻟﺮﻯ ﺑﺎﻟﻄﻪ ﺟﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﻪ ﺷﺮﻛﺖ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﳎﺎﻧًﺎ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﺍﻭﻥ ﺣﺺ ﺑﺪﱃ ﻣﺆﺧﺮًﺍ ﻣﻐﺮﺩﻳﺞ ﻗﺎﻟﻔﻪ ﻳﻪ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮ ﺗﻌﻤﲑﺍﺗﻨﺪﻥ ﻃﻮﻻﱙ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ٨ ٩٨٥ ٤٠٧,٥ ﻣﻴﺰﺍﻧـــــــــــــــــــــــ ﻏﺮﻭﺵ ٣٢ ٢٥٠ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﺪﻥ ﺑﻌﻀﻴﻠﺮﻳﻨﻚ ﺫﻣﱴ ١٣ ٢٥٠ ﻓﺴﺨﺎﻧﻪ ﺩﺭﻛﺘﻮ ﻣﺘﻮﰱ ﺍﻭﺍﻧﺴﻚ ﺫﻣﱴ ٢٢ ٩٢٠ ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﱴ ٣٩ ٠٠٠ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﻤﻖ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺣﺼﻪ ﻋﺪﺩ ١٣ ١٠٧ ٤٢٠ 602 ﭘﺎﺭﻩ ﻏﺮﻭﺵ ١٠ ٩ ١٥٥ ٣٦٩,٥ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﺎﺻﻼﺕ ١٠ ٨ ٩٨٥ ٤٠٧,٥ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ٠٠ ١٦٩ ٩٦١,٥ ١٠٧ ٤٢٠ ﺍﺷﺒﻮ ﻣﺒﺎﻟﻎ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﺪﻥ ﻭﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻧﺪﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻖ ﺫﻣﻢ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ٦٢ ٥٤١,٥ ٢٣١ ٧٩٧ ﺩﺭﺩﺳﺖ ﺗﻘﺪﱘ ﺍﻳﻠﻮﻝ ﺩﻓﺘﺮﻯ ﻣﻮﺟﺒﻨﺠﻪ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺻﻨﺪﻕ ٢٩٤ ٣٣٨,٥ ﺷﺮﻛﺖ ﺧﲑﻳﻪ واﭘﻮرﻟﺮﻳﻨﻚ وﻗﻮﻋﺒﻮﻻن واردات وﻣﺼﺎرﻓﺎﺗﻰ ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎرﺗﻰ اﺑﺘﺪاﺳﻨﺪه رؤﻳﺖ اوﻟﻨﻤﺶ اوﻟﺪﻳﻐﻰ وﲟﻨﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﺣﻠﻮل اﻳﺪه ﺟﻚ ﻳﺘﻤﺶ اﻳﻜﻰ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎرﺗﻨﺪه دﺧﻰ ﲤﺘﻌﺎت واﻗﻌﻪ ﺳﻨﺪن ﺣﺼﻪ داراﻧﻪ ﺗﻘﺴﻴﻢ اوﻟﻨﻪ ﺟﻐﻰ ﺟﻬﺘﻠﻪ ﻣﺎه ﻣﺬﻛﻮره ﻗﺪر ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻇﺮﻓﻨﺪه وﻗﻮﻋﺒﻮﻻن واردات وﻣﺼﺎرﻓﻨﻚ ﻣﻘﺪار ﺣﻘﻴﻘﻴﺴﻰ اول اﻣﺮده ﻻﻳﻘﻴﻠﻪ ﺑﻴﻠﻴﻨﻮب ﺳﺎﺑﻘﻰ ﻣﺜﻠﻮ رأس ﺳﻨﻪ اﻋﺘﺒﺎرﻳﻠﻪ ﻣﺎه ﻣﺬﻛﻮرده اﳚﺎﺑﻨﻪ ﺑﺎﻗﻴﻠﻤﺴﻰ ﻻزﻣﻪ دن اوﳌﺴﻨﻪ ﻣﺒﻨﻰ ﻣﺬﻛﻮر واﭘﻮرﻟﺮك ذﻛﺮ اوﻟﻨﺎن ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎرﺗﻰ اﺑﺘﺪاﺳﻨﺪن ﺳﻨﮥ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﺷﺒﺎﻃﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﻗﺪر وﻗﻮﻋﺒﻮﻻن واردات و ﻣﺼﺎرﻓﺎﺗﻰ وﻣﻮﺟﻮد وزﻧﻪ اوﻻن اﻗﭽﻪ اﻳﻠﻪ اداﻧﻪ ده ﺑﻮﻟﻨﺎن وﺳﭙﺎرش اوﻟﻨﺎن اﻳﻜﻰ ﻗﻄﻌﻪ واﭘﻮرك ﺗﻘﺴﻴﻂ اوﻟﻰ اوﻟﻪ رق وﻳﺮﳌﺶ و وﻳﺮﻳﻠﻪ ﺟﻚ اوﻻن اﻗﭽﻪ ﻧﻚ ﻣﻘﺪار وﻛﻤﻴﺘﻴﻠﻪ ﺳﻨﮥ ﺳﺎﺑﻘﻪ ده رؤﻳﺖ اوﻟﻨﺎن ﳏﺎﺳﺒﻪ دن ﺻﻜﺮه ﻣﻮﺟﻮد ﻗﺎﻻن وﺑﻌﺾ اﺻﺤﺎب ذﻣﺘﺪن ﲢﺼﻴﻞ و ﺗﺴﻠﻴﻢ وزﻧﻪ ﻗﻠﻨﺎن ﻣﺒﺎﻟﻐﻚ ﺣﻘﻴﻘﺖ ﻣﻘﺪارى ﲡﺎرت ﳏﺎﺳﺒﻪ ﺳﻨﺪن درﻛﻨﺎر اوﻟﻨﻤﺴﻰ ﻓﺮﻣﺎن ﺑﻴﻮرﻟﺪى. ٥رﺟﺐ ﺳﻨﻪ [١٢٧٢] ٨٢ 603 ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻰ ﺍﺑﺘﺪﺍﺳﻨﺪﻥ ﺷﺒﺎﻃﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﺩﮔﲔ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮ ﻣﺪﻳﺮﻯ ﻋﻠﻰ ﺣﻠﻤﻰ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﺍﻣﺎﻧﺔ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﻬﺑﺮ ﺷﻬﺮ ﺗﻘﺪﱘ ﺧﺎﻛﭙﺎﻯ ﻋﺎﻟﺊ ﻧﻈﺎﺭﺗﭙﻨﺎﻫﻴﻠﺮﻯ ﻗﻠﻨﺎﻥ ﳑﻬﻮﺭ ﺩﻓﺎﺗﺮ ﻣﻮﺟﺒﻨﺠﻪ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻭﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻨﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ ﭘﺎﺭﻩ ﻣﻊ ﺍﳚﺎﺭﺍﺕ ﻭﺍﺭﺩﺍﺕ ﻏـــــــﺮﻭﺵ ٣٩٧ ٥٢٩,٥ ﭘﺎﺭﻩ ١٤ ﻣﻊ ﻗﻮﻣﻴﺴﻴﻮﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻏـــــــﺮﻭﺵ ٢٠٥ ٢٥٩,٥ ﻣﺎﺭﺕ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٤٥٦ ٤٧٠,٥ ٢٢٣ ٤٤٧ ﻧﻴﺴﺎﻥ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٥٧٤ ٩٤١ ٢٧٣ ٥٣٦ ﻣﺎﻳﺲ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٣٠٧ ٤٣٩,٥ ﺣﺰﻳﺮﺍﻥ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﲤﻮﺯ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ١٠ ٧١٧ ٦٠٤ ١٠ ٧٦١ ٩٥٨,٥ ٣١٥ ١١٣,٥ ١٠ ٧٩١ ١٥٤,٥ ٣٣٨ ٤٩٠ ٧٠٥ ٩٧٧,٥ ٣٥١ ٥٤١,٥ ﺍﻳﻠﻮﻝ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٥٥١ ١٥٩ ٢٩٢ ٤٢٠,٥ ﺗﺸﺮﻳﻦ ﺍﻭﻝ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٤٥٨ ٦٠٢,٥ ٩ ٢٥٧ ٥٤٢ ﺗﺸﺮﻳﻦ ﺛﺎﱏ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٥٠٩ ٨٠٤ ٦ ٢٧٤ ٠٣٢,٥ ﻛﺎﻧﻮﻥ ﺍﻭﻝ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٤٩٣ ٥٤٥ ١٠ ٢٨٢ ٢١٩,٥ ﻛﺎﻧﻮﻥ ﺛﺎﱏ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٤٦٩ ٠٦٣,٥ ١٥ ٤٦٠ ٧٤٥,٥ ﺷﺒﺎﻁ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ١٠ ١٠ ١٠ 2 ﺁﻏﻮﺳﺘﻮﺱ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ 604 ٣ ٥٨١ ٧٨٨,٥ ٤ ٦ ٨٨٧ ٨٢١,٥ ٣ ٥٨١ ٧٨٨,٥ ٣ ٣٠٦ ٠٣٣ ١٠ ٦ ٤ 605 ﲡﺎﺭﺕ ﳏﺎﺳﺒﻪ ﺳﻰ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻨﺪﻩ ﺭﺅﻳﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺣﺴﺎﺑﺪﻧﺼﻜﺮﻩ ﺷﺮﻛﺖ ﺁﻗﭽﻪ ﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻓﻀﻠﻪ ﻗﺎﻻﻥ ﻣﺒﺎﻟﻎ ﺍﻳﻠﻪ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻥ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻭﺍﺭﺩﺍﺗﻚ ﻣﻘﺪﺭﺍﻯ ﻏـــــﺮﻭﺵ ﭘﺎﺭﻩ ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻨﺪﻩ ﺭﺅﻳﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﳏﺎﺳﺒﻪ ﺩﻥ ﻗﺼﻮﺭ ﻓﻀﻠﻪ ﻛﻮﺭﻳﻨﺎﻥ ٩١ ٣٨٩ ١٠ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﺘﻠﺮﻧﺪﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٦٤ ٢٥٠ ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﺘﻠﺮﻧﺪﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٣ ٥٦٠ ﺑﺎﻟﻄﻪ ﻟﻴﻤﺎﱏ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﺳﻨﻚ ﻓﺴﺨﻴﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺍﻧﻘﺎﺿﻰ ﻬﺑﺎﺳﻰ ٣ ٠٠٠ ﺑﻌﺾ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮﻙ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﭘﺮ ﻣﻘﻠﻘﻠﺮﻯ ﻬﺑﺎﺳﻰ ٢ ٨٥٥ ﻋﺴﺎﻛﺮ ﺷﺎﻫﺎﻧﻪ ﻧﻘﻠﻴﻪ ﺳﻰ ﻣﺼﺎﺭﻓﻨﺪﻥ ﻃﻮﻻﱙ ﻧﻈﺎﻣﻴﻪ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺍﻟﻨﺎﻥ ٢٢ ٦٢٥,٥ ﺍﺩﺍﻧﻪ ﻳﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻣﺒﺎﻟﻐﻚ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻩ ﻥ ﻛﺬﺷﺘﻪ ﺳﻰ ٦١ ٨٣٦,٥ ٢٤٩ ٦١٦ ١٠ ﻓﺎﺋﺾ ﻏﺮﻭﺵ ٦ ٢٩١,٥ ﻋﻦ ٢ﺹ ﺳﻨﻪ ٧٢ﺍﱃ ٥ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ١٠ ٣٤٧ ٢٥٠ ٠٠٠ ﻋﻦ ٤ﺹ ﺳﻨﻪ ٧٢ﺍﱃ ٥ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ١٢ ٣٣٢ ٣٠٠ ٠٠٠ ﻋﻦ ٥ﺹ ﺳﻨﻪ ٧٢ﺍﱃ ٥ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ١٢ ٢٥٠ ٣٠٠ ٠٠٠ ﻋﻦ ٦ﺹ ﺳﻨﻪ ٧٢ﺍﱃ ٥ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ١ ٠٠٠ ٠٠٠ ٦٠٠ ٠٠٠ ﻋﻦ ٢٩ﺹ ﺳﻨﻪ ٧٢ﺍﱃ ٥ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ٤١ ٢٢١,٥ ٢٠ ٦١٥ ٢ ٤٠٠ ﻣﺎﻝ ﻏﺮﻭﺵ ١٥٠ ٠٠٠ ﺍﻳﺎﻡ ﻋﺪﺩ ١٢٦ 3 ١ ٦٠٠ ٠٠٠ 606 ١٠ ٢٤٧ ٢١٦ ﭘﺎﺭﻩ ١٦ ١٠ ﻏـــــﺮﻭﺵ ٣ ٥٥٣ ٢٤٩ ٥٠٧ ٠٣١ ﺍﺑﺘﺪﺍﻯ ﻣﺎﺭﺕ ﺳﻨﻪ ٧١ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﺒﺎﻁ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﺑﺎ ﻓﺮﻣﺎﻥ ﻋﺎﱃ ﻛﺎﻏﺪ ﻗﻠﻢ ﭘﺎﺭﻩ ﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺷﻬﺮﻳﻪ ﺍﻳﻜﻴﺸﺮ ﻳﻮﺯ ﻏﺮﻭﺷﺪﻥ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻳﻜــــــــــــــــــﻮﻥ ﺳﭙﺎﺭﺵ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭ ﻬﺑﺎﺳﻨﻚ ﺗﻘﺴﻴﻂ ﺍﻭﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻓﺊ ﻬﺑﺮﻯ ... ﻏـــــﺮﻭﺵ ﭘﺎﺭﻩ ١٤٧,٥ ١٣ ٧٥٠ ٢ ٠١٨ ١٢٥ ١٤٧,٥ ٣ ٤٣٨ ٥٠٧ ٠٣١ ﺍﺩﺍﻧﻪ ﻳﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻏﺮﻭﺵ ١ ٠٠٠ ٠٠٠ﻣﺼﺮ ﺻﺮﺍﰱ ﻛﻴﻐﻮﺭﻕ ﺑﻜﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ٦٠٠ ٠٠٠ 607 ﲡﺎﺭﺕ ﻭﺯﻧﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺑﻮﻟﻨﺎﻥ ﻏﺮﻭﺵ ﭘﺎﺭﻩ ١ ٢٢٦ ٧٤ ٦ ﺍﺻﻞ ﻬﺑﺎﻟﺮﻯ ﺗﻘﺴﻴﻂ ﺍﻭﻝ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﺑﻮﻧﺪﻥ ﺑﻮﻳﻠﻪ ﺍﻋﻄﺎ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻐﻰ ﻣﻐﺎﺯﻩ ﺩﻩ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﻛﻤﻮﺭ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻒ ﻓﻮﻟﻨﺎﻥ ﻏﺮﻭﺵ ٢ ١٩٦ ٤٢٥ 4 ﻛﭽﻦ ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻰ ﺍﺑﺘﺪﺍﺳﻨﺪﻥ ﺷﺒﺎﻃﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﺩﮔﲔ ﺍﻭﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﺁﻯ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮ ﻣﺪﻳﺮﻯ ﻋﻠﻰ ﺣﻠﻤﻰ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﺍﻣﺎﻧ ﹰﺔ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﻛﻮﺳﺘﺮﻳﻠﺪﻳﻜﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﺍﻧﺴﻪ ﻟﻮﻳﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮ ﺍﳚﺎﺭﻳﻠﻪ ﺑﺮﺍﺑﺮ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﺪﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭﺍﻗﻌﻪ ﺳﻰ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﺘﻨـﺰﻳﻞ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻭﭺ ﻳﻮﻙ ﺁﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻭﭺ ﻏﺮﻭﺵ ﺁﻟﱴ ﭘﺎﺭﻩ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻗﺎﳌﺶ ﻭﳏﺎﺳﺒﻪ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﻣﺪﺕ ﻣﺬﻛﻮﺭﻩ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻥ ﻭﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﺘﻠﺮﻳﻠﻪ ﺑﻌﺾ ﻭﺍﺭﺩﺍﺗﺪﻥ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﲢﺼﻴﻼﺕ ﺍﻳﻠﻪ ﺍﺩﺍﻧﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻣﺒﺎﻟﻐﻚ ﺫﻛﺮ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻳﺘﻤﺶ ﺍﻳﻜﻰ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻨﻪ ﺩﮔﲔ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻩ ﻥ ﻛﺬﺷﺘﻪ ﺳﻰ ﺿﻢ ﻭﻋﻼﻭﻩ ﻭ ﺑﺎ ﻓﺮﻣﺎﻥ ﻋﺎﱃ ﳐﺼﺺ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﻗﺮﻃﺎﺳﻪ ﻧﻚ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻟﻜﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺗﻨـﺰﻳﻞ ﻭ ﻓﺮﻭﻬﻧﺎﺩﻩ ﺍﻭﻟﻨﺪﻗﺪﻩ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﻙ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺁﻟﱴ ﻏﺮﻭﺵ ﺍﻭﻥ ﭘﺎﺭﻩ ﻳﻪ ﺑﺎﻟﻎ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻣﺬﻛﻮﺭ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻟﻚ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﺍﻳﻠﻪ ﺑﺮﻟﺸﺪﻳﺮﻳﻠﻪ ﺭﻙ ﺍﺩﻭﺍﺭ ﺳﻬﺮﺍﺑﻪ ﺳﭙﺎﺭﺵ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺒﺎﻟﻐﻪ ﳏﺴﻮﺑًﺎ ﺗﻘﺴﻴﻂ ﺍﻭﻝ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻋﻄﺎ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺑﺶ ﻳﻮﻙ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺑﺮ ﻏﺮﻭﺵ ﺍﻭﻥ ﭘﺎﺭﻩ ﺩﺧﻰ ﺗﻨـﺰﻳﻞ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺭﻕ ﲨﻌًﺎ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﻳﻮﻙ ﻗﺮﻕ ﺁﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﻏﺮﻭﺵ ﺁﻟﱴ ﭘﺎﺭﻩ ﺷﺮﻛﺘﻚ ﻗﺼﻮﺭ ﻭﺍﺭﺩﺍﺕ ﺻﺤﻴﺤﻪ ﺳﻰ ﺍﻭﻟﻮﺏ ﻣﻮﺟﻮﺩﻯ ﻛﻴﻔﻴﱴ ﺟﻨﺎﺡ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻛﻮﺳﺘﺮﻳﻠﺪﻳﻜﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺍﻭﻥ ﺁﻟﱴ ﻳﻮﻙ ﻏﺮﻭﺷﻰ ﺍﺩﺍﻧﻪ ﺩﻩ ﻭ ﺍﻭﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﻙ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺁﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺑﺸﻴﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ ﺩﺭﺕ ﺑﭽﻖ ﻏﺮﻭﺵ ﺁﻟﱴ ﭘﺎﺭﻩ ﺳﻰ ﲡﺎﺭﺕ ﻭﺯﻧﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﻙ ﺍﻭﻥ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺁﻟﱴ ﻳﻮﺯ ﺑﻮ ﻗﺪﺭ ﻏﺮﻭﺷﻰ ﻣﻐﺎﺯﻩ ﺩﻩ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﻛﻤﻮﺭ ﻭ ﺳﺎﺋﺮﻩ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﳚﻮﻥ ﻣﻮﻗﻮﻑ ﺑﻮﻟﻨﻤﺶ ﺍﻭﳌﻐﻠﻪ ﺑﻮ ﺻﻮﺭﺗﺪﻩ ﺍﺷﺒﻮ ﻳﺘﻤﺶ ﺍﻳﻜﻰ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻰ ﺍﺑﺘﺪﺍﺳﻨﺪﻥ ﺍﻋﺘﺒﺎﺭًﺍ ﲤﺘﻊ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﻪ ﳕﻘﺪﺍﺭﻳﻨﻚ ﺗﻮﺯﻳﻊ ﻭ ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﻣﻨﺎﺳﺐ ﺍﻭﻟﻪ ﺟﻐﻰ ﺭﺃﻯ ﻭﺍﻻﻯ ﻧﻈﺎﺭﺗﭙﻨﺎﻫﻴﻠﺮﻳﻨﻪ ﻣﺘﻮﻗﻔﺪﺭ .ﻓﺮﻣﺎﻥ ﺣﻀﺮﺕ ﻣﻦ ﻟﻪ ﺍﻻﻣﺮﻛﺪﺭ .ﰱ ١٧ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ .١٢٧٢ BOA., İrade MMS, nr. 251 608 Şirket-i Hayriye Örneğinin Transkripsiyon Hali: Şirket-i Hayriye vapurlarının Derseâdet’e vürûdları ile işlemeğe başladıkları günden işbu ikiyüz yetmiş senesi Ağustos gâyetine değin bi'l-cümle hasılât ve masârıfatının mikdarını mübeyyin icmâldir. Guruş 6.000.000 Para 1.178.707,5 168.349,5 10 1.250.000 558.312 9.155.369 Hissedârâna füruht olunan hisse bedelâtı olarak alınan Mültezim-i evvel Bilezikçioğullarının yirmi mâh zarfında idarelerinde bedel-i iltizamına mahsûben alınan Bilezikçioğullarından iltizamının feshi ile diğer mültezime verilinceye kadar otuzaltı gün eyyâm-ı hâliye idaresinde olan hâsılatı Mültezim-i sâni Mıgırdıç kalfanın yedi buçuk ay müddet idaresinde alınan Fî 16 Haziran sene 70 [1270] ilâ gâye-i Ağustos sene-i minhü [aynı sene] iki buçuk mâh zarfında emânet sûretiyle idarede vuku bulan hâsılatı 10 Minhâ ___________________________________________________________ el-masârıfat______________________________________________________ Guruş 6.321.087,5 449.653,5 1.039.248 4.806,5 119.842 59.547 7.994.184,5 7.600 Para Sekiz kıt’a vapur bahası olarak Baltacı Manolaki bezirgâna ceste ceste verilen Müahharan Fransalu Tukası bezirgândan mubâya’a olunan bir aded vapurun bahâsı olarak verilen İskeleler masârıf-ı inşâiyyesi içün ceste ceste verilen Sekiz kıt’a vapurun Derseâdet’e vurûdlarında boya ve tente ve sâire masârıfları içün Kapudan Kaliçer’e verilen Vapurların ve kendisinin Londra’da vukû bulan masârıfı içün kapudan-ı merkûma verilen Feshane sarrafı Ovannes’in mukaddemâ iskelelere demir parmaklık ve basma senedlerin litoğrafya masârıfı ile i‘tâ eylemiş olduğu sandıkkâr ma‘âşı Şirket-i mezkûrelerin şikest eyledikleri iki aded çekdirme ziyâniyçün bâ-i‘lâm-ı liman verilen 609 163.770 685.180,5 10 75.316,5 30.000 29.356 Fransalu Tukasi bezirgâna Derseâdet’e getireceği iki aded vapurun getirilmesi içün ziyan olarak verilen Nisan sene 69 tarihinde temettü‘ nâmı ile hissedârana tevzi‘ ve i‘tâ olunan Yüzde bir buçuk hesâbiyle tahsilârâna verilen resm-i tahsildâriyeleri Baltacı bezirgâna şirket-i tarafından meccânen verilen on hisse bedeli Muahharan Mığırdıç Kalfa’ya iskeleler ta‘miratından dolayı verilen Mizan________________________________________________________________ Guruş 9.155.369,5 8.985.407,5 169.961,5 107.420 62.541,5 231.797 Para 10 10 00 Bâlada muharrer hâsılat Bâlada muharrer masârıfat İşbu mebâliğ hissedârandan ve tahsildârandan tahsil olunacak zimem olduğu Guruş 32.250 Hissedarandan bazılarının zimmeti 13.250 Feshane Direktörü müteveffa Ovannesin zimmeti 22.920 Tahsildaran zimmeti 39.000 Füruht olunmak üzere mevcûd hisse, Aded 13 107.420 Derdest-i takdim Eylül defteri mücebince hâsılatı mevcûd-ı sandık 294.338,5 Kaynak: BOA., İ.DH, nr. 19796; Boğaziçinde Asırlık Seyahat- Belgelerle Şirket-i Hayriye, s.119, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 2007. 610 Şirket-i Hayriye vapurlarının vukû bulan varidât ve masarıfatı yetmişbir senesi Mart’ı ibtidâsında rü’yet olunmuş olduğu ve bi-mennihi te‘âla hulûl edecek yetmişiki senesi Mart’ında dahi temettu‘at-ı vâkı‘asından hissedarana taksim olunacağı cihetle mâh-ı mezkûna kadar bir sene zarfında vukû bulan vâridat ve masarıfın mikdâr-ı hakikisi evvel emirde lâyıkıyle bilinip sâbıkı misüllü re’s-i sene itibarı ile mâh-ı mezkûrda icabına bakılması lazım eden olmasına mebnî mezkûr vapurların zikr olunan yetmiş bir senesi Mart’ı ibtidasından sene-i merküme Şubat’ı gayetine kadar vukû bulan varidat ve masarıfatı ve mevcûd-ı vezne olan akçe ile ıdânede bulunan ve sipariş olunan iki kıt’a vapurun taksit-i evveli olarak verilmiş ve verilecek olan akçenin mikdar ve kemiyetiyle sene-i sabıkada rü’yet olunan muhasebeden sonra mevcûd kalan ve ba‘zı ashâb-ı zimmetden tahsil ve teslim-i vezne kılınan mebâliğin hakikat-i mikdarı Ticaret Muhasebesinden der kenar olunması ferman buyuruldu. Fî 5 Receb sene 72 Yetmişbir senesi Mart’ı ibtidâsında Şubat’ı gayetine değin vapurlar müdiri Ali Hilmi Efendi ma‘rifeti ile emâneten idaresinde beher şehr takdim-i hâkipây-i âli-i nezâret-penahileri kılınan memhûr defatin mücebince vukû bulan hâsılat ve masârıfatının mikdârı. Ma‘a icarat variat Ma‘a komisyon masârıfat Guruş Para 205.259,5 14 Guruş 397.529,5 Para - 456.470,5 574.941 717.604 761.958,5 791.154,5 705.988,5 551.159 458.602,5 509.804 493.545 469.063,5 6.887.821,5 3.581.778,5 3.306.033 223.447 273.536 10 307.439,5 10 315.113,5 10 338.490 351.541,5 292.430,5 257.542 10 274.032 10 282.219,5 460.745,5 10 3.581.788,5 4 masârıfat 6 10 9 6 10 15 4 Mart, sene 71 ilâ gaye-i sehr-i mezbûr Nisan, ˝ Mayıs, ˝ Haziran, ˝ Temmuz, ˝ Ağustos, ˝ Eylül, ˝ Teşrinievvel ˝ Teşrinisani ˝ Kânuni evvel, ˝ Kânunisâni, ˝ Şubat, ˝ Ticaret muhâsebesi ma‘rifetiyle yetmişbir senesi Mart’ında ru’yet olunan hesâbdan sonra şirket akçesi olarak fazla kalan mebâliğ ile hissedâran ve sâireden tahsil olunan vâridatın mikdârı 611 Guruş 91.389 Para 64.250 3.560 3.000 2.955 10 22.625,5 61.836,5 249.616 2.400 10 Yetmişbir senesi Mart’ında ru’yet olunan muhasebeden kusurı fazla görünen Hissedâran zimmetlerinden tahsil olunan Tahsildâran zimmetlerinden tahsil olunan Baltalimanı iskelesinin feshi ile füruht olunan enkaz bahası Bazı iskelelerin füruht olunan demir parmaklıkları bahası Asakir-i şâhane nakliyesi masarıfından dolayı nizamiye hazinesinden alınan İdareye verilen mebâliğin güzeştesi İbtidâ-yı Mart sene 71 ilâ gaye-i Şubat sene-i minhü bâ-fermân-ı âli kâgıd-kalem parası olarak şehriye ikişeryüz guruş verilen 247.316 Faiz Mal 6.291,5 150.000 10.347 250.000 12.333 300.000 12.250 300.000 41.221,5 20.615 1.000.000 600.000 61.836,5 1.600.000 Guruş 3.553.249 507.031 3.046.218 Para 16 10 06 Guruş 2.018.125 Para 507.031,5 612 Eyyâm . 151 An 2 S [=Safer] sene 72 ilâ 5 Receb minhü 149 An 4 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5 sene-i minhü 148 An 5 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5 sene-i minhü 147 An 5 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5 sene-i minhü sene-i Receb Receb Receb 124 An 29 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5 Receb sene-i minhü Sipariş olunan iki aded vapur bahasının taksit-i evveli olarak verilen Bedel-i istira 13.750 3.438 Asıl bahaları Fi-i beheri taksit-i evvel 147,5 olarak verilen Bundan böyle 167,5 i‘ta olunacağı Geçen yetmişbir senesi mart’ı ibtidasından Şubat’ı gayetine değin oniki ay zarfında vapurlar müdiri Ali Hilmi Efendi ma‘rifetiyle emaneten idaresinde bâlâda gösterildiği vechile Fransalu’ya verilen vapurlar icariyle beraber vukû bulan hâsılatdan masârıfat-ı vâkı‘ası ba‘de’t-tenzil otuzüç yük altı bin otuzüç guruş altı para hâsılat kalmış ve muhasebe ma‘rifetiyle muddet-i mezkûre zarfında hissedâran ve tahsildaran zimmetleri ile ba‘zı vâridatdan vukû bulan tahsilat ile idâne olunan mebâliğin zikr olunan yetmişiki senesi mart’ına değin îcab eden güzeştesi zam ve ilâve ve bâ-fermân-ı âli Mahsûs olan masârıf-ı kırtasiyenin bir seneliği olarak tenzil ve fürûnihade olundukda iki yük kırkyedi bin ikiyüz onaltı guruş on paraya bâliğ olarak mezkûr bir senelik hâsılat ile birleştirilerek Edvar Sührab’a sipariş olunan iki aded vapurun bahası olunan mebâliğe mahsûben taksit-i evvel olarak i‘tâ olunan beş yük yedibin otuzbir guruş on para dahi tenzil olunarak cemcan otuz yük kırkaltı bin ikiyüz onsekiz gurûş altı para şirketin kusûr-ı vâridat-ı sahihası olup mevcûdu keyfiyeti cenâh vechile gösterildiği üzere onaltı yük gurûşu idânede ve oniki yük yirmialtı bin beşyüz yetmişdört buçuk gurûş onaltı parası ticaret veznesinde ve iki yük ondokuz bin altıyüz bu kadar gurûşu mağazada müdir ma‘rifetiyle kömür bahası için mevkûf bulunmuş olmağla bu sûretde işbu yetmişiki senesi mart’ı ibtidâsından i‘tibâren temettü‘ olarak hissedârana ne mikdârının tevzi‘ ve i‘tası münâsib olacağı re’y-i vâlâ-yı nezâretpenâhilerine mutevakkıfdır, ferman hazret-i men lehü’l-emrindir. Fî 17 Receb sene 1272 Kaynak: BOA., İ.MMS, nr.251; Boğaziçinde Asırlık Seyahat-Belgelerle Şirket-i Hayriye, s.120, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü-2007. 613 Şirket-i Hayriye Örneğinin Türkçe Hali: Şirket-i Hayriye vapurlarının İstanbul’a gelişleri ile işlemeye başladıkları günden iş bu 1270 senesi Ağustos ayı sonuna kadar tüm gelir ve giderlerinin icmâlidir. KURUŞ 6.000.000 PARA 1.178.707,5 10 168.349,5 10 1.250.000 558.312 9.155.369 10 MASRAFLAR Sekiz adet vapur bedeli olarak Tüccar Baltacı Manolaki’ye verilen Sonradan Fransalı tüccar Tokas’tan satın alınan bir adet vapurun bedeli olarak verilen İskelelerin inşa masrafı olarak verilen Sekiz adet vapurun İstanbul’a geldiğinde boya, tente vs. masrafları için Kaptan Kaliçer’e verilen Vapurların ve kendisinin Londra’daki masrafları için kaptana verilen Feshane Sarrafı Ohannes’in daha önce iskelelere yaptırdığı demir parmaklık gideri, basma senetlerin litoğrafya masrafı ve ödediği veznedar maaşı TOPLAM 6.321.087,5 449.653,5 1.039.248 4.806,5 119.842 59.547 7.994.184,5 7.600 163.770 685.180,5 75.316,5 30.000 614 Hissedarlara satılan hisselerin bedeli olarak alınan İlk ihale sahibi Bilezikçioğulları’nın 20 aylık idareleri zamanında iltizam bedeline mahsuben alınan İhalenin Bilezikçioğulları’ndan alınarak diğerine verilinceye kadar geçecek 36 günlük hasılat İkinci ihale sahibi Mıgırdıç kalfa idaresindeki yedi buçuk ayın hasılatı 24 Haziran 1854 ile Ağustos 1854 ayı sonuna kadar iki buçuk ay zarfında elde edilen hasılat TOPLAM 10 Şirketin bozulan iki adet çekdirmesi için limana ödenen Fransalı Tüccar Tokas’a İstanbul’a getireceği iki adet vapurun getirilmesinden vazgeçildiği için verilen Mayıs 1853 tarihinde kâr olarak hissedarlara dağıtılan %1.5 hesabı ile tahsildar vergisi Tüccar Baltacı’ya şirket tarafından bedelsiz verilen on hisse bedeli 29.356 8.985.407,5 10 9.155.369,5 8.985.407,5 169.961,5 107.420 10 10 Mıgırdıç kalfaya iskelelerin tamirinden dolayı verilen TOPLAM MİZAN Yukarıda gösterilen gelir Yukarıda gösterilen gider Hissedarlardan ve tahsildarlardan toplanacak zimmet 32.250 Hissedarlardan bazılarının zimmeti 13.250 Ölen Feshane Direktörü Ohannes’in zimmeti 22.920 Tahsildarlar zimmeti 39.000 Satılmak üzere mevcut hisse adedi: 13 107.420 TOPLAM 62.541,5 231.797 Eylül defterine göre sandığın mevcut hasılatı 294.338,5 TOPLAM Kaynak: Boğaziçi’nde Asırlık Seyahat, Belgelerle Şirket-i Hayriye, s. , Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, İstanbul, 2007. 615 Şirket-i Hayriye vapurlarının meydana gelen gelir ve giderleri 1271 senesinin Mart ayı başlangıcında [13 Mart 1855] görülmüştür. İnşallah yeni girecek 1272 senesi Mart ayında da [13 Mart 1856] elde edilecek kârdan hissedarlara kâr payların dağıtımı yapılacaktır. Ancak önce adı geçen Mart ayına kadar bir sene zarfında meydana gelen gelir ve giderin gerçek miktarı bilinip eskiden olduğu gibi sene başı itibariyle icabına bakılması gerekmektedir. Bundan dolayı adı geçen vapurların 1271 senesi Mart ayı [13 Mart 1855] başlangıcından aynı senenin Şubat ayı sonuna kadar meydana gelen gelir ve giderleri, kasada olan para ile faizde bulunan ve sipariş edilen iki vapurun birinci taksiti olarak verilmiş ve verilecek olan paranın miktarı, geçen senede görülen muhasebeden sonra kalan para ile bazı borçlulardan tahsil edilip kasaya konan paranın gerçek miktarının Ticaret Muhasebesi tarafından çıkarılması ferman buyuruldu. 