2014 - Makina Magazin

Transkript

2014 - Makina Magazin
MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 2-3
1/7/14 11:30 AM
MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 4-5
1/7/14 11:30 AM
İÇİNDEKİLER
HABERLER
16
ARAŞTIRMA
36
Alman Teknoloji
Sempozyumu
İstanbul’da
düzenlendi
32
FUAR
Son teknoloji
ürünler Bursa’da
görücüye çıktı
Makina sektörü
2014’e leasing
dopingi ile giriyor
92
MAKALE
Değişen ekonomide
tasarım ve tescilin
gerekliliği
12 Makina Magazin
●
OCAK 2014
HABERLER ................................................................................................... 18
Çelik ihracatı 11 ayda yüzde 7,2 azaldı
İbrahim Burkay: 30 bin üyemizi dünyaya taşıyacağız
Erdal Bahçıvan: Büyüme dengeye oturmuş görünüyor
İbrahim Çağlar: İş alemi geleceğe güvenle bakıyor
İhracatçılar, Kasım ayında yeni bir rekora imza attılar
Çelik boru ithalatındaki artış sektörü rahatsız ediyor
Otomotiv endüstrisi yeni rekor peşinde
Beyaz eşya yan sanayicileri gözünü Güney Amerika pazarına dikti
FUAR ............................................................................................................... 34
parts2clean 2014 için geri sayım başladı
ARAŞTIRMA ................................................................................................ 42
Online alışveriş beş yılda üçe katlandı
Türk işverenlerin yüzde 25’i istihdamda artış bekliyor
İş sağlığı ve güvenliği sektöründe yatırımlar artıyor
ÜRÜN .............................................................................................................. 52
Küçük sürücüler için büyük zekâ
Gelişmiş pompa performansı
Yeni Sace Emax 2
Yeni gözlerle görmek...
En son teknoloji dişli frezeleme ürünleri
XMold: Enjeksiyonda yüksek hassasiyet için sistem çözümü
Daha akıllı kararlar, daha iyi ürünler
Universal torna kalitesi Steeltec LCP25T
MAG kaynak sistemleri için önceden hazırlanmış sertifikalı kaynak talimatları
PNOZmulti 2 konfigüre edilebilir kontrol sistemi
Solvent bazlı temizlik tesislerinin yeni jenerasyonu: EcoCCore
Piyasa talebi, geleceğin fabrikasını şekillendiriyor
Membran ile direkt sıkma
Turck bir ilke imza attı
BLS-NEO, kullanıcısına en uygun çözümü sunuyor
FİRMA HABERLERİ ......................................................................................74
Ermaksan, en son teknoloji ürünlerini Bursa’da sergiledi
Nurkay Makina’da bayrağı Kurttepeli devraldı
Böhler Sert Maden, yeni tesisini törenle hizmete açtı
Grindtec, lider taşlama makinaları üreticilerinin distribütörlüğünü yapıyor
Dirinler, ilklere imza atmaya devam ediyor
Atik Makina ihracatını artıracak
Norm Grup, yatırımlarına devam ediyor
Er-Mir, özel reçetelerle sektöre yön veriyor
ABB, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör değerlendirmesini sundu
Barida Makina, Ar-Ge’ye büyük önem veriyor
Takpa Makina, ürün portföyüne yenilerini ekledi
Alseko Metal, yeni firmasıyla talaşlı imalat sektörüne giriyor
Gedik Holding, 50. yılını çalışanlarıyla kutladı
Altesa, geleceğin teknolojilerini sanayiyle buluşturuyor
Temesist Raf, İtalya’da merkez açtı
MAKALE ........................................................................................................ 88
İç dişli çarklarda aşınmanın deneysel olarak incelenmesi
Değer ilaveli satış profesyonellerin işidir
SARI SAYFALAR........................................................................................ 95
Yıl: 18 Sayı: 2014/01 Ocak 2014
© Copyright by MM Maschinenmarkt
Vogel Business Media GmbH & Co. KG
Würzburg - Almanya
Kurucusu
NEZİH DEMİRKENT
••
İmtiyaz Sahibi
DİDEM DEMİRKENT
••
Yayın Koordinatörü ve Yazı İşleri Müdürü
YALÇIN GÜR (Mak. Müh.)
••
Editör
ÖZKAN ÖZÇELİK
••
Reklam Sorumlusu
SİNEM BATURAY
••
Grafik Tasarım
HASAN ULUDAĞ
••
Danışma Kurulu
Prof. Dr. METİN AKKÖK
Prof. Dr. ATİLLA ATAMAN
Prof. Dr. OKTAY BODUR
Prof. Dr. LEVON ÇAPAN
Prof. Dr. MEHMET DURMAN
Prof. Dr. NİLÜFER EĞRİCAN
Prof. Dr. HAKKI ESKİCİOĞLU
Prof. Dr. NURULLAH GÜLTEKİN
Prof. Dr. TÜLAY HARZADIN
Prof. Dr. ERDİNÇ KALUÇ
Prof. Dr. ABDÜLKERİM KAR
Doç. Dr. ERTUĞRUL DURAK
METİN ÇAVUŞLAR
ASLAN B. SANIR
••
Bu Sayıda Katkıda Bulunanlar
SEMA AYHAN (İzmir Büro)
SÜLEYMAN DEMİREL, KADER ÜNLÜ (Bursa Büro)
HATİCE BAŞPINAR CARI (Konya Büro)
HASAN TEKE (Gebze Büro)
ERKAN AKBALIK (Topkapı Büro)
HÜSEYİN ATEŞ (İkitelli Büro)
HAKAN KILIÇ (Kadıköy Büro)
SERDAR ASLANTÜRK,
FİKRET UYGUN (Ümraniye Büro)
ÇAĞLAR BAKIR (Maslak Büro)
••
Abone ve Dağıtım Müdürü
MECİT YILMAZ
••
Tanıtım ve Halkla İlişkiler Müdürü
NİLAY ŞAHİNOĞLU DOYURAN
••
Yayın Türü
YAYGIN SÜRELİ
Her ayın 1’inde yayımlanır
DÜNYA SÜPER VEB OFSET A.Ş.
“GLOBUS” DÜNYA BASINEVİ
100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar - İSTANBUL
Tel: 0.212 440 28 66 - 67
Santral Tel: 0.212 440 24 24 Fax: 0.212 355 35 52
web site: www.makinamagazin.com.tr
e-mail: [email protected]
Ücretsiz Danışma Hattı
0.800 219 20 24 ● 0.800 219 20 25
www.dunyastore.com
••
Ofset Hazırlık ve Baskı
DÜNYA YAYINCILIK A.Ş.
••
Dağıtım
DÜNYA SÜPER DAĞITIM A.Ş.
OCAK 2014 ● Makina Magazin
13
EDİTÖRDEN
Makina sektörüne
leasing müjdesi geldi
1
Özkan ÖZÇELİK
Yeni düzenleme ile
leasinge konu eşyaların
listesi yeniden
belirlenirken; dokuma
makinaları, tekstil
sanayiinde kullanılan
birçok makina ve
ambalaj makinaları,
inşaat sanayii için
beton pompaları,
forkliftler dahil birçok
makina, KDV oranı
yüzde 1 uygulanacak
eşyalar kapsamına
alındı.
14 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Aralık tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun
2007/13033 sayılı kararına göre; gıda maddelerinden yatırım
malzemelerine kadar birçok ürünün KDV oranı yeniden şekillendi.
Kararla, leasinge konu eşyaların listesi yeniden düzenlenirken; dokuma
makinaları, tekstil sanayiinde kullanılan birçok makina ve ambalaj
makinaları, inşaat sanayii için beton pompaları, forkliftler dahil birçok
makina, KDV oranı yüzde 1 uygulanacak eşyalar kapsamına alındı.
Yeni düzenleme ile leasingli alımlarda maliyetlerin düşeceğini, bunun
da makina satışlarına olumlu yansıyacağını belirten sektör yetkilileri,
leasingdeki KDV oranının düşmesinin asıl etkisinin 2014’te görüleceğini
ifade ettiler.
Leasing uygulamalarında bugüne kadar çok dengesiz ve adaletsiz
bir durum olduğunu öne süren yetkililer, yeni uygulamanın önemine
dikkat çektiler. Söz konusu dengesizliğin ve adaletsizliğin tam olarak
giderilmediğinin de altını çizen yetkililer, bazı mamullerde leasing KDV
oranlarının halen yüzde 18 olduğuna dikkat çektiler.
Yatırımların teşvik edilmesi için söz konusu uygulamaların daha geniş
bir tabana yayılması gerektiğini savunan yetkililer, gelecek açısından şu
anki durumun umut verici olduğunu vurguladılar. Yeni uygulamanın,
yatırımları artıracağını ve daha kolay yatırım kararı alınmasını
sağlayacağını kaydeden yetkililer, Türkiye iç pazarı açısından 2014 yılının
hareketli geçeceğini dile getirdiler.
İş sağlığı ve güvenliğinde yeni dönem
İş sağlığı ve güvenliği sektörü, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla hareketli günler yaşamaya
başladı. Söz konusu yasa ile iş yeri yönetmelikleri üçe ayrıldı. Buna göre;
firmalar az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak sınıflandırılırken, iş
yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli görevlendirme
yükümlülüğü 50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerleri için 30
Aralık 2012 tarihinde başladı. Aynı yükümlülük; 50’den az çalışanı olan
iş yerlerinden tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alanlar için 30 Haziran
2013 tarihinde, az tehlikeli sınıfta yer alanlar ile kamu işyerleri için ise
30 Haziran 2014 tarihinde başlayacaktı. Ancak, mevcut iş güvenliği
uzmanı sayısının yetersiz olması nedeniyle 50’den az çalışanı olan iş
yerlerinden tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta bulunan firmalar için 1 Ocak
2014’e ertelenen yükümlülüğün uygulamaya girmesiyle sektörün önemli
bir ivme yakalaması bekleniyor. Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı
olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için ise, uygulama 1 Temmuz
2016 tarihinde başlayacak.
İş güvenliği ve sağlığı sektöründe yaşanan gelişmeler, yerli yatırımları
artırırken, yabancı sermayeli şirketlerin de dikkatini Türkiye’ye çekiyor.
Dünya çapında iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösteren büyük
firmalar, Türkiye’de yerini almaya başlayarak, üretim tesisleri kuruyorlar. ■
HABERLER
Alman Teknoloji Sempozyumu
İstanbul’da düzenlendi
Türk otomotiv ve tedarik sanayii, genel makina imalatçıları, metal ve uçak
sanayii alanlarında önde gelen şirketlerden 340 kişinin katıldığı Alman
Teknoloji Sempozyumu, 26-27 Kasım’da İstanbul’da düzenlendi.
T
ürk sanayiinin temsilcileri
ve imalatçılarının katıldığı
Alman Teknoloji Sempozyumu, VDW (Alman Takım Tezgahı Üreticileri Birliği) tarafından
26-27 Kasım 2013 tarihlerinde
İstanbul’da gerçekleştirildi. Etkinlikte; tanınmış 27 Alman imalatçısı, verimli ve modern bir üretim
için geliştirdikleri ürünleri, çözümleri ve hizmetleri “Alman Takım Tezgahları ve Üretim Sistemleri” başlığı altında tanıttı.
Sempozyuma; Türk otomotiv
ve tedarik sanayii, genel makina
imalatçıları, metal ve uçak sanayii
alanlarında önde gelen şirketlerden 340 kişi katıldı. Etkinliğe Almanya tarafından ise; Alzmetall,
Benzinger, Chiron, DMG, Dörries Scharmann, EMAG, Gleason,
Heller, Hermle, Index, Kapp/Niles, Körber Schleifring, Leistritz,
MAG, Mauser, Niles-Simmons,
Peiseler, Power Automation, Profiroll, Samag, Schiess, Schütte,
SHW Werkzeugmaschinen, Siemens, Schwäbische Werkzeugmaschinen, Waldrich Coburg ve
Weisser şirketleri katıldı.
Kuhnmünch: Türkiye
istikrarlı bir şekilde büyüyor
VDW’de sempozyumun düzenlenmesinden sorumlu olan
Klaus-Peter Kuhnmünch, “Türk
sanayii istikrarlı bir biçimde büyüyor. Türkiye, modern sanayii
üretiminin yaygınlaştırılması için
yüksek teknolojiye dayalı üretim
tekniğine gerek duyuyor. Bu durum, Alman üreticileri için öncelik arz etmektedir. Sempozyuma
katılanlar doğrudan bu durumu
gözlemlemişlerdir” diye konuştu.
Alman tedarikçilerin Türk sa-
16 Makina Magazin
●
OCAK 2014
nayii için değerli iş ortakları olduğunu belirten Kuhnmünch, şöyle
konuştu: “Alman tedarikçileri,
dünya pazarındaki çok çeşitli uygulama branşlarında büyük deneyimlere sahiptir” dedi.
Dizel ve benzin enjeksiyon
parçalarının üretiminin giderek
Türkiye’ye kaydırıldığını söyleyen
Köln merkezli Schütte GmbH
şirketinin çok milli otomatik torna alanındaki Satış Yöneticisi Ulf
Flinspach ise, “Türk firmalarına
bu alanda önemli üretim çözümleri sunabiliyoruz” dedi.
“Alman kalıp makinaları
iyi bir üne sahip”
Türkiye kalıp sanayiinin dinamik biçimde büyüdüğünü dile
getiren yetkililer, sektörün 1 milyar Euro’nun üzerinde bir hacme
sahip olduğunu ifade ettiler. Söz
konusu hacmin yüzde 80’inin ithalat ile karşılandığını aktaran
yetkililer, Almanya’nın yüzde
18,5’lik payla Türk sanayii için
ikinci büyük tedarikçi durumunda
olduğunu açıkladılar. Yetkililer,
konuşmalarını şu şekilde sürdürdüler: “2011 yılında Almanya’nın
ihracatı rekor bir seviyeye ulaşmıştı. 2012’de bu oranda yüzde
7’lik artış gerçekleşti ve 2013’ün
ilk yarısında da iş hacmi iyi bir seviyedeydi. Bu alandaki en önemli
pazarlar arasında Türkiye 10. sırada yer almaktadır.”
Schlenker: Türkiye bizim
için çok önemli bir ülke
Merkezi St. Georgen’de bulunan J.G. Weisser Söhne kalıp
makinaları fabrikasının Satış Bölümü Yöneticisi Norbert Schlenker, “Türkiye pazarı yıllardır bizim
için en önemli yurtdışı pazarları
arasında bulunmaktadır. Özellikle, Türk piston üreticileri kaliteli
ürünlerimize güvenmektedir. İş
ortakları ve tedarikçilerinin üst
düzeyde üretici olmasını istemektedirler. Gelecek dönem için iş
hacminde artış bekliyoruz. Çünkü, Avrupa otomotiv sanayiinin
tedarikçileri burada giderek daha
HABERLER
çok yatırım yapıyor” diye konuştu.
Eskişehir İnönü’de bulunan Ford Otosan fabrikasından Yavuz Demir ise, tedarikçilerinin yüzde 100’ünün,
Almanya’nın en iyi kalitede üretim ve teslimat yapan lider
kalıp makinaları üreticileri olduğunu söyledi.
Oxford Economics’in ekonomi araştırmacılarının hesaplamalarına göre; Alman kalıp makinalarının Türkiye’deki
önemli alıcılarının 2014’te yatırımlarını yüzde 7,8 artıracaklarını anlatan yetkililer, “Söz konusu alıcılar, kalıp makinası tüketimlerini ise yüzde 7,6 oranında artırmak istiyorlar.
Türk makina sanayii ve metal ürün imalatçıları ise, bu oranların çok üstünde bir gelişme göstermektedir” dediler.
Tiryakiler: En yüksek kaliteye sahipler
Merkezi İzmir’de bulunan ve önemli bir otomobil parçası tedarikçisi olan Tiryakiler Grubu’nun Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Tiryakiler, şöyle konuştu: “Alman kalıp
makinalarının en büyük özelliği, en yüksek kaliteye sahip
olmasıdır ve şirketimiz için bu ürünler çok büyük önem arz
etmektedir.”
Etkinliğin yalnızca iki günlük oturumlarla sınırlı kalmadığını aktaran yetkililer, “VDW’nin akşam daveti, Alman
delegasyon heyetindeki temsilciler ile Türk müşteriler arasında rahat bir ortamda görüş alışverişi yapılmasına olanak
sağladı” diye konuştular.
Demir: Eşsiz bir fırsattı
Etkinlik hakkında konuşan Ford şirketinden Yavuz Demir, konu hakkında şunları söyledi: “Almanya’nın lider tedarikçilerinin Türk pazarına odaklanmış detaylı sunumlarını
iki gün içinde dinleyebilmek ve Almanya’dan gelen uzmanlarla konuya ilişkin görüşmelerde bulunabilmek eşsiz bir fırsattı. Etkinliğin sağladığı katma değer inanılmaz boyutta.”
Alman teknoloji sempozyumunun gerçekleştirilmesinde
Hannover Fairs Turkey Fuarcılık’ın, iş ortağı olarak görev
aldığını dile getiren yetkililer, “Hannover Fairs Turkey Fuarcılık, sempozyumda ele alınan konular hakkında etkinliğe
bizzat katılma fırsatı bulamayan potansiyel Türk müşterilerini bilgilendirmektedir. CNC-Arena’nın VDW-Newsroom
bölümündeki www.vdw.cnc-arena.com/en web adresinde
Alman tedarikçilerine ait tüm sunumlar indirilmek üzere yayınlanmış durumdadır. Türk müşteriler, buradan elde edecekleri bilgiler doğrultusunda VDW sempozyumunda sunum yapan kişiler ile doğrudan iletişime geçebileceklerdir”
diyerek sözlerini noktaladılar. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
17
HABERLER
Çelik ihracatı 11 ayda
yüzde 7,2 azaldı
Çelik mamulleri ihracatı 2013’ün 11 ayında miktar bazında bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 7,2 azalarak, 16,8 milyon ton oldu. Aynı dönemde,
sektörün değer bazındaki ihracatı ise, 2012’ye oranla yüzde 10,8 oranında
düştü ve 12,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Ç
elik İhracatçıları Birliği
(ÇİB) tarafından açıklanan
2013 yılı 11 aylık verilerine göre; Türkiye’nin çelik ihracatı
değer bazında 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 10,8 gerileyerek, 12,7 milyar dolar oldu. Söz
konusu dönemde ihracat, miktar
bazında ise yüzde 7,2 oranında
düşerek, 16,8 milyon ton olarak
gerçekleşti.
Çelik sektörünün direkt ihracatına diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de
eklendiğinde, Türkiye’nin 2013
yılı Ocak-Kasım dönemindeki toplam çelik ihracatı; miktar bazında
17,6 milyon tona, değer bazında
ise 14,6 milyar dolara ulaştı.
Ocak-Kasım 2013 rakamlarına
göre, bölgeler bazında 6,9 milyon
tonluk ihracat ile Ortadoğu birinciliğini korudu. 2,9 milyon ton ile
Afrika ülkeleri ikinci sırada yer
alırken, bu bölgeyi 2,5 milyon ton
ile AB izledi.
Çelik sektörünün 2013 yılında
miktar bazında en çok ihracat yaptığı ülkeler; 2,3 milyon ton ile Irak,
1,27 milyon ton ile Suudi Arabistan, 1,2 milyon ton ile Arap Emirlikleri, 938 bin ton ile ABD ve 754
bin ton ile İsrail olarak sıralandı.
Aynı dönemde, ihracatın miktar
bazında en çok arttığı ülkeler ise
sırasıyla; Irak, Portekiz, İtalya, Yemen ve Libya olurken, en çok azaldığı ülkeler Suudi Arabistan, Mısır,
Kanada, Lübnan ve ABD oldu.
11 aylık dönem içerisinde en
çok ihraç edilen ürünler; 7,7 milyon tonla çubuk, 1,6 milyon tonla
boru, 1,5 milyon tonla kütük, 1,4
milyon tonla profil ve 1,3 milyon
Namık Ekinci,
“İhracatımızdaki kayıpları
telafi edebilmek için
çalışmalarımıza hızla
devam ediyoruz”
diye konuştu.
18 Makina Magazin
●
OCAK 2014
tonla sıcak yassı olarak sıralandı.
Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2013 Kasım ayı ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemi ile
kıyaslandığında, miktarda yüzde
1,08’lik artış ile 1,5 milyon ton
olarak gerçekleşti. Buna rağmen,
emtia fiyatlarındaki düşüşten dolayı ihracat, değerde yüzde 2,2’lik
gerileme ile 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Ekinci: Zorlu bir
dönemden geçiyoruz
Kasım ayı ihracat rakamlarını
değerlendiren ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “2013
yılının sonuna yaklaşırken, sektör
olarak özellikle Haziran ayından
itibaren üst üste gelen çeşitli nedenlerden dolayı zorlu bir dönem
geçiriyoruz. Ancak, ihracatımızdaki bu kayıpları telafi edebilmek
için çalışmalarımıza hızla devam
ediyoruz” dedi.
Önceliklerinin mevcut pazarları
korumak ve ihracatı bu bölgelerde artırmak olduğunu vurgulayan
Ekinci, bununla birlikte, yeni potansiyel pazar arayışlarının da sürdüğünü söyledi. Ekinci, sözlerini
şöyle sürdürdü: “Örneğin, geçtiğimiz günlerde Kenya Alım Heyeti’ni
ülkemizde ağırladık. Sektör temsilcilerimizle buluşturduğumuz Kenyalı çelikçilerin; Türk çelik sektörünü, firmalarımızı, ürünlerimizi ve
üretim tesislerimizi daha yakından
tanımalarını sağladık.”
“Mısır pazarı bizim
için çok önemli”
Türk çelik sektörü için Mısır
pazarının önemine de değinen
Ekinci, “Kasım ayı sonunda Mısır Sanayi ve Dış Ticaret Bakanlığı, Türk çelik ürünlerinden inşaat
demiri ve filmaşine yönelik antidamping soruşturmasında sektörümüzü akladı. Mısır, Türk çelik
sektörü ve özellikle inşaat demiri için oldukça önemli pazarlardan biridir. Bu davalar nedeni ile
2013’ün 11 ayında Mısır’a inşaat
demiri ihracatımızda 2012’nin
aynı dönemine göre yüzde 72
oranında bir azalış kaydedildi ve
448 bin tondan 126 bin tona geriledi. Tüm çelik ürünlerinin ihracatında ise, 11 aylık dönem içinde
miktar olarak yüzde 45,3 oranında bir gerileme yaşandı. Soruşturma talebinin reddedilmesi ile bu
önemli pazarı tekrardan kazanma
şansına sahip olduk. Ülkenin siyasi koşullarını da yakından takip
ediyoruz. En kısa süreçte Mısır ile
ilgili tüm sorunlarımızı aşacağımıza inanıyoruz” dedi.
Geçtiğimiz günlerde, TürkiyeKolombiya Karma Ekonomik Komisyonu 1. Dönem Toplantısı’nın
gerçekleştirildiğini aktaran Namık
Ekinci, şöyle konuştu: “Toplantıda, Kolombiya’nın ülkemize yönelik dört ayrı üründe korunma önlemi soruşturması Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktar aracılığı
ile gündeme alındı. Kolombiya’da
sektörümüze yönelik başlatılan
antidamping ve koruma önleme
soruşturmalarının en kısa zamanda lehimize sonuçlanacağını umuyoruz. Bu tarz olumlu gelişmelerin
sürekliliği, Türk çelik sektörünün
önümüzdeki yıla daha rahat başlayacağının ve ilerleyeceğinin bir
göstergesi.” ■
HABERLER
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı
İbrahim Burkay:
30 bin üyemizi
dünyaya
taşıyacağız
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 30 bin
üyesinin dünyanın dört bir yanındaki
fuarlara katılımını sağlayacak ve maddi
destek verecek.
B
ursa Ticaret ve
Sanayi Odası’nın
(BTSO) Ekim ayı
Olağan Meclis Toplantısı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in
katılımıyla gerçekleştirildi.
Proje odaklı yeni yönetim anlayışı doğrultusunda
Bursa’yı geleceğe hazırladıklarını belirten BTSO
Yönetim Kurulu Başkanı
İbrahim Burkay, “125. yaşını kutlamaya hazırlanan İbrahim Burkay, duyurdukları 16
BTSO; üyeleri için vizyon makro projeyi bir bir hayata geçirmeye
üreten kimliği, yürütülen başladıklarını ifade etti.
önemli projeler ve aktif
meclis, komite, konsey çalışmalarıyla en aktif günlerini yaşıyor”
diye konuştu. Burkay, BTSO üyesi firmaların dünyanın dört bir
yanında gerçekleşen fuar ve ticari aktivitelere katılması için küresel fuar ajentası projesi adına ilk adımları attıklarını da ifade etti.
“Maddi destek sağlayacağız”
Bursa’nın 2023 kalkınma hedefine lokomotif olabilmesi için çalıştıklarını belirten İbrahim Burkay, duyurdukları 16
makro projeyi bir bir hayata geçirmeye başladıklarını söyledi.
BTSO üyelerinin, heyet halinde yapacakları yurtdışı ticari ziyaret
programlarına maddi destek sağlayacaklarını kaydeden Burkay,
şöyle konuştu: “Yılsonuna kadar Yönetim Kurulu kararıyla ilan
edilecek 2014 fuar takvimi kapsamında, üyelerimizin; vize, ulaşım veya konaklama gibi giderlerinin bir bölümü Oda tarafından karşılanacak.”
Söz konusu destekten faydalanabilmek için, geziye en az
10 BTSO üyesi işletmenin katılım talebinin olması gerekeceğini
vurgulayan Burkay, “Her heyet için meclis üyesi ya da komite
ve konsey başkanları arasından bir başkan ve başkan yardımcısı
BTSO’yu temsilen atanacak. Böylece, 30 bin üyemizi dünyaya
taşımız olacağız” diye konuştu. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
19
HABERLER
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan:
Büyüme dengeye
oturmuş görünüyor
Erdal Bahçıvan, açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının, ekonomide
yüzde 4’lük büyümeye yakın bir büyüme performansının sürdüğüne olan
inançlarını perçinlediğini ifade etti.
A
➤
Erdal Bahçıvan,
“Sırtını tümüyle
tüketime dayamayan,
üretiminden gelen gücü
de arkasına alan bir
büyüme modelinin kalıcı
olduğunu, her zaman
olduğu gibi tekrarlamak
istiyorum” dedi.
çıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının, 2013
yılında GSYİH’deki artış
eğiliminin devam etmekte olduğunu gösterdiğini söyleyen İSO (İstanbul Sanayi Odası) Yönetim Kurulu
Başkanı Erdal Bahçıvan, “2013 yılı
ilk çeyreğinde yüzde 3, ikinci çeyreğinde yüzde 4,5 oranında büyüyen GSYİH, 2013 yılı üçüncü çeyreğinde de yüzde 4,4 oranında arttı.
Hep ifade ettiğimiz gibi; açıklanan
son rakamlar, ekonomide yüzde
4’lük büyümeye yakın bir büyüme
performansının sürdüğüne olan
inancımızı perçinlemiştir. Büyüme
dengeye oturmuş görünüyor” diye
konuştu.
2013 yılı üçüncü çeyreğinde
yüzde 4,9 oranında artış gösteren
imalat sanayii sektörü katma değerinin, GSYİH büyümesine katkısının
1,1 puan olduğunu aktaran Bahçıvan, şöyle konuştu: “Bu rakamla,
ekonominin lokomotif sektörü olarak imalat sanayiinin, mali aracılık
sektörünün ardından büyümeye
en fazla katkıyı sağlayan ikinci sektör konumunda olması, bazı olumsuz dış faktörlere karşın sanayicinin Türkiye’nin büyümesine yaptığı
cansiperane katkının göstergesidir.
Diğer yandan, önceki dönemlerin
aksine özel sektör yatırımlarında
görülen yüzde 5,3’lük artış sevindiricidir. Bu durum, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte bir önceki
çeyreğe kıyasla biraz daha dengeli
bir büyüme kaydettiğini ortaya
koymaktadır.”
“Büyümenin dinamosu
iç talep”
GSYİH sonuçlarına harcamalar
20 Makina Magazin
●
OCAK 2014
yoluyla bakıldığında, büyümenin
dinamosunun yine iç talep olduğunu dile getiren Erdal Bahçıvan, “Bu
durum, her zaman söylediğimiz
gibi, artık Türkiye’de büyümenin
kalitesine bakılarak değerlendirilme zorunluluğunu gündeme getirmelidir. Sırtını tümüyle tüketime
dayamayan, üretiminden gelen
gücü de arkasına alan bir büyüme modelinin kalıcı olduğunu,
her zaman olduğu gibi tekrarlamak istiyorum. Bu, bundan sonraki büyüme sürecinin istikrarı ve
sürdürülebilirliği açısından büyük
önem arz etmektedir. Bu nedenle
temennimiz; yakalanmış olan bu
büyüme ivmesinin, 2014 yılında
imalat sanayiinden ve ihracattan
daha güçlü destek alarak sürdürülebilir bir noktaya, yüzde 4 ve daha
de üzerine çıkarılmasıdır” dedi. ■
HABERLER
İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar:
İş alemi, geleceğe
güvenle bakıyor
İbrahim Çağlar, Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 4,4
büyüdüğünü ve bunun da, iş aleminin artık geleceğe daha güvenle baktığını
gösterdiğini ifade etti.
T
ürkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde 2012’nin aynı
dönemine göre yüzde 4,4 büyüdüğünü belirten İstanbul Ticaret
Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı
İbrahim Çağlar, “Söz konusu büyüme rakamları, iş aleminin artık
geleceğe daha güvenle baktığını ve
yatırımlarını artırmaya başladığını
gösteriyor” dedi.
Büyümenin detaylarına bakıldığında, özel sektörün yatırım harcamalarında önemli bir artış görüldüğünü dile getiren Çağlar, sözlerine
şöyle devam etti: “Özel sektör sabit
sermaye yatırımları altı çeyrekten
sonra ilk defa pozitif yükselişe geçti. İş adamlarımızın makina-teçhizat
yatırımları yılın üçüncü çeyreğinde
yüzde 4,2, inşaat yatırımları da yüzde
7,5 arttı. Bu tablo, iş aleminin geleceğe artık daha büyük bir güvenle baktığını ve yatırımlarını artırmaya baş-
İbrahim Çağlar,
“2014’ün daha iyi
geçeceğine dair
umutlarımız arttı”
diye konuştu.
ladığını gösteriyor. 2014’ün daha iyi
geçeceğine dair umutlarımız arttı.”
4,2’lik büyümenin, dış dünyadaki olumsuz koşullara rağmen
gerçekleşmiş olmasının da çok
önemli olduğunu savunan Çağlar,
“Avrupa’daki durgunluk, Ortadoğu’daki siyasi belirsizlik ve ABD Merkez Bankası’nın parasal genişlemeyi
azaltacağı açıklamalarına rağmen
Türkiye ekonomisi büyümeye devam ediyor. Bu, memnuniyet verici”
diye konuştu.
İbrahim Çağlar son olarak, açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamıyla birlikte, 2013 yılının yüzde 4’e yakın bir büyüme ile tamamlanmasının
beklendiğini de sözlerine ekledi. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
21
HABERLER
İhracatçılar, Kasım ayında
yeni bir rekora imza attılar
Türkiye’nin Kasım ayında gerçekleştirdiği ihracat, 2012’nin aynı dönemine göre
yüzde 8,8 arttı ve 13 milyar 797 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracatçılar,
Kasım’da gerçekleştirdikleri dış satışla Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza
attılar.
(Soldan Sağa): Ekonomi
Bakanlığı Müsteşar
Vekili İbrahim Şenel,
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, Tokat Valisi
Mustafa Taşkesen ve TİM
Başkan Vekili Mustafa
Çıkrıkçıoğlu.
K
asım ayı ihracat verilerini
Tokat’ta düzenlenen basın
toplantısında açıklayan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İhracatın
Kasım ayında 2012’nin aynı ayına
göre yüzde 8,8 artışla, 13 milyar
797 milyon dolar olduğunu bildirdi.
Büyükekşi, “Bu rakam, Cumhuriyet
tarihimizin en yüksek aylık ihracat
tutarıdır. Böylelikle, aylık ihracat rekorumuzu geliştirdik, tüm ihracatçılarımıza teşekkür ediyoruz” diye
konuştu.
Yılın 11 ayında toplam ihracatta ise, yüzde 0,3 azalma olduğunu
belirten Büyükekşi, Ocak-Kasım
döneminde toplam 138 milyar 337
milyon dolar ihracat gerçekleştiğini
ifade etti. Büyükekşi, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Birlik kaydından muaf
ihraç kalemleri hariç, net mal ihracatına baktığımızda, ilk 11 aydaki
birikimli artış performansımız yüzde 5,4 oldu. Son 12 aylık genel ihracatımız ise, yüzde 0,2 azalarak 150
milyar 942 milyon dolar oldu.”
22 Makina Magazin
●
OCAK 2014
“Otomotiv sektörü
liderliğini koruyor”
Kasım ayında en fazla ihracatı 2
milyar 77 milyon dolarla otomotiv
sektörünün gerçekleştirdiğini aktaran Büyükekşi, bu sektörü hazır
giyim ve kimyevi maddeler sektörlerinin takip ettiğini dile getirdi.
Kasım ayında ihracatını en fazla
artıran sektörün, yüzde 33 artışla
zeytin ve zeytinyağı sektörü olduğunu anlatan Büyükekşi, “Bu sektörü;
yüzde 27 ihracat artışı ile savunma
ve havacılık sektörü ve yüzde 24 ihracat artışı ile de ağaç mamulleri ve
orman ürünleri sektörü izledi” dedi.
“AB’ye ihracat
artışı sürüyor”
Kasım ayında, AB pazarındaki
ihracat artışının sürdüğünü bildiren Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “AB’ye ihracatımız Kasım
ayında yüzde 9 arttı. Kasım ayında; Uzakdoğu ülkelerine yüzde 21,
Ortadoğu’ya yüzde 14, Bağımsız
Devletler Topluluğu’na yüzde 6,
Afrika’ya yüzde 4 ihracat artışı yakaladık. Kasım’da ön plana çıkan
ülkeler; yüzde 349 artışla Suriye,
yüzde 257 artışla Bangladeş, yüzde 189 artışla Umman, yüzde 101
artışla Portekiz ve yüzde 100 artışla
Finlandiya oldu. Norveç’e yapılan ihracat da yüzde 95 arttı.”
“Euro Bölgesi
resesyondan çıkıyor”
Dünya genelinde ihracatın, ilk
iki çeyrekteki yüzde 1 seviyesindeki
artış performansını, üçüncü çeyrekte yüzde 3,4’e çıkardığını kaydeden
Büyükekşi, ithalat hızının da eksi
değerlerinden sıyrılıp yüzde 2,6’lık
artış hızına ulaştığına işaret etti.
Dünya ekonomisi ve ticareti üzerine
kapsamlı bir değerlendirme yapan
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi,
şöyle konuştu: “Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı AB Bölgesi de,
bu trendi izleyen grup içerisinde yer
alıyor. Bölge ekonomisi, bir önceki
çeyreğe göre binde 1 büyürken,
2012’nin aynı dönemine göre bin-
HABERLER
de 4 daraldı. Ancak, ekonomideki
daralma gittikçe azalıyor. Bir diğer
ifadeyle; Euro Bölgesi resesyondan çıkış belirtileri sergiliyor. İlk iki
çeyrekte ithalat daralması yaşayan
bölge, üçüncü çeyrekte yüzde 3
oranında artışla, ithalatına ciddi bir
ivme kazandırdı. Bölgede talebin
canlandığını gösteren bu gelişme,
Türkiye ihracatının geleceği açısından da oldukça umut verici. Sonuç
olarak, başta AB olmak üzere global
anlamda yaşanan beklenti iyileşmeleri ve artan ithalat, dış talep koşullarının giderek olumlu hale geldiğini
gösteriyor. ABD Merkez Bankası’nın
öne çıkan Başkan adayı Janet Yellen
ise, 2014 yılında parasal genişlemeye devam edileceğinin sinyallerini
veriyor. Esasında tüm bu bilgiler,
ABD başta olmak üzere küresel talepteki güçlü toparlanmayı önkoşul
olarak görüyor. Genel dış ticaret
talebinin 2014 yılında daha pozitif
olacağını öngörüyoruz. Geçtiğimiz
günlerde İran’la ilgili yaşanan gelişmelerin de ihracatımıza pozitif katkı
yapacağına inanıyoruz. 2014 yılından bu yüzden daha umutluyuz.”
➤
Mehmet Büyükekşi,
“Kasım ayında
gerçekleştirdiğimiz
ihracatla aylık
rekorumuzu geliştirdik”
diye konuştu.
“2014’te dünya ekonomisi
yüzde 3 büyüyecek”
Çin’in yeni nesil reformlar ile
piyasa ekonomisine geçişi hızlandırdığını anlatan Büyükekşi, “Bankacılık, emek piyasası ve kur rejiminde daha esnek uygulamalar,
daha gerçekçi fiyatların oluşmasını
sağlayacak. Yuan’ın değerlenmesinin, Türkiye’nin rekabetçilik gücünü ve ihracatta birim fiyat avantajını artıracağını düşünüyoruz.
Önümüzdeki yıl dünya ekonomisinin yüzde 3 büyümesini bekliyoruz. AB ve Euro Bölgesi dâhil özellikle gelişen ülkelerin daha yüksek
büyüme oranlarına
erişeceğini
düşünüyoruz” dedi.
“Komşu ülkelere ihracat
son 10 yılda 13 kat arttı”
Türkiye’nin ihracat pazarları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Mehmet Büyükekşi, “Yakın ve
komşu pazarlarımız arasında yer alan
Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin yüzde 3,4, Ortadoğu ve Kuzey
Afrika ülkelerinin yüzde 3,6, Sahra
Afrika’sının yüzde 6 büyümesini ve
24 Makina Magazin
●
OCAK 2014
bu büyümenin komşu ülkelerimizle olan ticarete pozitif yansımasını
bekliyoruz. Türkiye’nin sekiz komşusuyla yaptığı ihracat, son 10 yılda 13
kat arttı ve 2 milyar dolardan 28 milyar dolara geldi. Buradan aldığımız
güçle ve bölgesel risklerin de azalmasıyla 2014 yılında, komşularımıza
yaptığımız ihracatın güçlenerek artmaya devam edeceğine inanıyoruz”
diye konuştu.
“Cari dengede daha iyi
bir tablo bekliyoruz”
Cari açığın ilk dokuz ayda yüzde
27 artarak, 49 milyar dolara yükseldiğine değinen TİM Başkanı Büyükekşi, cari açıktaki genişlemede
ağırlıklı payı, altın ithalatında yaşanan büyük artışların ve altın ihracatındaki düşüşlerin oluşturduğunu
söyledi. Büyükekşi, sözlerine şöyle
devam etti: “Özellikle, altın ve enerji hariç tutulduğunda, cari açığın
çok daha düşük seviyelerde olduğu
gözleniyor. Bu bağlamda, Merkez
Bankası da, altın ticareti çıkarıldığında, cari açığın ılımlı iyileşmeye
devam ettiğinin altını çiziyor. Bizler
2014 yılı ile beraber, altın rakamlarındaki normalleşme ile birlikte, cari
dengenin daha iyi bir tablo çizeceğini öngörüyoruz.”
