Politik Gerçekçilik - Fovea Oberaza

Transkript

Politik Gerçekçilik - Fovea Oberaza
S Bilişim Danışmanlık
Politik Gerçekçilik
Politik Gerçekçilik, Kuvvet Politikası, Karşılıklı Etkileşimler
|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Siyasi İstikrar İndeksi (Sİİ)
Referans No: 130365
Politik Gerçekçilik
Politik Gerçekçilik, Kuvvet Politikası,
Karşılıklı Etkileşimler
2|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
İçindekiler
Özet …… ............................................................................................................................................... 04
Giriş-Konumlandırma ........................................................................................................................... 04
Erdoğan’ın Politik İdealizmle Politik Gerçekçiliğini Birarada İşletmesi............................................... 07
Politik Gerçekçilikten Kuvvet Politikasına (Macht Politik) .................................................................. 11
Ak Parti-Erdoğan ve İçeride-Dışarıda Kuvvet Politikası ....................................................................... 12
Kuvvet Politikası ve Dönüşümler .......................................................................................................... 16
Kuvvet Politikasının Dönüştüremedikleri ............................................................................................. 20
Kuvvet Politikasının Yapısallaşması ..................................................................................................... 25
Kuvvet Politikasından Çıkışta İlk Onarımlar ......................................................................................... 27
Ek Bahis: Başbakan’ın (Erdoğan) Karar Üretim ve Mutabakat Geliştirmede Akıl Yürütme Tarzı ...... 32
3|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Politik Gerçekçilik, Kuvvet Politikası,
Karşılıklı Etkileşimler
Özet: Will Democracy, Kill Democracy başlıklı ara raporlamamızda
tezimiz şuydu; “… Demokrasi çıtasını gereksiz ölçüde yükseğe koyup
erişemediğinizde, maruz kalınacaklar baştan bellidir. Demokrasi
sadece yüksek siyasi ideallerin erişilebilir olma gereğini ikazla
yetinmez.
Demokrasi
ayrıca,
sıkıca
belirlenmiş
egemenlik
prensiplerinin, yüksek yönetimin, sevk ve idare türlü biçimlerinin de
mütevazı ölçülerde tayinini dikte eder…”
Bu çalışmada önceki tezimizi sürdürecek, politik gerçekçiliğin devrede
tutulma gereklerini kabullenecek, buna rağmen, politik gerçekçilikte
işletme düzgün mimarisini irdeleyeceğiz. Önceki dönem (2003-2015)
politik gerçekçilik uygulamasının işletilişini sergileyecek, yol açtığı
tahribatı hatırlatacak, politik gerçekçiliğin uygun ve karşılıklı bileşimini
netleştireceğiz.
Giriş-Konumlandırma
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politik aklını merkeze alacak, onun
etrafında, siyasi sistemdeki politik akıl bazı etkileşimlerini ve tarz hale
gelişleri konsolide edeceğiz. Askerî, diplomatik, maliyeci, sair
bürokratik aklı gözardı edeceğiz. Hep öne çıkartılan devlet aklını yahut
başka ifade biçimlerinde devlet hafızasına yerleşip etkinleşeni devre
dışı kabul edeceğiz. Erdoğan’ın politik aklı bahsini iki fasılda
işleyeceğiz.
Daha
önce
“Hükümet
Kurulum
ve
İşleyiş”
ara
raporlamalarımızda, “Başbakan” Erdoğan’ın siyasi akıl yürütme
tarzlarını irdelemiştik. Burada tekrarlanmayacak, aşağıda ek fasılda
aynen naklettik. Aynen nakledilenler, ilgili dönem gelişmelerinin
ürünüdür. Elinizdeki çalışmada asıl hedeflenen, Erdoğan’ın “yönetime
dair” olandan çok politik aklını, temel bileşimini ve varsa değişimini
4|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
sergilemektir. Günlük sevk ve idareye, yönetime, egemenliğe dair olan
siyasi kararlaştırmalar, biri birine geçişli olup tümünü politik akıl
altında işleyeceğiz.
Politik akıl yürütme, birey ya da grupların sıradan akıl
yürütmesinden farklı, nitelikli, kabullenilmesi güçlük barındıran
kalıptandır. Alelade akıl yürütme, hayatta karşılaşılan değişik
problemler karşısında nasıl çözümleneceklerine dair zihnî aşamasıralamaları ifade eder. Akıl yürütmenin aşamalarını tüketmeden
üretilen kararlar, makuliyet ya da akılcılık bakımından daha risklidir.
Birey ya da gruplar, kendi iyi hayat anlayışlarına göre ürettikleri
kararlarla hayatını sürdürür. Politik evrende hem şahsi politik
kapasitenin geliştirilmesi hem de başkalarının yararı için kararlar
üretilir. Bireysel kararlarda hata yapılırsa bunu devretmek-yaymaktransfer etmek-sigortalamak-türlü yolla elimine etmek mümkündür.
Politik kararların sorumluluğunu bu tür yer değiştirtmek, zordur.
Bireysel kararlar kendinin adaletini ve yararını, akılcılığını,
politik kararlar herkesin adalet ve yararını, akılcılığını ilgilendiren ve
barındırması gereken kararlardır. İktidar halindeyse, üretilen kararların
sorumluluğu en yüksektir. Politik kararların herkesin adaletini-iyisiniakılcılığını barındırma gerekleri, herkesin iyisine dair anlayışın
tekleştirilmesinin reddini gerektirir. Bu yüzden, politik kararların
üretimi sıkı biçimde denetlenir, alenileştirilir, müzakerelere dayalı hale
getirilip rafine edilir.
Çalışma bakımından kritik detay ileride önümüze çıkacaktır:
Politik kararların sorumluluğunda aritmetik hatırlatılmalıdır; politik
kararların üretimine katılanların sayısı arttıkça, karar sorumluluğu
da artar. Ne zamanki herhangi politik kararı üretmek zorunlu hale
getirilmiş ve bunun kararlaştırılması kollejyal mekanizmalardan
arındırılıp tekleştirilmiştir, o politik kararın sorumluluğu kaldırılır.
5|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Devlet başkanlarının tek başına ürettikleri çoğu zorunlu nihai
kararlaştırmaların sorumluluğunun kaldırılması bundandır.
Politik idealizmini politik gerçekçiliği içinde ikili-kısmi yapıda
işletenlerin,
politik
gerçekçilikten
kaynaklanan
sorumluluklarını
transfer niyetli olanlarının nihai politik hedeflemesi, sorumsuz politik
karar makamında mevzilenmektir.
Politik akıl, eğer, devlet aklının türeviyse, sadece bürokratik
etkinlik devlet aklı altında politik kararlar üretmekteyse bu, pür politik
sürece dayalı olmadığından, politik akıl olarak kabul edilemez.
Yürürlükte olan politik akıl, eğer, İslamcı yahut diğer herhangi
ideolojinin beslediği hatta belirlediği politik idealizmden ve politik
gerçekçilikten dolayı ikili hale gelmişse, işte bu halde gerçek ve
gerektiğinde çatışmacı politik süreçler söz konusu demektir.
Bu yönüyle Erdoğan, gerçek politik süreçlerin önemli kilometre
taşıdır. Erdoğan devleti yeniden kurmamış, yeniden formatlamamış, pür
politik aklı devreye almıştır. Erdoğan, bu yönüyle, gerçek politikacıdır.
Hedefi, devlet adamı olmak olmayan ancak öyle görünmeyi çok
benimseyen politikacıdır.
Politik lider Erdoğan, Allah, Kur’an, insan, değer, kutsal, şiir, ilh.,
tümünü kitle-lider etkileşiminde ya da kamuoyu önünde sıklıkla ifade
ederek politika yürütebilirdi. Erdoğan devleti yönetirken saymakla
bitmeyecek resmî etkileşiminde “bunların” hiçbirine yaslanamazdı.
Kitle ve kamuoyu önünde lider manevi Erdoğan, devlet yönetirken
maddi Başbakan’dı.
İktidar elde etmek için politik destek üretimiyle devleti yönetmek
için karar üretiminin dinamikleri biri birini destekleyici ve besleyici
ancak biri birinden ayrıdır. Devletin liderce, liderin devletçe vasıta
kılınmışlıkları politikanın doğal halidir.
6|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Erdoğan, ürettiği politik güçlü destekle birlikte politik karar
üretiminde devlet aklını devre dışı bırakmış, onu, dikte edici olmaktan
uzaklaştırıp ihtimal haline dönüştürmüştür. Erdoğan’ın devlet aklını
devre dışı bırakmasını, onun devleti bütünüyle ele geçirmesi görmemek
gerekir. Devlet, devlet aklının çok öte ve üstünde büyüklük ve
gerçekliktir.
Erdoğan’ın Politik İdealizmle Politik Gerçekçiliğini Birarada
İşletmesi
Politik ideoloji olarak Erdoğan İslamcıdır. İslamcı Erdoğan’ın
politik ideolojisi, bütünüyle hayata geçirilemeyecek yapıdadır. Erdoğan,
iktidarını ne kadar büyütürse büyütsün, ne kadar tekleştirirse
tekleştirsin, devleti aşamayacağının kesin bilincindedir. TC devleti,
Erdoğan için, aşılamazdır. Erdoğan bunu, politik yaşamının en başında
kabullenmiştir. Şeklen ve stratejik olarak devletin aşılamaz oluşunu
kabul, Erdoğan’ın politik kariyerinin hareket eşiğidir.
Erdoğan, politik idealizminin bütünlüğünü muhafaza gereğinin
farkında olsa da idealizmini, kısmi ve ikili halde işletmek, hayata böyle
geçirmek zorundadır. Erdoğan’ın kalbi yüksekte, aklı yeryüzünde; ikisi
arasında mesafe sıfırlanamaz, tutarsızlık, katlanılması zorunlu ve fakat
pratikte esneklik temin eden kalıptadır. Erdoğan’ın 2003 iktidara geçiş
şartları politik akıl zemininde budur.
Erdoğan’ın politik ideolojisi ve pratik hareket eşiklerini
tanımlarken uyarlama-revize etme problemleri, merkeze alınmalıdır.
İslam bir bütün halinde TC üstünden tam devreye alınamayacağına göre
devleti yönetirken İslam, belli kısmı-yönüyle ancak etkin kılınabilirdi.
Bu yüzden TC devleti ve Türk demokrasisi, bütünüyle askıya alınıp
ortadan
kaldırılması
gereken
araçlar
değil,
uyarlama-uzlaşma
gereklerini yerine getiren araçlardı.
7|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Neticeten yerine getirme ve araç olma hali sabit, böyle
yaklaşımın, Kant ahlakı ve modern demokrasiyi dışladığı açıktır.
