MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın

Transkript

MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın
Yapacak çok
işimiz var
Avrupa’nın en
büyük etkinlik
alanı Maltepe’ye
inşa ediliyor 8’de
AK Parti’nin 12. kuruluş yıl dönümü nedeniyle İl
Başkanlığımızda bir basın toplantısı düzenlendi. İl Başkanımız
Aziz Babuşcu’nun ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, Genel
Merkez Seçim İşleri Başkanımız Mustafa Şentop, TBMM Grup
Başkanvekilimiz Ayşenur Bahçekapılı, İstanbul
Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz,
İBB Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe Başkanlarımız, Belediye
Başkanlarımız ve teşkilat mensuplarımız katıldı. 2’de
AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT İÇİ HAFTALIK BÜLTENİ
YIL: 2013 SAYI : 202 19-26 AĞUSTOS 2013
"ER YA DA GEÇ BİR MUSA
ÇIKAR VE ZULMÜN
HESABINI SORAR"
Batılı ülkeleri Mısır'daki katliama
seyirci kalmakla suçlayan
Başbakanımız Erdoğan “Mısır'ın
darbeci yöneticileri bu dünyanın
kudretli gibi görünen Firavunlarına
dahi kalmadığını bilmeleri gerekir.
Onlar bunu çok iyi bilirler. Er ya da
geç bir Musa çıkar ve zulmün
hesabını sorar” dedi. 4’te
Adeviye’ye
selam 6’da
Başbakanımız Erdoğan,
Bursa'da Kentsel Dönüşüm'ün açılış töreninde
Mısır'daki katliamla ilgili konuşarak darbe
karşıtlarına Rabia işaretiyle destek verdi.
HABER 02
Yapacak çok işimiz var
Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep
Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde,14 Ağustos
2001 tarihinde Türk siyaset sahnesinde
yerini aldıktan sonra; siyasetimize yeni bir anlayış
getiren, demokratikleşme, insan hakları, ekonomi,
dış politika, eğitim, sağlık gibi birçok alanda
Türkiye’nin kaderini değiştiren AK Parti 12
yaşında.
AK Parti’nin 12. kuruluş yıl dönümü nedeniyle İl
Başkanlığımızda bir basın toplantısı düzenlendi. İl
Başkanımız Aziz Babuşcu’nun ev sahipliğinde
düzenlenen toplantıya, Genel Merkez Seçim İşleri
Başkanımız Mustafa Şentop, TBMM Grup
Başkanvekilimiz Ayşenur Bahçekapılı, İstanbul
Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu
Üyelerimiz, İBB Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe
Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız ve teşkilat
mensuplarımız katıldı.
Toplantıda bir açıklama yapan İl Başkanımız
Aziz Babuşcu, AK Parti’nin 12 yılını ve yaptıklarını
değerlendirmek istediklerini belirterek, “Böyle
anlamlı bir günde Mısır’da bizim verdiğimiz
demokrasi mücadelesinin başka bir şeklini
görüyoruz. Millet iradesiyle iktidara gelmiş bir
iktidarın askeri darbe yöntemiyle iktidardan
uzaklaştırılmasından sonra, iradelerine sahip
çıkmak için Mısır’ın meydanlarında oylarının
hesabını soran insanların katliama uğradığı,
yüzlerce insanın hayatını kaybettiği bir günde bu
toplantıyı yapıyor olmak bizim için çok daha farklı
anlamlar ifade ediyor.” dedi.
İl Başkanımız sözlerine şöyle devam etti: “Biz
Türkiye’de 12 yıl boyunca bir demokrasi
mücadelesi verdik. Ekonomide, sağlıkta, eğitimde,
sosyal politikalarda, dış politikada ve altyapıda çok
büyük değişimlere öncülük etmenin ötesinde;
bütün bunların sağlıklı bir demokratik hayattan
besleneceğinden hareketle demokrasi
mücadelemizi çok daha anlamlı bir faaliyet olarak
yerine getirdik. Bugün aynı zamanda vesayet
altında bir demokrasiden millet iradesine bağlı bir
demokrasiye geçişin de yıl dönümüdür. Yine
iktidarların darbe yöntemiyle uzaklaştırıldığı bir
Türkiye’den darbenin ve darbecilerin yargılandığı
bir Türkiye fotoğrafına geçtik. Bu anlamda Türkiye
AK Parti’yle çok şeyler kazandı. Demokrasi
mücadelesi anlamında bir geleneği oluşturma ve o
geleneğin kendi ayakları üzerinde durabileceği bir
zemine kavuşturulması; bizim için onur
duyulacak bir durumdur. Bu siyasi hareket içinde
bulunmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Daha
yapacak çok işimiz var.”
Basın toplantısında, AK Parti’nin yapısı,
yaptıkları ve gündemdeki konularla ilgili
değerlendirmelerde bulunan Genel Merkez Seçim
İşleri Başkanımız Mustafa Şentop, gazetecilerin
sorularını da yanıtladı.
Genel Merkez Seçim İşleri Başkanımız Mustafa
Şentop, AK Parti’nin Türkiye’nin kaderini
www.akpartiistanbul.com
değiştiren bir parti olduğuna değinerek İstanbul
gibi AK Parti ve Türkiye için çok önemli bir şehirde,
geçen 12 yılı değerlendirmek istediklerini ifade
etti.
Şentop, “AK Parti’nin Türkiye’ye yaşattığı
değişimi anlamak açısından 18 Nisan 1999
seçimlerini hatırlamamız yeterli olacaktır.
Seçimin sonunda ancak üç partinin bir araya
gelmesiyle bir koalisyon hükümeti
kurulabilmiştir. Tabi bunun öncesinde 28 Şubat
süreciyle zaten seçilmişlerin önündeki atanmış
bürokrasi gücü her alana müdahale etmekteydi.
