23 muamması - Okyanus Koleji

Transkript

23 muamması - Okyanus Koleji
Okyanus’un Genç Kalemleri
Editörün Notu
İnsanların veya iş görenlerin bir eylemde
ortaya koydukları bedensel ve düşünsel (zihinsel) çabalara emek denir. İnsan bir işin üstadı
olmak istiyorsa emek vermelidir. Labor omnia
vincit improbus (Güçlü bir emek her şeyin üstesinden gelir) demiş Virgilius. Ben ve arkadaşlarım da, sizinle bu düşünce içerisinde çıktık şuan
bulunduğumuz uzun mavi yola. Daha yolun başlangıç evresindeyiz. İnşallah kayıpsız ve sürekli
bir şekilde yolumuza birlikte devam edeceğiz.
İçindekiler
23 Sayısının Sırrı ...................................02
Yunanistan, Hangi Yunanistan? ............04
Ara GÜLER ...........................................05
Dünya Emekçi Kadınlar Günü ..............07
Muhteşem Yüzyıl’ın Kıyafetleri .............09
Star Wars ................................................10
İtalyan Mutfağı ......................................13
İkinci sayımızı da sizlerle paylaşmış bulunmaktayız. Aramızda ilk sayımızda bizimle
birlikte olan arkadaşlarımız da var, dergimize
yeni katılanlar da. Hep birlikte uyum ve emek
içerisinde Okyanus Kolejleri Genç Kalemler
Dergisi 2. sayısı için toplandık. İnanıyorum ki
hepiniz geçen sayımızdaki gibi bu sayımızı da
beğeniyle okuyacaksınız...
Editör
Yurt Dışı Eğitimi-Kanada ......................14
Klasik Müzik .........................................16
Sanat ..................................................... 18
Kendi İçindeki Mutluluk .......................19
Astroloji .................................................20
Lincredible ............................................ 21
İnci Sözlük ............................................23
Absürd Haberler ................................... 24
YAZARLAR
Alpcan TEZOL
Emre GOCAY
Simay TOKGÖZ
Editör
Sinema Yazarı
Genel Yaşam Yazarı
Mustafa ZÜLBAHAROĞLU
Yiğit ELEMEN
Ezgi TOPCU
Yardımcı Editör
Lezzet Ustası
Astroloji Yazarı
Fatih YEŞİLÇİÇEK
Tolgacan APAYDIN
Alp SALICI
Gündem Haberleri Yazarı
Yurt Dışı Eğitim Yazarı
Spor Yazarı
Emirhan ERKAN
Yavuz TİLEK
Eda YAVAŞ
Ekonomi Yazarı
Müzik Yazarı
Absürt Haber Yazarı
Sena EDİNCİK
Tuğçe DEMİRCAN
Burak BAKUMDİ
Moda Yazarı
Sanat Yazarı
Online Yaşam Yazarı
Okyanus’un Genç Kalemleri
23
GÜNDEM
SAYISININ SIRRI
“23 muamması” tüm olayların doğrudan 23 sayısıyla, 23’ün
permütasyonlarıyla ya da 23’le ilgili olan bir sayıyla bağlantılı
olduğu inancıdır. İşte örnekler:
Fatih YEŞİLÇİÇEK
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
23 sayısı iki filme konu olmuştur. Birincisi 1998 yılında
çekilen bir Alman filmi olan “23”, diğeri de başrolünü
Jim Carrey’nin oynadığı “23 Numara” adlı filmdir. Russell
Crowe’un başrolünü oynadığı, Nobel ödüllü yazar John
Nash’i canlandırdığı “Akıl Oyunları” adlı filmde, Profesör
Nash de 23 sayısına takıntılıydı. Nash, toplam 23 bilimsel
makale yayımlamıştı.
Antik Çin’de insanlar sayıların cinsiyetleri sembolize ettiğine inanırdı. Çift rakamlar kadınları, tek rakamlar da erkekleri temsil ederdi, asal sayı 23 ise en erkeksi sayıydı.
Bir felaket filmi Airport’ta bombacının koltuk numarası
23’tü. Lost dizisinde 23, dünyanın sonunun gelmesini engellemek için bilgisayara girilen 6 sayıdan birisiydi.
Teröristler, Amerika’ya 11 Eylül 2001 tarihinde saldırdılar. Rakamlar toplandığında 23 sayısı ortaya çıkıyor;
9+11+2+0+0+1=23.
Eski Ahit’e göre, Adem ile Havva’nın tam 23 kızı bulunuyor. Her ebeveyn, çocuğunun DNA’sına 23 kromozom verir. Kanın tüm vücutta dolaşımını tamamlaması 23 saniye
sürer.
İnsanlarda cinsiyeti belirleyen 23. kromozomdur.
Latin alfabesinde 23 harf bulunur.
Julius Caesar suikastı sırasına 23 kez bıçaklanmıştır.
William Shakespare 23 Nisan 1564’te doğmuştur. William
Shakespare 23 Nisan 1616 ‘da ölmüştür.
Tapınak Şövalyeleri’nin 23 Büyük Üstadı vardır.
Micheal Jordan kariyeri boyunca hep 23 numaralı formayı
giydi.
•
•
•
•
•
•
•
02
Dünyanın ekseni 23.5 derece eğridir.
Eski Mısır kavimleri 23 Temmuz’da başlar.
Mayalar dünyanın sonunun 23 Aralık 2012’de (20+1+2=23)
geleceğine inanırlar.
Charles Darwin’in 1859’da yayınladığı kitabı “Türlerin
Kökeni” de yayınlandığı yıl olan 1859, yani 1+8+5+9=23’e
denk gelir.
Jim Carrey’nin yapım şirketinin adı JC23 Entertainment’
tır.
Kurt Cobain 1967 doğumludur. 1+9+6+7=23 Kurt Cobain
1994’te ölmüştür. 1+9+9+4=23.
William S. Burroughs 23’ün esrarını keşfetti. Filmin esin
kaynağı olan 23 sayısı öğrendik ki hayatın birçok alanında
kendini gösteriyor. 23 sayısı birçok gizemli tesadüfte saklı
ancak sadece onu fark edebilen görüyor. “23 muamması”
tüm olayların doğrudan 23 sayısıyla ilişkili olduğu inancını
kapsıyor. Yazar William S. Burroughs’un keşfettiği bu muamma bazıları için iyiye işaret, diğerleri için ise bir felaket
simgesi. Hikaye şöyle devam ediyor… Burroughs, Fas’ın
Tanca şehrindeyken İspanya’ya giden bir geminin kaptanı
olan Clark’la tanışır. Bir gün Clark, Burroughs’a 23 yıldır kazasız gidip geldiğini anlatır. Ve o gün gemisi batar. O gece
Burroughs radyoda New York’tan Miami’ye giden 23 sefer sayılı uçağın düştüğünü duyar. Pilotun adı da geminin
kaptanı gibi Clark’tır. Burroughs bu olaylardan sonra 23
sayısıyla ilgili kayıtlar tutmaya başladı.
kurtulan yolcu sayısı 23 idi. Rose ve doktor Jack uçakta 23.
sırada oturuyorlardı. Filmin ana karakterlerinden Kate’i
yakalayana 23 bin dolar ödül vardı. Ve dizide sıklıkla karşımıza çıkan şifrede 23 sayısı yer alır. “Heroes” dizisindeki
karakterlerden biri daima 23 numaralı otel odasında kalır.
•
•
•
•
•
•
•
Dutch Schultz hakkında yazarken fark eder ki gangster 23
Ekim 1935’te düzenlenen bir suikastin ardından ölmüştür.
23 Ekim’den söz açılmışken… 16. yüzyılda yaşayan Başpiskopos James Ussher dünyanın MÖ 23 Ekim 4004’te
yaratıldığını iddia ederken Mayalılar’ın dünyanın sonu
olarak verdiği tarih 23 Aralık 2012 idi.
Eski kehanet yöntemi I Ching’deki 23. altıgen “ayrılmak”,
telegraf şifresindeki 23 “hattı kes” anlamına geliyor. İngiliz astrolog, yazar ve ressam Aleister Crowley 23 sayısının
“ayrılık, neşe ve hayat” anlamına geldiğini söylemişti.
Şüpheyle bakanlar da var.. “23 muamması”na şüpheyle
bakanlar da yok değil. Onlar bu tesadüfleri tek bir sayıya
odaklanmaya bağlıyor. Bu doğru olabilir ama bazıları bu
23’lerle eğleniyor, bu uyumdan zevk alıyorlar. Bu arada diğerleri için 23 sayısı hayatı oldukça zorlaştırıyor. Genesis P.
Orridge (kurduğu müzik grubu Psychic TV 23 ay boyunca
her ayın 23’ünde albüm çıkarmaya niyetlendi, 17. nedense
sonuncu oldu) başka bir İngiliz müzik grubu olan Cabaret
Voltaire’in elemanlarına bu muammadan bahsetti. İlgilenseler de şüpheyle yaklaştılar. İki gün sonra Genesis’i
aradılar: “Seni serseri! Üç konser vermek için Hollanda’ya
geldik. Oteldeki oda numaramız 23 ve ayın 23’ündeki
konser bir felaketti. Döndüğümüz her yerde 23’ü görüyoruz. Ne yaptın sen?” Genesis’in cevabı “Fark etmeye
başlayacağınızı söylemiştim” oldu.
Mantıklı düşünülünce “23 muamması” algıda seçicilikle
de açıklanabilir. Ama bu tür gizemlerden hoşlanıyorsanız
hayatınızdaki 23’leri aramaya başlayın..
“Family Guy”ın bir bölümünde Peter’ın bahis kuponunda
23 sayısı yer alır. “Lost”ta düşen uçağın kuyruk kısmından
•
Matematik Roma rakamlarınde 23, XXIII şeklinde yazılır:
İki “X” ve üç “I”. Eğer 1 sayısı dikkate alınmazsa tam sayılar 2 ve 3 toplama yoluyla başka bir tam sayı oluşturmak
için yeterli en küçük sayılardır.
(örn: 13= 2 + 2 + 2 + 2 + 2 + 3)
XXIII
Pi sayısının (3,14159) ilk altı basamağının toplamı 23’tür.
Olasılık teorisinde, doğum günü paradoksu şöyle geçer:
Rastgele seçilmiş 23 kişi arasında, en azından iki kişinin
doğum günlerinin aynı olma olasılığı yüzde 50’nin üzerindedir.
