Untitled - Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği
Transkript
Untitled - Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği
BURSA M‹KROB‹ YOLOJ‹ VE ENFEKS‹YON HASTA LI KLARI fiT TIRMA VE YARDIM DERNE ⁄‹ ARAfi Alacamescit Mah. Okul Sok. Kasapo¤lu ‹flhan›, No:17 K:2/15, Bursa Tel: 0 224 295 41 01 TÜRK‹YE KAN MERKEZ LER‹ VE TRANSFÜZ YON DERNE ⁄‹ Ba¤dat Cad Kumbarac›lar Ç›kmaz› Birlik Apt. B.Blok No:16/24 Feneryolu 34724 Kad›köy / ‹stanbul Tel: (0216) 414 44 17 (pbx) Faks: (0216) 414 44 19 Web: www.kmtd.org.tr e-mail: [email protected] TÜRK KAN VAK FI Ba¤dat Cad Kumbarac›lar Ç›kmaz› Birlik Apt. B.Blok No:16/26 Feneryolu 34724 Kad›köy / ‹stanbul Tel: (0216) 330 72 72 (pbx) Faks: (0216) 336 41 43 Web: www.kan.org.tr e-mail: [email protected] Yapım: Mavi Kare Reklamcılık (0212) 274 74 10 Baskı: Ümit Matbaa (0212) 674 35 40 DÜZENLEYENLER BURSA M‹KROB‹YOLOJ‹ VE ENFEKS‹YON HASTALIKLARI ARAfiTIRMA VE YARDIM DERNE⁄‹ TÜRK‹YE KAN MERKEZLER‹ VE TRANSFÜZYON DERNE⁄‹ TÜRK KAN VAKFI ONURSAL BAfiKANLAR Prof. Dr. Kaya KILIÇTURGAY Prof. Dr. Feridun GÖKIRMAK Prof. Dr. Emel TÜMBAY ED‹TÖRLER Prof. Dr. Okan TÖRE Yard. Doç. Dr. Yasemin HEPER Yard. Doç. Dr. Melda SINIRTAfi -3- DÜZENLEME KURULU BAfiKAN Okan TÖRE GENEL SEKRETER (B‹L‹MSEL) Melda SINIRTAfi GENEL SEKRETER (‹LET‹fi‹M / ORGAN‹ZASYON) Ramazan ULUHAN ÜYELER Suna GED‹KO⁄LU Güher GÖRAL Safiye HELVACI Beyza ENER Reflit MISTIK Halis AKALIN Barbaros ORAL Cüneyt ÖZAKIN Yasemin HEPER Emel YILMAZ Sevim AKÇA⁄LAR Oktay ALVER Canan EVC‹ Haldun BAL Tufan KUMAfi Haluk MERGEN -4- ÖNSÖZ Türk Kan Vakf›, Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derne¤i ile Bursa Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastal›klar› Derne¤i’nin ortaklafla düzenledikleri “ Prof Dr. Ö. Fethi Tezok Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastal›klar› Günleri” nin VIII.isinde bir arada olman›n; bilgiyi, sevgiyi ve dostlu¤u paylaflman›n mutlulu¤unu yaflayaca¤›z. Rahmetli Hocam›z›n ad›n› yaflatmak için 1996 y›l›nda bafllatt›¤›m›z bu sempozyumlar art›k geleneksel hale geldi. Önceki y›llarda bilim alan›m›z› ilgilendiren afla¤›daki önemli konular incelendi ve tart›fl›ld›. I 1996 I. Ulusal Mikobakteri Sempozyumu II 1997 Salmonella’lar ve Yapt›klar› Hastal›klar III 1998 Tüberküloz D›fl› Akci¤er Enfeksiyonlar› IV 2000 Merkezi Sinir Sistemi Enfeksiyonlar› ve E-test Uygulamalar› V 2002 Enfeksiyon ‹mmünolojisi VI 2004 Sepsis VII 2006 Viral Enfeksiyonlarda Korunma ve Tedavi: Yenilikler ve Sorunlar Bu y›l sempozyumun ana konusu olarak, Ülkemiz Kan Merkezlerinin % 70-80’inde sorumlu görevi yapan Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastal›klar› Uzmanlar› ile Kan Merkezi çal›flanlar›n›n önemli sorunu olan “Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar” bafll›¤›n› seçtik. Geçmiflte bir çok kez irdelenmifl olan bu konuyu seçmemizin amac› bu alandaki yenilikleri ve son geliflmeleri hem uzmanl›k alan›m›z, hem de Kan Bankac›l›¤› bak›fl›yla bir kez daha incelemek ve tart›flmak oldu. Sempozyum konuflmac›lar› Ülkemizde, alan›nda deneyimli, bilgi birikimine sahip kiflilerden oluflturuldu. Kendilerine birikimlerini bizlerle paylaflt›klar› için flükranlar›m›z› sunuyoruz. Paylaflaca¤›m›z bilimsel konular yan›nda sosyal program› da oldukça dolu olan sempozyuma bilimsel ve sosyal katk›da bulunan tüm kat›l›mc›lara, destekleriyle sempozyumun düzenlenmesine katk›da bulunan ilaç ve diagnostik endüstrisi kurulufllar›na flükranlar›m›z› sunuyoruz. Sevgi ve sayg›lar›m›zla. Düzenleme Kurulu ad›na Prof. Dr. Okan Töre -5- PROGRAM 20 Mart 2008 Perflembe 14.00 Otele girifl ve kay›t 16.15 – 17.00 Aç›l›fl Töreni Sempozyum Baflkan› UÜTF Dekan› UÜ Rektörü 17.00 – 17.45 Aç›l›fl Konferans› Baflkan: Kaya K›l›çturgay KAN BANKALARININ ÜÇ YÜZÜ: ENFEKS‹YON, EKONOM‹, HUKUK O. fiadi Yenen 18.00 – 18.30 Dia Gösterisi Sunan: Emel Y›lmaz Konu: Ayr›nt› 19.00 – 20.00 Hoflflggeldiniz kokteyli 19.30 Akflflaam yeme¤i 21.00 – 23.30 Sosyal Program -6- 21 Mart 2008 Cuma 09.00 – 10.30 Panel 1. KAN TRANSFÜZYONU ‹LE fiA AN V‹RAL ENFEKS‹YONLAR BULAfi Baflkan : Feridun Gök›rmak - Haluk Eraksoy 09.00 – 09.30 Hepatit B Virusu: Bulafl ve Tedavi Ziya Kuruüzüm 09.30 – 10.00 Hepatit C Virusu: Bulafl ve Tedavi Selim Gürel 10.00 – 10.20 Di¤er Viruslar: Bulafl ve Tedavi Emel Y›lmaz 10.30 – 11.00 Kahve aras› 11.00 – 12.00 Panel 2. KAN TRANSFÜZYONLARI VE HIV Baflkan: Gürol Emekdafl - fiaban Çavufllu 11.00 – 11.20 Bulaflfl,, Güncel Tedavi Volkan Korten 11.20 – 11.40 Sosyal Yönü ile HIV Taner Y›ld›rmak 12.00 – 13.00 Birlikte Tart›flflaal›m Baflkan: Ramazan Uluhan fiA AN ENFEKS‹YONLARDA KAN ‹LE BULAfi TARAMA TESTLER‹NDE NAT m›, ELISA m›, NAT ve ELISA m›? Banu Pelit K›l›ç Yasemin Heper 13.00 Ö¤le yeme¤i ve Bursa Gezisi 19.30 Akflam yeme¤i -7- 22 Mart 2008 Cumartesi 09.30 – 10.40 Panel 3. KAN VE KAN ÜRÜNLER‹ ‹LE fiA AN D‹⁄ER ENFEKS‹YONLAR BULAfi Baflkan : Ayfle Wilke Topçu-Hüseyin Turgut 09.30 – 10.00 Bakteriyel Enfeksiyonlar Fehmi Tabak 10.00 – 10.30 Paraziter Enfeksiyonlar Murat Hökelek 10.40 – 11.00 Kahve aras› 11.00 – 11.45 Konferans 2 Baflkan: Demir Serter KAYNA⁄I BELL‹ OLMAYAN KAN ‹LE fiA AN ENFEKS‹YONLARDA BULAfi fiIIM VE ‹ZLEM PROF‹LAKT‹K YAKLAfi Deniz Gökengin 11.45 – 12.30 Konferans 3. Baflkan : Emel Tümbay PR‹ONLAR Suna Gediko¤lu 13.00 – 14.00 Ö¤le yeme¤i 14.00 – 14.45 Konferans 4. Baflkan: Mahmut Bay›k V‹RAL HEPAT‹TLERDE DENDR‹T‹K HÜCRE BAZLI ‹MMÜN‹ZASYON Ercüment Oval› -8- 15.00 – 15.30 Kahve aras› 15.30 – 17.10 Panel 4 : (TKMTD Oturumu) KAN MERKEZLER‹NDE M‹KROB‹YOLOJ‹K TARAMA TESTLER‹YLE ‹LG‹L‹ TÜRK‹YE VER‹LER‹ Baflkan : Okan Töre 15.30 – 16.00 Enfeksiyöz Tarama Testleri Seroprevalans› Rukiye Berkem 16.00 – 16.30 Ba¤›flflçç›n›n Bilgilendirilmesi Hüsnü Altunay 16.30 – 17.00 Kalite Kontrol Esra Karakoç 17.30 – 19.00 Sunay Ak›n’la Söylefli 20.00 Gala Yeme¤i 23 Mart 2008 Pazar Otelden ayr›l›fl -9- B‹L‹MSEL DANIfiMA KURULU YAZIfiMA ADRES‹ Uzm. Dr. Hüsnü ALTUNAY Çapa K›z›lay Kan Merkezi, ‹STANBUL Prof. Dr. Mahmut BAYIK Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› AD, Hematoloji BD, ‹STANBUL Uzm. Dr. Rukiye BERKEM S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvar›, Kan Merkezi, ANKARA Prof. Dr. fiaban ÇAVUfiLU GATA Haydarpafla E¤itim Hastanesi, Enfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji AD, ‹STANBUL Prof. Dr. Gürol EMEKDAfi Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi, T›bbi Mikrobiyoloji AD, MERS‹N Prof. Dr. Haluk ERAKSOY ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastal›klar› AD, ‹STANBUL Prof. Dr. Suna GED‹KO⁄LU Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji AD, BURSA - 10 - Prof. Dr. Deniz GÖKENG‹N Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Bakteriyoloji AD, ‹ZM‹R Prof. Dr. Feridun GÖKIRMAK Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji AD, BURSA Prof. Dr. Selim GÜREL Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› AD, Gastroenteroloji BD, BURSA Yard. Doç. Dr. Yasemin HEPER Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, BURSA Doç. Dr. Murat HÖKELEK Ondokuz May›s Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji AD, SAMSUN Uzm. Dr. Esra KARAKOÇ S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuar›, Kan Merkezi, ANKARA Uzm. Dr. Nil Banu Pelit KILIÇ Ac›badem Sa¤l›k Grubu Hastaneleri, Kan Merkezi, ‹STANBUL - 11 - Prof. Dr. Kaya KILIÇTURGAY Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji AD, BURSA Prof. Dr. Volkan KORTEN Marmara Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, ‹STANBUL Uzm. Dr. Ziya KURUÜZÜM 9 Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, ‹ZM‹R Prof. Dr. Ercüment OVALI Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› AD, Hematoloji BD, TRABZON Prof. Dr. Demir SERTER Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Bakteriyoloji AD, ‹ZM‹R Prof. Dr. Fehmi TABAK ‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Enfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji AD, ‹STANBUL Prof. Dr. Ayfle Wilke TOPÇU Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastal›klar› AD, KOCAEL‹ Prof. Dr. Okan TÖRE Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji AD, BURSA - 12 - Prof. Dr. Hüseyin TURGUT Pamukkale Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, DEN‹ZL‹ Prof. Dr. Emel TÜMBAY Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji AD, ‹ZM‹R Uzm. Dr. Ramazan ULUHAN S.B. Zeynep Kamil E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuar›, Kan Merkezi, ‹STANBUL Prof. Dr. O. fiadi YENEN ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji AD, ‹STANBUL Uzm Dr. Taner YILDIRMAK S.B. Ok Meydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Enfeksiyon Hastal›klar› ve KlinikMikrobiyoloji Klini¤i, ‹STANBUL Yard. Doç. Dr. Emel YILMAZ Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, BURSA - 13 - ‹Ç‹NDEK‹LER Yazar Hepatit B Virusu: Bulafl ve Tedavi Uzm. Dr. Ziya Kuruüzüm 15 Hepatit C Virusu: Bulafl ve Tedavi Prof. Dr. Selim Gürel 21 Di¤er Viruslar: Bulafl ve Tedavi Yard. Doç. Dr. Emel Y›lmaz 25 Sosyal Yönü ile HIV Uzm Dr. Taner Y›ld›rmak 31 Uzm. Dr. Nil Banu Pelit K›l›ç Yard. Doç. Dr. Yasemin Heper 35 Kan Ve Kan Ürünleri ‹le Bulaflan Bakteriyel Enfeksiyonlar Prof. Dr. Fehmi Tabak 40 Kan Ve Kan Ürünleri ‹le Bulaflan Paraziter Enfeksiyonlar Doç. Dr. Murat Hökelek 47 Kayna¤› Belli Olmayan Kan ‹le Bulaflan Enfeksiyonlarda Profilaktik Yaklafl›m Ve ‹zlem Prof. Dr. Deniz Gökengin 57 Prionlar Prof. Dr. Suna Gediko¤lu 61 Viral Hepatitlerde Dendritik Hücre Bazl› ‹mmünizasyon Prof. Dr. Ercüment Oval› 66 Enfeksiyöz Tarama Testleri Seroprevalans› Uzm. Dr. Rukiye Berkem 86 Ba¤›flç›n›n Bilgilendirilmesi Uzm. Dr. Hüsnü Altunay 96 Kalite Kontrol Uzm. Dr. Esra Karakoç Kan ‹le Bulaflan Enfeksiyonlarda Tarama Testlerinde Nat m›, Elisa m›, Nat ve Elisa m›? - 14 - Sayfa 100 Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar HEPAT‹T B V‹RUSU: BULAfi VE TEDAV‹ Ziya KURUÜZÜM Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, ‹ZM‹R Bulafl Yollar› Hepatit B virusunun (HBV) yay›lmas›ndaki en büyük etken, tüm dünyada say›lar› yaklafl›k 350-400 milyon olarak tahmin edilen ve en büyük rezervuar olarak kabul edilen tafl›y›c›lard›r (1). Tafl›y›c›lar d›fl›nda hastal›¤› akut olarak geçiren olgular arac›l›¤›yla da bulafl mümkündür. HBV bulafl›nda yafl ve mevsimsel faktörlerin etkisinin bulunmad›¤› gibi, fekal–oral bulafl da söz konusu olmad›¤›ndan su ve besinlerin de rolü yoktur. HBV'nin en yo¤un olarak bulundu¤u vücut s›v›lar› s›ras›yla kan, semen ve vaginal sekresyonlard›r. Bu vücut s›v›lar›yla bulafl riski daha fazlad›r. Bunlar›n d›fl›ndaki di¤er vücut sekresyonlar› (BOS, asit s›v›s›, plevral mayi, tükrük, ter, gözyafl›, süt, nazofarengeal s›v›lar, vb.) sadece potansiyel olarak enfeksiyözdür (2). HBV'nin dört ana bulafl paterni vard›r; 1 - Parenteral 2 - Horizontal 3 - Vertikal 4 - Seksüel Parenteral Bulafl Parenteral bulafl paterni, en çok araflt›r›lan, en iyi bilinen ve en önemli bulafl yoludur. Bu grup içinde enfekte kan ve kan ürünleri transfüzyonu, kontamine cerrahi aletler, i¤ne, enjektör, uyuflturucu kullananlar aras›nda ortak enjektör kullan›m›, hemodiyaliz, dövme (tatuaj), akupunktur, kulak - 15 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar delme vb. gibi faktörler say›labilir. Ayr›ca kanla bulaflm›fl difl f›rças›, jilet, havlu gibi eflyalar›n baflkalar› taraf›ndan kullan›lmas› da bulafla neden olabilir. Kan ve kan ürünleri transfüzyonu ile HBV bulafl› özellikle rutin olarak ELISA yöntemiyle HBsAg taramas› yap›lmaya bafllanmas›ndan önceki dönemde karfl›lafl›lan en büyük yol olarak yer almaktad›r. Rutin taramalar›n yasal zorunluluk haline getirilmesi ve profesyonel kan vericilerinden gönüllü kan vericili¤ine geçifl, HBV bulafl›n› önemli ölçüde azaltm›flt›r. Bununla beraber, kullan›lan kitlerin duyarl›l›k farkl›l›klar›, gizli (occult) HBV enfeksiyonu ya da akut hepatitin pencere dönemi gibi nedenlerle transfüzyon sonras› hepatitlerle karfl›lafl›lmaktad›r. Horizontal Bulafl Horizontal bulaflma paterni, çocuklar, genç yetiflkinler ve aile içindeki en önemli yay›lma yoludur. Mekanizmas› tam olarak anlafl›lamamakla beraber, bu tip bulafl›n kan, tükrük ve seröz s›v›lar›n, defektli cilt ile temas› sonucu oldu¤u kabul edilmektedir. HBV tafl›y›c›s› bulunan ailelerdeki enfekte kifli say›s›n›n bulunmayan ailelere göre daha fazla olmas›nda bu tip bulafl›n rolü oldu¤u düflünülmektedir. Vertikal Bulafl Vertikal (perinatal) bulafl paterni, HBV tafl›y›c› anneden, genellikle do¤um s›ras›nda ya da do¤umdan sonra HBV ile enfekte maternal s›v›larla bebe¤in temas› sonucu oluflur. Do¤um s›ras›nda bulafl, cilt s›yr›klar›, mukoza penetrasyonu, vaginal kanaldan geçifl s›ras›nda anne kan›yla temas ve plasenta hasar› sonucu fetal ve maternal dolafl›m›n kar›flmas› gibi nedenlerle ya da enfekte kan›n yutulmas› ile gerçekleflebilir. Asya-Pasifik ülkelerinde karfl›lafl›lan yüksek HBV tafl›y›c›l›¤›n›n en önemli nedeni olarak kabul edilmektedir. Perinatal dönemde bebe¤e geçifl olas›l›¤› %4050 olarak kabul edilirken bu oran annenin ayn› zamanda HBeAg pozitif - 16 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar olmas› durumunda %90’a kadar ç›kabilmektedir. Bu tür bulafl›n en önemli sonucu ise bebekte meydana gelebilecek yüksek kronikleflme oran›d›r (%90). Intrauterin bulaflma oran› ise (%10-15) s›k de¤ildir. Seksüel Bulafl Cinsel yol HBV'nin bir di¤er yay›l›m yollar›ndan biridir. Homoseksüel ya da heteroseksüel iliflki s›ras›nda gerek rektal, gerekse de genital mukozada oluflan mikrotravmalara ba¤l› çatlaklar›n infekte kan ya da genital s›v›larla temas› sonucu meydana gelmektedir. Kronik Hepatit B Tedavisi Kronik hepatit, çeflitli nedenlere ba¤l› olarak karaci¤er parankiminin sürekli ve ilerleyici enflamasyonuna verilen add›r. Kronik hepatite yol açan birçok neden bulunmas›na karfl›n ülkemizde HBV, en s›k neden olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. HBV, karaci¤er sirozu ve hepatosellüler karsinomun (HSK) en önemli nedenleri aras›nda yer almaktad›r (3). Kronik hepatitli olgular›n bir k›sm›nda karaci¤er hasar› ilerleyerek siroza dönmekte, bir k›sm›nda da HSK geliflebilmektedir. HSK geliflim riskinin, kronik hepatit B’li hastalarda, sa¤lam kiflilere oranla, 200 kat daha fazla oldu¤u tahmin edilmektedir. Kronik hepatit B’li olgularda tedavi prensipleri; viral replikasyonu durdurmak ve viral klirensi gerçeklefltirmek, karaci¤er histolojisinde düzelme sa¤lamak, siroza ya da HSK`ya gidifli engellemek ve bunlara ba¤l› komplikasyonlar› ve mortaliteyi önlemektir. Tedavi Seçenekleri Kronik viral hepatit B tedavisinde, bütün dünyada kullan›lan ve etkinli¤i kan›tlanm›fl bir dizi seçenek bulunmaktad›r. Bunlar aras›nda ilk olarak kullan›ma giren interferon-α (IF-α)’d›r. ‹mmunmodulatör, antiviral ve antiproliferatif etkilere sahip IF-α’n›n, daha sonralar› pegilasyon teknolo- 17 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar jisiyle gelifltirilmifl pegile (PEG-IF-α) formlar›yla hem etki süresi, hem de etkinli¤i artt›r›lm›flt›r. Ancak, gerek IF-α, gerekse de PEG-IF-α tedavisinden istenilen verimin tam olarak al›namamas› ve bu arada antiviral etki gösteren kimi preparatlar›n keflfi ve kullan›ma girmesi, de¤iflik tedavi seçeneklerinin ve kombinasyon tedavilerinin gündeme gelmesine neden olmufltur. Bu antiviraller aras›nda lamivudin, adefovir, entekavir, tenofovir say›labilir. Pegile IF-α ile kronik hepatit B tedavisinde, standart IF-α ile tedaviye göre daha yüz güldürücü sonuçlar al›nmas›na karfl›n, tedavi sonu elde edilen kal›c› viral yan›t oranlar› gene de istenilen düzeyi tutturamamaktad›r. Lau ve arkadafllar›n›n HBeAg (+) kronik hepatit B olgular›nda, Pegile IF-α 2a, lamivudin ile Pegile IF-α 2a ve lamivudin kombinasyonunu karfl›laflt›rd›klar› çal›flmalar›nda, 24 haftal›k izlem sonucunda kal›c› viral yan›t oran›n› tek bafl›na lamivudin verilen grupta %5, di¤er iki grupta ise %14 olarak saptam›fllard›r (4). Bu çal›flmada elde edilen bir baflka önemli bulgu ise Pegile IF-α 2a verilen iki grupta da HBsAg kayb›n›n %8 olarak saptanmas›d›r. Janssen ve arkadafllar›n›n gene ayn› grup hastada Pegile IF-· 2b ile yapt›klar› bir baflka çal›flmada, gerek kal›c› viral yan›t oran›, gerekse de HBsAg kayb› % 7 olarak bulunmufltur (5). HBeAg (-) kronik hepatit B olgular›nda, Marcellin ve arkadafllar›n›n Pegile IF-α 2a, lamivudin ile her ikisinin kombinasyonunu karfl›laflt›rd›klar› çal›flmalar›nda, 24 haftal›k izlem sonunda kal›c› viral yan›t oran›n› Pegile IF-α 2a grubunda %19, kombinasyon grubunda ise %20 olarak bulmufllard›r (6). Tek bafl›na lamivudin verilen grupta ise ayn› oran %7’dir. Ülkemizde kullan›ma giren ilk antiviral (1998) olan lamivudinin, kronik hepatit B olgular›nda HBV DNA’y› bask›lama yetene¤i yüksek olmas›na karfl›n en büyük dezavantaj›, bu ilaca karfl› y›llar içinde geliflen yüksek direnç oranlar›d›r. Üstelik direnç geliflimi sonras›, olgularda, ciddi alevlenmeler ve h›zl› dekompanzasyon ile de karfl›lafl›labilmektedir. - 18 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar HBeAg (+) kronik hepatit B olgular›nda, tek bafl›na adefovirin, plaseboyla karfl›laflt›r›ld›¤› çal›flmada tedavi sonunda adefovir verilen grupta HBV DNA kayb› %21 olarak saptanm›flt›r (7). Entekavir gerek HBeAg (-), gerekse de HBeAg (+) naiv kronik hepatit B olgular›nda HBV DNA’y› kuvvetli bir flekilde suprese edebilme yetene¤i bulunan bir antiviraldir. Ancak bu etkisi, daha önce lamivudin kullanm›fl ve bu ilaca karfl› direnç geliflmifl olgularda, çapraz direnç geliflimi nedeniyle azalmaktad›r (8). Kronik hepatit B tedavisinde, tedavi süresi, Pegile IF-α ile daha belirli iken antivirallerle tedavi s›ras›nda bu süre belirsizli¤ini korumaktad›r. Antivirallerin kesilmesi sonras› ya da tedavi s›ras›nda direnç geliflimine ba¤l› olarak reaktivasyonlarla ya da relapslarla s›k olarak karfl›lafl›labilmektedir. KAYNAKLAR: 1. Lai CL, Ratziu V, Yuen MF, Poynard T. Viral hepatitis B. Lancet 2003; 362:2089-94. 2. Robinson WS. Hepatitis B virus and hepatitis D virus. In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious Diseases. Philadelphia, Churchill Livingstone; 2000:1652-85. 3. Lavanchy D. Hepatitis B virus epidemiology, disease burden, treatment, and current and emerging prevention and control meaures. J Viral Hep 2004; 11:97-107. 4. Lau et al. Peginterferon alfa-2a, lamivudine, and the combination for HBeAg-positive chronic hepatitis B. N Engl J Med 2005; 352 (26):2682-95. 5. Janssen HL et al. Pegylated interferon alfa-2b alone or in combination with lamivudine for HBeAg-positive chronic hepatitis B: a randomised trial. Lancet 2005;365:123-9. 