YÖNETMEN, SENARİST ve YAPIMCI KUTLUĞ
Transkript
YÖNETMEN, SENARİST ve YAPIMCI KUTLUĞ
- EDİTÖR’DEN - 19-25 Haziran 2015 /S/03 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Bugün ne yazsam da ‘POPİ’ olsam acaba! İ İlk sayımızla karşınızdayız. Daha iyi ve başarılı işlere imza atmak için sizlerin samimi eleştirilerinize ihtiyacımız var. [email protected] ş çıkışı dostlarla yapılan planların o lezzetli keyfini, artık battaniye altında bol ‘like’lı sosyal olduğumuzu sandığımız sanal dünyada arıyoruz. Çok çok hızlı yaşıyoruz! Alışverişi mağazalar kapanacak telaşıyla koştura koştura yapıp baktığımız kıyafetleri sağa sola saçarken, restoranda “En hızlı hangi yemeği getirebilirsiniz acaba?” deyip aşçıya göz kırparken, çıkışta “İzdiham olur, bitmeden yavaş yavaş kapıya ilerleyelim,” dediğimiz konserlerden, jeneriğinin akmasını beklemediğimiz sinemalardan hızla uzaklaşırken, sosyal medyada görüşmediğimiz ama “Arayı sıcak tutalım, ne olur ne olmaz,” deyip gereksiz gönderileri sırf kendimizi hatırlatmak amacıyla like’layıp paylaşırken, “Çok mutluyum, aktifim, amma da eğleniyorum dostlar,” imajını vermek için sürekli farklı konumlar paylaşırken, “Acaba bugün ne yazsam da dikkat çeksem, ‘POPİ’ olsam,” deyip garip selfieler çekerken, daha tanımadığımız bir ünlüyü, hangi şartlar altında çekildiğini ve yönetildiğini bilmediğimiz filmi hatta tiyatroyu eleştirirken... işte bunların hepsine bir ara verelim dedik... Evet, biz bunu başardık. Gerçekten! Bedeniyle iş yapanlara ‘işçi’ demiyor muyuz? Bedeni ve aklıyla iş yapanlara ‘usta’, bedeni, aklı ve yüreğiyle iş yapanlara ise ‘sanatkar’ diyorsak; o zaman şu koşuşturmaca esnasında hangisi olabiliyoruz? İş ve özel hayatımızın geneline yaydığımız bu hızlı süreç bizi ne yapmaya zorluyor sizce? Hepsi birbirinden başarılı olan ekibimle oturup eleştirmeye son verelim dedik. Durun hemen! Öyle dünyayı değiştirme derdinde değiliz! Güzel bir yayınla zamanı biraz olsun yavaşlatalım, kendimize ayna tutalım istedik. Fena mı ettik? Türkiye çapında dağıtımı gerçekleştirilen ‘Kültür Sanat’ dergimizin ilk sayısıyla kocaman bir “Merhaba”... Bundan sonra Türkiye geneli Cinemaximum Salonları’nda ücretsiz ama pahabiçilemez bir dergiyle yer alacağız. Bu kadar uğraşa neden mi giriyoruz? Çünkü bizler sanata aşığız... POPİ olmak umrumuzda bile değil! Dostlarla birlikte... Sevgiyle kalın... SEZGİN IRMAK Genel Yayın Yönetmeni Eğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğ ğıııııııııııııııııııııııııı Sğğ dğ ğğğğğğ ığğğğ ğğğğ ğğğğğğ ğğğğ ğğğıııııııııııııııııııııııı *Mınüdı yıı aıan ıçıcııııı ıoıaıyonıaıa ıııı faııııııııııııııııııııı S/06/ 19-25 Haziran 2015 - İÇİNDEKİLER w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r HANNÂS: KARANLIKTA SAKLANAN Beş Kardeş yeniden ekranlarda 20 TV 18 Aşk Başka Evde’yi konuştuk! SİNEMA 26 KİTAP VİZYONDA BU HAFTA 8’DE / BABASIZ KAHRAMANLAR 22’DE / SANATIN YENİ DALI 24’TE / NE VAR NE YOK 32’DE / DOĞA KOLEJİ’NİN TEOG’DAKİ BAŞARISI 36’DA / RAMAZAN TATİLİNE ÖNCEDEN YER AYIRAN KAZANIYOR 44’TE / BOĞAZIN LEZZET USTALARI 46’DA Gizemli bir ‘Minyatür Ustası’! 34 ETKİNLİK Sizin için alışverişe çıktık! 38 ALIŞVERİŞ - İÇİNDEKİLER - 19-25 Haziran 2015 /S/07 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r YÖNETMEN KUTLUĞ ATAMAN’IN YENİ FİLMİ KUZU VİZYONDA! Kuzu filmi ile ödülden ödüle koşan Yönetmen Kutluğ Ataman ile keyifli bir röportaj. 12 www.kultursanat.com.tr [email protected] / kultursanatim - ÜCRETSİZ SAYI: 01 TARİH: 19-25 HAZİRAN 2015 HAFTALIK SİNEMA / TV / KİTAP / ETKİNLİK / EĞİTİM / ALIŞVERİŞ / GEZİ / MEKAN DERGİSİ Yayın Yönetmeni SEZGİN IRMAK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü NESİBE DAMAR IRMAK Yazı İşleri HARUN DORUK [email protected] [email protected] Reklam ve Projeler UMUT DURAN [email protected] Dergimizde siz de haber yayınlamak istiyorsanız bize yazın: [email protected] Haftalık olarak Türkiye geneli tüm Cinemaximum salonları ve özel gönderim. BURCU ÖZKAYA [email protected] İmtiyaz Sahibi BEKA SANAT ADINA SEZGİN IRMAK Köşe Yazarları ve Konuk Yazarların görüşlerinin sorumlulukları kendilerine aittir. Kültür Sanat Dergisi’nde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Kültür Sanat Dergisi basın ve yayın ilkelerine uymayı taahhüt eder. / SİZ DE YERİNİZİ ALIN! NERELERDEYİZ? [email protected] w w w.kultursanat.com.tr / kultursanatim YASİR DAMAR [email protected] NESLİHAN YILDIZ [email protected] Grafik / Tasarım BEKA SANAT REKLAM AJANSI [email protected] w w w.viralreklam.com.tr / BEKA SANAT Yayınıdır REKLAMCILIK / YAYINCILIK / YAPIMCILIK YÖNETİM: Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Akbey Sok. No: 8 Daire: 1 KAVACIK / BEYKOZ / İSTANBUL T: +90 216 693 23 33 F: +90 216 693 23 03 w w w.bekasanatyayinlari.com / w w w.bekasanat.com S/08/ 19-25 Haziran 2015 ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Duygularımız birer karakter olursa Sevimli Canavarlar ve Yukarı Bak gibi milyonların sevgilisi haline gelen filmlerin ödüllü yönetmeni Pete Docter’ın yönettiği animasyon ‘Ters Yüz’ vizyona girdi Y önetmenliğini Pete Docter’ın, yapımcılığını ise Jonas Rivera’nın üstlendiği Ters Yüz animasyon filmi bugün itibarıyla vizyona girdi (19.06.2015). Pixar Animasyon Stüdyoları’nın en önemli yaratıcı yazarı olan Oscar ödüllü Pete Docter, Yukarı Bak, Sevimli Canavarlar filmlerinin yönetmenliğini yapmış ve Pixar’ın ilk uzun metrajlı filmi Oyuncak Hikayesi’nin de karakerlerini geliştirip baş animatörlüğünü üstlenmişti. Docter bu sefer de bizleri en sıradışı yere, zihnimizin derinliklerine kadar götürüyor. Zor bir psikolojiyle büyüyen Riley, babası San Francisco’da yeni bir işe başlayınca Orta-Batı’daki hayatından kopmak zorunda kalır. Riley de hepimiz gibi duyguları ile hareket eden sevimli bir kızdır. ‘Neşe’, ‘Korku’, ‘Öfke’, ‘Tiksinti’ ve ‘Üzüntü’ duyguları, Riley’nin zihninin içinde ana merkezde yaşıyor ve ona günlük hayatında tavsiyeler veriyordur. Riley ve duyguları San Francisco’da yeni bir hayata alışmak için çabalarken ana merkezde kargaşa baş gösterir. ‘Neşe’nin, Riley’nin en önemli duygusu olmasına ve her şeyi pozitif tutmaya çalışmasına rağmen, diğer duygular yeni bir şehre, eve ve okula uyum sağlama konusunda birbirleriyle çelişmeye başlar. 102 dakika süren bu keyifli animasyonun seslendirmesinde Gupse Özay yer alıyor. TERS YÜZ OYUNCULAR: Diane Lane , Amy Poehler , Kyle MacLachlan TÜR: Animasyon YÖNETMEN: Pete Docter FİLMİN FORMATI: 3D, 2D SÜRE: 102 dk. ’DA BU HAFTA 19-25 Haziran 2015 /S/09 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Ölümcül takip başlıyor! L ondra’daki ABD Büyükelçiliği’nde yeni göreve başlamış, gözü yükseklerde olan Kate Abbott (Jovovich), kendini bir anda Uluslararası bir skandalın ortasında bulur ve bombalı saldırıdan kıl payı kurtulmayı başarır. Ancak bu saldırı ve yaşanan kayıplar Kate’in üzerine yıkılır. Şüpheli durumuna düşen ve tek başına kalan Kate, yetkililerden ve kendisini öldürmeye çalışan adamdan bir adım önde olmak zorundadır. Bir yandan adını temize çıkarmaya çalışacak olan Kate, diğer yandan da Yeni Yıl arifesinde Times meydanına düzenlenecek bir terör saldırısını engellemeye çalışacaktır. ÖLÜMCÜL TAKİP OYUNCULAR: Pierce Brosnan, Milla Jovovich, Dylan McDermott TÜR: Aksiyon YÖNETMEN: James McTeigue FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 96 dk. Esrarengiz bir sabahın ardından... J oe Hill’in aynı adlı romanından uyarlanan Boynuzlar filmi, doğaüstü bir gerilimin yanı sıra, fantastik ve romantik öğeler de barındırıyor. Senaryosunu Keith Bunin’in yazdığı yapımda yönetmenliği Alexandre Aja üstleniyor. Harry Potter karakteriyle de adını dünyaya duyuran Daniel Radcliffe, yeni filmi Boynuzlar (Horns) ile karanlık dünyaya merhaba diyor. Hill’in romanından uyarlanan Horns gizem ve romantizmi bir arada barındıran etkileyici bir fantastik yapım. Ig Perrish, sevgilisi Merrin’in tecavüz edilip öldürülmesi sonrası polis tarafından bir numaralı şüpheli ilan edilmiştir. Çok içtiği bir gecenin ertesi sabahı aynaya baktığında gördüklerine inanamaz. Kafasının iki yanında boynuzlar çıkmaktadır. Neye uğradığını şaşıran Ig, ilerleyen günlerde insanların kafasındaki boynuzlardan çok etkilendiğini ve kimseye yapamadıkları itirafları boynuzlardan korktukları için kendisine yaptıklarını fark eder. Tüm bu garip süreçte, sevgilisi Merrin’in aslında başına ne geldiğini araştıracak ve cinayetin faillerini insanlardan öğrendikleriyle değil, kendi yoluyla bulmayı deneyecektir. BOYNUZLAR OYUNCULAR: Juno Temple, Daniel Radcliffe TÜR: Fantastik YÖNETMEN: Alexandre Aja FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 120 dk. S/10/ 19-25 Haziran 2015 ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r İyi Biri: Önemli olan yolda olmak M ızrap; 40 yaşında ama ‘adam olamamış bir adam’dır. Filmimiz Antakya’nın küçük bir ilçesinde yaşayan Mızrap’ın, babasının zar zor ayarladığı işinden kovulduğu gün başlar. Babası komşularının gözü önünde onu tokatlayıp evden kovar. Mızrap’ın içine oturan herkesin önünde babasının ona söylediği sözdür: Sen bir hiçsin! Mızrap ötesini berisini düşünmeden ilk kez babasına karşı durur, Bir çekirdek aile hikayesi İYİ BİRİ onun blöfünü görür, evi terk eder ve Mersin’in bir köyündeki asker arkadaşı Salim’in yanına gitmeye karar verir. 