Dergiyi Görüntüle
Transkript
Dergiyi Görüntüle
AYIN MAKALESĠ Oda BaĢkanımızın 13.12.2006 Günü Atatürk Kültür Merkezinde Düzenlenen SMMMO-YMMO MüĢterek Semineri AçıĢ KonuĢmasıdır: DEĞERLĠ KONUKLARIMIZ, DEĞERLĠ MESLEKTAġLARIMIZ; ĠKĠ KARDEġ ODANIN MÜġTEREKEN DÜZENLEDĠĞĠ, KONUSUNDA UZMAN DEĞERLĠ KONUġMACILARIN 5510 SAYILI YASA HAKKINDA BĠLGĠ AKTARIMINDA BULUNACAĞI SEMĠNERĠMĠZE HOġ GELDĠNĠZ. Sosyal Güvenlik Kurumlarımızın Ülkemiz ekonomisi açısından yıllardır bir kara delik oluĢturduğunu biliyoruz, Sosyal Güvenlik reformunun gerekliliğine yıllardır inanıyoruz ve yıllardır çeĢitli platformlarda bunu savunuyoruz. Ama, 31.05.2006 tarihinde kabul edilen ve 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe girecek olan 5510 sayılı yasanın içimize sindiremediğimiz bazı hükümleri vardır. Bu nedenle geçtiğimiz bir ay içinde Odamızın üyeleri ile toplantılar yaptık, bu toplantılarda belirlediğimiz sorunları bazı sivil toplum örgütlerinin yöneticilerine ileterek dikkatlerini çekmeye çalıĢtık, medya yetkilileri ile temasa geçerek kamu oyunu aydınlatmaya çalıĢtık. Sayın BaĢbakan‟a, ilgili Devlet Bakanı'na, ÇalıĢma ye Sosyal Güvenlik Bakanı‟na çok imzalı yazılar gönderdik. Ana Muhalefet Partisi'nin 5510 sayılı yasanın bazı maddelerinin iptalini talep eden ve Anayasa Mahkemesine verilen 85 sayfalık dava dilekçesini inceledik, ilgililerle temaslar kurduk. Konunun uzmanı olduğunu öğrendiğimiz TÜRKĠġ Hukuk DanıĢmanını konferans için davet ettik. Geçtiğimiz birkaç gün içinde ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı‟mızın bir beyanatından öğrendiğimize göre, tepkiler dikkate alınarak Sosyal Güvenlik Destekleme Primi oranının düĢürülmesi yönünde bir çalıĢma baĢlatılmıĢtır. Ama bu çerçeveyle sınırlı bir çalıĢmanın sorunu çözemeyeceği kanısındayız. Bu salonda bulunanların pek çoğunun emekli çalıĢanlar olduğunu biliyoruz. Emekli olmuĢ bir kiĢi niçin çalıĢır? Emekli ücretiyle geçimini sağlayamadığı için çalıĢır. Emekli olduğu tarih itibariyle var olmayan "sosyal güvenlik destek primi" ödemesi istenen kiĢiye ne olur? Hiç hesapta olmayan bu ödeme nedeniyle tekrar ve ekstradan bir geçim sıkıntısına düĢer. KiĢinin emeklilik iĢlemlerinin tamamlandığı tarihte var olmayan bir ek prim ödemesinin sonradan zorunlu kılınması, Anayasa‟mızın kazanılmıĢ hak (yani müktesep hak) ilkesini ihlal etmez mi? Eder. Var olan yasal düzenlemelere göre kazanılın iĢ hakların kısıtlanması Ģeklinde beliren bir yasal düzenleme yapılırsa, "aleyhe hükümler geçmiĢe yürütülmez (yani makable teĢmil edilmez)” ilkesi ihlal edilmiĢ olmaz mı? Olur. Emekliyken çalıĢan Millet Vekilleri'nden destek primi alınmamasının öngörülmesi, Anayasa'm izin eĢitlik ilkesine aykırı değil midir? Aykırıdır. BaĢta tarımda çalıĢanlar ve emekli çalıĢanlar olmak üzere binlerce kiĢinin ödeme kabiliyeti sınırları içinde olmayan "sosyal güvenlik destek primi” sürprizini ortaya koymak Anayasa'mızın Sosyal Devlet ilkesine aykırı düĢmeĢ mi? DüĢer. Sosyal güvenlik primi, özünde karĢılıksız bir ödeme değildir. KiĢinin emekli ikramiyesi ve/veya emekli ücreti alması, sağlık ve tedavi gereksinimlerinin karĢılanması gibi olanaklar karĢılığında sosyal güvenlik primi alınır. Oysa emekli çalıĢandan alınmak istenen destek primi karĢılığında o kiĢiye yeni ve ek bazı olanaklar sağlanmamaktadır. Emekli ücreti, emeklinin bizzat ve taksit taksit yıllar boyunca Ödediği paralar ve bu paraların nemalarından ibarettir. Bu anlamda emeklinin hak edip aldığı emekli ücretinin kısıtlanmasının gerekçesi olur mu? Olmaz. Peki emekliden alınacak destek primi vergi midir? Hayır değildir. Birincisi, vergi kanunu ile alınmamaktadır. Ġkincisi, gelir ya da serveti baz alan bir yapıya sahip değildir. Çünkü hiçbir gelir ya da servet edinimine neden olmasa da Ģirket ortaklığı destek primi ödeme sebebi sayılmaktadır. ĠĢte bu ve benzeri soru ve cevaplar yüzünden 5510 saydı yasanın bazı hükümlerini içimize sindiremiyoruz, yasa yürürlüğe girmeden düzeltilsin, Islah edilsin diyoruz. Sayın CumhurbaĢkanımızın ve Ana Muhalefet partisi Grubu‟nun Anayasa Mahkememizce açtığı davalarla, değindiğimiz ve değinemediğimiz sorunların giderileceğine inanıyoruz. Ama, Anayasa Mahkememizin belirli süreleri gerektiren prosedürü boyunca ciddi sıkıntılar yaĢanmaması için, Hükümetimizin hızla gereğini yapmasını umuyoruz. Bu seminerin konusu teknik anlamda bizim ihtisasımızın kapsamında değildir. Bu nedenle konuĢmamı burada sonlandırmak istiyorum. Konunun uzmanı olan değerli seminer sunucularına peĢinen Ģükranlarımızı sunuyorum. Yeminli Mali MüĢavirler Odası adına hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. Sağolun. AYLIK BÜLTEN DĠZĠNĠ Sayı: 75 KASIM-ARALIK 2006 Ayda Bir Yayımlanır. Adres: Kıbrıs ġehitleri Cad. Kervan Apt. No:7 Alsancak/ĠZMĠR Yazı DanıĢma ve Okuma Kurulu Hazırlayanlar Ünal AYDIN (YMM) AyĢe AKAY (Yazı ĠĢleri (Genel Yayın Sorumlusu) Sorumlusu) Hasan Zeki SÜZEN (YMM) (Genel Yayın Sorumlusu) ODAMIZ BANKA HESAP NUMARALARI BANKA ġUBE HESAP ADI NO ZĠRAAT BANK.ALSANCAK ġB. 5004 6969135 YAPI KREDĠ BANK.MUSTAFABEY ġB. 65248362 Not: Bültenimizde yayımlanan makaleler Odamızın görüĢü olmayıp yazanların kiĢisel görüĢleridir. I- ODAMIZDAN HABERLER + ÖRTÜLÜ KAZANÇ SEMĠNERĠ YAPILDI: YaklaĢık (100) kiĢinin katıldığı örtülü kazanç semineri Karaca Oteli salonunda yapıldı. Ġzmir Vergi Dairesi BaĢkanı Mustafa Bulut‟un da izlediği seminer Oda Eğitim Komisyonu‟nun ilk çalıĢması oldu. Komisyon BaĢkanı Ġlgin Saylam‟ın rahatsızlığı dolayısıyla katılamadığı semineri Ekrem Kayı ve Dursun Özcan hazırladı. KonuĢmacı olarak Ġzmir Vergi Dairesi Grup Md. Rıfat Engin ve YMM Mehmet AktaĢ katıldılar. Komisyon üyesi Ekrem Kayı yönetici olarak görev yapmanın yanısıra aynı zamanda katkıda bulundu. Yine komisyon üyesi Dursun Özcan özellikle yabancı ülkelerdeki uygulamalara yer veren bir konuĢma yaptı. Eğitim Komisyonundan yeni çalıĢmalar bekliyoruz. + BDDK YÖNETMELĠK VE TEBLĠĞLERĠ YAYINLANDI: Önümüzdeki günlerde bizleri yakından ilgilendirecek olan BDDK Yönetmelik ve Tebliğleri 01.11.2006 Günlü Resmi Gazetede yayınlandı. Söz konusu tebliğlerden mesleğimizi yakından ilgilendirenlerin baĢlıkları Ģöyledir. - Bankaların kredi iĢlemlerine iliĢkin yönetmelik - Bankalarda Bağımsız Denetim gerçekleĢtirilecek kuruluĢların yetkilendirilmesi ve faaliyetleri hakkında yönetmelik - Bankalara değerleme hizmeti verecek kuruluĢların yetkilendirilmesi ve faaliyetleri hakkında yönetmelik - Derecelendirme kuruluĢlarının yetkilendirilmesine ve faaliyetlerine iliĢkin esaslar hakkında yönetmelik - Bankaların destek hizmeti almalarına ve bu hizmeti verecek kuruluĢların yetkilendirilmesine iliĢkin yönetmelik + (12) SERĠ NOLU ÖTV GENEL TEBLĠĞĠ YAYINLANDI: YMM‟lerce hazırlanan üretim raporlarının yazılma zamanı ve vergi dairelerine verilme Ģekli hakkında önemli açıklamalar getiren ÖTV tebliği yayınlandı. Bilindiği üzere, üretim raporları tıpkı KDV iadesi raporları gibi bizzat YMM tarafından vergi dairesine teslim edilmektedir. Odamız ve ayrıca bir üyemiz tarafından uygulamanın değiĢtirilmesi için Gelir Ġdaresi nezdinde yapılan ve raporların posta marifetiyle gönderilmesi hakkındaki giriĢimlerden henüz bir sonuç alınamamıĢtır. Özellikle Mersin ve Ġzmit‟te teslim edilen raporlar sorun olmaya devam etmektedir. Teslim Ģeklinin değiĢtirilmesi için giriĢimler sürdürülmektedir. + SÖZLEġME HAZIRLIKLARI VE ÜCRET TARĠFESĠ: Odamız yönetim kurulu üyesi Turan Öztürk‟ün katıldığı YMM Odaları ücret tespit komisyonu 2007 yılına iliĢkin ücretlerin %10 dolayında artırılmasını benimsemiĢtir. Maliye Bakanlığı‟nın onayından sonra önümüzdeki günlerde Resmi Gazete‟de yayınlancak tarife, her yıl olduğu gibi acele olarak bastırılarak sizlere dağıtılacaktır. Tam tasdik sözleĢmeleri her yıl olduğu gibi en geç 31 Ocak 2007 tarihi itibariyle ġubat ayı sonuna kadar yapılarak Odaya gönderilmiĢ olacaktır. Oda üyelerinden aldığı sözleĢmeleri elektronik ortamda 15 Mart 2007 tarihine kadar Bakanlı‟ğa gönderecektir. + DEVĠR VE BÖLÜNME ĠġLEMLERĠNDE RAPOR YAZMA: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yayınlamıĢ bulunduğu tebliğle Limited Ģirketlerin devir ve bölünme iĢlemlerinde özsermaye tespiti konusunda YMM‟lere yetki tanımıĢtı. Ġlgili tebliğde değiĢiklik yapılması için TÜRMOB‟a gönderilen bir yazıyla aynı yetkinin anonim Ģirket devir ve bölünme iĢlemlerinde de geçerli olması talep edilmiĢtir. Önümüzdeki günlerde yazımıza olumlu cevap geleceğini umuyoruz. Limited Ģirketler için yazılan örnek rapor Odamızdan istenebilir. Bu yetkiyle Ģimdiye kadar mahkelemerin yetkisinde bulunan uygulama YMM‟lerce de yapılabilecek ve yargının yükü azaltılmıĢ olacaktır. + AYDIN-MUĞLA- DENĠZLĠ VE UġAK ZĠYARETLERĠ: Oda yönetim kurulu üyeleri ve Disiplin Kurulu baĢkanı geçtiğimiz günlerde belirtilen (4) Ģehre giderek SMMM Odası, Defterdarlık Vergi Dairesi BaĢkanlıkları ve Vergi Denetmenleri BaĢkanlıklarını ziyaret ettiler. Ayrıca bu Ģehirlerdeki YMM‟lerle birlikte yemek yenerek mesleki ve yerel sorunlar görüĢüldü. Aydın ziyareti, üyelerimizden Mustafa BaĢtuğ zamanda Ticaret Odası BaĢkanı olduğundan baĢkanlığında yapıldı. aynı Oda Denizlide aynı zamanda Ege Bölge Odaları toplantısı yapıldı. Disiplin uygulamalarıyla ilgili olarak yapılan toplantıda üyelerimizden Hasan Zeki Süzen, ġevki Bilibay, Ali Karamil ve Necmettin KeleĢ birer konuĢma yaptılar. Ayrıca Denizli Vergi Dairesi BaĢkanı ve ilgili müdürlerle birlikte akĢam yemeği yenildi. Tüm ziyaretlerimizde sıcak ilgi gösteren üyelerimize ve ilgili kurumların BaĢkanlarına teĢekkür ediyoruz. + SOSYAL GÜVENLĠK YASASININ ETKĠLERĠ: Ocak/2007 ayında yürülüğe girecek olan yasanın getireceği olumsuzluklar hepimizin bilgisi dahilinde. Belki de bültenimiz baskıya verildikten sonra bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi iptal etmiĢ olacak veya yasa ertelenmiĢ olacaktır. Bununla birlikte, Aralık ayının son günlerinde TürkiĢ Hukuk DanıĢmanı Avukat Celal Tüzün konu hakkında üyelerimizi bilgilendirecektir. Toplantıyla ilgili bilgiler yakında sizlere iletilmiĢ olacaktır. + GÖZETĠM RAPORU: KAPSAMINDAKĠ ÜRÜNLER TASDĠK DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı tarafından yayınlanan 2006/14 ve 2006/15 sayılı tebliğlerle ithalatta gözetim kapsamındaki ürünler için YMM‟lere rapor yazma yetkisi tanınmıĢtır. Konu hakkında yazılacak raporların dispozisyonu ilgili tebliğlerde yer almaktadır. +VEFAT VE BAġSAĞLIĞI: Üstadımız Burhan Özfatura geçtiğimiz günlerde annesini kaybetmiĢtir. Ayrıca yönetim kurulu üyemiz Mustafa Topal‟ın kız kardeĢi vefat etmiĢtir. Üyelerimize sabır vefat edenlere Allahtan rahmet dileriz. + YENĠ YIL: Iki ayda bir hazırladığımız bültenin 6‟ncı sayısıyla 2006 yılını geride bırakmıĢ bulunuyoruz. Zaman kavramı konusunda değiĢik görüĢler varsa da sonuç olarak bir yıllık kesiti bitirip, yeni bir sürece giriyoruz. Her zaman tekrarladığımız üzere, yaĢamın üç ana unsuru sağlık, iĢ ve evde huzur ve nihayet yeteri kadar ekonomik imkandır. Günlük yaĢamımızda ailemize ve çervemize karĢı sorumluluklarımız bulunmakla birlikte, katkıda bulunabileceğimiz kadar toplumsal sorunlara da duyarlı olmak durumundayız. Bu duygu ve düĢüncelerle Oda olarak yeni yılın tüm üyelerimize ve Oda personeline iyilikler getirmesini diliyoruz. ODAMIZA GELEN YAZILAR KAYIT DIġI EKONOMĠ ve ÖNLENMESĠ Prof. Dr. Adnan GÜLERMAN Yeminli Mali MüĢavir I - KAYIT DIġI EKONOMĠ NEDĠR? Hemen her yıl, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilmesinden bir süre sonra, medyada hangi meslek gruplarının matrahlarının ve ödedikleri gelir ve kurumlar vergilerinin ortalama miktarları yayımlanır. Yayımlanan ortalama matrahlar ve vergi miktarları incelendiğinde bu meslek gruplarının böylesine düĢük gelirlerle yıllar yılı ticari, sınai veya mesleki faaliyetlerine devamda neden bu kadar ısrarlı olduklarına hayret edildiği gibi, verdikleri vergilerin de neden bir asgari ücretlininki kadar düĢük olduğuna bir türlü cevap bulunamaz. Bu medya haberlerinin hemen arkasından Maliye yetkililerinin kaç mükellefi denediği ve ne kadar matrah farkının bulunduğu haberleri medyada yer alır. Bu arada, yeni ve etkile dene-tim yöntemlerinin uygulandığından ve bunların olumlu sonuçlarından örnekler verilip, baĢka yöntemlerin de uygulanacağından söz edilir. Kayıt dıĢı ekonominin ne olduğunu ortaya koyabilmek için, öncelikle bu tür faaliyetlerin hangi alanlarda gerçekleĢtirilebildiğini incelemek uygun olacaktır. Genellikle kayıt dıĢılık (buna çoğu zaman vergi kaçakçılığı da denilmektedir) yasalara aykırı ekonomik faaliyetler, ekonomik iĢlemlerin muhasebe kayıtlarından geçirilmemesi, haksız yere indirim, veya sübvansiyonlardan faydalanma, kaçakçılık, ev hizmetleri yardımcılı, çocuk veya özürlü kimselerin bakıcılığı ve benzeri pek çok kaynaktan elde edilen, vergilendirilememiĢ gelir kayıt dıĢı kapsamında değerlendirilmektedir. ( 1 ) Kapsamı yukarıdaki gibi belirledikten sonra, aynı anlamı ifade eden bir çok kayıt dıĢı ekonomi tanımından birisine yer verelim:”Mal ve hizmet üretimine konu olan, yasada yer verilen Ģartlara uygun olarak belgelendirilemeyen ve bu nedenle muhasebe ve benzeri kayıtlarda yer almadığı için denetim dıĢı kalan ekonomik faaliyetler”dir. KuĢkusuz, kayıt dıĢı ekonomi bu haliyle, a) büyüklüğünün tam olarak ölçülmesi imkânı olamayan, b) Ölçülememesi nedeni ile de Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) hesaplamalarında tahmini bir miktar olarak yer alan, niteliktedirler. II – KAYIT DIġI EKONOMĠNĠN VERGĠ POLĠTĠKASINI ETKĠLEMESĠ Yukarıda vermiĢ bulunduğumuz tanımlara göre, kısa ifade ile “vergilendirilememiĢ bir kazançtır.” Her ne kadar, bazı düĢünürler, mesela bir üretim faaliyetinde ham maddeden, üretime, pazarlamasına ve satıĢına kadar olan ekonomik faaliyetler dizisinde bütün aĢamaların kayıt dıĢı olmadığı, mal veya hizmet akıĢının kayıt içine girdiği bir aĢamada maliyete ekleneceği için, vergilendirme yönünden bir kaybın olmayacağını ileri sürerler. Bu düĢünce tarzının, bir an için doğru olduğu varsayılsa bile, kayıt dıĢılık aĢamasında kaçırılan verginin sonraki kayıt içi aĢamasındaki üniteye yüklenmesi gibi bir sonuçla karĢılaĢılacaktır. Bir örnek vermek gerekirse: 100 YTL tutarındaki bir ham maddenin kayıt içi satın alınması sırasında alıcı 10 YTL. lik faturasız bir nakliye bedeli ödemiĢse ve satın aldığı bu ham maddeyi 15 YTL. kârla satacaksa, aĢağıdaki alternatiflerden birini yapacaktır. a) 10 YTL. tutarındaki nakliyeyi girdi maliyetine ekleyemeyecek ve ham maddeyi 115 YTL.ye satacaktır.Bu durumda muhasebe kaydı olarak 10 YTL.kâr sağlamıĢ gibi görünmesine rağmen gerçek kârı sadece 5 YTL. olmuĢtur. b) Satıcı (a) daki duruma düĢmemek için ham maddeyi 125 YTL.ye satarak, gerçekte 15 YTL. kâr sağladığı halde, muhasebe kaydında 25 YTL. kâr sağladığı görüleceğinden, nakliyecinin ödemediği vergiyi de ödeme durumunda kalacaktır. c) Satıcı 25 YTL. kârın vergisinden kurtulabilmek için, nakliyeciden alamadığı 10 YTL. lik faturayı baĢka bir yerden temin etmeye çalıĢacaktır.Büyük bir ihtimalle bu 10 YTL. lik faturayı veren kuruluĢ daha önce baĢkası için düzenlemediği faturadan dolayı meydana gelen boĢluğu doldurmak için bu faturayı vermiĢ olacaktır. d) Bu 10 YTL.lik fatura, bütün iĢleri sahte fatura düzenlemek olanlardan sağlanarak muhasebe kaydı, olması gereken hale getirilmesine rağmen mükellef sahte fatura kullanmanın sorumlusu durumuna düĢecektir. Yukarıda görüldüğü gibi, kayıt dıĢı olan 10 YTL. lik nakliye hizmetinin sebep olduğu boĢluk bazen (b) veya (c) deki gibi kayıt içine girmiĢ olmaktadır. Ama, saydığımız dört halin de VUK.nun hükümlerine ters düĢtüğü ortadadır. III – KAYIT DIġINA YÖNLENDĠREN SEBEPLER Her mal satıĢı veya hizmet ifası bir bedel karĢılığı yapıldığından, elde edilen kazancın da bir vergisi olacaktır. Yalnız, burada her mal satıĢının veya hizmet ifasının yasal olduğunu söylememiz de mümkün değildir. Bu yüzden yer altı faaliyeti olarak isimlendirilen mal satıĢı veya hizmet ifasının herhangi bir noktasında kayıt içine girmesi de söz konusu olamayacağından, üzerinde ön planda durulması önemli olan bir husus olarak gözükmektedir. Üstelik, bu tür faaliyetlerden elde edilen kazanç da riskinin yüksekliği oranında da çok yüksektir. Ama, yine zaman zaman yapılan tartıĢmalarda, bir uyuĢturucusu kaçakçısının bu faaliyetinden kaynaklanan kazancı ile bakkal, manav veya konfeksiyoncudan yaptığı alıĢ veriĢlerle kâr ve vergi haline dönüĢtürüleceği savunması da, sonunda kayıt içine girmiĢ olma ve vergiye dönüĢmüĢ olmasına rağmen kabul edilebilecek bir ekonomik faaliyet değildir. Aslında, kayıt dıĢılığın tamamını sahte fatura düzenleyen ve bu yolla bazı aĢamalarda kayıt içine girme ihtimali bulunan faaliyetler olarak anlayıĢla karĢılamak da mümkün değildir. Vergi politikasının en önemli unsurlarından birisi de bütün ekonomik faaliyetlerin legal, yani takip edilebilir nitelikte olması gereğidir. IV – KAYIT ĠÇĠ ĠġLEMLERDE MUAFĠYET VE ĠSTĠSNALAR Kazancına göre ödemesi gereken vergiyi vermeyenlerin tamamını kayıt dıĢı olarak nitelendirmek yanıltıcı olmaktadır. Yasaların tanıdığı muafiyet ve istisnalardan faydalananların sayısı ve türleri baĢka ülkelerle karĢılaĢtırılamayacak kadar fazladır. Yasların belirlediği niteliklere sahip olanlar bazen kazancının tamamını bazen de önemli bir kısmını vergilendirme dıĢı tutabilmektedirler. Hatta, bazı mükellefler bazı kazançlarını saklayarak veya küçülterek muafiyet veya istisna sınırları içine girmenin yollarını bulmaya çalıĢmaktadırlar. Ayrıntılarına girmeden, bunlardan baĢkalarını aĢağıda sıralayalım: a) Muaflıklar, - Esnaf muaflığı (GVK. Md.9) - Çiftçi muaflığı (GVK. Md.109 ( 4369 S.K.nun 82/3-a maddesiyle yürürlükten kaldırılmıĢtır.) - Diplomat muaflığı (GVK. Md.15) - Ücret istisnası (GVK. Md.16) (Ġstisna olarak isimlendirilmesine rağmen GVK.nun Diğer Muaflıklar 