ENFLASYON – İŞSİZLİK – PHILLIPS EĞRİSİ

Transkript

ENFLASYON – İŞSİZLİK – PHILLIPS EĞRİSİ
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
DERS NOTU 10
(Revize Edildi, kısaltıldı!)
ENFLASYON – İŞSİZLİK – PHILLIPS EĞRİSİ –
TOPLAM ARZ (AS) EĞRİSİ TEORİLERİ
Bugünki dersin içeriği:
1. TOPLAM ARZ, TOPLAM TALEP VE DENGE ........................................................................................ 1 1.1 TOPLAM ARZ EĞRİSİNDE (AS) KAYMA ........................................................................................................ 2 2. ENFLASYON .................................................................................................................................... 3 2.1 TALEP ENFLASYONU ................................................................................................................................ 3 2.2 MALİYET ENFLASYONU ............................................................................................................................ 5 2.3 ENFLASYON İLE İLGİLİ DİĞER NOKTALAR ...................................................................................................... 6 3. İŞSİZLİK VE PHİLLİPS EĞRİSİ ............................................................................................................. 8 3.1 İŞSİZLİK TÜRLERİ ..................................................................................................................................... 8 3.2 PHİLLİPS EĞRİSİ ...................................................................................................................................... 9 4. POZİTİF EĞİMLİ TOPLAM ARZ EĞRİSİ (AS) TEORİLERİ ..................................................................... 14 4.1 YAPIŞKAN ÜCRET MODELİ ...................................................................................................................... 15 4.2 NOKSAN BİLGİ MODELİ ......................................................................................................................... 15 4.3 YAPIŞKAN FİYAT MODELİ ....................................................................................................................... 17 4.4 ÖZET VE İMLENİMLER ............................................................................................................................ 18 5. AS EĞRİSİ VE PHİLLİPS EĞRİSİ ARASINDAKİ İLİŞKİ .......................................................................... 21 5.1 TOPLAM ARZ EĞRİSİ İLE PHİLLİPS EĞRİSİ ARASINDAKİ İLİŞKİ .......................................................................... 22 KAYNAKÇA ....................................................................................................................................... 23 Not: Bu ders notu ağırlıklı bir şekilde Mankiw (2002)’ye dayanmaktadır.
1. Toplam Arz, Toplam Talep ve Denge
Denge fiyat düzeyi Toplam talep (AD) ve toplam arz (AS)
eğrilerinin kesiştiği noktada oluşan fiyat düzeyi.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 1
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Şekil 1 Denge Fiyat Düzeyi
1.1 Toplam Arz Eğrisinde (AS) Kayma
Maliyet şoku veya arz şoku Maliyetlerde toplam arz (AS)
eğrisini kaydıran bir değişim.
Şekil 2 Toplam Arz Eğrisinde (AS) Kaymalar
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 2
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Şekil 3 Toplam Arz Eğrisini Kaydıran Etkenler
Potansiyel çıktı (Tam istihdam düzeyi veya Doğal Çıktı Düzeyi)
Çevrimsel işsizliğin (bakınız: bölüm 3.1.İşsizlik türleri) olmadığı
ve uzun dönemde enflasyona sebep olmadan devam
ettirilebilecek olan toplam çıktı düzeyi.
2. Enflasyon
enflasyon genel fiyat düzeyindeki bir yükselmedir.
• Enflasyonun iki temel sebebi vardır; (1) AD eğrisinin sağa
kayması (talep enflasyonu) ve (2) AS eğrisinin sola kayması
(maliyet enflasyonu)
• Veya ikisi birden...
2.1 Talep Enflasyonu
Talep enflasyonu toplam talepte meydana gelen bir artış (AD
eğrisinin sağa kayması) ile oluşan enflasyondur. (Bakınız Şekil
4).
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 3
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Şekil 4 Talep Enflasyonu
Şekil 5 Ekonomi AS Eğrisinin Neredeyse-Yatay Kısmındayken Toplam Talep
Eğrisinde Meydana Gelen Bir Kaymanın Etkileri
Şekil 6 Ekonomi Neredeyse-Maksimum-Kapasitedeyken Toplam Talep Eğrisinde
Meydana Gelen Bir Kaymanın Etkileri
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 4
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
2.2 Maliyet Enflasyonu
Maliyet enflasyonu Maliyetlerdeki artış ile oluşan enflasyondur
(Bakınız Şekil 7).
o Girdi maliyetinde oluşan artışlar.
