Dergiyi Görüntüle

Transkript

Dergiyi Görüntüle
AYIN MAKALESĠ
Oda BaĢkanımızın 13.12.2006 Günü Atatürk
Kültür Merkezinde Düzenlenen SMMMO-YMMO
MüĢterek Semineri AçıĢ KonuĢmasıdır:
DEĞERLĠ KONUKLARIMIZ, DEĞERLĠ
MESLEKTAġLARIMIZ; ĠKĠ KARDEġ ODANIN
MÜġTEREKEN DÜZENLEDĠĞĠ, KONUSUNDA UZMAN
DEĞERLĠ KONUġMACILARIN 5510 SAYILI YASA
HAKKINDA BĠLGĠ AKTARIMINDA BULUNACAĞI
SEMĠNERĠMĠZE HOġ GELDĠNĠZ.
Sosyal Güvenlik Kurumlarımızın Ülkemiz ekonomisi
açısından yıllardır bir kara delik oluĢturduğunu biliyoruz,
Sosyal Güvenlik reformunun gerekliliğine yıllardır
inanıyoruz ve yıllardır çeĢitli platformlarda bunu
savunuyoruz. Ama, 31.05.2006 tarihinde kabul edilen
ve 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe girecek olan 5510
sayılı yasanın içimize sindiremediğimiz bazı hükümleri
vardır. Bu nedenle geçtiğimiz bir ay içinde Odamızın
üyeleri
ile
toplantılar
yaptık,
bu
toplantılarda
belirlediğimiz sorunları bazı sivil toplum örgütlerinin
yöneticilerine ileterek dikkatlerini çekmeye çalıĢtık,
medya yetkilileri ile temasa geçerek kamu oyunu
aydınlatmaya çalıĢtık. Sayın BaĢbakan‟a, ilgili Devlet
Bakanı'na, ÇalıĢma ye Sosyal Güvenlik Bakanı‟na çok
imzalı yazılar gönderdik. Ana Muhalefet Partisi'nin 5510
sayılı yasanın bazı maddelerinin iptalini talep eden ve
Anayasa Mahkemesine
verilen 85 sayfalık dava
dilekçesini inceledik, ilgililerle temaslar kurduk.
Konunun uzmanı olduğunu öğrendiğimiz TÜRKĠġ Hukuk
DanıĢmanını konferans için davet ettik. Geçtiğimiz
birkaç gün içinde ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı‟mızın
bir beyanatından öğrendiğimize göre,
tepkiler dikkate alınarak Sosyal Güvenlik Destekleme
Primi oranının düĢürülmesi yönünde bir çalıĢma
baĢlatılmıĢtır. Ama bu çerçeveyle sınırlı bir çalıĢmanın
sorunu çözemeyeceği kanısındayız.
Bu salonda bulunanların pek çoğunun emekli çalıĢanlar
olduğunu biliyoruz. Emekli olmuĢ bir kiĢi niçin çalıĢır?
Emekli ücretiyle geçimini sağlayamadığı için çalıĢır.
Emekli olduğu tarih itibariyle var olmayan "sosyal
güvenlik destek primi" ödemesi istenen kiĢiye ne olur?
Hiç hesapta olmayan bu ödeme nedeniyle tekrar ve
ekstradan bir geçim sıkıntısına düĢer. KiĢinin emeklilik
iĢlemlerinin tamamlandığı tarihte var olmayan bir ek
prim
ödemesinin
sonradan
zorunlu
kılınması,
Anayasa‟mızın kazanılmıĢ hak (yani müktesep hak)
ilkesini ihlal etmez mi? Eder. Var olan yasal
düzenlemelere göre kazanılın iĢ hakların kısıtlanması
Ģeklinde beliren bir yasal düzenleme yapılırsa, "aleyhe
hükümler geçmiĢe yürütülmez (yani makable teĢmil
edilmez)” ilkesi ihlal edilmiĢ olmaz mı? Olur. Emekliyken
çalıĢan Millet Vekilleri'nden destek primi alınmamasının
öngörülmesi, Anayasa'm izin eĢitlik ilkesine aykırı değil
midir? Aykırıdır. BaĢta tarımda çalıĢanlar ve emekli
çalıĢanlar olmak üzere binlerce kiĢinin ödeme kabiliyeti
sınırları içinde olmayan "sosyal güvenlik destek primi”
sürprizini ortaya koymak Anayasa'mızın Sosyal Devlet
ilkesine aykırı düĢmeĢ mi? DüĢer. Sosyal güvenlik primi,
özünde karĢılıksız bir ödeme değildir. KiĢinin emekli
ikramiyesi ve/veya emekli ücreti alması, sağlık ve
tedavi gereksinimlerinin karĢılanması gibi olanaklar
karĢılığında sosyal güvenlik primi alınır. Oysa emekli
çalıĢandan alınmak istenen destek primi karĢılığında o
kiĢiye yeni ve ek bazı olanaklar sağlanmamaktadır.
Emekli ücreti, emeklinin bizzat ve taksit taksit yıllar
boyunca Ödediği paralar ve bu paraların nemalarından
ibarettir. Bu anlamda emeklinin hak edip aldığı emekli
ücretinin kısıtlanmasının gerekçesi olur mu? Olmaz.
Peki emekliden alınacak destek primi vergi midir? Hayır
değildir. Birincisi, vergi kanunu ile alınmamaktadır.
Ġkincisi, gelir ya da serveti baz alan bir yapıya sahip
değildir. Çünkü hiçbir gelir ya da servet edinimine
neden olmasa da Ģirket ortaklığı destek primi ödeme
sebebi sayılmaktadır.
ĠĢte bu ve benzeri soru ve cevaplar yüzünden 5510 saydı
yasanın bazı hükümlerini içimize sindiremiyoruz, yasa
yürürlüğe girmeden düzeltilsin, Islah edilsin diyoruz. Sayın
CumhurbaĢkanımızın ve Ana Muhalefet partisi Grubu‟nun
Anayasa Mahkememizce açtığı davalarla, değindiğimiz ve
değinemediğimiz sorunların giderileceğine inanıyoruz. Ama,
Anayasa Mahkememizin belirli süreleri gerektiren prosedürü
boyunca ciddi sıkıntılar yaĢanmaması için, Hükümetimizin
hızla gereğini yapmasını umuyoruz.
Bu seminerin konusu teknik anlamda bizim ihtisasımızın
kapsamında değildir. Bu nedenle konuĢmamı burada
sonlandırmak istiyorum. Konunun uzmanı olan değerli
seminer sunucularına peĢinen Ģükranlarımızı sunuyorum.
Yeminli Mali MüĢavirler Odası adına hepinize sevgi ve saygılar
sunuyorum. Sağolun.
AYLIK BÜLTEN DĠZĠNĠ
Sayı: 75 KASIM-ARALIK 2006
Ayda Bir Yayımlanır.
Adres:
Kıbrıs ġehitleri Cad. Kervan Apt. No:7
Alsancak/ĠZMĠR
Yazı DanıĢma
ve Okuma
Kurulu
Hazırlayanlar
Ünal AYDIN (YMM)
AyĢe AKAY (Yazı ĠĢleri
(Genel Yayın Sorumlusu)
Sorumlusu)
Hasan Zeki SÜZEN (YMM)
(Genel Yayın Sorumlusu)
ODAMIZ BANKA HESAP NUMARALARI
BANKA
ġUBE HESAP
ADI
NO
ZĠRAAT BANK.ALSANCAK ġB.
5004
6969135
YAPI KREDĠ BANK.MUSTAFABEY ġB.
65248362
Not: Bültenimizde yayımlanan makaleler Odamızın görüĢü
olmayıp yazanların kiĢisel görüĢleridir.
I-
ODAMIZDAN HABERLER
+ ÖRTÜLÜ KAZANÇ SEMĠNERĠ YAPILDI:
YaklaĢık (100) kiĢinin katıldığı örtülü kazanç semineri
Karaca Oteli salonunda yapıldı. Ġzmir Vergi Dairesi BaĢkanı
Mustafa Bulut‟un da izlediği seminer Oda Eğitim
Komisyonu‟nun ilk çalıĢması oldu. Komisyon BaĢkanı Ġlgin
Saylam‟ın rahatsızlığı dolayısıyla katılamadığı semineri
Ekrem Kayı ve Dursun Özcan hazırladı. KonuĢmacı olarak
Ġzmir Vergi Dairesi Grup Md. Rıfat Engin ve YMM Mehmet
AktaĢ katıldılar. Komisyon üyesi Ekrem Kayı yönetici olarak
görev yapmanın yanısıra aynı zamanda katkıda bulundu.
Yine komisyon üyesi Dursun Özcan özellikle yabancı
ülkelerdeki uygulamalara yer veren bir konuĢma yaptı.
Eğitim Komisyonundan yeni çalıĢmalar bekliyoruz.
+ BDDK YÖNETMELĠK VE TEBLĠĞLERĠ YAYINLANDI:
Önümüzdeki günlerde bizleri yakından ilgilendirecek
olan BDDK Yönetmelik ve Tebliğleri 01.11.2006 Günlü
Resmi Gazetede yayınlandı.
Söz konusu tebliğlerden mesleğimizi yakından
ilgilendirenlerin baĢlıkları Ģöyledir.
- Bankaların kredi iĢlemlerine iliĢkin yönetmelik
- Bankalarda Bağımsız Denetim gerçekleĢtirilecek
kuruluĢların yetkilendirilmesi ve faaliyetleri hakkında
yönetmelik
- Bankalara değerleme hizmeti verecek kuruluĢların
yetkilendirilmesi ve faaliyetleri hakkında yönetmelik
- Derecelendirme kuruluĢlarının yetkilendirilmesine ve
faaliyetlerine iliĢkin esaslar hakkında yönetmelik
- Bankaların destek hizmeti almalarına ve bu hizmeti
verecek kuruluĢların yetkilendirilmesine iliĢkin
yönetmelik
+ (12) SERĠ NOLU ÖTV GENEL TEBLĠĞĠ YAYINLANDI:
YMM‟lerce hazırlanan üretim raporlarının yazılma zamanı
ve vergi dairelerine verilme Ģekli hakkında önemli
açıklamalar getiren ÖTV tebliği yayınlandı.
Bilindiği üzere, üretim raporları tıpkı KDV iadesi
raporları gibi bizzat YMM tarafından vergi dairesine teslim
edilmektedir. Odamız ve ayrıca bir üyemiz tarafından
uygulamanın değiĢtirilmesi için Gelir Ġdaresi nezdinde
yapılan ve raporların posta marifetiyle gönderilmesi
hakkındaki giriĢimlerden henüz bir sonuç alınamamıĢtır.
Özellikle Mersin ve Ġzmit‟te teslim edilen raporlar sorun
olmaya devam etmektedir. Teslim Ģeklinin değiĢtirilmesi
için giriĢimler sürdürülmektedir.
+ SÖZLEġME HAZIRLIKLARI VE ÜCRET TARĠFESĠ:
Odamız yönetim kurulu üyesi Turan Öztürk‟ün katıldığı
YMM Odaları ücret tespit komisyonu 2007 yılına iliĢkin
ücretlerin %10 dolayında artırılmasını benimsemiĢtir.
Maliye Bakanlığı‟nın onayından sonra önümüzdeki günlerde
Resmi Gazete‟de yayınlancak tarife, her yıl olduğu gibi
acele olarak bastırılarak sizlere dağıtılacaktır.
Tam tasdik sözleĢmeleri her yıl olduğu gibi en geç 31
Ocak 2007 tarihi itibariyle ġubat ayı sonuna kadar
yapılarak Odaya gönderilmiĢ olacaktır. Oda üyelerinden
aldığı sözleĢmeleri elektronik ortamda 15 Mart 2007
tarihine kadar Bakanlı‟ğa gönderecektir.
+ DEVĠR VE BÖLÜNME ĠġLEMLERĠNDE RAPOR YAZMA:
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yayınlamıĢ bulunduğu
tebliğle Limited Ģirketlerin devir ve bölünme iĢlemlerinde
özsermaye tespiti konusunda YMM‟lere yetki tanımıĢtı. Ġlgili
tebliğde değiĢiklik yapılması için TÜRMOB‟a gönderilen bir
yazıyla aynı yetkinin anonim Ģirket devir ve bölünme
iĢlemlerinde de geçerli olması talep edilmiĢtir. Önümüzdeki
günlerde yazımıza olumlu cevap geleceğini umuyoruz.
Limited Ģirketler için yazılan örnek rapor Odamızdan
istenebilir.
Bu yetkiyle Ģimdiye kadar mahkelemerin yetkisinde
bulunan uygulama YMM‟lerce de yapılabilecek ve yargının
yükü azaltılmıĢ olacaktır.
+ AYDIN-MUĞLA- DENĠZLĠ VE UġAK ZĠYARETLERĠ:
Oda yönetim kurulu üyeleri ve Disiplin Kurulu baĢkanı
geçtiğimiz günlerde belirtilen (4) Ģehre giderek SMMM
Odası, Defterdarlık Vergi Dairesi BaĢkanlıkları ve Vergi
Denetmenleri BaĢkanlıklarını ziyaret ettiler. Ayrıca bu
Ģehirlerdeki YMM‟lerle birlikte yemek yenerek mesleki ve
yerel sorunlar görüĢüldü.
Aydın ziyareti, üyelerimizden Mustafa BaĢtuğ
zamanda Ticaret Odası
BaĢkanı olduğundan
baĢkanlığında yapıldı.
aynı
Oda
Denizlide aynı zamanda Ege Bölge Odaları toplantısı
yapıldı. Disiplin uygulamalarıyla ilgili olarak yapılan
toplantıda üyelerimizden Hasan Zeki Süzen, ġevki Bilibay,
Ali Karamil ve Necmettin KeleĢ birer konuĢma yaptılar.
Ayrıca Denizli Vergi Dairesi BaĢkanı ve ilgili müdürlerle
birlikte akĢam yemeği yenildi.
Tüm ziyaretlerimizde sıcak ilgi gösteren üyelerimize ve
ilgili kurumların BaĢkanlarına teĢekkür ediyoruz.
+ SOSYAL GÜVENLĠK YASASININ ETKĠLERĠ:
Ocak/2007 ayında yürülüğe girecek olan yasanın
getireceği olumsuzluklar hepimizin bilgisi dahilinde. Belki
de bültenimiz baskıya verildikten sonra bazı maddeleri
Anayasa Mahkemesi iptal etmiĢ olacak veya yasa
ertelenmiĢ olacaktır.
Bununla birlikte, Aralık ayının son günlerinde TürkiĢ
Hukuk DanıĢmanı Avukat Celal Tüzün konu hakkında
üyelerimizi bilgilendirecektir. Toplantıyla ilgili bilgiler
yakında sizlere iletilmiĢ olacaktır.
+
GÖZETĠM
RAPORU:
KAPSAMINDAKĠ
ÜRÜNLER
TASDĠK
DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı tarafından yayınlanan 2006/14
ve
2006/15
sayılı
tebliğlerle
ithalatta
gözetim
kapsamındaki ürünler için YMM‟lere rapor yazma yetkisi
tanınmıĢtır.
Konu hakkında yazılacak raporların dispozisyonu ilgili
tebliğlerde yer almaktadır.
+VEFAT VE BAġSAĞLIĞI:
Üstadımız Burhan Özfatura geçtiğimiz günlerde annesini
kaybetmiĢtir. Ayrıca yönetim kurulu üyemiz Mustafa
Topal‟ın kız kardeĢi vefat etmiĢtir.
Üyelerimize sabır vefat edenlere Allahtan rahmet dileriz.
+ YENĠ YIL:
Iki ayda bir hazırladığımız bültenin 6‟ncı sayısıyla 2006
yılını geride bırakmıĢ bulunuyoruz. Zaman kavramı
konusunda değiĢik görüĢler varsa da sonuç olarak bir yıllık
kesiti bitirip, yeni bir sürece giriyoruz.
Her zaman tekrarladığımız üzere, yaĢamın üç ana
unsuru sağlık, iĢ ve evde huzur ve nihayet yeteri kadar
ekonomik imkandır. Günlük yaĢamımızda ailemize ve
çervemize karĢı sorumluluklarımız bulunmakla birlikte,
katkıda bulunabileceğimiz kadar toplumsal sorunlara da
duyarlı olmak durumundayız.
Bu duygu ve düĢüncelerle Oda olarak yeni yılın tüm
üyelerimize ve Oda personeline iyilikler getirmesini
diliyoruz.
ODAMIZA GELEN YAZILAR
KAYIT DIġI EKONOMĠ ve ÖNLENMESĠ
Prof. Dr. Adnan GÜLERMAN
Yeminli Mali MüĢavir
I - KAYIT DIġI EKONOMĠ NEDĠR?
Hemen her yıl, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin
verilmesinden bir süre sonra, medyada hangi meslek
gruplarının matrahlarının ve ödedikleri gelir ve kurumlar
vergilerinin ortalama miktarları yayımlanır. Yayımlanan
ortalama matrahlar ve vergi miktarları incelendiğinde bu
meslek gruplarının böylesine düĢük gelirlerle yıllar yılı ticari,
sınai veya mesleki faaliyetlerine devamda neden bu kadar
ısrarlı olduklarına hayret edildiği gibi, verdikleri vergilerin de
neden bir asgari ücretlininki kadar düĢük olduğuna bir türlü
cevap bulunamaz.
Bu medya haberlerinin hemen arkasından Maliye
yetkililerinin kaç mükellefi denediği ve ne kadar matrah
farkının bulunduğu haberleri medyada yer alır. Bu arada, yeni
ve etkile dene-tim yöntemlerinin uygulandığından ve bunların
olumlu sonuçlarından örnekler verilip, baĢka yöntemlerin de
uygulanacağından söz edilir.
Kayıt dıĢı ekonominin ne olduğunu ortaya koyabilmek için,
öncelikle
bu
tür
faaliyetlerin
hangi
alanlarda
gerçekleĢtirilebildiğini incelemek uygun olacaktır.
Genellikle kayıt dıĢılık (buna çoğu zaman vergi kaçakçılığı
da denilmektedir) yasalara aykırı ekonomik faaliyetler,
ekonomik iĢlemlerin muhasebe kayıtlarından geçirilmemesi,
haksız yere indirim, veya sübvansiyonlardan faydalanma,
kaçakçılık, ev hizmetleri yardımcılı, çocuk veya özürlü
kimselerin bakıcılığı ve benzeri pek çok kaynaktan elde
edilen, vergilendirilememiĢ gelir kayıt dıĢı kapsamında
değerlendirilmektedir. ( 1 )
Kapsamı yukarıdaki gibi belirledikten sonra, aynı anlamı
ifade eden bir çok kayıt dıĢı ekonomi tanımından birisine yer
verelim:”Mal ve hizmet üretimine konu olan, yasada yer
verilen Ģartlara uygun olarak belgelendirilemeyen ve bu
nedenle muhasebe ve benzeri kayıtlarda yer almadığı için
denetim dıĢı kalan ekonomik faaliyetler”dir.
KuĢkusuz, kayıt dıĢı ekonomi bu haliyle,
a) büyüklüğünün tam olarak ölçülmesi imkânı olamayan,
b) Ölçülememesi nedeni ile de Gayri Safi Milli Hasıla
(GSMH) hesaplamalarında tahmini bir miktar olarak yer
alan, niteliktedirler.
II – KAYIT DIġI EKONOMĠNĠN VERGĠ POLĠTĠKASINI
ETKĠLEMESĠ
Yukarıda vermiĢ bulunduğumuz tanımlara göre, kısa ifade
ile “vergilendirilememiĢ bir kazançtır.”
Her ne kadar, bazı düĢünürler, mesela bir üretim
faaliyetinde ham maddeden, üretime, pazarlamasına
ve
satıĢına kadar olan ekonomik faaliyetler dizisinde bütün
aĢamaların kayıt dıĢı olmadığı, mal veya hizmet akıĢının kayıt
içine girdiği bir aĢamada maliyete ekleneceği için,
vergilendirme yönünden bir kaybın olmayacağını ileri sürerler.
Bu düĢünce tarzının, bir an için doğru olduğu varsayılsa
bile, kayıt dıĢılık aĢamasında kaçırılan verginin sonraki kayıt
içi aĢamasındaki üniteye yüklenmesi gibi bir sonuçla
karĢılaĢılacaktır.
Bir örnek vermek gerekirse: 100 YTL tutarındaki bir ham
maddenin kayıt içi satın alınması sırasında alıcı 10 YTL. lik
faturasız bir nakliye bedeli ödemiĢse ve satın aldığı bu ham
maddeyi 15 YTL. kârla satacaksa, aĢağıdaki alternatiflerden
birini yapacaktır.
a) 10 YTL. tutarındaki nakliyeyi girdi maliyetine
ekleyemeyecek ve ham maddeyi 115 YTL.ye
satacaktır.Bu durumda muhasebe kaydı olarak 10
YTL.kâr sağlamıĢ gibi görünmesine rağmen gerçek kârı
sadece 5 YTL. olmuĢtur.
b) Satıcı (a) daki duruma düĢmemek için ham maddeyi 125
YTL.ye satarak, gerçekte 15 YTL. kâr sağladığı halde,
muhasebe kaydında 25 YTL. kâr sağladığı
görüleceğinden, nakliyecinin ödemediği vergiyi de ödeme
durumunda kalacaktır.
c) Satıcı 25 YTL. kârın vergisinden kurtulabilmek için,
nakliyeciden alamadığı 10 YTL. lik faturayı baĢka bir
yerden temin etmeye çalıĢacaktır.Büyük bir ihtimalle bu
10 YTL. lik faturayı veren kuruluĢ daha önce baĢkası için
düzenlemediği faturadan dolayı meydana gelen boĢluğu
doldurmak için bu faturayı vermiĢ olacaktır.
d) Bu 10 YTL.lik fatura, bütün iĢleri sahte fatura
düzenlemek olanlardan sağlanarak muhasebe kaydı,
olması gereken hale getirilmesine rağmen mükellef sahte
fatura kullanmanın sorumlusu durumuna düĢecektir.
Yukarıda görüldüğü gibi, kayıt dıĢı olan 10 YTL. lik
nakliye hizmetinin sebep olduğu boĢluk bazen (b) veya
(c) deki gibi kayıt içine girmiĢ olmaktadır. Ama,
saydığımız dört halin de VUK.nun hükümlerine ters
düĢtüğü ortadadır.
III – KAYIT DIġINA YÖNLENDĠREN SEBEPLER
Her mal satıĢı veya hizmet ifası bir bedel karĢılığı
yapıldığından, elde edilen kazancın da bir vergisi olacaktır.
Yalnız, burada her mal satıĢının veya hizmet ifasının yasal
olduğunu söylememiz de mümkün değildir. Bu yüzden yer altı
faaliyeti olarak isimlendirilen mal satıĢı veya hizmet ifasının
herhangi bir noktasında kayıt içine girmesi de söz konusu
olamayacağından, üzerinde ön planda durulması önemli olan
bir husus olarak gözükmektedir. Üstelik, bu tür faaliyetlerden
elde edilen kazanç da riskinin yüksekliği oranında da çok
yüksektir.
Ama, yine zaman zaman yapılan tartıĢmalarda, bir
uyuĢturucusu kaçakçısının bu faaliyetinden kaynaklanan
kazancı ile bakkal, manav veya konfeksiyoncudan yaptığı alıĢ
veriĢlerle kâr ve vergi haline dönüĢtürüleceği savunması da,
sonunda kayıt içine girmiĢ olma ve
vergiye dönüĢmüĢ
olmasına rağmen kabul edilebilecek bir ekonomik faaliyet
değildir.
Aslında, kayıt dıĢılığın tamamını sahte fatura düzenleyen
ve bu yolla bazı aĢamalarda kayıt içine girme ihtimali bulunan
faaliyetler olarak anlayıĢla karĢılamak da mümkün değildir.