“İnovasyona büyük
önem veriyoruz”
Konuşmasında, TİM tarafından
düzenlenen İnovasyon Haftası’na
da değinen Büyükekşi, “Bulunduğumuz her platformda, düzenlediğimiz her etkinlikte, inovasyon ve
katma değerin önemine vurgu yapı-
yoruz. Ve biliyoruz ki; önümüzdeki
10 yılda, inovasyonun önemi, geride
bıraktığımız 10 yıldan çok daha fazla olacak. Biz, Türk insanının yaratıcı
iş zekasına inanıyoruz. Türkiye’nin
bu potansiyelini açığa çıkarmak ve
Türkiye’ye yeni icat çıkarma alışkanlığını kazandırmak için her yıl Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerini
düzenliyoruz. Geçtiğimiz günlerde
2013 Türkiye İnovasyon Haftası’nı
gerçekleştirdik. 28 Kasım’da başlayan ve üç gün süren etkinliklerimize tüm Türkiye ilgi gösterdi. Geçen
sene 15 bin kişinin katıldığı etkinliklerimize bu sene tam 26 bin kişi
katıldı. Ayrıca tüm program, TİM
TV’den canlı bir şekilde yayınlandı.
Dünyanın dört bir yanından 20 bine
yakın kişi bu etkinliği internetten takip etti” dedi.
“İran’a ihracatta artış
bekliyoruz”
Ambargo döneminde, İran’a
ihracatta 1 milyar dolarlık düşüş olduğunu belirten Mehmet Büyükekşi,
yeni dönemde İran’a ihracat artışı
beklediklerini kaydetti. İran’a ambargo ile birlikte altın ihracatının yüzde
77, ithalatının da yüzde 80 arttığını
belirten Büyükekşi, altının cari açığın
artmasına neden olduğunu vurguladı. Büyükekşi, şöyle devam etti:
“İran, Türk ürünlerine yüzde 30-100
arasına gümrük uyguluyor. Bu da,
ihracatı zorlaştırıyor ve rekabet gücümüzü olumsuz etkiliyor.”
Suriye’ye
yapılan
ihracata da açıklık getiren Büyükekşi,
“Suriye’ye 1,7 milyar dolar ihracat
gerçekleştiriyorduk. Bu rakam, sıkıntılardan sonra yüzde 70 düştü.
BM örgütleri Suriye’ye yönelik gıda
alımlarını Türkiye’den yapıyor. Bu
da, Suriye’ye ihracat alarak kaydediliyor. Suriye’ye ihracatın artış
nedeni bu. Mısır pazarında da bütün bu gelişmelere rağmen sıkıntı
beklemiyoruz. Mısır’da 2 milyar dolarlık yatırımımız var. 50 bin kişilik
istihdam yarattık. Mısır’da sıkıntı
olmaz” diye konuştu.
Bölge ülkelerinden Irak’a yönelik ihracatın da sürekli arttığını
belirten Büyükekşi, bu ivmeyi artırabilmek için TİM olarak; Basra, Erbil
ve Bağdat’a bir ziyaret gerçekleştireceklerini açıkladı. ■
HABERLER
Çelik boru ithalatındaki artış
sektörü rahatsız ediyor
Türk çelik boru sektörü Kasım ayında, 2012 yılının aynı ayına göre, hem değer,
hem de miktar bazında gerileme yaşadı. Bu dönemde çelik boru ihracatı miktar
olarak yüzde 28,6 düşüşle, 144 bin tona geriledi.
T
➤
Mehmet Zeren,
“Sahip olduğumuz
üretim kapasitesine
rağmen, ithalatta
gözlenen artış biz
sektör temsilcileri için
çok üzücü” dedi.
26 Makina Magazin
ürk çelik boru sektörü ihracatı, son aylardaki azalma
eğilimini Kasım’da da sürdürdü. Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) verilerine göre; OcakKasım 2013 döneminde sektörün
ihracatı, 2012’nin aynı dönemine
göre miktar bazında yüzde 0,9
düştü ve 1,69 milyon ton oldu.
İhracatta aşağı yönde bir hareket
yaşayan sektörün ithalatındaki artış trendi ise devam ediyor. OcakEkim 2013 döneminde Türkiye
dikişli boru ithalatı, 2012 yılının
tamamında yapılan ithalatı geride
bırakarak, 112 bin tona yükseldi.
Çelik boru sektörünün OcakKasım 2013 dönemi ihracatı ise,
miktar bazında 2012’nin aynı dönemine göre yüzde 0,9 düşerek, 1,69
milyon ton olarak gerçekleşti. Sektörün ihracatı değer olarak ise, yüzde 5,35 azalarak 1 milyar 506 milyon dolar oldu. Ocak-Kasım 2013
döneminde çelik boru ihracatının
en fazla yapıldığı üç ülke değişmeyerek; Irak, ABD ve Cezayir olarak
sıralandı.
Türk çelik boru sektörü, Irak
ve Cezayir gibi yeniden yapılanma
sürecine giren ülkelerde ihracatını
önemli oranda artırdı. Bu dönemde,
Irak’a yapılan ihracat bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 11,27
artarak, 321 milyon 520 bin dolar
olarak gerçekleşti. Aynı dönemde,
Cezayir’e yapılan ihracat ise, yüzde
28,64 artışla 174 milyon 668 bin
dolara ulaştı.
Sektörün son dönemlerde ABD
ve Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirdiği ihracattaki azalma, OcakKasım 2013 döneminde de devam
etti. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan
ihracat azalırken, aynı dönemde
Fransa’ya gerçekleştirilen ihracat
●
OCAK 2014
önemli oranda arttı. Ocak-Kasım
2013 döneminde Fransa’ya gerçekleştirilen ihracat yüzde 67,92 artarak, 52 milyon 595 bin dolar oldu.
Türk çelik boru sektörü Kasım
ayında, 2012 yılının aynı ayına göre,
hem değer, hem de miktar bazında
gerileme yaşadı. Bu dönemde çelik
boru ihracatı miktar olarak yüzde
28,6 düşüşle, 144 bin tona geriledi.
Sektörün değer bazındaki ihracatı
ise, yüzde 30,2 azalma ile 125 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Zeren: İthalattaki artış
sektörü olumsuz etkiliyor
Çelik boru ithalatındaki artışın
sektörü olumsuz yönde etkilediğini belirten ÇEBİD Genel Sekreteri
Mehmet Zeren, “Sektörümüz, 2013
yılının 10 aylık döneminde 630 milyon doları aşan çelik boru ithalatı
gerçekleştirdi. Ocak-Ekim 2013
döneminde dikişli çelik boru ithalatı 2012 yılının tamamında yapılan
ithalatı geride bırakarak, 112 bin
tona yükseldi. Özelde sektörümü-
zü, genelde ise Türkiye ekonomisini
olumsuz yönde etkileyen ithalattaki
artış, maalesef dikişli çelik borunun
yanı sıra, dikişsiz çelik boru ve düktil boru ithalatında da yaşandı. Sahip olduğumuz üretim kapasitesine
rağmen, ithalattaki bu artış biz sektör temsilcileri için çok üzücü” diye
konuştu.
“İthalattaki artıştan
son derece rahatsızız”
Türkiye’nin dış ticaret açığı
ve cari açığının büyüdüğü bir dönemde, yerli üretime yönelmenin
önemine değinen Mehmet Zeren,
konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Çelik boru üretiminde Avrupa’da
birinci, dünyada ise beşincisi sırada
yer almamıza rağmen sektörümüzün ithalatındaki artıştan son derece rahatsızız. İthalattaki bu artışı
durdurabilmek için de, ülkemizde
gerçekleştirilen projelerde yerli
ürünlerin kullanılması gerekiyor. Bu
konuda da, tüm karar vericilere büyük görevler düşüyor.” ■
HABERLER
Otomotiv endüstrisi
yeni rekor peşinde
Otomotiv endüstrisi, 2008 yılı Eylül ayından bu yana ilk kez ihracatta 2 milyar
dolar eşiğini aştı. 2013’ün ilk 11 ayında, 2012’deki 12 aylık rakamı geçen sektör,
Kasım ayında 2 milyar 78 milyon dolarlık dış satışa imza attı.
2
013 için öngörülen 20 milyar
dolar ihracat hedefine yıl tamamlanmadan Kasım ayında
ulaşan otomotiv endüstrisinde yüzler gülüyor.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) ihracat
verilerine göre, otomotiv endüstrisinde Kasım ayında 2 milyar 78 milyon dolarlık dış satışa imza atıldı.
Söz konusu rakamla, 11 aylık toplam dış satışlar 19,5 milyar dolara
ulaşırken, 2012’de gerçekleştirilen
19 milyar 63 milyon dolarlık ihracat
da aşıldı.
Orhan Sabuncu, “2008
Eylül ayından bu yana ilk
kez 2 milyar dolar eşiğini
aşmamız bizim için ayrı
bir moral oldu” dedi.
İhracatta 2 milyar dolarlık eşik
2008 Eylül ayından bu yana ilk kez
aşılırken, AB Bölgesi’ne yönelik dış
satışlarda yıl içinde sürekli artışlar
görülmesi sektörün umudu oldu.
Otomotiv endüstrisi, Kasım ayında
dış satışlarında büyümesini önceki yılın aynı dönemine göre yüzde
18’e çıkararak, Türkiye genelindeki
ihracat artışını ikiye katladı.
Sabuncu: Gelecekten
ümitliyiz
Kasım ayı ihracat verilerini değerlendiren OİB Başkanı Orhan
Sabuncu, tüm ürün gruplarında artışlar yakaladıklarını ifade etti. Sabuncu,
“Özellikle, AB Bölgesi’ndeki birçok ülkede de yüksek
oranlı büyümeler görülmesi gelecek adına bize umut
veriyor” diye konuştu.
Sektörün, Türkiye’nin
ihracat artış hızını solladığını dile getiren Sabuncu, 2008 Eylül ayından bu
yana ilk kez 2 milyar dolar
eşiğini aşmalarının da, kendileri için ayrı bir moral olduğunu belirtti. Sabuncu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“2013’ü, 22 milyar dolarla hedeflerimizin üzerinde
tamamlayacağımızı daha
önce duyurmuştuk. Bundan böyle önümüzdeki yıla
odaklandık. AB Bölgesi’nde
toparlanma aynı şekilde devam ederse, gelecek yıl yeni
rekorlara imza atabiliriz.”
Tüm ürün gruplarında
artış yaşandı
Kasım ayı ihracat verileri incelendiğinde, tüm
28 Makina Magazin
●
OCAK 2014
ürün gruplarında artış yaşanması
dikkat çekti. Buna göre; otomotiv
yan sanayii yüzde 11 artış ve 846
milyon dolarla ilk sırada, binek
otomobil ürün grubu da, yüzde
17 büyüme ve 660 milyon dolarla
ikinci sırada yer aldı. Eşya taşımaya
mahsus motorlu taşıtlarda yüzde
36 büyüme ile 427 milyon dolarlık, otobüs-minibüs-midibüs ürün
grubunda da yüzde 22 büyüme ile
114 milyon dolarlık ihracat yapıldı.
Diğer başlığı altında ise, yüzde 32
yükseliş ve 29 milyon dolarlık dış
satış gerçekleştirildi.
Aynı ürün gruplarında yılın 11
aylık dönemi dikkate alındığında
ise; yan sanayii yüzde 10 büyüme
ile 8 milyar 385 milyon dolarlık, binek otomobiller yüzde 15 artış ile 6
milyar 339 milyon dolarlık, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yüzde 16 yükselişle 3 milyar 518 milyon
dolarlık, otobüs-minibüs-midibüs
ürün grubunda da yüzde 3 büyüme
ile 965 milyon dolarlık ihracata imza
atıldı. Diğer başlığı altındaki ürün
grubunda da, yüzde 12 artışla 338
milyon dolarlık ihracat yapıldı.
Almanya liderliği geri aldı
Ülke bazlı ihracat rakamları incelendiğinde ise, Almanya’ya Kasım ayında yüzde 20 artışla 317
milyon dolarlık, Birleşik Krallık’a
yüzde 50 büyümeyle 228 milyon
dolarlık, Fransa’ya da yüzde 17 yükselişle 221 milyon dolarlık dış satış
yapıldı. Ocak-Kasım döneminde
de, Almanya’ya yüzde 2 büyüme
ile 2 milyar 785 milyon dolarlık,
Fransa’ya yüzde 6 yükselişle 2 milyar 181 milyon dolarlık, Birleşik
Krallık’a da yüzde 59 büyüme ile 1
milyar 973 milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirildi. ■
HABERLER
Beyaz eşya yan sanayicileri
gözünü Güney Amerika
pazarına dikti
Elektrik-elektronik sektörünün ihracatının artırılması ve ihracat yapılan
ülkelerin çeşitlendirilmesi amacıyla çalışmalarına hız veren İstanbul ElektrikElektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği, ilk ticaret heyet gezisini
Brezilya’ya gerçekleştirdi.
B
eyaz eşya yan sanayicileri;
teknoloji, kalite ve fiyat eksenindeki avantajlı konumlarını
doğru stratejilerle yeni pazarlara taşımak ve ihracatlarını artırmak için TET
(İstanbul Elektrik-Elektronik, Makina
ve Bilişim İhracatçıları Birliği) öncülüğünde güç birliği yaptı. Sektör, ilk
ticaret heyet gezisini Brezilya’ya gerçekleştirdi. Türk firmaları, global beyaz eşya markalarının yanı sıra, yerel
üreticilerle verimli geçen
görüşmeler yaptılar.
TET olarak, elektrikelektronik sektörünün
ihracatının
artırılması
ve ihracat yapılan ülkelerin çeşitlendirilmesi
amacıyla çalışmalarına
hız verdiklerini aktaran
yetkililer, “TET, beyaz
eşya yan sanayii üreticilerinden oluşan TURKHAS Takımı ile ilk ticaret heyetini
Brezilya’ya yaptı. Türk firmalarının
Brezilya’daki üreticilerle iş birliği olanaklarını araştıran TET, beyaz eşya
devleri Whirlpool ve Electrolux fir-
Fatih Kemal Ebiçlioğlu,
“Gerçekleştirilen
etkinlikle, firmalarımızın
yüksek teknoloji ve
kalite avantajlarını
kullanabileceği önemli bir
ortam hazırlandı” dedi.
30 Makina Magazin
malarının Brezilya’daki tesislerinin ziyaretini organize etti. Ülkenin sanayi
başkenti Sao Paulo’da gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında, Brezilyalı
firmalarla da ikili görüşmeler yapıldı”
diye konuştular.
“Brezilya önemli bir eşik”
Brezilya’nın, Güney Amerika
pazarına girişte önemli bir eşik olduğunu ifade eden yetkililer, sözlerine şöyle devam ettiler: “Ülke,
iç pazarının büyüklüğü ile dikkat
çekerken, dünyanın en büyük beyaz eşya üreticilerine de ev sahipliği yapıyor. Etkinlik kapsamında,
sektörün önde gelen 10 firması;
Electrolux, İmbera, Whirlpool gibi
dünya markalarının fabrikalarını
ziyaret etti. Aralarında Hitachi ve
Mabe’nin bulunduğu global markaların yanı sıra, Esmaltec, Colormaq ve Mueller gibi Brezilya’nın
en büyük yerel üreticileri ile de ikili
görüşmeler gerçekleştirildi.”
“Kalite ve teknoloji
çıtası yükseldi”
Türkiye’nin beyaz
eşya üretimi ve ihracatında dünyada ulaştığı konumun, yan
sanayii üretiminin de
güçlenmesini sağladığını ifade eden yetkililer, “İhracatını yüksek
oranda
Avrupa’ya
gerçekleştiren sektörde, kalite ve teknoloji
çıtası da yükselmiş
durumda. Direkt ve
●
OCAK 2014
dolaylı beyaz eşya yan sanayii ihracatının 2 milyar dolara ulaştığı
ülkemizde, beyaz eşya sektörü için
yapılan ara malı üretimi 4 milyar doların üzerinde. Başlı başına bir sektör haline gelen ve hızlı bir gelişim
çizgisi gösteren sektör, hammadde
ve nitelikli işgücü sorunları ile baş
etmeye çalışsa da, binlerce kişiye
istihdam yaratıyor. Türk beyaz eşya
sanayinin ara malı ihtiyacının yüzde
53’ünü karşılayan sektör firmaları,
ihracat performanslarını artıracak
yeni pazar fırsatlarını değerlendirmeyi hedefliyorlar” dediler.
Ebiçlioğlu: Önemli
görüşmeler gerçekleştirdik
Brezilya ticaret heyetine katılan
İstanbul Elektrik-Elektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal
Ebiçlioğlu, Türk beyaz eşya sektörünün gerek kalite, gerekse teknolojik
anlamında iyi bir noktada olduğunu
söyledi. Ebiçlioğlu, konuşmasına
şöyle devam etti: “Ekonomi Bakanlığı’mızın Ur-Ge (Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi Tebliği) destekleri kapsamında hayata geçirdiğimiz
TURKHAS Takımı ile Brezilya’da
önemli görüşmeler gerçekleştirdik.”
Brezilyanın, dünyanın en büyük
altıncı ekonomisi olduğunu dile
getiren Ebiçlioğlu, “Ülke, Güney
Amerika’nın da en büyük ekonomisi
konumunda. Gerçekleştirilen etkinlikle, firmalarımızın yüksek teknoloji
ve kalite avantajlarını kullanabileceği önemli bir ortam hazırlandı” diyerek sözlerini noktaladı. ■
FUAR
Son teknoloji ürünler
Bursa’da görücüye çıktı
Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı, Belex 2013, Bursa 4. Hırdavat ve İş
Güvenliği Fuarı 2013, Bursa Sac İşleme Teknolojileri 2013, İcat 2013 ve Borutek
2013 fuarları, Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi.
B
ursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı (12. Uluslararası
Metal İşleme Makinaları, Kaynak, Kesme, Delme Teknolojileri, El
Aletleri, Pnömatik ve Hidrolik Fuarı),
Belex 2013 (Bursa 11. Uluslararası
Elektrik, Elektronik, Otomasyon, Aydınlatma ve İletişim Fuarı), Bursa 4.
Hırdavat ve İş Güvenliği Fuarı 2013,
Bursa Sac İşleme Teknolojileri 2013
(5. Sac, Boru, Profil İşleme Teknolojileri ve Yan Sanayileri Fuarı), İcat
2013 (Yeni Fikirler Yeni Buluşlar Fuarı) ve Borutek 2013 (Boru ve Boru
İşleme Teknolojileri Fuarı) Bursa’da
gerçekleştirildi. 5-8 Aralık 2013 tarihleri arasında düzenlenen fuarlar,
Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre
Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Ersözlü: 357 firma katıldı
Fuarların, eş zamanlı olarak beş
ayrı salonda düzenlendiğini dile
getiren Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş.
Genel Müdürü İlhan Ersözlü, “20
ülkeden 357 firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile 30 bin metrekarelik alanda düzenlenen etkinlikler, 25
ülkeden 36 bin 427 kişi tarafından
ziyaret edildi” diye konuştu.
İlk kez Almanya ve İtalya’dan
32 Makina Magazin
●
OCAK 2014
da firmaların etkinliklerde yer aldığını aktaran Ersözlü, sözlerine şöyle
devam etti: “Geçtiğimiz yıl olduğu
gibi, bu yıl da Çin’den milli katılımı ile dikkat çeken Bursa Endüstri
Zirvesi, üretimde ihtiyaç duyulan;
hammadde, yeni teknoloji, donanım ve sistemlerdeki yenilikleri topluca göstererek, her türlü üretime
ivme kazandırdı.”
“Yeni fikirler
İcat 2013’te sahne aldı”
Etkinlikler
kapsamında,
İcat
2013’ün de (Yeni Fikirler, Yeni Buluşlar Fuarı) düzenlendiğini ifade
eden Ersözlü, “Etkinlik; patent bilincini uyandırmak, bu konuda farkındalık yaratmak ve patent, faydalı
model, marka ve endüstriyel tasarım alanlarında tescili olan firmaların ürünlerini fuarda sergilemeleri
amacı ile gerçekleştirildi” dedi.
Fuarın ilk günü Uluslararası Patent Birliği (UPB) tarafından
bir panelin de gerçekleştirildiğini
kaydeden Ersözlü, şöyle konuştu:
“Panelde; ‘Enerji ve Ekoloji’, ‘Patentlerde Karşılaşılan Uluslararası
Sıkıntılar’, ‘Tekstil Alanındaki Patentler’ konuları ele alındı.”
Etkinlik kapsamında düzenlenen Makina İmalat Teknolojileri
Kongresi’nin, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından 6-7 Aralık tarihlerinde gerçekleştirildiğini söyleyen İlhan Ersözlü,
“Kongrede; Türkiye’de makina imalat sektöründe çalışan üye, uzman
ve yöneticiler ile kamu-özel sektör
temsilcileri ve bilim insanları bir araya gelerek, sektörün sorunlarını ele
aldılar” diyerek sözlerini noktaladı. ■
FUAR
parts2clean 2014
için geri sayım başladı
Son düzenlenen parts2clean etkinliği, 49 ülkeden 4 bin 982 ticari ziyaretçiyi
ağırlarken, söz konusu rakam 2012’ye göre yüzde 14’lük bir artışı ifade ediyor.
Etkinlik, 2014 yılında ise 24-26 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
2
013‘te yeni bir rekora imza
atan parts2clean Fuarı, 2014
yılında 24-26 Haziran tarihleri
arasında Stuttgart’ta düzenlenecek.
O&S ve endüstriyel parça temizliğinin ön süreç olarak kritik
bir rol oynadığı diğer fuarlar ile
parts2clean’in paralel olarak gerçekleştirildiğini belirten yetkililer,
“Bu da, fuara yönelik talebi daha
da artırmaktadır. Aralık 2013’ün
başı itibariyle 121 fuar katılımcısı,
endüstriyel parça ve yüzey temizliği
sektörünün 12. uluslararası lider fuarında stantlarını şimdiden ayırtmışlardır” diye konuştular.
Fuar katılımcı listesinde, farklı
fuar segmentlerinden hemen hemen tüm pazar ve teknoloji liderlerinin yer aldığını kaydeden yetkililer, sözlerini şöyle sürdürdüler:
“Sistemler, süreçler ile süreç medyaları ve bunlara ait komponentlerin yağlarının tedariki, temizlenmesi, keskin kenarlarının yok edilmesi
ve önceden işlenmesi için hazırlanması, kullanım ve süreç otomasyo-
34 Makina Magazin
●
OCAK 2014
nu, alışveriş sepetleri ve iş parçası
taşıyıcıları, saf ve temiz oda teknolojisi, korozyon koruması, koruma
ve ambalaj, sanayideki komponent
gruplarının komponent temizliği,
kalite güvencesi, test yöntemleri ve
analiz yöntemleri bunlar arasında
yer almaktadır.”
Son düzenlenen parts2clean
etkinliğinin, 49 ülkeden 4 bin 982
ticari ziyaretçiyi ağırladığını aktaran yetkililer, söz konusu rakamın
2012’ye göre yüzde 14’lük bir artışı
ifade ettiğini anlattılar. Yetkililer,
“Ziyaretçilerin yaklaşık yüzde 90’ı,
şirketlerinin satın alma/tedarik kararlarına katılmaktadırlar. Bu durumda, fuar katılımcılarının güzel
geçen bir fuar sonrasında yeni iş
bağlantıları sağlamaları gayet normal” dediler.
Daebler: Ek pazar
fırsatları sunuyor
Etkinliğe gösterilen büyük ilginin bir diğer nedeninin de, O&S ile
paralel uygulamalarının olduğunu
söyleyen Deutsche Messe AG’de
parts2clean Genel Müdürü Olaf
Daebler, şöyle konuştu: “Dekoratif ve fonksiyonel kaplamalar tüm
sektörlerde bugün önemli bir rol
oynamaktadır. Yöntem ne olursa
olsun, uygulama için uygun temiz
bir yüzey, kaplamanın kalitesi için
önemlidir. Bundan dolayı, O&S’nin
birçok ziyaretçisi, parts2clean‘in
fuar katılımcıları için de potansiyel
bir müşteridir ve katılan şirketler için
ek pazar fırsatları açmaktadır.“
Söz konusu durumun, 2014’te
parts2clean ve O&S yanında yer
alan Stuttgart’taki fuar alanında aynı
anda düzenlenen diğer iki fuar için
de geçerli olduğunu belirten yetkililer, “Lazer malzeme işleme alanındaki uluslararası ticari fuar olan
Lasys, çeşitli sektör ve malzemeleri
kapsayan tüm lazer ürün yelpazesini sunmaktadır. Burada da sonuç,
genellikle temiz bir yüzeye bağlıdır.
Otomotiv sektöründeki beş farklı fuarın birleşmesinden oluşan Automotive Expo’nun uluslararası ziyaretçileri için de temizlik önemli bir üretim
aşamasıdır” diye konuştular.
parts2clean’in, dünya çapında
kullanıcılar tarafından talep edildiğini ifade eden yetkililer, sözlerine
şöyle devam ettiler: “Ancak, sadece bir bilgi ve tedarik platformu
olarak değil, aynı zamanda bir bilgi
kaynağı olarak da ilgi görmektedir.
Bu ilgiyi; iki dilde gerçekleştirilen
teknik forum, endüstriyel parça ve
yüzey temizliğinin tüm alanlarındaki eşzamanlı çevrilmiş konferanslarla sağlamaktadır. Temizlik bilgisine
duyulan ihtiyacın uluslararası düzeyde hızlı bir şekilde artmaya devam ettiğini parts2clean, 2013’teki
2 bin 181 kişilik rekor katılım ile
kanıtlamaktadır.” ■
ARAŞTIRMA
Makina sektörü 2014’e
leasing dopingi ile giriyor
Leasingdeki KDV’nin düşmesinin etkisi, ilk etapta yatırım malı olan makina
alım-satımında kendini gösterdi. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Bursa
Endüstri Zirvesi’nde, 2014 yılı için siparişler alınırken, makinacılar sıcak satış
yöntemiyle 500’e yakın makina sattılar.
Esra ÖZARFAT / BURSA
K
OBİ’ler için büyük önem taşıyan leasing ya da diğer adıyla
finansal kiralamada uzun süredir beklenen KDV indirimi yüzde
1’e düşürülerek yeniden düzenlendi. 1 Aralık tarihli Resmi Gazete’de
yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun
2007/13033 sayılı kararıyla; gıda
maddelerinden yatırım malzemelerine kadar birçok malzemenin KDV
oranı yeniden şekillendi. Kararın birinci maddesinde bulunan finansal
kiralamaya konu eşyaların listesi yeniden düzenlenirken; dokuma makinaları, tekstil sanayiinde kullanılan
birçok makina ve ambalaj makinaları, inşaat sanayii için beton pompaları, forkliftler dahil birçok makina
finansal kiralama durumunda KDV
oranı yüzde 1 uygulanacak eşyalar
kapsamına alındı.
Leasingdeki KDV’nin düşmesinin etkisi, ilk etapta yatırım malı
olan makina alım-satımında kendini gösterdi. Geçtiğimiz günlerde
Adnan Dalgakıran,
“Leasingdeki KDV
oranının düşmesinin
asıl etkisi 2014’te
görülecektir”
diye konuşuyor.
36 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Bursa’da düzenlenen Bursa Metal
İşleme Teknolojileri Fuarı ve Bursa
Sac İşleme Teknolojileri Fuarı’nda,
2014 yılı için siparişler alınırken,
makinacılar sıcak satış yöntemiyle
500’e yakın makina sattı.
Yatırımların ve üretimin artması
konusunda 2014 için umutlu olduklarını ifade eden sektör temsilcileri,
şunları söylüyorlar: “Girdi maliyetleri KDV’si yüzde 18. KDV geri
ödemeleri zamanında yapılmazsa,
leasingle çok satış yapan firmalar
sıkıntı yaşayabilirler.”
Dalgakıran: Satışları
olumlu etkileyecek
Leasingli alımlarda maliyetlerin
düşeceğini, bunun da makina satışlarına doğrudan olumlu etki yapacağını belirten Orta Anadolu Makina ve Aksamları İhracatçıları Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, “Leasingdeki KDV oranının
düşmesinin asıl etkisi 2014’te görülecektir” diye konuşuyor.
Girdi maliyetlerinin KDV’sinin
yüzde 18 olduğuna dikkat çeken
Dalgakıran, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ama bir işletmede leasingli satışlar çok olursa, firma KDV iadesini
de geç alırsa, o şirket için problem
olur. Çünkü, girdi maliyetleri halen
yüzde 18.”
Türkiye’de son yıllarda yatırımlarda düşüş olduğuna dikkat çeken
Dalgakıran, Türkiye’nin sanayileşme konusunda problem yaşadığı-
ARAŞTIRMA
nı, büyümenin sanayi üzerine kurulmadığını belirtiyor. Yatırımların
artması halinde, iç pazarda makina
sektöründe bir genişleme yaşanabileceğini savunan Dalgakıran, “Yatırımlardaki düşüş makina sektörünü
ihracata yöneltti. Bizim için Avrupa
pazarının büyümesi çok önemli. O
pazarda bir büyüme beklentisi var.
2014’te ihracatımızın daha iyi olacağını düşünüyoruz. Makina sektörü olarak her yıl ihracatta yüzde
20’ye yakın büyüme gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ama bu şartlarda
zor görünüyor. Bu yıl yüzde 7 büyümemiz var. Öte yandan, dünya çok
dalgalı gidiyor. Sürekli beklenmedik
Cüneyt Şener, yeni
uygulamanın, yatırımları
artıracağını ve daha kolay
yatırım kararı alınmasını
sağlayacağını belirtiyor.
38 Makina Magazin
●
OCAK 2014
durumlarla karşılaşılıyor. Paranın
maliyetinde yaşanan artış, zayıf olan
yatırımları daha fazla sekteye uğratabilir. Çok net tahminlerde bulunamıyoruz” diye konuşuyor.
Şener: Sorun tam
olarak çözülmedi
Leasing uygulamalarında bugüne kadar çok dengesiz ve adaletsiz
bir durum olduğunu belirten Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO)
Makina Konseyi’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Şener
ise, konu hakkında şunları söylüyor:
“Söz konusu dengesizliğin ve adaletsizliğin tam olarak giderildiğini
de söyleyemeyiz. Çünkü, bazı mamullerde halen leasing KDV oranları
yüzde 18. Adalet ve dengenin tam
anlamıyla kurulduğunu söylemek
zor. Ama bundan önce ithalatçıların
lobi faaliyetleriyle elde edilmiş bir
hakkın en azından biraz daha geniş
bir tabana yayılması umut verici.”
Yatırımların teşvik edilmesi için
bu tip uygulamaların daha geniş
bir tabana yayılması gerektiğini savunan Şener, gelecek açısından şu
anki durumun umut verici olduğunu ifade ediyor. Yeni uygulamanın,
yatırımları artıracağını ve önümüzdeki süreçte insanların daha kolay
yatırım kararı almalarını sağlayacağını kaydeden Şener, “Bu anlamda,
faizlerin de oldukça düşük seyrettiği bir ortamda, bu kadar özel bir
istisnaya sahip olmanın insanları
cezbedici bir tarafı olacağını düşünüyorum. Türkiye iç pazarı açısından 2014 hareketli geçecek. Ancak,
yatırım malları kategorisinde olan
tüm yatırım malları için bir düzenleme yapılsaydı daha adaletli bir durum olurdu. Düzenleme bize umut
verdi ama tatmin etmedi” şeklinde
konuşuyor.
Özkayan: Müşterilerimiz
leasinge yöneldi
Bursa’da düzenlenen Endüstri
Zirvesi öncesi leasingde KDV ora-
Ahmet Özkayan, leasingdeki yeni
uygulamanın büyümeye de katkı
sağlayacağını dile getiriyor.
ARAŞTIRMA
nının düşürülmesi kararını sürpriz
olarak değerlendiren Ermaksan
Makina Genel Müdürü Ahmet Özkayan, satış hacminin 2014 yılında
artacağı görüşünü savunuyor. Özkayan, şunları söylüyor: “Fuarda
da yeni uygulamanın çok faydasını
gördük. Müşteriler leasinge yöneldi
ve siparişler otomatik olarak arttı.
Fuar sırasında da çok fazla sıcak
satış oldu. Olması gereken satışlar
oluyor ama satış hacmi 2014’te
ciddi oranda artacak.”
Leasingin finansta çok önemli bir enstrüman olduğunun altını
çizen Özkayan, “Yeni uygulama,
beklediğimiz ve olması gereken bir
şeydi. Büyümeye de katkısı olacak.
Müşterilerimiz finans olarak rahatladı. Leasing dünyada her ülkede var
ve yatırım uzun vadeli yapılır. Hem
Hüseyin Durmaz,
“Leasingdeki KDV’nin
yüzde 1’e düşmesi
yatırımcının önünü
açmaktadır”
diye konuşuyor.
40 Makina Magazin
●
OCAK 2014
işletme sermayesi korunurken, uzun
vadede de ödeme kolaylığı olacaktır. Dolayısıyla, büyüme hızlı olur.
Leasing, büyümenin bir parçasıydı.
Bunu söküp aldığınızda büyümeye
etki eden önemli bir enstrümanı da
almış oluyorsunuz. Amerika, dünyanın en büyük ekonomilerinden biri
ve orada asla leasing olmadan makina alınmaz” diye konuşuyor.
Durmaz: Yatırımcının
önünü açacak
Durmazlar Makina Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz
da, yatırım malı olan makina satışının istihdama doğrudan katkı
sağladığına vurgu yapıyor. KDV’nin
yüzde 1’e gerilemesini olumlu karşıladıklarını ifade eden Durmaz,
sözlerini şu şekilde sürdürüyor:
“Büyük bir takım tezgahı, üç vardiya çalıştığı zaman üç kişiye istihdam demektir. Dolayısıyla, leasingdeki KDV’nin yüzde 1’e düşmesi
yatırımcının önünü açmaktadır. Bu
da, makina üreten firmaların üretim artışına etki edecektir. Daha
çok yeni bir konu, ama satışlara
muhakkak olumlu etkisi olacaktır.
Son olarak yer aldığımız Bursa Endüstri Zirvesi’nde de leasingli satışlar yapıldı. Makina sektörü 2014’e
daha olumlu bakıyor.”
Ersözlü: 500’e yakın
tezgah satıldı
Bursa Endüstri Zirvesi’ni değerlendiren Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş.
Genel Müdürü İlhan Ersözlü ise,
fuar sırasında 500’e yakın tezgah
satıldığını dile getiriyor. Leasing
uygulamalarının ve firmaların düzenlediği kampanyaların satışlarda
etkili olduğunu ifade eden Ersözlü,
şunları söylüyor: “Fuar katılımcıları,
2014’ün ilk yarısı için otomotiv başta olmak üzere, savunma sanayii,
metal sanayii gibi bazı sektörlerde
siparişler alındığını, bu siparişlerin
hayata geçmesi için de makina yatırıma girildiğini ifade ettiler. Önümüzdeki yıl Nisan ayında Konya,
Mayıs ayında ise Kayseri’de makina
sektörünü ilgilendiren fuarlar düzenleyeceğiz. Buralarda da sıcak
satışların artarak devam edeceğini
düşünüyoruz.” ■
ARAŞTIRMA
“Türkiye’de e-Ticaret” adlı rapora göre:
Online alışveriş
beş yılda üçe katlandı
İSMMMO tarafından hazırlanan “Türkiye’de e-Ticaret” adlı rapora göre,
2013 yılı sonunda yaklaşık 5 milyon kişi, “online” ortamda 31 milyar liralık
mal ve hizmet satın almış olacak. Bu kişiler, elektronik ticaret yoluyla her
işlem başına ortalama 200 lira harcıyor.
İ
stanbul Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler Odası’nın (İSMMMO)
“Türkiye’de e-Ticaret” adlı raporuna göre, internet ortamında yapılan online satın almalarda büyük
bir patlama yaşanıyor. Rapora göre,
2013 yılı sonunda yaklaşık 5 milyon
kişi, online ortamda 31 milyar liralık
mal ve hizmet satın almış olacak.
Bu kişiler, elektronik ticaret yoluyla
her işlem başına ortalama 200 lira
harcıyor. Rapora göre, Türkiye’de
e-ticaretin büyüklüğü ise, önümüzdeki beş yılda üçe katlanacak.
“Türkiye’de e-Ticaret” adlı rapordaki; Bankalararası Kart Merkezi
verileri ve Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) milli gelir rakamları üzerinden
yapılan analizlere göre, e-ticaretin
Türkiye’de birkaç yıl sonra toplam
hane halkı harcamaları içindeki payı
42 Makina Magazin
●
OCAK 2014
ise ikiye katlanacak.
Rapora göre, telefonla ve mektupla yapılan kredi kartı işlemleri
ve verilen talimatlar hariç tutulduğunda, 2013’ün ilk yarısında gerçekleşen online alışveriş miktarı 16
milyar liraya ulaşıyor. 2008’de 8,2,
2009’da 9,1, 2010’da 12,8 milyar
lirayı bulan online kredi kartı harcamaları; 2011’de 18,7 milyar liraya,
2012’de 25,1 milyar lira düzeyine
yükselmiş durumda. 2013 yılının
da, tahmini olarak 31 milyar liralık
online alışveriş hacmiyle kapanacağı
tahmin ediliyor.
Dijital müşteri sayısı artıyor
Dijital müşteri sayısı ve kişi başı
harcamanın hızlandığı vurgulanan
raporda, Türkiye’nin 2012 itibariyle
nüfusunun 75 milyon 627 bin kişi
olduğu anımsatılarak, 15 yaş ve
üstünde düzenli internet kullanan
kişi sayısının 21,5 milyona ulaştığı
belirtiliyor.
TÜİK verilerine göre, bu kişilerin
yüzde 21,8’i internetten çeşitli sıklıklarda mal veya hizmet satın alıyor
ve bu kitle sayısal olarak 4 milyon
687 bin kişiye ulaşıyor.
“Türkiye’de e-Ticaret” raporundaki verilere göre, 2012 yılında
ise internet üzerinden yapılan 133
milyon adet işlemde, toplam 25,1
milyar liralık alışveriş gerçekleştirildi.
Bu miktarlar internetten alışveriş yapan 4 milyon 687 bin kişilik nüfusla
hesaplandığında, kişi başına yılda
ortalama 28 adet sipariş verildiği
ve yine kişi başına yılda 5 bin 372
lira harcama gerçekleştirildiği görülüyor. Bu durumda, internetten
ARAŞTIRMA
Türkiye’de dijital müşteriler
2012 sonu toplam nüfus
75,6 milyon
15 yaş üstü nüfus
56,8 milyon
15 yaş üstünde düzenli internet kullananlar
21,5 milyon
Düzenli internet kullananlar içinde online alışveriş yapanlar
4,6 milyon
İnternette kartlı ödeme tutarı beş yılda üçe katlandı
Yıllar
İşlem adedi
2013 (Tahmini)
İşlem tutarı
İşlem başına
(milyon TL)
harcama (TL)
160.000.000
31.000
199,90
2012
133.004.366
25.178
189,30
2011
102.277.215
18.740
183,24
2010
75.414.419
12.880
170,79
2009
57.227.057
9.109
159,17
2008
59.162.970
8.276
139,89
düzenli olarak alışveriş yapan her
bir kullanıcının ayda 2,3 adet işlem
gerçekleştirdiği ve internet üzerinden ortalama 447 lira harcadığı ortaya çıkıyor.
Kredi kartı harcamalarında
online ödeme artıyor
Rapora göre e-ticarette dikkat
çekici bir başka nokta ise, kredi kartıyla yapılan online harcamaların offline kredi kartı harcamalarından daha
hızlı büyümesi. Son beş yılın verilerine bakıldığında, kredi kartlı işlemler
içinde online harcamaların payı neredeyse iki katına çıkmış durumda.