ƒ Petrol fiyatlarındaki bir artış
ƒ Döviz kurunun yükselmesi ile ara malların fiyatlarının
(üretim maliyetlerinin) artması, vb.
Şekil 7 Maliyet Enflasyonu
Şekil 8 Talep ve Maliyet Enflasyonlarının Beraber Olması
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 5
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
2.3 Enflasyon ile İlgili Diğer Noktalar
Stagflasyon Fiyatlar yükselirken aynı zamanda üretimin de
düşmesi durumu.
o Şekil 7’de görüldüğü gibi stagflasyonun olası bir sebebi
maliyetlerdeki bir artıştır.
• Bir maliyet şoku dönemini takiben (yani AS eğrisi sola
kaymıştır), devlet genişletici politika izleme yoluna gidebilir:
o Devlet harcamalarında (G) artış veya vergilerde (T)
azaltma.
o Ya da para arzında (Ms) genişleme.
• Bu durumda AD eğrisi sağa kayar, yeni AD eğrisi
sola kaymış olan AS eğrisinin daha yüksek bir
fiyattan (P1 ‘den de yüksek bir fiyattan, Şekil 9)
• Bu tür bir politika geliri bir miktar artırabilir fakat
fiyatlar daha da yükselir.
Şekil 9 Maliyet artışları ve Maliye Politikası
Beklentiler ve enflasyon Enflasyonist beklentilerde (enflasyon
olacağına dair beklenti veya düşüncelerde) artış olması, AS
eğrisinin sola kaymasına ve firmaların fiyatları artırmalarına ve
sebep olur. (Şekil 7)
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 6
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Para ve enflasyon Para arzındaki bir artış fiyat düzeyini artırır.
• Para arzının artması toplam talep (AD) eğrisini sağa kaydırır.
Sonuçta talep-enflasyonu oluşur.
Sönümsüz enflasyon1 (veya devamlı enflasyon)Genel fiyat
düzeyinin yükselmesinin çok uzun bir dönem boyunca devam
etmesi durumu.
• Sönümsüz enflasyonun oluşmasında para arzı rol oynayabilir.
• Devlet harcamalarında (G) bir artışın olduğunu düşünelim,
fakat para arzı (Ms) değişmesin.
• Para arzı değişmediği için, G’de yapılan artış Merkez
Bankasının uyumlu (para) politikası ile “uyumlanmamıştır”.
G’deki artış AD eğrisinin sağa kaydırır ve fiyat düzeyi
yükselir.
• Fiyat düzeyi artınca neler olabilir?
o Daha yüksek fiyat düzeyi para talebini artıracaktır. Para
arzında bir artış olmadığı için faiz oranı yükselir.
o Faiz oranında meydana gelen artış ile planlanan
yatırımlar düşer. (Faiz oranındaki artış planlanan
yatırımların bir kısmını dışlar –dışlama etkisi)
• Eğer Merkez Bankası, para arzını (Ms) artırarak, faiz oranını
sabit tutmak (yükselmemesini sağlamak) isterse, AD eğrisi
daha ve daha sağa kayar.
o Sonuç sönümsüz enflasyondur, belki de hiperenflasyon
oluşabilir (Bakınız Şekil 10).
• Dolayısıyla, genellikle, sönümsüz enflasyonun oluşması için
Merkez Bankasının para arzını artırarak uyumlu politika
izlemesi (merkez bankasının uyumlaması) gerektiği düşünülür.
1
İngilizcede “sustained inflation” şeklinde ifade edilen kavrama Türkçe olarak “sönümsüz enflasyon”
karşılığını öneriyoruz (O. Eruygur)
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 7
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Şekil 10 Devlet Harcamalarındaki bir Artış (G) ve Merkez Bankasının
Uyumlu Para Politikası sonucu Oluşan Sönümsüz Enflasyon
hiperenflasyon Fiyat düzeyi artışlarının çok yüksek veya
astronomik olduğu dönem.
3. İşsizlik ve Phillips Eğrisi
3.1 İşsizlik Türleri
Friksiyonel İşsizlik (veya Geçici İşsizlik, Arızi İşsizlik) Geçici
işsizliktir. İşgücüne yeni katılarak iş arayanları, daha iyi iş
bulmak isteği ile işinden ayrılarak iş arayanları ve şirket iflasları
sonucu işsiz kalarak iş arayanları kapsar.
