Mustafa ÖSELMİŞ

Transkript

Mustafa ÖSELMİŞ
www.mustafaoselmis.com.tr
www.mustafaoselmis.com.tr
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 2
Mustafa ÖSELMİŞ
Kitap Ġçeriği
ÖNSÖZ
CENAB-I ALLAH BĠZDEN NE ĠSTĠYOR NE ĠSTEMĠYOR BĠLĠYOR MUSUNUZ?
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
ĠMAN
1.
2.
3.
4.
5.
6.
ĠMAN – KÜFÜR
ĠMAN – AMEL
CENAB-I ALLAH
PEYGAMBER (A.S.)
MELEKLER – ġEYTAN
KUR‟AN-I KERĠM
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ĠSLAM
1.
2.
3.
4.
5.
6.
ĠSLAM VE TERÖR
ĠSLAMI ÖĞRENMEK
NAMAZ
ORUÇ
ZEKAT
HAC
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ĠNSAN
1. GÜZEL ĠNSAN
2. TAKLĠT – KĠMLĠK – KĠġĠLĠK
3. OL AMA OLMA
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
GÜZEL AHLAK
1.
2.
3.
4.
GÜZEL AHLAK
TATLI DĠL – GÜLER YÜZ
GÜZEL HUYLAR
GÜZEL DAVRANIġLA
BEġĠNCĠ BÖLÜM
KÖTÜ AHLAK
1. KÖTÜ HUYLARDAN KAÇINMAK
2. ÖLÇÜLÜ OLMAK
3. KALBĠN HASTALIKLARI
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 3
Mustafa ÖSELMİŞ
4. BOZULMAYA RAZI OLMAK
5. LANET VE LANETLĠLE
ALTINCI BÖLÜM
ĠBADETLER
1.
2.
3.
4.
5.
6.
ALLAH‟I UNUTMAK
ĠBADETĠN BAġI BĠLMEK
EZAN – CAMĠ – CUMA ĠHMALLERĠ
ĠBADETLERĠ KĠME YAPIYORUZ
ĠBADETLERĠ GÜZEL YAPMAK
ALLAH‟I DĠLDEN DUA VE TEVBEYĠ ELDEN BIRAKMAMAK
YEDĠNCĠ BÖLÜM
HAYAT
1.
2.
3.
4.
5.
NASIL BĠR HAYAT YAġIYORUZ?
HAYAT OYUN EĞLENCE MĠ?
DÜNYA MAMUR – AHĠRET HARAP
BOġ VAKTĠ – BOġ ĠġĠ – VAKĠT ÖLDÜRMEYĠ SEVMEK
GAYRĠ MEġRULUK
SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM
AĠLE
1. TOPLUMUN TEMEL TAġI AĠLE
2. EVLĠLĠK ÖNCESĠ HATALAR
3. ġEN OLA DÜĞÜN ġEN OLA
4. DIRDIRSIZ EVLĠLĠK
5. ANLAġIRSAK DEVAM EDERĠZ
6. DOĞMADAN ÖLDÜRMEK
7. ĠSTĠSMAR EDĠLEN KADIN
8. ÇOCUK YETĠġTĠRME BECERĠSĠ
9. ANA BABAYA SAYGI
10. KUTLAMA MI UNUTTURMA MI?
DOKUZUNCU BÖLÜM
HAK VE VAZĠFE
1. HAKLAR VE VAZĠFELER
2. SORUMLULUKLAR
3. VAZĠFELER
ONUNCU BÖLÜM
HARAMLAR
1. HARAM KILINMA SEBEBĠ
2. GÜNAHA ISINMAK
3. MAHVEDEN GÜNAHLAR
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 4
Mustafa ÖSELMİŞ
ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM
YEME ĠÇME – YATIP KALKMAK
ONĠKĠNCĠ BÖLÜM
SAĞLIK - TEDAVĠ
ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM
1. TARĠKAT ÇERÇEVESĠNDE YAPILAN YANLIġLIKLAR
2. BĠD‟AT VE HURAFELER
3. BAZI BĠD‟AT VE HURAFELER
ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ÖLÜM
1. ÖLÜM HAK
2. ÖLÜM SONRASI
ONBEġĠNCĠ BÖLÜM
ÖLÜM ÖTESĠ HAYAT
1. KABĠR – SORGU – AZAP
2. KABĠR ZĠYARETĠ
3. DĠRĠLĠġ
SON BĠRKAÇ HUSUS
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 5
Mustafa ÖSELMİŞ
ÖNSÖZ
Ġnsanlar her zaman hata yapar. Tezatlar yaĢar, doğruları ve yanlıĢları yapa yapa
ömrünü tamamlar.
Ġnsan, iyi huyların yanında her vahĢi hareketi de yapabilecek durumda yaratılmıĢtır.
ġair: Ġnsan beĢer,
Durmaz ĢaĢar,
Eyler hata,
Üçer beĢer. Derken hatasız kul olmayacağını ifade etmiĢtir.
Ġnancın ahlak anlayıĢının zayıflamasıyla insan daha çok yanılır. Hata yapmak insanın
fıtratında vardır. Bile bile yanlıĢ yapabilir, doğru olduğunu zannettiği için yanlıĢ yapar veya
bilmediği için yanlıĢ yapar.
Ġnsan olmamız dolayısıyla yapılmayacak Ģeyleri yanlıĢ yaparız. YanlıĢ yapmak insanın
aczinin ifadesidir. YanlıĢı düzeltmek, yanlıĢından dönmek güzel insanın iĢidir.
ĠĢin kolayına kaçmak, bilgi azlığı, çıkar gibi hususlar yanlıĢ yapmamıza neden oluyor.
Bu kitapta bilerek bilmeyerek veya doğru olduğunu zannettiğimiz hataları tespite ve
doğrusunu ifadeye çalıĢtık.
Deveye: “Boynun eğri” demiĢler. “ Nerem doğru ki” demiĢ. Bir Ģeyin önce hatalı tarafını
öğreniyoruz. Bazı Ģeyleri çok iyi beceriyoruz. Pire için yorgan yakmaktan çekinmiyoruz. Hata
etmekte, günah iĢlemekte çok cesuruz. Durumumuzla, duruĢumuzla baĢkalarının yanlıĢ
düĢündürüp, kötü konuĢturup, günaha sokmayı çok iyi beceriyoruz. Kendimizi temizlerken
çevreyi ve baĢkalarını kirletiyoruz. Mesela: balkonumuzu temizliyoruz veya halı silkiyoruz,
altımızdakini düĢünmüyoruz.
Ġnsanız ama insan gibi davranamıyoruz. Kediler köpekler bile hatalarını hep gömerler.
Ġnsan yaratılırken yaratıkların en mükemmeli olarak yaratılmıĢtır. Ġsterse bu yüceliğini
koruyabilir. Dilerse hayvanlardan da aĢağı olabilir.
Gayret kuldan, hidayet Allah‟tan.
Mustafa ÖSELMĠġ
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 6
Mustafa ÖSELMİŞ
BĠRĠNCĠ BÖLÜM

ĠMAN –KÜFÜR
Ġmanın kelime manası, inanmak demektir. Dinde ki manası, Peygamber (a.s)‟ in
Cenab-ı Allah‟tan bize bildirdiği her Ģeyi kesin olarak kabul etmek demektir. Bu hususları
kabul edip gereğini yapana Müslüman denir.
Ġnanılması gereken hususlara iman esasları denir. Peygamberimiz iman esaslarını
Ģöyle ifade etmiĢtir:
-“Ġman; Allah‟a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, ahret gününe, hayrı ve Ģerri
ile kadere inanmaktır.” (Buhari, iman: 37)
Ġman esaslarından bazılarına inanıp bazılarına inanmamak olmaz. Ġman esasları bir
bütündür. Ġman Ģüphe ve tereddüt kabul etmez.
Ġman yönünden insanlar üçe ayrılır:



Gereği gibi inananlara Müslüman denir.
Bir kısmını veya tamamını reddedene kâfir denir.
Ġnanmadığı halde inanmıĢ rolü oynayana da münafık denir.
Her konuda olduğu gibi iman konusunda da bilerek veya farkında olmadan veya doğru
bilinmediği için bazı hata ve yanlıĢlıklar yapılmaktadır. Bunlardan Ģöyle bahsedebiliriz:

Ġman-küfür iyi bilinip tanınmadığı için sık sık Ģirke düĢülebiliyor. Dikkat edilmezse,
iman da gidiyor, uzun sürede kazanılan güzel Ģeyler de heba olup gidiyor.
*

*
*
Bazı çevrelerde inanmak önemsenmiyor, pek önemli iĢ değilmiĢ gibi görünüyor.
Ġnanmadan da olur diyenler oluyor. Çocukların bu konuda eğitimine de dikkat
edilmiyor. Hâlbuki inanmak en zaruri ihtiyaçtır. Ġnsana ve topluma huzur sağlar,
geleceği için hazırlık yaptırır, yatırım yaptırır ve insanın kurtuluĢunu sağlar. Ġnanç,
insanı korur, aleyhine olacak iĢlerden alıkoyar. Ġnanç, insanın yüzünü kızartacak ve
piĢmanlık duyacağı iĢler yaptırmaz.
Ġnsan inanmayınca dağınık bir ömür geçirir. Hayatın sonunda da yaĢadığına piĢman
olur. Kendine ve çevresine görev yapmamanın acısını ağır öder.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 7
Mustafa ÖSELMİŞ
- “ Ġnandım” denildiği halde etraflıca inanılmıyor. Mesela; Allah‟a inanılıyor,
Allah‟ın yaratmasını kabul etmiyor. “Tabiat yarattı,” diyor. Kendini bir baĢkasını yaratıcı
kabul ediyor. “ Allah birdir,” diyor, baĢka tanrılar ediniyor. Peygambere inandığını söylüyor,
sünnetini kabul etmiyor. Ahret var diyor; kabir azabını, cenneti, cehennemi, sorguyu inkâr
edip çıkıveriyor.
Cenabı Allah bizden nasıl bir iman istiyor Ģöyle bir bakalım:






Ġman esaslarını tümünü içine alan,
Taklidi olmayan,
ġüpheden, Ģirkten uzak,
Sadece Allah‟a kulluğu kabul eden,
Bid‟at ve hurafelerden uzak ,
Amelle bütünleĢen iman gerekir.
*
*
*
- “ Ġnandım” deyip inanmayanlarla olunursa, onlara Ģirin görünmeye çalıĢılırsa bu
yanlıĢ olur ve inanana yakıĢmaz.
BaĢka baĢka yüzle hareket etmek, değiĢik davranmak, konuĢunca doğru konuĢmamak,
vaadinde durmamak, emanete ihanet etmek, Ġslam ahlakıyla bağdaĢmaz. Allah Resulü: “
Münafığın alameti üçtür; söylediğinde yalan söyler. Vaadinde durmaz. Emanete sahip
çıkmaz,” buyurur. (Ramuz el-Ehadis: 5/4)
Bir hadislerinde de: “Adam bir münafığa –Efendim derse, rabbini gazaba getirmiĢ olur.”
(Age: 56/12) buyurur.
Cenabı Allah Kur‟an‟da inananları Ģöyle uyarıyor:



“ Ey iman edenler! Eğer küfrü, imana tercih ediyorlarsa, babalarınız, kardeĢleriniz de
olsa itaat etmeyin. Sizlerden kim onları dost edinirse, iĢte onlar zalimlerdir.” (Tevbe
suresi: 23)
“ Mü‟minleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler onların yanında izzet (güç ve Ģeref mi)
arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet ve Ģeref Allah‟ın yanındadır.” (Nisa suresi: 139)
“ Ey iman edenler! Mü‟minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Bunu yaparak
Allah‟a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” (Nisa suresi: 144)
Tevbe suresinde de inançsıza cenaze namazı kılınmamasını, kabri baĢında
durulmamasını ve af dilenmemesini emrediyor. (Tevbe: 84/113)
*
*
*
- Önüne gelene konuĢmasına ve davranıĢlarına bakarak “kâfir” diyenler oluyor.
Bir insana açıkça söz ve davranıĢı ile küfrünü ilan etmediyse ona kâfir denmez. Bir insan
amel de etmese, günah da iĢlese, hatta kâfir iĢi iĢlese de inkâr etmediği müddetçe kâfir
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 8
Mustafa ÖSELMİŞ
sayılmaz. Yeter ki iĢlediği günahın günah olmadığını, yediği haramın haram olmadığını
söylemesin.
Kâfir olmayana “kâfir” denirse o söz geri döner.
Kimseye kâfir denmemelidir. Belki imana gelir. Belki Müslüman olarak ölür. Hz. Ömer,
küfür içinde değil miydi?
Kötü zandan kaçınılmalıdır. Ġnancımız da iyiye yorma vardır. Ona buna “ kâfir” demenin
hiçbir faydası yoktur.
Peygamberimiz Ģöyle buyuruyor: “ Kendisine kâfir denilen eğer kâfir ise, söz yerini
bulmuĢtur. Eğer kâfir değilse, söz söyleyene döner. (R.Salihin: 1591)
*
*
*
DüĢünce ve inanç farklılıkları ayrılık sebebi oluyor. Kınamalar, düĢmanlıklar
oluyor, eĢitsizlik ve adaletsizliklere neden oluyor.
Ġnancından dolayı ibadet eden veya inancının gereğini yapanlar suçlu gibi
görünüyorlar. BaĢka adlar takılarak en tabi haklarından mahrum ediliyor. Ġnsanlık bir tarafa
bırakılarak insanlık suçu iĢleniyor.
Hâlbuki herkesin insan olarak bazı hakları vardır. Ġnanma, inancını yaĢama hakkı
vardır.
BaĢkalarını incitmek, olgun insan iĢi değildir. Kendisi ve çevresi ile barıĢık
olmayanların iĢidir.
*
*
*
YanlıĢlıklardan biri de inancını, ibadetini iĢine, ticaretine yansıtıp, gurur,
gösteriĢ ve üstünlük vesilesi yapmaktır.
Ġnancını, hacılığını dillere dolamak, kartvizite, levhaya taĢımak hatasına düĢenler az
değildir.
Dükkândaki besmele, koca koca levhalar icraatla uyuĢmayınca istismar olmaktadır.
Ġnanç ve ibadet Allah ile kul arasındadır. Ġbadet baĢka maksat ile yapılınca Ģirk olur. O
ibadetin faydası da görülmez.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 9
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnanç ve inançsızlık da baskı ve zorlama yapmak doğru değildir.
Kur‟an‟da Peygamberimize, kâfirlere: “Sizin dininiz size, benim dinim bana!” demesi
istenmiĢtir. Herkes inanıp inanmamakta serbesttir.
Baskı ve zorlamanın ters tepki yaptığı gerçeği unutulmamalıdır. Diğer yandan baskılar
da baskı yapanı hep küçültmüĢ ve hep sevimsiz hale getirmiĢtir.
*
*
*
Ġnanç ve itikat bozukluğuna gereği kadar dikkat edilmiyor. Ele ne gelirse
yeniyor, dile ne gelirse söyleniyor. ĠĢimize geldiği Ģekilde menfaat dairesinde inanılıyor.
Herkes kendine göre inanç sistemi oluĢturuyor.
Bu böyle olmaz, inancın geçerli olabilmesi için:










Ġman esasları noksansız kabul edilmeli,
Ġnanç düzgün olmalı ve imanda sabit olunmalı,
Ölüm korkusu sarmadan iman edilmeli,
Allah‟ın azabından korkulurken, rahmetinden ümit kesilmemeli,
Büyük günahtan ve küfre götüren hallerden uzat durulmalı,
Dinin emir ve yasakları inkâr edilmemeli,
Bid‟at ve hurafelerden uzak durulmalı,
Hiçbir günah küçük görülmemeli,
Ġnandıktan sonra gereği yerine getirilmeli,
Ġmanda Ģüphe ve tereddüt olmamalıdır.
*
*
*
Ġnançsızın sevap kazanıp cennete gireceğini kabul etmek Ġslam’ın temel prensipleri
ile bağdaĢmaz. O zaman inananla inanmayanın ne farkı kalır?
“Falan Ģunu yapmıĢ bunu bulmuĢ cennetliktir” denmez. Ġnançsıza yaptığı iĢten dolayı
sevap verilmez. Cennete de giremez. Bunu Peygamberimiz:
“Ġman etmedikçe cennete giremezsiniz” buyuruyor. (Müslüm, Ġman: 93)
Ġnanan yaptığı iĢten sevap kazanırken, inanmayan dünyalık kazanır, itibarı artar, para
kazanır, saygı görür, adı anılır. Bu konuda Peygamber (a.s) Ģöyle buyurur:
-“ Kâfir biri iyilik yapınca ona karĢılık dünyalık verilir. Ama mü‟mine gelince Allah onun
iyiliklerini ahrete saklar. Dünyada da ona yaptığına göre rızık verir.” (Riyaz-üs‟Salihin: 431)
Kur‟an‟da da Ģöyle buyrulur:

“ Kâfir olarak ölenin yaptığı iĢler dünyada da ahrette de boĢa gider. Onlar
cehennemliktir. Orada devamlı kalırlar.” (Bakara: 217)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 10
Mustafa ÖSELMİŞ



“Kâfirler ahrette kendileri için ateĢten baĢka hiçbir Ģeyleri olmayan kimselerdir.
Dünya da yaptıkları Ģeylerde boĢa gitmiĢtir. Yapmakta oldukları Ģeyler de boĢtur.”
(Hud: 16)
“ Ġnançsızlar, iyi iĢ yaptıkları halde dünya hayatında çabaları boĢa giden kimselerdir.
Biz onlar için kıyamet gününde hiçbir ölçü tutmayız.” (Kehf: 104-105)
“ Onların yaptıklarını değersiz kılarız.” (Furkan: 23)
Bu ayetlerden anlaĢıldığına göre inançsıza ahret mükâfatı cennet yoktur. Allah ahret
nimetlerini inananlar için hazırlamıĢtır.
*
*
*
Bazıları yalnız kendilerini cennetlik görüyor veya kendi gurubunu, cemaatini
cennetlik görüyor.
Hiç kimse bu hataya düĢmemelidir. Çünkü Allah‟ın rahmetinden ümit kesmek kadar
ümit var olmak da iman açısından tehlikeli bir iĢtir.
Falan cehennemliktir denemez. Belki iman nasip olacak, Müslüman olarak ölecektir.
Falanca cennetliktir denilemez, bakalım imanlı olarak ölebilecek mi? Son anına kadar imanını
muhafaza edebilecek mi?
Ġbn-i Sina Ģöyle diyor: “Cennete yalnız girmek isteyen zaten cennetlik değildir.”
*
*
*
Çoğumuz “inandım” deyip de inanmanın gereğini yapmama hatasına düĢüyoruz.
Ġmanı koruyan ameldir. Amel olmadan iman uzun süre korunamaz.
Kur‟an‟da defalarca imandan sonra Salih amel beraber zikredilmiĢtir.
Ġmandan sonra gereğini yapmayan dinden çıkmaz ama asi ve günahkâr olur.
Bir din âlimine sormuĢlar: “Namaz kılmayan kâfir olur mu?” cevap vermiĢ: “ Olmaz ama
kâfir de namaz kılmaz,” demiĢ.
Kur‟an‟da ancak imandan sonra Salih amel iĢleyenlerin kurtulabileceği haber verilmiĢtir.
Bir ayette de: “Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et.” (Hıcır: 99) emri vardır.
Ġnsanın nasıl yaĢadığı ve kime benzediği önemlidir. Sonuç da buna bağlıdır.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 11
Mustafa ÖSELMİŞ
Söz ve davranıĢlarla niyetin uyuĢmadığını çok görüyoruz. Söz baĢka niyet baĢka
oluyor. Bakıyorsun söz güzel ama niyet bozuk.
Niyet güzel olmadıkça hiçbir Ģey güzel olmaz. Atalarımız bunu: “niyet hayır akıbet
hayır” Ģeklinde ifade etmiĢtir.
Cenab-ı Allah insana niyetine göre muamele edecektir. ġöyle buyurur: “Kim bir iyilik
yapmaya niyetlenirde yapamazsa, ona bir iyilik yazılır. Eğer o iyiliği yaparsa on iyilik sevabı
yazılır. Bu sevap yedi yüz misline kadar çıkar.” (H. H. Erdem, Ġlahi Hadisler: 11)
Bozuk niyetli olanın amelini Allah kabul etmez. Hayır düĢüncesi ile yapılan Ģeyler
Allah nezdinde makbul sayılır.
Peygamber (a.s) bu konuda Ģöyle buyurur:

“ Ġnsanın niyetinden baĢka bir Ģey yoktur. Bazıları görünüĢe göre hayırlı iĢler yapar.
Hâlbuki onlar taĢıdıkları niyet sebebi ile cehennemliktirler.” (Ġ.Canan, Hadis Ans:
16/9)
Demek ki herkesin niyetine göre amelinin karĢılığı vardır.
*
*
*
Bir niyetle ibadetleri birleĢtirip bir taĢla çok kuĢ vurmak, çok sevap kazanmak
isteyen açıkgöz insanlar oluyor.
Bir niyetle ibadetleri birleĢtirip bir anda yapmak ne insanın içine siner ne de aklı kabul
eder. Çünkü ibadetlerde niyet farzdır. Her ibadet baĢlı baĢına bir emirdir. Bunun için her
ibadete ayrı bir niyet gerekir ve ayrı ayrı yerine getirilmesi icap eder. Birçok ibadet aynı anda
yerine getirilemez.
Bir ara bir niyetle birkaç namazı bir anda kılanlar “içime sinmedi” diyerek
vazgeçmiĢlerdir.
Her ibadet ayrı ayrı yerine getirilirse borç ödenmiĢ olur. Değilse akıllı geçinelim
derken boĢuna iĢ yapmıĢ oluruz. Allah ibadetleri ayrı ayrı emretmiĢtir, ayrı ayrı yapılmasını
ister. Aksi halde insan kendini aldatmıĢ olur.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 12
Mustafa ÖSELMİŞ

ĠMAN- AMEL

Çoğu zaman insanları değerlendirirken iĢine, ahlakına değil sözüne değer
veriliyor.
Lafla peynir gemisi yürümediğinden bu durum büyük hatalara ve aldanmalara neden
olmaktadır. Niyeti sevap, amacı da hizmet olmayanlar, iyi niyetli kimseleri kolayca
kandırmaktadır.
Hz. Ömer (r.a): “Bir insanın sözüne değil ameline bakın,” der. Bir insan söz de değil
özde iyi ise o insan iyi kimsedir.
Cenab-ı Allah Kur‟an‟da: “inanan ve iyi iĢ yapanlar, halkın en iyileridir.” (Beyyine:7)

“En iyiniz ahlakı en güzel olanınızdır,” buyurmuĢtur.
Peygamberimiz (s.a.v)‟ de Ģöyle der:

“Allah suretlerine ve mallarına değil, kalplerinize ve amellerinize bakar.”
(Müslim,Birr: 34)
*
*
*
Bazı bilgisi ve imanı zayıf olanlar yaĢadığı gibi inanmak, inandığı gibi yaĢamak
hatasına düĢüyor.
Böyle iman ve böyle yaĢayıĢ insanı kurtarmaz.
Bu düĢünce ve anlayıĢ kendine göre din edinmek olur. Bir hadislerinde
Peygamberimiz (s.a.v ): “Ġnsan nasıl yaĢarsa öyle ölür, nasıl ölürse öylece haĢrolur,”
buyurarak insanın yaĢadığı Ģekliyle muamele göreceğini bildirmiĢtir.
Dinde kiĢiye göre inanç ve kiĢiye göre din olmaz. Kimsenin Allah‟ın dinine müdahale
hakkı yoktur. Dini ya Allah‟ın indirdiği Ģekilde inanır, kabul eder ya da etmez. “Bana göre,
benim aklıma göre” dendiği zaman o iĢte hayır olmaz.
*
*
*
Ġslam’ı yaĢamadan din anlatan ve amel etmeden cennet umanlar oluyor.
Ġnsan eğer Ġslam‟ı gerçek manada yaĢamıyorsa onu baĢkalarına sunma imkanı olmaz.
Peygamber (a.s) kısaca: “söyleme yap” demiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 13
Mustafa ÖSELMİŞ
Cennetin kapısı iman, anahtarı güzel amellerdir. Cennete girmek için iman etmek ve
imanın gereğini yerine getirmek gerekir.
Cenab-ı Allah: “Ġnsanlar “ iman ettik,” demeleri ile bırakılı verileceklerini mi
zannederler.” Uyarısını yapmıĢtır.(Ankebut: 2)
Ġman ettikten sonra amel edilmezse, ihmaller zamanla isyana dönüĢür. Ġman, sözde
kalır.
Ġman amelle güzelleĢir, amelle korunur. Amelsiz hayat Fatihasız mezara götürür.
Ġmanla ölmek, güzel iĢler yapmaya bağlıdır.
Allah Ģöyle uyarır: “Allah‟ı unutan ve bu yüzden de Allah‟ın da onlara kendilerini
unutturduğu kimseler gibi olmayın.” (HaĢr: 19)
Amelsizliği Allah sevmez. Peygamber (a.s) bildirdiğine göre hasta olup ibadet
edemeyene Ģöyle bir avantaj sunulur: “ Her günün ameli mühürlenir. Mü‟min hastalanınca
melekler Ģöyle der: “ Rabbim falan kulunu Salih amellerden alıkoydun,” bunun üzerine Allah:
“ ĠyileĢinceye ve ölünceye kadar daha önce yaptığı amellerin benzerini her gün yapmıĢ gibi
yazın,” buyurur.
*
*
*
Bazılarının amelleri boĢa çıkmasına aldırıĢ etmeme gibi tavrı oluyor.
Öyle sözler söyleniyor, öyle iĢler yapılıyor ki, amellerin sevabı kalmıyor; yapılan
ameller boĢa gidiyor.
Allah her ameli kabul etmez. Ancak rızası için ihlâslı bir Ģekilde yapılan amelleri
kabul eder. Bunun dıĢında iĢ yapan için Allah: “ ÇalıĢmıĢ fakat boĢuna yorulmuĢtur.” (GaĢiye:
3) buyurmuĢtur.
ĠĢine riya gösteriĢ ve gurur ve baĢka niyet karıĢtıranların amellerinin sevabı gider.
ĠĢine bid‟at ve hurafe karıĢtıranların, kötü ahlak sahiplerinin, helal yiyip içmeyenlerin,
yaptığını güzel yapmayanların, sadakaları baĢa kakanların, bile bile günah iĢleyenlerin, Ģirk
koĢanların, iftira edenlerin, gıybet edenlerin, fal ve büyü ile uğraĢanların, baĢkalarının ayıpları
ile uğraĢanların, hayasızların, zülum ve haksızlık edenlerin, faiz yiyenlerin, zina edenlerin,
günahları küçük görüp büyük günahlardan kaçınmayanların (…) yaptıkları güzel Ģeyler boĢa
gider. Hak sahipleri onun güzel amellerinin sevabını alır. Kendi günahlarını ona verir.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 14
Mustafa ÖSELMİŞ
Bazı kimseler “ Müslüman’ım” , “Biz de Müslüman’ız” , “Biz Müslüman değil
miyiz?” dedikleri halde ibadete yanaĢmıyor, bir müddet veya bir ramazan boyu ibadet
etse de bırakıveriyor.
Böylelerine Cenab-ı Allah Kur‟an‟da soruyor:

“Ey insan! Kerim olan Allah‟ a karĢı seni aldatan nedir?” (Ġnfitar: 6) evet seni yaratan,
yaĢatan, lütuf ve ikramlarda bulunan rabbinden uzaklaĢtıran nedir?
Peygamber (a.s): “ Allah‟ın en çok sevdiği amel devamlı olanıdır.” (Riyaz‟üs-Salihin:
152)
Cenab-ı Allah‟ın verdiği, vereceği nimetlere Ģükür gerekir. Allah‟ın nimetleri nasıl
devamlı ise Ģükrünün de devamlı olması gerekir.
Bir anket yapılmıĢ:

“ Bu günün son günün olsa nasıl geçirirdin?” sorusuna yüzde yetmiĢ cevap: “Namaz
kılıp dua ederek” olmuĢ.
Hangi günün bizim için son gün olduğunu, olacağını bilemeyiz. Onun için halimizin
isyana dönüĢmediği ve rabbimizle olduğumuz bir günde Ona yürümek istemez miyiz?
Rabbim soracak: “Ben hep seninleydim, ya sen kiminleydin?” buna ne cevap
vereceğiz? Çünkü O bize:


“Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” (Hıcır: 99)
“Ġpliğini büktükten sonra bırakıveren kadın gibi olma” (Nahl: 92) buyuruyor.
*
*
*
Ġhmal isyan ve taĢkınlıkların sonunda baĢa gelen felaketleri kabullenemiyoruz.
Bu benim hatam, biz suçluyuz, hatalıyız diyemiyoruz. Kul azmadan Allah’ın
yazmayacağını düĢünemiyoruz.
GeçmiĢte hep inkârlar, isyanlar, ahlaksızlıklar felaketlerin davetçisi olmuĢtur. Âdem
(a.s) isyan ettiği için cennetten kovulmuĢ, Ģeytan inkârından dolayı lanetlenmiĢ, birçok
topluluklar çeĢitli felaketlerle cezalandırılmıĢtır.
Bir ayette: “Yoldan çıkmalarına karĢılık onlara feci bir azap indireceğiz.” (Ankebut:
34) buyruluyor.
Hayatta hiçbir Ģey boĢuna değildir. Ne demiĢler: “Kul azmayınca Allah yazmaz.”
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 15
Mustafa ÖSELMİŞ
Haksızlığa, bela ve musibete uğrayan, feryat ediyor. Cezalandırıldığının farkında
olmuyor.
Unutmayalım, birçok musibet, yaptığımızın karĢılığı olurken bazıları da uyarıdır,
ikazdır. Uyanmamız, kendimize gelmemiz istenir
Çoklarımız ders alma yoluna gitmiyoruz. Ġyiliği kendimizden kötülüğü Allah‟tan
biliyoruz. Arkamıza dönüp de yaĢayıĢımıza ve yaptıklarımıza bakmıyoruz.
Kur‟an‟da Ģöyle buyrulur:



“ Ġnsanların bizzat kendi iĢledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki
Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de tuttukları kötü yoldan
dönerler.” (Rum: 41)
“Yoldan çıkmıĢ topluluklardan baĢkası helak edilmez.” (Ahkaf: 35)
“Allah kimseye zulmetmez. Ġnsanlar kendilerine zulüm ederler.” (Yunus: 44)
Bela ve musibetlerden ders almayan, musibetten payını mutlaka alır. Ġkaz ve uyarıları
geç anlarsak musibetin ocağına düĢeriz.
“ Tanrı bile batıramaz,” denilerek denize indirilen Titanic ve içindeki yolcular Ģehvet
denizinde boğuldular. Gemiden çekilen son telgrafta: “Yapılacak bir Ģey yok,” deniliyordu.
Ġbret almak isteyene ibretlik olay çoktur.
*
*
*
Uğradığı felaketin sonunda durumu bir haksızlık ve zulüm görüp Allah’ın
cezalandırdığını düĢünenler oluyor.
Bunlara Cenab-ı Allah:


“Allah kullarına asla zulüm etmez.” (Al-i Ġmran: 182)
“Allah insanlara hiç zulüm etmez. Fakat insanlar kendi kendilerine zulüm ederler.”
(Yunus: 44) cevabını veriyor.
ġair de bu gerçeği:
“Hiç kuluna zulmeder mi Hüdası,
Kulun çektiği kendi cezası” Ģeklinde ifade ediyor.
Bir Ģair de:
“Kula bela gelmez Allah yazmayınca,
Allah bela yazmaz kul azmayınca,” demiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 16
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber Efendimiz de: “Ġnsana isabet eden ağaç sıyrıntısı, ayak kayması, damar
sıyrıntısı, ancak bir günahı sebebiyledir,” duyurur. (Ramuz el-Ehadis: 489/3)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 17
Mustafa ÖSELMİŞ

CENAB-I ALLAH (C.C.)
Cenab-ı Allah’ı yanlıĢ tanıyor, yanlıĢ inanıyor ve Allah ile ilgili yanlıĢ söz
söyleyebiliyor, O’na karĢı yanlıĢ davranabiliyoruz. Bu kasıtlı olduğu gibi bilmezlikten
kaynaklanan yanlıĢlıklar da olabiliyor.
Öncelikle Allah’a imanda hatalar yapılıyor. Mesela;










Allah‟ı Ģekil olarak düĢünmek,
Allah‟a bir yer düĢünmek,
Allah‟tan baĢka tanrı, aracı edinmek,
Allah‟ı gördüğünü, onunla konuĢtuğunu zannetmek,
“Kahpe felek”, “Zalim felek” demek,
“Koca Allah”, “Allah baba”, “Allah dede” demek,
“Allah be!”, “Hay Allah be!” demek,
“Allah‟ım nerdesin? Görmüyor musun? Duymuyor musun?” gibi ifadeler kullanmak
Allah‟a tanrı demek,
Allah‟ı sadece cezalandıran olarak görmek.
Kısaca Allah inancımız Ģöyle olmalıdır:







Yaratan, yaĢatan, yok edecek olandır,
Evveli, sonu yoktur,
Hiçbir Ģey ona gizli değildir. Bilir, görür, iĢitir.
Herhangi bir noksanlığı yoktur,
O; cisim değildir, Ģekli yoktur. EĢi benzeri yoktur.
O; mekândan münezzehtir.
O‟nun dilemesi dıĢında hiçbir Ģey olmaz.
*
*
*
Bazıları; “Görmediğime inanmam”, “Allah olsaydı görürdük,” devamla da;
“Göster” diyor.
“Görmediğime inanmam” demek, insanın aklını, ruhunu inkârdır. Görülmeyen yok
demek değildir. ġu andaki oksijen, havadaki azot, demirdeki kalsiyum görülmediği için yok
mu sayıyoruz?
Bizim gözümüzün yapısı birçok Ģeyi görmeye engeldir. Kur‟an‟da:

“O‟na gözler eriĢemez.” (En‟am: 103)
Musa Peygambere:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 18
Mustafa ÖSELMİŞ

“Sen beni göremezsin!” (A‟raf: 143) buyrulur.
Peygamber (as):


“Dünyada Allah‟ı görmek hiçbir kimseye mümkün ve muvafık değildir,” buyurur.
(Hadis Ans:17/1328)
“Miraçta gördün mü?” Diyenlere: “O bir nurdur nasıl göreyim?” cevabını vermiĢtir.
Ayet ve hadislere göre Müslümanlar cennette Allah‟ı göreceklerdir.
Cenab-ı Allah‟a dünyada insanların hangi gözle baktığı önemlidir. Önemli olan
yaratılandan yaratana ulaĢabilmektir.
*
*
*
YaĢayıĢında Allah yokmuĢ gibi davranmak büyük hata ve büyük talihsizliktir.
Kelime-i ġehadet, Cenab-ı Allah‟la yapılan en büyük sözleĢmedir. Gâlûbelâ‟da verilen
söz anlaĢmadır. Buna rağmen Allah‟sız din, ibadetsiz hayat bazılarının hoĢuna gidiyor. Sanki
Allah yaratmadı, ibadet yok, itaat yok, emir yok, yasak yok, Allah korkusu yok. Böyle bir
hayat hayvani bir hayat bile değildir. Çünkü her hayvanın hayatında düzen vardır, nizam
vardır, vazifesini ifa vardır. Hiçbiri itiraz ederek kendisine verilen görevin dıĢına çıkmaz.
Sanki Allah görmüyor, bilmiyor, hesap sormayacak! Öyle yaĢanıyor. Hayır! Allah
biliyor, Allah görüyor ve Allah soracak.
*
*
*
Allah’ın bir Ģekli olduğuna inanmak hatasına düĢenler oluyor:
Yunus:
”Yücelerden yücesin,
Kimse bilmez nicesin,” demiĢtir.
Biz yeryüzüne, gökyüzüne bakıp Allah‟ın varlığını anlarız. Ama O‟nun Ģekli olmadığı
için O‟nu kavrayamayız.
Peygamber (as): “Aklına ne geliyorsa, Allah ondan baĢkadır,” demiĢtir.
Allah‟ın eĢi benzeri yoktur. Ġnsan ne Ģekilde hayal ederse etsin, Allah ondan baĢkadır.
Allah hiçbir Ģeye benzemez.
Allah‟a Ģekil düĢünmek, insanı putperestliğe yöneltir. GeçmiĢte öyle olmuĢtur.
Sözün özü: Allah bir cisim ve madde değildir. Bunun için de Ģekli yoktur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 19
Mustafa ÖSELMİŞ
Cenab-ı Allah’ı Ģekil olarak düĢünenler, O’na bir yer arama hatasına düĢüyorlar.
Allah’tan bahsedilince gökyüzüne bakmalar, “Gökte Allah var”, “Gökteki Allah Ģahit”
demeler ve parmakla göğe iĢaret etmeler bundandır.
Yunus ne güzel ifade etmiĢ:

“Ne göktesin ne yerde,
Her yerdesin her yerde.”
Cenab-ı Allah ilmi ile kudreti ile her yerde hazır ve nâzırdır. Mekândan da
münezzehtir.
Kur‟an‟da: “O öyle bir Allah‟tır ki, yerde de gökte de Allah‟tır” (Zuhruf: 84) buyrulur.
Yusuf Has Hacip: “Allah‟ı nicesiz ve nasılız bil” der.
*
*
*
Ġnsan kendini yaratan, yaĢatan ve her an nimet veren lütuflarda, ihsanlarda
bulunan Allah’ı kendisinden uzaklarda olduğunu sanıyor. Bilmiyor, görmüyor
zannedip, korkmadan, utanmadan isyan edip günah iĢliyor.
Cenab-ı Allah insana Ģah damarından daha yakındır. Bir kutsi hadiste: “Hiçbir yere
sığmam, mü‟min kulumun kalbine sığarım,” buyurur.
Öldükten sonra soracak: “Kulum; ben hep seninleydim. Ya sen kiminleydin?” diyecek.
*
*
*
“Tanrı” kelimesini bilerek veya bilmeyerek yanlıĢ kullanıyoruz. Bazıları ısrarla
“Allah” demiyor, “Tanrı” diyor.
Hiçbir zaman “Tanrı”; “Allah” kelimesinin yerini tutmaz. Tanrı çokluk ifade eder.
Kelime-i Tevhitte “Allah‟tan baĢka tanrı yoktur.” Manası vardır. Süleyman Çelebi
mevlidinde: “Birdir Allah ondan artık tanrı yok” der. Allah‟ın 99 ismi Esmâu‟l-Hüsna‟da tanrı
kelimesi geçmez.
Allah Kur‟an‟da: “Allah‟tan baĢka tanrı edinme” diye emreder.(Ġsra:22)
Bir zamanlar “Tanrı uludur” diye okunan ezan, Müslüman-Türk milletini derinden
yaralamıĢtır.
Mü‟min suresinin 62. ve En‟am suresinin 102. ayetlerinde: “Allah‟tan baĢka tanrı
yoktur” buyrularak Allah‟ın ayrı, tanrının ayrı olduğu vurgulanmıĢtır.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 20
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah’tan baĢka yaratıcı kabul ederek, “Yaratıcı”, “Yarattı” ifadelerini kullanmak
Ġslam inancı açısından Ģirktir.
Her Ģeyi yaratan Allah‟tır. Allah‟tan baĢka yaratıcı yoktur. Yaratmak kelimesi Cenab-ı
Allah için kullanılır. Yaratmak; yoktan var etmek demektir. Ġnsan var olan bir Ģeyde
değiĢiklik yapabilir. Mesela; mevcut malzemelerden kendine ev yapar, ev yaratamaz.
Kur‟an‟ın ifadesiyle:



“Yaratmak Allah‟a mahsustur.” (A‟raf:54)
“Yaratıcı ancak rabbindir.” (Hıcır:86)
“Her Ģeyin yaratıcısı Allah‟tır.” (En‟am:102)
*
*
*
Yüce Allah’ın yaratıcılığını ve varlığını inkâr temeline dayanan Tabiatçılığı,
Darwinizmi ve tesadüfçülüğü kabul edip savunmak inançsızların en büyük
hatalarındandır.
Tabiatı yaratıcı kabul etmek “Tabiat ana” demek gülünçtür. Tabiat, taĢ, toprak, ağaç, su
gibi Ģeyler değil midir? Bunlar ne yaratmıĢ, neyi var etmiĢtir? Bunlar kendileri yaratılmıĢ
Ģeylerdir. Tabiatı da, tabiatçıyı da Allah yaratmıĢtır. Yaratma gücüne sahip tek Allah‟tır.
Kur‟an‟da: “Yaratan, var eden ve Ģekil veren Allah‟tır.” (HaĢr:34) buyuran Allah: “Siz
mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?” (Vakıa:59) diye soruyor.
Yeryüzünde hiçbir canlı mutasyona uğramamıĢtır. Her canlıyı Allah kendi türünde ayrı
ayrı yaratmıĢtır.
Darwin‟in görüĢleri bilim değil, ideolojidir. Kanıtı olmayan bir iddiadır. Bugün belgeler
evrimi yalanlıyor.
Darwin‟e göre her Ģey kendiliğinden, tesadüfen var olmuĢtur. Varlık âleminde tesadüfe
asla yer yoktur. Yeryüzünde kendi kendine olan ne vardır?
Kur‟an‟da: “Her Ģeyi yaratıp, nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah‟tır.”
(Furkan:2) buyrulur.
Alexiz Carrel: “Dünyanın neresinde bir Ģey varsa, orada Allah var,” demiĢtir.
50 yıllık tabiatçı Alman ateist etrafını dikkatlice inceledikten sonra: “Allah olmadan bu
nasıl olur?” demiĢ ve yanılttığı insanlardan özür dilemiĢtir.
Her Ģeyi bir tarafa bırakıp kendimizi ele alalım; parmak izi, DNA, ses, sinir sistemi,
sindirim sistemi, damarlar, kalp, akıl, anne sütü vs. Bunlar tesadüf olabilir mi?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 21
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
KonuĢurken, yazarken, okurken: “Allah” deyip geçiveriyoruz. Allah‟ın adını daha
dikkatli anmıyoruz.
Allah‟ın adını anarken kullanılan dini terimlerin anlamını bilemiyoruz. En önemlilerini
Ģöyle sıralayabiliriz:




Teâlâ: Yüce olan, dengi bulunmayan.
Celle celâlüh: Büyüklükte sınırı olmayan.
Azze ve celle: Aziz, celil, her türlü saygıya layık olan.
Zül celal: Celal sahibi, azameti büyük olan.
*
*
*
Allah’a iman ve ibadet konusunda dikkat edilmediği için Ģirke düĢülüyor.
Allah: “Çoğu Allah‟a ancak Ģirk koĢarak inanır.” (Yusuf:106) buyurarak bu tehlikeye
iĢaret ediyor.
Peygamberimizin ifadesiyle: “ġirk, gece karanlığında karıncanın ayak sesinden daha
gizlidir.” (Ramuz el-Ehadis:215/16)
Bazı Ģeyler vardır ki, Cenab-ı Allah‟tan baĢkasına yapılmaz, yapılırsa Ģirk olur. Mesela;




Kulluk, ibadet, secde etmek,
Yardım beklemek, güvenip dayanmak,
Kurban kesmek,
Rızkını, ecelini onun bunun elinde aramak gibi.
Ġslam inancına göre;





ġirk koĢanları Allah bağıĢlamaz,
ġirk koĢan Allah‟ın rahmetinden mahrum olur,
ġirk Allah‟a iftiradır,
ġirk büyük günahların en büyüğüdür,
ġirk amelleri boĢa çıkarır.
Bu durumda imanda, amelde ve Cenab-ı Allah‟la iliĢkilerimizde Ģirke düĢmekten son
derece kaçınılmalıdır.
ġirkin cezası çok ağırdır. Yapılan güzel amelleri boĢa çıkarır, iman gittiği için nikâhta
gider. Namazı kılınmaz, ona dua edilmez, Müslüman ana-babaya mirasçı olamaz ve kestiği
hayvanın eti yenmez.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 22
Mustafa ÖSELMİŞ
Cenab-ı Allah’a karĢı bazı söz ve davranıĢlardan kendimizi alamıyoruz. Mesela;















Allah bize zulmediyor,
Allah mallah tanımam,
Allah bile gelse seni elimden alamaz,
Buna Allah‟ın bile gücü yetmez,
Allah‟ın eli uzundur,
Gökteki Allah,
Allah bunu niye yarattı ki,
Ben Allah‟tan korkmam,
Allah beni unuttu,
Onun hakkından Allah bile gelemez,
Allah‟ım nerdesin? Görmüyor musun? Duymuyor musun?
Allah‟tan baĢkasından bir Ģey istemek, Allah‟tan baĢkasından yarım beklemek,
Falan olmasaydı, beni falan öldürecekti,
Koca Allah, Allah baba, Allah dede,
Allah iĢe karıĢmazsa… Demek.
*
*
*
“Peygamberi sevmek, ona uymak Ģirktir,” diyerek Müslümanları Peygamber
(as)’dan uzaklaĢtırmaya çalıĢmak hem yanlıĢtır, hem de veballi bir iĢtir.
Cenab-ı Allah Peygamber (as)‟ı sevmemizi, O‟na salâvat getirip selam göndermemizi ve
O‟na itaat ederek Ģefaatini ummamızı emrediyor.
Kur‟an‟da:



“Allah‟a itaat edin, Resulüme itaat edin.” (Miada:92)
“Peygamber size ne getirdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının.”
(HaĢr:7)
“Allah‟a ve Peygambere itaat edin, amellerinizi boĢa çıkarmayın.” (Muhammed: 33)
buyrulmuĢ, Peygambere itaat etmemiz emredilmiĢtir.
Peygamber (as) ile beraber bir baĢka insanı da severiz. Allah bizzat insanları sevip
saymamızı emrediyor. “Sevin” diyor. Çünkü sevmeden fedakârlık yapılmaz, görevler yerine
gelmez.
Böyle sevgilerin Ģirk olduğunu söylemek doğru değildir.
*
*
*
KiĢinin Cenab-ı Allah’la kendi arasında birilerini koyması Ģirktir.
Ġnsan kim olursa olsun, ona sığınılmaz. Ondan her ne Ģekilde olursa olsun beklenti
içerisine girilmez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 23
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah‟tan baĢkasına kayıtsız Ģartsız teslim olunmaz.
Allah‟tan beklenilen baĢkasından beklenilmez. Bir hadiste: “Kim Allah‟tan baĢka birine
tutunursa, kendisi ona bırakılır,” buyrulur. (Ramuz el-Ehadis:413/3)
Kur‟an‟da: “Yardım Allah‟tandır.” (Al-i Ġmran:126)
Allah‟a yaklaĢmak için vasıta aranmaz. (Ġsra:56-57) Resimle rabıta kurulmaz. Resim
Ġslam‟da olmayan bir Ģeydir.
Kur‟an‟da: “Allah‟la birlikte kimseye yalvarmayın, baĢkasına kulluk etmeyin,” diye
emredilmiĢtir. (Cin:18)
Dua ederken: “Ya Rabbi! Bu kulunun senin yanında değeri vardır, duamı kabul et”
diyerek yatırlarda dua edilmez, vesile kılınmaz.
*
*
*
Bir fatihaya muhtaç, hesap gününü bekleyenlerden çok Ģey bekleniyor.
KiĢinin makamı, ünvanı ne olursa olsun Gavs (sığınılan) Gavs-ı Azam (büyük sığınak),
Ekber, Azam sıfatları ona yakıĢtırılmaz.
Yatırlarda, orada yatanların kemiklerini sızlatacak Ģeyler yapılmamalıdır. Bazı insanları
ölüler yönetiyor denilirse abartılmıĢ olmaz.
Kabirler, türbeler dua yeri, namaz yeri olamaz. Çaput bağlama, mum yakma ve istek,
dilek yeri değildir. ġifa, iĢ, aĢ bekleme yeri hiç değildir. ĠĢi bozulan, geçimi bozulan türbelere
gidiyor.
Türbelerde kesilen kurbanın, adağın eti yenmez, leĢ hükmündedir.
Namazlarda: “Rabbimiz! Ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım umarız.”
(Fatiha:5) deyip durduğumuz halde bir Fatiha, üç Ġhlas suresi okusalar da istifade etsek diye
bekleĢenlerden bir Ģeyler beklemek büyük hatadır.
Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı tarafından türbelere uyarı levhaları asılmıĢtır. Bu levhalarda
Ģunlar yazılıdır:







Para atılmaz,
Adak adanmaz,
Mum yakılmaz,
Kurban kesilmez,
El-yüz sürülmez,
Bez, çaput bağlanmaz,
TaĢ, para yapıĢtırılmaz,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 24
Mustafa ÖSELMİŞ





Türbelerin içinde yatılmaz,
Yiyecek Ģeyler bırakılmaz,
Eğilerek, emekleyerek girilmez,
Türbe ve yatır etrafında dönülmez,
Türbe ve yatırlardan medet (Ģifa) umulmaz.
Kısaca ölmüĢ bir insandan bir Ģey beklenmez, koruması istenmez, Ģefaat beklenmez.
“Medet”, “Kurtar” denmez. Kabirde, sırat köprüsünde, mahĢerde yardım et denmez. Çocuk
istenmez. Ölenin dünyada bir tasarrufu kalmamıĢtır. Üzülerek ifade ediyorum ki bunlar
yapılmaktadır.
*
*
*
El etek öperek, kul köle olarak, kiĢileri ululaĢtırarak kurtuluĢ beklenmez.
Ġnsan kutsaldır. Allah‟tan baĢkasının önünde eğilmesi uygun değildir. Peygamberimiz
kızına: “Peygamber kızıyım diye güvenme” diyerek uyarmıĢtır. Ġbrahim Peygamberin
babasına, Nuh Peygamberin oğluna, Lût Peygamberin hanımına faydası dokunmamıĢtır. Allah
Kur‟an‟da: “Kimsenin kimseye fayda vermediği günden sakının,” diye uyarıyor. Ġnsanın
mahĢer günü en çok sevdiklerinden kaçacağı haber veriliyor.
El öpmek dinin emri değil, hele ayak öpmek, etek öpmek hiç değil. Peygamber (as) el
öpmemiĢ, el öptürmemiĢtir. “Falanın elini öpersen günahsız olursun.” Sözü insanı günaha
götüren bir sözdür.
Kimse hatasız, günahsız ve kusursuz değildir. Kusursuzluk Allah‟a mahsustur.
Peygamberlerin bile zelle denilen hataları olmuĢtur.
Falcıdan, büyücüden bir Ģey beklenmez. Çünkü gizliliği Allah‟tan baĢkası bilemez.
(Neml:65)
Hızır (as)‟dan, Noel babadan, ölenin ruhundan bir Ģey istenmez ve beklenmez. Hatta
doktora: “Doktor beni iyileĢtir”, “Falan doktor beni iyileĢtirdi” denmez. Doktor vasıtadır. ġifa
Allah‟tandır.
*
*
*
Yapılan dualardan sonra okunacak olan Fatiha’yı ölmüĢler, yaĢayanlar ve Allah
arasında taksim ediyoruz. ġunun için, bunun için, Allah rızası için deyiveriyoruz.
Bir Ģey ya Allah içindir ya da baĢkası içindir. Bir Ģey hem Allah için hem de baĢkası için
olmaz. ġirk nedir? Ortak kılmak değil midir? Allah için yapılanı baĢkası için yapmak değil
midir?
Bir sahabi Peygamber (as)‟a Ģöyle der:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 25
Mustafa ÖSELMİŞ

“Bana bir amel söyle ki, bana ve baĢkalarına faydası olsun, hem de Allah razı olsun.”
Peygamberimiz ona:

“Bir Ģey ancak Allah için olur,” demiĢ Zümer suresinin 2. ayetini okumuĢtur.
*
*
*
Cenab-ı Allah’tan korktuğunu söyleyende bu korkuyu göremiyoruz. Allah’ın
yasaklarından kaçıp emirlerini tutmuyor.
Çocuklara Allah‟ı yakıcı, cezalandırıcı olarak tanıtıyor, acizliğimizi Allah‟tan korkutarak
giderme yoluna gidiyoruz.
Allah korkusu her iyiliğin ve her hayrın baĢıdır.
Hz. Ömer (ra) halife iken biri O‟na:

“Allah‟tan kork ya Ömer!” der.
Hz. Ömer (ra) düĢer bayılır, ayılınca kısık ses ve sararmıĢ yüz ile Ģöyle der:

“Ömer de kim oluyor ki, Allah‟tan korkmayacak.” O böyle olunca, Allah görüyor diye
çöldeki koyunlar üzerinde titreyen çoban görüyorsun. “Süte su kattın mı?” diyen
anneye; “Ömer ne dedi?” diyen, “Ömer nereden görecek?” deyince de “Ömer
görmüyorsa Allah da mı görmüyor anne!” cevabını hatırlıyorsun.
*
*
*
Allah’a inanmanın manası, Allah’a itaat etmek ve emirlerine, yasaklarına boyun
eğmektir. Durum böyleyken isyan ve inkâra sapılıyor. Bunun da cezası ağır oluyor.
ġair Ģöyle diyor:
“Allah tokadının sedası yoktur,
Vurduğu zaman devası yoktur.”
Aslında itaatsizlik, ibadetsizlik büyük bir cezadır. Ġtaatsizliği yüzünden Adem (as)
cennette yer bulamamıĢ, isyanı yüzünden Ģeytan ise lanetlenip kovulmuĢtur.
Ġsyan ve inkâr içinde olan topluluklar bela ve musibetlerden kurtulamazlar.
Ġnsan Allah‟ın nimetlerinden vazgeçemediği halde nefsine uyup Allah‟a muhalefet
etmeye çalıĢıyor. Bilmiyor ki Allah‟a muhalefetin sonu Allah‟ın o kulu terk etmesi demektir.
Allah‟ın bir kulundan imanın ve ibadetin zevkini alması; o kul için en büyük cezadır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 26
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Allah’ı sevdiğini söyleyen, Allah’ın emirlerini yerine getirerek Allah’ın rızasına
uygun iĢ yapmıyor.
Allah sevgisi taĢıyan dili ile daima Allah‟ı anar. Gözü ile harama bakmaz. Her Ģeye ibret
nazarı ile bakar. Midesine haram lokma koymaz. Eli harama uzanmaz. Kulağı haram
dinlemekten uzak olur. Ayağı hayırlı iĢlere koĢar, Allah yolunda ayağı tozlanır. Niyeti halistir.
Çünkü kuru sevgi olmaz. Sevgi sözde değil özdedir.
ġair: “Sen Allah‟ı seversen,
Allah seni sevmez mi?” diyor.
Peygamber (sav) Ģöyle anlatır:







“Bir adam vardı. Bir din kardeĢini ziyaret için yola çıktı. Allah‟ın görevlendirdiği
melek önüne çıkıp sordu:
Nereye?
Bir kardeĢime ziyarete gidiyorum.
Senin akraban mı?
Hayır.
Ondan elde edeceğin bir menfaat mi var?
Hayır. Ben onu sırf Allah rızası için ziyarete gidiyorum.
Melek ona dedi ki:

Sen onu nasıl seviyorsan Allah‟ta seni öyle seviyor.” (Müslim Birr:38)
Bir kutsi hadiste Cenab-ı Allah Ģöyle buyuruyor:

“Kulum beni sevince ben de onu severim. Onu sevince, onun adeta konuĢan dili, iĢiten
kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum.” (Buhari, Rikak:38)
Cenab-ı Allah ancak rızası için yapılan iĢleri kabul eder. Onun için davranıĢlar, arzu ve
isteklerde Allah rızası hedeflenmelidir. Kul Allah‟tan razı olmadan; Allah kuldan razı olmaz.
Allah‟ı razı edebilmek için bir Ģeyler yapılmalı, bir Ģeyler terk edilmeli, bir Ģeylere
katlanılmalı ki maksat hâsıl olsun.
*
*
*
Normal hallerin dıĢına çıkılınca insan büyük bir imtihana tabii tutuluyor. Allah’a
güveni sarsılıyor, tereddütler ve arayıĢlar baĢlıyor.
Ġslam inancına göre; kulluk yalnız Allah‟a yağılacak, ne beklenir, ne istenirse Allah‟tan
istenecek, sadece Allah‟a güvenilip Allah‟a dayanılacaktır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 27
Mustafa ÖSELMİŞ
Mehmet Akif Ģöyle demiĢtir:
“Allah‟a dayan sâye sarıl hikmete râm ol.
Yol varsa budur, bilmiyorum baĢka çıkar yol!”
Bir Ģair de:
“Güvenirsen Allah‟a güven,
Murad almaz yüz çeviren,” demiĢtir.
*
*
*
Ġnsanlar Allah’a inanmadan da doğru dürüst olabileceği zannediliyor. “Falan
inanmadığı halde dürüst” diyenler oluyor.
Bir insan Allah‟a inanmıyorsa, ahrete inanmıyorsa neye göre fedakârlık yapacak, neye
göre doğru olacak? Ġnanmayana haydi sadaka verdir bakalım. “Fakirlere malından zekât ver”
de bakalım verecek mi? Sevap beklemez, cennet beklemez. Hesaba, sorguya inanmayan neyin
hazırlığını yapacak?
Atalarımız: “Allah‟ı olmayanın ahlakı olmaz”, “Kork Allah‟tan korkmayandan”
demiĢlerdir.
ġairde:

“Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır,
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.”
Derken, Alman fizolofu Kont da: “Eğer Allah olmasaydı, ahlakı ve ahlaki davranıĢları
sağlayabilmek için O‟nu biz düĢünmek zorunda kalacaktık” der.
Ġnanan insan: “Allah biliyor, Allah görüyor ve Allah soracak” diye düĢünür, kendine
çeki düzen verir.
Tarihte inançsız toplumlar ahlaksızlıkları yüzünden hep felakete sürüklenmiĢlerdir.
J.J.Ruso: “Allah‟a inanmadan da bir insanın faziletli olabileceğini sanırdım, ne kadar
yanılmıĢım.” Ġtirafında bulunmuĢtur.
Remzi Oğuz Arık da: “Ġnanmayanlar; Ģahsiyet haline gelemezler. Her gün baĢka baĢka
insanlardır. Onlara asla inanamaz ve güvenemezsiniz,” demiĢ ve böyle bir tespitte
bulunmuĢtur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 28
Mustafa ÖSELMİŞ
Her zaman Cenab-ı Allah’a karĢı hüsn-ü zanda bulunulmuyor. Ġyi niyet taĢınmıyor,
olumlu düĢünülmüyor, karamsar olunuyor, Allah’ın rahmetinden ümit kesiliyor, Allah
beni affetmez diye düĢünülüyor.
Unutulmamalıdır ki; insan Allah hakkında nasıl düĢünür ve Allah‟ı nasıl bilirse, Allah o
kuluna öyle muamele edecektir. Kul ne hal üzere ölürse öyle dirilecektir.
Bir kutsi hadiste: “Ben kulumun zannına göreyim, beni nasıl düĢünürse öyleyim,”
buyruluyor. (Buhari, Tevhid:35)
Cenab-ı Allah, affedeceğim deyip dururken ümit kesmek Allah‟a itaatsizliktir. Allah
Ģöyle buyuruyor:

“Ey günah iĢlemekte haddi aĢanlar! Allah‟ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz.
Çünkü Allah, tövbe edenlerin günahlarını affeder.” (Zümer:53)
Bir ayette de: “Allah‟ın rahmetinden ancak kâfirler ümit keser” buyrulmuĢtur.
*
*
*
En büyük kim? Bu konuda emin değiliz. En büyük sensin, en büyük falan, en
büyük falan takım deniliyor.
Biz diyoruz ki: “EN BÜYÜK ALLAH, BAġKA BÜYÜK YOK.”
Osmanlı padiĢahları halka: “Gururlanma padiĢahım, senden büyük Allah var!”
dedirtirlerdi.
Bir misafirlikte benim torunuma en büyük FB mi GS mi BJK mi dediler. ġöyle baktı:
“En büyük Allah, baĢka büyük yok. Hala öğrenemediniz mi?” dedi. Büyük bir sessizlik
yaĢandı.
*
*
*
Zaman zaman “Mülk benim”, “Hâkimiyet falanda”, “falan hükmediyor” Ģeklinde
yanlıĢ konuĢuyoruz.
ġöyle bir düĢünürsek, her Ģeyin yaratıcısı Allah, yerin, göğün, canlı cansız her varlığın
düzeni Allah‟a ait. Her Ģeyi gören bilen O. Tayin, takdir O‟na ait. Hâkimiyet Allah‟ın, hep
O‟nun dediği oluyor. Allah‟ın izni olmadan bir yaprak bile kımıldamaz.
Kur‟an‟da:

“Yerin göğün hükümdarlığı kendisine ait olan, mülkünde ortağı bulunmayan, her Ģeyi
yaratıp nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir.” (Furkan:
2) buyrularak böyle inanılması gerektiği ifade edilmiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 29
Mustafa ÖSELMİŞ
MÜLK ALLAH‟IN
HÜKÜM ALLAH‟IN
HÂKĠMĠYET ALLAH‟INDIR.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 30
Mustafa ÖSELMİŞ

PEYGAMBER (AS)
Cenab-ı Allah insanları uyarsın, önderlik, rehberlik yapsın, bilmediklerini öğretsin ve
kurtuluĢ yolunu göstersin diye Peygamber göndermiĢtir.
Ġnsan nasıl ense tıraĢını kendisi yapamazsa, dini konuları da kendi kendine çözemez.
Onun için her inanan, Peygambere inanmaya ve uymaya muhtaçtır.
Müslüman Kur‟an‟da adları geçen bütün Peygamberlerin Peygamberliğine inanmakla
yükümlüdür.
*
*
*
Peygamberlere iman konusunda bazı yapılan hataları zikredelim:
BaĢlangıçta Peygamberimizin Peygamberliğine pek az insan inandı. Bugün de bazı
tereddütleri olanlar oluyor.
Peygamberimizin geleceği müjdelenmiĢti ve biliniyordu. Ġbrahim Peygamberin duası
vardı. Hatta Âdem Peygamberden gelen haberler vardı. Ġsa Peygamber müjdelemiĢti. (Saf:6)
+ (A‟raf:157). Ayrıca Tevrat‟ta, Ġncil‟de Peygamberimizin geleceği bildirilmiĢti.
Peygamberimiz doğunca dedesi: “Umarım gökte hak, yerde halk O‟nu övecektir.” Rahip
Nestûra: “Bu çocuk Peygamberlerin sonuncusudur,” diyordu. Annesi son sözlerinde:
“Ġnsanların en hayırlısını bırakıyorum” diyerek gözlerini kapamıĢtır.
*
*
*
Son günlerde bir kesim “Kutlu doğum neyin nesi? Nereden çıktı?” derken bir
kesim de Hıristiyanlar gibi doğum günü kutlamaktadır.
Öncelikle “Kutlu Doğum Haftası” bugünlerde çıkmıĢ değildir. 1989 yılından itibaren
büyük bir coĢku ile kutlanmaktadır. Peygamber (as) 20 Nisan doğumludur. Diyanet ĠĢleri
BaĢkanlığı tarafından kutlanmaktadır.
Bir yanlıĢlık da; milli bayramımız olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına
alternatif kutlama olarak göstermeler olmaktadır. Bu tamamen yanlıĢtır. Daha fazla yanlıĢlığa
neden olmaması için Kutlu Doğum etkinlikleri 14-20 Nisan tarihlerine alınmıĢtır. Buna
rağmen yanlıĢlığı sürdürenler vardır.
Kutlu Doğum kutlamaları ile ilgili bir hususu ifade etmek istiyorum: Kutlamalar bir
salona sığdırılmamalıdır. Tanıtımlar bir hafta boyunca sürmelidir. Solup atılan güller yerine
kitaplar dağıtılmalıdır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 31
Mustafa ÖSELMİŞ
Kutlamalar, Hıristiyanların Ġsa Peygamberin doğumunu kutladıkları gibi taĢkınlıklarla,
sokaklarda, meydanlarda yapılmamalıdır. Eğlenceye dönüĢtürülmemelidir. Peygamberin
doğumu böyle kutlanmaz. BaĢlangıçta Hıristiyanlarda böyle kutlamaya baĢladı. Sonra iĢ
çığırından çıkıp rezalete dönüĢtü.
*
*
*
Allah sevgisi ile beraber Peygamber sevgisinin olamayacağını iddia edenler oluyor.
“Ġkisi bir arada olmaz, Peygamberi sevmek Ģirktir” demeye kadar gidenler oluyor.
Kur‟an‟da Cenab-ı Allah birçok ayette Peygamberi sevmeyi, ona uymayı emrediyor:

“Peygamber; müminlere kendi canlarından daha yakındır.” (Azhab:6)
Ashabı O‟nun yoluna canları dâhil her Ģeylerini feda etmiĢtir. SavaĢta Peygambere
atılan oka, savrulan kılıca kendileri hedef olmuĢtur. “Anam babam sana feda olsun Ya
Resulallah” demiĢler, her emrine boyun eğmiĢlerdir.
O‟nun remzi olan gülden dolayı çocuklara gül ve gül geçen isimler vermek günümüze
kadar uzanmıĢtır. O‟nun adını duyup da irkilmeyen, salavat getirmeyen Müslüman çok azdır.
Müslüman‟ı Peygamber sevgisinden uzaklaĢtırmak, “Muhammed kadar Ġsa‟ya da saygı
duyarım”, “Ġsa‟da hak Peygamber, biraz da ona uyalım” demek misyoner mantığıdır.
Bu konuda Peygamberimiz Ģöyle buyuruyor:



“Nimetleri ile sizi beslediği için Allah‟ı sevin. Beni de Allah için sevin.” (Buhari,
Fezail:4492)
“Bana ancak mü‟min muhabbet eder, münafık buğz eder.” (Seçme Hadisler: 106/58)
“Rab olarak Allah‟ı, Peygamber olarak Muhammed‟i seçip beğendim diyen kimse
cenneti hak etmiĢtir.” (Nesei Cihad:18)
Bir gün bir bedevi sorar:



“Kıyamet ne zaman?” Ona:
“Kıyamet için ne hazırladın?” Oda:
“Pek bir Ģeyim yok ama Allah‟ı ve Resulünü çok seviyorum. Cevabını verir.”
Peygamber (as): “KiĢi sevdiği ile beraberdir,” buyurur. (Buhari Edep:96)
*
*
*
Muhammed (as)’a “Peygamber” diyoruz. “Peygamberimiz” diyoruz. Sünnetine pek
önem vermiyoruz. Hatta terk etmekte sakınca görmüyoruz.
Peygamberin sünneti dinde Kur‟an‟dan sonra ikinci kaynaktır. Sünnet olmasaydı
Kur‟an‟ı anlayamazdık, Ġslam‟ı yaĢayamazdık.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 32
Mustafa ÖSELMİŞ
Sünnete uymanın sevap olmadığını söyleyenler oluyor. Sünnete uymak Allah‟ın emridir.
Kur‟an‟da 60 kadar ayet Peygambere uymayı emreder. Peygamberimizin Ģefaat etmediği
kimse cennete giremeyecektir. Allah: “Peygamber size ne getirdiyse alın,” diyor. (HaĢr:7)
“Peygambere baĢ kaldıranı cehenneme sokarız.” (Nisa:14) buyuruyor. “Peygambere itaat
etmeyenin ameli boĢa çıkar” diyor. (Muhammed:33)
Peygamberimiz (sav) kendiliğinden konuĢmamıĢtır. “O‟nun bildirdikleri vahiyden baĢka
bir Ģey değildir.” (Necim:4)
Sünnet ayrı Kur‟an ayrı değildir. “Bize sadece Kur‟an yeter” demek misyoner ifadesidir.
Kur‟an‟da: “Peygambere itaat eden Allah‟a itaat etmiĢ olur.” (Nisa:80) buyrulur.
Bir hadiste: “Sünneti terk ederseniz sapıttınız gitti demektir.” (Müslim, Mesacit:257)
buyrulur. Ayrıca Peygamber (as)‟ın emir koyma yetkisi vardır. ġöyle buyurur: “Benim haram
kıldığım; tıpkı Allah‟ın haram kıldığı gibidir.” (Tirmizi Ġlim:60)
*
*
*
Peygamber (as)’a salâvat getirip, selam göndermekten çekiniliyor.
Peygambere salavat getirmeyi Kur‟an‟da Allah emrediyor: “O‟na çok salavat getirin,
selam verin.” (Ahzap:56) buyruluyor.
Peygamberimiz de: “ġefaatimi hak etmek isteyen, çok salavat getirsin.” (R.Salihin:1427)
buyurur.
*
*
*
Peygamber (as)‟ın adı anılınca, adı duyulunca salavat getirmek vaciptir.
Dünyada bize ayakta durmayı öğreten, ne yaptıysa bizim için yapan, Allah Resulüne tam
bir teslimiyetle teslim olmamız gerekir.
*
*
*
Peygamber (as)’a yalan uyduranlar oluyor.
Peygamber (as) bizim için rahmet olarak gönderilmiĢ bir Peygamberdir. Kendisine yalan
uyduranlar için Ģöyle demiĢtir:


“Benim hakkımda yalan söyleyen, yalan uyduran cehenneme girer.” (Buhari, ilim:39)
“Bile bile bana yalan isnat eden, cehennemde yerini hazırlasın.” (Ebu Davut, Ġlim:4)
Peygambere edebe uygun olmayan söz söylemek, dil uzatmak, iftira etmek, küçük
düĢürücü söz söylemek, “O Arapların Peygamberi” demek bize yakıĢmaz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 33
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz bir gün: “Ġstemeyenler hariç bütün ümmetim cennete girer” deyince
“Kim istemez Ya Resulallah!” dediler. “Kim bana itaat ederse cennete girer, kim de asi
olursa, cennete girmeyi istememiĢ demektir,” buyurur. (Hadis Ans:12/436)
Peygambere karĢı çıkan, taĢ atarak yuhalayan Ebu Leheb için Cenab-ı Allah Tebbet
Suresini indirmiĢ: “Ebu Leheb‟in iki eli kurusun” demiĢtir.
*
*
*
Peygamber (as)’ın Ģefaatini ummamak talihsizliktir.
Diğer Peygamberlerden farklı olarak; Peygamberimize ümmetine Ģefaat etme hakkı
verilmiĢtir. ġefaate layık olanlara ve Peygamberin Ģefaatini umanlara Ģefaat edecek Allah‟ın
izniyle kurtuluĢunu sağlayacaktır.
“Muhanete muhtaç etme” yi “Muhammed‟e muhtaç etme” diyen zavallılar oluyor.
Hâlbuki insanın kurtulması için Muhammed‟e ihtiyacı vardır. O Ģefaat etmeden kimse cennete
girmeyecektir.
Bakara:255, Enbiya:28, Taha:109, Tevbe:128. Ayetlere göre Peygamberimiz Ģefaat
edecektir.
Allah‟ın bildirdiğine göre Muhammed (as) ümmetine çok düĢkündür. ġöyle buyurur:
“And olsun size içinizden öyle bir Peygamber gelmiĢtir ki; sizin sıkıntıya uğramanız O‟na çok
ağır gelir. O size çok düĢkündür. Müminlere karĢı çok Ģefkatlidir. Merhametlidir.”
(Tevbe:128)
Peygamber (as) bu Ģefaat olayını Ģöyle anlatır:

“Rabbim beni ümmetimin yarısının sorgusuz cennete girmesi veya Ģefaat arasında
serbest bıraktı. Ben Ģefaati seçtim.” (Ramuz el-Ehadis:123/2)
Unutulmamalıdır ki; Ģefaat ummamak, Ģefaatten mahrum kalmaya neden olacaktır.
*
*
*
Peygamber (as)’ın son Peygamber olduğunu kabul etmeme hatasına düĢenler
oluyor.
Peygamberliğin gördüğü itibar nedeniyle Peygamberimizden sonra yalancı Peygamberler
ortaya çıkmıĢtır. “Bana vahiy geliyor, nebiyim, resulüm” diyenler ortaya çıkmıĢtır. Bunun en
önemli nedeni; Ģeytanın tuzağına düĢmüĢ olmalarıdır.
Peygamberimiz kendisinden sonra bir Peygamber gelmeyeceğini haber vermiĢtir.
(Müslim, Ġman:44)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 34
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‟an‟da da: “Muhammed Allah‟ın resulü ve Peygamberlerin sonuncusudur.”
(Azhab:40) buyrulur.
Hasta ruhlu bazı insanların iddiaları Ģeytanın ona yaldızlı sözler fısıldamasıdır. (Nahl:68)
Böyle insanların ortaya çıkacağını Peygamberimiz haber vermiĢtir: “Peygamber
olduğunu iddia eden 30‟a yakın yalancı Deccal çıkmadıkça kıyamet kopmaz.” (Tirmizi,
Rüya:2) buyurmuĢtur.
*
*
*
Bize Kur’an yeter diyerek hadise itibar etmeyen ve bir kısım hadislerin uydurma
olduğunu söyleyenler oluyor.
Evvela Kur‟an bize yetmez. Hadisler Kur‟an‟ın anlaĢılması için baĢvurulacak kaynaktır.
Mesela; Kur‟an‟da namazı nasıl kılacağımız var mı? Onu hadislerden öğreniriz.
Peygamberimiz hadis okumayı, yazmayı, baĢkalarına ulaĢtırmayı ve ezberlemeyi teĢvik
etmiĢtir.
Bazı hadislerin uydurma veya zayıf gibi ifadelerle hadise karĢı Ģüphe sokma, güveni
azaltma veya Peygamberden uzaklaĢtırmayı hedefleyenler oluyor. Bu hadisi devreden
çıkarma, Kur‟an‟ı anlaĢılmaz hale getirme oyunudur. Bu daha çok din düĢmanlarının ve
misyonerlerin iĢine gelir.
Eğer bir hadisin kaynağı bilinen altı hadis kitabından ise Ģüpheye gerek yoktur. Çünkü
hadisler kılı kırk yararak, Ģahitlendirerek büyük bir titizlikle toplanmıĢtır. Ġmam-ı Buhari
günlerce yolculuktan sonra boĢ avucu ile atını tutmaya çalıĢan adamdan “Bu ada ma
güvenilmez” diyerek hadisi almaktan vazgeçmiĢtir.
Bir de Peygamber (as): “Kim bile bile bana yalan nispet ederse, ateĢteki yerini
hazırlasın.” (Tirmizi, Fiten: 70) buyurması daha dikkatli olunmasına sebep olmuĢtur.
Peygamberimizin sözleri her zaman geçerlidir ve uygulanabilir niteliktedir.
*
*
*
Peygamber (as)’ın evliliğini dile dolayanlar, O’nun yanlıĢ yaptığını ifade
ediyorlar.
Çok evlilik Ġslam‟ın veya Peygamberimizin icadı değildir. Ġslam çok ve sınırsız
evliliği sınırlandırmıĢtır. Bu konuyu en çok önüne gelenle düĢüp kalkan, metres hayatı
yaĢayanlar konuĢuyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 35
Mustafa ÖSELMİŞ
Çok evlilik Ġslam‟dan önce bütün dünyada sınırsız bir Ģekilde mevcuttur. Dinlerin
hepsinde de yaĢanmaktadır.
Ġslam dini sınırsız evliliği 4 ile sınırlandırmıĢtır. Bu 4 kadınla evlenin demek de
değildir. Bazı özel hallerde izindir. Bu izinle, adalet ve eĢit muamele Ģartını getirmiĢtir.
Ġslam‟da anormal Ģartların dıĢında esas olan tek evliliktir. Allah: “Ne yaparsanız yapın,
adaleti sağlayamazsınız; onun için tek kadınla yetinin” buyuyor.
Peygamber (as) Ģehvetine düĢkün biri değildir. Öyle olsaydı 25 yaĢına kadar bekâr
yaĢamazdı. 53 yaĢına kadar da tek Hz. Hatice ile evli kalmazdır.
Peygamber (as)‟ın evliliklerinde teklif karĢı taraftan gelmiĢ, himaye ve sığınma söz
konusu olmuĢtur. Koca ihtiyacı olmayan ihtiyar kadının nikahlı gitme arzusu, siyasi sebep,
Müslümanların himayesi gibi sebepler ağır basmıĢtır.
Hz. AiĢe (ra) ile evliliğin aslı Ģudur:
Hz. AiĢe önce putperest bir ailenin oğlu ile niĢanlanıp ayrılmıĢtır. Demek ki evlenecek
yaĢtadır.
Mevlana ġibli, Asr-ı Saadet isimli eserinde (cilt 2/997) Hz. AiĢe‟nin Peygamber (as)
ile evlendiğinde 18 yaĢında oluğunu kaydeder.
KardeĢi Hz. Esma‟nın doğum tarihini esas alanlarda Hz. AiĢe‟nin yaĢının evlendiğinde
18 olduğunu söylerler.
Kısacası konuyu bilmeden ulu orta konuĢmak doğru değildir. Eğer uygunsuz bir Ģey
olsaydı Ġslam düĢmanlarının, Peygamberi sevmeyenlerin ağızlarına sakız olurdu.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 36
Mustafa ÖSELMİŞ

MELEK – ġEYTAN
Günümüz insan topluluklarına baktığımız zaman, Ģeytanın tuzağına düĢmüĢ, Ģeytanın
adımlarını takip eden ve Ģeytanın güdüp, yönlendirdiği birçok insan görüyoruz.
Kızgınlık anlarında “Ģeytan diyor ki…”, “Ģeytan Ģöyle emrediyor…” sözleri bir itiraf
oluyor.
Satanist gence Ģeytan “Vur, kır, yık. Vurup, kırıp, yıkmazsan öldür. Öldüremezsen kendini
öldür,” diyor. Genç bu emri yerine getiriyor.
ġeytan yanıltmak, sapıtmak ve kötülük yaptırmak için yeminlidir.
Bunun için Allah insanı hep uyarmıĢtır. “ġeytana uyma, Ģeytana aldanma, Ģeytana kulak
asma, Ģeytanın adımlarını takip etme, Ģeytana kapı aralama…” gibi uyarılarda bulunmuĢtur.
Allah‟a sığınana Ģeytan emretmez, kör Ģeytan bir Ģey diyemez. Yeter ki insan, Ģeytana
fırsat vermesin ve onu iĢine, aĢına, evine, hayatına davet etmesin.
*
*
*
ġeytana kapı aralayıp da sonunda: “kahrolsun”, “gözü kör olsun”, “lanet olsun”
demek Ģeytanın hoĢuna gider. Böyle insan Ģeytanın istediği kimsedir.
Bütün aksilikleri Ģeytan telkin ediyor, Ģeytan yaptırıyor.
ĠĢin iyi gitmemesi durumunda Ģeytana sövmek, lanetlemek, kör olsun demekle Ģeytan kör
olmaz. Sövmekle Ģeytanın sayısı artar. Yani Ģeytan güçlendirilmiĢ olur.
Peygamberimiz (sav): “ġeytan lanetlendiğinde: Ben zaten lanetliyim der. Hâlbuki
Allah‟a sığınıldığı zaman: ĠĢte Ģimdi belimi kırdın der,” buyurur. (Ramuz el-Ehadis: 62/5)
ġeytan baĢta kötü olarak yaratılmamıĢtır. Kötülük, Ģeytanın yapılmasını istediği
iĢlerdedir. Ġnsan Ģeytani iĢler yapmazsa, Ģeytan asla zarar veremez.
Koyunun kurdu olduğu gibi insanın da Ģeytanı vardır. ġeytan insanın yalnızlığını ve
hatasını kollar.
Peygamber (as) bir hadislerinde: “Ġçinden Ģerre davet eden bir ses duyan kimse, Ģeytanın
Ģerrinden Allah‟a sığınsın,” buyurur. (Tirmizi, Tefsir:2)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 37
Mustafa ÖSELMİŞ
Kimse Ģeytanın boĢ durduğunu düĢünmemelidir. ġeytan hep tuzak kurar. Öyle bir
insan tipi ister ki; inansın ama inancını yaĢamasın. Bunun için Ģeytan inançsız ve kendine
uyanlarla uğraĢmaz. Onlar elde hazırdır.
ġeytan; Müslüman‟ım diyen, Kur‟an‟a ve sünnete uymayan, Ementüyü benimseyen fakat
Ģüpheleri olan, Ġslam‟ın Ģartı beĢ diyen ama yerine getirmeyen, ahretsiz dünya hayatı yaĢayan,
günahtan zevk alan, harama kılıf arayan Müslüman tipi ister.
ġeytan öyle tuzaklar kurar ki; yapamadığını insana yaptırır; inkar ettirir, isyan ettirir,
kötülüğü emreder, haramı günahı güzel gösterir, ibadetten alıkoyar, hep insana vesvese verir.
Cenab-ı Allah Kur‟an‟da bizi Ģöyle uyarır:



“ġeytan sizi fakirlikle korkutur. Size cimriliği telkin eder.” (Bakara: 268) diye
bildirmiĢtir.
“ġeytan, içki ve kumarla aranıza düĢmanlık ve kin sokmak, sizi Allah‟ı anmaktan ve
namazdan alıkoymak ister…” (Maida: 91)
“ġeytanlar dostlarına sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara
uyarsanız, Ģüphesiz siz de Allah‟a ortak koĢanlar olursunuz.” (En‟am:121)
*
*
*
Her türlü kötülüğü yapıp da suçu Ģeytana atmak kimseyi kurtarmaz.
Kimse “Beni Ģeytan aldattı, beni kandırdı” diyerek suçu Ģeytana atamaz. Çünkü Allah
insanı uyarmıĢtır.





“Ben size Ģeytana uymayın. O sizin düĢmanınızdır demedim mi? Diyecektir.”
(Yasin:60)
“ġeytanın peĢine düĢmeyin. O sizin apaçık düĢmanınızdır. O size ancak kötülüğü ve
çirkin Ģeyleri emreder.” (Bakara:168-169-208 Nur:21)
“Sakın sizi Ģeytan Allah‟ın affına güvendirerek kandırmasın, dünya ile aldatmasın.”
(Lokman:33)
“ġeytan sizi aldatır, ateĢ ehlinden olmaya çağırır” (Fatır:6)
“ġeytan Âdem ile Havva‟yı ayıp yerlerini açarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de
ĢaĢırtıp bir belaya düĢürmesin.” (A‟raf:27)
Peygamberimizin bildirdiğine göre her insanın kendisinden ayrılmayan bir Ģeytanı
vardır. Aldatmak, isyan ettirmek, günah iĢletmek, ibadetten alıkoymak için sağından,
solundan, önünden arkasından, insana yaklaĢır, hatasını ve zayıf anını kollar. Aklı baĢında
Müslüman, Rabbinin uyarılarına kulak verir, aldanmaz.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 38
Mustafa ÖSELMİŞ
ġeytanın vesveselerine aldanan, telkinlerine kulak veren, ibadeti bırakıp, Allah’ın
rahmetinden ümit kesen, karamsar insanların haline düĢülmemelidir.
ġeytan iyi düĢünceleri değil, kötü düĢünceleri telkin eder. Azdırır, saptırır ve insana
emirler yağdırır.
Ġnsana “Senin kalbin temiz”, “Senin yapacağın ibadete Allah‟ın ihtiyacı mı var?”,
“Hayatını yaĢa, bir daha dünyaya gelmeyeceksin” diye telkinde bulunur.
ġeytan mala karĢı aĢırı sevgi besletir. Helal yerden kazandırtmaz, helal yere harcatmaz.
Cenab-ı Allah vesvese konusunda:



“KuĢkulananlardan olma!“ (Bakara:147)
“ġüphecilerden olma!” (Al-i Ġmran:60)
“ġeytanın fitlemesi seni dürterse, hemen Allah‟a sığın.” (A‟raf:200) buyurarak
Ģeytanın Ģerrinden emin olmanın yolunun Allah‟a sığınmak olduğunu bildirmiĢtir.
Bir ayette de:

“Eğer Ģeytandan gelen kötü bir düĢünce seni dürtecek olursa hemen Allah‟a sığın.”
(Fussılat:36)
Çarelerden biri de Nâs suresini okumaktır.

“Ġnsanların kalplerine vesvese sokan, insan Allah‟ı andığında pusuya çekilen cin ve
insan Ģeytanın Ģerrinden âlemlerin rabbine sığınırım” diye dua etmektir.
*
*
*
“ġeytan düĢmanımızdır” dediğimiz halde Ģeytandan kaçıp, korunmuyoruz,
düĢüncelerimizle ve iĢlerimizle onu güçlendiriyoruz.
ġeytan insana, insan Ģeytana aslında çok yakındır. Her insanın koruyucu melekleri
olduğu gibi yanından ayrılmayan bir de Ģeytanı vardır.
Peygamber (as): “ġeytan insanoğlunun damarlarında kan gibi dolaĢır, peĢini bırakmaz.”
(Ramuz el-Ehadis:102/1) der.
Adamın biri Ģeytanı görmek istemiĢ, ne yapacaksın görüp de denilince ısrar etmiĢ,
görmüĢ. ġeytan ona: “Senin kırk yıl ömrün var,” demiĢ. Adam sevinmiĢ. “20 yıl keyfimce
yaĢarım, 20 yıl da ibadet ederim” demiĢ. Ama 19 yıl sonra ölmüĢ. ġeytan onu kandırmıĢ,
amelsiz göndermiĢ.
Böyleleri kıyamet gününde hesaba çekilince:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 39
Mustafa ÖSELMİŞ


“Beni Ģeytan aldattı” deyince, Allah:
“Ben seni uyarmadım mı? Aldanmasaydın,” diyecek.
ġeytan da diyecek ki: “Rabbim, ben onu azdırmadım. O kendisi derin bir sapıklık
içindeydi.” (Kaf:27)
*
*
*
Bazı insanlarda; Ģeytan istediğini yapar, istediğine istediği gibi zarar verir anlayıĢı
vardır.
ġeytan her istediğini yapamaz. Her istediğine zarar veremez. Allah Kur‟an‟da Ģöyle
buyurur:




“ġeytanın hilesi cidden zayıftır.” (Nisa:76)
“ġeytanın insanlara zorlayıcı gücü yoktur.” (Sebe:21)
“Kullarım üzerinde Ģeytanın hâkimiyeti yoktur. Ancak azgınlardan ona uyanlar
müstesna.” (Hıcır:42)
“Benim ihlâslı kullarım üzerinde Ģeytanın hiçbir ağırlığı olmayacaktır.” (Ġsra:65)
ġeytanın gücü kime yeter? Hâkimiyet kimdedir? Bunu da rabbim Ģöyle bildirir:



“Biz Ģeytanları inanmayanların dostları kıldık.” (A‟raf:27)
“Kim ibadetten yüz çevirirse, onun sıkıntılı bir hayatı olur.” (Taha:124)
“ġeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar günaha, iftiraya düĢkün
olanların üstüne iner.” (ġuara:221 222)
*
*
*
“Melekler Allah’ın oğlu-kızı” demek, güzel bir kadın için “Melek”, “Melek gibi”,
“Meleğim” demek, “Bilmem kimin melekleri” demek, meleklerle alay etmek doğru
değildir.
Meleklere iman Ementünün Ģartlarındandır.
Cenab-ı Allah, melekleri belirli görevler için yaratmıĢtır. Melekler insanları hayra
çağırır. Ġnsan için dua ederler, yapılan dualara amin derler.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 40
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‟an‟da meleklerin savaĢlarda Müslümanlara yardım ettikleri bildirilir. (Tevbe:205 Ali Ġmran:123 124 Enfal:12-9 Ahzap:9)
Ġnsanı koruyan melekler vardır. (Tevbe:26)
Kötü insanlara lanet eden meleklerde vardır.
Ġnsanın yaptığı her Ģeyi tespit eden melekler vardır. Düzgün bir Ģekilde meleklere iman
insanı rahatlatır, güven verir ve iyi Ģeyler yapmasına neden olur.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 41
Mustafa ÖSELMİŞ

KUR’AN-I KERĠM
Kur‟an, Cenab-ı Allah tarafından insanlara indirilmiĢ son kitaptır. Dini öğrenmek,
yaĢamak için birinci kaynaktır. Kur‟an, Müslümanlara dünya ve ahret saadetini tattırmak için
indirilmiĢtir.
Her Müslüman‟ın Kur‟an‟ı öğrenmesi, okuması ve hayatına taĢıması Ģarttır.
Müslüman’ın Kur’an’ı öğrenmeyi ihmal etmemesi gerekir. Yeryüzünde Kur‟an‟ı
ihmal eden, okumasını bilmeyen tek millet zannederim Müslüman Türk milletidir.
Altın yaldızlı Kur’an alıp, torbaya koyup duvara asan, O’nunla övündüğü halde
okumayanların sayısı az değildir.
Kur‟an‟ı okumasını öğrenip unutanlar az değildir. Kur‟an‟ı okumasını bilip
okumayanlar, Kur‟an‟la amel etmeyenler, çocuklarına Kur‟an‟ı öğretmeyenler, Kur‟an
kurslarına karĢı çıkanlar Müslüman olduklarını söyleyen kimselerdir.
BaĢkalarına Kur‟an öğretmek; en az öğrenmek kadar sevaplı bir iĢtir. Peygamber (as):
“En hayırlınız Kur‟an‟ı öğrenen ve öğretenlerinizdir,” buyurmuĢtur. (R.Salihin:339)
Bir hadiste de: “Kalbinde Kur‟an‟dan bir Ģey olmayan kimse harap bir ev gibidir,”
demiĢtir. (Tirmizi:5/3079)
Demek ki, Kur‟an öğrenmeyi savsaklamak büyük hatadır.
*
*
*
Kur’an’ı unutanların mahĢer günü cüzamlı olarak dirilecekleri haber verilmiĢtir.
Bir hadiste Ģöyle buyruluyor:

“Kur‟an okumasını bilen, onu terk eder veya okumayı unutursa, kıyamet günü cüzamlı
olarak Allah‟ın huzuruna çıkacaktır.” (Ebu Davut Vitrin:21)
Dikkatli olmak gerekir. Kur‟an‟daki: “Ey Rabbim, kavmim Kur‟an‟ı terk etti.”
(Furkan: 30) Ģikâyeti bizi içine almamalıdır.
Gerçekten Kur‟an‟a gönül verseydik, Kur‟an bize huzur verecekti. Kur‟an‟dan
uzaklaĢtıkça huzursuzluklar artmaktadır.
Hz. Ömer Müslüman olmadan: “EĢeğim Müslüman olsa ben Müslüman olmam”
diyordu. Okuduğu Kur‟an sayfaları onun gönlünü fethetti, Müslüman oldu, kurtuldu.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 42
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‟an; hakkı batıldan ayıran ve gönüllere huzur veren bir kitaptır. Kur‟an‟ı eline alanı
Kur‟an yüceltir. Arkasına alanı da alçaltır.
*
*
*
Tefsir ve tercüme okumamak, okunmasına karĢı çıkmak, Kur’an’ı anlamaktan
mahrum olmaktır.
Kur‟an ayetlerinin gerçek anlamının verilemeyeceği gerekçe gösterilerek, Kur‟an tefsiri
ve tercümesine karĢı çıkanlar oluyor.
Bazıları da Kur‟an okuyana: “Ne anladın?” diyerek Kur‟an‟dan soğutuyor. Bu iki
hareket misyoner oyunudur.
Okunmayacak, anlaĢılmayacaksa Kur‟an niçin inmiĢtir? Nasıl anlaĢılıp yaĢanacaktır?
Ġslam‟ı araĢtıran nasıl bilgi edinecektir?
Hıristiyanlar çeĢitli dillere çevirdikleri incili sağıra, köre kadar herkese sunuyor.
Allah Kur‟an‟da: “Biz sana Kur‟an‟ı indirdik ki insanlara ne indirildiğini açıklayasın,”
diyor. (Nahl:44)

“AnlaĢılması için Kur‟an‟ı kolay kıldık.” (Kamer:17) buyuruyor.
Kur‟an‟ın baĢka dillere çevrilmesi, Müslüman olanların sayısını arttırmaktadır.
Bütün mezhepler Kur‟an‟ın tefsir ve tercümesini caiz görür.
*
*
*
Kur’an’ı Arapça okumanın faydasının olmadığını söyleyenler oluyor.
Kur‟an Arapça inmiĢtir. Arapça; ibadet dilidir, cennet dilidir.
Kur‟an okunduğu zaman dinleyenler üzerinde büyük etki yapmakta, okuyana huzur
vermekte, Kur‟an bilmeyen yabancıyı bile etkilemekte ve Müslüman olmasına neden
olmaktadır.
Kur‟an‟ın lafzı da manası da Ģifadır.
Kur‟an hatmi yapmak, Peygamberimizin önemli bir sünnetidir.
Okuyan anlasa da anlamasa da Kur‟an‟ın faydası çoktur, sevabı boldur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 43
Mustafa ÖSELMİŞ
“Kur‟an yanlıĢ okunursa, günah olur” diyerek moral bozanlar oluyor.
Kur‟an‟ı yeni öğrenenler bu sözlere bakıp Kur‟an‟ı yanlıĢ okursam günah olur diyerek,
Kur‟an‟ı terk etmektedir.
Peygamberimiz: “YanlıĢ okuyanın yanlıĢını melekler düzeltir. Zorla kekeleyerek
okuyana iki kat sevap vardır,” buyurmuĢtur. (Ramuz el-Ehadis:57/13)
*
*
*
Kur’an’ı gazel okur gibi okuyanlar oluyor.
Kur‟an; anlaĢılmayacak Ģekilde hızlı okunmaz. Okurken duraklara, secde ayetlerine
dikkat edilmelidir.
Bağırıp çağırarak Ģov yapanlar oluyor.
Allah: “Kur‟an‟ı ağır ağır, tane tane oku” diye emrediyor. (Müzzemmil:4)
Kur‟an teganni yaparak, haddinden fazla uzatılarak okunmamalı, huĢu içinde
okunmalıdır.
*
*
*
Kur’an okumayı önemsememekle Müslüman çok Ģey kaybetmiĢ olur.
Allah: “Kur‟an‟dan yüz çevirenin geçimi dar olur.” (Taha:124)

“Kur‟an‟a sımsıkı sarılanların mükâfatını zayi etmeyiz.” (A‟raf:170)
Kur‟an okumak Allah‟la konuĢmaktır.
Kur‟an‟ı okumanın sevabını Peygamberimiz Ģöyle ifade eder: “Kur‟an okuyana her
harfi için on sevap verilir.” (R.Salihin: 1003)




“Kur‟an okuyunuz çünkü kıyamet gününde Kur‟an; okuyana Ģefaatçi olacaktır.”
(Müslim Misafirin:252)
“Evlerinizde çok Kur‟an okuyun, Kur‟an okunmayan evde hayır az, Ģer çok olur, ev
içindekileri sıkar.” (Ramuz el-Ehadis:80/10)
“Bir evde Kur‟an okununca melekler hazır olur, Ģeytan çekilir.” (Age:196/3)
“Kim Kur‟an‟ı önüne alırsa, Kur‟an onu cennete götürür. Kim de arkasına alırsa, oda
onu cehenneme götürür.” (Age:227/9)
Kur‟an‟daki faziletli sureleri Ģöyle sıralayabiliriz: Fatiha suresi, Ġhlâs suresi, Felâk-Nâs
sureleri, Mülk suresi, Bakara suresinin son iki ayeti, Yasin suresi, Ayete‟l Kürsi.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 44
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‟an okumaktan maksat, onunla amel etmektir. Faiz ayeti okunur, faiz yenirse,
tesettür ayeti okunur, örtünülmezse bu nasıl okumak olur.
Allah uyarıyor: “Mü‟minler, Allah‟ın ayetleri hatırlatıldığı zaman sağır ve kör gibi
davranmazlar ve ilgisiz kalmazlar.” (Furkan:73)
*
*
*
Kur’an’daki secde ayetlerini okuyup veya duyup secde yapmamak vacibin terki
olur.
Kur‟an‟da 14 yerde secde ayeti vardır. Secdeyi üç sebepten dolayı yaparız. Secde et
emrini yerine getiririz. Peygamberin secde ettiği bildirilir, biz de secde ederiz. Kâfirlerin
secde etmediği bildirilir, biz secde ederiz. Buna tilavet secdesi denir.
*
*
*
Kur’an’ı herkes elleyemez ve her zaman okuyamaz. Abdestsiz, âdetli, nifaslı
kimselerin Kur’an okuyabileceğini söyleyenler oluyor.
Allah Kur‟an‟da: “O‟na ancak temizlenenler dokunabilir.” (Vakıa:79) buyurur. Buna
göre:



Abdesti olmayan Kur‟an‟a dokunamaz.
Cünüp olan dokunamaz, okuyamaz, bakamaz.
Hayızlı, nifaslı dokunamaz, bakamaz, okuyamaz ancak dua ayetlerini okuyabilir ve
dinleyebilir.
*
*
*
Kur’an ücret karĢılığı okunmaz ve öğretilmez. Böyle yapan sevap değil günah
kazanır.
Ücretle okutulan Yasin ve hatmin pek faydası olmaz. Kur‟an okumasını bilmeyen üç
Ġhlâs, bir Fatiha okur ve bağıĢlar.
Kur‟an kursu öğretmeninin aldığı maaĢ helaldir. Kur‟an öğretiminin sonunda hesapta
olmayan hediye de ikram sayılır.
Cenab-ı Allah Kur‟an‟da: “Ayetlerimizi az bir karĢılık ile satmayın.” (Bakara:41) “Az
bir karĢılık ile ayetlerimizi değiĢtirenlerin yiyip de karınlarına doldurdukları ateĢten baĢka bir
Ģey değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuĢmaz. Onları temize çıkarmaz. Onlar için can
yakıcı bir azap vardır.” (Bakara:174) diyor.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 45
Mustafa ÖSELMİŞ
Kendisine vahiy geldiğini iddia eden, Nebilik, Resullük iddiasında bulunan sapıklar
olabiliyor. ġeytanın bile ĢaĢırdığı sözler söyleyebiliyorlar.
Vahiy Peygambere gelir. Ġslam Peygamberinin vefatı ile vahiy kesilmiĢtir. Ġddia
sahiplerine gelenler Ģeytanın fısıldamalarıdır.
Saff:7, En‟am:93, Bakara:79. Ayetler böylelerini yalanlar.
Böyle bir iddiada bulunmak iddia sahibini ve ona inananı küfre götürür.
*
*
*
Kur’an’a Ģifre kitabı diyenler oluyor.
Kur‟an‟da Ģifre yoktur. Peygamber (as) O‟nu bize açıklamıĢtır. Hadisler Kur‟an‟ın
açıklamasıdır.
Kur‟an‟ı anlaĢılmaz, herkesin anlayamayacağı, ulaĢılmaz bir kitap gibi gösterme
gayretleri oluyor.
*
*
*
Kur’an yemin kitabı değildir. “Kur’an’a el basar mısın? Kur’an üzerine yemin et,”
deniliyor.
Kur‟an yemin kitabı olmadığı gibi, dünyalık iĢ ve çıkarlara alet edilmez.
Bazıları Kur‟an‟ın arkasına sığınarak yalanını ve kötülüklerini gizlemeye çalıĢıyor.
Kur‟an‟a el basarak, “Kur‟an‟a inanmamıĢ olayım” diyerek yemin edilmez.
Hz. Peygamber: “Kim Kur‟an‟dan bir sure üzerine yemin ederse, ona her ayet için bir
kefaret lazım gelir. Ġster doğru, ister yalan söylesin.” (Ramuz:417/10) buyuruyor.
*
*
*
EĢya üzerine, elbiseye, yastık, yatak kılıflarına seccadeye, rozete, yüzüğe, tespihe,
kaplara ayet, besmele, Allah, Muhammed yazıldığı oluyor. Bu son derece yanlıĢtır. Böyle
bir eĢya kullanılmaz. Onunla yatılmaz, tuvalete girilmez.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 46
Mustafa ÖSELMİŞ
“Kur’an’ın muhatabı Araplardır, bize inmemiĢtir,” diyenler oluyor.
Peygamber (as) herhangi bir millete, topluluğa gelmemiĢtir. O son Peygamber olarak
bütün insanlığa gelmiĢtir. Kur‟an‟da bütün insanlığa hitap eder. Zaman zaman “Ey insanlar!”
der.
Kur‟an‟ın Arapça inmesi, Araplara indiği anlamına gelmez. Emirler yasaklar herkes
içindir.
*
*
*
Kur’an’a baĢka bir sözün karıĢtığı iddiası kafa karıĢtırmak içindir.
Kur‟an Allah kelamıdır. O‟na baĢka söz karıĢmamıĢtır. Allah Kur‟an‟da Ģöyle diyor:



“Kur‟an, kâhin sözü değildir.” (Hakka:42)
“Kur‟an, Ģeytan sözü değildir.” (Tekvir:25)
“Kur‟an, âlemlerin rabbi Allah tarafından indirilmiĢtir.” (Hakka:43)
Böyle iddialar Ġslam, Kur‟an düĢmanlığındandır.
*
*
*
“O, o zamandı, aradan 1400 yıl geçti, Kur’an’ın hükmü kalmamıĢtır”
diyebiliyorlar.
Kur‟an çağlar üstü bir kitaptır. Ġlmin, medeniyetin geliĢmesi ile hükmü geçmez. Son
yıllarda bazı Müslüman olan yabancılar: “Kur‟an‟la hayat buldum”, “Kur‟an‟la dirildim”
itiraflarında bulunmuĢlardır.
Kur‟an son kitaptır. Hükmü kıyamete kadar geçerlidir. Kur‟an‟în hükmü zamana,
mekâna ve Ģartlara göre değiĢmez. Kur‟an‟da:

“Allah‟ın kelamını değiĢtirecek kimse yoktur.” (En‟am:34-115) diye bildirilir.
Ġnsanlık her zaman Kur‟an‟a muhtaçtır. Kur‟an‟da her devirde insanlığın ihtiyacına
cevap verebilecek niteliktedir.
*
*
*
Kur’an ve mealini hediye ettiğim bir komĢum; “Evim ara katta, üst katta insanlar
var” diyerek almak istemedi.
Evler ayrı bölümlerdir. Kur‟an ara katlara giremeyecek, oradan oraya taĢınamayacak
olsa, Kur‟an‟ı nasıl öğreneceğiz? Kur‟an‟daki mesajları nasıl öğreneceğiz?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 47
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‟an‟a saygı bu değildir. Bazı yıkıcı sözlere saf insanımız kanıveriyor. Peygamber (as)
Ģöyle buyurur:


“Evlerinizde Kur‟an okuyun, Kur‟an okunmayan evde hayır az, Ģer çok olur ve ev
içindekileri sıkar.” (Ramuz el-Ehadis:80/10)
“Kur‟an Ģefaatçidir. ġefaati makbuldür. Kendisine uymayanlara ise hasım olarak
karĢısına çıkacaktır. Kim ki Kur‟an‟ı önüne alırsa, Kur‟an onu cennete götürür. Kim ki
arkasına alır, sırt çevirirse onu da cehenneme sürükler.” (Age:227/9)
Cenab-ı Allah Kur‟an‟â saygıyı Ģöyle emrediyor:

“Kur‟an okununca onu saygı ile dinleyin ve susun ki size rahmet edilsin.” (A‟raf:204)
*
*
*
Genel olarak Kur’an’a yapılan saygısızlıklar tepki görmüyor.
Kur‟an karĢıtı olana Kur‟an‟ı anlatmak, tanıtmak her Müslümanın görevidir. Allah‟ın
hidayet etmediği kimseye de bir tavrımız olmamalıdır. Sessiz kalınır, bir tepki gösterilmezse,
vebal altında kalınır.
Kur‟an‟a karĢı olanlara Allah Ģöyle davranmamızı istiyor:


“Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuĢmaya dalanları gördüğünde, onlar baĢka bir
söze geçinceye kadar oradan uzak dur. Eğer Ģeytan sana unutturursa, hatırladıktan
sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma!” (En‟am:68)
“Allah‟ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini iĢittiğiniz zaman, tövbe
edip dönmedikleri müddetçe o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi
olursunuz.” (Nisa:140)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 48
Mustafa ÖSELMİŞ

KAZA – KADER – TEVEKKÜL
Dinde insan doğruyu bilmez ve dosdoğru inanmazsa sapıtıverir.
ĠĢine gelmedi mi, kaderi zalim ilan edip, kendi akılını, iradesini unutur.
Ġstemediği bir Ģey olunca, “Kötü kader”, “Kara talih” der.
Ġnsan bile bile yapar yapar; “Alın yazısı” der. Suçu üzerinden atar.
Tedbir almaz, çalıĢmaz, “Kader” deyip yatar. Uyarılınca “Tevekkel Allah” der.
Ġnsan kolay kolay suçunu kabul etmez. Suçlu daima baĢkasıdır.
Allah Ģöyle uyarır:


“BaĢınıza gelen musibet, kendi ellerinizle iĢledikleriniz yüzündendir.“ (ġura:30)
“Kim iyi iĢ yaparsa, kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhinedir.”
(Fussılat:46)
Kısaca bilinmesi gereken Ģudur: Cenab-ı Allah iyi, kötü her Ģeyi yaratır. Kulunu
verdiği akıl ve iradeyle baĢ baĢa bırakır. Kul istediğini tercih eder. Allah‟ın verdiği gücü
istediği yönde kullanır.
*
*
*
Ġnsan iĢlerinden, olanlardan sanki sorumlu değilmiĢ gibi düĢünülüyor.
Ġnsan yaptıklarını kendi istek ve iradesiyle yapmaktadır. Bunun için yaptıklarından
sorumludur. Kötülük yapıp da cezasını çekerken kendini kader kurbanı ilan edemez.
Ġnsan yaptığı iyi bir iĢ için sonucuna bakıp “Ġyi ki böyle yapmıĢım!” demiyor mu?
Olmayan bir Ģey için de “KeĢke Ģöyle yapsaydım!” demiyor mu? Bu insanın hür iradesinin
ispatı değil midir?
Allah kötülüğü emretmez. Çünkü kötülüğe razı değildir. Bu konuda zorlaması da olmaz.
Ġnsan nereye yönelirse, oraya gider. Tıpkı asansörde hangi düğmeye basarsa oraya
gideceği gibi.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 49
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsan, iĢler düzgün, menfaatine uygun giderse kendisinden biliyor. Eğer iĢler ters
giderse, sonuçtan hoĢlanmazsa kötü kader oluyor. “Ne yapalım Allah böyle yazmıĢ” diyor.
*
*
*
Allah’ın zorlaması ile kader kurbanı olduklarını düĢünenler oluyor.
Mesela; suçu iĢlemiĢ mahkeme suçlu bulup hapse atmıĢ, bunlara kadar kurbanları
deniyor. Sanki onların suçu yok, öyle takdir edilmiĢ, alın yazıları öyle yazılmıĢ.
Allah kullarını yaratırken iyilikte de, kötülükte de, imanda da, küfürde de boĢ olarak
yaratmıĢtır. Mesela; Ģeytanı Allah kötü olarak yaratmamıĢ; Ģeytan isyan ettiği için kötü
olmuĢtur. Ġnsanları da cennetlik, cehennemlik olarak yaratmamıĢtır. Ġnsanın hem cennette hem
de cehennemde yeri vardır. Nereyi arzular, neresi için çalıĢırsa oraya gider.
Atalarımız: “Arayan mevlasını bulur, arayan da belasını bulur” demiĢlerdir.
Eğer kaderde bir zorlama olsaydı kul; “Allah‟ım beni niye kötü olacak, kötülük yapacak
diye yazdın? Beni cezalandıramazsın,” derdi.
Kur‟an‟da: “Allah kulun küfrüne razı olmaz.” (Zümer:7)


“Allah kötülüğü emretmez.” (A‟raf:28)
“Sana gelen kötülük kendindendir.” (Nisa:79) buyuruyor ve kulun iĢlerinde hür
olduğunu bildiriyor.
*
*
*
“Kader böyleymiĢ” deyip oturan felaketi bekleyen sonra da “Allah’tan geldi, ne
yapayım” diyenler oluyor.
Evet; Allah‟tan geldi, ama o kiĢi istedi de öyle geldi.
Takdire tedbir gerekir. Kur‟an‟da: “Ey iman edenler! Tedbirinizi alın.” (Nisa:71) “Kendi
elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” (Bakara:195) buyrulmuĢtur.
Peygamber (as) karantina uygulamıĢtır. “Ey Allah‟ın kulları, tedavi olun,” buyurmuĢtur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 50
Mustafa ÖSELMİŞ
Kul isterse kaderi değiĢtirir. Bir hadiste: “Dua kaderi değiĢtirir.” (Ramuz elEhadis:486/11)
“Sadaka kaza ve belayı defeder,” buyurur.