5 Receb 1272 [12 Mart 1856] 1271 senesi Mart ayı [13 Mart 1855] başlanıcından Şubat ayı sonuna kadar vapurlar müdürü Ali Hilmi Efendi’nin eminliği döneminde her ay nezarete sunulan mühürlü defterler gereğince meydana gelen gelir ve giderlerin miktarı Kiralarla Birlikte Gelirler Kuruş 397.529,5 456.470,5 Para 574.941 Komisyonla Birlikte Giderler Kuruş Para 205.259 14 223.447 273.536 717.604 10 307.439,5 761.958,5 10 315.113,5 791.154,5 10 338.490 10 705.988,5 551.159 315.541,5 292.420,5 458.602,5 257.542 9 509.804 10 274.032,5 6 493.545 10 282.219,5 10 460.745,5 15 469.063,5 616 1271 Mart ayı 1271 Nisan ayı 1271 Mayıs ayı 1271 Haziran ayı 1271 Temmuz ayı 1271 Ağustos ayı 1271 Eylül ayı 1271 Teşrinievvel 1271 Teşrinisani 1271 Kânûni evvel 1271 Kânûnisani 1271 Şubat 6.887.821,5 3.581.788,5 3.306.033 10 4 Giderler 6 3.581.788,5 04 Ticaret muhasebesi vasıtasıyla 1271 senesi Mart ayında [13 Mart 1855] görülen hesaptan sonra şirket parası olarak fazla kalan para ile hissedarlar ve sâireden tahsil edilen gelirlerin miktarı Kuruş 91.389 Para 64.250 3.560 3.000 2.955 10 22.625,5 61.836,5 249.616 2.400 10 247.216 10 1271 senesi Mart ayında [13 Mart 1855] görülen hesaptan sonra Hissedarların zimmetlerinden tahsil edilen Tahsildarların zimmetlerinden tahsil edilen Balta limanı iskelesinin kapatılıp yıkılması sonucu satılan enkazdan elde edilen gelir Bazı iskelelerin demir parmaklıklarının satışından elde edilen gelir Asker naklinden dolayı Nizamiye Hazinesinden alınan Faize verilen paradan elde edilen gelir Faiz Anapara Gün (Kuruş) (Kuruş) Sayısı 6.291,5 150.000 151 14 Ekim 1855-12 Mart 1856 10.347 250.000 149 16 Ekim 1855-12 Mart 1856 12.333 300.000 148 17 Ekim 1855-12 Mart 1856 12.250 300.000 147 18 Ekim 1855-12 Mart 1856 41.221,5 1.000.000 20.615 600.000 124 27 Ekim 1855-12 Mart 1856 61.836,5 1.600.000 1271 Mart ayı [13 Mart 1855] başlangıcından Şubat ayı [12 Mart 1856] sonuna kadar ferman gereğince kağıt-kalem parası olarak aylık 200’er kuruştan verilen 617 Yekûn_________________________________________________________ Para Kuruş 3.553.249 16 10 Sipariş olunan iki adet vapur bedelinin birinci 507.31 3.046.218 6 taksiti olarak verilen Kuruş Para Her birinin fiyatı Asıl bahaları 2.018.125 13.750 Birinci taksit olarak verilen 10 3.438 507.031 Bundan böyle 1.511.093 .30 verilecek olan 147,5 147,5 Geçen 1271 senesi başlangıcından Şubat ayı sonuna kadar 12 ay zarfında vapurlar müdürü Ali Hilmi Efendi’nin Eminliğinde (idaresinde), yukarıda gösterildiği şekilde Fransalı’ya kiralanması ile birlikte meydana gelen hasılattan masraflar düşüldükten sonra 3.306.033 kuruş 6 para hasılat kalmıştır. Muhasebe marifetiyle zikri 618 geçen müddet zarfında hissedarlar ve tahsildarlar zimmetleri ile bazı gelirlerden meydana gelen tahsilat ve faizden elde edilen gelirin 1272 senesi Martına değin icap eden geçmiş faizi de ilave edilip gerekli masraflar düşüldükten sonra 247.216 kuruş 10 paraya ulaşmıştır. Adı geçen sene hasılatı ile birleştirilerek Edvar’a sipariş olunan iki adet vapurun fiyatı olan paraya mahsuben birinci taksit olarak verilen 507.031 kuruş 10 para da düşüldüğünde toplam 3.046.218 kuruş 6 para şirketin gerçek varidatı olduğu görülmektedir. Yukarıda gösterildiği üzere 1.600.000 kuruşu faizde ve 1.226.574,5 kuruş 6 parası ticaret veznesinde ve 219.643,5 kuruşu mağazada kömür ve sâire ihtiyaçları için elde tutulmaktadır. Bu durumda işbu 1272 senesi Mart ayı başlangıcından itibaren kâr olarak hissedarlara ne kadarının dağıtılıp verilmesi uygun olacağı, Bakanlığınızın yüksek görüşlerine bağlı bulunmaktadır. 17 Recep 1272 619 Yukarıda işletmeleri yer alan örnek çok uzun bir vapur kaydıdır. Taktir edileceği üzere burada kaydın bir kısmına yer verilmiştir. Bu konuda gerekli farkındalığın oluşturulması için de örneğin bazı yerlerine uzunca (……) şeklinde geçişlere yer verilmiştir. Yine taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir. 442. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-3 Bu dönemin son örneği ise Afyonkarahisar’a bağlı Emirdağ ilçesinde bulunan bir çiftliğin muhasebe kayıtları görülmektedir. Bu kayıtlar siyakat yazısı ile tutulmuştur. 620 Emirdağ Çiftlik Örneğinin Siyakat Hali: 621 622 623 624 Emirdağ Çiftlik Örneğinin Arapça Hali: 1 ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﺻﺎﺣﺐ ﺳﻨﺠﺎﻏﻨﺪﻩ ﺑﺎﺭﺟﲔ ﻗﻀﺎﺳﻨﺪﻩ ﭼﻔﺘﻪ ﻟﺮ ﺩﳝﻜﻠﻪ ﻋﺮﻳﻒ ﭼﻔﺘﻠﻜﻚ ﺍﻳﻜﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻟﱴ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﺪﻥ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﻪ ﺩﻛﲔ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﳏﺼﻮﻻﺗﻴﻠﻪ ﺍﻟﻴﻮﻡ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺗﻠﻔﺎﺕ ﻭ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻨﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭ ﻭ ﻛﻤﻴﺘﲎ ﻣﺒﲔ ﻋﺴﺎﻛﺮ ﺣﺼﮥ ﺷﺎﻫﺎﻧﻪ ﻣﲑﺍﻻﻳﻠﺮﻧﺪﻥ ﻣﲑﺯﺍ ﺳﻌﻴﺪ ﺑﻚ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﺑﺎﻟﻮﻛﺎﻟﻪ ﻣﺪﻳﺮ ﺗﻌﻴﲔ ﻗﻠﻨﺎﻥ ﺣﺎﺟﻰ ﳏﻤﺪ ﺍﻏﺎﻧﻚ ﺗﻘﺪﱘ ﺍﻳﻠﺪﻳﻜﻰ ﺩﻓﺘﺮﻙ ﺧﻼﺻﻪ ﺳﻴﺪﺭ. ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺬﻛﻮﺭﺩﻩ ﺍﻟﻴﻮﻡ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺗﻠﻔﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻧﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ ﺭﺃﺱ ﺣﻴﻮﺍﻧــــــــــﺎﺕ ﺣﺮﻛﻠﻪ ﺭﺅﺱ ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ ٤٦٦ ﺍﻳﻐﲑ ﺍﺳﺐ ٢٦ﻋﺪﺩ ٤ﻋﺪﺩ ﻣﻘﺪﻡ ﺩﺭﻋﻠﻴﻪ ﻳﻪ ﻛﻼﻥ ٠٢٢ ﺍﻳﻜﻰ ﲜﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ ٠٧٠ ﺍﻳﻜﺪﺵ ٠١٢ ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ ٠١٢ ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺩﻳﺸﻰ ﻃﺎﻯ ٠٠٨ ﻛﻮﺭﭘﻪ ﻗﻮﻟﻮﻥ ١٨٦ ٧٧٦ ﺗﻠﻔــــــــــــــــﺎﺕ ٠٦٢ ٧١٤ 625 2 ﺑﻮﺳﻨﻪ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﺳﻮﺩ ﻃﺎﻯ ﺭﺅﺱ ٢٥٧ ﻋﺴﺎﻛﺮ ﺣﺎﺻﮥ ﺷﺎﻫﺎﻧﻪ ﺳﻮﺍﺭﻳﻠﺮﻯ ﺍﺭﻛﺎﺑﻴﺠﻮﻥ ﺑﻮ ﺩﻓﻌﻪ ﺩﺭ ﻋﻠﻴﻪ ﻳﻪ ﻛﻮﻧﺪﺭﻳﻼﻥ ﺭﺅﺱ ٥٠ﺍﻳﻜﻰ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻳﺪﻥ ﺍﺻﻄﺒﻞ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺩﻥ ﻛﻮﻧﺪﺭﻳﻼﻥ ﺍﻳﻐﲑ ﺭﺅﺱ ٢١ ٠٣ﺗﻠﻒ ﺍﻭﻻﻥ ١٨ ﻓﺮﺍﺭ ﺍﻳﺪﻥ ﺭﺅﺱ ٨ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ ﻣﺮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺭﺅﺱ ٢٣ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ ٠٢ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺩﻳﺸﻰ ﻃﺎﻯ ٠٦ﺑﺮ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ ٠١ﺍﻳﻐﲑ ٢٢ﻛﻮﺭﭘﻪ ﻗﻮﻟﻮﻥ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺭﺅﺱ ٤٣٥ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ ٠١٩ﺍﻳﻐﲑ ﺍﺳﺐ ٠٠٢ﺍﻳﻜﺪﺵ ٠٢٠ﺍﻳﻜﻰ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ ،ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ٠٠٦ﺑﺮ ﲝﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ ،ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﲜﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ٠٠٦ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺩﻳﺸﻰ ﻃﺎﻯ ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ٠١٢ﺍﻳﻜﺪﺵ ١٦٤ﻛﻮﺭﭘﻪ ﻗﻮﻟﻮﻥ ،ﴰﺪﻯ ﺑﺮ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ 626 ﺭﺃﺱ ﺣﻴﻮﺍﻧــــــــــﺎﺕ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺭﺅﺱ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻳﻨﻜﻰ ١١٦ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ٠٢٦ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ ٠٤٦ ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ ٠٢٥ ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ٠٣٣ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ ٠٠٤ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻭﻛﻮﺫﻯ ٠١٢ ﺍﺭﻛﻚ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ ٠٣٢ ﺩﻳﺸﻰ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ ٠١٩ ٣١٣ ﺗﻠﻔـــــــــــــﺎﺕ ٠١١ ٣٠٢ ﻣﺮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺭﺅﺱ ١ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ١ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ ١ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ٤ﺍﺭﻛﻚ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ 627 3 ﺑﻮﺳﻨﻪ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺑﻮﺯﺍﻏﻴﺴﻰ ﺭﺅﺱ ١٢٢ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﻭﻟﻨﺪﻳﻐﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺭﺅﺱ ١٠ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻳﻨﻜﻰ ٢٤ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ٤٦ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ ٨٠ ٤ﺩﻳﺸﻰ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ ١١ ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻮﺟﻮﺩﻯ ﺭﺅﺱ ١٠٦ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻳﻨﻜﻰ ٠٠١ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ،ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ٠٢٤ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ ،ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ٠٣٢ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ،ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ٠٠٤ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ ٠١٢ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻭﻛﻮﺯﻯ ٠٢٨ﺍﺭﻛﻚ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ ٠١٥ﺩﻳﺸﻰ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ ٢٢٢ 628 ﺭﺃﺱ ﺣﻴﻮﺍﻧــــــــــﺎﺕ ﺟﺎﻣﻮﺱ ﺭﺅﺱ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺍﻳﻨﻜﻰ ٤٩ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ١١ ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ٠٧ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ ١٧ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ ٠٢ ﻗﻮﺷﻢ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺳﻰ ١٠ ﺍﺭﻛﻚ ﻣﻼﻕ ٢١ ﺩﻳﺸﻰ ﻣﻼﻕ ١٥ ١٣٢ ﺗﻠﻔـــــــــــــﺎﺕ ٠٠٥ ١٢٧ 629 4 ﺑﻮﺳﻨﻪ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﻼﻕ ﺭﺅﺱ ٢٥ ﻣﺮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺭﺅﺱ ١ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ١ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ ١ﺍﺭﻛﻚ ﻣﻼﻕ ٢ﺩﻳﺸﻰ ﻣﻼﻕ ٥ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﻭﻟﻨﺪﻳﻐﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺭﺅﺱ ١٢ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻮﺟﻮﺩﻯ ﺭﺅﺱ ٤٩ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺍﻳﻨﻜﻰ ١١ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ،ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ٠٦ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ٠٤ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ٠٢ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ ١٠ﻗﻮﺷﻢ ﻣﺎﻧﺪﺳﻰ ٢٠ﺍﺭﻛﻚ ﻣﻼﻕ ١٣ﺩﻳﺸﻰ ﻣﻼﻕ 5 630 ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﺍﺩﻭﺍﺗﻰ ﺳﻮﺩ ﺑﻘﺮﻩ ﺟﻰ ﻋﺪﺩ ٢ ﻋﺮﺑﻪ ﻋﺪﺩ ٥ ١ﺑﻮ ﺩﻓﻌﻪ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٦ ﻃﺮﺑﺎﻥ ﻋﺪﺩ ٤ ٢ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ٦ ﺍﻝ ﻛﺴﺮﻯ ﻋﺪﺩ ١ 631 ﻛﻬﻨﻪ ﺑﻘﺮﺝ ﻋﺪﺩ ٢ ﺻﺒﺎﻥ ﺗﻴﻤﻮﺭﻯ ﻋﺪﺩ ٦ ﻗﻮﺑﻠﻰ ﻃﺎﺱ ﻋﺪﺩ ١ ﻗﺎﻳﺶ ﻋﺪﺩ ٤ ﺑﻮﺭﻏﻰ ﻋﺪﺩ ١ ﺗﻮﺭﭘﻰ ﻋﺪﺩ ١ ﺍﻳﺎﻕ ﻛﺴﺮﻯ ﻋﺪﺩ ١ ﻗﺎﺯﻣﻪ ﻋﺪﺩ ١ ﻛﺒﲑ ﺳﻮﺩ ﻗﺰﻏﺎﱏ ﻋﺪﺩ ٢ ﺩﻭﻛﻦ ﻋﺪﺩ ٣ ٩ﺑﻮ ﺩﻓﻌﻪ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ١٢ ﺩﺳﺘﺮﻩ ﻋﺪﺩ ١ ﺑﻞ ﻗﺎﺯﻣﻪ ﻋﺪﺩ ١ ﺻﻐﲑ ﺳﻮﺩ ﻗﺰﻏﺎﱏ ﻋﺪﺩ ٢ ﺑﺎﻟﻄﻪ ﻋﺪﺩ ٤ ٢ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ﺍﻛﻪ ﺗﻮﺭﭘﻰ ﻋﺪﺩ ١ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﲣﻤﻠﻖ ﺣﺒﻮﺑﺎﺗﻴﻠﻪ ﻣﻘﺪﻡ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﺳﻠﻴﻤﺎﻥ ﺍﻏﺎ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻭﺣﺮﻛﻠﻪ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻨﺪﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﺍﺳﺐ ﺑﺪﻟﻨﻪ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ ﺷﻌﲑ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ١٩٠ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٠٧٠ﺍﺳﺐ ﺑﺪﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻟﻨﺎﻥ ٠٨٠ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﲣﻤﻠﻖ ٣٤٠ ٢٦٠ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻪ ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٠٨٠ ٠٨٠ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺧﻨﻄﻪ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ٣١٠ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٠٨٧ﺍﺳﺐ ﺑﺪﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻟﻨﺎﻥ ٠٢٣ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﲣﻤﻠﻖ ٤٢٠ ٢٧٠ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ١٥٠ ١٥٠ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٠٠٠ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﲣﻤﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﺒﻮﺑﺎﺕ ﺍﻳﻠﻪ ﺍﻋﺸﺎﺭﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺣﺒﻮﺑﺎﺗﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺑﻮﺭﭼﻖ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ١٠ ١٠ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﻤﻐﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻳﻠﺪﻯ ﺧﻨﻄﻪ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ٦٢٩ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﲣﻤﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ٢٨١ﺍﻋﺸﺎﺭﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٩١٠ ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ﺷﻌﲑ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ٤٢٥ﺭﺯﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﲣﻤﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ١٣٢ﺍﻋﺸﺎﺭﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ 632 ٥٥٧ ٣٢٠ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ ٢٣٧ ٠٨٠ﲣﻤﻠﻖ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ ١٥٧ ٣١٠ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻒ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ٦٠٠ ١٥٠ﲣﻤﻠﻖ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ ٤٥٠ ﲝﺴﺎﺏ ﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﱃ ﻛﻴﻞ ١ ٣٥٠ ﻳﻮﻻﻑ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ٦٠ ٦٠ﳝﻜﻠﻚ ﻭﲣﻤﻠﻖ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ ٠٠ 633 ﻬﺑﺮ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ﰱ ﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﱃ ٣ ﲝﺴﺎﺏ ﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﱃ ﻛﻴﻞ ٤٧١ ﺑﻮﺭﭼﺎﻕ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ١٧ ١٧ﺑﻮﺩﺧﻰ ٠٠ ﰱ ﻣﻨﻪ ﻣﺮﲨﻚ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ٧ ٧ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ٠ 8 ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ﻭ ﭘﻨﲑ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﻤﻐﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻳﻠﺪﻯ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ﻗﻴﻪ ٧٤٣ ٧٤٣ﳝﻜﻠﻚ ﺍﻳﭽﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ ٠٠٠ ﭘﻨﲑ ﻗﻴﻪ ٢٩١ ٢٩١ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ٠٠٠ 634 ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﳏﺴﻮﺑًﺎ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﭼﺎﻳﺮ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ﻏﺮﻭﺵ ٠ ٥٦٠ﭼﺎﻳﺮ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ٣ ٤٠٠ﭼﻔﺘﻪ ﻟﺮ ﻗﺮﻳﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﺣﺎﺻﻼﺕ ٠ ٣٦٧ﻗﻴﻮﻥ ﺳﺎﳝﻰ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ٤ ٣٢٧ 635 9 10 ﻣﻨﻬـــــــــــــــــــــــــــــــــــﺎ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻴﻠﻪ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ ﻭﻳﺮﻳﻠﻪ ﺟﻚ ﺑﺪﻝ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻧﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻰ ﻏﺮﻭﺵ ﺑﺮﻧﺞ ٠٦٢ ﻋﺴﻞ ١٣٣ ﭘﻜﻤﺰ ١٥٥ ﻃﻮﺯ ٠٩٩ ﺻﻮﻏﺎﻥ ٠٧٥ ﺳﺎﺭﻣﺼﻖ ٠١٥ ﭼﻮﺍﻝ ﻋﺪﺩ ١٤ ١٤٠ ﺑﺎﻟﻄﻪ ﻋﺪﺩ ٢ ٠٤٠ ﺣﺮﻛﻠﻪ ﻳﻪ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﻗﻄﺮﺍﻥ ١٧٣ ﺣﺮﻛﻠﻪ ﺟﻴﻠﺮﻩ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﺍﻛﺮ ١٢٠ ﺍﻳﻜﺪﺷﻠﺮﻩ ﻣﻌﺎﳉﻪ ٠٤٠ ﺍﻳﻜﺪﺷﻠﺮﻯ ﺍﻳﻨﻴﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ٠٥٠ ﻋﺮﺑﻪ ﻋﺪﺩ ١ ٠٧٠ ﺣﺮﻣﻦ ﻃﺎﻗﻤﻰ ٥١٦,٥ ﻳﻮﻻﻑ ٠٩٠ ﻗﻴﻪ ٥٠ ٤٤ ١٥٥ ٧٣٠ ٣٠٠ ٠٢٠ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺍﻳﻜﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻟﱴ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﺪﻥ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﻪ ﺩﻛﲔ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻟﻚ ﻣﺴﺘﺤﻖ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﻣﻌﺎﺷﻰ ﰱ ﺷﻬﺮ ﻏﺮﻭﺵ ٥٠٠ ﺍﺷﻬﺮ 636 ٥٥٣ ٠٤٠ ٧٣٥ ١١٧,٥ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﻟﻪ ﻛﻼﻥ ﺍﻳﻜﺪﺷﻠﺮﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺻﻐﲑﻟﺮﻳﻨﻪ ﺍﻳﭗ ﺍﺻﻄﺒﻞ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺩﻥ ﻛﻼﻥ ﺍﻳﻐﲑﻟﺮﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﺩﻭﮔﻦ ﻋﺪﺩ ٩ ٠٢٠ ٣٩١ ٣ ٦٣٤ ﻃﺮﺑﺎﻥ ﻋﺪﺩ ٢ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ ١٢ ﻏﺮﻭﺵ ٦ ٠٠٠ ٢ ٠٠٠ﻣﻘﺪﻣﺎ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ٤ ٠٠٠ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻳﻜـــــــــــــــــــﻮﻥ ﻏﺮﻭﺵ ٧ ٦٣٤ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﺑﺪﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺑﺎ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺀ ﺳﻨﻴﻪ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ ﻏﺮﻭﺵ ٩ ٧٥٠ 637 ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺩﺭﺕ ﺍﻳﻠﻖ ﻣﻌﺎﺷﻴﻠﻪ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺧﺪﻣﻪ ﺍﺟﺮﺗﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻣﻘﺪﻣﺎ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﻭﻳﺮﻳﻠﻮﺏ ﺑﻌﺪﻩ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ﻭﺭﻭﺩﻧﺪﻩ ﺧﺰﻳﻨﻪﺀ ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﻳﻪ ﺗﺄﺩﻳﻪ ﺳﻰ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻳﻼﻥ ﻏﺮﻭﺵ ٢ ٠٠٠ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺩﺭﺕ ﺍﻳﻠﻖ ﻣﻌﺎﺷﻰ ٢ ٣٣٠ﺧﺪﻣﻪ ﺍﺟﺮﺗﻰ ٤ ٣٣٠ ﻳﻜــــــــــــــــﻮﻥ ﻏﺮﻭﺵ ١٤ ٠٨٠ ﲨﻌًﺎ ﻳﻜــــــــــــــﻮﻥ ﻏﺮﻭﺵ ٢١ ٧١٤ ﻣﻴﺰﺍﻧـــــــ ــــــــــــــــــــــــــــــــ ﻏﺮﻭﺵ ٢١ ٧١٤ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭ ﺳﺎﺋﺮﻩ ٠٤ ٣٢٧ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﺣﺎﺻﻼﺕ ١٧ ٣٨٧ﺑﺎﻗﻰ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺑﺮ ]ﻭﺟﻪ[ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺑﺮ ﻣﻘﺘﻀﺎﻯ ﺍﺭﺍﺩﻩﺀ ﺳﻨﻴﻪ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻌﺎﺵ ﻭ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻰ ﺑﺪﱃ ﻭ ﻣﻘﺪﻡ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﻭﻳﺮﳌﺶ ﻣﻌﺎﺵ ﻭﺧﺪﻣﻪ ﺍﺟﺮﺗﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﻏﺮﻭﺵ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﻳﻪ ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ ٧ ٦٣٤ ﻏﺮﻭﺵ ٤ ٣٢٧ﺣﺎﺻﻼﺕ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ *١٤ ٠٨٠ ٣ ٣٠٧ 638 * ﻣﺒﻠﻎ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ ﺗﺄﺩﻳﻪ ﺳﻰ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮﻙ ﻓﺮﻭﺧﺘﻴﻠﻪ ﺍﲦﺎﻧﻨﻚ ﻭﺭﻭﺩﻳﻨﻪ ﻣﻨﻮﻁ ﺍﻭﳌﻐﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻟﺪﻯ 639 11 ﺑﺎﻻﺩﻩ ﺑﺎﳌﻮﺍﺯﻧﻪ ﻛﻮﺳﺘﺮﻟﺪﻳﻜﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﳏﺴﻮﺑًﺎ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﻣﻌﺎﺵ ﻭ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﺳﺎﺋﺮ ﺳﻴﻠﻪ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻳﻼﻥ ﻣﺒﺎﻟﻐﺪﻥ ﺩﻳﻮﻥ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻭﻥ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺑﻮ ﻗﺪﺭ ﻏﺮﻭﺵ ﺍﺟﻐﻰ ﻛﻮﺭﳕﺶ ﺍﻳﺴﻪ ﺩﻩ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮﺩﻥ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﻛﻮﺳﺘﺮﻟﺪﻳﻜﻰ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻨﻚ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﻋﺪﻡ ﻟﺰﻭﻣﻨﻪ ﻣﺒﲎ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻳﻠﻮﺭ ﺍﻳﺴﻪ ﻭﺟﻪ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺍﭼﻖ ﻛﻮﺭﻳﻨﺎﻥ ﻣﺒﻠﻎ ﻣﺰﺑﻮﺭﻯ ﺍﺳﺘﻴﻔﺎ ﺍﻳﻠﺪﻛﺪﻧﺼﻜﺮﻩ ﻓﻀﻠﻪ ﺳﻰ ﺩﺧﻰ ﻇﻬﻮﺭ ﺍﻳﺪﻩ ﺟﻜﲎ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮ ﻣﻰ ﺍﻟﻴﻪ ﺍﻓﺎﺩﻩ ﺍﻳﺘﻤﺶ ﺍﻭﳌﻘﻠﻪ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺍﻓﺎﺩﻩ ﺳﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﺗﻨﻈﻴﻤﻰ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻟﺪﻏﻰ ﺣﺎﻟﺪﻩ ﻣﺎﺭ ﺍﻟﺬﻛﺮ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻪ ﺟﻖ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﻧﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻠﻪ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﻧﻚ ﻛﻤﻴﺖ ﻭ ﻛﻴﻔﻴﱴ. ﻓﺮﻭﺧﺖ ﻗﻠﻨﻪ ﺟﻖ ﺍﺟﻨﺎﺱ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻠﻪ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﻧﻨﻚ ﻛﻤﻴﱴ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ ،ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ،ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ﺭﺅﺱ ﺭﺅﺱ ٢٤ ٤٦ ﻬﺑﺮ ﭼﻔﺖ ﭼﻔﺖ ﻬﺑﺮ ﭼﻔﺖ ﭼﻔﺖ ﰱ ﻏﺮﻭﺵ ١٢ ﰱ ﻏﺮﻭﺵ ٢٣ ٤٠٠ ٤٥٠ ﻏﺮﻭﺵ ﻏﺮﻭﺵ ٤ ٨٠٠ ١٠ ٣٥٠ ﻳﻜـــــــــــﻮﻥ ٢٠ ١٥٠ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ ،ﺑﻮ ﺩﺧﻰ ﺭﺅﺱ ١٢ ﻬﺑﺮ ﭼﻔﺖ ﭼﻔﺖ ﰱ ﻏﺮﻭﺵ ٦ ٧٠٠ ﻏﺮﻭﺵ ٤ ٢٠٠ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻖ ﺍﺟﻨﺎﺱ ﺫﺧﺎﺋﺮﻙ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻠﻪ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﻧﻨﻚ ﻛﻤﻴﱴ 640 ﺧﻨﻄﻪ ﺷﻌﲑ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ ٤٥٠ ١٥٧ ﻬﺑﺮ ﻛﻴﻞ ﻬﺑﺮ ﻛﻴﻞ ﰱ ﻏﺮﻭﺵ ﰱ ﻏﺮﻭﺵ ٥,٥ ١٠ ﻏﺮﻭﺵ ﻏﺮﻭﺵ ٤ ٥٠٠ ٨٦٣,٥ ﻳﻜـــــــــــﻮﻥ ٧ ٣٦٣ ﲨﻌﺎﻳﻜـــــــــــــــــــﻮﻥ ٢٧ ٥١٣ ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﺑﺎﳊﺴﺎﺏ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﱏ ﺑﻮ ﻣﻘﺪﺍﺭﻩ ﺑﺎﻟﻎ ﺍﻭﳌﺶ ﺍﻳﺴﻪ ﺩﻩ ﳏﻠﻨﺪﻩ ﺣﲔ ﻓﺮﻭﺧﺘﻨﺪﻩ ﺗﺰﺍﻳﺪ ﻭﺗﻨﺎﻗﺼﻰ ﺟﺎﺋﺰ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﲎ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻪ ﺍﻓﺎﺩﻩ ﺍﻳﺘﻤﻜﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻳﻠﺪﻯ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ﻗﻴﻪ ٥٠٠ ﻬﺑﺮ ﻗﻴﻪ ﰱ ﻏﺮﻭﺵ ٤ ﻏﺮﻭﺵ ٢ ٠٠٠ ﻣﻴــــــــــــــــــــــــــــــﺰﺍﻥ ﻏﺮﻭﺵ ٢٧ ٥١٣ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻖ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮﻧﻚ ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﱏ ١٧ ٣٨٧ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻌﺎﺵ ﻭﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮ ١٠ ١٢٦ﻓﻀﻠﻪ ﻛﻮﺭﻳﻨﺎﻥ 641 Emirdağ Çiftlik Örneğinin Transkripsiyon Hali: 1- Karahisar-ı Sâhip sancağında Barçın(Emirdağ) kazasında Çifteler demekle arîf çiftliğin 246 senesinde vâkı’rûz-ı kasımından 47 senesinde vâkı’rûz-ıkasımına değin vâkı’ olan mâhsûlatı ile elyevm mevcûd olan hayvanât ve telefat ve masârıfatının miktar ve kemiyetini mübeyyin asâkir-i hâssa-ı şâhane miralaylarından Mirzâ Said Bey tarafından bi’l-vekâle müdir ta’yîn kılınan Hacı Mehmed Ağa’nın takdim eylediği defterin hulâsasıdır. 