108 dakika süren filmin ana karakteri ise Cengiz Bozkurt. OYUNCULAR: Cengiz Bozkurt , Mustafa Alabora TÜR: Dram, Suç YÖNETMEN: Ayhan Sonyürek FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 108 dk. Jean Reno ‘Dede’ oldu! İ nsanın yüreğini ısıtan bu komedi-dramın başrolünde 16 yaşındaki Paula ve mandıracılık yapan ailesi var. Paula ailenin tek işiten üyesi olarak, neredeyse her gün sağır anne babası ile kardeşinin mecburi çevirmenliğini yapmaktadır. Müzik öğretmeni, Paula’nın şarkı söyleme yeteneğini keşfeder ve onu bir şarkı yarışmasına katılması için cesaretlendirir. Paula ailesine destek olmakla hayallerinin peşinden gitmek arasında gider gelir. Bu dokunaklı baba-kız ve çekirdek aile hikayesi güldürürken aynı zamanda hüzünlendirecek. HAYATIMIN ŞARKISI OYUNCULAR: Eric Elmosnino , Karin Viard , François Damiens TÜR: Komedi YÖNETMEN: Eric Lartigau FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 106 dk. L ea, Adrien ve küçük kardeşleri Theo, yıllar önce yaşanan bir tartışma nedeni ile hiç tanışamadıkları dedeleri Paul’ü ziyaret etmek için yaz tatilinde Provence’e, dedelerinin yaşadığı eve giderler. Ancak bu tatil hiç de bekledikleri gibi bir rüya tatiline dönüşmez. Zira anne ve babaları boşanmanın eşiğindedir ve baba evi terk etmek üzeredir. Bu haberi aldıktan sonra, her birinin tatili başka bir kaosa sürüklenecektir. Rose Bosch’un yazıp yönettiği filmin başrolündeki Jean Reno’ya, Anna Galiena, Chloé Jouannet ve Hugo Dessioux gibi isimler eşlik ediyor. DEDEMLE BU YAZ OYUNCULAR: Jean Reno, Anna Galiena TÜR: Dram YÖNETMEN: Rose Bosch FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 105 dk. ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r 19-25 Haziran 2015 /S/011 S/12/ 19-25 Haziran 2015 ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r BERLİN ve ANTALYA’DAN ÖDÜLLERLE DÖNEN YÖNETMEN, SENARİST ve YAPIMCI KUTLUĞ ATAMAN: Türkiye’nin en iyisi olmak bir ayrıcalık Erzincan dağlarının soğuk hava koşullarında zorluklarla çekilen ve ödüle doymak bilmeyen ‘Kuzu’ filmi, nihayet bu hafta vizyona girdi. Kutluğ Ataman’la filme ve hayatına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik U ÇOCUK DEYİP GEÇMEYİN! Yönetmen Ataman, çocuk oyuncularla çalışmanın zor olduğunu belirterek, “Çocuk oyuncularım Mert Taştan ve Sıla Lara Cantürk’den çok şey öğrendim. Çocuk deyip geçmeyin. En çok onlardan öğreniyorsunuz,” dedi. luslararası sanatçı kimliğine sahipsiniz. Peki Kutluğ Ataman için hangi sanat dalı daha ağır basıyor? Sinema benim için her zaman büyüsünü sakladı. Zaten sanat dünyasındaki önemli işlerimi de hep sinema üzerine yaptım. Hepimiz, aslında bütün seyirciler bence sanatçı. Hepimizin başrolünü oynadığı bir film var. Hepimiz kendi filmlerimizin başrol oyuncularıyız. Sanatınızda “Bir şey anlatmalıyım!” duygusuyla mı hareket ediyorsunuz? Yani sanatçı topluma bir şey katmalı mı? Anlatmak ya da mesaj vermek diye bir şeye inanmıyorum. Burada yanlış bir durum var. “Ben senden fazla biliyorum o halde seni aydınlatacağım, sana akıl vereceğim” filan... Hayır! Ben paylaşmaya inanıyorum. Ben hikayelerimi paylaşıp eğlendiriyorum ya da fikirlerimi paylaşıyorum. Ama mesaj vermek, akıl vermek gibi bir kaygım yok. Akıl verenleri de dinledim ama sonunda hep kendi vicdanımla karar verdim. Kuzu filmiyle izleyiciye ne anlatmak istiyorsunuz? İzleyici neden bu filme gitmeli? Eğlenmek, gülmek, duygularıyla baş başa güzel bir 90 dakika geçirmek için. Ha bir de tabii ki Erzincan diye bir yer var. Biliyor muydun? Ne kadar tanıyorsun? Bir bak bakalım! Çünkü hiç beklemediğin bir kafayla rastlaşabilirsin :) Peki Kuzu filmi senaryosu nasıl ortaya çıktı? Güzel, komik, eğlenceli bir aile hikayesi anlatmak istedim. Sonra biraz korkutayım da istedim ve tabii ki biraz da eğlendireyim... Oturup beraberce eğlenelim ve kafamızı KUZU OYUNCULAR: Nesrin Cavadzade, Cahit Gök, Mert Taştan TÜR: Dram YÖNETMEN: Kutluğ Ataman FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 87 dk. ’DA BU HAFTA 19-25 Haziran 2015 /S/13 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r boşaltalım... Bu zamanlarda o kadar önemli ki! Kuzu’nun yapımcılığını, yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiniz. Senaryoyu yazarken çekimi düşünerek kısıtladığınız ne gibi noktalar oldu? Vallahi bizi en fazla doğa yasakladı. Erzincan’ın doğası kimseyi affetmez. Dünyanın en zor doğası. Bizler sert ama doğru insanlarız. Doğamız bu! Kışlarımız kış, yazlarımız yazdır. Bizde eğri-yamuk yoktur. İklimimiz de böyle düzdür. Hikayem de işte böyle düz bir hikaye. Hayatın kendisi. Hava koşulu nedeniyle çekimlerde zorlandınız mı? Sizce oyuncular ve teknik ekip bu durumu nasıl karşıladı? Bir noktada İstanbul’dan gelen ekipten bir arkadaş bir köpeğe “Gel kuçu kuçu” diye bisküvi veriyordu. Tabii ki tüm Erzincanlılar anında müdahale edip arkadaşı sete geri getirdik. Çünkü o kuçu kuçu dediği aslında bir kurttu. Yani kısacası bizim Erzincan öyle bir yerdir. Ben zorlanmadım. Her gün çamurda karda elimde çantam sete gittim. Tam vaktinde çekimi başlatıp bitirdim. Ekibime zorluk yaşatmamaya çalıştım. Ama galiba evet, zordu. Sizin filminizde oynayacak biri popüler mi olmalı? Oyuncularda nelere dikkat ediyorsunuz? Oyuncunun zeki olanını severim. Oyunculuk zeka işidir. Kuzu filminizde önemli oyunculara yer verdiniz. Ne gibi anılar yaşadınız? Çocuk oyuncularla çalışmak dünyanın en zor işi. Çocuk oyuncularım Mert Taştan ve Sıla Lara Cantürk’den çok şey öğrendim. Çocuk deyip geçmeyin. En çok onlardan öğreniyorsunuz. Sette çok disiplinliymişsiniz? Hatta oyuncularla konuşma yasağı S/14/ 19-25 Haziran 2015 ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r “DÜNYANIN EN ZOR DOĞASI: ERZİNCAN” Ataman, memleketi Erzincan’ın hava koşullarına alışık olduğunu belirtirken, çekim esnasında ekibine de zorluk yaşatmamaya çalıştığını söyledi. Başarılı yönetmen, “Erzincan, dünyanın en zor doğası. Bizler sert ama doğru insanlarız,” şeklinde konuştu. koyuyormuşsunuz, bu sanatınıza olan özveriden mi kaynaklanıyor? Sadece sette değil her yerde çok disiplinliyim. Bu her şeyden önce disiplinli olmayacağım alanlar konusunda bana özgürlük tanıyor ki bu alan konumuz olmadığından konuşmam. Ama hayatımın neredeyse her alanında inandığım tek şey çalışmak, konsantrasyon ve iş disiplini. 150 kişiyi İstanbul’dan Erzincan’ın dağlarında kış koşullarında peşinizden sürükleyecekseniz ya disiplinli ya da salak bir faşist olmanız gerekir. İşte bu yüzden disiplinliyim. Çünkü insanlara saygım ve sevgim var. Zor durumlarda hepsi dönüp bana bakıyor ve benden medet umuyor. Kuzu filmiyle ekip olarak çeşitli ödüller aldınız? Biraz bahsedebilir misiniz? Berlin, İspanya ve dünyanın sayısız ülkesinden davetler... Bütün bunlardan bana kalan Moğolistan. Çok etkilendim o güzel ülkeden. Köklerim, ismim oradan geliyor. Ama tabii ki en önemlisi Antalya’da Türkiye’nin en iyisi seçilmek. Bir insanın kendi ülkesinde kendi halkı tarafından beğenilip takdir edilmesi gibisi yok. Hakiki bir ayrıcalık bu. Film için kimlerden ne gibi destekler aldınız? (MaddiManevi) Kanal D, Garanti Kültür A.