Erdoğan’ın politik ajandası budur. Erdoğan ve içinden çıktığı politik
klik, büyük-teorik temeller ve hacimli politik hedeflemeler peşinde,
bunun fikrî ve network alt yapısına sahip değildi. Erdoğan ve içinden
çıktığı politik kliğin büyük potansiyelleri bulunan networklarla bağı,
kastedilen Nakşiliktir, düşük ve kesintilidir.
Bu yüzden, Sİİ kapsamında Erdoğan’ı laiklik karşıtı aktör olarak
değil, kötü politik gerçekçilik mengenesinde uyum adına tavizkâr
İslamcının, devletin laiklik anlayışını farklı yorumlaması olarak set
ettik. Erdoğan, bizatihi ve bilinçli kısıtlı siyasi aktördü. Erdoğan
ideolojik devleti bir başka ideolojiyle yeniden tanımlayıcı değil, onu,
politik akılla hatta akıllarla uzlaştırıcı-uyarlamacıydı. Erdoğan için
2003’ten 2015’e somut devlet ve sivil toplum, İslam’ı eğreti biçimde
taşıyan karmaşık işleyişteydi. Bu karmaşık işleyişin iktidar ilişkileri
bakımından görünümü, tam çözümü ve hükmedilmesi mümkün
olmayandı. Erdoğan mümkün olmayanı kolaydan zora sıralamasıyla
kısmen çözmeye gayret etmiştir.
Erdoğan’ın iktidar elde etmek için politik gerçekçi aklı, tepkime
ve kendini sürekli yeniden üretme şeklinde, akış halindedir. Erdoğan’ın
yakın çevresi bunu, geceye dek derin biçimde sarsılmış, yıkılma
sınırındayken sabahleyin canlı-enerjik dönüşüyle karşımızda yer alırdı
şeklinde ifade etmektedir. Sabite halinde bir politik evren, bu sabitede
her daim geçerli kalıplar, Erdoğan için söz konusu değildir.
Sabit değerler karşısında dinamik politik evren, Erdoğan’ın ve
Davutoğlu’nun ısrarla kullandığı retorik olmakla birlikte Ak Parti ve
liderliğinin değerler seti, kolâjdır. Politik evren değişken, bu
değişkenlikte gecikmeli biçimde teşkil ettirilen tepkimelerle hareket
etmek esastır. İlk hareket daima karşıdan beklenmelidir. Hareket
arttıkça muhatap olunan aktörün vasıfları belirginleştirilebilirdir.
8|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Muhatap olunan aktörün tarihi-geçmişi, ilk evrede değersizdir.
Erdoğan’a karşı hareketlilik, aktörün geçmişini değerlendirmede kıstas
haline getirilir. Bu hareket tarzına göre Erdoğan için hiçbir aktör,
baştan-peşinen dost ya da düşman değildir. Erdoğan için politik evrende
her bir aktör, yeri-zamanı gelince duruma göre temas edilip ittifaka
girilebilecek potansiyeldedir. Siyasi sitem/devletin önceden dost ya da
düşman tanımlamaları, Erdoğan için geçersizdir.
Değişik her yön ve zeminde muhatap olunan her bir aktörün
networkunu bilmek, test etmek, olumlu ya da olumsuz potansiyelini
kestirmek, ön şarttır. Erdoğan, muhatap olduğu her bir aktörü katiyen
tek başına değil, etrafıyla birlikte değerlendirmektedir. Etrafı, o aktörün
yükü ya da gücü kabul edilmektedir. Erdoğan için politik evren, somut
testlerle bizzat kendisinin yeniden kurup işlettiği tanışıklıklar serisidir.
Erdoğan’ın iktidarını sürdürmek için politik gerçekçi aklı, bu
aklın
resmî
devlet
düzeniyle
etkileşimi,
2012’den
itibaren
farklılaşmıştır. 2003’te İktidarı elde etme şartları politik akıl zemininde
Erdoğan’ın politik idealizmini sınırlarken, 2012’den itibaren öne çıkan
politik akıl, Erdoğan’ın idealizmini tekrar devreye almıştır.
Erdoğan’ın
politik idealizmi-İslamcılık,
bütünüyle devreye
alınamayacağı TC aşılamayacağı için Erdoğan, politik idealizmini
resmî devlet düzeni dışında, şahsi networku içinde etkinleştirmek
zorunda kalmıştır. Erdoğan’ın resmî devlet düzeninde kısmi, şahsî
networkları içinde belirgin rakibi Gülen cemaatiydi. Erdoğan resmî
devlet düzeninde ve networkunda Gülen cemaatini ortadan kaldırmaya
yöneldi.
Erdoğan için Gülen cemaati, politik idealizmini devreye alacağı
zeminin
tıkayıcısıydı.
Şahsi
networkunda
uzlaşabileceği-
ortaklaşabileceği işleyişte olmayan topluluktu. Devlet, zaten, tam olarak
ele geçirilemeyecek hacim ve kuvvette yapıdandı. Devlet ancak,
dışarıda
güçlü-kalıcı
networklarla
kısmen
yönlendirilebilecek
9|S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
mekanizmadandı. Bunu, İslamcı yapılanmaların, iyi niyetli ya da değil,
TC
devletinin
rıza
üretim
gücü
karşısında
tarihî-kalıcı
kırılmaları/yenilgileri olarak görmek yanıltıcı olmaz. Gülen cemaati
Erdoğan için, devlet dışında konuşlandırılması gereken mekanizmanın
tasfiye edilmesi gereken rakip yöneticisiydi.
Erdoğan politik idealizmini, İslamcılığın hayata geçirilmesini
resmî devlet düzeninde gerçekleştiremeyecekti ancak politik yaşamını
hasılatsız sonlandıramazdı. İktidar üretmek/ele geçirmek/korumak için
Ak Parti dışında maddi-manevi güçlü sivil yapılanmanın devlet
imkânlarıyla tesis edilmesi gerekmekteydi. Bu yapının iktisadî
devamlılığı, bürokratik ürün/hizmet arz etmesi ve bunun gelirlerinden
yararlanması, finans-banka sisteminde kalıcı mevziler edinmesi, özel
kesim ve kamuda, üretim-hizmetler sektöründe kalıcı ve sağlam
anlaşmalarla sahipliği tesis edilmeliydi.
Devlet dışında konuşlanarak devleti yönlendirecek mekanizmaya
iktidar bazı imkânlarının acil ve hacimli biçimde transfer edilmeleri
gerekmekteydi. Yurt dışında Yunus Emre okulları yurt içinde
TÜRGEV, ilk çekişme konusuydu. Müteahhitlik sektörünün imar
rantları dışında kalıcı kamu hizmet üretim-hâsılat paylaşım sözleşmeleri
genişletildi/berkitildi. Bunun için kamu banka imkânlarına adeta
saldırıldı.
Yetmedi; Erdoğan, devlet resmî düzeni dışında teşkil ettirdiği
network mensuplarıyla tüm etrafının kendisine şahsen biat etmesini
istedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığını nispî korunaklı mevzii, politik
idealizmini gerçekleştirme yeri olarak gördü. “Beştepe”; özgüven ve
mütevazılığın değil hacim ve sürekli-güçlü eklemlenme şeklinde politik
endişelerin ürünüdür. Politik idealizmin iktisaden işletileceği yer ise
resmî devlet düzeni dışında, gölge kamu içindeydi.
10 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Politik Gerçekçilikten Kuvvet Politikasına (Macht Politik)
N. Makyavelli, politikanın idealist yönünü arkaya itip gerçekçiliği
öne çıkarttığı için kınanır. Makyavelist olmak, yeri gelir tahkir için
kullanılır. L. Strauss Makyavel’i, politikanın çıtasını aşağı indirdiği için
ebedi düşkün olarak görür.
Politik gerçekçilik, politik idealizme nazaran yürütülmesi daha
fazla zorluk barındıran politik tarzdandır. İçinde asgari ölçüde idealizm
barındırmayan herhangi politik tarz ve buna dayalı aksiyon serisi, er ya
da geç tıkanır. İdealizm politikayı aşırı hale gelebilen birçok eğilimden
sakınır ve daha rafine hale getirir.
Türkiye, Ak Parti-Erdoğan cihetinden, politik gerçekçiliğin
zirvesine taşınmıştır. Yukarıda nakledildiği üzere zaten ikili-kısmi
yapıda olan Erdoğan politik idealizmi, resmî devlet düzenine
taşınamazdı. Resmî devlet düzenine taşınamayacak Erdoğan politik
idealizminin yerleştirilmesi-mekân sahibi kılınması, Erdoğan’ın şahsi
networkunda test edildi.
Erdoğan’ın politik idealizminin konumlandırılması, hızlı ve
kontrolsüz yürütüldü. Erdoğan, resmî devlet düzeni dışında teşkil
ettireceği yapıya zerk ettireceği politik idealizmini; tek taraflı ya da dar
kapsamlı çevre üstünden, kirli, maddiyatçı, kibirli, İslam idealleri
bakımından son derece düşük profil yürüttü. Devlet imkânlarının
Erdoğan networkuna transferi hızlı ve aşırı kirliydi.
Öyle
ki;
resmî
devlet
düzeninde
iktidar
üretmek
için
kullanılmayan yöntemler, hukukun ve yargının komple askıya
alınmaları, askerleri hapse atmaya ideolojik nedenden direnen
hâkimlere zamanında uygulanmayanlar, bu kez, devreye alınmıştır.
Erdoğan, politik idealizmini tahakkuk ettirmek için, devlet iktidarını
elde etmek için göze alamadıklarını, bu kez, resmî devlet düzeni dışında
şahsi networkunu tesis için tereddütsüz almıştır.
11 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Buna, ağır baskılanmış öz benliğin, son derece güçlü görünümde
inşa edilmiş görünen politik kimlikten taşması olarak bakmak
mümkündür. Buna, Erdoğan’ın, öyle ya da böyle, politik idealizmin
etkinleşme yerinin resmî devlet düzeni dışında tesisinin şart olduğuna
inanmak isteyenler var, talepleri karşılanmalı demiş şeklinde de
bakılabilir. Erdoğan’ın en yakınındakilerin liderine bakışı yıkılmış,
çözülme başlamış, karizmanın politik ideali değil bizzat kendisi için
şahsileşmesi deşifre edilmiştir. Dava gitmiş benlik gelmiştir.
Bir kısmı istemsiz, daha önemlisi kontrolsüz gelmiştir. Erdoğan,
U. Işılak’ın “dombra” ve “milletin adamı R.T. Erdoğan” şarkılarında
fazla bir benli oldu demiştir. Son şarkı, Ak Parti tüm etkinliklerinde
Erdoğan ismine nakşedilen dombra ve diğer müziklerin önüne geçmiş,
ısrarla çalınmakta daha önemlisi talep edilmekte, başlıca nakaratı
sadece Erdoğan, belirtilmelidir.
