2 - Balkan Günlüğü Gazetesi

Transkript

2 - Balkan Günlüğü Gazetesi
SAYFA 01
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
ISSN-2146-085X
İz. PİM. PP 104
600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA
web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın...
www.balkangunlugu.com
14 MART 2016 PAZARTES - Y›l: 8 Say›: 362
Yunanistan ile Türkiye
arasnda büyük ibirlii
Yunanistan Ba!bakan Aleksis Tsipras, Ba!bakan Ahmet Davutolu’nun konuu
olarak zmir’deydi. Tsipras, 95 yl sonra zmir’e gelen ilk Yunan Ba!bakan oldu
KRTK Brüksel zirvesi sonras'nda
Babakan Ahmet Davutolu ile
Yunanistan Babakan' Aleksis Tsipras
4. Yüksek Düzeyli birlii Konseyi
Toplant's' kapsam'nda yapt'klar' ikili
görümelerin ard'ndan zmir'de birçok konuda ibirlii protokolüne imza
att'. ki ülke aras'nda Selanik
Alsancak Karde Liman likisi
Anlamas', Her iki Turizm Bakanl''
aras'nda Turizm ortam birlii Ortak
Bildirisi, Türkiye Radyo Televizyon
Kurumu ile Yunanistan Radyo
Televizyon Kurumu aras'nda i protokolü, Anadolu Ajans' ve Atina
Makedonya Ajans' aras'nda ibirlii
anlamas', Türkiye çileri Bakanl'' ile
Yunanistan çileri Bakanl'' düzensiz
göçe yönelik niyet beyan', Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Yunanistan
Hükümeti aras'nda ortak
bildiri imzaland'. 3’te
Gazetenizi
Gazetemiz
THY Balkan uçularında
ÜCRETS‹Z
DAITILMAKTADIR
ISRARLA +STEY+N+Z!
Kosova'da Karadasınırı için ekip kuruluyor
KOSOVA'da muhalefetin toprak kaybına
sebep olduğu için karşı çıktığı 'Karadağ
Sınır Anlaşması' hakkında cumhurbaşkanı
uzman ekip kararı verdi. Kosova Geleceği
İçin İttifak (AAK) Başkanı Ramush
Haradinaj, işbaşındaki Hükümet’in gözetiminde çalışması halinde, Karadağ ile sınırın
belirlenmesi üzerinde çalışacak komisyonun
kurulmamasını istedi. AAK lideri Ramush
Haradinaj’ın bu tepkisi Cumhurbaşkanı
Atifete Jahjaga’nın Karadağ
ile sınırın belirlenmesine dair
bir komisyonun kurulması için
başlattığı girişimine karşı koymak gibi algılanıyor. 5’te
Sırpların bombaladı-ı
Ferhadiye Camii açılıyor
ÜSKÜP’TE
"Türk Müzi-i Esintisi"
BOSNA'daki savaşının devam ettiği 1993 yılında Sırpların temeline
dinamit yerleştirerek yıktığı tarihi
Ferhadiye Camii 7 Mayıs'ta düzenlenecek törenle yeniden ibadete
açacak. Ferhadiye Camii'nin yarım
kalan restorasyon çalışmalarının
Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansının (TİKA) katkılarıyla
tamamlanabildiğini aktaran Banja
Luka Müftüsü Osman Kozlic, açılışın "kusursuz" olması için Türkiye
ile Bosna Hersek'ten
yetkililerin görev aldığı organizasyon kurulu oluşturulduğunu
söyledi. 3’te
ÇANAKKALE RUHUNA
KARI ÇUKUR SYASET
Rifat SAT
Sayfa 3’te
STKLAL MARIMIZ…
Ergün DUR
Sayfa 5’te
Makedonya'da haç heykeline
kar Müslümanlar ayakta
MAKEDONYA'da inşa edilmek istenen
Haç heykelini protesto eden Müslüman
Arnavutların eylemine Makedonlardan
karşı eylem geldi. İktidar ortağı Arnavut
partisi Demokratik Bütünleşme Birliği
(BDİ) Butel semtinde geçen hafta inşa edilmesi planlanan 55 metrelik haçın temelinin
atıldığı yerde protesto düzenledi. BDİ’nin
organizasyonunda Arnavutlar tarafından
Haç’ın inşaatına karşı başlatılan protestolara, Makedon kesimden karşı gösteri geldi.
Muhalefet, iktidar koalisyonunu, seçim
öncesi etnik bir gerginlik meydana getirmekle, iktidar partisi ise muhalefetten
gelen geçici İçişleri bakanını kamu düzenini koruyamamakla suçluyor. 5’te
Rusya Balkanlar’da da atele oynuyor
RUSYA Başkanı Vladimir
Putin, Kosova’yı da kendine katmak teşebbüsleri
dâhil, Sırbistan’ın toprak
bütünlüğünü desteklemeyi sürdüreceğini vaat etti.
Sırbistan Başkanı
Tomislav Nikoliç ile
Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmede Rusya
Başkanı Vladimir Putin,
“Sırbistan, özellikle
Kosova olmak üzere, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini koruduğu her
yerde Rusya’nın desteğini
hesaba katabilir.” dedi.
Sırp siyasileri arasında en
Rus yanlısı olan Sırbistan
Başkanı Nikoliç, çoğu kez
Sırbistan’ın NATO ve
Avrupa Birliği ile sıkı ilişkilerine karşı koymakla
tanınan bir siyasetçi. 4’te
ÜSKÜP'te düzenlenen "Balkanlar'da Türk Müziği
Esintisi" programında, konuklar Türk müziği ve
halk oyunlarıyla keyifli bir akşam geçirme imkanı
buldu. Türk müziğinin geleneksel ezgilerini ve halk
oyunlarını Üsküplülere tanıtmayı amaçlayan programa, Makedonya'daki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda
vatandaş katıldı. Daha önce
Saraybosna'da da düzenlenen program, Üsküp’ten sonra Kosova'nın
Prizren şehrinde de gerçekleştirildi. 10’da
AP, Sırbistan’ın
Kosova’yı
tanımasını istiyor
AVRUPA PARLAMENTOSU (AP) Başkan
Yardımcısı ve AP Kosova Raportörü Ulrike
Lunacek Sırbistan’ın Kosova’yı tanıması gereğini
dile getirip Avrupa Birliği’nin, Kıbrıs vakası hariç,
artık sınırları tanımlanmamış hiçbir ülkeyi kabul
etmeyeceği bilincinde olduğunu ifade etti. Ulrike
Lunacek Belgrat’ın ‘Kurir’ gazetesine verdiği
demecinde Kosovalılar için vizeler muafiyetinden
de söz ederken Batı Balkanlar’da
vizeler muafiyetinden mahrum kalan
tek ülke Kosova’nın da vize muafiyetine en kısa zamanda sahip olması
gereğini savundu. 5’te
SAYFA 02
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
2 Araştırma
14 Mart 2016
Pazartesi
Balkanlardaki dini ve kültürel
gelimeler ve TÜRKYE 2
Balkanların Osmanlılarla birlikteliği XIV. asırdan itibaren devam etmektedir. Aslında bundan önce de
Anadolu'da İslam anlayışını yayan ve yeni kurulacak devletin doktrinel mayasını oluşturan sufiler Balkanlara gelmiş ve birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalmış halkların yaralarına merhem olmaya çalışmıştır. Bu dönemin insancıl
ve dini anlayışının tecrübesi, iki asıra yakın bir süre boyunca, Balkanlarda Sarı Saltık ismiyle özdeşleşmiştir
O
smanlının
çekilişinden
sonra Türkiye
Cumhuriyeti'nin
Balkanlarla ilişkilerinde bir kopukluk
yaşandığı bir gerçektir. 1992 yılında
Metin ZET Bosna-Hersek
Savaşı'nın başlamasına kadar, Balkanlardan Türkiye'ye okumak
için giden öğrenciler yok denecek kadar azdı.
İşte bu tarihten sonra eğitim ve öğretim alanında ilişkiler başlamış ve Balkanlardan
giden öğrenciler Türkiye'ye kabul edilmiştir.
İlahiyat eğitiminde de durum aynıdır: yani
Balkan öğrenciler Türkiye'deki ilahiyat fakültelerine ancak bu tarihten sonra gitmeye başlamıştır. Ancak esas olarak bu kopukluğun
ortadan kalkması ve Balkanlar ile Türkiye
arasında kültür, sanat ve ilahiyat alanlarında
ilişkiler kurulması, Türkiye'de AK Parti’nin
iktidara gelmesi ile başlamıştır. Bu yıllardan
itibaren Türkiye Balkanlarda yaşayan
Müslümanlarla ve İslami mirası teşkil eden
kültürel yapılarla ciddi olarak ilgilenmeye
başlamış ve resmi kurumlar vasıtasıyla,
Balkanların Türkiye ile ortak kültürünü temsil eden sözel ve yapısal kültür yeniden
kazandırılmaya başlanmıştır. Tabii ki bu
miras sadece Türkiye'ye ait değildir, çünkü
zamanda Balkan halklarının da öz kültürünü
temsil etmektedir. Yeniden geliştirilen ilişkiler
sadece kültürel alanla sınırlı kalmamış, aynı
zamanda eğitim, sağlık ve sosyal hayatın
diğer tüm alanlarında Balkanlarda yaşayan
halklara yardım edilmeye çalışılmıştır.
İNSANCIL TOHUMLAR
Dünyanın ve özellikle Balkanların çok sıkıntılı olduğu bu dönemlerde, daha doğrusu sert
ve kaba İslam anlayışını savunan grupların
türediği ve Müslümanların terörizm ile suç-
landıkları bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti
ve bölgede ona bağlı olarak faaliyet gösteren
merkezler, her zaman demokrasiye, insan
haklarına, ifrat ve tefritten uzak durmaya,
sanatlı, edebiyatlı ve kültürlü bir din ve toplum anlayışına ve evrensel prensiplere uygun
hareket etmiş ve Balkan toplumuna bu insancıl tohumları ekmeye çalışmıştır. Son dönemde Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, gelenek
ve modernite arasındaki mesafeyi ortadan
kaldırabilecek bir değerler sistemi ortaya koymakta ve bunları toplumsal alanda cesaretle
tatbik etmeye çalışmaktadır. Fakat buna
mukabil karşı taraftan, hür düşünen hiçbir
insanın anlayamayacağı, akıl almaz bir baskı
görmektedir. Batılı belli çevrelerden empoze
edilen Avrupa merkezli düşünce sistemi
kendi içinde başarılı olamamış ve son yüzyılda birkaç defa insanlığın huzurunu bozmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada İslamı ve
Müslümanları lekeleyen, aşağılık kompleksini besleyen ve diğer taraftan teröre başvurarak Müslümanların imajını zedeleyen yapılara da karşı koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti,
son dönemde, sadece Müslüman toplumların
deformasyonlarına değil, aynı zamanda
Müslümanlara yöneltilen İslamofobi ve
“ontolojik üstünlük” düşüncelerine de şiddetle karşı çıkmıştır. Yani Balkanların kozmopolit yapısını da göz önünde tutan Türkiye,
her zaman teröre, sert ve kaba din anlayışına,
kültürsüzlüğe karşı faaliyetler yürütmüş ve
devamlı özünü bilen, ibadeti sadece görünüşte değil içinde de hisseden, diğerlerine saygılı
bir din ve kültür anlayışını sergilemiştir.
Balkan halklarının Osmanlı döneminden
aşina oldukları din ve kültür anlayışı da
zaten budur. Bundan dolayı hem yerli halkların hem de dışardan meseleyi yorumlamaya
çalışanların, Türkiye Cumhuriyetinin çoketnisiteli, çok-mezhepli ve çok-kültürlü bir
eksene sahip bu samimiyetini görmesi gerekmektedir. Bu gerçeği görüp tespit etmek,
özellikle bölge insanı için ehemmiyet arz
etmektedir. Bunun en önemli nedenleri ise
şöyle sıralanabilir:
- Türkiye Cumhuriyeti, Balkan halklarının öz
ve ortak kültürünün ürünü olan unsurları
yaşatmakla, Osmanlı döneminden bu yana
bölgede devam edegelen ve günümüzde de
en çok ihtiyacımız olan hoşgörü, sevgi, saygı
konseptlerinin yeni bir canlılık kazanmasına
yardımcı olmaktadır.
- Türkiye Cumhuriyeti ve bölgede faaliyet
gösteren kültür ve yardım merkezleri, insan
ve toplum konularında baskıdan uzak ve
insancıl bir yaklaşım sergilemektedir.
Maalesef böyle bir yaklaşımı biz Balkan halkları uzun zamandır unutmuştuk. Çünkü son
yüzyılda her kim geldiyse sadece bölmüş,
parçalamış ve kanımızın dökülmesine sebep
olmuştur.
- Türkiye Cumhuriyeti bölgede asla ve hiçbir
zaman, zorlayıcı ve baskıcı bir dini faaliyette
bulunmamıştır. Tam tersine, cumhurbaşkanından son memuruna kadar, şiddete başvuran ve Müslümanları ciddi sıkıntılara sokan
anlayış ve gruplara karşı olduklarını her
zaman söylemiş ve onların etkilerinin geniş
kitlelere yayılmaması için elden gelen gayretini göstermiştir.
- Türkiye Cumhuriyeti bölgedeki devletleri
yöneten yetkililerle, toplumsal hayatın tüm
alanlarına yansıyacak iyi ilişkiler içerisinde
olmayı esas alan bir siyaset yapmaktadır.
Bunun örneğini sadece Arnavutluk, Kosova
ve Bosna-Hersek gibi çoğunluğu Müslüman
olan ülkelerde değil, Makedonya, Sırbistan,
Karadağ, Bulgaristan, Yunanistan gibi çoğunluğu Hıristiyan olan ülkelerle ilişkilerinde de
açık olarak görmekteyiz.
- Türkiye'nin bölgede mevcut olması, buralarda yaşayan halkların öz kültürlerini yaşamalarına ve hoşgörünün artmasına sebep teş-
kil edecektir. Zaten son dönemlerde yapılan
faaliyetlerin de bu doğrultuda olduğunu
açıkça görmekteyiz.
- Aynı zamanda Türkiye'nin bölgede mevcut
olmasının, dini aşırılıkların ve şiddetin önüne
geçilmesinde en önemli etken olacağından
asla şüphe duyulmamaktadır.
- Türkiye'nin dini anlayışı, kültürlü, sanatlı ve
insanı yaşatmayı hedef seçmiş bir anlayıştır
ki Balkanlarda yaşayan bizlerin en çok ihtiyacı olan da bu anlayış olsa gerektir.
Hiç şüphesiz sıralanan gerçekler daha da
çoğaltılabilir. Fakat en önemlisi, olayları gerçekçi bir gözle değerlendirip çifte standartlardan uzak durmaktır. Gerçekçi olmayan ve
komplo teorilerine dayanan tespitlerden en
çok zarar görecek olan yine biz, Balkanlarda
yaşayan halklar oluruz.
Anadolu Ajansı’ndan alınmıtır…
BTT...
SAYFA 03
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Balkan Haberleri 3
14 Mart 2016
Pazartesi
95 yl sonra zmir’de M
bir Yunan Babakan
Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Başbakan Ahmet
Davutoğlu’nun konuğu olarak İzmir’deydi. Tsipras,
95 yıl sonra İzmir’e gelen ilk Yunan Başbakanı oldu.
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
K
ritik Brüksel zirvesi sonrasında Başbakan Ahmet
Davutoğlu ile Yunanistan
Başbakanı Aleksis Tsipras 4.
Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi
Toplantısı kapsamında yaptıkları
ikili görüşmelerin ardından
İzmir'de basın toplantısı düzenledi. www.haberler.com’a göre;
İzmir'den Atina ile Ankara arasında havayolu ulaşımının başlayacağının müjdesini veren
Davutoğlu, " Avrupa Birliği zirvesinden buraya geldik. Son
gelişmelerle birlikte Suriye krizini de ele aldık. Öncelikle eş başkanlığını yaptığımız konsey toplantısında dostluk ilişkisinden
memnuniyetimizi ifade ediyorum. İki ülke arasında çok önemli iş imkânları var. Ama en
önemli unsur dostluk ilişkileridir. Bakanlarımız bundan sonra
dostluk köprülerini kuracaklar.
Ulaştırma anlamında Ege’nin iki
yakasına yatırımlar yapılacak.
Selanik ile İstanbul arasında hızlı
tren önemli geliştirmek istiyoruz.
İki başkent arasında doğrudan
havayolu iletişimi olmadığını
fark ettik. Türk Hava Yolları ile
temas kurduk. Ankara ile Atina
arasında ulaşım en kısa sürede
başlayacak. Turizm bağlamında
ortak turlar dahil kapsamlı iş bir-
liği ile geniş bir potansiyel var"
dedi.
İki ülke arasındaki 6 milyarlık
ticaret hacminin 10 milyar dolara
çıkması için imkânları değerlendireceklerini belirten Davutoğlu,
"Ticaretimizde 6 milyar dolara
yakın olan hacmin 10 milyar
dolara çıkmasını istiyoruz. Özellikle karşı yatırımlar bağlamında
Yunanlı yatırımcıları ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.
Türkiye ile Yunanistan arasında
çok geniş iş imkânları var.
İşbirliği alanlarını kültür ve eğitim alanlarında ortak bir tarih
yazma konusunda çalışmalar
yürütüyoruz" dedi.
GÖÇMEN SORUNLARI
ELE ALINDI
Brüksel'de önemli bir zirveye
katıldıklarını belirten Başbakan
Ahmet Davutoğlu, "Göçmen
sorununu ele aldık. Yunanistan'a
teşekkür ediyorum. Türkiye ile
Yunanistan göçmen krizinde
aynı perspektifi yaşıyoruz.
Suriye'de barbar rejimden kaçan
Suriyeli masumlara Türkiye
kapılarını açtı. Bu göçten
Yunanistan'da doğrudan etkileniyor. Türkiye ve Yunanistan zirvede ortak bir perspektif ile
cevap veriyor. Alınan kararlar
gereği Yunanistan ile Türkiye
işbirliği büyük bir önem taşıyor.
Önümüzdeki süreçte Ege'nin
masumların hayatlarını kaybettiği bir dram denizi değil aksine
Türkiye ile Yunanistan arasında
mutluluğun paylaştığı bir deniz
olarak görmek istiyoruz.
Azınlıkların hakları konusunda
açık yüreklilikle paylaştık. Gerek
Ege sorunları gerek Kıbrıs sorunlarında çözüme çok yakınız.
Doğu Akdeniz ve Ege'yi çekim
merkezi haline getireceğiz” dedi.