Ş., Mehveş Arıburnu, Ebru Özdemir, Ahmet Arınç, Limak Holding, Tadım Gıda, Petrol Ofisi, Demirören önemli destekçilerimiz. Türkiye’de filme verilen destekler sizce yeterli mi? Kesinlikle hayır! Bizlerin ne kadar önemli işler başardığının farkında değiller. Ama gittikçe destek artıyor ve kıymetimiz biliniyor. Bizleri ne gibi projeler bekliyor? Bundan sonra sizleri çok güldürmek, korkutmak ve ağlatmak istiyorum. :) ’DA BU HAFTA w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Filmden Kareler - MİZAHİ DİLDEN BİR DRAM Nesrin Cevadzade, Cahit Gök, Nursel Köse ve Güven Kıraç’ın rol aldığı film, bu hafta vizyona girdi. Kutluğ Ataman’ın senaryosunu yazıp yönettiği ‘Kuzu’, oğlunun sünnet töreninin şeref meselesi olduğuna inanan, bu sayede toplum içinde varlık gösterebileceğini düşünen fakir bir Anadolu kadınının verdiği mücadeleyi mizahi bir dille anlatıyor. 19-25 Haziran 2015 /S/15 S/16/ 19-25 Haziran 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Kamera Arkası - Bir 12 Eylül hikayesi: Kafes Çanakkale Kısa Film Festivali İlk görüntüler gelmeye başladı Jurassic World rekor kırdı Kısa f ilmcilerin dikkatine! Başrol Emily Blunt’ın oldu Usta senarist Bektaş Topaloğlu’nun kaleme aldığı, İsmail Hacıoğlu, Fırat Şahin, Nilay Duru, Şefik Onatoğlu’nun başrollerini paylaştığı ‘Kafes’ filminin çekimleri sona erdi. Topaloğlu, “12 Eylül’ü bir de bu açıdan izleyin” yorumunda bulundu. Cem Yılmaz’ın merakla beklenen yeni filmi Ali Baba ve Yedi Cüceler ’in çekimlerine başlanırken setten ilk fotoğraflar da gelmeye başladı. İçeriğin bir sır gibi saklandığı film için Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden bu fotoğrafı paylaştı. 12. Akbank Kısa Film Festivali başvuruları başladı. 07 - 17 Mart 2016 tarihleri arasında düzenlenecek olan festival için başvuru formlarını, Akbank Sanat’tan ya da akbankkisafilmfestivali.com ve akbanksanat.com adreslerinden temin edilebilirsiniz. Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı şerefine ilk kez 26 – 27 Kasım 2015 tarihlerinde düzenlenecek olan Çanakkale Kısa Film Festivali’ne başvurular başladı. 1.’ye 10.000 TL’nin verileceği yarışmanın detayları canakkalekisafilmfestivali.com’da. Amerika Box Office’e göre geçtiğimiz haftanın galibi Jurassic World oldu. ilk haftasında 204 milyon dolarlık bir gişe elde eden film, Yenilmezler: Ultron Çağı’nın 191 milyon dolarlık gişesini yerle bir etti. Tüm dünyada ise 511 milyon doları aşmayı başardı. Paula Hawkings’in çok satan romanından beyazperdeye uyarlanacak The Girl On The Train’in (Trendeki Kız) başrol oyuncusu başarılı oyuncu Emily Blunt oldu. Kitap sadece ilk haftasında Amerika’da 2 milyon adetten fazla sattı. S/18/ 19-25 Haziran 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Korkuya farklı bir dokunuş HANNÂS 12 Haziran’da vizyona giren ‘Hannas Karanlıkta Saklanan’ filmi, korku filmlerinin ötesine giderek kötülüklerin sadece dışarıda değil, içimizde de olabileceğini sorguluyor T ürk sinemasında her geçen gün kaliteyi artıran gerilim / korku filmlerine bir yenisi daha eklendi. Başrollerini Furkan Kızılay ve Hazal Şenel’in paylaştığı, yönetmenliğini ise Kamil Aydın’ın üstlendiği Hannâs Karanlıkta Saklanan, senaryosu ve çekim kalitesiyle ezber bozuyor. Yönetmen Kamil Aydın, çok da yabancısı olmadığımız bir konu üzerinde biçimsel dönüşümleri farklı tekniklerle ortaya çıkarıyor. Korku filmi matematiği doğrultusunda ilerleyen hikâyede, kötü varlığı ararken finale yaklaştığımızda ise kötü varlığın yanı sıra hayatımızdaki kötü insanların varlığına da işaret ediyor. Üstelik bu anlatma biçiminde başarılı bir ironi kullanılıyor. Başrol oyuncuları Furkan Kızılay ve Hazal Şenel’i çocuk yaştan bu yana TV ekranlarında sempatik karakterleriyle görmekteydik. Hannâs filmi ile onları alışılmadık bir rolde görmek, yönetmen Kamil Aydın’ın başarısını bir kere daha perçinliyor. den daha fazlasını bekleyenlerin ve gerilmek için kendini yönetmene bırakmaya hazır olanların filmi haline gelen Hannâs Karanlıkta Saklanan, geçtiğimiz hafta vizyonda yerini aldı. HANNAS KARANLIKTA SAKLANAN FİLM VİZYONA GİRDİ Işık, ses, müzik ve kurgunun iyi şekilde harmanlandığı film, kendi liginde üst sıralara çıkıyor. Filmin duyurmak istediği notu ise; dışarıda aradığımız kötü ve kötülüklerin içimizde de yer edebileceği... Klişe korku filmlerin- OYUNCULAR: Furkan Kızılay, Hazal Şenel TÜR: Psikolojik Gerilim YÖNETMEN: Kamil Aydın FİLMİN FORMATI: 2D SÜRE: 95 dk. S/20/ 19-25 Haziran 2015 - TV - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r FİLİNTA’DAN ÇIKTI TRT 1 ekranlarında yayınlanan ‘Filinta’ dizisine sonraki bölümlerde neşe katmak amacıyla dahil edilen Zeyrek ile Çeyrek, Es Film’in apayrı bir projesi olarak ortaya çıktı. Dizi yine ‘Filinta’ ile aynı platoda çekiliyor. ‘Zeyrek ile Çeyrek’ başladı Y TRT 1’in sevilen dizilerinden Filinta’dan tanıdığımız Zeyrek ile Çeyrek, bir Ramazan projesi olarak TRT 1 ekranlarında başladı apımcılığını Es Film’in üstlendiği Zeyrek ile Çeyrek: Bir Ramazan Temaşası adlı dizi, Ramazan ayı ile birlikte TRT 1 ekranlarında yayınlanmaya başladı. İzleyicisinden tam not alan dizinin başrollerinde Kemal Zeydan, Serhan Ernak, Hakan Bilgin, İsmail Hacıoğlu, Pelin Öztekin gibi isimler bulunuyor. Kendisine has üslubuyla izleyicilerin beğenisine sunulan dizi, zaman zaman tadı hala damaklarda olan klasik Türk komedi filmlerine göndermeler yaparken, günümüz sosyal medyasına ve şarkılara da komik atıflarda bulunuyor. Dizi Ramazan ayı boyunca hafta içi her gün saat 22.00’de ekranlarda olacak. SEVİLEN İSİMLER Dizinin kadrosunda; Serkan Keskin (Sait), Osman Sonant (Orhan), Tansu Biçer (Turgut), Nadir Sarıbacak (Nazım), Fatih Artman (Aziz), Melisa Sözen (Fahriye), Serdar Orçin (Kudret), Nihal Yalçın (Canan), Ayşen Gruda (Mukadder) ve Köksal Engür (Osman Amca) gibi isimler yer alıyor. Hasret bitti, kardeşler döndü B Senaristliğini ve yönetmenliğini Onur Ünlü’nün üstlendiği ‘Beş Kardeş’ dizisi Kanal D ekranlarında sevenleriyle tekrar bir araya geldi eş Kardeş dizisi, geçtiğimiz şubat ayında görücüye çıkıp beş bölüm sonrasında ekranlara ara vereceğini duyurmuştu. Bu ilginç gelişmenin ardından yaklaşık iki buçuk ay sonra sevilen dizi tekrar hayranlarıyla buluştu. Ay Yapım imzalı, senaristliğini ve yönetmenliğini Onur Ün- lü’nün üstlendiği Beş Kardeş’in hikayesi de süprizleriyle birlikte kaldığı yerden güldürmeye ve şaşırtmaya devam ediyor. Şiir tutkunu gazeteci Nazım, mahallenin imamı Turgut, şarkıcılık hayalleri kuran Orhan ile at yarışı tutkunu Aziz; hepsi Sait’in birer çocuğu gibi... Bakalım bizleri neler bekliyor! - TV - 19-25 Haziran 2015 /S/21 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Kamera Arkası - Karahan, Beyrut’ta ‘Sultan’lar gibi karşılandı! Acun Ilıcalı bir diziye daha son verdi Muhteşem Yüzyıl dizisinde canlandırdığı Mihrimah Sultan rolüyle Orta Doğu’da büyük beğeni toplayan Pelin Karahan, Lübnan’da düzenlenen Beyrut Uluslararası Ödül Töreni ’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi oldu. Karahan, sosyal medyadan duygularını şu şekilde dile getirdi: Acun Ilıcalı TV8’de yayınlanan Home Ofis adlı diziden sonra Bana Baba Dedi dizisini de yayından kaldırma kararı aldı. Başrollerini Eser Yenenler, Oğuzhan Koç ve İbrahim Büyükak’ın paylaştığı dizi, istenilen reytingi yakalayamayınca ekranlara veda etti. Bu iptal kararına üzülen 3 Adam, sosyal medya üzerinden haberin gerçek olduğunu sevenleriyle paylaştı. Belçim Bilgin dizi için çocuk doktoru olacak Kiralık Aşk’ın yayın tarihi belli oldu Paramparça’nın yapım şirketi Endemol Shine Türkiye’nin yeni projesi Ya Her Şeyim Ya Hiçim dizisi için bilgiler verilmeye başlandı. Belçim Bilgin’in çocuk doktorunu canlandıracağı ve yönetmenliğini ise Ömer Faruk Sorak’ın üstleneceği dizinin Fox TV’de yer alması planlanıyor. Güçlü bir aşk hikayesini anlatacak olan dizinin mottosu ise Aşk değiştirir, iktidar kirletir cümlesi... Romantik komedi dizileriyle yaz ekranını süsleyecek olan Star TV, yeni dizisi Kiralık Aşk’ın yayın gününü açıkladı. Başrollerini Elçin Sangu, Barış Arduç, Salih Bademci, Sinem Öztürk, Levent Ülgen ve Nergis Kumbasar’ın paylaştığı dizi, bu akşam (19 Haziran) saat 20.30’da başlıyor. Dizi, kendi halinde yaşayan garson bir kızın bir günde değişen hayatı ve aşkın komik hallerini anlatıyor. - TV - S/22/ 19-25 Haziran 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r BABASIZ ’nın anları ini m n i a r n i h r a eceğ izile zK Türk d ilen ‘Babası ’nde ne hissed ü sev en çok Babalar Gün .. ‘ i anlar’. bu yılk dünüz mü? m a r h Ka ün hiç düş azı ‘Babasız eb İşte siz B nun Mec e l i i la Ley mail Ab s İ - FİLİNTA’NIN GÖZBEBEĞİ MUSTAFA Fi -Filint linta a Mus ta Filinta, seyirciyle buluşan ilk Osmanlı polisiye dizisi. En