Yapısal İşsizlik (veya Uyumsuzluk İşsizliği) İşçiler tarafından
arz edilen işgücü yetenekleri ile işgücü piyasasında talep edilen
işgücü yetenekleri arasında uyuşmazlık olduğu zaman oluşur.
o Örneğin, bilgisayar bilgisine sahip eleman ihtiyacı
günümüzde çok yaygın bir durumdur. Bilgisayar
kullanma bilgisine sahip olmayan kişilerin yaşadığı
işsizlik yapısal işsizliktir.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 8
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Konjonktürel İşsizlik (veya Çevrimsel İşsizlik) Konjonktür
devri (veya iş çevrimi) dalgalanmaları sonucu oluşan işsizlik
türüdür. Yetersiz talep sonucu üretimde bir daralma veya
durgunluk olduğunda birçok işçi işini kaybeder. Canlanma
oluşana kadar bu işçiler işsiz kalırlar.
o Makroekonomik analizlerde asıl üzerinde durulan bu tip
işsizliktir. Friksiyonel işsizlik ile yapısal işsizliğin
ekonomide her zaman olacağı düşünüldüğü için, önemli
olan konjonktürel işsizliğin yok edilmesidir.
o Klasik iktisatçılar bu tür işsizliğin varlığını kabul
etmezler.
o Keynezyen analizde bu işsizlik önemli yer tutar:
Keynezyen anlamda işsizlik, konjonktürel işsizliktir.
Doğal İşsizlik Oranı Uzun dönem makroekonomik dengesinde
var olacağı tahmin edilen işsizlik oranı.
o Friksiyonel işsizlik ile yapısal işsizliğin toplamıdır,
çünkü friksiyonel işsizlik ile yapısal işsizliğin ekonomide
her zaman olacağı düşünülür.
Tam İstihdam Düzeyi (veya Doğal Çıktı Düzeyi) Friksiyonel
işsizlik ile yapısal işsizliğin toplamı kadar olan işsizlik düzeyi:
konjonktürel işsizliğin olmadığı durum.
o Diğer bir deyişle, doğal işsizlik oranı kadar işsizliğin
olduğu, onun dışında işsizliğin olmadığı durum veya
üretim düzeyi.
3.2 Phillips Eğrisi
• 1958’de Profesör A.W. Phillips, 1861-1957 yılları verisini
kullanarak, nominal ücret büyüme oranı ile işsizlik arasındaki
ilişkiyi inceledi ve bu yıllar için nominal ücret büyüme oranı
ile işsizlik arasında istatistiksel bir ilişki buldu.
• Nominal ücretlerin büyüme oranı, enflasyon oranı gibi
düşünülebilir.
• Bu çalışma enflasyon ile işsizlik arasında ters yönlü ilişki
(ödünleşim) olduğunu söyleyen bir teoriye dönüştü.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 9
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Şekil 11 Phillips Eğrisi (İlk Hali)
• Phillips Eğrisinin ilk haline göre, devlet eğer işsizliği
düşürmek istiyorsa bir miktar yüksek enflasyonu bunun
karşılığında kabul etmek durumundaydı (Şekil 11).
• Fakat daha sonra bir sorun ortaya çıktı.
o Sorun şu idi: 1970’lerde enflasyon ile işsizlik bir arada
yükselmeye başladı ve bu duruma stagflasyon
(stagnation+inflation) adı verildi.
o Bu durum Phillips Eğrisine göre olmaması gereken bir
durumdu. İktisat yazınında:
ƒ Acaba Phillips Eğrisi Teorisi yanlış mı,
ƒ Yoksa Phillips Eğrisi hareket mi ediyor, veya
ƒ Neler oluyor?
şeklinde sorular sorulmaya başlandı.
• Parasalcı (Monetarist) olan M. Friedman, 1968 yılında
Phillips Eğrisini eleştirerek Philllips Eğrisinin (ilk halinin)
sadece kısa dönemde geçerli olacağını söyledi. Uzun dönemde
Friedman'a göre enflasyon ile işsizlik arasında bir ödünleşim
(veya ters ilişki) yoktu. Philllips Eğrisinin enflasyon ve işsizlik
düzlemindeki yeri insanların enflasyon hakkındaki beklentileri
ile belirleniyordu.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 10
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
• Gerçekleşen enflasyon oranı, beklenen enflasyon oranından
daha yüksek (düşük) olursa Philllips Eğrisi yukarı (aşağı)
doğru kayıyordu.
• Böylece Bekleyişler Eklentili Phillips Eğrisi doğmuş oldu.
