gosbsad - bilgikurumsal.org

Transkript

gosbsad - bilgikurumsal.org
GOSB
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERGİSİ • Sayı: 44 • OCAK-ŞUBAT 2015
OSB'ler ile ilgili düzenlemeler
Türk sanayisinin büyümesine
katkı sağlayabilir
GOSBSAD MESAJI
ÇEVRE
Ekonomiye Bakış
“Yeşil bina” üretiminde
“yeşil malzemelerin” önemi!
OSMAN CANBERİ
GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı
CEMİL YAMAN
Erke Tasarım
RÖPORTAJ
Tüketiciyi en gelişmiş ve yüksek
verimli ürünlerle buluşturuyoruz
BİLİŞİM
İnterneti, 7 Gizli Anahtarı Ellerinde
Tutan Toplam 14 Kişi Kontrol Ediyor
ÖNDER ŞAHİN
Alarko Carrier Genel Müdürü
İŞ DÜNYASI
www.facebook.com/gosbsad
www.twitter.com/gosbsad
Dergimizi Facebook ve Twitter'dan takip edebilirsiniz
CEO’lar 2015 için daha temkinli
İÇİNDEKİLER
4
10
16
44
22
54
GOSBSAD Mesajı
Yönetim
8 Ekonomiye bakış
28 Rol ve Sorumluluk Tabloları
Osman Canberi
Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
GOSB Haberleri
10 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Bilişim
32 İnterneti, 7 Gizli Anahtarı
Ellerinde Tutan Toplam 14 Kişi
Kontrol Ediyor
Fikri Işık ve TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıkoğlu GOSB’u ziyaret etti
İş Dünyası
GOSBSAD Haberleri
Şirket Haberleri
16 GOSBSAD Futbol Turnuvası
2014 sonuçlandı: Şampiyon bir kez
daha ARÇELİK LG
Röportaj
22 Tüketiciyi her zaman en
gelişmiş ve yüksek verimli ürünlerle
buluşturuyoruz
Önder Şahin
Alarko Carrier Genel Müdürü
Çevre
26 “Yeşil bina” üretiminde
“yeşil malzemelerin” önemi!
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
44 CEO’lar 2015 için daha temkinli
50 Siemens 2014 Yılı Sağlık
Sektöründe En İyi Tedarikçi Ödülü'nü
Linde Gaz’a verdi
50 Kaya Safety Yönetim Kurulu Üyesi
Ali Kaya’dan Önemli bir Saptama:
“Yüksekte çalışma yönetmeliğine acil
ihtiyaç var”
OSB Haberler
51 Bursa'da "Yeşil Sanayi Zirvesi"
52 İmalat Sanayi İstişare Toplantısı
Ülke Araştırması
54 Gelecek için büyük bir potansiyel
taşıyan: Hollanda
GOSB DERGİDEN
6
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri
Derneği Yayın Organı
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
İdare Merkezi:
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
GOSB Kemal Nehrozoğlu
Cad. Teknopark, High Tech
Bina 1. Kat A8
Gebze 41480 Kocaeli
Tel: 0 262 677 11 77
Faks: 0 262 677 11 78
[email protected]
Sorumlu
Yazı İşleri Müdürü:
Baskı:
GOSBSAD Adına
İmtiyaz Sahibi:
Dr. Osman CANBERİ
B. Ayça Ekim
Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti.
B. Ayça Ekim
Yayın Kurulu:
Atilla
HACISÜLEYMANOĞLU,
Ragıp TUNALILAR,
Altuğ ERBİL
Yeşilce Mah. Aytekin Sok.
No: 21 4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
2015 yılı GOSB Dergi için değişimin
başlangıç yılı olacak...
Teknik Yönetmen:
Dönüşüme ayak uydurabilmek, kararsız bir şekilde arada kalmamak gerekir ki; değişimin sindirilmesi ve bu gelişimin herkes
tarafından görülebilir, hissedilebilir olması ilerlemek için şarttır.
Goethe’nin söylediği gibi “Neler değişmedi ki! Dünya dönerken,
kendi ekseni etrafında dönebilene ne mutlu!..”
Fırtına ARISOY
[email protected]
Editör:
Burçin YEŞİLTEPE
[email protected]
Reklam Koordinatörü:
Bike Ayça EKİM
Tel: 0262 677 11 79
[email protected]
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden alıntı
yapılamaz.
GOSBSAD
Yapım:
Mavi Tanıtım ve İletişim
Rasim Paşa Mah.
Ayrılıkçeşme Sok.
No: 122 Kadıköy-İstanbul
Tel: 0 216 418 59 31
GOSB Dergi,
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
tarafından aylık yayınlanır.
1-3 Sayı
4 Sayı
GOSB Dergi’nin dönüşümünü sizlerin katkılarıyla sürdürmek,
sürekli değişim ve gelişim hedefimizi gerçekleştirmek istiyoruz.
GOSB Dergi’de tasarım ve içerik geliştirme çalışmalarımıza, dağıtım ağını güçlendirerek başladık. Her zaman ki gibi öncelikli
hedefimiz doğru adreslere ulaşmak; dağıtım listemizi siz değerli
katılımcılarımızla birlikte oluşturmak ve güncel halde tutmaktır.
Bu nedenle, yakın bir zamanda “GOSB Dergi’yi nerelerde görmek istiyorsunuz?” sorusunu sizlerle paylaşacağız. Kıymetli cevaplarınız dağıtım listemize güncel halini verecektir.
Bu arada GOSB Katılımcıları’ndan haberler ve tanıtım röportajlarına hız kesmeden devam ediyoruz. Ayrıca Türkiye’deki Teknoparklar içinde parlayan bir yıldız olan GOSB Teknopark’daki firmalarla ilgili haber ve makaleleri de gelecek sayılarımızda yayınlayacağız.
Yerel-Türkçe-İlmi
GOSB DERGİ 2014 YILI REKLAM FİYATLARI
Frekans
BU SAYIDA
6 Sayı
Konuk Yazar Bölümü’müzde; GOSB Katılımcılarımızın ve GOSB
Teknopark Firmaları’mızın, sektörel veya gündemdeki konulara
yönelik tespitlerine yer vereceğiz. Her sayının temasını da bu şekilde, sizin değerli katkılarınızla belirlemeyi hedefliyoruz.
Arka Kapak
3.500.- TL
2.950.- TL
2.600.- TL
Ön
Kapak İçi
3.000.- TL
2.550.- TL
2.250.- TL
Ön Kapak
Karşısı
3.000.- TL
2.500.- TL
2.250.- TL
Arka
Kapak İçi
Böylelikle sizleri GOSB Dergi’nin her sayısını birlikte oluşturmaya davet ediyoruz…
2.500.-TL
2.100.- TL
1.850.- TL
Arka
Kapak Karşısı
1.500.- TL
1.250.- TL
1.100.- TL
İç Sayfa
1.000.- TL
850.- TL
750.- TL
İç İki Sayfa
1.750.- TL
1.500.- TL
1.300.- TL
İç 1/2 Sayfa
650.- TL
550.- TL
450.- TL
Son olarak, 2014 yılının sonunda, farklı bir yoldan kariyerine devam etmek isteğiyle aramızdan ayrılan Sayın Tunçer
GÖMEÇLİ’ye; GOSB Dergi ve GOSBSAD için sağladığı değerli
katkılardan , uyumlu çalışmalarından ve aktardığı tecrübelerinden dolayı sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Dergimizin değişim
sürecinde de bizleri yalnız bırakmayacağını umarak yeni kariyerinde başarı ve mutluluklar dileriz...
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
GOSBSAD MESAJI
Ekonomiye bakış
8
Dr. OSMAN CANBERİ
Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
2
014’ün son çeyreğinde başlayan petrol fiyatlarındaki gerilemenin sonucu olarak 2015 yılında cari açıkta ve enflasyonda bir iyileşme beklentisi içine girilmiştir. Orta vadede faizlerde bir düşme gerçekleşirse, bunun yatırımlar ve istihdam üzerine olumlu etkileri ortaya çıkacaktır. Genel görünümdeki bu iyileşmeye bağlı olarak yabancı sermaye girişinde de
artış gözlemlenebilir. Petrol fiyatlarının düşmesinin ülke ekonomisine bir diğer faydası da dövize olan talebin azalması olacaktır. ABD ekonomisinin toparlanması ve istihdam piyasasındaki olumlu gelişmeler, FED’in faiz artırımına yönelik beklentilerin kaynağıdır. Bu beklenti küresel piyasalardaki genel faiz seviyesinde yukarı yönlü bir baskı yaratacak olsa da, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının genişlemeci para politikaları ve gelişmiş ülke merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü nedeniyle, global pazardaki faiz oranlarının 2015 yılında Türkiye’ye
para girişini durduracak kadar önemli düzeyde artış göstermeyeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte, likiditede ortaya çıkabilecek azalmadan olumsuz yönde çok fazla etkilenmemek için,
kapsayıcı reformlarla yapısal dönüşümün bir an önce tamamlanması gereklidir.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Avrupa Merkez Bankası’nın bu yıl uygulamaya başlayacağı,
FED’inkine benzer bir parasal genişleme programının, ABD’deki
gibi etkili bir sonuç verip vermeyeceği tam olarak öngörülememektedir. Yunanistan’daki yeni hükümetle Avrupa Birliği
arasındaki ilişkilerin yönü, Euro bölgesinde hedeflenen ekonomik iyileşme üzerinde olumsuz etki yaratabilecektir. AB’nin
Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olduğu göz önüne alındığında, AB’deki risklerin Türk ekonomisi tarafından da paylaşılıyor olduğu açıktır. Petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarında
meydana gelen düşüşler nedeniyle emtia ihraç eden ülkelerin
ekonomilerinin içinde bulunduğu zorluklar da Türkiye’nin 2015
yılı ekonomik başarımını etkileyebilecek küresel risklerdendir.
Irak, Suriye, Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere bölge ülkelerindeki sorunlarda ülke ekonomisini etkileyen jeopolitik risklerdir. Bu riskleri azaltmak için çevre ülkelerdeki karışıklıklardan
uzak durulmalı, nitelikli yabancı yatırımcıyı ürkütecek gereksiz
siyasi söylemlerden kaçınılmalıdır.
2015 Haziran’ında gerçekleştirilecek genel seçimlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek siyasi gerilimler ekonomi üzerinde bir
baskı unsurudur. Bu süreçte ülkedeki atmosferi gerecek söylemler yerine kapsayıcı söylemlerin ortaya konması faydalı olacaktır. Siyasi istikrar demokratik ülkelerde ekonomik istikrarın
teminatıdır, ancak kapsayıcı olmayan, temsilde yetersiz bir siyasi yapı kısa vadede istikrarlı olsa da, son zamanlarda belirtileri giderek artan toplumsal kırılmayı derinleştirecektir. Telafisi mümkün olmayan toplumsal kırılma sadece ekonomiyi tahrip
etmekle kalmayıp, çevre ülkelerde gözlemlendiği gibi Türkiye’yi
Ülkedeki tasarruf kaynaklarının yetersizliği, sanayinin finansmanında yabancı kaynaklara bağımlılığı artırmaktadır. Türk halkının tasarrufa yönlendirilmesi için, bireysel emeklilik sisteminde uygulanana benzer, tasarrufu özendirici politikalar geliştirilmelidir. Tasarrufun artması ve bu yolla oluşan
yerel fonların yatırıma ve üretime yönlendirilmesi,
ekonomik istikrarı sağlamlaştıracak, enflasyon ve
işsizlik üzerinde olumlu etki yapacaktır.
TCMB, maruz kaldığı baskılara rağmen, mevcut ekonomik koşullarda faiz indiriminin enflasyon üzerindeki olası olumsuz etkilerini göz önünde tutarak beklenen faiz indirimini gerçekleştirmemektedir. TCMB’nin sıkı para politikası duruşu 2015 yılında TL’nin istikrarlı seyrini koruyabilmesine olanak sağlayabilir.
Kurdaki hareketliliğin azalması, son dönemlerde enflasyon üzerindeki etkisi ön plana çıkan gıda fiyatlarının normalleşmesi ve
düşen enerji fiyatlarının kalıcılığı, enflasyonu 2015 Orta Vadeli Plan’da hedeflenen %6,3’ün de altına düşürebilecektir. ABD
ekonomisindeki iyileşmeye ve petrol fiyatlarındaki gerilemeye rağmen, Avrupa ve Çin’den gelen olumsuz veriler nedeniyle küresel büyümede belirgin bir iyileşmeden söz etmek oldukça güçtür. Dünya Bankası, 2015 yılında dünya ekonomisi için
öngördüğü büyüme tahminini revize ederek %3’e düşürmüştür.
Türkiye ekonomisinin 2015 yılı büyüme tahmini OVP’de %4 ola-
Sanayi üniversite işbirliğini, Ar-Ge ve inovasyon
gücünü artıran politikaların geliştirilerek sürdürülmesi, yeni teknoloji geliştirilmesine olanak sağlayan bir habitat oluşturulması ve geliştirilen teknolojilerin en kısa sürede ticarileştirilmesi için finansman ve iş modelleri yaratılması yoluyla orta
ve uzun vadede hedeflenen ekonomik gelişmenin
altyapısı oluşturulmalıdır. Mevcut durumda ithal
edilen malların, Ar-Ge ve inovasyona dayalı yüksek katma değerli üretimle yerelleştirilmesi cari
açığın azalmasını sağlayacaktır.
rak öngörülmüştür. Yine OVP’de net ihracatın büyümeye katkısının olmayacağı veya sınırlı olacağı beklenmektedir. Muhtemel
iç talep artışı büyümeyi destekleyici temel etken olacaktır.
Doğru kurgulanmış para ve maliye politikaları ancak ekonomik
büyümenin gerektirdiği iklimin yaratılmasını sağlar, Türk ekonomisinin büyümesinin en temel bileşeni artan sanayi üretimidir. Sanayi yatırımlarının artması için öncelikle uygun finansal
kaynak sorununun çözülmesi gerekmektedir. Ülkedeki tasarruf kaynaklarının yetersizliği, sanayinin finansmanında yabancı kaynaklara bağımlılığı artırmaktadır. Türk halkının tasarrufa
yönlendirilmesi için, bireysel emeklilik sisteminde uygulanana
benzer, tasarrufu özendirici politikalar geliştirilmelidir. Tasarrufun artması ve bu yolla oluşan yerel fonların yatırıma ve üretime
yönlendirilmesi, ekonomik istikrarı sağlamlaştıracak, enflasyon
ve işsizlik üzerinde olumlu etki yapacaktır.
Sanayi üniversite işbirliğini, Ar-Ge ve inovasyon gücünü artıran
politikaların geliştirilerek sürdürülmesi, yeni teknoloji geliştirilmesine olanak sağlayan bir habitat oluşturulması ve geliştirilen
teknolojilerin en kısa sürede ticarileştirilmesi için finansman ve
iş modelleri yaratılması yoluyla orta ve uzun vadede hedeflenen
ekonomik gelişmenin altyapısı oluşturulmalıdır. Mevcut durumda ithal edilen malların, Ar-Ge ve inovasyona dayalı yüksek katma değerli üretimle yerelleştirilmesi cari açığın azalmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte ihracat yapısı da Ar-Ge ve inovasyona dayalı üretime göre yeniden şekillendirilmelidir. Cari açığın en büyük kaynağı olan enerji ithalatını hızlı bir şekilde azaltabilmenin yolları aranmalı, enerji tasarrufu için önlemler alınmalı, kaçak kullanımın önüne geçilmeli, yenilenebilir enerji ve
nükleer enerji yatırımlarının hızlandırılması sağlanmalıdır. Ekonomik gelişmenin temel yapı taşı insandır. Gelişmenin gerektirdiği insan profilini yetiştirecek, sorgulamadan korkmayan, analitik düşünceye ve bilimsel bilgiye dayalı bir eğitim sisteminin
uygulanması gereklidir.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
GOSBSAD MESAJI
içinden çıkılmaz bir karışıklığa sürükleyebilir. Bu olumsuz gelişmelerin önüne geçmek için ülkede barışçıl ve güvenli bir ortam
yaratılmalıdır, mevcut anayasanın yerine toplumsal mutabakatla bir yenisi konulana kadar yürürlükte olan anayasa ve yasalara saygı duyulmalı ve sınırları zorlanmamalıdır, gerçek anlamda bağımsız ve güçlü bir hukuk sistemi kurulmalı, toplumun
adalet duygusunun çökmesine izin verilmemelidir. Seçim ortamının getirdiği bir diğer risk de seçim ekonomisidir. Seçim öncesi uygulanabilecek iç talebi canlandırıcı politikalar, bütçedeki ve kamu maliyesindeki disiplinin bozulması ekonomik istikrara olumsuz etki yapabilir. Her ne kadar son yıllarda seçim ekonomisi politikaları uygulanmamış olsa da, ekonominin gündemdeki önceliğini yitirmesi beraberinde olumsuz etkileri de getirebilecektir.
9
GOSB HABERLER
10
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık
ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu
GOSB’u ziyaret etti
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık ve TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu Kocaeli programları
çerçevesinde, 17 Aralık 2014
tarihinde Gebze Organize Sanayi
Bölgesi’ni ziyaret ettiler.
K
ocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu,
Gebze Kaymakamı Mehmet Arslan,
Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan
Zeytinoğlu, Gebze Ticaret Odası Başkanı
Nail Çiler, GOSB Katılımcıları ve çevre OSB
yöneticilerinin Bakan Fikri Işık ve TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na eşlik ettiği
ziyaretin ev sahipliğini GOSB Yönetim Kurulu
ve Bölge Müdürü yaptı.
GOSB’da olmaktan memnuniyet duyduklarını
ifade eden Işık ve Hisarcıklıoğlu, GOSB'u,
Türkiye'nin önder OSB'lerinden biri olarak
tanımladılar. Ziyaret sırasında OSB’lerle ilgili
önemli açıklama ve değerlendirmelerde
bulunan Bakan IŞIK; sanayicilerden gelen
talepler üzerine, OSB’lerdeki sanayi
parsellerinin yapılaşma şartlarını yeniden
gözden geçirdiklerini ve taban alanı
kısıtlamasını (TAKS) kaldırdıklarını söyledi.
Bu değişiklik ile kullanılamayan alanların
kullanılabilir hale getirildiğini belirten Bakan,
çekme mesafelerinde değişiklik yapılması
konusunda da çalışma yapıldığı bilgisini
verdi. Ziyaret sonunda, GOSB Yönetim Kurulu
Başkanı Vahit Yıldırım; Işık, Hisarcıklıoğlu ve
Güzeloğlu’na GOSB plaketi takdim etti.
Ziyaret sonrası Gebze Organize Sanayi
Bölgesi ve Gebze Ticaret Odası tarafından
GOSB’da kurulacak Mesleki ve Teknik
Anadolu Lisesinin imza töreni için Gebze
Ticaret Odasına geçildi. Sanayinin nitelikli
ara eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik,
nitelikli eğitim verecek, atölye binasının
da yer alacağı Mesleki ve Teknik Anadolu
lisenin yapımına ilişkin protokol, GOSB
Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım ve GTO
Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler tarafından
imzalandı. l
GOSB Asistanlar Birliği Faaliyetlerine ara vermiyor
GOSBAB Teknopark’ta Kermes Düzenledi
G
OSBAB, GOSB Meydan’da düzenlediği kermesten sonra bu kez de 18 Aralık tarihinde GOSB TEKNOPARK A.Ş.’de kermes düzenledi.
Organ Nakline Destek amaçlı kermese katılımları ile destek veren herkese teşekkür eden Dernek Başkanı Aytaç Şenyıl, kermese
gösterilen ilgiden memnun olduklarını ve sosyal projelere ara vermeden devam edeceklerini söyledi.l
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ADVERTORIAL
12
FESA BUSINESS HOTEL
Gebze’de iş dünyasına özel yeni bir buluşma noktası var…
Şehrin tam ortasında, sanayinin
devleştiği kavşakta, organize
sanayi bölgelerinin ve iş
dünyasının kalbinin attığı yerde,
TEM ve D100 karayollarına
bağlantısı ve Sabiha Gökçen
Havaalanı’na giriş kapısı olarak
nitelendirilecek bir konumda yer
alan Fesa Business Hotel Yönetim
Kurulu Başkanı Süleyman Çolak,
otel ve hizmetleri hakkındaki
sorularımızı yanıtladı.
Fesa Business Hotel hakkında genel bir
bilgi verir misiniz? Toplam yatırım miktarı,
toplam büyüklükleri, oda sayısı, kongre ve
toplantılar için nasıl yapı ve organizasyon
sistemi olduğu, restoran ve kafeleri vb…
F
esa Business Hotel olarak yapılan yatırım
10 milyon dolar civarında. Toplamda 6.500
metrekarelik kapalı alan içinde; 5 Business
Suit, 24 Business Tek kişilik oda, 47 Business
İki Kişilik oda, 13 Business Üç Kişilik oda, 7
Superior Aile Odası ve 1 Engelli Odası olmak
üzere toplam 97 oda, 3 adet toplantı salonu,
özel araçları ile gelecek misafirler için kapalı
ve açık otoparklarımız mevcut. Business hotel
konseptinde tasarlanmış, konfor ve kaliteyi ön
plana çıkaran ve misafirlerine eşsiz hizmetler
sunma gayretinde olan bir oteliz.
Fesa Business Hotel’in çok özel olan ve ön
plana çıkan özellikleri nelerdir?
Sabiha Gökçen Havalimanı’na, Gebze, Dilovası
ve Tuzla Sanayi Bölgelerine yakınlığımız, TEM
ve E5 karayoluna bağlantımız, Yüksek Hızlı
Tren Garı’na, İzmir Otoyolu’na ve Anadolu’nun
İstanbul’a giriş kapısı olarak nitelendirilecek bir
konumda olmamız ulaşım ve lokasyon açısından
çok önemli.
Diğer iş otellerine göre daha geniş ve iş
hayatının gereklilikleri göz önüne alınarak özel
olarak tasarlanmış odalarımız var. Yakınımızda
büyük bir alışveriş merkezi var. Otel bünyesinde
sadece otel misafirlerimizin kullanabileceği
hamam, sauna, buhar odası ve spor salonumuz
bulunmaktadır. Tamamen business konseptinde
hizmet verdiğimizden dolayı alkol servisimiz
bulunmamaktadır.
Böyle bir yatırımı neden Gebze’ye yaptınız?
Gebze, iş dünyasının hızlı gelişen bir bölgesi ve
bu bölgenin yatak ve toplantı mekanı ihtiyacı
oldukça üst düzeyde. Bölgede toplantı, eğitim ve
konaklama konusunda ihtiyaç olduğunu tespit
ettik. Otelimiz Sabiha Gökçen Havalimanı; Gebze,
Tuzla ve Dilovası Organize Sanayi Bölgelerine
çok yakın. Bu bölgeler de yoğun iş trafiği olan
bölgeler. Bütün bunlar; bu yatırımın Gebze’de
yapılmasının doğruluğunu onaylar niteliktedir
sanırım.
2015 yılı beklentileriniz nelerdir?
Fesa Business Hotel olarak hedefimizi yüksek
tutup ilk senemiz için; yüzde 80 doluluk oranı
hedefliyoruz. Tabii ki sizlerin de desteği ile.
Eğitim ve toplantı salonlarınızın
özelliklerini, kapasitesini ve buralarda ne
gibi hizmetler verildiğini öğrenebilir miyiz?
3 adet toplantı salonumuz bulunmakta. Gün
ışığı alan toplantı salonlarımızda 150 kişiyi aynı
anda ağırlayabiliyoruz. Fesa Business Hotel
‘de toplantıların özel ve samimi olmasının
gücüne bizzat inanıyoruz. Zarif bir tokalaşma,
paylaşılan bir espri, heyecanlı bir tartışma. Doğru
yer ve doğru zamanda birlikte çalışmak daha
hakiki - daha gerçektir. Birlikte ilham yaratabilir
ve sanallığı aydınlatabiliriz. Toplantılarınızın
detayları nezaketle ele alındığında ve dikkat
dağıtan unsurlar ustalıkla halledildiğinde,
başarıyla sonuca ulaşılabileceğine inanıyoruz.
Otelimizde gerçekleştireceğiniz konferans,
kokteyl ve kalabalık toplantılarınızın ilham verici
ve başarılı olacağına inanıyoruz. Bu nedenle size
yenilikçi ve esnek özellikleri olan özel misafir
salonlarımız ile Fesa Business Hotel’in güven
dolu ortamında sağlıklı yiyecek seçeneklerinizi
sunuyoruz.
Fesa Business Hotel’in açılışından bu yana
konuk ettiğiniz misafirlerinizden ne gibi
tepkiler alıyorsunuz?
Otelimizin sloganı ‘’Güven’’dir. Bu sloganı
otelimizin tüm personeli sahiplendi. Hepsi
severek işlerini yapıyorlar. Bu durum da
misafirlerimize yansıyor. Bize göre misafirlerimiz
her zaman haklıdır. Bu nedenle, tamamen çözüm
odaklı çalışıyoruz ve netice memnuniyet verici.
Fesa Business Hotel’in mutfağını diğer
otellerin mutfağından ayıran farklar neler?
Food and Beverage demek operasyon demek,
operasyon demek yaşam demek. Her şeye
konuk gözünden bakmak gerekiyor. Nelere
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
dikkat ediyorlar, nelere önem veriyorlar. Mutfak
koordinatörümüz çok deneyimli, yurtdışında
çalışmış, değişik mutfaklar tatmış, vizyon sahibi
biri. Güzellikleri ve deneyimleri hayata geçirmeye
çalışıyoruz. Bizlerin yaptığı şey iyi bir lider olmak,
iyi bir yönetici olmak. Başarımızın sırrı iyi bir
ekibe sahip olmamız da.
