Para Talebi Teorileri

Transkript

Para Talebi Teorileri
179
Para Talebi Teorileri
9
90’l› y›llarda yaflanan h›zl› teknolojik geliflmeler sonucu, kredi kartlar› günlük yaflamam›z›n ayr›lmaz bir parças› haline geldi. Bir dönem, prestij unsuru olarak
seçkin kiflilerin cüzdan›nda tafl›nan ve asl›nda pek de kullan›lma olana¤› bulunmayan bu renkli plastikler art›k hemen herkesin cüzdan›nda yer al›yor ve yo¤un
biçimde de kullan›l›yor. Özellikle iletiflim teknolojisinde yaflanan bafl döndürücü
geliflme, kredi kartlar›n›n ve kullan›m›n›n yayg›nlaflmas›nda rol oynayan en
önemli faktör niteli¤indedir. 2003 sonu itibar›yla ülkemizde, kullan›ma aç›k olan,
19 milyon 863 bin adet kredi kart›n›n cüzdanlarda tafl›nd›¤›n› biliyoruz. Bu durumda, ülkemizde kifli bafl›na 0.36 adet, çal›flan kifli bafl›naysa, yaklafl›k 1 adet
kredi kart› düflmektedir. Kredi kart› kullan›m›n›n yayg›nlaflmas›n›n, makro ekonomik de¤iflkenler üzerinde, ne tür etkileri olabilir?
Amaçlar›m›z
Bu üniteyi çal›flt›ktan sonra;
Klasik iktisat yaklafl›m›n›n para talebi konusundaki görüfllerini ve ekonomik
istikrar aç›s›ndan paran›n tafl›d›¤› önemi,
J.M. Keynes taraf›ndan gelifltirilen makro ekonomik modelin temelini oluflturan likitide tercihi yaklafl›m›n› ve Keynesyen teoride daha sonraki y›llarda
gözlenen geliflmeleri,
Monetarist iktisat yaklafl›m›n›n temelini oluflturan modern miktar kuram›n›
ve iktisat politikalar› aç›s›ndan sonuçlar›n›,
Son y›llarda yo¤un biçimde tart›fl›lan ard›fl›k kuflaklar modelinin para talebi
konusundaki görüfllerini,
Para arz› ve talebi fonksiyonlar›n›n bir araya gelmesi sonucu ekonomideki
denge faiz oran›n›n nas›l belirlendi¤ini ve neden de¤iflti¤ini
... aç›klayabilmek için gerekli bilgi ve becerilere sahip olacaks›n›z.
180
Para Teorisi ve Politikas›
Anahtar Kavramlar
• Para Talebi
• Likidite Tercihi Teorisi
• Sürekli Gelir
• Ard›fl›k Kuflaklar Modeli
• Denge Faiz Oran›
‹çindekiler
• G‹R‹fi
• KLAS‹K PARA TALEB‹ TEOR‹S‹
• Fisher Yaklafl›m›
• Cambridge Yaklafl›m›
• KEYNESYEN PARA TALEB‹ TEOR‹S‹
• ‹fllem Amaçl› Para Talebi
• ‹htiyat Amaçl› Para Talebi
• Spekülasyon Amaçl› Para Talebi
• Keynesyen Yaklafl›mda Keynes Sonras› Geliflmeler
• MODERN M‹KTAR TEOR‹S‹
• ARDIfiIK KUfiAKLAR (OVERLAPPING GENERATIONS)
• PARA P‹YASASINDA DENGE
• Denge Faiz Oran›n›n Belirlenmesi
• Denge Faiz Oran›n›n De¤iflmesi
• Gelirdeki De¤iflme
• Fiyatlardaki De¤iflme
• Para Arz›ndaki De¤iflme
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
181
G‹R‹fi
Daha önceki bölümlerde, bankac›l›k sistemini de devreye sokarak, para arz›n›n
belirlenmesini ve merkez bankas›n›n bu süreçteki rolünü tart›flt›k. Merkez bankas›n›n para arz›n› neden kontrol etmeye çal›flt›¤›n› ve bu amaçla neler yapabilece¤ini de ele ald›k. Para arz›n› inceledikten sonra s›ra, do¤al olarak piyasan›n di¤er
cephesini incelemeye geldi: Para talebi. Para talebi deyimiyle ekonomik birimlerin cüzdanlar›nda, kasalar›nda ve vadesiz mevduat hesaplar›nda bulundurmak istedikleri miktar anlafl›lmal›d›r. Para talebi, iktisat teorisinin en çok tart›fl›lan konusudur. Öyle ki para talebi fonksiyonunun istikrar›, farkl› iktisat politikas› önermelerini gündeme getirmektedir. Bu nedenle para talebinin anlafl›lmas›, bir ülkedeki
para politikalar›n›n ve istikrar politikalar›n›n de¤erlendirilmesinde son derece
önemlidir. Bu ünitede, tarihi geliflim sürecine uygun olarak klasik, Keynesyen ve
monetarist para talebi teorilerini ele alacak ve para talebi konusundaki güncel yaklafl›mlar› de¤erlendirece¤iz. Para talebini inceledikten sonra para piyasas› dengesini ele alarak, bir ekonomide denge faiz oran›n›n nas›l belirlendi¤ini ve neden de¤iflti¤ini tart›flaca¤›z.
KLAS‹K PARA TALEB‹ TEOR‹S‹
AMAÇ
1
Klasik iktisat yaklafl›m›n›n para talebi konusundaki görüfllerini
ve ekonomik istikrar aç›s›ndan paran›n tafl›d›¤› önemini aç›klayabilmek.
Para talebiyle ilgili klasik görüfl, para talebini belirleyen temel faktörün gelir oldu¤unu kabul eder. Do¤al olarak, gelir düzeyi yükseldikçe, ekonomik birimlerin ellerinde tutmak istedikleri para miktar› da artar. Klasik teorinin para talebine yaklafl›m›nda iki farkl› versiyondan söz etmek mümkündür: Fisher yaklafl›m› ve Cambridge yaklafl›m›. Fisher yaklafl›m›, elde para tutulmas›n›, tamam›yla ifllem amac›na
ba¤lar (yani paran›n sadece mal ve hizmetleri sat›n alma amac›yla elde tutuldu¤unu kabul eder). Bir di¤er deyiflle, Fisher yaklafl›m›nda para, sadece bir de¤iflim arac›d›r. Cambridge yaklafl›m›ndaysa para, bir de¤iflim arac› olmas›n›n yan›nda, ayn›
zamanda servet tutma arac›d›r. Ancak, daha sonra görece¤imiz gibi, her iki yaklafl›m da benzer para talebi fonksiyonlar›n› kullan›rlar.
Fisher Yaklafl›m›
1900’lerin bafllar›nda, Amerikal› iktisatç› Irving Fisher, paran›n, sadece bir de¤iflim
arac› olarak kabul edildi¤i para talebinin miktar teorisini gelifltirmifltir. Para talebinin miktar teorisinin ya da k›saca miktar teorisinin kökleri, bir özdefllik niteli¤inde
olan de¤iflim denklemine dayanmaktad›r. ‹ktisat derslerinizden hat›rlayaca¤›n›z gibi, de¤iflim denklemi, toplam harcamalarla para arz› aras›nda ba¤lant› kuran bir
özdeflliktir. Fisher’in para talebiyle ilgili görüfllerini anlayabilmek için basit bir ekonomi düflünelim ve bu ekonomide, bir y›l içerisinde gerçekleflen toplam harcamalar›n (TS) 1000 lira oldu¤unu kabul edelim. Bu ekonomideki toplam para miktar›
200 liraysa cevapland›r›lmas› gereken bir soru karfl›m›za ç›kmaktad›r: Ekonomideki toplam para miktar› 200 liraysa ekonomik birimler 1000 liral›k mal ve hizmeti
nas›l sat›n alabilmektedirler? Cevap oldukça basittir: Demek ki, bu ekonomide, bir
y›l içinde her bir lira, birden fazla kez al›flverifllerde kullan›lmaktad›r. Hatta, örne¤imize göre, 200 liral›k para stokunun bir y›l içinde 1000 liral›k harcamay› sa¤layabilmesi için, her bir liran›n ortalama olarak 5 kez kullan›lmas› gerekmektedir.
Para talebi: Ekonomik
birimlerin cüzdanlar›nda,
kasalar›nda ve vadesiz
mevduat hesaplar›nda
bulundurmak istedikleri
miktard›r.
182
Paran›n Dolafl›m H›z›
(Dolafl›m H›z› (V)): Bir birim
paran›n y›lda ortalama
olarak kaç kez el de¤ifltirdi¤i
gösterir.
Para Teorisi ve Politikas›
Bir birim paran›n y›lda ortalama olarak kaç kez el de¤ifltirdi¤i paran›n dolafl›m
h›z› ya da k›saca dolafl›m h›z› (V) olarak adland›r›l›r. Paran›n dolafl›m h›z›n› bu
flekilde tan›mlarsak, toplam harcamalarla (TS) para miktar› (M) aras›ndaki iliflkiyi,
M x V ∫ TS
fleklinde yazabiliriz. Öncelikle yukar›da verilen ifade, paran›n dolafl›m h›z›n› tan›mlama biçimimiz nedeniyle tan›m gere¤i do¤rudur ve bu nedenle özdefllik biçiminde yaz›lm›flt›r. Çünkü; dolafl›m h›z›, gözlemlenebilen bir de¤iflken de¤ildir. Bu
özdeflli¤e göre, ekonomideki para miktar› (M) ile bir birim paran›n y›lda ortalama
kaç kez el de¤ifltirdi¤ini ifade eden dolafl›m h›z›n›n (V) çarp›m›, bu ekonomideki
y›ll›k toplam harcama miktar›na denktir.
De¤iflim denklemi, para ve ekonomik faaliyetler aras›ndaki iliflkiyi de¤erlendirmekte oldukça yararl›d›r; fakat, de¤iflim denklemi bir teori de¤ildir. Dolafl›m h›z›n›, toplam harcamalar›n para miktar›na oranlanmas› biçiminde tan›mlad›¤›m›z için,
bir özdeflliktir. Ancak, bu durum de¤iflim denklemini sadece bir eflitlik olarak de¤erlendirmemiz gerekti¤i anlam›na da gelmemektedir. Örne¤in; de¤iflim denklemine göre, para miktar› artarsa ya toplam harcamalar artacak, ya dolafl›m h›z› düflecek ya da ikisi birden ortaya ç›kacakt›r. Yukar›da verdi¤imiz basit örne¤i hat›rlarsan›z, toplam harcama 1000 lira, para miktar› 200 lira ve dolafl›m h›z› 5’di. Bu
basit örne¤imizde para miktar› 400 liraya ç›kar ve dolafl›m h›z› sabit kal›rsa toplam
harcamalar›n 2000 liraya yükselmesi gerekir. Bunun nedeni oldukça basittir: E¤er
bir birim para y›lda ortalama 5 kez harcan›yorsa ve ekonomide toplam 400 birim
para varsa, y›ll›k toplam harcama miktar›n›n 400 x 5 = 2000 olmas› gerekir. Para
miktar› 400 liraya yükselmiflken, toplam harcamalar 1000 lirada sabit kal›rsa ne
olur? 400 liral›k para miktar›n›n 1000 liral›k harcama yaratabilmesi için y›lda ortalama 2.5 kez el de¤ifltirmesi gerekir. Bir di¤er deyiflle, para miktar› artarken toplam
harcamalar sabit kal›yorsa dolafl›m h›z›n›n düflmesi gerekmektedir.
De¤iflim denklemi para miktar›ndaki art›fl›n toplam harcamalar› m› artt›raca¤›,
yoksa dolafl›m h›z›n› m› düflürece¤i konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir.
Benzer flekilde, de¤iflim denklemini kullanarak, toplam harcamalarda görülen bir
art›fl›n para arz›ndaki bir art›fltan m›, yoksa dolafl›m h›z›ndaki bir art›fltan m› kaynakland›¤›n› belirleyemez.
Irving Fisher, de¤iflim denklemini, bir para talebi teorisine dönüfltürebilmek
için, baz› varsay›mlar yapm›flt›r. Fisher’e göre, paran›n dolafl›m h›z›, ekonomide,
çok yavafl de¤iflim gösteren baz› faktörlere ba¤l›d›r (gelir elde etme dönemi ve
ödeme sisteminin kurumsal özellikleri gibi) ve bu nedenle sabittir. Fisher’in bu
görüflü ortaya att›¤› dönemde finansal sistem, bugüne göre, oldukça az geliflmiflti.
Bu nedenle dolafl›m h›z›n›n para miktar›na ya da toplam harcamalara göre de¤il
de o günün bankac›l›k sistemi taraf›ndan belirlendi¤ini kabul etmek mant›kl› bir
yoldu. Bu düflünceden yola ç›karak, de¤iflim denklemini, afla¤›daki biçimde ifade
edebiliriz:
M x V = TS
Dikkat ederseniz, de¤iflim denklemini art›k bir özdefllik olarak de¤il, eflitlik olarak yaz›yoruz. Bunun nedeni dolafl›m h›z› hakk›nda bir varsay›m yapmam›zd›r. Nitekim, V de¤iflkeni üzerinde bulunan çizgi, bu de¤iflkeni sabit kabul etti¤imiz biçimindeki varsay›m›m›z› ifade etmektedir. Bu eflitlikten para arz›n› çekersek:
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
M = TS
V
elde edilir. Bir ekonomide elde tutulan para miktar› her zaman para arz›na eflit olaca¤› için,
Md = TS
V
yazabiliriz. Böylece, Fisher’in de¤iflim denkleminden yararlanarak para talebi eflitli¤ine nas›l ulaflt›¤›n› ortaya koymufl olduk. Dolafl›m h›z› sabit oldu¤u için, toplam
harcamalarda meydana gelen art›fl para talebini artt›r›rken, toplam harcamalar›n
azalmas› para talebinde azalmaya neden olacakt›r. Böylece, elde para tutma olgusu, yani para talebi, harcama yapma iste¤iyle iliflkilendirilmektedir. Bu gerekçeyle
Fisher’in yaklafl›m›nda para talebi, sadece ifllem yapma güdüsünden etkilenmektedir. Fisher’in bu yorumu nedeniyle bu yaklafl›mda kullan›lan dolafl›m h›z› kavram›,
kimi zaman, “paran›n ifllem dolafl›m h›z›” olarak da adland›r›lmaktad›r.