sevilen karakter şühhesiz ki Filinta Mustafa. Zeki, korkusuz, yakışıklı ve maharetli bir genç. Filinta Mustafa, en yakın dostu Bıçak Ali gibi ailesiz... Gerçek dost olmayı bize en iyi şekilde gösteren bu gençler, babasız olmalarına rağmen tüm zorluklara karşı göğüs germeyi başarmışlar. Çünkü heybetli ve kalender olan Kadı Gıyasettin (Mehmet Özgür), ikisine de çocukken sahip çıkmış. İşte bu yüzden bu iki zaptiye babasız olsa da hiç bir zaman sahipsiz ve güçsüz olarak karşımıza çıkmadı. fa- abalar Günü deyince aklınıza ilk ne gelir? Mesela babanıza özenle seçeceğiniz bir hediye mi? Ya da kocaman bir sarılma, baba ile geçirilmiş mutlu bir gün ve hemen ardından selfie çekilip sosyal medyayla paylaşılmış bir fotoğraf mı? Yoksa “Babam benim prensim, ilk aşkım, kral o kral, o iyi ki var!” gibi hissedilen duygu patlamaları mı? İşte benim söyleyeceklerim de tam olarak burada başlıyor. Sadece Babalar Günü’nü değil, her bir gününü, her bir anını babasız geçirenler, “Babalar Günü deyince aklınıza ilk ne gelir?” sorusu yöneltildiğinde sadece derin bir üzüntü hissedecektir. Bu üzüntüyü duyanların en acı verenleriyse, babası hayatta olduğu halde onu göremeyenlerdir. Birçok sebebi vardır bu kopukluğun. Öfke, haddinden fazla uzaklık, iletişim kopukluğu, ar Bah laşi c n i U İk üm ve s l ü G - Can -Yi ım Ai ğ l Me it, Ed em rtca a ve n- - TV - 19-25 Haziran 2015 /S/23 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r KAHRAMANLAR BABASINI BEKLEYEN İSMAİL ABİ: anne-baba ayrılığı, terkeden baba gibi uzayıp giden nedenler yüzünden hayatımızdaki en önemli sevgi bağı uçup gider. İşte böylesine hassas bir sevgi bağını Babalar Günü adı altında toplayıp, ülke genelinde mutlu mesut fotoğraflar, yazılar ve birçok o güne özel anılar paylaşıldığında, babasız kalanların kalbi bir kere daha sızlıyor. Anlattığım hissiyatın pekişmesi adına, hepimizin beğenerek izlediği birkaç diziden ve o dizilerde sevdiğimiz karakterlerin babasız kalışından örnek vermek isterim. Telaşlanmayın! Küçük Emrah’a girmeyeceğim:) NOT: Tabii ki hissedilenler her zaman bu denli üzücü değildir. Yanımızda “Baba” diyebileceğimiz samimi kişiler varsa... Herkeste derin izler bırakan absürt komedi dizisi Leyla ile Mecnun’un en sevilen karakteriydi İsmail Abi. O üzüldüğünde hepimizin içi sızlamaz mıydı? Belki de bu zamana kadar yazılan en saf karakterlerdendi. Her gün deniz kenarına giderek, babasının oradan gemiyle geri döneceği düşüncesiyle denize doğru el sallardı. İsmail abimiz de Babalar Günü’nü mutlu yaşayamayanlardandı. Ama “O gemi bir gün gelecek!” diyerek hayatındaki en saf duygularını her zaman ayakta tuttu, güçlü kaldı... İKİNCİ BAHAR’IN BABASIZ KARDEŞLERİ: Eski dizilerimizden tadı damağımızda kalan, hala otursak seyredebileceğimiz İkinci Bahar’ımız, tüm olumsuz olaylara rağmen birbirlerine kenetlenen sıcacık bir aile dizisiydi. Hatırlarsınız, Türkan Şoray’ın oynadığı Hanım karakterimizin babasız kalan çocukları Ulaş (Ozan Güven) ve Gülsüm (Nurgül Yeşilçay) vardı. Babasız büyümelerinin verdiği güçsüzlükten dolayı, ikisinin de farklı zorluklarla savaş vermelerini izlemiştik. Neyse ki baba gibi baba olan Ali Haydar’ımız (Şener Şen) kol kanat gerip o boşluğu doldurabilmek için elinden geleni yapmıştı. Ulaş ve Gülsüm için baba burukluğu belki hep içlerinde kalmıştı ama baba diyecekleri bir varlığın yanlarında olması onları her geçen gün biraz daha dik tutmuştu... CANIM AİLEM’İN EDA, YİĞİT VE MERTCAN’I: Canım Ailem, içimizi ısıtan aile dizilerimizdendi. Anne ve babasını kaybeden Eda, Yiğit ve Mertcan’ı hatırlarsınız. Yüreği kocaman olan dayıları Samim abimiz (Uğur Yücel), bu üç yeğenine de babaları gibi sahip çıkmıştı. Çocuklar ilk başta bocalasalar da dayılarının destekleriyle hayatlarını yeniden iyileştirebilmişlerdi. YEDİ NUMARA’NIN ŞEN ŞAKRAK GENÇLERİ: ‘Herhalde galüba sanursam’ sözlerini hemen hatırlamışsınızdır. Eski dizilerimizin eskimeyen yapımlarındandı. Bu dizinin konumuzla ne ilgisi var diyeceksiniz şimdi. Aslında bu diziyi Vahit Emmi’miz için ekledim. Ailelerinden uzakta okuyan gençlerimize maddi manevi destek çıkmıştı. Önce onlara evini açmış, daha sonra da hepsine ‘babalık’ yapmıştı. Zaten önemli olan da ‘babasız’ geçirilen zor günlerde size ‘süper babalık’ yapmaya çalışan insanların varlığı değil mi? ‘BEŞ KARDEŞ’ HİKAYESİ: 7N Vahit E umara mmi ve Gençle r Beğeniyle izlediğimiz bir dizi daha. Anne ve babasını depremde kaybeden Sait, Nazım, Turgut, Orhan ve Aziz... Karakter olarak birbirlerinden çok farklı olan bu beş kardeş, el ele vermeyi çok iyi başarmış. Tabi tüm kardeşleri bir arada tutan en büyük abileri Sait’in büyük emekleriyle... Yıllarca onlara tam bir ‘babalık’ yapmış. Bize ‘sarsılmaz bir aile’nin her güçlüğe göğüs gerebileceğini gösteren ‘içten’ bir dizi. S/24/ 19-25 Haziran 2015 - KİTAP - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Sanatın yepyeni bir dalı var: YEMEK YAPMAK Lezzet Ustası Zeliha Korkmaz, Türkiye’nin doğal ve eşsiz lezzetlerini sizler için bu kitapta topladı. Artık siz de sevdiklerinize farklı yöresel tatlar sunabilirsiniz. Afiyet olsun! B KÜNYE Sayfa Sayısı: 128 Çorbalar, Salatalar, Tencere ve Fırınlar, Pilavlar, Tatlılar, Yayınevi: Beka Sanat Yazar: Zeliha Korkmaz Tamamı Kuşe ve Renkli eka Sanat Yayınları’ndan çıkan Zeliha’nın Mutfağından Yöresel Tatlar kitabı ile artık yemek yapmak kolaylaşıyor. Lezzet Ustası Zeliha Korkmaz’ın özel olarak derlediği bu kitapta Çorbalar, Salatalar, Tencere ve Fırınlar, Pilavlar, Börekler ve Tatlılar kategorisiyle tüm tariflere erişmeniz mümkün. Tarihi kültürüyle dünden bugüne sofralarımıza kadar gelen bu eşsiz yöre yemeklerini bizler için köy mutfağındaki gerçek aşçılardan araştırıp derlediğini belirten Korkmaz, “Eminim ki, bu kitapla yemeklerinizin kokusu, tadı, doğallığı sizler ve aileniz için vazgeçilmez olacaktır.” dedi. SAĞLIK İÇİN YEMEK En önemlisi de sağlığımıza olan katkısının altını çizen Lezzet Ustası, ikinci kitabı için hazırlıklarına başlamış durumda. Tamamı renkli ve fotoğraflı olan Zeliha’nın Mutfağından Yöresel Tatlar kitabını tüm kitapçılarda bulabilirsiniz. Sarah Jio’dan ‘Elveda Haziran’ Y KÜNYE Sayfa Sayısı: 352 Yayınevi: Arkadya Yayınları Yazar: Sarah Jio Orjinal Adı: Goodnight June Çevirmen: Duygu Parsadan azdığı kitaplarla Türkiye’de büyük ilgi toplayan Sarah Jio, son kitabı Elveda Haziran ile raflarda yerini aldı. Bugününüzü sorgulayıp geçmişinize merhaba diyeceğiniz, ne kadar imkânsız gibi görünse de çıkış yollarının çok yakınımızda olduğunu gösteren bir Sarah Jio romanı. Karakterimiz June Andersen, her akşam yatmadan önce teyzesinin ona ve kız kardeşine okuduğu masalla büyümüştür. Ancak zaman acımasızdır ve maalesef hayat, çocukluklarındaki o masumiyeti yok etmiştir. Artık güçlü bir kadın olarak tek başına yol alan June, yıllardır yüzünü görmediği teyzesinin ölüm haberiyle çocukluğunu geçirdiği Mavi Kuş Kitabevi’ne yeniden adımını atacaktır. June bu masal diyarında kendini yeniden keşfedecektir. - KİTAP - 19-25 Haziran 2015 /S/25 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Raftakiler - Canan Tan’dan mizah öyküleri Kaybedecek Neyin Var ki? Yazışmalar / 1946-1959 Akpınar’dan yeni bir deneme Yeni bir hayat kurmak... Almanya’ya bir göç serüveni! Başarılı yazar Canan Tan, kadınların dilinden erkekler, erkeklerin dilinden kadınları ele alıyor. Canan Tan, evli çiftlere dair çarpıcı tespitleriyle hem güldürüyor, hem de kadınlarla erkeklerin kendilerini sorgulamalarını sağlıyor. Yazışmalar 19461959, yapıtlarıyla ölümsüzleşmiş iki ismin, Albert Camus’yle René Char’ın dostluğunun anlatısı aslında. Bu mektuplarda iki edebiyatçı arasındaki dostuğa tanık oluyoruz. 