Genelde erken seçim teklifi muhalefetten gelirken
bu koalisyon hükümeti Türkiye’yi
yönetemediğinin idrakinde olarak erken seçim
kararı almıştır. Gerçekten de hükümettekilerin
kaçacağı bir tablo vardı. O zaman yapılan
görüşmelerin konusunu, gündemini ve zamanını
bürokratlar belirliyor, görüşmeleri hükümetlerden
habersiz yapıyorlardı. Bugün farklı olan siyasetin
bürokrasiyi kontrol altına almış olmasıdır.
Seçilmişlere bağlı olarak atanmışlar
çalışmaktadır.” şeklinde konuştu.
AKTÜEL 03
A K P a r t i İ S TA N B U L İ L B A Ş K A N I
AZİZ BABUŞCU
www.akpartiistanbul.com
GÜNDEM 04
"ER YA DA GEÇ
BİR MUSA
ÇIKAR
VE ZULMÜN
HESABINI
SORAR"
Başbakanımız Erdoğan Türkmenistan'a hareketinden
önce Ankara Esenboğa Havalimanı'nda Mısır'da
yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Başbakanımız
“Mısır'ın darbeci yöneticileri bu dünyanın kudretli gibi
görünen Firavunlarına dahi kalmadığını bilmeleri
gerekir. Onlar bunu çok iyi bilirler. Er ya da geç bir Musa
çıkar ve zulmün hesabını sorar" dedi.
Hukuki eyleme saygı
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon
Davası'nın karar bağlanmasının ardından, AK Parti'ye
açılan kapatma davasında verilen "laiklik karşıtı
eylemlerin odağı olma" cezası iade-i Muhakeme davası
açılması talimatı verdiğini açıkladı. Ergenekon davasında
kapatma davasında delil olarak kullanılan belgelerin
‘kara propaganda siteleri' tarafından üretildikleri
netleşmişti. Erdoğan Ergenekon'un gerekçeli karardan
sonra başvurunun yapılmasını istediğini kaydetti.
Erdoğan, "İlgili arkadaşlara talimat verdim, çalışıyorlar.
Gerekçeli kararı bekliyoruz. O karar çıktıktan sonra
gerekeni yapacağız" dedi. Erdoğan günübirlik
Türkmenistan seyahati dönüşünde önemli
açıklamalarda bulundu:
Meyve veren ağaç
Armudu yenen ağaç taşlanır. Yenmeyeni kimse
taşlamıyor. Ortada tabi bir hizmet var, on yılda
Türkiye'nin geldiği bir nokta var. Bir de sandıktan çıkma
çabası olmayan muhalefet var. Son anketlere göre
oyumuz yüzde 55'e kadar çıkıyor. Ortalama yüzde 53.
Muhalefetin oyu düşüyor.
Gezi'de istenen neydi? Veya hakikaten bir şey istendi de
hükümet buna karşı tavır mı koydu? Önce ağaç dendi, bir
tanesi ‘hala anlamadın mı konu ağaç değil' dedi. Peki ne?
Onu da kimse söylemiyor. Bir defa güçlü Türkiye
istenmiyor. İçeride de dışarıda da buna çalışanlar var.
Mısır olayını hafife almayalım. Mısır da yaşananlar, bu
ülkenin stratejik önemini hazmedemeyenlerin başlattığı
bir olaydır. Türkiye ile Mısır'ın bölgede farklı bir yeri var.
Faiz lobisi...
Türkiye laiklikle demokrasiyi bir arada götüremez
diyorlardı. Türkiye tam aksini ispat etti. Bunu görmeleri
www.akpartiistanbul.com
ciddi hazımsızlık başlattı. Demokrasiyle ekonomiyi
başarıyla götürdük. Üstelik petrolümüz yok. En önemli
sırrı yolsuzlukların olmadığı bir ülke dedik. Yolsuzluklara
darbe üstüne darbe vurduk. Tamamen bitti mi hayır.
Tamamen bitse Türkiye başka yerde olurdu. Kayıt dışı
ekonomide hala istediğimiz yerde değiliz. Faiz lobisi
derken boşuna çıldırmadık. Onlar bu işi başarılı bir
şekilde sürdürüyorlar.
Bu adamlar sülük gibi
Faiz dışı gelirler nedir diye baktığımızda ortaya korkunç
bir rakam çıkıyor. 3-5 değil 14-15 milyar. Bu adamlar
sülük gibi 76 milyonu emiyorlar. Bazılarının diktatör
yakıştırmasını da anlamıyorum. Bu ülkede seçim var,
seçim arkasına seçimler yapılıyor herkes partisini
kurabiliyor. Mısır'daki gibi 2-3 ay süren seçim yok. 7 tane
seçim yapmışız. Partimizin yükselen bir trendi var. Şimdi
ben şuna üzülürüm, Gezi Parkı'nda ücretten dolayı mı,
işsizlikten dolayı mi isyan vardı. Üniversitelerde şunlar
bunlar derken harç dediniz onu da kaldırdık.
Diktatör diyenlere tepki
Tam aksine burslarla kredilerle destek olduk. 100 bin
öğrenciye burs verdik. Şimdi bunlar bile sokaklara
dökülüyor. Bunlar kahir ekseriyet mi değil. Sesleri
gürültüleri çok çıkıyor. Vesile olanlar da maalesef bir
kısım medya. Bizi üzen biraz bu. Yoksa şahsımla ilgili
gerilimler söz konusu değil. Gerilim insanı diye
değerlendiriliyorsam üzülmek hakkımdır. Hele hele
diktatör filan... İnsan biraz insaf eder... Alkol düzenlemesi
yapıyorsunuz. Alkol yasaklaması diye veriyor medya
günlerce, ayıptır.
Batı basınının tavrı için ne diyorsunuz.
Batı medyası bize hiç bir zaman olumlu bakmamıştır. Ne
ülkeme ne partime yönelik hiç bir zaman olumlu
bakmamışlardır. Özellikle Alman medyası bu işin önemli
aktörlerinden biri olmuştur. Halkların bize bakışı müspet.