6. Marcellin P et al. Peginterferon alfa-2a alone, lamivudine alone, and - 19 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar the two in combination in patients with HBeAg-negative chronic hepatitis B. N Engl J Med 2004; 351 (12):1206-17. 7. Marcellin P et al. Adefovir dipivoxil fort he treatment of Hepatitis B e antigen-positive chronic hepatitis B. N Engl J Med 2004; 348 (9):808-16. 8. Chang TT et al. A Comparison of Entecavir and Lamivudine for HBeAg positive patients. N Engl J Med 2004; 354 (10):1001-10. - 20 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar HEPAT‹T C V‹RUSU: BULAfi ve TEDAV‹ Selim GÜREL Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› AD, Gastroenteroloji BD, BURSA Özellikle bat›l› ülkelerde HCV’li hastalardaki bulafldan sorumlu tutulan bafll›ca faktörler aras›nda IV ilaç al›flkanl›¤› veya kan transfüzyonlar› say›labilir. Akut hepatit C vakalar›n›n yaklafl›k % 60’›nda bulafl yolunun IV ilaç kullanma al›flkanl›¤›n›n oldu¤u görülmüfltür. Kan transfüzyonlar›na ba¤l› bulafl 1990’l› y›llardan önce bafll›ca bulafl yolu olmas›na ra¤men son y›llarda transfüzyon yap›lacak kanlar›n test edilerek taranmas› ile günümüzde kan veya kan ürünleri ile bulafl riski bir milyon ünitede bir olarak tespit edilmifltir. Yap›lan dikkatli tarama testleri ile kan transfüzyonlar› ile HCV bulafl riski neredeyse s›f›ra yaklaflm›flt›r. Seksüel bulafl riski oldukça düflüktür. Yaklafl›k 500 vakal›k bir çal›flmada HCV pozitif kiflilerin eflleri yaklafl›k 16 y›l süre ile izlenmifl ve bunlar›n sadece 20’sinin eflinde (%4) Anti-HCV pozitif bulunmufltur. Bunlar›n da ancak 12’sinde (%2.4) HCV-RNA pozitif bulunmufltur. Perinatal bulafl; Anti-HCV pozitif annelerden do¤an çocuklar›n sadece %5’inde Anti-HCV pozitif bulunmufltur. Bulafl HCV-RNA’s› pozitif annelerden do¤an çocuklarda görülmüfltür. Süt verme ile bulafl›n çok çok düflük olmas› nedeniyle bugün için emzirmeye izin verilmektedir. Hemodiyaliz hastalar›nda HCV enfeksiyonu son y›llarda düflmesine ra¤men halen %0.4 ile 15 aras›nda diyaliz ünitesine ba¤l› olarak de¤iflkenlik göstermektedir. Diyaliz makinelerinin tüm geliflmifl sterilizasyon imkanlar›na ra¤men yine de hemodiyaliz hastalar›ndaki bulafl önlenememifltir. Daha az s›kl›ktaki bulafl yollar› endoskopik giriflimler, dövme ifllemleri, berberler, hastanede yatmak, alkol kullan›m›, cezaevlerinde veya huzurevlerinde bulunmak gibi nedenler say›labilir. - 21 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar HEPAT‹T C’DE TEDAV‹: Tedaviyi akut ve kronik olarak ikiye ay›rabiliriz. Akut C hepatiti tan›s› konduktan sonra genellikle 8-12 haftal›k spontan iyileflme flans› verildikten sonra HCV-RNA’s› pozitif olan hastalara tedavi verilmelidir. Tedavi edilenlerde kronikleflmenin büyük oranda önlenebildi¤i bilinmektedir. Genotip 1 olan hastalarda tedavi süresi 24 hafta genotip 2-3 olan hastalar içinse 12 hafta olarak belirlenmifltir. Bugün için tedavide pegile interferonlar kullan›lmakta olup ve tedaviye Ribavirin eklenmesinin bir yarar› gösterilememifltir. Kronik C hepatitinin tedavisi ise bugün için istenilen baflar› oran› sa¤lanmam›fl olsa da özellikle pegile interferon ve ribavirin kombine tedavisi ile % 50’lere (genotip 1 hastalarda) kadar ç›km›flt›r. Genotip 1 kronik C hepatitli hastalarda tedavi süresi 48 hafta, genotip 2-3’lü hastalarda 24 hafta olarak belirlenmifltir. Kronik C hepatitinin tedavisinde pegile interferon olarak ya pegile interferon alfa-2a 180 mikrogram haftada ya da pegile interferon alfa-2b kilogram bafl›na 1-1.5 mikrogram haftada olarak kullan›lmaktad›r. Ribavirin mutlaka verilmesi gereken kombine tedavinin di¤er bir ilac›d›r. Ribavirin dozu genellikle kilo bafl›na 10.6 mg olarak yap›lan çal›flmalarda belirlenmifltir. Buna göre optimal doz 800 ile 1400 mg aras›nda de¤iflebilmektedir. Genotip 2 ve 3 hastalarda 800 mg yeterli olmakla birlikte genotip 1 hastalarda daha yüksek dozlara gereksinim vard›r. Tedavi verilen hastalarda en iyi sonuç için kombine tedavinin dozunun % 80’ine ulafl›lmas›, sürenin % 80’ine uyulmas› gerekmektedir. Tedavi için genotiplere göre algoritm verecek olursak flu flekilde verebiliriz. - 22 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Anti-HCV pozitif Kantitatif HCV-RNA bak E¤er genotip 1 ise KC bx yap Portal fibrozisden fazlas› varsa tedavi Fibrozis yok ise izle PEG ‹FN + R‹BA 12.Haftada kantitatif HCV-RNA bak HCV-RNA 2 Log Düfltüyse HCV-RNA 2 Log Düflmediyse Ted.48 Haftaya Tamamla Tedaviyi Durdur Kalitatif HCV-RNA 48.Haftada Bak (Tedavi Sonu Cevap) 72.Haftada HCV-RNA Bak (kal›c› Cevap ‹çin) - 23 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Anti-HCV pozitif Kantitatif HCV-RNA bak E¤er genotip 2-3 ise PEG ‹FN + R‹BA 800 mg 24 Hafta 24.Haftada kalitatif HCV-RNA bak HCV-RNA (+) ‹se HCV-RNA (-) ‹se 48.Haftada kalitatif HCVRNA bak (Kal›c› Cevap ‹çin) Tedavi baflar›s›z - 24 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar D‹⁄ER V‹RUSLAR: BULAfi VE TEDAV‹ Emel YILMAZ Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, BURSA Virüsler kan ve ürünleri ile bulaflta en fazla sorumlu tutulan mikroorganizmalard›r. Transfüzyonla bulaflan viral enfeksiyonlarda ortak özellikler; uzun kuluçka süresi, latent-persistan enfeksiyon, kronik tafl›y›c›l›k, asemptomatik seyir, pencere dönemi, kan ürünlerinin saklanmas› s›ras›nda canl›l›¤›n› devam ettirebilmesidir. Bunlar aras›nda Hepatit B, Hepatit C ve HIV 1-2 en fazla kan ve ürünleri ile bulaflan etkenler aras›nda yer al›r. Bunlar› CMV (Citomegalovirus), Ebstein-Barr virus (EBV), Parvo virus B 19, ‹nsan T hücre lenfotropik virus 1-2 (HTLV-I/II), Human Herpes virus 6,7,8 izler. Son zamanlarda transfüzyon ile bulaflan ve klinik öneminin henüz anlafl›lamad›¤› Hepatit G virusu (HGV), TTV (Transfusion Transmitted Virus), SENV’den bahsedilmektedir (1). Ayr›ca kan donörü Hepatit A ve Hepatit E virüsü, SARS, avian influenza virusu ile enfekte olup viremi döneminde olabilir ve kan ve ürünlerinin nakli ile al›c›ya bulaflt›rabilir. Vireminin k›sa süreli olmas› nedeniyle pratikte sorun yaratmazlar. Ancak flüpheli hasta ile temas, atefl yüksekli¤i ve endemik olan yere seyahat öyküsü olan kiflilerden kan al›nmamal›d›r (2, 3). Yayg›nl›klar› co¤rafik bölgeyle s›n›rl› olan, kan ve ürünleri ile bulaflabilen Kolorado Kene atefli, Rift Vadisi Hummas›, Ebola, Lassa Atefli, Dengue atefli ve di¤er hemorajik viral enfeksiyonlar da unutulmamal›d›r. Ancak burada yayg›n olan ve potansiyel riski olanlar, ülkemiz için henüz sorun olmayan fakat son zamanlarda kan transfüzyonlar›nda s›kça bahsedilen Bat› Nil Virüsü tart›fl›lm›flt›r. - 25 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Hepatit D Virüsü: HDV defektif bir virüstür, ancak HBV varl›¤›nda enfeksiyöz özellik tafl›r. Bulafl parenteral, kan ve ürünleri ile olmaktad›r. Ülkemiz HDV aç›s›ndan orta endemisitede yer almaktad›r (HBsAg tafl›y›c›lar›nda %3-9). Kan donörlerinde HBs antijeni araflt›r›lmas› ayn› zamanda HDV bulaflma riskini de ortadan kald›rmaktad›r (7). HGV: Flaviviridae ailesinden RNA virüsüdür. Parenteral, vertikal ve cinsel yolla bulafl›r. Y›llarca serumda persiste edebilir. Epidemiyolojik ve klinik aç›dan önemi halen belirsizdir (5, 6). TTV: Sa¤l›kl› kiflilerde yüksek prevalansa sahip, parenteral bulaflan DNA virüsüdür. Tüm dünyada ve ülkemizde yayg›nd›r. Ülkemizde kan donörlerinde seroprevalans %20 olarak bulunmufltur (5). SEN Virüs: Circoviridae ailesinden bir DNA virüsüdür. Karaci¤erde replike oldu¤u gösterilmifl olmakla birlikte fulminan hepatit ve siroz geliflimdeki rolü aç›k de¤ildir (5, 7). CMV: Herpes virus ailesinden DNA virüsüdür. Dünyada ve ülkemizde yayg›nd›r. Bulafl perinatal, anne sütü, s›k› temas, kan ve ürünlerinin nakli, organ nakli ile olmaktad›r. Genellikle primer enfeksiyonu asemptomatiktir, nadiren mononükleoz sendromu yapar. Ciddi enfeksiyonlar› seronegatif anne, prematüre bebek (>1200 g), seronegatif organ transplant› yap›lanlar ve seronegatif immunsüprese hastalarda görülür. Ülkemizden yap›lan bir çal›flmada 1143 kan donöründe %98 oran›nda Anti CMV IgG - 26 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar pozitifli¤i saptanm›flt›r (8). Toplumda seronegatif donör bulmak zordur. Bu yüzden lökosit filtreleri kullan›larak kan nakli yap›lmal›d›r. Lökosit içinde latent kalabilir. Dondurulmufl ve y›kanm›fl eritrosit süspansiyonlar›nda lökosit miktar› düflük oldu¤undan bu ürünlerle de bulafl riskinin düflük oldu¤u söylenmektedir (9). Human Parvovirus B19: Tek sarmall›, bilinen en küçük DNA virüsleridir. Genelde enfekte solunum yolu sekresyonlar› ile bulafl›r. Hafif üst solunum yolu enfeksiyonu, artrit, artralji, eritema enfeksiyozum (5. hastal›k) yapar. Ancak kronik hemolitik anemide aplastik krizler, immün süprese hastalarda ciddi anemi, gebelerde abortus yapabilir. Vireminin k›sa sürmesi nedeniyle kan nakli ile sorun yaratmasa da, kan havuzlar›ndan haz›rlanan p›ht›laflma faktörleri potansiyel enfekte kabul edilir (10). Dünya genelinde eriflkin yafl grubunda seroprevalans %65 olarak belirlenmifltir (11). Di¤er ülkelerde oldu¤u gibi ülkemizde de artan yafl ile birlikte seroprevalans artmaktad›r (15 yafl alt› %26,9; 20 yafl üstü %54,5) (12). HTLV-I/II: Bir retrovirüstür. Karayip adalar›, Japonya, Afrika’n›n baz› bölgelerinde prevalans› yüksek (%2-20), Avrupa’da ise prevalans› düflüktür. Kronik, latent seyirli enfeksiyon yapar. %1-5 malign transformasyon riski vard›r. Bulafl enfekte kan ile temas, kan ve ürünlerinin nakli ile olur. Hücre içi yerleflim gösterdi¤inden plazma ile bulafl›n olmad›¤› söylenmektedir. Japonya ve ABD’de rutin donör tarama testleri aras›nda yer almaktad›r (13). Ülkemiz için yeterli veri bulunmamaktad›r. EBV: Herpesvirüs ailesinden DNA virüsüdür. Enfeksiyoz mononükleoz etkenidir. Yap›lan çal›flmalarda yüksek seroprevalans saptand›¤›ndan - 27 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar (%90-95) kan donörlerinde rutin tarama önerilmemektedir (9). HHV-6: B lenfosit tropizmi gösteren, periferik kan lökositlerinden izole edilen, Herpes virüs ailesi içinde yer alan, DNA virusudur. Sa¤l›kl› eriflkinlerin %50-90’n›nda anti HHV-6 antikoru tespit edilmifltir. Çocuklarda eksantema subituma neden olur, latent enfeksiyon yapar. Kan donörlerinde seroprevalans› %17-90 aras›ndad›r. Kan nakli ile bulafl›na ait net veri yoktur (14, 15). HHV-8: Yafll›larda selim seyirli Kaposi Sarkomu etkenidir. Hedef hücresi periferik mononükleer hücrelerdir. Tam kan ile bulaflabilirken, plazma deriveleri ile bulaflmad›¤› düflünülmektedir (15). Bat› Nil Virüsü (WNV): Flavivirüs ailesinden RNA virüsüdür. Enfekte sivrisinek ile insanlara geçer. Kuzey ve Orta Amerika, Meksika, Afrika, Avustralya, Avrupa’n›n Do¤usu, Bat›s›, Orta ve Güneydo¤u Asya’da endemiktir. Genelde asemptomatik ya da hafif seyirli enfeksiyon yapar. Ancak yafll› ve çocuklarda fatal seyirli meningoensefalit yapabilir. ‹lk kez ABD’de 2002 y›l›nda organ nakli ve kan transfüzyonu ile geçifl gösterildi¤inden dolay› kan donörlerinde mevsimsel WNV RNA taranmas› zorunlu hale getirilmifltir (16). Ayr›ca kan ve kanl› vücut s›v›lar› ile temas sonucu (aç›k yaradan, mukozalardan veya i¤ne batmas› ile ciltten) bulaflan viral enfeksiyonlarda vard›r. Otuz civar›nda mikroorganizma bu yolla bulaflabilirse de en önemlileri Hepatit B Virüs (HBV), Hepatit C Virüs (HCV) ve ‹nsan ‹mmun Yetmezlik Virüsü (HIV)’dür. Ayr›ca son zamanlarda ülkemizde de sorun olan K›r›m Kongo Hemorajik atefli ve endemik bölgeye seyahat s›ras›nda görülebilecek viral hemorajik atefl nedenleri de unutulmamal›d›r. - 28 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar KAYNAKLAR: 1. Goodnough LT. Risks of blood transfusion. Crit Care Med 2003; 31: S678-S686. 2. Alter HJ, Stramer SL, Dodd RY. Emerging infectious diseases that threaten the blood supply. Semin Hematol 2007; 44: 32-41. 3. Gregory JP, Wu YY, Snyder EL. Risks of transfusion-transmitted infections: 2003. Current Opinion in Hematology 2003; 10: 412-18. 4. De¤irtekin H. Yalç›n K, Yakut M. The prevalence of hepatitis delta virus infection in acut and chronic liver diseases in Turkey: an analysis of clinical studies. Turkish J Gastroenterol 2006; 17: 25-34. 5. Tahan V, Ozdo¤an O, Tozun N. Epidemiology of viral hepatitis in the Mediterranean Basin. Annals Academiae Medicae Bialostocensis 2003; 48: 11-7. 6. Mushahwar IK. Verses, viruses, and the vulnerability of the blood supply in industrialized countries. J Med Virol 2007; 79: 1229-37. 7. Chamberland ME, Alter HJ, Busch MP, Nemo G, Ricketts M. Emerging infectious diseases issues in blood safety. Emerging Infectious Dis. 2001; 7: 552-3. 8. K›l›ç N.B., Heper Y, Acar N, Durmaz N, fieydao¤lu G. Anti-CMV antibody in Turkish blood donors. Blood Banking and Transfusion Medicine 2003; 1: (Suppl 1): 371. 9. Barin F. Viruses and unconventional transmissible agents: update on transmission via blood. Transfus Clin Biol 2007; 7: 5-10. 10. Ragni MV, Koch WC, Jordan JA. Parvovirus B19 infection in patients with hemophilia transfusion 1996; 36: 238-41. 11. Heegaard ED, Peterson BL, Heilman CJ, Hornsleth A. Prevalence of parvovirus B19 and parvovirus B19 DNA and antibodies in paired bone marrow and serum samples from healthy individuals. J Clin Microbiol 2002; 40: 933. 12. Ifl›k N, Sabaho¤lu E, Ifl›k DM et al. Klinik olarak Parvovirus B19 - 29 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar infeksiyonu ön tan›l› olgular›n virolojik takibi. Türk Mikrobiyol Cem 2004; 34: 62-6. 13. Murphy EL, Mahieux R, Tekaia F et al. Molecular epidemiology of HTLV-II among United States blood donors and intravenous drug users: an age-cohort effect for HTLV-II RFLP type aO. Virology 1998; 242: 425-34. 14. Di Luca D, Dolcetti R, Mirandola P et al. Human herpesvirus-6: A survey of presence and variant distrubition in normal peripheral lympocytes and lymphoproliferative disorders. J Infect Dis 1994; 170: 211-5. 15. Guertler LG. Virus safety of human blood, plasma, and derived products. Trombosis Research 2002; 107: 39-S45. 16. Alter HJ. Emerging, re-emerging and submerging infectious threats to the blood supply. Vox Songuinins 2004; 87: 56-61. - 30 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar SOSYAL YÖNÜ ‹LE HIV Taner YILDIRMAK flt›rma Hastanesi, S.B. Ok Meydan› E¤itim ve Araflt Enfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Klini¤i, ‹STANBUL HIV’in sosyal boyutu salg›ndan etkilenen toplumlar›n ekonomik, kültürel yap›s› ve hastal›¤›n o toplumdaki prevelans› ile yak›ndan ilgilidir. Hastal›¤›n toplumda alg›lan›fl biçimi hastalar›n sosyal yaflamlar› bak›m›ndan olumsuz bir etki yaratmaktad›r. 1980’li y›llarda daha çok farkl› cinsel yönelimleri olan kiflilerin sorunu olan, bulafl›c›, tedavisi olmayan, öldürücü bir hastal›k olarak bilinirken günümüzde cinsel tercih, ›rk, cins, ülke ay›rt etmeden bulaflan, etkin tedavi alabilenlerde ilerleyifli durdurulabilen kronik bir hastal›k görünümündedir. UNAIDS (Joint United Nations Programme on HIV and AIDS) 2007 y›l› verilerinde pandeminin boyutlar›nda ölçüm metotlar›ndaki de¤ifliklikten de kaynakland›¤› belirtilen bir iyileflme görülüyor. Sosyoekonomik koflullar› geliflmifl ülkelerde salg›n kontrol alt›na al›nmakta, yeni olgular›n %90’dan fazlas›n›n geliflmekte olan ülkelerde ortaya ç›kt›¤› bilinmektedir. Hastal›k en a¤›r darbeyi vurdu¤u sahra alt› Afrika’da ise büyük bir çöküntüye yol açm›flt›r. Bu bölgede dünyadaki 40 milyon HIV’linin %60’› yani 25 milyonu yafl›yor, HIV bulafl oran› yüksek ve kaynak fakiri bir ortam nedeniyle sadece 1 milyon kifli antiretroviral tedaviye ulaflabiliyor. Burada ço¤u üretken ve üreme ça¤›ndaki milyonlarca eriflkin insan AIDS’den ölmüfltür. Tüm bölgede kad›nlar erkeklerden daha fazla enfektedir ve bu epidemiyi daha kötülefltirmektedir. Sahra alt› Afrika’da 13 milyon civar› öksüz ve yetim bulunuyor. 2006 y›l›nda yaklafl›k 3 milyon Afrika’l› HIV ile infekte olmufl, 2 milyon kifli de AIDS’ den ölmüfltür. ‹nsan kayna¤›n›n tükenmesiyle tüm sektörlerde ekonomik büyüme yavafllam›fl, eriflkinlerin kayb›yla hane halk› yoksullaflm›fl kiflilerin gelir ve servetleri azald›¤›ndan - 31 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar t›bbi maliyetler yükselmifltir. Çocuklar için e¤itim, meslek edinme koflullar› ve nesiller aras› bilgi beceri aktar›m› ortadan kalkm›fl, yat›r›m imkan› azalm›flt›r. Ülkeleraras› eflitsizlik yan›nda bölgeler, sosyoekonomik gruplar, aileler ve bireyler aras›nda kaynaklara eriflim konusunda eflitsizlik de söz konusudur. Bu hastal›¤›n yay›l›fl›n›n önlenmesi ve tedavisini güçlefltirmektedir. Di¤er yandan insan haklar› ve güvenlik aç›s›ndan damgalanma, ayr›mc›l›k ve sosyal d›fllanma gibi sorunlarla bafl edilmesi de gerekmektedir. Sa¤l›k, e¤itim, ifl, gizlilik, mahremiyet, özgür ve sayg›n yaflayabilme, çocuk haklar› gibi temel insan haklar›n›n korunmas› yan›nda kad›nlara, farkl› sosyal gruplara ve göçmenlere ayr›mc›l›k yap›lmamas› için politikalar ve güvenceler gelifltirilmesine ihtiyaç vard›r. HIV di¤er bulafl›c› hastal›klarla k›yaslanmayacak etik ve adli sorunlar meydana getirmekte ve yeni düzenlemelere yol açmaktad›r. Her ülke kendi gereksinim ve imkanlar›na göre farkl› halk sa¤l›¤› yaklafl›mlar›, tarama ve test politikalar› oluflturmal›d›r. Hassas gruplar› oluflturan seks iflçileri, eflcinsel gruplar, damar içi uyuflturucu kullananlara ulafl›lmas› ve e¤itilmesi hastal›¤›n kontrolünde anahtar rol oynar. Virüs hakk›ndaki suskunluk ve yasaklar›n y›k›lmas›nda, toplumun sorunu kavramas›nda, ulusal strateji, politika ve giriflimlerin desteklenmesinde sosyal bilimlerin katk›s› vard›r. Sosyal bilimlerde virüsle ilgili kilit araflt›rma alanlar›; davran›fl de¤iflimi ve iletiflim, gençler ve di¤er hassas gruplar, insan haklar› ve yönetiflim, HIV/AIDS ve fakirlik, cinsellik, tedavi ve bak›m, HIV/AIDS ve damgalanma, pandeminin sosyal dinamikleri fleklinde s›ralanabilir. Ülkemizde hastal›¤›n sosyal boyutu hakk›nda k›s›tl› epidemiyolojik veriler ve araflt›rmalar fikir vermektedir. UNAIDS ülke analizinde Türkiye’nin bulundu¤u konum ve flartlar nedeniyle HIV epidemisi riskinin yüksek oldu¤unu, 2005 y›l›nda olgular›n ikiye katland›¤›n›, 2006 y›l›nda da ayn› e¤ilimin devam etti¤ini belirtmektedir. Geçmifl y›llarda görülen düflük prevelans (< 0.2 %) nedeniyle AIDS’e verilen önemin azald›¤›na ve - 32 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar halk›n genelde hastal›¤› ciddi bir tehdit olarak gördü¤üne, buna karfl›n korunma önlemlerine yeterli uyulmad›¤›na vurgu yap›lmaktad›r. Kaliteli araflt›rma, e¤itim ve ö¤retim programlar› gelifltirilmesi, HIV konusunda bilgi ve bilincin art›r›lmas›na acil ihtiyaç oldu¤u saptanm›flt›r. Küresel fon deste¤iyle geçen iki y›lda HIV ile yaflayanlar, erkekle seks yapan erkekler ve cinsiyet de¤ifltirenler gibi hassas gruplarla kurulan iliflkilerin art›r›ld›¤›na