224 sayfadan oluşan kitap, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. İkircikli Biricik, yalnızlığın, arayışın, bulma ümidinin, şehirlerin, caddelerin, şarkının ve şiirin romanı… Titizlikle örülmüş bir kurgu, ustalıkla harmanlanmış, sarsıcı bir dil... İlhami Algör’ün kaleme aldığı kitap 169 sayfadan oluşuyor. Kaybedecek neyin var ki? hatırlatması, Kur’ânî metaforları yeni bir yorumla canlandırarak, insanın talihsiz unutkanlığını yırtıyor. Aşkı, ümidi ve merhameti yitirmiş çağın yüzüne yeni bir ayna tutuyor. Kitaplarıyla çok satanlara girmeyi başaran Senai Demirci’nin 260 sayfalık yeni kitabı çıktı. Aşkullah’ın yazarı Tolga Akpınar’dan 128 sayfalık yepyeni bir kitap daha. Emanet aldığın canını unutmadıysan, Can özlüyorsa, Ve canın yanıyorsa, yaralıysan, “Bir” vav gibi işliyse içinde bu güzel yara, Tek tesellin duyduğun özlemdir Yâre... Doğan Kitap’tan çıkan 280 sayfalık Halit Çelikbudak’ın yeni kitabı Umut Peronu raflarda yerini aldı. Yazarın anne ve babası, daha iyi bir gelecek umuduyla Almanya’ya gidenlerden... Usta yazar Çelikbudak, Almanya’ya Göç serüvenini yalın bir dille okuyucuya sunuyor. S/26/ 19-25 Haziran 2015 - KİTAP - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Sinan Akyüz’ün yeni romanı 366 sayfadan oluşuyor. ‘ASK , Başka Evde’mi? İki Kişilik Yalnızlık, Piruze, İncir Kuşları gibi birçok kitabıyla çok satanlar listesine girmeyi başaran Sinan Akyüz, yepyeni romanıyla gündeme oturdu. Akyüz, “Metres yuva yıkan mı, yoksa ayakta tutan mı?” sorusuna yanıt arıyor - KİTAP - 19-25 Haziran 2015 /S/27 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r TMC TARAFINDAN DİZİ YAPILACAK Sinan Akyüz, Aşk Başka Evde’nin televizyon uyarlaması için TMC’nin patronu Erol Avcı ile el sıkıştı. Çekilecek olan dizi, romanla aynı adı taşıyacak ve eylül ayında ekrana gelecek. Senaryo ve cast çalışmaları önümüzdeki günlerde başlayacak. Diziyle birlikte ‘metres’ tartışmaları da yeniden gündeme geleceğe benziyor. Yeni romanınızın girişinde demişsiniz ki, “Metres yuva yıkan mıdır, yoksa yuvayı ayakta tutan mı?” Sizce hangisi? Aslında aşkla yürümeyen pek çok evlilikte bir adam, bir kadın ve bir metres var. Bu durum bazı evliliklerde evdeki kadın tarafından alenen kabullenilir, bazılarında görmezden gelinir, bazılarında ise mücadele edilir. Ama en ilginç olanı, metres skandalıyla sarsılan evliliklerin çok azının boşanmayla sonuçlanması. Herkes annesinin, babasının biricik kızıdır. Hiç kimse bir gün metres olabileceğini aklına dahi getirmez. Kader mi bu hale getirir, aptallık mı, yoksa aşk mı? Sahi, bir kadın neden metres olmayı kabul eder? Bakın, gerçek şu ki bir kadın için metres olmak büyük bir yüktür, taşıması güç bir etikettir. Mutluluktan çok, acıdır. Bir kadın bunu ancak metres olduğunda anlar. Ama eğer gerçekten âşık bir kadınsanız ancak o zaman bu metreslik hayatını sürdürebilirsiniz. Çünkü gerçek aşk öyle sanıldığı gibi paraya pula dayalı bir ilişki değil. Ayrıca şöyle de bir durum var ki; bir kadın metres olmayı asla kabul etmez. Çünkü gönlünde hep ilk kadın olmak vardır. Bir metres gönlünde şunu da hisseder: Belki yasalar önünde evdeki kadın birinci kadın olduğunu zannedebilir, ama o adamın kalbindeki ilk kadın benim. İşte bu yüzden bir kadın metrestir. Öyleyse size göre gerçek aşk ne? Gerçek aşk ecel gibidir, geldi mi kaçamazsınız. Başkarakteriniz Eylül de bu aşktan mı kaçamadı? Evet. Birtakım gerçekleri öğrendiği zaman iş işten geçmişti. O artık aşkı için yaşayan yüz binlerce kadından yalnızca biriydi. Peki, evli bir erkeğin sebepleri ne? İkinci bir kadını niçin hayatına sokuyor? Evde bir karısı, çoluk çocuğu yok mu? Bu soruyu önemsiyorum çünkü bu soruya samimi bir cevap verirsek birçok şey aydınlığa kavuşacak bence. Bir kere şu klişe sözü yıkmak istiyorum: Erkek genç ve güzel bir kadın bulduğu için öteki bir kadına gitmiyor. Yeniden kendi olmaya, kendi hayallerine gidiyor. Yine kendisini iyi hissettirecek, kendisini sevdirecek olan bir insana gidiyor. Aslında o kadına değer verirken kendisine değer veriyor. Sana en çok kendini düşündürten, sana en çok değer verdirten kimse, sen gözünü karartıp ona gidiyorsun. Bir ikincisi de, evlilik denen kurum insanın bir tarafını yok ediyor. Nasıl yani? Bakın, birçok evli çift eskisi gibi konuşamıyor. Çünkü içlerindeki o duygular, o heyecanlar ölüp gitmiş, yılların azizliğine uğramış. Hatta evdeki karın ya da kocan senin diğer bir yarını temsil ediyor. En acısı da tıpa tıp sana benziyor. Bütün kabahat evdeki kadında mı? Kesinlikle değil. Çünkü o da evdeki koca gibi bu toplumunun kurbanı olmuş. Peki, bu toplum bize ne diyor? Aynen şunu: “Aman ne kadar da iyi bir koca, iyi bir anne! Aman ne kadar da işinde gücünde bir adam, namuslu bir anne! Aman ne kadar da iyi bir aile babası, iyi bir ev hanımı! Aman da aman!..” Toplum bunu söylüyor ama işin garip tarafı biz bu sözlerle kendimizi hiç değerli hissetmiyoruz artık. Bu aptal sözler yaşamımızdan çok şey çalıyor. Biz gençken bütün bunların hayallerini mi kurmuştuk? Evlendiğimiz zaman iyi bir eş, iyi bir aile babası olacağız mı demiştik? Hiçbirimiz bunu dememiştik ki, yalan mı? S/28/ 19-25 Haziran 2015 - KİTAP - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r ESKİ GAZETECİ ARTIK ROMANCI Sinan Akyüz, çok uzun yıllar gazetecilik yaptıktan sonra mesleğe tamamen ara verdi. Bunun yanı sıra fotoğraf sanatçısı da olan Akyüz, artık romancı olarak anılmak istiyor. Yani evdeki kadın da kurban? Aynen öyle. Çünkü o da bu coğrafyada yaşayıp da aldatılan birçok kadın gibi alışılmıştan çok fazla anne olmuş. Dişiliğini unutmuş, evde bir görev üstlenmiş. Hatta çocuklarına fazla anne olmakla kalmamış, kocasının da annesine dönüşmüş. Koca da evdeki bu kadını zaman içinde annesi gibi görmeye başlamış. O zaman da geriye şehvet denen şey kalmıyor. Ama kadınlar böyle davranmıyor. Çoğu davranmaz çünkü yapısı gereği aranan erkektir. Birçok kadın dışarıda çöplük karıştırmayı sevmez. İlişkilerimizde neden bu hale geldik? Bu ağır bir bedel ödeme değil mi? Ne yazık ki yeni nesil gençlik bayramlığını her günlük yaşadığından, bayramlık günlerine hiçbir şey bırakmadı. Bence artık bu yüzden mutsuzlar, yalnızlar. Oysaki bu devirde çoğunun arabası var, evi var, yılda en az bir kez tatilleri var, çift çift ayakkabıları var… Ama genç çiftler yine de mutsuzlar ve birbirleriyle kavgalılar. Peki o zaman insanlar nasıl mutlu olacak? Bence bu hayatta mutlu olmanın üç koşulu var. Birincisi, hiç kimseyi yargılamayacaksın. İkincisi, hiç kimseyi yadırgamayacaksın. Ve üçüncüsü de hiç kimseden öldüren bir beklenti içinde olmayacaksın. Eğer bir beklenti içinde olursan oturup Godot’yu beklersin ve o belki de hiç gelmeyebilir. Romanınızda dikkatimi çeken bir benzetme var: Aspirin erkek! Nedir bu aspirin erkek? Ne yazık ki erkeklerin birçoğu kadınları yatakta yüzüstü bırakıyor. Beş dakikada işlerini bitirip hemen sırtlarını dönüyorlar. Tıpkı beş dakikada baş ağrılarını kesen aspirin gibi. Erkeklerin birçoğu da ne yazık ki birlikteliği bir ‘hapşırma hali’ gibi görüyor. Bu benzetme erkeklerin bu yönüne vurgu yapıyor. Romanınızda kadınların ve erkeklerin iç dünyalarına dair tespitler var. Ve bu tespitler son derece ilginç. Evet, bu tespitleri koydum çünkü erkekler ile kadınların kafası çok farklı çalışıyor. Mesela… - KİTAP - 19-25 Haziran 2015 /S/29 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r YAZMAK İÇİN AYLARCA YALNIZ KALIYOR Yazar, romanlarını yazmaya başladığında ailesiyle birlikte yaşadığı evi terk ediyor, aylarca yalnız yaşıyor. Ayda bir gün dışarı çıkıyor, o günü de çok özlediği ailesine ayırıyor. Romanlarını Büyükçekmece’ye bağlı Güzelce Semti’nde yazıyor. Kadınlar tanıdık, bildik insanların arasında çok daha rahat konuşur. Rahat konuşabilmeleri için o ortamdaki herkesi tanıyor olmaları gerekir. Oysaki erkekler öyle midir? Erkekler tanıdık insanların arasında pek konuşmaz. İlla yabancı bir ortam olması gerekir. Futbol için stadyumları dolduran erkeklere bir bakın. Oradaki tanımadıkları insanlarla bir olup hakemin yedi ceddine sövebiliyorlar. Çünkü orada bir kavga var, savaş var. Bu yüzden erkekler eve gelince pek konuşmuyorlar. Ya kadınlar? Bence kadınlar iletişim kurmak için var. Bu durumu şöyle gözlemliyorum; Hastaneye gittiklerinde bütün kadınlar öbek öbek bir arada duruyor. Ya da bir otobüs yolculuğunda yanındakiyle akraba oluverir hemen. Onun sıkıntısını, neşesini dinler kadın. Aslında o anda aradığı bambaşka bir şeydir. Kendi sıkıntıları veya sevinçleriyle eşleştirmeye çalışır. Eğer karşı taraftan bir yakınma duyarsa, kendisinde bir ferahlama hisseder. ‘Bak! Gördün mü? O da aynısını yaşamış,’ der kendi kendine. O anda mutlu olur. Hâlbuki erkekler böyle midir? Erkek tanımadığı bir adama, ‘İyi yolculuklar koçum,’ der ve yoluna devam edip gider. Erkek sorup soruşturmaz. Erkeklere bir sebep lazım sorması için. Ayrıca romanınızda aşk isteyenlerle mantık isteyenlerin çatışması var. Doğru. Gerçek hayatta böyle değil mi? Çevremizdeki birileri bize diyor ki, “Aşkta yaralanmak lazım. Yara almazsan onun adı aşk olmuyor işte. Sonra da arkasından özlemek