Fisher’in para talebi yaklafl›m› bu noktada tamamlanmamakta; Fisher, toplam
harcamalar›n nas›l de¤iflti¤ini inceleyerek para talebi teorisini bir ad›m daha ileriye götürmektedir. Örne¤imizi kullanarak sorunu ortaya koymaya çal›flal›m: Hat›rlarsan›z, basit ekonomimizdeki toplam harcamalar (TS) 1000 lirayd›. Toplam harcama de¤erini bilmemize karfl›n, bu harcama miktar›n›n 1000 adet mi, 5000 adet
mi, yoksa 100 adet mi mal sat›larak gerçekleflti¤ini bilmiyoruz. Fisher, toplam harcamalar› (TS) sat›n al›nan mal miktar› (Y) ve bu mallar›n fiyatlar› (P) fleklinde ikiye ay›rmaktad›r. Buna göre, toplam harcamalar,
TS = P x Y
olmaktad›r. Bu eflitli¤i de¤iflim denkleminde yerine koyarsak,
MxV =PxY
elde ederiz. Buna göre, Fisher’in para talebi eflitli¤i,
Md = P x Y
V
biçimini al›r. Miktar teorisinin Fisher versiyonuna göre, fiyatlar veya sat›n al›nmak
istenen mal miktar› artt›¤› zaman para talebi de artacakt›r. Ekonominin bütünü göz
önüne al›nd›¤›nda, sat›n al›nan mal miktar› (Y) ülkedeki üretim hacmini, yani reel
GSMH’y› ifade edecektir. Klasik iktisatç›lara göre “her arz kendi talebini yarat›r”
fleklinde özetlenen Say Yasas› geçerli oldu¤u ve ekonomide her türlü fiyatlar tam
esnek oldu¤u için, ekonomi sürekli tam istihdamdad›r. Bir di¤er deyiflle, Y ile ifade edilen üretim hacminin de sabit kabul edilmesi bir sak›nca do¤urmaz. Bu durum de¤iflim denklemine kondu¤unda, klasik teorinin önemli bir hipotezi ortaya
ç›kar. Bunu görebilmek için de¤iflim denklemini, de¤iflim oranlar› fleklinde ifade
edersek,
DM + DV = DP + DY
V
P
Y
M
183
184
Para Teorisi ve Politikas›
yazabiliriz. Bu eflitli¤e göre, para arz› de¤iflim oran›yla dolafl›m h›z› de¤iflim oran›n›n toplam›, fiyatlardaki de¤iflim oran› (enflasyon) ile üretim hacmindeki de¤iflim
oran›n›n (ekonomik büyüme oran›n›n) toplam›na eflittir. Paran›n dolafl›m h›z› ve
üretim hacmi sabit oldu¤una göre, bunlardaki de¤iflim oran› s›f›ra eflit olacak ve
DM = DP
P
M
elde edilecektir. Bu sonuca göre, para miktar›ndaki de¤iflim oran›, fiyatlardaki de¤iflim oran›na eflittir. Para arz› %10 artt›¤›nda fiyatlar da ayn› oranda artacak; para
arz› %3 azald›¤›nda fiyatlar da %3 oran›nda düflecektir. K›saca, para miktar›ndaki
her de¤ifliklik, ayn› yönde ve ayn› oranda fiyatlara yans›maktad›r. Öte yandan, yukar›daki eflitli¤i bir baflka aç›dan daha de¤erlendirebiliriz. Buna göre, para arz›ndaki de¤iflikliklerin sadece fiyatlar› etkiledi¤ini ve ekonominin üretim cephesi üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmad›¤›n› söylemek mümkündür. Klasik iktisatç›lar bu durumu, “para ekonomik faaliyetlerin üzerini örten bir tüldür” benzetmesi
ile ifade etmektedirler. Bir di¤er deyiflle klasik iktisat yaklafl›m›na göre, para nötrdür (yans›zd›r) sadece fiyatlar› etkiler.
Fisher’in para talebi modeline dönersek, yukar›daki sonucu para talebi aç›s›ndan de¤erlendirebiliriz. Buna göre, fiyatlar ikiye katland›¤› zaman para talebi de
ayn› oranda artacakt›r. Örne¤imize dönersek, her biri 1 liradan 1000 adet mal sat›lmas› durumunda, paran›n dolafl›m h›z› 5 olarak sabitse talep edilen para miktar› 200 lirad›r. Her bir mal›n fiyat›n›n 2 liraya ç›kmas› durumunda, yine 1000
adet mal sat›l›yorsa ve paran›n dolafl›m h›z› sabit kal›yorsa talep edilen para miktar› (2 x 1000) / 5 = 400 lira olur. Görüldü¤ü gibi, fiyatlar›n ikiye katlanmas›, para talebinin de iki kat›na ç›kmas›na neden olmufltur. Bu nedenle Fisher’in para
talebi teorisi, ço¤u zaman, reel para miktar› (reel balans) teorisi olarak da adland›r›l›r. Reel para miktar› ya da reel para balanslar›, nominal para arz›n›n fiyatlar
genel düzeyine bölünmesiyle elde edilir ve paran›n sat›n alma gücünü ölçer. Fisher’in para talebi eflitli¤i reel para talebini ifade etmek üzere yaz›l›rsa,
Md = P x Y
V
eflitli¤inin her iki taraf›n› P’ye bölmek gerekir ve sonuçta,
Md = Y
P
V
elde edilir. Eflitlikte dolafl›m h›z› sabit kabul edildi¤i için, reel para talebi sadece
reel gelire ba¤l› olarak belirlenecektir. Bir noktaya dikkatinizi çekerek konuyu
tamamlayal›m: Fisher’in para talebi eflitli¤ine göre, para talebi faiz oranlar›ndan
etkilenmemektedir.
SIRA S‹ZDE
1
Bir iktisatç› klasik iktisat yaklafl›m›yla ilgili olarak flöyle bir de¤erlendirme yapm›flt›r: “...
Klasik iktisatç›lar, sadece para önemlidir sonucuna ulaflt›klar› için, konjonktür dalgalanmalar›n› önlemede en önemli araç para miktar› olarak belirlenmektedir...” Bu iktisatç›n›n
yukar›da yapt›¤› tespite kat›l›r m›s›n›z? Neden?
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
Cambridge Yaklafl›m›
Miktar teorisinin Cambridge versiyonu, Cambridge Üniversitesindeki iktisatç›lar
(Alfred Marshall, A. Cecil Pigou gibi) taraf›ndan, Irving Fisher ile hemen hemen ayn› dönemde gelifltirilmifltir. Cambridge yaklafl›m›na göre, ekonomik birimlerin para tutmak istemeleri iki gerekçeye dayanmaktad›r: ‹fllem amac›yla ve servet tutma
amac› ile. Cambridge’li iktisatç›lar ifllem amaçl› para talebinin, Fisher yaklafl›m›nda
oldu¤u gibi, gelire ba¤l› olarak belirlendi¤ini savunurlar. Servet tutma amac›yla elde bulundurulmak istenen para miktar›ysa servetin düzeyine ba¤l›d›r. Servetin düzeyini belirleyen faktörse, Cambridge’li iktisatç›lara göre, gelir düzeyidir. Dolay›s›yla para talebi, gelire ba¤l› olarak belirlenen bir kavramd›r. Fisher yaklafl›m›nda
oldu¤u gibi, Cambridge yaklafl›m›nda da elde tutulmak istenen reel para miktar›ndan söz edilmekte ve para talebi
Md = kY
P
fleklinde ifade edilmektedir. Eflitlikte yer alan (k), Cambridge sabiti olarak adland›r›l›r ve dolafl›m h›z›n›n tersine eflittir. Cambridge’li iktisatç›lar genellikle (k)’y› sabit
olarak de¤erlendirmelerine ve Fisher gibi nominal gelirin para miktar› taraf›ndan
belirlendi¤ini kabul etmelerine karfl›n, bu yaklafl›mda, ekonomik birimlere, ne kadar para tutmak istedikleri konusunda seçim yapma olana¤› tan›nmaktad›r. De¤er
biriktirme amac›yla paran›n tercih edilmesi konusunda verilecek karar, de¤er biriktirme arac› olarak fonksiyon gören di¤er aktiflerin verimlili¤ine ve bunlardan
beklenen getiriye göre al›nd›¤› için (k)’n›n k›sa dönemde dalgalanma göstermesi
olas›l›k dahilindedir. Di¤er aktiflerin söz konusu özellikleri de¤iflmiflse (k)’n›n da
de¤iflmesi mümkündür. Bu durum Fisher ve Cambridge yaklafl›mlar› aras›ndaki
ufak bir ayr›nt› gibi görünmesine karfl›n, John Maynard Keynes (sonraki y›llarda
Cambridge’de yetiflen bir baflka iktisatç›) Cambridge yaklafl›m›n› geniflletti¤i zaman
faiz oranlar›n›n para talebi aç›s›ndan önemi konusunda, miktar teorisinden çok
farkl› sonuçlara ulaflm›flt›r.
Özetlersek, hem Irving Fisher, hem de Cambridge’li iktisatç›lar para talebine
iliflkin klasik yaklafl›m› gelifltirmifllerdir. Bu yaklafl›mda para talebi gelir taraf›ndan
belirlenmektedir. Ancak, iki yaklafl›m bir noktada birbirlerinden ayr›lmaktad›r: Fisher, para talebini etkileyen kurumsal ve teknolojik faktörler üzerinde durmufl ve
faiz oranlar›n›n para talebi üzerindeki olas› etkilerini ele almam›flt›r. Öte yandan
Cambridge yaklafl›m› ekonomik birimlerin tercihleri üzerinde durmakta, faiz oranlar›n›n para talebi üzerindeki ektisini tamamen yok saymamaktad›r.
KEYNESYEN PARA TALEB‹ TEOR‹S‹
AMAÇ
2
J.M. Keynes taraf›ndan gelifltirilen makro ekonomik modelin temelini oluflturan likitide tercihi yaklafl›m›n› ve Keynesyen teoride daha sonraki y›llarda gözlenen geliflmeleri aç›klayabilmek.
Keynes Genel Teori isimli kitab›nda klasik teorinin para talebi konusundaki görüfllerini çürütmüfl ve faiz oranlar›n›n önemini vurgulayan bir para talebi yaklafl›m› gelifltirmifltir. Keynes’in Likitide Tercihi Teorisi olarak adland›rd›¤› bu teori, ekonomik
birimlerin ellerinde, neden para tuttuklar› sorusunu sormaktad›r. Keynes’e göre
ekonomik birimler 3 amaçla para talep etmektedirler:
185
186
Para Teorisi ve Politikas›
• ‹fllem amac› ile
• ‹htiyat amac› ile
• Spekülasyon amac› ile
‹fllem Amaçl› Para Talebi
Para bir de¤iflim arac› olarak kullan›ld›¤› için ekonomik birimler günlük harcamalar›n› gerçeklefltirebilmek amac›yla ellerinde para tutmaktad›rlar. Keynes’e göre
harcamalar› gerçeklefltirebilmek için, ifllem amac›yla talep edilen para miktar›n›
belirleyen faktör, harcamalar›n düzeyidir. Yap›lan harcamalar, gelire ve fiyatlar
genel düzeyine ba¤l› olarak belirlendi¤i için, ifllem amac›yla nominal para talebini belirleyen faktörler gelir ve fiyatlar genel düzeyidir. Tüketim teorisine göre, gelirle harcamalar aras›ndaki do¤ru yönlü iliflki, ifllem amaçl› para talebiyle gelir aras›nda da do¤ru yönlü bir iliflkinin do¤mas›na yol açar. Yani, gelir artt›kça ifllem
amaçl› para talebi de artacak, gelirdeki bir azalma ifllem amaçl› para talebinin
azalmas›yla sonuçlanacakt›r. Öte yandan ifllem amac›yla elde tutulmak istenen
para miktar›n› belirleyen bir di¤er faktör de fiyatlard›r. Fiyatlarda meydana gelecek bir art›fl, ayn› miktar mal ve hizmeti sat›n alabilmek için daha fazla miktarda
para gerektirece¤i için, ifllem amaçl› para talebiyle fiyatlar aras›nda da do¤ru yönlü bir iliflki söz konusu olacakt›r. Keynes reel para talebini ele al›p inceledi¤i için,
ifllem amaçl› reel para talebini belirleyen faktör olarak, sadece gelirin etkili olaca¤›n› ifade etmektedir.