Erdoğan’ın resmî devlet düzeni dışında tesise giriştiği network
için önce dinî dâhil etik-geleneksel idealler süratle terk edilmiş, politik
gerçekçilik yalın biçimde uygulanmış, yetmemiş, kuvvet politikasına
müracaat edilmiştir. Dikkat edilsin; en çetin politik mücadelelerde
devreye alınmamış kuvvetli olan haklıdır mottosu, bu kez, fetva
dayanaklı biçimde devrededir. Zamanında en sert politik çekişmede,
askerle-medya
sahipleriyle-gazetecilerle
mücadelelerde
devreye
alınmayan uydurma/zorlama fetvalar, İslamcılıkla birlikte bu kez
devrededir. Din ve onun ılımlı halinin demokratikleştirici ve idealleri
etkinleştirici
potansiyelleri,
maalesef,
frenlemede
dahi
üretken
olamamıştır.
Ak Parti-Erdoğan ve İçeride-Dışarıda Kuvvet Politikası
2013’ten İtibaren Ak Parti ve liderliğince iç ve dış politikada yer
ve zamana göre devreye alınan kuvvet politikasıdır. Gezi Parkı’yla
başlayan seri, 17-25.Aralık’ta zirve yapmıştır. İçeride hukuk askıya
alınmış, yargı devre dışı bırakılmış, hâkim-savcı direnirse hapse
12 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
atılmıştır. Erdoğan, iktidar üretmek ve sürdürmek için askerden
bürokrasiye, medya ve iş dünyasından finansal sisteme dek her yönde
agresifleşmiştir.
Banka sahipleri altı-yedi yıldır temettü alamamış, yüksek toplam
kredi ivmesini ve iktidar kirli-işlevsiz iktisadî networklarının büyüyen
kredilerini zecren sürdürmüşlerdir. Finans kesimi özerk ekonomik
birimlerle birarada faiz-kur fiyatlamasında iktidar kalibrasyonlarına
2015 hariç tam uyum göstermiştir. Gezi Parkı (Haziran.2013) ve
17-
25.Aralık’ta (devamen Ocak.2014’te) bankacılık sistemi ve küresel
finans, Erdoğan’ı muazzam destekleyiciydi.
Erdoğan’ca dışarıda küresel güçlerle muhatap olunduğunda oynak
yapıda ortaklığa, Suriye-Esad, Libya hatta Mısır’da Hükümet güçleri
karşısında operatif devlet moduna tereddütsüz kayılmıştır. Erdoğan,
kendisine baskı uyguladığında Obama-Merkel’e rest çekmiş, ülkenin
uzun sürede güçlükle belirlenmiş dış politik dümenini kırabilmiştir.
Erdoğan, içeride-dışarıda kuvvet politikasına yönelirken güçlü
politik ortaklığını, içeride ve dışarıda destekleyicisi yüksek politik
aklını da yitirmekteydi. Esasen, doğru-haklı-yerinde ya da değil, Ak
Parti ve liderliğinin politik harcında politik idealizmi, ideallerle daha
yakın/uyumlaştırıcı politik aklı temin eden, Gülen cemaatiydi.
Erdoğan’ın politik idealizmini resmî devlet düzenine son derece
mütevazı ölçülerde taşımamasında, politik idealizmi “repo” şeklinde
depo etmesinde Gülen cemaati, ideal formasyondu. Bu şekilde
Erdoğan-Gülen, belli aşamaya dek, politik İslamcılığı, söylemin ve
resmî politik süreçlerin içinde/dışında rahatça dolaştırmıştır.
Tespite dair yerindelik ve ölçü için kredi talep edilir. Erdoğan’ın
politik idealizmini tahakkuk ettireceğim görüntüsü altında karizmasını
politik ideali değil bizzat kendisi için şahsileştirmesine, Gülen
13 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
cemaatinin; uyanık, gecikmesiz, sert tepkimesinin dinamiğine kısaca
temas edilmelidir.
Resmî devlet düzeni içinde askerî ve sivil bürokratik vesayetle
mücadele eden Gülen cemaati, sivil toplum ve sivil İslam’ın temsilcisi
gördükleri Erdoğan’ı, araç olarak değil, hasbi değerlendirmişlerdi.
Gülen cemaati devletin istihbarat-dinleme teknik kapasitesine sahipti.
Erdoğan’ın şahsi network teşkil ve bunun resmî devlet düzeninden
kopardıklarını gördüklerinde, gölge kamunun güçlü-kalıcı hasarını
kestirdiklerinde, tereddüt etmeden üstüne gitmişlerdir.
Erdoğan’ın güçlük halinde durumunu vasıta kılmak, Gülen
cemaati için çok daha uygun olabilirdi! Paylaşıma girmek, ortaklığa
gitmek, son derece kolaydı! Erdoğan ve etrafındakilerinin humus
olarak gördüğü paylaşım düzenine iştirak edilmedi. Erdoğan’ın üstüne
gitmekte tereddüt edilmemiştir; zira Gülen cemaatinin politik idealizmi
devlete bakış açılarıyla tam uyumlu, onun bir ve aynı haliydi.
Tereddüt edilseydi cemaat içinde kirliliğe meyledenlerin etkinlik
kazanması söz konusu olur muydu? Erdoğan’ın kirliliğine dur demek,
cemaati kirlilik bakımından frenlediği gibi politik süreçlerin daha fazla
iştirakçisi olmaktan sakınma gereklerini de ortaya çıkartmıştır. İma
edilen, cemaat için sağlıksız ve fakat güçlü politik gerçekçilikten
sakınım yolu, hiç bulaşmamaktı. Aynı durumda kalan CHP-MHP için
farklılıklar aşağıdadır.
Gülen cemaati için devlet ve sivil toplum, İslam’ın eğreti taşındığı
hatta barındırıldığı (tahkir edici manada) formasyon değil, iyi-yetersizkötünün birarada olduğu Türk-İslam (tarihi) ve yaşayan halk şeklinde
somut özneleşmedendi. Gülen cemaati için devlet tümüyle ele
geçirilemeyecek kadar büyük ancak tümü ve her yönüyle eşanlı
korunacak değerdendi. Hatalı ise MİT TIR’ları durdurulmalı, çözüm
sürecini riske ederek sahada bela olacaksa PKK/KCK sınırlanmalıydı,
ilh..
14 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Erdoğan politik idealizminde ikili-kısmi yapıda, tutarsızlaşabilen
uzlaşma-uyarlamacılık, Gülen cemaati için tek-bütüncül, tavizsiz
değerler düzenindendi. Öyle ki; Gülen cemaati, tek bir politikacıyı
tutuklatmadan, en önemlisi, idarî izin düzenini ihlal etmeden ve tek bir
memuru yargılatmadan, özel hukuk gerektiren politikacı ofisi-eviarabasına en sağlam deliller için dahi girmeksizin 17-25.Aralık’ı
yürüttü. Kirli olduğunu tespit ettikleri politikacıları Parlamentoya
tezkere ettiler! Sadece bunu yaptılar. “Ergenekon” ve “Balyoz”’ da hak
yolun batıl usulle elde edilemeyeceği öğrenilmişti ki bu öğrenme,
devlet gerçekliğinin zeminidir.
Bu yönüyle Gülen cemaati, devlet düzeni ve olağan siyasi
dizgeye, parlamenter rejime, milli iradeye katiyen hanet etmedi. Gülen
cemaatinin İslamcı olarak politik idealizminin politik gerçekçilikle
mesafesi, Erdoğan’ın aksine sıfırdır. Gülen cemaati için devlete sahip
çıkmak, eşit ve eşanlı olarak sivil topluma, ahlaka, hukuka sahip
çıkmaktı. Yükseklere konulan değer çıtaları politik gerçekliği kırar,
öyle de olmuştur:
Devlete sahip çıkmak için resmî devlet düzeninde emniyet-savcıhâkimlik etkinliği şart ancak yeterli değildir. Politik akıl gerçekçi
olacaksa devletin ve iktidarın iktisadî-finansal etkileşimini, ülkenin dış
politik ve küresel finansal etkileşimini, bunların yüksek ederini
gözetmeliydi. 17-25.Aralık’ta bankacılık sisteminin toplam batığının
(28,5 milyar TL) üstünde tedbir kararı (31,5 milyar TL) isteyen
savcılık, bunun uzağındadır. Gülen cemaati, politik idealizmine hizmet
eden politik gerçekçiliği devletin savcı-emniyet düzenine indirgeyecek
kadar vizyonsuzdu. Gülen cemaatini sarsan, pratikte başarısız gösteren,
idealizmleri
ya
da
kötü
politik
gerçekçilikleriydi.
Tercih
okuyucunundur.
Konsolide edildiğine karşımıza çıkan, çalışmada tekrar tekrar
karşımıza çıkan, kötü yürütülen politik gerçekçiliktir. Gülen cemaati
kuvvet politikasının sınırında, kötü politik gerçekçiliğin yakın
15 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
merkezindeydi; bankacılığı hafife almış ve fakat onların gölge kamu
“ayırt etme” dehşetinin tetiklenmesini sağlamıştı. Malum; kapitalist
sistemin tahammül edemeyeceği, bankacılıktan eksiltmekti!
Erdoğan
ve
iktidarını
objektivite-işlevsellikle
sınırlamakta,
işletmesinde,
politik
kuvvet
gerçekçiliğini
politikasına
yönelmemesinde Anayasal-kurumsal mimarinin yetersizliği ortadadır.
Seçim barajı, siyasi parti kapatma rejimi, Yüksek Yargı, ceza
yargılamaları, askerden diplomasiye maliyeden eğitime hatta dindar
aktörlüğü sınırlamada diyanete, bürokrasi bütünü kuvvet politikasını
sınırlayamamıştır. Anayasa girişindeki öykünmeci (preamble) yapı,
millet-tarih ki içinde gelenek ve dinî kalıpları da barındırır, kuvvet
politikasını sınırlayamamıştır. Sivil toplum, sendikalar, ekonomi,
banka-finans, muazzam baskısına rağmen Obama-Merkel, kuvvet
politikasını sınırlayamamıştır.
Kuvvet Politikası ve Dönüşümler
Kuvvet politikasına yönelen Erdoğan, parti ve seçmen tabanını da
dönüştürmüştür. Ak Parti, Ankara ve taşrada ayrı işletilen ekonomik
network haline gelmiş, 2015 genel seçimlerinde parti toplam aktivite
büyük yüzdesi, para ile çalıştırılan profesyonellerce yürütülmüştür.
Ak Parti ve tabanının Davutoğlu’nun koalisyon görüşmelerinden
beklentisi belli değildir; sürdürme, zaman kazandırma, eğme-bükme,
samimi uzlaşmacılık, kuvvet politikasını terk, bunlar halen net değildir.
