zamane çocukları

Transkript

zamane çocukları
Mart
2012
Computer generation Google generation
Screenagers
Generation m Generation Einstein İnternet Generation
Doğuştan Digital
Homo-zappiens
Grasshoppermind
Net Generation
@ generation
Zamane Çocukları
ZAMANE ÇOCUKLARI
Değerli Kolejliler,
21. yüzyılda dijital teknolojilerin kullanımı tüm dünyada her alanda yaygınlaşarak artış göstermiş ve günlük hayatın vazgeçilmez
bir parçası haline gelmiştir. Bu gelişmenin doğal sonucu olarak, dijital teknoloji ortamında doğan ve bu teknolojilerden etkilenerek
büyüyen yeni nesil öğrenciler artık okullarda. Dijital çocuklar da denen ve bizim “zamane çocukları” diye adlandırdığımız bu
öğrencilere etkili bir eğitim sağlamak için, öncelikle onların özelliklerinin neler olduğunun bilinmesi gerekmektedir, çünkü eğitim,
ilk önce hedef kitleyi tanımakla başlar.
Hepimiz bir zamanlar “zamane çocukları” olarak adlandırıldık, ancak bizlerin ve bizlerden öncekilerin zamane çocukları oldukları
dönem içerisinde çok büyük farklılıklar görülmezdi. Giyimde, dinlenilen müzikte, sokakta oynanan oyunlarda, anne baba ile olan
ilişkilerde ortaya çıkan farklılıklar çok küçük değişikliklerle yaşanırdı. Bugünün zamane çocukları, konuşmalarından,
giyimlerinden, yaşam tarzlarına kadar geçmiş kuşaklardan farklıklar göstermektedir. Bu kuşağın, ebeveynlerinden sadece farklı
öğrendiği değil, hatta farklı çalıştığı, farklı oynadığı, farklı eğlendiği, farklı sosyalleştiği ve bunları yaparken dijital medyanın
günlük yaşamlarında önemli ölçüde yer tuttuğu görülmektedir. Bilgisayar oyunları, e-postalar, internet, cep telefonları onların
hayatlarının yaşamsal bir parçası durumundadır.
Zamane çocukları özetle, “dijital araçların dilini keşfederek, yaparak, yaşayarak öğrenen, çoklu işlemler yapabilen, dikkat süreleri
kısa, zihni sürekli konudan konuya atlayan, iletişimde ve ilişkilerde sabırsız, anında dönüt isteyen, oyun (dijital) merkezli yaşayan
(ve oyun merkezli öğrenen), hayal dünyası gelişmiş, dijital olarak sosyal çevresi gelişmiş, fiziksel olarak çoğunlukla yalnız, grafik
öğeleri metin öğelere tercih eden, dijital araçları kağıda basılı araçlara tercih eden ve tüm bu nedenlerden dolayı da eğitimden
beklentileri yüksek”, olarak belirtilen özellikleriyle betimlenmektedir.
İçine doğdukları dijital ortam nedeniyle, bu çocukların düşünme ve bilgi işleme süreçleri temelde diğer kuşaklara göre
farklılaşmıştır. Dijital ortamdaki farklı deneyimleri, onların farklı beyin yapılarına sahip olmalarına yol açmaktadır. Bu nedenle
zamane çocuklarının taşıdığı farklı özellikler eğitim sistemlerinde gerekli değişikliklerin yapılması konusunda da bir baskı unsuru
oluşturmaktadır.
Öğrenci özelliklerinde yaşanan bu değişimin sonucunda ortaya çıkan eğitim sistemi-öğrenci özellikleri uyuşmazlığı karşısında
eğitimcilerin aklına gelen soru şudur: Zamane öğrencilerine nasıl davranılmalıdır? Öncelikle bilinmesi gereken hedef kitlenin
özellikleridir. Yapılan araştırmalar, zamane öğrencilerini etkileyen koşulların oldukça heterojen dağıldığını ve bir ülkenin eğitim
sisteminin veya bir okulun tamamının henüz kesinleşmemiş bir öğrenci profiline göre düzenlenmesinin yanlış sonuçlara yol
açabileceğini belirtmektedir. Ancak, zamane öğrencilerinin özellikleri her ne kadar heterojen olup, faklılıklar gösteriyor olsa da
artık tüm dünyada değişimin başladığı ve teknolojiyle birlikte yayılmakta olduğu da bilinmektedir. Bu nedenle girişimci, yenilikçi ve
sürekli öğrenmeye odaklanmış “Öğrenme Yoldaşı” olarak tüm öğretmenler, öğrencilerine öğrenme yolculuğunda yol arkadaşlığı
yapmaya kendilerini hazırlamalıdır. Okulu ve öğrenmeyi, 21. yüzyıla uygun olarak dönüştürmeyi teknolojiden beklemek yerine,
asıl dönüşümü yaratacak olanların bu araçları kullanacak olan öğretmenler olduğunu unutmamalıyız.
John Dewey’in de söylediği gibi “Eğer bugün, dün öğrettiğimiz gibi öğretiyorsak, çocuklarımızın geleceğinden çalıyoruz” demektir.
Dijital çağda tüm öğretmenlerin sahip olması gereken 21. yüzyıl becerilerini gözden geçirmek, çevrimiçi öğrenmenin gücünden
yararlanmak ve ileriye gitmek için öğretim programının içine teknolojiyi nasıl bütünleştireceğimizi planlamak artık bir gereklilik
olarak görülmelidir.
Değerli eğitimciler, artık dijital çağı yaşıyoruz. Her an her yerden teknolojiye ulaşma ve her türlü bilgiyi edinebilme olanağımız var.
Bu nedenle eğitimde de teknolojinin kullanılması kaçınılmaz. Birlikte yol arkadaşlığı yaptığımız öğrencilerimiz bizlerden belki de
daha çok bu teknolojiye hakimler. Eğitimin tüm süreçlerinde, öğrencilerimizin hiç de yabancısı olmadıkları bu araçlar, onların
ilgilerini çekecek ve öğrenmelerini destekleyecek şekilde kullanılmalıdır. Doğal olarak, öğretimde bu araçların kullanılması ile ilgili
bazı teknik aksaklıklar da yaşanabilir.
Ancak, biz eğitimciler olarak kendimizi öncelikle bu araçları kullanmak için hazırlayalım ve birbirimizi cesaretlendirelim. Burada
önemli olan onları nasıl kullanacağımızdır. 21. yüzyılın gerektirdiği öğrenme yoldaşı öğretmenlerin öğrencilerin öğrenmesinde çok
büyük bir katkı sağladıklarını ve teknolojinin bu yolda kullanılan bir araç olduğunu unutmamalıyız, çünkü eğitimdeki amaçlarımız,
önceden olduğu gibi şimdi de gelecekte de değişmeyecektir. Bu nedenle “amaçlarımızı değil, kullandığımız araçları
değiştirmeli” ve “teknolojinin ustası değil teknolojinin bilgesi” olmalıyız. Bu yolla yetiştirmek üzere yola çıktığımız ve yol
arkadaşlığı yaptığımız öğrencilerimizle rahat bir öğrenme yolculuğu yapabiliriz
Saygılarımla,
Sevinç ATABAY
Genel Müdür
Bir ülke düşünün; çoğunluğu çocuk, hatta bebek. Birbirleri ile iletişimleri müthiş; hem yüz yüze hem de internetten
bunu çok iyi halledebiliyorlar. Dizüstü bilgisayarlar mı? Onlar çok geride kaldı, tablet bilgisayarda dergi okuyorlar.