2- ÇİFTLİK-İ MEZKÛRDA EL-YEVM MEVCÛD OLAN HAYVANAT VE TELEFÂT VE SAİRENİN MİKTARI a- Re’s____________________ b- Bu sene hâsıl olan südtay Hayvanât-ı hergele Re’s Re’s 466 Kısrak-ı kebir 257 22 Aygır esb 70 İki buçuk yaşında erkek tay 12 İğdiş 12 Bir yaşında erkek tay 8 Bir yaşında dişi tay Körpe kalan 186 776 Telefât 62 714 c- İstabl-ı Amme’den gönderilen aygır Re’s 21 Telef olan 3 13 Asâkir-i şahane süvarileri irkâbı için bu def’a Deraliyye’ye gönderilen___ Re’s 50 İki buçuk yaşında erkek tay Firar eden____________________________________________________________ Re’s 8 Mürd Re’s 23 2 6 1 642 olan____________________________________________________________ Kısrak-ı kebîr Bir yaşında dişi tay Bir buçuk yaşında erkek tay Aygır 22 54 Körpe kalan d- Mevcûd olan Re’s 435 19 Aygır esb 2 İğdiş 20 İkibuçuk yaşında erkek tay, şimdi üç yaşında olduğu 6 Birbuçuk yaşında erkek tay, şimdi ikibuçuk yaşında 6 Bir yaşında dişi tay, şimdi iki yaşında 12 İğdiş Körpe kalan, şimdi birbuçuk yaşında 164 664 3- Re’s_______________________________________________________________ a- Hayvanat-ı karasığır Re’s 116 Karasığır ineği 26 İki yaşında karasığır düğesi 46 İki yaşında karasığır tosun 25 Bir yaşında karasığır tosun 33 Bir yaşında karasığır düğesi 4 Karasığır boğası 12 Karasığır öküzü 32 Erkek buzağı Dişi buzağı 19 313 Telefât 11 302 b- Bu sene hasıl olan karasığır buzağısı Re’s 122 c- Mürd olan Re’s 1 Bir yaşında karasığır düğesi 1 Bir yaşında karasığır tosun 1 Bir yaşında karasığır düğesi 4 Erkek buzağı Dişi buzağı 4 11 d- Zînde beyan olunduğu vechile füruht, tertîb olunan Re’s 10 Karasığır ineği 24 İki yaşında karasığır düğesi 46 İki yaşında karasığır 80 tosunu e- Kusûr mevcudu Re’s 106 Kara sığır 1 İki yaşında karasığır düğesi, şimdi üç yaşında 643 24 32 4 12 28 15 222 Bir yaşında karasığır tosunu, şimdi iki yaşında Bir yaşında karasığır düğesi, budah Karasığır boğası Karasığır öküzü Erkek buzağı Dişi buzağı 4- Re’s______________________________________________________________ Hayvanât-ı câmuş a- Re’s 49 Manda ineği 11 İki yaşında manda düğesi 7 Bir yaşında manda düğesi 17 İki yaşında manda danası 2 Manda boğası 10 Koşum mandis 21 Erkek malak Dişi malak 15 132 Telefât 5 127 b- Bu sene hasıl olan mâlak Re’s 25 c- Mürd olan Re’s 1 Bir yaşında manda düğesi 2 İki yaşında manda düğesi 1 Erkek malak Dişi malak 2 6 d- Zîrde beyan olunduğu vechile füruhtı tertib olunan Re’s 12 İki yaşında manda danası e- Kusûr-ı mevcûd Re’s 49 Manda ineği 11 İki yaşında manda düğesi, şimdi üç yaşında olduğu 6 Bir yaşında manda düğesi, şimdi iki yaşında olduğu 4 İki yaşında manda danası, şimdi üç yaşında olduğu 2 Manda boğası 10 Koşum mandası 20 Erkek malak Dişi malak 13 115 644 5- ÇİFTLİK-İ MEZBÛRUN DEMİRBAŞ EDEVATI Süd bakracı Aded 2 Köhne bakraç Aded 2 Sagîr süd kazganı Aded Kayış Aded 4 Kantar Aded 1 Düven Aded 3 9 Bu defa 12 mubâ-ya’a olunan Törpü Aded 1 Destere Aded 1 Kazma Aded 1 Bel kazma Aded 1 Kuplı tas Aded 1 Kebir süd kazgânı Aded 3 Araba Saban demiri Aded Aded 5 6 Bu defa mubâ-ya’a olunan 1 6 Balta Aded 4 2 Bu dâhı 6 Tırpan Aded 4 2 Bu dâhı 6 Burgı Aded 1 Eğe törpü Aded 1 El keseri Aded 1 Ayak keseri Aded 1 6- ÇİFTLİK-İ MEZBÛRUN DEMİRBAŞ TOHUMLUK HAYVANATI İLE MUKADDEM KARAHİSAR MÜTESELLİMİ SÜLEYMAN AĞA TARAFINDAN MÜBAYA’A OLUNAN VE HERGELE HAYVANATINDAN İKİ ESB BEDELİNE ALINAN HAYVANATIN MİKDARI a- Hınta b- Şa’îr Karahisâri Karahisâri Keyl Keyl 310 Karahisar mütesellimi 190 Karahisar mütesellimi tarafından mübaya’a olunan tarafından mübaya’a olunan 87 Esb bedeli olarak alınan 70 Esb bedeli olarak alınan Demirbaş tohumluk 80 Demirbaş tohumluk 23 420 340 Yemeklik için alınan 260 Hayvanâta yemeklik için 270 sarf 150 80 Zer olunan 80 Zer olunan 150 000 00 645 c- Karahisar mütesellimi tarafından mübaya’a olunan Burcak Karahisâri Keyl 10 Yemeklik için sarf olunan 10 00 7- BÂLADA MUHARRER ZER’ OLUNAN TOHUMDAN HASIL OLAN HUBUBÂT İLE ÂŞARDAN TAHSİL OLUNANHUBÛBATIN MİKDARI a- Hınta Zînde muharrer olduğu vechile Karahisâri furuhtı tertîb olunmağla şerh verildi Keyl 629 Zer’olunan tohumdan hasıl olan Âşardan tahsil olunan 281 910 Yemeklik için tevkif edilen 310 600 Tohumluk için tevkif edilen 150 450 132 557 320 237 80 157 Be-hesâb-ı keyl-i İstanbulî 1.350 Be-hesâb-ı keyl-i İstanbulî 471 c- Yulaf Karahisâri keyl 60 60 Yemeklik ve 00 tohumluk için tevkifi lazım olan 646 b- Sa’îr Karahîsari Keyl 425 d- Burçak Karahisâri keyl 17 17 Bu dahi 00 Zer’olunan tohumdan hasıl olan Âşardan tahsil olunan Yemeklik için tevkif olan Tohumluk için tevkif edilen e- Mercümek Karahisâri keyl 7 7 Bu dahi 0 8- BALADA MUHARRE HAYVANATDAN HASIL OLAN REVGAN-I SADE VE PEYNİR Revgan-ı sade Zirde muharrer olduğu üzere füruhtu tertib olunmağla şerh verildi Kıyye 743 Yemeklik için tevkif olunan 243 500 Peynir Kıyye 291 291 000 9- ÇİFTLİK-İ MEZBÛRUN SENE-İ MERKÛME MAHSÛBEN VÂKI’ OLAN ÇAYIR VE SÂİRE HASILATI Gurûş 560 Çayır hasılatı 3.400 Çifteler karyesinden alınan hâsılat Koyun sayımı hâsılatı 367 4.327 MİNHÂ_______________________________________________________________ 10- MÜDİR-İ MÛMÂ-İLEYHİN VÂKI’ OLAN MÂSARIFATI İLE EVKÂF-I HUMÂYUN HAZİNESİNE VERİLECEK BEDEL VE SÂİRENİN MİKDÂRI a- Müdir-i mûma-ileyhin masârıfat Kıyye Pirinç 50 Asel 44 Pekmez 155 Tuz 730 Soğan 300 Sarımsak 30 Çuval (aded) 14 Balta (aded) 2 Hergeleye 173 alınan katran 120 Hergelecilere alınan eyer 40 İğdişlere muâlece Araba, 1 aded 516,5 Harman takımı Guruş 62 132 155 99 75 15 140 40 173 b- Müdir-i mûmâ-ileyhin 246 senesinde vâkı’rûz-ı Kasımından 47 senesinde vâkı’rûz-ı Kasımına değin bir senelik müstehık olduğu maâşı. Fî şehr Gurûş 500 Es hür 12 Gurûş 6.000 2.000 Mukaddema Evkaf-ı 4.000 Hümâyun Hazinesinden 647 90 553 40 735 117,5 20 391 3.634 Yulaf İstanbul’a gelen İğdişlere olan masârıfat Manda sığırlarına ip İstabl-ı Âmireden gelen aygırlara olan masârıfat Düven, 9 aded Tırpan, 2 aded masarıfat-ı müteferrika YEKÛN______________________________________ Gurûş 7.634 c- Çiftlik mezbûrun sene-i merkûme bedeli olarak bâirade-i seniyye Evkâf-ı Hümâyun hazinesine i’tası lâzım gelen Gurûş 9.750 d- Müdir-i mûmâ-ileyhin dört aylık ma’aşı ile çiftlik-i mezbûrun hademe ücreti olarak mukaddemâ Evkâf-ı Hümâyun hazinesinden verilip ba’ dehû hâsılatı murûdunda hazine-i mezbûreye te’diyes-i irade buyurulan Gurûş 2.000 Müdir-i mûmâ-ileyhin dört aylık ma’âşı 2.330 Hademe ücreti 4.330 YEKÛN________________________________________ Gurûş 14.080 CEM’AN YEKÛN Gurûş 21.714 11- MİZÂN____________________________________________________________ Gurûş 21.714 Ber-vech-i bâlâ masârıfat ve sâire Ber-vech-i bâlâ hâsılat 4.327 17.387 Bâki masârıfat ve sâire 648 a- Ber-vech-i bâlâ müdir-i mûmâ- b- Ber-vech-i bâlâda muharrer ileyhin kusûr-ı maâş ve masârıfatı olduğu üzere ber-muktezâ-yı irade-i seniyye-i çiftlik-i mezbûrun sene-i mezbûre bedeli ve mukaddem Evkâf-ı Hümayûn Hazinesinden verilmiş maâş ve hademe ücreti olarak mukâtaât hazinesinden hazine-i merkûmeye i’tası lâzım gelen Gurûş Gurûş 7.634 14.080* 4.327 Hâsılat-ı çiftlik-i mezbûr 3.307 ber-vech-i-bâlâ * Meblağ-ı mezbûrun Evkâf-ı Hümâyun Hazinesine te’diyesi zîrde muharrer hayvânat ve zehâirin furuhtı ile esmânının murûdına muntazır olmak ile şerh verildi. 12- BÂLÂDA Bİ’L-MÜVÂZENE GÖSTERİLDİĞİ VECHİLE ÇİFTLİK-İ MEZBÛRUN SENE-İ MERKÛM MAHSUBEN VÂKI’ OLAN HÂSILATI MÜDİR-İ MÛMÂ-İLEYHİN MA’AŞ VE MASÂRIF’I SÂİRESİ İLE EVKÂF-I HÜMÂYUN HAZİNESİNE İ’TÂSI İRÂDE BUYURULAN MEBÂLİĞDEN DUYÛN OLARAK 17.000 BU KADAR GURUŞ AÇIĞI GÖRÜNMÜŞ İSE DE BÂLÂDA MUHARRER HAYVANÂT VE ZEHÂİRDEN ZÎRDE GÖSTERİLDİĞİ MİKDARININ ÇİFTLİK-İ MEZBÛR’A ADEM-İ LÜZUMUNA MEBNİ OL TARAFIN RÂYİCİ ÜZERE FÜRUHTU İRÂDE BUYURULUR İSE VECH-İ MUHARRER ÜZERE AÇIK GÖRÜNEN MEBLAĞ-I MEZBÛRU İSTİFA EYLEDİKTEN SONRA FAZLASI DAHİ ZUHÛR EDECEĞİNİ MÜDİR-İ MÛMÂ-İLEYH İFADE ETMİŞ OLMAKLA MÜDİR-İ MÛMÂ-İLEYHİN İFADESİ VECHİLE TANZİMİ İRÂDE BUYURULDUĞU HALDE MARRU’Z-ZİKR FÜRUHT OLUNACAK HAYVÂNAT VE ZEHÂİR-İ MERK^MENİN MİKDARI İLE OL TARAFIN RÂYİCİ ÜZERE TAKRİBEN ÎCAB EDEN ESMANININ KEMMİYET VE KEYFİYETİ a- Füruht kılınacak ecnâs-ı hayvanâtın mikdarı ile ol tarafın râyici üzere takriben îcb eden esmânının kemmiyeti İki yaşında karasığır tosunu, şimdi üç yaşında olduğu Gurûş 46 İki yaşında karasığır düğesi İki yaşında manda danası Gurûş 24 Gurûş 12 649 Çift 23 Be-her çift Fî Gurûş 450 Çift 12 Gümüş 10.350 Be-her çift Fî Gurûş 400 Gümüş 4.800 Çift Be-her çift 6 Fî Gurûş 700 Gümüş 4.200 Karasığır ineği Baş Be-heri 10 Fî Guruş 80 Guruş 800 YEKÛN_________________________________________ 20.150 b- Füruht alınacak ecnâs-ı zehâirin mikdarı ile ol tarafın râyici üzere takriben îcab eden esmasınının kemmiyeti Hınta Karahisârı keyl 450 Be-her keyl Fî gurûş 10 Şa’îr Karahisârı keyl 157 Be-her keyl Fî gurûş 5,5 Revgan-ı sâde Kıyye 500 Be-her kıyye Fî gurûş 4 Gurûş 4.500 Gurûş 863,5 Gurûş 2.000 YEKÛN_______________________________________ 7.363 CEM’AN YEKÛN_________________________________ 27.513* 13- MİZAN__________________________________________________ Gurûş 27.513 Ber-vech-i bâlâ füruht olunacak hayvanât ve sâirenin takriben îcab eden esmânı Bâlâda muharrer olduğu üzere kusûr-ı maâş ve 17.387 Masârıfât-ı sâire 10.126 Fazla görünen 650 * Ber-vech-i bâlâ hayvanât ve zehâir-i merkûme ol tarafın râyici vechile bi’l-hesab îcab eden esmânı bir mikdara bâliğ olmuş ise de mahallinde hîn-i füruhtunda tezâyüd ve tenakusu câiz olduğunu müdîr-i mûmâ-ileyh ifâde etmekle şerh verildi. 651 Emirdağ Çiftlik Örneğinin Türkçe Hali: 1- Karahisâr-ı Sâhip [Afyon] sancağında Barçın [=Emirdağ] kazâsında Çifteler diye bilinen çiftliğin 1246 senesinin 6 Kasımından 1247 senesinin 6 Kasımına kadar geçen zaman içinde üretilmiş olan toprak mahsûllerinin , elde mevcut bulunan hayvanların , telef olan hayvanlarn ve bu dönem zarfında çiftlik için yapılmış olan masrafların mikdârını belirten defterin hulâsasıdır. Hâssa Askeerleri miralaylarından Mirza Sait Bey tarafından vekâleten müdür ta’yîn edilmiş olan Hacı Mehmed Ağa tarrafından hazırlanmıştır. 2- Adıgeçen çiftlikde hâlen mevcût sâirenin mikdârı : a- olan hayvanlar ile telef olanların ve Hergeleler Baş 466 22 b- Bu sene hâsıl olan süt tay Baş 257 Büyük kısrak Aygır at , aded :26, 4 aded daha önce İstanbul'a ye giden İki buçuk yaşında erkek tay İğdiş Bir yaşında erkek tay Bir yaşında dişi tay Körpe kolon 70 12 12 8 186 776 62 714 Telef olanlar c-Süvari askerlerin binmesi için İstanbul'a gönderilen Baş 50 İki buçuk yaşında erkek taydan d-Firâr eden Baş 8 Büyük kısrak e-Ölenler f- İstanbul'daki saray ahırlarından gönderilen aygır Baş 23 2 6 1 22 54 652 Büyük kısrak Bir yaşında dişi tay Bir buçuk yaşında erkek tay Aygır Körpe kolon Baş 21 3 18 Telef olan g- Hâlen mevcut olan Baş 435 Büyük kısrak 19 Aygır at 2 İğdiş 20 İki buçuk yaşında erkek tay, şimdi üçyaşında 6 Bir buçuk yaşında erkek tay, şimdi iki buçuk yaşında 6 Bir yaşında dişi tay, şimdi iki yaşında 12 İğdiş 164 Körpe kolon, şimdi bir buçuk yaşında 664 3- Karasığır hayvanlar ________________________________________________ a-Baş b- Bu sene hasıl olan karasığır 116 Karasığır ineği buzağısı 26 İki yaşında karasığır Baş düğesi 122 46 İki yaşında karasığır tosunu 25 Bir yaşında karasığır tosunu 33 Bir yaşında karasığır düğesi 4 Karasığır boğası 12 Karasığır öküzü 32 Erkek buzağı 19 Dişi buzağı 313 11 Telefât 302 c- Ölenler Baş 1 1 1 4 4 11 Bir yaşında karasığır düğesi Bir yaşında karasığır tosun Bir yaşında karasığır düğesi Erkek buzağı Dişi buzağı tosunu d- Aşağıda açıklandığı şekilde satış için hazırlanan Baş 10 Karasığır ineği 24 İkiyaşında karasığır düğesi 46 İki yaşında karasığır 80 e- Geriye kalanlar Baş 106 Kara sığır 1 İki yaşında karasığır düğesi, şimdi üç yaşında 24 Bir yaşında karasığır tosunu, şimdi iki yaşında 32 Bir yaşında karasığır düğesi, bu dahi 4 Karasığır boğası 12 Karasığır öküzü 28 Erkek buzağı 653 15 222 Dişi buzağı 4-Manda hayvanları ______________________________________________________ a-Baş 49 Manda ineği 11 İki yaşında manda düğesi 7 Bir yaşında manda düğesi 17 İki yaşında manda danası 2 Manda boğası 10 Koşum mandası 21 Erkek malak 15 Dişi malak 132 5 Telefât 127 b- Bu sene hāsıl olan malak Baş 25 c- Ölenler Baş 1 Bir yaşında manda düğesi 1 İki yaşında manda düğesi 1 Erkek malak 2 Dişi malak 5 d-Aşağıda açıklandığı üzere satılmak üzere hazırlanan Baş 12 İki yaşında manda danası e- Geriye kalanların mevcûdu Baş 49 Manda ineği 11 İki yaşında manda düğesi, üç yaşında 6 Bir yaşında manda düğesi, şimdi iki yaşında 4 İki yaşında manda danası, şimdi üç yaşında 2 Manda boğası 10 Koşum mandası 20 Erkek malak 13 Dişi malak 115 5- Adıgeçen ciftliğin demirbaş araçları Süd bakracı Aded 2 Eski bakraç Aded 2 Kücük süd kazganı Aded 2 Kantar Aded 1 Kuplı tas Aded 1 Araba Aded 5 1 6 654 Büyük süd kazganı Aded 3 Saban demiri Aded 6 Bu defa mubâ-ya’a olunan Kayış Aded 4 Aded 3 9 Bu defa satın alınan 12 Törpü Aded 1 Destere Aded 1 Kazma Aded 1 Bel kazma Aded 1 Düven Balta Tırpan Aded Aded 4 4 2 Bu dâhı 2 Bu dâhı 6 6 Eğe törpü Aded 1 El keseri Aded 1 Burgu Aded 1 Ayak keseri Aded 1 6- Adıgeçen Çiftligin demirbaş tohumluk hubûbatiyle daha önce Karahisar mütesellimi Süleyman Ağa tarafından hergele hayvanlarından iki at bedeli karşılığında alınan hubûbatın mikdârı a- Buğday Karahisar kilesi 310 Karahisar mütesellimi tarafından satın alınan b- Arpa Karahisar kilesi 190 Karahisar mütesellimi tarafından satın 87 At bedeli olarak alınan 70 23 Demirbaş tohumluk 80 420 270 Yemeklik için alınan alınan At bedeli olarak alınan Demirbaş tohumluk 340 260 Hayvanlara yemeklik için 150 harcanan 150 Ekilen 80 000 80 Ekilen 00 c- Karahisar mütesellimi tarafındansatın alınan burçak Karahisar kilesi 10 10 Yemeklik için harcanan 00 655 7- Yukarıda yazılan tohumdan üreyen tahıl ile âşardan elde edilen hubûbatın mikdarı Aşağıda yazıldığı şekilde satış için hazırlandığından şerh verildi Aşağıda yazıldığı şekilde satış için hazırlandığından şerh verildi a-Buğday Karahisar kilesi b-Arpa Karahisar kilesi 629 Ekilen tohumdan hasıl olan 425 281 Âşardan tahsil olunan 910 132 557 310 Yemeklik için tutulan 600 320 237 Yemeklik için tutulan 150 Tohumluk için tutulan 450 80 157 Tohumluk için tutulan İstanbul kilesi hesâbı ile 1.350 Ekilen tohumdan hasıl olan Âşardan elde edilen Bir Karahisar kilesi 3 İstanbulkilesiFî minhü 471 c-Yulaf d- Burçak e-Mercümek Karahisar kilesi Karahisar kilesi Karahisar kilesi 60 17 7 60 Yemeklik ve tohumluk 17 Yemeklik ve tohumluk 7 Yemeklik ve 00 için tutulması 00 için tutulması 00 tohumluk gereken gereken için tutulması gereken 656 8- Yukarıda yazılı olan hayvanlardan elde edilen sade yağ ve peynir Aşağıda yazılı olduğu üzere satış icin hazırlandığından şerh verildi a-Sâde yağ Kıyye 743 243 Yemeklik için tutulması gereken 500 b-Peynir Kıyye 291 291 Yemeklik için tutulması 000 gereken [s.3] 9- Çiftliğin geçen seneye mahsûben meydana gelen çayır ve sâire hâsılatı Gurûş 560 3.400 367 4.327 Çayır hâsılatı Çifteler köyünden alınan hâsılat Koyun sayımı hâsılatı Bundan__________________________________________________________________ 10- Adı geçen müdürün yaptığı masraflar ile Evkaf Hazînesine verilecek bedel ve sâiresinin mikdârı a- Adı geçen müdürün yaptığı masraflar Guruş 62 132 155 99 75 15 140 40 173 120 40 50 516,5 90 553 40 735 b- Adı geçen müdürün 1246 senesi Kasımından 1247 senesi Kasımına kasımına kadar bir senelik hak etmiş olduğu maâşı. Ayda Gurûş 500 12 Ayda Gurûş 6.000 2.000 Daha önce Evkaf Hazinesinden verilen 4.000 Kıyye Pirinç 50 Asel 44 Pekmez 155 Tuz 730 Soğan 300 Sarımsak 30 Çuval , aded 14 Balta , aded 2 Hergeleye 173 alınan katran Hergelecilere alınan eyer İğdişlere muâlece Araba, 1 aded Harman takımı Yulaf İstanbul'a gelen iğdişlere yapılan masraflar Manda sığırlarına ip Saray ahırlarına gelen aygırlara yapılan masraflar 657 117,5 20 391 3.634 Düven, 9 aded Tırpan, 2 aded Müteferrik masraflar c-YEKÛN______________________________________ Gurûş 7.634 d- Adıgeçen çiftliğin geçen senenin gelirinden çıkan ferman gereğince Evkaf-ı Hazînesine verilmesi gereken e-Adıgeçen müdürün dört aylık maâşı ile çiftliğin hademe ücreti olarak daha önce Evkâf-ı Hazînesinden verilip sonra hâsılatı geldiğinde bu hazineye ödenmesi emir buyurulan Gurûş 2.000 Adıgeçen müdürün dört aylık maâşı 2.330 Hademe ücreti 4.330 Gurûş 9.750 f-YEKÛN________________________________________ Gurûş 14.080 g-CEM‘AN YEKÛN Gurûş 21.714 11- MİZÂN____________________________________________________________ Gurûş 21.714 Yukarıda gösterildiği şekilde yapılan masraflar 4.327 Yukarıda gösterildiği şekilde elde edilen gelir 17.387 Kalan masraflar ve sâire a- Yukarıda gösterildiği şekilde adıgeçen müdürün geriye kalan kalan maâşı ve sâir harcamalar b- Yukarıda yazılı olduğu üzere çıkan ferman gereğince çiftliğin geçen seneye ait gelirinin bedeli ile daha önce Evkaf Hazînesinden verilmiş olan maâş ve hademe ücretlerinin Mukataât Hazînesinden adıgeçen hazîneye verilmesi gereken Gurûş 7.634 658 Gurûş * 14.080 4.327 Yukarıda gösterildiği şekilde çiftliğin geliri 3.307 * Adıgeçen meblağın Evkâf Hazînesine ödenmesi aşağıda yazıldığı gibi satılacak hayvan ve toprak mahsûllerinin bedellerinin gelmesi beklendiğinden şerh verildi. 12- Yukarıda muvâzene edilerek [gelir-gider denkleştirmesi yapılarak ] gösterildiği şekilde çiftliğin zikri geçen seneye mahsûben meydana gelen hâsılâtı adıgeçen müdürün maâş ve diğer masrafları ile Evkaf Hazînesine verilmesi emir buyurulan paradan aşağı olarak onyedi bin bu kadar guruş açığı görülmektedir. Ancak yukarıda yazılı hayvanlar ile hubûbatdan aşağıda gösterildiği mikdârının çiftliğe lüzûmu olmadığından dolayı o tarafın râyici üzere satılması emir buyurulur ise açık görünen hesap kapatıldıktan sonra fazlası dahı zuhûr edeceğini adıgeçen müdür ifâde etmiştir. Onun bu ifâdesi doğrultusunda işlem yapılması emir buyurulması halinde satılacak hayvanlar ile hubûbatın mikdârı ile o tarafın râyici üzere yaklaşık olarak îcab eden değerlerinin durumu a- Satılacak hayvanların cinsleri ile hayvanların mikdarı ve o tarafın râyici üzere yaklaşık olarak îcab eden değerleri İki yaşında karasığır tosunu, şimdi üç yaşında olduğu Baş 46 İki yaşında karasığır düğesi, şimde üç yaşında olduğu Baş 24 İki yaşında manda danası,şimdi üç yaşında olduğu Baş 12 Çift 23 Çift 12 Çift 6 Be-her çift Fî Gurûş 450 Gurûş 10.350 Be-her çift Fî Gurûş 400 Gurûş 4.800 Be-her çift Fî Gurûş 700 Gurûş 4.200 Karasığır ineği Baş Be-heri 10 Fî Guruş 80 Guruş 800 YEKÛN_________________________________________ 20.150 b- Satılacak hubûbatın cinsleri ve mikdârı ile o tarafın râyici üzere yaklaşık olarak gereken değerleri Hınta Karahisar keyli 450 Şa‘îr Karahisar keyli 157 Sâde yağ Okka 500 659 Be-her keyl Fî gurûş 10 Gurûş 4.500 Be-her keyl Fî gurûş 5,5 Be-her okka Fî gurûş 4 Gurûş 863,5 Gurûş 2.000 YEKÛN__________________________ 7.363 Yukarıda yazıldığı üzere hayvanlar ile hubûbatın o tarafın râyici üzere hesap edilerek gereken değerleri bu mikdara ulaşmış ise de mahallindesatış sırasında artma ve eksilmenin olabileceğiri adıgeçen müdür tarafından ifâde edilmekle şerh verildi. CEM‘AN YEKÛN_________________________________ 27.513* 13-MİZAN__________________________________________ Gurûş 27.513 Yukarıda yazıldığı üzere satılacak hayvanlar ile hubûbatın ve sâirenin yaklaşık olarak gereken değeri 17.387 Yukarıda yazılı olduğu üzere geriye kalan maâş ve diğer masraflar 10.126 Fazla görünen 660 Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir Afyonkarahisar ili Emirdağ ilçesinde mukim bulunan bir çiftliğe ait kayıttır. Taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir. 661 KAYNAKÇA A. D. Noviçev (Çev: Nabi Dinçer), Osmanlı İmparatorluğu’nun Yarı-Sömürgeleşmesi, Ankara: Onur Yayınları,1979. Abdullah Martal, Değişim Sürecimde İzmir’de Sanayileşme, 19. Yüzyıl, İzmir: 1998. Abdurrahman Şeref Efendi, Tarih Muhasebeleri, Ankara: 1985. Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, İstanbul: Cilt:8, 1994. Ahmet Akgündüz ve Said Öztürk, Bilinmeyen İstanbul: Osmanlı Araştırmaları Vakfı, 1999. Ahmet Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Dergah Yayınları, 1985. Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, İstanbul: 1994. Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, İkinci Baskı, İstanbul: 1970. Alan Palmer, Son Üç Yüz Yıl Osmanlı İmparatorluğu, Çev: Belkıs Çorakçı Dişbudak, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2000. Azmi Fertekligil, Türkiye Borsası’nın İstanbul: İMKB Yayını, 1993. Bedri Gürsoy, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi, Bütçeler ve Hazine Hesapları, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayını,1989. Cengiz Orhonlu, “Hazine”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 17, 1998. Cevdet Paşa, Tezakir-i Cevdet, Yayını,1991. Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi (Derleyen: Maliye Tetkik Kurulu), Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayınları, 1978. Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi, (Derleyen: Maliye Tetkik Kurulu). Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayını, 1979. Coşkun Çakır, Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre Yayınları, Ekim 2001, s. 18. Coşkun Çakır, Tanzimat Dönemi Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre Yayınları, 2001. 662 Yüzyıllık Osmanlı, Hayatı, Ankara: T. Tarih Kurumu Çoşkun Çakır, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının Mali Boyutları, Osmanlı, C.III, Ankara: İkitsat, 1999. D’Ohsson, Tableau Général de L’Empire d’Ottoman, Livres: 5, Chapitre: II, Paris: 1787. Daniel Goffman, İzmir ve Levanten Dünya (1550-1650), Çev.: Ayşen Anadol ve Neyyir Kalaycıoğlu, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1995. Düstur, I.Tertip, C.I, İstanbul: 1298. Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör): Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, C.I ve II. İstanbul: 1996 ve 1998. Ekmeleddin İhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, İstanbul: Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi Serisi No: 1, Yıldız Matbaacılık, 1994. Ekmeleddin İhsanoğlu İstanbul: Cilt 1, 1999. Engin Deniz Akarlı, 1872-1916 Yılı Bütçeleri Işığında Osmanlı Maliyesinin Sıkıntıları, Özel Sayı: Cavit Orhan Tütengil’in Anısına Armağan, İstanbul: İ.Ü, İFM, 1982. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Ankara: T. Tarih Kurumu Yayını, 1983. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Ankara: T. Tarih Kurumu Yayını, 1976. Erdoğan Öner, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Döneminde Mali İdare, Basılmamış Doktora Tezi, 1997. Erol Zeytinoğlu; Yayınlar, 1993. Faruk Tabak, Bereketli Hilalin Batısında Tarımsal Dalgalanmalar ve Emeğin Kontrolü, Osmanlı Toprak Mülkiyeti ve Ticari Tarım, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1998. Feridun Emecen, “Kuruluştan Küçük Kaynarcaya Osmanlı Siyasi Tarihi”, Osmanlı Devleti Tarihi, Editör: Ekmeleddin İhsanoğlu, İstanbul: Cilt 1, 1999. Feridun Emecen, “İstanbul (İstanbul’un Fethi)”, İA, İstanbul: Türkiye diyanet Vakfı Yayınları (TDVY), Cilt 23, 2001. Hakkı Dursun Yıldız, 150. Yılda Tanzimat, Ankara: T. Tarih Kurumu Yayını, 1992. İktisat (Editör), Osmanlı Tarihi, İstanbul: Devleti Süryay Tarihi, Sürekli 663 Halil İnalcık ve Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Çev: Halil Berktay, 2. Baskı, Cambridge University Pres, Eren Yayıncılık, 2000. Halil İnalcık, “Bursa”, İA, İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 6, 1992. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, İstanbul: Eren Yayınları, 1996. Halil İnalcık, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı Devrinde Türkiye’nin İktisadi Vaziyeti Üzerinde Bir Tetkik Münasebetiyle”, Belleten, Cilt XV, Ankara: 1951. Halil İnalcık, “Cizye (Osmanlılarda)”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları (TDVY), Cilt 8, 1993. Halil İnalcık, “XV. Asır Türkiye İktisadi ve İçtimai Tarihi Kaynakları”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, No. 15/1-4, 1953-1954. Halil Sahillioğlu, "Osmanlı Para Tarihinde Dünya Para ve Maden Hareketlerinin Yeri (1300-1750)", Türkiye İktisat Tarihi Üzerine Araştırmalar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Gelişme Dergisi, 1978 Özel Sayısı, Ankara: 1979. Halil Sahillioğlu, Türkiye İktisat Tarihi, İstanbul: 1989. Halil Sahillioğlu, “Avârız”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 4, 1991. Haydar Kazgan, İstanbul:1995. Hayri Mutluçağ, Duyûn-ı Umûmiye İdaresi ve Reji Soygunu, Belgelerle Türk Tarih Dergisi, S.2, İstanbul,1967. Hüseyin Avni Şanda, İstanbul Borsası’nın Yüzyıllık Hayatı, Broşür, İstanbul: 1966. İbrahim Artuk, “Osmanlı Beyliğinin Kurucusu Osman Gazi’ye Ait Sikke”, Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi (1071-1920), Ankara: 1980. İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı Tarihi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınları, Cilt 10, 1992. İslam Ansiklopedisi, 3. Cilt. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Ankara:Ç 1998. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt 1. 664 Tarih Boyunca İstanbul Borsası, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt: II İsmail Hakkı Uzunçarşılı; “Osmanlı Devleti Maliyesinin Kuruluşu ve Osmanlı Devleti İç Hazinesi” Belleten, Cilt 42, S.165. İsmet Miroğlu, “Fetret Devrinden II. Bayezid’a Kadar Osmanlı Siyasi Tarihi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Cilt 10, 1995. Justin McCarthy, Osmanlıya Veda, Çevren: Mehmet Tuncel, İstanbul: Etkileşim Yayınları, 2006. Koçi Bey, Koçi Bey Risalesi, (Sadeleştiren: Zuhuri Danışman), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1985. M. A. Kılıçbay, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim Tarzı, Ankara: 1982. Maliye Bakanlığı, Osmanlı Vergi Mevzuatı, Ankara: Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Yayın No: 1998/348, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1999. Mehmet Fuat Köprülü, “Osmanlı İmparatorluğunun Menşei Meselesi”, Belleten, Ankara: VIII, 1944. Mehmet Genç, "Osmanlı Maliyesinde Malikâne Sistemi", Türkiye İktisat Tarihi Semineri (8-10 Haziran 1973), Ankara: 1973. Mehmet Genç, "XVIII. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi ve Savaş", YapıtToplumsal Araştırmalar, No. 4, Ankara: 1984. Mehmet Genç, “Esham”, DİA, Cilt II, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul: 1995. Mehmet Genç, “Malikâne”, İA, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 27, 2003. Mehmet Zeki Pakalın, Maliye Teşkilatı Tarihi (1442-1930), C.I, İstanbul: 1977. Mehmet Zeki Pakalın, “Defterdar”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü-I, 2. Baskı, İstanbul: MEB Devlet Kitapları, Milli Eğitim Basımevi, Cilt: 1, 1971. Metin Kunt, Sina Akşin, Suraiya Faroqhi, Zafer Toprak, Hüseyin G. Yurdaydın ve Ayla Ödekan, Türkiye Tarihi 3, Osmanlı Devleti 1600-1908, 5. Basım, İstanbul: Cem Yayınevi, Temmuz 1997. Metin Kunt, Suraiya Faroqhi, Hüseyin G. Yurdaydın ve Ayla Ödekan, Türkiye Tarihi 2 Osmanlı Devleti 1300-1600, 5. Basım, İstanbul: Cem Yayınevi, 1997. Etnik 665 Meydan Larousse, İstanbul:1972, C.9. Mithat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lügatı, İstanbul: 1986. Murat Çızakça, “Bursa İpek Sanayinin Maliyet Yapısı Üzerinde Düşünceler ve Ham İpek Fiyatları (1550-1650)”, Gelişme Dergisi (Özel Sayı), 1978-1979. Murat Çızakça, “Price History and the Bursa Silk Industry: A Study in Otoman Industrial Decline”, The Journal of Economic History, XL, 3, 1980. Mustafa Armağan, Ufukların Sultanı Fatih Sultan Mehmed, İstanbul: Timaş Yayınları, 2006. Mustafa Akdağ, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı Devrinde Türkiye’nin İktisadi Vaziyeti”, Belleten, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1949. Mustafa Nuri Paşa (Sadeleştiren: Neşet Çağatay), Netayicü’l Vukuat, Ankara: T. Tarih Kurumu Yayını, 1992. Mübahat Kütükoğlu, Osmanlı-İngiliz Münasebetleri (18381850), İstanbul: 1976. Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlılarda Narh Müessesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri, İstanbul: 1983. Mübahat Kütükoğlu, “Defterdar”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 9, 1994. Mübahat Kütükoğlu, “Osmanlı Devleti İktisadi Yapısı”, Osmanlı Devleti Tarihi, Editör: Ekmeleddin İhsanoğlu, İstanbul: Cilt 2, 1999. N. Ünal Nalbantoğlu; “Osmanlı Toplumunda Tarım Teknolojisi, Artı Ürün ve Kent Ekonomisi, Türkiye İktisat Tarihi Semineri, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayını, 1972. Nejat Göyünç, “Yurtluk Ocaklık Deyimleri Hakkında”, İÜEFTAM, Prof.Dr. Bekir Kütükoğlu’na Armağan, İstanbul: 1991. Nejat Göyünç, “Ta’rih Başlıklı Muhasebe Defterleri”, Osmanlı Araştırmaları, İstanbul: Enderun Kitabevi, Cilt XV. Nihad S. Sayarı, Türkiye İmparatorluk Dönemi Mali Olayları, İstanbul: 1977. Niyazi Berkez, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Yayına Hazırlayan: Ahmet Kıyaş, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002. Nuri Pere, Osmanlılarda Madeni Paralar, İstanbul: 1968. Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi Cilt 2, 2. Baskı, İstanbul: Süryay Sürekli yayınlar A.Ş., 2000. 666 Oktay Güvemli, Türk Devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt 3, İstanbul: Süryay Yayıncılık, 2000. Oktay Güvemli, Türk Devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt: 1, İstanbul: 1995. Osmanlı Ansiklopedisi, İstanbul: Ağaç Yayınları, 1993. Ö.C. Sarc, Tanzimat ve Sanayimiz, İstanbul: 1940. Ömer Lütfi Barkan, "XVI. Asrın İkinci Yansında Türkiye'de Fiyat Hareketleri", Belleten, c. XXXIV, S. 112. Ankara 1970. Ömer Lütfi Barkan, “Tımar”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Cilt: 12/1. Özer Ergenç, “XVI. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Parası Üzerinde Yapılan İşlemlere İlişkin Bazı Bilgiler”, Gelişme Dergisi (Özel Sayı), 1978-1979. R. Ekrem Koçu, Osmanlı Padişahları, İstanbul: Ana Yayın Evi, 1981. Refii Şükrü Suvla, Tanzimat Döneminde İstikrazlar, Tanzimat I, İstanbul: Maarif Matbaası, 1940. Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul: Filiz Kitabevi, 1995. Saffet Köse, “Lukata”, İA, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 27, 2003. Said Öztürk, Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı ve Tarihi Gelişimi, İstanbul: Osmanlı Araştırmaları Vakfı (OSAV), 1996. Salih Özbaran, Bir Osmanlı Kimliği 14.-17. Yüzyıllarda Rum/ Rumi Aidiyet ve İmgeleri, İstanbul: Kitap Yayınevi, 2004. Sebahattin Zaim, “Yükselme Devrinde Osmanlı Devletinin İktisadi Durumu”, Osmanlı, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, Cilt 3, 1999. Selçuk Trak, İktisat Tarihi, Bursa: Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayını, 1973. Stanford Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, Cilt 1, İstanbul: 1982. Süleyman Demirci, “Collection of Avârız and Nüzul Levies”, Belleten, Ankara: Cilt LXIX, Sayı 256, 2005. Şevket Pamuk, “Money in the Otoman Empire”, 1326-1914, Halil İnalcık ve Donalt Quataerk Yay., Cambridge: An Economic and Social History of the Otoman Empire, 1300-1914, 1994. 667 Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadî Tarihi (1500-1914), İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1988. Şevket Pamuk, Kapitalist Dünya Ekonomisi ve Osmanlı Dış Ticaretinde Uzun Dönemli Dalgalanmalar, 1830-1913, Türk İktisat Tarihi Üzerine araştırmalar II. ODTÜ Gelişim Dergisi Özel Sayı, Ankara: 1979. Şevket Pamuk, “Osmanlılarda Para ve Enflasyon”, Cogito (Osmanlılar Özel Sayısı), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Sayı 19, 1999. Tevfik Güran, Osmanlı Devletinin İlk İstatistik Yıllığı, Tarihi İstatistikler Dizisi C. 5, DİE; Ankara: 1997. Tevfik Güran, Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye’nin Nüfusu 1500-1927, Tarihi İstatistikler Dizisi, DİE, Ankara: 1996. Tevfik Güran, Osmanlı Tarım Ekonomisi, Türk İktisat Tarihi, İstanbul: İ.Ü. İktisat Fakültesi, 1987. Tevfik Güran, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi: Bütçeler ve Hazine Hesapları (1841-1861), Türk Tarih Belgeleri Dergisi, C.XIII. S. 17 den ayrı basım, Ankara: TTK Yayını,1989. Tuncay Öğün, “Müsadere”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 32, 2006. Ufuk Gülsoy, 1856 Islahat Fermanı’na Tepkiler ve Maraş Olayları, Bekir Kütükoğluna Armağan, İstanbul: İ.Ü.E.Fakültesi Yayını, 1991. Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değişim Dönemi (XVIII. Yüzyıldan Tanzimata Kadar Mali Tarih), İstanbul: Alan Yayıncılık, 1986. Yavuz Cezar, Tanzimat’a Doğru Osmanlı Maliyesi, TCTA, C.IV, İstanbul: 1985. Yusuf Halaçoğlu, “Ankara Savaşı”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt 3, 1991. Yusuf Halaçoğlu, XIV. – XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara: Türk tarih Kurumu (TTK) Yayınları, 1996. Yusuf Oğuzoğlu, “Osmanlı Şehirlerindeki Halkın Vergi Yükü Üzerine Bir Araştırma (1680-1700), Osmanlı Araştırmaları, İstanbul: Enderun Yayınları, Cilt XV. 668 Yücel Özkaya, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ayanlık, Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, 1977. Ziya Karamursal,Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1989. 669 670 BÖLÜM III GENEL DEĞERLENDİRME GİRİŞ Bir muhasebe kayıt yöntemi olan Merdiven Yöntemi, Orta Doğu’da doğmuş, yüzyıllar boyu kullanıldıktan sonra yine Orta Doğu’da yerini batı ülkelerinden alınan çift yanlı kayıt yöntemine bırakarak ömrünü tamamlamıştır. Yöntemin ilk bulguları Arap yarım adasında hüküm süren Abbasi devletinin VIII. yüzyıl başlarındaki muhasebe kayıtlarında görülmektedir. Son İmparatorluğu’nda XIX. bulguları ise, Osmanlı yüzyıl sonlarındadır. Bu duruma göre sözü edilen yöntem, yaklaşık olarak 1100 yıllık bir yaşam ömrüne sahip olmuştur. Yöntem gelişmiştir. bir devlet Bununla muhasebesi beraber olarak devletin doğmuş, iktisadi kuruluşlarında da kullanıldığı bilinmektedir. Yöntemin doğduğu, geliştiği üç devlet vardır. Bunlar Abbasi Devleti (750-1258), İlhanlı Devleti (1251-1353), Osmanlı Devleti (1299-1922)’dir. Merdiven yöntemi, Abbasi’lerde bebeklik ve çocukluk, İlhanlılar’da gençlik ve Osmanlılar’da olgunluk çağını yaşamıştır. Yöntem 11 asırlık yaşamında sürekli gelişme içinde olmuştur. Zamanının koşullarına uyum sağlayabilmek için sürekli olarak kendisini yenilemiştir. Bu nedenle yöntemin ilk bulguları ile son bulguları 671 karşılaştırıldığında, esasları değişmemekle beraber, önemli farklar olduğu görülmektedir. Yukarda sözü edilen üç devlet farklı uluslar tarafından kurulmuşlardır ve farklı kültürlere sahiptirler. Abbasi Devleti bir Arap devletidir. İlhanlı Devleti bir Moğol devletidir. Osmanlı devleti ise bir Türk devletidir. Abbasi Devleti bir İslam devletidir. İlhanlı devleti bir İslam devleti değildir,ama büyük ölçüde Müslümanlığı kabul eden Fars kültürüne ve Türk kültürüne sahip devlet adamları tarafından idare edilmiştir. Osmanlı devleti, Türk ve İslam kültürlerinin egemen olduğu bir devlet yapısına sahiptir. Üç devletin kuruluşları birbirlerini izlemiştir. Bu incelemede sözü edilen yöntemin doğuşu ve gelişmesi örneklerle ortaya konulmuştur. Daha önceden de vurgulandığı üzere mevcut bilgilere göre Orta Doğu’da bir devlet muhasebe yöntemi olarak Merdiven Yöntemini kullanan üç devlet vardır. Bunlar Abbasi Devleti (750-1258), İlhanlı Devleti (1251–1353) ve Osmanlı Devleti (1299-1922)’dir. Devletlerin halkları ayrı uluslardandırlar. Abbasiler Araptır. İlhanlılar’ın kurucuları Moğollar’dır, halkı Farsdır. Osmanlı Devletini ise Türkler kurmuşlardır. Bu üç devletin birbirleri ile siyasi ve mali ilişkileri muhasebe yönteminin geçmesini sağlamıştır. bugünkü İran 672 Abbasi topraklarında bir devletten ötekine Devleti’ne son veren kurulmuş olan İlhanlı Devleti’dir. İlhanlı Devleti’ni Devleti’ne 1258 yılında son kültürlerinden de kuran Moğollar Abbasi vermişlerdir, ama onların yararlanmışlardır. İlhanlı devletinin kuruluşunda, Moğollar’dan daha ileri seviyede medeniyete sahip olan Araplar ile Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türkler yüksek devlet memurları olarak görev almışlardır. Muhtemeldir ki bu devletin kuruluşuna katkıda bulunan Arap devlet adamları devlet yönetim tekniklerini Arap yarım adasından İran’a getirirlerken, devletin mali düzenini muhasebe düzenini getirmişlerdir. Bu de bugünkü muhasebe ve İran topraklarına düzeni, Merdiven Yöntemi’dir. Merdiven yöntemini İlhanlılar geliştirmişler, yöntemin yaşamasını sağlayacak onu öğreten, tanıtan kitaplar yazmışlar ve bu arada yöntemin adını da onlar koymuşlardır, Merdiban (Merdiven-Stairs) Yöntemi373… Osmanlı Devleti, kuzey doğu Anadolu’da ilk kuruluş yıllarından itibaren sürekli olarak batıya doğru genişlemiş ve kuruluşunu takip eden ilk yüzyıl içinde, yani XIV. yüzyılda Balkanlara sarkmışlardır. Devletin doğu sınırlarını güvende tutabilmek için kuruluşundan sonra 50-60 yıl İlhanlılara vergi ödemiştir. Bu mali ilişkiler sırasında da kendi ihtiyaçlarını karşılamak için merdiven yöntemini öğrenmişlerdir. Bu yöntemin Osmanlılara getirilmesinde 373 Merdiven denilen bu muhasebe tekniği için bkz. W. Hinz, Resâle-i Falakiyyä, Wiesbaden, 1952, s. 35-57. 673 İlhanlılar’ın muhasebe düzenlerinde çalışan ve daha sonra Anadolu’ya gelen Türk devlet memurlarının da rolü olsa gerektir. Osmanlılar kullanmışlardır. yüz Sadece yıllar devletin boyu bu yöntemi muhasebesinde devletin işletmelerinde, vakıflarda da değil, bu yöntemden yararlanıldığı bilinmektedir. Yöntem yüzyıllar boyu değişen koşullara göre geliştirilmiş ve devletin her türlü muhasebe kayıt ihtiyacını karşılamıştır. Nasıl ki bugün muhasebe uygulamalarında çift yanlı kayıt yöntemi denilmemektedir. Osmanlı da merdiven yöntemi adını kullanmamış, muhasebe usulü demekle yetinmiştir. Osmanlı Devleti’nde bu yöntemden 1879 yılına kadar yararlanılmıştır. Sözü edilen yılda, çıkarılan bir padişah fermanı ile bu yöntem terk edilerek çift yanlı kayıt yöntemi kabul edilmiştir. Bu açıklamaların ortaya koyduğu üzere, merdiven yöntemi Abbasi Devleti’nde doğmuş, İlhanlılar’da gelişmiş ve Osmanlı Devleti’nde olgunluk dönemini yaşamış ve XIX. yüzyılın sonlarında tarihteki yerini alarak kullanım dışı kalmıştır. Abbasilerdeki ilk örnekler Harun Reşid dönemine (766-809) aittir. Yani VIII. yüzyıl sonlarına aittir. Son örnekler, Osmanlılarda XIX. yüzyıl sonlarına ait olduğuna göre, yöntemin 1100 yıllık bir yaşamı olmuştur. Bu kanıtlanabilen bir yaşam ömrüdür. 674 VIII. yüzyıl sonlarından itibaren bölgede bir çok devletin daha kurulduğu bilinmektedir374. Bu devletler ya birbirleri ile ya da bölgede bulunan öteki devletlerle yakın ilişki içinde olmuşlardır. Örneğin Gazneliler’in ve Samaniler’in Abbasi devleti ile yakın ilişkileri olmuştur. Bu ilişkiler içinde mali ilişkiler de yer almaktadır. Ayrıca Altınordu devleti ve Anadolu’da kurulan Selçuklu Devleti’nin İlhanlı devletini kuran Moğollar ile yakın ilişkisi olduğu bilinmektedir. Bu siyasi, mali ve kültürel ilişkiler tarih kitaplarında özellikle devletin yer almaktadır. Bu ilişkiler içinde mali yönetimini yürüten organların benzerlikleri dikkati çekmektedir. Mali yönetim organlarının benzerlikleri yanında vergi türleri ve devlet gelirlerinin harcama yerlerindeki benzerlikler de dikkati çekecek kadar fazladır. Bu durumda merdiven yönteminin sözü edilen yüz yıllarda yaşayan bu devletlerde de kullanılmış olma ihtimali fazladır. Ama Abbasiler, İlhanlılar ve Osmanlılar dışında öteki ülkeler ile ilgili muhasebe kayıt belgeleri bugünlere kadar gelmiş değildir. Aynı yüzyıllarda bölgede hüküm süren bu devletler arasında, Anadolu Selçuklu Devleti (1040–1308)’nin özel bir yeri vardır. Bu devletin Abbasiler ve İlhanlılar ile gelişmiş 374 Bunlar arasında Doğu Türkistan’da hüküm süren Karahanlılar (8401211), bugünkü Afganistan ve Kuzey Hindistan’da kurulmuş olan Gazneli Devleti ( 963- 1187), Horasan’da hüküm süren Samaniler (8751005), Anadolu’da hüküm süren Selçuklu Devleti (1040-1308), Kırım’da kurulmuş olan Altınordu Devleti (1241-1502) yer almaktadır. Bunlar Türk kültürü ile kurulmuş devletlerdir. 675 ilişkileri vardır. Abbasiler ile İslam kültüründen doğan ilişkilerinin, Moğollar ile siyasi ve mali ilişkilerinin gelişmiş olduğu bilinmektedir. Dolayısı ile bu devletin de sözü edilen yöntemden yararlandığı bilinmektedir. Ne var ki Selçukluların muhasebe dokümanları bugünlere kadar gelmiş değildir. Bu açıklamaların ortaya koyduğu üzere, Orta Doğu’da Merdiven Yöntemi’nin bir çok devlet tarafından kullanılmış olması muhtemeldir; ancak kanıtlanabilen belgeler Abbasiler, İlhanlılar ve Osmanlılara aittir. Dolayısı ile yöntemin doğuş ve gelişme seyrinin bu üç ülke ele alınarak incelenme olanağı vardır ki, biz de çalışmamızda bu üç ülkeye yer verdik. 1. MERDİVEN YÖNTEMİNİ KULLANMIŞ OLAN DEVLETLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ Abbasi Devleti (750-1258), İlhanlı Devleti Osmanlı Devleti (1299-1922) (1251-1353) ve birbirlerine yakın coğrafyalarda hüküm sürmüş devletlerdir. Bunların üçünde de İslam kültürü egemen olmuştur. İlhanlı Devleti’ni kuranlar Müslüman olmayan Moğollar’dır. Ancak kültüründen gelen Dolayısı ile her üç devletin yönetimi aynı dini kültürü paylaşan 676 kişiler devleti Arap, yöneten Fars tarafından ve kadrolar Türk İslam memurlardır. yürütülmüşlerdir. Bu devletlerde İslam dini, devletin siyasi ve mali yönetiminde etkilidir. Devletlerin mali kurumları birbirlerine benzemektedir, vergi yasalarında dini kurallar geçerlidir, harcamalarda da yine aynı etkenlerin hâkim olduğu gözlenmektedir. Bu üç devleti etkileyen ikinci etken, kültürler arası ilişkilerdir. Mali yönetimde esas olan Arap ve Fars kültürüdür. Arap-İslam kültürüne sahip olan devlet adamları Abbasi Devleti’nin mali yönetiminde söz sahibi olmuşlar ve mali yönetimi sistemine gerekseme duymuşlar yürütürlerken muhasebe ve Merdiven Yöntemi’nin temellerini atmışlardır. Bu kültür ve komşusu olan Fars kültürü, birlikte olarak İlhanlılar’ın yönetiminde etkili olmuştur. Fars kültürü, doğduğu topraklar olduğu için doğal olarak, yönetiminde, Moğollar’ın özellikle kurduğu mali İlhanlı yönetiminde devletinin söz sahibi olmuştur. Arap kültürü de, yukarda belirtildiği üzere İlhanlıların mali yönetiminde görev alan ve Abbasi kültürü ile yetişen devlet memurlarının İlhanlı devleti yönetiminde görev almaları ile sahip devlet etkili olmuştur. Böylece bu iki kültüre adamları aynı muhasebe yönteminden yararlanmak ve onu geliştirmek durumunda olmuşlardır. Osmanlılara gelince, onların mali yönetimi, devletin siyasi yönetiminden çok daha fazla Fars ve Arap kültürlerinin etkisinde kalmıştır. Arapların etkisi, vergicilik alanında, İslam geleneklerinin, şeriat kurallarının uygulanması 677 dolayısı ile olmuş; Fars kültürünün etkisi ise, edebiyat gibi sanat dünyasının çeşitli etkinlikleri yanında, mali yönetim geleneğinin onlara kuruluş döneminde vergi verilmesi sırasında öğrenilmesi ile kendisini göstermiştir. Üçüncü etken, siyasi ve askeri hareketlerdir. Her üç devletin siyasi ve askeri etkinliğinde Moğol faktörü önde gelir. Şöyle ki, Abbasi Devleti’ne 1258 yılında son veren Moğollar’dır. Moğol hakanı Hülagu önce İran’da egemenliğini kurmuş, daha sonra 1258 yılında Abbasiler’in başkenti olan Bağdat’ı alarak Abbasi Devleti’ne son vermiştir. Ama onların devleti yöneten bilge kişilerini yanına almayı ve onları İlhanlı Devleti’ne getirerek devletin mali yönetiminde onlardan yararlanmayı ihmal etmemiştir. Bu devlet adamları, Arabistan yarım adasında kullandıkları mali yöntemi burada da kullanmak durumunda olmuşlardır. Ama Abbasi Devleti’nin egemenlik çağında İran’daki Abbasi valilerinin kendi yönetiminde olan topraklarda da bağlı oldukları devletin (Abbasi Devleti) muhasebe yönteminden yararlandıkları bir gerçektir. Bu Abbasi valilerinin İran topraklarında bıraktıkları muhasebe kayıt kültürü, kuşkusuz İlhanlılar’ın yararlandıkları bir alt yapı olarak kendini göstermiştir. Osmanlılar’ın durumu biraz farklıdır. Moğollar’ın Onların etkisi bu vardır. yöntemi Osmanlılar almalarında da Moğollar ile savaşmamışlardır. Moğollar’ın son egemenlik dönemleri Osmanlılar’ın ilk egemenlik dönemlerine rastlar. Moğollar 678 doğudadır. Osmanlılar’ın gelişmesi ise batıya, Balkanlara dönüktür. Osmanlı batıya dönük askeri hareketi yürütebilmek için devletin doğu sınırlarında ortaya çıkacak bir sorunu bertaraf etmek istemişlerdir. Bunun için de, İran Moğolları’na (İlhanlılar) vergi ödemişlerdir. Bu vergi vermenin gerektirdiği mali yönetimi ve muhasebe kayıtlarını da onlardan öğrenmişlerdir. Aşağıda yer alan ve İlhanlılar’dan kalan devlet muhasebesi kayıtları bu ilişkiyi açık olarak göstermektedir (Örnek-1). 679 ÖRNEK-1: 680 681 Örnek-1. (Tercüme) Risale-i Felekiyye'nin (1363 yılı) 93 ve 94. sayfalarında yeralan ve tarafımızdan 17- 22 olarak numaralandırılan iri l Irak 17 ı Ge Arap, Hoca Alaattin Bağdadi'nin, kendisi ile yapılan anlaşmaya dayalı olarak hazırlanan emir üzerine 2.500.000 Dinar tümen olarak 250 tümen Aşağıda belirtilen yerlerin hasılatıdır. Bağdat, Bakuba, Bederay, Numaniye, Baküseya, Kufe, Vasıt, Basra, Huveyze, Araba-ı Mehacir Şehi Ali'nin memleketinden: Necef t Şehi Hasan'ın memleketinden: Kerbela t iri l Memleket 18 i Ge Rum (Anadolu), Hoca Necmeddin'in kendisi ile yapılan anlaşmaya dayalı olarak hazırlanan emir üzerine 3.000.000 Dinar tümen olarak 300 tümen Aşağıdaki belirtilen yerlerin hasılatıdır. 19 Ortadaki ille r Amid, Meycingerd, Kıgı, Sipir, Menderes, Dircan, Trabzon, Erzurum, Erzincan, Kemah, Harput, Malatya, Çemişkezek, Divriği, Bayburt, Sivas, Niksar, Kayseri, Develi, Tokat, Amasya, Merzifon, Osmancık, Ankara, Çankırı, Aksaray, Konya, Akşehir, Seferihisar, Karahisar, Karacadağ, Maden, Gümüşpazar 20 Uc ille r Karaman, Hamidoğulları, Denizli, Umurbey, Germiyan, Orhan, Gerede, Bolu, Kastamonu, Sinop, Eğridir sl ı in a len ü ş Dü Gelirlerden düşülen İllerde ayrıntısı verildiği üzere, asıl ve ek gelirlerden düşülerek, devletin ihtiyaçları için harcanan 26.041.000 Dinar tümen olarak Bu tutarlar sarf edilmiştir. 21 2.604 Tümen 1.000 Dinar cek şüle Dü 22 n Asıl gelirde Sultanın emri üzerine Bakanlar kurulunca harcaması yapılan Gümüş Dinar 8.200.000 Dinar tümen olarak 820 Tümen Ek gelirde 17.841.000 Dinar 682 ek ülec Düş tümen olarak n 1.784 Tümen 1.000 Dinar Not: Aşağıdaki açıklamaları yapabilmek için maddeler üzerine 17’den 22’ye kadar rakamlar tarafımızdan yazılmıştır. Açıklamalar 1) 1309-1363 muhasebe öğreti Yılları arasında kitabının İlhanlılar’da yazıldığı dört görülmektedir. Bunlardan sonuncusu 1363 yılında yazılan Risale-i felekiye kitab-us Siyakat adını taşımaktadır. Yukarıdaki örneğin alındığı bu kitabın adının anlamı: Risale-i Felekiye, Felek adlı kişiye (bir devlet adamı) armağan olarak yazılmasını ifade etmektedir. Kitab-us Siyakat, Siyakat Kitabı demektir. Siyakat, merdiven yönteminde kullanılan özel yazı ve rakamlara verilen Mazanderani’dir, isimdir375. kitap Kitabın Farsça yazarı yazılmıştır. Abdullah Kitap 227 sayfadır (12 x 17 cm). Kitap bugün Tahran Devlet kütüphanesinde ve İstanbul’da Ayasofya kütüphanesinde bulunmaktadır. 2) Kitap sekiz bölümden oluşmakta, ilk üç bölümde siyakat yazı ve rakamları ile ölçü birimleri tanıtılmıştır. Dördüncü, beşinci ve altıncı bölümlerde merdiven yönteminde kullanılan devlet muhasebesinin önemi ortaya konulmaktadır. Sekizinci bölümde ise merdiven yöntemi uygulamasında kullanılan defterler ve bu defterlerin 375 Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi – Osmanlı imparatorluğu Öncesi, 2.Baskı, İstanbul: Cilt 1, 2000. 683 kayıtları anlatılmaktadır. Bu bölümde, yedi defter türü tanıtılmaktadır. Bunlar; Ruznamçe (Günlük Defter), Evarece (Büyük Defter), Tevcihat (Masraf izleme defteri), Tahvilat (kişi hesaplarını izleme defteri), Müfredat (illerin gelir ve giderlerinin kayıt edildiği defter), Defter-i Camiü’l Hesap (devlet gelir ve giderlerinin yıllık olarak bir araya getirildiği defter), Defter-i Kanun (Devlet vergilerinin tanıtıldığı kitap). Yukarıdaki örnek Camiü’l Hesap’tan alınmıştır. 3) Abdullah Mezanderani kitabı 1363 yılında yazmıştır. Ancak kitaptaki açıklamalardan kayıtlardaki bilgilerin 1349-50 yıllarına ait olduğu anlaşılmaktadır. Kitapta tanıtılan altıncı defterden (devlet gelir ve giderlerinin bir araya getirildiği defter) alınan yukarıdaki örnek, İlhanlıların Osmanlılar’dan vergi aldığını gösteren kayıtlarla ilgili bölümdür. Bu bölüm hem Merdiven Yöntemi’nin İlhanlılar’daki uygulama biçimini tanıtmak ve hem de Osmanlılar’ın İlhanlılar’a vergi ödediğini ortaya koymak amacı ile seçilmiştir. 4) Defterdeki ilk yirmi maddede, İlhanlılar’ın vergi aldıkları bölgeler ve bu bölgelerden alınan vergiler sırası ile yazılmıştır. Yukarıdaki örnekte, bu maddelerden Irak ve Anadolu bölgeleri ile ilgili olan 17-20. maddeler ele alınmıştır. Tarafımızdan 17 olarak işaretlenen maddede 684 bugünkü Irak’tan alınan vergi tutarı ve bu bölgede yeralan iller sıralanmıştır. Tarafımızdan 18, 19 ve 20 olarak numaralanan maddelerde ise, bir bölümü Anadolu Beylikleri’nin hakimiyetinde olan iller ve bir bölümü de Osmanlı Devlet’i sınırları içinde olan iller sıralanmıştır. 19. madde de Anadolu’da beyliklerin hakim olduğu iller yer almaktadır. Bu iller ağırlıklı olarak Orta Anadolu’da yer alan illerdir. Bu nedenle olsa gerek maddenin başına ortadaki iller olarak açıklama yazılmıştır. Tarafımızdan 20 olarak numaralanan madde ve iller olarak adlandırılmış olup, bunlar çoğunlukla Anadolu’nun batısında yer alan illerdir. Bunların bir bölümü Osmanlı Devleti’nin sınırları içindedirler. Osmanlı Devleti, Anadolu’daki beyliklerden Anadolu’nun en batısında yer aldığı için uc beyliği olarak adlandırılan Kayı Beyliği’nin devlet haline gelmesi ile oluşmuştur. 