2008 yılında kredi kartlarıyla yapılan toplam harcama 166,2 milyar
lira iken, internet üzerinden gerçekleştirilen 8,2 milyar liralık işlem
bunun yüzde 4,98’i düzeyindeydi.
2013 sonunda ise, toplam kredi
kartı harcamaları tahmini olarak
375 milyar liraya, internetten yapılan harcamalar ise 31 milyar liraya
ulaşacak. Böylece, toplam kart harcamaları içinde e-ticaretin payı da
yüzde 8,50’yi aşacak.
Raporda yapılan hesaplamaya
göre, online kredi kartı harcamaları
5 yılda yüzde 103,2 artarken, toplam kredi kartı harcamalarındaki
artışın yüzde 31,8 düzeyinde olduğu vurgulanıyor. Geçmiş dört yılda
kredi kartı harcamaları içinde online
harcamaların büyüme payını baz
Yahya Arıkan, “Online
ortamda satın almalara
vergi desteği getirilmesi
önemli” diye konuşuyor.
44 Makina Magazin
●
OCAK 2014
alarak yapılan hesaplamalara göre;
2013’te yüzde 8,59 olan online
kredi kartı harcaması payı 2014’te
yüzde 9,84’e yükselecek, 2018’e
gelindiğinde ise, yüzde 17’nin üzerine çıkacak.
e-ticaret hacmi
üçe katlanacak
Rapora göre, e-ticaretin toplam
hane halkı harcamaları içindeki payı,
önümüzdeki yıllarda ciddi bir artış
gösterecek. Hane halkı harcaması
içinde bu oran 2012’de yüzde 2,54
olarak gerçekleşirken; 2013’te yüzde
3,03’e, 2018’de yüzde 7,41’e ulaşacak. Paydaki bu artışla, önümüzdeki
beş yıl içinde Türkiye’deki toplam
e-ticaret hacmi üçe katlanacak. Beklentiye göre e-ticaret, 2013’teki 31,2
milyar liralık düzeyinden yine bugünkü fiyatlarla 92,4 milyar liralık bir büyüklüğü ulaşacak.
e-ticaret sektöründeki bu hızlı
büyüme potansiyeli önümüzdeki
dört-beş yıl içinde bu alana yapılan
yatırımların artacağını ve bu alandaki yabancı sermaye girişinin hızlanacağının da sinyalini veriyor.
e-ticaretin sektörel dağılımı
Türkiye’de e-Ticaret adlı rapora
göre, online ticaretin bir diğer özelliği ise, bazı sektörlerde kartla gerçekleştirilen perakende satışlardaki
payı yüzde 90’lara kadar çıkartması.
Özellikle, seyahat ve turizm harcamalarında satışların çok büyük bölümü internet üzerinden gerçekleştiriliyor. Havayolları sektörüne kredi
kartıyla yapılan harcamaların yüzde
90’ı, seyahat acentelerine ödenen
paranın ise yüzde 44’ü internet
üzerinden gerçekleştiriliyor. Bu pay
sigorta sektöründe yüzde 36’yı, hizmet sektörlerinde ise yüzde 30’u
buluyor.
Rapora göre, TÜİK’in gerçekleştirdiği Hanehalkı Bilişim Teknolojileri
Kullanım Araştırması 2012 sonuçları
da, Türkiye’deki dijital müşterilerin
satın alma alışkanlıkları hakkında
çarpıcı bilgiler veriyor. Araştırmaya
göre, Türkiye’de sayıları 4,7 milyon
kişiye ulaşan dijital müşterilerin neredeyse yarısı, online mağazaları
giyim ve spor malzemeleri satın almak için kullanıyor. Yaklaşık dörtte
biri ise, cep telefonu, kamera, DVD,
TV gibi elektronik aletlerin siparişini
verirken, kullanıcıların beşte biri de;
mobilya, beyaz eşya, oyuncak gibi
ev eşyaları satın alıyor.
Arıkan: Kayıtlı ekonomi
için önemli
“Türkiye’de e-Ticaret” adlı raporu değerlendiren İSMMMO Başkanı
Yahya Arıkan, online ticaretin gelişmesinin kayıtlı ekonomi idealindeki
Türkiye için önemli olduğunu söylüyor. Online satın almaların, milli gelir
ve vergi gelirlerin artışında önümüzdeki yıllarda daha etkin bir rolü olacağını belirten Arıkan, “Dünyada ve
Türkiye’de internet erişimi olan nüfus sayısındaki hızlı artış, mobil internet erişiminin giderek hızlanması ve
ucuzlaması online harcamaları teşvik
ediyor” diye konuşuyor.
Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de
de her geçen gün çeşitlendirilen ve
daha güvenli hale getirilen ödeme
sistemlerinin, bir zamanlar hayal
gibi görünen internet üzerinden
alışveriş fikrini desteklediğini kaydeden Arıkan, “Online ortamda satın
almalara vergi desteği getirilmesi
önemli. Örneğin; internet üzerinden
bir kitap satın alındığında normal
Katma Değer Vergisi yüzde 8 olan
bu kültür ürünün KDV’si yüzde 18
olarak hesaplanıyor. Oysa, tam tersi
bir oranlama olması gerekir” diyerek sözlerini noktalıyor. ■
ARAŞTIRMA
ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre:
Türk işverenlerin yüzde 25’i
istihdamda artış bekliyor
ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre, Türk işverenler
Ocak-Mart 2014 döneminde umut vaat eden işe alım planları öngörüyorlar.
Yaklaşan yerel seçimlerin de etkisiyle, kamu & sosyal hizmetler sektöründe
+%24’lük bir görünümle aktif bir işgücü pazarı beklentisi hâkim.
M
anpowerGroup tarafından her çeyrek hazırlanan Manpower İstihdama Genel Bakış Araştırması 2014
birinci çeyrek istihdam beklentileri
açıklandı. Türkiye’den de bin 1
temsilci işveren ile görüşme yapılarak gerçekleştirilen araştırmaya
göre, Türk işverenler Ocak-Mart
dönemi için umut vaat eden işe
alım planları bildiriyorlar. İşverenlerin yüzde 25’i istihdam artışı
beklerken, yüzde 9’u düşüş öngörüyor ve yüzde 65’i de herhangi bir değişiklik beklemediklerini
ifade ediyorlar. Bunun sonucunda ise, Türkiye’deki net istihdam
görünümü +%16’yı gösteriyor.
2013 dördüncü çeyreğine kıyasla,
görünüm yüzde 2 puan düşüyor.
Ancak, önceki yılın aynı dönemi-
ne göre işe alım planları yüzde 6
güçleniyor.
En iyimser tahmin
İç Anadolu’dan
Beş bölgenin tamamında işverenler, 2014 yılının birinci çeyreği süresince personel sayılarının
artmasını bekliyorlar. En iyimser
işe alım planları istihdam görünümünün sırasıyla; +%21 ve
+%20 olduğu İç Anadolu ve Ege
Bölgesi’nden geliyor. Marmara’da
ise işverenler, +%19 ile iyimser
bir işe alım beklentisi bildiriyorlar. Diğer yerlerde, işverenler hem
Karadeniz, hem de Akdeniz için
+%10’luk temkinli iyimser bir görünüm ifade ediyorlar. Önceki yılın
aynı dönemi ile karşılaştırıldığında,
işe alım planları beş bölgenin hep-
Yıllara göre anket sonuçları
Artış
Düşüş Değişiklik yok
Bilmiyorum
Net istihdam
görünümü
%
%
%
%
%
2011 1. çeyrek
36
9
51
4
+27
2011 2. çeyrek
38
4
56
2
+34
2011 3. çeyrek
42
7
49
2
+35
2011 4. çeyrek
37
17
39
7
+20
2012 1. çeyrek
31
9
54
6
+22
2012 2. çeyrek
33
7
54
6
+26
2012 3. çeyrek
34
7
54
5
+27
2012 4. çeyrek
28
7
60
5
+21
2013 1. çeyrek
22
12
61
5
+10
2013 2. çeyrek
37
9
54
0
+28
2013 3. çeyrek
31
7
62
0
+24
2013 4. çeyrek
29
11
58
2
+18
2014 1. çeyrek
25
9
65
1
+16
46 Makina Magazin
●
OCAK 2014
sinde daha güçlü.
Gelecek çeyrekte istihdamın
11 sektörün 10’unda artması bekleniyor. Elektrik, gaz ve su sektöründeki işverenler +%33’lük net
istihdam görünümüyle en iyimser
işe alım planlarını bildiriyorlar.
Kamu & sosyal hizmetler sektöründeki işverenler +%24’lük bir
görünüm ile aktif bir işgücü pazarı
öngörürken, iki sektörde (finans,
sigorta, emlak kurumsal hizmetler
sektörü ve ilaç sektörü) görünümler +%20’de kalıyor.
İşverenler; hem ulaşım, depo
& iletişim sektöründe, hem de
toptan & perakende ticaret sektöründe +%19 ile iyimser işe alım
planları bildiriyorlar. 2013’ün dördüncü çeyreğine kıyasla işverenler,
11 sektörün yedisinde daha zayıf
işe alım planlarına sahipler.
İşverenler temkinli
davranıyor
İşe alım konusundaki iyimserlik üç ay öncesine göre 21 ülkede
ve bölgede güçlenirken, 15’inde
zayıflıyor. Görünümler ayrıca, yıldan yıla karşılaştırmada 21 ülkede
ve bölgede güçlenirken, 17’sinde
düşüş gösteriyor. Küresel iş gücü
piyasalarının geneline bakıldığında, işe alım yöneticileri arasında
ağır basan belirli bir trend olduğuna dair çok az ibare var. İlk çeyrek
araştırması, piyasadaki belirsizliğin
işverenleri endişelendirmeye devam ettiğini anlatıyor. Araştırma
ayrıca, bu işverenlerin çoğunun
personel sayılarını artırmayı hedeflediklerini, fakat durgunluk öncesi
döneme kıyasla bunu çok daha
ARAŞTIRMA
Reha Hatipoğlu, “Yeni
araştırmamız, 2014
yılının ilk çeyreği için işe
alım tahminlerinin halen
olumlu olduğunu, ancak
daha mütevazı seviyelere
çekildiğini ortaya
koyuyor”
diye konuşuyor.
mütevazı oranlarda yapmayı planladıklarını ortaya koyuyor.
En fazla işe alım
beklentisi Tayvan’da
Dünya çapında işe alım beklentilerinin en yüksek olduğu işverenlerin; Tayvan, Hindistan ve Yeni
Zelanda’da olduğu göze çarpıyor.
En zayıf net istihdam görünümleri ise; İtalya, İrlanda, Finlandiya,
İspanya, Slovakya ve Belçika’da
öngörülüyor.
Avrupa, Orta Doğu ve Afrika
(EMEA) Bölgesi’nde işe alım eğilimleri, araştırmaya katılan 24 ülkenin 16’sında işverenlerin olumlu
işe alım tahminleri ile karışık bir
tablo sergilemeye devam ediyor.
Üç ay öncesine göre 24 ülkeden
15’inde görünümler iyileşirken,
yedisinde aşağı yönlü olduğu görülüyor. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre, tahminler 13 ülkede iyileşirken, sekizinde zayıflıyor.
Euro Bölgesi GSYİH tahminleri,
ekonomideki toparlamanın son
derece yavaş adımlarla gerçekleştiğini ve işsizliği kayda değer
oranlarda azaltmak için yeterli olmayacak bir hızda devam ettiğini
öngörüyor. Bu durum; özellikle de
25 yaş ve altı grubunda işsizliğin
yüzde 24’ün üzerinde kalmaya
devam ettiği genç nüfus arasında
hâkim.
Bölgenin en güçlü işe alım
planları Türkiye’den; en zayıf tahminleri ise arka arkaya 12 çeyrektir işverenlerin olumsuz işe alım
beklentileri ifade ettiği İtalya’dan
geliyor. Buna karşılık, görünümün
arka arkaya altıncı çeyrektir yükselmesiyle ve işverenlerin beş yıl
içindeki en güçlü işe alım planlarını bildirmeleriyle Yunanistan, iş
arayanlar için önümüzdeki üç ay
boyunca fırsatlar sunacak.
Hatipoğlu: Tahminler
olumlu ancak mütevazi
Birinci çeyrek öngörülerini değerlendiren Manpower Türkiye
Genel Müdürü Reha Hatipoğlu,
“Durgunluk ve durgunluk sonrası dönemlerde de, Türk işverenler
istikrarlı bir çizgide ve etkileyici
oranlarda işe alım planları bildirmeyi sürdürdüler. Yeni araştırma-
mız, 2014 yılının ilk çeyreği için işe
alım tahminlerinin halen olumlu
ancak daha mütevazı seviyelere
çekildiğini ortaya koyuyor. Yine
de, bölgenin en güçlü işe alım
planlarının Türkiye’deki işverenlerden gelmesiyle birlikte, birinci çeyrekte iş arayanların olumlu
istihdam tablosundan istifade
edebileceğini söyleyebiliriz. Yakın
zamanda Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, 2014-2016 döneminde
1,8 milyon kişilik yeni istihdam
oluşturma ve işsizlik oranını yüzde
8,9’a düşürme hedeflerini açıkladı. Hükümet, büyüme ve istihdamı
artırma alanlarına öncelik veriyor.
Bu hedefler ve öncelikler başarıyla
hayata geçirildiği durumda, işgücü
pazarına ihtiyaç duyduğu ek desteği sunabilir” diye konuşuyor.
Türkiye’nin
görünümünün,
ilaç ve toptan & perakende ticaret sektörlerindeki yıldan yıla
gözlemlenen önemli iyileşmelerle
ivme kazandığını aktaran Hatipoğlu, şöyle konuşuyor: “Bunun
yanı sıra, özelleştirmelerin devam
ettiği, elektrik, gaz ve su sektöründeki işverenler birinci çeyrek
için +%33’lük net istihdam görünümüyle en iyimser işe alım planlarını bildiriyorlar. Aktif bir sürece
girmeye aday bir diğer sektör ise
yaklaşan yerel seçimlerin de etkisiyle kamu & sosyal hizmetler sektörüdür. Bu sektördeki işverenler
+%24 ile hareketlenen bir işgücü
pazarının sinyallerini veriyorlar.” ■
Bölgelere göre net
istihdam görünümü
Ege
+20
Karadeniz
+10
İç Anadolu
+21
Marmara
+19
Akdeniz
+10
Sektörlere göre net istihdam görünümü
Ormancılık, avcılık ve balıkçılık
İnşaat
+16
+8
Elektrik, gaz ve su
+33
Finans, sigorta, gayrimenkul ve kurumsal hizmetler
+20
Üretim
+17
Madencilik
Kamu ve sosyal hizmetler
Restoran ve otelcilik
Ulaşım, depo ve iletişim
+6
+24
-2
+19
Toptan ve perakende ticaret
+19
İlaç
+20
OCAK 2014 ● Makina Magazin
47
ARAŞTIRMA
İş sağlığı ve güvenliği
sektöründe yatırımlar artıyor
İş sağlığı ve güvenliği sektörü, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın
Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla birlikte hareketli günler yaşamaya başladı.
Şu anda 2 bin olan iş güvenliği ve sağlığı uzmanı sayısının da, 2014 yılında 50
bine ulaşması bekleniyor.
Y
üksekte güvenle çalışmak
için üretilen halattan hastane personeli kıyafetine,
portatif yangın söndürme cihazlarından işçi eldivenlerine kadar çok
geniş bir yelpazeye sahip olan iş
sağlığı ve güvenliği sektörü, son
beş yıldır hızlı bir büyüme yakaladı.
Sektör, özellikle Haziran 2012’de
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla hareketli günler yaşamaya başladı.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güven-
48 Makina Magazin
●
OCAK 2014
liği Yasası ile iş yeri yönetmelikleri
üçe ayrıldı. Buna göre; firmalar az
tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli
olarak sınıflandırılırken; iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer
sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğü 50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerleri için 30
Aralık 2012 tarihinde başladı. Aynı
yükümlülük; 50’den az çalışanı
olan iş yerlerinden tehlikeli ve çok
tehlikeli sınıfta yer alanlar için 30
Haziran 2013 tarihinde, az tehlikeli
sınıfta yer alanlar ile kamu işyerleri
için ise 30 Haziran 2014 tarihinde
başlayacaktı. Ancak, mevcut iş güvenliği uzmanı sayısının yetersiz olması nedeniyle 50’den az çalışanı
olan iş yerlerinden tehlikeli ve çok
tehlikeli sınıfta bulunan firmalar
için 1 Ocak 2014’e ertelenen yükümlülüğün uygulamaya girmesiyle sektörün önemli bir ivme yakalaması bekleniyor. Kamu kurumları
ile 50’den az çalışanı olan ve az
tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri
için ise, uygulama 1 Temmuz 2016
tarihinde başlayacak.
ARAŞTIRMA
Turhan Şalva, iş sağlığı
ve güvenliği sektörü için
2013 yılının hareketli
geçtiğini ifade ediyor.
nusu sayının 247’ye yükseldiğini
kaydeden yetkililer, sözlerini şöyle
sürdürüyorlar: “A ve B sınıfı uzman sayılarının sınavla artması,
eğitim kurumlarının sayısında
azalmaya neden olabilecektir.
Ayrıca, söz konusu yönetmeliğin
Ocak ayında uygulamaya girmesiyle birlikte, hizmet talep eden
firma sayısının da yüzde 400 artacağını öngörüyoruz.”
Yabancı sermaye
gözünü Türkiye’ye dikti
Sektöre yatırım
yapmanın tam zamanı
Sektöre yatırım yapmanın tam
zamanı olduğunu savunan yetkililer, sektörde yaşanacak büyümenin;
iskele, personel taşıyıcı, yiyecek-içecek gibi birçok sektörde makina ve
ekipman tedariki artışı anlamına
geldiğini de ifade ediyorlar.
Şu anda 2 bin olan iş güvenliği ve sağlığı uzmanı sayısının da,
2014 yılında 50 bine ulaşacağı
tahmin ediliyor. 2013 yılı başında
110 olan Türkiye genelinde ortak
sağlık güvenlik birimi (OSGB) sayısının 995’e yükseldiğini aktaran
yetkililer, artışın 2014 yılında da
devam etmesinin beklendiğini
belirtiyorlar.
Eğitim kurumu sayısının ise,
2013 başında 48 iken, söz ko-
Türkiye iş güvenliği ve sağlığı
sektöründe yaşanan gelişmeler,
yabancı sermayenin de dikkatini
çekmiş durumda. Dünya çapında iş sağlığı ve güvenliği alanında
faaliyet gösteren büyük firmalar,
Türkiye’de yerini almaya başlayarak, üretim tesisleri kuruyorlar.
Sektörde yeterli sayıda yerli
güçlü yatırımcı olmadığına dikkat çeken yetkililer, yatırım yapan
küçük firmaların sektördeki büyük bölümü oluşturduğunu belirtiyorlar. Yetkililer, “Ancak, yerli
firmalar iş birliğine giderek, güçlü
firmalarla rekabet edebilirler” diye
konuşuyorlar.
Üretici firmaların Avrupa ülkelerinde güvenli ürün dolaşım belgelerine (CE) sahip olmamasının,
uluslararası pazarlarda Türkiye’nin
rekabet şansını düşürdüğü ifade ediliyor. Sektördeki bir diğer
önemli sorun olarak ise, iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimlerinin
maaşlarını işverenden alması gösteriliyor. Yetkililer, konu hakkındaki görüşlerini şöyle açıklıyorlar: “İşverenden maaşını alan bir çalışanın
işverenin istemi dışında davranması çok güç. İş güvenliği uzmanlarının ve iş yeri hekimlerinin maaşlarının ortak bir havuz sisteminden
ödenmesi gerekiyor. Uzmanlar,
danışman görevini ancak bu şekilde yerine getirebilirler. İş sağlığı ve
güvenliği sektörü de, ancak bu şekilde ilerleme kaydedebilir.”
Sektörde beklentiler
netlik kazanmadı
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği kültürünün hem işveren, hem
de çalışanlar nezdinde henüz oluşmadığını ifade eden uzmanlar, bu
50 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Yüksekte güvenle
çalışmak için
üretilen halattan
hastane personeli
kıyafetine, portatif
yangın söndürme
cihazlarından işçi
eldivenlerine kadar
çok geniş bir
yelpazeye sahip olan
iş sağlığı ve
güvenliği sektörü,
son beş yıldır hızlı
bir büyüme
yakaladı.
kültürün oluşması için sistemin
önce “zorunlu” olarak algılanması
gerektiğini belirtiyorlar. Hizmetten fayda sağlandıkça sektörün
yavaş yavaş gelişeceğini belirten
uzmanlar, Türkiye’nin bu alanda
dünyanın gelişmiş ülkelerinden
geri kaldığını vurguluyorlar. Ayrıca
iş sağlığı ve güvenliği sektöründe,
hizmet talep eden müşterilerin
sektörden beklentilerinin netlik kazanmadığına ve bir iş güvenliği uzmanını firmalarında nasıl istihdam
edeceklerini bilmediklerine değinen sektör aktörleri, bu “karşılıklı
birbirini tanıma” sürecinin 2014
ortalarına kadar devam edeceğini
öngörüyorlar.
Şalva: 2013 yılı
hareketli geçiyor
İş sağlığı ve güvenliği sektörü
için 2013 yılının hareketli geçtiğini
anlatan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet ve Eğitim Kurumları Derneği
(İSGHEDER) Başkanı Turhan Şalva,
özellikle ortak sağlık güvenlik birimi (OSGB) sektöründe ciddi bir
talep artışı olduğunu söylüyor. Bu
artışın gelecek yıl da devam etmesinin beklendiğini kaydeden Şalva,
şu anda iş sağlığı ve güvenliği sektöründe 40 bine yakın C sınıfı uzmanının, 247 eğitim kurumunun
ve 955 OSGB’nin faaliyetlerine devam ettiğini dile getiriyor. Ancak,
ARAŞTIRMA
uzman sayısının Şubat 2014 ve 21
Aralık 2013 sınavlarıyla artacağı
bilgisini veren Şalva, “C sınıfı uzman sayısı iş yeri sayısıyla kıyaslandığında yetersiz gibi gözükse de,
bu hizmeti talep eden firma sayısı yüzde 100 olamayacağı için şu
anda C sınıfı uzman sayısı yeterli.
Bu da, eğitim kurumlarının potansiyelini etkileyecektir ve talep yarı
yarıya azalacaktır. Önümüzdeki yıl
eğitim kurumlarının bugünkü sayılarının çok altına düşeceğini tahmin ediyorum” diyor.
Sektörde A ve B sınıfı uzmana
ise halen ihtiyaç duyulduğunun
altını çizen Şalva, sektörlerdeki
tehlike düzeyi arttıkça, C sınıfı uzman belgesinin yeterli olmadığını
vurguluyor. Şalva, şunları söylüyor:
“Bu durum, Bakanlığa bir takım
baskılar yapılmasına neden oldu ve
yapılacak uzmanlık sınavıyla daha
önceden deneyime dayalı ve deneyim paylaşımıyla gelişen, ilerleyen
belgelendirme sistemi değişikliğe
uğradı. Ağustos ayında torba yasaya bir madde eklenmesiyle; C sınıfı
uzmanlara hayatlarının herhangi
bir döneminde hangi sektörde çalıştıklarına bakılmaksızın, bin 800
gün prim ödemişlerse B sınıfı uzmanlık sınavına, 3 bin gün primle
çalışmışlarsa A sınıfı uzmanlık sınavına eğitim almaksızın katılma
hakkı verildi.”
“Deneyimsiz kişiler
iş kazalarını artırır”
Söz konusu uygulama ile uzmanlarda tecrübenin ortadan
kalktığını öne süren Şalva, şöyle
konuşuyor: “Bu sistemle iş güvenliği hakkında tecrübesi olmayan
kişiler, inşaata gidip A sınıfı uzman
olacak. Kenarda bekleyen birçok C
sınıfı kişi var. Fakat, hiç deneyimi
olmayan kişilerin bu sınava girmesi
iş kazalarını artıracaktır.”
İlk sınavda belge alanların diğer
sınava girme haklarının üç ay sonra
başladığına işaret eden Şalva, “Dernek olarak önerimiz, birileri sınava
erken girmeliyse, bu sistem başladığı gün deneyimi başlayan kişiler girmeli. Bu da yeterli değilse, üç yıllık
süre iki yıla indirilebilir. En az iki yıl
deneyim denirse, şu anda 5 bin kişi
sınava girecek demektir” diyor.
İşçen: Önemli
bir ivme yakalanacak
İş sağlığı ve güvenliği sektörünün geniş bir pastaya sahip olduğunun altını çizen İş Güvenliği
Uzmanları Derneği (İSGDER) Yönetim Kurulu Başkanı H. Latif İşcen, sektöre yatırım yapmak için
uygun bir zaman olduğunu ileri
sürüyor. İş güvenliği ve sağlığının,
girişimcilerin korkmadan yatırım
yapabilecekleri bir sektör olduğunu savunan İşcen, sektörde yasal
gerekliliklerin oluşması ile birlikte
önemli bir ivme yakalanacağını
kaydediyor.
“Örneğin, sektörde iş güvenliği malzemeleri tedarik eden firma sayısı yüzde 5’ken, bu sayının
yüzde 100’e çıkmasını bekliyoruz”
diyen İşçen, yasal düzenlemelerin
tamamlanmasıyla 1,5 milyon olan
kişisel koruyucu donanım kullanıcısı sayısının 20 milyona çıkacağı öngörüsünde bulunuyor. İşcen, “Bu
sektörel büyüme; iskele, personel
taşıyıcı, yiyecek-içecek gibi birçok
sektörde makina ve ekipman tedariki artışı anlamına geliyor. Önümüzdeki günlerde beş ilde yapılacak sınavla birlikte, 2013 yılı öncesi
2 bin olan iş sağlığı güvenliği (İSG)
uzman sayısının 2014 yılı itibarıyla
50 bine ulaşması bekleniyor. 2013
yılı başında 110 olan ortak sağlık
güvenlik birimi (OSGB) sayısının
da, yıl sonunda bin 500’e çıkacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca, 2013
yılı başında 48 olan eğitim kurumu
sayısı da şu anda 247. 2014 yılı
başında hizmet talep eden işletme
sayısının ise yüzde 400 artış göstermesini bekliyoruz” diyor.
Gelecek yıl sonunda sektörde
hizmet kalitesinin konuşulacağının
da altını çizen İşcen, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kurumsal hastaneler, Türkiye’ye yayılmış bir OSGB
yapısına dahil olacaktır. Birçok
OSGB kapanıp, kurumsal yapısını
oluşturmuş güçlü şirketler ayakta
kalacaktır. Sektörde kalıcı olmayı
başaran firmalar, hem hizmet kalitesini oluşturacaklar, hem de güçlü
iş birlikleri içinde hizmet verecekler. Kişisel koruyucu ve sağlık pazarının, zamanla daha kaliteli hizmet
veren kurumlara bırakılacağını düşünüyorum.”
Latif İşçen, “İş güvenliği
ve sağlığı sektörü,
girişimcilerin korkmadan
yatırım yapabilecekleri bir
sektör” diye konuşuyor.
“Yeterli sayıda güçlü
yatırımcı yok”
Sektörde yeterli sayıda güçlü
yatırımcı olmadığını ifade eden
Latif İşcen, “Ne yazık ki, iş birliği,
güç birliği yapmak yerine bireysel
hizmeti tercih ediyoruz. Yatırım
yapan küçük firmalar sektördeki
büyük bölümü oluşturuyor. Ancak, bu küçük ölçekli sermaye
gücüne sahip firmaların hizmet
kalitesi de o boyutta olacaktır. Bu
nedenle, büyük yatırımcılara yardımcı olmaya her zaman hazırız”
diye konuşuyor.
Dernek olarak, iş sağlığı ve güvenliği alanında kaliteli hizmetin
her zaman destekçisi olduklarını
anlatan İşcen, şöyle devam ediyor: “Sektörün gelişimi için küçük
firmalar bir araya gelip kurumsal
güçlere dönüşmeli ve sermaye
güçlerini birleştirmeli. Hastaneler
bu sistem için yatırım yapmalı, güç
birliği ya da ortaklık yapmalı.”
“Yasal düzenlemeler
yeterli”
Sektörde yasal düzenlemelerin
yeterli olduğunu savunan İşcen, ancak yasal düzenlemelerin kurgusu
içinde hatalı oluşumlar olduğunu
öne sürüyor. İş güvenliği uzmanı ve
iş yeri hekiminin maaşını işverenden
aldığına dikkat çeken İşcen, “İşverenden maaşını alan bir kişi, nasıl
olur da işverenin istemi dışında davranır. Bizim ihtiyacımız, birbirimizi
suçlamak ya da yasa içinde suçlu
aramak değil, danışman zihniyetli
yapı kurulmalı. İş güvenliği uzmanı
ve iş yeri hekimi maaşını işverenden
almamalı. Bizce bir havuz sistemi
oluşturulmalı ve maaşlar oradan
ödenmeli” diyor. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
51
ÜRÜN
Küçük sürücüler için büyük zekâ
Bosch Rexroth A.Ş.
M
akina üreticileri ve sistem
entegratörleri,
kapsamlı
işlevsellikten sürücü tabanlı hareket mantık devre kontrollerine kadar birçok şeyi düşük güç
bölgesindeki elektrikli sürücülerden
beklemektedirler. Çok küçük çaplı
otomasyonlar için çevresel zekânın
avantajlarından yararlanmak isterler. Bu sorunlarla baş edebilmek için
Rexroth, IndraDrive Cs kompakt tahrik serileri için yeni Advanced perforIndraDrive Cs Advanced
kompakt sürücüleri
sercos çoklu Ethernet
arayüzü sunmaktadır.
lanıcıların yeni Advanced cihaz üzerinde, slave sürücüler olarak yüksek
verime sahip Economy versiyonlarını
kullanabilmesini sağlar. Seçimli sürücü entegre edilmiş hareket mantık
devresi kontrol sistemi, IndraMotion
MLD, IndraDrive Cs Advanced’in bir
ana sistem olarak, bağımsız sürücü
paketlerini kontrol etmesine imkân
sağlar ve böylelikle, birçok sürücü görevini de yönetmiş olur.
Küçük sürücüler ve onların üniversal iletişim donanımı, sercos, Profinet
IO (RT), EtherNet/IP ve EtherCAT gibi
tüm standart Ethernet tabanlı iletişim arayüzlerini destekler. Kullanıcılar, çoklu Ethernet arayüzü için arzu
ettikleri iletişim protokolünü, sistem
yazılımını kullanarak kendileri yapılandırabilirler. Buna ek olarak, yeni
çoklu-kodlayıcı arayüz, aynı zamanda;
EnDat, Hiperface, SSI enkoder, basit
TTL artımlı enkoder, sinüs kosinüs enkoder, çözümleyici ve Rexroth’un son
derece kompakt MSM motorları için
seri enkoder sistemi gibi standart kodlayıcı sistemlerini destekler. IndraDrive
Cs aynı zamanda, elektronik komütasyon ve/veya analog ve sayısal Hall
algılayıcılarını kullanarak, farklı lineer
motor versiyonlarını da destekler.
Hemen hemen tüm
kontrol ortamlarına
entegre edilebilir
mans seviyesi ürünlerini sunmaktadır.
IEC 61131-3’e göre entegre hareket
mantık devresi, bir sercos ana arayüzü
üzerinden dokuz adede kadar ilave
ekseni kontrol eder. Çoklu Ethernet
ya da ilave alan bus sistemi arayüzü,
farklı otomasyon yapılarına entegrasyonu kolaylaştırır. Sürücü entegre
edilmiş güvenlik fonksiyonları SIL 3’e
uygundur.
IndraDrive Cs Advanced sürücü
serilerinin yeni performans seviyesi
hem bir sercos ana arayüzü, hem de
artan işlem gücü sunmaktadır. Bu da,
dokuz adede kadar ekseni ve aynı
zamanda harici I/O modüllerinin kullanılmasını mümkün kılar. Sercos, zor
gerçek zamanlı ortamlarda bile, kul-
52 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Ek bir alan veri yolu arayüzü kullanarak, kendisine bağlı slave sürücüleri
bulunan yeni versiyon, akıllı bir alt sistem olarak hemen hemen tüm kontrol ortamlarına entegre edilebilir. Entegre bir network, ana bus sistemine,
IndraDrive Cs Advanced’e bağlı slave
sürücülere sanki aynı sisteme bağlılarmışçasına erişim imkânı tanır.
Sertifikalı Güvenli Tork Kapalı
(STO) güvenlik fonksiyonu ve Güvenli
Fren Kontrolü (SBC) bulunan kompakt küçük sürücüler, EN ISO 138491’e göre Kat 4 PL e ve EN 62061’e
göre SIL 3’e uygundur ve modern güvenlik sistemlerinin hızlı bir şekilde kurulmasında imkân sağlar. Bu güvenlik
fonksiyonları, IndraDrive Cs’nin farklı
güç aşamalarında ve performans sevi-
IndraDrive Cs
Advanced
sürücü serilerinin
yeni performans
seviyesi hem bir
sercos ana arayüzü,
hem de artan işlem
gücü sunmaktadır.
Bu da, dokuz adede
kadar ekseni ve aynı
zamanda harici I/O
modüllerinin
kullanılmasını
mümkün kılar.
yelerinde kullanılabilir.
Akıllı kontrol panelinde parametrelerin kaydedilmesi, basit kontrol paneli
ile değişim yapan tüm sürücüye özgü
verilerin iletimini sağlar. Bu özellik, hızlı
ve bilgisayarsız cihaz veri değişimine
ve sistemi kolaylıkla devreye almaya
imkân sağlar. Özellikle, IndraMotion
MLD uygulamalarıyla birleştirildiğinde
birlikte gelişmiş özellikleri, ek bellek
olarak isteğe bağlı olarak bir microSD
kullanılması ile mümkündür. Entegre
bir web sunucusu olan IndraMotion
Service Tool, standart bir web tarayıcısı ile tüm sürücü tanımlamalarına ve
parametrelerine erişime imkân sağlar.
Rexroth, açık ve kapalı devre işlemleri için oldukça dinamik IndraDrive Cs kompakt sürücüleri ve aynı
zamanda, her iki versiyon için de
direkt ağ bağlantısı sunmaktadır. Şebeke gerilimini 100’den 230V AC’ye
dönüştüren dönüştürücüler, mekanik
sürekli güçleri 50 ile 750 Watt ile arası
olan motorların bağlanması için tasarlanmıştır ve aynı zamanda, önemli bir
güç kaybı olmadan tek fazlı sürücüler
gibi çalıştırılabilirler. 200 ile 500V AC
arası besleme gerilimi için sürücüler,
400 Watt 9 kW sürekli güç aralığını
kapsamaktadırlar. ■
ÜRÜN
Gelişmiş pompa performansı
Kennametal
K
ennametal
Extrudehone
(Irwin, PA) ve Hydro (Chicago, IL) firmaları, enerji
üretimi sektöründeki pompa müşterilerine ortak bir küresel destek
ve servis sağlayabilmek için güçlerini birleştirerek, stratejik işbirliğine gittiler. Müşterilere sağlanan
öncelikli faydalar: iyileştirilmiş verimlilik, maliyet tasarruflu pompa
performansı, bakım aralıklarında
daha uzun çalışma zamanı ve geliştirilmiş güncelleme çözümleri.
Ticari anlaşma, iki şirketin bütünleyici özelikleri ile ideal bir uyumu
içermektedir. Kennametal Extrude
Hone, hassas yüzey çözümleri ve
hidrolik parçalara yönelik ürünler
sunmaktadır ve Hydro® pompa
bakım ve yenileme hizmetleri alanında küresel bir liderdir.
Hirsiger: Çok önemli
bir işbirliği
Konu hakkında açıklamalarda bulunan Kennametal Extrude
Hone Şirket Müdürü Urs Hirsiger,
şöyle konuşuyor: “Elektrik santrali
kazan besleme pompası operatörleri genellikle, gelişmiş pompa
performansı ile her yıl 100 binlerce dolar tasarruf edebileceklerinin
farkında değildir. Hydro®, pompa
gelişimlerini temel misyonu olarak yönetmektedir ve Kennametal
Extrude Hone türbin motorları için
hava akışını geliştirdiği onaylanmış
bir teknoloji sunmaktadır. İki şirketin birlikte çalışması, pompa etkinliğini daha önce hiç ulaşmadığı bir
seviyeye çıkaracaktır. Bu sayede,
dünyanın her yerindeki operatörlerin bu işbirliğinden faydalanmasını sağlayacaktır.”
Kennametal Extrude Hone’nin
Aşındırıcı Akış İşleme (AFM) süreci, genellikle santrifüj rotoru gibi
kilit pompa parçalarına uygulanmaktadır ve katmanlı akış sağlanmaktadır. Bunun sonucu olarak,
önemli ölçüde gelişmiş performans elde edilmektedir. AFM öncelikli olarak, daraltılmış sıvı akış
geçitlerinin iç yollarını “perdahlamak” ve “şekillendirmek” için
kullanılmaktadır.
Shah: Enerji
maliyetleri düşüyor
Müşterilere güç yüklerini düşürecekleri ve enerji masraflarından
tasarruf sağlayacakları yöntemler
sunmanın öneminin daha öncelikli
bir hale geldiğini aktaran Hydro®
Başkanı Jay Shah, “Kennametal
Extrude Hone’nin geçtiğimiz yıllarda geliştirilen macun-bazlı teknolojilerini kullanarak, özel pompa
hızlarına göre değişmekle birlikte,
müşteriler pompa verimliliğinde
ortalama yüzde 4 oranında bir
yükseliş bekleyebilir. Bu gelişme,
enerji maliyetleri üzerinde tek ba-
şına önemli ölçüde tasarruf sağlamaktadır” diye konuşuyor.
Tıkanan akış yollarına ek olarak, birçok pompa parçası zamanla aşınabilmekte ve titreşime
neden olmaktadır. Titreşim, diğer
parçaları ve pompa işleminin genel dayanıklılığını ve verimliliğini
olumsuz yönde etkilemekte ve sık
sık onarım gerektirmektedir. Powergen pompalarını “yeni” veya
“daha iyi” bir konuma getirmek
ve böylece, onarımlar arasındaki
süreyi uzatmak için Kennametal
Extrude Hone ve Hydro®, yenileme
ve bakım paketleri sunmaktadır.
Fotoğraflar;
Kennametal’in Extrude
Hone’nin güç üretim
endüstrisinde kullanılan
santrifüj pompa rotoru
üzerindeki (AFM)
aşındırıcı macun ile
parlatma sürecini
göstermektedir. AFM
öncesi (solda), AFM
sonrası (sağda).
Smith: Önemli oranda
tasarruf sağlanıyor
Rotor pompalarının onarım
aralıklarını 8 aydan 60 aya kadar
uzatmanın mümkün olduğunu
dile getiren Hydro Parts Solutions,
Inc. Başkanı Jeff Smith, şunları
söylüyor: “Sadece 48 ay sonrasında, bu bağlamdaki tasarruflar katlanarak büyümektedir.”
İki şirket 2014 yılında, tekniklerini ve uzmanlıklarını geleneksel
güç üretme santrallerine ek olarak;
nükleer, petrol, çelik, kâğıt hamuru
ve kâğıt, belediye gibi diğer endüstri
sektörlerinde ve genel endüstriyel
pompa kullanımlarında uygulamayı
planlamaktadır. ■
Ayrıntılı bilgi için:
www.kennametal.com
OCAK 2014 ● Makina Magazin
53
ÜRÜN
Yeni Sace Emax 2
ABB
S
ace Emax 2, ABB Sace’nin yeni
açık tip devre kesicisidir. Emax
2’de kullanılan en gelişmiş teknoloji, tamamen yeni nesil koruma
üniteleri sunar ve AG dağıtımında
bugüne kadar görülmediği kadar az
pano oturum alanına olanak sağlar.