Vergi politikasının en önemli unsurlarından birisi de bütün
ekonomik faaliyetlerin legal, yani takip edilebilir nitelikte
olması gereğidir.
IV – KAYIT ĠÇĠ ĠġLEMLERDE MUAFĠYET VE ĠSTĠSNALAR
Kazancına göre ödemesi gereken vergiyi vermeyenlerin
tamamını
kayıt dıĢı olarak nitelendirmek yanıltıcı
olmaktadır. Yasaların tanıdığı muafiyet ve istisnalardan
faydalananların
sayısı
ve
türleri
baĢka
ülkelerle
karĢılaĢtırılamayacak kadar fazladır. Yasların belirlediği
niteliklere sahip olanlar bazen kazancının tamamını bazen
de önemli bir kısmını vergilendirme dıĢı tutabilmektedirler.
Hatta, bazı mükellefler bazı kazançlarını saklayarak veya
küçülterek muafiyet veya istisna sınırları içine girmenin
yollarını bulmaya çalıĢmaktadırlar.
Ayrıntılarına girmeden, bunlardan baĢkalarını aĢağıda
sıralayalım:
a) Muaflıklar,
- Esnaf muaflığı (GVK. Md.9)
- Çiftçi muaflığı (GVK. Md.109
( 4369 S.K.nun 82/3-a maddesiyle yürürlükten
kaldırılmıĢtır.)
- Diplomat muaflığı (GVK. Md.15)
- Ücret istisnası (GVK. Md.16)
(Ġstisna olarak isimlendirilmesine rağmen
GVK.nun Diğer Muaflıklar 3. Bölümü baĢlığı
altında yer almaktadır.)
b) Ġstisnalar,
- Serbest meslek kazancı istisnası (GVK. Md.18)
- PTT acentelerinde kazanç istisnası (GVK.
Mükerrer Md. 18)
- Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi (GVK.
Md.19)
- Gayrimenkul ve haklara istisna (GVK. Md. 21)
- Menkul sermaye kazançlarında istisna
(GVK.MD.22)
- Müteferrik istisnalar
iÜcretlerde (15 çeĢit)
ii- Gider karĢılıklarında (5 çeĢit)
iii- Tazminat ve yardımlarda (10)çeĢit)
iv- Vatan hizmeti yardımlarında (4çeĢit)
v- Teçhizat ve tayın bedelleri (3 çeĢit)
vi- Tahsil ve tatbikat ödemeleri (3 çeĢit)
vii- TeĢvik ve ikramiye muaflıkları (4 çeĢit)
viii- Sergi ve panayır istisnası (2 çeĢit)
c) Ġndirimler
- Sakatlık indirimi,
Yukarıda sıraladığımız muaflık, istisna ve indirim
listesini inceledikten sonra insanın “Türkiye‟de bunların
herhangi birinden faydalanmayan mükellef var mıdır?” gibi bir
soruyu sorması kaçınılmaz olmaktadır.
KuĢkusuz, bütçe giderlerini karĢılaması zorunlu olan vergi
gelirlerinden , kayıt dıĢı olanlardan yukarıda saydığımız
muaflıklar ve istisnaları da çıkarttığımız zaman, geriye kalan
ge-riye kalan miktarın kayıt içindekilere bir biçimde
yüklenmesi zorunlu olmaktadır.
BaĢka bir anlatımla, mevcut vergi mükellefleri, makul
ölçüde olması gereken vergi yüklerinin oldukça üstünde vergi
ödemeye zorlanmıĢ olmaktadır.
Böyle bir durumun kayıt içindeki mükellefleri “BaĢkasının
ödemediği vergiyi ben neden ödüyorum?” düĢüncesiyle kayıt
dıĢına itmesi de kaçınılmaz olmaktadır. Böyle bir değerlendirme yapanları cesaretlendiren baĢka bir husus da “Madem
ki, kayıt dıĢı olanları ele geçirmek mümkün olamıyor, benim
de ele geçirilmem mümkün olamayacaktır.” değerlendirmelerine ulaĢabilmiĢ olmalarıdır.
Yukarıda değindiğimiz gibi, vergilendirmenin en önemli
unsurlarının baĢında “adil bir mükellefiyet “ ya da “herkesin
ödemesi gerektiği kadar vergi ödemesi” gelmektedir.
V – KAYIT DIġINI ORTAYA ÇUIKARTMAK ZOR MUDUR?
Paranın çekiciliği sebebiyle, hemen bütün ülkelerde az
veya çok kayıt dıĢılık bulunmaktadır. Hangi ülke olursa
olsun, silah, uyuĢturucu vs. ticaretini kayıt içine alma imkânı
yoktur. Böyle olması da doğaldır. Öte yandan, bu tür
üretimlerin yapıldığı ülkeler özellikle, dolaylı yoldan olsa bile
kayıt dıĢılığı görmezlikten gelme eğilimindedir.
Ama, bunların dıĢındakilerini ortaya çıkarabilmek için en
önemli unsur “denetim” olmak-tadır.
Burada, “denetim” görevinin sadece her kademede
denetimle görevli, devlet memuru statüsünde olan, genel
ifade ile “denetim elemanları”na ait olduğu düĢüncesinde
değiliz. Bu resmi denetim elemanlarının çok önemli görevi
üstlendikleri ve sayıca yeterli olmadıkları bilincine de sahibiz.
Yıllar önce yaptığım bir araĢtırma çalıĢmasında, bir
denetim elemanının, bir mükellefin (Bu mükellef kavramının
kapsamında dev holdinglerden, minimum kazançlı ve
beyannameli gayri menkul sermaye iradı sahibine kadar) bir
yıllık hesabını bir haftada inceleyerek sonuca ulaĢabildiğini
varsaydığımız taktirde, her bir mükellefe 17-18 senede bir
kez sıra gelebilmektedir.
Bu gün mükellef ve denetim elemanı sayılarındaki
değiĢmeler ulaĢtığım sonucu bir miktar etkilemiĢ olsa da,
durum denetimi sadece denetim elemanlarına bırakma ile
çözülür gözükmemektedir. Denetim ne kadar etkili ise, kayıt
dıĢılık da o kadar az olmaktadır. (2)
Gerçi, denetim elemanı sayısının artırılması halinde bir
yandan yukarıda değindiğimiz olumlu geliĢmeler sağlansa da,
denetim maliyetinin yükselecek olması, bir tercih yapmayı,
baĢka bir anlatımla “kıvam noktası”nı bulmayı zorunlu hale
getirmektedir.
Batı‟da kayıt dıĢını minimuma indirebilmiĢ ülkelerin uzun
zamandır denemiĢ olduğu yöntemi Türkiye‟de de uygulamaya
geçmenin zamanı çoktan gelmiĢtir. Bu da baĢka kaynakların
desteğini sağlamaktır. En önemli destek olacak kaynak da
tüketicidir, halktır. VatandaĢ, değeri ne olursa olsun satın
aldığı bir mal veya hizmeti geçerliliği olan bir belgeye
dayandırdığı zaman en büyük denetimi yapmıĢ olmaktadır.
Burada, geçmiĢte yaĢadığım bir olayı nakletmekte fayda
görüyorum:
Ġzmir‟deki bir fakülteye Ġstanbul‟dan bir profesör geçici bir
süre için davet edilmiĢti. Görev süresi dolmak üzereyken
Ġstanbul‟a dönmemesini çok arzuladık. Kendisi de razı
olmuĢtu.
Ġstanbul‟daki evini satıp Ġzmir‟de bir daire alacak ve
yerleĢecekti. Yalnız katı bir Ģartı vardı. Ġzmir‟de alacağı
dairenin bedeli tapuda aynen satıĢ bedeli olarak yer almalıydı.
Fakültenin bütün elemanları seferber olduğu ve beğenilecek
pek çok daire bulunduğu halde hiçbir satıcıya bu Ģartı kabul
ettirememiĢtik. Satıcılar dairenin satıĢ değerini, alıĢ fiyatının
önemli ölçüde altında gösterme eğiliminde idiler.
Çerezciden alınan leblebiçekirdeğin satıĢ fiĢini bir tarafa
bırakalım, gayrimenkul alıĢ satıĢları arasındaki önemli farkı
hemen her satıĢ iĢleminde görmek mümkündür. Ama,
yasalarda da ne iĢe yaradığı belli olmayan, ne zaman
uygulanacağı bilinmeyen “rayiç bedel” denilen bir hüküm yer
almaktadır.
Bir denetim elemanının “müĢteri” rolünü üstlenerek kayıt
dıĢılığı belirlemesinin zor olmadığı kanaatindeyiz. MüĢteri,
baĢka Ģartlarla satın alamayacağını bildiği için ister istemez
bu duruma razı olmaktadır. Ayrıca, satıcı olduğu zaman aynı
mekanizmanın kendi çıkarına çalıĢacağını da bilmektedir.
VI – S O N U Ç
Genellikle, bütçenin ek gelir ihtiyaçlarının karĢılanabilmesi
için bilinen en kolay yollardan birisi vasıtalı vergi oranlarını
artırma, diğeri de mevcut mükelleflerden daha fazla
vergi almaktır. Her iki halde de vergi ödeyenler kayıt
dıĢına itilirler.
Vergi oranı ile vergi ödeme arzusu ters orantılıdır. Bu
yüzden, toplam vergi gelirlerini artırmada mevcut mükellefler
için “kıvam noktası”nı aĢmamayı amaçlamanın yanında, vergi
mükellefi olması gerektiği halde kayıt dıĢı kalmıĢ olanları da
kayıt içine almak baĢlıca amaç olmalıdır.
Aksi halde, kayıt dıĢına el atılmadığını gören mevcut
mükellefler “bütçenin yükünü yalnız ben mi taĢıyacağım?”
sorusunun cevabını “o kaçırıyorsa sen de kaçırabildiğin kadar
kaçır” biçiminde verme eğilimine girebileceklerdir.
Son söz olarak, kayıt dıĢını önleyebilmek için mevcut
bütün
denetim
araçlarından,
en
yüksek
seviyede
faydalanmanın gerektiğini iĢaret ederken, muhasebeci, mali
müĢavir ve yeminli
değinmenin gereğini duyduğumuzu
önemle belirtmek isteriz.
1) ERDEMĠR Hazma - Maliye Postası Sayı:562 Sayfa:111
2) Ibid. Sayfa:115
LĠMĠTED ġĠRKETLERDE ORTAKLIK PAYI DEVRĠ
Ferhat FAHRAN
YMM - Eski BaĢ Hesap Uzmanı
I- GENEL AÇIKLAMA:
Bilindiği üzere, G.V.K. Mükerrer 80. maddesinin 4.
fıkrasına göre, limited Ģirketlerde ortaklık payının devri,
değer artıĢ kazançları olarak Gelir Vergisine tabiidir. Yine bu
kazancın nasıl vergileneceği ile ilgili olarak, Mükerrer 81.
maddesinde, "Safı değer artıĢı" baĢlığı altında düzenleme
yapılmıĢtır. Buna göre, değer artıĢında safı kazancın; elden
çıkarma karĢılığında alınan para ve ayınlarla, sağlanan ve
para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından,
elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden
çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan
giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle
bulunacağı belirtilmiĢtir.
Yine aynı maddenin 7.fıkrasında, mal ve hakların elden
çıkarılmasında iktisap bedelinin, elden çıkarılan mal ve
hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, Devlet
Ġstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eĢya fiyat
endeksindeki artıĢ oranında artırılarak tespit edileceği
belirtilmiĢtir.
Yasa metninden anlaĢılacağı üzere, kazancın tespiti ile
ilgili olarak, 1. fıkrada "MALĠYET BEDELĠ" ifadesine yer
verilirken, 7.fıkrada," ĠKTĠSAP BEDELĠ" Ġfadesine yer
verilmiĢtir.
Bu
tespitten
sonra,
Yasada
öngörülen
endekslemenin,
iktisap
bedelinden
baĢlayacağı
anlaĢılmaktadır. Bilindiği üzere, V.U.K.'nun 262.maddesinde,
Maliyet bedeli; iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut
değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle,
bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı Ģeklinde
tanımlanmıĢtır. Öte yandan, iktisap bedeli ise, yalnızca malın
satıĢ bedelidir. Bunun dıĢındaki müteferri giderler söz
konusu değildir.
Örneğin, ortaklık payının iktisabı sırasında, noterde
yapılan harcamalar, endekslemeye dahil edilmeyecek,
yalnızca ortaklık payını iktisabı sırasındaki devir bedeli esas
alınacaktır.
Yine anılan maddenin 7.fıkrasına, 5281 Sayılı Yasanın
28.maddesiyle, 1.1.2006 Tarihinden itibaren elde edilen
gelirlere
uygulanmak
üzere,
eklenen
cümle
ile,
endekslemenin yapılabilmesi için, toptan eĢya fiyat artıĢ
oranın %10 veya üzerinde olması gerekmektedir. Yasa ile
ilgili bu son düzenlemeden, toptan eĢya fiyat artıĢ oranı
%10'nun altında kaldığında, o yıl için bir endeksleme
yapılmayacaktır.
Söz konusu yasanın uygulanması ile ilgili olarak, 232
Seri no.lu Gelir vergisi Tebliği yayımlanmıĢtır. Her ne kadar
Tebliğ, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan
kazançların vergilendirilmesi ile ilgili olmakla birlikte, limited
Ģirketlere ait ortaklık paylarının elden çıkarılmasından doğan
kazançlar da yukarıda anılan kanun hükümlerine tabi
olduğundan, söz konusu Tebliğin yazımız konusunu
ilgilendiren bölümlerini dikkate alacağız.
Özellikle, Tebliğin, "Sermaye Artırımları Dolayısıyla
Sahip Olunan Hisse Senetlerin Maliyet Bedeli" bölümü,
ortaklık payının satıĢından doğan kazancın tespiti sırasında,
sermaye artıĢlarının kaynağının kar yedekleri veya sermaye
yedekleri olması durumunda, bedelsiz iktisap edilen
senetlerin durumu önem arz etmektedir. Buna göre, sermaye
artırımının kaynağı, sermaye yedekleri diğer bir deyiĢle,
değer artıĢ fonu, maliyet artıĢ fonu veya emisyon primleri v.s
ise; bu iĢlem sonrasında, gerek önceden sahip olunan,
gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alman hisse senetlerinin
maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin
maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan
toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit
edilecektir. Kar yedekleri diğer bir deyiĢle, olağan üstü yedek
akçelerin, geçmiĢ yıl karlarının, aktife kayıtlı taĢınmazların ve
iĢtirak hisselerinin satıĢından doğan kazanç ile ilgili olarak
pasifte tutulan fon hesabı'nın (5520 Sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu 5(1 )-e) kullanılmak suretiyle sermaye artırımında
bulunulması halinde, bu iĢlem dolayısıyla sahip olunan hisse
senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse
senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin
itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip
olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle
hesaplanacaktır.
Uygulamada, limited Ģirket ortaklarının, ortaklık
paylarının devrinde, gerek yasada ve Tebliğde öngörülen
hesaplama tarzlarına girilmeden, tam bir teamül anlayıĢı
içinde, noter huzurunda yapılan ortaklık paylarının satıĢ
bedeli olarak, nominal bedelinin esas alındığını görmekteyiz.
Bu bedelin, satıĢ bedeli olarak alınması halinde, yasada ve
Tebliğde yapılan hesaplamalar sonucunda ortaya çıkan
endekslenmiĢ iktisap bedeli, bu nominal bedel olan satıĢ
bedelinin üstünde de olabilir veya altında da olabilir. Eğer,
artırılan iktisap bedeli satıĢ bedelinin altında ise, değer artıĢ
kazançları için öngörülen istisna uygulandıktan sonra kalan
kazanç, satıĢ iĢleminin gerçekleĢtiği yılı takip eden yılın mart
ayında, Gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir.
Öte yandan, 5281 Sayılı Yasanın 27. maddesiyle değiĢik
mükerrer 80. maddesinin 3. fıkrasına göre; G.V.K.'nun Geçici
67. maddesi kapsamındaki menkul kıymetler ve diğer
sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ile ilgili değer
artıĢ kazançları hariç, Mükerrer 80. maddede sayılan mal ve
hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlara, 1.1.2006
Tarihinden itibaren uygulanacak istisna tutarı 6.000,00 YTL
olmuĢtur.
Limited Ģirketlerle ile ilgili ortaklık paylarının satıĢından doğan
değer artıĢ kazançlarının vergilemesi ile ilgili mevzuat
açıklamalarından sonra, bu açıklamalarımızı örnek olaylar
üzerinden somutlaĢtırmaya çalıĢalım.
II- ÖRNEK OLAY:
-(A) Gerçek kiĢi 2000 Yılı Ağustos Ayında, (B) Limited
ġirketine ait ortaklık payını, pay baĢına 25,00 YTL 1000
adet ortaklık payı alarak, limited Ģirkete ortak
olmuĢtur.
-(B) Limited Ģirketi, 2001 yılı Kasım ayında 60.000,00
YTL nakit, 2002 Yılı Temmuz ayında 240.000,00 YTL
değer artıĢ fonu, 2003 Yılı Mayıs ayında da 300.000,00
YTL olağan üstü yedek akçeleri sermayeye ilave etmek
suretiyle, Ģirketin 31.12.2005 Tarihi itibariyle nominal
sermayesi 650.000,00YTL'na çıkarmıĢtır.
-(A) Gerçek kiĢi, 2005 Yılının Aralık ayında (B) Limited
ġirketteki ortaklık payını, pay baĢına 50,00 YTL'dan,
(C) gerçek kiĢisine devretmiĢtir.
TARİH
SERMAYE
DURUMU
SERMAYE
HİSSE
ADEDİ
İLK
ENDEKS
SON
ENDEKS
DÜZELTME
KATSAYISI
DÜZELTİLMİŞ
DEĞERLERİ
HİSSE
MALİYETİ
01.08.2000
İKTİSAP BEDELİ
25.000.00
1.000
2.393.00
8.403,80
3.512
87.795,65
87.80
0J. 11.2001
NAKDİ SERMAYE
ARTIŞI
30.000,00
1.200
4.755.50
8.403,80
1.767
53.015.25
64.00
01.07.2002
DEĞER ARTIŞ FONU
İLAVESİ
120.000.00
4.800
01.05.2003
OLAĞANÜSTÜ
YEDEKLER
150.000,00
6.000
150.000.00
325.000,00
13.001)
290.810,90
20.12
22,37
Örnek olayımızdaki, gerçek kiĢinin iktisap ettiği ortaklık
payının bedeli ile, payına isabet eden nakdi sermaye artıĢının
endekslenmesi, 31.12.2004 yılına kadar yapılmıĢtır. Zira, söz
konusu gerçek kiĢi 2005 yılında ortaklık payının satıĢından
doğan değer artıĢ kazancı ile ilgili olarak 2006 yılının mart
ayında beyanname verip, vermeyeceğinin tespitini yaparken,
2005 Yılı itibariyle toptan eĢya fiyat endeksinin %10'unun
altında kaldığını bilebilecek durumdadır. Bu nedenle, 2005
Yılı yukarıda anılan madde hükmü uyarınca, ortaklık payının
satıĢı 2005 Yılı aralık ayında gerçekleĢmiĢ olmasına rağmen,
kasım ayına kadar
yapılması
gereken
endeksleme
yapılmayacaktır.
Bu durumda, değer artıĢ kazancı aĢağıdaki Ģekilde
hesaplanacaktır;
Yukarıdaki tablodan hareketle; Ortaklık payının iktisap
bedelinin ve nakdi sermaye artıĢının, 31.12.2004 Yılı sonuna
kadar endekslenmesi sonucu, ortaklık payının iktisap maliyeti
140.810,90 YTL olacaktır. Öte yandan, değer artıĢ fonunun
sermayeye ilavesi 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Tebliği'ne
göre, yalnızca ortağa verilen ortaklık payı adeti yönünden
dikkate alınacaktır. Kar yedeği mahiyetinde olan, olağan üstü
yedek akçelerin sermayeye ilavesinde ise, ortağa isabet eden
nominal ortaklık payı ise, (150.000,00 YTL), endekslenmiĢ
iktisap bedeline (140.810,90 YTL) ilave edilecektir.
Bu durumda, pay baĢına ortaklık payının endekslenmiĢ
iktisap bedeli; (290.810,90:13.000 Adet =) 22,37 YTL
olacaktır.Yukarıdaki örnekte belirtildiği üzere, Ortak (A)
ortaklık Payını, (C) Gerçek kiĢisine 50,00 YTL'sına salmıĢtır.
Bu durumda, 2006 Yılında beyanı gereken değer artıĢ
kazancının hesabı Ģöyle olacaktır;
Ortaklık Payının SatıĢ Bedeli;
(50,00*13.000=)
650.000,00 YTL
EndekslenmiĢ Ġktisap Bedeli;
(22,37*13.000=)
290.810,90 YTL
DEĞER ARTIġ KAZANCĠ 359.189,10 YTL
2006 Yılı Ġçin Öngörülen Ġstisna Tutarı 6.000,00 YTL
BEYANI GEREKEN DEĞER ARTIġ KAZANCI...
353.189,10 YTL
Yukarıda Genel açıklamalar bölümünde belirttiğimiz
üzere, uygulamada ortaklık payının satıĢ bedelinin tespiti,
genellikle devir tarihindeki Ģirketin nominal sermayesi esas
alınarak yapılmaktadır. Yukarıda anılan hesaplamalar da
yapıldığında, bu satıĢ bedelinin değer artıĢ kazancı doğurup,
doğurmadığı değerlendirilmelerine girilmemektedir. Nitekim,
örnek
olayımızda
ortaklık
payının
satıĢ
iĢlemi
gerçekleĢtiğinde Ģirketin nominal sermayesi, 650.000,00
YTL'dir. Ortaklık payı baĢına, nominal bedel (650.000,00:
26.000=) 25,00 YTL'dır. Eğer, ortaklık payının devir bedeli
25,00 YTL olursa, bu durumda beyanı gereken değer artıĢ
kazancı aĢağıdaki gibi olacaktır.
Ortaklık Payının SatıĢ Bedeli;
(25,00*13.000=)
325.000,00 YTL
EndekslenmiĢ Ġktisap Bedeli;
(22,37*13.000=)
290.810,90 YTL
DEĞER ARTIġ KAZANCI 34.189,11 YTL
2006 Yılı Ġçin Öngörülen Ġstisna Tutarı ……6.000,00 YTL
BEYANI GEREKEN DEĞER ARTIġ KAZANCI 28.189,11YTL
(OluĢMaliHukuk BürosuyayınlarındanalınmıĢtır.)
Basel-II; fırsatlar ve riskler
2007 yılı sonunda Avrupa Birliği ülkeleri ile bazı geliĢmiĢ
ülkeler Basel-II uygulamasına baĢlayacaklar. Uygulama
önemli sorun ve fırsatları da beraberinde getiriyor.
Finansal istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir fırsat
olacak olan uygulama, kredi mliyetlerini yüksltecek.
Bankacılık düzenleme ve Denetleme Kurulu, yayınladığı stratejik
planda Basel-Ü uygulamasının fırsatları ve riskleri beraberinde
getirdiği saptamasında bulundu. BDDK, Yeni Sermaye UzlaĢısı
Basel-Ü, G-10 ve AB ülkeleri ile bazı geliĢmekte olan ülkelerde
2007 yılı sonunda uygulamaya konulacağını vurgulayarak, "G-10
ülkeleri için tasarlanmıĢ olan uzlaĢının, ülkemiz ve geliĢmekte
olan ülkelerde uygulanması bazı maliyetleri barındırmakla
birlikte,
uygulanmaması
finansal
istikrar
konusunda
değerlendirilebilecek önemli bir fırsatın kaçırılması sonucunu
doğurabilecektir" görüĢünü savundu.