5) Tarafımızdan 21 ve 22 olarak numaralandırılan maddeler devlet harcamalarının merdiven yöntemine göre kaydına aittir. 21 Sayısı ile belirtilen maddede devletin o yıllardaki toplam sarflarının 26.041.000 Dinar olduğu gösterilmektedir. 10.000 Dinar bir tümen hesabı ile de harcamalar Tümen olarak gösterilmektedir. Defterde rakamlar yazı ile yazılmıştır. Devlet muhasebesinde Orta 685 Doğu’da çoğu zaman bu usul ile, yani rakamların yazıyla yazılması ile karşılaşılmaktadır. Bu uygulama, rakamlar üzerinde değişiklik yapılması ihtimaline karşı alınan bir önlemdir. Bu harcamaların bir bölümü (8.200.000 Dinar) asıl gelirlerden, bir bölümü de ek gelirlerden (17.841.000 Dinar) karşılanmıştır. Ana toplamın önce yazılması ve bu tutarı oluşturan tutarların alt alta aşağı doğru sıralanması merdiven yönteminin değişmeyen özelliğidir. Dördüncü etken, daha özel bir etkendir. Bu etken, aynı muhasebe yönteminin gelişmesine etkide bulunan bir faktördür. Bu etken, her üç devletin kullandığı yazı ve rakam harflerini kültürleridir. (Arap Abbasiler, yazısını) ve doğal Arap olarak Arap rakamlarını kullanmışlardır. Bu sağdan sola doğru yazılan bir yazıdır. İlhanlılar’ın yazı düzeninde ise Fars harfleri (Fars yazısı) kullanılmış olup, yazı türü Araplardaki gibi sağdan sola doğrudur. Osmanlılar’ın yazı kültüründe de Arap harfleri kullanılmıştır. Yararlanılan rakamlar da Arap rakamlarıdır. Dolayısı ile Osmanlılar’da da sağdan sola yazı kültürü kullanılmıştır. Nasıl ki çift yanlı kayıt yöntemi, soldan sağa yazı kültürüne ve Latin harflerinin özellikleri ne göre gelişme göstermiştir, merdiven yöntemi de sağdan sola doğru yazı kültürüne ve Arap ve Fars harflerinin yazı karakterlerine göre gelişme göstermiştir. Örneğin, Arap harfleri ile yazılan yazılarda son harfin uzatılabilme özelliği merdiven 686 yönteminde günlük defterde maddelerin birbirlerinden ayırımı için kullanılmıştır ve bir nevi yevmiye madde çizgisi görevi görmüştür. Beşinci etken, eyalet yapısı ve yönetiminin ortak kültüre sahip olmasıdır. Bu çalışmada gösterildiği gibi Abbasilerin, İlhanlıların ve Osmanlıların eyalet yönetim stili ve kültürü birçok benzer özelliklere sahiptir. Abbasilerin mali ve yönetim örgüt kültürleri ile Merdiven metodunun merkezi ve bölgesel örgütlenmesi gelişmiştir. Altıncı etken, ekonomik çevre ve ticari kültür olarak gösterilebilir. Abbasilerin üretim kültürü kamu gelirlerine ve bu gelirler için uygun olan muhasebe metodunu etkilemiştir. Tarımsal ekonomiye dayalı üretimler bu gelirleri şekillendirmiş ve ticari kültür ve paranın kullanımı nakit vergilerin tabanını şekillendirmiştir. Bu açıklamalar her üç devlette de yazı karakterinin birbirlerine benzediğini ve bu benzerliğin aynı muhasebe yöntemini kullanmalarını kolaylaştırdığını ortaya koymaktadır. Üç devletin bu ortak özelliklerini ortaya koyduktan sonra, Abbasi Devleti ele alınarak Merdiven Yöntemi’nin ilk örnekleri üzerinde durulabilir. 687 2. ABBASİ DEVLETİ’NDE (750–1258) MERDİVEN YÖNTEMİNİN İLK UYGULAMALARI 20. Siyasi Gelişmeler ve Siyasi Yapı Yöntemin ilk uygulamaları Abbasi devletinde görülmektedir. Dolayısı ile öncelikle bu devletin, devlet muhasebesini etkileyen özelliklerinin incelenmesi gerekmektedir. Burada kısaca incelenecek olan bu özellikler (daha önce çalışmanın birinci bölümünde detaylıca incelendiği için), İlhanlı ve Osmanlı Devletleri’ni de etkileyeceğinden ayrı bir önemi vardır. Bu etkenler incelenirken, öteki etkenleri de etkilediği için öncelikle siyasi yapı üzerinde durulması gerekmektedir. Orta Doğu’da İslam Devletleri Hazreti Muhammed ile başlar. Peygamber, 622- 632 (Hicri 1- 10) yılları arasında Müslümanlığın yayılmasını sağlamış ve 632 yılında vefatından sonra, dört Halife dönemi başlamıştır. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dört halife döneminin Halifeleridir ve 632 – 661 (Hicri 11-40) yılları arasında halifelik yapmışlardır. Dört Halife döneminden sonra Emevi Devletinin kurulduğu Emevilerin egemenlikleri 661-750 (Hicri bilinmektedir. 41-132) yılları arasında sürmüştür. Emeviler döneminde Orta Doğu İslam devletinin sınırları genişlemiştir. Emeviler’den sonra Abbasi Hanedanı’nın egemenliği başlar. Abbasiler Orta Doğu’da Emeviler’den sonra İslam Devletini 688 beş yüz yıl boyunca yöneten hanedandır. Egemenlikleri 750-1258 (Hicri 132-656) yılları arasındadır. Abbasiler’den sonra Halifelik Arabistan’da kalmıştır, ama Abbasi Hanedanının hakim olduğu topraklarda bir çok bağımsız devlet hüküm sürmüştür. Siyasi yapının oluşması kuşkusuz dört halife ve Emeviler döneminde şekillenmeye başlamıştır. Abbasi Hanedanı beş yüz yıl süre ile egemenlik sürdüğü için, bu süre İslam Devletinde istikrarlı bir dönem olmuştur. Sosyal, iktisadi, kültürel yapı ile ilgili bilgiler bu dönemde daha istikrarlı ve daha güvenilirdir. Bu nedenle muhasebe uygulamalarını da bu dönem esas alınarak incelemenin uygun olacağı anlaşılmaktadır. Abbasiler’de mali yönetimi ve muhasebe alt yapısını etkileyen siyasi yapılanma aşağıdaki gibi sıralanabilir. Hilafet (Devlet Başkanlığı): Peygamberden sonra devleti yönetenlere Halife denilmiştir. Halife hem devlet başkanı ve hem de dini başkandır. Dört halife döneminde, Emevi Devletinde, Abbasiler zamanında hep böyle olmuştur. Abbasilerden sonra da böyledir, ama Abbasi topraklarında bir çok bağımsız devlet kurulmuştur ve siyasi egemenlik bu devletlerin elinde olmuştur. Hilafeti 1517 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim almış ve 1922 yılında Atatürk tarafından kaldırılana kadar Osmanlı Padişahları Hilafeti de üstlenmişlerdir. Hilafet, İslami kuralların devletin yönetimini etkilemesinin en önemli unsuru olmuştur. 689 Vezaret (Bakanlık): Arapların tarihleri boyunca İran ve Bizans’dan etkilendikleri bilinmektedir. Bir çok idari kurumu oralardan almışlardır. Devletin egemenliği altındaki topraklar belirli büyüklüğe ulaşınca, Devlet başkanının, egemenliği altındaki toprakları yönetmek için bir çok kademeden oluşan yardımcılara gerekseme duyması kaçınılmazdır. Orta Doğu İslam Devletleri’nde vezirliğin etkin duruma gelmesi ve gelişmesi Abbasiler dönemindedir. Vezir’in, devleti devlet başkanı adına yönetirken ona, yani devlet başkanına hesap vermesi gerekir, bu durum devlet işlerinin profesyonel bir anlayışla ele alınmasını da gerektirir. Yine bu durumun, yani hesap verme gereğinin, devlet gelir ve giderlerinin kayıtlarına önem verilmesini zorunlu kılacağını da belirtmek uygun olacaktır. Kitabet (Kayıt Gereksemesi): Ülke genişleyip işler çoğalınca, Vezir’in işlerinin yerine getirilmesinde, ona kimi işleri yapacak yardımcıların tayin edilmeleri söz konusu olmuştur. Katibu’r- resail, Katibu’l -Harac, Katibu’l –cünd bunlar arasında yer almaktadır. Katibu-r resail, halifenin fermanlarını yazan ve gereken yerlere gönderen görevlidir. Katibu-l Harac devletin mali işlerini yürüten kişi olup, bu kişi aynı zamanda vergileri toplayan ve harcamaları yapan örgütü yürüten görevlidir. Devlet gelir ve giderleri ile ilgili muhasebe Muhasebeci kayıtlarından sözcüğü sorumlu yerine olanda yüzyıllar bu boyu kişidir. katip denilmesinin nedeni burada kullanılan katip sözcüğüdür. 690 Her kitabet için bir divan oluşturulduğu gözlenmektedir. Abbasilerdeki divan üzerinde aşağıda ayrıca durulmuştur. 21. Abbasilerde İdari Yapı Vilayetler (İdari Bölünme): başkenti Bağdat’dır. Devlet, toprakları Abbasi devletinin Asya ve Afrika’ya yayılmış egemenliği altına alınca idari yapı vilayetler biçiminde örgütlenmiştir. Vilayetlerin başına da valiler atanmıştır. Bu düzen ve bu isim (vali), halen Türkiye’deki düzende yaşamını sürdürmektedir ve devlet muhasebesinin merkeze karşı bölgesel sorumlusudur. Abbasilerde ülkenin 12 vilayete ayrıldığı görülmektedir. Bu vilayetlerden en önemlileri, Irak bölgesinde yer alan Kufe ve Sevad, Basra ve Dicle, Yemen, Horasan, Cezire olarak adlandırılan Ermenistan ve Azerbaycan, Şam ve Mısır’dır. Bu bilgiler de göstermektedir ki, Abbasiler döneminde devletin sınırları, bugünkü Arabistan yarım adasının yanında, Kuzey Afrikayı, Kafkasları, İran ve Anadolu’nun doğu ve güneydoğu bölgelerini kapsıyordu. Mali örgütlenmenin de bu idari bölünmeye göre yapılması kaçınılmaz olmuştur. Merkezi mali yönetimin devlete bağlı bölgelerde muhasebe kayıt işleri, önemli yetkilerle donatılan valiye bağlı muhasebeciler tarafından yürütülüyordu. Ayrıca, vilayetlerde dini işlerle görevli giderlerinin yetkilinin de devletin gelir ve yapılmasında söz sahibi olduğu bilinmektedir. Bu durum 691 özellikle Osmanlı da çok önemli ve etken olmuştur. Bunun nedeni Osmanlı’nın Müslüman olmayan halkları uzun süre yönetmiş olmasıdır. Özellikle Müslüman olmayan halkların vilayetlerdeki dini liderleri Osmanlı’nın devlet gelirlerini toplamada önemli yetkilere sahip olmuşlar ve onlar devlet muhasebesinin yürütülmesine dolaylı olarak katkıda bulunmuşlardır. Divanlar (Devlet Yönetim Organları): Bugünkü devlet yönetiminde bakanlıklara benzeyen devlet dairelerine Abbasilerde Divan denilirdi. Divan, Orta Doğu devletlerinde yaygın olarak kullanılan bir deyimdir. İranlılarda ve Osmanlılarda da yüzyıllar boyu kullanılmıştır. Abbasilerde mali işlerle ilgili birden fazla divan vardır. Bunlardan Divanı Ezimme Sevad bölgesinin vergilerini toplar ve öteki bölgelerin muhasebe kayıtlarını tutardı. Divanü-l Harac harac alımları, yani devletin bölgelerden alınacak vergiler egemenliği altına giren ile meşgul olurdu. Divanü-l mal devlet ödemleri ile uğraşırdı. Divanü-l Beytülmal devletin sahip olduğu mallarla ve onların gelir ve giderleri ile uğraşırdı. Beytülmal aynı zamanda devlet hazinesi anlamına gelirdi. Bu deyim Osmanlı’da da aynı anlamda kullanılmıştır. Bunların dışında zamanın koşullarına göre gelişmiş bir Posta teşkilatı, Polis teşkilatı ve Ordu teşkilatı olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Bunlar devletin masraflarını 692 artıran, muhasebe kayıt ihtiyacını ortaya çıkaran örgütlerdir. Geniş topraklara sahip bir ülkenin güçlü bir siyasi ve idari yapısı varsa, o ülkenin güçlü bir maliye teşkilatının da bulunmasını doğal karşılamak gerekir. Güçlü bir maliye teşkilatı da sağlam ve güvenilir bir devlet muhasebesini gerekli kılmaktadır. 22. Abbasilerde Maliye Teşkilatı ve Vergiler Maliye ile ilgili divanlar, kendi görevleri çerçevesinde devletin mali işlerini yürütüyorlardı. Vilayetlerden vergiler valiler tarafından tahsil edilir ve merkez hazinesine yani beytülmala gönderilirdi. Burada devlet muhasebesinde kaydı yapılan gelirleri ortaya koymak için vergi türleri üzerinde durmak gerekmektedir. Haraç (Devletin egemenliği altına aldığı yabancı halkların yaşadığı topraklardan alınan vergi) : Bu vergi, araziden alınan bir vergidir. Ya ürün olarak alınır ya da para olarak tahsil edilirdi. Bu verginin genellikle fethedilen ülkelerden alındığı bilinmektedir. Bu nedenden olsa gerek, toplanan vergilerden önce o bölgede görev yapan askerlerin ve devlet memurlarının maaşlarının ödenmesi, ayrıca savaş için gerekli malzemelerin alınması ve o bölgenin yol, köprü, kanal yapımı gibi imar işlerinin tamamlanması söz konusudur. Kalan verginin de 693 merkezde, yani Bağdat’da devlet hazinesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Bunun için bu vergi ile ilgili muhasebe kayıtlarının iki yerde ayrı ayrı tutulması gereği vardı. Bu kayıtlardan bir kısmının verginin toplandığı bölgede, bir kısmının da devletin merkezinde yapılması zorunluluğu vardı. Bu durum merkez dışındaki bölgelerde muhasebe kayıtlarının önemini artırmış ve tutulan sistemin gelişmesine olumlu etki de bulunmuştur. Bu kayıt örneklerine belgelerde Abbasilerden kalan rastlanmamaktadır. Ancak elde mevcut veriler bu kayıtların bu şekilde yapılmasını mümkün kılacak kayıt kültürünün varlığını göstermektedir. Haraç vergilerine bütün Orta Doğu kültürlerinde rastlanmaktadır. İran’da, Osmanlı’da haraç vergileri vardır. Ancak daha farklı anlamlar taşıdıkları görülmektedir. Cizye (Müslüman olmayan halktan alınan vergi): Müslüman olmayan halktan alınan bu verginin kaynağının Kur’an’da bulunduğu gözlenmektedir. Bu vergi yüzyıllar boyunca Osmanlılar’da da uygulanmıştır. Bu verginin her zaman iki dayanağı olmuştur. Bunlardan birisi Müslüman olmayan halkın askere alınmaması, öteki de onların devlet güvencesi altında korunmalarıdır. Bu verginin muhasebe kayıtlarını önemli kılan husus, birbirini izleyen yıllarda Müslüman olmayan halktan ne ölçüde vergi alındığının, verginin hangi haneden ne kadar alındığının takip edilmesinin gerekmesidir. Ayrıca bir sonraki yıl kimden ne 694 kadar vergi isteneceğinin belirlenmesi kaydının önemini artırmaktadır. de muhasebe Bu durum muhasebe kaydının ayrıntılı olması gereğini ortaya çıkarmaktadır. Buna ilişkin olarak aşağıda yer alan Örnek 2 incelenebilir. Cizyenin kişilerden para olarak tahsil edilen bir vergi olduğunu da belirtmek gerekmektedir. 695 ÖRNEK-2: 696 Örnek-2. (Tercüme) 1587-88 Yıllarında Osmanlı'nın Manastır Vilayetinden Cizye Vergisi Tahakkukunun Kaydının Bugünkü Dille yazılması ebeci M t bey ehm e kayda tı almış r s Muha 17 i Muhasebe Manastır Vilayeti'nin H.996 (Miladi: 1587) yılı Ramazan ayından H. 997 (Miladi: 1588) yılı Şaban ayına kadar Cizye vergisi, Galata birliklerinden günlüğü 10 akçe ile görevlendirilen Ahmed ile Silahdar bölüğünden günlüğü 28 akçe ile görevlendirilen Haydar'ın tahsil edecekleri vergi muhasebesi Cizye(vergi) Çiftlik Hane Cizye(vergi) 134.741 Akçe 418 2.714 27.223 Akçe Dönem içi eklenenle Cizye(vergi) Hane 6.220 Akçe 154 r Çiftlik 2 Cizye(vergi) 330 Akçe Toplam Haneden alınan ve içki vergisi olarak alınan Hane 3.288 Cizye(vergi) 168.514 Akçe İçki vergisi Hane için 15 akçe 49.320 Not: Defter, Başbakanlık Osmanlı Arşivi mad. 2760’da kayıtlıdır. Açıklamalar 1) Cizye, Müslüman olmayan halktan askerlik yapmamaları ve devletin güvenlik masraflarını karşılamak üzere alınan verginin adıdır. XIX yüzyılın ilk yarısına kadar bu vergi geliri varlığını sürdürmüştür. Örnek’teki madde, Manastır İlinin bir yıllık Cizye vergisinin tahakkuk maddesidir. Verginin tahsilatı ile görevlendirilen iki kişinin adları ile muhasebede tahakkuk kaydını yapan 697 muhasebecinin adı yer almaktadır. Tahsil ile görevli kişilerin günlük ücretlerine yer verilmektedir. 2) Dönemin başında bölgede vergi yükümlüsü olarak 2714 hane ve 418 çiftlik vardır. Dönem içinde bölgeye yeni gelenler ya da evlenerek ayrı hane kuranlar olmuştur.. Bunlar 154 hane ve iki çiftliktir. Böylece yükümlü sayısı (2.714+418+154+2)= 3.288’e yükselmiştir. Hanelerin vergisi ayrı, çiftliklerin vergisi ayrıdır. Ayrıca hepsinden, yani 3.288 vergi yükümlüsü hanenin her birinden 15 akçe içki vergisi alınmaktadır. 3) Dönem başındakilere dönem içinde eklenenlerle birlikte sayısı artan vergi yükümlülerinden alınacak vergiler tutarı kaydın sonunda hesaplanmaktadır. Böylece Manastır ilinin sözü edilen yılda toplam cizye vergisi 168.514 akçe, içki vergisi de 49.320 akçe olmaktadır. Bu tahakkuk maddesidir ve yukarıdan aşağıya merdiven basamağı biçiminde sıralanmıştır. Yıl içinde tahsilat yapıldıkça ayrı bir defterde takip edilecektir. 4) Bu kayıtlarda rakamları kullanılmıştır. 698 da siyakat yazısı ve siyakat Zekat Müslüman (Müslüman olmayan halktan Müslüman halktan da konusudur. Zekatın görülmektedir. Bu halktan alınan alınan vergi): cizyeye karşılık zekat adı ile vergi alınması söz da kaynağının verginin mal Kuran olduğu varlığından alındığı, genellikle kırkta bir olarak belirlenen bir oran ile tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Verginin matrahı, sahip olunan altın ve gümüş, hayvanlar, ticaret malları, tarımsal mahsul olarak belirlenmiştir. Matrahın saptanması ve kayıt altına alınması güçtür. Ancak tahsil edilen verginin kaydının yapılması söz konusudur. Abbasilerde uygulanan bu verginin bir varlık vergisi niteliğinde olduğu, Osmanlıların genellikle bu vergi türü ile ilgilenmediklerini de belirtmek gerekmektedir. Ganimet (Savaşlarda kazanılan mallar): Savaşlarda ele geçirilen bütün mal ve eşyalar ganimet türüne girer. Kayıtları önemlidir. Çünkü savaşlarda ele geçirilen ganimetin askerlere dağıtılması ya da askerler tarafından savaşmaları karşılığında ganimeti kendi payları olarak görmeleri söz konusudur. Muhasebesinin askeri harekat biçiminde ele alınarak kaydının yapılması söz konusudur. Sadece Orta Doğu’da değil, dünyada genellikle karşılaşılan bir gelir türü olma özelliğine sahiptir. Öşür (Gümrük Vergisi): tüccarlardan ve Müslüman Yabancı ülkelere giden ülkesine gelen yabancı 699 tüccarlardan alınan bir vergidir. Ülkeden götürülen ve ülkeye getirilen malların değeri üzerinden genellikle yüzde beş oranında uygulandığı anlaşılmaktadır. Devletlerin her zaman yararlandıkları bir vergi türü olmuştur. Ülkenin belirli noktalarında alındığı için izlenmesi, tahsili ve kaydı kolay yapılan bir vergi olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Abbasilerin beş yüz yıllık egemenlikleri döneminde bir çok hususta olduğu gibi vergi düzeninde de gelişmeler olduğu ve zamanla yukarda belirtilen vergileri üç bölümde sınıflandırdıkları görülmektedir. Bunlardan ilki muhasebe usulü (daha çok para olarak tahsil edilen vergiler) olarak adlandırılmış olup, vergilerin para ya da belirli yerlerde ürün olarak alınmasını ifade etmektedir. İkincisi, mukaseme usulü (üründen alınan vergiler)’dür. Bu usul verginin üründen belirli bir oranda alınmasını ifade eder. Üçüncüsü ise, Osmanlıda da geniş bir kullanım alanı bulan mukataa (gelir getiren bir arazinin devletçe kiraya verilmesi) usulü’dür. Devletin gelir getiren arazilerinin belirli bir bedel karşılığında belirli kişilere kiralanması anlamındadır. Osmanlıda mukataa usulü bu anlamda değil, gümrük, tuzla gibi devletin belirli gelir yerlerinin kiraya verilmesi biçiminde uygulanmıştır. Burada Abbasilerin muhasebe kayıtlarında haraç sözcüğünün değişik bir kullanım biçiminden de söz etmek 700 gerekmektedir. Bir bölgenin gelirlerinin genellikle yıllık kaydında vergilerin toplamına haraç denildiği de görülmektedir. Örneğin bütün İran’a, Fars kıt’ası denilerek, Fars kıtasının haracı bu kadardır biçiminde açıklama yapıldığı görülmektedir. Bu ifadeye göre, Fars kıt’asından alınan bütün vergilerin toplamı ifade edilmiş olunmaktadır. Tarihçilerin saptadıkları muhasebe kayıtları devletin yıllık gelir ve giderlerinin kayıtları ile ilgilidir. Devletin gelirlerini kayıt edebilmek için Hanedanın hakim olduğu toprakların, yukarda belirtildiği üzere vilayetler olarak bölümlere ayrılmaları gerekiyordu. Bu ayırımda, bugünkü Irak’a Sevad kıt’ası veya vilayeti, Basra ve kuzeyine Bataih denilirdi ki bu bataklık anlamına gelirdi. Arap yarım adasına uzak bir yer olan Horasan önemli gelir sağlanan bir bölge idi. İran’a Fars kıt’ası, Mısır’a Mısır Kıt’ası denilirdi. Devletin gelirlerinin sadece parasal olarak değil elbise, kumaş, şeker, gülsuyu, zeytinyağı, bal, hurma, gümüş külçe, ipek, at, katır gibi tarımsal ürün ve hayvanlar, değerli maden, sanayi ürünlerinden oluşabildiğini de belirtmek gerekmektedir. Muhasebe kayıtlarında parasal gelir kayıtları yanında malca yapılan tahsilata da, malların adları ve miktarları yazılarak yer verildiği görülmektedir. Ancak daha sonraları malca alınan vergilerin de parasal değerlerinin yazılmaya 701 başlandığı ve muhasebe kayıtlarında malca (miktar) kayıtlarına yer verilmediği anlaşılmaktadır. Devletin yıllık gelir kayıtlarında kimi zaman bir kıt’anın haracı, yani çeşitli biçiminde kayıt yapıldığı, vergilerden oluşan geliri kimi zamanda verginin adı ile kayıt yapıldığı görülmektedir. Haraç adı altında yapılan kayıtlar genellikle uzak eyaletlerden sağlanan gelirlere ait idi. Para birimlerinin Dinar ve Dirhem olarak adlandırıldıkları ve 13 (daha sonraları 15) Dirhemin bir Dinar olarak hesaplandığı bilinmektedir. 23. Abbasilerde Devletin Giderleri Devletin giderlerine ait muhasebe kayıtları gelir kayıtları örnekleri kadar fazla değildir. Hicri 279 (Miladi 892) yılına ait günlük gider kayıtlarına rastlanmaktadır. Bu kayıtlara göre, maaşlar başta gelen devlet giderleridir. Maaş alanlar ise, nöbet ağaları, kapu oğlanları (özel güvenlik güçleri), iç ağalar (sarayda hizmet verenler), süvariler, güzide askerler, sarayda görevli 17 tür memur (müezzin -ezan okuyan-, müneccim -geleceği haber veren-, alemdar -bayrak taşıyan-, güldürücü, davulcu gibi), Bağdat’ta zabıta hizmeti gören askerler, kölemenler (köleler), aşçılar, vezir (yüksek memur), büyük katipler (kayıt tutanlar), divan reisleri (karar organlarının başkanları), devletin hazinesini koruyanlar, 702 imamlar (din görevlileri), tekbirhanlar (duacılar) vb. olarak sıralanmaktadır. Bunların dışında, sarayın elbise, fırın, meşrubat, su taşıyan işçiler (sakalar), terzi,düğmeci,demirci, kürkçü, kağıtçı, marangoz, sepetçi, kumaşçı (mefruşatçı)’lara ait giderler söz konusu olmaktadır. Ayrıca, askeri amaçlı at, deve satın alma ve bunların beslenmeleri, meş’ale ve neft yağı, hapishane, Bağdat’taki iki köprünün duba ve benzeri masrafları, hastane vb. masraflar söz konusudur. Bir de askeri birliklerin yemek, giyecek, silah gereksemelerinin karşılanması gibi konularda önemli harcamalar yapıldığını belirtmek gerekmektedir. Giderlerin, muhasebe kayıtlarında ayrıntılı olarak yer aldığı ve günlük giderlerin gruplar halinde hesaplandığı, devletin günlük giderlerinin, muhasebeleştirmede yaklaşık 30 gruba ayrıldığı görülmektedir. Abbasiler’in gelir ve giderlerinin kayıt edildiği muhasebe defterleri hakkında fazla bilgi yoktur. Ömer Abdullah Zaid’in “Were İslamic Records Precursors to Accounting Boks Based on the İtalian Method?”376 adını taşıyan makalesinde verilmektedir. Daha birkaç sonra muhasebe defterinin İlhanlılar’ın adı muhasebe kayıtlarında da yararlanacakları bu defterler şunlardır: Giderlerin günlük olarak kayıt edildiği 376 The Accounting Historians Journal , Vol.27, 2000, ABD. Defter’ül Yevmiye No. 1, 2., s. 73-90, 703 (günlük defter); harcamaların türleri itibarı ile kayıt edildiği Defter-i Tevcihat; vilayetlerden merkeze gelen gelirlerin kayıt edildiği Defter-i Tahvilat. Bu defterlerin aynı adlarla İlhanlılar’da da tutulduğu, ancak biraz daha değişik olaylarda kullanıldığı görülecektir. 24. Merdiven Yönteminin Bilinen İlk Örneği A. Freiherrn von Kremer’in, “Über Das Budget der Einnahmen unter der Regierung des Harun Al-rasid” adını taşıyan 1876 yılında Viyana’da Alfreed Hölder k.k. Hofunder Universitats Buchhandler tarafından yayınlanan eserinde merdiven yönteminin ilk örneği yer almaktadır377. Aynı yazarın “Über das Eiemmahmebudget des Abbasiden-Reıches Vom Jahr H.306 (918-919)” adını taşıyan çalışması da 1888 yılında Viyana’da, Kaiserlichen Akademie der Wissenschaften – Philosophisch Historische Classe adı ile In Commıssıon Bei F. Tempsky tarafından yayınlanan ikinci bir eseri daha vardır378. Kremer bu iki eserinde de Abbasilerin yıllık gelir ve giderlerinin kayıtlarına ait muhasebe kayıtlarını yayınlamıştır. 