•
03
Kuran’ın Hz. Muhammed (S.A.V.)’e indirilmesi 23 yıl sürdü.
Okyanus’un Genç Kalemleri
EKONOMİ
Yunanistan,
Hangi Yunanistan?
tina karıştı. Karışması da gerekirdi zaten.
“Neden mi?” diye sormanıza gerek yok. Biraz televizyon izleyen bir insanın bunu bilmemesine imkan yok. Avrupa krizin eşiğinde lafı artık biraz saçma olur direkt krizin içinde. Yunanistan
benim görüşümle tembel lafının sözlükteki karşıtı olabilir
ve hiçbirşey düşünülmeden yapılan bu tembellik Avrupa
hükümetlerinin canını sıkmış ve Yunanistan’ı hafif hafif
yoklamaya, zorlamaya ve uyarmaya başlamışlardır. Yunan
devleti ve bakanları bazı şeyleri sonradan farkedip ağırlaştırılmış bir kemer sıkılaştırma politikasina gidip insanları bir
bakıma ‘Boşuna yaşıyorsunuz kendinizi doyurun bu size
yeter’ anlayışına sokmustur. “Sizin hayaliniz yok mu? Bu
dünyaya bu yüzden mi geldik?” diye sormaz mı insan?
“Eden bulur” diye bir laf var aslında ama bu lafı tüm Yunan vatandaşları için söyleyemeyiz. Ama yapacak fazla birşey yok. Avrupa’da Almanya denen bir güç var ki şu anda
Avrupa demek zaten Almanya demek. Alman hükümeti
Yunanistan’ın ekonomi kontrolünün kendilerine bırakılmasını istiyor. Ve bunun anlamı herşeyi geçersek yani gündeme
yansıtılanları. Bu tamamen bir milleti yönetmek, insanları
istediği gibi yaşatmayıp hükümetin istekleri doğrultusunda
yaşayıp o şartları kabullenip az bir maaş ve katkıyla onlardan ucuz iş gücü oluşturmak. Dolaylı yollardan bu demek
kafanızı kullanabiliyosanız... Ki bu söylediklerimin ‘sömürgecilik’ deyiminin aynısı olduğunu da anlayabiliyorsunuzdur. Ve işin kötü yanı da Yunanistan’ın yapabileceği pek
fazla şey kalmadı. Almanya gibi Avrupa’nın en çalışkanı ve
en güçlüsü olan bir ülkeye karşı söyleyebilicekleri fazla birşey de yok. Almanya çalışır yapar ve küçük şeylerden büyük
güçler çıkarır. Ve şu an istediği doğrultuda Avrupa’yı kendine
bağımlı yapmıştır. Bunu daha çok erkeklerin anlayabiliceği
şekilde söyleyeyim. Besiktaş ve Yıldırım Demirören ilişkisi
gençler... Şu anda Besiktaş’ın Yıldırım Demirören’e çok fazla
borcu var ve Yıldırım Demirören ne yaparsa yapsın kesinlikle
o koltukta oturmaya devam edecek taa ki Besiktaş o borcu
kapayana kadar ki bu seneler sürer o seneler içerisinde de
Besiktaş Yıldırım Demirören olur. Anladınızmı? Aynı olayı Avrupa için de düşünebiliriz. Ya kriz, ya Almanya demek
Emirhan ERKAN
zorundalar. “Almanya çatısının altında çalışılıp, eski güç geri
kazanılır mı?” diye sorarsanız evet tabi ki kazanılır neden kazanılmasın onu da şöyle özetleyeyim. Bir sen para kazanırken
aslında anlamadan farkına varmadan bazı şeyler değişir. Bunu
bir ülkenin ‘asimile’ oluşu ile de özetleyebiliriz. Sen değerlerini
kaybeder Alman pazarına göre yaşar, Alman’ın kültürünü yaşamaya başlarsın. Nerede o helen çocuklarına duyulan saygı. Tarih
dersi iyi olan beni anlar. Ülkenin genç nüfusu fakirleşir yaşlı nüfus azalır ülke fakirleşir ve zayıflar. Bunların sonucu da ülkenin
geriye dönüşü ve 30 yıl gerilemesi olur. Tabi ki söylediklerim bir
teoriden ibaret. Aslında değil bazıları gerçekten olan ve olacak
şeyler. Ama teori diyelim.
04
Okyanus’un Genç Kalemleri
ZİRVEDEKİLER
Alpcan TEZOL
Fotoğrafçı çok dolu olmalı...
Resim bilecek, müzik bilecek, tiyatrodan
anlayacak, çok okuyacak, anında karar
verebilecek, yani çok zeki olacak...
16 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğdu. Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken Muhsin Ertuğrul’un Tiyatro Kursları’na
devam etti; çünkü yönetmen veya oyun yazarı olmak istiyordu. 1950’de Yeni
İstanbul Gazetesi’nde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne devam etti. 1958’de Time-Life, Paris-Match ve Der
Stern dergilerinin Yakın Doğu foto-muhabirliği görevlerini üstlendi. 1954’de
Hayat Dergisi’nde fotoğraf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı. 1953’de Henri
Cartier Bresson ile tanışarak Paris Magnum Ajansı’na katıldı ve İngiltere’de
yayımlanan “Photography Annual Antalojisi” onu dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. Aynı yıl ASMP’ye (Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği) tek Türk üye olarak kabul edildi.
1962’de Almanya’da çok az fotoğrafçıya verilen “Master of Leica”
ünvanını kazandı. İsviçre’de çıkan Camera dergisinde kendisine özel bir sayı
ayırdı. 1964’de Mariana Noris’in ABD’de basılan “Young Turkey” adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı. 1967’de Japonya’da çıkan “Photography of the
World” antolojisinde Richard Avedon ile birlikte bir dizi fotoğrafı yayınlandı. 1967’de Kanada’da açılan “İnsanların Dünyasına Bakışlar” sergisinde,
1968’de New York Modern Sanatlar Galerisi’nde düzenlenen “Renkli Fotoğrafın On Ustası” adlı sergide; aynı yıl Almanya’da, Köln’de Fotokina Fuarı’nda
yapıtları sergilendi.1970’de “Türkei” adında fotoğraf albümü Almanya’da yayımlandı. Sanat ve sanat tarihi konularındaki fotoğrafları ABD’de Time-Life,
Horizon ve Nesweek kitap bölümlerince ve İsviçre’de Skira Yayınevi tarafından kullanıldı. 1971’de Lord Kinross’un “Hagia-Sophia” (Ayasofya) kitabının
fotoğraflarını çekti.
Yine Skira yayınevince Picasso’nun 90. yaş günü için yayımlanan
“Picasso Metamorphose et unite” adlı kitap için Picasso’nun foto-röportajını
yaptı. 1972’de Paris Ulusal Kitaplık’ta sergisi açıldı. 1975’de ABD’ne davet edildi ve birçok ünlü Amerikalı’nın fotoğraflarını çektikten sonra “Yaratıcı Amerikalılar” adlı sergisini dünyanın birçok kentinde sergiledi. Yine aynı yıl Yavuz
zırhlısının sökülmesini konu alan “Kahramanın Sonu” adlı bir belgesel film
çekti. 1979’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Foto Muhabirliği” dalındaki
birincilik ödülünü aldı.
1980’de fotoğraflarının bir kısmı Karacan Yayıncılık’ın bastığı “Fotoğraflar” adlı kitabında basıldı.1986’da Hürriyet Vakfı’nca basılan Prof.
Abdullah Kuran’ın yazdığı “Mimar Sinan” kitabını fotoğrafladı. Aynı kitap
1987’de “Institute of Turkish Studies” tarafından Ingilizce olarak yayınlandı.
1989’da “Ara Güler’in Sinemacıları” kitabı basıldı.
05
1991’de Dışişleri Bakanlığı için Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) “The Sixth Continent” adlı kitabını fotoğrafladı. Bu arada bütün dünyayı gezerek foto röportajlar yaptı ve bunları
Magnum Ajansı ile dünyaya duyurdu. İsmet İnönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russel, Bill Brandt, Alfred
Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Picasso gibi birçok ünlü kişi ile röportajlar yaptı ve fotoğraflarını çekti. En
ünlüsü fotoğrafçılara poz vermeyen Picasso röportajı, yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992’de Fransa’da,
ABD ve İngiltere’de “Sinan, Architect of Soliman the Magnificent”
adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl “Living in Turkey” adlı kitabı Ingiltere,
ABD ve Singapur’da “Turkish Style” başlığıyla, Fransa’da “Demeures Ottomanes de Turquie” adıyla yayımlandı.1994’de “Eski İstanbul Anıları”, 1995’de “Bir Devir Böyle Geçti”, “Yitirilmiş Renkler ve
Yüzlerinde Yeryüzü” fotoğraf kitapları yayımlandı. Ara Güler’in fotoğrafları Paris Ulusal Kitaplık’ta, ABD’de Rochester Georg Eastman
Müzesi’nde Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu’nda bulunuyor. Köln Mueseum Ludwing’de Das Imaginare Photo Museum’da
fotoğrafları sergileniyor.
Kültür Bakanlığı tarafından fotoğraf ustaları Ara Güler, Sıtkı
Fırat, Prof. Dr. Sabit Kalfagil ve İzzet Keribar’a verilen ödüller bizzat
Başbakan Erdoğan tarafından takdim edildi. Fotoğraf ustalarına
ödüllerini veren Erdoğan, Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Kayhan
Özer’den fotoğraf makinesini alarak Ara Güler’in fotoğrafını çekti.
Salonda bulunanlar Başbakan Erdoğan’ı uzun süre alkışladı. Bununla yetinmeyen Başbakan Erdoğan makineyi bir kez daha alıp, ödül
alan usta fotoğraf sanatçılarının toplu fotoğraflarını çekti. Dizinin
üzerine çökerek fotoğraf çeken Erdoğan yine salondan büyük alkış
aldı. Ara Güler, Erdoğan’a 1956’da Edirne’de çektiği meşhur “Allah”
yazılı fotoğrafı hediye etti.
