Türk Hukuku`nda Vergi İncelemesi
Transkript
Türk Hukuku`nda Vergi İncelemesi
Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n v e Etkin K a m u Denetimi 394 Türk Hukuku'nda Vergi İncelemesi 1 . İ n c e l e m e n i n A m a c ı , İçeriği v e Hukukî Niteliği 1 İnceleme, V U K ' d a (md.134, f.l), "ödenmesi gereken vergilerin doğrulu ğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak" amacıyla yapılan bir denetim şekli olarak ortaya konulmuştur. Aslında, bu amacı sadece vergi incelemesiyle bağlantılandırmak yanlış olur; çünkü, "ödenmesi gereken vergilerin doğruluğu nu araştırma, tespit etme ve sağlama", vergi idaresinin vergilendirme sürecine ilişkin temel amaç ve görevleri arasında yer almaktadır. V U K md.4, f . l ' d e "Vergi dairesi mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, ta hakkuk ettiren ve tahsil eden dairedir." şeklinde tanımlanarak; 178 sayılı K H K md.2, b . e ' d e Maliye Bakanlığı'nın "Gelir politikasını geliştirmek, uygulamak ve devlet gelirlerini tahsil etmek"\Q\ 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığı'mn Teşki lat ve Görevleri Hakkında K a n u n md.4, b . f de ise Maliye Bakanlığı'a bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) "Devlet alacaklarının tahsilini sağlamak ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla, görevli olduğu açıklanarak açıkça ortaya konulmuştur. Son iki düzenlemedeki "devlet gelirini tahsil etmek" ibaresi, kuş kusuz dar anlamda tahsilatı değil, geniş manada "vergilendirme sürecinin ba şından sonuna kadar geçen t ü m süreci" ifade etmektedir . Kaldı ki, A Y m d . 1 2 3 , h u k u k devleti ilkesini düzenleyen A Y md.2, bu iki maddede temelini bulan yasal idare ilkesi, eşitlik ilkesini düzenleyen A Y md. 10 ile verginin mali güçle orantılı olması ilkesini düzenleyen A Y md.73, f.l ve nihayet kanunilik ilkesini düzenleyen A Y m d . 7 3 , f.3, vergi idaresine vergilendirmeyi kanunlara uygun ve eşit (/adil) şekilde yapma görevi vermektedir. 2 3 4 Bu bağlamda, T ü r k Vergi İdaresi, başından sonuna kadar vergilendir m e sürecinin h u k u k a uygun şekilde gerçekleşmesiyle görevlendirilmiştir. Kuşkusuz, vergiyi doğuran olayın meydana gelmesinden ve hatta b a z e n vergiyi doğuran olay h e n ü z başlamadan, ancak başlamasına yönelik ciddi niyet ortaya konulduğu andan itibaren, başta vergi mükellefi ve vergi sorumlusuna getirilen p e k çok ödev bulunmaktadır (örn. faaliyet adresinin ve faaliyet bilgilerinin kimi 04.01.1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, RG t.10.01.1961, S.10703 17.06.1982 tarih ve 2680 sayılı Kanun ile verilen yetkiye binaen çıkartılan- 13.12.1983 tarih ve 178 sayılı "Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname", RG t.14.12.1983, S.18251 (mük.) 05.05.2005 tarih ve 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Ka nun, RG t.16.05.2005, S.25817 Aksi halde, tarhiyatı bir idari işlem olarak tanımlayan VUK md.20 ile tarhiyat türleri, tebligat ve 395 Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 5 durumlarda daha faaliyet başlamadan önce bildirilmesi zorunluluğu). Ancak, burada temel n o k t a ; sürecin bir bütün olarak işleyişinde sorumluluğun kime ait olduğudur. Türk Vergi H u k u k u ' n d a vergi idaresi sadece "vergi ödevli lerinin ödevlerini yerine getirip getirmediğini denetim ve - d a r manadatahsilat" ile değil; aynı zamanda vergilendirme süreci içinde tarhiyat, teb ligat, tahakkukun gerçekleşmesini sağlama ile de görevli olduğu için, vergi lendirme sürecinin bir bütün olarak işleyişinden sorumludur. Bu süreç içinde kendisine ödev getirilmiş olan kimseler, sürecin yürütülmesine "etki eden" konumundadırlar. Başka bir deyişle, vergilendirme sürecinin hızlı şe kilde ve vergilendirmenin m ü m k ü n olduğunca gerçek mali güç üzerinden yürü tülebilmesi için, mükellefin ve diğer vergi ödevlilerinin üzerlerine düşen ödev leri yerine getirmesi çok önemlidir. Ancak, onlar bu ödevleri hiç ya da gerektiği şekilde yerine getirmeseler dahi, vergi idaresi, bütün vergi mükelleflerinin, vergilerini kanunlara uygun şekilde ödemelerini sağlamak için gerekli her türlü işlemi y a p m a k ve önlemi almak zorundadır. Bu bağlamda, vergi idare si, vergiyi doğuran olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, ödenmesi gereken bir vergi olup olmadığını, varsa bunun miktarım, mükellefin bu miktarı doğru bir şekilde ödeyip ödemediğini ya da ödenmesi için gerekli işlemleri hukuka uygun bir şekilde yapıp yapmadığım araştıracak, tespit edecek ve böylece verginin doğru bir şekilde ödenmesini sağlayacaktır. İşte inceleme, vergi idaresinin b u görevini yerine getirirken kullanabileceği araçlardan biridir . Diğer denetim vasıtalarıyla bir karşılaştırma yapmak gere kirse, incelemenin, -yoklama ve bilgi toplamaya oranla- çok daha kapsamlı ve aramaya oranla- daha kolay kullanılabilir bir araç olduğunu söylemek m ü m k ü n dür. Ancak, incelemenin en önemli özelliği, matrah büyüklüğünü ve böylece ödenmesi gereken vergi miktarını tespite yönelik olmasıdır . Bu bağlamda, vergi incelemesi, esas itibariyle mükellefin defter ve belgeleri üzerinde yapılan bir hesap denetimidir, gerekli görüldüğü takdirde, işletmeye dahil iktisadi kıy metlerin fiili envanterinin yapılmasına ve beyannamelerde gösterilmesi gereken 6 7 Tüccarlarda "İş yeri açılmamış olsa bile ticaret siciline veya mesleki bir teşekküle kaydolunmak" (VUK md.154, b.2); serbest meslek erbabında ise, "Çalışılan yere tabela, levha gibi mesleki faa liyette bulunulduğunu ifade eden alametleri asmak; her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak mesleki faaliyette bulunduğunu gösteren ilanlar yapmak; serbest olarak mesleki faaliyette bu lunmak üzere mesleki teşekküllere kaydolunmak" (VUK md.155, b.2-4) işe başlamayı gösterir ve işe başlamadan itibaren on gün içinde işe başlama bildiriminin yapılması gerekir (VUK md.168, b.1) Yoksa, diğer denetim araçlarının da nihai amacı, "ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak"tır. Buna karşılık, yoklama, "mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddî olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etme"ye. (VUK md.127, f.1); arama, "vergi kaçakçılığı suçunu" saptamaya (VUK md.142, f.1) ve bilgi toplama ise, "vergilendirmeye ilişkin olayları" aydınlatmaya yöneliktir. Yoklamayı kimi durumlarda inceleme takip eder; arama çoğunlukla "incelemeli arama" şeklinde yapılır; bilgi toplama ise, inceleme içerisinde de başvurulan, ihtiyaç duyulan bilgileri tamamlamava vönalik birrifinpfim a r a m H ı r 396 Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi unsurların tetkikine de teşmil edilebilir. Burada, şekli denetimin, başka bir de yişle, vergi ödevlisinin şekle ve usule ilişkin kurallara uyup uymadığı denetimi nin çok ötesinde, bir "gerçeklik" denetimi yapılarak, defter, kayıt ve belgelerin g e r ç e k l e r e u y g u n o l u p olmadığı a r a ş t ı r ı l ı r . A m a ç , k a n u n u n ü z e r i n d e n vergi a l ı n m a s ı n ı e m r e t t i ğ i " g e r ç e k m a l i g ü c ü " s a p t a m a k t ı r . Bu bağlamda, eğer mükellefin defter, kayıt ve belgeleri y o k s a ya da bunlar muhasebe usul ve kural larına uygun şekilde tutulmamışlar yahut da muhasebe usul ve kurallarına uy gun tutulmuş olmakla birlikte güvenilir değillerse, bu durumda diğer her türlü delilden yararlanmak suretiyle gerçek mali güç saptanmaya çalışılır. O halde, inceleme, v e r g i n i n m a l i güçle o r a n t ı l ı olması ilkesinin V e r g i Usul H u k u k u ' n d a k i uzantısı, b u İlkeyi g e r ç e k l e ş t i r m e y e y ö n e ü k önemli b i r a r a ç olarak karşımıza çıkmaktadır. İncelemenin içeriğine ilişkin bu açıklamaların da ortaya koyduğu üzere, in celeme, varlığı -herhangi bir şekilde- tespit edilen vergi ödevlileri nezdinde kullanılabilecek bh\ araçtır; kayıt dışında kalan, başka bir deyişle, vergi idare sinin varlığından henüz haberdar olmadığı bir kimse hakkında inceleme yapıl ması fiilen m ü m k ü n değildir. İ n c e l e m e n i n h u k u k i niteliğine gelince, o n u , -6009 S K m d . 9 ile V U K m d . l 4 Ö a eklenen ve 01.01.2011'de y ü r ü r l ü ğ e g i r e c e k olan değişikliklere kadar - b i r hazırlık işlemi o l a r a k n i t e l e n d i r m e k g e r e k i r . Ç ü n k ü , t e k başı na incelemenin, mükellef b a k ı m ı n d a n d o ğ r u d a n bir h u k u k i sonucu yoktur. -Aşağıda da kapsamlı şekilde ele almdığı üzere - inceleme neticesinde düzen lenen inceleme tutanağı ve inceleme raporu, halihazırda kesin ve yürütülebilir idari işlem değillerdir. A n c a k , ' i n c e l e m e neticesinde tespit edilen h u k u k a ay k ı r ı l ı k l a r a bağlı o l a r a k y a p ı l a c a k t a r h i y a t ve ceza k e s m e işlemleri, ilgilisi b a k ı m ı n d a n h u k u k i sonuç d o ğ u r m a k t a , o n u n m e n f a a t i n i e t k i l e m e k t e d i r l e r . B u nedenle inceleme, kendisini takiben yapılabilecek olan bu tür kesin v e icrai nitelikli idari işlemlere hazırlık işlemi niteliğindedir. Fakat bu, V U K m d . l 4 0 ' t a k i değişikliklerin yürürlüğe girmesiyle birlikte değişecektir. s 8 9 10 Konu hakkında bkz. aşağıda 6 no.lu başlık • Bkz. örn. KARAKOÇ Yusuf, Genel Vergi Hukuku, 4.B., Ankara, 2007, 300; ÖNCEL/KUMRULU/ÇAĞAN, Vergi Hukuku, 15.B., Ankara, 2008, 99 vd.. "Hazırlık işlemi", idari iş lem ve kararın alınmasından önce yapılması gereken belli hazırlıkları veya belli mercilerden alınması zorunlu görüşleri ifade etmektedir. Hazırlık işleminin yapılmaması, alınan idari kararın ya da yapılan idari işiemin hukuka aykırılığına yol açar. Bkz. GÜNDAY Metin, İdare Hukuku, 9.B, Ankara, 2004, 134. İdare Hukuku doktrininde, "hazirlık işlemi" terimi yerine ya da bu terimle birlikte, "hazırlayıcı iş!em" "hazırlık çalışması" ya da "ön işlem" teriminin de kullanıldığı görül mektedir, örneğin bkz. GÜNDAY, 134, G Ö Z Ü B Ü Y Ü K A. Şeref, Yönetsel Yargı, 27.B., Ankara, 2008, sıra no: 178 ve 247, GlRİTLl/BlLGEN/AKGÜNER, İdare Hukuku, 2.B., İstanbul, 2006, 885 ve GÖZLER Kemal, İdare Hukuku Dersleri, Bursa, 2007, 283; Bkz. ve krş. ÖZAY İl Han, Günışığında Yönetim, İstanbul, 2004, 496 ; Bkz. 6 no.lu başlık Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Ç ö z ü m l e r v s Öneriler 397 2. İiicelome Yapmaya Yetkili Memurlar Sistematik bir incelemede önce incelemeye tabi olacak mükelleflerin tespi tini ele almak gerekirse de, b u önemli k o n u n u n daha iyi anlaşılabilmesini sağ lamak amacıyla, burada önce vergi idaresinin mevcut yapısı ve b u bağlamda inceleme yapmaya yetkili memurlar kısaca ele alınacaktır. T ü r k Vergi İdaresi dendiğinde 2005 tarihine k a d a r alda sadece Maliye B a k a n l ı ğ ı g e l i r k e n , 2005 t a r i h i n d e - 5 4 3 5 S K ile- G e l i r İ d a r e s i B a ş k a n l ı ğ ı n ı n Maliye B a k a n l ı ğ ı n a bağlı i d a r e o l a r a k k u r u l m a s ı y l a ve b u n a b a ğ l ı o l a r a k ilgili m e v z u a t t a y a p ı l a n değişiklikler çerçevesinde b u g ö r ü n t ü d e ğişmiştir. Şöyle ki; a r t ı k M a l i y e B a k a n l ı ğ ı , v e r g i l e n d i r m e a l a n ı n d a d a h a çok, politika geliştiren, teşkilatı i ç i n d e y e r a î a n i d a r e l e r i k o o r d i n e e d e n , t a k i p eden, d e ğ e r l e n d i r e n , inceleyen ve denetleyen b i r r o l e b ü r ü n m ü ş (178 sayılı K H K md.2, özellikle b . l l ) ; v e r g i l e n d i r m e y e ilişkin d i ğ e r k o n u l a r ı n y a n ı sıra, v e r g i l e n d i r m e sürecinin b a ş ı n d a n s o n u n a k a d a r y ü r ü t ü l m e s i y l e İse Gelir İ d a r e s i B a ş k a n l ı ğ ı g ö r e v l e n d i r i l m i ş ve y e t k i l e n d i r i l m i ş t i r (5345 S K m d . l ve md.4). M a l i y e Bakanlığımın v e r g i l e n d i r m e y e İlişkin d o ğ r u d a n b i r t a ş r a teşkilatı a r t ı k b u l u n m a m a k t a d ı r . 11 1 2 Durum böyle olmakla birlikte, M a l i y e Bakanlığı, vergi incelemesi k o n u sundaki yetkisini elden bırakmamış; Bakanlığın merkez teşkilatındaki danışma ve denetim birimleri arasında yer alan Teftiş K u r u l u B a ş k a n l ı ğ ı ' n d a çalışan maliye müfettişleri (178 s. K H K m d . 2 0 ) ile H e s a p U z m a n l a r ı K u r u l u B a ş 13 Maliye Bakanlığı teşkilatı ve görevleri, 178 sayılı K a n u n Hükmünde Kararname (bkz. dpn.2) ile düzenlenmiştir ki, bu Kararnamenin halen kanunlaştırılmam^ olması (AY md.91) eleştirilmesi gereken bir durumdur. 1 2 Bağlı kuruluş, "bakanlığın hizmet ve görev alanına giren ana hizmetleri yürütmek üzere, bakan lığa bağlı olarak özel kanunla kurulan, genel bütçe içinde ayrı bütçeli veya özel bütçeli kuruluş tur (27.09.1984 tarih ve 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında 174 Sayı lı Kanun Hükmünde Kararname ile 13/12/1983 G ü n ve 174 Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve G ö rev Esasları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında 202 Sayılı K a n u n Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, md.10 (RG t.09.10.1984, S.18540)). 1 3 178 s. KHK md.20: "Maliye Teftiş Kurulu, bir Başkan ile Maliye Başmüfettişi, Maliye Müfettişi ve Maliye Müfettiş Yardımcılarından oluşur ve Bakanın emri veya onayı üzerine, Şakan adına aşa ğıdaki görevleri yapar. a) Genel, katma ve özel bütçeli dairelerle fonlar, döner sermayeli kuruluşlar, kuruluş ve statüsü ne olursa olsun sermayesinin en az yarısı Devlete ait olan kuruluşlar ve bu daire ve kuruluşların birlikte veya ayrı ayrı sermayelerinin en az yansına iştiraki olan kuruluşları teftiş etmek, b) imti yazlı şirketlerle sermayesinde (a) bendinde yer alan kuruluşların iştiraki bulunan kuruluşları, yetkili makamların isteği ve Maliye Bakanının izni ile teftiş etmek, c) Dernek vakıf ve sendikaları mali yönden teftiş etmek, d) Çeşitli kanun, tüzük, yönetmelik ve kararların Maliye Bakanına ve Maliye Müfettişlerine tanıdığı teftiş ve inceleme yetkilerini kullanmak, (a) bendinde sayılan daire, kuruluş, fon ve ortaklıklar hakkında kendi kanunlarında özel denetim hükümleri öngörülmüş olması, Maliye Müfettişlerinin teftiş ve inceleme yetkilerini kısıtlamaz. Teftişe tabi olan daire, kuruluş, fon, dernek, vakıf, sendika ve ortaklıkların görevlileri, bunlara ait para ve para hükmündeki evrak ve ayniyat ile her türlü mal ve eşyayı ve bunlarla ilgili gizli de ol- Vergi Hukuku Ö r n e ğ i n d e Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 398 14 kanlığı'nda çalışan hesap uzmanları ( 1 7 8 s. K H K m d . 