de¤inilmektedir. Kad›nlar›n ve gençlerin hassas gruplar oldu¤u, resmi e¤itim programlar›n›n HIV hakk›nda çok s›n›rl› bilgi içerdi¤i ve yaflam becerisini temel almad›¤›, gençlere yönelik üreme ve cinsel sa¤l›k servisleri bulunmad›¤›, AIDS’e karfl› damgalama ve ayr›mc›l›¤›n hastal›¤›n önlenmesi, tedavisi ve bak›m› aflamalar›nda engel oluflturdu¤u belirtilmektedir. Ülkemiz için üç temel zorluk; bilimsel verilerin yetersizli¤i, AIDS’e düflük öncelik verilmesi, önleyici metotlar konusunda halk›n do¤ru bilgi edinmede güçlü¤ünün bulunuflu gösterilmifltir. UNGASS (UN General Assembly Special Session on HIV/AIDS ) göstergeleri kapsam›nda 2006-2007 ülke raporuna göre 1985 y›l›ndan Haziran 2007’ye kadar yurdumuzda belirlenen olgu say›s› toplam 2711’dir. Bulafl›n %75’ den fazlas› heteroseksüel yolla olmakta, hastalar›n %12’sini erkeklerle seks yapan erkekler ve %7’sini damar içi uyuflturucu kullananlar oluflturmaktad›r. Türkiye’de salg›n› art›ran en önemli faktörün ticari seks çal›flanlar› ve özellikle do¤u Avrupa ve yeni ba¤›ms›zl›¤›na kavuflan ülkelerden gelen kay›ts›z seks çal›flanlar› ve müflterileri oldu¤u saptanm›flt›r. 97 hastay› kapsayan bir çal›flmada evli kad›nlar›n %74‘ünün virüsü kocalar›ndan ald›¤› ve yeni olgular›n hastal›¤›n geç evresinde belirlendi¤i tespit edilmifltir. Yukar›daki bilgilerden anlafl›laca¤› gibi HIV pozitif bireylerin yaflam kalitelerini art›racak, bulafl›n azalt›lmas›n›, olgular›n erken tespit edilmesini, takip ve tedavilerini sa¤layacak böylece toplumsal kayb›m›z› s›n›rlayacak araflt›rma ve e¤itim çal›flmalar›na ihtiyaç vard›r. Öncelikleri gözeterek bu çal›flmalar›n uyumlu ve sürekli olabilmesine yetecek bir bütçe ayr›lmal›d›r. - 33 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar KAYNAKLAR: 1. "http://www.unaids.org/en/ 2. "http://www.ua2010.org/index.php/en/UNGASS" 3. Celikbas A, Ergonul O, Baykam N et al. Epidemiologic and Clinical Characteristics of HIV/AIDS Patients in Turkey, Where the Prevalence is the Lowest in the Region. J Int Assoc Physicians AIDS Care. 2008; 7: 42-5. - 34 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar KAN ‹LE BULAfi fiA AN ENFEKS‹YONLARDA TARAMA TESTLER‹NDE NAT MI ELISA MI, NAT VE ELISA MI? Yasemin HEPER* Nil Banu Pelit KILIÇ** *Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Enfeksiyon Hastal›klar› AD, BURSA **Ac›badem Sa¤l›k Grubu Hastaneleri, Kan Merkezi, ‹STANBUL Transfüzyonla bulaflan enfeksiyonlar uzun y›llardan beri transfüzyonun en önemli yan etkilerinden olmufltur. Etkin tarama testlerinin kullan›m›yla bu önem bir miktar azalt›lsa bile transfüzyonun bilinen gerçe¤i: R‹SK‹N ASLA SIFIR OLAMAYACA⁄I’d›r. NAT (nükleik asit amplifikasyon teknolojisi) kullan›larak viral testlerin çal›fl›lmas›na 1995 y›l›nda Avrupa Plazma Endüstrisinde bafllanm›flt›r. Lisansl› serolojik testlerle saptanamayan pencere dönemindeki viral enfeksiyonlar›n NAT ile gösterilebiliyor olmas› bu teknolojiye olan ilgiyi art›rm›flt›r. ‹lk olarak Almanya’da SD (solvent deterjan) inaktive plazmalar›n kalite kontrolu amac›yla kullan›m›na bafllanm›flt›r. Ard›ndan Frankfurt’taki özel bir kan merkezinde üç virüs de (HBV, HCV, HIV) in-house PCR ile çal›fl›lmaya bafllanm›fl, bundan sonra Avrupa ülkelerinde NAT ba¤›flç› taramalar›nda da kullan›lm›flt›r. Sonraki y›llarda serolojik taramalar› yap›lm›fl ve negatif olarak de¤erlendirilmifl ba¤›flç› serum örneklerinde havuz yap›larak NAT uygulamas›na bafllanm›flt›r. Ard›ndan havuz (MP, minipool) NAT yerini tek serumda kullan›lan (ID, individual) NAT’a b›rakm›flt›r. Bugün için Dünya genelinde bu amaçla kullan›lan üç temel yöntem vard›r. Bunlar in-house PCR, Roche firmas›na ait Amplicor ve Ampliscreen ile Chiron firmas›na ait Gen-Probe’dur. Pek çok geliflmifl ülkenin kan bankalar› birlikleri ve yasal düzenlemelerinde NAT uygulamalar›nda HCV ve HIV konusunda ortak kararlar - 35 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar kolayl›kla al›n›rken HBV halen tart›flma konusudur. Ciddi seroprevalans farkl›l›klar›, serolojik tarama testlerindeki de¤iflkenlikler, tarama testinin bir antijen testi olmas› ve baz› ülkelerde çok yüksek duyarl›l›kta (0,1 ng/ml) kitlerin kullan›lmas›, mutant sufllar ve en önemlisi HBsAg pozitif ancak NAT (yani DNA) negatif %3’lük bir örnek grubunun olmas› bu tart›flman›n nedenleri aras›nda say›labilir. HCV aç›s›ndan durum de¤erlendirildi¤inde uzun seronegatif dönemi nedeniyle anti-HCV’ye göre NAT’›n belirgin bir avantaj sa¤lad›¤› kabul edilmektedir. Ancak son y›llarda gelifltirilen ve kan bankalar›nda da denenen HCV antijen testlerinin seronegif, yani pencere dönemini NAT’a yak›n sürelerde k›saltt›¤› bildirilmektedir. Uluslar aras› Kan Transfüzyon Derne¤i (ISBT, International Society of Blood Transfusion), periodik dergisi Vox Sanguinis’de 2005 y›l›nda yay›nlad›¤› bir International Forum’da 18 ülkenin (4’ü Avrupa d›fl›, 14’ü Avrupa ülkesi) ba¤›flç› taramalar›nda NAT uygulamalar›yla ilgili durumunu özetlemifltir. Tablo1. HCV NAT Uygulamalar› Ülke HCV NAT Uygulama Bafllang›c› Avusturya Z Nisan 1999 / Belçika Z Ekim 2002 / ‹ngiltere Z 1999 / Finlandiya Ö Eylül 2000 / Fransa Z Temmuz 2001 HCV Antijen / Almanya Z de¤ilÝ Z Nisan 1997Ý Nisan 1999 / Yunanistan Ö 2003 Tüm merkezlerde ‹talya Z Haziran 2002 Haziran 2002 Hollanda Z Eylül 1999 / Norveç Z Nisan 2000 / - 36 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Slovenya Z Mart 2000 / ‹spanya Z Ocak 2003 Ocak 2003 ‹sveç / / / ‹sviçre Z Ocak 1999 / Avustralya Z Haziran 2000 / Kanada Z Ekim 1999 / Hong Kong Ö Haziran 2002 / ABD Z Mart 1999 / Z: zorunlu Ö: öneriliyor Tablo 2. HIV NAT Uygulamalar› Ülke Avusturya Belçika ‹ngiltere Finlandiya Fransa Almanya Yunanistan ‹talya Hollanda Norveç Slovenya ‹spanya ‹sveç ‹sviçre Avustralya Kanada Hong Kong ABD Z: zorunlu HIV-1 NAT Z de¤il Z Z de¤il (parsiyel) Z de¤il Z Z de¤ilÝZ Ö Z de¤il Z / / / / Z de¤il Z Z Ö Z Ö: öneriliyor - 37 - Uygulama Bafllang›c› Ekim 2002 Kas›m 2003 2005 Temmuz 2001 Nisan 97ÝMay›s 2004 2003 Ocak 2001 Ocak 2002 Haziran 2000 May›s 2001 Haziran 2002 Mart 1999 Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Tablo 3. HBV NAT Uygulamalar› Ülke Avusturya Belçika ‹ngiltere Finlandiya Fransa Almanya Yunanistan ‹talya Hollanda Norveç Slovenya ‹spanya ‹sveç ‹sviçre Avustralya Kanada Hong Kong ABD HBV NAT E H H H T E-KIZILHAÇ P-2004 H H H H P-2005 H H P P T E: Evet H: Hay›r P: Planlan›yor T: Tart›flmal› Ülkemizde bu konuda yap›lm›fl en genifl serili (10 989) çal›flma ‹stanbul, Çapa K›z›lay Kan Merkezi’ne aittir. Tablo 4. K›z›lay Kan Merkezi Verileri Sonuç Seroloji (+), NAT (-) Seroloji (-), NAT (+) Seroloji (+), NAT (+) Anti-HCV 40 2 6 - 38 - Anti-HIV 11 1 HBsAg 12 4 189 Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Uluda¤ Üniversitesi Raflit Durusoy Kan Merkezi’nin bir çal›flmas›nda ise HBsAg negatif, anti-HBc pozitif serumlar aras›ndan anti-HBs pozitifler elenmifl ve kalan serumlarda (izole anti-HBc pozitif örneklerde) HBV DNA çal›fl›lm›flt›r. 9282 HBsAg negatif örnekte anti-HBc pozitifli¤i %18 (1679) olarak saptanm›flt›r. 1679 örne¤in 179’u yetersiz oldu¤undan tekrar test edilememifl, kalan örneklerden 225’i (% 15) anti-HBs negatif bulunmufltur. ‹zole anti-HBc pozitifli¤inin %2,7 olarak saptand›¤› çal›flmada 1 örnek HBV DNA pozitif sonuç vermifltir. Çal›flma d›fl› b›rak›lan örnekler hariç tutuldu¤unda 1:8333 seronegatif, DNA pozitif HBV bulaflt›r›c›l›¤›ndan söz edilmektedir. Yukar›da k›saca de¤inilen çal›flmalar ile benzeri di¤er çal›flmalar örneklenerek “ülkemizde kan bankalar›nda NAT uygulamalar›” birlikte tart›flal›m oturumunda görüfllerinize aç›lacakt›r. Tart›fl›lmas› gereken sorular›n baz›lar› flöyle s›ralanabilir: 1- Kan bankalar›m›zda yeterli duyarl›kta serolojik tarama testleri kullan›lmakta m›d›r? Kalite kontrolleri yap›lmakta m›d›r? K›sacas› ülkemiz kan bankalar›nda serolojik test sonuçlar›n›n güvenilirli¤i nedir? Öncelikle bu konudaki aksakl›klar›n düzeltilmesi mi, yoksa do¤rudan NAT’a geçilmesi mi do¤ru olacakt›r? 2- Serolojik test çeflidi yeterli midir? 3- Ülkemizde NAT ile serolojik testlerin atlad›¤› kaç enfekte donör yakalanabilir? Kaç transfüzyona ba¤l› enfeksiyon önlenebilir? 4- NAT ile pozitif bulunan örnekler gerçekten pozitif midir? Do¤rulama yöntemi nedir? 5- NAT, serolojik yöntemlerin yerini mi almal›d›r, yoksa serolojik tarama testleri negatif saptanan örneklerde 2. bir test olarak m› devreye girmelidir? Ya da tüm örneklerde hem serolojik tarama testleri, hem de NAT eflzamanl› m› uygulanmal›d›r? 6- Ülkemiz için NAT’›n maliyet-yararl›l›k de¤erlendirmesi nas›l yap›lacakt›r? - 39 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar KAN VE KAN ÜRÜNLER‹ ‹LE BULAfi fiA AN BAKTER‹YEL ENFEKS‹YONLAR Fehmi Tabak fla T›p Fakültesi ‹.Ü.Cerrahpafla Enfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal› Kan ürünlerinin verilmesine ba¤l› en önemli komplikasyonlardan biri bakteriyel enfeksiyonlard›r. Kan transfüzyonuna ba¤l› bakteriyel enfeksiyonlar›n s›kl›¤› viral enfeksiyonlardan daha fazla olup, bakteriyel enfeksiyonlar trombosit süspansiyonlar›nda 1/2.000-5.000 s›kl›¤›nda görülürken HIV veya HCV bulaflma riski 1/2.000.000’dir (1,2). Tan›m Transfüzyona ba¤l› bakteriyel kontaminasyon veya transfüzyonla geçirilen bakteriyel enfeksiyonlar› kesin, kuvvetle muhtemel veya olas› olgu olarak tan›mlayabiliriz. Ayn› bakteri al›c›n›n kan ve transfüze edilen kan ürününden ayr›lm›flsa kesin olgu olarak tan›mlanmaktad›r. Kuvvetle muhtemel olguda etken kan ürününde ayr›lm›fl, fakat al›c›n›n kan kültürü yap›lmam›fl veya kültür negatiftir. Olas› olguda ise etken kan ürününden ayr›lmam›fl ve al›c›da görülebilen bir odak olmamas›na karfl›n kan kültüründe etken ayr›lm›flt›r (3,4). SHOT program›nda ise transfüzyondan önce enfeksiyonu olmayan al›c›da transfüzyonu izleyerek enfeksiyon geliflir ve kan ürünü kontamine veya vericide benzer enfeksiyon bulundu¤u takdirde transfüzyonla geçirilen bakteriyel enfeksiyon tan›m› yap›lmaktad›r (5). BaCon çal›flmas›nda ise kan ürünü ve al›c›daki etken pulsed-field gel elektroforezinde benzer bulunursa tranfüzyonla geçirilen bakteriyel enfeksiyon tan›mlanmaktad›r (6). - 40 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Epidemiyoloji Japonya ve Hollanda’da yap›lan iki ayr› çal›flmada kan ürünlerinin taramalar›nda kontaminasyon s›kl›¤› %0.2-0.5 olarak bulunmufltur. Bu çal›flmalar›n birinde en s›k etken Propionibacterium acnes iken, di¤erinde Staphylococcus epidermidis en s›k etken olarak bulunmufltur (7,8). ABD’nde ise kontaminasyon s›kl›¤› trombosit süspansiyonlar›nda 1/5.000, eritrosit süspansiyonlar›nda 1/30.000 olarak bulunmufltur (9,10). Trombosit süspansiyonlar› oda ›s›s›nda depoland›klar› için kontaminasyon için en yüksek riski tafl›rlar. Ciddi septik epizodlar trombosit süspansiyonlar›nda 1/50.000, eritrosit süspansiyonlar›nda 1/500.000’dür (11). Transfüzyonla geçirilen bakteriyel enfeksiyonlar›na neden olan mikroorganizmalar›n kaynaklar› verici kan›, vericinin derisi, flebotomistin derisi ve kan ürünlerinin ifllendi¤i ve paketlendi¤i çevredir (12). Olgular›n ço¤unda kaynak bulunamamaktad›r (4). Transfüzyona ba¤l› bakteriyel enfeksiyonlarda mortalite s›kl›¤› ~%13’dür. Etkenler Yersinia enterocolitica ve baz› Pseudomonas cinsi bakteriler (Pseudomonas fluorescens) so¤ukta ço¤alabilme özellikleri nedeniyle depolanm›fl banka kanlar›nda bulunabilmektedir. Önceki y›llara ait yay›nlarda eritrosit süspansiyonlar› transfüzyonlar› sonras› görülen enfeksiyonlar›n ~%80’inde etken olarak karfl›m›za ç›kabildi¤i bildirilmekte idi (13,14). Fakat daha genifl spektrumda bakteri bu tür enfeksiyonlara neden olabilmektedir (4,6,15). BACTHEM çal›flmas›nda eritrosit süspansiyonlar›na ba¤l› enfeksiyonlarda s›kl›kla gram negatif çomaklara rastlanm›fl iken, trombosit süspansiyonlar›na ba¤l› enfeksiyonlarda s›kl›kla gram pozitif etkenlere rastlanm›flt›r (4). Bu çal›flmadaki gram negatif bakteriler Acinetobacter spp (6 adet), Klebsiella spp (3 adet), Escherichia coli (3 adet), Enterobacter spp (2 adet), - 41 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Serratia spp (2 adet), Pseudomonas spp (2 adet), Proteus mirabilis (1 adet) ve Yersinia enterocolitica (1 adet) olarak bulunmufltur. Gram pozitif bakteriler ise koagülaz negatif stafilokoklar (8 adet), Bacillus cereus (4 adet), Propionibacterium acnes (4 adet), Streptococci spp (4 adet), Staphylococcus aureus (2 adet), Enterococcus faecalis (1 adet) idi. BaCon çal›flmas› ve SHOT program›nda da benzer bakteriler izole edilmifltir (5,6). Kan ürünlerinin kontaminasyonun nas›l önlenebilir? 1 - Vericinin taranmas›: Enfeksiyon hastal›¤› bulunan veya son 24 saat içinde difl çekimi yapt›ranlar›n verici olmalar› engellenir. 2 - Derinin haz›rlanmas›: Bu amaçla vericinin kolu tercihen iodin veya povidon iodin ile dezenfekte edilir. ‹yot allerjisi olanlarda klorheksidin veya izopropil alkol kullan›labilir. Deriden kontaminasyonu önlemek için ilk gelen kan›n bir miktar› at›l›r. (15,16). Kontaminasyonun saptanmas› Kontaminasyonu saptamak için özellikle trombosit süspansiyonlar› için iki yöntem kullan›lmaktad›r: 1-Kültür temelli sistemler: Son y›llarda otomatize bakteriyel kültür sistemleri yayg›n olarak kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Kültürün 24. saatinde üreme yoksa transfüzyon için onay verilir (17). Trombosit süspansiyonlar›nda yap›lan taramalarda kontaminasyon riski ~1/5000 olarak bulunmufltur (10). 2-Kültür d›fl› yöntemler: Kan ürünlerinin transfüzyon öncesi inspeksiyonu ile yap›l›r. Trombositler için “girdap” etkisi, gram boyama veya bakteriyel kolonizasyonun metabolik iflaretlerinin aranmas› (pH ve glikoz konsantrasyonu) örnek verilebilir. Ancak bu yöntemlerin duyarl›l›klar› daha azd›r (18,19). Bakteri ile kontamine kan ürününün solvent deterjanlar (amotosalen, riboflavin) ile muamele edilerek etkenin DNA ve RNA’s›n›n seçici olarak - 42 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar zarara u¤rat›lmas› ile patojenlerin inaktivasyonu düflünülen yeni yöntemler aras›ndad›r (20). Patojen inaktivasyonu bugün için önerilmemektedir (21). Klinik de¤erlendirme Transfüzyon s›ras›nda veya izleyerek ortaya ç›kan atefl ve titreme febril hemoliz d›fl› transfüzyon reaksiyonlar›na, akut hemolitik reaksiyonlara, allerjik reaksiyonlara, altta yatan hastal›¤a veya transfüzyona ba¤l› enfeksiyonlara ba¤l› olabilir. Bahsedilen tablolarda klinik genellikle tan›ya yard›mc› olmamaktad›r. Kan ürününde bulan›kl›k veya ateflin 2°C’dan daha fazla yükselmesi bakteremi aç›s›ndan önemlidir (6,22). Klinikte minor semptomlardan septik flok ve ölüme kadar de¤iflebilen tablolara rastlanabilir. BaCon çal›flmas›nda transfüzyona ba¤l› bakteriyel enfeksiyonlar transfüzyonun ilk 4 saati içinde afla¤›daki tan› ölçütlerinden en az birinin bulunmas› durumunda tan› aç›s›ndan yeterli bulunmufltur: Atefl > 39°C veya transfüzyon öncesi bazal de¤erden >2°C art›fl, nab›z h›z› > 120/dk veya transfüzyon öncesine göre en az 40/dk art›fl, sistolik kan bas›nc›nda >30 mmHg düflme (6). Bu bulgular›n yoklu¤unda dahi transfüzyona ba¤l› bakteriyel enfeksiyon geliflebilir. Semptomlar›n bafllamas› ile septik flok geliflmesi aras›ndaki süre bazen dakikalarla ifade edilmektedir. Klinik bulgulardaki de¤iflkenlik transfüzyon say›s›, al›nan bakteri miktar›, bakterinin virülans› ve al›c›n›n immünitesinin durumu ile iliflkilidir. BACTHEM çal›flmas›nda 41 olgunun 19’unda minor semptomlar, 16’s›nda yaflam› tehdit eden ciddi sepsis veya septik flok bulunurken, 6 hasta da ölmüfltür. En s›k yak›nmalar atefl ve tiremedir. Kar›n a¤r›s›, bel a¤r›s›, bulant›, kusma ve hipotermi di¤er yak›nmalard›r. Farkl› kan ürünleri ile klinik yak›nmalar aç›s›ndan fark bulunmam›flt›r (4). Klinik yak›nmalar s›kl›kla transfüzyon s›ras›nda veya k›sa süre sonra bafllar iken günler sonra da bafllayabilir (4,14). Gram negatif basillere ba¤l› olgularda yak›nmalar›n bafllama süresi daha k›sa, yak›nmalar daha ciddi ve mortalite daha s›kt›r. - 43 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Tan› ve tedavi Transfüzyona ba¤l› ölümlerin en s›k iki nedeni akut hemolitik reaksiyonlar ve bakteriyel enfeksiyonlard›r. Bazen bu iki klinik tablo birbirinden ayr›lamayabilir (23). Transfüzyona ba¤l› bakteriyel enfeksiyon kuflkusu varsa: • Transfüzyon acilen durdurulur. • Farkl› koldan kan örne¤i al›narak kültürü, direkt antiglobulin (Direkt Coombs) testi, serbest hemoglobin, haptoglobulin ölçümü yap›l›r. • Yeniden crossmatch ve kan grubu tayini yap›l›r. • ‹drar serbest hemoglobulin aç›s›ndan incelenir. • Transfüzyonla ilgili yap›lan ifller gözden geçirilir. • Kan bankas› ve mikrobiyoloji laboratuvar› uyar›l›r. • Kan ürününün torbas› mikrobiyoloji laboratuar›na gönderilir. • Enfeksiyon kuflkusu varsa genifl spektrumlu antibiyotikler bafllan›r. Seçim hastanenin duyarl›l›k kal›plar›na göre yap›l›r. Bir glikopeptit ve gram negatiflere etkin bir ajan kombinasyonu önerilmektedir. KAYNAKLAR: 1- Vasconcelos E, Seghatchian J. Bacterial contamination in blood components and preventative strategies: an overview. Transfus Apheresis Sci. 2004; 31:155-63. 2- Goodnough LT, Shander A, Brecher, ME. Transfusion medicine: looking to the future. Lancet. 2003; 361:161-9. 3- Spelman D, MacLaren G. Transfusion-transmitted bacterial infection. UpToDate, Version 15.3. 4 - Perez P, Salmi LR, Follea G, et al. Determinants of transfusion-associated bacterial contamination: results of the French BACTHEM Case-Control Study. Transfusion. 2001; 41: 862-72. 5- Williamson LM, Lowe S, Love EM, et al. Serious hazards of transfu- 44 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar sion (SHOT) initiative: analysis of the first two annual reports. BMJ. 1999; 319:16-9. 6- Kuehnert MJ, Roth VR, Haley NR, et al. Transfusion-transmitted bacterial infection in the United States, 1998 through 2000. Transfusion. 2001; 41: 1493-9. 7- Kunishima S, Inoue C, Kamiya T, Ozawa K. Presence of Propionibacterium acnes in blood components. Transfusion 2001; 41:1126-9. 8- Soeterboek AM, Welle FH, Marcelis JH, van der Loop CM. Sterility testing of blood products in 1994/1995 by three cooperating blood banks in The Netherlands. Vox Sang. 1997; 72: 61-2. 9- Jacobs MR, Palavecino E, Yomtovian R. Don't bug me: the problem of bacterial contamination of blood components--challenges and solutions. Transfusion. 2001; 41: 1331-4. 10- Kleinman SH, Kamel HT, Harpool DR, et al. Two-year experience with aerobic culturing of apheresis and whole blood-derived platelets. Transfusion. 2006; 46: 1787-94. 11- Blajchman MA, Goldman M. Bacterial contamination of platelet concentrates: incidence, significance, and prevention. Semin Hematol. 2001; 38: 20-6. 