377 A. Freiherrn von Kremer, Über Das Budget der Einnahmen unter der Regierung des Harun Al-rasid, 1876, Wien. 378 A. Freiherrn von Kremer, Über das Eiemmahmebudget des Abbasiden-Reiches Vom Jahr H.306 (918-919), 1888, Wien. 704 Aşağıda yer alan Örnek 3’de aynı zamanda türünün ilk örneği olan, Harun Reşid (Hicri 149-194, Miladi 766 – 809)’in devlet başkanlığı dönemine ait devlet gelirlerinin merdiven yöntemi ile muhasebe kaydına yer verilmiştir. Örnek 3’de önce Kremer’in yukarda belirtilen kitaplarından ilkinde yer alan ve VIII. yüzyılın sonlarına ait örneğe yer verilmiş, sonra da bu örneğin bugünkü dille Türkçe üzerinde durulmuştur. 705 ÖRNEK-3: 706 707 Örnek-3. (Tercüme) M.S. 775-786 Yılları Arasında Abbasiler'de Merdiven Yöntemi ile Devlet Muhasebesi Kaydı 1 Devlet Hazinesine Harun el Reşid zamanında her sene gelen ayni ve nakdi vergiler ve bunların geldikleri yerler Dirhe m 530.312.000 Yeku mal olarak alınanlar 5.706.000 Dinar 3 n Yeku nakit olarak 404.780.000 Dirhem 2 n 1 Dinar 22 Dirhem 125.532.000 Dirhem 4 Verg i Çeşitleri ve vilayetlerin adları Nar ve ayv----------------Faris'den Nar ve Ayva 150.000 kıt'a 7 Rey'den Nar 1.000 kıt'a Ecnadüşşam'dan 300.000 Rıtl 6 m Humus'dan 1.000 Rahile Faris'dan 1.000 Rıtl 10 Tu-----------------------Ermenistan'dan 20.000 Rılt Eri-------------------------Rey'den 1.000 Rıtl 13 16 Erza---------------------Sind'den Küfe vezni ile 1.000.000 vakır 708 a Kuru üzü-------------------- z 9 Balmum---------------------- -- u Isfahan'dan 20.000 Rıtl k Hint kiraz------------------Faris'den 20.000 Rıtl 12 15 ı k Kimyo------------------------- - n Kirman'dan 100 Rıtl 5 Ba----------------------------- l Hamedan ve Bestaki'dan 13.000 Rıtl Isfahan'dan 20.000 Rıtl Musul'dan 20.000 Rıtl Cilan'dan 20.000 Rıtl 8 Şeke----------------------- - r Ahvaz'dan 30.000 Rıtl 11 Şuru------------------------ - p Hemedan ve Destebi'den 1.000 menn 14 Hurm---------------------- -- a Kirman'dan 20.000 Rıtl 19 Gülsuy u Faris'ten 30.000 şişe 22 El lemha'dan 500 elbise 400 elbise Basra'dan 200 Necran'dan 200 elbise ler 25 2.200 çift ı 17 Itriya 21 Giyi ve mefruşat ı m Anadolu'dan 24 At Hind'dan 150 rıtl Fi Cilan'dan 100 baş Ku Ermenistan'dan 30 Ödağac karanfil, hindistan cevizi 300 rıtl 20 ı Cilan'dan 20 elbise Ermenistan'dan 20 kilim Afrika'dan t Faris'den 50.000 rıtl Savad'dan 292 rıtl Giyecek Çeşitli El lemha'dan 6.700 parça Ayakkab 18 Sıva toprağ Sind'den 150 rıtl 23 l Sind ve civarından 3 sürü 26 ş Cilan'dan 15 Bağdat memleketinin gelirleri, Emin'in karışıklık yaratması sırasında Bağdat arşivinin Hicri 204'de yanmasından sonra Kudama bin Cafer'in verdiği bilgilere göre bu kadar para idi………. 709 Not: Maddeler üzerindeki numaralar açıklamalarda yararlanılmak üzere tarafımızdan konulmuştur. Açıklamalar 1) Harun el Reşid, Abbasi Devleti Halifesi’dir. Yani devlet başkanıdır. Hicri 149-194 (Miladi: 766-809) yılları arasında devleti kayıtlarının Hicri yönetmiştir. 158-170 Kremer, (Miladi : bu muhasebe 774-75/786-87) yıllarına ait olduğunu belirtmektedir. Bilgiler bu tarihlere aittir. Kayıtların Hicri: 331 (Miladi: 942-43) yılında ölen ve Abbasiler’in vezirler tarihini yazan Cahsiyari’nin kitabında yer aldığını belirtmektedir. Merdiven yönteminin türünün ilki olan bu muhasebe kayıt örneğinin, hem biçimsel ve hem de içerik bakımından aslına uygun olarak Cahsiyari tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır. 2) Muhasebe kayıtları miktar olarak yapılmıştır. Ancak, kayıtların baş tarafına Dirhem ve Dinar olarak çeşitli malların toplam tutarı hesaplanmış ve yazılmıştır. Buna göre, burada iki sayfa halinde yazılı olan malların tutarı 125.532.000 Dirhem (5.706.000 Dinar) olarak belirlenmiştir. Kayıtların yapıldığı yıllarda devlet gelirlerinin hem mal olarak ve hem de nakit olarak tahsil edildiği kayıtların başındaki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Nakit olarak alınan vergilerin kayıtlarının ayrıntısı burada yoktur. Ama nakit gelirlerin toplam tutarının 404.700.000 Dirhem olduğu anlaşılmaktadır. Her ikisinin (mal ve nakit) toplamı 710 ise, 530.312.000 Dinar olmaktadır. Bu malların fiyatlandırılarak tutar haline dönüştürülmesi işlemlerini (hesaplarını) Kremer yayınlamıştır. Bu hesaplamalara, muhasebe düzeni ve merdiven yöntemi dışı olduğu için burada yer verilmemiştir. 3) Mallar miktar olarak yazılırken, çeşitli ölçü birimlerinin kullanıldığı görülmektedir. Bunlardan en çok kullanılan rıtl 333,6 gr.’dır379. 4) Muhasebe kayıtlarında miktar olarak yer alan devlet gelirleri ile ilgili maddeler tarafımızdan numaralandırılmış olup, 5-26. maddelerde üç tür mal yer almaktadır. İlk grubu, yani 5-17. maddeler arasındaki kayıtlar, meyve ve meyvelerden yapılan yiyecek maddelerinden oluşmaktadır. 18-20. maddeleri arası ile 25. madde içecek, toprak ve giyeceklerden oluşmakta, 23, 24 ve 26. maddelerde ise devlet geliri olarak alınan hayvanlar yer almaktadır. 5) Son sayfanın altında muhasebe dışı konularla ilgili yazılar bulunduğu için, bu bölümün transkripsiyonu ve tercümesi üzerinde durulmamıştır. 6) Tablonun sonunda yazılı olan Hicri 204 (Miladi: 823)’deki Bağdat arşivi yangını, Harun’el Reşid’in oğulları arasındaki savaş sırasında çıkan yangındır. Bu defter Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu – Klasik Çağ (1300-1690), İstanbul: 2004, s. 240-273. 379 711 kayıtları Hicri: 158-170 yıllarındaki bilgileri içerdiğine göre, bu kayıtları içeren muhasebedeki yardımcı belgelerin yangından kurtarılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu defter kayıtlarının da, bu bilgilere sahip olan kişiler (Cahsiyari) tarafından o zamanki kayıt usulüne sadık kalınarak yazıldığı anlaşılmaktadır. Kayıtların incelenmesinden aşağıdaki hususların saptanması olanağı vardır. - Kayıtlardaki ilk sözcüğün son harfi çizgi halinde uzatılarak tüm kaydın anlamını belirten kayıt başlığı konulmuştur. Bu merdiven yönteminin, yaşamı boyunca geçerli olan ve maddeleri birbirinden ayırmak için kullanılan özelliğidir. Nitekim kayıtlardaki bütün maddelerde harfi çizgi biçiminde uzatan uygulama ile karşılaşılmaktadır. - Gelirlerin bir bölümü mal olarak alınmış, bir bölümü de nakit olarak sağlanmıştır. Ana tutar başa yazılmış ve bu ana tutarı iki bölüm halinde mal ve nakit olarak oluşturan tutarlara ana tutarın altında yer verilmiştir. Yöntem, merdiven adını bu özelliğinden dolayı bu kayıttan beş yüz yıl sonra XIV. yüz yılın başlarında alacaktır. İlhanlılardaki uygulamalar sırasında Ana tutarın başa yazılması onu oluşturan tutarların onun altına aşağı doğru merdiven basamakları 712 biçiminde sıralanması ile ortaya çıkan bu özellik merdiven yönteminin yaşamı boyunca devam edecektir. - Para birimi dirhem ve dinardır. Ama genel toplam dirhem olduğu için her iki tahsilatın da dirhem olarak ifadesine dikkat edilmiştir. Dirhem ve dinar arasındaki bağ 1 Dinar 22 Dirhem olarak belirtilmiştir. Bu kur bilgileri merdiven yönteminde her zaman var olmuştur. - Vergi türlerine geçmeden genel bir başlık yazılmaya dikkat edilmiştir. Bu başlık vergi biçiminde yazılmış ve alınan vergilerle ilgili kayıtların olduğu anlatılmak istenmiştir. Bu başlığa her zaman yer verildiği görülmektedir. Bu uzatılan vergi sözcüğünden sonra defterde yatay ve dikey çizgiler vardır. Bu çizgiler İlhanlıların uygulamalarında kaldırılmış ve bir daha konulmamıştır. - Sağdan sola doğru alınan vergiler birbirinden ayrı olarak sıralanmıştır. 22 madde vardır. Her madde vergi olarak alınan mallarla ilgilidir. İlk maddede bal tahsilatı yer almaktadır. Önce malın adı yer almakta sonra bu malın hangi eyaletlerden ne miktarda alındığı kayıt edilmiştir. Malın özelliğine göre ağırlık ya da adetsel olarak ölçü birimleri kullanılmıştır. 22 maddede 22 çeşit mal yer almaktadır. Mal (miktar) olarak kaydın uzun 713 süre devam ettiği anlaşılmaktadır. İlhanlılar’da da miktar olarak kayıtlar vardır. Osmanlılar’da da zaman zaman aynı durumla karşılaşılmaktadır. Ama zamanla, nakten tahsilatı arttıkça mal olarak kayıt vergilerin terk edilmiştir. Kayıtlar para cinsi ile yapılmağa başlanmıştır. Mal cinsi ile yapılan kayıtların muhasebe dışı paraya çevrilerek ortak değerlendirme ölçüsü olan para ile kaydın baş tarafına yazıldığı anlaşılmaktadır. - Muhasebe kayıtlarının altında Kremer’in bulduğu kaynakta yazılı olan bir yazı vardır. Bu yazıda Harun Reşid’in ölümünden sonra oğulları arasında çıkan savaşta Bağdat’ta yangın çıktığı (Hicri 204, Miladi 823), bu yangında bir çok muhasebe defterinin yandığı, ama konu ile ilgilenen Kudama Bin Cafer’in verdiği bilgilere göre Arap yazar Cahsiyari tarafından kayıtların yenilendiği belirtilmektedir. Bu ifadelerden belgenin orijinal olmadığı, ancak zamanının kayıt tekniklerine uygun olarak yenilendiği anlaşılmaktadır. - Kremer’in kitabında, bu muhasebe kayıtlarının Hicri 158-170 (Miladi 775 - 786) yılları arasındaki bir yıla ait olduğu belirtilmiştir. Burada ele alınan örnek merdiven yönteminin bilinen en eski örneğidir. Kuşkusuz ilksel bir yapıdadır. Yöntem İlhanlılar tarafından geliştirilecek ve Osmanlılar bu yöntemi 714 onlardan alacaklar ve asırlar boyu geliştirerek yararlanacaklardır. Burada örneğine yer verilen muhasebe kaydı, devletin yıllık gelir kaydıdır. Defter türünü belirtmek yanlış olur. Ancak yıl içinde bu gelirlerin takip edildiği büyük defter hesaplarının bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde bir eyaletten çeşitli partiler halinde gelen bir malın kayıtlarının izlenmesi mümkün olamaz. Bu büyük defter hesapları bugüne kadar gelememiştir. Ama İlhanlılar’da ve Osmanlılar’da hem günlük defter ve hem de büyük defter kayıtlarına rastlamak olanağı vardır. Aşağıda önce bu yöntemin İlhanlılar’a geçiş öyküsü üzerinde durulacaktır. 3. İLHANLI DEVLETİ’NDE MERDİVEN YÖNTEMİ VE GELİŞME SÜRECİ Yukarıda belirtildiği üzere 1258 yılında Moğol hükümdarı Hulagu’nun Bağdat’ı alarak Abbasi Devleti’ne son vermesinden sonra bugünkü İran’da Moğollar tarafından kurulmuş bulunan İlhanlı Devleti (1251- 1353), büyük ölçüde Abbasiler’den aldığı devlet yönetimi, maliye ve muhasebe kültürü ile kuruluşunu tamamlamıştır. Bu bilgiler arasında muhasebe kayıt sistemi de vardır. Bu kültür transferi, Abbasiler’de hizmet gören Fars kökenli bilim adamları ve kimi Arap kökenli bilge kişilerin İlhanlılar 715 ile birlikte Tahran’a gelmeleri ile olmuştur. Her iki devlette de görev yapan Türkler’in de bu kültür transferinde rolleri olsa gerektir. Burada belirtmek gerekir ki, İlhanlılar’ın devlet anlayışı belirli noktalarda Araplar’dan farklıdır ve Orta Asya’da geliştirilen ve Cengiz Han ve oğulları tarafından Orta Doğu’ya getirilen yönetim anlayışı İlhanlı devletine hakim olmuştur. Ama mali yönetim ve muhasebe kültürü açısından ayni şeyi söylemek olanağı yoktur. İlhanlılar’da da Orta doğu’da geliştirilen mali yönetim ve muhasebe anlayışı hakim olmuştur. Bu sayede Merdiven Yöntemi’nin İlhanlılar’da uygulama alanı bulması kolaylaşmıştır. İlhanlılar’ın muhasebe kayıtlarının Abbasiler ile benzerliğini ortaya koymak açısından kimi muhasebe kayıt defterlerinin karşılaştırılması üzerinde aşağıda Abbasiler’de Defter-ül durulmuştur. Günlük Defter: Bu defter, Yevmiye, İlhanlılar’da Ruznamçe adı ile anılmaktadır. Gün, Arapça’da yevmiye, Farsça’da ruz’dur. Defter, Arapça’da defter, Farsça’da namçe’dir. Abbasiler’de bu defter günlük giderlerin izlenmesi için kullanılır, İlhanlılar’da Pacioli’nin belge oluşturma anlayışına göre memorial defteri anlamında kullanılır (Osmanlılar’da da ancak günlük yararlanılacaktır). 716 gelir ve ruznamçe adı kullanılacak, giderlerin izlenmesinde Defter-i Tevcihat: Abbasiler’de giderlerin türlerine göre kayıt edildiği defterdir. İlhanlılar’da da ayni anlamda kullanılmaktadır. Defter-i Tahvilat: Abbasiler’de illerden merkeze gelen gelirlerin kayıt edildiği defterdir. İlhanlılar’da sadece gelen gelirlerin değil, illere gönderilen ya da kişilere verilen paraların izlenmesinde de yararlanıldığı anlaşılmaktadır. Aylık ve yıllık gelir ve giderlerin toplandığı defter: Abbasiler’de bu deftere Hatme denir, çünkü Arapça hatme sözcüğü bitirme anlamındadır. İlhanlılar’da ise bu deftere Defter-i Cami-ül Hesap (Hesapların bir araya getirildiği defter) denir380. Bu örnekleri fazlalaştırmak olanağı vardır. Bu durum, her iki devletin muhasebe kültürleri arasındaki benzerlikleri ortaya koymak açısından önemlidir. Belirtmek gerekir ki, İlhanlılar’da muhasebe defterlerinin gelişen devlet ihtiyaçlarına göre, daha ayrıntılı ve daha fonksiyonel olarak tutulduğu anlaşılmaktadır. Özellikle çağının önemli devlet adamlarından tarafından birisi yapılan reformlardan olan Gazan mali reformlar çalışmanın birinci Han (1295-1304) sonrasında bölümünde (bu detaylıca bahsedilmişti bu nedenle burada tekrar anılmayacaktır) önemi artan karşılamak 380 devletin için mali muhasebe yönetiminin düzeninin ihtiyaçları geliştirildiği Güvemli, a.g.e., s. 306-307. 717 anlaşılmaktadır. Örneğin merkezi muhasebede örgütlenme eyaletlere göre yapılmış olup, bu muhasebe bölümlerinin başındaki kişiye katip denilirdi. Katip sözcüğü, yazı yazan, defter tutan anlamında olup, muhasebecilere Abbasiler’de ve İlhanlılar’da verilen isimdir. Osmanlı’da da halk arasında muhasebeciler için yüzyıllar boyu kullanılmış bir deyimdir. Ancak Osmanlı devlet muhasebesinde çalışan muhasebecilere bir devlet memuru unvanı olan halife denilmiştir. Her iki geçirildiğinde devletin İlhanlılar’ın muhasebe Merdiven kayıtları gözden Yöntemi’nden, bu yöntemi daha geliştirerek yararlandıkları gözlenmektedir. İlhanlıların Orta Doğu’da muhasebesinde geliştirdikleri mali sistemi ve devlet yararlanılan bilinmektedir. Bu mediven yöntemini gelişmeleri aşağıdaki şekilde sıralama olanağı vardır. - Devletin muhasebe kayıtlarını tutan merkezi örgüt, eyaletler olarak bölümlere ayrılmıştır. Böylece her eyaletin gelir ve giderlerinin merkezi yönetim tarafından izlenmek olanağı bulunmuş ve her bölümde benzer muhasebe defterleri tutulmuştur. Bu bölümlerdeki bilgiler bir araya getirilince de devletin yıllık gelir ve giderlerinin ortaya konulması mümkün olmuştur. - Devletin yıllık gelir ve giderleri, bölümlerdeki kayıt bilgilerine 718 dayanılarak sağlıklı olarak ortaya konulabilmiştir. Bu gelişmeleri 1309-1363 yılları arasında yazılan ve bugünlere kadar gelen dört muhasebe öğreti kitabındaki kayıtlardan anlıyoruz. İlhanlılar’daki bu uygulamanın gerçekleşen durumun tespit edilerek, devletin sonraki yılda gelirlerini ve giderlerini planlamasında da kullanıldığı anlaşılmaktadır. - Muhasebe defterlerinde büyük ölçüde parasal kayıtlar yer almakta ve miktara dayalı kayıtlar azalmış bulunmaktadır. Bu durum, mali gelişmeler sonucu devletin gelir ve giderlerinin nakdi olarak yapılmaya başlanması ile sağlanmıştır. Bu da muhasebe kayıt sistemini kolaylaştırmış ve gelişmesini sağlamıştır. - Gelirlerin ve giderlerin kayıt edilmesinde gelirin tahsili ile görevli kişi hakkında bilgi verildiği, tahsilat ya da harcamanın verilmeye hangi başlandığı belgeye dayandığı görülmektedir. Bu bilgilerine usul yer Osmanlı Devleti muhasebesi tarafından da benimsenmiştir. - Bir gelir ya da gider kaydı yapılırken, bu maddenin başına kaydın türü ya da nedeni ile ilgili bilgi yazılması usulü benimsenmiştir. Örnek-1’de yer alan maddenin başına yukarı doğru yazılan bu bilgiler görülmektedir. Osmanlı bu bilgiyi kaydın içine almıştır. - Birbirini izleyen muhasebe kayıt maddelerinin birbirleri ile bağıntısını kurabilmek için, sonraki maddenin başına ondan düşülen, ona eklenen gibi ifadelere yer 719 verildiği görülmektedir. Bu ifadeler merdiven yönetiminde bir yenilik olmuştur. Ancak Osmanlı bu ifadeleri daha az kullanmış ve daha ziyade maddeler arası bağı maddeler içersindeki bilgilerle sağlamıştır. - Örnek-1’de yer alan İlhanlılar’da merdiven yönteminin kullanımı ile ilgili örnekte merdiven biçimindeki kayıt kültürünün, Abbasiler’e göre daha ileri bir düzeye geldiği açık olarak görülmektedir. Ek-2’nin ikinci kısım kayıtlarında önce toplam gider yazılmış ve bu gideri oluşturan iki tutar alt alta merdiven basamağı biçiminde kayıt edilmiştir. Osmanlı bu düzeni çok daha kısa ve etkin bir şekle getirmiş ve daha az yer alacak biçimde kayıt yapabilmiştir. - Örnek-1’de yer alan örnekte gelirlerde olduğu gibi giderlerde yapıldığına de harcamanın yer verildiği hangi emre dayalı görülmektedir. olarak Örnekte harcamanın, bakanlar kurulu kararı ve devlet başkanının onayı üzerine yapıldığının belirtildiği dikkati çekmektedir. - Parasal bilgilerde, para tutarı Dinar olarak yazılmış, ancak 10.000 Dinar bir Tümen hesabı ile kısaltılarak iki paraya da kayıtlarda yer verilmiştir. Osmanlı da aynı yolu izlemiş ve örneğin Akçe olarak gelir ya da gideri yazarken bunun yerine 50.000 Akçe bir kise hesabı ile kise olarak kaydın yapılmasını tercih etmiştir. Osmanlı genelde akçe, guruş (120 Akçe bir guruş) ya da kise olarak kayıt yapmış 720 yani bu paralardan birini kullanmıştır.. Ama kimi zaman iki para birimini birlikte kullandığı da olmuştur. Ama iki para birimini yazarken İlhanlılar’daki gibi bir satırın tamamını kullanmamış, daha az yer alacak biçimde kaydı yapabilmiştir. - Muhasebe kaydının her maddesinde, kaydın daha az yer tutmasını rakamlarının sağlamak İlhanlılar üzere tarafından siyakat da yazı ve kullanıldığı görülmektedir. Abbasiler’de Arap alfabesinin siyakat yazısı kullanılmış, İlhanlılar’da Fars alfabesinin siyakat yazısından yararlanılmıştır. Osmanlı’da ise Osmanlıcanın siyakat yazısı kullanılmıştır. Osmanlıca bilindiği gibi Türkçe asıl olmak üzere, çok saysıda Arapça ve Farsça sözcüklerden oluşmaktadır. Osmanlıcada Arap alfabesinin kullanıldığını da belirtmek uygun olacaktır. Siyakat yazısı Orta Doğu’da bu üç dilde muhasebede ve sır niteliğindeki yazışmalarda kullanılmıştır. Siyakat yazısı, Merdiven Yöntemi’nin kullanılması boyunca yararlanılan bir yazı çeşidi olmuştur. Bu siyakat yazı ve rakamları sözü edilen yöntemin gelişmesinde her üç devlette de etkin rol oynamıştır. Her üç devletin uygulamalarında da siyakat ustalıkla kullanılmıştır. İlhanlılar’ın merdiven yöntemini geliştirmeleri ile ilgili bu bilgileri verdikten sonra, Merdiven Yönteminin Osmanlılara geçiş süreci üzerinde durulabilir. 721 4. OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA MERDİVEN YÖNTEMİ 40. Merdiven Yönteminin Osmanlılara Geçiş Süreci: Osmanlı – İlhanlı İlişkileri Merdiven sürecini Yönteminin ortaya İlhanlılar’dan koyabilmek için, Osmanlılar’a Osmanlı geçiş Devleti’nin kuruluş döneminde Osmanlı – İlhanlı ilişkileri üzerinde durmak gerekmektedir. 1299–1453 yılları Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemi olarak bilinir. Bir Moğol Devleti olan ve bugünkü İran’da kurulmuş bulunan İlhanlı Devleti ise 1250’li yıllarda kurulmuş ve XIV. yüzyılın ikinci yarısının başlarına kadar varlığını sürdürmüştür. Orta Asya’dan Orta Doğu’ya gelen Moğollar 1220-1225 yıllarında önce Küçük Asya’ya yani Anadolu’ya gelmişler, sonra bugünkü İran’a yönelerek orada İlhanlı devletini kurmuşlardır . İlhanlı Devleti, Altınordulular’ın 1257 – 1258 yıllarında bu toprakları istila etmelerine kadar devam etmiştir. Ama bir süre daha Moğolların egemenliğinin anlaşılmaktadır. Çünkü bu topraklarda devam ettiği Altınordu devleti de yörede Moğolların egemen olduğu bir dönemde kurulmuştur ve kurucuları Türkler ve Moğollardır. İlhan, bir Moğol devleti olmakla beraber, devlette Fars ve Arap kültürlerinin hakim olduğu anlaşılmaktadır. İşte bu Moğol devletinin Anadolu ile ilişkilerinin olduğu ve Anadolu’da varlığını sürdüren 722 birçok beylikten vergi aldığı da bilinmektedir. Çoğu Türk kökenli olan bu beyliklerde birisi de Osmanlılar’dır381. Türk boylarından birisi olan Kayı Aşireti Eskişehir, Söğüt olaylarındadır. Ertuğrul’un oğlu Osman Gazi (12581327), 1299 yılından, 1324 yılına kadar beyliğin başındadır. Bir uç beyliği olarak bilinmektedir. Çünkü batıda Bizans ile komşudur. Bir uç beyliğinin misyonu gereği, batı sınırlarını koruması ve gerektiğinde batıya doğaldır. doğru genişlemesi Bu nedenle de Doğuda kendisine bir tehlikenin yönelmemesi gerekir. Bunun için de Doğuda en güçlü devlet olan ve Anadolu’daki öteki beyliklerin vergi ödedikleri İlhanlılara vergi vermeleri, İlhanlılar ile iyi ilişkiler içinde olmaları gerekmiştir. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi adlı eserinin I. cildinde382 bu siyasi ve mali ilişkiyi şu şekilde anlatmaktadır; Osman Gazi’nin İlhanlıların Anadolu’da genel valisi olup, Anadolu’daki beyliklerin İlhanlılar ile ilişkisini kurmakla görevli Emir Çoban’a karşı bir yakınlaşma jesti olarak oğullarından birisine Çoban adını koyduğunu belirtir. Yine Uzunçarşılı, Osman beyden sonra devletin başına geçen Orhan Gazi’nin İlhanlıların Anadolu Umumi valisi Şeyh Hasan ve onun vekili Eratna ile dostça Meydan Larousse 6. cilt, 1971. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Cilt: 1, 1975, s. 111 vd. 381 382 723 münasebetlerinin dayanarak olduğunu belirtmektedir. İbn-i Aynı Kemal383 tarihte tarihine Anadolu’da Selçukluların olduğunu unutmamak gerekir. Halil İnalcık, editörlüğünü Hasan Celal Güzel’in yaptığı Genel Türk Tarihi384 adlı eserde yazdığı Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu adlı araştırmasında devletin durucusu olan Osman beyin İlhanlılar ile siyasi bağıntısını şöyle açıklamaktadır: Demek ki Osman için o zaman şöyle bir hiyerarşi mevcuttu. Osman, Kastamonu Emiri’ne (Çobanoğulları), o da Selçuklu Sultanı’na, Sultan’da İran’daki İlhan’a bağımlı idi. Siyasi otorite bu bağımlılık zinciri içinde meşruluk kazanırdı… Bu açıklamalar Osmanlı uc beyliğinin İlhanlılar ile siyasi bir bağ içinde olduğunu dolayısı ile mali bir bağımlılığın olabileceğini göstermektedir. H. İnalcık’ın arasındaki siyasi belirttiği bağı Osmanlılar kuran ile İlhanlılar Kastamonu’daki Emir Çobanoğlu Emir Temürtaş’ın öldürülmesinden sonra siyasi bağı Eratnalılar’ın (1327-1381) sağladığı anlaşılmaktadır. Dr. Kemal Göde, Eratnalılar385 adlı eserinde şunları yazmaktadır: Hamdullah Kazvini 1336 yılında Anadolu’nun İlhanlılara ödediği verginin miktarını 3.300.000 Dinar olarak kaydetmiş ve şehirlere göre dağılımını da vermiştir. Bu kayıtlar hem Eratnalılar’ın mezkur tarihte ekonomik ve İbn-i Kemal Tarihi, Nuruosmaniye Kütüphanesi, Varak: 47. Halil İnalcık, Genel Türk Tarihi, İstanbul: Cilt V, 1997, s. 465-502. 385 Kemal Göde, Eratnalılar 1327- 1381, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını VII. dizi, 1994, s.33-153. 383 384 724 siyasi yönden İlhanlılar’a bağlı olduğunu, hem de Anadolu’nun iktisadi durumunu göstermesi bakımından önem taşır. Bu ilişkiler de Osmanlı’nın İlhanlılar ile mali bağımlılığını göstermektedir. Yılmaz Öztuna, Başlangıcından Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi386 adlı eserinde Osmanlıların ilk döneminde İlhanlılar ile ilişkisini şöyle ortaya koymaktadır: Orhan bey de babası gibi İlhanlılar ve onların Anadolu’daki umumi valileri, Büyük Şeyh Hasan ve Eratna Beyleri ile iyi geçinmiş, sembolik olan vergisini göndermekte kusur etmemiş, hutbeyi şüphesiz Abbasi Halifesi ile İlhanlı’nın adına okutmuştur. Bu durum da mali bir bağımlılığın varlığını ortaya koymaktadır. Bu noktada artık İlhanlılar’da devlet muhasebesinin önemini arttıran iktisadi ve mali durumuna değinebiliriz. Ahmet Zeki Velidi Togan’ın, 1931 yılında Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası’nda Moğollar Devrinde Anadolu’nun (I. Yıl, 1931) yayınlanan İktisadi Vaziyeti adlı araştırmasında İlhanlılar dönemi ile ilgili hem İlhanlılar’a ve hem de Anadolu’ya ait önemli bilgiler vardır387. Bu araştırmada belirtildiğine göre, bir Moğol devleti olan İlhanlılar’da altın ve gümüş para kullanılmaktadır. Yılmaz Öztuna, Başlangıcından Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, İstanbul: Cilt II, 1977, s. 258 vd. 387 Z.V. Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. Yıl, 1931, Ankara. 386 725 Para birimi Dinar’dır. Altı Dirhem bir Dinar’dır. Dinar gümüş için kullanılmaktadır. Altın para için ise Miskal kullanılmaktadır. Bir Mİskal altın, dört gümüş Dinar’dir. Büyük tutardaki birimi olarak paraların hesabı için ise Tümen para kullanılmakta olup, 10.000 Dinar bir Tümen’dir. Bu para birimleri İlhanlı Devleti’nin en görkemli dönemini yaşadığı Gazan Han (1295-1304) dönemine aittir. Sözü edilen araştırmadan öğreniyoruz ki tarihi bulgulara göre 1294 yılında İlhanlı Devleti’nde kağıt para da kullanılmaktadır. A. Z. V. Togan, İlhanlı Devleti’nde yaşayan Moğol ve Uygur (Uygurlar Türk asıllıdırlar) sermayedarlarının havale ve berata dayalı borç para verdiklerini ve yüksek olmayan faiz aldıklarını açıklamaktadır. Togan, Moğol egemenliğinin İran ve Anadolu’nun iktisaden yükselmesine neden olduğunu şu şekilde anlatmaktadır: Moğollardan önce İran ve Anadolu’da iktisadi anarşi hakimdi. Her yerin ayrı parası ve ayrı vergi sistemleri vardı. Mali buhran giderek genişliyordu. Moğollar, ticaretin gelişmesine engel olan farklılıkları ortadan usulü, her yerde kaldırarak bir para sistemi, bu bir vergi aynı mali sistemi ve aynı ticaret kanunlarını egemen kıldılar… Bu gelişmeler, doğu ülkeleri ile Bizans ve Avrupa ülkeleri arasındaki iktisadi ilişkilerin ve ticaretin giderek artmasına yol açtı. Heyd’in tespitine göre ticaretin gelişmesine gümrük vergilerinin düşük olması da etki de bulunuyordu. 726 Ceneviz’liler Tebriz’de 1304 yılında ticari konsolosluk dahi açmışlardı. Aynı dönemde Mısır’da Memluklular da Avrupa ile ticari ilişkilerini geliştiriyorlardı. Bu rekabet nedeni ile İlhanlılar, Avrupa’da Sicilya, Fransa ve İngiliz krallarına gönderdikleri özel heyetlerle ticaretin gelişmesini sağlamaya çalışmışlardır… Barthold, İran ile Avrupa ülkeleri sonucunda arasındaki bugün veresiye ticari ilişkilerin satışlarda gelişmesi kullanılan çek sözcüğünün İran’dan Avrupa’ya geçtiğini belirtmektedir. A. Z. V. Togan, İlhanlılar döneminde Moğolların Anadolu’daki egemenlik sınırlarını Zonguldak, Eskişehir, Afyonkarahisar ve Mersin hattı üzerinde gösterir ki, bu sınır Osmanlı uç beyliğini içine alan sınır olmaktadır. Osmanlıların doğudaki egemen uluslara mali bağımlılığının ortadan kalkma tarihini ortaya koymak için de aşağıdaki siyasi gelişmelerle ilgili bilgileri vermek gereği vardır. Osmanlılar’ın Anadolu’ya dönmeleri ve Doğu ile ilgilenmeleri 1387 yılında I. Murat’ın Anadolu’ya dönüp, önce Kastamonu, daha sonra Karaman’ı alması ile başlar. Bu tarihte de İlhanlı Devleti ortadan kalkmış ve İlhanlıların bulunduğu toprakları, önce Altınordu devleti, sonra da bir başka Türk komutanı olan Timur nüfusu altına almıştı. Dolayısı ile Osmanlılar’ın Doğuda bir devlete vergi vermeleri ve bir devlet ile mali ilişkiler içinde olmaları bu tarihlerden itibaren söz konusu değildir. Ama, İlhanlılar’dan aldıkları 727 hem mali sistemlerini ve hem de muhasebe sistemlerini o zamana kadar belirli düzeyde geliştirmiş oldukları da bir gerçektir. Yukarıda çeşitli kaynaklara dayanılarak yapılan açıklamalara göre, Osmanlılar’ın İlhanlılar ile olan mali bağımlılığının arasında ve vergi vermelerinin 1300–1360 yılları olduğu ve 50–60 yıllık bir süreyi içerdiği anlaşılmaktadır. Bu durumu, Örnek-1’de yer alan ve 1350’li yıllara ait İlhanlı defter kayıtlarından alınmış olan örnekte de görmek olanağı vardır. Örnek-1’deki muhasebe kaydının uç iller bölümünde belirtilen Orhan Gazi, Umurbey Gerede, Bolu, yukarda sözü edilen 50-60 yıllık dönemde Osmanlı Devleti’nin egemenliği altında bulunan topraklardır. Bu belgede, Osmanlı’nın coğrafyadan hakim İlhanlılar’a olduğu vergi Anadolu’daki ödendiği açıkça görülmektedir. 41. Osmanlı İmparatorluğu Devlet Teşkilatı ve Mali Yönetimi: Genel Bakış Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemi olarak belirtilen 1299– 1453 yılları oluşturulmuş arasında olması bir ve çok bu devlet arada kurumunun mali yönetimin esaslarının belirlenmiş bulunması söz konusudur. Devletin mali 728 yönetimi oluşturulurken muhasebe düzeninin uygulamaya konulması da kuşkusuz söz konusu olur. İlhanlılardan konulması alınan sürecini muhasebe düzeninin tamamlayabilmek uygulamaya için kuruluş döneminde Osmanlı devlet teşkilatını ve mali yönetimi kısaca gözden geçirmek uygun olacaktır. İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı beyliğinin ilk devlet teşkilatını Anadolu Selçukluları ile İlhanlılar’dan aldığını belirtmektedir. Tarihçilerin genellikle belirttiklerine göre beyliğin merkezi teşkilatında en önemli organı Divan idi. Hem Abbasiler’de ve hem de İlhanlılar’da devletin üst kademe örgütlenmesinde divan vardır. Divan’a devlet başkanı olarak hükümdarın veya onun vezirinin (bakan) başkanlık yaptığı anlaşılmaktadır. Osmanlı beyliğinde vezirler İlhanlılar da olduğu gibi ilmiye sınıfındandır. Osman Gazi zamanından sonra, elde edilen yerler oraları zaptetmiş olan beylere verilmişti. Daha sonraları da buraları Sancak haline getirilmiş ve başlarına bölgesel örgütlenmenin de kendisine bağlı olacağı mali Kadı tayin olunmuştur388. XIV. yüzyıl bakımından İran, boyunca devlet düzeni ve kültür Suriye, Kahire’nin Anadolu’dan üstün olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlıların İstanbul’u fethinden sonra üstünlüğün yavaş yavaş Osmanlılara geçtiği ve bilge kişilerin Osmanlı devleti yerleşim yerlerine geldikleri 388 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi Cilt l, İstanbul, 1975, s. 126-127. 729 bilinmektedir. Bu teşkilatlanmasında nedenle İlhanlılar’dan Osmanlı ve Arap beyliğinin ülkelerinden yararlanılması doğaldır. Osmanlı divanının yönetimi XIV. yüzyılın ilk yarısı boyunca İlhanlılar’dan örnek alınarak oluşturulmuş ve yönetilmiştir389. Divan başlangıçta, her gün sabahtan hükümdarın başkanlığında toplanırdı. Bu toplantılarda, Vezir-i Azam (Başbakan) ve diğer vezirlerden (bakanlar) başka kazasker, defterdar, nişancı gibi devletin üst kademe yöneticileri de katılırdı. Vezir-i Azam, askeri işlere, kazasker hukuki işlere, defterdar mali işlere bakarlardı. Nişancı ise, divan kaleminin şefi olarak, arazi işleri, has, zeamet, timar gibi işler onun tarafından yerine getirilirdi. Osmanlı devletinin kuruluş döneminde divana hükümdar başkanlık yapmıştır. Fatih Sultan Mehmed’den sonra Divan’ın başkanlığını Vezir-i Azam, daha sonraki adı ile Sadrazam (başbakan) üstlenmiştir. Muhasebenin bağlı olduğu vezir (bakan) de bu divanın üyesi idi. Osmanlı devletinin gelir ve giderlerinin yürütüldüğü muhasebe düzenlerinin, devlet teşkilatının oluştuğu XIV. yüzyılın büyük bölümü boyunca, hem devlet teşkilatının ve hem de onlara vergi ödenmesi dolayısı ile düzenlerinin de İlhanlılar’dan alınması doğaldır. 389 Uzunçarşılı, a.g.e., s.501. 730 muhasebe Bu ilişkilerde Türk ve Fars kültürü ile yetişmiş bilge kişilerin aracılık yaptıkları ve İlhanlı muhasebesinde çalışan muhasebecilerin kalkmasından özellikle sonra İlhanlı Anadolu’ya Devleti’nin ortadan geçerek Osmanlı muhasebesinde çalışmaya başladıklarını da kabul etmek gerekmektedir. 42. Merdiven Yönteminin Osmanlılar Tarafından Geliştirilmesi Bugün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Osmanlı Arşivinde 95 milyon muhasebe dokümanı ve 360.000 dolayında merdiven yöntemi ile tutulmuş devlet muhasebesi defterleri vardır. Osmanlı Devleti’nin yukarda belirtilen kuruluş döneminde, yani 1299-1453 yılları arasında incelenerek değerlendirilebilecek yeterli niteliklere sahip muhasebe defteri yoktur390. Bunun nedeni, 1453 yılına kadar Osmanlı başkentlerinin sürekli değişmesi dolayısı ile ortaya çıkan göç olgusu nedeniyle devletin muhasebe dokümanlarının kaybolmuş olmasıdır. İlk kayıt örnekleri, İstanbul’un alınmasından sonra XV. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Osmanlılar’ın merdiven yöntemini geliştirmeleri de bu yüzyılda başlamıştır. XVI. yüzyıldan itibaren ise, mali düzeninin eksikleri giderilmiş, idari devletin yapısı 390 Bu kitabın ikinci bölümünde Osmanlı imparatorluğu’nun kuruluş dönemi anlatılırken yer verilen örnek nadir bir örnek olarak tespit edilmiştir. 731 sağlamlaştırılmış ve bu gelişmelere uygun olarak merkezde ve eyaletlerdeki muhasebe düzeni uyumlu bir şekilde çalışacak biçimde örgütlenmiştir. Merdiven Yöntemi’nin gelişme durumunu ortaya koyabilmek için de sözü edilen yüzyıla ait bir örnek ele alınmıştır. Örnek-2’de, muhasebedeki bir durulmuştur. Bu 1587-1588 kayıt örneği yıllarına üzerinde ait aşağıda örnek bir tahakkuk maddesidir. Cizye vergisine aittir. Müslüman olmayan halklardan alınan bu verginin yıl başında tahakkuk ettirilmesi ve yıl boyunca üç ayda bir olmak üzere tahsil edilmesi gerekiyordu. Bu örnek, Örnek-3’de yer alan Abbasiler’e ait 774-786 yılları arasındaki bir yılın gelirleri ile ilgili merdiven yöntemi ile tutulmuş kayıt örneğinden yaklaşık sekiz yüz yıl sonraya ait olup, yöntemin gelişmesini, Abbasiler’den alınan, İlhanlılar’dan alınan ve Osmanlılar’dan alınan örnekler karşılaştırılarak aşağıdaki gibi ortaya koymak olanağı vardır. - Siyakat yazısı: Abbasilere ait olan örnekte siyakat yazısı kullanılmamıştır. Bu örnek Arap harfleri ile yazılmıştır. Örnek olmasa dahi Arapça siyakat yazısının olduğu bilinmektedir. Ama İlhanlılar’da devlet muhasebesinde siyakat yazısının kullanımı bir kural haline gelmiştir. Bunu muhasebe kitabının adının dahi Kitab-us Siyakat, 732 yani siyakat kitabı olmasından anlamak mümkündür. yazılmış dört İlhanlılar’da muhasebe 1309-1363 öğreti yılları kitabında da arasında siyakat yazısının kullanılmış olduğunu belirtmek gerekmektedir. Osmanlılar’da da devlet muhasebesinde siyakat yazısının kullanılması genel kural olarak benimsenmiştir. - Maddelerin birbirinden ayrımı: Her üç ülke uygulamasında da, değişmeyen bir uygulama, muhasebe kayıt maddelerinin birbirlerinden ayrılmasını sağlamak üzere maddedeki ilk sözcüğün son harfi (harfleri)’nin sonunun soldan sağa doğru uzatılmasıdır. Bu uzantı üzerine İlhanlılar ve Osmanlılar açıklamalar yazmışlardır. İlhanlılar, muhasebe maddesinin genel anlamına bir kelime ile bu çizgi üzerinde yer verirlerken, Osmanlılar bu konuda daha serbest olmuşlar, ele alınan örnekte olduğu gibi kaydı yapan muhasebecinin adına bu çizgi üzerinde yer vermişlerdir. Ama günlük defter ve büyük defter arasındaki ilişkileri kurabilmek için madde sıra numaraları gibi bilgileri buraya yazdıkları da görülmektedir. - Ana tutar ve ayrıntılarının alt alta yazılması: Ana tutara başlangıçta yer vermek, o tutarı oluşturan tutarları alt alta yazmak merdiven yönteminin bir başka genel kuralı olarak benimsenmiştir. Bunun istisnası çok azdır. İstisnalar yararlanarak Osmanlı’nın değişik merdiven anlamda yönteminden muhasebe kaydı yapmalarında kendini göstermiştir. Örneğin Örnek-2’de yer 733 alan örnek, bir tahakkuk maddesi ile ilgilidir. Bu tahakkuk maddesi bir Osmanlı eyaletinden alınacak olan Cizye vergisinin yıl başında kaynaklanmaktadır. belirlenmesi Yıl gereksemesinden başında alınacak vergi belirlenmekte ve yıl içinde o verginin taksitler halinde tahsili sağlanmaktadır. Bu örnekte işin gereği olarak önceki dönemden kalan vergi yükümlüleri ortaya konulmakta, sonra ona önceki dönemin sonundaki tespitlerle yapılacak eklemeler belirlenmektedir. En sonra da her ikisinin toplamı yapılarak tahakkuk maddesi tamamlanmaktadır. Ama merdiven anlayışı bozulmamaktadır. - Verilen bilgilerdeki benzerlik: Her üç ülke uygulamasında da kaydın ait olduğu yıl, kaydın hangi gelir ya da gider ile ilgili olduğu, gerektiğinde miktara (malca) yer verildiği, kolay izlenmeyi sağlamak üzere tutarların ülkede kabul edilen toplu para ifadesi ile ortaya konulmasına dikkat edildiği (Abbasiler’de Dinar ve Dirhem, İlhanlılar’da Dinar ve Tümen, gözlenmektedir. muhasebesinde Osmanlılar’da Bunun devlet bir gelir Akçe nedeni ve ve Guruş) de, devlet giderlerinin izlemeyi güçleştirecek biçimde yüksek tutarlarda olmasıdır. - Defterlerde uygulanmasında benzerlik: çeşitli defterler Merdiven yönteminin vardır. Abbasiler’de örnekleri mevcut olmamakla beraber bölgelerin gelir ve giderlerine ait defterler vardır. Örnek-3’de devletin tüm 734 gelirlerini ortaya koyan belge, bölgelere ait olarak ayrı ayrı tutulan defterlerden derlenen bilgilerden yararlanılarak hazırlanmıştır. İlhanlılar’daki uygulama, merdiven yönteminin defter sisteminin oluşturulma dönemi olmuştur. Sistemin defter düzeni ile ilgili az da olsa bu genel değerlendirme bölümünde bilgi verilmiştir. Ancak İlhanlılar’da gelişmiş bir defter çeşitlemesinin olduğunu belirtmek gerekmektedir. Osmanlı uygulamasında, İmparatorluğun sınırları genişleyip, gelir ve gider türleri ve yerleri artış gösterdiği için günlük defter ve büyük defter tutulması kural olmuştur. Osmanlı’da günlük defter her zaman vardır. Adı da günlük defterdir. Ama büyük defter adı kullanılmamaktadır. Örnek-2’de verilen örnek bir büyük defter hesabıdır. Cizye vergisi Müslüman olmayan halklardan alınan bir vergidir ve İmparatorluğun bir çok yerinden alınmaktadır. Örnek Manastır Eyaletinden 15871588 yılları vergisinin tahakkuk maddesi ile ilgilidir. Bu tahakkuk maddesi her eyalet için yapılır. Bu büyük defter hesapları biçimindedir. Eyaletlerin toplamı ise, büyük defterdeki hesapların toplamından oluşur ve cizye vergisi ile ilgili genel hesabı gösterir. Bu hesap yıl başında, o yıl tahsil Bir başka ifadeyle örnek, cizye vergisi tahakkuku ile ilgili büyük defterin bir hesabıdır. Doğal olarak gerçekleşmelerle ilgili bir başka cizye vergisi büyük defteri vardır. Tahakkuk büyük defterleri ile devletin bütçesi ortaya konulmaktadır. XVI. yüzyılın başından itibaren devletin bütçesi olmuştur. 735 Ama bu uygulamaya Osmanlı bütçe adını koymamıştır. Tahakkuk demekle yetinmiştir. - Yöntemin adı: Yöntemin adı sadece İlhanlılar’ın muhasebe öğreti kitaplarında yer almaktadır. Abbasiler’de yöntemin adı henüz konulmamıştır. Osmanlılar’da da muhasebe yöntemi demekle yetinilmiştir. Osmanlılar’da muhasebe öğreti kitabı yoktur. Usta – çırak ilişkisi ile eğitim yapılmaktadır. Bu durumun, yöntemin adının Osmanlı’da kullanılmamasına neden olması ihtimali vardır. - Muhasebenin örgütlenmesi: Devlet muhasebenin örgütlenmesi, genel olarak üç ülkede de birbirini benzemektedir. Çünkü siyasi yapı ve mali yapı açısından hükümranlıkları birbirini izleyen bu üç ülke birbirlerini etkilemişlerdir. Her ülkede de Divan (bakanlar kurulu) vardır ve mali örgütlenme ve dolayısı ile muhasebe örgütü bir vezir (bakan) ile bu divanda temsil edilmektedir. Muhasebenin örgütlenmesi ise hem ülkeden ülkeye farklı olmuştur, hem de Osmanlı İmparatorluğu (1299-1922) gibi uzun ömürlü bir devlette gereksemeye göre zaman içinde farklılıklar ortaya çıkmıştır. Osmanlı’da İmparatorluğun bölgelere ayrılması ve her bölgenin muhasebesinin bir defterdar, yani mali sorumlu tarafından yürütülmesi ilkesi benimsenmiştir. Gereksemeye göre bu defterdarların sayısı kimi zaman dörde kadar çıkmıştır. Ama her zaman bir 736 başdefterdar, yani Maliye Bakanı olmuş ve o da Bakanlar Kurulunda görev almıştır. - Yöntemden merdiven yararlanma yönteminden, amaçlarla özellikle yararlanılmıştır. konuları: XIX. Osmanlı’da yüzyılda Örneğin çeşitli Osmanlı’nın sanayileşme çabalarının olduğu 1840-1850 yılları arasında yatırım projelerinin düzenlenmesinde bu yöntemden yararlanıldığı görülmektedir. XVI. ve XVII. yüzyıllarda önemli yapıların inşaatında maliyet muhasebesi uygulamaları olduğu, XIX. yüzyılın ikinci yarısında sanayi kuruluşlarında maliyet muhasebesi uygulamalarında merdiven yönteminden yararlanıldığı bilinmektedir. 43. Günümüz Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlke ve Kuralları İle Bir Kıyaslama: Merdiven Yöntemi Bu başlık altında günümüzde muhasebe alanında genel kabul görmüş ilke ve kavramlar ile bunların merdiven yönteminde yer alıp almadığı üzerinde durularak bir kıyaslama yapılacaktır. Bundan amaç merdiven muhasebe kayıt usulünün gelişmişlik ve yeterliliğinin ortaya konması adına zemin oluşturabilmektir. Bilindiği üzere Dünya üzerinde kullanım imkânı bulmuş iki temel muhasebe kayıt usulü kabul görmektedir. 737 Bunlardan biri “Tek Taraflı Muhasebe Kayıt Usulü” ve “Çift Taraflı Muhasebe Kayıt Usulü”dür. Her iki yöntemde günümüz muhasebe ilke ve kurallarına uygunluk söz konusudur. Tek taraflı muhasebe kayıt usulünde sadece gelirin veya sadece giderin yazılması esas olmuştur. Örneğin günümüzde; işletme hesabı defteri tutan işletmelerde veya apartman gelir-giderlerinin izlenmesi amacıyla tutulan yine işletme hesabı defterlerinde bu uygulamaya görmek mümkündür. Oysa ki çift taraflı muhasebe kayıt usulünde bunlardan birinin en az iki hesabın çalıştığı ve borçlanması durumunda diğerinin alacaklanması temeline dayanan ve her koşulda en az bir aktif hesabın borçlandığı ve karşılığında bir pasif hesabın alacaklandığı veya düzenleyici bir hesabın alacaklandığı veya gelir tablosundan bir gelir hesabının alacaklandığı bir işlemdir391. Merdiven muhasebe kayıt usulü incelendiğinde ise yukarıda anılan ve teknik özellikleri verilen iki muhasebe kayıt usulünden de farklı olduğu görülmektedir. Merdiven muhasebe kayıt usulünü yukarıda anılan yöntemlerden ayıran başlıca nedenleri şu şekilde sıralamak mümkündür. Bu yöntem her şeyden önce tutulan defterleri itibariyle bile faklılığını ortaya koymaktadır. Örneğin; merdiven muhasebe 391 Ulrich Döring ve Rainer Buchholz, Buchhaltung und Jahresabschluss, 9. Baskı, Berlin: Erich Schmidt Verlag, 2005, s. 2425. 738 kayıt usulünde yapılan incelemeler sonucu görülmüştür ki sadece varidat (gelir) ve sadece masarifat (gider) kayıtlarının tutulduğu defterler olduğu gibi her ikisinin birlikte de tutulduğu defterler (varidat ve masarifat defterleri) vardır. Hatta varidat ve masariffatın birlikte tutulduğu defterler bile şekilsel anlamda kendi içlerinde ikiye ayrılmaktadır. Şöyleki; bazı defterler de varidatlar (gelirler) sıralandıktan sonra, masarifatlar (giderler) sıralanmakta ve defterin sonunda cem’an bir başka ifade ile yekün (toplam) alınarak genel sonuç ortaya konmaktadır392. Bir türü de önce varidatın (gelirin) ardından da o varidattan yapılan harcamayı yani masarifatın (giderin) hemen ardına yapıldığı defterler393 vardır. Bu açıdan olaya bakıldığında Merdiven muhasebe kayıt yöntemi bizce başlı başına bir kayıt usulüdür ve adeta günümüz muhasebe kayıt teknikleri olan tek taraflı ve çift taraflı muhasebe kayıt usullerinin temellerini bünyesinde barındıran bir yapıdadır. Her iki yöntemin de barındırdığı özellikleri merdiven muhasebe kayıt yönteminde görmeniz mümkündür. Nitekim merdiven muhasebe kayıt yönteminin ilk izlerine Abbasiler Devleti’nin döneminde rastlanıldığı da bu çalışmada daha önce belirtilmiş ve o döneme ilişkin muhasebe kayıt örneği ile de ispatlanmıştır. Bu halde T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci tasnifi defter no. 1920 ve 1973’de olduğu gibi. Bu örnekler çoğaltılabilinir. 393 T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci tasnifi defter no. 1721 ve 1722’de olduğu gibi. Bu örnekler çoğaltılabilinir. 392 739 merdiven muhasebe kayıt usulünün tek tafralı ve çift taraflı muhasebe kayıt usullerinin oluşumunda etkili olduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Tüm bu bilgiler ışığında günümüz genel kabul görmüş muhasebe ilke ve kuralları ile merdiven muhasebe kayıt usulünün araştırmalar uygulanması neticesinde esnasında ulaştığımız yaptığımız sonuçlar ile bir kıyaslama yapmanın önemi daha da artmıştır. Aşağıda yer alan Tablo-1’de bu kıyaslama yer almaktadır. 740 Tablo-1: Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkleri ve Merdiven Muhasebe Kayıt Usulü Kıyaslaması. Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri Sosyal Sorumluluk Kavramı (The Concept of Social Responsibility): Bu kavram (ilke) işletmenin yürüttüğü işlerde yalnızca kendi ve çevresinin çıkarlarını değil tüm toplumun menfaatini önde tutması gerektiğini ifade etmektedir. İşletmeler edimlerinde toplumun çıkarlarını gözetmelidir. Kişilik Kavramı (The Concept of Business Entity): Bu kavram, işletmenin, sahip veya ortaklarından ayrı bir kişiliği olduğunu ifade eder. Biz buna “Hesapsal Kişilik” diyoruz. Bu hesapsal kişi kendi ad ve namına borçlanabilen ve alacaklanabilen bir hakka sahiptir. Merdiven Muhasebe Kayıt Usulündeki Yeri ve Yapısı Merdiven muhasebe kayıt usulü devlet işletmeleri için tutulduğundan yapılan iş ve işlemlere ilişkin kayıtlar bu ilkenin temel düşüncesi çerçevesinde yapıldığından hiçbir şüphe yoktur. Çünkü söz konusu devlet ve devletin varlıkları olduğunda gerek İslâm dininin (Şer'i Hükümlerin etkisi) etkisi ve gereksede o dönemlere ilişkin gelenek ve görenekler konuya olan yaklaşımları daha da hassaslaştırmakta idi. Daha öncede vurgulandığı üzere merdiven muhasebe kayıt usulü devlet tarafından kullanılan bir muhasebe usulü olduğundan adı geçen Kişilik Kavramı'nın tam karşılığı bulunamamıştır. 741 Süreklilik Kavramı (The Concept of Continuity): İşletmenin ömrünün sonsuz olduğu temel yargısına dayanan bir kavramdır. Ancak yinede bazı yasal sebeplerden dolayı işletme ana sözleşmelerinde işletmenin ömrü 49 veya 99 yıl gibi belirtilir. Ancak hiç kimse işletmesini belli bir süre sonra kapatmak için kurmaz. Bu yasal bir gereklilikten öte bir şey değildir. Süreklilik Kavramı içerik olarak merdiven muhasebe kayıt usulünün de barındırdığı bir gerekliliktir. Çünkü hiçbir devlet belli bir süre sonra yok olmak için faaliyetlerini sürdürmez, üstelik Osmanlı İmparatorluğu gibi Dünya imparatorluğuna dönüşmüş bir devlet için bu kesinlikle varolan bir esastır. Dönemsellik Kavramı (The Concept of Periodicity): İşletmenin sonsuz olarak kabul edilen ömrü bir takım edimlerini yerine getirebilmek amacıyla –ki bunlar varsa ortaklarına kâr dağıtmak, devlete vergisini ödemek gibi- genelde bir takvim yılı olarak kabul edilen sürelerle bölümlenmiştir. Bu kavram bunu ifade eder. Bu yöntem devlet muhasebeinde kullanıldığı için Dönemsellik kavramı burada bir takım yükümlülükleri yerine getirmek amacı dışında bütçelerin oluşturulması, varidatın (gelirin) önceden tahakkuku ve gerçekleşmesi arasındaki farkın izlenmesi nedenlerinin ortaya konması gibi amaçlarla kullanılmıştır. İş ve işlemelre ilişkin yıl esas almak ve kayıtları ya yıl esasına göre veya inşaat işlerinde olduğu gibi iş tamamlanana kadar kayıt tutmak şeklinde olduğu görülmektedir. 742 Para İle Ölçülme Kavramı (The Concept of Money Measuring Unit): İşletmede gerçekleşen tüm mali nitelikteki işlemler ortak bir ölçü birimi olana para ile, o ülke için belirlenmiş birimi ile muhasebeye yansıtılır. Daha da açık ifade etmek gerekirse ülkemizde muhasebe kayıtları “Yeni Türk Lirası” cinsinden yapılacaktır. Her ne kadar belli bir dönem muahsebe kayıtlarında para dışı emtia cinsleri üzerinden kayıt yapılmış olsa da temelde o ülke için geçerli para cinsinden kayıt yapıldığı görülmüştür. Bu Abbasiler'de, İlhanlılar'da ve Osmnalılar'da da böyledir. Örneğin; Osmanlı İmparatorluğu'nda kayıtlar akçe ve/veya gurûş üzerinden tutulmuştur. Maliyet Esası Kavramı (The Concept of Principle): İşletme mal ve hizmet edinmelerinde daima malı veya hizmeti edinme maliyeti olan tutarı kullanacaktır. Kayıtların maliyetler üzerinden yapılması esastır. Merdiven muhasebe kayıt usulünde de yapılan mal alış kayıtlarının (özellikle saray mutfak alışverişlerinin işlemlerinin yer aldığı Matbaâ-ı Amire kayıtlarında) bu kavramı doğrular nitelikte olduğu görülmektedir. 