BDDK'nın yayınladığı
stratejik planın Basel-II uygulamasına
iliĢkin tespitleri Ģöyle; UzlaĢının, ülke riski ve krediyi kullanan
tarafın riskine bağlı olarak sermaye gereksinimini ve kredi
maliyetlerini değiĢtirmesi muhtemeldir. Maliyet artıĢı, düĢük
kredi derecelendirme notuna sahip taraflarda daha yüksek
olabilecektir. Ayrıca, özellikle yapısal ve kurumsal düzenlemelere
uyumda güçlük çeken küçük ve orta ölçekli iĢletmelerin kredi
kullanma maliyetlerinde artıĢlar olabilecektir. Bu nedenle,
uygulamadan bağımsız olarak UzlaĢıya iliĢkin hazırlıklar yapılması
önem taĢımaktadır. Bu durum BDDK için hem bir fırsat hem de
risk olarak değerlendirilmektedir.
BDDK, Basel-Ü uygulamasının üzerinde önemle durmuĢ, yol
haritasını hazırlamıĢ ve kamuya açıklamıĢtır. Bu çerçevede, BDDK
yetkilileri ile bankaların risk yönetiminden sorumlu üst düzey
yöneticilerinin katılımıyla Basel-II Yönlendirme Komitesi tesis
edilmiĢtir.
Basel-II'ye iliĢkin hususlarda eĢgüdüm sağlamak ve istiĢari
nitelikte kararlar almak üzere Hazine MüsteĢarlığı, TCMB ve
SPK'nın katılımıyla BDDK koordinasyonunda faaliyet gösteren
Basel-II Koordinasyon Komitesi ihdas edilmiĢtir. Aynca BDDK
bünyesindeki birimlerin katılımıyla Basel-II Proje Komitesi tesis
edilmiĢtir.
Basel-I‟in geliĢmekte olan ülkelerin bankalarının aĢırı risk alma
eğilimlerini engellememesine karĢın
Basel-II „nin böyle bir etki yaratacağı ve bankaların portföy
belirlemeye
yönelik
davranıĢlarında
yasal
sermaye
yükümlülüklerini, dolayısıyla risk profilini daha fazla dikkate
alacakları öngörülmektedir. Bu çerçevede, genel itibarıyla Basel-II ile birlikte perakende krediler ve iyi derecelendirme
notuna sahip Ģirketlere verilen krediler mevcut duruma göre
avantajlı konuma gelirken, geliĢmekte olan ülke menkul
kıymetleri ile derecelendirme notu düĢük banka ve Ģirketlere
verilen kredilerin mevcut duruma göre dezavantajlı konuma
gelmesi beklenmektedir.
B as el - I I'ni n bankaların organizasyon, bilgi iĢlem altyapısı
ve risk yönetimi süreçlerinde önemli değiĢikliklere sebep olması
beklenmektedir. Bu anlamda kredi ve operasyonel risk ölçümleri
için gerekli verilerin saklanması amacıyla bilgi iĢlem altyapısında
iyileĢtirmeler yapılması ve Basel-II 'de yer alan hususların dahil
olacağı bir kurumsal yönetim yapısının ve kurum kültürünün
oluĢturulması gereklidir.
Basel-II , birden fazla alternatif yöntem içermekte ve bu
yöntemler aynı durum için farklı sonuçlar üretebilmektedir. Bu
nedenle, bankalar arasında rekabetçi eĢitliğin korunması önem
taĢımaktadır. Basel-II'nin BDDK üzerindeki muhtemel etkileri
açısından önem arz eden hususlar Ģöyle:
Basel-II, tüm denetim otoritelerinde önemli bir ihtisaslaĢmıĢ
insan kaynağı ve teknik kapasite gereksinimi doğurmaktadır. Bu
kapsamda konuya yönelik eğitim ihtiyacı ve çeĢitli yazılımların
kullanılması gereksiniminin ortaya çıkması beklenmektedir.
Basel-II'nin 2 nci yapısal bloğunu oluĢturan denetim otoritesinin
banka sermaye yeterliliğini gözden geçirmesi sürecine iliĢkin
teknik detayların belirlenmesi, makul bir tarih aralığı içerisinde
planlanması gereken önemli bir husustur. Basel-II ile birlikte
önemi artacak bir diğer husus konsolide denetimdir. Özellikle
yabancı banka iĢtirakleri ve Ģubelerinin denetimine yönelik
politikalar önem arz etmektedir.
Basel-II'nin diğer düzenlemelere de çeĢitli etkileri olacaktır. Bu
anlamda özellikle muhasebe, karĢılıklar, iç denetim ve risk
yönetim sistemleri ile bankalarının
bilgi iĢlem altyapılarına
yönelik düzenlemeler üzerinde çeĢitli çalıĢmaların yapılması
gereklidir.
Basel-II'ye yönelik süreçte, BDDK belirli alanlarda öncülük
rolünü de üstlenmek durumundadır.
Bu kapsamda, BaselII Koordinasyon ve Yönlendirme Komiteleri ve bu komitelere
bağlı alt komitelerin çalıĢmaları önem arz etmektedir
Basel-II'ye yönelik stratejilerin belirlenmesinde AB alanında
konuya yönelik uygulanan politikaların yakından takip edilmesi
ve ülkemizdeki diğer kurum ve kuruluĢların görüĢlerinin de
alınması gereklidir.
Basel-II, birçok ülkede henüz öğrenme ve değerlendirme
aĢamasındadır. Bu itibarla, uygulanma tarihi, maliyeti ve veri
eksikliği konuları önemli problemler olarak ortaya çıkmaktadır.
(Bilanço dergisinin Ağustos/2006 sayısından alınmıĢtır.)
ATATÜRK'ÜN HAYATI
19 Mayıs 1881 Mustafa'nın Selanik'te doğuĢu
1893 Mustafa'nın Selanik Askeri RüĢtiyesi'ne yazılması,
1896 Askeri RüĢtüye'de Mustafa adlı öğretmeninin kendisine
Kemal adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri Ġdadisi
(Lisesi)'ne geçti.
13 Mart 1899 Mustafa Kemal. Ġstanbul'da Harbiye (Harp
Okulu) piyade sınıfına girdi.
10 ġubat 1902 Mustafa Kemal'in Harp Okulu'nu teğmen
rütbesiyle bitirerek Harp Akademisi'ne geçmesi.
11 Ocak 1905 Mustafa Kemal'in Kurmay YüzbaĢı olarak Harp
Akademisi'nden mezun olması ve merkezi ġam'da bulunan
BeĢinci Ordu emrine verilmesi.
Ekim 1905 Mustafa Kemal'in bazı arkadaĢlarıyla birlikle
ġam'da gizli "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni kurması,
20
Haziran 1907 Mustafa Kemal'in
rütbesinin Kolağasılığına (kıdemli
yüzbaĢı) yükseltilmesi.
13 Ekim 1907 Mustafa Kemal'in
Selanik'te III. Ordu'ya atanması,
15-16 Nisan 1909 Mustafa Kemal'in 31 Mart (13 Nisan)
ayaklanması üzerine Hareket Ordusu'nun kurmay baĢkanı
olarak Ġstanbul'a hareket etmesi.
6 Eylül 1909 Mustafa Kemal'in Selanik'te 111. Ordu Piyade
Subay Talimgahı Komutanı olması (aynı yıl içinde Kolağası
rütbesiyle 38. Piyade Alayı komutanı olmuĢtur),
Mayıs 1910 ustafa Kemal'in Mahmut ġevket
PaĢa'nın kurmay baĢkanı olarak Arnavutluk
harekâtlarında bulunması, 1 7-21 Eylül 1910
Fransa'da yapılan manevralara (Picardie) Türk
Ordusu temsilcisi olarak katılması. 13 Eylül 1911
Mustafa Kemal'in Ġstanbul'a Genelkurmay'a
nakledilmesi, 27 Kasım 1911 Mustafa Kemal'in
BinbaĢılığa yükseltilmesi,
22
Aralık 1911 Mustafa Kemal'in Ġtalyan - Osmanlı Trablus
savaĢında Tobruz Taarruzunu baĢarıyla idare etmesi.
25 Kasım 1912 Mustafa Kemal'in Bahrısefıd Boğazı
(Çanakkale) Kuvâ-yı Mürettebesi Harekât ġubesi
Miidürlüğü'ne atanması,
27 Ekim 1913 Mustafa Kemal'in Sofya AtaĢemiliteri
olması.
1 Mart 1914 Mustafa Kemal'in Yarbaylığa yükselmesi,
2 ġubat 1915 Mustafa Kemal'in Tekirdağ'da 19. Tümeni
kurmaya baĢlaması (25 ġubat 1915'te tümen kuruluĢunu
tamamlayarak Maydos'a gelmiĢtir).
25
Nisan 1915 Ġtilaf Devletlerinin Arıburnu'na asker
çıkarmaları üzerine Mustafa Kemal'in tümeniyle
düĢmanı önleyerek durdurması.
1 Haziran 1915 Mustafa Kemal'in Albaylığa yükselmesi,
8 - 9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in Anafartalar Grubu
Komutanlığı'na atanması,
10
Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in bizzat
idare etliği taarruzla Anafartalar cephesinde
düĢmanı geri atması,
17 Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in
Kireçtepe'de zafer kazanması,
21
Ağustos 1915 Mustafa Kemal'in II. Anafartalar Zaferini
kazanması,
1 Nisan 1916 Mustafa Kemal'in Tümgeneralliğe yükseltilmesi,
7-8 Ağustos 1916 Mustafa Kemal'in Bitlis ve MuĢ'u düĢman
elinden kurtarması,
7 Mart 1917 Mustafa Kemal'in Diyarbakır'daki II. Ordu
Komutan Vekilliğine atanması,
16 Mart 1917 Mustafa Kemal'in Diyarbakır'daki II. Ordu
Komutanlığı'na asil olarak atanması.
5 Temmuz 1917 Mustafa Kemal'in Halep'teki VII. Ordu
Komutanlığı'na atanması,
20 Eylül 1917 Mustafa Kemal'in VII. Ordu Komutanı sıfatıyla
memleketin ve ordunun durumunu açıklayan tarihi raporunu
göndermesi,
15 Ekim 1917 Mustafa Kemal'in VII. Ordu Komutanlığımdan
ayrılarak Ġstanbul'a dönmesi,
15 Aralık 1917 Mustafa Kemal'in Veliaht Vahdettin ile
Almanya'ya gitmesi,
16 Aralık 1917 Mustafa Kemal'e "Birinci Rütbeden Kılıçlı
Mecidi NiĢanı" verilmesi,
4 Ocak 1918 Almanya gezisinden dönmesi,
7 Ağustos 1918 Mustafa Kemal'in Filistin'de bulunan VII.
Ordu Komutanlığı'na ikinci defa tayin edilmesi,
26
Ekim 1918 Mustafa Kemal'in komuta ettiği VII. Ordu
Birliklerinin düĢman taarruzunu Halep'in kuzeyinde
bugünkü sınırlarımız üzerinde
durdurması,
31 Ekim 1918 Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grubu
Komutanı olması,
13 Kasım 1918 Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grubu
Komııtanlığı'nın lağvı üzerine Ġstanbul'a gitmesi,
30 Nisan 1919 Mustafa Kemal'in IX. Ordu MüfettiĢi olması,
16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Samsun'a gitmek üzere
Bandırma Vapuru ile Ġstanbul'dan ayrılması,
19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması,
21-22 Mayıs 1919 Mustafa Kemal'in Amasya'dan yolladığı
genelgeyle, Milli Kuvvetleri bir gaye ve bir teĢkilat
çerçevesinde toplamak amacıyla
Sivas Kongresi'ni toplanmaya çağırması,
26 Haziran 1919 Amasya'dan Sivas'a hareketi,
3 Temmuz 1919 Mustafa Kemal'in Erzurum'a ilk geliĢi,
8-9 Temmuz 1919 Mustafa Kemal'in resmi görevinden ve
askerlikten çekilmesi,
23 Temmuz 1919 Erzurum Koııgresi'nin toplanması ve
Mustafa Kemal'in Erzurum Kongresi'ne baĢkan seçilmesi,
4 Eylül 1919 Sivas Koııgresi'nin toplanması ve Mustafa
Kemal'in Sivas Kongresi'ne baĢkan seçilmesi.
11
Eylül 1919 Mustafa Kemal'in Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi BaĢkanlığına
seçilmesi,
20-22 Ekim 1919 Mustafa Kemal'in Ġstanbul'dan gelen
Bahriye Nâzın (Bakan) Salih PaĢa ile Amasya'da görüĢmesi ve
Amasya bildirgesinin imzalanması,
7 Kasımı 1919 Mustafa Kemal'in Ġstanbul'da toplanması
kararlaĢtırılan Osmanlı Meclisi için Erzurum'dan Milletvekili
seçilmesi (Büyük Millet Meclisi'nin birinci dönemi için yapılan
seçimde ve ondan sonraki seçimlerde Ankara'dan Milletvekili
seçilmiĢtir),
27 Aralık 1919 Mustafa Kemal'in Heyet-i Temsiliye üyeleriyle
birlikte Ankara'ya gelmesi,
16 Mart 1920 istanbul'un Ġtilaf Devletleri tarafından iĢgali
üzerine Mustafa Kemal'in durumu bütün devletler ve Millet
Meclisleri nezdinde protesto etmesi ve Ankara'da yeni bir
Millet Meclisi giriĢiminde bulunması,
23 Nisan 1920 Mustafa Kemal'in Ankara'da Türkiye Büyük
Millet Mcclisi'ni açması,
24 Nisan 1920 T.B.M.M.'nin Mustafa Kemal'i baĢkanlığa
seçmesi,
11
Mayıs 1920 Mustafa Kemal'in Ġstanbul Hükümetince
ölüm cezasına çarptırılması (Bu karar 24 Mayıs 1920'de
PadiĢah tarafından onaylanmıĢtır),
13 Eylül 1920 Mustafa Kemal tarafından "Halkçılık "
programının Büyük Millet Meclisine sunuluĢu,
5 Aralık 1920 Mustafa Kemal'in Ġstanbul'dan gelen Osmanlı
delegeleri Ahmet Ġzzet ve Salih PaĢa'larla Bilecik
Ġstasyonunda görüĢmesi,
10 Mayıs 1921 Mustafa Kemal tarafından Büyük Millet
Meclisi'nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu'nun
kurulması ve kendisinin Grup BaĢkanlığı'na seçilmesi,
13 Haziran 1921 Mustafa Kemal'in Fransız temsilcisi F.
Bouillon ile Ankara'da görüĢmesi,
5 Ağustos 1921 Büyük Millet Meclisi tarafından Mustafa
Kemal'e BaĢkomutanlık görevinin verilmesi,
23 Ağustos 1921 Mustafa Kemal'in 22 gün 22 gece süren
Sakarya Meydan SavaĢı'nı yönetmeye baĢlaması,
13 Eylül 1921 Mustafa Kemal'in Sakarya Zaferi'ni kazanması,
19 Eylül 1921 Mustaia Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafından
MareĢallik rütbesinin ve Gazi unvanının verilmesi,
26 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepc'den Büyük
Taarruzu idareye baĢlaması,
30 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupınar'da
BaĢkomutan Meydan SavaĢı'nı kazanması.
10 Eylül 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Ġzmir'e giriĢi,
1 Kasım 1922 Gazi Mustafa Kemal'in teklifi üzerine Büyük
Millet Meclisi'nin saltanatı kaldırılmasına karar veriĢi.
14 Ocak 1923 Gazi Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde
Hanım'ın Ġzmir'de ölümü,
29 Ocak 1923 Gazi Mustafa Kemal'in Ġzmir'de Lâtife
(UĢaklıgil) Hanım'la evlenmesi (5 Ağustos 1925'te
ayrılmıĢlardır).
17 ġubat 1923 Gazi Mustafa Kemal'in Ġzmir'de ilk Türkiye
Ġktisat Kongresi'ni açması,
13 Ağustos 1923 Gazi Mustafa Kemal'in ikinci kez Büyük
Millet Meclisi BaĢkanlığı'na seçilmesi,
11
Eylül 1923 Gazi Mustafa Kemal'in Halk Partisi'ni kurması,
29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilanı ve Gazi Mustafa Kemal'in ilk
CumhurbaĢkanı seçilmesi,
1 Mart 1924 Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'ni
açıĢı ve Halifeliğin kaldırılması ile öğretimin birleĢtirilmesi
gereğini konuĢmasında belirtmesi,
23
Ağustos 1925 Gazi Mustafa Kemal'in Kastamonu'da
Ģapka ve kıyafet devrimini baĢlatması.
3 Ekim 1926 Ġstanbul'da Sarayburnu'nda Mustafa Kemal'in ilk
heykelinin dikilmesi.
1 Temmuz 1927 Gazi Mustafa Kemal'in
CumhurbaĢkanı sıfatıyla ilk defa
Ġstanbul'a gelmesi, 15-20 Ekim 1927 Gazi
Mustafa Kemal'in CHP Ġkinci Kurultayı'nda
tarihi büyük nutkunu söylemesi, 1 Kasım
1927 Gazi Mustafa Kemal'in ikinci kez
CumhurbaĢkanlığına seçilmesi,
4 Kasım 1927 Gazi Mustafa Kemal'in Ankara Etnografya
Müzesi önünde ve YeniĢehir'de dikilen heykellerinin açılıĢı.
20
Mayıs 1928 Afgan Kralı Amanullah Han'ın Gazi Mustafa
Kemal'i Ankara'da ziyareti.
9-10 Ağustos 1928 Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda
Türk harfleri hakkındaki nutkunu söylemesi,
12
Nisan 1931 Gazi Mustafa
Kemal tarafından Türk Tarih
Kurumu'nun kurulması,
4 Mayıs 1931 Mustafa Kemal'in
üçüncü kez CumhurbaĢkanlığına
seçilmesi,
12 Haziran 1932 Ġrak Kralı Emir
Faysal'ın Ankara'da Mustafa Kemal'i
ziyareti,
12 Temmuz 1932 Gazi Mustafa Kemal
tarafından Türk Dil Kurumu'nun
kurulması. 4 Ekim 1933 Yugoslavya
Kralı Aleksandre'ın Gazi Mustafa
Kemal'i Ġstanbul'da ziyareti,
29 Ekim 1933 Gazi Mustafa Kemal'in
Cumhuriyet'in onuncu yıldönümü dolayısıyla
tarihi nutkunu söylemesi,
16 Haziran 1934 Ġran ġehinĢahı Rıza
Pehlevi'nin Gazi Mustafa Kemal'i Ankara'da
ziyareti,
24 Kasım 1934 Büyük Millet Meclisi'nin Mustafa Kemal'e
ATATÜRK soyadını veren yasayı kabul etmesi.
1 Mart 1935 Atatürk'ün dördüncü kez CumhurbaĢkanı
seçilmesi,
4 Eylül 1936 Ġngiltere Kralı Edward VH'in Ġstanbul'da
Atatürk'ü ziyareti.
11 Haziran 1937 Atatürk'ün çiftliklerini devlete ve bir kısım
gayrimenkullerini Ankara Belediyesi'ne bağıĢlaması,
30 Mart 1938 Atatürk'ün hastalığı hakkında
CumhurbaĢkanlığı Genel Sckrcterliği'nce'ilk kez
resmi tebliğ yayınlanması,
19 Haziran 1938 Romanya Kralı Karol Il'nin
Atatürk'ü Ġstanbul'da ziyareti,
5 Eylül 1938 Atatürk'ün vasiyetnamesini yazması (AçılıĢ: 28
Kasım 1938),
16 Ekim 1938 Atatürk'ün hastalık
durumu hakkında günlük resmi tebliğler
yayımına baĢlanması,
10 Kasım 1938 Atatürk'ün ölümü,
21
Kasım 1938 Atatürk'ün cenazesinin Etnografya
Müzesi'ndeki geçici kabre törenle konulması,
10 Kasım 1953 Atatürk'ün nâĢının Etnografya Müzesi'ndeki
geçici kabrinden Anıtkabir'e nakledilmesi,
1981 UNESCO'nun aldığı bir kararla Atatürk'ün doğumunun
100. Yılının bütün dünyada "Atatürk Yılı" olarak kutlanması.
ANKARA YEMĠNLĠ MALĠ
MÜġAVĠRLER ODASI MEVZUAT ĠZLEME
VE DEĞERLENDĠRME KOMĠSYONU
KARARI
Karar Tarihi: 12.O6.2006
Karar No: 2006/65-6
I-KONU
Oda BaĢkanlığının 11.4.2006 tarih ve 553 sayılı
kararında, Oda BaĢkanlığına müracaat eden bir yeminli mali
müĢavirin tam tasdik sözleĢmesi yapmaksızın ve sonucunda
tam tasdik raporu hazırlamaksızın özel hukuk hükümlerine
göre hazırlanmıĢ sözleĢme kapsamında denetim hizmeti yapıp
yapamayacağı konusundaki sorusu ile ilgili olarak; olayda
YMM'in sorumluluğunun hukuki niteliği ve yapılan inceleme
sonuçlarının doğru olmaması halinde doğabilecek sorunlar ve
ticari sır açısında ayrıntılı olarak değerlendirilmek üzere
Komisyonumuzdan görüĢ istenmiĢtir.
II- YAPILAN ĠNCELEME VE DEĞERLENDĠRMELER
3568 Sayılı Kanunun 12. maddesinde yeminli mali
müĢavirlerin tasdik ve tastikten doğan sorumluluklarına iliĢkin
hükümlere yer verilmiĢtir. Buna göre yeminli mali müĢavirlerin
tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdike iliĢkin
usul ve esaslar; gerçek ve tüzelkiĢilerin mükellefiyet Ģekillen,
iĢkolları ve ciroları, döviz kazandırıcı iĢlemleri, ithalat ve
ihracatları, yatırım miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz
edileceği merciler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir. Söz konusu Yönetmelik
2 Ocak 1990 tarihli Resmi Gazetede " Yeminli Mali MüĢavirlerin
Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike ĠliĢkin
Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik " adıyla yayımlanmıĢtır.
Bu Yönetmelikte yeminli mali müĢavirlerce yapılacak tasdikin
kapsamı, amacı, tasdik talebinin niteliği, tasdik sözleĢmesinin
unsurları, yeminli mali müĢavirlerin tasdik iĢini yaparken
kullanabileceği yetkileri, denetim teknik ve yöntemleri,
raporların verileceği merciler ve yeminli mali müĢavirlerin
tasdikten doğan sorumlulukları açıklanmıĢ bulunmaktadır.
Yönetmeliğin 12. maddesine göre, yeminli mali müĢavirler
tasdik sözleĢmesi kapsamındaki konularla ilgili olarak, defter
kayıt ve belgeleri gizli olsalar dahi incelemek, ilgililerden bilgi
istemek, kamu idare ve müesseselerinden tasdik konusu ile
sınırlı olmak üzere yazılı bilgi istemek yetkilerine sahiptirler.
Öte yandan adı geçen Yönetmeliğin 7. maddesinin son
fıkrasında, "...Bakanlıkça tebliğ çıkarılmadıkça yeminli mali
müĢavirler bu konu ve belgelerle ilgili olarak tasdik iĢlemi
yapamazlar" hükmüne yer verilmiĢtir.
III- SONUÇ
Oda BaĢkanlığının 11.4.2006 tarih ve 553 sayılı Karan ile
Komisyonumuza iletilen konuyla ilgili olarak, 3568 Sayılı
Kanunun 12. maddesi ve ilgili Yönetmelik hükümleri
incelendiğinde;
1.Yeminli mali müĢavirlerin tasdik sözleĢmesi dıĢında
genel hükümlere göre yapacakları sözleĢmelere istinaden
müĢterileri hakkında rapor düzenlemelerine ve müĢterilerinin
iliĢkili bulundukları kiĢilerden bilgi almalarına herhangi bir
hukuki engel bulunmadığı, ancak gerek bilgi istemede
gerekse karĢıt inceleme yapılmasında 3568 Sayılı Kanun ve
yukarıdaki bölümde adı geçen Yönetmelik hükümlerinden
yararlanılmasının mümkün olmadığı, Maliye Bakanlığınca veya
ilgili diğer kamu kurum ve kuruluĢlarınca belirlenen tasdik
konuları dıĢındaki konularda ilgililerden defter ve belge ibrazı
istenmesi, kamu kuruluĢlarından veya gerçek ve özel hukuk
tüzel
kiĢiliklerinden
bilgi
istenmesinin
söz
konusu
edilemeyeceği görüĢüne varılmıĢtır.Bununla birlikte ilgililerin
kendi rızaları ile verecekleri bilgilerin, gizlilik koĢullarına
uymak kayıt ve Ģartı ile yeminli malı müĢavirlerce
düzenlenecek özel amaçlı raporlarda kullanılmaları mümkün
bulunmaktadır.