Tuşlu telefon? Komik olmayın, siz o yaşta “bak postacı geliyor” şarkısını söylerken, onlar şimdi dokunmatik
telefonlarından e-posta yolluyor. Küçük yaşta bu kadar yetenekliler çünkü onlar birer “dijital yerli”. Bizler de onları
Zamane Çocukları diye adlandırdık.
ATATÜRK VE ÇOCUK
Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı ve ikbal ışığısınız.
Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre
çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.
(Atatürk Albümü-1992)
ATATÜRK VE GENÇLİK
Atatürk çocuk algısı bakımından sadece Türk tarihinde değil insanlık
tarihinde de gelmiş geçmiş devlet adamlarına örnek olacak bir yere
sahiptir. İlk kez bir çocuk O’nun cumhurbaşkanlığı döneminde
cumhurbaşkanı ve başbakan arasında, protokolde yer almıştır. Bir
cumhurbaşkanı olarak bir çocuğu elinden tutup resim sergisine
götürmüştür. Bir çocukla birlikte salıncakta sallanmıştır. Birlikte denize
girip yüzmüş, gezintilere çıkıp şakalaşmıştır. Çocuklarla yetişkin
insanlarla olduğu gibi tokalaşmıştır. Bir protokol yemeğinde bir çocuk
konuk kralla birlikte aynı masaya oturup söz sahibi olmuştur. Hiçbir
devlet adamı O’nun kadar çocuklarla muhatap olmamıştır. Tarihin milli
bir gününü çocuklara (23 Nisan), bir gününü de gençlere (19 Mayıs)
armağan etmiş ve Dünya devletlerine örnek olmuştur. Tarihe damgasını
vurmuş bir devlet adamı olarak Atatürk’ün zihnindeki çocuk algısı çok
yüksektedir. O tam bir çocuk hakları simgesidir.
“Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm
arkamda olmayacak.”
ATATÜRK VE ÇAĞDAŞLIK
“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir”
“Efendiler, uygarlık yolunda başarılı olmak yenileşmeye bağlıdır.”
ATATÜRK SANAT, BİLİM VE EĞİTİM
“İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip, öğrenmeye mecburuz.”
ATATÜRK, İLİM VE FEN
Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin
dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fennin, yaşadığımız her
dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl
önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette
ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.
Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim
manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar
karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi
tasdik edeceklerdir. Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile
değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar
etmek olur. Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni
benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım
olurlar.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve
sürdürecek sizsiniz.
(Mustafa Kemal Atatürk)
BEYİN DE YENİ KOŞULLARA UYUM SAĞLADI
Dijital Neslin Zihinsel Köprüleri
Yapılan tüm bilimsel araştırma sonuçları bizlere, günümüz gençlerinin beyinlerinin bilgiyi farklı şekilde işlediğini
göstermektedir. Bilgi işlenirken paralel ve eşzamanlı bir süreç kullanılmaktadır.
Eski varsayımlara göre, beyin gelişiminin 3 yaşta tamamlandığı görüşü hakimdi, ancak yeni araştırmalar bunun
yanlış olduğunu göstermektedir. Beynin ömür boyunca yüksek düzeyde adaptasyon özelliğine sahip olduğu yeni
tarama teknikleri ile kanıtlanmıştır. Beynimiz, iki kritik faktöre göre kendisini yeniden organize ve adapte
etmektedir. Bu iki faktör, girdi ve deneyimlerimiz, deneyimlerin süresi ve yoğunluğudur.
Beynin süregelen ve devam eden bir yapılanma içerisinde olduğu gözlenmiştir. Bu yapılanma Kanadalı psikiyatrist
Borman Doidge tarafından “Nöroplastisite” olarak tanımlanmıştır ki bu da 20. yüzyılın en olağanüstü keşiflerinden
biridir.
Beyin temelde plastiğe benzetilebilir, kendini farklı şekillere
sokabilir. Örneğin, yeni düşünceleri, yapıları geliştirmek gibi.
Peki bu durum gençlerimizin, beyinlerine nasıl etki ediyor?
Beyni bir ağaca benzetebiliriz. Ağaçlardaki beslenmeyen
dallar nasıl zaman içerisinde kuruyup düşerse, beynimizde
de kullanmadığımız hücre ve bağlantılar bir süre sonra
işlevini kaybeder
(Nöroplastisite, çeşitli iç ve dış uyaranlara bağlı
olarak
beyindeki
nöronların
ve
bunların
oluşturduğu sinapsların yapısal özellikleri ve
işlevlerindeki değişiklikler olarak tanımlanabilir) Beyindeki nörolojik bağlantılar incelendiğinde, en fazla
kullanılan bağlantıların “myelin” denilen bir madde ile
kaplandığı ve bu bağlantı kullanıldıkça diğerlerinde daha
hızlı ve güçlü hale geldiği görülmüştür. Bu ne demek oluyor?
Bir öğrenci, hangi konularla daha çok vakit geçirirse o
konulara ilişkin bağlantılar güçlenir (Örneğin; spor, akademik
konular ya da sanatla ne kadar fazla vakit geçirirse, onunla
ilgili nörolojik bağlantılar güçlenir. Aynı öğrenci bilgisayar
oyunları ya da TV ile daha fazla vakit geçirirse, beyindeki bu
bağlantılar daha çok güçlenecektir.)
Dolayısıyla, bu kadar çok dijital bombardımana maruz
kalan çocukların bilgi işleme süreçleri bizimkilerden
farklı olmaktadır. Görsel hafıza, bilgiyi öğrenme ve
işleme becerileri farklı bir şekilde gelişmektedir.
(Neuroinfomatics)
Beyin üzerinde ileri düzey görüntüleme teknikleri
kullanılarak yapılan çalışmalar, bireyin düşünme,
hayalinde canlandırma ya da bir davranışta bulunma
sırasında beyin içi faaliyetlerin farklı bölgelerde aktive
olduğunu göstermiştir. Dijital bombardıman daha çok
beynin arkasında yer alan görsel korteks üzerinde
etkilidir.
Beyinin Genel Özellikleri
* Beyin yüksek düzeyde adaptasyon özelliğine sahiptir.
* Aynı anda bir çok işi bir arada yapabilir.
* Beyin devamlı bir yapılanma içerisindedir (nöroplastisite).
* Beyin bir ağaca benzer (brain tree), kullanılmayan ve beslenmeyen dalları kurur.
* Beyinde çok kullanılan bağlar daha güçlenir.
* Görsel bellek, bilgiyi öğrenme ve işleme becerileri farklı gelişir.
* Beyin hücrelerinin yaklaşık %30’u görsel, %8’i dokunsal, %3’ü işitseldir.
Hepimiz bir
zamanlar
zamaneydik.
Küçük çocukların baş ağrıları, gençlerin kalp ağrıları vardır.
