mühendislikte etik - İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi

Transkript

mühendislikte etik - İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi
Mühendisliğin Tarihçesi
Mühendislik ve Etik Değerler
Hazırlayan: Yük. Müh. Hayriye Pehlivan
Mühendis?
Türkçedeki “Mühendis” kelimesi hendese yani
geometriden türemiş görünüyor. İngilizcedeki karşılığı
olan “engineer” ise sanıldığı gibi “engine” yani makine
kökenli değil; “ingenuity” yani yaratıcılık, akıllı olmak
gibi kavramlarla ilgili. Zaten aslında “engine” yani
makine kelimesi de faydalı ve akıllı alet anlamına
gelmektedir.
Kısaca özetleyecek olursak Mühendis;
 Bilimi kullanan,
 Etik değerleri gözeten,
 Müşterinin
olan
ve
olabilecek
taleplerini
karşılayabilen,
 Teknolojiyi insanlık yararına uygulayan,
 Doğal kaynakların insan yararına kullanmasında aklı
ve bilimsel yöntemleri kullanan kişidir.
 Bilim ve sanat arasındaki köprüdür.
Mühendisliğin Tarihçesi
Tarih öncesi çağlarda insanlar açlık, düşmanlar, iklimin
zorlukları, mesafelerin zorlaması gibi sorunları ile baş
edebilmek için akıllı ve yaratıcı olmak zorunda idiler.
Bu nedenle etrafta her zaman bir çok yaratıcı lider ve
danışman (yani mühendis=engineer) vardı. Bu kişiler
avlanma, tarım, savaş, alet ve araç geliştirme, ulaşım ve
bir çok şeyin üstesinden gelmede teknikler
geliştirdiler.
İlk örnekler…
Milattan 3000 yıl öncesinden beri süren bu gelişmeler
giderek hızlandı. Temel sütunları, tekerlek, manivela
gibi araçlar geliştirildi; yük taşımak ve sürüklemek için
hayvan gücü, madenlere şekil vermek için ateş, sulama
kanalları, maden işletme teknikleri gelişti.
Bu eski çağ mühendisleri, Akdeniz çevresinde, Orta
Doğu ve Anadolu topraklarının yetiştirdiği insanlardı.
Örneğin eski çağların en büyük mühendislik eserleri
arasında yer alan piramitler Nil vadisinde yapıldı.
Mühendisliğin doğuşu
Milat öncesi ve sonrası 5’er yüzyıllık dönemden oluşan
1000 yılda insanlar Helenistik döneme ait inanılmaz
sayıda icat ve mühendislik eserleri yarattılar. Vida, su
çarkı, vb. mühendislik araçları bu dönemden kalmadır.
Roma çağında ise bunlara ek olarak bina güçlendirme
teknikleri, yollar, su kemerleri, su dağıtım sistemleri ve
büyük kamu binaları yapılmaya başlandı.
Doğuda ise Çin’de su değirmenleri, döner fanlar, sallarda
kullanılan sabit direkli yelkenler, vb. pek çok icadın
yanı sıra, kağıt ve barut gibi malzemeleri üretmeye
başladılar.
Karanlık çağlar
Batı medeniyetinde karanlık çağ olarak bilinen yaklaşık
MS.500-1500 yıllarında dahi çok sayıda mühendislik aracı
gelişmiştir. Örneğin mekanik saat, baskı teknikleri,
özellikle matbaa bu dönemin eseridir. Demir ve alaşımların
döküm teknikleri ile tekstil teknolojisi de Anadolu çıkışlı
olarak bu dönemde gelişti.
16. yy’da başlayan Rönesans büyük mühendis, mucit, sanatçı
Leonardo Da Vinci’yi ağırladı. Bu dönemde daha çok
mimar ve mühendislerin büyük şatolar, ibadethaneler
yaptıklarını görülür. Su yapıları, yol ve köprüler ile büyük
camiler yapan Mimar Sinan da bu çağda yaşadı. Savaş
mühendisleri ise kaleler ve benzeri savunma yapıları ile
savaş araçları geliştirdiler.
Sanayi Devrimi
1750-1850 arasındaki yüzyıl Batı Avrupa’nın sanayi
devrimine şahit oldu. Bu dönem gerçek mühendisliğin
gelişmeye başladığı en önemli zaman dilimidir. Başta
James Watt ve onun buhar makinaları olmak üzere çok
sayıda mühendis, bilim adamı bu dönemde yetişmiştir.