Kısa dönemde, beklenen enflasyon ile gerçekleşen enflasyon
birbirlerine eşit değildi, bu durumda orijinal Phillips Eğrisi (ilk
hali) ilişkisi oluşuyordu. Uzun dönemde ise gerçekleşen
enflasyon beklenen enflasyona eşit oluyor ve bu durum ise
dikey bir uzun dönem Phillips eğrisine sebep oluyordu.
o Aşağı doğru eğimli (negatif eğimli) Phillips Eğrisi (yani
eğrinin ilk hali) yalnızca kısa dönem bir durumu
yansıtmaktaydı.
o Uzun dönemde enflasyon ile işsizlik arasında bir ters
ilişki (veya ödünleşim, değiş tokuş) yoktu.
• Bu şekilde uzun ve kısa dönem Phillips Eğrisi ilişkileri,
Bekleyişler Eklentili Phillips Eğrisi adı altında tek bir Phillips
Eğrisi olarak birleştirilmiş oldu.
• Bekleyişler Eklentili Phillips Eğrisi ‘nin genel olarak kabul
edilen biçimi şöyledir:
π
Enflasyon
= π e − β ( u − un ) + υ
Beklenen
Enflasyon
Çevrimsel İşsizlik
Arz Şoku
Burada, u n : doğal işsizlik oranı, u : gerçekleşen işsizlik oranıdır.
Dikkat edilirse, burada ( u − u n ) terimi çevrimsel işsizliktir.
• Uzun dönem Phillips Eğrisi, doğal işsizlik oranı (bkz. aşağıda)
düzeyinde (yani tam istihdam düzeyinde) tam dikey olarak
yükselen bir eğridir.
Örnek
™ Varsayalım ki ekonomi ilk başta % 1 düzeyinde bir enflasyona
ve %7 oranında bir işsizliğe sahip. Devlet, işsizliği düşürmek
üzere, genişletici bir maliye politikasına girişir ve AD eğrisi
sağa kayar.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 11
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
™ İşsizlik düzeyinde, daha yüksek bir enflasyona sebep olan, kısa
dönemli bir düşme olur ( u düşer). İnsanlarda, daha sonraki
dönemde daha yüksek bir enflasyon olacağı yönünde bir
beklenti oluşur ve ücret sözleşmelerini yenilerlerken bu yüksek
oranı temel alırlar ( π e yükselir, sonunda uzun dönemde,
π = π e haline gelir). Daha yüksek ücretler elde edildiğinde,
firmaların maliyetleri artar (AS eğrisi sola kayar) ve çalışan
sayısını azaltırlar. Sonuçta gene %7 işsizlik oranına geri
dönülür ( u = u n ’ye geri dönülür). Tek değişen daha yüksek
enflasyondur (%2).
™
Şekil 12 Uzun ve Kısa Dönem Phillips Eğrileri ve Uzun Dönem
Ayarlanma
™ İşsizlikte meydana gelen bu artışı yok etmek üzere devlet
yeniden genişletici politikalar izler: sonuç gene işsizlikte kısa
dönemli bir düşme fakat daha yüksek enflasyondur. Bu daha
yüksek enflasyon, sonraki dönemde daha yüksek enflasyon
olacağı yönünde insanlardaki beklentileri artırır ve süreç bu
şekilde devam eder. Sonuçta, uzun dönemde, doğal işsizlik
oranına (%7) geri dönülür, fakat enflasyon daha yükselmiştir
(%3).
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 12
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
• Yukarıda Phillips eğrisinin uzun dönem ve kısa dönem
versiyonları üzerinden anlattığımız durumu aşağıda bir de ASAD eğrileri üzerinden inceleyelim.
o Talebi genişletici politka sonucunda AD eğrisi sağa
kayar; A noktasından B noktasına gelinir, toplam çıktı,
doğal çıktı düzeyinin (tam istihdam düzeyinin) üstüne
çıkar, ve işsizlik azalır.
o AD’nin sağa kayması ile görüldüğü gibi, kısa dönemde,
fiyatlar P0’dan P1’e yükselir, yani enflasyon artar.
o İnsanlarda, daha sonraki dönemde daha yüksek bir
enflasyon olacağı yönünde bir beklenti oluşur ve ücret
sözleşmelerini yenilerlerken bu yüksek oranı temel alırlar
( π e yükselir, sonunda uzun dönemde, π = π e haline
gelir). Daha yüksek ücretler elde edildiğinde, firmaların
maliyetleri artar (AS eğrisi sola kayar) ve çalışan sayısını
azaltırlar. Sonuçta gene %7 işsizlik oranına geri dönülür
( u = u n ’ye geri dönülür). Tek değişen daha yüksek
enflasyondur (%2).