Kâfir, iman ederse kaderi değiĢir.
Ġnsan intihar ederse, ölümün Ģekli değiĢir.
Peygamberimiz yıkılacak olan duvarın yanından hızlıca geçmiĢtir.
Hz. Ömer (ra) Ģöyle dua etmiĢtir: “Allah‟ım eğer adımı Ģakiler arasında yazdıysan sil.
Eğer saidler (iyiler) arasında yazdıysan sabit kıl.”
Ġnsan çalıĢmazsa rızkından mahrum olur. Öğrenci çalıĢmazsa baĢarılı olamaz.
*
*
*
ÇalıĢma yok, tedbir yok iĢleri Allah’a havale edip “tevekkel-Allah” denirse yanlıĢ
olur.
Gerçek tevekkül bu değildir. ĠĢini eksik yapan, “Bana bir Ģey olmaz,” diyerek tedbir
almayan, tevekkül etmiĢ olmaz.
Atalarımız: “Yuvasında uyuklayan kuĢu Allah doyurmaz,” demiĢlerdir. Her Ģey bir
sebebe bağlıdır.
Tevekkül, her sebebe sarılıp, iĢini tam yaptıktan sonra Allah‟a güvenip dayanmaktır.
Peygamber (as); devesini bırakıverip camiye giren adama:



“Deveni ne yaptın?” diye sorar. Adam:
“Allah‟a havale ettim,” der. Bunun üzerine Peygamber (as):
“Deveni sağlam kazığa bağla, ondan sonra tevekkül et,” demiĢtir. (Tirmizi,
Kıyamet:60)
Bir güzel örnek de Ģöyle:
Hz. Ömer tembel tembel oturanlara sorar:


“Siz ne yapıyorsunuz?”
“Biz tevekkül edenleriz,” dediler. Hz. Ömer:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 51
Mustafa ÖSELMİŞ

“Siz mütevekkiller değil, tembellersiniz. Bilin ki, ne gökten altın yağar, ne de gümüĢ,”
demiĢ. Onların dağılmalarını istemiĢtir.
Tevekkül inancı, tembelliğe ve miskinliğe pirim veren bir anlayıĢ değildir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 52
Mustafa ÖSELMİŞ
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ĠSLAM

ĠSLAM VE TERÖR
Ġslam insanları hem dünyada hem de ahrette huzura kavuĢturmak için inmiĢtir.
Allah Kur‟an‟da, Ġslam‟ın hayat veren davetlerine uyulmasını istemektedir. Ġnanılırsa
Ġslam, küfür bataklığındaki insanı bile temizler. Mesela hicret sonrasında biri Peygamber
(as)‟a:


“Günahlarım affedilirse bende Müslüman olacağım” der. Peygamber (as) ona Ģu
cevabı verir:
“Sen bilmez misin Ġslam önceki günahları yok eder”
Ġslam, daralan, bunalan, korkan insan için tek sığınaktır. Ġnsana güç verir, ümit
kaynağı olur. Ġnsanı hayata bağlar. Ġnsanın kendini öldürmesini, baĢkasının malına, canına,
namusuna zarar vermesini önler.
Ġslam‟da hayat kutsaldır. Ġnsan yaĢayacak ve yaĢatacaktır.
*
*
*
Tepesi atan; “Öldürürüm, gebertirim, asarım, keserim” deyip ayağa kalkıveriyor.
Ġslam kabalığı, Ģiddeti, cinayeti asla hoĢ görmez. Bir insanın incitilmesine bile asla razı
olmaz. Gönül kırmayı, Kâbe yıkmakla eĢdeğerde görür.
Bozgunculuk, fitne çıkarmak Ġslam‟da büyük suçtur. Kur‟an‟da: “Fitne çıkarmak adam
öldürmekten beterdir,” buyrulur. (Bakara:191)
SavaĢta bile Peygamber (as) kadınların, çocukların, ihtiyarların, ilim adamlarının
öldürülmesini yasaklamıĢtır.
Ġslam dini adam öldürmeyi ne sebeple olursa olsun yasaklamıĢtır. Cenab-ı Allah
Kur‟an‟da Ģöyle buyurur:

“YanlıĢlıkla olması dıĢında bir mü‟minin bir mü‟mini öldürmeye hakkı yoktur.”
(Nisa:92)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 53
Mustafa ÖSELMİŞ

“Kim bir mü‟mini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir.
Allah ona gazap etmiĢ, onu lanetlemiĢ ve onun için büyük bir azap hazırlamıĢtır.”
(Nisa:93)
Nisa suresinin 94. ayetinde de, düĢünce ve inançlarından dolayı da insanların
öldürülmesi yasaklanmıĢtır.

“Kim bir cana haksız yere kıyarsa, bütün insanları öldürmüĢ gibi olur. Kim de bir canı
kurtarırsa, bütün insanları kurtarmıĢ olur.” (Maida:32)
Peygamberimiz Ģöyle buyurur:


“Bir mü‟minin öldürülmesi, Allah‟ın indinde dünyanın yıkılmasından daha büyüktür.”
(Ramuz el-Ehadis:333/4)
“Bütün yer gök ehli bir mü‟minin kanında ortak olsa, Allah onların hepsini yüzükoyun
cehenneme atar.” (Age:355/3)
*
*
*
Ġslam düĢmanları tarafından Ġslam, terör dini olarak gösterilmeye çalıĢılıyor.
Bu iddia, Ġslam‟ın önünü kesmek ve Müslüman olanların sayısını azaltmak için bir
gayretin ifadesidir. Bizde de Müslümanları incitmek için bazı basın- yayın organları da ısrarla
terörle Ġslam‟ı, Müslümanı yan yana kullanmaktadır.
Ġslam‟da terör olmaz. Çünkü Ġslam, kalp kırmayı bile yasaklar. Gönül almayı, gönülleri
hoĢ tutmayı emreder. “Kendisi için istediğini, baĢkası için de istemedikçe gerçek Müslüman
olamazsınız” der. (Buhari, Ġman:10)
Ġslam terörü değil kardeĢliği emreder. Ġnsanlara Ģefkat ve merhametle davranmayı
emreder.
*
*
*
Bazı çevrelerde Ġslam’a, Müslüman’a karĢı olma modası var. Çağ dıĢılık ve orta çağ
karanlığı çamuru atılıyor.
Bunun bazı sebepleri var. Mesela:




“Ġnsan bilmediğinin düĢmanıdır,” derler. Bilgisizlik, tanımama…
Ġslam‟ın noksan oluĢu değil, akıl dıĢı oluĢu değil, iĢlerine gelmemesi
Bir diğer sebep de; Müslüman Kur‟an eksenli bir hayat yaĢamıyor. Ġslam‟ı temsil
etmiyor. Suç Ġslam‟ın gibi görülüyor.
Ġslam‟a düĢman olanların Ġslam‟ın emir ve yasaklarının hoĢlarına gitmemesidir.
Mesela; Ġslam‟ın emirlerini yerine getiremiyorlar. Ġslam‟ın yasakları ise günlük
hayatlarının önemli parçaları olmuĢ, zevklerinden, alıĢkanlıklarından vazgeçemiyorlar,
ondan. Ġnançsızın, ahlaksızın dini imanı olmaz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 54
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Bazı konularda Ġslam’dan faydalanma yoluna gidilmiyor.
Ġslam hoĢgörü ve kardeĢlik dini, Ģiddetin de ilacıdır. Onun için insanın ölüsü de dirisi de
dine muhtaçtır. Ġnsan doğar, sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet… Ġnsan ölür, cenaze
kalkacak sela, namaz, dua, mevlit…








Enflasyonu düĢüreceğiz; israf-tasarruf hutbeleri, vaazlar…
Yolsuzluğu önleyeceğiz; yardım, sosyal görevler…
Birlik beraberliği sağlayacağız; hoca efendiler…
Ahlaksızlığı önleyeceğiz; Allah, Peygamber…
AĠDS‟i önleyeceğiz; Kur‟an, yasaklar…
Vergi toplayacağız; ahlak, dürüstlük…
Adaleti sağlayacağız; sevgi, kardeĢlik, rüĢvet gibi konular cumanın konuları…
Vatanı savunacağız; Ģehitlik, gazilik, “Allah Allah”…
Sonra bunların hepsi unutuluyor; her Ģey kâğıtta ve sözde kalıyor. Vermek istenilen
Ģeyin eğitimini, öğretimini yapmıyoruz.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 55
Mustafa ÖSELMİŞ

ĠSLAM’I ÖĞRENMEK
Diğer konularda olduğu gibi bu konu da pek ciddiye alınmıyor. Bir problem odlumu,
soruveririm diye düĢünülüyor. Tabi din bilinmeden doğru yaĢanmıyor.
Televizyon programlarında bazı yanlıĢ, itikadı bozuk insanlar dinleniyor. Bu da Ġslam
imajını zedeleyen sonuçlar doğuruyor. YanlıĢ yapan kiĢi ve grupların içine düĢülüyor.
Öncelikle din doğru kiĢi ve kaynaktan öğrenilmelidir. Böyle olmadığı için Müslümanların
problemleri yanlıĢ bilgi ve yanlıĢ Ġslam anlayıĢından doğuyor.
Ġslam‟ı öğrenmeden Allah‟ın ve Peygamberimizin emirlerini doğru bir Ģekilde yerine
getirmek düĢünülemez. Bilgi sahibi yanlıĢ yapmaz, günaha girmez. Bilmeyen Ģeytanın
tuzağına düĢer durur.
Peygamber (as) Ģöyle buyuruyor:

“Âlimin günahı bir günahtır, cahilin günahı iki günahtır. Âlim, günaha düĢtüğü için
azap olunur. Cahil ise hem günaha düĢtüğü için, hem de öğrenmediği için azap
olunur.” (Ramuz el-Ehadis:286/8) buyurarak dinini öğrenmeyenin iki suç birden
iĢlediğini bildirmiĢtir.
*
*
*
Ha Muhammed, ha Ġsa, ha Ġslam, ha Hıristiyanlık denebiliyor.
Bazen de “Ateist, Satanist olacağına Hıristiyan olsun,” deniyor.
Bu sözlere karĢı çıkınca: “Bunlar Hıristiyanlığın propagandası” denilince “Sen dininin
propagandasını yapıyorsun ya, tabi ki onlar da yapacak” cevabı veriliyor.
Böylece misyonerler, gençleri ve dini bilgisi zayıf kimseleri, Ġslam‟dan koparıp
Hıristiyan yapmaya çalıĢıyor. Biz gençlere dinlerini anlatmadığımız için Ġslam‟ı karalayıp
kendi dinlerini telkin ediyorlar. “Ġsa‟da Allah‟ın peygamberi, biraz da ona uysak ne olur?”
diyorlar.
Ġslam son dindir. Hıristiyanlık bozulduğu için Allah Ġslam‟ı son din olarak
göndermiĢtir.
Kur‟an‟da Ģöyle bildirilir:



“Ġnsanları; Allah‟a çağıran, iyi iĢ yapan ve „Ben Müslüman‟ım!‟ diyenden kimin sözü
daha güzledir?” (Fussılat:33)
“Sizin için din olarak Ġslam‟ı seçtim.” (Maida:3)
“Allah nezdinde hak din Ġslam‟dır.” (Al-i Ġmran:85)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 56
Mustafa ÖSELMİŞ


“Kim Ġslam‟dan baĢka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden böyle bir din asla kabul
edilmeyecek ve o ahrette zarar göreceklerden olacaktır.” (Al-i Ġmran:85)
“Size Müslüman adını koydum.” (Hac:78)
Yani Allah Ġslam‟dan baĢka bir dine razı değildir.
*
*
*
“Kur’an’da yoksa dinde yoktur,” demek; Ġslam’ın bütünlüğünü bozup, Kur’an’ı
anlaĢılmaz, eriĢilmez hale getirmek kasıtlı yapılan yanlıĢlıklardandır.
“Rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz,” denmiĢtir. Onun için herkes
dinlenmez, herkesin peĢinden gidilmez.
Her Ģey Kur‟an‟da yoktur. Hz. Ömer‟e bir grup yeni Müslüman olmuĢ kiĢiler gelip:


“Biz namaz kılacaktık, Kur‟an‟da bulamadık,” derler. Hz. Ömer‟de:
“Tabi bulamazsınız, onu bize Peygamberimiz öğretti,” der. Onlara namazı öğretir.
Bunlar Peygamberi ve sünnetini devreden çıkarıp, sünnetsiz, fıkıhsız Ġslam isteyen,
kafalarına göre tefsir, tercüme ile Ġslam‟ı yeniden yorumlamak niyetinde olan insanlardır. Ki
bunlar Kur‟an tarafları kimseler değildir. GeçmiĢte:





“Kur‟an, Allah kelamı değildir. O‟nu Muhammed uydurdu” dediler.
“Kur‟an‟a Ģeytan sözü karıĢtı” dediler.
“Bize Kur‟an yeter” diye ortaya çıkanlar oldu.
“Tefsir, tercüme okunmaz. Çünkü Allah‟ın ne kastettiğini bilemeyiz,” diyenlere karĢı:
“Manasını anlamadan Kur‟an okunmaz,” diyenlerdir.
*
*
*
“Cahil cesur olur” derler. Dini konularda haddini bilmeyip bol keseden atanlar
oluyor.
Adam hiç Ġslam‟ı eğitim görmemiĢ: “Ben Kur‟an tercümesini okuyorum, arkadaĢlara
dinlerini öğretiyorum” diyor. Dini konularda fetva veriyor. “Bana göre, aklıma göre, böyle”
diyor. Bir ara: “Muhammed, Arapların Peygamberidir. Türkiye Müslümanlığı olmalıdır”
deyip Kur‟an‟a da dil uzatılmıĢtır. “Kur‟an‟ın her ayetine ihtiyaç yoktur. Onun için Kur‟an‟da
reform yapılmalıdır,” diyorlardı.
Hani ne derler: “Yarım doktor candan eder, yarım hoca dinden eder.”
Din tartıĢılmaz. Dinde herkes söz söyleyemez. O din âlimlerine bırakılmalıdır.
Atalarımız: “Bilmeden konuĢan insan, niĢan almadan ateĢ eden avcıya benzer”
demiĢlerdir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 57
Mustafa ÖSELMİŞ
Bunların bir kısmı bilmezlikten kaynaklanıyorken, bir kısmı da ideolojiktir. Dine zarar
vermek isteyenlerin gayretidir.
*
*
*
Geriliğimizin sebebini Ġslam olarak gösterme gayreti sürüp gidiyor.
Ziya paĢanın dediği gibi:
“Ġslam imiĢ devlete payende-i terakki,
evvel yoğ idi iĢ bu rivayet yeni çıktı.”
Eğer dinimiz gece gündüz çalıĢmayı emretmese, alın terini kutsal saymasa, bir lokma
bir hırka yeter dese, tembelliği hoĢ görse, “Din bizi geri bıraktı” dense yeridir.
Biz üç kıtaya hükmettiğimiz zaman dinimiz aynı değil miydi? O zaman daha dindar
değimliydik? Ne oldu bize? Olan Ģu; ne zaman dini bıraktık, iĢte o zaman iĢ tersine döndü.
Bizim bugünkü geriliğimiz, dindeki geriliğimizdendir. Yani özümüzden kopup taklitçilik ve
Ģekilcilik içine girmemizdendir.
Bundan baĢka olmayacak konularla uğraĢmamızdır. ġapka giymedi diye din âlimlerini
asmamız, duvarlardan, çeĢmelerden besmeleleri kazımamızdır. “Allah‟ı sultanla beraber
tahttan indirdik” dememizdir.
Allah‟sız nereye kadar gidilir?...
*
*
*
Dini yok saymak, ihtiyaç duymamak toplumları milletleri periĢan etmiĢtir.
Peygamber (as) gördüğü eziyetler karĢısında beddua etmesi istenince: “Ya Rabbi!
Bunları affet, bilmiyorlar” demiĢ, beddua etmemiĢtir.
Zaman zaman kahrolsun Ģeriat diyenler oluyor. ġeriat dindir, dinin hükümleridir. Bugün
bir Yahudi, bir Hıristiyan dini için kahrolsun demez. Çünkü dini lanetlemek Allah‟a kadar
gider.
Din toplumların kimliğini ve ömrünü tayin eder. Toplumlar yok edilebilir, ama din yok
edilmez. Mesela Rusya; asırlarca uğraĢtı yok edemedi. ġimdi Ġmam Hatip Okulu açıyor.
Baskı hep inanların sayısını arttırmıĢtır. Avrupa‟daki Ġslam karĢıtlarının tutumu,
Müslüman olanların sayısını arttırmaktadır.
Din insanlar için lazımdır ve lüzumludur. Ġnsanlık tarihine hükmeden en büyük kuvvet
dindir. Yeryüzünde dinsiz millet yaĢamamıĢtır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 58
Mustafa ÖSELMİŞ
Bizde de dine cephe alan, saldıran partiler hep küçülmüĢtür.
*
*
*
ZorlaĢtırmayı seviyoruz. KolaylaĢtırma, insan kazanma yoluna gidilmiyor,
güçleĢtiriyoruz. Yapıcı olma yerine yıkıyoruz. Düzeltme yerine tenkit edip, bozup,
dağıtıyoruz. Bunlar yanlıĢ Ģeyler.
Kolaylık dini olan Ġslam‟ı baskı ve dayatma dini olarak gösterenlere itibar etmemek
gerekir. Ġslam‟da zorluk yoktur, zorlama yoktur.
Allah: “Dinde zorlama yoktur.” (Bakar:256) buyuruyor.
Peygamber (as)‟da: “KolaylaĢtırınız,
ettirmeyiniz.” (R.Salihin:640)


güçleĢtirmeyiniz,
müjdeleyiniz,
nefret
“Dini iĢlerde aĢırı inceleyip, sıkı dokuyanlar helak oldular.” (R.Salihin:144)
“Sizden biriniz imam olduğunda hafif kıldırsın. Çünkü içlerinde zayıf, yaĢlı ve ihtiyar
olan vardır.” (Age:226) buyurur.
Ġslam zorluk, güçlük istemez. Onu zorlaĢtırmamalıyız.
*
*
*
Ġslam’ın emirlerini yapılamaz gören ve gösterenler genellikle, Ġslam’ı bilmeyen
kimselerdir. Bunlar “Günde beĢ vakit namaz nasıl kılınır? Bir ay oruç nasıl tutulur?” gibi
ifadeler kullanıyor. Sadaka, zekât vermeyi düĢünemiyorlar. “Bir sürü para verip hacca mı
gidilir?” diyorlar. Hâlbuki sık sık Avrupa yolculuğuna çıkıyorlar. Kumar oynayıp, eğlenip
geliyorlar.
Allah: “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.” (Bakara:185)

“Allah herkesi ancak gücünün yettiği ölçüde sorumlu tutar.” (Bakara:286) buyuruyor.
Dinde gücü, imkânı olmayana emir yoktur. Ġslam‟da yapılamayacak bir emir de
yoktur. Yasak da yoktur. Mazereti olan birçok ibadetten sorumlu değildir. Mali durumu
olmayan Kurban kesmez, hacca gitmez. Bir insan namazı nasıl kılabiliyorsa öyle kılar. Yerine
göre namazı bile düĢüren özürler vardır. Cuma namazını bile düĢüren özürler vardır. Din
fakire zekat ver demiyor.
Ġslam‟da “Yapamıyorum” diye bir mazeret olamaz. Ayakta namaz kılamayan, oturarak
kılar, yatarak kılar hatta göz ucu ile kılar.
Bugün Allah‟ın yasaklarından hangisini insan terk edemez? Hangi alıĢkanlığını
bırakamaz?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 59
Mustafa ÖSELMİŞ
Aslında zor olan, ibadet etmek değil, etmemektir. Zor olan iyi olmak değil, iyi
olamamaktır.
*
*
*
“Allah, Peygamber kolaylığı emrediyor” deyip dini kolaylaĢtırmaya çalıĢmak; dine
yapılan bir müdahaledir. Önceki dinler, yapılan müdahalelerle bozulmuĢtur. Bizim dine
müdahale hakkımız yoktur. Ya inanır yaĢarsın, ya da inanmazsın, asla zorlama olmaz.
Ġslam‟da kolaylaĢtırma emredilmiĢ, zorlaĢtırma yasaklanmıĢtır. Peygamber (as) Ģöyle
buyurur:

“Kolaylık gösterin, güçlük göstermeyin, müjdeleyin, ürkütmeyin, öfkelendiğiniz
zaman susun.” (Ramuz el-Ehadis:510/6)
Hz. AiĢe (ra) Ģöyle der:



“Allah Resulü, iki durumdan birini seçmek durumunda kalırsa dine aykırı değilse,
mutlaka kolay olanı seçerdi.” (Buhari, Edep:80)
“Rasulallah bir yere görevli gönderdiği zaman namazı hafif kıldır, hutbeyi kısa ve
sözü az et,” derdi. (Ramuz el-Ehadis:528/6)
“Cehennem kendine, kendi cehenneme haram olanı size bildireyim mi?” Sahabe:
“Evet” deyince, Rasulallah: “Cehennem her yumuĢak huylu, uysal, sakin ve kolaylık
gösterenlere haramdır,” buyurur. (Seçme Hadisler:64/84)
Dinde gereken kolaylığı Allah göstermiĢ, Peygamberimiz tavsiye etmiĢtir.
“Biz kolaylaĢtıralım da yapan çok olsun” deme hakkına sahip değiliz. ĠĢ ciddiyetten
çıkar, sululuklar, keyfilikler baĢlar.
*
*
*
TV hastasıyız, TV’yi açtığımız müddetçe kitap açamıyoruz.
Kitap okuma kampanyaları düzenleniyor göstermelik. Kampanya açıldığı günde ve
açıldığı yerde kalıyor. Böyle olunca okuma alıĢkanlığını aĢılayamıyoruz.
Gençlere faydasız, zaman kaybına sebep olabilecek bazı kitaplar dağıtılmakla kampanya
olmaz.
“Oku!” deniyor. Ne okuyacaksın? Her Ģey yenilir, içilir mi? Mide kirliliği olur. Bazı
ideolojik kitaplarda beyin ve düĢünce kirliliği oluĢturuyor.
Cebrail (as):

“Oku!” dedi.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 60
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (as):


“Ne okuyayım?” diye sordu.
“Rabbinin adı ile oku!” cevabını aldı.
Gönül gözü ile önce insan kendini okumalı, sonra kainatı okumalı, daha sonra hayat
defterini okumalı ki, okumaktan gaye hasıl olsun.
*
*
*
Okuma özürlüsüyüz. Okuma olmayınca düĢünme de olmuyor.
Dünya okuyor, biz okumuyoruz. Herkes kitap okurken, gazete, dergi okurken biz ne
yapıyoruz? Biz de okuyoruz. Ama kitap değil, biz niyet okuyoruz. Kitabı kapağından
okuyoruz.
Kitapsız hayat zevk vermiyor. Ġnsanın kitaba ihtiyacı olmasaydı Cenab-ı Allah insanlara
kitaplar göndermezdi. “Oku!” diye emretmezdi. “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”
(Zümer:9) diye sormazdı.
Ġslam‟da ilim öğrenmek farzdır. BeĢikten mezara öğrenilecektir.
Okuma denince sadece öğrencilerin okuması akla geliyor. Herkes okuyacak, büyükler
daha çok okuyacak. Kitap uzatılınca “Bizde çok kitap var” deniyor. “Hangi kitapları
okudun?” sorusuna cevap bulamıyor. Kutsal kitabını okumayan milyonlar var.
Kıraathaneler kahve oldu, kumarhane oldu. Evlerde kitap dolapları kalktı, yerine
heykeller kondu.
“Çocuklarım kitap okumuyor” diye Ģikâyet eden babaya “Evinde kaç kitap var?” diye
sordum. Bana “ġu kitaplar var” diyemedi. Ana babayı okurken görmeyen evlat okur mu?
Her evde kitaplık ve kitaplar olmalıdır. Okuma saati olmalıdır. Kitaplar hediye
edilmelidir. Kitaplar okunduktan sonra baĢkalarına verilmeli, böylece okuma alıĢkanlığı
yaygınlaĢtırılmalıdır.
*
*
*
Yeme içmedeki hassasiyeti aynen okumada da göstermiyoruz. Ne yediğimiz kadar ne
okuduğumuz da önemlidir. Çocukların, gençlerin ne okuduğu önemlidir.
Bir Ģeyi doğru okumak, doğru öğrenmek ve doğru yaĢamak çok önemlidir. Bugün öyle
dergi, öyle gazete ve kitaplar var ki; bunların okunmasından okunmaması daha uygundur diye
düĢünüyorum. Çünkü birçok gencin beyni kitapla yıkanıyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 61
Mustafa ÖSELMİŞ
Faydasız bilgiler edinen, kötü yönde kullanacaktır. “Ġnsanların kötüsü, âlimlerin
kötüsüdür,” derler. Cahil insanın verdiği, vereceği zarar, bilgili, bilgisini kötü yönde kullanan
insanın vereceği zarar gibi olmaz.
*
*
*
Din çıkara göre, menfaate göre yorumlanmaz. Dinin yorumunu Peygamber
yapmıĢtır.
Dinde hüküm koyma yetkisi Allah‟a ve Peygambere aittir. Kuralları Allah koymuĢtur.
Biz dini tartıĢamayız, dindeki hükümleri değiĢtiremeyiz.
Allah soruyor: “Yoksa onların Allah‟ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı
var?” (ġura:21)
Dinde herkesin konuĢma hakkı yoktur. Din nefsimizi okĢasın, yediğimize içtiğimize
karıĢmasın, hayatımıza müdahale etmesin, istediğimiz gibi yaĢayalım istiyoruz.
“Ilımlı Ġslam”, “Türkiye Müslümanlığı”, “Modern Ġslam”… Ġslam‟ın ılımlısı,
Türkçesi, moderni olmaz. Yeni din, yeni Ġslam icat edemeyiz. ,
Kur‟an‟da: “”Kimsenin kendine göre din seçme hakkı yoktur,” buyruluyor.
(Ahzap:36)
Atalarımız: “Çürük baklanın kör alıcısı olur,” demiĢlerdir. Din alıp satanlar, dinde ehil
olmadığı halde ileri geri konuĢanlara itibar edilmemelidir.
*
*
*
Daha da ileri gidenler oluyor; “Dinde iyileĢtirme yapalım, reform yapalım, Ģu
kadar ayeti bırakalım, Kur’an’dan Ģu kadar ayeti çıkaralım” deniyor. Ġslam‟ı Yahudilik
ve Hıristiyanlığa çevirmek istiyorlar. Hıristiyanlık ve Yahudilik bozulduğu için reforma tabi
tutuldu.
Camileri kiliseye, Ġslam‟ı kuĢa benzetmek isteyenler, Ġslam‟a zarar vermeye çalıĢıyorlar.
Din Allah‟ındır. Zamanın değiĢmesiyle dinin hükümleri değiĢmez.
Ġslam deforme olmamıĢtır ki; Ġslam‟da reform olsun. Gaye Ġslam‟a müdahale ederek
O‟nu bozmak, aslından uzaklaĢtırmaktır.
Ġslam‟ın reforma, güçlendirilmeye asla ihtiyacı yoktur. BozulmamıĢtır, bozulmayacaktır.
O kıyamet dinidir. Cenab-ı Allah Ģöyle uyarıyor:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 62
Mustafa ÖSELMİŞ




“Yoksa kitabın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle
davrananların cezası dünya hayatında rüsvalıktır. Kıyamet gününde ise en Ģiddetli
azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir.” (Bakara:85)
“Kur‟an‟ı biz indirdik; elbette O‟nu biz koruyacağız.” (Hıcr:9)
“Rabbinin kitabından sana vahiy edilenleri oku. O‟nun kelimelerini değiĢtirebilecek
yoktur. O‟ndan baĢka bir sığınak da bulamazsın.” (Kehf:27)
“Kur‟an‟ın önünden de ardından da batıl gelemez. O hikmet sahibi çok övülen
Allah‟tan indirilmiĢtir.” (Fussılat:42)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 63
Mustafa ÖSELMİŞ

ĠBADETLER – NAMAZ
Namaz öyle bir ibadettir ki, onsuz olmaz. O dinin direğidir. O olmadan kurtuluĢ
olmaz. Çünkü sıratta namaz durağını geçmeden diğer iĢlere bakılmaz.
Böyle bir ibadet yerine getirirken bazıları ciddi olup, önemsemiyor. Onun için Allah:
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar.” (Mâun:4-5)
buyuruyor.
*
*
*
Namazın hakkı tam olarak verilmiyor, namaz güzel kılınmıyor.
Hâlbuki Peygamberimiz (sav): “Namazı Allah‟ı görüyormuĢ gibi kılın.” (Müslim,
iman:57)

“Namaza durduğun zaman dünyaya veda eder gibi kıl.” (Ġbn-i Mace, Zühd: 15)
“Allah rızası diye” niyetten sonra Allah‟ın huzuruna duran, namazı Allah için
kılmalıdır.
Acele namaz kılana Peygamber (as): “Git namazını yeniden kıl” demiĢtir.
Peygamber (as) bir müjde veriyor: “Herhangi bir kimse namazı, abdesti, rükû ve
secdeyi güzel eda ederse, geçmiĢ günahları af olunur,” diyor. (R.Salihin:1050)
Adam sakalı ile oynayarak kıldığı namazdan sonra Peygamberimiz: “Eğer bunun
kalbinde huĢu olsaydı, organlarında da huĢu olur, eliyle orayı burayı karıĢtırmazdı,” demiĢtir.
Rasûlüllah‟ın son sözü: “Namaza, namaza dikkat edin!“ olmuĢtur. (Ramuz elEhadis:562/10)
Namazın Ģartları yerine getirilirken:








Abdest güzel alınmalıdır.
Her türlü temizlik güzel olmalıdır.
Tam tesettüre riayet edilmeli, bayan çorapsız, yarım kol, saçı görünür halde
kılmamalıdır.
Cemaatle kılarken saflar seyrek oluyor. Biraz yanaĢsan “Üzerime ne geliyorsun” der
gibi bakılıyor.
Gözler orada burada geziyor, avcılık yapıyor.
Namazlar ilk vaktinde kılınmıyor, geciktiriliyor.
Niyetimizde sırf Allah rızası olmalı, gösteriĢ ve gururdan uzak bir niyet taĢınmalıdır.
Ayakta iken dik durulup, ayaklar yere iyi basmalıdır. Kadınlar ayak topuklarını
birleĢtirir, erkekler ise dört parmak aralık bırakır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 64
Mustafa ÖSELMİŞ





Okurken ayet üzerine sure okunmaz, kısa sure önce okunmaz, tek sure atlanmaz. Ayet
ve sureler anlaĢılmayacak kadar hızlı okunmaz.
Secde ve rükû acele yapılıveriyor. Secdede dirsekler yere konuyor. Oturunca erkekler
sağ ayağı dikmiyor. Rükûdan secdeden kalkarken tam doğrulunmuyor. Secde yedi
kemik üzerinde yapılmalıdır. Cemaatle kılarken imamdan önce yatılıp kalkılıyor.
Namazda gözler kapatılmaz.
Ettehıyyatü‟yü okurken parmağını bilen de kaldırıyor, bilmeyen de…
Küçük mazeretler büyütülüp namaz sandalyede kılınıyor. Zor zar yaptığımız amellerin
boĢa gitmemesine dikkat edilmiyor.
*
*
*
Namaz öncesi hazırlık güzel yapılmıyor.
Namazdan önce maddi manevi temizlik gerekir. Temizlik olmadan namaz olmaz.
Peygamber (as): “Allah temiz olmayanın namazını kabul etmez.” (Buhari, Vüdu:2)






“Bir lokma haram yiyenin kırk gün namazı ve duası kabul olmaz,” buyurur.
Günah terk edilmiyor.
Helal yenilip içilmiyor.
Alel acele tuvalet iĢi hallediliyor.
Abdest güzel alınmıyor.
Vakit gelirken namaza hazırlık yapılmıyor, ezan okununca da davetine uyulmuyor.
*
*
*
Namaz kılan ana, baba, büyükanne, büyükbaba ve ağabey gibi büyükler namazı
yaĢlı iĢi görüyor. Ailedeki çocukları ve gençleri unutuyor.
Hâlbuki büyükler, küçükler yüzünden hesaba çekilecektir. Vaktinde namazı öğretip,
kıldırmadılarsa sorumlu tutulacaklardır. Vakit geçtikten sonra “kılmıyor” demek kurtarmaz.
Namaz ailecek kılınmalıdır ki; evlat sadak-i cariye olsun.
Cenab-ı Allah Ģöyle emrediyor:



“Aile fertlerini ateĢten koruyun.” (Tahrim:6)
“Ailene namazı emret, kendinde sabırla devam et.” (Taha:132)
“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah‟ı anmaktan ve namazdan
alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, ziyana uğrar.“ (Münafıkın:9)
Peygamber (as)‟da:

“Çocuklarınıza yedi yaĢında namaz kılmalarını öğretin ve emredin. Eğer on yaĢına
gelince namaz kılmazlarsa dövün.” (Ebu Davut, Salat:26)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 65
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz kızı Fatma‟yı hep kaldırmıĢ, Hz. Ali ile evlendikten sonra da
kapılarını çalmıĢ; “Namaz kılmayacak mısınız?” diye seslenmiĢir.
Bir hadislerinde de Ģöyle buyurur:

“Gece uyanan kimse dua ederse duası kabul olur. Gece kalkıp eĢini de kaldırırsa,
benim ona hayır duam olur. Allah hayrını versin.” (Ramuz el-Ehadis:290/1)
*
*
*
Namaz alıĢkanlığı olanlar bile namaza pek önem vermiyor. Çoğu alıĢkanlık olarak
yatıp kalkıyor.
Namaz ilk farzdır. Ġslam‟ın temelidir, direğidir. Namazın fidyesi yoktur, mutlaka kılınma
mecburiyeti vardır. Ġnsanı Allah‟a en çok yaklaĢtıran ibadettir.
Namaz ilk hesabı sorulacak ameldir. Allah Kur‟an‟da defalarca emretmiĢ,
Peygamberimiz hep namazı tavsiye etmiĢtir. Onun için namaz; Ģuurlu bir biçimde kılınmalı,
“Allahü Ekber” deyince Allah‟ın huzurunda olunduğu bilinmelidir.
Namaz, kulun derecesini yükseltir. Namaz mü‟minin miracıdır. Namaz, Allah‟la olmak,
Allah‟la konuĢmaktır. Kulun rabbine en yakın olduğu an, secde anıdır.
Namaz eğer güzel kılınırsa insanı kötülüklerden alıkoyar, insanın hayatını güzelleĢtirir.
*
*
*
Namazın önemini kavramamıĢ olanlar, namazdan zevk almayanlar, namazı
geciktiriyorlar.
Kur‟an‟da münafıkların namaza üĢenerek kalktıkları bildirilmiĢtir. (Nisa:142)
Peygamberimize: “Hangi amel daha hayırlıdır?” diye sorulunca; “Ġlk vaktinde kılınan
namaz” cevabını vermiĢtir.
Geciktirilen namaza bir Ģeyler engel olabilir, Ģeytan ağırlık verir ve unutturur.
Geç kılınan namazın borcu ödenmiĢ olabilir ama sevabı az olur.
*
*
*
Kılınan namaz Ģüpheden vesveseden uzak olmalıdır.
Oldu mu? Olmadı mı? Kaç rekât kıldım? Ne okudum? Abdestli miydim, değil miydim?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 66
Mustafa ÖSELMİŞ
Namaz bunlardan uzak olmalıdır. Allah‟ın huzurunda olduğunu bilmek, tekbirle beraber
her Ģeyi geride bırakmak, baĢka Ģeylerle meĢgul olmamak, okunan sure ve duaların anlamını
düĢünmek, vesveseyi önleyecektir.
Bir âlime sormuĢlar:

“Bir kul namazı nasıl huĢu ile kılar?”
Cevap vermiĢ:





“Dört Ģeyle:
Helal gıda,
Güzel abdest,
Ġlk tekbiri alırken kendini huzurda bilmek,
Namazdaki huzur halini namazdan sonrada devam ettirmek.”
ġeytan en çok namazda vesvese verir. Vesvesenin Ģeytandan olduğunu bilen vesveseye
itibar etmezse vesveseden uzak kalır.
*
*
*
Namaz kılarken baĢka namazlara da niyetlenerek; iki, üç namazı birden kılanlar
oluyor.
“Nafileleri kılarken, sünnet kılarken niyetine kat, birleĢtir, beraber kıl. Farz kılarken
geçmiĢ kaza borçlarınla beraber niyetlen” demenin dinde yeri yoktur. Hiçbir mezhep, itikadı
düzgün hiçbir din alimi kabul etmez. Kılan da hiçbir zevk almaz.
Namazlar aynı değildir; farz, vacip, sünnet ve nafile diye ayrılır. Niyet açık olur, kesin
olur, namazın türünün belirtilmesi gerekir. Namazların kılınıĢları bile farklıdır.
Peygamberimiz: “beni nasıl namaz kılar görürseniz, öyle kılınız,” buyurmuĢtur. Kaynağı
olmayan bu tür iddialara itibar etmemek gerekir.
*
*
*
Selamdan sonra tespih duasını terk, doğru bir hareket olmaz.
Namazdan sonra tespih çekmek ve dua etmek sünnettir. “Tespih çekmek yoktur,”
denemez. Peygamberimiz zamanında tespih yoktu, parmakları ile çekerdi. ġöyle buyurur:

“Sizden biri namazdan sonra 33 defa “Sübhanallah”, 33 defa “Elhamdülillah”, 33 defa
“Allahü Ekber” desin. Ardından da “Lâilahe illallahü vahdehülâ Ģerikeleh-lehül mülkü
velehül hamdü vehüve alâ külli Ģeyin kadir” der, tamamlarsa günahları deniz köpüğü
kadar da olsa af ve mağfiret olunur,” buyurmuĢtur. (R.Salihin:1148)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 67
Mustafa ÖSELMİŞ
Yalnız Ayete‟l Kursiyi okuduktan sonra, tespihe üflemek yanlıĢtır. Tespihin ona
ihtiyacı yoktur. Okuyan kendisine üflemelidir.
*
*
*
Bazı art niyetli insanların dedikodularına bakıp namazların sünnetlerini
kılmamak, büyük aldatma ve aldanmadır.
Sünnet namazlarını önemsememek, Peygamber düĢmanlığıdır. Peygamberden soğutma
oyunudur.
Mükellefin iĢleri sekiz tanedir. Bunlardan üçüncüsü sünnettir. Sünnetleri yerine
getirmeyen kimse sorumludur. Sünnet iĢleyene de, sünnet kılana da sevap vardır. Sünnet
kılmayanın Peygamber (as) yüzüne bakmaz. Cenab-ı Allah sünnete uymamızı emrediyor.
Yoksa amelleriniz boĢa gider diyor. (Muhammed:33)
Farzlar insanın kurtuluĢu için yeterli olmayacak, eksiklikler sünnetlerle, nafilelerle
tamamlanacaktır. Çünkü farza yakın, vacibe yakın sünnetler vardır.
Sünnetsiz din olmaz, ibadet olmaz. Sünneti terk eden Peygamberi, dolayısıyla Ģefaati
istememiĢ olur.
*
*
*
Dinde namaz yokmuĢ, sanki Allah emretmemiĢ gibi bazıları namaz kılmıyor. Bu
yapılabilecek en büyük hatadır. Çünkü çok Ģey kaybetmiĢ olur.








“ĠĢim çok”, “Vaktim yok” bahaneleri namazı terk ettiriyor.
Gezmek, eğlenmek, dinlenmek namazı terk ettiriyor.
Üzüntü, yakının kaybı namazı terk ettiriyor.
Hastalık namazı terk ettiriyor.
Zenginlik, fakirlik namazı terk ettiriyor.
Günah çok, yenilen helal değil, iĢ meĢru değil, namaz kılamıyor.
Dünyaya öyle sarılmıĢ ki namaza vakit yok.
Bilgisayar oyunlarından, film, dizi, maç izlemekten, dergi gazete okumaktan, ideolojik
toplantı ve yürüyüĢlerden vakit bulamayanlar namaz kılamıyor.
Namaz en önemli ibadettir ve her Müslüman‟a farzdır. Peygamber (as): “Paramparça
edilsen de, ateĢte yansan da namazı terk etme. Bile bile namazı terk eden, Allah‟ın
himayesinden çıkmıĢ olur.” (Ġbni Mace, Fiten:23) demiĢtir.
Kur‟an‟ın ifadesiyle: “Cennettekiler, cehennemdekilere: “Sizi buraya sürükleyen
nedir?” derler. Onlarda: “Biz namaz kılanlardan değildik.” Cevabını verirler.” (Müddessir:40)
Bir hadiste: “Kâfirle aramızdaki fark, namazdır. Namazı terk eden, onlara benzemiĢ
olur.” (R.Salihin:397) buyrulur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 68
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Cemaate pek önem verilmiyor. Özrü ve mazereti olmayan camiye ve cemaate
gitmiyor.
Camide cemaatle namaz kılmak, tek baĢına namaz kılmaktan yirmi yedi derece daha
sevaplıdır. (Buhari Ezan:30) camiye gitmek için atılan her adımdan biri günahları siler, diğeri
insanın derecesini yükseltir.
ġeytanın cemaatten ayrılana daha çok musallat olduğunu Peygambermiz haber vermiĢtir.
(Ramuz el-Ehadis: 216/16)
Kur‟an‟da: “Camiler Allah‟ın evidir,” buyrulmuĢtur. (Cin suresi:18)
*
*
*
Yolculukta namaz için arabanın durmasını isteyenler, ısrarla arabada namaz
kılanlar oluyor.
ġartlar uysun uymasın kendini seferi kabul edenler oluyor.
Böyle bir hareketi namaz kılanlar bile tasvip etmiyor. Çünkü kul hakkı doğar. Bir an
önce gideceği yere varmak isteyen razı olmaz. Mola verilen yerde müsaitse namaz kılınır,
değilse kazaya kalır, sonra kılınır.
Vasıta üzerinde farz namazı kılınmaz. Eğer yön tam olmuyor, zaman zaman değiĢiyorsa
kıble Ģartı olmaz, namaz da olmaz.
Ġnsan kendi memleketinde, hanımının memleketinde, ana babasının evinde seferi olmaz.
90 kilometreden az mesafede ve 15 günden fazla kalınacaksa seferi olunmaz.
Bazıları “Bu devirde seferilik mi olur?” diyor. Seferilikte meĢakkat çekilip, çekilmemesi
önemli değildir. Seferilik yolcuya Allah‟ın bir ikramıdır. Verdiği bir ruhsattır. Ruhsat da
Allah‟ın bir emridir. Bunun için farz namazlardan dört rekât olanlar iki rekât kılınır. Dört
kılınırsa, ikisi nafile olur.
Seferilikte sünnetler terk edilmez.
*
*
*
Ölenin namaz borcunun fidyesi vermeye kalkıĢılıyor.
Cenab-ı Allah, namazı emrederken her türlü kolaylığı da göstermiĢtir. Onun için namazın
kefareti yoktur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 69
Mustafa ÖSELMİŞ
Bile bile, hiçbir mazeret yokken kılınmayan namaz için kefaret yoktur. Ancak son
anlarda hiçbir Ģekilde kılınamayan namazların kefareti verilir. Bu; o yılın fıtır sadakası miktarı
bir vakit namaz için verilir. Bu da fakirin eline bizzat verilir.
Bir namazın kılınamaması için iki mazeret vardır. Birincisi unutmak, diğeri
uyuyakalmaktır. En kısa zamanda kaza edilir.
*
*
*
“Namaz kılacağına spor yap”, “Spor, yoga, meditasyon namaz yerine geçer” deme
hatasına düĢülüyor.
Bu uzak doğu dinleri için geçerli olabilir. Ama bizde böyle bir Ģey düĢünülemez.
Allah namazı emrederken spor yapmamız, vücut geliĢtirmemiz için emretmemiĢtir.
Namazdan maksat Allah‟a kulluk ve Allah rızası kazanmaktır.
Namazda oynamayan bir tek organ yoktur. Stres, depresyon, yorgunluktan kurtulma;
abdest ve namazın sonrasında gelen faydalardır. Kur‟an‟da: “Dikkat edin! Kalpler ancak
Allah‟ı anmakla huzur bulur,” buyrulur.
*
*
*
“Bu devirde Cuma namazı kılınmaz” diyerek bahaneler uydurup Cuma namazını
kılmamak, kılınmamasını telkin etmek son derece veballi bir iĢtir.
Cuma suresinde Cenab-ı Allah:

“Ey iman edenler! Cuma günü ezan okuyup namaza çağrıldığınız zaman, hemen
Allah‟ı anmaya koĢun. AlıĢveriĢi bırakın…” buyurur. (Cuma:9)
Peygamberimiz de: “Cuma; her Müslüman‟a farzdır. Ancak köle, kadın, çocuk ve
hasta hariç,” der. (Ramuz el-Ehadis:199/12)
Cuma namazı haftalık bir ibadettir. Fıkıh âlimlerine göre;





Akıllı,
Ergenlik çağına giren erkeğe,
Hür ve sağlıklı olana,
Yolcu olmayana,
Camiye gitmeye özrü olmayana Cuma namazı farzdır.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 70
Mustafa ÖSELMİŞ
“Kadınlar da camiye gitsin” deniyor.
Kadın camiye gider, gidiyor da. Ama kadına bayram, Cuma ve cenaze namazları farz
değildir.
Kadın, yaratılıĢı ve görevleri bakımından erkek gibi değildir. Peygamberimiz:
“Kadınların en hayırlısı, mescidi evleri olanlardır,” buyurur.
Bir gün de Peygambere birkaç kadın:

“Erkekler cihad ediyor, Cuma namazına gidiyor, sevabı onlar kazanıyor,” deyince
Peygamberimiz: “Siz onları hazırlayıp göndermekle sizde sevap kazanırsınız”
cevabını vermiĢtir.
*
*
*
Apar topar cumaya gitmek, kirli elbiseyle, kirli çorap ve ter kokan vücutla
baĢkalarına eziyet vermemek gerekir.
Cuma hayırlı bir gündür. Müslümanların bayramıdır. O gün boy abdesti almak, tıraĢ
olmak, diĢleri fırçalamak, güzel giyinmek ve koku sürmek sünnettir.
Camide vaazı dinlememek, hutbeyi dinlememek gibi hatalar yapılıyor.
*
*
*
Bazı iĢ sahipleri, amirler, yöneticiler Cuma namazı kılmak isteyenleri camiye
salmıyor.
ĠĢ sahibi yöneticinin; cumaya gitmek isteyene kolaylık sağlaması görevidir. Değilse
vebal altında kalır.
Allah Cuma suresinde: “Ezan okununca iĢi bırak,” diye emrediyor. “Rızkınızı namazdan
sonra arayın” diyor.
Ġslam âlimlerine göre Cuma vakti, üzerine Cuma farz olanın çalıĢması meĢru değildir.
Yapılan iĢ, kazanılan para haramdır. Ancak kadınlar ve üzerine Cuma namazı farz olmayan
çocuklar ve özürlüler çalıĢırsa, bu meĢru olur.
Cumaya gönderilmeyen o iĢe muhtaç ise çalıĢmaya devam eder, bir yandan da baĢka iĢ
arar. Cuma yerine de öğle namazını kaza eder.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 71
Mustafa ÖSELMİŞ
Cuma namazının farzını kılıp, çıkıp gitmekle Cuma namazı tam kılınmıĢ olmaz.
Hoca selam verince namazı bırakmak eksik olur. Çünkü daha cumanın dört rekât sünneti
kılınmamıĢtır.
Bir de Cuma namazının kabulü için birçok Ģart vardır. Kabul olup olmadığı Ģüphesinin
giderilmesi için tedbir olarak üzerimize borç olan son öğle namazının farzı kılınır. Cuma
namazı kabul olmadıysa, o günün öğle namazı borcu ödenmiĢ olur. Değilse bir öğle namazı
kaza edilmiĢ olur. O da değilse nafile namaz kılmıĢ sevabı kazanılmıĢ olur. Son öğle namazı
kılmak içtihattır. Kılınmalıdır.
Farzından sonra camiden çıkmak isteyenler, namaz kılanların önünden çıkıp gidiyorlar.
Hem huzur kaçırıyorlar, hem de günaha giriyorlar.
Sonradan camiye gelenler de omuzlara basa basa ön saflara geçiyorlar. Bunlar da
cumanın huzurunu ve sevabını kaçırıyorlar. Sevaplı Cuma kılmak isteyenler bu tür olumsuz
hareketlerden kaçınmalıdır.
*
*
*
Cuma namazını terk etme hatasına düĢenlerden olmamak gerekir. Ağır sorumluluk
gerektiren bir iĢtir.
Cuma namazını terk eden Allah‟a isyan etmiĢ olur. Cuma namazını terk eden için
Peygamber (as): “Allah onu periĢan etsin, iĢlerinde bereket vermesin, burnu sürtülsün,”
demiĢtir. (Ġbni Mace:1/343) Bir defasında: “Özürsüz üç Cuma kılmayan münafıklar listesine
yazılır,” demiĢtir. (Müslim, Cuma:40)
PadiĢah vezirine:






“Üç mazeret bul da Cuma namazına gitmeyeyim” deyince vezir:
“Gayri Müslim ol,
Çocuk ol,
Deli ol” deyince padiĢah:
“Olur mu?” der. Vezir de:
“Öyleyse Cumaya git” der.
Cuma en mübarek gündür. Müslümanlar birbirleri ile tebrikleĢmelidirler. Ziyaretler
yapılmalıdır. Ġkramlar, hediyeler sunulmalıdır.
Namazsız din olmaz. Namazı terk eden Allah‟ın ve Peygamberinin korumasından
çıkmıĢ olur. ġeytan insanı kandırarak, kâfirlere benzetmek ve kâfirleĢtirmek ister. ġeytanın
tuzağına düĢülmemelidir.
ġeytanın tuzağına düĢerek imama küsüp, camiyi beğenmeyip, camiye gitmeyenler
oluyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 72
Mustafa ÖSELMİŞ
ġeytanın tuzağına düĢen birine: “Cumaya gitmiyor musun?” dedim. Bana “BeĢ yıl
önce camide baĢım döndü, düĢüyordum, bir daha da gitmedim,” dedi.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 73
Mustafa ÖSELMİŞ

ORUÇ – TERAVĠH
“Gene ramazan geliyor” diye üzüntü hissetmek, iĢinin azalacağından söz etmek
doğru olmaz.
Oruç, Ġslam‟ın beĢ temel Ģartından biridir. Ġnsan için önemli bir ibadettir. Allah‟ın “
Mükâfatını ben veririm” dediği bir ibadettir.
Bir gün Peygamberimiz Ģöyle diyor:

“Cenab-ı Allah buyurdu ki: Âdemoğlunun her ameli kendisinindir. Yalnız oruç
müstesna. O, benim içindir. Onun mükâfatı da bana aittir. Oruç ateĢe karĢı siperdir.
Sizden biri oruçlu iken kötü söz söylemesin. Kavga etmesin. ġayet biri ona söver veya
çatar, çekiĢirse, ona cevap olarak: “Ben oruçluyum” desin.” (R. Salihin: 1245)
Bir hadislerinde de Ģöyle buyrulur:

“Bir kimse ramazanın faziletine inanarak ve mükafatını umarak oruç tutarsa, geçmiĢ
günahları bağıĢlanır.” (R. Salihin: 1224)
Ramazan ayı, değiĢim ayıdır. Ramazanda insan dâhil her Ģey değiĢir, yoksulların yüzü
güler, suç oranı düĢer, bencil duygular kırılır, merhamet ön plana çıkar, insanlar daha dikkatli
olur, kötü söz bile söylemezler, hayrı bol, sevabı bol bir aydır. Bu ayda insanlar her türlü
kötülükten uzak kalmaya çalıĢır ve daha sağlıklı ve huzurlu günler yaĢar. Böyle bir ayın
gelmesi istenmez mi hiç?
*
*
*
“Ben perhiz ediyorum, oruç tutmama gerek var mı?” demek yanlıĢtır.
Böyle demek
kavrayamamaktandır.
ramazanın,
orucun
yaĢanan
manevi
atmosferinin
önemini
Ġnsanın oruçla elde edeceği sağlık daha önemlidir.


“Oruç tutun ki, sıhhat bulasınız.” (Müsned: 9/218)
“Vücudun zekâtı oruç tutmaktır.” (Ġbn-i Mâce Sıyam: 1745) buyurmuĢtur.
Cenab-ı Allah kutsi hadislerde Ģöyle buyurur:


“Rızam için oruç tutanın vücuduna sıhhat verir, onun sevabını arttırırım.” (H.H.erdem,
Ġlahi Hadisler:37)
“Oruç siperdir ki, kulum onunla ateĢten korunur.” (Age:34)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 74
Mustafa ÖSELMİŞ
Genelde oruç sağlık için değil Allah‟ın emri olduğu için tutulur. Sağlayacağı faydalar
da ardından gelir.
*
*
*
“Günah iĢliyorum”, “Ben baĢı açık geziyorum” denerek oruç terk edilmez.
Örtünme ayrı, oruç ayrıdır. Orucun Ģartları arasında örtünme yoktur. Veya orucu bozan
Ģeyler arasında, baĢın açık olması yoktur. Ġnsan her ibadetten ayrı ayrı hesaba çekilecektir.
Oruç tutan onun faydasını görecektir. Oruç hayra vesile olacak, insanı kötülüklerden
alıkoyacaktır. Çünkü hem günah, hem oruç olmaz. Oruçlu kiĢi yalanı, kötü sözü, kötü
davranıĢı bırakacaktır. Oruçlu iken kötülük yapmadan da durulabileceğini anlayacaktır.
*
*
*
Sahura kalkmamak, akĢamdan yiyip yatmak doğru değildir.
Böyle yapanlar, günün belirli saatlerinde acze düĢebilirler. Oruçlarını zedeleyebilir,
sevabını kaçırabilirler. Hem ibadet, hem de sağlık yönü ile sahura kalkmak gerekir.
Peygamber (as): “Sahura kalkın, onda bereket vardır.” (R.Salihin:1234)

“Bizim orucumuzla baĢkalarının orucu arasındaki fark; sahura kalkmaktır.”
(Age:1237) buyuruyor.
*
*
*
“Hastayım“, “Zayıfım”, “Havalar çok sıcak veya soğuk”, “ĠĢim ağır”,
“Dayanamıyorum” gibi bahanelerle oruç terk ediliyor.
Bir taraftan ahret yolcusuyuz, diye oruç tutuluyor, bir tarafta ahret yolcusuyuz, seferiyiz
diye açıktan oruç yeniyor. ĠĢte böyle tezatlarla doluyuz.
Oruç Kur‟an‟da açıkça farz kılınmıĢtır. (Bakara:183-184-185) Ramazan ayına ulaĢan
oruç tutacaktır.
Sağlıklı insan fidye vererek borcunu ödeyemez. YaĢlı, hasta, yolcu, hamile, süt emziren,
hayızlı, nifaslı ve baĢka nedenlerle tutamama hallerinde, oruç sonra kaza edilir.
Ramazanda oruç tutamayanın açıktan yemesi, içmesi hem ahlak, hem de dini açıdan
doğru değildir.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 75
Mustafa ÖSELMİŞ
“Oruç tutmuyorum, teravih de kılmıyorum”, “Oruç tutuyorum ama teravih uzun,
onu kılmayacağım” diye düĢünmek yanlıĢtır.
Teravih orucun değil, Ramazan ayının sünnetlerindendir. Oruç tutmayan da teravih
kılmalıdır. Peygamber (as):


“Kim teravih namazını sevabına inanarak ve sevabını Allah‟tan bekleyerek kılarsa,
geçmiĢ günahları affolunur.” (Buhari, Teravih:1)
“Allah orucu emretti, bende size teravihi bırakıyorum.” (Age:2)
Teravih sevaplı bir namazdır. Kılalım, kıldıralım. Sevap kazanalım derken, teravihi
ciddiye almadan acele acele yatıp kalkmamak lazımdır.
*
*
*
Ramazan gecelerinin arasında bir Kadir gecesi vardır. Diğer gecelere göre kadri
kıymeti fazladır. Kur‟an‟da Kadir suresi vardır. Bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu
bildirilmiĢtir. Bu gecenin diğer geceler gibi geçirilmemesi gerekir. Çünkü o gece dualar
reddolmaz, rahmeti bol, affı bol, sevabı bol bir gecedir.
*
*
*
Ramazan sonrası eski alıĢkanlıklara dönüvermek, ibadetleri bırakıvermek doğru
değildir.
Bu yapıp yapıp yıkmak olur. Çünkü ibadetin makbul olanı, devamlı olanıdır. Allah
Kur‟an‟da: “Ölüm gelinceye kadar ibadet et” diye emrediyor.
Ġbadetler mevsimlik veya belirli zamanlara ait iĢler değildir. Ġnsan, hayatının her anından
sorguya çekilecektir. Ġnsan, Ramazan ayı sonrasında da ibadetlerden sorumludur.
Ramazan sonrası ibadetleri bırakıverenler, Ramazan ayını feyz ve bereketinden istifade
edemeyen kimselerdir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 76
Mustafa ÖSELMİŞ

ZEKÂT
Sosyal içerikli bir ibadettir. Yalnız insanın kendisine değil, baĢkalarına da faydası
dokunan bir ibadettir. Toplumda sevgiyi, saygıyı tesis eder, ahlaki çöküntüyü düzene katar,
merhamet, Ģefkat duygularını doruğa çıkarır, malın temizlenip artmasını sağlar, malın
fanilikten çıkarak ebedileĢmesini sağlar.
Zekât, malın ve verenin sigortasıdır.
*
*
*
“Mal benim, onu ben kazandım, benim malımda baĢkalarının ne hakkı olur?”,
“Ben onu kolay mı kazandım ki, verivereyim?”, “Her sene zekât verirsem, bana
kalmaz.” Gibi gerekçelerle zekât vermekten kaçanlar oluyor.
Zekât, mal tutkusu ile Allah‟ın emri arasında bir tercihtir. Malı veren Allah‟ın imtihanı
zekâtla gerçekleĢir.
Peygamber (as): “Ġblis, en Ģiddetli ve en kuvvetli adamlarını, malı hayra sarf eden
insanlara musallat eder,” buyurur. (Ramuz el-Ehadis:111/1)
Kur‟an‟da: “Allah‟a güzel bir borç verecek olan kimdir?” (Hadid:11) diye soruyor ve
Peygamber (as)‟a: “Onların mallarından zekât al ki mallarını temizlemiĢ ve bereketlendirmiĢ
olasın.” (Tevbe:103)
Peygamberimiz de: “Malının zekâtını verdiğinde onun Ģerrini gidermiĢ olursun.” (Ramuz
el-Ehadis:26/4) diyor.
Zekâtını vermeyenlerin acıklı bir azaba uğrayacakları bildirilmiĢtir. O malın boynuna
dolanacağı haber verilmiĢtir.
Zekât malı eksiltmez, aksine malı korur, telef olmasını önler ve bereketlendirir. Bir üzüm
asmasını budamak nasıl verimi arttırıyorsa zekât da malı arttırır.
*
*
*
Kendine miras intikal eden O malın zekâtını düĢünmüyor. Verildi mi, verilmedi mi
ilgilenmiyor.
Ölüm hak, miras helal denmiĢtir. Her ne kadar zekâtı miras bırakana ait gibi görünüyorsa
da, mirasçı bunu araĢtırmalıdır. Eğer malın zekâtı verildiyse veya verilip verilmediği
öğrenilemediyse mirasçı o malı alır. Zekâtı verilmediyse, malı kul hakkından temizlemesi,
malı arındırması ve ölmüĢ yakınını kurtarması daha uygundur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 77
Mustafa ÖSELMİŞ
Ölenin bu konuda vasiyeti varsa, o yerine getirilir. Malın haramlığı el değiĢtirmesi ile
giderilmiĢ olmaz.
Yıldan yıla, malı evladına, eĢine devretmek de zekât borcunu düĢürmez.
*
*
*
Vergiyi zekâttan saymak, malın zekatını düĢürmez.
Vergi devletin, zekât fakirin hakkıdır. Vergiyi devlet koymuĢtur. Zekâtı Allah
emretmiĢtir.
Zekât hesap edilmeden zorunlu giderler, vergiler düĢülür, zekat ondan sonra hesap edilir.
*
*
*
Bazı esnaf, gelmesinden ümit kestiği alacağını zekâttan düĢüveriyor.
Alacağın zekâtı borç ödeyince verilir. Eğer kesin ödeneceği biliniyorsa, onun zekâtı
ödenmeden de verilebilir.
*
*
*
Bazıları zekât diye satılmayan, arızalı, güve yemiĢ malı veriyor.
Böyle zekât verilmiĢ olmaz. Zekât malın ortasından verilir. Ne en iyisi, ne de sen kötüsü,
malın ortasından verilir.
Bir de o mala karĢı tarafın ihtiyacının olması gerekir.
*
*
*
Bazıları ticaret malını ayrı, parasını ayrı, altınını ayrı düĢünüyor. Hiçbirinin
zekâtını vermiyor.
Zekat verme durumunda olan kimse, zekata tabi mallarını ayrı ayrı değerlendirmez.
Hepsinin değerini bulur, toplar, zekâtı ondan sonra hesap eder.
*
*
*
Zekât rastgele dağıtılmaz, ihtiyacı olana, olmayana verilmez. “Bu benim yakınım,
ona vereyim, ele gitmesin” denmez.
KiĢi bakmak zorunda olduğu kiĢilere zekât veremez. Parayı meĢru yolda harcamayacak
olana verilmez. Kurumlara verilmez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 78
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah: “Malda yoksullar için hak vardır,” diyor. (Zariyat:19) Tevbe suresinin 60.
ayetinde yoksula, düĢküne, borcunu ödeyemeyenlere verileceği bildirilmiĢtir.
Zekât verilenlerden de hiçbir menfaat umulmaz.
*
*
*
Bir zenginden bir vakıf için zekât istendi. ġöyle bir cevap verdi: “Biz dibe vurduk,
iĢin sonuna geldik, evlatlar ne yaparsa yapsın!”
Peygamber (as) Ģöyle uyarıyor: “Can boğaza gelince „Falana Ģu kadar, filana bu kadar‟
deme. Son anda o mal zaten mirasçıların olmuĢtur.” (Buhari, Zekat:11)
Ġnsan zekâtını, hayrını, sadakasını kendi eliyle vermelidir. Ne denmiĢtir: “Ne verirsen
elinle; o gider seninle,” baĢkalarının bizim için yapacağı iĢlere bel bağlanmaz. Hayır iĢlerinde
acele edilmelidir.
Bir mal kimde ise zekâtından, sadakasından o sorulacaktır. Onun borcudur. Geride
kalanlar verir, vermez. Az verir, çok verir bilinmez.
*
*
*
Çoğumuz sadaka vermekten kaçınıyoruz.
Allah: “Sen ver, ben de sana vereyim,” diyor. (Sebe:39)
Verenlerden bazıları da kamera karĢısında ağlatarak, sızlatarak, onur kırarak Ģov yapıyor.
Yardım gizli olur.
Sadakası verilmeyen mal eksilmez. Verilmezse telef olur. Bir hadiste: “Her gün iki
melek iner. Biri: “Verene sen de ver Allah‟ım” diye dua eder. Diğeri ise: “Vermeyenin malını
telef et Allah‟ım” diye dua eder,” diye bildirmiĢtir.
Sadaka belayı defeder. Kur‟an‟da: “Ġyilikler kötülükleri götürür” buyrulur. (Hud:114)
Sadaka, günaha kefarettir.
Sadaka, insanın dua almasına neden olur. Sadakası verilmeyen malı insan korur,
sadakası verilen mal insanı korur. Bu kadar açık.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 79
Mustafa ÖSELMİŞ
Ramazan bayramından önce verilmesi gereken fıtır sadakasını da ihmal etmemek
lazımdır.
Oruç tutan, tutmayan her Müslüman‟a vacip olan bir ibadettir. BaĢın, gözün sadakasıdır.
Kaza ve belayı önler. Kazaların ucuz atlatılmasına neden olur. Yani insan sağlığı için güzel
bir fırsattır.
*
*
*
Bazıları var ki; zekât, sadaka verirken karĢı tarafı üzüyor, incitiyor. “Bu benim
zekâtım, sadakam, aldın kabul ettin mi?” diyor.
Zekât, sadaka verecek olanın karĢı tarafa bir Ģey demesine gerek yoktur. Niyetlenmesi
yeterlidir. Ġhtiyaç sahibini mahcup ederek sevabını kaçırmamak gerekir.
*
*
*
Birçok üreticimiz öĢür denilen tarım ürünlerinin zekatının olduğunu bilmediği için
zekatını da vermiyor.
Her Ģeyin zekâtı vardır. Tarım ürünlerinin de zekâtı vardır. Kur‟an‟da:


“Hasat günü ürünün hakkını (zekâtını) verin.” (En‟am:141)
“Ey iman edenler! Kazandıklarınızın helal olanından ve sizin için yerden
çıkardıklarımızdan verin.” (Bakara:267) diye emredilmiĢtir.
ÖĢürü verilen malın bir de zekâtı verilmez.
Zekâtta olduğu gibi mallar toplanmaz.
Zekât 365 günde değil, 355 günde verilir.
*
*
*
Bazı aileler zekâttan kurtulmak için bir yıl dolmadan malı baba oğluna devrediyor.
Tekrar bir yıl dolmadan oğul babaya devrediyor.
Böyle bir aldatmacayla Allah‟ı kandıramayız. Sonra zekât mala bağlıdır. El
değiĢtirmesiyle zekât düĢmez. Hele hokus bokusla hiç düĢmez.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 80
Mustafa ÖSELMİŞ

HAC
Belirli bir kesim hacca gitmeye karĢı çıkıyor. Hacca gitmiyor. Hacca gitmeyi
döviz kaybı olarak kabul ediyor.
Hac, Ġslam‟ın beĢ temel Ģartından biridir. Hac, Allah‟ın kulları üzerinde bir hakkıdır.
(Al-i Ġmran:97)
Haccın birçok olumlu tarafı vardır. Zevk için baĢka ülkelere gitmeye benzemez. Hacda
dürüstlük esastır. Haram para ile hacca gidilmez. GeliĢte, gidiĢte ihtiyaç sahipleri sevindirilir,
eĢe dosta hediyeler alınır. Hacdan dönen dürüstlük için kendini zorlar.
Peygamber (as) Ģöyle müjdeler:


“Kabul olmuĢ haccın mükâfatı cennettir.” (R.Salihin:1280)
“Kurallara uygun, günahlardan sakınarak hac yapan kimse, doğduğu günkü gibi
günahlardan arınır.” (Buhari, Hac:756) buyurur.
Hacca karĢı çıkmak ideolojiktir. Gitmemek talihsizliktir. Döviz kaybı demek, her yıl
Avrupa‟ya seks fuarlarına, kumarhanelere giderek harcanan parayı görmemektir.
*
*
*
“Hac mevsimi kalabalık oluyor, diğer aylarda da hacca gidilsin,” diyenler oluyor.
Allah‟ın bildirdiğine göre hac belirli günlerde yapılır. (Bakara:197) vakit haccın
Ģartlarındandır. Arife günü Arafat‟a çıkılacaktır. Belirlenen görevler yapılacaktır. Bu görevler
belirlenen zamanlarda ve mekânlarda yapılmazsa, hac görevi yapılmıĢ olmaz.
Yılın her ayında ve gününde yapılan umredir. Umre ile haccı birbirine karıĢtırmamak
gerekir.
*
*
*
Hacca kadınların gidemeyeceğini söyleyen ve anasını, eĢini, kızını Hac gibi bir
ibadetten men edenler oluyor.
Hac ibadeti, Ġslam‟ın beĢ Ģartındandır. Kadına da farzdır, erkeğe de farzdır. Her mezhep
de bunu böyle kabul eder.
Kadının yanında bir yakını yoksa vekil gönderebilir.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 81
Mustafa ÖSELMİŞ
“Konya’ya, Efes’e giden hacı olur” denerek ziyaretler yapılıyor.
Konya‟ya giden Konya gezisi yapmıĢ, Mevlana‟yı ziyaret etmiĢ olur. Efes hacılığı
misyoner oyunudur. Efes‟te Meryem Ana yatmaz. O Filistin‟dedir. Zemzeme benzetilen acı
suyun içime uygun olmadığı bilinmektedir.
*
*
*
ÇeĢitli bahanelerle haccı geciktirenler oluyor. Bu hatalı bir davranıĢtır.
Hacca gençken gidilmelidir. “Ben gencim, hacılığımı koruyamam,” demek günaha kadar
gider. Ġnsan hacılığını korur, hacılık insanı korur. Ne güzel. Ancak elde olmayan sebeplerden
dolayı hac geciktirilebilir. Keyfi olarak haccı geciktiren için Peygamberimiz: “Ġster Yahudi,
ister Hıristiyan olarak ölsün,” demiĢtir. (H.Döndüren, Ġslam Ġlmihali:565)
Hacca niyetlenene Ģeytan çeĢitli bahaneler fısıldar. “Gençsin, iĢin, eĢin, çocukların ne
olacak?” der.
Peygamberimiz Ģöyle buyurur:

“Hac murat eden acele etsin. Zira bir hastalığa yakalanabilir. Bir sapık onu saptırabilir
veya bir ihtiyaç onu yolundan alıkoyabilir.” (Ramuz el-Ehadis:400/13)
*
*
*
Hacca faiz parası ile vurgun parası veya baĢkasının hakkı olan bir para ile gidenler
oluyor.
Cenab-ı Allah bir kutsi hadiste: “Yanıma kul ve hayvan hakkı ile gelmeyiniz,”
buyuruyor. Buna göre hacca helal para ile gidilir. Helal para ile gitmeyen orada belli olur.
Turist olarak gelir, gider. Onda hiçbir değiĢiklik olmaz. Haccı da kabul olmaz.
Peygamber (as): “KiĢi helak olmayan bir mal ile hacca gittiğinde “Lebbeyk, Allahümme
Lebbeyk” dediğinde Allah ona: “Sana lebbeyk yok, haccında kabul edilmemiĢtir.” Cevabını
verir,” buyurur. (Ramuz el-Ehadis:41/13)
*
*
*
Hacca hac niyetiyle değil, değiĢik maksatlarla gidiliyor.
Birinin Ģöyle dediğini söylediler: “Hayvanlarımı baĢkalarının ekininde otlatmasaydım
hacca gitmezdim.” Hac temizlenme, arınma yeridir. Ama herkes değil.
Niyetine göre hacca giden gelen kimse, üç defterden birine yazılır; turist defterine, tüccar
defterine ya da hacı defterine.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 82
Mustafa ÖSELMİŞ
Hacı desinler diye hacca gitmek, levhaya, karta “Hacı” yazdırmak, insanı hacı defterine
yazdırmaz.
Hac görevi ibadet niyetiyle ve sırf Allah rızası için yapılırsa, maksat hasıl olur.
*
*
*
Sık sık ve yer yıl hacca gitmesiyle övünenler oluyor.
Ġ.Gazali, Ġhya adlı eserinde: “Bir kısım aldanmıĢlar, servetlerini hac yolunda harcamaya
düĢkündürler. Bunlar komĢularının aç olmalarına aldırıĢ etmezler. Bunların yolculukları kolay
olur, kazançları artar, ama ecir ve sevaptan mahrum olarak dönerler,” der.
Hac Müslüman‟a ömründe bir defa farzdır. Birden fazlası nafiledir.
Ġslam‟da bir çok farzlar, vacipler, sünnetler ve nafileler vardır.
Biri hocama sormuĢtu:


“Nafile Hac mı, sadaka mı üstündür?” Oda:
“Nafile Haccın yalnız sana faydası vardır. Sadakanın ise hem sana hem de baĢkalarına
faydası vardır.” Cevabını verdi.
*
*
*
Hacca gidip gelenin her günahının af olunduğu inancı yaygın.
“Hacca giderim, günahlardan arınırım” düĢüncesi yanlıĢtır. “Falan hacı oldu, günahsız”
demek yanlıĢtır.
Kul temizlenmeden hac onu temizlemez. Üzerine haklar vardır. Yeme içme helal değil,
üzerinde bir sürü ibadet borcu var, oraya faiz parasıyla gitmiĢ, böyle hacılık olmaz.
ġair:
“Ġnsan hacı olur mu hiç hacca gitmeyle,
EĢek derviĢ olur mu hiç Kâbe‟ye taĢ çekmeyle” demiĢtir.
*
*
*
Hac dönüĢü adam iĢi gücü bırakıyor. Ne kadar yanlıĢ…
Bazı kimseler hacılığımı koruyacağım diye çalıĢmayı bırakıyor, iĢ yapmıyor, metre,
terazi tutmuyor; yanlıĢ. Doğrusu; çalıĢacak, iĢ yapacak, ölçüp biçecek, dürüstlüğü ile örnek
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 83
Mustafa ÖSELMİŞ
olacak. O hacılığı, hacılık onu koruyacak. BaĢkasının emeği ile değil, kendi emeği ile
geçinecek, insanlara faydalı olacak. ÇalıĢma, baĢkalarına faydalı olmak da bir ibadettir.
*
*
*
Bazıları “Ben fakirim, ben hacca gidemem,” deyip iĢi koyuveriyor, üzülüyor.
Maddi durumu iyi olmayan hacca gidecekmiĢ gibi bir niyet taĢımalı ve az da olsa
hazırlık yapmalıdır. Gidemese bile Allah ona gitmiĢ muamelesi yapacaktır.
Ġkincisi, hac sevabı olan iĢler vardır. Onlara yönelmelidir. Nedir bunlar?





Tebliğde, cihada hac ve umre sevabı vardır.
Cuma namazına erken gitmek, fakirlerin haccıdır. ,
KuĢluk namazı, nafile hac ve umre sevabına denktir.
Kur‟an‟da ve hadislerde bildirilen sevaplı iĢlere sarılmak büyük sevap kazandırır.
Hac niyeti ve hazırlığı içinde ölmek, insana nafile hac ve umre sevabı kazandırır.
*
*
*
“Ben alkol alıyorum”, “Faiz yiyorum”, “Kötü konuĢuyorum” diyerek zemzem
içmeyenler oluyor.
Zemzem mucizeler suyudur, Ģifadır. Onun için onu herkes içmelidir. Peygamberimiz:
“Zemzem içen Ģifa bulur” demiĢtir.
Zemzemin birçok faydası vardır. Onun için “Ġçmiyorum” diyenler daha çok içmeli ve
faydasını görmelidir. Zemzemi reddetmek nasipsizliktir.
*
*
*
Hac konusunda yapılan bazı yanlıĢlıklar da Ģöyle:














Sünnetin terki,
Namaz kılanların önünden geçilmesi,
Namazdan sonra dua, tespihin çekilmemesi,
Kur‟an‟ın yerlere konması,
Kâbe‟de saygısızca yatıp kalkmalar,
Zamanın çarĢı, pazarda geçirilmesi,
Sigara ve içinde alkol bulunan içeceklerin içilmesi,
Kâbe‟de, Mescid-i Nebevi‟de kahve sohbetleri,
Hacer‟ul-Esvedi öpeceğim diye eziyet görme ve eziyet verme,
Rastgele yerlere çöp atma,
Daha yolda giderken “Hacı” denmesi,
Hep gözün görülmeyecek Ģeylerin görmesi,
Hacı için kurban kesilip, kanının alnına sürülmesi,
Gidip gelenin gözünün, elinin, ayağının öpülmesi,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 84
Mustafa ÖSELMİŞ





Kartlara, levhalara “Hacı” yazdırılması,
Hac iĢini hediyeye dönüĢtürmek, hacca gideceklerin gözünü korkutmak,
Kâbe duvarını yalamak, öpmek,
ġeytan taĢlarken bile Ģeytanın tuzağında olmak,
Hacca gittim diye gururlanıp, kibirlenmek ve hacılığı istismar konusu yapmak.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 85
Mustafa ÖSELMİŞ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
MÜSLÜMAN

GÜZEL ĠNSAN
Cenab-ı Allah insanı, en güzel ve en üstün bir Ģekilde yaratmıĢtır. Ġnsanı yeryüzünün
halifesi kılmıĢ, her Ģeyi de insanın yararına ve hizmetine vermiĢtir. (Bakara:29 Ġsra:70 Tin:4)
Buna rağmen insan yanlıĢ yapmakta gecikmemiĢ, hatası yüzünden cennetten
kovulmuĢtur. Yeryüzünde birçok defa cezalandırılmıĢtır. Kirlenme yüzünden mutsuz
olmuĢtur.
Güzel insan, güzel iĢ yapan, güzel yaĢayan kimsedir.
Güzel insan, hatadan, günahtan ve yanlıĢ yapmaktan kendini alıkoyan insandır.
Güzel insan, iyi ortamlarda iyi insanlarla beraber yaĢayan insandır.
Güzel insan, insanların “iyidir” dediği insandır.
Güzel insan, zararsız insandır. Ġnsanların Ģerrinden emin olduğu kimsedir.
Güzel insan, iyi niyetli, güzel ahlaklı, duyarlı, boĢ ve manasız Ģeylerden uzak, iĢi
sağlam, sözü sağlam, karakteri sağlam olan kimsedir.
Günaha dadanmıĢ, hata üstüne hata yapanlar, insan olma özelliğini ve güzelliğini
kaybediyor. ÇirkinleĢiyor ve kötü insan oluyor.
*
*
*
Ölçülü, dengeli yaĢamak becerisini göstermeliyiz. Çok dağınık, düzensiz yaĢanıyor.
Allah: “Sakın dengeyi bozmayın. Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın.” (Rahman:8 -9)
diyor.
Sâdi ġirazi: “Ġki Ģey akıl hafifliğini gösterir: Söylenecek yerde susmak, susulacak yerde
söylemek,” der.
Mevlana‟nın dediği gibi: “Akıllı insan, aklı baĢına gelince piĢman olacak sarhoĢluğa
düĢmez.”
Hayatında insani ve ahlaki prensipler edinen, mutsuz ve baĢarısız olmaz.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 86
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsan, insan olduğunun idraki içinde yaĢamalıdır. YaratılıĢ gayesine uygun bir hayat
sürmelidir.
Ġnsan, diğer canlılar gibi et ve kemik yığınından ibaret değildir. yeryüzünde Allah‟ın
hitap ettiği ve emaneti kabul eden tek varlık insandır.
Allah: “Biz insanı Ģan, Ģeref sahibi kıldık” buyuyor. (Ġsra:70)

“Gökte ve yerde ne varsa hepsi bir lütuf olarak size boyun eğmiĢtir. Bunda düĢünenler
için ibretler vardır.” (Casiye:13)
*
*
*
Ġnsanın yaratılıĢ sebebini unutmak, baĢıboĢ yaratıldığını zannetmek hatasına
düĢülüyor.
Yeryüzünde hiçbir Ģey anlamsız değildir. Ġnsan boĢuna ve baĢıboĢ yaratılmamıĢtır. Ġnsan,
kendinden ve baĢkalarından sorumlu bir varlıktır. Her Ģeyin hesabını bir bir, iğneden ipliğe
verecektir.
Ġnsan, rabbine kulluk etsin diye yaratılmıĢtır. (Zaniyat:56) insan imtihan için
yaratılmıĢtır. (Ġnsan:2)
Buna rağmen insan, kendini ve kendini yaratanı, yaratılıĢ sebebini ve görevlerini
unutmaktadır. Kulluğu bırakıp esaret hayatı yaĢamaktadır.
Sanılıyor ki; insan ölünce toprak olup gidecek. Bu akıbet hayvanlar içindir.
*
*
*
Ġnsanı hayvan azmanı zannetmek, insanın atasının insan olduğunu bırakıp, hayvan
olduğuna inanmak gafletine düĢülüyor.
Cenab-ı Allah ne diyor: “Sizi Âdem ile Havva‟dan yarattık.” (A‟raf:189)
Evrim masalı, kanıtı olmayan bir teoridir. Bilimselliği yoktur. BaĢlangıçta her canlı
kendi türünde, ayrı ayrı yaratılmıĢtır.
Darvinizm bir ideolojidir. Allah‟ı inkâra dayanır.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 87
Mustafa ÖSELMİŞ

TAKLĠT – KĠMLĠK – KĠġĠLĠK
Kimlik bunalımı yaĢanıyor. Kendi kimliğimiz temsil edilmiyor.
Türk – Ġslam kimliği kazanılamadığı için Ģuursuzluk, idealsizlik ve dengesizlik göze
batıyor. Dedelerin, babaların Türklüğü ve Müslümanlığı ile övünmek kalıyor.
Toplumda adeta; “Kendin olma, baĢkası ol,” baskısı yapılıyor. Çoğumuz: “Ben
Ģuyum” demekten çekiniyoruz. Ne dediğimizi bilemiyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarında
dinimizi değiĢtirelim, kanımızı değiĢtirelim teklifleri yapılmıĢtır.
“Kimsin?”, “Ne düĢünür, ne yaĢarsın?”, “Hangi vasıflara sahipsin?” soruları cevapsız
kaldığı müddetçe kimlik bunalımı devam edecektir.
*
*
*
Çokları, “Müslüman” derler endiĢesini taĢıyor; inancını gizliyor, yaĢayıĢını gizliyor.
Yahudi, Yahudiliği ile Hıristiyan, Hıristiyan olmakla, ateist dinsizliği ile övünürken biz
niye Müslümanlığımızı gizleyelim? Bırak “Müslüman” desinler. Ya baĢka bir Ģey deseler
daha mı iyi?
“Kimsin?” diyene karĢı niye çaresiz kalalım?
Müslümanlık zor zamanda belli olur. Kınayanın kınamasına aldırıĢ etmeyecek kadar
kaliteli Müslüman olmalıyız.
Bakanın ne dediği önemlidir. Müslüman mıyız? Evet. Peki neyimizle? Bunun cevabını
verebilir miyiz?
Avrupa‟da arkadaĢıma sormuĢlar:




“Hangi dindensin?”
“Ġslam dinindenim,” demiĢ.
“Peki, sizin dinde hiç ibadet yok mu?” demiĢler.
“…”
Allah Kur‟an‟da:


“Allah‟tan korkun, ancak Müslümanlar olarak ölün.” (Al-i Ġmran:102) buyuruyor.
Bize de:
“Ya Rabbi! Bizim canımızı Müslüman olarak al,” diye dua etmemizi istiyor.
(A‟raf:126)
Bırakın, utanmayın, bize Müslüman Ģahadetinde bulunsunlar, cennet vacip olsun.
BaĢka bir Ģey demesinler.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 88
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
BaĢkalarını taklit hastalığımız var.
BaĢkalarını taklit, benzeme hastalığı, kimlik zaafındandır. Maymunvari bir taklittir.
Kendine güveni olmayan, yozlaĢmıĢ kimseler taklit ihtiyacı duyar.
Taklit bir müddet insanın dıĢını süsleyebilir ama içini boĢaltır.
BaĢkaları olmak isteyenler sonuçta kendileri kalamazlar. Peygamber (as): “Bir topluluğa
benzeyen, onlardandır,” buyurur. (Tirmizi, Ġsti‟zan:7)
ġekil benzerliği, ruh benzerliğine götürür.
Gençlere bakın, üzerleri ilan tahtası gibi. Anlamlarını bilmedikleri yazılar, tanımadıkları
kimselerin resimleri… Kimin temsilcileri oldukları belli değil.
*
*
*
Müslüman’a baĢkasını temsil yaraĢmaz.
Müslüman farklı insandır. Hidayete ermiĢ kimselerdir. Onun için farklı düĢünür, farklı
yaĢar. Ġyiliğin güzelliğin temsilcisidir. BaĢkalarına benzeme arzusu taĢımaz. BoĢ ve manasız
Ģeylerle uğraĢmaz. Ciddi iĢler yapar.
Müslüman, Yahudilere benzememek için 10 Muharrem günü tek olarak orucu terk eder.
Aya güneĢe tapanlara benzememek için kerahet vakitlerinde namaz kılmaz. Hiçbir Ģekilde
Hıristiyan‟a benzemez. YozlaĢmamak ve benliğini kaybetmemek için ne lazımsa yapar.
Ġnançta, ahlakta, giyimde ve yaĢayıĢta baĢkaları gibi olmaz. Çünkü peygamber Ģöyle buyurur:
“BaĢkalarına benzeyen onlardandır.”
*
*
*
Müslümanca yaĢamadan “Müslümanım” sözü yalan olur.



“Müslüman elinden, dilinden baĢkalarının emin olduğu kimsedir.” (Tirmizi, Ġman:12)
“Kendini ilgilendirmeyen Ģeyleri terk etmeyen gerçek mü‟min değildir.” (Tirmizi,
Zühd:11)
“Mü‟min külfeti az olandır.” (Ramuz el-Ehadis:230/8)
Müslüman; Ġslam‟ı içine sindire sindire yaĢamalıdır. Camiyi, takkeyi, tespihi, iĢyerine
astığı levhayı, hacılığını, namazını alet etmemelidir.
Bazı Ģeyler için laf yeterli değildir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 89
Mustafa ÖSELMİŞ
Mevlana Ģöyle der:

“Her lafa verilecek bir cevabım var,
Bir lafa bakarım, laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye!”
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 90
Mustafa ÖSELMİŞ


OL AMA OLMA
NASIL OLUNMALI?

