2.Yeminli mali müĢavirin yapacağı tespitler sonucunda
düzenleyeceği özel amaçlı raporun doğru olmamasından dolayı
müĢterisine karĢı Borçlar Kanunu ve sözleĢme hükümleri
çerçevesinde sorumlu olacağı açıktır. Ancak, düzenlenecek
rapor veya tespitlerin gerçeği yansıtmamasından dolayı yeminli
malı müĢavirin vergi uygulamasından dolayı 3568 Sayılı Kanun
hükümleri çerçevesinde bir sorumluluğu bulunmamakla
birlikte, mesleki özen ve dikkatin gösterilmemesınden dolayı
haklarında disiplin hükümlerinin uygulanmasının mümkün
bulunduğu görüĢüne varılmıĢtır.
MOTĠVASYON
Berna Sağlam Naipoğlu
Bir Ģeyi yapma isteğini, yabancı dilden kazanılmıĢ
ama dilimize yerleĢmiĢ olan "motivasyon" kelimesi
ile tanımlanz. Yapılacak birçok Ģey var hayatımızda.
Bazısı iĢ, bazısı eylem, bazısı da söylenecek söz
niteliğinde. Ne olursa olsun yapılacak Ģeyi yapmak için
motivasyon gerekmektedir. Bu motivasyonu elde etmek
ise ya insanın kendi kendine kazandığı ya da baĢka
insanlar veya baĢka olaylardan aldığı güçle olabilmektedir.
Yapılması gereken bir Ģeyi yapma isteğini insanın kendi
kendine üretmesi bence en değerli duygusal beceriler
arasındadır. Hepimizin yapabileceklerimizin limiti yeteneklerimizle sınırlı olabilir ama yaptıklarımızın limitini motivasyon
seviyelerimiz belirler.
Pozitif düĢünebildiğimiz sürece ve olaylara iyimser
yaklaĢabildikçe motivasyona kaynak teĢkil etmiĢ oluruz. KiĢisel
veya kurumsal basanda motivasyon ciddi Ģekilde belirleyici rol
oynamaktadır.
Bu
duyguyu
Atatürk'ün
askerine,
milletine
verdiği
motivasyonda da görebiliyoruz, bir spor takımında da. Bir
annenin çocuğunu yüreklendirmesinde de, bir hastanın iyileĢmesinde de.
Motivasyon gerçek bir basan ve mutluluk anahtarı gibi. O
kadar küçük Ģeylerden de elde edilebiliyor ki çoğu zaman. Bir
çiçek, bir çikolata, keyifli bir yemek, bir kitap, bir film eüe
tutulabilenlerinden sadece bir kaçı. Elle tutulmayanları ise
güzel bir konuĢma, yüreklendirme, bir gülümseme, bir dokunuĢ veya sadece birinin hayatında olduğunu bilmek ve varlığını
hissetmek.
Bazı zamanlar bir derin nefes bile motive edebilirken,
bazen önümüze her Ģey serilse bile zorlandığımız günler olur.
ĠniĢ çıkıĢlar, sorunlar, kaygılar, kararsız kalmalar, belirsizlikler
bizi aĢağıya çeker. Ama ne olursa olsun buna izin
vermememiz gerekiyor. Çünkü bizim kendimizi yukarı
çekemememiz sadece bizi etkilemiyor.
Bu sanki bir kâğıdın ucundan küçücük bir bölümünün yanması gibi. Bir bakıyorsunuz bir anda yayılmıĢ, kağıdın tümü
yanmıĢ ve yanmakla da kalmamıĢ kül oluvermiĢ. Sadece
kendimize değil içinde yaĢadığımız topluluklara karĢı da
sorumluyuz. Bizim motive olmamamız ailemizi, iĢ çevremizi,
arkadaĢlarımızı, komĢularımızı, hatta içinde yaĢadığımız Ģehri
ve ulusu bile etkiliyebiliyor. Negatif enerji hepimizin bildiği gibi
inanılmaz bir Ģekilde hızla yayılıyor.
Kendimizi ve çevremizdekileri yüksek tutmak, iyi
hissettirmek, bir Ģeyi yapma isteğini sağlamak için her Ģeyden,
önce hayata, olumlu bakma konusunda gayret göstermeliyiz.
Sonra da enerji ve neĢe katmalıyız her anımıza. "IĢık
Habercileri" diye bir kitap okumuĢtum. Bu kitap her insanın
yardıma
melekleri
olduğunu
ve
bizim
hayatımızı
kolaylaĢtırmak
için
çalıĢtıklarını
anlatıyordu.
Bizim
yapacağımızın ise sadece onlardan istekte bulunmak ve isteklerimize de gerçekten inanmak olduğunu söylüyordu. Bu
meleklerin bile neĢeli, eğlenceli insanları sevdiklerini, kasvetli,
vesveseli, hep olumsuz bakan insanları sıkıcı bulduklarını yazıyordu. Görüyor musunuz düĢük ve isteksiz hissettiğimizde
sadece insanlar değil meleklerimiz bile mutsuz oluyor, sıkılıyor
Öyleyse duygularımızı, moralimizi, neĢemizi ne olursa olsun
yüksek tutalım. IĢığa ulaĢmak böylece çok daha kolay
olacaktır. Unutmayalım ki her kiĢi kendi ıĢığını kendi yaratır.
Mümin Sekman'ın derlemesiyle bir araya gelmiĢ
"Dünyanın en motive edici sözleri" kitapçığından birkaç alıntı
yaptım. Bakın aslında motive olmak ne kadar da kolaymıĢ.
■Motivasyon insanlara yaptırmak istediğiniz Ģeyleri, kendileri
öyle
istiyorlarmıĢ
gibi
yaptırma
sanatıdır.
Dwight
Eisenhovver
■Aerodinamik yasalarına göre tombul ve tüylü arının
uçamaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona kimse söylemedi
ki uçuyor!
Bir anne.
■BaĢarı azim gerektirir, azim ise irade. Bazı hedefler,
baĢarısız olmaya da değer. Gerçek basan, baĢarısız olma
korkusunu yenebilmektir. P.Sweeney
■Onların peĢinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar
gerçek olabilir. Walt Disney
■Hayat bir bisiklete binmek gibidir. Pedalı çevirmeye devam
ettiğiniz sürece düĢmezsiniz. Claude Pepper
■Bazıları her Ģeyi olduğu gibi görür, "Niçin" diye sorar. Ben hiç
var olmamıĢ Ģeyleri düĢünürüm "neden olmasın" diye sorarım.
Bernard Shaw
■BaĢarısızlık, yeniden ve daha zekice baĢlayabilme fırsatından
baĢka birĢey değildir. Henry Ford
■Ne düĢünürsek oyuz. Biz her neysek, düĢüncelerimizden
doğar, düĢüncelerimizle biz dünyamızı yaparız. Buda
■En korkulu anlarda bile ümidini kırma, unutmaki en lezzetli
ilik, en sert kemikten çıkar. Sadi-i ġirazi
■Hiç kimse sizin izniniz olmadan size kendinizi değersiz
hissettiremez. Eleanor Roosevelt
■Zorluklar, zamanında yapmamız gerekipte yapmadığımız
kolay Ģeylerin birikiminden oluĢur. Henry Ford
■Eğer ağaca tırmanmak istiyorsanız yıldızlara çıkmaya niyet
edin, baĢarırsınız. Konfüçyüs
■Büyük insanlar bilirler ki, gönül gücü fiziksel güçten daha
zorludur ve düĢüncedir dünyayı döndüren. R. Waldo
Emerson
(22.11.2006 Tarihli Dünya Gazetesi)
Üç grubu çatısında toplayanTÜRMOB'daetik
Özcan SARI
Yeminli Mali MüĢavir
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler ve Yeminli Mali
MüĢavirler Odaları Birliği'nin (TÜRMOB) 17. Genel Kurulu, 07-08
Ekim tarihlerinde Ankara'da yapıldı. Bu genel kurula Ġstanbul
Yeminli Mali MüĢavirler Odası temsilcisi olarak katıldım.
3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali
MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu ile kanunun
adından da anlaĢılacağı üzere üç ayrı meslek grubu oluĢturulmuĢtur. Bunlardan serbest muhasebeciler (SM) ve serbest
muhasebeci mali müĢavirler (SMMM) esas olarak mükelleflerin
defterlerini tutmak, mali tablolarını ve beyannamelerini
hazırlamakla uğraĢırlar. Serbest muhasebeci mali müĢavirler
bunlara ek olarak, mükelleflerin muhasebe sistemini kurmak,
iĢletmek; muhasebe, finans ve mali mevzuatla ilgili iĢlerini
düzenlemek ve danıĢmanlık yapmak; bu konularda inceleme,
tahlil ve denetim yapmak ve mali tablolar ve beyannameler
hakkında görüĢ vermek, rapor düzenlemek vb. hususlarla da
iĢtigal ederler. Yeminli mali müĢavirler (YMM) ise SMMM'lerin
defter tutmak, beyanname ve mali tablolar hazırlamak dıĢındaki
faaliyet konuları yanında, devletin verdiği ve devlet adına yapılan tasdik iĢlemleri ile uğraĢırlar.
Bu üç meslek grubunda, serbest muhasebecilikten serbest
muhasebeci mali müĢavirliğe, serbest muhasebeci mali
müĢavirlikten de yeminli mali müĢavirliğe geçiĢler sınavla
olmaktadır. Ayrıca, kanunda belirtilen Ģartların varlığı halinde
sınavsız olarak da bu üç mesleğe dıĢarıdan geçiĢ imkanları vardır.
Bu yasal düzenlemelerden de anlaĢılacağı üzere, yeminli mali
müĢavirlik, meslek grupları içinde en üst konumda olan ve elde
edilmesi uzun süre ve ağır sınav Ģartlarına bağlanmıĢ bir
meslek grubudur. Bunun yanında da, sorumluluğu en ağır olan
meslektir. Kendine özgü çalıĢma Ģartlan, kendine özgü etik
kuralları ve prensipleri olan, olması gereken bir kariyer meslek
konumundadır. Çünkü, mükelleflere verilen denetim, inceleme
ve raporlama hizmetleri yanında, Devlet adına mükelleflerin
hesap ve iĢlemlerini tasdik etmekle yetkilidirler. Halen pratikte,
yeminli mali müĢavirliğin gerektirdiği bu sorumluluk ve etik
davranıĢlar ve kariyer mesleğin gerektirdiği yükümlülükler,
ağırlıklı olarak Maliye Bakanlığı orijinli yeminli mali müĢavirlerce
bu mesleğe kazandırılmıĢtır ve bu da kısa sürede mesleğe
prestij edindirmiĢtir.
Kanunda
yer
alan
üç
mesleğin,
mesleki
örgütlenmelerinde de yasa koyucu ayırıma gitmiĢtir. SM'ler ile
SMMM'ler birlikte, YMM'ler ise
ayrı
odalar
Ģeklinde
örgütlenmiĢlerdir. Bu odaların oluĢturduğu birlik ise
TÜRMOB'dur. TÜRMOB Yönetim Kurulu, beĢi YMM olmak üzere
dokuz kiĢiden oluĢmaktadır. BaĢkan Ġse yine yasal olarak YMM
unvanına sahip olmak zorundadır.
TÜRMOB Genel Kurulu ise odaların üye sayısının yirmibeĢte
biri oranında seçtikleri temsilcilerden oluĢur. Buradan da hemen
anlaĢılacağı Ģzere TÜRMOB Genel Kurulu, Türkiye'deki SM, SMMM
ve YMM'lerin sayısı dikkate alındığında, büyük çoğunluk olarak
SMMM odalarının temsilcilerinden oluĢmaktadır. Genel kurulda,
tüm meslek mensupları için ortak çalıĢma esas ve usulleri, etik
kurallar, YMM'lerin tasdik usulleri, ortaklık yapılan, ve disiplin
konularında yönetmelikler onaylanmaktadır. Dolayısıyla TÜRMOB
Genel Kurulu'nun oluĢturulma Ģekli itibariyle, genel kuruldan
geçen kararların hemen hemen tamamı SMMM odala-nnın
temsilcilerinin kararı doğrultusunda Ģekillenmektedir. Bu
durum, çarpık ve yanlıĢ bir yapılaĢmayı ve örgütlenmeyi gözler
önüne sermektedir. Çünkü, TÜRMOB Genel Kurulu'nun oluĢumu
nedeniyle, ezici çoğunluğa sahip SMMM odalarının temsilcileri,
uzun süre ve ağır smav Ģartlarının yerine getirilmesi halinde geçtikleri YMM mesleğinin baĢta etik ilkelerini, çalıĢma usul ve
esaslarını, ortaklık Ģeklinde çalıĢma, iĢyerinin yapısı, disiplin iĢleri
ücretlendirme yöntemlerini vb. konular olmak üzere her alanını
belirleme olanağına sahiptirler. Hatta, YMM odalarının çalıĢma
usullerini bile SMMM odalan temsilcileri belirleyebilir.
TÜRMOB Genel Kurulu'nun oluĢumundaki bu yanlıĢlık
nedeniyle, üst konumdaki bir meslek, kendisine kaynak teĢkil
eden bir meslek grubunun kontrolünde, onun aldığı kararlar ve
onayladığı yönetmelikler doğrultusunda çalıĢır olmaya mahkum
edilmiĢtir. Bu durum da, TÜRMOB 17. Genel Kurulu'nda yaĢandığı
gibi, tatsızlıklara, gereksiz tartıĢmalara ve hatta hiçbir meslek
mensubuna yakıĢmayacak konuĢma üsluplarına yol açmaktadır.
Mesleki olarak atılması gereken adımlar yerine, iç çekiĢmelerin
yaĢandığı bir ortam doğmaktadır.
Bu yanlıĢlığın bir an önce giderilmesi, her meslek grubunun
kamuoyundaki saygınlığının korunması elzem haline gelmiĢtir.
Bu sıkıntıların ve çarpıklığın ortadan kaldırılması için
atılması gereken adımlar, ya SMMM odalan ile YMM odalarının
ayrı birlikler oluĢturması ve her meslek grubunun kendi mesleğine ve mensuplarına yönelik karar almalarının sağlanması ya
da TÜRMOB Genel Kurulu'nda her iki meslek grubuna eĢit temsil
hakkı tanınmasıdır.
Genel kurulda eĢit temsil hakkı sağlanırsa, buna paralel
olarak yönetim kurulunda da eĢit temsil olmalı ve baĢkan yine,
mesleğin gereği olarak YMM olmalıdır. Aksi halde, YMM mesleği,
kendisine kaynak sağlayan bir meslek grubunun denetiminde ve
güdümünde kalmaya devam edecek, kendi çalıĢma usul ve
esaslarım, etik kurallarım belirleyemez konumu sürecektir. Bu
durum, hem YMM'ler için bir handikap ve çarpık bir yapı oluĢturmakta, hem de bu mesleğe geçmek isteyen SMMM'ler için.
Çünkü, SMMM olarak, geçmek istediğiniz bir meslek grubunu
köreltmiĢ, kendi çalıĢma Ģartlarını belirleyemeyen bir konumda
elini kolunu bağlamıĢ oluyorsunuz. Kendi kurallarım belirleyemeyen bir mesleğin geliĢi de olmaz geleceği de olmaz.
(09.11.2006 günlü Dünya Gazetesinden alınmıĢtır.)
MALĠYE BAKANLIĞI ÖZELGELERĠ
Tarih : 04.04.2006
Sayı : B.07.1.GĠB.O.29/2973-315-309-24085
VUK.Md. 315,320
AMORTĠSMAN SÜRESĠNĠN TEBLĠĞLE BELĠRLENENDEN
DAHA UZUN VE ORANININ DAHA DÜġÜK TUTULMASI
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirlenen amortisman oranlarından daha düĢük amortisman oranını tercih
etmek mümkün olmakla birlikte, düĢük amartisman oranının kullanılması halinde amortisman süresinin (faydalı
ömrün) uzatılması değildir.
VUK Genel Tebliğleri ile tespit ve ilan edilen faydalı ömür ve
amortisman
oranlarının,
yeni
(daha
önce
hiç
kullanılmamıĢ) iktisadi kıymetler ile kullanılmıĢ olarak
iktisap edilmiĢ iktisadi kıymetler açısından farklılık gözetilmeksizin uygulanması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla
değiĢen 315. maddesine göre mükelleflerin amortismana
tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan
edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek
oranların
tespitinde
iktisadi
kıymetlerin
faydalı
ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıĢ olup
anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden
amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak
"Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiĢ ve
bu oranlar 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğleri ile açıklanmıĢtır. 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliğinin "31.12.2003 Tarihinden Sonra Aktife Giren
Amortismana Tabi iktisadi Kıymetler Ġçin Belirlenen
Amortisman Oranları" adlı (2) numaralı bölümünde, Vergi
Usul Kanununun 315. maddesinde 5024 sayılı Kanunla
yapılan değiĢikliklerle amortisman oranlarının iktisadi
kıymetlerin faydalı ömürleri de dikkate alınmak suretiyle
Bakanlığımızca belirleneceği belirtilmiĢtir. Yine aynı
bölümde "Mükellefler, 31.12.2003 tarihinden sonra iktisap
edecekleri amortismana tabi kıymetlerin amortisman oranını
ekli listeden bularak uygulayacaklardır. Ekli listenin 1-6
bölümleri arasında genel sınıflamalar yapılmıĢ ve
amortismana tabi iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri ve
amortisman oranları tespit edilmiĢtir. Listenin diğer
bölümlerinde ise sektörler itibari ile kullanılan amortismana
tabi iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri ve amortisman
oranları belirlenmiĢtir. Mükellefler, uygun amortisman oranlarını tespit ederken öncelikle, sektörel bazda tespit edilen
amortisman oranlarını dikkate alacaklar, bu ayrımlarda
bulunmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için
uygulanacak oranları, genel sınıflamada yer verilen oranlara
göre tespit edeceklerdir." açıklamasına yer verilmiĢ bulunmaktadır.
Bu itibarla, 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
ile değiĢik 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
eki listenin 6.12. Uçak ve Helikopterler bölümü uyarınca
yedek jet motorlarının ve güç kaynağının faydalı ömrünün 6
yıl ve amortisman oranının % 16,66 olarak uygulanması gerekmektedir.
Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 320. maddesinde, "Amortisman süresi, kıymetlerin aktife girdiği yıldan
baĢlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1)
rakamı mükellefçe uygulanan nispete bölünür...
Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede
nazara alınabilir.
Amortismanın herhangi bir yıl yapamamasından veya
ilk uygulanan nispetten düĢük bir hadle yapılmasından
dolayı amortisman süresi uzatılamaz." hükmü yer
almaktadır.
Buna göre, mükelleflerin 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirlenen amortisman oranlarından daha düĢük amortisman oranlarını
tercih etmeleri mümkün ise de yukarıda yer verilen
kanun hükmü gereği daha düĢük amortisman oranlarının
kullanılması amortisman süresini uzatmamalıdır.
öte yandan, 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliğleri ile tespit ve ilan edilen faydalı ömür
ve amortisman oranlarının, yeni (daha once hiç
kullanılmamıĢ) iktisadi kıymetler ile kullanılmıĢ olarak
iktisap edilmiĢ iktisadi kıymetler açısından
farklılık gözetilmeksizin uygulanması gerekmektedir.
Tarih: 14.04.2006
Sayı : B.07.1.GĠB.0.29/2968-298-522/27614
VUK Md.25, Mükerrer Md.298
SERMAYE DÜZELTMESĠ OLUMSUZ FARKININ GEÇMĠġ
YIL KARLARINDAN MAHSUBU
Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiĢ yıl
karlarının sermaye olumsuz farklarından mahsubunun
mümkün olduğu.
Yazınız ve eklerinin incelenmesinden; 1 Ekim - 30 Eylül özel
hesap dönemini kullanan (...) A.ġ.'nin, 30.09.2004 tarihli
bilançosunun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucunda
oluĢan sermaye düzeltmesi olumsuz farkının, düzeltmeden
kaynaklı geçmiĢ yıllar karları ile mahsubunun mümkün olup
olmadığı, Ģirket sermayesine ilave imkanının bulunup bulunmadığı
konusunda
BaĢkanlığınızdan
görüĢ
istediği;
BaĢkanlığınızın da sermaye düzeltmesi olumlu/olumsuz farkının
tespitinde düzeltilmiĢ sermaye tutarının kıyaslanması gereken
tutarın, yeniden değerleme değer artıĢ fonu ya da maliyet artıĢ
fonu gibi sermayeye ilave edilmiĢ unsurlar çıkarıldıktan sonra
bulunan sermaye düzeltmesine esas tutar olması gerektiğinden
sermaye düzeltmesi olumsuz farkının ortaya çıkmayacağını
düĢündüğü belirtilerek BaĢkanlığımızın görüĢünü sorduğumuz
anlaĢılmıĢtır.
Vergi Usul Kanunu'nun geçici 25. maddesinin (g) bendinin (2)
numaralı alt bendinde ve mükerrer 298. maddesinin (A)
fıkrasının (5) numaralı bendinin (5) numaralı alt bendinde, pasif
kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, herhangi bir suretle
baĢka bir hesaba nakledilmesi veya iĢletmeden çekilmesi
halinde, bu iĢlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile
iliĢkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacağı ancak,
öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme
sonucu oluĢan geçmiĢ yıl zararlarına mahsup edilebileceği veya
kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği,
bu iĢlemin kar dağıtımı sayılmayacağı hükme bağlanmıĢtır.
Aynı Kanun'un geçici 25. maddesine göre, 31.12.2003 tarihli
bilançonun düzeltilmiĢ aktif toplamından düzeltilmiĢ sermaye,
düzeltilmiĢ hisse senetleri ihraç primleri ve düzeltilmiĢ hisse
senedi iptal karları ile borç toplamının çıkarılması sonucu
bulunan fark, geçmiĢ yıllar kar/zararı hesabında gösterilecektir.
Bu Ģekilde tespit edilen geçmiĢ yıl karı vergiye tabi tutulmayacak, geçmiĢ yıl zararı ise zarar olarak kabul
edilmeyecektir.
Buna göre, enflasyon düzeltmesi sonucunda oluĢan geçmiĢ yıl
karlarının, sermaye düzeltilmesi olumsuz farkı ile mahsup
edilebilmesi veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye
ilave edilebilmesini engelleyici bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu nedenle, anılan Ģirketin düzeltilmiĢ 30.09.2004 tarihli
bilançosundaki geçmiĢ yıl karlarını, sermaye düzeltmesi olumsuz
farkı ile mahsup edebilmesi ve/veya Ģirket sermayesine ilave
edebilmesi mümkün bulunmaktadır.
YARGI KARARLARI
DANIġTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu
E.No : 2005/112 K.No :2005/259
ÖZÜ:Ġhraç
kaydıyla
mal
satıĢında,
katma
değer
vergisi tecil uygulamasından
yararlanabilmek için teslim
edilen malın nevi değiĢtirilmeden aynen ihraç edilmesi
gerektiği hakkında
Ġstemin Özeti: Yükümlü Ģirketin ihraç kaydıyla
mal satıĢından dolayı tahakkuk eden katma değer
vergisi için yaptığı tecil baĢvurusunun reddine dair iĢlem
ile bu iĢleme dayalı olarak düzenlenen ödeme emrinin
iptali istemiyle dava açılmıĢtır.