TSİPRAS İZMİR’DE
OLMAKTAN
MUTLUYDU
İzmir'e 95 yıl aradan sonra gelen
ilk Yunanistan Başbakanı Aleksis
Tsipras, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'na misafirperverliği
için teşekkür ederek, İzmir'de
ağırlanmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. İzmir'in tarihi bir
şehir olduğunu ifade eden
Çipras, "Bugün burada İzmir'de,
Ege Denizi'ni gören bir balkonda
tarihi sorumluluk hissetmekteyim. Bu şehir kültür kavşağını
oluşturmakta, tarihi bir şehir.
İzmir aynı zamanda kozmopolit
tarihi bir şehir, halkların barış
içinde yaşadıkları bir şehir. Biz
bunun için bu konsey toplantısını burada gerçekleştirdik. Bunun
anlamı biz bu şehrin hafızalarda
olumsuz anılarla anılmasını istemiyoruz. Halklarımız için daha
iyi gelecek hazırlamak istiyoruz"
dedi. İkili görüşmeler çerçevesinde ortak birçok işbirliği kararı
aldıklarını kaydeden Tsipras,
turizm, enerji, doğalgaz boru
hatları, demiryolu ve deniz yolu
alanında önemli işbirliği anlaşmalarına imza attıklarını vurguladı. İkili görüşmelerinde göçmen krizine de değindiklerini
anlatan Tsipras, Ege Denizi ve
Yunan Adaları'nın hem
Avrupa'nın hem uluslararası toplumun yoğunlaştığı bir bölge
olduğunu ifade etti. Tsipras, "Bir
insanlık dramı yaşanmakta, evlerini terk etmek zorunda kalan
insanlar başka şehirlerde iyi yaşa
bulmak için yola çıkıyorlar.
Maalesef organizatörlerin de
kurbanları oluyorlar. Biz burada
iki hükümet olarak bütün bu
olayların kültürel açıdan utanç
verici olduğunu belirtmek
zorundayız. Biz bu sorunu çözmek için bulunuyoruz. Bize hiç
kimse neyi nasıl çözeceğimizi
dikte edemez. Biz bu nu gayet
iyi biliyoruz ve çözmeye kararlıyız" diye konuştu. TürkiyeYunanistan arasındaki geri kabul
protokolünü güncellediklerini de
aktaran Tsipras şunları söyledi:
"Sayın Ahmet dostuma teşekkür
ediyorum. Kendisi ortak sorunlarımızın çözümü açısından
kararlı tutum sergiliyor. Ben açık
olmak istiyorum. Yunanistan ve
Türkiye bu sorunun kaynağı,
sebebi değil. On binlerce göçmenin Avrupa'ya akın etmesi
Yunanistan ve Türkiye'nin sorun
değil. Aslında biz onları misafir
ediyoruz, on binlercesini misafir
ediyoruz. Bizim ülkemizde zorlu
koşullar olmasına rağmen medeni yaklaşım sergiliyoruz.”
HAVA SAHASI
İHLALLERİ
Tsipras görüşmeler çerçevesinde
iki ülkeyi yıllardır birleştiren ve
ayıran konulara da değindikleri
anlatarak, Kıbrıs konusunun BM
ve AB çerçevesinde kalıcı şekilde
çözümlenmesi konusunda hemfikir olduklarını ifade etti. Ege
Denizi'nde Yunan hava sahasının
ihlal edildiği konusunu da ele
aldıklarını belirten Tsipras, sözlerini şöyle sürdürdü: "Durumu da
ele aldık. Ben kendisine
Yunanistan hava sahasının ihlali
ile ilgili kaygılarımızı ilettim.
Son bir yılda artış olmasından
kaygılı olduğumu söyledim.
Sayın Davutoğlu'na bu durumun
iki ülke arasında olumlu ortama
katkı yapmadığını söyledim ve
kendisi de ilgileneceğini söyledi.
Avrupa’da ‘3’üncü Balkan Savaı’
İZMİR MEKTUBU
art ay bizde
ÇANAKKALE
Çanakkale
RUHUNA KARI
Zaferi dolay s yla ayr bir de ere
ÇUKUR SYASET
sahiptir. Bizim [email protected]
ze de il ama stiklal
24.Dönem İzmir milletvekili
airimiz Mehmet
Balkan
Stratejik Araştırmalar
Rifat SAT
Akif'in ifadesiyle
Merkezi (BASAM) Başkanı
"Bedrin Aslanlar ancak
bu kadar anl idi" dedim za acil ifalar diliyoruz.
i Çanakkale ehitlerimizi
Türk milletinin asker ve sivil
bir kez daha rahmet ve minvatanda lar yla top yekűn
netle an yoruz. Bir yanda
Çanakkale ruhu içinde bu
ngiliz'e, Frans z'a ve yine
çukurlara kar cihad
Akif'in deyimiyle kimi yamAllah' n izniyle zaferle
yam kimi bilmem ne bela
sonuçlanacakt r. Çünkü
dedi i onlar n sömürgelerine
Cenab Allah asla sözünden
kar anl ve kahramanca
dönmez. O Allah ki; inan cihatlar . Dile kolay 250 bin
yorsan z üstün gelecek sizsiaslan paresi yi it ehidimizin niz, müjdesini veriyor. Bir
vatan ve slam u runa verkaç gün sonra 18 Mart'ta
dikleri canlar . te bu
Çanakkale zaferini yad edeÇanakkale ruhudur. Ben
ce iz. Bu defa biraz daha
una samimiyetle inan yoburu uz. Ancak bu bizleri
rum. O Çanakkale ruhu ki;
kamç l yor. Belki de son
bugün dahi mevzuubahis
günlerde bozulmak istenen
vatan ve slam oldu unda
birlik ve beraberli imizi caneksilmeksizin ayn heybetiyland r yor. Yüce Allah' n Ali
le canlan r ve bütün samimi
mran suresindeki ayetlerini
vatan evlatlar nda makes
hat
rl yoruz: "Allah' n ipine
bulur. Nitekim son günlerde
hepiniz
s ms k yap n.
kaybetti imiz ci erparesi
Da
l
p
ayr lmay n. Ve
ehitlerimiz bunlara namzetAllah'
n
sizin üzerinizdeki
tir. Hepsine yüce Allah'tan
nimetini
hat rlay n. Hani siz
rahmet diliyorum. Onlara bu
dü
manlar
idiniz. O, kalpleVatan'a sahip ç kt klar için
rinizin
aras
n uzla t r p s nte ekkür ediyorum, te ekkür
d
rd
ve
siz
Onun
nimetiyle
ediyorum, te ekkür ediyokarde
ler
olarak
sabahlad
rum....
n z. Yine siz, tam ate çukurunun k y s ndayken, oradan
ALLAH ONLARI
sizi kurtard . Umulur ki hidaKAHREYLES N!
yete erersiniz diye, Allah,
size ayetlerini i te böyle
Ba kentimiz Ankara'da
aç klar." lginç bir tevafuktur
alçakça diyece im ama üstat
ki; ayette de çukur kelimesi
Necip Faz l' n alçakl n bir
geçiyor. Yüzy l önce
s n r var, bunlar alçak bile
Çanakkale'de Türk, Kürt,
de il, çukur dedi i sözleri
Arnavut, Bo nak, Roman,
akl ma geliyor da, Çukur
Laz, Dada , Yi ido,
gibi seviyesiz kubur fareleriGakko ... bu milletin tüm
nin korkakça ve haince pattemel unsurlar vatan ve
latt klar bombalar yüzünden
slam için bir araya geldiler
masum ve sivil vatanda lar ve ehit oldular. O zaman
m z n (Ki in allah ehit
kar lar nda normal dü man
olduklar na inan yor ve öyle
dua ediyoruz) canlar na
vard . imdi ise çukurlar.
musallat oldular. Allah onlaÇanakkale ruhu bize mesaj
r kahreylesin. Canlar n kay- veriyor:
beden vatanda lar m za
ASIL MD B RL K
Allah'tan rahmet, yaral lar ZAMANIDIR!
Bosna Savaı’nda
bombalanan cami
ibadete açılıyor
BANJA LUKA
BALKAN GÜNLÜÜ
zmir-Selanik Feribot Hatt
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
ATNA
BALKAN GÜNLÜÜ
A
vrupa’da sığınmacı krizi yeni bir
kamplaşmaya yol açtı.
Brüksel’deki zirvenin ardından
“Schengen sisteminin” devamı yönünde
karar alan AB üyeleri, sığınmacıların
Balkan ülkelerinden geçişlerinin önlenmesi yönünde prensipte anlaşmıştı.
Ancak bu kararın hemen ertesinde
Slovenya, Sırbistan ve Makedonya’nın
sınırlarını geçişlere kapatması büyük
tartışma yarattı. www.haber7.com’a
göre; Avusturya İçişleri Bakanı Johanna
Mikl-Leitner Balkan rotasının kalacağını
ve bu durumun kalıcı olduğunu açıklarken, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk
bölge ülkelerini kararlarından ötürü
kutladı. Almanya ve Yunanistan ise
bölge ülkelerinin “tek taraflı ve aceleci”
karar aldığını ileri sürüyor.
TWITTER'DA KAVGA
Avrupa’daki ‘Balkan çatlağı’, Twitter
mesajlarında su yüzüne çıktı. Tusk,
resmi hesabında 2 mesaj yayınlayıp 3
Balkan ülkesinin kararlarını övdü. Bu
mesajlara sinirlenen Yunanistan
Başbakanı Aleksis Tsipras, Twitter üzerinden bir dizi mesaj yayınlayıp Tusk’ı
sert biçimde eleştirdi. Tsipras, “Batı
Balkan ülkelerinin sınırlarını kapatmaları tek taraflı bir harekettir. Böyle giderse
AB’nin bir geleceği yoktur. Donald
Tusk’tan ortak kararların uygulanmasına odaklanmasını beklerdik, bu kararları göz ardı edenleri teşvik etmesini
değil” ifadesini kullandı. Donald Tusk
ise Tsipras’a cevap olarak “Balkanlar
üzerinden yasadışı göçmen akınları
sona erdi. Tek taraflı eylemler söz konusu değil, burada mesele AB’nin ortak
kararı” yanıtını verdi.
B
aşbakan Ahmet Davutoğlu
ile Yunanistan Başbakanı
Aleksis Tsipras'ın
İzmir'deki görüşmelerinin ardından, İzmir- Selanik arasında
yapılacağı açıklanan feribot seferlerinin başlaması için, Türk ve
Yunan heyetlerin teknik detaylara yönelik görüşmeleri sürüyor.
www.haberler.com’a göre:
İzmir'de Başbakan Ahmet
Davutoğlu ve Yunanistan
Başbakanı Aleksis Tsipras ile her
iki ülkenin 11'er bakanının yaptığı görüşmelerin ardından, İzmirSelanik arasında feribot seferlerinin yapılması kararının da alındığı açıklandı. Bu karar doğrultusunda, görüşmeler sırasında, feribot seferleri için iyi niyet anlaşmasına imza atan Selanik Liman
Müdürü Dimitros Markis ve
beraberindeki heyet, İzmir'de
kaldı. İzmir Liman İşletmesi
Müdürü İsmet Canbaz, seferlerin
yapılabilmesi için maliyet hesaplamalarının ve diğer görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Selanik
Liman Müdürü Dimitros Markis
ile iyi niyet sözleşmesine imza
atan İsmet Canbaz, feribot seferleri sayesinde, Avrupa'ya geçmek
isteyen Türklerin ve lojistik firmalarının, Selanik üzerinden kısa
bir yol ile istedikleri bölgeye ulaşabileceklerini belirtti. Canbaz,
sefer yapacak Ro-pax türü feribotun, 80 TIR, 200 otomobil ve
300'e yakın yolcu taşıyabileceğini
belirtti.
AVRUPA'YA YENİ KAPI
Anlaşmanın İzmir için önemine
dikkat çeken İzmir Liman
İşletmesi Müdürü İsmet Canbaz,
"Bu yolla İzmir'in Avrupa'ya açılması yönünde bir aşama daha
katedilecek. Bu iyi niyet sözleşmesi, iki ülkenin ticaretine, dostluk ve barışına önemli katkı sağlayacak. Ege ve ülke turizmine,
lojistik sektörüne önemli katkılar
sunacak" dedi.
B
osna Hersek'in Banja
Luka şehrinde, savaşın sürdüğü 1993
yılında Sırpların temeline
dinamit yerleştirerek yıktığı
tarihi Ferhadiye Camii,
yıkılışının yıl dönümü olan
7 Mayıs'ta düzenlenecek
törenle yeniden ibadete açılacak.
Banja Luka Müftüsü Osman
Kozlic, ülkenin sembollerinden biri olan Ferhadiye
Camisi'nin yeniden açılmasının sadece Bosna Hersek
için değil, tüm bölge için
önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. www.dunyabülteni.net’e göre:
Ferhadiye Camii'nin yarım
kalan restorasyon çalışmalarının Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansının
(TİKA) katkılarıyla tamamlanabildiğini aktaran
Kozlic, açılışın "kusursuz"
olması için Türkiye ile
Bosna Hersek'ten yetkililerin görev aldığı organizasyon kurulu oluşturulduğunu söyledi. Açılış organizasyonuna en az 20 bin
kişinin katılmasını bekle-
diklerini ve hazırlıklarını
buna göre yaptıklarını söyleyen Kozlic, bu kapsamda
şehirde güvenliğin sağlanması için gerek entite
gerekse devlet düzeyindeki
emniyet birimleriyle işbirliği yapacaklarını ifade etti.
Kozlic, Banja Luka'da yaşayan birçok Müslüman’ın
caminin bir daha hiçbir
zaman eski haline dönemeyeceğine inanarak öldüğünü aktararak, caminin yeniden eski görkemine kavuştuğunu görme imkanı bulacak vatandaşları "şanslı"
olarak nitelendirdi.
Ferhadiye Camii'nin açılışının sadece ülkedeki
Müslümanlar için değil,
diğer dinlere mensup
vatandaşlar için de önemli
olduğuna işaret ederek,
"Banja Luka'da sohbet etme
imkanı bulduğum birçok
Ortodoks, bu caminin onların da geçmişinin bir parçası olduğunu söyledi. Bu
hissi korumalı ve ortak kültürümüzü geliştirmeliyiz.
Nasıl ki Mostar şehri, köprüsü olmadan eksik ise
Banja Luka şehri de
Ferhadiye olmadan eksik
sayılır" diye konuştu.
SAYFA 04
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
4 Kosova Haberleri
taraf nda petrol istasyonunun yer
KIBRIS TÜRKÜ’NÜN ald kav akta da ya anmakta.
Özellikle Kemal Aksay Caddesini
BUNCA YIL
Dr. Faz l Küçük Bulvar ’na ba laYAPAMADIKLARI
yan kav akta iyile tirmek yapmak
[email protected]
zeminin ve çevrenin uygun olmas
nedeni ile çok kolay. Kemal
Prof.Dr. Ata ATUN
Aksay Caddesinden kuzey yönünde, Dr. Faz l Küçük Bulvar na
ürkiye Cumhuriyeti Lefko a
do ru ilerleyen bir arac n, yolun darl Büyükelçili i K br s Türk halk nedeni ile kuzeye ve bat ya do ru
n n kullan m na yönelik her ak lgitmek için trafik klar n bekleyen
c projeye mali destek veriyor.
araçlar n aras nda s ra beklemesi
Türkiye Cumhuriyeti Lefko a
gerekmekte. Kav a n sadece 1.5
Büyükelçili i bu mali deste i her sene
metre veya tercihen 2.5 metre do uya
artan bir ekilde kendi bütçesi içine
do ru kayd r lmas n n, oradaki trafik
koyuyor ama proje üretemeyen büroyo unlu unu asgari olarak üçte bir
kratlar m z nedeniyle de her y l miloran nda azaltaca kesin. Yolun kenyonlarca TL kullan lmad için geri
disinin de il, sadece bordürlerin kaygidiyor. Oysa ihtiyaçlar öylesine çok
d r laca bu iyile tirme için projesi de
ki… Tam 23 y ld r KKTC’nin en
yap labilir, kaynak da yarat labilir. büyük üniversitesi olan Yak n Do u
Üniversitesi’nde görev yap yorum.
Gönyeli çemberi ise tam bir zaman
Y llard r her sabah arac mla
kaybetme, bo una yak t harcama tuzaMa usa’dan ve Girne’den Lefko a’ya
. Sabahlar ve ak am üzerleri bu
gittim. Sabah’ n trafik ke meke i 23
tuza a ister istemez dü erseniz zaman
y l boyunca her y l daha da artan
kayb n z en az ndan toplam 20 ile 30
boyutlarda geli ti. Bu konuda yaz lar
dakika aras , yak t kayb n z da asgari 2
yazd m, öneriler yapt m ama dikkate
Litre. Gönyeli çemberinin çözümü,
alan hiç olmad . Halen Girne’de ikadi erlerine k yasla çok daha zor.
met etmekteyim. Yak n Do u ÜniverYoncal alt geçit yapmaktan ba ka
sitesi’nin ö renci say s 25 binleri
çare yok gibi gözüküyor. Bir de beni
geçti ama Lefko a Atatürk Kültür
her gün üzen, Lefko a-Bo az bölgesi
Park Fuar’ n n yer ald kav ak hala
aras nda in a edilmi olan KKTC
ilk gün yap ld hali ile duruyor.
boyutlar na göre bir kasabadan daha
Mevcut trafi i kald rmas neredeyse
da büyük boyutlardaki Bulut
olanaks z olmas na ra men ne bir el
Apartmanlar nda (tam ad n bilmiyouzatan oldu, ne de iyile tirme yoluna
rum) ya ayan insanlar n çekti i trafik
gidildi. 2014 y l n n May s ay nda üniçilesi. Her kim ise hangi daire ise
versiteyi ana yola ba layan yollar su
hangi bakanl k ise burada ya ayan
borular dö emek için kaz ld ve darinsan toplulu unu yok farzetmi ve
mada n edildi. Aylarca sürülmü tarana yola ç k lar n da yasaklam .
laya dönmü yollarda araç kullanmak
zinler al nm , orada koskoca bir
zorunda b rak ld Yak n Do u Üniverkasaba in a edilmi ama ilgili
sitesinde çal anlar ve ö renciler.