06
TARİH
Okyanus’un Genç Kalemleri
Mustafa ZÜLBAHAROĞLU
“Her yıl 8 Mart’ta dünyaca kutlanan bugün
nereden geldi?” acaba merak ediyormuşuz. Okyanus
Koleji Genç Kalemler Dergisi’nin bu sayısında Tarih bölümü olarak Dünya Kadınlar Günü’nden bahsedeceğim.
Her özel günün bir hikayesi, gelişmesi olduğu
gibi araştırmalara göre bugünün de özel bir sebebi var.
8 Mart 1857’de ABD’nin New York şehrinde bir
tekstil fabrikasında çalışan 40.000 dokuma isçisi daha
iyi şartlarda çalışmak için bir tekstil fabrikasında greve
başlar. Haklarını arayan kadın isçilere polis büyük baskılar yapar ve sonunda isçiler fabrikaya kapatılır ve isçilerin önüne barikat kurulur. Sonrasında gelişen olaylarda
büyük bir yangın çıkar ve barikatlardan kurtulamayan
isçilerin 129’u (çoğu bayan) yanarak hayatını kaybetmiştir. İsçilerin cenaze törenine binlerce insan akın etti.
Yıllar sonra 1910 tarihinde 2. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin önderliğinde 1857’de
yangında ölen kadınlar anısına 8 Mart gününün Dünya
Kadınlar Günü olarak kutlanması önerildi ve öneriyi büyük çoğunluk kabul etti. Fakat ilk başlarda tam olarak
8 Mart değil ilkbahar başlangıcında kutlanan bu günün
3. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda tam
olarak 8 Mart’ta kutlanması kabul edildi ve en sonunda
olayın yaşandığı ABD’de 1961 yılında kabul edildi ve kutlanmaya başlandı. Dilerim ki bütün dünyada kadınlara
yapılan zulüm böyle karşılıklar sonucu tamamen biter.
Kalıp değil bir fikir...
Elmas sorguçlu fakir;
Açıkta sırrı bâkir;
Kadın...
Çölde kaçan bir serap;
Yönü kementli mihrap...
Mâdeni som ıstırap;
Kadın...
Dipsiz hasrete tuzak;
En yakınken en uzak...
Tadı zehrinde erzak;
Kadın...
Necip Fazıl KISAKÜREK
07
Ne güzel söylemiş Necip Fazıl “En yakınken
En uzak’’ belki de çözememek onları hayatta olmazsa
olmazlarımızdandır. Buna rağmen kadınlarımız şiddet
görür, hep düşünürüm “Nereden geliyor bu cahiliyet?”
diye... Neden artık her haber kanalını açtığımızda kadına yapılan şiddetin yeni bir ürününü görürüz ki? Artık
halkımızın büyük çoğunluğu haber izlemekten bezmiş,
dünyadan bir haber yaşamayı tercih etmiştir. Bunun
büyük çoğunluğu da gençlerdir, oysa ki biz Türkler Orta
Asya’da bundan yüzyıllar önce İslamiyeti kabul etmeden önce bile en önemli varlıklarımız arasında kadınlarımızı tutmuşuzdur. “Biz atalarına önem veren bir halksak neden böyle küçük düşecek işler yapıyoruz, neden
onlar gibi kadınlarımızı el üstünde tutmuyoruz?” diye
sorarım kendi kendime... Onlar insanlığın en önemli parçaları değil miydi hani? Bir erkek olarak ben utanıyorum
kadınlara yapılan bu insanlık dışı eylemlerden.
Sadece şiddet değil, kadınlara istemediği şeyler
yaptırılıyor ülkemizde... Doğuda kızlarımız erken yaşta
evlendiriliyor, onlara insan muamelesi yapılmıyor, cansız varlıklarmış gibi saçma sapan uydurulan kurallara,
törelere kurban veriyor her yıl ülkemiz. Okulda olması
gereken kız tarlada isçi, evinin 14 yaşındaki kadını fakat
kocası orta yaşlı. Aslında genel olarak kadına şiddetin
ya da kadın haklarına uymazlığın kökeni kızlarımızın
okumamasından çıkmıyor mu? Şiddeti gören kadınların
belki de çoğunun kadın haklarından bir haberi yok. Bu
yüzden belki de kaderine razı olan birçok kadınımız yok
mu ülkemizde? “Peki, bunları yapanları hapis paklar
mı?” diye hiç mi düşünmüyoruz? Sırf bunun için buna
tepki olarak bir yasa bekler halkımız ve hep “İnşallah
Allahlarından bulurlar” deriz. Kurtuluş Savaşı’nda Türk
kadınının kahramanlığı üzerine söylenen aynı zamanda
günümüze en çok uyan sözlerden biriyle bitirmek isterim yazımı.
“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere
yükselmeye layıksın.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa
08
MODA
Okyanus’un Genç Kalemleri
YÜZYIL’IN
KIYAFETLERİ
Şu sıralar herkesin konuştuğu dizi “Muhteşem
Yüzyıl” tarihimiz kadar muhteşem takıları ve kıyafetleriyle de ilgi çekiyor. Peki, bu kıyafetler nerede dikiliyor,
kim seçiyor? Biz nerede bulabiliriz? İşte hepsinin cevabı.
Sena EDİNCİK
Dürüst olmak gerekirse kıyafetler ve takılar tek kelimeyle muhteşem. Peki, bu kıyafetleri kim hazırlıyor? Kıyafetler sette bulunan özel kostüm tasarımcıları tarafından
hazırlanıyor. Burada en çok dikkat ettikleri şey ise karakterleri
güçlerine göre giydirmekmiş. Örneğin Hürrem Sultan ilerleyen
bölümlerde güçlendikçe daha koyu renkli kıyafetler giymeye
başlayacakmış. Eğer satın almak istiyorsanız internette biraz
araştırma yapmanız yeterli. Satan, kiralayan ya da size özel
diken birçok firma var. www.osmanlikiyafetleri.com İnternette gördüğüm sitelerden biri buraya bir göz atabilirsiniz.
Hürrem Sultan’ın günlerce konuşulan tacı. Tacın ana
iskeleti altından yapılma üzeri ise elmaslar ve zümrütlerle
süslenmiş. En ortasında ise gücün ve zaferin simgesi olan yakut taşı var.
PEKİ YA O MUHTEŞEM TAKILAR?
Altınbaş, “Eşsiz” koleksiyonu ile Muhteşem Yüzyıl
dizisinde izleyenleri hayran bırakıyor. Topkapı Sarayı’ndaki
dönem mücevherlerini birebir yansıtan ve tarihe ayna
tutan koleksiyon, görenleri kendisine hayran bırakıyor.
Mahidevran’ın, Valide Sultan’ın, Hürrem’in, Hatice Sultan’ın
çok beğendiğimiz takılarının hepsini Altınbaş yapıyor. İri elmaslar, yakutlar, zümrütler, safirler ve birbirinden değerli taşların süslediği gerdanlık, kolye, küpe ve yüzükler muhteşem
koleksiyonun en önemli kısmını oluşturuyor. Dönemin çizgilerini birebir yansıtan içinde tarih yaşatan koleksiyon 200
parçadan oluşuyor.
Tasarımların dört ay sürdüğü koleksiyonda 433 karat
elmas, 80 karat yakut, 156 karat zümrüt ve 7 kilo altın kullanılıyor. İncilerin tamamı ise güney denizlerinin büyüsünü
yansıtan en kıymetli parçalardan seçilerek üretiliyor.
09
Okyanus’un Genç Kalemleri
SİNEMA
Uzun Zaman Önce Uzak, Çok Uzak Bir Galakside...
Emre GOCAY
Uzun zaman önceydi. George Lucas tarafından yapılmış olan Star Wars “Yeni Bir Umut” 25 Mayıs 1977 yılında gösterime girdi. Lucas bunu beğenmedi ve hayranların
beğenmesi nedeniyle çekilen iki filmi çekerken yönetmen
koltuğunu başkalarına verdi. 1996 yılında Yeni Üçleme diye
bilinen üç film serisinin ilk filmi olan “Gizli Tehlike”nin senaryolarına başladı. Film 19 Mayıs 1999’da gösterime girdi. Hayranlarını hayal kırıklığına uğratmasına rağmen Lucas yılmadı
ve iki film daha çekti. Bunlar 16 Mayıs 2002’de gösterime giren “Klonların Saldırısı” ve 19 Mayıs 2005’te gösterime giren
“Sith’in İntikamı” filmleridir.
minin parçalarını almaları için gerekli olan parayı kazanmak
için Pod Yarışları’na katılır ve kazanır. Kazandığı şey paranın yanında özgürlüğüdür. Qui-Gon yarıştan önce Watto ile
Anakin’in özgürlüğü üzerine bahse girmiştir. 14 yaşındaki
Kraliçenin nedimesi olan Padme ile Anakin’in arasında dostluk oluşmuştur. Anakin Padme’ye onu ilk gördüğü andan beri
aşıktır. Tatooine’den ayrılırken Qui-Gon gizemli bir Sith Lordu Darth Maul ile mücadeleye girmişti. Maul’un amacı kraliçeyi ele geçirmektir, fakat Jedi Ustası onu geri püskürtmeyi
başarmıştı. Gemiye bindiğinde Anakin’i padawanı olan ObiWan’la tanıştırdı. Coruscant’a vardıklarında Kraliçe, Senatör
Palpatine, Jar Jar, Anakin Senatoya doğru yola çıkar. Bu sırada
Obi-Wan ve Qui-Gon Jedi Konseyi’ne giderler. Konsey QuiGon’a saldıran savaşçının bir Sith olduğundan emindir. Bu
toplantıdan sonra Qui-Gon konseye Anakin’in içindeki midikloryanlardan bahseder. Konsey onun sınavdan geçirilmesine
karar verir. Senato toplantısında Amidala sorununa çözüm
bulamaz ve Başkan Valorum’a karşı güvensizlik oyu ister. Bu
sırada Anakin konseyin sınavından geçiyordur.