Sadece, politik düzeltmeye açıklık kazanılmıştır. Ekonomik kriz ya da
siyasi şiddet halinde parti ve tabanın hangi politik düzlemde
konuşlanacağı, belli değildir. Ak Partide lider-kitle etkileşimi bu derece
güçlü, göze alabildikleri bu derece sınırsızken, politik aksiyonların
izleme-değerlendirme modaliteleri, adil hüküm bir yana ihtiyatlı teşkil
ettirilmelidir.
16 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Erdoğan’ın kirli ve işlevsiz iktisadi networklarının büyüklüğü,
kamu ile iç içe geçişli halde işletilişi, makroekonomik büyüklüklerde de
öne çıkmış haldedir. Erdoğan ve kirli-işlevsiz iktisadî networklarının
sadece kamucu kaynakları kendine aktaran konar-göçer yapıda
olmadıkları, ekonominin politik etkileşimini yapısal ölçüde tahrip
ettikleri gözetilmelidir. Bu sahada onarımı süratli-topluca yürütmek
mümkün görünmemektedir.
Erdoğan ve kirli-işlevsiz iktisadî networklarının özerk ekonomik
birimleri işlevsizleştirdikleri (MB, BDDK, SPK, EPDK, sair), kamu
hizmet üretimini blokaja tabi tuttukları (elektrik dağıtımı tarım
sübvansiyonlarının transferine bağlı, hastane ücretleri kamu-özel ortaklık
finansman maliyetine bağlı, ilh), kamu bankacılığı yanında özel dâhil tüm
bankacılık sistemini tahrip edip ülkenin küresel finansal etkileşimini
bozdukları
hatırlatılmalıdır.
Köylü
dahi
dönüşmüş,
Yeni
Köy
çalışmamızda kırsalda kayıt ve etik dışı üretime yönelimle vahim
durum nakledilmiştir.
2008’de AYM, Ak Parti kapatma davasında suçlu ama
kapatılmamalı derken dindar kitleleri sokağa çağırmama-mobilize
etmeme kriterine başvurmuştu. 2013’ten İtibaren Ak Parti ve liderliği,
kitleleri defalarca mobilize etmiş, %50’yi evde zor tutuyorum demiştir.
Ak Gençlik ve türlü adlarla şubeleşmeler ortadadır. Polisin barışçıl
gösterici gençleri öldürdüğü, düzgün yargılanmadıkları, Erdoğan’ın
bunun arkasında durduğu açıktır.
İma edilen, siyasi gerçekçilik adına göze alınabilecekleri /
potansiyelleri sergilemek değildir. Doğrudan kastedilen, AYM 2008
kararının boşa düştüğüdür.
Ak Parti tabanı sadece siyasi saiktan çağrı geldiğinde pazu
gösteren naif kitleden değildir. Ak Parti tabanında konsolide işleyişte
siyasi
bilinç
yarılmışlığı,
MİT-Öcalan
çözüm
sürecinde
barış
hedeflemeli görünümde bürokratik sahteciliğin farkındalığı, önceki
17 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
raporlamalarda
grafiklerle nakledilmişti.
Ak Parti
tabanı
öyle
olmadığını bildikleri halde çözüm sürecinin sahici olarak sunumuna
iştirak etmiştir.
İkna yahut kandırmadan değil, sosyal yardım devletinden
yararlanmaktan değil, yalana bilinçli iştirakten söz etmekteyiz. Halen
yaşanan, parti tabanında siyasi bilinç yarılmışlığının geri dönüp parti
üst yönetimini vurmasıdır. 17-25.Aralık’ta kirlilik-yolsuzluğun Ak Parti
tabanında reddine, paralel ve darbe söylemlerine safça inan olarak
bakılmamalıdır.
17-25.Aralık’ta açık-maddi delillere, yeterli bilgilendirmeye
sırtını dönme halini lidere bağlılık-milli iradeye sadakat görmek, aksak
düşüncedendir. Karşımızda apaçık duran lider-kitle etkileşimli ve
hacimli biçimde işletilen kuvvet politikasına, kalabalıkların karşılıklı
konumlanmasından
korkma
görüntüsü
altında
göz
yummaktır.
Erdoğan’ın 07.Haziran seçimleri öncesi Ak Parti için oy kaybettirdiğini
bile
bile
kitlelerle
miting
yapmasını,
güncel
okumak,
zayıf
düşüncedendir. ABD-Kongre, bu zayıf düşünceye karşı durmakta
ısrarcıdır. Bu mitinglerin ileri dönüklüğü, fondadır.
Parti üst yönetim bir kısmı yaklaşık yüzde yirmi oy yitiminin
çözüm
sürecinden
kaynaklandığını,
diğer
kısmı
sürecin
tamamlanmaması nedeniyle böyle olduğunu söylemektedir. Faslın
siyasi ederi, ileri dönük, HDP ya da MHP ile koalisyon çatılmasının
partiyi bölme riskidir. Çözüm süreci oy kaybettirdiyse MHP ile, aksi
cari ise HDP ile koalisyona açıklık kazandırılmak hedeflendiğinden,
partinin konuşlanacağı politik zemin, çekişme konusudur.
Erdoğan,
parti
teşkilatlarını
ve
tabanını
dönüştürür,
makroekonomik ortamı ve en kritik bileşenlerini (özerk ekonomik
birimler, bankacılık, küresel finansal etkileşim) bozar ve onu salt ekopolitik saiktan işlevsizleştirir, dış politik konsolide etkileşimi hasmane
18 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
hale getirirken, beklenmedik biçimde, muhalefet partilerini de
dönüştürme sınırındadır. Halen bu süreci test etmekteyiz.
Son dönemlerde Erdoğan’ın makamı Cumhurbaşkanlığı’nın
kapasitelerini kullanarak politik kararlarının sorumluluğunu devretmeyayma-gayreti barizdir. Cumhurbaşkanlığı karar mimarisi sorumsuzluk
esaslı olup, zamanında Gülen cemaatinin üstlendiği politik idealizm,
artık gereksizleşmiştir. Erdoğan için şimdi elzem olan, politik
gerçekçiliğinin sorumluluğunu transfer etmektir ki, CumhurbaşkanlığıHükümet etkileşimi bunun için biçilmiş kaftandır. Hükümette koalisyon
halinde bu transfer, daha da kolaylaşacaktır.
Erdoğan’ın ikili-kısmi politik idealizmi, dönmüş, politik
gerçekçiliğini de yarmıştır. Erdoğan’ın siyasi bilincinin tutarsız
hale gelmesinin ardında yatan, yarık politik gerçekçiliğidir.
Erdoğan’ın kuvvet politikasına gösterilen dirençlerin formları
farklıdır; Suriye’de S. Şah Türbe nakli, Erdoğan’ın IŞİD saldırısını
vesile ederek Suriye’ye müdahale seçeneğini ciddi sınırlamıştır.
Kullanılan “değer”, türbeye saygıdır. Erdoğan’ın Türk akımı için
Rusya-Putin’e verdiği kanunlaşma sözü, en geç 30.Haziran’daydı,
Parlamentoda gerçekleştirilememiştir. Erdoğan’ın siyasi takvimi ve
yakın çevredeki aktörlerin hatt-ı hareketini okuyamaz haldedir. İma
edilen, Erdoğan karşısında politik gerçekçiliğin işletilme formlarının
ancak ve dolaylı oluşlarıdır.
Son dönüşüm ülkenin dış politik etkileşimindedir. Mümkün
İmkân İmran ara raporlamamızda şunu ortaya koymaya çalıştık:
“…ABD’ce yürütülen sert siyasi hamleler, Türkiye üstünde Rusya-Suud
jeo-politik baskısının formasyon değişikliğiyle vülgarize edilmesine yol
açmaktaydı…” Kastedilen, Erdoğan’ın değişen siyasi ortam ve güç
parametreleri nedeniyle kirli-işlevsiz iktisadi networklarını tehcir
edebilecek kıvama getirildiğiydi.
19 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Erdoğan’ca uygulanan kuvvet politikası öylesine güçlüydü ki,
ABD bundan çıkışı, Suud üstünden al-vere iştirak şeklinde ödüllü çıkış
kapısıyla aralamaktaydı. Ülke dış politik etkileşiminde çıkar, öylesine
merkeze
oturmuştu
ki,
bundan
çıkış,
yine
çıkarla,
ancak
sağlanabilecekti. Ülkenin dış politik etkileşimine iç politik dinamik
desteğiyle sinmiş olumsuzluk, bir başka olumsuzlukla giderilmekteydi.
Kuvvet Politikasının Dönüştüremedikleri
Muhalefet partileri, Ak Parti ve liderliği karşısında iktidarı ele
geçirmek adına kuvvet politikasına sürüklenmemiştir. CHP ve MHP,
asker ya da yargıyı yanına alarak hele hele kitleleri sokağa çağırarak
politik çürümeye yönelmemiş, zor şartlarda ısrarla çağrıldıkları politik
gerçekçilikten uzak durabilmiştir. MHP’de liderlik süreç zarfında aynı,
CHP’de liderlik değişmiş, Baykal’dan Kılıçdaroğlu’na geçmiş, detay
kritiktir.
HDP istisnadır, Ak Parti’ce dönüştürülemezdi, zaten kuvvet
politika uygulayıcısıydı. HDP, silahlı eylemlilik dâhil siyasi şiddetin en
ağırıyla birarada bulunmaktan çekinmemiş, kitleleri en ağır eylemleri
yürütmesi için sokağa çağırmakta tereddüt etmemiştir. HDP, değil
politik idealizm, değil politik gerçekçilik, kuvvet politika tam
temsilcisidir.
HDP, kuvvet politikasının en sert araçlarına en kötü bileşimde
sahiptir; ülke içinde ve dışında kuvvet politikası uygulama ve bunu
örtme ihtiyacı duymama şeklinde işleyiştedir. Ak Parti ve liderliği
HDP’ye dönük kuvvet politikasından çıkartma hedeflemesindeydi,
başaramamıştır.
Ara tespit yapalım: Türk siyaset kurumunda kuvvet politikası
uygulamacısı olarak askerî bürokrasinin sahip olduğu imkânkabiliyetleri unutmuş görünelim. Ak Parti ve HDP, 08.Haziran’dan bu
yana şimdilik unutulan, halen artlarında tuttukları, tüm bileşenleriyle
20 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
acımasızca kuvvet politikası yürütebilen aktörlerdir. Erdoğan’ın
İçişleri-Valilikler bakımından yüksek belirleyiciliği, eklenmelidir.