2 l ) , B a k a n ' ı n görevlen dirmesi çerçevesinde, diğer görevlerinin yam sıra, vergi incelemesi yapmakla da görevli ve yetkili kılınmışlardır. GÎB içinde ise, vergi incelemesiyle görevi ve yetkili memurlar, G İ B ' i n m e r k e z teşkilatı içinde görev yapan gelirler kontrolörleri ile taşra teşkilatında yer alan Vergi Dairesi Başkanlıklarına bağlı olarak çalışan vergi denetmenleridir. G İ B ' i n merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar da vergi incelemesi yapabilmektedirler. 15 19 B u bağlamda, T ü r k Hukuku'nda, ü s t kademede inceleme m e m u r u olarak karşımıza, maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri, onların yardımcıları ya da stajyerleri, -esas itibariyle idari yönetim görevine sahip ol m a k l a birlikte- vergi dairesi müdürleri ile ilin en büyük malmemurları; alt ka demede inceleme m e m u r u olarak ise, V e r g i Dairesi Başkanlığı emrinde çalışan vergi denetmenleri ve onların yardımcıları (5345 SK md.29, f.2, c.3) çıkmaktasa bütün defter ve belgeleri, isteği üzerine Maliye Müfettişine göstermeye, saymasına ve ince lemesine yardım etmeye mecburdurlar. Milli güvenlikle ilgili olup gizli kalması gereken konularda Muhasebei Umumiye Kanununda yer alan özel hükümler saklıdır." 1 4 "Gelir kanunlarının emrettiği ödevliler hesaplarını incelemek ve Maliye Bakanı tarafından lüzum görülecek etütleri yapmak üzere" 28.03.1945 t. ve 4709 s. Hesap Uzmanları Kurulu Kurulması na ve Maliye Bakanlığı Merkez ve İller Kadrosunda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun (RG t.05.04.1945, S.5974) ile oluşturulan bu Kurul, 178 sayılı KHK md.21 gereğince şu görevle re sahiptir: "a) 4709 sayılı Hesap Uzmanları Kurulu kurulmasına Dair Kanunun Hesap Uzmanları Kuruluna verdiği görevleri yapmak, yetkilerini kullanmak, b) Kurulun görev ve yetki alanına giren konular da mevzuat ve uygulama ile ilgili etüt, araştırma ve diğer çalışmaları yapmak ve tekliflerde bu lunmak, c) Çeşitli kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer mevzuatla hesap uzmanlarına verilen gö revleri yapmak ve yetkileri kullanmak, d) Bakan tarafından verilen diğer görevleri yapmak." 4709 SK md.5 gereğince, vergi kanunlarınca vergi ödevlilerinin hesaplarını inceleme konusunda diğer inceleme elamanlarına verilen yetkilere hesap uzman ve yardımcıları da sahiptir; md.6 ge reğince ise, "Hesap uzmanlarına görev, kurul başkanlığınca veya başkanlığın yetkili kılacağı di ğer hesap uzmanları tarafından verilir. İncelenmesi yalnız hesap uzmanlarına bırakılacak vergileri ve bunların yerlerini Maliye Bakanlı ğı belli eder. Bu suretle belli edilen yerler dışında devamlı veya geçici bir şekilde hesap uzmanı kullanılması, o yer memurlarına kanunların verdiği inceleme ve yönetim yetkilerini kaldırmaz." 1 5 16 Gelirler kontrolörleri, Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı'na bağlı olarak çalışırlar. Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı'nın görevleri i s e şunlardır (5345 SK md.14): 1. Başkanlığın vergi inceleme ve denetim yıllık planına uygun olarak, vergi inceleme ve denetimlerinin gelirler kont rolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri tarafından yerine getirilmesini sağlamak; 2. Gelirler kont rolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri tarafından yapılacak vergi inceleme ve denetimine ilişkin yöntem ve teknikleri geliştirmek, standart v e ilkelerin oluşturulmasını sağlamak, inceleme ve denetim rehberleri hazırlamak; 3. Gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörlerinin Başkan lıkça belirlenecek görev yerlerinde çalıştırılmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek; 4. Vergi inceleme ve denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirler konusunda görüş ve öneriler de bulunmak; 5. Başkanlıkça verilecek konularda etüt, araştırma ve incelemeler yapmak; 6. Mevzuatla gelirler kontrolörlerine verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak; 7. Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak. Halen 30 adet Vergi Dairesi Başkanlığı, 4 4 8 adet Vergi Dairesi Müdürlüğü mevcuttur. Bkz. krl f i l o ^ H m i n / ı i c a r ı ı n l n a H A / l / 9 n 1 n9 h l m h f 4 r W / . A A « / > « « / - ı i H nr^\ı Ü ç ü n c ü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 399 17 dır, ki bu durum V U K m d . l 3 5 ' t e açıkça - v e eleştirilmesi gereken bir şekilde düzenlenmiştir . 18 İnceleme görev ve yetkisine sahip bu memurlardan vergi denetmenleri, . vergi dairesi müdür ve yardımcıları, G İ B ' i n taşra teşkilatının müdür kadrosunda görev yapan diğer kimseler ile ilin en büyük mal memurları, mahalli denetim görev ve yetkisine; bunlar dışındakiler Türkiye çapında vergi denetimi görev ve yetkisine sahiptirler. Bu sonuncular, çalışma programlarında belirlenen za manlarda turnelere çıkarak, ülkenin b ü y ü k şehirleri dışındaki diğer bölgelerdeki mükellefleri incelerler. Görülmektedir ki, mevcut sistemde mükellef, hem merkezi denetim eleman ları ve h e m de bağlı olduğu vergi dairesi tarafından incelenmektedir. İnceleme raporu sayışma bakıldığında, incelemenin ağırlıklı olarak mükellefin bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlükleri, dolayısıyla vergi denetmenleri tarafından yapıldığı; merkezi denetim elemanlannm, -sayılarıyla da bağlantılı olarak- daha az sayıda inceleme gerçekleştirdiği görülmektedir. Örneğin, GİB tarafından, gerçekleştirilen incelemelere baktığımızda, Kasım 2009 itibariyle, 2351 raporun gelirleri kontro lörleri, 68.089 raporun vergi denetmenleri ve 40.162 raporun vergi dairesi müdür leri tarafından düzenlendiği görülmektedir. Sayı azlığına karşın, beyan dışı kalmış matrah tespiti performansında gelirler kontrolörleri önde gitmektedirler. Çünkü, düzenlenen raporlar temelinde tarh edilen vergi miktarı, gelirler kontrolörleri Şöyle ki; "Vergi incelemesi; hesap uzmanları, hesap uzman yardımcıları, ilin en büyük malmemuru, vergi denetmenleri, vergi denetmen yardımcıları veya vergi dairesi müdürleri tara fından yapılır. Maliye Müfettişleri, Maliye Müfettiş Muavinleri, Gelirler Kontrolörleri ve Stajyer Gelirler Kontrolörleri, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (5345 SK md.33) merkez ve taşra teşkilatında müdür kadrolarında görev yapanlar her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisini haizdir." şeklin deki VUK md.135 düzenlemesi, 2005 tarihi sonrasındaki yeni yapılanmaya uyumlu değildir. Çünkü, inceleme yapmakla asli görevli ve yetkili memurlar sanki Gelir İdaresi Başkanlığı teşkila tında çalışan gelirler kontrolörleri, stajyer gelirler kontrolörleri ile müdür kadrolarında görev ya panlar ve vergi denetmenleri değil de; aksine, maliye müfettişleri, hesap uzmanları, onların yar dımcıları ile ilin en büyük mal memuru gibi ortaya konulmuştur. Oysa, diğer başka görevlere de sahip olan maliye müfettişleri ile ilin en büyük mal memurları, ancak inceleme yapmakla özel olarak görevlendirilmeleri halinde vergi incelemesi yapabileceklerdir. Bunların inceleme yapma sı, 5345 SK sonrasında artık asli görev olarak değerlendirilemez. Burada özel bir durum, sade ce Hesap uzmanları ile yardımcıları bakımından karşımıza çıkmaktadır. Şöyle ki; -dpn.13'de de anılan- 4709 SK md.5'in, "Gelir kanunlarının kendilerine verdiği görev ve yetkilerden başka aynı kanunların müesseseler, ödevliler ve kişiler hesaplarında yapılacak incelemeler hakkında Mali ye müfettişlerine ve muavinlerine, defterdarlar, gelir müdürleri, kontrolörleri ve kontrol memuriariyle gelir memurlarına verdikleri yetkileri hesap uzmanları veya muavinleri de kullanır lar." şeklindeki düzenlemesi temelinde, hesap uzmanları da, gelirler kontrolörleri kadar vergi in celemesi yapmaya "yetkili"dirler. Nitekim, örneğin Maliye Bakanlığı'nın 2010 Yılı Performans Programı'na (http://www.sgb.gov.tr/StratejikYonetim/Documents/ 2010_PP.pdf, 58 vd.) bakıldı ğında, maliye müfettişlerinin ve özellikle de hesap uzmanlarının, "suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanı ile mücadele hedefi"ne yönelik faaliyetlerle, "kayıt dışı ekonomiyi ve yolsuz luğu önleme hedefi"ne yönelik faaliyetlerle birlikte anıldıkları görülmektedir. O halde, Maliye Ba kanlığı'nın mevcut algılaması ve planlaması içinde de, olağan vergi incelemelerinin, esas itiba riyle GİB bünyesindeki inceleme elemanları tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. 5345 SK md.28, f.2 ve f.3'de adı geçen, Devlet gelir uzmanı, vergi istihbarat uzmanı ve gelir uzmanı, denetimle görevli değillerdir. Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 400 tarafından yapılan incelemelerde 1.725.714.339 iken, bu sayı vergi denetmenlerinde 1.693.601.820, vergi dairesi müdürlerinde ise 78.558.005'tir. Ü l k e n i n h e n ü z b i r V U K ' a d a h i sahip o l m a d ı ğ ı , v e r g i i d a r e s i n i n u z m a n d e n e t i m e l e m a n l a r ı n ı n b u l u n m a d ı ğ ı 60 k ü s u r yıl ö n c e k i d ö n e m d e , önce likle m e r k e z d e e l e m a n y e t i ş t i r e r e k b u n l a r d a n ü l k e ç a p ı n d a y a r a r l a n m a y a g i t m e k m a k u l ! b i r ç ö z ü m d ü r . A n c a k , y a r ı m yüzyılı a ş a n u y g u l a m a t e c r ü b e si v e u l a ş ı l a n g e r e k p e r s o n e l v e g e r e k s e t e k n i k g ü ç ışığında, ü ç f a r k l ı m e r kezi d e n e t i m e l e m a n ı n a i h t i y a ç o l u p olmadığı a r t ı k t a r t ı ş m a y a açıktır. M a lîye B a k a n l ı ğ ı n ı n 2010 yılı P e r f o r m a n s P r o g r a m ı ' n d a y e r aldığı şekilde, m a l i y e m ü f e t t i ş l e r i n i n " s u ç gelirlerinin a k l a n m a s ı ve t e r ö r ü n f i n a n s m a n ı ile m ü c a d e l e ile g ö r e v l e n d i r i l m e l e r i ; h e s a p u z m a n l a r ı ve gelirler k o n t r o lörlerinim ise - k i m s e y i i n c i t m e y e c e k b i r s ü r e ç içinde v e şık b i r i s i m l e n d i r m e a l t ı n d a - G I B a l t ı n d a b i r a r a y a getirilmeleri ve esas itibariyle, " b ü y ü k m ü kelleflerin i n c e l e n m e s i , k a y ı t dışı e k o n o m i y i ö n l e m e y a d a o r g a n i z e vergi 19 51 20 1 9 Hesap Uzmanları Kurulu, Türkiye'de Vergi Denetimi Anlayış ve http://www.huk.gov.tr/kurumsal.asp: "Ülkemizde vergi incelemesi, bir Kazanç Vergisi Kanunu'nun uygulamaya konulması ile birlikte, 1926 vergisinin uygulandığı daha önceki yıllarda, vergi; tahrir ve karineye lemesine ihtiyaç duyulmamıştır. Uygulamalarının Gelişimi, müesese olarak, 755 sayılı yılında başlamıştır, temettü dayandığından, vergi ince Kazanç Vergisi Kanunu'nun öngördüğü beyannamelerin incelenmesi görevi tahakkuk memurla rına verilmiştir. Böylece adı geçen memurlar, yurdumuzda vergi denetimi işini ilk üstlenen kanu ni görevliler olmuştur. Ancak, denetim yetkisiyle donatılan bu memurlar, mesleki bilgi ve ihtisası gereMiren, böyle bir görevi yerine getirebilecek formasyona sahip olmadıklarından, yapılan ça lışmalar beklenilen sonuçları verememiştir. Bu nedenle sonraları, denetim işlerinde serbest mu hasebecilerden yararlanılmış; bu kimseler, vergi incelemelerinde çalıştırılmışlardır. Bu uygula ma, 2395 sayılı Kazanç Vergisi Kanunu ile 2430 Sayılı Muamele Vergisi Kanunu'nun kabul edilmiş olduğu 1934 yılında sona ermiştir. Anılan kanunlarla beyannamen mükellef sayısı arttığından, vergi incelemeleri de önem kazan mış; bunun sonucu olarak da, kazanç ve muamele vergilen için ayrı ayrı olmak üzere, Kazanç Vergisi Hesap Mütehassıslığı ile Muamele Vergisi Hesap Mütehassıslığı adı altında ikili bir ör gütlenmeye gidilmiştir. Sözü edilen mütehassıslar, vergi denetimi ile görevli yeni ve düzenli bir kuruluşun elemanları niteliğini kazanmışlardır. Hesap Mütehassısları, kazanç ve muamele ver gisi alanlarında devamlı olarak ve giderek sayısal artış göstermek suretiyle, ilkin İstanbul'da, sonraları da Ankara, İzmir ve Bursa'da olmak üzere, çalışmalar yapmışlardır. Kazanç Vergisi Kanunu'nu değiştiren 3840 sayılı Kanunla, 1940 yılında Hesap Mütehassis Muavinliği de İhdas olunmuştur. Başlangıçta ücretle çalıştırılan Hesap Mütehassısları sonradan, 4644 sayılı Kânunla, kadrolu olarak atanmışlardır. Ancak, mahalli karakterli olma ve Defterdar lıklar bünyesinde yer alma durumları devam etmiştir. Kazanç ve muamele vergisiyle ilgili incelemeler yapan bu görevliler, çalışmalannı çağdaş vergi ince leme yöntemlerinden uzak ve daha ziyade şahsi bilgi ve tecrübelerine dayanarak yürütmüşlerdir. Türkiye'de büyük vergi reformunun başlangıç yıllarında, vergi denetiminin çok değişik bir açıdan ele alınması, 'bu işin inceleme tekniğini iyi bilen, dürüst, yüksek bilgi ve ihtisasa sahip, tarafsız elemanlardan kurulu bir örgütçe yapılması gerel<tiği anlaşılmıştır. Beyana bağlı vergi sistemine geçiş döneminde girişilen reformun başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini ve yurt çapında vergi denetiminin yeni bir açıdan ele alınıp organize edilmesini sağlamak üzere 28 Mart 1945 tarih ve 4709 Sayılı Kanunla Maliye Bakanına bağlı Hesap Uzmanları Kurulu kurulmuştur." 23 Buna bağlı olarak, bu inceleme elemanlarının bir kısmının Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı içinde, Başkan'ın talimatı altında çalışmaları, siyasi müdahale endişelerini büyük öl çüde önleme bakımından yararlı olabilecektir. Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 401 kaçakçılığına yönelik ciddi şüphelerin b u l u n d u ğ u " vakıalarda g ö r e v l e n d i rilmeleri; buna b a ğ h olarak, inceleme k o n u s u n d a ağırlığın d a h a ç o k t a ş r a denetim e l e m a n l a r ı n d a olması, kanaatimizce d e n e t i m d e b ü y ü k bir e t k i n l i k sağlayacaktır. 3 . İncelemenin Kapsamı 3.1. Kişisel Kapsam: Kim İncelenecektir ? 3.1.1. İncelemeye Tabi Olanlar Vergi incelemesine, V U K ya d a diğer kanunlara göre defter ve hesap.tut mak, evrak ve vesikaları muhafaza v e ibraz etmek mecburiyetinde olan gerçek kişiler, tüzel kişiler v e tüzel kişiliğe sahip olmayan teşekküller tabidir ( V U K m d . l 3 7 , m d . l 0 , f.l). 21 Bir vergi ödevlisinin incelenebilmesi için burada bahsedilen ödevlerin h e p sine aynı anda sahip olması şart değildir. Sadece defter ve - b ö y l e c e - hesap tut m a ya da sadece evrak ve vesikaları muhafaza v e —buna bağlı olarak- ibraz etme ödevine sahip olma, incelemeye tabi tutulmak için yeterlidir. V U K ' d a defter tutma, belgeleri muhafaza ve ibraz etmek z o r u n d a olan ger çek ve tüzel kişiler, vergi türü dikkate alınarak değil, genel olarak tespit edil mişlerdir. Nitekim, V U K ' d a , defterlerin, vergilendirmeyle bağlantılı her türlü durumu tespite imkan sağlayacak şekilde tutulması emredilmiştir ( m d . I 7 1 ) . Defter tutmakla yükümlü olanlar, esas itibariyle, kazanç, zirai k a z a n ç ve serbest meslek kazancı elde eden Gelir Vergisi mükellefleri ile K u r u m l a r Vergisi m ü kellefleridir ( V U K m d . 1 7 2 ) . Esas itibariyle diyoruz; çünkü, V U K m d . 1 7 3 , 1 2 , G V veya K V ' d e n m u a f olmakla birlikte, diğer vergilerden birine tabi olan " m ü kelleflerin", G V ya da K V muafiyetinin, "diğer vergiler" için defter tutma ödev lerine halel getirmediğini açıklamaktadır. O halde, hangi vergiler gereğince defter tutma zorunluluğu olduğunun araştırılması gerekir ki; b u r a d a karşımıza en başta Katma Değer Vergisi çıkmaktadır ( K D V K md.8). 22 VUK md.137, f . l ' d e incelemeye tabi olanların çerçevesinin gerçek ve tüzel kişiler şeklinde belirlenmiş olması hatalı bir ifade tarzıdır. Çünkü, vergi mükellefi ve hatta bunun da ötesinde vergi ödevlisi olmak için, gerçek ya da tüzel kişi olma zorunluluğu yoktur. Tüzel kişiliğe sahip olmayan "teşekküller" (VUK md.10, f.1) dahi, vergi mükellefi ya da vergi sorumlusu olabilirler. Nitekim, KVK mükellefi olarak öngörülen "iş ortaklıkları" ile "dernek ve vakıflara bağlı iktisadi iş letmeler, bu durumun tipik örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Iş ortaklığı bir adi ortaklık türüdür; denek ya da vakfa bağlı iktisadi işletmenin tüzel kişiliğe sahip olması ise, KV mükellefi yeti için şart değildir (KVK mdi2). Dolayısıyla, V U K md.137'yi, "gerçek veya tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği olmayan teşekküller" şeklinde anlamak gerekir. VUK md.172 gereğince, ticaret ve sanat erbabı, ticaret şirketleri, iktisadi k a m u müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, serbest meslek erbabı ve çiftçiler defter tutacaklardır. Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin Kamu Denetimi 402 3.1.2. İncelenecek Mükelleflerin Tespitinde İki Farklı Usul: Merkez-Taşra Farkı 3.1.2.1. İncelenecek Mükelleflerin Merkez Teşkilat Tarafından Belirlenmesi Öncelikle belirtmek gerekir ki, Türkiye'de incelenecek mükelleflerin hangi kriterler çerçevesinde tespit edileceğine dair kanuni y a da genel dü zenleyici idari işlem düzeyinde bir hukuki belirleme bulunmamaktadır. B u n a karşılık, tespit usulüne ilişkin bir düzenleme, yönetmelik düzeyinde de olsa mevcuttur. 2 3 Şöyle ki,"Maliye Teftiş K u r u l u Y ö n e t m e l i ğ i ( M T Y K ) m d . 2 3 ' e göre,' h e r yıl, M a r t ya da N i s a n ayı içinde, o yılki " i n c e l e m e ihtiyaçları ve bunlara ait esaslar ile k o o r d i n a s y o n ilkeleri" bir Genel P l a n ' l a tespit olunur. M a l i y e B a k a n ı ' n m b a ş k a n l ı ğ ı n d a Teftiş K u r u l u Başkanı, H e s a p U z m a n l a r ı K u r u l u B a ş k a n ı , Y e m i n l i B a n k a Murakıpları K u r u l u B a ş k a n ı ile B a k a n l ı k Genel M ü d ü r l e r i ve m ü s t a k i l daire temsilcilerinin katılması ile bir veya birden fazla toplantı yapılarak oluşturulan b u P l a n ' d a , çeşitli k u r u m v e kuruluşlarla ( T Ü İ K , D P T , H a z i n e , Üniversiteler, Uluslar arası K u r u l u ş l a r ) işbirliği içeri s i n d e elde edilen m a k r o ve m i k r o b a z d a e k o n o m i k veriler v e "sektör b a z ı n d a vergisel i n c e l e m e v e d e ğ e r l e n d i r m e l e r i n y e r aldığı s e k t ö r e l vergi a n a lizi r a p o r l a r ı " dikkate alınarak, i n c e l e m e y e tabi t u t u l a c a k " s e k t ö r l e r " b e lirlenir . D o l a y ı s ı y l a T ü r k i y e ' d e , i n c e l e n e c e k m ü k e l l e f l e r d e n önce, ince l e n e c e k sektörler tespit edilmekte; a r d ı n d a n o s e k t ö r d e çalışan m ü k e l leflerden hangilerinin inceleneceği belirlenmektedir. İ n c e l e n e c e k sektör s e ç i m i n d e , eldeki her türlü e k o n o m i k veri kullanılmakta; r i s k analizine d a y a l ı m o d e l l e r kullanılarak i n c e l e n e c e k s e ç i m y a p ı l m a k t a d ı r . Örneğin, k o n u t kredileri ve tapu bilgilerinden hareketle satılan k o n u t l a r ı n gerçek d e ğeri tespit edilmekte, b e y a n edilen bilgilerle yapılan karşılaştırma neticesin de k o n u t sektörü incelemeye alınmaktadır. 24 25 25 RG t.21.05.1964, S.11708 Maliye Bakanlığı 2010 Yılı Performans Programı, performans http://www.sgb.gov.tr/StratejikYonetim/Documents/2010_PP.pdf, 33 göstergeleri, ö r n e ğ i n , yapılan risk analizleri neticesinde 2006 yılı b a k ı m ı n d a n Hazine bonosu ve Devlet tahvili faiz geliri elde edenler, LPG s e k t ö r ü , Serbest bölgelerde faaliyet gösteren şirketler, a ğ a ç s e k t ö r ü , gayrimenkul satışları, bankalar, banka hesap hareketleri, G S M bayileri, mar ket zincirleri, alkollü içki firmaları ve d ü ş ü k bedelli ithalat y a p a n t o p l a m 983 şirket i n c e l e n m i ş ; Hazine bonosu ve Devlet tahvili faiz geliri elde edenler yüzde 98,3, L P G sektörü yüz d e 61,4, s e r b e s t bölgelerde faaliyet g ö s t e r e n şirketler yüzde 7 2 , 1 , ağaç sektörü yüzde 92,9, gayrimenkul satışları yüzde 82,9, b a n k a hesap hareketleri y ü z d e 66,8, G S M bayileri y ü z d e 6 0 , 1 , düşük bedelli ithalat yüzde 6 8 , 6 , market zincirlerinde y ü z d e 5,8'lik vergi kaçağı oranı tespit edilmiştir. Bkz. "Vergi kaçağı can sıkıyor", http://www.likpetder.com/haber121.asp (Erişim tarihi: 23.04.2010) GİB, bu yöntemi, izleyen yıllarda da kullanacağını açıklamıştır. Bkz. 403 Ü ç ü n c ü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Ç ö z ü m l e r ve Öneriler İncelenecek sektörler belirlendikten sonra, ilgili kurullar ve GİB, o yıla ilişkin çalışma plan ve programını hazırlarlar . İşte b u plan ve programlar da, Genel Plan'da belirlenen sektörlerde çalışan hangi mükelleflerin ince lemeye tabi tutulacağı belirtilir. Ç a l ı ş m a planı, Maliye B a k a n ı ' n ı n onayı ile kesinleşeceğinden, B a k a n ' m bu listede yer alan isimlere m ü d a h a l e ederek kimilerini listeden çıkarması ya da listeye eklemesi m ü m k ü n d ü r . Dolayısıy la, gelirler kontrolörleri, hesap uzmanları, maliye müfettişleri ve bunların yardımcıları ile stajyerleri, merkez.tarafından belirlenen mükellefleri ince lemek zorundadırlar. Bunların k e n d i başlarına bir mükellefi incelemeye almaları m ü m k ü n değildir. İncelenmesi gerektiğini düşündükleri bir m ü kellefi, ancak bağh oldukları Başkanlığa bir yazı ile m ü r a c a a t edip, onay aldıktan sonra inceleyebilirler. B a ş k a bir deyişle, bunların, incelenecek mükellefin tespiti konusunda yetkileri bulunmamaktadır. Ancak, bir kez bir mükellefi incelemeye başladıktan sonra, o mükellefle bağlantılı diğer vergi m ü kelleflerini karşıt inceleme çerçevesinde denetim kapsamına alabilmeleri m ü m kündür. 27 3.1.2.2. Vergi Dairesi Başkanlıklarınca İncelenecek Mükelleflerin Tespiti Türkiye'de incelenecek olan mükellefler, aynı zamanda GİB'in taşra teş kilatını oluşturan Vergi Dairesi Başkanhkları ve onlara bağh olarak çalışan (5345 S K m d . 2 3 , f.2) ya da onların m e v c u t olmaması halinde GİB'in taşra teşkilatını oluşturan Vergi Dairesi Müdürlükleri tarafından da belirlen mektedir. Vergi dairesi başkanları incelemeyi, doğrudan kendi emirlerinde çalışan vergi denetmenleri eliyle y a p a r l a r (Vergi Daireleri Kuruluş ve Görev Yönetmeliği ( V D K G Y ) md.5, f.5; m d . 1 3 , f.2; md.16, b.l). Vergi dairesi m ü dürleri ise, kendi yetki alanları içindeki mükelleflerden incelenmesi gerekli gördüklerini bir yazı ile, Vergi Dairesi B a ş k a m ' n a ve/veya D e n e t i m Grup Mü dürlüğü'ne iletirler. Bunlar tarafından yapılacak görevlendirme ile, vergi denetmenleri incelemeyi gerçekleştirirler . 28 29 MTYK md.24: "önceki maddede sözü geçen teftiş ve denetleme organlarının yıllık programları, ilgili Kurul Başkanlıkları ve dairelerince, genel planda yer alan esaslar göz bulundurulmak suretiyle düzenlenir. Aynı esaslar dairesinde Teftiş Kurulu için hazırlanacak lara öncelikle yer verilir. ...i) Vergi incelemeleri, yıllık teftiş programında ... Bu program Maliye Bakanının onayı ile kesinleşir." RG t.24.12.1994, S.22151 http://www.tvdb.gov.tr/mevzuat/vdb_gr.html: "2.DENETİM GRUP MÜDÜRLÜĞÜ 2.1. VERGİ DENETMENLERİ Vergi denetmenleri BÜRO büro başkanlığının BAŞKANLIĞI görevleri a) Yetki alanına ilişkin denetim nlanı knnıısıınrla şunlardır. nnonl^rHo bulunmak aşağıdaki çalışma önünde konu Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 404 B u b a ğ l a m d a , vergi d e n e t m e n l e r i d e incelenecek mükellef tespiti k o n u s u n d a y e t k i sahibi değillerdir. Ancak, incelemekle görevlendirildikleri kimse leri inceleyebilirler. Eğer incelenmesi gerektiğini düşündükleri bir mükellef varsa, b u n u n için Vergi Dairesi B a ş k a m ' n a yazılı olarak müracaat etmeleri ve ondan onay almaları gerekir. Buna karşılık, başladıkları bir inceleme çerçeve sinde, karşıt inceleme yoluyla, inceledikleri mükellefle bağlantılı p e k çok mü kellefi denetleme imkanına sahiptirler. Vergi denetlenenlerinin bağlı olduğu Vergi Denetmenleri Büro Başkanlığı ise, GİB tarafından oluşturulan denetim plam konusunda sadece önerilerde bulunabilir. 3.1.2.3. Değerlendirme Öncelikle, g e r e k lıiyerarşik a ç ı d a n en üst m a k a m olması, g e r e k dene t i m d e k o o r d i n a s y o n u n s a ğ l a n m a s ı ve g e r e k s e objektifliğin belli b i r ölçüde gerçekleştirilmesi b a k ı m ı n d a n M a l i y e B a k a m ' n ı n incelenecek s e k t ö r l e r i ve p e k çok mükellefi belirlemesi, T ü r k H u k u k u ' n d a şimdiye k a d a r hiç t a r t ı ş m a y a a ç ı î m a m ı ş s a d a ; GJÖB s o n r a s ı n d a a r t ı k b u n u n ü z e r i n d e d ü ş ü n ü l m e s i b) Gelir İdaresi Başkanlığınca oluşturulan denetim planlarını c) Yetki alanındaki vergi inceleme ve denetimlerini önlenmesi konusunda gerekli tedbirleri almak. d) Vergi inceleme ye denetimine ilişkin yöntem oluşturulması ile inceleme ve denetim rehberleri uygulamak. gerçekleştirmek, vergi kayıp ve ve tekniklerin geliştirilmesi, standart hazırlanması konusunda önerilerde kaçağının ve ilkelerin bulunmak. e) Veıyi denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirler almak, denetimde ortaya aksaklıkların giderilmesi için vergi dairesi başkanlığına görüş ve önerilerde bulunmak. f) Vergi denetim rının kullanımına g) Denetim oluşturmak. ve incelemelerinde sunmak. ve inceleme sonuçlarını kullanılacak izlemek, bilgileri toplamak değerlendirmek ve vergi inceleme çıkan elamanla ve bunlara ilişkin istatistik! h) Vergi denetmenleri ve vergi denetmen yardımcılarının-görevlendirilmeleri rın kayıtlarını tutmak ve evrakın ilgili yerlere şevkini sağlamak. veriler ile ilgili yazışmala i) Vergi denetim ve inceleme sonuçlarına ilişkin belge ve raporların muhafazasını mahremiyet ve gizlilik taşıyan evrakın güvenliğini temin etmek üzere gerekli tedbirleri sağlamak, almak. j) Tarhiyat öncesi uzlaşma işlemlerini yürütmek. m) Vergi dairesi başkanı ve/veya grup müdürü tarafından 2.2. DENETİM KOORDİNASYON Denetim Koordinasyon verilecek diğer görevleri MÜDÜRLÜĞÜ müdürlüğünün görevleri şunlardır. a) Yetki alanına ilişkin denetim planı konusunda önerilerde b) Gelir İdaresi Başkanlığınca oluşturulan bulunmak. denetim planlarını uygulamak. c) Yaygın yoğun vergi denetimlerini gerçekleştirmek, mükellefleri olayları, kayıtlan ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek. d) Vergi denetimi ve incelemelerinde rının kullanımına sunmak. kullanılacak a) Vergi ve benzeri mali yükümlülüklerle müdürlüğüne kurulabilir." ve mükellefiyetle ilgili bilgileri toplamak ve vergi inceleme ilgili ihbar ve şikayetleri f) Vergi dairesi başkanı ve /veya grup müdürü tarafından Denetim koordinasyon tim koordinatörlükleri yapmak. elemanla değerlendirmek. verilecek diğer görevleri verilen görevleri yapmak maddi yapmak. üzere ayrıca yaygın yoğun dene Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 405 gerekir. Çünkü, üst m a k a m sıfatıyla, elinde her türlü bilgiyi barmdırsa da, mükellefi en iyi tanıyan idare, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesidir. Dolayısıyla, yukarıdan aşağıya değil de, aşağıdan yukarıya bir belirleme,. daha efektif sonuçlara yol açabilecektir. Böyle bir yapılanmada, vergi dai resi incelenmesi gerektiğine inandığı mükellefleri önerecek, Maliye B a k a n lığı sadece koordinasyonu sağlayacaktır. Böylece, denetime siyasi müdahale endişelerinin de önüne geçilebilecektir. Kaldı ki, mevcut durum, denetimle bağlantılı olarak, Gelir İdaresi Baş k a n l ı ğ ı n ı n Maliye Bakanlığı'na bağlı kuruluş olmasınıı da anlamsızlaştır maktadır. Çünkü, GİB'nm bağlı bir kuruluş olarak