Fesa Business Hotel olarak misyonunuz
nedir?
Fesa Business Hotel halkaları; çalışanları ve
yöneticilerinden olan bir zincirdir. Hedefimiz
zincirin en zayıf halkasını sürekli güçlendirmek
ve Fesa Business Hotel’in personel kalite
politikasına uygun hale getirmektir. Tüm halkalar
en zayıf halkanın güçlenmesi için çalışır.
İşimiz ve çalıştığımız yerin öneminin bilinci içinde
kutsal bir mekânmış gibi işimize sahip çıkarız.
Fesa Business Hotel’in en önemli misyonu
güvenli bir ortamda konuklarına evlerinin
konforunu sunmaktır.
Hedefimiz, çevre bilinci ve toplam kalite inancı
içinde sürekli öğrenerek ve öğreterek, değişimi
yöneten, misafir odaklı memnuniyettir. Koşulsuz
müşteri memnuniyeti anlayışı felsefesi ile
çalışmak, sosyal sorumluluk bilinci içinde fayda
sağlamaktır. Misyonumuzu oluşturan temel
yapıtaşı, kalitede süreklilik ve mutlak müşteri
memnuniyetidir.l
GOSB HABERLER
14
OSB'ler ile ilgili düzenlemeler Türk sanayisinin
büyümesine katkı sağlayabilir
VAHİT YILDIRIM
OSBDER
Yönetim Kurulu Başkanı
O
SBDER olarak üyelerimizi ilgilendiren
tüm konularda faydalı, somut adımlar
atma duygu ve eylemi içinde; ilgili mercilere
sorunlarımızı aktarmak için çaba sarf ettik,
önemli adımlar attık ve atmaya da devam
edeceğiz.
Bu temelde olmak üzere; OSB'lerde
emsal oranları hususu, sanayiciler için son
derece önemli bir konu olup, tarafımızdan
sürekli güncel tutularak çok sayıda
mercide dile getirilmiş ve konuya dikkat
çekilmiştir. Bu sorunun çözümüne yönelik
ilgili düzenlemelerin yapılması için ilgili
kurumlar nezdinde görüşmeler yaptık ve
çabalarımız sonucunda, tüm eksikliklerine
rağmen, yönetmelikte bu yönde düzenleme
yapılmasına katkı sağladık.
Son olarak, Organize Sanayi Bölgeleri
Uygulama Yönetmeliği'nde değişiklik
yapılmış olup, söz konusu değişiklik 27
Aralık 2014 tarih ve 29218 sayılı Resmi
Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelikte yapılan değişiklikle; Organize
Sanayi Bölgesi sanayi parsellerindeki geri
çekme mesafeleri azalmış olup, Taban Alanı
Katsayısı TAKS: 55 ibaresi kaldırılmıştır.
Bu sayede işletmelerin parsel alanlarının
daha verimli kullanılması sağlanmıştır. Bu
durumu olumlu karşılamakla birlikte yeterli
bulmadığımızı, özellikle GOSB gibi, doluluk
oranı yüzde 100’e yaklaşmış OSB’lerde emsal
oranlarının mutlaka artırılmasının önemli bir
ihtiyacı karşılamış olacağını da belirtmemiz
gerekir. Ülkemizin ekonomik kalkınmadaki
en önemli politikalarından biri, sanayinin
teşviki ve gelişiminin önündeki hiç kimseye
bir yararı olmayan engellerin kaldırılmasıdır.
Bu bağlamda, OSB Uygulama Yönetmeliğinin
ilgili maddesinin değiştirilerek daha fazla
alan kullanılmasının önünün açılması hiç
şüphesiz ki son derece isabetli olacaktır.
Yapılacak bu değişikliğin yatırım ve istihdamı
artıracağı da bir gerçektir.
Ayrıca, yönetmelik değişikliğinde
parsellere kot verilmesi esaslarının yeniden
düzenlenmesi de sanayicinin lehine durum
oluşturmuştur.
Başka bir yenilik de finansal kiralama için
getirildi. Organize Sanayi Bölgeleri Kanununa
eklenen "Finansal kiralama" maddesi
aynen uygulama yönetmeliğine de aktarıldı.
OSB'lerde yatırım yapmak isteyen işletmeler
açısından önemli bir gelişmedir.
OSB Kanun ve yönetmeliklerinde yapılan
bu değişiklikler; pek tabidir ki yeterli ve
kapsamlı, sorunlara kökten çözüm getiren
değişiklikler olmaktan uzaktır. Özellikle Türk
Ticaret Kanununa (TTK) atıfta bulunan OSB
Kanunun 25. maddesindeki düzenlemenin,
TTK ile uyumlu hale getirilerek bu alandaki
çelişkilerin giderilmesi, yargıtayın; “açık bir
belirtme olmadığından” bahisle, dava harcı
dahi alınması gerekir yönündeki her açıdan
yetersiz bulunan 21. maddenin, OSB’lere
ait iktisadi teşebbüsleri de içerecek şekilde,
daha belirgin olarak düzenlenmesinin
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
yanı sıra, VUK, Kurumlar vergisi, Emlak
Vergisi Kanunu, KDV Kanunu ve ilgili diğer
kanunlarda da paralel düzenlemelerin
yapılması, yine; 3194 Sayılı İmar Kanunu
ve İmar yönetmeliğindeki düzenlemelere
paralel düzenlemelerin getirilerek, bu iki
mevzuat arasındaki çelişkilerin giderilmesi
(örneğin herhangi sıradan az maliyetli bir
yapı için bile, imar kanunu ve yönetmeliğinde
yapı kullanma izni alma süresi toplamda 5
yıl iken, son derece büyük maliyet getiren
bir katılımcı binası için OSB mevzuatında
3 yıl süre getirilmesi haksızlıktır) vb.
arzulanan pek çok husus bulunmaktadır. Bu
nedenle de, gerek mevcut yasal çelişkilerin
giderilerek mevzuat da bütünlük sağlanması,
gerekse, ihtiyaçların daha verimli bir şekilde
karşılanması çerçevesindeki bu haklı
taleplere ilişkin çalışmalarımızın devam
edeceği muhakkaktır. Bu çerçevede en ivedi
sorunlardan birinin ise; hizmet destek alanları
için zaten 1 olan Emsal oranının, sanayici için
de mutlaka, en azından 1’e çıkarılmasının
olduğunu da özellikle belirtmek isterim.
Bu konunun mevcut durumda, sanayiciler
için en acil ihtiyaçlardan biri olduğunu
düşünüyorum. OSB’lerdeki kapalı alanların
arttırılması, yatırımını genişletmek isteyen
işletmelerin daha hızlı gelişmesine,
mevcut taşınmazlarını daha verimli şekilde
kullanmalarına, dolayısıyla Türk sanayisinin
hızla büyümesine önemli katkı sağlayacaktır.
OSB’lerde tek parselde tek kiracı şartının da,
özellikle grup şirketleri ve büyük parsellerde
çalışan ve teknoloji gelişiminden dolayı
boşa çıkan alanlarını kiraya veremeyen
katılımcılar açısından kaynak israfı olduğu
düşüncesindeyim. Bu düzenlemenin de acilen
yapılması gerekmektedir. Yatırımcının lehine
olabilecek, üstelik kamu yararına da yönelik
olan, özünde gerçekleşmesinde yasal bir
engel de bulunmayan bu düzenlemelerin bir
an önce yapılması gerekliliği elzemdir.
Sevgi ve Saygılarımla,l
GOSBSAD
16
GOSBSAD Futbol Turnuvası 2014 sonuçlandı
Şampiyon bir kez daha ARÇELİK LG
2008 yılından bu yana yapılan GOSBSAD Futbol Turnuvalarının altıncısı
Arçelik LG’nin zaferi ile sonuçlandı. Arçelik LG altıncı Kez düzenlenen
turnuvada dördüncü defa şampiyon olarak çok önemli bir başarı elde etti.
En Centilmen Takım: Betek (Grup maçlarında
İ
Gol Kralı: Murat KÜÇÜKKUL (Betek - Altı
lk düzenlendiği yıldan bu yana tek amacı;
katılımcı kuruluş çalışanlarının şirketlerine
karşı aidiyet duygularını ve kurumlar
arasında dostluk, işbirliği ve dayanışmayı
arttırmak olan, kazananların sevindiği
ama kaybedenlerin üzülmediği, yaklaşık iki
ay süren maçlarda kazananın dostluk ve
centilmenlik olduğu turnuvanın finali 24
Aralık tarihinde Arçelik LG ile E kart arasında
oynandı. Arçelik LG’nin 2 – 0 galibiyeti ile
sonuçlanan maç sonrası, finalist takımların
Genel Müdürlerinin hazır bulunduğu ödül
töreninde ödülleri GOSBSAD Başkan vekili
Ulvi MALGİL verdi.
Turnuvanın maçları, Türkiye Futbol
Federasyonu tarafından görevlendirilen
hakemlerce yönetildi ve tüm maçlarda iki
sağlık görevlisi ile tam teçhizatlı bir ambulans
hazır bulunduruldu. On yedi takımın katıldığı
turnuvanın grup maçları dört grupta oynandı.
A Grubunu E Kart ve Dinçer Lojistik, B
Grubunu Betek ve Grundfos, C Grubunu
Arçelik LG ve Oba Perdesan ve D Grubunu da
Unigum ve Sandoz ilk iki sırada tamamladı.
Arçelik LG’nin şampiyon ve Eczacıbaşı E
Kart’ın ikinci olduğu turnuvanın üçüncülük
maçı 22 Aralık Pazartesi günü oynandı. Betek
(Filli Boya) ile Unigum’ın karşı karşıya geldiği
maçı 6 – 3 kazanan Betek turnuva üçüncüsü
oldu.
Turnuvanın şeref listesi şöyle:
Eleme usulü yapılan çeyrek final maçları
sonrası yarı finale yükselen takımlar Arçelik
LG, Betek, E Kart ve Unigum oldu.
ve çeyrek finalde sarı kart dahi görmeyen tek
takım)
maçta 15 gol)
BASF, Betek, Oba Perdesan ve Torun Metal
firmaları turnuvamıza ilk defa katıldı.
Bu yıl altıncısı düzenlenen “GOSBSAD Futbol
Turnuvası”na katılımlarıyla heyecan ve renk
katan,
ARÇELİK LG, AROMSA, BASF, BELGİN,
BETEK, DİNÇER LOJİSTİK, E KART, GOSB
BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ, GRUNDFOS, ISCAR,
LİNDE GAZ, OBA PERDESAN, SANDOZ,
SEW EURODRIVE, TEKNO KAUÇUK, TORUN
METAL ve UNIGUM firmalarına, centilmence
Şampiyon:Arçelik LG
mücadele eden sporculara, destek veren tüm
İkinci:Eczacıbaşı E Kart
kuruluşlara ve “dostluğun kazanmasına”
Üçüncü:Betek
katkıda bulunan tüm GOSB katılımcılarına
Dördüncü:Unigum
GOSBSAD olarak teşekkür ederiz. l
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
GOSBSAD
18
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
GOSBSAD
19
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
BİLİŞİM
20
Bilişim Vadisi'nin temeli
Nisan ayında atılacak
Bilişim Vadisi hayata geçirildiğinde, Türkiye bilişim teknolojileri
noktasında bölgenin en önemli ülkelerinden biri olacak.
B
ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık, Bilişim Vadisi'ne ilişkin
gelişmeleri değerlendirdi. Işık, Gebze'de
3 milyon metrekareden fazla alana inşa
edilecek Bilişim Vadisi'ni kurma kararının,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
Başbakanlığı ve kendisinden önceki Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün
döneminde alındığını hatırlattı.
Bakanlık görevini devraldıktan sonra Bilişim
Vadisi kurulma sürecini hızlandırdığını
belirten Işık, şu anda alt yapı çalışmalarının
devam ettiğini söyledi. Dünyanın en hızlı
büyüyen ve katma değeri en yüksek sektörün
bilişim olduğunu vurgulayan Işık, şöyle
konuştu: "Bilişim konusuna odaklanmak,
yüksek teknolojiyi yakalamak açısından
olmazsa olmaz. Hedefimiz, şubat ayı içinde
üst yapı ihalesinin 1. etabının ihalesini
yapmak ve aksilik olmazsa nisan ayında
Bilişim Vadisi'nin temel atma törenini
yapmak. Bunun anlamı şu; yıl sonuna doğru
veya en geç önümüzdeki yılın başında Körfez
Geçiş Köprüsü ile birlikte Bilişim Vadisi'nin
de en azından 1. etabının hizmete giriyor
olması. İnanıyorum ki Bilişim Vadisi hayata
geçirildiğinde Türkiye bilişim teknolojileri
noktasında bölgenin en önemli ülkelerinden
biri olacak."
"Vadide yer alacak firmalar
değerlendiriliyor"
Işık, Bilişim Vadisi'nde uygulanacak çalışma
konseptini de anlattı. Bilişim alanındaki
dünyanın çok güçlü bazı lider firmaları ile
Türkiye'nin orta ve küçük ölçekli firmalarını
buluşturmayı amaçladıklarını kaydeden Işık,
vadide bilişim, Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi
oluşturmayı istediklerini dile getirdi. Işık,
inkübatör (kuluçkalık) ve startup (yeni açılan)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık
firma gibi unsurları vadideki ekosisteme
yerleştirerek, bilişim noktasında Türkiye'nin
teknoloji gelişimini ve yeni firmaların sektöre,
sisteme girişini sağlayacaklarını ifade etti.
Alt ve üst yapı yatırımlarının devam ettiğine
değinen Işık, diğer taraftan global ve yerel
ölçekli firmaların Bilişim Vadisi'nde yer alması
konusunu değerlendirdiklerini söyledi.
"Çip fabrikasında optimizasyon
çok önemli"
Işık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
önderliğinde kurulacak, Türkiye'nin ilk
silisyum tabanlı çip fabrikası hakkındaki
detayların sorulması üzerine, çip üretiminin
önemine işaret etti.
Ticari çip üretiminde, Uzakdoğu'da çok ciddi
kapasite olduğunu belirten Işık, "Savunma
sanayi ve milli güvenlik konularıyla ilgili
tasarımının ve üretiminin mutlaka sizde
olması gereken bir alan var" diye konuştu.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Bu alanın gözardı edilebilecek bir alan
olmadığını vurgulayan Işık, savunma sanayi
ile bir çalışma yürüttüklerini ve Türkiye'de
milli mikro çip üretiminin gerekli olduğuna
karar verdiklerini anlattı.
Işık, çip üretiminin Türkiye'de yapılmasıyla
ilgili çalışmayı başlattıklarını kaydederek,
şunları söyledi: "Malezya seyahatimizde,
oradaki çip üretim tesislerini ve Ar-Ge
merkezlerini ziyaret etme imkanımız oldu.
Şu anda Bilkent Üniversitesi ile savunma
sanayimiz galyum nitrat tabanlı çip
üretim tesisini hayata geçiriyorlar. Şimdi
de arkadaşlarımız, hangi ölçekte silisyum
tabanlı üretim tesisi kurulacağı konusunda
çalışıyorlar. Bu konuda Türkiye'nin en önemli
birikimi, TÜBİTAK'ın Türkiye ve Yarıiletken
Teknolojileri (YITAL) merkezinde, birlikte
silisyum tabanlı çip üretim tesisini kuracağız.
Optimizasyon bizim için çok önemli,
çok büyük kapasiteler kurup verimliliği
yakalayamazsak ülkemize yük getirebiliriz,
bunun hassasiyeti içindeyiz. Çalışmalar
sonunda silisyum tabanlı çip üretim tesisini
Türkiye'ye kazandırmış olacağız."
"Çipli kimlik kartında son durum"
Işık, çipli kimlikler konusundaki son
gelişmelere değindi. Konuyla ilgili İçişleri
Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel
Müdürlüğü'nün ihaleye çıkacağını anlatan
Işık, çipli kimlik kartlarının çipini ve işletim
sistemini TÜBİTAK'ın tasarladığını ve bunun
çok önemli bir gelişme olduğunu ifade etti.
İhalede TÜBİTAK'ın misyonunun, teknik
danışmanlık olduğuna işaret eden Işık,
teknik problem çıkmaması ve rekabetin
engellenmemesi gibi noktalarda teknik
şartnamenin hazırlanmasında İçişleri
Bakanlığına tam destek verdiklerini vurguladı.
Işık, şartnamenin teknik detaylarının TÜBİTAK
mühendislerince çalışıldığını ancak kurum
olarak ihaleye girmediklerinin altını çizdi.l
RÖPORTAJ
22
Alarko Carrier Genel Müdürü
Önder Şahin:
Tüketiciyi
her zaman en
gelişmiş ve
yüksek verimli
ürünlerle
buluşturuyoruz
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
1
954 yılında kurulan, ısıtma,
soğutma havalandırma, su arıtma ve
basınçlandırma alanlarında faaliyet gösteren
Alarko Sanayi ve Ticaret A.Ş., 1998 yılında,
alanında dünyanın lider kuruluşu Carrier ile
eşit oranda ortaklığa girdi ve şirketin adı
Alarko Carrier Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak
değiştirildi. İklimlendirme sektöründe faaliyet
gösteren Alarko-Carrier, ısıtma, soğutma
ve su basınçlandırma sistemlerinin önemli
üreticileri arasında yer aldığı gibi dünyanın
önde gelen üreticilerinin distribütörlüğünü de
yaparak bu ürünleri tüketicilerine sunuyor.
İçinde yer aldığınız sektör ve ürünleriniz
hangi alanlarda/işlerde, hangi
amaçlarla kullanılıyor?
Gebze ve Dudullu’da bulunan üretim
tesislerimizde; ısıtma alanında kombi, panel
radyatör ve brülör üretirken, sirkülasyon
pompalarıyla sanayi, turizm ve tarımsal
sulama alanlarında yaygın olarak kullanılan
dalgıç pompaların üretimi devam ediyor.
Soğutma alanındaysa klima santralları ve
çatı tipi klimaların üretimini yapıyoruz. Üretici
kimliğimizin yanı sıra Toshiba markasıyla
pazara sağlamakta olduğumuz bireysel
klimalar ve ısı pompalarının yanı sıra Carrier
marka bireysel ve merkezi sistem ticari
klimaların, Wolf marka güneş panelleri, solar
kombi, yoğuşmalı kombi ve kazanlarının
ithalatını ve satışı yapıyoruz.
önemli bir üretim üssü haline geldi. Üretim
Türkiye’ye kayarken, Avrupa’daki ekonomik
krizin etkisiyle yeni pazarlara ihracat yapan
sektör, büyümesini sürdürdü. Avrupa’da
yüzde 13 civarında pazar payı olan sektörde,
ihracat yapılan ülkelerin başında Almanya ve
İngiltere geliyor.
Ürünlerinizin kullanımını hangi
alanlarda, nereye doğru geliştirmeyi
düşünüyorsunuz?
İklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren
bir şirket olarak, doğaya en az zarar veren
ürünler üretmeye odaklanıyor ve projeler
geliştiriyoruz. Ürünlerimiz, üretimden
kullanıma kadar tüm aşamalarda çevreye
en az etki edecek şekilde tasarlanıyor. Ar-Ge
çalışmalarını sürekli bu yönde geliştirip
kullanıcıya konfor sağlarken, dünyadaki enerji
kaynaklarını korumayı amaç ediniyoruz.
Bunun sonucunda inverter klima pazarının
en önemli firmalarından biri olduk. Isıtma
ürün gamımızda yer alan enerji tasarrufulu
kombilerimizle aile bütçesine katkıda
bulunuyoruz. Binalarda Enerji Performans
(BEP) Yönetmeliği doğrultusunda brülör
gelistirme çalısmalarımız devam ediyor.
Tüketici talepleri ve aynı zamanda çıkan
yönetmelikler doğrultusunda çevreci ürün
portföyümüz de artmaktadır.
Şirketinizin getirdiği ilkler var mı?
Dünya ölçeğinde çok az sayıda firmanın sahip
olduğu SA 8000 Sosyal Sorumluluk (Social
Accountability) Sertifikası, 2005 yılında alındı.
2002 yılında ISO 14001 Çevre Yönetim
Sistem Standardı ve OHSAS 18001 İSG
Yönetim Sistem Standardı konularının ikisinin
birlikte , BSI'n (British Standards Instıtue)
Türkiye'de belgelediği ilk firma olduk.
2010 yılında enerji maliyetlerimizi ve seragazı
emisyonlarımızı düşürme esaslı, etkili bir
enerji yönetimi için sistemleri ve prosedürleri
belirleyen BS EN 16001 Enerji Yönetim
Sistemi Standardı belgesi alındı.
Ar-Ge ve yaratıcı/yenilikçi
çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Gebze tesisimizde, Carrier’ın bağlı bulunduğu
UTC’nin (United Technologies) tüm
bölgelerinde hayata geçirilen “Mükemmel
Rekabet Gücüne Ulaşmak” projesini
uyguluyoruz. 5746 sayılı Araştırma ve
Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun çerçevesinde yaptığımız
başvuruyla, Ar-Ge merkezi olduk.
Tesislerimizde üretilen ürünleri sürekli
geliştirmek amacıyla, “Test ve Ar-Ge
Merkezi”nde, üniversiteler ve TÜBİTAK ile
ortak çalışma yürütüyoruz. Ayrıca Carrier’dan
yaptığımız teknoloji transferleriyle,
ürünlerimizde önemli geliştirmeler yapıyoruz.
İklimlendirme sektöründe Ar-Ge faaliyetleri
gittikçe önem kazanıyor. Müşteri beklentileri
doğrultusunda çevre dostu, enerji tasarruflu,
gelişen teknolojiyle uyum sağlayabilen yeni
ürünler geliştiriliyor.
İçinde yer aldığınız sektörün
Türkiye’deki durumu ne?
İklimlendirme sektörü, hem hızla gelişen
iç pazar talebi, hem de küresel rekabetin
yoğun olduğu uluslararası pazarlara artan
ihracatıyla, Türkiye ekonomisinin önemli
bir oyuncusu haline geldi. 2014 OcakKasım rakamlarına göre bir önceki yıla göre
yüzde 6 büyüyen sektör, 4 milyar dolardan
fazla ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’deki
iklimlendirme pazarının, 2023 yılında 5.5 kat
büyümeyle, 25 milyar doları ihracat, 35 milyar
doları iç pazardan gelmesi beklenen, toplam
60 milyar dolarlık hacme ulaşması bekleniyor.
Türkiye, iklimlendirme sektöründe son yıllarda
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
RÖPORTAJ
Şirketinizin kısa tarihçesini ve bugüne
kadarki gelişimini kısaca nasıl
özetlersiniz?
23
RÖPORTAJ
Servis, parça ve bilgi birikiminin sağladığı
avantajdan faydalanarak, bu payı %20-25’e
çıkarmayı hedefliyoruz.
İleriye dönük ne gibi bir projeksiyonunuz
var?
24
Alarko Carrier olarak aldığınız ödüller
var mı?
2012 yılının Kasım ayında gerçekleştirilen
ACE (Achieving Competitive ExcellenceMükemmel Rekabet Gücüne Ulaşmak)
Gümüş Seviye denetiminde Gebze ve Dudullu
Fabrikaları bünyesinde yer alan satınalma,
mühendislik, ihracat, insan kaynakları,
finans ve tüm üretim departmanları ACE
Gümüş Seviyeye ulaştı. Üretim ve bağlı
birimlerin Bronz Seviyeden Gümüş Seviyeye
yükselmesiyle birlikte Alarko Carrier’in diğer
Carrier fabrikaları arasındaki yeri ve kalitesi
tescillenmiş olup, fabrikalarımızda yeni
ürünlerin imalatının önü açıldı.
İhracatınız hakkında kısa bir bilgi
verebilir misiniz?
Geçtiğimiz yıl yurtiçi ve yurtdışında meydana
gelen ekonomik dalgalanmalara rağmen,
büyümeye devam ettik. 2013’te 370 milyon
TL ciro elde eden şirketimizin net kârı,
%34 artışla yaklaşık 35 milyon TL oldu. 51
ülkeye yaptığımız ihracatımız ise 2013’te
51 milyon TL’ye ulaştı. Fabrika ciromuzun
%50’sini ihracat oluşturduğu için, 2014’te,
Ortadoğu’dan Avustralya’ya kadar geniş
bir yelpazede, büyük projelerin çözüm
ortağı olmaya devam edeceğiz. Ciromuzun
yüzde 13’ünden fazlasını oluşturan ihraç
ürünlerimiz; ağırlıkla klima santralları,
radyatörler ve çatı tipi klimalardan oluşuyor.
Nasıl bir bayi ağınız var?
Türkiye genelinde 263 bayi ve 243 satış
sonrası servis birimimiz var. Doğrudan bizim
sattığımız ürünlerle ilgili faaliyet gösteren
satış mühendislerimizin bulunduğu, aynı
zamanda bayi örgütünü kontrol eden satış
bürolarımız da var. İstanbul dışında Ankara,
İzmir, Antalya ve Adana’da satış bürolarımız
bulunuyor.
Satış sonrası hizmetleriniz neler?
Bayi örgütünden bağımsız, sadece Alarko
ürünlerine servis veren 243 civarında satış
sonrası hizmetler servis ağımız var. Hepsi
birbirinden bağımsız ama sadece bizim
ürünlerimizle ilgili hizmet veriyor. Müsteri
odaklı hizmet anlayışımız doğrultusunda
bayilere sunduğumuz ürün çesitliliğiyle
müşterilerimz için komple çözümler
üretiyoruz. Toshiba klimalar için ayrı bir
dağıtım kanalı oluşturulmuş, VRF için de
çözüm ortaklığı modellerini devam ettiriyoruz.