‹htiyat Amac›yla Para Talebi
‹fllemleri gerçeklefltirebilmek amac›yla elde para tutmaya ilave olarak Keynes, halk›n beklenmedik ihtiyaçlara karfl› bir ihtiyat olarak da elde bir miktar para bulundurdu¤unu belirtmektedir. Örne¤in; bir müzik seti almay› düflündü¤ünüzü varsayal›m. Sat›n almay› planlad›¤›n›z müzik setinin bir ma¤azada yüzde 50 indirimli sat›ld›¤›n› duydu¤unuz zaman, böyle bir f›rsat yakalad›¤›n›zda kullanmak üzere (ihtiyat olarak) elde paran›z varsa bu seti hemen sat›n alabilirsiniz. E¤er böyle bir f›rsat› de¤erlendirmek için, elinizde ihtiyat amac›yla para tutmuyorsan›z bu avantajl›
sat›fl› kaç›rm›fl olursunuz. Otomobilinizin tamir edilmesi ya da hastane masraflar›n›n ödenmesi gibi beklenmeyen faturalarla karfl›laflt›¤›n›z zaman da ihtiyat amac›yla bulundurdu¤unuz paran›n ifle yarayaca¤› ortadad›r. Keynes’e göre, halk›n ihtiyat amac›yla elde tutmak istedi¤i para miktar›n› belirleyen temel faktör, halk›n
gelecekte gerçeklefltirmeyi planlad›¤› harcamalar›n düzeyidir. Öte yandan, gelecekte gerçeklefltirilmesi planlanan harcamalarsa gelirle orant›l›d›r. Bu nedenle, ihtiyat amac›yla talep edilen para miktar›yla gelir aras›nda do¤ru yönlü bir iliflki söz
konusudur. Yani gelir düzeyi artt›kça, ihtiyat amac›yla talep edilen para miktar› da
artmakta, gelir azald›kça azalmaktad›r.
Spekülasyon Amac›yla Para Talebi
Keynes gelifltirdi¤i teoriyi, ifllem ve ihtiyat amaçl› para talebiyle tamamlam›fl olsayd›, reel para talebini belirleyen tek faktörün gelir oldu¤unu söylemek mümkün
olurdu. Bu durumda klasik miktar teorisine getirilmifl bir yenilik de söz konusu olmazd›. Ancak Keynes, paray› bir de¤iflim arac› olmas›n›n yan›nda, ayn› zamanda
bir de¤er biriktirme arac› olarak da kabul etmifl ve bu amaçla para bulundurulmas›na, spekülatif amaçl› para talebi ad›n› vermifltir. Keynes ekonomik birimlerin sahip olduklar› servetin gelirle yak›ndan iliflkili oldu¤unu kabul etmifl ve spekülatif
amaçl› para talebinin gelirle iliflkili olabilece¤ini öne sürmüfltür. Ancak Keynes, de-
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
¤er biriktirme arac› olarak ne kadar para tutulaca¤›na iliflkin karar› etkileyen faktörleri daha ayr›nt›l› olarak incelemifl ve bu konuda faizlerin de önemli bir rolü olabilece¤ine inanm›flt›r.
Keynes, de¤er biriktirme amac›yla kullan›labilecek aktifleri, iki kategoriye ay›rm›flt›r: para ve tahvil. Keynes’e göre bu konuda cevapland›r›lmas› gereken soru fludur: Ekonomik birimler, neden servetlerinin bir k›sm›n›, tahvil olarak de¤il de para olarak elde tutmay› tercih etmektedirler?
Paran›n beklenen getirisi, tahvillerin beklenen getirisinden yüksekse ekonomik
birimler, ellerinde tahvil yerine para tutmay› tercih edeceklerdir. Günümüzdekinin
aksine, Keynes’in Likitide Tercihi Teorisi’ni gelifltirdi¤i dönemde, vadesiz mevduat
hesaplar›na faiz ödenmedi¤i için Keynes, paran›n beklenen getirisini s›f›r olarak
kabul etmifltir. Tahviller aç›s›ndansa beklenen getirinin iki bilefleni söz konusudur:
faiz geliri ve beklenen sermaye kazanc›.
Bilindi¤i gibi, bir finansal aktifin fiyat›yla faiz oranlar› aras›nda ters yönlü bir
iliflki söz konusudur. Faiz oran› yükseldi¤inde tahvilin fiyat› düflmekte ya da faiz
oran› düfltü¤ü zaman tahvilin fiyat› artmaktad›r. Bu nedenle faiz oran›nda bir art›fl
bekliyorsan›z, tahvil fiyat›n›n da düflmesini bekliyorsunuz demektir. Bu da negatif
bir sermaye kazanc› (yani sermaye kayb›) bekledi¤inize iflaret eder. E¤er faiz oran›ndaki art›fl›n oldukça yüksek düzeyde olaca¤›n› düflünüyorsan›z, u¤rad›¤›n›z sermaye kayb› elde edece¤iniz faiz gelirini aflabilir ve dolay›s›yla tahvilden beklenen
getiri negatif olabilir. Böyle bir durumdaysa mevcut servetinizi para olarak tutmay› tercih edebilirsiniz. Çünkü; paran›n beklenen getirisi, tahvilin beklenen getirisinden daha büyük olmaktad›r. Bir di¤er deyiflle paradan beklenen s›f›r getiri, tahvilden beklenen negatif getiriyi aflt›¤› için, elde para tutmak daha ak›lc›d›r.
Keynes’e göre, ekonomik birimler, faiz oranlar›n›n normal bir de¤ere do¤ru hareket edece¤ine inanmaktad›rlar. Faiz oranlar›, bu normal düzeyin alt›ndaysa halk
tahvil faiz oranlar›n›n gelecekte yükselerek normal düzeye dönece¤ini düflünür ve
dolay›s›yla elde tahvil tutarak sermaye kayb›na u¤rayaca¤›n› bekler. Böyle bir durumda ekonomik birimler, mevcut servetlerini, tahvil yerine para olarak tutmay›
tercih edecekler ve para talebi yüksek olacakt›r.
Faiz oranlar›, söz konusu normal düzeyin üzerindeyse ekonomik birimler, gelecekte faiz oranlar›n›n düflece¤ini ve tahvil fiyatlar›n›n yükselece¤ini, dolay›s›yla sermaye kazanc› elde edeceklerini beklemeye bafllarlar. Yüksek bir faiz oran›nda, bireylerin, elde tahvil bulundurarak, elde etmeyi bekledikleri getiri pozitif bir de¤er
olacakt›r. Bu da elde para tutman›n getirisinden daha yüksektir. Böyle bir durumda ekonomik birimler, elde para tutmak yerine tahvil tutmay› tercih edecekler, dolay›s›yla para talebi düflük olacakt›r. Keynes’in bak›fl aç›s›ndan olaya yaklafl›ld›¤›nda, faiz oranlar› yükseldi¤i zaman para talebinin azalaca¤›, faiz oranlar› düfltü¤ü zamansa para talebinin artaca¤› fleklinde bir sonuca ulaflabiliriz. Bu da bize, para talebinin faiz oranlar›yla ters yönlü bir iliflki içerisinde oldu¤unu göstermektedir.
Keynes, spekülatif para talebini incelerken, bir uç duruma de¤inmektedir. Keynes’e göre, faiz oranlar›n›n düflebilece¤i bir alt s›n›r vard›r. Faiz oran› düflebilece¤i
en alt düzeye düfltü¤ü zaman, ekonomideki herkes, art›k faiz oran›n›n daha fazla
düflemeyece¤ini ve mutlaka yükselmeye bafllayaca¤›n› beklemeye bafllar. Do¤ald›r
ki böyle bir durumda, ekonomik birimlerin tümü, tahvil fiyatlar›nda düflme beklentisi içinde olaca¤› için, hiç kimse, sermaye kayb› riskini göze almayacak ve herkes
elinde para tutmay› tercih edecektir. Böyle bir ortamda tahvil talebi s›f›ra inece¤i
187
188
Para Teorisi ve Politikas›
için para talebi sonsuz olacakt›r. Keynes’in likitide tuza¤› olarak adland›rd›¤› bu ortam›n ancak ekonomide büyük boyutlu bir durgunlu¤un depresyona dönüfltü¤ü
dönemlerde yaflanabilecek uç bir durum oldu¤u öne sürülmüfltür.
Elde tutulan para miktar›n› belirleyen üç amac›n bir araya getirilmesi s›ras›nda
Keynes, nominal miktarlar ve reel miktarlar›n birbirinden ayr›lmas› gerekti¤i üzerinde durmaktad›r. Paran›n de¤eri, bu miktar parayla sat›n al›nabilecek mal ve hizmete göre belirlenir. Örne¤in; ekonomideki tüm fiyatlar ikiye katlan›rsa (yani fiyatlar genel düzeyi iki kat›na ç›karsa) ayn› miktardaki nominal parayla daha önce sat›n al›nabilen mal ve hizmetlerin ancak yar›s› sat›n al›nabilir. Bu nedenle Keynes,
halk›n elinde tutmak istedi¤i reel para miktar›n› ele almak gerekti¤ini belirtmektedir. Elde tutulmak istenen bu reel miktar da reel gelir (Y) ve faiz oran› (i) ile iliflkilidir. Keynes “likitide tercihi fonksiyonu” olarak bilinen ve talep edilen reel para
miktar›n›n (i) ve (Y)’nin fonksiyonu oldu¤unu ifade eden afla¤›daki reel para talebi eflitli¤ine ulaflmaktad›r:
Md = f ( i , Y )
+
P
Bu eflitlikten yararlanarak nominal para talebi eflitli¤iniyse
Md = f (i- , Y
)P
+ +
fleklinde yazabiliriz. Likitide tercihi fonksiyonunda yer alan (i) teriminin alt›ndaki
eksi iflareti, talep edilen para miktar›n›n faiz oran›yla ters yönde iliflkili oldu¤unu,
(Y) teriminin alt›nda yer alan art› iflareti, talep edilen para miktar›n›n reel gelirle
do¤ru yönde iliflkili oldu¤unu, (P) teriminin alt›nda yer alan art› iflaretiyse fiyatlarla
para talebinin do¤ru yönde iliflkili oldu¤unu ifade etmektedir. Buna göre, para talebini belirleyen üç temel faktör söz konusudur. Bu faktörler ve para talebi aras›ndaki iliflkinin yönü flu flekilde özetlenebilir:
veya
i Ø fi Md ≠)
• Faiz oran› (i ≠ fi Md Ø
Y Ø fi Md Ø)
• Reel gelir (Y ≠ fi Md ≠ veya
d
P Ø fi Md Ø)
• Fiyatlar
(P ≠ fi M ≠ veya
Yukar›daki para talebi fonksiyonu esas al›narak di¤er flartlar›n, yani gelir ve fiyatlar›n sabit kalmas› halinde, para talebiyle faiz oran› aras›ndaki ters yönlü iliflki
afla¤›daki fiekil 9.1’de yer alan negatif e¤imli para talebi e¤risini elde etmemize olanak tan›r.
fiekil 9.1
Para Talebi
Fonksiyonu
Faiz Oran›
(i)
1
i1
0
i0
2
i2
iL
M1
M0
M2
Para
Miktar› (M)
189
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
fiekle göre, faiz oran› i0’dan i1’e yükseldi¤i zaman, talep edilen para miktar›
M0’dan M1’e düflmektedir. Tersine faiz oran› i0’dan i2’ye düfltü¤ü zaman talep edilen para miktar› M0’dan M2’ye yükselmektedir. Öte yandan flekilde iL gibi düflük
bir faiz oran› düzeyinde para talebi e¤risi sonsuz esnek olmakta, dolay›s›yla talep
edilen para miktar› da sonsuz olmaktad›r. Daha önce de de¤inildi¤i gibi bu durum
Keynes taraf›ndan likitide tuza¤› olarak adland›r›lmaktad›r.
Para talebiyle gelir ve fiyatlar aras›nda do¤ru yönlü bir iliflki oldu¤u için, gelir
ya da fiyatlar artt›¤› zaman, para talebi e¤risi sa¤a do¤ru kayarak Md konumuna
2
gelecektir. Öte yandan, gelirde ya da fiyatlarda meydana gelecek bir azal›flsa para
d
talebi e¤risini sola do¤ru kayd›rarak M1 konumuna gelmesine neden olacakt›r.
Bu durum afla¤›da yer alan fiekil 9.2’de gösterilmektedir.
fiekil 9.2
Faiz Oran›
(i)
Md1
Md0
Para Talebi
Fonksiyonunun
Yer De¤ifltirmesi
Md2
Para
Miktar› (M)
Keynes’e göre, para talebinin sadece gelirle de¤il faiz oran›yla da iliflkili oldu¤u fleklindeki sonuç, Fisher’in ve Cambridge’li iktisatç›lar›n ulaflt›¤›, faiz oranlar›n›n para talebi üzerinde hiçbir etkisinin bulunmad›¤› fleklindeki sonuçtan oldukça farkl›d›r. Öte yandan, faiz oran›n›n para talebini etkiledi¤i fleklindeki Keynesyen sonuç, paran›n dolafl›m h›z›n›n da sabit olmad›¤›n› ifade etmektedir. Örne¤in;
faiz oranlar› artt›¤› zaman, elde tutulan para miktar›ndaki azalma dolafl›m h›z›n›n
artmas› anlam›na gelir. Benzer flekilde faiz oran›n›n düflmesi, elde tutulan para
miktar›n›n artmas›yla sonuçlanaca¤› için, paran›n dolafl›m h›z›nda da bir düflüfl söz
konusu olacakt›r. Bir ekonomide, faiz oranlar› de¤iflme e¤ilimi gösterdi¤i sürece
paran›n dolafl›m h›z› da bundan etkilenecek ve sabit kalmayacakt›r. Bu nedenle
Keynesyen analizde para nötr de¤ildir; ekonomik faaliyet hacmi üzerinde etkili olmaktad›r. Para miktar›ndaki de¤iflikliklerin ekonomik faaliyetleri ne flekilde etkileyebilece¤i sorunu paran›n ekonomiye geçifl mekanizmas› ya da parasal aktarma
mekanizmas› olarak adland›r›l›r. Bu sorunu bir sonraki ünitede ayr›nt›l› olarak ele
alaca¤›z.