ABB Sace bu optimizasyon sayesinde, pano üreticileri için yeni çözümler getirmektedir.
Baralara daha kolay bağlantı,
daha kolay kurulum, terminal kutusunda daha kolay bağlantı yapma yalnızca bir başlangıçtır. Devre
kesici içindeki aksesuar bölgesine
yeni bağlantılar artırılmış güvenliği
garantiler.
Son olarak, önemli noktalardan
bir tanesi de haberleşmedir. Sace
Emax 2, alçak gerilim sistemleri içinde ilk kez en üst düzey haberleşme
protokollerini devre kesicinin içinde
bütünleşik olarak sunmaktadır; Twisted Pair ve Ethernet protokollerine
kadar tüm çözümler kullanılabilir.
Bara dostu
Sace Emax 2 terminalleri sahada
90° döndürülerek yataydan dikeye
dönüştürülebilir. Bu özellik, hem esnekliğe izin verir, hem de panoların
optimum tasarımına ve kurulumuna
olanak sağlar. Ayrıca, terminaller
özellikle seçilen akım değerine göre
en yaygın bara boyutlarına uyacak
şekilde tasarlanmıştır ve bir ile dört
arası baranın hızlı ve kolay bağlantısını sağlar.
Her terminal, seçilen ilgili akım
değeri için baranın standart genişliğine göre oluşturulmuştur ve kolay
bağlantı için bir, iki veya üç terminal
yuvasına sahiptir.
Sonuç olarak, adetli bara türü
stoklamak artık gerekli değildir.
Ayrıca, artık birden fazla bara katmanını ana terminallere bağlamak
üzere bükme veya ilave işlemler gerekmemektedir.
Daha az bakır
Daha az çelik
Bakır tasarruf miktarı, hem kaplanan alanın azalmasına, hem de güç
kayıplarının azalmasına bağlıdır.
■
■
Bakırdan tasarruf:
Bara uzunluğu -%20
Bara kesiti -%8
Daha hızlı bağlantı
Her bir Emax 2 devre kesiciye
doğrudan terminal kutusunun üzerine kolaylıkla takılabilen çoklu kartuş
tipi haberleşme modülleri takılabilir.
Haberleşme üniteleri; Modbus,
Profibus ve Devicenet protokolleri
ile Modbus TCP, Profinet ve Ethernet IP protokolleri kullanımı yoluyla
bütün otomasyon ve enerji yönetimi sistemlerine entegre edilmesine
imkân tanır. Emax 2’nin haberleşme
olanakları pahalı ve zor dönüştürücülere olan ihtiyacı ortadan kaldırır.
Kablo bağlama hiçbir zaman
yeni terminal kutusu ile yapıldığı
kadar kolay olmamıştı: Bağlantı için
hiçbir ilave alet gerekmemektedir.
Daha güvenli
Güvenli aksesuar montajı:
Emax 2 kapağının çıkarılması işletme mekanizmasını içeren kısma
değil, yalnızca aksesuarların bulunduğu kısma erişimi sağlar. Bu özellik, hem bakım personeli için, hem
de kesicinin kendisine hasar verme
ihtimaline karşı ilave güvenlik sağlar.
İç tarafta yer alan bir dizi koruyucu
kapağı çıkararak, işletme mekanizmasına erişim halen sağlanabilir.
Kilitlenen kepenkler:
Daha verimli
■
54 Makina Magazin
●
Daha az alan kaplama
OCAK 2014
Çekmeceli tip devre kesicilerin
sabit parçasındaki kepenkler, sabit
parçanın içinden erişim bulunmayacak şekilde önden kilitlenebilir. Dolayısıyla, kilitlenmenin gerçekleşmesi için çalışan devre kesicinin dışarı
çıkarılmasına gerek kalmamaktadır.
Ayrıca, kolaylaştırılmış, güvenli bakım faaliyetleri için üst ve alt kepenkler birbirinden bağımsızdır.
Daha kolay
Kurulum kolaylığı:
Özel kılavuz raylar hareketi kolaylaştırarak, “devre kesici dışarıda”
pozisyonundan “test” ve “devre
kesici içeride“ pozisyonlarına doğru
ve kilitli konumlandırma sağlamaktadır. Ayrıca, kılavuz raylar sabit
parçanın dışına doğru uzanmaktadır. Böylelikle, hareketli parça bir
vinç veya asansör kullanarak, rayların üzerine yerleştirmek suretiyle
kolaylıkla takılabilir. Bu, kolay ve
güvenli kurulum sağlamaktadır.
Geliştirme kolaylığı:
Emax 2’nin özellikleri halihazırda IEC61439-2 uyarınca belgelendirilmiş panoları yeniden muayene etmeksizin Emax’ın kolayca
değiştirilmesine imkân tanır. İlgili
cihaz değişimine dair gereksinimler
(IEC61439-1’in 10.10.3.5 sayılı paragrafları ile 13. tablosu) karşılanır.
Nötr kutup esnekliği:
Emax 2 devre kesiciler için nötr
konum; N, L1, L2, L3’ten L1, L2, L3,
N’ye değişecek şekilde doğrudan
koruma ünitesinden değiştirilebilir.
Formlama kolaylığı:
Sabit parça boyunca uzanan
özel aralık yalıtım separatörleri yerleştirilmesine imkân tanıyarak, farklı
formlama biçimlerinin uygulanmasını kolaylaştırır. ■
ÜRÜN
Tehlikeli ortamlara yönelik
vinç çözümleri
Konecranes
P
etrokimya tesislerinde çalışan
vinç operatörleri, petrokimyasal süreçlerde kullanılan korozif
gazlar, yanıcı ve patlayıcı maddeler
gibi tehlikelerle sürekli karşı karşıyadır. Konecranes, kaldırma alanındaki
engin deneyimi, patlamaya dayanıklı
uygulamalara ilişkin bilgi birikimi ve
yenilikçi teknolojisi ile söz konusu
tehlikeli ortamlara yönelik geniş bir
ürün yelpazesi sunuyor.
Petrokimya tesisleri, yüksek
bir verimlilik düzeyi yakalamak ve
bu düzeyi muhafaza etmek durumundadır. Ekipmanların plan harici
atıl durumda kalması söz konusu
olamaz. Konecranes, petrokimya
sektörüne kok kömür vinçlerinden
patlamaya dayanıklı zincirli kaldırma
tertibatlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bir kaldırma ekipmanları
portföyü sunuyor. Ürün bileşenleri;
petrokimya tesisleri, petrol rafinerileri ve doğal gazlı elektrik santrallerine
ilişkin tüzük ve yönetmeliklere uygun
olarak tasarlanıp üretilmektedir.
Kok kömür vinçleri sürecin
merkezinde yer alıyor
Konecranes kok kömür vinçleri,
petrokimyasal arıtma sürecinin en
önemli ekipmanlarıdır. Kok, bu vinçler ile tamburlardaki kok çıkarma
noktasından çukur/havuz yerleşim
planı dâhilindeki ara depoya ve tesis
dışına nakledilmek için hazırlanmak
üzere kırıcıya/siloya aktarılır. Konecranes kok kömür vinçleri; korozyon,
ısı, toz ve neme karşı korumalıdır.
Bu vinçler, ayrıca vinç operatörünü
ve kumandalarını da korumak üzere kimyasal filtreler ile donatılmıştır.
Ürün yelpazesi şunlardan oluşur:
• Gezer kok kömür (EOT)
vinçleri: 48 metreye kadar ulaşır,
55 tona kadar ağırlıkları kaldırır.
• Yarı gezer kok kömür (SLG)
vinçleri: 48 metreye kadar ulaşır, 55
tona kadar ağırlıkları kaldırır.
• Konsollu yarı gezer kok
kömür (SLG) vinçleri: 50 metreye kadar ulaşır, 55 tona kadar ağırlıkları kaldırır.
Bu vinçlerde kullanılan bileşenler standart olup, diğer vinçler ile de
uyumludur. Bileşenlerin diğer vinçler ile de uyumlu olması sayesinde,
yedek parça envanteri daha düşük
seviyelerde tutulabilir ve ihtiyaç duyulan yedek parça daha kısa sürede
temin edilebilir.
Artırılmış güvenlik
Konecranes, ayrıca tehlikeli ortamlarda kullanılmak üzere vinçleri, kaldırma tertibatlarını ve vinç
bileşenlerini içeren geniş bir küçük
kaldırma ekipmanları yelpazesi de
sunuyor. Örneğin; tehlikeli ortamlar
için Konecranes EXCXT tel halatlı
kaldırma tertibatı yenilikçi bir mekanik tasarımın yanı sıra, gelişmiş hız
kontrolü ve motor teknolojisine de
sahip. Bu tertibat, korozif ortamlara ve zorlu çalışma koşullarına karşı dayanıklıdır ve kolay yük taşıma,
üstün emniyet, gelişmiş ergonomi
ve avantajlı boyut seçenekleri sunar. EXCXT kaldırma tertibatları,
tekli kaldırma veya monoray uygulamaları için uygundur ve mevcut
kaldırma tertibatı ekipmanlarını bir
üst seviyeye taşırken, ekipman kategorileri 2 ve 3 gerekliliklerini de
karşılar.
Tehlikeli ortamlara yönelik Konecranes ürün yelpazesine; pergel vinçler, manuel vinçler ve 125
kg’dan 100 tona kadar kaldırma
kapasitelerine sahip elektrikli ve
manuel kaldırma tertibatları da
dâhildir. Bunun yanı sıra, tehlikeli ortamlara yönelik Konecranes
ürünleri Avrupa ATEX Direktifi doğrultusunda onaylıdır. Konecranes,
talep üzerine IECEx, CSA ve Inmetro onaylarına sahip EX vinç ve vinç
bileşenlerini de tedarik edebilir.
Mükemmel, proaktif ve
gerçek zamanlı servis
Konecranes, güvenliği geliştirme, atıl geçirilen süre kaynaklı maliyeti azaltma ve çalışma sürecindeki
verimliliği artırmaya yardımcı olacak
geniş bir servis yelpazesi sunuyor.
Dünya çapında 570’ten fazla hizmet noktası ile küresel bir bakım
profesyonelleri ağına sahip olan Konecranes, her marka vinç ve kaldırma tertibatına servis hizmeti verebiliyor. Hizmetler, dünya genelinde
vinç ve diğer kaldırma ekipmanlarının kontrolü, onarımı, bakımı ve
modernizasyonunu kapsıyor.
Bunun yanı sıra Konecranes,
gerçek vinç kullanım bilgilerini sağlayan eşsiz Truconnect® uzaktan
gözlem ve raporlama hizmetini
de sunuyor. Truconnect®; düzenli
veri raporlama ve gerçek zamanlı
tanılama, müşterilerin vinç bakım
faaliyetlerini optimize etmelerine
yardımcı olmasının yanı sıra, vinç
bakımı ve cihaz uyumluluğu konularının daha görünür kılınmasına da
imkân tanıyor. ■
Ayrıntılı bilgi için:
www.konecranes.com.tr
OCAK 2014 ● Makina Magazin
55
ÜRÜN
Sensör teknolojisindeki gelişmeler otomasyona
yeni perspektifler açıyor
Yeni gözlerle görmek...
Festo San. ve Tic. A.Ş.
T
esis
kontrol
sistemlerinin
“duyu organları“ artık geleceğe hazır. Tahrik sistemleri ve
kontrol modülleriyle kablosuz veri
alışverişi, mesafe ölçüm ve tespitinde
20 μm’ye kadar varan düşük toleranslar ve T oluklarına direkt monte
edilebilen yaklaşım sensörleri -yeni
sensör ürünleri tasarım ve geliştirme
alanındaki yeni fikirlerin gerçekleştirilebilmesine katkıda bulunuyorlar.
Festo da, artık sensör-aktüatör
Makina ve tesis
kullanılabilirliğini
artırmak, mühendislik
ve montaj masraflarını
düşürmek: WISA-COM
kablosuz veri aktarım
sistemi, örneğin; valf
adalarına yönelen
sensör-aktüatör
düzeyindeki sinyalleri
kayıpsız olarak aktarır.
düzeyini pazarın yakın mesafelere
uygun en hızlı ve en güvenilir kablosuz iletişim sistemlerinden biriyle
donatıyor. ABB’nin kablosuz veri
aktarım standardı olan WISA-COM,
gelecekte endüstriyel seri haberleşme yolu yerine Master’dan IO modüllerine sinyal aktarımını kayıpsız
olarak mümkün kılacak. Bu da, makina ve tesislerin kullanılabilirliğini
artırıp, mühendislik ve montaj masraflarını azaltacak.
Kontrol sistemlerinin; normalde
endüstriyel seri haberleşme yolu
kabloları veya özel kontakt halkaları
üzerinden hareketli, döner parçalar
üzerinde yer alan sensörler ve aktüatörlerle iletişim kurmak zorunda olduğu tüm alanlarda, kablosuz
sistem birçok avantajı beraberinde
getiriyor.
Endüstriyel uygulamalara
yönelik kablosuz iletişim
WISA-COM iletişim teknolojisi,
endüstriyel uygulamaların gerektirdiği çok hızlı ve güvenli veri aktarım
talebine cevap veriyor. Tesisin tek
bölümünde yüzlerce cihazın aynı
anda iletişimde bulunmasını sağlarken, sinyalin enterferans vb. engellerle karşılaşabileceği alanlarda
bile güvenilir bir veri aktarımı temin
ediyor.
Kablosuz veri aktarım teknolojisi, öncelikle hareketli kabloların bol
olduğu, donanım değişikliğinin sık
görüldüğü özel amaçlı makina imalatı alanında, otomotiv endüstrisinde de özellikle kaynak tesislerinde,
robot kol ve tutucuları ile montaj
tesislerinde birçok avantaj sunuyor.
Kablosuz veri alışveriş teknolojisi,
hijyen standardının çok yüksek olduğu gıda üretim ve ambalajlama
sektörü gibi alanlarda da kablolu
çözümlerden daha avantajlı.
Eşsiz “pnö-elektriksel”
mesafe tespiti
Festo’nun geliştirdiği sensör
teknolojisiyle takım tezgahlarındaki
yüzey teması da, artık daha üstün
bir şekilde kontrol edilebiliyor. “Havayla ölçme“ esasına göre çalışan
SOPA tip hava aralığı sensörü, iş
parçası yüzeyinin tezgah yüzeyine
tam olarak temas edip etmediğini
ve takımın mil üzerinde tam manasıyla hizalanıp hizalanmadığını
tespit eder.
Yeni ürün, ölçme toleransının
çok düşük olması yanı sıra; düşük
ağırlığı, kompakt yapısı ve birçok
fonksiyonun tek gövdeye entegre
56 Makina Magazin
●
OCAK 2014
ÜRÜN
Kompakt ölçülü ve hassas temas kontrolü:
Basınçlı hava regülasyon, ölçme havası
kapatma ve dışarı püskürtme fonksiyonlarını
kontrol eden modüle entegre edilmiş olan
Festo’nun SOPA tip hava aralığı sensörü.
edilmiş olmasıyla dikkat çekiyor.
Sistem, bir kontrolör modülü ile
bir veya birkaç sensör modülünden
oluşuyor. Kontrolör modülünde,
açık/kapalı ve temizleme darbeli
ölçme havası valfleri ile basınçlı hava
regülasyon birimi yer alıyor. Sensör
modülleri, elektriksel ve pnömatik
çıkışlara sahip ve kontrolör modülü
başına maksimum dört sensör modülü kombine edilebilir.
Yeni sensör teknolojisi, takım
tezgahı sektöründe, transfer hatlarında temas kontrolü uygulaması
için, özellikle de otomotiv sektöründeki Power-Train uygulamalarında
kullanılabilir. Burada, sensör yardımıyla motor imalatında iş parçalarının tam yatay pozisyonu güvence
altına alınır.
Minyatürizasyonda büyük bir başarı: Festo’nun SIES-8M tip endüktif yaklaşım sensörü T oluğuna
monte edilebilen tek ürün.
pozisyonlarının tespiti ve genel olarak metal nesnelerin pozisyonlarının
tespiti için de uygundur.
Sağlam ve kolay montaj imkânı
veren ortadan montaj tertibatı ile
T oluğuna güvenle vidalanabilen
ürün, bu montaj tarzı sayesinde
mekanik etkilere karşı korunmuştur.
Üstelik, oluğa monte edilen sensörler harici tiplere kıyasla; daha rahat,
daha kısa sürede ve daha güvenli
bir biçimde ayarlanabilmektedir.
Patentli çift LED sayesinde, sürüş istikametinden bağımsız olarak, yastıklamalı durumda her zaman sensörün bir LED’i fark edilir. ■
“Elektropnömatik” bir
mesafe ölçme sistemi
olan SOPA tip hava
aralığı sensörü ile
hızlı, güvenli tutuş ve
sıkıştırma temin ediliyor.
T oluğunda yer alan
yaklaşım sensörü
Sensör teknolojisinde minyatürizasyonun en başarılı örneklerinden
biri olan Festo ürünü SIES-8M, endüktif esaslı bir yaklaşım sensörüdür. Bu ürün, bir pnömatik silindirin
T oluğuna monte edilebilen pazardaki tek endüktif sensördür. Uygulayıcıya sağlanan avantajlar: Kolay
montaj ve ayarlama olanakları.
SIES-8M, Festo’nun yeni ürünlerinden EGC tip elektriksel eksenlerde standart olarak pozisyon
bildirim ünitesi olarak görev yapar.
Ama pnömatik tutucuların parmak
OCAK 2014 ● Makina Magazin
57
ÜRÜN
Dişli frezelemeye olan talep, kesici takım yeniliklerini teşvik ediyor
En son teknoloji dişli
frezeleme ürünleri
Sandvik Coromant
D
aha hızlı, daha tasarruflu ve
daha özel uzmanlaşmış dişli
üretimine olan ihtiyaç, çok
büyük geliştirme çalışmalarına yol
açmıştır. Değişime önderlik eden
Sandvik Coromant’dır ve sürekli
şekilde dişli frezeleme portföyünü
genişletmektedir ve bugün, pazarda en geniş kapsamlı dişli frezeleme
takımı ürün grubunu sunmaktadır.
Gereksinim ne olursa olsun (helisel
dişliler, alın dişlileri, dişler, kremayerler, konik dişliler, pinyonlar, içe kıvrık
dişliler), elinizin altında bir çözüm
bulunmaktadır.
Takımlar mühendislik
çözümleri haline geldi
Birçok durumda, takım profili
özel bir dişli çarka göre tasarlanmalıdır. Bu, bir diş boşluğunun ölçüsünün ve şeklinin takım tarafından
58 Makina Magazin
●
OCAK 2014
eşlenmesi anlamına gelmektedir.
Sonuç olarak, takımlar mühendislik
çözümleri haline gelmiştir. Bilinmesi gereken önemli nokta, bir dişli
frezeleme takımı sipariş ederken;
modül ölçüsü, baskı açısı, diş profili
(çıkıntı, uç kabartması/pahı), ek modifikasyon faktörü, dişli hatve çapı,
helis açısı ve dişli kalitesi gereksinimlerinin dahil edilmesidir. Verilen
dişli çark verileri ile; işleme prosesinden takımlama çözümlerine ve
kesici uç/kalite seçimine kadar her
üretim adımını optimize etmek için
yardım sağlanabilir.
Dişlerin üretimi farklı yöntemlerle yapılabilir. En çok kullanılanı,
malzemenin silindirik bir parçadan
kaldırıldığı bir tip metal kesmedir.
Dişli kesme için kullanılan takım
tezgahları genelde özel bir üretim
yöntemine özeldir. Ancak, dişli üretiminde 4- ve 5-eksenli işleme merkezlerinin ve çok amaçlı tezgahların
kullanılması esneklik ve düşük maliyet masrafları nedeniyle artmıştır.
Küçük ve orta büyüklükte lotlarda
üretim için tornalama, frezeleme ve
dişli frezeleme dahil olmak üzere,
aynı tezgah ve kurulum ile tüm operasyonları gerçekleştirme avantajına
sahiptir.
Disk kesici kapsamı
3 ile 60 modül arasındadır
Sandvik Coromant dişli frezeleme ürün grubu, disk kesicilerin kaba
işlenmesinden disk kesicilerin profil
frezelemesine ve değiştirilebilir kesici uçlu bıçakları kapsamaktadır.
Disk kesici kapsamı 3 ile 60 modül
arasındadır ve azdırma takımları 3
ile 20 arasında modüllerdedir. InvoMilling 1,5 modül ölçüsünden itibaren frezeleme yapabilir ve temelde
tezgah konfigürasyonundan başka
bir limiti yoktur.
Alın dişlileri, helisel dişliler ve
yivler için benzersiz tam profil çözümleri ile başlayarak CoroMill®
176 yeniden taşlama gerektiren
HSS azdırma bıçaklarına alternatif
olarak üretken ve daha tasarruflu
bir değiştirilebilir kesici uçtur. Yüzde
70’e kadar kesme süresi azalması
HSS kesicilere göre dört kat yüksek
kesme hızlarının uygulanması ve
çok sayıda verimli kesici uç ile birlikte kolaylaştırılır. Bunun yanında,
takım ömrü altı kata kadar daha
uzundur. Bu da, tezgah duruş süresinin de aynı oranda azalması anlamına gelir. Tek bir kalite (GC1030)
ve kesici uç geometrisi (-PM) tüm
kaba işleme, yarı ince işleme ve
ÜRÜN
ince işleme operasyonları için kullanılır. Bu avantajdan faydalanan
ana pazarlar arasında; demiryolu,
ağır kamyon ve tarım ve iş makinası
ekipmanları bulunmaktadır.
CoroMill 176 DIN 3968’e göre
Sınıf B takım toleransı sunmaktadır. Ancak, bir sınıf A azdırma bıçağından beklenebileceğe çok yakın
dişli kalitesi sunmaktadır. Dişliler,
normalde işleme operasyonu sonrasında dişli çark için tolerans gereksinimlerini tanımlayan standarda
uygun şekilde sınıflandırılır. Takım
tezgahı, bağlama ve kesme değerleri ile birlikte takım, dişli kalitesi
sunmak için birleştirilen bir sistem
olarak görülmelidir.
Yüksek kalite ve üretkenlik
Azdırma bıçağının şeklini koruyan CoroMill 177, teğetsel kesici
uçlara ve 10-18 modül aralığında
alın ve helis dişlileri işlemek amacıyla benzersiz bir kısımlı arabirime
sahip bir kısımlı tasarlanmış değiştirilebilir azdırma bıçağıdır. Yenilikçi
bir şekilde, kısımlar arasında çokgen
şekilli bir arabirime sahiptir ve bu
hassaslık ve çok yüksek tork transfer
özelliği sağlar. Ayrıca, kesici gövdesinin doğruluğu ve rijitliği üretilen
parçalarda yüksek kaliteyi ve üretkenliği garanti eder.
Tipik olarak CoroMill 177, CoroMill 176 tarafından kapsananlardan daha geniş uygulamalar içindir
ve bunlara rüzgar gücü ve diğer
ağır sanayii dişlileri dahildir. Karşılaştırılabilir HSS azdırma bıçaklarına
göre minimum 2-3 kat kesme hızı
ile birlikte eğer dişli çark üzerindeki
dişli sayısı 25 adetten fazlaysa, de-
ğiştirilebilir kesici uç disk kesicilerde
daha yüksek verimlilik sağlar.
Bir uygulama örneğinde, CoroMill 177 karşılaştırılabilir rakip takımın 36 parça değerine karşılık 60
parçalık takım ömrüne ulaşmıştır.
Test kapsamında 610 mm’lik bir hat
ve çapı üzerinde 36 dişli bir modül
16 planet dişlinin işlenmesi bulunuyordu. Kesme değerleri her iki takım
için de aynıydı. Bu takım ile elde edilebilecek verimlilik istisnaidir.
Kapsamlı seçenekler
Değiştirilebilir kesici uçlu disk kesicilere geçildiğinde, Sandvik Coromant daha kapsamlı seçenekler sunmaktadır. Örneğin; büyük dişliler için
(modül 12-22, çaplar 210-500 mm),
CoroMill 170 alın ve helis dişlilerde
dişler arasında boşluk oluşturmak
için ideal verimli kaba işleme disk kesicidir. Burada standart ürün olarak
üç kesici uç geometrisi mevcuttur.
Daha fazlası, dip profil kesici uçları
uyarlanmış kesme açılarına sahip hafif kesimli L-geometri ile mevcuttur.
Bu mevcut -M ve -H geometriler ile
karşılaştırıldığında, kesme kuvvetlerinde yüzde 20-25 azalma sağlar.
Ayrıca, düşük güç tüketimi gerektiğinde veya fener mili hızı sınırlayıcı
faktör olduğunda, ilerleme hızlarını
artırma imkanı bulunduğunda mükemmeldir. Birçok kullanıcı boşlukları CoroMill 177 ile kaba işleme ve
sonrasında parçayı bir HSS azdırma
bıçağı ile ince işleme konusunda çok
sayıda avantaj sağlamıştır.
Yeni ve tasarruflu
bir yöntem
Sandvik Coromant tarafından
sunulan bir başka işleme yöntemi
de InvoMilling™’dir. En çok 1-12
modüller için uygun olan, ancak 60
modül ölçüsüne kadar kullanılabilen
InvoMilling, özel azdırma tezgahlarına gerek kalmadan, alın ve helis
dişlileri üretmek için yeni ve tasarruflu yöntemler sunan benzersiz bir
yaklaşımdır. Toplam üretim sürelerini azaltmak için komple parçalar
sadece tek bir tezgah kurulumu ile
üretilebilir. Proses olarak, akıllı CNC
programlamayı hassas kesiciler
(CoroMill 161 veya CoroMill 162,
modül ölçüsüne bağlı olarak) ile birleştirir. Şu anda yöntem, Mori-Seiki
takım tezgahlarında sunulmaktadır.
Konik dişlilerin üretimi için Sandvik
Coromant başka bir takım tezgahı
üreticisi olan Heller ile çığır açan uPGear® çözümü konusunda özel işbirliği yapmaktadır. Çok sayıda dişli
ölçüsü ve diş geometrisi için kullanı-
OCAK 2014 ● Makina Magazin
59
ÜRÜN
labilmesine ek olarak, işleme süresi
geleneksel bir parmak freze prosesine göre üç kat daha fazladır. Bunun
ana nedenlerinden biri; tezgahtaki
hesaplamaların gerçek zamanlı olarak uP-Gear algoritması ile kontrol
edilmesi ve kabuk tipinde değiştirilebilir uçlu kesicilerin eş zamanlı 5
eksenli takım hareketleri oluşturmasıdır. uP-Gear modül, 4’den başlayarak, 3.000 mm çapa kadar orta
ölçüde lotlar için uygundur.
Ürün geliştirmeleri
aralıksız devam ediyor
Sandvik Coromant dişli frezeleme ürünlerinin geliştirilmesi aralıksız sürmektedir ve 2013 de buna
istisna değildir. Sandvik Coromant,
müşterilerinin rekabetçiliğini artırmak için tasarlanmış çok sayıda dişli
frezeleme geliştirmelerini piyasaya
sunmuştur.
Örneğin; CoroMill 172, dişliler
için DIN 867 ve yivler için DIN 5480
standardına uygun yüksek kaliteli
profillerin işlenmesi için çok yönlü
ve zaman tasarrufu sağlayan çözümler sunmaktadır. Yeni değiştirilebilir karbür kesici uç teknolojisi ve
güçlü bir iLock arabirimi sayesinde,
parça çok amaçlı tezgahlar ve işleme merkezleri ile birlikte azdırma
60 Makina Magazin
●
OCAK 2014
tezgahları gibi esnek, özel olmayan
tezgahlarda işlenebilir. CoroMill
172; çok sayıda kesici ucu tutabilir,
modül ölçüsüne yakın veya benzer
dişli profillerine sahip dişliler, kremayerler yivler için esneklik sunar.
iLock arabirimi ultra-yüksek
hassasiyet sağlar. Modern üstten
baskılı ve deliğin altından çektirmeli
bağlama teknolojisi ile mükemmel
pozisyon tekrarlanabilirliği sağlanır.
Ayrıca, sıfır kesici uç hareketi takım
ömrünü artırır.
Tek kurulum ve işleme
Modül 3-10 dişli ve yivler için
uygun olan CoroMill 172’nin ana
avantajı tek kurulum ile işlemedir:
Çok sayıda operasyon için tek tezgah ve farklı kesici uç tipleri için bir
kesici gövdesi (GC1030 kalitesi). Ek
olarak, işleme kuru da gerçekleştirilebilir, bu da maliyetleri daha da
azaltır. Benzer HSS kesicilere göre
çok daha yüksek hız ve ilerleme (ve
takım ömrü) sağlayan CoroMill 172,
küçük ve orta lotlardaki iç ve dış dişliler ve yivler ile birlikte kremayer ve
pinyonlar için yüksek maliyet tasarrufu sağlar. Teğetsel olarak monte
edilmiş kesici uçlara sahip disk kesicilere kıyasla, tam verimli tasarımı
ile düz serbest yüzeyli veya içe kıvrık
profiller için uygundur. Kesme değerleri için tipik başlangıç önerileri
140-200 m/dk kesme hızı ve 0,120,20 mm diş başına ilerlemedir.
Bir dış mil yivinin kaba ve ince
işlenmesi ile ilgili bir müşteri örneğinde, rakip bir HSS takımın yerine CoroMill 172’nin kullanılmasını
takiben çok önemli avantajlar elde
edilmiştir. DIN 5480’e uygun şekilde
düşük alaşım çeliğinden (16MnCr5)
üretilen modül 5 yiv 26 dişe sahiptir. Çok daha yüksek hız ve ilerleme
kullanma özelliği sayesinde, yivi sadece 20 dakika içerisinde tamamlamak için tek bir kaba işleme ve ince
işleme pasosu gerekliydi. Bu, HSS
takım kullanıldığındaki 250 dakika
ile karşılaştırılabilir.
CoroMill 176 ürün
grubu da genişletildi
2013 için yapılan bir başka geliştirme de, CoroMill 176 ürün grubunun daha büyük modüllü alın
ve helis dişlileri kapsayacak şekilde
genişletilmesiydi. Toplamda, bu tam
profilli azdırma bıçağı modül 3-10
arasını kapsamaktadır.
CoroMill 176 gibi ürün geliştirmeleri seçilmiş sayıda dişli üreticisi
ve takım tezgahı üreticisi ile yakın işbirliği neticesinde ortaya çıkmıştır ve
bunların hepsi yüksek standartlar belirlemektedir. Bu tipte şirketler, kesici
takım üreticileri arasında yüksek rekabet olmasından ve özellikle, değiştirilebilir kesici uçlu takımların artık çok
daha fazla dişli grubu için kullanılması
gerçeğinden hoşlanmaktadır.
Son olarak, değiştirilebilir kesici
uçlu frezeleme teknikleri kullanılarak, dişlilerin üretimi verimlilik artışı
ve HSS takımları için gerekli olan yeniden taşlama/yeniden kaplamanın
ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Bu avantajların getirdiği ek maliyet avantajları yanında, HSS takımların yenilenmesi için gereken enerji
ve yakıt tasarrufları CoroMill 176’yı
çevre dostu bir çözüm haline getirmektedir. Daha fazlası, sürdürülebilir üretim inancı kesme sıvısının
ortadan kaldırılabilmesi potansiyeli
ile güçlenmektedir. ■
ÜRÜN
XMold: Enjeksiyonda yüksek
hassasiyet için sistem çözümü
Yüksek talepleri olan
enjeksiyon uygulamaları
için XMold sisteminin
15,6 inçlik dikey yönlü
bir paneli bulunur.
Dokunma işlevine
sahip geniş ekran alanı,
prosesin net bir proses
görselleştirmesine olanak
tanır ve ergonomik
çalışma kalitesinde
optimum sonuçları sunar.
Beckhoff
B
eckhoff, K 2013 Fuarı’nda,
tüm plastik makinaları imalat endüstrisi için PC ve
EtherCAT tabanlı kapsamlı kontrol çözümlerini tanıttı. XMold’da
Beckhoff piyasaya, kompleks enjeksiyon makinalarının otomasyonunda en yüksek hassasiyet,
hız ve enerji verimliliği gereksinimlerini karşılayan tümleşik bir
çözüm sunuyor. Çok yüksek hızlı
kontrol teknolojisi XFC’ye (eXtreme Fast Control) dayanan XMold,
Beckhoff’un sektörde geçirdiği
uzun yıllarından elde ettiği deneyimden kazandığı enjeksiyon tecrübelerini bir araya getiriyor.
XMold, hidrolik, servo elektrik
veya hibrid enjeksiyon makinalarının yüksek gereksinimli uygulamaları için tümleşik bir çözüm sunar
ve öncelikle, çok bileşenli enjeksiyon üniteleri veya karmaşık tüp
programları için tasarlanmıştır.
XMold sistem çözümü, ikinci nesil Intel® Celeron® işlemci ve
dikey konumda 15,6 inç geniş
ekrana, Beckhoff’un I/O’larına ve
teknoloji yazılımına sahip CP62161004 Panel PC’ye sahiptir. Bunun
yanında, isteğe bağlı olarak elektrikli servo makinalar için sürücü
bileşenleri de bulunmaktadır. EtherCAT yüksek hızlı iletişim sistemine dayanan çok yüksek hızlı
kontrol teknolojisi, hızla değişen
giriş sinyallerinin 50 μs’lik zaman
çözünürlüğüyle örneklenebilmesine olanak tanır ve enjeksiyon prosesinin yüksek hassasiyetle kontrol
edilebilmesini sağlar.
Zamandan tasarruf
sağlıyor
Tutma basıncına geçiş prosedürünün bütünü gibi, enjeksiyon
makinalarının standart işlevleri
TwinCAT enjeksiyon PLC çerçevesi
teknoloji yazılımına dahildir. Bu,
kullanıcıların zamandan tasarruf
etmelerini sağlarken, müşteriye
özel teknoloji geliştirme olanaklarını sınırlamaz.
XMold panelinin ana düzenlemesi enjeksiyon prosesi için optimize edilmiştir. 15,6 inç dikey panel, ergonomik çalışma kalitesinde
optimum sonuçları sunar. Standart
uygulamalar da, karmaşık prosesler de XMold arabirimi üzerinden
kontrol edilebilir. Dokunma işlevine sahip geniş ekran alanı net bir
proses görselleştirmesine olanak
tanır. Sabit durum göstergesi ve
aktif çalışma ekranları, net ve şeffaf bir izleme için düzenlenmiştir.
Operatör arabiriminin etkileyici ve ergonomik tasarımı, bundan
bağımsız olan fiili çalışma mantığı
programlaması sayesinde, makina
üreticileri müşteriye özel HMI’ları
kolayca ve esnek bir biçimde oluşturabilirler. Simge düzenleyici ile
Beckhoff, hiçbir özel programlama bilgisi gerektirmeyen ve belirli
makina dizilerini uyarlamak için
gereken işgücünü minimuma indiren basit bir grafik programlama
arabirimi oluşturmuştur.
XMold ile plastik makinası imalatçıları, çok yaygın olan EtherCAT
kullanımından da yararlanabilirler.
Çünkü, geniş Beckhoff portföyüne ek olarak, kendi kararlarına
göre kontrol mimarilerine kolayca
entegre edebilecekleri neredeyse sınırsız üçüncü parti bileşenleri
arasından seçim yapabilirler. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
61
ÜRÜN
Kontrol altında kalmak
Daha akıllı kararlar,
daha iyi ürünler
Boğaziçi Yazılım
K
ontrol, tıbbi cihaz firmaları
için çok önemli bir konudur.
Rekabet, regülasyon, masraflar ve organizasyona ilişkin karmaşıklıklar, riskleri yükseltir ve organizasyonunuzu baskı altına alır. Bu
komplikasyonlara rağmen, sadece
doğru ürünü üretmekle yükümlü olmayıp, aynı zamanda ürünü de doğru şekilde üretmeniz gerekmektedir.
Bunu en iyi şekilde gerçekleştirmek
de, bilgiye dayalı kararlar almakla
mümkün olur.
• Bütün bilgileri, dünyanın neresinde olursa olsun bütün çalışanlar
tarafından ulaşılabilen tek bir platformda toplamak,
• Karar vericilerin daha iyi işbirliği içinde çalışması için diğer birimlerle olan etkilerini de görerek karar
vermelerini sağlamak,
• Doğru kararı almak için en kısa
sürede bilgi paylaşımını sağlamak,
• Kısacası; tasarım, üretim ve
kalite prosesleri için kontrol altında kalmanın ve daha iyi kararlar
almanın en iyi yolu güçlü bir PLM
çözümüme sahip olmaktan geçmektedir.
İşte bu yüzden, dünyanın önde
gelen tıbbi cihaz üretici firmaları,
kontrol dengesini sağlamak için Siemens PLM Software çözümlerini
tercih etmektedir.
Tıbbi cihaz üreticilerinin
karşılaştıkları iş zorluklarını
karşılama
Siemens PLM Software’in PLM
çözümleri; düzenleyici gereklilikler,
izlenebilirlik, kalite standartları ve
materyal uyumluluğu konularında,
ürün geliştirme ve bütün dokümanların yaratılmasında, tedarik
zinciri, üretim ve Ar-Ge’nin iş süreçlerinde etkili bir kontrol mekanizması sağlar.
Sistem mühendisliği ve risk yönetiminde, farklı iş süreçlerinde, yazılımsal, elektronik ve mekanik olarak riskleri yönetmeyi sağlar. Aynı
zamanda, globalizasyon, acil müşteri ihtiyaçlarının karşılanması gibi
durumlarda rekabet edebilirliğinizi
artırarak, rekabet ortamıyla başa
çıkmanıza yardımcı olur.
Rekabet her yerdedir. Her gün
yeni ürünler piyasaya çıkıyor ve pazar payını artırmak her geçen gün
zorlaşıyor. Kaynaklarınızın efektif
olarak kullanıldığından, güçlü bir
tasarım yaptığınızdan ve üretkenliği
artırıcı bir doküman yönetimi yaptığınızdan emin olmadan, en iyi ürünü piyasaya sürmeniz zorlaşır. Proje
ve iş süreçlerinde etkin olan organizasyonlar, artan maliyetler karşısında tetikte kalabilir.
HD-PLM yoluyla daha
akıllı kararlar, daha
iyi medikal araçlar
Nasıl ki; HD televizyonlar daha
iyi bir izleme deneyimi sağlıyorsa,
Siemens PLM’in işbirliği çalışma destekli platformu da, ürün geliştirme
deneyimize yüksek çözünürlük katar. Çünkü, Siemens PLM mimarisi,
sürekli olarak adapte edilebilir ve
geliştirilebilir.
HD-PLM üç ana
yapıdan oluşmuştur:
1. Akıllı entegrasyon bilgisi,
2. Geleceği kanıtlanmış mimarisi,
3. Yüksek çözünürlüklü kullanıcı
deneyimi.
Siemens PLM yazılımları iş için
açıktır. Yani açık standartlar, uygulama-programlama
arayüzleri
ve diğer çözümlerin Siemens PLM
platformuna entegre olması çok
kolaydır.
Ürün geliştirme
prosesinin dengelenmesi
Medikal alet ve ekipman şirket-
62 Makina Magazin
●
OCAK 2014
ÜRÜN
tarihçesinin bütün takım tarafından
ihtiyacı olduğunda görüntülenmesi,
düzenleyici veri üretiminin aylardan
dakikalara indirilmesi.
