1 TÜRK MEDENĠ KANUNUNDA NĠġANLILIĞIN - E

Transkript

1 TÜRK MEDENĠ KANUNUNDA NĠġANLILIĞIN - E
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 139, Nisan 2016
Son Güncelleme Tarihi 28.04.2016
NİSAN 2016 - SAYI 139
TÜRK MEDENĠ KANUNUNDA NĠġANLILIĞIN SONA ERMESĠ VE SONUÇLARI
TERMINATION OF ENGAGEMENT AND ITS CONSEQUENCES IN TURKISH CIVIL
LAW
Dr. Süleyman MORTAŞ1
Özet
Türk Medeni Kanununda niĢanlılık 118-123. maddeler arasında
düzenlenmiĢtir. NiĢanlanma kavram olarak, evlenme sözleĢmesi yapmak üzere, bir
erkekle bir kadının anlaĢması, yani birbirlerine evlenme vaadinde bulunmalarıdır.
NiĢanlanma akdinin gerçekleĢmesi için iki tarafın karĢılıklı evlenme vaadinde
bulunması gerekir. NiĢanlanma bir Ģekil Ģartına bağlı kılınmamıĢtır. NiĢanlanma
sözleĢmesi hukuki niteliği itibariyle bağımsız bir medeni hukuk (aile hukuku)
sözleĢmesi olarak kabul edilmektedir. NiĢanlanma niĢanlıları evlenmeye zorlama
hakkı vermez.
NiĢanlanma, evlenmeye zorlama hakkı vermemekle birlikte,
niĢanlılığın niĢanlıların birbirleriyle evlenmesi dıĢında bir nedenle sona ermesi
1
Gebze Hâkimi-([email protected])
1
halinde, niĢanlılığa bağlanan sonuçlar nedeniyle niĢanın taraflarının bir takım hakları
bulunmaktadır. Türk Hukuk sisteminde, niĢanlanmanın niĢanlıların birbirleriyle
evlenmeleri dıĢında bir nedenle sona ermesi halinde, niĢanlılara tazminat isteme
hakkı tanınmıĢtır. Maddi ve manevi tazminat kalemlerini ayrı ayrı düzenleyen
TMK‟nın ilgili maddelerinde (m. 120-121) maddi tazminat yapılan masraflar ve
katlanılan maddi fedakârlıklar ile sınırlı tutulurken, manevi tazminatta kiĢilik haklarına
saldırının varlığı aranmaktadır. Bu tazminatlar, bir aile hukuku sözleĢmesi olan
niĢanlanma sözleĢmesinin sona erdirilmesinin bir yaptırımı olup, Kanun genel
tazminat kurallarından farklı olarak özel Ģartlar öngörmüĢtür. NiĢanın bozulması
halinde tazminattan baĢka, niĢan hediyelerinin geri verilmesi de öngörülmüĢtür.
Kanunda ancak alıĢılmıĢ (mutad) dıĢı hediyelerin istenebileceği kabul edilmiĢtir.
NiĢanlılığın sona ermesi halinde maddi tazminat ile niĢan hediyelerinin geri
verilmesini isteyecekler; niĢanlılar, niĢanlıların ana babaları ile onlar gibi hareket
edenler olarak kabul edilmiĢtir. Manevi tazminatı ise ancak niĢanlılar talep edebilirler.
NiĢanlılığın sona ermesi halinde tazminata veya niĢan hediyelerinin geri verilmesine
hükmedilmesi için iliĢkinin bir niĢanlılık iliĢkisi olması gerekir. Flört ve evlilik dıĢı
iliĢkiler niĢanlılık iliĢkisi olarak kabul edilmemektedir. NiĢanlılığın sona ermesinden
kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile niĢan hediyelerinin geri verilmesi
davasında özel bir zamanaĢımı süresi öngörülmüĢ olup, bu süre bir yıl olarak
belirlenmiĢtir.
Abstract
Engagement is regulated in articles 118 to 123 of Turkish Civil Law. As a
concept, engagement is defined as an agreement between one man and one woman
in order to execute a marriage contract, promising to marry each other. In order for
an engagement agreement to be valid, both parties should bilaterally state their
promise for marriage. Engagement is not dependent on a requirement of form. In
terms of legal qualification, engagement agreement qualifies as an independent civil
law (family law) contract. Engagement does not entitle the fiancés to force each other
into marriage. While engagement does not entitle fiancés to force each other into
marriage, in the event that the engagement is terminated for any reason other than
marriage, parties of the engagement shall have certain rights due to consequences
tied to engagement. In Turkish law, should the engagement be terminated for any
reason other than marriage, fiancés shall have the right to compensation. In the
articles of TCL regulating, the pecuniary and non-pecuniary damages separately (art.
120-121) while pecuniary damages is limited with costs and endured pecuniary
sacrifices, for non-pecuniary damages, a violation of personal rights is sought. These
compensations are sanctions for terminating the engagement agreement as a family
law contract, and the law foresees special conditions different from general
compensation provisions. In the event that the engagement is terminated, in addition
to compensation, returning engagement gifts is envisioned. In the law, it is accepted
2
that only the return of non-customary gifts can be requested. In the event of
termination of an engagement, the persons who can request pecuniary
compensation and return of engagement gifts are accepted as; the fiancés, parents
of the fiancés or persons who are acting as parents. Non-pecuniary compensation
can only be requested by the fiancés. In order for a ruling of compensation or return
of the gifts after termination of an engagement, the relationship must be an
engagement relationship. Courtship and cohabitation are not accepted as
engagement. Pecuniary and non-pecuniary damages lawsuits and return of gifts
lawsuits arising from termination of engagement are subject to a special statute of
limitation, which is determined as one year.
Anahtar Kelimeler: NiĢanlılık, NiĢanlı, NiĢanın Bozulması, Maddi Tazminat, Aile, ,
Manevi Tazminat, NiĢan Hediyesi, Mutad dıĢı
Keywords: Engagement, fiancé, termination of engagement, pecuniary damages,
non-pecuniary damages, family, engagement gifts, non-customary.
GiriĢ
NiĢanlanma, evliliğe ilk adım olması nedeniyle önemsenen bir müessesedir.
NiĢanlanmada nihai amaç evlenme, yani aile kurmadır. Evlenme, toplumların
olmazsa olmazları arasında yer aldığından, devletler bu alanı özel olarak
düzenlemektedirler. Evlilik öncesi müstakbel eĢlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan
niĢanlılık da bu kapsamda ele alınmaktadır2. Ancak, niĢanlılık evlenmeye takaddüm
eden, bağımsız bir müessesedir3.
2
Yakın bir gelecekte eĢ olacak çiftler, niĢanlılık süreciyle birlikteliği test etmiĢ olurlar. Bu süreç, her
Ģeyden önce niĢanlıların birbirlerinin kiĢiliklerini, alıĢkanlıklarını, sırlarını, davranıĢlarını, mizaçlarını
öğrenme Ģansı verir. Bkz. LIAU, Belinda: True Leaders, Part II: Moral Guide for Modern Living,
Autorhouse Publishing, Bloomington(Indiana, US) 2006, s. 183.
3
NiĢanlılığın bir müessese olarak flört gibi iliĢkilerden kesin olarak ayrıldığını unutmamak gerekir.
NiĢanlılık flörtten daha ileri ve ciddi bir aĢamadır. Flörtün aksine niĢanlılıkta evlenme niyeti açık bir
Ģekilde ortaya konulmuĢtur. Bkz. BURRELL, Barrington O.: Love, Sex, & Marriage: Maximised
Adulthood, Vol. 2, Revised Edition, Xlibris(Publisher), Bloomington (Indiana, US) 2013, s. 146;
Uygulamada Yargıtay da flört düzeyindeki iliĢkileri niĢanlılık olarak kabul etmemektedir. " ...Tarafların
bir süre birlikte yaĢadıkları, tatile gittikleri mahkemenin de kabulünde olduğu gibi aralarındaki iliĢkinin
TMK'nun 118.maddesinde düzenlenen "niĢanlanma" kapsamında bulunmadığı anlaĢılmaktadır..." Yrg.
3. HD., 26.11.2015, 2015/11211-18974(UYAP, E.T. 30.01.2016); Belirtmek gerekir ki, evlilik dıĢı
beraberlik ne kadar sürerse sürsün, evlenme vaadi ve niyeti olmadığı sürece niĢanlanma olarak kabul
edilemez. Yargıtay tarafların üç yıl aynı evi paylaĢmalarını niĢanlılık olarak kabul etmemiĢtir. Bkz. Yrg.
3. HD. 20.01.2014, 2013/16090- 2014/623 (UYAP, E.T.16.12.2015); "Mahkemece dinlenen davacı
tanıklarından bazıları ve davalı tanıkları tarafların toplumda evli olarak bilindiklerini beyan etmiĢlerdir.
Öte yandan dosya içerisinde yer alan 23.06.2008 tarihli... haber gazetesinde "Nilgün ve BarıĢ çifti
oğullarını sünnet ettirdi" Ģeklinde haber yapıldığı ve tarafların aile fotoğraflarının yayınlandığı
görülmüĢtür. Yine tarafların bir müddet birlikte yaĢadıkları tarafların kabulündedir. Tüm bu hususlardan
anlaĢılacağı üzere taraflar arasında niĢan değil, gayri resmi evlilik vardır. Tarafların nikâhsız
yaĢamaları bu birleĢmenin kanuni ve medeni evlenmeye takaddüm eden bir niĢanlanma mahiyetinde
olmadığını göstermektedir." Yrg. 4. HD., 29.09.2011, 2010/8156-2011/9793(UYAP, E.T. 05.01.2016).
3
NiĢanlanma kural olarak, niĢanlıların evlenmeleri ile sona erdiği sürece
uyuĢmazlığa konu olmaz. Zira evlenme ile birlikte artık, evlenmeye iliĢkin hükümler
gündeme gelir. Ne var ki niĢanlılık, niĢanlıların evlenmesi dıĢında bir nedenle sona
erdiği takdirde, TMK'daki niĢanlılığa iliĢkin hükümler (m. 118-122) devreye girecektir.
KuĢkusuz niĢanlılığın sona ermesi için bir mahkeme kararına ihtiyaç
duyulmamaktadır. Bu nedenledir ki, niĢanlılık iliĢkisinin kurulması ve sona ermesinin
tespiti çoğu zaman kolay olmamaktadır4. Bu nedenle niĢanlılık iliĢkisini ne olduğunun
öncelikle ortaya konulması gerekmektedir.
Kelime anlamı itibariyle niĢan, Farsça kökenli olup, “alâmet”, “eser”, “iz”
anlamlarına gelir ve evlenmesi kararlaĢtırılan erkek ve kızın, taktıkları yüzük ya da
yüzük takmak için yapılan merasimi 5 ifade etmek için kullanılır. NiĢanlanma ise
kavram olarak, evlenme sözleĢmesi yapmak üzere, bir erkekle bir kadının anlaĢması,
yani birbirlerine evlenme vadinde bulunmalarıdır 6 . TMK'da “niĢanlanma evlenme
vaadiyle olur”(m. 118) denilmek suretiyle, niĢanlanmanın niteliği açıklanmıĢtır 7 . O
halde, niĢanlanma akdinin gerçekleĢmesi için iki tarafın karĢılıklı evlenme vaadinde
bulunması gerekir8. Düzenlenmeden anlaĢılacağı üzere, niĢanlanma bir Ģekle bağlı
4
Önemle vurgulamak gerekir ki, niĢanlanmadan sonra taraflar resmi nikâh olmaksızın, imam nikâhıya
da diğer geleneksel yollarla evlenmiĢler, eĢ söyleyiĢle eylemli olarak bir araya gelip karı koca gibi
yaĢamıĢlar ise artık bu aĢamadaki iliĢkiler niĢanlılık iliĢkisi olarak değerlendirilemeyeceği gibi
niĢanlılığın sona ermesine iliĢkin hükümler de uygulanmaz. Yargıtay'ın bu yönde kararları istikrarldır.
"Davacı ile davalı imam nikâhı kıyarak gayri resmi Ģekilde bir araya gelmiĢler ve bir süre birlikte
yaĢamıĢlar ve bu birliktelik sebebiyle de tarafına verilen ziynet eĢyalarının iadesi talep edilmektedir. O
halde, taraflar arasında resmi evlilikten ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz
edilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuĢmazlık haksız fiil olarak nitelendirilip buna göre
çözümlenmesi gerekir." Yrg. 3. HD., 16.06.2014, 2014/2317- 2014/9661(UYAP, E.T. 27.12.2015);
"Taraflar arasında yapılan niĢan sonrasında, dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında,
taraflar (yerel mahkemenin de kabulünde olduğu gibi) aynı evde uzun bir süre gayriresmi olarak
birlikte yaĢamıĢlardır. Bu durumda taraflar arasında niĢandan ve yasal olarak korunması gereken
bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir. Buna göre taraflar arasındaki ihtilaf aile
hukukundan doğmamaktadır. UyuĢmazlık haksız fiil olarak nitelendirilip buna göre çözümlenmesi
gerekir. O halde, davanın dayanağı haksız fiil olduğundan; uyuĢmazlığa genel mahkemede (Asliye
Hukuk Mahkemesinde) bakılması gerekmektedir." Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/162882015/9467(UYAP, E.T. 24.01.2016/vurgu eklenmiĢtir).
5
DOĞAN, D. Mehmet: Büyük Türkçe Sözlük, 6. Bası, Ġstanbul 1989, s. 854.
6
DURAL, Mustafa / ÖĞÜZ, Tufan / GÜMÜġ, M. Alper: Türk Özel Hukuku, C. III, Aile Hukuku, 2.
Bası, Filiz Kitabevi, Ġstanbul 2008, s. 12; AKINTÜRK, Turgut/ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni
Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 14. B., Beta Basım, Ġstanbul 2012, s. 23; ABĠK, Yıldız: "NiĢanlanma ve
NiĢanlılık", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005, s. 69; ERGÜN, Zafer: BoĢanma Davaları, 4.B., Adalet
Yayınevi, Ankara 2009, s. 1; GENÇCAN, Ömer Uğur: Aile Mahkemesi Davaları, Yetkin Yayınevi,
Ankara 2012, s. 61; ARSEBÜK, Esat: Medeni Hukuk, C. II: Aile Hukuku, Recep Ulusoğlu Basımevi,
Ankara 1940, s. 517; GÖNENSAY, A. Samim: Medeni Hukuk, C. 2: Aile Hukuku, ĠÜHF Yayını,
Ġstanbul 1937, s. 7.
7
Kanunda niĢanlanmanın konusunu ortaya koyan bu ifadeye rağmen, bir niĢanlanma tanımı
yapılmamıĢtır. Bkz. ALTUNKAYA, Mehmet: “NiĢanlanmanın Sona Ermesi Halinde Hediyelerin Geri
Verilmesi”, SBArD, S. 8, Eylül 2006, s. 217; Bu konuda ayrıca bkz. BAġPINAR, Veysel: “Türk Medeni
Kanunu ile Aile Hukukunda Yapılan DeğiĢiklikler ve Bazı Önerilerimiz” AÜHFD, C. 52, S.
3,Y.2003,s.79.
8
Borçlar Hukuku anlamında, akitlerin meydana gelmesi için gerekli unsurlar burada da geçerlidir. Yani
evlenme vaadiyle bir tarafın teklifi (icap) ve karĢı cinsin bu teklifi kabul etmesi gerekir. "TMK‟nun
18.maddesi uyarınca niĢanlanma, karĢılıklı evlenme vaadi içeren aile hukukuna özgü bir sözleĢmedir.
NiĢanlanmanın nihai hedefi söz verilen evlenmenin gerçekleĢmesidir." Yrg. 3. HD. 2006/48725258(UYAP, E.T. 06.08.2015); Taraflardan sadece birinin evlenme vaadi niĢanlanma değildir. Bkz.
TEKĠNAY, Selahattin Sulhi: Türk Aile Hukuku, 5. B., Beta Yay, Ġstanbul 1984, s. 10;
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 15.
4
tutulmamıĢtır. Türk Medeni Kanunu niĢanlanmada Ģekil serbestîsini kabul etmiĢtir.
FEYZĠOĞLU'nun tabiri ile "niĢanlanmanın Ģekli Ģekilsizliktir" 9 . NiĢanlanma; sözle,
yazıyla, bir davranıĢla gerçekleĢebilir. NiĢanlanmak için bir merasim de gerekmez10.
Öyle ki, taraflar niĢanı kendi aralarında yapıp gizli dahi tutabileceklerdir11.
NiĢanlanmanın hukuki niteliği öğretide tartıĢmalı ise de 12 , bu konuda
niĢanlanma sözleĢmesinin bağımsız bir medeni hukuk (aile hukuku) sözleĢmesi
olduğu genel olarak kabul edilmektedir 13 . KuĢkusuz niĢanlanma evlenmeye
takaddüm eden bir sözleĢme ise de, hiç bir zaman eĢlere evlenmeye zorlama hak ve
yetkisi vermez (TMK, m. 119/1) 14 . Öteki Ģekilde ifade etmek gerekirse, eĢler
istedikleri zaman niĢanlılık iliĢkisini tek taraflı dahi sonlandırabilirler. Bu nedenledir ki,
TMK'da niĢanlılığın sona erdirilmesine bir takım sonuçlar bağlanmıĢtır 15. Bu sonuçlar
da, yukarıda ifade edildiği üzere, niĢanlılığın eĢlerin evlenmeleri dıĢındaki bir nedenle
sona ermesi halinde gündeme gelmektedir. TMK'da niĢanlılığın bu Ģekilde sona
ermesi halinde; niĢan hediyelerinin geri verilmesi(TMK m. 122) ve tazminat (TMK m.
120-121) olmak üzere iki önemli sonuç öngörülmüĢtür. Bu çalıĢmada, öncelikle
niĢanlılığın hangi hallerde sona ereceği konusu ortaya konulduktan sonra, niĢanın
sona ermesi halinde öngörülen maddi ve manevi tazminat ile niĢan hediyelerinin geri
9
FEYZĠOĞLU, N. Feyzi: Aile Hukuku, 3. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 1986, s. 25.
DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 15; Uygulamada sorun, niĢanlanmanın ispatı açısından ortaya
çıkabilmektedir. Kabul etmek gerekir ki, bir niĢan töreni yapılmıĢ ise bunun ispatı kolaydır. Ancak niĢan
töreni yapılmamıĢ ise niĢanlılık iliĢkisinin kurulduğunun yöntemince ispatı gerekir. Bu halde tarafların
niĢanlı gibi hareket edip etmedikleri, tanıkların niĢanlılık iliĢkisi açısından beyanları önem arz
edecektir. Bkz. NiĢan merasimleri de zaten aleniyet adına davetliler huzuruyla yapılır. NiĢanlanmanın
tanıkları genellikle bu merasime iĢtirak edenlerdir. Bkz. LOWE, Nigel/DOUGLAS, Gillian: Bromley's
Family Law, 11th Edition, Oxford University Press, Oxford 2015, s. 40; NiĢanlanmanın Ģekle tabi
olmaması nedeniyle, bir iliĢkinin niĢanlanma olarak nitelendirilmesi için eĢlerin niĢanlı gibi davranıp
davranmadıkları, eĢ söyleyiĢle evlenecekleri yönünde algı meydana getirip getirmediklerine bakılır. Bu
anlamda kadın ve erkeğin duygusal iliĢkiyi aĢan beraberlikleri, niĢanlanmaya karine teĢkil eder. Bkz.
GÜLER,
Onur:
“Evlilik
Öncesi
Birliktelik
Olarak
NiĢanlanma”,
Academia,
s.
3.
http://www.academia.edu/7575294/Evlilik_Öncesi_Birliktelik_Olarak_NiĢanlanma (E.T. 19.01.2016).
11
SCHWARZ, Andreas B.:, Aile Hukuku I, 2. Bası, (Çev. Bülent DAVRAN), Ġsmail Akgün Matbaası,
Ġstanbul 1946, s. 39.
12
NiĢanlanma öğretide daha çok Borçlar Kanunundaki “önsözleĢme” müessesesine benzetilmektedir.
Borçlar Kanunun sözü geçen düzenlemesinde; “Bir sözleĢmenin ileride kurulmasına iliĢkin sözleĢmeler
geçerlidir. Kanunlarda öngörülen istisnalar dıĢında, önsözleĢmenin geçerliliği, ileride kurulacak
sözleĢmenin Ģekline bağlıdır.”(6098 s. TBK m. 29; eBK m. 22) denilmiĢtir. Takdir edileceği üzere,
önsözleĢme asıl yapılacak olan sözleĢmenin Ģekline tabi kılınmıĢtır. Hâlbuki niĢanlanmada her hangi
bir Ģekil Ģartı öngörülmemiĢtir. NiĢanlanmanın hukuki niteliği konusunda ayrıntı için bkz.
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 12 vd; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 26; ABĠK, s. 72 vd.; Kanaatimizce
niĢanlanmanın hukuki niteliği konusundaki tartıĢmalar çok anlamlı değildir. Zira Kanun‟da niĢanlanma
ayrı bir müessese olarak düzenlenmiĢtir. Bu yönüyle de niĢanlanmanın bir sözleĢme olduğu ortaya
konulmuĢtur. NiĢanlanma sözleĢmesi itibariyle, tartıĢma konusu olacak bir kısım hususlar da zaten
düzenleme kapsamına alınmıĢtır. Sözgelimi, niĢanlanma sözleĢmesi tarafları ifaya zorlama hakkı
vermez denilmiĢtir. Bkz. HATEMĠ, Hüseyin / SEROZAN, Rona: Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, Ġstanbul
1993, s. 30.
13
ESENER, Turhan: Borçlar Hukuku I: Akitlerin KuruluĢu ve Geçerliliği, AÜHF Yayını, Ankara
1969, s. 16; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 40; HATEMĠ/ SEROZAN, s. 33; ABĠK, s. 74-75;
GÖNENSAY, s. 7.
14
Oysa aslında Borçlar Hukuku sözleĢmelerinin en belirgin özelliği tarafları ifaya zorlamalarıdır. Bkz.
ġENYÜZ, Doğan: Borçlar Hukuku, 3. B., Ekin Kitabevi, Bursa 2006, s. 95.
15
Kanunda niĢanlanma hükme bağlanmakla, niĢanlanma kurumu salt ahlaki ve eylemli bir iliĢki
olmaktan çıkarılmıĢ olmaktadır. Bkz. ÖZDAMAR, Demet: Türk Hukukunda Özellikle Türk Medeni
Kanunu KarĢısında Kadının Hukuki Durumu, Seçkin Yayınevi, Ankara 2002, s. 221.
10
5
verilmesi koĢulları üzerinde durulmuĢtur. Konu ele alınırken, zaman zaman yargısal
uygulamalara müracaat edilmiĢtir.
I. NĠġANLILIĞIN SONA ERMESĠ HALLER
A. KENDĠLĠĞĠNDEN SONA ERME
1. Evlenme
a) NiĢanlıların Evlenmesi
NiĢanlılık evlenme amacıyla yapıldığından, niĢanlıların birbirleriyle evlenmesi ile
niĢanlılık sona erer. Bu niĢanlılık iliĢkisinin normal ve doğal sona erme halidir 16 .
Doğal sona erme halinde, niĢanlanma ile ilgili bir problem yaĢanmaz, zira bu sefer
evlilik hukuku gündeme gelir. KuĢkusuz her niĢanlanmanın evlilikle sonuçlanacağı
söylenemez 17 . Zaten niĢanlanmanın hukuki ve mali sonuçları da, niĢanlanmanın
evlenme ile sonuçlanmadığı haller için geçerlidir.
Bu baĢlık altında vurgulanması gereken husus, imam nikâhı ya da
gayrıresmi/geleneksel evlenmelerdeki durumdur. ġayet niĢanlılar, resmi nikâh
yapmaksızın düğün töreni yaparak ya da yapmadan eylemli olarak evlenmiĢler/bir
araya gelerek birlikte yaĢamıĢlar ise bu takdirde de niĢanlanmanın sona erdiğinin
kabulü gerekir. Uygulamada sıkça rastlanan bir durum, gayrıresmi evlenmelerde,
eylemli birliktelik sona erdiğinde, tarafların hediyeleri ve tazminat isteklerini
niĢanlanma hükümlerine dayandırmalarıdır. Oysa resmi nikâh olmasa bile taraflar,
imam nikâhı ya da geleneksel yöntemlerle evlenip, eylemli olarak birlikte yaĢamaya
baĢlamıĢ iseler, artık istekler niĢanlanma hükümlerine göre ileri sürülemez 18 .
KoĢulları varsa Borçlar Kanunundaki haksız fiil, sebepsiz zenginleĢme gibi hükümlere
gidebilirler.
b) NiĢanlının Üçüncü KiĢi ile Evlenmesi
Tabiatıyla niĢanlılardan birisinin bir üçüncü kiĢi ile evlenmesi ile de niĢanlılık
iliĢkisi sona ermiĢ olur. Artık bu durumda üçüncü kiĢi ile evlenen niĢanlı taraf, niĢanı
haksız olarak bozmuĢ olur19. Uygulamada Yargıtay, niĢanlı olduğu dönemde baĢka
16
ÖZESE, Hasan Hüseyin: NiĢanlılık ĠliĢkisinin Sona Ermesi ve Sona Ermenin Hukuki Sonuçları,
(YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul 1988, s. 11;
HATEMĠ/SEROZAN, s. 49; ABĠK, s. 96.
17
"Davacı dava dilekçesinde oğlunun niĢanlanacağını, yakında evleneceğini ileri sürerek kiralananın
tahliyesini istemiĢtir. Davacı ihtiyaç iddiasını oğlunun evleneceği hususuna bağlamıĢ, reĢit oğlunun
müstakil oturacağını iddia etmemiĢtir. Davacı tanıkları davacının oğlunun niĢanlandığını ifade etmiĢler
ise de niĢanlanma tek baĢına ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunu göstermez. Zira her
niĢanlanmanın mutlak olarak evlilikle sonuçlanacağı kabul edilemez. Evlenmenin
gerçekleĢeceğinin evlilik hazırlıklarından olan nikâh günü alma, davetiye bastırma, düğün salonunun
kiralanması, eĢya alımı gibi somut deliller ile desteklenmesi gerekir." Yrg. 6. HD. 28.2.2008,
2008/14569- 2235(UYAP, E.T. 07.01.2016/vurgu eklenmiĢtir); Benzer karar için bkz. Yrg. 6. HD.
25.04.2006, 2006/2442-4402(UYAP, E.T. 07.01.2016).
18
"Davacı ile davalı niĢanlandıktan sonra imam nikâhı kıyarak gayri resmi Ģekilde bir araya gelmiĢler
ve uzun süre birlikte yaĢamıĢlardır. O halde niĢandan ve yasal olarak korunması gereken bir
birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuĢmazlık haksız fiil olarak
nitelendirilip buna göre çözümlenmesi gerekir." Yrg. 3. HD. 29.6.2010, 2010/4392-11584 (UYAP, E.T.
08.12.2015).
19
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s.43; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 24;
ABĠK, s. 96.
6
birisi ile evlenen niĢanlının, diğer niĢanlının kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiğini
kabul etmektedir20.
2. Fiili Ġmkânsızlık
a) Ölüm
NiĢanlılardan birisinin veya her ikisinin ölümü halinde, niĢanlılık iliĢkisi son
bulur 21 . Ölüm nedeniyle sona erme, niĢanlılık iliĢkisinin sona ermesine yasanın
bağladığı bazı sonuçları nedeniyle önemli olup, aĢağıda incelenecektir. Burada
üzerinde durulması gereken bir diğer konu da ölüm karinesidir. Cesedi bulunmayan
kimse ölümüne kesin gözüyle bakılmasını gerektiren bir durum içinde kaybolmuĢsa
ölmüĢ sayılacağından (TMK, m. 31), o yerin en büyük mülki amirinin emriyle kütüğe
ölü kaydı düĢülür (TMK, m. 44/1). Ölüm karinesi, kiĢi gerçekten ölmüĢ gibi sonuçlar
doğuracağından, ölüm karinesi gerçekleĢmiĢ ise niĢanlılık kendiliğinden sona erer22.
b) Gaiplik ve Cinsiyet DeğiĢtirme
NiĢanlılardan birisinin cinsiyet değiĢtirmesi halinde de niĢanlılık iliĢkisi sona
erer23. Cinsiyet değiĢtirme bir evlenme engeli olmakla birlikte, fiili imkânsızlık baĢlığı
altında da zikredilmesi gereken bir durumdur.