Filmin Hikayesi:
Ticaret Federasyonu küçük ve barışçıl bir gezegen olan Naboo gezegenini abluka altına alır. Başkan Valorum, Obi-Wan
Kenobi ve Qui-Gon Jinn’i Ticaret Federasyonu Başkanı Gunray ile uzlaşma sağlamak için Ticaret Federasyonu, gemisine
elçi olarak yollar. Fakat esrarengiz bir Sith Lordundan emir
alan Gunray gelen elçilerin Jedi olduğunu öğrenince onlarla anlaşma yapmaz ve Naboo’nun iletişimini keserek işgal
eder. Naboo Kraliçesi Padme Amidala droidlerce yakalanmış
ve droidler tarafından kampa götürülürken Jedi’lar tarafından kurtarılır ve Qui-Gon kraliçeyi Cumhuriyetin başkenti
Coruscant’a gitmeye ikna eder. Henüz uzaya çıkmışlarken
Ticaret Federasyonu gemileri tarafından vurulur ve Tatooine gezegenine zorunlu iniş yapmak zorunda kalırlar. Gemi
için parça aradıkları sırada bir hurdacı dükkanının sahibi olan
Watto’nun kölesi Anakin Skywalker ile tanışırlar. Anakin ge-
10
Sınavı başarıyla geçer ama konsey yaşının büyük
olması nedeniyle onun eğitilmesine izin vermez. Kraliçe bu
olaylardan sonra Naboo’ya dönmeye karar verir. Konsey ObiWan ve Qui-Gon’u kraliçeyi koruması için gönderir. Naboo’ya
vardıklarında kraliçe Jar Jar’dan yardım ister ve Gunganlar ile
Naboolular ittifak oluştururlar. Bir plan yaparlar ve savaş başlar. Gunganlar Naboo sarayının uzak bir köşesinde droidleri
oyalayacak, Naboo pilotları yörüngedeki Ticaret Federasyonu
Droid Kontraol gemisini vurmak için uzaya uçacak ve Kraliçe ile Jedilar saraya girip taht salonundaki Ticaret Federasyonu Başkanı Nute Gunray’i tutuklayacaktır. Ancak Kraliçe
ve Jediları sarayda droidlerden başka bekleyen biri vardır.
Tatooine’de Qui-Gon’a saldıran Darth Maul. Obi-Wan, QuiGon ve Darth Maul amansız bir düelloya başlarlar. Bu sırada
kraliçe ve askerleri Gunray’i yakalamaya gitmişlerdir. Anakin
ise o sırada bir Yıldız Savaşçısı’nın kokpitindedir ve yanlışlıkla
Savaşçı’nın havalanmasını ve uzaya çıkmasını sağlar. Darth
Maul,Obi-Wan’ı uzaklaştırarak Qui-Gon’u öldürür. O sırada
Gunganlar droidler tarafından yenilgiye uğramışlardır. Kraliçe ve askerleri taht odasına tutuklu olarak girerler. O anda
kraliçenin nedimesi gelir ve onları kurtarır. Kraliçe Gunray’le
Naboo’yu abluka altından kurtaracak, Gunray ve beraberindekileri hapse atacak bir anlaşma imzalar. Anakin ise vurulup
yanlışlıkla Kontrol Gemisi’ne girer ve güç bölümünü patlatır.
Droidler etkizi hale gelmiş ve Naboo kurtulmuştur. Yaşamını
yitiren Qui-Gon, Anakin’in seçilmiş kişi olduğuna inanmaktadır. Öfkeden kuduran Obi-Wan ise Darth Maul’un sonu olmuştur.
Dex’e göre bu ok Kaminolulara ait bir oktur. Fakat
Obi-Wan’ın Jedi Arşiv aramalarında ok hakkında hiçbir sonuç
çıkmamıştır. Obi-Wan bu konuyu Usta Yoda ile görüşür. Yoda
ise ona Kamino’nun olması gerektiği yere gitmesi gerektiğini
söyler. Bu sırada Anakin ve Padme Naboo’ya vararlar. Göl yöresindeki dağ evine giderler. Oraya vardıklarında Ankin Padmeyi öper fakat Padme geri çekilir. Obi-Wan ise kayıp gezegeni bulmuştur. Obi-Wan o gezegende Cumhuriyet için üretilen
Klon Ordularını keşfeder. Obi-Wan klonların orjini olan ödül
avcısı Jango Fett ile görüşür. Jango aldığı ücretin dışında kendisi için saf bir klon istemiştir. Obi-Wan konseye Jango Fett
ile ilgili bilgi verir ve konsey de onu Coruscant’a getirmesini
söyler. Obi-Wan Jango Fett’in havalanmak üzere olduğunu
görür ve ona saldırır. Fakat Jango Fett Obi-Wan’ı etkisiz hale
getirmeyi başarır ve havalanır. Obi-Wan son anda gemiye
verici yerleştirmeyi başarır. O gece Anakin annesi ile ilgili bir
kabus görür ve Padme’yi de alarak eski gezegeni Tatooine’e
gider. Annesini Tusken Kampı’nda işkenceden ölmek üzereyken bulur ve annesi kollarında ölür. Çıldıran Anakin kamptaki
tüm Tusken’ları öldürür. Obi-Wan ise Jango Fett’İ Kamino gezegenine kadar takip eder. Anakin’e mesaj gönderir ve ardından yakalanır. Kont Dooku onunla ittifak kurmak ister fakat
Obi-Wan kabul etmez. O sırada Anakin annesinin cenazesi
ile geri döner.Anakin Padme’ye yaptığı katliamı utanç içinde
anlatır. Padme’nin Anakin’e olan aşkı artar. Obi-Wan’ın gönderdiği mesaj o anda ulaşır.
Ustasının yanına gider ve son anında hocası ondan
Anakin’i eğitmesini ister. Birkaç gün sonra Qui-Gon’un cesedi geleneksel cenaze törenleriyle yakılmıştır. Sonraki gün
Naboo’da bayram vardır. 10 yıl içinde Anakin ve Obi-Wan türlü türlü görevlere gitmişlerdir. 10 yıl sonra eski Naboo Kraliçesi Senatör Amidala’nın Coruscant’taki başarısız suikastinin
ardından onu korumak ve katilin kimliğini araştırmak üzere
Coruscant’a gönderilirler. Jedi’ların Coruscant’ta geldiği gece
yeniden bir suikast düzenlenir ama Jedi’lar Kraliçeyi kurtarır.
Jedi Konseyi kraliçeyi gezegeni Naboo’ya geri gönderme kararı alır. Tabii ki Anakin ile birlikte.Bu esnada Obi-Wan ise katilin kimliğini araştıracaktı. Obi-Wan suikastçiyi öldüren zehirli
ok hakkında bilgi almak için eski bir dostu olan Dexter’a gider.
11
Anakin ve Padme Obi-Wan’ı kurtarmaya Geonosis’e
giderler. Ama yakalanırlar ve Obi-Wan’ın bulunduğu infaz arenasına götürülürler. Ölüm ile yüzleşecek olan Padme Anakin’e olan aşkını anlatır. Jedi Ustası Mace Windu
200 Jedi ile gelerek onları kurtarmaya çalışır. Sayıları azalan
Jedi’ları, Jedi Ustası Yoda önderliğindeki Klon Ordusu kurtarır. Obi-Wan ve Anakin, Kont Dooku’yu gizli sığınağına kadar
takip ederler. Kısa bir düellodan sonra yaralanan Obi-Wan
ve Anakin’i Yoda kurtarır. Geonosis’teki savaş Dooku’nun
kaçmasıyla sona erer. Klon Savaşları artık başlamıştır.
Geonosis’teki savaşın bitimiyle Obi-Wan Coruscant’taki Jedi
Tapınağı’na döner. Anakin ise Padme’yi gezegenine bırakmak için Naboo’ya gider. Anakin Padme ile gizlice evlenir. 3
yıl sonra Şansölye Palpatine General Grievous tarafından kaçırılır. Anakin ve Obi-Wan ise Palpatine’i kurtarmak için uzay
gemileri ile yola çıkarlar. Grievous’un gemisi İnvisible Hand’e
ulaşmayı başaran Jedilar Şansölye’yi bulmayı başarır ama
önlerinde bir engel vardır. Kont Dooku… Kont Dooku’yu öldüren Anakin,düello sırasında bayılan Obi-Wan ‘ı sırtına alarak
Şansölye ile birlikte gemiden kaçmak için asansöre koşar...
Fakat yakalanırlar. Geminin sancağında Grievous ile yüzleşirler ve Grievous kaçar. Jedilar gemiyi Coruscant’a indirmeyi
başarır ve Şansölyeyi kurtarırlar. İniş alanında Padme’yi gören
Anakin onun hamile olduğunu öğrenir. Bu sırada Utapau adlı
geegene kaçan Grievous ayrılıkçılarla yapılacak toplantıda
Darth Sidious’tan gelen emirle tüm ayrılıkçıları Mustafar’a
gönderecektir. Anakin Padme ile ilgili kabuslar görmeye
başlar.Konseye Şansölye’nin isteğiyle giren Anakin Usta yapılmaz Anakin buna çok sinirlenir. Opera’ya Palpatine’nin
yanına gider ve Palpatine ona insanları ölümden kurtarabilen
bir Sith Lordun’dan bahseder. Aankin ise bu gücü öğrenme
isteğiyle yanıp tutşmaktadır. Grievous’un yeri saptanır ve
Konsey bu görev için Obi-Wan’ı gönderir. Anakin ise konseyden her geçen gün daha da soğuyordur. Utapau’ya giden ObiWan Grievous’u öldürür. Anakin Palpatine’nin Darth Sidious
olduğunu öğrenir ve Windu’ya durumu açıklar. Windu 3 Jedi
ile Şansölyeyi tutuklamaya gider ve düello sonunda Anakin oraya varır. Windu Palpatine’i tam öldürecekken Anakin
devreye girerek Windu’yu istemese de kolunu keserek onu
savunmasız bırakır ve Palpatine’in yıldırımlarıyla ölümüne
sebep olur.Anakin karanlık tarafa geçerek Darth Vader olur.