Bakanl k, bu bölgenin ula m sorunuNeredeyse bir buçuk y l bulan bu
nu çözece ine yasak getirerek, hal n n
zaman dilimi içinde herhalde milyonalt na süpürmeyi tercih etmi . Her
larca TL yedek parça ve lastik al m na
sabah üniversiteye giderken, son dereharcand ama karayollar bu f rsat
ce tehlikeli bir ekilde bariyerlerin
yolda ve trafik düzeninde iyile tirmeüzerinden atlayarak ana yolun içinde
ler yapabilmek için de erlendiremedi.
toplu ta ma arac bekleyen onlarca
Hâlbuki orada do u yönünden bat
ö renci görüyorum. Bu kasaba büyükyönüne giden araçlar n Fuar alan kavlü ündeki yerle im yerinde ya ayanlaa ndan kuzeye, yani üniversiteye
r n kullan m na yönelik, toplu ta ma
dönü ünü t kanma olmadan sa layaarac bekleyebilmeleri için bir tane
cak alt geçit sistemi bu dönem içinde
bile olsun üzerinde dura olan bir cep
yap labilirdi. Aylarca söz konusu kavdahi yap lmam . Bu soruna çare bulak kaz nedeni ile kullan lamaz
mak yerine nas l bir yasaklama zihnidurumdayd . Projesi yap lsayd , T.C.
yetidir, nas l bir cezaland rma mant Yard m Heyeti buna kaynak yaratabid r anlam de ilim. Devletin görevi
lirdi.
sosyal amaçl konularda yasak getirAyn sorun Gönyeli Kav a ile
mek de il, çözüm bulmakt r. lgili
Kemal Aksay Caddesini Dr. Faz l
bürokratlar m z bu konuda acil olarak
Küçük Bulvar ’na ba layan, kuzey
göreve ça r yorum. T
14 Mart 2016
Pazartesi
RUSYA’DAN
Kosova konusunda
Srbistan’a destek
Rusya Başkanı Vladimir Putin, Kosova’yı da kendine katmak teşebbüsleri
dâhil, Sırbistan’ın toprak bütünlüğünü desteklemeyi sürdüreceğini vaat etti
BELGRAD - BALKAN GÜNLÜÜ
R
usya Başkanı Vladimir Putin,
Kosova’yı da kendine katmak teşebbüsleri dahil, Sırbistan’ın toprak
bütünlüğünü desteklemeyi sürdüreceğini
vaat etti. Sırbistan Başkanı Tomislav
Nikoliç ile Moskova’da gerçekleştirdiği
görüşmede Rusya Başkanı Vladimir Putin,
“Sırbistan, özellikle Kosova olmak üzere,
toprak bütünlüğünü ve egemenliğini
koruduğu her yerde Rusya’nın desteğini
hesaba katabilir.” dedi. Rusya ile uzun ve
çok yakın dostluk ve kardeş ilişkilerine
sahip Sırbistan, Kosova’nın birleşmiş
Milletler Örgütü’ne üyeliğinin engellenmesi alanında da Rusya’dan büyük diplomatik destek görmektedir. www.kosovahaber.net’e göre; Sırp siyasileri arasında en
Rus yanlısı olan Sırbistan Başkanı Nikoliç,
çoğu kez Sırbistan’ın NATO ve Avrupa
Birliği ile sıkı ilişkilerine karşı koymakla
tanınan bir siyasetçi.
Kosova Yashari ve UÇK
kahramanlarn unutmad
PR
T
NE - BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova Kurtuluş Ordusu'nun
(UÇK) kurucularından Adem
Yashari'nin de aralarında bulunduğu 54 kişinin Sırp polisi tarafından
öldürüldüğü Prekaz Katliamı’nın
18'inci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen ve üç gün süren UÇK Destanı
isimli anma etkinliği gerçekleştirdi.
www.haberler.com’a göre;
Priştine'deki Kosova Güvenlik
Kuvvetleri'nin (FSK) Adem Yaşari kışlasında merkezi tören düzelendi.
Törene Cumhurbaşkanı Atifete
Jahjaga, yeni seçilen Cumhurbaşkanı
Hashim Thaçi, Meclis Başkanı Kadri
Veseli, Başbakan İsa Mustafa, Kosova
Güvenlik Kuvvetleri Bakanı Haki
Demolli, FSK Komutanı general
Rrahman Rama ve aralarında Türkiye
Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç'ın da bulunduğu çok sayıda diplomat, NATO
temsilcileri ve üst düzey yetkili katıldı.
KDTP’den ‘Toplumda Kadn’ paneli
PR
ZREN
BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova Demokratik Türk
Partisi (KDTP) Prizren
Şubesi Kadın Kolları,
Prizren’de “Toplumda Kadın”
konulu panelini düzenledi.
Kadınların “Toplumda Kadın”
konulu panele ilgisi yoğundu.
www.kosovahaber.net’e göre;
KDTP Prizren Şubesi Kadın Kolları
Fidan Brina Jılta, kısa çizgilerde
uluslararası kadınlar günü tarihçesinden ve geçmişten günümüze
kadar kadınların toplumdaki konumundan konuştu. Türkiye
Cumhuriyeti Priştine Büyükelçisi
Kıvılcım Kılıç insanların elde ettiklerinin ne kadar kıymetli olduklarını fark ettiklerini ve sorunların
çözülmesi için neler yapılması gereği üzerinde durduklarını belirtti.
Ülkelerin gelişmişlik göstergelerinden birinin kadınlara verilen önem
olduğunu söyleyen Büyükelçi Kılıç,
güçlü toplumların güçlü kadınlarla
mümkün olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin kadınlara verdiği
önemden örnekler veren Büyükelçi
Kılıç, Kosova’da da bu yönde yapılanlarla yakından ilgilendiğini ve
Türkiye’nin bu yönde de desteklerinin devam edeceğini bildirdi.
Kosova Kamu Yönetimi Bakanı ve
KDTP Genel Başkanı Mahir
Yağcılar da, kadınların başarılı
olması toplumu güçlendirdiğini ve
birlik-beraberlik içerisinde olmaya
sürüklediğini belirtti. Kadının Türk
Toplumunda ayrı bir yeri ve önemi
olduğuna işaret eden Yağcılar, bu
alanda Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürk’ün çalışmalarının örnek
olduğunu söyledi.
Türkiye'den Kosova'ya gümrük destei
PR
ZREN
BALKAN GÜNLÜÜ
T
ürkiye Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Müsteşarı Cenap
Aşcı, Priştine'de Kosova
Gümrük Müdürü Lulzim Rafuna
ile bir araya geldi. Aşçı, beraberindeki heyet ile gerçekleştirdiği
temaslarda, iki ülke gümrükleri
arasındaki işbirliğin daha ileriye
taşınması imkanlarını ele aldı.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Müsteşarı Cenap Aşcı, temaslarda
Kosova'nın, Dünya Gümrük Örgütü'ne (DGÖ) üyeliğine destek olacaklarını belirtti.
www.haberler.com’a göre;
Görüşmenin ardından düzenlenen
basın toplantısında konuşan
Müsteşar Aşcı, Kosova'da olmaktan
duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki ülke arasında gümrük alanında muhteşem bir işbirliği bulunduğunu, görüşmede bu işbirliğini
gelecekte daha da geliştirmek adına
atılacak adımları değerlendirdiklerini söyledi. Türkiye'nin Kosova'nın
bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler-
den biri olduğunu anımsatan Aşcı,
Kosova'daki olumlu gelişmelerin
kendilerini de mutlu ettiğini aktardı. Aşcı, iki ülkeyi tarihsel ve kültürel açıdan kardeş ülkeler şeklinde
tanımlayarak, başta Dünya
Gümrük Örgütü olmak üzere
Kosova'nın uluslararası örgütlere
üyeliği için destek vereceklerini bil-
dirdi. Kosova Gümrük Müdürü
Lulzim Rafuna da iki ülkenin gümrük kurumları arasında iyi işbirliği
olduğuna işaret ederek, Kurumlar
arasında ortak teknik gruplar
kurulması konusunda anlaştık. Bu
şekilde, vergi kaçırmalara karşı
mücadele gibi durumlarda bilgi
alışverişi sağlanabilecek dedi.
SAYFA 05
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
5 Balkan Haberleri
STKLAL
MARIMIZ…
www.ergundur.com
Ergün DUR
Hepsi Hikaye...
stiklal Mar9AmAz, yurdumuzun dü9man i9galine u3radA3A
felaket günlerinde hazArlandA. HaksAz yere ülkemize saldAran dü9mana kar9A Anadolu'da tutu9an heyecanA koruyacak; vatan sevgisini ve inancA CanlA tutacak bir mar9An hazArlanmasA dü9üncesi, Genel Kurmay Ba9kanA &smet (&nönü)
Pa9a’dan geldi. &smet &nönü böyle bir mar9An FransAz ordusunda mevcut oldu3unu ve bizim ordumuz için de faydalA
olaca3AnA Milli E3itim BakanlA3Ana iletti. Milli E3itim
BakanlA3A da bu dü9ünceyi benimseyip bir yarA9ma düzenledi. Be3enilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. YarA9ma
için 734 9iir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip
6 tanesi ayrAldA. Ama hiçbiri be3enilmedi; mar9 olacak
de3erde bulunmadA. O zaman Burdur Milletvekili olan
Mehmet Akif'in para ödülünden rahatsAzlAk duydu3u için
yarA9maya katAlmadA3A ö3renildi. Dönemin Milli E3itim
BakanA Hamdullah Suphi 9airin Meclis'teki sAra arkada9A
BalAkesir Milletvekili Hasan Basri Bey'in yardAmAnA istedi.
Hasan Basri Bey bundan sonrasAnA 9öyle anlatAyor:
Akif Bey'in yanAmda oldu3u bir zaman, elime bir ka3At parçasA alarak, onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya ba9ladAm.
-Ne yazAyorsun?
-Mar9... &stiklal Mar9A yazAyorum.
-Yahu sen ne adamsAn? Seçilecek 9iire para ödülü verilece3ini bilmiyor musun? içinde para olan bir i9e nasAl katAlAyorsun?
-YarA9ma kaldArAldA? Seçilecek 9iire ne para verilecek, ne de
her hangi bir ödül. Milli E3itim BakanA bana güvence verdi.
-Ya, o halde yazalAm.
&9te böylece yazAlmaya ba9lanan ve 48 saatte bitirilen &stiklal
Mar9A, imzasAz olarak Milli E3itim BakanlA3A’nAn seçici
kuruluna sunuldu.
Milli E3itim BakanA Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6
9iirle birlikte yeni 9iiri Ordu KomutanlarAna gönderdi.
Onlardan, 9iirlerin askerlere okunmasAnA, be3enilenleri sAralamalarAnA istedi. Komutanlar, kAsa sürede sonucu bildirdiler:
Hepsi de Mehmet Akif'in 9iirini birinci sAraya almA9tA.
Bundan sonraki i9, &stiklal Mar9A'nAn T.B.M.M’ ne getirip
kabul ettirmekti. Mar9, ilkin Meclis'in 1 Mart 1921 günü
yaptA3A ikinci oturumunda ele alAndA. Ba9kan Mustafa
Kemal'in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye
gelerek, sAk sAk alkA9larla kesilen 9iiri okudu ve son seçimin
Meclis'e ait oldu3unu söyledi. O Gün oylama yapAlmadA.
iirle ilgili konu9malar ve oylama, Meclis'in 12 Mart 1921
günü ö3leden sonraki oturumunda yapAldA. BazA milletvekilleri, bir komisyon kurularak 9iirin yeniden incelenmesini,
bazAlarA da hemen görülüp karara ba3lanmasAnA istediler.
Uzunca tartA9malardan sonra, 9iirin kabulü için verilen 6
önerge benimsendi ve &stiklal Mar9A ço3unlukla kabul edildi.
iirin bestelenmesi için açAlan ikinci yarA9maya 24 besteci
katAldA. 1924 yAlAnda Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali
RAfat Ça3atay'An bestesini kabul etti. Bu beste 1930 yAlAna
kadar çalAndAysa da 1930 da de3i9tirilerek Cumhurba9kanlA3A
orkestrasA 9efi Osman Zeki Üngör'ün 1922 de hazArladA3A
bugünkü beste yürürlü3e kondu. Mar9An armonilenmesini
Edgar Manas, bando düzenlemesini &hsan Servet Künçer
yaptA. Allah bir daha bu millete &stiklal Mar9A yazdArmasAn.
(Amin)
&
14 Mart 2016
Pazartesi
Makedonyal Müslümanlar
haç heykelini istemiyor
Makedonya'da ina edilmek istenen Haç heykelini protesto eden
Müslüman Arnavutlarn eylemine Makedonlardan kar eylem geldi
ÜSKÜP - BALKAN GÜNLÜÜ
İ
ktidar ortağı Arnavut partisi
Demokratik Bütünleşme
Birliği (BDİ) Butel semtinde
geçen hafta inşa edilmesi planlanan 55 metrelik haçın temelinin
atıldığı yerde protesto düzenledi.
BDİ’nin organizasyonunda
Arnavutlar tarafından Haç’ın
inşaatına karşı başlatılan protestolara, Makedon kesimden karşı
gösteri geldi. Muhalefet, iktidar
koalisyonunu, seçim öncesi etnik
bir gerginlik meydana getirmekle, iktidar partisi ise muhalefetten gelen geçici İçişleri bakanını
kamu düzenini koruyamamakla
suçluyor.
www.dunyabulteni.net’e göre;
Makedonya'da Butel kasabasında, Makedonların 55 metrelik
haç dikme girişimine itiraz eden
Arnavutlar, haçın temelinin
bulunduğu yere kamp kurdu,
Makedonlar da o bölgeye yürümek isteyince polis engeliyle
karşılaştı. Haçın temelinin atıldığı yerde Arnavutların protesto
amaçlı çadır kurması, bu sefer
Haç'ın inşa edilmesinden yana
olan Makedonlar tarafından protesto ediliyor. Yaklaşık 100 kişilik
grup Butel’deki polis istasyonunda toplanıp, Haç’ın temelinin
bulunduğu istikamet doğrultusunda yürümeye başladı. Fakat
polisin aldığı yoğun güvenlik
önlemleri nedeni ile geçişlerine
izin verilmedi.
AP'den 'Srp Belediyeler Birlii' çars
BELGRAD
BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
A
vrupa Parlamentosu (AP)
Başkan Yardımcısı ve AP
Kosova Raportörü Ulrike
Lunacek Sırbistan’ın Kosova’yı tanıması gereğini dile getirip Avrupa
Birliği’nin, Kıbrıs vakası hariç, artık
sınırları tanımlanmamış hiçbir ülkeyi
kabul etmeyeceği bilincinde olduğunu ifade etti.
www.dunyabulteni.net’e göre;
Ulrike Lunacek Belgrad’ın ‘Kurir’
gazetesine verdiği demecinde
Kosovalılar için vizeler muafiyetinden de söz ederken Batı
Bulgaristan'da ulusal
bayramda provokasyon
GOTZE DELÇEV
BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
B
ulgaristan'da milliyetçiler tarafından ülkenin güneybatısındaki
Gotze Delçev şehrindeki tarihi
Karaca Paşa Camii'nin minaresine
Bulgaristan bayrağının asıldığı bildirildi. www.dunyabulteni.net’e göre;
Osmanlı'dan bağımsızlığını alan
Bulgaristan'da kutlanan Ulusal
Bayram’da, kültür anıtı olduğu gerekçesiyle ibadete kapalı tutulan ve onarımı bile yapılamayan Karaca Paşa
Camii'nin yarım kalan minaresine tırmanan "Aktif Vicdan" adlı yerel derneğin lideri Andon Baltaciev, minareye
Bulgaristan bayrağını astı. Baltaciev'in
önceden duyurması ve merkezi Gotze
Delçev'de bulunan Blagoevgrad Bölge
Müftülüğünün polisi uyarmasına rağmen eylemin engellenemediği öğrenil-
di. Baltaciev, yerel medyaya yaptığı
açıklamada, "Bu eylemle, bu bayramın
dini inançları ne olursa olsun tüm
Bulgarların ulusal bayramı olduğunu
göstermek istedim" ifadesini kullandı.
Blagoevgrad Bölge Müftüsü Aydın
Muhammed, yaptığı açıklamada, farklı
bir boyutu olduğunu belirttiği olayı,
"kışkırtma" olarak nitelendirdi. Ülkede
hiçbir kilisenin tepesinde ulusal bayrağının asıldığını görmediğini söyleyen
Mohammed, "Gotze Delçev'de aslında
etnik ve dini temelli provokasyon girişimleri yeni bir şey değil. Bu gerçekler
toplumumuzun, dolaylı olarak toplumun elitinin düzeyini gösterir. Askerlik
yaparken öpüp yemin ettiğimiz bayrak
benim de bayrağımdır. Ancak onu toplumda bunalım çıkartılarak kışkırtmak
için kullanılması cezasız kalmamalı.
Türlü sembolleri ile vatanseverlik dini
bunalımlar da yaratabiliyor"dedi.
Haradinaj’dan Jahjaga’ya
KARADA TEPKS
PRTNE
BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
K
osova Cumhurbaşkanı
Atifete Jahjaga, meclis’te
muhalefet tarafından protesto ve biber gazı süreciyle ihtilaflaştırılan Kosova ile Karadağ
arasında sınırın belirlenmesinin
tekrar gözden geçirilmesine dair
bir “ad-hoc” komisyonun kurulmasıyla ilgili bir ay önce açıkladığı fikri nihai hale getiriyor.
www.dunyabulteni.net’e göre;
Cumhurbaşkanı Jahjaga sınırın
belirlenmesine dair tüm malzemeleri gözden geçirecek üç
yabancı uzmanın “ad-hoc”
komisyonun atanmasını imzalayacak. Görevinin son günlerinde Jahjaga’nın bu komisyonu
kurmasını yeni seçilen
Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi
de desteklemektedir. Thaçi de
dün ‘Top Channel’-e verdiği
demecinde Karadağ ile sınır çizginin belirlenmesi çalışmaları
destekleyeceğini teyit etti.
MUHALEFETTEN
SINIR EKİBİNE TEPKİ
Kosova Geleceği İçin
İttifak(AAK) Başkanı Ramush
Haradinaj, işbaşındaki
Hükümet’in gözetiminde çalış-
ması halinde, Karadağ ile sınırın
belirlenmesi üzerinde çalışacak
komisyonun kurulmamasını
istedi. AAK lideri Ramush
Haradinaj’ın bu tepkisi
Cumhurbaşkanı Atifete
Jahjaga’nın Karadağ ile sınırın
belirlenmesine dair bir komisyonun kurulması için başlattığı
girişimine karşı koymak gibi
algılanıyor.