12- Sugai Y, Sugai K, Fuse A. Current status of bacterial contamination of autologous blood for transfusion. Transfus Apheresis Sci. 2001; 24: 255-9. 13- Wagner SJ. Transfusion-transmitted bacterial infection: risks, sources and interventions. Vox Sang. 2004; 86: 157-63. 14- Morduchowicz G, Pitlik SD, Huminer D, et al. Transfusion reactions due to bacterial contamination of blood and blood products. Rev Infect Dis. 1991; 13: 307-14. 15- Brecher ME, Hay SN. Bacterial contamination of blood components. Clin Microbiol Rev. 2005; 18: 195-204. - 45 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar 16- de Korte D, Curvers J, de Kort WL, et al. Effects of skin disinfection method, deviation bag, and bacterial screening on clinical safety of platelet transfusions in the Netherlands. Transfusion. 2006; 46: 476-85. 17- Brecher ME, Hay SN, Rothenberg SJ. Validation of BacT/ALERT plastic culture bottles for use in testing of whole-blood-derived leukoreduced platelet-rich-plasma-derived platelets. Transfusion. 2004; 44: 1174-8. 18- Werch JB, Mhawech P, Stager CE, et al. Detecting bacteria in platelet concentrates by use of reagent strips. Transfusion. 2002; 42: 1027-31. 19- Burstain JM, Brecher ME, Workman K, et al. Rapid identification of bacterially contaminated platelets using reagent strips: glucose and pH analysis as markers of bacterial metabolism. Transfusion. 1997; 37: 255-8. 20- McCullough J. Pathogen inactivation. A new paradigm for preventing transfusion-transmitted infections. Am J Clin Pathol. 2007; 128: 945-55. 21- Klein HG, Anderson D, Bernardi MJ, et al. Pathogen inactivation: making decision about new Technologies-preliminary report of a consensus conference. Vox Sanguinis. 2007; 93: 179-82. 22- Chiu EK, Yuen KY, Lie AK, et al. A prospective study of symptomatic bacteremia following platelet transfusion and of its management. Transfusion. 1994; 34: 950-2. 23- Dellinger EP, Anaya DA. Infectious and immunologic consequences of blood transfusion. Crit Care 2004; 8 Suppl 2: 18-23. - 46 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar PARAZ‹TER ENFEKS‹YONLAR Murat HÖKELEK Ondokuz May›s Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Samsun Kan ve kan ürünleriyle bulaflan paraziter enfeksiyonlar bakteriyel ve viral etkenlere göre daha az s›kl›kla bulaflsa da, parazitler özellikle immün yetmezlikli hastalarda belirgin risk oluflturan hastal›klara neden olabilmektedirler. Paraziter etkenler, bakteriler gibi transfüzyon ifllemi s›ras›nda oluflan kontaminasyon ile de¤il do¤rudan vericiden bulaflmaktad›r. Kan transfüzyonu ile en s›k bulaflan parazitler, s›tma etkeni olan Plasmodium türleri, babesiosis etkeni Babesia türleri, Chagas hastal›¤› etkeni Trypanosoma cruzi, kala-azar etkeni Leishmania donovani olarak s›ralanabilir. Bunlar›n yan›nda Toxoplasma gondii, Wuchereria bancrofti ve Loa loa gibi parazitler de daha az s›kl›kla bulaflabilmektedir. Ülkemiz için bunlardan s›tma, toxoplasmosis, kala-azar ve babesiosis risk oluflturabilmektedir. Bu enfeksiyonlar seyahat s›kl›¤›n›n artmas›na ve vektörlerle temasa ba¤l› olarak art›fl göstermektedir. Transfüzyon öncesi olas› paraziter enfeksiyonlar›n donörde belirlenmesi ve tan› yöntemleri önem kazanmaktad›r. S›tma (Malarya) Kaydedilen olgulara bak›ld›¤›nda transfüzyonla bulaflan parazitler içerisinde en s›k rastlananlar Plasmodium türleridir. Malarya, latince kötü hava (mal=kötü, aria=hava) kelimesinden köken al›r. Ülkemizde s›tma olarak da adland›r›lm›flt›r. Genel bir tan›m olarak s›tma, etken olan Plasmodium türüne göre de¤iflen ve belli aralarla gelen atefl nöbetleri, sekonder anemi ve splenomegali ile karakterize, bafllang›çta akut seyirli, ancak sonradan kronikleflebilen ve kronik dönemde relapslar gösterebilenn bir enfeksiyon hastal›¤›d›r. Apikompleksa flubesinde yar alan, Plasmodium - 47 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar cinsi protozoa türleri taraf›ndan oluflturulur. Bilindi¤i gibi bunlar Plasmodium vivax, P.falciparum, P.ovale ve P.malariae’ d›r. Dünya üzerinde s›tma olgular› y›ll›k yaklafl›k 150 milyondur. Bunlardan 1-2 milyonu ölümle sonuçlanmaktad›r ve olgular›n ço¤unlu¤u Orta Afrika’dan bildirilmektedir. Bunun yan›nda içerisinde Türkiye’nin de bulundu¤u birçok ülkede s›tmaya rastlanmaktad›r. Ülkemizde bulunan s›tma türü P.vivax’t›r, az say›da seyahatle iliflkili P.falciparum olgusu da kaydedilmifltir. Transfüzyon sonras› s›tma (TSS) ilk defa Woolsey taraf›ndan 1911 y›l›nda bildirilmifltir. Baz› ülkelerde al›nan önlemler sonucu olgu say›lar› çok azalm›flt›r. Örne¤in ABD’de son 30 y›lda olgu say›s› milyonda birin alt›ndad›r. Bruce-Chwatt taraf›ndan 1911-1979 aras›nda TSS olgular› derlenmifl ve y›ll›k say›n›n zaman içerisinde alt›dan 145’e kadar yükseldi¤i bildirilmifltir. Erken y›llarda en fazla bulaflan tür P.vivax iken son dönemde P. malaria ve P.falciparum’un transfüzyonla daha fazla bulaflt›¤› belirlenmifltir. ABD’de 1990-1999 aras› 14 hastada görülmüfltür, bunlar›n 10 tanesi P.falciparum olgusudur. ‹ngiltere’de transfüzyonla bulaflan s›tma türü daha çok P.falciparum’dur ve 50 y›l içerisinde 8 olgu saptanm›flt›r. Fransa’da 20 y›lda 110 olgu bildirilmifltir. Ülkemizde de TSS olgular› görülmektedir. Özellikle endemik bölge olan güneydo¤u ve Çukurova yörelerinde risk yüksektir. Ülkemizdeki kay›tlar incelendi¤inde 20 y›l içerisinde 64 TSS olgusu belirlenmifltir. Plasmodium türleri, saklanan kanda en az 1 hafta canl› kalabilmektedir. P.falciparum’un 14-19 gün canl› kalabildi¤i bildirilmifltir. ‹çerisinde adenin bulunan solüsyonlarda ise daha uzun yaflayabilir. Transfüzyona ba¤l› 2000 kadar olgunun incelenmesinde ço¤unlu¤unda 5 günlükten daha taze kan verildi¤i, iki haftadan uzun saklanan kandan bulaflman›n nadir oldu¤u gözlenmifltir. Parazitler dondurulmufl kanda uzun süre dayanabilmektedir. Önceleri Plasmodium türlerinin bir eritrosit paraziti olmas› nedeni ile sadece eritrosit süspansiyonlar› ile bulaflabilece¤i - 48 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar san›lmaktayken, trombosit süspansiyonlar›, granülosit süspansiyonlar›, plazma ve kriyopresipitat ile de bulaflabildi¤i gösterilmifltir. S›tman›n endemik olmad›¤› ülkelerde, tan› koymadaki gecikme nedeniyle TSS’da mortalite oran› yüksektir. Özellikle hamile, splenektomi yap›lm›fl veya immünsüpresif hastalar bu aç›dan daha fazla risk alt›ndad›r. TSS’da kuluçka süresi bulaflan edilen sufla ve say›s›na, kona¤a, antimalaryal ilaç kullan›m›na ba¤l›d›r. P.falciparum ve P.vivax’da bir hafta ile bir ay aras›nda de¤iflir, ancak P.malariae’de aylarca sürebilir. Asemptomatik kan donörlerinden geçen P.falciparum; önceden hasta, ba¤›fl›k olmayan al›c›larda fulminan enfeksiyon ve ölüme yol açabilir. Bunlarda flüphe edilmedi¤i için tan› genellikle gecikmektedir. Hindistan çevresinde görülen P.ovale’nin yayg›n oldu¤u bölgelerden geri döndükten 4 y›l sonra ortaya ç›kan olgular bildirilmifltir. Yaflamlar›n›n ço¤unu endemik bölgelerde geçiren immün tafl›y›c›larda P.falciparum veya P.vivax, bu sürelerden çok daha sonra tekrar ortaya ç›kabilir. P.malariae enfeksiyonlar› di¤er tiplerden daha uzun süre kalabilir. S›tma belirtilerinin enfeksiyonla son karfl›laflmadan 46 y›l sonra bile ortaya ç›kabilece¤i bilinmektedir. Endemik olmayan bölgelerde, hastal›¤›n yo¤un oldu¤u yerlere seyahat etmifl kan donörlerinin seçilmesine iliflkin çeflitli düzenlemeler vard›r. Bu düzenlemeler ülkelere göre de¤iflebilmektedir. Temelde iki farkl› yaklafl›m uygulanmaktad›r: ABD’de sadece endemik bölgelerde bulunmufl olmak donörlü¤ü ertelerken; Avrupa’da hem ertelenip, hem de s›tma için test uygulanmaktad›r. Tüm donör kliniklerinde DSÖ’ nün son yay›nlad›¤› s›tma için endemik bölgeleri gösteren harita ve ülkelerin alfabetik listesinin bulundurulmas› gereklidir. ABD’de nonendemik bölgede yaflayan, endemik kabul edilen bölgeye seyahat eden ve döndükten sonra 6 ay süre geçen kifliler düzenli kan donörü olarak kabul edilebilmektedir. Ancak hiç s›tma belirtisi göstermemifl ve s›tma ilac› almam›fl olmas› koflulu vard›r. S›tma geçirmifl olan gelece¤e yönelik donörlerin (prospektif donör) donör- 49 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar lü¤ü, tedavinin kesilmesinden veya asemptomatik kald›¤› s›tma bölgesini terkettikten 3 y›l sonras›na kadar ertelenir. Avrupa Birli¤i ülkelerinde ise, nonendemik ülkelerde do¤mufl veya büyümüfl kiflilerin, nonendemik ülkelere varmalar›ndan 3 y›l sonra; immünolojik testlerin negatif olmas› kofluluyla, tam kan donörü olabilece¤ini kabul edilmektedir. Seyahat eden kifliler döndükten 6 ay sonra, ateflli hastal›¤› olmamak ve s›tma profilaksisi almam›fl olmak kofluluyla kan donörü olarak kabul edilir. Ateflli hastal›¤› olanlar 6. ayda antikor testi negatif ise donör olabilir. Antikor pozitif olgular›n bir bölümünün enfeksiyöz olmamas› ve gereksiz yere reddedilmesi nedeniyle bu uygulama s›tma bölgelerinden dönen donörlere ait kanlar›n ancak %75-90’ ›n›n kullan›lmas›n› mümkün k›lm›flt›r. Uygulanmakta olan bu yöntemlerle P.malariae ve özellikle P.vivax’›n seyrek geçifli tam olarak engellenemeyebilir. ‹ngiltere’deki uygulamada P.vivax’la enfekte olma olas›l›¤› bulunan donörleri elimine edebilmek için endemik bölgelerden döndükten sonra bir y›l beklenmektedir. Ülkemizdeki uygulamada ise s›tma geçiren ve tedavi olanlar iyilefltikten sonra yeni bir tedavi görmeden en az 3 y›l sa¤l›kl› olmalar› halinde kan donörü olabilmektedir. Yine s›tman›n endemik oldu¤u yerlerden gelen göçmenler veya ziyaretçiler herhangi bir tedavi görmeden en az 3 y›l sa¤l›kl› olmalar› halinde ve k›sa süreyle gidenler döndükten sonra 8 ay herhangi bir tedavi görmeden sa¤l›kl› olurlarsa kan donörü olarak kabul edilmektedir. Plasmodium türleri son derece enfeksiyözdür, sadece on parazitin bulunmas› bile bulaflma için yeterlidir. Kan donörleri s›tma aç›s›ndan incelense bile mikrolitrede 100’den az parazit bulundu¤unda kal›n damla preparasyonlar› ile saptanamamaktad›r. Örne¤in 1 µl’de sadece 1 parazit oldu¤unda, 1 ünite kanda yaklafl›k 500.000 parazit bulunmaktad›r. Bu nedenle mikroskobik tan› donörlerde s›tma belirlenmesi için yan›lt›c› olabilir. Yap›lan bir çal›flmada kal›n damla ile yap›lan taraman›n TSS olgular›n›n ancak %10’unu engelledi¤i saptanm›flt›r. Ülkemizde s›tman›n - 50 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar endemik olarak bulundu¤u fianl›urfa yöresinde, Seyrek ve arkadafllar›’n›n yapt›klar› bir çal›flmada 5000 donör kan›nda kal›n damla ile hiç plasmodium gösterilememifltir. ‹ndirekt floresan antikor testi veya ELISA, latent s›tma enfeksiyonunu saptamak için kullan›labilir. S›tma antikorlar› için ticari ELISA kan transfüzyon ünitelerinde genifl çapta taramalar için daha uygundur ve kromojenik substratlar kullan›m› ile özgüllü¤ü artmaktad›r. ‹deal olan, endemik olmayan bölgelerdeki potansiyel tafl›y›c› gönüllü kan donörlerinin, üç homolog antijeni içeren test kullanarak s›tma antikoru için taranmas›d›r. Bununla beraber halen invitro olarak sadece P.falciparum saptayan testler vard›r. S›tman›n de¤iflik türleri aras›nda çapraz-reaksiyon oldu¤u bilinse de P.falciparum için kullan›mda olan bu testin, bu türün görülmedi¤i ülkelerdeki tan› de¤eri kuflkuludur. Eritrositler içindeki parazitleri ve plazmadaki eriyebilir antijen ve antikorlar› saptamak için, monoklonal antikorlar kullan›larak duyarl› testler gelifltirilmifltir. S›tma tafl›y›c›lar› için farkl› tarama tekniklerinin karfl›laflt›r›lmas› yap›lm›fl, monoklonal antikor kullanan s›tma antijen testinin duyarl›l›k ve özgüllü¤ünün iyi oldu¤unu gösterilmifltir. Bu testin kan yaymas›n›n mikroskobik incelenmesinden çok daha duyarl› oldu¤u görülmüfltür. Antijen testleri genellikle immünokromatografik temelli “dipstick” testler fleklindedir ve histidin rich protein 2 (HRP-2), plasmodial laktat dehidrogenaz (pLDH) ya da aldolaz gibi spesifik proteinlerin saptanmas› esas›na dayan›r. Bu testler mikrolitrede 100-1000 paraziti yakalayabilmektedirler. Son y›llarda moleküler yöntemler de s›tma aç›s›ndan donör incelemesinde kullan›lmaktad›r. PCR duyarl›l›¤›n›n µl’de 0,004 parazit oldu¤u kaydedilmektedir. Ancak PCR’›n tan›da kullan›labilmesi için fazla miktarda kan›n incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle rutinde kullan›m› serolojik testlere göre s›n›rl›d›r. Ayr›ca pahal› bir yöntem olmas› nedeniyle endemik bölgelerde uygulama güçlü¤ü vard›r. - 51 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Babesiosis Babesiosis, Babesia türlerinin neden oldu¤u zoonotik bir hastal›kt›r. ‹nsanlarda görülen türler genellikle Babesia microti ve B.divergens’tir. Kenelerle bulaflmaktad›r. Parazit eritrositlerin içerisine yerleflir, eritrositleri parçalayarak atefl ve anemiye yol açar. Görünüm olarak ince yayma preparasyonda P.falciparum ile kar›flabilir. Ancak atefl düzenli periyotlarla yükselmez. S›tmadan sonra transfüzyonla en s›k bulaflan paraziter hastal›kt›r. Babesiosis geçiren hastalar›n etkeni kanlar›nda bir y›l süre ile tafl›yabildikleri kaydedilmifltir ve bu yüzden endemik bölgelerdeki donörlerden kan al›nmas› ile bulaflmaktad›r. Hastal›¤›n trombosit süspansiyonlar› ile de bulaflabildi¤i bildirilmifltir. B.microti 4-25 °C’de kanda 17 gün yaflayabilmektedir. Bir çal›flmada parazit DNA’s›n›n enfeksiyondan 82 gün sonra bile enfekte bireylerde saptanabildi¤i belirtilmifltir. Ülkemizde daha çok hayvanlarda görülmekle birlikte insan olgular› da kaydedilmifltir. Tan› ince yayma ve kal›n damla preparasyon teknikleriyle konulabilir. ‹ndirekt flouresan antikor teknikleri, PCR, ELISA ve hayvan inokülasyonu da tan› için kullan›labilir. Ancak donörlerde babesiosis tan›s› için rutinde kullan›lan serolojik test bulunmamaktad›r. Tan› güçlükleri ve parazitin kanda uzun süre kalmas› nedeniyle enfeksiyon aç›s›ndan riskli bireylerin donör olarak kullan›lmamas› önerilmektedir. Chagas Hastal›¤› Güney ve Orta Amerika'da oldukça s›k görülen ve kanla bulaflma olas›l›¤› yüksek olan bir hastal›kt›r. Etken Trypanozoma cruzi'dir. Redüvid böcekler hastal›¤a vektörlük yapmaktad›rlar. Hastal›k kronikleflmekte ve hastalar›n kanlar›nda tripomastigot formlar› bulunmaktad›r. Hastal›k ülkemizde görülmemektedir. Endemik bölgelerde antikor saptama testleriyle yap›lan çal›flmalarda donör kanlar›nda %12-48 oran›nda pozitiflik saptanm›flt›r. Enfekte kanlar›n verildi¤i al›c›larda %25 oran›nda Chagas hastal›¤› görülür. Trypanozoma cruzi banka kanlar›nda 7 gün, trombosit - 52 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar süspansiyonunda 2 gün yaflayabilmektedir. ABD’den 4 ve Kanada’dan 2 transfüzyon ile bulaflan Chagas olgusu bildirilmifltir ve bunlar›n ço¤unlu¤u hastalara kontamine trombosit süspansiyonu ile geçmifltir. Akut olgularda tan› için periferik yayma Wright ve Giemsa ile boyan›r. Tripomastigotlar görülebilir. Kronik olgularda ise ELISA serolojik yöntemler içerisinde en çok kullan›lan yöntemdir, rekombinant antijenler ile üretilmifl olanlar›n duyarl›l›¤› % 99, özgüllü¤ü %98 olarak saptanm›flt›r. Son y›llarda antijen saptayan baz› testler üzerinde çal›fl›lmaktad›r. Leishmaniasis (Kala-azar) Visceral Leishmaniasis (Kala-azar) etkeni Leishmania donovani’dir. ‹lk olarak 1900 y›l›nda Leishman ve Donovan taraf›ndan tan›mlanm›flt›r. Phlebotomus (Tatarc›k) türleri ile bulaflmaktad›r. Retiküloendotelyal sistemde yerleflerek hastal›k yapar. ‹nkübasyon süresi 10-14 günden iki y›la kadar de¤iflebilir, ortalama 2-8 ayd›r. Hastal›k yavafl seyreder. Halsizlik, bafla¤r›s› ve atefl ile bafllar. Bafllang›çta atefl düzensizdir. Daha sonra ise atefl 24 saat içinde 2 kez yükselir. Buna anemi ve splenomegali efllik eder. Hepatomegali de vard›r. Dala¤› en çok büyüten enfeksiyon hastal›¤›d›r. Lenfadenopati ve deride koyu esmer renk görülür. Kala-azar (Kara atefl) ismi derideki bu renk nedeniyle verilmifltir. Özellikle yüzde deri alt› nodüller oluflabilir. Lökopeni ve hipergamaglobulinemi karakteristiktir. Yap›lan deneysel çal›flmalarda transfüzyonla bulaflabildi¤i gösterilmifltir. Ancak insanlarda transfüzyon sonras› enfeksiyon olgular› az say›dad›r. Yap›lan bir çal›flmada lökosit deplesyonu yap›lan hasta donör kanlar›nda PCR ile parazit saptanmam›flt›r. Toxoplasmosis Hastal›k etkeni olan Toxoplasma gondii Coccidian bir protozoondur. ‹nsanlardan baflka hemen tüm vertebral›larda, özellikle de memeliler ve kufllarda yayg›n olarak görülmektedir. ‹mmün sistemi sa¤l›kl› olan - 53 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar kiflilerde latent seyreden toksoplazmoz, gebelik ve immün yetmezli¤i olan hastalarda yaflam› tehdit eden bir hastal›k konumundad›r. Epidemiyolojik çal›flmalar›n ço¤unda, toksoplazmozis insidans›n›n, k›rsal kesim populasyonunda belirgin ölçüde yüksek oldu¤u gösterilmektedir. ‹nsanlarda seropozitiflik oran› yaflla birlikte art›fl göstermekte, ancak cinsler aras›nda önemli bir fark görülmemektedir. Yafl›n ilerlemesi ile antikor prevalans› %40-80 dolaylar›na ulaflabilmektedir. Örne¤in 5-9 yafllar aras› %5 iken, 40 yafl üzerinde %65’e kadar ç›kmaktad›r. Transfüzyon ile bulaflman›n görüldü¤ü az say›da olgu bulunmaktad›r. Özellikle immün yetmezli¤i olan hastalar risk alt›ndad›r. Klinik olarak normal görünümde oldu¤u halde, enfeksiyonun geçirilmesinden sonra 1 y›l süre ile paraziteminin devam etti¤i olgular bildirilmifltir. Parazit +4°C'de sitratl› kan içinde 50 gün boyunca canl› kalabilmektedir. Multipl transfüzyon yap›lan immün yetmezli¤i olan hastalara verilecek kan veya lökosit gibi kan ürünlerinde özellikle toksoplazma IgM antikorlar›n›n aranmas› önerilmektedir. Helmint Enfeksiyonlar› Wuchereria bancrofti ve Loa loa larvalar› dolafl›mda bulunabilen nematodlard›r. Donör taramalar›nda Wuchereria bancrofti ve Loa loa saptanan olgular bulunmaktad›r. Kalabar’da yap›lan bir çal›flmada donörlerde %1,3 oran›nda Loa loa bulunmufltur. Bu nedenle kan nematodlar›n›n da endemik bölgelerdeki potansiyel donörlerde transfüzyon öncesi ak›lda tutulmas› yararl›d›r. Sonuç olarak paraziter etkenler transfüzyon sonras› oluflabilecek enfeksiyonlar aç›s›ndan önemlidir. Güvenli bir kan transfüzyonu yapmak için parazitlerin risk oluflturabilece¤i unutulmamal›, endemik bölgelerden olan donörler uygun yöntemlerle incelenmelidir. - 54 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar KAYNAKLAR: 1. Avc› ‹Y, Turhan V, Ç›nar E. Kan nakli ile bulaflan enfeksiyon hastal›klar›. Türkiye Klinikleri T›p Bilimleri Dergisi. 2000; 20:31724. 2. Cable RG, Leiby DA. Risk and prevention of transfusion-transmitted babesiosis and other tick-borne diseases. Curr Opin Hematol. 2003; 10: 405-11. 3. Dey A, Singh S. Transfusion transmitted leishmaniasis: a case report and review of literature.Indian J Med Microbiol. 2006; 24: 165-70. 