Sidious klonlara ulaşarak hepsine Emir 66’yı uygulatır. Bu
emirle klonlar Jeid’ları öldürür. Anakin ise Jedi Tapınağı’ndaki
tüm Jedi’ları öldürür ve Mustafar’a gider. Orda Ayrılıkçıları
öldürür. Padme ise onun yanına gemiyle gider ama gemide
biri daha vardı. Obi-Wan.Padme ile uzun süre konuştuktan
sonra Obi-Wan’ı gören Anakin sinirlenir ve Padme’yi boğarak
onu bayıltır. Sonrasında ikisi zorlu bir düelloya başlarlar. Bu
sırada Yoda ile Sidious düelloya başlarlar. Obi-Wan Anakin’i
yener onu lavların yanına düşürür fakat öldürmez ve ordan
uzaklaşır. Yoda ise kaçmıştır. Sidious Anakin’in lavdan yanan
vücudunu bulur. Padme ise bu sırada ikiz doğurur. Birinin adı
Luke, diğerinin adı ise Leia’dır. Anakin’in vücudu yandığı için
ona mekanik bir zırh yapılır. Artık Anakin tamamen gitmiş,
yerini Darth Vader almıştır. Obi-Wan ve Yoda ise ikizleri ayırmaya karar verir. Luke’u Tatooine’e, Leia’yı ise Senatör Bail
Organa ile Alderaan’a gönderirler. Obi-Wan ise Luke’a göz kulak olacaktır. Zamanı gelene kadar…
12
LEZZET
Okyanus’un Genç Kalemleri
İtalyan Mutfağı
Yiğit ELEMEN
Bu yazımda sizlere, kökeni MÖ 4. yüzyıla kadar uzanan,
toplumsal ve siyasi değişimlerle
yüzyıllar içerisinde gelişmiş, dünyanın her tarafında bilinip, sevilen, çok zengin bir mutfak olan
İtalyan mutfağından bahsedeceğim. İtalyan mutfağı çok zengin
bir mutfaktır. Peynir ve şarap bu
mutfağın önemli bir bölümünü
oluşturur. İtalyan yemekleri çok
sayıda meyve, sebze, sos ve et yemeğini içinde barındıran bir mutfaktır. İtalya’nın kuzeyinde balık,
patates, pirinç, mısır, domuz eti ve
peynir çeşitleri en çok kullanılan
malzemelerdir. Zeytinyağı İtalyan
mutfağı için vazgeçilmez bir unsurdur. İtalyan mutfağını özellikle
makarnaları ve pizzalarıyla tanır,
severiz. Bilhassa ülkenin güneyinde, birçok çeşitte makarnanın
evlerde günlük olarak ekmek gibi
pişirilmesi adettir. Makarnalar
daha sonra zengin soslarla birlikte
servis edilir. İtalyan mutfağının bu
kadar popüler olmasının sebebi
basit bir şekilde hazırlanabilmesi
ve çoğu kimsenin damak tadına
uygun olmasıdır. Coğrafi konumu
itibariyle Avrupa’nın doğal besin
kaynakları açısından en güzel yerlerine sahip olan İtalya bu sayede,
zeytinyağı için zeytin, şarap için
üzüm, makarna ve ekmek için
buğday gibi doğal ürünleri, sebze çeşitlerini, balık ve dana eti,
tavşan, kümes hayvan etleri gibi
beyaz et türlerini kullanarak, çoğu
kimseye göre Akdeniz mutfağının
seçkin ve dünyaca meşhur olanını
temsil eder. Şimdi size en beğendiğim İtalyan yemek tariflerini vereceğim.
Hazırlanışı:
İlk önce tortellinilerimizi 10-12 dakika haşlıyor ve süzüyoruz. (Tortelliniler haşlanırken haşlama suyuna birkaç damla
zeytinyağı damlatırsanız birbirine yapışmazlar). Tortellinilerimiz haşlanırken domates ve fesleğenlerimizi hazırlıyor
zeytinyağı ve tuz ile birlikte suyunu iyice çekene kadar pişiriyoruz. Sosumuz piştikten sonra haşlanmış tortellinilerimizi sosun içine boşaltıyoruz ve iyice harmanlıyoruz. Servis
sırasında üzerini parmesan peyniri veya rendelenmiş kaşar
peyniri ile süslüyoruz.
TİRAMİSU
DOMATES VE FESLEĞEN SOSLU TORTELLİNİ
Malzemeler:
• 3 yemek kaşığı un
• 1 yumurta sarısı
• 1.5 su bardağı süt
• 1/2 paket vanilya
• 1/2 paket labne peyniri
• 1 su bardağı şeker
Hazırlanışı:
Bütün malzemeyi bir tencereye koyarak orta ateşte muhallebi kıvamına gelinceye kadar karıştırarak pişirin. Diğer
tarafta, bir su bardağı su içine 3 kaşık şeker 1 kaşık nescafe
koyarak karıştırıp, bu karışımla 1 altın kek tabanını ıslatın
daha sonra muhallebi kıvamındaki karışımın yarısını bu kek
tabanın üzerine dökerek yayın. Kek tabanın ikinci katını da
üzerine koyup aynı şekilde bir bardak nescafe ile ıslatın.
Kalan muhallebiyi üzerine dökerek yayın, biraz soğuduktan
sonra üzerine iki kaşık kakao eleyip buzdolabında soğutun.
Malzemeler:
• 1 paket tortellini (haşlanacak)
• Yeterince tuz
• 3-4 çorba kaşığı zeytinyağı
Sos için:
• 4-5 adet domates (rendelenecek)
• Yeterince taze fesleğen (ince ince doğranacak)
• Yeterince parmesan peyniri veya kaşar peyniri
• Yarım çay bardağından az fazla su
13
Okyanus’un Genç Kalemleri
YURT DIŞI EĞİTİMİ
KANADA
YURT DIŞI EĞİTİMİ
ÜNİVERSİTE BAŞVURU KOŞULLARI
Kanada’da üniversiteler genellikle Eylül
ile Mayıs ayları arasında eğitim verir.
Bazı üniversitelerin öğretim yılları 2 dönemden bazılarınınki ise 3 dönemden
oluşur. Öğrenciler tercihlerine göre yazın
da ders alabilirler. Ki bu da üniversiteyi
daha kısa sürede bitirmenize olanak
sağlar.
Kanada’daki üniversitelerde Eylül dönemi için son başvuru tarihleri Ocak ile
Nisan ayları arasındadır. Ocak dönemi
için ise başvuru kapanış tarihi bir önceki
yılın Eylül ayı civarındadır.
Kanada’da üniversite başvuruları eyaletten eyalete farklılık gösterir. Örneğin Kanada’nın doğusunda Ontario
eyaletinde bulunan çoğu üniversiteler
için başvuruların direkt olarak üniver-
siteye değil de tüm üniversiteler adına
işlemleri yürüten Ontario Başvuru Takip Merkezi’ne (OUAC) yapılması gerekmektedir. Diğer yandan başvuruları
doğrudan kabul eden üniversiteler de
bulunmaktadır. Kanada’daki diğer eyaletlerde ise ilgili yüksek öğrenim kurumunun kabul koşullarına uygun olarak
tüm evraklar hazırlanıp direkt olarak bu
kuruma gönderilir.
GENEL BAŞVURU EVRAKLARI
Not dökümü: Bu belge okul müdürü
ya da öğrencinin danışmanı tarafından
İngilizce olarak hazırlanır. Okulun bu
belgeyi İngilizce olarak hazırlayamadığı
durumlarda ise resmi tercümesi yapılır.
Not dökümünün öğrencinin notlarının
yanı sıra genel olarak öğrencinin ders
14
Tolgacan APAYDIN
harici başarı ve örnek davranışlarını da
içermesi istenir. Böylece ilgili yüksek öğrenim kurumunun kabul heyeti öğrencinin gelecekteki performansı hakkında
tahmini bir izlenimde bulunabilirler.
Standart Testler: Kanada’da üniversite
okumak isteyen öğrencilerin İngilizce
yeterliliklerini ispatlamak için merkezi
olarak düzenlenen bazı testlere girmeleri istenir. Bu testler arasında TOEFL
ve IELTS gibi uluslararası sınavların
yanı sıra CAEL ve Can Test gibi sadece
Kanada’da geçerli olan testler bulunmaktadır. Fransızca yeterlilik için ise
Kanada’daki üniversitelerin öğrencilerden talep ettiği özel bir test sonucu
bulunmamaktadır. Bu alanda Fransızca
eğitim veren her okulun kendi belirlediği kriterler geçerlidir. Hangi testleri
istedikleri ve minimum puan değerini
okullar belirler.
Referans ve Niyet Mektupları: Referans mektupları Kanada’daki çoğu okul
tarafından başvuru koşulları dahilinde
istenilen belgeler arasındadır. Referans
mektuplarının öğrencinin akademik,
sosyal ya da çalışma ortamında iletişimde bulunduğu kişilerden alınması
gerekmektedir. Bu kişiler öğretmenler
olabileceği gibi öğrencinin okul arkadaşları, çalışma arkadaşları da olabilir.
Niyet mektupları ise, programa başvuran diğer adaylar arasından öğrencinin
sıyrılmasında önemli rol oynar. Bu mektuplar genel olarak öğrencinin neden
Kanada’da eğitim almak istediğiyle ve
başvuruda bulunulan üniversitenin
öğrencinin gelecekle ilgili beklentilerini
nasıl karşılayacağı gibi açıklamalar içerir.
KANADA’DA ÜNİVERSİTE
PROGRAMLARI
Kanada’da büyük çoğunluğu devlete
ait olmak üzere 100’e yakın üniversite
bulunmaktadır. Bunların birçoğu araştırma ve eğitim alanında uluslararası
saygınlık kazanmış üniversitelerdir.
Kanada’daki üniversitelerden alınan
derecelerin Türkiye’de YÖK denklikleri
bulunmaktadır.
Öğrenciler Kanada’daki üniversitelerde
lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimi alabilirler. Bu eğitim kurumları öğrencilere yarı zamanlı (part-time) veya
tam zamanlı (full-time) sertifika ve diploma programları da sunmaktadırlar.
Kanada’nın resmi dili hem İngilizce hem
Fransızca olduğu için öğrenciler
Kanada’da bu iki dilde de üniversite eğitimi alabilirler.
Kanada’daki üniversitelerdeki tam
zamanlı öğrenci sayısı, üniversitenin
bulunduğu yere, eğitim kalitesi ya da
popülaritesine göre değişmektedir. Üniversite harç ücretleri de üniversiteden
üniversiteye değişiklik göstermektedir.
yan öğrenciler Kanada’nın bazı eyaletlerinde geçerli olan PNP (ProvincialNominee Program) adı verilen programa
başvurmaya hak kazanırlar. Böylece yapılacak göçmenlik başvurularında öncelikli hale gelirler.