Balkanlar’da vizeler muafiyetinden
mahrum kalan tek ülke Kosova’nın
da vize muafiyetine en kısa zamanda
sahip olması gereğini savundu. Sırp
Belediyeler Birliği’ne de değinen
Lunacek, bunun Brüksel’de Priştine
ve Belgrat arasında varılan anlaşma
gibi uygulanması ve Kosova’nın
Anayasası esasınca kurulması gerektiğini söyledi. Kosova ile Sırbistan
arasında iyi komşuluk ilişkilerinin
sürdürülmesini talep eden AP
Başkan Yardımcısu Ulrike Lunacek,
geçen yıl Kosova’nın UNESCO üyeliğinin reddedilmesinin Sırbistan’ın
uluslararası örgütlerde Kosova’ya
yönelik sürekli ablukasının bir göstergesi olduğunu değerlendirdi.
SAYFA 06
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
6 Aratrma
14 Mart 2016
Pazartesi
ARNAVUTLUK VE ATATÜRK 1
Dış Yayınlar Dairesi Arnavutça Masası’na gelen Dinleyici mektuplarından birinde: ”… Atatürk ile ilgili programlarınızı ilgiyle
dinlemekteyiz… Acaba, Atatürk hakkında Arnavutça yayınlanan
kitap ve yazılardan ve de Arnavutlukta faal bulunan ”Atatürk’ün
Dostları Derneği’nden söz edemez misiniz?…” deniliyordu
İ
zin verirseniz bu konuyu 10
KASIM için ”Kemalist
Ülkü”ye işlemek istiyorum.
Bilindiği gibi, Balkan yarımadasının batı kesiminde:
Prevezeden Tivar-Bari’ye kadar
uzanan deniz kıyılarıyla oradan
Yeni Pazar, Niş, Morina, ve
Vardar ırmaklarıyla Selanik
körfezine varan çizgilerin arasında kalan yani eski İşkodra,
Kosova, Üsküp, Manastır ve
Yanya illerinde yaşayan
Arnavutlar, Balkan yarımadasının en eski ve yerli sakinlerdir.
Soy itibariyle İllerinden inerler,
dil bakımından Trokoilir karışımı bir dil konuşurlar. Elenler ve
Slavlar sonradan gelmişlerdir
bu yarımadaya… ve çeşitli ırklarla karışarak orjinal özelliklerini yitirmişlerdir. Balkan yarımadasındaki tarihi, coğrafi,
toponomik ve onomastik isimler ancak Arnavutça ile çözülebilmektedir.
NİÇİN ”ARNAVUDİSTAN”DEĞİL DE,
”ARNAVUTLUK”?
Dikkat olunursa, görülür ki:
XIV. yy’ın ortalarında
Balkanlara çıkan Osmanlı
Türkleri; Yunanlılar, Bulgarlar,
Sırplar… vs tarafından sert karşılandılar; İslam dininiPomaklar, Giritliler, Torbeşler,
Goranlar… dışında benimsemediler. İslamlaşmış bir Elen, Sırp,
Bulgar unsuru mevcut değildir.
Boşnaklar ise Sırp değil, ortaçağda, Bosna-Hersek’e yerleşmiş olan Türk asıllı Kıpçak,
Kuman, Peçenek, Tatar… vs.
kökenlidir ve dil yönünden
Slavlaşmış Orta Asyalı kavimlerdendir. Bu yüzden
Osmanlılar da, Elenlerin ülkesine ”Yunanlılık”; Bulgar yöresine ”Bulgarlık” değil,
”Bulgaristan”; Servis’ten yani
Uşaklık, Hizmetten türemiş
olan Sırp-Slav ülkesine de
”Sırplık” değil, ”Sırbistan” …
diye ad vermişlerdi. Ulusal örf
ve adetleri olmayan
Yunanlılar(Elenler), Sırplar,
Bulgarlar, Hırvatlar, Slovenler
arasında Hıristiyanlık çok
çabuk yayılmıştı. Bu ülkelerde
kurulan kiliseler, kendilerine
özgü güçlü örf ve adetleri olan
Arnavutlara çok katı davranmışlardır. Ortaasya’dan katıldıkları örf ve adetleri
Şamanizm’i terketmiş olan
Osmanlı Türkleri, Rumeli’ye
çıktıkları zaman; Türkistanlı
Hacı Bektaş Veli’nin (1210-1270)
kurduğu hoşgörülü ve geniş
görüşlü Bektaşiliği benimsemişler ve Balkanlara yaymışlardı.
Bu yumuşak İslami inanış,
mezhep; BESA’ya sahip sahip
Arnavutlar tarafından olumlu
karşılandı, benimsendi ve kolay
yayıldı. Bektaşilik, Arnavutları
Elen ve Sırp papazlarının baskılarından ve eziyetlerinden kur-
tarmıştı. Bu nedenle,
Arnavutlar Osmanlı Türkleriyle
çabuk anlaştılar ve Osmanlılar,
o sıralarda ”Arberia” tesmiya
okunan Arnavut ülkesine
”Arnavudistan” değil,
”Arnavutluk” adını verdiler.
ELİNE BELİNE DİLİNE
”Eline-Beline-Diline” ve ”EşineAşına-İşine” ilkelerine bağlı
olan Osmanlı Türkleri ile
Besa’lı Arnavutlar sadece dost
değil, fakat ”özkardeş” oldular.
Bu töresel ve ahlaksal yaklaşımlardan dolayı, Arnavutlar
Osmanlı camiasında ”reaya”
sayılmadılar, Türklerle birlikte
”imtiyazlı” (ayrıcalıklı) ulus
düzeyinde Osmanlı
Yönetiminin askerlik, yönetim,
hukuk, maarif, kültür, sanat,
mimarlık… vs. alanlarında hizmetler gördüler. Tanınmış tarih-
çi Tevfik: Arnavutlar Batı yörelerinde (Rumeli’de) ve
Türklerde Doğuda
(Anadolu’da) Osmanlı devletini 500 yıl süresince zaferlerden
zaferlere ulaştırarak iki kol ve
kanat oluşturdular… ” diyordu. Arnavutları yakından tanıyanlar bilirler ki: Arnavutlar,
bugün de Türklerin ve
Türkiye’nin en yakın ve sadık
dostlarındandır.
TÜRKLERDEN DAHA
TÜRK, ARNAVUT
AYDINLARI
Batı uygarlığına yakın ve yatkın
olan Arnavut aydınları,
Tanzimat’tan sonra başlayan
Türklük hareketlerinde büyük
hizmetler ettiler. Sözgelimi:
1879 yılında Latin esaslı
Arnavut alfabesini ve 1887 de
Arnavutça’nın dilbilgisini (gramerini) oluşturan ve yazan
Şemsettin Sami Frasheri, aslen
Arnavut olduğu halde,
Türkçülüğe ve Türkçeciliğe
büyük yayarlıklarda bulunmuştur. 54 yıllık yaşamında 54
değerli yapıt veren Ş.Sami
(1850-1904), kimsenin ”Türk”
ve “Türkçü” demeğe cesaret
edemediği Sultan II.
Abdülhamit döneminde
”Kamus-u Türki”yi (Türçe
Sözlüğü) yayınlamaya muvaffak oldu. O dönemde nice Türk
aydınları, “Türk” adını ve sıfatını kullanamıyordu, örneğin:
Lugat-ı Osmani… vb. diyorlarlardı. Oysa Şemsettin Sami, katı
Abdülhamit’i ikna ederek
”Kamus-u Türk” (Türkçe
Sözlük) adlı şaheseri basabildi.
Ş.Sami: ”Osmanlı kavim, millet
adı değil, kabile-aile -sülale adıdır… Biz ise Türküz, Türk milletindeyiz. ”Osmanlı” ancak
Sultan sülalesi için kullanabilir…”diyordu.
Buna karşın, 1911 yılında iktidarda bulunan sözde Turancı
ve Türkçü geçinen İttihat ve
Terakki Hükümeti’nin bir
Maarif Nazırı (Eğitim
Bakanlığı) ”Elifba-i Osmani”
adlı bir Alfabenin arka kapağında, yayımlattığı bir tamimimde
(genelgesinde): ” … Kim ki,
badehu Lisan-ı Osmani… vs.
demeyip ”Lisanı Türki”… dediği taktirde, şöyle böyle tecziye
olunacağı diye biliyordu.
Şemsettin Sami’nin kardeşi şair
Maarif Nezareti Talim ve
Tercüme Dairesi üyelerinden
Naim Frasheri, Vatan Şairi
Namık Kemal, İttihat ve
Terakki’nin (1) Numaralı kurucusu Dr. İbrahim Temo, İstiklal
Marşı Şairimiz Mehmet Akif
Ersoy, İstanbul Üniversitesi’nin
ilk Rektörü Hoca Hasan
Tahsin… vs. Arnavut kökenli
oldukları halde, Türk kültürüne
hizmet etmişlerdir. İttihat ve
Terakki Hükümeti’nin macerası
ve basiretsiz politikası yüzünden 1912-13 Balkan Harbinde
yitirilen Rumeli’de, bağımsızlığını ilan etmek zorunda kalan
Arnavutlar, yine de Türk dostluğuna sadık kaldılar.28-31
Ocak 1920 Lushnja Ulusal
Kurultayı ile kurulan parlamenter ve demokratik Arnavutluk,
23 Nisan 1920 de kurulan
Ankara devletini ve hükümetini tanıyan devletlerin en başında yer alır. İleri görüşlü
Mustafa Kemal Atatürk, 1920
de Tiran’la askeri, iktisadi ve
kültürel anlaşma yaparak, o
sıralarda Yunanlılarla savaş
halinde olan Arnavutluk’a
Ordu kurmak üzere Prizrenli
Kurmay Albay Selahattin Saip
Şkoza idaresinde 25 kişilik bir
askeri heyet gönderdi. Çift
vatandaşlık uyruğuna giren
Selahattin Saip Bey, seçimlere
girerek, milletvekili oldu ve
İlyas Vrioni Hükümeti’nde iki
yıl süreyle Arnavutluk Milli
Savunma Bakanlığı’nı yürüttü,
modern bir Arnavut Ordusu
kurdu ve Anadolu’ya çıkmış
bulunan barbar Yunanlıların
Yanya’da Arnavutluğa karşı
askeri kuvvet bulundurmasını
sağladı. Bu strateji Başkomutan
Mustafa Kemal Paşa’nın eseri
idi. Böylece Yunanlılar
Anadolu’da daha kolay bir
dayak yediler… Demokratik
Arnavutluk’la Yeni Türkiye arasında 15 Aralık 1923 tarihinde
Ankara’da ”Ebedi TürkArnavut Dostluğu” imzalandı.
Dağlık kuzey Arnavutlukla aşiret reislerinden feodal Ahmet
Zogu (1895-1962), Büyük aydın
Fan S. Noli yönetimindeki
Demokratik Hükümeti 24
Aralık 1924 de devirmekle birlikte, Türk-Arnavut Kardeşliği,
Arnavut halkınca ve aydınlarca
devam olundu. Kral Ahmet
Zogu, Faşist Roma’ya yaklaştıkça Türk-Arnavut Kardeşliği
daha çok perçinleşti.
www.arnavut.com
sitesinden alınmıtır…
DEVAM EDECEK...
SAYFA 07
Yerel Yönetimler 7
14 Mart 2016
Pazartesi
ehzadeler Donji Vakuf
ile KARDE OLDU
Bosna Hersek ile İlişkileri Geliştirme Merkezi Vakfı’nın (BİGMEV)
Bosna Hersek ile Türkiye arasında yürüttüğü ‘Kardeş Belediyeler’
projesi kapsamında bir araya gelen; Şehzadeler Belediyesi ile Donji
Vakuf Belediyesi kardeşlik sürecini resmi olarak başlattı
MAN
SA - BALKAN GÜNLÜÜ
B
osna Hersek ile İlişkileri Geliştirme
Merkezi Vakfı’nın (BİGMEV) iki ülke
belediyeleri arasında yürüttüğü çalışmalar
neticesinde imza aşamasına gelen belediyeler
arası kardeşlik süreci, Bosna Hersek’in iş potansiyeli olarak en güçlü belediyelerinden biri olan
Donji Vakuf Belediyesi’yle Manisa’nın
Şehzadeler Belediyesi’nde atılan imza ile resmiyet kazandı. Belediyeler arası kardeşlik sürecini
başlatmak üzere BİGMEV’in çağrısı ile
Türkiye’ye gelen; Donji Vakuf Belediye Başkanı
Huso Sušić ve Uluslararası İşbirliği
Koordinatörü Sead Cerić, Meclis Üyesi Azrudin
Đulović ve şehrin önde gelen iş adamlarından
Mehmed Kulašin’i, Şehzadeler Belediye
Başkanı Ömer Faruk Çelik makamında ağırladı.
Susiç Donji Vakuf Belediyesi olarak, Şehzadeler
Belediyesinin ilk kardeş Belediyesi olmaktan
büyük bir mutluluk duyduğunu ifade etti.
Donji Vakuf heyetini misafir etmekten büyük
bir memnuniyet duyduğunu ifade eden
Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik
“Sizleri Bosna Fatih’i, Fatih Sultan Mehmed’in
şehrinde ağırlamaktan büyük bir mutluluk
duyuyoruz. Çok değerli başkanıma ve heyetine
Fatih’in şehrine, Bosna Fatihi, Fatih’in şehrine
hoş geldiniz diyorum. Bosna Hersek bizim için
çok önemli, biz Bosna’yı, Bosna halkını çok
seviyoruz. Türkiye’de yaşayan her bir vatandaşımızın gönlünde Bosna denildiğinde bir sevgi
oluşur, muhabbet oluşur. Bizim gönül coğrafyamızın en önemli köşelerinden birisidir. Bu bağlamda da yeni kurulmuş bir belediye olarak da
ilk yurt dışında ki kardeş şehrimizin Bosna
Hersek’ten Donji Vakuf gibi çok kültürel değerleri olan, Ayvaz Dede’ye ev sahipliği yapan bir
şehrin olması bizi ziyadesi ile mutlu etmiştir.
Geçen yıl buradan meclis üyelerimiz ve bir
heyetle, Donji Vakuf’taki Ayvaz Dede etkinliklerine katılmıştık. Bu ziyarete katılan bütün
arkadaşlarımız çok mutlu oldular, çok memnun
oldular. Oradaki ev sahipliğiniz için hepinize
tekrar teşekkür ediyorum. Gerçekten de oraya
giden arkadaşlarımız ile biz, orada gördüğümüz manzara karşısında sizlerin ilgisi,
Bosnalıların Türkiye’ye olan sevgisi karşısında
çok duygulandık. İnşallah bundan sonraki
süreçte de hem biz geleceğiz, hem de sizleri
daha fazla misafir edeceğiz. Mevcut olan gönül
köprümüzün üzerine yeni ilişkiler inşa etmenin
çaba ve gayreti içerisinde olacağız. İş adamlarımız da inşallah orada yatırım yaparlar ve ticari
olarak da Donji Vakuf ve Şehzadeler arasındaki
iş birliği artar” dedi.
Tutinli Bonaklar ibirlii için zmir’e geldi
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
S
ırbistan Cumhuriyeti sınırları
içinde yer alan ve nüfusunun
büyük çoğunluğunu
Boşnakların oluşturduğu Tutin kentinin belediye başkanı Şemsudin
Kuçeviç, İzmir Büyükşehir
Belediyesi'ni ziyaret ederek Başkan
Aziz Kocaoğlu ile bir araya geldi.
İzmir ile Tutin arasındaki kültürel
ve ekonomik işbirliğini geliştirmek
amacıyla gerçekleşen ziyarette
konuk belediye başkanına İzmir
Bosnak-Sancak Kültür ve
Yardımlaşma Derneği Başkanı
Abdullah Gül de eşlik etti. Tutin
kentinin özellikle mobilya sektörü
ve organik tarımda öne çıktığını
ifade eden Şemsudin Kuçeviç, sektör temsilcileriyle birlikte İzmir'de
ikili görüşmeler yaparak işbirliği
olanakları arayacaklarını söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu ise Tutin’e gereken
her türlü desteği vereceklerini belirterek, "İzmir Boşnaklar için yabancı
bir kent değil. İşbirliği adına doğru
adrestesiniz. Bundan sonra Tutin
şehri ile ilişkilerimizi daha da
yoğunlaştıracağız" dedi. Eridere Belediyesi kadınları
unutmadı
ER
DERE
BALKAN GÜNLÜÜ
B
ulgaristan’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı belediyelerden biri
olan Eğridere Belediye Başkanı
Resmi Murat ile Yerel Meclis Başkanı
Sezgin Bayram, Meclis salonunda düzenledikleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Resepsiyonu’na Belediye, muhtarlıklar,
okullar ve anaokullarında görevde bulunan tüm bayanları davet ettiler. Resmi
Murat, şahsı ve tüm belediye yönetimi
adına bayanların gününü kutlayarak,
sağlık, daima güler yüzlü ve azimli
olmalarını diledi. www.kircaalihaber.com
sitesine göre; Resmi Murat, kutlama
konuşmasında, “Hep birlikte güzel bir
gelenek yarattık. Yüzlerinizden sevinç ve
neşe eksik olmasın, kalbiniz daima
büyük bir sevgi dolu ve genç kalsın,
sevin ve sevilin!” diye diledi.
Resepsiyona katılan her bayana birer
karanfil hediye eden Belediye Başkanı
onlara beyaz ve kırmızı şarap ısmarladı.
Resmi Murat, resepsiyonda bulunan tüm
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
bayanlara Belediye yönetiminin Kırcaali
Tiyatro ve Müzik Merkezi’nin bünyesindeki Kadriye Latifova Müzikal
Tiyatrosu’nun “Bennu Kuşu” isimli
müzik ve dans oyununa giriş bileti hediye ettiğini duyurdu. Müzik ve dans
oyunu 11 Mart’ta Ardino’daki Rodopska
İskra Halk Toplum Merkezi salonunda
sunulacak. “Bennu Kuşu” isimli müzik
ve dans oyununda ünlü pop-folk sanatçısı Orhan Murat da yer alıyor.
Resepsiyona katılan tüm bayanlar adına
Toplumsal Destek Merkezi Müdürü
Svetla Semercieva, Belediye yönetimine
jest için teşekkür ederek, “Bugün bizler
genelde daha çok ilgi görüyoruz, kendimizi daha özel hissediyoruz. Bizim ihtiyaç duyduğumuz şu anda gördüğümüz
destek bizi daha güçlü, özverili ve başarılı kılıyor. Bu destek özel hayatında sevdiği kişiler tarafından sevilen ve iş hayatında saygı gören mutlu bir kadın tablosunu tamamlıyor” dedi.