Satış sonrası hizmetleri, faaliyetlerimiz
içerisinde yüksek büyüme potansiyeline sahip
bulunuyor. Şu anda satış sonrası hizmetlerin
tüm faaliyetlerimizin içindeki payı yüzde 12.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Alarko Carrier olarak, bugüne kadar
tüketiciyi her zaman en gelişmiş ve yüksek
verimli ürünlerle buluşturduk. Amacımız
tüketiciye en iyisini sunmak oldu. Bunun
sonucunu da toplam pazarda küçük bir
paya sahip gibi görünsek de, inverter
klima pazarının en önemli firmalarından
biri olduk. Inverter klima pazarında yüzde
14’lük payla önde gelen firmayız. Bireysel
ve hafif ticari klimalarda çevre dostu, enerji
verimliliği yüksek, en iyi fiyat-kalite oranına
sahip ürünlerle, klima pazarında teknoloji
liderliğimizi sürdüreceğiz. Son yıllarda satış
ve pazarlamasına önem verdiğimiz inverter
segmentte, en yüksek verim oranlarına sahip
ürünleri sunmaya ve kullanıcılara maksimum
fayda sağlamaya devam edeceğiz. Her yıl
büyüyen split klima pazarında, inverter
klimaların satış artışı sürüyor. Önümüzdeki
yıllarda da bu trendin devam edeceği
öngörülüyor. Çok ciddi pazar payına sahip
olduğumuz hafif ticari modellerde ve inverter
segmentte, 18 seride 60’tan fazla ürünle, en
geniş ürün gamına sahip firma unvanımızı
pekiştirmeyi hedefliyoruz.
Binalarda Enerji Performans (BEP)
Yönetmeliği doğrultusunda brülör gelistirme
çalısmalarımız devam ediyor. Damper motorlu
tek kademeli doğal gaz brülörünü - ALF
12DM-T- 2013 Temmuz ayında satısa sunduk.
ALF 180/M tipi oransal modülasyonlu
orta-ağır yağ brülörleri ise bu yılın ilk
çeyreğinde piyasaya sunduk. Ayrıca, tüm gaz
yakıtlı modülasyonlu brülörlerimizi, 2014
yılı içinde pnömatik modülasyondan, daha
kolay ayarlanabilir, daha modern ve aynı
zamanda da daha ekonomik olan elektronik
modülasyonlu tipe geçireceğiz. 2014 yılı
boyunca özellikle Kamu Özel Ortaklığı
Hastane projeleri pazarda su soğutmalı
soğutma gruplarına olan talebi arttırdı, biz
de Carrier’ın yüksek verimli cihazlarıyla
pazardaki lider konumumuzu sürdüreceğiz. l
ÇEVRE
“Yeşil bina” üretiminde
“yeşil malzemelerin” önemi!
Halihazırda, piyasada klasik malzemelere
göre maliyet farkı olmaksızın VOC değeri
düşük boya, yapıştırıcı, izolasyon malzemeleri,
geri dönüştürülmüş zemin ve tavan
döşemeleri, yenilenebilir linolyum zemin
kaplaması ve CRI sertifikalı halı, susuz
pisuarlar, verimli rezervuar, lavabo ve duş
gibi ürün ve malzemeleri tedarik etmek
mümkündür.
CEMİL YAMAN
26
Yerel Malzemeler
Ulaşımdan kaynaklanan karbon salınımı
düşürmek ve yerel ekonomiye katkı sağlamak
amaçlı olarak kullanılan yerel malzemeler
yeşil binalarda çoğunlukla kullanılan
malzemelerdir. Demir, beton, tuğla, gazbeton,
alçıpan, halı, asma tavan ve dış cephe gibi
hemen hemen tüm inşaat malzemeleri yerel
olarak tedarik edilebilmektdir.
Hurda Malzemeler
T
ürkiye’de yeşil bina sayısının artması ile
birlikte inşaat sektöründe çevreye saygılı,
sağlıklı, yeşil malzemelerin kullanımı da
artacaktır. Ancak, artan bu talebin karşısında
bugün bu malzemelerin tedarikinde sıkıntı
yaşanıyorsa da inanıyorum ki, çok kısa bir
zamanda bu ürünler Türkiye’de üretilmeye
başlanacak, yatırımcıların kullanımına
sunulacak ve yerel ekonomiye katkı
sağlanacaktır.
bu malzemelere olan ilginin artması ile yeşil
Her ne kadar yeşil malzemelerin neler
olduğu çok iyi bilinmiyorsa da çeşitli sertifika
sistemleri sayesinde yeşil binaların artması ve
Organic Compounds - Uçucu Organik
malzemeler, kısa zamanda herkes tarafından
Kullanılmış (Hurda) Malzemeler, çevresel
etkileri en düşük olanlardır. Kullanıma
elverişli olmadıkları ve görüntü itibari ile
yeni bina konseptine uymadıkları için yeni
binalarda tercih edilmemektedirler. Ancak,
gelecekte mimarlarımız bu malzemelerin
yeniden kullanılması ile ilgili güzel çözümler
bulacaklardır. Kullanılmış parke, çelik ve
taşyünü asma tavan malzemeleri, halı,
kapı, çeşitli çelik malzemeler örnek olarak
verilebilir.
bilinir hale gelecektir.
Geri Dönüştürülmüş Malzemeler
Yeşil Malzemeler; yenilenebilir, kullanılmış
Doğal kaynakların kullanımını ve bu
kaynakların çıkarılmasında ve taşınmasında
fosil tabanlı yakıtların kullanımını azaltmak
amaçlı geri dönüştürülmüş malzemeler
kullanılmaktadır. Geri dönüştürülmüş
malzeme; tüketicilerin kullanımından sonra
hurdaya ayrılmış (Post_Consumer ) inşaat
demiri ve herhangi bir üretimin çıkışındaki
hurdanın başka bir ürünün hammaddesi yada
girdisi olarak kullanılması (Pre_Consumer)
(hurda) malzemeden yapılmış, yaşam boyu
(çıkarılması, üretilmesi, taşınması, bakımı ve
uzaklaştırılması süresince) enerji tüketimi ve
bina ömrü boyunca çevresel etkileri düşük
olması ile çevre dostu, düşük VOC (Volatile
Bileşikler (kanserojen)) değeri ile de sağlıklı
malzemelerdir.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Çevre Dostu Gazlar
Özellikle soğutma gruplarında ve
yangın söndürme sistemlerinde
CFC (KloroFloroKarbon) ve HCFC
(HidroKloroFloroKarbon) gazları yerine
Ozon tabakasına zarar vermeyen ve küresel
ısınmaya neden olan etkileri azaltılmış
gazların kullanımı hızla artmaktadır. Ancak,
çevresel etkileri düşürmek için kullanılacak
gaz tipi ne kadar önemli ise, gazın
kullanılacağı soğutma sisteminin verimi ve
ömrü, yıllık gaz kaçağı oranı da o kadar
önemlidir.
Yenilenebilir Malzemeler
Uzun zaman diliminde yetişen ürünlerin
kullanımını azaltmak ve yok olmalarını
önlemek düşüncesi ile yenilenebilir
malzemeler kullanılmaktadır. Yenilenebilir
malzeme kullanımı yaygın olmamakla birlikte
tedarikinde yaşanan sıkıntıların giderilmesi ve
yerel üretimin hızlanması ile yeşil binalarda
daha çok görülmeye başlanacaktır. Bambu,
yün, pamuk, linolyum, saman ve buğday
kabuğundan yapılmış her türlü kompozit
malzeme ve mantar yenilenebilir ürünlere
örnek gösterilebilir. Bu ürünler daha çok
zemin kaplama, sabit ve hareketli mobilyalar,
asma tavan ve izolasyon malzemelerinde
kullanılmaktadır.
Sertifikalı Ahşap
Ormanların kontrollü kesimini ve çevre bilinci
ile yönetilmesini sağlamak için sertifikalı
ahşap kullanımı yeşil binalarda tercih
edilmektedir. Ancak sınırlı sayıda tedarikçinin
olması, ithal edilmesi ve çok iyi bilinmiyor
olması kullanımı zorlaştırmaktadır. Sertfikalı
Ahşap, özellikle dış cephe ve zemin kaplama
uygulamalarında kullanılmaktadır.
Düşük Emisyonlu Yapıştırıcı ve
İzolasyon Malzemeleri
Uygulama sırasında çalışanların ve daha
sonra bina kullanıcılarının sağlığını korumak
amacıyla, iç hava kirleticilerin miktarı ve
dolayısıyla rahatsız edici ve zararlı kokuları
azaltılmış yapıştırıcıların kullanımı zorunlu
hale gelmektedir. Bunun için yeşil binalarda
yaygın olarak, düşük VOC miktarı içeren
yapıştırıcılar kullanılmaktadır. Bu ürünlerin
yaygın olarak kullanıldığı alanlar, zemin
kaplama, mekanik kanalların izolasyonu, PVC
boruları, Cephe iç uygulamalarıdır.
Düşük Emisyonlu Boyalar ve Zemin
Kaplamaları
Çalışanların ve bina kullanıcılarının sağlığını
korumak için düşük VOC miktarı içeren
boyalar, Epoksi ve Poliüretan gibi zemin
kaplamaları kullanılmaktadır. Her türlü
zemin kaplamasında kullanılan Epoksi ve
Poliüretan, iç duvarlarda kullanılan boyalar
ve iç mekanlarda kullanılan çelik malzemeler
üzerine uygulanan boyaların içerdiği VOC
miktarı belirlenmiş limitler altında olmalıdır.
Düşük Emisyonlu Zemin Kaplama
Sistemleri
Bina iç mekânlarında kullanılacak
seramik, halı ve diğer sert zeminler belirli
sertifikalara sahip olmalıdır. Halı ve seramik
yapıştırıcılarının ve diğer tüm zemin kaplama
malzemelerinde kullanılan yapıştırıcıların VOC
değeri belirlenmiş limitler altında olmalıdır.
Düşük Emisyonlu Kompozit Malzemeler;
Sağlıklı ortamlar oluşturmak için bina iç
mekânlarında kullanılacak MDF, Suntalam
gibi kompozit malzemelerin urea-formaldait
içermemesi gerekmektedir.
Su Tasarruflu Sistemler
Çok büyük oranlarda su tasarrufu sağlayan
lavabo ve duş bataryaları, susuz pisuar
ve verimli klozet sistemleri yeşil binalarda
tercih edilmektedir. Çevre dostu ve sağlıklı
malzemeler/ürünler yukarıda verilenler
ile sınırlı değildir. Ayrıca aydınlatma
sistemlerinde kullanılan yüksek frekanslı
balastlar, ısıl özelliğinin yanında çevresel
etkileri de azaltılmış izolasyon malzemeleri,
yaşam boyu çevresel etkileri ve enerji
tüketimi azaltılmış, uzun ömürlü ve dayanıklı
malzemeler, kullanılmış yapısal ve yapısal
olmayan malzemeler, geri dönüştürülmüş
malzemeler örnek olarak verilebilir ve
bu örnekleri çoğaltmak da pek tabi ki
mümkündür.
Yeşil malzeme kullanımının artaması ile
çevresel etkiler ve doğal kaynak kullanımı
azalacak, yeni malzemelerin çıkarılmasında
ve taşınmasında tüketilen enerji düşecek ve
en önemlisi sağlıklı malzeme kullanımı ile iç
mekanlarda çalışma kalitesi ve çalışanların
verimi artacaktır.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
ÇEVRE
hurda tekstil malzemesi gibi olmak üzere
iki şekilde ifade edilmektedir. İnşaat demiri,
her türlü çelik, halı, çeşitli asma tavan, çeşitli
zemin kaplama malzemeleri örnek olarak
gösterilebilir.
27
Kabahat Samur Kürk Olsa Kimse Sırtına Almaz
YÖNETİM
Rol ve Sorumluluk Tabloları (SYDB)
Kimden hesap sormaya kalksak ve yapması gerekenleri yapması gerektiği gibi yapmadığını söylesek, büyük bir ihtimalle alınan tatsız sonuç üzerindeki olumsuz etkisini kabul edecek ama.. konuşmasına “ama” diyerek devam edecek ve kendi performansının düşüklüğünü başka kişilere veya başkalarından kaynaklanan nedenlere bağlayacak. Sonuç almak
mümkün değil. Birinin veya birilerinin hesap vermesi lazım… Bu kişi kim
ve nasıl bulacağız? Topu bir başkasına atamayacak kişi kim?
28
İşte sorunun çözümü için bir öneri:
Rol ve SORUMLULUK TABLOLARI
Rol ve Sorumluluk Tabloları; belirsizlik ve kafa karışıklığı yaşanan durumlarda, farklı görüşleri dikkate alan ve fonksiyonlar arası ortak bir çalışmayla fonksiyonların işlev ve görevlerinin net ve açık bir şekilde ortaya konmasını sağlayan bir yönetim aracıdır.
Rol ve Sorumluluk Tabloları hazırlama çalışmalarına aynı veya farklı işler üzerinde çalışan, aynı veya farklı seviyelerde çalışan yöneticiler katılır. Bu çalışmada herkesin katkısı, sistematik bir yaklaşım ve ortak akılla;
• faaliyetin başarıyla sonlandırılması için yapılması gerekli işler tanımlanır,
• birimler veya fonksiyonlar tarafından üstlenilecek rol ve sorumlulukların belirlenir.
Rol ve Sorumluluk Tabloları;
• Faaliyetin başarıyla sonlandırılması için yapılması gerekenler ve kurulacak iletişimleri,
M
aç bitti. Skor tabelasında 8 – 0 yazıyor... Hezimete uğradık! Ne
• Birimler veya pozisyonlarca (kişilerce değil) üstlenilecek rolleri,
oldu da bu hale düştük? Neden böyle perişan olduk? Kimin yü-
zünden böyle oldu? Kimden hesap soralım?
• Farklı rolleri üstlenenlerin hangi karar ve eylemlerde yer almalarının
beklendiğini
Bu sorular akla hemen başka soruları ve kolayca bulunacak cevapları-
içeren ilişkileri sistematik bir şekilde açıklığa kavuşturan gösterimlerdir.
nı getiriyor:
• Bu ağır yenilgiden tek bir kişiyi sorumlu tutmak doğru mu? (Değil.)
• Öyle veya böyle, az veya çok, yapması gerekenleri yapması gerektiği
gibi yapmayan birden fazla kişi yok mu? (Var.)
• Bu sonucun alınmasına neden olanlar sadece sahada ter dökenler mi?
(Hayır.)
• Maç öncesi süreç içinde yer alanlar da bu tatsız sonucun alınmasından
sorumlu değiller mi? (Sorumlular.)
• Pekiyi biz hesabı kimden soracağız…!
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Alınacak
kararlar
veya
yapılacak
işler
Rolü
Üstlenecek
Birim veya
Pozisyon
Rolü
Üstlenecek
Birim veya
Pozisyon
Rolü
Üstlenecek
Birim veya
Pozisyon
Rolü
Üstlenecek
Birim veya
Pozisyon
Rolü
Üstlenecek
Birim veya
Pozisyon
SYDB’nin AÇILIMI
TANIMLAR
Sorumlu (Responsible)……”S”:
İşi yapan(lar), sonuçlandıracak olan(lar). Yapılacak işin gereklerini yerine getirerek faaliyeti sonuçlandıracak kişi(ler)/birim(ler). Sorumluluk
birden fazla kişi tarafından paylaşılabilir.
Yetkili (Accountable)……”Y”:
Yetkili kişi (“Yetkili” sözcüğü “Accountable” sözcüğünün tam karşılığı olmamakla birlikte, anlaşılma kolaylığı sağladığı düşünülerek tercih
edilmiştir.“Accountable” sözcüğü yerine “Hesap Verecek kişi”, “Hesap
verme Sorumlusu”, “Baş Sorumlu” vb. de kullanılabilir) faaliyetin başıdır. “Evet” veya “Hayır” deme ve “Veto etme” yetkisine sahiptir. Yapılanlar, alınan kararlar ve elde edilen sonuçla ilgili soruları yanıtlayacak
olan, hesap sorulacak kişidir. Her faaliyetin tek bir yetkilisi olur.
Danışılacak Kişi (Consult)……”D”:
Faaliyetle ilgili bir karar almadan veya bir işi yapmadan önce fikri sorulacak ve görüşü alınacak kişidir. İlgililer arası iletişim ve fikir birliğini garanti altına almak üzere alınan bir önlemdir.
Bilgilendirilecek Kişi (Consult)……”B”:
Yapılan bir iş veya alınan bir karar ile ilgili bilgi verilecek kişidir. Yapılan iş veya karardan etkilenen ve sonuçlarına göre harekete geçeceklere yapılan tek yönlü bir bilgi aktarımıdır.
SORUMLULUK TABLOSU TEORİSİ
Sorumluluk Tabloları Teorisi, “Yönetim pozisyonunda olanlar, birim veya
pozisyonlarınca yapılan tüm işlerin hesabını vermek durumundadır” görüşünün doğru olmadığını kabul eder. Bu kabulden hareketle yetki ve
ana sorumluluğun, yapılacak faaliyette hesap sorulabilecek gerçek kişiye verilmesinin önünü açar. Sonuç; hesap verme sorumluluğunun en
uygun seviyeye kadar indirilmesi ve alt kademelerin de net ve açık bir
şekilde yetkilendirilmesidir.
İşle ilgili algılarda üç varsayım söz konusudur. Bunlar:
1. Rol Algısı:
Çalışanın işinin ne olduğu konusundaki düşünceleri ve
işin kendisine nasıl öğretildiği. Bu düşünceler farklı yanlış
varsayımlardan kaynaklanabilir. (Örneğin; kafa karıştıran
unvanlar, selefinin işin nasıl yapılması gerektiği konusunda
vermiş olduğu eğitim vb.)
2. Rol
Beklentisi:
Çalışanın sorumluluğunun ne olduğu ve sorumluluğu
kapsamında neler yapması gerektiği konusunda başkalarının ne
düşündüğü. Bu görüşler bazı yanlış bilgilerden kaynaklanabilir.
(Örneğin, çalışmış olduğu bir başka işte nasıl olduğu, öncelik
farklılıkları, varsayımlar, üstlerin tutarsız bildirimleri vb.)
Genellikle, rolden beklenen sonuçlar ile elde edilen sonuçlar
arasındaki farka dayanır.
3. Rol
Davranışı:
Çalışanın işini fiilen nasıl yaptığı.
Rol ve Sorumluluk tabloları, ROL ALGISI ile ROL BEKLENTİSİ arasındaki uyumsuzluğu gidererek ROL DAVRANIŞINI daha görünür ve üretken
hale getirir. Sorumluluk tabloları taşları yerine oturtan bir araçtır. Fikir
birliği sağlanarak; kimin, kiminle, ne zaman, ne yapacağı sürece katkıda bulunan herkes için net ve açık bir hale gelir
Oldukça detay bir işte yaşanan bir olumsuzluğun kaynağı tablodan kolayca takip edilebilir. Atlanarak sorumluluk tablosuna yazılmamış bir faaliyet, düşük performans gösteren bir birim veya pozisyon, yanlış yazılmış veya yazıldığı gibi uygulanmayan bir sorumluluk tablodan tespit
edilebilir. Tablonun kolay anlaşılır, net ve açık olması sayesinde gerekli
düzeltme ve güncellemeler hızla gerçekleştirilir.
SORUNLARIN TESPİTİ
Yönetim pozisyonunda çalışanların işi, rol ve sorumlulukların belirlemesi ve tablonun hazırlanması ile son bulmaz. Uygulama aşamasında yaşanan sorunları ve sorumluluklarla ilgili yaşanan kafa karışıklıklarını zamanında belirlemek ve gerektiğinde süreci yenilemek yöneticinin görevidir. Algı kaymaları doğaldır. Algı kaymalarının zamanında tespit edilmemesi ve giderilmemesi maliyet artışlarına ve kalite kayıplarına neden
olarak tüm şirketi etkiler.
Rol Karmaşası ve kafa karışıklığının belirtileri
• Kararları kimin vereceğinin tartışılması
• Aksayan iş nedeniyle suçun başkalarına atılması
• İş yükünün dengesiz dağılımı
• İletişim bozukluğu nedeniyle harekete geçilmemesi
• Kimin ne yaptığının sorgulanması
• “Biz – onlar” yaklaşımı
• “Emin değildim o nedenle bir şey yapamadım” mazereti
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
YÖNETİM
SYDB, “Sorumlu – Yetkili – Danışman – Bilgi” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan, İngilizce RACI, “Responsible - Accountable – Consult –
Inform” sözcüklerinin Türkçeye çevrilesi ile ortaya çıkan bir kısaltmadır.
Tüm çalışanlar işleri ile ilgili süreçlerde farklı roller üstlenirler. Herhangi bir çalışanın kendi rolü ile ilgili algısı ile başkalarının aynı rol ile ilgili
algıları farklı olabilir. Hatta yapılan işler hiç değişmese bile, işle ilgili rol
algılamaları zaman içinde değişebilir.
29
ÖRNEK ROL ve SORUMLULUK TABLOSU
YÖNETİM
30
Anne
Baba
Oğuz
Köpeğin beslenmesi
Y
D
S
Köpekle oynama
B
B
Y
Köpeğin veterinere götürülmesi
S
Y/S
Sabah gezdirme
D
Y/S
Akşam gezdirme
D
Y/S
Köpeğin yıkanması
D
Genel temizlik ve ortamın düzenlenmes
D
Nil
Oktay
Çocuklar*
S
D
S
S
Y/S
Y
S
ROL ve SORUMLULUK TABLOSUNUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ (Dikey Analiz)
Yapılacak İşler/
Kararlar
Kişiler / Roller
D
Y
Y
D
S
D
D
B
Y
B
D
B
S
S
Y
Y
Y
D
B
Y
B
D
S
D
S
B
o Tabloda yer alan faaliyet sayısı 10 – 25 arasında olsun (“10”dan
az faaliyet, yeterince detaylı bir şekilde düşünülmediğini, “25”ten
fazla faaliyet de işin gereksiz yere abartıldığını gösterir)
Bulgular
Sorulabilecek Sorular:
Çok fazla “S”
Tek başına bu kadar çok işin üstesinden gelebilir mi?
Tüm hücreler dolu
Bu kadar işin hepsinde görev alması gerçekten gerekli
mi?
Çok fazla “Y”
Yetkilerden bir kısmı daha alt kademelere aktarılabilir mi?
Hiç “S” ve “Y” yok
Bu işte niye yer alıyor? İşi büyütmek veya iptal etmek
mümkün mü?
• Farklı anlaşılabilecek, ne olduğu belli olmayan faaliyetler yazmayın.
Örneğin; “Toplantıya katılım”, “Rapor hazırlama”.
İşlere genel bakış
İçinde yer aldığı işler bu kişiye ve rolüne uygun mu?
• Yazılımda kesin eylem içeren filler kullanın
Sorumlu olduğu işlerde altından kalkamayacağı veya
dişine dokunmayacağı işler var mı?
• Gereksiz zaman kaybı
• Vakit geçirmek için gereksiz işler yaratma veya lüzumsuz işlere
odaklanma
• Tepkisel çalışma ortamı
• Moral bozukluğu
2. Faaliyetlerin yazılımı
Değerlendir
Programla
Yaz
Kaydet
Sapta
İşle
İzle
Hazırla
Güncelleştir
Topla
Onayla
Al/ver
Geliştir
Denetle
Eğit
Duyur
Rapor et
Gözden geçir
Yetkilendir
Kararlaştır
3. Faaliyetlerde yer alacak ve rol üstleneceklerin belirlenmesi
Faaliyetlerde yer alacaklar olarak kişiler, gruplar veya birimler yazılabilir
• Yaşanan sorunları çözümlemek için çalışmanın sık sık durdurulması
• Başka birimlerde çalışanlar ve hatta kurum dışı çalışanlar listede yer
alabilir
SORUMLULUK TABLOSUNUN HAZIRLANMASI
o Tedarikçiler, müşteriler, iş birlikleri vb.
1. Sürecin adımlarının belirlenmesi
• Şahıs isimlerini değil unvanları yazın
Öncelikli ve önemli işlerden başlayın
o Tablo kişilerden bağımsız olmalı ve çalışan değişikliklerinden etkilenmemelidir
• Kısa bir süre sonra değişebilecek faaliyetleri dikkate almayın
• Faaliyetleri yeterince detaylandırarak, net ve açık bir şekilde tanımlayın
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
4. Sorumluluk tablosunun oluşturulması
Genel bir kural olarak önce “S”leri ve daha sonra da “Y”yi belirleyin.
ROL ve SORUMLULUK TABLOSUNUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ (Yatay Analiz)
Kişiler / Roller
D
Y
Y
S
D
D
B
Y
Y
Bulgular
Sorulabilecek Sorular:
Çok fazla “S”
Bu kadar çok kişi ile iş sonuçlandırılabilecek mi?
İşi/kararı detaylandırılarak daha küçük parçalara
ayırmakta yarar var mı?
Bu kadar çok insana danışmak gerçekten gerekli mi?
Bu kadar insandan alınacak katkının getirisi kaybedilecek
zamana değecek mi?
Çok fazla “B”
Bu kadar çok insana rutin olarak bilgi vermek gerçekten
gerekli mi?
Rutin olarak bilgi vermek yerine özel durumlarda bilgi
vermek yeterli olabilir mi?
Hiç “S” yok
İşi kim yapacak?
Hiç “Y” yok
Başarısızlığın hesabını kim verecek?
KURAL 1: SYDB Tablosunda muhakkak ve tek bir “Y”
olmalıdır.
Hiç “D” ve/veya
“B” yok
Tabloda yer alan kişiler/bölümler birbirleriyle
konuşmuyorlar mı?