Kanada’da Türkiye’den farklı olarak
tek bir merkezi üniversite sınavı yapılmamaktadır. Buna karşılık her üniversitenin kendi belirlediği öğrenci kabul
şartları bulunur. Bunlar arasında yabancı öğrenciler için en önemlileri İngilizce
yeterlilik seviyesi ve not ortalamasıdır.
Kanada’da üniversite okumak isteyen
yabancı öğrenciler İngilizce yeterlilik
seviyelerini belgelemek zorundadırlar.
Bu amaçla üniversite kabul komiteleri
öğrencilerin bazı standart testleri almalarını isterler. Her okulun kabul ettiği
standart testler ve istenilen minimum
skorlar üniversitelerin kabul koşullarında belirtilir. Fransızca’da ise, Fransızca
eğitim veren her okulun kendi belirlediği Fransızca yeterlilik kriterleri geçerlidir.
Kanada’da üniversite okumanın cazip
taraflarından biri de Kanada hükümetinin yabancı öğrencilere mezuniyet
sonrası ücretli çalışma imkanı sağlamasıdır. Bu imkan Montreal, Toronto ve
Vancouver gibi büyük şehirlerde 1 yıl ile
sınırlandırılmışken Kanada’nın diğer şehirleri için 2 yıldır.
Mezuniyet sonrası çalışma programının
Kanada’da iş tecrübesi kazandırmasının yanı sıra yabancı öğrenciler için sağladığı diğer bir avantaj ise öğrencilere
çalışmakta oldukları şirketlerde daimi
olarak işe başlama fırsatı sunmasıdır.
Kanadalı şirketlerde çalışmaya başla-
15
EN İYİ ÜNİVERSİTELER
Kanada birçok iyi üniversiteyi bünyesinde barındıran bir ülkedir. 2011 Dünya
Üniversiteler Sıralamasında ilk 30’da iki
Kanada Üniversitesi yer almıştır. Bunlardan biri McGill Üniversitesi, diğeri ise
Toronto Üniversitesi’dir.
McGill Üniversitesi: Kanada’nın Montreal şehrinde bulunur. 1821 yılında kurulan Mcgill Üniversitesi Kanada’nın en
eski üniversitesidir. Mcgill Üniversitesi
kampüsü çok geniş bir alana sahiptir ve
34 bin öğrenci kapasitelidir. Üniversitede toplam 21 fakülte bulunmaktadır. Dil
olarak Kanada’nın ana dilleri olan Fransızca ve İngilizce eğitim verilmektedir.
Mcgill Üniversitesi’nden sekiz Nobel
ödülü sahibi, üç astronot, iki de Kanada
Başbakanı çıkmıştır.
Toronto Üniversitesi: Bu üniversite bir
kamu araştırma üniversitesidir. Öğrenci sayısına göre Kanada’daki en büyük
üniversitedir. Üniversitenin 16 akademik fakültesi bulunmaktadır. Toronto Üniversitesi 1843 yılında açılmıştır.
Üniversitenin bütçesi 1.823 milyar Kanada Doları olup, üniversitede 380 öğrenci klübü ve örgütü bulunmaktadır.
Üniversite öğrencileri genelde beraber
kampüs dışında ortak ev tutarlar. Ayrıca
üniversite bünyesinde konaklama yeri
bulmakta yardımcı olan bir ofis de bulunmaktadır.
Yavuz TİLEK
Genelde toplumun yüksek kesimi
ile bağdaştırılan, halk çizgilerinden net bir şekilde ayrılmış Avrupa
kökenli müzik türüdür. En önemli
özelliği çok sesli olmasıdır. Kendi
içinde 5’e ayrılır.
RÖNESANS (1347-1600)
Rönesans’ın gelmesiyle beraber müzik
de ilahi olmaktan yavaş yavaş uzaklaşır, kilisenin dışına çıkmaya başlar. Bu
dönemde müzik koro ağırlıklıdır. Bu
dönemde ortaya çıkan “Madrigal” adı
verilen müzik kompozisyon türü çok
popülerdir. Dini içerikten bağımsız ilk
müzik türüdür, lirik konulardan bahseder, çok seslidir. Monteverdi’nin Orfeo
operasını yazmasıyla son bulur.
DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ:
Pierluigi da Palestrina
ismi Johann Sebastian Bach (16851750 /Almanya)’dır. Öldüğü tarih barok
döneminin sonu kabul edilir. Bach klasik batı müziğinin hemen hemen tüm
kavramlarını ortaya koymuştur. Klasik
batı müziğinin babası diye tanınır. Toccato and Fugue in D minör ve Bouree in
E minor önemli eserleri arasındadır.
Gregori Allegri
BAROK (1600-1750)
Kelime olarak abartılı anlamına gelen
Barok, Klasik dönem ile Rönesans arasında kalan döneme denir. Klasik batı
müziğinin neredeyse temel kavramları
burada ortaya çıkmıştır. Müzik Rönesans Dönemi’ne göre daha süslüdür, ritimler sadedir ve klavsen kullanımı çokça görülür. Konçerto (birkaç sanatçının
aynı anda çaldığı eserler) ve Suit (birbiri
ardına çalınan birkaç parçadan oluşan
müzik formu) bu dönemin 2 yaygın
beste türüdür.
DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ:
Barok Dönemi’nin şüphesiz en önemli
16
Johann Sebastian Bach
Antonio Vivaldi (1678-1741/İtalya),
Claudio Monteverdi (1567-1643/İtalya),
George Friderich Hendel (1685-1759/
Ingiltere-Almanya)de bu dönemin
önemli bestecileri arasındadır.
KLASİK (1750-1820)
Piyanonun icadı bu dönemde büyük rol
oynar. Barok dönemindeki aşırı süslü
müzik yerini bu dönemde daha az süslü
daha sade bir müziğe bırakır. Senfoniler
(genelde orkestralar için bestelenmiş
uzun müzik yapıtı.) bu dönemde yaygınlaşır.
DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ:
ğının kalkması bu dönemde müziği de
etkiler ve müzik artık sadece soyluların
veya toplumun üst seviyesine özgü olmaktan çıkar. Halk da artık müziğe karışır, müzik okulları soylu olmayan öğrencileri de kabul eder veya kompozitör
sayısı çoğalmaya başlar.
“Virtüoz” kavramı bu dönemde önem
kazanır ve müzikte virtüozlük öne çıkmaya başlar bu da eserlerin klasik dönemdeki gibi sade olmaktan çıktığını
gösterir.
Nikolai Rimsky Korsakov (1844-1908/
Rusya), Sergei Rachmaninoff (18731943 / Rusya), Pyatr Ilyich Tchaikovsky
(1840-1893 / Rusya), Franz Schubert
(1797-1828 / Avusturya)de dönemin
önemli bestecileri arasındadır.
DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ:
DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ:
Maurice Ravel (1875-1937/Fransa),
Dmitriy Dmitriyevich Shostakovich
(1906-1975/Rusya)de bu dönemin
önemli bestecileri arasındadır.
ÇAĞDAŞ (1900-∞)
Bu dönemde Klasik Batı Müziği artık
kollara ayrılmaya başlamıştır. (Jazz,
Rock vb.) Türkiye’de çoksesli müziğin
başlaması bu döneme denk gelir.
Wolfang Amedeus Mozart
Wolfang Amedeus Mozart (1756-1791/
Avusturya) Klasik Dönem’in en üretken
bestecisi kabul edilir, 36 yıllık yaşamına 626 eser sığdırmıştır. Günümüzde
müzik tarihinin en büyük dehalarından
sayılır. Rondo Alla Turca ve Eine Kleine
Nachtmusik önemli eserleri arasındadır.
Franz Joseph Haydn (1732-1809/Avusturya), Muzio Clementi (1752-1832/İtalya), Ludwig Van Beethoven (1770-1827/
Almanya)da bu dönemin önemli bestecileri arasındadır.
Frédérich Chopin (1810-1849 / Polonya) Romantik dönemin önemli bestecilerinden biri olan Chopin, ülkesi
Polonya’nın işgali yüzünden Fransa’da
yaşamaktadır ve sürekli ülkesinin hasretini çekmektedir. Bu sebeple genelde minör ve hüzünlü eserler yazmıştır.
Ballade No.1, Op. 23 in G minor önemli
eserlerinin arasındadır.
ROMANTİK (1820-1900)
Fransız İhtilali ile gelen sınıf ayrımcılı-
Niccolo Paganini (1782-1840 / İtalya),
Richard Wagner (1813-1883 / Almanya),
Frédérich Chopin
17
Maurice Ravel
Dmitriy Dmitriyevich Shostakovich
Okyanus’un Genç Kalemleri
SANAT
SANAT
Yukarıdaki resim Salvador Dali’nin bir tablosudur. Bu resme dünya üzerinde milyonlarca insan
milyonlarca bakış açısıyla bakıyor. Kiminde yaşayacağı güzel zamanları çağrıştırırken kiminde kaçırdığı
fırsatları hatırlatıyor. Kimisi üstüne bir saniye bile
düşünemezken kimisi evinin başköşesine koyuyor.
Sanat… Hayatın farkında olmadığımız estetiği. Sürekli kulağımıza çalınan notalardan, renk
cümbüşünü yaşayabileceğimiz dar sokaklardan,
aşkı anlatan büyük şairlerden ya da sahnelenen bir
oyundan örnekler verebiliriz bu yazıya.
Birçok insanın sanata eğilimi olabileceği gibi
küçük yaşta bunu fark edip çocukların eğilimlerine
ailelerin verdiği destekle büyük yeteneklerin çık-
Tuğçe DEMİRCAN
masına olanak sağlamak gerekir. Bu konuda çeşitli
atölyeler, kurslar, sanat okulları değerlendirilebilir.
İçinde bulunduğumuz eğitim sisteminde bu konular arka planda kalsa da, her geçen gün aileler daha
fazla bilinçleniyor.
Şimdi size bir tavsiyem var. Kahvenizi alıp
güzel bir müziğin tadını çıkarabilir, gördüğünüz bir
tabloda hayallere dalabilirsiniz ya da içinizdeki yeteneğin sanatla kucaklaşması için bir güzel sanatlar
okuluna kaydınızı yaptırabilirsiniz.
Yolunuza çıkan sanata gülümsemeniz dileği ile..
18
EDEBİYAT
Okyanus’un Genç Kalemleri
KENDİ İÇİNDEKİ
MUTLULUK
Simay TOKGÖZ
Düşündüm, taşındım. Size
anlatacak bir konu bulamadım. Ben de
bir soruyu cevaplamaya karar verdim.