Bonak Dernei’nden Lapseki’ye ziyaret
ÇANAKKALE - BALKAN GÜNLÜÜ
B
osna Hersek’in Zenica şehrinde faaliyet gösteren Türk Boşnak Dostluk
Köprüleri Derneği Başkanı Jasmin
İmamovic ve beraberindeki heyet,
Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde Belediye
Başkanı Eyüp Yılmaz’ı ziyaret etti. Başkan
Yılmaz’a derneğin faaliyetleri hakkında
bilgi veren İmamovic “Tarihten bu yana
dost olan iki kardeş ülke Türkiye ve
Bosna Hersek arasındaki kardeşlik ve
işbirliğini arttırmak istiyoruz. Ülkemizde
her geçen yıl daha fazla Türk dostlarımızı
görmek istiyoruz. Bosnalılar Çanakkale’de
100 yıl önce yaşanan savaşa dair çok fazla
bilgi sahibi değiller. Temaslarımızla bu
konuda hassasiyetin gelişeceğine inanıyorum” dedi. Lapseki Belediye Başkanı
Eyüp Yılmaz ise sabah kahvaltısında
buluştuğu Boşnak misafirlerine Lapseki
Şehitliği’ni gezdirdi, belediyenin çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi. Yılmaz,
Lapseki’nin Bosna Hersek’in Jablanica
şehriyle kardeş şehir protokolü imzaladığını kaydederken önümüzdeki günlerde
temasların yoğunlaşmasını temenni etti. ayatta yüzde 100
ba"ar2 olmad22 gibi,
BO MUSUN
tekamülde de s2n2r
DOLU MUSUN?
yoktur. Dolay2s2yla ba"ar2s2zl22n2zdan endi"elenip
umutsuzlua gerek olmad2Eyüphan KAYA
2 gibi, iyinin daha iyisini
yapmak için de bir çal2"ma
dersiniz? Böyle hallerde manve çaba içinde olmam2z laz2m.
evi aç2dan etkilenmeyen ki"iPeki durumuzu nas2l örenenin durumunda bir s2k2nt2
biliriz? Ehli manan2n görü"üolduunun ifadesidir. Bo"
ne göre "u üç konuda kendimuyuz? Dolu muyuz?
mizi kontrol edersek az çok
Kendimize soral2m art2k.
halimizle ilgiyi bir yarg2ya
Adam ders diyor, çay sohbeti
varabiliriz denilmektedir.
diyor, vaaz nasihat diyor, her
*Kura’n2 Kerimi okunurken
f2rsatta bir "eyler dillendiriyor
etkilenmemek s2k2nt2l2 bir halama
bu hallerden pek etkilend2r, malum Yüce Mevla
dii
yoksa
durumunu gözden
Kura’n üzerlerinde okunurken
geçirmesinde
fayda var. Yani
ehli iman2n kalpleri korkar
hayat, ayn2 tas ayn2 hamam
veya imanlar2 artar demektegitmiyor, gitmemeli. Resul-i
dir. Eksileriyle birlikte bir
kimsenin yan2nda Kitabi
Ekrem ne diyor? “iki günü bir
Mübin okunup aç2kland22
olan zarardad2r” yani maddi
halde umurunda deilse ki"imanevi eer 24 saatimiz
nin manevi durumunda bir
donuk bir hayat gibi geçiyors2k2nt2n2n varl22na i"arettir.
sa, kendimizi yoklamam2z
*Mütteki bir alim vazederken
laz2m. Peki ne yapmam2z
etkilenmek manen tehlikeli bir laz2m derseniz ben bir "eyler
halin ifadesidir, hani baz2
hat2rlatabilirim.
kimseler var onlar2 görür gör*K2lm2yorsan2z "u andan tez
mez, lisani halleriyle slam’2
yok hemen namaz2n2za ba"lahat2rlat2r, yüce Allah’2n yer
y2n, yüce Mevla ne buyuruyor
yüzündeki halifeleri olduklar2
“secde edin Allah’a yaklai"ret ederler. Ya"ad2klar2n2n
n”
doruluuna "ahadet edercesine ya"arlar, o ya"amdan ald2k- *Namaz2n2z2 k2l2yorsan2z daha
düzgün k2l2n, tesbihat2n2z2
lar2 halaveti, manevi lezzeti
yap2n, namaz2n2z2n sünnetleriçevresiyle de payla"2rlar. Bu
ni k2l2n,
kimselerin sohbetinden etki*Sabah
namaz2n2z2 az daha
lenmemek gönül ehli olan
erken
k2labilirsiniz.
Sabah
kimselere yak2"2r m2?
sünneti
ile
farz2
aras2nda
5-10
*Gece ya da gündüz hülvet
dakika zikir edebilirsiniz.
halinde kendini muhasebeden
*Sabah evden ç2karken komgeçirmemek ruh hal2m2z2n
durumu için bir ölçüdür, teec"ular2n2za, i"e giderken i"
cüd namaz2 olarak bilinen,
kom"ular2n2za selam verebilir
gece namazlar2n2n ne kadar
bir tebessümle onlara güven
hay2rl2 bir nafile olduunu
verebilirsiniz,
hepimiz duymu"uzdur. Malum *Yak2n akrabalar2n2z2 bir
Peygamber üzerinde farz
program çerçevesinde ziyaret
düzeyinde bir ibadetti. Bize
edebilirsiniz,
sünnet olarak tavsiye dene
*Anne-baban2za selam verebiPeygamberimiz
lir, r2zas2n2 kazanmak için
Hz.Muhammed’e salat ve
gayret sarf edebilirsiniz,
selam olsun, bu nafile ibadeti
*Gücünüz yetiyorsa bir örenyerine getirmek, gecenin o
ciye
burs verebilirsiniz,
tenha halinden yararlanarak
*Aile efrad2n2z2n halini sorup,
nefsini muhasebeye çekmek,
onlarla
hemhal olabilirsiniz.
Rabb2yla münacatta bulunmak
Eminin
bir an dü"ünüp, vicdane kadar içtenlik, samimiyet
n2n2za
sorsan2z
size birçok
içeren, aranan bir hald2r. Bu
hay2rl2
adresleri
gösterecek,
gece ibadetini yerine getiryeter
ki
siz
isteyin.
mekte gev"ek davran2yorsak,
bari gündüzün bir caminin, bir Birbirimize güzel "eyler telkin
etmek vazifemizdir, bununla
dergah2n, hatta evimizin bir
birlikte yüce Allah bizi mükâkö"esinde hal2m2z2
Mevla’m2za arz edelim ne
fatland2r2yor daha ne olsun.
H
SAYFA 08
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
8 Balkan Haberleri
6102 SAYILI TTK’YA
GÖRE LMTED
RKETTEN AHIS
LETMESNE DÖNÜ
Nazlı Gaye ALPASLAN
102 say l Yeni TTK 01.07.2012 tarihinde yürürlü e girmi bulunmaktad r. Bu
kanun ile ilgili 30 Haziran 2012 Resmi
Gazetede yay mlanan 6335 say l yasa ile
TTK’nun 100’ün üzerinde maddesinde de iiklik yap lm t r. Bu çal mam zda yeni
TTK’nun hükümlerine göre sermaye irketi
olarak faaliyette bulunan iki ortakl önceden
kurulmu olan örne in bir limited irketin yeni
TTK hükümlerine göre (Yeni TTK md.194)
ticari i letmeye dönü türülmesi konusu ele al narak konu tart maya aç lacakt r. Öncelikle
belirtelim, 6102 say l yeni TTK konumuzla
ilgili 194. maddesinin 3. bent hükmü tart ma
konusu olay m za temas etmektedir.
A a da madde 194 ile ilgili: “VI-Ticari i letme ile ilgili birle me ve tür de i tirme”
6
“Madde 194: (1) Bir ticari i letme, bir ticaret
irketiyle, onun taraf ndan devral nmak suretiyle birle ebilir. Bu hâlde devralan ticaret
irketinin türüne göre 138 ilâ 140, 142 ilâ
158 ve ortak hükümlere ili kin 191 ilâ 193
üncü madde hükümleri k yas yoluyla uygulan r.
(2) Bir ticari i letmenin bir ticaret irketine
dönü mesi hâlinde 182 ilâ 193 üncü maddeler k yas yoluyla uygulanabilir.
(3) Bir ticaret irketinin bir ticari i letmeye
dönü türülebilmesi için, söz konusu ticaret
irketinin paylar n n tümü, ticari i letmeyi
i letecek ki i veya ki iler taraf ndan devral nmal ve ticari i letme bu ki i veya ki iler
ad na ticaret siciline tescil ve ilan edilmelidir.
Bu hâlde, ticari i letmeye dönü türülen ticaret irketi, bir kollektif veya komandit irket
ise mezkűr ticaret irketinin borçlar ndan,
ticari i letmeyi i letecek ki i ve ki iler ile ticaret irketinin eski ortaklar da 264 üncü maddedeki zamana m süresince s fatlar na göre
müteselsilen sorumlu olurlar. Dönü türmeye
bu Kanunun 264 ilâ 266 nc maddeleri de
uygulan r.
(4) 182 nci maddenin üçüncü f kras hükmü
sakl d r.”
194/3’ÜN HÜKMÜNE GÖRE
6102 say l Yeni TTK’nun 194/3 md hükmüne
göre; Bir ticaret irketinin bir ticari i letmeye
dönü türülebilmesi için, söz konusu ticaret irketinin paylar n n tümü, ticari i letmeyi i letecek ki i veya ki iler taraf ndan devral nmal ve
ticari i letme bu ki i veya ki iler ad na ticaret
siciline tescil ve ilan edilmelidir. Bu hâlde,
ticari i letmeye dönü türülen ticaret irketi, bir
kollektif veya komandit irket ise mezkűr ticaret irketinin borçlar ndan, ticari i letmeyi i letecek ki i ve ki iler ile ticaret irketinin eski
ortaklar da 264 üncü maddedeki zamana m
süresince s fatlar na göre müteselsilen sorumlu
olurlar. Dönü türmeye bu Kanunun 264 ilâ
266. maddeleri de uygulanmaktad r. Bu
durumda, bir ticaret irketinin örne in bir
limited irketin eski TTK hükümlerine göre
kuruldu unu varsayal m. Bu irket, bugünkü ko ullarda ah s i letmesine dönmek
istemesi halinde a a daki ekilde i lemlerini yürütmesi gerekecektir.
1) Mevcut limited irketin karar defterine bu do rultuda ( ah s i letmesine dönü ile
ilgili) karar al nmas
2)
Bu irade beyan n n ticaret siciline
tescil ve ilan
3)
Limited irketten ah s i letmesine
dönü ile ilgili kesin hesap ç kar lmas
(kapan bilançosu, gelir tablosu ve ara
mizan, borç yüklenim taahhütnamesi)
4)
irketin önceki ortaklar n n yeni
ah s i letmesinde bulunmalar
5)
irketin eski ortaklar n n aynen yeni
ah s i letmesinde devam etmeleri ve bu
durumun ticaret siciline tescili
6)
Ticari i letmeye dönü türülecek olan
irket irketi bir kolektif veya komandit irket ise söz konusu ticaret irketinin borçlar ndan ticari i letmeyi i letecek ki i ve ki iler ile ticaret irketinin eski ortaklar da yeni
TTK md.264 hükümlerine göre zamana m
süresince s fatlar na göre müteselsilen
sorumlu olacaklard r.
7)
Di er yandan, yine bir sermaye irketi türü olan sermayesi paylara bölünmü
komandit irketlerde eski TTK’da oldu u
gibi en az 5 ki i taraf ndan kurulabilecektir.
8)
Dönü türme s ras nda yeni TTK
md.264 zamana m ve 266. md hükümlerinin dikkate al nmas gerekir.
Sonuç olarak, yeni TTK’da anonim veya limited irketten ah s i letmesine
dönü ile ilgili yeterli aç klama bulunmamaktad r. Ancak, ya anan ekonomik konjonktür
gere i pek çok limited irket otomatik olarak
kolay biçimde tasfiye edilece i anla lmaktad r. Say lar yakla k 247.558 civar nda olan
irket otomatik tasfiye edilecektir. Türkiye’de
faal 65.409, gayrifaal 332.782 olmak üzere
toplam 98.191 anonim irket ve 568.567 faal,
175.434 gayrfaal olmak üzere toplam 744.1
limited irket bulunmaktad r. Sonuç olarak,
gayrifaal irketlerin ticaret sicili taraf ndan
belirli ko ullarda otomatik masrafs z tasfiye
edilece i hüküm alt na al nm t r. (Bkz. 30
Haziran 2012 gün ve 28339 RG’de yay nlanan
6335 say l yasa md.38 ve ayr ca 6102 say l
yasaya eklenen geçici md.7) . Böylece, önceden çe itli nedenlerle vergiden kaç nmaya
yönelik kurulan limited irketler bugünkü
haliyle gayrifaal ise bunlar n tasfiyesi ticaret
sicili taraf ndan resen yap lacakt r. Bu irketlerin birço u bugün itibariyle vergi daireleri
taraf ndan gayrifaal olmas nedeniyle resen
sicil kay tlar silinmi tir. Öte yandan, aktif
halde olan anonim veya limited irketlerden
ah s i letmelerine dönü aruzunda olan ve
küçülmeyi planlayan birçok sermaye irketi
ortaklar ; ah s i letmelerine dönü ile ilgili
gerekli çal malar yap larak yeni TTK’nun
194. maddesine göre ah s i letmesine dönü
olanaklar ara t r lmal d r.
14 Mart 2016
Pazartesi
zmitli Bat Trakyallar
Kadnlar Günü’nü kutlad
Türkiye’deki Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği (BTTDD)
İzmit Şubesi Kadın Kolları Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir
gece düzenledi. Etkinliğe çok sayıda Batı Trakyalı katıldı
ZMT
BALKAN GÜNLÜÜ
G
eceye BTTDD Genel Başkanı
Necmettin Hüseyin, Başkan
Yardımcısı H. Vedat Meşeli,
BTTDD İzmit Şubesi Başkanı Lütfü
Bodur ve çok sayıda Batı Trakyalı
katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını
BTTDD İzmit Kadın Kolları Başkanı
Aslı Devrim yaptı. Kısa bir dönem
önce Kadın Kolları olarak bir araya
geldiklerini söyleyen Devrim, bu
dönemde birçok faaliyete imza attıklarını belirterek etkinliğe katılan herkese teşekkür etti. www.gundemga-
zetesi.com sitesinin haberine göre;
Şube Başkanı Lütfü Bodur da konuşmasında, geceyi düzenleyen Kadın
Kolları Başkan ve yöneticilerini tebrik ederek kendilerine teşekkür etti.
Dr. Sadık Ahmet'in eşi Işık Sadık
Ahmet de bu gecede hemşerileriyle
birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, kadınlar
gününün bir gün değil her gün
olması gerektiğini söyledi. BTTDD
Genel Başkanı Necmettin Hüseyin
“Yılın 365 gününü bizler için feda
eden siz değerli kadınlarımız, aslında
her gün sizin gününüz. 8 Mart sadece bunun kutlandığı gündür. Sevgili
şube başkanım bugün burada bu tabloyu gördükten sonra bir sonraki
dönemde İzmit'te Kadın Şube
Başkanı görürsek hiç şaşırmam, hatta
tüm yönetimi kadınlara emanet edersek derneğin sırtı yere gelmez” dedi.
Başkan Hüseyin şöyle konuştu: “Batı
Trakya camiası 13 şube, 4 temsilcilik,
2 vakıf ve 2 spor kulübü ile bütünleşmiş durumdadır. Ben bu dönem
sadece bu büyük camianın dönem
sözcülüğünü yapıyorum ve bundan
büyük gurur duyuyorum. Bir kez
daha ifade edeyim ki bugün burada
bu tabloyu gördükten sonra bu derneğin sırtı yere gelmez.”
Avrupalı Batı Trakyalılar
Troisdorf’da bulutu
TROSDORF
BALKAN GÜNLÜÜ
A
vrupa Batı Trakya Türk
Federasyonu (ABTTF) üyesi
Troisdorf Batı Trakya Türkleri
Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin
yöneticileri ve üyeleri bilgilendirme toplantısında buluştu. Toplantıya ABTTF’yi
temsilen Başkan Yardımcısı ve derneğin
başkanı Mustafa Kasap iştirak etti. İki
saate yakın süren toplantıda Kasap,
ABTTF’nin Brüksel merkezli Temsil
Edilmeyen Uluslar ve Halklar Örgütü
(UNPO) ile birlikte Avrupa
Parlamentosu’nda (AP) düzenlediği ve
AP Milletvekili Csaba Sógor’un ev
sahipliği yaptığı “Yunanistan’da Örgütlenme Özgürlüğü: Avrupa Azınlık
Hakları Standartlarında Bir Boşluk” başlıklı konferans hakkında dernek üyelerine bilgilendirmede bulunarak konferans
başlamadan hemen önce neo-Nazi Altın
Şafak Partisi üyesi AP milletvekilleri ve
asistanlarının konferansın yapıldığı salona gelerek sözlü saldırı ve tehditlerde
bulunduğunu söyledi. Dostluk Eşitlik
Barış (DEB) Partisi’nin başlatmış olduğu
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın on yıllardır
maruz kaldığı hak ihlallerini dile getiren
ve Yunan devleti tarafından gasp edilmiş haklarını talep eden imza kampanyasına ilişkin de bilgi veren Kasap,
ABTTF’nin de tüm üye dernekleri ile
birlikte imza kampanyasına destek verdiğini dile getirdi.
"mtiyaz Sahibi $lhan akirolu
Yunanistan’da turizm
krizi giderek derinleiyor
ATNA - BALKAN GÜNLÜÜ
B
ugünlerde Yunanistan, batılı medyanın dilinde yemekleri, kumsalları ve doğal güzellikleri yerine,
ülkeyi doğudaki adalardan başlayıp
boydan boya Makedonya sınırına kadar
yay yürüyen Suriyeli mültecilerin haber
ve resimleriyle anılıyor.
Oysa ülkede en kötümser tahminlere
göre bile en fazla 25-30 bin mülteci bulunuyor. Ancak haber bültenlerinde sanki
Yunanistan mülteciler tarafından adeta
‘işgal edilmiş’ gibi görüntüler izleniyor.
İşte bu görüntüler batılı turistlerin gözü
önünden bir türlü gitmiyor ve olumsuz
çağrışımlara neden oluyor. Bugünlerde
rezervasyonlarda ciddi bir düşüş yaşanmaya başlandı. www.tourexpi.com’a
göre; Makedonya’nın Yunanistan sınırını
tek taraflı kapatması sonucu söz konusu
mülteciler Yunanistan’da sıkıştı gibi
görüntülere sebep oluyor. Özellikle Ege
denizindeki turistik Yunan adalarına
yönelik rezervasyonlar bıçak gibi kesildi.