Bursa Vergi Mahkemesi kararıyla; olayda yükümlü
Ģirketin katma değer vergisi beyannamesini süresinde
verdiği ve ihraç kaydıyla mal satıĢından dolayı tahakkuk
eden katma değer vergisi için tecil talebinde bulunduğu,
bunun üzerine davalı idarece yapılan incelemelerde ilgili
döneme ait fatura örnekleri ile gümrük çıkıĢ
beyannamelerinin karĢılaĢtırılması sonucu yükümlü Ģirket
tarafından ihraç kaydı ile viskon kumaĢ satıĢı yapıldığı
ancak ihracatçı firma tarafından ihraç edilen malların
viskon dokuma bayan bluzu olduğunun görüldüğü ve ihraç kaydı ile satılan malların yasal hükümlere uygun
olarak ihraç edilmediği görüĢüyle tecil terkin isteminin
reddi
yönünde iĢlem
tesis
edilerek
vadesinde
ödenmeyen katma değer vergisi alacağının tahsili
amacıyla
ödeme
emri
düzenlendiği
hususlarının
anlaĢıldığı, davalı idarece, 27 seri no.lu Katma değer
vergisi genel Tebliğinde yer alan, ihraç edilmek Ģartıyla
teslim edilen malların aynen ihraç edilmesi gerekeceği
ifadesinden
hareketle
yükümlü
Ģirketin
kumaĢ
teslimlerinin, teslim alan tarafından konfeksiyon haline
getirilmek suretiyle ihracı eleĢtirilmiĢ ise de, olayda imal
edilen emtianın viskon kumaĢ, ihraç edilenin
ise viskon bluz olması durumu ihraç edilen emtianın
niteliğinin
değiĢtiğinin
kabul
edilmesi
sonucunu
doğurmayacağından, tecil baĢvurusunun reddine dair iĢlem
ile ödeme emrinin iptaline karar vermiĢtir.
Vergi dairesi temyiz istemini inceleyen DanıĢtay
Dokuzuncu Dairesi kararıyla; yükümlü Ģirket tarafından ihraç
kaydıyla viskon kumaĢ satıldığı halde ihracata konu malların
viskon dokuma
bayan
buluzu olduğunun
dosyanın
incelenmesinden anlaĢıldığı, Katma Değer Vergisi Kanununun
11'inci maddesinin l'inci fıkrasının, (C) bendi ile 27 no.lu
Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde yer alan hükümler
gereğince imalatçının ihraç kaydıyla satıĢını yaptığı malın
ihraç edilen nihai mamul olması gerektiği bu nedenle olayda
ihracatçı firmaya teslim edilen malların ihracat istisnasından
yararlanmasının mümkün olmadığı, gerekçesiyle kararı
bozmuĢtur.
Bozma kararına uymayan Bursa Vergi Mahkemesi
kararıyla, davanın kabulü yolundaki kararında ısrar etmiĢtir.
Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz
edilmiĢ, yürürlükteki mevcut düzenleme uyarınca yükümlü
Ģirketin katma değer vergisi tecil uygulamasından yararlanma
imkanı olmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiĢtir.
Karar: Katma Değer Vergisi Kanununun 11'inci
maddesinin l'inci fıkrasına eklenen (c) bendinde; ihraç
edilmek Ģartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim
edilen mallara ait katma değer vergisinin ihracatçılar
tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen
ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu
verginin vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil
olunacağı söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip
eden ay baĢından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde
tecil edilen verginin terkin olunacağı, ihracatın yukarıdaki
Ģartlara uygun olarak gerçekleĢtirilmemesi hafinde tecil
olunan verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183
sayılı Kanunun 51'nci maddesine göre belirlenen gecikme
zammıyla birlikte tahsil olunacağı hükmü yer almaktadır.
27 no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin TecilTerkin ĠĢlemlerinin Ġhraç Edilen Nihai Ürünün Ġmalatçısına
Uygulanması baĢlıklı (7). bölümünde de, imalatçının ihraç
kaydıyla satıĢını yaptığı malın, ihraç edilen nihai mamul
olması gerektiği, imalatçının ihraç kaydıyla da olsa satıĢını
yaptığı mal aynen ihraç edilen nihai mamul değilse, bu
teslimlerde
tecıl-terkin
iĢleminin
uygulanmayacağı
belirtilmiĢtir.
Olayda yükümlü Ģirket tarafından ihraç kaydı ile viskon
kumaĢ satıldığı halde ihracata konu malların viskon dokuma
bayan
bluzu
olduğu
dosyanın
incelenmesinden
anlaĢıldığından, yukarıda açıklanan yasa ve tebliğ hükümleri
uyarınca ihracatçı firmaya teslim edilen malların ihracat
istisnasından yararlanması mümkün değildir. Bu durumda
yükümlü Ģirketin tecil talebinin reddine dair iĢlem ile bu
iĢleme dayalı olarak düzenlenen ödeme emrini iptal eden
mahkeme kararında isabet görülmemiĢtir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin
Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına,
kabulüne,
Vergi
DANIġTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2005/172
Karar No :2005/279
ÖZÜ: En son kullanılan faturadan önceki
faturaların da kullanıldığının kabulü
gerekir.
Ġstemin Özeti: Davacının iĢlemlerinin incelenmesi
sonucu bir kısım hasılatını sahte fatura ile belgelendirdiği
yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak
adına resen katma değer vergisi salınmıĢ kaçakçılık cezası
kesilmiĢtir.
Vergi Mahkemesi kararıyla nakliyecilik faaliyetinde bulunan
davacının Anonim ġirketine düzenlenmiĢ olduğu faturayı Vergi
Usul Kanunu hükümlerine aykırı bir Ģekilde bastırdığının tespiti
üzerine bu faturanın tek olarak basılamayacağı izinsiz
bastırılan faturaların bir cilt olduğu ve bu faturaların
numaraları arasında kalan toplam 29 adedinin kullanıldığı
kabul edilerek, 28679 nolu fatura tutarının 29 ile çarpılması
sonucu hesaplanan hasılatın katma değer vergisi matrahına
dahil edilmesi suretiyle tarhiyat yapıldığı 28679 no.lu
faturanın izinsiz bastırılarak düzenlendiği ve defterlere
kaydedilmeyerek dönem matrahına dahil edilmediği taraflar
arasında ihtilafsız olduğundan bu fatura tutarının matraha
dahil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ancak diğer 28
faturanın bastırıldığına ve düzenlendiğine dair herhangi bir
tespit bulunmadığından bu faturalara iliĢkin olarak ve
varsayıma dayanılarak belirlenen matrah farkında isabet
görülmediği gerekçesiyle matrahın kaçakçılık cezalı olarak
azaltılmasına karar vermiĢtir.
Vergi dairesi temyiz istemini inceleyen DanıĢtay Yedinci
Dairesi kararıyla olayda davacının izinsiz bastırdığı 28679 seri
numaralı faturanın kullanıldığı tespit edildiğine ve bu husus
davacı tarafından da kabul edildiğine göre izinsiz de olsa, tek
bir faturanın bastırılması ekonomik ve ticari icaplara uygun
olmadığından bu faturanın izinsiz olarak bastırılan bir cildin
içerisindeki fatura olduğu ve numara sırasına göre söz konusu
faturadan önceki faturaların tamamının aksi ispatlanmadık-ça
kullanıldığının kabulünün 213 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin (B) bendi hükmü gereği olduğu davada ise söz
konusu faturaların bas-tırılmadığına ve kullanılmadığına iliĢkin
herhangi bir kanıtın mevcut olmadığı öte yandan durumun
özelliğine göre matrahın hesaplanmasında kullanılan fatura
tutarının esas alınmasında da isabetsizlik bulunmadığı
gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına iliĢkin hüküm fıkrasını bozmuĢtur.
Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi kararıyla vergi
ve cezanın kaldırılmasına iliĢkin kararında ısrar etmiĢtir.
Karar: Vergi Usul Kanununun 231 nci maddesinin 1 inci
bendinde faturaların sıra numarası dahilinde teselsül
ettirileceği öngörülmüĢ, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin (B)
bendinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya
iliĢkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu bu
hususun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği
iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia
olunması halinde ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait
olduğu düzenlenmesine yer verilmiĢtir.
Dosyanın incelenmesinden; nakliyecilik faaliyetinde
bulunan davacının, Anonim ġirketi adına düzenlediği, A-Seri,
28679 sıra numaralı ve faturanın, anlaĢmalı matbaaya
bastırılmadığının hangi matbaaya bastırıldığının da belli
olmadığının tesbiti üzerine, anılan faturanın sahte belge
niteliğinde olduğu ve bu niteliğinin matbaada bastırılan bir
belgenin en az 50 adetten oluĢan bir cilt ve müteselsil sıra
hâlinde basılacağı gerçeğini değiĢtirmeyeceği belirtilerek,
izinsiz bastırılan fatura cildinden, Anonim ġirketine
düzenlenen 28679 sıra numaralı faturadan önce gelen 28
adet faturanın da kullanıldığının ve kullanıldığı tesbit edilen
fatura ile aynı tutarda düzenlendiğinin kabulü suretiyle yapılan hesaplama sonucu saptanan matrah farkının beyan edilen
matraha ilavesi suretiyle dava konusu tarhiyatın yapıldığı
anlaĢılmaktadır.
Ġzinsiz bastırılan bir adet faturanın kullanıldığı tesbit
edildiğine ve bu husus davacı tarafından da kabul edildiğine
göre, izinsiz bastırılmıĢ olsa dahi tek faturanın bastırılması
ekonomik ve ticari icaplara uygun olmadığından, kullanıldığı
saptanan faturanın izinsiz olarak bastırılan bir cildin
içerisindeki fatura olduğu ve numara sırasına göre, söz
konusu faturadan önceki faturaların tamamının kullanıldığının
kabulü, Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendi
hükmü gereğidir. Olayda ise söz konusu faturaların
basılmadığına ve kullanılmadığına iliĢkin herhangi bir kanıt
mevcut olmayıp, durumun özelliğine göre, matrahın
belirlenmesinde kullanılan fatura tutarının esas alınmasında
da hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yolda verilen ısrar
kararında yasal isabet görülmemiĢtir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin
Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına,
kabulü
ile
Vergi
T.C.DANIġTAY
DÖRDÜNCÜ DAĠRE
Esas No : 2004/1673
Karar No : 2005/280
Özet : Ticari kacancın
elde edilmesi ile ilgili
bulunmayan giderlerin kurum kazancının tespitinde
gider olarak dikkate alınamayacağı hakkında.
Ġstemin Özeti : Davacının 1999 yılı iĢlemlerinin incelenmesi
sonucu, duran varlığın maliyet bedeli içerisine girecek
giderlerin doğrudan gider yazılması, yıllara yaygın inĢaat
iĢlerinin maliyeti içerisinde değerlendirilecek bir kısım
masrafın ilgili yıl giderleri arasında gösterilmesi, bir baĢka
kuruma ait harcamaların gider kaydedilmesi, satılmak üzere
alınan gayrimenkuller için amortisman ayrılması, aynı grup
bünyesindeki diğer Ģirketlere ait giderlerin indirim olarak
dikkate alınması, bir baĢka Ģirket adına yapılan ve hizmetlerin
karĢılığı olarak düĢük bedelli fatura düzenlenerek eksik gelir
kaydedilmesi ve bu suretle örtülü kazanç dağıtımında
bulunulması, finansman giderlerinin bir kısmının ilgili
bulunduğu
kuruma
dağıtımının
yapılmaması,
yapılan
finansman hizmetlerinin bir kısmı için herhangi bir bedel
tahakkuk ettirilmemesi, iĢtirak iliĢkisi içinde bulunulan Ģirkete
gayrimenkul satıĢından dolayı 5422 sayı Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun
geçici
28'nci
maddesindeki
istisnadan
yararlanılması hususları eleĢtirilerek belirlenen matrah farkı
üzerinden re'sen kurumlar vergisi salınmıĢ, fon payı
hesaplanmıĢ, vergi ziyaı cezası kesilmiĢtir. Ankara 5. Vergi
Mahkemesi
31.03.2004
günlü ve
E:2003/1027,
K:20O4/381 sayılı kararıyla; davacı Ģirketin 1999 yılında
tamamlanan hizmet binasının asansörü için ödediği kur
farkına iliĢkin faturayı doğrudan gider yazamayacağı,
asansörün binanın mütemmim cüz'ü olduğu, asansöre iliĢkin
finansman giderlerinin aktifleĢtirildiği dönem sonuna kadarki
bölümünün binanın maliyeti, içerisinde dikkate alınması ve
maliyet unsurlarının binanın tabi olduğu amortisman rejimi
üzerinden itfa olunması gerektiği belirtilerek matrah farkı
tespit edildiği, bina ile kalorifer, su elektrik ve asansör gibi
tesisatın kullanma sürelerinin birbirinden farklı olduğu,
tesisatın binadan daha kısa zamanda yıpratacağı, bunların
yok edilmesinde ayrı oranların uygulanması kanun koyucunun
amacına uygun olacağından asansör için ayrı amortisman
oranı uygulanmasının yerinde olduğu, Ģirkete ait binanın 1999
yılında tamamlandığı, aynı yıl sonunda aktife alındığı, asansör
tesisatının 1998 yılında yapıldığı, o yıl aktife alınarak ayrı
amortisman uygulandığı, bu asansör için bir yıl sonra
asansörün yapımını üstlenen firmaya ödenen kur farkı bedelinin, ilgili yıl gider hesaplarında gösterilmesinin yasaya uygun
bulunduğu, davacı kurumun yapımını üstlendiği .. Genel
Müdürlüğü Hizmet Binası inĢaatının, yıllara yaygın inĢaat iĢi
olduğu ve 1999 yılında tamamlandığı halde bu iĢle ilgili olarak
sağlanan bir kısım hizmetin .. Özel Finans Kurumu tarafından
murabaha yoluyla finanse edildiği, bu iĢlerin karĢılığı
faturaların bir kısmının "Genel Yönetim Giderleri" adı altında
gider kaydedildiği belirtilerek 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu'nun 42'nci maddesinde yer atan Ģartları taĢıyan
inĢaat ve taahhüt iĢlerine isabet eden her nevi giderlerin, aynı
Kanunun 44'üncü maddesi uyarınca iĢin tamamlanmıĢ sayıldığı
dönemin, kar ve zararının tespitinde dikkate alınmak üzere
aktifleĢtirilebileceği belirtilerek söz konusu tutarın giderlerden
çıkartıldığı, davacının yapımını üstlendiği ... Genel Müdürlüğü
Hizmet Binasının, önünde Ģirkete ait aydınlatma ses ve ıĢık
sistemine ait reklam panosunun ... Özel Finans Kurumu
tarafından murabaha yoluyla finanse edilen 7 adet fatura
bedeli olan ... TL.na iliĢkin olarak ... Genel Müdürlüğü Hizmet
Binası yapımıyla ilgili ihale bedeli içinde böyle bir iĢin
bulunduğunun tespitinin yapılmadığı, dosyada bulunan fatura
fotokopilerinden bu giderin reklam panolarının kiralanmasına
iliĢkin kira bedeli olduğunun anlaĢıldığı ve… Genel Müdürlüğü
Hizmet Binası inĢaatı içinde değerlerdirilmesinin mümkün
bulunmadığından bu matrah farkında isabet görülmediği,
davacının, sermayesi Bulgar Devleti'ne ait ... Firması ile % 50
ortaklıkla ... Company adlı bir Ģirket kurduğu, bu ortaklık
tarafından Bulgaristan'da üç adet baraj ve hidroelektrik
santrali taahhüdü de bu inĢaat tamamlandıktan sonra belirli
bir süre imtiyazını kullanmak için ayrı bir Ģirket kuruluĢuyla ve
üst düzey sözleĢmelerin imzalandığı, kurulan bu Ģirketin ayrı
bir yapısının
bulunduğu, Ģirketin açılıĢ ve temel atma
törenleri, gerekli toplantılara katılınması, danıĢmanlık,
seyahat ve konaklama amaçlı bazı giderler davacı Ģirketin,
kayıtlarına genel yönetim gideri olarak yazılmıĢ ise de, 193
Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ncı maddesinin 1'inci
fıkrasının 1'inci bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve
idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, kazancın
tespitinde gider olarak yazılabileceğinin öngörüldüğü, 5422
sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesinin 1'inci
fıkrasının 2'nci bendinde ilk tesis ve taazzuv giderlerinin gider
yazılacağının belirtildiği, bu maddelerin birlikte değerlendirilmesinden davacı Ģirket ile kurulan ortaklık haricinde
ayrı bir yapıya sahip olan Ģirketin yaptığı tüm masrafların ne
Ģekilde gider kaydedileceği hususunda bir tereddüdün
bulunmadığı, bu giderlerin davacı Ģirket tarafından değil, yeni
kurulan Ģirket tarafından gider yatılması gerektiğinden, bu
matrah farkının yasaya uygun bulunduğu, Bulgaristan'da yeni
kurulan Ģirketin faaliyetiyle ilgili danıĢmanlık hizmetine
karĢılık ... Holding tarafından düzenlenen fatura davacı Ģirket
tarafından gider yazılmıĢ ise de söz konuĢu giderin ilgili
olduğu Bulgaristan'daki Ģirketin gider yazması gerektiğinden
bu matrah farkının yerinde olduğu, davacının 199.5 yılında
satın aldığı 60 adet tripkks villayı binalar hesabına
kaydederek aktifleĢtirdiği, 1995 yılında alınan villalardan iki
adedinin 1999 yılında satıldığı, 58 adet villa için 31-12.1999
tarihi itibarıyla ayrılan amortisman tutarı olan ... TL ma
satılmak üzere alınan gayri-menkul için amortisman
ayrılamayacağı ileri sürülerek matraha alındığı, ancak söz
konusu
gayrimenkullerin
Ģirket
aktifine
kaydedildiği,
anlaĢıldığından amortisman ayrılmasında kanuna aykırılık
bulunmadığı, davacı Ģirketin ... Turizm iĢletmeleri Sanayi
Ticaret Anonim ġirketi'nin devre mülk olarak kiraladığı 97
adet villanın 18 adedinin 30 yıllığına davacı tarafından
kiralandığı ve ilgili yılda ... TL.nin kira bedeli olarak gider
yazıldığı,
ancak
bu villalarda
kimlerin ağırlandığı
konusunda hiçbir bilginin olmadığı bu durumda davacının bu
giderin muhatabı olamayacağı, diğer grup Ģirketlerinin
görevlilerinin
ve
misafirlerinin
konaklaması
amacıyla
katlanılan giderin davacının gider kayıtlarından çıkartıldığı,
kurumun Bulgaristan, Kazakistan gibi ülkelerden gelen Üst
Yöneticilerin ağırlandığı, ayrıca bu iliĢkiler sonucu yaklaĢık ...
milyon dolarlık iĢ bağlantılarının yapıldığı dikkate alındığında
iĢle ilgili yapılan giderler olduğu sonucuna varıldığından villaların kiralanmasına iliĢkin olarak gider yazılan tutarda
Kanuna aykırılık bulunmadığı, davacı Ģirketin ortağı olan ve
Kazakistan'da ... Devlet Üniversitesinin yapımını üstlenen ...
Limiret ġirketine bu üniversitenin inĢaatında kullanılmak
üzere Türkiye'den ...TL.'lık malzemenin ihraç edildiği, bu
mallara iliĢkin nakliye bedeli olan ... TL-'nin davacı tarafından
gider yazıldığı Kazakistan'daki Ģirket adına yapılan iĢlemler
dolayısıyla katlanılan maliyet ve gider unsurlarına karĢılık
olarak davacı adına Dır gelir tahakkukunda bulunulması
gerektiği belirtilerek 5422 sayılı Kumrular Vergisi Kanunu'nun
örtülü kazanç dağıtımına iliĢkin hükümleri uyarınca matrah
fanti bulunduğu. Kurumlar Vergisi Kanununun 17'nci
maddesinde Ģirketin kendi ortakları ortaklarının ilgili
bulunduğu gerçek ve tüzel kiĢiler, idaresi, murakabesi veya
sermayesi bakımından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı
bulunduğu veya nüfuzu akında bulundurduğu gerçek ve tüzel
kiĢilerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak
derecede yüksek veya düĢük fiyat veya bedeller üzerinden
yahut
bedelsiz
olarak
alım
satım,
imalat,
inĢaat
muamelelerinde ve hizmet iliĢkilerinde bulunması halinde
kazancın tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmıĢ
sayılacağının öngörüldüğü, davacı Ģirketin yurt dıĢındaki
ortağı Ģirkete yaptığı ihracatta örtülü kazançtan söz
edebilmek için alım satımın emsaline göre göze çarpacak
derecede düĢük fiyat veya bedeller üzerinden, yahut
maliyetine yapıldığının ve oluĢan fiyatların ticari hayatın
gerçeklerine ve piyasa koĢullarına uygun olup olmadığı
hususlarının araĢtırılmadığı gibi davacı Ģirketin, bu durumun
Kazakistan gümrük rejiminden kaynaklandığı Ģeklindeki
iddialarının da dikkate alınmadığı, bu hususlar araĢtırılmadan
örtülü kazanç dağıtıldığı ileri sürülerek, bulunan matrah
farkında isabet görülmediği, davacı Ģirketin yıl içerisinde pek
çok bankadan kullandığı kredilerin faiz, kur farkı ve benzeri
giderlerden oluĢan finansman giderlerinin önemli bir kısmını
iliĢkili oldukları oranlarda kurumun ortaklık iliĢkisi içinde
bulunduğu Ģirketlere dağıldığının tespit edildiği davacı Ģirketin
... Anonim ġirketi'nden kullandığı kredilerin belirli bir miktara
ulaĢması nedeniyle kurumun aktifine kayıtlı bir kısım
gayrimenkulun üzerinde adı geçen banka tarafından ipotek
tesis ettirildiği ve bu ipotek iĢlemleri dolayısıyla ödenen ipotek
harçları ve damga vergilerinin gider yazıldığı, bu giderlerin de
ilgili bulundukları diğer Ģirketlere dağıtımının yapılması
gerektiği belirtilerek matrah farkının tespit edildiği, ancak
davacı Ģirketin ... Anonim ġirketi ile müĢterek sahihi olduğu
Ġstanbul Etilerdeki iĢ Merkezinin ... Anonim ġirketi'ne satıĢ'
nedeniyle ödenen 5 adet tapu harcı ve 1 adet protokol damga
vergisine iliĢkin olarak ödenen tutarın bu satıĢa ait tahsil
alındıları olduğu anlaĢıldığından matrah farkında isabet
görülmediği, bu matrah farkına bağlı olarak ipotek giderlerinin
diğer kurumlara ait kısımları üzerinden adatlandırma iĢlemi
yapılarak davacı Ģirketin kendi nakdi imkanlarıyla finanse
ettiği ipotek gideri için kullandığı finansman hizmetleri bedeli
belirlenerek bu tutarın diğer Ģirketlere örtülü olarak aktarıldığı
ileri sürülerek matrah farkı tespit edildiği, grup içinde yer alan
Ģirketler arasında finans kaynaklarının grup amaçları
doğrultusunda iĢbirliği içinde kullanılmasının mümkün olduğu,
bu matrah farkında kanuna uyarlık bulunmadığı, davacı
Ģirketin ortaklık iliĢkisi içinde bulunduğu ... Barık Anonim
ġirketi'ne sattığı gayrimenkullerden elde ettiği kazancın 5422
sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun geçici 28'nci maddesi
uyarınca sermayeye ilave edilmesi eleĢtirilerek aynı grup
içinde yer alan Ģirketler arasında gerçekleĢen satıĢlardan
geçici 28'nci maddesi konuluĢ amacının gerçekleĢmeyeceği
ileri sürülerek satıĢ kazancının matraha alındığı, ancak
gayrimenkullerin satıĢında bir muvazaadan söz edilmediği
gibi satıĢ bedelinin nakden tahsil edilerek sermayeye ilave
edildiğinin çekiĢmesiz olduğu, ayrıca aynı holding içinde yer
alan Ģirketle arasında gerçekleĢen satıĢlardan dolayı Kurumlar
Vergisi Kanununun geçici 28'inci maddesindeki istisnadan
yararlanılamayacağına dair bir düzenleme bulunmadığından,
bu matrah farkının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle
matrahın azaltılmasına karar vermiĢtir. Davacı, bir baĢka
kuruma ait giderlerin gider yazılmasının söz konusu
olmadığını, yabancı ortakla kumlan yeni Ģirketin projenin
gerçekleĢtirilmesini taĢeron firma olarak kendilerine verdiğini
inceleme raporunda yabancı Ģirkete ait olduğu belirtilen
giderlerin, davacı Ģirketin taĢeron firma olarak üstlendiği
giderler olduğunu, davalı idare ise inceleme raporunda
belirlenen hususlar doğrultusunda yapılan tarhiyatın yasal
olduğunu ileri sürmekte, kararın bozulmasın istemektedirler.