“Mutluluk nedir?” Birçok insanın görüşünü göz önüne aldığımda ‘Mutluluk
bütün isteklere eksiksiz sahip olma ve
bütün özlemlerin üstesinden gelme
durumu.’ Ben mutluluğa ‘durum’ demek yerine ‘göreceli kavram’ diyorum.
Kimilerinin mutluluğu maddi,
kimilerinin mutluluğu manevi alanlarda anlamına kavuşurken daha derinde;
herhangi bir şeyle mutlu olarak yaşabilen insan, çok zor mutlu olan insan ve
hatta hiçbir şeyden mutlu olamayan
milyonlarca insan. Konu mutluluğa
geldiğinde böyle sınıflanan insanların
yanıldığı nokta şu ki, mutlu olmak her
zaman gülümsemenin yarattığı ruh
hali ya da gülümsemeyi oluşturan ruh
hali değil. Çoğu insanın üzüntüsünü
gizlemek için gülümsediğini düşünenlerdenim. Çok mu klişe! Bu düşüncenizi
yazının sonuna saklamalısınız.
Gerçekten mutlu olan insan
var mıdır? Mutluluk geçici midir? Mutluluk sırrı olan bir duygu mu? Mutluluğu
insanın kendisinin yarattığını düşünürüm ben. Kendisini kişiye ya da objeye
bağlamak yerine amaca bağlamaktan
geçebilir bu ruh hali. Maddi amaçlara
hayatını bağlayan bir kadını para mutlu edebilir mesela. Ya da sanatçı olmak
amacıyla yürüdüğü bir yolda mutlu olabilir resmi seven bir adam. O yolda çoğu
kez takılacaktır, engellerle karşılaşacaktır ve hatta düşecektir. Belki de bu mut-
luluğa ulaşmanın zor olduğu anlamına
geliyor. Dürüst olmak gerekirse öyle galiba.
Kişilerin mutluluk sınırları olabilir. Ben kitap okurken mutlu olurum,
o çikolata yerken ve onlar futbol oynarken. Bu yüzdendir ki insan sürekli neyle
mutlu olabileceğini sorgular ve kendine
net bir cevap veremedikçe üzüleceği
şeyler bulur. Çünkü bir insan kolayca
üzülebilir herhangi bir şeye. Ama yok
yere mutlu olamaz mesela. Moralinizi bozan herhangi bir şey düşünün.
Bunu bulmanızdaki süre ne kadar kısa?
Mutlu olduğunuz anı bulmaktan daha
kısa. Peki o moralinizin bozuk olduğu
an kalabalık bir yerdesiniz, -ev ya da
okul- suratınızı asıp herkesin başınıza
toplanmasını mı tercih edersiniz yoksa
kimsenin sorgulamamasını mı? Gizli
19
tutmak gülümsemenin işi olduğundan
demin ‘’klişe!’’ dediğiniz düşüncemi
ispatlayıp sizin düşüncenizi kuruttum,
saygılar.
Size mutlulukla ilgili anlatmadığım tek şey ve dürüst olacağım benim
de çok zorlandığım bir soru kaldı. Mutluluk bir amaç mı, sonuç mu olmalıdır?
Düşünsenize; mutlu olmak için yaparız
birçok şeyi. Yemek yeriz, farklı şehirler
gezeriz, uyuruz ve bütün bunları mutlu
olmak için yaparız. O zaman mutluluk
bir amaçtır. Ama öte yandan yemek yediğimiz için, gezdiğimiz ya da uyuduğumuz için mutlu oluruz. O zaman bir sonuç mudur mutluluk? Yazımın başında
da dediğim gibi ‘göreceli kavram’.
Okyanus’un Genç Kalemleri
ASTROLOJİ
ASTROLOJİ
Ezgi TOPCU
Enteresan bir ay olacak sizin için… Venüs zıt burcunuz Boğaya girip şans yıldızı Jüpiter ile birleşiyor. Venüs Boğa’nın doğal
yıldızıdır.
Şans yıldızı burcunuzda ilerlerken, öz yıldızınız Venüs de burcunuza giriyor. Artık değmeyin keyfinize.
Geçen ay işleri veya hayatınızı karıştıran, kafanızı bulanıklaştıran, sanki arabayla uzun yolda giderken bir anda sisin yakalamasıyla şaşıran bir halde bıraktı sizi.
Jüpiter sizin doğal yıldızınızdır. Jüpiter 6. evde sağlıkla biraz
fazla ilgilenmenize, hatta bu konuda biraz pimpirikli davranmaya neden olabilir.
Bu ay gözünüz parada.. Ya da değilse, parada olsun derim.
Bence bu ayın en iyi kazananı siz olacaksınız gibi.
Bu ay belki en girişken siz olacaksınız ve düşüncede üretken.
Harika fikirler çıkacak kafanızdan ve bunları önemli kişilerle
ve sevdiklerinizle paylaşacaksınız.
Para konusu sizi de ilgilendiren bir konu, ay boyunca sevgili
Aslanlar.
Sevgili Kovalar ayın ilk yarısında yıldızlar para evinizde toplanarak size gelir müjdesi getirecek. Belki beklediğiniz paralar
var, ama gelince maddi olarak sizi hayli rahatlatacak bir kazanç gibi görünmekte.
Bu ay Dolunay 18 derece burcunuzda doğuyor! Bu önemli bir
başlangıcın zamanına işaret ediyor olsa gerek sizin için.
Sevgili Balıklar bakalım ayın mönüsünde neler var size? Bir
kere yıldızlar sizin burcunuzda yığılıyor ayın ilk yarısında. Bu
da bu ay siz ön plandasınız, sahnedesiniz demektir.
Bu ay para size de göz kırpıyor anlaşılan. Yatırım, ortak parahanenizde oldukça bereketli yıldızlar var, biri en büyük şans
yıldızı Jüpiter. Biri de sizin öz yıldızınız Venüs.
20
SPOR
Okyanus’un Genç Kalemleri
Lincredible!
(İnanılmazlık)
Severim böyle hayat öykülerini... Tayvan asıllı Jeremy Lin’in inancının nasıl
başarıya dönüştüğünü yazacağım.
Jeremy Lin’in ailesi 1970 yılında
Tayvan’dan Amerika’ya göç etmiştir. Ortanca çocuk olarak 1988 yılında
doğdu. Kardeşlerine basketbol öğreten babası, Jeremy için farklı planlara
bürünmüştür. Ailesi üstün zekasından dolayı Jeremy’in kariyer yapmasını
istiyordu. Gençliğinde basketbol oynamak istese de çelimsiz vücudu buna
engel olmuştu. Harvard’dan başarılı bir şekilde 3.1 ortalama ile mezun oldu.
Basketbol profesyonel kariyeri mezun olarak başlayacaktı; yalnız yine
Jeremy’i engelleyen bir şey oldu. Jeremy
2010 Draft listesinde yer almıyordu.
Alp SALICI / Alpcan TEZOL
Halbuki Harvard Üniversitesi’nde başarılı bir grafik çizmişti. İnancına bağlılığı bitmiş olmamalı ki, Amerika’nın
en iyi üniversitesinden çok güzel bir
ortalamayla mezun olmuştu. Üstün
zekasıyla finans alanında kolaylıkla
iş bulabilirdi; ancak Jeremy yılmadı ve
inancının peşinden devam etti.
O yaz Dallas Mavericks’in Yaz Kampı’na
katıldı. Yaz liginde oynamaya başladı
ve tekrar yakaladığı güzel ortalamayla
üç takımın ilgisini çekti. Golden State
Warrirors takımı, Jeremy’e Asyalı kişileri salona çekebileceği için bir kontrat
imzalattı. Jeremy’i de evine daha yakın olmasından dolayı Golden State
Warrirors takımını seçti. 2010-2011 yılını maç başına 2.6 sayıyla bitirdi.
Lise yıllarında basketbol için çok çalışan, vücudunu güçlendiren Lin, yeteneğiyle kendinden söz ettirmeye
başladı. Lisedeki basketbol kariyerini
DVD’ye çevirip Ivy League’ndeki bütün
okullara kayıtlarını göndermişti. Hayalinde UCLA ve Standford’dan spor
bursu alabilmek vardı. Bu bursu sağlayamadı. Harvard Üniversitesi’nde
Ekonomi okumaya başladı. Spor bursu olmamasına rağmen okulun basketbol takımında yer almayı başardı.
2011 yılında NBA’nın lokavta girmesiyle sözleşmesi sona erdi. Çin’den
teklifler almaya başlayan Jeremy teklifleri kabul etmedi. Lokavtın sona
ermesiyle birlikte Houston Rockets
ile anlaşmaya vardı. İki hafta olmadan
Housten Rockets takımından yollandı. Ardından New York Knick takımı
ile anlaşmaya vardı. Bu takımda da
bir an için yer edinemeyeceğini düşündüğünden abisinin kaldığı evdeki
21
kanepede uyuyordu. New York Knicks
takımında sakatlıklar baş göstermeye başlayınca koç mecburen Jeremy
Lin’i ilk beşte başlattı ve ilk oynadığı
maçta 25 sayı, 5 ribaunt ve 7 asist ile
tamamladı. Yıldızlaştığı maçtan sonraki 8 maçta da ilk beşin vazgeçilmez
oyuncusu oldu. İlk beş olarak oyuna
başladıktan sonra sürekli kariyer rekorunu kırdı ve son 9 maçın sadece bir tanesini kaybetti. Ligin en iyi takımı olan
LosAngeles Lakers maçında 38 sayı
atarak başarısının tesadüf olmadığını
gösterdi.
Bir anda haberlerin ilk sırasında yer
aldı. Sosyal Medya’da bir fenomen haline döndü. Amerikan ve Çin Medyası
sürekli Lin’den bahsetti. Kahraman
ilan edildi. Lin kelimesi geçen her yerde
adı kullanıldı. Lion King gibi. Onun için
Linsanity (Çılgınlık) Lincredible (İnanılmazlık) denilmeye başlandı.
