Hastalık Sigortası Yasasına Evet

Transkript

Hastalık Sigortası Yasasına Evet
Halkoylaması;
Oy Hakkını
Kullan.
Unia, Cablecom’u
Kanalları yayından çıkarma
konusunda uyarıdı.
2
Makina İşkolunda’ki
Sözleşmede ne gibi yeni
işçi hakları var?
İsviçre Hastalığı
3
Göçmenliğin ruh sağlığına
etkileri
4
Nr. 2 | März 2007 | türkisch
Erscheint als Beilage zur Zeitung «work» | Redaktion T +41 31 350 21 11, F +41 31 350 22 11 | [email protected] | www.unia.ch
Halkoylaması
Hastalık Sigortası
Yasasına Evet
11 Mart 2007 tarihinde
yapılacak halkoylamasında,
çalışanlar açısından son derece önemli bir yasa teklifide
bulunyor, hastalık sigortalarının sosyal bir hale getirilmesi.
Aralarında sendikalarında bulunduğu ilerici kurumlar tarafından
önerilen hastalık sigortası yasasının
değiştirilmesi doğrultusundaki yasa
öneri, sürekli artan hastalık sigortası
primlerinin çalışanlar için giderek
büyüyen bir sorun olmasına bir son
vermeyi amaçlamakta. Son yıllarda
giderek daha fazla artmaya başlayan
hastalık sigortası primleri özellikle
dar gelirli aileleri zor durumda
bırakmaya başlamıştı. Bu konuda
daha önce yapılan düzenlemeler,
çalışanlar açısından önemli bir
değişiklik getirmemişti.
İsviçre’deki sosyal sigortaların bir
parçası olmasına karşın, prim ödemelerinin gelire göre belirlenmemesi hastalık sigortası yasasının
önemli bir eksikliği. Bu arada gide-
Unia sendikası halkoylamasın destekliyor.
rek artan sağlık giderleri, hastalık sigortasının finansmanın yalnızca
primlerin arttırılması ile karşılanmak istenmesi bu adaletsizliği daha
da arttırmakta. Prim artışlarından
geliri düşük olanların daha fazla
etkilenmesi, sendikaların bu konuda sözkonusu yasa değişikliğ önerisini hazırlamalarına neden oldu.
Oylamaya sunulan yasa değişikliği
esas olarak primelerin gelirlere göre
belirlenmesini öngörekte, böylece
gelir düzeyi düşük olan kesimlerin,
prim artışlarından fazla etkilenmemesi sağlanmiş olacak. Ayrıca hastalık sigortalarının birleştirilmesi
ile idrari masraflarda önemli bir
düşme sağlanması, böylece
sağlık giderlerinin genel olarak azalması
mümkün olabilecek.
Yeni Göçmen Yasası’na karşı
Gözlem Kurumu
8 Şubat 2007 tarihinde, yeni Göçmen ve İltica Yasalarına karşı kampanya yürüten kurumlar tarafından, yeni yasaların uygulanmasını
takip etmek amacı ile bir
Gözlem Kurumu kuruldu. Bilindiği gibi 24 Eylül 2006 tarihinde yapılan halkoylamasında bu yeni yasalar kabul edilmişti.
Yeni yasaların İsviçre göçmen politikasının daha da sertleştirlşmesi
için bir fırsat yaratacağı konusunda fikiri birliğinde olan bu kurumlar, yasanın bu yönde kullanılmasının önüne geçmek için, resmi
makamların kontrol edilmesi gerekiği görüşündeler. Bu konudaki
uygulamaların belgelerinin toparlanması ve kamuoyuna yansıtılması bu kurumun temel amacı olacak.
Gerek uluslarası insan hakları prensipleri gereksede İsviçre Anayasa ve
Yasaları bu konuda dikkate alına-
cak önemli kriterler. Gözlem Kurumu, kendisine yansıtılan olayları
bu mercekle inceleyip uygulamların temek hukuk ilkelerine uyup
uymadığı konusunda fikir bildirme
yönünde çalışmalarını yürütecek.
Gözlem Kurumu Kuruluşu
Bu amaçla bir araya gelen kişi ve
kurumlar arasında eski bakanlardan Ruth Dreifuss, işveren Rolf
Bloch ve eski müsteşar François
Couchepain gibi isimler bulunmakta. 80 kişinin katıldığı kuruluş
toplantısı ile bu kurumun yaratılması için ilk önemli adım atılmış
olduğu, Sonbahara kadar kuruluş
çalışmalarını tamamlaması beklenen bu kurumi yeni yasaların yıl
sonunda yürürlüğe girmesinden
önce asıl çalışmalarını başlatabilecek. Öte yandan yeni İltica Yasası’nın belli bölümlerinin bu yılın
başından itibaren yürülüğe girmiş
olmasıda, bözlesine bir kurum bir
an önce çalışmalarına başlamasını
zorunlu hale getirmekte.