lazım…” Diğer birileri de bize diyor ki, “Aşk geçici bir sarhoşluk halidir. Bir süre sonra ayılıp kendine geldiğinde yüreğin kanıyor, acıdan için ağrıyor…” Aşkın tarifi biraz da kendi yaşadığın ilişkiyle alakalı bir şeydir. Daha doğrusu kendi aşk sınavınla ilgili. Çünkü bizler önümüze konan sınavla sınanıp karaktere dönüşüyoruz. “Çeyiz sandığındaki geceliği en fazla bir ay kullanıyorlar” Polisiye romanın usta yazarı Ahmet Ümit’in adı, Pera Palace’ın 410 numaralı odasına verildi. Hikayeniz bir sürü mesajlarla dolu. Bu sayfalardan kadın okurlarımız için bir mesaj vermek isterseniz, ne söylersiniz? Bence kadınların birçoğu kendilerine bir koca buluncaya kadar güzel görünme yoluna gidiyorlar. Çevremdeki yeniyetme kadınlara şöyle bir bakıyorum da, çeyiz sandıklarında getirdikleri ipek geceliği en fazla bir ay kullanıyorlar. İkinci ayda kaldırıp gardırobun bir köşesine atıyorlar. Ondan sonra da gidip üzerlerine eşofman ve bir tişört giyiyorlar, ayaklarına ise şıpıdık bir terlik geçiriveriyorlar. Zamane kadınları evde her an temizlik yapacakmış gibi dolaşıyorlar. Bu hataları yapmasınlar. Diğer mesajları da kitapta bulabilirler. Erkekler için? Âşık olduğu erkeğin kusurlarını, bayağılığını görmek bir kadın için büyük bir düş kırıklığıdır. Hatta kadınların birçoğu şöyle düşünüyor: “Bu hayatta erkekten erkeğe çok fark var. Her erkek benim filmimin jönü olamaz. Mesela eski kocam ya da sevgilim… O, masadaki tuzluk gibiydi. Ortadan yok olduğunda inanın gittiğini bile anlamadım.” Evet, kadınlar tuzluk erkek istemiyor. Gerçek aşkı onlara tattırabilecek ve yürekleriyle onlarla konuşabilecek adamları istiyorlar. S/30/ 19-25 Haziran 2015 - ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Yuri Bashmet & Daniil Trifonov ile klasik müziğe doyacağız Modern zamanların en iyi viyolacısı kabul edilen Yuri Bashmet ile genç piyanist Daniil Trifonov ikilisine sahnede Moskova Solistleri eşlik edecek PERFORMANSLARI HERKESİ BÜYÜLÜYOR Moskova Solistleri 5 kıtada 50’den fazla ülkede verdikleri konserler ile adlarından sıkça söz ettiriyor. M oskovalı keman virtüözü ve şef Yuri Bashmet ile Rus piyanist ve bestecisi Daniil Trifonov, İstanbul Aya İrini Müzesi ’nde kulaklarımızın pasını silmeye geliyor. Yaklaşık 115 dakika sürecek olan etkinlik, 22 Haziran saat 21.00’da başlıyor. 1978‘den beri Moskova Konservatuvarı’nda eğitim veren Bashmet aynı zamanda bir profesör olarak karşımıza çıkıyor. 1995 yılında Kopenhag’da dünyanın en prestijli ödüllerinden olan Sonnings Musikfond ödülünü de alan Bashmet, Trifonov ile bizleri büyüleyeceğe benziyor. Bu ikiliye ise dünyanın en iyi oda müziği toplulukları arasında gösterilen Moskova Solistleri eşlik edecek. Asıl ilginç olan kısım ise bu topluluğu Yuri Bashmet’in 1992’de Rusya’nın en yetenekli genç müzisyenlerini, Moskova Konservatuarının mezunlarını ve yüksek lisans öğrencilerini bir araya getirmesiyle oluşturması. Kısa zamanda uluslararası bir üne kavuşan ekip, performanslarıyla BBC, Bavyera Radyosu, Radio France, Radio Luxembourg gibi en büyük radyo kuruluşları tarafından büyük ilgi gördü. Topluluk yaptığı kayıtlarla pek çok Grammy ödülüne aday gösterilirken 2007 yılında ise Stravinsky ve Prokofiev’in müziğiyle yapılan bir kayıt için Grammy ödülünü de almaya hak kazandı. - ETKİNLİK - 19-25 Haziran 2015 /S/31 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Bashmet’e eşlik edecek Daniil Trifonov’u gördüğünüzde ise biraz şaşırabilirsiniz. Çünkü 24 yaşında olan Trifonov, yeni nesil piyanistlerin en parlak isimlerinden biri olarak gösteriliyor. Aldığı ödüllerden sonra hızla ünlenerek Carnegie, Wigmore, Queen Elizabeth, Louvre Oditoryumu, Zürih Tonhalle, Berlin Filarmoni gibi salonlarda resitaller veren Trifonov, bu başarısının çocuk yaşta başladığı müzik eğitiminden kaynaklandığını belirtiyor. Hatırlarsanız Arjantinli ünlü piyanist Martha Argerich, Trifonov’a övgüler yağdırmıştı. Argerich genç piyanist için “Elleriyle yaptığı şeyler teknik açıdan inanılır gibi değil. Tuşesi de hem yumuşak hem de şeytani bir hisse sahip,” şeklinde yorumda bulunmuştu. Cambazın cenazesi nasıl olur? KÜNYE Proje tasarım: Sami Berat Marçalı Yazan: Firuze Engin Yöneten: Berfin Zenderlioğlu Oynayanlar: İbrahim Halaçoğlu, Seda Türkmen Süre: 90 dakika O rta oyunundan esinlenerek sanki bir Hacivat Karagöz oyunu izlermişsiniz gibi sizleri havaya sokan Cambazın Cenazesi haftanın gözde tiyatrolarından... 23 Haziran saat 20.30’da Karaköy İkinci Katta sahnelenecek oyun için biletler hızla tükenmekte. Oyunun iki kişilik olması sizi yanıltmasın. Aslında 20’ye yakın karakteri ve seslen- dirmeleri farklı bir şekilde bizlere sunan İbrahim Halaçoğlu ve Seda Türkmen tiyatroseverlere unutulmayacak bir deneyim yaşatacak. Konusu ise günümüz kentsel dönüşüm olayları. Bu olaylar cambazı, ailesini ve cenazesinide yakından etkiliyor: “Cambaz gidiyor, hayat onun konuşmadığı bir dilden devam ediyor. Bir takla daha atamadı; Cambaz Rasim dün gece öldü!” S/32/ 19-25 Haziran 2015 - ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Ne Var Ne Yok - MFÖ hasreti sona eriyor! Eski Sevgiliye Şarkılar Boşnak Mutfağı’ndan tatlar Usta şeflerden pizza tarifleri Balkanların en seçkin yemek kültürü olan ve Anadolu’ da kendine geniş bir yer bulmuş Boşnak Mutfağı kapılarını Kitchen Creates’te açıyor. 19 Haziran’da saat 19.00 - 22.00 arasında düzenlenen bu lezzetli atölyeye katılabilirsiniz. Usta şefler pizza yapmayı öğretiyor! Pizza hamurunun hassasiyetliklerini, hamur açım tekniklerini ve tüm püf noktalarını öğrenmek için 19 Haziran saat 19.00’da Chef’s Table Mutfak Akademisi ’ndeki eğitime katılabilirsiniz. Ertem, Hayal Kahvesi’nde “Siz Hepiniz Ben Tek!” Türk pop ve rock tarzı müzikleriyle 1984 yılında çıkarttıkları ilk albümden bu güne sevilerek dinlenen MFÖ, Vodafone Smart 6 Harbiye Açıkhava Konserleri kapsamında 24 Haziran saat 21.30’da Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde! İçinde bir Yıldız Tilbe şarkısını da barındıran dolu dolu 3. solo albümü Amansız Gücenik ile hayranlarını artıran şarkıcı ve söz yazarı Ceylan Ertem, 19 Haziran’da saat 22.00’da Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde sevenleriyle buluşacak. Televizyon, sinema, tiyatro ve kabarelerin yanı sıra solo müzik kariyerine devam eden Atılgan Gümüş, “Eski Sevgiliye Şarkılar” başlığı altında özel bir performans sunuyor. Etkinliğe 20 Haziran saat 21.45’de Kılçık Mekan’da katılabilirsiniz. 2008 yılı Ekim’den bu yana Rock FM’de Rabarba programını yapan Mesut Süre, Siz Hepiniz Ben Tek adlı eğlenceli sahne performansıyla, izleyicisinden tam not alıyor. Haziran ayı boyunca her cuma BKM Mutfak Sahne’de yer alacak! - ETKİNLİK - 19-25 Haziran 2015 /S/33 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Ne Var Ne Yok - Kurs değil eğlence zamanı Yazar mı olmak istiyorsunuz ? Modern sanat tatlıları Profesyonel mutfağa hazırlık Modern sanatlarla birleştirilmiş bir workshop Kitchen Creates’te sizi bekliyor. Piet Mondrian’ın De Stijl akımından etkilenerek oluşturulmuş MOMA mutfağından enfes bir tarif, Mondrian Cake. Atölye 20 Haziran saat 16.00’da. 15-17 yaş aralığındaki gençler, hem MSA’nın profesyonel şeflerinden mesleği öğrenecek hem de 11 gün boyunca sürecek uygulamalı derslerle mutfaktaki yeteneklerini keşfedecekler. 22 Haziran’daki bu eğitimi not edin. Parende, takla ve jonglörler Model Ankara’da sahne alıyor Masterpiece, bir resim kursu olmasından ziyade sanat ile dolu 3 saat geçireceğiniz bir keyif seansı. Bu seans sonunda, size ait eserleriniz olacak. 20 Haziran saat 13.30’da bu eğlenceli eğitime sizler de katılabilirsiniz. Gittiği her ülkede ilgiyle takip edilen ve ödüllü sanatçı kadrosuyla gösteri yapan Olympia Sirki, sadece insan ağırlıklı özel gösterileriyle Vialand’de sizlerle buluşuyor. 