3. Bölümü baĢlığı altında yer almaktadır.) b) Ġstisnalar, - Serbest meslek kazancı istisnası (GVK. Md.18) - PTT acentelerinde kazanç istisnası (GVK. Mükerrer Md. 18) - Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi (GVK. Md.19) - Gayrimenkul ve haklara istisna (GVK. Md. 21) - Menkul sermaye kazançlarında istisna (GVK.MD.22) - Müteferrik istisnalar iÜcretlerde (15 çeĢit) ii- Gider karĢılıklarında (5 çeĢit) iii- Tazminat ve yardımlarda (10)çeĢit) iv- Vatan hizmeti yardımlarında (4çeĢit) v- Teçhizat ve tayın bedelleri (3 çeĢit) vi- Tahsil ve tatbikat ödemeleri (3 çeĢit) vii- TeĢvik ve ikramiye muaflıkları (4 çeĢit) viii- Sergi ve panayır istisnası (2 çeĢit) c) Ġndirimler - Sakatlık indirimi, Yukarıda sıraladığımız muaflık, istisna ve indirim listesini inceledikten sonra insanın “Türkiye‟de bunların herhangi birinden faydalanmayan mükellef var mıdır?” gibi bir soruyu sorması kaçınılmaz olmaktadır. KuĢkusuz, bütçe giderlerini karĢılaması zorunlu olan vergi gelirlerinden , kayıt dıĢı olanlardan yukarıda saydığımız muaflıklar ve istisnaları da çıkarttığımız zaman, geriye kalan ge-riye kalan miktarın kayıt içindekilere bir biçimde yüklenmesi zorunlu olmaktadır. BaĢka bir anlatımla, mevcut vergi mükellefleri, makul ölçüde olması gereken vergi yüklerinin oldukça üstünde vergi ödemeye zorlanmıĢ olmaktadır. Böyle bir durumun kayıt içindeki mükellefleri “BaĢkasının ödemediği vergiyi ben neden ödüyorum?” düĢüncesiyle kayıt dıĢına itmesi de kaçınılmaz olmaktadır. Böyle bir değerlendirme yapanları cesaretlendiren baĢka bir husus da “Madem ki, kayıt dıĢı olanları ele geçirmek mümkün olamıyor, benim de ele geçirilmem mümkün olamayacaktır.” değerlendirmelerine ulaĢabilmiĢ olmalarıdır. Yukarıda değindiğimiz gibi, vergilendirmenin en önemli unsurlarının baĢında “adil bir mükellefiyet “ ya da “herkesin ödemesi gerektiği kadar vergi ödemesi” gelmektedir. V – KAYIT DIġINI ORTAYA ÇUIKARTMAK ZOR MUDUR? Paranın çekiciliği sebebiyle, hemen bütün ülkelerde az veya çok kayıt dıĢılık bulunmaktadır. Hangi ülke olursa olsun, silah, uyuĢturucu vs. ticaretini kayıt içine alma imkânı yoktur. Böyle olması da doğaldır. Öte yandan, bu tür üretimlerin yapıldığı ülkeler özellikle, dolaylı yoldan olsa bile kayıt dıĢılığı görmezlikten gelme eğilimindedir. Ama, bunların dıĢındakilerini ortaya çıkarabilmek için en önemli unsur “denetim” olmak-tadır. Burada, “denetim” görevinin sadece her kademede denetimle görevli, devlet memuru statüsünde olan, genel ifade ile “denetim elemanları”na ait olduğu düĢüncesinde değiliz. Bu resmi denetim elemanlarının çok önemli görevi üstlendikleri ve sayıca yeterli olmadıkları bilincine de sahibiz. Yıllar önce yaptığım bir araĢtırma çalıĢmasında, bir denetim elemanının, bir mükellefin (Bu mükellef kavramının kapsamında dev holdinglerden, minimum kazançlı ve beyannameli gayri menkul sermaye iradı sahibine kadar) bir yıllık hesabını bir haftada inceleyerek sonuca ulaĢabildiğini varsaydığımız taktirde, her bir mükellefe 17-18 senede bir kez sıra gelebilmektedir. Bu gün mükellef ve denetim elemanı sayılarındaki değiĢmeler ulaĢtığım sonucu bir miktar etkilemiĢ olsa da, durum denetimi sadece denetim elemanlarına bırakma ile çözülür gözükmemektedir. Denetim ne kadar etkili ise, kayıt dıĢılık da o kadar az olmaktadır. (2) Gerçi, denetim elemanı sayısının artırılması halinde bir yandan yukarıda değindiğimiz olumlu geliĢmeler sağlansa da, denetim maliyetinin yükselecek olması, bir tercih yapmayı, baĢka bir anlatımla “kıvam noktası”nı bulmayı zorunlu hale getirmektedir. Batı‟da kayıt dıĢını minimuma indirebilmiĢ ülkelerin uzun zamandır denemiĢ olduğu yöntemi Türkiye‟de de uygulamaya geçmenin zamanı çoktan gelmiĢtir. Bu da baĢka kaynakların desteğini sağlamaktır. En önemli destek olacak kaynak da tüketicidir, halktır. VatandaĢ, değeri ne olursa olsun satın aldığı bir mal veya hizmeti geçerliliği olan bir belgeye dayandırdığı zaman en büyük denetimi yapmıĢ olmaktadır. Burada, geçmiĢte yaĢadığım bir olayı nakletmekte fayda görüyorum: Ġzmir‟deki bir fakülteye Ġstanbul‟dan bir profesör geçici bir süre için davet edilmiĢti. Görev süresi dolmak üzereyken Ġstanbul‟a dönmemesini çok arzuladık. Kendisi de razı olmuĢtu. Ġstanbul‟daki evini satıp Ġzmir‟de bir daire alacak ve yerleĢecekti. Yalnız katı bir Ģartı vardı. Ġzmir‟de alacağı dairenin bedeli tapuda aynen satıĢ bedeli olarak yer almalıydı. Fakültenin bütün elemanları seferber olduğu ve beğenilecek pek çok daire bulunduğu halde hiçbir satıcıya bu Ģartı kabul ettirememiĢtik. Satıcılar dairenin satıĢ değerini, alıĢ fiyatının önemli ölçüde altında gösterme eğiliminde idiler. Çerezciden alınan leblebiçekirdeğin satıĢ fiĢini bir tarafa bırakalım, gayrimenkul alıĢ satıĢları arasındaki önemli farkı hemen her satıĢ iĢleminde görmek mümkündür. Ama, yasalarda da ne iĢe yaradığı belli olmayan, ne zaman uygulanacağı bilinmeyen “rayiç bedel” denilen bir hüküm yer almaktadır. Bir denetim elemanının “müĢteri” rolünü üstlenerek kayıt dıĢılığı belirlemesinin zor olmadığı kanaatindeyiz. MüĢteri, baĢka Ģartlarla satın alamayacağını bildiği için ister istemez bu duruma razı olmaktadır. Ayrıca, satıcı olduğu zaman aynı mekanizmanın kendi çıkarına çalıĢacağını da bilmektedir. VI – S O N U Ç Genellikle, bütçenin ek gelir ihtiyaçlarının karĢılanabilmesi için bilinen en kolay yollardan birisi vasıtalı vergi oranlarını artırma, diğeri de mevcut mükelleflerden daha fazla vergi almaktır. Her iki halde de vergi ödeyenler kayıt dıĢına itilirler. Vergi oranı ile vergi ödeme arzusu ters orantılıdır. Bu yüzden, toplam vergi gelirlerini artırmada mevcut mükellefler için “kıvam noktası”nı aĢmamayı amaçlamanın yanında, vergi mükellefi olması gerektiği halde kayıt dıĢı kalmıĢ olanları da kayıt içine almak baĢlıca amaç olmalıdır. Aksi halde, kayıt dıĢına el atılmadığını gören mevcut mükellefler “bütçenin yükünü yalnız ben mi taĢıyacağım?” sorusunun cevabını “o kaçırıyorsa sen de kaçırabildiğin kadar kaçır” biçiminde verme eğilimine girebileceklerdir. Son söz olarak, kayıt dıĢını önleyebilmek için mevcut bütün denetim araçlarından, en yüksek seviyede faydalanmanın gerektiğini iĢaret ederken, muhasebeci, mali müĢavir ve yeminli değinmenin gereğini duyduğumuzu önemle belirtmek isteriz. 1) ERDEMĠR Hazma - Maliye Postası Sayı:562 Sayfa:111 2) Ibid. Sayfa:115 LĠMĠTED ġĠRKETLERDE ORTAKLIK PAYI DEVRĠ Ferhat FAHRAN YMM - Eski BaĢ Hesap Uzmanı I- GENEL AÇIKLAMA: Bilindiği üzere, G.V.K. Mükerrer 80. maddesinin 4. fıkrasına göre, limited Ģirketlerde ortaklık payının devri, değer artıĢ kazançları olarak Gelir Vergisine tabiidir. Yine bu kazancın nasıl vergileneceği ile ilgili olarak, Mükerrer 81. maddesinde, "Safı değer artıĢı" baĢlığı altında düzenleme yapılmıĢtır. Buna göre, değer artıĢında safı kazancın; elden çıkarma karĢılığında alınan para ve ayınlarla, sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacağı belirtilmiĢtir. Yine aynı maddenin 7.fıkrasında, mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedelinin, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, Devlet Ġstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eĢya fiyat endeksindeki artıĢ oranında artırılarak tespit edileceği belirtilmiĢtir. Yasa metninden anlaĢılacağı üzere, kazancın tespiti ile ilgili olarak, 1. fıkrada "MALĠYET BEDELĠ" ifadesine yer verilirken, 7.fıkrada," ĠKTĠSAP BEDELĠ" Ġfadesine yer verilmiĢtir. Bu tespitten sonra, Yasada öngörülen endekslemenin, iktisap bedelinden baĢlayacağı anlaĢılmaktadır. Bilindiği üzere, V.U.K.'nun 262.maddesinde, Maliyet bedeli; iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle, bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı Ģeklinde tanımlanmıĢtır. Öte yandan, iktisap bedeli ise, yalnızca malın satıĢ bedelidir. Bunun dıĢındaki müteferri giderler söz konusu değildir. Örneğin, ortaklık payının iktisabı sırasında, noterde yapılan harcamalar, endekslemeye dahil edilmeyecek, yalnızca ortaklık payını iktisabı sırasındaki devir bedeli esas alınacaktır. Yine anılan maddenin 7.fıkrasına, 5281 Sayılı Yasanın 28.maddesiyle, 1.1.2006 Tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere, eklenen cümle ile, endekslemenin yapılabilmesi için, toptan eĢya fiyat artıĢ oranın %10 veya üzerinde olması gerekmektedir. Yasa ile ilgili bu son düzenlemeden, toptan eĢya fiyat artıĢ oranı %10'nun altında kaldığında, o yıl için bir endeksleme yapılmayacaktır. Söz konusu yasanın uygulanması ile ilgili olarak, 232 Seri no.lu Gelir vergisi Tebliği yayımlanmıĢtır. Her ne kadar Tebliğ, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesi ile ilgili olmakla birlikte, limited Ģirketlere ait ortaklık paylarının elden çıkarılmasından doğan kazançlar da yukarıda anılan kanun hükümlerine tabi olduğundan, söz konusu Tebliğin yazımız konusunu ilgilendiren bölümlerini dikkate alacağız. Özellikle, Tebliğin, "Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerin Maliyet Bedeli" bölümü, ortaklık payının satıĢından doğan kazancın tespiti sırasında, sermaye artıĢlarının kaynağının kar yedekleri veya sermaye yedekleri olması durumunda, bedelsiz iktisap edilen senetlerin durumu önem arz etmektedir. Buna göre, sermaye artırımının kaynağı, sermaye yedekleri diğer bir deyiĢle, değer artıĢ fonu, maliyet artıĢ fonu veya emisyon primleri v.s ise; bu iĢlem sonrasında, gerek önceden sahip olunan, gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alman hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilecektir. Kar yedekleri diğer bir deyiĢle, olağan üstü yedek akçelerin, geçmiĢ yıl karlarının, aktife kayıtlı taĢınmazların ve iĢtirak hisselerinin satıĢından doğan kazanç ile ilgili olarak pasifte tutulan fon hesabı'nın (5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 5(1 )-e) kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu iĢlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır. Uygulamada, limited Ģirket ortaklarının, ortaklık paylarının devrinde, gerek yasada ve Tebliğde öngörülen hesaplama tarzlarına girilmeden, tam bir teamül anlayıĢı içinde, noter huzurunda yapılan ortaklık paylarının satıĢ bedeli olarak, nominal bedelinin esas alındığını görmekteyiz. Bu bedelin, satıĢ bedeli olarak alınması halinde, yasada ve Tebliğde yapılan hesaplamalar sonucunda ortaya çıkan endekslenmiĢ iktisap bedeli, bu nominal bedel olan satıĢ bedelinin üstünde de olabilir veya altında da olabilir. Eğer, artırılan iktisap bedeli satıĢ bedelinin altında ise, değer artıĢ kazançları için öngörülen istisna uygulandıktan sonra kalan kazanç, satıĢ iĢleminin gerçekleĢtiği yılı takip eden yılın mart ayında, Gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. Öte yandan, 5281 Sayılı Yasanın 27. maddesiyle değiĢik mükerrer 80. maddesinin 3. fıkrasına göre; G.V.K.'nun Geçici 67. maddesi kapsamındaki menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ile ilgili değer artıĢ kazançları hariç, Mükerrer 80. maddede sayılan mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlara, 1.1.2006 Tarihinden itibaren uygulanacak istisna tutarı 6.000,00 YTL olmuĢtur. Limited Ģirketlerle ile ilgili ortaklık paylarının satıĢından doğan değer artıĢ kazançlarının vergilemesi ile ilgili mevzuat açıklamalarından sonra, bu açıklamalarımızı örnek olaylar üzerinden somutlaĢtırmaya çalıĢalım. II- ÖRNEK OLAY: -(A) Gerçek kiĢi 2000 Yılı Ağustos Ayında, (B) Limited ġirketine ait ortaklık payını, pay baĢına 25,00 YTL 1000 adet ortaklık payı alarak, limited Ģirkete ortak olmuĢtur. -(B) Limited Ģirketi, 2001 yılı Kasım ayında 60.000,00 YTL nakit, 2002 Yılı Temmuz ayında 240.000,00 YTL değer artıĢ fonu, 2003 Yılı Mayıs ayında da 300.000,00 YTL olağan üstü yedek akçeleri sermayeye ilave etmek suretiyle, Ģirketin 31.12.2005 Tarihi itibariyle nominal sermayesi 650.000,00YTL'na çıkarmıĢtır. -(A) Gerçek kiĢi, 2005 Yılının Aralık ayında (B) Limited ġirketteki ortaklık payını, pay baĢına 50,00 YTL'dan, (C) gerçek kiĢisine devretmiĢtir. TARİH SERMAYE DURUMU SERMAYE HİSSE ADEDİ İLK ENDEKS SON ENDEKS DÜZELTME KATSAYISI DÜZELTİLMİŞ DEĞERLERİ HİSSE MALİYETİ 01.08.2000 İKTİSAP BEDELİ 25.000.00 1.000 2.393.00 8.403,80 3.512 87.795,65 87.80 0J. 11.2001 NAKDİ SERMAYE ARTIŞI 30.000,00 1.200 4.755.50 8.403,80 1.767 53.015.25 64.00 01.07.2002 DEĞER ARTIŞ FONU İLAVESİ 120.000.00 4.800 01.05.2003 OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER 150.000,00 6.000 150.000.00 325.000,00 13.001) 290.810,90 20.12 22,37 Örnek olayımızdaki, gerçek kiĢinin iktisap ettiği ortaklık payının bedeli ile, payına isabet eden nakdi sermaye artıĢının endekslenmesi, 31.12.2004 yılına kadar yapılmıĢtır. Zira, söz konusu gerçek kiĢi 2005 yılında ortaklık payının satıĢından doğan değer artıĢ kazancı ile ilgili olarak 2006 yılının mart ayında beyanname verip, vermeyeceğinin tespitini yaparken, 2005 Yılı itibariyle toptan eĢya fiyat endeksinin %10'unun altında kaldığını bilebilecek durumdadır. Bu nedenle, 2005 Yılı yukarıda anılan madde hükmü uyarınca, ortaklık payının satıĢı 2005 Yılı aralık ayında gerçekleĢmiĢ olmasına rağmen, kasım ayına kadar yapılması gereken endeksleme yapılmayacaktır. Bu durumda, değer artıĢ kazancı aĢağıdaki Ģekilde hesaplanacaktır; Yukarıdaki tablodan hareketle; Ortaklık payının iktisap bedelinin ve nakdi sermaye artıĢının, 31.12.2004 Yılı sonuna kadar endekslenmesi sonucu, ortaklık payının iktisap maliyeti 140.810,90 YTL olacaktır. Öte yandan, değer artıĢ fonunun sermayeye ilavesi 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Tebliği'ne göre, yalnızca ortağa verilen ortaklık payı adeti yönünden dikkate alınacaktır. Kar yedeği mahiyetinde olan, olağan üstü yedek akçelerin sermayeye ilavesinde ise, ortağa isabet eden nominal ortaklık payı ise, (150.000,00 YTL), endekslenmiĢ iktisap bedeline (140.810,90 YTL) ilave edilecektir. Bu durumda, pay baĢına ortaklık payının endekslenmiĢ iktisap bedeli; (290.810,90:13.000 Adet =) 22,37 YTL olacaktır.Yukarıdaki örnekte belirtildiği üzere, Ortak (A) ortaklık Payını, (C) Gerçek kiĢisine 50,00 YTL'sına salmıĢtır. Bu durumda, 2006 Yılında beyanı gereken değer artıĢ kazancının hesabı Ģöyle olacaktır; Ortaklık Payının SatıĢ Bedeli; (50,00*13.000=) 650.000,00 YTL EndekslenmiĢ Ġktisap Bedeli; (22,37*13.000=) 290.810,90 YTL DEĞER ARTIġ KAZANCĠ 359.189,10 YTL 2006 Yılı Ġçin Öngörülen Ġstisna Tutarı 6.000,00 YTL BEYANI GEREKEN DEĞER ARTIġ KAZANCI... 353.189,10 YTL Yukarıda Genel açıklamalar bölümünde belirttiğimiz üzere, uygulamada ortaklık payının satıĢ bedelinin tespiti, genellikle devir tarihindeki Ģirketin nominal sermayesi esas alınarak yapılmaktadır. Yukarıda anılan hesaplamalar da yapıldığında, bu satıĢ bedelinin değer artıĢ kazancı doğurup, doğurmadığı değerlendirilmelerine girilmemektedir. Nitekim, örnek olayımızda ortaklık payının satıĢ iĢlemi gerçekleĢtiğinde Ģirketin nominal sermayesi, 650.000,00 YTL'dir. Ortaklık payı baĢına, nominal bedel (650.000,00: 26.000=) 25,00 YTL'dır. Eğer, ortaklık payının devir bedeli 25,00 YTL olursa, bu durumda beyanı gereken değer artıĢ kazancı aĢağıdaki gibi olacaktır. Ortaklık Payının SatıĢ Bedeli; (25,00*13.000=) 325.000,00 YTL EndekslenmiĢ Ġktisap Bedeli; (22,37*13.000=) 290.810,90 YTL DEĞER ARTIġ KAZANCI 34.189,11 YTL 2006 Yılı Ġçin Öngörülen Ġstisna Tutarı ……6.000,00 YTL BEYANI GEREKEN DEĞER ARTIġ KAZANCI 28.189,11YTL (OluĢMaliHukuk BürosuyayınlarındanalınmıĢtır.) Basel-II; fırsatlar ve riskler 2007 yılı sonunda Avrupa Birliği ülkeleri ile bazı geliĢmiĢ ülkeler Basel-II uygulamasına baĢlayacaklar. Uygulama önemli sorun ve fırsatları da beraberinde getiriyor. Finansal istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir fırsat olacak olan uygulama, kredi mliyetlerini yüksltecek. Bankacılık düzenleme ve Denetleme Kurulu, yayınladığı stratejik planda Basel-Ü uygulamasının fırsatları ve riskleri beraberinde getirdiği saptamasında bulundu. BDDK, Yeni Sermaye UzlaĢısı Basel-Ü, G-10 ve AB ülkeleri ile bazı geliĢmekte olan ülkelerde 2007 yılı sonunda uygulamaya konulacağını vurgulayarak, "G-10 ülkeleri için tasarlanmıĢ olan uzlaĢının, ülkemiz ve geliĢmekte olan ülkelerde uygulanması bazı maliyetleri barındırmakla birlikte, uygulanmaması finansal istikrar konusunda değerlendirilebilecek önemli bir fırsatın kaçırılması sonucunu doğurabilecektir" görüĢünü savundu. BDDK'nın yayınladığı stratejik planın Basel-II uygulamasına iliĢkin tespitleri Ģöyle; UzlaĢının, ülke riski ve krediyi kullanan tarafın riskine bağlı olarak sermaye gereksinimini ve kredi maliyetlerini değiĢtirmesi muhtemeldir. Maliyet artıĢı, düĢük kredi derecelendirme notuna sahip taraflarda daha yüksek olabilecektir. Ayrıca, özellikle yapısal ve kurumsal düzenlemelere uyumda güçlük çeken küçük ve orta ölçekli iĢletmelerin kredi kullanma maliyetlerinde artıĢlar olabilecektir. Bu nedenle, uygulamadan bağımsız olarak UzlaĢıya iliĢkin hazırlıklar yapılması önem taĢımaktadır. Bu durum BDDK için hem bir fırsat hem de risk olarak değerlendirilmektedir. BDDK, Basel-Ü uygulamasının üzerinde önemle durmuĢ, yol haritasını hazırlamıĢ ve kamuya açıklamıĢtır. Bu çerçevede, BDDK yetkilileri ile bankaların risk yönetiminden sorumlu üst düzey yöneticilerinin katılımıyla Basel-II Yönlendirme Komitesi tesis edilmiĢtir. Basel-II'ye iliĢkin hususlarda eĢgüdüm sağlamak ve istiĢari nitelikte kararlar almak üzere Hazine MüsteĢarlığı, TCMB ve SPK'nın katılımıyla BDDK koordinasyonunda faaliyet gösteren Basel-II Koordinasyon Komitesi ihdas edilmiĢtir. Aynca BDDK bünyesindeki birimlerin katılımıyla Basel-II Proje Komitesi tesis edilmiĢtir. Basel-I‟in geliĢmekte olan ülkelerin bankalarının aĢırı risk alma eğilimlerini engellememesine karĢın Basel-II „nin böyle bir etki yaratacağı ve bankaların portföy belirlemeye yönelik davranıĢlarında yasal sermaye yükümlülüklerini, dolayısıyla