Gözlem Kurumu kuruluş toplnatısı.
Unia nın katkıları
Unia sendikası, ayrıca İsviöre’nin en
büyük göçmen kurumu olarakta,
bu yasalara karşın etkin bir mücadele vermişti. Bu nedenle bu gözlem
kurmunun kurulmasınada katkıda
bulunan Unia, kurumun çalışmalarını yakından takip etmekte.
Aldina Camenisch und Hilmi Gashi
8 Mart İsviçre’de
de Kutlandı
2006 yılını, ücret eşitliği yılı
olarak ilan eden İsviçre Sendikalar Birliği, çalışan kadınların hala ayni iş için %20
lere varan oranlarda daha az
ücret aldıklarını belirterek,
bu kampanyayı 8 Mart kutlamalarının da konusu haline getirmişti.
Bu eşitsizliğin, kadınların haftada
bir gün bedava çalışması anlamına
geldiğini veya 50 Frank yerine 39.–
Fr. ücret alma olduğunu kampanyada dile getirdi. Yapılan hesapların her yıl içinde kadınların
eline ortalama 14.500 Fr. daha az
ücret geçtiği, üstelik bunun eşit işe
eşit ücret prensibinin Anayada’da
yer almasına karşın hala devam etmesi oldukça düşündürücü olduğu
belirtilmişti.
Artık Yeter
Sendika üyesi kadınlar bu duruma
artık bir demenini zamanının geldiği inancı ile İsviçre Sendikalar
Birliği bir yıl boyunca işyerlerinde
ve kamuoyuna açık yerlerde konu
ile ilgili eylemler yaptı.Bu çerçevede 8 Mart dünya kadınlar günü nedeniyle sendikaların kadın üyereli kamuoyuna sorunu aksettirmek
için bu yılda eylemler düzenlendi.
Kadınlara eşit ücret kampanayı ayni zamanda sendikaların başlattıkları bir ücret kampanyası eşlik etmekte. Sendikalar işverenlerin ve
işyeri yöneticilerinin kazançlarının astronomik bir şekilde armasına
karşın ücretlerin, özelliklede kadın
çalışanların ücretlerinin pratik olarak gerilediğini dikkat çekmekteler. Çalışanlarında gelirlerinin artması gerektiğini dikkat çeken sendikalar bu adaletsizliğin ortadan
kaldırmak için genel olarak işçilerin daha fazla ücret almaları gerektiğini savunmaktalar. Bu çerçevede kadın çalışanların ücretlerinin artmasıda en önemli talep olarak hala gündemde durmaktadır.
Daha fazla bilgi için :
www.lohngleichheit.ch
www.unia.ch
horizonte
Kɩsa kɩsa
Migros
Bilindiği gibi geçen yıl tek taraflı olarak sendikalarla yaptığı Toplu İş Sözleşmesini fesheden Migros, bu yılın
başından itibaren geçerli yeni bir Toplu İş Sözleşmesinin sendikalarla
görüşmeden yürülüğe koydu. Unia
sendikası bunun Migros tarafından
işçi haklarını kısıtılamak için yapılan
bir manevra olduğunu belirtti, anca
Migros yeni sözleşme ile işçi haklarında kısıntı yapılmayacağını belirtmişti. Unia sendikası yeni sözleşmeyi
tam olarak incelediğinde, Migros’un
bu iddiasının asılsız olduğunu gösterdi. Yeni sözleşmede eskiye göre
sadece çucuk sahibi olan babalara 2
haftalık izin hakkını yeni olarak getirmekte. Buna karşın aşağıda belirtilen
konularda açıkça işçi hakları budanmekte. Örneğin Migros iddia ettiği gibi doğum iznini 18 haftaya çıkarmamakta. Bütün bunlara rağmen Migros
toplu iş sözleşmesi hala satış işkolunda ki en iyi sözleşmelerden biri olarak kalmaya devam etmekte.
Yeni sözleşmede,haftalık çalışma süresinin ücretlerin ayni kalması ile tek
yanlı olarak uzatılması, ücret zammı
görüşmelerinin, işverenin luzum görmesi halinde yapılması, çalışma süresinin hesaplanmasının bir işyeri ile
sınırlandırılması, ek işte çalışma
imkanlarının sınırlanması, fazla mesailerin ödenmesine engelller getirilmesi,13. aylık ve ücret zamlarının tek
taraflı olarak sınırlandırılma imkanları
bulunmakta. Bu konuda ki ayrıntılı bilgileri http://migros.unia.ch
web sayfasında bulabilirsiniz.