Kişiler/bölümler arasında iletişimsizlik karmaşa ve sorun
yaratabilir mi?
Tabloyu “D” ve “B”lerle tamamlayın.
• Birçok birimin içinde yer aldığı karmaşık süreçlerin tablosu hazırlanırken, süreç dışından bir kişiden yararlanmakta fayda vardır.
Bu çalışma için 4 – 10 kişilik bir ekip yeterlidir,
5. Geribildirim ve işin sahiplenilmesi
• Hazırlanan tabloyu toplantıya katılmayan fakat süreçte rol üstlenenlere de dağıtın
• Bu kişilerden geribildirim alın ve tabloda gerekli değişiklikleri yapın
• Değiştirilen tabloyu tekrar ilgililere gönderin
• İş sürerken de tabloda gereken değişiklikleri yapın
Tabloda önemli sayıda değişiklik yapılması gerektiğinde ilgililerle toplantı yapın
B
B
D
B
S
S
Y
S
Y
Y
D
B
Y
Çok fazla “D”
D
D
S
D
S
B
ÖZET ve ÖNERİLER
1. Yetkiyi ve sorumlulukları uygun en düşük seviyedekilere verin
2. Her işin tek bir yetkilisi olabilir
3. Yetkili kişi aynı zamanda hesap verecek kişidir
4. Danışılacak ve bilgi verilecek kişilerin sayısını en az seviyede tutun
5. Tüm rol ve sorumlulukları net ve açık bir şekilde kayıt altına alın
ve duyurun
6. Rol ve sorumlulukları net ve açık tutmak için disiplin gerekir. SYDB
tablolarını belli aralıklarla gözden geçirin. Özellikle de aşağıda yazılı
semptomlar ve kafa karışıklığı belirtileri ortaya çıktığında…
• Kararı kimin verdiği belirsizleştiğinde
• Yolunda gitmeyen işler nedeniyle başkalarını suçlama
başladığında
• Birileri iş yükü altında ezilirken başka birileri çok rahat olduğunda
• İletişim bozukluğu nedeniyle işler tıkandığında
• Kimin, ne yapacağı konusunda belirsizlikler ortaya çıktığında
• “Biz”, “Onlar” ayrımı belirdiğinde
• “Emin olmadığım için bir şey yapmadım” denmeye başlandığında
• Zamanın boşa geçtiği tespit edildiğinde
• Zaman doldurmak için gereksiz işlerle uğraşılmaya başlandığında
• Tepkisel bir çalışma ortamı belirdiğinde
• Moral ve motivasyon bozukluğu olduğunda
• Sorun gidermek için iş peş peşe durdurulduğunda
https://pmicie.org Role & Responsibility Charting (RACI) By Michael
L Smith and James Erwin yazısından Tunçer GÖMEÇLİ tarafından
derlenmiştir.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
YÖNETİM
Yapılacak İşler/
Kararlar
31
BİLİŞİM
İnterneti, 7 Gizli Anahtarı Ellerinde
Tutan Toplam 14 Kişi Kontrol Ediyor
32
The Guardian gazetesinden
James Ball “Anahtar Töreni”
olarak adlandırılan ve yüksek
güvenlik altında gerçekleştirilen
özel töreni izlemiş.
B
aşlık bir bilimkurgu fantezisi veya Dan
Brown’ın kitaplarından bir alıntı gibi
duruyor, ama hiç de değil. Koskoca interneti
gerçekten 7 farklı anahtarı ellerinde tutan,
senin benim gibi 14 insan kontrol altında
tutuyor.
Bu 14 kişi, Internet Corporation for Assigned
Names and Numbers –ICANN’ın (“Atanmış
İsim ve Numaralar için İnternet Kurumu”
diye tercüme edilebilir) çalışanları. ICANN
web sitelerine ve bilgisayarlara numaralar
atamaktan ve bunları yazılı web adreslerine
dönüştürmekten sorumlu. (Örneğin; GOSB
Sanayicileri Derneği GOSBSAD’ın IP numarası
195.214.146.147 dir. ICANN’ın numaraları
isimlere dönüştürme sistemi olmasaydı,
GOSBSAD’ın web sitesine girmek için bu
numaraları aklınızda tutmanız ve adres olarak
yazmanız gerekecekti. Oysa GOSBSAD’ın web
sitesine gitmek için kolayca hatırlanabilen
www.gosbsad.com yazmak oldukça kolay).
ICANN, bilgisayarlar için kullanımı kolay
olan numaralarla, insanlar için kolay olan
sözcükleri eşleştiren bir kuruluş.
LOS Angeles’in kuzeyinde, Lax uluslararası
havaalanından bir iki mil uzakta, pek
geleni gideni olmayan bir mahalle olan El
Segunda’da, dünyanın değişik bölgelerinden
gelmiş bir grup insan camsız bir kantinde
törenin başlamasını bekliyor. Aylardan Şubat.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Güneşli bir kış gününde halojen lambalarla
aydınlatılan bir kantindeler.
Ağırlıklı olarak Amerikan aksanının hâkim
olduğu, İsveç Rus, İspanyol, Portekiz
aksanıyla konuşan ve bir taraftan da soda
içerek pizza yiyen, çoğunluğu erkeklerin
oluşturduğu kadınlı erkekli bir grup. Bir
köşede ışıklar saçan müzik makinesinden
müzik sesleri geliyor.
Oldukça tipik bir ofis görüntüsündeki bu
ortama girebilmek için uzay aracı fırlatma
rampaları veya Başkan ziyaretlerindekine
benzer akıl almaz güvenlik önlemlerinden
geçmek gerekiyor. Odadakilerin burada
Anahtar sahipleri 2010 yılından bu yana
senede dört defa bir araya geliyorlar. Bu
toplantılardan ikisi ABD’nin doğusunda ikisi
de batısında yapılıyor. Dünyanın dört bir
tarafından gelen bu kişilerin her biri internet
güvenliği konusunda çok uzun yıllar çalışmış
ve halen uluslararası kuruluşlarda çalışmakta
olan konu uzmanları. Seçilmiş olmalarının
nedeni sahip oldukları deneyim ve dünyanın
değişik coğrafik bölgelerine yayılmış olmaları.
Bu toplantıya geliş masrafları kendileri veya
çalışmakta oldukları kuruluşlar tarafından
karşılanıyor.
Kontrol altında tuttukları şey web’in
kalbindeki sistem olan DNS (Domain Name
System). DNS, telefon rehberinin internet
sürümü. IP adresi denilen numaraları web
adresleri ile eşleştiren yapı. Bu yapı olmasaydı
hepimiz ziyaret etmek isteyeceğimiz her
site için bir dizi numarayı aklımızda tutmak
zorunda olacaktık.
Toplantıya gelen 14 kişinin her birinde
bildiğiniz geleneksel bir metal anahtar var.
Bu metal anahtarlardan her biri içinde özel
bir akıllı kart bulunan güvenlikli bir kutuyu
Lynn Lipinski, ICANN PR, törenle resmi
kayıdı imzalatıyor.
BİLİŞİM
bulunmalarının nedeni son derece önemli
bir tören... Dünyanın değişik bölgelerinden
gelmiş olan bu kişilerin her birinin elinde
internetin kilidini açacak bir anahtar var. Bu
anahtarlar bir araya geldiğinde, internetin
güvenliğini kontrol altında tutan ana anahtar
oluşuyor. Bu ana anahtar da web’in kalbinin
güvenliğini kontrol altında tutuyor. Pekiyi…
Bu 7 kişi interneti kapatabilir mi? Olmaz ama
ya olur da biri interneti kapatırsa bunlar onu
tekrar açabilir mi?
33
Kafes içinde duran yüksek güvenlikli iki
kasa da anahtarlar yer alıyor.
Özel akıllı kartlar özel bir makinede bir
araya getiriliyor.
ICANN, kar amacı gütmeyen bir sivil toplum
kuruluşu. İnternetin güvenliği onların
elinde, onlar da sorumluluklarını ne kadar
ciddiye aldıklarını göstermek üzere “anahtar
törenini” web sitelerinde canlı yayın olarak
izlettiriyorlar.
açıyor. Özel akıllı kartlar özel bir makinede bir
araya getiriliyor ve makine de yeni bir “ana
anahtar” oluşturuyor. Ana anahtar denilen
şey aslında ICANN veri tabanına erişim için
oluşturulan bir bilgisayar kodu, yani bir şifre.
Bu şifre sadece veri tabanının bulunduğu
bölgeye o gün giriş yapacaklar için geçerli.
Her girişte yeni bir şifre oluşturuluyor. Bu 14
kişinin yedisinin bir başka özelliği var. Özel
görevli bu 7 kişi, internet veri tabanında
(DNS Sisteminde) bir sorun olduğunda
sistemi tekrardan devreye almakla görevliler.
Veri tabanına giriş için ana anahtarı (şifreyi)
üreten makine bu yedi kişi için farklı bir şifre
oluşturuyor ve onlar da bu şifre ile sistemi
tekrar devreye alıyorlar.
14 kişi yeni oluşturulan ve tek bir sefer için
geçerli olan bu şifre ile verilerin saklandığı
bölüme giriyor. Böylece; veri tabanına o ana
kadar hiçbir kimsenin ulaşmadığı, buradaki
bilgilerle oynanmadığı, internetin “telefon
rehberi” ile bu rehber kullanılarak yapılmış
işlemlerin güvenli olduğu kanıtlanmış oluyor.
Güvenlik uygulamaları kantine giriş öncesi
başlıyor. Kantine ulaşabilmek için önce özel
bir şifre, özel bir akıllı kart ve biyometrik
parmak izi ile tek kişilik bir hücreye girmek
gerekiyor. Bu özel hücrenin biri giriş ve
biri çıkış olmak üzere iki kapısı var ve
bu kapılardan ikisi birden açık olamıyor.
Hücreden çıkıp kantine geçmek için yeniden
özel bir şifreye, özel bir akıllı karta ve
biyometrik parmak izine ihtiyaç var.
Gelelim kantinden tören odasına geçişe…
Törende ne zaman ne yapılacağı Greenwhich
saatine göre ve dakik olarak planlanmış.
Anahtar sahipleri ve görgü şahitleri odaya
Greenwhich saatine göre tam 21.14’te
alınıyorlar. Anahtar sahibi olmayanların
bir kısmı güvenlik uzmanı, diğerleri de jüri
üyeleri. İçlerinde Pricewaterhousecooprs’dan
iki denetçi de var. Odaya girenlerin her
biri iris tarayıcısında kimlik onayından
geçiriliyor. Tören odasında elektrik sinyali
alışverişi yapılamıyor, odaya güvenlikçiler ve
temizlikçiler giremiyor. Bu nedenle temizliği
El Segunda’ya bir gün önce gelen bir anahtar
sahibi tarafından yapılmış.
Törende daha önceden planlanmış ve yazılı
hale getirilmiş, her biri Greenwich saatine
göre planlanmış, oldukça karmaşık güvenlik
önlemleri ve teknik detaylar içeren 100'den
fazla işlem gerçekleştiriliyor. Odanın bir
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
BİLİŞİM
sahiplerinden biri olan İsveçli Eklund
Löwinder, bunun ABD Ticaret Bakanlığı’nın
bir düzenlemesi olduğunu söylüyor. Avrupalı
komisyon üyeleri, ICANN’a güvenlerini
belirtmekle beraber, sistemin değişmesi
gerektiğini söylüyor ve küresel bir sisteme
geçiş için kesin bir tarih belirlenmesini
istiyorlar.
Eklund Löwinder, güvenlikle ilgili bu sistemin
saçmalık olduğunu söyleyenler olmasına
rağmen, güven duygusu sağlamda çok
önemli olduğunu vurguluyor. Sistemin,
yedeklemenin yedeklenmesi olduğunu ve
birçok güvenlik katmanını içerdiğini belirten
Löwinder, internetin hayranlık duyulacak bir
mühendislik sanatı olduğunun altını çiziyor
ve onun daha güvenlikli olmasına katkıda
bulunanlardan biri olmaktan son derece
mutlu olduğunu söylüyor.
34
tarafında bir kafes içinde duran yüksek
güvenlikli iki kasa dikkat çekiyor.
Töreni ICANN teknik servisler Direktörü
Francisco Arias yönetiyor. Bu işi ilk defa
yaptığından gözü sık sık gündeme kayıyor.
Törenin yapılabilmesi için 7 anahtar sahibi
üyelerin en az üçünün hazır bulunması
gerekiyormuş. Bugünkü törene katılan dört
üye var. Güvenlikli kasa bölümüne özel
güvenlik uygulamaları sonrası Francisco Arias
ve dört üye giriyorlar.
Anahtar sahibi olacak kişilerin belirlenmesi
ICANN tarafından web sayfasında yayınlanan
duyuru ile başlamış. Duyuruda yer alan 21
pozisyona 40 kişi başvurmuş ve başvurular
içinden belirlenen 21 üyenin 20’si hiç
değişmemiş. Görevden ayrılan tek kişi 70
yaşına gelmiş olan internetin babalarından
Vint Cerf.
ICANN’ın uygulamaları ABD Ticaret
Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik kuruluşları
tarafından yakından takip ediliyor. ABD
Ulusal güvenlik Ajansı NSA ile ilgili olarak
ortaya çıkanlar ve internet güvenliğine
yapılan saldırılar nedeniyle bu durumdan
rahatsız olanlar da var. Rusya ve Brezilya bu
uygulamanın Birleşmiş Milletler şemsiyesi
altında yürütülmesi gerektiğini yüksek sesle
dile getiriyor. Bu işin başına ICAAN’ın kim
tarafından ve nasıl getirildiği de sorgulanan
bir durum. Daha önce İçişleri Bakanlığında
çalışmış ve ICANN’da program yöneticisi
olarak görev yapmakta olan Rick Lamb
“Internet çevrimiçi bir oluşum ve ICANN’ı da
işin başına bu oluşumu oluşturan insanlar
getirdi” görüşünü savunurken, anahtar
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Bir miktar tuhaflık içeren bu tören gerçekten
bir işe yarıyor mu? Alınan güvenlik
önlemleri gerçekçi mi yoksa bütün bunlar
bir Show mu? Amerikalı bir kriptolojist
ve ABD Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın
internet yazışmalarını izlemesi ve telefon
konuşmalarını dinlemesi ile ilgili olarak
Edward Snowden tarafından sızdırılan
dosyalardan bazılarını incelemiş olan
güvenlik uzmanı Bruce Schneier, her ikisinin
de doğru olduğunu söylüyor. “Yapılanların
birçoğu gerçekten yapılması gereken şeyler,
bunlardan bir kısmı da yapılması gerekli
Show” diyor. “Yapılmakta olan tören teknik
ama politik bir yönü de var. Bu nedenle de
oldukça karmaşık. Ben sistem tasarımının
oldukça iyi olduğunu düşünüyorum” diye
vurguluyor. NSA ile ilgili bazı sırların ortaya
çıkmasından sonra sistem hala yeterince
güvenli mi sorusunu ise şöyle yanıtlıyor.
“Jüri karar aşamasında, kararını mahkemeye
geldiğinde öğreneceğiz. Kararın ne olacağını
henüz bilmiyoruz”.
Greenwhich saatine göre saat 21.14’te
başlamış olan tören yine Greenwhich saatine
göre tam 00.06’da sonlandırılıyor. l
NOT: Yukarıda özeti verilen yazı 28
Şubat 2014 tarihinde The Guardian’da
yayınlanmıştır.
“The buck stops here”
T
he buck stops here” ABD
Başkanlarından Harry S Truman’ın
masasının üstünde duran bir yazı olması
nedeniyle popüler olan bir cümlecik.
Doğrudan tercümesi; “Kova buradan ileri
gitmez” olan ve elden ele aktarılan kovanın
metafor olarak kullanıldığı bu cümlecik ile
Truman “Sorumluluk bu noktada biter,
başkasına aktarılmaz” veya “Sorumluluk
benimdir. Hiçbir mazeretin arkasına
saklanmam.”, “Ülkenin yönetimi ile ilgili
kararları ben verir ve tüm sorumluluğu da
üstlenirim.” mesajı veriyordu.
Cümlenin çıkış noktası Truman değildi ama
eğer onun tarafından kullanılmamış olsaydı
belki de duyan bile olmayacaktı. Sözcüğü
gören ve onun Truman’a yakışacağını
düşünen kişi onun yakın arkadaşlarından
biri olan Fred M Canfil’di. Missouri Eyaletinin
Batı bölgesinde bir polis müdürü olan Canfil,
yazıya Oklahoma eyaletinde ziyaret ettiği bir
ıslahhanede rastlamış ve Truman’a vermek
üzere hemen aynısını yaptırmıştı.
Truman bu yazıyı Başkanlığı süresince
masasının üzerinde tuttu.
Yazdığı gibi de yaptı mı…! Bilmiyoruz…
Yazının ana fikri: “Sorumlu benim” diyebilen
ve sorumluluğu üstlenebilen insanlara çok
ama çok ihtiyaç var. l
Yaşanmış bir “Doğrudan Sorumlu Kişi” hikâyesi
Başarısızlığın Bedeli
Y
aşanan olay çok yeni değil ama yetkili
kişinin aynı zamanda hesap veren kişi
de olduğunun yaşanmış önemli bir örneği.
Olay Apple’da geçiyor. Tarih, Ekim 2012.
Olayın kahramanı bir bilgisayar yazılımcısı
olan Scott Forstall. Onu şöhrete ulaştıran şey
iPhone ve iPad’in yazılımını gerçekleştiren
takımı yöneten kişi olması. Olayın geçtiği
tarihte Apple’ın Başkan Yardımcısı.
Ekim 2012 de Apple Scott Forstall’ın görevine
son veriyor. Forstall iPhone yazılımının
başından sonuna kadar beyni olmuş ve büyük
başarısında çok önemli katkılarda bulunmuş
biri. Birçok başarıda imzası olan böyle
önemli bir kişinin bileti bir anda kesiliyor. İşte
nedeni…
iPhone’un sürümlerinden birinde bir haritaya
yer verilmesi kararlaştırılıyor. Bu harita
uygulamasının yazılımını gerçekleştirecek
takımın başındaki kişi de Scott Forstall. Hatta
proje fikri de ona ait. Projenin sonucu ise tam
bir hüsran… Harita güvenilmez derecede
yönlendirme hataları, lokasyon eksiklikleri
ve eksik verilerle dolu. Harita o kadar kötü
ki; Apple CEO’su Tim Cook resmi bir yazı ile
özür dilemek ve hatta iPhone kullanıcılarına
Apple Mağazalarından temin edebilecekleri
bir başka haritayı kullanmalarını önermek
zorunda kalıyor.
Steve Jobs’un bıraktığı en önemli miraslardan
biri olan “Doğrudan Sorumlu Kişi” (DRI Directly Responsible Individual) yaklaşımı
devreye sokuluyor. “Doğrudan Sorumlu Kişi”,
Steve Jobs’un çok inandığı ve hayatı boyunca
uyguladığı bu modele göre durum çok açık ve
yapılacak şey de son derece basit.
Harita başarısız, projenin başında tam yetki
ile Scott Forstall vardı ve bunun sonuçlarına
da katlanması lazım. Sonuç; Bye bye Mr.
Forstall…l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
İŞ YAŞAMI
“Sorumlu Benim” diyebilmek…
35
Öğrenmenin anatomisi
EĞİTİM
Aklınızdaki ”Niçin bu kadar çalıştığı halde sınav notları hala kötü geliyor?”
”Bir konuda çok başarılıyken diğer konuları yapamıyor, diğerlerine ağırlık
verdiğinde, o konuyu yapamıyor!” “öğrenmeyi daha çekici ve motive edici
bir şey olarak çocuğuma nasıl sunabilirim? Ona öğrenmeyi nasıl sevdirebilirim?” gibi birçok soru artık cevabını buluyor. Bunlar çocuklarınız ve sizler için oldukça önemli sorular. “Nöroplasitiste” ye dayalı bilimsel tabanlı “zihin egzersizleri” öğrenme becerilerinde, olumlu davranış geliştirmede
ve performans artırmadaki etkisini göstermektedir.
36
Aliye Horuz ÜRPEKLİ
Kozaköy Aile Koçluk Merkezi ve Yaşam
Köyü & BrainFit Stüdyo/Darıca
www.kozakoy.com.tr
www.brainfitturkey.com
G
ünümüzde, ebeveyn-çocuk ilişkisinin en
kilit noktası haline gelen DAVRANIŞLAR
VE ÖĞRENME kaosu ancak öğrenmenin
ne olduğuna ve kimlere ne rol düştüğüne
yeniden bakarak çözülecek bir noktaya
gelmiştir. Doğduğumuz andan itibaren (100
milyar hücre kapasitesinde olan beynimiz)
öğrenmeye başladığımızı düşünürsek,
öğrenmeye başlama seviyesi anne karnına
kadar indiğinden, özellikle ANNELER bu
noktada abartılı bir şekilde sezgisel ve kadim
bilgiler ile, DOĞAL ÖĞRENME sürecini de
mekanize etmeye başladılar.
eğitim koşulları içinde ki öğrenme yarışı
da başlı başına bir sorun. Öğrenme ve
öğrenmeye dayalı aile içi sıkıntılar, yarışlar,
kaygılar...vs.
BURADA ANNE ve /veya kim bakıyorsa
Pekala öğrenme nedir?..Doğal öğrenme
nedir? Nasıl öğreniriz ?...Diyerek baştan
başlayalım...
öğrenme refleksinin önünü keserler ise ,
Öğrenmenin, bebeklikten başlayan dilimi
ile yola çıkarsak; 0- 6 yaş aralığı fiziksel
ve zihinsel gelişim sürecine dayalı doğal
öğrenme evresini dikkatli izlemek ve
desteklemek önemlidir...Örneğin; 10.-12.
Aylarda, bebek “kendini besleme isteği
gösterir. Kaşığı kullanmak ister. İŞTE
Yine, örneğin; 3 yaş çocuğunun büyük –
Müthiş bir öğrenme yarışından, yıllar
sonra geriye yorgun ve bitap ebeveynler
kalmaktadır.
Günümüz çocukları o kadar çok uyaran
tarafından etkiye açık bir durumda ki
(teknoloji, kitle iletişim araçları...vs.) Ayrıca
birde çağımızın doğal durumu haline gelen
Dikkat Eksikliği , Hiperaktivite ve bu duruma
bağlı Davranış Bozuklukları, Odaklanma
sorunu ve öğrenme güçlükleri var. Aileler
de eğitimciler de bu durumla ilgili ciddi
sıkıntı yaşamaktalar. Kaldı ki, bunların hiç
birisi olmadan normal öğrenme gösteren
çocuklarımızın ebeveynlerinin, günümüz
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
(bakıcı – anneanne- babaanne) ‘aman
dökülmesin, aman yiyemez...aman aç
kalmasın..vs.’ diyerek çocuğun bu doğal
daha en baştan öğrenme sabote edilmeye
başlanmıştır demektir.
EĞİTİM
küçük kas aktivite becerileri gelişmiş ve
kontrolleri artmış ve artık su bardağını
taşıyabilir, suyunu içebilir hatta çatal
kullanımı başlamış ve kaşık kullanımında
ustalaşmış olmalıdır. Bunların öğrenme ile
ne ilişkisi var dediğinizi duyar gibi oluyorum:
Oysa ki doğumdan itibaren başlayan gelişim
eğrisi, zamanında ve tam destek ile gelişimi
tamamlaması sağlandığında zihinsel ve
fiziksel gelişime uyumlu ince ve kaba motor
gelişimi sağlıklı tamamlandığından dolayı
“BİLİŞSEL GELİŞİMİ” de sağlıklı ilerler.
37
Bugün okul öğrencisi birçok çocuğumuzun,
öğrenme sıkıntısında gördüğümüz temel
sebep, fiziksel gelişim zayıflığına dayalı
“AKADEMİK ÖĞRENME”yi sıkıntıya sokan
durumlarıdır.Ve yine, artık biliyoruz ki ince
motor becerisi gelişmemiş çocuklarımızın,
“görsel öğrenmeye” dayalı sıkıntıları daha
fazla oluyor...
Öğrenme nasıl bir süreçtir diye bakacak
olursak; Beynimiz 5 bölgede öğrenir:Görsel,
İşitsel, Psikomotor, Sosyal Duygusal, Dikkat
/ Odaklanma. Bu çerçevede beynimizin
aksiyonlarını toparlar isek, dikkat ve işlem
hafızası, dil becerisi, görsel ve vücut algısı
beynin kritik anahtar bölgeleridir diyebiliriz.
Öğremeye dayalı bir nokta daha var;
Evet, beynimiz yeni hücre yapamaz ama
hangi yaşta olursak olalım beynimizin
öğrenme kapasitesinin, nasıl geliştirilebilir
bir potansiyeli olduğunu bize çok güçlü
kanıtlarla gösteren araştırmalar var.
Beynimizin bu mükemmel kapasitesi biz onu
kullandıkça yeni yollar oluşturuyor ve daha
rahat öğrenmemizi sağlıyor.
İŞTE buna NÖROPLASTİSİTE diyoruz...
Artık öğrenmeye dayalı KİŞİYE ÖZEL,
beynimizin öğrenme kapasitesini artıran
yüzde100 bilimsel tabana dayalı program
yaklaşımı ile zihnin egzersiz ile geliştirilmesi
sağlanmaktadır. 14 yıl öncesine dayalı
geçmişi ve bugüne kadar gelen uygulamalar
ile başta Singapur olmak üzere uzak
doğu ülkelerinde kullanılan Beyin Egzersiz
programları öncesinde yine kişileri 26 ayrı
fonksiyonda inceleyen, 10 ayrı test başlığı
altında yapılan bir zihin check-up programı
ile zihnin öğrenmeye dayalı sebep-sonuç
ilişkisini gösterir bir rapor elde edilerek ve
bu rapora dayalı kişiye özel egzersiz bütünü
ile zihinsel- fiziksel ve bilişsel gelişimi
tamamlayan program artık ülkemizde de
mevcut.