NiĢanlıların birisinin gaipliğine karar verilmesiyle de niĢanlılık iliĢkisi son bulur24.
Ölüm karinesinde doğrudan kütüğe ölü kaydı düĢülebildiği halde (TMK m. 44/1),
gaiplik 25 mahkemenin bir hükmü ile olur ve hâkimin bildirmesi üzerine kütüğe
kaydolunur (TMK m. 45). Gaiplik halinde de, niĢanlılık iliĢkisi kendiliğinden sona
erecektir26. Bunun için gaiplik kararının verilmiĢ olması gerekir 27. Gaiplik kararı ile
birlikte, gaiplik kararının hüküm ifade ettiği tarih, niĢanlılığın da sona erme tarihi
olmalıdır28.
20
" Davalının, davacı ile niĢanlı olduğu dönemde bir baĢkası ile evlenme törenini yaptığı (TMK md.
141. ila 143) mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, davalının hukuka aykırı eylemi ile davacının
kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiği gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi tazminat
miktarı azdır." Yrg. 3. HD. 17.09.2012, 2012/16306 -18867 (UYAP, E.T. 17.11.2015).
21
TEKĠNAY, s. 25; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43; ABĠK, s. 96; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 23;
HATEMĠ/SEROZAN, s. 49.
22
GENÇCAN, Ömer Uğur: “4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa Göre NiĢanlılık” Türkiye Noterler
Birliği Hukuk Dergisi, S. 119, Ağustos 2003, s. 8 (GENÇCAN, Nişanlılık).
23
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44; HATEMĠ/SEROZAN s. 50.
24
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43; ABĠK, s. 97.
25
Gaiplik konusunda ayrıntılı açıklama için bkz: GENÇCAN, Ömer Uğur: Nüfus Davaları, Yetkin Yay.
Ankara 2000, s. 92 vd.
26
Öğretide, gaiplik kararı verilmesi halinde niĢanlılık iliĢkisinin kendiliğinden son bulup bulmayacağı
konusu tartıĢmalı olmakla birlikte, baskın olan görüĢün kendiliğinden sona ereceği yönünde olduğunu
belirtmek gerekir. Gaiplik kararı ile birlikte niĢanlılık iliĢkisinin kendiliğinden sona ermeyeceğini ileri
sürenlerin argümanının TMK m. 131 olduğunu belirtmek gerekir. Bu görüĢü savunanlara göre TMK m.
131 kıyasen uygulanmalıdır. Konuya iliĢkin ayrıntı için bkz. ABĠK, Yıldız: "Gaipliğin NiĢanlılık Üzerinde
Etkisi", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005, s. 170-171. (ABĠK, Gaipliğin Etkisi).
27
KrĢ. KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 24.
28
" Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleĢtiği veya son haberin alındığı günden baĢlayarak hüküm
doğurur." (TMK m. 35/2).
7
3. Evlenme Engelinin Ortaya Çıkması
NiĢanlanma aĢamasında ortaya çıkan evlenme engeli, niĢanlanmaya da
engeldir29. NiĢanlanma gerçekleĢtikten sonra tarafların iradeleri dıĢında bir evlenme
engeli ortaya çıkarsa niĢanlılık iliĢkisi sona erer30. Sözgelimi niĢanlılardan birinin ayırt
etme gücünü kaybetmesi, benzer Ģekilde niĢanlılardan birinin diğerini evlat edinmesi
halinde de niĢanlılık iliĢkisi sona erer 31 . Keza niĢanlanmadan sonra niĢanlılardan
birisi cinsiyet değiĢtirirse, evlenme engeli ortaya çıkmıĢ olur ve niĢanlılık sona erer.
B. TARAFLARCA SONA ERDĠRĠLME
1. ġartın GerçekleĢmesi
Taraflar Ģarta bağlı bir niĢanlanma sözleĢmesi yapabilirler. Bu Ģart geciktirici
veya bozucu Ģart olabilir32. NiĢanlanma bir bozucu Ģarta bağlı olarak yapılmıĢsa, bu
Ģartın gerçekleĢmesi ile niĢanlılık da sona erer 33 . Sözgelimi niĢanlılar taraflardan
birinin dört yılda fakülteden mezun olma koĢulu ile niĢanlanmıĢ iseler ve öngörülen
sürede mezun olunamamıĢ ise niĢanlılık sona erer.
2. AnlaĢma
NiĢanlılar diledikleri zaman karĢılıklı anlaĢma ile niĢanlılık iliĢkisine son
verebilirler34. AnlaĢma bir Ģekle bağlı değildir35. Tarafların anlaĢması ile sözleĢmeye
son verilmesi, eski hukukumuzda ikale diye adlandırıldığından, niĢanlılığın anlaĢma
ile sona ermesi halini “niĢanlılığın ikale yoluyla sona erdirilmesi” diye adlandıranlar da
vardır36.
3. NiĢanı Bozma
a) NiĢanı Haklı Nedenle Bozma
Yukarıda vurgulandığı üzere, niĢanlılık iliĢkisi evlenmeye zorlama olanağı
tanımamaktadır. Bu nedenle taraflardan her biri, tek taraflı olarak niĢanlılık iliĢkisini
sona erdirebilir37. Buna öğreti ve uygulamada niĢanı bozma denmektedir38. NiĢanı
29
NiĢanlanma evlenme vaadi olduğundan, evlenme engeli olması niĢanlanmayı da anlamsız hale
getirecektir. KuĢkusuz evlenme engeli ile kastedilen geçici engeller değildir. Bkz. KILIÇOĞLU, Aile
Hukuku, s. 15; Bu bağlamda, tarafların yakın akraba olduklarının anlaĢılması halinde ortaya yerde
geçersiz bir niĢanlanmanın bulunduğunun kabulü gerekir.
30
KÖPRÜLÜ, Bülent/ KANETĠ, Selim: Aile Hukuku, Özdem KardeĢler Matbaası, Ġstanbul 1985 /
1986, s. 56; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43-44; VELĠDEDEOĞLU, s. 30.
31
Örnek için bkz, DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28.
32
Geciktirici Ģarta bağlanan niĢanlanmada, geciktirici Ģart gerçekleĢinceye kadar aslında niĢanlanma
sözleĢmesi askıdadır. Bkz. ABĠK, s. 85.
33
VELĠDEDEOĞLU, Hıfzı Veldet: Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 2. B, Ġstanbul
Matbaacılık, Ġstanbul 1950, s. 30; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 27;
GENÇCAN, Nişanlılık, s. 9.
34
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44; ERGÜN, s. 3.
35
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 27; ABĠK, s. 98.
36
PALAMUT, Mehmet E.: Medeni Hukuk, 2. B., Alfa Akademi Basım, Ġstanbul 2004, s. 90;
VELĠDEDEOĞLU, s. 30 dn. 2; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44.
37
KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 57; FEYZĠOĞLU, s. 48.
38
ÖZTAN, Bilge: Aile Hukuku, 4. B., Turhan Kitabevi, Ankara 2004, s. 60; AKINTÜRK/ATEġ
KARAMAN, s. 45; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 57.
8
bozma açık bir Ģekilde olacağı gibi zımni de olabilir. Sözgelimi, niĢanlı iken baĢka
birisi ile niĢanlanan kimsenin önceki niĢanı bozduğu kabul edilmelidir39.
NiĢanlılığın devamı ve keza evlenmeyi bir taraf için beklenemez kılan nedenler,
niĢanı bozmak için haklı neden sayılır. Haklı nedenlerin varlığı için taraflardan birinin
kusurunun bulunması koĢulu da aranmaz. Önemli olan niĢanın bozulmasında haklı
bir nedenin olmasıdır 40 . Haklı nedenlerin ne olduğunu, her olayın özelliğine göre
değerlendirmek gerekir. Sözgelimi niĢanlılardan birinin bulaĢıcı cinsel bir hastalığa
yakalanması haklı bir sebep sayılabilir41. Belirtmek gerekir ki, niĢanın bozulmasının
haklı nedene dayanıp dayanmadığı, her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir.
ĠĢte bu noktada, gösterilen sebebin yeterli bir haklı sebep olup olmadığını hâkim
takdir edecektir (TMK, m. 4). Hâkim takdir yetkisini kullanırken tarafların sosyal
durumlarını, mesleklerini konumlarını, örf ve âdeti değerlendirerek, bozmanın haklı
olup olmadığını takdir edecektir42.
b) NiĢanın Haksız Nedenle Bozulması
NiĢanın, yukarıda belirtilen haklı nedenler dıĢında bir nedenle bozulması hali,
haksız nedenle bozulma anlamına gelir. Bu husus bozulmanın sonuçları açısından
önemlidir. NiĢanın haksız nedenle bozulmasına niĢanlının kendi kusuru nedeniyle
bulaĢıcı hastalığa yakalanması örneği gösterilebilir43.
NiĢanlılardan birisinin, niĢanlısı dıĢında bir üçüncü kiĢi ile evlenmesi halinde
niĢan bozulmuĢ sayılır 44 . Bu halde niĢanın haksız nedenle bozulmuĢ olacağı
konusunda duraksama olmamalıdır. Yeniden evlenme halinde niĢanın bozulduğu
konusunda duraksama olmamakla birlikte, niĢanlı iken baĢka birisi ile niĢanlanma
halinde durumun ne olacağı tartıĢmalıdır. KILIÇOĞLU, böyle bir durumda ikinci
niĢanlılığın ahlaka aykırılık nedeniyle geçersiz olacağını ileri sürmektedir 45 .
Kanaatimizce, tıpkı niĢanlı iken baĢkası ile evlenmede olduğu gibi, niĢanlı iken
baĢkası ile niĢanlanan kiĢinin de önceki niĢanı bozduğu kabul edilmelidir46.
39
Ġkinci niĢanlılık üzerine önceki niĢanlıya bu irade beyanının ulaĢtırılması gerekmez. Bu davranıĢ
önceki niĢanı bozma anlamına gelir. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.20.
40
Haklı nedenler Kanunda sayılmamıĢtır. Somut olaylara göre değerlendirme yapılacaktır. Bkz. ABĠK,
s. 124-125; ÖZTAN, s. 61.
41
Örneklemeler için bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 30; ÖZTAN, s. 61.
42
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 31; ÖZTAN, s. 61; ABĠK, s. 101.
43
ÖZTAN, s. 63.
44
Tersi durumda, yani evli bir kiĢi ile(boĢanma davası devam ediyor olsa bile) niĢanlanma halinde,
niĢanlanma sözleĢmesinin geçersiz olacağı açıktır. Böyle bir niĢanlanma nedeniyle tazminat ve
hediyelerin iadesinin niĢan hükümlerine göre istenemeyeceği konusunda Yargıtay'ın uygulaması
istikrarlıdır. " Davalının, davacı ile niĢanlı olduğu dönemde bir baĢkası ile evlenme törenini yaptığı
(TMK. md. 141. ila 143) mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, davalının hukuka aykırı eylemi ile
davacının kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiği gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi
tazminat miktarı azdır." Yrg. 3. HD., 17.09.2012, 2012/16306 -18867(UYAP, E.T. 29.11.2015).
45
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 16.
46
Öğretide niĢanlı iken bir baĢkası ile yeniden niĢanlanılması halinde her iki niĢanın da geçerli olacağı,
evlenme ile birlikte diğer niĢanlılığın sona ereceği görüĢü de ileri sürülmektedir. Bkz. ABĠK, s. 89;
Kanaatimizce bu görüĢ yerinde değildir. Yeniden niĢanlanan kiĢinin iradesini ortaya koyduğu açıktır.
Artık önceki niĢanlıya dönerse niĢanlılık iliĢkisi ayaktadır demek doğru olmamalıdır.
9
4. Ġradeyi Sakatlayan Nedenler
NiĢanlanma sözleĢmesi yapılırken niĢanlılardan birinin iradesi sakatlanmıĢ
olabilir. Yani hata, hile ve tehdit nedeniyle niĢanlanın iç iradesi ile açıkladığı irade
arasında istenmeyen bir uyumsuzluk meydana gelmiĢ ise iradesi sakatlanan
niĢanlının, tek taraflı derhal yapacağı bir açıklama ile niĢanlılık iliĢkisi ortadan
kaldırılabilir47.
II. NĠġANLILIĞIN SONA ERMESĠNĠN SONUÇLARI
A. TAZMĠNAT ĠSTEME HAKKI
NiĢanlanma, evlenmeye zorlama hakkı vermemekle birlikte, niĢanın bozulması
halinde, niĢanlılığa bağlanan sonuçlar nedeniyle niĢanın taraflarının bir takım hakları
bulunmaktadır. Hukuk sistemimizde, niĢanlanmanın evlenme dıĢında bir nedenle
sona ermesi halinde, niĢanlılara tazminat isteme hakkı tanınmıĢtır. Maddi ve manevi
tazminat kalemlerini ayrı ayrı düzenleyen TMK‟nın ilgili maddelerinde(m. 120-121)
maddi tazminat yapılan masraflar ve katlanılan maddi fedakârlıklar ile sınırlı
tutulurken, manevi tazminatta kiĢilik haklarına saldırının varlığı aranmaktadır.
Ayrıntısına girmemekle birlikte, niĢanlılığın sona ermesinde bu durumun, yeniden
niĢanlanma, hatta yeniden niĢanlanma Ģansını ne oranda etkilediği(maddi tazminat),
niĢanın bozulması nedeniyle kusursuz niĢanlının toplum nezdinde dul değil ama salt
“niĢandan dönmüĢ” damgası yemiĢ olması(manevi tazminat) nazara alınmamıĢtır 48.
Maddi tazminat bahsi altında değinmek gerekir ki, niĢanlıları evlenmeye
zorlayamama (TMK m. 119/1) ilkesinin bir sonucu olarak, niĢanı bozma hali için
kararlaĢtırılan her türlü ceza koĢulu ve cayma tazminatının istenemeyeceği kabul
edilmiĢtir (TMK m. 119/2). Ġlginç bir Ģekilde, Kanunda cayma tazminatı ve ceza
koĢulu Ģu ya da bu Ģekilde ödenmiĢ ise geri istenemeyeceği de düzenleme
kapsamında ifade edilmiĢtir49. Bu yönüyle, ödenen cezai Ģart ve cayma tazminatının,
bir nevi eksik borç olarak nitelendirildiği anlaĢılmaktadır 50 . Ödeme, niĢanın
bozulmasından sonra yapılmıĢ olabileceği gibi daha önceden de verilmiĢ olabilir. Bu
noktada Ģunu da ifade etmek gerekir ki, baĢlık parası, süt parası gibi kalemler adı
altında, daha niĢanlılık aĢamasında verilen Ģeylerin, niĢandan dönme halinde
istenemeyeceği Ģeklindeki bir cezai Ģart bu kapsamda(TMK m. 119/2)
değerlendirilemez. Zira bu halde, hukuka ve ahlaka aykırılık söz konusu olup, bu ad
altında verilenler TBK m. 81 uyarınca geri istenememelidir.
TMK‟da düzenlenen tazminat kalemlerine daha yakından bakmak gerekir.
47
KÖPRÜLÜ/ KANETĠ, s. 56-57; VELĠDEDEOĞLU, s. 30; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44.
Ġngiliz Common Law sisteminde, niĢanın bozulması halinde özellikle bir kadına karĢı toplumsal bakıĢ
değiĢeceğinden daha açık ifadesi ile lekelenmiĢ(sullied) damgası yiyeceğinden kendisine bir
tazminat(heart balm) verilmesi öngörülmekteydi. Bkz. WEISBERG, D. Kelly: Family Law, Second
Edition, Aspen Publishers, New York 2008, s. 10; LOWE/DOUGLAS, s. 39.
49
Bununla, yani yapılan ödemeler geri istenemez ifadesi ile baĢlık parasının kastedildiği ileri
sürülmektedir. Bkz. HATEMĠ/KALKAN OĞUZTÜRK, Aile Hukuku, 3.B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul
2014, s. 20.
50
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 21; ABĠK, s. 92-93.
48
10
1.Maddi Tazminat
TMK 120/1 maddesinde “niĢanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın niĢanı bozduğu
veya niĢan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf,
diğerine dürüstlük kuralı çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı
maddi fedakârlıklar karĢılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür” denmek suretiyle
maddi tazminatın çerçevesi belirlenmiĢtir.
Madde metninde de açıkça anlaĢılacağı üzere, maddi tazminat niĢanlılığın
sona ermesi hallerinden sadece niĢanın niĢanlılardan biri tarafından haksız ya da
diğer niĢanlının kusuruna dayanarak bozulması halinde gündeme gelmektedir 51 .
NiĢanın bozulmasında haklı sebep, yukarıdan da açıklandığı üzere, tarafların sosyal
durumları eğitimleri çevre ve gelenekler göz önüne alınarak hâkim tarafından takdir
edilecektir52.
a) Maddi Tazminatın ġartları
aa) Geçerli Bir NiĢanlılık ĠliĢkisinin Bulunması
Geçerli bir niĢanlılık iliĢkisi için öncelikle niĢanlıların, niĢanlanma ehliyetine
sahip olmaları gerekir. Temsilci ile niĢanlanma olmaz 53. Aracı, bu konuda temsilci
anlamına gelmez Buna göre; tam ehliyetliler kendi baĢlarına niĢanlanabilirler. Sınırlı
ehliyetlilerin de niĢanlanma ehliyeti vardır. Sınırlı ehliyetsizler ise ancak yasal
temsilcilerinin rızası ile niĢanlanabilirler54. Nitekim yasamızda da “niĢanlanma yasal
temsilcilerin rızası olmadıkça küçüğü ve kısıtlıyı bağlamaz (TMK, m. 118/2)” Ģeklinde,
bu husus açıkça vurgulanmıĢtır55. Tam ehliyetsizlerin (TMK m. 14 niĢanlanma ehliyeti
bulunmadığından, kanuni temsilcilerinin onlar adına niĢanlanma sözleĢmesi yapması
geçerli bir niĢanlanma sözleĢmesi olarak kabul edilemez56. Bu noktada ifade etmek
51
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 32.
GÜRSEL, Nurettin: “NiĢanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve NiĢan Hediyelerinin –
Ağırlığın – Geri Verilmesi”, Adalet Dergisi, Y. 54, Ocak – ġubat 1963, s. 19.
53
TMK m. 118/2'deki temsilcinin rolü, küçüğe ya da kısıtlıya niĢanlanma konusunda rıza vermektir.
Yoksa yasal temsilcinin küçük veya kısıtlı yerine irade açıklaması kastedilmemiĢtir. Bu hususun
karıĢtırılmamsı gerekir. Bkz. KILIÇOĞLU, Ahmet M.: Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2015, s.
13-14; SEROZAN, Rona: Çocuk Hukuku, 2. B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2005, s. 117; FEYZĠOĞLU,
s. 31.
54
Unutmamak gerekir ki, kanuni temsilcinin rolü rızaya iliĢkindir. Yoksa niĢanlanacak olan sınırlı
ehliyetsizler Ģahsa bağlı bu hakkı bizzat kullanmalıdır. Bkz. GRASSINGER, Gülçin Elçin: Küçüğün
KiĢi Varlığının Korunması için Alınacak Tedbirler, XII Levha Yayıncılık, Ġstanbul 2009, s. 48;
AKINTÜRK/ ATEġ KARAMAN, s. 31; SCHWARZ, s. 37; TEKĠNAY, s. 14; FEYZĠOĞLU, s. 32;
SEROZAN, s. 116; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 18.
55
Kanunda "rıza"dan bahsedilmekte ise de, öğretide niĢanlanma kanuni temsilcinin rızası ile
yapılmamıĢ ise sonradan icazet verebileceği, icazet vermediği takdirde askıda/topal bir hukuki iliĢki
vardır ve icazet verilmediği sürece niĢanlıların niĢandan doğan nedenlerle yükümlülük altına
sokulamayacakları ifade edilmektedir. Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 33; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 14;
SEROZAN, s. 116; Öğretide DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, kanuni temsilcinin rıza vermemesi durumunda
niĢanlılık iliĢkisinin kurulmuĢ olacağını, ancak niĢanın sınırlı ehliyetsiz niĢanlı tarafından bozulması
halinde, niĢanlılığın mali sonuçlarının sınırlı ehliyetsiz olan niĢanlıyı bağlamayacağı görüĢünü ileri
sürmektedir. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 18.
56
Ġfade etmek gerekir ki, bu türden niĢanlanma sözleĢmesi yok hükmünde olduğundan, niĢanlanma
olarak nitelendirilemez. Bunun içindir ki, aĢağıda değinileceği üzere, beĢik kertmesi gibi adetler
niĢanlanma olarak nitelendirilemez ve bu dönemde verilenler niĢan hükümlerine göre geri istenemez.
Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 33.
52
11
gerekir ki, niĢanlanmayı/evlenme vaadini taraflar yapar. Temsilci ile niĢanlanma
olmaz57. Aracı, bu konuda temsilci anlamına gelmez58.
Ehliyet açısından, geçici olarak ayırt etme gücünün kaybedilmesi hali üzerinde
durulmalıdır. Sözgelimi evlenme teklifinde bulunan bir kimsenin, o anda sarhoĢ
olması halinde niĢanlanma gerçekleĢmiĢ olacak mıdır? NiĢanlama anında geçici
olarak ayırt etme yeteneğinden yoksun olma halinde bakılır: Ġlgili kiĢi sarhoĢluk
geçtikten sonra, açık ya da zımni bir Ģekilde niĢanı kabul etmiĢ ise niĢanlanmanın
gerçekleĢtiği kabul edilir. EĢ söyleyiĢle, bu halde evlenmeye iliĢkin TMK m. 148
hükümleri uygulanamaz59. ġu halde, geçici olarak ayırt etme gücünden yoksunluğa
rağmen, taraflar niĢanlı gibi hareket etmiĢ olurlarsa, niĢanın evlenme dıĢında bir
nedenle sona ermiĢ olması halinde niĢanlılığa iliĢkin hükümler uygulanmalıdır.
NiĢanlanmanın ahlaka, adaba, emredici yasa kurallarına aykırı olmaması
gerekir. Evlenmedekine benzer Ģekilde, irade sakatlığı halleri niĢan akdi için de
geçerlidir60. Sözgelimi, niĢanlılardan birisi evli ise niĢanlanma mutlak butlanla batıl
olacak61 ve elbette bu halde verilen hediyelerin geri istenilmesi(TMK m. 122) ya da
tazminat talebi(TMK m. 120-121) niĢanlanma hükümlerine göre yapılamayacaktır62.
NiĢanın bozulması halinde maddi tazminat istenebilmesi için taraflar
arasındaki iliĢkinin niĢanlılık iliĢkisi olması gerekir63. NiĢanlılık iliĢkisi olmadan, geçici
hevesler için bir araya gelmeler, evlilik dıĢı beraberlikler gibi hallerde tazminat
57
TMK m. 118/2'deki temsilcinin rolü, küçüğe ya da kısıtlıya niĢanlanma konusunda rıza vermektir.
Yoksa yasal temsilcinin küçük veya kısıtlı yerine irade açıklaması kastedilmemiĢtir. Bu hususun
karıĢtırılmamsı gerekir. Bkz. KILIÇOĞLU, Ahmet M.: Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2015, s.
13-14; SEROZAN, s. 117; FEYZĠOĞLU, s. 31.
58
Temsilin tipik örneği, niĢanın anne baba tarafından çocukları adına yapılmasıdır. Anne babanın
evlenme vaadinde bulunması niĢanlanma olarak kabul edilemez. Aracı ile niĢan mümkündür. Yani,
niĢan/evlenme vaadini baĢka birisi aracılığı ile yapması mümkündür. Zira niĢanlanma/evlenme vaadi
bir Ģekle tabi tutulmamıĢtır. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 16.
59
KOÇ, Nevzat: Türk – Ġsviçre Hukukunda NiĢanlanma SözleĢmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Yay.,
Ġzmir 2002, s. 29-30; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 18.
60
ÇalıĢmamızın konu ve kapsamı gereği, ayrıntılar üzerinde durulmamıĢtır. Ayrıntı için bkz.
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 19 vd.
61
EĢlerin eylemli olarak ayrı yaĢamaları, boĢanma davası sürüyor olsa bile, taraflardan birisine
niĢanlanma hakkı vermez. Zira eĢlerin sadakat yükümlülüğü boĢanma davası sırasında da devam
eder(TMK m. 185/3)."Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2010/Temmuz ayında niĢanlandıklarını, 1,5
yıl niĢanlı kaldıklarını, bu süreçte davacının eski eĢiyle boĢanma davası sürdüğünden sorunlar
çıktığını, ailelerin arasının bozulduğunu, davalının ailesi uzlaĢmayı kabul etmeyince, davalının kendi
isteği ve rızası ile 28.03.2012 tarihinde evden kaçtığını, 5,5 ay birlikte yaĢadıklarını, düğüne çok kısa
bir süre kaldığında davalının, polise “zorla alıkonulduğu” ihbarında bulunduğunu belirterek, niĢanda
davalıya takılan 8 bilezik ve tektaĢ yüzüğün iadesini, olmadığı taktirde bedeli olan 10.000 TL ve ayrıca
10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiĢtir... Yine, TMK.nun 118.maddesi hükmüne göre;
"niĢanlanma, evlenme vaadiyle olur". Gerçekte evli olan birisi bir baĢkası ile yeniden niĢanlanma
akdi yapamaz. ġayet yapılmıĢ ise, yapılan bu akit geçersiz olup, yasal anlamda niĢan akdi olarak
kabulü olanaksızdır. Ayrıca, karı-koca gibi tarafların birlikte yaĢaması da değerlendirildiğinde eylem
haksız fiil niteliğindedir. Bu durumda da Aile Mahkemesi tarafından yargılama yapılması mümkün
değildir." Yrg. 3. HD. 23.01.2014, 2013/15535- 2014/884(UYAP, E.T. 21.11.2015/vurgu eklenmiĢtir).
62
Bu halde genel hükümler(Borçlar Kanunu) uyarınca yine genel mahkemelerde istemde bulunmak
mümkündür. "TMK. 118.maddesinde yer alan düzenlemeye göre niĢanlanma, evlenme vaadi ile olur.
Gerçekte evli olan birisi bir baĢkası ile yeniden niĢanlanma akdi yapamaz. YapılmıĢ ise yapılan bu akid
geçersiz olup, yasal anlamda niĢan akdi olarak kabulü olanaklı değildir." Yrg. 3. HD., 04.02.2013,
2013/758- 2013/1491(UYAP, E.T. 15.12.2015).
63
Açıklanan bu hususlar manevi tazminat ve hediyelerin geri verilmesi bakımından da geçerlidir.
12
istenemez64. NiĢanın bozulması hukuksal nedenine dayalı olarak tazminat istenmesi
halinde mahkeme, öncelikle iliĢkinin niĢanlılık iliĢkisi olup olmadığını irdelemelidir.
Yargıtay, önüne gelen bir olayda, niĢanlılık hukuksal nedenine dayalı olarak
açılan davada, taraflardan birisinin zaten evli olduğunu belirterek, iliĢkinin niĢanlılık
olarak nitelendirilemeyeceğine karar vermiĢtir 65 . Yargıtay'a intikal eden bir baĢka
olayda, ergin olmayanlar arasındaki bir tecavüz olayından dolayı, küçüklerin düğün
merasimi yapılarak birlikte yaĢmaya baĢlamaları ve daha sonra ayrılmaları nedeniyle
istenen tazminatı, niĢanlılık iliĢkisine bağlanan sonuçlar değil, haksız fiil kapsamında
değerlendirmiĢtir66.
64
Böyle bir durumda, istekler genel hükümlere, yani Borçlar Kanunu hükümlerine göre ileri sürülebilir.