Emmi
Emmi’nin Thun’da ki işyerlerini
taşınması kararı almasının takiben
Unia sendikası bu işyerinde çalışanların haklarını almak için başlattığı
mücadele başarı ile sonuçlandı. Unia
sendikası ile işyerinde çalışanlar tarafından hazırlanan talepler arasında,
İşyerinin taşınması nedeniyle çikiş verilmemesi; Şu an ki ücretlerin en az
bir yıl garanti edilmesi; Erken emeklilil; İşe gitme masraflarının karşılanması.
İşyeri yönetiminin uzun bir kararsızlık
döneminden sonra sendika ile
görüşmesi ve istekleri kabul etmesi,
çalışanlar arasında memnunluk yaratırken. Mücedele etmeden hak
alınmayacağını bir kez daha gösterdi.
Unia sendikası bunu takiben işyerinden yeni bir toplu iş sözleşmesi için
görüşmelere başlanması talep etti.
İş Kazaları
İş kazalarının yapı işkolunda son
yıllarda azalmış olmasına karşın yapı
işkolunda öalışmanın hala güvenlikli
düzeye gelmediği tesbiti ile Unia sendikası, kaza sigortası Suva ile birlikte işyerlerinde kurslar düzenlemeye
başladılar. Son 5 yıl içinde yapı işkolunda iş kazalarının %12.5 azalmış olmasına karşın örneğin 2004 yılında
bu işkolunda meydana gelen 49.000
iş kazası oldu ve 49 işçi hayatını bu
kazalarda kaybederken 655 işçi maluliyete ayrılmak zorunda kaldı.
Liestal’daki bir yapı işyerinde 25 işçinin katılımı ile yapılan ilk kursta, kazalara karşı alınması gereken önlemler işçiler tarafından aktif bir şekilde tartışıldı. Önümüzde ki dönemde
bu kursların tüm İsviçre’de yapılacağını belirten Unia sendikası yetkileleri, amacın inşaatları daha güvenlikli hale getirmek olduğunu söylediler.
2
Nr. 2 | März 2007 | türkisch
Unia Cablecom karşı
İsviçre’nin büyük bir bölümünde kablolu televizyon yayınlarını paralı olarak sunan
Cablocom şirketi,Nisan ayından itibaren RAI 1, Canale 5,
France 2,TF1,N-TV ve WDR televizyon kanallarını yarından
çıkrama kararı almasını Unia
bir basın açıklaması ile protesto etti.
100 000 ni aşkın göçmen üyesi ile
ayni zamanda en büyük göçmen kuruluşu olan Unia, Cablecom’u bu
adımı atmaktan vazgeçmesi konusunda uyarıdı.
2005 yılında benzer şekilde Cablecom’un
Portekizce
yayınları
kaldırmak istemesine karşı harekete geçen Unia buna engel olmuştu.
Cablecom’dan yapılan açıklamada
ise, göçmenlere hitap eden diğer televizyon kanallarınında programdan çıkartılma planları yapıldığı belirtilmesi üzerine Unia sendikası bu
konuda yetkili makamlara başvurma kararı aldı.
Amaç para kazanmak
Ocak ayı içinde İletişim Müstaşarlığına resmen müracaat eden Unia
sendikası, programların dijitile edilmesi adı altında normal programlardan çıkartılıp ek bir ücret karşılğı
sunulmasının ayrımcılık olduğuna
dikkat çekti. Resmi makamları bu
Göçmenler ayrımcılık istemiyor!
ayrımcılığa engel olmaya çağıran
Unia’ya göçmen kurumlarıda destek oldu.
Ayrımcılığa son
İsviçre’de yaşayan göçmenlerin
takip ettikleri televizyon kanallarının özel araçlarla ve ek bir ücret
karşılığı seyrettirilmek istenmesinin açık bir ayrımcılık örneği olduğuna dikkat çeken Unia, mevcut
yasalara göre her insanın eşit haklara sahip olduğunu ve bilgilenme
hakkının anayasal bir hak olarak
sınırlandırılamayacağını belirtmekte.
Unia sendikası, resmi makamların
alacakları tavra göre bu konusa ki girişimlerini sürdürmekte kararlı olduğunu ve bu güne kadar ki uygulamaları ile Cablecom’un, yasaları
hiçe saydığını, ancak buna artık sessiz kalınmaması gerektiğine de
dikkat çekti.