Savunmanın Özeti: Davalı idare, yasal dayanaktan
yoksun bulunan davacı temyiz isteminin reddi gerektiğini
savunmaktadır.
Tetkik Hakimi…..’n DüĢüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri
sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak
durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği
düĢünülmektedir.
Savcı………..’n DüĢüncesi : DanıĢtay bozma
kararındaki düĢüncede belirtilen nedenler doğrultusunda
temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu Vergi Mahkemesi
ısrar kararının bozulması gerekeceği düĢünülmektedir.
TÜRK MĠLLETĠ ADINA
Davacı Ģirket sermayesi Bulgar Devletine ait diğer bir Ģirketle
Bulgaristan'da üç adet baraj ve hidroelektrik santrali inĢaatı
ve taahhüdü ile bu ĠnĢaat tamamlandıktan sonra belirli bir
süre iĢletilmesi imtiyazını kullanmak üzere bir Ģirket
kurmuĢtur, Ġnceleme raporunda bu Ģirketin kurulusuyla ilgili
giderlerin yani kurulan Ģirket tarafından gider yazılması
gerektiği belirtilerek …………TL-sı giderlerden çıkartılmıĢtır.
Ġnceleme raporuna ekli bu giderleri; ilgili faturalardan ikisi
Türkiye'de kurulmuĢ Ģirketler tarafından düzenlenmiĢ olup,
bunlardan 15.4.1999 tarihli... Uluslararası Nakliyat, Ġthalat,
Ġhracat Limited ġirketi'nin düzenlediği faturanın "beton
mikseri, beton pompası, açılıĢ seremonisi ekipman ve
malzemelerinin nakliye hizmetleri bedeli" olarak gösterildiği,
27.10.1999 tarihli faturanın … Kültür ve Yayıncılık Hizmetleri
Limited ġirketince "Bulgaristan Temel Atma Törem Genel
Bütçesi"
için
düzenlendiği,
diğer
faturaların
Bulgar
Ģirketlerince
düzenlendiği
anlaĢılmaktadır.
Türkiye'de
kurulmuĢ Ģirketlerce düzenlenen faturalar, bu amaçla
düzenlenen giderlerin büyük bölümünü oluĢturmakta olup, bu
faturalara konu giderlerin davacı Ģirketin yurt dıĢında kurulan
Ģirketten alınan iĢle ilgili giderler olduğu, bu matrah farkının
kaldırılması istemini reddeden mahkeme kararının bozulması
ve yurtiçi, yurtdıĢı misafirlerin ağırlanması amacıyla kiralanan
villalarla ilgili kira bedelinin gider edilmesi ve devam,
ettirilmesi arasındaki, bağlantının doğrudan bir bağlantı olması
da önem taĢımaktadır.
Davacı Ģirketin ... Turizm ĠĢletmeleri Sanayi ve Ticaret
Anonim ġirketi'nden devre mülk olarak kiraladığı gayrimenkullerin 1999 yılına iliĢkin kira bedelini gider yazmasıyla
ilgili olarak yapılan incelemede , davacı Ģirketin de içinde
bulunduğu gruba bağlı Ģirketlerin pazarlama potansiyellerini
arttıracak nitelikte olan, dolayısıyla genel bir amaca hizmet
eden bu nitelikteki, giderlerin, hangi Ģirketin gelirlerini
artıracak bir erki doğuracağının belirsiz olduğu saptanmıĢtır.
Bu nitelikteki giderlerin esas itibarıyla Holding ġirketler
üzerinde bırakılması söz konusudur. Temsil ve ağırlama
hizmetinden yararlananların kimler olduğu konusunda hiç bir
bilgi olmadığından söz konusu giderin davacı Ģirketin ticari
kazancının elde edilmedi ve idamesiyle doğrudan ilgili olduğu
söylenemez. Bu itibarla bu matrah farkının kaldırılmasına
iliĢkin mahkeme kararında yasaya uyarlık bulunmamaktadır.
Davacı Ģirketin defter ve belgeleri üzerinde yapılan
incelemede eslemede yıl içerisinde bankalardan kullanılan
kredilerin faiz, kur farkı ve benzeri giderlerden oluĢan
finansman giderlerinin bir kısmının iliĢkili oldukları oranlarda
kurumun ortaklık iliĢkisi içerisinde bulunduğu Ģirketlere
dağıtıldığı tespit edilmiĢtir. Ancak davacı Ģirketin ... Anonim
ġirketinden kullandığı kredilerin belirli bir miktara ulaĢması
nedeniyle kredi iliĢkisinin devam edebilmesi için davacı
Ģirketin aktifinde yer alan bir kısım gayrimenkuller üzerinde
banka lehine ipotek tesis ettirilmiĢtir. Bu ipotek iĢlemleriyle
ilgili olarak ödenen ipotek harçları ve damga vergilen "Genel
Yönetim Giderleri" kapsamında gider kaydedilmiĢtir, inceleme
raporunda ipotek giderlerinin finansman giderlerinin ortaklara
dağıtımında olduğu gibi bir dağıtıma konu edilmemesi
eleĢtirilerek, faiz ve kur farklarının Ģirketlere dağıtıldıkları
oranda ipotek giderlerinin dağıtımı yapılmıĢ ve bu Ģekilde
fazladan ... TL.nin gider yazıldığı tespit edilerek bu miktar
matraha alınmıĢtır.
Bu matrah farkıyla ilgili olarak davacı tarafından kredi
temini amacıyla ... Anonim ġirketi lehine tesis edilen ipotek
iĢlemi için yapılan bir, giderin olmadığı, davacı Ģirketin ...
Anonim ġirketi ile müĢtereken sahip okluğu ...'deki ĠĢ
Merkezinin ... Anonim ġirketi'ne satıĢ iĢlemiyle ilgili olarak
ödenen 5 adet tapu harcı ve 1 adet protokol damga vergisine
iliĢkin bulunduğu ileri sürülmüĢtür. Dava dilekçesine eklenen
yevmiye defterinin 23.7.1999 tarihti kaydında söz konusu
giderler'"... Ġpotek Harcı" olarak kaydedilmiĢtir. Bu durumda,
söz konusu giderin kredi temini için tesis olunan, ipotek iĢlemi
nedeniyle mi yoksa iĢ hanının satıĢı dolayısıyla mı ödendiği
hususları araĢtırılmaksızın matrah farkınınterkininde isabet
görülmemiĢtir.
Öte yandan, bu matrah farkına bağlı olarak davacı Ģirketin grup Ģirketlerine kredi temini için katlandığı ipotek
giderlerinden diğer kurumlara ait olduğu, tespit edilen tutarın
davacı Ģirket kendi nakit imkanlarıyla finanse edildiği,
dolayısıyla bu finansman h ismetin in bir bedelinin olması
gerektiği, bunun, için de ipotek giderlerinin diğer kurumlara
ait kısımları üzerinden yapılacak adatlandırma iĢlemine göre
bir tutar bulunup, bu tutarın ortaklara örtülü olarak dağıtıldığı
kabul edilerek matrah farkı tespit edilmiĢtir. Yapılan bu
giderin ipotek harcına mı yoksa gayrimenkul satıĢına mı iliĢkin
olduğu konusu araĢtırılarak, buna göre karar verilmek üzere
mahkeme karan bozulduğundan ve söz konusu matrah farkına
bağlı olan bu matrah farkı için de aynı araĢtırma sonucuna
göre yeniden bir karar verilmesi gerekmekledir.
Bu nedenlerle, davacı temyiz isteminin reddine, davalı idare
temyiz isteminin kısmen kabulüyle Ankara 5, Vergi
Mahkemesinin
31.03.2004
günlü
ve
E;2003/1027,
K:2004/385.
sayılı
kararının;
konaklama
amacıyla
gayrimenkullerin kiralanmasına iliĢkin hüküm fıkrası ile ipotek
giderleri ve bu giderlere bağlı olarak bulunan örtülü kazanç
dağıtımına iliĢkin kısımlarının bozulmasına, 28.02.2005
gününde oyçokluğuyla karar verildi.
DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulu
Tarih
: 14.04.2006
Esas No : 2006/19
Karar No ; 2006/92
KDVK Md. 10
SERBEST MESLEK FAALĠYETĠNDE KDV AÇISINDAN VERGĠYĠ
DOĞURAN OLAYIN MEYDANA GELDĠĞĠ TARĠH
Katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay malın teslimi
veya hizmetin yapılması anında meydana gelmekte olup, ticari, sınai,
zirai veya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim veya
hizmetler yönünden farklı bir düzenlemeye yer verilmediği, serbest
meslek kazancının tespitinde, gelir vergisi açısından tahsilat esasının
getirilmiĢ olmasının da belirtilen hukuki durumu değiĢtirmeyeceği, bu
bakımdan, serbest muhasebecilik faaliyetinde ücret tahsil edilmese
de, KDV açısından vergiyi doğuran olayın hizmetin yapıldığı tarihte
meydana geleceği hk.
Ġstemin Özeti: Serbest muhasebecilik yapan davacı adına, 1998
yılında hasılatının bir kısmını serbest meslek makbuzu
düzenlememek suretiyle, kayıt ve beyan dıĢı bıraktığından ve mükerrer gider kaydı bulunduğundan bahisle, inceleme raporuna
dayanılarak 1998/ġubat, Temmuz ve Ekim dönemleri için kusur,
Aralık dönemi için ağır kusur cezalı olarak katma değer vergisi
salınmıĢtır.
Vergi Mahkemesi; olayda, davacının 1998 yılında muhasebecilik
hizmeti verdiği müĢterilerin den 1999 yılında tahsil ettiği ücretleri en
geç hizmetin tamamlandığı 31 Aralık 1998 tarihinde, hizmet verilen
müĢterilerden ifadesine baĢvurulan dördünün, hizmetin verildiği yıl
içerisinde ödediklerini beyan ettikleri ücretleri de ödeme tarihlerinde
beyan etmesi gerektiği; çünkü vergiyi doğuran olayın, bu tarihlerde
meydana geldiğinin kabulü suretiyle dava konusu cezalı tarhiyat
yapılmıĢ ise de; dosyadaki belge ve bilgilerden, ifadesine baĢvurulan
müĢterilerin 1998 yılında ödemede bulunmadıkları, 1999 yılındaki
tahsilatların da ilgili yılda belgelendirildiği hususlarının anlaĢıldığı;
serbest meslek faaliyetinde, vergiyi doğuran olayın, verilen hizmet
karĢılığında kısmen veya tamamen ücret tahsil edilmesiyle meydana
geleceği ve serbest meslek makbuzunun da bu tarihte düzenlenmesi
gerektiği
gerekçesiyle
tarhiyatı
kaldırmıĢtır.Vergi
dairesi
müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen DanıĢtay Yedinci Dairesi;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesi ile 3065 sayılı Katma
Değer Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin (a), (b), (c) fıkralarında yer
alan, yasal düzenlemelere göre, katma değer vergisi açısından
vergiyi doğuran olay, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında
meydana gelmekte olup, bu hususta ticari, sınai, zirai veya serbest
meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler yönünden
farklı bir düzenlemeye yer verilmediği, serbest meslek kazancının
tespitinde, gelir vergisi açısından, tahsilat esasının getirilmiĢ
olmasının da, yukarıda anılan hukuki durumu değiĢtirmeyeceği, dava
hakkında, serbest muhasebecilik faaliyetinde verilen hizmet
tanımlandıktan sonra, hizmetin yapıldığı tarihin araĢtırılması ve
vergiyi doğuran olayın, hizmetin yapıldığı tarihte meydana geldiği
hususunun gözetilmesi suretiyle yapılacak yargılamayla ulaĢılacak
sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, aksi yolda temyize konu
mahkeme kararında isabet görülmediği, ayrıca mahkemece davanın
mükerrer gider kaydından kaynaklanan ve davacı tarafından da
kabul edilen kısmının incelenmediği gerekçesiyle kararı bozmuĢtur.
Bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesi; mükerrer gider kaydından
kaynaklanan kısma yönelik davayı reddetmiĢ, serbest meslek
kazancına yönelik kısmı ilk kararında yer alan hukuksal nedenler
ve gerekçe uyarınca kaldırmıĢtır.
Karar vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiĢ, vergi
inceleme raporuna dayalı tarhiyat-ta yasal düzenlemeye aykırılık
bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiĢtir.
Karar: 1998 yılında gerçekleĢtirilen hizmetlerle ilgili olarak 1999
yılında tahsil ettiği ücretleri, en geç, hizmetin tamamlandığı 31
Aralık 1998 tarihinde beyan etmesi gerektiğinden bahisle salınan
cezalı katma değer vergisini, serbest meslek faaliyetinde vergiyi
doğuran olayın, verilen hizmetin karĢılığını teĢkil eden ücretin
kısmen veya tamamen tahsil edilmesiyle meydana geleceği
gerekçesiyle kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı vergi dairesi
müdürlüğü tarafından temyiz edilmiĢtir. UyuĢmazlığın çözümü,
serbest meslek faaliyetinde, katma değer vergisi açısından,
vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihin tespitine bağlı
bulunmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Vergiyi doğuran olay" baĢlıklı 19. maddesinde, vergi alacağının, vergi
kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki
durumun tekemmülü ile doğacağı belirtilmiĢtir. 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Vergiyi doğuran olayın
meydana gelmesi" baĢlıklı 10. maddesinin (a) fıkrasında, mal
teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin
yapılması; (b) fıkrasında da, malın tesliminden yapılması mutad
olan veya bu hususlarda mutabık kalınan, hallerde, her bir
kısmın teslimi veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya
benzeri belgelerin verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen
miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi; (c) fıkrasında ise, kısım kısım mal teslimi veya
hizmet veya bir kısım hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran
olayın meydana geleceği hükme bağlanmıĢtır. 1998 yılı
iĢlemleri incelenen yükümlü nezdinde düzenlenen tutanakla, 46
mükellefe hizmet verdiği, 1998 yılında tahsil edilen ve 1998'de
tahsil edilmeyip,1999yılına devreden ücretler olduğu belirtilmiĢ,
bunları gösterir liste inceleme elemanına ibraz edilmiĢtir.
1998 yılından 1999 yılına katma değer vergisi dahil TL
alacak
devrettiği tespit edilmiĢ, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 10.
maddesinde yer alan vergiyi doğuran olayın, malın teslimi veya
hizmetin ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması
anında meydana geleceği yolundaki düzenleme uyarınca ilgili
yılda verilen hizmetin en son31.12.1998 tarihi itibariyle
gerçekleĢtiği kabul edilerek, tutanakla belirlenen tutardan katma
değer vergisi tenzil edilerek Aralık 1998 dönemi katma değer
vergisi matrahına dahil edilmiĢtir. Katma değer vergisi açısından
vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin yapılması anın
da meydana gelmekte olup, ticari, sınai, zirai ve ya serbest
meslek faaliyeti çerçevesinde, yapılan teslim veya hizmetler
yönünden farklı bir düzenlemeye yer verilmemiĢtir. Serbest
meslek kazancının tespitinde, gelir vergisi açısından tahsilat
esasının getirilmiĢ olmasının da belirtilen hukuki durumu
değiĢtirmeyeceğiaçıktır.
Bu bakımdan, dava hakkında serbest muhasebecilik faaliyetinde
verilen hizmetin yapıldığı tarihin araĢtırılması ve vergiyi doğuran
olayın,hizmetin yapıldığı tarihte meydana geldiği hususunun
gözetilmesi suretiyle yapılacak yargılamayla ulaĢılacak sonuca
göre karar verilmesi gerektiğinden, aksi yoldaki temyize konu
ısrar kararında isabet görülmemiĢtir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi
Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına, oybirliği ile karar
verildi.
DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulu
Tarih
:16.06.2006
Esas No : 2006/117
Karar No : 2006/159
VUK Md.3/B
KREDĠ KARTININ, FĠNANSMAN ĠHTĠYACININ
GĠDERĠLMESĠNDE KULLANILMASI
Kredi kartının, finansman ihtiyacının giderilmesinde
kullanıldığı iddiası ticari icaplara uygun olmayıp, aksinin
ispatının, iddia eden mükellefe ait olduğu.
Ġstemin Özeti: Davacı Ģirketin 2000 takvim yılına iliĢkin
iĢlemlerinin kredi kartı ile yapılan satıĢlar yönünden incelenmesi
sonucu bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dıĢı bıraktığı görüĢüyle adına re'sen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi salınmıĢ,
fon payı hesaplanmıĢtır.
Vergi Mahkemesi; davacı kurumun katma değer vergisi hariç lira
hasılat için belge düzenlemediği görüĢüyle matrah farkı
hesaplanmıĢ ise de, kaydi ve fiili envanter yapılarak envanter
dengesi ortaya konulup, belgesiz satıldığı ileri sürülen emtianın
maliyeti ile ilgili araĢtırma yapılmadan, hesaplanan miktarın
tamamının matrah farkı olarak dikkate alınmasında hukuka
uygunluk olmadığı gibi dosyaya ibraz edilen belgelerden Ģirket ortakları
ve birinci derece yakınlarının çok sık olarak davacı Ģirkete ait pos
makinelerinde kredi kartı kullandıklarının anlaĢıldığı, bu durumun
ticari
icaplara uygun olmadığı
gerekçesiyle
tarhiyatı
kaldırmıĢtır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen DanıĢtay
Üçüncü Dairesi; bedelini daha sonra ödemek kaydıyla alıĢ-veriĢ
yapma imkanı sağlayan gayri nakdi bir kredi aracı olan kredi
kartının esas kullanım alanı mal ve hizmet alıĢveriĢi olduğundan
bir ticari iĢletmenin hesap döneminde elde etmesi gereken
hasılatının hesabında kredi kartı ile yapılan mal ve hizmet satıĢına
iliĢkin elde ettiği hasılatının da dikkate alınması gerektiği, dava
dilekçesinde kredi kartı ile yapılan iĢlemlerden elde edilen
hasılatın kayıt ve beyan dıĢı bırakılan kısmının iĢletmenin
finansman ihtiyacını karĢılamak amacıyla kullanıldığı iddia
edilmekte ise de, bu durum inceleme sırasında inceleme
elemanına belirtilmediği gibi yasal defter ve belgelerde de
izlenmediğinden kredi kartları ile tahsil edilen paraların iĢletmenin ne tür finansman ihtiyacının karĢılanmasında kullanıldığı
ortaya konmadığından, mahkeme tarafından kredi kartı
iĢlemlerinden elde edilen hasılatın iĢletmenin nakit ihtiyacının
giderilmesinde kullanıldığını kanıtlayıcı tüm bilgi ve belgelerin
davacıdan istenerek gerekli görüldüğü takdirde matrahın
miktarının hukuka uygunluğu da incelenerek bir karara varılması
gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuĢtur.
Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi; ilk kararında yer alan
hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, davacı Ģirket adına
aynı nedenlerle 2000 ila 2002 yılları için yapılan tarhiyatların
kaldırıldığı kararların Bölge Ġdare Mahkemesince onanarak
kesinleĢtiği, ayrıca DanıĢtay Üçüncü Dairesinin bir baĢka kararının
da baĢka bir mükellef adına aynı nedenle yapılan tarhiyatın kaldırılması gerektiği yolunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulü
yolundaki kararında ısrar etmiĢtir.
Karar vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiĢ, pos
makinelerinin kullanım amacının nakit para temini olmadığı, bu
nedenle yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiĢtir.
Karar: 2000 takvim yılı iĢlemleri kredi kartı ile yapılan satıĢlar
yönünden incelenen davacının bir kısım hasılatını kayıt ve beyan
dıĢı bıraktığı tespit edilerek adına re'sen salınan vergi ziyaı cezalı
kurumlar vergisi ile hesaplanan fon payına karĢı açılan davayı
kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden vergi mahkemesi ısrar
kararı davalı idarece temyiz edilmiĢtir. 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu'nun 3. maddesinin "ispat" baĢlıklı (B) bendinde,
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliĢkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü deıme
ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve
olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun
iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait
olduğu, kuralına yer verilmiĢtir. Anılan Kanun'un 30. maddesinin
2. fıkrasının 6. bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya
verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil
bulunması, re'sen tarh nedeni olarak sayılmıĢtır.
Davacının kredi kartı ile yaptığı satıĢlardan kaynaklanan
hasılatının bir kısmını kayıt ve beyan dıĢı bıraktığının vergi
inceleme raporu ile saptanması nedeniyle olayda re'sen tarh
sebebi gerçekleĢmiĢtir. Kredi kartı, bankalar ve özel finans
kurumları tarafından, müĢterilerine gerek mal ve hizmet
alıĢveriĢi gerekse nakit çekiĢi sağlamak maksadıyla verilen ve
belli bir limit dahilinde taĢıyıcılarına, bedelini daha sonra ödemek
kaydıyla alıĢveriĢ yapma imkanı sağlayan gayri nakdi bir kredi
aracı olup, kredi kartının esas kullanım alanı mal ve hizmet
alıĢveriĢi olduğundan, bir ticari iĢletmenin hesap döneminde elde
etmesi gereken hasılatının hesabında kredi kartı ile yapılan mal
ve hizmet satıĢına iliĢkin elde ettiği hasılatının da dikkate
alınması gerekmektedir. Kredi kartının finansman ihtiyacının
giderilmesinde kullanılması ticari icaplara uygun olmayıp, aksinin
ispati yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince davacıya aittir.
Dava dilekçesinde kredi kartı ile yapılan iĢlemlerden elde edilen
hasılatın kayıt ve beyan dıĢı bırakılan kısmının iĢletmenin
finansman ihtiyacını karĢılamak amacıyla kullanıldığı iddia
edilmekte ise de, bu durum inceleme sırasında inceleme
elemanına belirtilmediği gibi yasal defter ve belgelerde de
izlenmediğinden kredi kartları ile tahsil edilen paraların
iĢletmenin ne tür finansman ihtiyacının karĢılanmasında
kullanıldığı da ortaya konulmamıĢtır.
Bu durumda, mahkeme tarafından vergi ve fon asılları hakkında,
kredi kartı iĢlemlerinden elde edilen hasılatın iĢletmenin nakit
ihtiyacının giderilmesinde kullanıldığını kanıtlayıcı tüm bilgi ve
belgeler davacıdan istenerek incelendikten sonra, gerekli
görüldüğü takdirde matrahın miktarının hukuka uygunluğu da
incelenerek oluĢacak sonucuna göre, vergi ziyaı cezası hakkında
ise, Anayasa Mahkemesi'nin 06.01.2005 günlü ve E. 2001/3, K.
2005/4 sayılı iptal kararı, 5479 sayılı Kanun ve DanıĢtay
içtihatları göz önüne alınarak yeniden karar verilmesi
gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi
Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar
verildi.