(İtalyan Atasözü)
Mini Uygulama
Lütfen, elinize bir kağıt ve bir kalem alınız. Kullanmadığınız elinizle aşağıda verilen kelimeleri çok fazla
düşünmeden ve oyalanmadan yazınız. Niye mi? (10. sayfaya bakınız)
Kuşpalazı, Pedagojik Formasyon, Transandantal Meditasyon, Enstitü
ÇOCUKLUK
Affan dedeye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var ne de adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiç bir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!
Yazar: Cahit Sıtkı Tarancı
Geliştirilmiş görüntü teknolojileriyle başlayan (bilgisayar, internet, PC oyun, vb.), birçok teoriyi kökünden değiştiren ve hızla
yaygınlaşan bir gerçeklik algısı olan “sanal gerçeklik” beyin etkinliklerini ve bireyin gelişim sürecini tahmin edilemez ölçüde
değiştirmektedir.
4,5 milyar yıldır varlığını sürdüren insan için değişim kapısı çoktan aralandı…
Uyum sağlayalım ya da sağlamayalım. Değişim kaçınılmaz. İyi ya da Kötü / Doğru ya da Yanlış… Sınırsız öngörü var…
Ve biz bunlarla ilgili ne biliyoruz?
2-5 yaş arası çocukların %
58 i basit bilgisayar oyunlarının nasıl oynandığını
biliyor.
Bu yaş grubunun üçte
ikisi mouse
kullanabiliyor.
Bu yaş grubunun % 20 si
yüzmeyi biliyorken
% 20 s i internet tarayıcıyı
açabiliyor.
Bu yaş grubunda cep
telefonunda oyun
oynayabilenlerin sayısı
ayakkabısını
bağlayabilenlerin iki katı
kadar.
Bu yaş grubunun çoğu
bilgisayar oyunu oynamayı
biliyor ama bisiklete binmeyi
bilmiyor.
Kar ve gençliğin birbirine benzer sorunları vardır, onları uzun süre ihmal ederseniz yok olurlar.
(Earl Wilson)
Zamane Çocuklarının Bilişsel Özellikleri:
* Genellikle basılı olmayan, dijital kaynakları tercih ederler.
* Düz yazıdan daha çok görsellere, hareketlere, müziğe önem
verirler.
* Eş zamanlı (çoklu) işlemleri aynı anda rahatça yapabilirler.
* Doğrusal olmayan verilerden bilgi edinirler.
Zamane Çocuklarının Eğitsel Özellikleri:
* Eğitime erken başlarlar, eğitim süreçleri oldukça uzundur.
* Teknolojiyle arkadaştırlar.
* Kullanabilecekleri, konuyla ilgili, aktif ve eğlenceli bilgiyi öğrenmeyi tercih ederler.
* Birden çok multimedya kaynaktan hızlı bilgi almayı tercih ederler.
* Yüksek düzey düşünme becerileri gelişmiştir.
* Anında ve açık geribildirim isterler.
* Onlar için, düz yazı yerine grafikler önceliklidir (görseldirler).
* Yaratıcılığa izin veren aktivitelerden hoşlanırlar.
* Öğrenirken kişilerle bağlantı kurarak çalışmayı tercih ederler (Grup çalışması, proje
vb.).
* Soruları onlar sormayı tercih ederler.
* Eğitimden beklentileri yüksektir.
Zamane Çocuklarının Kültürel ve Sosyal Değerleri:
* İnternet sanal ortamda daha çok sosyalleşme (!) olanakları
sunmasına rağmen, fiziksel izolasyon ve yalnızlık daha da artmıştır.
* Eskiden dinlenmeye ayrılan süreler artık çoğunlukla bilgisayar ve
İnternet etkinliklerine ayrılmaktadır.
* Bireyler arası iletişimde anında yanıt ve hızlı tepki verme artık
norm olmuştur. Anında geribildirim beklerler. İletişimde ve ilişkilerde
sabırsızdırlar.
* İletişimde kısaltma dili oluşturmuşlardır.
* Kendilerini ifade etmekten çekinmezler.
* Tercihlerini açıkça ortaya koyarlar.
Baban sonunda bir fare bulmayı başardı
oğlum. Şimdi ne yapmamız gerekiyor?
* Bireyselliklerine ve özgürlüklerine düşkündürler.
Zamane Çocuklarının Öğretme-Öğrenme Üzerine Beklentileri:
* Eğitim sisteminden beklentileri yüksektir.
* Çok çeşitli BIT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) araçları ve etkinlikler kullanırlar.
* Birlikte çalışma ve sosyal ağ kurma fırsatları çoktur ancak bireysel öğrenmeyi tercih ederler.
* Kullanılan BIT araçlarının çoklu ortam ve etkileşim bakımından kalite standartları yüksektir.
* Dijital araçların dilini keşfederek, yaparak, yaşayarak öğrenirler.
Her çocuklukta, daha parlak renklerle çevrelenmiş, yumuşak bir havası olan ve sabahları bir daha
hiç olamayacak kadar güzel bir bahçe vardır.
(Elizabeth Laurence)
Anaokulu Anket Sonuçları
399 anaokulu öğrenci velimizin, 322 (%80,7)’si anket
formlarını doldurmuştur.
Katılımcıların 309’u (% 96) yüksek okul ve üstü eğitime
sahip, 12’si (%4) lise mezunu.
% 55
173
% 17
%4
74
13
Hiç
Ha
ftad
a1
-3
Sa
at
Gü
nde
saa yarım
tten
az
53
% 24
saa Günd
tten e 1
faz
la
Çocukların bilgisayar ile tanışma yaşı
% 45
48
Öğrencilerin bilgisayarda geçirdikleri süreler.
% 36
38
Bas
it O
yun
Ara
cı
8
Tab
let
12
Diz
üst
ü
%8
Ma
saü
st ü
% 11
Ebeveynlerimizin % 94’ü (313) çocuklarının
bilgisayar başındayken yetişkin denetiminde
olduğunu belirtmiştir.
107 öğrencinin kişisel bilgisayarı var.
“Şu gençliğin hali ne olacak?”
(Sümerler’in Çivi Yazıtlarından , M.Ö. 3500 - M.Ö. 2000 yıl)
İlköğretim ve Lise Anket Sonuçları
Okulumuz öğrencilerinin bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanım profillerini ortaya koymak için öğrencilerin bilgisayar,
internet ve cep telefonunu kullanım özelliklerini, sıklıklarını ve amaçlarını belirleyici bir çalışma yaptık. 12-18 yaş
arasındaki 457 öğrenci ile yürütülen bu çalışmanın sonuçlarını sizlerle paylaşmak istedik.
Sınıf Düzeyi Dağılımı
17 yaş
17%
18 yaş
1%
Cinsiyet Dağılımı
12 yaş
16%
Kız
49%
Cep Telefonu Kullanım
Özellikleri
Erkek
51%
% 95.8
Cep telefonu var
13 yaş
16%
16 yaş
16%
% 63,9 akıllı telefon
kullanıyor
15 yaş
17%
14 yaş
17%
Bilgisayar & İnternet Kullanım
Özellikleri
% 95.8 Kendisine ait
bilgisayarı var
%91 internet kullanıcısı
Öğrencilerin % 25’i
internet üzerinden
alışveriş yapıyor.