Gurbetçi süperler!
Almanya’da işçilik yapan babaları, çocuklarının geleceğini de aynı görüyordu. Onlarsa sanatçı, yazar, akademisyen, sporcu olmayı seçti!
Almanya’da yaşayan 2.6 milyon
Türk’ün çoğunun dönerci, işçi ya da
kapıcı olduğu günler geride kaldı.
Birinci kuşaktan sonra Almanya’da
doğup yetişen Türkler, iş dünyasında, sanatta, sporda dünyanın tanıdığı isimler haline geliyor.
Stern dergisi ‘Bizim süper Türklerimiz’ haberinde onların öykülerine
yer verdi. Rakamlar Almanya’da
yaşayan Türklerin yüzde 25’ten fazlasının işsiz olduğunu gösteriyor,
peki ya yüzde 75? Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Faruk Şen’in
verdiği bilgilere göre, 30 yaşındaki
Türklerin üçte ikisi kalifiye işçi, memur veya serbest meslek sahibi, altı
kişiden biri de lise mezunu. Şen,
«Üniversitelerde 30 bin Türk öğrenci var. Burada başarıya ulaşan, ülkeyi
ileri götüren kişi sayısı hızla artıyor»
diyor. Ancak önyargılar sürüyor.
Pınar Yılmaz devlet dairesine gittiğinde eğitim hanesine, ona sorulmadan ‘düşük seviyeli lise’ yazılabiliyor. Dışişleri Bakanı Steinmeier,
şarkıcı Muhabbet’i kültürlerarası
diyaloğa katkılarından dolayı ErnstReuter Girişimi’ne elçi ilan etse de,
Muhabbet’ten CD tanıtımı için gittiği otele kaparo bırakması isteniyor.
Çünkü Türkler ya faturayı ödemeden kaçar ya da odaya zarar verir!
Babam bir şeyler y biliyordu
(Pınar Yılmaz, Boksör, 18, Lüdenscheid doğumlu) Pınar Yılmaz’ın
babası Ahmet Yılmaz bir dökümhanede işçiydi: «Babam Anadolu’dan
ilk geldiğinde hiçbir şey bilmiyordu.
Ama insanın öğrenebileceğini, bir
yerlere gelebileceğini biliyordu. Bunu öğretti bana. Bu yüzden onunla
gurur duyuyorum. Profesyonel boksör olmayı ve üniversiteye gitmeyi
istiyorum. Bu genç yaşta hem okula, hem spora, ev kadını olmak için
gitmiyoruz herhalde! Yemek pişirmesini bilmiyorum. Hayatta genç
yaşta evlenmem. Kariyer istiyorum.»
En genç profesör oldum
(Zümrüt Gülbay, uluslararası ekonomi hukuku profesörü, 36 Ankara doğumlu) Babası çikolata fabrikasında işçiydi: «Annem ve babam, onlar gibi olmayalım diye
kızlarını iyi liselere gönderdi. Ama
evde de her şeyin onların istediği gibi kalmasını istediler, olmadı. Liseyi
bitirdikten sonra evden gizlice
ayrıldım, kitap ve giysi dolu iki bavulla. Çünkü babam Alman erkek
arkadaşımı kabul etmiyordu. Daha
genç kızken böyle zor kararlar almak beni şekillendirdi. Meslek
planlarımı hırsla takip ettim, ‘Ne
zaman hangi noktada olmak istiyorum?’ diye düşündüm. Hukuk eğitimimi de böylece altı dönemde tamamladım. 28 yaşımda Almanya’nın en genç profesörü oldum. Ben de şaşırdım, ama tam da
istediğim şeydi. Başka Türk
kadınlarına örnek filan olmak istemiyorum. Hayatım mükemmel
geçti diyemem. Anne-babamla kavgam yıllarımı yedi, çok gözyaşı
döktüm. Ama ancak kendi
istediğim gibi yaşarsam mutlu olabileceğimi de biliyordum.»
Varoşta büyüdüm
(Muhabbet, şarkıcı, 22 Köln
doğumlu) Oryantal melodiler üzerine Almanca şarkı söylüyor.
Şarkıları internette 1 milyondan
fazla indirildi: «Herkesin işsiz olduğu bir varoşta büyüdüm. Evde
sırf Türk televizyonu seyredilirdi.