düzenlenmesinde, sa dece vergilendirmeyle uğraşan uzmanlaşmış bir idare oluşturma isteği de ğil, aynı zamanda Maliye Bakanlığı'nm t a m a m e n dışında olmasa da, y a n özerk bir idare yaratma arzusu da yatmaktadır. Buna karşılık, çok önemli bir konu olan inceleme konusunda dahi GİB'in merkezi denetim elemanla rının Maliye Bakanı'nm onaya dışında hareket edememeleri, b u yarı özerk liğe ağır darbe vurmaktadır. Diğer yandan, incelenecek mükelleflerin, h e m ekonomik veriler ve yapı lan analizler çerçevesinde sektör bazında, hem de mükelleflerin bağlı ol dukları vergi dairesi başkanlıklarının ya da müdürlüklerindeki bilgiler çerçevesinde tespiti, esasen iyi bir yöntemdir. A n c a k bu y ö n t e m , herhangi bir kanuni düzenlemeye dayalı olmadığı için, vergi idaresi, son derece geniş bir takdir yetkisi içerisinde, bugün bu şekilde yaptığı saptamayı, yarın da ha farklı bir şekilde yapabilecektir. Bu, hukuki güvenlik ilkesine aykırıdır. Ayrıca, makul gibi görünmekle birlikte, sektör belirlemesinde risk anali zine dayak ne tür modeller kullanıldığına, hatta "risk analizine dayalı m o del" başlığı altında neyin anlaşılmasına gerektiğine dair hiçbir hukuki be lirlemenin olmaması da, hukuki güvenlik ilkesine aylardık yaratmaktadır. Burada kullanılan parametrelerin k a m u o y u n a açıklanmama nedeni, m ü kelleflerin bu parametrelerden kaçabilmek amacıyla bilgi gizleme ya da durumunu parametrelere yakalanmamasını sağlayacak şekilde farklı gös terme, yoluna gitmesinin önüne geçme olarak açıklanmaktaysa da, b u du r u m sektör belirlemesinde siyasetin rolü konusunda şüphelere yol açmak tadır. Nihayet, sektör bazında mükellef tespiti yöntemi, ister kullanılan risk analiz modellerine bağlı olarak bazı sektörler sürekli olarak incelemeye alınsın, ister bütün sektörleri zamanaşımı süresi içinde inceleme amacıyla her yıl farklı sektörler incelemeye alınsın sakıncalar yaratmaya açıktır. Şöyle ki; ilk durum, faaliyette bulunduğu sektörün incelemeye alınmaması nedeniyle pek çok incelenmeye değer mükellefin, hesap uzmanı, gelirler kontrolörü gibi uzman inceleme elemanları tarafından incelenmelerinin Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin Kamu Denetimi 406 neredeyse olanaksızlaşmasına yol açmaktadır. İkincisi ise, incelemeye alı nan sektörde çalışan mükelleflere, izleyen yıllarda artık incelenmeyecekleri için vergisel usulsüzlüklere kolaylıkla meyledebilme i m k a m yaratabilmek tedir. Son olarak, yukarıda yapılan açıklamaların ortaya koyduğu üzere, inceleme elemanları, ancak görev ve yetkili amir tarafından yapılan görevlendirme teme linde inceleme yapabilmektedirler . Dolayısıyla, incelemenin her zaman bir emre dayanması şarttır; hiçbir inceleme elemanı, bir mükellefi kendiliğinden incelemeye alabilme yetkisine sahip değildir. Eğer bir mükellefin incelenmesiniarzu ediyorlarsa, gerekçeli bir yazı ile bağlı oldukları m a k a m a müracaat edip, izin almaları şarttır. İncelemeyi gerçekleştirmekle görevli memurlardaki bu yetkisizliğe karşılık, -yetki alanı içindeki mükellefleri incelemek ve denetle mekle görevli ve yetkili- Vergi Dairesi Başkanları (5345 S K md.24, f.2), in celenecek mükellef tespiti konusunda takdir yetkisine sahiptirler; bir mü kellefi inceletmek için herhangi bir m a k a m m onayına ihtiyaçları bulun mamaktadır. Kanaatimizce, maliye müfettişi, hesap uzmanı gelirler kontro lörü gibi, inceleme konusunda özel eğitim almış, mesleki bilgi ve deneyimi geniş inceleme elemanlarına dahi, incelenecek mükellefin tespiti konusunda hiçbir takdir yetkisinin tanınmamış olması, onların sadece "denetlemekle" sınırlı tutulmaları, eleştiriye açıktır. 30 3.1.3. İncelenecek Mükelleflerin Tespitinde Kullanılan Bilgiler v e Bu Bilgilere Ulaşım Ülkemizde, Mart 2010 itibariyle halen kayıtlı G V mükellefi sayısı, 1.687.362, stopaj yoluyla vergilendirilen GV mükellefi sayısı, 2.329.562, K V mükellefi sayısı 642.765 ve K D V mükellefi sayısı 2.251.108 (verilen kimlik numarası sayısı ise, 43.821.983!!)'dir . Buna karşılık, -8 Şubat 2010 tarihi iti bariyle- toplam 3628 denetim elemanı olduğu, bunlardan 465 tanesinin M a liye B a k a n h ğ ı ' n d a görev yaptığı, 3163 tanesinin ise G İ B ' d ç görevli olduğu 31 32 Yıllık çalışma planı ve inceleme programı temelinde, Maliye müfettişleri, ancak Maliye Bakanı adına Kurul Başkanı ve büyük illerde grup başkanları, turnelerde ise ekip başkanları tarafından verilen iş emirleri; hesap uzmanları, ancak Hesap Uzmanları Kurulu veya başkanın görevlendir diği kıdemli.bir hesap uzmanından verilen görev (Yön. md. 4 ve md.97); gelirler kontrolörleri, Gelir İdaresi Başkanlığı Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı tarafından verilen görev temelin de; vergi denetmenleri ise, vergi dairesi başkanı, denetim grup müdürü veya vergi denetmenleri büro başkanı tarafından verilen görev temelinde inceleme yapabilirler. Ayrıntılı bilgi için bkz. GÜNAY Fehmi, Vergi İnceleme Görev ve Yetkisi Bu Yetkinin Kullanımı, http://www.vergisorunlari.com.tr/makale_detay.aspx?gid=2&mid=2776 Bkz. http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload7VI/20102.htm GİB, 2010 Yılı Performans Programı, http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ 2010PerformansProgrami.pdf, 30'a göre, -Kasım 2009 itibariyle- GİB'in toplam 41,642 çalışanı fit ınmoL-forlır Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 407 33 görülmektedir . Ancak, bütün mükelleflerin incelenmesi m ü m k ü n olmadığına göre, kuşkusuz idarenin burada bir seçim yapması şarttır. İncelenecek mükelleflerin başarılı bir şekilde tespiti, öncelikle doğru, ge rekli ve hızlı ulaşılabilir bilgiye sahip olmayı gerektirir. Vergi kanunlarındaki pek çok düzenleme, vergi idaresine gerek mükelleflerden ve gerekse üçüncü şahıslardan p e k çok konuda bilgi akışı garanti altına alınmış durumdadır . B u 34 http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_uploadA/l/CVI/Tablo_62.xls.htm: T A B L O : 62 VERGİ DENETİM K A D R O L A R I (1) DOLU BOŞ TOPLAM KADRO KADRO KADRO BAKANA BAĞLI: 465 1.153 1.618 - MALİYE MÜFETTİŞİ (2) 159 308 467 - HESAP UZMANI (2) 306 845 1.151 GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞINA B A Ğ L I : 3.163 4.387 7.550 374 526 900 (VERGİ DENETMENİ) (2) 2.789 3.861 6.650 GENELTOPLAM: 3.628 5.540 9.168 - MERKEZİ (GELİRLER KONTROLÖRÜ) (2) - MAHALLİ (DEFTERDARLIK EMRİNDE) ( 1 ) 8 ŞUBAT 2010 TARİH! İTİBARİYLE (2) MALİYE MÜFETTİŞ YARDIMCILARI, HESAP UZMAN YARDIMCILARI V E STAJYER GELİRLER KONTROLÖRLERİ İLE VERGİ DENETMEN YARDIMCILARI DAHİL Buna karşılık, Maliye Bakanlığı'nın 2010 Yılı Performans Programı'nda, Teftiş Kurulu Başkanlı ğımda 197, Hesap Uzmanları Kurulu'nda^ 379 personel olduğu bilgisi verilmektedir. Bkz. http://www.sgb.gov.tr/StratejikYonetim/Documents/2010_PP.pdf, 13 Vergi idaresinin otomasyon sürecine geçişi çerçevesinde, bugün vergi idaresi, mükellefe ait pek çok bilgiye bilgisayar ortamında sahiptir. Bu bilgilerin büyük kısmı, mükellefin bildirimleriyle oluşmuş bilgilerdir. Çünkü, şekli bir ödev olarak vergi ödevlilerine vergi kanunlarıyla getirilmiş olan bildirim yükümlülüğünün çerçevesi son derece geniştir. Faaliyete başlamadan, adrese, bunlardaki değişikliklerden matrahta, ölüm ya da mal transferlerinden basılı belgelere kadar pek çok hususun vergi idaresine, vergi idaresinin ayrıca bir talebi olmaksızın bildirilmesi gerekmek tedir. Bunlara, vergi idaresinin özel olarak talep ettiği bilgiler ile yoklama denetim aracı yoluyla elde ettiği bilgilere veya yapılan incelemeler çerçevesinde diğer mükellefler üzerinden elde edi len bilgiler de eklendiğinde, idarenin elinde mükellefe ait son derece geniş, sistematize ve çok kolay ulaşılabilir bir bilgi deposu çıkmaktadır. Vergi idaresi, getirilen düzenlemeler çerçevesinde pek çok bilgiyi depolamakta; bu bilgiler, "vergi mahremiyeti"ne ilişkin VUK md.5 çerçevesinde koruma altında bulunmaktadırlar. Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka Uygun ve Etkin K a m u Denetimi 408 bilgilere hızlı ulaşıra ise, özellikle, 1998 yılından i t i b a r e n k u l l a n ı l m a y a baş l a n a n V E B O P (Vergi Dairesi O t o m a s y o n P r o j e s i ) ile s a ğ l a n m a y a başla mıştır. B u p r o j e çerçevesinde, v e r g i dairesinin b ü t ü n işlemleri birbiriyle b ü t ü n l e ş m i ş şekilde bilgisayar o r t a m ı n d a y a p ı l m a k t a , mükellefin defter ve belgelerini bilgisayar o r t a m ı n d a t u t m a s ı m ü m k ü n o l m a k t a , b e y a n n a m e l e r bilgisayar o r t a m ı n d a verilebilmektedir. Eylül 2009 itibariyle, 448 Vergi Dai resi, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı ve 581 Malmüdürlüğü İnter net Tabanlı Vergi Dairesi Otomasyonu uygulamasına geçmiştir . K a s ı m 2009 itibariyle b e y a n n a m e l e r i n % 9 9 u (toplam 55.000.000 b e y a n n a m e ) elektro nik o r t a m d a gönderilmektedir . 35 38 5 37 Elde edilen ilgili tüm bilgiler, Bakanlık merkez teşkilatındaki yardımcı bi rimler arasında yer alan - 3 1 personelli - Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı (178 sayılı K H K md.29 ), ki buraya bağlı olarak M E T O P (Merkez Erişimli Otomas yon Projesi) yürütülınektedir, ama özellikle GİB'in ana hizmet birimleri arasın da yer alan Uygmlama ve V e r i Y ö n e t i m i D a i r e B a ş k a n l ı ğ ı ile D e n e t i m ve 38 39 40 GİB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerformansPrograrni.pdf, 28 http://wvw.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ Bunlar, VEDOP-3 kapsamında ulaşılan rakamlardır. Bkz. GİB, 2010 Yılı Performans Programı, http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ 2010PerformansProgrami.pdf, 29 GİB, 2010 Yılı Performans Programı, http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ 2010PerformansProgrami.pdf, 29. Kurumlar Vergisi, ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazancı için Gelir Vergisi, Geçici Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi, ö z e l İletişim Vergisi ve Şans Oyunları Vergisi beyannamelerinin elektronik ortamda verilmesi zorunludur. http://www.sgb.gov.tr/StratejikYonetim/Documents/2010_PP.pdf, 13 178 sayılı KHK md.29: "Bilgi işlem Dairesi Başkanlığının görevleri şunlardır. a) Bakanlığın bilgisayar hizmetlerini ilgili birimlerle birlikte yürütmek, b) Bilgi işlem projeleri ile ilgili olarak Bakanlık birimleri arasında koordinasyon ve işbirliği esaslarını belirlemek, c) Bakan lık merkez ve taşra kuruluşlarının haberleşme ve her nevi elektronik sistemlerinin temin, tesis, bakım ve onarımlarına ilişkin esasları belirlemek, gerekli görülen hallerde bakım ve onarım işle rini yapmak veya yaptırmak, d) Bakanlıkça verilecek benzeri görevleri yapmak." 5345 SK md.11 gereğince, Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı'nın görevleri arasında, "1. İşlemlerin hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi için gerekli bilgi işlem sistemlerini kurmak, teknolojik gelişmelere uygun bir şekilde geliştirmek ve bilişim faaliyetlerini yürütmek. 2. Başkan lığın taşra teşkilatının görev ve çalışma esasları ile ilgili yönetmelik ve yönergeleri, diğer birim lerle işbirliği yapmak suretiyle hazırlamak ve uygulanmasını izlemek. 3. Taşra birimlerinin kuru luşuna ilişkin işlemleri yürütmek. 4. Merkez ve taşra teşkilatının iş ve işlem akışlarını düzenle mek ve verimliliğini artırmaya yönelik tedbirler almak. 5. Taşra birimlerinin iş ve işlemlerinde ko ordinasyon ve uygulama birliğini sağlamak. 6. İdare ve mükelleflerce kullanılacak belge ve form larla vergi beyannamelerini hazırlamak. 7. Tüm ekonomik faaliyetlere ilişkin ulusal mali bilgi alt yapısını tek merkezden geliştirmek, yönetmek ve bu bilgileri ilgili birimlerin kullanımı na sunmak. 8. Kurumsal veri tabanını oluşturmak ve ulusal veri alt yapısının hazırlanma sına katkıda bulunmak. 9. Mükellefiyet, vergilendirme, denetim ve risk analizine yönelik her türlü bilgi, veri ve istatistiği toplamak ve işlemek. 10. Vergilendirme, denetim, planlama ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele konularında veri sağlamak. 11. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamındaki kamu idarelerine verilmesi gereken her türlü beyanname, bildirge ve benzeri belgeleri, bu idarelerin mevzuatı gereğince elektronik ortamda bunlar adına almak. 12. Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak." bulunmaktadır. (Koyu renkli vurgulamalar yazara aittir.) 409 Ü ç ü n c ü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 41 U y u m Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından ilgili memurların kullanımına sunulmaktadır. Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı, toplanacak v e depolanacak verileri saptamakta, bunları toplamakta v e sistem atize e t m e k te; Denetim ve U y u m Yönetimi Daire Başkanlığı ise, U y g u l a m a v e Veri Yönetimi Daire Başkanhğı'n.da toplanan bilgileri analiz e t m e k t e ve en Önemlisi denetlenecek mükellefleri tayin etmektedir. Bu çerçevede, Uygulama ve Veri Yönetimi D a i r e Başkanlığı bünyesin deki Veri Ambarı Yönetim M ü d ü r l ü ğ ü ' n d e , Veri A m b a r ı Bilgi Sistemi (VERÎA) oluşturulmuştur . V E R İ A ' d a şu bilgiler yer almaktadır : bilan ço esasına göre defter tutan mükelleflerin mal v e hizmet alımlarına v e sa tışlarına ilişkin bildirim (Form, F o r m B a ve F o r m Bs); vergi inceleme ra poru ile sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığı veya düzenlediği tespit edilen mükellefler (Form 11); gayrimenkul alım satımı yapan kişiler hakkında bilgiler; gayrimenkul ipotek işlemleri; kredi k a r t ı ile satış yapan üye iş yerlerinin satış tutarlarına ilişkin bankalardan alman bilgiler; T.C. Merkez Bankası'ndan alman ve tutarı 50.00.0 U S D ' y i veya eşitini aşan dövizlerin yurt dışına transfer işlemlerine ilişkin bilgiler; D e v let Malzeme Ofisi'ne mal ve hizmet satanlar; b a n k a bilgileri; özel finans k u r u m u bilgileri; sigorta şirketleri bilgileri; aracı kuruluşlar, portföy yöne tim şirketleri, diğer borsa aracı kuruluşları bilgileri; posta ve telgraf teşki latı bilgileri; factoring şirketleri bilgileri; tüketici finansman şirketleri bil gileri; finansman kiralama şirketleri bilgileri; yetkili müesseseler (döviz 42 43 5345 SK md.13'e göre, bu Başkanlığın görevleri arasında şunlar yer almaktadır: "1. Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığında oluşacak bilgileri değerlendirerek vergi incelemesine yet kili birimlerin kullanımına sunmak; 2. Başkanlığın vergi İnceleme ve denetim yıllık planını hazır lamak; 3. Vergi inceleme ve denetimine ilişkin yöntem ve teknikleri geliştirmek, standart ve ilke lerin oluşturulmasını sağlamak, inceleme ve denetim rehberleri hazırlamak; 4. Vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek, bu konuda gerekli tedbirleri önermek ve çalışmaları yapmak; 5. Başkanlığın vergi inceleme ve denetim yıllık planına uygun olarak vergi denetmenleri ve yar dımcıları tarafından vergi inceleme ve denetimlerinin yapılmasını sağlamak; 6. Vergi inceleme sine yetkili birimlerin inceleme ve denetim sonuçlarını İzlemek, değerlendirmek ve istatistikler oluşturmak; 7. Vergi inceleme ve denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirleri almak, bu konuda görüş ve önerilerde bulunmak; 8. Vergi inceleme ve denetim çalışmalarında merkez ve taşra birimleri arasında koordinasyonu sağlamak; 9. Mükelleflerin faaliyetlerini gruplar ve sektörler itibarıyla analiz etmek, mukayeseler yapmak ve bu suretle risk alanlarını tespit etmek; 10. Vergi yükümlülüklerine ilişkin ihbar ve şikayetleri değerlendirmek; 11. Görev alanıyla ilgili olarak Başkanlıkça verilecek konularda araştırma ve incelemeler yapmak, önerilerde bulunmak; 12. Başkanlığın görev alanına giren konularda 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mu hasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununun uygulanmasına ilişkin çalışma lar yapmak ve tereddütleri gidermek; 13. Tek düzen hesap planı ve mali tablolara ilişkin çalış malar yapmak veya yapılmasına katkıda bulunmak; Muhasebe standartlarının belirlenmesine ilişkin çalışmalara, katılmak ve görüş bildirmek; 14. Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yap mak. " GİB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerforrnansPrograrni.pdf, 92 http://wvvw.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ GİB, 2010 ' Y ı l ı ' Performans Programı, 2010PerformansProgrami.pdf, 94-95 http://www.gib.gov.tr/fileaclmin/beyannamerehberi/ Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin Kamu Denetimi 410 büroları) bilgileri; ikrazatçılardan alınan bilgiler; kıymetli maden aracı kuruluşları bilgileri; takasbank bilgileri; Adalet Bakanlığı (UYAP kapsa mında avukat ve bilirkişilerin) bilgileri . B u bilgilerin de ortaya koyduğu üzere -istatistiki bir bilgi bulunmamakla birlikte-, T ü r k H u k u k u ' n d a esas itibariyle Gelir Vergisi, K u r u m l a r Vergisi ve K a t m a Değer Vergisi bakı mından inceleme yapıldığı; ayrıca, D a m g a Vergisi ile B a n k a ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nin de incelenen vergiler arasında olduğu görülmek tedir. Başka bir deyişle, eldeki veriler, daha çok bu vergi türlerindeki kayıp ve kaçakları tespite yönelik olarak sistematize edilmekte ve kullandmaktadırlar. 44 Veri A m b a r ı Yönetim Müdürlüğü, b u bilgileri inceleyip, aldığı çıktıları incelenmek üzere vergi denetim birimlerine göndermektedir. Bu çerçevede, beyan dışı kalan vergisel olaylar ve kayıt dışı ekonomi incelenmekte, be yanların tutarlılığı kontrol edilmekte, vergilendirmeye esas olan kıymet hareketleri incelenmekte, mükelleflerin çapraz denetimine tabi otokontroller yapılmaktadır . Gelirler Kontrolörleri, özellikle Veri Ambarı Bilgi Siste minden (VERİA) faydalanmaktadırlar . 45 46 Çalışma sisteminde ve toplanan bilgilerin kapsamında 20 yıl içerisinde gelinen noktayı biraz da olsa görebilmek amacıyla, Kemal KILIÇDAROĞLU'nun 1991 tarihli "Çağdaş Vergi Denetimine Gelir İdaresinin Katkısı" başlıklı bir makalesi (http://www.kemalkilicdaroglu.com/ index.php?option=com_content&view= article&id=236&catid=29<emid=41 (Erişim tarihi: 19.03.2010)) ilgi çekicidir. Yazar, Türkiye genelinde alınan tüm vergi beyannamelerinin Bilgi İş lem Merkezi'nde toplandığını, bu beyannamelerden yararlanılarak kimi istatistikler (örn., zarar beyan eden mükellef oranı, meslek grupları itibariyle beyan edilen gelirler, ortalama gelirin altın da gelir beyan eden mükellef oranı, stopaj yoluyla tahsil edilen vergi miktarı) çıkartıldığını; Gelir ler Genel Md. Vergi İstihbarat Merkezi'nde ise, mükellef bazında bilgilerin toplandığını belirtmek te ve toplanan bilgileri şu şekilde sıralamaktadır: "i) Anlaşmalı matbaalardan gelen bilgiler ışı ğında hangi mükellefin kaç adet hangi belgeden bastırdığı kontrol edilmektedir, ii) Eczaneler ta rafından gönderilen bilgi formlarıyla serbest çalışan doktorların düzenledikleri reçete adedi kont rol edilmektedir, iii) Tapu Sicil Müdürlüklerince gönderilen bilgi formlarıyla gayrimenkul alım sa tımları alıcı ve satıcı açısından ayrı ayrı kontrol edilmektedir, iv) Mahkemeler ve İcra ve İflas Da irelerinden gelen bilgiler ışığında, hangi avukatın nerede, yılda kaç davaya baktığı denetlene bilmektedir, v) Defter ve belgesi zayi olan mükelleflerle, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltı cı belge düzenleyen ve/veya kullanan mükelleflerin arşivi oluşturulmaktadır, vi) Çeşitli kamu ku ruluşlarından (Belediye, T.E.K., Valilik vb.) alınan bilgilerle serbest çalışan mimar ve mühendis lerin kime, yılda kaç proje çizdikleri kontrol edilmektedir, vii) Kıymetli maden, taş veya eşyaları işleyen kişilerden gelen bilgiler ışığında, kıymetli maden veya taşı işlenmek üzere teslim eden kişinin kimliği ve teslim ettiği malın miktar ve değeri izlenebilmektedir, viii) İmalatçı sınai kuruluş lardan gelen bilgiler ışığında, aynı işi yapan kuruluşların kapasiteleri, çalıştırdıkları işçi sayısı, kullandığı enerji miktarı ile üretimleri karşılaştırılabilmektedir. ix) İnşaat müteahhitlerinin asgari maliyetlerinin resmi kayıtlara intikali için, Belediyelerce verilen yapı ruhsatında müteahhitlerin inşa ettikleri yapıların, Bayındırlık ve Iskan Bakanlığınca her yıl belirlenen asgari metrekare birim tlyatlanndan aşağı olmamasına yönelik çalışma son aşamasına gelmiş olup, görüş alınmak üzere İçişleri Bakanlığına gönderilmiştir. Bu çalışmanın sonuçlanması halinde, müte ahhitlerin konut yapı maliyetleri büyük ölçüde gerçeğe yakın olarak saptanabilecektir." GİB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerforrnansPrograrni.pdf, 85 http://www.gib.gov.tr/fileadmln/beyannamerehberi/ GİB, http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ 2010 Yılı Performans Programı, Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 411 Denetim ye U y u m Yönetimi Daire Başkanlığı bünyesindeki Risk Anali zi Merkezi tarafından yürütülen M E R A K (Merkezi Risk Analizi ve Katmanlaştırma Projesi) ise, incelenecek K V mükelleflerinin belirlenmesinde kullanılmaktadır . Nihayet, K D V İadesi Risk Analizi Projesi çerçevesinde, iade talep eden mükelleflerin verdiği listeler bilgisayar programına yükle nerek, riskli mükelleflerin yakından takibi sağlanmakta ve böylece h e m haksız vergi iadeleri önlenmeye h e m de sahte fatura düzenleme riskleri tespit edilmeye çalışılmaktadır . 47 48 T ü m bunların yanı sıra, etkin bir vergi denetimi yapılmasını sağlamak ayrı ca, -VEDOP sisteminden hareketle- V E D O S (Vergi Denetmenleri Otomasyon Sistemi) geliştirilmiş o l u p ; V E D O S yoluyla, vergi denetmenlerinin, mükellef lerin yasal kayıtlarına ve Merkezi Risk Analiz Sistemi çerçevesinde elde edilen verilere ulaşmaları m ü m k ü n kılınmıştır . 49 50 Haklarında depolanan tüm bu bilgiler karşısmda mükellefler, internet vergi daireleri üzerinden, sadece kendileriyle ilgili kimlik ve vergi bügilerine (daha önce verdikleri beyannameleri, borç dökümlerini, tahakkuk fişlerini, ödeme bügilerini, yurt dışı çıkış yasağı olup olmadığım) ulaşabümektedirler. Ancak, kendilerine ilişkin olan vergi idaresinin elindeki tüm bilgilere ulaşabümelerine izin verilmemektedir, ki bu temel hak ve özgürlüklerden biri olan ve A Y md.20'de güvence altına alınan özel hayatın gizliliğinden kaynaklanan "kendisine ait bilgileri belirleme" hakkının ihlali anlamındadır. 3.1.4. İncelenecek Mükelleflerin Tespitinde Başvurulan Kriterler: İncelenecek Mükellefin Tespitinde "Neden" Olgusu ya da İdarenin Takdir Yetkisinin Sınırları Bir mükellefin incelemeye tabi tutulması için bir "neden"e ihtiyaç olup olmadığı; başka bir deyişle, "mükellefin incelenmesini gerektiren özel bir durumun mevcudiyerPne gerek olup olmadığı, hukukumuzda şu ana ka dar üzerinde tartışümış bir konu değildir. B u soruyu asbnda tersten gidip, "mükellef ne zaman incelenemez" şeklinde yöneltmek de m ü m k ü n d ü r . Türk H u k u k u ' n d a b u konuda bir düzenlememe bulunmamakta olup; gerek yargı, gerek doktrin ve gerek uygulamadaki temel yaklaşım, bütün mükellefle- GİB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerformansProgrami.pdf, 85 http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ GlB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerformansProgrami.pdf, 88 http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ GlB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerformansProgrami.pdf, 45 http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/ GlB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerformansProgrami.pdf, 45 http://www.gib.gov.tr/fueadmin/beyannamerehberi/ Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 412 r i n h e r z a m a n " h e r h a n g i b i r özel n e d e n " e ihtiyaç o l m a k s ı z ı n denetlenebile ceği şeklindedir; "îdare, her zaman, vergi kanunları ile kendisine tanınan ince leme yetkisini kullanabilme ve vergilendirilmemiş bir işlem veya gelirin tespiti durumunda yeni bir tarhiyat yapma olanağına sahip bulunmaktadır. " Dolayı sıyla, hiç bir mükellef, "neden bir başkasının değil, kendisinin denetlendiği"ni "hukuki sorun" haline getiremez. 51 Buna karşılık, bu yaklaşımı iki hukuki gerekçe çerçevesinde sorgulamak gerekir. Türk Hukuku bakımından a ç ı k k a n u n i temele sahip gerekçe, 5345 SK m d . l temelinde vergi i d a r e s i n i n "vergiyi en az maliyetle t o p l a m a k " görevi ile, görevini "verimlilik, etkililik ve mükellef o d a k l ı l ı k " temel ilkelerine g ö r e ifa e t m e z o r u n l u l u ğ u n d a n kaynaklanmaktadır. Kaldı ki, 5018 sayılı Ka m u Mali Yönetimi, ve Kontrol K a n u n u da ( m d . l , md.9) k a m u k a y n a k l a r ı n ı n etkili, e k o n o m i k ve verimli b i r şekilde kullanılmasını emretmekte, bununla bağlantılı olarak kamu idareleri performans denetimine tabi rutulmaktadn. Bu çerçevede 5345 SK md.30, f . l ' d e ise, "Başkanlık personelinin; mükellef mem nuniyeti, vergi gelirlerindeki tahakkuk ve tahsilat artış oranı, vergi toplama maliyeti, uyum oranı ve benzeri genel performans ölçütleri ve hedefleri Başkan tarafından belirlenir. Uyum oranından maksat, mükellef beyanlarının vergi kanunlarına uygunluğu ölçüsüdür. " denilmektedir. Sınırlı k a m u k a y n a k l a r ı n a s a h i p olan ve b u k a y n a k l a r l a b ü t ü n mükellefleri incelemesi m ü m k ü n olma y a n v e r g i idaresi, a n c a k incelenmesi için h a k k ı n d a belli b i r n e d e n , m a k u l b i r g e r e k ç e b u l u n a n mükellefleri inceleyerek k a m u k a y n a k l a r ı n ı verimli ve etkili k u l l a n m ı ş o l a c a k t ı r . 52 Diğer gerekçe, A n a y a s a ' d a n , m d . l 3 ' t e n kaynaklanmaktadır. Şöyle ki; in celeme ile özel h a y a t ı n gizliliğinin (AY m d . 2 0 ) b i r p a r ç a s ı n ı o l u ş t u r a n t i c a r i ya d a m e s l e k h a y a t ı n a b i r m ü d a h a l e g e r ç e k l e ş m e k t e d i r . Ç ü n k ü , kişi n i n ticari/meslek h a y a t ı n a , işletmesine ilişkin t ü m bilgilere eî a t ı l m a k t a ; " g e r ç e ğ i n " b u l u n m a s ı a d ı n a , kişinin b a n k a h e s a p l a r ı n a , servetine, iş ilişki lerine, işletntesindeki m a l l a r a , h a t t a h a r c a m a l a r ı n a k a d a r geniş b i r alan m e r c e k altına ;alınmakta, s o r g u l a n m a k t a d ı r . Diğer y a n d a n , incelemenin iş y e r i n d e gerçekleştirilme şekline, k a p s a m ı n a ve s ü r e s i n e bağlı o l a r a k d u r u m a göre, kişinin m a d d i ve m a n e v i varlığını k o r u m a ve geliştirme h a k k ı (AY m d . İ T ) ile çalışma ö z g ü r l ü ğ ü n e de (AY md.48) m ü d a h a l e l e r g ü n d e m e gelebilecektir. B u m ü d a h a l e n i n m d . l 3 ' t e yer alan diğer esaslarla birlikte ö l ç ü l ü l ü k ilkesine d e u y g u n o l m a s ı g e r e k i r . İ n c e l e m e yoluyla ulaşılmak 53 5 1 Danıştay VDDGK, t.13.06.2003, E.2002/592, K.2003/333, www.danistay.gov.tr 5 2 5018 sayı ve 10.12.2003 tarihli Kanun, RG t.24.12.2003, S.25326 53 ı Aslında, -AİHS md.8'den farklı olarak- AY md.20, f . 