Konuşma yapmak
Kısa mesaj gönderip almak
Müzik dinlemek
Fotoğraf çekmek
Anne-babaların %93’ü
internet kullanıyor.
Öğrencilerin elektronik
ortamda yaptıkları
aktiviteler hakkında
ailelerinin bilgisi var!
% 60 laptop
%19 masaüstü
%18 tablet pc
SOSYAL
PAYLAŞIM
SİTELERİ
% 90
Sosyal paylaşım sitelerine girmek
Müzik film ya da program indirmek
İnternette gezinmek
Ev ödevi için araştırma yapmak
Kendine ait cep telefonuna & bilgisayara sahip olma
internet kullanma
Cep telefonu bilgisayar ve internet kullanma süresi
Erkek = Kız
* Yaş ilerledikçe ergenlerin cep telefonu bilgisayar ve internet
kullanma süreleri artıyor.
* Günde yaklaşık olarak 2,5 saatlerini internette geçiriyorlar.
* Erkekler gün içerisinde interneti kızlardan daha sık kullanıyorlar.
* Erkekler daha fazla oyun oynuyorlar.
* Elektronik ortamda erkekler tanımadığı kişilerle kızlara göre daha
fazla konuşuyorlar.
Birbirimizi iyileştirmek için yapabileceğimiz en değerli şeylerden biri, karşımızdakinin hikayelerini
dinlemektir.
(Rebecca Falls)
Dikkat dikkat ! Son dakika...
Stanford Üniversitesi bildiriyor: 25.01.2012 tarihli rapor
Yaşları 8-12 arasındaki 3461 kız çocuğu üzerinde yapılan araştırma “şaşırtıcı” sonuçlar belirledi. Araştırmaya
katılanlar anketi internet üzerinden çevrimiçi olarak cevapladılar.
Katılımcıların verdikleri cevaplarda sosyal medya kullanımı, tv izleme, digital
arttıkça, sosyal ilişkilerde ve duygusal gelişimde azalma belirlenmiş,
ortamın kullanılması vb.
Aynı anda bir kaç işi birarada yapma, bir konu ile ilgili detayların gözden kaçmasına neden olmakta. Bu
konuda net bir sebep sonuç ilişkisi ortaya çıkmıştır.
Not: 8-12 yaş aralığı özellikle kız çocuklarının sosyal ilişkiler ve duygusal gelişim açısından kritik yaşları olduğu da
gözönünde bulundurulmalıdır.
Kaynak:http://news.stanford.edu/news/2012/january/tweenage-girls-multitasking-012512.html
Çocuklara/Çocuklarla birlikte olanlara öneriler;
Her zaman için en iyi olan denge durumudur.Yani, herşeyin orta derecede kullanımı.
Çok fazla çevrim içi olma ve dijital faaliyetin (gorging: atıştırma) zararlarını azaltan en önemli unsur yüzyüze
iletişimin olmasıdır. Bu yaş grubu çok fazla çevrimiçi olup dijital ortamı çok fazla kullansa bile, sık sık yüzyüze
iletişimde bulunanların sosyal ve duygusal gelişimleri diğerlerine göre daha iyi olmaktadır.
Günümüz Sınıflarında Kullanılan 10 Popüler Dijital Araç
Artık eğitim için sınıflarda farklı teknolojik araçlar kullanılmakta. Geleceğin sınıflarında öğrenme ortamlarının daha
farklı olacağı tahmin edilmekte. Öğretmenler, geleceğin sınıflarında ilk aradıkları özelliğin, öğrencilerin daha çok
katılım fırsatı bulabileceği ortamlar olduğunu ifade etmektedir. Yazar Tamara Baluja, 2011 Kasım ayında
yayınlanan makalesinde Kanada’da yenilikçi olarak tanımlanabilecek ve öğretmenlerin sınıflarında halen
kullanmakta oldukları 10 dijital araç olduğunu belirtmiştir. Bunları incelediğimizde, bir çoğunun okulumuzda da
kullanılmakta olduğu görülmektedir.
KAYNAK: http://www.fluency21.com/blogpost.cfm?blogID=2398&utm_source=Committed+Sardine+Blog+Update&utm_campaign=d302063dc6RSS_EMAIL_CAMPAIGN&utm_medium=email
1. Elektronik Tahta: Öğretmenlerin sınıf içinde online internet araması yaparak, video,
grafik ve tabloları öğrencilere rahatça göstermelerine yardımcı olmaktadır.
2. Dizüstü Bilgisayar (Laptop): 2010’da Calgary Üniversitesinde yapılan bir çalışma,
ilkokul düzeyindeki öğrencilerin, laptopla olan yakınlıkları arttıkça, eğitimsel aktivitelerin
içeriğini çok daha iyi anladıklarını ortaya koymuştur.
3. Grafik Fonksiyonlu Hesap Makinesi: Öğrencilerin, basit işlem hatalarına
odaklanmaktansa, matematiksel kavramların içeriklerine odaklanmalarını sağladığı
düşünülüyor. Ancak, bu konuda bazı öğretmenler hala kaygılı.
Çocuklar bir zamanlar derinlemesine bildiğimiz, ancak çok önceleri unuttuğumuz bir dünyadan
mesajlar taşır.
(Alice Miller)
4. Moodle (İçerik Yönetim Sistemi): Örneğin, öğrenciler, ödevlerini bu sistem üzerinden
öğretmenlerine göndererek, geri bildirim alabiliyor. Aynı zamanda öğrenciler
öğretmenleriyle etkileşimli (interaktif) olarak mesajlaşabiliyorlar. Öğretmenler de bu sistem
aracılığıyla, otomatik olarak notlandırılan online mini sınavlar gerçekleştirebiliyorlar.
5. E-Okuyucu (Kindle/E-Rider): Kitaplar artık dijitalleşiyor. Güney Kore’de, 2015’ten itibaren
bütün ders kitaplarının dijital ortama taşınması ile beraber ağır sırt çantaları geçmişte
kalacak. Dijital yaşama olan bu geçiş, öğrencilerin dijital ders kitaplarını, i-pad, elektronik
kitap ve tablet gibi bir çok platformda indirebilmelerine ve kullanmalarına olanak sağlayacak
6. Wi-fi Kablosuz İnternet: Wi-fi, mesafe ve hava koşullarından etkilenmediği için,
öğretmenlerin kolay ve etkin bir şekilde bu sanal ortamı sınıf içinde paylaşabilmelerine ve
dolayısıyla Kanada’nın kırsal kesimindeki eğitim açığını kapatmaya yardımcı olmaktadır.
7. You Tube: Kanada’da uygulanan bir modele göre, okuldaki öğretmenlerin ders anlatım
videoları Youtube’a konmuştur. Bu modele “yaramaz sınıf” (flipped classroom) uygulaması
denmekte. Öğretmen, sınıfta öğrencilerle bireysel olarak ilgilenerek, ayrı ayrı ödevlerine
zaman ayırmaktadır. Öğrenciler de derslerini akşam You Tube’dan izleyerek
öğrenmektedirler.