risk profilini daha fazla dikkate alacakları öngörülmektedir. Bu çerçevede, genel itibarıyla Basel-II ile birlikte perakende krediler ve iyi derecelendirme notuna sahip Ģirketlere verilen krediler mevcut duruma göre avantajlı konuma gelirken, geliĢmekte olan ülke menkul kıymetleri ile derecelendirme notu düĢük banka ve Ģirketlere verilen kredilerin mevcut duruma göre dezavantajlı konuma gelmesi beklenmektedir. B as el - I I'ni n bankaların organizasyon, bilgi iĢlem altyapısı ve risk yönetimi süreçlerinde önemli değiĢikliklere sebep olması beklenmektedir. Bu anlamda kredi ve operasyonel risk ölçümleri için gerekli verilerin saklanması amacıyla bilgi iĢlem altyapısında iyileĢtirmeler yapılması ve Basel-II 'de yer alan hususların dahil olacağı bir kurumsal yönetim yapısının ve kurum kültürünün oluĢturulması gereklidir. Basel-II , birden fazla alternatif yöntem içermekte ve bu yöntemler aynı durum için farklı sonuçlar üretebilmektedir. Bu nedenle, bankalar arasında rekabetçi eĢitliğin korunması önem taĢımaktadır. Basel-II'nin BDDK üzerindeki muhtemel etkileri açısından önem arz eden hususlar Ģöyle: Basel-II, tüm denetim otoritelerinde önemli bir ihtisaslaĢmıĢ insan kaynağı ve teknik kapasite gereksinimi doğurmaktadır. Bu kapsamda konuya yönelik eğitim ihtiyacı ve çeĢitli yazılımların kullanılması gereksiniminin ortaya çıkması beklenmektedir. Basel-II'nin 2 nci yapısal bloğunu oluĢturan denetim otoritesinin banka sermaye yeterliliğini gözden geçirmesi sürecine iliĢkin teknik detayların belirlenmesi, makul bir tarih aralığı içerisinde planlanması gereken önemli bir husustur. Basel-II ile birlikte önemi artacak bir diğer husus konsolide denetimdir. Özellikle yabancı banka iĢtirakleri ve Ģubelerinin denetimine yönelik politikalar önem arz etmektedir. Basel-II'nin diğer düzenlemelere de çeĢitli etkileri olacaktır. Bu anlamda özellikle muhasebe, karĢılıklar, iç denetim ve risk yönetim sistemleri ile bankalarının bilgi iĢlem altyapılarına yönelik düzenlemeler üzerinde çeĢitli çalıĢmaların yapılması gereklidir. Basel-II'ye yönelik süreçte, BDDK belirli alanlarda öncülük rolünü de üstlenmek durumundadır. Bu kapsamda, BaselII Koordinasyon ve Yönlendirme Komiteleri ve bu komitelere bağlı alt komitelerin çalıĢmaları önem arz etmektedir Basel-II'ye yönelik stratejilerin belirlenmesinde AB alanında konuya yönelik uygulanan politikaların yakından takip edilmesi ve ülkemizdeki diğer kurum ve kuruluĢların görüĢlerinin de alınması gereklidir. Basel-II, birçok ülkede henüz öğrenme ve değerlendirme aĢamasındadır. Bu itibarla, uygulanma tarihi, maliyeti ve veri eksikliği konuları önemli problemler olarak ortaya çıkmaktadır. (Bilanço dergisinin Ağustos/2006 sayısından alınmıĢtır.) ATATÜRK'ÜN HAYATI 19 Mayıs 1881 Mustafa'nın Selanik'te doğuĢu 1893 Mustafa'nın Selanik Askeri RüĢtiyesi'ne yazılması, 1896 Askeri RüĢtüye'de Mustafa adlı öğretmeninin kendisine Kemal adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri Ġdadisi (Lisesi)'ne geçti. 13 Mart 1899 Mustafa Kemal. Ġstanbul'da Harbiye (Harp Okulu) piyade sınıfına girdi. 10 ġubat 1902 Mustafa Kemal'in Harp Okulu'nu teğmen rütbesiyle bitirerek Harp Akademisi'ne geçmesi. 11 Ocak 1905 Mustafa Kemal'in Kurmay YüzbaĢı olarak Harp Akademisi'nden mezun olması ve merkezi ġam'da bulunan BeĢinci Ordu emrine verilmesi. Ekim 1905 Mustafa Kemal'in bazı arkadaĢlarıyla birlikle ġam'da gizli "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni kurması, 20 Haziran 1907 Mustafa Kemal'in rütbesinin Kolağasılığına (kıdemli yüzbaĢı) yükseltilmesi. 13 Ekim 1907 Mustafa Kemal'in Selanik'te III. Ordu'ya atanması, 15-16 Nisan 1909 Mustafa Kemal'in 31 Mart (13 Nisan) ayaklanması üzerine Hareket Ordusu'nun kurmay baĢkanı olarak Ġstanbul'a hareket etmesi. 6 Eylül 1909 Mustafa Kemal'in Selanik'te 111. Ordu Piyade Subay Talimgahı Komutanı olması (aynı yıl içinde Kolağası rütbesiyle 38. Piyade Alayı komutanı olmuĢtur), Mayıs 1910 ustafa Kemal'in Mahmut ġevket PaĢa'nın kurmay baĢkanı olarak Arnavutluk harekâtlarında bulunması, 1 7-21 Eylül 1910 Fransa'da yapılan manevralara (Picardie) Türk Ordusu temsilcisi olarak katılması. 13 Eylül 1911 Mustafa Kemal'in Ġstanbul'a Genelkurmay'a nakledilmesi, 27 Kasım 1911 Mustafa Kemal'in BinbaĢılığa yükseltilmesi, 22 Aralık 1911 Mustafa Kemal'in Ġtalyan - Osmanlı Trablus savaĢında Tobruz Taarruzunu baĢarıyla idare etmesi. 25 Kasım 1912 Mustafa Kemal'in Bahrısefıd Boğazı (Çanakkale) Kuvâ-yı Mürettebesi Harekât ġubesi Miidürlüğü'ne atanması, 27 Ekim 1913 Mustafa Kemal'in Sofya AtaĢemiliteri olması. 1 Mart 1914 Mustafa Kemal'in Yarbaylığa yükselmesi, 2 ġubat 1915 Mustafa Kemal'in Tekirdağ'da 19. Tümeni kurmaya baĢlaması (25 ġubat 1915'te tümen kuruluĢunu tamamlayarak Maydos'a gelmiĢtir). 25 Nisan 1915 Ġtilaf Devletlerinin Arıburnu'na asker çıkarmaları üzerine Mustafa Kemal'in tümeniyle düĢmanı önleyerek durdurması. 1 Haziran 1915 Mustafa Kemal'in Albaylığa yükselmesi, 8 - 9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in Anafartalar Grubu Komutanlığı'na atanması, 10 Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in bizzat idare etliği taarruzla Anafartalar cephesinde düĢmanı geri atması, 17 Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in Kireçtepe'de zafer kazanması, 21 Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in II. Anafartalar Zaferini kazanması, 1 Nisan 1916 Mustafa Kemal'in Tümgeneralliğe yükseltilmesi, 7-8 Ağustos 1916 Mustafa Kemal'in Bitlis ve MuĢ'u düĢman elinden kurtarması, 7 Mart 1917 Mustafa Kemal'in Diyarbakır'daki II. Ordu Komutan Vekilliğine atanması, 16 Mart 1917 Mustafa Kemal'in Diyarbakır'daki II. Ordu Komutanlığı'na asil olarak atanması. 5 Temmuz 1917 Mustafa Kemal'in Halep'teki VII. Ordu Komutanlığı'na atanması, 20 Eylül 1917 Mustafa Kemal'in VII. Ordu Komutanı sıfatıyla memleketin ve ordunun durumunu açıklayan tarihi raporunu göndermesi, 15 Ekim 1917 Mustafa Kemal'in VII. Ordu Komutanlığımdan ayrılarak Ġstanbul'a dönmesi, 15 Aralık 1917 Mustafa Kemal'in Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya gitmesi, 16 Aralık 1917 Mustafa Kemal'e "Birinci Rütbeden Kılıçlı Mecidi NiĢanı" verilmesi, 4 Ocak 1918 Almanya gezisinden dönmesi, 7 Ağustos 1918 Mustafa Kemal'in Filistin'de bulunan VII. Ordu Komutanlığı'na ikinci defa tayin edilmesi, 26 Ekim 1918 Mustafa Kemal'in komuta ettiği VII. Ordu Birliklerinin düĢman taarruzunu Halep'in kuzeyinde bugünkü sınırlarımız üzerinde durdurması, 31 Ekim 1918 Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grubu Komutanı olması, 13 Kasım 1918 Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grubu Komııtanlığı'nın lağvı üzerine Ġstanbul'a gitmesi, 30 Nisan 1919 Mustafa Kemal'in IX. Ordu MüfettiĢi olması, 16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Samsun'a gitmek üzere Bandırma Vapuru ile Ġstanbul'dan ayrılması, 19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması, 21-22 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Amasya'dan yolladığı genelgeyle, Milli Kuvvetleri bir gaye ve bir teĢkilat çerçevesinde toplamak amacıyla Sivas Kongresi'ni toplanmaya çağırması, 26 Haziran 1919 Amasya'dan Sivas'a hareketi, 3 Temmuz 1919 Mustafa Kemal'in Erzurum'a ilk geliĢi, 8-9 Temmuz 1919 Mustafa Kemal'in resmi görevinden ve askerlikten çekilmesi, 23 Temmuz 1919 Erzurum Koııgresi'nin toplanması ve Mustafa Kemal'in Erzurum Kongresi'ne baĢkan seçilmesi, 4 Eylül 1919 Sivas Koııgresi'nin toplanması ve Mustafa Kemal'in Sivas Kongresi'ne baĢkan seçilmesi. 11 Eylül 1919 Mustafa Kemal'in Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi BaĢkanlığına seçilmesi, 20-22 Ekim 1919 Mustafa Kemal'in Ġstanbul'dan gelen Bahriye Nâzın (Bakan) Salih PaĢa ile Amasya'da görüĢmesi ve Amasya bildirgesinin imzalanması, 7 Kasımı 1919 Mustafa Kemal'in Ġstanbul'da toplanması kararlaĢtırılan Osmanlı Meclisi için Erzurum'dan Milletvekili seçilmesi (Büyük Millet Meclisi'nin birinci dönemi için yapılan seçimde ve ondan sonraki seçimlerde Ankara'dan Milletvekili seçilmiĢtir), 27 Aralık 1919 Mustafa Kemal'in Heyet-i Temsiliye üyeleriyle birlikte Ankara'ya gelmesi, 16 Mart 1920 istanbul'un Ġtilaf Devletleri tarafından iĢgali üzerine Mustafa Kemal'in durumu bütün devletler ve Millet Meclisleri nezdinde protesto etmesi ve Ankara'da yeni bir Millet Meclisi giriĢiminde bulunması, 23 Nisan 1920 Mustafa Kemal'in Ankara'da Türkiye Büyük Millet Mcclisi'ni açması, 24 Nisan 1920 T.B.M.M.'nin Mustafa Kemal'i baĢkanlığa seçmesi, 11 Mayıs 1920 Mustafa Kemal'in Ġstanbul Hükümetince ölüm cezasına çarptırılması (Bu karar 24 Mayıs 1920'de PadiĢah tarafından onaylanmıĢtır), 13 Eylül 1920 Mustafa Kemal tarafından "Halkçılık " programının Büyük Millet Meclisine sunuluĢu, 5 Aralık 1920 Mustafa Kemal'in Ġstanbul'dan gelen Osmanlı delegeleri Ahmet Ġzzet ve Salih PaĢa'larla Bilecik Ġstasyonunda görüĢmesi, 10 Mayıs 1921 Mustafa Kemal tarafından Büyük Millet Meclisi'nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu'nun kurulması ve kendisinin Grup BaĢkanlığı'na seçilmesi, 13 Haziran 1921 Mustafa Kemal'in Fransız temsilcisi F. Bouillon ile Ankara'da görüĢmesi, 5 Ağustos 1921 Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa Kemal'e BaĢkomutanlık görevinin verilmesi, 23 Ağustos 1921 Mustafa Kemal'in 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan SavaĢı'nı yönetmeye baĢlaması, 13 Eylül 1921 Mustafa Kemal'in Sakarya Zaferi'ni kazanması, 19 Eylül 1921 Mustaia Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafından MareĢallik rütbesinin ve Gazi unvanının verilmesi, 26 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepc'den Büyük Taarruzu idareye baĢlaması, 30 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupınar'da BaĢkomutan Meydan SavaĢı'nı kazanması. 10 Eylül 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Ġzmir'e giriĢi, 1 Kasım 1922 Gazi Mustafa Kemal'in teklifi üzerine Büyük Millet Meclisi'nin saltanatı kaldırılmasına karar veriĢi. 14 Ocak 1923 Gazi Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım'ın Ġzmir'de ölümü, 29 Ocak 1923 Gazi Mustafa Kemal'in Ġzmir'de Lâtife (UĢaklıgil) Hanım'la evlenmesi (5 Ağustos 1925'te ayrılmıĢlardır). 17 ġubat 1923 Gazi Mustafa Kemal'in Ġzmir'de ilk Türkiye Ġktisat Kongresi'ni açması, 13 Ağustos 1923 Gazi Mustafa Kemal'in ikinci kez Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığı'na seçilmesi, 11 Eylül 1923 Gazi Mustafa Kemal'in Halk Partisi'ni kurması, 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilanı ve Gazi Mustafa Kemal'in ilk CumhurbaĢkanı seçilmesi, 1 Mart 1924 Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'ni açıĢı ve Halifeliğin kaldırılması ile öğretimin birleĢtirilmesi gereğini konuĢmasında belirtmesi, 23 Ağustos 1925 Gazi Mustafa Kemal'in Kastamonu'da Ģapka ve kıyafet devrimini baĢlatması. 3 Ekim 1926 Ġstanbul'da Sarayburnu'nda Mustafa Kemal'in ilk heykelinin dikilmesi. 1 Temmuz 1927 Gazi Mustafa Kemal'in CumhurbaĢkanı sıfatıyla ilk defa Ġstanbul'a gelmesi, 15-20 Ekim 1927 Gazi Mustafa Kemal'in CHP Ġkinci Kurultayı'nda tarihi büyük nutkunu söylemesi, 1 Kasım 1927 Gazi Mustafa Kemal'in ikinci kez CumhurbaĢkanlığına seçilmesi, 4 Kasım 1927 Gazi Mustafa Kemal'in Ankara Etnografya Müzesi önünde ve YeniĢehir'de dikilen heykellerinin açılıĢı. 20 Mayıs 1928 Afgan Kralı Amanullah Han'ın Gazi Mustafa Kemal'i Ankara'da ziyareti. 9-10 Ağustos 1928 Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri hakkındaki nutkunu söylemesi, 12 Nisan 1931 Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih Kurumu'nun kurulması, 4 Mayıs 1931 Mustafa Kemal'in üçüncü kez CumhurbaĢkanlığına seçilmesi, 12 Haziran 1932 Ġrak Kralı Emir Faysal'ın Ankara'da Mustafa Kemal'i ziyareti, 12 Temmuz 1932 Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Dil Kurumu'nun kurulması. 4 Ekim 1933 Yugoslavya Kralı Aleksandre'ın Gazi Mustafa Kemal'i Ġstanbul'da ziyareti, 29 Ekim 1933 Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in onuncu yıldönümü dolayısıyla tarihi nutkunu söylemesi, 16 Haziran 1934 Ġran ġehinĢahı Rıza Pehlevi'nin Gazi Mustafa Kemal'i Ankara'da ziyareti, 24 Kasım 1934 Büyük Millet Meclisi'nin Mustafa Kemal'e ATATÜRK soyadını veren yasayı kabul etmesi. 1 Mart 1935 Atatürk'ün dördüncü kez CumhurbaĢkanı seçilmesi, 4 Eylül 1936 Ġngiltere Kralı Edward VH'in Ġstanbul'da Atatürk'ü ziyareti. 11 Haziran 1937 Atatürk'ün çiftliklerini devlete ve bir kısım gayrimenkullerini Ankara Belediyesi'ne bağıĢlaması, 30 Mart 1938 Atatürk'ün hastalığı hakkında CumhurbaĢkanlığı Genel Sckrcterliği'nce'ilk kez resmi tebliğ yayınlanması, 19 Haziran 1938 Romanya Kralı Karol Il'nin Atatürk'ü Ġstanbul'da ziyareti, 5 Eylül 1938 Atatürk'ün vasiyetnamesini yazması (AçılıĢ: 28 Kasım 1938), 16 Ekim 1938 Atatürk'ün hastalık durumu hakkında günlük resmi tebliğler yayımına baĢlanması, 10 Kasım 1938 Atatürk'ün ölümü, 21 Kasım 1938 Atatürk'ün cenazesinin Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabre törenle konulması, 10 Kasım 1953 Atatürk'ün nâĢının Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrinden Anıtkabir'e nakledilmesi, 1981 UNESCO'nun aldığı bir kararla Atatürk'ün doğumunun 100. Yılının bütün dünyada "Atatürk Yılı" olarak kutlanması. ANKARA YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠRLER ODASI MEVZUAT ĠZLEME VE DEĞERLENDĠRME KOMĠSYONU KARARI Karar Tarihi: 12.O6.2006 Karar No: 2006/65-6 I-KONU Oda BaĢkanlığının 11.4.2006 tarih ve 553 sayılı kararında, Oda BaĢkanlığına müracaat eden bir yeminli mali müĢavirin tam tasdik sözleĢmesi yapmaksızın ve sonucunda tam tasdik raporu hazırlamaksızın özel hukuk hükümlerine göre hazırlanmıĢ sözleĢme kapsamında denetim hizmeti yapıp yapamayacağı konusundaki sorusu ile ilgili olarak; olayda YMM'in sorumluluğunun hukuki niteliği ve yapılan inceleme sonuçlarının doğru olmaması halinde doğabilecek sorunlar ve ticari sır açısında ayrıntılı olarak değerlendirilmek üzere Komisyonumuzdan görüĢ istenmiĢtir. II- YAPILAN ĠNCELEME VE DEĞERLENDĠRMELER 3568 Sayılı Kanunun 12. maddesinde yeminli mali müĢavirlerin tasdik ve tastikten doğan sorumluluklarına iliĢkin hükümlere yer verilmiĢtir. Buna göre yeminli mali müĢavirlerin tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdike iliĢkin usul ve esaslar; gerçek ve tüzelkiĢilerin mükellefiyet Ģekillen, iĢkolları ve ciroları, döviz kazandırıcı iĢlemleri, ithalat ve ihracatları, yatırım miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz edileceği merciler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir. Söz konusu Yönetmelik 2 Ocak 1990 tarihli Resmi Gazetede " Yeminli Mali MüĢavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik " adıyla yayımlanmıĢtır. Bu Yönetmelikte yeminli mali müĢavirlerce yapılacak tasdikin kapsamı, amacı, tasdik talebinin niteliği, tasdik sözleĢmesinin unsurları, yeminli mali müĢavirlerin tasdik iĢini yaparken kullanabileceği yetkileri, denetim teknik ve yöntemleri, raporların verileceği merciler ve yeminli mali müĢavirlerin tasdikten doğan sorumlulukları açıklanmıĢ bulunmaktadır. Yönetmeliğin 12. maddesine göre, yeminli mali müĢavirler tasdik sözleĢmesi kapsamındaki konularla ilgili olarak, defter kayıt ve belgeleri gizli olsalar dahi incelemek, ilgililerden bilgi istemek, kamu idare ve müesseselerinden tasdik konusu ile sınırlı olmak üzere yazılı bilgi istemek yetkilerine sahiptirler. Öte yandan adı geçen Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrasında, "...Bakanlıkça tebliğ çıkarılmadıkça yeminli mali müĢavirler bu konu ve belgelerle ilgili olarak tasdik iĢlemi yapamazlar" hükmüne yer verilmiĢtir. III- SONUÇ Oda BaĢkanlığının 11.4.2006 tarih ve 553 sayılı Karan ile Komisyonumuza iletilen konuyla ilgili olarak, 3568 Sayılı Kanunun 12. maddesi ve ilgili Yönetmelik hükümleri incelendiğinde; 1.Yeminli mali müĢavirlerin tasdik sözleĢmesi dıĢında genel hükümlere göre yapacakları sözleĢmelere istinaden müĢterileri hakkında rapor düzenlemelerine ve müĢterilerinin iliĢkili bulundukları kiĢilerden bilgi almalarına herhangi bir hukuki engel bulunmadığı, ancak gerek bilgi istemede gerekse karĢıt inceleme yapılmasında 3568 Sayılı Kanun ve yukarıdaki bölümde adı geçen Yönetmelik hükümlerinden yararlanılmasının mümkün olmadığı, Maliye Bakanlığınca veya ilgili diğer kamu kurum ve kuruluĢlarınca belirlenen tasdik konuları dıĢındaki konularda ilgililerden defter ve belge ibrazı istenmesi, kamu kuruluĢlarından veya gerçek ve özel hukuk tüzel kiĢiliklerinden bilgi istenmesinin söz konusu edilemeyeceği görüĢüne varılmıĢtır.Bununla birlikte ilgililerin kendi rızaları ile verecekleri bilgilerin, gizlilik koĢullarına uymak kayıt ve Ģartı ile yeminli malı müĢavirlerce düzenlenecek özel amaçlı raporlarda kullanılmaları mümkün bulunmaktadır. 