Siyasi partiler düzeninde dört aktörün ikisi, Ak Parti ve HDP,
devlet ya da PKK şeklinde gerektiğinde kuvvet politikası uygulama
tereddütsüz modundadır. Esas olan, bu iki partinin kuvvet politika
uygulayıcısı olduklarının bilinmesi, artlarına mobilize halde
kitleleri alabildiklerinin farkında olunması, böylelikle kabul
görmeleridir. Siyasi sistemi meşru-demokratik olmaktan alıkoyan,
bu kabullenme, rızadır.
Böyle bakıldığı/konsolide edildiğinde benzetmeyle Türk siyaseti;
pahalı ve kaliteli, centilmenlikleriyle ünlü futbolcularıyla yumuşak
futbol oynanan İspanyol ligi değildir. Türk siyaseti Katanaçyo ağırlıklı
İtalyan ligidir. Katanaçyo büyük takımların kalıcı futbolu olamaz,
idealden uzaktır. Sadece küçük ve fırsatçı takımları geçici başarıya
ulaştırır, ulusal liglere taşır. İtalyan ligi birçok yönüyle değer
tüketicidir. İspanyol ligi maddi-ekonomik ve kültürel değer yaratır,
bununla yetinmez, futbol dışına taşan değerler üretir.
Politik gerçekçiliğin katı biçimde uygulandığı yetmeyip kuvvet
politikasına kayıldığı siyaset ortamında, Türkiye’de bu durumun sekiz
yıla (HDP 2007/08, Ak Parti 2012/13) yaklaştığı hatırlatılırsa,
muhalefet partileri, elitler, dış politik etkileşime giren aktörler,
yılabilirdi. İran ve Rusya’da yaşananlar hatırlatılmalıdır.
Yılma hatta Heideggerize olma hali, İran’da yaşanan buydu.
İran’da politik elit, değiştiremeyeceği sertlikte kuvvet politika ortamına
kayıtsızlaşmış, kendini, varlık ve zaman tartışmalarına vurmuştur!
Geniş kitleler gıda ve nakdi yardımla ayakta, bürokrasi ve siyasi elit
kuvvet politikasının iştirakçisi haline gelmiştir. Misal Rusya’da kitleler
yılmış, iş dünyası kısa sürede fırsatçılıkla elde ettikleri kapitalist
kazanımlarını
kalıcılaştıramamış,
Putin
karşısında
21 | S
pes
etmiştir.
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Sahipliği yabancı olanlar dâhil muhalif medya, Putin’in destekleyicisi
haline gelmiştir.
Türkiye başardı mı? Henüz belli değil, iyimser olmak için zemin
güçlü, neden çoktur. Rusya ve İran’ın dış etkileşimi Türkiye kadar
güçlü-bağlayıcı değildi. Dış etkileşimin Rusya ve İran’a giriş ve kalış
süreleri Türkiye kadar güçlü ve uzun olmadığı gibi Rusya’da ileri
teknoloji-silah üretimi ya da her iki ülkede petrol-gaz ihracı şeklinde
maddi dayanak, Türkiye’de yoktur. Dış etkileşim yanında içeride de
liste tarihi, sair yönden genişletilebilir.
Rusya ve İran’a nazaran Türkiye’de demokratik devinim ayakta
kaldı. İki parti, CHP ve MHP, demokratik açıdan, Ak Parti ve
liderliğinin,
kuvvet
politikalarının
iştirakçisi
olmadı.
CHP-
Kılıçdaroğlu elinde imkân, üstünde çok yüksek baskıya rağmen Gezi
Parkı’nda Taksim meydanına çıkmadı. Kendisini bekleyen muazzam
kalabalığı avucunun içine alıp bir siyasi mevziden başkasına taşımadı.
MHP-Bahçeli, ısrarla, parti teşkilatlarıyla Ülkücü gençliği kuvvet
politikasına, etnik siyasi şiddete, etnik tansiyonu yüksek illerde
çatışmalara bulaştırmadı. Ak Parti bulaştı/bulaştırdı. CHP-MHP, bu iki
partimizin demokrasi mücadelelerinin parametreleri düzgün biçimde
ortaya konulmalıdır. Aksi halde sadece koalisyon sürecinde değil, ileri
dönük muhtemel politik gelişmelerde de yanılmış oluruz.
Lider değişimi, Baykal yerine Kılıçdaroğlu, CHP’nin demokratik
devinimini
kurtarmıştır.
Baykal,
Erdoğan’a
nazaran,
politik
gerçekçiliğin başarısız versiyonuydu. Uzun uzun Baykal analizi
üretmeksizin, meselenin merkezi nakledilecektir. Baykal, 2002
seçimlerinde iki partili sisteme geçildiği ve bunun kalıcılaştığı tezini
çok çabuk ve saçmalıkta sürrealist biçimde kabullenmişti.
1992-1995 Baykal için hazırlık yıllarıydı; 1995 seçimini barajı
güçlükle geçerek atlatmış, 1999’da barajı dahi geçememişti. Baykal,
22 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
2002 seçim neticesine bakarak, ülke seçmen toplamının %53,67’sinin
(Ak Parti %34,28,
CHP %19,39) siyasi sistemi komple üstlenip
konsolide edeceğini, Türk milliyetçiliği ve Kürtçü seçmen tabanının
değersizleşeceğini, MHP-Bahçeli ve Öcalan/PKK’nın devreye tekrar
giremeyeceğini öngörmüştü.
Baykal 2002’de politik piyangoya sıkıca sarıldı. Diğerlerini değil
ancak Baykal’ı formatlayan ana saik, politik gerçekçilikti. 2002
Seçimlerini politik gerçekçi olarak başka türlü okumak zordu ama
problem, yukarıda nakledildiği üzere kötü yürütülme biçimiyle bizzat
politik gerçekçiliktir. Baykal, Kılıçdaroğlu’nun ilk seçiminde (2011)
partisinin oyunu yükselttiği (%21’den 26’ya) milletvekili sayısını
artırdığı halde derhal istifasını isteyebilmiştir.
Baykal politik gerçekçiliği kuvvet politikasına dönüştürme
bakımından Erdoğan’dan farksızdır; 28.Şubat sürecine ve 27.Nisan
muhtırasına tam destek vermiş, Parlamento siyasi aritmetiğini
gözetmeden “367” için yüksek gayret sarf ederek referandumu
tetiklemiş, Anayasal mimari yıkımının yolunu açmıştır. Baykal, Ak
Parti kapatma davasında tereddüt etmeden kapatmayı savunmuştur.
Baykal;
411
Oyla
kabul
edilmiş
Anayasa
değişiklik
düzenlemesini (5735 sayılı kanunla türban serbestisi) AYM’ye götürüp
iptal ettirmiş, Kılıçdaroğlu’ysa Anayasal kriz yaşatmaksızın değil
üniversite Parlamentoda türban serbestisini hasarsız çözmüştür. Baykal;
“Ergenekon”da
avukat,
“Balyoz”da
hareketsiz
ve
verimsiz
aktivitedeydi. Baykal, gelişmeler art arda dizildiğinde, politik
gerçekçiliğin beceriksiz uygulayıcısıdır.
Ak Parti ve Erdoğan için Baykal’ın politik gerçekçi okumaları
tam geçerli hatta elverişli dahi değildi. Ak Parti ve Erdoğan
kalabalıkların aklını, hissiyatını, bunların zamanlamasını bilen ve
gözeten işleyişteydi. Halkın sesi hakkın sesidir, Ak Parti ve liderliğinin
politik aklında güçlü ve bağlayıcıdır. Ak Parti ve Erdoğan, 2008’e dek,
23 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
AB Süreci ve Batı âlemiyle pozitif etkileşimden çıkmamış, bankafinans sistemiyle verimli ortaklıktan uzaklaşmamıştı. Erdoğan’ın kötü
politik gerçekçiliği, 2007-08’den sonra geçerlidir. 2008’e dek politik
gerçekçiliğin Erdoğan’a faydası olamazdı. Baykal için elzem olan,
Erdoğan için politik evreni lüzumsuz kirleticiydi.
2007’de MHP’nin Parlamentoya kendiliğinden girdiği hatırdadır.
Artan PKK şiddeti yanıltıcıdır. Erdoğan, MHP yanında HDP’den
(adlandırma hatası bilerektir) gelen baskının farkında, 2011’de hukuku
dolanarak bağımsız vekilliklerle HDP Parlamentoya sokulmuştur.
Erdoğan, 2007-2011 arasında siyaset kurumunun iktidar üstünde toplam
baskısını azaltmak için Parlamento-Hükümet görev sürelerini beşten
dört yıla indirmiş, baskıyı aritmetik olarak azaltmıştır.
Erdoğan, seçim dönemini kısaltarak dönem içi baskıyı aritmetik
olarak azalttığı gibi siyasi ve ekonomik istikrar algısını Ak Parti ve
liderliğinde temerküz ettirdi. Seçimler, istikrar gereğinin yerine
getirilme ritüeline dönüştürülürken CHP-MHP, bunun vasıtası kılındı.
Zayıf kurumsal kapasiteleriyle yönetim vaadi teşkil ettiremeyen CHPMHP,
Ak
Parti
yönetim
tezlerinin
teyidi,
seçimler,
güçlü
hatırlatıcısıydı. Bu yönüyle 2015 seçimlerinde CHP-MHP elverişli
şartlara rağmen kazanan değil, Ak Parti’nin hafif kaybetmesinden
Parlamento
çoğunluğu
ve
Hükümet
ortaklığı
üreten
fırsat
sahiplikleridir.
Erdoğan’ın politik aklı politik idealizm ve meşruiyetten
beslenemedikçe CHP-MHP, gerçekçi politik akıl ve politik öngörü
sahibi görünmüş, aldatıcıdır. CHP-MHP’yi politik sınırlı etkinliklerinde
esas taşıyan, politik idealizme yaslanmışlıklarıdır. Şimdi bunun
bilinçliliği, partilerinin politik evrendeki esas taşıyıcısının ne olduğu
bilgisinin sahipliği, Baykal karşısında elzemdir. Çalışmanın en önemli
hedeflerinden biri budur.
24 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Baykal’ın politik gerçekçiliği hem dar görüşlü hem de politik
idealizme sırtını dönme ötesinde kirliydi. Baykal; politik gerçekçiliği
yürütecek vizyondan olduğu gibi şahsi-network olarak araçlardan da
yoksundu. Baykal, 2011’de MHP’nin devreye girmişliğini, HDP’nin
Erdoğan’ca desteklenerek önce bağımsız vekillikler sonra parti şeklinde
Meclise gireceğini görememişti. Baykal partisini, yüksek ve alelade
yargının, emniyetin yapabileceklerini kestirmeksizin, tahmin bile
etmeksizin yönetmekteydi. Politik gerçekçiliğin maddi şartları, Baykal
için na-mevcuttu.