8. Kablosuz El Kumandası (Clicker): Kablosuz el kumandası ile tuşlayarak, öğretmende
bulunan bilgisayar sistemine ulaşmayı sağlayan bu sistem, özellikle öğrenci sayısı kalabalık
üniversite sınıflarında çok kullanılmaya başlamıştır Bu aletlerle, öğrencilerin cevapları
anında hocaların bilgisayarına iletilmektedir. Böylece, öğretmen öğrencinin dersi anlayıp
anlamadığını hemen anlayabilmektedir.
9. Wikipedia: Bazı Kanadalı profesörler, Wikipedia’nın, öğrencilerin araştırma yapma, analitik
düşünme becerilerini olumlu etkilediğini ve öğrenmeleri için çok net ve erişilebilir bir yol
olduğunu söylüyor. Burada asıl hedef kitle öğrenciler; bu bilgiler daha sonra halkın
kullanımına açılıyor.
10. Power Point: Simon Fraser Üniversitesi’nden Alyssa Wise’a göre, özellikle de iyi bir
pedagoji ile birleştiğinde çok güçlü bir eğitim materyali haline geliyor. Örneğin; Powerpoint
aracılığıyla, Shakespeare hakkında düz bir rapor yerine, yarattığı karakterleri daha iyi
anlatabilmek için, font, renk ve diğer dizayn özelliklerini de kullanarak slatytlar yaratılabilir.
Zamane Çocuklarını Eğitirken
Teknoloji amaç değil, araçtır.
* Eğitim sistemlerinde ana unsurun öğretmen olduğu
tartışılmaz bir gerçektir.
* Her zamanın kendine özgü öğrenme araçları olmuştur.
* Eğitim-öğretimde amaçlarımızı değil, araçlarımızı
değiştirmeliyiz.
Biz eğitimciler değişen dijital ortama ve sürekli güncellenen
koşullara adapte olmasını bilmeliyiz. Hayal işi diye
düşündüğümüz yeni bir araç için, öğrenmek zorunda
olduğumuz bir durum olarak düşünmek yerine öğrenmeye
çalışmak, eğitimcilerden daha fazla teknolojiye hakim
öğrencilerin ilgisini çekmekte işimizi kolaylaştıracaktır.
Dijital ortamdaki gelişmeler bireyler arasında yeni bir dil
oluşturmuştur. Bu gelişmelerle sonradan karşılaşanlar Marc
Prensky’nin dediği gibi dijital dili aksanlı konuşmaktadır
sms çekmek – sms göndermek
mail atmak – mail göndermek
Download etmek
Tweet Atmak
Online olmak
Eğitim insanın ikinci kez yaratılmasıdır.
(Hüzeyin H. Ciritli)
Eğitimde Farklılık - Farklı olan nedir?
Eski ve Yeni Öğrenme -Öğretim Yöntemleri
20. Yüzyıl
Var olanı öğretme
Bilgi transferi
Zamanla yarış
İlişkisiz öğrenme (ezber)
Ders kitabı odaklı
Pasif öğrenme
Tek başına
Otoriter (eğitmen)
Parçalı program
21. Yüzyıl
Bulmasını sağlama
Öğrenmeyi öğrenme
Çıktıyla yarış
İlişkilendirilmiş bilgilendirme
Araştırma odaklı
Aktif öğrenme
Birlikte
Yardımcı (eğitmen)
Bütünleştirilmiş program
KAYNAK: M. İrşadi Aksun, Koç Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Eski Öğretim Yöntemleri –
Klasik Yöntem
Yeni Öğretim Yöntemi:
Çevrim-içi Öğrenme
Eğer Bugün, Dün Öğrettiğimiz Gibi
Çocuklarımızın Geleceğinden Çalıyoruz.
Öğretiyorsak,
(John Dewey)
Geleceğin sahibi çocuklarımıza yeni
öğrenme yolları yaratalım.
İlk defa bizden sonrakilerin yaşam standardının bizden daha iyi olacağından emin değiliz;
İlk defa öğrencilerimizi bilinen bir gelecek için hazırlayamıyoruz;
İlk defa eğitimdeki temel yaklaşımları, teknolojinin gelişimi ve beklentilerin değişimi nedeni ile bu derece
sorguluyoruz;
İlk defa insanda var olan içsel yaratıcılığı destekleyecek eğitim ve çalışma sistemi konusunda tartışıyoruz.
KAYNAK: M. İrşadi Aksun, Koç Üniversitesi Rektör Yardımcısı Digital Çağda Eğitimde Fırsatlar ve Sorumluluklarımız Sempozyumu
18. yüzyıldan beri bildiğimiz ve tekrar ettiğimiz bilgiler…
Bireyin çevresindeki dünyayı anlamasını ve öğrenmesini sağlayan aktif zihinsel faaliyetler olan bilişsel gelişim; bebeklikten
yetişkinliğe kadar, bireyin, çevreyi ve dünyayı anlama yollarının daha karmaşık ve de etkili hale gelme sürecidir.
Bu konuda bildiklerimizi borçlu olduğumuz Piaget'ye göre gelişim; kalıtımın ve çevrenin etkileşiminin bir sonucudur.
Zekâ, organizmanın çevreye etkin bir şekilde uyum sağlamasına yardım eden ve sürekli değişen, hayatta kalmamızı sağlayan bir
beceridir. Uyum, fonksiyonel bir değişmezdir. Yani uyum, yaşam boyunca devam eder. Birey, bilişsel gelişim açısından olduğu
kadar fiziksel ve psikososyal gelişim açısından da sürekli olarak uyum sağlamak durumundadır.
Bebeğin doğduktan sonraki ilk şemaları refleksif etkinliklerdir. Bebeklikten yetişkinliğe doğru şemalar, olgunlaşma, yaşantı
kazanma, uyum ve örgütleme yoluyla sürekli olarak değişir, gelişir.
Mini Uygulamanın Cevabı:
Zamane çocukları yazı yazmaktansa, klavye,
parmak ve mouse kullanıyor. Onların yazıları
niye böyle, anlayalım ve empati yapabilelim
diye.
Eğitimin temel ilkesi özgürlük olmalıdır. Eğitim düzenle değil anarşiyle başlar, düzenle sona erer.
(Tolstoy)
İnternette 60 Saniyede Neler Oluyor?
Çocuk
Dün çocuk gün çocuk
Bir bilsen sen çocuk
En değerli zaman
Yaşanan an çocuk
Okula kaç çocuk
Boş durma hiç çocuk
Ele boyun eğmek
Uğraştan güç çocuk
Ak çocuk pak çocuk
Çevreye bak çocuk
En düzenli insan
Çevre seven çocuk
Yaz çocuk çiz çocuk
En tatlı söz çocuk
Dostları kırmayan
Dost bulan söz çocuk
Al çocuk bal çocuk
Okula gel çocuk
En iyi yol sana
Okumak bil çocuk
Muallim Ayhan Bingöl
Örnek Ders İşleme Modeli
Yoğun Ders Anlatımı
Bir Fıkra, Olay vb. Anlatma
Önemli Noktaları
Vurgulama
Web Araştırması Yapma
Soru - Cevap
Tekrar Yoğun
Ders Anlatımı
Müzikli Ara
Kaynak: Prof. Dr. Erhan Erkut, Özyeğin Üniversitesi Digital Çağda Eğitimde Fırsatlar ve Sorumluluklarımız Sempozyumu
Değişim, yaşamın kuralıdır. Sadece geçmişe ya da şimdiki zamana önem verenler geleceği kaçırırlar.