Şekil 13 Sürecin AS-AD Eğrileriyle Gösterilmesi
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 13
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Enflasyonu Hızlandırmayan İşsizlik Oranı (NAIRU) Uzun
Dönem Phillips Eğrisi yatay ekseni, enflasyonun artmadığı bir
işsizlik düzeyi olan doğal işsizlik oranında (Friksiyonel
İşsizlik+Yapısal İşsizlik) keser. Bu noktadaki işsizlik oranı
Enflasyonu Hızlandırmayan İşsizlik Oranı (NAIRU) olarak geçer.
• NAIRU Teorisi şunu söyler: eğer işsizlik bu oranın
(NAIRU) altına inerse, enflasyon hızlanır.
• Son yılarda histeresiz hipotezine göre doğal işsizlik oranı ile
NAIRU’nun birbirlerinden farklı olduğu görüşü ileri
sürülmektedir.
4. Pozitif Eğimli Toplam Arz Eğrisi (AS) Teorileri
Daha önceden de belirttiğimiz gibi, kısa dönemde fiyatların
değişmediği durum, tam esnek (yani tam yatık) bir toplam arz (AS)
eğrisi anlamına gelir. Standard IS/LM analizinde, herhangi bir politika
değişimi sonucu başlayan süreçte fiyatlar değişmiyorsa; bu analiz
örtük olarak tam yatık veya tam esnek bir kısa dönem AS eğrisi
(SRAS) öngörmektedir. Fakat kısa dönem ars eğrisi her zaman tam
yatık (bu durum tam Keynezyen durumdur) olmak durumunda
değildir. Kısa dönemde AS eğrisi pozitif eğimli bir eğri şeklini de
alabilir, ki genelde de bu şekilde olduğu düşünülür.
Pozitif eğimli arz eğrisi (AS) hakkında üç temel teoriden
bahsedilebilir:
1. Yapışkan Ücret Modeli
2. Noksan-Bilgi Modeli2
3. Yapışkan Fiyat Modeli
2
Tam-olmayan-bilgi, eksik-bilgi, kusurlu-bilgi modeli.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 14
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Bu üç teorinin üçü de pozitif eğimli bir kısa dönem arz eğrisi (SRAS)
öngörürler. Genel olaral SRAS’ın denklemi şu şeklide yazılabilir:
Y = Y + α ( P − Pe )
Burada,
Y : toplam çıktı
Y : doğal üretim miktarı (doğal çıktı düzeyi)
α : pozitif değer alan bir parametre
P : güncel fiyat düzeyi
P e : beklenen fiyat düzeyi
Burada α parametresi pozitif bir parametre olduğu için, bu denkleme
göre Y ile P arasında pozitif bir ilişki vardır. Bu durum pozitif eğimli
bir SRAS eğrisi anlamına gelir.
4.1 Yapışkan Ücret Modeli
Bu model firmaların ve işçilerin ücretleri hakkında bir sözleşme
üzerinde pazarlık ettiklerini ve fiyat düzeyi oluşmadan önce nominal
ücretlerini sabitledikleri varsayımına dayanır.
4.2 Noksan Bilgi Modeli
Pozitif eğimli kısa dönem toplam arz eğrisi (pozitif eğimli SRAS) için
yapılan bir diğer açıklama ise noksan-bilgi modeli olarak adlandırılır.
Bu model, yapışkan ücret veya yapışkan fiyat modellerinin tersine,
piyasalrın dengede olduğuu varsayar. Diğer bir deyişle; ücret ve
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 15
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
fiyatlar arz ve talebin dengeye gelmesini sağlayacak şekilde inip
çıkmakta serbesttirler. Noksan-bilgi modeline göre; kısa dönem ve
uzun dönem toplam arz eğrileri
(SRAS ve LRAS), fiyatlar
hakkındaki uzun sürmeyen yanlış algılamalar yüzünden farklılaşırlar.
Modelin varsayımları şöyle özetlenebilir:
• Bütün piyasalardaki ücretler ve fiyatlar tam olarak (kusursuz bir
şekilde) esnektir, yani bütün piyasalar her zaman temizdir (yani,
dengededir)
• Herbir mal arzedici piyasaya sadece tek bir mal arzetmektedir ama
birçok mal tüketmektedir.
• Herbir mal arzedici ürettiği malın nominal fiyatını bilmektedir,
fakat genel fiyat düzeyini (yani tükettikleri malların fiyatlarını) tam
olarak takip edememektedir.