SEÇĠLMĠġ BĠR KAÇ GÜZEL YAZI
Muammer ERKUL
Ama yapman gereken Ģu, değil mi?
DüĢüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini.
DüĢüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin
anlayıp anlamadığı.
DüĢüneceksin anlatmak istediklerini
ne kadarını anlatabildiğini…
Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının
Ne kadarı olduğunu düĢüneceksin…
Ve konuĢmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az
Ama en uygun kelimeleri seçmeye çalıĢacaksın….
Ahmak olmayan yolcuların, önceden aldıkları biletleri
ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, vakit
yaklaĢtığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları
gibi, sen de fikrini bildireceğin kiĢinin kıyıya yanaĢmasını
bekleyeceksin!..
Demeyeceksin ki, ben canım isteyince giderim iskeleye,
vapur da o saniyede gelmek zorunda!..
Demeyeceksin ki, aklıma geleni aklıma geldiği
biçimde söylerim.
KarĢımdaki de değil duymak, değil dinlemek,
anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!..
KeĢke öyle olsaydı. KeĢke haklı olsaydın, ama maalesef
değil... Ağzını açıp Ģelaleden dökülen suyu içmeye çalıĢan bir
tavĢan gördün mü hiç?.. Veya önüne çıkan ağaçları dahi
sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraĢan bir ceylan
gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını
bekler, beyni olan her yaratık gibi!
Hadi... Sen Ģimdi su olduğunu düĢün, ve kendini su gibi
hisset..
Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı...
Su gibi hayat kaynağı ve su gibi bitmez, tükenmez
olduğunu hatırla...
Ama yine su gibi bir küçük bardağın içine
sığdır ki kendini; girebilmeyi öğren insanların
damarlarına. Hayat ver... Vazgeçilmez ol !!..
(KarĢıyaka R.K.nün bülteninden)
ġu AB'ye canımız sıkılır...
Bekir ÇoĢkun
AZĠZ halkımız AB'ye artık soğuk.Yapılan son yoklamalara
göre AB'yi istemeyenlerin oranı giderek yükseliyor.
Niçin?..
Çünkü; halkımız AB'yi önce serbest dolaĢım olarak algıladı.
Yani valizi alıp insanın canının istediği Avrupa ülkesine
gidip oturmak olarak.
Bu çok hoĢ ve keyifli bir Ģeydi.
Ama zamanla öğrendi ki halkımız; bavulu alıp gitmeden
önce kendimize biraz çekidüzen vermemiz gerekiyor.
ĠĢte o zaman canımız sıkıldı.
Misal; yiyeceklerin açıkta satılmaması gibi. Nitekim ilk tepki
olarak "Kokoreç yasaklanacak" haberinin gazetelerde
manĢet olması rastlantı değildi.
Ġlk can sakıntısıydı bu.
PeĢinden AB normları belli oldukça canımız sıkıldıkça sıkıldı
sıkıldıkça sıkıldı...
Fabrikalann zehirli atıklannın nehirlere akıtılmaması
ihtimali fabrikatörlerin, doğaya zararlı gübre
kullanma yasağı çiftçilerin
canını sıktı.
Sanıklara iĢkence yapılmaması istemi
güvenlikçilerin, yavru balıkların yakalanmaması
talebi balıkçıların, belli sayıda yolcu taĢımasının
servisçilerin...
Dokunulmazlıkların kaldırılması istemi siyasetçilerin,
bürokrasinin basitleĢtirilmesi rüĢvetçilerin,
vergide kayıt altına alma hükmü patronların, kalite standarttan
üreticilerin canını sıktı.
Susuz süt sütçülerin, Ģekersiz bal balcıların...
KöĢe baĢına iĢeme yasağı çiĢi gelenlerin...
AĠHM'nin türban kararı dincilerin, kuzuları kesmemek
besicilerin, koyları korumak beleĢçilerin,
mağdur kadınlan koruma altına
almak törecilerin...
Darbe yapamama ihtimali darbecilerin...
Çift dingile sınırlama kamyoncuların,
apandisit hastasının bademciğini alana soruĢturma doktorların,
AB mahkemelerine gitme hakkı hukukçuların...
Özetlersek:
Bavulu kaptığı gibi, Paris'te büfe açma hayalinin yatması bizim
Osman'ın canını sıktı.
Sonuçta; AB'ye soğuklaĢtık.
Dün AB'den gelen ilerleme raporunun eskisi kadar
anlamı yok bence. Çünkü biz AB'ye soğuk bakıyoruz
yoklamalara göre.
Canımız sıkıldı, canımız...
(09.11.2006 tarihli Hürriyet Gazetesi)
KISA BĠR YAZI
YaĢlı bir bey, sabah erken evinden çıkmıĢ, yolda ilerlerken,
bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmıĢ ve hafif
yaralanmıĢ.
Sokaktan geçenler yaĢlı beyi hemen en yakın sağlık birimine
ulaĢtırmıĢlar. HemĢireler, önce pansuman yapmıĢlar ve
"Biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık
veya çatlak olmadığını inceleyeceklerini" söylemiĢler.
YaĢlı bey huzursuzlaĢmıĢ; "acelesi olduğunu, röntgen
istemediğini" söylemiĢ. HemĢireler merakla acelesinin
nedenini sormuĢlar.
"EĢim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı
etmeye giderim, gecikmek istemiyorum" demiĢ.
EĢinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz" deyince.
YaĢlı adam üzgün bir ifade ile "Ne yazık ki karım Alzheimer
hastası hiç bir Ģey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu
dahi bilmiyor" demiĢ.
HemĢireler hayretle "Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor
neden her gün onunla kahvaltı yapmak için
koĢuĢturuyorsunuz?" diye sormuĢlar.
Adam buruk bir sesle;
"Ama ben onun kim olduğunu biliyorum" demiĢ.
BĠRAZDA GÜLELĠM
Balım, ġekerim
Ahmet Bey 97'sinde. Hüseyin Bey ise 92'sine
eriĢmiĢ. Yıllardır dostlukları devam etmekte.
Bir gün Ahmet Bey Hüseyin Beyin evinde yemeğe
davet edilmiĢ. Dikkatini çekmiĢ, Hüseyin Bey karısına
hitap ederken "Gülüm", "hayatım", "balım",
"tatlım", "Ģekerim", "sevgilim", "ruhum", gibi laflar
kullanıyor.
Bir ara karısı mutfaktayken yine, "bir tanem,
nerelerdesin, yemeğin soğuyacak" demiĢ.
Ahmet Bey dayanamamıĢ. "Yahu dikkat ediyorum,
karına ne iltifatlı laflar ediyorsun. Ballar, Ģekerler...
Bunca seneden sonra olacak Ģey değil, bravo sana" demiĢ.
Hüseyin Bey Ģöyle bir arkasını dönüp karısının hala mutfakta
olduğunu tespit ettikten sonra, "sorma birader demiĢ. Ne
balı, Ģekeri... 10 yıl oluyor bizim hatunun adını unuttum. Bir
türlü çıkaramıyorum,"
70
Küçük Temel'in komĢularının bir bebeği
dünyaya gelmiĢ.. Ama ne talihsizlik ki
minik bebeğin kulakları yokmuĢ.. Bebeği
ailece ziyarete giderlerken bu üzücü
durumu patavatsız oğlu küçük Temel'e
anlatan babası "Sakın ama sakın
bebeğin bu kusurundan
bahsetmeyeceksin..!" diye tembih etmiĢ..
"Bırak bahsetmeyi, ağzından 'Kulak'
kelimesi çıkarsa seni mahvederim..!"
Bebeğin yanına çıkmıĢlar. Temel bebeğe
yaklaĢmıĢ, "Ne güzel bir bebek.." demiĢ
"Ciddi misin?.." demiĢ bebeğin annesi,
"TeĢekkür ederim Temel.."
"Minik ayakları, minicik elleri, ne de
güzel gözleri var..
Görebiliyorlar mı bari?.."
"Evet.." demiĢ bebeğin annesi, "Doktor
gözlerinin sağlam olduğunu söyledi.."
"Bu harika..!" demiĢ Temel, "Eğer gözlük
takmak zorunda olsaydı ayvayı
yemiĢti..!"
71
KÜLTÜR VE SANAT KÖġESĠ
VĠZYONDAKĠ FLĠMLER
DONDURMAM GAYMAK
Yönetmen: Yüksel Aksu
Oyuncular: Turan Özdemir ve Tüm Muğla
Halkı
Senaryo: Yüksel Aksu
Görüntü Yönetmeni: Eyüp Boz
Kurgu: Sedat Karadeniz
Sanat Yönetmeni: Yıldız Uysal, Figen ErdöĢ
Tür: Komedi
Süre: 90 Dk.
Yapım: 2006 - Türkiye
ÇĠNLĠLER GELĠYOR
Yönet men: Zeki Ökten
Oyuncular: Cüneyt Türel, Yaman Tarcan, İpek Bilgin, Bülent
Kayabaş, Nilgün Belgün
Senaryo: Fatih Altınöz
Görüntü Yönet meni: Gökhan Atılmış
Kurgu: Nevzat Dişiaçık
Müzik: Zafer İşleyen, Selim Bölükbaşı
Tür: Komedi
Süre: 90 Dk.
Yapım: 2006 - Türkiye
72
GURUR DÜNYASI
Or jinal Adı: Vanity Fair
Yönet men: Mira Nair
Oyuncular: Reese Witherspoon, Gabriel Byrne, Jim Broadbent,
Bob Hoskins, Romola Garai, Angelica Mandy
Senaryo: Matthew Faulk, Mark Skeet
Görüntü Yönet meni: Declan Quinn
Müzik: Mychael Danna
Kurgu: Allyson C. Johnson
Tür: Drama, Romantik
Süre: 141 Dk.
Yapım: 2004 - ABD/İngiltere
BABĠL
Or jinal Adı: Babel
Yönet men: Alejandro González Iñárritu
Oyuncular: Brad Pitt, Cate Blanchett, Gael Garcia Bernal, Koji
Yakusho, Adriana Barraza
Senaryo: Guillermo Arriaga
Görüntü Yönet meni: Rodrigo Prieto
Müzik: Gustavo Santaolalla
Kurgu: Douglas Crise, Stephen Mirrione
Tür: Drama - Gerilim
Süre: 142 Dk.
Yapım: 2006 - ABD
73
Düğün Şarkısı
Gösterim yeri :KarĢıyaka Oda Tiyatrosu
Gösterim Tarihleri : 12-13-19-20-26-27 Aralık
Yazan : Civan Canova
Yöneten : IĢıl Kasapoğlu
Dekor Tasarımı : Hakan Dündar
Giysi Tasarımı : Funda Çebi
IĢık Tasarımı : Zeynel IĢık
Müzik : Alper Maral
Danslar : Maral Ceranoğlu
Rol Dağılımı
ġebnem Doğruer
İstanbul Efendisi
Gösterim Yeri Ragıp Hay kır Sa hnesi
Gösterim Tarihleri
28-29-30 Aralık
Yazan : Müsaipzade Celal
Yöneten : YaĢar Ürük
De kor Tasarım: Aylin Dinle r
Kostüm Tasarımı: Candan Günay
IĢık Tasarımı: Fahrettin Özen
Müzik : Leon Hanc ıyan – Nevit Koda llı
Özgün müzik : Hüseyin Çebi
Danslar : Tarkan Erkan
74
AKTÜEL BĠLGĠLER
1. Perakende satıĢ fiĢi ve yazarkasa fiĢi düzenleme sınırı
01.01.2006 'dan itibaren
520,00 YTL
2. Amortisman sınırı
01.01.2006 'dan itibaren
520,00 YTL
3. a) SSK primi hesabında alt sınır
01.01.2004 tarihinden itiba ren aylık alt sınır
01.07.2004
“
01.01.2005
“
“
“
“
“
01.01.2006-31.12. 2006 aylık alt sınır
01.01.2006-31.12. 2006 günlük a lt sınır
549, 63
YTL
444, 15
YTL
488, 70
YTL
531, 00
YTL
17,70
YTL
b) SSK primi hesabında tavan ücret
01.01.2004 tarihinden itibaren aylık üst sınır
2.748,15 YTL
01.07.2004
01.01.2005
“
“
“
“
2.886,97 YTL
“
“
3.176,70 YTL
01.01.2006-31.12.2006 aylık üst sınır
3.451,50 YTL
01.01.2006-31.12.2006 günlük üst sınır
115,05 YTL
4. Asgari ücret (Aylık)
16 yaĢını doldurmuĢ iĢç ile r için
16 yaĢını doldurmamıĢ iĢç ile r için
531, 00
YTL
450, 00
YTL
5. Kıdem tazminatı öde nmesinde tavan üc ret tuta rı
01.01.2004 tarihinden itibaren
1.485,43 YTL
01.07.2004
1.574,74 YTL
“
“
01.01.2005-30.06.2005
1.648,90 YTL
01.07.2005-31.12.2005
1.727,15 YTL
01.01.2006-30.06.2006
1.770,63 YTL
01.07.2006-31.12.2006
1.857,44 YTL
75
6. Çocuk yardımı
01.01.2005-30.06.2005 te k çoc uk
10,03
YTL
20,06
YTL
10,04
YTL
20,08
YTL
10,66
YTL
21,32
YTL
11,19
YTL
22,37
YTL
Daha Fazla
01.07.2005-31.12.2005 te k çoc uk
Daha Fazla
01.01.2006-30.06.2006 te k çoc uk
Daha Fazla
01.07.2006-31.12.2006 te k çoc uk
Daha Fazla
7. ÇalıĢanlara yeme k yardımıyla ilgili istisna sınırı (KDV Ha riç)
Günlük
8,25 YTL
8. Ve raset ve intikal vergisi tarifesi ile istisna tutarları
Veraset Yoluyla
Matrah
Ġntika lle rde Vergi Oranı
(%)
Ġvazsız Ġntika lle rde
Vergi Ora nı (%)
Ġlk
130.000 YTL için
1
10
Sonra gelen
280.000 YTL için
3
15
Sonra gelen
600.000 YTL için
5
20
Sonra gelen
1.200.000 YTL için
7
25
Matrahın
2.210.000 YTL için
10
30
Ġstisna tutarları evlatlıklar dahil füruğ ve eĢten her birine isabet eden miras
hisselerine 83.139 YTL, füruğ bulunmaması halinde eĢe isabet eden miras hissesinde
166.375 YTL olarak belirlendi.
Ġvazsız olarak bağıĢ ve hibe Ģeklindeki intikallerde istisna tutarı 1.919 YTL oldu.
Ana, baba, eĢ ve çocuklardan ivazsız mal intikali halinde tarifedeki oranların ya rısı
uygulanır.
76
9. Tecil faizi oranı aylık (AATUHK md. 48)
10.07.1998-24.01.2000
%
arası
8
25.01.2000-20.12.2000
arası
%4
2.12.2000-30.03.2001 a rası
%
3
%
31.03.2001’de n itibare n
6
02.02.2002’de n itibare n
%
5
12.11.2003’de n itibare n
%
3
04.03.2005’de n itibare n
%
2,5
28.04.2006’ dan itiba ren
%
2
10. Gecikme zammı, gec ikme faizi ve piĢma nlık zammı ora nı aylık (AATUHK
Mad.51, VUK Mad.112)
09.07.1998-20.01.2000 arası
% 12
21.01.2000-01.12.2000 arası
%6
02.12.2000–28.03.2001 arası
%5
29,03,2001‟den itibaren
% 10
31.01.2002 „den itibaren
%7
12.11.2003 ‟den itibaren
%4
02.03.2005‟den itibaren
%3
21.04.2006‟ dan itibaren
% 2,5
11. Konut kiralarında istisna tuta rı
2005 yılı
2.000,00 YTL
2006 yılı
2.200,00 YTL
12- Yatırım indirimi uygulamasında enaz maliyet bede li tutarı
2004 yılı için
2005
“
“
6.000,00 YTL (KDV hariç)
10.000,00 YTL (KDV hariç)
13. Ek Mali Tabloları Düzenleme Zorunluluğu (10 Seri Nolu Muhasebe
Sistemi Uygulama Tebliği) :
YILLAR
2004 yılı için
Aktif Toplamı
6.265.242,00
77
Net SatıĢla r
13.922.682,00
2005
*
“
“
Belirtile n
6.879.235,72
tutarları
aĢa n
firma ların
15.287.100,00
ek
ma li
tabloları
doldurma ları
zorunludur.
14. Beyanname ve bazı belgelerde damga vergisi:
2005
Açıklama
YTL
2006
Oran
Oran
YTL
(Binde)
(Binde)
Kurumlar Vergisi Beyannamesi
24
-
26,30
-
Gelir Ve rgisi Beyannamesi
18
-
19,70
-
Muhtasar Beyanname
12
-
13,10
-
Katma Değe r Ve rgisi Beyannamesi
12
-
13,10
-
Belediyele re Verilen Beyannamele r
9
-
9,80
-
SSK Prim Bildirgeleri
9
-
9,80
-
Diğer Beyannamele r
12
-
13,10
-
Gümrük Ġdaresine Verile n Beyannamele r
24
-
26,30
-
Bilançolar
14
-
15,30
-
Gelir Tablosu (Kar/Zarar Cetveli)
7
-
7,60
-
ĠĢletme Hesabı Özeti (Hülasası)
7
-
7,60
-
Ücretlerde
-
6.0
-
6.0
Avanslarda
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
1,5
-
1,5
-
7,5
-
7,5
Akreditif ve Kredi Me ktupları
-
4,5
-
4,5
Ġhale Kararları
-
4,5
-
4,5
Resmi Dairele re Ve rilen Ma kbuz ve Ġbra
Senetle rinde
SözleĢmele r, Taahhütname ler ve
Temliknamele r (Belli parayı ihtiva ede nle r)
Kira sözleĢmeleri
Ke falet, Teminat ve Rehin Se netle ri (Be lli
parayı ihtiva e denler
15. Ge lir vergisi tev kifat ora nla rı
1.Serbest meslek ödemelerinde
%22
2.Yıllara yaygın inĢaat ve onarım iĢlerinde ödenen istihkak bedelleri üzerinden
%5
3.Kira ödemelerinden -iĢyeri kirası- (01.01.2004‟ten itibaren)
%22
Vakıflar ve Derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karĢılığında yap. öd.
%22
Kooperatif lere ait gayrimenkullerin kira ödemelerinde
%22
4.Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden;
a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için;
I) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için
%1
ii) (i) alt bendi dıĢında kalanlar için
%2
78
b) Diğer zirai mahsuller için:
I) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için
%2
ii) i) alt bendi dıĢındakalanlar için
%4
5.Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları için gider pusulası
karĢılığında yapılan ödemelerden:
a) Hurda mal alımları için
%2
b)Mal alımları için
%5
c)Hizmet alımları (mal ve hizmet bedelinin ayrılmaması hali de bu
%10
kapsamdadır.
6.Yararlanılan yatırım indirimi istisnası stopajı (24.04.2003 tarihinden önce
alınmıĢ belgeler için)
%19,8
7.Gayrimenkul ve iĢtirak hissesi satıĢ karının sermayeye ilaves i istisna stopajı
%0
(24.04.2003 tarihinden itibaren)
8. Kar dağıtımında (Özel durumlar hariç)
%15
16. Vergide n müstesna yurtiçi ha rcırah tutarı
Seyahate Gidenin
Brüt Ay lığı
Vergiden Müstesna Gündelik Tuta rı (Y TL)
984,91 YTL ve fazla ise
30,00
976,85 YTL - 984,90 YTL arası
25,50
878,41 YTL - 976,84 YTL arası
23,00
753,13 YTL - 878,40 YTL arası
20,50
600,77 YTL - 753,12 YTL arası
18,00
600,76 YTL ve daha aĢağısı
17,00
79
Brüt Ücret
984, 91 Ve
Gidilen Ülke
Yuka rısı
976, 85 –
856, 04 –
600, 77-
984, 90
976, 84
856, 03
Arası
Arası
Arası
600, 76
AĢağısı
A.B.D. Doları
163
127
102
98
82
Almanya (Euro)
149
117
94
90
76
Avustralya (Avustralya Doları)
252
198
158
152
128
Avusturya (Euro)
153
120
96
92
78
Belçika (Euro)
141
111
88
85
72
1.129
884
707
680
572
Finlandiya (Euro)
139
109
87
84
70
Fransa (Euro)
141
111
88
85
72
Hollanda (Euro)
144
113
90
87
74
Ġngiltere (Sterlin)
106
83
67
64
54
Ġrlanda (Euro)
138
108
86
83
70
Ġspanya (Euro)
138
108
86
83
70
1.273
997
798
767
644
Ġsviçre (Ġsviçre Frangı)
266
208
166
160
134
Ġtalya (Euro)
138
108
86
83
70
30.490
23.930
19.160
18.350
15.450
224
176
140
135
114
Danimarka (Danimarka Kronu)
Ġsveç (Ġsveç Kronu)
Japonya (Japon Yeni)
Kanada (Kanada Doları)
K.K.T.C. (YTL)
72
Kuveyt (Kuveyt Dinarı)
45
35
28
27
22
141
111
88
85
72
1.096
858
686
660
554
Portekiz (Euro)
138
108
86
83
70
Suudi Arabistan (Riyali)
556
436
348
335
282
Yunanistan (Euro)
138
108
86
35
70
Diğer Ülkeler (A.B.D. Doları)
141
111
88
85
72
Lüksemburg (Euro)
Norveç (Norveç Kronu)
17. Vergide n müstesna yurtdıĢı harc ıra h gündeliklerini gösterir tablo
Not: Özel kesimde çalıĢanların üc ret tutarları yükse k olduğundan harc ıra h
olarak
genelde
I nci
sütuna
göre
hesaplama
yapılacaktır.
Harc ıra hla r
vergide n istisna olarak on gün için % 50 zamlı hesapla nıp ödenebilir.
1) Aylık ücret tuta rlarına göre be lirle nen gündelik tuta rının vergide n
istisna edilen tuta rı aĢma dığı hallerde bu ödeme lerde n sadece
damga vergisi kesintisi yapılacaktır. Ġstisna tuta rı aĢan gündelik
ödendiği durumda aĢan kısım, ücretlinin içinde bulunduğu ge lir
dilimine karĢılık ge len vergi oranı ve damga vergisi dikkate alına ra k
brütleĢtirilme k suretiy le ge lir ve rgisi kesintisine ta bi tutulaca ktır.
2) Yurt dıĢı günde liklerin Y TL c insinden ta ha kkuku, yaba ncı para nın
T.C. Merkez Bankasınca ila n edile n döviz satıĢ kuru esas alına ra k
yapılmalıdır.
80
3) Yurt dıĢı seyahatin ilk 10 günü için vergiden istisna günde lik tutarı
% 50 zamlı olara k hesapla naca ktır.
4) Birden fazla ülkeyi ka psayan seyahatlerde, he r ülke için ilgili olduğu
gündelik tutarı ka lıĢ süresiy le orantılı ola ra k dikkate a lınmalıdır.
5) Yurt dıĢında yatacak yer için öde nen ve belge lendirilen gide rle rin,
vergide n istisna edile n gündelik tuta rının % 40’ını aĢması ha linde,
aĢan kısmın % 70’inin ayrıca vergide n istisna edilere k ödenmesi
mümkündür.
6) Günde lik verile n pe rsone lin yurt içi ve yurt dıĢı seyahati ile ilgili
yemek ve kona klama gide rle ri ayrıca belge ka rĢılığında kendisine
ödeniyor
ve
bu
belge ler
gide r
veya
maliyet
olarak
dikkate
alınıyorsa, ödene n gündelik tutarının tamamının brütleĢtirile re k
ücret olarak vergilendirilmesi ge rekir.