743 Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı (The Concept of Neutrality and Documentation): İşletmede gerçekleşen her işlem belgeye dayalı olarak yapılmalı belgesiz hiç bir kayıt muhasebeye ve dolayısıyla da mali tablolara yansıtılmamalıdır. Yine tüm işlemler herhangi bir grup veya zümrenin (ortaklar, kreditörler v.b. gibi) lehine veya çıkarına yarayacak şekilde yapılmamalı, bu konuda tamamen objektif olunmalı ve tarafsızlık muhafaza edilmelidir. 744 Yapılan araştırmalarda Tarafsızlık ve Belgelendirme kavramının içeriği doğrultusunda belge niteliğinde çok fazla belirtiye rastlanmamakla beraber, kayıtların yapılması esnasında kayıtları doğrulamak amacıyla bir yetkilinin (Kadı, Vezir, bazen Padişahın kendisi) tuğrasının kayıtların yapıldığı defterlere çekildiği ve bazende kayıtların bir başka yetkilinin defterinden de "kontrol edilerek alınmıştır" şeklinde bir ifadeye yer verilerek doğruluğunun ve geçerliliğinin güvence altına alınmaya çalışıldığı görülmüştür. Tutarlılık Kavramı (The Concept of Consistency): İşletmeler farklı dönemlerde aynı muhasebe politikalarını izlemeye önem vermeli ve imkanlar ölçüsünde buna uygun davranmalıdır. Ancak yine de bir takım sebeplerden ötürü bu mümkün olmadığında bunu mali tablo dipnotlarında ilgili bilgi kullanıcılarına duyurmalı ve ilgili dönemde vergi beyannamelerinde de devlete değişikliklerini haber vermelidir. Merdiven muhasebe kayıt usulünde muhasebe politiklarından ziyade kayıtların içeriklerindeki bilgilendirmenin Abbasiler'den son kullanıcısı olan Osmanlı İmparatorluğu'na kadar değişmeden ancak biraz daha zenginleştirilerek geliştirildiği görülmektedir. Örneğin; kayıtlarda bir sıra numarası verilmesi (T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci tasnifi, defter no. 2018 bunun güzel bir örneğidir), tarihin yer alması, bir madde açıklaması yapılması, alt hesap mantığı doğrultusunda maddelerin detaylandırılması ki yönteme adını veren uygulamanın bu olduğu söylenmektedir, gibi. 745 Tam Açıklama Kavramı (The Concept of Full and Fair Disclosure): İşletmeler yayınladıkları mali tabloları herkesin anlayabileceği sadelikte, açıklıkta olmasına özen göstermeli, bilgi kullanıcılarına gerekli tüm açıklamaları yapmalıdır. Merdiven muhasebe kayıt usulünün uygulama alanı devlet muhsaebesi olduğu için bilgilerin üçüncü kişiler tarafından anlaşılmasına çok önem verilmemiş hatta muhasebe kayıtlarının yazıldığı siyâkat yazı sisteminin sadece mali işlerle ilgilenenler tarafından anlaşılabilmesi, okunması ve yazılabilmesi, muhasebe kayıtlarından kullanılan bu yazı sisteminin önemli devlet sır ve politiklarının bir yerden başka bir yere iletilmesi amacıyla da kullanıldığı yani bu yazı sisteminin bilgiyi gizleyebilme amacıyla da kullanıldığı bilinmektedir. İhtiyatlılık Kavramı (The Concept of Prudence): İşletme “basiretli bir tüccar” gibi davranmalı yani olası gider ve zararlarını dikkate alıp bunlar için karşılık ayırırken, gerçekleşmemiş gelir ve kârları için ise gerçekleşme dönemine kadar herhangi bir şey yapmamalıdır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nde devlet bütçe hazırlarken 9 aylık gelir gerçekleşmesine 3 aylık da tahmini gelir beklentisini ekleyerek gelecek yıl için bütçe oluşturduğunu görmekteyiz. Tahakkuk esasına göre yapılan bu işlemlerde beklenen gelirin elde edilememesi durumunda kayıpların telafi edilmeğe (özellikle Hazine-i Amire'den) çalışıldığı görülmektedir. 746 Önemlilik Kavramı (The Concept of Materiality): İşletme mali tablolarını yayınlarken gelecekte yapacağı herhangi önemli bir projesi varsa bunu belirtmeli veya tam aksine aleyhine sonuçlanabilecek önemli bir tazminat davası veya nakit çıkışı gerektirecek başka bir yükümlülüğü mevcut ise bunu bilgi kullanıcılarına duyurmalıdır. Çünkü bu tür proje, hak ve/veya yükümlülükler bilgi kullanıcılarının karar vermelerinde önemli birer etkendir. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nde olası seferler için hazinede para tutulduğu bilinmektedir. Ancak bunun muhasebe defterlerinde açıklanması pek görülen bir uygulama değildir. Tabi o dönem itibariyle mali tablo ve bunların dipnotları gibi kavramlar henüz söz konusu değildir. 747 Özün Önceliği Kavramı (The Concept of Substance Over Form): Ticaret hayatı içerisinde sürekli bir devingenlik söz konusu olduğundan bazen bir takım konuların hukuki niteliği ile ekonomik özleri ters düşebilir bu durumda esas alınması gereken işlemin ekonomik özüdür. Örneğin çek görüldüğünde ödenmesi gereken bir kıymetli evrakken Türk ticaret hayatında çek, senet gibi vadeli kullanılmaktadır. İşletmeler bu şekilde yani vadeli bir çek ellerinde mevcut olduğunda bunun yasal niteliğinden ziyade ekonomik özünü esas almalı ve çeki vadesinde tahsil etmelidir. 748 Bu kavramın Abbasiler'den Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar çok geçerli ve kullanılabilir olan bir kavram olduğu söylenemez. Bu nedenle de Özün Önceliği Kavramı çerçevesinde bir uygulama söz konusu olmamıştır. Yukarıda yer alan Tablo-1. incelendiğinde de görüleceği üzere günümüz modern muhasebe genel kabul görmüş ilkeleri (kavramları) ile merdiven muhasebe kayıt usulünün uygulaması birçok noktada benzerlik göstermektedir. Bu veriler ışığında merdiven muhasebe kayıt usulünün muhasebenin kullanıldığı temellerine dönemlerde, uygun iş ve bugünkü işlemler gerçekleştirildiği bile söylenebilir. Aşağıda yer alan Tablo-2.’de ise bu sefer günümüzde kullanılan ve kanunlar ile uygulanması istenen birçok kuralın tespit edilebilen geçmişi ile 1100 yıl kullanıldığı bilinen arasında merdiven bir muhasebe kıyaslama kayıt usulünün yapılmıştır. kuralları Sonuçların ciddi benzerlikler gösterdiği dikkat çekicidir. 749 Tablo-2. Günümüz Muhasebe Kuralları İle Merdiven Muhasebe Kayıt Usulü Kuralları Arasında Bir Kıyaslama Günümüz Muhasebe Kuralları ve Şekli Yapı Özelliklerinden Bazıları Merdiven Muhasebe Kayıt Usulünde Olup/Olmadığı ve Yapısı Muhasebe kayıtlarının geciktirilmeden Var. Bu kural Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15 10 gün içinde yapılması. gün olarak uygulanmaktaydı. Tutulması zorunlu defterlerin notere tasdik ettirilmesi. Var. Muhasebe defterleri Osmannlı İmparatorluğu için söylenecek olunursa; Kadı, Defterdar, Vezir hatta bazen Padişah tuğrası çekilerek onaylanırdı. Defterlerin ruhsatlı Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler tarafından tutulması. Var. Defterler usta-şakirt eğitim biçimi içerisinde mesleği öğrenmiş ve kendisine itimat edilen kişiler tarafından tutulurdu. 750 Kayıtlarda yevmiye madde çizgisi. Var. Bu özellik Abbasiler'den Osmanlı İmparatorluğu'na kadar devam etmiş bir uygulamadır. Genelde kaydın niteliğini belirten bir kelime yevmiyenin başlangıcını oluşturur ve bu kelimenin son harfi bir çizgi ile uzatıldıktan sonra yazılırdı. Böylece kelime ile kelimenin sonharfi arasında uzun bir çizgi yer alır ve kayıt bunun altına yapılırdı. Kayıtlarda tarih yazılması. Var. Tarih yazılması yine Abbasilerden Osmanlı İmparatorluğu'na kadar geçen tüm zaman dilimlerinde görülmüş bir uygulamadır. Kayıtlara ilişkin yevmiye maddesi açıklaması. Var. Söz konusu işleme ilişkin olarak yapılan açıklamaların bazen yarım sayfa sürdüğü bile görülmektedir. Abbasi ve İlhanlılar'da genelde yevmiye çizgisinin üzerinde yapılan açıklamalrın Osmanlı İmparatorluğu devrinde yevmiye çizgisinin altında yapıldığı gözlenmektedir. 751 Alt hesap uygulaması. Var. Yalnız burada alt hesaplar bilindik anlamda değil, bir üzüm salkımının aşağıya doğru olan akışı şeklinde yanyana veya çok uzunsa yanyana ve alt alta şeklinde olmaktadır. Borç tutarlarının sola, alacak tutarlarının sağa yazılması. Yok. Yanda ifade ediliği şekilde bir yapı söz konusu değil. Gelirler de, giderler de aynı hizaya yazılmaktadır. 752 Sayfa sonu toplamlarının alınması. Kısmen. Bu uygulama bilindik bir şekilde olmaktan öte, hesap yoğun kayıtlarda kaydı yapan kişinin sağlama yapmak amacıyla çeşitli uygulamaları söz konusudur. Bunlardan en yaygın görüleni toplam hatası olup olmadığını denetlemek için gerçek rakamların üst yanlarına rakamın yarısını yazmaktır. böylece gerçek toplamın yarısını her gerçek rakamın üst yanına yazarak yarısını almış olmakatdır. Başka bir ifadeyle gerçek rakamlarının yarıları toplamı gerçek toplamın yarısı oluyor ise işlem doğrudur. Ayrıca yapılan birbaşka şeyde söz konusu işlemin sonucunda işlemin doğruluğunu kanıtlar nitelikte bir genel yekûn (toplam) çıkartarak bunu göstermektir. Kayıtlarda hataların silinmeden, kazılmadan sadece üzerinin kayıt okunaklı kalmak kaydıyla çizilerek düzeltilmesi. Her muhasebe kaydına bir yevmiye madde numarası verilmesi. Var. Yanda belirtilen kural aynen uygulanmakta idi. Var. Söz konusu uygulama özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde daha sıkça görülen bir uygulamadır. 753 Yukarıda yer alan Tablo-2. incelendiğinde günümüz muhasebe kural ve şekli yapı özelliklerinin neredeyse tamamının merdiven muhasebe kayıt usulünde barındığı görülmektedir. 5. SONUÇ Bir devlet muhasebe sisteminin yürütülmesinde yararlanılan merdiven yönteminin ilk örneklerini VIII. yüzyılda Abbasi Devleti’nde görmek olanağı vardır. Yöntem 1879 yılında İmparatorluğu’nda Padişah yerini fermanı çift yanlı ile Osmanlı kayıt yöntemine bırakarak tarihteki yerini almıştır. Bu bilgiler, yöntemin 1100 yıllık bir ömrünün olduğunu ortaya koymaktadır. Devletlerde muhasebe, devletin büyümesi ile önem kazanır. Aynen işletmelerde olduğu gibi. Merdiven yöntemi de bir beyliğin, küçük bir devletin değil, büyük bir devletin muhasebe ihtiyacını karşılamak üzere doğmuş ve gelişmiştir. Bu özelliği nedeniyle, devlet ne kadar büyürse büyüsün zamanının gereksemesine göre merdiven yöntemi gerekli değişiklikleri yaparak, gerekli esnekliği göstererek gereksemeyi her zaman karşılayabilmiştir. Bu incelemedeki açıklamalar göstermektedir ki, her üç devletin Abbasiler, İlhanlılar, Osmanlılar siyasi bağları, muhasebe yönteminin Orta Doğu’da yaygınlaşmasının başlıca etkeni olmuştur. Bu siyasal ilişkilerin de içinde 754 bulunduğu, merdiven yönteminin gelişmesini sağlayan üç devletin kimi ortak özellikleri üzerinde çalışmada durulmuştur. Muhasebe tarihi açısından bu özellikler yöntemin doğuşunu ve gelişmesini sağlayan etkenlerdir. Bu etkenler açısından her üç devlet göz önünde tutularak aşağıdaki sonuçları ortaya koymak olanağı vardır. Kültürel etkenler: Merdiven yöntemi, genel anlamı ile Abbasiler’de Arap-İslam kültürünün etkisi altında doğmuş, İlhanlılar’da Fars, Moğol ve İslam kültürü ile yerleşmiş ve Osmanlılar’da ise, Türk ve İslam kültürü ile gelişmiştir. Bu kültürün en belirli göstergeleri, kayıt gerekmesini yaratan İslami kurallara göre oluşan harac, cizye, öşür (aşar) adları ile anılan vergiler ve ulusal kültürlerin benzerliği ile yaygınlaşan mukataa türü devlet gelirleridir. Dil ve yazı kültürü: Merdiven yöntemi, Arap yazı ve rakamları ile doğmuş, İlhanlılar’da Fars dili ve harfleri ile gelişme göstermiştir. Fars dil ve yazı kültürünün Arap dil ve yazı kültürüne benzemesi, yöntemin İlhanlılarda benimsemesini ve gelişmesini büyük ölçüde etkilemiştir. Osmanlı’nın Arap harf ve rakamlarını kullanmaları da aynı kültürel etkiyi yapmıştır. Her üç kültürde de merdiven yönteminde, siyakat yazı ve rakamları kullanılmıştır. Merdiven yönteminin gelişmesinde önemli yeri olan siyakat yazı ve rakamları, Arap, Fars ve Osmanlı yazı kültürlerinin müşterek özelliklerinin sonucudur. 755 Bugün muhasebede kullanılan birçok deyimin Arabistan yarım adasında, İran’da ve Türkiye’de aynı olması bu müşterek dil ve yazı kültürünün göstergeleri olarak yaşamaktadır. Devlet örgütü ve yöntemi kültürü: Abbasiler, İlhanlılar ve Osmanlıların devlet yönetim anlayışı ve kültürü, bu incelemede ortaya konulduğu üzere, birbirine benzerdir. Abbasiler’in siyasi ve mali örgütlenme kültürü ile merdiven yönteminin merkez ve taşra örgütlenmesi oluşmuştur. Eyaletlere göre, vergi alınması ve devletin harcamalarının benzer biçimde yapılması, Abbasiler’de mali örgütlenmeyi ve muhasebe düzenini oluşturan en önemli etkendir. İlhanlılar’da ve Osmanlılar’da da eyalet düzenine göre vergi alınması ve harcamaların eyalet düzenine göre yapılması mali örgütlenmeyi ve muhasebe organizasyonunu aynı doğrultuda etkilemiştir. Siyasi ve mali örgüt isimleri ve muhasebe defterlerinin adları ve içeriklerinin üç devlette de benzer olması rastlantı değildir. Devlet örgütü ve yöntemi kültürü, devlet gelirlerinde olduğu gibi devlet giderlerini ve onun muhasebesini de etkileyen bir faktördür. Abbasiler’de başlayan, merkezi örgütteki divan ve ona bağlı alt örgütler taşradaki vali, kadı ve bunlara bağlı alt örgütler İlhanlılar’da büyük benzerlik, Osmanlılar’da 756 kısmi benzerlik göstermektedir. Ayrıca, önemli bir gider yeri olan askeri örgütlenme için de aynı değerlemeleri yapmak olanağı vardır. Ekonomik çevre ve ticari kültür: Abbasilerdeki üretim alışkanlıkları (ev ekonomisi, eyalet ekonomisi) devletin gelirlerini ve bu gelirlere uygun muhasebe kaydını etkilemiştir. Tarımsal üretim ve hayvansal üretim ve ev üretimine dayalı sanayi ürünleri bu gelirlere biçim vermekte, ticari alışkanlıklar ve para kullanımı, nakit vergilerin kaynağını oluşturmaktadır. Ekonomik ve ticari kültür, İlhanlılarda ve Osmanlılarda da coğrafi koşulların etkisi ile aynı doğrultudadır. Dolayısı ile mali yapı ve muhasebe düzeni bu kültürlerin de etkisi ile biçimlenmiş ve Orta Doğu’yu kapsayacak şekilde gelişmiştir. Uluslararası ticareti oluşturan ipek yolu da, ticari alışkanlıkların ve Gümrük vergisi gibi devlet gelirlerinin oluşumunu etkilemiştir. Burada profesyonellik, son olarak iç kontrol, değinilmesi gereken, gizlilik, yönteminin korunmasındaki tutuculuk, raporlama anlayışı gibi yöntemin doğuş ve gelişme sürecindeki hususlar da vardır. Bu konuyla ile ilgili bazı değerlendirmeler de zaten çalışmanın üçüncü bölümü olan bu kısımda yapılmıştı. Merdiven yöntemi üzerine yapılan incelemeler henüz başlangıcındadır. Orta Doğu’da görkemli bir geçmişe sahip olan bu yöntemin tanıtımı ile ilgili önemli bulgular ortaya 757 konulabilecektir. Bu araştırmada yöntemin doğuşu ve üç ülkedeki gelişme süreci üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın daha sonraki araştırmalar ve araştırmacılar için bir referans olacağı ümit edilmektedir. Özetle, merdiven muhasebe kayıt usulünün tek taraflı ve çift taraflı kayıt usullerinden farklı bir usul olarak değerlendirilmesi gerektiğidir. Merdiven muhasebe kayıt usulünün günümüz muhasebe kavram, kural ve şekli yapı ile olan benzerlikleri dikkate alındığında aslında merdiven muhasebe kayıt usulünün hem tek taraflı ve hem de çift taraflı muhasebe kayıt usullerinin temeli olduğu, onların bu yöntemden doğduğunu söylemek çok da yanlış olmayacağı kanaatindeyiz. Kuralları ve şekli yapısı ile ve bilinen en eski örneği ile 1100 yıllık bir geçmişi olan merdiven muhasebe kayıt usulü için bu tespitte bulunmak çok da güç olmamaktadır. Tek taraflı kayıt tekniğinin basit, kural ve şekli yapısal özellikleri olmayan örneklerine miladi 1200’lü yıllarda rastlanmaktadır. Çift taraflı kayıt usulüne ilişkin doktrinsel çalışmanın ise İtalyan matematikçi ve rahip olan Luca Pacioli’nin “Suma de Arithmetica, Geometrica, Proportioni et Proportionalita” isimli Venedik’de miladi 1495 yılında yayımlanan kitabında çift taraflı kayıt tekniğinden (double entry accounting system – doppelte buchhaltung) tekniğin teori ve uygulamasından bahsettiğini bilmekteyiz. Pacioli bu nedenle çift taraflı muhasebe kayıt tekniğinin ve 758 haliyle modern muhasebe kayıt tekniğinin kurucusu olarak kabul edilmektedir. Bu veride dikkate alındığında yukarıda tarafımızdan yapılan ve merdiven muhasebe kayıt usulünün günümüz modern kayıt tekniği olarak kabul edilen çift taraflı muhasebe kayıt usulünün temelini oluşturduğu şeklindeki tespitimizin daha da güç kazandığını önemle belirtmek isteriz. Son söz olarak bilinmelidir ki günümüz muhasebe literatüründe bizce önemli bir tespit olan bu gerçeğin kabul edilmesi ülkemizde olmasa bile uluslararası yazında çok güç olduğudur. Ancak bunun için mutlaka çaba sarf edilmelidir. En azından “Merdiven Muhasebe Kayıt Usulü”nün başlı başına bir muhasebe tekniği olduğu ve “Tek Taraflı Muhasebe Kayıt Usulü”, “Çift Taraflı Muhasebe Kayıt Usulü” dışında üçüncü bir muhasebe kayıt usulü olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Bu bile yöntemin tarihte hak ettiği yeri alması açısından önemli ancak kanaatimizce yetersiz bir adım olacaktır. 759 KAYNAKÇA Freiherrn von Kremer, Über Das Budget der Einnahmen unter der Regierung des Harun Alrasid, 1876, Wien. Freiherrn von Kremer, Über das Eiemmahmebudget des Abbasiden-Reiches Vom Jahr H.306 (918-919), 1888, Wien. Ahmet Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. Yıl, 1931, Ankara. Başlangıcından Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, Cilt II, 1977, İstanbul. Eratnalılar 1327- 1381: Türk Tarih Kurumu yayını VII. Dizi, 1994, Ankara. Genel Türk Tarihi, Cilt V, 1997, İstanbul. Halil İnalcık, Genel Türk Tarihi, İstanbul: Cilt V, 1997. Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu – Klasik Çağ (1300-1690), İstanbul: 2004. İbn-i Kemal Tarihi, Nuruosmaniye Kütüphanesi, Varak: 47. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi Cilt l, İstanbul, 1975. Kemal Göde, Eratnalılar 1327- 1381, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını VII. Dizi, 1994. Meydan Larousse, 6. cilt, 1971. Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi – Osmanlı imparatorluğu Öncesi, 2.Baskı, İstanbul: Cilt 1, 2000. 760 T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci tasnifi defter no. 1920 ve 1973’. T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci tasnifi defter no. 1721 ve 1722. T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, MAD.: 2760. The Accounting Historians Journal, Vol. 27, No. 1, 2., 2000, ABD. Ulrich Döring ve Rainer Buchholz, Buchhaltung und Jahresabschluss, 9. Baskı, Berlin: Erich Schmidt Verlag, 2005. Walter Hinz, Resâle-i Falakiyyä, Wiesbaden, 1952. Yılmaz Öztuna, Başlangıcından Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, İstanbul: Cilt II, 1977. 761 ÖZGEÇMİŞLER Doç. Dr. Cemal ELİTAŞ Yazar 1978 yılında Almanya’nın Hamm şehrinde doğmuştur. Erzurum nüfusuna kayıtlı olan yazar ilk, orta ve lise eğitimini İstanbul Büyükçekmece’de tamamlamıştır. 1999 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü MuhasebeFinansman Uzlanım Dalı’ndan mezun olmuştur. Yazar yüksek lisansını 2001 yılında ve doktora eğitimini 2004 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Muhasebe Bilim Dalı programında tamamlamıştır. Yazarın basılmış iki adet kitabı, kitap içerisinde bölümleri, 30’u aşkın makalesi ve çok sayıda uluslararası sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri mevcuttur. Yazar halen Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Yazarın elektronik postaları [email protected] ve [email protected] şeklindedir. Prof. Dr. Oktay GÜVEMLİ Yazar 1935 yılında Fatsa’da doğmuştur. 1960 Yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirmiş, 1961 yılında da İ.Ü. İktisat Fakültesi, İşletme İktisadı enstitüsünde lisans üstü öğrenim görmüştür. 1972 yılında İşletme Doktoru olan yazar, 1974 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde Doçent ve 1982 yılında ise Prof olmuştur. Yazar 1963 yılında Sınai ve Yatırım Bankasının kuruluşunda görev almış ve on yıl süreyle Mali Tahlil Uzmanı ve Müşaviri olarak çalışmıştır. Daha sonra özel kesimde yatırım ve finansman danışmanlığı yapan yazar, halen emekli öğretim üyesidir. Yazarın elektronik postası [email protected] şeklindedir. Doç. Dr. Mehmet ERKAN Yazar 1954 yılında Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde doğmuştur. Afyonkarahisar nüfusuna kayıtlı olan yazar ilk, orta ve lise eğitimini Afyonkarahisar’da tamamlamıştır. 1978 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Afyon Maliye-Muhasebe Yüksek Okulundan mezun olmuştur. Yazar doktora eğitimini 1986 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Muhasebe-Finans Bilim Dalı programında tamamlamıştır. Yazarın yayınlanmış Muhasebe, Finans ve Muhasebe Tarihi alanında kitabı, kitap içerisinde bölümleri, makaleleri ve çok sayıda uluslararası sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri mevcuttur. Yazar halen Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Yazarın elektronik postası [email protected] şeklindedir. 762 Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan AYDEMİR Yazar 1969 yılında Giresun’da doğmuştur. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul Bakırköy’de tamamlamıştır. 1991 yılında İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nden mezun olmuştur. 1994 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi, İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak göreve başlamıştır. Yazar yüksek lisansını 1997 yılında Amerika’da University of New Haven’da tamamlamıştır. 2005 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimini bitiren yazar halen Afyon Kocatepe Üniversite, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, Muhasebe ve Finansman Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Yazarın elektronik postaları [email protected] ve [email protected], web adresi ise http://www2.aku.edu.tr/~oaydemir şeklindedir. Öğr. Gör. Dr. Mustafa OĞUZ Yazar 1940 yılında Yunanistan’ın Gümülcine şehrinde doğmuştur. İlk ve orta eğitimini burada tamamlamıştır. 1967 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden mezun olmuştur. Yazar yüksek lisansını 1986 yılında ve doktora eğitimini 2002 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı programında tamamlamıştır. Yazar Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi ve Cumhuriyet Arşivlerinde 20 yıl çalışmıştır. Yazar 1990 yılında Öğretim Görevlisi olarak Marmara Üniversitesinde göreve başlamıştır. Halen emekli olan yazarın elektronik postası [email protected] şeklindedir. Uzman Tarihçi Uğur ÖZCAN Yazar 1977 yılında Eskişehir’in Çifteler ilçesine bağlı Kadıkuyusu köyünde doğmuştur. İlk okulu Eskişehir’de okuyan yazar ortaokul ve lise eğitimini ise Ankara’da özel bir kolejde tamamlamıştır. Yazar 1999 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yazar yüksek lisans eğitimini 2004 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Yakınçağ Bilim Dalı’nda tamamlamıştır. Ayrıca yazar yüksek lisans eğitimi esnasında 2001-2003 yılları arasında Amerika’nın California eyaletinin Los Angeles kentinde alanı ile ilgili çalışmalarda bulunmuştur. Aynı yıl doktora eğitimine başlayan yazar Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Yakınçağ Bilim Dalı’nda öğrenimini sürdürmekte olup tez yazım aşamasındadır. Yazarın uluslararası sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri mevcuttur. Yazarın elektronik postası [email protected] şeklindedir. 763