"Davacı vekili, dava dilekçesinde: müvekkili Sümeyye'nin, davalılardan Zülküf ile niĢanlandığını;
yaĢının küçük olması nedeniyle, nikâh iĢlemlerinin yapılamadığını; ancak, yaĢı dolduğunda nikâh
yapılmak Ģartıyla düğünün yapılarak bir araya geldiklerini, birlikte olduklarını, karı koca hayatı
yaĢadıklarını; yaĢı dolduğunda ise, davalıların nikâh yapmadıkları gibi müvekkilini babasının evine
bıraktıklarını ve niĢanı haksız olarak bozduklarını, iddia ederek; 150.000 TL manevi tazminata, ziynet
eĢyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde 47.500 TL alacağa; niĢan, kına gecesi ve düğün için
yapılan masraf bedeli olarak da 20.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava
etmiĢtir. Dava dilekçesi içeriğinden, davacının isteminin; resmi nikâh yapılmaksızın birlikte yaĢamaya
dayalı tazminat istemine iliĢkin olup, Borçlar Kanunu'nda düzenlenen haksız fiilden kaynaklandığı; aile
hukukuyla bir ilgisinin bulunmadığı anlaĢılmaktadır. ġu halde, davanın genel görevli Asliye Hukuk
Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, iĢin
esasına girilerek hüküm kurulmuĢ olması doğru görülmemiĢ, bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD.,
17.02.2015, 2014/15548- 2015/2366(UYAP, E.T. 19.12.2015).
65
"Her ne kadar, davacı taraf, niĢanlılık iliĢkisi içerisinde olduklarını iddia etmekte ise de; davacının
evli olduğu anlaĢılmaktadır. Evli bir kiĢinin, baĢka birisiyle niĢanlanmasından da söz edilemez." Yrg. 3.
HD., 06.11.2012, 2012/17937-22762 (UYAP, E.T. 16.08.2015).
66
"Davacılar vekili, dava dilekçesinde; müvekkili Ġlayda'nın, davalıların oğlu Özgür tarafından
tecavüze uğradığını, bu olay sonrasında Ġlayda ve Özgür'ün sözlenip daha sonra düğün merasimi
yapılarak birlikte yaĢamaya baĢladıklarını; bir süre sonra birlikteliklerinin sona erdiğini, niĢanın Özgür
tarafından haksız olarak bozulduğunu; Ġlayda'nın uğramıĢ olduğu haksız fiil ve niĢanın bozulması
nedeniyle müvekkillerinin kiĢilik haklarının zarara uğradığını; haksız fiil ve niĢan tarihinde davalıların
oğlu Özgür'ün 18 yaĢından küçük olduğunu, davalıların meydana gelen olaylar nedeniyle aile baĢkanı
olarak sorumlu olduklarını ileri sürerek; müvekkillerinden Ġlayda lehine 40.000,00 TL tazminata
hükmedilmesini... talep ve dava etmiĢtir. Mahkemece; davalıların taraf ehliyetine sahip olmadıkları
gerekçesiyle; davanın, husumet yönünden reddine karar verilmiĢ; hüküm, davacılar vekili tarafından
süresinde temyiz edilmiĢtir. Somut olayda; davacı Ġlayda'nın 14 yaĢında iken davalıların oğlu Özgür
tarafından tecavüze uğradığı, olay tarihinde Özgür'ün de 18 yaĢından küçük olduğu, Ġlayda ve
Özgür'ün düğün merasimi yaparak bir arada yaĢamaya baĢladığı, bu birliktelikten bir çocuklarının
olduğu, bir süre birlikte yaĢadıktan sonra ayrıldıkları anlaĢılmaktadır... Ġlayda'nın uğramıĢ olduğu
haksız fiil nedeniyle davacıların uğradığı zararın, davalıların oğlu Özgür'ün olay tarihinde 18 yaĢından
küçük olması nedeniyle, TMK. nun 369. maddesi uyarınca ev baĢkanı olarak davalılardan tazmini
talebidir. Fiil ehliyetine sahip bulunmayan küçükler tarafından haksız fiilin iĢlenmesi durumunda
sorumluluk iki çeĢittir. Küçük, BK.nun 41. maddesi uyarınca haksız fiilin faili olarak, anne ve babası ise
TMK. nun 369. maddesi uyarınca ev baĢkanı olarak zarar görene karĢı sorumludurlar. Her iki
sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve ev baĢkanına
karĢı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilir. Aynı zarardan her ikisi de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı
sorumlu olurlar. Bundan ayrı, davacının zarara uğramasına yol açan haksız fiilin gerçekleĢtiği tarihte,
haksız fiili geçekleĢtiren davalıların oğlu Özgür'ün ergin olmadığı anlaĢılmaktadır. Kural olarak her
dava açıldığı tarihteki koĢullara göre değerlendirilir ise de; haksız fiil nedeniyle verilen zarar olay
gününde meydana geldiğinden, hukuki sorunun da olay günündeki koĢullara göre çözümlenmesi
zorunludur. Haksız fiili gerçekleĢtiren kiĢi, davanın açıldığı tarihte ergin olsa bile, bu durum TMK. nun
369. maddesinde düzenlenmiĢ bulunan ev baĢkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır." Yrg.
3. HD., 18.05.2015, 2014/12097- 2015/8747(UYAP, E.T. 27.01.2016).
13
bb) Zarar
Davacı, niĢanın bozulması nedeniyle bir zarara uğramalıdır 67 . NiĢanlının
isteyebileceği maddi tazminata konu zarar, madde metninden de (TMK, m. 120/1)
anlaĢılacağı üzere; evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve katlanılan maddi
fedakârlıklar ile niĢan giderleridir. Bu konu önemi açısından aĢağıda tekrar ele
alınacaktır. Burada vurgulanması gereken husus; yapılan giderler açıkça aĢırı
olmayacak Ģekilde, dürüstlük kuralına uygun olarak yapılmıĢ olmalıdır 68. Sözgelimi
niĢanlının evlenmekten vazgeçeceğini tahmin edip, onun üzerine baskı yapmak için
nikâh hazırlıklarını abartıp, aĢırı masraf yapan taraf dürüst davranmıĢ olmaz 69 .
Zarara uğrayan niĢanlı olabileceği gibi niĢanlının anne ve babası ya da anne baba
gibi davrananlar da olabilir. Anne, baba ya da onlar gibi davrananların zararı,
yaptıkları harcamalar olacaktır (TMK m. 120/son).
cc) NiĢanın Haksız Nedenle Bozulması
NiĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat istenebilmesi için niĢanı bozmanın
haklı bir nedene dayanmaması gerekir. Kanunda düzenleniĢ Ģekli itibariyle ifade
etmek gerekirse; niĢanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın niĢanı bozmalı(i) veya
niĢan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmalıdır(ii). Biraz tersten ifade
edilmiĢ olsa da, kastedilen Ģudur: NiĢanlılardan birisi niĢanı ya kendisi haksız yere
bozar ya da niĢanlının kusuru nedeniyle diğer niĢanlı niĢanı bozar. Birincisinde,
"niĢanın haksız nedenle bozulması"ndan; ikincisinde ise niĢanın "haklı nedenle
bozulması"ndan bahsedilir. Aslında sonuç olarak, kusursuz olan niĢanlı tazminat
isteyebilecektir. Düzenleme ile önemli olanın kimin niĢanı bozduğu değil, niĢanın
neden bozulduğu hususu üzerinde durulmuĢtur.
Haklı olmayan sebep Borçlar Hukukundaki, hukuka aykırılık kavramının karĢılığı
olarak kabul edilmektedir70. NiĢanı bozmanın haklı nedenle olup olmadığını hâkim
takdir edecektir. Öğretide haklı sebebe örnek olarak; sadakatsizlik71, güven sarsıcı
davranıĢlar, farklı cinsel tercih 72 , niĢanlıya karĢı olumsuz/küstahça davranıĢlar,
aĢağılama, evlenmenin haklı neden olmadan geciktirilmesi, hayâsızca hayat sürme,
bulaĢıcı hastalığa yakalanma, ağır bir sakatlık, baĢkalarına sürekli sataĢma 73 ,
dolandırıcılık74 kumarbazlık, niĢanlısının önceki mahkûmiyetini gizlemesi75 hususları
verilmektedir. KuĢkusuz bu sayılanları çoğaltmak mümkündür. Uygulamada da;
niĢanlı tarafta bulaĢıcı bir hastalığın varlığının anlaĢılması 76 , örf ve adet gereği
verilmesi kararlaĢtırılan Ģeylerin verilmemesi77 niĢanlının baĢkası ile kaçması78 haklı
67
KOÇ, s. 82; ABĠK, s. 128; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 27.
Dürüstlük kuralı konusunda ayrıntı için bkz. AYAN, Mehmet, Medeni Hukuka GiriĢ, 3. B., Mimoza
Yay. Konya 2006, s. 163 vd.
69
TEKĠNAY, s. 47.
70
KOÇ, s. 82.
71
NiĢanlılıkta sadakat yükümlülüğünün anlamı için bkz. ABĠK, s. 94.
72
HATEMĠ/KALKAN OĞUZTÜRK, s. 26; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 26.
73
SCHWARZ, s. 47; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 50.
74
TEKĠNAY, s. 41.
75
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 50.
76
Yrg. HGK, 6.6.1951, 200/13 (YAVUZ, Nihat: Uygulamada NiĢan Davaları, Seçkin Yay., Ankara
1995, s. 89).
77
Yrg. 2. HD. 16.7.1933, 40/33 (YAVUZ, s. 89).
68
14
nedene örnek olarak verilmektedir. Bunların yanında kusurlu olan niĢanlının
sebebiyet verdiği durumların sonucu, diğer niĢanlının hislerinde değiĢiklik meydana
gelmesi, diğer niĢanlıya antipati duyması niĢandan dönmenin haklı sayılacağı
nedenlerdir. Çünkü niĢanlanmada amaç, mutlu bir evlilik kurmaktır ve bu duyguların
kaybı, niĢandan beklenen amacı ortadan kaldırmıĢ olur. Sempati ve hislerin sönme
olgusu ciddi olmalıdır. EGGER‟in ifadesi ile sempati hislerinin söndüğü iddiası boĢ bir
laf ve bahane olmamalıdır 79 . Uygulamada sık görülen, bir niĢanlının diğerini
sevmemesi haklı neden sayılacak mıdır? Sevmeme objektif olarak düĢünce, duygu,
karakter dünya görüĢü farklılıklarına dayanıyorsa haklı sebep olarak kabul edilebilir.
Geçici bir heves ya da naz icabı sevmiyorsa, bu takdirde haklı sebep kabul
edilmeyecektir. Keza niĢanlı bir baĢkasına âĢık olma/etkilenme nedeniyle niĢanı
bozmuĢsa, bu da haklı bir sebep olarak değerlendirilemez. Bu hususların tespit ve
takdiri, ortaya koyulan deliller uyarınca, hâkim tarafından yapılacaktır 80 . KuĢkusuz
niĢanı bozmanın haklı nedene dayanıp dayanmadığı, somut olayın özelliğine göre
değerlendirilecektir81.
Sonuç olarak belirtmek gerekir ki, niĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat
istenebilmesi için haklı bir neden yokken niĢanın bozulması gerekir.
dd) Kusur
NiĢanın bozulmasına yol açan haklı sebep tarafların kusuruna dayanmıyorsa,
bir niĢanlı diğerinden tazminat isteyemez 82 . EĢ söyleyiĢle, niĢanın bozulmasında
maddi tazminat sorumluluğu kusurlu bir sorumluluktur 83 . NiĢanın bozulmasındaki
haklı nedenler, niĢanlının kusuru olmaksızın ortaya çıkmıĢsa, sözgelimi tedavisi
olmayan bir hastalığa yakalanmıĢsa ya da hiç anlaĢamayacakları konusunda
anlaĢmıĢlarsa, iki taraf da tek yanlı olarak niĢanı bozabilir ve bu halde diğer tarafa
tazminat ödeme yükümlülüğü doğmaz. Kusurluluk durumu çeĢitli Ģekillerde ortaya
çıkabilir. Sözgelimi niĢanlının özensiz bir hayat sürmesi, kendi eylemi ile bulaĢıcı ve
tehlikeli bir cinsel hastalığa yakalanması halinde, niĢanlı kendisi kusurludur84.
78
Yrg. 6. HD, 14.1.1966, 4728/112 (YAVUZ, s. 89).
A. EGGER: Aile Hukuku, Birinci Kısım, Evlenme Hukuku (Çev: Tahir ÇAĞA), 2. B, Kenan
Matbaası, Ġstanbul 1943, s. 42.
80
KOÇ, s. 90; ÖZESE, s. 51.
81
“Davalı, savunmasında, hareketinin nedenini içki içen erkeklerin bulunduğu bölüme gitmeyi sakıncalı
gördüğü ve erkek davetlilerden hediye vereceklerin, kendisinin bulunduğu yere gelebilecekleri,
kendisinin oraya gitmesi halinde, hediye vermeyen erkekleri de küçük düĢürme endiĢesi olarak
açıklamıĢtır. NiĢanlı kızın bu düĢünce ve davranıĢı, kusur olarak kabul edilemez. Aksine, niĢanlı
erkeğin anlayıĢlı davranması gerekirken töreni terk etmesi, kusurlu bir davranıĢtır. Davacı, bu Ģekildeki
davranıĢı ile muhik bir sebep yokken niĢanı bozduğu için, davalı niĢanlıdan, MK.‟nın 84. maddesine
dayanarak da maddi tazminat isteyemez. Mahkemece, örf ve adetten söz edilerek, davalı kızın niĢanın
bozulmasında kusurlu olarak kabulü ile niĢan töreninde sarf edilen yiyecek giderlerine maddi tazminat
olarak hükmedilmesi doğru değildir.” Yrg. 3. HD., 16.3.1981, 1449 / 1382 (YKD, 1981/7, s. 819).
82
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 33.
83
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 27; GENÇCAN, Aile Davaları, s. 61.
84
ZEVKLĠLER, Aydın: Medeni Hukuk, GiriĢ ve BaĢlangıç Hükümleri, KiĢiler Hukuku, Aile Hukuku, 2.
B. SavaĢ Yay. Ankara 1989, s. 735; GENÇCAN, Nişanlılık, s. 9.
79
15
ee) Ġlliyet Bağı
TMK m. 120/1‟de açıklandığı Ģekilde, niĢanın bozulması nedeniyle meydana
gelen zarar ile niĢanın bozulması arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir 85.
Öğretide, evleneceklerini düĢünerek ev kiralama nedeniyle, kira bedelinin
istenmesinde, kiralayan evde oturmaya devam ediyorsa, niĢanın bozulması ile
meydana gelen zarar arasında illiyet bağının olmadığı kabul edilmektedir 86 .
KuĢkusuz, niĢanlı bu evde oturmuĢ ise zaten zarar meydana gelmemiĢ olacaktır.
b) Tazminatın Konusu
aa) Ġstenebilecek Tazminat Kalemleri
aaa) Zarar ve Masraflar
Kanunda maddi tazminatın konusu öncelikle, evlenme amacıyla yapılan
harcamalar ve katlanılan fedakârlıklar olarak belirtilmiĢtir (TMK m. 120/1).
Düzenlemede ayrıca niĢan giderlerinin istenebileceğini de vurgulamıĢtır (m. 120/2).
Burada tazmini gerekli maddi zarar; niĢanlılık yüzünden uğranılan ve Ģayet niĢanlılık
iliĢkisine girilmeseydi yapılmayacak olan türden harcama kalemlerinin oluĢturacağı
menfi zarardır 87 . Yargıtay uygulamasında da, niĢanın bozulması halinde
istenebilecek olan zararın menfi zarar olduğu kabul edilmektedir 88. Alınan eĢyalar,
ileride oturulacağı inancıyla kiralanan ev 89, bastırılan davetiyeler, niĢanlının talebi ile
iĢini terk etme nedeniyle uğranılan zarar bu kapsamdadır 90 . Evlenmenin
gerçekleĢmesine güvenerek tertip-düzenleme, kiralama 91 , satın alma ve bunlara
benzer nedenlerle yapılan giderler de zarar kavramı içindedir92.
Evlenme amacıyla yapılan masraflar da istenebilir. Sözgelimi mobilya satın
alınması, balayı gezisi için yapılan hazırlıklar, oturulacak yerin tefriĢatı için yapılan
masrafları93 vb. evlenme amacıyla yapılan masraflara örnek olarak verilebilir 94.
85
KOÇ, s. 82.
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 29.
87
KILIÇOĞLU, Ahmet: Medeni Hukuk, Turhan Kitabevi, Ankara 2004, s. 246-247; SCHWARZ, s. 48;
ABĠK, s. 130; FEYZĠOĞLU, s. 70.
88
"...Davacı yanın isteyeceği tazminat menfi tazminattır. BaĢka bir anlatımla, niĢanlanma olmasaydı
uğranılmayacak olan parasal zarar istenebilir. Menfi tazminatın kapsamı yasada gösterilmiĢ olup,
bunlar, dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılan harcamalar, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve
evlenme amacıyla katlanılan maddi fedakârlıklardır..." Yrg. 3. HD., 06.10.2015, 2015/8007-15143
(UYAP, E.T. 16.01.2016).
89
VELĠDEDEOĞLU, s. 34; NiĢanlı bu evde oturduğu dönem için kira isteyemez ise de, evlenecekleri
haklı beklentisi ile ayrı bir ev kiralayıp hazır ve boĢ bekleten niĢanlı kira giderlerini isteyebilmelidir.
90
ÖZTAN, s 80; Bu yöndeki düĢünce için bkz. TEKĠNAY, s. 45.
91
Sözgelimi niĢan töreni için kiralanan yerin bedeli.
92
HATEMĠ/SEROZAN, s. 52; TEKĠNAY, s. 44; KÖPRULÜ/KANETĠ, s. 59.
93
Yargıtay evdeki tadilat ve onarım bedelini niĢanın bozulmasından doğan maddi tazminat kapsamı
dıĢında olduğuna karar vermiĢtir. "... davacının davalı ile evlendiklerinde oturacakları evde bazı onarım
ve değiĢiklikler yaptırdığı, niĢan bozulunca bunların bedelini davalıdan talep ettiği... Anılan ödemeler
evlenme amacı ile yapılan harcamalar sayılamayacağı gibi..." Yrg. 3. HD. 07.09.2015, 2015/730413617(UYAP sisteminden alınmıĢtır. YayınlanmamıĢtır).
94
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 33.
86
16
Görüldüğü üzere maddede sadece menfi zararın tazmini kabul edilmiĢ 95, buna
karĢılık müspet zararın tazmini kabul edilmemiĢtir. Elbette TMK m. 120‟de öngörülen
menfi zarar, Borçlar Kanunundaki menfi zarardan farklıdır. Menfi zarar sözleĢme
yapılmamıĢ olsaydı malvarlığı ne olacak idiyse onu ifade eder. Oysa niĢanın
bozulmasında durum farklıdır. Sözgelimi niĢanın bozulması nedeniyle sinir krizi
geçirip hastanede tedavi altına alınan niĢanlı, bu tedavi masraflarını TMK 120
maddesi kapsamında menfi zarar olarak isteyemeyecektir96.
bbb) NiĢan Giderleri
Yargıtay, 743 s. Türk Kanunu Medenisinin yürürlükte bulunduğu dönemde,
niĢanlanmanın duyurulması amacıyla yapılan giderleri, niĢan giderleri olarak kabul
etmemekteydi97. NiĢan giderlerinin istenebilmesi için bunların evlenme amacıyla ve
iyi niyet çerçevesinde yapılmıĢ olan giderler olması aranmaktaydı 98. 4721 s. TMK ile
bu tereddütler giderilmiĢtir. Zira Yasada maddi tazminatın kapsamı ve Ģartları
değerlendirildikten sonra, “aynı kural niĢan giderleri hakkında da uygulanır” ifadesi
yer almıĢtır (TMK m. 120/1 son cümle). Bu nedenle niĢanlılık icabı yapılan, sözgelimi
çiçek, pasta, gezinti ve ziyaret masrafları da istenebilecektir 99 . TMK m. 120 ile
getirilen sözü geçen ifadeyle, karıĢıklığa da son verilmiĢ, isabetli bir düzenleme
yapılmıĢtır100. Nitekim uygulama da bu yönde geliĢmiĢtir101.
bb) Tazminatın Ġstenebilme Ön ġartı: Dürüstlük Kuralı
Evlenmenin gerçekleĢeceği düĢüncesiyle yapılan harcamaların, aynı zamanda
dürüstlük kuralı çerçevesinde yapılmıĢ olması da gerekir. TMK 120. maddesinde
açıkça dürüstlük kuralından bahsedilmiĢtir. Burada özel olarak düzenlenmemiĢ olsa
bile, TMK m. 2‟de düzenlenen dürüstlük kuralının aslında özel hukukun bütün
95
HATEMĠ / SEROZAN, s. 52; TEKĠNAY, s. 44; KÖPRÜLÜ / KANETĠ, s. 59.
ÖZTAN, s. 79.
97
“NiĢanın duyurulması için yapılan toplantıda, kadın çalgıcıları getiren vasıtaya 3.000 lira, çalgıcılara
7.000 lira olarak ödenen paralar nikâhın icra olunacağı kanaatiyle yapılmıĢ giderden bulunmadığı
halde, buna hükmedilmesi doğru değildir.”Yrg 3. HD, 23.11.1983, 4375/4674 (YAVUZ, s. 95).
98
“Tazminat miktarının belirlenmesinde davacının masrafları için istediği meblağın aynen kabul edildiği
dikkate alınarak mahkemece; niĢanın duyurulmasında diğer bir deyimle niĢan töreninde sarf edildiği
davacı vekilinin 15.5.1986 tarihli dilekçesinde belirtilen viski, votka, likör, rakı, ordövr, madlen çikolata
gibi daha geleneksel yiyecek ve içeceklerle ikame edilebilen nesnelerin nikâhın icra olunacağı
kanaatiyle ve iyi niyetler tüketilip tüketilmediği ve evin temizliği ile bahĢiĢlerin de bu cümleden olup
olmadıkları üzerinde de durulmalıdır." Yrg 3. HD, 24.5.1990, 5667/4790 (MeĢe Yazılım Ġçtihat
Programı)
99
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 34.
100
DEMĠR, Sevgi: Türk Medeni Kanunu Aile Hukuku Alanında 4721 sayılı Türk Medeni
Kanununun Getirdiği Yenilikler, Kartal Yay., Ankara 2004, s. 23; Aynı yönde ÖZTAN, s. 82.
101
"Ancak, 471 sayılı Türk Medeni Kanunu‟nun 120/1. maddesinde; “NiĢanlılardan biri haklı bir sebep
olmaksızın niĢanı bozduğu veya niĢan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde;
kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar
ve katlandığı maddi fedakârlıklar karĢılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural
niĢan giderleri hakkında da uygulanır” hükmü getirilmiĢtir. Kanunda “niĢan için yapılan giderlerin” de
yukarıdaki esaslar çerçevesinde istenebileceği belirtilmiĢtir. Davacı, niĢan merasimi için 150.000.000
TL minibüs parası ve 110.000.000 TL çalgı parası ödediğini iddia ederek tahsilini talep etmiĢ olmasına
göre; bu iddianın araĢtırılarak kanıtlandığı takdirde tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yol
ve çalgı masraflarının mutad yapılan giderler olduğu gerekçesiyle talebin reddi cihetine gidilmesi doğru
görülmemiĢ bozmayı gerektirmiĢtir.”Yrg. 3. HD, 14.6.2004, 6576/6462 (GENÇCAN, Ömer Uğur: Türk
Medeni Kanunu, C. 1, 2. B, Yetkin Yay, Ankara 2007, s. 1040).
96
17
alanlarında geçerli olması nedeniyle de dürüstlük kuralı(TMK m. 2) çerçevesinde
olmayan giderler istenemeyecektir 102 . O halde maddedeki (m. 120) dürüstlük
kuralından ne anlaĢılmalıdır? NiĢanlıların sosyal ve mali durumları göz önünde
tutulduğunda, masraflar o düzeydekiler için normal sayılabilecek ölçüde ise dürüstlük
kuralına uygun demektir 103 . Hâkim bunu takdir ederken, tarafların sosyal ve mali
durumları yanında, yöresel adetler, aile gelenekleri gibi unsurları da göz önünde
bulundurur104.
c) Tazminat Davası
aa) Davanın Tarafları
Kanunda maddi tazminat isteyecekler, niĢanlılar, niĢanlının anne ve babası ile
onlar gibi davrananlar olarak açıklanmıĢtır. Bunların üzerinde kısaca durmakta fayda
vardır.
aaa) Davacı
i. NiĢanın Tarafları
Maddi tazminat isteyeceklerin baĢında, her Ģeyden önce niĢanın bozulması
nedeniyle zarara uğrayan niĢanlı gelir105. Kanunda bu husus açıkça belirtilmiĢ olup,
niĢanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın niĢanı bozduğu veya niĢan taraflardan
birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine
dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve
katlandığı maddi fedakârlıklar karĢılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür.
Aynı kural niĢan giderleri hakkında da uygulanır (TMK. m. 120/1) denilmiĢtir.
NiĢanlı dava açma ehliyetine sahip değilse kanuni temsilcisi tazminat davasını
açacaktır 106 . NiĢanlı velayet altında ise anne ve baba evli iseler, anne baba
tarafından davanın birlikte açılması gerekir. Zira bu durumda anne ve baba velayeti
birlikte kullanırlar (TMK m. 336/1).
ii. NiĢanlının Ana-Babası veya Onlar Gibi Davrananlar
Kanunda niĢanlı dıĢında kimlerin maddi tazminat isteyeceği gösterilmiĢtir.
“Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan
kimselerde, aynı koĢullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat
isteyebilirler (TMK m. 120/2).
Görüldüğü gibi Kanunda ana babaya da tazminat isteme hakkı tanınmıĢtır. Bu
konuda tartıĢılacak bir husus yoktur. Ancak onlar gibi davrananların kimler olduğu
konusunda bir açıklık yoktur. Bunlar her Ģeyden önce niĢan ya da evlenmenin
yapılacağı kanaatiyle niĢanlılar için harcama yapan kimselerdir 107 . Bunları kimler
olduğunu somut olayın özelliğine göre belirlemek gerekli ise de, bu konuda bazı
102
AYAN, s. 164.
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 52-53; ÖZTAN, s. 83.
104
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 35; ABĠK, s. 132.
105
YAVUZ, s. 96; ÖZTAN, s. 83; KÖPRÜLÜ/ KANETĠ s. 59.
106
Dava sırasında küçük veya kısıtlı ergin olursa davaya takip edip edemeyeceği sorulmalıdır. Bkz.
Yrg. 3. HD, 9504/10862, (YKD,1995, S. 3, s. 386).
107
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 36.
103
18
örnekler konu açısından aydınlatıcı olabilir. Sözgelimi Darülaceze‟de yetiĢtirilmiĢ bir
yetim kızın niĢanlanmasında müessese çeyiz vs. gibi bir takım masraflar yapmıĢ ise
Darülaceze burada ana – baba gibi davranmıĢ kabul edilir 108 . Benzer Ģekilde
kimsesiz olarak bir evde büyümüĢ olan hizmetçi kıza ev sahibinin masraf yapmıĢ
olması halinde, burada ana baba gibi davranmıĢ olacağından yaptığı masrafları
isteyebilecektir109.
Yargıtay bir kararında, kusursuz niĢanlının kardeĢlerinin de maddi tazminat
isteyebileceğine karar vermiĢtir110. Kanaatimizce kardeĢlerin tazminat istemesi anne,
baba gibi davranmıĢ olmalarına bağlıdır. KardeĢlerin anne, baba rolü üstlendikleri
durumlar az değildir. Burada bir hususu vurgulamak gerekir ki, dürüstlük kuralına
uygun olarak yapılmıĢ olmak kaydıyla, ana–baba gibi davranmak Ģartıyla, "niĢanlılar
için masraf yapmıĢ olma" yeterli görülmelidir 111 . Ana baba ya da onlar gibi
davrananlar, sadece niĢanlılık nedeniyle yaptıkları harcamaları isteyebilirler. Yoksa
niĢan nedeniyle, kendileri için aldıkları Ģeyler bu kapsama girmeyecektir. Sözgelimi,
ana baba ya da onlar gibi davrananlar, niĢan nedeniyle kendilerine elbise almıĢlarsa,
bu nedenle kuaföre gitmiĢlerse, bunlar TMK m. 120/2 kapsamına girmeyecektir 112.
iii. Mirasçılar – Temlik
Maddi tazminat isteme hakkı kiĢiye sıkı sıkıya bağlı haklardan değildir. Maddi
tazminat isteme hakkına sahip olan niĢanlı ölürse bu hak mirasçılarına geçer.