• Tesis işbirliği: Tek bir kaynaktan departmanlar arasındaki tedarikçilere kadar Multi-CAD desteği
ile ürün yaşam döngüsü yönetimi.
• Servis ve üretim optimizasyonu-Manuel fabrika tasarımının azaltılması, analize dayalı kararlar, ürün
ağacı yönetimi.
Tıbbi cihaz üreticileri
neden Siemens PLM
Softaware’i tercih ediyor?
• Müşteri sadakati: Top 100
leri, ürün geliştirme proseslerinde
inovasyon, kalite ve üretkenliği besleme ihtiyacı duyarlar. Aynı zamanda, riskleri azaltmalıdırlar ve karmaşık iş süreçleri karşısında kontrollü
olmak zorundadırlar.
Denge kontrolünü Siemens PLM
Software çözümleri ile gerçekleştiren medikal alet ve ekipman şirketleri; geliştirilmiş görüntüleme, risk
yönetimi, düzenleyici maruzatlar
için masraf ve zaman tasarrufunu ve
üretim hacim hedefini tutturmak için
üretimi artırmasına olanak sağlar.
Ek olarak, baştan sona Siemens
PLM çözümü, ürün özelliklerinin
son kullanıcının ihtiyaçlarına uyumlu olmasının yanı sıra, pazarlama ve
satış beklentilerinin karşılanmasını
da sağlar.
Baştan sona medikal
alet ürün yaşam
döngüsü yönetimi
maları,
• Doküman kontrolü ve yaşam
döngüsü izlenebilirliği, iş birliği
bağlantısı,
• Ar-Ge’den üretime, kaliteye
çıktı sağlanması, risklerin azaltılması ve tekrar kullanımların artmasını
sağlar.
Doğru ürünü doğru
araçlar ile üretmek
Müşteri deneyimlerimizden başarı örneklerini maddeleyecek olursak;
• Etkili ürün ve proses geliştirme: Yeni ürün geliştirme sürecinin 18 aydan 3 aya indirilmesi,
mühendislik değişim siparişinin saatlerden dakikalara indirilmesi, iki
ya da üç fiziksel prototip üretilmesi
yerine bir fiziksel prototip üretilmesi.
• Doküman ve tasarım bilgisi kontrolü: Yüzde 80 bilginin
tekrar kullanımı, güvenli tasarım
içerisindeki tıbbi cihaz şirketleri, 13
yıldan daha fazla süredir Siemens
PLM çözümlerini kullanıyor.
• Endüstri kapsamı: Top 30
içerisindeki tıbbi cihaz şirketinden
29’u Siemens PLM çözümünü kullanıyor.
• Baştan sona PLM tedarikçileri: Siemens PLM, full set çözüm
sunan tek PLM sağlayıcısıdır. Dijital
ürün geliştirme, dijital yaşam döngüsü yönetimi, dijital üretim ve üretim düzenleme sistemi tek bir PLM
sisteminde mevcuttur.
• Açık, esnek, kalıcılık:
Siemens PLM çözümleri, diğer
platformlarla ve mevcut ürünlerle birlikte çalışan açık bir platform
üzerine inşa edilmiştir. Multi-CAD
yönetimi ve oluşturmasında güçlüdür. Siemens AG tarafından desteklenmektedir. ■
Daha fazla bilgi için:
www.bogaziciyazilim.com
Siemens PLM Software’in ürün
yaşam döngüsü (PLM) çözümü, medikal alet ve ekipman şirketlerinin;
denge kontrolünü gerçekleştirebilmesini, tahmin edilebilir program
çizelgelerini ve masraflarını, rekabet
stratejilerini yönetebilmesini sağlar.
• Öngörülebilir tasarım kontrolü, çizelge bağlantısı, iş akışı yönetimi ve onay-geçerlilik çıktılarının
tespiti,
• Satın alma kontrolü,
• Üretim ve proses kontrolü,
üretim, mühendislik ve kalite yönetimi uygulamalarıyla entegrasyon,
• Entegre mühendislik uygula-
OCAK 2014 ● Makina Magazin
63
ÜRÜN
Universal torna kalitesi
Steeltec LCP25T
Ediz TUĞRUL
Böhler Sert Maden
Genel İşleme Segment Lideri
L
MT Grup’un çözüm partneri
kesici takım uzmanı Boehlerit,
uzun yıllardır özel üretim metotları ile geliştirmekte olduğu yeni
kalite ve geometrilerine büyük bir
özenle devam etmektedir. Yüksek
dayanıma sahip yeni torna kalitesi
LCP25T (P25) ile uç geometrilerini
çelik uygulamaları için geliştirmiştir.
Hepimizin yakından takip ettiği
gibi, kesici takımların performansı
üç temel unsura bağlıdır. Bunlar:
1-Karbür altyapı,
2-Kecisi kenar geometrisi (talaş
kırıcı),
3-Kaplama teknolojisidir.
Yukarıda belirtilen tüm unsurları göz önünde bulunduran Boeh-
lerit, daha sert gradient karbür altyapısı ile yüksek işleme emniyetine
sahip LCP25T (P25) torna kalitesi
için geliştirilen özel MT-CVD kaplama ile uç ömürlerini önemli şekilde
artırmaktadır.
Boehlerit, tüm talaş kırıcı geometrilerini kendi bünyesinde geliştirmekte ve üretmektedir. Yeni
geometrileri geliştirirken; yüksek
çözünürlüklü kameralar kullanarak,
ideal talaş akışı tespit edilmiş ve uç
kenar dayanımı artırılmıştır.
FP finiş ISO P
FMP orta finiş ISO P
MP orta ISO P
MRP orta kaba ISO P
RP kaba ISO P
BC/BCU Boehlerit kopya üniversal
Aşınma direncini artıran TıCN
katmanı ve Kappa Al2O3 (HV2350)
yerine daha yüksek aşınma dayanımına sahip alpha Al2O3 (HV2700)
değişikliği, yüksek sıcaklık etkilerine
karşı koruyucu bir etki yaratmaktadır. Kaplama kalınlığı yüzde 25
artırılarak, yüksek kesme hızlarında
çalışma imkânı sağlanmıştır.
Bugüne kadar birçok uygulamada başarı sağladığımız Steeltec
LCP15T (P15) ve Steeltec LC240F
(P40) kaliteleri gibi, yeni Steeltec
LCP25T (P25) kalitesi ile sürekli
kesimlerde ve hafif darbeli uygulamalarda üstün performans hedeflenmiştir. Yapılan iyileştirmeler
ile daha yüksek kesme hızları, geniş malzeme grupları ve uzun uç
ömrü müşterilerimizin beklentilerini karşılamaktadır. ■
MAG kaynak sistemleri için önceden
hazırlanmış sertifikalı kaynak talimatları
Fronius İstanbul
F
ronius; MAG kaynak sistemleri
için sunduğu önceden hazırlanmış ve sertifikalandırılmış
kaynak talimatları (WPS) hizmetini
genişletmiş olup, bu sayede çelik konstrüksiyon üreticileri için EN
1090’a göre yapılan denetimi daha
da kolaylaştırmıştır. TransSteel se-
Fronius’un hazırladığı
kaynak talimatı ile çelik
konstrüksiyon şirketleri,
sektöre özgü kaynak
uygulamaları için en iyi
şekilde donatılır.
64 Makina Magazin
●
OCAK 2014
risi cihazların yanı sıra, artık TPS/i,
TransSynergic ve TransPuls Synergic
kaynak sistemi ailesine ait cihazlar
da, opsiyonel EN 1090 paketleriyle
birlikte veya sonradan sipariş edilebilir. Fronius bunun haricinde, artık
MIG/MAG darbe kaynağı için de bir
uyum paketi sunmaktadır.
Şu ana kadar EN 1090’a göre
sertifika sahibi olmayan çelik konstrüksiyon üreticileri için zaman gittikçe daralıyor. Bu sertifikayı almak
için şirket dahilinde yapılması gereken masraflı işlemler ve denetimler
Temmuz 2014’e kadar tamamlanmalıdır. Fronius müşterileri ise, bu
işlemleri çok daha kolay ve daha
hızlı gerçekleştirebilir. Ark kaynağı
teknolojisi uzmanı, çelik konstrüksiyon şirketlerine Avrupa Birliği Normu tarafından talep edilen ve hazırlanması çok zaman alan kaynak
talimatlarını, uyum paketleri şeklinde sunduğu Welding Procedure
Specifications (WPS) ile sağlıyor. Bu
şekilde, sertifikalandırma için gereken zamanı ve masrafları önemli
ölçüde kısaltıyor.
Kapsamlı standart veya puls paketi, uzmanlarla sıkı bir işbirliği sonucunda hazırlanan ve sektöre özgü
çok sayıda uygulama içeren kaynak
talimatlarını kapsıyor. Bu paketler,
karışım gazı (ISO 14175-M21’e
göre yüzde 82 argon/yüzde 18
CO2 (15 < CO2 ≤ 25)) ile kaynak
yapılmış, uygulama sınıfı (EXC) 1 ve
2 olan çelik konstrüksiyonlar (EN
1090-2) için onaylanmıştır Bu esnada, S355 J2’ye kadar olan temel
malzemeler ile G3Si1 ve G4Si1 ilave
malzemeleri dikkate alınmıştır. 0,8,
1,0 ve 1,2 tel çapları için kaynak talimatı bulunmaktadır. ■
ÜRÜN
PNOZmulti 2 konfigüre
edilebilir kontrol sistemi
Pilz
P
ilz PNOZmulti konfigüre
edilebilir kontrol sistemleri
çok fonksiyonludur, kolayca
konfigüre edilebilir ve birçok makina alanında kullanılabilir. Acil
stop butonu, emniyet kapı siviçleri, ışık perdeleri ve diğer emniyet
fonksiyonlarının emniyetli şekilde
izlenmesini sağlar. Gerekli tüm
emniyet özellikleri PNOZmulti Configurator yazılım aracı kullanılarak,
doğrudan PC üzerinde oluşturulur.
PNOZmulti Configurator ile genişletme modüllerinin seçilmesi ve yapılandırılması kolaydır. Bu sayede,
mühendislik süreleriniz kısalır ve
daha hızlı çözümler üretebilirsiniz.
Ana ünite PNOZ m B0 tamamıyla
yeni ve uygulamalarınız için artık hazır: İlk etapta piyasaya sürülen giriş/
çıkış genişletme modülü PNOZ m
EF 8DI4DO’nun (8 emniyetli dijital
input, 4 emniyetli yarı iletken çıkış)
yanı sıra, PNOZ m EF 16DI (16 emniyetli giriş) ve PNOZ m EF 4DI4DOR
(4 emniyetli giriş ve 4 standart röle
çıkış) genişletme modülleri ile giriş-çıkış sayısını konfigure etmenizi sağlar.
Ayrıca sol tarafına takabileceğiniz Ethernet, RS232, Profibus ve CANopen
haberleşme modülleri de, esnek bir
haberleşme olanağı sağlamaktadır.
Alandan tasarruf ve
aydınlatmalı ekran
Sadece 45 mm genişliğinde
olan PNOZ m B0 ana modülü, kontrol kabininde alandan tasarruf sağlar. Hızlı teşhisin yanı sıra, hızlı ve
kolay devreye almayı da sağlayan
aydınlatmalı ekrana sahiptir. Sağ
tarafına maksimum 4 genişletme
modülü eklenebilir. Kendi üzerinde
20 emniyet girişi ve 4 emniyetli yarı
iletken çıkış (PL e, SIL CL 3) imkânı
sunar. EN ISO 13849-1 standardına
göre, PL e ve EN/IEC 62061’e göre
SIL CL3 sınıfı bir üründür
Tüm makina tipleri için
dünya çapında
emniyet standardı
Tüm makina türleri için dünya
genelinde emniyet standardı sağlayan PNOZmulti ana modülü PNOZ
m B0’ı güvenle kullanabilirsiniz.
Standart kontrol sistemi ne olursa
olsun, değişen ihtiyaçlara kolayca
uyarlanabilen bir emniyet çözümüne sahip olursunuz.
Avantajlar:
• Kolay konfigüre edilebilme:
PNOZmulti Configurator yazılım aracı ile yapılandırılabilir giriş ve çıkışlar.
• SIL CL 3 ve PLe emniyet gereksinimine sahip uygulamalar için
uygundur.
• Kişisel müşteri metinleri içeren
aydınlatmalı ekranı ile basit teşhis
sağlar.
• PVIS (Pilz Görüntüleme Sistemleri) desteği. ■
Yeni iş güvenlik ayakkabıları
Würth
W
ürth markalı iş güvenlik
ayakkabıları,
mümkün
olan en mükemmel seviyede koruma sağlamayı garanti altına
alacak biçimde tasarlanıp üretilmiştir. Tüm ayakkabılar, EN ISO 203452004 normlarında belirtilen kurallarla
uyumludur. Profesyonel kullanıma
uygun güvenlik ayakkabıları, kullanıcıları, ayakkabıların kullanılmak üzere
üretildiği iş sahalarında oluşabilecek
yaralanmalara karşı koruyucu özelliklere sahiptir.
Kompozit uç kısmı sayesinde,
200J’luk çarpmalara ve 15kN’luk
basınca dayanıklıdır. Rahat kullanımlı ve çift katmanlı ayakkabılar,
poliüretan tabanlıdır. Würth’ün iş
güvenlik ayakkabıları UNI 8615/1 ve
DIN 4843 yöntemine uygun olarak
test edilmiş olup, kaydırmazlığı kanıtlanmıştır.
Araç lastiklerinde olduğu gibi, iş
güvenlik ayakkabılarında da maksimum verimlilik seviyesine genellikle
belirli bir rodaj dönemi sonrasında
ulaşılır. Bu alıştırma döneminde, silikon kalıntıları, tutunmayı azaltan
malzemeler ile diğer tüm fiziksel ve
kimyasal düzensizlikler giderilmiş
olur.
Würth iş güvenlik ayakkabıları;
endüstriyel sahalar, metal-mekanik
sektörü, inşaat sahaları, tarım sanayii, depolar ve kamu sektörlerinde
kullanıma son derece uygundur.
Türkiye’nin birçok bölgesinde bulunan Würth aktif marketlerde sergilenen ayakkabılar, modern ve şık
tasarımlarıyla görsel olarak da ilgi
çekmektedir. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
65
ÜRÜN
Optimum temizlik kalitesi, daha az masraf ve daha fazla esneklik
Solvent bazlı temizlik tesislerinin
yeni jenerasyonu: EcoCCore
Dürr Ecoclean
B
ir önceki 81C/P serisinin yerini
alan EcoCCore, solventli parça temizliğinde Dürr Ecoclean
için yeni ölçüler belirlemektedir. Bu;
bir tarafta iş performansının ve sepet hacminin üçte bir oranında artmasıyla parça birim fiyatlarının çok
belirgin biçimde azalması, diğer tarafta ise yeni ekipman donanımı sayesinde daha iyi bir temizlik kalitesi,
daha yüksek işlem güvenliği ve enerji
tasarrufu sağlamaktadır. Halojen olmayan hidrokarbonlar ve modifiye
alkollerle kullanılmak için tasarlanmış olan EcoCCore, ayrıca; kolay
kullanımı, düşük yer ihtiyacı ve şeffaf
tasarımıyla ön plana çıkmaktadır.
Gerek talaşlı imalat, gerekse
şekillendirme işlemlerinde, hava ve
uzay sanayiinde, tıp teknolojisinde
66 Makina Magazin
●
OCAK 2014
veya diğer branşlarda; yağsız yüzeyler için öncelikle solvent bazlı
temizleme makinaları tercih edilmektedir. İşlem güvenliği, ekonomik
ve ekolojik açıdan verimlilik, işlem
süresi, tedarik edebilirlik ve teslimat
süreleri, çevreye uygunluk kriterlerin
en başında gelenleridir. Bu kriterler,
EcoCCore’un tasarım aşamasında
Dürr Ecoclean için ağırlık noktası olmuştur. Bu yeni tesis; iki adet durulama tankı, ısı geri kazanımı, tam akım
ve bypass filtrasyonu gibi geniş seri
donanımıyla ön plana çıkmaktadır.
Halojen olmayan hidrokarbonların
kolayca modifiye alkollere (ve tersine) dönüştürülebilmesi, tam vakum
altında çalışan EcoCCore’un sürekli
değişen şartlar altında bile gelecek
için güvenli işletimini sağlamaktadır.
Uygun solvent ürünleri ile kombine
edildiğinde, tesis klor içeren yağları
temizlemek için de kullanılabilir.
Daha düşük parça
birim fiyatı
670 x 480 x 400 mm ebatlarındaki temizlik sepetleri için tasarlanmış olan çalışma bölmesi,
önceki 81C/P serisine göre üçte bir
oranında daha yüksek bir hacim
sağlamaktadır. Bu sayede, kullanılan sepet ölçüsüne göre parça
kapasitesi iki katına çıkabilmektedir. Ayrıca, yüzde 30’un üzerinde
bir ağırlık kapasite artımı ile 200
kilograma çıkartılmış maksimum
yük ağırlığı da buna katkı sağlamaktadır. Bu sayede, sekiz dakikadan az bir temizlik süresinde parça
birim giderlerinde ciddi bir düşüş
sağlanmaktadır.
Optimum temizlik
kalitesi için yeni teknoloji
Yeni olan “buharla ön yağ
alma” işlemi, temizlik kalitesine
ÜRÜN
katkı sağlamaktadır. Bu işlem sonrasında yağ içeren ve damıtılacak
olan solvent, durulama tankına
iletilmeyip doğrudan damıtma
tertibatına aktarılmaktadır. Bu sayede, solvent tankındaki yağ çökeltileri minimuma indirilmekte ve
solventin yağlanması önlenmektedir. Sonuç olarak, özellikle temizleme sonrası kaplanması veya lazerle
kaynak yapılması gereken parçalarda optimum yağ alma performansı
sağlanabilmektedir. Yaklaşık iki katına çıkartılan damıtma kapasitesi
sayesinde, “buharla ön yağ alma”
işlemi yoğun yağlı parçalarda ve
koruma tabaka işleminde avantaj
sağlamaktadır.
Daha iyi temizlik sonuçları için
diğer bir yenilik ise, filtrasyonla
aynı anda ultrason kullanabilme
imkânıdır. Bu sayede, partiküller
daha ön temizlik işleminde giderilir
ve bilinen diğer çözümlerde olduğu
gibi filtrasyon işlemine kadar çalışma bölmesinin zeminine çökelmez.
Bu işlem gereği EcoCCore frekans
konvertörlü pompalarla donatılmış
olup, debileri ultrasonun etkisini
gerçekleştirebileceği şekilde ayarlanmaktadır. Verimli ve esnek kombine sayesinde, partiküllerin efektif
şekilde uzaklaştırılması sağlanmaktadır. Tesis, tambur sisteminin rotasyonu ve hassas pozisyonlaması
için ayrı bir frekans konvertörüne
sahiptir.
“Yumuşak mod” fonksiyonu,
hareket başlangıcında veya sepetin
hareketi sırasında hassas parçaların
dışarı atılmasını veya kaydırılmasını
önlemektedir. Her iki paslanmaz
çelik solvent tankında montaj elemanlarına gerek olmadan ısıtma
mevcuttur. Bu sayede, parçaların
tekrar kirlenmesine neden olan talaş veya kir birikimlerinin oluşması
önlenmektedir.
Kolay kullanım sayesinde
yüksek işlem güvenliği
EcoCCore, kendiliğinden açıklayıcı piktogramlara sahip olup, yeni
yedi inçlik renkli ekranı sayesinde;
kolay, hızlı ve güvenli sistem kullanımı sağlamaktadır. Bu sayede,
örneğin; sıcaklık ayarını artık sadece birinci solvent tankı için yapmak
yeterlidir, ikinci tankın sıcaklık ayarı
otomatik olarak gerçekleşir. Entegre görselleştirme fonksiyonu sayesinde, işlem takibi ve bakım çalışmaları da artık daha kolay ve pratik
biçimde yapılabilmektedir. Kontrol
paneline ilaveten komple görselleştirme fonksiyonu opsiyonel olarak
entegre edilebilmektedir.
Her açıdan verimli
Dürr Ecoclean, bu tasarımda
özellikle yüksek verimliliğe ve bakım
çalışmalarının kolayca yapılabilmesine önem vermiştir. Örneğin; her iki
solvent tankı tamamen damıtma tertibatın artık ısısının geri kazanılması
sayesinde ısıtılmaktadır. Damıtma
tertibatının ısıtma performansı ihtiyaca göre ayarlanabilmektedir. Bu
sayede, bir taraftan enerji tasarrufu
sağlanırken; diğer taraftan, yoğun
yağ girişi olduğunda dahi yüksek iş
hacmi sağlanmaktadır.
Yağ ayırma tertibatında damıtma sisteminden tamamen ayrı
çalışan yeni bir ısıtma sayesinde,
optimum ve yağı koruyan bir buharlaşma sağlanabilmektedir. Bu
da, yağların oldukça büyük bir kapsamda güvenle dışarı atılabilmesini
mümkün hale getirmektedir. Ayrıca, temizlik giderlerini artıran yağ
çökelmeleri meydana gelmez. Ayarlanabilir doluluk seviyesi ilaveten tasarruf sağlayabilmektedir. Bu ayarla
koruma maddesinin dışarı taşınması
önlenir, dolayısıyla da tüketim azalır. Temizlik işleminden koruma işlemine geçiş, kumanda paneli üzerinden kolaylıkla mümkündür.
Düşünülmüş, çekici
tesis tasarımı
Baden-Württemberg 2013 Tasarım Ödülü’nü alan tesis tasarımı,
entegre yükleme ekipmanları ve
emniyet camından oluşan komple
kaplaması sayesinde sisteme vurgu
katmaktadır. Ayrıca, üniversal şekilde kullanılabilen EcoCCore, önceki
81C/P serisine kıyasla yaklaşık yüzde beş daha az yer kaplamaktadır.
Diğer bir artısı da, taşınması zor
olduğu durumlarda bazı parçalarını
sökerek, tesisin toplam yüksekliği
2,25 metreye düşürülebilmesidir.
Bu, örneğin; Asya’ya, ABD’ye veya
Güney Amerika’ya gemiyle nakillerdeki masrafların azalmasını da sağlamaktadır. Ayrıca, bu bölgeler için
tesisin çekirdek ünitesini en yakın
Dürr Ecoclean şubesine göndermek
ve orada komple bir birim haline getirmek mümkündür. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
67
ÜRÜN
Piyasa talebi, geleceğin
fabrikasını şekillendirecek
Robert Buzz KROSS
Autodesk
Tasarım, Yaşam Ömrü ve Simülasyon
Kıdemli Başkan Yardımcısı
G
ünümüzün
fabrikası,
geçmişin fabrikası olma
yolunda hızla ilerliyor.
Fabrikaların çalışma biçimini değiştirecek çeşitli eğilim ve teknolojiler hızla gelişiyor. “Akıllı Fabrika” veya “Industrie 4.0 (Endüstri
4.0)” olarak adlandırabileceğimiz
bu yeni tür, piyasada oluşan yeni
taleplere adapte olmakla kalmayacak, ortaya çıkan değişim; hem
imalatçılar, hem tüketiciler, hem
de fabrika işçileri için önemli ölçüde faydalı olacak.
Seri üretim
Fabrikaların nasıl bir teknolojiye doğru gittiğine, “Akıllı
Fabrika”nın neyi ifade ettiğine değinmeden önce, bugünün fabrikalarının nerede olduklarından bahsetmek istiyorum. Çünkü, bunu
kavramanın büyük önem taşıdığına inanıyorum.
Örnek olarak bir otomotiv tesisini ele alalım. Günümüzün tipik
otomotiv fabrikaları, oldukça sınırlı model aralığına sahip, ekonomik
68 Makina Magazin
●
OCAK 2014
ölçekte kurulmuş fabrikalardır ve
çok nadiren; sedan, kamyon ve
SUV çeşitlerini üretirler. Fabrikalar, belirli araç modellerine tahsis
edilmiş alet, ekipman ve diğer kaynaklara sahiptir. Ayrıca, seri üretim ölçeğinde, ekonomilere imkân
sağlamak amacıyla tedarikçileriyle
ilgili stratejik yerlere konumlandırılmışlardır. Ancak, bu tip bir kurguda sorun olan şey; fabrikanın
piyasanın talep ettiği şeyi üretmek
yerine, kuruluş amacına yönelik
olan şeyi üretmesidir.
Pazarda belirli bir miktarda verimsizlik mevcut: Otomobil üreticileri çok satan popüler modellerin
“Akıllı Fabrika” veya
“Industrie 4.0
(Endüstri 4.0)” olarak
adlandırabileceğimiz
bu yeni tür, piyasada
oluşan yeni
taleplere adapte
olmakla kalmayacak,
ortaya çıkan değişim;
hem imalatçılar, hem
tüketiciler, hem de
fabrika işçileri için
önemli ölçüde
faydalı olacak.
üretimi ile zor da olsa ayakta durabiliyor. Ancak, spektrumun diğer ucuna bakıldığında, üreticiler
talep görmeyen modelleri yok pahasına satabiliyor. Bu dengesizlik,
günümüz fabrikası için son derece
tipik bir örnektir.
Akıllı üretim
Bu üretim modelini geliştirmek için, yarının fabrikasının;
modülerlik, esneklik ve yeniden
konfigüre edilebilirlik sergilemesi
gerekir. Peki, bu ne anlama gelir?
Otomotiv tesisi örneğimize tekrar
bakalım. Akıllı otomotiv fabrikasında ekipman, esnek ve uyarlanabilirdir. Böylelikle, aynı fabrika
içerisinde çoklu imalat modellerine yönelik hızlı ve kolay değişiklik
yapılabilir.
Eğer bir şirketin spor araç ve
SUV’lara yönelik bir talebi varsa,
fabrika bu talebi karşılayabilmek
için gerekli olan modele en hızlı
şekilde adapte olabilir. Piyasaya
olan malzeme akışının daha akıllıca yönetilmesiyle şirketler, pazar
ÜRÜN
talebini karşılamaya daha yakın
seviyede üretim yapabilirler.
Bu vizyonun nihai uzantısında
müşteri bayiliğe girebilir, tam olarak hangi tip araç istediğini belirleyebilir ve talebine göre kendisine
göreceli olarak yakın olan tesiste
aracı imal ettirebilir.
Kişiselleştirme anahtardır
Kişiselleştirilmiş ve/veya özelleştirilmiş önerilere ve “zanaatkar
işi” ürünlere artan talebin de gösterdiği gibi, yukarıdaki senaryo hiç
de olağan dışı değildir. Üretici ve
hareketinin, üretici/girişimcinin ve
bunların yanında ABD’deki Etsy
gibi çevrimiçi pazarların popülaritesinin yükselişi daha küçük miktarda parti üretiminin artan çekiciliğini dile getirir.
Bu anlamda; bireyselleştirilmiş,
kişiselleştirilmiş ürünlere yönelik
talebi en iyi şekilde karşılayabilen
şirketler başarıyı yakalayabilecek
olanlardır. Tüketici ürünleri imalatçısı için birbirinin aynısı olan yılda
neredeyse 100 milyon akıllı telefon üretmek yerine, müşteri şartlarına göre telefonlar yapmak için
yüksek derecede kişiselleştirmeye
gideceklerdir. Bu tarz bir üretim
şekliyle, potansiyel olarak her iki
telefondan birinin farklı olacağı
3D baskı ve diğer
ilave imalat
teknolojilerinin
mevcudiyeti normal
koşullarda imalat
tesislerinde uygun
olmayacak, küçük
ölçekli fabrika
kadar kusursuz işlev
görmesine imkân
sağlayacak ilave
boşluklara da imkân
sağlayacaktır.
örneğini verebiliriz.
“Küçük miktarda parti üretim”
eğilimini doğrudan karşılayabilmek için geleceğin fabrikası “merkezsizleştirilmiş” olacak. Bu, bir
kaç şey anlamına gelir: İlk olarak,
daha çok yerel imalat anlamına
gelir. Örneğin; Sneaker, dünyanın
yarısında ismi belli olmayan bireyler tarafından üretilmek yerine,
tüketiciye yakın yerlerde imal edilecek. Eskiden ürünleri üreten kişileri bilen tüketiciler satın aldıkları
ürünlerle “kişisel” bağlantı kurarlardı. İşte günümüzün tüketicileri,
bu “kişisel bağlantı”yı geri kazanmanın arayışındalar.
Daha küçük miktarda parti üretimi, daha çok şehirli imalatı anlamına da gelir. 3D baskı ve diğer
ilave imalat teknolojilerinin mevcudiyeti normal koşullarda imalat
tesislerinde uygun olmayacak, küçük ölçekli fabrika kadar kusursuz
işlev görmesine imkân sağlayacak
ilave boşluklara da imkân sağlayacaktır, mesela Manhattan’da bir
tavan arası.
Sürdürülebilirliği
dikkate almak
Kullanım alanına yönelik üretim yapma eğilimi, yerel ve şehir
imalat senaryolarında da olduğu
gibi, sadece ekonomik perspektifte bir anlam ifade etmekle kalmaz.
Aynı zamanda, düşük ulaşım maliyetleri, yakıt maliyetleri ve çevresel
faktörlerle ekolojik açıdan da bir
anlam ifade eder.
Bu önemlidir; çünkü, tüketicilerin kullandıkları ürünlerin ne şekilde üretildikleri ve sürdürülebilir
olup olmadıkları yönündeki me-
OCAK 2014 ● Makina Magazin
69
ÜRÜN
Geleceğin
fabrikasında,
herhangi bir
sürdürülebilirliği
tasarlamak için,
gerçek dünyada
fiziksel olarak inşa
edilmeden önce
yerleşimin sanal
olarak optimize
edilmesine imkân
sağlayan dijital
model emsaline
ihtiyaç vardır.
rakı her geçen gün artmaktadır.
Sürdürülebilirlik, enerji tüketimi
gibi kolayca belirlenebilen bir şeydir. Bugünün fabrikası (kullanılsın
veya kullanılmasın), sürekli olarak
tesis zemininde çalışan çok fazla
miktarda ekipmana sahiptir. Çünkü, onları kapatıp yeniden baş-
70 Makina Magazin
●
OCAK 2014
latmak çok uzun zaman alan bir
prosedürdür ve bu açıkça, enerji
verimliliğinin mükemmel bir örneği değildir.
Geleceğin fabrikası, mikro
ve makro seviyede geri besleme
sağlayan talep yönetim ve enerji yönetim sistemleri sayesinde
daha dinamik bir yaklaşıma sahip
olacaktır. Bu sistemler; tesis sahiplerine ekipman çalıştırmanın optimum zamanını analiz etmelerine
veya üretim üzerinde olumsuz etkiler olmadan ekipmanı mümkün
olan en hızlı şekilde kapatarak,
yeniden çevrimiçi hale getirme konularında yardımcı olacaktır.
Enerji tüketimine ek olarak,
sürdürülebilirlik, çalışanların perspektifinden bakıldığında, sürdürülebilir bir çalışma ortamı yaratmayı ifade eder. Bu yılın başlarında
Bangladeş’teki Rana Plaza fabrikasının yıkılması, bunun şu ana dek
hiç önemli olmadığını ve küresel
fabrika koşulları bilincindeki artışın
daha ciddi derecede büyüdüğünü
gösteriyor.
Geleceğin fabrikasında, herhangi bir sürdürülebilirliği tasarlamak için, gerçek dünyada fiziksel olarak inşa edilmeden önce
yerleşimin sanal olarak optimize
edilmesine imkân sağlayan dijital
model emsaline ihtiyaç vardır.
Bu dijital modeller; çeşitli sürdürülebilirlik metrikleri açısından
fabrikanın genel anlamdaki sağlamlığının gözetilmesine yardımcı
olacak olan, gerçek dünyadan elde
edilen veri beslemelerini önemli
ölçüde kabul eder ve sonrasında
bu verileri birleştirir. Eğer bir fabrika HVAC sistemini enerji tüketimi
azaltacak şekilde veya aydınlatmayı işçilerin mutluluğunu artıracak
şekilde kullanmak isterse, fabrika
tabanından alınan gerçek bilgileri
temel alarak karar verebilir.
Sonuç olarak, sürdürülebilirlik
üzerine yapılan bu vurgu fabrikalar açısından değişen zihniyeti
yansıtır. “Bir şeyi daha ucuz nasıl
üretebilirim?” sorusundan çok
operasyonların bütün yönleri açısından daha kapsamlı bir görüş
elde edilmektedir (iş gücü, sermaye, ulaşım, karbon yayılımları ve
çalışma ortamının kendisini içerir)
ve “Toplam maliyet nedir?” sorusunu sorar.
Birbirine benzer üretici ve tüketiciler için bu konu gün geçtikçe
daha önemli bir soru halini almaktadır ve geleceğin fabrikasının bu
soruyu cevaplaması gerekir.
Sonuç:
Günümüzün fabrikaları; daha
esnek, uyarlanabilir ve yeniden
konfigüre edilebilir olmanın yanında, daha dinamik ve “merkezsizleştirilmiş” olarak geleceğin
akıllı fabrikaları olmaya hazırdır.
Bu, onlara tek bir fabrikanın duvarları içerisinde çok geniş çeşitlilikte ürünler üretmeye, eve daha
yakın olan bireyselleştirilmiş ve
kişiselleştirilmiş ürünleri beraberinde getiren daha küçük yığın
üretimi benimsemeye ve sürdürülebilirliği üretimde daha önemli
faktör olarak kabul etmeye imkân
sağlayacaktır.
Bu hedeflere ulaşırken, fabrikalar başarılı işletmelerin her
zaman yaptıkları şeyleri yapacaklardır: Pazara istediği şeyi
vermek. Onlar, bu yeni üretim
dalgasının arkasında kalma riskini almayanlardır. ■
ÜRÜN
Membran ile direkt sıkma
Schunk
T
utma sistemleri ve iş bağlama teknolojileri uzman lideri
Schunk, yüksek performanslı
iş bağlama sistemleri programını
büyütmektedir. Yenilikçi aile şirketi Schunk, 0 çeşitli asimetrik ve
zor geometrilere sahip iş parçalarını çektirme ve sıkma etkisiyle
tüm yüzeylerden sıkabilmek için
alüminyumdan yapılmış SPM plus
138 membran tip fikstür geliştirmiştir. Bir defaya mahsus 0,5 mm
kalınlığındaki halka, çabuk palet
değiştirme modülü ve alüminyum
membran fikstür arasına yerleştirilir
ve iş parçası sıkma geometrisi alüminyum fikstürün yüzeyine işlenir.
İş parçası sıkma geometrisine
göre işlenen alüminyum fikstür üzerine, iş parçası yerleştirilebilir ve iş
parçasının sıkma yüzeyinin tamamı
bu alüminyum fikstürün Vero-S modülü ile kilitlenmesiyle sıkılır. Membran fikstürdeki sıkma için gerekli olan
deformasyon, elastik şekil değiştirme
aralığında gerçekleştirildiği için sıkma
işlemi binlerce kez tekrar edilebilir.
Güvenli sıkma
sağlamaktadır
Alışılmış sıkma sistemlerinin aksine, bu sıkma türünün bağlama kuvveti sadece bir eksen yönünde değil,
iş parçasının tüm çevresinden merkeze doğru uygulanılır. Oluşan sıkma
kuvveti; daha rijit, deformasyonsuz ve
güvenli sıkma sağlamaktadır. Memb-
ran fikstürün sıkma işlemi, SPC sıkma
pimi sayesinde gerçekleşir ve pnömatik tahrikli çabuk palet değiştirme
modülü ile bağlanır. Sadece bir kaç
milimetre sıkma derinliğine bağlı olarak, iş parçasına beş taraftan veya her
yönden tamamen işlenebilir. Membran fikstür, 0.01 mm’den daha az
tekrarlama hassasiyetiyle çabuk palet
değiştirme modülüne yerleştirilir. Ek
bir sıkma ünitesinin ve ekipmanının
kullanımına gerek duyulmamaktadır.
Gerekirse membran birkaç kez işlenebilir ve farklı iş parçası geometrileri
için de kullanılabilir. Bu sıkma ünitesi,
çeşitli malzemelerin hafif talaş kaldırma operasyonları ve farklı formdaki
iş parçalarınında aynı sistemde tekrar
işlenip sıkılması için uygundur. Maksimum iş parçası çapı 120 mm’dir. ■
Fikstür
membran ile iş
parçası: Bu sıkma
işlemi sayesinde,
iş parçası bütün
yüzeylerinden
sıkılabilmektedir.
Ek bir sıkma
ünitesine gerek
duyulmamaktadır.
İş parçası
olmadan fikstür
membran:
Çeşitli iş parçaları
geometrileri,
membran
fikstür yüzeyine
işlenebilmektedir.
Turck bir ilke imza attı
Turck
T
urck, RI360P-QR24 encoderi
ile, tamamıyla aşınmasız, aynı
zamanda manyetik alanlardan
etkilenmeyen ve temassız encoder
üreten ilk üretici olmuştur. Algılayıcı kafa ve hareketli parça tamamıyla
gizlenmiştir ve iki bağımsız birim olarak temassız çalışmaktadır. Şafttan
gelebilecek titreşimler ya da darbeler
algılayıcı tarafı etkilemez. Bu özelliği
sayesinde, RI360P-QR24 karşılaştırıldığında, diğer bütün optik ve manyetik
enkoderlara üstünlük sağlamaktadır.
IP69K, yüksek seviye koruma sınıfı ve
18-bit in üzerinde çözünürlüğü saye-
sinde, doğruluğu ve yüksek hızlarda
çalışabilmesinin yanında, encoderden
kaynaklı makina arızalarını ve uzun
tamir sürelerini geçmişte bırakmıştır.
Turck enkoderlarda karakteristik özellikleri ve montaj konseptiyle
devrim sayılacak açınımlar yapmıştır. Bu durum, RI360P-QR24’ü standart endüstriyel uygulamalar için
çok amaçlı bir ürün haline getirmiştir. Kullanıcılar ürünü; incremental,
multi-turn ya da single-turn enkoder olarak parametrelendirebilirler.
Bu değişiklik, IO Link sayesinde
kullanıcılara; çıkış sinyalini, switch
pointleri ve ölçme aralığını ayarlama
şansı verir. Bunun yanında Turck,
yüksek çözünürlüklü SSI, Modbus
ve gerilim/akım çıkış versiyonları da
sunar. Bağlantı konsepti sayesinde,
uygulama alanı da genişlemiştir.
Adaptör halkası, 20 mm’ye kadar
olan standart şaftlara bağlanabilme
şansı tanır. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
71
ÜRÜN
Daha hızlı ve daha gelişmiş yeni
nesil 1500GMS® dişli ölçüm tezgahı
Unan Teknik
G
leason
GMS
serisi
1500GMS analitik dişli ölçüm tezgahı, 1500 mm
çapa kadar dişli ve dişli takımlarında
daha hızlı ölçüm yapabilme yeteneği ve eklenen yeni özellikleriyle,
birçok farklı ölçüm işlemini gerçekleştirebilmesi için güncellendi.
1500GMS’nin birçok yeni opsiyonları arasında, yüzey pürüzlülüğü ölçümünün normal dişli ölçümü
prosesinin bir parçası olarak yapılabilmesi yer almaktadır. Bu ölçüm,
daha önce ayarlanması ilave zaman
isteyen, kalibrasyon ve önleyici bakım zamanları ayrı olan, sadece bu
işe yönelik pahalı ekipmanlarla dişli ölçümü prosesinden ayrı olarak
yapılmaktaydı. Artık 1500GMS,
SP80H 3D tarama başlığına adapte
edilmiş olan motorlu döner prob
sistemini kullanarak, herhangi bir
sayıda dişli üzerinde çoklu iz ölçümüyle bu konuda önemli miktarda zaman kazandırmaktadır.