Atina merkezli ‘Kathimerini’ gazetesi
turizmdeki durumu ‘vahim’ olarak niteliyor. Gazeteye göre yapılmış rezervasyonlarda da iptal bildirimleri peş peşe
geliyor. AB ve ABD kaynak pazarlarında
yüzde 40’ları aşan düşüşler kaydediliyor. Lesbos adası gibi mülteci sorunlarıyla daha yoğun boğuşan turizm merkezlerinde rezervasyonlardaki gerileme
geçen yıla göre yüzde 90’ları buldu.
Oysa bu adaların başlıca geçim kaynağı
turizm. Gazeteye göre mülteci sorunu
Türkiye ile yapılan pazarlıklar sonucu
çözünmüş gibi görünse de, turistlerin
ülkeye dönmesi sonbaharı bulur. Yani
2016 yaz sezonu şimdiden kayıp bir yıl
olarak ilan edilebilir.
TEMS$LC$L$KLER
Bonak misafirlerden
Rektör Acer’e proje önerisi
ÇANAKKALE
BALKAN GÜNLÜÜ
T
ürk Boşnak Dostluk
Köprüleri Derneği
Başkanı Jasmin
İmamovic ve beraberindeki
heyet, Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)
Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer'i
makamında ziyaret etti.
Bosna Hersek'in Zenica şehrinden gelen heyet, Türkiye
Bosna Hersek arasındaki
dostluk ve işbirliğini güçlendirmek adına gerçekleştirmek istedikleri projeleri
Rektör Prof. Dr. Yücel Acer
ile paylaştılar. Ziyarette
Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Metehan Uzun, TÖMER
Müdürü Doç. Dr. Abdullah
Şahin, Çataltepeliler Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi
Nevzat Arslan ve
Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sani
Demiri de hazır bulundular.
ANKARA Ahmet ÇOLAK
SAMSUN Akn ÜNER
BURSA Hüseyin TOY
MULA Mehmet TOKGÖZ
MAN$SA Ersin AKBA
ANTALYA Kenan KURTE
$STANBUL Faruk AZEM
DEN$ZL$ Fahrettin KOYUNCU
DI TEMS$LC$L$KLER
ARNAVUTLUK Sokol BRAHAJ
BULGARİSTAN İsmet TOPALOĞLU
SOFYA DR. Sunay YILMAZ
KOSOVA Orhan EMİNCİK
ROMANYA Erkan ERUYSAL
YUNANİSTAN Varol HALİLOĞLU
BOSNA-HERSEK Murat ÖZKAYA
KKTC Mehmet ALDEMİR
YAYIN KURULU
KORAY BAfiOL
İSMET TOPALOĞLU
NAZ‹F MANDACI
SOKOL BRAHAJ
BALKAN DEVLEN
AYŞE KARADAN
ŞARIK CİBO
ATA ATUN
İLBER ŞİYAK
MAL$ $LER
KUTLU KARAN"
B$LG$ $LEM
KEMAL B"ÇER
YAYINTÜRÜ: ULUSLARARASI HAFTALIK SÜRELİ YAYIN
YÖNETİM YERİ: Rafetpaşa Mah. 5179 / 1 sokak.
No: 7 / 4 Bornova/İZMİR
TEL: 0 535 776 01 61
BASKI TARİHİ: 14 Mart 2016
BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.fi.
ADRES: Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Betontaş
Tesisleri İçi GAZİEMİR/İZMİR TEL: 0 232 251 76 32
[email protected]
Köşe yazılarının sorumluluğu yazarına aittir. Yıllık abone bedeli
500 TL olup ulusal ve uluslararas› aboneler için posta ücreti ilave olunur.
SAYFA 09
Aratrma 9
14 Mart 2016
Pazartesi
BTTF olarak Brüksel merkezli bir sivil toplum kurulu(u ile birlikte Avrupa
Parlamentosu’nda Romanya’daki
Macar az5nl5*5na mensup AP milletvekili Csaba Sogor’un evsahipli*inde ülkemizdeki örgütlenme
özgürlü*ü alan5nda ya(anan sorunlar hakk5nda bir konferans düzenledik. Geçmi( y5llarda Avrupa
Parlamentosu’nda farkl5 konularda
etkinlikler de düzenlemi(tik. Bu
kez dernek kurma özgürlü*ü
konusunda bizimle ayn5 kaderi
payla(an Yunanistan’daki
Makedon az5nl5*5 ile birlikte
isminde “Makedon” ya da “Türk”
kelimesi geçen derneklerimize izin
verilmeyi(ini, üstelik bu konudaki
Avrupa nsan Haklar5 Mahkemesi
kararlar5na ra*men ülkemizin bu
konuda geçit vermeyi(ini gündeme getirdik. Bu toplant5da Yunan
Helsinki Gözlem Evi’nden uzun
y5llard5r tan5d5*5m5z Panayote
Dimitras da Makedon az5nl5*5 ve
Bat5 Trakya Türk Az5nl5*5’n5n dernek kurma haklar5n5n ihlali konusunda uluslararas5 kurulu(lar5n
tavsiyelerini dile getirdi. Avrupa
Parlamentosu Geleneksel
Az5nl5klar ntergrubu E(ba(kan5
Finlandiya’daki sveç az5nl5*5na
mensup AP milletvekili Nils
Torvalds de bize destek verdi,
konferansta yapt5*5 konu(mas5nda
Finlandiya’n5n kendi az5nl5klar5 ile
nas5l bar5(t5*5n5 anlatt5. Brüksel’de
geni( bir ileti(im a*5na sahip
Temsil Edilmeyen Halklar ve
Uluslar(UNPO) ile gerçekle(tirdi*imiz bu panel ile
Yunanistan’daki az5nl5klar5 olarak
sesimizi AP’de duyurduk.
A
AP’DEK YUNAN
MLLETVEKLLER
Yunanistan’daki iki az5nl5*5n,
Makedon ve Bat5 Trakya Türk
Az5nl5*5’n5n tan5nma ve dernek
kurma özgürlü*ü alan5nda ya(ad5*5 sorunlar5n benzer olmas5 ve
sorunu çözecek mercinin ülkemiz
Yunanistan olmas5 dolay5s5yla
Yunanistan Brüksel Daimi
Temsilcili*i’ni ve Yunanistan’5n
Avrupa Parlamentosu’ndaki tüm
milletvekillerini konferansa davet
ettik. Amac5m5z y5llard5r ekonomik kriz ve son dönemde mülteci
krizi ile gündemde olan ülkemizde
gündem d5(5 kalan az5nl5klar konusunu, özellikle de az5nl5klar5n
örgütlenme özgürlü*ü konusunu
gündeme ta(5makt5. Ancak nedense Avrupa Parlamentosu’ndaki
Yunan milletvekilleri b5rak5n toplant5ya kat5larak yorumlar5n5 dile
getirmeyi sald5rgan bir tav5r içerisinde yaz5l5 olarak konferans5n
düzenlenmesine tepki göstererek
etkinli*in iptal edilmesini istediler.
Özellikle Alt5n afak Partisi’nin
iki milletvekili bir anlamda toplant5y5 basarak ABTTF’nin afi(
panosunu indirdiler, panoyu tekrar
aç5nca sözlü sald5r5lara ve suçlamalara maruz kald5k.
“Yunanistan’da Türk yok,
MEVCUT SORUNLAR
ÇÖZÜLMEZ
Bu noktada sorunlardan kaçarak,
onlar5 yok sayarak, görmemek için
gözleri kapayarak mevcut sorunlar
ortadan kalkm5( olmuyor, olamaz
da! Ülkemizi içeride ve d5(ar5da
temsil edenlere sesleniyorum!
Demokrasi bu de*il! Demokratik
anlay5( ve ilkeler ile ba*da(mayan
bu tutumunuz hiçbir yere varamaz! Lütfen bizleri ça*5r5n, sorunlar5m5z5 bizden dinleyin! Sorunlar5
çözmek için samimi bir çaba gösterin, gelin e(itlikçi ve ho(görülü
bir ortamda sorunlar5m5za gerçek
çözümler üretelim. Maalesef ç5kmaz bir sokakta oldu*unuzun fark5nda de*ilsiniz! Gitti*iniz yol
gerçekten çok yanl5(, demokrasi
anlay5(5n5z tümden kusurlu! Böyle
giderse ya duvara çarpacaks5n5z ya
da uçurumdan a(a*5 dü(üp kendi
kendinizi yok edeceksiniz!
KATLİAMIN ADI
HOCALI…
Dile kolay tam 22 yıl önce bugün, yani medeniyetin konuşulduğu, insan
haklarının konuşulduğu bu yüzyılda bir katliam oldu. Hem de ne katliam…
çoğunun
yakılmış
olduğu,
gözlerinin
oyulduğu
tespit edildi. Hamile
kadınlar
ve çocukların da
Ergun DUR
bu vahşete maruz
kaldığı belirlendi. Hocalı’ya yakın
bölgede Ermeni askeri birliklerine
komutanlık yapmış olan Monte
Melkonyan katliamdan bir gün
sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde şöyle tasvir etmiş:
Bir gece önce akşam 11 civarında,
2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı’nın üç
tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudaki açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat
sabahına kadar mülteciler Dağlık
Karabağ’ın doğu yüksekliklerine
ulaşmış ve aşağıdaki Azeri kenti
olan Ağdam’a doğru inmeye başlamışlar. Buradaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip
eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise
Aslanova İnsan Hakları İzleme
Örgütü’ne verdiği açıklamada
“Onlar sürekli ateş ediyorlardı” diye
konuşmuştu. Arabo’nun savaşçıları
daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından
çıkararak bıçaklamaya başlamışlar.
Şu anda yalnız kuru çimenden esen
rüzgarın sesi ıslık çalıyordu ve ceset
kokusunu uçurması için bu rüzgar
henüz erkendi. Monte üzerinde
kadınların ve çocukların kırılmış
kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek “Disiplin yok” diye fısıldadı. O
bu günün önemini anlıyordu: bu
gün Sumgayıt Pogromu’nun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu.
Hocalı stratejik bir amaç olmasından
başka aynı zamanda bir öç alma
eylemiydi.
www.ergundur.com
Müslüman var” diyerek ba*5rd5lar, ev sahibi milletvekiline
“Türkiye’den ve
Makedonya’dan para al5yorsun” diyerek suçlamada bulundular. Ba*5r5( ça*r5(5n ard5ndan ev sahibi milletvekilinin
müdahalesi milletvekilleri ve asistanlar5 salonu terk etmek zorunda
kald5lar. a(5rt5c5 olan da tüm bunlar5n hepsi tam da Avrupa
Parlamentosu’nun içinde gerçekle(ti! Yapanlar ise vatanda(lar5n
direkt oylar5 ile AP’ye seçilen milletvekilleri! Neo-Nazi Alt5n
afak’tan ba(ka bir (ey beklenemezdi, do*rusu benzer bir tepkinin gelece*ini tahmin ediyorduk.
Peki PASOK, Yeni Demokrasi ve
Komünist Parti mensubu AP milletvekillerinin tepkilerine ne
demeli? Demokratik bir ortamda,
demokratik de*erler ile uyum içerisinde toplanma özgürlü*ü çerçevesinde gerçekle(tirdi*imiz bir
konferansa böylesi anti-demokratik bir müdahaleyi anlamak mümkün de*il! Yunanistan’da ya(ayan
Türkler ve Makedonlar olarak
maalesef ülkemizin bizleri yok
sayd5*5 bir ortam kar(5s5nda u*rad5*5m5z ayr5mc5l5*5 AB ailesinin
evinde, Avrupa Parlamentosu’nda
dile getirmemizden daha do*al ne
olabilir? Olmaz tabii ki! Üstelik
konferansta di*er AB ülkelerinden, Finlandiya’daki sveç az5nl5*5ndan, Romanya’daki Macar
az5nl5*5ndan da örneklerin tart5(5l5rken ülkemizin milletvekilleri
Yunanistan’daki durumu kendi
ülkelerinin iç meselesi olarak
görerek ev sahibi milletvekilini ve
kat5l5mc5lara ak5l almaz suçlamalarda bulunuyorlar. Üstelik konferans5 konusunu olu(turan dernek
kurma özgürlü*ü sorunu Avrupa
nsan Haklar5 Mahkemesi’ne
ta(5nm5( bir mesele, Mahkeme de
hem Makedon hem de Bat5
Trakya Türk Az5nl5*5 ile ilgili
davalarda ülkemizi suçlu buldu.
Bu konuya ili(kin BM’nin ve
Avrupa Konseyi’nin de pekçok
kez dile getirdi*i ve ilgili az5nl5klar5 hakl5 bulan tavsiyeleri var.
Pekçok insan haklar5 uzman5 da
Yunanistan’daki soruna dikkat
çekerek ülkemizde bu alanda ciddi
bir problem ya(and5*5n5 do*ruluyor.
DEMOKRAS’NN BE
YUNANSTAN’DA
KUSURLU DEMOKRAS
Halit HABPO
LU
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
karar alarak Ermenistan’a bağlandığını ilan etti. Bu gelişme üzerine
Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesinin özerk statüsünü kaldırdığını ve
kendine bağladığı yönünde bir karar
aldı. Karabağ özerk yönetiminin
buna cevabı ise bağımsızlık referandumu oldu. Bölgede yaşayan
Azerilerin katılmadığı referandumdan çıkan bağımsızlık kararının
ardından 6 Ocak 1992’de Dağlık
Karabağ Cumhuriyeti resmen ilan
edildi.
SAVAŞI BAŞLATAN SEBEP
A
zerbaycan’ın Dağlık Karabağ
Bölgesi’ndeki Hocalı
Kasabası’nda Ermeni kuvvetleri 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den
fazla yaşlı dâhil 613 Azeri mazlumu
katletti. Birçok cesedi yaktılar, birçoğunun gözlerini oydular. Zulmen
öldürülen o mazlumlara yüce
Yaradan’dan rahmet diliyorum.
Birliğimizi bozup güçsüz düştüğümüzde düşmanlarımızın göz kırpmadan bize yapacağı budur.
Tarihimizi hatırlayıp yüksek değerlerimiz etrafında birbirimize kenetleneceğimiz zamandayız. Dedik ya
bundan 24 yıl önce Azerbaycan’ın
Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı
Kasabası’nda Ermeni kuvvetleri
yüzlerce Türkü katletti. Ö. Aymalı
güzel özetliyor durumu…
336.Sovyet Mekanize Alayı’nın da
desteği ile Hocalı Kasabası’na giren
Ermeniler kadın çocuk erkek ayrımı
yapmadan işkenceye varan yöntemlerle eşine az rastlanır bir katliam
gerçekleştirdiler. 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren SSCB’nin
dağılma sürecine girmesi
Azerbaycan ile Ermenistan arasında
gerilimli bir süreci başlattı.
Ermenistan Sosyalist Cumhuriyeti
Azerbaycan’a ait olan Karabağ bölgesinin dağlık kısmında Ermeni
nüfusunun fazla olduğunu belirterek bölgenin kendisine ait olması
gerektiğini iddia edecekti. 1989 yılında yapılan nüfus sayımına göre
Dağlık Karabağ bölgesinin nüfusunun yüzde 75’i Ermenilerden, yüzde
25’i Azerilerden oluşmaktaydı.
Ancak bölgede Ermeni nüfusunun
fazla olmasının sebebi Sovyetler
Birliği’nin yıllar süren politikalarıydı. Bölge uluslararası örgütlerin de
kabul ettiği gibi tarihi ve hukuki olarak Azerbaycan’a ait topraklardı.
DAĞLIK KARABAĞ
MECLİSİ’NİN ALDIĞI
KARAR
Bölgedeki gerilim 1988 yılında
Dağlık Karabağ bölgesindeki
Ermenilerin Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan’a katılmak istemeleri
ile arttı. Dağlık Karabağ Meclisi
Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan
bu gelişmeler Ermenistan ile
Azerbaycan arasındaki savaşı başlatan sebep oldu. 1991 yılının sonlarında başlayan savaş Ermenilerin lehine gelişti. Rus desteğini alan
Ermeniler Dağlık Karabağ bölgesine
girerek bölgeyi işgale ettiler. Hocalı
kasabasında yaşananlarsa bu savaşın henüz başlarında yaşanan bir
katliamdı. Dağlık Karabağ’ın en
önemli tepelerinden ve dolayısıyla
hakim konumu itibariyle önemli bir
mevki olan Hocalı kasabası Ermeni
kuvvetleri için önemli bir askeri
hedefti. Kasaba aylarca top ateşine
tutuldu ve Ermeni kuvvetlerince
abluka altına alındı. Etrafıyla bağlantısı kesildi. Katliamın gerçekleştiği
tarihlerde 10 bin nüfuslu Hocalı’da 3
bin civarı Azeri bulunmaktaydı.
Ermeni kuvvetleri 25 Şubat’ı 26
Şubat’a bağlayan gecede bölgedeki
Sovyetler’in 366. Mekanize Alayı’nın
da desteği ile Hocalı kasabasında, 83
çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla
yaşlı dahil olmak üzere toplam 613
kişiyi katletti. Yaşanan sadece insanların katledilmesi değildi. Cesetler
üzerinde yapılan incelemelerde bir-
BM VE BATILI
DEVLETLERİN
DUYARSIZLIĞI
Hocalı’da yaşanan bu katliama
Birleşmiş Milletler ve Batılı devletler
ciddi bir tepki göstermediler. Batılı
ülkelerin bu tutumu ve Rus desteğiyle Ermeni kuvvetleri kısa bir süre
içerisinde Dağlık Karabağ bölgesini
ve bir kısım Azerbaycan topraklarını
işgal etti. Ermenistan ile Azerbaycan
arasındaki bu savaş 1994 yılına
kadar devam etti. 1994 yılında iki
taraf arasında ateşkes sağlandı.
Ancak ateşkesin ardından başlayan
barış görüşmelerinde herhangi bir
sonuca ulaşılamadı.