Baykal,
eşini,
evli
parti
sekreteriyle
aldatır,
sekreterini
milletvekili yaparken, parti ve teşkilatlarından, tabanından güçlü
herhangi tepki çekmemişti. Sekreteri milletvekili olurken Baykal, işten
ayrılma sebebiyle partiden ödeme yapmayı eksik etmemişti! AYM,
Parti’nin mali denetiminde yakaladığı detayı, nazikâne iade ettirmiştir.
RG’de yayımlanan detayın ederi, hatırlatılmalıdır. Ankara’da herkesin
detaylı bildiğini kamuoyu, yayımlanan videolarla gecikmeli görmüştü.
Baykal’ın CHP bütünüyle etkileşiminde kuvvet politikasını
uygulamasından kaynaklanan zayıf dirençlilik, parti liderliğini ancak
dışarıdan müdahaleyle değiştirtmişti. Baykal, politik olarak katileşen
istifası için dahi günlerce düşündü. Baykal, devlet protokolünde beşinci
sıradan zorla kovuldu. Ak Parti-Erdoğan için yukarıda naklettiğimiz
kuvvet politikasının CHP-Baykal’da işletilişi, tam benzerdir. CHP için
Baykal kuvvet politikasından çıkış, “bir başka-dış” kuvvet politika
tekniğiyle kotarılmıştır!
Kuvvet Politikasının Yapısallaşması
Baykal 2011’de beşinci sıradan kovulduğu devlet protokolüne
şimdi ikinci sıradan dönme gayretindedir. CHP’den, kamuoyundan,
63. Hükümet kurma baskısı altında kalmış muhalif dâhil medyadan
Baykal’ın
zamanında
istifa
nedenine
dair
tek
kare
hatırlatılmamaktadır. Neden? Bunu, ileride kotarılacak koalisyonun
25 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
hasmı olmama pozisyon erken ayarlaması olarak göremeyiz. İma
ettiğimiz ve çalışmanın hedeflediği kilit vurgu budur; kuvvet
politikası, sadece Ak Parti liderliğiyle parti teşkilat-tabanında,
banka-finansta, medyada, hatta ülke dış politik etkileşiminde değil,
“Baykal kliği üstünden” muhalefette de yapısal haldedir.
Kuvvet politika ve araçları, siyasi sistemin aşması gereken
problemler büyüdüğünde, Hükümet kurma-koalisyon teşkili ya da
Parlamento-Hükümet etkileşimini kolaylaştırma gibi, gerektiği anda
tereddütsüz devreye girebilmektedir. Askerî darbe yaşandığında siyasi
sistemde ortaya çıkan dirençsizlik, benzer biçimde, kuvvet politikası
karşısında üretilmektedir. Bize göre bunlar, biri birini besleyicidir.
Politik idealizme, tüm taraflar, kısa sürede sırtını dönebilmektedir. L.
Strauss Makyavel’i, politikanın çıtasını aşağı indirdiği için ebedi
düşkün görür demiştik. Türk sivil toplumunu ve Türk siyaset kurumunu
acaba nasıl görürdü?
Akışı bozma pahasına fasla beş unsur ekleyeceğiz; ilki, Posse
Comitatus ara raporlamamızda naklettiğimiz 2013’te 211 sayılı İç
Hizmet Kanunu’nda madde 35’te değişiklikle Kara Kuvvetleri’nin iç
tehditler karşısında görevden el çektirilmesiydi. Aynı iktidar,
06-
11.Ekim.2014 KCK Kobani eylemlerinde 7. ve 8. Kolordu içinden kara
kuvvet mensubu jandarma kıyafetli on binlerce asker, otuz yıl sonra
Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağı uygulamıştı. En iddialı görünümde
reformdan, kısa sürede ani kararlaştırmayla tereddütsüz çıkılmıştı.
İkincisi daha önce, 2013’te Gezi Parkı eylemlerinde 11 adet
jandarma komando Güney Marmara’dan İstanbul’a nakledilmişti. Dört
tabur
hâlâ
yerindedir.
Üçüncüsü
bugünden;
Cumhurbaşkanlığı
sekreterliği, bürokrasinin tamamına doğrudan hitap ederek, makamla
irtibat memuriyet tesisini dikte etmiştir. Dördüncüsü; İçişleri Bakanlık
teşkilatı ve valilikler, muhtarların taleplerini giderim görünümlü ve
fakat çok daha kapsamlı biçimde Beştepe’nin emrindedir. Ak Parti
seçim propagandasında koalisyon dönemlerinin yokluk günlerini
26 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
anımsattı; on üç yıldır iktidardayken bunların tamamını geri dönüşsüz
giderdik demedi. Yokluk-kıtlık korkusunun kuvvet politikasını güçlü
biçimde çağırdığı malumdur. Liste uzatılabilir.
Kuvvet politikası; dinî ve etnik çatışma riskleri artmış, ülke dış
politik etkileşimi ağır bozulup kalitesizleşmişken, ülke sınırları yangın
yeriyken, ekonomik ortam siyasi saik ve siyasi pozisyon üretim
güçlükleri nedeniyle çıkarcı biçimde eksen kazanmışken, yapısal
düzeyde devrededir. Politik evren, zehirli halde işleyiştedir. Hukukun
askıya alınmışlığı, ağır kirlilik tespit eden hâkimlerin uluslararası
hukuka
aykırılık
gören
savcı-askerlerin
içeride
tutuldukları,
gazetecilerin içeride oldukları fondadır. Yukarıdaki anlatım, kuvvet
politikasından çıkışın, politik gerçekçiliğin düzgün biçimde devrede
tutulma gereğinin, politik idealizmdense bilinçli biçimde mahrum
bırakılmamanın gereklerini hatırlatmaktadır.
Kuvvet Politikasından Çıkışta İlk Onarımlar
İlk giren ilk çıkar: Siyasi sistemlerin en temel girdi ve
taşıyıcılarından biri, dindir. Türk devleti,
Complexio Oppositorum
şeklinde önceden özetlediğimiz kutsal devlet anlayışına sahiptir. Siyasi
sistemin dindar geniş kitlelerle barışma ve bütünleşmesinde Ak
Parti’nin işlev ve payı rededilemez. Ak Parti ve liderliği söz konusu
işlevde düzeltmelere tabi tutulmalıdır. Sadece siyasi sistemde bozulma,
kuvvet politikasına savrulma-sürüklenme değil dindarlıkta da tahribat
varittir. Onarılmalıdır.
Siyasi sistemler, çevrelerinin merkezleriyle bütünleşmelerini,
bunun sağlıklı yürütülmesini yönetmelidir. Çevre merkezle hangi
şartlarda, ne tür tahribatla bütünleşmektedir? Bu problem, dindar geniş
kitlelerin merkezle bütünleşmesinde beklenmedik hasara yol açmıştır.
Devlet yönünden beklenmedik, dindarlar yönünden hiç umulmadık.
Çevrenin merkeze taşıyıcısı, kirlilik-yolsuzluk üretmiş, bunu, politik
idealizmine dair değil, bizzat şahsı için yürütmüştür.
27 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Taşıyıcı, misyonu için yönelmediği kuvvet politikasına şahsı için
tereddütsüz
yönelmiştir.
Taşıyıcı,
dindar
kitlelerin
merkeze
yerleşmek için gücünü, hasbiliğini, bir-iri-diri oluşunu başka
maksatlar için araçsallaştırmıştır. Devlette olduğu gibi dindar kitlede
de
hüsran
varittir.
“Miri”den
olduğu
gibi
“piri“den de
çalınmıştır. Erdoğan, resmînin öldürücüsü sivilin katledicisidir.
Şimdi, dindar kitlelerden sonra Kürt sivil kitlelerin merkezle
bütünleşmesi söz konusudur: Politik idealizmin politik gerçekçilikle
bu kez dengelenmesi, biraradalıklarının korunması gerekmektedir.
Kuvvet politikasının sterilize edilmişliğinin şart oluşu izahtan
varestedir. Erdoğan’ın elinde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı olduğu
halde gücü yetmemişti. Ya bunların elinde olmadığı aktör, onu kim
neyle tatmin edecektir? Ortalığı ne politik idealizmle ne de politik
gerçekçilikle, hele ki, kötü olanıyla doldurtmamalıyız. Politik evrende
şans iki kez gülmez!
Esas
olan,
kuvvet
politikasından
çıkışla
birlikte
politik
gerçekçiliğin düzgün biçimde devreye girişidir. Kuvvet politikasından
politik idealizme savrulmama, ilk ikazımızdı; yüksek-iyi demokrasi
beklentisiyle
mevcut
demokrasiyi
öldürmemeli,
yöneten
ve
yönetilebilen süreçleri dikkate almalıydık. Özeti Will Democracy, Kill
Democracy idi.
Halen işletilen kuvvet politikasından çıkış mimarisi nedir? İlki,
müşkül gideren, Propontis bir Hükümet kurgulanmaktadır. Koalisyon
hükümeti istikrarsızlık değildir söylemi etkinleştirilmektedir. İkincisi;
banka-finans sektörünün konsolide tutumudur.
Banka-finans sektörü kredi akışını makroekonomik ve politik
ortamı muazzam destekleyici biçimde kullanmaktadır. Tek gecede 14,5
milyar TL kredi, durumu özetlemektedir. MB likidite yönetiminin döviz
kurlarını baskılaması devrededir. Kamu bankalarının döviz satarak,
başlıca ithalatçı şirketlerin akışlarını ötelemesiyle altın ihracına ses
28 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
çıkartılmamasıyla ekonomik ortam sarsıntısız hale getirilmektedir.
Yabancı
yatırımcının
yüz
milyarlarca dolar
yatırımının
heder
ettirilmemesi, bu şekilde ileride kesintiye zemin teşkil ettirilmemesi
sağlanmaktadır. Döviz-faiz fiyatlamaları, tek parti iktidar yitim
gününün altındadır.
Kısaca, kuvvet politikasına maruz kalındığında Erdoğan’ın
banka-finans kesimine uygulattığı tüm teknikler, şimdi, kuvvet
politikasından pürüzsüz çıkış için makroekonomik ortamı belli kıvamda
tutma adına devreye alınmıştır. Bunun Erdoğan’a dönüklüğü net
değildir. Banka-finans, ekonomideki yapısal tahribatın ve ağır risklerin
üstünü kuvvet politikasından çıkış için örtmekte görünmektedir. Aynı
banka-finans, 2002’de Ak Parti’ye 58. Hükümeti teslim ettirirken tam
aksini yapmıştı. Yük-problem teşkil ettirecek makroekonomik her
unsur, 57. Hükümet hanesinde bırakılmıştı. Şimdi, 63. Hükümetin pasifi
muazzam
doldurulmaktadır.