Beş kişi 70 metrekarelik bir evde
yaşardık. Babam hep ‘Senden bir
şey olmaz, 16’na gelince benim gibi işçi olursun’ derdi. Ama öyle
yaşamak istemiyordum. 16 yaşıma
gelince evden kaçtım ama okulu
bitirdim. Öfkemi müziğimle dışarı
atabilirdim, öyle de yaptım. Alman-Türk gençlerin hoşuna gidiyor bu, ‘Hey, bu adam Türk ve
başarmış’ diye düşünüyorlar. Gelecek sene birkaç kişi daha liseyi
bitirir veya sanatçı olmaya karar
verirse, amacıma biraz olsun
ulaştım demektir.»
Aynı anda Türk ve Almanım
Hatice Akyün, gazeteci-yazar, 37, İç
Anadolu’daki Akpınar Köyü’nde
doğdu. Babası maden işçisiydi: «Ailemleyken Türküm, arkadaşlarımlayken Alman. Bu yük değil, nimet.
Türküm diye önüme çıkan engellere bile teşekkür borçluyum. İnsanların, ailem Anadolu’dan geldiği
halde başarılı olduğum için şaşırmasından bıktım. İnsanın aynı anda hem Türk, hem Alman olabileceğine inanmak niye bu kadar zor?
Doğacak kızımın da, her iki dünyadan da bir şeyler almasına özen göstereceğim.»
Fazla esmer diyorlar
Erdal Yıldız, oyuncu, 40, Tunceli
doğumlu Erdal Yıldız’ın ailesi
1974’te Tübingen’e yerleşmiş: «Yedi yaşındaydım ve vatanımı terk etmek zorunda kaldığım için kızgındım. Hayatımda ilk kez burada
gördüğüm şeyleri bugün bile çok
net hatırlıyorum: Coca-Cola ve televizyon! Altı kardeşim de, ben de
Amerikan filmlerine hayran kalmıştık, o zamandan oyuncu olmak istediğimi biliyordum. 19 yaşıma gelince önce Berlin’de, sonra New York’ta oyunculuk okudum. Sonra Berlin’e döndüm. Tabii ki her zaman
kolay olmadı, şunu sık sık duyuyorum: ‘Fazla esmersin, fazla güneyli
görünüyorsun.’ Ama ben savaşçı bir
insanım!»
Türklük şık değildi
Nazan Eckes, TV’de VJ, 30, Köln
doğumlu. Babası Bayer’de kimya tesislerinde işçiydi: «Ben çocukken
Türk olmak hiç öyle şık bir şey değildi. Ama ailem bana hep Türkiye’nin
ne kadar etkileyici bir yer olduğunu
gösterdi. Bunu artık Almanya da kabul ediyor. Ailem bana kendime güvenmeyi öğretti, ben de onların dışa
açılmasına yardım ettim. En önemlisi de dildi. Hiç alay ya da taciz edildiğim olmadı. Buna rağmen farklı
olduğumu düşünüyordum. Müslümanım diye, Noel Baba çorabı
asamıyordum örneğin. Yine de onlara katılmak istiyordum. Bu yüzden
kendimi Alman çocuklardan daha
iyi ifade etmeyi öğrenmeye çalıştım.
Bugünse mükemmel konuşmak
artık mesleğim oldu.»
http://www.radikal.com.tr/
haber.php?haberno=213543
horizonte
3
Nr. 2 | März 2007 | türkisch
WSF
Margarida Pereira
Yeni Göçmen
Sekreteri
Geçen yılın sonunda Unia
Margarida Pereira
sendikası göçmen bölümünde çalışamaya başlayan
Margarida Pereira, esas
olarak portekizce konuşan
göçmenlerin sorunları ile ilgili çalışamlar yapıyor.
20 yıllık sendşkal çalışması sonucu emeklilğe ayrılan Manuel
Beja’nın görevini üstelenen Margarida Pereira, sendika içinde yeni bir yüz olmaktan çok yeni bir
göreve başlamış bulunuyor.
Daha önce Unia sendikası Zürih
şubesinde çalışmaya başlayan
Margarida Pereira, İsviçre’de ki
Portekizli göçmelre arasında
tanınan bir isim. Bu ülkede
yaşayan göçmenlerin, özelliklede
Portekiz asıllı göçmenelerin sorunlarını çok iyi bilen Margarida
Pereira, göçmen geçmişinden
edindiği tecürbe ve bilgilerle, göçmenlerin sorunlarına cevap getirebilecek bir geçmişe sahip.
Son yıllarda portekiz asıllı mevsimlik işçilere yönelik sendikal
kampanya içinde aktif olarak yer
alan Margarida Pereira, Unia sendikasının bir çok organında da
görev yapmiş durumda. Unia sendikası göçmen bölümü, portekizli arkadaşımızın katılması ile
çalışmalarını eski gibi daha güçlü
olarak sürdürmeye devam edecek.