(John F. Kennedy)
Zamane Çocuklarıyla Birlikte Yol Alırken İhtiyaç Duyulabilecek Öneriler
1
Çok hızlı değişen bir dünyada öğrencileri dünün dünyasının koşullarına göre değil, yarının dünyasının
belirsizlikleriyle başa çıkabilecek şekilde düşünme becerileri kazandırarak hazırlamak gereklidir. Eğitimin
ancak bu şekilde zamane çocuklarının gereksinimlerine yanıt verebileceği düşünülmektedir.
2
Okul içerisindeki sistemlerin işbirliği ile (örneğin okulumuzda PDRK, PGÖDEM, öğretmen vb.) öğrenci
profillerini ortaya çıkaracak araştırmalar yapılabilir. Geçmişte, şu anda da gelecekte de en önemli faktör
öncelikle öğrenciyi tanımaktır. Hedef kitlenin özelliklerini bilmek, nasıl öğreneceğini bilmemizi sağlar. Örneğin,
bu çalışma için yapılan araştırmalar.
3
Eğitimin altın kuralı
yarayacaktır.
4
Sınır ve standartları önceden koyup bunları korumak, otoriteyi sağlamak için gerektiğinde sesimizi ve beden
dilimizi de kullanmak her zamanki gibi işe yarayacaktır.
5
Onların farklı bir ritimde yaşadıklarını unutmamalıyız. Bu ritme ayak uydurmak için ertelemeyip, tıpkı
download eder gibi beklendiği ölçüde hızlı olmalıyız. Hızlı geri bildirim vermeye çalışmalıyız.
6
Çok geri bildirim vermek, öğretmenden gelecek her türlü dikkat onları memnun edecektir.
7
Onların bizlerden daha sabırsız olduklarını unutmamalıyız.
8
9
olan ‘’her zaman ve her durumda adil davranmak’’, zamane çocukları için de işe
Öğrenme stillerine göre zenginleştirilmiş bir öğretim tarzı (görsel, işitsel, kinestetik) her zaman işe
yarayacaktır.
Onlar için çalıştığı grubu tanıyan, iletişim becerisi yüksek ve yüksek motivasyonlu bir öğretmen olmak çok
bilmekten daha önemlidir.
10
Öğrenmeyi hareketlerle pekiştirebiliriz. Örneğin bir tarih öğretmek (1066) parmaklarla gösterildiğinde daha
akılda kalıcı olacaktır.
11
Onlarla aynı dili konuşmaya çalışmalıyız. Dilin hızla değiştiğini, dinamik bir kavram olduğunu unutmamalıyız.
Bunun için gerekirse tıpkı başka bir dil öğrenir gibi çaba sarf etmek gerekebilir.
12
Onların hem fiziksel hem de sanal ortamdaki sosyal ilişkilere olan ihtiyaçlarını göz önüne almalıyız.
13
Onların deyimiyle kendimizi “update” etmeliyiz.
14
Kısa ve net olmalıyız. Zamane çocuklarının çok fazla bilgiye maruz kaldıklarını
aldıkları yerlerden sadece biri olduğunu unutmamalıyız.
15
Tüm eğitimcilerin bildiği gibi, çocuklar, dikkatlerini 15-20 dakika kadar yoğunlaştırabilirler. Verimli bir
öğrenme için bu süreyi göz önünde bulundurmalıyız. (11. sayfadaki Örnek Ders İşleme Modeli)
16
Eğitimde ve ölçme değerlendirmede yeni çözümler üretmeye çalışmalıyız.
17
Verilen bilgiyi güncel yaşamla ilişkilendirmeli, uygulamalı ve pratiğe aktarmalıyız.
18
Zamane çocuklarının tarzı IKEA tarzıdır. (Bir kısmını kendi yaparak.)
19
Büyük resmi göstermek, daha iyi öğrenmelerini sağlar.
20
Yaratıcılığa izin verip, onlara olanak yaratmalıyız.
21
Kapasitelerini kullanmalarına, bildiklerini paylaşmalarına, performanslarını sergilemelerine fırsat tanımalıyız.
22
Görsel öğeleri sıklıkla kullanmalıyız. Önceliği resim, ses, video yani multimedya öğelerine vermeliyiz. Onlar
için metinden öğrenmek daha sonra gelir.
23
Organize olmalıyız. İyi yapılandırılmış ve mantıklı sunulan şeyleri daha iyi öğrenirler.
24
Okuyacakları materyal, temiz, çok boşluklu, görsel olarak kabul edilebilir olmalıdır.
25
Önemli olan “sınav için öğrenme” değil, “öğrenme” dir. “Bugün yeni bir şey öğreneceksiniz” diyebilmeliyiz.
26
Eğitimi eğlenceli hale getirmek hepimizin amacı olmalıdır. Zamane çocukları da, tıpkı diğer kuşaklar gibi
öğrenmekten zevk almak isterler.
ve okulun onların bilgi
İnsanlıkta mutluluk, insanoğullarını birbirine yaklaşması, insanların birbirini sevmesi hepsinin temiz duygu ve
düşüncelerini birleştirmesiyle olacaktır.
(Grigory Petrov)
Proje ile Öğrenme Modelinde Bisiklet Örneği
Öğrenciler, öğretmenlerinin rehberliğinde gerekli araç ve gereçlerin desteği ile belirlenmiş bir yönde, belli zamanda, belli
bir yol almak üzere çalışmalara başlarlar. Okulun ve çevrenin desteği bisiklete itici güçtür. Çevreden ve okuldan çıkarılan
zorluklar ise bisikletin çıktığı yokuşu (problemin çözümünü) güçleştirir. Biri itici bir rüzgar olmasına karşın diğeri karşıdan
gelen engelleyici bir rüzgardır.
Öğretmenin tekerleğinde planlama, tanımlama ve tekrar, öğrencide olduğundan daha yüksek bir orandadır, buna karşın,
öğrenci tekerleğinde pratik yapmak (uygulama), öğretmenden daha yüksek bir orandadır. Yaparak öğrenme esastır.
Proje ile öğrenmede öğrenciler, işbirliği, eleştirel düşünme, yazılı ya da sözlü iletişim, çalışma etiğine ilişkin değerler ile
öğrenirler
Geleneksel öğrenmede, metod genellikle ezbere ve ezberlediklerini geri çağırmaya dönüktür. Bilgi ve becerilerin pratik
uygulamalarına vurgu yapılmaz.
Kaynak: Jane Richardson/Director/Oracle Education Foundation EMEA,İzmir 2012
Kaynak: Kayhan Karlı http://prezi.com/donegf6x1hd0/copy-of-copy-of-copy-of-copy-of-copy-of-dijital-bilgelik-yolculugu/
Don Tapscott’un “Dijital Olarak Büyümek” kitabından kısa bir özet...
Dijital Olarak Büyümek (“Net Jenerasyonu” Dünyanızı Nasıl Değiştiriyor?)
Grown Up Digital (How the net genaration is changing your world?)