Durumu,
pimi
çekilmiş
ekonomik
bombanın devri olarak görmek mümkündür.
Söylemde ve ekonomi-finansta politik gerçekçiliğin bu türden ve
farklılaştırılmış yolla (57’den 58. Hükümete çok iyi makroekonomik ortam
devri, 62.’den 63. Hükümete kötü gelişmeleri transfer ettirerek) teşkil
ettirilmesi, son derece kritiktir. Ayrıca ağır olumsuzdur. Banka-finans
ve yanlarından küresel finansal etkileşim, bu siyasi mimariyi sürekli
kılarsa, koalisyondan çıkışta tek partiye destek, tek partiden
uzaklaşmada koalisyona köstek, durumun ederi belirlenmelidir.
Banka-finans, yanına küresel finansı alarak yerli üretim-ihracata
şans tanımazsa, inşaat sektörünü kayıran işleyişi sürdürürse, medyamüteahhitlik-banka sektör ortak kirli-işlevsiz etkileşimini tolore ederse,
gölge kamunun ve iktidar kirli-işlevsiz iktisadi networklarının
etkileşimini desteklerse, oynanan ekonomik kumar, milletin siyasi
kaderini riske edicidir. Küresel Likidite Örtüsü ve Siyasi Performans
ara raporlamamızda sürdürülebilirlik açısından durumu açıklığa
kavuşturduk.
29 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Banka ve finansın politik gerçekçiliği ne için, hangi açık
hedeflemede yürüttüğü, belirsizdir. Kuvvet politikasından çıkışta
ekonomik hasarı sınırlama, oynaklığı azaltma, yabancı yatırımı
kesintisizleştirme, görüntüdedir. Kötü ekonomik yapılanmanın bankafinans
lehine
sürdürülmesi,
üretimden
güçlerle
dengelenmenin
önlenmesi, arka plandadır.
Endüstri bayrağı, ticaret fiyat dalgalanmalarını takip eder.
S.
Huntington halen Türkiye’de etkin kılınan bu tür yapılanmanın uzun
vadede ederini, içeride ticaret-endüstri arasında dengeli işleyişin
önemini ABD bakımından özlü biçimde nakletmiştir. Endüstrinin ülke
toplam ekonomik gücünü temsil etmesi, üretim ilişkilerine dayalı oluşu,
ekonomik ve sosyal yönden topluca uzlaşmacı / teknik / rasyonalist
süreçleri destekleyici vasıfları, kuvvet politikasını katiyen dışladığı,
politik idealizmle gerçekçiliği dengelediği, siyaset sosyolojisinin
bulgularındandır.
Liberal düşünürler, nesil aşan adalet problemlerini milli devletin
çözümde en ciddi önceliklerinden görür. Denk bütçe, nesil aşan adalet
problemlerinin mali merkezindedir. Halen Türkiye’de gölge kamunun
düşük gösterdiği kamu borçlanmaları ve dolaylı-ithalata dayalı vergiler,
banka
kredilendirmesinin
(borçlanmanın)
artan
ağırlığı
ve
vergilendirilebilir doğrudan kazanç potansiyelinin düşüşü, çözümü
öncelikli denklemdendir. Maliye’nin dolaylı vergilere kaydırılmışlığı,
bankacılık sistem büyümesinin türevidir. Bütçe denkliğinin gücünü ve
siyasi ederini yitirmesi, bankacılık sistemi denk bütçeli devleti ikame
ettikçe ivme kazanmaktadır. Banka ağırlık kazanıp endüstriyel
büyümeyi desteklemedikçe, olağan siyasi dizge bozucudur.
Politik gerçekçiliğin kapsamı genişletilmeli, banka-devlet ve
finans-siyaset
kurumu
şeklinde
en
kritik
etkileşimler
düzgün
yapılandırmalıdır. Bank-finans kanalıyla politik çürüme, politik
gerçekçiliğin içine siner ancak görünürlüğü düşüktür. Politik çürümenin
30 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
zamana yayılı yavaş işletilen halleri, politikacıdan işadamına çekici
yönleriyle kolay hissedilmez.
Evet, demokratik ölçütlerle teşkil ettirilmiş halk iradesinin ürettiği
kararların
saygınlığı,
kaynakların
etkinliğiyle
dengelenmelidir.
Siyasetle ekonominin temas ettireni finans, etkileşimin yegâne
belirleyicisi bankacılık olamaz. Demokratik kararların saygınlığıyla
kaynakların etkinliğini telif etmenin yolu, tek biçimli ve kısa süreli
değildir. Siyasetle ekonominin düzgün etkileşiminin yolu, fiyat
dalgalanmalarına hassas ticaretin dar bakış açısıyla krizlere ya da kriz
korkutmasına mevzilenmiş sathi politik gerçekçi yapılandırmalar
değildir.
Ticaret
ve
bankacılığın
kriz
sosuna
batırılmış
politik
yapılandırması, şaşa kalmışlıkta üretilen uçucu politik akıldır. Toplam
ekonomi ve endüstrinin, üretim ilişkileriyle üretim güçlerinin içinde
olmadığı politik akıl, ne tecrübî ne de teknik akıldır. Politik
gerçekçiliğin
zemini,
sonuncusudur.
Projelendirememe,
makrolaştıramama, bütünleştirememe şeklinde naklettiğimiz ve Ak
Parti ve liderliğinde giderilemeyen sıkıntıların kaynağında, bunlar
yatmaktadır.
07.Haziran seçimlerinde üretilmesi hedeflenen siyasi neticeyi, “…
Seçimler, demokrasinin ve onun aynı zamanda bir yönetim biçimi
şeklinde mütevazı halinin hatırlatılma siyasi neticesini üretmiştir…”
şeklinde özetlemiştik. Politik gerçekçiliğin şaşa kalmışlıkta üretilen
uçucu akıldan uzaklaşıp tecrübî ve teknik akla yaklaştırılması, %60’ın
beklentisi yanında siyasi istikrarın olması gerekenidir.
31 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Ek Bahis: Başbakan’ın (Erdoğan) Karar Üretim ve Mutabakat
Geliştirmede Akıl Yürütme Tarzı
(Raporlama dönemi 01.10.2012-10.08.2013’tür)
İktidarımızca bilgece ve düzgün tanımlanamayan vakıalar,
İktidarımızı tanımlarlar (B. Obama).
“ Başbakan’ın karar üretiminde mutabakat geliştirme ve temel
siyasi akıl yürütme tarzının ne/nasıl olduğu konusunda teknik düzey
öne çıkartılmadan durum ve işleyişler değerlendirilmelidir. Başka
ifadeyle; 59., 60., 61. Hükümetlerin Anayasal-kurumsal mimari gereği
kollejyal yapısının tekçi-monokratik işleyişle, Başbakan Erdoğan’ın
şahsi tutum ve tercihlerinin baskınlığı bakımından ayrıca irdelenmesi
gerekir.
Gerçekten de, üç Kabine’de de Kabine içi işleyişlerde Başbakan
Erdoğan’ın şahsi tutum ve tercihlerinin baskınlığı dikkat çekicidir.
Erdoğan,
MGK’da
Başbakan
dört
yardımcısıyla
Başbakan-
Cumhurbaşkanı-Kabine-Yüksek Askeri Bürokrasi dengesini kendi
lehine çevirmiştir (alt sektör grafikte 2009-Nisan Kabine revizyonunun
pozitif etkisi nakledilmiştir). Eklemlenmiş merkezi imar yetenekleriyle
birlikte Özelleştirme Yüksek Kurulu’nda Başbakan, hemen tek
belirleyicidir. Parlamento ile ilişkilerde “tecrübeli”
C. Çiçek
tercihini etkinleştirmesi, hacimli siyasi beklenti deposu parlamento
şeklinde
netice
ötesinde
Erdoğan’ın
bu
sahaya
hâkimiyetini
pekiştirmiştir.
Erdoğan’ın; teknik bahislerde askerî bürokrasice, gerginlik
halinde kitlevi temaslarda emniyet bürokrasisince, makroekonomik
planlama gereklerince sınırlandığı, açık ya da örtük tutumlarca
cemaatçi yapılanmalarca kısmen dengelendiği belirtilmelidir. Fasıl en
geniş krediyle okunmalıdır. Teknik-bürokratik işlevlerce (adaletdiplomasi-hazine-maliye-imar-kentleşme-alt
yapı
32 | S
sair)
aşırı
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
sınırlandığını hissettiğinde Erdoğan, tüm teknik-bürokratik yapılanmayı
pass edecek düzenlemeyi devreye alabilmiştir:
Sayılan sahalarda binlerce adetlik uzman-uzman yardımcı
kadrosu
ihdas
ettirmiş,
ancak
ciddi
hacimde
kullanmamıştır.
Emniyet’ten gelen dirençleri tayin-atamalarla pass edemediğinde
Erdoğan, Emniyet’in tüm terfi-sicil-değerlendirme mekanizmasını
Başbakanlık Müsteşarı’nın karar uhdesine transfer etmiştir. Erdoğan,
bürokratik mekanizmalarca sınırlandığı-dengelendiğinde doğrudan
ıskata değil, kademeli biçimde, önce yetki kalibrasyonlarını bizzat ele
alarak baskılamaya yönelmektedir.
Keza, ABD-Obama (Cenevre II’ye kabul) Rusya-Putin (Karadeniz
Güney geçişi) gibi karşı ağırlıkların belli-kritik bahislerde dengeleyici
olduğu eklenmelidir. Sadece Yüksek Yargı bakımından Erdoğan’ın
şahsi tutum-tercih hatta açık iradesinin tam etkinleşemediği, az sayıda
olsa da kritik kararlaştırmalarda konsolide hatta ıskat edildiği
belirtilmelidir. Erdoğan’ın; Cumhurbaşkanı’nın görev süresine dair
söylem-planlama ve kanunlaştırması, AYM’ce iptal edilmiştir. Bu yolla
Erdoğan’ın şahsi siyasi kariyer planlaması alt üst olmuş, 2013 siyasi
gündemini etkilemiş kritik gelişmedendir. Çok önem verdiği ve yüksek
hacimde imtiyaz-muafiyetlere yol açtığı sağlıkta, kamu-özel işbirliği
kanunlaştırması yüksek yargı tarafından frenlenmiştir.
Erdoğan’ın; düalist, kısmen düalist şeklinde Cumhurbaşkanı’yla
saha-konu-ritim-derece paylaşımına yönelmediği, buna izin vermediği
genellikle paylaşılan husustandır. Neticeten, kabine içi işleyişte şahsi
tutum ve tercihlerinin baskınlığı öne çıksa da Erdoğan, hükümeti,
kollejyal ya da kollejyal benzeri mekanizmalarca sınırlanmış zaman
zaman dengelenmiş mutabakat üretim tarzıyla işletmektedir. Kabine
karar havuzunun hiçbir sınırlamaya tabi olmaması alınacak
kararların hedef-şümullerinin ancak Kabinece belirlenmesi, mutabakat
üretiminde Erdoğan dengelenmesinin teknik zeminidir.