Financial Times Mısır olaylarıyla ilgili bir baş yazıda
Türkiye'yi arabulucu olmaya davet ediyor. Aynı şeyi
telefonla arayanlar ricayla söylüyor. Biz diyoruz ki biz
arabuluculuk yapalım ama sizin bazı şeyleri yerine
getirmeniz gerekir.
Obama yeterli değil
Obama'nın Mısır mesajını nasıl buldunuz?
Tam istediğim gibi değil. Bir tavır değişikliği var ama ben
daha güçlü bir tavır beklerdim. Demokrasinin aması
olmaz. Diyorlar ki muhalefetin de kucaklanması lazım,
yönetime onlardan da adam alması lazım. Ne demek
almak lazım. Kaldı ki Mursi kendi hükümetini
kuramamıştır. Darbe yapıldığı andaki hükümette 3'te 1'i
kendi arkadaşlarıydı. Sisi'yi Genelkurmay Başkanı
yapıyor, Milli Savunma Bakanı yapıyor. Anayasa
Mahkemesi başkanını atadı, adamcağızı arkadan
hançerlediler. Ben tarafım. Ben oradaki demokrasinin
yanındayım. Taraf olmayan bertaraf olur. Katledilen
halkın iradesi iade-i itibar olarak geri verilmelidir. O da
Mursi'nin ve siyasi tutukluların serbest bırakılması ile
olur.
"ER YA DA GEÇ BİR MUSA ÇIKAR
VE ZULMÜN HESABINI SORAR"
Batılı ülkeleri Mısır'daki katliama seyirci kalmakla
suçlayan Başbakanımız Erdoğan, şunları kaydetti:
"Buradan Batılı ülkelere açık açık sesleniyorum;
Filistin'de, Gazze'de sustunuz, Suriye'de sustunuz ve hala
susuyorsunuz. 100 bini aşkın insan öldürüldü. Hala
susuyorsunuz. Türkiye'de bugün 400 bini aşkın
sığınmacı var, hala susuyorsunuz. Mısır'da sustunuz,
susuyorsunuz. Peki bu aşamadan sonra hangi yüzle
demokrasiden evrensel değerlerden insan hak ve
özgürlüklerinden bahsedeceksiniz. Bu aşamadan sonra
demokrasi dediğinizde, insan dediğinizde, hukuk, adalet
dediğinizde kimi inandıracaksınız? Gözümüzün önünde
insanlar toplu halde katledilirken, bunu durdurmak
elinizde olduğu halde tam tersine bunu teşvik ederken,
artık ne yüzle insani değerlerden bahsedeceksiniz?
Buradan uluslararası medyaya da sesleniyorum;
Türkiye'de polisin hukuk dairesinde kullandığı biber
gazını saatlerce canlı yayına taşıyan, yerli yabancı,
uluslararası medyayı muhatap alarak konuşuyorum,
günlerce Türkiye'de kışkırtıcı yayın yapan uluslararası
medyanın acaba Mısır'ı görmesi, bir satır yayın yapması
için daha kaç masum sivilin ölmesi gerekiyor. Fok
balıkları ile ilgili saatlerce günlerce haftalarca yayın
yapan uluslararası medyanın, Mısır'da Suriye'de
Filistin'de ölen çocukları görmesi için acaba daha ne
kadar kan akması gerekiyor. Mısır'da sadece insanlar
GÜNDEM 05
ölmüyor aynı zamanda insanlık ölüyor, vicdan kuruyor,
insani değerler, demokratik değerler tarihi nitelikte ağır
darbeler alıyor. Bir kere Mısır'daki darbe yönetimine şunu
hatırlatmak istiyorum; tarihte hiçbir zalim, zulüm ile abad
olmamıştır. Mısır'ın darbeci yöneticileri bu dünyanın
kudretli gibi görünen Firavunlarına dahi kalmadığını
bilmeleri gerekir. Onlar bunu çok iyi bilirler. Er ya da geç
bir Musa çıkar ve zulmün hesabını sorar."
Hukuki eyleme saygı
Sonbaharın sıcak geçeceği bahsediliyor...
Silivri'de de öyle diyorlardı. Ne yaptılar Silivri'de.Bunlar
kendileri çalıp kendileri oynarlar. Onlar ne derlerse
desinler biz tedbirleri alırız. Huzursuzluk çıkaranlar
bedelini hukuk içinde ağır öderler. Hukuk içinde kalmak
şartıyla her türlü eyleme şapka çıkartırım. Hukuk içinde
kalmayana da gereğini hukuk içinde yaparız.
Başkanlık sistemine değil bana karşılar
Tartışmalar Çankaya senaryolarıyla ilişkilendiriliyor.
Başkanlık sistemi tartışmalarının esas neden olduğu
yorumları da var?
Kaç kere açıklama
Faiz dışı gelirler
yaptım dedim ki
nedir diye
başkanlık sistemi
AK Parti olarak
baktığımızda
teklifimizdir.
Olmazsa olmazımız ortaya korkunç bir
değildir. Baraj
rakam çıkıyor. 3-5
kalksın diyorlar.
Bunun en güzel yolu değil 14-15 milyar.
Bu adamlar sülük
başkanlık sistemi.
Baraj yok. İstemiyor gibi 76 milyonu
muydun hadi buyur.
emiyorlar.
iki-dar bölge
sistemi... Türkiye'yi
bölersin 550
bölgeye... Her bölgeden bir vekil. Dolayısıyla orda da baraj
olmaz. Şimdi ana muhalefetin hiç bir hazırlığı yok.
Başkanlık sistemini geri çeksin ona göre konuşalım
diyorlar. Niye ben çekeyim sen tekliflerini geri çektin mi?