Sözde, davranıĢlarda ciddi ol.
Ġyi insan, iyi vatandaĢ ol.
Hizmet gören değil, hizmet eden ol.
Kendini bilen, haddini bilen ol.
Laf değil, iĢ yapan ol.
Söyleyen değil, yaĢayan ol.
Günah adamı değil, sevap adamı ol.
Cehennemlik değil, cennetlik ol.
Öfke adamı değil, sabır adamı ol.
Pısırık değil, etki ve tepki adamı ol.
Yalancı değil, vaadinde duran ol.
Alan el değil, veren el ol.
Kör değil, önünü gören ol.
Kazanmak için kazandıran ol.
Cezalandıran değil, hoĢ gören ol.
Çok yanılan değil, istiĢare eden ol.
Belirsiz değil, kaliteli ol.
*
*
*
Mevlana Ģöyle der:







Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
ġefkat ve merhamette güneĢ gibi ol.
BaĢkalarının kusurunu görmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol.
HoĢgörüde deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
*
*
*
Güzel olmak, güzel yaĢamak, güzel iĢler yapmak, ahlaklı olmak, dürüst olmak, faydalı
olmak çok zor değildir. Kötülüğü terk etmek çok zor değildir. Basitliği bırakıp adam gibi
olmak çok zor değildir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 91
Mustafa ÖSELMİŞ

NASIL OLUNMAMALI







































Gör duy, sağır dilsiz olma.
Özde Müslüman ol, sözde olma.
Yenilikçi ol, Ģekilci, kalıpçı olma.
Göründüğün gibi ol, ikiyüzlü olma.
Faydacı ol, yıkıcı olma.
Ġncitme, incinme.
Bilgisiz, görgüsüz olma.
Büyük lokma yut, büyük konuĢma.
Çok yumuĢak olma ezilirsin, çok sert olma kırılırsın.
Cennetlik ol, cehennemlik olma.
Nefsine uyup helak olma.
Kötü Ģeyler yapıp lanetlik olma.
Yardım et, zulmetme.
Yapıcı ol, fitneci ve yıkıcı olma.
Haramı helal sayan olma.
KeĢke, keĢke, keĢke diyen olma.
Hayatta yıkıl ama eğilme.
Çok Ģey al ama beddua alma.
Rahmet oku, lanet okuma.
Gözünü aç, ağzını açma.
Hakikate koĢ, ortak koĢma.
Arabulucu ol, bölücü olma.
ĠĢini beğen, kendini beğenme.
Ġyilik yapan ol, baĢa kakan olma.
Bilgi ver, zarar verme.
Gönül ver, sır verme.
“Bana ne” deyip kötülüğe fırsat verme.
Gönül yap, gönül kırma.
Affet, ihanet etme.
“Dünyaya bir kere gelinir,” deme, bir kere gidilir.
BaĢkalarını düĢün, düĢürme.
Ürkek ol, korkak olma.
Parasız ol, yüzü kara olma.
Ele geleni yeme, dile geleni söyleme.
Köprüyü geç ama ayıya dayı deme.
Gül ol, diken olma.
Yapan ol, yıkan olma.
Nefsini devir, çam devirme.
Üzül, gülüp geçme.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 92
Mustafa ÖSELMİŞ
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
AHLAK

GÜZEL AHLAK
En güzel insan, ahlakı güzel olan insandır. Ġnsana verilen hasletlerin en hayırlısı da
güzel ahlaktır. Güzel ahlak, insanı faydalı hale getirir.
Kötü ahlak ise her güzelliği bozar, tadını kaçırır. Kötü ahlak, kiĢiyi azdırır, zararlı hale
getirir. Herkes onun Ģerrinden kaçar. Kötü huylu ve çirkin sözlü kimseleri Allah da sevmez.
Cenab-ı Allah defalarca “doğru olun”, “ahlaklı olun”, “doğrularla beraber olun”,
“ahlakınızı güzelleĢtirin” diye emrediyor.
Ġnsanın kötü olması da kolaydır, iyi olması da. Kötü olmak da insanın elindedir, iyi
olmak da elindedir. Zor olan kötülükleri alıĢkanlık haline getirmek, kötü olarak yaĢamaktır.
ĠĢte yanlıĢ olan da budur.
*
*
*
Sevmeden sevilmeyi istemek hayaldir.
Sevilmek için önce sevmek gerekir. KarĢılıksız sevgi olmaz. Olsa da yaĢamaz.
Sen insanları seveceksin, insanlar da seni sevecek. Sen Allah‟ı seveceksin, Allah‟ta seni
sevecek. Sen Allah‟ı seversen Allah seni sevmez mi?
Allah çirkin ahlaklı olanları sevmez. Kur‟an‟da Ģöyle buyurur:








“Allah, (zatına ve kanunlarına) inanmayan veya Ġslam‟ın dıĢındaki batıl din ve
ideolojileri meĢru gören kâfirleri sevmez.” (Al-i Ġmran:32)
“Allah ilahi emir ve yasaklara aykırı giderek nefisine, haklara tecavüz ederek fertlere
ve topluma zarar veren zalimleri sevmez.” (Al-i Ġmran:57)
“Allah, faiz, içki ve rüĢvet gibi haramlarda ısrar eden, Rabbine karĢı nankör
günahkârları sevmez.” (Bakara:286)
“Allah (mal, sır, görev gibi) kendisine tevdi olunan emanetlere hainlik edenleri
sevmez.” (Enfal:58)
“Allah, israfçıları sevmez.” (Araf:31)
“Allah, kulluğunu unutarak helal ve haramı tanımayan haddi aĢan kulları sevmez.”
(Araf:55)
“Allah (malı, çocukları, güzelliği veya mevki ile) kendini üstün görüp, insanları küçük
gören, gerçeği kabul etmeyen kendini beğenmiĢ kiĢileri sevmez.” (Nahl:23)
“Allah, Ģımarıkları ve bulunduğu toplumda bozgunculuk yapan, anarĢi tarafları,
fırsatçıları sevmez.” (Kasas:76-77)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 93
Mustafa ÖSELMİŞ
Edepli, hayâlı olamamak, namuslu geçinmek:
Bazı insanlar, hayvanlar kadar edepli olamıyor. Aslında canlılar arasında utanma
duygusu yalnız insana verilmiĢtir. Ġnsan utanmayınca dilediğini yapar.
Atalarımız: “Kadını er değil, ar zabdeder,” demiĢlerdir. Hayâsızlar için: ”Ar damarı
çatlamıĢ” denir.
Hayâsızlık korkunç bir hastalıktır. Ġnsandan hayâ giderse, o insanda hayır namına bir Ģey
kalmaz. Yaptığı iĢte de hayır olmaz.
Ġnsanlar arası iliĢkilerin doğru dürüst gitmesi için karĢılıklı edep gerekir. Büyüklerimiz
EDEB kelimesini “insanın eline, diline ve beline sahip olmasıdır” diye açıklamıĢlardır.
ġair Ģöyle der:

“Edep iledir Kemal-i âdem,
Edep iledir nimaz-ı âlem,
Edep bir taç imiĢ Hüda‟dan,
Giy o tacı emin ol her beladan.”
*
*
*
Ahlaksızlıklar geçer akçe oldu.
Geçer akçe ahlak değil, ahlaksızlıktır. Dün ahlaksızlık olarak vasıflandırılan birçok Ģey,
bugünün bir parçası haline geldi.
Utanması gereken utanmıyor. Sırıtarak ahlaksızlığa devam ediyor. Kendisine ahlaksız
denince de kızıyor. Yaptıklarından dolayı utanmayanlar, görenleri utandırıyor. Tilkinin
kurnazlığı ile övüneyim derken hırsızlığını ortaya koyduğu gibi, edepsiz, hayâsızlığını
anlatarak teĢhirciliğini ortaya koyuyor.
Kadınımız melekleri bile utandıracak Ģekilde giyinmekten çekinmiyor. Tahrik ediyor.
Sonra da tacize, tecavüze uğruyor.
Yalan, aldatma, kandırma, çalıp çırpma, açıkgözlülük sayılıyor.
Bazen insan, insan olduğundan utanıyor.
*
*
*
Ġyi insan olmak neden zor geliyor? Ġyi olmak varken neden kötü olunuyor?
Bir insan istemeden, terbiye görmeden, helal yiyip içmeden “Allah biliyor, görüyor,
soracak” demeden iyi olamaz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 94
Mustafa ÖSELMİŞ
Avcı niĢan almıĢ, ceylana ateĢ edecek. Ceylan ona demiĢ ki: “Allah seni, beni vurman
için mi yarattı?” Avcı donmuĢ kalmıĢ.
Bugün üzerindeki elbisesinin değeri kadar değeri olmayanlar vardır.
Mevlana Ģöyle demiĢtir:

“Nice insanlar gördüm, üzerlerinde elbise yok,
Nice elbiseler gördüm, içlerinde insan yok.”
Bir Ģair de Ģöyle haykırmıĢ:

“Yılan mısın, kimi görsen sokuyorsun,
BaykuĢ musun, nereye konsan yıkıyorsun.”
Ġnsan, asli görevini unutur, kendini insan olarak görmezse, insanca yaĢayamaz.
Ġnsan, güzel ahlakı ile ve yaptıkları ile insandır. Asırlardan beri Ebu Cehil‟e kim
“Bravo, Ģöyle Ģöyle adam, Ģunları Ģunları yapmıĢ” diyor?
Fakat aynı zamanda, aynı coğrafyada yaĢayan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali
(Allah onlardan razı olsun) için neler deniyor?
Bizde de bazı mezarları kaç kiĢi ziyaret ediyor? Kaç kiĢi hatim, Yasin ve Fatiha
okuyor? Ama bazı büyükler nasıl anılıyor? Ġsme gerek yok…
Hangisi olmak istersiniz? Rahmetle anılmak mı, hayırla yâd edilmek mi yoksa lanetle
anılmak mı?
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 95
Mustafa ÖSELMİŞ

TATLI DĠL – GÜLER YÜZ
Dilin hastalıklarından kendimizi alamıyoruz.
Dil, kötü konuĢur, söver, kırar, gıybet eder, iftira eder, yalan söyler, lanet okur, beddua
eder, alay eder, boĢ konuĢur, yani söyler söyler, sonra da “Neden söyledim” diye piĢmanlık
duyduğunu söyler.
Biri diline sahip olamamıĢ: “Ah dilim, seni dilim dilim dilseydim,” demiĢ derler.
ġair de:

“Bana benden olur ne olursa,
BaĢım rahat eder dilim durursa,” demiĢ.
Peygamber (as) Müslüman‟ı tarif ederken “Elinden ve dilinden baĢkalarının emin
olduğu kimsedir,” diye tarif etmiĢtir. (R.Salihin:1512)
Bir önceki hadiste de “Allah‟a ve ahret gününe inanan; ya hayır söylesin ya da
sussun,” buyurmuĢtur.
Bir hadiste de: “Ġki çene arasıyla iki bacak arası için garanti verene cennet için
kefilim,” buyurur. (Age:1513)
Kur‟an‟da da Ģöyle haber veriliyor:


“Ġnsanların ağzından çıkan her sözü yazıp tespit eden melekler vardır.” (Kaf:18)
“Birbirinizin gıybetini yapmayınız. Sizden biri ölü kardeĢinin etini yemekten hoĢlanır
mı?” (Hücurat:12)
*
*
*
Dile sahip olunmuyor; ağzı olan konuĢuyor. Bilen de konuĢuyor, bilmeyen de
konuĢuyor. DüĢünmeden konuĢuluyor. Delilsiz konuĢuluyor. Atıp tutuluyor.
“Atıyorum” diye söze baĢlanıyor.
Cenab-ı Allah:

“Ġnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek
bulunmasın.” (Kaf:18) buyuruyor.
Peygamberimiz de Ģöyle buyuruyor:


“Özür dilemek zorunda kalacağın bir sözü söyleme.” (Ġbn-i Mace Zühd:15)
“insanın hatalarının çoğu dilindendir.” (Ramuz el-Ehadis:80/5) buyurur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 96
Mustafa ÖSELMİŞ
Dilini muhafaza etmeyenin baĢı çok ağrır. Onun için peygamberimiz de Ģöyle buyurur:

“Kim dilini iffet ve namusunu koruma sözü verirse, ben ona cennete kefilim.” (Buhari
Rikak:23)
*
*
*
Çok konuĢma hastasıyız. Çok konuĢmayı seviyoruz. O derece ki; karĢı tarafa söz
söyleme fırsatı bile vermiyoruz.
Çok konuĢmak, çok hataya, yalana sebep olur.
Atalarımız: “Az ye, az uyu, az konuĢ,” demiĢlerdir. Fazla uyumanın, fazla yemenin
sıkıntısı çabuk geçer. Ama fazla konuĢmanın, yerinde konuĢmamanın sıkıntısı kolay kolay
geçmez.
Ağzını açan sağlığından, rızkından Ģikâyet edip duruyor. Hep dert, hep Ģikâyet. Kimi
kime Ģikâyet?...
Peygamber (as) Ģöyle buyuruyor:


“Bir kimsenin sözü çok olursa, hatası çok olur. Hatası çok olanın yalanı çok olur.
Yalanı çok olana da ateĢ evla olur.” (Ramuz el-Ehadis:441/2)
“Ölen her insanın sözü ile ameli tartılır. Sözü amelinden çok olanın ameli kabul
edilmez. Eğer ameli sözünden ağır gelirse, ameli kabul edilir.” (Age:379/11)
*
*
*
Dilimizi yalandan, yeminden, kötü sözden alıkoyamıyoruz. “Valla, billa”
deyiveriyoruz.
Hâlbuki Müslüman yemin etmez. Doğru insan yalan söylemez. Güzel insan kötü söz
söylemez.
Peygamber (as) müslümanı tarif ederken: “Elinden, dilinden baĢkalarının zarar
görmediği kimsedir,” demiĢtir. (Buhari, Ġman:4)
“Ya hayır söyle, ya sus!” (Buhari, Edep:31)
ġöyle dua etmiĢtir:

“Allah‟ım! Kulağımın, gözümün, dilimin kalbimin ve cinsel organımın Ģerrinden sana
sığınırım.” (R.Salihin:1512)
Birçok kir çıkarda, sözün kiri çok zor çıkar.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 97
Mustafa ÖSELMİŞ
Hz. Ali: “Mızrak yarası iyi olur, dil yarası iyi olmaz,” demiĢtir.
Dil; iftiradan, gıybetten, yalandan, küfürden, alaydan, iki yüzlülükten, müstehcen
sözden, boĢ konuĢmaktan, sır ifĢa etmekten alıkonmadıkça, insan kendisinde huzur bulmaz,
baĢkalarına da huzur vermez.
*
*
*
KonuĢulduğu zaman bağıra bağıra konuĢuluyor.
Yolda, arabada, iĢyerinde, misafirlikte… bağıra bağıra, yüksek sesle konuĢuluyor.
Bilhassa telefon konuĢması yapılıyor. Bu bir kabalıktır, ayıptır. Böylelerine ikaz ve uyarı da
yapamazsınız. Çünkü alacağın cevapda “sana ne”, “sen kendi iĢine bak”, “ne karıĢıyorsun”
Ģeklinde kabaca olur.
Bu konuda Cenab-ı Allah Ģöyle uyarıyor:

“Yeryüzünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkep sesidir.”
(Lokman:19)
Peygamber efendimiz de Ģöyle buyuruyor:


“Allah; kaba, haris, mütekebbir olanlara ve çarĢıda sesi çok çıkanlara buğz eder.”
(Ramuz el-Ehadis:92/11)
“Size ümmetimin en Ģerlilerini haber vereyim mi? Onlar bağırarak konuĢurlar.
Belağatla konuĢmaya çalıĢanlar ve çok konuĢanlardır.” (Age:164/8)
*
*
*
Ġkide bir lanet okumak, “lanet olsun” demek, “Kahrolsun”, “Allah lanet etsin” gibi
sözlerle rahatlamaya çalıĢılıyor.
Normal bir insan lanet okumaz, birinin kahrolmasını istemez. KarĢı taraf lanetli değilse,
lanet geri döner, söyleyene zarar verir.
“Kötü söz söyleyene aittir,” denmiĢtir.
“Lanet olsun” demekle hiçbir Ģey lanetlik olmaz. “Kahrolsun” demekle hiçbir Ģey
kahrolmaz.
Lanet okumakla, sövmekle insan rahatlamaz, strese girer.
Lanet okumak, kahrolsun deyip durmak daha çok hasta ruhlu insanların iĢidir.
Peygamber (as): “Müslüman, kusur bulucu ve lanetleyici değildir,” buyurmuĢtur.
(B.Hadis Ans:4/274)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 98
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Söz taĢıma hastalığı var. Duyduğunu ona buna iletmek, mikrop taĢıyan sinek gibi laf
taĢımak, olgun insan iĢi değildir. Fitneci, fesatçı kimselerin iĢidir.
Ġyi insan, kötülüğe sebep olmaz. Kendini ilgilendirmeyen Ģeylerle uğraĢmaz.
Peygamberimiz: “Dilini tutan kurtuldu.” (Tirmizi Kıyamet:50)

“Ġnsanlar arasında söz taĢıyan cennete giremez,” buyuruyor. (Buhari, Edep:50)
*
*
*
Yapmadığını söyleme, söylediğini yapmama kusuru salgın bir hastalık gibi…
Ne sözünde duran var, ne de söylediği gibi olan var. “Atıyorum” diyerek söze
baĢlanıyor, atılıyor da atılıyor. Bu münafıklığın ta kendisidir.
Allah: “Dosdoğru söz söyleyin,” diyor. (Ahzap:70)
Yapmadığını söylemek, söylediğini yapmamak büyük yalandır.
ġair: “Laf ile verir dünyaya nizamât,
Bin türlü kötülük bulunur hanelerinde,” demiĢtir.
Allah Ģu uyarılarda bulunuyor:


“Yapmadığını söyleme!” (Bakara:44)
“Yapmadığın Ģeyi niçin söylüyorsun?” (Saf:2)
Peygamber (as) miraç dönüĢü Ģöyle anlatır:

“Miraç gecesi bir kavme rastladım. AteĢten bir makasla dudakları kırpılıyordu.
“Bunlar kim?” diye Cebrail‟e sordum. Bana: “Bunlar dünyada baĢkalarına iyilik
emreden, fakat kendileri yapmayan kimselerdir,” dedi.” (Ramuz el-Ehadis: 392/13)
Yine peygamber (as) Ģöyle bir olayı haber vermiĢtir:

“Kıyamet günü bir adam cehenneme atılır. Bağırsakları dıĢarıda değirmen döndüren
merkep gibi döner durur. Etrafındaki insanlar ona: “Sana ne oldu? Sen bize iyiliği
emredip, kötülükten sakındırmaz mıydın?” derler. Oda: “Evet iyiliği emrederdim,
fakat kendim yapmazdım; kötülükten men ederdim fakat kendim yapardım,” der.”
(Müslim, Zühd:51)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 99
Mustafa ÖSELMİŞ
Her önüne gelene, her çağırana, her telefon konuĢmasında “efendim” deme
hatasına düĢülüyor.
Herkes efendiliğe layık değildir. “Efendim” demekle olmadık insanlar efendiliğe
yükseltilmiĢ, diyen de kendini alçalmıĢ olur.
Peygamber (as) herkese “efendim” demekten men etmiĢ ve Ģöyle buyurmuĢtur:

“Adam bir münafığa “Efendim” der. O efendi olursa Rabbini gazaba getirmiĢ olur.”
(Ramuz el-Ehadis:56/13)
*
*
*
KonuĢulurken yanlıĢ konuĢuluyor, sonra da sıkıntıya düĢülüyor. Dil insanı rezil de
eder, vezir de eder. Ġnsanı rezil eden yanlıĢlıklardan bazıları Ģöyle özetlenebilir:











Yersiz, yetersiz konuĢmak,
Çok konuĢmak, karĢı tarafı yok saymak,
Ġkide bir “Lafını balla kesiyorum” deyip söze girmek,
Herkese nasihat etmeye kalkmak,
Atıp tutmak,
Herkesle tartıĢmak,
Övgüde, yermede aĢırı gitmek,
Kaba, kırıcı, sert konuĢmak,
BaĢkaları ile alay etmek, lakap takmak,
Yalan söylemek, iftira atmak, gıybet etmek, lanet okumak, sövmek,
Doğru konuĢmamak…
*
*
*
Bilgi, eğitim ve terbiye noksanlığından dolayı bazı yanlıĢ sözler söyleniyor.
Günlük hayatımızda söylenen bu sözlerden bazıları Ģunlardır:














Ele geleni ye, dile geleni söyle.
Yalansız iĢ mi var?
Yandım diyene yan, öldüm diyene öl de.
Hak değirmen damındadır.
Onunla cehenneme bile giderim.
Kırk gün günahkâr, bir gün tövbekâr ol.
Fala inanma, falsız kalma.
Ahrete gidip gelen mi var?
Görmedim, duymadım, bilmiyorum.
Benim kalbim temiz.
Bana ne, neme lazım.
El öpmekle dudak aĢınmaz.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Körün yanında sende kör ol.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 100
Mustafa ÖSELMİŞ





















Üzümü ye, bağını sorma.
Zengine dokun geç, fakirden sakın geç.
Ġyilik yaptığının Ģerrinden korun.
Gemisini kurtaran kaptan.
Akara kokara bakma, cebine girene bak.
Gelene ağam, gidene paĢam de.
BaĢ eğmekle baĢ ağrımaz.
Erliğin onda dokuzu kaçmaktır.
Bal tutan parmağını yalar.
Devletin malı deniz, yemeyen keriz.
Hastaya bakmaktansa, hasta olmak iyidir.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Haram helal ver Allah‟ım, kulun durmaz yer Allah‟ım.
Zaman bunu gerektiriyor, Ģartlar zorluyor.
Acıma, acınacak hale gelirsin.
Merhametten maraz doğar.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaĢasın.
Adamakla mal tükenmez, ödemekle tükenir.
Dünyaya bir kere gelinir, hızlı yaĢa genç öl.
Yağmur yağarken testini doldur.
Bedava sirke, baldan tatlıdır.
Bu ve bunun gibi sözler hastalıklı sözlerdir. Hasta insanların sözleridir. Aynı zamanda
çürümenin ve çürütmenin mikroplarıdır.
*
*
*
Sözün doğrusu, sözün güzeli pek tercih edilmiyor. ĠĢe, menfaate uygun olan tercih
ediliyor.
Ġyi insan, olgun Müslüman, konuĢtuğu zaman güzel konuĢmalı, doğru konuĢmalıdır.
Faydalı söz söylemelidir.
Âlemlerin Rabbi olan Allah Ģöyle emrediyor:





“Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra Ģeytan aralarını bozar. Çünkü
Ģeytan, insanın apaçık bir düĢmanıdır.” (Ġsra:53)
“Sözün doğrusunu söyleyiniz.” (Nisa:9)
“Sözü gönül alıcı bir biçimde güzelce söyleyiniz!” (Ġsra:23)
“Sözü muhataplarınıza akla ve sağduyuya uygun ve ortamı gözeterek söyleyiniz!”
(Nisa:8)
“Sözü kolay anlaĢılır bir biçimde söyleyiniz!” (Ġsra:28)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 101
Mustafa ÖSELMİŞ
Tatlı dile, güler yüze ne oldu ki…
ĠĢin doğrusu; güler yüzlü, tatlı dilli olmaktır. Bunu beceremeyen mutlu olamaz ve
baĢarılı olamaz.
Üslup farkı ile dil yapar, dil yıkar. “Tatlı dil, güler yüzle sirke satılır ama kaba ve
sertlikle bal satılmaz,” derler.
“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır,” derler.
Ġnsan ne görürse dilinden görür.
Peygamber (as) Ģöyle der:

“Tatlı söz sadakadır. Yarım hurma ile de olsa ateĢten korunmaya çalıĢınız. Bunu
bulamazsanız, tatlı sözle ateĢten korunursunuz.” (Buhari, Zekat:10)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 102
Mustafa ÖSELMİŞ

GÜZEL HUYLAR
Cenab-ı Allah canlıları yaratırken ne kadar kötü huy varsa; ısırmak, sokmak, tepmek,
parçalamak, acımasızlık, korkutmak gibi hepsini hayvanlara vermiĢ, insanlara güzel huylar
kalmıĢtır.
Ama bazı insanlar var ki; eğitimsizlik ve inançsızlıkları nedeniyle Kur‟an‟da: “Belhüm
adel” denilen hayvandan da aĢağı davranıĢlar sergilemektedir. Hareketleri nedeniyle kendine
“hayvan” dedirtenler vardır.
ġair Ģöyle der:
“Yılan mısın kimi görsen sokuyorsun?
BaykuĢ musun nereye konsan yıkıyorsun?”
*
*
*
Öfkeyi yenmek gerekir, yenemiyoruz. Öfke bizi yeniyor.
Her Ģeye kızıyoruz. EĢeğinden alamazsak, semerine kızıyoruz. Öfkeyi kontrol edemiyor;
kırıp döküyoruz.
Atalarımız: “Öfke ile kalkan zararla oturur,” demiĢ. Doğru, bu yüzden iyiliklerden,
güzelliklerden mahrum oluyoruz. Aslında her öfke, sabırla, hoĢgörü ile yatıĢtırılabilir.
Hadislerde: “Öfke Ģeytandandır.” (Seçme Hadisler:88)


“Birinin Allah rızası için öfkesini yenmesinden daha büyük bir amel yoktur.”
(Age:122/83)
“Kuvvetli, güreĢte yenen değil, öfke anında öfkesini yenedir.” (R.Salihin:650)
Kur‟an‟da da Ģöyle geçer:


“O takva sahipleri öfkesini yutarlar ve insanları affederler.” (Al-i Ġmran:134)
“Öç almayıp bağıĢlamak büyüklerin hareketidir.” (ġura:43)
*
*
*
Allah’ın yarattıklarına acımak, merhametli davranmak gerekirken; ölüyorum
diyene öl, yandım diyene yan deniliyor.
Hâlbuki merhametle davranana, acıyana Allah da merhametle muamele eder ve acır.
Acımayana Allah acımaz.
Peygamber (as) Ģöyle buyurur:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 103
Mustafa ÖSELMİŞ

“Bir kimse merhamet etmezse, merhamet olunmaz. Bir kimse affetmezse, af olunmaz.
Bir kimse tövbe etmezse, bağıĢlanmaz. Günahlardan korunmayan da korunmaz.”
(Ramuz el-Ehadis:446/12)
*
*
*
Kolaylık gösterilecek yerde güçlük çıkartılıyor, zorlaĢtırılıyor.
Ġyi muamele etmek, iĢleri kolaylaĢtırmak, iĢleri zorlaĢtırmamak insani ve Ġslami bir
davranıĢtır.
KolaylaĢtırmakta sevap vardır. ZorlaĢtırmakta da günah vardır. Dinimiz tebessüme bile
sadaka sevabı vaat etmiĢtir.
Allah Ģöyle buyuruyor:

“Allah sizin için kolaylık ister. Zorluk istemez.” (Bakara:185)
Hz. AiĢe Ģöyle der: “Allah Resulü iki durumdan birini seçmek gerektiğinde, eğer kötü
değilse, mutlaka kolay olanı seçerdi.” (Buhari, Edep:80)
Peygamber (as):


“KolaylaĢtırınız, güçleĢtirmeyiniz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” (Seçme
Hadisler: 76/3)
“Ġnsanlara yumuĢak davranmayan, hayırdan mahrum olur.” (Ġbn-i Mace, Edep:9)
buyurmuĢtur.
*
*
*
Utandırmamak, ayıp örtmek, sır saklamak yerine aksini yapmaktan zevk alanlar
oluyor.
Olgun kimse, baĢkalarının ayıbını, kurusunu görmek yerine, kendi kusurunu gören
insandır.
Hatasız insan olmaz. “Ġnsan beĢer, ĢaĢar, eyler hata üçer, beĢer,” denmiĢtir. Ġnsanları
hatalarından dolayı ayıplamamak gerekir.
Bir hadiste Ģöyle buyrulur:

“Bir kimse, bir mü‟min kardeĢini bir kusurundan dolayı ayıplarsa, kendisi o kusuru
iĢlemeden ölmez.” (Tirmizi, Kıyamet:53)
Atalarımız: ”Kınama komĢunu, gelir baĢına” demiĢlerdir.
Allah‟ın bize bir emri de Ģöyle:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 104
Mustafa ÖSELMİŞ


“Hakkında bilgin bulunmayan Ģeyin ardına düĢme. Çünkü kulak, göz ve gönül ondan
sorumludur.” (Ġsra:36)
“Çirkin Ģeylerin yapılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahrette de çetin bir
azap vardır.” (Nur:19)
*
*
*
Hüsn’ü-zan beslemek yerine neden su-i-zan besleniyor?
Kötü düĢünmek, kötü zannetmek kötü huydur. Ġyi niyet beslemek, olumlu düĢünmek,
iyiye yormak iyi huydur.
Su-i zanda iftira da vardır. Su-i zanla kötülüğe sebep olunur. Ġnancımızda kötülüğe sebep
olan; o kötülüğü bizzat iĢlemiĢ gibi sorumlu olur.
Kur‟an‟da: “Ey iman edenler! Zandan sakının, zannın bir kısmı günahtır.” (Hücurat:12)
buyrulurken peygamber (as)‟da: “Kötü zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır,”
buyurur.
*
*
*
KonuĢurken, okurken, yazarken hoĢgörü hep dilimizde ama öfke anı, kızgınlık hali,
Ģiddet, küfür, lanet dilimizde…
HoĢgörüsüzlükten kavgacı bir toplum olduk. Kimsenin kimseyi hoĢ gördüğü, affettiği
yok. Birbirimizin ayrı dinde, mezhepte, partide, takımda olmasını bile hazmedemiyoruz.
Hâlbuki baĢkalarını affetmek insanın affına sebep olur. Kötülüğe kötülük herkesin iĢi,
kötülüğe iyilik er kiĢinin iĢidir.
Allah bize Ģunu emrediyor:

“BağıĢlayın, Allah da sizi bağıĢlasın.” (Nur:22)
Peygamberimiz (sav) bir kusur iĢleyen için ashabına: “Sakın utandırmayın,” der. Sonra
da tatlı tatlı “ġöyle yapanlar oluyor…” der uyarır ve ikazda bulunurdu. Bir hadislerinde Ģöyle
buyurmuĢtur:


“Kim baĢkasının ayıbını örterse, Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter.”
(R.Salihin:239)
“Bir kimseye Ģer olarak, bir Müslüman kardeĢine hakaret etmesi yeter.” (Age:1605)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 105
Mustafa ÖSELMİŞ

GÜZEL DAVRANIġLAR
DavranıĢlar iki türlüdür. Ya faydalıdır, ya faydasız. Faydasız olmakla beraber
zararlıdır.
Bazı insanlar kötü davranmayı alıĢkanlık haline getirmiĢtir. Faydalı olmaktan, iyilik
yapmaktan zevk almazlar.
Atalarımız: “At tepmez, köpek ısırmaz demeyin. YaratılıĢı kötü olan mutlaka bir
hainlik yapar,” demiĢtir. Mesela lağım kurdu ile elma kurdunun yerlerini değiĢtirseniz ikisi de
yaĢamaz. Camideki ile meyhanedekinin de yerini değiĢtiremezsiniz. Herkesin beslendiği,
zevk aldığı bir ortam vardır.
Bir de iyi ortamlarda yetiĢmiĢ, eğitim görmüĢ, faydalı ve güzel Ģeyleri alıĢkanlık
haline getirmiĢ kimseler vardır ki; onlar da kötülükten zevk almazlar. Ġyilik yapmadan da
rahat edemezler.
Ġnsan yüce bir varlık olarak yaratılmıĢtır. Kendisine de bazı üstün görevler verilmiĢtir.
Buna rağmen insan kelimesi, “nisyan” dan gelir. Ġnsanın isyan etme ve günah iĢleme zaafı
vardır.
*
*
*
Emanete sahip çıkmak, onu korumak, ehline vermek, hainlik etmemek, güzel
huylardandır.
Emanete riayet, müslümanın vasfıdır. Peygamber
“Muhammed‟ul-Emin” (Güvenilir Muhammed) adını almıĢtır.
(as)
yaĢadığı
toplumda
BaĢlangıçta emaneti hiçbir Ģey yüklenmedi, kabul etmedi, ancak insan onu kabullendi.
(Ahzab:72) öyleyse her Ģey insana emanettir.
Kur‟an‟da: “Onlar ki; emanetlere ve verdikleri sözlere riayet ederler.“ (Mü‟minun:8)

“Kim emanete hainlik ederse, kıyamet günü hainlik ettiği Ģeyin günahı boynuna asılı
olarak gelir.” (Al-i Ġmran:161) buyrulur.
Ġnancımızda emanete hainlik, verdiği sözde durmamak münafıklık
tanımlanmıĢtır. Emanete sahip çıkılmaması kıyamet alametlerinden sayılmıĢtır.
olarak
Allah emaneti ehline vermemizi emrediyor. (Nisa:58)
Ġnsan güvenilir olmalı, etrafına da güven vermelidir. Eskiden bir söze güvenilirdi.
ġimdi çeke, senede bile güvenilmiyor.
Ahde vefa imandandır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 106
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Son yılların meĢguliyeti; insanlar arasındaki saygıyı, samimiyeti, dayanıĢmayı,
hatta selamlaĢmayı bile bitirmiĢtir.
SelamlaĢmada çok ihmalkârız. Ġsteksiz selam veriliyor. Gönülsüz selam alınıyor.
Mecburen, mecburiyetten oluyor. Hatta ağızla söylemeye üĢeniyoruz; baĢımızla, el kol
hareketleriyle geçiĢtiriyoruz. Veya selam yerine geçmeyen kelimelerle selamlaĢıyoruz.
Aceleciyiz; eve, iĢ yerine pat diye giriveriyoruz, selam bile vermiyoruz.
Hâlbuki selam; barıĢtırır, esenliktir, dualaĢmadır, sıcak bir diyalogun anahtarıdır.
Selam, hiç eskimeyen bir sözdür.
Allah Kur‟an‟da Ģöyle emrediyor:



“Size selam verildiği zaman sizde ondan daha güzeli ile selamlayın yahut aynı ile
karĢılık verin. ġüphesiz Allah her Ģeyin hesabını arayandır.” (Nisa:86)
“Ev halkına selam vermeden içeri girmeyin.” (Nur:27)
“Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaĢama dileği
olarak selam verin.” (Nur:61)
Bu konudaki peygamberimizin emir ve yasakları da Ģöyle:





“Aranızda selamı yayınız.” (R.Salihin:851)
“Ġnsanların Allah katında en makbul olanı önce selam verendir.” (Ebu Davut,
Edep:144)
“Ailene selam ver ki; senin ve ailenin üzerine bereket olsun.” (Tirmizi, Ġst‟zan:10)
“Selam kelamdan önce gelir.” (B.Hadis Külliyatı:4/7684)
“Bir yere girdiğiniz zaman selam verin. Kalkarken de selam verin.” (Age:7679)
*
*
*
ĠĢlerimizde danıĢma, sorma, görüĢ alma ihtiyacı duymuyoruz. Bunun için mağdur
oluyoruz, mahrum oluyoruz, üzülüyoruz.
Ġnsan her zaman yanılabilir, hata edebilir, yanlıĢ yapılmayacak yerde yanlıĢ yapabilir. Bu
yüzden, sormaya, danıĢmaya ve görüĢ almaya muhtaçtır. Allah insanı yaratmıĢ, kendi haline
bırakmamıĢ, peygamber göndermiĢ, kitap göndermiĢtir.
Ġnsan dünya ve ahret iĢlerinin kendi kendine altından kalkamaz. Hz. Ali (ra): “ĠstiĢare ile
hak olan yol bulunur,” demiĢtir.
Atalarımız: “Soran yanılmaz.”, “Bin bilsen bir de bilene sor.”, “DanıĢan dağlar aĢmıĢ,
danıĢmayan düz yolda ĢaĢmıĢ,” demiĢlerdir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 107
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz (as): “ĠstiĢare eden mahrum kalmaz. ĠstiĢare eden piĢman olmaz. ĠstiĢare
eden darlık görmez. ĠstiĢare eden yardım görür.” (Ramuz el-Ehadis:374/8+108/1)
“DanıĢan dağlar aĢmıĢ, danıĢmayan düz yolda ĢaĢmıĢ,” diye bir atasözümüz var.
Kur‟an‟da: “ĠĢlerinde istiĢare et.” (Al-i Ġmran:159)


“Onların aralarındaki iĢleri istiĢare iledir.” (ġura:38)
“Bilmiyorsanız bilene sorun.” (Nahl:43)
Peygamberimiz (as): “ĠstiĢare eden zillete düĢmez.” (Hadis Ans:16/42) buyurmuĢtur,
ashabıyla hep istiĢare etmiĢtir.
ĠstiĢare herkese yapılmaz. Her konuda da istiĢare olmaz. Dinde açık hüküm olan bir
konu dinden baĢkasına sorulmaz.
Osman Gazi, oğlu Orhan Gazi‟ye Ģöyle vasiyet etmiĢtir:

“Allah‟ın buyruğundan gayri iĢ iĢlemeyesin. Bilmediğini âlimlere sorup öğrenesin.
Ġyice bilmeyince bir iĢe baĢlamayasın. Sana itaat edenleri hoĢ tutasın. Dünyayı
adaletinle Ģenlendir. Ulemaya riayet eyle ki devlet iĢleri nimaz bulsun…”
*
*
*
Bir felaket anında bazı üzücü olaylar karĢısında basıyoruz feryadı. Sabır tavsiye
edenlere, “Beterin beteri vardır,” diyenlere, “Bundan daha beter ne olabilir?” diyoruz.
Sabır, nefse ağır gelene katlanmak, felaket anında sızlanmayıp Allah‟tan gelene rıza
göstermektir.
Rabbim kulunu her zaman imtihan eder. HoĢumuza gidenle de, gitmeyenle de imtihan
eder. “Sabrın sonu selamettir,” derler.
Allah Ģöyle buyuruyor:

“HoĢlanmadığınız bir Ģey sizin için iyi olabilir. HoĢlandığınız bir Ģey de sizin için kötü
olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Bakara:216)
Dünya bir imtihan yeridir. Ġmtihanı kazananlara büyük mükafat vardır. Kur‟an‟da:

“Sabredenlere mükâfatları elbette sınırsız olarak verilir.” (Zümer:10) buyrulur.
Kutsi hadiste de:

“Benim takdirime razı olmayan, verdiğim belaya sabretmeyen, benden baĢka Rab
arasın.” (Ramuz el-Ehadis:327/1)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 108
Mustafa ÖSELMİŞ

“Kullarımdan birinin vücuduna, malına veya çocuğuna bir musibete uğrattığımda o
bunu sabırla karĢılarsa, kıyamette onun için mizan kurmaktan, onun için amel defterini
açmaktan hayâ ederim.” (H.H.Erdem, Ġlahi Hadisler:77) diyor.
Peygamber (as) da Ģöyle müjde veriyor:


“Hastalık isabet eden kimse sabreder, haline Ģükrederse, günahları sonbahar yaprakları
gibi dökülür.” (Buhari, Merda:13)
“Mü‟min‟in baĢına ne gelirse, bunlar onun günahlarına kefarettir.” (Müslim, Birr:52)
Ġnsan yapısı itibariyle çok acelecidir, sabırsızdır.
*
*
*
Bunca nimete Ģükür gerekmez mi? Ama insan aza kanaat getirmiyor. Ġhtiyacı
kadarıyla yetinmiyor. Çok, çok, daha çok istiyor. Aza da Ģükretmiyor, çoğa da
Ģükretmiyor.
ġükürsüzlük, nimetin kimden olduğunu düĢünmeme ve nimete teĢekkür etmeme yaygın.
Ġnsan elindeki nimeti görmüyor. Ne zaman elinden çıktı, o zaman farkına varıyor.
Ġnsan kendine iyilik edene teĢekkür etmeyince bir huzursuzluk duyuyorsa, Allah‟a
Ģükretmeyince de huzursuzluk duyacaktır.
Ġnsan helal yiyip içmiyorsa, düzgün yaĢamıyorsa, ona Ģükür nasip olmaz. Kur‟an‟da:
“ġükredin; sakın nankörlük etmeyin,” buyruluyor. (Bakara:152)
Rahman suresinde Allah defalarca soruyor: “Hangi nimetimi yalanlayabilirsiniz?” diye.
Her nimete, her Ģeye Ģükür gerekir. Bir gözü kör olan, diğer gözü için Ģükretmelidir.
Onun Ģükretmesi “Öbür gözümü de kör et” anlamına gelmez. Her hale Ģükür gerekir. Çünkü
beterin beteri vardır.
ġükür, Allah‟ın emridir. Kulun Ģükretmesi, kulluk borcudur. Kulun Ģükrü, bülbülün
ötüĢü gibi olmaz. Bir Ģeyin Ģükrü, onun hakkını vermekle olur. Varlık sahibi bülbül gibi ötüp
durmaz. Onun Ģükrü faydalı olmak ve faydalandırmakla olur.
Nimet Ģükürle artar. ġükrü eda edilmeyen Ģey azalır ve huzur vermez. Allah Ģöyle diyor:

“ġükrederseniz; nimetimi arttırırım.” (Ġbrahim:7) Allah‟ın nimetine hamd ve Ģükür,
nimeti yok olmaktan, telef olmaktan korur.
ġükür; Allah‟ın gazabını önler, rahmete vesile olur. Kur‟an‟da: “Eğer siz iman eder ve
Ģükrederseniz, Allah size neden azap etsin? Allah Ģükre karĢılık veren ve her Ģeyi bilendir.”
(Nisa:147)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 109
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (as) her hal üzere Ģükretmemizi istiyor.
*
*
*
Felaket anında musibetlere karĢı tavrımız; “kahrolsun”, “lanet olsun”, “bu da
nereden çıktı?”, “bula bula beni mi buldu?” … olmamalı.
Ne diyeceğiz, nasıl düĢüneceğiz ve nasıl davranacağız? Her Ģeyin bir imtihan olduğunu,
bize bir ikaz ve uyarı olduğunu düĢüneceğiz. “Bunda benim hatam ne?” diyeceğiz. Her Ģeyin
Allah‟tan olduğunu bilip, sabır göstererek inancımızı devreye sokacağız. Bir de olanlardan
ders alacağız.
Hiçbir Ģey durup dururken karĢılıksız olmaz. Ġnsan hak etmeden bir felakete uğramaz.
Kur‟an‟da:


“BaĢınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle iĢledikleriniz yüzündendir.”
(ġura:30)
“Allah kimseye zulmetmez, kul kendi kendine zulmeder.” (Yunus:44) buyurmuĢtur.
Eğer bela ve musibetler karĢısında inanç devreye girerse, acı ve ızdırapları sevaba
dönüĢtürebiliriz. Değilse, kendi kendinize acıları, zararları büyütmüĢ oluruz.
Unutmayalım ki; baĢa gelen istenmeyen olaylar sabırla karĢılanıp, isyan edilmezse,
günahlara kefaret olacaktır.
*
*
*
Zaman zaman inancı, itikatı bozuk, kötü niyetli kimseler birçok konuda kafa
karıĢıklığına neden oluyor. Bunlara kananlar ve uyanlar oluyor. Bu sapığın
sapıtmasıdır.
Bunlar kendilerini çağdaĢ fetvacı, kurtarıcı ilan edip, zayıf görüĢlerle sahte gündem
oluĢturuyorlar. Birliği, beraberliği, inanç bütünlüğünü bozmak istiyorlar. GörüĢlerinin
kaynağı kendileri ve kendi yazdığı kitaplar oluyor.
Ne yapmalıyız? ġeytandan ve hilelerinden uzak durmaya çalıĢtığımız gibi bunlardan da
uzak durmalıyız. ĠĢin doğrusunu öğrenmek için sorup araĢtırmalıyız. Doğru kaynaklara
baĢvurmalıyız. Yoksa atalarımızın dediği gibi: “Rehberi karga olanın burnu pislikten
kurtulmaz,” bir de atalarımız: “Çürük baklanın kör alıcısı olur,” demiĢlerdir. Aldatılan
duruma düĢülmemelidir.
Kur‟an uyarıyor:

“Ġnsanları kıyamet günü önderleri ile beraber çağıracağız.” (Ġsra:71)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 110
Mustafa ÖSELMİŞ

“Firavun kıyamet günü kavminin önüne düĢecek ve onları ateĢe götürecektir.”
(Hud:98)
Allah Resulünü Ģöyle uyarıyor:


“Birileri dinin temizliğini bozacak Ģeyler söylerse, Allah‟ın, lanet edicilerin,
meleklerin ve bütün Müslümanların laneti onların üzerine olsun.” (Ramuz el-Ehadis:
507/5)
“Sizden bazıları yalan söylerler. Kim bunların yalanlarını tasdik ederse, ben onlardan
değilim, onlarda benden değildir.” (Age:141/9)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 111
Mustafa ÖSELMİŞ
BEġĠNCĠ BÖLÜM
KÖTÜ AHLAK
Rasulüllah (sav) Ģöyle buyuruyor:









“Ġnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, onların yüzleri insan yüzü, kalpleri ise
Ģeytan kalbi olacak. Onlar:
Kan dökecekler,
Çirkin davranıĢlardan kaçmayacaklar,
Kendilerine uyanları gözetecekler,
Kendilerine güvenene ihanet edecekler,
Çocukları ahlaksız, gençleri arsız olacak,
YaĢlıları iyiliği emretmeyecek, kötülükten sakındırtmayacak,
Onların yanında sünnet bid‟at gibi, bid‟at sünnet gibi olacak,
Ġdarecileri yanlıĢ yapacak.
ĠĢte o zaman onlara, Ģerliler musallat olacak. Hayırlı kimseler dua eder ama duaları
artık kabul olmaz.” (Ramuz el-Ehadis:502/11)

KÖTÜ HUYLARDAN KAÇINMAK
“Ġnsanın eti yenmiyor, derisi giyilmiyor ölünce çabucak gömelim,”
kokuĢturuluyor. Bu durumda da insanın ahlakından baĢka neyi var Allah aĢkına?...
Ġnsanımız kendisini çirkinleĢtiren kötü huylardan kaçınmıyor.
Kısaca kaçınılması gereken kötü huylar Ģunlardır:


















Yalancılık, sahtekârlık,
Zulüm ve merhametsizlik,
Hırs, tembellik, cimrilik,
Ġhanet, hainlik,
Tembellik, pısırıklık, tepkisizlik, korkaklık,
Ġsyankârlık, inatçılık, geçimsizlik,
Bencillik, bozgunculuk,
Münafıklık, iki yüzlülük,
Yersiz kıskançlık,
Hissizlik, duygusuzluk,
BoĢ Ģeylerle uğraĢmak, faydasız iĢ yapmak,
Hayâsız olmak,
Kötü sözlü, kaba, kırıcı olmak,
Öfkeli davranmak,
Hafif meĢrepli olmak,
Yersiz Ģaka yapmak,
Ġftira etmek,
Gıybet etmek vb…
diye
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 112
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Kötü alıĢkanlıklar seviliyor. Vazgeçmeye gayret sarf edilmiyor.
Ġnsanın alıĢkanlıkları insanı ele verir. Ġyisi, kötüsü alıĢkanlıları ile bilinir.
AlıĢkanlıklar çabuk kazanılır. Çok zor bırakılır. Aslında alıĢkanlığa insan isteyerek
baĢlar, sonra istese de bırakamaz. AlıĢkanlıklar onu yönlendirir.
Yapılacak en hayırlı iĢ güzel alıĢkanlıklar edinmektir. Bunu irade sahibi, güçlü kimseler
baĢarır.
*
*
*
Ġnsana tatlı gelen huylar var ki; onun mahcup olmasına, piĢmanlık duymasına ve
mahvolmasına neden oluyor. Bunlardan bir kaçını hatırlayalım:


Yalan söylemek: ĠĢine, sözüne, görünüĢüne yalan karıĢtırmayan hemen hemen yok.
Yalan; iki yüzlülük hastalığıdır. Yalandan melekler bile rahatsız olur.
Gururlanmak: Dağları ben yarattım derecesinde dolaĢılıyor. Hayatta geçici, bize ait
olmayan Ģeylerle gururlanmaya değmez.
Osmanlı padiĢahları kendilerine: “Gururlanma padiĢahım, senden büyük Allah var,”
denmesini ister ve bundan hoĢlanırlardı.
Hayatın sonu ne? Bir kefen, iki metrelik çukur değil mi?




Gıybet etmek: Ölü eti yemek olduğu için bazılarına pek tatlı geliyor. Söylenmesinde
ve dinlenmesinde hayır olmayan sözlerdir.
Ġftira atmak: Masum insanın karalanmasıdır. Ġftira yanan bir ateĢtir; iki tarafıda
yakar.
Kötü zanda bulunmak: Zan, sözün yalanıdır. Zannın içinde iftira da vardır, yalan da
vardır, gıybet de vardır. Kötü zan, telafisi mümkün olmayan yaralar açar.
Menfaatçilik: Ġnsan yalnız kendini düĢünmemeli, çıkarına göre hareket etmemelidir.
Hep kendisinin olsun, baĢkalarına ne olursa olsun, kendine bir Ģey olmasın.
Menfaatin yoksa “Öküz öldü, ortaklık bitti” deyip insanlığı bitirme noktasına
geliniveriyor.
Acılar, tatlılar paylaĢılırsa hayat güzel olur. Olumsuz düĢünce, bencil davranıĢ insanı
rahatsız eder, hasta eder.


Cimrilik: Cimrilik aslında cimri davranılan Ģeyin helak olmasına, telef olmasına
sebep olur.
Haset etmek: Haset, her iyiliği yiyip bitiren, insanı rahatsız eden bir mikroptur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 113
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah: “Sizde olmayanı hasetle arzu etmeyin,” diyor. (Nisa:32) Felak suresinde haset
eden hasetçinin Ģerrinden kendisine sığınmamızı emretmiĢtir.
Hani Müslüman kendisi için istediğini baĢkaları için de isteyecekti? Hani kendisi için
istemediğini baĢkaları için de istemeyecekti?
Yeryüzünde ilk cinayet haset yüzünden çıkmıĢtır.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 114
Mustafa ÖSELMİŞ
ÖLÇÜLÜ OLMAK

Yapmadığını yaptım diyerek atıp tutuluyor. Büyük vebal altına giriliyor. Atıyorum
diye söze baĢlanıyor, desteksiz, mesnetsiz atılıyor.
Atalarımız: “DüĢünmeden konuĢan insan, niĢan almadan ateĢ eden avcı gibidir,”
demiĢlerdir.
KonuĢmada da bir ölçü olmalıdır, doğruluk olmalıdır.
ġair: “Laf ile verir dünyaya nizamât
Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde” demiĢtir.
Adam konuĢuyor, söyledikleri güzel ama adamın hayatına, ailesine bakıyorsun, o
söylediklerini bulamıyorsun.
Kur‟an uyarıyor:
“Gerçekleri bile bile insanlarla iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz?”
(Bakara:44),
“Ey iman edenler! Yapmadığınız Ģeyleri niçin söylüyorsunuz?” (Saff:2)
“Yapmadığınız Ģeyleri söylemeniz Allah katında büyük bir nefretle karĢılanır.”
(Saff:3)



*
*
*
Yapılanın teĢhirinden, ona buna gösteriĢ yapmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz.
Herkes görsün, herkes duysun istiyoruz.
Bir yumurta yumurtlayan tavuğun mahalleyi ayağa kaldırdığı gibi herkese yaptığımızı
duyurmaya çalıĢıyoruz.
Riya, övünmedir, imrendirmedir, gururlanmadır. Riya Ģirke götürebilir. Kur‟an‟da:


“O riyakârlar, iĢlediklerinden hiçbir Ģey kazanmazlar.” (Bakara:264)
“Münafıklar, amelleri ile halka gösteriĢ yaparlar.” (R.Salihin:1616-1619)
Peygamberimiz: “Amelimi kiramen kâtibinden saklama gücüm olsaydı, saklardır,”
demiĢtir.
Ancak bazı amelleri örnek olsun, baĢkaları da yapsın niyetiyle göstermekte bir sakınca
yoktur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 115
Mustafa ÖSELMİŞ
Esnaftan bazıları insanlara dindar görünmeye çalıĢıyor. Tesbihi ile takası ile veya
göstere göstere camiye gitmesi ile insanları kandırmaya, daha çok para kazanmaya çalıĢıyor.
Ayrıca hacılığı malzeme yaparak, dindarlık mesajı vermeye çalıĢanlar oluyor.
Dindarlık kula karĢı olmaz, dindarlık Allah‟a karĢı olur. Din alıp, din satanın kazancı
meĢru değildir.
Maun suresinde gösteriĢ yapanlara: “Yazıklar olsun!” denmiĢtir.
Peygamber (as)‟ın ifadesiyle:


“Ġnsanlara baĢka baĢka yüzle yaklaĢan, insanların en Ģerlisidir.” (Buhari, Menakıb:1)
“GösteriĢ için ibadet yapmak Ģirktir.” (Ramuz el-Ehadis:428/1)
*
*
*
Kendini büyük, baĢkalarını küçük görme, yani hakir görme alıĢkanlığı var.
Büyüklük ölçüsü gurur kibir değildir. Mal, mülk de değildir, ırk da değildir. Güzellik hiç
değildir. Bunlar boĢ Ģeylerdir.
Peygamberimiz: “Ġnsana günah olarak, Müslüman kardeĢini küçük görmesi yeter,”
buyurur. (Müslim, Birr:32)
Allah: “Ġnsanları arkadan çekiĢtirip, kaĢ göz iĢaretleriyle eğlenmeyi adet haline
getirenlerin vay haline!” (Hümeze:1) diyor.
Kusur araĢtırmak, alay etmek, kınamak, hak tecavüzüdür. Bir hadiste: “Kim bir
Müslüman kardeĢini kınarsa, o hal onun baĢına gelmeden ölmez,” buyrulur.
*
*
*
Çabuk karar verme, acele davranma, trafikte sürat yapma hatasına düĢülüyor.
Peygamber (as) arefe günü Arafat‟tan dönerken bazıları acele ederek bağırıp çağırıyor,
develeri dövüyorlardır. Onlara:

“YavaĢ olun, acelecilikle sevap kazanılmaz,” dedi.
Bir hadislerinde de: “Acele Ģeytandandır,” demiĢtir.
Atalarımız: “Acele iĢe Ģeytan karıĢır,” demiĢlerdir.
Trafikte kırmızı ıĢıkta geçiliyor, hız yapılıyor, yarıĢ yapılıyor, büyük zarar veriyor ve
görülüyor. Ne derler: “Acele giden; ecele gider.”
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 116
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Olanla yetinmeyen, var olduğu halde baĢkasının emeğini yiyen, hatta fakirin
hakkını dilenerek gasp edenler oluyor.
Kendini fakir, sakat göstererek yalan söylemiĢ oluyorlar. Ġhtiyacı olmadan dilenen kul
hakkını çiğnemiĢ oluyor.
Sürekli dilenen, baĢka ihtiyaç sahiplerinin hakkını topladığı için, topladıkları helal ve
meĢru değildir.
Ġhtiyaç sahibi olan, ancak o günkü ihtiyacı kadar dilenebilir.
“Allah rıza için” diyerek merhamet duygularını istismar edenlere fırsat vermemek
gerekir.
*
*
*
Bazı insanlar eften püften meselelerden dolayı insanlara küsüyor. Ortada bazen bir
mesele olmuyor. Varsayımlar üzerine hareket ediliyor.
Darılarak münasebetleri kesmek zayıflıktır. Adama yanlıĢını söyle darılıyor, doğrusunu
söyle darılıyor. Bir beklentisi oluyor, cevap alamayıp darılıyor. Ġyilik ediliyor, iyiliğe layık
olmadığı için kırılıyor.
Bir hadiste: “Bir müslümanın Müslüman kardeĢini üç günden fazla terk edip küsmesi
helal olmaz.” (Ebu Davut, Edep:47) buyruluyor.
Kin gütmek, intikam almak Ġslam‟ın hoĢ görmediği bir iĢtir.
*
*
*
Öfke yenilemiyor, öfkeyle kalkan zararla oturuyor. Durup dururken kavga ediliyor.
Cinayet iĢleniyor. Anlık öfke her Ģeyi mahvediyor. Öfkeyle kalkan zararla oturuyor.
Bir sahabe peygambere:


“Bana öğüt ver,” diyor. Peygamber (as) ona:
“Kızma!” diyor. Bunu üç defa tekrar ediyor.
Kur‟an‟da affedip bağıĢlamanın büyüklerin iĢi olduğu bildirilir. (ġura:43) Hiddetini
yenenlere cennet vaat ediliyor. (Ali Ġmran:134) Ġyiliklerin kötülükleri götüreceği haber
verilmiĢtir. (Hud:114)
Peygamberimiz de Ģöyle buyuruyor:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 117
Mustafa ÖSELMİŞ




“Birinizin Allah rızası için öfkesini yenmesinden daha büyük bir amel yoktur.”
(Seçme Hadisler:122/83)
“Kim baĢka birinin ayıbını örterse kıyamet günü Allah da onun ayıbını örter.”
(R.Salihin:239)
“Sizden biri ayakta iken öfkelenirse, hemen otursun. Rahatlamaz, öfkesi geçmezse,
uzanıp yatsın.” (Ebu Davut, Edep:4)
“Öfke Ģeytandandır. ġeytan ateĢten yaratılmıĢtır. AteĢ ise ancak su ile söndürülür.
Bunun için biriniz kızdığı zaman abdest alsın.” (Age:4784)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 118
Mustafa ÖSELMİŞ

KALBĠN HASTALIKLARI
Ġnsan dıĢını temizlerken, diĢini, yüzünü temizlerken kalbini temizlemeyi
unutuyor.
Görünen hastalıkları örtbas etmek için “Benim kalbim temiz, sen kalbe bak” diyor.
Kalbe insan değil, kalbe Allah bakar. Allah insanın Ģekline Ģemaline bakmaz.
Peygamberimiz bunu Ģöyle ifade etmiĢtir:

“Allah görünüĢünüze, mallarınıza değil, kalplerinize bakar, amellerinize değer verir”
(Müslim Birr:34)
Kaygusuz Abdal da:

“ġu Âdem dedikleri,
El ayakla baĢ değil,
Âdem manaya derler,
Sûret ile kaĢ değil,” demiĢtir.
Beden ne kadar diri ve temiz olursa olsun, kalp hastalıklı ise, nasıl temiz olur, nasıl
iyiliklere güzelliklere yataklık eder. Kalp kötülüklere merkez olduysa o kalp ölmüĢ demektir.
Kalp, yapması gereken görevleri yapmayınca mühürlenir, paslanır, kararır.
*
*
*
Saygıdan, sevgiden yoksun kalp katılaĢır. Merhamet duygusu kaybolur. O insan
ahretsiz dünya hayatı yaĢar.
Kalp kiĢiye göre iyinin de kötünün de merkezidir. MeĢru iĢ yapılmaz haram lokma
yenirse kalp o zaman iyilikleri kabul etmez. Günahtan ürpermez.
Peygamber (as): “Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dil doğru olmadıkça
kalbi doğru olmaz.” (Ġbn-i Hanbel:11/198) der.
Kalp gıdasını alamazsa, duyarsızlaĢır, bencilleĢir, kimseyi umursamaz, saygı duymaz,
acımaz, Allah korkusu taĢımaz, günaha dalan, öğüt dinlemez.
Kalp ölü olursa, insanların baĢına gelen kötülüklere üzülmez, hatta “Oh olsun!” der gibi
bir tavır takınır. “Bana ne” der.
Kalbin hastalıkları vardır. Eğer bunlara dikkat edilirse, kalp Allah‟ın nazar ettiği yer
haline gelir.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 119
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsan, kanmaya, kandırmaya, aldanmaya, aldatmaya meyilli olan bir varlıktır.
Birçok konuda akıllı geçinir, açıkgöz geçinir, aldattığını zanneder ama her seferinde
aldanır. Yani zararlı çıkan kendisi olur.
Müslüman, doğru insan demektir. Çünkü Allah:


“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hud:12)
“Doğrularla beraber ol.” (Tevbe:119) diye emrediyor.
Doğruluktan ayrılana, baĢkalarını aldatmaya çalıĢana, Allah rahmet gözü ile bakmaz.
DüĢmanları tarafından bile güvenilir Muhammed demek olan “Muhammed‟ül-Emin” diye
anılan peygamber (as) Ģefaat etmez. Çünkü O:


“Aldatan bizden değildir,” diyor. (Müslim, Ġman:164)
“Verdiğiniz söze aykırı davranmayın. Kimseyi aldatmayın,” diyor. (Müslim, Cihad:3)
Hileli davranıĢları ile Allah‟ı ve kullarını aldatmaya çalıĢan kendini aldatmıĢ olur.
Hâlbuki insan her an nefsine, Ģeytana, kötülere, dünyaya karĢı aldanma halindedir.
*
*
*
TartıĢmayı, önümüze gelenle münakaĢa etmeyi, itiĢip kakıĢmayı, sapıtmayı,
inatlaĢmayı seviyor, saygı duymayı, saygılı davranmayı sevmiyoruz.
TartıĢma ikna yolu değildir. ĠnatlaĢmaya, zıtlaĢmaya neden olur. Bir hadiste: “Bir
topluluk ancak tartıĢma yolu ile sapıtır,” buyrulur. (B.Hadis Külliyatı:4/293) “MünakaĢa
etmeyin, münakaĢanın sıkıntısı eksik olmaz.” (Hadis Ans:4/191)
Peygamber (as) bize Ģunu tavsiye ediyor:

“Hayırların azlığına sebep olan sürtüĢmeyi ve münakaĢayı terk edin. Burada iki
taraftan biri yalancıdır. Neticede iki tarafta günaha girer.” (Ramuz el-Ehadis:284/12)
demiĢtir.
Kur‟an‟da: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır, onlarla en güzel Ģekilde
tartıĢ…” buyurmuĢtur. (Nahl:125)

“Allah ve resulüne itaat edin, birbirinizle çekiĢmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da
kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal:46)
buyrulur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 120
Mustafa ÖSELMİŞ
Çirkin bir alıĢkanlık var; ciddiyeti bırakıp, ölçüsüz Ģakalar yapmak.
ġakada alay oluyor, hor görme oluyor, yalan söyleniyor, korkutma oluyor. Bunun için
hakikat dıĢı ölçüsüz Ģakalar yapılmamalıdır.
Eğlence olsun diye insanlar incitilmemelidir, üzülmemelidir. EĢek Ģakası denilen Ģakalar
yüzünden insanlar zarar görmektedir. Hatta ölümle bile neticelenen Ģakalar yapılmaktadır.
Yerli yersiz Ģakalar ciddiyeti bozar. Bazı Ģeylerle Ģaka olmaz. Bazı Ģeylerinde Ģakası
olmaz. “Ben Ģaka yapmıĢtım” demek hiçbir Ģeyi geri getirmez.
Cenab-ı Allah: “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra Ģeytan aralarını
bozar…” (Ġsra:53) diye emretmiĢtir.
Peygamberimizde: “Yazıklar olsun ki, insanları güldürmek için konuĢur ve yalan söyler.
Yazık yazık ona!” diyerek Ģaklabanlık yapmayı, cıvık davranmayı kınamıĢtır.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 121
Mustafa ÖSELMİŞ

BOZULMAYA RAZI OLMAK
Kötü yol, kötü meĢguliyet, zararlı düĢünce ve iĢe yaramaz dost edinmek,
bozulmaya razı olmak demektir.
Kötü iĢ yapanlarla, meĢru yaĢamayanlarla beraberlik, kötü sonuçların habercisidir.
Peygamber (as): “Mü‟minlerden baĢkası ile düĢüp kalkma, yemeğini de ancak dürüst
kimseler yesin,” diyor. (R.Salihin:365)


“Müslüman olmayanlarla beraber yaĢamayın! Onlarla oturup kalkmayın! Onlarla olan
onlara benzer.” (Tirmizi, Siyer:1605)
“Kendilerine zulmeden insanların eğleĢtiği yerlerde eğleĢmeyin. Onlara dokunan azap
size de dokunmasın.” (Buhari, Enbiya:7) diye uyarıyor.
Cenab-ı Allah da Ģöyle emrediyor:


“Mü‟minleri bırakıpta kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve Ģeref mi)
arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet ve Ģeref Allah‟ın yanındadır.” (Nisa:139)
“Ey iman edenler! Mü‟minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Bunu yaparak
Allah‟a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” (Nisa:144)
En çabuk yozlaĢma ve bozulma, arkadaĢ vasıtasıyla olmaktadır. Ġnsan doğrularla
beraber olmalı ve doğru olmalıdır.
*
*
*
Maddi hastalıklardan çok manevi hastalıklar insanımızı meĢgul ediyor.
Nefsin arzu ve istekleri yuva yıkıyor, hayat karartıyor.
Ġnsanımız nefsin arzu ve isteklerinin peĢinde koĢmaktan yorgun. Nefsin kötü isteklerine
esir. Ne ahreti var, ne de dünyası!
“Nasılsın?” deyince “Ġyiyim” demek adet olmuĢ. Nefsin istekleri doğrultusunda yaĢayan,
günahtan günaha sürüklenenin nesi iyi olur?
Nefis hep kötülüğü ister, dünya zevklerini ister, günahtan hoĢlanır. Allah Ģöyle bildirir:


“Sana gelen kötülük nefsindendir.” (Nisa:79)
“Nefsini kötülüklerden arındıran, kurtuluĢa ermiĢ, onu kötülüklere gömen de ziyan
etmiĢtir.” (ġems:9-10)
Ġnsan en büyük imtihana nefsi ile tabi tutulur.
Peygamber (as): “Ümmetim için en çok korktuğum Ģey, nefislerinin arzu ve isteklerine
uymadır,” buyurur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 122
Mustafa ÖSELMİŞ
Nefis insana tuzak kurar, insanı o tuzağa çağırır, hep kendini beğenir, gösteriĢi sever,
servet makam düĢkünüdür, gıdası günah ve haramdır. Bunu peygamberimiz Ģöyle ifade
etmiĢtir: “Cehennem nefsin arzu ettiği Ģeylerle, cennet de nefsin sevmediği Ģeylerle
kuĢatılmıĢtır.” (R.Salihin:101)
*
*
*
Çoğu insan nefsine hakim olamıyor. ĠĢte o zaman nefis azıyor, azdırıyor. Ġnsanı
rezil ediyor.
Nefsini terbiye edip, hâkimiyet kuramayana nefsi hâkim olur. Ġnsan nefsi ile kavgalı
olmazsa, nefsi onu her zaman alt eder. Böylelerinde ile mahcubiyet eksik olmaz. KeĢkeler
ardı ardına sıralanır. Sonunda da acılı bir ölüm, sıkıntılı kabir hayatı, piĢmanlıklarla dolu ahret
hayatı onu bekler.
Nefse hâkimiyet, nefis terbiyesinden geçer. Ġnsan nefsi ile iyi anlaĢmalıdır. Nefsine Ģöyle
demelidir:


“Nefsim, dünyada mahcup olmak, ahrette piĢman olmak mı istiyorsun?”
“Nefsim, acılı bir ölüm, sıkıntılı kabir hayatı, ahrette meleklere, Allah‟a ve insanlara
karĢı rezil olmak mı istiyorsun? Nedir bu senin isteklerin?” demelidir.
1. Gazali, nefis terbiyesini, Ģahin terbiyesine benzetir. ġahini ehlileĢtirmek için önce
karanlık bir yerde tutarlar ve eski alıĢkanlıklarını unuttururlar. Sonra sahibi yavaĢ yavaĢ ona et
verir, Ģahin ona alıĢır, ona itaat etmeye baĢlar.
Nefis de ibadetlerle terbiye edilir.
Kur‟an‟da: “Rabbinden korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaĢtıran için Ģüphesiz
cennet yegâne barınaktır.” (Zariat40-41) denir.
Kutsi hadiste de: “Nefsinin arzularını benim için terk eden genç mü‟min, yanımda bir
kısım melekler gibidir.” (H.H.Erdem, Ġlahi Hadisler:50) buyrulur.
Peygamberimizin Ģu duasını ihmal etmemek lazım:

“Rabbim, beni göz açık kapayıncaya kadar nefsimin eline bırakma.” (Ebu Davut,
Edep:110)
*
*
*
Nefsin küçülttüğü insanlar helake sürükleniyor.
Nefis insanı yapıcı olmaktan, yardımcı olmaktan ve ideallerinden koparır;

Dini, ahlaki ve insani konuları unutturur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 123
Mustafa ÖSELMİŞ







Gururundan dolayı baĢkalarını küçük gösterir.
Hiçbir Ģeyi paylaĢtırmaz.
Öğrenmek, değiĢmek istemez.
Hiçbir zaman iĢin iyi tarafını göstermez.
Allah‟ın emirlerine karĢı direndirir, isyan ettirir.
Ġnsanlarla geçindirmez, hep kavga ettirir.
Hayatı oyun, eğlenceden ibaret görür.
Ġnsan oyun ve eğlence için yaratılmamıĢtır. Her Ģeyden önce insan sorumlu bir
varlıktır. Her Ģeyi düzene koymakla görevlidir.
Nefis çok ahmaktır. Hep kendi zararını ister, kendi aleyhine iĢ yapar. Eğer nefis güzel
Ģeylerle meĢgul edilmezse, nefis insanı manasız Ģeylerle, boĢ iĢlerle meĢgul eder.
Peygamber (as) bizi Ģöyle uyarıyor:

“Bir kimsenin boĢ Ģeylerle meĢgul olması, Allah‟ın onu terk ettiğinin iĢaretidir.
Ġnsanın kendini ilgilendirmeyen Ģeyleri terk etmesi, kiĢinin iyi Müslüman olduğunu
gösterir.” (Tirmizi, Zühd:11)
Kur‟an‟da Ģu uyarılar var:


“ÇalıĢmıĢ fakat boĢuna yorulmuĢtur, kızgın ateĢe atılır.” (GaĢiye:3-4)
“Dedi: Size yaptıkları iĢler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildireyim mi?
Bunlar, iyi ve güzel iĢler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatındaki çabaları boĢa
giden kimselerdir.” (Kehf:103-104)
*
*
*
Çağın hastalıklarından biri de televizyon hastalığıdır.
Televizyona sınır koyamıyoruz. Elde kumanda çocuklara da kötü örnek oluyoruz. Robot
gibiyiz, televizyon otur diyor oturuyoruz, kalk diyor kalkıyoruz. Emir komuta televizyonda.
BaĢka Ģeylere hissiz, duygusuz ve ilgisiz hale geldik. Sorunsuz, sorumsuz gece yarılarına
kadar televizyon karĢısında oturuyoruz. O kutu sihirli kutu. KarĢısındakileri büyülüyor. Her
kötülüğü telkin ediyor.
Neler izleniyor? Cinayet, gasp, hırsızlık, tecavüz, dans, küfür, içki âlemleri, ihanet,
kavga ve her kötülüğün hilesi…
*
*
*
Bile bile televizyonun yıkıcı etkisine maruz kalınıyor.
Yüz akı birkaç kanalın dıĢında televizyonun bize sunduğu Ģeylere bakın Allah aĢkına!
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 124
Mustafa ÖSELMİŞ
Filmi müstehcen, dizisi müstehcen, eğlencesi müstehcen, pop-top, eğlence, müstehcenlik
baĢka bir Ģey yok. Çocuklar, hanımlar üzerinde tahribat büyük.
Okuma, düĢünme, sohbet, ailenin eğitimi yok artık. Televizyon her Ģey. Hatta ibadetler
bile televizyonun müsadesine bağlı.
Televizyonun yaptığı yıkım, aklı baĢında olanları ĢaĢırtıyor. Bakıyorsun gençler,
çocuklar dejenere oluyor. Aileler yıkılıyor, insanlar her yönden bozuluyor. Güvenilir insan
bulunamıyor… Televizyonun yaptığı yıkımı, bize hiçbir düĢman yapamamıĢtır.
Akla hayale gelmedik kötülüklerin sergilendiği televizyona tavır alan kendisini,
çocuklarını ve ailesini savunmuĢ olur.
*
*
*
Televizyon izlemesini bilmiyoruz.
Millet olarak savunmasız, ne çıkarsa, aklımızı kullanmadan televizyon izliyoruz. Bu hal
bize kazandırmıyor, kaybettiriyor.
Aile fertlerinin konuĢmaları ihtiyaca göre mecburi konuĢma oluyor. Akraba, dost
ziyaretleri bitti. Aile içi eğitim bitti.
Televizyon yokken bazı güzel Ģeyler vardı. Onları tekrar istersek kazanabiliriz.





Önce kanal iyi seçilmelidir, yüzümüzü kızartmamalıdır.
Program iyi seçilmelidir, eğitici, öğretici olmalıdır.
Televizyon sınırlı seyredilmeli, açıp kapatmanın zamanı bilinmelidir.
Televizyona alternatif iĢler bulunmalı, okuma, aile içi sohbet, ziyaret, ibadet gibi
sorumluluklar hatırlanıp yerine getirilmelidir.
Elde kumanda, kanal kanal gezilmemeli, biraz tepkili olunmalıdır. Televizyonun
uyuĢturduklarından olmamalıyız. Bugün ücretsiz RTÜK hattı var. Veya her kanalın
telefonu var. Telefon açıp, nasıl yayın istenildiği bildirilebilir. Lanetlemek çare
değildir. “Sövmekle Ģeytanın sayısı artar” demiĢlerdir.
*
*
*
Tepkisizlik, ilgisizlik basın yayın organlarının yaptığı tahribatın büyümesine neden
oluyor.
Eğitim aracı olması gereken basın yayın organları maalesef görevini yapmadığı gibi
yıkım yapıyor, yozlaĢtırıyor. Perde kirli, ekran kirli, internet kirli, çarĢaf çarĢaf çıkan gazeteler
kirli, sapık iliĢkiler özendiriliyor, gençler tuzağa düĢürülüyor, müstehcenlik almıĢ baĢını
gidiyor. Ailecek seyredilmiyor, aileler yıkılıyor, boĢanmalar artıyor, ihanetler, cinayetler,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 125
Mustafa ÖSELMİŞ
ballandıra ballandıra anlatılıyor. Kadın, reklamlardan tutunda her sahnede, her sayfada
istismar ediliyor.
Yayın hürriyeti sınırsız değildir. Basın ve yayında sorumlu davranılmıyor. Ġnanıyorum,
bir gün mutlaka kirlilikten, bozulmadan herkes zarar görecektir.
Ne verirse versin, ne satarsa satsın, ucuz diye bir gazete, bir dergi satın alınıp
beslenmemelidir.
Almayarak, kapatarak, okumayarak zarar veren televizyon, gazete dergi ne varsa tepki
görmelidir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 126
Mustafa ÖSELMİŞ

LANET VE LANETLĠLER
- Kahrolsun
- Lanet olsun
- Allah kahretsin
- Allah lanet etsin
- Küfretmek herkesin dilinde. Soruyorsun deĢarj olduğunu
söylüyor.
Sövme alıĢkanlığı unutulası değil canı yanan sövüyor, kızan sövüyor. Hatta ayağına
takılan taĢa, sendelemesine neden olan çukura sövüyor.
Dil öyle ki ölülere kadar uzanıyor. Kendisini uyaran horoza, kuĢa sövüyor.
Her Ģeyi Allah yaratmıĢtır. Allah‟ın yarattıklarına sövülmez. Allah‟ın yarattığı bir Ģeye
sövmek, Allah‟a kadar uzanır. Bir kutsi hadiste Cenab-ı Allah: “Âdemoğlu zamana söverek
beni üzüyor. Çünkü gece gündüzü ben çeviririm.” (Hadis Ans:14/541) buyuruyor.
Sövmek insanı asla rahatlatmaz. “Sövmekle Ģeytanın sayısı artar,” denmiĢtir. Söverek
insanın daha da öfkesi artar, sinirlenir, strese girer. Söven karĢı tarafı üzer, sonra da kendi
üzülür. ÖlmüĢlere söven, onun yakınlarını üzer.
*
*
*
Lanet okumak, beddua etmek olur. Allah’ın rahmetinden mahrum kal, Allah seni
kahretsin demektir.
Bu iyi bir Ģey değildir. Zarar vermektir. Onun için buna hakkımız olmasa gerek.
Bir insanı lanetleme yerine Allah‟a havale etmek, “Allah ıslah etsin,” demek daha
uygundur. Lanetleme yerine yardımcı olunabilir, kurtuluĢu için desteklenebilir.
Bir de lanet geri dönebilir. Lanet edilen, lanete layık değilse, lanet söyleyene döner, ona
zarar verir.
Peygamberimiz (as): “Mü‟min kusur bulucu, lanetleyici, kaba ve hayasız olamaz.”
(R.Salihin:274)

“Birine Allah‟ın laneti, Allah‟ın gazabı ve cehennem temennisiyle bedduada
bulunmayın.” (Hadis Ans:14/533)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 127
Mustafa ÖSELMİŞ

“Kul bir Ģeye lanet ettiğinde, o lanet göğe çıkar. Gök kapıları kapanır, giremez. Sağa
sola gider. Kalacağı yere giden bir yer bulamayınca, edilene gider. Layıksa onda kalır,
layık değilse söyleyene döner.” (Ramuz el-Ehadis:103/12) buyurur.
Bazı ana babalar çocuklarına lanet okuyor. Sonra da kötü olan evladı için gözyaĢı
döküyor, kötü yaptığı evladından Ģikayetçi oluyor.
*
*
*
Lanetlik iĢler yaparak Allah’ın lanetine uğranıyor.
Cenab-ı Allah rahmeti daha çok olduğu halde Kur‟an‟da da bakın kimleri lanetliyor:

















Zalimleri lanetliyor. (Hud:187 A‟raf:44 Al-i Ġmran:87)
Faiz yiyenleri lanetliyor. (Bakara:275)
Sözünde durmayanları lanetliyor. (Maida:13)
Yalancıları lanetliyor. (Al-i Ġmran:61)
Batıla tapanları lanetliyor. (Nisa:52)
Bozguncuları lanetliyor. (Muhammed:22-23)
Kötülük iĢleyenleri lanetliyor. (Fetih:6)
Müslümana yapılan eziyeti seyredenleri lanetliyor. (Buruç:7)
Ebu Leheb‟i lanetliyor. (Tebbet Suresi)
Allah‟a karĢı yalan uyduranları lanetliyor. (Hud:18)
FuhuĢ düĢüncesi taĢıyanları, iki yüzlüleri, kötü haber yayanları lanetliyor. (Ahzab:6061)
Kasten adam öldüreni lanetliyor. (Nisa:93)
Allah‟a verdiği sözde durmayanı, Allah‟ın emrettiği Ģeyleri terk edenleri, fesat
çıkaranları lanetliyor. (Rad:25)
Namuslu kadına iftira atanı lanetliyor. (Nur:27-23)
Peygamberimizi incitenleri lanetliyor. (Ahzab:57)
ġeytanı lanetliyor. (Hıcr:35)
ġeytana uyanları lanetliyor. (Nisa:118)
*
*
*
Doğru dürüst iĢ yapmayanları da Peygamber (as) lanetliyor:









Faiz yiyenleri ve faiz iĢi yapanları lanetliyor. (Ramuz el-Ehadis:4/6)
Ġçki içenleri ve o yolda iĢ yapanları lanetliyor. (Age:11/2)
Hayvana kötü davrananları lanetliyor. (Age:199/4)
Fitneciyi, zulmedeni, sünneti yıkanı lanetliyor. (Age:267/1)
Evlenmeyi terk edeni lanetliyor. (Age:347/4)
Dövme yaptıranı lanetliyor. (Age:347/6)
ErkekleĢen kadını, kadınlaĢan erkeği lanetliyor. (Age:347/10)
Açınıp baktıranı, bakanı lanetliyor. (Age:347/13)
Ana babaya lanet okuyanı, günahkârı barındıranı, arazinin sınırını değiĢtireni,
Allah‟tan baĢkası için hayvan keseni lanetliyor. (Age:347/15)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 128
Mustafa ÖSELMİŞ















Dine müdahale edeni lanetliyor. (Age:507/4)
Ġhtiyaç olmadan estetik yaptıranı lanetliyor. (R.Salihin:205)
Mezar soyucuları lanetliyor. (Hadis Ans:14/551)
Kabri mescit yapanları lanetliyor. (Age:15/131)
Yola abdest bozanları lanetliyor. (Age:10/92)
Sihir, büyü yapanları lanetliyor. (Age:7/192)
Livata yapanları, hayvana yaklaĢanları lanetliyor. (Age:5/204)
Fitne çıkaranları lanetliyor.
RüĢvet alıp verenleri lanetliyor.
Ashaba dil uzatanları lanetliyor. (Ramuz el-Ehadis:86/7)
Kusurunu söylemeden mal satanları lanetliyor. (Hadis Ans:17/263)
Hile yapan, zarar vereni lanetliyor. (Age:16/314)
Hayvanı damgalayanı lanetliyor. (Müslim, Libas:107)
Allah rızası için deyip isteyeni lanetliyor.
Kur‟an‟ı tahrip edeni, kaderi yalanlayanı, haram kılınanı helal sayanı, sünneti terk
edeni lanetliyor. (B.Hadis Külliyatı:4/270)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 129
Mustafa ÖSELMİŞ
ALTINCI BÖLÜM
ĠBADETLER

ALLAH’I UNUTMAK
Her Ģey normalken Allah’ı anma, O’na sığınma lüzumu hissedilmiyor. Allah’ın
korumasına ihtiyaç duyulmuyor.
Ġnsanın, Allah‟ın ikramı, ihsanı olmadan, O‟nun korumasının dıĢında hayatını devam
ettirmesi mümkün değildir.
BaĢta besmele çekmeyi unutuyor veya ihmal ediyoruz. Bu durumda besmelesiz iĢin
hayrı olmaz. Besmele her hayrın anahtarıdır. Besmele Allah‟a sığınmadır, yardım istemedir.
Besmele iĢi kolaylaĢtırır ve helalleĢtirir. Aynı zamanda nimetin bereketini arttırır.
Besmelesiz iĢ eksik olur. Besmelesiz hayat, Fatihasız mezara götürür. Besmelesiz iĢe
Ģeytan karıĢır. Besmelesiz evde Ģeytan eğleĢir, besmelesiz sofrada Ģeytan yer içer.
Besmele çekmeyi unutana peygamber (as): “Bismillahi evvelihi ve ahirihi” demeyi
tavsiye ediyor. (R.Salihin:732)
Bir hadislerinde de: “Bir kimse sabahleyin “Eûzü bismillahis-semi u‟l-alimimi neĢĢeytanirracim” derse sabahtan akĢama kadar Ģeytandan emin olur.” (Ramuz el-Ehadis:433/5)
buyurur.
*
*
*
Sık sık, olur olmaz yerlerde besmele çekerek, meĢru iĢ yapmadığı halde büyükçe
besmele asarak istismar edenler oluyor.
Bir defa her yerde besmele çekilmez. Uygun olan yerde çekilir. Adam, günah iĢlerken,
haram yer içerken besmele çekmeye kalkıyor. Dünya menfaati sağlamak için duvardan duvara
besmele yazısı asıyor. Ama davranıĢlar besmeleye uymuyor.
*
*
*
“Tavuk için, et için bakalım besmele çekildi mi, çekilmedi mi?” diyerek iĢyerinde,
misafirlikte fitne çıkartılıyor.
Cenab-ı Allah: “Kesim sırasında Allah‟ın adı zikredilmeyen (“Bismillahi Allahü Ekber”
denilmeyen) hayvanın etini yemeyiniz.” (En‟am:121) buyuruyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 130
Mustafa ÖSELMİŞ
Bilinmeyen konularda bilgi eksikliği veya yokluğu olunca hüsnü zanda bulunuluyor.
“Ġslam ülkesindeyiz, Müslüman kesmiĢtir,” deriz. Besmele çekerek yeriz. Dedikodulara itibar
etmeyiz. Fitneye sebep olmayız.
*
*
*
Besmelesiz ve Allah’a sığınmayanlarda Ģeytan korkusu tedirginliğe neden oluyor.
Besmelenin manası ne? Besmele çeken: “Rahman ve rahim olan Allah‟ın adıyla
baĢlarım. Lanetlenip kovulmuĢ Ģeytanın Ģerrinden âlemlerin Rabbi olan Allah‟a sığınırım,”
demiĢ, güç kuvvet sahibi Allah‟a sığınmıĢ olur.
Besmele çeken Ģeytandan ve Ģeytanın zarar vermesinden emin olur.

“Yiyoruz, doymuyoruz,” diye Ģikâyet edenlere peygamber (as): “Besmele çekiniz,
yemeğiniz bereketli olur.” Cevabını veriyor. (R.Salihin:746)
Hz. Ali (ra) da: “Sıkıntıya düĢtüğünde “Bismillahirrahmanirrahim Lâ havle vela
kuvvete illa billahi‟l-aliyyil azim” de. Bununla Allah senden belanın her çeĢidini uzaklaĢtırır,”
demiĢtir.
ġeytan, besmeleli bir hayat yaĢayan, inançlı kimselere zarar veremez. Birkaç ayette
Ģöyle buyrulur:



“Allah‟a sığınana Ģeytanın hâkimiyeti yoktur.” (Nahl:98-100)
“Ġhlâslı kullar üzerinde Ģeytan ağırlığı olmayacaktır. Onlara koruyucu olarak Rableri
yeter.” (Ġsra:65)
“Allah‟ı zikretmekten gafil olana Ģeytanı musallat ederiz.” (Zuhruf:36)
Müslüman, Allah‟a dayanıp, Allah‟a güvenmelidir. Allah müsaade etmedikten sonra
Ģeytan hiçbir zarar veremez. (Mücadele:10)
*
*
*
ÇeĢitli vesilelerle bir yerde buluĢan insanlar Allah’ın adını anmadan kalkıp
gidiyorlar.
Kur‟an‟da: “Siz Allah‟ı unutanlar gibi olmayın ki, bu unutmaları, onlara kendi nefislerini
unutturmuĢtur.” Uyarısı yapılıyor. (HaĢr:19)
Peygamber (as) da Ģöyle bildiriyor:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 131
Mustafa ÖSELMİŞ

“Bir kimse bir yerde oturur da Allah‟ı zikretmeden kalkarsa, Allah‟a karĢı eksik iĢ
yapmıĢ olur. Bir kimse yatağa yatarda Allah‟ın adını anmazsa yine eksik iĢ yapmıĢ
olur.” (R.Salihin:822)
Bir uyarısı da Ģöyle olmuĢtur:

“Allah‟ın adını anmadan bir toplantıdan kalkan kimseler, merkep leĢinden dağılmıĢ
kargalar gibidir. O toplanma onların piĢmanlığına sebep olur.” (Age:838)
Ashap Asr suresini okur dağılırmıĢ. Bizde kısa bir Ģekilde de olsa Rabbimiz Allah‟ı
anabiliriz. Çok zor değil, çok zaman da almaz.
*
*
*
Allah’ı anma ihtiyacı duymayanın geçimi dar ve sıkıntılı bir hayat oluyor.
Kur‟an‟da: “Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba
uğratır.” (Cin:17)

“Kim Allah‟ı anmaktan yüz çevirirse, ona Ģeytanı musallat ederiz.” (Zuhruf:36)
buyrulur.
Peygamberimiz Allah‟ın adını anmayıp unutanı, ölüye benzetir. (Buhari, Deavat:67)
Mevlana Ģu konularda Ģu duaları sık sık okuyun demiĢtir:










Her korku için “Lailahe illallah”
Bütün elem ve kederler için “MaĢallah”
Her niyet için “Elhamdülillah”
Her nimet bolluğu için “EĢ-Ģükrü lillah”
Her ĢaĢılacak Ģey için “Sübhanallah”
Her günah için “Estağfurullah”
Her darlık için “Hasbiy’allah”
Her kaza ve keder için “Tevekkültü al Allah”
Her musibet için “Ġnna Lillahi ve inna ileyhi raciûn”
Her günah için “La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim”
*
*
*
Allah’ı anmaktan uzak durmak insanı yalnız ve korumasız bırakır.
Allah‟ı anmak Allah‟la olmaktır. Buda nefsin ve Ģeytanın gücünü kırar, insana huzur
verir, kalbi gönlü diri ve uyanık olur.
ġair:”
Gece gündüz zikredenin,
Yardımcısı Allah olur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 132
Mustafa ÖSELMİŞ
Her yerde Allah diyenin,
Hakk derdine derman olur,” der.
Kur‟an‟da: “Allah‟ı ananı, Allah da anar.” (Bakara:152) “Kalpler ancak Allah‟ı anmakla
huzur bulur.” (Rad:28)
Peygamber (as) Ģöyle bildiriyor:

“Allah‟ı zikreden kimselerin melekler etrafını sarar, onlara sekinet iner ve onları Allah
meleklerin yanında anar.” (Ramuz el-Ehadis:386/9)
*
*
*
Kafesteki bülbül gibi ötüp durmayı her Ģey zannetmemek gerekir.
Dua zikirdir, Ģükür zikirdir, salâvat zikirdir, namaz zikirdir, istiğfar zikirdir, günahlardan
haramlardan kaçınmak, ticari hayatta dürüstlük, hayırlı faydalı iĢ yapmak, sünnet üzerine
hayat yaĢamak zikirdir.
Ġnsanın sözünde hayatı olmadıkça doğru iĢ yapmıĢ olmaz.
*
*
*
Allah’ı anmakta bazı Ģeyleri yanlıĢ yapıyoruz. Bunlardan bazıları Ģunlar oluyor:











Önce kalbin, midenin, dilin temizliğine dikkat edilmiyor.
Hayatı etkilemeyen dil alıĢkanlığından kurtulunamıyor.
Bağıra, çağıra, hoplaya, zıplaya, sağıra seslenir gibi zikirler oluyor.
Temiz hayat yaĢanmadığı için hayattan zevk alınmıyor.
Allah‟tan gafil olarak zikrediliyor.
Riya ve gösteriĢten uzak kalınmıyor.
Fitneye sebep olacak Ģekilde davrananlar oluyor.
Zikirde alay edenler olduğu gibi, içki içerken besmele çekenler oluyor.
Tef, dümbelek çalarak zikrediliyor.
Cenazede, sokak yürüyüĢlerinde tevhit, tekbir getiriliyor.
BaĢı derde girdiği anlarda veya bedduada Allah anılıyor.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 133
Mustafa ÖSELMİŞ

ĠBADETĠN BAġI BĠLGĠDĠR
Ġbadetlerin nasıl yapılacağını bilmeyenler, yaptıkları ibadetten zevk alamıyor,
devamlı ibadet edemiyor.
Ġbadetlerin nasıl yapılacağının bilinmesi, ibadetten önce gelir. Çünkü bilgisizce
yapılan ibadet kabul olmadığı gibi, sevabı da olmaz. Mesela; fıkıh ilmini bilmeden kılınan
namaz, yatıp kalkmak olur. Ġnsanı Allah‟a yaklaĢtırmaz ve kötülüklerden de alıkoymaz.
Ayrıca zevk de vermez. Belki borç ödenir ama sevaplı bir ibadet olmaz.
Bilmeden ibadet eden insan Ģeytana maskara olur.
Peygamber (as) Ģöyle buyuruyor:


“Fıkıhsız ibadet olmaz. Dinin direği fıkıhtır.” (Ramuz el-Ehadis:376/1)
“Fıkıh bilmeden ibadet eden, geceleyin inĢaat yapıp, gündüz olunca yıkana benzer.”
(Age:292/3)
Bir yanlıĢı da Ģöyle yapıyoruz: ibadetler arasında “o mu bu mu”, “o mu önce Ģu mu
önce” diyoruz. Hocama biri: “Önce fıkıh mı öğreneyim? Kur‟an mı okuyayım?” demiĢ.
Hocam ona: “Tabi ki fıkıh önce gelir. Ama iyi Ģeyleri birbiriyle tokuĢturmamak gerekir. Bir
iyi Ģeyi yapayım derken, baĢka iyi bir Ģeyi terk etmek doğru olmaz,” demiĢti.
*
*
*
Ġnsanımız biliyormuĢ gibi görünüyor, bilmediğini sormuyor veya utanıyor
sormuyor. YanlıĢ yapmaya razı oluyor.
Allah: “Bilmiyorsanız bilenlere sorun.” (Enbiya:7) buyurarak öğrenme maksadıyla
sorulmasını ve yanlıĢ yapılmamasını emrediyor.
Bilgisini göstermek, mahcup etmek veya kendi yaptığını meĢrulaĢtırmak için soru
sormak zaten yanlıĢtır.
Rastgele adama soru sorup “Ben böyle cevap aldım” demek, yanlıĢa kılıf olmaz.
Atalarımız: “Sormak ayıp değil, bilmemek ayıptır,” demiĢtir. Sormak eksiklik değildir,
bilmediğini soran da kınanamaz.
Soru sormaktan çekiniliyorsa ve mahrem bir konu ise bugün telefon var, internet var…
Bilinmeyenleri, yanlıĢları sormadan düzeltmek mümkün olmaz.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 134
Mustafa ÖSELMİŞ
Çok soru sorma hastası olanlar oluyor. Okumuyor, araĢtırmıyor en basit Ģeyleri
bile defalarca soruyor.
Sorulmaz değil, sorulur. Ama iyi niyetle, öğrenme maksadıyla sorulur. Lüzumsuz soru
sorulmaz.
Peygamberimiz: “Ya hayır söyle ya da sus” buyuruyor. (Buhari, Edep:31)
Faydasız, kimseyi ilgilendirmeyen sorunların sorulmasında bir hayır yoktur.
Hadislerde Ģöyle buyruluyor:



“Dedikoduyu, çok soru sormayı ve malı telef etmeyi terk edin.” (Ramuz elEhadis:284/11)
“Ġnsanların Ģerlileri bir Ģey öğrenmek için değil, insanları yanıltmak için olur olmaz
konularda soru soranlardır.” (Hadis Ans:7/2235)
“Sizden biri bir Ģeyi sorduğunda öğrenip, anlamak için sorsun. Ġmtihan için sormasın.”
(Ramuz el-Ehadis:58/5)
*
*
*
Herkes kendini dinde uzman sanıyor. Her konuda lafa karıĢıyor. Bir soru sorulsa
herkes fetva veriyor.
Her önüne gelene soru sorulmaz. Soru uzmana, iĢin ehline sorulur. Her soru sorana da
ehil olmayan fetva veremez.
BaĢkalarını yanıltmak, yanlıĢ bilgi vermek, veballi bir iĢtir. Soru sorana Ģöyle Ģöyle
deyivermek basit bir iĢ değildir.
Kur‟an‟da, sünnette açık hüküm varsa, o konuda fetva istenmez ve fetva verilemez.
Harama, günaha kılıf olacak ve haramı helalleĢtirecek fetva verilmez.
Fetvada delil esastır, delil olmadan fetva verilemez. “Bana göre böyle böyle…”
denilemez.
Bir hadiste: “Kim halka ilmi olmaksızın fetva verirse, yerin ve göğün melekleri ona lanet
eder,” buyrulur. (Ramuz el-Ehadis:407/10)
*
*
*
Ġbadetlerden önce temizlik ve tuvalet adabına pek riayet edilmiyor. Tuvalete
girenin, girmesi ile çıkması bir oluyor.
Hâlbuki maddi ve manevi temizlik olmadan ibadet olmaz. Mide, kafa, kalp temizliğinden
sonra maddi temizlik de güzel yapılmalıdır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 135
Mustafa ÖSELMİŞ
Erkekler mazereti yoksa ayakta iĢemez. Sonunda üç defa ıslak elle penis silinir.
Temizlik için kâğıt yeterli olmaz, su ile yıkanması gerekir. Bu temizlikler sol elle yapılır.
Kıbleye dönülmez. Sonrasında eller güzelce sabunlanır, çeĢme yanında asılı, herkesin
kullandığı havlu ile silinmez.
Tuvaletten acele çıkılmaz. Son damla beklenir. Çıktıktan sonra hemen abdest alınmaz.
Bir müddet yürünür veya biraz oturulur.
Ġdrar sıçramaları namaza manidir ve kabir azabına neden olur.
Abdestten vesvese duymamak için abdesti dikkatli ve güzel almak gerekir.
*
*
*
Abdestli olmaya, abdestli iĢ yapmaya pek önem verilmiyor.
Allah Musa peygambere: “Abdestsiz olduğun halde baĢına bir iĢ gelirse, suçu kendinden
baĢkasında arama,” diye vahyetmiĢtir.
Bu konuda peygamberimiz Ģöyle buyuruyor:





“Size insanın derecesini yükselten, günahlarının affına neden olan bir Ģeyi haber
vereyim mi? Zorluğa rağmen abdesti güzel almak ve namazı beklemektedir.” (Ramuz
el-Ehadis:165/6)
“Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namaz kılarsa, geçmiĢ küçük
günahları bağıĢlanır.” (Buhari, Vüdu:28) buyurur.
Diğer hadislerde de: “Ümmetim kıyamet gününde abdest nurlarından yüzleri, elleri,
ayakları parlak olduğu halde çağrılır. Yüzünün parlaklığını arttırmak isteyenler,
elinden geldiği kadar abdest alsın.” (R.Salihin:362)
“Abdestli olarak uyuyan, gece boyunca ibadette gibidir.” (Ramuz el-Ehadis:259/12)
“Abdestli olarak yatanın yanında bir melek bulunur. O melek gece durmadan:
“Allah‟ım onu affet,” diye dua eder.” (Age:410/13)
Abdest sevabının yanında Ģifadır. Hadislerde Ģöyle bildirilmiĢtir:



“Abdest alın, abdest sağlığı korur.” (Ġbn-i Kesir:6195)
“Nazar değen, yıkanıp abdest alsın.” (Ebu Davut, Tıp:15)
“Öfkelendiğiniz zaman abdest alın. Öfke Ģeytandandır. ġeytan ateĢten yaratılmıĢtır.
AteĢi su söndürür. Sizden biri öfkelendiği zaman abdest alsın.” (Age:4784)
*
*
Abdest konusunda yapılan bazı yanlıĢlıklar:


Abdestsiz Kur‟an-ı Kerim ellemek.
Kaçak su ile abdest almak.
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 136
Mustafa ÖSELMİŞ





Tabaka oluĢturan Ģeyleri çıkartmadan abdest almak.
Bol su kullanmak, yüze su çarpmak.
Abdest alırken konuĢmak.
Su döktürmek, havlu tutturmak.
Abdesti bozan Ģeylere dikkat etmemek, uyuklayıp namaz kılmak gibi…
Peygamber (as): “BeĢ Ģey oruçta ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz
taĢımak, Ģehvetle harama bakmak ve yalan yere yemin etmek.” (Ramuz el-Ehadis:279/7) der.
Eğer bir Ģeyin zahmetini çekiyorsak, gayenin hasıl olabilmesi için o Ģeyi güzel
yapmalıyız.
*
*
*
Dinden, dini çevreden uzak büyüyen bazı gençlerimiz gusletmesini bilmiyor, cünüp
geziyor.
EĢi ile iliĢki, ihtilam olma, inzal vaki olan, hayız, nifas sonu yıkanmak gerekir.
“Yıkanmak da neymiĢ?” denilemez. Gusül gerektiren olaydan sonra denge bozulur.
Vücuttaki bozulan dengeyi sağlayabilmek için yıkanmak gerekir.
Yorulan vücut, hızlı atan kalp, hızlanan kan dolaĢımı ancak yıkanmakla normale döner.
Vücudun statik elektriği ancak yıkanarak dengelenir. Kıl diplerinin, ağzın, burnun, kulak
içlerinin temizliği yıkanarak sağlanır.
*
*
*
Gusül konusunda yanlıĢ yapılan bazı Ģeyler vardır:
Cünüp olan kimse; namaz kılamaz, Kur‟an okuyamaz, secde yapamaz, camiye giremez,
Kâbe‟yi tavaf edemez. Hayızlı ve nifaslı olan oruç tutamaz.
Zaman zaman diĢ dolgusunun cünüplüğün gitmesini engellediğini söyleyip kafa
karıĢtıranlar oluyor. DiĢ dolgusu tedavi maksatlıdır. Kaplama da zaruret halinde yapılır.
Yıkanırken suyun dolgu veya kaplamanın üzerinden geçmesi yeterlidir.
Dolgu, kaplama için abdestli olma, mezhep taklit etme mecburiyeti yoktur.
Gusül abdesti alırken, bütün kıl diplerinin yıkanması ve kuru yer kalmaması gerekir.
Çukurlukların içine suyun gitmesi sağlanır.
Oje ve tabaka oluĢturan krem, boya çıkarılmadan yıkanılmıĢ olmaz.
Banyoda fazla kalınmaz, çok su kullanılmaz, konuĢulmaz, Ģarkı türkü söylenmez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 137
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (as) Ģöyle buyurur:

“Menide gusül, mezi de abdest vardır.” (Ġslam Fıkhı Ans:1/271) Gusül yaptıktan sonra
gelen akıntı sadece abdesti bozar, gusül abdestinin yenilenmesi gerekmez.
Bir hadiste: “Birinizin gusül abdesti aldıktan sonra zekerinden bir Ģey çıkarsa, sadece
abdest alsın,” buyurmuĢtur. (Büyük Hadis Külliyatı:1/131)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 138
Mustafa ÖSELMİŞ

EZAN-CAMĠ-CUMA ĠHMALLERĠ
Ezan okunuyor, niçin okunduğu, ne dendiği bilinmiyor ve ilgisiz kalınıyor.
Ezan bir davettir. Namaz için vaktin geldiğini bildirir ve namaza çağırır. “Haydin
namaza gelin de kurtulun” der.
Müslüman‟ın ezanı dinleyip, davetine icabet etmesi gerekir. Çünkü peygamber (as):
“Ezanı iĢittiğiniz zaman müezzinin söylediklerini aynen söyleyin ve davetine uyun,” buyurur.
(Buhari, Ezan:7)
Ezan bitince, ezan duası yapılır. Bir hadiste: “Kim ezanı dinler ve ezan duasını
yaparsa, ona kıyamet günü Ģefaatim helal olur,” buyrulur. (Age:8)
Ezanı duyup da aldırıĢ etmemek olmaz. Böyle yapan kaybedenlerden olur. Bu
piĢmanlığın telafisi yoktur. Çünkü namazın diğer ibadetler gibi fidyesi yoktur.
Bir yanlıĢta ezanın Türkçe okunmasını istemektir. Ezanda kulağı yok, okunsa davete
uymaz. Yani namaz kılmaz, ezanın aslına itiraz eder. Sorsan; “Ezan Türkçe okunsa namaz
kılacak mısın?” diye, cevap alamazsın. Ama o Türkçe ezan ve namaz ister.
*
*
*
Camiye karĢı tavır takınmak, camiye küsmek, cami düĢmanlığı yapmak, yapılan
yanlıĢlıklardan bazılarıdır.
Camiler kutsal mekânlardır. Allah‟ın evleridir. “Cami çoktur, camiye gerek yoktur,”
demek, cenazesi camiden kalkacak bir insana yakıĢmaz.
Peygamber (as): “Bir kimse Allah rızası için cami yapar, yapılmasına yardım ederse,
Allah ona cennette, onun mislini hazırlar.” (Razmu el-Ehadis:411/11) diye bildirmiĢtir. Bir
kutsi hadiste de: “Yeryüzü halkını azap etmeyi murat ettiğimde camileri tamir, tanzim ve
tenvir (aydınlatan) yapanları, rızam için birbirlerini sevenleri ve seher vaktinde istiğfar
edenleri görünce, azap etmekten vazgeçerim,” buyurur. (H.H.Erdem, Ġlahi Hadisler:30)
Kur‟an‟da: “Camiler Ģüphesiz Allah‟ındır…” buyrulur. (Cin:18)
Bu durumda camiye karĢı olan Allah‟a karĢı olmuĢ olur.
*
*
*
Cami ile ilgili yapılan yanlıĢlıkları Ģöyle özetlemek mümkündür.
Camiler Allah‟ın evidir. Bunun için camilere yalan yanlıĢ, bid‟at ve hurafeler
sokulmamalıdır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 139
Mustafa ÖSELMİŞ

















Camide kaba ve çirkin söz söylenmemelidir. Ezanı beklerken sohbet edilmemelidir,
uyunmamalıdır.
Camiler ölüm ilan merkezi olarak düĢünülmemelidir. Camiye cenazelerin kaldırıldığı
yer olarak bakılmamalıdır. “EĢraftan falan” diye sala veriliyor. Adam camiye hiç
girmemiĢ, ölüsü getiriliyor.
Camiler cemaat, grup camisi haline getirilmemeli, “senin camin”, “benim camim”
denmemelidir.
Camiler ticaret yapılan yerler haline getirilmemelidir.
Ġmama, müezzine veya cemaate kızıp camiye küsülmez, cami terk edilmez.
Camiye ait su, elektrik, camiye ait eski bir Ģey dahi olsa özel iĢler için
kullanılmamalıdır.
Cami avlusu camiye dâhildir. Sigara içilmez, tükürülmez, tavla oynanmaz, araba
yıkanmaz.
Camide rastgele, görevlilerin dıĢında yaklaĢın, sıkıĢın diye bağırılmaz.
Camide sonra gelen, omuzlara basa basa önlere geçmemelidir.
Camide tuvaletler, abdest alınan yerler temiz tutulmalıdır.
Camiden çıkarken namaz kılanların önünden kesinlikle geçilmemelidir. Sonradan
gelende bir kenarda namaza durmalıdır.
Basit Ģeyler yüzünden çocuklar camiden kovulmamalıdır.
Oturmaya, yatıp kalkmaya gücü yetenler sandalyede namaz kılmamalıdır.
Camiler münakaĢa ve kavga yeri değildir.
Kirli elbise ve çorapla, kokan ağızla camiye gelinmemelidir.
BaĢkasını etkileyecek görünümde hastalığı olan namazı evinde kılmalıdır.
Camide namaz kılanların önünden geçilmemelidir.
*
*
*
BeĢ vakit namaz kıldığı halde bazı kimseler namazları evinde kılıyor, camiye
gitmiyor.
Erkekler için camide kılınan namaz, evde kılınan namazdan 27 kat daha sevaptır.
Camiye gitmemek için Ģu özürler geçerlidir:







Çok ihtiyar olmak, hasta olmak, özürlü olmak.
Hava Ģartlarının müsait olmaması.
Mal, can emniyetinin bulunmaması.
Hastası veya bakılacak çocuğun olması.
Caminin çok uzak olması.
BulaĢıcı hastalığının olması.
Ġlmi çalıĢma ve araĢtırma yapılıyorsa camiye gidilmeyebilir.
*
*
*
Cuma günü bazıları tarafından fazla önemsenmiyor, yani kıymeti bilinmiyor.
Cuma günü önemli bir gündür. Günlerin en hayırlısıdır. Cuma suresinde Cenab-ı Allah
Müslümanları özellikle Cuma namazı kılmaya çağırıyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 140
Mustafa ÖSELMİŞ
Cuma günü eĢ dost hatırlanır, cumalaĢılır, ziyaretleĢilir, ikram alınıp verilir, dualaĢılır.
Cuma günü bir saat vardır ki; dualar reddolunmaz.
Cuma‟da fakirler için Hac sevabı vardır.
EĢini, çocuklarını cumaya hazırlayan kadın, cumanın faziletinden istifade eder.
Üzerine cuma farz olup da cumaya gitmemek büyük kayıptır. Bir hadiste: “Kim cumayı
meĢru mazereti olmadan üç defa terk ederse, Allah onun kalbini mühürler,” bir hadiste de
“Münafıklar defterine yazılır,” buyrulur. (R.Salihin:1154)
Görülüyor ki cumayı umursamayıp terk etmek büyük bir yanlıĢlıktır.
*
*
*
Sık sık Cuma namazının nasıl ve ne kadar kılınacağına dair bilen bilmeyen ileri
geri konuĢuyor.
Cuma namazının ilk sünneti ile farzını kılıp bırakanlar oluyor. Sadece farzını kılanlar
oluyor. Birde ilk sünneti, farzı ve son sünnetini kılanlar oluyor. Bir kısım da dört ve iki rekât
daha kılanlar oluyor.
Peygamber (as) ilk sünneti, farzı ve son sünneti kılmıĢtır. Öyleyse sünnetleri terk etmek
yanlıĢtır. Sünnet olduğu için terk ediliyorsa bilinmelidir ki; ibadetleri azaltmaya yönelik her
hareket Ģeytanidir, Ģeytandandır.
Haklı bazı görüĢlerin sonunda zuhr-u ahir (son öğle) kılmak, Cuma namazım kabul oldu
mu olmadı mı Ģüphesini gidermek için tedbirdir. Çünkü Cuma namazının kabulü için birçok
Ģart vardır.
Bazıları “Son öğle namazını kılmak yanlıĢtır. ġüphe ile ibadet olmaz,” diyor. Zuhr-u ahir
kılmak Ģüpheyi gidermek için tedbirdir. Eğer Cuma namazında bir eksiklik yoksa zuhr-u ahir
kılan öğle namazını kaza etmiĢ olur. Kaza borcu yoksa nafile ibadet etmiĢ olur. Demek ki
kılmak değil, kılmamak kayıptır.
*
*
*
Hafif bir rahatsızlığı olan kendini özürlü ilan ediyor, ibadetleri kafasına göre
yapmaya kalkıyor.
Kimse kendi kendini özürlü sayamaz. Ġnançlı bir doktorun görüĢü ve dini fetva ile özür
gerçekleĢir.
Özürlülük halleri Ģöyle olur:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 141
Mustafa ÖSELMİŞ





Hastalık, acizlik, yaĢlılık.
Âdet, nifas hali.
Âdet hali üç günden az, on günden fazla devam etmesi.
Lohusalık halinin kırk günden fazla devam etmesi.
Sık sık burun kanaması, devamlı idrarını, yellenmesini tutamayan, kan, iltihap akıntısı
devam eden özürlü sayılır.
Özürlü olan “Ben özürlüyüm” deyip koyuvermez, elinden geldiği kadar tedbir alır.
Yere oturabilen sandalyede namaz kılmaz. Peygamber (as): “Namazı ayakta kıl. Buna
gücün yetmezse oturarak kıl. Buna da gücün yetmezse yan oturarak kıl,” buyurur. (Buhari,
Taksir:19)
Akıl hastaları, bunamıĢ yaĢlılar ibadetlerden sorumlu değildir.
*
*
*
BaĢına bir Ģey gelen, hasta olan, hastası olan, bir beklentisi olan, kurtulması,
iyileĢmesi ve umudunun gerçekleĢmesi için adakta bulunuyor, yerine gelir mi gelmez mi
diye düĢünmeden atıp tutuyor.
ġunu açıkça ifade edelim ki; adak ne ise mutlaka yerine getirilmelidir. Yerine getirilen
adak sevap kazandırmaz. Kaderi değiĢtirmez. Olmayacak olanı oldurmaz. Adakla Allah
kandırılamaz. Onun için atıp tutmanın, bol keseden vaat etmenin bir faydası yoktur.
Maddi gücün üstünde adakta bulunuluyor, sonra da yerine getirilmeden kurtuluĢ çareleri
aranıyor. “ġöyle yapsam, böyle etsem olmaz mı?” diye sızlanılıyor. “Kuzu adamıĢtım, ben de
fakirim, yesek olmaz mı?” deniyor.
En doğrusu, bol keseden atmamaktır.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 142
Mustafa ÖSELMİŞ

ĠBADETLERĠ KĠME YAPIYORUZ?
Ġbadetlere “Allah rızası için” diyerek baĢlarken, ibadetler sırf Allah’a ve Allah
rızası için olmuyor. Niyetlere baĢka Ģeyler karıĢıyor.
Ġbadetler Allah‟ın emirleri ve istekleridir. Ġbadet Allah emrettiği için yapılır. BaĢka
maksatla ibadet olmaz. Allah‟tan baĢkasına da ibadet yapılmaz.
Her gün kılınan beĢ vakit namazın her rekâtında: “Allah‟ım ancak sana kulluk eder ve
yalnız senden yardım dileriz,” diyen bir insanın Allah‟tan baĢkası için, baĢka maksatla ibadet
etmesi ve baĢkasından yardım, kurtuluĢ beklemesi, Allah‟la kendi arasına vasıta sokması
yanlıĢtır.
Bir insan için en büyük saadet, Cenab-ı Allah‟a layıkıyla kulluk yapabilmektir. Çünkü
bu hal ona Allah‟ın lütuf ve ihsanıdır.
Ġmanı, itikadı düzgün olan bir kul, Allah‟tan baĢkasına ilgi duymaz ve kendisine
yapılacak bir sapıklığa müsaade etmez.
Allah Kur‟an‟da: “Dini Allah‟a has kılarak, ihlâsla amel et.” (Zümer:2) buyurur.
Müslüman azizdir, izzet sahibidir. Allah‟tan baĢkasının önünde eğilmez. Allah‟tan
baĢkasına secde etmez.
Peygamber (as) kendisine aĢırı ilgi gösterenlere: “Ben Allah‟ın kulu ve elçisiyim,”
demiĢ, kendisine yapılabilecek hiçbir taĢkınlığa müsaade etmemiĢtir. KarĢısında heyecanlanan
kadına: “Ben KureyĢ‟li, kuru ekmek yiyen kadının oğluyum,” demiĢ, sakinleĢmesini
istemiĢtir.
Peygamberimiz Müslüman‟ın her önüne gelene “Efendim” demesini yasaklamıĢtır.
(R.Salihin:1725)
Bir hadislerinde de: “Ġnsanların kendisi için ayakta durmalarından memnun olan kimse
cehennemdeki yerini hazırlasın,” buyurmuĢtur. (Tirmizi, Adap:47)
Kula kulluk olmaz. Allah‟tan baĢkasına “gavs” diyerek sığınılmaz.
Osmanlı padiĢahları, kendilerine aĢırı ilgi gösterilmesini istememiĢ: “Mağrur olma
padiĢahım, senden büyük Allah var,” dedirtmiĢlerdir.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 143
Mustafa ÖSELMİŞ
Yapılan ibadetleri gizlemekten hoĢlanılmıyor. Aksine baĢkaları görsün isteniyor.
Riya ve gösteriĢten sakınılmıyor. Bir çıkar için yapılıyor. Böyle yapılınca amelin, yapılan
güzel iĢin sevabı kalmıyor.
Kur‟an‟da: “Onlar ki dünya hayatında çalıĢmaları boĢa gitmiĢtir. Hâlbuki onlar güzel
iĢler yaptıklarını zannederler,” buyrulur. (Kehf:104)
Peygamber (as) da Ģöyle bildirmiĢtir:

“GösteriĢ için savaĢan, malı harcayan ve Kur‟an okuyan kimseler kıyamet gününde
sürüklenerek cehenneme atılacaklardır.” (Buhari, Ezan:36)
Riya ve gösteriĢ için iĢ yapana Allah kıyamet gününde:

“Yaptığını kimin için yaptıysan, git mükâfatını o versin,” diye huzurundan kovacağını
bildirmiĢtir.
Namaza gösteriĢ karıĢtıranlara: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara!” buyrulmuĢtur.
(Maûn Suresi)
Ġbadetlere riya karıĢtırmak, ibadetten çıkar beklemek, baĢkaları görsün istemek Ģirktir.
Münafıklıktır. (Nisa:142)
Peygamberimiz ibadetleri gizli yapmak için çalıĢmıĢ ve: “Eğer amelimi Kiramen
Katibin‟den gizlemek elimden gelse, gizlerdim,” demiĢtir.
Eğer niyette baĢkalarını hayırlı hizmete çekmek, baĢkalarının da yapması için teĢvik
etmek varsa ve bunun için yapılan iĢ açıktan söylenip yapıldıysa gösteriĢe girmez inĢallah.
*
*
*
Cenab-ı Allah’a inanıldığı söyleniyor; Yaratan, yaĢatan, öldüren ve dirilterek hesap
soracak olan Allah deniliyor ama kulluğun gereği yapılmıyor.
Ġlk yaratılıĢta Cenab-ı Allah: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu. Hep
beraber: “Evet, sen bizim Rabbimizsin,” dedik. Ama hani ahde vefa? Nerede bunun gereği?
Peygamberimiz bile hep korku ile ümit arasında yaĢamıĢ, kulluğu asla terk etmemiĢ,
Allah‟a olan sorumluluklarında asla gevĢeklik göstermemiĢtir. Daima kul Muhammed olarak
yaĢamıĢtır. Kendisine “Allah‟ın kulu” denmesini istemiĢtir. Hiç kimsenin kınamasına da
aldırıĢ etmemiĢ, Ģöyle buyurmuĢtur: “Sizin Allah‟ın emrini yerine getirmekten hiçbir
kınayanın kınaması alıkoymasın.” (Ġbn-i Mace, Hudud:3)
Allah soracak: “Kulum, ben hep seninleydim, ya sen kiminleydin?” diyecek. Ne cevap
vereceğiz?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 144
Mustafa ÖSELMİŞ
Hasan Can, Yavuz Sultan Selim‟e son anında: “Allah‟la olma zamanıdır padiĢahım!”
deyince; “Ya bizi Ģimdiye kadar kiminle bilirdin?” cevabını almıĢtır.
Ya biz kiminleyiz? Hayatımızın kaç saatini, ayını, yılını Allah‟a sunabileceğiz?
*
*
*
Bir ara Allah’a yöneliyor, ibadet ediliyor, oruç tutuluyor, iĢ bayramla bitiyor. Ne
güzel namaz kılınıyor, arkası gelmiyor. Birkaç Cuma’ya gidiliyor, bahane çok, arkası
gelmiyor.
Allah‟a teslimiyet tam olmalı. Kulluk da devamlı olmalıdır. Ġbadetten, kulluktan asla
taviz verilmemelidir. Çünkü Cenab-ı Allah‟ın ihsanı, ikramı devamlıdır. Allah bizden
ölünceye kadar kulluk istiyor. “Ġpliği büküp de koyuveren kadın gibi olmayın,” diyor.
Allah‟ın nimetlerine hamd ve Ģükür en güzel ibadetle ve kulluğun devamı ile olur.
Peygamber (as): “Falan kimse gibi olmayın; o, gece ibadetini yaparken bırakıverdi.”
(R.Salihin:154)

“Allah katında ibadetlerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.” (Buhari,
Ġman:31) buyurur.
*
*
*
Ġbadet etmemek için bahane aranıyor. “Kalbim temiz, ibadete ihtiyacım yok,”
deniliyor. “Ġbadet etmesek de olur, Allah’ın ibadete mi ihtiyacı var?” deniyor. ÇalıĢmak
da ibadettir. “Ben çalıĢıyorum” deniyor, ibadet zor geliyor. Ġbadetsiz bir hayat yaĢamak
için, Ģeytanı ĢaĢırtan bahaneler ileri sürülüyor.
Peygamberlerin, cennetle müjdelenenlerin kalpleri temiz değil miydi de ibadeti asla
bırakmadılar? Allah ibadeti, kendisinin ihtiyacı olduğu için değil, kulun ihtiyacı olduğu için
emretmiĢtir. ÇalıĢandan ibadet sorumluluğu kalkmaz. Ġbadet etmeme konusunda bunların
hiçbiri mazeret olamaz.
Besmelesiz, meĢru olmayan, hak hukuk gözetilmeyen iĢ yapmak nasıl ibadet olur?
Ġbadet olan çalıĢma, ibadetler arasındaki çalıĢmadır. Böyle uydurma sebeplerle ibadet
etmeyenlerin hesabı çok çetin olacaktır. KeĢke demeleri, piĢmanlıkları fayda vermeyecektir.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 145
Mustafa ÖSELMİŞ
Öyle bir hayat anlayıĢı var ki; daha Ģimdiden keĢkelerle dolu. Suç iĢleyip hapse
girenin keĢkeleri ona fayda vermediği gibi. Düzelme olmuyor, ders alınmıyor. KeĢke…
KeĢke… Ne faydası var?
Güzel yaĢayan, yararlı iĢler yapanların hayatları ve iĢleri piĢmanlık vesilesi olmaz.
“KeĢke bu hayatı yaĢamasaydım.”, “KeĢke toprak olsaydım,” denmez.
Ġnsan dünyaya ağlaya ağlaya gelir. Ağlaya ağlaya gitmeyecek bir hayat yaĢaması
elindedir. O fırsat ona verilmiĢtir.
Ġnsan öyle bir hayat yaĢamalıdır ki; ardından rahmetle anılsın. Yoksa lanetle anılmak da
vardır.
Mevlana insanlar için Ģöyle demiĢtir: “Nice insanlar gördüm; üzerlerinde elbise yok.
Nice elbiseler gördüm; içlerinde insan yok.”
Kur‟an‟da yararlı iĢ yapmayanların cezalandırıldığı haberleri vardır. ġöyle bildirilir:


“Onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık, kiminin üzerine taĢlar savuran
rüzgârlar gönderdik. Kimini korkunç bir ses yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik.
Kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine
zulmediyorlardı.” (Ankebut:10)
“Günahın, isyanın cezası dünyada da verilir. Bu, dünyadaki karĢılığıdır. Ġnsanların
baĢına gelenlerin, yaptıklarının karĢılığı olduğu bildirilmiĢtir.” (ġura:30)
*
*
*
Bazen alakası olmayan insanlar Ģehit ilan ediliyor. ġehitlik makamı, Ģehitlik rütbesi
yakıĢtırılıyor.
Bir insana rastgele Ģehit denmez. SavaĢ sırasında birkaç Müslüman peygamber (as)‟a
geliyor:


“Hanzala Ģehit oldu,” diyor. Peygamberimiz onlara:
“Hayır, Hanzala Ģehit olmadı. O, bana cesur desinler diye savaĢıyordu.” Cevabını
vermiĢtir.
ġehitlik, inanca göre, niyete göredir. ġehitliği istemeyen, Ģehit olma arzusunu
taĢımayan kimse dünya Ģehidi olur.
Bazı Ģehit sevabı olan iĢler vardır. Onlara dikkat etmek lazım. Mesela; güzel yaĢayan,
güzel iĢler yapan, Ģehit olma arzusu taĢıyana Ģehit sevabı verilir. Bir hadiste: “ġehitliği
gönülden arzulayan, Ģehit olmasa bile, o sevaba nail olur,” buyrulur. (Müslim, Ġmare:156)
Abdestli bulunup abdestli ölen, ilim yolunda ölen, beĢ vakit namazı düzenli kılarak
ömrünü tamamlayan, Allah yolunda öldürülene Ģehit sevabı vardır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 146
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah‟a ve Resulüne itaat edene Ģehit sevabı vardır. Kur‟an‟da: “Kim Allah‟a ve
Resulüne itaat ederse, iĢte onlar, Allah‟ın kendilerine lütuflarda bulunduğu, peygamberler,
sıdıklar, Ģehidiler ve Salih kimselerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaĢtır.” (Nisa:69)
buyrulur.
Peygamber (as) da: “Ortalık bozulduğu zaman bana itaat edene, sünnetimi yaĢayana
Ģehit sevabı vardır. Cennete girer.” (Buhari, Ġltizam:2)
Diğer hadislerinde de Ģöyle buyurur:


“Doğru sözlü, kendine güvenilir satıcı ahrette peygamberler ve Ģehitlerle beraber
olacaktır.” (Tirmizi, Büyü:4)
“Allah yolunda Ģehit olmayı gönülden isteyen kimse, Ģehit olmasa dahi Ģehitlik sevabı
verilir.” (R.Salihin:1327)
*
*
*
Kurbanda bir sürü tereddütler oluyor. Kurbanın parasını versek olmaz mı? Tavuk
kessek, hindi kessek olmaz mı? ġokla kessek nasıl olur? Borç bularak kesilir mi? Namaz
öncesi kesilse olur mu? Kilo ile kurban alınır mı? Hayvanın her Ģeyi yenir mi? Derisi
kesene verilir mi? Kadın kurban kesebilir mi? Hacda kestirmeyip, burada kurban
kesilse olmaz mı? …
Bunlara sırasıyla cevap verelim: kurban kes emri ile Allah‟ın emri yerine getirilecektir.
Venhar (kan akıt) emri de kan akıtılarak yerine getirilmiĢ olacaktır. Kurbanın parası verilecek
olursa sadaka verilmiĢ olur. Kurban borcu ödenmez.
Her hayvan kurban olmaz. Koyun, keçi, sığır, deve ve mandadan kurban olur. Tavuk,
hindi iĢi sulandırmaktır.
Kurbanın makine ile kesilmesi caiz değildir. Ġnançlı bir kimse “Allahü Ekber Bismillah”
diyerek kesmelidir. ġok verme halinde ölüme sebep olmaması gerekir.
Kurban, faiz, kumar parası, meĢru olmayan yollarla elde edilen para ile kesilmez. Kredi
çekildiyse faize bulaĢmamak gerekir.
Kurban, bayram namazından sonra kesilir, önce kesilen kurban olmaz.
Kilo ile kurban satın alınır. Aldandım, aldatıldım düĢüncesi olmaz. Hak geçmemiĢ olur.
Kurban, mübarek diye her Ģeyi yenmeye kalkınmaz. Kurbanın kanı, midesindekiler,
cinsel organları, hayâları, kıkırdakları, derisi, bezeleri, idrar torbası, ödü atılır.
Kurbanın derisi, kurbandan ayrı değildir. Satılamaz, kesme ücreti olarak verilemez.
Hayır kurumlarının dıĢında bir yere verilemez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 147
Mustafa ÖSELMİŞ
Kadın da ehilse, Allah‟ın adını anarak kurban kesebilir. Kadının kestiği yenmez sözü
doğru değildir.
Hacda kesilen kurbanlar telef oluyor. “Orada değil de memlekette kesilsin,”
denmemelidir. Memlekette kesilen kurban, vacip olan zenginlik kurbanıdır. Hacda kesilen
kurban da, hac nasip eden Allah‟a Ģükür kurbanıdır. Bu iki kurban birbirine
karıĢtırılmamalıdır. Kıran ve Temettu haccı yapan mutlaka kurban kesmelidir.
*
*
*
Kurban karĢıtı olanlar, “Kurban, hayvan katliamıdır,” diyorlar. Kurban
kesilmesine karĢı çıkıyorlar.
Köpek severler, yılbaĢında hindileri kızartıp yiyenler, körpe kuzuları meze yapanlar, iĢ
kurbana gelince karĢı çıkıyorlar.
Kurban Allah‟ın sosyal boyutlu bir emridir. Küçük, zayıf, sakat kesilmez. Keserken
acı çektirilmez.
Tarım Bakanlığının açıklamasına göre kurbanda kesilen hayvan sayısı %10„dur. Yıl
boyu kasapların kestiği hayvan sayısı %90‟dır. Fırtına koparmanın, fitne çıkarmanın, “Kanlı
bayram” demenin, hayvan katliamı ilan etmenin bir manası yoktur. Bunlar kasıtlı yapılan din
düĢmanlığıdır.
*
*
*
Adak borcu olan, kurbanda, adakla kurbanı bir olarak kesiveriyor.
Adak ve kurban birbiriyle karıĢtırılmamalıdır.
Kur‟an‟da Allah adakların yerine getirilmesini emrediyor. (Hacc:29)
Adak, durup dururken insanın borçlanmasıdır. Allah‟a söz vermesidir. Yerine getirilmesi
de vaciptir. Adak yerine getirilince sevaplı bir iĢ yapılmıĢ olmaz.
Peygamberimiz bir hadislerinde Ģöyle buyurur:

“Adak olmayacak Ģeyin olmasına sebep olmaz. Yani kaderi değiĢtiremez. Böylece
cimriden bir Ģey çıkmıĢ olur.” (Ramuz el-Ehadis:109/10)
*
*
*
Akika kurbanı da bayramda kesilen kurbanla karıĢtırılmamalıdır. Bayramda
kurban kesen, akika kurbanı da kesmiĢ olmaz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 148
Mustafa ÖSELMİŞ
Sağlıklı bir çocuk verdiği için Allah‟a Ģükür kurbanı kesilir. Buna akika kurbanı denir.
Bu sünnettir. Peygamber (as) da kesmiĢtir.
Akika kurbanı adak gibi değildir. Kesen etinden yiyebilir. “Eğer çocuğum sağ salim
doğarsa kurban keseceğim,” demiĢse adak olur.
ġunu da ilave edelim ki; kiĢi için kurban kesilmez. ÖlmüĢler için de kurban kesilmez,
ancak sevabı bağıĢlanır. Hacılar için, devlet adamı için, hoca için kurban kesilmez. Kesilirse
Ģirktir. O hayvanın eti de leĢ hükmündedir, yenmez.
Kabirlerde yatan için de kurban kesilmez. Kurban ancak Allah için kesilir, Allah rızası
için kesilir.
*
*
*
Bayramların adını, anlamını değiĢtirir, bayramın ruhu ile bağdaĢmayan
yanlıĢlıklar yapar hale geldik.
Ramazan bayramına Ģeker bayramı, kurban bayramına da et bayramı, kanlı bayram
deniyor. Kurban parası ile turistik yerlere gidiliyor. EĢ, dost, akraba, ana baba unutuluyor.
KaynaĢma, dayanıĢma, yardımlaĢma unutuluyor. Herkes kendi hayatını yaĢıyor.
Bayramların tadı kaçıyor. Eski bayramların özlemini çekiyoruz.
Tabi bayramlar değiĢmedi, değiĢen insanımız.









Ġhtiyaç sahipleri gözetilmiyor.
ÖlmüĢler unutuluyor, kabirler ziyaret edilmiyor.
Yakınlar hatırlanmıyor.
Ġkram ve hediyeleĢme bir tarafa bırakılıyor.
Çocuklara bayramın sıcak havası anlatılmıyor.
Yapmacık, yozlaĢmaya yönelik öpen öpene, sarılan sarılana bayramlar kutlanıyor.
Ziyaretlerde sınırlar aĢılıyor.
Mezarlık ziyareti yapanlar, kucak kucak çevreyi kirletmekten baĢka bir iĢe yaramayan
mersinlerle gidiyor. Ziyaret adabı bilinmiyor, okuma bilinmiyor, gezip geliniyor. Ġbret
aldığı, ders çıkardığı da yok. Bulursa “Taze Yasin!” satın alıyor.
Adam bayram namazına gitmiyor, anlamsız bir Ģekilde cahiliye adetlerinden olan silah
atma yarıĢı yapıyor.
Gençler, çocuklar bayram namazına götürülmüyor. Bayram diye kızlarımız,
hanımlarımız, bacılarımız açılıp saçılıyorlar. Sevap günah birbirine karıĢıyor.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 149
Mustafa ÖSELMİŞ

ĠBADETĠ GÜZEL YAPMAK
Nafile ibadet deyince, yapılması boĢuna, gerekmez manaları anlaĢılıyor. “Sen
farzlara bak,” deniyor.
Farz, vacip, sünnet namazlarının dıĢındaki nafile namazlar, sevabı büyük olan
namazlardır. Bir kutsi hadiste:

“Kulum bana farz namazlardan sonra en çok nafile namazlarla yaklaĢır,” buyurur.
(Buhari, Rikak:38) Hadisin devamında: “Nihayet onu severim, onu sevince de; onun
iĢiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum,” buyurmuĢtur.
Farz kılacağım, kaza borcum var diye sünnet ve nafile namazlar terk edilmemelidir.
Peygamber (as)‟ın bildirdiğine göre: “Kul kıyamet günü önce farz namazlardan hesaba
çekilecektir. KurtuluĢu için farzlar yetmezse, nafile namazlarla eksiklik giderilecektir.”
(Tirmizi, Salat:188)
Ona buna bakıp da sünnetleri ve nafileleri terk etmek veya ihmal etmek doğru değildir.
Nafile namazları Ģöyle özetleyebiliriz:




Abdest alan, gusleden vakit müsaitse iki rekât namaz kılar. Bir hadiste: “Kim güzelce
abdest alıp, iki rekât namaz kılarsa, ona cennet vacip olur,” buyrulur. (Buhari,
Vüdu:24)
Camiye giden kerahet vakti değilse, iki rekât namaz kılar. Peygamber (as): “Sizden
biriniz camiye girince iki rekât namaz kılmadan oturmasın. Mescidin hakkı vardır.
Onun hakkı iki rekât namazla, selamlanmasıdır,” buyurmuĢtur. (Buhari, Salat:60)
KuĢluk namazı: Peygamber (as) Ģöyle buyurur:
“Bir kimse güneĢ yükseldiğinde, güzelce abdest alıp iki rekât namaz kılarsa, küçük
günahları bağıĢlanır.” (Ramuz el-Ehadis:436/8)
Bir hadislerinde de: “Ġki rekât kuĢluk namazı Allah yolunda kabul olmuĢ hac ve
umreye bedeldir,” buyurur. (Age:291/10)

Evvabin namazı: (Seçkinlerin namazı)
Cenab-ı Allah Kur‟an‟da evvabin namazı kılanları bağıĢlayacağını haber veriyor.
(Ġsra:25)
Peygamberimizin bildirdiğine göre: “Kim akĢam namazından sonra konuĢmadan
evvabin kılarsa, on iki yıllık nafile ibadete denk sevap vardır.” (Tirmizi, Salat:431)

Teheccüh namazı:
Ġnsanın Cenab-ı Allah‟a en yakın olduğu an ve O‟nun ile konuĢtuğu zaman seher
vaktidir. Seher vakti gök kapıları açılır. Seher vaktinde bereket vardır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 150
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir köpeğin 18 yavru doğurduğu olur. Ama seher vaktinde uyuduğu için nesli artmaz.
Bir koyun bir iki yavru doğurur ama seher vakti uyanık olduğu için sayısını ne kurban ne de
kasaplar azaltabilir.
Bu konuda peygamberimiz Ģöyle buyurur:




“Gece namazına devam edin, o Salih kulların âdetidir.” (Tirmizi, Davut:101)
“Gök kapıları gece açılır; Yok mu bir Ģey isteyen? Yok mu dua eden? Yok mu af
dileyen? Denir.” (Ramuz el-Ehadis:64/8)
“Her gece bir münadi: Gelin alyhinize yaktığınız ateĢi gece namazı ile söndürün. Der.”
(B.H.Külliyatı:1/933)
“Bir kimse geceleyin kalkar, eĢini de uyandırır ve namaz kılarsa, Allah onu övdüğü
kimseler arasına yazar.” (R.Salihin:2/461)
Bir kutsi hadiste: “Yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde; mescitleri tamir
eden, tanzim ve tenvir eden ve seher vaktinde istiğfar edenleri görünce onlara azap etmekten
vazgeçerim,” buyrulur. (H.H.Erdem Ġlahi Hadisler:30)
Peygamberimiz bir sahabeye: “Falan gibi olma! O geceleri ibadet ederken ibadeti
bırakıverdi,” demiĢtir. (R.Salihin:154)
Bir Allah dostu birine sormuĢ:






“Allah seni seviyor mu?” Oda:
“Bilmem,” demiĢ. Allah dostu:
“Allah geceleri seni huzuruna kaldırıyor mu?” demiĢ. O kiĢi sormuĢ:
“Gece namaz kılanın yüzü neden nurlu olur?” Allah dostu:
“Allah ile baĢ baĢa kalır, Allah ona nazar eder de ondan.” Cevabını vermiĢ.
Tespih namazı:
Tespih namazı, sevabı bol bir namazdır. Peygamberimiz amcası Abbas‟a, onu Allah‟a
yaklaĢtıracak ve sevap kazandıracak bir ameli bildirmek istemiĢ ve tespih namazını tavsiye
etmiĢtir. Eğer bu namazı kılarsa, günahlarının affedileceğini söylemiĢ ve: “Gücün yeterse her
gün kıl, değilse haftada bir kıl, o da olmazsa ayda bir kıl, değilse ömründe bir defa kıl,”
demiĢtir. (Tirmizi, Vitir:9 + Canan Hadis Ans:9/37)
*
*
*
Ezanda kulağı olmayan, duysa davetine uymayan, “Ezan Türkçe okunsun.”, namaz
kılmayan “Ġbadet kendi dilimizde olsun,” diyor.
Ezan vahy ürünüdür. Bütün dünyada aynı okunur, Ġslam‟ın sembolüdür.
Camiye gitmek için Türkçe ezan mı bekleniyor? Bunların niyeti milleti ezansız
bırakmak. Bir zamanlar ezan Türkçe okundu. Milletin gönlünü derinden yaraladı. Aslına
döndürülmesi ile de millet bayram etti.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 151
Mustafa ÖSELMİŞ
Türkçe ezan isteği ideolojiktir.
Namaz emrolunduğu gibi kılınırsa namazdır. Bütün dünyada aynı kılınır. Allah namazı
emrederken: “Kur‟an‟dan okuyunuz,” diye emrediyor. Peygamberimiz (sav): “Beni nasıl
namaz kılar görürseniz, öyle namaz kılın,” diyor. Bir hadislerinde: “Namazda Kur‟an‟dan
kolay geleni okuyunuz,” diye emrediliyor. (Müslim, Salat:45)
Namazın Türkçe kılındığı dönemde Fatih camiinde imam Fatiha suresini Türkçe
okumaya baĢlayınca, cemaat çekip gidiyor. Müezzin: “Yeter, yeter, sen ve ben kaldık,” diyor.
Bir cenaze namazında da selam: “ġen ve esen kalınız” diye verilince gülüĢmelere neden
olmuĢtur.
Türkçe namaz kılınsa, isteyenler yine namaz kılmayacaklardır. Onların niyeti Ġslam‟a
zarar vermektir. Ezanın, namazın zevkini kaçırmaktır.
*
*
*
Ġbadet Ģuuruna sahip olunmadığı için ibadet yapamayanlar oluyor. Kılmak,
yapmak istedikleri halde namaz kılamıyor, ibadet edemiyor, keĢke diyor ama boĢuna,
arada engeller var, sebepler var.
Ġbadet Cenab-ı Allah‟a kulluktur, teĢekkürdür. En önemlisi de Cenab-ı Allah‟ın
hidayetidir. Ġbadet her kula nasip olmaz. Ġbadet edebilmek, Allah‟ın lütfu, ibadet edememek
de en büyük cezadır.
Musa peygambere: “Hani benim cezam?” diyene cevap için Ģöyle vahyolunuyor: “Biz
ondan ibadet etmenin zevkini almadık mı? Bundan daha büyük ceza mı olur?”
Cenab-ı Allah: “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hıcır:99) “Eğirdiği
ipliği iyice büktükten sonra bırakıveren kadın gibi olma.” (Nahl:92) diye emrediyor.
Bir kutsi hadiste de:

“Bana ibadet et ki, seni ihtiyaçtan kurtarayım, vücuduna rahatlık vereyim. Bana ibadet
etmezsen, seni ihtiyaç içinde bırakırım. Vücuduna zahmet veririm, kalbine sıkıntı
bırakırım. ” buyuruyor. (H.H.Erdem:40 K.Hadis:20)
Kur‟an‟da da: “Kim beni anmaktan (ibadet etmekten) yüz çevirirse, süphesiz onun
sıkıntılı bir hayatı olacak ve onu kıyamet gününde kör olarak diriltiriz.” (Taha:124)
buyrulmuĢtur.
Ġnandığı halde inandığını yaĢayamamanın, gevĢeklik göstermenin, terk etmenin telafisi
mümkün değildir. BoĢ söz dile zahmet verir. Ġbadeti terk, insanı inanmayanlara benzetir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 152
Mustafa ÖSELMİŞ
“Benim kalbim temiz.”, “Belirli bir olgunluğa eriĢtikten sonra ibadete gerek yok,”
demek Ģeytanın tuzağıdır. Kulun ibadeti terk etmesi, Allah‟ın o kulunu terk ettiğinin
alametidir.
Taif‟liler peygamber (as)‟a bir heyet gönderirler ve: “Bizi namazdan muaf tut,
Müslüman olalım,” derler. Peygamberimiz: “Ġbadetsiz din olmaz.” Cevabını verir.
Bir Cuma, bir meslektaĢıma: “Haydi cumaya gidelim,” dedim. Gözleri yaĢardı:
“Bende cumaya gidecek hal mi kaldı,” dedi.
ġeytan insanın peĢini bırakmaz. Aldülkadir Geylani‟ye Ģöyle seslenir:




“Ey kulum Abdülkadir! Artık sen iyice olgunlaĢtın. Senden ibadet mecburiyetini ve
mükellefiyetini kaldırdım. Nefisle mücadelenden artık vazgeç. Senin ibadet etmene
gerek kalmadı,” diye seslenir. Geylani hazretleri, ibadetten azat edildiğini söyleyen bu
sese Ģöyle cevap verir:
“Ey Ġblis! Bana tuzak kurma. Beni böyle bir tuzağa düĢüremezsin.” ġeytan sorar:
“Bu nidanın benden geldiğini nasıl bildin?” Abdülkadir Geylani hazretleri cevap verir:
“Ġnsanların en çok ibadet edeni Allah‟ın Resulü idi. Cenab-ı Allah ibadet etme
mecburiyetini ve mükellefiyetini O‟ndan kaldırmamıĢ, benden mi kaldıracak?”
Ġbadetleri terk Ģeytanın tuzağıdır. Ġbadet edemeyen kimse yediğine, içtiğine, kazancına
dikkat etmeli, Allah‟la arasında perde oluĢturan günahları terk etmelidir.
Bir de ibadet eden vesveseye düĢmemelidir. Çünkü Ģeytan ibadet edenlere devamlı
vesvese verir. Abdestte, gusülde, namazda çok Ģey akla getirir. Namazda çok iĢ iĢletir. Sonra
da oldu mu olmadı mı diye Ģüpheye düĢürür. Ġbadetten alıkoymaya çalıĢır.
ġeytandan gelen Ģüphelere itibar etmemek gerekir. Burada helal gıda ve itikat
düzgünlüğü çok önemlidir. Çünkü insan yediğinden, içtiğinden ibarettir diyor Allah Resulü
ve: “Sana Ģüphe vereni bırak, Ģüphe vermeyene bak,” buyuruyor. (Buhari, Büyü:3)
Kur‟an‟da da rabbim Ģöyle emrediyor:



“KuĢkulananlardan olma!” (Bakara:147)
“ġüphelenenlerden olma!” (Al-i Ġmran:60)
“Eğer Ģeytanın fitnelemesi seni dürterse hemen Allah‟a sığın.” (A‟raf:200)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 153
Mustafa ÖSELMİŞ

ALLAH’I DĠLDEN-DUA VE TÖVBEYĠ ELDEN BIRAKMAK:
Diller Allah’ı çokça anmaya, inĢallah, maĢallah, elhamdülillah demeye pek
varmıyor.
Dil bazı Ģeylere alıĢırsa, insan daha çok rahat eder. Sonuç ne olursa olsun; “Hayırlısı”
der, fazla üzerinde durmaz.
Buna göre insan, yapacağı bir iĢ için “ĠnĢallah” derse, Allah onu mahcup etmez.
Peygamber (as) sorulan bir soru için “Yarın cevap veririm,” dediği, “ĠnĢallah” demediği için
kendisine vahiy meleği gelmemiĢ ve peygamberimiz uyarılmıĢtır.
“ĠnĢallah” demek; Allah‟tan izin almaktır, “Allah izin verirse” demektir. “ĠnĢallah”
diyeni Allah yalnız bırakmaz ve mahcup etmez.
Allah Kur‟an‟da “ĠnĢallah” dememizi istiyor. (Kehf:23-24, Fetih:27, Kalem:17-20,
Saffat:102)
Peygamberimiz, Yecüc Mecüc ile ilgili bilgi verirken seddi ne zaman ki “ĠnĢallah
yarın tamamlarız. Derler, iĢte o zaman aĢarlar,” diyor. (Ġ.Canan Hadis Ans:17/571)
Bir iĢe niyetlendiğimizde, karar verdiğimizde “ĠnĢallah” demeliyiz. Çünkü Allah‟ın
izni olmadan bir yaprak bile kımıldamaz.
*
*
*
Güzel bir Ģey görüldüğünde “MaĢallah Barekallah” denmelidir. Allah nazardan saklasın
denmeli, ihmal edilmemelidir.
Nazarı değen insanın böyle dememesi veballi bir iĢtir. Çünkü nazarın değmesine göz
yummak, bile bile zarar vermektir. Ġnsan, organlarının iĢlediği suçtan sorumludur.
Peygamberimiz Ģöyle buyuruyor:

“Sizden biri, din kardeĢinin nefsinde veya malında hoĢuna giden bir Ģeyi görünce, onu
tebrik etsin.”Barekallah” desin. Zira nazar haktır,” buyurur. (Razuz el-Ehadis:389/8)
*
*
*
Kulağı çınlayanın yapması gereken Ģey peygamberine salâvat getirmek ve selam
göndermek olmalıdır. Peygamber (as) Ģöyle buyuruyor: “Sizden birinin kulağı çınladığında
beni hatırlasın ve bana salât-ü selam getirsin.” (Ramuz el-Ehadis:53/13)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 154
Mustafa ÖSELMİŞ
Bazıları ağzını sonuna kadar açarak sesli bir Ģekilde esniyor. Hatta namazda bile bu
Ģekilde esnemeler oluyor.
Esneme geldiği zaman giderilmeye çalıĢılmalı, giderilemezse ağız kapatılmalı ve sessiz
bir Ģekilde esnemelidir.
Esnemek gafletten ve Ģeytandandır. Bir hadiste:

“Sizden biri esnerse, elini ağzına koysun, zira Ģeytan esnemeyle beraber ağızdan
girer,” buyrulur. (Age:38/11)
*
*
*
HapĢırma konusu da dikkat edilmesi gereken bir konudur. Ağzı açık, bağırarak
hapĢırılmaz. HapĢırana da çok yaĢa denmez.
HapĢırma anında milyonlarca parçanın etrafa dağıldığı unutulmamalıdır. Bizim
dikkatsizliğimiz yüzünden baĢkalarının zarar görmesinden biz mesul oluruz.
Peygamber efendimiz: “Müslüman‟ın Müslüman üzerinde beĢ hakkı vardır,” der ve
sıralar:





Verilen selamı almak.
Hastayı ziyaret etmek ve ona dua etmek.
Cenaze törenine iĢtirak etmek.
Uygunsa davete icabet etmek.
HapĢırınca “Elhamdülillah” diyene “Yerhamükellah” yani “Allah sana merhamet
etsin,” diye mukabelede bulunmak.
Cafer (ra) Ģöyle anlatıyor: “Hz. Peygamber aksırdığı zaman “Elhamdülillah” derlerdi.
Kendisine “Yerhamükellah” denildiğinde o da: “Yehdina yehdikümüllah” derlerdi.”
(Age:537/7)
*
*
*
Ġnsan çok unutkan ve ihmalkâr. ĠĢlediği günahları, yaptığı hataları sanki o
yapmamıĢ gibi unutuyor. PiĢmanlık duymak, günah ve hataları terk etmek, ardından da
affını isteyerek tövbe etmek aklına bile gelmiyor. GeçmiĢin hesabını nasıl vereceğini
düĢünmüyor.
Tövbe günahlardan hicret ve Allah‟a yöneliĢtir. Tövbe kulun, aczini bilmesi ve
günahlarını bağıĢlayacak bir Allah‟ının olduğunu hatırlamasıdır.
Herkes tövbe etmelidir. Çünkü hatasız kul yoktur. Peygamberimiz bile günde yüz defa
tövbe ettiğini söylemiĢtir. Hele son zamanlarda günahsız yaĢamak zor. Ġnsan beĢer, durmaz
ĢaĢar, eyler hata, üçer beĢer. Hatasız kul olmaz. “DüĢmez kalkmaz bir Allah,” denmiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 155
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsan günah iĢler, hata yapar deyip günah küçük görülünce günah büyüyor. Günahlar
küçük görülmemelidir. Günahlarla övünülmemelidir. Ballandıra ballandıra baĢkalarına
anlatılmamalıdır. Bu günahın yayılmasına neden olur. Günahlar açıktan iĢlenmemelidir. Bu da
günahın meĢrulaĢmasına ve suç olmaktan çıkmasına neden olur. Günahı çekinmeden iĢlemek
Cenab-ı Allah‟ın gazabına neden olur.
Bir büyüğümüz: “Her günah içinde küfre giden bir yol vardır,” der. Onun için günahta
ısrar edilmemelidir.
Peygamberimiz: “Gülerek günah iĢleyen, ağlayarak cehenneme gider,” demiĢtir.
(Ramuz el-Ehadis:400/4)
Her günahın ardından mutlaka tövbe edilmelidir. Bir hadiste: “Kul günah iĢlediği
zaman, kalbinde siyah bir nokta oluĢur. Eğer tövbe ederse leke kaybolur. Günah iĢlemeye
devam ederse, siyah leke büyür ve kalbi karartır.” (Age:26/9)
Kur‟an‟a göre tövbe samimi bir Ģekilde yapılmalıdır. Hem günaha devam hem tövbe,
yalancıların tövbesidir.
ġeytan kovulunca yemin ederek kullarını sapıtacağım deyince Allah: “Tövbe ettikleri
takdirde ben de onları affedeceğim,” diye söz veriyor. Allah tövbeleri kabul eder. Allah‟ın
rahmetinden ümit kesilmemelidir.
Bir de Allah nasıl olsa affedecek düĢüncesiyle günah iĢlenmemelidir. Allah uyarıyor:
“Sakın Ģeytan Allah‟ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokman:33)
Müslüman korku ile ümit arasında olmalı, Ģeytanın oyununa gelip, tuzağına
düĢmemelidir.
*
*
*
Duaya her zaman ihtiyaç duymuyoruz. SıkıĢınca dua kitabı, dua metni arıyoruz.
Kimden dua isteyelim diye dua ediverecek birilerini arıyoruz. Dua etmek için yatırlara
koĢuyoruz. Bidatler iĢliyoruz. Sonunda da dua ettim kabul olmadı deyip çıkıyoruz.
Dua Allah‟a yalvarıĢtır, Allah‟tan istemektir. Tabi bunun yolu yordamı vardır, Ģartları
vardır.
Dua sadece sıkıĢınca yapılırsa, sıkıĢır kalır, murat hâsıl olmaz.
Dua apar topar yapılmaz. Duaya baĢlamadan önce duaya hazırlık yapılır, duanın
kabulüne mani olabilecek engeller ortadan kaldırılır.


Helal gıda ya da dikkat Ģarttır.
Ġsyanları, günahları terk gerekir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 156
Mustafa ÖSELMİŞ

Gaflet içinde yapılan dua dile zahmettir.
Üzerinde kul hakkı olanın bağırıp çağırması, ağlayıp sızlaması boĢuna olur. Dua
yapacak olan, kul hakkından kurtulmalıdır. Hak iadesi ve helalleĢme olmadan dua kabul
olmaz.
Duanın illa Arapça olması Ģart değildir. Dua eden ne dediğini, ne istediğini bilmelidir.
Ağız alıĢkanlığı ile dua olmaz.
Duada olmayacak Ģey istenmez. Ġstense de boĢuna olur.
Dua; acele, ısmarlama olmaz.
Duada teferruatla uğraĢılmamalıdır. Ellerin Ģekli, baĢın duruĢu önemli değildir.
Bağıra bağıra dua edilmez. Allah bize Ģah damarımızdan daha yakındır. Sağıra
sesleniyormuĢ gibi dua olmaz. Bağırmak duanın adabına uygun değildir.
Duada kötülük istenmez. BaĢkalarının ölümü, helaki dilenmez. “Allah cezanı versin.”,
“Kahrolsun” denmez. Ġyilik isteyen, baĢkalarının da iyiliğini istemelidir. Ġnsan yakınları ile
bilhassa çocukları içinde kötü söylememeli, beddua etmemelidir.
Duada bencillik olmaz. Aile fertleri için baĢkalarını da içine alan dualar yapılmalıdır.
Dua devamlı yapılmalıdır. Kur‟an‟da:

“Dualarınız olmasaydı, Allah nazarında hiçbir kıymetiniz olmazdı.” (Furkan:77)
buyurur.
Hz. Peygamber (as) Ģöyle bildirmiĢtir:


“Dalga dalga gelen bela ve musibetlere karĢı Allah‟a dua edin.”
“Belaya dua ile karĢı koyun.”
Dua, bela ateĢini söndürür. Kaza belayı def eder.



“Duanın nazil olan olmayan belaya faydası vardır.” (Ramuz:97/10)
“Dua belayı karĢılar.” (Ramuz:207/16)
“Duadan üç Ģeyden biri isabet eder: Ya günahı affolunur. Ya hayrı çoğalır. Yada sevap
kazanır.” (Age:104/8)
Dua kuvvet kaynağıdır. Tıbbın aciz kaldığı hallerde duanın öne çıktığını görüyoruz.
Dua rahatlatır. Gandi: “Dua ve ibadet olmasaydı, çıldırırdım,” demiĢtir.
Gelelim dualar neden kabul olmaz?
Cenab-ı Allah Kur‟an‟da buyuruyor ki:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 157
Mustafa ÖSELMİŞ


“Ġnsan nimet verdiğimiz zaman bizi hatırlamaz. Fakat ona bir Ģey dokununca yalvarıp
durur.” (Fussılat:51)
“Ġnsana bir zarar geldiği zaman, o zararın giderilmesi için dua eder, ondan sıkıntıyı
kaldırınca sanki ona bir Ģey olmamıĢ gibi geçip gider.” (Yunus:12) buyurarak bu
konuda insan uyarılmıĢtır.
Peygamber (as) da Ģöyle tavsiye eder:

“ġiddetli ve sıkıntılı hallerde duasının kabul edilmesini isteyen, rahat haldeyken çok
dua yapsın.” (Büyük Hadis Külliyatı:5/9234)
Bir hadiste de: “Sizden biri “Dua ettim, kabul olmadı,” demediği müddetçe duası
kabul olur.” (Sahih-i Buhari Ter:2075) buyrulmuĢtur.
Bir uyarı da Kur‟an‟da: “Rabbinize gönülden ve gizlice dua edin. Doğrusu Allah
bağırıp çağırarak haddi aĢanları sevmez.” (A‟raf:55) Ģeklindedir.
Duaların niçin kabul olmadığına en güzel cevabı Ġbrahim Ethem veriyor.
Ġbrahim Ethem‟e Irak halkı: “Ġbadet ediyoruz, zevk alamıyoruz. Dua ediyoruz, duamız
kabul olmuyor. Neden?” diye sorar. Ġbrahim Ethem bir müddet onları izledikten sonra Ģöyle
der:










Allah‟a inandığınızı söylüyorsunuz. O‟na itaat etmiyorsunuz.
Peygamberi sevdiğinizi söylüyorsunuz, sünnetini yapmıyorsunuz.
BaĢkaları ile uğraĢırken, kendinizi unutuyorsunuz.
Ölülerinizi ellerinizle gömüyorsunuz, ders almıyorsunuz.
Allah‟ın nimetlerini yiyor, Ģükretmiyorsunuz.
Kur‟an okuyorsunuz, O‟na uymuyorsunuz.
ġeytanı düĢman biliyorsunuz. Fakat ona uymakta sakınca görmüyorsunuz.
Cennete girmek istiyorsunuz, sizi oraya götürecek iĢ yapmıyorsunuz.
Cehenneme gitmek istemiyorsunuz, sizi oraya götürecek iĢlerden vazgeçmiyorsunuz.
Ölümü hak biliyorsunuz ama ölüm ötesine hazırlanmıyorsunuz. Nasıl ibadetiniz,
duanız kabul olsun? DemiĢtir
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 158
Mustafa ÖSELMİŞ
YEDĠNCĠ BÖLÜM
HAYAT

NASIL BĠR HAYAT YAġIYORUZ?
Hayatta birçok önemli Ģeyi önemsemiyoruz. Güne uykusuz, gergin, kavga ederek
baĢlıyor, düzgün hareket etmiyor, iyi niyet taĢımıyor, sağlam iĢ yapmıyoruz. Sanki ahret
yok! Hayat bugünlerden ibaret! Planlı, düzgün bir gün geçirme arzusu taĢımıyoruz.
AkĢam kendimizi sorgulamıyoruz.
Kur‟an soruyor: “Feeyne tezhebûn” “Nereye gidiyorsunuz?” diyor.
Bir yerlerden gelip, bir yere gidiyoruz ya, bunu çok azımız biliyor. Ġlk yaratılıĢta Allah
hepimize sordu:


“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dedi.
“Evet, sen bizim Rabbimizsin.” Cevabını verdik. Bunu ne çabuk unuttuk?
BaĢkalarına bakıp “Bu böyle olmamalı,” dediğimiz bir Ģeyi çekinmeden kendimiz
yapıyoruz. Beğenmediğimiz, kınadığımız kimselere benzemeye çalıĢıyoruz.
Ölen için “Kurtuldu,” diyoruz. Mezardakine “Rahat yat,” diyoruz. “Ben ölünce
dinleneceğim,” diyoruz. Ġnsanın ölümü ile bütün hayatının hesabı baĢlayacak. Mezar; yok
olma yeri değil, sorgu sual yeridir.
YaĢadığımız bir günün her anını iyi değerlendiremiyoruz. Güne besmelesiz baĢlıyoruz,
tersliklerle akĢama kadar boğuĢup duruyoruz. AkĢam olunca kendimize:




“Bugün neler yaptım? Bugün aleyhime mi lehime mi geçti?”
“Bugün hangi yararlı iĢi yaptım? Hayır mı kazandım, Ģer mi?”
“Bugün kiminle oldum? Kime hizmet ettim?”
“Bugünümden Allah razı olur mu, olmaz mı?” sorularını sormuyoruz. Günler birer
birer aleyhimize kapılarını kapatıyor.
ÖlmeyecekmiĢ gibi hayatımızı yaĢıyoruz ama bir gün hiç yaĢamamıĢ gibi
öleceğimizden haberimiz yok.
*
*
*
Bütün dert; alamadım, veremedim, nasıl daha çok kazanırım oluyor.
ġairin dediği gibi: “Bir elinde ayna, bir elinde cımbız, umurunda mı dünya?”, “Ne
giyeyim?”, “Ne takıp takıĢtırayım?”, “Ne giyersem bana bakarlar?”, “Ne piĢireyim?” bütün
günün içini dolduran bu.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 159
Mustafa ÖSELMİŞ
Mide dolu, kafa boĢ. Okuma yok, televizyon yetiyor. O kadar meĢgul ki; günlerde
gezerken yorgun düĢüyor.
Diğer taraftan dikkatli, düzenli ve prensipli yaĢamayanlar, kolayca güdülüp, yanlıĢ
yönlendiriliyorlar ve günahtan günaha sürükleniyorlar. Gerekçeleri de:



“Hangi çağdayız, zaman bunu gerektiriyor.”
“Adet böyle, Ģartlar böyle.”
“Herkes böyle yapıyor. El ne der?” bunlar mazeretmiĢ gibi uzayıp gidiyor.
Bir kesimde çok farklı zar zor geçinmeye çalıĢıyor. Hiçbir Ģeyden haberi olmuyor.
Hatta eĢinin, oğlunun, kızının yaĢayıĢından haberi olmuyor. Kafasını, vücudunu evin
giderlerini karĢılamak için yoruyor. ġükürsüz ve teĢekkürsüz bir hayat yaĢıyor.
*
*
*
Nasıl bir hayat yaĢandığı bilinmiyor. Diğer canlılar da doğuyor, yaĢıyor, ölüyor.
Nefsi ve hayvani hayat yaĢayanların hayvanlardan ne farkı oluyor?
Ġnsan canlılar içinde en üstün varlıktır. YaratılıĢ gayesi farklı, sorumlulukları farklıdır.
Düğünümüzü, çocuğumuzun sünnet merasimini kameraya alıp seyrettiğimiz gibi; bu
hayatımızı da biz öldükten sonra “Seyret hayatını” denilecek. Hayatını seyreden; “Nasıl iĢ bu?
Her Ģey kaydedilmiĢ,” diyecek.
Kur‟an‟da Allah bizi önceden uyarıyor: “ġunu iyi bilin ki; üzerinizde muhafızlık eden,
sizi her an gözetleyen yazıcılar vardır. Siz ne yapıyorsanız, onu görür ve yazarlar.”
(Ġnfitar:10-12)
Evet, hayat filme alınıyor. Sorumsuzca yaĢayanlar kurtuluĢ fırsatını kaçırdıkları için
piĢman olacaklardır. Hayata iyi baĢlayan, iyi bitirir. Sabah gömleği giyerken yanlıĢ
düğmelemeye baĢlayan diğerlerini de yanlıĢ düğmeler.
Nasıl ölmek istiyorsa insan, öyle yaĢamalı. Nereye gitmek istiyorsa insan, elinde fırsatı
varken o yola düĢmelidir. Ġnsan 3-5 dakika ayırmadığı, hiçbir hazırlık yapmadığı yeri hak eder
mi?
Ġnsan önündeki en büyük ölüm gerçeğini unutuyor. Helal kazanmıyor, meĢru yaĢamıyor.
Büyük mahkemeye çıkıp hesap vereceğini aklına getirmiyor. Ölene kadar dünyanın yalan
iĢleriyle, boĢ zevkleriyle boğuĢup duruyor.
Hiç unutulmaması gereken üç kelime: Allah görüyor, Allah biliyor, Allah soracak.
Israrla, ölünce toprak olup gidecek hayvanlar gibi yaĢanırsa, sonuç herhalde iyi
olmayacaktır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 160
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Düzgün, prensipli ve dengeli bir hayat anlayıĢı yerine, düzensiz bir hayat anlayıĢına
sahip çıkılıyor. Sonbahar yaprağı gibi rüzgâr nereye eserse oraya savrulup gidiliyor.
Olaylara hâkim değil, olaylar insana hâkim.
Peygamber (as)‟ın: “Öyle bir zaman gelecek ki…” deyip kötü Ģeylerin olacağı bir
zamanı bildirdiği gibi.
Ġyi yaĢamak, iyi Ģeyler yapmak insanın elinden alınmamıĢtır. Ġnsanımız verimli ve
faydalı değil.
Genç oturduğu yere zarar veriyor, yediğinin artığını yerlere atıyor, oraya buraya yazılar
yazıyor, acayip kılık kıyafetlerle dolaĢmayı seviyor. Elinden telefon düĢmüyor. KonuĢurken
“Atıyorum” diyerek baĢlıyor, atıp tutuyor.
Zenginde cimrilik,
Fakirde gurur, kibir,
Âlimde aç gözlülük,
Kadında hayâsızlık,
Gençte yaramazlık,
Yönetimde adaletsizlik… Ne kötü…
Aslında Allah‟ın koyduğu hayat ölçüleri var. Mutluluğun kaynağı olacak, büyüklerin
örnek hayatları var. Onların ıĢığında, önlerini görerek yaĢayan, hayatın kötü tarafını
yaĢamaktan kurtulacaktır.
*
*
*
Güzel ve faydalı iĢler yapmak, hayatı güzelleĢtirmek ideali taĢınmıyor. Bencil bir
anlayıĢımız var. Gemisini kurtaran kaptan misali, nalıncı keseri gibi hep kendimize
yontuyoruz. “Yandım” diyene “Yan”, “Öldüm” diyene “Öl” deyip geçiveriyoruz.
Hâlbuki istense ne güzel iĢler yapılır. Kalıcı iĢler iĢlenir. BaĢkalarının istifade
edebileceği eserler bırakılır.
Bizden öncekiler, bugün kullandığımız, istifade ettiğimiz eserleri yapmasaydı,
bırakmasaydı, ağaçları dikmeseydi, yoları, köprüleri yapmasaydı biz ne yapabilir, ne kadarını
baĢarabilirdik? Bizim de gelecek nesillere bırakmak zorunda olduğumuz Ģeyler olmalıdır.
Herkes günün sonunda; “Bugün kime, ne ölçüde faydalı oldum?” sorusuna cevap
verebiliyorsa, görev yapılıyor demektir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 161
Mustafa ÖSELMİŞ
Bugün hayır kapısını mı çaldım, Ģer kapısını mı çaldım? Dua mı aldım, beddua mı
aldım? GeçmiĢ günlerin tekrar verilsin mi istersin? Yoksa yaptıklarımı bir daha
yapamayabilirim diye geri mi çevirirsin? Bu soruların cevapları çok önemli.
Ġnsan baĢarılı olduğu ve faydası olan iĢle meĢgul olmalıdır. Mesela partisi %1 oy
alamıyor, o gece gündüz, maddi manevi gücünü partisi için harcıyor. Ġktidar olma hayalleri
kuruyor, kime ne faydası var?
Hayat ciddiye alınmalıdır. Tekrarı yok bunun. Melekler ölürken: “Ne iĢle meĢguldün?”
diye soracaklar.
Ġnsanın iyiliği, güzelliği hayatının güzelliğindendir. Ġnsan nasıl biri olduğunu anlamak
isterse nasıl yaĢadığına bakmalıdır.
Ġnsanın güzel bir hayat yaĢaması o kadar zor bir iĢ değildir. Güzel iĢler, güzel düĢünceler
ibadet gibidir.
Toplumda benimsenip tekrar edilen çirkin sözler var: “Merhametten maraz doğar,”,
“Ġnsana yaranmaz,”, “Ġyilik yaptığın insanın Ģerrinden korun,” gibi.
Ġnsan bir Ģeyin iyisini, güzelini ve hayırlısını yapmalıdır. Yaptığını da sağlam
yapmalıdır. PiĢman olacağı, keĢke diyeceği iĢi yapmamalıdır.
Kendinden yaĢlıyı görünce: “Onun sevabı benden çok”, küçüğü görünce de: “Benim
günahım ondan çok” demelidir. Günah iĢleyen birini görünce: “Rabbim beni günah
iĢlemekten koru,” diye dua etmelidir. Hayır iĢleyen birini görünce: “Bana da hayır iĢlemeyi
nasip et Rabbim” demelidir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 162
Mustafa ÖSELMİŞ

HAYAT OYUN EĞLENCE MĠ?
Vur patlasın, çal oyansın! Hayat oyun eğlence… Zevk, sefa, içmek, oynamak,
oynatmak, dans, flört, müstehcenlik… anlayıĢı yayılıyor.
Allah kullarını Ģöyle uyarıyor:




“Dünya hayatı oyundan, eğlenceden ibarettir.” (Hadid:20) dünya hayatının cazibesine
kapılmayın diyor.
“Dünya hayatı oyun ve eğlenceden baĢka bir Ģey değildir.” (Ankebut:64)
“Biz gökleri ve yeri, bunların arasında bulunanları oyun ve eğlence olsun diye
yaratmadık.” (Duhan:38) Bunu bil.
“Sakın dünya hayatı seni aldatmasın.” (Fatır:5) sakın kanma diye bildiriyor.
“Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
O da yalan, Bu da yalan,
Var sende biraz oyalan.”
Deyip dururken mülkün Allah‟ın olduğu unutuluyor. “Mülk bizim” deniliyor, kiracı ve
mirasçı olunduğu halde benim, senin kavgası yapılıyor.
Doktorunuz “Bir yıl ömrün kaldı,” dese ne yapardınız? Bu soruya cevap olarak herkes
bir sürü yapmadığı, ihmal ettiği Ģeyleri sıralayacaktır.
Peki bir aylık, bir haftalık, hatta bir günlük ömrünün olduğunu biliyor musun?
Garantin var mı? AkĢama ulaĢacağına, sabaha çıkacağına emin misin? Öyleyse ne diye
oyunda oynaĢtasın? Bu gaflet ne? Bırak Ģu “Ġlerde yaparım,” demeyi.
Bazılarının eğlence dediği, müzik dediği çılgınlıklara bakın. Çıldırtıyor, çileden
çıkartıyor; alkole, uyuĢturucuya, fuhĢa itiyor. Suça itiyor. Kötü söz içeriyor. Müstehcenlik
içeriyor. Kötülük akla getiriyor. Cinselliği ön plana çıkarıyor, Ģehvet kokan söz ve hareketler,
bu mu eğlence? Bu mu müzik?
Çirkinliklerle güzellik olmaz. Çıplaklık, ahlak ve akıl geriliğidir. Onunla sanat olmaz.
Bu tür müziklerle yozlaĢma yaĢanıyor, çökme noktasına gidiliyor. Ġnsanlar intihar
ediyor, alkolizm, uyuĢturucu yayılıyor, aileler yıkılıyor, fuhuĢ yayılıyor, huzur kalmadı,
bereket kalmadı…
*
*
*
Gaflete dalmaktan, nefsin hâkimiyetinden, bütün güzelliklerin elden çıkıp
mahvolmasından çekinilmiyor. Uyanmak, önünü, gerçekleri görmek istenmiyor.
Ölü ile diri misali, ölü hali ne ise gaflet odur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 163
Mustafa ÖSELMİŞ






Hayat,
Zaman,
Güç,
Ġdealler,
Aile evlat ve
Sahip olduğumuz nimetler gaflet içinde heder olup gidiyor.
BoĢluk, gayesizlik insanı çalıĢıp çırpınmaktan daha çok yıpratır. Çünkü iĢsize Ģeytan iĢ
bulur. O zaman kalp uyur, nefis uyanır. ĠĢte o zaman vay o kiĢinin haline!...
Peygamber (as): “Dikkat edin! Nefsinizin arzu ve istekleri size öleceğinizi
unutturmasın! Aksi halde kalpleriniz katılaĢır.” (Ġbni Mace Mukaddime:7) diyor.
Kur‟an‟da:




“Onların iĢlemekte oldukları kötülükler kalplerini kirletmiĢtir.” (Mutaffifin:14)
“Artık kazanmakta olduklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar.” (Tevbe:82)
“Kendi kendine yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akĢam
Rabbini an. Gafillerden olma.”
“Kim Allah‟ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir Ģeytanı ona musallat
ederiz. Bu Ģeytan onu doğru yoldan alıkoyar da o kiĢi kendini doğru yolda sanır.”
(Zuhruf:36-37) buyuruyor.
Bir kutsi hadiste Ģöyle buyruluyor:

“Ey insanoğlu! Bana ibadet için zaman ayır ki, seni ihtiyaçtan kurtarayım, evini rızık
doldurayım; vücuduna rahatlık vereyim. Beni anmaktan ve bana ibadet etmekten gafil
olma; eğer gafil olursan, seni ihtiyaç içinde bırakırım, vücuduna zahmet ve yorgunluk
veririm, kalbine de gam ve keder bırakırım.” (Fikri Yavuz:40, Kutsi Hadis s:61)
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 164
Mustafa ÖSELMİŞ

DÜNYA MAMUR – AHĠRET AHARAP
Ölmek istenmiyor. Hatta ölüm kelimesinden korkuluyor. Her Ģey dünya için
yapılmıĢ, ahrete bir Ģey yollanmamıĢ. Ölmeye cesaret yok. Mamur olan bir yerden
harap olan bir yere kim gitmek ister?
Dünya hırsı ve aĢırı dünya arzusu günahların baĢıdır. Her hata bundan sonra baĢlar. Bu
ise Allah‟ın kulunu terk ettiğini gösterir.
Allah Kur‟an‟da: “Dünya hayatı aldanma ve metadan baĢka bir Ģey değildir.”
(Bakara:185) “Sakın dünya hayatı seni aldatmasın.” (Fatır:5) ikazı var.
Peygamber (as) da: “Gözünü dünya iĢlerine kaptırıp ahreti unutmaktan sakın.”
(R.Salihin:481) diye uyarıyor.
“Su geminin dıĢında olursa, onu yüzdürür, içinde olursa onu batırır,” derler. Dünyaya
bütün kalbiyle meyletmek de böyledir. Ġnsanın helakine sebep olur.
Kutsi hadiste: “Ey dünya! Bana hizmet edene hizmet et. Sana hizmet edeni hizmetinde
kullan.” (H.H.Erdem, Ġlahi Hadisler:27) buyrulur.
Ġnsan dünyaya ve dünya malına düĢkündür, hırslıdır. Kulluktan alıkoyduğu halde,
günaha sürüklediği, ahret saadetini gölgelediğini bildiği halde dünyaya meyletmekten
vazgeçmiyor.
Bir hadiste: “Ademoğlunun bir dere dolusu altını olsa, ikincisini ister. Onun ağzını
topraktan baĢka bir Ģey doldurmaz.” (R.Salihin:23) demiĢtir.
Mescit kuĢu salebe mala olan sevgisi yüzünden helak olmuĢtur.
Mal ahreti kazandırıyorsa faydalıdır. Ahreti kaybettiren malın edinilmesini
büyüklerimiz tavsiye etmiĢlerdir. Bir kutsi hadiste: “Ey Ademoğlu! Malım malım diyorsun.
Yiyip de çıkartıp attığın veya giyip de eskittiğin veya sadaka vererek önden gönderdiğinden
baĢka senin malın mı var?” (R.Salihin:485) Ġnsanın bırakıp gideceği nasıl onun olur? Onun
olan kısmı o malın hesabıdır.
Dünya hayatı, bir nefes alır, bir nefes verirsin. ĠĢte iki nefes arasındaki zamandır.
Musalla taĢında “Er kiĢi niyetine” deniverir.
Her canlının sonu ölümdür. Ne kadar yaĢarsa yaĢasın, bir gün ölecektir. Ne kadar malı
olursa olsun, bir gün onları bırakacaktır. Neyi severse sevsin ondan ayrılacaktır. Ne yaparsa
yapsın onun hesabını verecek, karĢılığı neyse görecektir.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 165
Mustafa ÖSELMİŞ
Dünya ve dünyadakilerin aldatıcılığı ve geçiciliği bilindiği halde her fedakârlık
yapılıyor. Uğrunda ölünüyor, öldürülüyor. Ne ölene yarıyor, ne de öldürene…
ġöyle bir düĢünürsek; hiç kimse dünyadan kefenin dıĢında bir Ģey alıp gitmemiĢ, kirli
çamaĢırını, sümüklü mendilini bile götüren yok. Onca varlığa emanetçilik yapılmıĢ. Azalır
diye sadakası, zekâtı verilmemiĢ. Ama o mal daha ölüm döĢeğinde hizmetçisini terk etmiĢ…
Dünya aynen bir gölge gibidir. Kovaladıkça kaçar. Dünya aldatıcı bir cazibeye sahiptir.
Sevdalılarını peĢinden koĢturtur durur.
Dünya hayatı gaye olmamalı, vasıta olmalıdır. Dünyadaki geçime, ahretteki saadete
vasıta olmalıdır. Gurur sebebi olmamalıdır. Parası, malı kadar insana itibar edilmemeli,
“Malın kadar, paran kadar konuĢ,” denmemelidir.
Allah diyor ki;

“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha
çok mal ve evlat olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği
ziraatçıların hoĢuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra
da çer çöp olur. Ahrette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah‟ın mağfireti ve
rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten baĢka bir Ģey değildir.” (Hadid:20)
Dünya malı öyle bir Ģeydir ki, çocukları rahat etsin diye ana baba bir ömür çırpınır.
Hatta o dünya malı için ahretini kaybeder. Fakat o mal için kardeĢler dövüĢür, küser, hatta
birbirlerini öldürür.
Onun için Allah: “Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah‟ı anmaktan
alıkoymasın,” diye uyarmıĢtır. (Münafikun:9)
*
*
*
Bir türlü dünya ve ahret dengesi kurulamıyor. Dünya için ahret unutuluyor veya
ahret derken dünya ihmal ediliyor. Ġkisinin ortası bulunamıyor.
Dünya hırsı ile yaĢayan ahrette: “Malım bana fayda vermedi,” diyecek. Onun için:
“Tutun onun ellerini boynuna bağlayın. Sonra onu alevli ateĢe atın,” denilecek. (Hakka:31)
Bir ayette de:


“Ey insanlar! ġüphe yok ki Allah‟ın vaadi (Ölümden sonra dirilmek) haktır. O halde
sakın dünya hayatı sizi aldatmasın.” (Fatır:5)
“Biliniz ki dünya hayatı oyun, oyalama, süslenme, aranızda övünme ve daha çok mal
ve evlat sahibi olmaktan ibarettir.” (Hadid:20)
Kur‟an: “Dünyayı reddedin,” demez. Allah‟a kulluktan alıkoyan, ahreti unutturan ve
insanı azdırıp sapıtan dünya ve dünya malına karĢıdır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 166
Mustafa ÖSELMİŞ
Müslüman dünyayı reddetmeyecek, onunla ahreti kazanacaktır. Peygamber (as) ne
diyor: “Hiç ölmeyecekmiĢ gibi dünya için çalıĢ, yarın ölecekmiĢ gibi ahret için çalıĢ.”, “Sizin
hayırlınız ahreti için dünyasını, dünyası için ahretini terk etmeyeninizdir.” (Ramuz elEhadis:363)
Bir hadislerinde de bize: “Gününüzü dünya iĢlerine kaptırıp, ahreti unutmaktan
sakının.” (R.Salihin:481) diyor.
Dua ederken bile: “Rabbim bize dünyada da iyilik ver, ahrette de iyilik ver. Dünyanın
da hayrını ver, ahretin de hayrını ver,” demiyor muyuz?
DıĢ ülkelerde çalıĢan biri kahvede otururken, giyimine, kahvenin önünde dura n
abrasına bakıp ona:

“Hayatını kurtardın,” dediler.
O kiĢinin gözleri yaĢardı ve:

“Namaz yok, Ġslam yok, ahret yok. Nasıl hayat kurtarmak bu?” dedi ve ağladı.
*
*
*
Bakıyorsun ölümü, öleceğini düĢünen yok. Azrail’e hazırlıksız yakalanmaktan
korkan yok. Çokları dini dünya ile değiĢmiĢ, dünyaya bir daha mı geleceksin, hayatını
yaĢa telkinine uymuĢ. ġeytanı iĢine, aĢına ortak etmiĢ, piĢmanlık verecek, keĢke diyeceği
iĢlerle ömür tamamlanmaya çalıĢılıyor.
Ġnsanın dini ve ahreti olmayınca Ģeytanın oyuncağı olur. ġeytan neler dedirtmez, neler
yaptırmaz. Her Ģerre davet eder. Her kötüyü güzel gösterir. “Namaza gerek yok”, hac için
“Araplara para yedirtmek”, zekât için “Sakın ha, onu sen kazandın, baĢkasının ne hakkı var,
sonra fakir düĢersin,” der.
Bazıları dünyaya öyle dalmıĢ ki, Allah‟ın kendisine gönderdiği, talimatlar içeren, mutlu
olmanın yollarını gösteren kitabını öğrenmeye fırsatı olmamıĢ, okuyamıyor. Ġbadet etmeye
kalksa beceremiyor. Ġtikadı bozuk kimselerin yolundan gidiyor.
Peygamber (as): “En hayırlınız, Kur‟an‟ı öğrenen ve öğretenizdir. Bir evde Kur‟an
okununca melekler hazır olurlar. ġeytanlar kaçar. Ev halkına geniĢlik hasıl olur ve hayır çok,
Ģer az olur. Bir evde Kur‟an okunmazsa, orada Ģeytanlar hazır olur, melekler gider. Ev halkına
darlık gelir. Hayır azalır, Ģer çoğalır.” (Ramuz el-Ehadis:196/2)
Peygamberimiz diyor ki: “Allah cehennem ehlinden azabı en hafif olana: “Dünyadaki
her Ģey senin olsaydı, bu azaptan kurtulmak için onları verir miydin?” der. O da: “Evet” der.
Allah ona: “Ben senden onların çok azını istemiĢtim,” der.” (Ramuz el-Ehadis:94/5)
buyurarak hayatın sonundaki piĢmanlığı haber veriyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 167
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir ayette: “Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir.” (Enfal:28)
Unutmayalım ki; hiçbir Ģey öldükten sonra buradaki gibi olmayacak. Yerin üstü baĢka,
altı baĢka. ġimdi ağlayarak yaĢayan, orada gülecek. Burada gülerek günah iĢleyen, orada
ağlayarak cezasını çekecek. Burada haramı helali birbirine karıĢtıran, orada rezil olacak.
Burada eksik iĢ yapanlar, ahreti umursamayanlar, geri dönmek için yalvaracaklar. Burada
etrafı olanlar, yalnız ölecek ve yalnız hesap verecek.
Peygamberimizin anlattığına göre:




“Cehennemde azabı en hafif olana sorulur:
“Dünya her Ģeyi ile senin olsaydı bu azaptan kurtulmak için fidye olarak verir
miydin?” o kiĢi hiç tereddütsüz cevap verir:
“Evet.” Ona:
“Senden dünyada bunun daha azı istenmiĢti, niye vermedin?” denir.”
Bazılarının yaĢamaması, yaĢamasından daha hayırlıdır.
Zalim Haccac bir gün ermiĢ kiĢilerden birine:




“Benim için hayır duada bulunur musun?” deyince ulu kiĢi ellerini açarak Ģöyle dua
eder:
“Allah‟ım bu adamın canını bir an önce al.” Haccac:
“Bu nasıl dua? Ben senden beddua değil hayır duada bulunmanı istedim,” diyerek
öfkelenince, ulu kiĢi Ģu cevabı verir:
“Ben senin için düĢünürsen hayır dua ettim. Her insan gibi sende yaptıklarının
hesabını bir bir vereceksin. Bu durumda zulüm ve kötülük içinde yaĢamadan bir an
önce ölmen daha hayırlıdır.”
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 168
Mustafa ÖSELMİŞ

BOġ VAKTĠ, BOġ ĠġĠ VE VAKĠT ÖLDÜRMEYĠ SEVMEK
Ciddi iĢler yapmak çoğumuzu sıkıyor. BoĢuna konuĢmak, faydasız iĢler yapmak,
lüzumsuz Ģeylerle uğraĢmak daha kolay geliyor.
“Nasılsın?” diyorsun, “Eh iĢte!” diyor. “Ne yapıyorsun?” diyorsun, “Vakit
geçiriyoruz.”, “Zaman öldürüyoruz.” Cevabını veriyor.
Öğretmen öğrencilerine: “Temellik hakkında bir kompozisyon yazın,” demiĢ.
Öğrenciler sayfalarca yazmıĢ, doldurmuĢlar. Ġçlerinden biri bomboĢ bir kâğıt vermiĢ ve o
birinci olmuĢ.
Yeryüzünün halifesi olarak yaratılan ve imtihana tabi tutulan insana boĢ ve manasız
Ģeylerle uğraĢmak yakıĢmaz. Sorumluluklar yüklenen insan hayatının her anını
değerlendirmeli, hayatını dolu dolu yaĢamalıdır.
Kur‟an insana: “Allah‟ın emir ve yasaklarına aykırı olarak yaĢamaktan sakının. Herkes
ahreti için ne yaptığına baksın,” diyor. (HaĢr:18)
Sorsak; “Bugüne kadar ne yaptın?”, “Bugün ne yapıyorsun?”, “Yarın ne yapmayı
düĢünüyorsun?” Ne cevap alırız acaba?
Allah resulü bizi Ģöyle uyarıyor:


“Ġyi iĢler yapmakta acele ediniz. Yoksa:
o Unutturan fakirliği mi,
o Azdıran zenginliği mi,
o Dengemizi bozan hastalığı mı,
o Saçmalatan ihtiyarlığı mı,
o Ansızın gelecek ölümü mü,
o Gelmesi beklenen Deccal‟i mi,
o Kıyameti mi bekliyorsunuz?” (Tirmizi:2307)
“BeĢ Ģeyden önce beĢ Ģeyin kıymetini bilin:
o Ġhtiyarlıktan önce gençliğin,
o Hastalıktan önce sağlığın,
o Fakirlikten önce zenginliğin,
o MeĢguliyetten önce boĢ zamanın,
o Ölümün gelmesinden önce hayatın değerini bilin.”
Bir hadiste de: “Ġnsanların çoğunun aldandığı iki nimet vardır: Sıhhat ve boĢ vakit.”
(Buhari:12/2162) buyrulur.
Olması gerekeni de peygamber (as) Ģöyle buyuruyor:

“Kendisine faydası olmayan Ģeyi terk etmesi, insanın iyi Müslüman oluĢundandır.”
(R.Salihin:67)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 169
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Senenin yarısını tatil yapan insanımız var. “Nerede?” diyorsun, “Tatilde.” Cevabını
alıyorsun. Tatiller bir türlü bitmiyor. Sanki paralar tatil için kullanılıyor.
Hep gezelim, tozalım isteniyor. Tatil yaparken, gezerken zamanı ve fırsatları
değerlendiremiyoruz.
Tatil demek; denize gitmek, dıĢ ülkelere gitmek değildir. Mesela bayramlar nasıl tatil
günleri değilse, yapılabilecek çok güzel iĢler varsa, yaz tatilinde, yıllık izinde de yapılabilecek
çok faydalı güzel iĢler vardır. Arı temiz yere konar, çiçeğe konar, bal yapar. Ya sinek; nerede
pislik varsa, pis yer varsa oraya konar. Onun için arı gibi olmak, sinek gibi olmamak gerekir.
Tatilde öğrenmenin, iĢ yapmanın yeri ve Ģekli değiĢmelidir.
Ġnsan, hayata ne verirse, hayat insana onu geri verir. Bu bir yankıdır.
Tatil baĢka ülkelerde bizdeki gibi geçirilmiyor. Bizde içi boĢ günler geçiyor. Yatma,
uyuma, denizde haftalar, aylar geçirme, bol bol para harcama ve borca girme günleri olarak
anlaĢılıyor.
Tatilden dinlenmiĢ değil, daha yorulmuĢ dönülüyor. Neden? BoĢ iĢlerle ilgileniliyor da
ondan.
ġu ayetlere bakın. Ne kadar manidar:

“ÇalıĢmıĢ fakat boĢuna yorulmuĢtur. Kızgın ateĢe atılır.” (GaĢiye:3-4)
Yaptığının doğru ve güzel olduğunu zannedenler için de Ģöyle buyruluyor:

“Deki: Size yaptıkları iĢler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildireyim mi?
Bunlar iyi ve güzel iĢler yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çabaları boĢa
giden kimselerdir.” (Kehf:103-104)
*
*
*
Emekliliği de yanlıĢ anlıyor ve yanlıĢ değerlendiriyoruz. Gün sayıyoruz, gün
sonunda iĢ bitti, paydos diyerek birçok kapıyı kendimize kapatıyoruz.
Allah bize ne diyor: “Bir iĢi bitirince, hemen baĢka bir iĢe giriĢ, onunla uğraĢ.”
(ĠnĢirak:7)
Emekli olunca çalıĢma bitmez. Esas hizmet emeklilikte yapılır. Ġnsanlara daha çok
faydalı olunur. Daha güzel iĢler yapılır. ÇalıĢırken yapılamayan görevler, ibadetler emekli
olunduktan sonra tamamlanır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 170
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsan çalıĢmayı bırakırsa çürür, çabuk hastalanır, çabuk yolcu olur. Bazıları sevap
kazanacaksın deyince kılı kıpırdamıyor. Para kazanacaksın deyince ise koĢturuyor.
Ġnsan, insanların gönül hoĢnutluğunu ve Allah‟ın rızasını gözetince kendine verilen
emeklilik maaĢını helal ettirmiĢ olur. Emeklilik parasını heva ve hevesi için harcayan, o maaĢı
hak etmemiĢ olur.
Emeklilik maaĢı helal midir, haram mıdır diye tartıĢmaya gerek yok. ÇalıĢma devam
ediyor ve para yerinde kullanılıyor ise helal olmaması için bir sebep yoktur.
Emeklilik, insana verilen son fırsattır. Allah‟ın rızasını kazanma, cenneti kazanma
fırsatıdır.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 171
Mustafa ÖSELMİŞ

GARĠ MEġRULUK
Gayri meĢruluk, gayri meĢru hayat, gayri meĢru iĢ yapmak bazılarının hoĢuna
gidiyor. MeĢruluktan zevk almıyor.
Yediği haram, içtiği haram, geliri haram, gideri haram. Evlatlar harami…
Organlar isyanda…
Lağımın içindeki kurt misali, gıdasını pislikten alan adama temiz hayat yaramıyor.
Ġnsan iyi ortamlarda, iyi insanlarla yaĢarsa ve meĢru iĢ yaparsa, o zaman insan gibi
yaĢar, insan gibi davranır, insan gibi ölür.
Ġnsan dünyaya ağlaya ağlaya geliyor, ağlata ağlata gidebiliyorsa, iĢte o zaman
yaĢamasının bir anlamı olur. Geride kalanlar “Kurtulduk” diyor, ölümüne seviniyorsa,
hayvanların bile yaĢamadığı bir ömür geçmiĢ demektir.
Bu hayatın güzel yaĢanmaması, Kur‟an‟ın: “Hayvandan da aĢağı” diye ifade ettiği
durum olur. Ġnsanın eti yenmez, derisi giyilmez, güzel ahlakından baĢka nesi olur? ġair Ģöyle
diyor:
“Hatırında mı doğduğun zamanlar,
Herkes gülendi, sen ağlayan,
Öyle bir ömür geçir ki sen,
Herkes ağlayan, sen gülen ol.”
*
*
*
Dost, eĢ, arkadaĢ ve aĢ genelde iyi seçilmiyor. Menfaatler gözetiliyor. Beraberlikler
iyilik üzerine kurulmadığından büyük zararlar görülüyor.
Genelde öveni, yağ çekeni arkadaĢ zannetmemek gerekir. Hayat arkadaĢı seçen de yüzü
güzel olanı tercih etmemeli, “Ahlakı güzel olsun, huyu güzel olsun,” demelidir.
Gazali arkadaĢı; “Gıda gibidir, ilaç gibidir, hastalık gibidir” diye ayırır.
ArkadaĢ seçerken; yaĢayıĢı düzgün, inancı, itikadı düzgün, ahlakı güzel, dürüst, dengeli,
vefalı, iffetli, hayâ sahibi, güvenilir, güzel alıĢkanlıkları olanlar seçilmelidir. Yoksa insanın
baĢı ağrır. ArkadaĢ vezir de eder, rezil de eder derler. Sapıkları arkadaĢ edinirse insan sapar
gider. Atalarımız: “Ġtle yatan bitle kalkar, körle yatan ĢaĢı kalkar,” demiĢlerdir.
“Sarı öküzün yanında duran; ya huyundan ya tüyünden et kirlenir,” dendiği gibi
benzeĢme kaçınılmazdır.
Allah: “Doğrularla beraber olun.” (Tevbe:119)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 172
Mustafa ÖSELMİŞ



“Ġnkârcıları dost olarak benimsemeyin.” (Maida:57)
“Ġnsanları bırakıp, kâfirleri dost edinmeyin.” (Ali Ġmran:28)
“Küfrü imana tercih eden babalarınız, kardeĢleriniz de olsa dost edinmeyin. Yoksa
kendinize yazık etmiĢ olursunuz.” (Tevbe:23) diye emrediyor.
Peygamberimiz de: “KiĢi sevdiği ile beraber haĢrolunacaktır. Ġnsan dostunun dini
üzerinedir. Onun için dost edindiğiniz kimseye dikkat edin.” (R.Salihin:366)
Bir hadislerinde de: “Müminlerden baĢkası ile düĢüp kalkmayın. Yemeğinizi de ancak
itikadı düzgün olanlar yesin.” (R.Salihin:365) buyuruyor.
*
*
*
Her iĢimizin meĢru olmasına, kazancımızın meĢru yoldan gelmesine, iliĢkilerimizin
meĢru yaĢayanlarla olmasına dikkat edilmemesi, yanlıĢ sonuçlar doğuruyor.
Atalarımız: “Hile ile iĢ gören mihnetle can verir,” demiĢlerdir.
Ġnsan dünyada bir Ģeyler kazanırken cenneti de kazanmalı, insanların gönül hoĢnutluğunu
kazanmalı, dolayısıyla Allah‟ın rızasını da kazanmalıdır.
MeĢru olmayan, meĢru iĢ yapmayan yerden alıĢveriĢ yapmak, o yeri ve o meĢru olmayan
Ģeyi desteklemek olur. Bir Ģey ucuz diye dünya menfaati ön planda tutulmaz. Paranın nerden
geldiği kadar nereye gittiği de önemlidir.
Müslüman kiminle olduğunu, ne iĢ yaptığını ve neye sebep olduğunun farkında
olmamalıdır. Çünkü bir hadise göre: “Bir Ģeye sebep olan onu aynen iĢlemiĢ gibidir.”
MeĢru iĢ yapmadığı bilinen kimsenin ikramı yenmez. Hz. Ebubekir, falcılık yaptığını
öğrendiği kiĢinin verdiği ikramı kusarak çıkarmıĢtır.
MeĢru iĢ yapmayanlarla orta olunmaz. Ona ev, iĢ yeri kiraya verilmez. Peygamberimiz:
“Sakın içki bulunan sofrada oturmayın,” buyuruyor.
Faydasız ve zararlı olan iĢ yapmak meslek değildir. Mesela kumar oynatmak, içki
içirmek, fuhuĢ yaptırmak, domuz çiftliği kurmak, günaha harama götüren iĢ yapmak, faizli
muamele, dilencilik, hırsızlık, mankenlik, dansözlük yapmak gibi…
Ġnsan harama ve haram yollarla elde edilene muhtaç ve mecbur değildir. Haramdan rızık
olmaz. Haram yiyenin vücudu ahrette: “Ya Rabbi! Bu bizi haramla besledi.”, çocukları: “Bu
bizi haramla büyüttü,” diye Ģikâyet edeceklerdir.
Helal rızık peĢinde koĢana Allah helalinden verecektir. AldırıĢ etmeyen de helal olmayan
Ģekilde elde edecektir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 173
Mustafa ÖSELMİŞ
Günaha, harama düĢmemek için Ģüpheli Ģeylerden bile kaçınılırsa, helal o zaman elde
edilir.
*
*
*
Ticarette meĢruluğa dikkat edilmiyor. MeĢru olmayan malı satmaktan
çekinilmiyor. Yalana, yemine, aldatmaya, eksik tartmaya, borcu ödememeye, varken
yok demeye çok becerikliyiz.
AlıĢveriĢte dürüst olmak esastır. Peygamber (as): “Aldatan bizden değildir.” (Seçme
Hadisler:43/54)





“Güvenilir tüccar kıyamet gününde peygamberlerle, Salihlerle, Ģehitlerle beraber
olacaktır.” (Tirmizi, Buyû:4)
“Varken borcunu geciktirmek zulümdür.” (Age:66)
“AlıĢveriĢte yemin, malın kazancını giderir.” (R.Salihin:1752)
“Yalan yemin karıĢtıran, fahiĢ fiyatla mal satana Allah rahmet nazarı ile bakmaz.”
(Müslim, Ġman:171)
“Ölçtüğünüzde tam ölçün, doğru terazi ile tartın.” (Ġsra:35) diye emrediyor Allah.
Peygamberimiz pazarı gezerken buğday çuvalının ıslak olduğunu görmüĢ ve “Bu ne?”
demiĢ. Oda: “Yağmurdan.” Cevabını vermiĢti. Ona: “Aldatan bizden değildir,” demiĢtir.
Bir hadislerinde de: “Gerçeği gizleyerek yapılan alıĢveriĢin Allah bereketini giderir.”
(Buhari Buyû:26) der.
Malın iyi tarafı gösterilip kötüsü satılmaz. Alıcının bilgisizliğinden yararlanılmaz.
Alırken yerilip, satarken övülmez, hile yapılmaz.
Borcunu ödemekte de dürüst davranılmalıdır. Varken yok denmemeli,
geciktirilmemelidir. Peygamberimiz: “Ödememek niyetiyle borçlanan Allah‟ın huzuruna
hırsız olarak çıkacaktır,” buyurmuĢtur. (Ramuz el-Ehadis:181/1)
Bir Ģeye haram ve günah bulaĢmıĢsa, o yolla kazanılan para da haramdır. Ġçilmesi,
yenmesi, giyilmesi, kullanılması, haram olanın satıĢı da haramdır.
Ġçine bir Ģeyler katılan, karıĢtırılan, bozuk olan satılmaz. Sağlığa zararlı olan, domuz
ürünleri, uyuĢturucu, kumar aleti, müstehcen elbise, buluntu çalıntı mal, insan, insana ait kan,
organ, saç, kaçak mal alınıp satılmaz.
Ticarette helal yollarla kazanılmazsa, bu haramlık aynen insanın aile fertlerine yansır,
hayatına yansır, düĢüncesine yansır, insanın kalbi kararır, vicdanı katılaĢır, organları,
çocukları isyan eder. Bir lokma haram yiyenin kırk gün duası ve namazı kabul olmaz. Haydan
gelen huya gider derler, mal telef olur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 174
Mustafa ÖSELMİŞ
Tüketici de dürüst olmalıdır, dikkatli olmalıdır. AlıĢveriĢi kartla yaparken bedava
verilmediğini bilmeli, kart borcunu baĢka bir kartla ödemeye kalkmamalı, faize bulaĢmamalı,
borcunu bilmelidir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 175
Mustafa ÖSELMİŞ
SEKĠZĠNCĠ BÖLÜM
AĠLE

TOPLUMUN TEMEL TAġI AĠLE
Son zamanlarda kutsal olan aile yuvalarını çok ihmal ettik. Aile her Ģeyimizdi.
Sildik attık. BaĢta aile reisi, ardından yuvayı yapan diĢi kuĢ, ardından da kanatlanan
yavrular yuvayı terk etti.
Ġnsanları bir arada tutan, birbirlerine karĢı sorumluluklar yükleyen dini, milli
değerlerimiz zayıflatılıp yıkılınca; bey bir tarafa, hanım bir tarafa, varsa çocuklar kendi
halinde bir tarafa gitti.
Güven sarsıldı, ihanetler kendini gösterdi. ArkadaĢ, dost, sevgili derken aile unutuldu.
Nefis ve Ģehvet fırtınası ile yuvalar yıkıldı. Koca çekti gitti, hanım çekti gitti.
Kur‟an ne diyor:


“Mü‟min kadınlar ve erkekler birbirlerinin velileridir.” (Tevbe:71)
“Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz.” (Bakara:187)
Ayrıca Ģöyle dua etmemizi istemiyor mu?