1 , bu temel hakka müdahale nedenine izin vermeyen bir üslup içinde kaleme alınmıştır: "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gös terilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 413 istenen a m a ç " d o ğ r u vergi tahsilatını s a ğ l a m a k " o l d u ğ u n a g ö r e , i n c e l e m e n i n bu a m a c a u l a ş m a k için " g e r e k l i " o l d u ğ u d u r u m l a r d a k u l l a n ı l m a s ı ge r e k i r . B a ş k a b i r deyişle, - ö l ç ü l ü l ü k ilkesinin alt i l k e l e r i n d e n b i r i o l a n ge reklilik ilkesi gereğince- d o ğ r u v e r g i t a h s i l a t ı n ı s a ğ l a m a a m a c ı n a u l a ş m a k için kullanılabilecek t ü m a r a ç l a r a r a s ı n d a n , b i r e y e v e k a m u y a en a z z a r a r verecek olanın k u l l a n ı l m a s ı g e r e k i r . M ü k e l l e f e en a z z a r a r v e r e c e k a r a ç " i n c e l e m e " o l m a d ı ğ ı n a göre, bireysel o l a y d a niçin i n c e l e m e y e b a ş v u r u l m a s ı gerektiğine ilişkin b i r "neden"in o l m a s ı ş a r t t ı r . Dolaylısıyla, mükellef, niçin d e n e t l e n i y o r u m diyemez, a m a niçin inceleme a r a c ı y l a d e n e t l e n i y o r u m diye s o r m a h a k k ı n a s a h i p t i r . Hemen bu noktada, kaynak A l m a n Vergi H u k u k u ' n d a ortaya konulan yaklaşımdan şu noktada farMılaştığımızm da ifade edilmesi gerekir. Alman Hukuku'ndaki kimi yazarlarca inceleme için özel bir nedene ihtiyaç olduğu kabul edilmekte; ancak bu, "idarenin kanuniliği ilkesf'nden ha reketle idarenin takdir yetkisinin ölçülülük ilkesine u y g u n bir şekilde kullanıl masına bağlanmaktadır. Tabi bu şekilde de düşünülmesi mümkündür. Ancak, kanaatimizce, meseleyi temel hak ve özgürlükler bağlamında ele almak, m ü k e l lefe daha geniş korama imkanı sunmaktadır. 54 Bu bilinç içerisinde y a p ı l m a s a d a , a s l ı n d a g e r e k M a l i y e B a k a n ı ve; ge r e k V e r g i Dairesi B a ş k a m t a r a f ı n d a n y a p ı l a n incelenecek m ü k e l l e f tespitle r i n d e objektif k r i t e r l e r e d a y a n m a ç a b a s ı g ö r ü l m e k t e d i r . T ü m b u bilgi edinmeleri, d e p o l a m a l a r ı , r i s k m o d e E e m e l e r i , a n a l i z l e r ile hedeflenen, v e r g i k a y ı p ve k a ç a ğ ı n ı n önlenmesidir, k i b u n u n için de, h a l i k ı n d a v e r g i k a y ı p ve k a ç a ğ ı n a yol açtığı y ö n ü n d e veri b u l u n a n ödevlilerin incelenmesi g e r e ğ i ve isteği açıktır. Bu doğrultuda, örneğin Vergi Dairesi Başkanlıkları tarafından incelenecek mükelleflerin, - e s a s itibariyle- yıllık çalışma p l a n ve p r o g r a m l a r ı n d a b e l i r t i len ilkeler d o ğ r u l t u s u n d a " b e y a n n a m e s e ç i m i " y a p ı l a r a k " i n c e l e m e ö n e r i r a p o r l a r ı n a " g ö r e tespit edildiği g ö r ü l m e k t e d i r l e r . B e y a n n a m e l e r i n h a n g i u n s u r l a r d i k k a t e a l ı n a r a k seçildiği y a d a i n c e l e m e ö n e r i r a p o r l a r ı n ı n h a n g i k r i t e r l e r çerçevesinde h a z ı r l a n d ı ğ ı k o n u s u n d a b i r belirlilik y o k t u r . A n c a k , b e y a n n a m e d e bildirilen m a t r a h ile geçmiş y ı l l a r d a b e y a n edilen m a t r a h l a r a r a s ı n d a k i ciddi f a r k ; aynı a l a n d a faaliyette b u l u n a n b e n z e r m ü k e l l e f l e r i n matrahları ile a r a d a k i ciddi f a r k ; gelir ü z e r i n d e n a l m a n v e r g i l e r b a k ı m ı n d a n , ciddi gelir d ü ş ü k l ü ğ ü ya d a g i d e r artışının d i k k a t çekeceği a ç ı k t ı r . U y g u l a m a d a , d e n e t i m e l e m a n l a r ı n ı n , öncelikli o l a r a k ; 55 -beyannamesini vermeyen, Bkz. örn. KUNIG Philip, "Grenzen öffentlicher Kontrolle aus dem Prinzip der Rechtssicherheit: Deutschland", bu kitap, 2 no.lu başlık; Ayrıca bkz. ve krş. TIPKE/KRUSE, Kommentar zur Abgabenordnung und Finanzgerichtsordnung, §193, Tz.36 v d . (Loseblatt) TEKİN/ÇELİKKAYA, Vergi Denetimi, 2.B., Ankara, 2007, 161 Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 414 -sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığı veya düzen lediği ya da VTJK md.359'da yazık diğer fillerle kaçakçılık suçu işlediğin den şüphelenilen, -hakkında ihbar olan, ki ihbarın ciddi olması gereği açıktır (3071 SK. Md.4 ve m d . 6 ) ; 56 -zarar beyan eden; - K D V beyannameleri uzun süre devreden K D V beyanname çıkartan; -matrahları çok yüksek olmasına rağmen, ödenecek K D V ' s i düşük çı kan; -cirosuna göre düşük emtia beyan eden; -vadeli olarak geniş çaplı satış yapan mükellefleri denetlediği görül mektedir . 57 Bunların haricinde, örnekleme yöntemi y a da karşıt inceleme çerçeve sinde de bir mükellefin incelemeye alınması m ü m k ü n d ü r . 3.2. Objektif Kapsam: Ne İncelenecektir? İncelemenin kapsamı, olaydan olaya değişiklik gösterebilir. Vergi ödevlile ri, kimi zaman "tam inceleme"ye, yani her tür vergi bakımından kapsamlı şekil de denetime , kimi zaman "kısa inceleme"ye, yani, sadece bir vergi türü bakı mından ve bu verginin matrahına ilişkin unsurların bir ya da bir kaçı bakımın dan incelemeye ; kimi zaman ise "sınırlı inceleme"ye, yani, bir vergi türüne ilişkin matrah unsurlarının bir ya da bir kaçının, sadece belli bir kısmının ve 58 59 3071 sayı ve 01.11.1984 tarihli Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun md.4 gereğince, dilekçelerde, dilekçe sahibinin adı-soyadı ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması; md.6, b. a gereğince ise, dilekçenin belli bir konuyu ihtiva etmesi şarttır. Bu Kanun çerçevesinde çıkartılan 1993/2 ve 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgeleri iie 22.11.1990 tarih ve 1990/1 Sıra No.lu İhbarlar Şubesi İç Genelgesi, 20.01.2000 tarih ve 2000/1 Sıra No.lu Vergi İhbarları İç Ge nelgesi ve 19.03.1992 tarih ve 1992/1 Sıra No.lu İhbarlar Şubesi İç Genelgeleri'nde, yapılacak ihbarlarda, inandırıcı mahiyette, olayla ilgili yeterli bilgi ve belgeler eklenmiş ise herhangi bir iş lem yapıp yapmama hususu, bu dilekçelerin gönderildiği Makamın takdirine bırakılmıştır. Konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TÜRKAY İmdat, Vergi Kayıp ve Kaçağının Azaltılmasında İhbar Müessesesinin Fonksiyonu, http://www.gimder.org.tr/ default.asp?maka!e=172 (Erişim tarihi: 25.04.2010) Bkz. ve krş. TEKİN/ÇELİKKAYA, 1 6 1 , dpn.111 Gelir İdaresi Başkanlığı, Tüm Yönleriyle Vergi İncelemesi, 2007, 9; TEKİN/ÇELİKKAYA, 148 ve burada kendisine atıfta bulunulan Hesap Uzmanları Kurulu, Denetimin İlke ve Esasları, C.l, İs tanbul, 1966, 101 Gelir İdaresi Başkanlığı, Tüm Yönleriyle Vergi İncelemesi, 2007,10; TEKİN/ÇELİKKAYA, 148 ve burada kendisine atıfta bulunulan Hesap Uzmanları Kurulu, Denetimin İlke ve Esasları, C.l, Is. . ... ^r-.sr-r, K.—:u u.,ı „„ı v„„,o,„ı^ \ / o r n i | „ ^ | a m a < : i Ictanhııl 1QQA 191 Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 415 60 belli bir konu ile sınırlı olarak incelenmesine (örn., elde edilen ticari kazanca ilişkin giderlerin incelenmesi) tabi tutulabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Yine ölçülülük ilkesine uy gun şekilde, inceleme kapsamının, doğru vergilendirme yapılmasını sağla m a amacıyla "orantüı bir ilişki" içinde olması gerekir. Ayrıca, vergi idare sinin incelemenin kapsamını, "vergiyi en az maliyetle toplama" ve k a m u kaynaklarını "etkili, ekonomik v e verimh' bir şekilde kullandma" zorunlu luğuna (5345 SK m d . l ; 5018 SK m d . l ve md.9) uygun şekilde belirlemek zo runda olduğu da hatırdan çıkartılmamalıdn. Nihayet, burada son olarak, bir vergi ödevlisi nezdinde daha önce ince lemeye alınmış bir dönemin ve konunun, tekrar incelemeye tabi tutulup tutulamayacağı konusuna değinmek isteriz. U y g u l a m a d a vergi idaresi, daha önce incelenmiş bir dönemi, sonuç ne olursa olsun (herhangi bir hu kuka aykırılık tespit edilmiş olsun ya da olmasın) tekrar incelemeye almak tadır . Kanaatimizce, -yukarıda ortaya konulan gerekçelerle- daha önce yapılan inceleme kapsamlı bir incelemeyse, inceleme yapılmasını gerektire cek yeni bilgiler ele geçmediği sürece inceleme yapılması h u k u k a aykırıdır. 61 4. İ n c e l e m e Zamanı İnceleme, tahakkuk zamanaşımı ile ceza kesme zamanaşımı süreleri içinde herzaman kullanılabilecek bir denetim aracıdır. Türk Vergi Hukuku'nda tahakkuk zamanaşımı beş yıldır; bu süre, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yılı takip eden yılın başından itibaren başlar (VUK m d . l 12); dolayısıyla, süre başlangıcı tarihi her zaman 1 Ocak'tır. Ceza zamanaşımı ise, KabhK md.20 temelinde, üç ile sekiz yıl arasında değişmektedir . Zamanaşımı geçtikten sonra yapılacak incelemelerde yapılacak tespitlere herhangi bir hukuki sonuç bağlanamayacaktır. 62 TEKİN/ÇELİKKAYA, 148 ve burada kendisine atıfta bulunulan Hesap Uzmanları Kurulu, Dene timin İlke ve Esasları, C.l, İstanbul 1966, 102 ve Ş E K E R Nezih, Hukuksal Yapısıyla Vergi İnce lemesi, İstanbul, 1994, 121 ÖZYER Mehmet Ali, Açıklama ve örneklerle Vergi Usul Kanunu Uygulaması, 3.B., 2004, 224 Bu madde gereğince, kabahat teşkil eden hukuka aykırı hareketin işlenmesi veya neticenin gerçekleşmesinden itibaren, nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde sekiz yıl, maktu idari para cezasını gerektiren kabahatlerde ise, -Yüz bin Y T L veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, -Elli bin YTL veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, -Elli bin YTL'den az idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç yıl geçtikten sonra, artık ilgilisi hakkında idari para cezasının uygulanması m ü m k ü n değildir. Buna karşılık, VUK md.374, f.1 gereğince, "vergi ziyaı cezasında, cezanın bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden itibaren; 353 ve mük.355'inci maddeler uyarınca kesilecek usulsüzlük cezalarında, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıl; usulsüzlükte, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın bi rinci gününden başlayarak iki yıl" içinde vergi cezasının kesilmesi gereklidir." Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin Kamu Denetimi 416 İncelemenin., k a p a n m ı ş h e s a p d ö n e m l e r i n e ilişkin o l a r a k y a p ı l m a s ı ş a r t değildir (VUK md.138, f.2). "Ödenmesi gereken verginin doğruluğunun araştı rılması ve tespit edilmesi" için, öncelikle vergi borcunun tespit edilebilir olması, bunun için de vergiyi doğuran olayın son bulmuş olması gerekir. Ancak, "ödenmesi gereken verginin doğruluğunun sağlanması" için, dönemsel vergiler bakımından henüz ilgili vergi dönemi bitmeden de inceleme yapmak mümkün dür. İnceleme yapılacağının önceden haber verilmesi zorunlu değildir. Böylece, vergi kaçıran mükelleflerin, bunu ortaya koyan delilleri karartmalannrn önünegeçirmek isterrmiştir . Ancak, uygulamada çoğunlukla inceleme yapılacağı önceden mükellefe bildirilir. 63 5. i n c e l e m e Yeri V U K md.139 gereğince, incelemenin iş y e r i n d e y a p ı l m a s ı gerekir. B u r a d a a m a ç , inceleme elemanın işletmenin d u r u m u n u y e r i n d e g ö r m e s i ve böylece d a h a iyi b i r d e ğ e r l e n d i r m e y a p m a i m k a n ı n a sahip olmasını sağla m a k t ı r . İncelemenin, ancak üç istisnai durumda vergi dairesinde yapılması mümkündür ki, bunlar: 1. işyerinin inceleme için uygun olmaması, 2. ölüm, işin terki, gibi nedenlerle incelemenin iş yerinde yapılmasının mümkün bulunmama sı, 3. mükellefinin ya da vergi sorumlusunun, incelemenin vergi dairesinde ya pılmasına rıza göstermesi. Ancak, kanunun açık hükmüne rağmen, u y g u l a m a d a inceleme, çoğunluk l a v e r g i d a i r e s i n d e yapılır h a l e g e l m i ş ; b u n a g e r e k ç e o l a r a k da, "inceleme e l e m a n ı n ı n a y n ı a n d a b i r d e n fazla incelemeyi y ü r ü t e b i l m e s i ile mükellefin m ü ş t e r i l e r i n e yanlış intiba v e r m e m e k ' gösterilmiştir. Üstelik b u h u k u k a a y k ı r ı y a k l a ş ı m , v e r g i yargısı t a r a f ı n d a n d a k ı s m e n desteklenmiş, D a n ı ş t a y V D D G K , inceleme elemanı t a r a f ı n d a n iş y e r i n e getirilmesi talep edilen 64 5 65 6 6 Krş. TEKlN/ÇELİKKAYA, 162 Uygulamada vergi idaresi, bir yazıyla, mükelleflerden VUK md.148 vd. hükümleri çerçevesinde, yani bilgi toplama yetkisi çerçevesinde defter ve belgeleri getirmesini istemekte; eğer verilen sü re içinde vergi idaresine defter ve belgeler ibraz edilmezse, VUK mük. md.355 gereğince işlem yapılacağı, yani özel usulsüzlük kabahati kesileceği bildirilmektedir. ÖZYER, 224 Dan. VDDGK, 1.18.02.2005, E.2004/186, K.2005/27 (www.danistay.gov.tr; DD S.110): "Temizlik taahhüdü işi yapan yükümlünün 1998 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerinden, yevmiye deften ve defter-i kebir dışındaki diğer defterleri ile alış ve satış faturalarını incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına re'sen salınan kaçakçılık ce zalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinin ikinci fıkrasının 3'üncü bendinde, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi re'sen takdir nedeni olarak belir lenmiştir. Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 417 defter ve belgelerin g e t i r i l m e m e s i n i , V U K m d . 3 0 , O , b . 3 k a p s a m ı n d a b i r r e ' s e n t a r h i y a t n e d e n i o l a r a k k a b u l etmiştir. Kanaatimizce, a y n ı a n d a b i r d e n fazla incelemeyi y ü r ü t m e k , incelenen mükellefler a r a s ı n d a o r g a n i k b i r b a ğ l a n t ı o l m a d ı ğ ı s ü r e c e , i n c e l e m e sağlı ğını o l u m s u z etkileyecek b i r d u r u m d u r . Diğer yandan, tek b a s m a i n c e l e m e h e r h a n g i b i r suç i s n a d ı a n l a m ı n a gelmediği için, m ü k e l l e f h a k k ı n d a yanlış intihaya yol a ç m a s ı söz k o n u s u o l m a m a k g e r e k i r . T a m a k s i n e , i ş y e r i n d e inceleme, b i r y a n d a n , incelemenin d a h a objektif ve k a p s a m l ı şekilde yapıl m a s ı n a yol a ç a c a k ; diğer y a n d a n , v e r g i i d a r e s i n i n etkin b i r şekilde çalıştı ğını göstererek, diğer mükellefler ü z e r i n d e h u k u k a a y k ı r ı b i r d a v r a n ı ş içine girmelerini önleme (/caydırıcılık), genel o l a r a k k a m u o y u ü z e r i n d e d e i d a r e y e güven d u y u l m a s ı , adil b i r v e r g i l e n d i r m e y a p ı l d ı ğ ı n a ' i n a n c ı n a r t m a s ı etkisine s a h i p o l a c a k t ı r . İncelemenin vergi dairesinde yapılacak olması halinde, mükellefe, defter ve belge ibrazı için en az on beş günlük ( V U K md.14) bir süre tanınır. Haklı mazeret beyanı halinde bu süre uzatılabilir ( V U K m d . 