Keynes taraf›ndan gelifltirilen spekülatif amaçl› para talebi yaklafl›m›nda, paran›n getirisi
s›f›r olarak kabul edilmesine karfl›n, faiz oran›ndaki düflme karfl›s›nda ekonomik birimler
ellerinde tutmak istedikleri para miktar›n› artt›rmaktad›rlar. Neden?
SIRA S‹ZDE
2
190
Para Teorisi ve Politikas›
Keynesyen Yaklafl›mda Keynes Sonras› Geliflmeler
2. Dünya Savafl›’ndan sonra iktisatç›lar, Keynesyen para talebi yaklafl›m›n› daha ayr›nt›l› inceleyerek, yukar›da sözü edilen üç amaca ba¤l› para talebinde, daha gerçekçi aç›klamalar› araflt›rma yoluna gitmifllerdir. Faiz oranlar›, para teorisinde kritik bir
role sahip oldu¤u için, bu araflt›rmalar›n üzerinde durdu¤u temel konu faiz oranlar›n›n para talebi üzerindeki etkisini daha somut olarak ortaya koyabilmektedir.
‹fllem Amac›yla Para Talebi
William Baumol ve James Tobin, birbirlerinden ba¤›ms›z olan benzer para talebi
modelleri gelifltirmifllerdir. Bu modellerde ifllem amac›yla talep edilen para miktar›n›n da faiz oranlar›ndan etkilendi¤i gösterilmektedir. Baumol ve Tobin söz konusu modellerini gelifltirirken, her dönem, bir kez gelir elde eden ve bu geliri dönem boyunca harcayan hipotetik bir kifli ele almaktad›rlar. Bu modelde de paran›n faiz geliri s›f›ra eflittir ve para sadece ifllemleri yerine getirebilmek amac›yla elde tutulmaktad›r.
Bu analizi daha iyi anlayabilmek için, Memur Ahmet Bey’in ay›n bafllang›c›nda
1000 lira kazand›¤›n› ve ifllemlerini yerine getirebilmek için bu paray› ay boyunca
sabit oranda harcad›¤›n› varsayal›m. Ahmet Bey ifllemlerini yerine getirebilmek
için, söz konusu 1000 liray› nakit olarak elde tutarsa talep etti¤i para miktar› afla¤›daki fiekil 9.3’de gösterilen testere difline benzer bir seyir izleyecektir. Ay›n bafllang›c›nda elinde 1000 lira olacak ve ay›n sonunda bunun tamam›n› harcad›¤› için
hiç para bulunmayacakt›r. Ay boyunca elinde tuttu¤u ortalama para miktar›ysa 500
lira olacakt›r [ay›n bafl›nda elde bulunan para miktar› (1000 lira) ile ay›n sonunda
elde bulunan para miktar› (0 lira) toplam›n›n ikiye bölümü].
Bir sonraki ay›n bafllang›c›nda Ahmet Bey bir baflka 1000 lira gelir elde eder ve
bunu nakit olarak elinde tutarsa talep edilen para miktar›nda yine ayn› düflüfl ortaya ç›kar. Bu süreç her ay tekrarlan›r ve Ahmet Bey’in y›l boyunca talep etti¤i ortalama para miktar› 500 lira olur. Bu kiflinin y›ll›k geliri 12000 lira ve y›lda elinde
tuttu¤u ortalama para miktar› 500 lira oldu¤u için, paran›n dolafl›m h›z› (PY/M)
12000 TL / 500TL = 24 olarak hesaplan›r.
Para Teorisi ve Politikas› dersi alm›fl olmas›n›n bir sonucu olarak Ahmet Bey’in
elinde sürekli nakit tutmaktan vazgeçerek durumunu iyilefltirebilece¤inin ay›rd›na vard›¤›n› kabul edelim. Bu nedenle Ahmet Bey, ocak ay›nda 1000 liral›k gelirinin bir k›sm›n› nakit olarak elde tutmay›, bir k›sm›n› da gelir getiren bir k›ymetli evraka (bono gibi) yat›rmaya karar verdi¤ini düflünelim. Her ay›n bafllang›c›nda Ahmet Bey 500 liray› nakit olarak elde tutarken, kalan 500 lirayla hazine bonosu almaktad›r. fiekil 9.4’ten görüldü¤ü gibi, her ay 500 liral›k nakit ve 500 liral›k bono mevcuduyla bafllamaktad›r. Ay›n ortas›na gelindi¤inde elindeki nakit
miktar› s›f›ra düflmektedir. ‹fllemleri yerine getirebilmek için bonolar›n direkt olarak kullan›lmas› mümkün olmad›¤› için, bunlar› satarak nakde dönüfltürmeli ve
ay›n geri kalan bölümünde elindeki bu parayla ifllemlerini gerçeklefltirmelidir. Bu
durumda, ay›n ortas›nda Ahmet Bey’in elindeki bono miktar› s›f›ra düflerken elindeki nakit miktar› tekrar 500 liraya yükselir. Ay›n sonunda bu nakit miktar› da s›f›rlanmaktad›r. Bir sonraki ayda 1000 liral›k gelir elde etti¤i zaman bunu tekrar
500 lira nakit ve 500 lira bono fleklinde ikiye böler ve süreç yukar›da aç›kland›¤›
flekilde devam eder. Bu sürecin net sonucu ay boyunca talep edilen ortalama para miktar›n›n 500 TL / 2 = 250 TL olmas›d›r (bir önceki durumun tam yar›s›). Öte
yandan, dolafl›m h›z› ikiye katlanarak 12000 TL / 250 TL = 48 olmaktad›r.
191
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
fiekil 9.3
Ayl›k Gelirin
Tamam›n› Nakit
Olarak Tutan Bir
Kiflinin Nakit
Talebi
Nakit
Miktar›
(TL)
100
Aylar
0
1
2
3
Ahmet Bey izledi¤i bu stratejiden, ne gibi bir kazanç elde etmifltir? Ahmet Bey
ay›n yar›s› boyunca elinde bulundurdu¤u 500 liral›k bonolardan faiz geliri elde etmektedir. E¤er ayl›k faiz oran› %1 ise kazan›lan faiz geliri ayl›k 2.50 TL (= 1/2 x
500 x %1) olacakt›r.
Asl›nda bu kifli ay›n bafllang›c›nda 333.33 liray› nakit olarak elde tutsayd› ay›n
ilk on günü için (1/3’lük bölümü için) 666.67 liral›k bonoyu elinde tutabilirdi. Ay›n
onuncu günü elindeki tahvillerin 333.33 liral›k bölümünü nakde dönüfltürerek kalan 20 gün için 333.33 liral›k bonoyu elinde tutabilirdi. Ay›n yirminci günü geldi¤indeyse elinde kalan tahvilleri bozdurarak ay›n geri kalan 1/3’lük bölümünde ifllemleri için gerekli nakdi elde edebilirdi. Bu stratejiden yararlanarak Ahmet Bey,
ayda 3,33 lira [= (1/3 x 666,67 TL x %1) + (1/3 x 333,34 TL x %1)] faiz gelirine ulaflabilirdi. Bu strateji ilkine göre daha avantajl› görülmektedir. Bu stratejide kiflinin
elinde tuttu¤u ortalama nakit miktar› 333,33 TL / 2 = 166,67 TL olacakt›r. Aç›kt›r ki
bu kiflinin elinde tuttu¤u ortalama nakit miktar› ne kadar düflük olursa elde edece¤i faiz geliri o kadar yüksek olacakt›r.
fiekil 9.4
Ayl›k Gelirin
Yar›s›n› Nakit
Olarak Tutan Bir
Kiflinin Nakit
Para ve Tahvil
Talebi
Nakit
Miktar›
(TL)
100
Nakit
Nakit
Nakit
500
Bono
Bono
Nakit
Bono
Nakit
Nakit
Aylar
0
1/2
1
2
3
192
Para Teorisi ve Politikas›
Ancak, tahmin edebilece¤iniz gibi, bunun bir dur noktas› vard›r. Bonolar› sat›n
al›rken Ahmet Bey iki tür ifllem maliyeti üstlenir. ‹lk olarak bonolar›n al›n›p sat›lmas› s›ras›nda arac› kuruma bir komisyon ödemek zorundad›r. Elde tutulan nakit
miktar› azald›¤› zaman kifli daha s›k bono al›p sataca¤›ndan ödenen komisyon
miktar› da artacakt›r. ‹kinci olarak bu kifli elinde daha az nakit tutarak tahvillerin
sat›lmas›ndan sonra nakit para için daha s›k bankaya gidecektir. Vakit nakittir
prensibine göre, bu esnada kaybedilen vakit de ifllem maliyetlerinin bir parças›
olarak kabul edilmelidir.
Burada Ahmet Bey çeliflkili bir durumla karfl› karfl›yad›r. E¤er elinde çok az nakit tutarsa, bonolardan yüksek faiz geliri elde edebilir, ancak bu durumda üstlenece¤i ifllem maliyetleri de yüksek olacakt›r. Faiz oranlar› yüksekse elde bono bulundurmak yüklenilen ifllem maliyetlerine nispetle daha yararl› olacakt›r. Bu durumda
kifli, elinde daha az nakit ve daha fazla bono bulunduracakt›r. Tersine faiz oranlar› düflükse elde çok miktarda tahvil tutarak yüklenilen ifllem maliyetleri elde edilecek faiz gelirini aflabilir. Böyle bir durumdaysa söz konusu kifli için, elde daha fazla nakit ve daha az bono bulundurmak daha avantajl›d›r.
Baumol-Tobin analizinin sonucu flu flekilde belirtilebilir: Faiz oranlar› yükseldi¤i zaman ifllem amac›yla talep edilen para miktar› azalacakt›r. Bu da faiz oranlar›
yükseldi¤i zaman paran›n dolafl›m h›z›n›n da yükselece¤i anlam›na gelmektedir.
Bir di¤er deyiflle para talebinin ifllem amaçl› bilefleni faiz oranlar›yla ters yönlü iliflki içerisindedir.
Baumol-Tobin analizindeki temel düflünce, elde para tutman›n bir f›rsat maliyetinin bulunmas›d›r (bu maliyet di¤er aktiflerin elde tutulmas› halinde kazan›labilecek faizdir). Öte yandan elde para tutman›n bir de yarar› söz konusudur (ifllem maliyetlerinden kaç›nmak). Faiz oranlar› yükseldi¤i zaman elde para tutman›n f›rsat
maliyeti yükselece¤i için halk, ifllem amac›yla elde bulundurdu¤u para miktar›n›
minimize edecektir. Baumol ve Tobin basit modeller kullanarak daha önce ay›rt›nda olmad›¤›m›z bir durumu ortaya koymaktad›r: Sadece spekülatif amaçl› de¤il, ifllem amaçl› para talebi de faiz oranlar› karfl›s›nda hassast›r. Bu nedenle Baumol ve
Tobin analizi ekonomik modellerin de¤eri konusunda güzel bir örnek teflkil eder.
‹htiyat Amac›yla Para Talebi
‹htiyat amac›yla para talebini ele alan modeller, Baumol-Tobin yaklafl›m›na benzer
yaklafl›mlarla gelifltirilmifltir. Bu nedenle bu modellerin ayr›nt›s›na girmeyece¤iz.
‹htiyat amac›yla elde para tutman›n yararlar›na daha önce de¤inmifltik ancak, bu
yararlar›n elde para tutarak kaybedilen faizi dengelenmesi gerekir. Bu nedenle ifllem amaçl› para talebinde oldu¤u gibi, burada da çeliflkili bir durumla karfl› karfl›yay›z. Faiz oranlar› yükseldi¤i zaman, ihtiyat amac›yla elde para tutman›n f›rsat
maliyeti de yükselir. Bu nedenle ihtiyat amac›yla elde tutulan para miktar› azal›r.
‹htiyat amac›yla para talebine iliflkin bu modeller, gelecekteki ifllem hacmiyle ilgili belirsizli¤in artmas› durumunda, ihtiyat amac›yla para talebinin artaca¤›n› da ortaya koymaktad›r. Bunun nedeni yüksek orandaki belirsizli¤in, ihtiyat amac›yla elde yetersiz para bulundurulmas› durumunda, bireylerin daha fazla ifllem maliyeti
üstlenmeleri anlam›na gelmesidir. Bu durumda, kaybedilen faiz anlam›ndaki f›rsat
maliyetine nispetle ihtiyat amac›yla elde tutulan para miktar› ve dolay›s›yla bunlara olan talep artacakt›r.Daha önce ele ald›¤›m›z Baumol ve Tobin analizinde elde
edilen sonuca benzer bir sonuçla karfl› karfl›ya kald›¤›m›z› söyleyebiliriz: ‹htiyat
amac›yla para talebi faiz oranlar›yla ters yönde iliflki içerisindedir.