Mirasçılara intikal için niĢanlının sağlığında dava açması Ģart değildir 113 . Maddi
tazminat isteme hakkı temlik edilebilir114. KuĢkusuz niĢanlı maddi tazminat hakkından
feragat edebilir115.
bbb) Davalı
NiĢan bozulması nedeniyle açılan maddi tazminat davasında davalı kusurlu
olan niĢanlıdır. NiĢanlının anne babası davalı taraf olamaz 116 . Yargıtay çeĢitli
kararlarında bu durumu vurgulamıĢtır117.
KuĢkusuz niĢanlı ölmüĢse dava, mirasçılarını yöneltilebilir118. NiĢanlının küçük
108
VELĠDEDEOĞLU, s. 35; TEKĠNAY, s. 49.
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 53-54.
110
Yrg. 3. HD, 11.5.1992, 14073/9774, (YKD, 1992, S.10, s. 1539).
111
Behemahal bu kiĢiler ile niĢanlılar arasına bir iliĢki aranmamalıdır. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.
36; Bu konuda farklı düĢünceler ve tartıĢmalar için bkz. KOÇ, s. 93; EGGER, s. 43-44;
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 53-54.
112
YILDIRIM, Abdulkerim: Türk Aile Hukuku, SavaĢ Yayınevi, Ankara 2014, s. 22.
113
Hak kendisine geçen mirasçı bu durumda maddi tazminat davasının davacısı olur. Bkz.
FEYZĠOĞLU, s. 70; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 54.
114
Davacının davadan sonra devretmesi aranmaz. Dava açmadan da bu hak temlik edilebilir. Bu
takdirde davacı niĢanlı değil, temlik alandır. Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 70; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s.60;
ARSEBÜK, s. 537.
115
FEYZĠOĞLU, s. 70.
116
ÖZESE, s. 62; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 34; TEKĠNAY, s. 51; HATEMĠ / SEROZAN, s. 53.
117
“Tazminat ödemekle sorumlu olan niĢanlıya karĢı dava açılmalıdır. NiĢanlının babası veya annesi
davada hasım olarak gösterilemez” Yrg. 6 HD, 23.5.1963, 1192/2474 (YAVUZ, s. 96).
118
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 34-35; KÖPRÜLÜ / KANETĠ, s. 60.
109
19
ve kısıtlı olması halinde dava kanuni temsilciye karĢı açılır 119.
bb) Ġspat Külfeti
Maddi tazminat davasında davacı; geçerli bir niĢan iliĢkisinin varlığını davalının
niĢanı bozduğunu 120 ya da kendisinin haklı nedenle niĢandan döndüğünü 121 ,
kanunun öngördüğü Ģekilde bir zarara uğradığını ispat etmelidir 122 . Davada ispatı
gereken bir diğer husus ise kusurdur. Kusurun ispatı konusunda, sözleĢmenin ihlaline
iliĢkin Türk Borçlar Kanunu‟nun 112. maddesi 123 uygulanır 124 . Burada davacı
davalının kusurlu olduğunu ispat etmek zorunda değildir. NiĢanı bozmakta haklı
olduğunu davalı ispat etmek zorundadır125.
cc) Maddi Tazminatın Miktarı
Tazminatın miktarını belirlemede hâkim takdir yetkisini (TMK m. 4) kullanarak
uygun miktarda bir tazminata hükmedecektir. Kanunda tazminat miktarı “uygun bir
tazminat” olarak ifade edilmiĢtir (TMK m. 120/1). Hâkim tazminat miktarını belirlerken
davacının müterafık kusurunu da göz önüne alır 126 . Keza satın alınan eĢyaların
kullanılabilir olup olmadığı, paraya çevrilip çevrilemeyeceği hususları da tazminatın
belirlenmesi ve takdir hakkının kullanılmasında önem arz eder127.
dd) Görev ve Yetki
NiĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat davalarında görevli mahkeme Aile
Mahkemesidir 128 . Gerçekten 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve
Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde 4721 s. TMK‟nun, Ġkinci
Kitabından (üçüncü kısım hariç) kaynaklanan davalara Aile Mahkemelerince
bakılacağı belirtilmiĢtir129.
NiĢanlanma TMK 120. maddesinde düzenlenmiĢ olup, TMK Ġkinci Kitabında yer
almaktadır. Bu nedenle bu davaya bakma görevi münhasıran Aile Mahkemelerine
aittir 130 . KuĢkusuz dava dilekçesindeki açıklamaya göre nitelendirmeyi Hâkim
yapacaktır (HMK m. 33). Bu nedenle talebin niĢanın bozulmasından kaynaklanan bir
119
KOÇ, s. 94; GÜRSEL, s. 20.
KOÇ, s. 106;
121
FEYZĠOĞLU, s. 65; YAVUZ, s. 97.
122
TEKĠNAY, s. 51; KOÇ, s. 106; FEYZĠOĞLU, s. 65.
123
" Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat
etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür." (TBK m. 112).
124
TEKĠNAY, s. 78; YAVUZ, s. 97; KOÇ, s. 106.
125
Burada görüldüğü gibi haksız fiil hükümleri uygulanmamaktadır. Bkz. KOÇ, s. 106, dipnot 131;
TEKĠNAY, s. 51-52.
126
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 35; TEKĠNAY, s. 50.
127
KOÇ, s. 105.
128
Aile mahkemeleri konusunda bkz. TERCAN, Erdal: “Türk Aile Mahkemeleri”, AÜHFD, C. 52, S. 3,
2003, s. 19 vd.; TANRIVER, Süha: Türk Aile Mahkemeleri, Yetkin Yayınevi, Ankara 2014, s.35.
129
Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde bu görevi Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen
Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla yapacaktır.
130
Bu konuda bkz. KARAGÜLMEZ, Ali/ URAL, Sami Sezai: Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve
Yargılama Usulleri, Seçkin yay. Ankara 2003, s. 47 vd.
120
20
tazminat talebi olup olmadığına dikkat edilmelidir131.
Yetkili, mahkeme ise kanunda farklı bir düzenleme bulunmadığı için, genel
ilkelere göre belirlenir. Yani burada da yetkili mahkeme davalının yerleĢim yeridir
(HMK m. 6; mülga HUMK m. 9). Burada yetki bakımından niĢanlanmanın bir
sözleĢme olduğu düĢünülerek HMK m. 10‟daki yetki kuralı akla gelebilir. Ancak
hemen belirtmek gerekir ki Ģahıs varlığına iliĢkin niĢan sözleĢmeleri bu kapsama
girmemektedir. Bu nedenle HMK m. 10‟daki yetki, niĢanın bozulması nedeniyle maddi
tazminat davalarında uygulanmaz132. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir133. Maddi
tazminat talebi, manevi tazminat talebi ile birlikte yapılmıĢ ise HMK m. 16'daki yetki
kurallarının da geçerli olacağına dikkat edilmelidir134.
ee) ZamanaĢımı
TMK m. 123 gereği, niĢanın bozulması nedeniyle açılacak maddi tazminat
davalarında zamanaĢımı bir yıldır. Bu süre niĢanın bozulduğu tarihten itibaren
baĢlayacağından, niĢanın sona erme tarihi tereddüde yer vermeyecek Ģekilde
belirlenmelidir135.
131
" uyuĢmazlık; davalının, ailesi ve eğitimi hakkında yalan beyanlarda bulunarak davacıyı yanıltıp
niĢanlanmalarına daha sonrada niĢanın bozulmasına neden olmasından kaynaklı maddi ve manevi
tazminat istemlerinden kaynaklanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nın; 4. maddesinde ; "Aile mahkemeleri,
aĢağıdaki dava ve iĢleri görürler: 1) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun (Ek
ibare: 14.04.2004-5133 S.K. 2. md.) Üçüncü Kısım hariç olmak üzere Ġkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli
ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama ġekli Hakkında Kanuna göre aile
hukukundan doğan dava ve iĢler... Bu yasal düzenlemeler karĢısında 4721 sayılı TMK'nın ikinci
kitabında düzenlenen 120 ve 121. maddelerle ilgili uyuĢmazlığın aile mahkemesinde görülüp
sonuçlandırılması gerekmektedir." Yrg. 20. HD. 06.10.2015, 2015/3456 -8515(UYAP sisteminden
alınmıĢtır).
132
YAVUZ, s. 108.
133
“Taraflar arasında icra edilen niĢan sözleĢmesi, Ģahıs varlığı sözleĢmesi niteliğinde bulunmaktadır.
Bu nedenle bu tür sözleĢmeye HUMK‟un 10. maddesi uygulanmaz.” Yrg. 3. HD, 23.3.1992, 7780/6187
(Ġçtihat için bkz. UYAR, Talih: Türk Medeni Kanunu, Aile Hukuku, C. I, Feryal Matbaacılık, Ankara
(Tarihsiz), s. 28.
134
"UyuĢmazlık; davalı tarafından niĢanın haksız bozulması nedeniyle, evlilik olacağı inancı ile yapılan
harcamalar karĢılığı 15.000 TL maddi ve bu nedenle duyulan üzüntü karĢılığında da 75.000 TL manevi
tazminat istemlerine iliĢkindir. 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, niĢanın bozulması
yönünden kiĢilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda
bir para ödenmesini isteyebilir. Bu noktada, haksız eylem niteliğindeki kiĢilik haklarına saldırıdan
kaynaklanan uyuĢmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine iliĢkin olmayan
özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK' nun 16. maddesinde; haksız fiilden kaynaklanan
davaların, haksız fiilin iĢlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya
da zarar görenin yerleĢim yeri mahkemesinde açılabileceği öngörülmüĢtür. Diğer bir anlatımla;
açıklanan kanun maddesi ile kiĢilik hakları saldırıya uğrayan kimseye, yetki konusunda geniĢ bir
seçimlik hakkının tanındığı her türlü duraksamadan uzaktır. Somut olaya gelince; kiĢilik haklarına
saldırı iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunan davacı, haksız eylemin iĢlendiği ve aynı zamanda
yerleĢim yeri olan Kiraz mahkemesi ile davalının yerleĢim yeri olan Elazığ mahkemelerinden birini
seçmek ve o mahkemede dava açmak hakkına haiz olup, yetki konusunda seçimlik haklarını kendi
yerleĢim yeri mahkemesinde kullanmıĢtır. Yrg. 3. HD., 23.12.2015, 2015/18683-21001(UYAP, E.T.
26.01.2016); Aynı yönde, Yrg. 3. HD. 18.03.2013, 2013/3093-4503 (UYAP, E.T. 26.01.2016).
135
"Davacı-karĢı davalının kız kardeĢlerinden tanık Sultan ..., 2012 yılı Ramazan Bayramı'na 1 (bir)
hafta kala niĢanın bozulduğunu, tanık Nurten .. ise, niĢanın düğünden 1 (bir) hafta önce bozulduğunu;
davalı- karĢı davacı tanığı Gülhan ...'in ise 2012 yılı Temmuz ayı sonunda, düğünden yaklaĢık 1 ay
önce, niĢanın bozulduğunu bildirmiĢ, ancak mahkemece tanık beyanları arasındaki çeliĢki
giderilmemiĢtir. Hal böyle olunca; mahkemece, niĢanın bozulma tarihine iliĢkin çeliĢkili beyanda
bulunan tanıklar yeniden celbedilerek tanık beyanları arasındaki çeliĢki giderilerek niĢanın bozulma
21
Maddenin düzenleniĢ biçiminden anlaĢılacağı üzere, zamanaĢımının
baĢlangıcından diğer tarafın niĢanın bozulmasını öğrenmesine değinilmemiĢtir.
Öğretide, haklı olarak niĢanın bozulduğunun diğer eĢten gizlenmesi halinde,
hakkaniyete aykırı bir durumun ortaya çıkacağı ileri sürülmektedir. Sözgelimi baĢkası
ile evlenen niĢanlı, niĢanı evlenme tarihi itibariyle bozmuĢ olacaktır. Önceki niĢanlıya
tazminat ödemek istemeyen niĢanlının, fevkalade baĢkası ile nikâh akdi yaparak
beklemesi mümkündür. Kanunun bu kötü niyet halini koruduğu düĢünemez. Bu
nedenle zaman aĢımının öğrenme tarihinden itibaren baĢlatılması daha adil ve
hakkaniyetli bir çözüm olacaktır136. Kanunda öngörülen bu sürenin hak düĢürücü süre
değil, zamanaĢımı süresi olduğunu unutmamak gerekir.
2. Manevi Tazminat
a) Genel Olarak
Medeni Kanunda; “niĢanın bozulması yüzünden kiĢilik hakkı saldırıya uğrayan
taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para
ödenmesini isteyebilir" (TMK m. 121) Ģeklinde, manevi tazminatın kapsam ve Ģartları
düzenlenmiĢtir.
Toplum yapımız dikkate alındığında, her niĢan bozmanın diğer niĢanlının kiĢilik
haklarına saldırı niteliği taĢıdığı söylenebilir. NiĢanın bozulmasının böylece niĢanlının
manevi bir zarara uğramasına yol açtığı ileri sürülebilir 137 . KuĢkusuz niĢanın
bozulması nedeniyle diğer niĢanlının ruh dünyasında belli oranlarda çöküntüler
olacağı açıktır. Ne var ki, her niĢanın bozulması manevi tazminatı gerektirir boyutta
olmayabilir. Manevi tazminat istenebilmesi için bazı Ģartların gerçekleĢmesi gerekir.
Bu Ģartlara daha yakından bakılması gerekir.
b) Manevi Tazminatın ġartları
aa) Geçerli Bir NiĢanlılık ĠliĢkisinin Bulunması
Manevi tazminat istenebilmesi için her Ģeyden önce geçerli bir niĢanlılık iliĢkisi /
niĢanlanma sözleĢmesi bulunması gerekir. NiĢanlanma sözleĢmesinin geçerlilik
koĢulları yukarıda açıklandığından, tekrardan kaçınmak bakımından ayrıntıya
girilmeyecektir. Ancak uygulamada sıkça rastlandığı üzere, niĢanlanmanın batıl
olduğu durumlarda, sözgelimi niĢanlılardan birisinin niĢanlanma sırasında evli olması
halinde, niĢanlanma hükümlerine göre manevi tazminat istenemez 138 . Bu konuda
tarihi tam olarak belirlenmeli, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, çeliĢki
giderilmeden yazılı Ģekilde hüküm kurulması doğru görülmemiĢ olup, bu husus bozmayı
gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD. 14.10.2015, 2014/19738- 2015/15820 (UYAP, E.T. 27.01.2016).
136
ABĠK, s. 146-147.
137
SĠRMEN, Lale: “NiĢanın Bozulmasında Manevi Tazminat” Ankara Hukuk Fakültesi Ellinci Yıl
Armağanı (1925-1975), C. I, AÜHF Yayını, Ankara 1977, s. 359.
138
"Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının 14.02.2008 tarihinde niĢanlandıklarını, Mart
2008'de imam nikâhı ile evlenip, birlikte yaĢamaya baĢladıklarını, daha sonra davalının baĢkası ile evli
ve 2 çocuklu olduğunu öğrendiklerini ve niĢanı bozduklarını, bu durum nedeniyle davacının kiĢilik
haklarının zarar gördüğünü belirterek 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiĢtir...
Bu durumda, davalının dava dıĢı kiĢi ile resmen evli olduğu dönemde davacı ile birlikte yaĢamalarının
niĢanlanma niteliğinde bulunmadığı ve davanın TMK.nun 121.maddesinde yer alan "niĢanın davalının
kusurundan dolayı bozulması nedeniyle manevi tazminat" kapsamında olmadığı anlaĢıldığına göre
davanın aile hukukundan doğan ve Aile Mahkemesinin görevli olduğu dava ve iĢlerden olmadığı
kesindir." Yrg. 3. HD. 17.01.2012, 2011/17216 - 2012/880(UYAP, E.T. 04.12.2015).
22
üzerinde durulması gereken husus, evlilik dıĢı iliĢkilerdir. Gerçekten ortada bir
niĢanlılık iliĢkisi bulunmadığı sürece, evlilik dıĢı beraberlikler nedeniyle manevi
tazminat talep edilemez139. ġu halde niĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat
taleplerinde öncelikle iliĢkiyi nitelendirmek, niĢanlılık iliĢkisinin varlığı kanıtlandıktan
sonra iĢin esası incelenmelidir. Aksi takdirde geçici olarak bir araya gelmeler, flört,
evlilik dıĢı eylemli birliktelikler halinde manevi tazminat istenmesi halinde, niĢanlılık
iliĢkileri uyarınca (TMK m. 121) değil genel hükümlere göre tazminat istendiği
düĢünülmeli ve öncelikle davanın aile mahkemelerinde değil, genel mahkemelerde
görülmesi gerektiği de gözden ırak tutulmamalıdır140.
bb) NiĢanın Tek Taraflı BozulmuĢ Olması
Manevi tazminat istenebilmesi için niĢanlılık iliĢkisinin tek taraflı bozulmuĢ
olması gerekir 141. BaĢka bir ifadeyle niĢan, niĢanın bozulması dıĢında bir nedenle
sona ermiĢ ise manevi tazminat talep edilemez. NiĢanı kimin bozduğu önemli
değildir. NiĢanın bozulmasına kimin sebebiyet verdiği önemlidir.
cc) KiĢilik Haklarına Saldırı
NiĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için kiĢilik
hakkının saldırıya uğraması gerekir (TMK m. 121). KiĢilik hakkı kavram olarak, kiĢinin
insan olması nedeniyle ayrılmaz bir Ģekilde sahip olduğu, kiĢiliği oluĢturan değerlerin
tamamı üzerindeki hakkı ifade eder 142 . Bu hak kiĢiye, bu değerlere yönelen
saldırılardan kaçınılmasını iteme yetkisini içerir 143 . Üzerinde durulması gereken
husus, nelerin kiĢilik haklarına saldırı mahiyetinde olacağıdır. KiĢilik haklarının
mahiyeti genel manada TMK m. 24 çerçevesinde değerlendirilmektedir. Hemen
belirtmek gerekir ki, kiĢilik hakları TMK m. 24'de ayrı ayrı gösterilmemiĢtir. KiĢilik
haklarına nelerin dâhil olacağı somut olay özelliği ve toplum dinamikleri açısından
hâkimin takdirine bırakılmıĢtır 144 . ġu halde, bir eyleminin kiĢilik haklarına saldırı
mahiyetinde olup olmadığını hâkim belirleyecektir. ġu kadarını ifade etmek gerekir ki,
kiĢilik haklarına; her Ģeyden kiĢinin hayatı, bedensel ve ruhsal bütünlüğü, sağlığı,
özel ve cinsel hayatı, ismi ile resmi ve elbette onuru dâhildir145.
Aslında hukuk sistemimizde kiĢiliğin korunması, baĢta Anayasa olmak üzere,
baĢka özel yasalarda ve bu arada ülkemizin taraf olduğu ulusalüstü sözleĢmeler
139
ABĠK, s. 137; SĠRMEN, s. 362; ÖZTAN, s. 87.
" Dava dilekçesinde niĢanın bozulması nedeni ile hediyelerin iadesi, niĢan töreni için yapılan
masraflar, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuĢ ise de tarafların niĢanlanmadıkları, resmi
nikâh olmaksızın aynı konutta birlikte yaĢadıkları, çocuk sahibi oldukları, taraflar arasında aile hukuku
iliĢkisi doğmadığı açıktır. Bu nedenle taraflar arasındaki iliĢkinin aile hukuku prensiplerine göre değil,
borçlar hukuku kurallarına, özellikle de haksız eyleme iliĢkin hükümlere göre değerlendirilmesi
gerekmektedir." Yrg. 3. HD. 06.05.2013, 2013/5424-7367 (UYAP, E.T.17.09.2015).
141
ĠNAN, Ali Naim: Medeni Hukuk, Banka ve ticaret Hukuku AraĢtırma Enstitüsü yay. Ankara 2005, s.
190; DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 37; ÖZTAN, s. 87; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 33.
142
HELVACI, Serap: Türk ve Ġsviçre Hukuklarında KiĢilik Hakkını Koruyucu Davalar, Beta Basım,
Ġstanbul 2001, s. 41; OĞUZMAN, M. Kemal/ SELĠÇĠ, Özer/ OKTAY-ÖZDEMĠR, Saibe: KiĢiler
Hukuku, 10. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 2010, s. 141; SEROZAN, Rona: Medeni Hukuk, Genel
Bölüm: KiĢiler Hukuku, 4.B., Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2013, s. 453.
143
AKĠPEK, Jale/ AKINTÜRK, Turgut/ ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni Hukuku: BaĢlangıç
Hükümleri, KiĢiler Hukuku, C. 1, 8. B., Beta Basım, Ġstanbul 2011, s. 341.
144
HELVACI, Serap: Gerçek KiĢiler, 3. B., Legal Yayıncılık, Ġstanbul 2010, s. 97-98.
145
SEROZAN, Kişiler Hukuku, s. 453, KiĢilik hakkının kapsamı bakımından ayrıntı ve tartıĢmalar için
ayrıca bkz. AKĠPEK/ AKINTÜRK/ ATEġ KARAMAN, s. 343-344.
140
23
düzeyinde ele alınmıĢtır 146 . Bu kapsamda niĢanın bozulması nedeniyle kiĢilik
haklarına saldırı halinde de özel bir koruma maddesi öngörülmüĢtür 147 . NiĢanın
bozulması halinde ne gibi kiĢilik hakkının ihlal edileceği sorusu akla gelebilir. Her
Ģeyden önce, niĢanın bozulması nedeniyle manevi değerlerde, özellikle onur ve
saygınlık gibi değerlerde ağır bir zararın varlığı gereklidir 148 . Aslında niĢanın
bozulması, normal olarak kiĢinin iç dünyasında acı ve ıstırap doğuran bir olaydır.
Ancak, her niĢanı bozmada bu acı ve ıstırap manevi tazminatı gerektirecek boyutta
olmayabilir 149 . Uygulamada niĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat
istenebilmesi için kiĢilik haklarının ağır bir Ģekilde ihlal edilmesi Ģartı aranmaktadır 150.
Yargıtay'a intikal eden bir olayda, niĢanlılardan birisinin " sen baĢka kısmetini ara
bende baĢka kısmetimi arayayım" Ģeklinde çekmiĢ olduğu mesaj ile niĢanlılık iliĢkisini
sonlandırma eyleminde, kiĢilik haklarına saldırı olmayacağı gerekçesiyle manevi
tazminat isteminin reddi gerektiği belirtmiĢtir151.
KuĢkusuz, burada değerlendirme olay bazında, eĢ söyleyiĢle somut olayın
özelliğine göre yapılacaktır. Ancak, manevi tazminatta, kiĢilik haklarına saldırı
kavramını Yargıtay'ın çok dar yorumladığını belirtmek gerekir. Yargıtay göre; "niĢanlı
kızın iğfal edilmesinden, mutat niĢanlılık münasebetleri sırasında çok samimi bir
suretle devam eden iliĢkiden sonra ya da taraflardan birinin diğeri hakkında iffet,
namus veya sağlık bakımından yakıĢık almayan dedikodular çıkarması nedeniyle
niĢanın bozulması gibi durumlar, niĢanlıların evlenme Ģansını azaltacağı için manevi
zarar kapsamında, yani kiĢilik haklarına saldırı olarak kabul edilmektedir152. Yargıtay
acı ve üzüntünün derecesini ve somut olayın mahiyetini belirtirken; bir niĢanın
bozulmasının, taraflarda değiĢik Ģiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve
menfaatleri haleldar etmesinin doğal olduğunu, doğal olan bu üzüntü ve menfaatin
ihlalinin manevi tazminata esas alınamayacağı, fahiĢ bir zararın 153 varlığının
gerektiğini, bu fahiĢ zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi
gerektiğini vurgulamaktadır154. Yargıtay uygulamasında; niĢanlı kızın iğfal edilmesi,
146
Ayrıntı için bkz. OĞUZMAN/ SELĠÇĠ/ OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 140-141; HELVACI, Gerçek Kişiler, s.
98; SEROZAN, Kişiler Hukuku, s. 455..
147
AYAN, Mehmet/ AYAN, NurĢen: KiĢiler Hukuku, 3.B., Mimoza Yayınları, Konya 2011, s. 51.
148
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 30; ZEVKLĠLER, s. 741; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 61; VELĠDEDEOĞLU,
s. 36.
149
TEKĠNAY, s. 56; ABĠK, s. 137.
150
Yrg. 3. HD, 30.5.2002 5461/6175 (MeĢe Yazılım)
151
Yrg. 3. HD. 06.10.2015, 2015/8007-15143 (UYAP, E.T. 12.01.2016).
152
" TMK. nun 121. maddesine göre;'NiĢanın bozulması yüzünden kiĢilik hakkı saldırıya uğrayan taraf
diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.' Bir niĢanın
bozulmasının, taraflarda değiĢik Ģiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar
etmesi doğaldır. Yargıtay uygulamasında, niĢanlı kızın iğfal edilmesinden, mutat niĢanlılık
münasebetleri sırasında çok samimi bir suretle devam eden iliĢkiden sonra ya da taraflardan birinin
diğeri hakkında iffet, namus veya sağlık bakımından yakıĢık almayan dedikodular çıkarması sebebiyle
niĢanın bozulması gibi durumlar, niĢanlıların evlenme Ģansını azaltacağı için manevi zarar
kapsamında sayılmıĢtır. Somut olayda; davalının, davacının kiĢilik haklarına saldırı teĢkil eden bir
davranıĢta bulunduğu iddia ve ispat edilmemiĢtir." Yrg. 3. HD. 23.03.2015, 2014/11476- 2015/4598
(UYAP, E.T. 23.12.2015).
153
Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nde düzenlenen "fahiĢ zarar" (m. 85) kavramı, 4721 sayılı
TMK'ya (m. 121) alınmamıĢtır. Ancak Yargıtay 4721 sayılı TMK'nın yürürlükte bulunduğu dönemde de
"fahiĢ zarar" kavramını esas almaktadır. Buna iliĢkin kararlar için bkz. Yrg. 3. HD., 26.05.2015,
2014/16315-2015/9516; 17.03.2015, 2014/18045-2015/4348 (UYAP, E.T. 28.01.2016).
154
Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/16330- 2015/9517 (UYAP, E.T. 28.01.2016).
24
mutat niĢanlılık münasebetleriyle çok samimi bir suretle devam eden iliĢkiden sonra
ya da taraflardan birinin diğeri hakkında iffet, namus veya sağlık bakımından yakıĢık
almayan dedikodular çıkarması sebebiyle niĢanın bozulması gibi durumların,
niĢanlıların evlenme Ģansını azaltacağı için fahiĢ zarar sayılması gerektiği, kısacası
kiĢilik haklarına saldırı nedeniyle fahiĢ zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak
ispat edilmesi gerekti kabul edilmektedir 155 . KiĢilik haklarına saldırı, Aile
Mahkemesince somut olayın özelliğine göre takdir edileceğinden, bu konuda Ceza
Mahkemesinin beraat kararı, Aile Mahkemesi Hâkimini bağlamayacaktır156.
Öğretide de, uğranılan kiĢisel zararın manevi, tazminatın istenmesini haklı
kılacak oranda olması gerektiği belirtilmekte ve nelerin manevi tazminat gerektireceği
örnekler verilmek suretiyle somutlaĢtırılmaya çalıĢılmaktadır 157 . Manevi tazminatı
haklı kılacak oranda kiĢilik haklarına saldırı olarak; niĢanlının kızlığının bozulmuĢ
olması, niĢanlı hakkında dedikodu çıkararak ismini lekeleme, cinsel iliĢki, gebe
kalma, üçüncü kiĢi ile evlenme, niĢanlı kızın üçüncü kiĢi ile kaçması, nikâha saatler
kala niĢanı bozma örnek olarak verilebilir158. Elbette bu örnekler sınırlı değildir.
KiĢilik haklarına saldırının ağırlığı, aynı zamanda, sosyal çevreye göre de
farklılık gösterebilir. Sözgelimi Yargıtay bir kararında; “Ġki yüz elli nüfuslu bir köyde
yaĢayan kız, niĢanının haksız olarak bozulması nedeniyle ağır bir zarara uğramakla
manevi tazminat talep edebilir” 159 demiĢtir. Yine, Yargıtay niĢanlı olduğu dönemde
üçüncü kiĢi ile evlenme eylemini, kiĢilik haklarına saldırı kabul etmektedir160.