1500GMS tezgahında kullanılan
Gama yazılımına entegre edilmiş
birçok yüzey pürüzlülüğü ölçüm
parametreleri bulunmaktadır.
Yeni 1500GMS aynı zamanda, gün geçtikçe önem kazanan,
yüzey sertliği ve gerilimleri tespit
etmekte kullanılan Barkhausen
Noise Test’i normal dişli ölçüm
prosesinin bir parçası olarak yapabilmektedir. Normalde farklı
ekipmanlarla dişli ölçümünden
ayrı olarak yapılan ve nitrat dağlama gerektiren Barhausen testi,
1500GMS’de ayar ve ölçüm zamanından tasarruf sağlamak için
program platformuna entegre
edilmiş, kendini ispatlamış Stresstech® Rollscan 300 Analyzer teknolojisi kullanılarak yapılmaktadır.
Dişli harici ölçümleri de
yapabiliyor
Yeni 1500GMS, artık Gleason-
72 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Capps® prizmatik ölçüm yazılım
platformuyla dişli harici ölçümleri
de yapabilmektedir. Bu yazılım,
tezgahı; yüksek hassasiyet gerektiren, her türlü dişli tipiyle aynı tip
özelliklere sahip, dairesel simetrik
parçaların ölçümü için ideal kılmaktadır. Bu özellikler arasında;
cıvata deliklerinin ve koni biçimindeki deliklerin konumlarının dişli
yüzeyleriyle, çaplarla ve uzunluklarla olan ilişkileri yer almaktadır.
Bu opsiyon, basit ayarlamalardan
3D model bazlı CAD programlamasına kadar üç farklı seviyede
sunulmaktadır. Bu yeni sistem,
tezgahın genel kabiliyetini artırmakta ve gelişmiş analitik dişli
ölçüm hassasiyetini koordinat ölçüm uygulamalarına taşımaktadır.
Yukarıda söz edilen geliştirmeler
Gleason Metrology Sistemleri’nin
dokuz standart dişli ölçüm tezgahında sunulmaktadır.
Gleason hakkında:
Gleason firmasının misyonu;
küresel müşteri tabanında, dişli
üretiminde tek çözüm sağlayıcısı olmaktır. Gleason, dişli üretim
tezgahları ve ilgili ekipmanların
geliştirilmesi, üretimi ve satışı konusunda bir dünya lideridir. Şirketin ürünleri; otomotiv, kamyon,
uçak, tarım, madencilik, rüzgar
enerjisi, inşaat, elektrikli el aletleri ve denizcilik endüstrisi ve çeşitli
endüstriyel ekipman pazarlarında
kullanılmaktadır.
Gleason firmasının; Amerika’da
Rochester, New York, Rockford, Illinois, Dayton, Ohio, Almanya’da
Münih ve Ludwigsburg, İsviçre’de
Studen, Hindistan’da Bangalore ve
Çin’de Suzhou’da imalat operasyonları, Kuzey ve Güney Amerika,
Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesinde
satış ve servis ofisleri bulunmaktadır. ■
ÜRÜN
BLS-NEO, kullanıcısına
en uygun çözümü sunuyor
Baykal Makina
B
aykal BLS-NEO fiber lazer
kesim makinası, ince malzeme kesiminde; gerek kesim kalitesi ve hassasiyeti, gerekse
yüksek kesim hızı ve düşük kesim
maliyetiyle kullanıcısına en uygun
çözümü sunar. Yüksek verimli fiber lazerin gerektirdiği yüksek kesim hızlarını tümüyle bu makinada
görmek mümkündür. Büyük veya
özel ebatlarda plakaların kesimine
imkân veren makina, endüstrinin
farklı alanlarındaki lazer kesim işlerinde benzerleriyle kolayca rekabet
edebilir performansı sunmaktadır.
BLS-NEO; imalat işlerinde kremayer hareket sisteminin sağladığı
kusursuz hassasiyetle kullanılabileceği gibi, fiber lazerin getirdiği
düşük maliyetler ile fason lazer
kesim işlerinde CO² lazerlere göre
çok büyük avantajlarla çalıştırılabilmektedir.
Tüm ihtiyaçlara
optimum çözüm
Makina, ekonomik yatırım ve
düşük işletim maliyeti ile tüm ihtiyaçlarınıza optimum çözüm sunar.
Sıra dışı sağlamlığının yanında, yenilikçi kavramlar kullanılarak oluştu-
rulan ve tek parça olarak tasarlanan
kaynak rijitliği sayesinde, beklentilerinizin üzerindeki doğrulukta sonuçlara ulaşmanızı garanti eder.
BLS-NEO, yüksek kalite standartlarında ekonomik yatırım ve
işletim maliyetine sahiptir. Ayrıca,
kompakt yapısı ile yer sıkıntısı olan
müşteriler için de mükemmel bir çözüm sunar. Makina, kesime başladığı ilk dakikadan itibaren benzersiz
kesim kalitesiyle sizi etkiler.
Otomatik hareketli
çift kesim tablası
Makina, hidrolik olarak inip kalkabilen otomatik hareketli çift kesim tablasına sahiptir. Bu özellik sa-
yesinde, yükleme-boşaltma zamanı
makinanın kesim sürecini minimum
şekilde etkilemekte, makina kesim
yaparken, aynı zamanda boşaltma
yapılabilmektedir. Böylece, üretim
zamanı oldukça kısaltılabilmektedir.
BLS-NEO, sadece verimliliği ve
kompakt olmasıyla değil, aynı zamanda işlenecek malzemeye özen
göstermesiyle de ön plana çıkmaktadır. Basit kullanımı ve işlevselliğinin yanında, kullanıcısına enerji
verimliliği sağlayan lazer kaynakları
ve süreç otomasyonu için sayısız
olanaklar da sunar. Tek yapmanız
gereken kesime hemen başlamak.
Kullanıcısına güven veriyor
BLS-NEO’da, dünyada kalitesiyle
kendini kanıtlamış üstün teknoloji
lazer komponentleri kullanılmıştır.
Makina bu sayede, gerek üstün kesim kalitesi, gerekse yaygın yedek
parça temini ile kullanıcısına güven
vermektedir. BLS-NEO, mükemmel
kombinasyonun eşsiz uyumudur.
Makinada, isteğe bağlı olarak
donanım seçenekleri bir üst seviyeye yükseltilebilir. 1 kW, 2 kW, 3 kW,
4kW ve 6kW rezenatör seçenekleri
ile daha efektif kesimler yaparken,
daha fazla verim ve daha fazla zaman elde etmiş olacaksınız. Ayrıca,
otomasyon çözümlerimizden yararlanarak, üretim maliyetlerinizi de
düşürebilirsiniz. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
73
FİRMA HABERLERİ
Ermaksan, en son teknoloji
ürünlerini Bursa’da sergiledi
Bursa’da, 5-8 Aralık tarihleri arasında düzenlen Metal İşleme Teknolojileri Fuarı’na
katılan Ermaksan, yenilikçi teknolojilerini sektör temsilcileriyle buluşturdu.
S
anayi kenti Bursa, 5-8 Aralık
2013 tarihleri arasında, Tüyap
Uluslararası Fuar ve Kongre
Merkezi’nde, Metal İşleme Teknolojileri Fuarı’nda sektörün önde gelen
firmalarını ağırladı.
Sac isleme makinaları üretiminde, sektörün öncü kuruluşlarından
biri olarak, yenilikçi teknolojileriyle bu yıl da fuardaki yerini aldıklarını aktaran
Ermaksan Genel Müdürü
Ahmet Özkayan, “Bursa’nın
sanayi kimliğine yakışan bir
fuar yaşadık. Ermaksan’ın
İstanbul, Ankara, İzmir ve
Çukurova bayilerinin de katıldığı fuarda, müşterilerimizle buluşmaktan mutluluk
duyduk” diye konuştu.
Ahmet Özkayan,
“Makinalarımıza
gösterilen yoğun
ilgi ve fuarda
gerçekleştirdiğimiz
satışlar bizleri memnun
etti” dedi
“Makinalarımız yoğun
ilgi gördü”
Fuara 750 metrekarelik stant ile
katılarak, son teknoloji ürünü olan
makinaları sergilediklerini kaydeden
Özkayan, şöyle konuştu: “Makinalarımız, gerek işlevi, gerekse çevreye
duyarlı özellikleriyle ziyaretçilerden
yoğun ilgi gördü. CO2 ve fiber lazer kesim teknolojisi, plazma kesim,
panç pres, abkant pres, giyotin makas ve kombine makas ürün gamlarında hizmet veriyoruz. Teknolojik
anlamda geldiğimiz noktayı özellikle EVO 2 ve tower makinalarımızla ortaya koyduk. Dört gün süren
fuar boyunca Ermaksan
olarak, Bursa ekibimiz
ve bayilerimizle birlikte
müşterilerimizle
ticari
ilişkilerimizi geliştirdik.
Makinalarımıza gösterilen yoğun ilgi ve yine
fuarda gerçekleşen satın
almalar da bizleri memnun etti. Etkinlik, her
yönüyle beklentilerimizi
karşıladı.” ■
Nurkay Makina’da bayrağı
Kurttepeli devraldı
40 yıla yakın süredir kaynak makinası, örtülü elektrod, kaynak teli ve
kimyasalları konusunda birçok ilke imza atan Nurkay Makina’da, Genel
Müdürlüğe Berk Kurttepeli getirildi.
A
kfa Holding bünyesinde hizmet veren Nurkay Makina’nın
Genel Müdürlüğü’ne Berk
Kurttepeli getirildi.
Nurkay Makina’nın, 40 yıla yakın süredir kaynak makinası, örtülü
elektrod, kaynak teli ve kimyasalları
konusunda birçok ilke imza attığını
dile getiren yetkililer, “Şirket, global
marka olma hedefine Berk Kurttepeli ve güçlü yönetim ekibi ile ulaşacak” diye konuştular.
Akfa Holding çatısı altında, ArGe mühendisleri ile ürün çeşitliliğini
artırmak için TÜBİTAK ve SANTEZ
işbirliği çerçevesinde projeler ger-
Berk KURTTEPELİ
74 Makina Magazin
●
OCAK 2014
çekleştirdiklerini söyleyen yetkililer,
“Haydarpaşa Lisesi ve İTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği’nden
mezun olan Berk Kurttepeli, İTÜ
Endüstri Mühendisliği’ni yüksek
lisans derecesi ile tamamladı. Profesyonel iş hayatına 1993 yılında
Telka Rabak San. ve Tic. A.Ş.’de
Ürün Mühendisi olarak başlayan
Kurttepeli, kariyerini Gedik Kaynak
San. ve Tic. A.Ş.’de Satış ve Pazarlama Müdürü olarak sürdürdü. Stratejik planlama, iş geliştirme, marka
yönetimi, satış kanalları gibi konularda uzman olan Berk Kurttepeli,
altı yıl dünyanın en büyük kaynak
kuruluşlarından olan Esab firmasında Akdeniz bölgesine bağlı olarak,
Esab Saldatura S.p.A’nın Türkiye
Ülke Müdürlüğü’nü yürüttü” diye
konuştular.
Kurttepeli’nin, satış-pazarlama,
finans analizleri, küresel ve gelişmekte olan pazarlarda büyüme ve
strateji geliştirme ile geleceğin iş
geliştirme teknikleri alanlarında da
uzmanlıkları bulunduğunu kaydeden yetkililer, “Berk Kurttepeli, Türk
ürünlerinin bölge ülkelerde de yaygınlaşması üzerine önemli çalışmalar gerçekleştirdi” diyerek sözlerini
noktaladılar. ■
FİRMA HABERLERİ
Böhler Sert Maden, yeni
tesislerini törenle hizmete açtı
Böhler Sert Maden, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan, 5 bin
metrekaresi üretim, 2 bin 500 metrekaresi ofis ve sosyal tesisler olmak üzere,
toplam 7 bin 500 metrekarelik alana sahip yeni tesislerini törenle hizmete açtı.
B
öhler Sert Maden ve Takım Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, Gebze
Organize Sanayi Bölgesi’ndeki
7 bin 500 metrekarelik kapalı alana
sahip yeni fabrikası törenle hizmete
açıldı.
Böhler Sert Maden’in, müşteri ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda kaliteli çözümler sunduğunu dile getiren
yetkililer, “Yeni fabrika yatırımımızla
birlikte, daha yenilikçi ve gelişmiş
ürünleri müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Firmamız, yeni fabrikayla
birlikte, hiç vakit kaybetmeden daha
geniş bir alan üzerinde kapasitesini ve stok bulunabilirliğini artırarak,
müşterilerine daha hızlı hizmet vermeye başlamıştır. Böhler; otomotiv
endüstrisi, makina imalat sanayii,
demir çelik endüstrisi, dökümhaneler, kesici takım endüstrisi, madencilik endüstrisi, tekstil sanayii, seramik
ve tuğla endüstrisi, plastik ve ahşap
sanayii gibi birçok talaşlı ve talaşsız
imalatın gerçekleştiği alanda, ihtiyaç
duyulan sert metal ürünlerin imalatını ve satışını gerçekleştirmektedir”
diye konuştular.
Çankaya: Yeni bir
başlangıç yaptık
Yeni tesisin açılışında bir konuşma yapan Böhler Sert Maden Genel Müdürü Nejat Çankaya, şunları
söyledi: “Kuruluşumuzdan tam 46
yıl sonra, yeni bir başlangıcı sizlerle
birlikte yapmanın sevincini yaşıyoruz.
Bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür
ediyorum.”
Metal işleme sektörünün en
önemli ara mamullerinden biri olan
sert metal kesici uçlar ve aşınmaya
dayanıklı makina parçalarının üretimini yaptıklarını aktaran Çankaya, “1967 yılı Haziran ayında Türk
müteşebbisler ve Avusturya Bohlerit firmasının ortaklığı ile kurulmuş
olan fabrikamız, zaman içinde Türk
sanayii ile birlikte gelişerek, üstlendiği misyonu hem yurtiçinde, hem de
yurtdışında etkin bir biçimde başarı
ile sürdürmüştür. Bugün sert metal
üretimimizin yüzde 30’una yakın bölümünü çeşitli ülkelere ihraç etmekteyiz. 1990 yılından itibaren Böhlerit
ile birlikte faaliyetlerimiz 130 yıllık bir
aile şirketi olan Alman Leitz firmasının şemsiyesi altında devam etmektedir. Leitz, ahşap işleme sektörü için
kesici takımlar üreten lider firmalardan biridir” diye konuştu.
Leitz‘ın önderliğinde, yatırım faaliyetlerinin de hız kazandığını aktaran
Çankaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böhler Sert Maden bünyesinde sürekli olarak sürdürdüğümüz yatırımlar yanında; 1993 yılında Leitz Kesici
Takımlar firmasını kurarak, kesici
takımlar sektöründeki faaliyetimizi
ahşabı da kapsayacak şekilde genişletmiş olduk. Leitz Kesici Takımlar,
ahşap işleme takımları satışı yanında,
bu takımların bileme ve onarım servisini vermektedir. Ayrıca, müşterilerimizin özel ve acil ihtiyaçlarını karşılamak üzere kesici ağızları sert metal
veya endüstriyel elmas ile donatılmış
takımlar da üretmekteyiz.”
“İnşaatı bir yıl içinde
tamamladık”
Kartal’da kurulu tesislerinin, hem
fiziken, hem de imar şartları dolayısıyla genişleme imkânına sahip olmadığını kaydeden Nejat Çankaya,
“Bundan dolayı, yeni tesisimizin inşaatını bir yıl içinde tamamlayarak,
yeni bir döneme adım atmış bulunuyoruz. Tesisimiz, 5 bin metrekaresi
üretim, 2 bin 500 metrekaresi ofis ve
sosyal tesisler olmak üzere, toplam 7
bin 500 metrekarelik bir alana sahiptir. 11 bin metrekarelik parselimiz,
ilerideki yıllar için büyüme imkânı da
sağlamaktadır” dedi.
Böhler Sert Maden’de 100 ve
Leitz’da 27 olmak üzere, toplam
127 çalışanlarıyla hizmet verdiklerini bildiren Çankaya, şöyle konuştu: “Türk sanayiine ve ekonomisine 46 yıldır hizmet etmiş olmanın
gururu ile yeni tesisimizde de,
istihdama ve ülke ekonomisine
katkımızı artırarak sürdürmeye
kararlıyız. Şirketimizin kurucularını
saygı ve sevgi ile anarken; bu yatırımın gerçekleştirilmesine imkân
veren hissedarlarımıza, şirketimizi
başarı ile bugünlere taşımış olan
bütün çalışma arkadaşlarıma ve
emeği geçen herkese gönül dolusu teşekkürlerimi sunuyorum.” ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
75
FİRMA HABERLERİ
Grindtec, lider taşlama
makinaları üreticilerinin
distribütörlüğünü yapıyor
Alanında uzmanlaşmış dünyanın lider taşlama makinaları üreticilerinin Türkiye
genel distribütörlüğünü yürüten Grindtec Makina, 2014 yılı için yüzde 20 ciro
artışı hedefliyor.
2
007 yılında kurulan Grindtec
Makina, alanında uzmanlaşmış
dünyanın lider taşlama makinaları üreticilerinin Türkiye genel distribütörlüğünü yürütüyor. Firma; Kellenberger Taşlama Grubu (Tschudin,
Hauser, Jones&Shipman, Usach) Rollomatic, Strausak, Tschudin (puntasız
taşlama) ve Seckler Robot (yükleme/
boşaltma) Sistemleri’nin distribütörlüğünü yürütüyor.
Firmalarının Türkiye’de distribütörlük anlamında, taşlama alanında
uzmanlaşmış ilk ve tek firma oldu-
Aydın Yıldız, “Ürün
gruplarında bazı
farklılıklar göstermekle
beraber, ortalama pazar
payımız yüzde 30-40
civarında” dedi.
ğunu dile getiren Grindtec Makina
Genel Müdürü Aydın Yıldız, “İsviçre
orjinli ve dünya çapında lider, taşlama alanında uzmanlaşmış birinci
sınıf taşlama makinaları üreticilerinin Türkiye genel distribütörlüğünü
yürütüyoruz” dedi.
2012 yılı ile kıyasladıklarında,
2013 yılında cirolarında yüzde 5-10
gibi bir düşüş beklediklerini aktaran Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2014 yılı için potansiyel projelerimizden yola çıkarak, yüzde 20 gibi
bir ciro artışı bekliyoruz. Ürün gruplarında bazı farklılıklar göstermekle beraber, ortalama pazar payımız yüzde
76 Makina Magazin
●
OCAK 2014
30-40 civarında.”
Distribütörlüğünü yaptıkları firmaların yoğun Ar-Ge çalışmaları
yaptığını aktaran Yıldız, “Örneğin;
Optik ölçüm imkânları, hidrostatik
B-ekseni, 200 kg azami iş parçasına
yönelik doğrudan tahrikli iş mili, yeni
taşlama kafaları, Ar-Ge çalışmalarına
verebileceğimiz örneklerden yalnızca
bir kaç tanesidir” diye konuştu.
“Pazar araştırmalarını
aralıksız sürdürüyoruz”
Pazar araştırmalarını aralıksız
sürdürdüklerini dile getiren Yıldız,
taşlama makinaları kullanıcılarını,
veri tabanlarında pazar segmentlerine yönelik tanımladıklarını belirtti.
Yıldız, şöyle konuştu: “Böylece, ürün
yeniliklerinde ve geliştirmelerinde kolayca hedef kitlemize ulaşabiliyor ve
ilgili firmaları bilgilendirebiliyoruz.”
Grindtec olarak, taşlama ihtiyaçlarına en optimum çözümü sunabildiklerinin altını çizen Aydın Yıldız,
geniş ürün yelpazeleri sayesinde,
taşlama alanında her uygulamaya
cevap verebildiklerini söyledi. Yıldız,
ürün gamlarındaki her ürünleri ile
Türkiye pazarındaki lider konumlarını korumayı ve geliştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
Grindtec olarak, şu anda yurtdışı
pazarlarında faaliyet göstermediklerini ifade eden Yıldız, 2014 yılında
Orta Doğu pazarlarında ilk temasları
gerçekleştireceklerini açıkladı.
2014 yılında, Ataşehir’deki
ofislerini yine Ataşehir’deki yeni
binalarına taşıyacaklarını aktaran
Yıldız, şöyle konuştu: “Yeni ofisimizle birlikte, çalışma ekibimizi de
büyütmeyi düşünüyoruz. Büyüme
hedeflerimizle beraber, müşteri
memnuniyetimizi daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz.”
“2013’te sektör
az da olsa daraldı”
Sektör hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yıldız, “2013 yılında, taşlama sektöründe az da olsa
bir daralma yaşandı. Öngörülen yatırımlar iptal edilmedi, ancak söz konusu yatırımlar ekonomik şartlar nedeniyle 2014 yılına kaydırıldı” dedi.
Sanayi sektöründeki ciddi sorunlardan birinin de kalifiye eleman sıkıntısı olduğunu ifade eden Yıldız, “Meslek liselerindeki yeni düzenlemelerle bu
sorunu iki-üç yıl içinde aşabileceğimizi
düşünüyorum. Ayrıca, takım tezgahları
sektöründe bilinçsiz satıcı mantığı çok
yaygın. Müşteri gereksinimlerine cevap
verme yerine, makinayı satma politikası hâkim. Distribütörlüğünü yaptığımız
İsviçre orjinli firmalar ve bizim şirket vizyonumuz, müşteri memnuniyeti üzerine kurulmuştur. Bu bağlamda, müşterinin ihtiyaçlarına en uygun çözüm
bizim için de her zaman ön plandadır”
diye konuştu.
“KDV’deki düşüş yatırımları
olumlu etkileyecek”
Taşlama makinalarındaki yüzde
18 KDV oranının, yatırımcıları zorladığını kaydeden Yıldız, şöyle devam
etti: “Ancak, 1 Aralık 2013 tarihi
itibarıyla yasal düzenleme yapılarak, taşlama makinalarındaki KDV
oranı yüzde 1’e çekildi. Çok olumlu
bulduğum söz konusu gelişmenin,
2014 yılındaki taşlama makinaları
yatırımlarını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum.”■
FİRMA HABERLERİ
Dirinler, ilklere imza atmaya
devam ediyor
Dirinler’in, Türkiye’de üretim yapan uluslararası bir otomotiv firması için özel
tasarladığı 36 eksenli frezeleme ve tornalama tezgahı, diğer makinaların
3,5 dakikada yaptığı işi 35 saniyede bitiriyor.
Sedat ALP / İZMİR
D
irinler’in, Türkiye’de üretim yapan uluslararası bir
otomotiv firması için özel
tasarladığı 36 eksenli frezeleme ve
tornalama tezgahı, 36 eksenli çalışıyor ve diğer makinaların 3,5 dakikada yaptığı işi 35 saniyede bitiriyor.
Söz konusu iki özelliğe sahip ilk yerli
makina olan tam otomasyonlu CNC
tezgah, sanayi tesislerinde üretimi
yüzde 80 oranında hızlandırıyor.
Otomotiv sektörü için özel tasarlanan makina, sahip olduğu yüksek
donanım ile sıfır hatalı üretim yaptığı için; havacılık, savunma sanayii
ve elektronik gibi hassas üretim ve
yüksek adet gerektiren sektörlerde
kullanılabiliyor.
Firmalarında CNC kontrollü tezgahların yaklaşık 12 yıldır üretildiğini belirten Dirinler Sanayi Makina
Endüstri ve Ticaret A.Ş. Yönetim
Kurulu Üyesi Nihan Dirin, “Ancak,
son beş yılda ağırlıklı olarak özel
tasarım ve yüksek teknolojiye sahip
makinaların üretimine hız verdik.
Bu makinalarda, Çin ya da Tayvan
ile değil, sadece Avrupa ülkeleri ile
rekabet ediyoruz” dedi.
36 eksenli frezeleme ve tornalama tezgahının, otomotiv üreticisi
bir firmanın kendilerinden matkap
satın almak istemesi ile başlayan
güzel bir hikayesi olduğunu belirten
Dirin, “Müşterimiz, bizden özel bir
matkap yapmamızı istedi. Sipariş ettikleri matkabın kullanılacağı üretim
safhasını inceleyince müşterimize; ‘sizin işinizi matkap çözmez, bu iş için
özel bir makina tasarlayalım’ dedik.
Müşterimiz de kabul edince, makinanın kullanılacağı üretim safhasına en
uygun çözümü sunacak makina için
Nihan Dirin, “Şu
anda fabrikamızda
çalışmalarını yaptığımız
ve Türkiye’nin gururu
olacak çok özel bir
makinanın altı ay sonra
lansmanını yapacağız”
dedi.
Ar-Ge sürecine başladık. Yaklaşık 1,5
yılda Ar-Ge de dahil tüm üretim safhaları tamamlandı ve tasarımı, üretimi tamamen Dirinler’e ait bu gelişmiş
tezgah üretildi” diye konuştu.
“Üretim maliyetlerini
düşürüyor”
Söz konusu makina ile Türkiye’nin
ilk 36 eksenli çalışan tam otomasyonlu
CNC işlem merkezini ürettiklerini vurgulayan Dirin, şöyle devam etti: “Normal makinalarla 3,5 dakikada üretilen
bir işi 35 saniyede tamamlayan tezgah, daha az operatörle, daha hızlı
üretim imkânı sunarak, sanayi tesislerinde üretim maliyetlerini düşürüyor.
Yeni makinamız üretimin yüzde 80
hızlanmasını sağlayacak. Birçok işlemi
bu makina tek başına gerçekleştirecek. Ürünler, tek bir makinanın üretiminden çıkacak ve bu da, üretimin
kalitesini artıracak. Üretim hızlanacağı
için son dönemde en önemli unsur
haline gelen sanayideki maliyetler de
düşecek. Sanayi işletmeleri bu makina
ile çok büyük avantajlar sağlayacak.”
“Terzi işi makina
üretiyoruz”
Drinns markasıyla müşterilerine
özel çözümler sunduklarını ifade
eden Nihan Dirin, bir anlamda terzi
işi makinalar ürettiklerini dile getirdi. Özel makina imalatlarını Çin ya
da Tayvan gibi Uzakdoğu ülkelerinin
yapamadığını, bu alanda Avrupa ülkeleri ile rekabet içinde olduklarını
belirten Dirin, “Almanya’da bu tür
makinaların tasarım süresi ortalama
1,5 yıl sürüyor. Bu süreç çok pahalı.
Söz konusu makinalar özel tasarım
olduğu için bire bir karşılaştırma söz
konusu olmasa da, bizim üretimimiz
Avrupa’daki benzer makinalardan
yüzde 30’a varan oranda daha ucu-
za geliyor. Daha önce geliştirdiğimiz
makinalardan edindiğimiz bilgi ve
teknolojik birikimimizin tamamını
bu makinada kullanarak, Türkiye’de
ilk kez 36 eksenli bir makinayı üretmiş olduk” dedi.
“Altı ay sonra çok önemli
bir lansman yapacağız”
CNC ve torna tezgahları aralarında; Almanya, Hollanda, ABD,
Rusya, İtalya, Polonya, Hindistan ve
Çin’in de bulunduğu beş kıtada 55
ülkeye ihraç ettiklerini ifade eden
Dirin, Cemal Dirin’in kendilerine bıraktığı bayrağı daha ileri noktalara
taşımak için çok çalıştıklarını kaydetti. Her gün “ülkem için ne yaptık”
diye düşündüklerini ve bu felsefe
ile yollarına devam ettiklerini anlatan Dirin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendi tasarladığımız, Türkiye’de
ilk kez üretilen makinalar ile de
Türkiye’ye katma değer sağlıyoruz
ve cari açık sorununa yerli üretimle
çözüm bulmaya çalışıyoruz. Şu anda
fabrikamızda yine çok özel bir tezgah üzerinde çalışıyoruz. Hakkında
çok fazla detay veremeyeceğimiz bu
makinayı dünyada sadece üç firma
üretebiliyor. Altı ay sonra Türkiye’nin
gururu olacak bu makinanın lansmanını yapacağız.” ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
77
FİRMA HABERLERİ
Atik Makina
ihracatını artıracak
Son teknoloji tezgah parkı ile 3 bin civarı standart kalıp elemanı üretimi
ve özel imalat gerçekleştiren Atik Makina, 2013 yılında üretiminin
yüzde 40’ını ihracata kanalize etti.
➤
Aytekin Koç,
“Üretimimizin yüzde
40’ını ihracata kanalize
ediyoruz. 2014 hedefimiz
ise, bu oranı yüzde 50’ye
yükseltmek” dedi.
Zehra ORUÇ / BURSA
A
tik Taşlama olarak 1979
yılında Bursa’ya ilk taşlama
tezgahını getiren Atik Makina, bu atılımı ile otomotiv sektöründe bir ilki gerçekleştirdi. Kurulduğu tarihten 1985 yılına kadar
satıh, silindirik, puntasız ve delik
taşlama konularında fason işleme
hizmeti veren firma, 1985-1993
yılları arasında faaliyetini Tofaş
fabrikasına 131 hattında kam mili
braketi, silindir kapak pulu üretimini yan sanayii olarak sürdürdü.
1993 yılında Atik Makina San. Tic.
Ltd. Şti. unvanını alan şirket, faaliyet alanlarına son olarak vites kolu
kumanda kancası, yağ pompa braketi ve 5. vites dişli pulu üretimini
ekledi. 1997 yılında Tofaş’a yaptığı
imalatı bırakarak, kendi ürün portföyünü geliştirmeye yönelen firma,
2000’li yıllarda 500 çeşit standart,
100’ü aşkın özel ürün olmak üzere
kalıp elemanları imalatına başladı.
Atik Makina, günümüzde son teknoloji tezgah parkı ile 3 bine yakın
çeşitte standart kalıp elemanı üretimiyle faaliyetini sürdürüyor.
Koç: Dış pazara da
üretim yapıyoruz
Çalı Sanayi Bölgesi’nde, 1000
metrekaresi atölye olmak üzere
toplam bin 700 metrekarelik kapalı, 5 bin metrekarelik fabrikada
üretim gerçekleştirdiklerini belirten
Atik Makina Genel Müdürü Aytekin Koç, 22 kişilik istihdam sağladıklarını söyledi. İç pazarın yanı
sıra, dış pazara yönelik de üretim
gerçekleştirdiklerinin bilgisini veren
Koç, yaklaşık 2 yıldır OEM’lerin tedarikçi listesinde de yer aldıklarını
78 Makina Magazin
●
OCAK 2014
kaydetti. Üretimin yüzde 40’ını
ihracata kanalize ettiklerini ifade
eden Koç, 2014’te ise, bu oranı
yüzde 50’ye yükseltmeyi hedeflediklerini kaydetti.
İhracat pazarları hakkında da
bilgi veren Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya ağırlıklı olmak
üzere, Polonya, Slovenya, Slovakya
ve Fransa’yı potansiyel pazar olarak
görüyoruz. 2014 için kalıp alanında
gelişmekte olan İsveç, Danimarka,
Rusya ve Romanya pazarını hedefliyoruz. Amacımız; kalıp imalatının
az, kârlılığın yüksek olduğu pazarlara hâkim olmak. Çünkü, diğer
pazarlarda rekabet fazla, volume ve
kârlılık düşük.”
“Makina parkımızı
genişlettik”
En büyük yatırımı kriz döneminde gerçekleştirdiklerini kaydeden
Aytekin Koç, 2013’te ise makina
parkını genişletmeye yönelik yatırımlara yöneldiklerini belirtti. Koç,
2014’te de yine daha teknolojik
makina yatırımları ve revize makina
yatırımı gerçekleştireceklerini söyledi. Her yıl bir önceki yılı arar duruma geldiklerini belirten Koç, sözlerine şöyle devam etti: “Kârlılığımız,
her geçen yıl artan üretim miktarına paralel bazda artmıyor. Ciromuz aynı kalıyor, üretim miktarımız
yüzde 10-20 oranlarında büyüyor.
2013’ü, bir önceki yıla göre yüzde
15 büyüme ile kapatıyoruz. 2014
için de, yine yüzde 20 oranında büyüme hedefliyoruz.”
Yalnızca satışını gerçekleştirdikleri Siegmund firmasının ürünleri ile
Bursa Metal İşleme Fuarı’nda da yerini aldıklarını belirten Aytekin Koç,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektör
için biraz farklı olan kaynak masaları ürünlerini tanıtıyoruz. 1 saat içinde 1 fikstür gerçekleştirme imkânı
sunan bu makina, ayrıca kaynak,
montaj işlemlerinde de kullanılabiliyor. Masaların bir başka özelliği
de, üzeri plazma nitrasyon kaplama
olduğu için kaynak yaparken çapak tutmuyor, paslanma ve aşınma
yapmıyor. Dolayısıyla, uzun ömürlü
ürünlerdir.” ■
FİRMA HABERLERİ
Norm Grup, yatırımlarına
devam ediyor
Norm Grup, Salihli Organize Sanayi Bölgesi’nde cıvata ve vidadan sonra,
üçüncü fabrikasını da açmak için girişimlere başladı. 30 bin metrekare
üzerinde, 4 bin metrekarelik kapalı alanı bulunan hazır tesisi satın alan şirket,
500 kişiyi istihdam edecek.
(Soldan sağa): Batı Ege
Mermer Yönetim Kurulu
Başkanı Olcay Arslan,
Salihli Belediye Başkanı
Mustafa Uğur Okay,
Norm Cıvata Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet
Fatih Uysal, Salihli TSO
Başkanı İbrahim Yüksel
ve Salihli OSB Müdürü
Cevdet Eren.
İZMİR / DÜNYA
İ
zmir Atatürk Organize Sanayi
Bölgesi’nde faaliyet gösteren
Norm Cıvata, İzmir’den sonra
ikinci üretim üssü olarak Salihli’yi
seçti. Norm Salihli vida ve cıvata
tesisini kısa zamanda hazırlayıp
üretime başlayan şirket, ikinci tesisi
olan MS Vida’nın son hazırlıklarıyla
uğraşırken, bir taraftan da üçüncü
tesisi kurmak için harekete geçti.
Salihli OSB’de fabrika sahibinin vefatından dolayı dört yıldır atıl duran
4 bin metrekare kapalı alanı bulunan, 30 bin metrekarelik Batı Ege
Mermer fabrikasını satın alan Norm
Grup, somun üretim tesisi kuracak.
Salihli Belediye Başkanı ve Salihli Organize Sanayi Bölgesi (OSB)
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Uğur Okay’ı ziyaret eden Norm Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Uysal, Salihli OSB Başkan
Yardımcısı, Ticaret ve Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim
Yüksel ile Salihli Organize Sanayi
Bölge Müdürü Cevdet Eren’e, yeni
yatırımları konusunda bilgi verdi.
Uysal: 500 kişiyi
istihdam edeceğiz
Norm Somun’un Temmuz veya
Ağustos 2014’te üretime başlamasını planladıklarını ifade eden Uysal,
Salihli’de önümüzdeki yılın sonuna
kadar 500 kişilik istihdam kapasitesine ulaşacaklarını dile getirdi.
Salihli OSB’deki birinci fabrikaları olan Norm Cıvata tesisinde
üretimin başladığını kaydeden Uysal, şu anda 130 kişilik istihdama
ulaştıklarını açıkladı. Uysal, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “İkinci
fabrikamız olan MS Vida’nın inşaatı tamamlanmak üzere. Eleman
alımlarına başladık. Şubat ayında
üretime geçmeyi planlıyoruz. Salihli Organize’deki yeni satın aldığımız üçüncü fabrikamıza ilave
kapalı alan inşa edeceğiz. İlavelerle
15 bin metrekare kapalı alana ulaşacak olan Norm Somun’un toplam yatırım bedeli 20 milyon TL’ye
ulaşacak. Ek tesislerin yapımına iki
hafta içinde başlayacağız. Norm
Somun fabrikasının Temmuz veya
Ağustos’ta üretime başlamasını
planlıyoruz.”
Yeni tesisleri memleketleri olan
Salihli’de açmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını dile getiren Uysal,
“Esas amacımız katma değerli ürün
üretmek. Buradaki tesislerde kalite belgelerini tamamladıktan sonra
Volkswagen ve Mercedes’e ürün
vereceğiz. Bu yatırımlar Salihli’ye
hayırlı olsun” diye konuştu.
Okay: Son derece
önemli bir yatırım
Norm Cıvata’nın ilçede 500
kişiye sürekli iş sağlamasının son
derece önemli olduğunu vurgulayan Salihli Belediye Başkanı ve Sa-
lihli Organize Sanayi Bölgesi (OSB)
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Uğur Okay, şöyle konuştu: “Salihli
OSB’de yoğunluk gıda firmalarında
olduğu için, mevsimlik işler ağırlıkta oluyor. Norm Cıvata gibi sanayi
devlerinin organize bölgemize gelmesi, sürekli iş imkânı sağlayacağı
için bizi çok mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor. Türkiye’nin temel sorunu işsizlik. Bunu aşmaya yönelik
her adım bizi sevindirir.”
OSB’nin birinci kısmının dolmak
üzere olduğunu vurgulayan Okay,
ikinci kısmın kamulaştırma çalışmalarını yakından takip ettiklerini
ifade etti.
Yüksel: İşsizlik sorunu
önemli ölçüde azalacak
Norm Cıvata gibi ciddi sanayi kuruluşlarının Salihli’ye yatırım yapmasını çok önemsediklerini belirten Salihli
TSO Başkanı İbrahim Yüksel de, “OSB
yönetimi olarak, Salihli’ye yatırım yapacak olan tüm müteşebbislerin her
türlü sorununu çözmek için gayret
göstereceğiz. Yeni kurulan fabrikalarımızla, Salihli’deki işsizlik sorununun
önemli ölçüde azalacak olması umut
vericidir” diye konuştu. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
79
FİRMA HABERLERİ
Er-Mir, özel reçetelerle
sektöre yön veriyor
Plazma nitrürleme teknolojisiyle, dövme kalıplarının üretim ömrünü 3 binden
9-10 bin aralığına çıkaran Er-Mir, “süper sert nano kompozit kaplama” ile
8-10 mikrona kadar çıkılabilen kaplama kalınlığını 500 mikrona ulaştırmayı
hedefliyor.
Gülay SOYDAN PEHLEVAN / BURSA
I
sıl işlem sektöründe, plazma
nitrürlemede uzmanlaşan ErMir, hazırladığı özel reçetelerle
sektöre yön veriyor. Dövme kalıplarının 3 bin civarında olan üretim
ömrünü 9-10 bin aralığına çıkaran şirket, çelik sektöründe bazı
parçaların ömrünü altı kat artırdı.
Dünyada yeni tanınmaya başlanan
“süper sert nano kompozit kaplama” ile ilgili Ar-Ge projesi için de
hazırlıklara başlayan Er-Mir, benzer
uygulamalarda 8-10 mikrona kadar çıkan kaplama kalınlığının 500
mikrona ulaşmasını sağlayacak.
Plazma nitrürlemenin otomobil
motor bileşenleri, dişliler, valfler
gibi sürtünen ve hareket ileten her
parçada kullanılabilen bir teknoloji
olduğunu söyleyen Er-Mir Tekstil ve Makina Şirket Müdürü Ersin
Korkmaz, “Azotla malzemenin
sertleştirilmesi denilen bu işlem,
tuz banyosunda, gaz ortamda ve
plazma ortamında gerçekleştiriliyor. Diğerlerine göre önemli üstünlükleri olan plazma nitrürleme
teknolojisi, henüz Türkiye’de çok
yeni” diye konuştu.