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
Spekülatif Amaçl› Para Talebi
Keynes’in spekülatif para talebi analizi birkaç yönden elefltiriye aç›kt›. Bu analize
göre, tahvillerden beklenen getiri, paradan beklenen getiriden düflük oldu¤u zaman, bir birey elinde sadece para tutmaktad›r. Öte yandan, tahvillerden beklenen
getiri, paradan beklenen getiriden yüksek oldu¤u zaman, bir birey elinde sadece
tahvil tutmaktad›r. Çok nadir durumlarda, halk›n tahvillerden ve paradan bekledi¤i getiriler eflit oldu¤u zaman, her iki aktif birden elde tutulabilmektedir. Bu nedenle Keynes’in analizine göre pratikte hiç kimse çeflitlendirilmifl bir portföy yaratarak de¤er saklamak amac›yla ayn› anda hem paray› hem de bonolar› elde bulundurmamaktad›r. Elde tutulacak aktiflerin seçiminde çeflitlendirme ak›lc› bir yol oldu¤u için, Keynes’in analizinde nadiren görülen bu durum spekülatif para talebi
teorisinin ciddi bir eksi¤idir.
Tobin, Keynes’in analizine yöneltilen bu elefltiriyi çürütmek için, bir spekülatif
para talebi modeli geliflmifltir. Tobin’in temel düflüncesi flu flekilde aç›klanabilir:
Halk, portföyünde hangi aktifleri bulunduraca¤›na karar verece¤i zaman, sadece
bir aktifin di¤eri karfl›s›ndaki beklenen getirisini de¤il, her aktiften elde edilecek
getirinin riskini de göz önünde tutar. Tobin, insanlar›n ço¤unun, risk üstlenmekten kaç›nd›¤›n› kabul etmifltir. Bir di¤er deyiflle riskin düflük olmas› halinde insanlar, beklenen, getirisi düflük olan aktifi elde tutmaya raz›d›rlar. Paran›n önemli bir
özelli¤i getirisinin belirli olmas›d›r. Tobin, paran›n getirisinin s›f›r oldu¤unu varsaym›flt›r. Aksine tahvil fiyatlar›nda meydana gelebilecek önemli dalgalanmalara ba¤l› olarak, tahvillerin getirisi oldukça riskli ve hatta negatif bile olabilir. Bu nedenle
tahvillerin beklenen getirisi, paran›n beklenen getirisinden yüksek olsa bile insanlar, de¤er biriktirme amac›yla yine de para tutmay› tercih edebilirler. Çünkü; paradan beklenen getiri, tahvillerden beklenen getiriye göre daha az risklidir.
Tobin’in analizi, ayn› zamanda çeflitlendirme arac›l›¤›yla yani hem para hem de
tahvil bulundurarak, portföydeki toplam risk miktar›n›n azalt›labilece¤ini göstermektedir. Söz konusu model, bu nedenle bireylerin de¤er biriktirmek amac›yla
hem para, hem de tahvili ayn› anda portföylerinde bulunduracaklar›n› kabul etmektedir. Bu yaklafl›m, halk›n davran›fl› konusunda Keynes’inkinden daha gerçekçi oldu¤u için, Tobin’in spekülatif para talebi modeli, daha sa¤lam temele dayan›yor görünmektedir.
Ancak, Keynes’in spekülatif para talebi modelini iyilefltirme çabas› k›smen baflar›l› olmufltur. Spekülatif amaçl› para talebinin bulunup bulunmad›¤› hala pek
aç›kl›¤a kavuflmufl de¤ildir. Örne¤in; hiçbir riski olmayan (para gibi), ancak daha
yüksek getiriye sahip olan aktiflerin varl›¤› durumunda ne olacakt›r? Böyle bir durumda para için, spekülatif talepten söz etmek mümkün olabilir mi? Kifli elinde para tutmak yerine, söz konusu aktifi elinde tutarak, daha avantajl› olaca¤› için, bu
soruya verilecek cevap “ hay›r” olacakt›r. Bir di¤er deyiflle bu durumda oluflacak
portföy, hem hiç risk tafl›mayacak, hem de daha yüksek getiriye sahip olacakt›r.
fiimdi sorulmas› gereken soru fludur: Acaba ekonomide bu tür aktifler mevcut mudur? Sorunun cevab› “evet” tir. Örne¤in; ülkemizde Hazine tahvilleri, yat›r›m fonu
kat›l›m paylar› ve di¤er baz› aktifler ödenmeme riski tafl›mamakta ve elde para tutularak elde edilebilecek getiriden daha yüksek getiri sa¤lamaktad›rlar. Bu durumda halk›n de¤er biriktirmek amac›yla elde para bulundurmas› için bir gerekçe de
bulunmamaktad›r (ifllem ve ihtiyat gerekçelerini biran için ihmal ediyoruz). Tobin’
in analizi de¤er biriktirme arac› olarak niçin para talep edildi¤ini aç›klayamamas›na karfl›n, halk›n aktifler aras›nda nas›l bir seçim yapaca¤›n› anlamam›z› kolaylaflt›rmas› aç›s›ndan önemli bir geliflmedir.
193
194
Para Teorisi ve Politikas›
Özetlersek: Keynesyen yaklafl›mda, Keynes sonras› ortaya ç›kan geliflmelerin
amac› ifllem, ihtiyat ve spekülatif amaçl› para talebinin daha somut olarak izah
edilmesine dönüktür. Keynesyen spekülatif para talebinin iyilefltirilmesine dönük
çaba k›smen baflar›l› olabilmifltir. Bu amaçla bir para talebinin bulunup bulunmad›¤› bile aç›kl›¤a kavuflturabilmifl de¤ildir. Ancak, ifllem ve ihtiyat amac›yla para talebine iliflkin modeller, para talebinin bu bileflenlerinin faiz oranlar›yla ters yönde
iliflkili oldu¤unu ortaya koymufltur. Bu nedenle Keynes’in para talebinin faiz oranlar›ndan etkilendi¤i (dolay›s›yla dolafl›m h›z›n›n sabit olmad›¤› ve bu nedenle nominal geliri, para miktar› d›fl›nda baflka faktörlerin de etkileyebilece¤i) fleklindeki
görüflü halâ desteklenmektedir.
MODERN M‹KTAR TEOR‹S‹
AMAÇ
3
Monetarist iktisat yaklafl›m›n›n temelini oluflturan modern
miktar kuram›n› ve iktisat politikalar› aç›s›ndan sonuçlar›n›
aç›klayabilmek.
Modern Miktar Teorisi, monetarist iktisat yaklafl›m›n›n önde gelen isimlerinden
Milton Friedman taraf›ndan gelifltirilmifl olan ve kimi zaman O’nun ad›yla da an›lan bir para talebi teorisidir. Friedman yaz›lar›nda s›k s›k Fisher’e ve miktar teorisine at›fta bulunmas›na karfl›n, gerçeklefltirdi¤i para talebi analizi, Keynes’in analizine daha yak›nd›r.
Daha önce inceledi¤imiz para talebi teorilerinde oldu¤u gibi, Friedman da halk›n neden para tutmay› tercih etti¤i sorusunu sorarak analize bafllamaktad›r. Friedman’a göre elde para tutman›n ard›nda yatan belirli amaçlar› incelemek gereksizdir. Çünkü; para talebini etkileyen faktörler, herhangi bir aktifin talebini etkileyen
faktörle ayn›d›r. Bu nedenle Friedman, bir aktife iliflkin talebi etkileyen faktörleri
inceleyen portföy tercihi teorisini, para talebine uygulamaktad›r.
Portföy tercihi teorisine göre para talebi, bireylerin mevcut servetlerinin ve paradan beklenen getiriye oranla di¤er aktiflerden beklenen getirinin bir fonksiyonudur. Keynes gibi Friedman da bireylerin ellerinde belirli bir miktar reel para bulunduracaklar›n› ifade etmektedir. Bu gerekçeden yola ç›karak Friedman, para talebi
fonksiyonunu afla¤›daki flekilde ele almaktad›r:
Md = f ( Yp , rb - r m , re - r m , p e - r m )
+
P
Bu fonksiyonda;
Md/P : Talep edilen reel para miktar›n›,
Yp : Sürekli gelir olarak adland›r›lan servet ölçütünü (teknik anlamda sürekli gelir gelecekte beklenen toplam gelirin bugünkü de¤eridir. Daha basit bir ifadeyle sürekli gelir uzun dönemde beklenen ortalama gelirdir),
rm : Paradan beklenen getiriyi,
: Tahvillerden beklenen getiriyi,
rb
re
: Hisse senetlerinden beklenen getiriyi,
e
: Beklenen enflasyon oran›n›,
p
ifade etmektedir. Eflitli¤in alt›nda yer alan iflaretlerse para talebiyle ilgili de¤iflkenler aras›nda pozitif (+) ya da negatif (-) iliflki oldu¤unu göstermektedir. Hemen be-
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
lirtelim ki Friedman, bu fonksiyona, befleri sermayenin befleri olmayan sermayeye
oran›n› ifade eden ve h ile gösterilen bir terim daha ilave etmektedir. Ancak, sözü
edilen bu terim, Friedman’›n analizinde önemli bir rol üstlenmemekte ve para talebi aç›s›ndan önemli sonuçlar do¤urmamaktad›r. Bu nedenle söz konusu terime,
yukar›daki fonksiyonda yer verilmemifltir. fiimdi Friedman’›n para talebi fonksiyonunda yer alan de¤iflkenleri ve bunlar›n para talebi için ne ifade ettiklerini daha
yak›ndan inceleyelim:
Aktif talebiyle servet düzeyi aras›nda do¤ru yönlü bir iliflki bulunmas› nedeniyle Friedman’›n servetin bir ölçütü olarak kulland›¤› sürekli gelirle para talebi aras›nda pozitif bir iliflki söz konusudur (bu durum fonksiyonda ilgili de¤iflkenin alt›ndaki + iflaretiyle gösterilmektedir). Bilinen gelir kavram›n›n aksine sürekli gelir, uzun dönemde beklenen ortalama geliri ifade etti¤i için, k›sa dönemde daha
küçük dalgalanmalar göstermektedir. Normal gelirde gözlenen de¤iflikliklerin ço¤u geçicidir, bir di¤er deyiflle k›sa ömürlüdür. Örne¤in; konjonktürün geniflleme
dönemlerinde gelir art›fl› yaflan›rken, daralma dönemlerinde gelirde bir azalma ortaya ç›kar. Bu nedenle uzun dönemdeki ortalama gelirde, yani sürekli gelirde, gözlenen dalgalanma daha azd›r. E¤er durum buysa para talebinin, sürekli gelirden etkilenen bilefleni, konjonktür hareketleriyle birlikte dalgalanmayacak, az çok istikrarl› bir yap› gösterecektir.
Bilindi¤i gibi ekonomik birimler, mevcut servetlerini, paran›n d›fl›nda çeflitli biçimlerde tutabilirler. Keynes söz konusu alternatifleri tahvil ad› alt›nda tek bir kategoride toplam›flt›. Friedman ise bu alternatif aktifleri üç kategoriye ay›rmaktad›r:
tahviller, hisse senetleri ve mallar. Paran›n yerine bu aktiflerin elde tutulmas›n›n
gerekçesi, paran›n getirisine oranla bu aktiflerden beklenen getiriyle aç›klanmakta
ve fonksiyonda yer alan son üç terimle gösterilmektedir. Buna göre rb - rm terimi, paran›n getirisine nispetle tahvillerin beklenen getirisini (k›saca tahvillerin nispi getirisini), re - rm terimi, paran›n getirisine nispetle hisse senetlerinin getirisini
(k›saca hisse senetlerinin nispi getirisini), pe - rm terimiyse paran›n getirisine nispetle elde mal tutman›n getirisini (k›saca mallar›n nispi getirisini) göstermektedir.
Söz konusu de¤iflkenlerin alt›nda yer alan (-) iflaretleriyse bu de¤iflkenlerin yükselmesi halinde para talebinin azalaca¤›n› ifade etmektedir.
Her üç de¤iflkende de yer alan paran›n getirisi (rm), hat›rlan›rsa Keynes taraf›ndan s›f›r olarak kabul edilmifltir. Oysa Friedman’›n analizinde elde para tutman›n
pozitif bir getirisi söz konusudur ve bu getiriyi belirleyen iki faktörden söz etmek
mümkündür:
• Paraya ödenen faiz. Vadesiz mevduat hesaplar›na ve para arz›na dahil edilen di¤er mevduatlara günümüzde, faiz ödemesi yap›lmaktad›r. Ödenen bu
faiz yükseldi¤i zaman paran›n getirisi de artar.
• Para arz›na dahil edilen mevduatlar için bankalar taraf›ndan sunulan hizmetler. Örne¤in; otomatik fatura ödemeleri, internet bankac›l›¤›, telefonla bankac›l›k gibi. Sunulan bu hizmetler artt›¤› zaman paran›n getirisi de artacakt›r.
Para talebi fonksiyonunda yer alan (rb - rm) ve (re - rm) terimleri, s›ras›yla tahvillerin ve hisse senetlerinin nispi getirisini ifade etmektedir. Örne¤in; paran›n getirisi sabitken tahvillerin getirisinin artmas›, tahvillerin nispi getirisinin artmas› anlam›na geldi¤i için elde tutulan para miktar› azalacakt›r. Öte yandan, paran›n getirisi sabitken tahvillerin getirisinin azalmas›, tahvillerin nispi getirisinin azalmas›
anlam›na gelece¤inden elde tutulan para miktar› artacakt›r. Ayn› durum hisse senetlerinin nispi getirisi için de geçerlidir. Fonksiyonda yer alan son terim (pe - rm)
elde mal tutman›n nispi getirisini ifade etmektedir. Elde mal tutmaktan beklenen
195
Sürekli Gelir: Uzun dönemde
beklenen ortalama gelirdir.