18. T.C. Merkez Bankası iskonto ve avans ora nla rı
Merkez Bankası'nca vadesine e n çok üç ay ka lan se netle r ka rĢılığında
açılan krediler için 01.01. 1990 tarihinden be ri iki ayrı fa iz ora nı tesbit
edilme kte olup, yıllık faiz oranları dev reler itiba riy le aĢağıda gösterilmiĢtir.
(Alacak ve borç senetleri reeskontu için)
Dönemi
Ġskonto
Oranı
(%)
Avans Oranı (%)
(Reeskont Ġçin)
15.06.2004 den itibaren
38
42
13.01.2005 den itibaren
32
35
25.05.2005 den itibaren
28
30
20.12.2005 den itibaren
23
25
19. Geçici vergi oranları (2006 yılı)
Kurumlar Vergisi Mükellefleri Ġçin
%20
Gelir Vergisi Mükellefleri Ġçin
%15
20. Ge lir vergisi tarifesi (G.V. K. 103 madde):
7.000,00 YTL‟ye kadar
15%
18.000,00 YTL‟nin 7.000 YTL‟si için 1.050 YTL, fazlası
20%
40.000,00 YTL‟nin 18.000 YTL‟si için 3.250 YTL, fazlası
27%
40.000,00 YTL‟den fazlasının 40.000 YTL‟si için 9.190 YTL, fazlası
35%
81
21. Ġhbar tazminatı hakkı (ĠĢ Ka nunu 17.madde )
ÇalıĢma Süresi
Hizmet
Hizmet
Hizmet
Hizmet
süresi 6 aydan az sürmüĢ iĢçi için
Süresi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüĢ iĢçi için
süresi 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüĢ iĢçi için
süresi 3 yıldan fazla sürmüĢ iĢçi için
Bildirim
Süresi
2 hafta
4 hafta
6 hafta
8 hafta
Ġhba r
Tazminatı
2 haftalık ücret
4 haftalık ücret
6 haftalık ücret
8 haftalık ücret
22. Ġzin hakkı (ĠĢ Kanunu Md. 53)
Hizmet Süresi
Ġzin Ha kkı(*)
1-5 yıl arası(5 yıl dahil)
14 gün
5-15 yıl arası (15 yıl dahil)
20 gün
15 yıl ve fazla
26 gün
(*)18 yaĢından küçük ve 50 yaĢından büyük iĢçiler için 20 günden az olamaz.
23. Y ıllar itibariyle 31 Aralık döviz alıĢ USD, DM ve EURO kurla rı
Yıllar
Dolar (ABD)
Euro
2002
1.634.501
1.703.477
2003
1.395.835
1.745.072
2004
1.342.100
1.826.800
2005
1,3418
1,5875
24. 2005 ve 2006 Yılları Geçic i Vergi Dönemle ri Ġtiba riyle Efe ktif AlıĢ Ve Döviz
AlıĢ Kurları
31.12.2005
31.03.2006
30.06.2006
30.09.2006
Dövizin
Efe ktif
Döviz
Efe ktif
Döviz
Efe ktif
Döviz
Efe ktif
Döviz
Cinsi
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
1 USD
1,3409
1,3418
1,3418
1,3427
1,6018
1,6029
1,4961
1,4971
1 EUR
1,5864
1,5875
1,6200
1,6289
2,0081
2,0095
1,8951
1,8964
1 GBP
2,3105
2,3121
2,3326
2,3342
2,9046
2,9066
2,7945
2,7965
25. Ye nide n değerleme ora nla rı
Yıllar
Oran %
Yıllar
Oran %
Yıllar
Oran %
1984
37,5 1995
99,5 2005/1
3,30
1985
35,9 1996
72,8 2005/2
4,97
1986
21,7 1997
80,4 2005/3
6,60
1987
29,1 1998
77,8 2005/4
9,80
1988
63,2 1999
52,1 2006/1
0,39
1989
70,4 2000
56,0 2006/2
2,15
1990
55,5 2001
53,2 2006/3
7,3
1991
54,1 2002
59,0 2006/4
7,8
82
Yıllar
Oran %
Yıllar
Oran %
Yıllar
1992
61,5 2003
28,5
1993
58,4 2004
11,2
1994
107,6
26. Aylık TEFE, TÜFE ve ÜFE ORANLARI
(2005 ve 2006 için % )
Ayl
ar
TEF
E
Oc
ak
ġu
Ma
rt
Nis
an
Ma
yıs
Ha
ziran
Te
mmuz
Ağ
ustos
Eyl
ül
Eki
m
Ka
sım
Ar
alık
Oc
ak
ġu
bat
Ma
rt
Nis
an
Ma
yıs
Ha
ziran
Te
mmuz
Ağ
ustos
Eyl
ül
Eki
m
0,90
bat
TÜ
FE
0,02
2,1
0
2,2
0
0,32
0,3
4
0,25
1,7
3
1,6
5
0,6
6
2,26
0,22
1,9
6
0,2
6
0,2
5
1,9
4
2,7
7
4,0
2
0,8
6
0,75
0,23
0,4
5
ÜF
E
0,5
5
0,0
2
0,2
6
0,7
1
0,9
2
0,1
0
0,5
7
0,8
5
1,0
2
1,7
9
1,4
0
0,4
2
0,7
5
0,2
2
0,2
7
1,3
4
1,8
8
0,3
4
0,8
5
0,44
1,2
9
1,2
7
0,41
0,1
1
1,2
6
1,2
1
0,2
0
0,48
0,74
1,0
4
0,7
8
0,6
8
0,95
0,04
1,9
6
0,2
6
0,2
5
1,9
4
2,7
7
4,0
2
0,8
6
0,75
0,23
0,4
5
83
Oran %
27. Y ıllara göre e nflasyon
Yıl
Toptan EĢya Fiyatla rı (%)
Tüketici Fiyatla rı (% )
2002
30,8
29,7
2003
13,9
18,4
2004
13,8
9,3
2005
4,54
7,72
28. Sanayi ve hizmet sektöründe asga ri üc retin seyri
Tarih
Tutar (Y TL)
ArtıĢ %
01.08.1998
47,84
34,90
01.01.1999
78,07
63,20
01.01.2000
109,80
40,60
01.07.2000
118,80
8,10
01.01.2001
139,95
17,90
01.07.2001
146,94
5,00
01.08.2001
167,94
14,20
01.01.2002
222,00
32,60
01.07.2002
250,87
13,00
01.01.2003
306,00
21,90
01.01.2004
423,00
38,20
01.07.2004
444,15
5,00
01.01.2005
488,70
10,03
01.01.2006
531,00
8,65
29. S.S.K. Prim oranları
ĠĢçi
Payı
(%)
Sigorta Kolu
ĠĢ kazası ve meslek hastalıkla rı
sigortası
Analık Sigortası
Hastalık Sigortası
Hastalık sigortası (Aday, çıra k ve
öğrenc ile r için)
Malulluk,
YaĢlılık
ve
ölüm
sigortası
Malulluk,
YaĢlılık
ve
Ölüm
Sigortası
(Yeraltı
Maden
ĠĢyerlerinde
ÇalıĢanlar Ġçin)
Sosyal Güvenlik Deste k Primi
ĠĢsizlik sigortası kesintisi
5
84
To
plam (%)
1,
5-7
1
11
2
2
4
9
11
20
9
13
22
7,5
1
(*) Toplamın içinde %1 ĠĢsizlik sigortası devlet payıdır.
ĠĢv
eren Payı
(%)
1,5
-7
1
6
22,
30
5
2
4(
*)
30. G.V.K. md. 76'a göre 2005 yılı menkul sermaye iratla rına uygulanaca k
indirim (de flatör) oranı ve istisna tuta rı:
Ġndirim Oranı
Ġstisna Tutarı (YTL)
53,7%
174.033,88
31. SM veya SMMM tarafından imzalanacak beyannameler
2005
2006
Net SatıĢlara Göre
6.000.000 YTL‟yi aĢmayanlar
6.588.000 YTL‟yi aĢmayanlar
Aktif Toplamına Göre
3.000.000 YTL‟yi aĢmayanlar
3.294.000 YTL‟yi aĢmayanlar
Yukarıda yer alan tutarlardan herhangi birini aĢan mükellef ler beyannamelerini
SM ve SMMM‟lere imzalat mak zorunda değildir. Ġstenirse tam tasdik kapsamındadır.
32. Bilanço Hesabı Esasına Göre Defter Tutma Hadleri (VUK Md. 177)
Yıllık
ĠĢ Hasılatının BeĢ
Yıllık AlıĢların
SatıĢla rın
Gayrisafi ĠĢ
Katı ile Yıllık
Yıl
Tutarı
Tutarı
Hasılatı
Sat.Tut. Top.
2005
88.000
120.000
48.000
88.000
2006
96.000
130.000
52.000
96.000
33. Basit usule tabi olmanın Ģartları
a) Kira gelirle ri yönünde n (GVK md. 47)
BüyükĢehir Belediyelerde
Diğer Yörelerde
2005 Yılı Ġçin yıllık
3.200,00 YTL
2006 Yılı Ġçin yıllık
3.500,00 YTL
2005 Yılı Ġçin Yıllık
2.300,00 YTL
2006 Yılı Ġçin Yıllık
2.500,00 YTL
b) AlıĢ-satıĢ tutarları yönünden (GVK md. 48)
Yıllar
AlıĢ
SatıĢ
ĠĢ Hasılatı
ĠĢ Hasılatı-SatıĢ
2005
47.000 YTL
66.000 YTL
23.000 YTL
47.000 YTL
2006
50.000 YTL
72.000 YTL
25.000 YTL
50.000 YTL
Not: Basit Usule tabi olmak için bu hadlerin aĢılmaması gerekir.
34.
a) Genel usulsüzlük cezala rı
2005
2006
85
Birinc i
Ġkinc i
Birinc i
Ġkinc i
De rece
De rece
De rece
De rece
Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler
1- Sermaye
Ģirketleri için
(YTL)
(YTL)
(YTL)
(YTL)
66,00
38,00
70,00
40,00
42,00
21,00
46,00
23,00
21,00
10,80
23,00
11,80
10,80
5,50
11,80
6,00
5,50
2,70
6,00
2,90
2,70
1,50
2,90
1,60
2- Sermaye
Ģirketleri dıĢında
kalan I. sınıf
tüccarlar ve serbest
meslek erbabı için
3- II. Sınıf tüccarlar
Için
4- Yukarıdakiler
dıĢında kalıp
beyanname usulüyle
gelir vergisine tabi
olanlar için
5- Kazancı basit
usulde tespit
edilenler için
6- Gelir vergisinden
muaf esnaf için
b)
Özel usulsüzlük cezaları
2005
- Fatura, gider pusulası,
müstahsil makbuzu ile serbest
meslek makbuzu
düzenlenmemesi veya eksik
tutarlı düzenlenmesi, alınması
gerektiği halde alınmaması (VUK
m. 353/1)
Belgeye eksik yazılan
tutarların % 10‟u (asgari ceza
tutarı 118,00 YTL‟dir.)
- (Bir takvim yılı içinde her
bir belge nevine iliĢkin olarak
kesilecek toplam ceza
55.000,00 YTL)
2006
Belgeye eksik yazılan
tutarların
% 10‟u (asgari ceza tutarı
129,00 YTL‟dir.)
- (Bir takv im yılı içinde her
bir belge nevine iliĢkin
olarak kesilecek toplam ceza
60.000,00 YTL)
- 03.08.2004 tarihinden itibaren
8.000.- YTL aĢan tahsilat ve
ödemelerini banka, benzeri
(Her birine, her bir iĢlem için,
finans kurumları veya posta
bu maddeye göre uygulanan
idarelerince düzenlenen
maktu cezalardan az
belgelerle tevsik et me
olmamak üzere iĢleme konu
zorunluluğuna uymayan
tutarın ) % 5‟i
mükelleflerden (VUK Mük. Md.
355)
86
(Her birine, her bir iĢlem
için, bu maddeye göre
uygulanan maktu
cezalardan az olmamak
üzere iĢleme konu tutarın )
% 5‟i
2005
2006
- Perakende satıĢ fiĢi, yazarkasa
fiĢi, giriĢ ve yolcu taĢıma fiĢi,
sevk irsaliyesi, taĢıma irsaliyesi,
yolcu listesi, günlük müĢteri
listesi düzenlememe,
bulundurmama ve gerçeğe aykırı
bir Ģekilde düzenleme (VUK md.
118,00 YTL
129,00 YTL
(Her bir belge için her
(Her bir belge için her
tespitte 5.500.- YTL bir
tespitte 6.000,00 YTL bir
takvim yılında
takvim yılında 60.000,00
55.000,00 YTL)
YTL)
353/2)
- Günü gününe kayıt zorunluluğu
olan defterlerin iĢyerinde
bulundurulmaması, vergi levhası
asılmaması (VUK md. 353/4
118,00 YTL
129,00YTL
2.700,00 YTL
2.900,00 YTL
140,00 YTL
150,00 YTL
420,00 YTL
460,00 YTL
550,00 YTL
600,00 YTL
420,00 YTL
460,00 YTL
1.180,00 YTL
1.290,00 YTL
550,00 YTL
600,00 YTL
270,00 YTL
290,00 YTL
1.1.2005‟ten itibaren 342 No.lu
VUK GT)
- Tek düzen muhasebe planına
uyulmaması (VUK md. 353/6)
- VUK md. 8/5‟de düzenlenen
tek vergi numarası ile ilgili
mecburiyetlere uyulmaması
(VUK md. 353/7)
- Belge basım ile ilgili bildirim
görevini yerine getirmeyen
matbaa iĢlet mecilerine (VUK md.
353/8)
- Vergi kimlik numarası ile ilgili
bildirim ve ödevleri yerine
getirmeyenlere (VUK md. 353/9)
- VUK 127/d gereğince ikaza
rağmen durmayan aracın sahibi
adına (VUK md. 353/10)
- Bilgi vermekten çekinenler ile
VUK 256, 257 ve mük. 257 nci
maddeleri hükümlerine
uymayanlar (VUK Mük. Md. 355)
1. sınıf tacirler ile serbest meslek
erbabı hakkında
2. sınıf tacirler, defter tutan
çiftçiler ile basit usul mükellefleri
hakkında
Yukarıdakiler dıĢında kalanlar
hakkında (342 No.lu VUK GT)
87
35. Emlak vergisi oranları (EVK Md. 8, 18)
BüyükĢehir Bele diye
Sınırla rı Ġç in
Diğer
a) Binalarda (Meskenlerde)
Binde 2
Binde 1
b) Binalarda (Diğerlerinde)
Binde 4
Binde 2
c) Arsalarda
Binde 6
Binde 3
d) Arazile rde
Binde 2
Binde 1
36. 50 ve daha fazla iĢçi ça lıĢtırılan iĢyerle rinde istihdamı zorunlu ola n
kiĢilerin oranı (Toplam oran % 6) (*)
2005 (**)
2006
Özürlü ĠĢçi
%3
%3
Eski Hükümlü
%1
%1
Terör Mağduru
%1
%2
(*)Bu oranlara aykırı davranan iĢveren veya iĢveren vekili çalıĢtırmadığı her özürlü ve
eski hükümlü ve çalıĢtırmadığı her ay için (2005 yılında 750,00 YTL) 2006 yıl ında
1.176,72 YTL idari para cezası ile cezalandırılır.
(**)2005 yılı için kalan yüzde birlik oran özürlü ve eski hükümlü çalıĢtırma yönünde
kullanılır. Ayrıca 50 ve daha fazla iĢçi çalıĢtırılan iĢyerlerinde 1 iĢyeri doktoru
çalıĢtırılması zorunludur.
37. ÇalıĢanlara çeĢitli adla rla yapılan ödemele rde sigorta primi, ge lir vergisi
ve damga vergisi kesintile ri
ÖDEMENĠN TÜRÜ
Asıl Ücret
Askerlik Yardımı
Aile Yardımı
Ayakkabı Bedeli
Bayram Yardımı ve
harçlığı
Çıkan iĢçiye öd.
(Kullanmadığı Yıllık Ġzinler
Ġçin)
Eğitim Öğretim Yardımı
Elbise DikiĢ Bedeli
Fazla Mesai
Giyecek Yardımı (Nakdi)
Ġkramiye
Ġzin Harçlığı
Ġdareci Primi
SSK KESĠNTĠSĠ
SSK tavanı var
Var
GELĠR
VERGĠSĠ
Var
Var
DAMGA VERGĠSĠ
Var
Var
Belli miktarı aĢan kısma
var. (47,00 YTL)
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
88
SSK KESĠNTĠSĠ
GELĠR
VERGĠSĠ
DAMGA VERGĠSĠ
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Yemek (Nakdi)
Belli miktarı aĢan kısma
var (2006 yılı için
17,70x%6=1,06 x fiili
çalıĢılan gün sayısı)
Var
Var
Yıllık Ġzin Ücreti
ĠĢ Kazaları ile Meslek
Has. Primi Yok
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Belli miktarı aĢan kısma
var.
(10.66 YTL)
Belli miktarı
aĢan kısma var.
(10,66 YTL)
Var
Ġhbar Tazminatı
Yok
Doğum Yardımı
Yok
Evlenme Yardımı
Yok
Yolluk
Yok
Yemek (Ayni - Ticket,
Sodexo vb. ile)
Yok
Var
Belli mik.
aĢan kısma
var(2 Brüt
Ücret)
Belli miktarı
aĢan kısma var
(2 Brüt Ücret)
Belli mik.
aĢan kıs.var
Belli tutarı aĢan
kısma var (Fiili
çalıĢılan gün
sayısı 8,25 YTL
KDV hariç)
ÖDEMENĠN TÜRÜ
Ġstirahat Yard. (ĠĢverence
ödenen)
Kıdem Zammı
Konut Yardımı (Nakdi)
Kardan Hisse Ücret
Komisyon ġeklinde
Ödenen Ücret
Primler
SatıĢ Primi
TaĢıt (Nakdi)
Temettü Ġkramiyesi
Toplu SözleĢme Zam
Farkları
Tabii Afet Yardımı
TeĢvik Ġkramiyesi
Yıpranma Tazminatı
YılbaĢı ikramiyesi
Yakacak (Nakdi)
Çocuk Yardımı
Var
Var
Yok
Var
Var
Yok
(Devlet KarĢılıyor)
Yok
Yok
Giyecek Yardımı (Ayni)
Yok
Var
Var
Ġstirahat Yard. (SSK‟ca
ĠĢçiye.öd.)
Yok
Var (Kesintiyi
SSK yapar)
Var (Kesintiyi SSK
yapar)
Kasa Tazminatı
Konut Yardımı (Ayni)
Yok
Yok
Var
GVK m.33/9
Var
Var
Çıraklık Ücreti
89
ÖDEMENĠN TÜRÜ
GELĠR
VERGĠSĠ
Var
Var
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
SSK KESĠNTĠSĠ
Sağlık Yardımı (Ayni)
Yakacak (Ayni)
Stajyer Yardımı
TaĢıt (Servis)
Yemek (Ayni) ĠĢyerinde
Avanslar (Geri Ödemeli)
Kıdem Tazminatı
Ölüm Yardımı
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
DAMGA VERGĠSĠ
Var
Var
Yok
Yok
Yok
Var
Var
Var
38. V.U.K.’ nun 340, 346 ve 357 sayılı Ge nel Tebliğleri uy arınca;
YILLAR
Aktif Toplamı
Net SatıĢla r
2005 yılı için
200.000 YTL
400.000 YTL
2006
100.000 YTL
200.000 YTL
“
“
Yukarıda belirtilen hadleri aĢan mükellefler,
a) Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi,
b) Kurumlar Vergisi Beyannamesi,
c) Geçici Vergi Beyannamesi,
d) Özel Tüketim Vergisi Beyannamesi (2/a beyannamesi hariç),
e) Özel ĠletiĢim Vergisi Beyannamesi,
f) ġans Oyunları Vergisi Beyannamelerini,
elektronik ortamda vermek zorundadırlar.
39. 06.08.2003’den itibaren SSK’ya göre uygula nacak idari para cezala rı
ĠĢyeri
Bildirgesinin Yasal Süresi
Ġçinde
Kuruma
Verilmemesi
Halinde
-Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
3 aylık asgari ücret
-Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
2 aylık asgari ücret
-Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara
1 aylık asgari ücret
Sigortalı
ĠĢe
GiriĢ
Bildirgesinin Yasal Süresi
Ġçinde
Kuruma
1 aylık asgari ücret
ÇalıĢma Ġzni Olmayan Sigortalının ĠĢe GiriĢ Bildirgesinin Yasal
2 aylık asgari ücret
Verilmemesi
Süresi Ġçinde Kuruma Verilmemesi
Belgelerin
Hiç
Verilmemesi
Halinde,
Sigortalı
Sayısına
3 aylık asgari ücret
Bakılmaksızın
Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması
2 aylık asgari ücret
Sosyal Güvenlik Destek Primi Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması
2 aylık asgari ücret
Muayene Ġçin Verilmesi Gereken Belgenin Verilmemesi
1 aylık asgari ücret
ĠĢyeri Kayıtlarının Kurumca Yapılacak Yazılı Ġhtara Rağmen 15 Gün
Ġçinde Ġbraz Edilmemesi Halinde:
-Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
90
12 aylık asgari
ücret
-Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
6 aylık asgari ücret
-Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara
3 aylık asgari ücret
Tev kifat Oranlarına Göre Netten Brüt Tuta r Hesaplama Ge nel Formülü
Brüt Tutar= Net Tutar/(1-Tevkifat Oranı)
Tev kifat Oranı
Net Tuta r
Brüt Tutar
Net Tuta rda n Brüt Tutarı
Hesaplama Formülü
1%
100,00
101,01
=Net Tutar/0,99
2%
100,00
102,04
=Net Tutar/0,98
5%
100,00
105,26
=Net Tutar/0,95
10%
100,00
111,11
=Net Tutar/0,90
22%
100,00
128,21
=Net Tutar/0,78
91
YMM’LERĠN 2006 YILINDA DĠKKATE ALACAĞI HADLER
KONU
-SM ve SMM‟lerin
imzalayacağı
beyannameler için sınır
-Tam tasdik sözleĢmesi
yapılmadan ihracatta
KDV iadesi rapor yazma
sınırı
-Ġndirimli orana tabi
mallarda tam tasdik
sözleĢmesi yapılmadan
rapor yazma sınırı
-Yolcu beraberinde
satıĢta (ihraç) YMM
raporu ile alınabilecek
iade sınırı
-KDV iadesinde karĢıt
inceleme sınır
DAY ANAĞI
4 Nolu 37
nolu SMM
Tebliği
31 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
HADLER
-Net SatıĢ:6.588.000.-YTL
31 ve 37
nolu YMM
Tebliği
461.000.-YTL
31 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
60.000.-YTL ( DıĢ Ticaret
ġirketleri Hariç )
29 ve 37
Nolu YMM
tebliği
-Stopaj Ġadesi
29 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
-Fatura BaĢına:
12.000.-YTL
-Bir Mükellefin Aylık AlıĢlar
Toplamı:
36.000.-YTL
100.000.-YTL
Yatırım Ġndirim Raporu
Yazmada Harcama
Tutarı
35 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
Yatırım Harcaması Tutarı
250.000.-YTL‟nin Üzerinde ise
rapor düzenlenecek
-Kurumlar Vergisi
Ġstisnaları
32 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
10 Nolu
Muhasebe
Sistemi
Uygulama
Tebliği
10 Nolu
Muhasebe
121.000.-YTL
-Tek Düzene göre ek
mali tablo düzenleme
alt sınırı
-7/A Seçeneğine göre
muhasebesini tutacak
-Aktif Top:3.294.000.-YTL
231.000.-YTL (Eski Dönemler
Dahil)
-Aktif Toplamı: 6.879.200.-YTL
-Net SatıĢ Tutarı: 15.287.100.YTL
-Aktif Toplamı:
1.146.000.-YTL
92
olanlar
Sistemi
Uygulama
Tebliği
-Net SatıĢ Tutarı:
2.293.000.-YTL
93

Benzer belgeler