4. Flores-Chávez M, Fernández B, Puente S, Torres P, Rodríguez M, Monedero C, Cruz I, Gárate T, Cañavate C. Transfusional chagas disease: parasitological and serological monitoring of an infected recipient and blood donor. Clin Infect Dis. 2008; 46: 44-7. 5. Hira PR, Husein SF. Some transfusion-induced parasitic infections in Zambia. J Hyg Epidemiol Microbiol Immunol. 1979; 23: 436-44. 6. Kitchen AD, Chiodini PL. Malaria and blood transfusion. Vox Sang. 2006; 90: 77-84. 7. Leiby DA. Threats to blood safety posed by emerging protozoan pathogens. Vox Sang. 2004; 87 Suppl. 2: 120–122. 8. Moraes-Souza H, Bordin JO. Strategies for prevention of transfusionassociated Chagas' disease. Transfus Med Rev. 1996; 10: 161-70. 9. Powell VI, Grima K. Exchange transfusion for malaria and Babesia infection. Transfus Med Rev. 2002; 16: 239-50. 10. Reesink HW, Engelfriet CP. Are current measures to prevent transfusion-associated protozoal infections sufficient? Vox Sang. 2004; 87: 125–38. 11. Reesink HW. European strategies against the parasite transfusion risk. Transfus Clin Biol. 2005; 12: 1-4. 12. Seed CR, Kitchen A, Davis TM. The current status and potential role of laboratory testing to prevent transfusion-transmitted malaria. - 55 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Transfus Med Rev. 2005; 19: 229-40. 13. Smith LA, Wright-Kanuth MS. Transfusion-transmitted parasites. Clin Lab Sci. 2003; 16: 239-45. 14. Uluhan R. Güvenli kan. Aknem. 2007; 21 Ek 2: 142-145. 15. Yayl› G, K›l›ç S, Sevük E. Transfüzyona ba¤l› bir s›tma olgusu. Klimik Dergisi. 2001; 14: 25-26. - 56 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar KAYNA⁄I BELL‹ OLMAYAN KAN ‹LE BULAfi fiA AN ENFEKS‹YONLARDA PROF‹LAKT‹K YAKLAfi fiIIM VE ‹ZLEM Deniz GÖKENG‹N Ege Üniversitesi T›p Fakültesi Enfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Bornova ‹ZM‹R Kan ile bulaflan enfeksiyonlar, insan kan›nda bulunan ve insanda hastal›¤a neden olan etkenlerin neden oldu¤u enfeksiyonlar fleklinde tan›mlan›r. Bunlar aras›nda, ciddi sonuçlara yol açabilmeleri nedeniyle Hepatit B virüsü (HBV), Hepatit C virüsü (HCV) ve H‹V özellikle önem arz etmekteyse de, insan kan›nda veya enfeksiyöz baflka örneklerde bulunan ve insanlar› enfekte edebilen her tür patojen mikroorganizma, bu terimin kapsam› içine girer. Bu patojenlerden ve hastal›klardan baz›lar› afla¤›da s›ralanm›flt›r. • ‹nsan Ba¤›fl›k Yetmezlik Virüsü (H‹V) • Hepatit B (HBV) • Hepatit C (HCV) • Hepatit D (HDV) • Sifiliz • S›tma • Babeziyoz • Bruselloz • Leptospiroz • Arboviral enfeksiyonlar • Borelyoz • Creutzfeld-Jakob hastal›¤› • ‹nsan T-lenfotrofik Virüsü Tip 1 (HTLV-1) • Viral kanamal› atefller - 57 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Kan ile bulaflan enfeksiyon etkenlerinden H‹V, HBV, HCV ve sifiliz, neden olduklar› ciddi hastal›k tablolar› nedeniyle, kan aktar›m› için yap›lan ba¤›fllarda aranmas› zorunlu tutulmufl mikroorganizmalard›r. Buna karfl›n, Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün verilerine göre, dünya toplumunun önemli bir bölümü, güvenli kan aktar›m› flans›na sahip de¤ildir ve tüm dünyadaki enfeksiyonlar›n %5-10’u, kontamine kan ve kan ürünleri arac›l›¤›yla olmaktad›r. Geliflmifl ülkelerde kan yoluyla bulaflan etkenlerin as›l sorun oluflturdu¤u kifliler sa¤l›k çal›flanlar›d›r. Sa¤l›k çal›flanlar›, HBV, HCV ve H‹V ile enfekte hastalar›n kanlar› veya di¤er vücut s›v›lar› ile deri veya mukozalar› arac›l›¤›yla temas etmektedirler. Bu temas flekilleri aras›nda i¤ne batmas› veya di¤er kesici-delici aletlerle yaralanmalar, derideki çatlak, s›yr›k ve lezyonlardan veya yan›klardan do¤rudan inokülasyon ve göz, a¤›z, burun mukozas›na s›çrama say›labilir. Sa¤l›k çal›flanlar›n›n kan ile temas›n› inceleyen çal›flmalarda, en az bir kez kan temas› ile sonuçlanan ifllemlerin oran›, giriflimsel radyoloji teknisyenleri taraf›ndan yap›lan ifllemlerde %3’ten, cerrahlar taraf›ndan yap›lan ifllemlerde %50’ye kadar de¤iflmektedir. En az bir kez keskin bir araçla yaralanma ile sonuçlanan ifllemlerin oran› da %0,1-15 aras›nda bulunmufltur. Perkütan yaralanmalar›n en s›k jinekolojik cerrahi ifllemler s›ras›nda oldu¤u saptanm›flt›r. Mesleki bir temasta kan yoluyla bulaflan bir enfeksiyon edinme riskinin, maruz kalma flekline, temas edilen vücut s›v›s›na ve hastan›n enfektivitesine göre de¤iflmek kofluluyla, H‹V için <%0,3, HCV için %0,5 ve HBV için de %18-30 oldu¤u tahmin edilmektedir. Mesleki temaslarda yüksek risk tafl›yan ifllemler: • Kesici veya delici aletlerin kullan›ld›¤› tüm submukozal ifllemler • Kemik gibi kesici olabilecek organlar› kapsayan ve görülmesi güç bölgelerde uygulanacak giriflimler (ortopedik cerrahi, travma cerrahisi gibi) - 58 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Mesleki temaslarda riskin de¤iflken oldu¤u ifllemler: • Difllerle ilgili basit giriflimler • Rutin difl çekme • Araç kullan›larak veya kullan›lmadan yap›lan iç organ incelemeleri / biyopsi (endoskopi, vajinal inceleme, laparoskopi gibi) Mesleki temaslarda riskin düflük oldu¤u ifllemler • Sadece görüflmenin yap›ld›¤› konsültasyonlar, fizik bak›, difl incelemesi, giriflimsel olmayan incelemeler veya ifllemler (elektrokardiyografi, ultrasonografi gibi), sa¤lam derinin palpasyonu (eldiven gerekmez), enjeksiyon/damar içine girifl (eldiven gerektirir) Kan ile bulaflan enfeksiyonlardan korunmada, evrensel korunma önlemlerinin, H‹V, HBV ve HCV durumu dikkate al›nmaks›z›n tüm hastalarda ve her tür giriflimsel ifllemde uygulanmas›, bu enfeksiyonlardan korunman›n birinci kofluludur. Ancak tüm önlemlerin al›nmas›na karfl›n, mesleki temaslardan tamamen kaç›nmak olanaks›zd›r. Bu tür temaslar›n olmas› durumunda, temas›n niteli¤ine göre bir de¤erlendirme yap›larak, temas sonras› korunma önlemleri uygulanmal›d›r. Bunun için her ülkenin kendi k›lavuzlar›n› oluflturmas› önemlidir. KAYNAKLAR: 1. Puro V, De Carti G, Cicalini S et al. European recommendations for the management of healthcare workers occupationally exposed to hepatitis B virus and hepatitis C virus. Eurosurveillance. 2005 www.eurosurveillance.org 2. Beltrami Em, Williams IT, Shapiro CN, Chamberland ME. Risk and management of blood borne infections in health care workers. Clin Microbiol Rev. 2000; 13: 385-407. 3. Hepatitis B, Hepatitis C, and other bloodborne infections in healthcare - 59 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar workers. Viral Hepatitis Prevention Board Symposium Report 17-18 March 2005, Roma, Italy. Viral Hepatitis. 2005; 14:1-16. 4. Nwokolo NC, Hawkins DA. Postexposure prophylaxis for HIV infection. AIDS Read. 2001; 11: 402-12. 5. Varghese GM, Abraham OC, Mathai D. Postexposure prophylaxis for bloodborne viral infections in healthcare workers. Postgrad Med J. 2003; 79: 324-8. 6. WHO (2001) Blood safety for too few. Retrieved on 2006- 01-17. - 60 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar PR‹ONLAR Suna GED‹KO⁄LU Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji AD, BURSA Kuru; Papua Yeni Gine - Fore bölgesi halk›nda, kanibalizm ve cenaze ritüelleri gere¤i; ölen yak›nlar›n›n beyin dokusunun kad›n ve çocuklar taraf›ndan yenilmesi ile ortaya ç›kan; kad›n, çocuk ve yafll› kiflilerde görülen bir hastal›kt›r. Koyunlardaki scrapie hastal›¤› ile benzerlik gösterdi¤i 1950’li y›llarda fark edilmifltir. Bu grup hastal›k, etkenleri belirlenememekle beraber, inkübasyon sürelerinin uzun olmas› nedeniyle “yavafl virüs enfeksiyonlar›” olarak tan›mlanm›fllar, ancak, 1980’li y›llardan sonra prion proteinleri ile iliflkilendirilmesi yap›labilmifltir. Prionlar ile oluflan Transmissible Spongiform Encepholopathies (TSE), insan ve hayvanda merkezi sinir sisteminin etkilendi¤i ölümcül bir grup hastal›kt›r. Sporadik, familial veya kazan›lm›fl olabilirler(Tablo 1). S›¤›rlarda görülen Bovine Spongiform Encephalopathy’nin (BSE) bir zoonoz gibi insana bulaflarak Creutzfeldt-Jakob Hastal›¤›’n›n (CJD) varyant formunu (vCJD) oluflturdu¤u kabul edilmektedir. Dünya Sa¤l›k Örgütü (WHO) verilerine göre 1996-2004 y›llar› aras›nda ço¤unlu¤u ‹ngiltere’de olmak üzere 165 olgu, olas› vCJD olarak rapor edilmifltir. S›¤›r BSE ajan›n›n, etler arac›l›¤› ile insanlara bulaflt›¤› düflünülmektedir. Ayr›ca iyatrojenik olarak da hastal›¤›n oluflabilece¤ine dair veriler bulunmaktad›r. Dura mater transplantasyonu, büyüme hormonu veya gonadotropinler gibi pitüiter hormonlar›n kullan›lmas›, kan ve kan ürünleri ya da prion ile kontamine cerrahi aletler bulafl kayna¤› olabilmektedir. TSE etkenleri di¤er mikroorganizmalardan farkl›d›r. Uzun y›llar virüs olarak kabul edilmekle beraber, virüs yap›s› saptanamam›flt›r. Enfeksiyöz ajanlar; ço¤alabilmek, nesillerini sürdürebilmek için DNA ve/veya RNA içerirler. Bu etkenler protein yap›s›ndad›r ve DNA ve/veya RNA içerme- 61 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar di¤i halde hücre içinde ço¤alabilirler. O halde genom yap›lar›n›n özelli¤i nedir? Dr. Stanley B. Prusiner, enfektiviteden sorumlu yap›n›n, normal kiflilerde bulunan PrPc proteininin anormal bir izoformu oldu¤unu göstermifltir. Prion Proteini (PrPSC) (small proteinaceous infectious particles); olarak da isimlendirilen bu protein molekülü taraf›ndan klinik tablonun olufltu¤u kabul edilmifltir. Her iki proteininde amino asit dizileri idantik olmakla birlikte, konformasyonlar› farkl›d›r. Bu durum PrPSC proteinini daha dirençli k›lmaktad›r. Hidrofobik yap›da olduklar› için kolay agrege olurlar, bu nedenle büyüklük ve dansite yönünden farkl›l›k gösterirler. Nukleazlar, deterjan veya UV gibi mikroorganizmalar› hasarlayan yöntemlerden etkilenmezler, proteinaz K, tripsin gibi maddelerin ancak yüksek dozlar› etkili olabilir. ‹nsan PrP proteini 253 aminoasitten oluflur. N terminalinde 2 hexapepetit ve tekrarlayan oktapepdit yer al›r. C terminali Glikozil fosfatidil inozitol (GPI) ile iliflkilidir. PrP geni (PRNP) 20 kromozom k›sa kolu üzerinde yer al›r. PrPC proteini beyin dokusunda, di¤er organlara oranla 50 kat daha fazla bulunmaktad›r. Dolay›s› ile bu grup hastal›kta neden merkezi sinir sisteminin ön planda yer ald›¤› anlafl›lmaktad›r. PrPsc, hasta kiflilerin beyin dokular›nda hastal›¤›n evresi ile orant›l› miktarda saptan›r. PrPC’nin hücre membran›ndaki yar› ömrü 5 saat kadard›r. Glikozil fosfatidil inozitol (GPI) arac›l›¤› ile hücre içine girer. Endolizozom içine al›n›r. PrPSC dönüflümü muhtemelen hücre içine al›m s›ras›nda olmaktad›r. PrPSC beyin dokusundan ayr›flt›rmak güçtür. PrPSC sadece sitoplazmada toplu olarak saptanmaktad›r. Dendritik hücreler ve makrofajlar bu ajanlar›n organizmada ço¤ald›¤› ilk hücrelerdir. Lenfoid dokularda folliküler dendritik hücrelerde (FDCs) ço¤al›r ve bu dokuda bulunan sinir hücrelerine invazyon yaparlar. Do¤al enfeksiyon veya deneysel koflullarda humoral ve hücresel immün cevapta de¤ifliklik olmaz. PrP’ye karfl› oluflan bir antikor cevab› yoktur. Dolay›s›yla, asemptomatik olgular›n saptanmas› ba¤›fl›k yan›t arac›l›¤› ile olas› görülmemektedir. - 62 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar ‹nkübasyon süresi; do¤al veya deneysel TSE olgular›nda, klinik semptom olmadan oldukça uzundur. Kuru hastal›¤›nda 40 y›la kadar uzayabilir. Hastal›k bafllad›ktan sonra remisyon olmadan yavafl olarak ilerler. Kan ve beyin omurilik s›v›s›nda enflamasyon bulgusu yoktur. Beyin dokusunda herhangi bir enfeksiyöz ajan saptanmaz. Enfekte kiflilerin organ ekstrelerinin enjeksiyonu ile deneysel olarak bulafl sa¤lanabilir. Enfektivite; etken, miktar, verilifl yolu ile iliflkilidir. Etkenin do¤al yollarla bulafl› halinde, özellikle BSE ajan› oral yolda dahil olmak üzere daha fazla enfeksiyözdür. Türler aras›nda bulafl olabilmesi için, al›c› ve verici PrP genlerinin homolog olmas› gerekir. ‹nsanda 129. kodonda PrP gen polimorfizmi vard›r, Valin veya methionin kodlanabilir. Genel populasyonun %50 si homozigottur. Sporadik ve iyatrojenik CJD olgular›nda homozigotluk duyarl›l›¤› artt›rmaktad›r. vCJD olgular›n›n hepsinde methionin/methionin homozigotlu¤u saptanm›flt›r. PrPC, PrPSC ile direkt temastan sonra transforme olur. PrPsc proteolizise dirençli oldu¤u için enfekte hücre sitoplazmas›nda toplan›r. Sonuçta; nöron ölümü, Ekstrasellüler ortama PrPsc ç›k›fl› olur. PrPsc ile di¤er nöronlar ya enfekte olur yada apoptoz geliflir. PrPsc mikroglia hücrelerini aktive eder ve nörotoksik metaboliter a盤a ç›kar. Astrositlerin aktivasyonu ile gliozis meydana gelir. Klinik olarak ~ 20 y›l sessiz dönemdir. Bafllang›çta haf›za kayb›, koordinasyon bozuklu¤u, motor kontrol kayb›, psikolojik bozukluklar; ilerleyen dönemde ise, ciddi demans, ataksi, paralizi, ekstrapiramidal ve piramidal sistem ile ilgili bulgular, ensefalit, yayg›n nöron kayb›na ba¤l› semptomlar ortaya ç›kar. ‹nsan TSE olgular› nadirdir. CJD en s›k rastlanan formudur. Olgular; %85-90 oran›nda sporadik, %10-15 oran›nda familial, <%1 oranda ise iyatrojeniktir. Epidemiyolojik sürveyans› yap›lan ülkelerde de oran benzerdir. ‹nsidans y›lda 1-1.7/milyon kifli kadard›r. ‹ngiltere’de BSE olgular›na ba¤l› geliflen yeni varyant Creutzfeldt-Jacob - 63 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Disease (vCJD) d›fl›nda, hayvanlardan insana geçen olgu saptanmam›flt›r. Özellikle Slovakya ve ‹srail’de geçmifl y›llarda saptanm›fl flüpheli olgular›n, geliflen moleküler yöntemler ile kal›tsal oldu¤u gösterilmifltir. Ancak, insan TSE bütün formlar›n›n bulaflabilece¤i unutulmamal›d›r. O nedenle, olas› bulafl yönünden doku grefti, kan transfüzyonu, tedavi amac› ile insan, büyük ve küçükbafl hayvandan haz›rlanan ürünler ve hastane sterilizasyon yöntemleri önemlidir. T›bbi ürün güvenli¤i yönünden, subakut ensefalopatisi olan olgular, ailede familial CJD, GSS, FFI olgusu olan kifliler, geçmiflte hipofiz kaynakl› hormon tedavisi alm›fl ya da duramater grefti uygulanm›fl kifliler kan ve doku donörü olarak kullan›lmamal›d›r. Riskli bir hastada cerrahi ifllem yap›lacaksa, Prion inaktivasyonu için; WHO (World Health Organisation) önerileri dikkate al›nmal›d›r. Humoral immün cevap oluflmamas› nedeniyle, tan›da antikor oluflumunu gösteren kolay bir test bulunmamaktad›r. Olgular›n tan›s› genellikle postmortem olarak konulmaktad›r. Prion baz› epitoplar›na karfl› gelifltirilen monoklonal antikor (mAb) ile uygulanan tan› yöntemleri umut vericidir. KAYNAKLAR: 1. Prusiner S. Prions. Scientific American. 1984; 251:48-57. 2. Wickner RB, Edskes HK, Roberts BT, et al. Prions:proteins as genes and infectious entities. Gens and development. 2004;18:470-85. 3. WHO infection control guidelines for transmissible spongiform enchephalopathies. HYPERLINK "http://www.who.int/emc" http://www.who.int/emc 4. Collinge J, Clarke AR. A general model of prion strains and their pathogenicity. Science 2007; 318:930-6. 5. Beekes M, McBride PA. The spread of prions through the body in naturally acquired transmissible spongiform encephalopathies. FEBS Journal 2007; 274:588-605. - 64 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar 6. Ironside JW. Variant Creutzfeldt-Jakob disease:risk of transmission by blood transfusion and blood therapies. Haemophilia. 2006;12:815. 7. Peretz D, Supattapone S, Gilles K. Et al. J Virol 2006;80:322-31. Tablo1. Prion hastal›klar› Sporadik Familial ‹yatrojenik Creutzfeldt-Jacob Disease (sCJD) Familial Insomnia (sFI) Creutzfeldt-Jacob Disease (fCJD) F Fatal Familial Insomnia (fFI) G Gerstmann-Straussler-Scheinker Syndrome (GSS) Creutzfeldt-Jacob Disease (iCJD) Varyant Creutzfeldt-Jacob Disease (vCJD) Kuru - 65 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar V‹RAL HEPAT‹TLERDE DENDR‹T‹K HÜCRE BAZLI ‹MMÜN‹ZASYON Ercüment OVALI* Murat ERTÜRK** *Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹ç Hastal›klar› AD, Hematoloji BD, TRABZON **Karadeniz Teknik Üniversitesi, T›p Fak ültesi, Mikrobiyoloji AD, TRABZON Dentritik Hücreler ve DH Bazl› Afl›lar›n Haz›rlanmas› Ercüment OVALI Dendritik hücrelerin (DH) öyküsü, Dendritik hücreler naif T hücrelerini en güçlü bir flekilde stimüle eden, antijen sunan profesyonel hücrelerdir. Bunlar immun tepkilerin verilmesinde kilit rol oynarlar. Dendiritik hücreler ilk kez ondokuzuncu yüzy›l›n sonlar›nda Paul Langerhans (Langerhans hücreleri) taraf›ndan tarif edilmifllerdi. Ancak ‘dendritik hücre’ deyimi ilk kez 1973’te (1) Ralph M. Steinman taraf›ndan kullan›lm›flt›. Steinman dalakta sinir lifine benzer bir hücre popülasyonu tespit etmiflti. K›sa bir süre içinde DH’ler bütün lenfoid ve hemen hemen lenfoid olmayan dokularda tespit edilmiflti. Daha sonra yap›lan çal›flmalar da DH’lerin profesyonel antijen sunan hücreler (APC) oldu¤u ortaya ç›km›flt›. Ancak burada büyük bir problem vard›, çünkü DH’ler dokulardan az say›da ve güçlükle ayr›flt›r›labiliyorlard›. 