Son ana kadar durur, eğer tıkanma nedeniyse o zaman
geri çekeriz. Başından bu yana en olumlu yaklaşımı biz
göstermişiz. Engelleme iktidardan geliyor diyorlar. Yine
köşe yazarlarının bir çoğundan adil bir yaklaşımı
göremiyoruz.
Bunları derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Bakın 61
oldu yazılan madde sayısı. Mademki mutabıkız. Bir
haftada geçiririz Meclis'ten. 60 maddeyi hallettikten sonra
referandumda kabul edilen 26 madde ile çoğu bitiyor.
Geriye 30 madde filan kalıyor o da bir şekilde halledilir.
Demokratikleşme paketinde seçim barajı ya da sistemi
üzerine değişiklik olacak mı?
Var. Ancak yüzde 10 barajı ile ilgili tutumumuz şu. Bu ülke
koalisyondan çok çekti. Niye ülkemizi tekrar dara zora
sokalım. İki puan barajı indirdik ne olacak? 4 partiden
başkası mı gelecek? Yok. O zaman bu kavga niye.
İlker Başbuğ keşke o açıklamayı yapmasaydı
İlker Başbuğ'un açıklamalarına ne diyorsunuz?
Başbuğ öyle bir açıklama yapmamalıydı. Genelkurmay
başkanım olarak beraber çalıştığımız ismi terör örgütü
yöneticisi olarak kabul etmem mümkün değil. Tutuksuz
yargılanması mümkün iken, tutuklu yargılanması...
Diğerleri için de söylemiştim. Bu tabi aslında sesse
herhalde en yüksek tonda bir sestir. Riski olan da bir sesti.
Genelkurmay başkanımız (Orgeneral Necdet Özel) ne
yapacaktı? Zaten bu tür açıklamaları yapma hakkına da
sahip değil. Buna rağmen nasıl bir rahatsızlık içinde
olduğuna en yakından ben şahidim... Hukukun dışına mı
www.akpartiistanbul.com
çıkacaktı? Keşke o tür bir açıklamayı duygusallık içinde
yapmasaydı. Çünkü daha süreç bitmedi. Bu tür
açıklamalar yargıyı olumsuz istikamette tahrik de
edebilir.
Kılıçdaroğlu'nun sözleri yargıçları ilgilendirir
CHP liderinin Silivri mahkemesini tanımama sözlerini
nasıl değerlendirdiniz ?
Bir partinin genel başkanının bir hukuk devletinin içinde
anayasaya aykırı açıklamalar yapması beni değil daha
çok yargıçları ilgilendiren bir durumdur. Yargıçları
tanımıyorum, yargıyı tanımıyorum diyor. Böyle bir ifade
bizlerden sadır olsaydı yargıçlar ne yapardı?
Pakette anadilde eğitimin önü açılıyor deniyor. Ne
boyutta düzenleme?
yetkisine sahiptir. Devlete karşı işlenen suçlarda devletin
yetkisi vardır. Adam öldürme vs. konularda devletin
yetkisi olmaz. Gündemimiz de af yok.
Kürt Ulusal Kongresi'ne nasıl bakıyorsunuz?
Yaklaşımlar bir kere yanlış. Filistin Kurtuluş Örgütü
benzetmesi yanlış. Onlar, gasp edilmiş topraklarını geri
alma mücadelesi veren insanlar. Kürtlerin böyle bir
sorunu var mı? Filistinlilerin pasaportu bile yok. Benim
ülkemde Kürt vatandaşımın böyle bir sorunu var mı?
Burada hangi örgütü kuracaklar. Türkiye dışında
düşünüyorlarsa bilemem. Zaten kongre Türkiye dışında
o da beni çok ilgilendirmiyor. Bu özellikle Kuzey Irak
yönetimi açısından sorun olur. Çünkü bize söyledikleri
sözlere, taahhütlere ters kararlar bizim
Batılı ülkeleri Mısır'daki katliama
seyirci kalmakla suçlayan
Başbakanımız Erdoğan, şunları
kaydetti: "Buradan Batılı ülkelere açık
açık sesleniyorum; Filistin'de, Gazze'de
sustunuz, Suriye'de sustunuz ve hala
susuyorsunuz. 100 bini aşkın insan
öldürüldü. Hala susuyorsunuz.
Türkiye'de bugün 400 bini aşkın
sığınmacı var, hala susuyorsunuz.
Mısır'da sustunuz, susuyorsunuz. Peki
bu aşamadan sonra hangi yüzle
demokrasiden evrensel değerlerden
insan hak ve özgürlüklerinden
bahsedeceksiniz.
münasebetlerimizi etkileyebilir. Biz kendilerine çok açık
söyledik. Ülkemizin bölünmesine vesile olabilecek
adımlarda biz münasebetlerimizi kesinlikle gözden
geçiririz hep söyledik. Onlar da kadir kıymetini
bilmeliler.
Çözüm süreci nasıl gidiyor?
Türkiye'yi terk konusunda verilmiş sözler yerine gelmiş
değildir. Çocuk yaşlı kadın gibi yüzde 20 gibi bir durum...
Bunun dışında çıkma diye bir şey söz konusu değil. Böyle
bilinmesinde fayda var. Tabi akil insanların bize verdiği
raporlardan hareketle atılması gereken adımları atıyoruz.
PKK'nın tehdit etmesini neye bağlıyorsunuz?
Silahı bırakmış değiller. Durumlarını ortaya koyuyorlar.
Saldırırım diyeni güvenlik güçleri de herhalde hoş geldin
demeyecek. Gereğini yapacaklardır.
Başörtülü vekil için engel yok
Kamuda başörtüsü gelecek mi?
Kamuda başörtüsü kararını Danıştay verdi.
Başörtülü aday gösterecek misiniz?
Yerelde yönetimlerde var zaten.
Başörtülü milletvekili adayınız olacak mı?
İnşallah. Meclis'te engel yok. Fiili bir durum var sadece.
Yerel seçim adaylarınızı ne zaman açıklayacaksınız?