“Rabbim bize gözümüzün nuru olacak evlatlar ver.” (Furkan:74)
Peygamberimiz de Ģöyle diyor:

“Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir
çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden
sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr,
efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz
çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.” (Buhari, Cuma:11)
Sözün özü sorumluluklar unutuldu. Ahde vefa kalmadı, sadakat sözleri nikah
masasında kaldı.
*
*
*
Ġçerden ve dıĢarıdan aileyi yıkma gayretleri devam ediyor. Dur demeye niyetli olan
yok.
BaĢta evlilik anlayıĢı değiĢti. Evlilikler televizyona havale, sokakta evlilik kararı
veriliyor. AnlaĢırsak devam ederiz düĢüncesiyle evleniliyor. Evli olanlar, ikinci evlilik
düĢünüyor. EĢlerden isteyen istediği zaman yeni bir eĢ bulup çekip gidiyor. Çocuk köpekle,
kedi ile beraber büyütülüyor. Gençler iyiliğe yönlendirilmiyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 176
Mustafa ÖSELMİŞ
Evlilikler pazarlık usulü, Ģartlı yapılıyor. Evlilik kararları aĢka dayanıyor, akla, mantığa
değil. EĢler arasında ne sevgi var, ne de saygı.
Medya tarafından eĢlere sen ben kavgası yaptırılıyor:





Kadın erkek eĢitliği,
Özgürlük tartıĢmaları,
Cinsel özgürlük istekleri,
Dizilerdeki kötü örnekler,
Namustan, edepten nasibi olmayanların programları, öğütleri ve örnek olarak
sürülmesi, aileleri toz duman ediyor.
DıĢarıda, güçlü Müslüman Türkiye istemeyenlerde boĢ durmuyor.
Siyonizmin gizli tamimine göre:




“Genç nesilleri ahlaka aykırı telkinlerle ifsat ediniz.”
“Aile hayatını yıkınız.”
“Sanatı zayıflatınız. Edebiyatı müstehcen ve Ģehevi bir hale sokunuz.”
“Türk milletini ahlak, milliyet, din ve gelenekleri bakımından çürütünüz; zinayı ve
ahlaksızlıkları teĢvik ediniz.” (Ġhanet Planları – Kemal Yaman) (Gizli Devlet ve Fesat
Programı – Cevat Rifat Atilhan)
Mustafa Necati Özfatura‟nın bir makalesinde okumuĢtum. “Siyonizmin yan kuruluĢu
olan ve merkezi New York‟ta bulunan Dünya Milletlerini Tanıma Enstitüsü‟nün 1987 Genel
Kurulu‟nun Türkiye‟deki sağlam aile yapısını yıkmak için medya ve bilhassa TV yayınlarıyla
Türk ahlakının çökertilmesi kararı alınmıĢtır. Ve bu karara basın, film, tiyatro ve bilhassa bazı
özel TV‟lerce icra edilecektir.”
Mehmet Akif Ģöyle diyordu:

“Biz ki her mevcudu yıktık, gayesiz bir fikir ile yıkmadık bir Ģey bıraktık… Sade bir
aile.” ġimdi o da elden çıktı.
*
*
*
Aile nedir? Nasıl bir aile kurulmalıdır? Aile hayatı nasıl devam ettirilebilir?
Bunların bilgisini gençlere vermiyoruz. Büyükler olarak ailenin devamını sağlayacak
katkı ve destek vermiyoruz.
Aile kurulmadan maddi manevi hazırlık yapılmıyor. Gençler yuvayı ayakta tutacak
Ģekilde yetiĢtirilmiyor.
Ev çocuktan önce köpek barınağı oluyor, gururla her gün köpek gezdiriliyor. Evde her
Ģeyin israfı yapılıyor. Ev günah evi, isyan evi. Eve müstehcen basın dıĢında bir Ģey girmiyor.
Eve helal kazanç girmediği için eĢler arasına kara kedi giriyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 177
Mustafa ÖSELMİŞ
Evde eĢler anlayıĢlı, faydalı olmadan, ibadetle ve güzel davranıĢlarla süslenmeden, mutlu
bir aile hayatı olmaz.
Ev kabir gibi ise, içindekiler manen ölmüĢ ise o yuva nasıl zevk verir? Evlilik nasıl tat
verir?
*
*
*
Aile yuvasında genç evlilerin kendi sorumluluğu nedir? EĢine nasıl davranmalıdır?
Görevleri nedir? Bunları bilmedikleri için düĢman kesiliyorlar, kedi köpek gibi kavga
ediyorlar.
Aile yuvasının devamı ve mutluluğu için eĢlerin birbirlerine görevlerini noksansız
yapmaları gerekir.









Ortak Görevler:
KarĢılıklı sevgi, saygı, itaat,
Birbiri ile istiĢare,
Kaba, kırıcı olmamak,
Yalandan uzak durmak,
Küçük düĢürücü davranıĢlardan kaçınmak,
Birbirine yardımcı, dert ortağı olmak, paylaĢmak,
Çocukları beraber büyütmek,
Birbirlerinin anası babası olmak,












EĢler Birbirlerinden Ne Bekler?
Sadakat, güven bekler.
Ciddiyet ister.
Kendisini aĢağılamamasını ister.
Güvenin sarsmamasını, Ģüphe vermemesini bekler.
Saygı bekler.
Ġçki, kumar ve fuhuĢ ile evin düzeni bozulmasın ister.
Asık suratlı olmamayı ister.
BaĢkaları ile kıyaslanmamak ister.
Sırrını baĢkalarına yaymamasını ister.
Görevini aksatmamasını ister.
Yersiz kıskançlık yapmamasını ister.






Uyumlu Bir Aile Yuvası Ġçin ġartlar:
EĢler arasında denklik,
Ġnanç, ahlak anlayıĢı,
Ġyi muamele,
Görev ve sorumlulukların aksatılmaması,
Güven ve sadakat,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 178
Mustafa ÖSELMİŞ
Kısacası kurallara uyulursa nikâh da korunur, namus da korunur, yuva da korunur.

Kocaya DüĢen Görevler Nelerdir?
Aslında sorumluluk iki taraflıdır. Bir hadislerinde peygamber (as): “Koca, ailenin
çobanı olup ailesinden sorumludur. Kadın da evinden ve evladından sorumludur,” buyurur.
(Buhari, Rikak:17)






Allah‟ın emrine göre erkek, eĢinin koruyucusudur. (Nisa:34)
Kadınlarla iyi geçinmelidir. (Nisa:19)
Koca eve helal rızık getirmelidir.
Koca, hanımına Ģefkat ve merhametle davranmalıdır.
Bir hadiste: “Müslüman, karısına buğz etmesin. Zira hoĢlanmadığı huyları varsa, buna
karĢılık memnun olduğu huyları da vardır.” (Müslim Rada:4) buyrulur.
Kadın Allah‟ın emanetidir. Nikâhta Allah adına söz vererek alır. Onun için ona iyi
davranmalı, onu ihmal etmemelidir. Güler yüzlü, tatlı dilli olmalı, kaba ve kırıcı
olmamalıdır. Peygamber (as): “KiĢinin ailesini ihmal etmesi, ona günah olarak yeter,”
buyurur. (R.Salihin:293)
Allah: “Kadınlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz.” (Bakara:187)
Peygamber: “Kadınlar için Allah‟tan korkun. Zira onlar size Allah‟ın emanetidir. Sizin
onlar üzerinde hakkınız vardır, onların da sizin üzerinde hakları vardır.” (Müslim Hacc:147)
diyor.
Hz. Peygamber (sav) Ģöyle buyurur:



“Kocası kendisinden razı olarak ölen kadın cennete gider.” (Tirmizi Rada:10)
“Kadınlara hayırlı olmanızı tavsiye ederim.” (Müslim Rada:62)
“En hayırlınız kadınlara hayırlı olandır.” (Tirmizi Rada:11)
Sudan bahanelerle insanın eĢini dövmesi, Ġslam‟da kınanmıĢtır. Peygamber:
“Kadınlarını döven erkekler, hayırlı adamlar değildir.” (R.Salihin:1/277)



“Hem döveceksiniz, hem de akĢam nasıl aynı yatakta yatacaksınız?” (Buhari
Nikah:93)
“Kadının kocası, yeme, içme, barınmasını sağlayacak ve yüzüne tokat atmayacaktır.”
(Ebu Davut Nikâh:42)
“En Ģerlileriniz hanımlarını dövendir. En hayırlılarınız da hanımlarına hayırlı
olanınızdır,” buyurur.
Ġki taraf da birbirinin sırrını baĢkalarına açmamalı, birbirlerine lanet okumamalıdır.
Birbirini küçük düĢürmemelidir.

Kadına DüĢen Görevler Nelerdir?
Ailenin reisi erkektir. Ailenin geçimi ona aittir. Aile içinde kadının görevleri farklıdır.
Kadının yapısı da farklıdır. Erkek kadının yöneticisi ve koruyucusudur. (Bakara:228+Nisa:34)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 179
Mustafa ÖSELMİŞ
Bunun için kadın kocası ile özgürlük, eĢitlik ve görev tartıĢmasına giriĢmemelidir. Böyle bir
çekiĢme kadının hayrına değildir.
Ailenin mutluluğu daha çok kadına bağlıdır. Atalarımız: “Yuvayı diĢi kuĢ yapar.”,
“Kadın vardır çer çöpten aĢ yapar, kadın vardır piĢmiĢ aĢı taĢ yapar,” demiĢlerdir.
Peygamber (as):








“Kocası razı olduğu halde ölen kadın cennete gider.” (Seçme Hadisler:191/93)
“Kocasından uzak kalan, kendini uzak tutan kadına melekler lanet eder.” (Age:191/93)
Kadın sabırlı, anlayıĢlı ve hoĢgörülü olmalıdır.
Hayelci olmamalı, idareci olmalı, müsrif olmamalıdır.
PeĢin hükümlü, inatçı, olmamalı, az ve yerinde konuĢmalıdır. Küçük Ģeyleri
büyütmemelidir.
Yemeği özenle yapmalıdır.
Ġtaatkâr olmalı, nankör olmamalıdır.
Kadın kocası için süslenmeli, evde hizmetçi gibi giyinmemeli, eĢine güzel
görünmelidir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 180
Mustafa ÖSELMİŞ
EVLĠLĠK ÖNCESĠ HATALAR

NiĢan öncesi yapılan hatalar, niĢanın bozulmasına, araların bozulmasına ve
evliliğe götürmemesine neden oluyor.
Gençler birbirlerini görmeden evliliğe zorlandığı oluyor. Ġsteksiz ve arzu etmeden
niĢan yapılıyor. Yani niĢanı büyükler istiyor.
Gençler arasında denklik aranmıyor. Gençler de sadece kuru aĢkla evliliğe gitmek
istiyor.
NiĢan öncesi berdel gibi, baĢlık gibi Ģeyler söz konusu oluyor.
Evliliğe aday olanlar iyi araĢtırılmıyor. Ġyi seçilmiyor. Ġffeti koruyacak ve evliliği
sürdürebilecek güçte mi, o ahlakı taĢıyor mu araĢtırılmıyor. Zenginlik gibi, meslek gibi, soy
sop gibi Ģeylere itibar ediliyor. Gözü kapalı bir evlilik için ilk adım yanlıĢ atılıyor.
Peygamberimiz der ki: “Dininden ve huyundan memnun olduğunuz biri sizden kız
isterse, kızı ona verin. Yoksa yeryüzünde fitne ve fesat zahur eder.” (Tâç:2/284)
Ġslamda kadının erkeğini beğenme ve seçme hakkı vardır. Evleneceği erkeği
beğenecek, “evet” diyecektir. Zorla bir kadın evlendirilemez. Zorlanırsa nikah geçersizdir.
Peygamber (as) Mugire‟ye:





“Daha evlenmedin mi?” diye sormuĢ. O da:
“Evleneceğim.” Cevabını verince:
“Evleneceğin kiĢiyi gördün mü?” demiĢ. Mugire:
“Hayır” deyince Peygamberimiz:
“Git, gör,” demiĢtir. (Tâç:2/285)
*
*
*
NiĢan, flörte kılıf olarak kullanılıyor. Evlenerek sorumluluk altına girmekten
kaçınılıyor. Yıllarca, hatta yarı ömür niĢanlılık sürüp gidiyor. Sonra evlenmiĢ olsalar
bile arada sevgi saygı kayboluyor. Sadece cinsel duygular kalıyor. Bu da evlilik için
yeterli olmuyor.
Ġnancımızda ve kültürümüzde evliliğe ve nikâha büyük önem verilmiĢtir.
Peygamberimiz: “Evliliğe gücü yeten evlensin. Zira evlenmek gözü haramdan korur,
zinadan alıkoyar. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun. Çünkü oruç Ģehveti kırar.”
(Seçme Hadisler:174/65)

“Çocuk evlenecek yaĢa gelince, imkânı olan onu hemen evlendirsin. Yoksa çocuğun
iĢlediği günahtan ana baba sorumlu olur.” (Ramuz el-Ehadis:411/7)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 181
Mustafa ÖSELMİŞ

“Allah‟ın haram kıldığı Ģeylerden korunmak için nikâhlanan kimseye Allah‟ın yardımı
hak olur.” (Age:276/2) buyurarak nikâhı tavsiye etmiĢtir.
NiĢan, nikâh yerine geçmez. NiĢanlılar evli veya evlenecek demek değildir. Evliler
gibi davranamazlar. NiĢan, tanımak ve karar vermek için son fırsattır.
Bazıları günaha girmesinler diye dini nikâh da kıyıveriyor. Bu asla doğru değildir.
Nikahla beraber görevleri yapma sorumluluğu doğar. Eğer ayrılırlar ve erkek boĢamazsa,
kadın nikâh üstüne nikah kıyamaz.
Flörtün evlenmek için gerekli olduğunu savunanlar oluyor. Bu yanlıĢtır. Flörtle gidilen
evlilik, sağlam temellere oturmadığı için uzun ömürlü olmaz. Flörte alıĢan nikâhtan sıkılır.
Flörtle evlenenler eĢine güvenemez, her an baĢkası ile de olabileceğini düĢünür.
Flört, metres hayatıdır. Nikâhsız evliliktir. Flört sonu ortada kalanlar ya kötü yola
düĢer ya da intihar ederler. Kirlendiği için baĢkası ile de mutlu olamazlar.
Flörtte sadece cinsellik vardır. KullanılmıĢlık vardır. Flört; taciz, tecavüz olaylarını da
arttırmakta, cinayetlere sebep olmaktadır.
Flört dinen meĢru değildir. Zina sayılır. Flörtün çürük meyvelerini Avrupa, Amerika
toplamıĢtır.
Florida Ģehrinde yüz bin kiĢi futbol sahasında toplanmıĢ; evlilik öncesi cinsi iliĢkide
bulunmamaya, flört etmemeye yemin etmiĢlerdir. Yemin metni Ģöyledir: “Allah‟ım kendim
ve ailem huzurunda hayat arkadaĢımı bulup onunla nikâhlanıp evleninceye kadar temiz
kalacağıma yemin ederim.” (25.06.1994 Zaman)
*
*
*
NiĢan bazı Ģeyleri meĢrulaĢtırmaz. Gençler kendi aralarında nikâh kıyma yoluna
gidiyorlar.
Canlılar arasında nikâhla beraber olmak, yalnız insana has bir durumdur.
Nikâh, dinin geçerli saydığı kimseler arasında olur. Aynı cinsten iki insan arasında nikâh
olmaz. Cinsiyeti belli olmayanla nikâh olmaz. Buluğ çağına girmeyenle nikâh olmaz. Rızası
olmayanla nikâh olmaz. Ateistle, müĢrikle nikâh olmaz.
AlıĢırsak evliliği devam ettiririz anlayıĢı ile nikâh geçersizdir. ġartlı nikâh olmaz.
Geçici, belirli bir zaman için nikâh olmaz.
Mehir verilmeden, Ģahitsiz nikâh olmaz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 182
Mustafa ÖSELMİŞ
Hileli, aldatarak nikâh olmaz.
KarĢı taraftan istifade etme maksadı ile nikâh olmaz.
Gençler kendi aralarında gizlice nikâh kıyamazlar. Nikâhta ilan ve Ģahit Ģartı ile bu
hallerde ana babanın rızası Ģarttır.
Ġkinci evlilik de gizlenemez. Nikâh için eĢin rızası, mazeret, ilan ve varsa çocukların
rızası gerekir. Gizli nikâh batıldır. Beraberlik ise zinadır.
Bir söylenti var: “Nikâh, önceki günahları yok eder,” deniliyor. Bu yanlıĢtır. Her suçun
bir cezası vardır.
ġunu da ifade edelim ki; eğer niĢanla beraber nikâh kıyma durumu olduysa, kadın nikah
Ģartı olarak karĢı taraftan boĢama yetkisi istemelidir.
NiĢanda namahremlik vardır. Uygun olmayan fotoğraflar, yanlıĢlıklar ve israf genellikle
zarar verir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 183
Mustafa ÖSELMİŞ

ġEN OLA DÜĞÜN ġEN OLA
Evliliğe giderken israfsız, günahsız ve vebalsiz düğün yapmıyoruz. Ailenin
temelini bataklığın üstüne kuruyoruz. Etrafa da kötü örnek oluyoruz. Yapılan masrafla
övünüyoruz.
Günaha hiçbir zaman izin de olmaz, müsaade de olmaz. Ama bahaneler uyduruluyor.
Bazı Ģeyler günah olmaktan çıkarılmaya çalıĢılıyor. “Bu böyle olmaz, olmamalı,” denileni, bir
müddet sonra biz yapar hale geldik.
Günaha girerken baĢkasını da günaha sokma olayından kaçınılmıyor.
Düğünlerin olumlu yönleri unutulup, güç gösterisi haline getiriliyor. Alkolle, dansözle,
kimin kime sürtündüğü belli olmayan danslarla kutsal aile yuvası kurulamaz.
Peygamberimiz (sav): “Cennetin etrafı nefsin hoĢuna gitmeyen Ģeylerle, cehennemin
etrafı ise nefsin hoĢuna giden Ģeylerle çevrilmiĢtir.” (Müslim, Cennet:1) buyurur.
Düğünlerde alkol ikram etmek, alkol almak, silah atmak, sokakları birbirine katmak,
korna çalarak rahatsızlık vermek gibi taĢkınlık ve çılgınlıklar yapmaktan sakınmak gerekir.
Bir hadiste: “Sakın sizden birisi içki bulunan sofraya oturmasın.” (Tirmizi, Edep:43)
buyruluyor. Kötülük iĢlenen ve Allah‟a isyan edenlerin bulunduğu yere Allah‟ın rahmeti
yağmaz, gazabı yağar.
ĠĢ nasıl baĢlarsa öyle devam eder. Günaha girmemek için etrafa kötü örnek olmamak,
yanlıĢ mesaj vermemek, kötü çığır açmamak, etrafı rahatsız etmemek ve kirletmemek,
kınanırız düĢüncesinden uzak olmak gerekir.
*
*
*
Üzerimize düĢen bir görevi yaparken ölçülü, mantıklı olamadığımızdan fayda da
elde edemiyoruz.
AĢırılığı, gösteriĢi, israfı adeta seviyoruz. AĢırı harcama ve aĢırı istek aile yuvalarını ilk
günden yıkıyor. Kırgınlık baĢta baĢlıyor.
Helal haram sınırı gözetilmiyor. Aileler gücünün üstünde altın ve eĢya almaya
zorlanıyor. Salonlar tutuluyor, israf durumunda ikramlar yapılıyor.
Paralar saçılıyor, atılan kurĢunların hesabı olmuyor. Ġçirilen içki ile övünülüyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 184
Mustafa ÖSELMİŞ
Düğünleri de yozlaĢtırdık. Çok kötü örnekler sergileniyor. Günahsız, inancımıza, milli
geleneklerimize yakıĢır bir Ģekilde yapmıyoruz.
ÇağdaĢlık adı ile değiĢmeye, “El ne der” saplantısına takıldık gidiyoruz. Düğün
salonlarının hali bir Müslüman‟a yakıĢıyor mu? Müzik milli değil, eğlence milli değil. Giyim
kuĢam milli değil. Çılgınlık, günah, yanlıĢlıklar hepsi bir arada…
Allah resulünün bir hadisi var: “Allah‟a yemin olsun ki, aĢırılık ve oyun eğlence üzerine
geceleyenler, sabah domuz ve maymun suretinde kalkar. Buna sebep haramı helal saymaları,
çalgıcı kadınlar edinmeleri, içki içmeleridir…” (Ramuz el-Ehadis:459/2) diyor.
Ġslam‟da meĢru olmayan zevklere müsaade yoktur.
Kur‟an‟da: “Kim iyi bir iĢe aracılık ederse, onun da o iĢten nasibi olur. Kim kötü bir iĢe
aracılık ederse, onun da ondan bir payı olur. Allah her Ģeyin karĢılığını vericidir.” (Nisa:85)
buyurarak olumsuz çığır açmak konusunda Müslümanlar uyarılmıĢtır.
Allah resulü: “Nikâhın hayırlısı, kolay olanıdır.” (Ebu Davut Nikâh:31) buyurarak ağır
borçlar bırakmayan evliliği tavsiye ediyor.
Bir hadislerinde de: “Bereketi en çok olan düğün külfeti en az olandır,” buyuruyor.
(A.b.Hanbel, Müsnet:6/82)
*
*
*
Düğün denince gökte merdiven aranıyor. Mazbut insanlar bile koĢup gidiyor. Ne
iĢim var benim burada demiyor.
Düğün salonlarında yapılan dans, baĢlangıçta cinsi arzuları tatmin için çıkmıĢtır. Tahrik
sebebidir. Yapılan beden hareketleri nefsin dilidir. Ayakta tatmin yoludur. SarmaĢ dolaĢ
olmak, normal insanı bile çileden çıkartır. Dans her zaman azdırıcı olmuĢtur. Hiçbir zaman da
yapıldığı salonlarda kalmaz.
Düğün salonları ne dinimize, ne de milli geleneklerimize uygundur. Onun için komĢu
hakkı, arkadaĢ hakkı, akraba hakkı denerek her düğüne gidilmez. Adam gibi düğün yapanın
düğününe gidilir, davetine icabet edilir.
Her düğüne gitmek, oradaki olanları tasvip anlamına gelir ve vebale ortak olunur. Allah:
“Doğrularla beraber olun,” diyor. (Tevbe:119)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 185
Mustafa ÖSELMİŞ
MeĢru olmayan, alkol içilen düğüne gittiğini söyleyen birine: “Ne iĢin vardı orada?”
deyince “Mezeleri kurtarıyorum” cevabını vermiĢti. Böyle düĢünenlere peygamberimiz Ģöyle
sesleniyor:

“Kendilerine zulmedenlerin bulunduğu yerde bulunmayın.”, “Sakın sizden bizi içki
bulunan sofraya oturmasın,” buyuruyor. (Tirmizi, Edep:43) “Yemeğinizi itikadı
düzgün olanlar yesin.” (R.Salihin:365) diyor.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 186
Mustafa ÖSELMİŞ

DIRDIRSIZ EVLĠLĠK
YanlıĢ kiĢilerle evlilikler yapılıyor. YanlıĢ hesaptan da çabuk dönülüyor.
Kadına nikâhın sahih olması için mehir verilmeden nikâh kıyılıyor. Mehir kadının
hakkıdır. Verilen mehir, kadının rızası olmadan da harcanamaz. (Nisa:20+4+24+25)
BaĢlık parası asla mehir kabul edilmez. BaĢlık parasında kızın satıĢı vardır. RüĢvet
gibi o da meĢru değildir.
Nikâh da hem resmi hem dini olacak diye bir Ģart yoktur. Dini nikah resmi nikahtan
sonra kıyılır. Manevi yönden faydası olsun istenir. Nikah; karĢılıklı rıza, Ģahit ve ilan esasına
dayanır.
Nikâh ciddi bir iĢtir. Hafife alınır veya nikâha zarar verecek bir söz, davranıĢ olduysa
veya Ģüphe hâsıl oduysa, nikâh tazelenir. PerĢembe akĢamları tek taraflı nikâh tazelenmez.
Nikâh tazelemek için hocaya, merasime gerek yoktur. Ana baba ve buluğ çağına gelmiĢ
çocukların yanında tazelenebilir.
Kur‟an‟da ve peygamber sünnetinde kiminle evlenilip evlenilemeyeceği bildirilmiĢtir:
Peygamber (as) Ģöyle buyuruyor:


“Sırf güzelliği sebebiyle kadınlarla evlenmeyin. Güzelliklerinin onları alçaltmasından
korkulur. Malları sebebiyle de evlenmeyin. Zira güzellikleri onları azdırır. Dindar
olanlarla evlenin. Yemin olsun; burnu kesik, kulağı delik dindar köle, dindar olmayan
kadınlardan daha hayırlıdır.” (Ġ.Canan, Hadis Ans:17/6570)
“Dininden, ahlakından emin olduğunuz biri sizden kız isterse verin. Eğer bunu
yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve fesat çıkar.”, “Onlar fakir olsa da mı?” sorusuna
“Evet” cevabını verir.
MeĢru olmayan evlilikler:














Aralarında kan bağı bulunanların evliliği, (Nisa:23)
Aralarında süt bağı bulunanların evliliği,
Buluğ çağına gelmeyenlerin evliliği,
Akıl hastalarının evliliği,
Aralarında denklik bulunmayanların evliliği,
Baskı ve zorlama ile yapılan evlilik,
Görevini yapamayan özürlünün evliliği,
Nikâhlı kadının evliliği, (Nisa:24)
Ġddeti dolmayan kadının evliliği, (Bakara:234+235)
Adaleti yerine getiremeyecek erkeğin ikinci evliliği, (Nisa:3)
Aynı cinsten olanların evliliği,
MüĢrikle evlilik, (Bakara:221)
Zina eden kimse ile evlilik, (Maida:5) (Nur:3) (Nur:26)
Müslüman kadının Müslüman olmayanla evliliği, (Bakara:221) (Mümtehıne:10)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 187
Mustafa ÖSELMİŞ




Ailesini geçindiremeyecek, zalimle evlilik,
Üçlü boĢamadan sonra aynı kiĢilerin evliliği, (Bakara:230)
Ġki kız kardeĢim aynı erkekle evliliği,
Çocuğun sağlığı açısından akraba evliliğinden de kaçınılmalıdır.
*
*
*
BaĢta iyi bir seçim yapılmasını beceremiyoruz. AĢkla karar veriyor, aĢk ateĢi
sönünce, evlilik istenmeyen hale geliyor.
Güzellik, tek ölçü olmaz. Böyle olunca hayat boyu piĢmanlık olur.
Kızın çeyizi hazır, gelinlik de hazır. Oğlanın iĢi var, evi var, arabası var, haydi evliliğe
oluyor. Evliliğe hazırlık bu değil ki. Kızımız çorba yapmasını bilmiyor. Her Ģey var ama
terbiye yok, evlilik eğitimi yok, maneviyat yok, ev bir hapishane oluveriyor.
Evliliğin yolu internetten, sokaklardan veya eğlence merkezlerinden geçiyor. Bu yollarla
aldanmak ve aldatmak kolay oluyor. Tanıma olayı olmadığından yuva çatırdıyor.
YaĢta, meslekte, güzellikte, bilgide denklik yok, evlilik nereye kadar gider? Eksiklik
olumsuzluğun baĢıdır. Ahlak anlayıĢı ve inancı olmayanla, farklı düĢünen ve inanmayanla
nasıl bir arada yaĢanır?
Ahlakını, alıĢkanlıklarını ve arkadaĢlarını bilip tanımadan mutlu bir evlilik olur mu?
Alkol, kumar, evlilik dıĢı arkadaĢlıklar, zevk verir mi? Evlilik öncesi arkadaĢlar
unutulmayınca nasıl evlilik olur?
Allah‟ı olmayanın ahlakı olmaz. AlıĢmıĢ kudurmuĢtan beterdir. Evlilikte ölçü, fizik,
müzik olursa; ardında kavga, Ģiddet ve cinayet vardır.
Atalarımız: “ĠĢini, aĢını, eĢini iyi bil,” demiĢtir. Sokaktan, kafeden, diskodan,
meyhaneden, flörtten evliliğe gidilmez. Buralarda seçilen eĢ yar olmaz.
Sokrat Ģunu tavsiye ediyor: “EĢine dikkat et, iyi çıkarsa; mutlu olursun, kötü çıkarsa;
fizolof olursun. (karakara düĢünürsün)”
*
*
*
Ömrü boyu diyerek kurulan yuvaları birkaç yıl, birkaç ay, birkaç hafta ayakta
tutmayı beceremiyoruz. Mutluluk kemerlerinde fotoğraflar çektirip, “Mutluyuz”
plakalı arabalara binenler kısa süre sonra eĢekten düĢer gibi oluyor. Evlendiğine bin
piĢman oluyor.
BaĢta: “Bu benim evimin beyi/hanımı olur mu? Çocuklarıma ana/baba olur mu?”
denmiyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 188
Mustafa ÖSELMİŞ
Evlendikten sonra herkes ayrı telden çalıyor. EĢler birbirleriyle iletiĢim kuramıyor. Yükü
beraberce omuzlamıyor. Birbirlerine görevlerini yapmıyor ve sen ben kavgası kaçınılmaz
oluyor.
Bazı ailelerde kadın ikinci sınıf insan kabul ediliyor. Namus, iffet sadece kadınlarda
aranıyor. KarĢılıklı sevgi saygı olmuyor. Kadına evin iĢi, çocukların bakımı yüklenirken erkek
orda, burada, hovarda…
Evlendikten sonra kadına hizmetçi gözü ile bakılıyor, aĢağılanıyor. “Kadının sırtından
sopayı ve çocuğu eksik etme.” Gibi sözler sarf ediliyor.
Kadın; giyimi, davranıĢları, gezip tozması, telefon konuĢmaları, mesajlaĢmaları ile güven
vermez, Ģüphe uyandırırsa, evlilik orada bitiyor.
Hanım efendi gururla köpek gezdirir: “Bir bebek, bir köpek” der. Köpeğe kendisi,
çocuğa kreĢ veya bakıcı bakarsa, o evlilik tat vermiyor.
“Ömür boyu evet!” diyenler birkaç ay sonra Ģiddetli geçimsizlik sebebiyle mahkeme
yoluna düĢüyor. Adam bahçede yüzüğünü arıyormuĢ. “Nerede kaybettin?” demiĢler. “Evde,”
demiĢ. “Neden evde aramıyorsun?” demiĢler. “Ev karanlık da…” demiĢ.
EĢler birbirlerine “Bey”, “Hanım” gibi saygı ifadesi içeren sözcükler yerine “Ali”,
“Veli”, “AyĢe”, “Fatma” diye çağırıyor. “En güzel Ģey sağır erkekle kör kadının evliliğidir,”
derler. O zaman kavga olmaz.
*
*
*
Cebi biraz para gören, onun bunun hakkı ile köĢe dönen, hanımını beğenmiyor,
çocuklarını hiç düĢünmüyor, ikinci evlilik peĢine düĢüyor. Dini nikâh veya nikahsız
ikinci bir kapı açıyor.
ġöyle bir söz var: “Bir kere evlilik görevdir. Ġkincisi budalalık, üçüncüsü delilik,
dördüncüsü ölümdür.”
Nikahta ilan yok, Ģahit yok, denklik yok, adalet Ģartı yok, eĢin, çocukların rızası yok,
nasıl nikah, nasıl evlilik bu?
Nikâhlı bir kadın bir baĢkası ile evlenemez. Evli bir erkeğin ikinci evliliği için Ģartlar
vardır. EĢinde bir hastalık yoksa yani ikinci evliliğe ihtiyaç ve mecburiyet yoksa nikâh sahih
olmaz.
Birinci eĢ terk edilmez. Her ihtiyacının karĢılanması gerekir. Ġkinci evliliğin nefsi değil,
ciddi olması lazımdır. Geçici olmaz. Dini nikâh kılıf olarak kullanılamaz. EĢler arasında
adalet Ģartı yerine gelirse ancak o zaman ikinci evlilik meĢru olur. Yoksa iliĢki zina sayılır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 189
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Sonuç olarak aile yuvasının devamı ve mutluluk için aĢk masallarının ve romantizmin
yeterli olduğu zannedilmektedir.











Evlilik geciktirilmemeli, niĢanlılık uzatılmamalı,
BaĢlık, berdel rezaletine son verilmeli,
Çok erken, çocuk yaĢındakilerin evliliklerine müsaade edilmemeli,
Ailelerin bütçelerini sarsan düğünlerden kaçınılmalı,
EĢler birbirinden özür dilemeye alıĢmalı,
Zaman zaman eĢler kendini, eĢinin yerine koymayı bilmeli,
Aile içi Ģiddet, hakaret, kavga, küslük olmamalı,
Ġyi insanlarla dostluk kurulmalı, eve içki, kumar aleti, müstehcen yayın sokulmamalı,
Ev; israf evi, günah evi, isyan evi olmamalı, Allah‟ın sunduğu mutluluk reçetesi iyi
uygulanmalı,
EĢler birbirinden Ģikâyet etmemeli, bazı Ģeylere rıza göstermeli, gelir-gider iyi
ayarlanmalı, kredi kartları çok ölçülü ve akıllı kullanılmalı,
EĢler birbirini her zaman korumalı, yalnız bırakmamalı, sırlar ifĢa edilmemeli,
birbirlerini mahcup etmemelidirler.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 190
Mustafa ÖSELMİŞ

ANLAġIRSAK DEVAM EDERĠZ!
Yuva yıkmaktan korkulmuyor. Ayrılmak çok basit sebeplerle oluyor. Olursa olur
düĢüncesiyle evleniliyor. Sanatçıyım diyenler kötü örnek oluyor. BaĢkası ile iliĢkisini,
boĢanmayı ballandır ballandıra anlatıyor. BoĢanmak moda oldu.
Aile yuvaları içerden yıkılması için tehdit altında. Yapısı sağlam değil, yıkılıveriyor.
Bazı edep ve ahlak sınırını aĢanlar dostları ile yaptığı iliĢkilerle övünüyor.
Bir Ģey olma ya da kazanma uğruna kadın çabuk kanıyor ve kandırılıyor. Bekârlar
evliler gibi yaĢıyor; “Elde edilemeyecek kadın yoktur, yeter ki iste!” düĢüncesi yaygın. Sanki
erkek istediği gibi hareket eder havasında.
Yuva yıkanın yuvası yıkılıyor. Evli kadınlar kötü amellerle kandırılıyor. Ġnternet
tuzağına düĢenler, lüks hayat vaadi, nefsin arzularının ön plana çıkması, kötü mesaj veren
giyim, sadakat duygusunun olmaması, iffet ve ahlak anlayıĢının zayıflığı hep yuva yıkıyor.
BoĢanmak moda oldu. “Mutluyuz, Evleniyoruz” Ardında “Mutsuzuz, Ayrılıyoruz ”
Nikâhlı yaĢamayı beceremiyoruz. “Seviyorum” diyenler “Canım, ġekerim” diyenlerin,
birbirlerine söylemedikleri hakaret sözcüğü kalmıyor.
BoĢanma bulaĢıcı bir hastalık gibi yayılıyor, bazı illerimizde %60 %70 lere vardı.
Peygamberimiz: “Allah‟ın hiç sevmediği helal Ģey; boĢanmaktır.” (Ramuz elEhadis:8/2)


“Bir kadın ki bir sebep olmaksızın kocasından boĢanmak isterse, ona cennetin kokusu
bile haram olur.” (Age:178/8)
“Birbirlerinin yüzüne sevgi ve Ģefkatle bakan eĢlere Allah rahmet nazarıyla bakar,”
buyurur. (Ramuz el-Ehadis:1/99)
Bir hadislerinde de: “Üç kiĢiyi cehennem ateĢi yakmaz. Kocasına itaat eden kadını,
ana babaya hürmet eden evladı, eĢinin kıskançlığına sabreden kadını.” (Age:267/5)
Erkek için de Ģöyle buyurmuĢtur: “KiĢinin ailesini ihmal etmesi, ona günah olarak
yeter.” (R.Salihin:293)
Bu çabuk boĢanmaların sebebi; eğitimsizlik, baĢta iyi bir seçimin yapılmaması,
evliliğe tek baĢına gençlerin karar vermesi, inanç ve ahlak değerlerinin göz ardı edilmesi,
ailede sorumlulukların paylaĢılmaması, televizyonun yaptığı tahribat, internet tuzağı,
gençlerin problemlerini aĢacak güçte olmaması, flörtün yaygın olması ve baĢta “Olursa olur,
olmazsa boĢanırız,” düĢüncesi ile evliliğe gidilmesi boĢanmaları çabuklaĢtırıyor ve arttırıyor.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 191
Mustafa ÖSELMİŞ
Neden boĢanmalar kolay oluyor?









Flört evliliklerinde boĢanma daha kolay oluyor.
Evliliği ayakta tutan günah, haram kavramları unutuldu. Yasağın adı arkadaĢ, dost
oldu.
Ailelerde hak, özgürlük, eĢitlik kavgaları baĢladı.
Eve çocuk yerine kedi köpek girdi.
Medyada kötü örnekler sergilendi. Ana baba, çocuklarına kötü örnek oldu.
Müstehcenlik güzel gösterildi. Ġffetsizlik çağdaĢlık oldu.
Uyumsuzluk, güvensizlik ve yersiz Ģüpheler ihaneti arttırdı.
Ġnsanı koruyan, karĢı tarafa güven veren ibadet hayatının olmaması.
Ortada kırgınlık, küskünlük, Ģiddet olduğu anlarda büyüklerin devreye girip yatıĢtırıcı
olmaması, destek vermemesi boĢanmayı kolaylaĢtırıyor.
Bir karı koca darılmıĢ, ayrılacaklar. KomĢuları anlatıyor; kadına:




“Sen Ģöyle Ģöyle bir erkek isterdin değil mi?” deyip kocasının özelliklerini
anlatıyorlar. Kadın:
“Evet” diyor. Kocasına da aynı Ģekilde:
“Sen Ģöyle Ģöyle bir kadın isterdin değil mi?” deyip adeta kadını anlatıyorlar. Adam:
“Evet” diyor.
Nihayet ikisini bir araya getirip “Siz birbirinizin istediği vasıftasınız, ama bunları
göremiyorsunuz,” derler, birleĢtirirler.
*
*
*
BoĢanma hakkı sadece erkekte değildir.
Ġslam dini kadını çaresiz bırakmamıĢtır. Kadına da boĢama hakkı vermiĢtir.
Kadın aldatıldığı, kandırıldığı ve bırakıp gittiği, hatta boĢamamakta kadının ısrar ettiği
bir durumda zorda kalınca boĢama hakkına sahiptir. Yalnız bu hakkı nikahta veya sonra
kocasından almıĢ olmalıdır. (Nisa:128)
Hanıma boĢama yetkisi veren koca, bundan dönemez. Ancak kadının akli dengesi
yerinde değil, bu hakkı kötüye kullanıyorsa, verdiği yetkiyi geri alabilir.
EĢine güvenmeyen, tam tanımayan, zulmetme ihtimali olan, damat adayından kadın bu
hakkı almalıdır. Çünkü kadın, boĢanmayınca nikah üstüne nikah kıyamaz.
*
*
*
BoĢama sözcükleri bilinmiyor. Rastgele kullanılıyor. Bu yüzden nikâhsız yaĢanıyor.
BoĢanmak için mahkemenin boĢaması Ģart değildir. Nikah dinidir. Nikâhı düĢüren söz ve
davranıĢla nikah gider.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 192
Mustafa ÖSELMİŞ
BoĢanma sözcükleri:






Seni boĢadım, boĢuyorum, boĢsun, boĢ ol.
ġu tarihte, Ģu olaydan sonra boĢsun.
BoĢanma niyetiyle “Defol git”, “Ananın evine git”
ġöyle olursa, benden boĢsun, serbestsin.
Sen bana haramsın, haram ol.
Dine, Allah‟a, peygambere, kitaba, namaza sövmek, dil uzatmak, alay etmek nikâhı da
imanı da götürür.
Birinci ve ikinci boĢamadan nikah kıyılarak dönülebilir. Üç boĢama olduysa, nikâhla
alay etmenin cezası olarak dönmenin Ģartı ağırdır.
BoĢama niyeti yoksa gönülden geçirme ile tehdit ve zorlama ile boĢama olmaz.
Nikah imana bağlıdır. Ġkisinin de Ģakası yoktur.
BoĢanmaya yemin eden, yemin kefareti verir.
Sinirlilik, sarhoĢluk hali mazeret değildir.
*
*
*
BoĢanma olacaksa, vebalsiz ve meĢru olmalıdır.
Roma hukukunda ancak kocanın ölümü ile boĢanılırdı. Brehmen hukuklarında kocanın
kaba, kötü davranması halinde boĢanılırdı. Yahudilikte kadının ihaneti karĢısında boĢanma
vardır. Hıristiyanlıkta “Tanrı‟nın birleĢtirdiğini insan bozamaz” ancak kadının zina etmesi ile
boĢanma olur. Katolik mezhebinde boĢanmak suçtur.
Ġslam‟da ise boĢanma ne zaman geçerlidir?










Sonradan ortaya çıkan özür ya da bulaĢıcı hastalık.
Cinsi yönden tatmin edememe.
Evi terk vaki olmuĢ, haber alınamamıĢ, dört aydan fazla haber alamama durumunda.
Kocanın ağır hapsi nedeniyle.
EĢe kötü muamele varsa.
Zinaya düĢülmüĢse.
Dinden çıkılıp, inkâr varsa.
Kocanın meĢru olmayan, dinde haram ve günah olan istek ve telkini varsa.
Evin nafakasını temin imkânsız hale geldiyse.
Ġyi olmayan bulaĢıcı hastalık varsa, boĢanmak meĢrudur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 193
Mustafa ÖSELMİŞ
Aile yuvasının yıkılmasının önüne nasıl geçilebilir?
Uzun ömürlü ve mutlu bir aile için:


















ġikâyete neden olacak istenmeyen Ģeylerin giderilmesi,
EĢin baĢkasıyla kıyaslanmaması,
Evin, ev iĢlerinin ve eĢin ihmal edilmemesi,
Ailenin yükünün paylaĢılması, çocukların iyi yetiĢtirilmesi,
Bütçenin iyi ayarlanması,
Ġki tarafın aynı anda sinirlenmemesi, illa karĢılık verecek, münakaĢa edilecek durumda
olunmaması,
GeçmiĢ bir hatanın tekrar edilmemesi,
EĢlerin birbirini dinlemesi, anlaması,
DıĢarıdaki sorunların eve taĢınmaması,
Tatlı dilli, güler yüzlü olunması,
Ses tonunun her zaman iyi ayarlanması,
Vara yoka kızılmaması,
“Ben sen” yerine “Biz” denmesi,
Evin tertip düzenine önem verilmesi,
EĢlerin birbirlerine değer vermesi,
Tasarrufa riayet edilmesi,
DanıĢma, izin ve takdir etme alıĢkanlığının olması,
EĢin baĢkalarının yanında eleĢtirilmemesi, rencide edilip dövülmemesi ile yuvalar
uzun ömürlü olur.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 194
Mustafa ÖSELMİŞ

DOĞMADAN ÖLDÜRMEK
Son zamanlarda çocukların öldürüldüğü, çöpe atıldığı ve cami avlusuna terk
edildiği sıkça görülüyor. Ġstenmeyen çocuktan kurtulmaya çalıĢılıyor. Annelik
önemsenmiyor. Çocuk benimsenmiyor. Çocuklar kayboluyor, kaçırılıyor veya kilit
altında cayır cayır yanıyor.
Zaruret olmadan, sırf rahatlıklarını bozmamak için evlat katili olan ana babalar
görülüyor. Ġleriki yaĢlarda elinden tutacak, bir yudum su verecek, o çocuğun olabileceğini hiç
düĢünmüyorlar.
Fakirliğin arkasına sığınarak evlat katili olanlar oluyor. Allah onlara hangi sebepten
dolayı öldürdüklerini soracağını bildiriyor. (Tekvir:8-9)
Kur‟an‟da da:



“Beyinsizce çocukları öldürmeyin.” (En‟am:140)
“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.” (En‟am:151)
“Geçim endiĢesiyle çocukların canına kıymayın.” (Ġsra:31) buyurur.
Kürtajda iki kurban vardır; çocuk ve ana. Çocuk ölürken, ana da depresyona girer.
Ruhsal ve fiziksel olumsuzluklarla karĢı karĢıya gelir. Suçluluk hisseder. Kürtajdan toplum da
yara alır. FuhuĢ artar, zührevi hastalıklar yayılır.
Bunun için çocukların öldürülmesi yasaktır. Adam öldürme durumunda kısas ve diyet
vardır. (Bakara:178)
Bir cana kıyanın; bütün insanları öldürmüĢ gibi olacağı bildirilmiĢtir. (Maida:32)
Hangi Ģartlarda çocuk aldırma caizdir?








Annenin hayati tehlike ile karĢı karĢıya olması halinde,
Çocuğun sakatlığı söz konusu ise,
Zoraki tecavüzle hamilelik ise,
Çok cocuk, maddi sıkıntı hat safhada ise,
Çocuğun ateist, satanist olma ve baĢka dine girme ihtimali fazla ise,
Çocuk istenmeyecek, sokağa bırakılacaksa,
Süt emen çocuğun sütü kesilecekse (Prof. Dr. Vebe Zuhayli Ġs. Fık. Ans:4/362)
YaĢlılık hali varsa, çocuğa bakamayacaksa çocuk aldırılabilir.
Süre nedir?
Peygamberimiz, 120 günden sonra ruhun üflendiğini ifade eder. (Buhari Bed‟ül-
halk:6)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 195
Mustafa ÖSELMİŞ
Hanefilere göre 120 günden önce cenin insan değildir. ġafi maliklere göre 40 günden
önce, Hanbelîlere göre 120 günden önce mazeret varsa çocuk aldırılabilir. (Ġslam
Ġlmihali:2/138 DivantaĢ)
120 günden sonra mazeretsiz çocuk düĢürmenin haramlığı üzerinde âlimler ittifak
etmiĢlerdir. Cenin, hayat sahibi olduktan sonra, Ģekil tekâmül ettikten sonra caiz olmaz.
(Ġslam Fık. Ans:4/362 Prof. Dr. V. Zuhayli)
Prof. Dr. Faruk BeĢer, Hanımlara Özel Fetvalar 1/167-168: “120 günden sonra
annenin hayati tehlikesi yoksa kürtaj hiçbir sebeple caiz değildir. Annenin hayati tehlikesini
de inançlı ve inancını yaĢayan doktor karar verir.”
Bazı aileler kız istemiyor. Cahiliye devrinin bu âdetini Cenab-ı Allah bakın nasıl
kınıyor:





“Onlar, kızların Allah‟a ait olduğunu iddia ediyorlar. HâĢâ! Allah bundan
münezzehtir. Beğendikleri de (erkek çocuklar) kendilerinin oluyor.” (Nahl:57)
“Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiĢ olarak yüzü kapkara kesilir.”
(Nahl:58)
“Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aĢağılık
duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün. Bakın ki verdikleri
hüküm ne kadar kötüdür!” (Nahl:59)
“Göklerin ve yerin mülkü Allah‟ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları,
dilediğine erkek çocukları bahĢeder.” (ġura:49)
“Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de
kısır kılar. O her Ģeyi bilendir, her Ģeye gücü yetendir.” (ġura:50)
Korunma zaruret halinde Ģu yollarla caizdir:





Spiral takmak,
Kanal bağlatmak,
Azil yapmak,
Hap kullanmak,
Kürtaj yaptırmak.
Korunma helal olanlar var, çoğalma helal olanlar var. Mazeret olmadan korunma caiz
olmaz. Ama bulaĢıcı, irsi hastalık varsa, kalp, tansiyon varsa, hayati tehlike varsa korunmak
gerekir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 196
Mustafa ÖSELMİŞ

HER ZAMAN ĠSTĠSMAR EDĠLEN KADIN
Kadın, çoğu kez istismar ediliyor, hor, hakir görülüyor, ikinci sınıf insan
muamelesi görüyor. Gün oluyor baĢ tacı yapılıyor. Ġslam’da kadının yeri olmadığı iddia
ediliyor.
Ġslam kadını hiçbir zaman horlamamıĢ, aĢağılamamıĢ, ikinci sınıf kabul etmemiĢtir.
Görevde, saygıda, hürmette, ana ile babayı ayırmamıĢtır. Kız çocukla erkek çocuğu
ayırmamıĢtır. Evde eĢlere aynı Ģekilde sorumluluklar yüklenmiĢtir. Dini görevlerde kadına da
erkeğe de aynı Ģekilde hitap etmiĢtir.
Ġslam, kadınların öldürülmesini, kızların diri diri toprağa gömülmesini yasaklamıĢtır.
Peygamber (as) Müslüman olmak için gelenlerden kadınları kızları öldürmeyeceklerine dair
söz almıĢtır. Bir hadislerinde: “Cennet anaların ayağı altındadır,” buyurarak cennete girmeyi
ananın rızasına bağlamıĢtır. “En hürmete layık kimdir?” diye sorulunca “Anadır” cevabını
vermiĢ, üç defa sorulmuĢ, üç defa aynı cevabı vermiĢtir.
Kur‟an‟da Nisâ (kadınlar) adı ile sure vardır. Ayetlerde: “Kadın olsun, erkek olsun; iĢ
yapsın iĢini boĢa çıkarmayız.” (Al-i Ġmran:195)






“Mü‟min erkekler, mü‟min kadınlar birbirlerinin velileridir.” (Tevbe:71)
“And olsun, onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.”
(Bakara:187)
“Allah dilediğine kız, dilediğine erkek çocuklar verir. Yahud hem erkek hem kız verir.
Dilediğine de vermez.” (ġura:49-50) buyurarak kız erkek ayrımı yapılmamıĢtır.
“Kız çocuklarını öldürmeyin, onları öldürmek büyük günahtır.” (Ġsra:31 + En‟am:140
+ Tekvir:8-9)
Hucurat suresinin 13. ayetinde de kadın ayrımı yapılmamıĢtır.
“Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, itaat eden kadınlar ve itaat eden erkekler.
Doğru erkekler, doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, mütevazı
erkekler, mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar” (Ahzap:35)
Denilebilir ki; kadın Cuma, bayram ve cenaze namazlarından sorumlu tutulmamıĢtır.
Bu bir noksanlık değil midir?
Böyle bir soruyu namazla ilgisi olmayanlar ele alıyor. Cuma namazının, bayram
namazının Ģartlarından biri de erkek olmaktır. Fitne çıkarmak için cenaze namazına katılan bir
bayan yanlıĢ yapınca “Pardon” demiĢ, namaza devam etmiĢti. Diğer farzları, vacipleri,
sünnetleri yerine getirmeyenin bu tür namazlara katılması iyi niyetli bir davranıĢ değildir.
Kadın; evinin iĢini, çocuklarının bakımını bırakıp da, cumada, bayramda, cenazede
boy gösterirse, aile ocağının bacası tütmez. Ayrıca Allah kadını bu namazlardan sorumlu
tutmamıĢtır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 197
Mustafa ÖSELMİŞ
Miras da eĢit değil. Neden? Daha önce kadının miras hakkı hiçbir toplumda yoktu.
Kadının kendisi miras malıydı.
Nisa suresinin 11. ayetinde mirasta kadına yarı pay verilmiĢtir. Neden?






Sorumluluk erkektedir.
Evin geçimi erkeğe aittir. Kadına böyle bir sorumluluk yüklenmemiĢtir.
Erkek eĢine, çocuklarına, ana babasına, kız kardeĢine bakmakla mükelleftir.
Erkeğin mehir verme, nafaka mecburiyeti vardır.
Erkeğin tam hisse alması, erkeğin üstünlüğünden değildir, sorumluluklarındandır.
Paylar eĢit olsa, denge erkek aleyhine bozulacaktır. Erkek, görevlerini yerine
getiremez hale gelecek, aile ayakta duramayacaktır.
*
*
*
Kadın daha naziktir. Kadını, dolayısıyla aileyi korumak için dinimiz bazı tedbirler
almıĢ, sınırlar çizmiĢtir. Kadını artan tacizden, tecavüzden korumak için bir Ģeyler
yapılsa, yer yerinden oynuyor. Oda dar gelse, bayanlar rahat oturmak için öbür odaya
davet edilse, “Haremlik selamlık mı?” deniyor. Hele kadın erkeklerle el tutup, öpüĢmese
hemen irtica geliveriyor.
Bu tür Ģeyler, korunacak iffeti namusu kalmayanların ve kadınları her yerde tatmin aracı
olarak görenlerin dillerine doladıkları konulardır.
Erkek kadına yaklaĢmak için her fırsatı kullanır. Eğer kadın korunursa; ne taciz olur,
ne tecavüz olur, ne de yuva yıkılır.
Peygamberimiz: “Sakın bir erkek yanında mahremi bulunmadıkça yabancı bir kadınla
yalnız kalmasın. Üçüncüsü Ģeytan olur,” der. (Buhari Nikah:111)
Ġslam arkadaĢ, dost, ihvandan, manevi kardeĢlik, ağabeylik, ablalık, annelik, babalık
kılıfı diye bir Ģey kabul etmez. Her zaman birbirine yaklaĢma arzusu taĢıyan iki cinsi ayrı
görmek ister.
Senin kalbin kötü, benim kalbim temiz sözlerinin bir hükmü yoktur. Çünkü iki cinsin
birbirine ilgi duymaması, fıtrata aykırıdır.
Yalnız, bir yerde çalıĢanların kapalı odalardaki kurslarının utanç verici sonucuna çok
Ģahit oldum. AteĢle barut bir arada durmuyor.
Bir gün peygamberimiz: “Yalnız bir kadınla beraber olmaktan kaçının,” diyor.
“Akraba da olsa mı?” sorusuna “Onlarla ülfet ölümdür.” Cevabını veriyor. (R.Salihin:1659)
Ġslam; eniĢte, kayınbirader, akraba tanımaz. Kadın onlara karĢı bile örtülü ve ciddi
olmalıdır. Yoksa “Bayram değil, eniĢtem beni niye öptü?” der.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 198
Mustafa ÖSELMİŞ
Rus yazar Tolstoy, erkek arkadaĢıyla gezmek isteyen kızına “Olmaz,” der. Kızı “Bize
güvenmiyor musun?” dediklerinde Tolstoy; “Ġkinize de güveniyorum ama ikiniz bir arada
olunca güvenemiyorum,” der.
Yabancılar baĢarısızlığa ve istenmeyen olaylara neden olduğu için karma eğitimden
vazgeçiyor. Mesela rahibe okulları en baĢtan ayrıdır.
19.03.2009 tarihli Yeni ġafak gazetesinin haberine göre; Ġngiltere‟de yapılan bir
araĢtırmaya göre erkeklerin olmadığı sınıflardaki kız öğrencilerin daha baĢarılı olduğu,
kendilerine daha çok güvendikleri ortaya çıkmıĢtır.
Demokratik ülkelerde kadınların bazı Ģeyleri isteme hakkı olmalıdır. Size haremlik
selamlık otobüs haberi (10.02.2000 tarihli Zaman gazetesinden):
“Ġsrail‟de Musevileri memnun etmek için kadınlarla erkekleri ayıran otobüsler, ulusal
toplu taĢıma Ģirketlerince hizmete sokuldu.”
ABD‟de de benzer bir uygulama var.
Egged Ģirketi, dindarlara karĢı duyarlı davranıyor. ġirket birkaç yıl önce de ahlak
sistemini yaralayan programlardan ötürü otobüslerdeki televizyonları kaldırdı. Associated
Press‟in haberinde, ABD‟de haremlik selamlık otobüs uygulaması bulunduğu hatırlatılıyor.
Monsey Trails Ģirketi New York‟ta kentin kuzeyinde çok koyu dindarların oturduğu Monsey
kentinde otobüste kadınlarla erkeleri ayıran bir hat iĢletiyor. Monsey hattında, kadınlarla
erkekler aracın iki sırasında karĢılıklı oturuyor; ancak kadın ve erkek yolcular boylu boyunca
bir perdeyle ayrılıyor.
Konya‟da böyle bir uygulama oldu da medya ve Ģer gurupları ayağa kalkmıĢtır.
“Kadınlara yönelik tacizler artınca Japonya, kadınlara özel vagonlar baĢlattı.”
(11.05.2005 Yeni Asya)
“Emniyeti ve rahatı sağlamak için Ġsveç metrosunda kadınlar için ayrı vagonlar tahsis
edildi.” (06.04.2004 Vakit)
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Demek ki tepki göstermenin, fitne çıkarmanın bir
anlamı yok.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 199
Mustafa ÖSELMİŞ
Kadın el tutmadı, el öpmedi, iĢte o zaman kıyamet kopuyor. Ne gericilik kalıyor, ne
de yobazlık. ĠĢte insanlar bu kadar saygısız olabiliyor.
Aynı cinsin kendi aralarında tokalaĢıp öpüĢmeleri; saygı, sevgi iĢaretidir. Ama ayrı
cinslerin ne ölçüde tanıĢırlarsa tanıĢsınlar, tokalaĢıp öpüĢmeleri fıtrattan gelen bazı duyguları
uyandırır.
Böyle Ģeylerin medenilikle, çağdaĢlıkla ilgisi yoktur. Bakıyorsun kimin kimi öptüğü belli
değil. Bu medeniyet ölçüsü müdür?
“Beni çirkin mi buldun, elimi tutmadın, öpmedin?” deniyor. Bu söz bile bize mesaj
vermiyor mu?
El tutmuyor, öpüĢmüyor diye iĢ yerinden eleman çıkarılıyor. Zaman zaman fiĢlemeler
oluyor. Adam içki içiyor mu, içmiyor mu, törenlerde, merasimlerde nasıl davranıyor, bunlar
araĢtırılıyor. Tabi bunlarla kalkınılmadığından bizi bu zihniyet geri bırakıyor.
Bayram, seyran, misafirlik, “Öp ellerini kızım.”, o olmadı, “Bir de yanak ver.” Ġnsan
psikolojisi açısından ne kadar yanlıĢ. GeliĢme çağında olan biri için…
“El öpmekle dudak aĢınmaz, öp,” dudak aĢınmayabilir ama Ģahsiyet aĢınıyor.
El öpme, öpüĢme dinin emri olmadığı gibi, örf, adet de değildir. Bizde cinsler kendi
aralarında sarılırlar.
Böyle konularda kınamayı ve yanlıĢ gelenekleri kaldırmak gerekir. Dinimizde sadece
ananın, babanın, büyükbabanın, büyükannenin, bir de hürmeten çok yaĢlı olanların eli öpülür.
Allah Resulü: “Elin zinası tokalaĢmaktır,” buyurmuĢtur. Bir hadiste de: “Sizden
birinin baĢına demirden bir ĢiĢin batırılması, kendisine helal olmayan bir kadının
dokunmasından daha hayırlıdır,” demiĢtir.
Hz. Peygamber, biat alırken hiçbir kadının elini tutmamıĢtır. Onlardan sözlü olarak
biat almıĢtır. Onun eline hiçbir kadın eli değmediğine dair Hz. AiĢe (ra) yemin etmiĢtir.
(Buhari Ahkam:49) Biat alırken kadınlar Hz. Peygambere: “Sen bizim elimizi tutmadın,”
deyince Peygamber: “Ben kadınlarla musafaha yapmam,” demiĢtir. (Nesai Bia:18+Ġbni Mace
Cihad:43)
Bir hadislerinde de Hz. Peygamber yabancı bir kadının elini tutanın eline, kıyamet
günü ateĢ konacağı ifade etmiĢtir. (Fethul Kadir:7/98)
Halil Güvenç Hoca Efendi: “Yabancı kadına bakmak haram olduğu gibi dokunmak da
haramdır. Kadınla toklaĢma yasağı, kadını aĢağılamıyor, bilakis Ģerefini kurtarıyor. Kötü
niyetli kimselerin Ģehvetle el uzatmasını engelliyor. (G.M.F:2/164) demiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 200
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Müslüman Türk milleti olarak içeride ve dıĢarıda güzellik yarıĢmaları
düzenleniyor. Gençlik, kızlarımızı sümüklü böcek gibi soyup, Ģehvet dolu bakıĢlara
peĢkeĢ çekiyoruz. Kızlarımızdan da ar hayâ duygularını bir anda silip atıyoruz.
Kadının güzel görünme arzusundan yararlanarak, güzellik yarıĢması derken, çirkinliğin
teĢhiri yapılmaktadır. Bu, kadının fiziğinden para kazanan istismarcıların iĢidir. Burada kadını
alçaltan bir durum söz konusudur. Analık, kadının onuru ile bağdaĢmaz. Ġlk güzellik
yarıĢmasına katılan NaĢide öğretmeni Milli Eğitim Bakanı görevden almıĢtır.
Kerime Halis, hakkı olmadığı halde birinci seçilince, Avrupa; “Müslüman Türk kadınını
soyduk,” diye bayram yaptı.
Afife Jale birinci seçilince bir Ġngiliz yazar: “Bir bardak içki ve bir çıplak kadının,
Muhammed‟in dinine uyanlarda yaptığı tahribatı, bin top yapamaz,” diye yazdı. Bir
Fransız‟da; “Daha güzeli varmıĢ yokmuĢ beni ilgilendirmez, Kanuni‟nin torununu soyduk,”
diyordu.
Kadın anadır. Kadın namustur. Kadın melektir. Kadını Ģeytan yapan baĢındaki erkektir.
Çirkinlik nasıl kınanacak bir durum değilse, güzellik de çaba ile elde edilen bir durum
olmadığından, övünç vesilesi sayılamaz. Çocuklarına; “Sen güzelsin, sen çirkinsin, sen az
güzelsin,” demek ne büyük hata ise, bu çirkinlik yarıĢmaları da aynıdır.
GeçmiĢte güzellik kraliçelerinin sonu intihar etmek veya akli dengesini yitirmek
olmuĢtur. Normal ölümle ölmemiĢlerdir.
*
*
*
Müslüman Türk ailesini, dolayısıyla milletini yıkıp yok etmenin yollarından biri de
müstehcenlik olarak seçilmiĢtir. Örtünme taraftarı olanlara da gerici, irticacı, kökten
dinci ithamlarıyla susturma yoluna gidilmiĢtir.
Bakın sokaklar müstehcen, sahiller müstehcen, düğünler müstehcen, konuĢmalar
müstehcen, reklamlar, diziler, filmler, haberler insanı utandıracak Ģekilde müstehcen, dergiler
müstehcen, gazeteler öyle, adeta leĢ sergileniyor, müzik müstehcen, müstehcen olmayan ne
var? Evlerin içine bakın, ne görüyorsunuz?

DıĢ telkinler: “Genç nesilleri ahlaka aykırı telkinlerde bulununuz. Aile hayatını
yıkınız. Sanatı zayıflatınız. Edebiyatı müstehcen hale getiriniz, Ģehevi bir hale
sokunuz.” Talimatı çok etkili olmaktadır. (Kemal Yaman, Ġhanet Planları:197)
“O nerden çıktı? Kur‟an‟da örtünme yok,” diyenler bakın Allah ne diyor:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 201
Mustafa ÖSELMİŞ





“Ey Ademoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek elbiseler yarattık.” (A‟raf:26)
“…ziynet yerleri el yüz müstesna açmasınlar. BaĢörtülerini omuzlarına indirsinler…”
(Nur:31)
“…açılıp saçılıp sokağa çıkmayın.” (Ahzap:33)
“Müslüman kadınlar örtülerini sımsıkı örtsünler.” (Ahzap:59)
“Nikaha ümitleri kalmayan hayızdan, çocuktan kesilmiĢ kadınlar ziynet yerlerini
göstermesinler.” (Nur:60) buyuruyor.
Bir gün Hz. Peygamberin yanına Hz. Ebubekir‟in kızı Esma, ince ve ksa bir elbise ile
gelmiĢti. Peygamber ondan yüz çevirdi ve “Ey Esma! Kadın ergenlik çağına yaklaĢınca, onun
yüz ve ellerinin dıĢındaki yerlerini göstermesi uygun olmaz,” demiĢtir. (Ebu Davut, Libas:31)
Yöneticiler, öğreticiler, iĢverenler, iĢsiz güçsüz baĢka yapacak güzel bir iĢleri olmayan
kokanalar hep örtü ile uğraĢıyorlar.
Allah soruyor: “Size ne oldu da ey zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar için neden
gayret sarf etmiyorsunuz?” (Nisa:75)

Evde açık saçık, iĢyerinde açık saçık, sokakta açık saçık, hanım açık, kız açık…
Yaz geldi mi mevsimlik musibet… Çok açınmak çağdaĢlık ölçüsü sayılıyor.
Bu güzel görünme çabası neyin ifadesi acaba? Açıklık karĢı tarafa ne mesaj verir?
Ġnsan kendini niçin teĢhir eder? Kadın soyununca güzel mi olur?
J.J.Ruso Ģöyle anlatır: “Babamın saatine hayrandım. Onu hayran hayran seyrederdim.
Bir gün babam temizlemek için saati açmıĢ, saati o halde görünce hayranlığım bitti.”
Bu cinsel anarĢi, ruhsal bozukluklardan kaynaklanır. Tacizi, tecavüzü arttırıcı bir
görünümdür. Zayıf iradeli kimselerin dikkat çekme amacıyla kendini teĢhirdir.
Cinsellik ve teĢhircilik, ar hayâ duygularını öldürür. Ġnsanı utanmaz hale getirir.
TeĢhirci hem kendini, hem de toplumun ahlak dokusunu ve ruh sağlığını bozmaktadır.
*
*
*
Kadın neden örtünmeli?
Kadın, önce kendisini yaratan, yaĢatan ve öldükten sonra diriltip hesap soracak olan
Cenab-ı Allah emrettiği için örtünmelidir.
Allah‟ın emirlerinin boĢuna olmadığını bilip, tacize, tecavüze uğramamak için
örtünmelidir.
Tesettürsüzlük her zaman karĢı tarafı etkiler ve seks mesajı verir. Allah Ģöyle emrediyor:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 202
Mustafa ÖSELMİŞ

“Kadınlara elbiselerini giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, eza edilmemeleri için
daha uygundur.” (Ahzap:59)
Bir genç Ġzmir‟de kalabalık bir caddede bir kadını öpmüĢtü. Mahkemede: “Kendime
hâkim olamadım,” diye ifade vermiĢ. “Ayıp değil mi?” diyen hakime “O günkü kıyafeti ile
gelsin,” demiĢti. Ġkinci mahkemede, o günkü kıyafeti ile gelen kadına hâkim: “Ben ne
diyeyim kızım,” diyerek genci bırakmıĢtı.
Kur‟an‟da: “Evlerinizde oturun. Cahiliye kadınlarının kırıla döküle, süslerini göstere
göstere yürüyüĢü gibi yürümeyin.” (Ahzap:33)

“Mü‟min kadınlara erkeklere söyle gözlerini harama bakmaktan sakındırsınlar,
ırzlarını korusunlar, ziynetlerini açıp göstermesinler, baĢörtülerini yakalarının üstünü
örtecek Ģekilde örtsünler.” (Nur:30-31) buyruluyor.
Kadın günaha girmemek, günaha sokmamak için ve zarar görmemek için örtünür,
örtünmelidir.
*
*
*
Örtünmek isteyen bazı kadınlar örtündüğünü zannediyor. Örtünme nasıl olur,
örtünme özellikleri nedir bilmiyor.
Hz. Peygamber (sav) Ģöyle diyor: “Bazı kadınlar vardır ki, giyinmiĢ gibidirler, fakat
çıplaktırlar. BaĢkalarına da kötü örnek olurlar.” (R.Salihin:1664)
Öncelikle elbise maddi yönden temiz olduğu kadar manen de temiz olmalıdır. Yani
elbisede haramlık olmamalıdır. Bir hadiste: “Elbisenin onda biri haramdan olsa, o kimsenin
duası da, namazı da kabul olmaz,” buyrulur.
Ellerini açmıĢ, bağırarak dua eden biri için de: “ġu adama bakın. Yediği haram, içtiği
haram, giydiği haram, nasıl duası kabul olur?” demiĢtir.
Ġslam‟ın elbise için koyduğu kurallar Ģöyledir:







Elbise bütün bedeni örtmelidir.
Ġnce, dar olmamalıdır.
KarĢı cinsin elbisesine benzememelidir.
Ġffetsizlik mesajı vermemelidir.
Dikkat çekici ve acayip renkli olmamalıdır.
Üzeri yazılı, resimli olmamalıdır.
Tahrik edici Ģekilde olmamalıdır. Çünkü giyim iyi de mesaj verir, kötü de mesaj verir.
Yani insanın inancını, kiĢiliğini yansıtır.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 203
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir kesim örtü düĢmanlığı yapıyor. EĢarp çiğniyor, çarĢaf yırtıyor. Örtü simgedir.
Ġnanca saygı duymuyor, iĢi düĢmanlığa götürüyor.
Örtüden bahsedildiği zaman “Kur‟an‟da öyle bir Ģey yok,” diyor. Cahilliğini, kasıtlılığını
ortaya koyuyor. Örtü düĢmanlığını siyasi düĢünce haline getiriyor.
Okumak isteyenler için; “Okuyacaksa, açacak,” diyor. Onun için kafanın dıĢı önemli,
içine bakmıyor. Ġnancının gereği örtünen kızlar için ikna odaları açılıyor, kağıtlar
imzalattırılıyor. Ġstanbul üniversitesi rektörü bir zamanlar dekanlara “Dersleri bırakın,
baĢörtüsünü halledin,” demiĢti.
Örtünenler suçlu kabul edilerek en tabii haklarından alıkonuluyorlar. “Açıverin”
deniliyor. Yabancı ülkelerde hiç problem olmazken, bizde zulme kadar dayanıyor. Hayatı
kararanlar için vicdanlar susuyor. Ġlim yuvaları oluyor film yuvaları.
Örtü bütün dinlerde vardır. Onun ideolojik ve siyasi yönü olamaz. Allah emretmiĢtir ve
bütün partilerden önce emretmiĢtir.
En müstehcen Ģekilde giyinen çağdaĢ oluyor. BaĢını örten çağdıĢı oluyor. Tüyü
dökülmüĢ böcek gibi, sümüklü böcek gibi olana yasak yok, baĢını örten de, eĢi de, çocukları
da zarar görüyor, hak kaybediyor. Bu nasıl insanlık? Nasıl anlayıĢ Allah aĢkına?
Arif Nihat Asya:

“Ne demekmiĢ yasak,
ĠĢiniz mi kalmadı yapacak?”
Mehmet Akif Ersoy:

“Kızımın iffeti batmakta, rezilin gözüne,
Acırım tükürüğe billahi, tükürsem yüzüne,” diyor.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 204
Mustafa ÖSELMİŞ

ÇOCUK YETĠġTĠRME BECERĠSĠ
Elimize bir et parçası olarak teslim edilen evladı yetiĢtirip, doğru dürüst bir Ģekil
veremiyoruz. Büyüyünce ne biz beğeniyoruz, ne de baĢkası beğeniyor. Ana baba kendi
evladına beddua etmek zorunda kalıyor.
Bir hayvanın yavrusunu koruduğu kadar evladını koruyamayan ana babalar var.
Yavrusunu yiyen, öldüren hayvan cinsi var ya, ondan farksız.
Helal harama dikkat edilmediğinden, haram yiyenin evladı harami oluyor. Çocuk helal
gıda ile beslenmediğinden itaat etmiyor. Ġyi duygular beslemiyor, hep kötülüğe meylediyor.
Aile hayatında en önemli Ģey; hayırlı bir insan yetiĢtirmektir. Ölürse yerin, kalırsa elin
beğeneceği evlat yetiĢtirmektir.
Ġnsanın, kendinin iyi olması yetmiyor. Ana baba evladına istediği Ģekli verebilir.
Evladını yetiĢtirme sorumluluğundan uzak olan ana baba, çocuk doğurup büyüttüğüne piĢman
olur. Çocuk, insan azmanı oluyor, herkes ondan zarar görüyor.
Ana baba istese, hayırlı, faydalı, saygılı ve sadaka-i cariye olacak evlat yetiĢtirebilir.
Allah, ana babayı evladından dolayı hesaba çekecektir. “Nasıl bir evlat yetiĢtirdin?”
diyecektir.
“Evladım bana bakmıyor, yaĢlılar evine bıraktı, gelmiyor,” diyor. “Dövüyor, kaba
davranıyor,” diyor. “Onu kim yetiĢtirdi?”, “Neden hayırlı ve faydalı yetiĢtirmedin?”, “Lanet
okuyacak ve lanet okunacak Ģekilde yetiĢtirdin?” diyorsun, susuyor.
Terbiye yerine terbiyesizlik öğreten ana baba, evlat acısı çekiyor, çocuğuna beddua
ediyor ve onu daha da kötüleĢtiriyor.
Ana baba, evladı için mal toplama yerine, evladını terbiye etme ve güzel yetiĢtirmeye
çalıĢmalıdır.
*
*
*
Çocuğun terbiyesi ana karnında baĢlar. Ona helal süt emzirir, güzel bir ad verir., her
ayın, her yılın gıdası nasıl değiĢiyorsa, terbiyesini de değiĢtirir. Beden sağlına dikkat edildiği
kadar, ruh sağlığına da dikkat edilir. YaĢına göre aĢılar vurdururken, insani ve ahlaki aĢıları da
ihmal etmez.
Ana karnında çocuk umursanmıyor. Güzel bir ad verilmiyor ve terbiye edilmiyor.
Çocuk ne yapsın?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 205
Mustafa ÖSELMİŞ
Çocuk doğduktan sonra ana babanın yapacağı en hayırlı iĢ çocuğuna güzel bir isim
vermektir. Anlamsız, yabancı, kötü manaya gelen, kötülüğü ile anılan kimselerin ismi
veriliyor. Bazen evdeki kedi köpekle aynı ad verilebiliyor.
Bazıları Kur‟an‟da isim arıyor. Kur‟an isim kitabı değildir. Mesela Kur‟an‟da Ebu
Leheb‟in de adı var veya keziban (yalancı) geçiyor. Açınca Kur‟an‟ı bunlar gelirse onu mu
vereceğiz? Veya çocuğuna Muhammed adını veriyor. Bu ada layık yetiĢtirmiyor. Adı da
Muhammed dedirtiyor.
Yapılacak diğer hayırlı iĢ de, sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet getirip adı ile
çağırmaktır.
Çocuk besmelesiz yatırılıp kaldırılmamalı, abdestsiz mümkünse emzirilmemelidir.
Loğusa veya cünüp olanlar mecbur kalırsa, meme ucunu yıkayıp öyle emzirmelidir. Ġyi huylu
ve sağlıklı olmayan kadınlara çocuk emzirtilmemelidir. Huylar sütle geçer. Gazali; “Kötü
huylu ve haram yiyen kadından süt emen çocuk kötülüğe meyleder,” demiĢtir.
Çocuğa yapılabilecek en büyük kötülük, ona dinini öğretmemektir. Çocuğa dinini
öğretmek ana babanın baĢta gelen görevidir. Çocuğa herkesin bilgisi verilirken dinlerini
öğretmiyoruz. Sanatçı, futbolcu hepsini biliyor. Peygamberi bilmiyor, Allah‟ı bilmiyor,
Kur‟an‟ı bilmiyor.
Her doğan tertemiz doğar; onu terbiye etmeyen ana baba kirletir. Çocukken kıyamıyor,
büyüyünce de baĢ edemiyor. Her Ģeyin kursunu alıyor, yazın camiye gitmiyor, dinlensin
deniyor.
Hz. Ömer zamanında bir adam oğlunu Hz. Ömer‟e Ģikâyet eder. Hz. Ömer genci
çağırır: “Babanın senin üzerinde hakkı vardır,” der. Babasına iyi davranmasını ister. “Senden
baban razı olmazsa, Allah da senden razı olmaz,” der. Delikanlı sorar: “Çocuğun hiç mi hakkı
yok?” der. Hz. Ömer: “Evet var,” der ve sayar…
Bunun üzerine çocuk der ki: “Babam beni terbiye etmedi. Anam bir mecusinin kız idi,
anamı iyi seçmedi. Bana “Kara Böcek” adını taktı. Bana dinimi öğretmedi.”
Hz. Ömer adamı çağırır: “Bir de oğlundan Ģikâyet ediyorsun. Ġyi ki oğlun baĢını
yarmamıĢ,” der.
Bazı aileler küçükken terbiye etmiyor, dinini öğretmiyor, sonra zorluyor. Zorla
güzellik olmaz. Zorla büyüyünce namaz kıldırılmaz. Küçükken dinini, namazını öğreteceksin,
onunla beraber kılacaksın, sonra üzülmezsin. Allah sana:


“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insan ve taĢlar olan ateĢten koruyun.”
(Tahrim:6)
“Ailene namazı emret, kendin de ona sabırla devam et.” (Taha:132) diyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 206
Mustafa ÖSELMİŞ
Dikkatle yapılacak bir görev de; güzelce sünnet ettirmektir. Bazı ailelerde pek
önemsenmiyor. Hatta “Batı sünnet olmuyor, biz de ettirmesek ne olur?” diyen aileler çıkıyor.
Sünneti gereksiz görüyor.
Sünnet dinin emri olduğu için karĢı çıkanlar oluyor. Ama Tıp ilim adamları böyle
demiyor:
“Sünnet temizliği sağlar. BaĢta frengi, aids olmak üzere zührevi hastalıkları önler.”
“Sünnet penis kanseri riskini azaltır. Rahim kanserini de azaltır.” “Alman çocuklarını
sünnet ettirmeliyiz.” (Prof.Dr.W.Kiessling)
“Sünnet olan çocuk, kimlik kazanır, ruhen ve bedenen geliĢir, erkek oldum gururu
verir,” diyorlar.



Ana babalar çocuğu sünnete hazırlamıyor. Sünnet olmanın ne demek olduğunu
anlatmıyor. Sağlık için gerekli olduğunu vurgulamıyor.
Yapılan merasimlerde israf ediliyor, çevre rahatsız ediliyor, etraf kirletiliyor,
sokaklarda ses kirliliği oluĢturuluyor. Ġçki içme, içirme, dansöz oynatma gibi olumsuzluklar
yaĢanıyor. AĢırılıklarla baĢkalarına çirkin örnek olunuyor. Böylece sünnet olmanın manevi
yönü kalmıyor.
Çocuk sünnet ettirilirken yanında birkaç fakir çocuk da sünnet ettirilmiyor.
Hâlbuki bir güzel iĢ yaparken, baĢka güzel iĢler de yapılabilir. Ġyiliğe, hayra vesile
olunabilir. Davul, dümbelek yerine mehter takımı, yabancı kıyafet ve sopa yerine milli
kıyafetlerle merasim yapılabilir.
*
*
*
Hep ana baba hakkından bahsediyor. Çocuğun ana babası üzerindeki haklarından
pek söz edilmiyor. Çocuğun hakları unutuluyor, önemsenmiyor. Hak arayan hep ana
baba oluyor.
Beddua eden ana baba oluyor. Kızdığı zaman “Gevurun çocuğu” deyiveriyor.
Çocuk ana baba için imtihandır. Ana babanın ya cenneti, ya cehennemi olacaktır. Allah:



“Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir.” (Enfal:28)
“Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır.” (Tegabün:15)
“Sakın mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah‟ı anmaktan alıkoymasın. Bunu kim
yaparsa, onlar ziyana uğrayanlardır.” (Münafıkın:9) diyor.
Çocuk üzerinde ana babanın hakkı olduğu gibi çocuğun da ana babası üzerinde hakları
vardır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 207
Mustafa ÖSELMİŞ
Çocuktan herkesten önce ana baba sorumludur. Onların hesabını vermeden ana baba
kurtulamaz. Ekmeği iyi piĢiren de, kötü piĢiren de fırıncı olduğu gibi; çocuğu iyi yetiĢtiren de,
kötü yetiĢtiren de ana babadır.
Ana babanın en önemli görevlerinden bazıları Ģunlardır:








Helal gıda ile beslemek.
Güzel ad vermek.
Sünnet ettirmek.
Dinimizi öğretmek, ibadetlere alıĢtırmak.
Meslek sahibi yapmak.
Hayırlı bir kimseyle evermek.
Sağlıklı büyütmek.
Güzel terbiye etmek.
*
*
*
Çocukları dövmek yanlıĢtır. Dövülen çocuk acımasız, merhametsiz olur, kin besler.
O da Ģiddete baĢvurur. Dayak arsız eder. Küçükken dayak yiyen, büyüyünce o dayakları iade
eder.
Çocuklara sevgiyle, merhametle yaklaĢılmalıdır. Evladına bu duygularla
yaklaĢmayana, evladı nasıl sevgiyle, merhametle yaklaĢsın? Ġnsan ne ekerse onu biçer. Sevgi
sadece sözde kalmamalıdır.
Enes (ra) on yıl peygamberimizin yanında kalmıĢ ve: “Bir defacık bile olsa peygamberim
bana surat asmadı. Hatta “öf” bile demedi. HoĢuna gitmeyen bir Ģey için “Niçin böyle
yaptın?” diye sormadı,” demiĢtir.
Sertlik, kaba söz, hoĢgörüsüzlük olumsuz etki yapıyor.
Bazı aileler çocuk için her türlü maddi imkânı sağlıyor. Ama çocuk doyumsuz oluyor.
Hiçbir Ģeyden tatmin olmuyor. Kötü alıĢkanlıklar ediniyor, ateist oluyor, satanist oluyor, utanç
verici iĢlere yöneliyor, maneviyat verilmediği için en yakınlarını öldürüyor, kesiyor, kovuyor.
Çocuk iki yönlü yetiĢtirilmelidir.
Peygamberimiz Ģöyle tavsiye ediyor:


“Çocuklarınıza hoĢ muamele edin ve onları güzel terbiye edin.” (Seçme
Hadisler:164/45)
Merhamet etmeyene, merhamet edilmez. (Age:169/57)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 208
Mustafa ÖSELMİŞ
Ana babanın hatalarından birisi de çocuğa kimlik, kiĢilik kazandırmamasıdır.
Çocukların karnı tok, sırtı pek ama sevgi, merhamet, Ģahsiyet gibi duygular veremiyoruz.
Bakıcı ne veriyorsa o. Birde kediyle köpekle aynı odada, aynı yatakta büyüyor. Oyuncağı
kumanda, televizyon büyütüyor, o terbiye ediyor. Onun için sağlıklı kimlik, kiĢilik
sergilemiyor. ġahsiyetli, olumlu davranamıyor. Maneviyatı olmadığı için ruhu olmayan gibi
davranıyor. Kendi kimliğini kazanmadığı için baĢka kültürlerin temsilcisi oluyor. Üzeri ilan
tahtası gibi, yabancı bayraklar, yabancı resimler, yabancı yazılar… Nasıl kimlik, kiĢilik sahibi
ve Ģahsiyetli olsun?
Adam çocuklarına sormuĢ:






“Ben ölünce mezarımı ziyaret eder misiniz?”
“Evet.”
“Ne okursunuz?”
“Eve gelip bize okuttuğun dergi, kitap ve gazeteleri okuruz.”
“Terbiyesizlik etmeyin, saygısızlık etmeyin. O müstehcen Ģeyler okunur mu?”
Çocukların cevabı:
“Sen bize saygı duydun mu ki?” oluyor.
ġu anda kimlik bunalımı var. Bu bunalım dini tanımak ve öğrenmekle aĢılır. Kılavuzu
peygamber olmayanın yolu çıkmazdır. Rehberi Kur‟an olmayanın hayatı karanlıktır.
*
*
*
Çocuk yetiĢtirmekte metot çok önemlidir. Yol yordam bilmiyoruz. Metot
uygulamıyoruz. “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” Evlat kendiliğinden yetiĢmiyor. Belki
en zor Ģey hayırlı evlat yetiĢtirmektir.
Kendi kusurlarına bakmadan, kendini düzeltmeden, evladı düzeltmeye kalkıĢıyoruz.
Çocukta bir kusur gören ana baba, önce kendisine bakmalıdır.
Buzağı bahçeyi altüst etmiĢ. Nasrettin takılı ineği dövmeye baĢlamıĢ. “Sen ne
yapıyorsun? Ġnekte ne suç var?” demiĢler. “O olmasaydı, buzağı kimden öğrenecekti?” demiĢ.
Allah uyarıyor:

“Yapmadığınız Ģeyi niye söylüyorsunuz?” (Saff:2) Önce ana baba kendisini
düzeltmelidir. Peygamberimiz de: “Söyleme, yap!” diyor.
Her Ģeyden önce ana baba örnek olmalıdır. Çocuk alıcı durumundadır. Ne görürse, onu
taklit eder. Onun için iyi model olunmadan, iyi insan yetiĢmez. Allah uyarıyor:

“Siz insanlara iyilik yapmayı emredip, kendinizi unutur musunuz?” (Bakara:44)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 209
Mustafa ÖSELMİŞ
Terbiyede devamlılık, samimiyet, tatlı dil ve güler yüz önemlidir. “Güzel yumuĢak
söz, yılanı bile deliğinden çıkarır,” derler.





Yer, zaman seçimi iyi yapılmalıdır.
Ġyi, kötü, güzel, çirkin, faydalı, zararlı iyi tanıtılmalıdır.
Azarlamak, dövmek, yapma, etme demek çocuğu arsız, hırçın ve intikamcı yapar.
HoĢgörülü, sabırlı olunmalıdır.
Çocuk aĢağılanıp horlanmamalı, hatası yüzüne vurulmamalıdır. “Sen adam olmazsın,”
denirse, nasıl adam gibi adam yetiĢtirilir?
Kısacası yolu iyi bilen yorulmaz.
Bugünün çocukları, yarının gençleridir. Bugün nasıl bir çocuk yetiĢtirirsek, yarın öyle
bir gence sahip olacağız.
Eğitmezsek, ilgilenip yetiĢtirmezsek, terbiye etmezsek, inançlı, ahlaklı yetiĢtiremezsek
genç:






Alkol, uyuĢturucu ve fuhuĢ bataklığına düĢecektir.
Evde, okulda, sokakta, iĢyerinde korku salacaktır.
Ġlköğretim çağında sigaraya alıĢacaktır.
En yakınını bile kesecek kadar acımasız hale gelecektir.
Evladını iyi yetiĢtirmeyen ana baba, hem kendine yazık edecek hem de evladını
mahvedecektir. Ağlamak, sızlanmak, beddua etmek, evlatlıktan reddetmek çare
olmayacaktır.
Genç ciddi bir terbiye almazsa, yanlıĢ yolara düĢecek, kötü arkadaĢlar edinecek, çete
kurup gasp yapacak, adam öldürecektir. Bu durumda ne ana baba hayrını görecek, ne
de insanlık onun Ģerrinden korunabilecektir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 210
Mustafa ÖSELMİŞ
I- ANA BABAYA SAYGI:
Evlat ana babadan Ģikâyetçi, ana baba evlattan Ģikâyetçi, kim haklı, kim haksız
bilen yok. Bu Ģikâyetler görevler aksadığı için oluyor.
Ġnsanın insana, insanın evladına, insanın ana babasına görevleri vardır.
Bir insan ana babasına nasıl bakarsa, nasıl davranırsa, evladı da ona aynı Ģekilde
davranacaktır.
Her insan ihtiyarlayacak, eli ayağı tutmayacak, gözü görmeyecek, kulağı duymayacak,
beli bükülecek ve muhtaç hale gelecektir.
Bugünün insanı yaĢlanacağını pek düĢünmüyor. Ana babasına gereken hürmeti ve
hizmeti aksatıyor. Onları kendi hallerine bırakıyor veya bakım evlerine atıp geliyor. Ana
babası oralarda yalnızlık çekerken, gururla sokaklarda köpek gezdiriyor.
Ana babanın ihtiyacını karĢılamaktan uzak duruluyor. Bu yüzden cebi delik yaĢıyor,
sıkıntı çekiyor.
Ana babasını dövenlere ne demeli? Hayatın bütün rezillikleri onu bekliyor…
Peygamberimiz (sav): “Cennet anaların ayağı altındadır.”, “Baba cennetin orta
kapısıdır. Dilersen bu kapıyı terk et, dilersen muhafaza et,” (Tirmizi Birr:3) diyor.
Ana babanın hayır duasını almayan evlat hayır görmez. Hayat ona gülmez. Çünkü ana
babanın duası ret olmaz.
Allah
Kur‟an‟da:
“Ana
babaya
iyilik
edin,”
diye
(Nisa:36+En‟am:151+Ġsra:23)”Onlara öf bile deme,” diye emrediyor. (Ġsra:24)
emrediyor.
Peygamberimiz de:”Ana babasının ihtiyarlık zamanına yetiĢip de cenneti hak
edemeyenin burnu sürtülsün,” diyor. (Müslim, Birr:8)
“Küçüklerine merhamet, büyüklerine hürmet etmeyen bizden değildir.”, “Merhamet
eden merhamet görür. Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”



“Bir genç, yaĢından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Cenab-ı Allah da yaĢlılığında
ona hürmet edecek kimseler halk edecektir.” (R.Salihin:1/391)
“DüĢkünleri görüp gözetiniz, zira siz ancak düĢkünleriniz sayesinde yardım görür ve
rızıklandırılırsınız.” (Age:1/314)
“Beli bükülmüĢ ihtiyarlar, süt emen bebekler, dilsiz hayvanlar olmasaydı, baĢınıza
büyük azap ve sel gibi belalar gelirdi.” (KeĢfül Hefa:2/212) buyurmuĢtur.
Bugün beklenen saygı gösterilmiyor. Beklenen hizmet görülmüyor. Arzuların yerine
gelmesi için tek Ģey var o da ahlak ve inanç…
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 211
Mustafa ÖSELMİŞ
“Anam babam beni dünyaya getirdi, yıllarca emek verdi.” Yok. “Bunlar Ģimdi ihtiyaç
sahibi.” Yok. Terk etmek için kusur çok, bahane çok. Dini duygu olmadığı gibi ahlaki
düĢünce de yok.
Genç son model motoruna binmiĢ, yolda yürüyen ihtiyar bir kadının koluna vurup
geçiyor. Dönüp tebessüm ediyor. Kadın sendeleyip gidiyor.
Ġhtiyar gence:

“DüĢürdün, düĢürdün” diye bağırıyor.
Genç bir Ģey düĢürdüğünü zannederek dönüp bakıyor. Ġhtiyar:

“DüĢürdün, düĢürdün evlat, ahlakını, insanlığını düĢürdün,” diyor.
*
*
*
Bugün aksayan görevlerin neler olduğuna bir göz atalım:






Ana baba ihtiyaç duyduğunda, yeme, içme, barınma ihtiyaçlarını gidermek,
MeĢru olan her isteklerini yerine getirmek,
Onlara güzel söz söylemek ve iyi davranmak,
Cuma, bayram, kandillerde ziyaret etmek, gönüllerini almak,
Onların affını dilemek, onlar için dua etmek, kabirlerini ziyaret edip Fatiha okumak,
Onların kemiklerini sızlatacak Ģekilde yaĢamamak,
Unutulan bir Ģey var. Cenneti de, cehennemi de insan anası babası sayesinde hak eder.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 212
Mustafa ÖSELMİŞ

KUTLAMA MI, UNUTTURMA MI?
Bazı kutlama günleri vardır ki; yıkım ve yozlaĢmayı temsil ediyor, teĢvik ediyor. Bazı
kutlamalar vardır ki; unutmayı, unutturmayı sağlıyor, bir güne indirip, bir saate sıkıĢtırıyor.
Taklit ettiğimiz kutlamalar, israfı, tüketimi körükleyen bir oyun olmanın yanında adet
ve geleneklerimize uymuyor, yozlaĢmaya neden oluyor, benliğimizden ve kimliğimizden
koparıyor.
Kutlama günlerinden önemlilerine Ģöyle bir göz atalım:

YılbaĢı kutlamaları:
YılbaĢı kutlamalarının Müslümanlar için hiçbir anlamı yoktur. O bir Hıristiyan
adetidir. Hz. Ġsa‟nın doğum gününü kutluyorlar. Yapılan Ģeylere bakılırsa Hz. Ġsa‟ya hiç
yakıĢmıyor.
YılbaĢı bizim için yozlaĢma ve HıristiyanlaĢma gecesidir. YozlaĢmanın boyutu büyük
oluyor.
YılbaĢı kutlamaları, içki, kumar, fuhuĢ ve her türlü yozlaĢmanın adı Noel; yıkımlarla,
kayıplarla, üzüntü ve utançla geliyor. Eğlence gecesi deniyor; her türlü kötü alıĢkanlığın
baĢlangıcı oluyor. Birçok insan alkolle, kumarla, fuhuĢla o gece tanıĢıyor.
Bedava alkol ikramı, Noel Ģapkası giyme, Noel babaya benzeme, soytarı kılığına
girme, çamlar kesme, çamlar devirme, ceketler yakıp, tabaklar kırma,resmi arabaların evlere
sarhoĢ servisi yapması, bize de yakıĢmaz, Hıristiyan‟a da yakıĢmaz.
Sabaha kadar televizyon seyretme, dansöz oynatma, piyango çekiliĢleri, Noel baba
görüntülerine bakmanın manevi riskleri vardır. Tavuk yemeyen, o gün hindi yiyor, tavuk
yiyor, çekirdekler yeniyor, evler süsleniyor, o gece isyan gecesi oluyor. Bunlar bir
Müslüman‟ın kabullenebileceği Ģeyler olamaz. Bir Müslüman, Hıristiyan‟ları taklit edip
onlara uyamaz.
Müslüman Türk çocuklarına Noel baba; yardımsever, hediyeler veren kiĢi olarak
sunuluyor. Bizim Noel baba hırsızına, soytarısına ihtiyacımız olamaz. Bizim Dede
Korkut‟umuz, Mevlana‟mız, Yunus‟umuz var. Hızır Aleyhisselamımız var.
Bizim Hızır‟ımız 365 gün
bereketlendiriyor, bolluk getiriyor.
bize
hizmet
veriyor.
Tüketmiyor,
üretiyor,
YılbaĢı kutlamaları asla bizim milli ve manevi değerlerimizle bağdaĢmıyor. Bir
peygamberin doğum günü böyle mi kutlanır?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 213
Mustafa ÖSELMİŞ
YılbaĢı Müslüman için muhasebe gecesi olmalıdır, bir yılın karının, zararının hesabını
değerlendirme gecesi olmalıdır. Gelecekle ilgili hesapların yapıldığı gece olmalıdır. “Yeni
yılın kutlu olsun, hayırlı olsun,” dese bile yeni yıla girildiği için denmemelidir.
1 Muharrem Müslüman‟ların yılbaĢıdır. Müslümanlar:




Birbirlerinin yılbaĢını tebrik ederler, hayırlara vesile olmasını niyaz eder, dua ederler.
Çoluk çocuğa, ev halkına, eĢe dosta ziyaretler yaparlar, hediyeler alırlar.
Dargınlar, kırgınlar barıĢır.
Bugünlere kavuĢturduğu için, Allah‟a Ģükreder, dua ederler.
1 Muharrem; Hıristiyanların yaptığı gibi çılgınlıkların yapıldığı bir zaman değildir.
Hicri yılbaĢına kavuĢmamız nedeniyle hayatımızda yeni bir sayfa açılmıĢtır. Bu
sayfanın iyi Ģeylerle dolması için ne lazımsa yapılmalıdır.
Öncelikle geçmiĢ bir yılın muhasebesi yapılmalıdır. Hatalar sevaplar göz önüne
getirilmeli, eksiklikler giderilip, hatalar telafi edilmelidir.
Yeni yıla yeni düĢünceler, faydalı iĢler yapma niyetiyle girilmelidir.

Nisan 1 kutlamaları:
1 Nisanın hiçbir anlamı yoktur. 1 Nisan günü Ģakalar yapılır. Bazıları çok ağır Ģakalar
yapıyor, dozunu kaçırıyor, olmadık Ģeyler söylüyor. KarĢı tarafı aldatma, yanıltma ve
korkutma yoluna gidiliyor. Uygun olmayan sözler söyleniyor ve davranıĢlarda bulunuluyor.
ġaka yapalım derken karĢı tarafta umulmadık yaralar açılıyor.
ġaka yapılmaz değil, doğru söyleyerek, karĢı tarafı incitmemek Ģartı ile yapılır.

Anneler günü:
Ġlk defa 1906‟da ABD‟de kutlanmıĢ, 1956‟dan itibaren bütün dünyaya yayılmıĢtır.
Köpekler günü yok. Onun günü 365 gün ve gece. Anneler günü ise 365 günde 1 gün.
Ona sevgi, ilgi bir güne sıkıĢtırılıyor. Bir hediye, bir telefon tamam. Ama anne evladına 365
gün ve gece verdi, hem de yıllarca verdi.
Bunlar kutlamadan ziyade unutturma günleridir. Bize göre değildir. Büyük paralar
kazanan fırsat avcılarının iĢidir. Biz de 365 gün ve gece anneler günüdür ve cennet annelerin
ayağı altındadır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 214
Mustafa ÖSELMİŞ

Babalar günü:
Bu da ABD kaynaklıdır. BaĢkan Niksın 1974‟te babalar gününü ilan etmiĢ, her
Haziranın 2. haftası kutlanmaktadır.
365 günün yerine 1 gün. O gün de el öpüldü mü, kimsesizler yurdunda ziyaret edildi
mi tamam, görev yapılmıĢtır. Vicdanlar rahattır. 364 gün rahat yatılıp kalkılacak, rahatça
iĢlere bakılacaktır.
Hayatını, gençliğini evladı için heder etmiĢ o babanın hakkı; akıllı ve becerikli evlatlar
tarafından bir günde ödenmektedir!
Diğer günlerde arayan, aranmasını isteyen babalara; “ĠĢim çok…” cevabı
verilmektedir.