İş stratejileri ve organizasyonel değişimler konusunda uzman Kanadalı yazar ve danışman Profesör Don Tapscott, Dijital
Olarak Büyümek / Net Jenerasyonu Dünyanızı Nasıl Değiştiriyor? adlı kitabında 11-30 yaş aralığında 11,000 gençle yaptığı
araştırmanın sonuçlarını paylaşmıştır. Sanılanın aksine, şımarık, ekran bağımlısı, bir işe dikkatini uzun süre veremeyen, sosyal
yetenekleri sıfıra yakın bir avuç genç yerine; devrim niteliğinde düşünme, etkileşime girme, çalışma ve sosyalleşme biçimleri
geliştirmiş, şaşırtıcı derecede parlak bir toplulukla karşılaşmıştır.
Tapscott, gençlerin arkadaşlarına mesaj göndermek, müzik indirmek, internete videolar yüklemek, beş santimlik bir ekranda film
izlemek ve Facebook'ta dolaşmak gibi beş işi bir arada yaptıklarını söylüyor. “Onlar dijital dünyada büyümüş ilk nesil ve daha
uzun süre bizimle olacak...Küresel çapta kültürel bir gerçekliğin parçası… ve en önemlisi şu: İnternet neslini anlamak, geleceği
anlamak demek.” diyor.
Araştırmaya göre; küresel çaptaki ilk nesil olan internet neslinin üyeleri, kendilerinden önceki nesillere nazaran daha zeki, daha
hızlı ve çeşitliliğe karşı daha hoşgörülü. Adalet fikrine ve toplumlarının karşılaştığı sorunlara karşı son derece duyarlılar; bir
çoğu bir sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerine katılıyor. Bu nesil siyasetle iç içe, demokrasiyi ve siyaseti dünyayı iyileştirmenin
yolu olarak görüyor.
Bu genç insanlar, hıza ve özgürlüğe ayarlı refleksleriyle donanmış olarak, iş yerlerinden yaşadıkları ortamlara, siyasetten
eğitime, toplumun en küçük birimi olan aileye kadar, var olan denetleme kültürünü, bir imkânlar kültürüne dönüştürmekteler.
Tapscott; “İnternet neslinin çocukları teknolojiyle beraber büyüdükleri için onu kolayca içselleştirebildiler, oysa yetişkinlerin ona
ayak uydurmaları gerekiyor ki bu çok daha zor bir öğrenme biçimi. Teknoloji, onların içinde bulundukları ortamın bir parçası ve
bu yüzden pek çoğu için, yeni teknolojileri kullanmak nefes alıp vermek kadar kolay” diyor.
Tipik bir internet nesli üyesini tanımlayan ve onu bir önceki nesle ait ebeveynlerinden ayırt eden özellikleri şöyle sayıyor;
1. Özgürlük; Özgürlüğe ve seçme özgürlüğüne değer veriyor. Nerede ve ne zaman çalışacağını kendisi belirlemek istiyor.
Teknolojiyi kullanarak standart çalışma saatlerinden kaçınıyor, evlerini ve sosyal yaşamlarını işle harmanlıyolar 2. Kişiselleştirme “İnternet Nesli” kişiselleştirilmiş cep telefonları, dijital televizyon platformlarında ne isterlerse onu, ne zaman
isterlerse o zaman, nerede isterlerse orada elde edip, kişisel ihtiyaç ve arzularına göre şekillendirerek büyüdüler. Dolayısıyla,
her şeyi kişiselleştirmek, kendilerine ait kılmak istiyorlar.. 3. İşbirliği. İnternet Nesli'nin üyeleri internette bilgisayar oyunları oynuyorlar, e-posta kullanarak okul, iş ya da sadece eğlence
için dosya paylaşıyorlar. Doğal olarak işbirliğine yatkınlar; sohbeti konferansa tercih ediyorlar. Böylece işe ve pazara bir işbirliği
kültürü getiriyorlar. 4. Soruşturmacılık. İnternetteki bilgi kaynaklarının genişliğini ve bunların bir kısmının ne kadar güvenilmez olduğunu göz
önünde bulundurarak diyebiliriz ki bugünün gençliği neyin gerçek, neyin uydurma olduğunu ayırt edebiliyor, kişileri ve kurumları
dikkatle inceliyorlar. 5. Dürüstlük. Bu neslin hiçbir şeyi umursamadığı fikri gerçeklerle uyuşmuyor. Internet Nesli dürüstlüğü, açıklığı, düşünceliliği,
şeffaflığı ve verdiği sözleri yerine getirmeyi önemsiyor. Ayrıca bu nesil güçlü bir hoşgörüye sahip. 6. Eğlence. İnternet Nesli, okulda ya da hayatını kazandığı işi yaparken keyif alması gerektiğine inanıyor, işinin ona içten içe
bir tatmin duygusu vermesini bekliyor. İnternet Nesli'nin üyeleri çabuk sıkılıyorlar ve teknolojik araçlarla oynamak dikkatlerini
toplayabilmelerini sağlıyor. 7. Hız. 7 gün 24 saat, hemen cevap almayı bekliyorlar. Bilgisayar oyunları onlara anında geribildirim sağlıyor, Google sorularını
milisaniyelerde cevaplıyor. Herkesin onlara aynı şekilde hızlı cevap vermesini bekliyorlar. 8.Yenilikçilik. İnternet Nesli, cep telefonları, iPod'ları ya da oyun bilgisayarları konusunda sürekli güncel kalmaya çalışıyor.
En yeni çıkan ürünü alarak sosyal statülerine ve kendi kafalarındaki imajlarına katkıda bulunuyorlar. Yenilikçi düşünmekse
hayatın bir parçası.
Kitabında Tapscott, bu neslin özelliklerinden yola çıkarak, yöneticilerin, “yetenek” ve “iş” hakkında düşünme biçimlerini de
değiştirmeleri gerektiğini söylüyor ve yöneticiler için de ipuçları veriyor.
Kaynak: http://dontapscott.com/books/grown-up-digital/
Konu ile İlgili Önerilen Kitap ve Filmler
Up In The Air: Clooney’in canlandırdığı Ryan Bingham karakteri neredeyse bütün iş
yaşamı şehirden şehire iş seyahatlerinden ibaret olan düşük maaşlı bir şirket elemanıdır.
Çalıştığı şirketin seyahat bütçesini küçültmesi üzerine Ryan Bingham kendini hiç beklenmedik
bir mücadele içinde bulur. Tam da yıllardır ulaşmaya çalıştığı 5 milyon uçuş mili hedefine
ulaşmak üzereyken…Üstelik rüyalarını süsleyen seyahat tutkunu kadınla yeni tanışmışken,
çalıştığı şirket tasarruf önlemlerini gerekçe göstererek, bundan sonra daha az seyahat etmesini
uygun bulmaktadır. Onun yaptığı işleri internet üzerinden yapan genç bir eleman kadroya
alınmıştır.
Cesur Yeni Dünya:
Aldous Huxley'in bir romanı, magnum opus'udur. Brave New World romanın
özgün adıdır. Romanın kurgusu Londra'da 26. yüzyılda geçmektedir ve distopik bir atmosfer mevcuttur.