Vania Alleva
Yeni yılda
Tüm çalışanlar güvenlik
50.000 katılımcı, 1000 den
fazla çalışma grubu ve 21
ayrı konu. Ocak 2007 sonunda Naorobi’de yapılan 7.
Dünya Sosyal Forumuna
ilişkin bazı rakamlar. İsviçre’de Sosyal Foruma katılan
35 kişilik delegasyon içinde
3 Unia temsilciside bulunmaktaydı.
Dünya Sosyal Forumu, sendikalar
için, «decent work – decent life» adı
altında, çalışanlar için insanca
yaşam koşulları yaratılma için bir
kampanya başlatılmayı amaçladığı
için önemliydi.
Uluslararası Sendikalar Birlği tarafından başlatılan bu kampanya,
yeni iş imkanları yaratılması, işçi
haklarının geliştirilmesi, sosyal güvenlik ve eştiliğin sağlanmasına yönelik 3 yılllık bir çalışmayı öngörmekte. Benzer şekilde, çalışma
koşullarını ilgilendiren uluslarası
konuları öne çıkarma ve ayrımcılığa
karşı etkin tedbirler alma bu kampanya çerçevesinde gerçekleştirilmek istenmekte.
Fairplay için
Dünya Sosyal Forumun’da bu
doğrultuda ilk adımlar atıldı, 2010
yılında Güney Afrika’da yapılacak
olan Dünya Futbol turnuvasına
ilişkin örnek bir program benimsendi. 5 Milyar’lık bir inşaatın
yapılması, diğer büyük projeler gibi
sürekli bir zaman darlığını ortaya
çıkarmakta, bu da çalışanların daha
zor koşullarda çalışma zorunda
bırakmakta. Bu çerçevede ayni olayların yaşanmaması için sendikalar
ve Sosyal forum ortak bir çalışma
yürütme kararı aldılar. Bu konuda
elbette, Futbol Federasyonu Fifa’nın
merkezinin Zürüh’te olması, İsviçre
Sendikalarına özel bir durum yaratmakta. Benzer şekilde 2008 Avrupa
Şampiyonası’nın İsviçre ve Avustrurya’da yapılacak olması iyi bir
hazrılık platformu yaratacak.
Bu anlamda sendikalar taleplerini
belirleme fırsatı buldular, herşeyden
önce Fifa sendikalarla çalışanların
asgari hakları konusunda bir diyaloga girmek zorunda, asgari ücretler,
iş güvenliği ve sendikal haklar konusunda garanti sağlamalıdır. Örneğin ‘Hiç iş kazasının olmadığı
inşaatlar’ hedeflenmeldir. Benzer
şekilde taşaron firmaların, iş
aldıklarında çalışma koşullarına uymayı tahaddüt etmelidir.
İsviçre’de yoksulluk
«decent work – decent life» kampanyası çerçevesinde İsviçre’de neler yapılmalıdır? Son yıllarda ortaya
çıkan yeni işyerlerinin genellikle
düşük ücretli işler olduğundan hareketle, özellikle geçici (temporaer)
çalışmanının artışının yarattığını
sorunlara çözüm bulunmalıdır. Benzer şekilde ücret artışlarının daha
yüksek olması, yoksullukla mücadele için gereklidir.
Vania Alleva
Makine Endüstrisi
Sözleşme’deki Hakların
Makine Endüstrisi’nde geçen
yıl yapılan ve 2006 ila 2010
yılları arasında geçerli olan
yeni Toplu İş Sözleşmesine
ilişki olarak Unia sendikası
hukuk bölümü tarafından
hazırlanan broşür,çalışanları
yeni sözleşmedeki işçi hakları konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirmeyi amaçlamakta.
Gerek işyeri komisyonları gereksede
çalışanlar için bu broşür, işyerlerinde haklarını savunmak için önemli
bir destek vermeyi amaçlamaktadır.
Bundan 9 yıl önce yayınlanan benzeri ilk broşür, sözleşmede yer alan
maddelerin hukuki olarak ne anlama geldiği ve nesıl uygulanması gerektiği konularına bir cevap vermeyi amaçlamaktaydı. Böylece, söz-
leşmede yer alan maddelerin
çalışanalar açısından nasıl anlaşılması gerektiğide ortaya konulmaktaydı. Bu broşür günlük çalışma
yaşamında hemen önemli bir yere
sahip oldu.
de sendika üyelerine sunmakta.