Beynimizin oldukça karmaşık bir yapıda
olduğunu ve bugün bile aydınlatılamayan
birçok alanı bulunduğunu gözardı etmeyerek
öğrenme performansımızın, tembel
olduğumuzdan ya da konuya olumsuz
yaklaşmamızdan değil, becerilerimiz
arasındaki boşluktan dolayı bizi başarısız
biri gibi yansıttığını biliriz. Bu nedenle,
örneğin; iletişimde çok iyi olmakla beraber,
dikkatini toplamakta sıkıntı yaşayan bireyin
başarısı, bu durumu bilmeyenler için oldukça
şaşırtıcıdır. Yine günümüz ebeveynlerinin içine
düştüğü çok büyük bir yanılgı da, teknolojik
aygıt kullanımında ki çocukların beceri
performansı, derse odaklanma ile bilgisayar
oyunlarına odaklanma arasında ki çelişik
tutumlarıdır… Öncelikle, teknolojik oyunların
özellikle çocukların dürtüselliği göz önüne
alınarak birkaç hamle ile erişilebilir yazılımlar
ile sağlandığı gerçeğini DİKKATLERDEN
kaçırmamalıyız. Yine oyuna odaklanma ile
derse odaklanma arasında ki farkında ,oyuna
adrenalin etkisi ile odaklandığını fakat ders
de ise “hele ki başarısızlık kaygısı taşıdığı
dersler ise” zihnin kaçamağını da dikkate
almakta fayda vardır. Bu gerçekler ile duruma
çözüm arayan ebeveyn yerine, ebeveyn
– çocuk çatışması yaşanan aile ortamını
beslemiş oluruz.
Çözümcül yaklaşım ise, çocuklarımızın
öğrenme kapasitelerini ve öğrenmenin
altında yatan sebeplerin olduğunu bilme
gerçeği ile analatik yaklaşım gerekliliğidir. Var
olan eğitim sistemi içinde ki sınav kaygısı ve
buna dayalı stres altında yeni bir dikkatsizlik
ve odaklanma sorunu eklenmeden,
ÖĞRENMEYE DAYALI GERÇEK KAPASİTE
VE KAPASİTE HER NE OLURSA OLSUN
GELİŞİMİNİN SAĞLANABİLİNECEĞİNİN
FARKINDA OLMAKTIR....
“Her zaman iyinin daha iyisi, gelişimin daha
gelişmiş hali vardır.”l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
2014’te Rekor İhracat...
İHRACAT
38
Türkiye’nin ihracatı 2014 yılında yüzde
4 artışla 157,6 milyar dolara ulaştı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), verilerine göre Aralık ayında
Türkiye’nin ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,1 artışla 13 milyar
137 milyon dolar oldu. 2014 yılının tamamında ise Türkiye’nin ihracatı
yüzde 4 artışla 157 milyar 622 milyon dolara ulaştı. Bu rakam Türkiye
Cumhuriyeti’nin senelik ihracatta yeni rekoru oldu.
2
015 yılına yeni umutlarla girdiklerini
belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, yeni yılın
Türkiye’ye ve tüm bölgeye, ihracatçılara, bu
ülke için üreten tüm vatandaşlara hayırlı
olmasını dileyerek 2014 yılı toplam ihracat
rakamlarına yönelik bir açıklama yaptı.
Dünya ve Türkiye ekonomik gündeminin de
değerlendirildiği açıklama şöyle:
Dünya’da Ekonomik Büyümeye Gelişmiş
Ülkelerin Katkısı Artıyor
Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri
ve 2015 öngörülerini paylaşan TİM Başkanı
Büyükekşi, “Zorluklarla geçen, hareketli
bir yılın ardından 2015 yılı için Dünya
Bankası’nın yüzde 3,5, IMF’nin ise 3,8
küresel büyüme öngördüğünü” belirtti.
TİM Başkanı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“2015 yılında ABD ekonomisinin yüzde
3,1, Euro Bölgesi’nin ise yüzde 1 büyümesi
bekliyoruz. Gelişen ülkeler tarafında ise Orta
ve Doğu Avrupa’nın büyüme beklentisi yüzde
3,8, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın ise yüzde
3,5. Dolayısıyla 2015 yılında 2014 yılına göre
daha iyi bir büyüme rakamı yakalanacak.
Buna rağmen dünya ticaretinde sınırlı bir
artış öngörüyoruz. Dünya ticaretinde miktar
bazında yüzde 3, değer bazında yüzde 1,52’lik bir büyüme tahmin ediyoruz. Şartlar
en az 2014 yılı kadar zorlu olabilir, temkinli
ancak iyimser olarak ihracatta karşımıza
çıkacak fırsatları değerlendirmemiz ve yeni
fırsatlar yaratmamız gerekiyor."
ABD Ekonomisindeki Tempolu Büyüme
ve Avrupa’daki Toparlanma Sürüyor
ABD Ekonomisinde yaşanan son gelişmeleri
değerlendiren TİM Başkanı; “ABD ekonomisi
yılın son döneminde tempolu büyümesini
2014 yılında Türkiye’nin ihracat şampiyonu 22 milyar 270 milyon dolarla
otomotiv sektörü oldu. Bu sektörü 18,7 milyar dolarla hazırgiyim ve
konfeksiyon ile 17,8 milyar dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
SEKTÖREL BAZDA İHRACAT RAKAMLARI -1000 $
ARALIK 2014
OCAK-ARALIK 2014
2013
2.200.338
1.575.286
672.113
363.329
119.837
130.314
166.245
26.880
89.628
6.940
185.163
185.163
439.890
439.890
10.378.459
1.085.086
661.634
220.909
202.543
1.598.616
1.598.616
7.694.757
1.421.633
1.764.315
95.673
1.113.465
570.617
572.363
1.187.128
247.834
189.189
163.410
360.665
8.464
420.132
420.132
12.998.929
2014
2.312.276
1.693.194
652.885
338.706
118.682
135.547
321.435
24.376
94.615
6.948
207.956
207.956
411.125
411.125
10.456.824
1.037.118
674.119
147.908
215.091
1.429.709
1.429.709
7.989.998
1.372.215
1.789.927
164.063
1.147.586
556.415
587.852
1.187.018
253.543
390.234
175.132
357.913
8.102
367.663
367.663
13.136.763
Değ. %
5,1
7,5
-2,9
-6,8
-1,0
4,0
93,4
-9,3
5,6
0,1
12,3
12,3
-6,5
-6,5
0,8
-4,4
1,9
-33,0
6,2
-10,6
-10,6
3,8
-3,5
1,5
71,5
3,1
-2,5
2,7
0,0
2,3
106,3
7,2
-0,8
-4,3
-12,5
-12,5
1,1
Pay 14 %
17,6
12,9
5,0
2,6
0,9
1,0
2,4
0,2
0,7
0,1
1,6
1,6
3,1
3,1
79,6
7,9
5,1
1,1
1,6
10,9
10,9
60,8
10,4
13,6
1,2
8,7
4,2
4,5
9,0
1,9
3,0
1,3
2,7
0,1
2,8
2,8
100,0
2013
21.340.806
14.896.115
6.584.642
2.350.965
1.329.992
1.438.254
1.769.625
439.568
906.087
76.982
1.988.154
1.988.154
4.456.538
4.456.538
119.018.515
12.525.406
8.387.720
1.942.309
2.195.376
17.431.144
17.431.144
89.061.965
17.359.966
21.303.172
1.163.591
11.693.936
5.797.479
6.829.719
13.818.690
3.152.544
2.253.389
1.388.803
4.196.033
104.643
5.034.853
5.034.853
145.394.174
6.232.535
2014
22.498.459
15.701.712
6.719.140
2.396.517
1.417.226
1.460.876
2.320.965
228.283
1.075.658
83.046
2.277.467
2.277.467
4.519.281
4.519.281
124.147.258
13.065.524
8.887.741
1.823.147
2.354.635
17.847.131
17.847.131
93.234.603
18.743.705
22.270.672
1.280.878
12.114.407
6.048.710
7.105.845
13.222.305
3.156.874
3.108.750
1.647.863
4.424.526
110.070
4.646.945
4.646.945
151.292.662
6.329.395
Değ. %
5,4
5,4
2,0
1,9
6,6
1,6
31,2
-48,1
18,7
7,9
14,6
14,6
1,4
1,4
4,3
4,3
6,0
-6,1
7,3
2,4
2,4
4,7
8,0
4,5
10,1
3,6
4,3
4,0
-4,3
0,1
38,0
18,65
5,4
5,2
-7,7
-7,7
4,1
1,6
Pay 14 %
14,3
10,0
4,3
1,5
0,9
0,9
1,5
0,1
0,7
0,1
1,4
1,4
2,9
2,9
78,8
8,3
5,6
1,2
1,5
11,3
11,3
59,2
11,9
14,1
0,8
7,7
3,8
4,5
8,4
2,0
2,0
1,0
2,8
0,1
2,9
2,9
96,0
4,0
T O P L A M (TİM+TUİK)
12.998.929
13.136.763
1,1
100,0
151.626.709
157.622.057
4,0
100,0
sürdürüyor. Bu büyüme temposunun devamı
ile birlikte FED’in yılın ortalarında faiz
artışına gitmesi ve piyasalardaki bol likidite
döneminin sona ererek tersine bir trendin
başlaması bekleniyor. Yıl sonuna kadar
faizlerin yüzde 1 ila 1,25 seviyesine kadar
çıkması olasılık dahilinde. Faiz artışları küresel
finansal piyasalarda genel faiz seviyesinde,
yani borçlanma maliyetinde yukarı yönlü
baskı yaratabilir. Ancak gelişmiş ülke merkez
bankalarını toplam bilanço büyüklüğü
artmaya devam edecek. Dolayısıyla küresel
likidite 2015 yılında da yüksek olacak. Diğer
taraftan Avrupa Merkez Bankası’nın parasal
genişlemeyi artırması ile Euro Bölgesi’nde
ve AB-28’deki toparlanma önümüzdeki yıl
hızlanabilir. Parite açısından da 2015 yılının
oldukça dalgalı bir yıl olmasını bekliyoruz.
2013 ve 2014 yıllarında ortalama 1,32
seviyelerinde gerçekleşen Euro-Dolar
paritesinin 2015’te 1,22 seviyelerinde
olmasını bekliyoruz. 2015’te Dolar’da
ortalama kur beklentimiz 2,35, Euro’da ise yıl
içerisinde 2,90 olarak şekillendi” dedi.
Sürdürülebilir Barış İçin Maksimum
İhracat, Dengeli Dış Ticaret
Bölgesel gelişmelerin bir yandan umut
vadederken, bir yandan da risk barındırmaya
devam ettiğini söyleyen TİM Başkanı;
“Rusya’da ekonomik kriz derinleşirken,
ülke aynı zamanda ciddi bir siyasi krize
sürükleniyor” dedi.
TİM Başkanı açıklamasına şöyle devam
etti: “Suriye’de Rusya Federasyonu'nun
inisiyatif alması istikrarın sağlanması için
oldukça önemli görülüyor. Irak’ta IŞID’in geri
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
İHRACAT
SEKTÖRLER
I. TARIM
A. BİTKİSEL ÜRÜNLER
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mam.
Yaş Meyve ve Sebze
Meyve Sebze Mamulleri
Kuru Meyve ve Mamulleri
Fındık ve Mamulleri
Zeytin ve Zeytinyağı
Tütün ve Mamulleri
Süs Bitkileri
B. HAYVANSAL ÜRÜNLER
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller
C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ
Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri
II. SANAYİ
A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
Tekstil ve Hammaddeleri
Deri ve Deri Mamulleri
Halı
B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM.
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
C. SANAYİ MAMULLERİ
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
Otomotiv Endüstrisi
Gemi ve Yat
Elektrik Elektronik ve Hizmet
Makine ve Aksamları
Demir ve Demir Dışı Metaller
Çelik
Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri
Mücevher
Savunma ve Havacılık Sanayii
İklimlendirme Sanayii
Diğer Sanayi Ürünleri
III. MADENCİLİK
Madencilik Ürünleri
T O P L A M (TİM*)
İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat
39
2014 YILINDA EN FAZLA İHRACAT YAPILAN ÜLKE GRUBU
SIRA
ÜLKE GRUBU
2013
DEĞ. (%)
İHRACAT
1
AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİ
61.912.857
67.592.820
%9
2
ORTA DOĞU ÜLKELERİ
27.521.145
29.195.204
%6
3
BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU
18.225.827
17.134.928
% -6
4
AFRİKA ÜLKELERİ
14.049.424
13.533.257
% -4
5
KUZEY AMERİKA SERBEST TİCARET
6.377.676
7.412.030
% 16
151.626.709
157.622.057
T O P L A M (TİM)
40
2014
püskürtülmesi ve Bağdat’taki rejimin kendini
konsolide etmesi umut vaat ediyor. Diğer
Katar'ın Mısır ile ilişkilerin iyileştirilmesi,
İsrail’de yapılacak seçimler sonrası çözüm
yanlısı hükümetin gelme ihtimali, Tunus’da
Essebsi’nin seçilmesi bölgemiz ve ülkemiz
açısından umut vadeden gelişmelerdir. Bu
umutlu gelişmeler ve yeni fırsatlar ışığında
“sürdürülebilir barış için maksimum ihracat”
demeye devam ediyoruz”
Türkiye 2014’e Net İhracatın Katkısıyla
Büyüdü
Türkiye ekonomisi ve ihracatı ile ilgili
gelişmeleri değerlendiren TİM Başkanı
2014 yılında Türkiye ekonomisinin dünya
ekonomilerinde yaşanan zorlu koşullara
rağmen büyümesini hız kesmeden
sürdürdüğünü söyledi. TİM Başkanı
Büyükekşi şu şekilde açıklama yaptı; “İlk
çeyrekte yüzde 4,7, ikinci çeyrekte yüzde
2,1 olan büyüme, üçüncü çeyrekte yüzde
1,7 olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda
da ilk 9 aylık büyüme yüzde 2,8 oldu. Yılın
4,0
ilk 9 ayında net ihracatın büyümeye katkısı
2,7 puan oldu. Bu büyümenin neredeyse
tamamının net ihracattan gelmesi bizleri son
derece mutlu etti. 2014’ün tamamında ise
büyümenin yüzde 3 civarında gerçekleşmesini
muhtemel görüyoruz. Bu büyümede aslan
payı ihracatçılarımıza ait, ne mutlu ki
ihracatçılarımız zorlu bir seneden daha
alınlarının akıyla çıktılar. 2014 yılında tüm
ihracatımız yüzde 4 artış gösterdi. Tam 157,6
milyar dolara yükseldi.
2014’te Dünya Ticaretinden Aldığımız
Payı Artırdık
Siyasi risklerden dolayı bölgesel pazarların
bazılarında yüzde 40’lara varan talep
düşüşlerine ve yılın ikinci yarısından sonra
AB’nin durgunluğa girmesine rağmen
ihracatımızı artırdık. Zira bu gelişmeler
olmasıydı ihracatımız çok daha iyi seviyelerde
olacaktı. Örneğin Irak’a ihracatımız ilk 5 ayda
yüzde 11 artmıştı. Fakat kalan 7 ayda bu
tempo tam tersine döndü. Irak’a ihracatımız
yılın tamamında yüzde 11 geriledi. Eğer
Irak’a ihracat geçen sene ile aynı olsaydı tüm
ihracatımız yüzde 0,8 daha yüksek olacaktı.
Eğer Irak’a ilk 5 aydaki ihracat artış hızımızı
korusaydık, sene genelindeki ihracatımız
yüzde 1,6 artış gösterecekti. Yine Rusya’ya
ihracatımız geçen sene ile aynı kalsaydı, tüm
ihracatımız yüzde 0,6 daha yüksek olacaktı.
Tüm bölgesel ve jeopolitik gerginlikler
dikkate alındığında bu değişimlerin
ihracatımıza yaklaşık 4 puan negatif katkı
yaptığını görebiliyoruz. Zira bugün yüzde 8-9
bandında genel bir ihracat artışını ve GSMH
büyümesine 1 puan ek katkıyı konuşuyor
olacaktık.
2015 İhracat Hedefleri İddialı, Fırsatları
İyi Değerlendirelim
Orta Vadeli Programa göre, 2015 yılı
ihracat hedefinin 173 milyar dolar olarak
belirlendiğini söyleyen TİM Başkanı “Biz
bu hedefin Türkiye’nin sürdürülebilir
büyümesi için çok önemli olduğuna
inanıyoruz. Çünkü bizim yıllık ihracat artış
tempomuzu bir an önce yüzde 10’nun
üzerine çıkarmamız gerekiyor, önümüzdeki
yıl OVP hedefine ulaşmak için de %9,7’lik bir
artış gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ancak bu
şekilde Türkiye’nin büyüme trendini yüzde
5’in üzerine çıkarabiliriz. Petrol fiyatlarındaki
gerileme bizim için önemli bir fırsat. Bu
sayede 2015 yılında Türkiye’nin enflasyon
ve cari açık rakamlarında önemli bir iyileşme
yaşanacak” dedi.l
Konsolide Ülke Gruplarına Göre İhracat ($)
Ülke Grubu
1-31.12.2013
1-31.12.2014
Değ%
2013
2014
Değ%
Avrupa Birliği Ülkeleri
5.197.382.526
5.297.287.733
1,9%
61.912.857.086
67.592.820.219
9,2%
Ortadoğu Ülkeleri
2.708.719.485
2.978.494.267
10,0%
27.521.145.508
29.195.204.695
6,1%
Bağımsız Devletler Topluluğu
1.611.329.164
1.454.954.563
-9,7%
18.225.827.784
17.134.928.382
-6,0%
Afrika Ülkeleri
1.307.691.077
1.237.725.245
-5,4%
14.049.424.116
13.533.257.989
-3,7%
Kuzey Amerika Serbest Ticaret
589.215.740
829.264.685
40,7%
6.377.676.433
7.412.030.428
16,2%
Diğer Asya Ülkeleri
470.204.363
365.987.677
-22,2%
5.059.050.506
4.329.733.766
-14,4%
Diğer Avrupa Ülkeleri
343.058.582
328.057.710
-4,4%
4.092.248.160
4.389.312.494
7,3%
Diğer Amerikan Ülkeleri
228.520.242
159.154.384
-30,4%
2.742.433.999
2.356.616.782
-14,1%
Uzakdoğu Ülkeleri
275.458.960
248.787.097
-9,7%
2.473.308.404
2.476.230.677
0,1%
Serbest Bölgeler
190.269.167
167.232.421
-12,1%
2.287.432.405
2.089.226.368
-8,7%
Okyanusya Ülkeleri
75.637.945
68.170.837
-9,9%
626.558.341
765.540.718
22,2%
Diğer Ülkeler
1.441.801
1.646.760
14,2%
26.211.317
17.759.929
-32,2%
Genel Toplam
12.998.929.051
13.136.763.380
1,1%
145.394.174.060
151.292.662.448
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
4,1%
İhracatçıyı eurodaki 'kan kaybı' tedirgin ediyor
İhracatçılarda euro paniği yaşanıyor. Euronun 2.69 seviyesini görmesi
ve euro/dolar paritesinin 1.15 seviyelerine gerilemesi, Avrupa Birliği
para biriminin 2015'te dolar ve TL karşısında güç kaybedeceğine ilişkin
öngörüler ihracatının yüzde 45’ini Euro Bölgesi'ne yapan ihracatçılarda
tedirginliğe yol açtı.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi’nin 2015
yılı için öngördüğü euro kuru için 2.90
TL, dolar için 2.35 TL ve 1.23 euro/dolar
paritesi tahminleri tüm ihracatçı birliklerine
öngörü olarak iletildi. Ancak, ihracatçılar
arasında önümüzdeki dönemde söz konusu
kur tahminlerinin gerçekleşeceğine ilişkin
ciddi kuşkular var. Türkiye’nin ihracatının
yüzde 45’inin, Ege Bölgesi ihracatının ise
yüzde 48’inin Avrupa Birliği üyesi ülkelere
yapıldığına dikkati çeken Ege İhracatçı
Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk,
ihracatçının hammadde tedarikinin büyük
bölümünü dolarla yaptığını, ihracatta euro
ile satışların daha fazla olduğunu, paritenin
giderek dolar lehine geliştiği bir ortamın
ülkemiz ihracatının aleyhine olacağını
savundu.
Döviz kurları ile ilgili geçtiğimiz yıllarda en
isabetli öngörülerde bulunan Ege Deri ve
Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim
Kurulu Başkanı Jak Galiko, 2015 için Avrupa
ekonomisindeki sıkıntıdan dolayı euronun
2.75-2.80 bandında kalmasını beklediğini,
doların ise 2.35-2.40 arasında tutunacağını,
euro/dolar paritesinin ise 1.15-1.20
aralığında kalacağını kaydetti.
Enflasyon oranı yüzde 4’e inebilir
Petrol fiyatlarındaki gerileme nedeniyle
Türkiye’nin 2015'te dış ticaret açığının 30
milyar dolar civarında azalacağına dikkat
çeken Jak Galiko, “Dış ticaret açığının
azalacak olması Merkez Bankası’nın döviz
kurlarını istediği seviyede tutma ve enflasyon
hedeflerini yakalama hatta hedeflerin altında
41
gerçekleşmesini sağlama konusunda elini
güçlendiriyor. Petrol fiyatları, döviz kurlarının
yerinde kalmasını sağlayacak. Enflasyon ise
yüzde 4’e kadar gerileyebilir” diye konuştu.
Euronun 3 TL olmasını istiyorlar
İhracatının yüzde 80’ini euro ile yapan
hazırgiyim ihracatçıları, 2015 için euronun
ortalama 3 TL seviyesinde olmasının dünya
piyasalarında sektörlerinin rekabetçiliğinin
devamı açısından gerekli olduğunu ifade
ediyorlar. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon
İhracatçıları Birliği Başkanı Emre
Kızılgüneşler, 2015 için euronun 3 TL, euro/
dolar paritesinin ise 1.23 düzeylerinde
olması gerektiğini kaydetti. Kızılgüneşler,
İHRACAT
Euro tedirgin etti,
ihracatçı rotayı dolara çevirdi
“Türkiye’nin hazırgiyim ihracatının yüzde
80’i euro ile AB pazarına gerçekleştiriliyor.
O nedenle 3 TL’nin altındaki eurokuru
hazırgiyim sektörünü zorlar. Ayrıca faiz
indirimi için çok uygun bir dönem olduğuna
inanıyorum ve Merkez Bankası’ndan faiz
indirimi bekliyorum” dedi.
'Rusya pazarında zorlanacağız'
Diğer yandan petrol fiyatlarındaki düşüş
nedeniyle Rusya'nın 2017'ye kadar zorlu
bir sürece gireceğine işaret eden Ege Ağaç
Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları
Birliği Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu ise
rublenin dolar ve diğer para birimleri
karşısında büyük değer kaybı yaşadığını,
Türk ihracatçılarının Rusya Federasyonu’na
ihracattaki kayıplarının artması ihtimalinin
yüksek olduğunu vurguladı. Tarakçıoğlu,
2015 kur tahminlerini ise dolar için 2.40,
euroiçin 2.75, euro/ dolar paritesi için ise
1.15-1.20 olarak özetledi. l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
TEŞVİKLER
42
Firmalara 3 milyon dolara
kadar destek verilecek
Ekonomi Bakanlığı'ndan, ileri
teknolojiye sahip, yurt dışında
yerleşik şirketlerin satın
alınmasında firmalara 3 milyon
dolara kadar destek verileceğini
bildirildi.
B
akanlıktan yapılan yazılı açıklamada,
Pazar Araştırması ve Pazara Giriş
Desteği'nin, uygulanmaya başladığı tarihten
bugüne kadar uluslararası pazarlara açılmaya
çalışan şirketler açısından önemli bir araç
konumunda bulunduğu ifade edildi.
Koşullar ve uygulama sürecinde gelen
talepler göz önünde bulundurularak, "Pazar
Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında
Tebliğ" ile ihracata ivme kazandıracak
yenilikler getirildiği belirtilen açıklamada,
uygulamaya giren yeni destek çerçevesinde,
ihracatçıların uluslararası piyasalarda daha
rekabetçi olmalarının önünün açıldığı,
böylece ihracatçı şirketlerin sayısının
artırılması yolunda bir adım daha atıldığı
kaydedildi.
Açıklamada, söz konusu tebliğle şirketlerin
ve işbirliği kuruluşlarının pazara girişe yönelik
faaliyetlerinin, Yurt dışı Pazar Araştırması,
Rapor ve Yurt dışı Şirket Alımı, Sektörel
Ticaret Heyeti ve Alım Heyetleri ve E-Ticaret
Sitelerine Üyelik destekleri olmak üzere 4
ana başlıkta kapsamın daha da genişletildiği
ifade edildi.
İki farklı destek mekanizması tasarlandı
Sürekli iyileştirme konsepti çerçevesinde
birçok farklı açıdan yurt dışı pazarlama
stratejilerine temel teşkil edecek 2 yeni
uygulamanın da önünün açıldığı belirtilen
açıklamada, şunlar kaydedildi: "Özellikle, yurt
dışında şirket alımı yöntemiyle dış pazarlara
erişme hususunda desteğin yürürlüğe girdiği
günden itibaren birçok yabancı şirket Türk
firmaları tarafından satın alındı.