Whitworth gibi mucitlerin geliştirdiği döner bıçaklı
kesme ve delme aletleri, torna ve benzer makineler
sayesinde endüstri ürünlerinin seri üretimi mümkün
olabildi. Bu dönemde yeni bir ulaştırma sistemi gelişti;
Stephenson, Brunel gibi mucitler raylı sistemleri ve
lokomotifi geliştirdiler.
Bu dönem aynı zamanda mühendislik eğitiminin de
başladığı dönemdir; özellikle Fransa’da mühendislik,
öncelikli olarak inşaat mühendisliği bir meslek olarak
öğretilmeye başlanmıştır. Bu gelişme ilk kez askeri
olmayan
mühendislerin
eğitiminin
yapılması
anlamındadır ve o yüzden ismi “civil” dir. İnşaat
Mühendisliğinin İngilizce karşılığı “Civil Engineering”
buradan kalmadır.
Bu dönemi izleyen 50-60 yılda hava ulaşımının
başlangıcı ve nükleer güce yol açan deneylerin önem
kazandığı görülür.
Sanayi Devrimi sonrası
Avrupalı göçmeler ilk olarak Amerika’ya geldikleri 17. yy’dan
itibaren yenilikçi ve yaratıcı yöntemlerini de bu yeni kıtaya
taşıdılar. Özellikle 18. yy’dan sonra Avrupa’daki askeri tekniklerin
bu kıtada da kullanılmaya başlandığı görülür.
18. yy’ın ikinci yarısından 19. yy’ın başlarına kadar İngiliz
mühendisliğinin etkili olduğu; bu dönemde inşaat mühendisliği
ve daha sonraları makine mühendisliğine bağlı tüccarlığın
Amerika’da önem kazandığı söylenebilir.
Bu dönemde kanal ve raylı sistemlerin Amerika’da çok
yaygınlaştırıldığı görülür. Bunu hemen izleyen dönemde ilk
profesyonel mühendislik topluluklarının (Mühendis Odaları)
kurulduğu bilinmektedir.
Zaman ilerledikçe havacılık, su ve nükleer enerji, elektronik ve
uzak mesafeli iletişim, madencilik ve ormancılık gibi konularda
mühendislik gelişme göstermiştir.
Özet olarak;
Mühendislik tarihi bir biriyle örtüşen dört temel fazdan geçmiştir
diyebiliriz. Bunların her biri bir devrim ile birbirinden ayrılır:
 Bilim-öncesi devrim: Tarih öncesi icatlar çağından, Rönesanstaki usta
mimar, mühendisler ve özellikle Leonardo da Vinci gibi bir mühendis
yetiştiren dönem.
 Sanayi devrimi: 18-19. yy’lar arasında inşaat ve makine mühendisliğinin
doğduğu ve mühendisliğin uygulamalı sanat dallarından çıkıp bilimsel
esaslara dayalı bir meslek haline geldiği dönem.
 İkinci sanayi devrimi: İkinci dünya savaşı öncesi yüzyılda, kimya,
elektrik ve diğer bilimlere dayalı mühendislik dallarının doğduğu ve
elektriğin, telekomünikasyonun, otomobil, uçak, ve kütlesel üretimin
uygulanmaya başlandığı çağdır.
 Bilgi Devrimi: Savaş sonrasında mühendislik bilimlerinin geliştiği,
mikroelektronik, bilgisayar ve telekomünikasyon araçlarının gelişmesi
ile birlikte bilişim teknolojisinin yükselişe geçtiği dönemdir.
Sanayi Devrimi döneminde mühendislik
Çağdaş mühendisliğin ilk dönemi Bilimsel Devrim
zamanıdır. Galileo’nin Two New Sciences (iki yeni
bilim) adlı eseri gündelik sorunlara bilimsel yaklaşım
içerisinde sistemli açıklamalar getirmektedir. Bu eser
bir çok mühendislik tarihçisi için bir başlangıç noktası
sayılmaktadır;
yapısal
analiz,
matematiksel
gösterimler ve tasarım ilkeleri bu kitap ile
başlamaktadır. Bu dönem ilk sanayi devrimine kadar
sürmüştür. Bu sırada makineler, özellikle de buharlı
makinelerin gelişip kol kuvvetinin yerini aldığı
dönemdir.