Böylece çalışanların işyerlerinde ki
söz hakkının kullanmasına önemli
bir katkıda bulınmaktadır.
Önümüzdeki günlerde broşürle ilgili olarak yaygın kursların yapılmasına başlanacak.
Yeni Broşür
1 Ocak 2006 dan itibaren geçerli olana yeni sözleşme sözkonusu
broşürün toptan yenilenmesi gerektirmekteydi. Böylece bu yılın
başında 150 sayfalık yeni bir broşü
Unia sendikası tarafından yayınlandı. Yeni brışür içrerik olarak ilkinden farklı olmasına karşın temel
düşünce ayni kaldı, yen, sözleşmeyi
çalışanlar nasıl anlamalı.
Böylece yeni sözleşme ve sözleşmeye ilişkin yorumaların yanısıra
Unia sendikası sözleşmenin nasıl
kavranması konusunda ki bilgileri-
Üç dilde yayınlanan‚Makina, Elektro ve Metal Endüstrisi Toplu Sözleşmesi’ne ilişkin Yorumlar’ broşürü, Unia sendikası bürolarından veya aşağidaki adreslerden
ücretsiz olarak edinilebilir.
Gewerkschaft Unia
Sektor Industrie, Weltpoststr. 20,
3000 Bern 15, T 031 350 23 67,
industrie@ unia.ch
İş Güvenliği
Çalışanlara yeni haklar!
Son 5 yıl içinde iş kazalarının
İsviçre’de %12.5 oranında
azalmış olmasına karşın hala çalışanlar için önemli bir
tehlike oluşturmakta. Açıklanan son resmi rakamlara göre, son bir yıl içinde ki iş kazaları 250.000 civarında,200
işçinin hayatını kaybetmiş ve
1800 işçi maluliyete ayrılmış.
Avrupa’da yapılan bir araştırmaya
göre de çalışanların %27 si
sağlıklarının işyerinde tehlikede olduğunu düşünmekteler. İsviçre’de iş
kazalarının bir yıl içindeki maliyetininde 15’000’000’000 Frank’a
ulaitığı düşünülürse bu konuda sendikaların girişimlerde bulunması
anlaşılır.
Sendikaların bu konuda ki son
yıllardaki girişimleri sonucu hazırlanan yeni bir karaname 1 Şubat 2007
de yürülüğe girdi. Bu kararnamenin
hazırlanmasında Unia sendikasının
önemli katkıları olduğuda bilinmekte. Yeni karaname ile aşağıdaki
konularda çalışanlar yeni haklar elde ettiler.
I Bütün işyerleri, iş yerlerinde
çalışanların sağlığını tehdit eden
konuları analiz etmek zorundadır
I Bu konuda yalnızca kaza tehlikesi değil, sağlığı tehdit eden diğer
faktörlerde dikkate alınmalıdır.
I İşyerinin büyüklüğü ne olursa olsun. Çalışanların sağlığını tehdit
eden özel bir durum varsa bu konuda uzmanlara başvurulmalıdır.
I Ayrıca işyerinin büyüklüğüne göre belli şartlarda bulunmaktadır,
geçici olarak işyerinde çalışanların
sayısıda, işyerinin büyüklüğü ko-
nusunda dikkate alınmalıdır. Çalışılan işyerinde bu konuda gerekli
önlemlerin alınıp alınmadığını
kontrol etmek için aşağıdaki konular açıklğğa kavuşturulmalıdır.
Bütün bu sorulara evet cevabı verilemiyorsa, işyerinde bu konuda bir
I
I
I
I
I
şeyler yapma gerekliliği bulunmaktadır. Öncelikle çalıaşanlar kendi
raralarında bu konuyu gündeme getirmeli ve işyeri yönetimi ile
görüşme talep etmelidirler. Bu konuda gerekli bilgileri Unia sendikası
yetkililerinden edinilebilir.
İşyerinde çalışanlar işyeri yönetimi tarafından
iş güvenliği konusnda düzenli olarak bilgilendirilmekte
ve hazırlık yapılmakta.
Evet
Hayır
İşyerinde işveren iş kazalarına karşı gerekli
malzeleri sürekli hazır tutumakta
Evet
Hayır
İşyerinde çalışanlara düzenli olarak iş güvenliğini
arttırma konusunda öneri verme imkanı tanınmakta
ve getirilen öneriler ciddiye alınmakta
Evet
Hayır
İşyerinde çalışanların sağlığı bir tehdit altında
değil ve kendilerini güvencede hissetmekteler
Evet
Hayır
Çalışanlar iş kazalarına karşı alınan önlemlere
uymaktadırlar.