2.Yeminli mali müĢavirin yapacağı tespitler sonucunda düzenleyeceği özel amaçlı raporun doğru olmamasından dolayı müĢterisine karĢı Borçlar Kanunu ve sözleĢme hükümleri çerçevesinde sorumlu olacağı açıktır. Ancak, düzenlenecek rapor veya tespitlerin gerçeği yansıtmamasından dolayı yeminli malı müĢavirin vergi uygulamasından dolayı 3568 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde bir sorumluluğu bulunmamakla birlikte, mesleki özen ve dikkatin gösterilmemesınden dolayı haklarında disiplin hükümlerinin uygulanmasının mümkün bulunduğu görüĢüne varılmıĢtır. MOTĠVASYON Berna Sağlam Naipoğlu Bir Ģeyi yapma isteğini, yabancı dilden kazanılmıĢ ama dilimize yerleĢmiĢ olan "motivasyon" kelimesi ile tanımlanz. Yapılacak birçok Ģey var hayatımızda. Bazısı iĢ, bazısı eylem, bazısı da söylenecek söz niteliğinde. Ne olursa olsun yapılacak Ģeyi yapmak için motivasyon gerekmektedir. Bu motivasyonu elde etmek ise ya insanın kendi kendine kazandığı ya da baĢka insanlar veya baĢka olaylardan aldığı güçle olabilmektedir. Yapılması gereken bir Ģeyi yapma isteğini insanın kendi kendine üretmesi bence en değerli duygusal beceriler arasındadır. Hepimizin yapabileceklerimizin limiti yeteneklerimizle sınırlı olabilir ama yaptıklarımızın limitini motivasyon seviyelerimiz belirler. Pozitif düĢünebildiğimiz sürece ve olaylara iyimser yaklaĢabildikçe motivasyona kaynak teĢkil etmiĢ oluruz. KiĢisel veya kurumsal basanda motivasyon ciddi Ģekilde belirleyici rol oynamaktadır. Bu duyguyu Atatürk'ün askerine, milletine verdiği motivasyonda da görebiliyoruz, bir spor takımında da. Bir annenin çocuğunu yüreklendirmesinde de, bir hastanın iyileĢmesinde de. Motivasyon gerçek bir basan ve mutluluk anahtarı gibi. O kadar küçük Ģeylerden de elde edilebiliyor ki çoğu zaman. Bir çiçek, bir çikolata, keyifli bir yemek, bir kitap, bir film eüe tutulabilenlerinden sadece bir kaçı. Elle tutulmayanları ise güzel bir konuĢma, yüreklendirme, bir gülümseme, bir dokunuĢ veya sadece birinin hayatında olduğunu bilmek ve varlığını hissetmek. Bazı zamanlar bir derin nefes bile motive edebilirken, bazen önümüze her Ģey serilse bile zorlandığımız günler olur. ĠniĢ çıkıĢlar, sorunlar, kaygılar, kararsız kalmalar, belirsizlikler bizi aĢağıya çeker. Ama ne olursa olsun buna izin vermememiz gerekiyor. Çünkü bizim kendimizi yukarı çekemememiz sadece bizi etkilemiyor. Bu sanki bir kâğıdın ucundan küçücük bir bölümünün yanması gibi. Bir bakıyorsunuz bir anda yayılmıĢ, kağıdın tümü yanmıĢ ve yanmakla da kalmamıĢ kül oluvermiĢ. Sadece kendimize değil içinde yaĢadığımız topluluklara karĢı da sorumluyuz. Bizim motive olmamamız ailemizi, iĢ çevremizi, arkadaĢlarımızı, komĢularımızı, hatta içinde yaĢadığımız Ģehri ve ulusu bile etkiliyebiliyor. Negatif enerji hepimizin bildiği gibi inanılmaz bir Ģekilde hızla yayılıyor. Kendimizi ve çevremizdekileri yüksek tutmak, iyi hissettirmek, bir Ģeyi yapma isteğini sağlamak için her Ģeyden, önce hayata, olumlu bakma konusunda gayret göstermeliyiz. Sonra da enerji ve neĢe katmalıyız her anımıza. "IĢık Habercileri" diye bir kitap okumuĢtum. Bu kitap her insanın yardıma melekleri olduğunu ve bizim hayatımızı kolaylaĢtırmak için çalıĢtıklarını anlatıyordu. Bizim yapacağımızın ise sadece onlardan istekte bulunmak ve isteklerimize de gerçekten inanmak olduğunu söylüyordu. Bu meleklerin bile neĢeli, eğlenceli insanları sevdiklerini, kasvetli, vesveseli, hep olumsuz bakan insanları sıkıcı bulduklarını yazıyordu. Görüyor musunuz düĢük ve isteksiz hissettiğimizde sadece insanlar değil meleklerimiz bile mutsuz oluyor, sıkılıyor Öyleyse duygularımızı, moralimizi, neĢemizi ne olursa olsun yüksek tutalım. IĢığa ulaĢmak böylece çok daha kolay olacaktır. Unutmayalım ki her kiĢi kendi ıĢığını kendi yaratır. Mümin Sekman'ın derlemesiyle bir araya gelmiĢ "Dünyanın en motive edici sözleri" kitapçığından birkaç alıntı yaptım. Bakın aslında motive olmak ne kadar da kolaymıĢ. ■Motivasyon insanlara yaptırmak istediğiniz Ģeyleri, kendileri öyle istiyorlarmıĢ gibi yaptırma sanatıdır. Dwight Eisenhovver ■Aerodinamik yasalarına göre tombul ve tüylü arının uçamaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona kimse söylemedi ki uçuyor! Bir anne. ■BaĢarı azim gerektirir, azim ise irade. Bazı hedefler, baĢarısız olmaya da değer. Gerçek basan, baĢarısız olma korkusunu yenebilmektir. P.Sweeney ■Onların peĢinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir. Walt Disney ■Hayat bir bisiklete binmek gibidir. Pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düĢmezsiniz. Claude Pepper ■Bazıları her Ģeyi olduğu gibi görür, "Niçin" diye sorar. Ben hiç var olmamıĢ Ģeyleri düĢünürüm "neden olmasın" diye sorarım. Bernard Shaw ■BaĢarısızlık, yeniden ve daha zekice baĢlayabilme fırsatından baĢka birĢey değildir. Henry Ford ■Ne düĢünürsek oyuz. Biz her neysek, düĢüncelerimizden doğar, düĢüncelerimizle biz dünyamızı yaparız. Buda ■En korkulu anlarda bile ümidini kırma, unutmaki en lezzetli ilik, en sert kemikten çıkar. Sadi-i ġirazi ■Hiç kimse sizin izniniz olmadan size kendinizi değersiz hissettiremez. Eleanor Roosevelt ■Zorluklar, zamanında yapmamız gerekipte yapmadığımız kolay Ģeylerin birikiminden oluĢur. Henry Ford ■Eğer ağaca tırmanmak istiyorsanız yıldızlara çıkmaya niyet edin, baĢarırsınız. Konfüçyüs ■Büyük insanlar bilirler ki, gönül gücü fiziksel güçten daha zorludur ve düĢüncedir dünyayı döndüren. R. Waldo Emerson (22.11.2006 Tarihli Dünya Gazetesi) Üç grubu çatısında toplayanTÜRMOB'daetik Özcan SARI Yeminli Mali MüĢavir Türkiye Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler ve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları Birliği'nin (TÜRMOB) 17. Genel Kurulu, 07-08 Ekim tarihlerinde Ankara'da yapıldı. Bu genel kurula Ġstanbul Yeminli Mali MüĢavirler Odası temsilcisi olarak katıldım. 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu ile kanunun adından da anlaĢılacağı üzere üç ayrı meslek grubu oluĢturulmuĢtur. Bunlardan serbest muhasebeciler (SM) ve serbest muhasebeci mali müĢavirler (SMMM) esas olarak mükelleflerin defterlerini tutmak, mali tablolarını ve beyannamelerini hazırlamakla uğraĢırlar. Serbest muhasebeci mali müĢavirler bunlara ek olarak, mükelleflerin muhasebe sistemini kurmak, iĢletmek; muhasebe, finans ve mali mevzuatla ilgili iĢlerini düzenlemek ve danıĢmanlık yapmak; bu konularda inceleme, tahlil ve denetim yapmak ve mali tablolar ve beyannameler hakkında görüĢ vermek, rapor düzenlemek vb. hususlarla da iĢtigal ederler. Yeminli mali müĢavirler (YMM) ise SMMM'lerin defter tutmak, beyanname ve mali tablolar hazırlamak dıĢındaki faaliyet konuları yanında, devletin verdiği ve devlet adına yapılan tasdik iĢlemleri ile uğraĢırlar. Bu üç meslek grubunda, serbest muhasebecilikten serbest muhasebeci mali müĢavirliğe, serbest muhasebeci mali müĢavirlikten de yeminli mali müĢavirliğe geçiĢler sınavla olmaktadır. Ayrıca, kanunda belirtilen Ģartların varlığı halinde sınavsız olarak da bu üç mesleğe dıĢarıdan geçiĢ imkanları vardır. Bu yasal düzenlemelerden de anlaĢılacağı üzere, yeminli mali müĢavirlik, meslek grupları içinde en üst konumda olan ve elde edilmesi uzun süre ve ağır sınav Ģartlarına bağlanmıĢ bir meslek grubudur. Bunun yanında da, sorumluluğu en ağır olan meslektir. Kendine özgü çalıĢma Ģartlan, kendine özgü etik kuralları ve prensipleri olan, olması gereken bir kariyer meslek konumundadır. Çünkü, mükelleflere verilen denetim, inceleme ve raporlama hizmetleri yanında, Devlet adına mükelleflerin hesap ve iĢlemlerini tasdik etmekle yetkilidirler. Halen pratikte, yeminli mali müĢavirliğin gerektirdiği bu sorumluluk ve etik davranıĢlar ve kariyer mesleğin gerektirdiği yükümlülükler, ağırlıklı olarak Maliye Bakanlığı orijinli yeminli mali müĢavirlerce bu mesleğe kazandırılmıĢtır ve bu da kısa sürede mesleğe prestij edindirmiĢtir. Kanunda yer alan üç mesleğin, mesleki örgütlenmelerinde de yasa koyucu ayırıma gitmiĢtir. SM'ler ile SMMM'ler birlikte, YMM'ler ise ayrı odalar Ģeklinde örgütlenmiĢlerdir. Bu odaların oluĢturduğu birlik ise TÜRMOB'dur. TÜRMOB Yönetim Kurulu, beĢi YMM olmak üzere dokuz kiĢiden oluĢmaktadır. BaĢkan Ġse yine yasal olarak YMM unvanına sahip olmak zorundadır. TÜRMOB Genel Kurulu ise odaların üye sayısının yirmibeĢte biri oranında seçtikleri temsilcilerden oluĢur. Buradan da hemen anlaĢılacağı Ģzere TÜRMOB Genel Kurulu, Türkiye'deki SM, SMMM ve YMM'lerin sayısı dikkate alındığında, büyük çoğunluk olarak SMMM odalarının temsilcilerinden oluĢmaktadır. Genel kurulda, tüm meslek mensupları için ortak çalıĢma esas ve usulleri, etik kurallar, YMM'lerin tasdik usulleri, ortaklık yapılan, ve disiplin konularında yönetmelikler onaylanmaktadır. Dolayısıyla TÜRMOB Genel Kurulu'nun oluĢturulma Ģekli itibariyle, genel kuruldan geçen kararların hemen hemen tamamı SMMM odala-nnın temsilcilerinin kararı doğrultusunda Ģekillenmektedir. Bu durum, çarpık ve yanlıĢ bir yapılaĢmayı ve örgütlenmeyi gözler önüne sermektedir. Çünkü, TÜRMOB Genel Kurulu'nun oluĢumu nedeniyle, ezici çoğunluğa sahip SMMM odalarının temsilcileri, uzun süre ve ağır smav Ģartlarının yerine getirilmesi halinde geçtikleri YMM mesleğinin baĢta etik ilkelerini, çalıĢma usul ve esaslarını, ortaklık Ģeklinde çalıĢma, iĢyerinin yapısı, disiplin iĢleri ücretlendirme yöntemlerini vb. konular olmak üzere her alanını belirleme olanağına sahiptirler. Hatta, YMM odalarının çalıĢma usullerini bile SMMM odalan temsilcileri belirleyebilir. TÜRMOB Genel Kurulu'nun oluĢumundaki bu yanlıĢlık nedeniyle, üst konumdaki bir meslek, kendisine kaynak teĢkil eden bir meslek grubunun kontrolünde, onun aldığı kararlar ve onayladığı yönetmelikler doğrultusunda çalıĢır olmaya mahkum edilmiĢtir. Bu durum da, TÜRMOB 17. Genel Kurulu'nda yaĢandığı gibi, tatsızlıklara, gereksiz tartıĢmalara ve hatta hiçbir meslek mensubuna yakıĢmayacak konuĢma üsluplarına yol açmaktadır. Mesleki olarak atılması gereken adımlar yerine, iç çekiĢmelerin yaĢandığı bir ortam doğmaktadır. Bu yanlıĢlığın bir an önce giderilmesi, her meslek grubunun kamuoyundaki saygınlığının korunması elzem haline gelmiĢtir. Bu sıkıntıların ve çarpıklığın ortadan kaldırılması için atılması gereken adımlar, ya SMMM odalan ile YMM odalarının ayrı birlikler oluĢturması ve her meslek grubunun kendi mesleğine ve mensuplarına yönelik karar almalarının sağlanması ya da TÜRMOB Genel Kurulu'nda her iki meslek grubuna eĢit temsil hakkı tanınmasıdır. Genel kurulda eĢit temsil hakkı sağlanırsa, buna paralel olarak yönetim kurulunda da eĢit temsil olmalı ve baĢkan yine, mesleğin gereği olarak YMM olmalıdır. Aksi halde, YMM mesleği, kendisine kaynak sağlayan bir meslek grubunun denetiminde ve güdümünde kalmaya devam edecek, kendi çalıĢma usul ve esaslarım, etik kurallarım belirleyemez konumu sürecektir. Bu durum, hem YMM'ler için bir handikap ve çarpık bir yapı oluĢturmakta, hem de bu mesleğe geçmek isteyen SMMM'ler için. Çünkü, SMMM olarak, geçmek istediğiniz bir meslek grubunu köreltmiĢ, kendi çalıĢma Ģartlarını belirleyemeyen bir konumda elini kolunu bağlamıĢ oluyorsunuz. Kendi kurallarım belirleyemeyen bir mesleğin geliĢi de olmaz geleceği de olmaz. (09.11.2006 günlü Dünya Gazetesinden alınmıĢtır.) MALĠYE BAKANLIĞI ÖZELGELERĠ Tarih : 04.04.2006 Sayı : B.07.1.GĠB.O.29/2973-315-309-24085 VUK.Md. 315,320 AMORTĠSMAN SÜRESĠNĠN TEBLĠĞLE BELĠRLENENDEN DAHA UZUN VE ORANININ DAHA DÜġÜK TUTULMASI Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirlenen amortisman oranlarından daha düĢük amortisman oranını tercih etmek mümkün olmakla birlikte, düĢük amartisman oranının kullanılması halinde amortisman süresinin (faydalı ömrün) uzatılması değildir. VUK Genel Tebliğleri ile tespit ve ilan edilen faydalı ömür ve amortisman oranlarının, yeni (daha önce hiç kullanılmamıĢ) iktisadi kıymetler ile kullanılmıĢ olarak iktisap edilmiĢ iktisadi kıymetler açısından farklılık gözetilmeksizin uygulanması gerekmektedir. Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değiĢen 315. maddesine göre mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıĢ olup anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiĢ ve bu oranlar 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile açıklanmıĢtır. 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "31.12.2003 Tarihinden Sonra Aktife Giren Amortismana Tabi iktisadi Kıymetler Ġçin Belirlenen Amortisman Oranları" adlı (2) numaralı bölümünde, Vergi Usul Kanununun 315. maddesinde 5024 sayılı Kanunla yapılan değiĢikliklerle amortisman oranlarının iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri de dikkate alınmak suretiyle Bakanlığımızca belirleneceği belirtilmiĢtir. Yine aynı bölümde "Mükellefler, 31.12.2003 tarihinden sonra iktisap edecekleri amortismana tabi kıymetlerin amortisman oranını ekli listeden bularak uygulayacaklardır. Ekli listenin 1-6 bölümleri arasında genel sınıflamalar yapılmıĢ ve amortismana tabi iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri ve amortisman oranları tespit edilmiĢtir. Listenin diğer bölümlerinde ise sektörler itibari ile kullanılan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri ve amortisman oranları belirlenmiĢtir. Mükellefler, uygun amortisman oranlarını tespit ederken öncelikle, sektörel bazda tespit edilen amortisman oranlarını dikkate alacaklar, bu ayrımlarda bulunmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak oranları, genel sınıflamada yer verilen oranlara göre tespit edeceklerdir." açıklamasına yer verilmiĢ bulunmaktadır. Bu itibarla, 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değiĢik 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listenin 6.12. Uçak ve Helikopterler bölümü uyarınca yedek jet motorlarının ve güç kaynağının faydalı ömrünün 6 yıl ve amortisman oranının % 16,66 olarak uygulanması gerekmektedir. Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 320. maddesinde, "Amortisman süresi, kıymetlerin aktife girdiği yıldan baĢlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1) rakamı mükellefçe uygulanan nispete bölünür... Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir. Amortismanın herhangi bir yıl yapamamasından veya ilk uygulanan nispetten düĢük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz." hükmü yer almaktadır. Buna göre, mükelleflerin 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirlenen amortisman oranlarından daha düĢük amortisman oranlarını tercih etmeleri mümkün ise de yukarıda yer verilen kanun hükmü gereği daha düĢük amortisman oranlarının kullanılması amortisman süresini uzatmamalıdır. öte yandan, 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile tespit ve ilan edilen faydalı ömür ve amortisman oranlarının, yeni (daha once hiç kullanılmamıĢ) iktisadi kıymetler ile kullanılmıĢ olarak iktisap edilmiĢ iktisadi kıymetler açısından farklılık gözetilmeksizin uygulanması gerekmektedir. Tarih: 14.04.2006 Sayı : B.07.1.GĠB.0.29/2968-298-522/27614 VUK Md.25, Mükerrer Md.298 SERMAYE DÜZELTMESĠ OLUMSUZ FARKININ GEÇMĠġ YIL KARLARINDAN MAHSUBU Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiĢ yıl karlarının sermaye olumsuz farklarından mahsubunun mümkün olduğu. Yazınız ve eklerinin incelenmesinden; 1 Ekim - 30 Eylül özel hesap dönemini kullanan (...) A.ġ.'nin, 30.09.2004 tarihli bilançosunun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucunda oluĢan sermaye düzeltmesi olumsuz farkının, düzeltmeden kaynaklı geçmiĢ yıllar karları ile mahsubunun mümkün olup olmadığı, Ģirket sermayesine ilave imkanının bulunup bulunmadığı konusunda BaĢkanlığınızdan görüĢ istediği; BaĢkanlığınızın da sermaye düzeltmesi olumlu/olumsuz farkının tespitinde düzeltilmiĢ sermaye tutarının kıyaslanması gereken tutarın, yeniden değerleme değer artıĢ fonu ya da maliyet artıĢ fonu gibi sermayeye ilave edilmiĢ unsurlar çıkarıldıktan sonra bulunan sermaye düzeltmesine esas tutar olması gerektiğinden sermaye düzeltmesi olumsuz farkının ortaya çıkmayacağını düĢündüğü belirtilerek BaĢkanlığımızın görüĢünü sorduğumuz anlaĢılmıĢtır. Vergi Usul Kanunu'nun geçici 25. maddesinin (g) bendinin (2) numaralı alt bendinde ve mükerrer 298. maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinin (5) numaralı alt bendinde, pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, herhangi bir suretle baĢka bir hesaba nakledilmesi veya iĢletmeden çekilmesi halinde, bu iĢlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile iliĢkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacağı ancak, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluĢan geçmiĢ yıl zararlarına mahsup edilebileceği veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği, bu iĢlemin kar dağıtımı sayılmayacağı hükme bağlanmıĢtır. Aynı Kanun'un geçici 25. maddesine göre, 31.12.2003 tarihli bilançonun düzeltilmiĢ aktif toplamından düzeltilmiĢ sermaye, düzeltilmiĢ hisse senetleri ihraç primleri ve düzeltilmiĢ hisse senedi iptal karları ile borç toplamının çıkarılması sonucu bulunan fark, geçmiĢ yıllar kar/zararı hesabında gösterilecektir. Bu Ģekilde tespit edilen geçmiĢ yıl karı vergiye tabi tutulmayacak, geçmiĢ yıl zararı ise zarar olarak kabul edilmeyecektir. Buna göre, enflasyon düzeltmesi sonucunda oluĢan geçmiĢ yıl karlarının, sermaye düzeltilmesi olumsuz farkı ile mahsup edilebilmesi veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilmesini engelleyici bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, anılan Ģirketin düzeltilmiĢ 30.09.2004 tarihli bilançosundaki geçmiĢ yıl karlarını, sermaye düzeltmesi olumsuz farkı ile mahsup edebilmesi ve/veya Ģirket sermayesine ilave edebilmesi mümkün bulunmaktadır. YARGI KARARLARI DANIġTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu E.No : 2005/112 K.No :2005/259 ÖZÜ:Ġhraç kaydıyla mal satıĢında, katma değer vergisi tecil uygulamasından yararlanabilmek için teslim edilen malın nevi değiĢtirilmeden aynen ihraç edilmesi gerektiği hakkında Ġstemin Özeti: Yükümlü Ģirketin ihraç kaydıyla mal satıĢından dolayı tahakkuk eden katma değer vergisi için yaptığı tecil baĢvurusunun reddine dair iĢlem ile bu iĢleme dayalı olarak düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıĢtır. Bursa Vergi Mahkemesi kararıyla; olayda yükümlü Ģirketin katma değer vergisi beyannamesini süresinde verdiği ve ihraç kaydıyla mal satıĢından dolayı tahakkuk eden katma değer vergisi için tecil talebinde bulunduğu, bunun üzerine davalı idarece yapılan incelemelerde ilgili döneme ait fatura örnekleri ile gümrük çıkıĢ beyannamelerinin karĢılaĢtırılması sonucu yükümlü Ģirket tarafından ihraç kaydı ile viskon kumaĢ satıĢı yapıldığı ancak ihracatçı firma tarafından ihraç edilen malların viskon dokuma bayan bluzu olduğunun görüldüğü ve ihraç kaydı ile satılan malların yasal hükümlere uygun olarak ihraç edilmediği görüĢüyle tecil terkin isteminin reddi yönünde iĢlem tesis edilerek vadesinde ödenmeyen katma değer vergisi alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği hususlarının anlaĢıldığı, davalı idarece, 27 seri no.lu Katma değer vergisi genel Tebliğinde yer alan, ihraç edilmek Ģartıyla teslim edilen malların aynen ihraç edilmesi gerekeceği ifadesinden hareketle yükümlü Ģirketin kumaĢ teslimlerinin, teslim alan tarafından konfeksiyon haline getirilmek suretiyle ihracı eleĢtirilmiĢ ise de, olayda imal edilen emtianın viskon kumaĢ, ihraç edilenin ise viskon bluz olması durumu ihraç edilen emtianın niteliğinin değiĢtiğinin kabul edilmesi sonucunu doğurmayacağından, tecil baĢvurusunun reddine dair iĢlem ile ödeme emrinin iptaline karar vermiĢtir. Vergi dairesi temyiz istemini inceleyen DanıĢtay Dokuzuncu Dairesi kararıyla; yükümlü Ģirket tarafından ihraç kaydıyla viskon kumaĢ satıldığı halde ihracata konu malların viskon dokuma bayan buluzu olduğunun dosyanın incelenmesinden anlaĢıldığı, Katma Değer Vergisi Kanununun 11'inci maddesinin l'inci fıkrasının, (C) bendi ile 27 no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde yer alan hükümler gereğince imalatçının ihraç kaydıyla satıĢını yaptığı malın ihraç edilen nihai mamul olması gerektiği bu nedenle olayda ihracatçı firmaya teslim edilen malların ihracat istisnasından yararlanmasının mümkün olmadığı, gerekçesiyle kararı bozmuĢtur. Bozma kararına uymayan Bursa Vergi Mahkemesi kararıyla, davanın kabulü yolundaki kararında ısrar etmiĢtir. Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiĢ, yürürlükteki mevcut düzenleme uyarınca yükümlü Ģirketin katma değer vergisi tecil uygulamasından yararlanma imkanı olmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiĢtir. Karar: Katma Değer Vergisi Kanununun 11'inci maddesinin l'inci fıkrasına eklenen (c) bendinde; ihraç edilmek Ģartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay baĢından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı, ihracatın yukarıdaki Ģartlara uygun olarak gerçekleĢtirilmemesi hafinde tecil olunan verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51'nci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunacağı hükmü yer almaktadır. 27 no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin TecilTerkin ĠĢlemlerinin Ġhraç Edilen Nihai Ürünün Ġmalatçısına Uygulanması baĢlıklı (7). bölümünde de, imalatçının ihraç kaydıyla satıĢını yaptığı malın, ihraç edilen nihai mamul olması gerektiği, imalatçının ihraç kaydıyla da olsa satıĢını yaptığı mal aynen ihraç edilen nihai mamul değilse, bu teslimlerde tecıl-terkin iĢleminin uygulanmayacağı belirtilmiĢtir. Olayda yükümlü Ģirket tarafından ihraç kaydı ile viskon kumaĢ satıldığı halde ihracata konu malların viskon dokuma bayan bluzu olduğu dosyanın incelenmesinden anlaĢıldığından, yukarıda açıklanan yasa ve tebliğ hükümleri uyarınca ihracatçı firmaya teslim edilen malların ihracat istisnasından yararlanması mümkün değildir. Bu durumda yükümlü Ģirketin tecil talebinin reddine dair iĢlem ile bu iĢleme dayalı olarak düzenlenen ödeme emrini iptal eden mahkeme kararında isabet görülmemiĢtir. Bu nedenlerle, temyiz isteminin Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına, kabulüne, Vergi DANIġTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu Esas No : 2005/172 Karar No :2005/279 ÖZÜ: En son kullanılan faturadan önceki faturaların da kullanıldığının kabulü gerekir. Ġstemin Özeti: Davacının iĢlemlerinin incelenmesi sonucu bir kısım hasılatını sahte fatura ile belgelendirdiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak adına resen katma değer vergisi salınmıĢ kaçakçılık cezası kesilmiĢtir. Vergi Mahkemesi kararıyla nakliyecilik faaliyetinde bulunan davacının Anonim ġirketine düzenlenmiĢ olduğu faturayı Vergi Usul Kanunu hükümlerine aykırı bir Ģekilde bastırdığının tespiti üzerine bu faturanın tek olarak basılamayacağı izinsiz bastırılan faturaların bir cilt olduğu ve bu faturaların numaraları arasında kalan toplam 29 adedinin kullanıldığı kabul edilerek, 28679 nolu fatura tutarının 29 ile çarpılması sonucu hesaplanan hasılatın katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi suretiyle tarhiyat yapıldığı 28679 no.lu faturanın izinsiz bastırılarak düzenlendiği ve defterlere kaydedilmeyerek dönem matrahına dahil edilmediği taraflar arasında ihtilafsız olduğundan bu fatura tutarının matraha dahil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ancak diğer 28 faturanın bastırıldığına ve düzenlendiğine dair herhangi bir tespit bulunmadığından bu faturalara iliĢkin olarak ve varsayıma dayanılarak belirlenen matrah farkında isabet görülmediği gerekçesiyle matrahın kaçakçılık cezalı olarak azaltılmasına karar vermiĢtir. Vergi dairesi temyiz istemini inceleyen DanıĢtay Yedinci Dairesi kararıyla olayda davacının izinsiz bastırdığı 28679 seri numaralı faturanın kullanıldığı tespit edildiğine ve bu husus davacı tarafından da kabul edildiğine göre izinsiz de olsa, tek bir faturanın bastırılması ekonomik ve ticari icaplara uygun olmadığından bu faturanın izinsiz olarak bastırılan bir cildin içerisindeki fatura olduğu ve numara sırasına göre söz konusu faturadan önceki faturaların tamamının aksi ispatlanmadık-ça kullanıldığının kabulünün 213 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (B) bendi hükmü gereği olduğu davada ise söz konusu faturaların bas-tırılmadığına ve kullanılmadığına iliĢkin herhangi bir kanıtın mevcut olmadığı öte yandan durumun özelliğine göre matrahın hesaplanmasında kullanılan fatura tutarının esas alınmasında da isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına iliĢkin hüküm fıkrasını bozmuĢtur. Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi kararıyla vergi ve cezanın kaldırılmasına iliĢkin kararında ısrar etmiĢtir. Karar: Vergi Usul Kanununun 231 nci maddesinin 1 inci bendinde faturaların sıra numarası dahilinde teselsül ettirileceği öngörülmüĢ, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin (B) bendinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliĢkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu bu hususun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait olduğu düzenlenmesine yer verilmiĢtir. Dosyanın incelenmesinden; nakliyecilik faaliyetinde bulunan davacının, Anonim ġirketi adına düzenlediği, A-Seri, 28679 sıra numaralı ve faturanın, anlaĢmalı matbaaya bastırılmadığının hangi matbaaya bastırıldığının da belli olmadığının tesbiti üzerine, anılan faturanın sahte belge niteliğinde olduğu ve bu niteliğinin matbaada bastırılan bir belgenin en az 50 adetten oluĢan bir cilt ve müteselsil sıra hâlinde basılacağı gerçeğini değiĢtirmeyeceği belirtilerek, izinsiz bastırılan fatura cildinden, Anonim ġirketine düzenlenen 28679 sıra numaralı faturadan önce gelen 28 adet faturanın da kullanıldığının ve kullanıldığı tesbit edilen fatura ile aynı tutarda düzenlendiğinin kabulü suretiyle yapılan hesaplama sonucu saptanan matrah farkının beyan edilen matraha ilavesi suretiyle dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaĢılmaktadır. Ġzinsiz bastırılan bir adet faturanın kullanıldığı tesbit edildiğine ve bu husus davacı tarafından da kabul edildiğine göre, izinsiz bastırılmıĢ olsa dahi tek faturanın bastırılması ekonomik ve ticari icaplara uygun olmadığından, kullanıldığı saptanan faturanın izinsiz olarak bastırılan bir cildin içerisindeki fatura olduğu ve numara sırasına göre, söz konusu faturadan önceki faturaların tamamının kullanıldığının kabulü, Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendi hükmü gereğidir. Olayda ise söz konusu faturaların basılmadığına ve kullanılmadığına iliĢkin herhangi bir kanıt mevcut olmayıp, durumun özelliğine göre, matrahın belirlenmesinde kullanılan fatura tutarının esas alınmasında da hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yolda verilen ısrar kararında yasal isabet görülmemiĢtir. Bu nedenlerle, temyiz isteminin Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına, kabulü ile Vergi T.C.DANIġTAY DÖRDÜNCÜ DAĠRE Esas No : 2004/1673 Karar No : 2005/280 Özet : Ticari kacancın elde edilmesi ile ilgili bulunmayan giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hakkında. Ġstemin Özeti : Davacının 1999 yılı iĢlemlerinin incelenmesi sonucu, duran varlığın maliyet bedeli içerisine girecek giderlerin doğrudan gider yazılması, yıllara yaygın inĢaat iĢlerinin maliyeti içerisinde değerlendirilecek bir kısım masrafın ilgili yıl giderleri arasında gösterilmesi, bir baĢka kuruma ait harcamaların gider kaydedilmesi, satılmak üzere alınan gayrimenkuller için amortisman ayrılması, aynı grup bünyesindeki diğer Ģirketlere ait giderlerin indirim olarak dikkate alınması, bir baĢka Ģirket adına yapılan ve hizmetlerin karĢılığı olarak düĢük bedelli fatura düzenlenerek eksik gelir kaydedilmesi ve bu suretle örtülü kazanç dağıtımında bulunulması, finansman giderlerinin bir kısmının ilgili bulunduğu kuruma dağıtımının yapılmaması, yapılan finansman hizmetlerinin bir kısmı için herhangi bir bedel tahakkuk ettirilmemesi, iĢtirak iliĢkisi içinde bulunulan Ģirkete gayrimenkul satıĢından dolayı 5422 sayı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun geçici 28'nci maddesindeki istisnadan yararlanılması hususları eleĢtirilerek belirlenen matrah farkı üzerinden re'sen kurumlar vergisi salınmıĢ, fon payı hesaplanmıĢ, vergi ziyaı cezası kesilmiĢtir. Ankara 5. Vergi Mahkemesi 31.03.2004 günlü ve E:2003/1027, K:20O4/381 sayılı kararıyla; davacı Ģirketin 1999 yılında tamamlanan hizmet binasının asansörü için ödediği kur farkına iliĢkin faturayı doğrudan gider yazamayacağı, asansörün binanın mütemmim cüz'ü olduğu, asansöre iliĢkin finansman giderlerinin aktifleĢtirildiği dönem sonuna kadarki bölümünün binanın maliyeti, içerisinde dikkate alınması ve maliyet unsurlarının binanın tabi olduğu amortisman rejimi üzerinden itfa olunması gerektiği belirtilerek matrah farkı tespit edildiği, bina ile kalorifer, su elektrik ve asansör gibi tesisatın kullanma sürelerinin birbirinden farklı olduğu, tesisatın binadan daha kısa zamanda yıpratacağı, bunların yok edilmesinde ayrı oranların uygulanması kanun koyucunun amacına uygun olacağından asansör için ayrı amortisman oranı uygulanmasının yerinde olduğu, Ģirkete ait binanın 1999 yılında tamamlandığı, aynı yıl sonunda aktife alındığı, asansör tesisatının 1998 yılında yapıldığı, o yıl aktife alınarak ayrı amortisman uygulandığı, bu asansör için bir yıl sonra asansörün yapımını üstlenen firmaya ödenen kur farkı bedelinin, ilgili yıl gider hesaplarında gösterilmesinin yasaya uygun bulunduğu, davacı kurumun yapımını üstlendiği .. Genel Müdürlüğü Hizmet Binası inĢaatının, yıllara yaygın inĢaat iĢi olduğu ve 1999 yılında tamamlandığı halde bu iĢle ilgili olarak sağlanan bir kısım hizmetin .. Özel Finans Kurumu tarafından murabaha yoluyla finanse edildiği, bu iĢlerin karĢılığı faturaların bir kısmının "Genel Yönetim Giderleri" adı altında gider kaydedildiği belirtilerek 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 42'nci maddesinde yer atan Ģartları taĢıyan inĢaat ve taahhüt iĢlerine isabet eden her nevi giderlerin, aynı Kanunun 44'üncü maddesi uyarınca iĢin tamamlanmıĢ sayıldığı dönemin, kar ve zararının tespitinde dikkate alınmak üzere aktifleĢtirilebileceği belirtilerek söz konusu tutarın giderlerden çıkartıldığı, davacının yapımını üstlendiği ... Genel Müdürlüğü Hizmet Binasının, önünde Ģirkete ait aydınlatma ses ve ıĢık sistemine ait reklam panosunun ... Özel Finans Kurumu tarafından murabaha yoluyla finanse edilen 7 adet fatura bedeli olan ... TL.na iliĢkin olarak ... Genel Müdürlüğü Hizmet Binası yapımıyla ilgili ihale bedeli içinde böyle bir iĢin bulunduğunun tespitinin yapılmadığı, dosyada bulunan fatura fotokopilerinden bu giderin reklam panolarının kiralanmasına iliĢkin kira bedeli olduğunun anlaĢıldığı ve… Genel Müdürlüğü Hizmet Binası inĢaatı içinde değerlerdirilmesinin mümkün bulunmadığından bu matrah farkında isabet görülmediği, davacının, sermayesi Bulgar Devleti'ne ait ... Firması ile % 50 ortaklıkla ... Company adlı bir Ģirket kurduğu, bu ortaklık tarafından Bulgaristan'da üç adet baraj ve hidroelektrik santrali taahhüdü de bu inĢaat tamamlandıktan sonra belirli bir süre imtiyazını kullanmak için ayrı bir Ģirket kuruluĢuyla ve üst düzey sözleĢmelerin imzalandığı, kurulan bu Ģirketin ayrı bir yapısının bulunduğu, Ģirketin açılıĢ ve temel atma törenleri, gerekli toplantılara katılınması, danıĢmanlık, seyahat ve konaklama amaçlı bazı giderler davacı Ģirketin, kayıtlarına genel yönetim gideri olarak yazılmıĢ ise de, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ncı maddesinin 1'inci fıkrasının 1'inci bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, kazancın tespitinde gider olarak yazılabileceğinin öngörüldüğü, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının 2'nci bendinde ilk tesis ve taazzuv giderlerinin gider yazılacağının belirtildiği, bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden davacı Ģirket ile kurulan ortaklık haricinde ayrı bir yapıya sahip olan Ģirketin yaptığı tüm masrafların ne Ģekilde gider kaydedileceği hususunda bir tereddüdün bulunmadığı, bu giderlerin davacı Ģirket tarafından değil, yeni kurulan Ģirket tarafından gider yatılması gerektiğinden, bu matrah farkının yasaya uygun bulunduğu, Bulgaristan'da yeni kurulan Ģirketin faaliyetiyle ilgili danıĢmanlık hizmetine karĢılık ... Holding tarafından düzenlenen fatura davacı Ģirket tarafından gider yazılmıĢ ise de söz konuĢu giderin ilgili olduğu Bulgaristan'daki Ģirketin gider yazması gerektiğinden bu matrah farkının yerinde olduğu, davacının 199.5 yılında satın aldığı 60 adet tripkks villayı binalar hesabına kaydederek aktifleĢtirdiği, 1995 yılında alınan villalardan iki adedinin 1999 yılında satıldığı, 58 adet villa için 31-12.1999 tarihi itibarıyla ayrılan amortisman tutarı olan ... TL ma satılmak üzere alınan gayri-menkul için amortisman ayrılamayacağı ileri sürülerek matraha alındığı, ancak söz konusu gayrimenkullerin Ģirket aktifine kaydedildiği, anlaĢıldığından amortisman ayrılmasında kanuna aykırılık bulunmadığı, davacı Ģirketin ... Turizm iĢletmeleri Sanayi Ticaret Anonim ġirketi'nin devre mülk olarak kiraladığı 97 adet villanın 18 adedinin 30 yıllığına davacı tarafından kiralandığı ve ilgili yılda ... TL.nin kira bedeli olarak gider yazıldığı, ancak bu villalarda kimlerin ağırlandığı konusunda hiçbir bilginin olmadığı bu durumda davacının bu giderin muhatabı olamayacağı, diğer grup Ģirketlerinin görevlilerinin ve misafirlerinin konaklaması amacıyla katlanılan giderin davacının gider kayıtlarından çıkartıldığı, kurumun Bulgaristan, Kazakistan gibi ülkelerden gelen Üst Yöneticilerin ağırlandığı, ayrıca bu iliĢkiler sonucu yaklaĢık ... milyon dolarlık iĢ bağlantılarının yapıldığı dikkate alındığında iĢle ilgili yapılan giderler olduğu sonucuna varıldığından villaların kiralanmasına iliĢkin olarak gider yazılan tutarda Kanuna aykırılık bulunmadığı, davacı Ģirketin ortağı olan ve Kazakistan'da ... Devlet Üniversitesinin yapımını üstlenen ... Limiret ġirketine bu üniversitenin inĢaatında kullanılmak üzere Türkiye'den ...TL.'lık malzemenin ihraç edildiği, bu mallara iliĢkin nakliye bedeli olan ... TL-'nin davacı tarafından gider yazıldığı Kazakistan'daki Ģirket adına yapılan iĢlemler dolayısıyla katlanılan maliyet ve gider unsurlarına karĢılık olarak davacı adına Dır gelir tahakkukunda bulunulması gerektiği belirtilerek 5422 sayılı Kumrular Vergisi Kanunu'nun örtülü kazanç dağıtımına iliĢkin hükümleri uyarınca matrah fanti bulunduğu. Kurumlar Vergisi Kanununun 17'nci maddesinde Ģirketin kendi ortakları ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kiĢiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu akında bulundurduğu gerçek ve tüzel kiĢilerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düĢük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım satım, imalat, inĢaat muamelelerinde ve hizmet iliĢkilerinde bulunması halinde kazancın tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmıĢ sayılacağının öngörüldüğü, davacı Ģirketin yurt dıĢındaki ortağı Ģirkete yaptığı ihracatta örtülü kazançtan söz edebilmek için alım satımın emsaline göre göze çarpacak derecede düĢük fiyat veya bedeller üzerinden, yahut maliyetine yapıldığının ve oluĢan fiyatların ticari hayatın gerçeklerine ve piyasa koĢullarına uygun olup olmadığı hususlarının araĢtırılmadığı gibi davacı Ģirketin, bu durumun Kazakistan gümrük rejiminden kaynaklandığı Ģeklindeki iddialarının da dikkate alınmadığı, bu hususlar araĢtırılmadan örtülü kazanç dağıtıldığı ileri sürülerek, bulunan matrah farkında isabet görülmediği, davacı Ģirketin yıl içerisinde pek çok bankadan kullandığı kredilerin faiz, kur farkı ve benzeri giderlerden oluĢan finansman giderlerinin önemli bir kısmını iliĢkili oldukları oranlarda kurumun ortaklık iliĢkisi içinde bulunduğu Ģirketlere dağıldığının tespit edildiği davacı Ģirketin ... Anonim ġirketi'nden kullandığı kredilerin belirli bir miktara ulaĢması nedeniyle kurumun aktifine kayıtlı bir kısım gayrimenkulun üzerinde adı geçen banka tarafından ipotek tesis ettirildiği ve bu ipotek iĢlemleri dolayısıyla ödenen ipotek harçları ve damga vergilerinin gider yazıldığı, bu giderlerin de ilgili bulundukları diğer Ģirketlere dağıtımının yapılması gerektiği belirtilerek matrah farkının tespit edildiği, ancak davacı Ģirketin ... Anonim ġirketi ile müĢterek sahihi olduğu Ġstanbul Etilerdeki iĢ Merkezinin ... Anonim ġirketi'ne satıĢ' nedeniyle ödenen 5 adet tapu harcı ve 1 adet protokol damga vergisine iliĢkin olarak ödenen tutarın bu satıĢa ait