Bu kapsamda desteği bir adım öteye taşımak
ve hem teknoloji transferine yönelik yabancı
şirket alımlarını artan oranla ve limitlerde
desteklemek hem de yurt dışından teknoloji
transferi amacıyla satın alınacak şirketlerin
finansmanına katkı sağlamak amacıyla
ilk defa iki farklı destek mekanizması
tasarlanmış olup, uygulamaya gelecek
günlerde başlanacak.
Bu doğrultuda, ileri teknolojiye sahip ve
teknoloji transferi sağlayacak yurt dışında
yerleşik şirketlerin alımına yönelik mali ve
hukuki danışmanlık hizmetlerine ilişkin
giderler şirketler için yüzde 75 oranında ve
yıllık 500 bin dolarına kadar desteklenecek."
Türkiye'ye yeni yeterliklerin
kazandırılması hedefleniyor
Açıklamaya göre, ileri teknolojiye sahip ve
teknoloji transferi sağlayacak yurt dışında
yerleşik şirketlerin satın alınmasında
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
kullanılan kredi faiz giderlerinin Türk Lirası
cinsi kredilerin 5 puanı, döviz kredileri ve
dövize endeksli kredilerin 2 puanı toplam 3
milyon dolara kadar desteklenecek.
Söz konusu desteklerle birlikte yurt dışından
yapılacak alımlar ile Türkiye'ye yeni yeterlik
ve yetkinliklerin kazandırılması, Ar-Ge
kapasitesinin görünür bir şekilde artırılması
planlanıyor.
Öte yandan söz konusu destek
mekanizmasında yapılan değişiklikler ile
işbirliği kuruluşu tanımı genişletilerek,
İlçe Ticaret ve/veya Sanayi Odaları,
Endüstri Bölgeleri, Sektörel Dış Ticaret
Şirketleri (SDŞ), Ticaret Borsaları, İşveren
Sendikaları söz konusu tanıma dahil edildi.
Böylece desteklerden daha fazla firmanın
yararlanması hedeflendi.
Sektörel Ticaret Heyetlerinin Bakanlıkça
belirlenen hedef ve öncelikli ülkelere yönelik
olması durumunda destek oranı 10 puan
artırılarak yüzde 60 olarak belirlendi. l
5 milyon doların üzerindeki
ihalelerin yüzde 30’u Türkiye’den
karşılanacak.
B
ilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın
kamu alımlarında yüzde 15
fiyat avantajı uygulanacak ürünleri
belirlemesinden sonra, ikinci adım olarak
Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi’nin ‘iş
bitirme belgesi’ yerine geçmesi sağlandı.
Üçüncü adım ise hazırlıklarına geçen yıl
başlanan yönetmelikle atılacak. Temmuz
2014’te görüşe sunulan Sanayi İşbirliği
Programı (SİP) yönetmelik taslağıyla, 5 milyon
liranın üzerinde ihale kazanan yabancılara
yüzde 30 Türkiye’de üretilmiş ürün alma
zorunluluğu getirilecek.
Türkiye’de, kamu teknolojik yatırımlarında
yurtiçi üretimi artırmak ve cari açığa olumsuz
etkisini gidermek amacıyla geliştirilen ‘Sanayi
İşbirliği Programı’ hayata geçirilmeyi bekliyor.
Kamu alımlarında uzun süredir tartışılan,
Türkiye’de ihale kazanan yabancı katılımcının,
ihale bedelinin belirli bir tutarını Türkiye’den
alması ya da yine belirli bir miktar Türkiye’den
başka ürünler alabilmesini içeren sanayi
katılım sistemi son aşamaya geldi. Kamu
İhale Kanunu’nda düzenlemenin yapılmasının
TEŞVİKLER
Yerli ürün teşvikinde
üçüncü adım geliyor
ardından, fiilen uygulamayı başlatacak ikincil
mevzuat taslağı da hazırlandı. Ancak temmuz
ayında görüşe açılan taslak o tarihten sonra
bir türlü gündeme gelemedi. Yönetmeliğin
çıkmasının ardından, idari kurumlar kendi iç
işleyişlerini de tamamlama fırsatı bulacak ve
uygulama fiilen yürürlüğe girebilecek.
Sanayi İşbirliği Programı adı verilen sistem,
halen savunma sanayiinde uygulanan off
-set ve benzeri programların tamamını bütün
kamu alımlarına yayıyor ve zorunlu hale
getiriyor. Uygulamayla, en az 5 milyondolar
ve üzeri ihalelerde, en az yüzde 30 oranında
çeşitli tedarik yollarıyla yerli katkı alınması
zorunlu hale geliyor. Sistemi başta gelişmişler
olmak üzere çok sayıda ülke uyguluyor
ve bazı ihalelerde yerli katkı, yerli alım
zorunluluğu yüzde 100’e kadar çıkabiliyor.
100 milyonun üstünde son söz
Başbakanlık’ta
Hazırlanan taslağa göre, Sanayi İşbirliği
Programı uygulaması, ihaleyi yapan kurumkuruluş bünyesinde takip edilecek.
İhalelerde SİP uygulanacaksa kurum
bünyesinde Sanayi İşbirliği Birimi kurulacak.
İhale sürecinde de seçilecek şirketi ve yerli
katkıyı belirlemek dahil sanayi işbirliği
Sanayi İşbirliği Programı adı
verilen sistem, halen savunma
sanayiinde uygulanan off -set ve
benzeri programların tamamını
bütün kamu alımlarına yayıyor
ve zorunlu hale getiriyor.
Uygulamayla, en az 5 milyondolar
ve üzeri ihalelerde, en az yüzde 30
oranında çeşitli tedarik yollarıyla
yerli katkı alınması zorunlu hale
geliyor.
programı uygulamasında etkili olacak
Sanayi Geliştirme Komisyonu olacak. Taslağa
göre, 100 milyon dolar ve üzerindeki
stratejik alımlarda Başbakanlığa bağlı bir
mekanizmayla Sanayi İşbirliği Programı
yürütülecek.
Yabancı yatırımcılar 4 modelden birini
seçecek
Uygulamaya ilişkin hazırlanan ve görüşe
açılan taslağa göre, kapsama giren ve
ihaleyi kazanan yabancı istekli bu işlemi,
doğrudan kendisi Türkiye’ye yatırım yaparak,
yerli ortakla yeni yatırım, ortak girişim ya
da Türkiye’de faaliyette olan bir kuruluştan
alım olmak üzere 4 ayrı modelle yerine
getirebilecek. ‘Yenilik, yerlileşme ve teknoloji
transferini sağlamaya yönelik mal ve hizmet
alım ihalelerinde Sanayi İşbirliği Programı
uygulamaları’ yapılması zorunlu olacak.
İhaleyi yapan her bir kuruluş komisyon
kurarak ve gerekli görmesi halinde programa
yönelik kendi iç mevzuatını uygulayarak
işlemlerini yürütecek. İhalelerde sanayi
işbirliği katılım oranları da bir kriter haline
getirilebilecek. Kapsama giren mal ve hizmet
alımlarında tedarik sözleşmelerine ek olarak
SİP sözleşmesi imzalanacak.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
43
İŞ DÜNYASI
44
CEO’lar 2015 için
daha temkinli
PwC’nin yaptığı araştırmaya göre
global CEO’lar 2015 yılında küresel
büyüme olasılıkları konusuna
geçen yıla oranla daha az iyimser
yaklaşıyor. Geçen yıl dünya
genelindeki en yüksek güven
düzeyine sahip olan Rus CEO’lar
ise bu yıl en az iyimser grup çıktı.
P
wC'nin dünya genelinde 1.300’ün
üzerinde CEO ile görüşerek
“Aksaklıklar Karşısında Yeni Çözümler”
başlığı ile yayınladığı 18. Yıllık Küresel CEO
Araştırması'nın sonuçlarına göre, 2015
yılında küresel ekonominin bir önceki yıla
göre büyüme kaydedeceğini düşünen
CEO’larının oranı düştü.
Sonuçları, Davos’ta gerçekleştirilen Dünya
Ekonomik Forumu yıllık toplantısının
açılışında açıklanan PwC Küresel CEO
Araştırması’na göre küresel ekonomik
büyümenin düşeceğini bekleyen CEO’ların
sayısı yüzde 7’den yüzde 17’ye yükseldi.
CEO’ların yüzde 44’ü küresel ekonominin
CEO’ların kendi şirketlerinin büyümesine
ilişkin güvenleri geçen yılki seviyesini
koruyarak yüzde 39 olarak gerçekleşti.
iyileşme kaydedeceğini düşünürken, bu
Haluk Yalçın: CEO’lar daha temkinli
CEO’ların yüzde 44’ü ekonomik koşulların
aynı kalmasını bekliyor. Geçtiğimiz yıl
yıl oran yüzde 37’de kaldı. Buna karşın
CEO’lar en fazla hangi konularda endişe duyuyor?
Dünya çapında CEO'ların yüzde 78'inin
dile getirdiği üzere, aşırı regülasyon, en
fazla endişe duyulan konuların başında
geliyor. Mevcut oran, geçen yıla göre
altı puan artış gösterdi ve bu oranla,
araştırma kapsamında şimdiye kadarki
en yüksek değere ulaştı. Aşırı düzenleme
konusunda en fazla endişe duyan ülkeler
arasında yüzde 98 ile Arjantin, yüzde 96 ile
Venezuela, yüzde 90 ile ABD, yüzde 90 ile
Almanya, yüzde 87 ile İngiltere ve yüzde 85
ile Çin öne çıkıyor.
CEO'ların belirttiği diğer önemli endişe
unsurları arasında, yüzde 73 ile yetenekli
işgücüne erişim, yüzde 72 ile jeopolitik
belirsizlik, yüzde 70 ile artan vergi yükü,
yüzde 61 ile siber tehditler ve veri güvenliği
eksikliği, yüzde 60 ile sosyal istikrarsızlık,
yüzde 60 ile değişen tüketici davranışları
ve yüzde 58 ile teknolojik değişimin hızı
bulunuyor.
Hafif bir düşüşle yüzde 59'a ulaşan enerji
maliyetleri istisnası dışında CEO'ların
duyduğu endişeler, geçen yıla göre tüm
alanlar için artış göstermiş durumda.
Türkiye’deki CEO’ların endişe gündeminin
tepesinde ise yüzde 83 ile jeopolitik
belirsizlik, yüzde 73 ile aşırı regülasyon ve
yüzde 67 ile artan vergi yükü bulunuyor.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC
Türkiye Başkanı Haluk Yalçın şunları
söyledi: “Özellikle son dönemde petrol
fiyatlarında yaşanan atipik düşüş, FED’in
tahvil alım programını sonlandırması, Euro
alanındaki sıkıntılar, ABD ve diğer bazı ülkeler
tarafından Rusya’ya uygulanan ambargo
gibi olaylar 2014’ü iktisat tarihinin kilometre
taşlarından biri haline getirdi. Gelişmiş
ülkelerde politikaların kendi iç dinamiklerine
göre ayrıştığı 2014’te, ABD ekonomisinde
göreceli bir toparlanma kaydedilirken Avrupa
ekonomileri ile Çin ve Japonya başta olmak
üzere Asya ülkelerine ilişkin henüz ciddi
bir iyileşmeden söz edemiyoruz. Jeopolitik
gelişmelerin Soğuk Savaş döneminden
beri ilk kez bu kadar gerildiği bir dönemin
ardından pek çok CEO biraz daha temkinli
olmayı tercih etmiş durumda. Her ne kadar
Rekabet ortamı
Dünya çapında CEO'ların üçte biri,
şirketlerinin bir ya da daha fazla sayıda
yeni sektöre yakın zaman önce giriş
yaptığını veya geride bıraktığımız üç
yıllık süreçte bu yeni sektörlere girmeyi
düşündüğünü ifade ediyor. Ayrıca, CEO'ların
yüzde 56'sı, önümüzdeki üç yıllık süreçte
organizasyonların yeni sektörlerdeki
rekabetinin giderek artacağına inanıyor.
CEO'ların yüzde 32’si teknoloji, yüzde 19’u
perakende, toptan dağıtım ve haberleşme,
yüzde 6’sı eğlence ve medya sektörlerinden
Ayrıca, rekabet üstünlüğü sağlamak
amacıyla CEO'ların yüzde 41’i tedarikçilerle,
yüzde 32’si müşterilerle ve yüzde 32’si
akademik çevre ile çalışarak ortak
girişimlere, iş ortaklıklarına ve iş birliklerine
başvuruyor. İş birliği yapmanın altında
yatan en önemli nedenler arasında yeni
müşterilere erişim, gelişen teknolojiler, yeni
pazarlar ve inovasyon yer alıyor.
şirketler gibi çok farklı sektörlerden çıkabilir.
Müşteriye, tüketiciye dokunan her sektör
bence potansiyel bir rekabet noktası.
Buradaki hikaye, bir - kendinizi ne kadar hazır
ve çevik tutabildiğiniz; iki – hangi noktada
rekabete gireceğinize, hangi noktada
rekabeti koordine edeceğinize doğru karar
vermeniz gereği.” sözleriyle ışık tuttu.
Türkiye’den detaylı görüşme
Her yıl olduğu gibi bu yıl da detaylı görüşme
yapılan 33 CEO’nun görüşlerine araştırmada
yer verildi. Bu kapsamda Türkiye’den
araştırmaya katılan Yapı Kredi CEO’su
Faik Açıkalın’ın araştırmanın ana eksenini
oluşturan dijital dönüşüm ve rekabet
konusundaki değerli görüşleri araştırmada
doğrudan yer aldı: Açıkalın, “Geçmişte
rekabet, bulunduğumuz sektörle sınırlıydı.
Bankacılık sektörüne girmek yüksek maliyetli
ve neredeyse imkansızdı. Ancak, dijital
dinamikler giriş engellerini yıkıyor. Bu açıdan
rakipler teknoloji şirketleri, telekomünikasyon,
perakende, sosyal ağlar hatta start-up
önemli bir rakibinin doğmakta olduğunu
veya doğabileceğini düşünüyor.
En iyimser CEO’lar Asya Pasifik’te
PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın
Bölgesel olarak sonuçları büyük farklılıklar
gösteren araştırmaya göre küresel ekonomi
konusunda en iyimser CEO’lar Asya Pasifik
bölgesinde. Asya Pasifik bölgesindeki
CEO’ların yüzde 45’i küresel ekonomide
iyileşme bekliyor, onları yüzde 37 ile
Ortadoğu ve Kuzey Amerika takip ediyor.
Gelişmekte olan ekonomilerden Hindistan’da
CEO’ların yüzde 59’u, Çin’de yüzde 46’sı,
Meksika’da yüzde 42’si ekonomi konusunda
iyimserken bu oran ABD’de yüzde 29’da,
Almanya’da ise yüzde 33 oldu.
Türkiye’de CEO’ların yüzde 50’si küresel
ekonomide iyileşme bekliyor. Buna paralel
olarak Türkiye’deki CEO’ların tamamı
önümüzdeki bir yılda şirketlerinin büyüme
göstereceğinden çok emin olduğunu
söylüyor. Kalan yüzde 50’lik kısım da büyüme
göstereceklerinden emin.
Diğer ülkelere bakıldığında ise Hindistan
daha iyimser CEO’ları ile öne çıkıyor.
Hindistan’daki CEO’ların yüzde 62'si kısa
vadeli büyüme ihtimalleri konusundaki güven
düzeyi çok yüksek. Üst sıralarda yer alan
diğer ülkeler ise yüzde 50 ile Meksika, yüzde
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
İŞ DÜNYASI
küresel ekonomi konusunda geçen yıla
göre daha az iyimser olsalar da, CEO’ların
kendi şirketlerindeki gelir artış ihtimali
konusunda olumlu beklentilerini korumaları,
2009’dan bu yana yaşanan küresel krizde
edindikleri deneyimle global trendleri
daha doğru okuyabileceklerine yönelik
özgüvenlerinin arttığının da bir göstergesi.
2015 Türkiye için bir yandan politik ortamın
hareketli olacağı bir seçim yılı bir yandan da
ekonomik hedeflerin küresel ekonominin de
sıkıntılarının yansımalarıyla zorlu ama bir
o kadar da fırsat dolu ilginç bir yıl olacak.
İlerleyen günlerde bu araştırmamızın Türk
CEO’ların 2015 yılına dair beklentilerini
yansıtan ihtiyatlı ama bir o kadar da iddialı
yorumlarını iş dünyasıyla paylaşacağız”.
45
İklim değişikliği CEO’ların yüzde 6’sının önceliği
İŞ DÜNYASI
PwC Küresel CEO Araştırması’na katılan
CEO’ların yüzde 67'si rekabetçi ve etkin bir
vergi sisteminin sürdürülmesinin hükümetin
en önemli önceliği olması gerektiği
görüşünde. Fakat CEO'ların yalnızca
yüzde 20’si, ülkelerinin böyle bir sistemi
oluşturmada başarılı olduğu belirtiyor.
Benzer şekilde, yetkin iş gücüne erişim,
CEO'ların yüzde 60'ının oldukça üzerinde
durduğu bir unsur fakat yalnızca yüzde
46
PwC Küresel Başkanı Dennis M. Nally
46 ile ABD, yüzde 43 ile Avustralya, yüzde 39
ile İngiltere ve Güney Afrika, yüzde 36 ile Çin,
yüzde 35 ile Almanya ve yüzde 30 Brezilya
olarak sıralanıyor. Güven düzeyi en düşük
olan ülkeler arasında ise yüzde 23 ile Fransa,
yüzde 22 ile Venezuela, yüzde 20 ile İtalya ve
yüzde 17 ile Arjantin yer alıyor.
Listenin en alt sırasında ise Rusya bulunuyor.
Geçen yıl en yüksek güven düzeyine sahip
Rus CEO’ların oranı yüzde 53 iken bu oran
2015’te yüzde 16’ya geriledi.
PwC’nin araştırması, küresel ekonomide
düşüşe işaret eden genel görünüme rağmen,
CEO’ların kendi şirketlerinde gelir artışı
yakalama konusunda inançlı olduklarını da
ortaya koyuyor. Dünya genelindeki CEO’ların
yüzde 39’u önümüzdeki 12 ay içinde kendi
şirketlerindeki gelir artışı konusundaki
güven düzeylerinin “çok yüksek” olduğunu
belirtiyor.
Küresel ekonominin düşüşe işaret eden
genel görünümüne rağmen CEO'lar kendi
şirketlerindeki artış ihtimalleri konusundaki
güvenlerini koruyorlar. Dünya genelindeki
CEO'ların yüzde 39'u önümüzdeki 12
ay içinde kendi şirketlerindeki gelir artışı
konusundaki güven düzeylerinin “çok
yüksek” olduğunu belirtiyorlar.
ABD ilk defa Çin’in önüne geçti
CEO'lara göre ABD önümüzdeki 12 aylık
dönemde büyüme için en önemli piyasa
olarak öne çıkıyor. PwC’nin araştırmasına
21'i ülkelerinde yeterli sayıda yetenekli
çalışanın bulunduğunu ifade ediyor. CEO'lar
açısından diğer hükümet öncelikleri,
yüzde 49 ile fiziki altyapıyı, yüzde 29’u
karşılanabilir sermayeyi ve yüzde 28’i
dijital altyapıyı içeriyor. Önemli bir nokta
olan iklim değişikliği riskinin azaltılması,
CEO'ların sadece yüzde 6'sı tarafından
öncelik olarak görülüyor.
beş yıl önce eklenen “büyüme için en önemli
piyasa” sorusunda ilk kez ABD Çin’in önüne
geçti. Genele bakıldığında CEO'ların yüzde
38'i ABD'yi ilk üç yurtdışı büyüme piyasası
arasında sıralarken, bu oran Çin için yüzde
34, Almanya için yüzde 19, İngiltere için
yüzde 11 ve Brezilya için ise yüzde 10 olarak
kaldı.
PwC Küresel CEO Araştırması’na göre
CEO'lar, önümüzdeki on iki aylık süreçte
şirketlerini güçlendirmek adına bir dizi iş
stratejisini hayata geçireceklerini belirtiyor.
Genel olarak bakıldığında, CEO'ların yüzde
71'i maliyetleri azaltacağını, yüzde 51'i
stratejik ortaklıklara veya ortak girişimlere
imza atacağını, yüzde 31'i bir iş süreci veya iş
birimi için dış kaynak kullanımına gideceğini
ifade ediyor. Yerel nitelikli birleşme ve satın
alma işlemi gerçekleştireceğini söyleyen
CEO’ların oranı ise yüzde 23’ten yüzde 29’a
yükseldi.
“CEO’lar temkinli olmayı sürdürüyor”
Davos’ta gerçekleştirilen toplantıda araştırma
sonuçlarını değerlendiren PwC Küresel
Başkanı Dennis M. Nally ise görüşlerini şöyle
aktardı:
“Dünya ekonomik, politik ve sosyal açıdan
büyük zorluklarla karşı karşıya. CEO'ların
geneli dünya ekonomisinin yakın vadedeki
görünümü ve kendi şirketlerinin büyüme
ihtimalleri konusunda temkinli olmayı
sürdürüyorlar. ABD gibi bazı olgun piyasalar
yeniden ayağa kalkıyor gibi görünürken,
Euro bölgesi gibi diğer bazı piyasalarda ise
mücadele sürüyor. Gelişmekte olan bazı
ekonomiler hızla büyümeyi sürdürürken,
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Önümüzdeki 1 yılda gelir büyümesi konusunda çok emin olan CEO’lar
2014
2013
Hindistan
%62
%49
%63
Meksika
%50
%51
%62
ASEAN*
%47
%45
ABD
%46
Romanya
%44
Avustralya
Küresel
Gelecek 12 ayda çalışan sayısında artış öngören CEO'ların yüzdesi
2015
2014
2013
Varlık Yönetimi
%61
%58
%55
Sağlık Hizmetleri
%59
%53
%43
%40
İlaç & Yaşam Bilimleri
%58
%44
%38
%36
%30
İş Hizmetleri
%56
%62
%56
%39
%42
Teknoloji
%55
%63
%44
%43
%34
%30
Bankacılık & Sermaye Piyası.
%53
%52
%44
%39
%39
%36
Endüstriyel Üretim
%53
%46
%36
Güney Afrika
%39
%25
%45
Madencilik
%52
%25
%39
İngiltere
%39
%27
%22
Mühendislik & İnşaat
%51
%51
%52
Çin/ Hong Kong
%36
%48
%40
Sigorta
%50
%59
%39
Kanada
%36
%27
%42
Kimyasallar
%50
%49
%43
Almanya
%35
%33
%31
Ulaşım / Lojistik
%49
%40
%43
İspanya
%35
%23
%20
Otomotiv
%49
%45
%44
Danimarka
%33
%44
Mevcut değil
Perakende
%46
%51
%49
Brezilya
%30
%42
%44
Eğlence & Medya
%46
%53
%43
Japonya
%27
%27
%18
Konaklama & Eğlence
%45
%51
%33
İsviçre
%24
%42
%18
Metaller
%41
%22
%28
Fransa
%23
%22
%13
Tüketim
%40
%46
%40
Venezuela
%22
%25
%30
İletişim
%40
%52
%36
İtalya
%20
%27
%21
Enerji
%36
%56
%39
Arjantin
%17
%10
%26
Enerji & Altyapı
%36
%36
%41
Rusya
%16
%53
%66
Orman, Kağıt & Paketleme
%27
%45
%32
bazıları ise yavaşlıyor. Sürekli değişen bu
piyasalarda büyümenin sürdürülmesi için
doğru stratejik dengenin kurulması ise büyük
bir zorluk olmayı sürdürüyor.”
“CEO'ların güven düzeyi, keskin düşüş
gösteren ham petrol fiyatlarının bir sonucu
olarak petrol üreten ülkelerde oldukça
düşük. Örneğin Rus CEO'lar geçen yılın
araştırmasında en yüksek güven düzeyini
gösterirken, bu yılın araştırmasında en
düşük güven düzeyini gösterdiler. Ortadoğu,
Venezuela ve Nijerya'daki CEO'ların güven
düzeylerinde de gerileme görüyoruz."
Dijital çağ
Dijital teknolojinin ortaya çıkışı, şirketlerin
çalışma şeklini tamamen değiştirirken geçen
yıldaki yüzde 47'lik orana kıyasla bugün
CEO'ların yüzde 58'i, teknolojik değişim hızı
konusunda endişe duyuyor. CEO'ların yüzde
81'i şirketleri açısından en önemli unsur
olarak mobil teknolojileri görüyor. Bunu,
yüzde 80 ile veri madenciliği ve analizi, yüzde
78 ile siber güvenlik, yüzde 61 ile sosyal ağ
erişimli iş süreçleri ve yüzde 60 bulut bilişim
takip ediyor. Şirketler dijital teknolojilerden
en fazla işletme verimi, veri ve veri analizleri
ve müşteri deneyimi alanlarında yararlanıyor.
Yetenek çeşitliliği ve uyum yeteneği
PwC Küresel CEO Araştırması’na göre dünya
çapında CEO'ların yarısı önümüzdeki 12 aylık
süreçte çalışan sayısında artışa gideceğini
dile getirirken, yüzde 21'i ise bu sayıda düşüş
bekliyor, düşüş bekleyenlerin oranı geçen
yılla neredeyse aynı oranda seyrediyor. Doğru
çalışanları bulma zorluğuyla başa çıkmaya
çalışırken CEO'ların yüzde 81'i daha kapsamlı
yetenek arayışında olduklarını dile getiriyor.
CEO'ların yürüttüğü organizasyonların yüzde
64’ünün bir çeşitlilik ve içerme stratejisi
bulunuyor - buna karşın neredeyse üçte
birinin böyle bir stratejisi mevcut değil.