Firma olarak, ısıl işlem sektöründe yalnızca plazma nitrürleme
kanalında uzmanlaştıklarını kaydeden Korkmaz, şöyle konuştu: “Son
2,5 yıldır ciddi ihtiyaç duyulan bu
teknolojiyi Türkiye’ye tanıtmak istiyoruz. Ağırlıklı olarak, makina imalatı ve otomotiv sanayiine yönelik
hizmet veriyoruz. 2013 yılı içinde otomotiv yan sanayiinde yeni
müşterilerimiz oldu. Bunlardan biri
dövmecilerdir. Sektörde plazma
Ersin Korkmaz, “İlk
Ar-Ge çalışmamız
olan ‘süper sert nano
kompozit kaplama’ ile
ilgili çalışmalara başladık”
diye konuştu.
80 Makina Magazin
●
OCAK 2014
nitrürleme teknolojisiyle üç-dört
kat ömür artışı sağladık. Geçtiğimiz yıl Almanya’da kongrelere
katıldık ve bir araştırma enstitüsünü ziyaret ettik. Bu sırada özel bir
reçete geliştirdik. Dövme kalıplarının normalde 3 bin civarında olan
üretim ömrünü 9-10 bin aralığına
çıkardık. Üretimde dört olan kalıp
sayısını ikiye düşürdük. Bu; zaman
tasarrufu, verimlilik ve kapasitede
artışın yanı sıra, kesintisiz üretim
anlamına da geliyor.”
Çelik üreticisi firmalarla da başarılı çalışmalara imza attıklarını ifade eden Korkmaz, bazı parçaların
ömrünü altı kat artırdıklarını vurguladı. Korkmaz, “Yüksek basınçlı
pompalar ağır şartlarda çalıştığı için,
normalde iki haftada bir değiştirilen
pompa millerinde bu rakamı yaklaşık dört aya çıkardık” dedi.
“Projeyi 1,5 yılda hayata
geçireceğiz”
İlk Ar-Ge çalışmaları olan “süper sert nano kompozit kaplama”
ile ilgili çalışmalara başladıklarını
açıklayan Ersin Korkmaz, söz konusu kaplamanın dünyada yeni tanınmaya başlandığının altını çizdi.
Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Firma olarak, ülkemizde yapılması noktasında proje hazırlıyoruz.
Özellikle, savunma sanayiinde faaliyet gösterenler olmak üzere büyük firmaları ziyaret ettik. Fizibilite
olumlu çıkarsa projeyi yaklaşık 1,5
yılda hayata geçireceğiz. ‘Süper
sert nano kompozit kaplama’, parça ömrünü ciddi oranda artırıyor.
Kaplamada gelinen en son nokta,
diyebiliriz. Nano ölçeğinde özel
bir uygulama ile gerçekleşiyor ve
performansı artırıyor. Benzer uygulamalarda kaplama kalınlığı 8-10
mikrona kadar çıkabilirken, bu
rakam ‘süper sert nano kompozit
kaplama’ ile 500 mikrona ulaşabiliyor. Bu yöntem şu an Amerika’da
uygulanıyor. Yöntem; petrol arama, kuyu açma, madencilik ile havacılık gibi sektörlere hitap ediyor.
Bir diğer uygulama alanını da nükleer enerji.”
“Hasar analizi alanında da
faaliyet gösteriyoruz”
Bursa’da büyük eksiklik olarak
değerlendirdikleri hasar analizi
alanında da faaliyet gösterdiklerini söyleyen Ersin Korkmaz, şunları
söyledi: ”Hasarlı bir parçayı görsel
incelenmesinin ardından mekanik
ve metalografik testlerden geçiriyoruz. Elde ettiğimiz sonuçları
makro ve mikro düzeyde analiz
ederek, hasar mekanizmasını ve
hasarın sebebini belirliyoruz. Elektron mikroskobu ve XRD gibi analiz tekniklerine ihtiyaç duyulduğunda, Uludağ Üniversitesi ya da
TÜBİTAK’tan bu hizmetleri alıyoruz. Laboratuvarda, metalografik
ölçümler ve aşınma testleri yapıyoruz. İhtiyaç halinde başka firmalara
da bu hizmeti verebiliyoruz. 2014
yılında hasar analizine yönelik yatırım planlıyoruz. 30 bin Euro’luk laboratuvar cihazı yatırımımız olacak.
Böylece, eksikleri tamamlayacağız.
Türkiye’de hasar analizi konusunda eksiklik olduğu düşünüyoruz.
Hasar analizinde uzmanlaşmayı
ve sektördeki boşluğu doldurmayı
hedefliyoruz. Bu alanda en önemlisi bilgi birikimidir ve firmamız da
buna sahiptir.” ■
FİRMA HABERLERİ
ABB, elektromekanik
sanayiine ilişkin sektör
değerlendirmesini sundu
İstanbul Elektrik-Elektronik, Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği, Gelişim
Çalıştayı düzenledi. Sektörün önde gelen temsilcilerinin bir araya geldiği
etkinlikte, Sami Sevinç de, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör
değerlendirmesini sundu.
G
üç ve otomasyon teknolojilerinin öncü firmalarından ABB’nin Türkiye Ülke
Müdürü Sami Sevinç, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör değerlendirmesini sundu.
İstanbul
Elektrik-Elektronik,
Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği, 6-8 Aralık 2013 tarihlerinde,
sektör stratejisine katkıda bulunacak değerlendirmeler yapmak ve
öneriler geliştirmek üzere Gelişim
Çalıştayı düzenledi. Sektörün önde
gelen temsilcilerinin bir araya geldiği etkinlikte, Sami Sevinç de, elektromekanik sanayiine ilişkin sektör
değerlendirmesini sundu.
Dünya sıralamasında 36. sırada
yer alan Türkiye elektromekanik
sektörünün, dünya ticaretinden
yeterince pay alamadığına değinen
Sevinç, “1960 yılından beri yaklaşık 100 kat artan Türkiye’nin elektrik tüketimindeki büyüme talebini
sağlamak için; kamu ve özel sektörün üretim, iletim ve dağıtım yatırımları ile tüketimin ana bölümünü
oluşturan sanayi yatırımları, ara
ve yatırım malı niteliğindeki makina ve teçhizat imalatı önemli yer
tutuyor. Elektromekanik sanayii
üretimi, küçük işletmelerde tek bir
ürün üretilerek başlamış olmasına
rağmen, zaman içeresinde bu işletmeler, bilgi ve sermaye birikimine
kavuşarak, Türkiye ve dünyadaki
gelişmeleri yakından takip etmeye
başladılar. Bu çerçevede, sektöre
yabancı sermaye girişi de hızlanmış ve Türkiye’ye büyük ölçüde
teknoloji ve sermaye transferi yapılmıştır. Bu süreç; sektörün kendi
Ar-Ge ve inovasyon uygulamalarını
tetikleyerek, teknolojik gelişmeyi
daha kolay bir şekilde yakalamasını mümkün kılmış ve bulunulan
coğrafyada büyük bir güç oluşturmasını sağlamıştır” dedi.
“40 firma faaliyet
gösteriyor”
TİM verilerine göre; Türkiye’de
sektörde, 2012 yılında 40 firmanın faaliyet gösterdiğini aktaran
Sevinç, şöyle konuştu: “Sektörün
2012 toplam üretimi 7,2 milyar
dolar ve bunun da yaklaşık 3,3
milyar dolarının ihracat olarak gerçekleştiği bildiriliyor. Buna karşılık,
2012 yılında sektörün toplam ithalatının 9,6 milyar dolar olduğu göz
önüne alınırsa, sektörde 6,3 milyar
dolar dış ticaret açığı bulunuyor.”
Avrupa Komisyonu’nun, Ekim
2009’da, “AB’de Rekabetçi ve
Sürdürülebilir Bir Elektrik-Elektronik Sanayi” konulu bildirisinin
bulunduğunu aktaran Sevinç,
“Bildiride, sektörün geleceği için
özellikle: enerji arz altyapısı, enerji
verimliliği, ulaşım şebekeleri, sanayi üretimi ve akıllı ev teknolojileri
alanlarında yüksek büyüme potansiyeli görüldüğü ifade edildi. Bahse konu bu potansiyeller; Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Elektrik
ve Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve TİM tarafından hazırlanan
2023 Türkiye İhracat Stratejisi’nin
hedeflerinin doğruluğunu da teyit
ediyor” dedi.
Ayrıca, yenilenebilir enerji
kaynaklarından yararlanan enerji
tesislerini kuran ve malzemelerini
üretenlerin ve bu alanlarda ArGe çalışmaları yürütenlerin teşvik
edilmesi için çalışmalar yapılması
gerektiğine de değinen Sami Sevinç, “Enerji verimliliğine sahip
elektrik motorları, klimalar, buzdolapları, ısı pompaları ve benzeri
ürünlerin kullanımının özendirilmesi, akıllı elektrik enerji şebekeleri, bunların yazılımları ve bu
şebekelerde kullanılan teçhizat ile
ölçme, izleme, koruma ve kontrol
amaçlı kullanılan akıllı elektronik
cihazların tasarımı, üretimi ve ArGe çalışmalarının desteklenmesi,
elektrik elektronik sektörü için
büyük önem arz eden ara ürünlerin ülkemizde üretimine yönelik
çalışma yapılması faydalı olacaktır. Ayrıca, dış pazarlara, özellikle
de komşu ülkelere yapılan ihracatta nakliye imkânlarının geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmesi
de gerçekten çok yararlı olacaktır” diye konuştu. ■
Sami Sevinç, “Dünya
sıralamasında 36.
sırada yer alan Türkiye
elektromekanik sektörü,
dünya ticaretinden
yeterince pay
alamamaktadır” dedi.
OCAK 2014 ● Makina Magazin
81
FİRMA HABERLERİ
Barida Makina, Ar-Ge’ye
büyük önem veriyor
Avrupa Birliği 7. Çerçeve Projeleri ve KOSGEB destekli projelerle birlikte son üç
yılda 15 Ar-Ge projesi başlatan Barida Makina, 2015 yılına kadar bu rakamları
iki katına çıkarmayı ve Ar-Ge ekibini de genişletmeyi hedefliyor.
Gülay SOYDAN PEHLEVAN / BURSA
Ö
zel makinalar, ekipmanlar, otomasyon sistemleri
ve montaj hatları tasarımı
ve üretimi yapan Barida Makina,
TÜBİTAK’a yaptığı toplam 12 proje
başvurusundan büyük bölümünü
tamamladı. Avrupa Birliği 7. Çerçeve
(FP7) Projeleri ve KOSGEB destekli projelerle birlikte son üç yılda 15
Ar-Ge projesi başlatan şirket, 2015
yılına kadar bu rakamları iki katına
çıkarmayı ve Ar-Ge ekibini de genişletmeyi amaçlıyor.
Şirketlerinin 2007 yılında faaliyetlerine başladığını dile getiren Barida Makina Sanayi Tic. Ltd. Şti. Kalite
Müdürü Ahmet Candemir Özdemir,
“Biri ULUTEK Teknoloji Geliştirme
Bölgesi’nde olmak üzere iki Ar-Ge
ile tasarım ofisi bulunan şirketimiz,
20’si Ar-Ge çalışanı olmak üzere,
toplam 47 kişiden oluşan ekiple hizmet veriyor” dedi.
Yüzde 100 yerli sermayeli bir
şirket olduklarını belirten Özdemir,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Özel makinalar, ekipmanlar, otomasyon sistemleri ve montaj hatları tasarımı
ve üretimi yapıyoruz. Ağırlıklı olarak
Ahmet Candemir
Özdemir, “Özel
makinalar, ekipmanlar,
otomasyon sistemleri ve
montaj hatları tasarımı ve
üretimi yapıyoruz” dedi.
82 Makina Magazin
●
OCAK 2014
otomotiv sektörüne yönelik çalışmamıza karşın, 2010 yılında beyaz
eşya sektörüne de hizmet vermeye
başladık. Üç boyutlu ölçüm ve sertlik
gibi testlerin yapıldığı laboratuvara,
boyahaneye, bazı talaşlı ve kaynaklı
imalatların gerçekleştirildiği atölyeye
sahibiz. Tasarım ve montaj ağırlıklı
faaliyet gösteriyoruz. Yurtiçinin yanı
sıra; İspanya, Fransa, Rusya ve İran
gibi ülkelerdeki ilgili sektörlere de
proje üretiyoruz.”
“400’ün üzerinde
projeyi hayata geçirdik”
Şirket cirosunun yüzde 4’ünü ArGe’ye ayırdıklarını ifade eden Özdemir, bugüne kadar 400’ün üzerinde
projeyi hayata geçirdiklerini açıkladı.
TÜBİTAK’a toplam 12 proje başvurusu yaptıklarını ve bunların büyük
bölümünü tamamladıklarını aktaran
Özdemir, FP7 projeleri ve KOSGEB
destekli projelerle birlikte, son üç
yılda 15 Ar-Ge projesi başlattıklarını
söyledi. 2015 yılına kadar bu rakamları iki katına çıkarmayı planladıklarını kaydeden Özdemir, aynı şekilde
Ar-Ge ekibini de genişletmeyi hedeflediklerini vurguladı.
Bugüne kadar toplam üç ürün
için patent başvurusu yaptıklarını, bu sayıyı artırmayı ve bilgiyi satar hale gelmeyi istediklerini ifade
eden Özdemir, “TÜBİTAK desteğiyle
Türkiye’de ilk defa servolu ve kayışlı yay makinası üretimiyle ilgili proje
gerçekleştirdik. Metal yüzey hatalarının bulunmasına yönelik yine TÜBİTAK destekli projemiz üniversite
işbirliğiyle yürütüldü. Biri alüminyum
geri dönüşümü (ALUCYC), diğeri
kaynak yazılımı (CLAMPIT) ile ilgili iki
FP7 projesinin ortağıyız. Yenilikçiliği
bir vizyon olarak benimsediğimizden
yeni ürün ve bilgi üretme konusunda büyük bir heyecanla çalışıyoruz”
dedi.
“1 milyon TL’ye yakın
yatırım yaptık”
2013 yılı içinde TÜBİTAK desteği ile gerçekleştirdikleri “Otomatik Beslemeli Rezistans Uzatma ve
Kontrol Makinası” projesinin endüstriyel üretimi için KOSGEB nezdinde çalışma yürüttüklerini vurgulayan Ahmet Candemir Özdemir,
şöyle konuştu: “Bu kapsamda 1
milyon TL’ye yakın bir yatırım yaptık. Başta 5 eksen bir CNC tezgahı
olmak üzere, seri üretim yapmak
için yeni ekipmanlar aldık.”
Rezistans üretiminde, aynı partideki rezistansların boylarının çeşitli
işlemler nedeniyle birbirinden farklı
olduğunun bilgisini veren Özdemir,
“Bu durum, aynı olması gereken
elektriksel özelliklerinin farklılaşmasına ve fırın, çamaşır makinası gibi kullanıldığı yere montajının zorlaşmasına yol açmaktadır” diye konuştu.
Makinanın rezistans boylarını
eşitleyerek bu sorunu ortadan kaldırdıklarının altını çizen Özdemir,
sözlerini şöyle tamamladı: “Sektöre
sağlayacağı artıları; güvenilir üretim
yapmak, üretimi standartlaştırmak,
üretim hızını artırmak, elleçleme kaynaklı hataları azaltmak, son üründeki
hataların müşteriye ulaşmasını önlemek olarak sıralayabiliriz. Halihazırda kullanılan benzer makinalar var.
Şirketimiz tarafından üretilen makina ise, lapasites, hız ve güvenirlik
konusunda öne çıkıyor. Performans
testleri devam eden makinadan ilkini
yurtiçine verdik. Yurtiçine yıllık ortalama beş, yurtdışına da üç adet makina satmayı hedefliyoruz.” ■
FİRMA HABERLERİ
Takpa Makina, ürün
portföyüne yenilerini ekledi
Otomotiv ve metal imalat başta olmak üzere, kalıpçılık ve makina imalatı gibi
sektörlere yönelik hizmet veren Takpa Makina, 550 metrekarelik kapalı alanda,
11 personeli ile faaliyetlerini sürdürüyor.
Mustafa Candan,
“Firmamızı başarılı kılan
en önemli faktörün,
sattığımız her ürünün
arkasında durmak
olduğuna inanıyoruz”
dedi.
Gülay SOYDAN PEHLEVAN / BURSA
T
akım tezgahları, kalıp ekipmanları, tezgah ekipmanları,
kesici ve tutucu takımlar olmak
üzere dört ana grup altında bini aşkın ürün çeşidine sahip Takpa Makina, pnömatik işleme ekipmanları,
yeni tür hassas ölçü aleti ve ithal ettiği bazı ürünlerde çeşitliliğe gitti.
Tezgah olarak; First, Roscamat,
Mts, Supertec, Toss, United, Perfect, Ecowin, Retosan, Bekamak ve
İleri Teknik gibi markaların bayiliğini ve satışını yaptıklarını söyleyen
Takpa Makina Ticaret ve Sanayi
Ltd. Şti. Şirket Müdürü Mustafa
Candan, “Diğer yandan, Goodway,
Dahlih, Kao-Ming ve First gibi CNC
tezgahların satışına aracılık ederek, uzun yıllardır birlikte çalıştığımız Tezmaksan’a destek veriyoruz.
Sarf malzemesi olarak; Seco, YG,
Delta, Sml, Mte, Kukamet, Er-El ve
Deko gibi markaların Bursa Bölge
Bayiliği’ni, Bordignon, Eberhard,
Amf, Omg gibi birçok markanın da
Türkiye distribütörlüğünü yürütüyoruz” dedi.
“1989 yılında
faaliyetlerimize başladık”
Otomotiv ve metal imalat başta
olmak üzere, kalıpçılık ve makina
imalatı gibi sektörlere yönelik hizmet verdiklerini kaydeden Candan,
sözlerini şöyle sürdürdü: “1989 yılında takım tezgahları satışı yapmak
üzere faaliyetlerimize başladık. Geçen zaman içinde, talaşlı imalata ve
kalıpçılığa yönelik sarf malzemesi ve
hizmet anlamında çok çeşitli ürün
portföyünü kapsar hale geldik. Kalıp ekipmanları, tezgah ekipmanları,
kesici ve tutucu takımlar olmak üzere dört ana grup altında bini aşkın
ürün çeşidine sahip Takpa Makina,
bu yıl da ürün portföyüne yenilerini
ekledi. Pnömatik işleme ekipmanları, yeni tür hassas ölçü aleti ve ithal
ettiğimiz bazı ürünlerde çeşitliliğe
gittik.”
“Müşterilerimizin
yüzde 95’i Bursa’da”
Satışını yaptıkları ürünlerin yüzde 70’ini ithal ettiklerini dile getiren Mustafa Candan, “Söz konusu
ürünleri ağırlıklı olarak; Almanya,
İtalya, Tayvan, İsveç, Güney Kore,
Çin ve İspanya gibi ülkelerden alıyoruz” diye konuştu.
Müşterilerinin yüzde 95’inin
Bursa’da faaliyet gösterdiğini vurgulayan Candan, 550 metrekarelik
kapalı alanda faaliyet gösterdiklerini
ve 11 kişiye istihdam sağladıklarını
aktardı. Candan, konuşmasına şöyle
devam etti: “2009 yılı ekonomik krizinde düşen ciromuzu 2011’de yüzde 100 oranında artırdık. Otomotiv
sektöründeki proje sayısı azlığı nedeniyle son birkaç yıldır sektör yine
durgundu. Şu an yeni projeler gündemde. Bu nedenle, 2014 yılı itibariyle sektörde sıçrama bekliyoruz.”
“Sattığımız her ürünün
arkasında duruyoruz”
Alanında en iyi firmalardan
biri olmayı hedeflediklerine dikkati
çeken Candan, günün şartlarına
göre araç ve personel gibi alanlarda yatırımları olabileceğini, ayrıca
yeni ürün gruplarını devreye sokabileceklerini aktardı. Ürün satmanın yanı sıra, satış sonrası hizmet
ve lojistik desteğin önemine değinen Mustafa Candan, “Firmamızı
başarılı kılan en önemli faktörün,
sattığımız her ürünün arkasında
durmak olduğuna inanıyoruz. Satış sonrası servis ve destek gücümüze güveniyoruz. Buna yürekten
inanan bir firmayız ve uygulamada
da buna sonuna kadar sadık kalmaya çalışıyoruz. Özellikle, tezgah
satışı konusunda kaliteli ürün satarsanız, iyi ve yeterli servis desteği sunarsanız, uzun vadede başarı
şansınız artar” diyerek sözlerini
noktaladı. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
83
FİRMA HABERLERİ
Alseko Metal, yeni firmasıyla
talaşlı imalat sektörüne giriyor
Alseko Metal, 2013 yılında bünyesine kattığı Alseko Makina firması ile çeliği
işleyerek satacak. Şirket, 2014’ün ilk aylarında talaşlı imalat alanında devreye
alacağı Alseko Makina ile önce iç piyasanın nabzını tutacak, 2015’ten sonra da
ihracata soyunacak.
Zehra ORUÇ / BURSA
İ
nşaat sektörüne yönelik faaliyetleriyle 1992 yılında ticaret hayatına başladıklarını belirten Alseko
Metal Satış ve Pazarlama Direktörü
Ahmet Koç, “2002 yılında ise, Assab Çelik A.Ş. ve ardında da, Böhler Sert Maden firmasının Bursa ve
Güney Marmara bölge bayilikleri
ile otomotiv sektörüne dahil olduk.
2006 yılında, eski adı Assab olan
Makina, Alseko Dış Ticaret’i de
eklediklerini söyleyen Koç, şöyle
konuştu: “Alseko Makina olarak,
yakın gelecekte üretim-imalat alanında da faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Metal üzerindeki çeliğin
satışını artırmaya yönelik, talaşlı
imalat alanında üretim gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. 2014’ün ilk
aylarında faaliyete geçirmeyi planladığımız bu firmamızda, direkt
makina üretimine girmeyeceğiz.
Ürettiğimiz çeliği temizlenmiş bir
şekilde vermeyi hedefliyoruz.”
“Gelecekte ihracat
yapmayı da hedefliyoruz”
Ahmet Koç, 2014’ün
ilk aylarında talaşlı
imalat konusundaki
kabiliyetlerini
ölçeceklerini ifade etti.
84 Makina Magazin
Böhler Uddeholm Çelik ve Alseko
Metal ortak çalışmaları sonucu kurulan Assab Isıl İşlem tesisi Bursa’da
faaliyetine başladı. 2011 yılı içerisinde de, lazer makinaları üretimi
yapan İtalyan firması Sisma Lazer
Sistemleri ile Türkiye distribütörlüğü anlaşması gerçekleştirdik. Satış
ağımız içerisinde; kalıp çeliği, imalat
çeliği, ıslah çeliği ve sert maden uçlarını sıralayabiliriz. Aynı zamanda,
çeliklerimize mukavemet katılması
adına ısıl işlem tesislerimiz ile faaliyet gösteriyoruz” dedi.
Alseko bünyesinde var olan
Alseko Metal ve Alseko Enerji
firmalarına 2013 yılında, Alseko
●
OCAK 2014
Alseko Makina firmasında üretime başlayarak, metal alanındaki çelik
satışlarını da artırmayı öngördüklerini
ifade eden Koç, 2014’ün ilk aylarında
talaşlı imalat konusundaki kabiliyetlerini ölçeceklerini aktardı. Ardından,
2015 yılı itibari ile ihracat planları yapabileceklerini kaydeden Koç,
“Başlangıçta hedefimiz, iç piyasada
gücümüzü keşfetmek ve 2015 sonrasında da ihracatı başlatmak. Yeni
yapılanmamızla beraber, mevcut binayı genişleterek iki katına çıkarmayı
da planlıyoruz” diye konuştu.
“Yılsonunda yüzde 20
büyüme öngörüyoruz”
Beşevler Küçük Sanayi Sitesi’nde
yaklaşık 25 kişilik çalışanla 700 metrekarelik bir alanda faaliyet gösterdiklerini belirten Ahmet Koç, birkaç
ay içerisinde faaliyet alanını iki katına çıkarmayı planladıklarını söyledi. 2012 yılını, 2011’e göre ciro
anlamında yüzde 25 büyüme ile kapattıklarını ifade eden Koç, faaliyet
gösterdikleri alanların her birinde
yüzde 15 ila yüzde 30 oranlarında
büyüme yaşadıklarını dile getirdi.
Koç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“2013’ün ilk çeyreğini hedeflerimiz
doğrultusunda geçirdik. İkinci yarısı itibariyle de, piyasada genel bir
hareketlilik beklentisi içerisindeyiz.
Yılsonunda yüzde 20 oranlarında
büyüme öngörüyoruz.”
“Afyon’a güneş enerji
santrali kuracağız”
Güneş ve rüzgar enerjisine yönelik projelerini hayata geçirmek
amacıyla 2008 yılında kurdukları
Alseko Enerji’de de faaliyetlerini
sürdürdüklerini anlatan Koç, “Enerji
sektörü ile alakalı çok sayıda fuara
katılıp, çeşitli araştırmalar yaptık.
Alseko Enerji olarak ilk etapta; lazer markalama, lazer kaynak, lazer
kesme ve 3 boyutlu lazer markalama ve işlem makinalarının satışlarını
gerçekleştirmeye başladık. Bu makinaları İtalyan markası olan Sisma
Lazer Sistemleri ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma neticesinde satıyoruz.
Özellikle, kuyumculuk sektöründe
kullanılan markanın 400 civarı makinası mevcut. Biz de, Alseko Enerji
bünyesinde 2011 yılından bu yana
Sisma’nın endüstriyel bölümü olarak Türkiye distribütörlüğü sürdürüyoruz. Bu yıl ülke genelinde 16
makina satışı gerçekleştirdik” diye
konuştu.
Güneş ve rüzgar enerji santralleri yatırımlarını beklemeye alarak,
İtalyan markası Sisma’nın Türkiye
distribütörlüğünü
üstlendiklerini ifade eden Koç, gelecek beş yıl
içerisinde Afyon’a güneş enerji
santrali kurmayı hedeflediklerini de
sözlerine ekledi. ■
FİRMA HABERLERİ
Gedik Holding, 50. yılını
çalışanlarıyla kutladı
Kaynak, döküm, vana, robot, sermaye piyasaları, eğitim gibi sektörlerde
faaliyetlerini sürdüren Gedik Holding, Cevahir Hotel Istanbul Asia’da
düzenlenen ve binin üzerinde çalışanının katıldığı davette 50. yılını kutladı.
S
ektöründe 50. yılını kutlayan
Gedik Holding, Cevahir Hotel
Istanbul Asia’da verdiği davet
ile tüm çalışanlarını bir araya topladı.
Binin üzerinde Gedik çalışanının katıldığı davete; Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, Gedik Holding Yönetim Kurulu üyeleri
ve Gedik Üniversitesi akademik ve
yerel idarelerinin temsilcileri katıldı.
2014 yılında da yatırımlarına
hız kesmeden devam edeceklerini
dile getiren Hülya Gedik, “Büyüklüğümüze yakışır işler ve yatırımlar
yapacağız. Bunun sonucunda, Türkiye’deki üretim hacmimizi artırmayı planlıyoruz. Ayrıca, yurtdışı yatırımları için araştırmalarımız devam
ediyor. Bugün ihracatta 88 ülkeye
ulaşmış olsak da, Gedik’i daha da
yukarılara taşıyabilmek adına yatırım
fırsatlarını değerlendirmek istiyoruz.
Şirketimizin son yıllarda yakaladığı
pazar etkinliği, ciro ve yatırım gücü
kabiliyetini de biraz daha yukarı taşımak ve Türkiye ekonomisine de
katma değer yaratmak 50. yıldönümümüze yakışacaktır. Başarının altında yatan en önemli değer, güçlü
bir ekip ve güçlü çözüm ortakları ile
uyum içinde ve her zaman daha iyiyi
hedefleyerek çalışmaktır” dedi.
Etkinlikte, Gedik Holding Onursal Başkanı merhum Halil Kaya
Gedik’in Türk kaynak endüstrisine
kazandırdıkları ve başarılarından
da bahsedildiğini aktaran yetkililer,
“Davet, Halil Gedik’in hayatını anlatan “Halil Paşa’ belgeselinin gösterimi sonrası 50. yıl yemeği ve eğlence
ile son buldu” diye konuştular.
“Türkiye’nin önde gelen
kuruluşlarından biri”
50. yılını kutlayan Gedik
Holding’in, faaliyet alanları arasına;
kaynak, döküm, vana, robot, sermaye piyasaları, eğitim gibi pek çok sektörü kattığını aktaran yetkililer, şöyle
konuştular: “Holding, Türkiye’nin en
köklü ve en saygın kurumları arasında yer almaktadır. Gedik Kaynak,
Türkiye’de kaynak elektrot, tel, toz
ürünleri ve kaynak makinaları üreten
ve Türk kaynak sektöründe lider konumda yer alan bir firmadır. Günümüzde Gedik Kaynak, 90.000 ton/
yıl üretim kapasitesi ile Avrupa’nın
da en büyük üreticileri arasında yer
almaktadır. Ürünleri arasında; örtülü
kaynak elektrotları, gazaltı, tozaltı ve
özlü tip kaynak tellerinin yanı sıra,
redresörler, gazaltı, tozaltı inverter
tip kaynak makinaları ve kaynak jeneratörleri sayılabilir. Şirket ayrıca,
kaynak otomasyonu ve robot uygulamaları (GeKa Robot) konusunda,
hem yurtiçi, hem de yurtdışı pazarlara ürün ve hizmet sunmaktadır.”
“Türkiye’nin ilk vana
üreticilerinden”
Türkiye’nin ilk vana üreticilerinden biri olan Gedik Döküm ve Vana
hakkında da açıklamalarda bulunan
yetkililer, şunları aktardılar: “Şirket,
1967 yılında ‘Termo Buhar Cihazı’
unvanıyla faaliyetlerine başladı ve
1991 yılında kum döküm, hassas döküm ve vana üretimi yapan entegre
bir tesis haline geldi. Gedik Döküm
ve Vana ürünleri; TSE, ISO 90012008, CE, GOST, Sepro, AD 2000WO, AD 2000-HPO, BV and Turkish
Lloyd gibi ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak üretiliyor.”
“Eğitim sektöründe de
faaliyet gösteriyor”
Gedik Üniversitesi’nin, Türkiye’
nin önde gelen sanayi ve finans kurumları arasında yer alan Gedik Holding tarafından kurulduğunu dile
getiren yetkililer, “Üniversite, sanayi
ve finans sektörüne hizmet verebilecek teori yanında pratiğe, iyi girişimci, yenilikçi, öğrenciler yetiştirmeyi
hedefliyor. Gedik Üniversitesi ayrıca,
öğrencilerin stajlarını, proje ve bitirme ödevlerini, sanayi, finans, sağlık
ve spor alanlarındaki kuruluşlarda
yapmalarını sağlayarak, iş dünyası ile
üniversite arasında köprü kuruyor”
diyerek sözlerini noktaladılar. ■
➤
Hülya Gedik,
“Büyüklüğümüze
yakışır işler ve yatırımlar
yapacağız. Bunun
sonucunda, Türkiye’deki
üretim hacmimizi
artırmayı planlıyoruz”
dedi.
OCAK 2014 ● Makina Magazin
85
FİRMA HABERLERİ
Altesa, geleceğin teknolojilerini
sanayiyle buluşturuyor
Otomotiv endüstrisi ve makina sektörü ağırlıklı olmak üzere gıda ve endüstriyel
alanda da otomasyon projeleri yapan Altesa Mühendislik, proje bazlı
üretimlerle geleceğin teknolojilerini sanayiyle buluşturuyor.
Esra ÖZARFAT / BURSA
O
tomotiv endüstrisi ve makina sektörü ağırlıklı olmak
üzere, gıda ve endüstriyel
alanda anahtar teslim otomasyon
projeleri, kaynak fikstürleri, gaz
altı, punta kaynağı, endüstriyel
otomasyon ve robot imalatı yapan
Altesa Mühendislik, robot firmalarının ihtiyaç duyduğu teknik ve
mühendislik desteği de sağlıyor.
Şirketlerinin, bugünün ve geleceğin teknolojik ihtiyaçlarını
karşılayan ve belirleyen çözümler,
ürünler ve sistemler oluşturmak
amacıyla kurulduğunu anlatan
Altesa Mühendislik Metal Makina
Robot Otomasyon Sistemleri Ltd.
Şti. Şirket Müdürü Ünal Altıntaş,
“2006 yılında, üç ortaklı yerli sermaye ile kurulan firmamız, robot
üreten firmalara da fikstür devreye alma imalatları yapıyor. ABB,
AB Rotech, Akpres, Beyçelik-Gestamp, Coşkunöz, Gentaş, Şahinkul
Ayda 10 fikstür imalatı
hedeflediklerini ifade
eden Ünal Altıntaş,
şu anda otomotiv
sanayiinde kullanılan
orta ölçekli türlerden
yılda 100 adet fikstür
ürettiklerini açıkladı.
86 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Makina, Turbelco, Yarış Kabin, Yarış Otomotiv, Yepsan gibi firmalarla çalışıyoruz” diye konuştu.
Çalı Sanayi Bölgesi’nde, bin
500 metrekarelik alanda 30 çalışanla faaliyet gösterdiklerini kaydeden Altıntaş, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Firmamızda beş elektrik ve makina mühendisi çalışıyor.
Bize verilen herhangi bir datadan
kaynak fikstürü imalatı ve ona uygun robotların planlamasını yaparak teklif veriyoruz. İşi aldığımızda
da, anahtar teslim üretim yapıyoruz. Firmalar bizden; tasarım, imalat, mühendislik ve devreye alma
hizmeti alıyorlar.”
“Dolaylı olarak ihracat
yapıyoruz”
Ayda 10 fikstür imalatı hedeflediklerini dile getiren Ünal Altıntaş, şu anda otomotiv sanayiinde
kullanılan orta ölçekli türlerden
yılda 100 adet fikstür ürettiklerini
söyledi. Sistem olarak da, yıllık 8
ila 10 arası hücre hedeflediklerini
vurgulayan Altıntaş, “Bursa Serbest Bölge’de yer alan firmalara
verdiğimiz robotlu sistem desteği
ile dolaylı olarak ihracat yapıyoruz” dedi.
Fuarlara katılarak, dünyadaki
yeni teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerinin de altını çizen Altıntaş, şöyle konuştu: “Son
olarak, Kasım ayında Amerika’da
düzenlenen Fabtech Fuarı’na Bursa Ticaret ve Sanayi Odası organizasyonuyla ziyaretçi katılımı sağladık. Dünyanın önde gelen firmaları
ve CEO’larıyla bir araya gelerek
görüşmelerde bulunduk. Sektörünün önemli fuarlarından birinde
yeni teknolojileri yerinde görmek,
küçük ölçekli KOBİ’ler için büyük
bir kazanım.”
“Robotlu üretim, işçi
sağlığı kalitesini artırıyor”
Robotlu sistemlerin günümüz
üretim koşullarında önemli olduğunun altını çizen Ünal Altıntaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Robotlu
sistemin girmiş olduğu hiçbir sektör
aynı kalmıyor. Eleman sayısı da artıyor, üretimi daha da fazla artıyor.
Boyahane gibi sağlık açısından özel
önlemler gerektiren yerlerde çalışanların sağlığının korunması açısından çok önemli. Bu hatlara robotlar
gelmeye başlayınca; üretim, kalite
ve işçi sağlığı kalitesi arttı. Ayrıca,
robotlar aynı işi milyonlarca defa
tekrar edebilirler. Çok profesyonel
bir eleman bile ruhsal durumuna
bağlı olarak zaman zaman hatalar
yapabilir. Bu da, kalite kontrolden
ürünlerin dönmesi demektir. Robotlar tarafından yapıldığında ise,
hata ihtimali en aza iniyor. Global
rekabet açısından bu tarz üretime
geçilmesi gerekiyor.” ■
FİRMA HABERLERİ
Temesist Raf,
İtalya’da merkez açtı
Depo ve raf sistemleri alanında 26 yıldır faaliyet gösteren ve İngiltere’de “En İyi
Raf Sistemleri” kategorisinde “Küresel Kalite Ödülü”nün sahibi olan Temesist
Raf, İtalya’da açtığı merkez ile akıllı mekik raf robotlarını ve akıllı raflarını
Avrupa’ya satacak.
D
epo ve raf sistemleri konusunda 1996’dan beri faaliyet
gösteren Temesist Raf, dünyada bir ilke imza atarak, Türkiye’de
üretmeye başladığı depreme dayanıklı raf sistemlerini İtalya’da açtığı
merkez üzerinden Avrupa’ya satacak. Depo ve raf sistemleri konusunda uzman olan ve Avrupa’daki
F.E.M standartlarının oluşumunda
büyük katkısı olan Milano Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Carlo
Andrea Castiglioni ile ortak olan Temesist Raf, krizin Avrupa üzerindeki
etkisinin azalmasıyla yatırım hedefi
olarak Avrupa’yı seçti.
İtalya’nın yanı sıra Dubai’ye de
bir merkez açmayı hedeflediklerini belirten Temesist Raf Yönetim
Kurulu Başkanı Halil İbrahim Gül,
“Ciromuzun yüzde 25’ini ihracattan elde ediyoruz. Bu rakamı çok
daha yukarılara çekebilmek adına,
İtalya’da Profesör Carlo Andrea
Castiglioni ile ortak olarak bir merkez kurduk. Şu anda Avrupa’da,
Almanya ve İngiltere gibi merkez
ülkelerde devam eden projelerimiz
var. İtalya’da kurduğumuz merkez
ile Avrupa’da çok daha fazla projede yer alacağız” diye konuştu.
“Dubai’de de
bir merkez kuracağız”
İhracatı artırmak için yurtdışındaki yatırımlarını artırdıklarını vurgulayan Gül, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İhracat rakamlarımızı yukarılara
çekebilmek adına yurtdışı yatırımlarımızı artırıyoruz. Aynı İtalya’da olduğu
gibi, Dubai’de de bir merkez kurarak,
Arap ülkelerinde büyüyeceğiz. Dubai, bulunduğu bölgede etki alanı
çok geniş bir şehir. Orada daha önce
gerçekleştirdiğimiz projeler oldu ve
bu projelerin bizim o bölgedeki geleceğimiz açısından referans olacağını
düşünüyorum.”
Azerbaycan’daki fabrikalarına
1 milyon dolarlık yatırım daha yaptıklarına değinen Halil İbrahim Gül,
“Azerbaycan’daki fabrikamıza1 milyon dolarlık bir yatırım daha yaparak, oradaki fabrikamızı geliştirme
kararı aldık. Firma olarak, inovasyonun önemini biliyor ve gerçekleştirdiğimiz yatırımlarda bunu ön planda tutuyoruz” dedi.
“İhracat yaptığımız ülke
sayısını 52’ye yükselttik”
Halil İbrahim Gül,
“İhracat rakamlarımızı
yukarılara çekebilmek
adına yurtdışı
yatırımlarımızı
artırıyoruz“
diye konuştu.
Başta Almanya, İtalya, Kuzey Afrika ülkeleri, Suudi Arabistan, Irak,
Azerbaycan, Bulgaristan, Kazakistan
ve Afganistan olmak üzere, toplam
52 ülkeye ihracat yaptıklarını söyleyen Gül, sektörleri açısından 2013
yılını da değerlendirdi. Gül, şunları
söyledi: “2013, raf ve depo sistemleri pazarı için iyi bir yıldı. Sektör yüzde
50’nin üzerinde büyüme gösterdi.