Devrim sırasında geleneksel düzende çalışan ustalar yerini çağdaş
profesyonellere bıraktı. Özellikle rasyonel devrimin yaşandığı Fransa’da
matematiksel esasları güçlü bir müfredat ile devlet desteği ile
üniversitelerde inşaat mühendisliği eğitimine başlandı.
İngiltere’de ise daha deneysel yaklaşımlar hakimdi, onlar da makine
mühendisliğinde öne çıktılar ve ilk bağımsız mühendisler odasını
İngilizler kurdu.
Yavaş yavaş, pratik düşünceler geliştirmek yerine, bilimsel sistematik ile
yaratıcı gücü birleştiren mühendislik gelişti. Mühendisler kontrollü
denemeler ve sonuçların matematiksel analizi ile çalışmalar yapmaya
başladılar.
Teknik eğitim ise usta-çırak ilişkisinden çıkarak, üniversite eğitimine
dönüştü. Düzenli toplantılar ve dergi yayınları sayesinde bilgi daha
hızlı akmaya başladı, mesleki örgütler gelişti.
II. Sanayi Devrimi döneminde mühendislik
İkinci sanayi devrimi;
 elektriğin gelişmesi, yaygınlaşması ve sanayide uygulanması
 kütlesel üretimin bir çok dalda yaygınlaşması ile meydana çıkmıştır.
Bu dönemde kimya ve elektrik mühendisliği, kimya, fizik bilimleriyle
birlikte gelişmiş, kimya, elektrik ve telekomünikasyon tesisleri
doğmuştur.
Deniz ve gemi mühendisleri okyanus aşan gemiler yapmış, insanlığın en
eski rüyalarından biri olan uçma fikri uçuş mühendisliğinin gelişmesi
ile gerçekleşmiştir.
Mühendislik eğitimi müfredatı oluşturulup, atölyeler laboratuvara
dönüştürülmüştür. Y.Lisans ve Doktora için Üniversitelerde ve dışında
okullar kurulmuştur.
Teknik ve bilimsel toplantı düzenlenerek iş başında eğitim veya bilimsel
bilginin yayılması sağlanmaya başlanmış, usta işi üretim birimleri
endüstriyel tesislere ve araştırma yapılan endüstri birimleri haline
getirilmiştir.
Bilgi çağında mühendislik
İkinci Dünya Harbi sonrasında bilim ve teknolojinin
hemen her dalında bilgi artışı patlamaları yaşanmıştır.
Özellikle soğuk savaş dönemi ve uzay teknolojisinin
gelişimindeki çekim gücünü sembolize eden Sputnik
etkisi bu patlamalara yol açtı. Mühendislik
araştırmalarındaki patlama ise evvelce doğa
bilimlerinin gelişimin ardından gelirdi; bu dönemde
ilk kez dikkate değer bir ölçüye ulaştı. Mühendislik
eğitiminde çok önemli gelişmeler oldu.
Mühendislik kendine özgü çok önemli teoriler geliştirdi,
öyle ki bilimsel sistematik içinde yaratıcılık,açıklama
ve insan yapısı sistemleri kullanma adına kendisi bir
bilim dalı haline geldi.
Bütün bu karmaşık teknolojilere hakim olabilmek için
mühendisler kendi kendilerini iyi yetiştirmek zorunda
kaldılar, bu amaçla eğitim programlarında sürekli
arayışlar içinde oldular, reformlar gerçekleştirdiler,
araştırma çabalarını arttırdılar.
Yoğun
mühendislik
araştırmaları
sadece yeni
teknolojiler üretmekle kalmadı, güçlü sistematik bilgi
birikimleri meydana geldi; özellikle bilişimde
mühendislik bilimleri ve sistem teorisi, kontrol ve
iletişim alanlarında.
Mühendislik & Teknoloji
Mühendislik yeni teknolojilerle birlikte ilerlemektedir.
Elektronik teknolojisi, mikroelektronik, bilgisayar,
yeni telekomünikasyon araçları ve metodları
(İnternetten cep telefonlarına kadar). Turbojet ve roket
motorları ile hareket eden uzay araçları mühendisliği
sayesinde ulaşılan menzil düşünülemeyecek kadar
uzamıştır; bu uzay mühendisliğidir. Atom parçaları ve
nükleer enerji ile ilgili kullanım alanlarının gelişimi ise
nükleer mühendisliğini geliştirmektedir.