81 ilin tamamında anket yeni bitti. AK Parti'nin oy oranı
51,9. İsim bazında yaptığımız anketlerde değerlendirme
sürüyor. Gerek teşkilatımızla gerek milletvekillerimizle
değerlendirme yapıp bir de teşkilat yönetim kurullarının
dahil olduğu araştırma yapacağız. Bu kanaatleri aldıktan
sonra çıkan 3-5 ismi o ildeki halka soracağız. Tekrar
değerlendireceğiz. Adaylarımızı peyderpey açıklayacağız.
Üzerinde ittifak olan isimleri açıklayabiliriz. Büyükşehir
adaylarını Eylül-Ekim gibi açıklamaya başlarız.
Hayır yok. Özel okullarda da yok. Biz, ülkemizi bölecek
konular üzerinde adım atamayız. Zamanlama çok
önemli. Zamanlamayı iyi yapmazsanız ülkemize yazık
edersiniz. Biz zaten okullarda anadili öğrenme imkanı
sağladık. Ama anadil ile eğitimin önünü açarsanız resmi
dili zedelersiniz.
Genel af asla söz konusu değil
Ergenekon kararından sonra bir çok kesim PKK'yı da
kapsayacak bir genel aftan bahsediyor....
Gündemimizde yok. Öcalan için de değil. Asla bir genel af
söz konusu değildir. Af konusunda benim farklı bir
düşüncem vardır. Kişilere karşı işlenen suçlarda kişiler af
GÜNDEM 06
'Bugün Mısır yarın belki Türkiye'
BURSA'da konuşan ve Mısır'daki gelişmeleri
değerlendiren Başbakanımız Recep Tayyip
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi,
Avrupa Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın aynaya bakacak
yüzleri kalmadığını bildirerek, Mısırda adalet isteyen
insanlara kurşun yağarken susan ve susarak
onaylayanların, teşvik edenlerin vicdanlarıyla
yüzleşemeyecek kadar kanın içine battıklarını söyledi.
Mısır'da susanların yarın sıra kendilerine geldiğinde
konuşamayacaklarını da vurgulayan Başbakanımız
Erdoğan, "Bugün Mısır'da oynanan oyunu yarın
çıkacaklar başka bir İslam ülkesinde oynayacaklar.
Bugün Mısır'da sergilenen vahşeti yarın belki de başka
ülkede sergileyecekler. Belki başka ülkeyi belki
Türkiye'yi karıştırmak isteyecekler. Çünkü bu bölgede
güçlü bir Türkiye istemiyorlar" dedi.
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay ile birlikte Kentsel Dönüşüm
törenine katılmak üzere helikopterle Bursa'ya geldi. Afet
Koordinasyon Merkezi'ne inen Başbakanımız Erdoğan'ı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursa Valisi Münir
Karaloğlu ve diğer yetkililer karşıladı. Başbakanımız
Erdoğan, daha sonra Başbakanlık otobüsü ile töreninin
yapılacağı Mevlana Mahallesi'ne geldi. Burada
düzenlenen törende konuşan Başbakanımız Recep
Tayyip Erdoğan, 14 yıl önce Gölcük merkezli depremi
hatırlatarak, bu depremlerin ibretlik dersler verdiğini
söyledi. Büyük depremlerden ders alarak, Türkiye'yi
afetlere hazırlıklı hale getirmek için iktidar olarak büyük
mücadele verdiklerini, Bingöl ve Van depremlerinde
başarılı operasyon gerçekleştirdiklerini kaydeden
Başbakanımız Erdoğan, "Vatandaşların yaralarını sardık,
www.akpartiistanbul.com
ihtiyaçlarını karşıladık. O dönemde vali olan Münir Bey o
süreci gece gündüz demeden sürdürdü. O gayretinin
mükafatı olarak kendisini Bursa'mıza tayin ettik" dedi.
DEPREME DAYANIKSIZ TEK BİNA KALMAYINCAYA
KADAR DÖNÜŞÜM SÜRECEK
Türkiye'nin millet olarak deprem olursa ne yaparız
aşamasından deprem olmadan ne yapılmalı aşamasına
geçmesi gerektiğini vurgulayan Başbakanımız Erdoğan,
şöyle devam etti: "Hedefimiz yara sarmaktan öte, yara
almamak olmalı. Depremlere müdahaleden önce
muhtemelen deprem durumunda zararı azaltmak
gayemiz olmalı. Bizim enkaz altından nasıl insan
çıkartırız değil, enkaz altında nasıl insan kalmaz, buna
yoğunlaşmamız lazım. Ölüme neden olan deprem değil
ölüme sebep olan depreme hazırsızlıktır, tedbirsizliktir.
Sıklıkla söylendiği gibi deprem değil, bina öldürür."
Depreme ve afete karşı hazırlıklı olmak için Türkiye
genelinde kentsel dönüşümün bu amaçla başlatıldığını
ve kararlıkla sürdürüldüğünü ifade eden Başbakanımız
Erdoğan, "Türkiye'nin 46 vilayetinde yıkım yapacağız. Bu
yıkımlar yeni bir dirilişin alemeti olacak. Bursa ile birlikte
46 ilimizde toplam 87 bin 628 konutun dönüşümünü
başlatıyoruz. Bu seferberlik inşallah dalga dalga
yayılacak. Türkiye genelindeki sağlıksız, çürük afetlere
dayanıksız tek bir ev ve bina kalmayıncaya kadar
dönüşüm sürecek. Kimseyi mağdur etmeyeceğiz,
hakkının yenmesine izin vermeyeceğiz. Ranta, yağmaya
asla izin vermeyeceğiz. Rıza göstermeyeceğiz. Sizin daha
sağlam konutlara, daha güzel şehirle kavuşturmak için.
Sizin desteğiniz ve hayır dualarınızla bunu başaracak,
hem şehirlerin çevresini değiştirecek, hem de
insanımızın yaşam kalitesini yükselteceğiz" dedi.
Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi'nin oğlu
Orhan Gazi'ye "Bursa'daki Gümüşlü Kubbe'nin altına
gömülme vasiyetini hatırlatan Başbakanımız Erdoğan,
Bursa'nın Osmanlı'nın ve cumhuriyetin gözbebeği
olduğunu belirtti. Başbakanımız Erdoğan, "Onun için
Bursa'ya haksızlık, tarihe haksızlıktır, Bursa'ya ilgisizlik
ecdada ilgisizliktir. Ne yazık ki Bursa'ya onlarca yıl
haksızlık yapıldı. Yıldırım'da binaları yıkacağız. 'Sıkıntı
var mı' yok. Buradan Çevre ve Şehircilik Bakanına
sesleniyorum. Buradaki binalar kibrit kutusu gibi
olmayacak Osmanlı, Selçuklu mimarisi ile olacak. Ve
bunlar zemin artı beş katı geçmeyecek. Öyle
gökdelenlerden istemiyoruz. Tüm çevresindeki peyzaj
düzenlemesiyle buralarda oturanlar 'Ohh be Allah'a
hamd olsun. Özlediğimiz evimize kavuştuk' demeli" diye
konuştu.
CEKETİNİ ÇIKARDI, MISIR'DAKİ GELİŞMELERİ
KONUŞTU
Kentsel dönüşümün ardından Mısır'daki gelişmeleri
değerlendiren Başbakanımız Erdoğan, alandakilerden
müsaade isteyerek, ceketini çıkarıp konuşmasını
sürdürdü. Mısır'da bir süreden beri herkesi üzen ve
acılara sevk eden gelişmeler yaşandığını kaydeden
Başbakanımız Erdoğan, 25 Ocak 2011'de Mısır'da bir halk
devriminin gerçekleştirilerek demokrasiye ilk adımın
atıldığını söyledi. Başbakanımız Erdoğan, bunun bir
uyanış ve Tahrir'den dünya demokrasisine bir selam
olduğunu kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama ne yazık ki, bu selamı almayan, gözü olduğu halde
görmeyenler de vardı. 70 yıl süren diktatörlük sona erdi.
Mısır halkı yöneticilerini sandıkta belirlemeye başladı.
Maalesef ramazan ayının hemen öncesinde Mısır'da
GÜNDEM 07
askeri darbe yapıldı. 70 yıl sonra başlayan
demokratikleşme süresi çok ağır şekilde yaralandı. 70 yıl
otokratik rejime sabredenler, totariter rejimi
destekleyenler yüzde 52 oyla başa gelen Sayın Mürsi'ye
bir yıl tahammül edemediler. Bu ne demekti. Bu dünyada
biz demokratız diyenlerin, bir yerde iki yüzlülüğünü
gösteriyordu. Aslında bunlar demokrat değildi. Çünkü
bunlar kendilerine kukla olacak rejimleri istiyorlardı.
Biliyorlardı ki Mursi yönetimi yolsuzluklara son verecekti.
Biliyorlardı ki yoksulluk içinde kıvranan Mısır yeniden
ayağa kalkacaktı. Ama buna bir yıl dahi tahammül
edemediler. Ne yaptılar? 'darbe. Ne dediler. 'Ama' dediler.
Ama neymiş ama, 'Mürsi herkesi kucaklamadı' Nasıl bir
şey bu. Yüzde 52 işbaşına getiriyor. Herkesi kucaklamadı
diyenler, kendisine darbe yapan Sisi'yi genelkurmay
başkanlığına getiren Mursi, genelkurmay başkanlığına
getiren Mursi, Şu anda cumhurbaşkanlığına getirilip
Anayasa mahkemesine getiren Mursi, Mursi'nin
kabinesinin üçte ikisi Mübarek'ten kalmaydı. Dünyaya
sesleniyorum. bunun nesini inkar ereceksiniz, Bunu
yapan insana karşı, Milli savunma bakanlığına getirdiği
kişi darbeyi yapıyor. Tabi bunların arkasında olan var. Bu
darbeyi yapanlar halkın oyunu, halkın tercihini yok
saydılar. Bununla yetinmediler, ardından kendi halklarını
ve kendi vatandaşlarını hunharca katletmeye başladılar.
Şu anda binlerce Mısırlı ne yazık ki, askeri darbecilerin
tankları karşısında şahadete doğru yola çıkıyorlar."
YAŞINI DOLDURMAMIŞ YAVRU
ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇİYOR
Dün gece televizyonda yaşanan görüntüleri anlatan
ve konuşması sırasında duygulandığı görülen
Başbakanımız Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir Mısırlı
tankın karşısına çıkıyor. Elinde molotof kokteyli, silahı
yok. Elinde taş yok. Ve kendisine ateş ediliyor ve o orada
şahadet şerbetini içiyor. Televizyonlarda izlediniz. Elinde
belkide yaşını doldurmamış olan bir yavru o da şahadet
şerbetini içiyor. Çocuklar şahadet şerbetini içiyor,
kadınlar şahadet şerbetini içiyor."
FİRAVUNUN İZİNDEN GİDENLER MUSA'NIN İZİNDEN
GİDENLER
Kardeşlerim ibadethanelere, camilere, kiliselere
yapılan saldırıları da şiddetle kınıyorum. Tüm tarafları
daha fazla hassasiyete davet ediyorum. Şu anda
müslüman kardeşler kiliseleri koruma altına alıyor ve
malum uluslararası medya. Hani gezi medyası var ya.
Türkiye'de ve dünyada Aynı orada ne varsa burada onlar
var. Bunlar şimdi ne diyor biliyor musunuz. 'Müslüman
kardeşler 30 kilise yaktılar.' Aslında kiliseyi koruma
gayretinde olanlar onlar. Bugün El fetih cami kuşatma
altında. Buradan Mısır'a ve dünyaya sesleniyorum;
İnsanların ibadethanesi masundur. Ama bunlar Suriye'de
ve Mısırda camilerimiz yaktılar, yıktılar. Ha Beşar, ha Sisi.