SAYFA 10
Balkan Haberleri 10
14 Mart 2016
Pazartesi
Türk Müzii
Esintisi Üsküp’te
AMER KA'DAN DOST, DOMUZDAN
POST!!! (2)
Mehmet ALDEM R
ir önceki yaz m zda, 5 Haziran 1964 tarihli
me hur ABD Ba kan Jonhson'un mektubunun özetini yay nlam t k. Jonhson mektubunda küstahça ifadeler kullanarak, Türkiye’nin
K br s'a Amerikan men eli silah ve araçlar kullanarak askeri müdahale yapamayaca n , böyle bir
durumda Sovyetlerle bir çat maya girebilece i,
ihtimalinden söz ediyor. Ayr ca, Türkiye
NATO'ya ve müttefiklerine dan madan ''onlar n
r za ve onay n '' almadan böyle bir harekete giri meden önce dü ünmeli diyor... Neticede Türkiye
her eye ra men, Erenköy'deki be yüzün üzerindeki K br sl üniversite ö rencisine, hava bombard manlar ile müthi bir askeri destekte (adeta
onlar n imdad na yeti ti) bulundu. anl Erenköy
müdafaas nda, be yüz K br sl üniversite ö rencisine kar , General Grivas yönetiminde be bin
ki ilik tam teçhizatl Rum-Yunan ordusu sald rm lard . Türk Hava Kuvvetlerinin bombard manlar ile püskürtülüp, tarihe anl Erenköy destan
olarak geçmi tir.
B
ABD’NN YAPTII
Amerika daha sonraki y llarda NATO çerçevesinde, Türkiye'ye de il yard m etmek, askeri ambargo uygulamaya ba lad !!!. Türkiye'ye en basit
askeri parçalar , ödemek kayd yla bile vermedi.
Paras önceden ödenmi sava gemileri ve sava
uçaklar n n teslimat n ambargo süresince yapmad . Bütün bunlara ra men, Türkiye Sovyetler ve
Var ova pakt na kar NATO ve Avrupa'n n bekçili ini yapm t r. Bu süreç içerisinde Türkiye çok
zor dönemler geçirmi tir. Ancak bu olaylar
Türkiye'ye çok eyler de kazand rm t r. Türkiye
Gölcük tersanelerinde, yüzlerce ç karma ve öteki
sava gemilerinden yapmaya ba layaraktan, k sacas harp sanayinin temelleri ''Amerikan ambargosu'' sayesinde olu tu. O s ralarda yap lan ç karma
gemilerinin K br s Bar Harekât ndaki ba ar paylar büyüktür. O zaman at lan sava sanayi temellerine daha sonra ASELSAN ve öteki, tank, top,
silah tesisleri eklenmi tir. Bugün Türk Silahl
Kuvvetleri’nin ihtiyaçlar n n yüzde altm n n üzerini kendi üretimimizle kar lanmaktad r. Bugün
az da olsa ihracat da yap lmaktad r. So uk sava
döneminde, Bulgaristan'daki Türk Halk na kar ,
Rus u a Todor Jivkof
idaresince yap lan ''SOYKIRIM'A'' kar da, ne
Amerika'dan ne de NATO'dan hiçbir etkili ses bile
ç kmam t . Geriye bakt m zda, imdi öyle görülüyor ki, so uk sava döneminde NATO bünyesinde o kadar büyük ordu beslemesi bo una imi !
Türkiye tek ba na NATO'nun güneydo u kanad n , o günün bat Avrupas ’n ki, bugün bize k ç n
dönüp, bizlerle AB oyunu oynayaraktan alay
edenleri, nükleer ba l kl Rus füzelerine kar bo u
bo una y llarca hedef olmu uz, ordumuzu bunlar
u runa heba etmi iz. Yine ayni Amerika, 1 Mart
tezkeresinin TBMM taraf ndan reddedilmesinin
intikam n , 4 Temmuz 2003'de Irak
Süleymaniye'deki irtibat bürosunda görevli 11
Türk askerinin ba na çuval geçirterek alm t r.
Türkiye ise 1950'de, s rf Amerikan dostlu u u runa
1000 küsur vatan evlad ne için ve nerede hangi
co rafyada olduklar n bilemeden ehit olmu lard r. Yine ayn Amerika (sözde STRATEJ KORTAK ve müttefik) Suriye’deki, Türkiye kar t
YPD, PYD içerdeki PKK terör örgütleri ile hatta
eytanla nas l i birli i yapabiliyor? ''Tarih tekerrürden ibarettir'' sözü çok do ru imi . Merhum smet
nönü 1964'de, Amerika'ya kar ''Yeni bir dünya
kuruluyor, Türkiye de orada yerini al r'' demi ti.
Ama BM Güvenlik Konseyi ve onun 5 daimi
üyesi oldu u müddet, o özlenen ve beklenen
dünya asla olamayacak...
Üsküp'te düzenlenen "Balkanlar'da Türk Müziği
Esintisi" programında, konuklar Türk müziği ve halk
oyunlarıyla keyifli bir akşam geçirme imkanı buldu
ÜSKÜP
BALKAN GÜNLÜÜ
M
akedonya'nın başkenti
Üsküp'te, "Balkanlar'da Türk
Müziği Esintisi" programı
düzenlendi. Yunus Emre Enstitüsü,
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ve
İpekyolu Kalkınma Ajansınca ordu
evinde düzenlenen programda, Üsküplüler Türk müziği ve halk oyunlarıyla
keyifli bir akşam geçirme imkanı
buldu. Türk müziğinin geleneksel ezgilerini ve halk oyunlarını Üsküplülere
tanıtmayı amaçlayan programa,
Makedonya'daki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra çok
sayıda vatandaş katıldı. GAÜN Türk
Musikisi Devlet Konservatuarı
Müdürü Dr. Hakan Tatyüz, burada
yaptığı açıklamada, bin yıllık Türk kültüründen, türkülerinden ve halk oyunlarından oluşturdukları karışımı Balkan
ülkelerinde yaşayan vatandaşlara tanıt-
tıklarını belirtti. www.haberler.com’a
göre; üniversitenin Genel Sekreteri
Ercan Eroğlu da Yunus Emre
Enstitüsünün daveti üzerine geldikleri
Üsküp'te Türk kültürünü, halk oyunlarını ve Türk müziğini konservatuarları
aracılığıyla Makedonya'da ve bölgede-
ki diğer ülkelerde tanıtmak istediklerini
söyledi. Enstitü’nün Üsküp Türk
Kültür Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Samsakçı ise kurum olarak bir
kez daha güzel bir organizasyona ev
sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
TKA'dan Kosova'ya eitim destei
PRZREN
BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova'da görev yapan
Türk öğretmenlerin mesleki becerilerini geliştirmeyi amaçlayan proje, ülkenin
güneybatısındaki Prizren şehrinde uygulanmaya başlandı.
www.haberler.com’a göre;
Kosova'daki Türk Öğretmenler
Derneği Başkanı Orhan Volkan,
burada yaptığı konuşmada,
Kosova'da görevli Türk öğretmenlerin çeşitli zorluklarla karşı-
laştığını, bu kapsamda
Gaziantep Üniversitesi ile iletişime geçtiklerini ve TİKA'nın da
maddi desteğiyle 150 öğretmenin
farklı alanlarda mesleki eğitim
alacağını söyledi.
Priştine Büyükelçisi Kılıç da projenin gerçekleşmesine katkıda
bulunanlara teşekkür ederek,
Kosova'da Türk dilinin burada
bulunan öğretmenlerin verdiği
katkı sayesinde korunduğunu
kaydetti. Kılıç, projenin
Kosova'daki Türk öğretmenlerin
seviyesini daha da yükselteceğini
belirterek, böylece yeni nesillere
daha kaliteli eğitim verilebileceğini ifade etti.Kosova'daki Türk
Öğretmenler Derneğinin düzenlediği, Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansının (TİKA)
maddi desteği ve Gaziantep Üniversitesi ile Prizren'deki Ukshin
Hoti Üniversitesinin yardımlarıyla hayata geçirilen projenin açılışına Kosova Kamu Yönetimi
Bakanı Mahir Yağcılar,
Türkiye'nin Priştine Büyükelçisi
Kıvılcım Kılıç, Prizren
Başkonsolosu Selen Evcit ve
ülkedeki Türk kurumlarının
temsilcileri katıldı.
B
UHKB’den Bosna’ya
HRACAT ATAI
eçen yılı yaklaşık 500
milyon dolarlık ihracatla
kapatan Uludağ
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
İhracatçıları Birliği, (UHKİB) bir
yandan alternatif pazarlara
yönelirken diğer taraftan da
mevcut pazarlardaki ağırlığını
artırmayı amaçlıyor. Bu bağlamda üyelerinin uluslararası arenadaki rekabet edebilirlik seviyelerini yükseltmeyi ilke edinen
UHKİB, bu doğrultuda düzenlediği eğitim seminerlerinin
yanı sıra alım heyetlerini de
üyeleriyle buluşturuyor. Hali
[email protected]
Ahmet GÖKSAN
“Art(k bu nas(l, ne biçim bir demokrasidir
diye insan(n kendi kendine sormas(na
imkan var m(d(r? Ayn( yerde oturanlardan
birine görülmedik iitilmedik haklar, imtiyazlar bahedilirken dierine imtiyaz deil
en ilkel haklar bile çok görülüyor esirgeniyor. te bizim Evkaf(m(z bu durumdad(r.
Rum halk( kilise mallar(n( Hükümetin en
ufak kontrolünü kabul etmeden idare eder
ve Hükümet buna ses ç(karmaya cesaret
göstermezken, bizimle Türk leri
Komisyonu’nun raporunda belirttii en
güzel salam bir idareye bir türlü yaklamak istemiyor.” 1953 t
Dr. Faz(l KÜÇÜK
B’nin yaramaz çocu u rolünü oynayan ngiltere son yap lan Brüksel
toplant s ndan istedi i baz ödünleri
alm görünüyor. Bu güne de in kendi
konumu di er üye ülkelerden ayr gördü ü
biliniyor. Birlik içindeki tart malarda
konumunu korumay bir kez daha imdilik
kayd ile ba arm görünüyor. ngiltere’nin
özel konumunu kuvvetlendiren anla ma
karar n n al nmas nda AB istihbarat ve
güvenlik servisi Europol’un uyar s n n
etkili oldu unu kaydetmek durumunday z.
Uyar da birlik ülkelerine da lan s nmac lar n birlik içinde büyük bir tehlike olu turmad belirtiliyordu. Ad geçen grubun
sorunlusu Bay Rob Wainwright, Birlik
üyesi ülke yurtta lar n n Irak ve
Suriye’deki terörist yeti tiren kamplardan
ayr larak bölgeye da ld n söylerken
terörist say s n n 3 ila 5 bin civar nda olduunu belirtiyordu. Gerçek tehdidin kendi
yurtta lar oldu unun alt n çiziyordu.
AVRUPA’DA
TERÖR TEHLKES
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
BURSA
BALKAN GÜNLÜÜ
GÖLGEN N
FAZLASI
A
Ege karde
lik denizi olacak
G
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
hazırda Bosna Hersek’le 542
milyon dolar gibi bir Ticaret
hacmi olan Türkiye’nin ülkeye
olan yaklaşık 292 milyon dolarlık ihracatını artırmak amacıyla
alım heyeti organizasyonları
düzenleyen UHKİB, Bosna
Hersek’in birçok sektörde faaliyet gösteren firmalarından
Bingo’nun üst düzey yöneticilerini ağırladı. Bursa’dan tekstil,
hazır giyim, bebe-çocuk konfeksiyonu ve ev tekstili sektörlerinde hizmet veren 30 üyesi ile
Bingo firması yetkililerine ikili
iş görüşmeleri organizasyonu
yapan UHKİB, Türkiye ile
Bosna Hersek arasında yeni
işbirliklerinin doğmasına da
olanak sağladı.
aşbakan Ahmet
Davutoğlu ile
Yunanistan Başbakanı
Aleksis Tsipras’ın İzmir’de
gerçekleştirdiği zirvede
yapılan anlaşmalar, denizcilerde büyük heyecan
yarattı. İzmir Başbakanlık
Ofisi’nde yapılan ve yaklaşık 7 saat süren TürkiyeYunanistan 4. Yüksek
Düzeyli İşbirliği Konseyi
Toplantısı’nda alınan kararları memnuniyetle karşıladıklarını belirten İMEAK
Deniz Ticaret Odası İzmir
Şubesi Yönetim Kurulu
Başkanı Yusuf Öztürk, toplantıda imzalanan Selanik
Limanı ile İzmir Alsancak
Limanı arasındaki kardeş
liman anlaşmasının, iki
ülkenin dostluğunu geleceğe taşıyacak çok büyük bir
adım olduğunu söyledi.
Öztürk, “Birbirinin ikizi
olan, aralarında güçlü tarihi bağlar bulunan iki şehrin, liman ve denizcilikte
işbirliği yapma kararı
alması çok önemli. Liman
kenti İzmir, artık Ege ve
Akdeniz’in limanlarına
kopmaz ağlarla bağlanacaktır. Yine Selanik ile
Yusuf Öztürk
İzmir arasında planlanan
ve iki ülke vatandaşlarının
rahatça seyahat edebileceği
Ropax (araç ve yolcu taşıyan gemi) seferleri için
çalışmalar hızlandı. Turizm
alanında imzalanan işbirliği anlaşması da Ege kıyıları
ile Yunan adaları arasındaki turizm ve ticareti canlandıracaktır. 28 Mart’ta
Yunanistan İzmir
Başkonsolosluğu ile
İzmir’de düzenleyeceğimiz
Türkiye-Yunanistan Deniz
Turizmi Çalıştayı ile iki
ülkenin turizm hamlesine
güçlü bir katkı koyacağız.
İki liderin İzmir’de gerçekleştirdiği zirve, iki şehri
yakınlaştıracağı gibi
Ege’nin iki yakasını da bir
araya getirecektir. İki ülkenin işbirliği sayesinde Ege
Denizi, ölümlerin ve dramın değil barışın ve kardeşliğin denizi olacaktır”
diye konuştu.
Say sal olarak belirtilen rakamlara kar n
yap lan uyar da “Avrupa’da terör tehlikesi
son on y l n en üst düzeyindedir. Dini terör
gruplar n n Avrupa’da bir yerde sivil
nüfusta büyük kayba yol açacak sald r lar
planlamas n bekliyoruz” aç klamas ndan
sonra Suriye’den gelen s nmac lar n AB
için tehlike olu turmad na vurgu yap l yor. Güvenlik birimleri s nmac lar n tehlike olu turmad n kabul etti ine göre
daha fazla s nmac y ülkelerine neden
kabul etmediklerine de aç kl k getirmeleri
gerekiyor. Bu k s tlamay AB gemisinin su
almaya ba lad n n bir göstergesi olarak
de erlendirmek gerekiyor. Anadolu’da
böyle durumlar “ölmü te a layan yok”
diye tan ml yorlar. Ekonomik açmazla
bo u an Yunanistan’ kurtar yoruz savlar
ile teslim almaya çal t klar ortal k yerlere
ç km t r. Di er sorunlar n n yan s ra
ngiltere 23 Haziran’da yap lacak halk
oylamas na haz rlan yor. Gidi ten rahats zl k duyan baz ülkeler de birli in cenazesini kald rman n haz rl klar n yapt klar n
söylemek olas d r. Brüksel zirvesinde
ngiltere’nin elde etti i kazan mlar görü
ayr l klar n önlemeye yetmeyece ini
belirtmek istiyoruz. Birli in kendi içinde
bir birlerine daha yak nla aca beklentisinin de bo a ç kaca ya ananlardan sonra
ortal k yerlere ç km t r. Ya ananlardan
sonra AB’nin da laca veya da lmaya
haz r noktaya ko ar ad m gitti i izlenmektedir. Brüksel’de son olarak al nan ve
ngiltere’yi rahatlatan karar n AB’nin cenazesinin kald r laca tabuta son bir çivi
çakmak olup olmad na yak nda tan k olaca z. Bu güne de in BM Genel Yazman
ad na gelerek adada görev yapm olan
temsilcilerin genel içerisinde dü dünyas nda gezindiklerini söylemek istiyoruz. u
anda görev yapmakta olan Bay Espen
Barth Eide ise bunlar n imdilik sonuncusu
oluyor. Yapt baz aç klamalar nedeniyle
zaman zaman kar tarafça topun a z na
konuluyor. Kar taraf n be enmedi i aç klamas sonras nda Türk yanl s olmakla
suçlan yor. Kar taraf bu tutumunu olay n
ba lad günlerden itibaren s kl kla uyguluyor. Ocak 2016 da yapt aç klamas nda
“Din ve Dil ayr l n n olmas na kar n
K br sl l k kavram n n halen son derece
güçlü oldu unu” belirtiyordu. Bu durumda
gere ini yap yor veya yapmaya çal yor
olsa bile bir gerçe in alt n çiziyor. K br s
Türklerinin çözüm istedi ine vurgu yapt ktan sonra çözümün yak nda oldu unun
havas n yaratmak istenmedi ini söylüyor
ve “Referandum bu y l olabilir” diye ekliyordu. AB ile bo u maktan f rsat buldu u
anla lan ngiltere’nin D i leri Bakan Bay
Philip Hammond’da adada “çözüm için
elden geleni yapaca z. ki toplum
ngiltere’nin rolünün bulunmayaca bir
sistem üzerinde anla rlarsa bundan mutlu
oluruz” diyordu. Adada bulunan ülkesine
ait iki adet askeri üs konusunda da net olarak konu mad için bu konu mas n kahvehane konu mas olarak tan mlamak olas d r. K br s Türklerinin çözümden yana
olan yakla mlar kabul edildi ine göre
fazladan gölge etmemeleri
gerekiyor mu ne?
SAYFA 11
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Balkan Haberleri 11
14 Mart 2016
Pazartesi
Makedonya’dan Türkiye’ye
göç eden nüfus
Anadolu, özellikle on sekizinci yüzyılın sonundan itibaren
belirli aralıklarla yoğunluk kazanarak süregelen dış göç
hareketleri ile karşı karşıya kalmıştır. İmparatorluğun zayıflaması ile birlikte Türk ve Müslüman olan halkların bulundukları
yerlerden çıkarılması asırlar önceki göçü tersine çevirmiştir
O
smanlı
İmparat
orluğu’nun kuruluşu ile başlayan
ve devletin
genişlemesi ve
büyümesine
yönelik politika
olarak teşvik
edilen göçler
sonucu
Fatih DEMİRCİOĞLU Anadolu toprakları dışındaki alanlarda önemli sayıda Türkçe
konuşan topluluklar iskan
edilmiştir. İmparatorluğun zayıflaması
ile birlikte Türk ve Müslüman olan
halkların bulundukları yerlerden çıkarılması asırlar önceki göçü tersine
çevirmiştir. Makedonya’dan
Türkiye’ye yapılan kitlesel göçler söz
konusu göçlerin en önemlilerinden
birisidir. Makedonya’da yaşayan
Türklerin, Türkiye Cumhuriyeti’ne ilk
göç akını 1924 yılında gerçekleşmiştir.