196
Para Teorisi ve Politikas›
getiri, bu mallar›n fiyatlar› yükseldi¤inde, elde edilmesi beklenen sermaye kazanc›d›r ve bu nedenle beklenen enflasyona oran›na (pe) eflittir. Örne¤in; pe = %25
ise mal fiyatlar›n›n yüzde 25 oran›nda artmas› bekleniyor demektir; dolay›s›yla elde mal bulundurmaktan beklenen getiri de yüzde 25 olacakt›r. (pe - rm) de¤eri
yükseldi¤i zaman, paraya oranla mallardan beklenen getiri yükselecek ve para talebi azalacakt›r. Bu durumun tersinin de geçerli oldu¤unu gözden uzak tutmamak
gerekir.
Paraya alternatif teflkil eden aktiflerin beklenen getirisindeki art›fllar, paran›n
nispi getirisinde bir azalma anlam›na geldi¤i için, böyle bir ortam, bankac›l›k sisteminden mevduat kaç›fl›yla sonuçlanacakt›r. Mevduata ödenen faizler üzerinde bir
s›n›rland›rma yoksa bu durumda bankalar, faiz oranlar›n› yükselterek mevduat
toplamaya çal›fl›rlar. Dolay›s›yla paraya alternatif teflkil eden aktiflerin nispi getirilerinde büyük bir de¤ifliklik ortaya ç›kmayacakt›r. Örne¤in; bafllang›çta tahvillerin
getirisi (rb) yüzde 80 ve vadesiz mevduata uygulanan faiz oran› (yani paran›n getirisi, rm) yüzde 10 ise tahvillerin nispi getirisi (rb - rm) yüzde 70 olacakt›r. Böyle
bir ortamda, tahvillerin getirisinin yüzde 90’a ç›kmas› durumunda, tahvillerin paraya göre nispi getirisi de yüzde 80’e ç›kar. Bu durumda, bankalardan mevduat ç›k›fl› bafllayaca¤› için, buna engel olmak amac›yla bankalar da mevduat faiz oran›n›
yüzde 10’dan yüzde 20’ye ç›kart›rlar. Ulafl›lan bu yeni durumda, tahvillerin paraya
göre nispi getirisi (rb - rm) %90 - %20 = %70 olacakt›r. Görüldü¤ü gibi, bafllang›çtaki duruma göre, tahvillerin nispi getirisinde bir de¤ifliklik olmam›flt›r. Tahvillerin
nispi getirisi de¤iflmedi¤i için para talebinde de bir de¤iflme olmayacakt›r. Benzer
aç›klamalar di¤er aktifler için de geçerlidir. Bu nedenle Friedman, faiz oranlar›ndaki de¤iflmelerin para talebi üzerinde çok küçük bir etkisinin olaca¤›n› öne sürmektedir. Faiz oranlar›n›n para talebi üzerinde ihmal edilebilecek düzeyde bir etkiye
sahip olmas› nedeniyle para talebini belirleyen tek faktör, sürekli gelir denilen kavramd›r. Dolay›s›yla daha önce verilen para talebi fonksiyonunu afla¤›daki biçimde
ele almak mümkündür:
Md = f Y p
P
+
Friedman’›n üzerinde durdu¤u ikinci husus dolafl›m h›z›n›n istikrar›d›r. Yukar›da elde edilen son fonksiyona göre para talebini belirleyen faktör, sürekli gelir ad›
verilen ve uzun dönemde beklenen ortalama geliri ifade eden de¤iflkendir. Daha
önce de de¤inildi¤i gibi, sürekli gelir normal gelir kavramlar›na göre daha az dalgalanma göstermektedir. Bu durumda, sürekli gelirin istikrarl› bir yap› göstermesi,
para talebinin de istikrarl› olmas› sonucunu do¤uracakt›r. Para talebinin istikrarl›
olmas›, yani çok büyük dalgalanmalar göstermemesiyse paran›n dolafl›m h›z›n›n
istikrarl› olmas› anlam›na gelir. Burada “istikrar” sözcü¤üyle kastedilen, söz konusu de¤iflkenlerin büyük dalgalanmalar göstermemesi ve dolay›s›yla önceden tahmin edilebilir olmalar›d›r.
Paran›n dolafl›m h›z›n›n bir sonraki y›l alaca¤› de¤eri önceden belirleyebiliyorsak, para miktar›nda meydana gelecek bir de¤iflikli¤in toplam harcamalarda yarataca¤› de¤iflikli¤i de önceden belirleyebiliriz. Görüldü¤ü gibi, dolafl›m h›z› sabit
kabul edilmemesine karfl›n, paran›n miktar teorisinde oldu¤u gibi, para arz› nominal geliri belirleyen temel faktör konumuna gelmektedir. Bu nedenle Friedman taraf›ndan gelifltirilen para talebi teorisi, miktar teorisinin yeniden yorumlanmas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Zira her iki teoride de toplam harcamalar›n belirlenmesinde, paran›n önemi konusunda ayn› sonuca ulafl›lmaktad›r. Bu nedenle Milton
197
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
Friedman taraf›ndan gelifltirilmifl olan para talebi teorisi, ço¤u zaman Modern Miktar Teorisi olarak adland›r›lmaktad›r.
Keynes taraf›ndan gelifltirilen spekülatif amaçl› para talebi yaklafl›m›nda, paran›n getirisi
s›f›r olarak kabul edilmesine karfl›n, faiz oran›ndaki düflme karfl›s›nda ekonomik birimler, ellerinde tutmak istedikleri para miktar›n› artt›rmaktad›rlar. Neden?
SIRA S‹ZDE
3
ARDIfiIK KUfiAKLAR (OVERLAPPING GENERATIONS)
MODEL‹
AMAÇ
4
Son y›llarda yo¤un biçimde tart›fl›lan ard›fl›k kuflaklar modelinin
para talebi konusundaki görüfllerini aç›klayabilmek.
Keynes taraf›ndan ortaya at›lan spekülatif para talebi kavram› ve modern portföy
teorisi, para talebini incelerken, bir bireyin, portföyünü hangi aktifler aras›nda da¤›taca¤› sorunuyla ilgilenir. Paran›n de¤er muhafaza arac› olma fonksiyonunu esas
alan oldukça yak›n tarihli yeni bir teorik yaklafl›m, ard›fl›k kuflaklar (overlapping
generations) yaklafl›m›d›r. Bu yaklafl›m› savunanlar, paray› servet tutma ve serveti
kuflaklar aras›nda aktarma arac› olarak kabul ederler.
Ard›fl›k Kuflaklar Modelinin Temel Özellikleri
Ard›fl›k kuflaklar modelinin iflleyifli, afla¤›da yer alan fiekil 9.5’te k›saca özetlenmektedir. fiekilde iki dönemlik bir yaflam kesitinde arka arkaya yaflayan kuflaklar ele
al›nmaktad›r. Yaflamlar›n›n ilk bölümünde (gençlik) insanlar çal›flmakta ve yafll›l›k
dönemindeki emeklilikleri için tasarruf yapmaktad›rlar. ‹nsanlar›n emeklilik döneminde çal›flmad›klar›n› varsayal›m. Bir kuflak yafll›l›k döneminin ilk aflamas›na geldi¤inde, yeni bir kuflak ortaya ç›kmakta ve bunlar da gençlik dönemlerini yaflamaktad›rlar. Bu nedenle her dönemde ekonomideki nüfus genç ve yafll› nüfustan
oluflmaktad›r.
fiekil 9.5
2’nci Dönemde
Do¤an Kuflak
Ard›fl›k Kuflaklar
Modelinin ‹flleyifli
Zaman
Zaman
1
2
3
Gençlik
Yafll›l›k
Gençlik
1’nci Dönemde
Do¤an Kuflak
4
Yafll›l›k
3’ncü Dönemde
Do¤an Kuflak
Basitlik sa¤lamak aç›s›ndan, ekonomideki üretken kapasitenin her y›l sabit bir
oranda artt›¤›n› kabul edelim ve bafllang›çta ekonomide paran›n bulunmad›¤›n›
varsayal›m. E¤er bu varsay›mlar geçerliyse insanlar, emeklilik döneminde tüketebilmek için mal depolayacaklard›r. ‹nsanlar›n yaflam dönemleri boyunca tükete-
198
Para Teorisi ve Politikas›
cekleri mal miktar› gençliklerinde ürettikleri miktarla s›n›rl›d›r. Dolay›s›yla insanlar,
yaflamlar›n›n gençlik ve yafll›l›k dönemleri için, söz konusu mallar› tahsis ederler.
Ekonominin büyüdü¤ü bir ortamda da bu durum geçerlidir. Sonuç olarak, bir kuflak yafll›yken gençlik dönemini yaflayan ve çal›flan kuflak kendilerinden önceki
kuflaktan daha fazla üretim yapar.
Ard›fl›k Kuflaklar Modelinde Para
Yukar›da basitçe özetlenen ard›fl›k kuflaklar modeline paray› da dahil edebiliriz.
‹nsanlar gençlik dönemlerinde, emekli olduklar› zaman, o dönemdeki genç kuflak
taraf›ndan üretilecek mal ve hizmetleri sat›n alabilmek için paray› kullanabileceklerini bilirler. Ekonomi her dönem büyüdü¤ü için, insanlar emekli olduklar›nda tüketebilecekleri daha çok mal›n söz konusu olaca¤›n› da bilirler. Para her dönem
de¤iflim arac› olma özelli¤ini sürdürdü¤ü müddetçe, insanlar yaflamlar›n›n herhangi bir döneminde mal ve hizmet sat›n alabilmek için paray› kullanacaklard›r. Bu
nedenle yafll› insanlar, gençliklerinde biriktirdikleri paray›, halen üretken olan
genç nüfusun üretti¤i mal ve hizmetleri sat›n almak için kullan›rlar. Bu nedenle para, içinde bulunulan dönemdeki yafll› kufla¤a, genç kuflak taraf›ndan üretilen mal
ve hizmetlerin bir k›sm›n› tüketme olana¤› verir. Büyüyen bir ekonomide, paray›
elde tutma ve zaman içerisinde kullan›labilme özelli¤i, her kufla¤a, paran›n olmamas› durumunda tüketebileceklerinden daha fazla mal ve hizmet tüketme olana¤›
verir.
Bu aç›klamalara göre, ard›fl›k kuflaklar modelinin para talebiyle ilgili görüflü,
paran›n refah› artt›ran “sosyal bir bileflen” olma rolü üzerinde durmaktad›r. Ard›fl›k
kuflaklar modeli, finansal piyasalar› da kapsayacak flekilde geniflletildi¤inde, bir
ekonomideki genç ve yafll› kufla¤›n elinde bulundurdu¤u toplam para miktar›, piyasa faiz oranlar›ndan ters yönde etkilenmektedir. Ayr›ca, söz konusu toplam para talebi gelirden pozitif yönde etkilenmekte ya da baz› yorumlarda oldu¤u gibi,
tüketimden pozitif yönde etkilenmektedir.
Ard›fl›k kuflaklar modelinin elde etti¤i bu sonuç, di¤er teorilerin elde etti¤i sonuçlar› tekrarlamaktad›r. Buna ra¤men, söz konusu yaklafl›m› savunanlar›n, bu teorik yaklafl›m› tercih etmelerinin nedeni flu flekilde aç›klanmaktad›r: Ard›fl›k kuflaklar modeli, bir ekonomide, paran›n varl›¤›n›n gerekçesini ortaya koyarken, ayn›
zamanda, ekonomideki para talebine de aç›klama getirmektedir.
PARA P‹YASASINDA DENGE
AMAÇ
5
Para arz› ve talebi fonksiyonlar›n›n bir araya gelmesi sonucu,
ekonomideki denge faiz oran›n›n nas›l belirlendi¤ini ve neden de¤iflti¤ini aç›klayabilmek.
‹ktisatç›lar talepten söz ettiklerinde, hemen ard›ndan arz›n, arzdan söz ettiklerinde
de hemen ard›ndan talebin gelece¤i kesin gibidir. Arz ve talep birlikte piyasa dengesini olufltururlar. Para piyasas› analizi de bundan istisna de¤ildir. Para arz› ve talebi, birlikte, ekonomideki önemli fiyatlardan birisi olan faiz oran›n› belirlerler.
Denge Faiz Oran›n›n Belirlenmesi
Para piyasas›nda denge, bir di¤er deyiflle denge faiz oran›, para arz›n›n para talebine eflit oldu¤u noktada belirlenecektir. Daha do¤ru bir ifadeyle para piyasas›
denge flart› MS = Md olmas›d›r. Afla¤›daki verilen fiekil 9.6’ya göre, bu flart ancak
199
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
bir noktada, iki fonksiyonun kesifltikleri 0 noktas›nda gerçekleflmektedir. fieklin
daha kolay anlafl›labilmesini sa¤lamak amac›yla likitide tuza¤› ad› verilen bölge flekilde gösterilmemektedir.
fiekil 9.6
M
Arz
Fazlas›
Para Piyasas›
Dengesi
Ms
i1
1
0
i0
2
i2
Talep
Fazlas›
Md
M
M0
Para arz›n›n para talebine eflitlendi¤i noktada denge faiz oran› (i 0) olarak belirlenmektedir. Elde edilen bu denge noktas›, di¤er flartlar sabit kald›¤› sürece istikrarl› bir denge noktas›d›r. Faiz oran›, herhangi bir nedenle denge faiz oran›ndan ayr›lsa bile tekrar bu noktaya do¤ru gelinecektir. Örne¤in; faiz oran›n›n (i 1)
gibi bir düzeye ç›kmas› halinde, di¤er flartlar sabitken, para arz›, yani fiilen elde
tutulan para miktar›, para talebinden, yani elde tutulmak istenen para miktar›ndan
büyüktür. Bu durumda ekonomik birimler, bu fazlal›ktan kurtulmaya çal›flacaklar
ve tahvil sat›n almaya bafllayacaklard›r. Tahvil piyasas›nda talep artt›¤› için tahvil
fiyatlar› artmaya, buna ba¤l› olarak da faiz oran› düflmeye bafllayacakt›r. Faiz oran›n düflmesiyse para talebinin artmas›yla sonuçlanacak (Md) para talebi e¤risi üzerinde (1) noktas›ndan afla¤›ya do¤ru hareket edilecektir. Para talebindeki bu art›fl
(Md = Ms) olana dek devam eder ve yeniden dengeye ulafl›l›r.