Yeni teknolojiler
Malzeme laboratuvarlarından çıkan ve daha önce görülmemiş
miktardaki inanılmaz boyutlu bilgiler ise malzeme bilim ve
mühendisliğini meydana getirmiştir.
Mikroelektronik, iletişim ve bilgisayar mühendisliğinin
gelişmesi sayesinde bilgi devrimi yaşanmaktadır. İnsanların
sahip olduğu ve ulaşabildiği bilgiler sayesinde, insan beyin
gücünün makinelerin gücünden çok daha üstün olduğu
anlaşılmıştır. Bu dönemde mühendislerin yüksek lisans
eğitiminin artış gösterdiği, geniş ölçekli araştırma ve
geliştirme organizasyonlarının yapılmaya başlandığı
görülmektedir.
Mühendisliğin geleceği
Şimdiye kadar fiziki bilimler; yani fizik ve kimya teknolojinin
gelişmesinde rol oynadı. Bunlar rollerine devam
edeceklerdir; örneğin hızla gelişen nanoteknoloji,
mikroelektronik devriminin önüne bu sayede geçebilir.
Daha başka dallar da bu fiziki bilimlere katılacaktır;
biyoloji bunların başında sayılmaktadır. Özellikle
moleküler ve genetik biyoloji teknoloji alanına girmeye
başlamıştır.
Biyoteknoloji çoklu disiplin yapısına sahiptir; biyolojiden,
biyokimyadan, fizik, bilgi işlem, ve bir çok başka
mühendislik dalından girdileri vardır. Bu ve buna benzer
şekilde geleneksel hale gelmiş entelektüel disiplinler
geleceğin yeni teknolojilerini şekillendirmede önemli rol
oynayacaktır.
Mühendislik ve Etik Değerler
Mühendis, bir özne olarak insanın dünyayla olan
ilişkisine aracılık eden ve bilimsel bilgiyi teknolojik
bilgiye dönüştüren kişidir.
Mühendis olarak insan, başkalarıyla veya doğayla
kurduğu, oluşturduğu bütün ilişkiler dünyasında
farkına varsın ya da varmasın, etik eylemlerin ve aynı
zamanda buna bağlı olarak etik ilişkilerin de öznesi ve
nesnesidir.
Mühendislik & Etik
Mühendislik, matematiksel ve doğal bilimlerden,
çalışma, deneyim ve uygulama yolları ile kazanılmış
bilgileri akıllıca kullanarak, doğanın madde ve
kuvvetlerini insanoğlu yararına sunmak üzere
ekonomik yöntemler geliştiren bir meslektir.
Etik; insan ilişkilerinde, toplumsal, kültürel, siyasi,
ekonomik, hukuki, bilimsel, teknolojik vb. tüm
alanlarda insanın tutum, davranış eylem ve
kararlarında belirleyici olan, hiç kimsenin dışında
kalamayacağı, kaçınamayacağı ilke ve değerler
bütünüdür.
Kelime anlamı olarak;
Etik; Etik kelimesi Yunan "ethos" kelimesinden gelip bilgin, tarz anlamına
gelmektedir. Latince de ise davranış, alışkanlık anlamında olan
"morality"dir. Tükçe'de ise; Arapça'dan "hulk" kelimesinden türemiş
olan ahlak anlamına gelmektedir.
TDK tanımı;
 Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması
gereken davranışlar bütünüdür.
Türkçe anlamı ahlak olan etiğin; bireyin davranışlarını, işe karşı
sorumluluğunu, güvenirliğini, tutumunu ve diğer canlılara karşı
olan
görevlerinin
sergilenmesidir. Kısacası iş ahlakı olarak
tanımlanmaktadır.
Ahlak; Toplumların davranışlarından meydana gelişini, yanlış ve
doğrunun sentezlenip ortaya konulmasıdır.
İş etiği; Meslek etiği guruplarının kendi işleyişi
açısından çalışanlarının uymasını istedikleri
kurallar bütününden oluşan kavramdır. İş etiği
çeşitli toplumsal kurumlardan oluşmuş ve tıp etiği,
siyasal etik, bilimsel etik, hizmet etiği,
mühendislik etiği gibi kavramlar ortaya çıkmıştır.