Burada belirtilmesi/tekrarlanması gereken bir husus; her üzüntü manevi
tazminatı gerektirmeyecektir. Zira niĢanın bozulması doğal olarak bir üzüntü
meydana getirecektir. Üzüntünün doğal bir üzüntü değil, manevi tazminatın
istenmesini haklı kılacak oranda bir üzüntü olması gerekir.
155
Yrg. 3. HD., 17.03.2015, 2014/18045- 2015/4348 (UYAP, E.T. 09.11.2015).
"Ayrıca, BK‟nın 53. maddesi gereğince hâkim kusur olup olmadığına karar vermek için ceza
hukukunun sorumluluğa iliĢkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesince verilen beraat
kararı ile de mukayyet değildir. Bundan baĢka ceza mahkemesinin kararı kusurun takdiri yönünden de
hukuk hâkimini bağlamaz. Olayda ceza mahkemesine açılan dava sonunda suç unsuru
bulunmadığından beraat kararı verilmiĢ ise de, bu karar az önce değinildiği gibi hukuk hâkimini
bağlamaz. O halde; somut olayda Diyarbakır‟da polis memuru olarak çalıĢan davalı, daha önce
ailesinden istediği, ancak verilmeyen davacının ebe-hemĢire olarak çalıĢtığı köye gelerek, gece vakti
kapısını çalıp içeri girip, davacının kızlığını bozduktan sonra, davacının Erdemli‟deki ailesini arayarak
olayı anlatıp, davacıyı niĢanlamak zorunda bıraktığı dikkate alınarak davacının fahiĢ surette zarara
uğradığının kabulü ile davalının polis memuru olduğu da gözetilerek manevi tazminata iliĢkin davanın
aynen kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı Ģekilde ceza mahkemesinin beraat kararındaki
gerekçe dikkate alınarak bir kısmına iliĢkin hüküm kurulması doğru görülmemiĢtir Yrg. 3. HD.
23.5.2002, 4996/5813 (MeĢe Yazılım).
157
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 37-38; SĠRMEN, s. 365; TEKĠNAY, s. 56; KÖPRÜLÜ/KANETĠ s. 61;
VELĠDEDEOĞLU, s. 36; SCHWARZ, s. 50.
158
Örnekler için bkz. KOÇ, s. 124.
159
Yrg. HGK, 17.1.1979, 6/230– 17 (Ġçtihat için bkz. ĠNAL, Nihat: BoĢanma Nafaka, EĢya,
NiĢanlanma Davaları, Adalet Yayınevi, Ankara 1998, s. 8).
160
Davalının, davacı ile niĢanlı olduğu dönemde bir baĢkası ile evlenme törenini yaptığı (TMK. md.
141. ila 143) mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, davalının hukuka aykırı eylemi ile davacının
kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiği gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi tazminat
miktarı azdır." Yrg. 3. HD. 17.09.2012, 2012/16306 -18867 (UYAP, E.T. 14.08.2015).
156
25
dd) Kusur
TMK m. 121‟de manevi tazminat için kusur Ģartı da aranmıĢtır. Madde de
belirtilen kusur, niĢanlılık sürecinde ya da niĢanın bozulması sırasında niĢanlılık
sözleĢmesine ters düĢen bir fiili ifade etmektedir. Kusurun varlığı yeterli olup, mutlaka
ağır bir kusur olması Ģart değildir. Hafif bir ihmal dahi yeterlidir161. Hatta bu konuda
TEKĠNAY, niĢanı bozan veya bozulmasına sebebiyet veren tarafın, haklı bir nedene
dayanmamasını, manevi tazminat için kusur Ģartını gerçekleĢtirmeye yeterli
saymaktadır162. Elbette kusurun ağırlığı, manevi tazminat miktarının tayininde (TMK
m. 4) önem arz etmektedir163.
TMK 121. m.de davacının tamamen kusursuz olması aranmamıĢtır 164 . Yani
manevi tazminat isteyecek davacı, ya kusurlu olmayacak ya da davalıdan daha az
kusurlu olacaktır165. NiĢanın bozulmasında eĢit kusur halinde de manevi tazminata
hükmedilemez166.
c) Tazminat Davası
aa) Tazminat Davasının Tarafları
aaa) NiĢanlılar
Manevi tazminat davasını zarara uğrayan niĢanlı açar. Manevi tazminat isteme
hakkı Ģahsa sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu nedenle, ayırt etme gücüne sahip olan
küçük ve kısıtlılar yasal temsilcilerinin iznine muhtaç olmaksızın bu davayı açabilir 167.
Bu davayı niĢanlılar birbirlerine karĢı açabilir. NiĢanlıların ana babaları bu
davayı açamayacakları gibi onlara karĢı husumet yönetilemez 168 .
Yargıtay
uygulaması da bu yöndedir169.
bbb) Mirasçıların Durumu
Manevi tazminat kiĢiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu nedenle kural olarak
161
SĠRMEN, s. 369; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 54-55; YAVUZ, s. 102; FEYZĠOĞLU, s. 74.
TEKĠNAY, s. 58; Aynı yönde ÖZTAN, s. 89.
163
SĠRMEN, s. 369; YAVUZ, s. 102; ÖZTAN, 89.
164
743 s. eMK m. 85‟in aksine, 4721 s. TMK m. 121‟de kendi kusuru olmaksızın ibaresi yer almıĢtır
165
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 38; KOÇ, s. 119; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s.34.
166
"Ġddia, savunma, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki niĢan, evliliğe
hazırlık dönemindeki alıĢveriĢler nedeniyle taraflar ve aileleri arasında çıkan tartıĢma sonucunda her
iki tarafın kusurlu hareketlerinden dolayı bozulmuĢtur. NiĢanın bozulmasında her iki tarafta
kusurludur. Manevi tazminat Ģartları oluĢmamıĢtır. Düğün ve nikâh gününün belirlenmiĢ olması
taraflara evliliğe zorlayıcı neden olarakta kabul edilemez. Manevi tazminat yönünden davanın reddi
gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı Ģekilde manevi tazminat yönünden
davanın kısmen kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiĢ, bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD.
20.02.2014, 2013/18584- 2014/2544 (UYAP, E.T. 16.09.2015/vurgu eklenmiĢtir).
167
VELĠDEDEOĞLU, s. 37; FEYZĠOĞLU, s. 78; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 56.
168
ÖZESE, s. 75; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 56; SĠRMEN, s. 374.
169
“Bundan ayrı olarak; manevi tazminata iliĢkin hak, kiĢiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Zira bu
istem kiĢilik değerlerinin ihlaline dayanmaktadır. Bu nedenle sadece niĢanlı tarafından açılabilir.
Davacı baba lehine oğlunun niĢanının bozulmasından dolayı çektiği üzüntü nedeniyle manevi
tazminata hükmedilmiĢ olması doğru değildir." Yrg. 3. HD, 6.5.2004, 4700/4736 (GENÇCAN, C. I, s.
1044).
162
26
mirasçılara intikal etmez170. Çünkü bu kiĢinin Ģahıs varlığında, Ģahsi menfaatlerinde
manevi dünyada uğranılan zarar karĢılığıdır171. 4721 sayılı TMK. m.121‟de bu konuda
açık bir düzenleme yer almamaktadır 172. Bundan manevi tazminat isteminin hiçbir
zaman mirasçılara geçmeyeceği anlaĢılmamalıdır 173 . Gerçekten 4721 s. Kanunun
121. maddesinin gerekçesinde; “Yürürlükteki Kanunun 85‟inci maddesinin ikinci
fıkrasında düzenlenen manevi tazminata mirasçılara intikal edip etmeyeceği sorunu,
25 inci maddenin dördüncü fıkrasında hükme bağlanmıĢ olan genel kurala
bırakılmıĢtır. Manevi tazminatın mirasçılara intikal edip etmeyeceği, ayrıca bunun
baĢkalarına devir edilip edilmeyeceği 25 inci madde de hükme bağlanmıĢ
olduğundan bu maddede yeniden kaleme alınması yerinde görülmemiĢtir. 3444 sayılı
Kanunla yürürlükteki Kanunun 24/a maddesi hükmü kabul edilmeden önce, bu sorun
yürürlükteki kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanmıĢ idi. Bu
düzenleme karĢısında buradaki özel hükmün diğer manevi tazminatlar için de geçerli
olup olmadığı konusunda önemli tartıĢmalar yapılmaktaydı. Bu konu 25 inci maddede
genel hüküm olarak düzenlendikten sonra artık manevi tazminatla ilgili hükümlerde
aynı kuralın tekrarlanması isabetli olmayacaktır” denilmiĢtir 174 . Gerekçede sözü
geçen TMK m. 25/4‟de “manevi tazminat istemi karĢı tarafça kabul edilmiĢ olmadıkça
devredilemez. Miras bırakan tarafından ileri sürülmüĢ olmadıkça mirasçılara geçmez”
ifadesi yer almıĢtır. ġu halde, niĢanlının manevi tazminat istemi kusurlu niĢanlı
tarafından kabul edilmiĢse sağlar arası bir iĢlemle baĢkasına devredilebilecektir 175.
Yine niĢanlı ölmeden önce istemde bulunmuĢsa, bu hak mirasçılara geçecektir.
Çünkü talep ileri sürüldükten sonra artık ölenin terekesinin aktifinde yer alan bir
alacak hakkını oluĢturacaktır176. Tazminatla yükümlü olan niĢanlının ölümü halinde,
ödemekle yükümlü olanlar mirasçılardır177.
bb) Görev ve Yetki
Maddi tazminat davasında olduğu gibi, manevi tazminat davasında da görevli
mahkeme Aile Mahkemesidir 178 . Önemli olan, ortaya konulan uyuĢmazlığa göre
tazminat isteğinin niĢanın bozulması hukuksal nedenine dayanmasıdır 179.
170
SCHWARZ, s. 51; TEKĠNAY, s. 62; VELĠDEDEOĞLU, s. 37.
VELĠDEDEOĞLU, s. 37, FEYZĠOĞLU, s. 70.
172
Hatırlanacağı üzere, 743 s. eMK‟da; “Manevi tazminat davası mirasçıya intikal etmez; Ģu kadar ki
miras açıldığı zaman iddia kabul edilmiĢ veya davacı ikame olunmuĢ ise mirasçılara intikal eder (m. 85
/ son cümle)” Ģeklinde mirasçıya manevi tazminat hakkının geçme Ģekli açıkça düzenlenmiĢti.
173
KOÇ, s. 132.
174
Gerekçe için bkz. GENÇCAN, Türk Medeni Kanunu, C. I, s. 1042.
175
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 56-57; KÖPRÜLÜ/ KANETĠ, s. 62 – Farklı düĢünce için bkz.
SĠRMEN, s. 375; TEKĠNAY, s. 62. Bu görüĢe göre kabul ve ikrarın belli bir miktarda ödemeyi ihtiva
etmesi aranmaktadır.
176
GENÇCAN, Nişan, s. 10; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 35.
177
ÖZTAN, s. 93.
178
TANRIVER, s. 35; Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde HSYK tarafından belirlenen Asliye Hukuk
Mahkemesince bakılır (4787 S. Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama Usullerine Dair
Kanun m. 2/2).
179
"Dava konusu uyuĢmazlık, niĢanın haksız yere bozulması sebebine dayalı manevi tazminat
talebine iliĢkindir. Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama usulüne dair 4787 sayılı Yasanın
4. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı
Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama ġekli Hakkındaki Kanun kapsamındaki Aile
Hukukundan doğan dava ve iĢler Aile Mahkemelerinde görülür..."Yrg. 3. HD., 07.09.2015, 2015/919813575 (UYAP, E.T. 18.01.2016).
171
27
Yetkili mahkeme ise genel kural gereği, davalı niĢanlının yerleĢim yeri
mahkemesidir (HMK m. 6). NiĢan sözleĢmesi bir Ģahıs varlığı sözleĢmesi olduğu için
HMK m. 10 burada uygulanamaz180. Manevi tazminat açısından önemli bir nokta;
bilindiği gibi TMK. m. 121'de, "niĢanın bozulması yönünden kiĢilik hakları saldırıya
uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para
ödenmesini isteyebilir" denilmektedir. ġu halde, kiĢilik haklarına saldırının bir haksız
fiil niteliğinde olduğu noktasında duraksama olmamalıdır. Bu nedenle manevi
tazminat isteği bakımından HMK m. 16'daki yetki kuralının da uygulanması
mümkündür. EĢ söyleyiĢle, bu halde haksız fiilin ya da zararın meydana
geldiği/gelme ihtimalinin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olmalıdır 181. KuĢkusuz
bu halde davacı, manevi tazminat istemini genel yetkili yer olan davalının yerleĢim
yerinde açabileceği gibi HMK m. 16'da belirtilen yerlerden birisinde de açabilir. Dikkat
edilmesi gereken husus ise istekler arasında manevi tazminat yanında, maddi
tazminat ve hediyelerin geri verilmesi istemleri olsa bile, manevi tazminat için yetkili
olan mahkemenin, diğer kalem istekler yönünden de yetkili olacağıdır.
cc) Tazminatın ġekli
743 s. eMK‟nin aksine 182 4721 s. TMK‟da manevi tazminat olarak “uygun
miktarda” bir paranın ödenmesi gerektiği açıkça belirtilmiĢ, bu konudaki tartıĢmalara
son verilmiĢtir. Bu nedenle hâkim, manevi tazminat olarak paradan baĢka bir Ģeye
hükmedemeyecek, sözgelimi kınama, özür dileme gibi TBK m. 49‟daki yetkilerden
birisini kullanamayacaktır183.
180
Yrg. 3. HD, 23.3.1992, 7780/6187 (GENÇCAN, C. I, s. 1046).
"Mahkemece, 4721 sayılı TMK‟nun 120.maddesine dayalı niĢanın bozulması nedeniyle maddi
tazminat ve aynı yasanın 121.maddesine dayalı niĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat
istemleri ile açılan davada; ne 6100 sayılı HMK‟ da ne de 4721 sayılı TMK‟ da düzenlenmiĢ özel yetkili
mahkeme bulunmadığı, bu nedenle genel yetkili mahkeme olan davalının yerleĢim yeri mahkemesinin
yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiĢ; hüküm, davacılar
tarafından temyiz edilmiĢtir. UyuĢmazlık; davalı tarafından niĢanın haksız bozulması nedeniyle, evlilik
olacağı inancı ile yapılan harcamalar karĢılığı 10.000 TL maddi ve bu nedenle duyulan üzüntü
karĢılığında da 20.000 TL manevi tazminat istemlerine iliĢkindir.4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine
göre, niĢanın bozulması yönünden kiĢilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi
tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bu noktada, haksız eylem niteliğindeki
kiĢilik haklarına saldırıdan kaynaklanan uyuĢmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve
kamu düzenine iliĢkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK' nun 16.
maddesinde; haksız fiilden kaynaklanan davaların, haksız fiilin iĢlendiği veya zararın meydana geldiği
yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleĢim yeri mahkemesinde açılabileceği
öngörülmüĢtür. Diğer bir anlatımla; açıklanan kanun maddesi ile kiĢilik hakları saldırıya uğrayan
kimseye, yetki konusunda geniĢ bir seçimlik hakkının tanındığı her türlü duraksamadan uzaktır. Somut
olaya gelince; kiĢilik haklarına saldırı iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunan davacılar, haksız
eylemin iĢlendiği ve aynı zamanda yerleĢim yerleri olan Nazilli mahkemeleri ile davalının yerleĢim yeri
olan Ġzmir mahkemelerinden birini seçmek ve o mahkemede dava açmak hakkına haiz olup, yetki
konusunda seçimlik haklarını kendi yerleĢim yeri mahkemesinde kullanmıĢtır. Hal böyle olunca, yerel
mahkemece; davanın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yetki yönünden
dava dilekçesinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." Yrg. 3. HD. 18.03.2013,
2013/3093-4503 (UYAP, E.T. 24.12.2015).
182
743 s. K m. 85‟de manevi tazminatın Ģekli belirtilmemiĢ münasip bir tazminat demekle yetinmiĢtir.
183
Burada takdir hakkı sadece miktarın tayininde söz konusu olacaktır. Bkz. DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜġ,
s. 39; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s.35.
181
28
dd) Ġspat
Manevi tazminat isteyen niĢanlı; gerçek bir niĢanlılık iliĢkisinin varlığını, niĢanın
bozulduğunu ve davalının kusurunu ispat etmek zorundadır. Ġspat açısından delil
serbestîsi esastır 184 . Ġfade etmek gerekir ki, niĢanın bozulması nedeniyle manevi
tazminat davalarında ispat oldukça önemlidir. Zira yukarıda da zikredildiği üzere, her
niĢanın bozulmasında niĢanın taraflarının üzüleceği açıktır. EĢ söyleyiĢle, manevi
tazminatta aranan kıstas bu doğal üzüntüden daha fazlasıdır. ġu halde, TMK m. 121
anlamında manevi tazminata hükmedilebilmesi için niĢanın bozulması nedeni ile
doğalın üzerinde bir üzüntü, yani fahiĢ bir zararın doğduğunun ve bu nedenle kiĢilik
hakların da saldırıya uğramıĢ olduğunun kanıtlanması gerekir 185 . Manevi tazminat
konusunda Yargıtay'ın tutumunun katı olduğunu, öteki söyleyiĢle kiĢilik haklarına
saldırının ağırlığının ve bu konuda ispat sadedinde ciddi delillerin varlığının
arandığını belirtmek gerekir186.
ee) ZamanaĢımı
Kanun gereği manevi tazminat davalarında da zamanaĢımı bir yıldır (TMK m.
123). Sürenin baĢlangıcı niĢanın sona erme tarihidir 187. ZamanaĢımının baĢlangıcı
konusunda maddi tazminata iliĢkin açılamaları burada tekrar etmek istemiyoruz. Ne
var ki, maddede açıkça sona ermeden bahsedildiğini, niĢanın bozulduğunu öğrenme
tarihinden bahsedilmediğini hatırlatmak gerekir. Kanunda öngörülen bu sürenin hak
düĢürücü süre değil, zamanaĢımı süresi olduğunu tekrar etmek gerekir.
B. HEDĠYELERĠN GERĠ VERĠLMESĠ
1. Hediye Kavramı ve Benzer Müesseselerden Ayrımı
a) Hediye Kavramı
NiĢanlılık, niĢanlıların birbirleriyle evlenmeleri dıĢındaki bir nedenle 188 sona
ererse, niĢanlıların birbirlerine veya ana babanın ya da onlar gibi davrananların diğer
niĢanlıya vermiĢ oldukları alıĢılmıĢın dıĢındaki hediyeler, verenler tarafından geri
istenebilir (TMK m. 122). Kanundaki bu düzenleme, özel bir düzenlemedir.
Gerçekten, niĢanlanmanın sağladığı yakınlıkla taraflar birbirlerine, çoğu zaman karĢı
tarafı sevindirmek amacıyla hediyeler verirler. NiĢanlılığın sona ermesi halinde, bu
184
YAVUZ, s. 107.
"...NiĢanın bozulmasının, taraflarda değiĢik Ģiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve
menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas
alınmaz. Bir kere niĢanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi
taraflar için zorunlu hale getirebilecek Ģekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak, niĢanın
bozulması nedeni ile fahiĢ bir zarar doğmuĢ ve bu nedenle kiĢilik hakları da saldırıya uğramıĢ ise, bu
durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Somut olayda; davalı (karĢılık davalı) niĢanın
bozulması nedeni ile kiĢilik haklarının etkilendiğini, büyük acı ve ızdırap duyduğunu iddia etse
de, bu iddiasının ispatı için tanık beyanlarına dayanmıĢ, dinlettiği tanıklar ile de, bu iddiasını ispat
edememiĢtir..." Yrg. 3. HD. 26.05.2015, 2014/16330- 2015/9517 (UYAP, E.T. 29.12.2015/vurgu
eklenmiĢtir).
186
Bkz. Yrg. 3. HD. 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516(UYAP, E.T. 30.12.2015).
187
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 57; ÖZTAN, s. 93.
188
Madde metninden de anlaĢılacağı üzere hediyelerin geri istenmesi için niĢanlıların birbirleriyle
evlenmeleri dıĢındaki bütün sona erme hallerinde iade gerekecektir. Bu bağlamda ölüm, ölüm karinesi
ve gaiplik halinde de iade gerekir. Gaiplik nedeniyle iade bakımında farklı yaklaĢım için bkz. ABĠK,
Gaipliğin Etkisi, s. 177.
185
29
hediyelerin durumu tartıĢmalı olabilir. Zira aĢağıda değinileceği üzere, niĢanın evlilik
dıĢında bir nedenle sona ermesi durumunda, hediyeler bağıĢ hükümlerine (TBK. m.
295) göre geri istenemeyebilecektir. Kanun‟da bu tartıĢmalara yol açmamak üzere,
hediyelerin geri verilmesi özel olarak düzenlenmiĢtir 189 . NiĢan evlenme amaçlı
yapıldığı için niĢanlılık sona erince bu hukuksal neden ortadan kalkacağına göre,
hediyelerin de iadesi gerekecektir190.
Hediye kavramının içerisine nelerin gireceğini belirlemek her zaman kolay
olmamaktadır. Bu nedenle nelerin niĢan hediyesi kavramına girdiğinin tespiti için
niĢan hediyesinin anlamına bakmak gerekir. NiĢanlılara, niĢanlandıkları için verilen ve
bir ekonomik değer taĢıyan kazandırmalara hediye denir191. Hediyenin konusu taĢınır
veya taĢınmaz bir malvarlığı olabilir192. Hediye kavramı içerisine, baĢta niĢan yüzüğü
olmak üzere, her türlü takı, altın, mücevher, eĢya, para gibi Ģeyler girer 193. Hediye
denilince daha çok niĢanlı kıza verilenler akla gelmekte ise de, erkek niĢanlıya verilen
saat, kıymetli kol düğmesi, kalem gibi Ģeyler de hediye kapsamına dâhildir194.
Hediyeler, niĢan aĢamasında daha çok altın takı, mücevherat gibi Ģeylerdir.
Uygulamada sıkça görüldüğü üzere, özellikle üçüncü kiĢiler tarafından hediyenin para
Ģeklinde takıldığı görülmektedir. Hediyelerin Ģekli, yöreden yöreye ve töreden töreye
değiĢmektedir. Ekonomik durumlarına göre, niĢan hediyesi olarak kimileri kat, kimileri
yat, kimileri Gebze-Harem minibüslerinden hat, kimileri “Mercedes” kimileri “Murat”
hediye edebilmektedir.
Geri verilmeye konu olacak hediyeler, niĢan dolayısıyla ve niĢanlanma
sırasında, niĢanlılık süresince verilmiĢ olan hediyelerdir. Bunun dıĢındaki bir nedenle
ya da niĢanlanmadan önce verilmiĢ hediyeler TMK m. 122 uyarınca geri
istenemezler195.
b) Kimi Benzer Müesseseler ve NiĢan Hediyesi
aa) Hediye – BağıĢlama Ayrımı
NiĢanda verilen hediyeleri, hukuki tavsif açısından bağıĢlama olarak
nitelendirmek yanlıĢ olmaz 196 . Zira hediye de karĢılıksız bir kazandırmadır ve
sağlararası bir tasarruftur.
Türk Borçlar Kanunu'nda; "bağıĢlama sözleĢmesi, bağıĢlayanın sağlararası
sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağıĢlanana karĢılıksız olarak bir kazandırma
yapmayı üstlendiği sözleĢmedir" (TBK m. 285) denilmek suretiyle bağıĢlamanın
tanımı yapılmıĢtır. “karĢılıksız olarak bir kazandırma” denilmek suretiyle bağıĢın
mahiyeti açıklanmıĢtır. Oysa niĢan için verilen hediyelerde, hediye evlenmenin
gerçekleĢeceği inancıyla verilmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi evlenme
gerçeklemediği takdirde, hediyelerin geri verilmesi yasal düzenlemeye
189
DURAL/ ÖĞÜZ /GÜMÜġ, s. 40.
KÖPRÜLÜ / KANETĠ, s. 62 – 63.
191
GENÇCAN, Nişan, s. 10; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 40.
192
KOÇ, s. 134.
193
VELĠDEDEOĞLU, s. 39; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 40; DOĞAN, Murat: “NiĢanlanmanın Sona
Ermesi Halinde Hediyelerin Geri Verilmesi”, A.Ü. Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C. II, S. 1, , s.
201(DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi);TEKĠNAY, s. 30.
194
DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 201.
190
30
dayanmaktadır. Gerçekten bu özel düzenleme olmasaydı, hediyelerin iadesi bağıĢtan
rücu (TBK m. 295) koĢullarına göre istenebilecek miydi? SCHWARZ‟ın
düĢüncesinin197 aksine, TBK m. 295-296 de belirtilen, yani bağıĢtan rücu koĢulları
gerçekleĢmezse, verilen Ģeyler bağıĢ hükümlerine göre geri istenemez 198 . BağıĢ
nedeniyle verilenlerin istenebilmesi için niĢanlının diğer niĢanlıya karĢı bir suç
iĢlenmesi, kanundan doğan yükümlülüklerini savsaklaması (TBK m. 295/1-2) gibi
bağıĢtan rücu koĢulları aranacaktır ki, bu koĢullar her zaman gerçekleĢmesi olası
olmayan koĢullardır.
Verilen bir Ģeyin, niĢan hediyesi mi yoksa genel anlamda bir bağıĢlama mı
olduğunun ayırımı, iadenin niĢan hediyelerinin geri verilmesi (TMK m. 122)
hükümlerine göre yapılıp yapılmayacağı cihetiyle önemlidir. Zira eğer iadesi
istenecek Ģey niĢan hediyesi olarak nitelendirilemeyecekse, bağıĢtan rücu koĢullarına
göre istenmesi daha karmaĢık bir yol olacaktır. Bu noktada, uygulamada ölçü Ģöyle
belirlenmektedir: NiĢanlılık iliĢkisi içerisinde, niĢanlıların birbirlerine yaptıkları
karĢılıksız kazandırmaların niĢanlılık nedeniyle olduğu asıldır (NiĢan hediyesi
karinesi). EĢ söyleyiĢle, niĢanlılık döneminde niĢanlıların birbirlerine verdikleri
hediyelerin kural olarak niĢan hediyesi olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, kimi
durumlarda verilen Ģeylerin doğrudan niĢan hediyesi olduğunu söylemek zordur.
Bunlardan birisi de, niĢanlılık döneminde verilen paralardır. Gerçekten, öncelikle
niĢanlıya verilen harçlıkların tüketilebilen Ģey olduğu konusunda duraksama
olmamalıdır. Bu halde olağan olan, paranın harçlık olarak verildiğidir. Aksini iddia
edenin, yani paranın niĢan hediyesi olarak verildiğini iddia eden tarafın ispat yükü
altında oluğunun kabulü gerekir199.
bb) Hediye – Sebepsiz ZenginleĢme
NiĢan hediyelerinin iadesi Kanun'da ayrıca ve özel olarak(TMK m. 122)
düzenlenmiĢtir. Düzenlemenin, TBK'daki sebepsiz zenginleĢme kurallarından(m. 77)
farklı bir kural olup olmadığı öğretide tartıĢmalıdır. Hemen belirtmek gerekir ki,
Öğretide niĢan hediyelerinin iadesine iliĢkin TMK hükmünün (m. 122) özel bir
sebepsiz zenginleĢme kuralı olduğu görüĢü baskındır200. Borçlar Hukuku açısından
bakıldığında da, TMK m. 122'nin bir sebepsiz zenginleĢme hükmü olduğu
195
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 47 - NiĢan dıĢındaki bir nedenle ya da niĢandan önce verilmiĢ
hediyeler sebepsiz zenginleĢme ya da bağıĢ hükümlerine göre geri istenebilecektir.
196
DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 200.
197
SCHWARZ, böyle bir düzenleme olmasa bile bağıĢtan rücu hükümlerine göre niĢan hediyelerinin
istenebileceğini savunmaktadır. Bkz. SCHWARZ, s. 51; BağıĢ ayrımı konusunda güzel bir örnek için
bkz. ÖZESE, s. 23.