tahsil alındıları olduğu anlaĢıldığından matrah farkında isabet görülmediği, bu matrah farkına bağlı olarak ipotek giderlerinin diğer kurumlara ait kısımları üzerinden adatlandırma iĢlemi yapılarak davacı Ģirketin kendi nakdi imkanlarıyla finanse ettiği ipotek gideri için kullandığı finansman hizmetleri bedeli belirlenerek bu tutarın diğer Ģirketlere örtülü olarak aktarıldığı ileri sürülerek matrah farkı tespit edildiği, grup içinde yer alan Ģirketler arasında finans kaynaklarının grup amaçları doğrultusunda iĢbirliği içinde kullanılmasının mümkün olduğu, bu matrah farkında kanuna uyarlık bulunmadığı, davacı Ģirketin ortaklık iliĢkisi içinde bulunduğu ... Barık Anonim ġirketi'ne sattığı gayrimenkullerden elde ettiği kazancın 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun geçici 28'nci maddesi uyarınca sermayeye ilave edilmesi eleĢtirilerek aynı grup içinde yer alan Ģirketler arasında gerçekleĢen satıĢlardan geçici 28'nci maddesi konuluĢ amacının gerçekleĢmeyeceği ileri sürülerek satıĢ kazancının matraha alındığı, ancak gayrimenkullerin satıĢında bir muvazaadan söz edilmediği gibi satıĢ bedelinin nakden tahsil edilerek sermayeye ilave edildiğinin çekiĢmesiz olduğu, ayrıca aynı holding içinde yer alan Ģirketle arasında gerçekleĢen satıĢlardan dolayı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 28'inci maddesindeki istisnadan yararlanılamayacağına dair bir düzenleme bulunmadığından, bu matrah farkının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle matrahın azaltılmasına karar vermiĢtir. Davacı, bir baĢka kuruma ait giderlerin gider yazılmasının söz konusu olmadığını, yabancı ortakla kumlan yeni Ģirketin projenin gerçekleĢtirilmesini taĢeron firma olarak kendilerine verdiğini inceleme raporunda yabancı Ģirkete ait olduğu belirtilen giderlerin, davacı Ģirketin taĢeron firma olarak üstlendiği giderler olduğunu, davalı idare ise inceleme raporunda belirlenen hususlar doğrultusunda yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürmekte, kararın bozulmasın istemektedirler. Savunmanın Özeti: Davalı idare, yasal dayanaktan yoksun bulunan davacı temyiz isteminin reddi gerektiğini savunmaktadır. Tetkik Hakimi…..’n DüĢüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düĢünülmektedir. Savcı………..’n DüĢüncesi : DanıĢtay bozma kararındaki düĢüncede belirtilen nedenler doğrultusunda temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu Vergi Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerekeceği düĢünülmektedir. TÜRK MĠLLETĠ ADINA Davacı Ģirket sermayesi Bulgar Devletine ait diğer bir Ģirketle Bulgaristan'da üç adet baraj ve hidroelektrik santrali inĢaatı ve taahhüdü ile bu ĠnĢaat tamamlandıktan sonra belirli bir süre iĢletilmesi imtiyazını kullanmak üzere bir Ģirket kurmuĢtur, Ġnceleme raporunda bu Ģirketin kurulusuyla ilgili giderlerin yani kurulan Ģirket tarafından gider yazılması gerektiği belirtilerek …………TL-sı giderlerden çıkartılmıĢtır. Ġnceleme raporuna ekli bu giderleri; ilgili faturalardan ikisi Türkiye'de kurulmuĢ Ģirketler tarafından düzenlenmiĢ olup, bunlardan 15.4.1999 tarihli... Uluslararası Nakliyat, Ġthalat, Ġhracat Limited ġirketi'nin düzenlediği faturanın "beton mikseri, beton pompası, açılıĢ seremonisi ekipman ve malzemelerinin nakliye hizmetleri bedeli" olarak gösterildiği, 27.10.1999 tarihli faturanın … Kültür ve Yayıncılık Hizmetleri Limited ġirketince "Bulgaristan Temel Atma Törem Genel Bütçesi" için düzenlendiği, diğer faturaların Bulgar Ģirketlerince düzenlendiği anlaĢılmaktadır. Türkiye'de kurulmuĢ Ģirketlerce düzenlenen faturalar, bu amaçla düzenlenen giderlerin büyük bölümünü oluĢturmakta olup, bu faturalara konu giderlerin davacı Ģirketin yurt dıĢında kurulan Ģirketten alınan iĢle ilgili giderler olduğu, bu matrah farkının kaldırılması istemini reddeden mahkeme kararının bozulması ve yurtiçi, yurtdıĢı misafirlerin ağırlanması amacıyla kiralanan villalarla ilgili kira bedelinin gider edilmesi ve devam, ettirilmesi arasındaki, bağlantının doğrudan bir bağlantı olması da önem taĢımaktadır. Davacı Ģirketin ... Turizm ĠĢletmeleri Sanayi ve Ticaret Anonim ġirketi'nden devre mülk olarak kiraladığı gayrimenkullerin 1999 yılına iliĢkin kira bedelini gider yazmasıyla ilgili olarak yapılan incelemede , davacı Ģirketin de içinde bulunduğu gruba bağlı Ģirketlerin pazarlama potansiyellerini arttıracak nitelikte olan, dolayısıyla genel bir amaca hizmet eden bu nitelikteki, giderlerin, hangi Ģirketin gelirlerini artıracak bir erki doğuracağının belirsiz olduğu saptanmıĢtır. Bu nitelikteki giderlerin esas itibarıyla Holding ġirketler üzerinde bırakılması söz konusudur. Temsil ve ağırlama hizmetinden yararlananların kimler olduğu konusunda hiç bir bilgi olmadığından söz konusu giderin davacı Ģirketin ticari kazancının elde edilmedi ve idamesiyle doğrudan ilgili olduğu söylenemez. Bu itibarla bu matrah farkının kaldırılmasına iliĢkin mahkeme kararında yasaya uyarlık bulunmamaktadır. Davacı Ģirketin defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede eslemede yıl içerisinde bankalardan kullanılan kredilerin faiz, kur farkı ve benzeri giderlerden oluĢan finansman giderlerinin bir kısmının iliĢkili oldukları oranlarda kurumun ortaklık iliĢkisi içerisinde bulunduğu Ģirketlere dağıtıldığı tespit edilmiĢtir. Ancak davacı Ģirketin ... Anonim ġirketinden kullandığı kredilerin belirli bir miktara ulaĢması nedeniyle kredi iliĢkisinin devam edebilmesi için davacı Ģirketin aktifinde yer alan bir kısım gayrimenkuller üzerinde banka lehine ipotek tesis ettirilmiĢtir. Bu ipotek iĢlemleriyle ilgili olarak ödenen ipotek harçları ve damga vergilen "Genel Yönetim Giderleri" kapsamında gider kaydedilmiĢtir, inceleme raporunda ipotek giderlerinin finansman giderlerinin ortaklara dağıtımında olduğu gibi bir dağıtıma konu edilmemesi eleĢtirilerek, faiz ve kur farklarının Ģirketlere dağıtıldıkları oranda ipotek giderlerinin dağıtımı yapılmıĢ ve bu Ģekilde fazladan ... TL.nin gider yazıldığı tespit edilerek bu miktar matraha alınmıĢtır. Bu matrah farkıyla ilgili olarak davacı tarafından kredi temini amacıyla ... Anonim ġirketi lehine tesis edilen ipotek iĢlemi için yapılan bir, giderin olmadığı, davacı Ģirketin ... Anonim ġirketi ile müĢtereken sahip okluğu ...'deki ĠĢ Merkezinin ... Anonim ġirketi'ne satıĢ iĢlemiyle ilgili olarak ödenen 5 adet tapu harcı ve 1 adet protokol damga vergisine iliĢkin bulunduğu ileri sürülmüĢtür. Dava dilekçesine eklenen yevmiye defterinin 23.7.1999 tarihti kaydında söz konusu giderler'"... Ġpotek Harcı" olarak kaydedilmiĢtir. Bu durumda, söz konusu giderin kredi temini için tesis olunan, ipotek iĢlemi nedeniyle mi yoksa iĢ hanının satıĢı dolayısıyla mı ödendiği hususları araĢtırılmaksızın matrah farkınınterkininde isabet görülmemiĢtir. Öte yandan, bu matrah farkına bağlı olarak davacı Ģirketin grup Ģirketlerine kredi temini için katlandığı ipotek giderlerinden diğer kurumlara ait olduğu, tespit edilen tutarın davacı Ģirket kendi nakit imkanlarıyla finanse edildiği, dolayısıyla bu finansman h ismetin in bir bedelinin olması gerektiği, bunun, için de ipotek giderlerinin diğer kurumlara ait kısımları üzerinden yapılacak adatlandırma iĢlemine göre bir tutar bulunup, bu tutarın ortaklara örtülü olarak dağıtıldığı kabul edilerek matrah farkı tespit edilmiĢtir. Yapılan bu giderin ipotek harcına mı yoksa gayrimenkul satıĢına mı iliĢkin olduğu konusu araĢtırılarak, buna göre karar verilmek üzere mahkeme karan bozulduğundan ve söz konusu matrah farkına bağlı olan bu matrah farkı için de aynı araĢtırma sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekmekledir. Bu nedenlerle, davacı temyiz isteminin reddine, davalı idare temyiz isteminin kısmen kabulüyle Ankara 5, Vergi Mahkemesinin 31.03.2004 günlü ve E;2003/1027, K:2004/385. sayılı kararının; konaklama amacıyla gayrimenkullerin kiralanmasına iliĢkin hüküm fıkrası ile ipotek giderleri ve bu giderlere bağlı olarak bulunan örtülü kazanç dağıtımına iliĢkin kısımlarının bozulmasına, 28.02.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi. DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulu Tarih : 14.04.2006 Esas No : 2006/19 Karar No ; 2006/92 KDVK Md. 10 SERBEST MESLEK FAALĠYETĠNDE KDV AÇISINDAN VERGĠYĠ DOĞURAN OLAYIN MEYDANA GELDĠĞĠ TARĠH Katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin yapılması anında meydana gelmekte olup, ticari, sınai, zirai veya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim veya hizmetler yönünden farklı bir düzenlemeye yer verilmediği, serbest meslek kazancının tespitinde, gelir vergisi açısından tahsilat esasının getirilmiĢ olmasının da belirtilen hukuki durumu değiĢtirmeyeceği, bu bakımdan, serbest muhasebecilik faaliyetinde ücret tahsil edilmese de, KDV açısından vergiyi doğuran olayın hizmetin yapıldığı tarihte meydana geleceği hk. Ġstemin Özeti: Serbest muhasebecilik yapan davacı adına, 1998 yılında hasılatının bir kısmını serbest meslek makbuzu düzenlememek suretiyle, kayıt ve beyan dıĢı bıraktığından ve mükerrer gider kaydı bulunduğundan bahisle, inceleme raporuna dayanılarak 1998/ġubat, Temmuz ve Ekim dönemleri için kusur, Aralık dönemi için ağır kusur cezalı olarak katma değer vergisi salınmıĢtır. Vergi Mahkemesi; olayda, davacının 1998 yılında muhasebecilik hizmeti verdiği müĢterilerin den 1999 yılında tahsil ettiği ücretleri en geç hizmetin tamamlandığı 31 Aralık 1998 tarihinde, hizmet verilen müĢterilerden ifadesine baĢvurulan dördünün, hizmetin verildiği yıl içerisinde ödediklerini beyan ettikleri ücretleri de ödeme tarihlerinde beyan etmesi gerektiği; çünkü vergiyi doğuran olayın, bu tarihlerde meydana geldiğinin kabulü suretiyle dava konusu cezalı tarhiyat yapılmıĢ ise de; dosyadaki belge ve bilgilerden, ifadesine baĢvurulan müĢterilerin 1998 yılında ödemede bulunmadıkları, 1999 yılındaki tahsilatların da ilgili yılda belgelendirildiği hususlarının anlaĢıldığı; serbest meslek faaliyetinde, vergiyi doğuran olayın, verilen hizmet karĢılığında kısmen veya tamamen ücret tahsil edilmesiyle meydana geleceği ve serbest meslek makbuzunun da bu tarihte düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıĢtır.Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen DanıĢtay Yedinci Dairesi; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesi ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin (a), (b), (c) fıkralarında yer alan, yasal düzenlemelere göre, katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında meydana gelmekte olup, bu hususta ticari, sınai, zirai veya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler yönünden farklı bir düzenlemeye yer verilmediği, serbest meslek kazancının tespitinde, gelir vergisi açısından, tahsilat esasının getirilmiĢ olmasının da, yukarıda anılan hukuki durumu değiĢtirmeyeceği, dava hakkında, serbest muhasebecilik faaliyetinde verilen hizmet tanımlandıktan sonra, hizmetin yapıldığı tarihin araĢtırılması ve vergiyi doğuran olayın, hizmetin yapıldığı tarihte meydana geldiği hususunun gözetilmesi suretiyle yapılacak yargılamayla ulaĢılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, aksi yolda temyize konu mahkeme kararında isabet görülmediği, ayrıca mahkemece davanın mükerrer gider kaydından kaynaklanan ve davacı tarafından da kabul edilen kısmının incelenmediği gerekçesiyle kararı bozmuĢtur. Bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesi; mükerrer gider kaydından kaynaklanan kısma yönelik davayı reddetmiĢ, serbest meslek kazancına yönelik kısmı ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca kaldırmıĢtır. Karar vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiĢ, vergi inceleme raporuna dayalı tarhiyat-ta yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiĢtir. Karar: 1998 yılında gerçekleĢtirilen hizmetlerle ilgili olarak 1999 yılında tahsil ettiği ücretleri, en geç, hizmetin tamamlandığı 31 Aralık 1998 tarihinde beyan etmesi gerektiğinden bahisle salınan cezalı katma değer vergisini, serbest meslek faaliyetinde vergiyi doğuran olayın, verilen hizmetin karĢılığını teĢkil eden ücretin kısmen veya tamamen tahsil edilmesiyle meydana geleceği gerekçesiyle kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiĢtir. UyuĢmazlığın çözümü, serbest meslek faaliyetinde, katma değer vergisi açısından, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihin tespitine bağlı bulunmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Vergiyi doğuran olay" baĢlıklı 19. maddesinde, vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı belirtilmiĢtir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi" baĢlıklı 10. maddesinin (a) fıkrasında, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması; (b) fıkrasında da, malın tesliminden yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan, hallerde, her bir kısmın teslimi veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgelerin verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi; (c) fıkrasında ise, kısım kısım mal teslimi veya hizmet veya bir kısım hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın meydana geleceği hükme bağlanmıĢtır. 1998 yılı iĢlemleri incelenen yükümlü nezdinde düzenlenen tutanakla, 46 mükellefe hizmet verdiği, 1998 yılında tahsil edilen ve 1998'de tahsil edilmeyip,1999yılına devreden ücretler olduğu belirtilmiĢ, bunları gösterir liste inceleme elemanına ibraz edilmiĢtir. 1998 yılından 1999 yılına katma değer vergisi dahil TL alacak devrettiği tespit edilmiĢ, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinde yer alan vergiyi doğuran olayın, malın teslimi veya hizmetin ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında meydana geleceği yolundaki düzenleme uyarınca ilgili yılda verilen hizmetin en son31.12.1998 tarihi itibariyle gerçekleĢtiği kabul edilerek, tutanakla belirlenen tutardan katma değer vergisi tenzil edilerek Aralık 1998 dönemi katma değer vergisi matrahına dahil edilmiĢtir. Katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin yapılması anın da meydana gelmekte olup, ticari, sınai, zirai ve ya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde, yapılan teslim veya hizmetler yönünden farklı bir düzenlemeye yer verilmemiĢtir. Serbest meslek kazancının tespitinde, gelir vergisi açısından tahsilat esasının getirilmiĢ olmasının da belirtilen hukuki durumu değiĢtirmeyeceğiaçıktır. Bu bakımdan, dava hakkında serbest muhasebecilik faaliyetinde verilen hizmetin yapıldığı tarihin araĢtırılması ve vergiyi doğuran olayın,hizmetin yapıldığı tarihte meydana geldiği hususunun gözetilmesi suretiyle yapılacak yargılamayla ulaĢılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, aksi yoldaki temyize konu ısrar kararında isabet görülmemiĢtir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına, oybirliği ile karar verildi. DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulu Tarih :16.06.2006 Esas No : 2006/117 Karar No : 2006/159 VUK Md.3/B KREDĠ KARTININ, FĠNANSMAN ĠHTĠYACININ GĠDERĠLMESĠNDE KULLANILMASI Kredi kartının, finansman ihtiyacının giderilmesinde kullanıldığı iddiası ticari icaplara uygun olmayıp, aksinin ispatının, iddia eden mükellefe ait olduğu. Ġstemin Özeti: Davacı Ģirketin 2000 takvim yılına iliĢkin iĢlemlerinin kredi kartı ile yapılan satıĢlar yönünden incelenmesi sonucu bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dıĢı bıraktığı görüĢüyle adına re'sen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi salınmıĢ, fon payı hesaplanmıĢtır. Vergi Mahkemesi; davacı kurumun katma değer vergisi hariç lira hasılat için belge düzenlemediği görüĢüyle matrah farkı hesaplanmıĢ ise de, kaydi ve fiili envanter yapılarak envanter dengesi ortaya konulup, belgesiz satıldığı ileri sürülen emtianın maliyeti ile ilgili araĢtırma yapılmadan, hesaplanan miktarın tamamının matrah farkı olarak dikkate alınmasında hukuka uygunluk olmadığı gibi dosyaya ibraz edilen belgelerden Ģirket ortakları ve birinci derece yakınlarının çok sık olarak davacı Ģirkete ait pos makinelerinde kredi kartı kullandıklarının anlaĢıldığı, bu durumun ticari icaplara uygun olmadığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıĢtır. Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen DanıĢtay Üçüncü Dairesi; bedelini daha sonra ödemek kaydıyla alıĢ-veriĢ yapma imkanı sağlayan gayri nakdi bir kredi aracı olan kredi kartının esas kullanım alanı mal ve hizmet alıĢveriĢi olduğundan bir ticari iĢletmenin hesap döneminde elde etmesi gereken hasılatının hesabında kredi kartı ile yapılan mal ve hizmet satıĢına iliĢkin elde ettiği hasılatının da dikkate alınması gerektiği, dava dilekçesinde kredi kartı ile yapılan iĢlemlerden elde edilen hasılatın kayıt ve beyan dıĢı bırakılan kısmının iĢletmenin finansman ihtiyacını karĢılamak amacıyla kullanıldığı iddia edilmekte ise de, bu durum inceleme sırasında inceleme elemanına belirtilmediği gibi yasal defter ve belgelerde de izlenmediğinden kredi kartları ile tahsil edilen paraların iĢletmenin ne tür finansman ihtiyacının karĢılanmasında kullanıldığı ortaya konmadığından, mahkeme tarafından kredi kartı iĢlemlerinden elde edilen hasılatın iĢletmenin nakit ihtiyacının giderilmesinde kullanıldığını kanıtlayıcı tüm bilgi ve belgelerin davacıdan istenerek gerekli görüldüğü takdirde matrahın miktarının hukuka uygunluğu da incelenerek bir karara varılması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuĢtur. Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, davacı Ģirket adına aynı nedenlerle 2000 ila 2002 yılları için yapılan tarhiyatların kaldırıldığı kararların Bölge Ġdare Mahkemesince onanarak kesinleĢtiği, ayrıca DanıĢtay Üçüncü Dairesinin bir baĢka kararının da baĢka bir mükellef adına aynı nedenle yapılan tarhiyatın kaldırılması gerektiği yolunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yolundaki kararında ısrar etmiĢtir. Karar vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiĢ, pos makinelerinin kullanım amacının nakit para temini olmadığı, bu nedenle yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiĢtir. Karar: 2000 takvim yılı iĢlemleri kredi kartı ile yapılan satıĢlar yönünden incelenen davacının bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dıĢı bıraktığı tespit edilerek adına re'sen salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile hesaplanan fon payına karĢı açılan davayı kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden vergi mahkemesi ısrar kararı davalı idarece temyiz edilmiĢtir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin "ispat" baĢlıklı (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliĢkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü deıme ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu, kuralına yer verilmiĢtir. Anılan Kanun'un 30. maddesinin 2. fıkrasının 6. bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması, re'sen tarh nedeni olarak sayılmıĢtır. Davacının kredi kartı ile yaptığı satıĢlardan kaynaklanan hasılatının bir kısmını kayıt ve beyan dıĢı bıraktığının vergi inceleme raporu ile saptanması nedeniyle olayda re'sen tarh sebebi gerçekleĢmiĢtir. Kredi kartı, bankalar ve özel finans kurumları tarafından, müĢterilerine gerek mal ve hizmet alıĢveriĢi gerekse nakit çekiĢi sağlamak maksadıyla verilen ve belli bir limit dahilinde taĢıyıcılarına, bedelini daha sonra ödemek kaydıyla alıĢveriĢ yapma imkanı sağlayan gayri nakdi bir kredi aracı olup, kredi kartının esas kullanım alanı mal ve hizmet alıĢveriĢi olduğundan, bir ticari iĢletmenin hesap döneminde elde etmesi gereken hasılatının hesabında kredi kartı ile yapılan mal ve hizmet satıĢına iliĢkin elde ettiği hasılatının da dikkate alınması gerekmektedir. Kredi kartının finansman ihtiyacının giderilmesinde kullanılması ticari icaplara uygun olmayıp, aksinin ispati yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince davacıya aittir. Dava dilekçesinde kredi kartı ile yapılan iĢlemlerden elde edilen hasılatın kayıt ve beyan dıĢı bırakılan kısmının iĢletmenin finansman ihtiyacını karĢılamak amacıyla kullanıldığı iddia edilmekte ise de, bu durum inceleme sırasında inceleme elemanına belirtilmediği gibi yasal defter ve belgelerde de izlenmediğinden kredi kartları ile tahsil edilen paraların iĢletmenin ne tür finansman ihtiyacının karĢılanmasında kullanıldığı da ortaya konulmamıĢtır. Bu durumda, mahkeme tarafından vergi ve fon asılları hakkında, kredi kartı iĢlemlerinden elde edilen hasılatın iĢletmenin nakit ihtiyacının giderilmesinde kullanıldığını kanıtlayıcı tüm bilgi ve belgeler davacıdan istenerek incelendikten sonra, gerekli görüldüğü takdirde matrahın miktarının hukuka uygunluğu da incelenerek oluĢacak sonucuna göre, vergi ziyaı cezası hakkında ise, Anayasa Mahkemesi'nin 06.01.2005 günlü ve E. 2001/3, K. 2005/4 sayılı iptal kararı, 5479 sayılı Kanun ve DanıĢtay içtihatları göz önüne alınarak yeniden karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar verildi. SEÇĠLMĠġ BĠR KAÇ GÜZEL YAZI Muammer ERKUL Ama yapman gereken Ģu, değil mi? DüĢüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. DüĢüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadığı. DüĢüneceksin anlatmak istediklerini ne kadarını anlatabildiğini… Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının Ne kadarı olduğunu düĢüneceksin… Ve konuĢmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az Ama en uygun kelimeleri seçmeye çalıĢacaksın…. Ahmak olmayan yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, vakit yaklaĢtığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sen de fikrini bildireceğin kiĢinin kıyıya yanaĢmasını bekleyeceksin!.. Demeyeceksin ki, ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!.. Demeyeceksin ki, aklıma geleni aklıma geldiği biçimde söylerim. KarĢımdaki de değil duymak, değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!.. KeĢke öyle olsaydı. KeĢke haklı olsaydın, ama maalesef değil... Ağzını açıp Ģelaleden dökülen suyu içmeye çalıĢan bir tavĢan gördün mü hiç?.. Veya önüne çıkan ağaçları dahi sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraĢan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler, beyni olan her yaratık gibi! Hadi... Sen Ģimdi su olduğunu düĢün, ve kendini su gibi hisset.. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı... Su gibi hayat kaynağı ve su gibi bitmez, tükenmez olduğunu hatırla... Ama yine su gibi bir küçük bardağın içine sığdır ki kendini; girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Hayat ver... Vazgeçilmez ol !!.. (KarĢıyaka R.K.nün bülteninden) ġu AB'ye canımız sıkılır... Bekir ÇoĢkun AZĠZ halkımız AB'ye artık soğuk.Yapılan son yoklamalara göre AB'yi istemeyenlerin oranı giderek yükseliyor. Niçin?.. Çünkü; halkımız AB'yi önce serbest dolaĢım olarak algıladı. Yani valizi alıp insanın canının istediği Avrupa ülkesine gidip oturmak olarak. Bu çok hoĢ ve keyifli bir Ģeydi. Ama zamanla öğrendi ki halkımız; bavulu alıp gitmeden önce kendimize biraz çekidüzen vermemiz gerekiyor. ĠĢte o zaman canımız sıkıldı. Misal; yiyeceklerin açıkta satılmaması gibi. Nitekim ilk tepki olarak "Kokoreç yasaklanacak" haberinin gazetelerde manĢet olması rastlantı değildi. Ġlk can sakıntısıydı bu. PeĢinden AB normları belli oldukça canımız sıkıldıkça sıkıldı sıkıldıkça sıkıldı... Fabrikalann zehirli atıklannın nehirlere akıtılmaması ihtimali fabrikatörlerin, doğaya zararlı gübre kullanma yasağı çiftçilerin canını sıktı. Sanıklara iĢkence yapılmaması istemi güvenlikçilerin, yavru balıkların yakalanmaması talebi balıkçıların, belli sayıda yolcu taĢımasının servisçilerin... Dokunulmazlıkların kaldırılması istemi siyasetçilerin, bürokrasinin basitleĢtirilmesi rüĢvetçilerin, vergide kayıt altına alma hükmü patronların, kalite standarttan üreticilerin canını sıktı. Susuz süt sütçülerin, Ģekersiz bal balcıların... KöĢe baĢına iĢeme yasağı çiĢi gelenlerin... AĠHM'nin türban kararı dincilerin, kuzuları kesmemek besicilerin, koyları korumak beleĢçilerin, mağdur kadınlan koruma altına almak törecilerin... Darbe yapamama ihtimali darbecilerin... Çift dingile sınırlama kamyoncuların, apandisit hastasının bademciğini alana soruĢturma doktorların, AB mahkemelerine gitme hakkı hukukçuların... Özetlersek: Bavulu kaptığı gibi, Paris'te büfe açma hayalinin yatması bizim Osman'ın canını sıktı. Sonuçta; AB'ye soğuklaĢtık. Dün AB'den gelen ilerleme raporunun eskisi kadar anlamı yok bence. Çünkü biz AB'ye soğuk bakıyoruz yoklamalara göre. Canımız sıkıldı, canımız... (09.11.2006 tarihli Hürriyet Gazetesi) KISA BĠR YAZI YaĢlı bir bey, sabah erken evinden çıkmıĢ, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmıĢ ve hafif yaralanmıĢ. Sokaktan geçenler yaĢlı beyi hemen en yakın sağlık birimine ulaĢtırmıĢlar. HemĢireler, önce pansuman yapmıĢlar ve "Biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olmadığını inceleyeceklerini" söylemiĢler. YaĢlı bey huzursuzlaĢmıĢ; "acelesi olduğunu, röntgen istemediğini" söylemiĢ. HemĢireler merakla acelesinin nedenini sormuĢlar. "EĢim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum" demiĢ. EĢinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz" deyince. YaĢlı adam üzgün bir ifade ile "Ne yazık ki karım Alzheimer hastası hiç bir Ģey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor" demiĢ. HemĢireler hayretle "Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koĢuĢturuyorsunuz?" diye sormuĢlar. Adam buruk bir sesle; "Ama ben onun kim olduğunu biliyorum" demiĢ. BĠRAZDA GÜLELĠM Balım, ġekerim Ahmet Bey 97'sinde. Hüseyin Bey ise 92'sine eriĢmiĢ. Yıllardır dostlukları devam etmekte. Bir gün Ahmet Bey Hüseyin Beyin evinde yemeğe davet edilmiĢ. Dikkatini çekmiĢ, Hüseyin Bey karısına hitap ederken "Gülüm", "hayatım", "balım", "tatlım", "Ģekerim", "sevgilim", "ruhum", gibi laflar kullanıyor. Bir ara karısı mutfaktayken yine, "bir tanem, nerelerdesin, yemeğin soğuyacak" demiĢ. Ahmet Bey dayanamamıĢ. "Yahu dikkat ediyorum, karına ne iltifatlı laflar ediyorsun. Ballar, Ģekerler... Bunca seneden sonra olacak Ģey değil, bravo sana" demiĢ. Hüseyin Bey Ģöyle bir arkasını dönüp karısının hala mutfakta olduğunu tespit ettikten sonra, "sorma birader demiĢ. Ne balı, Ģekeri... 10 yıl oluyor bizim hatunun adını unuttum. Bir türlü çıkaramıyorum," 70 Küçük Temel'in komĢularının bir bebeği dünyaya gelmiĢ.. Ama ne talihsizlik ki minik bebeğin kulakları yokmuĢ.. Bebeği ailece ziyarete giderlerken bu üzücü durumu patavatsız oğlu küçük Temel'e anlatan babası "Sakın ama sakın bebeğin bu kusurundan bahsetmeyeceksin..!" diye tembih etmiĢ.. "Bırak bahsetmeyi, ağzından 'Kulak' kelimesi çıkarsa seni mahvederim..!" Bebeğin yanına çıkmıĢlar. Temel bebeğe yaklaĢmıĢ, "Ne güzel bir bebek.." demiĢ "Ciddi misin?.." demiĢ bebeğin annesi, "TeĢekkür ederim Temel.." "Minik ayakları, minicik elleri, ne de güzel gözleri var.. Görebiliyorlar mı bari?.." "Evet.." demiĢ bebeğin annesi, "Doktor gözlerinin sağlam olduğunu söyledi.." "Bu harika..!" demiĢ Temel, "Eğer gözlük takmak zorunda olsaydı ayvayı yemiĢti..!" 71 KÜLTÜR VE SANAT KÖġESĠ VĠZYONDAKĠ FLĠMLER DONDURMAM GAYMAK Yönetmen: Yüksel Aksu Oyuncular: Turan Özdemir ve Tüm Muğla Halkı Senaryo: Yüksel Aksu Görüntü Yönetmeni: Eyüp Boz Kurgu: Sedat Karadeniz Sanat Yönetmeni: Yıldız Uysal, Figen ErdöĢ Tür: Komedi Süre: 90 Dk. Yapım: 2006 - Türkiye ÇĠNLĠLER GELĠYOR Yönet men: Zeki Ökten Oyuncular: Cüneyt Türel, Yaman Tarcan, İpek Bilgin, Bülent Kayabaş, Nilgün Belgün Senaryo: Fatih Altınöz Görüntü Yönet meni: Gökhan Atılmış Kurgu: Nevzat Dişiaçık Müzik: Zafer İşleyen, Selim Bölükbaşı Tür: Komedi Süre: 90 Dk. Yapım: 2006 - Türkiye 72 GURUR DÜNYASI Or jinal Adı: Vanity Fair Yönet men: Mira Nair Oyuncular: Reese Witherspoon, Gabriel Byrne, Jim Broadbent, Bob Hoskins, Romola Garai, Angelica Mandy Senaryo: Matthew Faulk, Mark Skeet Görüntü Yönet meni: Declan Quinn Müzik: Mychael Danna Kurgu: Allyson C. Johnson Tür: Drama, Romantik Süre: 141 Dk. Yapım: 2004 - ABD/İngiltere BABĠL Or jinal Adı: Babel Yönet men: Alejandro González Iñárritu Oyuncular: Brad Pitt, Cate Blanchett, Gael Garcia Bernal, Koji Yakusho, Adriana Barraza Senaryo: Guillermo Arriaga Görüntü Yönet meni: Rodrigo Prieto Müzik: Gustavo Santaolalla Kurgu: Douglas Crise, Stephen Mirrione Tür: Drama - Gerilim Süre: 142 Dk. Yapım: 2006 - ABD 73 Düğün Şarkısı Gösterim yeri :KarĢıyaka Oda Tiyatrosu Gösterim Tarihleri : 12-13-19-20-26-27 Aralık Yazan : Civan Canova Yöneten : IĢıl Kasapoğlu Dekor Tasarımı : Hakan Dündar Giysi Tasarımı : Funda Çebi IĢık Tasarımı : Zeynel IĢık Müzik : Alper Maral Danslar : Maral Ceranoğlu Rol Dağılımı ġebnem Doğruer İstanbul Efendisi Gösterim Yeri Ragıp Hay kır Sa hnesi Gösterim Tarihleri 28-29-30 Aralık Yazan : Müsaipzade Celal Yöneten : YaĢar Ürük De kor Tasarım: Aylin Dinle r Kostüm Tasarımı: Candan Günay IĢık Tasarımı: Fahrettin Özen Müzik : Leon Hanc ıyan – Nevit Koda llı Özgün müzik : Hüseyin Çebi Danslar : Tarkan Erkan 74 AKTÜEL BĠLGĠLER 1. Perakende satıĢ fiĢi ve yazarkasa fiĢi düzenleme sınırı 01.01.2006 'dan itibaren 520,00 YTL 2. Amortisman sınırı 01.01.2006 'dan itibaren 520,00 YTL 3. a) SSK primi hesabında alt sınır 01.01.2004 tarihinden itiba ren aylık alt sınır 01.07.2004 “ 01.01.2005 “ “ “ “ “ 01.01.2006-31.12. 2006 aylık alt sınır 01.01.2006-31.12. 2006 günlük a lt sınır 549, 63 YTL 444, 15 YTL 488, 70 YTL 531, 00 YTL 17,70 YTL b) SSK primi hesabında tavan ücret 01.01.2004 tarihinden itibaren aylık üst sınır 2.748,15 YTL 01.07.2004 01.01.2005 “ “ “ “ 2.886,97 YTL “ “ 3.176,70 YTL 01.01.2006-31.12.2006 aylık üst sınır 3.451,50 YTL 01.01.2006-31.12.2006 günlük üst sınır 115,05 YTL 4. Asgari ücret (Aylık) 16 yaĢını doldurmuĢ iĢç ile r için 16 yaĢını doldurmamıĢ iĢç ile r için 531, 00 YTL 450, 00 YTL 5. Kıdem tazminatı öde nmesinde tavan üc ret tuta rı 01.01.2004 tarihinden itibaren 1.485,43 YTL 01.07.2004 1.574,74 YTL “ “ 01.01.2005-30.06.2005 1.648,90 YTL 01.07.2005-31.12.2005 1.727,15 YTL 01.01.2006-30.06.2006 1.770,63 YTL 01.07.2006-31.12.2006 1.857,44 YTL 75 6. Çocuk yardımı 01.01.2005-30.06.2005 te k çoc uk 10,03 YTL 20,06 YTL 10,04 YTL 20,08 YTL 10,66 YTL 21,32 YTL 11,19 YTL 22,37 YTL Daha Fazla 01.07.2005-31.12.2005 te k çoc uk Daha Fazla 01.01.2006-30.06.2006 te k çoc uk Daha Fazla 01.07.2006-31.12.2006 te k çoc uk Daha Fazla 7. ÇalıĢanlara yeme k yardımıyla ilgili istisna sınırı (KDV Ha riç) Günlük 8,25 YTL 8. Ve raset ve intikal vergisi tarifesi ile istisna tutarları Veraset Yoluyla Matrah Ġntika lle rde Vergi Oranı (%) Ġvazsız Ġntika lle rde Vergi Ora nı (%) Ġlk 130.000 YTL için 1 10 Sonra gelen 280.000 YTL için 3 15 Sonra gelen 600.000 YTL için 5 20 Sonra gelen 1.200.000 YTL için 7 25 Matrahın 2.210.000 YTL için 10 30 Ġstisna tutarları evlatlıklar dahil füruğ ve eĢten her birine isabet eden miras hisselerine 83.139 YTL, füruğ bulunmaması halinde eĢe isabet eden miras hissesinde 166.375 YTL olarak belirlendi. Ġvazsız olarak bağıĢ ve hibe Ģeklindeki intikallerde istisna tutarı 1.919 YTL oldu. Ana, baba, eĢ ve çocuklardan ivazsız mal intikali halinde tarifedeki oranların ya rısı uygulanır. 76 9. Tecil faizi oranı aylık (AATUHK md. 48) 10.07.1998-24.01.2000 % arası 8 25.01.2000-20.12.2000 arası %4 2.12.2000-30.03.2001 a rası % 3 % 31.03.2001’de n itibare n 6 02.02.2002’de n itibare n % 5 12.11.2003’de n itibare n % 3 04.03.2005’de n itibare n % 2,5 28.04.2006’ dan itiba ren % 2 10. Gecikme zammı, gec ikme faizi ve piĢma nlık zammı ora nı aylık (AATUHK Mad.51, VUK Mad.112) 09.07.1998-20.01.2000 arası % 12 21.01.2000-01.12.2000 arası %6 02.12.2000–28.03.2001 arası %5 29,03,2001‟den itibaren % 10 31.01.2002 „den itibaren %7 12.11.2003 ‟den itibaren %4 02.03.2005‟den itibaren %3 21.04.2006‟ dan itibaren % 2,5 11. Konut kiralarında istisna tuta rı 2005 yılı 2.000,00 YTL 2006 yılı 2.200,00 YTL 12- Yatırım indirimi uygulamasında enaz maliyet bede li tutarı 2004 yılı için 2005 “ “ 6.000,00 YTL (KDV hariç) 10.000,00 YTL (KDV hariç) 13. Ek Mali Tabloları Düzenleme Zorunluluğu (10 Seri Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği) : YILLAR 2004 yılı için Aktif Toplamı 6.265.242,00 77 Net SatıĢla r 13.922.682,00 2005 * “ “ Belirtile n 6.879.235,72 tutarları aĢa n firma ların 15.287.100,00 ek ma li tabloları doldurma ları zorunludur. 14. Beyanname ve bazı belgelerde damga vergisi: 2005 Açıklama YTL 2006 Oran Oran YTL (Binde) (Binde) Kurumlar Vergisi Beyannamesi 24 - 26,30 - Gelir Ve rgisi Beyannamesi 18 - 19,70 - Muhtasar Beyanname 12 - 13,10 - Katma Değe r Ve rgisi Beyannamesi 12 - 13,10 - Belediyele re Verilen Beyannamele r 9 - 9,80 - SSK Prim Bildirgeleri 9 - 9,80 - Diğer Beyannamele r 12 - 13,10 - Gümrük Ġdaresine Verile n Beyannamele r 24 - 26,30 - Bilançolar 14 - 15,30 - Gelir Tablosu (Kar/Zarar Cetveli) 7 - 7,60 - ĠĢletme Hesabı Özeti (Hülasası) 7 - 7,60 - Ücretlerde - 6.0 - 6.0 Avanslarda - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 7,5 - 1,5 - 1,5 - 7,5 - 7,5 Akreditif ve Kredi Me ktupları - 4,5 - 4,5 Ġhale Kararları - 4,5 - 4,5 Resmi Dairele re Ve rilen Ma kbuz ve Ġbra Senetle rinde SözleĢmele r, Taahhütname ler ve Temliknamele r (Belli parayı ihtiva ede nle r) Kira sözleĢmeleri Ke falet, Teminat ve Rehin Se netle ri (Be lli parayı ihtiva e denler 15. Ge lir vergisi tev kifat ora nla rı 1.Serbest meslek ödemelerinde %22 2.Yıllara yaygın inĢaat ve onarım iĢlerinde ödenen istihkak bedelleri üzerinden %5 3.Kira ödemelerinden -iĢyeri kirası- (01.01.2004‟ten itibaren) %22 Vakıflar ve Derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karĢılığında yap. öd. %22 Kooperatif lere ait gayrimenkullerin kira ödemelerinde %22 4.Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden; a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için; I) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için %1 ii) (i) alt bendi dıĢında kalanlar için %2 78 b) Diğer zirai mahsuller için: I) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için %2 ii) i) alt bendi dıĢındakalanlar için %4 5.Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları için gider pusulası karĢılığında yapılan ödemelerden: a) Hurda mal alımları için %2 b)Mal alımları için %5 c)Hizmet alımları (mal ve hizmet bedelinin ayrılmaması hali de bu %10 kapsamdadır. 6.Yararlanılan yatırım indirimi istisnası stopajı (24.04.2003 tarihinden önce alınmıĢ belgeler için) %19,8 7.Gayrimenkul ve iĢtirak hissesi satıĢ karının sermayeye ilaves i istisna stopajı %0 (24.04.2003 tarihinden itibaren) 8. Kar dağıtımında (Özel durumlar hariç) %15 16. Vergide n müstesna yurtiçi ha rcırah tutarı Seyahate Gidenin Brüt Ay lığı Vergiden Müstesna Gündelik Tuta rı (Y TL) 984,91 YTL ve fazla ise 30,00 976,85 YTL - 984,90 YTL arası 25,50 878,41 YTL - 976,84 YTL arası 23,00 753,13 YTL - 878,40 YTL arası 20,50 600,77 YTL - 753,12 YTL arası 18,00 600,76 YTL ve daha aĢağısı 17,00 79 Brüt Ücret 984, 91 Ve Gidilen Ülke Yuka rısı 976, 85 – 856, 04 – 600, 77- 984, 90 976, 84 856, 03 Arası Arası Arası 600, 76 AĢağısı A.B.D. Doları 163 127 102 98 82 Almanya (Euro) 149 117 94 90 76 Avustralya (Avustralya Doları) 252 198 158 152 128 Avusturya (Euro) 153 120 96 92 78 Belçika (Euro) 141 111 88 85 72 1.129 884 707 680 572 Finlandiya (Euro) 139 109 87 84 70 Fransa (Euro) 141 111 88 85 72 Hollanda (Euro) 144 113 90 87 74 Ġngiltere (Sterlin) 106 83 67 64 54 Ġrlanda (Euro) 138 108 86 83 70 Ġspanya (Euro) 138 108 86 83 70 1.273 997 798 767 644 Ġsviçre (Ġsviçre Frangı) 266 208 166 160 134 Ġtalya (Euro) 138 108 86 83 70 30.490 23.930 19.160 18.350 15.450 224 176 140 135 114 Danimarka (Danimarka Kronu) Ġsveç (Ġsveç Kronu) Japonya (Japon Yeni) Kanada (Kanada Doları) K.K.T.C. (YTL) 72 Kuveyt (Kuveyt Dinarı) 45 35 28 27 22 141 111 88 85 72 1.096 858 686 660 554 Portekiz (Euro) 138 108 86 83 70 Suudi Arabistan (Riyali) 556 436 348 335 282 Yunanistan (Euro) 138 108 86 35 70 Diğer Ülkeler (A.B.D. Doları) 141 111 88 85 72 Lüksemburg (Euro) Norveç (Norveç Kronu) 17. Vergide n müstesna yurtdıĢı harc ıra h gündeliklerini gösterir tablo Not: Özel kesimde çalıĢanların üc ret tutarları yükse k olduğundan harc ıra h olarak genelde I nci sütuna göre hesaplama yapılacaktır. Harc ıra hla r vergide n istisna olarak on gün için % 50 zamlı hesapla nıp ödenebilir. 