1 7 , m d . 1 3 9 ) . İnceleme nin iş yerinde yapılması halinde ise kural, defter ve belgelerin derhal ibrazıdır. Çünkü, defter ve belgelerin iş yerinde bulunması gerekir. Ancak, mükellefin haklı bir mazeret beyanı halinde, mükellefe u y g u n bir süre verilecektir ( V U K md.17). . Bu düzenlemeye göre, kanunen tutulması zorunlu defterlerin tümünün veya bir k ı s m ı n ı n ibraz edilmemesinin dönem matrahının re'sen takdirini gerektfrebilmesl için İbraz isteği nin vergi incelemesine yetkili olanlarca yapılmış olması yeterli olup; ayrıca, defterlerin vergi incelemesi sırasında istenilmiş olması koşulu düzenlemede yer almamaktadır. Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin bu hükme göre üstüne düşen görevleri yerine getirmediği anlaşıldığından, mahkemenin re'sen takdir nedeni bulunmadığı yolun daki gerekçesi yerinde görülmemiştir." Buna karşılık, Danıştay'ın 2005 yılına kadar görüşü bu şekilde değildi. Nitekim, hukuka uygun bir karar örneği olarak bkz. Dan. 4 . D., t.10.11.1999, E. 1999/350, K. 1999/3959 (DD, S.103(2001), 368): "Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, da valı İdarece yükümlünün 1996 yılı hesaplarının incelenmesi amacıyla ilgili yıl defter ve belgele rinin ... günlü ve ... sayılı yazı ile istenmiş olmasına karşın yükümlüce bu istem yen'ne getirilme diğinden takdir komisyonu kararına dayanılarak Vergi Usul Kanunu'nun 30/3'üncü maddesinden hareketle resen matrah takdiri ve buna görede tarhiyat yapılması yoluna gidildiği anlaşılmakta dır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30/3'üncü maddesine göre tutulması mecburi olan defterlerin vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi hali re'sen tak dir nedeni olarak belirtilmiş ise de, aynı Kanunun 139. maddesinde, vergi İncelemesinin esas İtibarıyla İncelemeye tabi alan İşyerinde yapılacağı, İşyerinin müsait olmaması, ölüm işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle İncelemenin dairede yapılabileceği, bu takdirde incelemeye tabi olanların lüzumlu defter ve belgelerini daireye getirmesinin kendisinden yazılı olarak İsteneceği hükme bağlanmış olduğundan bu hüküm gereğine uyulmadan doğrudan yazı yazılarak İncelenmek üzere defter ve belgelerin İstenmesi ve bu İstemin yerine getirilmediğinden bahisle re'sen vergi tarhlyatına gidilmesi yerinde değildir." (Ka rarlardaki koyu renkli ve/veya alt çizgiyle yapılan vurgular yazara aittir.) Ayrıca bkz. örn. Dan. 4.D., t.11.10.1995, E.1994/4263, K.1995/3877 (ÖZBALCI Yılmaz, Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Ankara, 2002, 411-412) Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 418 6. İnceleme Süreci İncelemenin önceden haber verilmesi zorunlu olmamakla birlikte (VUK m d . 1 3 8 , f.l), uygulamada çoğunlukla mükellef önceden haberdar edilmektedir. İnceleme, inceleme elemanının fotoğraflı kimliğini ibraz ederek kendisini tamtması, inceleme yapılacağının belirtmesi ve incelemenin konusunu açık lamasıyla başlar ( V U K md.136, md.140, f.l, b . l ) . Bu bağlamda, incelemenin dayanağını teşkil eden görevlendirme yazısıyla birlikte, incelemenin nede ninin, konusunun ve kapsamının (örn. incelenecek vergi türünün / türleri nin, gelir unsurunun/unsurlarının, incelenecek dönemin/dönemlerin) açık lanması gerekmektedir . İnceleme esnasında elde edilen bulgulara göre kap samın sonradan genişletilmesi tabi ki mümkündür. 67 V U K ' d a açık bir düzenleme olmadığı için, ispat bakımından, inceleme nin başladığına ve hangi defter ve belgelerin teslim alındığına dair bir tu tanak tutulup tutulamayacağı konusu tartışmalıdır. Kanaatimizce, yetkili m e m u r u n bunu kendiliğinden yapması, eğer o bunu re'sen yapmazsa, IYUK md.10 çerçevesinde mükellefin bunu talep edebilmesi mümkündür. Ancak hemen b e lirtmek gerekir ki, V U K md.140, f . l ' e 6009 SK ile eklenen ve 01.01.2011 tari hinden itibaren yürürlüğe girecek ikinci bent ile, incelenmeye başlanmış oldu ğ u n u n tutanağa bağlanması açıkça kanunen öngörülmüştür. B u düzenleme gereğince, düzenlenen tutanağın bir örneği incelenen mükellefe verilecek, bir örneği ilgili vergi dairesine, diğer örneği de inceleme elemanının bağlı olduğu birime gönderilecektir. İnceleme, ancak resmi çalışma saatleri içinde yapılabilir; ancak mükellefin onayı olursa bu kural göz ardı edilebilir (VUK md.140, b.2). Mükellef, incele m e elemanına çalışma yeri göstermek ve onun resmi çalışma saatleri arasında işletmede çalışmasına müsaade etmek zorundadır. İnceleme elemanı, isterse iş yerini gezebilir; h e m mükellefe ve h e m de işletmede çalışanlara sorular yönel tebilir, envanter sayımı yapabilir. T ü m bu hususlarda, mükellefler inceleme elemanına yardımcı olmak zorundadırlar (VUK md.257). 6009 SK ile getirilen v e 2011 başından itibaren uygulanacak olan olumlu düzenleme temelinde, "İn celemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde ise en fazla altı ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir ve altı ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tara- EROL Ahmet, Vergi İncelemesi Sırasında Mükellef Hakları, http://www.ozdogrular.com/content/view/11011/176/ (Erişim tarihi: 20.04.2010); BAYKARA Be kir, Vergi İncelemesi Sırasında Mükellefin Hakları, http://www.huseyinust.com/Thread-VERGIINP.FI F M F S I - S I R A R I N n A - M l l K F L I F F I N - H A K L A R I (Erişim tarihi: 20.04.2010) 419 Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusa) Çözümler ve Öneriler fından incelemenin bitirilememe nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapı lana bildirilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri alırlar. " (VUK md.140, f.1, b.6). Görüldüğü üzere, kanun koyucu burada azami süreleri belirlemiştir; dolayısıyla, her tam incelemenin muhakkak bir yıl ve sı nırlı incelemenin ise altı ay sürmesi gibi bir durum söz konusu değildir . İnce leme elemanı, h e m mükellefîn çalışma özgürlüğü ile m a d d i ve manevi varlı ğım geliştirme hakkını ihlali etmemek, h e m de k a m u kaynaklarının etkin ve verimli şekilde kullanımını sağlamak üzere, incelemesini m a k u l bir süre içinde bitirmesi, Anayasal ve kanuni bir zorunluluk olarak kabul edilmeli dir. 68 İnceleme neticesinde, -gerek duyulursa (/hukuka aykırılık mevcutsa)- ince leme ile tespit olunan "vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumları" (VUK md.141, f.l), başka bir deyişle, hukuki değerlendirmeler için temel ve/veya delil oluşturacak olan hususlar (örn. mükellef kurumun ortaklık yapısı, incelenen tak vim yıllarına ilişkin tasdik edilmiş defterleri, beyanname dökümleri, satılıp teslim edildiği halde faturası kesilmemiş mal ve hizmetler, kayıtlarda yer almakla birlik te mükellef kurum belgeleri arasında bulunmayan faturalar, dikkat çekici giderler, hesaplardaki usulsüzlükler, mükellefin b u konulara ve faaliyetine ilişkin beyanla rı) için inceleme tutanağı; diğer yandan, bu tespit olunan, ulaşılan bilgi ve delille rin hukuki açıdan değerlendirimini içeren bir inceleme raporu düzenlenir. Hukuki değerlendirmeleri değil, sadece maddi vakıaları içeren inceleme tutanağına, mü kellefin tespit olunan hususlara ilişkin görüş ve itirazları da aktarılır ve tutanak hem inceleme elemanı ve h e m de mükellef tarafından imzalanır ( V U K md.141, f.l). Mükellef tutanağı imzalamaktan çekinirse, tutanakta bahis konusu edilen olaylar ve hesap durumlarmı ihtiva eden defter veya vesikalar, onun rızasına ba kılmaksızın alımr ve inceleme neticesinde tarh edilen vergiler ve kesilen cezalar kesinleşinceye kadar geri verilmez; mükellef her zaman bu tutanağı imzalayarak defter ve vesikalarını geri alabilir ( V U K md.141, f.2). Dolayısıyla, tutanak, mü kellef tarafından itiraz edilmeyen deliller bakımından, -burada artık bir ikrar ol duğu için- kesin delil vasfma sahip olur . 89 İşaret etmek gerekir ki, bu düzenleme pek çok soruyu beraberinde getirmiştir, ö r n e ğ i n , incele me elemanına ek sürenin hangi şartlarda verilebileceği; mükellefin, ek süre verilmesini gerekti ren nedenlerin gerçeklerden uzak ya da kabul edilebilir olmadığına, dolayısıyla ek süre verilme sinin hukuka aykırı olduğuna inandığı hallerde ek süre verilmesi kararını yargıya taşıyıp taşıya mayacağı (ki, A Y md.125, f.1 temelinde kanaatimizce bu mümkündür); vergi incelemesinin ön görülen süre içerisinde bitirilmesi için alınacak tedbirlörin çerçevesi; kanuni ve ek süreAler içinde incelemenin bitirilmemesi halinde ne tür hukuki sonuçlar ortaya çıkacağı gibi. Ancak, Danıştay, daha sonra bu tutanakta yer alan ve mükellef tarafından itiraz edilmeden imzalanan hususları dahi kesin delil olarak kabul etmemekte; mükellefin bunlara sonradan itiraz etmesini kabul etmektedir, ö r n . 25.02.2000 tarih ve E. 1999/335, K.2000/98 sayılı bir Danıştay VDDGK kararına göre (www.danistaygov.tr): "...Direnme kararını temyiz eden vergi dairesi mü dürlüğü; matrah farkının inceleme raporuna ekli tutanaöı ihtiraz! kavıt kovmaksızın imza- Vergi H u k u k u Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 420 İnceleme elemanı tarafından hazırlanıp, imza edilen inceleme r a p o r u n d a ise, inceleme elemanı, incelemede elde edilen bilgi ve delillere hukuki sonuçlar bağlar. 6009 SK ile V U K m d . l 4 0 ' a eklenen düzenleme ile, raporun, vergi ka nunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülerlerle de uygun olması zorunlu ihale getirilmiş ( V U K md.140, f.l, b.5, c . l ) ; böylece, idarenin aynı ya da benzer vergisel durumlar için her kademede aynı bakış açı sını ortaya koyması ve buna bağlı olarak da uygulamada eşitliğin sağlanmak istenmiştir. Eğer, daha önce yapılan tarhiyat ve/veya tahsilatın hukuka aykırı olduğu, mükelleften fazla vergi istendiği ve/veya alındığı tespit edilirse, hatalı tarhiyat idari işlemi geri alınıp yerine yenisi tesis edilir , fazla tahsil edilen vergi iade edilir. Eğer,; inceleme neticesinde hukuka aykırılıklar tespit edilirse, raporda, yapılması gereken tarhiyat ve/veya cezai idari işlem önerileri yer alır. İnceleme neticesinde hukuka aykırı bir durum olmadığı saptanırsa, b u da rapor da belirtilir. Hazırlanan rapor, eğer inceleme elemanı o vergi dairesi bünyesinde çalışmıyorsa, h e m mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine, h e m de raporu hazır layan inceleme elemanının bağlı olduğu Başkanlığa sunulur. Bu Başkanlık G İ B ' d e n farklı bir yerse, bu d u r u m d a Başkanlık tarafından G İ B ' e gönderilir. Dolayısıyla, inceleme raporunda yapılması belirtilen idari işlemler, inceleme elemanınca değil, yetkili vergi dairesi tarafından yapılır. 70 71 72 İnceleme raporunun hukuki niteliğine gelince, yukarıda da belirtildiği üzere, 6009 SK ile getirilen 01.01.201 l ' d e n itibaren yürürlüğe girecek düzen lemeye kadar, inceleme raporunu bir h a z ı r l ı k işlemi olarak nitelendirmek gere kir. Çünkü, yetkili vergi dairesi, inceleme raporunda önerilen idari işlemleri yapmak ya da aynen önerildiği şekilde yapmak zorunda değildir . İnceleme 73 Sayan yükümlü şirket yetkilisinin ifadesine dayanılarak bulunmuş olması karşısında tarhlyatta yasaya aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. ... ödenme si gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacını içermesi gere ken vergi incelemesi olayda yalnız yükümlü şirket yetkililerinin İfadesine dayanmaktadır. Turistik otel işletmeciliği yapan yükümlünün ilgili dönemlerdeki hasılatının, emsal işletmelerle karşılaştırılmadığı gibi turizm acentaları ya da müşteriler nezdinde yapılabilecek karşıt incele melerle irdelenmediği, yeterli ve yasanın aradığı nitelikte bir inceleme ile saptanmadığı anlaşıl maktadır. Bu durumda yükümlü şirketin söz konusu dönemlerde kayıt dışı hasılatı bulunduğu yolunda yeterli bir tespit bulunmadığından tarhiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır. Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine karar verildi." (Karardaki koyu renkli vurgular yazara aittir.) Kanaatimizce, Danıştay'ın bu yaklaşımının nedenlerinden biri de, inceleme tutanağına mükellefin itirazlarının aktarılmamış olabileceği endişesidir. VUK md.140, f . 1 , b.5: "Vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemezler. Ancak, bu düzenlemelerin vergi kanun larına aykırı olduğu kanaatine varırlarsa bu hususu bağlı oldukları birimler aracılığıyla Gelir İda resi Başkanlığına düzenleyecekleri bir rapor ile bildirirler." ÖZBALCi, 406-407: "Verginin fazla ödendiğinin anlaşılması halinde ise, fazla ödenen kısmın, mükellefe iadesi icap eder. Bunun için fazla ödemenin, düzeltme yolu ile ıslah edilebilecek bir vergi hatasından ileri gelmiş olması da şart değildir." 1 no.lu başlık Buna rağmen, uygulamada, çoğunlukla, r a p o r doğrultusunda idari işlem tesis edilmekteydi. Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 421 raporunda hukuka aykırılık olduğu veya yeterli inceleme yapılmadığına inanan vergi dairesinin, rapora hazırlayan inceleme elemanının bağlı olduğu k u r u m a iç hiyerarşik yapı içerisinde (GİB üzerinden inceleme elemanının bağlı olduğu Başkanlığa) gerçekleştireceği bir başvuru ile, b u raporun tekrar değerlendiril mesi, geçersiz kabul edilmesi ya da yeniden bir inceleme yapılmasını sağlaya bilmesi mümkündür. Aksine bir yorum, hukuka u y g u n olmayan incelemeler neticesinde hazırlanan raporların dahi yetkili vergi dairesince uygulanması zo runluluğunu ortaya çıkartmaktadır ki, b u n u n Genel İdare H u k u k u ' n u n genel ilke ve kurallarına aykırılığı açıktır. Yetkili vergi dairesi, ancak bağlı olduğu üst makamlardan gelen emirleri/talimatları gerçekleştirmek zorunda olup, vergi incelemesiyle görevli memurlar, vergi dairesinin bağlı olduğu bir üst merci olmadıklarından, inceleme rapora icrai değil, aksine -kendisini takiben yapılma sı gerekebilecek düzeltme, iade, tarhiyat v e ceza kesme işlemlerinin yapılması gerekip gerekmediği konusunda yetkili vergi idaresini bilgilendiren v e yönlen diren bir hazırlık işlemidir . 