1990’larda araflt›rmac›lar kök hücrelerden ve in vitro monositlerden çok say›da DH üretmeyi ö¤rendiler. Bu büyük bir geliflmeydi. DH’leri in vitro olarak artt›rma yetene¤i araflt›rmac›lara DH mekanizmas›n›n immun sistemle nas›l etkileflime girdi¤ini ve DH’leri klinik tedavi rejimlerinde nas›l kullanabileceklerini ö¤retti. - 66 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar DH kaynaklar› DH’ler, fms benzeri tyrosine kinase-ligand (Fit3L), granülosit makrofaj koloni stimüle edici faktörü (GM-CSF) gibi, büyüme ve farkl›laflma faktörlerine tepki vererek kemik ili¤inde üretilen heterojen hücrelerdir. ‹nsan kan› içerisinde DH’ler kal›t›m negatif, HLA-DR pozitif olup CD11c, CD123 ve langerin düzeylerine ba¤l› olarak mevcuttur. Bunlar iki alt türe (2,3) ayr›labilirler. Bu alt türler myeloid ve plasmasitoid DH’lerdir. Bunlar›n tasnifi ve immunophenotipik özellikleri Tablo 1’de özetlenmifltir. Myeloid ve plasmositoid DH’ler de s›ras›yla DH1 ve DH2 olarak s›n›fland›r›l›r. DH1 hücreleri T hücrelerini T helper hücrelere (Th1) do¤ru kutuplaflt›r›rken, DH2 hücreleri ise Th2 fonksiyonlar›na do¤ru kutuplaflt›r›rlar. DH1 hücreleri farkl› toll-like reseptörler (TLR) -2,-3,-4 ve -7 ekprese ederken DH2 hücreleri sadece TLR7 ve TLR9 reseptörlerini eksprese ederler. Tablo 1. DC’lerin s›n›fland›rmas› ve Fenotipik özellikleri (referans 2,3’ten uyarlanm›flt›r) Olgun olmayan DCler Olgun DCler Myeloid Monocyte türevi DC Langerhans türevi DC Lin negatif Lin negatif CD80 negatif CD80 pozitif CD83 dim/neg CD83 pozitif CD 86 dim/neg CD 86 pozitif CD11c pozitif CD11c pozitif CD 123 dim CD 123 dim/neg Langerin negatif Langerin negatif HLA DR pozitif HLA DR parlak pozitif Lin negatif Lin negatif - 67 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar CD80 negatif CD80 pozitif CD83 dim/neg CD83 pozitif CD 86 dim/neg CD 86 pozitif CD11c pozitif CD11c pozitif CD 123 dim/neg CD 123 dim/neg Langerin pozitif Langerin pozitif HLA DR pozitif HLA DR bright pozitif Lin negatif Lin negatif CD80 negatif CD 80 pozitif CD83 dim/neg CD83 pozitif CD 86 dim/neg CD 86 pozitif CD11c negatif CD11c negatif CD123 pozitif CD123 pozitif Langerin negatif Langerin negatif HLA DR pozitif HLA DR parlak pozitif Lymphoid DC Plasmacytoid DC DH’lerin morfolojik özellikleri Adlar›ndan da anlafl›ld›¤› gibi DH’leri bulbous pseodopodlar ve lamellipodlar veya ince kuyruk gibi çeflitli ve gayri muntazam saçaklar› olan (fiekil-1) oval formlu bir çekirde¤e sahiptirler. Sitoplasmada pek çok oval mitokondria, otofagozom ve iyi geflilmifl bir endoplazmik retikulum bulunur. Bunun yan› s›ra plasmositoid DH’lerinde plazma hücresi morfolojileri de bulunur. - 68 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar fiekil -1: Kültürün 5. gününde DHler DH’lerin ifllevsel özellikleri, DH’ler ifllevsel özelliklerine göre üç kategoriye ayr›l›r : T hücrelerinin aktive edilmesi : DH’lerin ilk ifllev kategorisi antijen sunumu ve T hücrelerinin aktive edilmesidir. Enflamasyon olmas› halinde, DH’ler bu bölgeye do¤ru yönelir ve antijenleri ele geçirerek, bunlar› dahili olarak iflleme tabi tutma yönünde stimüle olurlar. Bu antijenler fagositoz veya reseptör arac›l›¤›yla gerçeklefltirilen endositozla içeri al›n›rlar. Endojen antijenler proteozomda degrade olarak endoplazmik retikuluma girerler. Burada peptidler hücre yüzeyinde CD8 T hücrelerinde sunulmak üzere yeni sentezlenmifl MHC I. kategori moleküllere ba¤lan›rlar (5). Öte yandan exojen antijenler erken endozomlarda degrade olur ve oluflan peptidler hücre yüzeyinde CD4 T hücrelerinde (5) sunulmak üzere geç endozomlarda vesiküle giren MHC II. kategori moleküllere ba¤lan›rlar. DH’lerin bir baflka önemli özelli¤i de B7 ailesinin üyeleri de dahil olmak üzere ortak stimüle edici hücrelerin sunumudur. ‹mmün tolerans oluflturma: DH ifllevinin ikinci kategorisi tam olarak belirlenmemiflse de, bunlar aras›nda, immün tolerans›n oluflturulmas› ve idamesinin de yer ald›¤› da öne sürülmektedir. DH’lerin T hücreleri için timusta oluflan bir merkezi tolerans ifllevleri vard›r. Self peptidler tafl›yan - 69 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar DH’lere tepki gösteren T hücreleri timusta negatif seleksiyon yoluyla imha edilir. DH’lerin ayn› zamanda periferal toleransta da bir rolü vard›r. Olgunlaflmam›fl DH’ler de CD4 ve CD8 T hücrelerinde anerji oluflturarak düzenleyici T hücrelerini (Tregs) aktive ederler (6,7). Bunun sayesinde periferal tolerans idame ettirilir. Bunun tersinin geçerli oldu¤u durumlarda da Treg’ler DH geliflimini etkileme yetene¤ine ve böylece geliflimi önleyerek IL-10’un yan›s›ra B7-H ailesine ait immünorepresif molekülleri de oluflturma yetene¤ine sahiptirler. Bu sonuçlar DH-Treg çapraz iletifliminin, tolerans mekanizmalar›n› destekledi¤ini göstermektedir (8). B hücresi ifllevlerinin etkilenmesi: DH’ler lenf nodu T hücrelerinde ve germinal merkezlerde B hücrelerini stimüle edebilir. Foliküler DH’lerin (FDH), B hücresi haf›zas›n›n idame ettirilmesinde önemli oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Yabanc› antijenlere karfl› ilk antikor tepkisinden sonra FDH’ler B hücreleri için sürekli bir stimülasyon kayna¤› görevi görürler. Dendritik hücrelere dayal› immün tedavi Pekçok klinik vakada, immün sistem, tümörleri/enfeksiyöz ajanlar› yok etmede baflar›l› olamamakta bunun sonucunda da hastal›k ilerlemektedir. Bu baflar›s›zl›¤›n bir nedeni de yetersiz antijen sunumu olup, bu nedenle tümör/enfeksiyöz antijenlerle yüklenmifl DH’ler ba¤›fl›kl›k sa¤lamada bir çözüm sunabilir (3). DH’ler yüksek düzeylerde MHC klas I ve klas II molekülleri efl stimülüs sa¤lay›c› (co-stimülatuar) moleküllerle birlikte eksprese edebilmeleri ve güçlü antijen sunumlar› ile immün sistemi aktive edebilmektedirler. Bu nedenle DH’lerin bir immün tedavi vas›tas› olarak kullan›mlar›na ilgi giderek artmaktad›r. DH’ye dayal› immün tedavi afla¤›da özetlenmifltir: 1. DH’lerin elde edilmesi: DHler iki flekilde elde edilebilir. a. DH’lerin elde edilmesi: DH’ler CD34 pozitif hücrelerden veya periferal monositlerden veya çeflitli sitokinlerin bulundu¤u ortamdaki neoplastik - 70 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar hematopoetik hücrelerin kültürlerinden elde edilebilir. i. CD 34 pozitif prekürsörden elde edilen DHler: CD 34 pozitif prekürsörden elde edilen DHlerin üretilmesi için kök hücre faktörü Flt3L, IL-3 ve IL-6 dahil olmak üzere, ard›ndan da IL-4 ve GM-CSF (3,9,10) farkl›laflmas›n› da içeren daha esasl› bir kar›fl›m gereklidir. Ayr›ca grubumuz, Hepatosit büyüme faktörünün (HGF) kök hücreden DH elde edilmesinde ilave etkileri oldu¤unu ortaya koymufltur (10). ii. Monositlerden türetilen DHler: Periferal monositlerden ve plastik adherent mononükleer hücrelerden DH üretmenin en popüler yolu IL-4, GM-CSF ile 7 günlük kültür gerektirmektedir (11). iii. DH’lerin neoplastik hematopoetik hücrelerden elde edilmesi: Günümüzde neoplastik hücrelerden DH’ler üretmek için farkl› bir yöntem tarif edilmektedir. Bu yönteme göre, hematopoetik neoplastik hücrelerin TNF- · ve CD 40 L ile birlikte GM-CSF, IL-4 ile neoplastik DH’ler halinde farkl›laflmalar› sa¤lanabilmektedir (12). b. DH’lerin izole edilmesi: Periferal kandaki düflük frekanslar› nedeniyle kan DH’lerin kullan›m› s›n›rl›d›r. (3). DH popülasyonunun periferal nükleid edilmifl hücrelerin %0,15 ile %0,70’ini oluflturdu¤u bildirilmektedir. Bu da, bir litre kanda 3 x 106 ile 17 x106 DH bulundu¤u anlam›na gelmektedir (13). Ancak, pozitif veya negatif seleksiyonlu lökoferez usulü ile 1 x106 ile 10 x106 DH oluflmaktad›r (14-15). Baz› kanser hastalar›ndan al›nan DH’ler say› olarak azalabilir ve ayni zamanda ifllevsel bozukluklar da içerebilmektedir. Bununla birlikte, kan DH’lerinin kullan›ld›¤› erken klinik çal›flmalar baflar›l› antijen spesifik immün cevaplar vermifltir (14-15). Bunun yan› s›ra baz› klinik çal›flmalarda araflt›rmac›lar, daha fazla say›da DH elde etmek için - 71 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar GM-CSF, G-CSF, progenipoietin ile mobilizasyon rejimleri uygulam›fllard›r (16-17) 2. Kültür koflullar›: ‹lk yap›lan DH çal›flmalar›nda fetal dana serumu (FCS) içeren ortamlar kullan›lm›flt›r. Kültürlerde FCS kullan›lmas› I. tür hipersansitiviteye neden olabilir. Halen yap›lan klinik denemelerde serumsuz ortamlar veya otolog serumlar kullan›lmaktad›r. Ancak bu durumda kanser hastalar›ndan al›nan serumlarda IL-10 gibi immünsüpresif faktörler bulunabilir. fiu aflamada, serumsuz ortam kullan›m›n›n DH kültürleri için en iyi seçenek oldu¤u anlafl›lmaktad›r (3). 3. Yükleme için kullan›lan antijenler: Halen DHlerin yüklenmesi için kullan›lan antijenler preparat›n kesin bilefliminin bilinip bilinmedi¤ine ba¤l› olarak a. Tan›mlanm›fl veya b. Tan›mlanmam›fl olarak s›n›fland›r›lmaktad›r. Tan›mlanm›fl antijenler aras›nda peptidler, proteinler, DNA bulunmakta, tan›mlanmam›fl antijenler ise tümör/enfeksiyöz ajan hücrelerinin kendisi, hücresi lizatlar›n›, tümör hücrelerinden ›s› floku proteinlerini, tümör/DH füzyonlar›n› ve hücrelerinden elde edilen RNA’lar› içermektedir. Bu antijenler genellikle do¤rudan do¤ruya ve ç›plak olarak kültür koflullar›nda yüklenmektedir. DNA ve RNA’lar›n DH’lere yüklenmesindeyse viral vektörler, lipozomlar ve elektroporasyon kullan›lmaktad›r. Öte yandan, keyhold limpet hemosiyanin (KLH), tüberkülozdan ar›nd›r›lm›fl protein türevi (PPD), Pan-HLA-DR binding protein (PADRE) vs. gibi yard›mc› epitoplar›n kullan›lmas› DH yüklenmifl antijenlere immün cevab› artt›rabilir (18,19). Ancak in vivo çal›flmalar henüz netlik kazanmam›flt›r (3). 4. DH’lerin olgunlaflmas›: Olgunlaflm›fl DH’lerin kullan›m›n›n daha iyi klinik sonuçlarla ba¤lant›l› oldu¤u anlafl›lmaktad›r (18). DH’ler, - 72 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar CD40L, TNFα, PGE2, IL-6, IL-1β, IFNγ dahil olmak üzere çeflitli stimuluslarla fenotipik olarak olgunlaflt›r›labilirler. Ancak, bütün kombinezonlar optimum olmay›p, IL-12 üretimi için yeterli stimülasyon sa¤lamaz ki bu da T hücresi stimülasyonu için önemli bir faktördür. Halen klinik denemelerin ço¤unda olgunlaflt›rma reagentleri olarak TNFα, IL1β, Il-6 and PGE2 kullan›lmaktad›r (20-23). Ayr›ca, grubumuz Hepatosit büyüme faktörünün (HGF) monositlerden DH matürasyonu sa¤lamada ilave etkileri oldu¤unu da ortaya koymufltur(19). Bu sitokin seleksiyonu fenotipik matürasyon kavram›na dayal›d›r. Ancak bu kar›fl›mda PGE2 kullan›lmas›n›n hakl› gerekçeleri olmal›d›r (3), çünkü PGE2’nin DH’lerin IL-12 salg›lamas›n› inhibe etti¤i bildirilmifltir (24). 5. Üretim kalite kontrolu ve sal›n›m testi: Klinik çal›flmalar için yap›lan bütün afl› preparatlar› GMP koflullar›nda üretilmelidir. Hücre bazl› tümör afl›lar› somatik hücre tedavisi ilaç ürünleri veya gen transferi ilaç ürünleri olarak s›n›fland›r›labilir. Gen transferi ilaç ürünlerinin imalat›nda Avrupa Birli¤inin befleri ilaç kullan›m›na iliflkin yönetmeli¤indeki (2003/63/EC yönerge ile de¤iflik 2001/83/EC say›l› direktif). tan›ma uygun diagnostik, profilaktik veya terapötik bir gen transferini içerir. Halen kabul edilen sal›n›m testleri Tablo 2’de özetlenmifltir. 6. Afl› uygulama protokolleri: ‹mmün tedavi denemelerinde DH uygulamas›n›n optimum dozu ve s›kl›¤› netleflmifl de¤ildir. Ço¤u kez afl› bafl›na 1 x106 ile 200 x106 hücre kullan›lmaktad›r. Yüksek dozlar›n hastal›¤›n ilerlemesini daha uzun süre engellemesi beklenmektedir. Klinik denemelerin ço¤unda çoklu enjeksiyonlar 2 ila 4 hafta arayla uygulanm›flt›r. Klinik öncesi çal›flmalar›n ço¤unda afl›n›n sürekli kullan›m›n›n antijen spesifik immün cevab› ve antitümör cevab› art›rd›¤› görülmüfltür (27,28). Bu çal›flmalarda afl›n›n geç antitümör etkileri uzun süreli afl› uygulamas›ndan sonra görülmüfltür. Ancak, biz uzun afl›lama - 73 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar uygulamas›ndan sonra antitümör cevab›nda bir art›fl gözlemlemedik. Bizim çal›flmam›zda, gözlemlenen tüm klinik cevaplar afl› protokolünün ilk iki ay› içinde görülmüfltür (23). En iyi uygulama yolu bilinmemektedir. Ancak T hücresi cevab› oluflturmak için intradermal, intralenfatik veya intratümör yollar tercih edilirken, antijen spesifik antikor cevaplar› için damardan afl› yolu tercih edilebilir (3). Tablo 2. Aflfl›› ürünlerine dayal› DC’lerin Sal›m Testleri (Referans 3, 25, ve 26’dan uyarlanm›flfltt›r) Safl›k(flow cytometri ile ölçüme göre) : >%50 LA DR , CD86, CD 11c/CD 123 pozitif Canl›l›k: >% 70 trypan mavisi d›fllanarak veya Propidium iodide boya ile Sterilite: Bakteri, fungus, mycoplasma negatif Pyrojenite: LAL’a göre Endotoksin negatf Farkl›laflma/Olgunlaflma (seçene¤e ba¤l›): Kal›t›msal negatif ve CD80, CD83 pozitif (flow cytometri ile ölçüme göre). Potans testleri ( Ürün imalatç›s›nca gelifltirilip tan›mlanacakt›r): Yüksek düzeyde hedef protein ekspresyonu (bu eflik daha sonra belirlenecektir) - 74 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar CD45 pozitivite Mixed lymphocyte reaksiyonu Costim assayi (Bu assay responder T lymphocyte’lerinin CD3spesifik monoklonal antikor OKT3’le suboptimal ön prestimülasyonundan sonra DC’lerin tam stimülasyonuyla sa¤lanmas›na dayal› olarak haz›rlanm›flt›r) Stabilie assayi Ürün imalatç›s›nca tan›mlanacakt›r. Fonksiyonel assaylar (‹leri safha klinik gelifltirme) Geciktirilmifl tür hipersansitivite reaksiyonu (DTH) ELISPOT Flow cytometrisiyle tetramer boyama DH afl›lar›n›n Enfeksiyon Hastal›klar›nda Kullan›m› Murat Ertürk Özellikle anti-kanser çal›flmalarda elde edilen bulgulara dayanarak DH’lerin in vitro flartlarda mikroorganizmalara karfl› konak savunmas›n› güçlendirici veya daha çok kronik tabiatl› mevcut bir enfeksiyonlar› tedavi edici özellik kazand›r›larak; özellikle HBV, HCV hepatitleri, papilloma veya kronik CMV gibi enfeksiyonlar›n›n tedavisinde kullan›labilece¤i düflünülmüfltür. Enfeksiyon etkenlerine karfl› DH afl›s› örne¤i, ilk kez 1997 y›l›nda Mbow ve arkadafllar› taraf›ndan, kenelerle bulaflan spiroketlere karfl› uygulanm›fl olup deney hayvanlar›nda Borrelia burgdorferi yüklenmifl DH’lerle spesifik koruyucu ba¤›fl›k yan›t oluflturuldu¤u bildirilmifltir. Ludewig ve ark. taraf›ndan LCMV (lymphocytic choriomeningitis virus) spefisifik peptidlerle yüklenen DH’lerle farelerde, peptid-yüklü DH - 75 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar afl›s›n›n çok k›sa bir sürede (2 gün) geliflen güçlü ve uzun (>60 gün) süreli bir antiviral yan›t oluflturuldu¤u bildirilmifltir. Takip eden deneysel modellerde influenza virus ve HSV-2 proteinleri ile yüklenmifl DH afl›lar›n›n spesifik T hücre ve koruyucu yan›t oluflturduklar› gösterilmifltir. ‹lk kez 2004 y›l›nda Lu ve ark. taraf›ndan kronik HIV enfeksiyonunda DH afl›s› insanlarda uygulanm›fl; emniyet aç›s›ndan kayda de¤er sorunun saptanmad›¤› klinik çal›flmada ço¤u hastalarda güçlü bir T hücre yan›t› olufltu¤u, ayr›ca viral yükte düflüfl sa¤land›¤›n› bildirilmifltir. Bu çal›flman›n akabinde iki farkl› grup araflt›rmac› taraf›ndan biri HIVgag peptidleri ile di¤erinde ›s› ile inaktive virus yüklenerek haz›rlanm›fl DH’ler, HAART tedavisi alt›nda olan hastalara uygulanm›flt›r. DH afl›lar›n›n iyi tolere edildi¤i ve sadece hafif lokal ve genel semptomlara yol açt›¤› belirtilmifltir. HIVgag peptid yüklü DH afl›s›n›n HAART kullan›lan hastalarda viral reboundu bask›lamada yetersiz kalsa da spefifik yan›t oluflturuldu¤u, ›s› ile inaktive virusun DH yüklenmesinde kullan›ld›¤› çal›flmada ise spesifik hücresel yan›t›n zay›f ve geçici oldu¤u bildirilmifltir. Son olarak çok yak›n zamanda HIV-1gag, env ve pol peptidleri ile yüklenmifl bir DH’ afl›s›n›n HIV-1+ hastalarda faz 1 çal›flmas› fleklinde uyguland›¤›; afl›n›n iyi tolere edildi¤i ve ayr›ca k›sa sürede HIV spesifik IFNg+ lenfosit yan›t›n›n olufltu¤u bildirilmifltir. Enfekte kiflilerde DH olgunlaflmas› ve fonksiyonlar›n›n engellenildi¤inin ço¤u kez ileri sürüldü¤ü HCV hepatitinde, CD4+ Th lenfositlerin yetersiz uyar›s› sebebiyle HCV spesifik CTL yan›t›n›n yetersizli¤i söz konusudur. Nitekim IFN’ye kal›c› yan›t veren hastalarda HCV corespesifik Th öncüllerin kal›c› veya hiç yan›t vermeyenlere göre daha fazla olufltu¤u gösterilmifltir. Bu sebeple, HCV proteinleri ile yüklenmifl DH afl›lar kullanarak HCV spesifik hücresel yan›t oluflturulabilece¤i ileri sürülmektedir. Bu görüflü destekleyici ilk veriler ç›kmaya bafllam›flt›r; yak›n zamanda rekombinant HCV core protein ve peptidleri ile yüklenmifl DH’lerin kullan›ld›¤› bir çal›flmada güçlü bir humoral ve hücresel yan›t - 76 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar elde edilmifl, bir di¤erinde HCV NS3 protein geni tafl›yan adenovirus ile transfekte DH’lerin farkl› fare türlerinde CD4 Th1 ve CD8 T hücre yan›t› oluflturuldu¤u gösterilmifltir. Kronik hepatitis B virus enfeksiyonunda da klinik yan›t aç›s›ndan HCV’ye benzer bir durum söz konusudur ve HBV persistans›ndan yetersiz spesifik hücresel yan›t sorumlu tutulmakta; DH’lerin virusla enfeksiyonuna ba¤l› olarak geliflen DH disfonksiyonunun T ve B lenfosit yan›ts›zl›¤›na neden oldu¤u ileri sürülmektedir. Hepatitis B Virus yüzey antijeni (HBsAg) ile yüklenmifl otolog DH’lerle sa¤l›kl› gönüllüler üzerinde yap›lan faz 1/2 klinik çal›flmalarda DH afl›s›s›n›n güvenli bir uygulama oldu¤u, baz›lar›nda anti-HBs geliflti¤i bildirilmifltir. Kronik HBV enfeksiyonlu hastalarda HBsAg ile yüklenmifl DH’lerin kullan›ld›¤› bir di¤er çal›flmada, DH afl›n›n HBV replikasyonunu bask›lad›¤›, serum viral yükü azaltt›¤›, HBe-Ag’nin kaybolmas› ve anti-HBe geliflimini sa¤lad›¤› bildirilmifltir. Duan ve ark. kronik hepatit B hastalar›nda yetersiz DH aktivitesinin, HBcAg ve HBsAg yüklenmifl DH afl›s› ile yeniden kazand›r›labilece¤ini; uygulama ile otolog T lenfosit proliferasyon ve antijen spesifik IFNg üretiminin art›r›labildi¤ini göstermifllerdir. Yak›n zamanda da, HBV kaynakl› karaci¤er kanserli hastalardan elde edilen DH’lerin HBcAg ve HBsAg ile yüklenmesi durumunda, DH’lerin güçlü bir yard›mc› uyar›c› molekül (CD40, 80, 86) sentezi gösterdikleri, in vitro testlerde otolog T hücre proliferasyon ve IFNg sal›n›m›n› yine güçlü bir flekilde uyard›klar›; dolay›s›yla DH afl›s›n›n HBV kaynakl› karaci¤er kanser hastalar› için yeni bir tedavi yöntemi olabilece¤i bildirilmektedir. Antijen yüklü DH afl›lar›n›n ilk kez bakteriyel enfeksiyon modellerinde uyguland›¤› yukar›da belirtilmiflti. 1997’de kenelerle bulaflan spiroketlere karfl› deney hayvanlar›nda Borrelia burgdorferi yüklenmifl DH’lerle spesifik koruyucu ba¤›fl›k yan›t oluflturma çal›flmas›ndan sonra çok fazla olmamakla beraber , DH afl› modelinin C.trachomatis ve M. tuberculosis deneysel modellerde kullan›ld›¤›, her iki çal›flmada da spesi- 77 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar fik ve koruyucu ba¤›fl›k yan›t oluflturuldu¤u görülmektedir. Di¤er taraftan DH afl›lar›n›n deneysel parazit ve deneysel mantar enfeksiyon modellerinde de baflar›l› bir flekilde uyguland›¤› bildirilmektedir. Sonuç Antijen yüklü DH afl› yönteminin daha çok kanserle ilgili olarak kullan›lma potansiyeli araflt›r›lmakta, yüzlerce faz 1-3 çal›flmas› yürütülmektedir. FDA ve Avrupa Toplulu¤u yasal organlar› taraf›ndan ‘DH-tabanl› immünoterapi’ k›lavuzlar› dahi yay›nlamaktad›r. Di¤er taraftan, DH’lerin enfeksiyon hastal›klar›ndaki rolünün daha da iyi anlafl›lmas›na paralel olarak, deneysel ve klinik flartlarda antijen yüklü DH afl›lar›n özellikle kronik viral enfeksiyonlar için de h›zla de¤erlendirildi¤ini görmekteyiz. Kanser immunoterapisinde tart›fl›lan DH afl› yöntemi sorunlar›n›n enfeksiyon hastal›klar› içinde geçerli oldu¤u düflünülmektedir. Bu ba¤lamda; en uygun DH kayna¤›n›n seçimi, en uygun antijenlerin belirlenmesi ve uygun flekilde DH’lere yüklemesi, antijen yüklü DH’lerin en uygun flekilde, hangi say›da ve hangi yoldan enjekte edilmesi gerekti¤i gibi temel konular›n kapsaml› bir flekilde çal›fl›lmas›na ihtiyaç vard›r. Di¤er taraftan deneysel çal›flmalarda sorun teflkil etmemekle beraber, klinik uygulamalar için haz›rlanan DH’lerin yasal mevzuat gere¤i Good Manufacturing Practice (GMP) flartlar›nda haz›rlanm›fl olmalar› gere¤i de unutulmamal›d›r. KAYNAKLAR: Dentritik Hücreler ve DH Bazl› Afl›lar›n Haz›rlanmas› 1. Steinman RM, Cohn ZA. "Identification of a novel cell type in peripheral lymphoid organs of mice. I. Morphology, quantitation, tissue distribution". J. Exp. Med. 1973; 137: 1142-62. 2. Yung JW. Immunotherapeutic applications of dendritic cells. ASH - 78 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Education program book. San Francisco, California December 1-5. 2000; 361-6. 3. Osada T Clay TM, Woo CY, Morse MA, Lyerly K. Dendritic cell based immunotherapy. Inter Rev Immunol. 2006; 25: 377-413. 4. Moser M and Murphy KM. Dendritic cell regulation of Th1-Th2 development. Nat. Immunol. 2000; 1: 199-205. 