YaĢlılar haftası:
Türk ailesi ve Türk toplumu batı güdümüne girdiğinden beri, sosyal deprem ya Ģıyor.
Toplumda sevgi, saygı, acıma duygusu, sorumluluk duygusu azaldı. YaĢlılar eski ilgiyi
görmüyor artık, dua ağaçlarını kesip budadılar.
YaĢlıların yeri evin baĢköĢesi değil artık, huzur evi. Büyük anne, büyük babaların
sığmadığı evlere kediler köpekler girdi. Yardıma, bakıma ihtiyaçları olduğu günlerde ilgi
görmüyorlar, itilip kakılıyorlar. Yolda, otobüste, dolmuĢta gençler yer bile vermiyorlar.
YaĢlılara sadece bir hafta ayırmıĢız. O haftadan da kimsenin haberi olmuyor. Kediye
köpeğe 52 hafta, bize her türlü imkanı sunan büyüklerimize 1 hafta!
Peygamberimiz Ģöyle buyurmuĢ: “Kim bir yaĢlıya ikram ederse, Allah da ona ikram
edecek birini emrine verir.”
Bir hadislerinde de peygamberimiz Ģöyle buyurmuĢtur:

“Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine hürmet etmeyen bizden değildir.”
(Muhtar‟ul-Ehadis:1241)
Bir defasında da: “Eğer içinizde beli bükülmüĢ ihtiyarlarınız olmasaydı, belalar
üzerinize sel gibi yağardı,” buyurmuĢtur.

Kadınlar günü:
1857‟de ABD‟de kadınlar ağır Ģartlarda çalıĢtığı için protesto edip direniĢe geçti. 129
kadın can verdi. Onların anısına 1975‟de BirleĢmiĢ Milletler Kadın Kongresi‟nde 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü ilan edildi.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 215
Mustafa ÖSELMİŞ
Kadın; kadın hakları, eĢitlik, özgürlük ve reislik denerek istismar edildi ve yuvadan
koparıldı.
Kadına 1 gün değil, 365 gün bile az. Çünkü kadın anadır. Cennet onun rızasına
bağlıdır.
Ġstismarcılar; bir yandan kadınlar günü kutlarken, diğer taraftan sen kadınsın, sen
baĢını örtüyorsun diye kadını istismar ediyor. Büyük Ģirketler kadını tüketim aracı olarak
görüyor.
Kadınlar günü diye, nikâh altında yaĢamayı kadına zulüm olarak gösterenler, nikâhsız
yaĢamayı, flört hayatını, metres hayatını, kumalığı adeta teĢvik etmektedirler. Avrupa cinsel
özgürlük diye kadını sıcak yuvasından uzaklaĢtırdı. ġimdi nüfusu bile üremiyor. Herkes
istediği hayatı yaĢıyor.
Kadına esas hakkı Ġslam dini vermiĢtir.
14 asır önce Ġslam, erkek kız ayrımını kaldırmıĢtır. “Ġlim öğrenmeyi, kadına da farz
kılmıĢtır.”, “Kızların öldürülmesini yasaklamıĢtır.”, “Kadın, erkek bir tarağın diĢleri
gibidirler.”, “Kadın, erkek birbirinin dengi ve benzeridir.” Hükmünü koymuĢtur. Onlarında
insan olduğu ve hak sahibi olduğu bildirilmiĢtir. Kadınlara iyi davranmak emredilmiĢtir.
Ahzap suresinin 35. ayetinde kadınla erkek arasında hiçbir konuda ayrım
yapılmamıĢtır. “Erkek olsun, kadın olsun” ifadesi kullanılmıĢtır.
Nisa suresinin 124. ayetinde de: “Erkek olsun, kadın olsun, mü‟min olarak her kim iyi
iĢler yaparsa, iĢte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar,”
buyrulmuĢtur.

Evlenme yıldönümü:
Bazı günler unutulmaz. O günler dönüm noktalarıdır. O günleri unutmamak için
hatırlatıcı Ģeyler yapmak, hediyeleĢmek, tebrikleĢmek, dualaĢmakta fayda vardır.
Önemli olan çılgınlık yapmamak, alkol, günaha sokan eğlence ve israf gibi
davranıĢlarda bulunulmamalıdır.
Bir Ģeyi anarken, kutlarken, iyi örnek olmak, hayra vesile kılmak gerekir. Böyle
kutlamaya can kurban.

Sevgililer günü:
Bu da batı kaynaklı Hıristiyan âdetidir. Yere göğe sığmayan bir sevginin bir güne
sıkıĢtırılması, akla bazı Ģeyleri getiriyor. Sevgi bir güne hapsedilir mi?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 216
Mustafa ÖSELMİŞ
Sevgili yoksa o gün bir sevgili bulunacak, meĢru olmayan beraberlik ve iliĢki
kurulacak, hatırı sayılır hediyeler alınacak, mağazalar büyük çapta hediyelik eĢya satacak,
aldatıcı sahte sevgiler sunulacak, flört fırsatı doğacak. Bunlar bize göre olan Ģeyler değildir.

YaĢ günü kutlamaları:
Her Ģeyin bir iyi bir de kötü tarafı vardır. Hayra vesile olan tarafı vardır. Hani
üzümden pekmez yapılır, sirke yapılır, bir de Ģarap yapılır. Fazilet de üreten olur, rezalet de.
YaĢ günü rezaletlerle değil, Allah‟ın verdiği ömrü ve diğer nimetleri Ģükrederek de
kutlanabilir. Hayırlı ömür niyazında bulunulur. Güzel iĢler yapılır. Ne güzel günaha
girilmemiĢ olur.

Ölüm yıldönümünü anmak
Ölen için 7-40-52 günlerini anmak diye bir Ģey yoktur. Ölenin ardından ölü mevlidi diye
de bir Ģey yoktur. Ölü helvası yapmak, dağıtmak da yoktur.
Bunlarla uğraĢılacağına ölenin borçlarının ödenmesi, onun için hayır, hasenat yapılması,
varsa vasiyetinin bir an önce yerine getirilmesi daha uygundur.
Mevlit okutmak hayra vesile olacaksa, güzel iĢler yapılacaksa okutulmalıdır. Kur‟an
okunması, tekbir getirilmesi, salâvat getirilmesi, dua edilmesi, ölünün hatırlanması ve
hatırlatılması güzel Ģeylerdir.
Mevlit okutulabilir, ancak:







Büyük çapta masraf yapılarak israfa gidilmemeli,
Yemeğe fakir fukara da çağırılmalı,
Riyadan uzak, Allah rızası için okutulmalı,
Ticari bir konu haline getirilmemeli,
Dinleyenler tarafından saygısızlık yapılmamalı,
Konu komĢu rahatsız edilmemeli, çevre kirletilmemeli,
MeĢru olmayan iĢ yapılmamalı, günaha, isyana sebep olunmamalıdır.

Mezuniyet kutlamaları:
Daha bazı Ģeylerin farkında olan gençlerin aldandığı, aldatıldığı, uyuĢturucuya, alkole
baĢlama günü olduğu, sigara içtiği gün olduğu, mezuniyet törenleri olmaktadır. Ana babaların
katılmalarının yasak olduğu yerlerde içki su gibi içilirse, yarı çıplak, sarmaĢ dolaĢ dans
edilirse, iĢ nereye varır?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 217
Mustafa ÖSELMİŞ
1997 yılında Ġzmir‟de yapılan mezuniyet törenini gören, basına yansıdığı kadarıyla
haberdar olan Vali Kutlu AktaĢ mezuniyet törenlerini valiliğin iznine bağlamıĢtı. (12.05.1997
Zaman)
Burada ailelere büyük görev düĢüyor. O da, çocuklarını seven ailelerin, böyle
kutlamalara çocuklarını bırakmamalarıdır.
ġuurlu gençlerimiz de seviyeli alternatif kutlamalar yapmalıdırlar.





Gençler çocuklara örnek olmalı.
Yaptıkları, yapacakları sosyal faaliyetler anlatılmalı.
Ölen eğitimciler ve okul yaptıranlar için mevlit okutulmalı ve anılmalı.
Velilerle beraber piyesler hazırlanıp seyredilmeli.
Öğretmenlerin, idarecilerin tavsiyeleri dinlenmeli.
Böylece gençler eğlence adı ile zehirlenmekten kurtulmuĢ olur.


Mübarek günleri, geceleri kutlamak:
Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı:
Bayramlarımız çılgınlıkların yapıldığı günler değildir. Sevgi, saygı günleridir.
Sevinçlerin üzüntülerin paylaĢıldığı günlerdir.
Bayramlarda çocuklar sevindirilir. Büyükler ziyaret edilir. Hediyeler sunulur. Fakirlerin
ihtiyacı karĢılanır. Mezarlıklar ziyaret edilir. Ölenler için Fatihalar, Yasinler okunur. Onlar da
bayramlardan pay alır.












Ramazan bayramına Ģeker bayramı, kurban bayramına et bayramı denmesi yanlıĢtır.
Bayramda içki içmek, alkol ikram etmek, bayramın kutsal havası ile bağdaĢmaz.
Bayram namazından önce fıtır sadakası vermeyenler oluyor. Bu sağlık sıhhat ve
kazayı, belayı def için verilir. Fakir için de hak gasbıdır.
Kurbanda teĢrik tekbirlerini getirmeyenler oluyor. “Kurban kesmedim,” diyor. Bu
tekbirler herkese vaciptir.
Bazıları “Hayvan katliamı, kan bayramı” diyor, kurban kesmiyor. Kurban parası ile
turistik geziye çıkıyor. Üzerinde hak sahiplerinin elini bile öpmüyor.
Kurban kesip fakirleri unutmak olmaz.
KomĢu komĢunun kapısını çalmıyor.
Bayramın tadını kaçıracak davranıĢlarda bulunanlar oluyor. El öpmedi, sarılmadı,
haremlik selamlık diyerek kınamalar oluyor. Ġnançla örtü ile alay ediliyor. Bunun için
ahlakı, inancı zayıf, kazancı meĢru olmayanlarla bir arada bulunmamak daha doğru
olur.
Alkol ve alkol katkılı içecek, likörlü çikolata ikram edilmemelidir.
Ramazan boyu oruç, cami, teravih, hatim ama bayramda açılıveren bacılar, açık saçık
giydirilen kızlarımız… Daha dikkatli olunmalıdır.
Ramazan çıkıĢı sağlığı bozacak Ģekilde yenip içilmesi, ikramda ısrar edilmesi
hatalıdır.
Adam sadaka vermiyor, bayram sabahı attığı mermi ile övünüyor. Adam namaza
gelmiyor, bayram kutluyor. Bu ilkel anlayıĢtan vazgeçilmelidir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 218
Mustafa ÖSELMİŞ




Ġki bayram arası nikâh kıyılamayacağı batıl inancı hala sürüp gidiyor.
Mezar ziyaretleri usulüne uygun yapılmıyor. Kucak kucak mersinle gidiliyor. Orada
yatanın mersine değil, yasine ihtiyacı vardır. Mersinle çevre kirletiliyor. Açık saçık
giden, orada ağlayan bacılarımız mezarda yatanın kemiklerini sızlatıp rahatsız ediyor.
Hayatın bir bölümünde yapılanlar insanı kurtarmaz. Ramazan bitti, ibadet bitti oluyor.
Bir aylık, mevsimlik, sadece bayramlık, cumalık, Müslümanlık olmaz. Örtüler atılıyor,
takkeler, tesbihler gelecek ramazana saklanıyor.
Cuma Günleri:
Günlerin en hayırlısı cumadır. Duaların ret olmadığı gün. Buna rağmen mazeretsiz Cuma
terk ediliyor, münafık olmaktan korkulmuyor.
CumalaĢma, ikramlaĢma, dualaĢma geleneği genç nesil tarafından yaĢatılmıyor. Cuma
ziyareti unutuldu.
Cumaya gelen Ģuurlu değil, çoğu ne, nasıl, ne kadar kılacak bilmiyor. Namaz kılanların
önlerinden geçip gidiyor.
Cuma günü yapılması gereken temizliğin yapılmadığı açıkça görülüyor.
Devlet cami yapmıyor, Kur‟an kursu yapmıyor. Bunun için yardım talepleri sinir
bozuyor.
Hutbeler, vaazlar edebiyat yaparak yerine getiriliyor. Halk belki duygulanıyor ama bir
Ģey öğrenmiyor.
Açıkçası cumayı da diğer günlerin ardından kaybettik.

Üç Aylar:
Üç ayları, Recep, ġaban, Ramazan diye alay konusu edenler oluyor.
Bazı günler, aylar vardır ki; diğerlerinden farklı ve üstündür. Bu fırsatı kaçırmamak
gerekir. Niceleri gelip geçiyor, haberi bile olmayanlar oluyor.
TebrikleĢilmiyor, hediyeleĢilmiyor, ihtiyaç sahipleri unutuluyor. Bu zamanları farklı
yaĢamak, insanın kurtuluĢuna vesile olur.
Bu zamanlarda yapılan ibadetlerin sevabı bol olur. Bir Kadir gecesi vardır ki; 83 yıllık
ömre bedeldir. Bu günlerde gecelerde insanın arınmaya, kurtulmaya ihtiyacı vardır.
Bu mübarek zamanlarda, çocuklar da unutuluyor. Ġnsan tek baĢına kurtulmaz, yakınları
kurtulursa, o zaman kurtulur.
Muharrem ayında güzel Ģeyler olmuĢtur. AĢure günü vardır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 219
Mustafa ÖSELMİŞ
ġevval ayında tutulacak 6 gün oruç, 1 sene oruç tutmak gibidir. Bu fırsatlar ailecek
değerlendirilmelidir. Ġbadetin her çeĢidi yapılmalıdır. Ancak mübarek zamanlarda mübarek
olunur.


Mübarek Geceler:
Mevlit Kandili:
Bu gece peygamberlerin sonuncusu, rahmet peygamberi, en büyük insan Muhammed
(as) dünyaya teĢrif etmiĢlerdir.
Ġnsanlığa asr-ı saadet yaĢatmıĢ, Ģefaat peygamberidir. Ġnsanlığın mutluluğu için O‟nun
rehberliğine ihtiyaç vardır.
O‟nun geliĢi, Hıristiyan‟ların peygamberlerinin doğum gününü kutladıkları gibi
meydanlarda, eğlence havasında kutlanması yanlıĢtır.
O‟nu anarken, anlamak gerekir.
O‟na ilgisiz ve nasipsiz olanlardan olmamalıyız.
Bir mevlit okumakla veya dinlemekle olmaz. O‟na bol bol salavat getirmeliyiz, sünnetine
sarılmalıyız. O‟nun Ģefaatini ummalıyız ve bize böyle bir peygamber gönderen Allah‟a
Ģükretmeliyiz.

Regaip Gecesi:
Ġhsanı, ikramı bol olan, kurtuluĢ gecesidir. Günahlardan arınmak için fırsat gecesidir.
Yapılan dualar ret olmaz. Ġbadetlerin sevabı boldur.

Miraç Gecesi:
Peygamber (as)‟ın Allah‟ın huzuruna çıktığı, doğrudan emir aldığı gecedir.
Miraç; Kur‟an‟dan sonra en büyük mucizedir.
Namaz bu gecede emredilmiĢtir.
Değerlendirilirse Müslüman‟lar için de miraç gecesi olacaktır.

Berat Gecesi:
Tevbe ve ibadetlerin kabul olduğu, kurtuluĢ gecesidir. Günahlardan arınma gecesidir.
Her iĢin takdir edildiği gecedir. Ameller bu gece değerlendirilir. Rızıklar bu gece tayin ve
takdir edilir. Böyle bir fırsat kaçırılır mı?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 220
Mustafa ÖSELMİŞ

Kadir Gecesi:
Bin aydan daha hayırlı, 83 yıllık bir ömre bedel, Kur‟an‟ın indirildiği gecedir. Ġnsanın
kaderinin değiĢtiği gece, peygamberimizin: “Bu geceden mahrum olan, çok Ģeyden mahrum
olmuĢtur,” dediği gece, günahların bağıĢlandığı gecedir.
Böyle geceler kutlanmaz mı? Değerlendirilmez mi? Fırsatlar kaçırılır mı?
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 221
Mustafa ÖSELMİŞ
DOKUZUNCU BÖLÜM
HAK VE VAZĠFE

HAKLAR VE VAZĠFELER
En önemli üç hak var. Allah‟ın hakkı, kul hakkı ve hayvan hakkı. Cenab-ı Allah kendi
hakkından önce; “Kul ve hayvan hakkı ile huzuruma gelmeyin,” buyurmuĢtur.
Bu emir tutuluyor mu? Belki de en çok ihmal edilen Ģeyler. Çünkü insan hep kendisini
düĢünen bir varlık. Bütün gayreti kendine, hep kendine yontuyor, her Ģey kendisinin olsun
istiyor. Azıcık menfaati için büyük haklar çiğniyor. Nasıl olursa olsun ama ön sırada ve en
üstte kendisinin olmasını istiyor. Hak gözetmiyor, hep onun olsun istiyor.
*
*
*
Hak yemek için yemin bile ediyor. Hak gaspından zevk alıyor. Bunu açıkgözlülük ve
üstünlük olarak görüyor. Tilkinin hırsızlığı ile övündüğü gibi övünüyor.
Hak aranacak adalet, en çok Ģikâyet konusu. O zaman olanlar oluyor, ölenler ölüyor,
kalan sağlar kalanları hallediyor.
Peygamber (as) Ģöyle buyuruyor:




“Müslüman‟ın diğer Müslüman‟a malı, ırzı ve kanı haramdır.” (Seçme Hadisler:88)
“Kıyamet günü, gasp ettiğiniz hakları, sahiplerine mutlaka ödeyeceksiniz. Öyle ki
boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır.” (R.Salihin:204)
“Kim bir karıĢ toprağı haksızlıkla gasp ederse, o yer kıyamet gününde yedi kat olarak
boynuna geçirilecektir.” (Age:206)
“Kim Müslüman bir kimsenin hakkını yemin ederek ele geçirirse, Allah ona
cehennemi vacip, cenneti haram kılar. Biri:
o Ya Resulallah, az bir Ģey olsa da mı? Deyince:
o Misvak ağacından bir çubuk da olsa. BuyurmuĢtur.” (Age:214)
*
*
*
Ev ev, dükkân dükkân, sokak sokak kendisini ihtiyaç sahibi gösterip, sakat, hasta
numaraları ile dilenerek servet biriktirenler ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin hakkını gasp edenler
oluyor.
Gerçek ihtiyaç sahibi isteyemiyor, dolaĢamıyor, yüzsüzlük edemiyor. ĠĢte bu kimseler
araĢtırılarak ihtiyaçları giderilmelidir.
ĠĢin kötüsü “Allah rızası için” diyerek, insanları zor durumda bırakmalarıdır.
Peygamberimiz (sav) bu kimseler için Ģöyle buyurur:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 222
Mustafa ÖSELMİŞ

“Ġnsanların en Ģerlisi, Allah rızası için diyerek dilenen ve istediği verilmeyen
kimselerdir.” (Hadis Ans:13/413)
*
*
*
“Müslüman‟ın malı ortaktır, mülk Allah‟ındır,” diyerek onun bunun malından aĢıranların
yaptığı hırsızlıktır. Hak gaspıdır.
Göz hakkı var denerek, baĢkasının hakkını yiyenler oluyor. Görmek, baĢkasına ait bir
Ģeyi almayı ve dokunmayı meĢrulaĢtırmaz. Dokunan harama el uzatmıĢ olur. Ele geleni
yemek, dile geleni söylemekle Müslümanlık olmaz.
Bakın ne düĢünüyoruz: Adamın biri bir ağaca çıkmıĢ kayısı yiyor. bahçe sahibi çıkıp
geliyor ve:




“Sen kimsin, kimin malını yiyorsun?” diyor. Adam gayet sakin ve piĢkin:
“Mülk Allah‟ındır,” diyor. Bahçe sahibi kızıyor:
“Sen haram helal bilmez misin be adam?” diyor. Bu sefer karĢısındaki kızıyor ve Ģöyle
diyor:
“Sesini kes, inersem seni bu ağacın dibine gömerim.”
Bunun üzerine bahçe sahibi kızarak baltayı alıyor ve kayısı ağacını doğruyor…
Bende etki yapan bir olay da Ģöyle:
90 yaĢındaki bir adam, bana bir incir uzattı: “Aç ağzını” diyerek ağzıma atıverdi. Ben
ağzımı açıp kalmıĢtım, çocuktum, ağladım. “Bunu unutamıyorum” demiĢti. ġimdi her Ģey
meydanda, alan da seyrediyor, alamayan da. ÇarĢı pazardan alınanlar gizlenmiyor, göz hakkı
hiç düĢünülmüyor.
*
*
*
Büyüklerimiz file adı verilen, içini gösteren örgülerle pazara gitmezlerdi. Ġçini
göstermeyen kaplar, torbalar kullanırdı. ġimdi her Ģey açık.
Balkonda et kızartmazlardı. Bir dul kadın bana; “KomĢum akĢam balkonda tavuk
kızarttı, oğlum dört saat tavuk istedi, ağlaya ağlaya uyudu kaldı,” demiĢti.
Ana babamız baĢkalarının gözü önünde bir Ģey yemezler, bize de “BaĢka çocuklar
görür,” diyerek elimize bir Ģeyler verip sokağa salmazlardı. Meralarda olan ağacın
meyvelerini toplamazlar ancak yiyeceğimiz kadarına müsaade ederlerdi.
Bir husus da; insanlara zarar vermemektir. Ayrıca insan, organlarının yaptıklarından
sorguya çekilecektir. Bunun için nazarı değen bir insanın bile bile kıskançlıkla bir insana
bakıp rahatsız olmasına neden olması, hak doğmasına sebep olur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 223
Mustafa ÖSELMİŞ
*

*
*
HAK SAHĠPLERĠ
Hak sahiplerine haklarının verilme, verilmeme konusu önemli bir konudur. Çünkü bu
iĢin affı yoktur. Kıyamet günü hak sahibi hakkını alacaktır. Yani karĢı tarafın sevaplarından
alacaktır. Sevapları biterse hak sahibinin günahlarından ona verilecek, böylece ödeĢilecektir.
Ġnsan üzerinde emeği geçenlerin hakkı vardır. Ġhtiyaç sahibinin, komĢunun beraber
olduklarının hep hakları vardır.
Ana babaya itaat edilmelidir, gönülleri alınmalıdır, ihtiyaçları giderilmelidir. Bu
onların hakkıdır.
EĢlerin birbirleri üzerinde hakları vardır. Birbirlerine karĢı görevlerini yapmalı, iyi
geçinmelidirler.
Çocukların ana babasında hakları vardır. Evlat, vazifelerini yapmayan ana babaların
yakalarına yapıĢacaktır.
Akrabalar birbirlerini gözetmelidir. Akraba gözetilerek hakkı verilmelidir.
YaĢlıların bıraktığı eserlerden, yaptığı iĢlerden dolayı hakları vardır. Onlar yeni neslin
varlık sebebidir.
Fakirlerin, ihtiyaç sahiplerinin varlık sahiplerinde hakları vardır.
KomĢunun komĢuda hakları vardır. KomĢu komĢunun ırzından, namusundan bile
sorumludur. Peygamberimiz; komĢusu, Ģerrinden emin olmayanı Müslüman saymaz.
Yetimlerin görüp gözetilmesi ve korunması için ciddi emirler vardır. Yetimi itip
kakan, onu mağdur eden, mahrum eden çetin bir azapla cezalandırılacaktır.
Dulların korunması, ihtiyaçlarının giderilmesi hakkıdır.
Misafir hak sahibidir.
Devlet hak sahibidir. Devlet malına zarar vermek, vergi vermemek, kaçak su, elektrik
kullanmak, memurun iĢini tam yapmamasından hak doğar.
Memurun hasta olmadan rapor alması, mazereti olmadan izin alması, hasta olmadan
rapor verenin yaptığı iĢ veballi iĢlerdir.
ÇalıĢanın, iĢverenin birbirlerinde hakkı vardır. ĠĢveren çalıĢtırdığına iyi davranmalı,
hakkını tam ve zamanında vermelidir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 224
Mustafa ÖSELMİŞ
ÇalıĢan da dürüst olmalı, aldığı parayı hak etmelidir. Yaptığını tam ve sağlam
yapmalıdır. ÇalıĢmayı aksatmamalıdır. Her konuda güven vermelidir.
ĠĢçi, iĢveren, amir, memur iliĢkileri maalesef hak hukuk çerçevesinde değildir.
*
*
*
Hak doğuran en büyük sebep zulümdür, haksızlıktır, hak çiğnemektir ve zalime fırsat
vermek, ona meyletmektir. Allah: “Zulmedenlere meyletmeyin, sonra size ateĢ dokunur,”
diyor. (Hud:113)
Dövmek, sövmek, hakaret etmek, iftira atmak, borcunu ödememek ve görevini
yapmamak zulümdür.
Gücü yettiği halde zalimin zulmüne mani olmamak zulümdür. Haksızlığa göz yummak,
haksızlığa sebep olmak zulümdür. Peygamber (as) diyor ki:

“Yalancının yalanını tasdik etmeyen, zalimin yardımcısı olmayan bendendir, ben de
ondanım.” (Ramuz el-Ehadis:141/9)
Dünyada yapılacak iĢ hakkın iadesi ve gönül rızası ile helalleĢmektir. Yalnız bu
helalleĢme, musalla taĢına hatta ölüm döĢeğine bırakılmamalıdır. Bir vesileyle “Hakkını helal
et, Helal olsun” demeyle hak helal olmaz. Hak ne ise geri verilecek, o kiĢi neyi helal ettiğini
bilecektir. Ölüm döĢeğinde, musalla taĢındaki sözler dil alıĢkanlığıdır. Kurnazlıkla
“HelalleĢiveririm” diyenler, böyle helalleĢme olmadığı bilmelidir.
*
*
*
Önemli bir hak da hayvan hakkıdır. Hayvanla helalleĢme, aynı Ģeyi hayvanın da yapması
ile olur.
Hayvanı dövmek, aç susuz bırakmak, fazla yük yüklemek, yaratılıĢının dıĢında
kullanmak, sövmek, lanet etmek, dövüĢtürmek, keserken acı vermek hayvan hakkına
tecavüzdür. Aynı Ģeylerin kıyamet günü hayvan tarafından kendisine yapılmasını istemeyen,
hayvana zulmetmemeli, incitmemelidir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 225
Mustafa ÖSELMİŞ

SORUMLULUKLAR
Ġnsan yeryüzünde kendinden ve etrafından sorumlu tek varlıktır. Diğer canlılar gibi
baĢıboĢ değildir. Yaptıklarından ve yapmadıklarından hesaba çekilecektir. Çünkü
sorumluluğu hiçbir Ģey kabul etmemiĢ de insan kabul etmiĢtir. Kur‟an, insana inmiĢtir.
Ġnsan Kur‟an‟dan haberdar mıdır? Sorumluluklarının ne olduğunu biliyor mu?
Kocaman bir HAYIR!
*
*
*
KardeĢliği, birliği, beraberliği tam olarak beceremiyoruz. Arada fitne rüzgârları
esiveriyor. Partiler ayrı çekiyor, ülke çıkarlarını düĢünmüyor. Cemaatler ayrı çekiyor,
gurupçuluk yapıyor, kendi sayılarını arttırmaktan baĢka bir Ģey düĢünmüyor.
Aynı Allah‟a, aynı peygambere inanan insanların ayrılığa, gayrılağa yer vermemesi
gerekir. Birbirine hor bakmaması lazım, kardeĢçe geçinmesi lazım.
Hz. Ömer namazda sırtından bıçaklanınca: “Allah‟ım sana hamd olsun ki; beni bir
Müslüman öldürmüyor,” demiĢtir. Hz. Osman‟sa bıçak darbesiyle Ģehit edilirken: “Ya Rabbi!
Müslümanlar arasından ayrılığı kaldır,” diye dua etmiĢtir.
Müslüman, diğer Müslümanlara kardeĢ gözü ile bakmalıdır ve kardeĢ hizmeti vermelidir.
Müslüman Müslüman‟la çekiĢmemelidir. (Enfal:46) Müslümanlar kardeĢtir. (Hucurat:10)
Peygamberimizin ifadelerine göre:



“Ey Müslümanlar, kardeĢ olun.” (Buhari, Nikah:45)
“Kendiniz için istediğinizi, Müslüman kardeĢleriniz için de istemedikçe mümin
olmazsınız.” (Buhari, Ġman:7)
“Müslüman kardeĢini hor görmesi, kiĢiye kötülük olarak yeter.” (Müslim, Birr:32)
Kur‟an‟da da emir Ģudur:

“Kâfirler birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz de öyle yapmazsanız yeryüzünde fitne
fesat çıkar.” (Enfal:73)
Bugünkü sıkıntılarımızın sebebi, caminin dıĢında aynı yöne yönelmememizdir. Birinin
ak dediğine diğeri kara diyor.
Allah: “Bölük bölük olanlardan olmayın,” diyor. “Müslümanlar kardeĢtir,” diyor.
Safları düzgün, aralıksız yapamıyoruz. Camide bile aradaki boĢluğu doldurmak için
yanaĢsan “Ne diye üzerime geliyorsun?” der gibi bakılıyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 226
Mustafa ÖSELMİŞ
Müslüman Müslüman‟a eziyet vermeyecek, onun ayıbını araĢtırmayacak, onunla
uğraĢmayacak, didiĢmeyecektir. Müslüman Müslüman‟la kardeĢ olacaktır.
Müslüman Müslüman‟a haset etmeyecek, kızmayacak, küsmeyecektir. Öyle mi ya!
Herkes herkese küsüyor, kızıyor, kavga dövüĢ eksik olmuyor.
Yunus; “Sevelim, sevilelim,” diyor. Allah‟ın kullarını seveni Allah da sever. Sen
Allah‟ı seversen Allah seni sevmez mi?
Peygamber (as) Ģöyle anlatır:







“Bir Müslüman, bir Müslüman kardeĢini ziyaret için yola düĢer. Yolda bir melek ona
sorar, o da cevap verir:
Nereye gidiyorsun?
Bir kardeĢimi ziyarete gidiyorum.
O senin akraban mı?
Hayır.
Onu ziyarette menfaatin mi var?
Hayır. Ben onu sırf Allah rızası için seviyorum.
Melek ona:

“Sen onu nasıl seviyorsan, Allah da seni öyle seviyor,” dedi.” (Müslim, Birr:38)
Müslüman Müslüman‟ın her zaman savunucusu olmuyor. Gıybeti edilse dinliyor, iftira
atılsa “Yaa!” diyor, adeta tasdikliyor, ırzına, namusuna dil uzatılsa susuyor. Hâlbuki
peygamber (as): “Bir kimse din kardeĢinin ırzını müdafaa ederse, Allah ona hesap sormaz.”
(Ramuz el-Ehadis:421/7) buyuruyor.
Allah‟ın en çok hoĢuna giden Ģey, farzlardan sonra Müslüman‟ın sevindirilmesidir.
Bir hadiste: “Kim bir Müslüman‟ın ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını
giderir.” (Müslim, Birr:58)
*
*
*
Bazıları için hayır yapmanın, yardımcı olmanın ve sevap kazanmanın bir anlamı
olmuyor. Bir iĢte kazancı ve menfaati varsa, ona aklı iyi eriyor.
Hâlbuki kriz anı, yangın, deprem, afet ve iflas gibi zor anlar fırsat anıdır. Böyle anlarda
ihtiyaç gidermek için insanlar birbirleriyle yarıĢmalıdırlar. Hayır yarıĢı yapmalıdırlar. Bir Ģey
yaparken de karĢı taraftan bir Ģey beklenmemelidir. Ne demiĢler: “Yap iyiliği, at denize, balık
bilmezse, Hâlık bilir.”
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 227
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‟an‟ın bildirdiğine göre:



“Hayır olarak harcadıklarınız kendi lehinizedir.” (Bakara:272)
“Hayra ne harcarsanız, Allah onun yerine verir.” (Sebe:39)
“Dünyada ne iyilik yaparsanız, onu Allah katında daha hayırlı, sevap yönü ile daha
büyük bulursunuz.” (Müzzemmil:20)
Ġyilik yapabilecek durumda iken kaçınılıyor, çekiniliyor. Bugün fakir çok, ihtiyaç
sahibi dullar, öksüz ve yetimler çok, okuma imkânı olmayanlar çok, sakat, hasta ve zor
durumda olan çok. Bu kimselerle zorluklar paylaĢılabilir, yükleri azaltılabilir. Bir insanı
dilenmeye, hırsızlık yapmaya veya kendini satmaya mecbur etmemek her imkân sahibinin
görevidir ve sorumluluğundadır.
Bakın Allah ne diyor: “Hayırda yarıĢın.” (Bakara:148) Hayır yapmak, Allah‟a borç
vermektir. Allah karĢılığını bol bol verecektir.
Kur‟an‟da:


“Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ödemesi için Allah‟a borç verecek yok mu?”
(Bakara:245) buyurarak Allah ödünç istiyor.
“Allah yolunda mallarını harcayanların misali, yedi baĢak bitiren bir dane gibidir ki;
her baĢakta 100 dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir.” (Bakara:261)
Cennet iyi iĢler yapanlar içindir.
Kutsi hadiste: “Bir iyilik iĢleyene on misli veya daha fazlası verilir.” (H.H.Erdem,
Ġlahi Hadisler:13+32)
Bir kutsi hadiste de Allah Ģöyle vaat ediyor: “Ġman edip iyi iĢler yapan kullarım için
cennette gözlerin görmediği, kulakların iĢitmediği ve hiçbir kimsenin gönlünden geçirmediği
nice nimetler hazırladım.” (H.H.Erdem, Ġlahi Hadisler:23)
*
*
*
Ġmkanı olduğu halde imdat seslerini, çığlıklarını, ağlayanları, sızlananları
duymayanlar var. Göz görmüyor, kulak duymuyor, vicdan sızlamıyor. “Ne halin varsa
gör,” deniyor. Araya girip biraz yardım destek dense; yemin, yalan, dolan “Yok” diyor.
Varlık içinde yokluk çekiyor.
Bu nasıl insanlık? Nasıl zenginlik? Para kazanma hırsı; gözü kör, kulağı sağır, vicdanı
duyarsız ediyor. Ben Ģuna Ģahit oldum; para meĢru kazanılmıyorsa hayra gitmiyor. Cezaya
gidiyor, yanıyor, telef oluyor ama meĢru yere giymiyor.
Bazı varlık da içki, kumar, kadın derken insanın helakine sebep oluyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 228
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir yandan olabildiğine israf, diğer yandan cimrilik. Allah lütfünden verdiğini böyle
olunca kahrından alıyor.
Adam parayı çok seviyormuĢ. Hayır yaptığını gören biri sormuĢ:


“Sen parayı çok seviyordun?” Adam:
“Evet, paramın dünyada kalmasına gönlüm razı değil, onu benim malım yaptım,”
demiĢ.
Biz acımazsak, bize acınmaz. Biz yardım etmezsek, bize yardım yapılmaz. Kur‟an‟da:
“Siz hayra ne harcarsanız, Allah size onun yerine baĢkasını verir.” (Sebe:39) buyrulur.
Verince eksilecek, azalacak, fakirleĢecek diye akla gelmemelidir.
Peygamber (as) Ģöyle müjdeliyor:

“Sadaka, sahibinin elinden çıkınca, ihtiyaç sahibinin eline varmadan beĢ Ģey söyler:
Azdım beni çoğalttın. Küçüktüm beni büyüttün. Senin düĢmanındım, beni kendine
dost ettin. Fani idim, beni ebedileĢtirdin. Daha önce sen beni koruyordun, Ģimdi ben
senin koruyucun oldum,” der.
“Allah‟ım bana yardım et, bol hazinenden ver,” diye dua edenler, kendilerinden
isteyince; “Allah versin,” deyip geçiyorlar. Yardım etmeye geldi mi; “Merhametten maraz
doğar,” diyorlar.
Ġnsanların derdi ile dertlenme yerine: “Yandım” diyene “Yan”, “Öldüm” diyene “Öl”.
“Acıma, acınacak hale gelirsin.” “Ġyilik etmedim ki; kötülük göreyim.” “Ġyilik ettiklerinin
Ģerrinden sakın.” Sözleri dilden dile dolaĢıyor. Duvarlara asılıyor, hatta arabalara yazdırılıyor.
Peygamberimiz: “Ġnsanlara acımayana Allah da acımaz.” (Tirmizi Birr:16) demiĢ.
Ġnsanların hayır dualarını almayan çalıĢana, enayi gözüyle bakanlar oluyor. Ġnsan
hayatta; ya hayır kapılarını çala çala, yada Ģer kapılarını çala çala ömrünü tamamlıyor.
Ardından bazılarına üzülüp okunuyor, bazılarına da “Ya ölmüĢ mü?” deyip geçiliyor.
Ġyilik yapmak için fırsatlar insanın karĢısına tekrar tekrar çıkmaz. Hızır kapıyı her zaman
çalıp durmaz. Onun için ele geçen fırsatlar kaçırılmamalıdır.
Prof. Dr. M. Esad CoĢan Hoca Efendi bir sohbetinde Ģöyle demiĢti: “Duydum ki kale
diplerinde yatıp kalkan aileler varmıĢ. Eğer böyle evsiz barksız, kıĢ gününde aç susuz, orada
burada Müslüman‟lar yatıp kalkıyorsa, imanınızı tekrar gözden geçirin. Onlar öyle iken
evinizde nasıl sofra kuracak, nasıl yatıp kalkacaksınız? Ġmanınızı gözden geçirin.”
Peygamberimiz Ģöyle anlatır: “Kıyamet gününde Allah soracak:



Benim için ne yaptın, ne getirdin? Kul diyecek ki:
Namaz, oruç, zekat, hac…
Bunlar senin için, benim için ne yaptın?
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 229
Mustafa ÖSELMİŞ


Senin için ne yapabilirdim Rabbim! Ona cevap:
Benim kullarım için yapılan, benim için yapılmıĢ, olacaktır.”
*
*
*
“Fakirden sakın geç, zengine dokun geç.” Kasa, kese dolsun, gerisi önemli değil.
Fakirden iflas edenden kaçınılıyor. Bir Ģey istemesinden korkuluyor. Halbuki onlara
vermek, Allah’a borç vermektir.
Yunus:
“Bir miskin gördün ise,
Bir eskice verdin ise,
Yarın anda sana gele,
Hakk libasın biçmiĢ gibi.” Der.
Kur‟an‟da:”Kim Allah‟a güzel bir ödünç verecek olursa, Allah da onun karĢılığını kat kat
verir. Ayrıca onun çok değerli bir mükafatı da vardır.” (Hadid:11) buyrulur.
Allah bir kutsi hadiste Ģöyle buyuruyor:









“Ben hastalandım, halimi sormadın, neden?
Ya Rabbi! Sen nasıl hastalanırsın, nasıl ziyaret edebilirdim?
Falan kulum hasta idi, eğer onu ziyaret etmiĢ olsaydın, beni ziyaret etmiĢ olacaktın.
Ben acıktım, beni doyurmadın, neden?
Ya Rabbi! Sen nasıl acıkırsın, ben seni nasıl doyururdum?
Falan kulum açtı, onu doyursaydın beni doyurmuĢ olacaktın.
Senden su istedim, bana su vermedin, neden?
Ya Rabbi! Sen nasıl susarsın, sana nasıl su verebilirdim? Bunun üzerine Cenab-ı
Allah:
Falan kulum susamıĢtı, ona su verseydin, bana vermiĢ olacaktın,” buyurarak Allah‟ın
kullarına yapılan her Ģeyin Allah‟a yapılmıĢ olacağını belirtmiĢtir.
Ver diyene dönüp bakılmıyor. “Allah rızası için ver,” diyene “Allah versin” demek
adet oldu. Vermekten korkuluyor.
Peygamberimizin dilinden: “Sadaka günaha kefarettir. Kabir azabını söndürür. Kazayı,
belayı defeder, ömrü arttırır, kötü ölümden korur ve sıkıntıyı giderir. ”
Bir hadislerinde peygamberimiz:






“Fakire verilen lokma, sahibine beĢ Ģeyi müjdeler:
Azdım, beni çoğalttın.
Küçüktüm, beni büyüttün.
Sana düĢmandım, beni kendine dost edindin.
Ben fani idim, beni ebedi kıldın.
Bugüne kadar sen beni korudun, bundan sonra ben seni koruyacağım.” (Ġ.Gazali:Ey
Oğul)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 230
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Yardım yapan, doğru dürüst yardım yapmıyor. GösteriĢ yapıyor, incitiyor, baĢa
kakıyor, gizli yapacağı yerde birbirini çiğnetiyor, yerden toplanan, çamurların içinden
ayıklanan Ģey nasıl yardım olur?
Ġhtiyaç sahipleri aranıp bulunacak, görüp gözetilecektir. Her insan kendinden daha
muhtaç birini mutlaka bulur.
Kırık kalplerin yanında olmak, Allah‟a yaklaĢtıran en güzel amellerdendir.
Peygamberimiz: “En hayırlınız, en çok faydalı olanınızdır,” buyurur.
Musa peygamber: “Ya Rab! Seni nerede bulurum?” demiĢ. Allah: “Beni kırık kalplerin
yanında ara.” Cevabını vermiĢtir.
Ġnsan kötü de olsa, ona yapılan yardım onu utandırıp, kötülükten vazgeçirebilir. Bir
hadiste: “YaĢlıları, düĢkünleri gözetin. Onların sayesinde yardım görürsünüz,” buyrulur.
(R.Salihin:314)
Yardım yaparken Ģu yanlıĢlıklar yapılmamalıdır:








Birine, bir kuruma: “Al Ģu yardımı ne yaparsan yap” denmemelidir. Peygamberimiz:
“Kendi elinizle yapın,” demiĢtir. Oraya vermekle sorumluluktan kurtulunmaz. Fakir
araĢtırılıp, bizzat verilmelidir.
Yardım bir yere verilmemelidir. Bölünmeli, paylaĢtırılmalı, daha çok insan istifade
ettirilmelidir. Hem Allah hangisini kabul edecek bilinmez.
Yapılan yardımlarla, sadaka, zekatlarla, onu bunu davet edip, ziyafet çekecek veya
binalar yapacak, onlara yerini bulmayacaksa yardım yapılmamalıdır.
Yardım ölçülü yapılmalıdır. Tembelliğe alıĢtıran ve dilenciliği arttıracak Ģekilde
yapılmamalıdır.
Kötü alıĢkanlığı olana destek olunmamalıdır.
Yardım, karĢı taraftan herhangi bir karĢılık beklemeden yapılmalıdır. Mevlana: “Allah
için verilen, kabirde ıĢık olur,” der. Kur‟an‟da: “Verdiğinizi karĢılık beklemeden,
teĢekkür beklemeden veriniz,” buyrulur. (Ġnsan:8-10)
Yardım, görsünler, bilsinler diye gösteriĢ yaparak yapılmamalıdır. Peygamber (as):
“Cömert desinler diye verme, yoksa sürüklenerek cehenneme atılırsın,” diye ikaz
etmiĢtir. (R.Salihin:559)
Allah: “Güzel söz ve bağıĢlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir,”
buyurur. (Bakara:263)
Yardımda rencide etmekten kaçınılmalıdır. Onur kırarak yardım yapılmaz. KaĢ
yapalım derken göz çıkarılmamalıdır. Mevlana: “Yardım edilen kimse, yardım edenin
aynasıdır. Onur kırarak aynayı buğulaĢtırma,” der.

ĠĢe yaramayan, ihtiyaç gidermeyecek olan bir Ģey yardım olarak verilmemelidir.
Yenmeyecek, giyilmeyecek ve kullanılmayacak Ģeyden hayır olmaz. Kur‟an‟da:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 231
Mustafa ÖSELMİŞ




“Sevdiklerinizden hayra vermedikçe iyiliğe kavuĢamazsınız,” buyrulur. (Al-i
Ġmran:92)
Yapılan yardım gizli verilmeli, verilen kimse teĢhir edilmemelidir. Allah sadakaların
gizli verilmesini emreder. “Eğer sadakaları gizli verirseniz bu sizin için daha
hayırlıdır,” buyurur. (Bakara:271)
Yardımlar, yapılan iyilikler, baĢa kakılmamalıdır. Allah: “Yaptığın iyiliği çok görerek
baĢa kakma,” (Müddesir:6) der.
“Mallarını Allah yolunda harcayıp da, arkasından baĢa kakmayan, fakirlerin gönlünü
kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında özel mükafatı vardır. Onlar için korku
yoktur. Onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.” (Bakara:262)
“Ey iman edenler! Allah‟a ve ahret gününe inanmadığı halde malını gösteriĢ için
harcayan kimse gibi, baĢa kakmak ve incitmek suretiyle yaptığınız hayırları boĢa
çıkarmayın…” (Bakara:264) diye emreder.
BaĢa kakmak; kaĢıkla verip, sapı ile göz çıkartmaya benzer. Bu da yapılanın sevabını
götürür. Peygamberimiz: “Verdiğini baĢa kakanla Allah kıyamet günü konuĢmaz,” demiĢtir.
(Müslim Ġman:171)
Yardımda sağ elin verdiğini sol el görmemeli, yoksa Allah ona kıyamet gününde: “Git
sevabını gösteriĢ yaptıklarından iste!” Diyecektir.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 232
Mustafa ÖSELMİŞ
VAZĠFELER

Ġnsanın yakınlarına, çevresine ve diğer insanlara, tanısın tanımasın vazifeleri vardır.
Günümüz insanı kendi hayatını yaĢıyor; “Bana ne baĢkalarından” diyor. Kendi
rahatına ve iyiliğine bakıyor.
Bir insanın kendisinin iyi olması yeterli değildir. KurtuluĢ, mutluluk beraber olur.
Gemi batarsa, herkes batar. Yalnız cennete girmek isteyen, zaten cennetlik değildir.
Allah Kur‟an‟da bize Ģöyle emrediyor:
“Sizden hayra çağıran; iyiliği emredip, kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. ĠĢte
onlar kurtuluĢa erenlerdir.” (Al-i Ġmran:104)
“Sen öğüt ver. Çünkü öğüt, müminlere fayda verir.” (Zariyat:55)
“Sen rabbine davet et.” (Kasas:87)
“Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır.” (Nahl:125)




*
*
*
Bazıları ne diyor? “Her koyun kendi bacağından asılır,” diyor. Öyle olmuyor iĢte.
Her koyun kendi bacağından asılsa da kokusu, görüntüsü herkesi rahatsız ediyor. Eğer bir
çöküĢ, bir kokuĢma varsa, bundan her insan az veya çok sorumludur.
Peygamberimiz Ģöyle anlatır:
“Bir adamın yakasına kıyamet günü biri yapıĢır. Ona:
Sen kimsin? Yakama neden yapıĢıyorsun? Der.
Sen beni kötü bir durumda gördüğünde, beni uyarmamıĢtın. Beni o kötülükten
alıkoymamıĢtın. Der.”



Mevlana, idam edilmiĢ birinin ayaklarına sarılarak ağlamıĢ: “Beni affet, ben seni
arasam, bulsam, idamına sebep olan Ģeyden alıkoysam, sen bu hale düĢmezdin,” demiĢtir.
Olan bitenden herkesin az veya çok bir payı vardır. Ya zararını görür, ya faydasını
görür.
*
*
*
Ġyilik yapmak, iyiliğe sebep olmak için çalıĢılmalıdır. Peygamber (as):

“Hidayete davet edene, kendisine tabi olanların sevabı kadar sevap verilir. Bu onların
sevaplarından da bir Ģey eksiltmez.” (Müslim, Ġlim:16)
Hz. Ali (ra)‟a Ģöyle demiĢtir:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 233
Mustafa ÖSELMİŞ

“Allah‟a yemin ederim ki senin vasıtanla bir tek kiĢiyi Allah‟ın hidayete kavuĢturması,
dünyalık kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhari Nebi:9) buyurur.
Kur‟an‟da Ģöyle buyrulur:

“Kim iyi bir iĢe aracılık ederse, onun sevabından hisse vardır. Kimde kötü bir iĢe
aracılık ederse, onun günahından payı vardır.” (Nisa:85)
Peygamber efendimiz de:

“Ġyi bir çığır açana, açtığı çığırın sevabı verileceği gibi o yolda gidenlerin sevabı da
verilir. Bunların yanında onların sevabından hiçbir Ģey eksilmez. Kötü bir çığır açan
kimseye de açtığı çığırın günahı yükleneceği gibi kendisinden sonra o yolda gidenlerin
günahı da yüklenir; bununla beraber onların günahı eksilmez.” (R.Salihin:170)
buyurmuĢtur.
Ġyilik yapmak, faydalı olmak, iyiye, doğruya çağırmakta Ģu hatalara dikkat edilmelidir:


BaĢkaları hakkında kötü niyet taĢınmamalı, kaba davranılmamalıdır. Hatalar yüzüne
vurulmamalı, mahcup edilmemelidir. Peygamber (as): “YumuĢak davranmayan,
hayırdan mahrum olur,” der. (Müslim Birr:74) Söz yumuĢak ve tatlı söylenmelidir.
Çok lafa gerek yok. Ġnsan önce kendisini düzeltmeli, sonra baĢkalarını düzeltmeye
kalkmalı. Yapmadığını söylememeli, iyi örnek olmalıdır. Peygamberimiz: “Söyleme
yap!” Diyor.
Ġnsanın yakınları da önemli. ġairin dediği gibi olmamalı:
“Laf ile verir dünyaya nizamat,
Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde.”
Bir Ģair de:
“Kendisi muhtac-ı hikmet bir dede,
Nerde kaldı gayriye imdat ede!”
Allah: “Siz insanlara iyiliği emredip, kendinizi unutur musunuz?” buyurur.
(Bakara:44)

Allah sert ve tatlı konuĢmayı kınıyor. “En güzel Ģekilde konuĢun.” (Ġsra:53) diyor.
Musa peygambere: “Firavuna güzel söz söyle,” diyor. (Taha:44)
Aynı sirkeyi biri bal gibi satar, diğeri balı sirke gibi satar.


ZorlaĢtırılmamalıdır. Bir hadiste: “KolaylaĢtırınız, güçleĢtirmeyiniz, müjdeleyiniz,
nefret ettirmeyiniz.” (Buhari Cihad:164) buyrulmuĢtur.
Ġnsanlar, kırılarak, incitilerek, ikna edilemez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 234
Mustafa ÖSELMİŞ
Atalarımız: “Dağ adamı, hasta eder sağ adamı.” “Yarım doktor candan eder, yarım
hoca dinden eder.” “Ürmesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir,” demiĢ.
*
*
*
Kötülüklerin ortadan kalkması için yeterince gayret gösterilmiyor. Yapılan
çalıĢmalara da gözler, kulaklar ve gönüller kapalı. TaĢlaĢan toprağın rahmeti içine
almadığı gibi cevap vermiyor.
Ġnsanlar kötülükte yardımlaĢırken, iyi insanlarda iyilikle yardımlaĢmalıdır. Bu
gerçekleĢmediği için toplumda güven azaldı, korku yayıldı, çok kötü Ģeyler oluyor. Kötülüğe
“Dur!” deme durumunda olanlar bile duyarsız. Tuz nasıl bozulunca yiyecekler bozuluyorsa,
baĢtakiler bozulunca herkes bozuluyor. Allah korkusu kalkınca kanun korkusu da kalkıyor.
Cahiliye devrindeki gibi insanlar birbirini yemeğe kalkıyor.
Ġnsanlar zalimi zulmünden alıkoymakta sorumludur. Kötülüğü yok edemiyorsa, kalben
buğz etmelidir. Kötülüğü ve kötü ortamı terk etmelidir.
Peygamberimiz Ģöyle uyarıyor:


“Bir toplulukta bir takım günahlar iĢlenir, iĢlemeyenler o günahları iĢleyenlerden daha
güçlü ve daha çok oldukları halde, engel olmazlarsa, mutlaka Allah hepsine birden
ceza verir.” (Ebu Davud, Melahim:17+Ġbn-i Mace, Fiten:20)
“Nefsimin yedi kudretine olan Allah‟a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten
sakındırırsınız yahut Allah size Azab gönderir. Sonra Allah‟a yalvarırsınız, lakin
duanız kabul edilmez,” buyurur. (R.Salihin:191)
Bu konuda bazılar ehil olmadığı halde kendini görevli zannediyor. Önüne gelene Ģöyle
Ģöyle demeye kalkıyor. Ölçü bilmiyor, usul bilmiyor, adap bilmiyor, ters tepki yapıyor.
Kötülüğü, kötülükle yok etmeye kalkanlar oluyor. Görevi cehenneme adam
doldurmak, cennete adam kazanmak değil. Kötülüğü önleyelim derken kötülüğün yayılmasına
sebep olunuyor.
Peygamberin tavsiyesi Ģöyle; bir kötülük görünce elle yok etmek mümkünse elle,
değilse dille nasihat edilmeli, öğüt verilmeli, o da olmazsa kalple buğz edilmelidir.
Kur‟an‟ın tavsiye ettiği metot ise; tatlı dil, güler yüz, tatlı söz, yumuĢaklık, kolay yolu
gösterme ve sabırdır.
Ġyi olmak, iyiliğe çığır açmak ve örnek olmak tavsiye edilen en güzel ve en etkili
metottur.
Kendimiz değiĢmeden, baĢkasını değiĢtiremeyiz. DeğiĢtirmekte baĢarılı olanlar,
değiĢikliğe kendilerinden baĢlayanlardır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 235
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Kötülükler ve kötüler karĢısında susan, korkan ve tepki göstermeyen, haksızlığa
uğrayanı müdafaa edemeyen bir hale geldik.
Kötülükler ne olursa olsun, bir Ģekilde savulmalıdır. Yoksa ondan herkes zarar
görecektir. “Bana ne?”, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaĢasın!”, olmaz öyle Ģey bin yıl
çok, bir gün böyle diyeni de, yakınlarına da sıra gelecek, onları da sokacaktır.
Kur‟an‟da: “Ġnsanları Allah‟a çağıran, iyi iĢ yapan ve “Ben Müslüman‟lardanım”
diyenlerden kimin sözü daha güzeldir? Ġyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel
Ģekilde önle. O zaman seninle arasında düĢmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.”
(Fussılat:33-34)
Bir ayette de: “Kötülüğü en güzel Ģekilde sav.” (Mü‟minun:96) diye emredilmiĢtir.
Demek ki sessiz ve ilgisiz kalınmamalıdır. O zaman kötülük desteklenmiĢ ve
güçlendirilmiĢ olacaktır. “Ortalık kötü, zaman kötü, aman benden olmasın,” diyen aynen o
kötülüğün sorumlusu olacaktır. Kur‟an‟da: “Ġnkarcılara boyun eğme, destek olarak Allah
yeter,” buyruluyor. (Ahzap:48)
Peygamber (as) Ģöyle diyor:



“Bir kötülüğü duyduğu halde üzülmeyen, manen zarar görür.” (Hadis Ans:1/95)
“Ġnsanlar zalimi görür de zulmüne mani olmazlarsa Allah‟ın azabı yakındır.”
(R.Salihin:195) der.
“Bir toplulukta bir takım günahlar iĢlenir, iĢlemeyenler, o günahları iĢleyenlerden daha
güçlü ve daha çok oldukları halde engel olmazlarsa, mutlaka Allah hepsine birden
ceza verir.” (Ebu Davud, Melahim:17+Ġbn-i Mace, Fiten:20)
Bir gün peygamberimize: “Ġçimizde iyi insanlar varken, helak olur muyuz?” Diye
sormuĢlar. O da: “Evet, ahlaksızlık ve günah çoğaldığı zaman helak olursunuz,” buyurmuĢtur.
(Buhari, Liten:4+Müslim, Fiten:4)
Bir hadislerinde de: “Üzerine düĢen sözü söylemeyene Allah soracak:



Niye söylemedin? O da:
Söylememi falan korku engelledi. Diyecek. Allah ona:
Ondan değil de benden korkman gerekmez miydi? Diyecek. Buyuruyor.” (Hadis
Ans:17/554)
Bugün ahlaki değerlerin çatısı yıkıldı. Ahlaklı olmayı sağlayan çevre yıkıldı gitti.
Ahlaksızlığı kınayanlar toz duman oldu. Tek kelimeyle insanlık erozyona uğradı. Ġnançlı
kimseler bile: “Kıl beĢi, kurtar baĢı” diyor. Haksızlık karĢısında susanın dilsiz Ģeytan
olduğunu anlatan hadis unutuluyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 236
Mustafa ÖSELMİŞ
KarĢı olmak, tepki göstermek o kadar zor değil. Müstehcen, yıkım yapan, yozlaĢtıran
televizyonu kapatmak, çirkinlikler sergileyen, leĢ kokan dergiyi, gazeteyi almamak,
sokaklarda sergilenen olaylardan rahatsız olduğunda gerekli yerlere telefon açmak, Alo 155,
156, 1178 ücretsiz telefon hatlarına bildirmek tepkidir.
Kızıp sövmek, lanet okumak tepki değildir. Böyle, Ģeytanın sayısı artar, Ģeytani iĢler
çoğalır. Tepki meĢru yollarla olur. Kırıp yıkmak yapılmaması gereken Ģeylerdir. Atalarımız:
“Ürmesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir,” der. Peygamberimiz de: “Ya hayır söyle, ya
sus,” diyor.
ġu olayı ibretlik okuyalım:
Ankara‟da bir misyoner bir kapıyı çalmıĢ. Ġncil‟i uzatmıĢ ve Hıristiyanlık
propagandası yapmaya baĢlamıĢ.
Ev sahibi çok kızmıĢ:




“Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben Diyanet‟te bir yetkiliyim,” demiĢ.
Misyoner:
“Fark etmez, ben sana dinimi anlatıyorum. Sen de bana dinini anlat,” demiĢ. Adam:
“Adresini ver,” demiĢ.
“Ben senden adresini aldım da mı geldim? Buyur gel,” demiĢ.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 237
Mustafa ÖSELMİŞ
ONUNCU BÖLÜM
HARAMLAR

Haram nedir? Neden haram kılınmıĢtır?
Bir Ģey zararlı, faydasız, görünümü pis ise haram kılınmıĢtır. Dinde emir ve yasaklar
ulu orta konmamıĢtır. Fayda ve zarar söz konusudur. Bunun için böyle olmamalı diye
bileceğimiz bir emir ve yasak yoktur.
Emir ve yasaklar ferdin, ailenin ve toplumun korunması içindir. Emir ve yasağı koyan
Allah ve Resulü‟dür.
Dinde harama götüren Ģey haramdır.
Çoğu haram olanın azı da haramdır.
Haram; her zaman, herkes için geçerlidir.
Helale haram karıĢınca onu haramlaĢtırır.
Haramı helal kılma yetkimiz yoktur.
Haram kılınan Ģey fetva ile helâlaĢmaz.
Allah haramdan kaçmayı, helal gıda ile beslenmeyi emretmiĢtir. (Mü‟minun:51 +
Bakara:168-172 + Mahl:114 + Maida:88)
*
*
*
Haramdan, harama bulaĢmaktan pek kaçınılmıyor. Haram gıda ile beslenenlere
haram daha cazip geliyor.
Karacaoğlan Ģöyle der:
“Bu dünyada Ademoğluyum dersin,
Helali haramı durmayıp yersin,
Yeme el malını, er geç verirsin,
Ġğneden ipliğe sorulur bir gün.”
Ġnsanın haram kılınan bir Ģeye ihtiyacı yoktur. Muhtaç da değildir. mecbur da değildir.
Haramsız hayat daha temiz ve daha güzeldir. Haramdan gıda olmaz, deva olmaz, Ģifa olmaz.
Haram faydasızdır.
Bir hadiste: “Ġnsanlar günahta kendilerini mazur görmedikçe helak olmazlar.” (Ramuz
el-Ehadis:354/2) denmiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 238
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah‟ın bildirdiğine göre helal, insana damla damla gelir. Haram ise sel gibi gelir.
Ġnsan helali istemeli, haramdan son derece kaçınmalıdır. Çünkü haram yaramaz. Yiyene de
yaramaz, yedirene de yaramaz. Ayrıca haram telef olur. Ġyi yerlere gitmez. Onun için harama
tedbirli ve tepkili olunmalıdır. Önümüzde güzel iki örnek var:
Ġçki yasaklanınca sahabe, küpler dolusu içkiyi döküyor. Yollardan sel gibi akıp
gidiyor. Hiçbiri “Biraz daha içerim, satarım veya baĢkasına veririm” dememiĢtir.
Peygamber (as) birinin parmağındaki altın yüzüğü çıkarıp atmıĢ: “Ben size bunu
yasaklamadım mı?” demiĢtir. Peygamber (as) ayrıldıktan sonra biri yüzüğü getirip: “Al bunu
çocuklarına harcarsın,” diyerek sahibine vermiĢtir. O da: “Vallahi peygamberin attığını
almam,” diyerek reddetmiĢtir.
*
*
*
Son zamanlarda haramdan kaçınma yerine, haramı helal sayma ve helalleĢtirme
gayretleri görülüyor.
AteĢten kaçar gibi haramdan kaçılmazsa haram yakar, periĢan eder.
Haramla ibadet olmaz. Peygamber (as) Ģöyle buyurur:

“Kim bir elbiseyi 10 dirheme alır da, içinde bir dirhem haram bulunursa, elbise
adamın sırtında oldukça, onun namazını Allah kabul etmez,” buyurur. (Ġhya:4/125)
Peygamberin haber verdiğine göre: “Bir kimse haram malla hac eder de “Lebbeyk
Allahümme Lebbeyk” derse, Allah ona: “Sana Lebbeyk de yok, haccında geri çevrilmiĢtir,”
der.” (Ramuz el-Ehadis:418/6)
Hz. Peygamber (sav), Hz. Enes‟e: “Ey Enes! Helal kazan! Duan kabul olur. Zira bir
kiĢi ağzına haram bir lokma götürürse, kırk gün duası kabul olmaz.” Tavsiyesinde
bulunmuĢtur.
Bir defasında Allah resulü Ģöyle demiĢtir:

“Allah yolunda sefer yapmıĢ, üstü baĢı tozlu adam, ellerini açmıĢ; “Ya Rab! Ya Rab!”
diye yalvarıyor. Halbuki yediği, içtiği haram, duası nasıl kabul olunur?”
(R.Salihin:1883)
Ġmam-ı Azam Hazretleri: “Mideye giren lokmanın helal mi, haram mı olduğu
bilinmedikçe, ibadet ne kadar çok olursa olsun, hükmü yoktur,” demiĢtir.
Haram olan bir Ģeyi helalmiĢ gibi göstermeye çalıĢanlar oluyor. “Her Ģeyi Allah
yaratmıĢtır, niye haram olsun?”, “Üzümü Allah yarattı, suyu neden haram olsun?”, “Kuzu
helal, domuz neden haram olsun?” deniliyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 239
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah iyiyi de yaratmıĢ, kötüyü de. Böylece kullarını imtihana tabi tutmuĢtur. Allah
ineği yaratmıĢ, sütünü, etini, yavrusunu helal kılmıĢ, dıĢkısını haram kılmıĢtır. Kuzuyu helal
kılmıĢ, domuzu zararından dolayı haram kılmıĢtır.
Haram, ıslak elbise gibidir. Ġlk anda ürperti verir ama sonra alıĢılıverir derler.
Haramda deva yoktur. Peygamberimiz: “Haramla tedavi olmayınız. Allah haramda
Ģifa yaratmamıĢtır,” buyurur.
BaĢkalarını günaha çağırıp; “Günahı benim olsun.”, “Bunda günah yoktur,” diyenlere
rastlıyoruz. Peygamberimiz:


“Ümmetimin en Ģerlisi dini iĢlerde kendi fikri ile hüküm veren, haramı helal
sayandır,” buyurmuĢtur. (Ramuz el-Ehadis:256/4)
“Sulh caizdir, yalnız haramı helal, helali haram yapan sulh müstesna.” (Age:219/5)
buyuruyor.
ÇeĢitli yollarla mahkemede haklı çıkıp, kendine haram olan bir Ģeyi helal sayan
kurnazlar oluyor. Bunlar kendilerini aldatıyorlar.
Haramlık bir Ģeyin aslındadır. Mahkeme kararı ile helal olmaz. Hakim; delille, Ģahitle,
etkili savunma ile yanıltılabilir. “Mahkeme böyle karar verdi,” denemez. Veya fetva
makamına eksik, yanlıĢ sorup da “Bak böyle dedi” denilerek haram helalleĢtirilmeye
kalkıĢılmamalıdır.
Kim ne derse desin, vicdan ne diyor o önemlidir.
*
*
*
Açıkça haram olduğu bilinen Ģeylerden kaçının bazı kimseler, Ģüphe veren, Ģüpheli
olduğu bildirilen Ģeylerden ne yazık ki kaçınmıyor.
Dedikodulu olan, tartıĢılan bir Ģey, Ģüpheli demektir. Bu durumda ne yapılacak? Bir
hadiste: “ġüpheli Ģeyi bırak, Ģüphe vermeyene bak,” buyrulur. (R.Salihin:593)
ġüpheye düĢen, harama düĢer. ġüphe, haramla helal arasında bir Ģeydir. ġüphe ne kadar
zayıf olursa olsun harama götürür.
ġeytan insana Ģüpheli Ģeylerle yaklaĢır. Haramdan korunmanın yolu, Ģüpheli olanı terk
etmektir.
Ġçeriği bilinmeyen bir Ģeyden kaçınılırsa, insan haramdan korunmuĢ olur. Haramdan
kazanan, faizli iĢ yapan, meĢru olmayan yolla para kazananın ikramı yenmezse, haramdan
korunmuĢ olunur. Ayrıca haramın yansımasından da korunmuĢ olunur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 240
Mustafa ÖSELMİŞ
Atalarımız: “Haram yiyenin; harami evladı olur.”, “Dedesi koruk yemiĢ; torunun diĢi
kamaĢmıĢ,” demiĢlerdir.
Haram yiyenin duası ve ibadeti kabul olmaz.
Haram yiyenin organları ve evlatları kendisine itaat etmez.
Allah: “ĠĢlenen kötülükler kalbi kirletir.” (Mutaffifin:14) diye bildiriyor. Peygamberimiz
de: “Her günah kalpte siyah bir nokta oluĢturur,” buyurmuĢtur.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 241
Mustafa ÖSELMİŞ

GÜNAHA ISINMAK
Günahları toplayıp sırtına almaktan korkulmuyor. Günahların ardından gelecek
olan bela ve musibetlerden çekinilmiyor. “Günahsız kul olmaz,” deniyor, günahtan
kurtulma yerine günaha batılıyor, günahın hamallığı yapılıyor.
Günah iĢlemeye bahane aranıyor. Günahından dolayı zarar görenleri hiç
düĢünmüyoruz.
Günah iĢlemeden caziptir, masumdur. ĠĢledikten sonra piĢmanlık ve üzüntü verir.
Günah kalbi öldürür, vicdanı karartır. Günah insanı ömrü boyunca rahatsız eder. Günah,
yüzün nurunu alır, rızkı daraltır.
Günah iĢlememesi ve günaha karĢı çıkabilmesi için insanın Allah‟tan korkması,
kuldan utanması lazım. Adam günah iĢliyor, hiç aldırıĢ etmiyor. Biraz kanun korkusu olmasa,
insan insanı yiyecek, yeri göğü yıkacak, her Ģeyi mahvedecek.
Bakın topluma isteyerek, gülerek, sırıtarak, utanmadan, çekinmeden günah iĢleniyor.
Bu insanlar dini, ahlaki ve insani kayba uğramıĢ kimselerdir.
Bir hadiste: “Kim gülerek günah iĢlerse, ağlayarak cehenneme gider,” buyrulur.
(Ramuz el-Ehadis:400/4)
Kötü örnekler çok, cesaret veren Ģeyler çok. Bunun için bazıları günah iĢlemek
mecburiyetinde olduğunu hissediyor. Günah iĢlemekte sakınca görmüyor. Edindiği kötü
alıĢkanlıklar onu her zaman günaha yöneltiyor.
YanlıĢlardan biri de günahın küçük görülmesi oluyor. Bugün küçük taĢları bir araya
toplarsak ne olur? Biraz sonra taĢ yığını görürüz. Günahlar da böyle. Küçük görülen her
günah büyüyor.
Günahların yayılmasına neden olan bir husus, günahın açıktan iĢlenmesi ve ona buna
anlatılmasıdır. Günah iĢlerken utanmayan, onun teĢhirinden korkmuyor. Anlatmaktan haya
etmiyor. Adeta iĢlediği günahla övünüyor, insanlardan övgü bekliyor.
Günahtan baĢkalarını, bilhassa küçükleri sakındırma görevi olan açıkgözlük,
kurnazlık, akıllılık düĢüncesiyle baĢkalarına yalan, hile öğretiyor. Kötü Ģeyler telkin ediyor.
Hal böyle devam ederken bela ve musibetler hak edilmiĢ oluyor.
*
*
*
Günah iĢlemekten korkmayan, günahın çokluğuna aldırıĢ etmiyor. Günahı terk
etmek, kurtulmak da istemiyor. “O da mı günah olurmuĢ canım?”, “ġimdi biz günah mı
iĢledik yani?”, “Allah bizi cezalandıracak mı?” sözleri ile günahta ısrar ediliyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 242
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir insan günahtan kendisini korumazsa, Allah onu korumaz. Günahlardan kaçmazsa,
Allah ona yardım etmez. Allah: “Büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara
Rabbinin affı boldur,” buyurur. (Necm:32) Ardından da:

“Allah‟ın yasaklarından sakınmaz üzerine yardımlaĢın. Günah ve düĢmanlık üzerine
yardımlaĢmayın. Allah‟tan korkun. Çünkü Allah‟ın azabı çetindir,” diye emrediyor.
(Maida:2)
Israrla günah iĢleniyor, günah terk edilmiyor, bir yandan da dua, tövbe ediliyor. Bu
yalancı iĢi oluyor. Tövbe günahın terkinden sonra olacak iĢtir. Günahtan ve nefsin
arzularından vazgeçilmiyor. Kötü ortamdan, kötü arkadaĢtan vazgeçilmiyor. Sapıkların,
aldanmıĢların yolundan gidiliyor. Böyle günahtan kurtulunamaz.
Ġbrahim Ethem‟e biri: “Günah iĢlemekten kendimi alamıyorum. Ne yapmalıyım?” diye
sorar.
Ġbrahim Ethem ona Ģöyle der:


“ġartlarını yerine getirirsen günah iĢleyebilirsin,” der ve sıralar:
“Ġçinde günah iĢleme arzusu olunca “Günah iĢlersem, rızkı veren Allah‟ın rızkını
yemeyeceğim,” de, der.
Adam: “Ben yemeden nasıl yaĢarım?” deyince de: “Hem günah iĢleyeceksin, Allah‟a
isyan edeceksin, hem de onun verdiği rızkı yiyeceksin. Bu nasıl olur?” der.

“Günah iĢleme duygusu gelince Allah‟ın mülkünden çık, baĢka yerde iĢle,” der.
Adam: “Bu nasıl olur? Mülk Allah‟ın, ben nereye gideceğim?” deyince: “Allah‟ın
mülkünde Allah‟a isyan edilir mi?”

“Günah iĢlemek isteyince, Allah‟ın görmediği yerde iĢle,” der.
Adam: “Allah‟ın görmediği bir yer mi var?” der. Ġbrahim Ethem: “Allah görüp
duruken günah iĢlenir mi?” cevabını verir.
Günahtan kurtulmak nasıl olur?






PiĢmanlık, günahı kesin olarak terk ve tövbe ile,
“Ġyilikler kötülükleri yok eder.” (Hud:114) ayetine göre iyilikleri arttırmakla,
Çirkin iĢlerden ve kötülüklerden alıkoyan ibadetlerle (Ankebut:45)
Hz. Ömer‟in “Günahtan sakınmak ve tövbe ile uğraĢmaktan daha kolaydır.” Sözüne
göre sakınmak ve korunmakla,
Ġyi ortamlarda, iyilerle, doğrularla olmakla,
Allah korkusu ile ve Allah biliyor, görüyor, soracak inancı ile insan günahlardan
korunur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 243
Mustafa ÖSELMİŞ
Günah bazılarını korkutmadığı gibi rahatsızlık da vermiyor. Kötülerle olmaktan
kendini alamayanlar büyük zararlar görüyor.
Musa (as) yaptığı yağmur duaları cevapsız kalınca, nedenini soruyor. Gelen cevap:
“Elbette yağmaz, çünkü aranızda günahkarlar var.” Oluyor.
Görülüyor ki; günah rahmete bile engel. Ceza da umumi oluyor. Peygamberimiz:
“Hacer‟ul-Esved taĢı bembeyazdı. Onu insanların günahı kararttı,” demiĢtir. (Hadis
Ans:12/4577)


“Kul iĢlediği günah yüzünden rızkından mahrum olur.” (Ramuz el-Ehadis:98/7)
“Kul günah iĢlediğinde kalbinde siyah bir nokta oluĢur. Eğer tövbe etmezse, o leke
büyür ve kalbi karartır.” (Age:26/9)
Kur‟an‟da:




“Onların yaptıkları günahlar kalplerinde pas oluĢturur.” (Mutaffifin:14)
“Onların kalplerini mühürleriz, onlar gerçekleri görüp iĢitemezler.” (A‟raf:100)
buyrulmuĢtur.
“Günahkarları günahlarından dolayı cezalandırdık. Kendilerine yasaklanan Ģeylerden
vazgeçmeyince onlara: “AĢağılık maymunlar olun!” dedik.” (A‟raf:165-166)
“Ġnsanların iĢledikleri günahlar yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.”
(Rum:41) buyrulmuĢtur. Günahların yansıması olduğu bildirilmiĢtir.
Peygamber (as) günahı tarif ederken: “Günah, içini rahatsız eden Ģeydir,” der. (Müslim
Birr:15)
Bediuzzaman Hazretleri de: “Her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır,”
demiĢtir. Bazı günahlar vardır ki; niyete, iĢleniĢ biçimine göre imana ve nikaha zarar verir.
Çünkü imanla günah bir arada durmaz. Günah iĢlenirken ölüm vaki olursa, hal nice olur?
Bir hadiste: “Zina eden, zina ederken mü‟min olarak zina etmez. Ġçki içen mü‟min
olarak içki içmez. Hırsızlık yapan mü‟min olarak hırsızlık yapmaz. Milletin malını yiyen de
mü‟min olarak o iĢi yapmaz,” buyrulur. (Ramuz el-Ehadis:488/1)
Bazı günahları iĢleyen kafir olmasa bile kafir iĢi iĢlemiĢ olur.
Günah, gönül rahatsızlığını, yüzün nurunu, Allah‟a itaati, iki cihan saadetini, sevapları,
hayırları yok eder. Ona ölüm iyi halde gelmez. Günah yuva yıkar. Ġnsanı kara yüzlü yapar,
insanı ĢeytanlaĢtırır.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 244
Mustafa ÖSELMİŞ


MAHVEDEN BAZI GÜNAHLAR
ALKOL: ġerefe diye kalkar ama Ģeref bırakmaz. Giydirdiği taç çabuk düĢer. Mutlu
olmak için içilir ama piĢmanlık verir, rezil eder.
ġekspir: “Ey içki, senin adın olmasaydı sana Ģeytan derdim,” demiĢ. Gerçekten insanı
ĢeytanlaĢtırır. ġeytani iĢler yaptırır.
Yahudi protokollerinde Ģu talimat vardır:



“Ġnsanları rakı ile sarhoĢ, Ģarapla sersem edip ahmaklaĢtırarak düĢünmekten
alıkoymalıyız.” (C.R.Atilhan, Fesat Programı sf:55)
“Ġçkiye alıĢtırmalıyız. Ġlk kadehi kadınların elinden verip sarhoĢ halde herkesin içinde
rezil etmeliyiz.” (K.Yaman, Ġhanet Planları sf:227)
“Kalabalıkların vakitleri eğlencelerle, oyunlarla oyalanmalı, herkes düĢünmekten
alıkonmalıdır.” (Age:197)
Bir topluluk içki içip, yedikleri devenin kemikleriyle birbirinin baĢını yarınca Hz.
Ömer feryat etmiĢti. ġu ayetler nazil oldu:


“Ey iman edenler! ġarap, kumar, putlar, fal ve Ģans okları birer Ģeytan iĢi, pisliktir.
Bunlardan uzak durun ki kurtuluĢa eresiniz.” (Maida:90)
“ġeytan; içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düĢmanlık ve kin sokmak, sizi Allah‟ı
anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”
(Maida Suresi:91)
Hz. Ömer ve oradaki Müslümanlar; “Vazgeçtik Ya Rabbi!” diye bağırıĢtılar.
Peygamber (as) da: “Ġçkiden kaçının. Zira o her Ģerrin, her kötülüğün baĢıdır,
anahtarıdır,” buyurmuĢtur. (Ramuz el-Ehadis:16/2)
Ġçki içen, içilmesine sebep olan lanetlenmiĢtir. Ġçkili lokanta açan, ticaretini yapan da
lanetli iĢ yapmıĢ olur. Bir hadiste Ģöyle buyrulur: “Allah içkiye, onu yapana, yaptırana, içene,
taĢıyana, kendisi için taĢıtana, satana, satın alana, sunana, içene ve parasını yiyene lanet etti,”
buyrulur. (Ramuz el-Ehadis:11/2+347/9)
*
*
*
Ġnsanlığın baĢına musallat olan belalardan biri alkolizmdir. Her türlü kötülüğün
anası alkol bugün öyle yayıldı ki; çocuklar bile içiyor. Faydalı olduğunu savunanlar
oluyor. Ġçmeyi medeniyet ve çağdaĢlık ölçüsü sayanlar çıkıyor. Ġsteyen her zaman her
yerde bulabiliyor. Meyhaneler sıra sıra. Bazıları alkolü ikram ediyor, üretmek, içmek
teĢvik ediliyor, içmeyene baĢka gözle bakılıyor.
Ġçki her Ģerrin kapısıdır. Kimse faydalı olduğunu ispatlayamaz. Ġnsanın alkole ihtiyacı
yoktur. Ġnsan vücudunun ihtiyacı olan alkolü Allah meyvelerde vermiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 245
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġçmenin övülecek bir yanı yoktur. ġiĢedeki gibi durmaz, insanı rezil eder, periĢan eder,
çağdaĢlığın medeniyetin ölçüsü de değildir. Kur‟an‟ın ifadesiyle Ģeytan iĢi pisliktir.
Alkol, insanın, huzurun, baĢarının, ailenin ve toplumun düĢmanıdır. Ġnsanı aptallaĢtırır,
suç iĢletir. Ġçkide insanlık için bir fayda olsaydı Allah onu bize için derdi.
Davetler, düğünler, sünnet merasimleri içki içme, içirme yeri ve zamanı oluyor. Böyle
güzel günler alkolle çirkinleĢtirilirse, o zaman onda bir hayır kalmaz, hayır da beklenmez.
Ġçki içilmesine tepki göstermemek, onlarla beraber olmak, kötülüğe rıza göstermek,
meĢru saymak ve günahına iĢtirak etmek demektir. Bir hadiste:

“Allah‟a peygambere ve ahrete inanan, içki bulunan sofrada oturmasın,” buyrulur.
(Ramuz el-Ehadis:439/6) meze kurtarmak için oturan, kendini kurtaramaz.
Ġçki içmeyi erkeklik saymak, cehaletin ta kendisidir.
*
*
*
Ġçki içmediğini söyleyene alkollü yiyecekler, bira ve kola içinde alkol sunuluyor.
Alkollü yiyecek ve içecekler, günlük gıda haline gelmiĢtir. Alkolü kadehten içmediği
için övünen, istemeden de alkolden payına düĢeni alıyor. Domuzu sevmeyen de ondan
nasibini alıyor.
Ne yiyip içtiğine dikkat etmeyen, harama bulaĢmaktan kendisini koruyamıyor.
Yabancı sigaralar alkolle yıkanıyor.
Dondurmaya alkol katılıyor.
Kolaya alkol katılıyor.
Ticari maksatlı reklamlar yapılıyor. Böylece insanımız yavaĢ yavaĢ alkole alıĢtırılıyor.
ġarap eti yumuĢatsın diye, ete Ģarap dökülüyor, hindiye Ģarap içiriliyor.
Alkol katkılı ilaçlar, Ģuruplardan insanımız korunamıyor.
Bira, çocuklarımıza meĢrubat olarak sunuluyor. Kolanın içindeki alkol gizleniyor.
Bira için güzellik içeceği, vitamin deposu, böbrek temizleyicisi diye reklam yapılıyor.
Zaman zaman alkolsüz bira dediler. Alkolsüz bira yoktur. Alkolsüz üretimi teknik açıdan
mümkün değildir. Bira, alkolün ilk basamağıdır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 246
Mustafa ÖSELMİŞ
Biraya insan vücudunun ihtiyacı yoktur. Bira vitamin düĢmanıdır. Kilo yapar, budalalık
ve tembellik kaynağıdır. Bira sarhoĢ eder. Kazaların, taciz, tecavüz ve cinayetlerin ardında
boĢ bira kutuları vardır. Gel gör ki insanımız, meyve suyu içer gibi bira içiyor. Ana babalar,
evde ailecek içmekte sakınca görmüyor. Sonunda ayyaĢ bir aile ortaya çıkıyor.
Diğer yandan uyuĢukluğu seviyoruz, uyanıklığı pek sevmiyoruz. Kahve, kokain, kafein,
esrar içerek rahatlamak istiyoruz. UyuĢturucu alkolle beraber geliyor, iffetsizliği davet ediyor,
ahlaksızlığı, hırsızlığı, kapkaçı davet ediyor. Sonra da intihar kurtuluĢ yolu oluyor.
Gençler tost, simit bağımlısı olsun diye içine beyaz zehir serpiĢtiriliyor. Dede torununu
alıĢtırıyor, müĢteri kazanıyor. Böylece her Ģeyin ayarı, düzeni bozuluyor.
Özenti, arkadaĢ, ailenin ilgisizliği, dinlenen müzik, deneme isteği, bir defadan bir Ģey
çıkmaz sunumu gibi nedenlerle her an yayılıyor.
Birde alkol kadar, uyuĢturucu kadar tehlikeli olan sigara var. Keyifle içiliyor. Ġkram
ediliyor. Poz atmak için içiliyor. Çekip üflemek marifet sayılıyor. Çocuğuna simit parası
veremeyen de içiyor, sigaranın yaptığı tahribatı gören de içiyor. Gözünün önünde sigaradan
ölenleri gören de içiyor.
Ahmak otu, bir zevkle baĢlanıyor, kahırla içiliyor, acı ile ölünüyor.
Cesur bir milletiz. Sigara yasağına, sağlık raporlarına meydan okuyoruz.
Bazı ana babalar çocuklarının öksüre öksüre içmesine göz yumuyor.
Toptan tiryakiyiz. “Ġster fakir ol, ister fukara, yak yemeğin üstüne bir sigara,” deyip
içiyoruz. “Kadın çocuksuz, erkek çubuksuz olmaz.,” denir. Sigara telleyip, dumanını üfleyene
erkek gözü ile bakanlar var.
Kızlar, kadınlar erkekle eĢit olduğunu ispat için içiyor. Ġnadına içiyoruz. ZiftleĢmiĢ,
parçalanmıĢ ciğerler bizi caydıramıyor.
Sigara güzel değil, tatlı değil, zorla alıĢılıyor. Zehir, vitamin düĢmanı, güzellik düĢmanı,
sağlık düĢmanı, hayat düĢmanı. Sigara milyonlarca kiĢiyi öldürür, kanser yapar. Ġçmeyenlere
bile zarar verir. 4000 çeĢit zehir ihtiva eder. Ġçeni kül tablası gibi kokutur. Tiryaki hala içmeye
devam eder. Çiftçimiz tütün eker, suça ortak olur. Bakkal satar, içene destek olur.
Sigaranın ilmen zararları ortaya çıkınca sarhoĢ ettiği, israfa neden olduğu, zarar verdiği
ve kötü koktuğu için din otoriteleri sigaranın haramlığına fetva vermesine rağmen camide
cebimizden sigara düĢer, paket düĢer, çakmak düĢer, haramla ibadet olmaz denmez.
Nasıl tiryakilik bu?
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 247
Mustafa ÖSELMİŞ
Alkolle ilgili uyarılara, düzenlenen raporlara alkolün sebep olduğu rezaletlere
aldırıĢ edilmiyor. Ġnsan kendi eliyle zehir içiyor, kendini tehlikeye atıyor. Seviniyor
içiyor, üzülüyor içiyor. Bir Ģey kutluyor içiyor, içiriyor. Önce onlar içki içiyor, sonra içki
onları içiyor.
Sağlık teĢkilatlarının yaptığı araĢtırmaya göre içki içenle suçlar arasında ilgi çok büyük.
SarhoĢ ailelerden dünyaya gelen çocuklardan pek azı sağlıklı. Ġnsanı bozmakla kalmıyor,
neslini de bozuyor.
BoĢuna mı Allah: “ġeytan iĢi pislik,” diyor. Peygamberimiz de: “Ġçki her türlü kötülüğün
anasıdır,” diyor. Peygamberimiz:


“Ġçki kötülüklerin anasıdır,” demiĢ ve Ģöyle anlatmıĢtır: “Devamlı ibadet eden birine
bir fahiĢe musallat oldu. Adamı fırsatını bulup evine çağırdı, kapıyı kapattı, ona Ģöyle
dedi.
“Ya benimle yatarsın, ya Ģu çocuğu öldürürsün, ya da Ģu Ģarabı içersin.” Adam zinayı,
cinayeti düĢündü ve “ġarabı içeyim de kurtulayım,” dedi. Ġçti sarhoĢ oldu, hem zina
etti hem de çocuğu öldürdü.” (Nede i EĢribe:5632)
Alamadığımız önlemlerden bazıları:











Çocukları ve gençleri alkole götüren alıĢkanlıklardan uzak tutmak, bilgilendirmek,
Ana baba ve büyüklerin iyi örnek olması,
Gençleri kontrol altında tutmak,
Ġyi arkadaĢ edinmelerini sağlamak,
Çocuklara her zaman yakın olmak, sevdiğini göstermek,
Harçlık verirken yeteri kadar vermek,
Kutlama, eğlence ve gezilere kontrollü izin vermek,
Çocuklara, gençlere baskı uygulamamak, dövmemek, onları aĢağılamamak, hakaret
etmemek,
Okuluna, çalıĢtığı yere sık sık gitmek ve bilgi almak,
Arzu ve isteklerine olumsuz cevap vermemek, yanlıĢ olan yönünü ikna etmek,
Çocuklara güzel mesajlar vermek, onlara kimlik, kiĢilik kazandıracak kötülükten
alıkoyan inanç aĢılamak. Böylece yapılan olumsuz teklife hayır diyebilecektir.
*

*
*
ZĠNA
Zina, nikah dıĢı iliĢkilerdir. Ġnsanı kirletir, aileyi yıkar, toplumu mahveder, nesli bozar,
birçok kötülüğe sebep olur ve öldürücü hastalıkların da sebebidir.
Zina afat ve felaketlerin de nedeni olduğu için bütün dinlerde yasaklanmıĢtır.
Kur‟an‟da: “Zinaya yaklaĢmayın,” buyruluyor. (Ġsra:32)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 248
Mustafa ÖSELMİŞ

“Zinaya yaklaĢmayın. O çirkin bir iĢtir. Çok kötü bir yoldur.” (Furkan:68-69) diye
emredilir.
Tevratta: “Kızını fahiĢe ederek onu mundar etme, taki diyar zina etmesin, diyar
alçaklıkla dolmasın,” denilmektedir. (Levililer:19/29)
Zina yapanlar Yahudilik dininde teĢhir edilir, dayak atılır veya yüzleri siyaha boyanıp
rezil edilir.
Hıristiyanlıkta da zina yasaktır. Ġncil‟de: “Zina etmeyeceksin.” (Matta:19/18)

“Zina etmeyeceksin denildiğini iĢittiniz. Ben size derim ki bir kadına Ģehvetle bakan
her adam, yüreğinde onunla zina etmiĢ olur. Eğer sağ gözün sürçmene sebep oluyorsa
onu çıkar ve kendinden at. Çünkü senin için azadan birinin yok olması, bütün
bedeninin cehenneme atılmasından iyidir.” (Matta:5/27-30) ifadeleri yer almıĢtır.
*
*
*
Zina en çok yayılan kötülüklerin baĢında. Bu toplumsal suçu, büyük küçük birçok
insan iĢliyor. Gazete haberlerine bakılırsa fuhuĢ ilköğretim çağına indi.
Zinanın yayılmasına yol açan sebepler çok. Avrupa‟da baĢlayan swinger (eĢ değiĢtirme)
bizde de yayılıyor. Flört serbest, dans, eğlence, diğer yandan cinsel özgürlük, kadın erkek
eĢitliği, kadın hakları savunucuları, çağdaĢlık, medenilik baskıları, gayri meĢru iliĢkilerin
yayılmasına neden oluyor. Ġnsan kirleniyor, kirletiliyor. Erotik diziler, filmler, küçücük
çocukların tecavüzüne, yatalak ninelerin ırzına geçilmesine neden oluyor. Ġnsanlar Ģehvetten
ĢaĢı olmuĢ. Küçük çocuklar oynaĢta, dedeler sabi çocukların peĢinde… Kaçırılan çocuklar,
zorlanan kadınlar cabası. BirleĢmiĢ Milletler‟in raporuna göre zinanın sebep olduğu Aids,
Frengi, Bel soğukluğu bütün dünyada azalırken ne yazık ki bizde artıyor.
*
*
*
Flört etmek herkesin hoĢuna gidiyor. Filmler, diziler, sokaklar, her taraf flört. Flört çağın
zinası, mutlu azınlığın zinaya bulduğu kılıf, çağdaĢlık, cinsel özgürlük. Evliler bile flört
ediyor. Ortam buna zemin hazırlıyor. Zina hürriyet sayılıyor. Yıllarca beraber yaĢayanlar:
“Evlenmeyi düĢünmüyorum,” diyor. Ana kızına göz yumuyor. Kız evlense de dikiĢ tutmuyor
artık. Gençlik arkadaĢları bir gün mutlaka karĢısına çıkıveriyor…
Flört, zinanın yayılmasına en büyük nedendir. Flörtle hastalıklar yayılıyor, yuvalar
yıkılıyor, olan çocuklara oluyor.
Flörtle yapılan Ģeyler meĢru gibi gösterilmez. Bazı Ģeyler hürriyeti kısıtlayıcı gibi
görünse de insanın, ailenin ve toplumun yararınadır. Din ve ahlak kuralları insanın kendine,
aileye ve topluma zarar vermesine müsaade etmez. Flörtte evlilik niyeti olsa bile sınır vardır.
Bazı Ģeyleri konuĢmak, dokunmak meĢru sayılmaz. Çünkü flörtün arkasında cinayet, cinnet
vardır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 249
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Din ahlak kuralları ve geleneklerimiz, zina tehlikesi nedeniyle kadın erkek beraberliğine
müsaade etmez.
Kadınla erkeğin beraber yalnız kalması, kapalı yerde yalnız çalıĢması, ikisini de
uçurumun kenarına getirir. ArkadaĢlık iki aynı cins arasında olur. Manevi analık, babalık,
ağabeylik, ablalık olmaz. Ders alma, kurs alma nice utanç verici olaylara sebep olmuĢtur.
Nice yuvalar yıkılmıĢtır.
Peygamber (as): “Bir kadın yabancı bir erkekle yalnız kalmasın.” (Buhari Nikah:111)

“Bir genç kızı, bir genç erkeği beraber gördüm. Onları Ģeytandan emin görmedim.”
(Ramuz el-Ehadis:287/5)
Kadın erkek beraberliğinde, ikisine de güven olmaz. Çünkü üçüncüsü Ģeytandır.
ġeytan boĢ durmaz.
Bunun çağdaĢlıkla falan ilgisi yoktur.
Birde bazı guruplarda “ġeyhin, hocanın fotoğrafını yanında taĢırsan evine nur yağar,”
deniyor. Ġslam zaten resmi hoĢ görmüyor. Kadına bunda da haramlık vardır. Hadis var: “Biz
melekler köpek ve resim bulunan eve girmeyiz,” demiĢtir. (R.Salihin:1717) Bir erkeğin
resmini taĢıyan kadının evine nur değil nar (ateĢ) yağar.
*
*
*
Son zamanlarda garip bir alıĢkanlık baĢladı. Kimin kimi öptüğü belli değil, herkes önüne
gelenle öpüĢüyor. Hiç hoĢ olmuyor. Ahlaki açıdan da, sağlık açısından da zararlı. Tanısın
tanımasın, kadın erkek, herkes öpüĢüyor. Bu selamlaĢmanın bir parçası oldu.
“Bundan ne çıkar,” diyerek meseleyi sulandıranlar da cabası. Unutulmamalıdır ki; her
istenmeyen büyük olay küçük davranıĢlarla baĢlar.
Mezhebi geniĢler için diyecek bir Ģeyimiz yok ama normal bir insan, eĢinin baĢkası ile
öpüĢmesine göz yumamaz.
*
*
*
Bakmanın sakıncalı olduğu birisine dokunmak da sakıncalıdır. Bugün tokalaĢıp öpüĢmek
normalmiĢ gibi görünüyor.
Dinimiz birbirine nikah düĢen insanların birbirlerine dokunmalarını hoĢ görmez. Nikah
düĢüyorsa birbirlerinin ellerini öpemezler. Ġslam‟da ancak ana babanın ve yaĢı uygunsa
öğretmenin eli öpülür. Bir insan çok yaĢlı ise gönlünü almak için saygıyla elini öpebilir. “El
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 250
Mustafa ÖSELMİŞ
öpmekle dudak aĢınmaz,” diyor, gençlere herkesin elini öptürüyoruz. Dudak belki aĢınmıyor
ama kiĢilik aĢınıyor.
Peygamberimiz elini kimseye öptürmemiĢtir. Bi‟at almaya gelen kadınların elini
tutmamıĢ ve “Ben kadınlarla tokalaĢmam,” demiĢtir. Hz. AiĢe: “Onun eli hiçbir yabancı
kadının eline değmemiĢtir,” demiĢtir.
Biri peygamberimize geliyor ve diyor ki:






“Bizden biri baĢkasının önünde eğilebilir mi?”
“Hayır!” der peygamberimiz. O adam tekrar sorar:
“Elini öpebilir mi?”
“Hayır!”
“Musafaha edebilir mi?”
“Evet” der peygamberimiz. (R.Salihin:2/892)
*
*
*
“Güzele bakmak sevaptır.” Sözünü atasözü haline getirmiĢiz. Bakmayı gözün pasını
silmek olarak kılıf bulmuĢuz. Ġkinci defa bakmak günah olduğu için; “Ben gözümü
çekmeyiveriyorum,” diye tutturmuĢuz. Böylece günah iĢlemeye devam ediyoruz.
Görmekle bakmayı birbirine karıĢtırmazsak, konuyu da sulandırmaktan kurtulmuĢ
oluruz. ÇarĢı, Pazar, kimse kimseye niye görüyorsun demez ama öyle bakmak vardır ki
dövüĢtürür, sövdürür, hatta mezara, hapse yol bulur.
Kur‟an‟da:




“Mü‟min kadınlara da söyle gözlerini harama bakmaktan sakındırsınlar.” (Nur:30)
“Mü‟min kadınlara da söyle, gözlerini harama bakmaktan sakındırsınlar, ırzlarını
korusunlar, ziynetlerini göstermesinler.” (Nur:31)
“Eğer takva sahibi olmak istiyorsanız, yabancı erkeklere karĢı gevĢek davranmayın ve
yumuĢak kelamda bulunmayın. Kalbinde bir fenalık bulunan arzulamasın. Güzel ve
ciddi söz söyleyin. Evlerinizde oturun. Cahiliye devrinde süslenerek, açılıp saçılarak
sokağa çıkan kadınlar gibi çıkmayın.” (Ahzap:32-33)
“Ey Peygamber! Hanımlarına ve kızlarına mü‟min kadınlara söyle. Kendilerini baĢtan
aĢağı örten elbiselerle örtünsünler. Böylece tanınıp eziyet edilmesinler.” (Ahzap:59)
Bakmak, nefsi uyandırır, insanın kalbini bozar.
Kötülüğe giden yolda ilk sebep bakmaktır.Ģairin dediği gibi: “Önce bakıĢ, sonra
tebessüm gelir, sonra selamlaĢmak, sonra konuĢmak, sonra randevu ve sonra karĢılaĢmak.”
Ġncil‟de Ģöyle yazıyor: “Zina etmeyeceksin. Bir kadına Ģehvetle bakan her adam,
yüreğinde onunla zina etmiĢ olur.” (Matta Ġncili:5/28-30)
Kur‟an‟da: “Her organ yaptığından sorumludur.” (Ġsra:36) buyrulur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 251
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (as) Ģöyle buyurur:




“Kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuĢmak, nefsin zinası arzulamak, gözlerin
zinası bakmaktır.” (Buhari:7/130)
“Erkek, erkeğin avret yerlerine bakmasın. Kadın da kadının avret yerlerine bakmasın.
Ġki erkek çıplak olarak aynı örtü altında birbirlerine değmesin. Ġki kadın da aynı örtü
altında birbirlerine değmesin.” (Müslim:338)
“Her göz zina eder. Bir kadın da kokular sürünüp dıĢarı çıkarsa, o da zina eder.”
(Ramuz el-Ehadis:341/6)
“Yollar üzerinde oturmaktan sakının.” (R.Salihin:1654)
Cabir (ra) derki:


“Allah resulüne bakmanın hükmünü sordum.
“Derhal gözünü çevir,” buyurdu. ” (Age:1656)
Ümmü Seleme (ra) anlatır:





“Âmâ Ümmü Mektumun oğlu geldi. Rasulallah bize:
“Çekilin,” dedi.
“O âmâdır Ya Rasulallah dedim.” Rasulallah:
“O âmâ ise sizde mi âmâsınız?” buyurdu.” (Age:1657)
“Bir Müslüman erkeğin gözü bir kadının güzelliğine takılınca, Allah‟tan korkarak
bakıĢını çekerse, Allah ona ibadet ecri verir. Ona ibadetinin lezzetini tattırır.” (Ahmet
b.Hanbel:5/24)
Bir kutsi hadiste de: “Namahreme bakmak iblisin oklarından bir oktur. Her kim
benden korkarak onu terk ederse, zevkine bedel ona öyle bir iman veririm ki, onun varlığını
kalbinde hisseder.” (H.H.Erdem Ġlahi Hadisler:28)
Göz kalbin aynasıdır. Göz resim çeker, kalbe yerleĢtirir. O zaman kalp Allah‟ın evi
olmaktan çıkar. “Resim ve televizyondaki görüntü için görüntü asıl değildir,” denmez. O da
aynı etkiyi yapar. Namazda bile gözün önüne gelir.
Sözün özü, bu ayet ve hadislere göre neleri yanlıĢ yaptığımızı herkes kendine göre
çıkartsın.
*
*
*
Kur‟an‟da zina edenle evlenmek hoĢ görülmemiĢtir. ġöyle buyrulur:



“Zina eden erkek, zina eden veya müĢrik olan bir kadından baĢkası ile evlenemez.
Zina eden kadınlar da ancak zina eden veya müĢrik olan erkekle evlenir. Bu
mü‟minlere haram kılınmıĢtır.” (Nur:3)
“Zina etmemiĢ, gizli dostlar edinmemiĢ kimselerle evlenilecektir.” (Maida:5)
“Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz
erkeklere, temiz erkeklerde temiz kadınlara yaraĢır.” (Nur:26)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 252
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
Mektup, telefon, mesaj, sanal alemde yazıĢma, bunların kendisi zina olmasa da zinaya
götürdüğü için, nefsi tatmin için yapılan yazıĢmalar, sohbetler zinadır. Bu yüzden birçok yuva
yıkılıyor. Chat aĢkları cinayet iĢletiyor.
Ġffetin muhafazası için Allah Ģöyle buyuruyor:


“Namuslu kadına zina iftirasında bulunan ve dört Ģahit göstermeyene seksen sopa
vurun. Onların Ģahitliğini de kabul etmeyin.” (Nur:4)
“Namuslu, kötülüklerden habersiz mü‟min kadına zina isnadında bulunanlar, dünya ve
ahrette lanetlenmiĢlerdir. YapmıĢ olduklarına dilleri, elleri ve ayakları kendileri
aleyhinde Ģahitlik edeceklerdir. Onlar için büyük azap vardır.” (Nur:23-24)
Peygamber (as) da:

“BaĢkalarının iffetine, namusuna dokunmayın ki, kendi hanımlarınız, kızlarınız
namuslu kalsın.” (Seçme Hadisler:143/11) diye uyarmıĢtır.
*
*
*
Ġslam, iffetin korunmasını ister. Zinaya düĢülmemesi için zinaya giden yolları yasaklar,
evlenmeyi tavsiye eder. Kur‟an: “Zinaya yaklaĢmayın, hiç Ģüphesiz ki o, çok çirkin bir Ģeydir
ve o kötü bir yoldur.” (Ġsra:32)

“Açık olsun, gizli olsun fuhĢiyata sakın yaklaĢmayın.” (En‟am:151) diye emreder.
Peygamber (as) da Ģöyle buyurur:

“Zina eden mü‟min olduğu halde zina etmez.” (Müslim:1/24)
Peygamber efendimiz Ģirk koĢmamaya, hırsızlık yapmamaya, çocukları öldürmemeye
ve zina etmemeye dair söz alarak kendine biat edenlerin biatını kabul etmiĢtir. (Ramuz elEhadis:6/3)
Bir hadislerinde de Ģöyle bir müjde vermiĢtir: “Kim dilini, cinsel organını haramdan
korumaya söz verirse, ben de ona cennet için kefil olurum.” (R.Salihin:3/1542)
*
*
*
Zinanın zararı büyüktür. Ġnsanı, toplumu alçaltan bir suçtur. Bela ve musibetlere neden
olur. Zina edenler lanetlenmiĢ kimselerdir. Zinanın yayıldığı toplumlar helak olmuĢtur. Kötü
hastalıklar yüzünden ölümler artmıĢtır.
Peygamberimizin bildirdiğine göre: “Zina fakirlik getirir.” (Ramuz el-Ehadis:211/18)
Hz. Peygamber, miraca çıkarken, Cebrail (AS) ile bir yere gelirler. Peygamber der ki:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 253
Mustafa ÖSELMİŞ



“Fırın gibi bir yere geldik, içerden gürültüler ve sesler geliyordu. Gördüm ki, içerde
bir kısım çıplak kadınlar ve erkekler var. AĢağıdan bir alev yükseliyordu, onları
yakıyordu. Alev değdiğinde çığlık koparıyorlardı. Bunlar kimdir” dedim. Cebrail :
“Zina edenlerdir” dedi. (K.Sitte 3/428)
“Bir toplulukta fuhuĢ yapılır da bu çirkin iĢi iĢleyenler çekinmeden bunu anlatır hale
gelirse, o toplulukta taun hastalığı ve daha önceki toplumlarda görünmeyen hastalıklar
ortaya çıkar.” (Ġbn-i Nace, Fiten:22) buyurarak mucizevî bir ikazda bulunmuĢtur.
MeĢhur artist A.Perkins, AIDS‟ten ölmeden önce Ģöyle demiĢtir:

“Bu hastalığı Allah‟ın bir intikamı olarak gören çok insan var. AIDS virüsü Allah‟ın
vazifeli bir memurudur. Hatta azmıĢ insanları ıslah etmek için vazifesini yapmaya
devam edecektir.” (23.05.1994 Zaman)
Livata, lezbiyenlik, istimna, bunlar da lanetli iĢlerdir.
Hz. Peygamber : “Ümmetim üzerine en çok korktuğum Ģey, Lut kavminin yaptığı iĢi
yapmalarıdır” (Tıbbi Nevebi Ans. : 2/440) demiĢtir.
ġuarâ 165-166‟da böyle bir iliĢki kuranlar için : “Sınırı aĢmıĢ”, “Sapıklar” ifadesi
kullanılmaktadır.
Hz. Peygamber : “Lut kavminin iğrenç iĢini yapan mel‟undur” (K.Sitte : 5/203)
demiĢtir. Bir hadiste de:

“Kadına arkadan yanaĢan mel‟undur” (K.Sitte :5/203)
Hz. Peygamber : “Erkek, erkeğin avret yerine, kadında kadının avret yerine bakmasın.
Erkek erkekle, kadında kadınla bir örtü içinde bulunmasın” (Müslim 1/266)

“Kadın kadına muhabbette bulunursa ikisi de zaniye olur. Erkek erkeğe münasebette
bulunursa, onlarda zanidir” (Ramuz 465/13) demiĢtir.
Hz. Peygamber Ģöyle buyurur:
“Ümmetim beĢ Ģeyi helâl addederek benimserse, tarumar olur”





LânetleĢirlerse,
Ġçki içerlerse,
Erkekler ipek kullanırlarsa,
Çalgı ve dansöz edinirlerse,
Erkekler ve kadınlar kendi cinsleri ile yetinirlerse.
*
*
*
Hataya düĢmemek, günaha girmemek için:


Zina öncesi, zinaya götüren davranıĢlardan kaçınmak,
Ġnançsızlık veya inanç zayıflığı zinanın yollarını kolaylaĢtırır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 254
Mustafa ÖSELMİŞ









“Sende böyle yap, böyle ol” gibi baskılara aldırıĢ etmemek,
ÇağdaĢlık, medenilik, “O da nerden çıktı” sözlerine itibar etmemek,
Müstehcenliğin her çeĢidinden kaçınmak, tacize, tecavüze neden olacak giyimden
uzak durmak, baktıracak Ģekilde giyinmemek,
Flörtten, cinsel özgürlükten uzak durmak,
Dans, eğlence, içkili davetler fuhĢa götüren tuzaklardır.
Utanma duygusunu ayakta tutmak,
Zinanın dindeki cezasını düĢünmek,
Namuslu insanlarla olmak,
FuhĢiyattan alıkoyan ibadeti ihmal etmemek.
*

*
*
KUMAR
Hayatımız kumar. Sahip olduğumuz Ģeylerle hayatımızla, geleceğimizle kumar
oynuyoruz.
Kumarı asla oynayanlar kazanamaz, oynatanlar kazanır.
Ġnsanın, ailenin ve toplumun düĢmanı olan kumarı Allah yasaklamıĢtır. Oynamayı,
oynatmayı, kazancını haram kılmıĢtır.