• Herhangi bir malın arz miktarı bu malın göreli fiyatına bağlıdır:
burada göreli fiyat, malın nominal fiyatı bölü genel fiyat düzeyidir.
• Arzedici üretim kararını aldığı dönemdeyken, malı satarken hüküm
sürecek olan genel fiyat düzeyini (P) bilmemektedir, bu yüzden
kararını verirken P yerine, beklenen fiyatı ( P e ) dikkate alır.
• Şimdi varsayalım ki beklenen fiyat düzeyi ( P e ) artmamasına
rağmen gerçekleşen fiyat düzeyi (P) yükselsin.
o Bu durumda kendi ürettiği malın fiyatı da artacaktır.
o Arzedici diğer malların fiyatlarını tam olarak takip
edemediği ve beklenen fiyat düzeyinde de bir artış olmadığı
için, kendi ürettiği malın göreli fiyatının arttığını düşünecek
ve bunun sonucunda daha çok üretmeye başlayacaktır.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 16
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
o Diğer bütün arzediciler de (yani üreticiler de) aynı şekilde
düşünecekler ve onlar da üretimlerini artıracaklardır, bu da
toplam çıktının artmasına sebep olacaktır.
o Görüldüğü gibi, P ne zaman P e ’nin üstüne çıkarsa, toplam
çıktı (Y) artacaktır.
4.3 Yapışkan Fiyat Modeli
Pozitif eğimli kısa dönem arz eğrisinin varlığı için en son teorik
açıklama olarak Yapışkan Fiyat teorisinden bahsedeceğiz. Bu teori,
talepte meydana gelen değişimlere cevaben firmaların fiyatlarını o
kadar çabuk değiştirmedikleri gerçeğini vurgular. Başka bir ifade ile,
bu model fiyatların yapışkan olduğunu öngörür (yani fiyatlar o kadar
kolay inip çıkmazlar)
• Fiyat yapışkanlığının olası sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
o Firmalar ile müşterileri arasında yapılan uzun dönemli
sözleşmeler, anlaşmalar.
o Menü maliyetleri (veya etiket maliyetleri, katalog maliyetleri)3
o Firmalar fiyatlarda çok sık değişiklik yaparak müşterilerini
sıkmak istemezler.
3
Firmalar her fiyat değişiminde hazırladıkları etiketleri (ve/veya menüleri), katalogları, her türlü web
sayfası içeriğini, reklam afişlerini, vb., değiştirmek zorunda kalacaklar bu da onlara ek bir maliyet
getirecektir. Bu maliyetlere menü maliyetleri (veya etiket maliyetleri, katalog maliyetleri) denir. Menü
maliyetleri yüzünden değmeyecek düzeydeki fiyat değişimlerini yansıtmayabilirler.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 17
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
4.4 Özet ve İmlenimler4
Yukarıda; toplam arz eğrisi için geliştirilmiş olan üç temel modeli
kısaca gördük. Herbir modelin, toplam arz eğrisinin kısa dönemde
neden pozitif eğimli olduğunu açıklarken başvurdukları piyasa
aksaklıkları nelerdir bunlara kısaca değinmiş olduk.
Modellerden
birincisi
nominal
ücretlerin
yapışkan
olduğunu
varsayarken, ikinci model fiyatlar hakkındaki bilgilerin kusurlu
olduğunu farzediyordu. Son model ise fiyatların yapışkan olduğunu
varsayıyordu. Burada gördüğümüz gibi bu modellerin hiçbiri birbiri
ile bağdaşmayan modeller değildir. Yani; herhangi birini kabul etmek,
diğerlerini reddetmemizi gerektirmez. Dünya, yani gerçek hayat, bu
üç piyasa aksaklığının üçünü birden içerebilir ve hepsi birden pozitif
eğimli kısa dönem arz eğrisi davranışına sebep olabilir. Toplam arza
ilişkin bu üç model; varsayımlarında ve vurgularında ayrışmalarına
rağmen, üçünün de toplam çıktı için olan imlenimleri benzerdir. Bu
imlenimlerin hepsi aşağıdaki denklem ile özetlenebilir:
Y = Y + α ( P − Pe )
Bu matematiksel ifadeye göre; çıktı’nın doğal düzeyinden olan
sapmaları, fiyat düzeyinin beklenen fiyat düzeyinden olan sapmaları
ile ilişkilidir. Eğer fiyat düzeyi, beklenen fiyat düzeyinden yüksek
gerçekleşirse, çıktı düzeyi, çıktının normal düzeyini aşmaktadır. Eğer
4
İngilizcedeki “implication” kelimesine Türkçe karşılık olarak “imlenim” kelimesini önermekteyiz (O.