7’den 70’e herkesin eğlenceli zaman geçireceği gösteri 21 Haziran’da. Hikaye, roman veya oyun mu yazmak istiyorsunuz? Ama nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? O zaman 20 Haziran’da Living Room Sahnesi’nde Aykut Göker eğitmenliğindeki Dramatik Yazarlık workshop’una katılabilirsiniz. Emre Aydın ile yaptığı single ve konserlerle büyük ilgi toplayan Model, hayranları ile yeniden buluşmaya hazırlanıyor. Üçüncü albümleri Levlâ’nın Hikayesi’nden şarkıların yer alacağı konser 20 Haziran’da Armada AVM sahnesinde. S/34/ 19-25 Haziran 2015 - ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Gizemli bir ‘Minyatür Ustası’! T arihin tozlu sayfaları arasında kalmış denir bazı eserler veya olaylar için. Bu söz tam da meçhul minyatür sanatçısı Mehmed Siyahkalem için söylenmiş sanki. Adeta tarihten silinmiş görünmez olmuş. Bilinen tek şey ise günümüze ulaşmış çalışmalarının kültürlere ve coğrafi konumlara aykırı olması. Yıllar önce Topkapı Sarayı’nda sergilenen Fatih Albümü adı altında çalışmaları yayınlanmıştı. Benimde kendisinden haberdar olmam tam bu zamana denk geliyor. Kim olduğu, nerede, BAŞKA BİR ALEMDEN BAKIYORMUŞ GİBİ Mehmed Siyah Kalem tarzına ait resimler çok çeşitli yorumlansa da hiç biri kesinlik kazanmamıştır. Eserleri Orta Asya kültür ortamında yaşayan insanların gündelik hayatlarını anlatıyor. Türk, Moğol, Zenci, Hintli, Çinli gibi insan betimlemeleri, hayvanlar, göç hikayeleri, şaman ve dini kişileri veya doğa üstü varlıkları konu alıyor. Sanki resimlerine baktığımızda başka bir alemi görüyormuş gibi değil mi? hangi zamanda yaşadığı gibi sorulara hala net cevaplar verilememekle birlikte tamamen efsaneye dönüşmesi bu gizemlerden ileri gelmekte. Öyle ki bu gizem kimi resimlerin üzerindeki “Kâr-ı Üstad Muhammed Siyah Kalem” (Üstad Mehmet Siyah Kalem’in işi) yazılmasıyla daha da derinleşiyor. Siyah Kalem tabiri İranlı yazarlar tarafından kalın kenarlı, siyah beyaz çizgi resimler için kullanılır. Fakat bu tabirler daha çok bir imzadan ziyade sanki eserlerin kayıt sırasında gelişi güzel olarak üzerlerine eklendiği hissini uyandırıyor. Topkapı Sarayı’nda bulunan bu eserlerin 16. yy. başlarında Yavuz Sultan Selim’in İran üzerine yaptığı seferler sırasında getirildiği varsayılıyor. Aslına bakarsanız 1954 yılında Mazhar Şevket İpşiroğlu ile Sabahattin Eyuboğlu, Siyah Kalem eserlerini, Fatih Albümüne Bir Bakış adlı yayında toparlayarak bu gizemli macerayı resmen başlatmış oldu. İpşiroğlu’nun tezi, sanatçıyı 14-15. yy Türkistan ve Maveraünnehir kültür sahası içinde yorumlar. Sadece Türkler değil yabancılar da Siyahkalem üzerine araştırmalar yapmıştır. Özellikle Richard Ettinghausen bu minyatürlerin Türkistan’da yapıldıklarını öne sürmüştür. Bu sonuca kılık kıyafet, kadınların çarşafları, erkeklerin sarıkları, halkın geleneksel giysilerini inceleyerek varmıştır. Sayfalarca yazsam yine de yeterli olmayacak Mehmed Siyah Kalem’i anlatmaya. O yüzden benim sizlere tavsiyem Yapı Kredi Yayınları ’ndan çıkma Ben Mehmed Siyah Kalem - İnsanlar ve Cinlerin Ustası adlı kitabı edinmeniz ya da Topkapı Sarayı’na bizzat gidip eserleri yakından incelemeniz... Belki yakın zamanda bu gizemi daha fazla tarihçi araştırmaya başlayacak ve eksik kalan parçalar yerine zamanla oturacak. Her ne kadar Mehmed Siyah Kalem hakkında bilininler çok kısıtlı olsa da, nereli olduğu kim olduğu neye inandığı bilinmese de, sanatın en güzel yanı bu değil mi? Yani “Evrensel Oluşu”... S/36/ 19-25 Haziran 2015 - EĞİTİM - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Doğa Koleji TEOG’da da yine Türkiye’nin zirvesinde TEOG sınavlarında Doğa Koleji’nden 120 öğrenci soruların tamamını, 3360 öğrenci ise en az bir alanda bütün soruları doğru yanıtlayarak başarı elde etti T Ortaokul öğrencileri, disiplinler arası çalışmalarla çok yönlü eğitim alarak hayata hazırlanırken, teorik bilgileri de üretime dönüştürüyor. Doğa Koleji’nde yetişen öğrencilerin olaylara farklı açılardan bakma, sentez yapma yetenekleri gelişiyor. ürkiye’de değişen eğitim sistemini yakından takip ederek Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun bir eğitim sistemi sunan Doğa Koleji, sınavlarda elde ettiği başarı ile adından bahsettiriyor. Geçen yılın TEOG şampiyonu olan Doğa Koleji, bu yıl da kırılması zor bir rekora imza attı. Doğa Koleji’nin 3360 öğrencisi TEOG’da en az bir alanda bütün soruları doğru yanıtladı. TEOG’DA BAŞARI Öğrenci merkezli eğitim felsefesiyle kazandığı başarılara bir yenisini daha ekleyen Doğa Koleji, TEOG’da tüm branşlardaki soruların tamamını doğru yapan 120 öğrencisi ile yine zirveye yerleşti. Bu sene ikinci kez uygulanan TEOG’da öğrenciler Doğa Koleji’nin uzman öğretmen kadrosu tarafından hazırlanan soruların benzer ve aynı olanlarıyla karşılaştı. Sınavın ardından görüşleri alınan Doğa Koleji öğrencileri, ortak deneme sınavları, yaprak testleri ve ödev kitaplarındaki soruları çözmüş gibi hissettiklerini ve sınavları çok rahat atlattıklarını belirtti. Kasım ve Nisan ayında 6 branştan yapılan TEOG sınavında 4801 öğrencinin 3360’sı en az bir alanda bütün soruları doğru yanıtlayarak güçlü bir başarı sergiledi. “Kazanmak Değil Başarmak” mottosu ile öğrenim gören öğrenciler hem sınav stresi yaşamıyor hem de konu kavrama da detayları öğreniyor. Kendilerini yarış ortamından uzak tutan öğrenciler, kendilerini geleceğe hazırlayan sınavlarda büyük başarılar elde ediyor. - EĞİTİM - 19-25 Haziran 2015 /S/37 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Haberler - Sabancı Üniversitesi dünya sıralamasına girdi En çok yayını İstanbul Üniversitesi çıkardı Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması ’na Türkiye’den en yüksek sıradan giriş yapan Sabancı Üniversitesi, 21. sırada yer aldı. Türkiye’den toplam 6 üniversitenin yer aldığı sıralamada, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker bu durumdan üniversite olarak fazlasıyla onur ve mutluluk duyduklarını belirterek, “Dünya ile en önde yarışmaktan büyük zevk alıyoruz.” dedi. Türkiye Üniversiteleri’nin Bilimsel Yayın Performansı: 2004-2014 başlıklı çalışmada en çok bilimsel yayın üreten ilk 50 üniversite belirlendi. İstanbul Üniversitesi, listede 1. sırada yer alarak en çok bilimsel yayın üreten üniversite oldu. 2004-2014 yılları arasında Türkiye adresli yayın sayısı 228.856 adet olup, üniversite yayın sayısı sıralamasında ise ilk sırayı 14.069 yayınıyla İstanbul Üniversitesi aldı. KÜNİB Eğitim Fuarı’na 38 üniversite katıldı Sıkıştırılmış havayla çalışan araç geliştirdiler Dicle Üniversitesi, Kafkasya Üniversiteler Birliği (KÜNİB) tarafından Azerbaycan’ının başkenti Bakü’de gerçekleştirilen KÜNİB 2015 Eğitim Fuarı’na katıldı. Türkiye’den devlet ve özel olmak üzere 38 üniversitenin katıldığı fuarda en büyük ilgiyi Dicle Üniversitesi çekti. Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, okula gösterilen yoğun ilgiden memnun olduklarını vurguladı. Bilkent Üniversitesi araştırmacıları ve öğrencileri, sıkıştırılmış havayla çalışan araç geliştirmeyi başardı. Sıkıştırılmış havayla çalışan araçlarının tamamen yerli kaynaklarla, Makine Mühendisliği bölümü öğrencileri ve aynı zamanda Makine Mühendisliği Topluluğu üyelerinin katkılarıyla geliştirildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Barbaros Çetin, projenin 6 ay süren çalışmayla hayata geçirildiğini ifade etti. S/38/ 19-25 Haziran 2015 - ALIŞVERİŞ w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Ayaklarınız rahat etsin 250 TL 594 TL Spor tarzdan vazgeçemeyenler için Hummel markalı düz topuk ayakkabı. Kauçuk tabanlı iç mazlemsesi kumaş dış malzemesi ise süet / kumaş olan bu ayakkabı ile rahat edeceksiniz. Hacimli kirpikler için 80 TL Yeni balmumu sayesinde kirpikler anında hacim kazanır. 12 kata kadar üstüste uygulama için akışkan kıvamlı dokuya sahiptir. Aşırı yoğun etki için 12 kata kadar üst üste uygulama. Yoğun ve anında hacimli kirpikler, extra siyah görünüm. Gurme Şıklığından vazgeçmeyen beylere çok özel seri Yuvarlak kasaya sahip AR0680 kodlu Emporio Armani 50 mt. kadar su geçirmezliğe sahip. Metal kordunu yuvarlak mineral camı ile tam analog makineye sahip bu saat, şıklığınıza şıklık katacak. Çayınızın tazeliğini koruyan Arçelik’in yeni otomatik Gurme çay makinesi, özel demleme tekniği ve yenilikçi teknolojisiyle sizlere eşsiz bir çay keyfi yaşatmak için tasarlandı. Türk usulü demleme çay lezzeti sunan Gurme çay makinesi, çay yapraklarını tam zamanında demden ayırır, çayınızın lezzetini ve tazeliğini özenle korur. Gurme çay makinesi, farklı modlarıyla birçok çay türünü kendi ideal sıcaklıklarında demler, size de içmek istediğiniz çayı seçmek kalır. 