33 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Erdoğan’ın temel siyasi akıl yürütme tarzı: Türk siyasi
sisteminde siyasi kararlaştırma yapı-mimari ve işlev-işleyişlerine dair
literatür son derece sınırlıdır. Türk siyasi sisteminde karar analizi
üretmek, salt hukuki yaklaşımlar bir yana akademik bakımdan büyük
ölçüde zeminsizdir. Siyasi karar analizi üretimiyle birlikte kararlar
altında yatan siyasi akıl yürütme tarz/tekniklerini irdelemek, büyük
ölçüde mümkün değildir. Buna rağmen çalışmadaki pay ve önemine
binaen özet ifadelerle siyasi akıl yürütme tarzlarına dair fasıl
işlenecektir….
Tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütme; kısaca, tecrübeyle elde
edilen ve zamanla hacmi genişleyip biriken, çoğu kendiliğindenlik
barındıran yapıdadır. Tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmede makulakılcı-makbul olanı belirleyen kıstas, kısaca, bir norm-meşruiyet bloğu
olarak önceki hacimli birikimdir. Kimin hacimli birikimi? Siyasi
sistemin bütününün mü? Partinin ya da bir siyasi geleneğin mi? Dinin
veya mensubu olunan din tarihinin beslediği ve belirlediği hacimli
birikimler mi? Hacimli birikim, kuşkusuz, bire bir tekrara dayalı değil,
refleksivdir. Hacimli birikim, karşılaştığı vakıa serileri karşısında
kıstas olarak bir mukayese üretir, vakıa serisini hacimli birikim
karşısında sınar. Vakıayı, hacimli birikim içinde öngörülebilir ya da
değil şeklinde tanımlar.
Rasyonalizm ağırlıklı siyasi akıl yürütme, sadece, kurum-partigrup-klik ya da bireylerin devreye alıp basitçe etkinleştirebileceği
tarzdan değildir. Siyasi sistem tüm kurum ve usullerinin büyük ölçüde,
tüm iştirakçilerinin belli ölçüde kurumlaşma-prosedürleşmelerde akılcı
tutum geliştirme bakımından belirlenmiş hatta formatlanmış olması
şarttır. Bir norm ve meşruiyet bloğu olarak rasyonalist siyasi akıl
yürütme, toplum -asgari ölçüde de olsa- tüm siyasi kesimler aklının
devrede ve etkinleştiği, sıkı müzakere biçimlerinin tüketilme ve her
aşamasının tekrar tekrar denetime tabi kılınmasına dayalıdır.
Rasyonalist akıl yürütme, her tür karar ve her aşamasını tekrarlar
34 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
halinde denetleme-sorgulama ve düzeltmeye dayalı olduğundan, üstelik
bunu siyaset kurumunun içinden ve dışından ürettiği ve bu iç-dış
hallerini asli şart addettiğinden, gelişkin kurumlaşmaları gerektirir.
Türk siyasi sistemi “Hükümet Kurulum ve İşleyiş” alt sektör
özelinde
rasyonalist
kabaca;
akıl
belirlenmişlik-sınırlanmışlıklar
yürütmeleri
şartlandırdığı
bakımından
gibi
esneklikler
bakımından tecrübî olanı barındırmaktadır. “Hükümet Kurulum ve
İşleyiş”te
Erdoğan,
rasyonalizm
ağırlıklı
akıl
yürütme
şartlandırmalarına karşı dirençli-dışlayıcı, tecrübî ağırlıklı akıl
yürütmeyeyse meyyaldir. Erdoğan, kabine içi işleyişte aşağıda
değinilen dağılımda bir karar mimarisi teşkil ettirmiş, siyasi sistem
mimarisini retlerle birlikte neticeten dengeli biçimde etkinleştirmiştir.
Erdoğan’ca devreye alınıp etkinleştirilen akıl yürütme tarzlarının farklı
işlev-bahis
ve
dönemlere
göre
değişebildiği,
derecelerinin
değişebilirliği, kaydırma-geçişliliklerin varlığı, yekpare değerlendirme
lüzumsuzluğu açıktır.
Erdoğan’ın kabine içi işleyişte şahsi karar mimarisinde, çekirdek
nitelikte işlev ve bakanlıklar (Adalet, Savunma, Hazine-Maliye,
Dışişleri, İçişleri) bakımından tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmeyi
öne çıkarttığı gözlemlenmiş, değerlendirme ihtiyaridir. Güvenlik ve
istihbaratta
uzmanlık
ve
tecrübe
kategorilerinin
etkinleşmeleri
belirgindir.
Çekirdek
ve
tali
kamucu
hizmet/kararlaştırmalar
ayrımı
bakımından; ortada-mix nitelikli işlev ve bakanlıklar (Ulaştırma, İmar,
Kentleşme) bakımından her iki akıl yürütme biçimi dengeli işleyişte
etkin ve devrededir. Başta havacılık iletişim ve ulaştırmada,
odaklaştırma-kümeleştirmeler
şeklinde
işletilen
bilhassa
vali
koordinasyonlu alt yapı yatırımlarında, rasyonalist akıl yürütme
tarzının bağlayıcılıkları ortadadır.
35 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
İmar-kentleşmede aşırı biçimde merkezileşmiş imar yetkileri, bu
yetkilerin bizzat Başbakan uhdesinde yığılması eklenmelidir. Başbakan
uhdesinde
yığılmayla
merkezileşmiş
imara
özelleştirmelerin
eklemlenmeleri, alt yapı yatırımlarıyla gelir yaratma amaçlı ticari
projelerin merkezileşmiş imarla işletilmeleri, ülke çapında bozukgerçeklerden kopuk, sivil toplumcu etkinliği sert ölçüde dışlayan siyasi
netice üretmiştir.
Tali nitelikte ve fakat kitlevi ölçekte hizmetler üreten bakanlıklar
(Eğitim, Sağlık) bakımından rasyonalizm ağırlıklı akıl yürütmeye geniş
yer verildiği, ölçme-değerlendirme tekniklerine ve uzmanlaşmış kurul
tipte kararlaştırmalara şans tanıma ötesinde saygı gösterildiği
eklenmelidir.
Ölçme-değerlendirmelerle Kabine siyasetine aykırı yönde de olsa
4+4+4’de güncellemeler, Kabine programlamasına uymasa da en çok
okul açığı olan ile (Ş. Urfa) okul inşasında öncelik tanıma, sağlıkta
performans ve ücretlendirme (hizmet sunana ve kullanan her iki tarafa)
ölçümlerini Kabine söylemleri aksine düzeltme örnektendir. Bunların
zorunlu uzanımı şeklinde merkezileşmeler (satın alma, direktiflerde
bağlayıcı içerik üretimi) yürütüldüğü belirtilmelidir.
Son nitelikte bakanlık yapılanmalarında yöneten ve hizmeti bizzat
üstlenen yerine 2009-2010 döneminde ivme kazanan regülatör
bakanlık tarzının eklenmesi gerekir. Bu tarz, yukarıda “Konsolide
Edilmiş Performanslar” grafiklerinde de nakledildiği değinilen
bakanlıkların
görev
sahalarına
hâkimiyeti
ve
işlevselliğini
desteklemiştir.
Erdoğan’ın şahsi karar mimarisinde, hacimli birikim şeklinde
tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmeye meyyalliği güçlü ve fakat bunun
salt din ya da dinden beslenen yapıda işletildiği söylenemez.
36 | S
Bilişim Danışmanlık
30.Haziran.2015
Çekirdek bakanlıklarda tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmelerin,
mix nitelikte olanlarda biraradalık ve geçişliliklerin, tali nitelikte
bakanlıklarda rasyonalizm ağırlıklı siyasi akıl yürütmelerin kazandığı
pay ve işlevsellik ortadadır.
Ek husus; Kabinece izlenen misalen Kürt sorununda mevcut
çözüm mimarisinde siyasi ritim gereği ana dilde eğitim hakkı pazarlık
ya da kamuoyunu ikna için gündeme geldiğinde, MEB-N. Avcı, bunun
için Kabine-bakanlık ya da partide çalışma olmadığını, Anayasal
değişiklik gerektiğini hatırlatmak zorunda kalabilmektedir.
Bu hallerde Başbakan-Kabine genel siyaseti ve bunun alt sahada
yürütülmesinde
yol
açılan
tıkanıklık,
Erdoğan’ın
en
ciddi
problemindendir. Erdoğan, bu hallerde, yürüttüğü genel siyasetin
gereği akıl yürütmelerinin, kitlevi hizmet üretimcisi bakanlıklar
nezdinde kurumsal zeminini düzgün teşkil ettirememektedir...”
Saygılarımızla,
S Bilişim Danışmanlık
“Bu raporun barındırdığı ya da dayandığı bilgiler yazarlarının doğru ve güvenilir olduğuna inandığı kaynaklardan alınmış ve
akademik denetime tabi tutulmuştur. Bununla birlikte üçüncü şahıslardan alınan hiçbir bilginin doğruluğu ve tamlığı bağımsız olarak
onaylanmamış buna dair bir garanti verilmemiştir. Rapordaki ifadeler geleceğe dair güncel beklentiler temin edebilir ve doğrudan
güncel veya tarihi bir gerçeğe ilişkin olmayan herhangi bir beyan içerebilir. İşbu ifadeler bilinen / bilinmeyen riskler, tereddüt ve
kapsamlı olarak belirtilmemiş başka faktörler içerebilir. Bu rapora katkıda bulunanlar sürekli değişen bir çevrede faaliyet
gösterdiğinden devamlı yeni risklerin ortaya çıkması doğaldır. Okuyucu bu ifadelere aşırı bir güven sergileyerek yatırım ya da ticari
bir işlem yapmamaları için uyarılmaktadır. Raporun hazırlanmasına katkıda bulunanlar yeni bir bilginin doğuracağı sonucu
müteakiben hiçbir ifade üzerinde halka açık bir güncelleme yapma zorunluluğu taşımaz. Raporu yazanlar bu bilgilerin kullanımına
bağlı doğacak hiçbir zarar yahut kayıptan hiçbir şekilde sorumlu tutulamazlar.” Tüm hakları saklıdır. Bu raporun hiçbir parçası
fotokopi, kayıt, bilgi depolama ve yeniden kullanımı mümkün kılacak araç / sistem dâhil olmak üzere alıntı yapılamaz, yeniden
yayınlanamaz.
37 | S
Bilişim Danışmanlık

Benzer belgeler