Bunların bir birinden farkı yok. Bunlara destek
verenlerinde bir birinden farkı yok. Zülm ile abat olmaz.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Çıkar er veya
geç. Çünkü biz, Adeviye'de İskenderiye'de
kardeşlerimizin sesini duyuyoruz. Elinde Kuranı Kerim ile
şahadete gidenlerin bakışlarını görüyoruz. Bütün bunlar
şunu açık söylüyorum. Yerde kalmayacaktır. Hem
Türkiye için hem dünyada Türkiye'nin Mısır ile ilgileniyor
olmasından rahatsız olan var. Türkiye sussun, Türkiye
Mısır'a sırtını dönsün, Türkiye katliamı, darbeyi
görmeyip, vicdanını çiğneyip sessiz kalsın diyorlar.
Türkiye konuştukça birileri vicdanlarıyla baş başa kalıyor
ve bundan rahatsız oluyorlar. Sizin şahsınızda dünyaya,
batıya, körfeze, İslam dünyasına sesleniyorum; Şu anda
oradaki şehitleri terörist ilanlar edenler var. Ellerinde
www.akpartiistanbul.com
silah olmadığı halde meydanlarda ben oyumun
namusunu istiyorum. diyenler var. Ama onlara terörist
olarak hitap edenler var. Bende diyorum ki şu anda
Mısır'da devlet terörü icra edilmektedir. Bu devlet
terörünü alkışlayanlar onlarla aynı izi süreceklerdir.
Diyorum ki şu anda Mısırda iki ayrı tablo var. Bir tablo
firavunun izinden gidenler. Bir tabloda Musa'nın izinden
gidenler. Tarih bunu böyle değerlendirecek, Şu topluluk
bir birini seven topluluk. Bizi parçalamak isteyenlere siz
meydanlarda en güzel cevabı verdiniz. bundan sonrada
en güzel cevabı vereceğiniz çok iyi biliyorum."
AYNAYA BAKACAK YÜZLERİ YOK
Başbakanımız Erdoğan, vicdanları rahatsız
etmeye, insanlara, ülkelere vicdanı ve insani değerleri
hatırlatmaya devam edeceklerini kaydederek, şöyle
devam etti: "Şahsım olarak Birleşmiş Milletler Daimi
üyelerinin hepsini aradım. AB üyesinin bir çoğunu
dışişleri bakanım aradı. İslam dünyasını aramaya
devam ediyor. Görüşmeler devam ediyor, edecek.
Herkses sussa biz susmayacağız. Çünkü biz şunu
biliyoruz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Biz dinsiz şeytan olmayacağız. Hakkı söyleyeceğiz.
Kardeşlerim bakınız. Size tarihin sayfaları açacağım.
Üsküp, Saray Bosna, Priştine, Prizren bizim için ne ise
Kahire'de odur. Dedeağaç, Kırcali, İskeçe bizim için ne
ise İskenderiye de odur. Plevne, Filibe, Tiran, Mostar,
Manastır neyse Asvan, Livyat, Milne odur. Eğer biz
Mısır'dan yüz çevirirsek Bursa'da Osman Gazi'nin
huzuruna varamayız. Biz Şam'a sırtımızı dönersek;
Mürat Hüdavendigarın, Orhan Gazi'nin huzuruna
çıkamayız. Bursa, ortak bir medeniyettin ortak
mirasıdır. Saray Bosna ağladığında Bursa gözyaşı
döker, Kahire ağladığında Bursa üzülür ve ağlar. Biz,
Biz Osman Gazi'nin Orhan Gazi'nin huzuruna
vardığımızda gönül huzuru içinde olmak istiyoruz. Biz
kıbleye yöneldiğimizde mesuliyetini yerine getirmiş
bir kul hissiyatında olmak istiyoruz. Aynaya
baktığımızda vazifesini yerine getirmiş, tarihine,
ecdanına, ecdanının mirasına sahip çıkmış
kendinden, yüzünden utanmayan yansımalar
görmek istiyoruz."
BUGÜN MISIR YARIN BELKİ DE TÜRKİYE
BM Güvenlik Konseyi'nin aynaya bakacak yüzü
kalmadığını kaydeden Başbakanımız Erdoğan
konuşmasını şöyle sürdürdü: "İşte toplandılar. Mısır'daki
gelişmeleri kınayamadılar bile, Sadece Arjantin bir
kınamadan bahsetti. Amerika kısmen. Biz BM Güvenlik
Konseyi'nden çok acil güvenli ve kararlı sesin çıkmasını
istiyoruz. Bazı ülkeler var ki artık ilişkilerini dondurdu.
Huzurlarınızda Hollanda, Danimarka'ya teşekkür
ediyorum. İslam işbirliği teşkilatının aynaya bakacak
yüzü kalmamıştır. AB'nin aynaya bakacak yüzü
kalmamıştır. Mısır'da adalet isteyen insanlara kurşun
yağarken susan ve susarak onaylayanlar, teşvik edenler
vicdanlarıyla yüzleşemeyecekleri kadar o kanın içine
batmıştır. Burada şunu da açık açık söylemek
zorundayım: Bugün Mısır'a susanlar yarın sıra
kendilerine geldiğinde konuşamayacaklar, Bugün
Mısır'da susanlar yarın kimseye demokrasi dersi
veremezler. Bugün Mısır'da darbeye darbe diyemeyenler
sıra başka ülkeye gelince seslerini yükseltemezler.
Bugün Mısır'da oynanan oyunu yarın çıkacaklar başka
bir islam ülkesinde oynayacaklar. Bugün Mısır'da
sergilenen vahşeti yarın belki de başka ülkede
sergileyecekler Belki başka ülkeyi belki Türkiye'yi
karıştırmak isteyecekler. Çünkü bu bölgede güçlü bir
Türkiye istemiyorlar. Bu bölgede istikrarlı, kalkınmış ülke
istemiyorlar.