Ayrıca, bu tür stratejileri olan CEO'ların yüzde
85'i, söz konusu stratejilerin karlılığa olumlu
etkide bulunduğunu belirtiyor. l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
İŞ DÜNYASI
2015
47
ŞİRKET HABERLERİ
48
BASF, 150. yılını interaktif bir programla kutluyor
BASF, 150. kuruluş yıldönümünü
tüm dünyada bilim insanları,
iş ortakları, müşterileri ve
çalışanlarının katılımıyla
kutlayacak. BASF, 150. yılında
sürdürülebilir dünya için enerji,
gıda ve şehir yaşamı gibi konulara
odaklanacak.
B
ASF, 2015’te tüm dünyada 150.
Kuruluş yılını kutlamaya hazırlanıyor.
‘Sürdürülebilir bir gelecek için kimya
yaratıyoruz’ Sloganıyla faaliyetlerini
sürdüren şirket, 150. yılında da insanları ve
düşünceleri, bu strateji doğrultusunda bir
araya getirmeyi hedefliyor.
BASF, yıldönümünde şehir yaşamı, akıllı enerji
ve gıdayla ilgili küresel zorluklara yönelik
çözümler geliştirmek amacıyla global bir
platform olan Creator SpaceTM’’i hayata
geçirdi. Yıldönümüyle birlikte tüm paydaşlarla
çalışmanın yeni yollarını geliştirmek
istediklerini belirten BASF İcra Kurulu Başkanı
Dr. Kurt Bock, “Creator Space’i, BASF'nin
tüm paydaşları ileyakınlaşması için harika bir
fırsat olarak görüyoruz" dedi.
BASF’nin yıldönümü özel etkinliği, resmi
kuruluş tarihi olan 23 Nisan 2015’te
Ludwigshafen'deki genel merkezde
gerçekleştirilecek. Etkinlikte, dünyanın dört
bir yanındaki BASF çalışanları tarafından
kaydedilen ve besteci Michael Nyman’ın
BASF’ye özgü 1.200'den fazla sesten
faydalanarak düzenlediği ‘Sounds for 150’
bestesi de ilk kez konukların huzurunda icra
edilecek.Avrupa, Amerika, Asya-Pasifik, Afrika
ve Orta Doğu'da toplam 112 binin üzerinde
BASF çalışanı da 150. yıldönümünü kendi
kültürlerine göre farklı şekillerde kutlayacak.
150. yılda Ludwigshafen'den tüm
dünyaya…
Üretime ilk olarak 1865 yılında boyayla
başlayan, ardından gübre, amonyak ve
plastik üretmeye başlayan BASF’nin portföyü,
zaman içinde sürekli olarak gelişti ve bugün
kimyasallardan plastiklere, performans
ürünlerinden bitki koruma ürünlerine, petrol
ve doğalgaza kadar birçok ürünü içeren bir
konuma ulaştı. BASF, bugün neredeyse her
sektörden müşterisine ürün ve çözümler
sunuyor. Bunu Ar-Ge çalışmaları ve geliştirdiği
inovasyonlarıyla da destekliyor. BASF İcra
Kurulu Başkanı Dr. Kurt Bock, "Uzun yıllardır
başarılı olmak, BASF çalışanlarının gösterdiği
yaratıcılığın ve kararlılığın eseridir" dedi.
Creator SpaceTM programı,
yıldönümünün önemli bir öğesi
2050 yılında dokuz milyara ulaşacak
dünya nüfusunun yüzde 70'inin şehirlerde
yaşayacağı öngörülüyor. Uluslararası ölçekte
faaliyet gösteren büyük şirketlerin, küresel
sorunlar karşısında çeşitli sorumluluklar
üstlenerek yerel konularla ilgiliçözümlere
katkıda bulunması gerekiyor. Gelecekteki
şehirler neye benzeyecek? İhtiyaç duyulan
enerji nereden sağlanacak? Herkes için yeterli
sağlıklı gıda nasıl sağlanacak? Bu soruların
yanıtları, bölgeden bölgeye farklılıklar
gösterebiliyor.
BASF’nin geliştirdiği Creator Space programı,
odaklanılan enerji, gıda ve şehir yaşamına
ilişkin zorluklar hakkında bir araya gelerek
düşünmek ve kişisel olarak, çözümler
üzerinde çalışmak için pek çok fırsat
sunacak. Bock, "Bu fikirlere, kimya ve diğer
sektörlerden uzmanlıklarımızı eklediğimizde,
bugünün ve yarının zorluklarına yanıtlar
bulmaya daha da yaklaşacağımıza inanıyoruz.
Toplum açısından, bu sorunlara çözüm olacak
bu yaklaşım, BASF içinse yeni iş fırsatları
oluşturacak. İhtiyaç olan ürünler ve yeni
iş modelleri hakkında pazarı ne kadar iyi
anlarsak, inovasyonlarımız o kadar iyi olur"
dedi.
2014’ün Eylül ayında yayına giren Creator
Space online web sitesinde şu an 2.000'in
üzerindeki katılımcı, şehir yaşamı, enerji
ve gıda konusunda gerçek zamanlı olarak
fikir alışverişinde bulunuyor. Creator
Space online web sitesinden elde edilen
fikirler ve çözümler, Creator Space turnesi
gibi diğer yıldönümü faaliyetlerinde de
kullanılacak.2015yıldönümü programı
kapsamında Creator Space Turu, her hafta
birinde olmak üzere toplam altı şehre
uğrayacak: Ocak ayında Mumbai’den
başlamak üzere Şangay, New York, Sao Paulo,
Barcelona ve Ludwigshafen’de workshoplar,
konferanslar, fikir yarışmaları ve kültürel
etkinlikler düzenlenecek. Her bir durakta, o
şehir veya ülke için özellikle önemli olan bir
zorluğa yoğunlaşılacak.l
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Bereketli Rüzgâr Enerji
Santrali’nde yüksek verimlilik
ve düşük işletme giderleri sunan
Siemens teknolojisi tercih edildi.
Bereketli RES tamamlandığında
Siemens rüzgâr türbinleri yıllık 85
bin ton karbondioksit salımının
önüne geçebilecek.
49
S
iemens ve Kinesis Enerji, kurulu gücü
32 MW olan ve yıllık 100GWh üretim
kapasitesine sahip olacak olan Bereketli
Rüzgâr Enerjisi Santrali için 21 Ocak tarihinde
Ankara'da anlaşma imzaladı.
Tokat ili Reşadiye ilçesinde bulunan
Bereketli Beldesi'nde yaklaşık 1700 metre
rakımda kurulacak Bereketli Rüzgâr
Enerjisi Santrali'nde güvenirliği ve yüksek
performansına bağlı olarak sahada en fazla
üretimi sunması nedeniyle Siemens türbinleri
tercih edildi.
Santralde 113 metre kanat çapı ve 83,5
metre kule yüksekliğine sahip 10 adet
Siemens SWT-3.2-113 Direct Drive Türbini
dönecek. Bu türbinler 'integral blade' yani
birleşim noktası olmayan kanat teknolojisi
nedeniyle yüksek güvenirlik sunuyor. 'Direct
drive' teknolojisiyle dişli kutusuz türbinler
yüzde 50 daha az dönen ekipman sunarak
kompakt bir tasarım ve yüksek verim sağlıyor.
Yenilenebilir enerji alanında uluslararası
tecrübesini Türkiye pazarına da taşıma amacı
ile güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları yapan
Kinesis Enerji, kurulumun yanı sıra santralin
servis ve bakım hizmetlerinde de Siemens
uzmanlığını tercih etti ve Bereketli Rüzgâr
Enerjisi Santrali için 5 yıllık Servis ve Bakım
Anlaşması yapıldı. Bereketli Rüzgâr Enerjisi
Santrali'nin Ekim-Kasım 2015'te üretime
geçmesi planlanıyor. Kinesis Enerji 2015 yılı
sonu itibariyle Türkiye'de tamamı yenilenebilir
kaynaklardan elektrik üreten santralleri
ile toplamda yaklaşık 65 MW kurulu güce
ulaşmayı hedefliyor.
Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim
Kurulu Başkanı ve CEO'su Hüseyin Gelis,
Kinesis Enerji ile başlayacak yeni işbirliğinden
memnun olduklarını dile getirerek şunları
söyledi: "Siemens dünyamızın sürdürülebilir
geleceği için çalışmaya devam ediyor.
Her geçen gün artan enerji ihtiyacı,
Siemens ve Bahçeşehir Üniversitesi'nden
Üniversite- Sanayi İşbirliği İçin Örnek Proje
S
iemens ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin
işbirliğinde hayata geçirilen Siemens
-Bahçeşehir CO-OP Biomedical Technology
markalı dersi, öğrencilerin üniversite
bünyesinde aldıkları teorik mühendislik
eğitimlerini sağlık sektöründe kullanılan
pratik eğitimlerle tamamlamayı ve onları
ŞİRKET HABERLERİ
Siemens Türbinleri Bereketli RES İle
40 Bin Hanenin Enerji İhtiyacını Karşılayacak
meslek hayatlarına hazırlamayı amaçlıyor.
Biyomedikal Mühendisliği öğrencilerinin
yanı sıra Elektrik-Elektronik Mühendisliği
ve Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerinin de
seçebildiği derse öğrencilerin ilgisi yoğun
oldu. İlgi nedeniyle ek kontenjan açılan ders
36 öğrenciye ulaştı.l
hepimizi yenilenebilir enerji kaynakları
üzerine düşünmeye yönlendirirken biz de
stratejilerimiz ve portföyümüz ile bu amaç
için çalışıyoruz. Bu proje tamamlandığında
yıllık 85 bin ton karbondioksit salımını
engelleyecek ve 40 bin hanenin yıllık elektrik
ihtiyacını karşılayacak. Siemens içerisinde
yalnızca rüzgâr projelerine odaklanan
ve büyük başarılara imza atan özel bir
ekibimiz var. Bu ekip ile gerçekleştirdiğimiz
çalışmalarımızda müşterilerimizle bir iş ortağı
gibi çalışıyor ve onlar için fark yaratıyoruz."
Kinesis Enerji Yönetim Kurulu Başkanı
Hasan İnaloğlu ise İtalya'da başlayan
güneş enerjisinden elektrik üretme
başarılarının, Türkiye'de Siemens ile rüzgâr
enerjisinde sürdüğünü ve Kinesis Enerji'nin
yenilenebilir enerji yatırımlarına yurtiçi ve
yurtdışında devam edeceğini belirtti. Rüzgâr
yatırımlarında Siemens'le oluşan sinerjinin
gelecek dönemdeki yatırımlarında da devam
etmesini umduklarını ifade eden İnaloğlu;
"Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santrali projemizde
Siemens gibi alanında uzman bir kurum
ile çalıştığımız için son derece memnunuz.
Projemizin yüksek verimlilikle çalışacağına
ve kayda değer üretim değerlerine ulaşarak
çok başarılı bir yatırım olacağına inanıyorum.
Projede ekibimizin Siemens ile yaratacağı
sinerji başarımızın en önemli yapı taşı
olacaktır," dedi.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
ŞİRKET HABERLERİ
50
Siemens 2014 Yılı Sağlık Sektöründe
En İyi Tedarikçi Ödülü'nü Linde Gaz’a verdi
Dünya genelinde 200’den fazla
ülkede faaliyet gösteren Siemens,
11 Kasım 2014 Salı günü İstanbul
Grand Tarabya Oteli’nde 200’e
yakın iş ortağının katılımı ile
Siemens Tedarikçi Günü’nü
gerçekleştirdi.
S
iemens’in iş ortaklarıyla aynı platformda
buluştuğu ve sloganı ‘’Future is Yours’’
olan Siemens Tedarikçi Günü’nde Linde
Gaz, yaklaşık 20 yıldır işbirliği içerisinde
bulunduğu Siemens’den Sağlık Sektörü
Tedarik Zinciri Yönetimi’nde 2014 yılının en
sağlayan Linde Gaz adına ödülü Linde Global
Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Günal’dan
iyi tedarikçisi ödülünü almaya layık görüldü.
Özel Gazlar ve Özel Gaz Ekipmanları Ürün
aldı. Tuğrul Günal, İsmail Erilhan’a ödülü
Bu önemli organizasyonda Siemens’e tüm
Yöneticisi İsmail Erilhan, Siemens Türkiye
verirken; Linde & Siemens iyi hizmet ve
Türkiye’deki MR Cihazları’nın soğutulmasında
Tedarik Zinciri Yönetimi Bölüm Direktörü ve
işbirliğinin ilerleyen yıllarda da devam
sıvı, gaz helyum ve diğer gazların tedariğini
Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği (TEDAR)
edeceğini belirtti.l
Kaya Safety Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kaya’dan Önemli bir Saptama:
“Yüksekte çalışma yönetmeliğine acil ihtiyaç var”
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
ile ilgili yeni düzenlemeler
yapıldığını dile getiren Kaya
Safety Yönetim Kurulu Üyesi
Ali Kaya; farklı bir uzmanlık
alanı olan yüksekte çalışmanın
koşullarını ayrıca düzenleyen
bir yönetmeliğe acil ihtiyaç
olduğunu söyledi.
T
ürkiye’de her yıl inşaat,
telekomünikasyon ve enerji başta
olmak üzere, yüksekte çalışmanın yaygın
olduğu sektörlerde iş kazalarının meydana
geldiğini belirten Ali Kaya, “Son beş yılın iş
kazası istatistiklerine baktığımızda her yıl
ortalama 1400 kişi hayatını kaybediyor. Bu
ölümlerin neredeyse yarısı yüksekten düşme
sonucu gerçekleşiyor. Ülkemizde yüksekte
çalışmayla ilgili yönetmeliğin çıkarılması,
yüksekten düşme sonucu gerçekleşen
kazaların azalmasını sağlayacaktır” dedi.
Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği
Yönetmeliği’ne göre seviye farkı bulunan
ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin
oluşabileceği her türlü alanda çalışma,
yüksekte çalışmadır diyen Ali Kaya, “İş Sağlığı
ve Güvenliği Ajansı (OSHA) istatistiklerine
göre 3,4 metre üzerinde çalışırken düşen
insanların yüzde 85’i hayatını kaybediyor.
Eğitim ve dikkat eksikliği kazalara yol açıyor”
şeklinde konuştu.
Kazalar ve kayıplar azalacak
Dünyada hiçbir şeyin insan hayatından
değerli olmadığını belirten Kaya, sözlerini
şöyle tamamladı. “İnsan hayatına mal
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
olan her türlü olay, büyük kayıplara yol
açıyor. Yüksekten düşme, iş kazalarından
kaynaklanan yaralanmalarda ikinci,
ölümlerde ise birinci sırada yer alıyor.
Dolayısıyla yüksekte çalışma
konusunun özel olarak
ele alınması gerekir.
Yüksekte çalışmayı
düzenleyen
yönetmeliğin
çıkması hem kazaları
hem de kayıpları
azaltacaktır.”l
OSB HABERLER
Bursa'da "Yeşil Sanayi Zirvesi"
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası
(BTSO), ‘Yeşil Sanayi Zirvesi’
düzenledi. Merinos Kongre ve
Kültür Merkezi’nde yapılan
zirveye sanayi kuruluşları, KOBİ
temsilcileri, OSB yöneticileri, ilgili
kamu kurum ve kuruluşlarının
yöneticileri, mühendislik
ve taahhüt firmaları, enerji
verimliliği danışmanlık şirketleri,
üniversitelerin ilgili bölümlerinden
öğretim görevlileri ve öğrencileri
ile sivil toplum temsilcileri
katıldılar.
B
ursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO)
Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran,
"Ekonomik kalkınmanın ve sosyal gelişmenin
ihtiyaç duyduğu enerjiyi sürekli, güvenli
ve asgari maliyetle temin edebilen, enerji
üretiminde kaynak ve teknoloji çeşitliliğini
artırarak enerji arz güvenliğimizi sağlayan
bir ülke konumuna ulaşmak en büyük
temennimizdir" dedi.
Duran, BTSO'nun 16 makro projesi
arasında yer alan "Yeşil Büyüme"
kapsamında Merinos Atatürk Kongre ve
Kültür Merkezi'nde (AKKM) düzenlenen
"Yeşil Sanayi Zirvesi"nin açılışında yaptığı
konuşmada, Türkiye'nin, dünyanın en önemli
enerji ekonomilerinden biri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, enerji talebinin yaklaşık yüzde
25'ini yerli kaynaklardan karşıladığını belirten
Duran, ülkenin geçen sene 55 milyar dolara
yakın bir enerji faturası ödediğini kaydetti.
Duran, her yıl 10 milyar liranın üzerinde
bir enerji tasarrufu potansiyeline sahip
olan Türkiye'de de bu potansiyelin ortaya
çıkarılmasının önemine değinerek, şunları
kaydetti:
"Türkiye'de örnek projeleri hayata geçiren
BTSO olarak, çevreyle dost ve sürdürülebilir
bir büyüme hedefiyle Yeşil Büyüme Projemizi
hayata geçirdik. Böylece şirketlerimizde
51
büyümeyi sağlarken çevreye duyarsız
kalmayacağımızı gösteriyoruz. Ekonomik
kalkınmanın ve sosyal gelişmenin ihtiyaç
duyduğu enerjiyi sürekli, güvenli ve asgari
maliyetle temin edebilen, enerji üretiminde
kaynak ve teknoloji çeşitliliğini artırarak enerji
arz güvenliğimizi sağlayan bir ülke konumuna
ulaşmak en büyük temennimizdir."
"Zirve, yeşil büyüme konusunda ciddi
farkındalık oluşturacak"
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi
Rektör Yardımcısı ve Uluslararası Gaz Eğitim
Teknoloji ve Araştırma Merkezi (UGETAM)
Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Ümit Doğay
Arınç ise zirve hakkında bilgi verdi.
Yeşil büyümenin Türkiye için önemli bir adım
olduğuna dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:
"BTSO tarafından gerçekleştirilen, Enerji
Verimliliği Derneği Bursa Şubesi ve Odaklı
Medya Grup iş birliğiyle düzenlenen Yeşil
Sanayi Zirvesi, kamu kurum ve özel sektörün
karar vericilerini bir araya getiriyor. Bu zirve,
yeşil büyüme konusunda ciddi farkındalık
oluşturacak. Bu organizasyonu gerçekleştiren
BTSO'ya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı ile Büyükşehir
Belediyesine çok teşekkür ederiz. Yeşil Sanayi
Zirvesi, ülkemiz adına rekabetçi, sürdürülebilir
ve çevreye duyarlı üretim anlayışının
yaygınlaşmasına fayda sağlayacaktır."
Enerji Verimliliği Derneği Bursa Şube Başkanı
Mustafa Uysal da "Yeşil Büyüme" konulu
sunum gerçekleştirdi.
BTSO Çevre ve Temiz Üretim Konseyi
Başkanı Mustafa Uysal ise, katılımcılara
enerji verimliliği hakkında bilgi verdi.
Güneş, jeotermal gibi kaynakların geçmiş
dönemlerde çok fazla araştırılmadığını
belirten Uysal, “Artık her ülke enerji verimliliği
ve kaynakları için ince eleyip sık dokuyor.
Marmara Bölgesi'nde yapılan araştırmaya
göre, Bursa ve etrafındaki su kaynaklarının
henüz daha 3’te birini enerjiye çevirdiğimizi
gördük. Bunlar hızla planlanıp üretime
geçme çalışmaları başlatıldı. Geçmişte bu
kadar incelenmiyordu. Yeşil enerji ve yeşil
ekonomiyle birlikte önemi arttı. Eskiden
yollarda rüzgar güllerini göremiyorduk. Ama
artık her yer rüzgar gülü oldu ve daha da
artacak” dedi.
Törene, Bursa Vali Yardımcısı İbrahim Avcı,
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Abdülkadir
Karlık ile oda üyeleri katıldı.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
OSB HABERLER
52
İmalat Sanayi İstişare Toplantısı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, makineye plaka uygulaması
getireceklerini belirterek, "Diyoruz ki makineleri da plakalandıralım.
Makinelerin birer sicil numarası olsun ve sanayicimiz kredi kullanırken
bunları teminat olarak gösterebilsin. Bununla ilgili çalışmaları
önümüzdeki süreçte tamamlayacağız" dedi.
önemli görev. Türkiye, doğal kaynakları, yer
altı zenginlikleri olan bir ülke değil. Enerjiyi
ithal ediyoruz. Pek çok emtiada dünyada
ithalatçıyız ama buna rağmen güçlü bir
sanayimiz var. Aynı Almanya, Güney Kore ve
Japonya gibi..
T
Aslında bugün bu gibi ülkelerin geldiği nokta
da bizim için örnek. Bunlar yüzde 6 civarında
cari fazla veren ülkelerken, petrol ve yeraltı
zenginlikleri, emtia gelirleri ise neredeyse
sıfıra yakın. Türkiye cari açık veriyor. Demek ki
biz de cari fazla veren bir konuma gelebiliriz.
Bunu yapmak için de aslında yol haritamız
belli. Bu yol haritasında çok genel geçer
kavramlar üzerinde durmaktan ziyade, somut,
spesifik adımlar atmak. Bakanlık görevini
aldığımız günden bu güne kadar en fazla
odaklandığımız nokta, bir taraftan makro
politikalar üzerinde çalışırken, bir taraftan da
mikro dokunuşlarla bazı çalışmaların hayata
geçirilmesi ve sonuç alınması."
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Sanayi Odası Konseyi üyeleriyle
gerçekleştirilen "İmalat Sanayi İstişare
Toplantısı"nda konuşan Işık, Türkiye
sanayisinin mevcut sorunları ve gelecekte
çok daha güçlü bir sanayi için ne yapılması
gerektiği noktasında istişarelerde bulunmak
ve geleceğe yönelik bir ufuk turu yapmak
üzere sanayicilerle bir araya geldiklerini
söyledi.
Bu tarz toplantıları önemsediklerini
vurgulayan Işık, "Artık anlayış tamamen
değişti. Düne kadar 'Biz ne söylersek sanayici
onu yapar' mantığı varken, bugün artık
sanayici ne istiyor, uygulayıcılar alanda hangi
zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve daha iyi
bir üretim yapısı için ne öneriyor konularını
önce dinleyip, sonra belirli analizleri yaptıktan
sonra hayata geçirilmesini temel yöntem
olarak belirledik. Buyurgan bir yönetim
anlayışından ziyade, yönetişim anlayışını
hayata geçiriyoruz" diye konuştu.
Işık, bugüne kadar sanayicilerle yaptıkları
toplantılarda ifade edilen görüş, öneri, ve
eleştirilerin tek tek not alındığını belirterek,
uygulanabilir olarak karar verilen noktaları da
hızlı bir şekilde hayata geçirmeye çalıştıklarını
dile getirdi.
Mart ayında gerçekleştirdikleri sektörler
toplantısında kendilerine 49 talep iletildiğini
ve bunların tamamını değerlendirdiklerini
aktaran Işık, bugün itibarıyla 24'ünde olumlu
gelişmeler kaydedildiğini ve bazılarının da
sonuçlandığını kaydetti.
Işık, geri kalan 25 talepten bazılarının
hazırlık, bazılarının ise değerlendirme
aşamasında olduğu bilgisini vererek,
şunları söyledi: "Bunları niçin yapıyoruz?
Türkiye'nin geldiği yol ayrımında, Türkiye ya
düşük teknoloji, ucuz iş gücü ve geleneksel
yöntemlerle rekabet etmeye çalışacak ki bu
alanda şansımızın olmadığı noktasında bir
mutabakatımız var. Ya da daha yüksek gelirli
bir ekonomi, daha katma değeri yüksek,
teknoloji ürünlerin üretildiği bir ekonomi
haline gelecek. Bu bizim açımızdan artık
mecburi istikamet. Bu mecburi istikametin
gerektirdiği her şeyi yapmak bizim için
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Makinaya plaka uygulaması getiriyoruz
Bakan Işık, hükümet olarak sanayi ve
sanayicinin önündeki tüm engelleri
kaldırmanın temel öncelikleri olduğuna
dikkati çekerek, "Siz üreteceksiniz,
biz size destek vereceğiz. Burada hiç
tereddüdünüz olmasın" dedi. Işık,
sanayicilerin bankaların makineleri teminat
saymamasına ilişkin şikayetlerine çözüm
Aldıkları başka bir kararla da Ar-Ge yapan
üniversite hocalarına daha fazla kazanma
imkanı vereceklerini belirten Işık, şöyle
devam etti: "Bir hoca Ar-Ge yaptığında,
elde ettiği değerin şu anda ancak yüzde
50'si kadar kendisine dönüyordu, bazen o
da dönmüyordu. Şimdi yapacağımız yeni
düzenlemeyle 100 liralık değer ürettiyse
bunun 85 lirası hocanın cebinde kalacak.
Burada gelir vergisini tamamen kaldırıyoruz.
Ar-Ge yapımında üniversite ve sanayi iş
birliği yaptığında Ar-Ge harcamasındaki gelir
vergisini tamamen kaldırıyoruz. Şimdi artık
doktoralı personel çalıştıran iş yerlerine de
daha fazla destek vereceğiz. Hatta şu anda
mühendislik doktorası diye bir çalışma daha
başlatıyoruz. Sanayide doktoralı personel
OSB HABERLER
getirdiklerini aktararak, "Şimdi makineye
plaka uygulaması getiriyoruz. Başbakan
Yardımcımızın başkanlığında yaptığımız
toplantıda bu kararları aldık. Diyoruz ki
makineleri da plakalandıralım. Makinelerin
birer sicil numarası olsun ve sanayicimiz
kredi kullanırken bunları teminat olarak
gösterebilsin. Bununla ilgili çalışmaları
önümüzdeki süreçte tamamlayacağız. Diğer
taraftan sanayide nitelik dönüşümü için
üniversite sanayi iş birliğini, son derece
stratejik bir alan görüyoruz. Strateji belgemiz
hazırlandı, yakında yürürlüğe giriyor. Kalıcı
bir komite kuruyoruz. Üniversite-sanayi iş
birliğini kalıcı bir komiteyle sürekli izleyeceğiz
ve artık sonuç odaklı somut projelere daha
fazla odaklanacağız" şeklinde konuştu.