Hayatı boyunca sürekli küçümseyen
gözlerle bakılan Lin hiç yılmadı. İlk olarak bu süreç; babası ona basketbolu öğretmeyerek başladı. Ivy League’ndeki
okullara gönderdiği kayıtları hiçbir okul
beğenmedi ve kabul edilmedi. Draft
listesinde yer bulamadı, Golden State
takımında kendine yer edinemedi ve
Houston Rockets takımı sözleşmesini
feshetti. Tam 5 kez inancını bırakması için sebebi vardı; ama Lin inanmaya
ve çalışmaya devam etti. Amerika’daki
Asyalı göçmenlerin idolu oldu.
Şimdi takımına büyük yarar sağlıyor ve
22
geleceğin yıldızlarından (MVP) biri olacağına inanıyorum.
ONLINE YAŞAM
Okyanus’un Genç Kalemleri
Burak BAKUMDİ
İNCİ SÖZLÜK NEDİR?
“İnci Sözlük 19 Aralık 2009’da Serkan
İnci adlı şahıs tarafından kurulan interaktif bir site” demek kolaycılığa kaçmak
olurdu. İnci Sözlük de her internet sitesi
gibi bir site ama İnci Sözlük’ü farklı yapan
ne? İnci Sözlük’ü farklı yapan tamamıyla
kendine has olmasıdır. Kendi aralarında
gruplanıp sitelere saldırmak olsun; Okan
Bayülgen’den tutun da Bilgin Gökberk’i
canlı yayında zor durumda bırakmak gibi
birçok etkinlikle zaten İnci Sözlük kendi
haslığını ortaya koyuyor.
İnci Sözlük’ün kuralları ve yapısından bahsedersek;
İnci Sözlük’ün sadece 3 tane kuralı vardır.
Bunları ihlal eden bir yazar olursa hesabı
kapatılır. Kurallar çok basittir. Bunlar din,
siyaset ve 3. kişilerin yazılarda kullanılmamasıdır. Sözlüğün dili erkeksidir hatta
pornografiktir diyebiliriz. Birçok argo kelime kullanılır. 100.000’i aşan kayıtlı kullanıcı bulunmaktadır. Üye alımı genellikle
geceleri saat 3 gibi açılıp 1 veya 2 saat açık
tutulur.
İnci Sözlük’ün felsefesi nedir?
İnci Sözlük’ün bir çöplük olduğunu düşünelim. İnsanların artıkları birikince bunları bir yerlere boşaltmak isterler. İşte İnci
Sözlük burada devreye girer. İnci Sözlük
ne kadar pornografik görünse bile kullanıcıları öğretmenler, mühendisler, doktorlar, çiftçiler; evli çocuklu babalar da
vardır. İnci Sözlük manevi bir çöplüktür.
İnsanlar buraya gelirler buraya çöplerini
boşaltırlar ve giderler.
İnci Sözlük isterse ne olur?
İnci Sözlük isterse tüm sanal alem ünlü
şairimiz Can Yücel olabilir mesela... Bir
gün ‘Can Yücel gibi yazmayı öğretiyorum’ başlığında bir konu açıldı ve madde
madde Can Yücel gibi nasıl şiir yazılacağı
öğretildi.
Bu maddelerin bir kısmı:
- Duygunun önemi yok, çok acayip duygular içindeymiş gibi davran.
- Yazdıklarını olur olmaz yerlerde böl,
alt satıra geç.
- Gerekli gereksiz noktalama işareti kullan.
- Son olarak yazdığın şiirlerin altına bir
satır boşluk bırak ve -Can Yücel- yaz.
Bu eğitimin hemen sonrasında tüm İnci
Sözlük şiirlerini yazarak, Can Yücel imzasıyla sosyal profillerinde yayınladı. Bu
olaydan haberi olmayan herkes şiirleri
Can Yücel’e ait zannetti. Böylece İnci
Sözlük amacına ulaşmış oldu ve tüm
Türkiye İnci Sözlük’ün isteğiyle Can Yücel
oldu.
İnci Sözlük’ün günlük hayattaki
yeri nedir?
Şu an bindiğimiz otobüslerin rengi neden
mor hem de damalı diye düşündünüz
mü hiç? Düşünmediyseniz bir düşünün
o otobüsleri. Aklınıza getirmeye çalışın.
Tatlı bir mor renk göreceksiniz ki işte o
renk İnci Sözlük’ün faaliyetlerinden sadece biridir. Bir gün bir yazar başlık açtı
ve “Hadi İnci ruhu budur” diyerek tüm
inciye seslendi. İnci Sözlük de bu yazarı
yalnız bırakmayarak destekledi ve ankete 100.000’den fazla kişi katılarak mor
rengi işaretledi ve sonunda tabi ki İnci
Sözlük’ün dediği oldu...
Siyasette İnci Sözlük
İnci Sözlük kendi aralarında topladıkları
bağışlarla Eskişehir’de yapılan seçimlerde bir bağımsız aday çıkartmak istedi.
İnci’nin ‘Milletvekili’ olacak bu adamın
23
adı Ahmet Yılmaz’dır. 8 Nisan 2011 akşamı Adalar’da bulunan Migros binasının önünde bir miting bile düzenlemişlerdir. YSK tarafından belirlenen 7.000
lira adaylık ücretinin ödenmesi için İnci
Sözlük’te verilen banka hesap numaralarıyla da bu meblağ toplanmıştır. Seçimler sonucunda toplam 600 küsür oy alan
namı değer Ahmet Ağabey maalesef
Meclis’e girememiştir.
Sözlerimi İncici bir yazarın yazdıklarıyla
devam ettirip, ardından bitirmek istiyorum.
“Gittikçe kendimi yalnız hissettiğim yer.
Tüm arkadaşlarım, tüm sevdiklerim birer birer yanlarına binlerce emeklerini
de alıp gidiyorlar. Gün geçtikçe bir melankoli, gün geçtikçe artan bir yalnızlık.
Yavaş yavaş kendimi sorgulamaya başladım; ben neden hala buradayım? Çünkü bitmedi ki benim için. Hala açar açmaz girdiğim bu site ise bitmedi demek.
Ama eski zevk var mı? Yok. Binlerce kez
söylenmiş bir şeyi tekrar etmekten çekiniyorum. Peki, ne oldu? Neden herkes elveda diyor buraya? Artık şu kesin
ki İnci Sözlük özel olmaktan çıktı genel
oldu. İnci Sözlük artık bazı kişilerce sevilen bir Oscar Wilde kitabı değil, herkesçe
okunan bir billboard reklam sloganına
dönüştü. Ne kadar genel ise bir şey insanlar için değeri o kadar azalıyor, benim
açımdan en azından öyle. Sözlükten ayrılan pek çok kişi için de aynısı olduğunu
düşünüyorum...”
Okyanus’un Genç Kalemleri
ABSÜRD HABERLER
Absürd Haberler
Eda YAVAŞ
Öncelikle yazıma başlamadan önce ilk sayımıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı bütün okurlara teşekkür ediyorum. Daha önceki sayımızda
olduğu gibi dünyada gerçekleşen ABSÜRD haberleri sizinle paylaşacağım.
ni söyleyince yeniden aracın önüne yattı. Araç sürücüsü ise adamın gittiğini
düşünerek gaza bastı ve adam öldü…
İlk haberimiz dikkatsiz bir doktorun
başından geçiyor. Malum doktorumuz
ameliyat ettiği hastanın karnında 21
bin dolar değerindeki Rolex marka saati unuttu ve saatin parasını hastadan
istedi. Ben hastanın yerinde olsam
parayı vermezdim. Sonuçta doktorun
dikkatsizliği. Ne demiş büyükler “Kime
niyet, kime kısmet.’’
1983’de mağazada hırsızlık yaparken
yakalanan San Diego’lu bir kadın polislere eğer onu bırakmazlarsa morarana
kadar nefesini tutacağını söyledi. Polisler kadını bırakmadılar o da gerçekten
ölünceye kadar nefesini tuttu. Arada
sırada nasıl insanlarla aynı dünyada yaşıyoruz diye düşünmüyor değilim.
Jake Fen isimli Macar adam eşini korkutmak için kendini asmış pozu verdi...
Eve gelen eş kocasını o halde görünce
bayıldı..Kapıyı açık gören komşu kadın
içeri girince iki cesetle karşılaştığını sanıp evi soydu… Topladıkları ile çıkarken
Jake kadına bir tekme attı... Cesedin
canlandığını sanan kadın korkudan
öldü… Jake beraat etti… Yorumu size
bırakıyorum sayın okurlar…
New York’ta 5’inci caddede bir adama
araç hafifçe çarptı. Adama bir şey olmamıştı... Şoförle konuştu ve kalkacakken olayı gören biri yanına gelerek
kalkmazsa sigortadan para alabileceği-
24
1932
yılında
Los
Angeles
Olimpiyatları’nda zavallı Fransız atlet
Jules Noel’in disk atmada kırdığı olimpiyat rekoru sayılmadı. Çünkü atışı izlemesi gereken bütün hakemler sırıkla
yüksek atlama yarışmasını izlemek için
arkalarını dönmüşlerdi... Sen git rekor
kır adamlar arkasını dönsünler olacak
iş mi?
Bir şirket çalışanlarının iş başında güvenli gözlük kullanmalarını teşvik etmek için özel bir film izletti. Kanlı iş
kazalarını gösteren film o kadar canlıydı ki 25 kişi odadan kaçtı. 13 işçi bayıldı
ve işçilerden biri sandalyeden ilginç bir
durumda düşerek kafasını yardı. Gerçekten çok güvenli bir teşvik olmuş.

Benzer belgeler

Sınavı başarıyla geçer ama konsey yaşının büyük

Sınavı başarıyla geçer ama konsey yaşının büyük söyler. Bu sırada Anakin ve Padme Naboo’ya vararlar. Göl yöresindeki dağ evine giderler. Oraya vardıklarında Ankin Padmeyi öper fakat Padme geri çekilir. Obi-Wan ise kayıp gezegeni bulmuştur. Obi-W...

Detaylı

Anakin ve Padme Obi-Wan`ı kurtarmaya Geonosis

Anakin ve Padme Obi-Wan`ı kurtarmaya Geonosis Tapınağı’na döner. Anakin ise Padme’yi gezegenine bırakmak için Naboo’ya gider. Anakin Padme ile gizlice evlenir. 3 yıl sonra Şansölye Palpatine General Grievous tarafından kaçırılır. Anakin ve O...

Detaylı