Eruygur)
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 18
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
fiyat düzeyi, beklenen fiyat düzeyinin altında gerçekleşirse, çıktı
düzeyi, normal düzeyinden daha düşük bir düzeyde kalacaktır. Şekil
14 bu denklemi grafik olarak göstermektedir. Dikkat edilirse, kısa
dönem arz eğrisi veri bir beklenen fiyat düzeyi (Pe) için çizilmektedir.
Dolayısıyla, beklenen fiyat düzeyindeki bir değişme arz eğrisini
kaydıracaktır.
Şekil 14. Kısa Dönem Arz Eğrisi
Eğer gerçekleşen genel fiyat düzeyi (P), beklenen fiyat
düzeyinden (Pe) saparsa (farklı olursa); toplam çıktı, doğal çıktı
düzeyinden farklı bir düzeyde gerçekleşir.
Şimdi isterseniz, toplam arz eğrisi ile toplam talep eğrisini aynı
grafikte
gösterelim.
Şekil
15,
ekonominin,
toplam
talepte
beklenmeyen bir yükselme olduğunda (örneğin, genişletici para
politikasından kaynaklanan) nasıl cevap vereceğini göstermek için
toplam arz denkleminden faydalanmaktadır.
Farzedelim ki, merkez bankası tarafından, piyasaların beklemediği bir
genişletici para politikası yapılsın. Kısa dönemde, parasal genişleme
sonucu toplam talep yükselir ve denge, A noktasından B noktasına
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 19
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
kayar. Toplam talepteki yükselme, güncel fiyat düzeyini P1 den P2’ye
yükseltir. İnsanlar bu fiyat artışını beklemedikleri için, beklenen fiyat
düzeyi Pe’de kalır, ve çıktı Y1’den Y2’ye yükselir. Dikkat edilirse bu
düzey çıktı doğal düzeyinin üstünde bir düzeydir. Görüldüğü gibi, bu
şekilde, toplam talepteki beklenmeyen bir genişleme ekonominin
patlamasına veya canlanmasına (üretim artışına) sebep olur.
Şekil 15 Ekonomi Doğal Çıktı Düzeyindeyken Genişletici Maliye
Politikasının Kısa ve Uzun Dönem Etkileri
Fakat bu patlama durmaksızın devam etmez. Yüksek gerçekleşen fiyat
düzeyi sonucu, uzun dönemde, beklenen fiyat düzeyi artar. Beklenen
fiyat düzeyinin artması, kısa döenm arz eğrisinin yukarı doğru
kaymasına sebep olur. Beklenen fiyat düzeyi
P2e ’den P3e ’ye
yükseldikçe, ekonomi B noktasından C noktasına doğru hareket
etmeye başlar. Güncel fiyat düzeyi P2’den P3’e yükselir ve toplam
çıktı Y2’den Y3’e düşer. Diğer bir deyişle, ekonomi doğal çıktı
düzeyine geri döner fakat genel fiyat düzeyi daha yükselmiştir.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 20
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Bu analiz yukarıda anlattığımız üç farklı toplam arz modeli için de
tutan önemli bir ilkeyi bize göstermektedir: paranın uzun dönem
yansızlığı (neutrality) ile kısa dönem yanlılığı (non-neutrality) birbiri
ile bağdaşmaz kavramlar değildir. Bu örnekte, kısa dönem yanlılık, A
noktasından B noktasına hareket ile gösterilmiştir. Diğer taraftan,
uzun dönem para yansızlığı ise, A noktasından, uzun dönemde C
noktasına gelmek ile gösterilmiştir. Burada, paranın kısa dönem ve
uzun dönem etkileri fiyat düzeyi hakkındaki beklentilerin uyarlanması
(adjustment) sürecinin bir sonucu olarak birbiri ile bağdaşır hale
gelmektedir.