“Kumar büyük günahtır.” (Bakara:219)
“Ey iman edenler! Ġçki içmek, kumar oynamak, putlar, fal okları, Ģeytan iĢi pisliktir.
Bunlardan sakının ki, kurtulasınız. Muhakkak Ģeytan, içki ile kumarla aranıza
düĢmanlık ve kin sokmak ister. Sizi Allah‟ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak
ister. Artık sakınırsınız değil mi?” (Miada:90-91) buyurur.
Müslüman kumar oynamaz. N.Fazıl: “Kumar oynayanlar Allah‟a inandıklarını
söylerler ama Allah‟a inanan kumar oynamaz,” der.
Kur‟an‟da kumar yolu ile birbirinizin malını alıp yemeyin buyrulur. (Bakara:188 +
Nisa:29)
Hz. Peygamber: “Kim birine gel kumar oynayalım derse sadaka versin,” demiĢtir.
(Helal haram El Heytemi:2/591)
Ġslam Fıkhı Ansiklopedisinde Vehbe Zuhayli: “Kumar oynamayı alıĢkanlık haline
getiren kiĢinin adalet sıfatı kalkar ve Ġslam Mahkemesinde Ģehadeti kabul olmaz,” demiĢtir.
(Cilt:4/374)
*
*
*
Kumar birçok kötülüğe sebep olmaktadır. Vakit geçiriyorum diyen kumar oynuyor. Her
Ģeyi bir tarafa bırakan kumar oynuyor. ÇalıĢma hayatını kumara adamıĢ.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 255
Mustafa ÖSELMİŞ



Zaman öldürüyor, zaman onu öldürüyor.
Ġbadetten, okumaktan, düĢünmekten, sosyal ve ailevi görevlerden uzak bir hayat
geçiriyor. O terk etmiĢ, kendisi de terk edilmiĢ.
Borçlanıyor, hırsızlık, iffetsizlik, rüĢvet, boĢanma, intihar, cinayet, iĢsiz kalma hep
kumarın getirdikleri. Yoksulluk, sefalet kumarın hediyesi. Kararan hayatlar, yıkılan
yuvalar kumarın marifeti.
*
*
*
Oyun, eğlence dediğimiz hangi oyunlar kumardır?
Eğer bir oyun zamanı, enerjiyi boĢa harcatıyorsa, dini, sosyal ve ailevi görevleri
aksatıyorsa, iĢin içinde bahis varsa, kin nefrete yol açıyorsa, kazanan kaybeden varsa, adı ne
olursa olsun kumardır. Kumara götüren oyun da kumardır. Hz. Ömer (ra) çocukların
oynadıkları ceviz oyununu kumar saymıĢtır.
*
*
*
Kumar sayılan oyunlar:



Tavla oyunu: Dört mezhebin de görüĢüne göre kumardır.
Satranç oyunu: Kur‟an‟da kumarı yasaklayan ayette geçen “Ezlam” satrancın
putlarıdır. Din alimlerine göre satranç da tavla hükmündedir.
Okey, taĢ, kağıt, lades gibi bahis içeren oyunlar kumardır.
Çift mi tek mi, kadın mı erkek mi bahisleri de kumardır.


Ġnternetteki bahis ve kumar siteleri
Piyango: Emek yok, alın teri yok. ġans oyunu. Kur‟an‟da Ģeytan iĢi pislik diye anılan
oyun. Milyonlar para yatırıyor, beĢ on kiĢi alıp gidiyor. ÇalıĢmadan kazanma fikrini
aĢılıyor. Çıkana da, çıkmayana da psikolojik tedavi gerektiren felaket. Hayaller,
yuvalar yıkıyor. Ġkramiye vuruyor, yuva yıkılıyor. Ümit kapıları kapanınca, çıkmayana
vuruyor, ruh sağlığı bozuluyor.
Kazı kazan oyunu ile yapılan çekiliĢler de kumardır.



Loto-Toto: Ġnsanlar belirli tercihlere kilitleniyor, uçuk rakamlar konuĢuluyor, bütün
dengeler alt üst oluyor.
Bilardo: Saatlerce elde sopa, masa etrafında stresli vuruĢlar…
Borsa: Gerçekçi değil, aldatıcı oluyor. Vurgunculara fırsat veriyor, düĢme, yükselme
suni oluyor. Kazanan oturduğu yerde kazanıyor. Borsa ticaret değildir. Ortada birçok
borsa mağduru vardır.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 256
Mustafa ÖSELMİŞ

FAĠZ:
Yedi büyük günahtan biri de fazidir. Faizi de diğer bazı haramlar gibi helalleĢtirdik.
Bu devirde haram mı olurmuĢ dedik, Dar‟ul-harp dedik, dıĢ ülkelerde helal dedik. Ġslam
kuralları ile idare edilmiyoruz dedik, hani kedi eniğini yiyeceği zaman toza toprağa beler,
fareye benzetirde yermiĢ ya, biz de faiz için ne kılıflar bulduk, ne mazeretler uydurduk ve
yiyoruz…
Apaçık faizli iĢlemler yapıyoruz.
Faiz bize gelmiĢ, bizden çıkmıĢ aldırıĢ etmiyoruz.
Görevimizi zamanında yapmıyoruz, faiz ödüyoruz.
Faizli kredi kullanmayı menfaatimize uyduruyoruz.
Faizin helal olduğunu söylemek, Kur‟an‟ı ve sünneti inkar etmek demektir. Faizin
helal olduğu yer ve zaman yoktur.
Ayrıca Kur‟an‟a ve peygamberimizin sünnetine muhalif ictihat olmaz. Fetva
verilemez. Kur‟an haram kılmıĢ: “Faizi terk edin.” (Bakara:278), “Faiz yemeyin.” (Al-i
Ġmran: 130) Peygamberimiz: “Faizin her çeĢidi ayağımızın altındadır,” demiĢ haram kılmıĢ.
Bu haramlık fetva ile yorum ile helal olmaz.
Faizin haram olmayan çeĢidi yoktur, miras malı da olsa haramdır.
Faiz, savunulamaz. “Faiz de bir gelirdir,” denemez. “Ben faizi almıyorum bankada
kalıyor” denemez, bu ikinci günahın itirafı olur.
Faizin adından ve kokusundan kaçınmadıktan sonra faizden korunamayız.
Büyüklerimiz oraya buraya konmuĢ bankanın oturağında oturmazlardı. Banka binasının
gölgesinde eğleĢmezlerdi.
Faizin cezası ağırdır:




Kabirden Ģeytan çarpmıĢ kimse gibi kalkacağı (Bakara: 275)
Faizin bereketinin olmayacağı (Bakara: 276)
Faiz yiyenin lanetli olduğu (Ramuz el-Ehadis: 347/11)
Faiz yiyen, yediren, senedi yazan ve Ģahit olana lanet edilmiĢtir (Age: 4/6)
Bir hadiste de Ģöyle buyrulmuĢtur:

“Allah‟a yemin olsun ki ümmetimden bir grup, aĢırı gitme, zevk, gururlanma, oyun ve
eğlence üzerine gecelerde, sabah domuz ve maymun suretinde kalkar. Buna sebep
haramı helal saymaları, çalgıcı kadınlar edinmeleri, içki içmeleri ve faiz yemeleridir.”
(Ramuz el-Ehadis: 459/2)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 257
Mustafa ÖSELMİŞ
Devlet bankası faizin haramlığını helale dönüĢtürmez.
Bir aile vardı, ibadetleri yaparlar, mutlu bir Ģekilde yaĢarlardı. Faize bulaĢtılar,
huzurları kaçtı, gece namaza kalkamaz oldular, beĢ vakit namaz aksar oldu, derken evlatlar
isyan etmeye baĢladılar, görünmez cezalar geldi, hesapta olmayan paralar yatırdılar ve muhtaç
duruma düĢtüler.
*

*
*
FĠTNE-CĠNAYET-ZULÜM
Büyüklerimiz ortalığın karıĢıklığına bakarak: “Ġyi günlere kalmadık” derdi ve Nas ve
Felak surelerini okurlardı.
Fitne çıksın isteyenler oluyor; fitneyi çıkarıyor seyretmekten zevk alıyor. Sonunda
fitneden fitneci dahil herkes zarar görüyor. Kur‟an‟da böyleleri için: “Bazılarına yeryüzünde
fesat çıkartmayın dendiği zaman biz ancak ıslah edicileriz derler.” (Bakara: 11) buyrularak
fitnecinin vasfı ortaya konmuĢtur.
Fitne öyle bir Ģeydir ki; pirincin içindeki beyaz taĢa benzer, zararı büyük olur. Allah:
“Herkesi periĢan edecek fitneden kaçının” diye emrediyor (Enfal:25)
Fitne seyretmeye gelmez. Fitneyi görmeye çalıĢan fitnenin kahrına uğrar. Fitne ve
fitneci en büyük tepkiyi görmelidir. Ayrıca fitneciye ve çıkaracağı fitneye her an uyanık
olunmalıdır.
Allah Kur‟an‟da Ģöyle buyurur:

“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık bir haber getirirse, onu araĢtırın. Yoksa bilmeden
bir topluluğa sataĢırsınız da, sonra yaptığınızdan piĢman olursunuz.” (Hücurat:6)
Hz. Peygamber de: “ġeytan namaz kılanların kendine itaat etmesinden ümidini kesti.
Ancak aralarında fitne çıkararak birbirine karĢı kıĢkırtmaktan geri durmaz,” diyerek bizi
uyarıyor.(Müslim Münafıkun:65)
*
*
*
Günümüzde ölmek, öldürmek çok kolay. Ölümün üstüne gidiliyor. Pire için yorgan
yakılıyor, küçücük bir tartıĢma veya problem insanları çıldırtıyor, hemen silaha, bıçağa
sarılıyor; eĢini, çocuğunu, anasını, babasını, arkadaĢının öldürüyor. Üç beĢ kuruĢ için cinayet
iĢlemekten çekinilmiyor.
Filmler diziler kötü örnek sergiliyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 258
Mustafa ÖSELMİŞ
Her gün gazeteler, televizyonlar ballandıra ballandıra intiharı seyrettiriyor. BaĢtan
sona sayfalar cinayet resimleri ve haberleri ile dolu.
Ġncir çekirdeğini doldurmayacak Ģeyler yüzünden sokakta tanımadığı kimseyi,
kimseleri öldürenler görülüyor.
HoĢgörü yok, kavgacı bir toplumuz.
Cenab-ı Allah cinayeti yasaklıyor. (Nisa:93-94 + Maida:10-32)
Peygamberimiz de Ģöyle bildiriyor:


“Bir insan haram kana dilinin ucu ile ortak olmuĢ olsa, kıyamet günü alnında
“Allah‟ın rahmetinden mahrumdur.” Yazısı ile gelir.” (Ramuz el-Ehadis:425/1)
“Bütün yer gök ehli bir müminin kanında ortak olsa, Allah onların hepsini yüzükoyun
cehenneme atar.” (Age:355/3)
Her can kutsaldır, ne adına olursa olsun, ne sebepler olursa olsun, can almak onu veren
Allah‟a bırakılmalıdır.
*
*
*
BaĢkalarına acı vermek, üzüntü çektirmek, merhametsiz zalim kimselerin iĢidir.
Kur‟an‟da zalime lanet okunmuĢtur. (A‟raf:44)
Allah mazlumun duasını reddetmez.
Peygamberimiz, gücü ile halka musallat olana lanet etmiĢtir.
Allah‟ın emrine göre zalim kimse, dost edinilmeyecektir. (Nisa:28)
Zulmedene meyledilmeyecektir. (Hud:113)
Allah‟ın Kur‟an‟da birçok kere zalimleri sevmediği ifade edilmiĢtir.
Peygamber (as) da Ģöyle bildirir:




“Sizin üzerinizde bazı güçler bulunur, yalan söylerler ve zulmederler. Kim bunların
yalanlarını tasdik ederse, zulümlerine yardım ederse, ben onlardan değilim, onlar da
benden değildir. Kim onların yalanlarını tasdik etmez, zulümlerine yardımcı olmazsa,
o bendendir, benden ondanım.” (Ramuz el-Ehadis:141/9)
“Ġnsanlar zalimi görürde zulme mani olmazsa, Allah onları azap eder.” (R.Salihin:195)
“Kim kardeĢinin ırzını müdafaa ederse kıyamet günü Allah ondan ateĢi çevirir.”
(Tirmizi Birr:20)
“Zalime de mazluma da yardım edin. “Zalime nasıl yardım edelim?” diyene: “Onu
zulümden alıkoyarak.” Yardım edin.” (Buhari Mezalim:4)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 259
Mustafa ÖSELMİŞ






“KomĢuya eziyet eden, bana eziyet etmiĢ olur.” (Ramuz el-Ehadis:395/7)
“Hiçbir Ģekilde hayvana eziyet etmeyin.” (Hadis Ans:14/125)
“Kim birini korkutursa, Allah da onu korkutur.” (Ramuz el-Ehadis:421/6)
“Kıyamet günü haklar o derece ödenecektir ki, boynuzlu koyun boynuzsuz koyuna
hak ödeyecektir.” (Age:345/10)
“ĠĢçiyi çalıĢtırıp hakkını ödemeyenlerin hasmıyım.”(Buhari Buyu:6/1020)
“Ġmkanı varken borcunu ödemeyip geciktiren zalimdir.” (R.Salihin:1611)
Burada çoklarımızın yaptığı yanlıĢları gösteren ayet ve hadisleri örnek olarak
naklettim. DüĢünülürse, zulüm yapılacak bir hareket değildir. Allah zalimden yana değildir.
ġair: “Zalimin zulmü varsa,
Mazlumun Allah‟ı var,” demiĢ.
Bir baĢka Ģair de:
“Zalim bir zulme girifkar olur ahir,
Elbette olur ev yıkanın hanesi viran,” der.
Bir Ģairimiz de Ģöyle haykırır:
“Alma mazlumun ahını,
Çıkar aheste aheste .”
*

*
*
RÜġVET:
RüĢvet haksız yere menfaat temin yoludur. Bütün dünyada yaygın olan bir hastalıktır.
Topluma zararı büyük olduğu için Allah yasaklamıĢtır. (Nisa:29 + Bakara:188)
Peygamberimiz de: “RüĢvet alan da veren de ateĢtedir.” (Ebu Davut Akdiye:4) Ayrıca alanda
veren de lanetli kimselerdir buyurur.
RüĢvet yalnız alan için değil veren için de haramdır. Adı ne olursa olsun bahane ne
olursa olsun yasaktır.
“Bal tutan parmağını yalar,” deniliyor. “Geçinemiyorum” deniliyor, adına hediye
deniliyor, bahĢiĢ deniliyor, kılıf çok.
“Ben istemedim karĢı taraf veriyor” diyor. Orada olmasa ona o hediye, bahĢiĢ, adına
ne derseniz deyin gelir miydi?
Ana baba çocuğunu rüĢvete alıĢtırıyor. Yaramazlık yapmadı ödül, güzel bir iĢ yaptı
ödül, iyi not aldı, iyi karne getirdi ödül…
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 260
Mustafa ÖSELMİŞ
RüĢvet hak gaspıdır. Elde edilen menfaat helal olmaz. Alana da verene de asla
yaramaz.
Acele edip vermek “Zorunda kaldım, vermesem iĢim olmayacaktı” ifadeleri rüĢveti
meĢrulaĢtırmaz.
Ancak her hangi bir zulmü, gaspı önlemek, ırz ve namusu korumak için bir Ģeyler
verilebilir. ĠĢ bittikten sonra bir ikram söz konuĢu olabilir. ĠĢi çabuklaĢtırmak için Ģu Ģartla
verilebilir:


Zararı önleyici olması, baĢkasının zarar görmemesi lazım.
Yapan için meĢru olması ve mesai dıĢı çalıĢma karĢılığı olması lazım.
*

*
*
YALAN-YEMĠN:
“Yalan dünya” derler ya, Ģimdi her Ģey yalan oldu, yalan üzerine kuruluyor.
Yalandan sakınmamız, doğru dürüst davranmamız için Allah bizi uyarmıĢtır. Buna
rağmen dil alıĢmıĢ söyleyiveriyor. Sen söylemesen karĢı tarafın davranıĢları insanı yalana
sevk ediyor. “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar,” deyip basıyoruz yalanı. Yalan yalana
götürüyor. Adeta yalansız zaman geçmiyor, yalansız iĢ iĢlenmiyor. Atıyorum diye baĢlanıyor,
avcının atması halt etmiĢ.





KarĢıdakini övelim derken bir sürü yalan,
Valla bende seni arayacaktım, Ģöyle Ģöyle,
Olsa veririm yok,
Verilen sözler yerine gelmiyor, vaatler tutulmuyor,
Yalandan izin, yalandan rapor, yalandan mazaret…
Yalan söyleye söyleye Allah yanında adı yalancıya çıkan insan, Allah‟ın lanetini hak
eder. Yalan münafıklık alametidir.
Ġnsanları güldürmek için yalan söyleniyor.
Görmediği rüyayı gördüm diyor.
Yapmadığı Ģeyi baĢkalarına nasihat ediyor.
Yapılan anlaĢmalar yerine getirilmiyor.
EĢe çocuklara yalan söyleniyor.
Ġnternette yalan söyleniyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 261
Mustafa ÖSELMİŞ
Eskiden yuva yıkmamak için yalan söyleniyordu, Ģimdi yuva yıkmak için yalan
söyleniyor.
Kur‟an‟da: “Ey iman edenler! Allah‟tan korkun, doğru söz söyleyin,” diye
emrediyor.(Ahzab:70)
Peygamberimiz: “Ya hayır söyle ya sus. Yalan söyleyenin ağzının kokusundan
melekler rahatsız olur, bir mil uzağa gider,” diyor. (Ramuz el-Ehadis:104/11)
*
*
*
Yemin yalancının iĢidir, doğruya yemin ne gerek? Ama yeminsize, yalansıza az
rastlanıyor.
Esnaf yemin ediyor, birilerini aldatmak isteyen yemin ediyor, öğrenci yemin ediyor,
öğretmen yemin ediyor, yalansız yeminsiz iĢ görülmüyor. Milletçe yemin etmeyi çok
seviyoruz. Lüzumsuz yere ağzımız alıĢmıĢ. O televizyon programları diziler yeminle dolu.
Edilen yeminler yerine getirilmiyor. Yalan yere yeminde sakınca görülmüyor, vara yoğa
yemin güven sarsıyor.
Yemin yerine getirilmez, bozulursa; kefareti vardır. Allah edilen yeminlerin yerine
getirilmesini emreder. (Nahl:91)
Allah‟ın adının sık sık yeminde, beddua da, lanette anılması doğru değildir. Kur‟an‟a el
basıp yemin etmek çok yanlıĢtır. Bu günlere iĢaret ederek peygamberimiz buyuruyor ki:

“Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak ve yalancılar ise
doğrulanacak, güvenilir kimseler hain sayılacak, hainlere güvenilecek. Ġnsanlardan
Ģahitlik etmeleri istenmediği halde Ģahitlik edecekler, yemin etmeleri istenmediği
halde yemin edecekler.” (Taberani,Mu‟cem:23/314)
Hz. Peygamber bu konuda Ģöyle der:


“AlıĢ veriĢte yemin malın kazancını giderir.” (R.Salihin:1752)
“Bir Ģeyi satarken yeminden sakının, o her Ģeyi mahveder.” (R.Salihin:1753)
*

*
*
ĠFTĠRA – HASET:
Çok kıskanıyor, çok kahredecek Ģekilde haset ediyoruz. Bizden daha iyi olsun veya
bende ki onda da olsun demiyoruz. KarĢı tarafta olmasın istiyoruz.
Ġmrenmiyoruz, ben de onun gibi olayım. Ben de iyilik yapayım. O benden daha
takvalı, ben de onun gibi olayım demiyoruz. Kıskanıyoruz, hırslanıyoruz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 262
Mustafa ÖSELMİŞ
Hasedi hoĢ görmeyen inancımız, gıptayı (imrenmeyi) tavsiye ediyor. Peygamberimiz:
“Mümin gıpta eder, münafık ise haset eder,” buyuruyor.
“Ancak iki Ģeyde ve iki kimseye gıpta etmek caizdir: 1.Allah‟ın kendisine vermiĢ
olduğu mal ve serveti doğru yolda harcayana, 2. Allah‟ın verdiği ilim ve hikmeti yerinde
kullanıp onu baĢkalarına öğreten kimseye.”
Bir ayet ve bir hadiste Ģöyle buyrulur:


“Bir kimsenin kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz.” (Nesei, Cihad:8)
“AteĢin odunu yakıp bitirdiği gibi haset de iyilikleri yok eder. Suyun ateĢi söndürdüğü
gibi sadaka da kötülükleri yok eder.” (Seçme Hadisler:10)
*
*
*
Çok bencil davranıyoruz. Ben, ben, ben, hep ben. Kendi menfaatimizden baĢka hiçbir
Ģey düĢünmüyoruz. Halbuki olgunluk, büyüklük, baĢkalarını düĢünmektir. Büyüklerimiz,
baĢkalarının günahına ağlayacak kadar ileri gitmiĢlerdir.
Peygamberimiz Müslüman‟ı nasıl tarif etmiĢti: “Kendisi için istediğini baĢkaları için de
isteyen, kendisi için istemediğini baĢkaları için de istemeyen kimselerdir.”
Yaptığı ile veya kendindeki emanetlerle övünmek olgun insan iĢi olamaz. BaĢkalarını
küçük görmek, insanı büyütmez. Kaba, kırıcı davranmak, lanetleyip, sövmek cahilliktir.
Bazılarının gururundan yanına varılmıyor. Büyüklük duygusuna kapılıyor, gururlanıp,
böbürleniyor. Ona buna çalım satıyor, dağları ben yarattım havasına giriliyor.
Ġnsanın aslı toprak. Toprak kadar mütevazı olmak gerekmez mi?
Benimle falan bir mi? O da kim oluyormuĢ? Diyerek üstünlük, büyüklük hastalığına
tutuluyor. Senden büyük Allah var.
Ölüyor, selası veriliyor… Falan eĢrafından diye ölümü duyuruluyor.
Olgun insan gururlanıp, boĢ tahıl kellesinin dik durduğu gibi dik durmaz. Olgun insan,
dolgun baĢak gibidir.
Peygamberimiz kendisine “Kul Muhammed” denmesinden hoĢlanırdı. Kimsenin kendisi
için ayağa kalkmasından hoĢlanmazdı. Yanında heyecanlanan kadına: “Sakin ol, ben
KureyĢ‟li, kuru ekmek yiyen kadının oğluyum,” demiĢti.
Gurur, Ģeytanın secde etmeyip lanetlenmesine sebep olmuĢtu
Cenab-ı Allah uyarıyor:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 263
Mustafa ÖSELMİŞ




“Yeryüzünde kibirlenerek yürüme. Çünkü, sen yeri yaramazsın, boyca da dağlara
ulaĢamazsın.” (Ġsra:37)
“Ġbadet etmeye tenezzül etmeyen, aĢağılık kimseler cehenneme gidecektir.”
(Mü‟min:60)
“Elinizden çıkana üzülmeyin. Allah‟ın verdiği nimetlerle de Ģımarmayın. Allah
kendini beğenip böbürlenenleri sevmez.” (Hadid:23)
“Yeryüzünde tabii ol. Sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.”
(Lokman:17-19)
Peygamber (as)‟ın uyarıları Ģöyle:
- “Çalım satarak yürüyene Allah kıyamet gününde rahmet nazarı ile bakmaz.” (Riyaz‟üsSalihın: 618)
- “Size cehennemlik olanları haber vereyim mi? Onlar; onursuz, sağa sola yalpalayan
kibirli kimselerdir.” (Seçme Hadisler: 78/6)
- “Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” (Age: 79/8)
- “Kibirli ve kendinde olmayan bir Ģeyle övünen kimse cennete giremez.” (Age: 86/22)
*
*
*
Gıybet vazgeçemediğimiz bir hastalık. Dedikodu etmekten zevk alıyoruz, dinlemekten
zevk alıyoruz. Birde dedikodu edilmesine sebep olmaktan kaçınamıyoruz. ġüphe çekecek
Ģekilde davranıyoruz. Gıybet edilmesine neden oluyoruz. Onun bunun kusuru, eksiği, fazlası
dilimizden düĢmüyor. Dilimizle gıybet edemezsek, gözümüzü kaĢımızı oynatarak gıybet
etmekten kendimizi alamıyoruz.
“Gıybet oluyor, gıybet etmeyelim,” denince “Yalan mı?” diye çıkıĢıyoruz.
Doğru olmasa zaten o zaman iftira olur.
Gıybet edenle oluveriyoruz; dinliyoruz, biz de konuĢuyoruz. Hani gıybet eden
dinlenmeyecekti? Hani susturulacaktı? Hani susmazsa terk edilecekti?...
Müslüman kusur arayıcı olmaz. Ya hayır söyler, yada susar. Ayrıca gıybete meydan
vermez.
Biri sohbette: “Karnınızı ĢiĢirin, sizi görenler gıybetinizi etsin ve günahlarınızı alsın,”
demiĢ. Gıybete meydan veren, gıybet edenden daha çok günaha girer. Peygamberimiz hanımı
ile yolda yürürken, biri baĢka türlü bakmıĢ. Peygamberimiz o adamı çağırıp: “Bu benim
hanımım,” demiĢtir.
Müslüman ayıp aramayan, ayıp örtendir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 264
Mustafa ÖSELMİŞ
Hz. Peygamber: “Kim baĢkasının ayıbını örterse, kıyamet günü Allah da onun ayıbını
örter.” (R.Salihin:239) demiĢtir.

“Bir kimse, kardeĢinin ırz ve Ģerefini, gıybet edene karĢı savunursa, Allah kıyamet
gününde o kimseyi cehennemden uzaklaĢtırır.” (R.Salihin:3/113)
Bir hadislerinde de: “Din kardeĢini bir hatasından dolayı ayıplayan kimse, o günahı
iĢlemeden ölmez.” (Tirmizi, Kıyame:53)
Atalarımız: “Gülme komĢuna gelir baĢına,” demiĢtir.

“Miraç gecesi bakır tırnakları olan bir topluluğa rastladım. Yüzlerini, göğüslerini
tırmalıyorlardı. Cebrail‟e sordum: “Bunlar kim?” Bana: “Bunlar gıybet edenlerdir.”
Cevabını verdi.” (Hadis Ans:12/123)
Cenab-ı Allah Kur‟an‟da Ģöyle emrediyor:




“Arkadan çekiĢtirmeyi, yüze karĢı eğlenmeyi adet edinenlerin vay haline!”
(Hümeze:1)
“Biriniz diğerini gıybet etmesin. Sizden biri ölü kardeĢinin etini yemek ister mi?
Elbette tiksinirsiniz. O halde Allah‟tan korkun. Allah tevbeleri kabul eder.” (Hücurat:
12)
“Ġyice bilmediğin bir Ģeyi söyleme, arkasına düĢme! Çünkü kulak, göz, kalp, bunların
hepsi yaptıklarından mesuldür.” (Ġsra: 36)
“Bir fasık size haber getirirse onu iyice araĢtırın, bilmeden ona buna sataĢmayın sonra
yaptığınıza piĢman olursunuz.” (Hücurat: 6)
Ġftira, çok iyi becerdiğimiz bir Ģey. Kızdıklarımızı, sevmediklerimizi,
çekemediklerimizi iftira silahı ile mahvediyoruz. Mağdur olmuĢ, ceza görmüĢ, iĢini
kaybetmiĢ, yuvası yıkılmıĢ, periĢan olmuĢ umurumuzda değil.
ĠĢlenen suçu baĢkasının üzerine atmakta çok mahiriz.
Ayrıca iftira edileni savunmuyoruz, iftiracıyı yalnız bırakmıyoruz.
Ġftira öyle bir hak ki; dünyada telafi edilip helalleĢilmediyse, ahrette nasıl ödenir
bilmem. “Ben öyle duydum, öyle zannetmiĢtim” sözleri insanı kurtaramaz.
Ġftira yanan bir ateĢtir, herkesi yakar. Peygamberimiz Ģöyle buyurur:


“Kötü zandan sakının. Çünkü zan sözlerin en yalanıdır.” (Buhari, Edep:1993)
buyrulmuĢtur.
“Azabı en çok arttıran günahlardan biri de müslümanın ırzına haksız yere dil
uzatmaktır.” (Seçme Hadisler:256/94)
Kur‟an‟ da “Ġftira, apaçık bir günahtır.” (Ahzab: 58)

“Namuslu kadına iftira etmeyin.” (Nur: 4)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 265
Mustafa ÖSELMİŞ


“Ġnsanlar arasında çirkin Ģeylerin yayılmasını isteyenler için dünyada ve ahrette çetin
bir azap vardır.” (Nur: 19)
“Namuslu bir kimseye zina iftirasında bulunan dünyada ve ahrette lanetlenmiĢtir.
Yaptıklarına dilleri, elleri ayakları Ģahitlik ettiği gün, onlar için çok büyük azap
vardır.” (Nur:23-24)
*

*
*
ESTETĠK:
Cenab-ı Allah: “Ġnsanı en güzel biçimde yarattık.” (Tin:4) diyor ve soruyor: “Ey
insan! Seni yaratıp düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir Ģekilde birleĢtiren, ihsanı bol
Rabbine karĢı seni aldatan nedir?” (Ġnfitar:6-8) Bundan sonra Ģeytanın saptırma tehlikesine
karĢı uyarıyor: “ġeytan dedi ki: Kullarını muhakkak saptıracağım. Onları boĢ kuruntulara
boğacağım. Onlara emredeceğimde Allah‟ın yarattığını değiĢtirecekler.” (Nisa:119)
Estetik; Allah‟ın yarattığını beğenmemektir. Zaruret yoksa estetik caiz değildir. Ağzı,
burnu, yüzü, göğsü değiĢtirmek helal olmaz.
Kendini zorlayanlar zarar görüyor. Mecburiyet olmadan estetik yaptıran lanetlenmiĢtir.
Bir hadiste: “Saçını siyaha boyayanın Allah yüzüne bakmaz.” (Ramuz el-Ehadis:92/6)
“Süslenmek için yüzünü boyayıp, kaĢ yolana Allah lanet etsin.” (Age:347/12) denmiĢtir.
Güzel görünme uğruna kullanılan malzemelerin cenin artıklarından, insan yağlarından,
domuz yağından ve kanından yapıldığı unutulmamalıdır.
*
*
*
Cinsler birbirine benzemekten kaçınmalıdır. Bir hadiste: “Erkeğe benzeyen kadına,
kadına benzeyen erkeğe Allah lanet etsin,” buyruluyor. (R.Salihin:1663 + Ramuz elEhadis:347/10)
Peygamberimiz kadının süs eĢyası olan altını erkeğe yasaklamıĢtır.
*
*
*
Güzellik uğruna dövme yaptırma çılgınlığına baĢvuranlar oluyor. Bu yaratılıĢa müdahale
ve fıtratı bozan Ģeylerden biridir. Kara bir lekedir.
Dövme tabaka oluĢturduysa, o bölge fıkıhçılarca necis sayılır. Abdest, gusül olmaz.
Sağlık açısından da zararlıdır. Kanser, AIDS gibi hastalıklara neden olur. Ayrıca
psikolojik hastalıkların habercisidir. Sinir iltihaplarına, beyin apselerine neden olabilir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 266
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah resulü dövme yaptırmayı ve yapmayı yasaklamıĢtır. Hatta lanetlemiĢtir. ġöyle
buyurur:



“Allah; dövme yapan, yaptırana lanet etsin.” (Buhari, Libas:82)
“Takma saç takana, taktırana, bedene dövme yapan ve yaptırana Allah lanet etsin.”
(Ramuz el-Ehadis:347/8)
“Sırf güzelleĢmek için dövme yapan ve yaptırana, yüzünden tüy yolan ve yoldurana,
diĢlerini seyrelttirip inceltene, böylece Allah‟ın yarattığını değiĢtirenlere Allah lanet
etsin.” (Müslim Libas:120) + (R.Salihin:3/205)
*

*
*
DOMUZ – KÖPEK
Ġslam dini domuzu ve domuza ait her Ģeyi yasakladığı için, domuz yeme, domuzu
masum gösterme gayretleri görülüyor.
Bir sağlıkçı “Domuz yesek ne olur?” diyor. Domuz etinin en yağlı ve ne kadar
kaynatılırsa kaynatılsın mikropların ölmediğini, domuzun her tür pisliği, hatta kendi pisliğini
bile yediğini bilmiyor. Bütün dünyayı ayağa kaldıran domuz gribinden haberi yok.
Kur‟an‟da zararlı olduğu için domuz eti yasaklanmıĢtır. (Bakara:172-173 +
En‟am:145)
Domuzdan ne Ģifa olur, ne de gıda olur.
*
*
*
Evlerde hayvan besleme hastalığımız var. Bunlardan en masraflısı ve sağlığa en zararlısı
köpektir.








Hedef insan olmadığı için bir bebek, bir köpek deniyor.
Gururla köpek gezdirenler insani görevleri aksatıyor. Köpek hizmetinde bulunan
insana hizmet edemiyor. Köpeğe kul olan Allah‟a kul olamıyor. Köpek sokak sokak,
kaldırım kaldırım sahibini sürükleyip götürüyor.
Köpek fıkıhçılarca necistir. Evde çocukların düĢmanıdır. Uyuzdan kuduza, ishalden
zeka geriliğine, hatta ölüme varan hastalıkların taĢıyıcısıdır.
Köpeğe aĢırı bir sevgi duyanlar oluyor. Köpeğin ısırdığı insana değil de öldürülen
köpeğe ağlayanlar oluyor.
Aynı sofrayı, aynı yatağı paylaĢanlar var. Köpek ağız, yüz yalıyor.
Köpek neredeyse kutsal bir varlık oldu. Ġnsanın efendisi gibi yaĢıyor. Çocuk edinme
yerine köpek ediniliyor. Köpeğe oğlum, kızım diye hitap ediliyor.
Köpekle çocuk aynı yerde olunca, köpekten kurtçuklar geçer. Kist, trisin köpeklerden
geçer. Göz kızarması, ateĢli hastalıklar köpekten geçer.
Köpek hastaneleri, köpek otelleri, köpek berberleri, köpek bakım evleri, köpek
mezarları, köpeğe miras bırakmak, köpeğe ne denli esir olduğumuzu gösterir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 267
Mustafa ÖSELMİŞ
Atalarımız: “Ġtle yatan, bitle kalkar,” demiĢ. Köpek sahibine, köpeğin siması vurur. Bir
köpek sahibinin hırlaya hırlaya can verdiğini anlattılar.
Evde köpek olduğu için peygamberimize vahiy meleği gelmemiĢtir.
Bir hadiste: “Ġnsanların en hayırlısı insanlara en çok faydalı olandır. Allah‟ın kulunu terk
ettiğinin alameti, o kulun boĢ Ģeylerle uğraĢmasıdır,” buyurur.
*

*
*
ĠSRAF
Ġsraf hastasıyız. Ġsraf etmeden, telef etmeden, bir Ģeyi lüzumsuz yere
kullanmadan duramıyoruz. Harcanacak yerde de cimriliğimiz tutuyor. Ġkisinin ortasını
bir türlü bulamıyoruz.
Dinimiz israfı da, cimriliği de yasaklamıĢtır. Kur‟an‟da:





“Akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere saçıp savurma.” (Ġsra:26)
“Saçıp savuranlar Ģeytanın dostlarıdır.” (Ġsra:27)
“Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma, sonra kaybettiklerinin hasretini çekersin.”
(Ġsra:29)
“Mü‟minler öyle kimselerdir ki; sarf ettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik
ederler. Ġkisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan:67)
“Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez.” (A‟raf:31) buyurur.
Büyüklerimiz hayırda bile israf etmezler “Ġsrafta hayır yoktur” derlerdi.
Peygamberimiz; “Ġnsanın her canının çektiğini yiyip içmesi israftır,” buyurur. (Ramuz
el-Ehadis:131/10)
Devamlı israfa yönlendiriliyoruz. DıĢ güçler: “Hudutsuz, lüks, baĢ döndürücü modalar
icar edin. Çılgınca sarfiyatı teĢvik edin. ” talimatı veriyor. Ġçerde üretici bastırıyor. Bir Ģeyin
yokluğunu çekmemiĢ olmak ve eğitimsizlik çılgınca harcattırıyor.
*
*
*
Neleri israf ettiğimize bir bakalım:

En çok zamanı israf ediyoruz. Bir hadiste: “Ġnsanların çoğunun aldandığı iki nimet
vardır; sıhhat ve boĢ vakit,” buyrulur.
Dünyanın en çok televizyon seyreden, en çok telefonla konuĢan, en çok kahvede oturan,
kumar oynayan milletlerindeniz. Böylece ömrü boĢuna tüketiyoruz.
Günler oyunla eğlence ile geçiyor. Çılgınca zaman ve para harcıyoruz. Ceketler
yakılıyor, tabaklar kırılıyor, ölçüsüz alkol alınıyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 268
Mustafa ÖSELMİŞ
“Ne yapıyorsun?” sorusuna “Vakit geçiriyorum.”, “Zaman öldürüyorum.” Cevapları
yanlıĢı ortaya koymuyor mu?
Eskiden iĢyerinde “Vakit nakittir.” Levhaları asılırdı. “Sizin boĢ vaktiniz, bizim çalıĢma
saatimiz olabilir.” Uyarıları yapılırdı.
Zaman hovardasıyız. “Yarın buluĢalım.”, “Yarın görüĢürüz,” diyoruz ve 24 saati
kaybediyoruz. Günde bir saati boĢa harcayan yılda 365 saat boĢa geçirmiĢ oluyor.
Zaman kaybını önlemiyoruz. Zaman kaybettiren Ģeyi yok edemiyoruz, eldeki fırsatı
değerlendiremiyoruz. Faydasız Ģeylerle uğraĢıyoruz. Durgun suda mikrop ürediği gibi tembel
insanlar arasında problem çoğalıyor.
Allah: “BoĢ kaldın mı hemen baĢka bir iĢe koyul.” (ĠnĢirah:7) buyurur.

“Kendini yazık etmiĢ kimselere melekler canlarını alırken Ģöyle der: “Ne iĢle
meĢguldün?” ” (Nisa:97)
Kendimizi ilgilendirmeyen boĢ ve manasız Ģeylerden yüz çeviremiyoruz.

Haddinden fazla ekmek alıyor, ekmek israf ediyoruz. Ekmeği torba torba çöpe
atıyoruz. Lokanta, yurt gibi yerlerde korkunç bir Ģekilde ekmek telef ediliyor.
Eskiden “Ekmek gibi aziz ol,” denilirdi, ekmek üzerine yemin edilirdi. ġimdi ekmek
çiğneniyor, çöpe gidiyor, ekmekle ağız siliniyor.









Su israf ediliyor. Abdest alırken bile suyu ölçülü kullanan yok artık. Abdest alan, tıraĢ
olan, banyo yapan, bulaĢık yıkayan suyu boĢa akıtıyor. DiĢ fırçalayan çeĢmeyi açıyor,
iĢi bitince kapatıyor. Az su ile yapılacak bir iĢte suyu sonuna kadar açıyoruz.
Ġlaç israfı korkunç. Lüzumsuz doktora gidiliyor. Haddinden fazla ilaç yazdırılıyor. Ġlaç
bitmeden tekrar yazdırılıyor. Dolaplar ilaçla dolu. Kullanmadıklarımızı
değerlendirmiyoruz. Tarihi geçmiĢ bir sürü ilaç çöpe atılıyor.
Kağıdı kullanmasını bilmiyoruz. BoĢ kalan kağıt karalıyor. Kağıt toplanıyor, biriktirip
ağaçları kurtarma gibi bir düĢüncemiz olmuyor.
Herkes her yerde her zaman resim çekiyor. Tadını, tuzunu kaçırıyoruz. Lüzumlu,
lüzumsuz demiyoruz.
Yürüyebileceğimiz yere vasıta ile gidiyoruz.
Aydınlanmaya bir ampul yeterli iken, birden çok ampul yakıyoruz. Lüzumsuzsa
söndürmüyoruz.
Evde uzayıp giden telefon konuĢmaları yapılıyor. Gereksiz yere çamaĢır, bulaĢık
makinesi çalıĢıyor. Elektrik süpürgesi gürleyip duruyor. Kedi köpek için ne
harcamalar yapılıyor. Sofralar israf sofraları oluyor. Hele bir misafir gelecekse,
yemeğin, pasta böreğin hesabı belli değil. Ġçilen çayın yarısı dökülüyor. Yemek yarım
kalıyor, ekmek parça parça atılıyor. Soba, kalorifer ihtiyaç dıĢı çalıĢıyor.
Ölü için ölü yatırım yapılıyor. Lüks mezarlar yapılıyor. Cenazelerde çelenk israfı, ölü
yemekleri, ölü helvası, masraflı mevlitler…
Hac dönüĢü yapılan israf, ibadet ruhu ile bağdaĢmıyor. O derece ki; hacca gidebilecek
orta hallileri hacdan caydırıyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 269
Mustafa ÖSELMİŞ


Düğünlerde yapılan israf, evlenecek olanları caydırıyor. O derece israf ediliyor ki;
yuva yıkacak ortam oluĢuyor. Güç gösterisi yapılıyor, alkol, silah, Ģarkıcı, dansöz,
davulcu, zurnacı, her Ģeye para saçılıyor, günaha da giriliyor.
Tatil günleri geziler, israfın çokça yapıldığı zamanlar oluyor. Bütçe dıĢı harcamalar
yapılıyor. Borcun kapanması aylar sürüyor, aile sıkıntıya düĢüyor, boĢanma veya
intiharla sonuçlanıyor.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 270
Mustafa ÖSELMİŞ
ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM
YEME – ĠÇME – YATIP KALKMA
Yeme içmede harama helale pek dikkat etmiyoruz. Haramdan mı helalden mi pek
aldırıĢ etmiyoruz. Haram iĢ yapandan sakınmıyoruz. Harama götüren Ģeyden uzak
duramıyoruz. ĠĢimize gelmedi mi; “Buda mı günah, buda mı haram olurmuĢ?” diyoruz.
Allah Kur‟an‟da: “Ey Ġman Edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından
yiyin,” buyuruyor. (Bakara:172)
Hz. Ömer (ra): “Harama düĢeriz endiĢesiyle, helallerin onda dokuzunu terk ederdik,”
demiĢtir. Ecdadımız öyle hassas davranmıĢtır ki; bankanın gölgesinde eğleĢmemiĢ, oturağına
oturup dinlenmemiĢtir.
Umeyre (ra) Ģöyle anlatıyor: “Bir gurup Medineli kadın Müslüman olup, peygambere
gelerek: “Ey Allah‟ın elçisi! Allah‟a ortak koĢmayacağımıza, hırsızlık yapmayacağımıza, zina
etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, iftira etmeyeceğimize ve sana itaat
edeceğimize söz veriyoruz,” dedik. Peygamber bize: “Gücünüzün yettiği kadar ve elinizden
geldiği kadar,” dedi. Biz: “Elini uzat sana Bi‟at edelim Ya Resulallah,” dedik. Peygamber
bize: “Ben kadınlarla toklaĢmam,” dedi.” (Tirmizi Siyer:37) buyurdu.
Hz. Ebubekir (ra) kendine yapılan ikramın fal ücretinden olduğunu öğrenince yediği
kısmı çıkartmıĢtır.
Ne yiyoruz, ne içiyoruz hiç ilgilenmiyoruz. Çoğu zaman bazı Ģeyleri helalleĢtirecek
besmeleyi unutuyoruz.
Alkolden, alkollü yiyecek içecekten ve alkollü ilaçtan kaçınmıyoruz. Alkol konusunda
lanetlenen on kiĢiden bizi oluruz endiĢesini taĢımıyoruz. Harama günaha alet oluyoruz.
Peygamberimiz: “Ġçki bulunan sofraya oturmayınız.” (Ramuz el-Ehadis:439/6) diyor. Ġçki
içmeyenimiz, içki bulunan sofraya oturmaktan çekinmiyor. Mezeleri kurtarmaktan
bahsediyor, kendini kurtarmayı düĢünmüyor.
Zararından dolayı Cenab-ı Allah domuzu haram kılmıĢtır. “LeĢ, kan ve domuz pisliğin
tak kendisidir.” (En‟am:145) buyurmuĢtur. Diğer dinlerde de yasaktır. Bazıları hala; “Biz
neden domuz eti yemeyelim?” diyor. “Onu da Allah yaratmadı mı?” diyor, Allah‟ın haram
kıldığını unutuyor.
Domuz her Ģeyi ile haram kılınmıĢtır. Çünkü domuz kendi pisliği dahil her pisliği yer.
Hz. Peygamber: “AteĢ haram olanı, helal etmez,” buyurur. (B.Hadis Kül:3/113) Ġyice
piĢince veya farklı muamele görünce helal olur iddiasını reddediyor.
Domuz yemek ve yedirmek için bahane arayanlar, domuzu helalleĢtiremez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 271
Mustafa ÖSELMİŞ
Fıkıhçılar; pis koktuğu, zarar verdiği için sigaraya haram fetvası verirken, inadına sigara
içmeye devam ediliyor.
Allah uyarıyor: “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” (Bakara:195)

“Haramla kendinizi mahvetmeyin.” (Nisa:29) diyor. Dinlemiyor, söndükçe
yakıyoruz…
*
*
*
Helal gıdaya dikkat edilmiyor. Bir hadiste: “Ġnsan yediğinden ibarettir.” Buyrulurken,
haramın yansımaları açıkça görülürken, haram tatlı geliyor. “Haram, helal ver Allah‟ım, kulun
durmaz yer Allah‟ım” deyip, gelsin de nereden gelirse gelsin fark etmiyor. RüĢvet verip,
kuvvetli bir avukat tutup, hakkımız olmayanı almaya çalıĢıyoruz.
Kedi, yavrusunu yiyeceği zaman toza toprağa beler, fareye benzetir yermiĢ.
Ġnsan ne yediğini, nereden yediğini araĢtırmazsa harama düĢer. Ġnsanın dindarlığı;
yediğinin helalliği ölçüsündedir. Bir hadiste: “Haramın bitirdiği et, cehenneme layıktır.
Haramın bir lokması da et bitirir,” denmiĢtir. (Ramuz el-Ehadis:409/4)
*
*
*
Yeme içme konusunda önemli hatalar yapılıyor:
















Çok yiyoruz. Öne geleni, ele geçeni, ikram edileni yiyoruz. Yeme hastasıyız. ġiĢman
vücutlar, koca göbekler doymuyor. Yeter demiyor. Birçok hastalığa davetiye
çıkarıyor.
ÇarĢı, Pazar, market gezerken, ne görürsek alıyoruz. Ġhtiyaç olup olmadığına
bakmıyoruz.
Bir misafir için en az 5-6 çeĢit pasta, börek yapıyoruz. Tatlılar çeĢit çeĢit, sofra firavun
sofrası, yemeklerin her türlüsü mevcut.
Yemeklerden önce ve sonra el yıkama, ağız yıkama alıĢkanlığı yok. Kağıtla siliyoruz o
kadar.
Besmele hep unutuluyor.
Önce büyüklerin baĢlaması beklenmiyor.
Lokmalar büyük tutuluyor, ağız dolu iken konuĢuluyor.
Sol elle yiyip içiliyor.
Tabaklar sıyrılmıyor.
Yemeklerin beğenilmediği söyleniyor.
Acele yeniyor, lokmalar büyük tutuluyor.
Açıkta, balkonda, kızartmalar göz hakkına sebep oluyor. Ġhtiyaç sahipleri
düĢünülmüyor.
Soğan, sarımsak yiyip, insanlara karıĢılıyor.
Düzenli yenip içilmiyor. Yatarken yiyip yatılabiliyor.
Sofrada parça ekmekler kalıyor, çöpe atılıyor.
Sonunda hamd yok, Ģükür yok, sofradan kalkılıyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 272
Mustafa ÖSELMİŞ


Toplu yemeklerden sonra parmakla, kürdanla ağzını karıĢtırıp duranlar, takma diĢlerini
çıkarıp gösterenler oluyor.
Ağzı Ģapırdatanlar, ağzı dolu iken konuĢanlar, yiyip yiyip geğirenler, öksürüğüne,
aksırığına dikkat etmeyenler ne büyük görgüsüzlük yapmaktadırlar!
“Az ye, az uyu, az konuĢ,” denmiĢtir. Can boğazdan gelir, boğazdan da gider. Mide
hastalık evidir. Çok yiyenin hizmeti az olur, hastalığı çok olur.
*
*
*
Su içmede unutulan edepler Ģunlardır:






Su ayakta içilmemelidir.
Su kabının içine solunulmamalıdır.
Üç nefeste içilmelidir.
BaĢta besmele çekilmeli, sonunda Ģükür elhamdülillah denmelidir.
Sağ elle içilmelidir.
Bardakta su bırakıp dökülmemelidir. Çay içerken de bardağın dibinde çay
bırakılmamalıdır.
*
*
*
Yatıp kalkarken hatalı davranıĢlar olmaktadır.







Uyku bir bakıma ölümdür. Besmelesiz yatılmamalıdır.
Çok uyunmamalıdır. Mezarda yatacak vakit çoktur.
Yatarken sağ tarafa yatılmalıdır. Yüzükoyun yatmak, sol tarafa yatmak sağlık
bakımından uygun değildir.
Uyku düzenli olmalıdır.
Tedbirli yatılmalıdır; yanan ateĢ, açık kapı bırakılmamalıdır. Etrafı çevrili olmayan
damda yatılmamalıdır.
Çıplak yatılmamalıdır.
Ġmkan varsa cünüp yatılmamalıdır. Abdestli yatılmaya dikkat edilmelidir.
*
*
*
Tuvalet adabı da önemlidir.








Tuvalete paçalar, etekler toplanarak girilmelidir.
Sol ayakla girilip, girerken “Yazelcelal” denmelidir.
Sağ ayakla çıkılmalı, çıkarken “Gufraneke” denmelidir.
Özür yoksa erkekler ayakta su dökmemelidir. Son damlanın iç çamaĢırı kirletmemesi
için gayret gösterilmelidir.
Tuvalette temizlik için sadece kağıt yeterli değildir. Susuz temizlik olmaz.
Tuvalette sol el kullanılmalı, çeĢme sağ elle açılıp kapatılmalıdır.
Banyo tuvalet Ģeytan evidir. Çok eğlenilmemeli, fazla açık durulmamalıdır.
Tuvalete ayet yazılı bir Ģeyle, Allah, Muhammed yazılı rozetle, kolye ile
girilmemelidir. Peygamberimiz “Lailahe illallah Muhammeden Resulallah” yazılı
mührü (yüzüğü) ile tuvalete girmemiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 273
Mustafa ÖSELMİŞ





Açıkta tuvalet yapılmamalıdır.
Ön ve arka kıbleye çevrilmemelidir.
Yola, suya, oturup kalkılan gölgeliklere abdest bozulmamalıdır. Ġslam‟da insanlara
rahatsızlık vermek günahtır.
Tuvaletten sonra eller çok iyi bir Ģekilde yıkanmalıdır.
Tuvaletten çıkar çıkmaz abdest alınmamalıdır. Herkesin kullandığı havlu
kullanılmamalıdır.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 274
Mustafa ÖSELMİŞ
ONĠKĠNCĠ BÖLÜM
SAĞLIK – TEDAVĠ
Temizliğe dikkat etmiyoruz. Evin, etrafın temizliği konusunda ihmalkâr
davranıyoruz. Düzenli yaĢamak varken darmadağın yaĢıyoruz.
Temizlik olmadan ne sağlık olur, ne ibadet olur. Temizlik imanın yarısı, temizlik dinin
emridir. Kalp temiz olacak, üst baĢ temiz olacak, beden temiz olacak, mide temiz olacak,
düĢünce kirliliği bile olmayacak.
Etrafı kirletme, baĢkalarına sıkıntı verme alıĢkanlığında olanlar oluyor. Çöpü rastgele
atıyor. Kirlettiği çevreyi toplamıyor. Rastgele yere, yola, oturulacak yere, suya pislik atıyor,
abdest bozuyor.
Ağız kokusu, ter kokusu, sararmıĢ diĢ, kirli elbise ile insanlara rahatsızlık vermeye
kimsenin hakkı yoktur.
Allah: “Temizlenen, kurtuluĢa erdi.” (ġems:9) buyuruyor.
Peygamberimiz de: “Uzayan tırnakları kesin. Zira zararlı yaratıklar, tırnaklar içinde
barınır. Tırnakları kesin ve gömün.” (Ramuz el-Ehadis:335/4)


“Avlularınızı ve çevrenizi temiz tutun. Lanetli iki Ģeyden sakının; insanların gelip
geçtiği yolları ve gölgelikleri kirletmeyin.” (Müslim, Tahare:20)
“Allah güzeldir, güzel sever; temizdir, temizi sever. Evlerinizi ve çevrenizi temiz
tutun.” (Tirmizi, Edep:41) buyurur.
Ġnsan atılan tükürüklerden öyle oluyor ki; önüne bakamıyor. Yere gömülmesi gereken
Ģeyler ortalıkta dolaĢıyor.
*
*
*
ĠĢi temizlik hastalığına götürmemek gerekir. Ekmeği, meyveyi deterjanla yıkayanlar
oluyor. Bu sağlığa da zararlı, akla da zararlı.
Bir Ģeyi elleyince, el tutunca, bir kapı açınca hemen elleri yıkayanlar oluyor. Bu
hastalıktır.
Bir de hasta olunca tedaviden kaçan, ihmal edenler oluyor. “Bu bana Allah‟tan geldi.
Allah‟ım beni iyileĢtir,” diyenler; Allah‟ın: “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”
(Bakara:195) emrine, peygamberimizin: “Ey Allah‟ın kulları! Tedavi olun. Her derdin
dermanı vardır.” (Buhari, Tıb:1) hadisine uymamıĢ olurlar. Evet, dua etmeliyiz ama çareye
baĢvurduktan sonra. Peygamberimizin, deveye okuyup üfleyene; “Üfürüğüne katran karıĢtır”
dediği gibi.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 275
Mustafa ÖSELMİŞ
“Derde derman aramak, derdi veren Allah‟a isyandır,” diyenler, ne Ģehittir ne gazi, pisi
pisine gitti Niyazi olurlar.
Bir de hastalık hastası olanlar oluyor. En ufak bir ağrıyı, acıyı büyüten, bir sivilceye kafa
takan, bir sıyrığı büyüten, doktor doktor gezen, ilaç üstüne ilaç alan veya aldığı ilaçların
çoğunu kullanmadan çöpe atan hastalık hastaları oluyor. Ġnlemelerinden, sızlanmalarından,
Ģikayetlerinden yanlarına varılamıyor.
En önemlisi de haramla tedavi olmaya çalıĢan zavallılar oluyor. Pis ve mikroplu Ģeylerle
tedaviye çalıĢılıyor. Batıl yollarla tedavi olmaz.
“Denize düĢen yılana sarılır,” denmiĢtir. Çare arayan dertli insanların önüne yanlıĢ tedavi
yollarını önerenlere ne demeli? Tavuk pisliği, köpek pisliği, idrar, inek pisliği, hayız kanı,
alkol, domuz yağı tavsiye edenleri duyuyorum. Veya yatırlardan, türbelerden medet umanlar
oluyor.
Eğer haramla tedavi olsaydı; Allah onu haram kılmazdı. Haramdan Ģifa olmaz. Haramın
kendisi derttir. Bir hadiste: “Allah Ģifanızı haram kıldığı Ģeylerde yaratmamıĢtır,” buyrulur.
(Ramuz el-Ehadis:89/6)
YanlıĢ yollarla tedavi sunmak, menfaat temin etmek, bu iĢin Ģarlatanlığını yapmak, hap
yap para kap denir ya bu asla helal değildir.
*
*
*
Çok yemek sağlığa uygun değildir. Obez nüfus artıyor. Peygamberimiz göbekli birine
göbeğini iĢaret ederek; “Bu böyle olmamalı” demiĢtir. ġiĢmanlık hastalığın davetçisidir.
Çok yemek, tok iken yemek, her canın istediğini yemek, fazla protein almak insan
sağlığını bozar.
Tıka basa yiyip, geğiren birine peygamber (as): “Bırak Ģu geğirmeyi canım!” demiĢtir.
Çok gülmek kalbi öldürür. Peygamberimiz: “Allah üç kiĢiye gazap eder: tok iken yemek
yiyen, çok uyku uyuyan ve sebepsiz yere gülen” buyurur. (Ramuz el-Ehadis:267/8)
Çok ağlamak, olur olmaz Ģeye gözyaĢı dökmek, yıllar önce kaybettiği biri için ağlamak,
yas tutmak kalbi öldüren Ģeylerden biridir. Dünya kaybı için ağlanmaz. Allah‟ın takdirine
isyan edilmez. Peygamber (as):

“Ağlayınız fakat Ģeytanın çığırtkanı olmaktan sakınınız. Ağlamak, elle, dille olduğu
zaman Ģeytandandır,” buyuruyor. (Ramuz el-Ehadis:8/9)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 276
Mustafa ÖSELMİŞ
Esneyip durmak, hapĢırırken dikkatli olmamak, baĢkalarının üzerine hapĢırmak, sesi
kısmamak, ağzı, burnu kapatmamak hataları çok yapılıyor. Halbuki dikkat edilse sessizce
esnenebilir, ağız kapatılabilir.
HapĢıran kiĢi, hapĢırdığı için Ģükretmiyor. ġükredene “Yerhamükellah” denmiyor. O
da dense “Yehdina Yehdikümullah” demiyor. Eksik kalıyor ve dualaĢma gerçekleĢmiyor.
HapĢırmayı gidermeye çalıĢmak hatadır. Onun yerine, kolla, mendille kapatılmak
suretiyle baĢkalarının incitilmesi önlenmelidir.
Esnemek konusunda peygamber (as): “Sizden biri esneyeceği zaman, gücü nispetinde
onu gidermeye çalıĢsın.” (Buhari Edep:125) “Biriniz esnerse eliyle ağzını kapatsın ve sesini
kıssın.” (B.Hadis Kül:4/7765) buyurur.
*
*
*
Sağlığımız açısından spor yapmasını bilmiyoruz. Spor anlayıĢımız yanlıĢ. Yirmi kadar
kiĢinin top koĢturmasını spor zannediyoruz.
Yürüyenlere bakıyorum; erken saatlerde tin tin tin dönüĢte elde bir somun… evinin
önünde ki bahçe çöplük, çapalana bilir, çiçek ağaç dikilebilir.
Kızları soyup maç yaptırmayı, spor bayramı kutlamayı, aç kurtları seyrettirmeyi, spor
olarak görüyoruz.
Gazetenin beĢinci altıncı sayfası, takımlar, maçlar, gollerle dolu. Tv radyo yayınlarının
önemli bir bölümü meĢin top.
Teknik direktör yabancı, oyuncu yabancı, ödenen paralar astronomik, adı milli maç, milli
takım!
Saha da küfürler, argolar… Kitleleri topla uyutuyorlar. Bölücülük var, kavga var, cinayet
var, yaralanma var, ortada bir top, iki kale ve yirmi iki kiĢi. ĠĢte ideoloji, stattakiler bağırıyor:
“ölmeye ölmeye geldik” taĢlar, ĢiĢeler, silahlar, bıçaklar ve akan kanlar, yapılan maddi
tahribat. Hani spor, dostluk kardeĢlikti?
Bir gol yüzünden yüzlerce insan ölüyor.
ĠĢ kaybını, zaman kaybını, para kaybını, sekiz on saat psikolojisi bozulan insanları
hesaba katmazsak…
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 277
Mustafa ÖSELMİŞ
Toplumun çoğu stresli, dengesi bozuk, kimyası bozuk, normal davranılmıyor.
Beklenmedik Ģeyler söyleniyor ve yapılıyor. Kavga edilmeyecek yerde kavga ediliyor. Hatta
çok gereksiz cinayetler iĢleniyor.
Topluca gerilim, heyecan, üzüntü, korku içindeyiz. Arayan mevlasını buluyor, arayan
belasını buluyor.
PaylaĢma yok, güven yok, sevgi, saygı yok, cinnet geçiriyoruz. Bir gazete sayfasında
veya haberlerde cinayet, cinayet, ailesini katlediyor, sevdiğini öldürüyor…
En ufak bir bahane intihara neden oluyor…
Hızlı yaĢıyoruz, yürümüyoruz, koĢturuyoruz. Sürekli çalıĢıyoruz ve strese giriyoruz.
Her Ģeyi kafaya takıyoruz, hep kendimizle meĢgulüz, hep olumsuz düĢünüyoruz,
olumsuz yaklaĢıyoruz, hep kendimize hizmet edilsin istiyoruz, baĢkalarını mutlu etmeyi
düĢünmüyoruz. Bu olumsuzluklar kafayı bozmaya yetiyor.
ZorlaĢan hayat Ģartları olumsuzluklar ve stres, insanı panik atak yapıyor.
Hüsn-ü zan beslemek varken, sui zan besliyoruz. Hep kötü düĢünüyor ve kötü yönünü
görüyoruz. Hakkında bilgimiz olmayan konuda karar veriyoruz. BaĢkalarının ayıbı ile
uğraĢıyor, kendi kusurlarımızı görmüyoruz. Duyduğumuz Ģeyin doğruluğunu araĢtırmıyoruz,
gıybetten, iftiradan korkmuyoruz.
Çare ne? Allah inancının, ölüm ötesi hayata inanmanın stresi yenmede büyük önemi
vardır. Kul affedecek bir Allah‟ın olduğuna inanırsa rahatlar, geçmiĢin çöplüklerini karıĢtırıp
durmaz.
Ġnanan Allah‟tan gelene razı olur, isyan etmez. Dünyanın geçici ve imtihan yeri
olduğunu bilir, ona göre davranır, olaylara inancı ile karĢı koyar, sabreder, Ģükreder.
Ġnanan rızkın, ecelin Allah‟ın elinde olduğunu bilir. YanlıĢ endiĢe ve korkulara yer
olmadığını bilir.
Ġnanan her Ģeyde bir hayır vardır, böylesi hayırlıymıĢ der. Allah‟tan yüz çevirip, sıkıntıya
düĢmez. Olmayana üzülmez, eldeki olanla Ģımarmaz. Ġnançsızın elindekini kıskanmaz. Onun
hayatına aldanmaz.
Ġnanan ibadetle rahatlamasını bilir. Okur hayatına virgül koyar, nokta koyar, güzel bir
aile ortamı ile huzura erer. Her Ģeyin dolu tarafını görür, gülü bırakıp dikene sarılmaz. Ölçülü
alıĢ veriĢ yapar, israf etmez, sıkıntıya düĢmez. Var olana Ģükür, olmayana da sabır gösterir.
Darılıp kırılmaz, kırıp dökmez, nefreti sevgiye çevirir. Duvar örmez, köprü kurar.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 278
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnanan imrenip kıskanmaz, rahatsız olmaz. “Sizden biri kendisinden üstün olanı görünce
hemen kendisinden aĢağıda olana baksın ve haline Ģükretsin.” (Buhari Rikak:30) hadisini
hatırlar.
Öfkelenen Müslüman; “Sizden biri ayakta iken öfkelenirse, otursun. Rahatlamazsa
uzanıp yatsın.” (Ebu Davut, Edep:4) “Öfke Ģeytandandır, Ģeytan ateĢten yaratılmıĢtır. AteĢ su
ile söndürülür. Bunun için kızan abdest alsın.”(Age:47/84) peygamber tavsiyelerini hatırlar.
Ġnanan, üzülme hastası olmaz. ĠĢin sevinç çıkartılacak yönüne bakar. Kendisinden
üstekilere bakıp kıskanmaz, imrenmez ve üzülmez. Üzüntüyü hayatına yaymaz, karamsar
olmaz, ümit var olur. Sıkıntı ne kadar büyük olursa olsun; “Beterin beteri vardır” der strese
düĢer mi? DüĢmez.
Ġnanan neye üzülür?






BoĢ, ibadetsiz geçen ömre,
Gaflete, boĢ ve manasız uğraĢılara,
Kaçırdığı güzel fırsatlara,
Üzüntü duymadan iĢlediği günaha,
BoĢa giden hırsa, tamaha,
YetiĢtiremediği evlada üzülür.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 279
Mustafa ÖSELMİŞ
ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BĠD’AT VE HURAFELER

TARĠKAT ÇERÇEVESĠNDE YAPILAN YANLIġLIKLAR
Tarikat ne demektir?
Tarikat yol demektir. Din, mezhep değildir. Tarikat, dini bilmeyenin bilen birine
uyması ve ondan dinini öğrenmesidir.
Tarikat din dıĢı değildir, yeter ki itikat düzgünlüğü olsun, din doğru yaĢansın. Kur‟an
ve sünnete ters düĢülmesin.
Tarikata girmek Ģart mı?
Tarikata girmek farz, vacip ve sünnet değildir. Tarikatlar sonradan ortaya çıkmıĢtır.
Bir insan kendi kendine din öğrenemeyecekse bir bilene yaklaĢır, ondan öğrenir.
Tarikatsız olmaz. Sen niye tarikata girmiyorsun? Senin amellerin boĢa gider, denirse
yanlıĢ olur. Bilen bir insana tarikat zorunluluğu yoktur.
Tarikatta kiĢiye bağlılıkta sınırı iyi ayarlamak gerekir. KiĢiye kayıtsız Ģartsız
teslimiyet yanlıĢtır. Teslimiyet Allah‟a ve Resulüne olur. Ġnsandan yardım istenmez. Yardım
Allah‟tan beklenir. Ġnsana sığınılmaz, insandan kurtuluĢ beklenmez. Sığınak Allah‟tır, yardım
Allah‟tandır. KiĢiler hatasız, günahsız görülemez, hatasız bir Allah‟tır. KiĢilerin yazdığı eser
kusursuz sayılamaz. Kusursuz tek kitap Kur‟an‟dır. KiĢiyle rabıta kurulamaz. Falan bizi
görür, bilir denmez. Her Ģeyi gören bir Allah‟tır. KiĢiye aĢırı saygı gösterilip, tapar
derecesinden divan kurulmaz.
KiĢiler yol gösterici, öğretici olabilir, ancak önder ve rehber Cenab-ı Peygamberdir.
Peygamber öldü, sen falana uy demek büyük hatadır. Peygamberimizin peygamberliği
kıyamete kadardır. Ona uymayan zelil olur, Ģefaatinden mahrum kalır.
“ġeyhi olmayanın Ģeyhi Ģeytandır.” Sözü uydurmadır. “Yat rüyaya gör Ģeyhini”
deniyor. Böyle Ģeyh arayan karĢısından Ģeytanı bulur. ġartlı yatınca aç tavuk düĢünse de darı
görür. Sapık tarikatların da olduğu unutulmamalıdır.
*
*
*
ġeyh keramet sahibi görünse de, keramet sahibi olduğu söylense de, dikkat
edilmelidir. Bazı insanlar uçuyor veya uçuruluyor. Sihirbazlar da göz boyayabiliyor.
Kerametini ilan eden keramet sahibi değildir. Keramet sahibi görünmekten ve
bilinmekten korkar.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 280
Mustafa ÖSELMİŞ
Cüneyd-i Bağdadi: “Bir insanın suda yürüdüğüne, havada uçtuğunu görseniz bile buna
kanmayın. Onun Allah‟ın emirleri ve yasakları karĢısındaki tavrına bakın,” der.
Ġtikat ve amel düzgünlüğü kerametten üstündür. Ġnsanın sözüne, ibadetinin çokluğuna
değil ameline bakılır. Ġnancına bakılır.
Ġlme, delile dayanmadan atıp tutan, fıkıh, akaid, hadis bilmeyen nasıl bir yol gösterir.
ġeyh, baĢkalarının halini tavrını görüp biliyor görünürse, baĢkaları o bizi görür bilir diye
inanırsa, bu Ģirktir, küfürdür. Gaybı geleceği ancak Allah bilir.(Bakara:255 + Neml:65 +
En‟am:50)
Gelecekten haber verene, bir Ģey soranın ve ona inananın kırk gün namazının kabul
olmadığını peygamber (as) haber veriyor. (R.Salihin:1701)
*
*
*
ġeyhini düĢünerek veya fotoğrafını önüne koyarak rabıta olmaz. Resmi karĢısında
namaz kılınmaz. Bu puta tapmak gibi bir Ģey olur. Ġslam, resme zaten müsaade etmez. Çünkü
resmin olduğu yere melekler gelmez. Peygamber (as)‟a Cebrail “Biz köpek ve resim bulunan
yere gelmeyiz.” (R.Salihin:1717) demiĢtir.
“ Falanın resmi evde bulunursa, o eve nur yağar,” diyenler oluyor, nur mu yağar, nar
(ateĢ) mi yağar onu Allah bilir.
Ayrıca Ģeyhin fotoğrafının olması bir kadın için namahremliği ortadan kaldırmaz.
*
*
*
KiĢiye kurban kesilmez. Kurban yalnız Allah’a kesilir. Kevser suresinde: “Rabbin
için kurban kes” buyrulur. Allah‟tan baĢkasına kurban kesmek Ģirktir. O kesilen de leĢ
hükmündedir, yenmez. (Maida:3) Kesilen hayvanın kanını oraya buraya sürmek bid‟attır.
*
*
*
Cenab-ı Allah’la baĢkasını araya sokmak Ģirk olur. Araplar Allah‟a yaklaĢtırsın diye
putları aracı kılardı. Ġsra suresinin 56. Ayeti nazil oldu: “Allah‟ı bırakıp da ilah olduklarına
inandığınıza yalvarsanız, onlar ne sıkıntınızı giderebilir, ne de bir Ģeyi değiĢtirebilirler,”
buyruldu, bu hareketleri kınandı.
Vesile aramak Ģöyle olur: derde derman için çare aranır, doktorun tavsiyesi ile ilaç
kullanılır, burada doktor vesiledir. Miada suresinin 35. Ayetinde vesile aramamız tavsiye
edilir. Vesile ararken “Ġmdat!” diye çağırmak olmaz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 281
Mustafa ÖSELMİŞ
Mesela; dua ederken peygamberimizin ve sevgili kullarının yüzü suyu hürmetine duamı
kabul et denir.
Nasıl bilinmeyen yer için bir kılavuza danıĢılıyorsa Allah‟a yaklaĢmak içinde bir
bilenden bilgi istemek vesile kılmak olur.
*
*
*
Kendi cemaatini ve kendi Ģeyhini üstün görmek, baĢkalarını kötülemek hatasına
çok düĢülüyor.
Bizim olsun az olsun, bizden olsun çamurdan olsun, bizden, sizden, yabancı bu sözler
seviyesiz insanların sözleridir. Hani Müslümanlar kardeĢti? Birbirini sevecekti?
Kenetlenecekti? Kendisi için istediğini Müslümanlar için de isteyecekti?
Sadece kendi gurubunu cennetlik görmek Ġslam‟a, Kur‟an‟a aykırıdır. Allah: “Ehl-i kitap
Yahudiler ve Hıristiyanlar hariç kimse cennete giremeyecek dediler. Bu onların
kuruntusudur…” (Bakara:111) buyurduğu gibi böyle bir kuruntuya kapılmamak gerekir.
Gerçek Müslüman kendi gurubunun sayısını artırmak ve kendilerinin hak olduğunu ispat
için asla yalan söylemez. Peygamber (as) Ġslam‟ı tebliğ ederken baĢkalarını ve diğer dinleri
kötüleme yoluna gitmemiĢtir.
Gurupçuluk, ayrımcılık cenneti kazanma yolu değildir. Ġbni Sina: “Cennete yalnız
girmek isteyen zaten cennetlik değildir” der. Müslüman olmamız ve peygamber ümmetinden
olmamız bir tarafa bırakılıyor, gurupçuluk yapılıyor, ayrımcılık yapılıyor. Bundan ne Allah
razı olur ne de Allah Resulü razı olur.
Ali, veli eksenli din yaĢanmaya çalıĢılıyor. ġöyle dedi, böyle dedi saatlerce anlatılırken
Allah ne buyurdu, peygamber (as) ne söyledi unutuluyor. Kur‟an‟a ve sünnete itibar etmeyen
hatta ters düĢene itiat ediliyor.
Ġslam da gurupçuluk yoktur.
Cenab-ı Allah Kur‟an‟ı Kerim de Ģöyle buyuruyor:


“Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir iliĢkin
yoktur. Onların iĢi ancak Allah‟a kalmıĢtır. Sonra Allah onlara yaptıklarını
bildirecektir.” (En‟am:159)
“Dinlerini parçalayanlardan ve bölük bölük olanlardan olmayın. Bunlardan her fırka
kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.” (Rum:32)
*
*
*
Ġnancımızda aĢırılık yoktur. AĢırı ilgi, aĢırı sevgi, el etek öpme, iki büklüm olma,
kusursuz hatasız kabul etmek islamın red ettiği Ģeylerdir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 282
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah, peygamber anılınca kılı kıpırdamıyor, Ģeyhinin adını duyunca titremeye,
hoplamaya, zıplamaya baĢlıyor. Bunu izah zor. Allah “Müminler ancak Allah‟ın adı anıldığı
zaman yürekleri titreyen kimselerdir,” buyurur.(Enfal:2)
*
*
*
Peygamber (as) ifadesine göre Müslüman her önüne gelene “efendim”
demeyecektir. (R.Salihin:1659)
Öyle Ģeyler duyuyoruz ki hayret etmemek mümkün değil.

“Efendimizin kalbi temizdir, kalbinden kötülük geçmez, onun için kaç-göçe gerek
yoktur,” diyerek yalnız kalmak, hizmet etmekte sakınca görülmüyor. ġöyle soralım;
“Bir kadın bir erkekle yalnız kalmasın” diyen kadınlara perde arkasından hitap eden
peygamber (as)‟ın kalbi temiz değil miydi?
*
*
*
Bir kadın Ģeyhi de olsa bir erkeğin elini öpmesi uygun değildir. Peygamber (as)
kadınlarla tokalaĢmamıĢtır. Bir kadın, müridin, mürĢidinin elini öpemez. Bu bazılarının
hoĢuna gitse de Allah‟ın ve Resulünün hoĢuna gitmez.
Bazıları, adam kazanmak için: “Hocamızın elini öp günahsız olursun” demektedir.
Papazın günahlardan arındırma yetkisini hocasında görmektedir. Günahları peygamberimizin
bile affetmeye yetkisi yoktur. Günahları ancak dilerse Allah bağıĢlar.
*
*
*
ġeyhini günahsız, kusursuz görmek, kusursuz olduğunu söylemek Ģirktir. ġirk en
büyük günahlardandır. Kusursuzluk Allah‟a mahsustur.
ġair:
“Ġnsan
Eyler hata üçer beĢer,” demiĢtir.
beĢer,
durmaz
ĢaĢar,
Peygamberlerin bile zelle denilen ufak tefek hataları olmuĢtur. Peygamberimiz günde
yetmiĢ defa tövbe ettiğini söylemiĢtir. Secdede gözyaĢları ile af dilemiĢtir.
Kula kayıtsız Ģartsız teslimiyet olmaz.
BaĢkalarının iltifatından hoĢlanan Ġslami bir hayat yaĢamıyor demektir. Bir hadiste:
“Ġnsanların kendileri için ayakta dikilmelerinden hoĢlanan kimse cehennemdeki yerini
hazırlasın,” buyurur. (Tirmizi Adap:47)
Ġslam‟da kula kulluk yoktur.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 283
Mustafa ÖSELMİŞ
Ölünün yıkayıcısına teslim olduğu gibi Ģeyhe teslimiyette davet etmek veya Ģeyhin
böyle bir beklentisi de Ġslami değildir. Teslimiyet ancak Allah‟a olur.
Peygamberimiz aĢırı ilgiden hep rahatsız olmuĢtur. “Siz oturun, yemeğinizi biz
hazırlayalım” diyenlere “Ben de odun toplayayım” demiĢtir. KarĢısında titreyen yaĢlı kadına
“Niye titriyorsun? Ben KureyĢli, kuru ekmek yiyen kadının oğluyum,” demiĢtir.
ġeyh bir abdest alsa suyunu döken, ayaklarını yıkayan, havlusunu, cübbesini tutanlar
görülüyor.
Sevgili peygamberimiz (as): “Ben kral peygamber olmakla, kul peygamber olmak
arasında serbest bırakıldım, kul peygamber olmayı tercih ettim” (B.Hadis Kül:5/139)
buyrulmuĢtur.

“Beni övmeyin. Ben ancak bir kulum. Bana sadece Allah‟ın kulu ve resulü deyiniz,”
buyurmuĢtur. (Buhari Enbiya:48)
Osmanlı padiĢahları: “Senden büyük Allah var, mağrur olma padiĢahım” diye halkın
bağırmasını istemiĢ, kendilerine hakim değil hadim denmesini istemiĢlerdir. Yavuz Sultan
Selim, “Hakim‟ül-harameyn” ifadesini “Hadım‟ül- harameyn” (Mekke ve Medine‟nin
hizmetçisi) olarak değiĢtirmiĢtir. Peygamber yolunda olmak budur.
*
*
*
Kim olursa olsun kuldan yardım beklenmez. Kuldan Ģifa beklenmez, ondan enerji
alınmaz, kula secde edilmez, gaybın bilgisi istenmez, kula sığınılmaz, kul sığınak kabul
edilmez. “Fakir” diye diye insanlardan çok Ģey isteyenler oluyor. Birçok konu da ümit
verenler oluyor veya bir Fatiha bekleyenlerden çok Ģey bekleniyor.
Veli kul dahi olsa “Yandım, medet!” diye kapısına gidilip yardım beklenmez. “Medet Ya
Rasulallah!” demek bile tehlikelidir. Yardım Allah‟tandır.




“Efendimiz, Ģeyhimiz bize yardım etti, iĢimiz oldu. Kazasız belasız atlattık,” demek
Ģirktir.
“YetiĢ ey Ģeyh!” denmez.
“Hocamız bizi korur, imanlı gitmemizi sağlar, kabir de yardım eder, sıratta
kolumuzdan tutup geçiriverir, kıyamet günü Ģefaat eder” deniliyor. Böyle diyen ve
dedirten sapıktır, Ģirke düĢmüĢtür.
“Sen halini Ģeyhe arz et, o Allah‟a arz eder.” Ġfadesi Ģirk kokan bir ifadedir. Allah
kimseyi vekil tayin etmemiĢtir. Allah adına kimse iĢ göremez.
Bir büyüğümüz: “Orada burada elimi öpüp durmayın, çok tövbe etmem gerekiyor,”
diyerek iki büklüm olan talebesini azarlamıĢtı.
Rahmetli H. Salih Tanrıbuyruğu Hoca Efendi çok muhterem biri idi. Ġhtiyardı, biri ona
elini öpüp:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 284
Mustafa ÖSELMİŞ


“Son an ve kıyamette bana yardım et hocam!” demiĢti. Hoca öyle bir tepki gösterdi ki:
“Defol! Beni günaha sokma, git tövbe et!” demiĢti.
*
*
*
Allah’tan baĢkasına sığınılmaz. Yaratan, yaĢatan, koruyan, kurtaran Allah‟tır. Kula
sığınma, inanç noksanlığından ve itikat bozukluğundandır.
ġeyh için Gavs (sığınılan), Gavs-ı ekber, Gavs-ı azam denirse Allah‟ın sıfatları kula
yakıĢtırılmıĢ olur, Ģirk olur.
*
*
*
ġeyhin kendilerini Ģefaat edip kurtaracağını bekleyenleri duyuyoruz. Ne büyük
yanlıĢlık Allah‟ım! Bu tür sapıklıklardan Müslüman kardeĢlerimi koru!
ġefaat hakkı Allah resulüne verilmiĢtir. O ancak Allah‟ın izin verdiği kimselere Ģefaat
edecektir.
Biri telefonda: “Bizim Ģeyhimiz dua ediyor; derviĢlerim ölürken yanlarında olayım,
onların imanlı gitmesini sağlayayım. Diyordu. Ne dersiniz?” diye sordu. Allah korusun; diyen
de, inanan da Ģirke düĢmüĢtür.
Bakın Ģeyhliğin ve derviĢliğin neresindeyiz...
Atalarımız: “Rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz.”, “Çürük baklanın kör
alıcısı olur,” demiĢlerdir.
Dikkat edelim; dünyada kim kimi sevdiyse ahrette onunla beraber olacak, onunla beraber
hesaba çekilecektir. Bunu Kur‟an Ģöyle haber veriyor:


“Her insan topluluğunu önderleri ile beraber çağıracağız.” (Ġsra:71)
“Firavun kıyamet gününde adamlarının önüne düĢecek ve onları çekip ateĢe
götürecektir. Varacakları yer ne kötüdür.” (Hud:98)
Allah‟ım mahĢer günü peygamber efendimizin peĢine düĢen Havz-ı Kevserinden içen
ve Ģefaatinden istifade edip kurtulan kullarından eyle! Âmin.
*
*
*
Tarikattan ayrılmak isteyen tehdit edilip korkutuluyormuĢ. ġeyhin gazap edeceği
söyleniyormuĢ. Öyle bir Ģey olmaz.
Bir tarikata giren kendi isteği ile girdiği gibi isterse kendi isteği ile de ayrılabilir. Uyum
sağlayamadıysa, oradakiler bid‟at iĢliyorsa, sünnete ve Kur‟an‟a ters düĢen durum varsa,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 285
Mustafa ÖSELMİŞ
orada durmak sakıncalıdır. Yalnız, ayrılırken düĢmanca, küçümseyerek, kötüleyerek, iftira
atarak ayrılmamalıdır.
Uyum sağlayamayan, eĢ ile aynı yerde olmak isteyen, o coğrafyada yaĢama güçlüğü
çekiyorsa, bir insan mezhep bile değiĢtirebilir.
Tarikat değiĢtiren, mezhep değiĢtiren, Allah‟ın gazabına uğramaz, cehennemlik olmaz.
Duyuyoruz; değiĢik mezheplere göre amel edenler oluyor. Bir insan her konuda kolayına
gelen mezhebe göre amel edemez. Mecburiyet olmadan mezhep taklidi yapamaz. Hangi
mezhebi kabul etmiĢse ona göre amel eder.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 286
Mustafa ÖSELMİŞ

BĠD’AT VE HURAFELER
Ġslam’ı zorlayarak din, akıl ve mantık dıĢına çıkarmaya çalıĢıyoruz. Akıl almaz,
mantık kabul etmez Ģeyler dindenmiĢ gibi gösteriliyor, nesilden nesile taĢınarak yaĢatılıyor.
Gerçek dini bilmeyenler bid‟at ve hurafelere sarılıyor. Yalanın, yanlıĢın çabuk yayılma
özelliği oluyor. Çünkü cazip geliyor.
Bid’at nedir?
Ġslam‟ın özüne ters olan sonradan uydurulan iĢe, davranıĢa bid‟at denir.
Ġslam‟da bid‟ata yer yoktur. Kur‟an: “ġüphesiz ki, bu dosdoğru yoldur. Buna uyun,
baĢka yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah‟ın yolundan ayırır.” (En‟am:153) buyurur.
Neden bid’at ve hurafelere düĢülüyor?





