Mahir Ünal İftarda Konuştu

Transkript

Mahir Ünal İftarda Konuştu
Mahir Ünal İftarda Konuştu
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Türkiye’nin dış
politikasını Mehmet Akif’in dizeleriyle anlattı. Ünal,
“Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, onu dindirmek
için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git, diyemem
aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım’ diyen
bir medeniyetten gelen bu milletin evlatları bölgesinde olup
bitenlere duyarsız kalamaz” dedi.
Ünal, memleketi Kahramanmaraş’ta Ticaret ve Odası (KMTSO)
tarafından düzenlenen programa katıldı. Burada gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulunan Ünal, Türkiye’nin bölgesinde
oynanan oyunlara hiçbir zaman sessiz kalamayacağını belirtti.
Dünyada son 200 yılda dönem dönem kırılmalar yaşandığını ve
son dönemde toplumsal değişim aralığının 10 yıla kadar
düştüğünü ifade eden Ünal, artık Türkiye’nin de masadaki
aktörlerden biri olduğunu belirtti. Mustafa Kemal’in 1929’da
uyarmasına ve SSCB’nin yıkılacağına işaret etmesine
karşın, Türkiye’nin 1993 yılındaki konumu itibariyle
Orta Asya’da yaşanan değişim ve dönüşümde masada yerini
alamadığını dile getiren Ünal, aynı ortamın Ortadoğu’da
oluşturulmasına müsaade etmeyeceklerini vurguladı. Arap
baharıyla başlayan gelişmeleri anlatan ve son olarak Mısır’da
gerçekleştirilen darbeye değinen Ünal, şöyle konuştu:
“Mısır’da sandıktan çıkan o irade askeri müdahale ile ortadan
kaldırıldığında ABD, ‘bu müdahaleye darbe demek çıkarlarımıza
uygun değil’ dedi. Aslında her şeyi özetleyen bir cümle bu.
Orta Asya’da yaşananları özetleyen, Ortadoğu’da yaşananları da
özetleyen bir cümle. Suriye’de yaşananları da özetleyen bir
cümle.Suriye’de yaşananları anlamak istiyorsak Mısır’da
yaşananları,
Mısırda
yaşananları
da
anlamak
istiyorsak, Suriye’de yaşananları anlamalıyız. Evet Arap
uyanışıSuriye’de durduruldu ve Mısır üzerinden geriye
döndürülmek isteniyor. Bize deniliyor ki, ‘siz neden müdahil
oluyorsunuz.’ Biz de diyoruz ki, bölgemizde bizim dış
politikamızın temel iki ekseni vardır. Bizim dış politikamız
bir düzen eksenlidir, iki insan eksenlidir. Dünyanın her
neresinde olursa olsun insana, temel insan hak ve
özürlüklerine bir müdahale olduğunda biz sessiz kalamayız.
Hele hele bu müdahale komşumuzda olduğunda hiç sessiz
kalamayız. Mehmet Akif’in dediği gibi ‘Kanayan bir yara
gördümmü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim,
çifte yerim, adam aldırmada git diyemem aldırırım, çiğnerim,
çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım’ diyen bir medeniyetten
gelen bu milletin evlatları bölgesinde olup bitenlere duyarsız
kalamaz.”
Suriye’de oynanan oyunları da yakından takip ettiklerini
işaret eden Ünal, “Suriyede yüz bin kişiyi katleden bir
diktatöre,
katliamına,
diktatörlüğüne
ses
çıkaramayanlar, Mısır’da seçimle gelmiş, milletin iradesiyle
gelmiş, bir cumhurbaşkanının askeri darbe ile indirilmesine
sessiz kalıyorlarsa, burada bir mürailik vardır. Esed’in
ayakta kalmak için kuzey Suriye de PYD üzerinden oynadığı,
oyunlara da sessiz kalmayız. Biz Irak’ta Maliki’nin İran’la
birlikte
aldığı
pozisyona
da
sessiz
kalmayız.
Biz Mısır halkının iradesinin çalınmasına da sessiz kalmayız.
Biz evimizde oynanan oyunların da farkında olduğumuzu dünya
aleme ifade ettik, ediyoruz” diye konuştu.
Sözlerinde Gezi Parkı protestolarına da yer veren Ünal, çevre
duyarlılığıyla başlayan bu eylemlerin, ülkenin her tarafını
saran vandallığa dönüştüğünü dile getirdi. Protestolar
boyunca Başbakan Erdoğan’a yapılan diktatör söylemlerini de
eleştiren Ünal, sözlerini şöyle tamamladı:
“21,5 milyon insanın oyunu almış ve sandıkla gelmiş bir insana
sokakla git demenin demokraside yeri olmadığını tarih
yazacaktır. Sandıkta umudu kalmayanların, umudu sokakta
aramalarını tarih yazacaktır. Tarih, Adnan Menderes’e diktatör
diyenleri yazdı. Tarih, Turgut Özal’a diktatör diyenleri
yazdı. Tarih Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör diyenleri de
yazacak. Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör dediler. Allah aşkına
bu nasıl bir diktatör ki annesine küfrediyorlar, kızına
hakaret ediyorlar. Bu nasıl bir diktatör ki Taksim’de 14 gün
boyunca bez afişlerle ülkenin başbakanına hakaret edildi. Bu
nasıl bir diktatörlük ki, televizyonlardan halk isyana davet
ediliyor ve klipler çekiliyor. Ülkenin başbakanına ‘rezil’
denen, ‘yalancı’ denen klipler çekiliyor. Böyle bir şey
olamaz. Ülke hiçbir zaman bu kadar özgür olmamıştı. İşte bu
durum artık özgürlüğün ve demokrasinin istismarıdır.