Biz, bu tuzağı bozacağız. Kardeşlerim sabırla
bozacağız. Unutmayın Herkesin tuzağı vardır. Ama en
büyük tuzak kudret, kuvvet sahibi olan Allah'ın
tuzağıdır. Birbirimize inanıp, güvenerek kardeşliğimizi
pekiştirerek oyunları bozacağız. İçimizde nifak ve fitne
sokmaya çalışıyorlar. Bunlara fırsat ve izin vermeyeceğiz.
Bu tuzaklara düşmeyip, bu tuzakları alt üst edeceğiz. Ben
sizleri şu etnik yapı, şu kavimden dolayı değil. İster, Türk,
ister Kürt ister Arap, ister Gürcü ister Boşnak. Ne olursan
ol. İster Roman ol. Sizi yaradandan dolayı seviyorum.
Ayırt etmeksizin seviyorum. Çünkü şunu biliyoruz. halka
hizmet, hakka hizmettir."
CANLI BAĞLANTIYLA YIKIMLARIN STARTINI VERDİ
Geçtiğimiz yıl Başbakanımız Erdoğan tarafından
startı verilen kentsel dönüşümün, üçüncü yıkım etabı
Marmara Depremi'nin 14'ncü yıldönümü olan 17 Ağustos
tarihinde Bursa merkez Yıldırım'da başladı. Yıkım töreni
46 ayrı ilde aynı anda gerçekleşti. İstanbul ve Ankara'dan
canlı bağlantılar ve patlamalarla yapılan yıkımlar ile
toplam 87 bin 628 konut ve iş yerinin dönüşümü
sağlanacak. 17 Ağustos 2013 itibari ile Türkiye genelinde
yaklaşık 150 bin konutun yıkımını başlandı.
Avrupa’nın en büyük
etkinlik alanı Maltepe’ye
inşa ediliyor
Maltepe Dolgu Alanı, Avrupa’nın en büyük
yaşam spor ve eğlence merkezine
dönüşüyor. Dolgu çalışması biten yatırımı basına
tanıtan Başkan Kadir Topbaş, projenin Ocak 2014’te
tamamlanacağını açıkladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş, Avrupa’nın en büyük yaşam spor ve
eğlence merkezi olacak “Maltepe Anroşman ve
Sahil Düzenleme İnşaatı Projesi”ni basın
mensuplarına tanıttı. Gazetecilerle birlikte alanda
araç turu atan Kadir Topbaş, İstanbul’un plansız
gelişmesi nedeniyle yeterince yeşil ve sosyal
donatı alanlarına sahip olmadığını, bu eksiği
kapatmak için çevreye çok önemli yatırımlar
yaptıklarını söyledi. Maltepe sahilinde oluşturulan
dolgu alanının uzunluğunun 3,5 kilometre, denize
doğru eninin 400 metre olduğunu belirten Başkan
Topbaş, toplam 1 milyon 200 bin metrekarelik
alanın 101 hektarının dolgu alanı, 19 hektarının ise
mevcut yeşil alandan oluştuğunu söyledi.
“Bu alan özellikle Anadolu yakasında yaşayan
insanlarımızın günlük kullanımında önemli bir
aktivite alanı haline gelecek” diyen Kadir Topbaş,
tam 171 futbol sahası büyüklüğündeki bu alana 20
bin ağaç ve bitki dikileceğine dikkat çekti.
Dolgudan oluşan birinci kısım inşaatın 76 milyon
700 bin TL’ye mal
olduğunu, projenin
toplam maliyetinin ise 201 milyon 780 bin TL olarak
hesaplandığını anlatan Başkan Topbaş, şöyle
konuştu;
Ocak 2014’te açılacak
“Şu anda dolgu çalışmaları bitti. Drenaj ve alt
yapı çalışmaları var. Altyapı çalışmaları ile birlikte
üst yapı çalışmaları başladı. Ardından
bitkilendirme ve diğer üniteler gelecek. Ocak
2014’e bitireceğimiz projeyle Anadolu yakası 130
bin metrekarelik yeni miting ve etkinlik alanı
kazanmış olacak. 120 hektarlık bir alanı dolgu
yapmak suretiyle burada başta Maltepe halkı
olmak üzere günlük aktivitelere cevap verecek
hale getireceğiz.”
YKM KAMPIMIZ SONA ERDİ
İl Yaşlılar Koordinasyon Merkezimizce 12-13-14
Ağustos tarihlerinde Silivri ‘de 39 İlçe YKM
Başkanımızın ve İl YKM Komisyonumuzun katılımı ile
gerçekleştirilen eğitim,
moral ve motivasyon
kampı sona erdi.
Ramazan ayı
çalışmalarının ve yeni
çıkacak olan ‘’Yaşlı hakları
yasası’’ ile ilgili istişarelerde
bulunulan kampta, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı
İstanbul İl Müdürü Önal
İnaltekin, İBB Sağlık ve
Sosyal Hizmetler Daire
Başkanı Muzaffer Saraç ve
Kayışdağı Darülaceze Müdürü İsrafil Aydın birer konuşma
yaparak teşkilatımızı çeşitli konularda bilgilendirdiler.
www.akpartiistanbul.com

Benzer belgeler

MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın

MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın yanında saf tutuyoruz.” dedi.

Detaylı

MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın

MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın İl Başkanlığımız tarafından Ramazan Bayramı nedeniyle düzenlenen bayramlaşma töreni Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Genel Başkan ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen ve...

Detaylı

MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın

MOBİL Telefon ve Pdf İçin Tıklayın yazılarına devam ediyor. Yaklaşık iki yıl süreyle Kırklareli Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışan Boynukalın, iyi derecede İngilizce ve Almanca bilmekte ve evli.

Detaylı