198
ÖZESE, s. 21 – Yargıtay da hediye – bağıĢlama ayrımının araĢtırılmasını istemiĢtir. Yrg 2. HD
12.10.1935, 2263/2445 (ÖZESE, s. 22).
199
" Davacının, havalelerin niĢan hediyesi olarak davalıya gönderildiği yönündeki iddiası davalıca
kabul edilmemiĢ, tersine, bu paraların, ihtiyaçların karĢılanması (harçlık) için gönderildiği
savunulmuĢtur... Davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr) niteliğindedir ve bu ikrar
bölünemez. Çünkü vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalıya) değil, vakıayı
ileri süren tarafa (davacıya) aittir. Bu durumda, davacı taraf, davaya konu paraların niĢan hediyesi
olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür." Yrg. 3. HD., 26.02.2013, 2013/11423036 (UYAP, E.T. 16.11.2015).
200
Hediyelerin geri verilmesinin “özel bir sebepsiz zenginleĢme kuralı” olduğu görüĢü konusunda bkz.
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 46; KOÇ, s.133; YAVUZ, s. 71.
31
belirtilmektedir201. Buna karĢılık, niĢan hediyelerinin geri verilmesinin, salt sebepsiz
zenginleĢme kuralları çerçevesinde istenmesinin her zaman mümkün olmayacağı
öğretide, kimi yazarlarca ileri sürülmektedir. Öteki söyleyiĢle, TMK m. 122
düzenlemesi yapılmamıĢ olsaydı, niĢan hediyelerinin TBK'daki sebepsiz zenginleĢme
hükümlerine göre istenmesinin tartıĢmalı olacağı savunulmaktadır202. Bu savunmayı
yapanlar argüman olarak, hediyelerin verilmesinde niĢanlanmanın hukuki neden
olmadığı hususuna tutunmaktadırlar. Açmak gerekirse, bu görüĢ taraftarlarına göre
niĢanlanma, hediye vermenin hukuki nedeni değil saikidir 203 . Bu nedenle de,
niĢanlılığın sona ermesi halinde, verilen hediyeler sebepsiz zenginleĢme kurallarına
göre istenmesi kesin olarak söylenemez 204 . Öğretide baĢka bir görüĢe göre,
niĢanlanmanın hediye vermenin hukuki nedeni olduğu, niĢanlılığın sona ermesi ile bu
hukuki nedenin ortadan kalkacağı, böylece alınan hediyelerin bir tür sebepsiz
zenginleĢmeye dönüĢeceği ileri sürülmektedir205.
Kanaatimizce, niĢan hediyelerinin iadesine iliĢkin TMK düzenlemesinin (m.
122), TBK'daki genel sebepsiz zenginleĢme düzenlemesi karĢısında (TBK m. 77),
özel bir sebepsiz zenginleĢme kuralı olduğu konusunda duraksama olmamalıdır206.
Zira maddede genel sebepsiz zenginleĢme kurallarına atıfla yetinilmemiĢ, iadenin ne
suretle yapılacağı gösterilmiĢtir. Ancak ifade etmek gerekir ki, TMK m. 122 hükmü
olmasa dahi, niĢan hediyelerinin TBK 77 ve izleyen maddeler uyarınca sebepsiz
zenginleĢme kuralları uyarınca istenmesi mümkün olacaktır. Gerçekten borcun
kaynaklarından olan sebepsiz zenginleĢme kavramına baktığımızda; sebepsiz
zenginleĢmenin, kiĢinin malvarlığındaki bir malın, emeğin ya da değerin haklı bir
neden olmaksızın bir baĢkasının malvarlığına geçmesi, eĢ söyleyiĢle nedensiz olarak
bir kiĢinin mal varlığındaki artıĢ olarak tanımlandığını görmekteyiz 207 . TBK'da da
sebepsiz zenginleĢme, "haklı bir sebep olmaksızın, bir baĢkasının malvarlığından
veya emeğinden zenginleĢen, bu zenginleĢmeyi geri vermekle yükümlüdür" (m. 77/1)
Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Bu tanımdan yola çıkarak, sebepsiz zenginleĢmenin
unsurlarını; "baĢkasının malvarlığından ya da emeğinden zenginleĢme" ve "haklı bir
sebep olmaması" olarak açıklamak mümkündür208. Tanım ve unsurlardan hareketle,
niĢanlılığın evlenme dıĢında bir nedenle sona ermesi halinde, hediyelerin verilmesinin
haklı nedeni olan niĢanlılık iliĢkisinin sona erdiğini kabul etmek gerekir209.
Varlığı sona ermiĢ bir nedene dayanılarak kazanılan Ģeylerin de, sebepsiz
zenginleĢme hükümlerine göre iade edileceği kabul edilmektedir. ĠĢte niĢanlılığın
sona ermesi halinde, hediyelerin iadesi de bu kapsamda, yani varlığı sona ermiĢ
nedene dayanılarak iadesinin isteneceği belirtilmektedir210.
201
OĞUZMAN, Kemal/ÖZ, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, 10. B., Vedat Kitapçılık,
Ġstanbul 2013, s. 305;
202
TEKĠNAY, s. 25; DOĞAN, s. 228.
203
TEKĠNAY, s. 25.
204
DOĞAN, s. 228; TEKĠNAY, s. 25.
205
AKINTÜRK/ ATEġ KARAMAN, s. 45.
206
ÖZTAN, s. 65.
207
ĠNAN, Ali Naim/ YÜCEL, Özge: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 4.B., Seçkin Yayınevi, Ankara
2014, s. 487.
208
Ayrıntı için bkz. ĠNAN/ YÜCEL, s. 488-492.
209
KuĢkusuz, hediyelerin niĢanlılık nedeniyle verildiğinin varsayımı esas alındığında söylenenler
doğrudur. Hediyelerin niĢan iliĢkisi nedeniyle verilmesi asıl olup aksini savunan da bunu kanıtlamalıdır.
210
ĠNAN/ YÜCEL, s. 494; ABĠK, s. 114-115.
32
ġu halde, TMK m. 122 hükmü konusunda Ģunlar söylemek mümkündür:
Madde ile özel bir sebepsiz zenginleĢme kuralı kabul edilmiĢtir. Bu kural ile niĢan
hediyelerinin sebepsiz zenginleĢme hükümlerine göre geri istenip istenmeyeceği
tartıĢmalarına son verilmiĢ ve tabir yerinde ise, hediyelerin geri verilmesi bu kural ile
kolaylaĢtırılmıĢtır 211 . Elbette, özel iade maddesi öngörülmesi nedeniyle artık
doğrudan sebepsiz zenginleĢme hükümlerine (TBK m. 77 vd.) gidilemeyecektir212.
Ancak, niĢan hediyelerinin geri verilmesine iliĢkin düzenlemede; "hediye aynen veya
mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleĢme hükümleri uygulanır" (TMK m.
122/2) denilmek suretiyle, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine atıf yapılmıĢtır.
Gerçekten sebepsiz zenginleĢmede, iadesi lazım gelen Ģeyin elden çıkarılması
durumunda, elden çıkarmanın iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasına göre iadenin
kapsamı değiĢecektir. Oysa niĢan hediyelerinin iadesinde, elden çıkan hediyenin
mislen iadesi mümkün ise öncelikle mislen iade edilecek, yani mislen iade mümkünse
doğrudan sebepsiz zenginleĢme hükümlerine gidilmeyecek mislen iade edilecek, bu
mümkün olmadığı takdirde, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine müracaat
edilecektir213.
cc) Ahlaki Bir Ödevin Ġfası Ġçin Verilen ġeyler ve Hediye
Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi için verilen Ģeyler hediye değildir ve TMK. M.
122 gereği geri istenmez. Söz gelimi niĢanlılardan birinin annesinin hastalanmıĢ,
hastane masrafların onların mali durumunu güçleĢtirmiĢ ve diğer niĢanlı para
yardımında bulunmuĢsa, bu hediye değil ahlaki bir borçtur 214 . Ahlaki borç ise bir
eksik borç olup dava yoluyla geri istenmez.
c) Hediye Kavramı Ekseninde TartıĢmalı Hususlar
aa) Haklar, KarĢılıksız Harcamalar ve Emek
NiĢan hediyelerinin iadesi kapsamında haklar, emek ve harcamaların durumu
tartıĢmalıdır. Aslında haklar konusunda durumu biraz daha kolaydır. Bu kapsamda,
taĢınmaz üzerinde diğer niĢanlıya tanınan aynı bir hakkın, sözgelimi intifa hakkının
hediye kavramı içinde mütalaa edilebileceği kabul edilmektedir 215. Bunun yanında bir
alacak hakkı hediye olarak devredilebilir 216. NiĢanlıya harcanan emek ile karĢılıksız
yapılan harcamaların ise hediye kavramı içinde mütalaa edilip edilmeyeceği
tartıĢmalıdır. Sözgelimi, niĢanlılardan birisi niĢanlanma nedeniyle evlenmenin
gerçekleĢeceği inancıyla, diğer niĢanlının iĢyerinde vs. çalıĢmıĢ, karĢılığında ücret
almamıĢsa bu da hediye kavramı içinde düĢünülebilecek midir? Öğretide
KILIÇOĞLU, Yasada açıkça "hediyelerin geri verilmesinden" bahsedildiği için
211
YAVUZ, s. 71.
Özel iade maddesi kapsamında karĢılanamayan sebepsiz zenginleĢmeler bulunduğu takdirde
sebepsiz zenginleĢme hükümlerine(TBK m. 77 ve izleyen) gidilmesi mümkündür. Bkz. OĞUZMAN/ÖZ,
s. 342.
213
Bu halde niĢanlı hediyeyi iyiniyetli olarak elden çıkarmıĢ ise iade zorunda olmayacak, kalan bir
kısım varsa onu ya da yerine geçen bir değer varsa bu bedeli iade edecek, Ģayet kötüniyetli olarak
elden çıkarmıĢ ise tamamının değerini iade ile sorumlu olacaktır. Bkz. ÖZTAN, Bilge: " Medeni
Kanun'un Kabulünün 70'ncı Yılında Aile Hukuku", AÜHFD, C. 44, S. 1, 1995, s. 101; DURAL/ ÖĞÜZ/
GÜMÜġ, s. 43.
214
Örnek için bkz. VELĠDEDEOĞLU, s.39-40; FEYZĠOĞLU, s. 56; ÖZTAN, s.64; ÖZESE, s.24;
215
KOÇ, s.134.
216
ÖZESE, s, 26.
212
33
karĢılıksız kullandırmalar ve niĢanlı için harcanan emeğin hediye kavramı içinde
mütalaa edilemeyeceğini ileri sürmektedir 217 . Aksi yöndeki görüĢlerde ise emek
özgülemesinin de “hediye” kavramı içinde kabul edebileceği ileri sürülmektedir 218.
Kanaatimizce bu türden karĢılıksız harcama ve emek özgülemesi hediye kavramının
anlamına uygun düĢmeyeceği gibi maddede (TMK m. 122) açıkça "hediyelerin
iadesi"nden bahsedildiği için de hediye kavramı içinde mütalaa edilmemelidir.
bb) Kullanılmakla Eskiyen veya Tüketilebilen ġeyler
Kullanmakla eskiyen veya tüketilebilen Ģeylerin hediye kavram içinde düĢünülüp
düĢünülemeyeceği hususu da tartıĢmalıdır. Öğretide bir kısım (BAZI) yazar
tüketilebilen; söz gelimi çiçek, pasta, Ģekerleme gibi Ģeylerin hediye kapsamında
kabul edilemeyeceğini, bu nedenle iadesini lazım gelmediğini kabul etmektedirler 219.
Tüketilebilen Ģeylerin de hediye kapsamında değerlendirileceğini savunanlar, bunun
daha çok tazminat yönü üzerinde durmaktadırlar 220.
Uygulamada ise kullanılmakla eskiyen ya da tüketilen Ģeylerin hediye
kapsamında değerlendirilmeyeceği kabul edilmektedir 221 . Yargıtay, bu kapsamda
niĢan töreni için yapılan yemek vs giderlerinin istenemeyeceğine karar
vermektedir222. Yargıtay benzer Ģekilde, cep telefonu ve MP3 çaların kullanılmakla
eskiyen veya tüketilen eĢya olduğunu ve iadesine karar verilmeyeceğini
belirtmiĢtir223.
cc) Fotoğraf, Kaset, CD ve Mektuplar
NiĢanın evlenme dıĢında bir nedenle sona ermesi halinde, niĢanlıların
birbirlerine gönderdikleri ya da birbirlerine verdikleri fotoğraflar, birlikte çektirdikleri
fotoğraflar, birbirlerinin telefonlarında bulunan fotoğraflar, niĢana iliĢkin çekimler (CD,
kaset) TMK.m.122 gereği geri istenebilecek midir? Gerçekten 122. maddede
“alıĢılmıĢın dıĢındaki” hediyelerden bahsedilmektedir. Diğer taraftan, yukarıda
alıĢılmıĢın dıĢındaki hediyelere değinilirken, ekonomik değeri olan Ģeylerden
bahsedilmiĢti. Oysa mektup, esas itibariyle bir fikri karĢı tarafa iletmek için kullanılan
bir yazılı iletiĢim aracıdır 224. Fotoğraf, ister makine ile çekilmiĢ olsun ister bir ressam
tarafından çizilmiĢ olsun, bir kiĢiyi baĢkaları için tanınabilir kılacak Ģekilde kopyalayan
217
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 38.
ÖZTAN, s.64; KOÇ, s.133
219
KÖRPÜLÜ/KANETĠ, s.63
220
ÖZESE, s. 26; Nitekim Yargıtay da tüketilebilen Ģeylerin hediye olamayacağını, ancak maddi
tazminat olarak tartıĢabileceğini kararında belirtilmiĢtir. Yrg. 3.HD,16.03.1981, 144/1382 (YKD,
Temmuz 1981, S. 7, s.819).
221
Yrg.3.HD, 08.07.2004, 6788/7878 (MeĢe Yazılım)-Aynı mahiyette Yrg. 3.HD, 06.05.1996,
4389/5280 (UYAR, c.I, s.76)
222
" Davacı (karĢılık davalı) tarafından yapılan niĢan töreni gideri olan 8000 TL'nin de niĢanın
bozulması nedeni ile davalıdan tahsili istenmiĢtir. Yukarıda belirtilen ilke gereğince, giymekle,
kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı, kuaför gideri, pasta, meyve suyu vs. gibi)
eĢyaların iadesine karar verilemeyeceğinden, davacı( karĢılık davalı) tarafından karĢılanan niĢan
töreni giderinin (yemek, fotoğraf vs..) davalıdan(karĢılık davacı) tahsili yönündeki talebin (maddi
tazminat talebinin) kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD. 06.10.2015,
2015/8007-15143 (UYAP, E.T. 22.01.2016/vurgu eklenmiĢtir).
223
Yrg. 3. HD., 4.4.2011, 2010/23167- 2011/5333 (UYAP, E.T. 03.12.2015).
224
ÖZTAN, s. 75-76; Sözlük Anlamı itibariyle haberleĢme maksadıyla yazılan kâğıt, name, betik,
yazılmıĢ, yazılı hale getirilmiĢ Ģey demektir. Bkz. DOĞAN, Büyük Türkçe Sözlük, s.758.
218
34
dıĢ görünümü, fiziki portesidir 225 . Böyle bakıldığında, mektup ve fotoğrafların
ekonomik bir değeri olmadığı konusunda duraksama yoktur. Bu özelliği nedeniyle de
öğretide, mektup ve fotoğrafların TMK 122. maddesi gereğinde iadesi istenip
istenmeyeceği tartıĢmalıdır226. Konuya ekonomik değer açısından bakanlar, mektup
ve fotoğrafların ekonomik değeri olmadığı için hediye kavramı içinde mütalaa
edilemeyeceğini, TMK m.122 gereği geri istenemeyeceğini, dolayısıyla ancak TMK
m.23-25‟de düzenlenen “kiĢiliğin korunması prensibi” çerçevesinde geri
istenebileceğini ileri sürmektedirler 227. Bu görüĢü savunanlara göre bir fotoğraf veya
mektubun niĢanlıda kalması, diğer niĢanlının kiĢilik haklarını zedeliyorsa, geri verme
TMK m. 23-25 gereği gündeme gelecektir. Mektup ve fotoğrafların iadesini ahlaki bir
borcun ifası kapsamında, eksik borç kabul edenler de vardır 228. TEKĠNAY, mektup
ve fotoğrafların TMK m.122 kapsamı dıĢında kalacağını, ancak TMK m.23-25
çerçevesinde iadenin istenebileceğinin kesin bir kural olarak kabul edilmesinin de
doğru olmayacağını savunmaktadır 229.
KiĢiliğin korunması (TMK m.23-25) eksenli düĢünüldüğünde, aslında niĢanlıların
hislerinin ürünü olan mektuplar ve fotoğraflar, evlenmenin gerçekleĢeceği inancıyla
verilmektedir. BaĢlangıçta mektup ve fotoğrafların verilmesi hukuka uygundur.
NiĢanın sona ermesinden sonra, bu mektup ve fotoğrafların diğer niĢanlıda kalması
her zaman niĢanlının kiĢiliğine bir tecavüz oluĢturmayabilir 230. Bu fikri savunanlara
göre, mektup ve fotoğrafların diğer niĢanlıda kalması kiĢilik haklarına bir saldırı
oluĢturuyorsa, ancak o zaman geri istenebilecektir 231.
NiĢan sona erdikten sonra bir niĢanlının; mektup, CD ve fotoğraflarının diğer
niĢanlıda kalmasını istememesi onun en tabi hakkıdır. Bunun manevi bir anlamı
vardır 232 . Zira artık niĢanlılar birbirlerine yabancıdırlar. TMK m.122‟yi geniĢ
yorumlamak ve mektup ve fotoğrafların istenmesini bu kapsamda değerlendirmek
daha doğru olacaktır. Aslında tartıĢmaların sona erdirilmesi için TMK m.122‟ye ek bir
fıkra ile düzenleme yapmak uygun olacaktır. EGGER ise maddenin kıyasen
uygulanması gereğini vurgulamaktadır233.
Fotoğraf her iki niĢanlı birlikte çektirmiĢler ise, ki çoğunlukla öyledir, nasıl bir
çözüm bulunacaktır? Bu takdirde fotoğrafı iade etmek yerine, imha etmek
mümkündür234. Fotoğraflar bakımından her iki niĢanlının bulunduğu fotoğrafı kesmek
de çözüm yolu olarak düĢünülebilir.
Mektuplar konusunda; sözgelimi niĢanlı kız, erkeğe olan duygularını yazıp
göndermiĢ ise kız bu mektubu erkekten istediğinde, bu mektupta erkek hakkında
225
Farklı tanımlar için bkz. GÜMÜġ, Mustafa Alper: “KiĢinin Resmi (Görünümü) Üzerindeki Hakkı”
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 1, S. 1, s. 363.
226
DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 201.
227
HATEMĠ/ SEROZAN, s.66; ÖZTAN, s.76; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 63-64; FEYZĠOĞLU, s. 55.
ABĠK, s. 110; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 49; SCHWARZ, s. 52; ÖZESE, s. 28.
228
Bu konuda bkz, ÖZTAN, s.76 dn. 271
229
TEKĠNAY, s.31
230
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.41
231
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 39; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.41.
232
GÜRSEL, s.27.
233
EGGER, s. 49.
234
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 41; DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 206-207.
35
duygular olacağından, kanaatimizce böyle bir dava açıldığında, mektubun imhası
yönünde hüküm kurmak uygun olacaktır235.
NiĢanlıya ait facebook, twetter gibi sosyal paylaĢım sitelerinde yayınlanan diğer
niĢanlıya ait yazı ve fotoğrafların da aynı kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Bu
fotoğraf ve resimlerin niĢanlıya ait sosyal paylaĢım sitesinden çıkarılmasına karar
verilebilir. KuĢkusuz, yazı ve fotoğraflar kaldırılmadığı takdirde kiĢilik hakları
çerçevesinde tazminat davasına konu edilebilir.
Bu konuda diğer bir mesele ise niĢan nedeniyle yapılan kamera çekimleri,
dolayısıyla oluĢturulan CD ve kasetlerin durumudur. Bunlar da iki tarafta
bulunacağına göre, CD ve kasetler kimde bulunuyorsa bunların da imhası
istenebilmeli ve mahkemece de imhaya karar verilmesi kanaatimizce münasip
olacaktır.
dd) BaĢlık Parası ve Kalın
Yurdumuzun kimi kesimlerinde bir gelenek olarak süregelen, niĢanlı erkek
tarafından niĢanlı kızın babasına vs. verilen baĢlık parası 236 hediye kapsamında
değerlendirilebilecek midir? BaĢlık parasının anlamı üzerinde durulacak olursa; baĢlık
yerine yöresel olarak farklı isimler kullanılsa da, mahiyet olarak baĢlık, evlenecek
erkek ya da akrabalarının kız babası veya akrabalarına yaptığı bir ödemedir 237. Kalın
ise kızın çeyizini sağlamak amacıyla, erkek tarafından verilen para veya eĢyadır 238.
Her ne Ģekilde adlandırılırsa adlandırılsın, baĢlık parasının niĢanın bozulması
halinde hediye kavramı içinde mütalaa edilerek, TMK m.122 gereği iadesi lazım
geldiği öğretide yaygın olarak kabul edilmektedir 239. Öğretide baĢka bir görüĢ, baĢlık
parasının ahlaka aykırı olduğunu ve niĢan hediyesi kapsamında geri
istenemeyeceğini savunmaktadır240.
Uygulamada baĢlık parasının, hediye kapsamında geri istenebileceği yönündeki
eski Yargıtay kararlarına241 rastlamak mümkündür. Yargıtay bu görüĢünü uzunca bir
süre devam ettirmiĢtir242. Yargıtay daha yeni kararlarında, baĢlık parasını, " hukuka
235
Ġspat açısından bakıldığında, bu türden mektupların varlığının ispatı oldukça güçtür. KuĢkusuz
mektupların varlığının, yani diğer niĢanlıya gönderildiğinin ispatı iddia eden tarafa düĢecektir. KarĢı
taraf mektubun varlığını kabul ediyorsa sorun yoktur. Kabul ve ispat olmadığı takdir
236
BaĢlık parası yerine Anadolu‟dan değiĢik isimler kullanılmaktadır. Bunlar kalın, ağırlık cihaz veya
çeyiz Ģeklinde adlandırılmaktadır. Anlamları için bkz. KOÇ, s.158-159.
237
ÖZGEN, Eralp: “Erken Evlenme BaĢlık Kadın Kaçırma”, Türkiye’de Ailenin DeğiĢimi (Yasal
Açıdan Ġncelemeler), Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayını, Ankara 1984,s.32; Ülkemizde baĢlığın kıza
verilmesi halinde “cihaz” Ģeklinde isimlendirildiği olmaktadır.
238
KOÇ, s.159; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48; DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 205.
239
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48; HATEMĠ/SEROZAN, s.67; KOÇ, s.161, GÜRSEL, s.30;
ZEVKLĠLER, s.738; ABĠK, s. 112; ÖZTAN, Medeni Kanunun Kabulü, s. 103-104..
240
TartıĢmalar için bkz. DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 203.
241
“Davacının babasının davalı tarafa 1.000lira ağırlık verdiği tanık sözleriyle sabittir. Bu para niĢanlı
namına babası tarafından verilmiĢtir ve niĢan hediyesi mahiyetindedir." Yrg. 6. HD, 01.02.1963,
8475/542 (UYAR, C.I, s. 91); BaĢlığı hediye kavramı içinde sayan diğer kararlar için bkz. YAVUZ, s.
66.
242
“Dinlenen bir kısım tanıklar niĢanlı kızın babasına baĢlık parası olarak 2.500liranın verildiğine
Ģahadet etmiĢlerdir. Babaya verilen baĢlık parası kız adına verildiğinden bunun da niĢanlı kıza verilmiĢ
bir hediye kabul etmek gerekir." Yrg. 6 HD, 16.06.1978, 4796/4888 (DALAMANLI, Lütfü/ KAZANCI,
36
veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey "(TBK m. 81; eBK
m. 65) kapsamında mütalaa etmekte ve iade edilemeyeceğine karar vermektedir 243.
KuĢkusuz Yargıtay‟ın bu yaklaĢımı çeĢitli açılardan tartıĢılabilir. Bir taraftan ahlaka
aykırılık nedeniyle eksik borç, bir taraftan ise sebepsiz zenginleĢme açısından
konuya bakılarak farklı sonuçlara ulaĢılabilir. Ahlaka aykırılık yaptırımının daha
isabetli olacağı kanaatindeyiz244. Bu açıdan, yani ahlaka aykırılık yönünden, baĢlık
"parası veren- baĢlık parası alan" ayrımını doğru bulmuyoruz 245 . Bu noktada Ģu
hususu özellikle vurgulamak gerekir ki, niĢan ya da evliliklerde kayınpederin gelinine
takı takması ya da para veya hediye vermesi ahlaka aykırı değildir. Ahlaka aykırı
olan, kızın babasının evlenmeye razı olmasını sağlamak adına, baĢlık adı altında mal
veya para almasıdır246.
2. Ġadenin Kapsamı
NiĢanlılığın sona ermesi nedeniyle istenebilecek hediyeler, niĢanlılığın
kurulduğu andan sona erdiği tarihe kadar verilen hediyelerdir247. Hediyeler elde ise
aynen iadeleri gerekir. Burada hediyelerin iadesi talebi Ģahsi bir haktır. Dolayısıyla
iade bir istihkak değil alacak davası yoluyla istenebilir248.
Hediye piyasada temin edilebilecek bir Ģey ise misli de geri verilebilir. Ancak
hediye elden çıkmıĢ ve misli de temin edilemiyorsa, sebepsiz zenginleĢme
hükümlerine göre bedeli geri istenebilir (TMK m.122/2).
Sebepsiz zenginleĢme söz konusu olduğunda, hediyeler iyi niyetle elden
çıkmıĢsa artık iadesi söz konusu olmayacaktır. Fakat hediye elden çıkmıĢ olmakla
Faruk/ KAZANCI, Muharrem: Ġlmi ve Kazai Ġçtihatlarla Açıklamalı Türk Medeni Kanunu, C.II, Aile
Hukuku, Kazancı Hukuk Yay. Ġstanbul 1991,s. 25.
243
"Tarafların duruĢma zabıtlarına geçirilen imzalı beyanları uyarınca, davaya konu paranın baĢlık
parası adı altında evlenecek kızın babası olan davalıya verildiği çekiĢmesizdir. Kural olarak kiĢinin
davranıĢ özgürlüğü, hukuk ve genel ahlak kuralları ile sınırlıdır. Daha açık bir deyimle, Türk
Hukukunun baĢlangıç noktası olan sözleĢme özgürlüğü ancak bu sınırlar içinde kalabildiği ölçüde
geçerlik kazanır. SözleĢme özgürlüğünün hukuka aykırı olarak aĢılması veya etkilenmesinin
müeyyidesi BK.nun 19 ve 20. maddelerinde gösterilmiĢ ve böyle bir bağıtın hükümsüz olduğu kabul
edilmiĢtir. KiĢinin dilediği kimse ile evlenmesi, yasanın öngördüğü sınırlar içinde temel hak ve
hürriyetinin bir gereğidir. Normal ve iyi bir ortamda kızın dilediği erkekle evlenmesi, yasaların ona
sağladığı temel haklardan olduğu kadar, onun evlilik yapmasına rıza göstermek de baba ve ananın
görevidir. NiĢan ya da evliliklerde kayınpederin gelinine takı takması ya da para veya hediye vermesi
yerel gelenek ve göreneklere uygun ise de; kızın babasının evlenmeye razı olmasının karĢılığı olarak
(baĢlık) adı altında mal veya para alması yukarıda açıklanan ölçütlere göre hukuka ve genel ahlak
kurallarına aykırıdır. O halde; Borçlar Kanununun 65. maddesi uyarınca haksız veya ahlaka aykırı bir
amaç için verilen Ģeyin istirdat edilemeyeceği düĢünülerek davanın reddi gerekirken, yanılgılı
değerlendirme ile kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD., 05.04.2010, 2010/29292010/5748 (UYAP, E.T. 29.11.2015).