Din bilinmiyor ve doğru kaynaklardan öğrenilmiyor.
Kısa yoldan cennete girme arzusu ile yollar aranıyor.
Dikkat çekme arzusu ile bir Ģeyler ortaya atılıyor.
Ġslam‟ı ucuz ve kolay yaĢama düĢüncesi her Ģeyi menfaate uyduruyor.
Bir de Ġslam‟a zarar vermek isteyenler her devirde boĢ durmamıĢtır.
Bid‟at icat etmenin vebali büyüktür. Bir hadiste: “Kim bid‟at icat ederse, onunla amel
edenlerin günahı kadar o kimseye günah yazılır.” (Müslim, Ġlim:6) buyrulur.
Bid‟at ve hurafeler dine, imana, bid‟at ve hurafe ehline büyük zarar verir. Toplumda
inanç birliği bozulur. Kur‟an ve sünnetten uzaklaĢılır, itikat bozulur, ameller boĢa gider.
Bid’at ve hurafeyi temizlemek nasıl olur?
Bid‟at ve hurafeyi herkes ayırt edemez. Bazılarına batıl Ģeyler güzel görünür.
Bid‟at ve hurafenin yayılması, onu meĢrulaĢtırmaz.
Bilenler, bilgilerini gizlemeyip yanlıĢ yapanları uyarmakla yükümlüdür.
Bid‟ate düĢmemek için dini doğru kaynaktan öğrenmek gerekir. Kur‟an, sünnet ölçü
alınmalıdır.
Bid‟ate düĢülürse, küflü çivinin kolayca çıkarılıp atılamadığı gibi kolay kolay
hurafeler de atılamazlar.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 287
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnançtaki bazı bid’at ve hurafeler:
























Ruh göçüne inanmak,
Gaybı bildiğini söylemek ve söyleyene inanmak,
Sihir, büyü yapmak,
Fala bakmak, fala inanmak,
Nazardan korunmak için at nalı, kemik takmak, kurĢun döktürmek,
Uğur, uğursuzluk aramak,
Irkçı düĢünce taĢımak,
Allah‟tan baĢka tanrı edinmek,
Haramı helal saymak,
Cenazelere çelenk göndermek, fotoğraf taĢımak, tekbir getirmek, nutuk atmak, cenaze
taĢınırken arabada taĢ, bıçak, ekmek bulundurmak, alkıĢla uğurlamak,
Cuma ve Salı günleri iĢ yapmamak,
Bayram sabahı silah atmak,
Mezarlığa mersin götürmek,
Ġsteğin olması için türbeye koĢmak, adakta bulunmak, horoz kesmek, mum yakmak,
yiyecek, eĢya koymak,
Ölünün ardından 7. , 40. , 52. gün bir Ģeyler yapmak.
Hacdan geleninin gözünü, ayağının altını öpmek,
Cennetlik olmak için kefeni zemzemle yıkatmak,
Hatim okurken düğüm atmak, bid‟atler iĢlemek,
“Peygambere uymak Ģirktir,” demek,
“Allah‟ın, kulun ibadetine ihtiyacı yoktur, kalbi temiz olan ibadet etmese de olur,”
demek,
“Farz borcu olan sünnet kılmaz,” demek,
“Bize Kur‟an yeter, Bize Kur‟an Müslümanlığı lazım, Peygamberin görevi bitmiĢtir,”
demek,
Ġki bayram arası nikah kıymamak,
Hamilenin, çocuğun ömrü kısa olur diye saç kesmemesi, vb…
Sosyal hayattaki bazı bid’at ve hurafeler:













ĠĢe baĢlamak için gün ve tarih seçmek,
Kısmeti kapalı olan kızın gece çeĢmeyi açık bırakması,
DiĢi ağrıyanın, mezar taĢını ısırırsa ağrısının geçeceğini düĢünmek,
Hastanın, türbenin içinde yatarsa Ģifa bulacağına inanmak,
Türbelerden, yatırlardan Ģifa beklemek, yardım istemek, hastanın çamaĢırını türbeye
koyup sonrada giydirmek, sınava girecek öğrenci için türbeye bir Ģeyler bırakıp bir
müddet sonra öğrenciye yedirip içirmek, baĢarılı olmasını beklemek,
Elden sabun, makas almayı uğursuzluk saymak,
Ġnsanlarda eĢyalarda, hayvanlarda uğur, uğursuzluk aramak,
BaykuĢta, uluyan köpekte, tavĢanda, kedide uğursuzluk aramak,
Yemin ederken, yalan söylerken ayağın birisini kaldırarak yemin etmek, yalan
söylemek,
YılbaĢı kutlamak, Efes‟i kutsal bilip ziyaret etmek, yarım hacı olduğuna inanmak,
Kahve fincanına bakıp fal uydurmak,
Renklerden, rakamlardan hüküm çıkarmak, uğur, uğursuzluk aramak,
Ölü için çelenk yaptırmak, mezarlığa, türbelere, isteklerle gitmek, masraflı mezarlar
yapmak,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 288
Mustafa ÖSELMİŞ











































Yeni yapılan eve, yeni arabaya boynuz, kemik, mavi bez, mavi boncuk takmak,
Ay veya güneĢ tutulunca davul çalmak, silah atmak,
Gece sakız çiğnememek, aynaya bakmamak, tırnak kesmemek,
Esnafın ilk parasını yere atıp, yüzüne sürmesi, uğur araması,
Çocuğun göbeğini camiye gömmek,
Bir Ģey için hayvan kesip kanını alna, arabaya, oraya buraya sürmek,
AkĢam eve süt, sirke, acı sokmamak,
“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaĢasın” demek,
Bir kötülükten korunmak için duvara tahtaya vurmak veya kulak çekmek, “ġeytan
kulağına kurĢun,” demek.
Mezara, ağaca çaput bağlamak, kilit asmak, dilek tutmak,
Suya para atıp dilek tutmak,
Nazar değmesin diye göz yapıĢtırmak,
Evde kırık çatal, eĢya bulundurmayı uğursuzluk saymak,
Çocuğu olmayan kadını, hasta olanı, gece türbede yatırmak,
Dilek taĢı dikmek,
ġüpheli Ģeyi sol elle yemek,
“Gemisini kurtaran kaptan” demek,
“Nerede aĢ oraya yanaĢ, nerede aç oradan kaç” demek,
“El öpmekle dudak aĢınmaz” demek,
“Devletin malı deniz, yemeyen keriz” demek,
“Ġsteme benden soğurum senden” demek,
“Merhametten maraz doğar” demek,
“Acıma acınacak hale gelirsin” demek,
“Güzele bakmak sevaptır” demek,
Çocuğa ilk kakasını yedirmek,
Ġyi geçim için kocaya hayız kanı içirmek,
Alkolik için camiye su koyup içirmek,
“Köprüden geçinceye kadar ayıya dayı de” demek,
“Çağ sana uymazsa sen çağa uy” demek,
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” demek,
“Sağır ol, kör ol, dilsiz ol, rahat ol” demek,
“Üzümü ye, bağını sorma” demek,
“Gelene ağam, gidene paĢam, kimsenin iĢine karıĢmam” demek,
“Körün yanında sende bir gözünü kapat” demek,
“Fakirin baĢ ucunda oturmaktan, zenginin ayak ucunda ölmek iyidir” demek,
“Bedava sirke baldan tatlıdır” demek,
“Devletliye dokun geç, fakirden sakın geç” demek,
“Bal tutan parmağını yalar” demek,
“Kırk gün günahkar, bir gün tövbekar ol” demek,
“Para her kapıyı açar” demek
“Verince kırkı, gider korku” demek,
“Haram helal ver Allah‟ım, kulun durmaz yer Allah‟ım” demek,
“Yağmur yağarken testini doldur” demek
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 289
Mustafa ÖSELMİŞ

BAZI BĠD’AT VE HURAFELER
Uğur – uğursuzluk:
Ġnsanda, hayvanda, günde, sayıda, renkte, parada, boncukta uğur ve uğursuzluk arama
yaygın.
Bu hurafeler ilkel insanlardan kalmadır. Hiçbir Ģeyde uğur da yoktur, uğursuzluk da
yoktur. Uğursuzluk düĢüncesi birçok iĢimize mani oluyor veya yanlıĢ yapmamıza neden
oluyor.
Peygamberimiz: “Hayra yorun, uğursuzluk inancı sizi yolunuzdan alıkoymasın,”
buyurmuĢtur. (Ebu Davut, Tıp:24)
Hayır da, Ģer de Allah‟tandır. BaĢka Ģeyler insana fayda da veremez, zarar da veremez.
Uğur getirdi, uğursuzluk verdi sözleri saçmadır. Uğursuzluk insanın kendisindedir. (Yasin:18
+ Neml:47)
Bir hadiste: “Kim uğursuzluk sayıp iĢinden kalırsa, Allah‟a Ģirk koĢmuĢ olur,”
buyrulur. (B.Hadis Kül:4/200)
Ġlkel insanlar uğur getirsin diye birçok Ģey taĢırdı. Bugün de Ģans yüzüğü, Ģans kolyesi
takanları görüyoruz.
Kötü giden iĢte uğursuzluk, iyi giden iĢte illa bir uğur aranıyor. BaĢarı ve baĢarısızlık
onlara yükleniyor.
*
*
*
FALCILIK:
Bilinmeyene, gizliliğe karĢı bilme, öğrenme merakı her insanda oluyor. Söylenen birçok
Ģeye inanma zaafı da hepimizde var.
“Fala inanma, falsız da kalma” diyerek falcıyı ve ona sormayı ihmal etmiyoruz. Ele,
fincana baktırıyoruz. Dergi, gazete falanı kaçırmıyoruz, güvercine, tavĢana kağıt çektiriyoruz.
Ondan sonra falcı içimi okudu, dediği çıktı diyoruz. Aynı falı binlerce insan, benim falım
diyerek okuyor.
Aslı çıkmayan birçok Ģeye bakmayız, biri tutarsa ona inanırız.
Falcılık, inancımızda haram. (Maida:3) Falcılığın Ģeytan iĢi pislik olduğu bildirilmiĢtir.
(Maida:90)
Falcıya gidenin, ona inananın namazı kabul olmaz. (R.Salihin:1701)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 290
Mustafa ÖSELMİŞ





“Gaybı Allah‟tan baĢkası bilemez.” (En‟am:59)
“Gökte ve yerde gaybı Allah‟tan baĢkası bilmez.” (Neml:65)
“Gaipten haber verdiğine inananın kırk gün namazı kabul olmaz.” (R.Salihin:1701)
“Falın ne türlüsü olursa olsun, küfre kadar götüren bir günahtır. Falcılık parası, fuhuĢ
parası ile bir tutulmuĢtur.” (Age:1705)
“Biri falcı için “Bildi” derse, Allah‟ın gönderdiğine inanmamıĢ olur.” (Ramuz elEhadis:396/2)
Ġnanmıyorum deyip fal ve falcıya yönelmek konusunda Ģaka olmaz.
Falcıya yitik sorulmaz. Gizliyi bilse gider defineyi bulur, faili meçhul iĢlerin failini
bildirir. Piyango biletini o alır.
*
*
*
BÜYÜCÜLÜK:
Bir Ģey mi arzu ediyoruz veya bir Ģey mi oldu, hemen büyücüye koĢuyoruz. Büyü
yaptırıyoruz veya büyü çözdürüyoruz. OkumuĢ, inanmıĢ olanlar bile gülünç duruma düĢüyor.
Geçim mi iyi değil, iĢimiz mi yolunda gitmiyor, evlilik mi gecikti, hemen büyücü.
Allah‟ın izni olmadan kimse kimseye bir Ģey yapamaz, veremez, alamaz, rızkını kesemez,
kısmetini açıp bağlayamaz. (En‟am:159)
Allah büyü ile uğraĢmayı küfür olarak nitelendirmiĢtir. (Bakara:102) Sihirbazların
yalancı olduklarını ve asla kurtulamayacaklarını bildirmiĢtir. (Taha:77)
Peygamber (as) da büyücülerin Allah‟a Ģirk koĢtuğunu, büyücülüğün helak edici yedi
büyük günahtan olduğu bildirmiĢ, büyü ile uğraĢmayı yasaklamıĢtır.
Peygamber (as): “Yedi Ģeyden kaçının: Ģirk, sihir, katil, faiz, yetim malı, cihattan geri
durmak ve iffetli kadına iftira,” (R.Salihin:1614) demiĢtir.
Büyüden, büyücünün Ģerrinden Ayet‟el Kürsi, Nas ve Felak sureleri ile Allah‟a
sığınılmalıdır.
Büyücülüğü, bu yolla para kazanmayı, alimlerimiz küfür olarak nitelendiriyor.
Olumsuzluk için falan büyü yaptı, deyip suçlu aramamız da tehlikelidir. Büyüye inanmıĢ
olur, kötü zanda bulunmuĢ, iftira atmıĢ olabiliriz. Müslümanın son derece kaçınması gereken
Ģeylerden birisi de büyü ve büyücüdür. Büyücü nasıl büyük günah iĢliyorsa, büyücüde çare
arayan da aynı büyük günahı iĢliyor demektir.
Büyücünün bazı Ģeyleri bilmesi, insanların büyücünün tuzağına düĢmesine neden oluyor.
Büyücü çoğu zaman atıp tutar, bazı bilgileri değerlendirir, daha çok psikolojik etki yapar.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 291
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
NAZAR VE NAZARLIK
Birçok Ģeyi nazara bağlıyoruz. Ben kötü oldum bana oku diyoruz. KurĢun döktürüyoruz,
nazarlık takıyoruz, dövme yaptırıyoruz, çaput bağlıyoruz, mavi boncuk takıyoruz,
kaplumbağa, boynuz, kemik, kafatası ve göz asıp takıyoruz. Nazarı değmesin diye
ayakkabısını biraz kesmek veya elbisesini kesmek gibi yola baĢvuruyoruz. Bazıları cebine
sarımsak koyuyor. Bunların hepsi boĢtur. Nazar haktır ama böyle Ģeylerle önlenemez.
Peygamberimiz nazarlık taĢıyanın elini tutmamıĢtır.
Nazarı değen, kıskançlıkla bakmazsa, “MaĢallah, Barekallah” derse, nazar büyük ölçüde
önlenmiĢ olur.
Çocuklara maĢallah takılabilir.
Ayete‟l Kursi, Felak ve Nas sureleri okunur.
*
*
*
MUSKA
Ġslam‟da okuma vardır, muska yoktur. Muska yazma ve yazdırma da telkin vardır,
psikolojik etki vardır.
Kur‟an ayetleri kötülük için, zarar vermek için okunmaz, yazılmaz.
Peygamberimiz (as) kendisine baĢvuran hastaları otlardan, ağaçlardan ilaç elde eden
birine gönderir veya hastalığın durumuna göre yaylaya gitmesini tavsiye ederdi. Muska
tavsiye etmemiĢtir.
Peygamber bir gün uyuz devesine okuyup üfleyen birine ne yaptığını sormuĢ, o da:


“Hasta devemi tedavi ediyorum,” deyince:
“Üfürüğüne biraz da katran karıĢtır,” demiĢtir.
Yanındaki Müslümanlara Ģöyle buyurmuĢtur:

“Ey Allah‟ın kulları! Tedavi olunuz. Allah hiçbir dert vermemiĢtir ki; dermanını da
yaratmamıĢ olsun.” (Buhari Tıp:1)
Her hastalığın bir sebebi, bir de tedavi yöntemi vardır. Tılsımlı muskalardan medet
beklemek yanlıĢtır. Ġnancımız açısından da muska yazdırmak, yazmak büyük günahtır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 292
Mustafa ÖSELMİŞ
Denize düĢen yılana sarılı derler. Bazı insanların durumundan istifade ederek muska
yazmak, para kazanmak helal değildir. yanlıĢ yollar tavsiye etmek doğru olmaz.
Haramla, necasetle tedavi olmaz. Hayvan pisliğinde, kanda, domuzda, alkolde,
idrarda, Ģifa aranmaz. Çünkü Allah haram kıldığı Ģeyde Ģifa yaratmamıĢtır.
Evlenemeyen, hasta olan muskacıya koĢuyor. Her Ģeyi tayin ve takdir eden Allah‟tır.
Rızık, ecel, evlilik, hastalık Allah‟ın takdirine bağlıdır.
Doğum muskası yazdırılıyor, doğum sırasında saç örgüsü çözülüyor, kilit açılıyor.
Bunlar aslı astarı olmayan Ģeylerdir.
Bir hadiste: “Muhabbet muskası Ģirktir,” buyruluyor. (B.Hadis Ans:4/192)
*
*
*
IRKÇILIK
KardeĢliğe, birliğe zarar veren ırkçılık körükleniyor. Cahiliye devrenin ırkçı düĢüncesi
günümüzde hala sürüp gidiyor.
Irk üstünlük değildir. BaĢkaları hakir görülemez. Üstünlük için ahlak, insanlık önemlidir.
Irkçılık, ayrımcılık ve fitne sebebi yapılıyor. Kimsenin kimseye üstünlüğü olamaz.
Peygamber (as): “Irkçılık uğruna ölen de öldüren de bizden değildir,” buyurur. (Ebu
Davut Edep:121) Bir hadiste de:

“Üç Ģey cahiliye adetidir. Yağmuru yıldızlarda aramak, ölü peĢinden ağlamak, ve ırkla
övünmek,” buyrulur.
*
*
*
KULAK ÇINLAMASI
Kulağı çınlayan çeĢitli yorumlamalara giriyor. Falan beni andı diyor. Ġyiye yorabildiği
gibi kötüye de yoruyor. DeğiĢik manalar çıkartıyor.
Bir hadislerinde de kulak çınlaması anında peygamber (as) Ģöyle dememizi istemiĢtir:

“Sizden birinizin kulağı çınladığı zaman beni ansın, üzerime salavat getirsin ve Ģöyle
desin: “Beni ananı Allah da hayırla ansın.” ” (Ramuz el-Ehadis:53/13)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 293
Mustafa ÖSELMİŞ
RÜYA GÖRME
Rüya, değiĢik sebeplerle görülüyor. Rüya gören mutlaka yorumlatmaya kalkıyor.
Rüyasını anlatıyor, bu ne demek diyor. Ayrıca kendisi manalar çıkarıyor. Kendisini meĢgul
eden Ģeyleri uykuda yansıma olduğunu düĢünmüyor.
Rüyanın niçin görüldüğünü, Ģeytani mi, rahmani mi olduğunu en iyi rüyayı gören bilir.
Derler ki: rüyanın bazen içi güzel, dıĢı çirkin, bazen de dıĢı çirkin, içi güzel olur.
Rüyayı hayra yormak esastır. Bir hadiste: “Rüya nasıl tabir olursa öyle vaki olur. Onun
için rüyayı alimlere söyleyin,” buyrulur. (Age:98/4)
Rüya uyarı olabilir, ikaz olabilir, geleceği iĢaret olabilir, müjde olabilir.
Bir makam sahibi ağlıyordu. Sebebini sordum: “Biraz önce bir kadın geldi: “Gece beni
aradın, telefon çaldı, kalk dedin kalktım. Sobadan zehirlenmiĢiz, yarı baygın halde iken, kapı
pencereyi açıp, eĢimi, çocuklarımı, evimi kurtardım. Allah senden razı olsun,” dedi.”
Cevabını verdi.
Rüya, dini delil değildir. Rüya ile amel edilmez. ġöyle rüya gördüm, Ģöyle ettim denmez.
Rüyaya bakıp iyi Ģeyler terk edilmez, kötü rüya anlatılmaz, ona fazla önem verilmez.
*
*
*
ĠSLAM’DAN BAġKA DĠN ARAMAK
Bütün dünya Ġslam‟ı konuĢuyor. Akın akın Müslüman oluyorlar. Hal böyleyken yanlıĢ
telkinlerle baĢka dine yönelmek, din aramak yanlıĢtır.
Ġslam, fıtrat dinidir. Peygamberimiz: “Her doğan Ġslam yaratılıĢı üzerine doğar,” der.
(Buhari Cenaiz:92)
Ġslam, son dindir. Tevhit dinidir. Ġnsan Ġslam‟dan sorulacaktır. Yahudilik ve Hıristiyanlık
gibi insanı ilahlaĢtırmaz.
Kur‟an‟da: “Kim Ġslam‟dan baĢka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden böyle bir din asla
kabul edilmeyecek ve o ahrette ziyan edenlerden olacaktır.” (Al-i Ġmran:85)

“Sizin için din olarak Ġslam‟ı seçtim,” buyuruyor. (Maida:3)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 294
Mustafa ÖSELMİŞ
RUHLAR
Ġnsan beden ve ruhtan ibarettir. Ruh bedenden ayrılınca ölüm olayı olur.
Bir zamanlar ruh var mı yok mu tartıĢmaları yapıldı.
Bir gün inançsız bir doktor Ģöyle der; “Ömrüm boyunca binlerce kadavra üzerinde
otopsi yaptım. Kadavraların her noktasını kesip biçtim. Fakat hiç birinde “RUH” diye bir Ģeye
rastlamadım.”
Buna merhum Necip Fazıl Kısakürek Ģu cevabı veriyor: “Ömrüm boyunca yediğim
yemekleri çatal ve bıçakla karıĢtırıp durdum. Ama “LEZZET” diye bir Ģeye rastlamadım.”
Bir zaman sonra ruh çağırma, ruhun bedenden bedene geçtiği iddia edildi.
MüĢrikler, zor soru sorarak, peygamberimizi zor duruma düĢürmek istediler. Ġki kiĢiyi
görevlendirdiler. Onlara: “Ashab-ı Keyf, zülkarneyn ve ruh hakkında soru sorun” dediler. O
iki kiĢi gelip soruyu sordular. Peygamberimiz ilk ikisini etraflıca anlattı. Ruh hakkında pek bir
Ģey bilmediğini ifade etti. Bu sırada Ġsra suresinin 85. Ayeti nazil oldu. Cenab-ı Allah
peygamberimize hitaben: “Ey Rasulüm, bir de sana ruhdan soruyorlar. Deki; Ruh rabbimin
bildiği bir iĢtir. Size ancak pek az bilgi vermiĢtir,” buyurdu.
Bedenden ayrılan ruh ortalıkta dolaĢıp durmaz. Çağırıldığında gelemez, baĢka varlığa
geçemez. Ruhun dünya ile iliĢkisi kesilir, dönüp gelmez. (Yasin:31) “Ruh gerçekleri görünce
geri dönmek ister ama geri gönderilmez.” (Mü‟minun:99-100) her ruh kendi bedeninde
yaratılmıĢtır. Eğer ruhlar çağırılabilse katledilen insanların ruhları çağrılır, kimin öldürdüğü
sorulur, katil yakalanırdı. Veya parasını, altınını gömüp gidenler oluyor. Çağırılır, nereye
koyduğu sorulur ve bulunurdu.
Dirilme vakti gelince berzah aleminde eğleĢen ruh bedenle buluĢur, hesaba çekilir.
(Vakıa:47 + Yasin:12-51-52 + Rum:50)
Falanın ruhu bizi görür, bilir, bize yardım eder demek, yardım beklemek, “Ġmdat,
YetiĢ” falan demek Ģirktir. Ruhlar kimseye fayda veremez. Zarar da veremez. Yardım
bekleme, ilkel insanlardan kalma bir adettir. (Yasin:31)
Ġnsanlardan bir Fatiha bekleyen kabir ehlinden yardım beklemek, Ġslam inancıyla asla
bağdaĢmaz.
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 295
Mustafa ÖSELMİŞ
HIDIR ELLEZ (Hızır Ġlyas)
Ab-ı hayattan içip de kimse ölümsüzleĢemez.
Hızırın darda olan kimselerin imdadına koĢup yardım ettiğine inanılır. Zenginlik verir.
Bereket verir. Bazılarını da açlığa, sefalete sürükler.
Yardım Allah‟tandır. Allah‟tan baĢkasından yardım beklenmez.
Halk dilinde: “Hızır gibi imdada yetiĢti”, “Kul sıkılmayınca Hızır yetiĢmez.” Sözleri
yaygındır.
Hızır (as), Kur‟an‟da Kehf Suresi 60 ile 82. ayetlerde geçer. Peygamberimiz de Hızır (as)
„dan bahsetmiĢtir. (Sahih-i Buhari Tecridi Sarih Tercemesi:1/102)
Halkımızın dilinde:








“Her geceyi kadir bil, her geleni de Hızır bil.”
“Hıdırellez yağmurunun damlası altın olur.”
“Hıdırellezden sonra yazdır.”
“Hıdırelleze kadar bir tutam, Hıdırellezden sonra tutam tutam.”
“Hızır gibi imdada yetiĢti.”
“Kul sıkılmayınca Hızır yetiĢmez.”
“Hızırın eli değmiĢ.”
“Hızır bereketi” gibi anlamlı sözler canlılığını korumaktadır.
Hızır, Musa peygamber zamanında yaĢamıĢtır. Hızır‟ın Ģu anda yaĢadığına dair Ġslami
kaynaklarda bir bilgi yoktur. Bu kadar uzun ömür kimseye verilmemiĢtir. Ab-ı hayattan içip
ölümsüzleĢme efsane niteliği taĢıyor. Kimseye ebedi hayat verilmemiĢtir. (Enbiya:34) Her
nefis ölümü tadıcıdır. (Enbiya:35)
Hıdırellez ile ilgili neleri yanlıĢ yapıyoruz?











Nehre, göle, denize dilek kağıtları yazıp atmak ve kağıdın suya batması ve
batmamasına göre yorum yapmak,
Hızırla karĢılaĢmak için beyaz elbise giymek,
Cehennem ateĢi yakmasın diye ateĢ üzerinden atlamak,
Gece ay ıĢığında gölgeye bakıp yorum yapmak,
AkĢamdan çömleğe niyet kağıdı koymak, manilerle açmak,
Bereket için çiğ damlaları toplamak, hamura, yoğurta katmak, süt veren hayvana
serpmek,
Soğan yapraklarını kesip birine kırmızı, diğerine yeĢil ip bağlamak, hangisi uzarsa ona
göre mana vermek,
Evlenemeyenlerin baĢında kilit açmak,
Ev sahibi olmak için hamurdan, çamurdan ev yapmak,
Bereket için yiyeceklerin ağzını açık bırakmak,
AkĢam yoğrulan hamur kabarırsa bolluk, kabarmazsa kıtlık olacağına inanmak,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 296
Mustafa ÖSELMİŞ



Gül dalına para asmak,
Zengin olmak için, zenginlerin bahçesinden toprak almak,
Hasta iyileĢsin diye çamaĢırını gül dalına asmak veya hastayı çimlerin üzerine
yatırmak,
Bu tür gelenekler herkesi etkiliyor ve yayılma imkanı buluyor. Hele bilgi ve inanç
zayıflığı olanlar, ciddi ciddi böyle davranıĢlarda bulunuyorlar.
Hamurdan, çamurdan, gülden, sudan, çimden yardım beklemek normal bir iĢ değil.
*
*
*
TÜRBELER
Bazı insanlar mezarda yatanları rahatsız edecek, onların kemiklerini sızlatacak
davranıĢlarda bulunuyor. Kabirleri, türbeleri tapınak haline getiriyor. Kabirler, türbeler dua,
namaz, Ģifa, dilek, adak yerleri değildir.
Fatiha bekleyenden çok Ģey isteniyor; eĢ, aĢ, iĢ, çocuk, Ģifa, baĢarı… isteniyor.
Allah: “Allah‟la birlikte kimseye yalvarmayın.” (Cin:18) diyor.
Bu durumda da ölüler dirileri yönetiyor.
Kabir ziyareti sünnettir. Kabirden, içinde yatandan ders alınır, ibret alınır, ölüm
hatırlanır.
Kabir ziyaretine gidilirken ihmal edilen Ģeyler oluyor:





Abdestli olunur.
Tesettüre dikkat edilir.
Selam verilir, Kur‟an okunur, dua edilir, somurtulmaz.
Ağlanıp, sızlanıp taĢkınlık yapılmaz.
Mezarların üzerinde gezilmez ve bid‟at iĢlenmez.
*
*
*
Kabirlerde ve türbelerde iĢlenen bid’at ve hurafeler:
Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı tarafından türbelere uyarı levhaları asılmıĢtır. Bu
levhalarda Ģunlar yazılıdır:





Para atılmaz.
Adak adanmaz.
Mum yakılmaz.
Kurban kesilmez.
El-yüz sürülmez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 297
Mustafa ÖSELMİŞ







Bez, çaput bağlanmaz.
TaĢ, para yapıĢtırılmaz.
Türbelerin içinde yatılmaz.
Yiyecek Ģeyler bırakılmaz.
Eğilerek, emekleyerek girilmez.
Türbe ve yatır etrafında dönülmez.
Türbe ve yatırlardan medet (Ģifa) umulmaz.
Bu uyarılara rağmen her türbede her gün aynı Ģeyler tekrar tekrar yapılmaktadır.
Bir insan türbeye gitse, bir Ģeyler yapsa ve yaptıklarının faydasını gördüğüne inansa,
Ģirke düĢmüĢ olur.













Para, eĢya bırakmak, mum yakmak, çaput bağlamak,
Çelek koymak, mersin götürmek,
Yüz sürmek, öpmek, sarılmak,
Oradan taĢ toprak almak, büyü malzemesi yapmak,
Etrafında dönmek, orada yatmak,
Yiyecek, içecek, çamaĢır bırakmak,
Kabre karĢı Ģikayet etmek, bir Ģey isteyip beklemek, orada çare aramak,
Orada hayvan kesmek
Ġmdat, yetiĢ demek, falanca yatırdan fayda gördüm demek,
Türbede ayrı bölüm yoksa, orada namaz kılmak,
Kabir üzerinde oturmak,
Orada ücretle Kur‟an okutmak,
Mezara pirinç, buğday koymak.
Kısacası mezardan, türbeden bir Ģey umulmaz. Onların dünya ile tasarrufu bitmiĢtir.
Fayda da veremezler, zarar da veremezler. Yunus‟un dediği gibi: “Ne söylerler, ne bir haber
verirler.”
Peygamberimiz: “Allah‟ım! Kabrimi tapınılan yer yapma,” diye dua etmiĢtir.
(R.Salihin:1799)
Kabirde yatan ziyaret bekler, Fatiha bekler, hayır dua bekler, hayır hasenat bekler,
Yasin bekler, hatim bekler, kalanların iyi haline sevinir, kötü haline üzülür. YaĢayanların
ölenden bir Ģey beklemeleri Ġslam inancı ile bağdaĢmaz.
Türbelerin etrafını dolduran insanların hepsinin beklentisi var. Oraya sığınmıĢ hasta
veya hastası var, geçimi yok, iĢi yok veya çocuğu olmamıĢ. Hepsinin isteği var. Çocuk istiyor,
Zilli Baba‟nın etrafında dolaĢıyor. “Al sana bir göbek, ver bana bir bebek” diyor, ve göbek
atıyor.
Son olarak Allah Resulünün uyarısını nakledelim: “Ey Rabbim! Kabrimi kendisine
karĢı namaz kılma, put yapma. Peygamberlerin kabirlerini mescit edinen kavme karĢı Allah‟ın
gazabı Ģiddetli olur.” (Ramuz el-Ehadis:187/1)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 298
Mustafa ÖSELMİŞ
ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ÖLÜM

ÖLÜM HAK
Ölüm ve ölüler için esas yapılması gerekenleri bir tarafa bırakıyor, yapılmaması
gereken veya alakası olmayan Ģeyler yapıyoruz.
Hayat ezanla namaz arasıdır. AĢırı derecede dünyaya meylediliyor. Gölge gibi
dünyanın peĢinden koĢanlar gerçeklerden uzaklaĢıp gidiyor. Dünya, ahretin kazanıldığı yer
olması gerekirken, ahretin kaybedildiği yer oluyor.
Dünya malı, dünya menfaati nice kavgalara, cinayetlere ve günahlara sebep oluyor! En
yakınlar birbirine küsüyor. Ama sonunda herkes bırakıp gidiyor. Allah: “Sakın dünya hayatı
seni aldatmasın,” diye uyarıyor. (Fatır:5)
Dünya herkes için misafirhanedir. Dünyadan sadece yapılan iĢlerle, kefen insanındır.
Ġnsana: “Dünya senin olsaydı kurtuluĢ için onun hepsini verir miydin?” denilecek. O
kiĢi: “Evet” deyince ona: “Halbuki dünyada senden çok az bir Ģey istenmiĢti,” denecek.
Emekli olmuĢ, felç olmuĢ, bir meslektaĢı sormuĢ:


“Hala inanmıyor musun?”
“Ġnanmak istiyorum, ah bir inanabilsem, rahatlayacağım,” demiĢ ağlamıĢ. Buna ne
denir? “Geçti, geçti” denir.
Adam; “Nerede çalgı, orada kalgı” der, eğlenceden eğlenceye koĢarmıĢ. Ölüm zamanı
gelmiĢ, Kelime-i ġehadet getirmiĢler. Duyduğu halde duyarsız, oralı değil.
Parmaklarını kıtlata kıtlata ölmüĢ.
Böyle bir hayat nereye götürür? ĠĢte bu sona götürür.
*
*
*
Ölüm hak, her Ģey insana; “Öleceksin!” diyor. Hayat kısa bir rüyadan ibaret,
ölünce uyanacak. Mezar taĢında “Doğdu, öldü” yazıyor.
Herkes cennete gitmek istiyor. Ama kimse ölmek istemiyor. Sonbahar insana öleceksin
der, uyku insana öleceksin der, ölenler kalanlara öleceksin der. Ama insan öleceğinden
habersiz yaĢıyor, ölmeyecekmiĢ gibi dünya için çalıĢıyor, yarını hiç düĢünmüyor. Sanki ölüm
yok, hesap yok…
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 299
Mustafa ÖSELMİŞ
Aslında insan her akĢam ölüyor, sabaha diriliyor. Hayatında birçok olay ona öleceksin
diyor. Her adım onu ölüme yaklaĢtırıyor. Doğup batan güneĢ ömürden bir gün çalıyor. Ama
insan ibret gözü ile bakıp uyanmıyor. Ölümden bahsedilse hoĢuna gitmiyor…
Peygamberimiz Ģöyle buyurur:

“Cebrail bana dedi ki: “Ya Muhammed! Dilediğin kadar yaĢa, bir gün öleceksin.
Ġstediğini sev, nihayet ondan ayrılacaksın. Ġstediğini yap, mutlaka onun hesabını
vereceksin.” ” (Ramuz el-Ehadis:331/9)
ġairin dediği gibi:
“Kimler geldi, neler neler istediler,
Hepsi de dünyayı bırakıp gittiler,
Sen, hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
Ya iĢte! O gidenler de senin gibiydiler.”
Bir Ġslam büyüğü mezarlığın yanından geçerken durur ve yanındakiler:



“Buradakilerin çoğu yalancıydı,” der.
“Niçin?” derler. ġöyle cevap verir:
“Onlar ölmeyeceğini düĢünmez miydi? Malım var, param var, bağım, bahçem, arabam
var, demezler miydi? Ama bakın onlar ölmüĢ ve hiçbir Ģeyleri yok.”
*
*
*
Ölümü hatırlamak, ona hazırlanmak anlayıĢımız farklı. Bir endiĢemiz yok. Nasıl bir
kulum denmiyor. Son nefes endiĢesi yok. Amel defteri endiĢesi yok…
Dünyaya geldiğimiz gibi bomboĢ gitmekten korkulmuyor. Allah: “Ahret için ne
hazırladığınıza bakın,” diyor. (HaĢr:18) Dünyaya ne bırakabilirim, baĢkaları ne bıraktı
derdinde oluyor.
Biri peygamberimize: “Kıyamet ne zaman?” diyor. Peygamberimiz ona: “Sen kıyamet
için ne hazırladın?” diyor.
Bazıları meczup, bazılarının evliya dediği Behlül Dana periĢan bil halde saraya gelir.
Harun ReĢit sorar:






“Hayrola böyle nereden gelirsin?”
“Cehennemden.”
“Ne iĢin vardı cehennemde?”
“AteĢ almaya gittim.”
“Alabildin mi bari?”
“Hayır vermediler. Burada ateĢ olmaz. Herkes ateĢini dünyadan kendisi getirir,
dediler,” der.
Bazı Ģeyleri yanlıĢ yapıyoruz.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 300
Mustafa ÖSELMİŞ


“Ölümle, ölüme hazırlıkla pek ilgilenmiyoruz.”
“Kabri unutuyoruz, içini düĢünmüyoruz.”
Peygamber (as) ilk Cuma hutbesinde Ģunları söylemiĢtir:

“Ey Ġnsanlar! Sağlığınızda ahretiniz için hazırlık yapın; bilin ki, kıyamet günü birinin
baĢına vurulacak. Allah soracak: “Resulüm gelip sana tebliğ etmedi mi? Ben sana mal
verdim, ihsanda bulundum. Sen kendin için ne hazırladın?” O kimse sağına soluna
bakacak, cehennemden baĢka bir Ģey göremeyecek. Kim kendini yarım hurma ile de
olsa ateĢten kurtarabilecekse, hemen o hayrı iĢlesin.”
Bu hayatın bir dahası yok. Bir yaĢlıya: “Sana bir daha ömür verilse neler yapmak
istersin?” diye sorarlar. O: “Bir dahası yok ki!” cevabını verir.
Ġnsanlara sormuĢlar: “Bugün son günün olsa, nasıl geçirirdin?” %70‟i namaz kılarak,
dua ederek cevabını vermiĢ. Böyle bir haber verme olmayacak ki…
Mevlana: “Çıplak geldik, giyindik, soyunduk, gidiyoruz,” der.
Cudi‟nin dediği gibi:
“Hatıranda mı doğduğun zamanlar,
Sen ağlar idin, güler idi alem,
Öyle bir ömür yaĢa ki olsun,
Mevtin sana hande, halka matem.”
*
*
*
Kabrin karanlığını, darlığını, ölümün acısını, kıyametin dehĢetini, hesabın çetin
olacağını, Allah‟ın her Ģeyi gördüğünü, bildiğini ve hesaba çekeceğini umursayan kaç kiĢi
var?
Ölenden, ölümden ibret alan, mezar taĢlarındaki mesajları alan beri gelsin. Cenazeyi
gömüyoruz, güle oynaya, ölüme meydan okurcasına geri dönüyoruz.
Kimse ölmek istemiyor. Gitmeye yüzü yok, hazırlık yok. Ne getirdin sorusuna verilecek
cevap yok. PiĢmanlık verecek ömür geçiriliyor. Kefen satın almayı, zemzemle yıkamayı
ölüme hazırlık zannediyoruz. “Sakın, sakın” uyarılarına kulak verilmiyor. Öleceğiz deniyor,
ölüm ötesi hesaba dahil edilmiyor. cehennemden korkulmuyor, herkes kendini cennetlik
görüyor. Cehennem azabı hafife alınıyor. Kabri kendimize hazırlıyoruz, kendimizi kabre
hazırlamıyoruz. Mezarların içini değil, dıĢını süslüyoruz.
Peygamber (as) Ģöyle buyurmuĢtur:
“Bir zaman gelecek ümmetim beĢ Ģeyi sevip, beĢ Ģeyi unutacaktır.


Dünyayı sevip, ahreti unutacaklar,
Hayatı sevip, ölümü unutacaklar,
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 301
Mustafa ÖSELMİŞ



Saray ve köĢkleri sevip, kabirleri unutacaklar,
Malı sevip, hesabı unutacaklar,
Yaratılanı sevip, yaratanı unutacaklar.”
Evlerde ve iĢ yerlerinde levhalar asılı: “Bugün Allah için ne yaptın?” ama cevabı yok.
Nice nice arsalar, evler, mal, mülk ama kabir hesapta yok, bomboĢ yola çıkılıyor.
Hiç ölmeyecekmiĢ gibi dünya için derken, yarın ölecekmiĢ gibi ahret için kısmını
unutuyoruz.
Geride bir Yasin, bir Fatiha okuyacak insan yetiĢtirilmiyor, okuyuversinler, dua
ediversinler de cenazeyi kaldıralım deniyor. Hocalar çağrılıyor, hatim indirtiliyor, iĢ bitti.
Kendi okumadıysa, yüzünü kıbleye çevirmediyse neye yarar? ġatafatlı kabir ne fayda verir?
*
*
*
Güzel ölümle ölmek arzulamakla olmaz. Nasıl öleceğini bilmek isteyenin, yiyip içmesine
ve yaĢayıĢına bakması yeterlidir. Güzel yaĢayan, güzel ölür. Son anda Ģeytanın tuzağına
düĢmez.
Can boğaza gelince ayrılık vakti gelmiĢtir; dil dolaĢır, soğuk ter basar, iĢte o zaman iman
kavgası baĢlar. ġeytan son tuzağını kurar. Düzgün yaĢayan iyi halini son anda da muhafaza
eder, hayatı güzel bir sonlar noktalar.
Ölüm anında, kabirde, mahĢerde hiçbir piĢmanlık fayda vermez.
Allah her an bizimle, biz onunla çok az oluyoruz. Cumadan cumaya, bayramdan
bayrama. Bak adı Müslüman, ya iĢi, ya hayatı; ilgisi yok. Ġnsan önce iyi bir kul olduğuna
inanmalı ve inandırmalıdır. Bir kitabın, bir peygamberin olduğu unutulmamalıdır.
Peygamberimiz: “Nasıl yaĢarsanız, öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz,”
buyurmuĢtur.
Necip Fazıl Ģöyle der: “O dem ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azraile: “HoĢ geldin” diyebilmek de hüner.”
*

*
*
ÖLÜM ANI
Ölüm anı isyana varan davranıĢlar, bağırıp çağırmalar, esas görevlerin
unutulmasına neden oluyor. Kalanlar günaha girerken, cenaze hayırdan mahrum
oluyor.

Ölen için ağıtlar yakmak, yas tutmak cahiliye adetidir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 302
Mustafa ÖSELMİŞ

ġöyleydi, böyleydi denmez, övülmez. Melekler: “Sen öyle, böyle miydin?” derler ve
azap ederler.
Peygamberimiz: “Ailesinin kendisi için ağladığı bir mezara rastladı ve: “Onlar bu
mezardaki için ağlıyorlar, ama bu o yüzden azap görüyor.” ” Buyurur.
Bir insana ölmeden önce vasiyetinin olup olmadığı sorulmalıdır. Malı olan, borcu,
alacağı olan, oruç, zekat borcu olan, mutlaka vasiyet etmelidir.
Allah vasiyeti hazır bulundurmayı emreder. (Bakara:180) Peygamberimiz: “Ölüm
kapıya gelinceye kadar vasiyeti erteleme,” buyurur. (Buhari, Vesaya:7)
Can boğaza geliyor, Ģu malı Ģuraya, bu parayı buraya baĢlıyor vasiyete, mal taksimi
yapmaya kalkıyor. Bunlar yanlıĢtır. Mirasçıya vasiyet yoktur. Malın üçte birini ancak vasiyet
edebilir.
Bir de vasiyetler pek yerine getirilmiyor. MeĢru vasiyeti yerine getirmeyen vebal
altında kalır.
Biri bana telefonda:





“Falan ölüyor, ne yapalım?” dedi.
“Yakınları, çocukları okusun,” dedim.
“Kur‟an bilmiyorlar,” dedi.
“Yolcunun durumu nasıl?” dedim.
“Yüzü kararıyor, oh, ah diye inliyor,” dedi…




Ölüm anında helalleĢilir.
Son sözünün tevhit, Ģehadet olması için bunlar söylenir.
Ġmanlı gitmesi ve bağıĢlanması için dua edilir.
Yasin okunur, Yasin okunursa ölümü kolaylaĢır, azabı hafifler. (Ramuz elEhadis:79/4) Ölüm olayından sonra baĢında Kur‟an okunmaz.
Ölenin gözü kapatılır, çenesi bağlanır, ayakları birleĢtirilir, elleri karnının üzerine
konur.
Cenazeye katılmak bir haktır.
Üç gün cenaze evinde yenilip, içilmez. (Yani cenaze sahibinin hazırladığı yenmez.)
Cenaze ile beraber kabre bir Ģeyler konmaz.
Ölenin ardından çok ve boĢ konuĢulmaz. Toprağı yetti, yetmedi, Ģöyle öldü, böyle
öldü denmez. Mezardan Ģu çıktı, bu çıktı denmez. ġu gün öldü, Ģurada öldü, falanın
yanına gömüldü, bunların hiçbirinin önemi yoktur.
Borcu varsa, cenaze kaldırılmadan ödenmelidir. Peygamberimiz (sav) cenaze için
borcu olup olmadığını sorar, varsa borcu ödeninceye kadar namazını kıldırmazdı.
“Mü‟minin ruhu borcuna bağlı kalır,” buyurur. (R.Salihin:947)






*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 303
Mustafa ÖSELMİŞ
Ölen bir insan için, Ģöyle olsaydı ölmezdi, erken öldü denmez. Her ölen eceli ile ölür.
Genç, ihtiyar, çocuk demez.
Allah: “Allah‟ın izni olmadan hiç kimse ölmez. Ömür belli bir süreye göre yazılmıĢtır.”
(Al-i Ġmran:145) buyurur.
Ecel değiĢmez. Ölecekti, ölmedi, falan ölümden kurtardı denmez. Kur‟an‟da: “Onların
ecelleri gelince, ne bir saat geri kalır, ne de ileri gider.” (Nahl:61) “Zaman gelince hiçbir nefis
geri bırakılmaz.” (Münafıkun:11) denir.
Kimse kimsenin yerine ölmez. Kimse kimseye ömür veremez.
Ömrün uzaması demek, mutlu ve huzurlu yaĢanmasıdır. Ecel onun bunun elinde
aranmaz. Ölümün vaktini, saatini, yerini ve Ģeklini takdir ve tayin eden Allah‟tır. “Nerede, ne
Ģekilde, ne zaman öleceğini kimse bilemez.” (Lokman:34)
*
*
*
B- ÖLÜM SONRASI
Ölüm olayından sonra ağlamaktan, mirasını düĢünmekten, borcunu düĢünen
olmuyor. Ölenin kul hakkı varsa, onu hemen ödeyip borçtan kurtarılmalıdır. Musalla
taĢındaki “helal edin” “helal olsun” larla hak ödenmiĢ olmaz.
Vasiyeti, adağı varsa, yerine getirilir. Ġbadet borçları geciktirilmez. Yemin kefareti, oruç,
zekat, bazı namazları varsa onlar tespit edilir, fidyesi hemen verilir.
Herkesin cenaze namazı kılınmaz. Ġnanmayanın, Müslüman‟la savaĢta ölenin, eĢkıyanın,
teröristin, namazımı kılmayın diyenin, vücudu geliĢmemiĢ tam oluĢmamıĢ çocuğun namazı
kılınmaz.
Falan falan diye cenaze bekletilmez. Bir hadiste: “Ġyi ise cenaze beni çabuk götürün,
kötü ise beni nereye götürüyorsunuz? Der,” buyrulur. (R. Salihin:946)
Cenaze töreni ölüye son görevdir. Nutuk atmanın, slogan atmanın, alkıĢlamanın, tekbir
getirmenin, çelenklerin, bandonun, fotoğraflar taĢımanın konvoy oluĢturup korna çalmanın,
bağırıp çağırmanın ölüye hiçbir faydası olmadığı gibi zararı vardır. Bunların yapılması
bid‟attır.



Sela verirken “…EĢrafından diye selam veriliyor. Ölüm her insanı eĢit yapar, Ģeref ve
izzet ancak Allah‟ın yanındadır. Cenaze Allah‟a yürürken Ġslam‟a uygun bir Ģekilde
defnedilmelidir.
Cenaze ile beraber kabre Kur‟an, Yasin gömülmez. Onlar dünyaya lazımdı. Okumayıp
uymadıysa ne fayda verir? Aksine böyle bir hareket günahtır.
Fotoğraflar, çelenkler, bandolar, araba kiralayıp konvoy oluĢturma cenaze için fuzuli
masraftır.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 304
Mustafa ÖSELMİŞ












Cenaze tıraĢ edilmez, saçı kesilmez, tırnağı kesilmez, saçı boyanmaz.
Cenaze alkıĢla uğurlanmaz “El Fatiha” yerine el alkıĢ cenaze için talihsizliktir.
Nasipsizliktir, cenazeye büyük kötülüktür. (Enfal:35)
Cenaze çabuk gömülmelidir. Acele edilecek Ģeylerden bir budur. Evde fazla
kalmamalıdır. Ağlayıp sızlamalar cenazenin azap görmesine neden olur.
Doğduğu yere gömelim derken cenazeye eziyet edilmemelidir. Doğduğu yer Ģartı
yoktur.
Cenaze için sessiz olunur. Slogan atılmaz, tekbir getirilmez. Görenler ayağa kalkıp
saygı gösterir ve Fatiha olur, ihlas okur ve dua eder. “Biz de Allah içiniz, Allah‟a
döneceğiz” derler.
Cenaze götürülürken üzerine bıçak, demir konmaz. Bu ilkel davranıĢtır.
Cenaze için onda olmayan vasıflar söylenmemelidir. Azabının artmasına neden olur.
Cenaze hayırla anılmalıdır, ölüm Ģekli kötüye yorulmaz.
Cenaze namazı duadır. AlıĢılmıĢın dıĢında kadınların yarı açık, yarı kapalı abdestli,
abdestsiz katılmaları ölünün sevaptan mahrum olmasına sebep olur.
Cenazenin yüzüğü, diĢi kolay çıkmıyorsa, zorlanmaz.
Cenazenin toprağa değmesi üstünde toprak olması uygundur.
Cenaze sahipleri yemek yapmaz, konu komĢunun getirdiği yemekler yenir. Ev
sahibinin acı içinde yaptığı yemek ve helva üç gün yenmez.
*
*
*
Ölenler rahmetle anılmalıdır. Onlar için dua edilmezlidir. Yasin, Kur‟an okunmalı,
Ġhlas, Fatihalar gönderilmelidir.
Bir kimse, Müslümanlar tarafından hayırla yad edilirse, cenneti, Ģerle yad edilirse
cehennemi hak eder. Hz. Ömer (ra)‟ın yanında geçmekte olan cenazeyi hayırla anarlar, Hz
Ömer: “Vacip oldu” der. “Ne vacip oldu ya Ömer” derler. “Hayırla yad edilen cennet, Ģerle
yad edilene cehennem” der. (R.Salihin:2/954-955)
Peygamberimiz (sav): “Kabirdeki boğulmak üzeredir, dua bekler, dua edilirse sevinir.”
(Ramuz el-Ehadis:368/10)


“Ölülerinize Yasin okuyun.”(Ġslam Fıkhı Ans:3/17)
“Ölü için Yasin okunursa, azabı hafifler.”(Ramuz el-Ehadis:422/4) buyurur.
Yapılan güzel Ģeylerin sevabı ölmüĢ kimselere bağıĢlanır.
Sonradan okunanların faydası olmaz, ölüye ulaĢmaz diyenlere bakıp ölü mahrum
bırakılmaz.
Peygamberimiz NecaĢi‟nin namazını kılmıĢ, mescidi temizleyen kadına dua etmiĢtir.
Ölen için hayır yapılır, mevlit okunur, mezar taĢına “Fatiha” yazılır. Önceden ölmüĢ layık
kimselere binlerce hatim gönderiliyor. Nasipsizler boĢ boĢ yatıyor.
Allah Ģöyle dua etmemizi istiyor:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 305
Mustafa ÖSELMİŞ

“Rabbim bizi ve bizden önceki Müslümanları bağıĢla.” (HaĢr:10) Atalarımız ölenleri
için hayır yapan ve okutan vakıflar kurmuĢlardır.
*
*
*
Ölenlerin ardından iyi Ģeyler ulaĢtığı gibi kötü Ģeylerde ulaĢır. Hayırlı evlat rahmet olur.
Hayırsız evlat piĢmanlık verir, kemikleri sızlatır.








Borçlu olarak ölenin kul borcu ödenir, helalleĢilir,
Ġbadetler içinde fidye verilir,
Mazeretli iken kılamadığı namazları için fidye verilir,
Hac borcu için vekil gönderilir,
Oruç için sabah-akĢam fakir doyurulur,
Adak yerine getirilir,
Yemin kefareti için on fakir doyurulur,
Zekat borcu ödenir.
Az bir paranın döndürülmesi gerçekçi olmaz. Fidye verecek malı parası olmayan için
dua edilir. Fidye verirler, borçlarım ödenir düĢüncesi ile yapılmayan ibadetlerin fayda vermez.
Fidye ihtiyaç sahibinin hakkıdır.
*
*
*
Ölmeden önce kiĢiye bir görev de hasta ziyaretidir. Son zamanlarda ihmal edilen
bir konu. Hasta olduğunu duyuyoruz, birde selasını duyuyoruz. “Aa falan ölmüĢ”
diyoruz.
Hasta ziyaretinden alınacak ibretler vardır. Ziyaret edilene, ailesine, destek olma, moral
verme vardır. Sabır tavsiye edilir, tövbe istiğfar tavsiye edilir. Çekilenlerin günaha kefaret
olacağın söylenir. Vasiyet gibi, borçlar gibi Ģeyler hatırlatılır. Hastaya dua edilir ve duası
alınır. Çünkü onun duası meleklerin duası gibidir. (Ramuz el-Ehadis:45/1) Bir hadiste: “Hasta
ziyaretinde bulunana melekler rahmet okur.” (R.Salihin:903)

“Hasta ziyaretinde bulunan kimse, dönünceye kadar cennet yolundadır.” (Müslim
Birr:39) buyrulmuĢtur.
Hasta ziyareti, Allah‟ı ziyaret gibidir. Çünkü Kutsi hadiste: “Kulum! Ben hasta idim,
neden beni ziyaret etmedin? Denilince kul: “Sen nasıl hasta olursun, ben seni nasıl
ziyaret edebilirdim Ya Rabbi?” Deyince Cenab-ı Allah‟ın:


“Falan kulum hasta idi, onu ziyaret etmiĢ olsaydın beni ziyaret etmiĢ olacaktın,”
diyeceği haber verilmiĢtir. (Müslim Birr:43)
Hasta ziyaretinde moral bozucu konuĢulmaz, ölenden hastalıktan bahsedilmez. Hasta
daha da hasta edilmez. Fazla oturulup can sıkılmaz. Kahvesi, çayı, meyvesi yenilip
içilmez.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 306
Mustafa ÖSELMİŞ

Hasta ölmek üzere ise Yasin okunur, Ģehadet telkin edilir. Su verilir, dudakları ıslatılır,
kıbleye yüzü çevrilir. Hüsnü hatime için dua edilir.
*
*
*
ġehitlik mertebesine ulaĢanlar için gösteriler, yürüyüĢler, sloganlar, istismarlar, Ģehidi ve
ailesini üzer.
Onlara ölü gözü ile bile bakılmaz. (Bakara:154 + Al-i Ġmran:169) ġehide ikram ihsanda
bulunulmuĢ günahlarının af edileceği bildirilmiĢtir. Bu durumda Ģehide yakıĢır durumda
davranılmalıdır.
*
*
*
Ne oluyor bu insanlara? Açtı intihar etti, borçlu idi intihar etti, aldatıldı intihar etti,
bunalıma düĢtü intihar etti, yasak aĢk intihar ettirdi, Ģuna kızdı intihar etti…
Öfkeler içe atılıyor, sıkıntılar giderilemiyor, kurtuluĢ intiharda aranıyor. BaĢı sıkıĢan
intihar ediyor. Akıllısı da, delisi de intiharı çözüm yolu zannediyor.
Öyle bir anlayıĢ, öyle bir hayat tarzı ki, intihara sürüklüyor, günah günahla temizlenmeye
kalkılıyor.
YanlıĢı, ölümü düĢündürecek kadar büyük yapıyoruz, çok yapıyoruz. Kendimizi
düzeltmeyi düĢünmüyoruz, hatalardan kurtulma yerine hata üstüne hata yapıyoruz. Pislikler
ölümle temizlenmiyor ki. Dünyadan kaçıldı ya ahrette ne olacak?
Bakıyorsun hiç yüzünden intihar ediliyor. Kendisine alınan arabanın markasını
beğenmemiĢ intihar etmiĢ, ölen köpeğinin acısına dayanamamıĢ intihar etmiĢ, çift sürerken
öküzler doğru çizgide gitmemiĢ kendini armudun dalına asmıĢ, tepesi atan intihar ediyor.
Filmlere, Ģovlara bakıyor, intihar ediyor. Tuttuğu takım yeniliyor intihar ediyor, insan ölürken
ne hisseder diye merak eden intihar ediyor. AĢkını ifade etmek için intihar ediyor…
Ġffetini koruyamamıĢ intihar ediyor. Ġçki içiyor, kumar oynuyor intihar ediyor, hayatı
anlamsız bulan intihar ediyor, intihar eden intihar edene… yakınları bir Ģey yoktu diyor.
Ġntihara baĢ sebep inanç boĢluğu, ahlak noksanlığı ve iffetsizlik olmaktadır.
Tedbir almayan, çok yiyen ilaç kullanıp tedavi olmayan, hız sınırını aĢan, sigara, alkol
kullanan, ölüme davetiye çıkaranın ölümü intihardır.
Canlı kalkan olan, açlık grevinde ölen intihar etmiĢ olur. Özendiren, sebep olan da
cinayet iĢlemiĢ olur.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 307
Mustafa ÖSELMİŞ
YaĢlıyı, hastayı, sakatı öldürmeyi insanı görev diyenler oluyor. Ölen kendisi istediyse
intihardır ölüme yardım eden de cinayet iĢleyen katildir.
Ölmede öldürmede hak değildir. Hastalık, sakatlık, yaĢlılık, ölme öldürme için gerekçe
değildir. Acı çekilmesi gerekçe olmaz.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 308
Mustafa ÖSELMİŞ
ONBEġĠNCĠ BÖLÜM
ÖLÜM ÖTESĠ HAYAT

KABĠR- SORGU- AZAP
Kabir, ikinci hayatın baĢlama yeridir. Kabirde bütün kapılar kapanır. Dünya her Ģeyi
ile geride kalmıĢtır. Sevdiklerimiz kabir kapısından içeri giremez. Ġnsan ameli ile baĢ baĢadır.
Ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukur.



Ölüme hazırlığı, mezar satın almak zannedenin vay haline!
Ölümü yok olmak zannedenin vay haline!
Kabiri ebedi istirahat yeri zannedenin vay haline!
Peygamberimiz: “Ölü kabre konulunca kabir ana: Ey Âdemoğlu, yazıklar olsun sana
ne diye beni düĢünmedin?” der, demiĢtir.
Hazır olmak hazır gitmek lazım. Dünyadaki hiçbir Ģeye güvenmemek gerekir. Çünkü
oraya lüks arabalarla gidilmiyor.
ġair: “Yoklansın kafası mezarda her ölenin,
Farkı var mı bakalım hükümdarla kölenin” diyor.
Yunus da:
“Gidenleri görmez misin?
Yer altına girmez misin?
Hak katına varmaz mısın?
Nice olur halin ey gafil” diyor.
Bir ilçeye atanan kaymakam, ileri gelenleri ziyaret etmek ister. Birkaç yere girdikten
sonra bir hoca efendiden de bahsederler. “Ona da gidelim” der.
Hoca dar ve karanlık bir yerdedir. Kaymakamın girmesi ile çıkması bir olur. Hoca: “Gel
gel! Buradan daha dar ve daha karanlık yere gireceksin” der.
Adamın biri dar yerlerden hep korkarmıĢ, ölmüĢ, tabuta koymuĢlar, kaçamamıĢ, tabutu
götürenler “ Yazık oludu genç yaĢta öldü” diyorlarmıĢ, yakınları da ağlıyormuĢ…
Adamın yapılacak o kadar çok iĢi varmıĢ ki, canını alırken Azrail sormamıĢ bile… O
hala o iĢlerini, dünyadaki yakınlarını düĢünüyormuĢ ve üzülüyormuĢ.
Bir ses “geçti geçti” diyormuĢ.
O sevdiği kimseler, namaz kılıp, mezarlığa götürüp, karanlık, dar, korkulu bir çukura;
böceklerin, yılanların, akreplerin uğradığı kabre gömmüĢler. O:
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 309
Mustafa ÖSELMİŞ

“Gitmeyin, beni burada yapayalnız bırakıp nereye gidiyorsunuz?” diye bağırıyormuĢ.
Yanındaki mezardan bir ses “Sus, ne bağırıp duruyorsun, onlar seni duymaz ve burada
bağırılmaz” demiĢ.
Bir baĢka ses de:

Kabir de mi uyandın? “Yazık yazık” demiĢ ve: “geçti geçti” diye ilave etmiĢ.
Bundan sonra da demiĢ ki:

Eyvah! Yazık oldu bana, Ģimdi ne olacak benim halim!...
*
*
*
Kabirler dıĢarıdan görüldüğü gibi görülmemelidir.
Cenaze musalla taĢından kalkar kalkmaz sorgu sual baĢlamaktadır. Ġsa peygambere atfen:
“Musalla taĢı ile kabir arasında 40 sual sorulur,” demiĢtir.
Bir hadiste: “Cenaze defnedildikten sonra onun için dua edin. Zira o sorgulanmaktadır,”
buyurmuĢtur. (R.Salihin:950)

“Kabirde ölü boğulmak üzere olan kimseye benzer. Dua bekler ve dua edilince
sevinir.” (Ramuz el-Ehadis:368/10)
“Fatiha dilencisi değilim, ölümü çöplüğe atıversinler” diyen zavallılar yandı. Onların
hiçbir nasipleri de olmaz.
Adam dalda cıvıldaĢan kuĢlara bakmıĢ, hüzünlenmiĢ “Ne sorgu var, ne de azap” demiĢ…
Kabirde Münker-Nekir adlı melekler soracak





Rabbin kim?
Dinin nedir?
Kitabın nedir?
Peygamberin kimdir?
Kıblen neresiydi?
Kabirde sorgu azap yok diyene de:

Kabirde sorgu yok mu? Azap yok mu? Diyecekler.
Ġğneden ipliğe her Ģey sorulacak, ver verebilirsen hesabını…
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 310
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsan dünyada yaptıklarının ve yapacaklarını hesabını kabirde vermeye
baĢlayacaktır. Duruma göre kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem
çukurlarından bir çukur.
Kabrin sessizliğine bakıp her Ģeyin yolunda olduğunu, oradakilerin istirahata çekildiğini
zannetmeyelim. Peygamberimiz (sav) Hz. Osman‟a: “Gördüğüm manzaraların hiçbiri kabir
kadar dehĢet veriri ve ürkütücü değildi!” demiĢtir. (Tirmizi, Zühd:2308)
Kabir ehli için Allah Resulü Ģöyle bilgi veriyor:


“Kabir ahret duraklarından ilk duraktır. Kim ki kabirde iĢi kurtardı, arkası iyidir.
Kimde kabirde iĢi kurtaramadı, gerisi kötüdür.” (Ramuz el-Ehadis:105/12)
“Eğer ölüleri gömmekten kaçınacağınız endiĢesi olmasaydı, kabirde olup bitenleri
benim duyduklarımın bir kısmını size de duyurmasını Allah‟tan dilerdim.”
(Müslim:Cennet:67/7)
Kabir azabı bedene değil ruhadır. Otopside ölüye bakıp azap izi yok denirse yanlıĢ
olur.
Ölü kendisi için yapılan feryattan bile azap görür.
Peygamberimiz iki kabrin baĢından geçerken: “Ġkisi de azap görüyor: Biri idrar
sıçramalarından, diğeri de dedi-kodu yapmaktan,” demiĢtir
Kabir ibret alınacak yerdir. Ġbret almayan bomboĢ gidenlere kabir: “ Yazık sana niye
beni düĢünmedin!” diyecektir. Dünyayı dar gören dünyaya sığmayanlar bir gün iki metrelik
kabre sığacaklardır.
Bir hadislerinde peygamber (as) Ģöyle buyurur:

“Cehennem ehli cennetteki yerine görür ve “KeĢke Allah bana da hidayet verseydi de,
ben de orada olsaydım” der. Cennet ehlide cehennemdeki yerini görür “Ya Allah bana
hidayet vermeseydi halim ne olurdu?” der Ģükreder.” (Ramuz el-Ehadis:342/1)
Kabirdekilerin halini yaĢayanlar bilmez ama kabirde yatanlar yaĢayanlardan haberdar
olur. Telkini duyar, selamı alır yapılan hayırdan okunanlardan haberdar olur. Yakınlarının iyi
haline sevinir kötü haline üzülür.
Peygamber Efendimiz kabre konan kimsenin orayı birer birer terk eden yakınlarının ayak
seslerini duyduğunu söylemiĢtir. (Buhari, Cenaiz:86) Bir de Bedir savaĢında öldürülen bazı
Ġslam düĢmanlarına adlarıyla hitap ederek “Rabbinizin size haber verdiği Ģeylerin gerçek
olduğunu Ģimdi gördünüz, değil mi?” diye seslenmiĢ, “Onlar seni duyar mı, fakat cevap
veremezler” diye soranlara da “Evet, tıpkı sizin gibi duyarlar” buyurmuĢtur. (Müslim,
Cennet:77)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 311
Mustafa ÖSELMİŞ
B-KABĠR ZĠYARETĠ
Kabirdekiler ziyaret edenleri tanır baĢından okunanları iĢitir. Onun için peygamber (as):
“Kabirleri ziyaret edin, çünkü kabir ziyareti ölümü hatırlatır.” (Tirmizi Cengiz:60)



“Bir kimse ana babasının veya baĢka birinin kabrini ziyaret eder ve Yasin okursa,
Allah ona Yasin‟in her harfi kadar mağfiret eder,” buyurur. (Ramuz el-Ehadis:422/4)
“Ölü için Yasin okunursa, azabı hafifler.” (Age:79/4)
“Ölüleriniz için Yasin okuyunuz.” (Ġ.Canan,Hadis Ans:15/81) buyuruyor.
Kabir ziyareti bid‟at iĢlenmeden, kabir ehline sıkıntı vermeden yapılmalıdır. Abdestli
gidilmeli, varınca selam verilmeli, dua edilip Kur‟an okunmalıdır.
Kabirde dikkat edilecek hususlar kısaca Ģunlardır:












Bir kucak mersinle gidip, somurtulmaz.
Mezarlar üzerinde gezilmez, oturulmaz.
Mezarlıktan bir beklenti içine girilmez.
Mum yakılmaz, çaput bağlanmaz.
Mezarlıkta kurban, adak kesilmez, namaz kılınmaz.
Mezarın taĢı, toprağı öpülmez.
Para ile hatim, Yasin satın alınmaz, okutturulmaz. Yasin bilmeyen, Fatiha suresini ve
üç ihlâs suresini okur dua eder.
Mezar baĢında ağlayıp sızlanmaz.
Mezarlıkta sessiz olunur, yatanlardan ibret alınır.
Kabir toprağı büyü malzemesi olarak kullanılmaz.
Masraflı kabirler yapılmaz. Süslenmez. Kabrin üstünün açık olmasına dikkat
edilmelidir. Masraflı kabir içindekine sıkıntı verir.
Kabrin iki tarafında ağaç dikilmeli, üzeri yeĢillik olmalıdır
*
*
*
Mezar akıllı insanlara çok Ģey söyler. Orada yatanlar bizim gibi öleceklerini
akıllarından getirmiyordu. Ama öldüler, bize de “sen de öleceksin” derler. Onların ölmeden
çok Ģeyleri vardı, hepsini koyup gittiler çok iĢleri vardı, bitiremeden gittiler.
Mezar taĢına kimliğinin yanına mesaj verici Ģeyler yazılabilir. Ağa, Ģeyh, bey, paĢa gibi
kelimeler yazılmaz. “Koca dayağından, hanım derdinden, kayınvalide kahrından öldü”
yazılmaz. Kin intikam sözleri yazılmaz.
Bir mezarlığın kapısındaki Ģu iki mısra beni çok etkilemiĢtir:
“Yoklansın mezarda kafası her ölenin
Farkı var mı bakalım hükümdarla kölenin.”
“ÇıkmıĢsa ilahi emir bahane bol
Toprakta baĢlar toprakta biter bu yol.”
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 312
Mustafa ÖSELMİŞ
*
*
*
C-DĠRĠLĠġ
Ġnsan öldükten sonra bedenden ayrılan ruh manevi derecesine göre berzah âlemin de
durur. DiriliĢ emri ile tekrar ayrıldığı bedenle buluĢur.
Ġnkârcılar, ölüm son ahret yok, sorgu yok, hesap yok derler. AkĢam yatıp sabah kalktığı
gibi, toprağa atılan tohumun yeĢermesi gibi dirileceğine inanmazlar.
Yapılanların karĢılığının bulması, adaletin gerçekleĢmesi için hayatı ölümü yaratan Allah
ahretti de yaratmıĢtır.
Bu gün birçoklarının ahret hassasiyeti yok. ĠĢi gücü fani dünya, iĢi gücü mal, para hep
tercihini dünyadan yana yapıyor.
Cenab-ı Allah Kur‟an‟da Ģöyle haber verir:







“Onlar kıyameti yalan saydılar. Biz ise kıyameti inkar edenler için alevli bir ateĢ
hazırladık.” (Furkan:11)
“Ġnsanların hesaba çekilecekleri gün yaklaĢtı. Hal böyle iken onlar gaflet içinde yüz
çevirdiler.” (Enbiya:1)
“Görmez mi ki insan biz onu meniden yarattık. Birde bakıyorsunuz ki apaçık düĢman
kesilmiĢ. Kendi yaratılıĢını unutarak bize karĢı misal getirmeye kalkıĢıyor ve: “ġu
çürümüĢ kemikleri kim diriltecek” diyor. De ki: “Onları ilk defa yaratmıĢ olan
diriltecek çünkü o her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.” (Yasin:77-79)
“O gün kiĢi kardeĢinden, annesinden, babasından, eĢinden ve çocuklarından kaçar. O
gün herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır. O gün bir takım yüzler parlak,
güleç ve sevinçlidir. Yine o gün bir takım yüzlerde keder bürümüĢ, hüzünden kapkara
kesilmiĢtir. ĠĢte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.” (Abede:34-42)
“O gün zalim kimse piĢmanlıktan ellerini ısırıp Ģöyle der: “KeĢke o peygamberle
birlikte yol tutsaydım. Yazık bana, keĢke falan sapığı dost edinmeseydim.””
(Furkan:27-28)
“O gün cehennem gösterilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu
hatırlamanın ne faydası var? O zaman insan: “KeĢke burası için bir Ģeyler yapıp
gönderseydim,” der.” (Fecr:23-24)
“KeĢke toprak olsaydım! Diyecek” (Nebe:40) yaĢadığına, insan olarak yaratıldığına
piĢman olacak.
*
*
*
Ġnsan, sanki sorulmayacak, yaptıklarının hesabını vermeyecek, hakları iade etmeyecek
gibi yaĢıyor.
Allah görüyor, Allah biliyor ve Allah soracak. Herkes hak ettiğini bulacak.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 313
Mustafa ÖSELMİŞ
Yapma etme denilince eh! Ehbe! Diyenler oluyor. Ahrette görüĢürüz, iki elim yakanda
diyene gülüp geçenler oluyor. Bunlara Allah dünyada bir bela bir musibet verebilir. Bir
zalimle onu cezalandırabilir. Bir Ģeyle mahrum bırakılabilir.
ġair: “Allah tokadının sedası yoktur
Vurduğu zaman devası yoktur,” demiĢtir. Ahrette ceza ise daha ağırdır.
Hz. Peygamber soruyor:


“Müflis kimdir?” cevap verirler:
“Parası olmayan” derler.
Hz. Peygamber: “Müflis, namaz, oruç ve bazı iyi amellerle geldiği halde, falana
sövdüğü, falana iftira ettiği, falanın hakkını yediği, haksızlık yaptığı için iyilikleri hak
sahibine dağıtılan kiĢidir. Ġyilikleri tükenirde hak sahiplerinin hakları kalırsa, sonra da
cehenneme atılır. ĠĢte iflas eden kimse budur.” (Müslim, Birr:60) buyurur.
Ahrette kaçmak için hile yok, torpil yok. “Ġnsanlar her Ģeyden hesaba çekilecekler.
Diller, eller, ayaklar Ģahitlik edecek.” (Nur: 24) Ġtiraz yok inkar yok. Bir hadiste: “Boynuzsuz
koyun, boynuzlu koyundan hakkını alacak,” buyrulur. (Müslim,Birr:60) insan öleceğini
unutmamalı, Allah‟a hesabını vereceğini unutmamalı. Yerin üstü gibi altı da var. Biri borcunu
tam ödemeye çalıĢıyordu: “Yerin üstünde ödeyemezsem altında nasıl öderim,” diyordu. Bana
borcu olan biri beni görünce yönünü, yolunu değiĢtiriyordu. Bir gün karĢılaĢtık: “Ahrete mi
kaldı, orada nereye kaçacaksın?” dedim.
Ġtirazcının biri Hz. Ali‟ye sorar:


“Allah bu kadar insanı nasıl hesaba çekecek?” cevap verir:
“Nasıl rızıklandırıyorsa, öyle!...
Bir hadiste bildirildiğine göre, “Kıyamet gününde öncelikle beĢ Ģeyin sorgulaması
yapılacaktır:





“Hayatı nerede ve nasıl geçirdin?
Bilgini nerelerde kullandın?
Malını nereden kazandın?
Malını nerede harcadın?
Gençliğini, sağlığını ne Ģekilde yıprattın?” (Tirmizi,Kıyamet:2532)
Bir baĢka hadiste de Ģöyle haber verilir:






“Allah azabı en hafif olan cehennemliğe sorar:
Eğer dünya her Ģeyi ile senin olsaydı, Ģu azaptan kurtulman için verir miydin? O kiĢi:
“Evet” der. Ona Ģöyle denilir:
“Senden çok daha azı istenmiĢti!” (Ġ.Canan Hadis Ans:14/223)
Cehenneme getirilen yaptıkları hatırlatılınca:
“KeĢke hayatım için bir Ģeyler yapıp gönderseydin” der. (Fecr:23-24)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 314
Mustafa ÖSELMİŞ




“O günahkârlar Rableri huzurunda baĢlarını öne eğecekler” Rabbimiz gördük duyduk
Ģimdi bizi dünyaya gönderde iyi iĢler yapalım” diyecekler. (Secde:12)
“Onlar ateĢin karĢısında durdurulup “Ah, keĢke dünyaya geri gönderilsek de bir daha
Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak” dediklerini bir görsen!”
(Enam:27)
“Ġnkâr edenler zaman zaman keĢke bizde Müslüman olsaydık, diye arzu ederler.”
(Hıcır:2)
Bir size yakın bir azap ile sizi uyardık o gün kiĢi önceden yaptıklarına bakacak ve
inkârcı kiĢi: “KeĢke toprak olsaydım!” diyecektir. (Nebe:40)
“Zerre kadar hayır iĢleyende mükâfatını görecek, Ģer iĢleyen de cezasını çekecek.”
(Zilzal:7)
ġöyle anlatmıĢlardı: “Adamın elleri yüzü yanıkmıĢ, sebebini sormuĢlar, kefen hırsızı
olduğunu, durumunu bilen hakimin ona “Ģu parayı al, benim kefenime dokunma” demiĢ.
Hakim ölünce, bir koyundan iki post deyip kabri açmıĢ bir ses duymuĢ Ģu konuĢmayı
dinlemiĢ:





“Bunun eli dili ayağı gözü sağlam yalnız sağ kulağında bir akıntı var.” Sesini duymuĢ,
dinlemiĢ.
“Neden?
Bunun arkadaĢı biri ile davalı oldu ikisini de dinledi. ArkadaĢını haksız buldu. Ama
arkadaĢını can kulağı ile dinledi.
Verin cezasını” sesini duymuĢ. DemiĢ ki:
“Tam o sırada kabri bir alev sardı benim ellerim yüzüm yandı.”
Kıyamet günü Allah kulun kötü amellerini önüne koyup soracak.









“Beğendin mi?” kul:
“Hayır!” diyecek.
“Senin beğenmediğini ben nasıl beğeneyim.”
“Ben sana peygamber, kitap göndermedim mi? Uyarmadım mı?” kul:
“Evet” diyecek. Allah:
“Niye uymadın öyleyse?” diyecek. Gene soracak:
“Farzları, vacipleri ne yaptın? Peygamberime uydun mu?
Benim rızam için ne yaptın? Kullarım için ne yaptın? Kendin için ne yaptın?” Kul
susacak. Allah:
“Ben seni bunun için mi yarattım?” diyecek.
*
*
*
Hesap verme bitince herkes amel defterini öğrencinin karne alması gibi alacak, ne
kadar insanmıĢ, ne kadar Müslüman’mıĢ öğrenecek.
Dünya da her iĢ, her söz, her düĢünce Kiramen Katibin tarafından yazılıyor, tespit
ediliyor. Bizim kamera ile çekim yaptığımız gibi filme alıyorlar. Bunlar amel defteri olarak
önümüze konacak “oku kitabını!” denilecek.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 315
Mustafa ÖSELMİŞ



“Kitap ortaya konmuĢtur; suçları orda yazılı olanlardan korkmuĢ olduklarını
görürsünüz. Vay halimize! Derler bu nasıl kitapmıĢ? Küçük büyük hiçbir Ģey
bırakmaksızın yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüĢ. Böylece yaptıklarının karĢılığını
da bulmuĢlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf:49)
“Kimin kitabı sağından verilirse kolay bir hesapla hesaba çekilecek ve sevinçli olarak
ailesine denecek. Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek,
alevli ateĢe girecektir. Zira o dünya da ailesi için mal mülk sebebiyle
ĢımartılmıĢtı.”(Ġnsikak:7/13)
Kitabı sol tarafından verilenler: keĢke bana kitabım verilmeseydi. Hesabımı hiç
görmemiĢ olsaydım. KeĢke ölümle yok olup gitseydim. Malım bana bir yarar
sağlamadı, gücüm tükenip gitti. Allah, cehennemin muhafızlarına emreder: “Tutun
onu, ellerini boynuna bağlayın, sonra onu alevli ateĢe atın.” (Hakka:13/31)
*
*
*
Amel defterine göre bazılarına cennetin kapıları açılacak, bazılarına da cehennemin
kapıları açılacak.
Cenneti cehennemi inkar edenler var olduğunu görecek, cennet cehennem dünyadadır
diyenler ahrette cennetin ve cehennemin varlığını görecek.
Allah her kulu için cennette de cehennemde de yer ayırmıĢtır. Kul nereye gitmek ister,
nereye hazırlık yaparsa oraya gidecek cennet kendisine talip olanları cehennem de kendisine
talip olanlarındır.
Cennet de cehennem de dünyada kazanılır. Cehennemlik iĢ yapan cehenneme, cennetlik
iĢ yapan cennete gider.
Cennet cehennem kimsenin tasarrufunda değildir. falan cennetlik, falan cehennemlik
diyemeyiz. Papazların vaftiz, aforoz yetkisi elimizde yoktur.
Herkes cehenneme uğrayacak denince biri: “Biz ne diye namaz kılıyoruz öyleyse!” diye
çıkıĢıyor, namazı bırakıyor. Evet herkes cehennemin üzerinde kurulu olan köprüden geçecek
ibadetler cennet için yapılmaz. Kimse kesin cennetlik oluğuna inanmamalıdır. Ġnancımıza
göre korku ile ümit arasında olmalıdır. Ġyi hali son nefese kadar korumalıdır.
Cehennemden bahsedince “Ne olmuĢ, günahımız kadar yanar çıkarız.” Ġfadesiyle
cehennemi küçümseyenler oluyor.
Cennet, imanla giden iyi ameller iĢleyenlere verilecek bir mükafattır. Ödüllendirme
yeridir. ġöyle bildiriliyor:


“Kim Allah‟a peygambere itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennete
koyacaktır.” (Nisa:13)
“Rab olarak Allah‟ı din olarak Ġslamı, peygamber olarak Muhammed‟i seçip beğendim
diyenden daha güzel sözlü kimdir? O, cenneti hak etmiĢtir.” (Ebu Davut,Vitr:26)
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 316
Mustafa ÖSELMİŞ

Ġki arkadaĢtan biri, kıyamet günü arkadaĢını arar, bulur. Bana sende ahrette dirilmeye
inananlardan mısın? Biz toprak olduktan sonra diriltilip cezalandırılacak mıyız?
Diyordun der ve arkadaĢını cehennemin ortasında görür ona: “Yemin ederim ki, sen az
daha beni de helak edecektin. Rabbimin hidayeti olmasaydı Ģimdi bende cehenneme
girenlerden olurdum,” der (Saffat:50-59)
Cennet de cehennem de Ģuanda mevcuttur. Kur‟an‟da:


“Kafirler için hazırlanmıĢ olan cehennem ateĢinden sakının.” (Al-i Ġmran:131)
“Takva sahipleri için hazırlanan cennete koĢun.” (Al-i Ġmran:133)
Peygamberimiz miraçta cenneti cehennemi görmüĢtür. (Necmi:13-15)
Nerededir? Denirse Allah bilir.
*
*
*
Ġslam’a inanmayanın durumu nedir?
Falan Ģu hizmeti gördü, falan Ģunu icabetti o cennete girmeyecek mi? O girmeyecekse,
falan mı girecek? Gibi sorular soruluyor.
Cennete girmek için iman etme Ģartı vardır. Peygamberimiz:
“Ġman etmedikçe cennete giremeyeceksiniz,” buyurmuĢtur. (Müslim Ġman:93)
Ġnançsızın mükafatı dünyadadır. Kazandığı para, itibar, gördüğü iltifat, adının anılması
onun mükafatıdır. Bir hadiste:

“Kafir bir iyilik yaparsa ona karĢılık dünyalık verilir. Mümine gelince Allah onun
iyiliğinin karĢılığını ahrete saklar, ona dünyada rızık verir.” (R.Salihin:431)
Buluğ çağına gelmemiĢ ölen kafir çocukları mükellef olmadıkları için hesaba çekilip,
cezalandırılmaz. Onlar ana babalarından dolayı sorumlu olmazlar. (Ġsra:15 + En‟am:164)
Kur‟an‟da Allah Ģöyle buyurur:






“Kafir olarak ölenin yaptığı bütün iĢler boĢa gider.”(Bakara:217)
“Rablerini inkar edenlerin iĢleri, fırtınalı bir günde rüzgarın Ģiddetle savurduğu küle
benzer. Yaptıklarından hiçbir Ģey elde edemezler.” (Ġbrahim suresi:18)
“…Onlar mutlaka cehenneme gireceklerdir.” (Münafıkın:16)
“Ehli kitap: “Yahudi ve Hıristiyanlardan baĢkası cennete giremeyecek” dediler. Bu
onların kuruntusudur.” (Bakara:111)
“Sizden kim dininden döner ve kafir olarak ölürse, onların yaptıkları iĢler dünyada da
ahrette de boĢa gider. Onlar cehennem de ebedi kalırlar.” (Bakara:217)
“Onların bütün iĢleri boĢa gitmiĢtir. Ve onlar ateĢte ebedi kalacaklardır.” (Tevbe:17)
*
*
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 317
Mustafa ÖSELMİŞ
Cehenneme gitmiĢ gitmemiĢ aldırıĢ etmeyen, cehennemlik iĢleri bırakmayı
düĢünmeyenler oluyor.
Bu konuda Kur‟an‟da Ģöyle bildiriliyor:







“Onlar bağırsaklarını parça parça eden kaynar su içerler.” (Muhammed:15)
“Cehennemdekiler susuzluktan “Ġmdat” diyecekler. Ġmdatlarına erimiĢ maden gibi
haĢlayan bir su ile karĢılık verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir yer!” (Kehf:29)
“Azgınlar orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da susuzluğu giderecek bir
içecek tatmazlar. Ancak dünyada yaĢayıĢlarına uygun kaynar su ve irin tadarlar.”
(Nebe:24-26)
“Zakkum ağacı günahkârların yemeğidir.” (Duhan:43-44)
“Siz ey sapıklar, yalancılar! Elbette zakkum ağacından yiyeceksiniz. Karınlarınızı
ondan dolduracaksınız. Üstüne de kaynar su içeceksiniz.” (Vakıa:51-54)
“Ancak günahkarların yediği kanlı irinden baĢka yiyeceği de yoktur.” (Hakka:36-37)
“ġüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek ateĢe sokacağız; onların derileri
piĢip acı duymaz hale geldikçe, derilerini baĢka derilerle değiĢtiririz ki acıyı
duysunlar!” (Nisa:56)
Soruyorum: böyle bir cehenneme kim razı olur? Ġman etmeyip güzel yaĢamayanlar
razı olmuĢ olurlar.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 318
Mustafa ÖSELMİŞ
CENAB-I ALLAH BĠZDEN NE ĠSTĠYOR? NE ĠSTEMĠYOR?
BĠLĠYOR MUYUZ?
Her Müslüman‟ın Cenab-ı Allah‟ın kendisinden ne istediğini ve ne istemediğini tam
olarak bilmesi zorunludur.
Müslüman, bilmesi gerekeni bilirse, Ġslam‟ı doğru anlar ve yanlıĢ yapıp hataya
düĢmez. Ġslam‟ı kendisine göre yorumlayıp imanını ve yaptıklarını tehlikeye atmaz.
Dikkat edilmesi gereken bir husus, bir Ģeyi bilmemek veya “Ben böyle biliyordum”
demek mazeret sayılmaz.
Cenab-ı Allah’ın bizden ne istediklerini Kur’an’ı Kerim’den Ģöyle sıralayabiliriz:
ALLAH (C.C.):
1. Kendisine hamd etmemizi istiyor.
2. Yalnız kendisine kulluk etmemizi emrediyor.
3. “Rabbim, bize doğru yolu göster; kendilerine lütuf v e ikramda bulunduklarının
yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapmıĢların yoluna değil,” diyerek dua etmemizi
istiyor.
4. Ancak kendisinden yardım beklememizi istiyor.
5. Her gizliliğin ancak Allah tarafından bilindiğine inanmamızı istiyor.
6. Namaz kılmamızı emrediyor.
7. Verdiği mallardan kendi yolunda harcanmasını istiyor.
8. Cehennem ateĢinden sakınıp korunmamızı istiyor.
9. Zekât vermemizi istiyor.
10. Sabır ve namazla kendisinden yardım istememizi istiyor.
11. Kimsenin kimseye fayda vermeyeceği ve hiçbir adaletsizliğin yapılamayacağı kıyamet
gününde zor duruma düĢmememiz için hazırlıklı olmamızı istiyor.
12. Helal ve temiz olan Ģeylerden yiyip içmemizi istiyor.
13. Oruç tutmamızı emrediyor.
14. Dua etmemizi emrediyor ve duaları kabul edeceğini bildiriyor.
15. Yaptığımızı güzel yapmamızı ve kendimizi tehlikeye atmamamızı emrediyor.
16. “Bize dünyada da iyilik ver, ahrette de iyilik ver, bizi cehennem azabından koru,” diye
dua etmemizi istiyor.
17. Annenin çocuğunu iki yıl emzirmesini eĢi ölen kadının dört ay on gün sonra
evlenebileceğini bildiriyor.
18. ĠĢe yaramayacak bir Ģeyin baĢkalarına hayır diye vermeye kalkıĢılmamasını istiyor.
19. Sadakaların gizli, onur kırmadan verilmesini emrediyor. Ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin
araĢtırılıp bulunmasını istiyor.
20. Borçlunun sıkıĢtırılmamasını, imkân varsa bağıĢlanmasını istiyor. Bir de borçların
kâğıt üzerinde yazılıp, Ģahitlendirilmesini emrediyor.
21. “Müslüman, Müslüman‟ı bırakıp kâfiri dost edinmesin,” diyor.
22. Kendisine ve Resulüne itaat etmemizi ve kendisine karĢı verilen sözlerin tutulmasını
istiyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 319
Mustafa ÖSELMİŞ
23. Gücü yetenlerin hac etmesini, bunun kendisinin bir hakkı olduğunu bildiriyor.
24. Kendisinden korkmamızı ve Müslüman olarak can vermek için çabalamamızı istiyor.
25. Kur-an‟a sarılıp, bölünüp parçalanmamamızı emrediyor.
26. Ġyiliği emrederek, kötülükten sakındırarak insanları hayra çağırmamızı emrediyor.
27. ĠĢ konusunda istiĢare etmemizi ve sonun da kendisine güvenip dayanmamızı istiyor.
28. Yaptığımızı kendisi için yapmamızı ve ancak rızasını gözetmemizi istiyor.
29. Refah hayatı yaĢayanlara bakıp imrenilmemesini tavsiye ediyor.
30. BaĢarı için sabır, sebat, hazırlıklı ve uyanık olmamızı tavsiye ediyor.
31. Evlilikte kadına mihr verilmesini emrediyor.
32. Zinanın her türlüsünden kaçınmamızı emrediyor.
33. Ġyiliğe sebep olanın iyilik, kötülüğe sebep olanın kötülük kazanacağını haber veriyor.
34. Ġnsanlarla selamlaĢmamızı, verilen selama daha güzeli ile cevap verilmesini istiyor.
35. Kendisine her zaman zikretmemizi ve namazı dosdoğru kılmamızı emrediyor.
36. Adaleti titizlikle ayakta tutmamızı ver dosdoğru Ģahitlik yapmamızı istiyor.
37. Verdiği ve vereceğine Ģükretmemizi istiyor.
38. Kendi yolunda canla baĢla cihat etmemizi bekliyor.
39. Vara-yoğa yemin etmememizi ve bozulan yeminlerin kefaretinin verilmesini
emrediyor.
40. Oyun ve eğlenceden ibaret olan dünya ve dünya hayatına adlanılmamasını istiyor.
41. ġirk koĢmamamızı ve Ģirk koĢanlardan uzak durmamızı istiyor.
42. Affedici olmamızı, iyiliği emretmemizi ve cahilliklerden yüz çevirmemizi emrediyor.
43. Vesveseye düĢülmemesini ve kendisine sığınılmasını istiyor.
44. Kur‟an okunduğu zaman sessizce ve saygı ile dinlenmesini emrediyor.
45. Bağırıp çağırmadan dua etmemizi ve kendisini zikretmemizi istiyor.
46. Kendisinden korkmamızı, doğrularla beraber olmamızı istiyor. “Dosdoğru ol!” diyor.
47. “Rabbim, beni, ana babamı ve mü‟minleri bağıĢla,” diye dua etmemizi istiyor.
48. Ölüm gelinceye kadar ibadet etmemizi istiyor. “Ġpliğini sağlamca büktükten sonra
çözüp bırakıveren gibi olmayın,” diyor.
49. Hiçbir Ģekilde Ģeytana uyulmamasını emrediyor.
50. Ana babaya iyilik etmemizi emrediyor.
51. Bir Ģeyi ölçtüğümüz zaman doğru ölçüp biçmemizi emrediyor.
52. Kendisinin rızasını istememizi, kötü arzulara uymuĢ, aĢırı gidenlere boyun
eğmememizi emrediyor.
53. Aile fertlerine namaz kılmalarını emretmemizi kendimizin de namaza devam etmemizi
istiyor.
54. Namaz kılarak, ibadet ederek ve hayır iĢleyerek kurtulmamızı öğütlüyor.
55. BoĢ Ģeylerle uğraĢmamamızı emrediyor.
56. Ġffetin korunmasını istiyor.
57. Kötülüğü kötülükle değil güzel bir Ģekilde savmamızı istiyor.
58. Bekârların evlendirilmesini ve evli olmayanlarında iffetlerini korumalarını emrediyor.
59. Kul hakkına riayet etmemizi ve bozgunculuk yapmamamızı istiyor. Ġyi iĢler
yapmamızı emrediyor.
60. Kur‟an-ı okumamızı, anlamamızı ve ona uymamızı istiyor.
61. BaĢımıza gelenlere sabretmemizi istiyor.
62. Ġnsanları küçümsemememizi ve gururlanmamamızı emrediyor.
63. “Kâfire ve münafığa boyun eğme,” diyor.
64. Cahiliye insanı gibi açılıp saçılmamamızı ve örtünmemizi istiyor.
65. Peygamber Aleyhisselama salâvat getirip selam göndermemizi emrediyor.
66. Kendisinden korkmamızı, doğru söylememizi istiyor.
67. Verdiğinden bizim de vermemizi istiyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 320
Mustafa ÖSELMİŞ
68. Dünya hayatına ve Ģeytana aldanmamamızı istiyor.
69. BaĢkalarının yanında izzet aramamamızı ve Salih amellerle Allah‟a ulaĢmamızı
istiyor.
70. Bize ulaĢan bir haberin doğruluğunu araĢtırmamızı istiyor.
71. Müslümanların aralarını bulup düzeltmemizi emrediyor.
72. Kimseye alaya almamamızı, kötü lakap takmamamızı emrediyor. Kötü zanda
bulunmamamızı istiyor. Kimsenin gıybetini etmememizi ve bunun ölü eti yemek
olduğunu bildiriyor.
73. Öğüt verme durumunda olanların baĢkalarına öğüt vermesini emrediyor.
74. “Yeryüzünün dengesini bozmayın,” diye emrediyor.
75. “Nimetlerimi yalanlamayın.” Diyor.
76. Her Ģeyin tespit edildiğini ve dengeli yaĢamamız gerektiğini bildiriyor.
77. ġeytandan korkmamamızı, Ģeytanın müminlere zarar veremeyeceğini bildiriyor.
78. Yapmadığımız Ģeyleri söylemememizi istiyor.
79. Cuma günü her Ģeyi bırakarak cumaya gitmemizi emrediyor.
80. Mal ve evladın imtihan olduğunu, kendisini anmaktan alıkoymaması gerektiği
konusunda uyarıyor.
81. Kendisine asla isyan etmememizi ve itaat etmememizi istiyor.
82. Kendimizi ve aile fertlerini cehennem ateĢinden korumamızı emrediyor.
83. Temiz olmamızı, temiz yaĢamamızı, kötü Ģeyleri terk etmemizi, yaptığımız iyilikleri
çok görmememizi istiyor.
84. “Oku!” diye emrederek, okumamızı istiyor.
85. Namazı çok ciddiye almamızı istiyor. Namaz kılıp kurban kesmemizi emrediyor.
86. ġerlilerin Ģerrinden, büyücülerin Ģerrinden, hasetcinin Ģerrinden cinin, Ģeytanın ve
insan Ģeytanlarının Ģerrinden kendisine sığınmamızı istiyor.
87. ġirk koĢmayı, hakkı, doğruyu gizlemeyi, nankörlük etmeyi ve vesveseyi yasaklıyor.
88. ÖlmüĢ hayvan, leĢi, kanı, domuzu ve kendisinden baĢkası adına kesilen hayvanın etini
haram kılıyor.
89. RüĢvet almayı, vermeyi yasaklıyor.
90. Fitneciliği ve her türlü Ģeytani Ģerri yasaklıyor.
91. Ayhali ve nifas halindeki kadına yaklaĢılmasını yasaklıyor.
92. Ġhtiyaç sahiplerine yapılan yardımın baĢa kakılmasını, fakirin gönlünün kırılmasını ve
gösteriĢ yapılmasını yasaklıyor.
93. Faizin her türlüsünü haram kılıyor.
94. Ġslam‟dan baĢka din aranmamasını istiyor.
95. Hıristiyan ve Yahudilere uyulmamasını, onların dost ve sırdaĢ edinilmemesini istiyor.
96. Emanete hainlik etmememizi istiyor.
97. Cimrilik etmememizi emrediyor.
98. Yetim malına el sürmememizi istiyor.
99. Ġntihar etmeyi yasaklıyor.
100.
Cinayeti kesin olarak yasaklıyor.
101.
Fala bakmayı, baktırmayı haram kılıyor.
102.
Ġffetli namuslu kimselerle evlenilmesini emrediyor.
103.
Dini ve dinin emirlerini alay konusu edinenlerle dost olunmasını yasaklıyor.
104.
Ġçkinin, kumarın, putların, Ģans oyunlarının Ģeytan iĢi pislik olduğunu haber
veriyor.
105.
Hayvanı keserken “Bismillah” diyerek kesmemizi istiyor.
106.
Çocukların her ne Ģekilde olursa olsun öldürülmesinin cinayet olduğunu haber
veriyor.
107.
Aleyhimize bile olsa doğru ve adaletli davranmamızı istiyor.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 321
Mustafa ÖSELMİŞ
108.
Ġlk yaratılıĢta kendisine verilen sözün tutulmasını istiyor.
109.
Müslümanların gurup grup, parça parça olmamasını istiyor.
110.
Hiçbir Ģeyi israf etmememizi istiyor.
111.
Müslüman‟ın Müslüman‟la çekiĢmesini, dargın durmasını yasaklıyor.
112.
Müslüman‟ın kimliğini, kiĢiliğini muhafaza etmesini, baĢkalarını taklit
etmemesini istiyor.
113.
Ġnananların birbirine yardımcı olmasını ve destek vermesini istiyor.
114.
Camilerin yapılıp, bakılmasını istiyor.
115.
Küfrü, imana tercih edenlerin baba da kardeĢ de olsa dost olunmamasını ve
itaat edilmemesini istiyor.
116.
Ġnanmayanlar için af dilenmemesini, onların cenaze namazının kılınmamasını,
kabrinin ziyaret edilmemesini ve onlar için dua edilmemesini emrediyor.
117.
Akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını vermemizi istiyor.
118.
“Zina hayâsızlıktır, kötü yoldur, asla yaklaĢmayın,” diye emrediyor.
119.
Hakkında bilgi sahibi olmadığımız Ģeyin peĢine düĢmememizi istiyor.
120.
Gururlanarak gezip tozmayı yasaklıyor.
121.
“Kötü söz söylemeyin, sözün en güzelini söyleyin,” diye emrediyor.
122.
Ġslam kardeĢliğini bırakarak grupçuluk adına sevinip, kendimiz de olanla
gururlanmamızı hoĢ görmüyor.
123.
Namuslu kimselere iftira edilmemesi konusunda uyarıyor.
124.
ġeytanın adımlarını takip etmememizi emrediyor.
125.
BaĢka evlere izinsiz ve selam vermeden girmememizi istiyor.
126.
Müslüman kadın ve erkeğin göz zinasından sakınmalarını ve ırzlarını
korumalarını emrediyor. Ayrıca kadınların örtünerek, dikkat çekecek Ģekilde
dolaĢmamalarını istiyor.
127.
Dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu, asıl hayatın ahret hayatı
olduğunu, ölümden kaçılamayacağını ve her canlının ölümü tadacağını, hesaba
çekileceğini haber veriyor.
128.
Dinlerini parçalayan ve grup grup olanlardan olmamamız konusunda bizi
uyarıyor.
129.
Felaketlerin sebebinin bizzat hatalarımız yüzünden olduğunu bildiriyor.
130.
Yeryüzünde gezip dolaĢıp önceki yaĢayanlardan ibret almamızı istiyor.
131.
Kötü haber yayarak insanların yanıltıp sapıtmayı yasaklıyor.
132.
BaĢımıza bir sıkıntı gelince yalvarmayı, sıkıntıdan kurtulunca da Rabbini
unutuvermeyi kınıyor.
133.
Rahmetinden, affından ümit kesmememizi istiyor.
134.
Dinine müdahale etmememizi emrediyor.
135.
Kendisini unutanlara Ģeytanın musallat olacağını haber veriyor.
136.
Abdestsiz ve cünüp Kur‟an‟a dokunulmayacağını bildiriyor.
137.
Elden gidene üzülmememizi, bize verilenlerle de Ģımarmamamızı emrediyor.
138.
Zerre kadar da olsa iyilik veya kötülüğün karĢılığının mutlaka görüleceğini
haber veriyor.
139.
Ġyi iĢler iĢlememizi, insanlara gerçeği ve sabrı tavsiye etmemizi emrediyor.
140.
Arkadan çekiĢtirmeyi, yüze karĢı eğlenmeyi yasaklıyor. Böylece insanlara
kurtuluĢ yolunu gösteriyor.
Tabi ki Cenab-ı Allah‟ın bizden istedikleri ve yasakladıkları bunlardan ibaret değil.
Peygamber Aleyhisselamın sünnetleri ile de bize istediklerini ve yasaklarını bildirmiĢtir.
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 322
Mustafa ÖSELMİŞ
SON BĠRKAÇ HUSUS:

















Bir çok Ģeyin farkında değiliz.
Hep genç, sağlıklı olacağımızı zannediyoruz.
Orada burada takma diĢ çıkarıp, burun karıĢtırıyoruz.
Onlarca elbise, o kadar da ayakkabımız var.
Kitap okumuyoruz, lanet okuyoruz.
Her Ģeyi kafaya takıyoruz.
Her iĢi aklımızca yapıyor, sonra da “inĢallah” diyoruz.
Karın tok beyin aç.
Televizyona esiriz.
Çuvaldızı ele batırırken iğneyi kendimize batırmıyoruz.
Çok aceleci, çok hırslıyız, hep ben hep ben…
Nereden niçin geldik, vazifemiz ne? DüĢünmüyoruz.
Kötü duygu ve alıĢkanlıklarla insan olduğumuzu unutuyoruz.
YanlıĢtan dönmeyi nefsimize yediremiyoruz.
Bir Ģeyin olumlu tarafını görmek istemiyoruz.
Vakit öldürmeyi seviyoruz.
Bütün derdimiz yeme-içme-esneyip durma.
*









*
*
Dünyamız mamur, ahretimiz harap. HerĢey dünyalık.
Azrail‟in ansızın geleceğini hatırlamak istemiyoruz.
Sanki hesap yok, sorgu yok yaĢıyoruz.
Rehberi yanlıĢ seçiyoruz, hedef de yanlıĢ oluyor.
Gurup gurup oluyoruz, her gurup kendisinin dıĢında bir Ģey kabul etmiyor.
Dua ederken bile …Ģu talebeleri,…Ģu kardeĢlerimiz diyoruz.
Ölüden yardım beklemeyi sürdürüyoruz. Ölüler bize hükmediyor.
Her Ģey dünya için dünya da iĢimiz iĢ, ya sonrası…
*



*
AlıĢ veriĢ çılgınlığı varken alma, fazla alma derdindeyiz.
Kartla bedava aldığımızı zannediyoruz.
Kedi, köpek beslerken ihtiyaç sahibini düĢünemiyoruz.
Para kazanalım derken aileyi, çocukları unutuyoruz. Saldım çayıra mevlam kayıra
diyoruz.
BaĢkalarına nazik, kibar, yakınlarımıza hırçınız, kabayız.
Ġhmal ve unutkanlık alıĢkanlık oldu.
Gönül hovarda göz dıĢarıda.
Verilen söze sadık değiliz.
Yalan, yemin sermayemiz.
*








*
*
Günü kurtarmaya çalıĢıyoruz, geleceği değil.
Kendimizi baĢkasının yerine koyamıyoruz.
BaĢkasının da hakkı olduğunu düĢünemiyoruz.
*
NELERİ YANLIŞ YAPIYORUZ? 323
Mustafa ÖSELMİŞ



DeğiĢmemek, yenilenmemek için direniyoruz, dayatıyoruz.
Ġyi olanın değil, tuttuğumuz takımın, partinin, gurubun her zaman üstünlüğünü
istiyoruz.
ĠĢin doğrusunu değil kolayını tercih ediyoruz.
*











*
*
Kimsenin yükünü taĢımıyor ama herkese yük oluyoruz.
Ömrün dün, bugün ve yarından ibaret olduğunu hesap etmiyoruz.
Sokakta yolun her tarafından yürüyoruz, çarpıĢma, yön değiĢtirmeler derken sağdan ve
düzgün yürümeyi beceremiyoruz.
Yollara tükürme ve sümük atma alıĢkanlığına devam.
Toplumda bedavacılığa alıĢmıĢız.
Borcumuzu geciktirmek veya ödememek hoĢumuza gidiyor.
Menfaatimize öyle düĢkünüz ki, ibadetleri bile dünyaya alet ediyoruz.
Bozulmaya direnemiyoruz.
O kadar çok lanetli iĢ var ki, herkesin dilinde lanet olsun, lanet olsun eksik olmuyor.
ArkadaĢı, komĢuyu incitmekten çekinmiyoruz.
Kendimizi hayatımızı varlığımızı geleceğimizi bozuk para gibi harcıyoruz.
Hurafeler dini unutturuyor ve dinin yerini alıyor.
Milletimizi hakir görme, baĢka milletleri övme hastalığımız var.
Kavga etmeyi çok seviyoruz. Hanım dövmek ve birilerini dövmekle övünüyor,
kalabalığımızı ortaya koyuyoruz.
~~~~~~~~~~
~~~~~~~~
~~~~~
~~

Benzer belgeler