5. AS Eğrisi ve Phillips Eğrisi Arasındaki İlişki
Ekonomik politika belirleyicilerinin genelde iki amacı olur: düşük
enflasyon ve düşük işsizlik oranı. Fakat gellikle bu iki amaç birbiri ile
çelişir veya bağdaşmaz. Örneğin, farzedelim ki, bu ekonomik politika
belirleyicileri toplam talebi genişletmek için para veya maliye
politikası uyguluyor olsunlar. Bu genişletici politika (maliye veya
para politkası) ekonomiyi kısa dönem arz eğrisi boyunca daha yüksek
bir çıktı ve fiyat düzeyine doğru hareket ettirecektir (Şekil 15’de
verilen grafikte bu durum. A noktasından B noktasına hareket ile
gösterilmişti). Daha yüksek çıktı, daha düşük bir işsizlik demektir,
çünkü firmalar daha fazla üretmek için daha fazla işgücü
kullanacaklardır. Daha yüksek bir fiyat düzeyi, geçen senenin fiyatları
veri iken, daha yüksek bir enflasyon demektir. Böylece, politika
belirleyicileri ekonomiyi toplam arz eğrisi boyunca yukarı hareket
ettirdiklerinde, işsizliği azaltır ve enflasyon oranını arttırmış olurlar.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 21
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
Tersi durumda, yani toplam talebi daralttıkları ve ekonomiyi toplam
arz eğrisi boyunca aşağı hareket ettirdiklerinde ise işsizlik artar ve
enflasyon düşer.
İşsizlik ile enflasyon arasındaki bu ters ilişkiye (ödünleşim) Phillips
eğrisi denildiğini gördük. Phillips eğrisi aslında kısa dönem arz
eğrisinin bir yansımasıdır: politika belirleyiciler ekonomiyi toplam arz
eğrisi boyunca hareket ettirdikçe, işsizlik ve enflasyon ters yönlü
olarak hareket eder.
5.1 Toplam Arz Eğrisi ile Phillips Eğrisi Arasındaki İlişki
Modern biçimi ile Phillips eğrisi, enflasyon oranının üç faktöre bağlı
olduğunu söyler:
➤Beklenen enflasyon;
➤İşsizliğin doğal düzeyinden olan sapma, ki buna çevsimsel işsizlik
(veya konjonktürel işsizlik) diyoruz; ve
➤Arz şokları.
Bu üç etken, aşağıdaki denklemde gösterilebilir:
π
Enflasyon
Burada
β
= π e − β ( u − un ) + υ
Beklenen
Enflasyon
Çevrimsel İşsizlik
Arz Şoku
parametresi, enflasyonun, çevrimsel işsizliğe olan
duyarlığının (cevabının) ölçütü olan bir parametredir. Dikkat edilirse,
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 22
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
25 Mayıs, 2010
çevrimsel işsizlik terimin önünde bir negatif işarati vardır: yüksek
(çevrimsel) işsizliğin, enflasyonu düşürücü etkisi vardır. Bu denklem
enflasyon ile işsizlik arasındaki ilişkiyi özetlemektedir.
Kısa dönem arz eğrisinin denklemi olan Y = Y + α ( P − P e ) ile biraz
oynanırsa, Phillips eğrisinin π = π e − β ( u − u n ) + υ denklemi elde
edilebilir. Dolayısıyla, pozitif eğimli kısa dönem arz eğrisi ile Phillips
eğrisi aslında aynı madalyonun iki farklı yüzüdür: aynı düşünce
dizgisine sahiptirler. Yani, iki denklem de; reel ve nominal
değişkenler arasında bir link kurarak, iktisat literatüründe klasik ikilik
(classical dichotomy) diye bilinen reel değişkenler ile nominal
değişkenler arasında bir ilişkinin olmadığı düşüncesini, en azından
kısa dönemde yıkmaktadırlar. Kısa dönem arz eğrisi denklemine göre;
çıktı düzeyi, fiyat düzeyindeki beklenmeyen değişimlere bağlı olarak
değişmektedir. Phillips eğrisi denklemine göre ise; işsizlik, enflasyon
oranındaki beklenmeyen değişimlere bağlı olarak değişmektedir. Eğer
çıktı ve fiyat düzeyi ilişkisi üzerine çalışıyorsak toplam arz eğrisini
kullanmak, eğer işsizlik ve enflasyon ilişkisi üzerine çalışıyorsak ise
Phillips eğrisini kullanmak daha uygun yollardır. Ama şu gerçek hep
aklımızda olmalıdır: Phillips eğrisi ile toplam arz eğrisi aslında aynı
madalyonun iki farklı yüzüdür.
KAYNAKÇA
• Mankiw, G. 2002, Macroeconomics, 5. Baskı, Worth Publishers,
New York.
• Case, K. E. and Fair, R. C., 2007, Principles of Economics, 8.
Baskı, Prentice Hall, New Jersey.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 23

Benzer belgeler