244
FEYZĠOĞLU'na göre burada ahlak ve adaba aykırı bir amacın gerçekleĢtirilmesi değil, aksine
meĢru bir evlenmenin sağlanması amaçlanmıĢtır. FEYZĠOĞLU, s. 52.
245
KrĢ. DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 205.
246
Yrg. 3. HD., 05.04.2010, 2010/2929-5748 (UYAP, E.T. 18.01.2016).
247
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 37; Bu kapsamda, niĢanın yapılacağı kanaatiyle niĢanlanmadan önce
verilen hediyelerin de niĢan hediyeleri olarak kabul edilmesi gerektiği öğretide ileri sürülmektedir. Bkz.
FEYZĠOĞLU, s. 57-58. .
248
Davanın niteliğinin belirlenmesi, hediyenin üçüncü kiĢiye devri halinde önemlidir. Hediyelerin iadesi
Ģahsi hak niteliğinde olduğundan, devir halinde talep üçüncü kiĢiye yöneltilemez. Ancak, niĢanlıya
karĢı bir alacak davası açılabilir. Bkz. ABĠK, s. 120; KOÇ, s. 154.
37
birlikte, karĢılığında mal varlığına bir Ģey girmiĢse bunun iadesi istenebilir 249. Hediye
kötü niyetle elden çıkarılmıĢsa, hediyenin değerinin tamamının iadesi gerekir 250 .
Masraf yapan kiĢinin iyi ya da kötü niyetli olması TMK m.122/1‟de önemsenmemiĢtir.
Amaç niĢanın sona ermesi halinde tarafların zenginleĢmemesidir 251.
3. Geri Verme Talebinin ġartları ve Süresi
a) Geri Vermenin ġartları
NiĢanlılığın sona ermesi halinde verilen her hediyenin iadesi
gerekmemektedir. Benzer Ģekilde niĢanda her hediye veren de hediyelerin iadesini
TMK m. 122 çerçevesinde geri isteyememektedir. Bu nedenle kimlerin hediyelerin,
hangi koĢullarda, hangi hediyelerin iadesini isteyebileceğine kısaca bakmakta yarar
vardır.
aa) NiĢanlılık Dolayısıyla VerilmiĢ Olma
Ġadesi gereken hediye, niĢanlılık dolayısıyla verilmiĢ olmalıdır 252 . Hemen
belirtmek gerekir ki, tıpkı evlilikte olduğu gibi taraflardan birisi niĢanlanma tarihinde
veya hediyenin verildiği tarihte evli ise taraflar arasında yapılan niĢan mutlak butlanla
batıldır. Bu takdirde verilen hediyelerin, niĢanlılık nedeniyle verildiği kabul
edilemez 253 . NiĢanın taraflarından birisi niĢan tarihinde evli ise verilen hediyelerin
niĢanlılık nedeniyle verildiği ileri sürülse bile TMK m. 122 kapsamında iadesine karar
verilemez254. UyuĢmazlık genel hükümlere göre ve Aile Mahkemesinde değil, genel
mahkemelerde çözümlenir.
MeĢru olmayan bir sonucun gerçekleĢmesi amacıyla verilen hediyelerin,
niĢanlılık nedeniyle verildiği söylenemeyeceğinden iadesi istenemez. Yine niĢanlılık
dıĢında evlilik dıĢı iliĢkiler, birlikte yaĢama nedeniyle verilen hediyeler TMK m.122
249
DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 230; FEYZĠOĞLU, s. 59; YAVUZ, s. 67.
YAVUZ, s. 67; KILIÇOĞLU, s.246; ERGÜN, s. 10; FEYZĠOĞLU, s. 59.
251
ÖZTAN, s.73.
252
DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.41; KOÇ, s.133; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 37.
253
"Her ne kadar davanın niteliği “niĢan bozulması nedeniyle eĢyaların iadesi” davası olarak
adlandırılmıĢ ve bu nedenle de aile mahkemesi tarafından yargılama yapılarak sonucuna uygun karar
verilmiĢ ise de; davacının 09.02.2004 tarihinden beri Fas uyruklu bir bayanla evli olduğu ve bu evliliği
Modena Mahkemesine 18.12.2008 tarihinde açtıkları dava sonucu boĢanma kararı verilerek sona
erdirildiği anlaĢılmaktadır. Davalının ise 21.09.2006 tarihinde niĢanlandığı ve davalıdan ayrılma
sebebinin de bu olaya dayandığı anlaĢılmaktadır.
Yine, TMK.nun 118. maddesi hükmüne göre; ”niĢanlanma, evlenme vaadiyle olur.”Gerçekte evli olan
birisi bir baĢkası ile yeniden niĢanlanma akdi yapamaz. ġayet yapılmıĢ ise yapılan bu akid geçersiz
olup yasal anlamda niĢan akdi olarak kabulü olanaksızdır." Yrg. 3. HD. 11.06.2009, 2009/81062009/10088 (UYAP, E. T. 11.10.2015).
254
"...Davacı, davalı ile aralarındaki niĢanın bozulması nedeniyle, niĢan hediyesi olarak sahibi olduğu
dairenin 1/3 hissesini 09.06.2003 tarihinde davalıya bedelsiz devredildiğini ileri sürerek asıl davada
tapu iptali ve tescil, birleĢen davada ise ecrimisil talebinde bulunmuĢtur... Taraflardan birinin niĢan
tarihinde veya dava konusu dairenin niĢan hediyesi olarak devredildiği tarihte bir baĢkası ile evli
olmaları halinde, taraflar arasında yapılan niĢan mutlak butlanla batıl olup, hukuken tarafları
bağlayıcı bir sonuç doğurmaz..." Yrg. 3. HD., 01.07.2015, 2015/6128-12227 (UYAP, E.T.
03.01.2016/vurgu eklenmiĢtir).
250
38
gereği geri istenemez255. Hatta bu gibi hallerde, TMK‟nun 122. maddesinin kıyasen
dahi uygulanması mümkün değildir. Nitekim Yargıtay kararları da bu yöndedir256.
Bir hediyenin niĢanlılık dolayısıyla verilip verilmediği konusunda tereddüt
oluĢtuğunda, niĢanlıların birbirlerine verdikleri hediyelerin ve yaptıkların bağıĢın,
niĢanlılık sebebiyle gerçekleĢtiği asıldır (NiĢanlılık hediyesi karinesi) . Uygulamada da
kabul edilen 257 bu karine, yerinde bir düĢüncedir 258 . Karinenin aksini iddia edenin
bunu kanıtlaması gerekir259.
bb) AlıĢılmıĢın (Mutad) DıĢında Olma
Hediyelerin geri verilebilmesi için bunların alıĢılmıĢın (mutad) 260 dıĢında
hediyeler olması gerekir (TMK m.122/1). Maddede ifade edilen alıĢılmıĢın dıĢında
hediyelerin neler olduğu konusunda Kanunda bir açıklama yapılmamıĢ, çözüm
uygulamaya bırakılmıĢtır 261. Yani, bir hediyenin alıĢılmıĢın dıĢında olup olmadığını
hâkim takdir edecektir (kural içi boĢluk)262. Yargıtay, alıĢılmıĢ hediyelerden kastın;
giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eĢyalar olduğunu bir kararında
açıklamıĢtır263.
AlıĢılmıĢın dıĢında hediye yöreden yöreye farklılık gösterebilir264. Yine, tarafların
sosyal ve ekonomik durumuna göre de değiĢebilir. Uygulamada bir hediyenin
255
KuĢkusuz "Taraflar arasında niĢan değil, gayri resmi evlilik vardır. Tarafların nikâhsız yaĢamaları bu
birleĢmenin kanuni ve medeni evlenmeye takaddüm eden bir niĢanlanma mahiyetinde olmadığını
göstermektedir. Bu nedenle davacının davalıya verdiği ziynet eĢyalarının meĢru olmayan bir maksadın
istihsali için verilmiĢ olduğunu kabul zarureti vardır. BK'nın 65. maddesine göre gayri ahlaki bir amacı
sağlamak için verilen Ģeylerin geri alınması mümkün değildir. NiĢanın bozulmasında hediyelerin iadesi
ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabet
yoktur." Yrg. 4. HD., 29.09.2011, 2010/8156-2011/9793 (UYAP, E.T. 10.11.2015).
256
“ Davacı ile davalı bir araya gelerek iki sene karı koca gibi yaĢadıkları, daha sonra geçinemeyerek
ayrıldıkları anlaĢılmaktadır. Tarafların iki sene nikâhsız yaĢamaları bu birleĢmenin kanuni ve medeni
evlenmeye takaddüm eden bir niĢanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle
davacının davalıya verdiği 9.750… TL.nin ve yaptığı harcamaların meĢru olmayan bir maksadın
istihsali için verilmiĢ bir paradan ibaret olduğunu kabul zarureti vardır. BK.nun 65.maddesine göre
gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen Ģeylerin geri alınması mümkün değildir. NiĢanın
bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek
davanın kısmen kabulünde isabet yoktur." Yrg. 3. HD. 24.04.2006, 355/6349 ( MeĢe Yazalım).
257
Yrg. HGK. 03.10.1984, 3-308/780 (YKD. 1985, Sayı 1,s.24-25).
258
KOÇ, s.133.
259
KuĢkusuz verilenlerin hediye değil ödünç, avans gibi baĢka bir saikle verilmiĢ olabilir. Bunlar hediye
kavramı içinde olmadığından hangi hediye olarak değil ödünç vs olarak verildiği kanıtlanmalıdır. Bkz.
DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 220.
260
743 s. Türk Kanunu Medenisinde, alıĢılmıĢ yerine "mutad" ifadesi kullanılmıĢtır(m. 86).
261
ÖZKAN, Hasan: Aile Hukuku Davaları ve Tatbikatı, Legal Yay., Ġstanbul 2004,s.76; ÖZTAN, s.
65; KOÇ, s.133; ABĠK, s. 105; Burada kural içi boĢluk bırakılmıĢ, hâkime takdir hakkı (TMK m. 4)
tanınmıĢtır.
262
DURAL/OĞÜZ/ GÜMÜġ, s.42.
263
Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516 (UYAP, E.T. 29.11.2015).
264
Aslında önceki Türk Kanunu Medenisindeki, yukarıda ifade edilen, "mutad" kelimesinin anlamında
da bu vardır. Yani "mutad" itiyad edilen, görenek, adet, topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre
gibi anlamları içinde barındırmaktadır. Belirtmek gerekir ki, yeni ifadeye rağmen uygulamada alıĢılmıĢ
dıĢında ifadesinden de, benzer anlamlar çıkarıldığı görülmektedir.
39
alıĢılmıĢının dıĢında kabul edilmesi için Ģu kriterler aranmaktadır265:
- Örf ve âdete göre verilmeli,
- Hediyenin maddi değeri günün koĢullarına göre fahiĢ olmamalı.
FahiĢlik kavramı net olmadığından fahiĢlikten muradın ne olduğu konusu
üzerinde durulmalıdır. FahiĢlik olgusu daha çok tarafların mali ve sosyal durumları
göz önüne alınarak belirtilmelidir266. NiĢanlının mali gücünü aĢarak verdiği hediyenin
fahiĢ olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay mutad dıĢı olma ve fahiĢlik gibi konularda
bilirkiĢi görüĢüne baĢvurulabileceğini belirtmektedir 267. Ancak bilirkiĢi raporu hâkim
tarafından denetlenmeli, örf ve adet yanında, tarafların mali ve sosyal durumları da
göz önüne alınmalıdır268.
Uygulamada, niĢan yüzüğü dıĢındaki tüm (altın) takılar, alıĢılmıĢın dıĢındaki
hediye olarak kabul edilmektedir 269 . Bu nedenle, niĢan yüzüğü dıĢındaki altın ve
ziynet eĢyasının iadesi gerekir270. NiĢanlanmanın sembolü olan niĢan yüzüğünün271
iade kapsamında kabul edilmemesi ilginçtir 272 . Hâlbuki niĢanı bozma anlamına
gelmek üzere, yüzüğün ilk gönderilen niĢan hediyesi olduğu görülür. Hatta yukarıda
ifade edildiği üzere, niĢanı bozma anlamına gelmek üzere niĢan yüzüğü kastedilerek,
"niĢanı atmıĢ" denilir.
265
"NiĢan hediyelerinin mutad sayılabilmesi, yöresel örf ve âdete göre verilen hediyelerden olması
yanında maddi değerinin de günün koĢullarına göre fazla olmayan hediyelerden olmasına bağlıdır ve
bu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmelidir." Yrg. 3. HD. 26.02.2014,
2013/1775- 2014/2921(UYAP, E.T. 09.10.2015).
266
Yrg. 3. HD, 16.12.2004, 13785/13931 (MeĢe yazılım); Benzer Mahiyette Karar için bkz. YAVUZ,
s.220.
267
Yrg. 3. HD, 12.10.1992, 1313/16428 (YAVUZ, s.220), Yrg. 3HD., 13.04.2004, 2780/3636
(GENÇCAN, Medeni Kanun, C.I, s.1054).
268
“ Hükme dayanak yapılan bilirkiĢi raporunda, ÖdemiĢ civarında bir adet yüzük, bir adet altın set
takım, bir adet kalın bilezik, saat ve muhtelif giyim ve çeyiz eĢyalarının mutad hediye olduğu belirtilmiĢ
ve bu gerekçeyle davanın bir kısmı ret edilmiĢtir. NiĢanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri
alınması istemine iliĢkin davalarda TMK.nun 86.(yeni TMK.122mad) göre kusur aranmamakla birlikte
dava konusu yapılan hediyelerin (ve özellikle ziynet eĢyalarının) mutad olup olmadığının tespiti
konusunda sadece yöresel örf ve adetlerin varlığı yeterli olmayıp, tarafların usulünce araĢtırılıp
saptanacak mali ve sosyal durumlarının da dikkate alınması gerekir. Kaldı ki altınlar mutad hediye
kapsamında sayılmamaktadır. O halde, belirtilen nedenlerle, tarafların mali ve içtimai durumlarının da
usulünce araĢtırılarak buna dair belirlenen yöresel örf ve adet ölçüleriyle beraber değerlendirmek ve
alyans dıĢında altınların mutad hediyelerden olmadığı da gözetilerek bu yönleri içerecek nitelikte
yeniden bilirkiĢi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmesi icap ederken, bu yönlerden eksik inceleme
ve delilerin takdirinde hataya düĢürülerek sonucu gidilmesi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD.,
12.10.2003, 14773/15157 (GENÇCAN, C. I,s.1051-1052).
269
Yrg. 3. HD., 8.02.2007,1185/1408,(3.HD. 2007 Karar Kartonu/YayınlanmamıĢtır).
270
"NiĢan yüzüğü dıĢında kalan tüm altın, takı ve ziynet eĢyaları mutad dıĢı hediye olarak kabul
edilmiĢtir. Bu nedenle niĢanın bozulması nedeniyle niĢanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da
onlar gibi davrananların diğer niĢanlıya vermiĢ oldukları ziynet eĢyaları verenler tarafından geri
istenebilir." Yrg. 3. HD., 14.05.2015, 2015/3347-2015/8639(UYAP, E.T. 18.01.2016).
271
Yüzüğün niĢanlanmanın sembolü olması konusunda ayrıntı için bkz. AYDEMĠR, Adem: “Türk
Folklorunda NiĢanlanma ve Evlilik Sembolü Olarak„Gerdanlık, Küpe ve Yüzük”, Türk Dünyası Tarih
Kültür Dergisi, S. 282, HAZĠRAN 2010. s. 20 vd.
272
"NiĢan bozulunca niĢanlılardan her birinin diğerine vermiĢ olduğu ağırlık ve hediyelerin ve bilhassa
niĢan yüzüğünün iadesini talep edebilmeleri adalete muvafıktır". Bkz. GÖNENSAY, s. 14(vurgu
eklenmiĢtir).
40
Bu açıklamalardan da anlaĢılacağı üzere, hediyenin alıĢılmıĢın dıĢında olması
demek, hediyenin önemli bir ekonomik değer taĢıması demektir 273 . Söz gelimi bir
niĢanlı diğerine, “seni sinemaya götürdüm, otobüs biletini aldım, çiçek getirdim, lokum
getirdim” diyerek talepte bulunamayacaktır. Çünkü bunlar alıĢılmıĢ hediyelerdir 274 .
Yargıtay, evdeki tadilat ve onarım bedelinin alıĢılmıĢın dıĢında hediye kabul eden
yerel mahkeme kararını bozmuĢtur. Yargıtay'a göre bu türden harcamalar niĢanlıya
verilen bir hediye olarak dahi kabul edilemez275.
Uygulamada, alıĢılmıĢ hediye kabul edilip iadesi gerekmeyen hediyelere örnek
vermek gerekirse; gelinlik ve niĢan giysileri ile düğün davetlilerinin taĢınması gideri 276
alıĢılmıĢtır ve istenemez. Buna karĢılık, davetiye giderleri istenebilir 277.
cc) Talep Hakkına Sahip Olma
aaa) NiĢanlılar
TMK m.122 kapsamında, her Ģeyden önce niĢanlılar birbirlerine verdikleri
hediyeleri geri isteyebilirler. Bu konuda bir uyuĢmazlıkla karĢılaĢılmaz. Sadece,
kendisinden hediyelerin istenilmesi gereken niĢanlı ergin değilse, dava kanuni
temsilciye yöneltilir 278 . Önemle belirtmek gerekir ki, Yargıtay eski uygulamalarının
aksine daha yeni kararlarında, anne-baba veya kardeĢler tarafından takılan
hediyelerin niĢanlı adına takıldığını kabul etmekte279 ve anne-baba ya da kardeĢler
tarafından takılmıĢ olsa bile, niĢanlı tarafından açılan davayı aktif husumet ehliyeti
yönünden ret etmemektedir280.
273
HATEMĠ/SEROZAN, s.66; KOÇ, s.146; DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 221.
HATEMĠ/SEROZAN, s.65-66; ERGÜN, s. 10.
275
" ...Davacının davalı ile evlendiklerinde oturacakları evde bazı onarım ve değiĢiklikler yaptırdığı,
niĢan bozulunca bunların bedelini davalıdan talep ettiği, anılan evin davalıya ait olduğunun iddia ve
ispat edilmediği, evin kime ait olduğunun ise netleĢtirilmediği anlaĢılmaktadır. Anılan ödemeler
evlenme amacı ile yapılan harcamalar sayılamayacağı gibi niĢanlıya verilen bir hediye niteliğinde de
değildir. Zira, evlilik gerçekleĢse idi davacı da davalı ile birlikte onarılan bu evde yaĢayacağından evin
güzelleĢmesinden davacı da davalı kadar yararlanacaktı. Eğer bu ev davacı ya da ailesine ait ise
kendisine ait evin değeri onarımlar sayesinde artmıĢ olacaktır. Davacı evi kiralamıĢ ve onarımlar
yaptırmıĢ ise ev sahibine ödeyeceği kira bedelinden onarım bedelini indirecektir. Davacının yaptığı
onarım masrafları anılan nedenlerle niĢanın bozulmasından doğan maddi tazminat ya da verilen niĢan
hediyelerinin iadesi koĢullarını taĢımamaktadır ..." Yrg. 3. HD., 07.09.2015, 2015/7304-13617 (UYAP,
E.T. 22.01.2016).
276
Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516 (UYAP, E.T. 22.01.2016).
277
Yrg. 3. HD. 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516 (UYAP, E.T. 22.01.2016).
278
AKINTÜRK, s.41; Bu durumda davanın babaya karĢı açılacağını belirtmekte ise de bundan kanuni
temsilciyi anlamak gerekir. Çünkü ana baba evli ise velayet hakkını birlikte kullanırlar (TMK m.337)
279
"Somut olayda davacı, set takımını kendisinin aldığını beyan etmiĢ, tanıkların bir kısmı da
yargılama esnasında davacı tarafından davalıya set takımı takıldığını söyleyerek davacının beyanını
doğrulamıĢlardır. NiĢan töreni esnasında set takımını oluĢturan bir çift bilezik ve künyeyi fiilen
davacının anne ve kız kardeĢinin takması, bunları davacının almadığını göstermez. Buna göre set
takımını hediye verenin davacı olduğu kabul edilerek, bu takımı oluĢturan bir çift bilezik ve künye
yönünde de davanın kabulü gerekirken reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD.,
17.1.2008, 2007/19044-2008/481 (UYAP, E.T. 02.10.2015).
280
Yrg. 3. HD., 03.12.2013, 2013/14453-17133 (UYAP, E.T. 15.08.2015).
274
41
bbb) Ana, Baba veya Onlar Gibi Hareket Edenler
Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkına sahip olan diğer kiĢiler; niĢanlıların
ana, babası ile onlar gibi davrananlar ile sınırlı tutulmuĢtur. NiĢanlının ana babası ile
onlar gibi davrananlar dıĢında, sözgelimi akrabalar tarafından niĢanlılara verilen
hediyeler TMK m. 122 uyarınca istenemez281. Sözü geçen üçüncü kiĢiler, koĢulları
varsa, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine gidebileceklerdir282.
Verilen hediyeleri TMK 122 maddeleri gereğince isteyebilecekler sayılırken
ana, baba yanında onlar gibi davrananlardan söz edilmiĢtir. Bunların, niĢanlıya bakan
aile, Darülaceze, esirgeme kurumu gibi yerler olduğunu belirtmek gerekir. Bunun
yanında evlenmeyi teĢvik için niĢanlanmaya önayak olan Belediye, dernek ve vakıf
gibi yerler, yani imkanı olmayanları evlendirmek amaçlı hayır kurumları da ana baba
gibi hareket eden kavramına dâhil olabilir283. Keza evlat edinen de bu kapsama girer.
Bu baĢlık altında tekrar etmek gerekir ki, Yargıtay önceleri hediyeyi ana baba
vermiĢse onlar tarafından istenebileceği yönünde kararlar vermekte iken 284, daha
yeni kararlarında, anne-baba ya da kardeĢler tarafından takılmıĢ olsa bile, bunların
niĢanlı adına takıldığı kabul edilmekte, niĢanlı tarafından istenebileceğine karar
verilmektedir285.
dd) NiĢanlılığın Evlenme DıĢında Bir Nedenle Sona Ermesi
Hediyelerin geri istenebilmesi için niĢanlılığın niĢanlıların birbirleriyle
evlenmeleri dıĢındaki bir nedenle sona ermesi gerekir(TMK m. 122/4)286. NiĢanlılık
niĢanlıların birbirleriyle evlenmesi ile sona ermiĢse zaten normal olarak hediyelerin
istenmesi söz konusu olamaz 287.
281
Üçüncü kiĢiler ve akrabalar anne baba gibi davrananlar dıĢındaki kiĢilerdir. Yoksa anne babanın
olmaması/ilgilenmemesi nedeniyle anne baba gibi davrananlar zaten niĢanlılık hükümlerine göre
taleplerini ileri sürebilecektirler. Bkz. DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 225.
282
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 40; TEKĠNAY, s.32-33, VELĠDEDEOĞLU, s.40; ABĠK, s. 108;
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48.
283
Bu gibi kuruluĢlar da niĢanlılara verdikleri hediyeleri aynı koĢullarda isteyebilirler. Bkz. ERGÜN, s.
10; ARSEBÜK, s. 533 dn. 95.
284
"Davacının babası tarafından verildiği tanık beyanları ile sabit olan bir adet altın kaplama kol saati
ve 1 adet bilezik ile bir çift küpenin iadesi bizzat ancak bizzat verenler isteyebilir. Davacının aktif
husumet ehliyeti bulunmamaktadır. (Yrg. 3. HD., 01.10.2001, 8176/8428 (MeĢe yazılım)
285
"Davalı taraf, ziynet eĢyalarının davacının bizzat kendisi tarafından alınmadığını (zira, öğrenci olup,
bir gelirinin bulunmadığını) savunmuĢ; mahkemece de; altın ve hediyelerin davacı tarafından davalıya
verilmediği, davacının anne ve babası tarafından davalıya verildiğinden bahisle, davanın reddine karar
verilmiĢtir. Oysa niĢan törenlerinde takılan takıların bizzat davacı niĢanlı tarafından takılması
zorunluluğu bulunmamaktadır. Ana-babanın ya da onlar gibi davrananların niĢanlı adına taktıkları
takılar, davacı niĢanlı tarafından takılmıĢ sayılır ve niĢanın bozulması durumunda da bizzat talep
edilebilir. Örf ve âdete göre, niĢan törenlerinde, takıların, niĢanlıların birbirine bizzat takmalarından
çok, genelde bir aile büyüğü veya ana-baba veya kardeĢlerden biri tarafından takıldığı bir gerçekliktir.
O halde, mahkemece; davacı(niĢanlı) veya davacı adına hareket eden ana-baba veya kardeĢleri
tarafından takılan takıların saptanarak, hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve
eksik inceleme sonucu yazılı Ģekilde hüküm tesisi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD. 03.12.2013,
2013/14453-17133 (UYAP, E.T. 18.08.2015/vurgu eklenmiĢtir).
286
Kaynak Ġsviçre Medeni Kanunu'nun 94. maddesinde, niĢanlılığın ölümle sona ermesi halinde
hediyelerin geri verilmeyeceği hükmü 4721 s. TMK m. 122'ye alınmamıĢtır. Bkz. KILIÇOĞLU, Aile
Hukuku, s.35.
287
AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48; DURAL/OĞÜZ/GÜMÜġ, s. 42.
42
ee) Kusur ġartının Aranmaması
Tazminat taleplerinin aksine, hediyelerin geri istenmesi için davalı niĢanlı, anababa veya onlar gibi davrananların kusurlu olması gerekmemektedir 288 . TMK
m.122‟de kusur Ģartı aranmamıĢtır 289. Yani kusurlu niĢanlı da verdikleri hediyeleri
geri isteyebilecektir 290 . Yargıtay uygulamasında da hediyelerin iadesine karar
verilebilmesi için davalının, yani iade ile borçlu olanın bir kusuru aranmamaktadır291.
Yargıtay'ın bu yöndeki uygulaması istikrarlıdır292.
b) Geri Vermeyi Ġsteme Süresi
NiĢanın sona ermesi nedeniyle hediyelerin geri istenmesinde, bir yıllık
zamanaĢımı süresi öngörülmüĢtür (TMK m.123). Sürenin niteliğinin zamanaĢımı
olduğu ve zamanaĢımını iliĢkin genel kuralların uygulanması gerektiğini hatırlatmak
gerekir. ZamanaĢımının ne zaman iĢlemeye baĢlayacağı konusu bu noktada önem
arzetmektedir. Eğer niĢanı bozma açık bir beyan ile yapılmıĢ ise karĢı tarafa ulaĢtığı
anda zamanaĢımı süresi baĢlar. Buna karĢılık açık bir beyan olmadan, yani çeĢitli
davranıĢlar ile niĢanlılığın sonlandırıldığı anlaĢılmakta ise bu davranıĢların öğrenildiği
tarihten itibaren zamanaĢımı süresi baĢlayacaktır 293 . Kanunda zamanaĢımının
niĢanlılığın sona ermesinden itibaren baĢlayacağından bahsedilmiĢ ise de, tazminata
iliĢkin kısımda açıklandığı üzere, niĢanın bozulduğu diğer niĢanlı tarafından daha geç
öğrenilmiĢ olabilir. Bunun tipik örneği niĢanlının üçüncü kiĢi ile evlenmesi halidir. Bu
halde evlenme akdi diğer niĢanlıdan gizlenerek, sürenin geçmesi sağlanmıĢ ise
zamanaĢımı süresinin öğrenmeden itibaren iĢletilmesi hakkaniyete uygun
olacaktır294.
288
"TMK'nun 122.maddesine göre; niĢanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri alınması istemine
iliĢkin davalarda kusur aranmaz. Mutad dıĢı hediyeler ise aynen iade edilir. Aynen iade mümkün değil
ise, karĢılığı olan bedel sebepsiz zenginleĢme kurallarına göre geri verilir." Yrg. 3. HD. 06.10.2015,
2015/8007-15143 (UYAP, E.T. 12.01.2016).