74 Ancak, 6009 SK ile V U K m d . H O ' a eklenen fıkralarla, bir yandan inceleme raporlarının ilgili vergi dairesine gönderilmeden önce, idarenin kendi içinde bir denetimden geçmesi öngörülmüş ve bunun için, h e m her bir inceleme elemanı nın bağlı olduğu birim içerisinde, h e m de merkezde (Maliye Bakanlığı merkez teşkilatında) rapor değerlendirme komisyonları oluşturulmuş; diğer yandan, kanun metnine açıkça vergi dairesinin inceleme raporunu "işleme k o y a c a ğ ı " ibaresi eklenmiştir. Nitekim, V U K md.140, f.2, 3 ve 4 ' e göre; "Maliye müfettiş leri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile staj yer gelirler kontrolörleri tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, işle me konulmak üzere ilgili vergi dairesine tevdi edilmeden önce, vergi inceleme sine yetkili olanların bağlı olduğu birimler nezdinde meslekte on yılını tamam lamış en az üç kişiden oluşturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafın dan vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir, incelemeyi yapanla komisyon arasında uyuşmazlık oluşması halinde uyuşmazlığa konu vergi inceleme raporları üst değerlendirme mercii olarak, Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarları aşan tarhiyat Önerisi içeren vergi inceleme raporları ise doğrudan, Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlı ğı ve Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı bünyesinde oluşturulan rapor değerlen dirme komisyonlarının üyeleri arasından görevlendirilecek üçer üyeden oluşan dokuz kişilik merkezi rapor değerlendirme komisyonu tarafından vergi kanunla rı ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ye Bkz. yukarıda dpn. 9; Diğer denetim türleri de hazırlık işlemi niteliğindeyseler de (örn. bkz. ÖNCEL/KUMRULU/ÇAĞAN, 99 vd.), yoklamayı takiben yapılan idari işlem çoğunlukla bir ceza kesme işlemi olmaktadır. Kaldı ki, yoklama ve bilgi toplama tek başlarına matrah büyüklüğünü saptamaya yeterli değillerdir. Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka U y g u n ve Etkin K a m u Denetimi 422 ö'zelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. İncelemeyi yapanlar, bu komis yon tarafından yapılacak değerlendirmeye uygun olarak düzenleyecekleri vergi inceleme raporlarını işleme konulmak üzere bağlı oldukları birime tevdi eder ler. 135 'inci madde ile vergi incelemesi yapmaya yetkili kılınan diğer memur lar tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, Gelir idaresi Başkanlığı merkez ve taşra birimlerinde oluşturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından değerlendirilir. Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları yaptıkları değerlendirme sırasında, verilmiş bir özelgenin 369 'uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları halinde, söz konusu özelge, Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonundan üç üye ile 413 'üncü maddeye göre oluşturulan komisyondan iki üyenin katılımıyla oluşturulacak beş kişilik bir komisyon tarafından değerlendirilir. Bu komisyon ca verilen kararlar, ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlar." Başlı b a s m a ayrı bir yazının konusunu teşkil edebilecek -eleştiriye açık- bu düzenleme ile, görüldüğü üzere, inceleme raporunun idarenin kendi içindeki tüm değerlendirmelerden geçerek kesin bir işlem şeklinde ortaya çıkması sağ lanmıştır. Rapor değerlendirme komisyonu ya da - d u r u m a göre- komisyonları tarafından bildirilen görüşler çerçevesinde "nihai" halini alan inceleme raporu, "işleme konulmak üzere ilgili vergi dairesine tevdi" edilecektir. Dolayısıyla, ilgili vergi dairesinin inceleme raporuna uyması artık zorunludur; vergi dairesi artık sadece, inceleme raporunda belirtilen idari işlemleri yerine getirmekle zorunlu bir icra merci haline getirilmiştir. Bu nedenle, V U m d . l 4 0 ' t a k i bu deği şiklik yürürlüğe girdiği andan itibaren inceleme raporu artık bir hazırlık işlemi olmaktan çıkıp, mükellefin hukuki statüsünü doğrudan etkileyen bir "kesin ve i c r a i " nitelikli idari işlem niteliğine sahip olacaktır. 75 76 Dolayısıyla, Danıştay V D D G K ' n ı n 2005 tarihli bir kararında inceleme raporuna karşı açılan davayı kabul e t m e k yoluyla inceleme raporunu kesin ve İYUK md.14, b.3/d gereğince, ancak "kesin ve yürütülmesi gereken (icrai) idari işlemler idari davaya konu olabilirler. İdari işlemin kesin olması, idari işlemin tamamlanmış olmasını ifade eder. Tamamlanma, gerekli şekil ve usul kurallarına uyularak oluşturulan iradenin açıklanmasıy la gerçekleşir. Yapılan işlemin imzalanmasıyla, idari işlemin tamamlandığı belgelenir. İdari işle min icrai olması ise, idarenin tek yanlı olarak açıkladığı iradesinin hukuki sonuçlar doğurması, ilgili kişilerin hak ve yükümlülükleri üzerinde etkide bulunmasını ifade eder. Bkz. GİRİTU/BİLGEN/AKGÜNER, 884-885; GÖZLER, 265-266; GÖZÜBÜYÜK, sıra no: 164, 174; GÜNDAY, 112-113 Uyuşmazlık konusu olayda, kendisine karşı dava açılması kabul 1998 yılını zararla kapadığını beyan eden mükellefin 1998 yılına ait lenmiş, zararı kabul edilmemiş, ancak sahip olduğu yatırım indirimi ken bir kurumlar vergisi hesaplanmamıştır. Dan. VDDGK, edilen inceleme raporunda kurum kazancı re'sen belir hakkı nedeniyle tarhı gere t.23.12.2005, E.2005/201. Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 423 icrai nitelikli bir idari işlem olarak değerlendirimi, ancak V U K m d . l 4 0 ' t a k i değişikliklerin yürürlüğe girmesiyle bir kanuni temele kavuşacaktır. D a m ş t a y V D D G K ' y a göre, "Vergi Usul Kanununun 134 ve müteakip maddeleri gere ğince ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacıyla düzenlenen bu raporun davacının sonraki yıllara sarkan zarar miktarı ve yatırım indirimi miktarını doğrudan etkileyeceği açık oldu ğundan ve vergi dairelerinin Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesine göre düzenlenen rapor gereklerini yerine getirmekle yükümlü oldukları göz önüne alındığında, daha sonraki yıllarda davacının mali tablolarını etkileyecek bu inceleme sonucunun, ortada tarh ve tahakkuk bulunmadığından bahisle kesin ve yürütülmesi gerekli bir idari işlem olmadığını söylemeye hukuken olanak bulunmamaktadır. K.2005/308 (www.danistay.gov.tr): "Un imalat ve ticareti faaliyetinde bulunan ve 1998 yılını za rarla kapatan davacı şirketin, bu dönemde gerçeği yansıtmayan faturaları kayıtlarına alarak ku rum kazancını azalttığı tespit edilmekle birlikte, yararlanabileceği yatırım indirimi tutarı nedeniy le, üzerinden kurumlar vergisi salınması önerilmeyen kurum kazancının kaldırılması ve dönem zararının beyan edilen tutarda olduğuna karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır. Adana 2.Vergi Mahkemesi 16.9.2003 günlü ve E: 2003/125, K: 2003/923 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378'inci maddesinde yer alan düzenleme karşısında, vergi mah kemesinde dava açabilmek için vergi tarh edilmesi, ceza kesilmesi gibi davacının hukuki duru muna etki yapan kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlemin bulunması gerektiği, olayda ise, dü zenlenen vergi inceleme raporuyla, davacının 1998 yılında kurum kazancı bulunduğu tespit edilmiş ise de, yatırım indirimi nedeniyle vergi inceleme elemanı tarafından tarhı gereken ku rumlar vergisi hesaplanmadığı, davalı idare tarafından da, davacı adına idari davaya konu ola cak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem tesis edilmediği gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İda ri Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar vermiştir. Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 23.11.2004 günlü ve E: 2003/2093, K: 2004/2880 sayılı kararıyla; vergi inceleme raporlarının gereklerinin vergi dairesi müdürlüklerince yerine getirilmesi gerektiği, vergi dairesi müdürlüklerinin rapor sonuçlarını de ğiştirmeye, düzeltmeye veya kaldırmaya yetkisi bulunmadığı, bir vergi inceleme raporuyla, be yan edilen zararın azaltılması veya matrah farkı bulunmakla birlikte, vergi yasalarının indirim ku ralları nedeniyle vergi tarhı gerekmese de, izleyen yıla devreden indirimin azaltılması gerektiği sonucuna ulaşılması halinde, vergi dairesi müdürlüklerince ilgililerin dönem zararları yahut izle yen yıla devreden zarar veya indirim tutarının raporda saptanan düzeyden daha yüksek kabulü ne olanak bulunmadığı, dolayısıyla, bu kapsamdaki vergi inceleme raporları, inceleme dönemi ne ait ve izleyen yıla devreden zarar ve indirim tutarlarını azaltıcı etkileri nedeniyle yükümlülerin haklarını sınırlayıcı nitelik taşıdıklarından, idari davaya konu oluşturabilecekleri gerekçesiyle ka rarı bozmuştur. Bozma kararına uymayan Adana 2.Vergi Mahkemesi 10.5.2005 günlü ve E: 2005/449, K: 2005/495 sayılı kararıyla; vergi mahkemesinde dava açılabilmesi için mükellefler adına vergi ve ceza ihbarnamesi düzenlenip tebliğ edilmiş olması gerektiği, olayda ise, davacı adına düzen lenmiş herhangi bir ihbarname veya tahakkuk fişi bulunmadığı, vergi ve ceza tarhiyatına ilişkin olmayan, sadece davacının uyuşmazlık yılı olan 1998 yılını takip eden yıllarda dikkate alması gereken yatırım indirimi miktarını gerekçeli olarak açıklayan ve tek başına hukuki bir sonuç do ğurmayan bir vergi inceleme raporu tebliğ edilmiş bulunduğu, davacının icrai niteliği bulunma yan, sadece bilgi verme amacını taşıyan vergi inceleme raporuna karşı dava açma imkanı bu lunmadığı, diğer yandan ihtilaflı dönemi takip eden yıllarda söz konusu inceleme raporuyla veri len bilgilere göre beyanda bulunmaması halinde, vergi dairesince inceleme raporundaki öneriler doğrultusunda vergilendirme işlemi yapılacağı ve bu işleme karşı her zaman dava açılabileceği, işleme konulmadığı sürece vergi inceleme raporunun icrai niteliği bulunmadığından, tek başına dava konusu edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 15/1-b maddesi ııvannr.a rarin;./,-./. <- - Vergi Hukuku Örneğinde Hukuka Uygun ve Etkin K a m u Denetimi 424 Bu durumda, yükümlülerin inceleme dönemine ait ve izleyen yıla devreden zarar ve indirim tutarlarının azaltılması yolundald vergi inceleme raporları, yükümlülerin haklarını sınırlamaları, daha sonraki dönemdeki vergilendirilme lerini doğrudan etkilemeleri ve yürütülmesi zorunlu nitelik taşımaları nedeniyle idari davaya konu, oluşturacağından, aksi görüşle davanın reddi yönünde veri len ısrar kararı hukuka uygun bulunmamıştır. " Denilebilir ki; Karar'daki "inceleme raporunun yürütâlmesinin zorunlu ol duğu" yönündeki görüşe hukuki dayanak olarak alman V U K md.30, f . l , V U K md.140, f.2, f.3 ve f.4 ile bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, artık gerçek ten de, inceleme raporunun aynen uygulanması zorunlu idari işlem olduğu görü şünü destekleyen bir düzenleme olarak kabul edilmelidir. 77 V U K ek m d i l l , inceleme s o n r a s ı n d a a m a t a r h i y a t ya da ceza k e s m e i d a r i işlemleri öncesinde, v e r g i incelemesine d a y a n ı l a r a k t a r h edilecek ver gilerle kesilecek cezalar ü z e r i n d e t a r h i y a t öncesi u z l a ş m a y a p ı l m a s ı n a izin v e r m e k t e d i r . İncelemeyi gerçekleştiren m e m u r t a r a f ı n d a n , mükellefin b u h a k k ı n d a n h a b e r d a r edilmesi A Y m d . 4 0 gereğince z o r u n l u d u r . 7» Sonuç Vergi denetimine ilişkin olarak özellikle son yıllarda artırılan otomasyon çalışmalarının, vergi denetiminde etkinliği arttırdığı bir gerçektir. Ancak, "Ma liye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunun geçen yılki vergi denetimleri, vergi kaçakçılarının, kazandıkları her 3 Uranın 2 lirasını cebine attığını, 1 'ini ise vergisini ödemek üzere devlete beyan ettiğini ortaya koydu. " şeklindeki artık ne yazık ki kanıksanmış gazete haberleri, vergi incelemesi konusunda ül kemizde alınması gereken çok uzun bir yol olduğunu göstermektedir. 7B Vergi incelemesindeki yıllık % 1 -3 arasında değişen oran düşüklüğü, duru mun "siyasi bir tercih" olduğu yönünde görüşlerin ortaya atılmasına sebep ol makta; denetim kadrolarının yarısından fazlasının yıllardır boş olması, vergi VUK md.30, f . 1 : "Re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komis yonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı re'sen takdir olunmuş sayılır." "Kazancın 1'i devlete 2'si cebe", Hürriyet, t.31.03.2009, http://arama.hurriyet.com.tr/ arsivnews.aspx?id=11329820 (Erişim tarihi: 20.04.2010). Habere göre, "Hesap Uzmanları Kuru lu, geçen yıl 2 bin 257 vergi incelemesi gerçekleştirdi. Bu denetimlerde incelemeye alınan mü kelleflerin devlete 19 milyar 205 milyon 401 bin 726 lira gelir beyan ettiği, buna karşılık 11 milyar 828 milyon 6 bin 641 lirayı kaçırdığı anlaşıldı. Hesap uzmanları, incelemelerini şirketler üzerinde yoğunlaştırdı. 2 bin 257 denetimin bin 122'si kurumlar vergisi mükellefleri nezdinde gerçekleşti rildi. İncelemeye alınan kurumlar vergisi mükelleflerinin beyan ettiği gelir 1 milyar 798 milyon 165 bin 266 lira, kaçırdıkları gelir ise 3 milyar 558 milyon 149 bin 486 lira oldu." Üçüncü O t u r u m : Vergi Denetiminde Ulusal Çözümler ve Öneriler 425 idaresinin elindeki toplam taşıt miktarının 1166 olması gibi kimi fiziki kaynak lanılın sınırlılığı , kayıt dışı ekonominin yüksekliğiyle yan yana getirildiğinde, siyasi iktidarın bu konuda ivedilikle önlem alması gereğini ortaya koymaktadır. 79 Ancak, tüm bunlar yapılırken asla ihmal edilmemesi gereken, incelemenin gerçekte temel hak ve özgürlüklere bir müdahale olduğunun bilincinde olunma sı, bu hakka "vergi" gibi kamu yaran temelinde yapılmasına izin verilen m ü d a halenin, Anayasal sınırlara uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerekliliğidir. H u k u k u n sınırları içinde etkin denetini m ü m k ü n d ü r . GIB, 2010 Yılı Performans Programı, 2010PerformansProgrami.pdf, 27 http://www.gib.gov.tr/nieadmin/beyannamerehberi/