Romanda üreme teknolojisi, öjenik ve hipnopedi (uykuda öğretim) sayesinde toplum değiştirilmiştir. Aslında
tanımlanan dünya bir ütopya olarak da gözükebilir, fakat ironik bir ütopya; zira insanlık sağlıklı, teknolojik
açıdan gelişmiş, savaşlar ve yoksulluk yok edilmiştir; tüm ırkların eşit olduğu ve herkesin mutlak olarak
mutlu olduğu bir dünya vardır. Fakat, ironik biçimde, tüm bu gelişmeler birey için çok önemli olan birçok
değerin yok edilmesi, kaldırılması ile başarılmıştır; aile, kültürel çeşitlilik, sanat, edebiyat, din ve felsefe artık
yoktur. Ayrıca salt zevki önüne gelenle seks yapmada ve uyuşturucu kullanımında bulan toplum hazcı
(hedonistik) bir topluma dönüşmüştür.
Ahmaklar: Mike Judge tarafından yönetilen 2006 yapımı kara mizah filmi. Filmin
senaryo yazarlığını Mike Judge ile Etan Cohen üstlenmiştir. Filmde başrolleri Luke
Wilson, Maya Rudolph ve Dax Shepard paylaşmıştır. Film, Pennsylvania, Louisiana
ve Oregon'da çekilmiştir. Filmde, bir erkek ve bir kadının ordunun insan dondurma
projesine katılması ve 500 yıl sonra uyanması anlatılmaktadır.
Çocukların Fişini Çekin: Ebeveyn ve araştırmacı David Dutwin tarafından üç
bölüm halinde düzenlenen bu kitap, her yaş için tavsiye edilmektedir. Yeni yürümeye
başlayan çocukların televizyon ile tanışmaları, çocukların bilgisayarda oyun
oynamalarına sınır koyma, gençlerin fazla internet kullanımını engelleme, onları
cinsellik ve şiddete karşı koruma, mutlu, sağlıklı, aktif ve bilinçli yetiştirmek için püf
noktaları vermektedir.
Babies:
Yapım: 2010 ~ Fransa Tür: Aile, Belgesel, Çocuk
Yönetmen:Thomas Balmes
Oyuncular: Bayar, Hattie, Mari, Ponijao
Yapımcı: Alain Chabat, Christine Rouxel, Amandine Billot
Görüntü Yönetmeni: Steeven Petitteville, Jérôme Alméras, Frazer Bradshaw
Müzik: Joseph S. Debeasi
Süre:1 saat 13 dk
Gösterim Tarihi: 16 Nisan 2010 (ABD)
Dünyanın dört bir yanından dört bebek seçilerek yaşantıları anlatılan eğlenceli belgesel tadında bir film.
Nambiya’dan Moğolistana Amerika’dan Japonya’ya sizleri bebeklerin yaşantılarına götürecek.
Gökdelen:
Değerli yazarımız Tahsin Yücel’in bu romanı 17 Şubat 2073 sabahı başlar. Romanın
kahramanı Can Tezcan, Türkiye’nin en önemli, en ünlü avukatlarından biridir. Can Tezcan, İstanbul’u
yalnızca gökdelenlerden oluşan, New York’a benzeyen ama ondan daha güzel, daha modern bir kente
dönüştürmek isteyen zengin müşterisi Temel Diker’in yasal sorunlarını çözmek için bir tasarım ortaya atar,
yargının özelleştirilmesini sağlayacaktır. Yergi ustası Yücel’in son romanı Gökdelen, Cihangir’de
gökdelenler arasında kalmış son bahçeli evden yok edilmiş kedilere, dağda bayırda aç açık dolaşmak
zorunda bırakılmış sefalet içindeki yılkı adamlarından, adına mekik dedikleri tek kişilik uçaklarından
inmeyen zenginlere, hiç değişmeyen çıkarcı politikacılardan onların destekçisi medyaya kadar aslında
bugün yaşadığımız çürümeyi anlatan, sürprizlerle dolu bir roman.
Dijital Olarak Büyümek (Grown Up Digital): İş stratejileri ve organizasyonel değişimler
konusunda uzman Kanada'lı yazar ve danışman Profesör Don Tapscott, kitabında 11-30 yaş aralığında
11,000 gençle yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaşmıştır. Sanılanın aksine, şımarık, ekran bağımlısı, bir
işe dikkatini uzun süre veremeyen, sosyal yetenekleri sıfıra yakın bir avuç genç yerine; devrim niteliğinde
düşünme, etkileşime girme, çalışma ve sosyalleşme biçimleri geliştirmiş, şaşırtıcı derecede parlak bir
toplulukla karşılaşmış. “Onlar dijital dünyada büyümüş ilk nesil ve daha uzun süre bizimle olacak...Küresel
çapta kültürel bir gerçekliğin parçası… ve en önemlisi şu: İnternet neslini anlamak, geleceği anlamak
demek.” diyor.
Bir çocuğu sizin öğrenme zamanınızla sınırlamayın. Unutmayın o başka bir zamanda doğdu.
(Tgore)
ÖĞRETMENİM KURDELE TAKMA BANA
Öğretmenim kurdele takma bana.
Günaydın de, elimden tut.
Taşınsın sıcaklığın,
Okuduğum ilk kelimelere.
Boyamasan da olur elmamı.
Olsun, kızarmasın elmam;
Üzülür belki arkadaşlarım.
Öğretmenim kurdele takma bana.
Yanımda kal,
Yaptığım resme bak.
“Bunu da öğretmenim, bunu da ben yaptım!”
Diyeyim sana.
Gülüşünü çizeyim, resim defterime.
Koymasan da olur resmimi,
Güzel resim köşesine.
Hem, hepimizin resmi sığmaz ki!
Öğretmenim kurdele takma bana.
Sevgiyi öğret.
Barışı, umudu, aydınlığı…
Kaldırdığım parmağı gör.
Korkmadığımı söyleyeyim, karanlıklardan.
Işığınla kucaklayayım evreni.
Yıldız atmasan da olur,
Güzel yazı defterime.
Güneşim ol yeter ki,
Üşüdüğüm zamanlarda.
Öğretmenim kurdele takma bana.
Çiçekler tak saçıma.
Her gün kokunu bırak, sınıfta.
İlk ben geleyim okula.
İlk ben kucaklayayım seni, herkesten önce.
Kurdele takmasan da olur yakama,
Kanatlarım ol, uçurumlarda,
Yükselirken yanımda kal,
En yüksekten senin sesinle söyleyeyim.
Aydınlık Türkiye’nin şarkısını…
Şiir: Alpay CAVLAK
KAYNAK:http://www.ogretmeninpusulasi.net/
AlpayCavlak/ogretmenim-kurdele-takma-bana.html
Hazırlayanlar
Sevinç ATABAY
Gümrah Ballı ŞAHİN
Zerrin KOYUNPINAR
Pınar BURNUKARA
Beyza ÖĞETÜRK
Eray ÜNLÜ
Dr. Zeki PEHLİVAN
Erkan AYIK
Nazlı Deniz YİĞİT
Canan ÖZDEMİR
Figen KARABULUT
Ayşegül Yazan YEŞİL
Fulya BAŞGÜL

Benzer belgeler