İş etiğinde diğer mesleklerde etik kavramı değişik
bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Bunun temel
amacı ise meslek alanında daha iyi gelişme
sağlanması ve meslek içinde bireye ve topluma
karşı
yükümlülüklerini
yerine
getirmeye
çalışmasıdır.
Etik; insanların var oluşundan bu yana insanlık yararına
olan her şeyi araştırmakta olup karşısına çıkan
problemlerden ders alınarak değişik mekanlarda
oluşmuş tecrübe yumağı olmaktadır. Bu tecrübe
yumağı gittikçe büyümektedir.
Eğer insanlar kendi düşüncelerini kullanıp başkaları
tarafından yönlendirilmeye karşı çıkıyorsa ve kendi
çıkarlarını başkalarına karşı koruyup neyin iyi neyin
kötü olduğuna karar verebiliyorsa etik olarak çok yol
aldığı görülür. Bu davranış ise düzenli bir
yapılanmanın oluşumuna önayak olmaktadır.
Etiğin Temel ilkeleri;
Etiğin oluşumu üç temel aşamadan ortaya çıkmaktadır;
 tutarlılık
 sorumluluk
 sonuçlardır
Bu üç öğenin birleşmesi etik kavramının oluşum
noktasıdır. Bu üç temel unsurdan oluşan etik
bunlardan her hangi birisinin olmaması yaptığımız
tanımın dışına çıkmaya neden olmaktadır.
Mühendislik etiği ise;
Geleceğin mühendislerinin bilim-teknolojinin ve
mühendislik etkinliklerinin topluma olan etkilerini,
mühendislerin
bu
etkilerden
doğan
kişisel
sorumluluklarını,
kararlarında
başvurdukları
değerleri
ve
etik
ikilemleri
tanımaları
gerekmektedir.
Mühendisin yaratıcılığı aracılığıyla tümüyle etkilenen
insan
ilişkileridir,
insan-insan,
insan-dünya
ilişkileridir. Her mühendis bir bakıma yerel, kültürel
ilişkilerin bir bileşkesidir.
Mühendisin toplumsal çevresini, içinde bizzat yaşadığı
toplum dinamikleri oluşturmaktadır. Mühendisin
düşünsel çevresini, evrensel bilgi bağlamında ulaştığı
entellektüel dinamikler, diyalog kurduğu kendi
meslektaşları ya da o alanda yetişmesini sağlayan
kişiler oluşturmaktadır.
Mühendis, ya gerçekten evrensel nitelikli bilgileri
içselleştirecektir, ya da yerel, kültürel normların
etkisiyle geleneksel bilgi kalıplarını kullanmaya devam
edecektir.
Özet olarak;
Bu bağlamda etik, toplumsal yaşamın ahlaksal pratiğine
yönelik bir “gereklilik” öğretisi, insanların birtakım
ortak değerleri koruyarak birlikte yaşama ilişkilerini
düzenlemeye yönelik “ahlaki davranış standartları”
bilimidir.
Etik kavramı; bireyin yada toplumların davranışlarından
meydana gelip kararların doğruluğunu veya
yanlışlığının ortaya koyulmasıdır. Etik kavramı
insanlık tarihinin başlangıcından beri olduğu ve
insanların komünal yaşama geçmesi ile değişik
kategorilere ayrıldığı görülmektedir. Günümüzde ise
etik temel kurallara ayrılmış ve değişik mesleklerin
etik kuralları şekillenmeye başlamıştır.
Eflatun’un ve Aristo’nun ilk dönemlerinden itibaren
zanaatkarın işini nasıl doğru yapacağı konusunda bazı
düsturlar vardır.
Etik-Ahlak-Mühendislik
Mühendislik açısından ahlâki sorumluluklar bir çok etik
kuralı ile belirlenmiştir. Hatta her mühendislik
disiplininde ayrı bir yazılı etik kurallar listesi vardır.
Ancak bunlar çoğu kez genel mühendislik etik
kurallarının o disiplinlerdeki sorunlara göre
uyarlamaları olup, temelde birbirlerinden çok farklı
değillerdir.