1) Aylık ücret tuta rlarına göre be lirle nen gündelik tuta rının vergide n istisna edilen tuta rı aĢma dığı hallerde bu ödeme lerde n sadece damga vergisi kesintisi yapılacaktır. Ġstisna tuta rı aĢan gündelik ödendiği durumda aĢan kısım, ücretlinin içinde bulunduğu ge lir dilimine karĢılık ge len vergi oranı ve damga vergisi dikkate alına ra k brütleĢtirilme k suretiy le ge lir ve rgisi kesintisine ta bi tutulaca ktır. 2) Yurt dıĢı günde liklerin Y TL c insinden ta ha kkuku, yaba ncı para nın T.C. Merkez Bankasınca ila n edile n döviz satıĢ kuru esas alına ra k yapılmalıdır. 80 3) Yurt dıĢı seyahatin ilk 10 günü için vergiden istisna günde lik tutarı % 50 zamlı olara k hesapla naca ktır. 4) Birden fazla ülkeyi ka psayan seyahatlerde, he r ülke için ilgili olduğu gündelik tutarı ka lıĢ süresiy le orantılı ola ra k dikkate a lınmalıdır. 5) Yurt dıĢında yatacak yer için öde nen ve belge lendirilen gide rle rin, vergide n istisna edile n gündelik tuta rının % 40’ını aĢması ha linde, aĢan kısmın % 70’inin ayrıca vergide n istisna edilere k ödenmesi mümkündür. 6) Günde lik verile n pe rsone lin yurt içi ve yurt dıĢı seyahati ile ilgili yemek ve kona klama gide rle ri ayrıca belge ka rĢılığında kendisine ödeniyor ve bu belge ler gide r veya maliyet olarak dikkate alınıyorsa, ödene n gündelik tutarının tamamının brütleĢtirile re k ücret olarak vergilendirilmesi ge rekir. 18. T.C. Merkez Bankası iskonto ve avans ora nla rı Merkez Bankası'nca vadesine e n çok üç ay ka lan se netle r ka rĢılığında açılan krediler için 01.01. 1990 tarihinden be ri iki ayrı fa iz ora nı tesbit edilme kte olup, yıllık faiz oranları dev reler itiba riy le aĢağıda gösterilmiĢtir. (Alacak ve borç senetleri reeskontu için) Dönemi Ġskonto Oranı (%) Avans Oranı (%) (Reeskont Ġçin) 15.06.2004 den itibaren 38 42 13.01.2005 den itibaren 32 35 25.05.2005 den itibaren 28 30 20.12.2005 den itibaren 23 25 19. Geçici vergi oranları (2006 yılı) Kurumlar Vergisi Mükellefleri Ġçin %20 Gelir Vergisi Mükellefleri Ġçin %15 20. Ge lir vergisi tarifesi (G.V. K. 103 madde): 7.000,00 YTL‟ye kadar 15% 18.000,00 YTL‟nin 7.000 YTL‟si için 1.050 YTL, fazlası 20% 40.000,00 YTL‟nin 18.000 YTL‟si için 3.250 YTL, fazlası 27% 40.000,00 YTL‟den fazlasının 40.000 YTL‟si için 9.190 YTL, fazlası 35% 81 21. Ġhbar tazminatı hakkı (ĠĢ Ka nunu 17.madde ) ÇalıĢma Süresi Hizmet Hizmet Hizmet Hizmet süresi 6 aydan az sürmüĢ iĢçi için Süresi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüĢ iĢçi için süresi 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüĢ iĢçi için süresi 3 yıldan fazla sürmüĢ iĢçi için Bildirim Süresi 2 hafta 4 hafta 6 hafta 8 hafta Ġhba r Tazminatı 2 haftalık ücret 4 haftalık ücret 6 haftalık ücret 8 haftalık ücret 22. Ġzin hakkı (ĠĢ Kanunu Md. 53) Hizmet Süresi Ġzin Ha kkı(*) 1-5 yıl arası(5 yıl dahil) 14 gün 5-15 yıl arası (15 yıl dahil) 20 gün 15 yıl ve fazla 26 gün (*)18 yaĢından küçük ve 50 yaĢından büyük iĢçiler için 20 günden az olamaz. 23. Y ıllar itibariyle 31 Aralık döviz alıĢ USD, DM ve EURO kurla rı Yıllar Dolar (ABD) Euro 2002 1.634.501 1.703.477 2003 1.395.835 1.745.072 2004 1.342.100 1.826.800 2005 1,3418 1,5875 24. 2005 ve 2006 Yılları Geçic i Vergi Dönemle ri Ġtiba riyle Efe ktif AlıĢ Ve Döviz AlıĢ Kurları 31.12.2005 31.03.2006 30.06.2006 30.09.2006 Dövizin Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Efe ktif Döviz Cinsi AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ AlıĢ 1 USD 1,3409 1,3418 1,3418 1,3427 1,6018 1,6029 1,4961 1,4971 1 EUR 1,5864 1,5875 1,6200 1,6289 2,0081 2,0095 1,8951 1,8964 1 GBP 2,3105 2,3121 2,3326 2,3342 2,9046 2,9066 2,7945 2,7965 25. Ye nide n değerleme ora nla rı Yıllar Oran % Yıllar Oran % Yıllar Oran % 1984 37,5 1995 99,5 2005/1 3,30 1985 35,9 1996 72,8 2005/2 4,97 1986 21,7 1997 80,4 2005/3 6,60 1987 29,1 1998 77,8 2005/4 9,80 1988 63,2 1999 52,1 2006/1 0,39 1989 70,4 2000 56,0 2006/2 2,15 1990 55,5 2001 53,2 2006/3 7,3 1991 54,1 2002 59,0 2006/4 7,8 82 Yıllar Oran % Yıllar Oran % Yıllar 1992 61,5 2003 28,5 1993 58,4 2004 11,2 1994 107,6 26. Aylık TEFE, TÜFE ve ÜFE ORANLARI (2005 ve 2006 için % ) Ayl ar TEF E Oc ak ġu Ma rt Nis an Ma yıs Ha ziran Te mmuz Ağ ustos Eyl ül Eki m Ka sım Ar alık Oc ak ġu bat Ma rt Nis an Ma yıs Ha ziran Te mmuz Ağ ustos Eyl ül Eki m 0,90 bat TÜ FE 0,02 2,1 0 2,2 0 0,32 0,3 4 0,25 1,7 3 1,6 5 0,6 6 2,26 0,22 1,9 6 0,2 6 0,2 5 1,9 4 2,7 7 4,0 2 0,8 6 0,75 0,23 0,4 5 ÜF E 0,5 5 0,0 2 0,2 6 0,7 1 0,9 2 0,1 0 0,5 7 0,8 5 1,0 2 1,7 9 1,4 0 0,4 2 0,7 5 0,2 2 0,2 7 1,3 4 1,8 8 0,3 4 0,8 5 0,44 1,2 9 1,2 7 0,41 0,1 1 1,2 6 1,2 1 0,2 0 0,48 0,74 1,0 4 0,7 8 0,6 8 0,95 0,04 1,9 6 0,2 6 0,2 5 1,9 4 2,7 7 4,0 2 0,8 6 0,75 0,23 0,4 5 83 Oran % 27. Y ıllara göre e nflasyon Yıl Toptan EĢya Fiyatla rı (%) Tüketici Fiyatla rı (% ) 2002 30,8 29,7 2003 13,9 18,4 2004 13,8 9,3 2005 4,54 7,72 28. Sanayi ve hizmet sektöründe asga ri üc retin seyri Tarih Tutar (Y TL) ArtıĢ % 01.08.1998 47,84 34,90 01.01.1999 78,07 63,20 01.01.2000 109,80 40,60 01.07.2000 118,80 8,10 01.01.2001 139,95 17,90 01.07.2001 146,94 5,00 01.08.2001 167,94 14,20 01.01.2002 222,00 32,60 01.07.2002 250,87 13,00 01.01.2003 306,00 21,90 01.01.2004 423,00 38,20 01.07.2004 444,15 5,00 01.01.2005 488,70 10,03 01.01.2006 531,00 8,65 29. S.S.K. Prim oranları ĠĢçi Payı (%) Sigorta Kolu ĠĢ kazası ve meslek hastalıkla rı sigortası Analık Sigortası Hastalık Sigortası Hastalık sigortası (Aday, çıra k ve öğrenc ile r için) Malulluk, YaĢlılık ve ölüm sigortası Malulluk, YaĢlılık ve Ölüm Sigortası (Yeraltı Maden ĠĢyerlerinde ÇalıĢanlar Ġçin) Sosyal Güvenlik Deste k Primi ĠĢsizlik sigortası kesintisi 5 84 To plam (%) 1, 5-7 1 11 2 2 4 9 11 20 9 13 22 7,5 1 (*) Toplamın içinde %1 ĠĢsizlik sigortası devlet payıdır. ĠĢv eren Payı (%) 1,5 -7 1 6 22, 30 5 2 4( *) 30. G.V.K. md. 76'a göre 2005 yılı menkul sermaye iratla rına uygulanaca k indirim (de flatör) oranı ve istisna tuta rı: Ġndirim Oranı Ġstisna Tutarı (YTL) 53,7% 174.033,88 31. SM veya SMMM tarafından imzalanacak beyannameler 2005 2006 Net SatıĢlara Göre 6.000.000 YTL‟yi aĢmayanlar 6.588.000 YTL‟yi aĢmayanlar Aktif Toplamına Göre 3.000.000 YTL‟yi aĢmayanlar 3.294.000 YTL‟yi aĢmayanlar Yukarıda yer alan tutarlardan herhangi birini aĢan mükellef ler beyannamelerini SM ve SMMM‟lere imzalat mak zorunda değildir. Ġstenirse tam tasdik kapsamındadır. 32. Bilanço Hesabı Esasına Göre Defter Tutma Hadleri (VUK Md. 177) Yıllık ĠĢ Hasılatının BeĢ Yıllık AlıĢların SatıĢla rın Gayrisafi ĠĢ Katı ile Yıllık Yıl Tutarı Tutarı Hasılatı Sat.Tut. Top. 2005 88.000 120.000 48.000 88.000 2006 96.000 130.000 52.000 96.000 33. Basit usule tabi olmanın Ģartları a) Kira gelirle ri yönünde n (GVK md. 47) BüyükĢehir Belediyelerde Diğer Yörelerde 2005 Yılı Ġçin yıllık 3.200,00 YTL 2006 Yılı Ġçin yıllık 3.500,00 YTL 2005 Yılı Ġçin Yıllık 2.300,00 YTL 2006 Yılı Ġçin Yıllık 2.500,00 YTL b) AlıĢ-satıĢ tutarları yönünden (GVK md. 48) Yıllar AlıĢ SatıĢ ĠĢ Hasılatı ĠĢ Hasılatı-SatıĢ 2005 47.000 YTL 66.000 YTL 23.000 YTL 47.000 YTL 2006 50.000 YTL 72.000 YTL 25.000 YTL 50.000 YTL Not: Basit Usule tabi olmak için bu hadlerin aĢılmaması gerekir. 34. a) Genel usulsüzlük cezala rı 2005 2006 85 Birinc i Ġkinc i Birinc i Ġkinc i De rece De rece De rece De rece Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler 1- Sermaye Ģirketleri için (YTL) (YTL) (YTL) (YTL) 66,00 38,00 70,00 40,00 42,00 21,00 46,00 23,00 21,00 10,80 23,00 11,80 10,80 5,50 11,80 6,00 5,50 2,70 6,00 2,90 2,70 1,50 2,90 1,60 2- Sermaye Ģirketleri dıĢında kalan I. sınıf tüccarlar ve serbest meslek erbabı için 3- II. Sınıf tüccarlar Için 4- Yukarıdakiler dıĢında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi olanlar için 5- Kazancı basit usulde tespit edilenler için 6- Gelir vergisinden muaf esnaf için b) Özel usulsüzlük cezaları 2005 - Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzu düzenlenmemesi veya eksik tutarlı düzenlenmesi, alınması gerektiği halde alınmaması (VUK m. 353/1) Belgeye eksik yazılan tutarların % 10‟u (asgari ceza tutarı 118,00 YTL‟dir.) - (Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine iliĢkin olarak kesilecek toplam ceza 55.000,00 YTL) 2006 Belgeye eksik yazılan tutarların % 10‟u (asgari ceza tutarı 129,00 YTL‟dir.) - (Bir takv im yılı içinde her bir belge nevine iliĢkin olarak kesilecek toplam ceza 60.000,00 YTL) - 03.08.2004 tarihinden itibaren 8.000.- YTL aĢan tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri (Her birine, her bir iĢlem için, finans kurumları veya posta bu maddeye göre uygulanan idarelerince düzenlenen maktu cezalardan az belgelerle tevsik et me olmamak üzere iĢleme konu zorunluluğuna uymayan tutarın ) % 5‟i mükelleflerden (VUK Mük. Md. 355) 86 (Her birine, her bir iĢlem için, bu maddeye göre uygulanan maktu cezalardan az olmamak üzere iĢleme konu tutarın ) % 5‟i 2005 2006 - Perakende satıĢ fiĢi, yazarkasa fiĢi, giriĢ ve yolcu taĢıma fiĢi, sevk irsaliyesi, taĢıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müĢteri listesi düzenlememe, bulundurmama ve gerçeğe aykırı bir Ģekilde düzenleme (VUK md. 118,00 YTL 129,00 YTL (Her bir belge için her (Her bir belge için her tespitte 5.500.- YTL bir tespitte 6.000,00 YTL bir takvim yılında takvim yılında 60.000,00 55.000,00 YTL) YTL) 353/2) - Günü gününe kayıt zorunluluğu olan defterlerin iĢyerinde bulundurulmaması, vergi levhası asılmaması (VUK md. 353/4 118,00 YTL 129,00YTL 2.700,00 YTL 2.900,00 YTL 140,00 YTL 150,00 YTL 420,00 YTL 460,00 YTL 550,00 YTL 600,00 YTL 420,00 YTL 460,00 YTL 1.180,00 YTL 1.290,00 YTL 550,00 YTL 600,00 YTL 270,00 YTL 290,00 YTL 1.1.2005‟ten itibaren 342 No.lu VUK GT) - Tek düzen muhasebe planına uyulmaması (VUK md. 353/6) - VUK md. 8/5‟de düzenlenen tek vergi numarası ile ilgili mecburiyetlere uyulmaması (VUK md. 353/7) - Belge basım ile ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen matbaa iĢlet mecilerine (VUK md. 353/8) - Vergi kimlik numarası ile ilgili bildirim ve ödevleri yerine getirmeyenlere (VUK md. 353/9) - VUK 127/d gereğince ikaza rağmen durmayan aracın sahibi adına (VUK md. 353/10) - Bilgi vermekten çekinenler ile VUK 256, 257 ve mük. 257 nci maddeleri hükümlerine uymayanlar (VUK Mük. Md. 355) 1. sınıf tacirler ile serbest meslek erbabı hakkında 2. sınıf tacirler, defter tutan çiftçiler ile basit usul mükellefleri hakkında Yukarıdakiler dıĢında kalanlar hakkında (342 No.lu VUK GT) 87 35. Emlak vergisi oranları (EVK Md. 8, 18) BüyükĢehir Bele diye Sınırla rı Ġç in Diğer a) Binalarda (Meskenlerde) Binde 2 Binde 1 b) Binalarda (Diğerlerinde) Binde 4 Binde 2 c) Arsalarda Binde 6 Binde 3 d) Arazile rde Binde 2 Binde 1 36. 50 ve daha fazla iĢçi ça lıĢtırılan iĢyerle rinde istihdamı zorunlu ola n kiĢilerin oranı (Toplam oran % 6) (*) 2005 (**) 2006 Özürlü ĠĢçi %3 %3 Eski Hükümlü %1 %1 Terör Mağduru %1 %2 (*)Bu oranlara aykırı davranan iĢveren veya iĢveren vekili çalıĢtırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve çalıĢtırmadığı her ay için (2005 yılında 750,00 YTL) 2006 yıl ında 1.176,72 YTL idari para cezası ile cezalandırılır. (**)2005 yılı için kalan yüzde birlik oran özürlü ve eski hükümlü çalıĢtırma yönünde kullanılır. Ayrıca 50 ve daha fazla iĢçi çalıĢtırılan iĢyerlerinde 1 iĢyeri doktoru çalıĢtırılması zorunludur. 37. ÇalıĢanlara çeĢitli adla rla yapılan ödemele rde sigorta primi, ge lir vergisi ve damga vergisi kesintile ri ÖDEMENĠN TÜRÜ Asıl Ücret Askerlik Yardımı Aile Yardımı Ayakkabı Bedeli Bayram Yardımı ve harçlığı Çıkan iĢçiye öd. (Kullanmadığı Yıllık Ġzinler Ġçin) Eğitim Öğretim Yardımı Elbise DikiĢ Bedeli Fazla Mesai Giyecek Yardımı (Nakdi) Ġkramiye Ġzin Harçlığı Ġdareci Primi SSK KESĠNTĠSĠ SSK tavanı var Var GELĠR VERGĠSĠ Var Var DAMGA VERGĠSĠ Var Var Belli miktarı aĢan kısma var. (47,00 YTL) Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var 88 SSK KESĠNTĠSĠ GELĠR VERGĠSĠ DAMGA VERGĠSĠ Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Yemek (Nakdi) Belli miktarı aĢan kısma var (2006 yılı için 17,70x%6=1,06 x fiili çalıĢılan gün sayısı) Var Var Yıllık Ġzin Ücreti ĠĢ Kazaları ile Meslek Has. Primi Yok Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Belli miktarı aĢan kısma var. (10.66 YTL) Belli miktarı aĢan kısma var. (10,66 YTL) Var Ġhbar Tazminatı Yok Doğum Yardımı Yok Evlenme Yardımı Yok Yolluk Yok Yemek (Ayni - Ticket, Sodexo vb. ile) Yok Var Belli mik. aĢan kısma var(2 Brüt Ücret) Belli miktarı aĢan kısma var (2 Brüt Ücret) Belli mik. aĢan kıs.var Belli tutarı aĢan kısma var (Fiili çalıĢılan gün sayısı 8,25 YTL KDV hariç) ÖDEMENĠN TÜRÜ Ġstirahat Yard. (ĠĢverence ödenen) Kıdem Zammı Konut Yardımı (Nakdi) Kardan Hisse Ücret Komisyon ġeklinde Ödenen Ücret Primler SatıĢ Primi TaĢıt (Nakdi) Temettü Ġkramiyesi Toplu SözleĢme Zam Farkları Tabii Afet Yardımı TeĢvik Ġkramiyesi Yıpranma Tazminatı YılbaĢı ikramiyesi Yakacak (Nakdi) Çocuk Yardımı Var Var Yok Var Var Yok (Devlet KarĢılıyor) Yok Yok Giyecek Yardımı (Ayni) Yok Var Var Ġstirahat Yard. (SSK‟ca ĠĢçiye.öd.) Yok Var (Kesintiyi SSK yapar) Var (Kesintiyi SSK yapar) Kasa Tazminatı Konut Yardımı (Ayni) Yok Yok Var GVK m.33/9 Var Var Çıraklık Ücreti 89 ÖDEMENĠN TÜRÜ GELĠR VERGĠSĠ Var Var Yok Yok Yok Yok Yok Yok SSK KESĠNTĠSĠ Sağlık Yardımı (Ayni) Yakacak (Ayni) Stajyer Yardımı TaĢıt (Servis) Yemek (Ayni) ĠĢyerinde Avanslar (Geri Ödemeli) Kıdem Tazminatı Ölüm Yardımı Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok Yok DAMGA VERGĠSĠ Var Var Yok Yok Yok Var Var Var 38. V.U.K.’ nun 340, 346 ve 357 sayılı Ge nel Tebliğleri uy arınca; YILLAR Aktif Toplamı Net SatıĢla r 2005 yılı için 200.000 YTL 400.000 YTL 2006 100.000 YTL 200.000 YTL “ “ Yukarıda belirtilen hadleri aĢan mükellefler, a) Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi, b) Kurumlar Vergisi Beyannamesi, c) Geçici Vergi Beyannamesi, d) Özel Tüketim Vergisi Beyannamesi (2/a beyannamesi hariç), e) Özel ĠletiĢim Vergisi Beyannamesi, f) ġans Oyunları Vergisi Beyannamelerini, elektronik ortamda vermek zorundadırlar. 39. 06.08.2003’den itibaren SSK’ya göre uygula nacak idari para cezala rı ĠĢyeri Bildirgesinin Yasal Süresi Ġçinde Kuruma Verilmemesi Halinde -Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 3 aylık asgari ücret -Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 2 aylık asgari ücret -Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara 1 aylık asgari ücret Sigortalı ĠĢe GiriĢ Bildirgesinin Yasal Süresi Ġçinde Kuruma 1 aylık asgari ücret ÇalıĢma Ġzni Olmayan Sigortalının ĠĢe GiriĢ Bildirgesinin Yasal 2 aylık asgari ücret Verilmemesi Süresi Ġçinde Kuruma Verilmemesi Belgelerin Hiç Verilmemesi Halinde, Sigortalı Sayısına 3 aylık asgari ücret Bakılmaksızın Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması 2 aylık asgari ücret Sosyal Güvenlik Destek Primi Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması 2 aylık asgari ücret Muayene Ġçin Verilmesi Gereken Belgenin Verilmemesi 1 aylık asgari ücret ĠĢyeri Kayıtlarının Kurumca Yapılacak Yazılı Ġhtara Rağmen 15 Gün Ġçinde Ġbraz Edilmemesi Halinde: -Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 90 12 aylık asgari ücret -Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara 6 aylık asgari ücret -Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara 3 aylık asgari ücret Tev kifat Oranlarına Göre Netten Brüt Tuta r Hesaplama Ge nel Formülü Brüt Tutar= Net Tutar/(1-Tevkifat Oranı) Tev kifat Oranı Net Tuta r Brüt Tutar Net Tuta rda n Brüt Tutarı Hesaplama Formülü 1% 100,00 101,01 =Net Tutar/0,99 2% 100,00 102,04 =Net Tutar/0,98 5% 100,00 105,26 =Net Tutar/0,95 10% 100,00 111,11 =Net Tutar/0,90 22% 100,00 128,21 =Net Tutar/0,78 91 YMM’LERĠN 2006 YILINDA DĠKKATE ALACAĞI HADLER KONU -SM ve SMM‟lerin imzalayacağı beyannameler için sınır -Tam tasdik sözleĢmesi yapılmadan ihracatta KDV iadesi rapor yazma sınırı -Ġndirimli orana tabi mallarda tam tasdik sözleĢmesi yapılmadan rapor yazma sınırı -Yolcu beraberinde satıĢta (ihraç) YMM raporu ile alınabilecek iade sınırı -KDV iadesinde karĢıt inceleme sınır DAY ANAĞI 4 Nolu 37 nolu SMM Tebliği 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği HADLER -Net SatıĢ:6.588.000.-YTL 31 ve 37 nolu YMM Tebliği 461.000.-YTL 31 ve 37 Nolu YMM Tebliği 60.000.-YTL ( DıĢ Ticaret ġirketleri Hariç ) 29 ve 37 Nolu YMM tebliği -Stopaj Ġadesi 29 ve 37 Nolu YMM Tebliği -Fatura BaĢına: 12.000.-YTL -Bir Mükellefin Aylık AlıĢlar Toplamı: 36.000.-YTL 100.000.-YTL Yatırım Ġndirim Raporu Yazmada Harcama Tutarı 35 ve 37 Nolu YMM Tebliği Yatırım Harcaması Tutarı 250.000.-YTL‟nin Üzerinde ise rapor düzenlenecek -Kurumlar Vergisi Ġstisnaları 32 ve 37 Nolu YMM Tebliği 10 Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği 10 Nolu Muhasebe 121.000.-YTL -Tek Düzene göre ek mali tablo düzenleme alt sınırı -7/A Seçeneğine göre muhasebesini tutacak -Aktif Top:3.294.000.-YTL 231.000.-YTL (Eski Dönemler Dahil) -Aktif Toplamı: 6.879.200.-YTL -Net SatıĢ Tutarı: 15.287.100.YTL -Aktif Toplamı: 1.146.000.-YTL 92 olanlar Sistemi Uygulama Tebliği -Net SatıĢ Tutarı: 2.293.000.-YTL 93