Geçtiğimiz yıl 42 ülkeye ihracat gerçekleştirirken, 2013 yılında bu rakamı 52 ülkeye çıkardık.”
Yurtiçi ve yurtdışında proje bazlı çalıştıklarını söyleyen Gül,
“Bulgaristan’da Avrupa’nın en büyük
deposunu kurduk. Orta Afrika’da
Kamerun’u merkez seçtik ve bu ülkede de bankalara ve telekom operatörü şirketlerine projeler hazırlıyoruz”
diyerek sözlerini noktaladı. ■
OCAK 2014 ● Makina Magazin
87
MAKALE
İç dişli çarklarda aşınmanın
deneysel olarak incelenmesi
Mert Şafak TUNALIOĞLU
Bedri TUÇ
Gazi Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi
İ
ç dişli çarklar, genellikle planet dişli
sistemlerinde dış güneş dişlisi olarak kullanılırlar. Diş şekilleri, kavramaya giriş ve çıkıştaki kayma hızları,
kavrama esnasında dişli çiftinin faydalı çalışma boyları, dış dişli çarklara
göre farklıdır. Bu farklara rağmen,
dişli çarklarda aşınmanın tespiti ile
ilgili çalışmalar dış dişli çarklar üzerine yoğunlaşmış olup, iç dişli çarklarla
ilgili tatmin edici düzeyde deneysel
çalışmalar bulunmamaktadır.
Bu çalışmada; iç dişli çarklarda
oluşan aşınmayı inceleyebilmek için
çalışma prensibi “FZG kapalı devre
güç dolaşım sistemi” isimli deney
düzeneğine benzer bir pinyon-iç
dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal edilerek aşınma deneyleri yapılmıştır. Deneylerde, farklı
burulma momenti ile yüklenen St37
malzemeden imal edilmiş pinyon ve
iç dişli çarklar kullanılmıştır. Farklı
yük tekrarlarında pinyon ve iç dişli
çarkın diş profillerinde meydana gelen aşınma miktarları incelenmiştir.
Anahtar sözcükler: İç dişli
çark, aşınma, planet dişli sistemi.
Resim 1. Deney
düzeneğinin yandan
görünüşü.
88 Makina Magazin
1. Giriş
İç dişli çarklar, dişlerinin dişli
●
OCAK 2014
Şekil 1. Kapalı devre iç dişli aşınma test cihazı
1. Devir alıcı 2. Redüktör 3. Güç motoru 4. Güç kontrol panosu 5. Kaplin 6. Isıtıcı soğutucu
düzenek kontrol panosu 7. Yardımcı dişliler 8. Soğutma suyu iletim motoru 9. Yardımcı dişli
kutusu 10. Su kabı 11. Kayabilen yataklar 12. Tork kaplini 13. Ağırlık asma kolu
14. Kayabilen yatak 15. Test dişlileri 16. Test dişli kutusu.
çark merkezinin dışına değil de içine doğru dönük olması yönüyle dış
dişli çarklardan farklıdır. İç bükey diş
profil yüzey ile dış bükey diş profil
yüzeyin eş çalışmasından dolayı iyi
bir yağlama, düşük yüzey basıncı ve
iyi bir verim elde edilir. Dişlerin birbiri ile kavramaya girmesi ve kavramadan ayrılması esnasında kayma hızları dış dişlilere göre daha düşüktür.
Otomotiv ve havacılık endüstrisinde, dişli çark eksenler arası mesafesinin kısa olmasından dolayı yaygın olarak kullanılırlar. Ayrıca, dişli
kutusunun çok az yer kaplaması gerektiği, örneğin; planet sistemlerinde, vites kutularında, çeşitli mutfak
ve el aletlerinde kullanılırlar. İç dişli
çarklarla ilgili yapılan çalışmaların
çoğu, diş dibinde oluşan gerilmelerin incelenmesi ve bu gerilmelerin
azaltılması yönünde olmuş, aşınma
ile ilgili deneysel çalışmalar çok fazla
yapılmamıştır.
Eiff ve diğerleri [1], iç ve dış dişli
çarklarda dişli geometrisi ile diş dibinde meydana gelen maksimum
teğetsel gerilmenin yeri, diş dibinde oluşan gerilmenin miktarı ve
gerilme konsantrasyonu faktörünü
belirlemişlerdir. Teorik hesaplama
yöntemi olarak sonlu elemanlar
metodunu kullanmışlar, sonuçları
fotoelastik deneylerle karşılaştırmışlardır. İç dişli çarkların diş dibi gerilmelerinin aynı boyutlardaki dış dişli
çarklara göre daha düşük olduğunu
göstermişlerdir.
Tong ve diğerleri [2], iç dişli
çarkların imalatı için bir program
geliştirmişlerdir. Programda, diş
sayısı ve dişlilerin merkezler arası
mesafesi belirtildiğinde, eş çalışan
dişlilerin diş genişliği sayısal olarak
hesaplanmaktadır. Hesaplanan diş
genişliği, üretimin pratikliği ve kabul edilen sınır şartlarıyla karşılaştırılmış, gerektiğinde diş sayısı, modül
veya dişli malzemesi değiştirilmiştir.
Çalışmalarında, üretimi yaklaşık 1
gün süren dişli çark üzerindeki değişiklikleri 30 dakikada yapan CAD
programı geliştirilmiştir. Program
sadece teorik hesaplara dayanıp deneysel verilerle desteklenmemiştir.
Chong ve diğerleri [3], iç dişli
çarklarda çember kalınlığının diş
dibinde oluşan çekme ve basma
gerilmelerine etkileri incelemişlerdir. Gerilme ölçümleri straingauage, fotoelastik deneyler ve sonlu
elemanlar analizleriyle yapılarak,
maksimum gerilmenin olduğu
yerleri saptamaya çalışmışlardır.
Maksimum çekme ve basma gerilmelerinin, ince çemberli iç dişli-
MAKALE
lerde yüklemenin 45° olduğunda
diş dibi kavisinde görüldüğünü
saptamışlardır.
Oda ve diğerleri [4], iç dişli çarklarda çember kalınlığının diş dibi
gerilmesi ve eğilme yorulması dayanımına etkilerini incelemişlerdir. Diş
dibi gerilmesi için sonlu elemanlar
yöntemi, eğilme yorulması dayanımı için farklı kalınlılarda dişlilerde
statik yükleme testleri yapılmıştır.
İnce çemberli iç dişlilerde çember
kalınlığı azaldıkça, maksimum diş
dibi gerilmelerinin dişin kavis bölgesindeki çekme ve basma bölgelerinde arttığını saptamışlardır.
Hidako ve diğerleri [5], çalışmalarında eşit yataklama şartlarında
sabitlenmiş planet dişliler kullanmışlardır. Bu şekilde oluşturulan
modelde eğilme momenti, eğilme
gerilmesi ve çember içindeki radyal
hareket teorik olarak belirlenmiştir.
Daha sonra, iç dişlilerdeki gerilmeler fotoelastik metodla analiz edilmiş; çember kalınlığı, diş sayısı ve
maksimum gerilmenin pozisyonu
açıklanmıştır. İç dişlilerde çember
kalınlığı düştüğünde, dişli çarkın
diş dibi bölgesindeki basma gerilmesi artarken, çekme gerilmesinin
azaldığını belirtmişlerdir.
Chong ve diğerleri [6], ince
çember kalınlığına sahip iç dişlilerin
diş diplerindeki gerilmeleri belirlemek için bir formül geliştirmişlerdir.
Bu formül sayesinde, dişlilerdeki
gerilmeler kolaylıkla hesaplanmış ve
birbirleri ile kıyaslanmıştır.
Flodin ve diğerleri [7,8], düz
ve helisel dişli çarklarda aşınmayı
belirlemek için teorik ve deneysel
çalışmalar yapmışlardır. Teorik çalışmalarında, “tekil-nokta gözlem
metodu” yardımıyla düz ve helisel
dişli çarklarda aşınmayı belirlemişlerdir. Deneysel çalışmalarında,
farklı burulma momenti ve motor
hızlarına sahip düz ve helisel dişli çarklarda deneyler yapıp, teorik
denklemin uygunluğunu ispatlamaya çalışmışlardır.
Dhanasekaran ve diğerleri [9],
farklı burulma momentleri ile yüklenen düz dişli çarklarda dişli çark
malzemesinin ve yağlamanın aşınmaya etkisini incelemişlerdir. Sinterlenmiş çeliğin içerisindeki MoS2’nin
dişlerdeki aşınmaya azalttığını be-
lirtmişlerdir. Ayrıca, burulma moment değeri arttığında düz dişli
çarklarda aşınmanın arttığını belirtmişlerdir.
Glodez ve diğerleri [10], düz dişli
çarklarda pitting oluşumunu deneysel olarak gözlemişlerdir. Farklı moment ve farklı motor hızlarında FZG
test cihazı yardımıyla deneyler yapmışlardır. Deneylerinde, farklı yük
tekrar sayılarında burulma momenti
değeri arttığında aşınmanın arttığını belirtmişlerdir. Ayrıca, pitting
oluşumunu engellemek için; yüzey
pürüzlülüğü, yağlama basıncı, kimyasal reaksiyonların çok iyi incelenmesi gerektiğini belirlemişlerdir.
Bu çalışmada; çalışma prensibi “FZG kapalı devre güç dolaşım
sistemi” isimli deney düzeneğine
benzer pinyon-iç dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal
edilerek, farklı dönme tekrar sayılarında dişlilere uygulanan burulma momentinin iç dişli çarklarda
meydana gelen aşınmaya etkisini
deneysel olarak inceleyebilmek hedeflenmiştir. Deneysel çalışmalarda, iç dişli çarkların yanı sıra, iç dişli
çarklarla temas halinde bulunan ve
sistemi döndüren dişli olan küçük
dişli (pinyon) çarklarda oluşan aşınmalar da incelenmiştir.
2. Deneysel çalışma
2.1. Deney cihazı
“FZG kapalı devre güç dolaşım
sistemi”, dişli çarklarda aşınma ve
yorulma deneylerinin yapılması için
yaygın olarak kullanılmaktadır. [7,
8, 9]. Bu çalışmada, bir pinyon-iç
dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal edilerek aşınma deneyleri yapılmıştır (resim 1 ve şekil 1).
Şekil 1’de, şematik olarak gösterilen düzenek aynı çevrim oranını
sağlayan iki dişli kutusundan meydana gelmektedir. Dişli kutularından biri şekil 1’de 9 no’lu eleman
olup, motordan gelen gücü millere
ileten dişli kutusudur (şekil 1.9). 16
no’lu dişli kutusunda ise, aşınma
deneyine tabii tutulacak deney dişlileri bulunmaktadır. İki dişli kutusu
arasında iki adet mil mevcuttur.
Millerden biri, test dişli kutusunun
üzerindeki iç dişli çarkı taşıyan mildir. Bu mil üzerinde iki adet kardan kavrama mevcuttur. Diğer mil
Resim 2. Deneylerde
kullanılan dişli çarklar.
ise, üzerinde burulma momentinin
oluşturulduğu tork kaplininin mevcut olduğu mildir. Bu düzenekte
yükleme, sistem hareketsizken yapılır. Sistem sabitlendikten sonra,
yardımcı dişli kutusu ve test dişli
kutusu arasında bulunan mile takılan moment kolunun serbest ucuna
ağırlık asılarak, tork kaplini bulunan
mil burulur.
Ağırlıklar moment kolunda takılı
iken, kaplinin üzerinde bulunan cıvatalar sıkılarak sistem yüklenir. Takılan ağırlığın kalibrasyonu için strain-gauge düzenek hazırlanarak, her
ağırlığın hangi burulma momentine
karşılık geldiği saptanmıştır. Deney
düzeneğinde 2 adet motor mevcuttur. Bunlardan biri, dişlileri taşıyan
mili tahrik eden, 7,5 kW gücünde,
hızı dakikada 3000 devire kadar çıkabilen trifaze elektrik motorudur.
Diğer motor, soğutucu suyu, su
deposundan test dişlilerinin bulunduğu dişli kutusuna iletir. Deneylerde sabit sıcaklıkta çalışabilmek için
ısıtıcı-soğutucu düzenek mevcuttur.
Yağın sıcaklığını ölçmek içinde test
dişlilerinin bulunduğu dişli kutusunda 2 adet termo-couple kullanılmıştır. Sıcaklık kontrolünde sapma
Tablo 1. Deney
dişlilerinin özellikleri.
OCAK 2014 ● Makina Magazin
89
MAKALE
Tablo 2. Deneylerde
kullanılan yağın
özellikleri [10].
±2ºC’dir. Deney düzeneğinde sıcaklık kontrolü ve tahrik motorunun devir sayısının ayarlanabileceği kontrol
panoları bulunmaktadır. Hız kontrol
panosu ile 3000 d/d devirle dönen
sistem 10 ayrı hız kademesinde çalıştırılabilir. Bu sayede, sistemde farklı
devirlerde yorulma ve aşınma deneyleri yapmak mümkündür.
2.2. Deney dişlileri
Deneylerde kullanılan pinyon
ve iç dişli çarkların malzemesi St37
çeliği olup, dişlerin yüzey sertlikleri 120-130HV’dir (resim 2). Dişli
çarklara ait özellikler tablo 1’de
verilmiştir. Tabloda kullanılan 1 indisi döndüren dişli olan pinyon, 2
indisi karşılık dişli olan iç dişli çarkı
göstermektedir.
2.3. Deneylerde
kullanılan yağ
Bu çalışmada, transmisyon
otomotiv dişli yağı kullanılmıştır.
Deneylerde, daldırma tip yağlama
sistemi kullanılmıştır. Yağ sıcaklığı
23±2°C’de tutulmuştur. Kullanılan yağın özellikleri tablo 2’de verilmiştir [12].
2.4. Deney planı
İç dişli çarklarda aşınma deneyleri 2000 d/dak motor hızında ve
üç farklı yükleme durumu (50Nm,
100Nm,150Nm)
için
yapılmıştır (tablo 3). Deneysel çalışmada,
çember dişliyi döndüren dış dişlinin
(pinyon) her 100.000 dönme tekrarında sonra sistem durdurularak,
deney dişlileri dişli kutusundan çıkartılmıştır. Dişli çarklar, üzerlerinde
bulunan aşınmış parçacıklar ve yağdan arındırılmak için temizlenmiştir.
Temizleme işleminin ardından, dişli
Tablo 3. Deney planı.
90 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Şekil 2. Farklı burulma momenti ile yüklenmiş pinyon dişli çarkta meydana gelen aşınma miktarı.
çarklar basınçlı hava ile kurutulmuş
ve 1/1000gr hassasiyetli elektronik
tartı ile tartılıp, aşınma miktarları
belirlenmiştir.
3. Deneysel sonuçlar
3.1. Elektronik tartı ile
dişli çiftindeki aşınmanın
gözlenmesi
Pinyon dişlisinin her N=1x105
dönme tekrarında sistem durdurularak, deney dişlileri 1/1000gr
hassasiyetli elektronik tartı ile tartılıp aşınma miktarları belirlenmiş,
sonuçlar şekillerle anlatılmıştır (şekil 2-3).
Pinyon dişlilere ait aşınma miktarlarını gösteren şekil 2 incelendiğinde, pinyon dişlisine etki eden burulma momenti arttığında, pinyon
dişlisinde aşınma miktarının arttığı
gözlenmektedir. Örnek olarak; 50
Nm moment ile yüklenen ve 2000
d/dak hızla döndürülen pinyonda,
N=1x106 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı 441mg’dır. 100
Nm moment ile yüklenen, 2000 d/
dak hızla döndürülen pinyonda
N=1x106 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı yüzde 38 artmıştır. 150 Nm moment ile yüklenen, 2000 d/dak hızla döndürülen
pinyonda N=1x106 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı yüzde 66 artmıştır.
Aşınma deneylerinde kullanı-
lan test dişlilerinin çevrim oranı
4,41’dir. Dolayısıyla, çember dişliler için dönme sayısı tekrarı küçük
dişlilerin dönme tekrarı sayısının
1/4.41’i kadardır. Bu nedenle, çember dişlilerdeki diş aşınma derinlikleri küçük dişlilere göre daha azdır.
Şekil 3 incelendiğinde, iç dişli çarka
etki eden burulma moment yükü
arttığında, iç dişli çarktaki aşınma miktarı da artmaktadır. 50 Nm
moment ile yüklenen ve 2000 d/
dak hızla döndürülen iç dişli çarkta, N=2.3x105 dönme tekrarındaki
toplam aşınma miktarı 155mg’dır.
100 Nm moment ile yüklenen,
2000 d/dak hızla döndürülen iç dişli
çarkta N=2.3x105 dönme tekrarındaki toplam aşınma miktarı yüzde
36 artmıştır. 150 Nm moment ile
yüklenen, 2000 d/dak hızla döndürülen iç dişli çarkta N=2.3x105
dönme tekrarındaki toplam aşınma
miktarı yüzde 68 artmıştır.
3.2. Dişli çarkların
makro fotoğraf çekimleri
Resim 3 incelendiğinde, pinyon dişli çarka etki eden moment
yükü artırıldığı zaman, pinyon dişli
çarktaki aşınma miktarı da artmaktadır. Resim 3 (a)’da, aşınma daha
çok scoring şeklinde oluşmuşken,
(b)’de pitting oluşumu, başlangıç
pitting seviyesinde, (c)’de ise pitting
oluşumu daha da artmış ve harap
edici pitting seviyesine ulaşmıştır.
Diş profilindeki en büyük aşınmanın
diş dibi bölgesinde meydana geldiği
görülmektedir.
Resim 4 incelendiğinde, pinyon
dişlisinden farklı olarak, diş profilin-
MAKALE
deki en büyük aşınma, iç dişli çarkın
diş başı bölgesinde görülmektedir.
İç dişli çarka etki eden burulma momenti artırıldığı zaman, iç dişlinin
diş başlarındaki aşınma miktarı da
artmaktadır. İç dişli çarkların üretiminde diş genişliği boyunca paralel
olarak, imalattan kaynaklanan izler
bulunmaktadır. Resim 4 (a)’da, diş
başı bölgesinde bu izler kaybolmuş
olup, aşınma başlangıç seviyesinde
gözükmektedir. Resim 4 (b)’de, diş
başı bölgesinde scoring oluşumu
gözlenmekte, (c)’de ise aşınma diş
başı bölgesinde başlangıç pittingi
şeklinde gözükmektedir.
olduğu önceki çalışmalarda gösterilmiştir [9, 11, 14]. Yapılan deneysel çalışmalardan da görüldüğü gibi,
küçük dişlilerin dişlerinde meydana
gelen en büyük aşınma miktarı iç
dişli çarkın dişleri ile kavramaya girdiği diş tabanı bölgesinde, iç dişli
çarkların dişlerinde meydana gelen
en büyük aşınma miktarı pinyon dişisinin dişleri ile kavramaya girdiği
diş başı bölgesindedir. Bu sonuçlara göre, aşınma bakımından iç dişli
çarkın kritik bölgesi diş başı bölgesidir. Dolayısıyla, pinyon-iç dişli çark
çiftinde profil kaydırma işlemi ile
ilgili çalışmalar yapıldığında bu durum dikkate alınmalıdır.
4. Sonuçlar
Bu çalışmada, “FZG kapalı devre güç dolaşım sistemi” isimli deney
düzeneğine benzer pinyon-iç dişli
çark yorulma ve aşınma test düzeneği imal edilerek, farklı dönme tekrar sayılarında uygulanan burulma
momentinin iç dişli çarklar ile iç dişli
çarklarla temas halinde bulunan küçük dişli (pinyon) çarklarda aşınmaya etkisi deneysel olarak incelenmiştir. Hem pinyon dişlisinde, hem de iç
dişli çarklarda, uygulanan burulma
momenti miktarı arttığı zaman diş
profillerinde meydana gelen aşınma
miktarı artmaktadır. Sonuçlar, dış
dişli çarklarla ilgili literatür [7, 8, 9]
çalışmalarıyla uyum içerisindedir ve
imal edilen pinyon-iç dişli çark yorulma ve aşınma test düzeneğinin
kullanılabilirliğini göstermektedir.
Eş çalışan dış dişli çarklarda dişlerdeki aşınma, her iki dişlinin diş
dibi bölgesinde başladığı ve aşınmanın bu bölgelerde maksimum
5. Referanslar
[1] Eiff, H., V., Hirschmann, K.,
H., Lechner, G., ‘‘Influence of Gear
Tooth Geometry on Tooth Stress of
External and Internal Gears’’, Journal of Mechanical Design, 112:
575-583 (1990).
[2] Tong, B., S., Walton, D.,
‘‘A computer design aid for internal spur and helical gears’’, Int. J.
Mach. Tools Manufact., 27 (4):
479-489 (1987).
[3] Chong, T., H., Suzuki, T.,
Aida, T., Fujio, H., “Bending Stresses of Internal Spur Gear”, Bulletin
of JSME, 25 (202): 679-686 (1982).
[4] Oda, S., Miyachika, K., Araki, K., ‘‘Effects of Rim Thickness on
Root Stress and Bending Fatigue
Strength of Internal Gear Tooth’’,
Bulletin of JSME, 27 (230): 17591764 (1984).
[5] Hidaka, T., Ishida, T., Uchida, F., ‘‘Effects of Rim Thickness
and Number of Teeth on Bending
Strength of Internal Gear’’, Bulletin
of JSME, 27 (223): 617-623 (1984).
[6] Chong, T., H., Kubo, A.,
‘‘Simple Stress Formulae for a ThinRimmed Spur Gear. Part 3: Examination of the Calculation Method
and Stress State of Internal Spur
Gear’’, Journal of Mechanisms
Transmissions and Automation in
Design, 107: 418–423 (1985).
[7] Flodin, A., Andersson, S.,
‘‘Simulation of Mild Wear in Spur
Gears’’, Wear, 207: 16-23 (1997).
[8] Flodin, A., Andersson, S.,
‘‘Simulation of Mild Wear in Helical Gears’’, Wear, 241: 123-128
(2000).
[9] Dhanasekaran, S., Gnanamoorthy R., ‘‘Gear tooth wear in
sintered spur gears under dry running conditions’’, Wear, xxx (2007)
xxx–xxx, Basımda.
[10] Glodez, S., Winter, H., Stüwe, H., P., ‘‘A fracture mechanics
model for the wear of gear flanks by
pitting”, Wear, 208 (1997) 177-183.
[11] İmrek, H., Düzcükoğlu, H.,
‘‘Relation Between Wear and Tooth
Width Modification in Spur Gears’’,
Wear, 262: 390-394 (2007).
[12] Tunalıoğlu, M., Ş., Gemalmayan, N., Tuç, B., “Kaplamalı
Düz Dişlilerde Scoring Sıcaklığının Deneysel Yolla İncelenmesi”,
UMES’07, 703-706 (2007).
[13] Archard, J., F., ‘‘Contact of
Rubbing Flat Surfaces’’, Journal of
Applied Physics, 24: 981-988 (1953).
[14] Terauchi, Y., Nagamura, K.,
Ikejo, K., ‘‘Study on Friction Loss of
Internal Gear Drives’’, JSME International Journal Series III, 34: 106-113
(1991). ■
Şekil 3. Farklı burulma
momenti ile yüklenmiş
iç dişli çarkta meydana
gelen aşınma miktarı.
➤
Resim 3. Farklı moment
ile yüklenmiş (a-50Nm,
b-100Nm, c-150Nm)
pinyon dişli çarkın makro
fotoğraf çekimleri.
➤
Resim 4. Farklı moment
ile yüklenmiş (a-50Nm,
b-100Nm, c-150Nm)
iç dişli çarkın makro
fotoğraf çekimleri.
Kaynak: VI. Makina Tasarım
ve İmalat Teknolojileri Kongresi.
OCAK 2014 ● Makina Magazin
91
MAKALE
Değişen ekonomide
tasarım ve tescilin gerekliliği
Kemal YAMANKARADENİZ
Destek Patent A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
E
konomik yaşamın her safhasında rekabet gitgide artarak
görülmemiş boyutlara ulaşmıştır. Bu küresel rekabette var olabilmek için sürekli Ar-Ge çalışmaları
yürüterek, kendimizi yenilemek artık bir zorunluluk haline gelmiştir.
Köklü şirketlerin büyük yatırımlar
yaparak geliştirdikleri ürünlerin
taklitleri kısa sürede piyasada görülmektedir. Bu sebeple, araştırma
yapacak şirketlerin önündeki en
kritik yol, küresel rekabette başarılı
olabilecek yenilikçi ürünlerin taklitten nasıl korunabileceği sorusudur.
Günümüz koşullarında firmaların
ürünlerini rahat pazarlayabilmeleri
için marka tescili zorunlu bir hal almıştır. Bu kritik yolda emin ve sağlam adımlar atabilmek için öncelikle
her yenilikçi hareket patentle des-
Küresel rekabette var
olabilmek için sürekli ArGe çalışmaları yürüterek,
kendimizi yenilemek artık
bir zorunluluk haline
gelmiştir.
92 Makina Magazin
●
OCAK 2014
teklenmelidir.
Öncelikle, ihracata yönelik çalışan firmalar; marka, patent ve
endüstriyel tasarım tescilinin önemini iyi kavramalıdırlar. Son yıllarda
Türkiye’de küreselleşmeyle birlikte
yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmeler, özellikle büyük metropollerde; kaliteli, fonksiyonel ve modern
mobilyaya olan talebi artırırken, bu
durumun ilerleyen yıllarda sektörün
tasarım odaklı büyümesini hızlandıracağı da yadsınamaz bir gerçektir.
Küreselleşmeyle gelen taleplere cevap verebilmenin haricinde, iç ve dış
pazarlarda rekabet edebilmek için
tasarımın gerekliliği şarttır. Tasarımla rekabet güçlerini artıran firmalar
yurtdışına da daha kolay açılacaktır.
Rekabet edebilmek için
yenilikçi olmak gerekiyor
Önceleri üretim yapmak, özellikle de hızlı üretim yapmak rekabet için yetebiliyorken, bu üretim
herkes tarafından yapılabilir olduğunda kaliteye odaklanılmıştı. Artık
kaliteli üretim yapmak
firmaları ön plana çıkarabilmekteydi. Fakat,
günümüz koşullarında
teknolojinin de hızla
ilerlemesi sonucunda,
kaliteli üretim yapmak
da firmalar için bir
fırsat olmaktan çıktı. Çünkü, teknolojiyi
kullanabilme imkânı
bulan herkes kaliteli
üretim için hazır olda
bulunmaktadır.
İşte
bu noktada, devreye
firmaların ne derece yaratıcı olabildiği,
tasarım gücünü ne
kadar iyi kullanabildiği girmektedir. Farklı
tasarımlar
yaparak,
yenilikçiliği ön planda
tutarak, tüketicilerin
ilgisini çekmeyi başara-
bilen firmalar, ürettiği ürünün kullanım alanlarını da sağlıklı bir şekilde
belirleyebilirse her zaman bir adım
önde olacaklardır.
Bu noktada, sadece farklı üretim yapmak yetmemekte ve devreye ürettiği ürünü koruma gerekliliği
girmektedir. Bu da, ancak tescille
mümkündür. Aksi takdirde, üretilen ürün ne kadar yenilikçi ve farklı
olursa olsun, taklit edilecek ve tasarımcısına hiçbir artısı olmayacaktır.
Yurtiçi ve yurtdışından alınacak tasarım tescili ile ürün korunabilmekte
ve artık tüm getirileri o ürünü üreten firmaya ait olmaktadır. Burada
dikkat edilmesi gereken nokta ise,
yapılacak tescilin tüm ülkelerde geçerli olmayacağıdır. Yani, tasarım
hangi ülkelerde kullanılacaksa, o
ülkede tasarım tescili yaptırılmalıdır.
Fakat, uluslararası anlaşmalarla artık
bu da daha uygulanabilir bir hal almıştır. Topluluk Tasarım Tescil Sistemi ile tasarımlar, 27 birlik ülkesinde
tek bir başvuruyla tescil edilebilmekte ve bu ülkelerin tümünde tescil
süresince korunabilmektedir. Aynı
zamanda, Türkiye’nin üyesi olduğu
Lahey Anlaşması’na göre, Cenevre
metnine üye ülkelere endüstriyel
tasarım başvurusu yapılabilmektedir. Bu anlaşmalarla üretim yapan
firmalara eşsiz bir fırsat sunulmuş
olup, düşük maliyet açısından da
oldukça kârlılık sağlanmıştır.
Sonuç olarak, sürekli kendini
yenileyip farklı ürünlerle karşımıza çıkan, müşterilerin ilgi odağı
olan firmalarla mücadele edebilmenin tek yolu; yenilikçi tasarımlar
yapmak, bu tasarımların kullanım
alanlarını oldukça iyi belirlemek ve
üretilen ürünü mutlaka tescil ettirmektir. Aksi takdirde, ürettiğimiz
ürünün bize ait olduğunu ispatlamak imkânsızdır. Tescil konusuna
önem vermemek; emek, zaman ve
para harcayarak, ürettiğimiz ürünü başkalarının önüne sunmaktan
farksızdır. ■
MAKALE
Değer ilaveli satış
profesyonellerin işidir...
Ahmet Levent ÖNER
SED (Stratejik Eğitim ve Danışmanlık)
Uzman Eğitmen & Kıdemli Danışman
G
ünümüzde, bilgi de ürünler de dünyamızı çok hızlı
dolaşabiliyor. Bizden hizmet veya ürün talep eden müşterilerimiz, muadil hatta bazen aynı
ürünleri başka kaynaklardan da çok
rahat tedarik edebilir durumdalar.
Geçmişte birkaç gün hatta bazen
haftalar alan fiyat alma, fiyat karşılaştırması yapma işi, günümüzde
çok ciddi derecede kısaldı. Her geçen gün de daha kısalacak…
Çin ve diğer Pasifik kıyısı ülkeleri, ürün kalitelerini artırdıkça, ülkeler arası ticarette, kısıtlar ve kotalar
azalıp, hatta kalktıkça ve haberleşme hızı ile kalitesi, sürekli geliştikçe
müşterilerin işi kolaylaşırken, biz satış yapmak durumunda olanların işleri giderek güçleşecek. Ta ki; oyunu
kuralına göre oynayana kadar... Bu
kurallar; daha fazla bilgi ve beceri,
işe daha fazla baş koymuş olmak
diye özetlenebilir.
Konuyu biraz açarsak;
■ Dün mali bilinç ve finansal konular sadece maliyecilerin işiyken,
zorlaşan şartlar ve global rekabet,
kılı kırk yarmayı gerektiriyor. Paranın zaman maliyeti çok önemli.
Kısıtlı kaynaklar daha da kısıtlandı.
Bırakın suyu; hava, madenler, sermaye de bunlardan biri. Üstelik,
sermayenin ve sermayedarın sabrı
da eskiye göre çabuk bitiyor. Sermayedar sürekli ve daha çok kâr
elde edeceği işleri, daha uygun ve
yüksek faizi arıyor. Kıt olan para
kaynağı da krizlere rağmen değerini
artırıyor.
Boşa stok bağlamak, yok satmakla eşdeğer kayıplar yaratabiliyor. Alacak vadelerini uzatmak,
iskontoları derinleştirmek, açık he-
sapları tez vakitte kapatmamak,
uzayan vadeler ve ödeme gecikmelerine “uygun miktarda da olsa”
vade farkı almamak; ciddi zararlarla
karşı karşıya kalmamıza neden oluyor. Bugün bir satış profesyonelinin
düne göre kat be kat daha fazla
maliyet bilinci olması, çok daha rasyonel çalışması gereklidir.
■ Dünün satış görevlisi genel
anlamda da daha yavaş ve keyfi
davranabilirken, bugün ilk paragrafta yazdığımız nedenlerden dolayı, çok daha süratli hareket etmek
durumundadır. Teklif alma, teklif
bekleme süreleri, projeli işlerde projelendirme süreleri, hatta verilen
teklifin takip sıklığı ve gene bekleme süreleri son derecede kısalmıştır. Çabuk ve profesyonel davranan
kazançlı çıkmaktadır.
Ağır davranan; rakibin tokadı ile
veya müşterisinin tamamen kaybolması durumu ile karşılaşabilmektedir. Müşteri ziyaretlerini aksatmak
veya “geyik muhabbeti” yaparak
geçirmek de, aynı şekilde kötü sonuçlar doğurmaktadır…
■ Keza; dün müşteriye yakın ol-
mak; iletişim ve empati becerisi başta olmak üzere diğer hizmet kriterlerini tam karşılamak fazlaca önemli
değilken, bugün pozitif farkı yaratan ana noktalardan olmuşlardır.
Bir satış profesyoneli, hizmet
kalitesini geliştirerek, sürekli hizmet
vermek durumundadır. Kâr marjı,
kâr edebilme hakkı, doğal ve herkese açık bir durum olmaktan çoktan çıkmıştır. Kâr ancak; sattığımız
ürünlerin ciddi yararlar sağlayacak
düzeyde farklılaştırılması, artan
hizmetiniz ve satışta katma değer
yaratabilmenizin sonucunda oluşabilecek bir “kalan”dır.
Diğer detayları da şöyle
sıralayabiliriz:
■ Kaliteli ürünleri, en çabuk, en
profesyonel ve en fazla hizmet ile
sunanlar kâr elde ederek, yarına kalacaklardır. Aksini uygulayanlar, sadece şikâyet ederek ve sadece zarar
görerek maalesef geri gideceklerdir.
■ Maliyet takibini sıkı yapan, gereksiz stok bulundurmayan, alacaklarını en hızlı ve olabildiğince kısa
vadeli evrak ile toplayanlar. Bunu
OCAK 2014 ● Makina Magazin
93
MAKALE
sürekli geliştirdikleri ve “çalışmak
gerektiren” hizmet ile taçlandıranlar ise; daha çok prim, daha çok ücret, daha çok kâr elde edeceklerdir.
■ Müşteriyi zamanında ve doğru
bilgilendiremeyenler; kaybedip, gerilerken, doğru ve “gerekli” bilgiyi
müşteri bakış açısından aktaranlar,
hem katma değer yaratıp, hem de
kazanacaklardır.
■ Büroda vakit geçirenler kaybederken, eski ve özellikle de yeni
müşterilerin peşinde koşarak, onlara
daha yakın olanlar; hem katma değer yaratıp, hem de kazanacaklardır.
■ Müşteri tekliflerini bekletenler, yapacakları işleri savsaklayıp,
geciktirenler, baştan savma ve
özensiz hazırlayanlar kaybederken;
hızlı, tertipli, müşteri isteklerine de
uyumlu olan uygun teklifleri yazıp
derhal ileten ve hemen ertesi gününden başlayarak, kısa fasılalarla
peşine düşenler, hem katma değer
yaratıp, hem de kazanacaklardır.
■ Müşteri hatalarını ve eksiklerini göremeyenler ya da bunları
görüp “olmayacak uslup” ile müşteriye ileterek, müşteriyi kaçıranlar
kaybederken; hataları görebilen,
alternatifler bulabilen ve en önemlisi bunu uygun, profesyonel dil ile
ifade edenler, hem katma değer
yaratıp, hem de kazanacaklardır.
Müşteri hata, yanlış ve eksikliklerini,
“Sektörün veya müşterinin alışkanlığı bu yapacak bir şey yok” diyerek
kendilerini kandıranlar, adeta sek-
94 Makina Magazin
●
OCAK 2014
Geçmişte birkaç
gün hatta bazen
haftalar alan
fiyat alma, fiyat
karşılaştırması
yapma işi,
günümüzde çok
ciddi derecede
kısaldı. Her geçen
gün de daha
kısalacak…
törel mazeretler yaratarak bunu bir
kültür haline getirenler kaybederken; müşterilerini de eğiterek, onları
daha da profesyonel hale getirenler
elbette kazananlardan olacaklardır.
■ Müşteri ziyaretinde, ofis düzeninde, hatta bilgisayar masası
üzerinde, tertipli, planlı, düzenli ve
programlı olamayanlar, yine gecikmeler, hatalar, kaybetmeler sonucu
zarar edip, müşteri kaybederken;
plan program ve düzeni hayat tarzı
şeklinde benimseyip, takipçi, iş bitirici ve düzenli olanlar, hem katma
değer yaratıp, hem de zaman, müşteri ve para kazanacaklardır.
Baştan beri saymaya çalıştığım
nedenlere bağlı olarak; kendi neden oldukları sorunlarda boğulan,
sorunlardan kaçan, görmezden
gelen, sorunları gizleyen, çözümü
erteleyen, şikâyet, itiraz ve engelleri profesyonelce karşılayamayanlar, profesyonel yaşamda “kaybedenler” olarak başta zaman, sonra
da müşteri ve para kaybederek zarar görebileceklerdir. Buna karşılık; müşteri şikâyetlerini, itirazlarını
ve her türlü zor durumu görerek,
zamanında çözebilen, profesyonelce karşılayabilenler hem katma
değer yaratıp, hem de mutlaka kazanacaklardır.
Unutmayın; katma değer sizsiniz. Sizin hizmetiniz, müşteriye
sunabileceğiniz çözümleriniz, iletişim becerileriniz başta olmak üzere geliştireceğiniz tüm becerileriniz
katma değerdir. Kendi ürünleriniz
başta olmak üzere, rakip ürünleri
de dahil ürün bilginiz, müşterilerinizi, rakiplerinizi ve çevreyi çok daha
iyi tanımanız, her alanda kendinizi
daha da geliştirmeniz katma değerdir. Ortaya koyabildiğiniz, “kanıtlayabildiğiniz” katma değerinize bağlı
olarak, piyasadaki vazgeçilmezliğiniz kalıcılığınız, pazarlık gücünüz artacaktır.
Son bir söz: Kendimizi tanımıyorsak ve bilgimizi artırarak becerilerimizi geliştirmiyorsak, çalışma gücümüz kaybolur, motivasyonumuz
düşer, başarısızlıklarımıza bahaneler
üretmeye başlarız. Bahaneler bizi
kurtarmaz ve motivasyonu kalmamış
bir satıcı kocaman bir sıfırdır... ■
SARI SAYFALAR
Börse
M
ASCHINEN
M
www.used-machines.com
ARKT
B O R S A
Sarı Sayfalar
BORSA
No: 210
BU SAYFADA YER ALMAK İÇİN:
■
Formu doldurun veya bu bilgileri içeren
bir metin gönderiniz (ilanlarınızda logo vb.
kullanılması durmunda logo
tarafımıza iletilmelidir.)
FİRMA ADI
:
ADRESİ
:
TELEFON
:
İLGİLİ KİŞİ
:
FİRMA V.D.
:
Garanti Bankası Kavacık Şubesi
Hesap No: (389) 1201 126 IBAN NO: TR25 0006 2000 3890 0001 2011 26
V. NO.
:
T. İş Bankası Altunizade Tic. Şb.
Hesap No: (1390) 14739 IBAN NO: TR57 0006 4000 0011 3900 0147 39
BOYUTLAR (st x cm) :
METİN
:
■
İlan bedelini banka hesabına yatırınız.
İlan formunu ve banka dekontunu bize iletiniz.
Dünya Süper Veb Ofset A.Ş. Hesap No:
Yapı Kredi Matbaacılar Sitesi Şb.
Hesap No: (692) 71960818 IBAN NO: TR48 0006 7010 0000 0071 9608 18
Adres: “Globus” Dünya Basınevi
100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar - İSTANBUL
Tel: 0212 440 28 66 - 67 Fax: 0212 355 35 52
E-mail: [email protected]
OCAK 2014 ● Makina Magazin
95
MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 4-5
1/7/14 11:30 AM
MM KAPAKLAR OCAK2014.indd 2-3
1/7/14 11:30 AM

Benzer belgeler