53
sayısını artıracak bazı çalışmaları önümüzdeki
günlerde yürürlüğe koyacağız. Hedefimiz
artık sonuç odaklı, inovatif bir yaklaşımı
sanayinin temeli haline getirmek. Bununla
ilgili de devlet olarak elimizden gelen her
türlü gayreti gösteriyoruz, göstereceğiz.
Özellikle sanayicimizin yatırım şartlarını daha
cazip hale getirmekle ilgili çalışmalarımız
da sürüyor. Yabancı şirketlerin, özelikle
teknolojik şirketlerin satın alınmasında
destek verilmesinden tutun da sanayi
gayrimenkul yatırım ortaklığına kadar pek
çok düzenlemeyi hayata geçirmek için de
çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken temel
hedefimiz, nitelikli üretim yapan güçlü bir
ekonomiyi hayata geçirmek."
Işık, 2014 yılı için cari açık riskinden dolayı
bazı makro ihtiyati tedbirleri devreye
koyduklarını anımsatarak, bu tedbirler
sayesinde başta otomotiv sektörü olmak
üzere birçok gelişme kaydettiklerini ifade etti.
Yapılan çalışmalar, sanayicilere moral
ve motivasyon sağlıyor
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da imalat
sanayiye yönelik kapsamlı bir istişare
toplantısı gerçekleştireceklerini belirterek,
şunları kaydetti: "Bakanımız bizlerle, özel
sektörle, sanayicilerimizle istişareyi bir
karakter haline getirdi. Bakanımızın bu
istişare anlayışıyla sanayimizdeki pek çok
sorunu birlikte aşacağımızı düşünüyorum.
13 yıldır bir türlü hayata geçirilemeyen, yerli
üretime yüzde 15 fiyat avantajı uygulaması
artık daha etkili bir şekilde uygulamaya
geçirilecek. Organize sanayi ürünlerinde
yaşanan parsel sorunlarını aşabilmek için
sizlerden gelen talep doğrultusunda taban
alanı kısıtlaması kaldırıldı. Bir diğer yenilik
de finansal kiralamanın OSB uygulama
yönetmeliğine aktarılması oldu. OSB'lerde
yatırım yapmak isteyen işletmeler arsayı
kiralama imkanına kavuştu."
Makinelerin ipotek edilmesi, üniversite sanayi
iş birliğinin güçlendirilmesi konularında
da gelişme kaydedildiğini vurgulayan
Hisarcıklıoğlu, tüm bu çalışmaların
sanayicilere moral ve motivasyon sağladığını
ifade etti.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal
Bahçıvan ise gerçekleştirilen toplantının yeni
fikir değerlendirmelerine aracılık edeceğini
belirterek, sanayide yaşanılan sorunlara karşı
kısa ve uzun vadeli çözüm üretmesi açısından
sektöre büyük bir moral vereceğini, 2015
yılında Türk sanayisinin önemli bir sıçrama
gerçekleştireceğine inançlarının büyük
olduğunu dile getirdi.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
ÜLKE ARAŞTIRMASI
54
Gelecek için büyük bir potansiyel taşıyan
HOLLANDA
Hollanda ekonomisi, özel sektör ve kamu sektörünün her
ikisinin de önemli roller oynadığı karma bir pazar ekonomisi
niteliği taşımaktadır. Ekonomi güçlü bir uluslararası yönelime
sahiptir. Hollanda, ticaret ve yüksek düzeyli finansal ve
mesleki hizmetleri ile ünlenmiş, dünyadaki en zengin ve refah
seviyesi yüksek ülkelerden biri olarak öne çıkmaktadır.
Nüfus
16.795.000 milyon
Yüz Ölçümü
41,543 km2
Başkent
Amsterdam
Kişi Başına Düşen Milli Gelir
47.633 Dolar
Büyüme Oranı
-0.81%
Döviz Kuru
12,59
Başlıca Şehirler
Rotterdam, Lahey, The Hague, Utrecht,
Eindhoven, Groningen, Tilburg
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
H
ollanda, IMF’nin 2011 yılında
hazırlamış olduğu sıralamaya göre
nominal olarak dünyanın en büyük 17.
ekonomisidir. Kişi başına düşen gelirde
ise 9. sırada yer almaktadır. Ekonominin
ana itici sektörleri nakliye/lojistik, kimya
sanayi, ticaret ve hizmetlerden oluşmaktadır.
İmalat sanayi Hollanda’da, Almanya, Fransa
ve İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerinde
olduğundan daha az baskın durumdadır.
Endüstriyel aktiviteler esas olarak gıda
işleme, kimyasallar, petrol işleme ve elektrikli
makineler üzerine yoğunlaşmıştır. Son
Ekonomi Politikaları
devletin ekonomideki ana etkisi, daha çok
düzenlemeler ve vergilendirme kapsamında
olmaktadır. Devlet kapsamlı, yapısal ve
düzenleyici reformlar ile sıkı ve istikrarlı bir
ekonomi politikasını birlikte uygulamaktadır.
Hollanda ekonomisinin rekabet gücü
özellikle son 10 yılda önemli ölçüde
gelişmiştir. Bunda hükümetin 1995 yılında
Hollanda ekonomisinin teknolojik temelini
geliştirecek şekilde büyük kuruluşlara vergi
avantajları sağlayan dört yıllık bir planı
uygulamaya koymasının özel bir etkisi
olmuştur. Hükümet bu dönemde yüksek
teknoloji araştırma enstitülerinin kuruluşuna
124 milyon dolar ayırmıştır. Bu planın
uygulanması neticesinde, Hollanda özel
sektörü yüksek teknolojili Ar-Ge yatırımlarına
önem vermiş; üniversite, devlet ve sanayi
işbirliği gelişmiştir.
Hollanda devleti ekonomideki rolünü
1980’lerden beri göreceli olarak
azaltmaktadır. Özelleştirme çalışmaları
halen devam etmekte, piyasaların işleyişi
üzerindeki kontrolünü giderek daha da
Hollanda ekonomisi çok gelişmiş bir
serbest piyasa ekonomisidir. Dolayısıyla
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
ÜLKE ARAŞTIRMASI
derece mekanize tarım sektörü işgücünün
yalnızca yüzde 2’sini istihdam etmekle
birlikte gıda işleme sanayisi ve ihracat için
önemli miktarda üretim gerçekleştirmektedir.
Bilgi iletişim teknolojileri sektörü halen
GSMH artışına yüzde 20 civarında
katkıda bulunmaktadır. Tarım ve gıda ile
kimyasallar gibi daha geleneksel sektörlerde
biyoteknoloji giderek artan önemde bir
rol oynamaktadır. Oldukça dışa açık olan
ekonomi dış ticarete ve finansal hizmetlere
bağımlıdır.
55
ÜLKE
ŞİRKET
ARAŞTIRMASI
HABERLERİ
56
azaltmaktadır. Hollanda, ABD ile birlikte,
uluslararası serbest ticareti ve vergi ve
tarifelerin azaltılmasını en çok destekleyen
iki ülkeden birisidir. Hollanda’nın 1990’larda
başlayan ekonomik başarısı, uyguladığı
ekonomi politikaları kapsamında 1970’lerin
sonu ve 1980’lerde işyerlerinin geçirdiği
değişimin sonucudur.
Avrupa’daki diğer ekonomiler 1990’larda
ortalama olarak yüzde 1.6 oranında
büyürken, Hollanda ekonomisi ortalama
yüzde 2.8 oranında büyümüştür. Devlet
pek çok kamu kuruluşunu özelleştirerek
ekonomideki rolünü azaltmış, firmaların
önemli bir kısmı ileri teknolojileri
kullanmaya başlamışlardır. Bu yolla,
Hollanda Avrupalı komşularının pek
çoğundan daha önce ekonomik reformları
gerçekleştirerek, bu ülkelerden çok daha
fazla rekabetçi hale gelmiştir. Ekonomi
politikalarının sonucu olarak, diğer pek
çok gelişmiş ülkede olduğu gibi Hollanda
ekonomisinde de hizmetler sektörü
büyümüş, tarımsal üretim ve sanayi
sektörünün GSMH içerisindeki payı göreceli
olarak azalmıştır.
Devlet kurumları, ekonomik ve sosyal
politikaları belirlerken, işveren dernekleri
ve ticaret birlikleri ile yakın işbirliği
içerisinde çalışmaktadır. Bu mekanizmaya
‘Polder Model’ adı verilmektedir. Polder,
Hollandacada, denizden kazanılmış
arazi anlamına gelmektedir. Politikalar
belirlenirken, bağımsız bir kuruluş olan
‘Hollanda Merkezi Planlama Bürosu’ nun
bilimsel görüş ve verileri de göz onüne
alınmaktadır.
Polder modeli, 1982 yılında işveren
dernekleri, sendikalar ve devletin birlikte,
ekonominin yeniden canlandırılması
için, daha kısa çalışma saatleri ve daha
düşük ücretler uygulanması yoluyla
daha fazla kişi istihdam etmek yönünde
ortak karar aldığında başlamıştır. Kamu
kuruluşlarının özelleştirilmesi ve bütçe
kesintileri yönündeki ekonomi politikaları ile
birleştirilen bu model, 1990’ların sonunda
gerçekleşen Hollanda mucizesinin nedenidir.
Bu süreçte önemli rolü olan kuruluşlardan
biri, Jan Tinbergen tarafından 1945 yılında
kurulmuş olan ‘Hollanda Merkezi Planlama
Bürosu’dur. Jan Tinbergen, geliştirdiği
makroekonomik model nedeniyle, 1959
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
yılında Nobel ödülünü kazanmış, bir
ekonomisttir. Modeli önce Hollanda’da,
II. Dünya Savaşı sonrasında da ABD ve
İngiltere’de uygulanmıştır.
Son yirmi yıldır, ekonomik politikalar kısa
ve orta vadeli makroekonomik modellere
odaklanmak yerine, ekonomik sistemin
hem kurumsal yapısının hem de fiziksel
ve sosyal altyapısının iyileştirilmesine
odaklanmaktadır. İstikrarlı bir ekonomik
ortam yaratmak açısından makroekonomik
politikalar hala önemini korumakla
beraber, ekonominin büyüme potansiyeli
ve performansını güçlendirmek açısından
yapısal hususların daha önemli olduğu
düşünülmektedir.
Türkiye ile Ticaret
Türklerle Hollandalılar arasındaki ekonomik
ve ticari ilişkilerin geçmişi 400 yıl öncesine
dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun
daveti üzerine ilk Hollanda elçisi 1612
yılında İstanbul’a gelmiştir. 1855 yılında
Lahey’de açılan büyükelçiliğimize 1859
yılında Yahya Karaca Paşa atanmıştır. O
dönemde Osmanlı-Hollanda ilişkilerinde
başlıca konu ticarettir. Hollandalı tüccarlar
tarafından satın alınan başlıca ürünler,
Suriye ve İran’dan ipek, Asya’dan da
baharat olmuştur. 17’nci yüzyılda Türkiye,
Hollanda’ya yün ve pamuk ihraç etmeye
başlamış, Hollanda da buna karşılık
İstanbul ve İzmir’e pamuklu ve yünlü kumaş
ÜLKE
ŞİRKET
ARAŞTIRMASI
HABERLERİ
satmıştır. 19’uncu yüzyılda ise Hollanda’ya
ihraç ettiğimiz en önemli ürün tütün
olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye ile
Hollanda arasındaki ekonomik ve ticari
ilişkilerin güçlendirilmesi için 1934’te
Türk-Hollanda Derneği kurulmuştur.
Derneğin kuruluş anlaşması her iki ülkenin
devlet başkanları olan Atatürk ve Kraliçe
Wilhelmina tarafından imzalanmıştır. Bu
olaydan önce 1930’da ise Hollanda’nın çok
uluslu şirketi olan Philips, Türk Philips Ltd.
olarak Türkiye’de faaliyete başlamıştır.
Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari
ilişkiler, Türkiye ekonomisinin 1980’li yılların
başında dışa açılmasından sonra gelişme
göstermiştir. 10-12 Şubat 1993 tarihleri
arasında Rotterdam, Utrecht, Amsterdam,
Den Haag ve Amersfort Ticaret Odaları
temsilcilerinin katılımıyla oluşan Hollanda
özel sektör heyetinin ülkemizi ziyareti
sırasında ikili ticari ilişkileri geliştirmek
amacıyla Türkiye-Hollanda İş Konseyi’nin
kuruluşu tamamlanmıştır. İş Konseyinin
Hollanda tarafı NETUBA (NetherlandsTurkey Business Association) olup üyeleri
daha çok Türkiye ile iş yapan veya yapmak
isteyen küçük ve orta ölçekli Hollandalı
firmalardır. İş Konseyi en son toplantısını
2001 yılında Türkiye’de yapmıştır.
Öte yandan, 1996 yılında AB ile Türkiye
arasında imzalanan Gümrük Birliği
Anlaşması ile birlikte diğer Avrupa
ülkeleriyle olduğu gibi, Türkiye ile Hollanda
arasındaki sanayi ürünleri ticaretinde
uygulanan gümrük vergileri kaldırılmış
ve bu durum iki ülke arasındaki ticaretin
artmasını sağlamıştır.
Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret
hacmi, hem ihracat hem de ithalattaki
artışlarla devamlı bir artış trendi
içerisindedir. 2002 yılında iki ülke arasındaki
ticaret hacmi yaklaşık 2,4 milyon dolar iken
2011 yılında 3 katına çıkarak 7,2 milyar
dolara yükselmiştir. 2003 ve 2009 yılları
arasında ikili ticaret ülkemiz lehine iken
2009 yılından sonra aleyhimize dönmüştür.
2013 yılında ise ihracatın artması ve
ithalatın azalması ile birlikte Türkiye
57
Hollanda’ya karşı 177 milyon dolarlık bir dış
ticaret fazlası vermiştir.
İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi
Gereken Hususlar
Hollandalılar planlı ve çok önceden
belirlenmiş programları dahilinde çalışmaları
ile bilinmektedir. Bu nedenle de randevuları
çok önceden, hatta aylar öncesinden
almak ve randevu saatlerine uymak önem
taşımaktadır. Birkaç gün öncesinden, hatta
birkaç hafta öncesinden bir firma ya da
kuruluştan randevu almak pek mümkün
değildir. Bunun nedenlerinden birisi,
yukarıda da belirtildiği gibi, Hollandalıların
iş etiği ve kültürel özellikleri sonucu, bu
konuda yayınlanan kitaplarda da belirtildiği
üzere, planlı ve organize bir şekilde çalışma
özellikleri olduğu bilinmektedir.
Hollanda’daki işyeri ve diğer kurumlarda iş
bölümü tanımı detaylı bir şekilde yapılmış
olup, firma ya da kurum içinde ilgili kişi
hastalık ya da tatil nedeniyle ofiste olmadığı
takdirde, kendisi dönene kadar ya da eğer
varsa yerine bakacak kişiye ulaşana kadar
epeyce vakit geçmektedir. Ayrıca, Hollanda
iş yasalarına göre çalışanların hakları çok iyi
güvence altına alınmış olup , hastalık veya
diğer nedenlerle, çalışanların, haftalara,
hatta aylara ulaşan izinler almaları sık
karşılaşılan bir durumdur. Bu da, bir iş
konusunda daha önce görüşülen bir kişiye
ertesi gün veya uzun bir süre ulaşamamak
ve işlerin aksaması anlamına gelmektedir.
Hollanda’nın AB ülkeleri içerisinde yaklaşık
yüzde 40’lık bir oranla part- time çalişan
kişi sayısının en fazla olduğu ülke olması ve
bu nedenle, bir iş konusunda görüşülmüş
bir kişiye haftanın bir veya iki günü, ayrıca
izin de almışsa üç veya daha fazla gün
ulaşılamaması anlamına gelmektedir. Tüm
bu nedenlerden dolayı, bazen bir firma ya
da kuruluştan randevu alabilmek, haftalarca
sürebilmektedir.
Çalışanların tatile çıkmaları, genelde
Mayıs’ta başlayıp, Eylül ayı ortasına kadar
sürmektedir. En fazla tatil yapılan aylar
olan, Temmuz -Ağustos ayları arasında hem
firmalarda hem de resmi kurumlarda çok az
kişiye ulaşma imkanı vardır. Kasım ve Aralık
ayları da, çalışanların, Noel ve yılbaşı tatilleri
ile kendi izin günlerini birleştirip birkaç
haftalık tatillere çıkma alışkankanlıkları
nedeniyle, randevu ayarlamak için çok
uygun aylar değildir.
Hollandalılar iş görüşmeleri esnasında,
çok fazla diğer konularda sohbet etme
alışkanlığında olmayıp, doğrudan iş
görüşmesine başlama eğiliminde olmaları,
çok açık konuşmaları gibi özellikleri ile
de bilinmektedirler. Sosyal statü ve maddi
olanaklara ilişkin abartılı ve gösterişçi
davranışlardan hoşlanmayıp, statü
göstergesi her türlü davranıştan kendileri de
kaçınmaktadır.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
G SB
®
GOSB
58
ÜRETİMDEKİ FİRMALAR
Akay Plastik
San. ve Tic A.Ş.
Aksistem Elektromekanik
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Alarko Carrier
San. ve Tic. A.Ş.
Anadolu Flygt Pompa
Paz. ve Tic. A.Ş.
Aperam Paslanmaz Çelik
San. ve Tic. A.Ş.
Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet
Sistemleri San. ve Tic. A.Ş.
Avon Kozmetik Ürünleri
San. ve Tic. A.Ş.
Aydınlar Ref.
San. ve Tic. A.Ş.
Aygaz A.Ş
Bando Kayış Sanayi ve Ticaret
(Türkiye) A.Ş.
Bilim İlaç
San. ve Tic. A.Ş.
Bimeks Bilgi İşlem
ve Dış Ticaret A.Ş.
Biyoner Yağ ve Kimya Ürünleri
San. ve Tic. Ltd. Şti.
BLG Lojistik
Hizmetler ve Ticaret A.Ş.
Böhler Sert Maden ve Takım
Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Corning Optik
İletişim San. Ltd. Şti.
Dal Lunapark Makineleri
San. ve Tic. A.Ş.
Dekor Ahşap
Ürünleri San. A.Ş.
Dinçer Lojistik ve Pazarlama
Ticaret Ltd. Şti.
Dostel Makine
San. ve Tic. A.Ş.
Elastron Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
Enka Civata İmalat ve Sanayi Mam.
Paz. Ltd. Şti.
Erdemir Çelik Servisi Merkezi San.
ve Tic. A.Ş.
Etol Aroma ve Baharat Gıda
Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Fikssan Fikstür
San. ve Tic. A.Ş.
Habaş Endüstri
Tesisleri A.Ş.
Halla Visteon Otomotiv İklim.
Sistemleri Üretim San. ve Tic. A.Ş.
Has Alüminyum
San. ve Tic. A.Ş.
Has-Metal Tic.
ve San. Ltd. Şti.
Hektaş
Tic. T.A.Ş.
Kamasan Kalıp Makine
San. ve Tic. A.Ş.
KCC Boya San.
ve Tic. Ltd. Şti.
Keskinkılıç Gıda
San. ve Tic. A.Ş.
Kimar Kimyasal Ara
Mad. San. ve Tic. A.Ş.
Kireç ve Tuğla
Kimya San. A.Ş.
Linde
Gaz A.Ş.
Link Yapı ve Tesisat Malzemeleri
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Mass Arıtma Sistemleri İnş. San.
ve Tic. A.Ş.
Mersen İstanbul
Sanayi Ürünleri A.Ş.
Migros
Ticaret A.Ş.
Oba Perdesan
Perde Sanayi A.Ş.
Okan Cam.
San. ve Tic. A.Ş.
Onko İlaç
San. Ve Tic. A.Ş.
Özverler Resim Çerçeve San. ve
Tic. Ltd. Şti.
Petro Yağ ve Kimyasallar San. ve
Tic. A.Ş.
Rözmaş Çelik
San. ve Tic. A.Ş.
Rözmaş Metal
San. ve Tic. A.Ş.
SAMM Teknoloji İletişim San. ve
Tic. A.Ş.
Saint Gobain Weber Yapı
Kimyasalları San. ve Tic. A.Ş.
Sandoz Grup Sağlık Ürünleri
İlaçları San. ve Tic. A.Ş.
Siemens
San. ve Tic. A.Ş.
Söylemez Kauçuk Otomotiv San.
Tic. Ltd. Şti.
Süleyman İshakoğlu İshakol Boya
San. A.Ş.
Tadım Gıda Maddeleri
Sanayi ve Tic. A.Ş.
TAYAŞ Gıda
San. ve Tic. A.Ş.
TI Otomotiv
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Transport Tesisleri İmalat ve
Tic. A.Ş.
Tulip Metal
Ticaret Ltd. Şti.
Türker Lojistik Taş. ve Tur. Destek
Hiz. San ve Tic. A.Ş.
Ulus Metal
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Vesuvius İstanbul Refrakter San.
ve Tic. A.Ş.
OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
GOSB
Arçelik-LG Klima
San. ve Tic. A.Ş.
Arfesan Arkan Fren Elemanları
San. ve Tic. A.Ş.
Aromsa Besin Aroma ve Katkı
Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.
Artemis İnşaat Sanayi ve İnşaat
Malzemeleri Pazarlama Tic. A.Ş.
Asen Metal Endüstri Ürünleri San.
ve Ticaret Ltd. Şti.
Bant Boru San. ve Tic. A.Ş.
BASF Türk Kimya San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Belgin Madeni Yağlar Tic. ve
San. A.Ş.
Bemag Makine Elk.
San. ve Tic. A.Ş.
Betek Boya ve
Kimya San. A.Ş.
Cemfa Optik
Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Clariant (Türkiye) Boya Kimy. Mad.
ve Madencilik San. ve Tic. A.Ş.
Coatcoil Boyalı Metal ve Taşıt
Araçları Üretim Pazarlama A.Ş.
Cobin Ambalaj
San. ve Tic. A.Ş.
Colgate-Palmolive Temizlik
Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
DSM Besin
Maddeleri Ltd.Şti.
Eczacıbaşı Girişim Pazarlama
Tüketim Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Egesim Enerji Elektromekanik ve
Elektrik Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti.
Eksen Makine
San. ve Tic. A.Ş.
Engin Metal Tic.
ve San. Ltd. Şti.
Franke Mutfak ve Banyo Sistemleri
San. ve Tic. A.Ş.
Gezer Endüstri İnşaat San. ve
Tic. A.Ş.
Greif Mimaysan
Ambalaj San. A.Ş.
Grundfos Pompa San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Güngör Otomobil
Yan San. A.Ş.
IFF Aroma Esans Sanayi ve
Ticaret A.Ş.
ISCAR Kesici Takım Ticareti ve
İmalatı Ltd. Şti.
Işık Plastik San. ve
Dış Tic. Paz. A.Ş.
İleri Elektro Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul Gıda Turizm San. ve
Tic. A.Ş.
Koçel Çelik Eşya San. ve Tic.
Ltd. Şti.
Kosan Kozmetik
San. ve Tic. A.Ş.
Kühne Nagel
Nakliyat Ltd. Şti.
Legrand Elektrik
Sanayi A.Ş.
Lider Matbaa Mürekkepleri ve
Kimyasalları Amb. San. ve Tic. A.Ş.
Miksplast Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
MOB Mobilya
Dekorasyon A.Ş.
Munters Form Endüstri Sist. San.
ve Tic. A.Ş.
Nuhpanel Yapı Elemanları San.
ve Tic. A.Ş.
Nuh Teknoloji Endüstri Makineleri
ve Enerji San. Tic. Ltd. Şti.
Plaş Plastik Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş.
Procter & Gamble Tüketim Malları
San. A.Ş.
Promed İlaç
San. A.Ş.
Pulver Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
Pürplast Poliüretan Plastik Kimya
San. ve Tic. A.Ş.
Sarıtaş Çelik
Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Sarmaşık Mak.
San. ve Tic. A.Ş.
Saybolt Gözetim ve Laboratuvar
Hizmetleri A.Ş.
Senapa Stampa Ambalaj
San. ve Tic. A.Ş.
Sew Eurodrive Hareket Sistemleri
San. ve Tic. Ltd. Şti.
Teklas Kauçuk
San. ve Tic. A.Ş.
Tekno Kauçuk
Sanayii A.Ş.
Telsan Tel. Mam.
ve Galv. San. A.Ş.
Tez Trans
Lojistik A.Ş.
Thyssenkrupp Materials Turkey
Metal San. ve Tic. A.Ş.
Unifo Gıda
San. ve Tic. A.Ş.
UTS Universal Takım Sanayi ve
Ticaret Ltd. Şti.
Ülker Bisküvi
San. A.Ş.
Vanterm Isı ve
Makine San. Tic. A.Ş.
Vesuvius İstanbul Refrakter San.
ve Tic. A.Ş.
ZF Sachs Süspansiyon Sistemleri
San. ve Tic. A.Ş.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015
59
G SB
®
ÜLKEMİZ OSB’LERİNİN
BAŞKENTİ

Benzer belgeler

gosbdergi44

gosbdergi44 artış gözlemlenebilir. Petrol fiyatlarının düşmesinin ülke ekonomisine bir diğer faydası da dövize olan talebin azalması olacaktır. ABD ekonomisinin toparlanması ve istihdam piyasasındaki olumlu ge...

Detaylı