Öte yandan faiz oran›, herhangi bir nedenle denge faiz oran›n›n alt›na düflerse
di¤er flartlar sabitken, para talebinin para arz›ndan büyük olmas› söz konusudur.
Bir di¤er deyiflle piyasada bir talep fazlas› ortaya ç›kmaktad›r. Böyle bir ortamda
ekonomik birimler, ihtiyaç duyduklar› ilave paray›, ellerindeki tahvilleri satarak
karfl›lama yoluna giderler. Tahvil piyasas›nda artan arz, tahvil fiyatlar›n› düflürürken faiz oran›n›n yükselmesiyle sonuçlan›r. Yükselen faiz oran›ysa para talebinin
azalmas›na ve dolay›s›yla para talebi e¤risi üzerinde (2) noktas›ndan (0) noktas›na
hareket edilmesine yol açar. Para talebindeki azalma (Md = Ms) olana dek devam
eder ve yeniden denge sa¤lanm›fl olur.
Denge Faiz Oran›n›n De¤iflmesi
Likitide tercihi teorisinin faiz oranlar›nda meydana gelen de¤iflikleri incelemek
amac›yla nas›l kullan›labilece¤ini göstermek amac›yla sabit olarak kabul etti¤imiz
di¤er flartlarda meydana gelecek de¤iflikliklerin etkilerini incelememiz gerekmektedir. Buna göre, denge faiz oran›n›n belirlenmesini incelerken, sabit kabul etti¤imiz gelir, fiyatlar ve para arz›nda meydana gelecek bir de¤iflme denge faiz oran›n›n da de¤iflmesi ile sonuçlanacakt›r.
200
Para Teorisi ve Politikas›
Gelirdeki De¤iflme
Keynes’e göre gelirin talep edilen para miktar›n› etkilemesinin iki nedeni vard›r. ‹lk
olarak, ekonomi büyüdükçe ve reel gelir artt›kça ekonomik birimlerin sahip oldu¤u
servet artacak, bu nedenle ekonomik birimler de¤er biriktirmek amac›yla daha fazla
para talep etmeye bafllayacaklard›r. Öte yandan ekonomi büyüdükçe ve reel gelir
artt›kça ekonomik birimler daha fazla harcama yapmak isteyecekler, buna ba¤l› olarak de¤iflim arac› olarak daha fazla para talep edeceklerdir. Buna göre daha yüksek
bir reel gelir düzeyi talep edilen para miktar›n› artt›racak ve para talebi fonksiyonu
sa¤a do¤ru kayacakt›r. Afla¤›da yer alan fiekil 9.7’de bu tür bir durum gösterilmekted
dir. Reel gelirdeki art›fla ba¤l› olarak ( M ) para talebi e¤risi sa¤a kaymakta ve ( Md
0
1
) konumuna gelmektedir. Yeni denge noktas› da (0) noktas›ndan (1) noktas›na kaymakta ve sonuçta denge faiz oran› (i1) düzeyine ç›kmaktad›r. Buna göre, di¤er flartlar sabitken, reel gelirin artmas› faiz oran›n›n yükselmesiyle sonuçlanmaktad›r.
fiekil 9.7
i
Gelirdeki De¤iflme
1
i1
Ms0
0
i0
Md1
Md0
M0
M1
Fiyatlardaki De¤iflme
Fiyatlar genel düzeyi de¤iflti¤i zaman paran›n de¤eri de de¤iflmektedir. Örne¤in;
fiyatlarda meydana gelecek bir art›fl, belirli bir miktar parayla sat›n al›nabilecek
mal ve hizmet miktar›n› azaltacak ve dolay›s›yla paran›n de¤eri düflmüfl olacakt›r.
Ekonomik birimler bir birim parayla sat›n al›nabilecek mal ve hizmet miktar›n› göz
önünde tuttuklar› için, fiyatlarda meydana gelecek de¤ifliklik, nominal para talebinin buna uyum sa¤lamas›n› geçeklefltirecek flekilde de¤iflmesiyle sonuçlan›r. Örne¤in; fiyatlar artt›¤› zaman paran›n de¤eri düflece¤inden, ekonomik birimler nominal para talebini, bu fiyat art›fl›na uyum gösterecek düzeyde artt›r›rlar. Bu da para talebi e¤risinin sa¤a do¤ru kaymas›yla sonuçlan›r. Afla¤›da yer alan fiekil 9.8’de
d
fiyatlardaki art›fl nedeniyle para talebi e¤risinin sa¤a do¤ru kayarak ( M ) konu0
mundan ( Md ) konumuna gelmesi gösterilmektedir. fiekle göre yeni
1
denge noktas› (0) noktas›ndan (1) noktas›na kayarken, denge faiz oran› da (i0) düzeyinden (i1) düzeyine ç›kmaktad›r. Bu sonuca göre fiyatlarda meydana gelecek
bir art›fl, di¤er flartlar sabitken, faiz oranlar›n›n yükselmesiyle sonuçlanmaktad›r.
201
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
fiekil 9.8
i
Fiyatlardaki
De¤iflme
Ms0
1
i1
0
i0
Md1
Md0
M
M1
M0
Para Arz›ndaki De¤iflme
Merkez bankas› taraf›ndan izlenen genifllemeci bir para politikas› para arz›n›n artmas›, s›k› bir para politikas› ise para arz›n›n azalmas›yla sonuçlan›r. Para arz›nda
meydana gelecek bir art›fl, fiekil 9.9’da gösterildi¤i gibi, ( Ms )para arz› e¤risinin
0
sa¤a do¤ru kayarak ( Ms ) konumuna gelmesiyle sonuçlan›r. Ortaya ç›kan yeni pa1
ra arz› e¤risiyle para talebi e¤risinin kesiflme noktas› da (0) noktas›ndan (1) noktas›na kayarken, denge faiz oran› da (i0) düzeyinden (i1) düzeyine düflmektedir.
Buna göre, para arz›nda meydana gelecek bir art›fl, di¤er flartlar sabitken, faiz oran›n›n düflmesiyle sonuçlanmaktad›r.
fiekil 9.9
i
Para Arz›ndaki
De¤iflme
Ms0
Md1
0
i1
1
i0
Md0
M0
M1
M
202
Para Teorisi ve Politikas›
Afla¤›daki flekli esas alarak istenilenleri cevapland›r›n›z.
SIRA S‹ZDE
4
fiekil 9.10
i
Para Piyasas›
Dengesi
Ms
0
i0
Md
M
M0
a) Merkez Bankas›, aç›k piyasa al›mlar›nda bulunursa denge faiz oran› ne yönde de¤iflir?
b) Hükümet, gelir vergisini %7 oran›nda azalt›rsa denge faiz oran› ne yönde de¤iflir?
c) Enflasyonda bir azalma yaflan›rsa denge faiz oran› ne yönde de¤iflir?
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
203
Özet
Klasik iktisat yaklafl›m›n›n para talebi konusundaki görüfllerini ve ekonomik istikrar aç›s›ndan para1
n›n tafl›d›¤› önemi aç›klayabilmek
• Para talebiyle ilgili klasik görüfl, para talebini belirleyen temel faktörün gelir oldu¤unu kabul eder.
Do¤al olarak, gelir düzeyi yükseldikçe, ekonomik
birimlerin ellerinde tutmak istedikleri para miktar›
da artar. Klasik teorinin para talebine yaklafl›m›nda
iki farkl› versiyondan söz etmek mümkündür: Fisher yaklafl›m› ve Cambridge yaklafl›m›.
• Fisher yaklafl›m›, elde para tutulmas›n› tamamiyle
ifllem amac›na ba¤lar (yani paran›n sadece mal ve
hizmetleri sat›n alma amac›yla elde tutuldu¤unu kabul eder). Bir di¤er deyiflle Fisher yaklafl›m›nda,
para sadece bir de¤iflim arac›d›r. Cambridge yaklafl›m›ndaysa para, bir de¤iflim arc› olmas›n›n yan›nda ayn› zamanda servet tutma arac›d›r.
AMAÇ
J.M. Keynes taraf›ndan gelifltirilen makro ekonomik modelin temelini oluflturan likitide tercihi yaklafl›m›n› ve Keynesyen teoride daha sonraki y›llarda gözlenen geliflmeleri aç›klayabilmek
• Keynes’e göre ekonomik birimler 3 amaçla para talep etmektedirler: ‹fllem amac› ile, ihtiyat amac› ile,
spekülasyon amac› ile.
• Söz konusu üç amac›n bir araya getirilmesiyle elde
edilen toplam para talebi, gelirin ve fiyatlar›n do¤ru yönlü, faiz oran›n›nsa ters yönlü bir fonksiyonudur. Faiz oran›n›n para talebini etkiledi¤i fleklindeki Keynesyen sonuç, paran›n dolafl›m h›z›n›n da sabit olmad›¤›n› ifade etmektedir. Bu nedenle Keynesyen analizde, para nötr de¤ildir, ekonomik faaliyet hacmi üzerinde etkili olmaktad›r.
• 2. Dünya Savafl›’ndan sonra iktisatç›lar Keynesyen
para talebi yaklafl›m›n› daha ayr›nt›l› incelemifllerdir.
Faiz oranlar›, para teorisinde kritik bir role sahip oldu¤u için, bu araflt›rmalar›n üzerinde durdu¤u temel konu, faiz oranlar›n›n para talebi üzerindeki etkisini daha somut olarak ortaya koyabilmektedir.
AMAÇ
2
Monetarist iktisat yaklafl›m›n›n temelini oluflturan
modern miktar kuram›n› ve iktisat politikalar› aç›3
s›ndan sonuçlar›n› aç›klayabilmek
• Friedman’a göre elde para tutman›n ard›nda yatan
faktörler herhangi bir aktifin talebini etkileyen faktörle ayn›d›r. Bu nedenle Friedman, bir aktife iliflkin
talebi etkileyen faktörleri inceleyen portföy tercihi
teorisini para talebine uygulamaktad›r. Portföy tercihi teorisine göre para talebi, bireylerin mevcut servetlerinin ve paradan beklenen getiriye oranla di¤er
aktiflerden beklenen getirinin bir fonksiyonudur.
• Paran›n getirisi s›f›rdan farkl› oldu¤u sürece, çeflitli
aktiflerden beklenen nispi getirinin sabit kalmas›,
reel para talebini belirleyen tek faktörün sürekli gelir oldu¤u sonucunu ortaya ç›karmaktad›r. Uzun
dönemde beklenen ortalama gelirin bugünkü de¤erini ifade eden sürekli gelir, istikrarl› bir kavramd›r. Bu nedenle para talebi de istikrarl›d›r. Para talebinin istikral› olmas›ysa paran›n dolafl›m h›z›n›n
da istikrarl› oldu¤u, yani önceden tahmin edilebilir
oldu¤u sonucuna ulafl›lmas›na yol açar.
AMAÇ
Son y›llarda yo¤un biçimde tart›fl›lan ard›fl›k kuflaklar modelinin para talebi konusundaki görüflle4
rini aç›klayabilmek
• Paran›n de¤er muhafaza arac› olma fonksiyonunu
esas alan, oldukça yak›n tarihli, yeni bir teorik yaklafl›m, ard›fl›k kuflaklar (overlapping generations)
yaklafl›m›d›r. Bu yaklafl›m› savunanlar, paray› servet tutma ve serveti kuflaklar aras›nda aktarma arac› olarak kabul ederler.
• Ard›fl›k kuflaklar modeli, bir ekonomide, paran›n
varl›¤›n›n gerekçesini ortaya koyarken, ayn› zamanda, ekonomideki para talebine de aç›klama
getirmektedir.
AMAÇ
Para arz› ve talebi fonksiyonlar›n›n bir araya
gelmesi sonucu, ekonomideki denge faiz oran›5
n›n nas›l belirlendi¤ini ve neden de¤iflti¤ini
aç›klayabilmek
• Para piyasas›nda denge, bir di¤er deyiflle denge faiz oran›, para arz›n›n para talebine eflit oldu¤u noktada belirlenecektir. Daha do¤ru bir ifadeyle para
piyasas› denge flart› MS = Md olmas›d›r.
• Gelirde, fiyatlarda ve para arz›nda meydana gelecek art›fl ve azal›fllar, piyasadaki denge faiz oran›n›n da artmas›na ya da azalmas›na neden olur.
Gelir, fiyatlardaki art›fl, denge faiz oran›n› artt›r›rken, bu faktörlerdeki düflüfller denge faiz oran›n›n
düflmesine yol açar. Öte yandan, para arz› art›fllar› denge faiz oran›n› azalt›rken, para arz›ndaki daralmalar denge faiz oran›n›n yükselmesine neden
olmaktad›r.