289
DURAL/OĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 42; KOÇ, s.156
290
HATEMĠ/SEROZAN, s.66; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s.63
291
“NiĢan nedeniyle niĢanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi hareket edenlerin
(somut olayımızda dedenin) diğer niĢanlıya vermiĢ olduğu hediyeler geri istenmektedir. Bu durumda
taraflardan hangisinin kusurlu olduğuna bakılmaz." Yrg. 3. HD., 17.04.1995, 4872/5138 (UYAR, s.77);
“ Dava dilekçesinde niĢan bozulması nedeniyle 3.482.000 lira değerindeki hediyelerin aynen veya
bedelen faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili” istenilmiĢtir. Mahkemece, davanın reddi
cihetine gidilmiĢ hüküm davacı, tarafından temyiz edilmiĢtir. Mahkemece dava, taraflar arasındaki
niĢanın davacının kusuruyla bozulduğunun belirlendiğinden ve kusurlu olan tarafın verdiği hediyeleri
geri alma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiĢtir. Oysaki Türk Medeni Kanununun 86.maddesi
(4721,s.TMK m.122) niĢanın bozulmasından dolayı verilen hediyelerin geri alınması, kusur koĢuluna
bağlı kılınmamıĢtır." Yrg. 3. HD., 09.03.1992, 6627/4927 (YKD, Mayıs 1995. s. 690/Parantez içi bilgi
eklenmiĢtir).
292
" NiĢanın bozulması nedeniyle mutad dıĢı hediyelerin geri alınmasına iliĢkin davalarda kusur
aranmaz." Yrg. 3. HD., 17.03.2015, 2014/18045-2015/4348 (UYAP, E.T. 13.12.2015).
293
KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 42-43.
294
DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 234-235.
43
4. Geri Verme Davası ve Usul
a) Geri Verme Davasının Tarafları
aa) Davacı
TMK m.122 gereği hediyelerin geri verilmesi davasını; niĢanlılar, niĢanlının ana
ve babası ile onlar gibi davrananlar açabilir 295 . Belirtmek gerekir ki, davacı
hediyelerin aynen iadesi, bu mümkün olmadığı takdirde bedelini isteyebilir. Bu
durumda hediyelerin bedeline hükmedilmekle yetinilmez. Aynen iadeye de karar
vermek gerekir. Aynen iade halinde, her bir hediyenin bedelinin de bilirkiĢiye tespit
ettirilerek, infazda tereddüde mahal bırakılmayacak Ģekilde hükümde belirtilmesi
gerekir296.
bb) Davalı
Davalı hediye verilen diğer niĢanlıdır297. NiĢanlının yaĢı küçük ise dava kanuni
temsilciye yöneltilir. Bu davada husumet niĢanlının yakınlarına yöneltilemez298. Dikkat
edilmesi gereken husus, niĢanlanma ve davanın açılması sırasında yaĢı küçük olan
davalının, dava sırasında ergin olma halidir. Bu halde dava dilekçesi niĢanlı asıla
tebliğ edilir. Hüküm de velisi değil, ergin niĢanlı hakkında kurulur299. Evlenmenin kiĢiyi
ergin kıldığı unutulmamalıdır (TMK m. 11/2).
295
Hasan ÖZKAN, s.76; YAVUZ, s.76; " Hediyelerin geri verilmesi davasının davacısı, niĢanlılar,
niĢanlıların ana ve babası, niĢanlıların ana ve babası gibi davrananlardır." Yrg. 3. HD., 19.03.2015,
2014/11651-2015/4434 (UYAP, E.T. 15.12.2015).
296
"Davacı taraf dava dilekçesinde, niĢan nedeniyle hediye edilen altın ve ziynet eĢyasının aynen
iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde rayiç bedel üzerinden tahsiline karar verilmesini
talep etmiĢ, mahkemece, ziynet eĢyaların bedeline hükmedilmiĢtir. ĠĠK'nun 24/4.maddesi gereğince;
taĢınır tesliminde, borçlunun yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır hükmü bulunsa da aynen
iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eĢyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi
özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Mahkemece; ziynet eĢyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve
gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde miktarın hüküm altına alınmasına
karar verilmesi gerekirken, yalnızca ziynet eĢyalarının bedeline iliĢkin hüküm kurulmuĢ olması doğru
görülmemiĢ olup, bu husus bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD., 28.05.2015, 2014/16875- 2015/9687
(UYAP, E.T. 19.01.2016).
297
YAVUZ, s.76; FEYZĠOĞLU, s. 57; ERGÜN, s. 10; "Hediyelerin geri verilmesi davasının davacısı,
niĢanlılar, niĢanlıların ana ve babası, niĢanlıların ana ve babası gibi davrananlardır. Hediyelerin geri
verilmesi davasının davalı yanı ise hediye verilen niĢanlıdır." Yrg. 3. HD., 19.03.2015,
2014/11651- 2015/4434 (UYAP, E.T. 23.12.2015/vurgu eklenmiĢtir).
298
YAVUZ, Nihat: “NiĢan Hukukunda Hediyeleri Geri Ġsteme Davası” Yargıtay Dergisi, C. 21, Sayı 3,
Temmuz 1995, s.268 (YAVUZ, Hediyeleri Geri İsteme Davası); FEYZĠOĞLU, s. 57.
299
"Davacı davalı Yunus ...'nın velayeti altındaki Fadime ile Mayıs 2001 tarihinde niĢanlandığını ancak
niĢanı bozan Fadime'nin baĢkası ile niĢanlandığını beyanla niĢan hediyesi olarak verilen muhtelif giysi
ile sekiz adet bilezik, on adet çeyrek altın, dört adet yüzük ve bir kol saatinin iadesini, olmadığı
takdirde bedeli olan 2.800.000.000 liranın tahsiline karar verilmesini istemiĢtir... Mümeyyiz ve reĢit olup
kısıtlı olmayan her gerçek kiĢi tam dava ehliyetine sahiptir. Bu nedenle kendisi dava açabilir ve takip
edebilir. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte Fadime reĢit olmadığı için babası aleyhine (Fadime'ye
velayeten) dava açılmıĢtır. Ancak dosya içerisinde ibraz edilen vukuatlı nüfus kayıt örneğine göre
Fadime'nin 27.12.2002 tarihinde evlendiği anlaĢılmaktadır... Dava sırasında reĢit olan çocuk yerine
kanuni temsil yetkisi olmayan babası aleyhine hüküm kurulması usul ve yasaya uygun değildir." Yrg.
3. HD., 22.06.2006, 2006/8184-8251(UYAP, E.T. 16.08.2015).
44
b) Mirasçılar ve Devir Meselesi
Hediyelerin geri verilmesini talep etme hakkı baĢkalarına devredebileceği gibi
miras yoluyla da mirasçılara intikal eder300. NiĢanlılık devam ederken niĢanlılardan
birisinin ölümü halinde, ölenin mirasçıları hediyelerin iadesini isteyebilir. Hiç Ģüphesiz,
niĢanlılık sona erdikten sonra fakat hediyelerin geri istenmesinden önce niĢanlı
ölürse, mirasçılar hediyelerin iadesini isteyebilir301. Bunun için niĢanlının sağlığında
hediyelerin iadesi davası açması Ģart değildir. NiĢanlı sağlığında dava açmamıĢ olsa
bile, mirasçılar zamanaĢımı süresi içerisinde iade talebinde bulunabilirler.
c) Görevli ve Yetkili Mahkeme
Hediyelerin TMK m.122 gereği iadesi davasında görevli mahkeme Aile
mahkemesidir (4787 s. Kanun, m.4) 302 . Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise
HSYK tarafından görevlendirilen Asliye Hukuk mahkemeleri bu davalara bakmakla
görevlidir 303. Belirtmek gerekir ki, hediyelerin TMK m. 122 hükümleri uyarınca geri
istenebilmesi için iliĢkinin bir niĢanlılık iliĢkisi olması gerekir. Aksi durumda, yani
niĢanlılık dıĢında iliĢkiler nedeniyle verilen hediyelerin geri verilmesinin istenmesi
halinde görevli mahkeme Aile Mahkemesi değil, genel mahkemelerdir304.
Yetki konusunda özel bir düzenleme olmadığından niĢan hediyelerinin geri
verilmesi davasında yetkili mahkeme, genel kural gereği davalının yerleĢim yeri
mahkemesidir (HMK m. 6). Bu tür davalara HMK m. 10'un uygulanmasının mümkün
olmadığı kabul edilmektedir305.
300
YAVUZ, Hediyeleri Geri İsteme Davası, s.268; TEKĠNAY, s.32; KOÇ, s.156
ABĠK, s. 121.
302
TANRIVER, s. 35; " Dava konusu niĢanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile
hediyelerin geri verilmesine iliĢkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un Aile Hukukuna iliĢkin
Ġkinci Kitabın 1.kısmın, 1.bölümünde düzenlenmiĢtir. Bu durumda davanın Aile Mahkemesinde
görülmesi gerekmektedir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her aĢamasında re'sen
araĢtırılmalı ve gözetilmelidir. Mahkemece, davada Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle
görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru
görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD., 25.01.2011, 2010/17936- 2011/827(UYAP, E.T. 29.11.2015).
303
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin KuruluĢ Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, m. 2/2 Bkz.
ÖZKAN, s.76, KARAGÜLMEZ/URAL, s.47.
304
"...Tarafların bir süre birlikte yaĢadıkları, tatile gittikleri mahkemenin de kabulünde olduğu gibi
aralarındaki iliĢkinin TMK'nun 118.maddesinde düzenlenen 'niĢanlanma' kapsamında
bulunmadığı anlaĢılmaktadır. Yargıtay'ın yerleĢmiĢ içtihatlarına göre; somut olayda bu eylem haksız
fiil niteliğindedir ve niĢan kapsamında değerlendirilemez. Bu nedenle 'hediyelerin iadesine' iliĢkin
davanın Aile Mahkemesinde değil, genel mahkemede bakılıp sonuçlandırılması gerekir..." Yrg. 3. HD.,
26.11.2015, 2015/11211-18974(UYAP, E.T. 25.01.2016/vurgu eklenmiĢtir).
305
Yrg. 3. HD., 23.03.1997, 7780/6187 (YKD, Temmuz 1992, s.1031); Yargıtay‟ın niĢanın bozulduğu
yerin yetkili sayan kararlarına rastlamak mümkündür. Bkz. Yrg 6. HD, 28.121977,8335/8774 (YAVUZ,
s.167) Farklı düĢünce için bkz. KOÇ, s.163.
301
45
d) Ġspat
Genel ispat kuralları 306 burada da geçerli olmakla birlikte, niĢan hediyelerinin
geri verilmesinde iddia her türlü delille ispatlanabilir. NiĢan hediyelerinin iadesi
davasında; hediyelerin verildiği ve bu hediyelerin iade edilmediği hususu
ispatlanmalıdır. Uygulamada hediyelerin verildiği, niĢan fotoğrafları, video çekimleri
ve tanık beyanları ile 307 ; hediyelerin geri verilmediği iddiası ise tanık beyanları ile
ispat yoluna gidilmektedir. Hediyelerin geri verilmesinde tanık delilinin caiz olduğunu
özellikle ifade etmek gerekir.
Uygulamada sık rastlanan bir yön, davalının genelde hediyeleri iade ettiğini
savunmasıdır. Böyle bir savunmanın yapılması durumunda, ispat yükü davalıya
geçmektedir308. Daha açık ifadesiyle, niĢan nedeniyle kendisine verildiğini kabul ettiği
hediyelerin iade edildiğini ileri süren davalı, bunu kanıtlamalıdır309.
Ġspat bahsini bitirmeden önce ifade etmek gerekir ki, davasını ya da
savunmasını diğer delillerle ispat edemeyen taraf, yemin deliline dayanmıĢ ise bu
husus mahkemece kendisine hatırlatılmalıdır310.
SONUÇ
NiĢanlılığın sona ermesinin sonuçlarının incelendiği bu çalıĢmada, TMK
m.120‟deki maddi tazminat m.121‟deki manevi tazminat ve m.122‟deki hediyelerin
geri verilmesi üzerinde durulmuĢtur. Tazminatların özel bir nitelik taĢıdığı açıktır.
Çünkü Borçlar Kanunda ve Medeni Kanunda düzenlenen diğer tazminat Ģekillerinden
ayrılmaktadır. Bu tazminatlar, bir aile hukuku sözleĢmesi olan niĢanlanma
sözleĢmesinin sona erdirilmesinin bir yaptırımı olup, Kanun genel tazminat
kurallarından farklı olarak özel Ģartlar öngörmüĢtür. Maddi tazminatın kapsamı, niĢan
giderleri ile zarar ve masraf kalemleri ile sınırlı tutulmuĢtur. Manevi tazminatta
hükmedilmesi için de kiĢilik haklarına bir saldırının varlığı aranmıĢtır. NiĢan
hediyelerinin geri verilmesi de farklı kural ve koĢullara bağlanmıĢtır. Kanunda ancak
alıĢılmıĢ (mutad) dıĢı hediyelerin istenebileceği kabul edilmiĢtir. Bir hediyenin mutad
dıĢı olup olmadığı örf ve adetlere ve tarafların sosyal-ekonomik durumlarına oranla
306
Yani TMK m. 6'daki kural evleviyetle burada da geçerlidir: Kural olarak, iddia eden ispat da
etmelidir. Yine genel ispat kurallarından; "ispat yükü hayatın olağan akıĢına aykırı durumu iddia eden
ya da savunmada bulunan kimseye düĢer" kuralı ile "ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar
çıkarmak isteyen kimsenin ispatla mükellef olduğu" ilkesi niĢan hediyelerinin geri verilmesinde de
geçerlidir. Konuya iliĢkin bir kararda; " NiĢanın bozulması nedeniyle, niĢanda hediye ettiği altınların
iadesini talep ettiği, davalı tarafın, takılan altınların sahte olduğunu savunduğu görülmüĢtür. Bu
bağlamda; niĢanda takılan altınların sahte olduğunu, bunu iddia eden davalı taraf ispatla yükümlüdür"
denilmiĢtir. Bkz. Yrg. 3. HD., 14.05.2015, 2015/3347-8639(UYAP, E.T. 19.12.2015).
307
Mahkemelerce bu noktada düĢülen önemli bir hata fotoğraf ve CD üzerinde yapılan bilirkiĢi
incelemesi sonucu davanın kabul edilmesidir. Oysa fotoğraf ve CD'ler hediyelerin takıldığını gösterir,
ancak iade iddiası ispat edilmelidir.
308
"Davalı kadın da ziynet ve diğer hediyelerin alındığını ancak kına gecesi davacı...nın
annesine teslim edildiğini savunmuĢtur. Buna göre ziynet ve diğer hediyelerin davalı kadına teslim
edildiğine dair taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. UyuĢmazlık eĢyaların davacı... erkeğe iade edilip
edilmediği noktasında toplanmaktadır. O halde; davalı kadın eĢyaları iade ettiğini savunduğuna göre,
bu hususta ispat külfeti davalı... tarafa ait olup... Yrg. 3. HD., 17.12.2014, 2014/8425-16714 (UYAP,
E.T. 19.11.2015/vurgu eklenmiĢtir).
309
Yrg. 3. HD., 17.03.2015, 2014/18045- 2015/4348 (UYAP, E.T. 02.12.2015).
310
Yrg. 3. HD. 17.12.2014, 2014/19012-16688 (UYAP, E.T. 05.12.2015).
46
fahiĢ olmaması gerekir. NiĢanlılığın sona ermesi halinde maddi tazminat ile niĢan
hediyelerinin geri verilmesini isteyecekler; niĢanın tarafları, niĢanlıların ana, babaları
ile onlar gibi hareket edenler olarak kabul edilmiĢtir. Manevi tazminatı ise ancak
niĢanlılar talep edebilirler.
KuĢkusuz niĢanlılığın sona ermesi halinde maddi ve manevi tazminata
hükmedilmesi ya da niĢan hediyelerinin iadesi için taraflar arasındaki iliĢkinin bir
niĢanlılık iliĢkisi olması aranmaktadır. Aksi takdirde geçici bir araya gelmeler, flört,
evlilik dıĢı beraberlikler bir niĢanlılık iliĢkisi olarak kabul edilemeyeceğinden bu
kapsamda istenen tazminatlar ile hediyelerin iadesi TMK m. 120-122 maddelerinde
düzenlenen hükümlere göre istenemeyecektir.
KoĢulları varsa ancak genel
hükümlere göre istenebilecektir.
NiĢanlanmayı bir aile hukuku sözleĢmesi olarak düzenleyen yasa koyucu,
niĢanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları için de ayrı ve özel bir zamanaĢımı
süresi öngörmüĢtür. Bu süre Kanunda bir yılla sınırlandırılmıĢtır. ZamanaĢımı
süresinin niĢanlılığın sona ermesinden itibaren baĢlayacağı kabul edilmiĢtir.
NiĢanlılığın sona ermesinin öğrenilme tarihi konusunda ise bir Kanunda açık bir
hüküm yoktur. Ne var ki, niĢanlıdan baĢka birisi ile evlenme gibi nedenlerle
niĢanlılığın sona erdirildiğinin diğer eĢten gizlendiği hallerde zamanaĢımı süresinin
baĢlangıcının öğrenme tarihi olarak alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır.
BĠBLĠYOGRAFYA
ABĠK, Yıldız: "Gaipliğin NiĢanlılık Üzerinde Etkisi", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005,
s. 153-181 (ABĠK, Gaipliğin Etkisi).
ABĠK, Yıldız: "NiĢanlanma ve NiĢanlılık", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005, s. 65-152.
AKINTÜRK, Turgut/ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile
Hukuku, 14. B., Beta Basım, Ġstanbul 2012.
AKĠPEK, Jale/ AKINTÜRK, Turgut/ ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni
Hukuku: BaĢlangıç Hükümleri, KiĢiler Hukuku, C. 1, 8.
B., Beta Basım, Ġstanbul 2011.
ALTUNKAYA, Mehmet: “NiĢanlanmanın Sona Ermesi Halinde Hediyelerin Geri
Verilmesi”, SBArD, S. 8, Eylül 2006, s. 159-333.
ARSEBÜK, Esat: Medeni Hukuk, C. II: Aile Hukuku, Recep Ulusoğlu Basımevi,
Ankara 1940.
AYAN, Mehmet: Medeni Hukuka GiriĢ, 3. B., Mimoza Yay. Konya 2006.
AYAN, Mehmet/ AYAN, NurĢen: KiĢiler Hukuku, 3.B., Mimoza Yayınları, Konya
2011.
AYDEMĠR,
Adem:
“Türk Folklorunda NiĢanlanma ve Evlilik Sembolü
Olarak„Gerdanlık, Küpe ve Yüzük”, Türk Dünyası Tarih
47
Kültür Dergisi, S. 282, Haziran 2010, s. 20-23.
BAġPINAR, Veysel: “Türk Medeni Kanunu ile Aile Hukukunda Yapılan
DeğiĢiklikler ve Bazı Önerilerimiz” AÜHFD, C. 52, S. 3, 2003,
s. 79-101.
BURRELL, Barrington O.: Love, Sex, & Marriage: Maximised Adulthood, Vol.
2, Revised Edition, Xlibris(Publisher), Bloomington (Indiana,
US) 2013.
DALAMANLI, Lütfü / KAZANCI, Faruk / KAZANCI, Muharrem: Ġlmi ve Kazai
Ġçtihatlarla Açıklamalı Türk Medeni Kanunu, C.II, Aile
Hukuku, Kazancı Hukuk Yay., Ġstanbul 1991.
DEMĠR,Sevgi: Türk Medeni Kanunu Aile Hukuku Alanında 4721 sayılı Türk
Medeni Kanununun Getirdiği Yenilikler, Kartal Yay.,
Ankara 2004.
DOĞAN ,D. Mehmet: Büyük Türkçe Sözlük, 6. Bası, Ġstanbul 1989.
DOĞAN, Murat: “NiĢanlanmanın Sona Ermesi Halinde Hediyelerin Geri
Verilmesi”, A.Ü. Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C. II, S.
1, s. 199-238.
DURAL, Mustafa/ÖĞÜZ, Tufan/GÜMÜġ, Alper: Türk Özel Hukuku, C. III, Aile,
Hukuku, Filiz Yay., Ġstanbul 2008.
EGGER, A.: Aile Hukuku, Birinci Kısım, Evlenme Hukuku (Çev: Tahir ÇAĞA),
2. B, Kenan Matbaası, Ġstanbul 1943.
FEYZĠOĞLU, N. Feyzi: Aile Hukuku, 3. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 1986.
GENÇCAN, Ömer Uğur: “4721 sayılı Türk Medeni Kanununa Göre NiĢanlılık”
Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi, S. 119, 15 Ağustos
2003, s. 5-11.
GENÇCAN, Ömer Uğur: Aile Mahkemesi Davaları, Yetkin Yayınevi, Ankara
2012.
GENÇCAN, Ömer Uğur: Nüfus Davaları, Yetkin Yay. Ankara 2000.
GENÇCAN, Ömer Uğur: Türk Medeni Kanunu, C. 1, 2. B, Yetkin Yay, Ankara
2007.
GÖNENSAY, A. Samim: Medeni Hukuk, C. 2: Aile Hukuku, ĠÜHF Yayını,
Ġstanbul 1937.
GRASSINGER, Gülçin Elçin: Küçüğün KiĢi Varlığının Korunması için
Alınacak Tedbirler, XII Levha Yayıncılık, Ġstanbul 2009.
GÜLER, Onur: “Evlilik Öncesi Birliktelik Olarak NiĢanlanma”, Academia, s. 3.
http://www.academia.edu/7575294/Evlilik_Öncesi_Birliktelik
_Olarak_NiĢanlanma. (E.T. 19.01.2016).
GÜMÜġ, Mustafa Alper: “KiĢinin Resmi (Görünümü) Üzerindeki Hakkı” Kocaeli
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 1, Sayı.1 (s. 363386).
GÜRSEL, Nurettin: “NiĢanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve
NiĢan
Hediyelerinin-Ağırlığın-Geri
Verilmesi”,
Adalet
48
Dergisi, Yıl 54, Ocak – ġubat 1963, s. 18-32.
HATEMĠ/KALKAN OĞUZTÜRK: Aile Hukuku, 3.B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul
2014.
HATEMĠ, Hüseyin / SEROZAN, Rona: Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, Ġstanbul 1993.
HELVACI, Serap: Gerçek KiĢiler, 3. B., Legal Yayıncılık, Ġstanbul 2010.
(HELVACI, Gerçek Kişiler).
HELVACI, Serap: Türk ve Ġsviçre Hukuklarında KiĢilik Hakkını Koruyucu Davalar,
Beta Basım, Ġstanbul 2001.
ĠNAL, Nihat: BoĢanma Nafaka, EĢya NiĢanlanma Davaları, Adalet Yayınevi,
Ankara 1998.
ĠNAN, Ali Naim: Medeni Hukuk, Banka ve Ticaret Hukuku AraĢtırma Enstitüsü
yay., Ankara 2005.
ĠNAN, Ali Naim/ YÜCEL, Özge: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 4.B., Seçkin
Yayınevi, Ankara 2014.
KARAGÜLMEZ, Ali / URAL, Sami Sezai: Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev
ve Yargılama Usulleri, Seçkin yay., Ankara 2003.
KILIÇOĞLU, Ahmet M.: Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2015.
KILIÇOĞLU, Ahmet: Medeni Hukuk, Turhan Kitabevi, Ankara 2004.
KOÇ, Nevzat: Türk – Ġsviçre Hukukunda NiĢanlanma SözleĢmesi, Dokuz Eylül
Üniversitesi Yay., Ġzmir 2002.
KÖPRÜLÜ, Bülent / KANETĠ, Selim: Aile Hukuku, Özdem KardeĢler Matbaası,
Ġstanbul 1985.
LIAU, Belinda: True Leaders, Part II: Moral Guide for Modern Living,
Autorhouse Publishing, Bloomington(Indiana, US) 2006.
LOWE, Nigel/DOUGLAS, Gillian: Bromley's Family Law, 11th Edition, Oxford
University Press, Oxford 2015.
OĞUZMAN, Kemal/ÖZ, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, 10. B.,
Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2013.
OĞUZMAN, M. Kemal/ SELĠÇĠ, Özer/ OKTAY-ÖZDEMĠR, Saibe: KiĢiler
Hukuku, 10. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 2010.
ÖZDAMAR, Demet: Türk Hukukunda Özellikle Türk Medeni Kanunu
KarĢısında Kadının Hukuki Durumu, Seçkin Yayınevi,
Ankara 2002.
ÖZESE, Hasan Hüseyin: NiĢanlılık ĠliĢkisinin Sona Ermesi ve Sona Ermenin
Hukuki Sonuçları, (YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi),
Ġ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul 1988.
ÖZGEN, Eralp: “Erken Evlenme BaĢlık Kadın Kaçırma”, in: Türkiye’de Ailenin
DeğiĢimi(Yasal Açıdan Ġncelemeler), Türk Sosyal Bilimler
Derneği Yayını, Ankara 1984.
ÖZKAN, Hasan: Aile Hukuku Davaları ve Tatbikatı, Legal Yay., Ġstanbul 2004
49
ÖZTAN, Bilge: Aile Hukuku, 4.B, Turhan Kitabevi, Ankara 2004.
ÖZTAN, Bilge: " Medeni Kanun'un Kabulünün 70'ncı Yılında Aile Hukuku",
AÜHFD, C. 44, S. 1, 1995, s. 79-125. (ÖZTAN, Medeni
Kanunu Kabulü).
PALAMUT, Mehmet E.: Medeni Hukuk, 2. B., Alfa Akademi Basım, Ġstanbul
2004.
SCHWARZ, Andreas B.: Aile Hukuku I, 2. B, (Çev. Bülent DAVRAN), Ġsmail
Akgün Matbaası, Ġstanbul 1946.
SEROZAN, Rona: Çocuk Hukuku, 2. B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2005.
SEROZAN, Rona: Medeni Hukuk, Genel Bölüm: KiĢiler Hukuku, 4.B., Vedat
Kitapçılık, Ġstanbul 2013 (SEROZAN, Kişiler Hukuku).
SĠRMEN, Lale: “NiĢanın Bozulmasında Manevi Tazminat”, Ankara Hukuk
Fakültesi Ellinci Yıl Armağanı (1925-1975), C. I, AÜHF
Yayını, Ankara 1977, s. 359-380.
ġENYÜZ, Doğan: Borçlar Hukuku, 3. B., Ekin Kitabevi, Bursa 2006.
TANRIVER, Süha: Türk Aile Mahkemeleri, Yetkin Yayınevi, Ankara 2014.
TEKĠNAY, Selahattin Sulhi: Türk Aile Hukuku, 5. B. Beta Yay, Ġstanbul 1984.
TERCAN, Erdal :“Türk Aile Mahkemeleri”, AÜHFD, C. 52, S. 3, 2003, s. 19-53 .
UYAR, Talih: Türk Medeni Kanunu, Aile Hukuku, Cilt I, Feryal Matbaacılık,
Ankara (Tarihsiz).
VELĠDEDEOĞLU, Hıfzı Veldet: Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 2. B,
Ġstanbul Matbaacılık, Ġstanbul 1950.
WEISBERG, D. Kelly: Family Law, Second Edition, Aspen Publishers, New York
2008.
YAVUZ, Nihat :“NiĢan Hukukunda Hediyeleri Geri Ġsteme Davası” Yargıtay
Dergisi, C. 21, Sayı 3, Temmuz 1995, s. 264-277.
YAVUZ, Nihat: Uygulamada NiĢan Davaları, Seçkin Yay., Ankara 1995.
YILDIRIM, Abdulkerim: Türk Aile Hukuku, SavaĢ Yayınevi, Ankara 2014.
ZEVKLĠLER, Aydın: Medeni Hukuk, GiriĢ ve BaĢlangıç Hükümleri, KiĢiler
Hukuku, Aile Hukuku, 2. B. SavaĢ Yay. Ankara 1989.
50
51

Benzer belgeler

Nişanlılık Hukuku ve Nişanlılıktaki Tazminat Davaları

Nişanlılık Hukuku ve Nişanlılıktaki Tazminat Davaları Borçlar Hukuku anlamında, akitlerin meydana gelmesi için gerekli unsurlar burada da geçerlidir. Yani evlenme vaadiyle bir tarafın teklifi (icap) ve karĢı cinsin bu teklifi kabul etmesi gerekir. "TM...

Detaylı