Bunu, 1936 yılındaki ikinci göç dalgası
izlemiştir. Tüm bu göç dalgalarında,
bu topraklardaki yönetimlerin izlemiş
oldukları politikalar ve Türklere uygulanan baskılar etken olmuştur.
Tito’nun Türkiye’yi ziyaret ettiği 1953
yılında imzalanan “Serbest Göç
Anlaşması” ile birlikte,
Makedonya’dan Türkiye’ye üçüncü
göç furyası başlamıştır. 1923-1960
döneminde Makedonya’dan göç edenlerin toplam sayısı 269 bin 101 kişi
olurken, bu rakamın 175 bin 392’si
1953 yılında başlayan üçüncü göç dalgasıyla gerçekleşmiştir. Bu noktada
ifade etmek gerekir ki; belirtilen
rakamlara Balkanlar’dan Anadolu’ya
yönelik aynı gerekçelerle gerçekleşen
“gizli göçler” dâhil değildir. Bu gizli
göçlerde en yaygın geliş biçimi, turist
vizesi ile Türkiye gelip, vize süresi bittiğinde ülkesine geri dönmemek
olmaktadır. Bu yazımızda
Makedonya’dan Türkiye’ye göç eden
nüfusun genel özellikleri ele alınacak
ve günümüze kadar gelen süreçte
öznesi oldukları ekonomik, siyasal ve
kültürel meseleler eleştirel bakış açısıyla incelenecektir.
Türkiye’deki Balkan göçmenleri Türk
Devleti’ne karşı yurttaşlık görevlerini
tam ve eksiksiz yerine getirme eğiliminde olan, devletine ve milletine
karşı “sorun yaratan” değil; “sorumluluk” bilinci içinde hareket eden bir
nüfus kitlesidir. Bu kapsamda, vatanseverlik duygularının son derece yüksek, millî ve dinî hassasiyetlerinin
makro düzeyde oldukları gözlemlenmektedir. Ülke meselelerine duyarlılık
gösteren Balkan göçmenleri, kendilerini Türkiye’de sığıntı olarak değil,
ülkenin gerçek sahipleri ve asli unsurları olarak görmektedirler. Zira bu
grup, Türk milletinin en doğal uzantısı
ve Türk-İslam sentezinin ta kendisidir.
Balkan göçmenlerinin önemli genel
özelliklerinden bir diğeri de bireysel
suç oranlarında az yer almaları ve
örgütlü suç eylemlerine yabancı olmalarıdır. Türkiye’ye gelen göçmenlerin
yaş, cinsiyet, öğrenim, meslek, anadil,
medeni durumu vb. niteliklerini gösteren istatistik bilgiler yetersiz olup, belli
yıl ve gruplara ait bazı bilgiler toplanabilmektedir. Örneğin, 1950-51 yıllarında gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunun anadili Türkçe’dir.
Göçmenler, o yıllardaki Türkiye nüfusu ortalamasından daha yüksek oranda okur-yazar nüfusa sahiptirler.
Özellikle kadınlar arasında okuryazarlık oranı daha yaygındır.
Göçmen nüfusun yüzde 70’i 45 yaşın
altındaki genç nüfustur. Bu nüfusta,
yüksek öğrenim ve mesleki teknik
öğrenim gören nüfusun oranı çok
düşüktür, gelenlerin yüzde 85’inin
mesleği çiftçiliktir.
Ekonomik, Siyasal ve Kültürel
Değerlendirme
Yugoslavya’dan yapılan göçün
Yunanistan ve Bulgaristan’dan olduğu
gibi politik zorlamalardan kaynaklanmadığı, göçün sosyo-ekonomik nedenlere dayandığı kabul edilmektedir.
Mallarını geride bırakarak Anadolu’ya
gelen göçmenlerin doğal olarak
uzunca bir süre öncelikli motivasyonları “ekonomik kalkınma hamlesi yapmak” isteğiyle şekillenmiştir.
1923-1960’lı yıllara kadar Türkiye’ye
gelen göçmenlere, devlet tarafından
uygulanan politikalar doğrultusunda barınma ve iş olanakları sağlanmıştır. Gelenlerin büyük çoğunluğunun çiftçi olması, kırsal alana
yapılacak yerleşime uyum sağlamaları açısından, iklimin ve geldikleri
yerlerdeki üretim tarzlarının önemini
artırmıştır. Ayrıca göçmenlerin büyük
çoğunluğunun il, ilçe ve köylere serpiştirilmek suretiyle yerleştirilmelerinin, onların sosyal bakımdan çevreye
ve topluma uyması, kaynaşması
yönünden daha az sakıncalı olacağı
düşünülmüştür. Göçmenlere iş imkanlarının sağlanması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla ayni ve
nakdi yardım yapılmış, bu çerçevede
çiftçi ailelere toprak, tohumluk, çevirme ve donatım kredisi, zanaatkar göçmen ailelerine de konutun yanısıra
döner sermaye kredisi verilmiştir. Bu
bağlamda göçmenler “üreten kesim”
olarak hızlı bir ekonomik kalkınma
sürecine girmişlerdir. Günümüzde ise
göçmenlerin ekonomik kalkınmışlık
düzeyinde ilk zamanlardaki yoksunluktan eser kalmamıştır denilebilir.
Ekonomik refaha ulaşma arzusu kültürel zayıflamayı beraberinde getirmiş
ve maddiyat ön plana çıkmıştır.
İKİ TİP İNSAN
Bu durum iki tip insan oluşmasına
sebebiyet vermiştir. Birincisi ekonomik
refahını sağladıktan sonra hızlı bir
şekilde tekrar maneviyata yönelen ve
kültürel olarak özüne dönen insan tipi,
ki ideali özünden hiç kopmamak olsa
da bu da arzu edilen bir durumdur,
ikincisi ise maddiyattan sıyrılamayan
ve kültürel değerlerinden kopmuş
insan tipidir. İkinci durum ise çok tehlikelidir ve insanın yaradılış amacına
terstir. Balkan göçmenlerinin siyasi
profillerini incelediğimizde ise, radikallikten uzak bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Bu noktada merkez sağ,
merkez sol ve muhafazakar çizgi ekseninde politik tercihlerini yaparlar.
Bölgesel kimlik üzerinden siyaset
yapılmasına sıcak bakmadıkları gibi,
hemşericiliğe de karşı bir duruş sergilemektedirler. Balkan göçmenlerinin
siyasi anlamda önemli bir özelliği de
Türkiye’ye göç ettikleri esnada “kendilerini Türkiye’ye kavuşturan” hangi
siyasi lider veya parti olmuşsa, siyasi
tercihlerini genellikle o parti lehinde
yapmaları olmuştur. Trakya bölgesindeki göçmen nüfusunun Türkiye’de
seçimlerdeki politik tercihlerine bakıl-
Makedonya Göçmenlerinin
Genel Özellikleri
Makedonya’dan Türkiye’ye gelen göçmenlerin en önemli özelliği tümünün
müslüman oluşudur. Gelenlerin büyük
bölümü şive farklılığına rağmen
Türkçe konuşmaktadırlar, diğer bölümü de Türk Dili’nin akrabası olan dilleri konuşan topluluklara mensupturlar. Balkan Türkleri, 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nin İskân
Politikası’yla Balkanlar’ı Türkleştiren;
İmparatorluğun dağılmasıyla yaşanan
geri göçlerde ise, Anadolu’daki milli
kimliğin güçlenmesini sağlayan önemli bir vektör olmuştur. Göçmenlerin
her kesiminin üzerinde fikir birliğine
vardığı bir takım genel geçer vatandaşlık özellikleri bulunmaktadır.
canlanması ve Balkanlar’daki kültürel
havanın yakalanması için göçmenlerin
siyasi meselelerde dar bir çerçevede
kalmamaları gereklidir. Siyaseten at
gözlüklerini kenara atmak, göçmenlerin siyasi olarak nüfuzlarını arttıracağı
gibi, toplumdaki kültürel canlanmaya
entegre olmalarını da kolaylaştıracaktır. Balkan Türkleri’nin kültürel alt
yapıları asırlar boyunca Rumeli’de
Türk-İslam çerçevesi ekseninde özellikle Tekke kültürü ile yoğurularak
şekillenmiştir. Eski Yugoslavya’da
komünizm kaynaklı birçok menfi
unsura ve baskılara rağmen Tekkelerin
serbest oluşu, bu kültürel alt yapının
Türkiye’ye göçe kadar varlığını sürdürebilmesini sağlamıştır. Türkiye’ye göç
ile birlikte Tekke ve Zaviyeler
Kanunu’nun gereklerine istinaden
Balkanlardaki Tekkeler resmen var
olmaya devam edememişler, faaliyetlerini fiilen sürdürmüşlerdir.
İslamiyet’in en zarif hali olan tasavvufu yaşayan ve yaşatan Tekke’ler
tüm Osmanlı coğrafyasında olduğu
gibi Rumeli’de de kültürel altyapının
en önemli mimarı konumunda
olmuşlardır. Göçten sonra ise bu sosyal kurumların resmen var olmayışı
ve ekonomik-siyasal diğer sebepler
göç eden halkta büyük bir kültürel
erozyona sebep olmuştur. Toplumun
kültürel yapısındaki değişimi benimsemek ve zaten özünde var olanı
yeniden keşfetmek ve yaşamaya başlamak göçmenlerin manevi ve kültürel anlamda bir atılım gerçekleştirmelerini sağlayacaktır.
GÖÇ AKINLARI
SONA YAKLAŞTI
dığında ulusalcı-milliyetçi çizgide
siyaset yapan partilere daha yakın
oldukları görülmüştür. Ege bölgesindeki Balkan göçmenlerinden oluşan
seçmenin de davranışları ve politik
eğilimleri ulusalcı-milliyetçi çizgide
olmuştur. Balkan göçmenlerinin yoğun
olarak yaşadığı yerlerden biri olarak
Marmara bölgesinde ise, seçim sonuçları göçmen nüfusun yaşadığı diğer
illere tezat bir görüntü çizmektedir.
Örneğin Bursa’da demografik anlamda çoğunluğa sahip olan Balkan göçmenlerinin, politik davranışları genel
anlamda Trakya ve Ege’deki göçmenlerin tercihlerine paralel bir görüntü
çizmemektedir. Son dönem, ülkemizde
birçok siyasal kalıbın terkedildiği ve
insanların siyasi anlamda tabularını
yıkmayı başardıkları bir dönem
olmuştur. Göçmenlerin siyasi tercihlerindeki takındıkları katı tutum, kültürel altyapılarını hiçe saymayı ve inanç
değerlerine karşı duyarsızlığı beraberinde getiren olumsuz bir tavırdır. Bu
sebeple “Evlad-ı Fatihân” ruhunun
Son 150 yıllık dönemde yaşanan müthiş göç akınları, artık sona yaklaşmış
görünmektedir. Bundan sonraki
süreçte toplumsal devinim, bu göçlerin sindirilmesi şeklinde olacaktır. Göç
etmek, tüm canlılarda olduğu gibi,
insanlığın da olmazsa olmaz özelliklerinden biridir. Ancak, bundan sonra
artık toplu büyük göç akınlarının
olması, yüz binlerin bir arada harekete
geçmesi fazla bir olasılık dahilinde
görülmemektedir. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde, Anadolu’ya ya da
Anadolu’dan göçler nedeniyle, ülkemizin etnik ve kültürel yapısında
büyük bir değişiklik beklememek
lazımdır. Bu, nüfus açısından devinimin yavaşladığı anlamına gelmektedir.
Ancak, toplumun kültürel yapısındaki
değişim rüzgarı maneviyata ve tasavvufa ilginin artmasıyla hızlanarak
devam edecektir. Bu değişimdeki en
önemli etken, göçle ülkemize gelen bu
kişilerin dışa açılma süreci içine girmiş
olmaları, ekonomik refaha ulaşmış,
siyasal tabularını yıkmış ve değişime
entegre olurken Türk-İslam tasavvufunu Balkanlar’daki ruhu yakalayarak
yaşamaları olacaktır.
SAYFA 12
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA
FUTBOLDA ÇN,
TAH AÇIYOR!
[email protected]
Suzan ERNOYAN
in önceleri futbolun sonbahar;na gelmi2 futbolculara el at;yordu. imdiler de ise kariyerinin ortas;ndaki y;ld;z futbolculara da el atmaya ba2lad;. Bir anlamda para ya-d;rmaya ba2lay;nca
UEFA k;skac;ndaki tak;mlar da nefes ald; tabi…
Çin’in futbol de-erinin 2imdiler de,120 milyar dolar
gibi müthi2 bir rakama ula2t;-; konu2uluyor. Tabi
bu da kulüpler ve futbolcular;n i2tah;n; aç;yor.
Dünya futbolundaki Adidas ile Nike sava2;n;n,
2imdi de Çin piyasas;na ta2;nd;-;n; görüyoruz.
Örne-in bu gün Nike d;2;nda ba2ka bir ayakkab;
giymek isteyen futbolcu, yüklü bir ceza ödemek
zorundad;r. Hal böyle olunca Çin kulüpleri futbol
piyasas;n; alt üst etmeye devam edecek. Çünkü futbolculara ve kulüplere öylesine astronomik ücretler
veriyorlar ki, hay;r demek için deli olmak laz;m.
Ancak herkesin akl;na tak;lan bir soru var. Ne oluyor bu kulüpler neyin nesidir? Yani de-irmenin
suyu nereden geliyor gibi… Çin Süper Lig’i ba2lad;-;nda 12 tak;m iken 2imdiler de 16 tak;ma ç;kt;-;na göre Türkiye’den birçok futbolcunun Çin’in
yolunu tutaca-;na eminim. Ersan Gülüm’den sonra,
Burak Y;lmaz’;n, ara transferde eski Be2ikta2 teknik
direktörü Slaven Biliç’in tak;m; West Ham’l; olaca-; iddia edilmi2ti. Ancak sürpriz bir 2ekilde Çin’in
Beijing Guoan tak;m;na transfer oluverdi. Tabi
Burak Y;lmaz’da, para ve huzur için… Çin’in yolunu tuttu. 31 ya2;nda futbol hayat;n;n sonuna gelmi2
Burak Y;lmaz’;n, Galatasaray taraftarlar;yla aralar;nda ya2anan sorun nedeniyle oynayamad;-; gibi
kafa olarak bitmi2ti zaten. Çin Ligi’ne 8 milyon
Euro’ya transfer olmas; taraftarlar; aya-a kald;rd;.
Sanal âlemde caps’ler ve espriler de patlamaya ba2lad; tabi. Giderayak bir iyililik yapmas;n; isteyen
taraftarlar, Umut Bulut, Sabri Sar;o-lu ve Semih
Kaya’y; da götürmesini istiyorlar.
Ç
14 Mart 2016 Pazartesi
www.balkangunlugu.com
kupi’nin parlayan Türk
yldz: ENES AKGÜN
HEM ALARIM HEM GDERM
ÜSKÜP
BALKAN GÜNLÜÜ
M
akedonya Birinci
Futbol Liginin ikinci
yarısında adından en
fazla söz ettirecek futbolculardan biri, Şkupi’nin yeni transferi Enes Akgün olarak gösteriliyor. Şubat ayında, Şkupi futbol kulübünün başkanı Eyüp
Ademi’nin girişimleriyle takıma kazandırılan Enes Akgün,
kendisine gösterilen güveni
boşa çıkartmıyor. www.yeni-
balkan.com sitesine açıklamalarda bulunan Akgün,
Üsküp’ü çok beğendiğini,
kulüp yöneticileri, teknik heyet
ve takım arkadaşlarının da
kendisini çok iyi bir şekilde
karşılayıp yardımcı olduklarını
söyledi. Akgün, “Şehri ve arkadaşlarımı çok sevdim.
Herhangi bir sıkıntı yaşamadım bana çok yardımcı oldular” dedi. Makedonya’daki futbolun Fransa’dan çok farklı
olduğunun altını çizen Akgün,
“Fransa’da daha çok fiziğe
dayalı futbol var. Burada ise
daha teknik bir oyun oynanıyor. Burada fiziksel kalitemi
daha iyi ortaya koyabiliyorum” diye konuştu.
Makedonya’da başarılı bir performans sergileyip şampiyon
olmak istediğini kaydeden
Akgün, “Benim hedefim
İspanya birinci ligi.
Küçüklüğümden bu yana Real
Madrid’i tutuyorum ve bu
yüzden benim için İspanya’da
oynamak en büyük hedefim”
ifadelerini kullandı.
Futsal’da Kosova’nın zaferi
PRTNE - BALKAN GÜNLÜÜ
F
utsal Türk Milli Takımı,
Kosova'da katıldığı dörtlü turnuvada oynadığı ikinci maçta
Kosova B Takımı'nı 7-5 yendi. Futsal
Milli Takımı, Kosova'da katıldığı
dörtlü turnuvada oynadığı ikinci
maçta Kosova B Takımı'nı 7-5 yendi.
www.haberler.com’un haberine
göre; Priştina'da Youth Hall'de oynanan, normal süresi 5-5 biten maçta
ay-yıldızlı ekip, uzatma dakikalarında 7-5'lik üstünlük sağladı. Kosova
halk kahramanı Adem Jashari adına
düzenlenen turnuvadaki ilk maçında Kosova A Takımı'na 6-4 mağlup
olan milli takım, turnuva üçüncüsü
oldu. Arnavutluk'u 6-2 yenen
Kosova A Takımı ise turnuvayı
birinci olarak tamamladı.
Burak Y;lmaz’;n ani geli2en transferine istifa edip
giden Mustafa Denizli onay vermedi-i halde,
“Hayat;m;n transferini yapaca-;m. Burada taraftar
beni istemiyor, bu 2artlar alt;nda art;k bu kulübe
faydal; olamam, ne yapsam yaranam;yorum” ifadelerini kullanmas; i2in rengini de-i2tiriverdi. Netice
de Çin’e yollad;-;m;z Burak Y;lmaz, bir de bakt;k
ki daha bir maç bile oynamadan haz;rl;k maç;nda
sakatlanarak stanbul’a dönüvermi2 bir ayl;-;na.
Valla bu gidi2le oralar da fazla bar;namayacak gibi.
Hele bir de ikinci bebek yolda oldu-una göre…
Zaten dilini bilmedi-i, damak zevkini bilmedi-i
uzak bir ülke de tüm sevdiklerinden uzakta ne kadar
mutlu olaca-; 2üpheli. Hele bir de çocuk ruhlu ve
oldukça duygusal futbolcular için…

Benzer belgeler

Gazete Ege

Gazete Ege DAITILMAKTADIR

Detaylı