AMAÇ
204
Para Teorisi ve Politikas›
Kendimizi S›nayal›m
1. Hangi yaklafl›mda para talebi tamamen ifllem amac›yla
gerçekleflir?
a. Cambridge yaklafl›m›
b. Keynesyen yaklafl›m
c. Monetarist yaklafl›m›
d. Fisher yaklafl›m›
e. Yeni Keynesyen yaklafl›m
2. Keynesyen yaklafl›mda faiz oranlar› normal düzeyin
üstündeyse ekonomik birimler, afla¤›dakilerden hangi durumun gerçekleflmesini beklerler?
a. Faiz oranlar›n›n yükselmesini
b. Tahvil fiyatlar›n›n düflmesini
c. Sermaye kayb›na u¤ramay›
d. Para talebinin düflece¤ini
e. Tahvil fiyatlar›n›n yükselece¤ini
3. Keynesyen yaklafl›ma göre gelir ya da fiyatlarda meydana gelen art›fl, para talebi e¤risini nas›l etkiler?
a. Sa¤a kayd›r›r
b. Sola kayd›r›r
c. Etkilemez
d. Yatay eksene paralel olur
e. Dikey eksene paralel olur
4. Keynesyen yaklafl›mda faiz oran›n›n para talebini etkilemesi, hangi ekonomik sonuca yol açar?
a. Dolafl›m h›z›n›n sabit olmas›
b. Paran›n nötr olmas›
c. Para talebinin tamamen ifllem amac›yla gerçekleflmesi
d. Dolafl›m h›z›n›n sabit olmamas›
e. Para talebiyle faiz oran› aras›nda do¤ru yönlü fonksiyonel bir iliflkinin olmas›
5. Keynesyen yaklafl›mda, tahvil talebinin s›f›ra inmesi
halinde para talebi .......................................
a. Artar
b. Azal›r
c. Sonsuz olur
d. S›f›r olur
e. Etkilenmez
6. Friedman’a göre sürekli gelir nas›l tan›mlanm›flt›r?
a. Uzun dönemde beklenen ortalama gelir
b. Faizin bir fonksiyonu
c. K›sa dönemde beklenen ortalama gelir
d. Befleri servet, befleri olmayan servet oran›n›n bir
fonksiyonu
e. Beklenen enflasyon oran›n›n bir fonksiyonu
7. Monetarist yaklafl›mda, paran›n getirisi sabitken tahvillerin getirisinin azalmas›, elde tutulan para miktar›n› nas›l
etkiler?
a. Artar
b. Azal›r
c. Etkilenmez
d. Art›fl oran› azal›r
e. Art›fl oran› artar
8. Elde mal tutmaktan beklenen getiri afla¤›daki de¤iflkenlerden hangisine eflittir?
a. Tahvillerin beklenen getirisi
b. Hisse senetlerinin beklenen getirisi
c. Para talebi
d. Beklenen enflasyon oran›
e. Sürekli gelir
9. Keynesyen yaklafl›ma göre, para talebinin belirlenmesi
aç›s›ndan, afla¤›dakilerden hangisi do¤rudur?
a. Faiz oran› ya da gelir artt›kça para talebi artar
b. Faiz oran› ya da gelir azal›nca para talebi artar
c. Faiz oran› artar ya da gelir azal›rsa para talebi artar
d. Faiz oran› azal›r ya da gelir artarsa para talebi artar
e. Faiz oran› ya da gelir para talebini etkilemez.
10. Fisher yaklafl›m›nda paran›n dolafl›m h›z› (V) = 4 ise
Cambridge yaklafl›m›nda k=?
a. 4
b. 5
c. 0.25
d. 0.4
e. 0.05
Ünite 9 - Para Talebi Teorileri
Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar›
1. d
Kullan›lan kavramlar: Nakit, ifllem amaçl› para talebi,
paran›n dolafl›m h›z›
2. e
Kredi kart› kullan›m›n›n yayg›nlaflmas›, di¤er koflullar sabitken, öncelikle günlük ifllemlerimizi yerine getirebilmek
amac›yla talep etti¤imiz nakit miktar›n›n azalmas›na neden olacakt›r. Para talebinde ortaya ç›kan azalmaysa paran›n dolafl›m h›z›nda bir art›fl anlam›na gelir. Hat›rlayaca¤›n›z gibi, paran›n dolafl›m h›z›, belirli bir dönemde belirli
bir miktarda harcaman›n gerçeklefltirilebilmesi için, bir birim paran›n kaç kez kullan›ld›¤›n›n gösteren bir say›d›r.
Son y›llarda yaflanan bu h›zl› geliflme, paran›n dolafl›m h›z›n›n istikrars›z bir seyir izlemesine neden olmufltur. Paran›n dolafl›m h›z›ndaki istikrars›zl›kla kastedilen, dolafl›m
h›z›n›n önceden tahmin edilebilir olmaktan uzaklaflmas›d›r. Bu da parayla di¤er ekonomik de¤iflkenler aras›ndaki
iliflkilerin tespitini güçlefltirir. Afla¤›da yer alan grafiklerde,
Türkiye’de 1987-2003 dönemi için hesaplanan M1 dolafl›m
h›z› (V1) ve M2 dolafl›m h›z› (V2) de¤erlerinin izledi¤i seyir görülmektedir. Grafiklerden görebilece¤iniz gibi, iki
parasal büyüklük için hesaplanan dolafl›m h›z› büyüklüklerinde ciddi dalgalanmalar söz konusudur.
3. a
4. d
5. c
6. a
7. a
8. d
9. d
10. c
30
25
Ayr›nt›l› bilgi için “Klasik Para Talebi Teorisi” konusuna bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Keynesyen Para Talebi Teorisi: Spekülasyon Amac›yla Para Talebi” konusuna
bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Keynesyen Para Talebi Teorisi: Spekülasyon Amac›yla Para Talebi” konusuna
bak›n›z
Ayr›nt›l› bilgi için “Keynesyen Para Talebi Teorisi: Spekülasyon Amac›yla Para Talebi” konusuna
bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Keynesyen Para Talebi Teorisi: Spekülasyon Amac›yla Para Talebi” konusuna
bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Modern Miktar Teorisi” konusuna bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Modern Miktar Teorisi” konusuna bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Modern Miktar Teorisi” konusuna bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Keynesyen Para Talebi Teorisi”
konusuna bak›n›z.
Ayr›nt›l› bilgi için “Klasik Para Talebi Teorisi:
Cambridge Yaklafl›m›” konusuna bak›n›z.
S›ra Sizde Yan›t Anahtar›
20
15
10
5
20
03
20
01
19
99
19
97
19
95
19
93
19
91
19
89
19
87
0
3
20
0
1
20
0
9
19
9
7
19
9
5
19
9
3
19
9
1
19
9
9
19
8
7
10
9
8
7
6
5
4
3
2
1
0
19
8
“
Yaflam›n ‹çinden
205
S›ra Sizde 1
Klasik iktisatç›lara göre “her arz kendi talebini yarat›r”
fleklinde özetlenen Say Yasas› geçerli oldu¤u ve ekonomide her türlü fiyatlar tam esnek oldu¤u için, ekonomi sürekli tam istihdamdad›r. Bir di¤er deyiflle üretim hacmi sabit kabul edilmifltir. Klasik iktisatç›lara göre para, ekonomik faaliyetlerin üzerini örten bir tüldür,bir di¤er deyiflle
para nötrdür (yans›zd›r), sadece fiyatlar› etkiler. Buna göre, klasik iktisatç›lar, para arz›ndaki de¤iflikliklerin sadece
fiyatlar› etkiledi¤ini ve ekonominin üretim cephesi üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmad›¤›n› söylemektedirler.
Bu durumda bu iktisatç›n›n yapt›¤› tespit yanl›flt›r.
S›ra Sizde 2
Keynes de¤er biriktirme amac›yla kullan›labilecek aktifleri iki kategoriye ay›rm›flt›r: para ve tahvil. Keynes’e göre
paran›n beklenen getirisi s›f›rken tahvillerin beklenen getirisinin iki bilefleni vard›r: faiz geliri ve beklenen sermaye
kazanc›.
Bilindi¤i gibi, bir finansal aktifin fiyat›yla faiz oranlar› aras›nda ters yönlü bir iliflki söz konusudur. Faiz oran› yükseldi¤inde tahvilin fiyat› düflmekte ya da faiz oran› düfltü-
”
206
Para Teorisi ve Politikas›
¤ü zaman tahvilin fiyat› artmaktad›r. Bu nedenle faiz oran›nda bir art›fl bekliyorsan›z, tahvil fiyat›n›n da düflmesini
bekliyorsunuz demektir. Bu da negatif bir sermaye kazanc› (yani sermaye kayb›) bekledi¤inize iflaret eder. E¤er faiz oran›ndaki art›fl›n oldukça yüksek düzeyde olaca¤›n›
düflünüyorsan›z, u¤rad›¤›n›z sermaye kayb› elde edece¤iniz faiz gelirini aflabilir ve dolay›s›yla tahvilden beklenen
getiri negatif olabilir. Böyle bir durumdaysa mevcut servetinizi para olarak tutmay› tercih edebilirsiniz. Çünkü; paradan beklenen s›f›r getiri tahvilden beklenen negatif getiriyi aflt›¤› için elde para tutmak daha ak›lc›d›r.
S›ra Sizde 3
Keynes’e göre para talebini belirleyen üç temel faktör söz
konusudur. Bu faktörler ve para talebi aras›ndaki iliflkinin
yönü flu flekilde özetlenebilir: Para talebi gelirin ve fiyatlar›n do¤ru yönlü, faiz oran›n›nsa ters yönlü bir fonksiyonudur. Faiz oran›n›n para talebini etkiledi¤i fleklindeki Keynesyen sonuç paran›n dolafl›m h›z›n›n da sabit olmad›¤›n›
ifade etmektedir. Örne¤in; faiz oranlar› artt›¤› zaman, elde
tutulan para miktar›ndaki azalma, dolafl›m h›z›n›n artmas›
anlam›na gelir. Benzer flekilde faiz oran›n›n düflmesi elde
tutulan para miktar›n›n artmas›yla sonuçlanaca¤› için paran›n dolafl›m h›z›nda bir düflüfl söz konusu olacakt›r. Bir
ekonomide, faiz oranlar› de¤iflme e¤ilimi gösterdi¤i sürece, paran›n dolafl›m h›z› da bundan etkilenecek ve sabit
kalmayacakt›r.
Monetarist iktisat yaklafl›m›n›n önde gelen isimlerinden
Milton Friedman’a göre, elde para tutman›n ard›nda yatan
faktörler, herhangi bir aktifin talebini etkileyen faktörlerle
ayn›d›r. Bu nedenle Friedman, bir aktife iliflkin talebi etkileyen faktörleri inceleyen portföy tercihi teorisini para talebine uygulamaktad›r. Portföy tercihi teorisine göre para
talebi, bireylerin mevcut servetlerinin ve paradan beklenen getiriye oranla di¤er aktiflerden beklenen getirinin bir
fonksiyonudur. Paran›n getirisi s›f›rdan farkl› oldu¤u sürece, çeflitli aktiflerden beklenen nispi getirinin sabit kalmas› nedeniyle para talebinde bir de¤iflim olmayacakt›r. Friedman faiz oranlar›ndaki de¤iflmelerin para talebi üzerinde çok küçük bir etkisinin olaca¤›n› öne sürmektedir. Faiz oranlar›n›n para talebi üzerinde ihmal edilebilecek düzeyde bir etkiye sahip olmas› nedeniyle para talebini belirleyen tek faktör, sürekli gelir denilen kavramd›r. Uzun
dönemde beklenen ortalama gelirin bugünkü de¤erini ifade eden sürekli gelir istikrarl› bir kavramd›r. Bu nedenle
para talebi de istikrarl›d›r. Para talebinin istikrarl› olmas›
ise paran›n dolafl›m h›z›n›n da istikrarl› oldu¤u, yani önceden tahmin edilebilir oldu¤u sonucuna ulafl›lmas›na yol
açar.
S›ra Sizde 4
a) Merkez bankas› aç›k piyasa al›mlar›nda bulunursa
piyasaya para enjekte eder. Buysa para arz›n›n artmas›na ve para arz› e¤risinin sa¤a kaymas›na yol açar.
Bu durumda denge faiz oran› düfler.
b) Gelir üzerinden al›nan vergilerde yap›lan bir indirim,
kiflilerin gelirlerinde bir art›fla yol açacakt›r. Buna göre
daha yüksek bir gelir düzeyi talep edilen para miktar›n› artt›racak ve para talebi fonksiyonu sa¤a
kayacakt›r ve sonuçta denge faiz oran› yükselecektir.
c) Fiyatlar genel düzeyinde meydana gelecek bir azal›fl,
belirli miktar bir parayla sat›n al›nabilecek mal ve hizmet miktar›n› artt›racak ve dolay›s›yla paran›n de¤eri
artm›fl olacakt›r. Bu durumda ekonomik birimler para
taleplerini bu fiyat düflüflüne ba¤l› olarak azaltacaklard›r. Böylece para talebi e¤risi sola kayacak ve denge faiz oran› düflecektir.
Baflvurulabilecek Kaynaklar
Keyder, Nur. (2002). Para Teori Politika Uygulama.
Ankara: s. 289-323.
Paras›z, ‹lker. (1999). Para Ekonomisi. Bursa: s.80-88;
130-143; 159-173.
Yararlan›lan Kaynaklar
Hadjimichalakis, M.G. - K.G. Hadjimichalakis. (1998).
Contemporary Money, Banking and Financial
Markets. Washington: Houghton Mifflin.
Hubbard, R.G. (2003). The Financial System and the
Economy. New York: Addison Wesley.
Kohn, M. (2003). Money, Banking and Financial
Markets. New York: Dreyden.
Mishkin, F.S. (2004). Money, Banking and Financial
Markets. New York: Addison Wesley.

Benzer belgeler