399 TL S/40/ 19-25 Haziran 2015 - ALIŞVERİŞ w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Modern kadının 9 23 T Simgesi L Modern Muse, bir araya gelmesi çok zor olan özel notalardan oluşturulmuş 2 benzersiz akord’dan oluşan bir Doğu-Batı sentezi. Modern enerjisinden ilham alınan Sparkling Jasmine Accord ve Yaza özel silikon çanta 170 TL modern kadının güçlü duruşu ve özgürlüğünden ilham alınan Sleek Woods Accord bir araya gelerek mükemmel kokuyu oluşturuyor. Tarz sahibi ve modern kadının tarzını yansıtan, kokusuyla büyüleyen bir parfüm. T 7 7 L 3 Ouguo marka silikon materyalden yapılmış çantanın alt kısmı hasırla kaplanmış. Yaz aylarına özel bu çanta elde ve omuzda taşımaya uygun olarak dizayn edilmiş. Fermuarlı ve asma kilitli yapısıyla rahat kullanım imkanı sunmakta. Topuklulardan sıkılanlar için 139 TL Bahar-yaz sezonu için mükemmel bir seçim olan bu Lacoste marka elegan babet, kanvas dokusu ile ayağın hava alarak rahat etmesini sağlayacak. Tüm yazlık kıyafetleriniz ve jean pantolonlarınızla uyum sağlayacak babet, yaz şıklığınızı tamamlasın. Modası asla geçmeyen Ray-Ban Aviator Classic Tarzınızı dünyanın en ikonik güneş gözlüklerinden biri olan, Ray-Ban Aviator Classic güneş gözlükleri, ABD’li havacılar için 1937’de tasarlanmış. Aviator Classic güneş gözlükleri zamansız bir model olmakla birlikte muhteşem havacı stiliyle de olağanüstü kalite, performans ve konforu birleştiriyor. Klasik altın çerçevesi ile dünyayı kristal kahverengi, kristal yeşil, G-15 polarize ve bunun gibi birçok cam rengi ile optimum görsel netlik ve %100 UV koruması ile izleyin. S/42/ 19-25 Haziran 2015 - GEZİ - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Haftanın Bodrum Otelleri - Hotel Karia Princess yeşillerin içindeki huzur The Best Life Hotel merkezdeki eviniz Bodrum Kalesi’ne 2 km’den daha kısa mesafede, Bodrum Yat Limanı’na ise 650 metre uzaklıkta bulunan bu otel, yemyeşil bahçelerin içinde yer alıyor. Özel yerlere yakın bir mesafede bulunan otel, gece kulüplerine de yakın bir konumda. Otel açık havuza, Wi-Fi erişimine ve uydu TV ile donatılmış klimalı odalara sahip. Bodrum’da yer alan The Best Life Hotel Bodrum Center, plaja sadece birkaç adımlık mesafede klimalı odalar ve ücretsiz WiFi erişimi sunuyor. Tesis bünyesinde ve çevresinde bisiklet ve yüzme dahil çeşitli aktiviteler yapılabiliyor. Bodrum Kalesi 700 metre, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi 800 metre uzaklıkta. Lvzz Hotel ile Ege Denizi ayaklarınızın altında Voyage Bodrum Hotel cennetten bir köşe Açık yüzme havuzundan Bodrum Kalesi ve Ege Denizi’nin panoramik manzaralarını sunan Lvzz Hotel, ücretsiz Wi-Fi erişimi ve düz ekran TV içeren odalar sunuyor. Yine otelin sağladığı olanaklar arasında kapalı yüzme havuzu içeren bir spa yer alırken restoranında ise yerel ve uluslararası gurme yemekler servis ediliyor. Bodrum kent merkezine sadece 900 metre mesafedeki bu sahil tesisi, panoramik deniz manzaralı açık bir yüzme havuzuna ev sahipliği yapıyor. The International adlı alakart restoran uluslararası taze yemekler, ana restoran ise çeşitli lezzetler servis ediliyor. Voyage bünyesindeki Pastry Shop’ta her damağa uygun tatlılar sunuluyor. - GEZİ - 19-25 Haziran 2015 /S/43 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Haftanın Çeşme Otelleri - Sakin ve huzur arayanlar için ‘Hotel Doğa Garden’ Tatiliniz masal gibi geçsin istiyorsanız: L’Oliver Çeşme yat limanına yürüyerek sadece 10 dakika mesafedeki Hotel Doğa Garden’de balkonlu odalar ve açık yüzme havuzu bulunuyor. Konuklar bahçede dinlenebilir ya da havuz kenarında güneşlenebilir. Doğa Garden, Çeşme merkezine arabayla sadece 5 dakikalık, İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na ise 80 km mesafede. Eşsiz bir bahçeye sahip L’Olivier, Ovacık’ta evcil hayvan dostu bir konaklama birimi sunuyor. Çeşme, tesise 6 km uzaklıkta. Tesis bünyesinde ücretsiz özel otopark ve açık yüzme havuzu bulabilirsiniz. L’Olivier, Alaçatı’ya 4,3 km, Karaburun’a ise 41 km uzaklıkta yer alırken tesise ücretsiz ulaşım servisi sunuluyor. Marina içinde deniz manzaralı balkonlar Gün batımını sevenlere Mavi Panaroma Dalyan Marina içinde yer alan Suena Hotel, Ege Denizi manzaralı balkonlar içeren modern odalar sunuyor. 1700 metrekarelik bir bahçenin içinde konumlandırılmış otelde, yat limanında yürüyüş yapmadan önce güne kahvaltı büfesi ile başlayabilirsiniz. Çeşme’nin merkezi sadece 4 km ve İzmir Havalimanı 90 km uzaklıkta. Mavi Panaroma Hotel, Çeşme’nin huzurlu bir bölgesinde yer alıyor. Tesiste güneşlenme terası bulunan büyük bir bahçe var. Tesis çevresinde bisiklet, balıkçılık ve dalış gibi çeşitli aktiviteler gerçekleştirebilirsiniz. Kahvaltının tadını doğa manzarası eşliğinde çıkarmak mümkün. Menderes Havalaanı’na 97 km uzaklıkta. S/44/ 19-25 Haziran 2015 - GEZİ - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Bayram tatiline önceden yer ayıran karlı çıkıyor Bu yıl, Ramazan Bayramı’nda sevdiklerinizle beraber hem tatil yapmak hem de yeni yerler keşfetmek istiyorsanız Etstur’un fırsatlarına göz atın deriz R amazan Bayramı resmi tatilinde Etstur’un yurt içi kültür, yurt dışı ya da cruise turları ile keyif dolu bir bayram sizi bekliyor. Akdeniz’den Karadeniz’e Ramazan Bayramı’nda sevdiklerinizle birlikte Türkiye’nin cennet köşelerini keşfetmek, tarihin, doğanın ve huzurun buluşmasına tanık olmak için Ege, Akdeniz ya da Karadeniz Turları’na katılabilirsiniz. Ege ve Akdeniz’in en güzel koylarında denizin ve güneşin tadını çıkarabilir; Karadeniz’in yüksek yaylalarında tertemiz doğanın ve M Y CM MY CY CMY K Gemi turları Bayram coşkusunu maviliklerle buluşturmak için Cruise (Gemi) Turları’nı da incelemenizi tavsiye ediyoruz. Ramazan Bayramı Nehir Turları ya da Akdeniz Turları ile muhteşem limanlara doğru yelken açabilir, unutulmaz bir yolculukla göreceğiniz yeni ufuklarla hayatınıza renk katabilirsiniz. C yeşilin onlarca tonuyla buluşabilirsiniz. Dünyayı dolaşın! Yurt dışında yepyeni şehirler keşfetmek, bambaşka kültürlerle tanışmak ve ailenizle birlikte unutulmaz bir tatil deneyimi yaşamak isterseniz, Yurt Dışı Turları’nda herkese ve her bütçeye uygun seçenekler mevcut. Ramazan Bayramı resmi tatilini kendinden önce gelen hafta sonu ile birleştirenler; Kanada Turu, Amerika Turu ve Almanya Turları ile uzun soluklu maceralara atılabilir. Ramazan Bayramı İtalya Turları, Amsterdam Turları ya da Viyana, Budapeşte gibi Orta Avrupa şehirleri turları ile bayram sevincini hayalinizdeki tatille birleştirebilirsiniz. Erken al karlı çık! Ramazan Bayramı Turları’nda özel kampanyaları değerlendirerek, cazip fiyatlarla indirimli ya da ücretsiz konaklama fırsatlarını değerlendirmenizi öneriyoruz. Sevdiklerinize ve kendinize bir tatil armağan edin. Shanghai Wuhan Yichang Yangtze Chongqing Xian Pekin Çin ve Yangtze Nehir Turu Çin’in en güzel şehirlerinde 5 yıldızı konaklayacak, muhteşem Yangtze Nehri’nde lüks nehir gemileri ile konforlu bir yolculuğun tadını çıkartacaksınız. Gruppal İnternet Hizmetleri ve Turizm Ltd. Halaskargazi Cad. 85/8 Osmanbey / İstanbul gruppal.com/nehir-turlari 0850 532 20 10 gruppal.com /gruppal /gruppal /gruppal A-7575 S/46/ 19-25 Haziran 2015 - MEKAN - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Boğaz’ın incisi: Rumeli İskele Balık Muhteşem boğaz manzarasıyla 1991’den beri İstanbulluların gözde mekanı haline gelen balık lokantası ‘Rumeli İskele Balık’, şu sıralar çok özel mutfağıyla konuşuluyor İ İşletmenin ikinci kuşak işletmecilerinden ve ortaklarından biri olan Bulut Pekgöz, müdavimlerin gönül rahatlığıyla yabancı misafirlerini getirebildiğini söylüyor. stanbullular artık Rumeli İskele Balık’ı çok yakından tanıyor. Burası gerçekten de Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait eski bir Vapur İskelesi. 1991’den bu yana ise tek katlı, yaklaşık 200 kişi kapasiteli şık bir restoran. Menüsündeki tüm mezeler işletmenin mutfağında özel olarak üretiliyor. Balık menüsünde ise mevsimin bütün balıklarını bulabileceğiniz nadir mekanlardan. Kısacası herkesin gönül rahatlığıyla gittiği mekanda her damağa uygun yemek bulmak mümkün. İş, sanat ve medya dünyasından İskele’nin ziyaretçileri arasında Mustafa Koç, Bülent Eczacıbaşı, Cem Boyner, Cem Yılmaz, Ozan Güven gibi birçok ünlü isim var. Burası aynı zamanda turistlerin de balık restoranları içerisinde tercih ettiği ilk mekanlardan biri. İskele, tek katta iç ve teras bölümü olmak üzere iki geniş yere sahip. Restoran her gün öğle 12.00 ile gece 02.00 arası 35 çalışanıyla hizmet veriyor. Bir günbatımında ya da akşam vaktinde Boğaz’ın ışıklarıyla aydınlanan eşsiz güzellikte bir balıkçı lokantasında keyifli vakit geçirmek isteyenler için oldukça özel bir yer.