Dünya Mühendisler Birliği'nin 5 Ekim 1977 günlü
toplantısında son şeklini kabul ettiği Mühendislik
Etiği'nin Temel ilkeleri;
 Mühendisler, mühendislik mesleğinin doğruluğunu,
onurunu ve değerini
 İnsanlığın refahının artması için kendi bilgi ve
becerilerini kullanarak
 Dürüst ve tarafsız olarak halka, kendi işverenlerine ve
müşterilerine sadakatle hizmet ederek
 Mühendislik mesleğinin yeteneğini ve prestijini
artırmaya çabalayarak
 Kendi disiplinlerinin mesleki ve teknik birliğini
destekleyerek, yüceltir ve geliştirirler.
Mühendislik Etiği ilkeleri:
 Mühendisler, mesleki görevlerini yerine getirirken, toplumun
güvenliğini, sağlığını ve refahını en önde tutacaklardır.
 Mühendisler, sadece kendi uzmanlık alanlarındaki hizmetleri
vermelidirler.
 Mühendisler,
yalnızca objektif ve gerçek resmi raporlar
yayınlayacaklardır.
 Mühendisler, mesleki konularda, her işveren veya müşteri için
güvenilir vekil olarak davranacaklar ve çıkar çatışmalarından
kaçınacaklardır.
 Mühendisler, hizmetlerinin geçerliliği konusunda mesleki itibarlarını
koruyacak ve diğerleriyle haksız rekabete girmeyeceklerdir.
 Mühendisler, mesleki doğruluğunu, onurunu ve değerini yüceltmek ve
geliştirmek için çalışacaklardır.
 Mühendisler, mesleki gelişmelerini kendi kariyerleriyle devam
ettirecekler ve kendi kontrolleri altındaki mühendislerin mesleki
gelişmeleri için olanak sağlayacaklardır.
Çözüm…
Etik çelişkilerle karşılaştığımızda kendimize şu soruları
sorarak problemi çerçevelersek sonuca ulaşmayı
kolaylaştırabiliriz.
Bunu
günlük
yaşamımızda
karşılaştığımız ahlâki sorunları kategorilere ayırarak
yapabiliriz:
Geleneksel ve tepkisel ahlâk - Her zaman yaptığımız
şeyler, yapmak durumunda olduğumuz şeyler midir?
Ahlâk ve kanun - Bir şeyin yasalara uygun olması, onun
doğru olduğu anlamına gelir mi?
Ahlâk ve basiret - Bir şeyi sadece çok ilgimizi çekiyor
diye yapmak ahlâklı davranmak mıdır?
Ahlâk ve ekonomi - En ekonomik karar en iyi ahlâki
karar mıdır?
Ahlâk ve otoriteye uyum - Yasal veya ahlâki
savunmadan yoksun olan emirlere uymuş olmak,
kişilerin uygulamalarını ahlaken savunmaya imkan
verir mi?
Kişisel bilgi noksanı - Sadece “ben öyle biliyordum”
demek ahlâken yeterli bir savunma mıdır? Yoksa daha
derinlemesine inceleme yapmadan ahlâki sonuçlara
ulaşan kararlar verilmemeli midir?
Son olarak;
Mühendislerin etik konusunda sık sık eleştiri almasına
şaşmamak gerekir. Bunlar profesyonelliğin getirdiği
yüklerdir, meslek elemanları etik çelişkilerle sık
karşılaşır ve onları çözmek durumunda kalırlar. O
günler için daha öğrencilikten hazır olmak gerekir.
O halde mühendisler etik kuralların bir gereği olarak,
hem günümüzde kendi toplumlarındaki ve dünyanın
başka yerlerindeki yaşayanların, hem de gelecek
nesillerin sağlık, güvenlik ve refahını dikkate alarak
hizmet vermek üzere eğitilmelidirler.
Kaynaklar
 Müezzinoğlu,
A., “Mühendislikte Etik”, Türkiye
Mühendislik Haberleri, sayı 423 , 2003.
 Müezzinoğlu, A., Mühendislik Tarihçesi ders notları.
 Taş, H., Bingöl, S., Cebeci, E., Kartal, K., Zengince, M.,
”Etik, Etik-Mühendislik Ve Etik Kavramının Tarihsel
Gelişimi”, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası,
Öğrenci Üye Kurultayı.
 Y. Doç. Dr. Göksel, Ç., Doç.Dr. İpbüker, C.,
Mühendislik Etiği ders notları, İTÜ.
 Prof. Dr. Uçar, T., Mühendislik Yaklaşımı ve Biyosistem
Mühendisliği ders notları.