5. Gilboa E. DH-Based cancer vaccines. J Clin Invest. 2007; 117: 1195-203. 6. Muller G, Muller A, Tuting T, Steinbring K, Saloga J, Szalma C, et al. Interleukin -10 treated dendritic cells modulate immune responses of naïve and sensitized T cells in vivo. J Inves Dermatol. 2002 ; 119: 836-41. 7. Wakkach A, Fournier N, Burn V Breittmayer JP, Cottrez F, Groux H. Characterization of dendritic cells that induce tolerance and T regulatory 1 cell differentiation in vivo. Immunity. 2003; 18: 605-17. 8. Mahnke K, Jhonson TS, Ring S, Enk AH. Tolerogenic dendritic cells and regulatory T cells: A two –way relationship. J Dermatol Sci. 2007; 46: 159-67. 9. Curti A, Fogli M, Ratta M, Tura S, Lamoli RM. Stem cell factor and FLT3-ligand are strictly required to sustain the long-term expansion of primitive CD34+DR- dendritic cell precursors. J Immunol. 2001; 166: 848-54. 10. Ovali E, Ratip S, Kibaroglu A, Tekelioglu Y, Cetiner M, Karti S, Aydin F, Bayik M, Akoglu T. Role of hepatocyte growth factor in the development of dendritic cells from CD34+ bone marrow cells. Haematologica. 2000; 85: 464-9. 11. Sallusto F, Lanzavecchia F. Efficient presentation of soluble antigen by cultured human dendritic cells is maintained by granulocyte/macrophage colony-stimulating factor plus interleukin 4 - 79 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar and downregulated by tumor necrosis factor alpha. J Exp Med. 1994; 179: 1109-18. 12. Cignetti A, Bryant E, Allione B, Vitale A, Foa R, Cheever MA. CD34 (+) acute myeloid and lymphoid leukemic blasts can be induced to differentiate into dendritic cells . Blood . 1999; 94: 204855. 13. Fearnley DB, Whyte LF, Carnoutsos SA, Cook AH, Hart DN. Monitoring human blood dendritic cell numbers in normal individuals and in stem cell transplantation. Blood. 1999; 93: 728-36. 14. Hsu FJ, Benike C, Fagnoni F, Liles TM, Czerwinski D, Taidi B, Engleman EG, Levy R. Vaccination of patients with B-cell lymphoma using autologous antigen-pulsed dendritic cells. Nat Med. 1996; 2: 52-8. 15. Small EJ, Fratesi P, Reese DM, Strang G, Laus R, Peshwa MV, Valone FH. Immunotherapy of hormone-refractory prostate cancer with antigen-loaded dendritic cells. J Clin Oncol. 2000; 18: 3894-903. 16. Pullarkat V, Lee PP, Scotland R, Rubio V, Groshen S, Gee C, Lau R, Snively J, Sian S, Woulfe SL, Wolfe RA, Weber JS. A phase I trial of SD-9427 (progenipoietin) with a multipeptide vaccine for resected metastatic melanoma. Clin Cancer Res. 2003; 9: 1301-12. 17. Lonial S, Hicks M, Rosenthal H, Langston A, Redei I, Torre C, Duenzl M, Feinstein B, Cherry J, Waller EK. A randomized trial comparing the combination of granulocyte-macrophage colony-stimulating factor plus granulocyte colony-stimulating factor versus granulocyte colony-stimulating factor for mobilization of dendritic cell subsets in hematopoietic progenitor cell products. Biol Blood Marrow Transplant. 2004; 10: 848-57. 18. Schnurr M, Galambos P, Scholz C , Then F, Endres S, Eigler A. Tumor cell lysate-pulsed human dendritic cells induce a T-cell response against pancreatic carcinoma cells: An in vitro model for the - 80 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar assessment of tumor vaccines. Cancer Res. 2001; 61: 6445–50. 19. Wierecky J, Muller MR, Wirths S, Halder-Oehler E, Dorfel D, Schmidt SM, Hantschel M, Brugger W, Schroder S, Horger MS, Kanz L, Brossart P. Immunologic and clinical responses after vaccinations with peptide-pulsed dendritic cells in metastatic renal cancer patients. Cancer Res. 2006; 66: 5910–18. 20. D. McIlroy and M. Gregoire. Optimizing dendritic cell-based anticancer immunotherapy: Maturation state does have clinical impact. Cancer Immunol Immunother. 2003; 52: 583–91. 21. Sonmez M, Ovali E, Dikmen T, Yilmaz M, Erturk M, Sonmez B, Omay SB. The role of hepatocyte growth factor in the differentiation of dendritic cells from peripheral blood monocytes. Saudi Med J. 2007; 28: 688-95. 22. Schuler-Thurner B, Schultz ES, Berger TG. Rapid induction of tumor specific type 1 T helper cells in metastatic melanoma patients by vaccination with mature, cryopreserved, peptide-loaded monocyte-derived dendritic cells. J. Exp. Med. 2002; 195: 1279–88. 23. Ovali E, Dikmen T, Sonmez M, Yilmaz M, Unal A, Dalbast› T, Kuzeyli K, Erturk M, Omay SB. Active immunotherapy for cancer patients using tumor lysate pulsed dedritic cell vaccine: a safety study. J Exp Clin Cancer Res. 2007; 26: 209-14. 24. Kalinski p, Schuitemaker JH, Hilkens CH, Kapsenberg ML. Prostaglandin E2 induces the final maturation of IL-12-deficient CD1a+ CD83+ dendritic cells: The levels of IL-12 are determined during the final dendritic cell maturation and are resistant to further modulation. J Immunol. 1998; 161: 2804–9. 25. Hinz T, Buchholz CJ, Stappen van der T , Cichutek K, Kalinke U. Manufacturing and Quality Control of Cell-based Tumor Vaccines: A scientific and a Regulatory Perspective. J Immunother. 2006; 29: 472–6. - 81 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar 26. Brent McCright. Release Testing of Cell Therapy Products. ISCT 6th Annual Somatic Cell Therapy Symposium.9/25-27/2006. From www. fda. Gov / cber/ genetherapy / isct092506bm.htm. 27. Grosenbach D.W., Barrientos J.C., Schlom J. Synergy of vaccine strategies to amplify antigen-specific immune responses and anti tumor effects. Cancer Res. 2001; 61: 4497-505. 28. Marshall J.L, Hoyer R.J, Toomey M.A. Phase I study in advanced cancer patients of a diversified prime and boost vaccination protocol using recombinant vaccinia virus and recombinant nonreplicating avipox virus to elicit anticarcinoembryonic antigen immune responses. J Clin Oncol 2000; 18: 3964-73. DH afl›lar›n›n Enfeksiyon Hastal›klar›nda Kullan›m› 1. Ludewig et al. Dendritic cells efficiently induce protective antiviral immunity. J Virol. 1998: 72: 3812-8. 2. Mbow et al. Borrelia burgdorferi-pulsed dendritic cells induce a protective immune response against tick-transmitted spirochetes. Infect Immun. 1997; 65: 3386–90. 3. Lopez et al. A mouse model for immunization with ex vivo virusinfected dendritic cells. Cell Immunol. 2000; 206: 107–15. 4. Schon et al. Dendritic cell vaccination protects mice against lethality caused by genital herpes simplex virus type 2 infection. J Reprod Immunol. 2001: 50; 87–04. 5. Lu et al. Therapeutic dendritic-cell vaccine for chronic HIV-1 infection. Nat Med. 2004; 10: 1359–65. 6. Garcia et al. Therapeutic immunization with dendritic cells loaded with heat-inactivated Autologous HIV-1 in patients with chronic HIV-1 Infection. J Infec Dis. 2005; 191:1680–5. 7. Ide et al. Peptide-loaded dendritic-cell vaccination followed by treatment interruption for chronic HIV-1 infection: a phase 1 trial. J Med - 82 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Virol. 2006; 78: 711-8. 8. Connoly et al. Therapeutic immunization with HIV-1 peptide-loaded dendritic cells is safe and immunogenic in HIV-1-infected individuals. Clin Vaccine Immunol. 2007; Oct 17, EOP. 9. Lasarte et al. Cellular immunity to hepatitis C virus core protein and the response to interferon in patients with chronic hepatitis C. Hepatology. 1998; 28: 815–22. 10. Gowans et al. Prospects for dendritic cell vaccination in persistent infection with hepatitis C virus. J Clin Virol 2004: 30; 283–90. 11. Encke et al. Prophylactic and therapeutic vaccination with dendritic cells against hepatitis C virus infection Clin and Exp Immunol. 2005;142: 362–9. 12. Zabelata et al. Vaccination against hepatitis C virus with dendritic cells transduced with an adenovirus encoding NS3 Protein. Mol Ther. 2007 EOP. 13. Beckebaum et al. Hepatitis B virus-induced defect of monocytederived dendritic cells leads to impaired T helper type 1 response in vitro: mechanisms for viral immune escape. Immunology. 2003:109;487-95. 14. Tavakoli et al. Phenotype and function of monocyte derived dendritic cells in chronic hepatitis B virus infection. J Gen Virol. 2004: 85; 2829–36. 15. Molen et al. Functional impairment of myeloid and plasmacytoid dendritic Cells of patients with chronic hepatitis B. Hepatology. 2004; 40: 738 –46. 16. Akbar F et al. Safety and efficacy of hepatitis B surface antigenpulsed dendritic cells in human volunteers Hepatology Research 2004: 29; 136–41. 17. Chen et al. Therapeutic effect of autologous dendritic cell vaccine on patients with chronic hepatitis B: A clinical study. World J - 83 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Gastroenterol. 2005;11:1806-8. 18. Duan et al. Restoration in vitro of impaired T-cell responses in patients with chronic hepatitis B by autologous dendritic cells loaded with hepatitis B virus proteins (R2). Journal of Gastroenterology and Hepatology. 2006: 21; 970–6. 19. Shi et al. Hepatitis B virus (HBV) antigen-pulsed monocytederived dendritic cells from HBV-associated hepatocellular carcinoma patients significantly enhance specific T cell responses in vitro. Clinical and Experimental Immunology. 2006: 147; 277–86. 20. Flohé SB, Bauer C, Flohé S, Moll H. Antigen-pulsed epidermal Langerhans cells protect susceptible mice from infection with the intracellular parasite Leishmania major. Eur J Immunol. 1998: 28; 3800–11. 21. Berberich et al. Dendritic cell (DH)- based protection against an intracellular pathogen is dependent upon DH-derived IL-12 and can be induced by molecularly defined antigens. J Immunol. 2003:170; 3171–9. 22. Remer et al. Vaccination with plasmacytoid dendritic cells induces protection against infection with Leishmania major in mice. Eur J Immunol. 2003; 37: 2463-73. 23. Beauvilliain et al. A vaccine based on exosomes secreted by a dendritic cell line confers protection against T. gondii infection in syngeneic and allogeneic mice. Microbes and Infection. 2007; 1-9 (in print). 24. Bozza et al. Dendritic cell-based vaccination against opportunistic fungi. Vaccine. 2004: 22; 857–64. 25. Banchereau J, Steinman RM. Dendritic cells and the control of immunity. Nature. 1998; 392: 245–52. 26. Gilboa E. DH based cancer vaccines. J Clin Invest. 2007: 117; 1195–203. - 84 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar 27. Mauser et al. Dendritic cells route Human immunodeficiency virus to lymp nodes after vaginal or intravenous administration to mice. J Virol. 1998; 72: 7822-9. 28. Marriot et al. Salmonella efficiently enter and survive within cultured CD11c+ dendritic cells initiating cytokine expression. Eur J Immunol. 1999; 29: 1107-15. 29. Rissoan et al. Reciprocal control of T helper cell and dendritic cell differentiation. Science. 1999; 283: 1183–116. 30. Steinman RM and Cohn ZA. Identification of a novel cell type in peripheral lymphoid organs of mice. I. Morphology, quantitation, tissue distribution. J Exp Med. 1973: 37; 1142-62. 31. Stockwin et al. Dendritic cells: Immunological sentinels with central role in health and disease. Immunology and Cell Biology. 2000; 78: 91-102. 32. Volker et al. Dendritic cells in vaccination therapies of human malignant disease. Blood Reviews. 2004; 18: 235–43. 33. Zeid and Muller. S100 positive dendritic cells in Human lung tumors associated with cell differentiation and enhanced survival. Pathology. 1993; 25: 338-43. 34. Zhou et al. Current Methods for Loading Dendritic Cells With Tumor Antigen for the Induction of Antitumor Immunity. Journal of Immunotherapy. 2002: 25; 289–303. - 85 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar ENFEKS‹YÖZ TARAMA TESTLER‹ SEROPREVALANSI Rukiye BERKEM flt›rma Hastanesi, S.B.Ankara E¤itim ve Araflt Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvar›/ANKARA TKMTD 2007 anketine Türkiye genelinde toplam 57 ilden 200 kan merkezi ankete kat›lm›fl, 24 ilden kat›l›m olmam›flt›r. Bu kan merkezlerinden 147’si (%73.5) Sa¤l›k Bakanl›¤›na ba¤l› hastane kan merkezleri, 41’i (%20.5) üniversite hastanelerinin kan merkezleri olup farkl› kurumlara ba¤l› 5 (%2.5) (2 TSK, 1 vak›f hastanesi ve 2 özel hastane kan merkezi) kan merkezi “di¤er” olarak s›n›fland›r›lm›flt›r. Türkiye K›z›lay Derne¤i, Türkiye verilerini 7 (%3.5) bölge kan merkezi olarak göndermifltir (Tablo1). Tablo1. TKMTD 2007 anke tine kat› lan kan merkezle rinin kurumlara gö re da¤›l›m› KURUMLAR Sa¤l›k Bakanl›¤› Üniversite K›z›lay Derne¤i Di¤er Toplam Say› % Say› % Say› % Say› % Say› % 147 73.5 41 20.5 7 3.5 5 2.5 200 100 TKMTD 2007 anketinde enfeksiyöz tarama testleri ile ilgili; uygulanan testler, uygulama yöntemleri, testlerin çal›fl›lmas›nda ve do¤rulanmas›nda kullan›lan algoritmalar›n tespiti için farkl› içerik ve özelliklere sahip 19 soru yer alm›flt›r. - 86 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar SORU 15: 2006 y›l›nda toplam kaç ünite kan ald›n›z (Mobil ekip dahil)? Bu soruya ankete kat›lan 200 kan merkezinden 40’› yan›t vermemifl, 160 kan merkezi ise 18 ünite ile 172014 ünite aras›nda kan ald›¤›n› belirtmifltir (Tablo 2). Tablo 2. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin kan alma miktarlar›n›n kurumlara göre da¤›l›m› KAPAS‹TE (Ünite/y›l) Sa¤l›k Bakanl›¤› KURUMLAR Üniversite K›z›lay Derne¤i YANIT YOK 35 merkez 2 merkez ≤ 1000 ünite 36 merkez 1001-5000 ünite 5001-10000 ünite Di¤er Toplam - 3 merkez 40 merkez 1 merkez - - 37 merkez 15 867 ünite 961 ünite - - 16 828 ünite 48 merkez 9 merkez - 1 merkez 58 merkez 108 071ünite 20 128 ünite 19 merkez 8 merkez 130 228ünite 53 000 ünite - 1 783 ünite 129 982ünite 1 merkez 28 merkez 7 973 ünite 191 201ünite 10001- 20000 9 merkez 15 merkez 3 merkez - 27 merkez ünite 123 136 227 495 43 572 - 394 203 ünite ünite ünite - 6 merkez 4 merkez - 10 merkez - 141 709 ünite 330 525 ünite - 472 234 ünite 377 302 ünite 443 293 ünite 374 097 ünite 9 756 ünite 1 204 448 ünite >20000 ünite TOPLAM ÜN‹TE ünite SORU 17: Kan ba¤›flç›lar›na afla¤›daki testlerden (anti-HIV, HBsAg, anti-HCV, Sifiliz, di¤er belirtiniz) hangilerini uyguluyorsunuz? Bu soruya ankete kat›lan 200 kan merkezinden 21’i yan›t vermemifltir. - 87 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar 21 kan merkezinin 3’ü di¤er s›n›f›nda olup, 18’i Sa¤l›k Bakanl›¤› hastaneleri kan merkezleridir. Yan›t veren 179 kan merkezinden, bir Sa¤l›k Bakanl›¤› hastanesi kan merkezi sadece sifiliz tarama testi için ve yine bir Sa¤l›k Bakanl›¤› hastanesi kan merkezi sadece HBsAg tarama testi için yan›t vermemifltir. Di¤er testler kapsam›nda iki K›z›lay kan merkezi HIV, HBV ve HCV için NAT çal›flt›klar›n›, bir üniversite hastanesi kan merkezi CMV çal›flt›¤›n› ve bir özel hastane kan merkezi anti-HBc IgG çal›flt›klar›n› belirtmifllerdir. SORU 30: 2006 y›l› tarama testi pozitifli¤iniz nedir? Soru çal›fl›lan test say›s›, pozitif test say›s› ve pozitiflik oran› % olarak sorulmufltur. Bu soruya ankete kat›lan 200 kan merkezinden; Anti-HIV testi için: 157 merkez yan›t vermifl, bu merkezlerden 17’si anti-HIV test sonucu pozitif örnek say›s›n› belirtmemifltir. Buna karfl›n 17 merkezin befli pozitiflik oran› belirtmifltir. Bu oranlar en düflük %0.01 ve en yüksek %2.4 olarak belirtilmifltir. 140 merkez çal›fl›lan test say›s›, pozitif test say›s› ve pozitif test oran›n› belirtmifltir Anti-HCV testi için: 165 merkez yan›t vermifl, bu merkezlerden 18’si anti-HCV test sonucu pozitif örnek say›s›n› belirtmezken, bu merkezlerden 15’i pozitiflik oran› belirtmifltir. Bu oranlar en düflük %0.1 ve en yüksek %2.4 olarak belirtilmifltir. 147 merkez çal›fl›lan test say›s›, pozitif test say›s› ve pozitif test oran›n› belirtmifltir HBsAg testi için: 164 merkez yan›t vermifl, bu merkezlerden 28’si HBsAg test sonucu pozitif örnek say›s›n› belirtmemifl, buna karfl›n bu merkezlerden 24’ü pozitiflik oran› belirtmifltir. Bu oranlar en düflük %0.1 ve en yüksek % 10 olarak belirtilmifltir. 136 merkez çal›fl›lan test say›s›, pozitif test say›s› ve pozitif test oran›n› belirtmifltir. Sifiliz testi için: 159 merkez yan›t vermifl, bu merkezlerden 37’si Sifi- 88 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar liz test sonucu pozitif örnek say›s›n› belirtmemifl, buna karfl›n bu merkezlerin 12’si pozitiflik oran› belirtmifltir. Bu oranlar en düflük %0.001 ve en yüksek %0.72 olarak belirtilmifltir. 122 merkez çal›fl›lan test say›s›, pozitif test say›s› ve pozitif test oran›n› belirtmifltir (Tablo3). Tablo 3. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin 2006 y›l› tarama testleri pozitifli¤i Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Merkez Say›s› Toplam Çal›fl›lan Pozitif Test Pozitiflik Oran› Test Say›s› Say›s› % 157 1 395 453 1 422 0.101 165 1 353 327 5 089 0.376 164 1 335 264 21 512 1.611 159 1 284 028 2 584 0.201 Tarame testlerinde izlenen algoritmalarla ilgili sorulara verilen yan›tlar›n sonuçlar›: SORU 23: Tarama testlerinde izledi¤iniz algoritma (hangi test, hangi durumda ve nas›l uygulanmal›) ile ilgili yaz›l› döküman›n›z var m›? Bu soruya 200 kan merkezinden her test için farkl› yan›tlar al›nm›flt›r. Anti-HIV testi için 33 merkez yan›t vermezken, 80 merkez evet, 87 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r. Anti-HCV testi için 34 merkez yan›t vermezken, 78 merkez evet, 88 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r. HBsAg testi için 34 merkez yan›t vermezken, 77 merkez evet, 89 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r. Sifiliz testi için 35 merkez yan›t vermezken, 77 merkez evet, 88 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r (Tablo 4). Tekrarlayan reaktivite ve do¤rulama testleri ile ilgili sorulan sorular: SORU 31: Kan ba¤›flc›s›n›n testi pozitif (reaktif) ç›kt›¤›nda ayn› örnekte ikinci kez ayn› yöntemle test tekrarlan›yor mu? Bu soruya 200 kan merkezinden her test için farkl› yan›tlar al›nm›flt›r. - 89 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Tablo 4. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin tarama testlerine ait döküman varl›¤› Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Yan›t yok 33 34 34 35 Evet 80 78 77 77 Evet % 47.90 46.99 46.39 46.67 Hay›r 87 88 89 88 Hay›r % 52.10 53.01 53.61 53.33 Anti-HIV testi için 23 merkez yan›t vermezken, 172 merkez evet, 5 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r. Anti-HCV testi için 25 merkez yan›t vermezken, 165 merkez evet, 10 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r. HBsAg testi için 25 merkez yan›t vermezken, 159 merkez evet, 16 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r. Sifiliz testi için 27 merkez yan›t vermezken, 161 merkez evet, 12 merkez hay›r diye yan›tlam›flt›r (Tablo 5). Tablo 5. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin tarama testlerine ait tekrarlayan reaktivite bakma oranlar› Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Yan›t yok 23 25 25 27 Evet 172 165 159 161 Evet % 96.1 94.3 90.9 93.1 Hay›r 5 10 16 12 Hay›r % 3.9 5.7 9.1 6.9 SORU 32: ‹lk pozitiflik d›fl›nda tekrar› kaç kez yapmaktas›n›z (1kez / 2 kez / 3 kez)? Bu sorunun yan›tlar› tablo 6’da verilmifltir (Tablo 6). SORU 33: Ba¤›flç›n›n tarama sonucuna pozitif karar› vermeden önce do¤rulama testi yap›yor musunuz? - 90 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Tablo 6. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin pozitif test tekrar say›lar› Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Yan›t yok 24 28 33 32 1 kez Say› % 61 34.7 71 41.3 71 42.5 82 48.8 2 kez Say› % 99 56.2 90 52.3 87 52.1 77 45.8 3 kez Say› % 16 9.1 11 6.4 9 5.4 9 5.4 Bu sorunun yan›tlar› tablo 7’de verilmifltir (Tablo 7). Tablo 7. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin do¤rulama testlerini yapma oranlar› Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Yan›t yok 29 34 34 35 Evet 123 91 75 86 Evet % 71.9 54.8 45.2 52.1 Hay›r 48 75 91 79 Hay›r % 28.1 45.2 54.8 47.9 SORU 34: Do¤rulama yönteminizi yaz›n›z. Anti-HIV testinde do¤rulama testi çal›flt›¤›n› belirten 123 merkezin 13’ü do¤rulama yöntemini belirtmemifltir. 30 merkez reaktif örne¤i ELISA yöntemi ile tekrarlad›klar›n›, 5 merkez farkl› bir ELISA yöntemiyle tekrarlad›klar›n›, 3 merkez PCR, 3 merkez RIBA, 38 merkez ise WB (Western Blot) ile do¤rulama yap›ld›¤›n› belirtmifltir. 31 merkez ise do¤rulama için referans laboratuvara örnek gönderdiklerini belirtmifllerdir (Tablo 8). Anti-HCV testinde do¤rulama testi çal›flt›¤›n› belirten 91 merkezin 12’si do¤rulama yöntemini belirtmemifltir. 33 merkez reaktif örne¤i ELISA yöntemi ile tekrarlad›klar›n›, 4 merkez farkl› bir ELISA yöntemiyle - 91 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Tablo 8. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin anti-HIV testi için do¤rulama yöntemleri Yan›tlar Yan›t yok ELISA ile tekrar Farkl› ELISA ile tekrar Referans laboratuvara örnek gönderme PCR RIBA WB Toplam Merkez Say›s› 13 30 5 31 3 3 38 123 tekrarlad›klar›n›, 16 merkez PCR, 6 merkez RIBA, 10 merkez ise WB (Western Blot) ile do¤rulama yap›ld›¤›n› belirtmifltir. 10 merkez ise do¤rulama için referans laboratuara örnek gönderdiklerini belirtmifllerdir (Tablo 9). Tablo 9. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin anti-HCV testi için do¤rulama yöntemleri Yan›tlar Yan›t yok ELISA ile tekrar Farkl› ELISA ile tekrar Referans laboratuara örnek gönderme PCR RIBA WB Toplam - 92 - Merkez Say›s› 12 33 4 10 16 6 10 91 Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar HBsAg testinde do¤rulama testi çal›flt›¤›n› belirten 75 merkezin 11’i do¤rulama yöntemini belirtmemifltir. 32 merkez reaktif örne¤i ELISA yöntemi ile tekrarlad›klar›n›, 4 merkez farkl› bir ELISA yöntemiyle tekrarlad›klar›n›, 2 merkez HBsAg nötralizasyon testi, 2 merkez di¤er hepatit markerlar› (anti-HBc ve HbeAg), 10 merkez PCR, 1 merkez RIBA, 1 merkez ise WB (Western Blot) ile do¤rulama yap›ld›¤›n› belirtmifltir. 12 merkez ise do¤rulama için referans laboratuara örnek gönderdiklerini belirtmifllerdir (Tablo 10). Tablo 10. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin HBsAg testi için do¤rulama yöntemleri Yan›tlar Yan›t yok ELISA ile tekrar Farkl› ELISA ile tekrar Referans laboratuara örnek gönderme Nötralizasyon Testi Di¤er Hepatit Markerlar› PCR RIBA WB Toplam Merkez Say›s› 11 32 4 12 2 2 10 1 1 75 Sifiliz testinde do¤rulama testi çal›flt›¤›n› belirten 86 merkezin 11’i do¤rulama yöntemini belirtmemifltir. 14 merkez ayn› yöntemi tekrarlad›klar›n›, 16 merkez reaktif örne¤i ELISA yöntemiyle tekrarlad›klar›n›, 1 merkez FTA-absorbsiyon testi, 30 merkez TPHA, 1 merkez PCR, 1 merkez ise VDRL ile do¤rulama yap›ld›¤›n› belirtmifltir. 12 merkez ise do¤rulama için referans laboratuara örnek gönderdiklerini belirtmifllerdir (Tablo 11). - 93 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Tablo 11. TKMTD 2007 anketine kat›lan kan merkezlerinin Sifiliz testi için do¤rulama yöntemleri Yan›tlar Yan›t yok Ayn› yöntemle tekrar ELISA ile tekrar FTA-abs Referans laboratuara örnek gönderme TPHA PCR VDRL Toplam Merkez Say›s› 11 14 16 1 12 30 1 1 86 SONUÇ Ankete kat›lan ve 2006 y›l› verilerini bizimle paylaflan tüm kan merkezi çal›flanlar›na ve sorumlular›na çok teflekkür ederiz. Oldukça zaman al›c› ve emek isteyen bir çal›flmay› hep birlikte gerçeklefltirmifl olduk. Fakat anket verilerini de¤erlendirdi¤imizde göze çarpan çok ciddi veri uyumsuzluklar› ve eksiklerini de tespit etmifl olduk. Ankete kat›lan 200 kan merkezinde toplam 1 204 448 ünite kan toplan›rken, tarama testleri çal›fl›lma say›lar› her bir test için farkl› tespit edilmifltir. Anti-HIV testi için 1 395 453, Anti-HCV testi için 1 353 327, HBsAg testi için 1 335 264, Sifiliz testi için 1 284 028 örnek çal›fl›ld›¤› yine ayn› merkezler taraf›ndan belirtilmifltir. 31. soru ile reaktif bulunan örneklerde tekrarlayan reaktiviteye bak›l›p bak›lmad›¤› sorulmufl, 32. soru ile de bir önceki soru do¤rulanmak istenmifltir. Ard›fl›k iki sorunun verileri de birbirleri ile uyumlu bulunamam›flt›r. 31. soruda anti-HIV testi için tekrarlayan reaktivite çal›flt›¤›n› belirten 172 kan merkezinin, 32. soruda sadece 99’u gerçek anlamda reaktivite çal›flt›¤›n› belirtmifltir. Bu durum anti-HCV testi için 165 ve 90, HBsAg testi için 159 ve 87, Sifiliz testi için 161 ve 77’dir. Ayn› durum reaktif bu- 94 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar lunan örne¤in do¤rulanmas›nda kullan›lan yöntemlerle ilgili veriler için de söz konusudur. Anti-HIV testi için do¤rulama çal›flt›¤›n› belirten 123 kan merkezinin, sadece 38’i önerilen do¤rulama testini çal›flt›¤›n› belirtmifltir. Bu durum anti-HCV testi için 91 ve 6, HBsAg testi için 75 ve 2, Sifiliz testi için 86 ve 31’dir. Elde etti¤imiz bu veriler ülkemizde kan bankalar›nda kullan›lan tarama testlerinin çal›fl›lmas›nda ve do¤rulanmas›nda ülke genelinde ulusal düzeyde algoritmalar›m›z›n olmad›¤›n› ve kullan›lmad›¤›n› göstermektedir. Bu nedenlerle ülkemizde her konuda oldu¤u gibi kan bankac›l›¤›nda da do¤ru, güvenilir ve kullan›labilir verilerin oluflturulabilmesi için daha çok özen ve dikkat göstermemiz gerekti¤ini düflünmekteyim. - 95 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar BA⁄Ifi fiÇ ÇININ B‹LG‹LEND‹R‹LMES‹ Hüsnü ALTUNAY Çapa K›z›lay Kan Merkezi, ‹STANBUL TKMTD 2007 anketine Türkiye genelinde toplam 57 ilden 200 kan merkezi ankete kat›lm›flt›r. Ankete göre 160 merkezin 1 204 448 ünite donasyon yapt›¤› anlafl›lm›flt›r (40 merkez yan›t vermemifltir). Donasyon yapan merkezler afla¤›daki sorular› yan›tlam›fllard›r. Ba¤›flç› bilgilendirmesi ile ilgili sorular s›ras›yla; manl›k geri bildirim ve S o r u : K a n b a ¤ › flflçç › l a r › y l a i l g i l i d a n › flflm b a ¤ › flflçç › t a k i b i u y g u l u y o r m u s u n u z ? Parametre Dan›flmanl›k Geri Bildirim Takip Evet 94 122 73 Hay›r 22 13 42 K›smen 47 27 40 Yan›t Yok 17 18 25 Ankete kat›lan merkezlerin sonuçlar›na göre dan›flmanl›k, geri bildirim ve donör takibi uygulayanlar›n say›s› s›ras›yla 94, 122,73 olarak bulunmufltur. Yaklafl›k olarak kat›lanlar›n %25’e yak›n k›sm› bu hizmetleri k›smen yapt›klar›n› belirtmifllerdir. K›smen diyenlerin bu hizmet için düzenli bir sistemlerinin olmad›¤›, zaman zaman bu hizmeti verdikleri anlafl›lm›flt›r. Soru : Yukar›daki aktivitelerden herhangi birini uyguluyorsan›z (Evet yan›t› verildiyse) ayr› biriminiz, ayr› personeliniz var m›d›r? Personeliniz bu konuyla ilgili e¤itim alm›fl m›d›r? Konuyla ilgili bas›l› doküman kullan›yor musunuz? Bu iflfllle görevli doktorunuz var m›d›r? - 96 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Parametre Ayr› birim Ayr› personel Personel e¤itimi Bas›l› doküman Görevli doktor Evet 27 54 123 83 95 Hay›r 131 105 34 77 63 Yan›t Yok 22 21 23 20 22 Soru : Kan ba¤›flflçç›lar›nda pozitif ç›kan herhangi bir test sonucunu il Sa¤l›k Müdürlü¤ü’ne bildiriyor musunuz? Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Yan›t Yok 27 35 33 36 Evet Say› 156 97 93 105 % 90,17 58,79 55,69 64,02 Hay›r Say› % 17 9,83 68 41,21 74 44,31 59 35,98 ‹l Sa¤l›k Müdürlükleri düzenli olarak konfirme edilmifl Anti-HIV sonuçlar›n› takip etti¤inden di¤er test sonuçlar›na göre bildirim say›s› daha yüksektir. Kan merkezlerindeki test sonuçlar› tan›sal de¤er tafl›mazlar, bu bildirimin tedavi kurumlar›nca yap›lmas› daha do¤ru olacakt›r. Ancak kan ba¤›flç›s› tan› ve tedavi amaçl› herhangi bir kuruma baflvurmaz ise eksik bildirim, ya da ayn› hastay› tedavi kurumu bildirir ise mükerrer bildirim olacakt›r. Bu durumu engellemek amac›yla kan merkezleri için ayr› bir bildirim ve takip flekli oluflturulmal›d›r. Soru: Ba¤›fl sonras› pozitif ç›kan herhangi bir test sonucunu kan ba¤›flflçç›s›na bildiriyor musunuz? - 97 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Yan›t Yok 26 23 24 25 Evet Say› 149 169 168 164 % 85,63 95,48 95,45 93,71 Hay›r Say› % 25 14,37 8 4,52 8 4,55 11 6,29 Bir önceki soruyla karfl›laflt›r›ld›¤› zaman ilginç olarak HIV test sonuçlar›n›n daha az bildirildi¤i görülmektedir. Kan merkezleri sonuçlar› il Sa¤l›k Müdürlüklerine bildirirken, ba¤›flç›ya bilgilendirme konusunda ayn› titizli¤i göstermemektedir. Prevalans›n düflük oldu¤u ülkelerde yalanc› pozitiflik oran› yüksektir. HIV’de yalanc› pozitif sonuçlar di¤er testlere göre daha yüksek ç›kmaktad›r. Anlafl›ld›¤› kadar› ile kan merkezleri bu iflin resmi kurumlar taraf›ndan yap›lmas›n› tercih etmektedirler. Anti-HIV testini ba¤›flç›lara bildirmeyen 25 merkezin 19’u Sa¤l›k Bakanl›¤›, 6’s› ise Üniversite hastanesidir. Bu merkezlerden 9’unun y›ll›k kan alma kapasitesi 5000’in üzerindedir. 7 merkez hiçbir pozitif test sonucunu bildirmemekte ve bunlar›n 3’ü y›lda 5000 ünitenin üzerinde donasyon yapmaktad›r. Anti-HIV bildirmeyen y›ll›k kapasitesi 1000 ünite civar›nda olan 2 merkez sifiliz’de bildirmiyor, ama HBV ve HCV sonuçlar›n› bildirmektedir. Kalan 16 merkez sadece HIV sonuçlar›n› bildirmemektedir. Soru : Ba¤›fl sonras› pozitif ç›kan herhangi bir test sonucunda kan ba¤›flflçç›s›na bilgilendirme yap›yor musunuz ? Testler Anti-HIV Anti-HCV HBsAg Sifiliz Yan›t Yok 28 26 26 29 Evet Say› 151 163 163 157 - 98 - % 87,79 93,68 93,68 91,81 Hay›r Say› % 21 12,21 11 6,32 11 6,32 14 8,19 Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Bu soruda da bir öncekine benzer tablo ortaya ç›kmaktad›r. HIV pozitif test sonuçlar›n› donöre bildirmeyen 6 merkez, bu konuyla ilgili bilgilendirme yapt›klar›n› belirtmifllerdir. Bu konuda sorunun anlafl›lmad›¤› düflünülmektedir. Soru : Bilgilendirmeyi ne flfleekilde yap›yorsunuz ? Bu soruya yan›t veren 157 kan merkezinin 96’s› (%61,15) bilgilendirmeyi telefonla yapt›klar›n›, 23,ü (%14,65) mektupla, 38’i ise (%24,2) hem telefon hem de mektupla bilgilendirme yapt›klar›n› belirtmifllerdir. Bilgilendirme sadece ba¤›flç›n›n kendisine yüzyüze hekim taraf›ndan yap›lmal›d›r. Ba¤›flç› telefon, mail, mektup gibi çeflitli yöntemler ile merkeze davet edilir ve kimlik kontrolü ile bilgilendirme yap›l›r. Bunun bir test pozitifli¤i oldu¤u kiflinin hastal›¤›n›n hangi aflamada oldu¤u konusunda enfeksiyon hastal›klar› servislerine baflvurmalar› gerekti¤i hat›rlat›l›r ve bilgilendirme sonucunda bir onam formu doldurulur. Soru : Bilgilendirmeyi kim yap›yor ? Bilgilendirme 112 (%68,7) merkezde kan merkezi doktoru, 51 merkezde (%31,3) kan merkezinde görevli personel taraf›ndan yap›lmaktad›r. Test sonuçlar›n›n bildirilmesinde etkin bir personel görevlendirilebilir, ancak bilgilendirme kesinlikle hekim taraf›ndan yap›lmal›d›r. - 99 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar KAL‹TE KONTROL Esra KARAKOÇ flt›rma Hastanesi, Mikrobiyoloji ve S.B.Ankara E¤itim ve Araflt Klinik Mikrobiyoloji Laboratuar›, Kan Merkezi, ANKARA Kan merkezlerinde çal›fl›lan laboratuar testleri; immünohematolojik testler ve mikrobiyolojik tarama testleridir. Kan merkezleri t›bbi tedavide kullan›lan kan ve kan bileflenlerinin haz›rland›¤› üniteler olduklar›ndan, kan merkezlerinde uygulanan kalite güvence programlar›; t›bbi ilaçlar›n üretimi için geçerli olan “‹yi Üretim Uygulamalar›-Good Manufacturing Practice” prensiplerini temel alan, kan merkezleri için haz›rlanm›fl özel kalite sistemleri olmal›d›r. Kan merkezlerinin denetimi de “‹yi Üretim Uygulamalar›”n›n denetim prensiplerine göre yap›lmal›d›r. Laboratuar akreditasyon sistemleri; laboratuar testlerini preanalitik (test öncesi), analitik (test-analiz) ve postanalitik (test sonras›) safhalarda de¤erlendirir. Preanalitik safha; örneklerin toplanmas›, hasta ve örneklerin tan›mlanmas›, örneklerin nakledilmesi, laboratuar kabulünün yap›lmas› ve test çal›fl›l›ncaya kadar saklanmas› aflamalar›d›r. Analitik safha testlerin çal›fl›lmas› aflamas›d›r. Postanalitik safha ise testlerin sonuçlar›n›n raporlanmas›, raporlara klinik yönden faydal› bilgilerin eklenmesi aflamalar›d›r. Laboratuar çal›flmalar›nda kalite; test öncesi koflul ve de¤iflkenlerin kontrolü, analitik de¤iflkenlerin kontrolü ve analitik kalitenin gözlemlenmesi ile iliflkilidir. Analiz öncesi safhada istemin flekli, istemde yer alan bilgiler, hastan›n/kan ba¤›flç›s›n›n haz›rlanmas› ve tan›mlanmas›, örne¤in al›nmas› ve laboratuara ulaflt›r›lmas›, saklanmas›, çal›flma listelerinin haz›rlanmas› önemlidir. Analiz safhas›nda analitik metodoloji, standardizasyon v e kalibrasyon yöntemleri, analitik protokol ve yöntemlerin dokümantasyonu, hassas cihaz, malzeme ve reaktiflerin kullan›lmas› önemlidir. Mikrobiyolojik tarama testleri serolojik yöntemlerdir. Serolojik yöntem- 100 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar lerde temel sorunlar bir testte elde edilen sonuçlar›n di¤er bir testin sonuçlar› ile her zaman uyumlu olmamas›, test yöntemlerinin özgüllük ve duyarl›l›klar›n›n birbirinden farkl› olmas›d›r. Serolojide kalite kontrol çal›flmalar›; laboratuar el kitab›n›n haz›rlanmas›, kullan›lan cihaz ve ekipmanda kalite kontrol, kullan›lan kitlerde kalite kontrol aflamalar›n› içerir. Laboratuar testlerinin kalite kontrolü iç kalite kontrol ve d›fl kalite kontrol programlar›na kat›l›m fleklindedir. ‹ç kalite kontrolü; günlük analitik performans›n araflt›r›ld›¤›, sonuçlar›n do¤ruluk ve tekrarlanabilirlik yönünden de¤erlendirildi¤i testlerdir. ‹ç kontrol serumlar› optimal test performans›n› sa¤lamak amac› ile kullan›l›r. Her çal›flma sonras› elde edilen de¤erler kit için önerilen limitlere uygunluk yönünden kontrol edilir. ‹ç kalite kontrol s›kl›¤› testin ve cihaz›n özelli¤ine, kalibrasyon s›kl›¤›na, lot numaras› de¤iflikli¤ine ba¤l›d›r. D›fl kalite kontrol programlar› laboratuar›n performans›n› de¤erlendirme, iç kalite kontrolün etkinli¤ini gösterme, kitler ve cihazlar konusunda bilgi sa¤lama yönlerinden faydal›d›r. Kalite politikas›, kalite hedefleri ve tüm prosedürlerin listesinin yer ald›¤› kalite el kitab›, standart iflletim prosedürleri, test talimatlar› ve formlar laboratuar›n kalite güvence programlar›n›n dokümantasyon k›sm›n› oluflturur. Laboratuar›n kalite el kitab›; yönetimle ilgili prosedürleri, testlerle ilgili prosedürleri, cihazlarla ilgili prosedürleri, laboratuarda çal›flma emniyeti ile ilgili prosedürleri içermelidir. Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derne¤i’nin 2007 y›l›nda yapm›fl oldu¤u bir anket çal›flmas›nda elde edilen verilerin istatistiksel analizi yap›lm›fl; kan merkezlerimizin kalite sistemleri ile iliflkili oldu¤u düflünülen baz› göstergeleri de¤erlendirilmifltir. De¤erlendirmeye dahil edilen 200 kan merkezinin 147’si (%73.5) Sa¤l›k Bakanl›¤›, 41’i (%20.5) üniversite, 7’si (%3.5) K›z›lay, 5’i (%2.5) di¤er kurumlara ba¤l› kan merkezleridir. ‹statistiksel de¤erlendirmeye al›nan kalite göstergeleri Tablo 1’de, kan merkezlerinin kan toplama kapasitelerine göre da¤›l›m› Tablo 2’de, kan merkezlerinin kalite göstergelerini karfl›lama yüzdelerinin kapasitelerine - 101 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar göre da¤›l›m› Tablo 3’de gösterilmifltir. Tablo 1: TKMTD anket sorular›ndan seçilen kalite göstergeleri Kalite Gösterge No KAL‹TE GÖSTERGELER‹N‹N GRUPLANDIRILMASI 1 2 3 Standart iflletim prosedürü (SOP) kullanma 4 5 D›fl Kalite Kontrol (EQA) 6 7 Form kullanma 8 9 Barkod ile örnek tan›mlama 10 Kalite yönetim sistemis (KYS) - 102 - TKMTD ANKET‹NDEK‹ SORULARDAN KAL‹TE GÖSTERGELER‹ ‹LE ‹L‹fiK‹L‹ OLANLAR Kan ba¤›flç›s› seçimi konusunda yaz›l› prosedürün bulunmas› Kan alma konusunda yaz›l› prosedürün bulunmas› Kan bileflenlerinin haz›rlanmas› ile ilgili yaz›l› doküman bulunmas› ‹mmünohematolojik testlerle ilgili yaz›l› doküman bulunmas› Kan merkezinin ba¤l› oldu¤u bir d›fl kalite kontrol program› (EQA)n›n bulunmas› Kan istemlerinin her zaman özel bir kan istem formu ile yap›lmas› Her bir transfüzyon için transfüzyon izleme/takip formu doldurulmas› Transfüzyon izleme/takip formunun bir nüshas›n›n kan merkezine gönderilmesi Kan merkezinde barkod sistemi kullan›lmas› Kan merkezinde kalite yönetim sistemi kullan›lmas› Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Tablo 2: De¤erlendirmeye dahil edilen kan merkezlerinin kan topla ma kapasitelerine göre da¤›l›m› Kan toplama kapasitesi < 5.000 5.000-10.000 10.001-20.000 20.001-50.000 > 50.000 Say› 95 28 27 7 3 Yüzde 47.5 14 13.5 3.5 1.5 Tablo 3: Kan merkezlerinin, TKMTD anketine verdikleri yan›tlara gö r e , k a l i t e g ö s t e r g e l e r i n i k a r flfl›› l a m a y ü z d e l e r i n i n k a n m e r k e z i kapasitelerine göre da¤›l›m› Kalite göstergeleri SOP kullanma Kalite gösterge no 1 < 5.000 n: 95 2 3 EQA Form kullanma 4 Barkod ile KYS tan›mlama 5 6 7 8 9 10 67.4 72.6 54.7 57.9 7.4 96.8 52.6 41.1 44.2 50.5 5.000-10.000 n: 28 82.1 78.6 82.1 78.6 35.7 96.4 60.7 35.7 57.1 64.3 10.001-20.000 n: 27 88.9 85.2 92.6 77.8 55.6 88.9 51.9 29.7 66.7 66.7 20.001-50.000 n: 7 100 85.7 100 100 71.4 85.7 28.6 14.3 71.4 57.1 >50.000 n: 3 100 100 66.7 100 100 0 0 0 100 100 - 103 - Kan ve Kan Ürünleri ile Bulaflan Enfeksiyonlar Kan merkezlerinin TKMTD anketinde yer alan kalite göstergelerini karfl›lama yüzdelerinden en düflük olan› tüm kapasiteler için “d›fl kalite yeterlilik programlar›na üyelik”tir. Kan merkezleri % 50.5-100 aras›nda de¤iflen oranlarda bir kalite yönetim sistemine sahip olduklar›n› bildirmifllerdir. Kan merkezlerinin kapasitesi yükseldikçe kalite yönetim sistemine sahip olma, ifllemler için standart iflletim prosedürleri kullanma, form kullanma ve d›fl kalite yeterlilik programlar›na üye olma yüzdeleri artmaktad›r. TKMTD anketinde de¤erlendirilen kalite göstergeleri; kan merkezlerinin standardizasyonu ve laboratuar kalite güvencesinin sa¤lanmas› aç›lar›ndan yüksek kan toplama kapasitesine sahip bölgesel kan merkezlerinin daha uygun bir yap›lanma oldu¤una iflaret etmifltir. - 104 -