Evet
Hayır
Ücretler
Artıyor
İsviçre sendikaları ve özellikle Unia sendikası 2006
yılı sonunda gerçekleştirilen ücret zamları ile ilgili
olarak olumlu gelişmelere
dikkate çektiler. Geçen
yılın başından itibaren,
ücret zammı ile ilgili
çalışmalarını koordine etme kararı alan sendikalar
bunun başarıl bir şekilde
uygulandığını belirttiler.
Ekonomik gelişmelerin ücret
zammı konusundan elverişli bir
ortam yarattığı ve bunun sonucu
olarak bu yıl gerçekleştirilen ücret
zamların geçen yıllara nazaran
daha yüksek olduğu kamuoyu tarafından kabul edilmekte. Bu arada pahalılık oranınında geçtiğimiz yıllara göre daha düşük düzeyde gerçekleşmiş olması, çalışanların alım gücünün yükselmesi sonucunu doğurdu.
Ancak genel olarak bakıldığında
sendikaların daha yüksek bir
ücret zammını gerçekleştürme
imkanına sahip oldukları söylenebilir. Özellikle işyeri yöneticilerinin aldıkları ücretlerin ve kendi ücretlerine yaptıkları zamlar
dikkate alındığında bunun en
azından bir bölümünün çalışanlara verilmesi gerektiğide açık.
Geçen yıl yükselen alım gücünün, daha önceki yıllarda kaybedilen satın alma gücünü telafi etmekte çok uzak olduğuda yapılan
hesaplamalar sonucu ortaya
çıkan başka bir gerçeklik.
Bu anlamda Unia sendikası
yaptığı değerlendirme sonunda,
ücretlerle ilgili kampanyanın
2007 yılı içinde sürdürülemesi
gerektiği sonucuna vardı. Geçen
yıl olduğu gibi bu yılda ücret
zammı sendikalar için en önde
gelen konu olarak gündemde kalmaya devam edecek. Bu konuda
Unia sendikası bir yıl sürecek
olan çalışmaların planlanmasına
başlamış durumuda.
En son gelişmelerde bu konuda
sendikal harekete önemli imkanlar sunmaya devam etmekte.
Özellikle eşit işe eşit ücret talebi
giderek daha fazal kamuoyu tarafından önemsenen konular
arasına girmekte, ücret eşitsizliği
İsviçre toplumu içinde de en fazla konuşulan konular içinde yer
almakta. Basın yayın organlarında sürekli olarak ücretler ilgili
tartışmanın sürmeside bunun bir
göstergesi.
Hedef ayni
Unia sendikası bu çerçevede
gerçekleştirilen ücre zamlarının
haklı gururunun taşırken, bundan alınan güçle yeni mücadele
ufuklarınıda belirlemekte, şimdiye kadar ücret zammı konusunda sendikal hareketin yeterince aktif olmamasına bir son
verildi. Ancak bu mücadelenin
başlangıcı, ücret zammı konusunda sendikal hareket daha
önemli mücadeleler imza atmak
zorunda.
horizonte
4
Nr. 2 | März 2007 | türkisch
Göçmenliğin ruh sağlığı üzerindeki etkileri ya da
Bir Soru Bir Cevap
İsviçre Hastalığı
Serol Teber, tanınmış bir tıp doktoru
ve psikiyatrdı. Meslek yaşantısını
uzun yıllar Almanya’da sürdürdü. Göçmenliğin ruh sağlığı üzerindeki etkileri, Dr. Teber’in üzerinde çalışma
sürdürdüğü özel uzmanlık alanları
arasındaydı. Bu konuya yıllarını veren
ve çok önemli bilimsel çalışmalara
imzasını atan yapan bu değerli bilim
adamı, 13 Kasım’da İstanbul’da yaşama veda etti.
Serol Teber İsviçre’den de geçmişti. Bu büyük
bilim adamının beş yıl önce Basel’de «göçmenlik ve ruh sağlığı ilişkisi» üzerine verdiği
seminer kayıtlarını arşivlerimizden çıkararak
yayımlamayı, ondan bir kez daha öğrenmek
ve anonim bilimsel literatüre kazandırmak
açısından bir görev biliyoruz. Anısı önünde
saygıyla eğiliyor ve sözü Serol Teber’e
bırakıyoruz. Serol Teber’in son derece ilginç
çalışma gözlemlerini de aktardığı seminer
kayıtlarını, onun sözlerini hiç kesmeden ilginize sunuyoruz.
Pensiyon Kasa
çalıştığım kliniğin servislerinin Türkiye
kökenli insanlarla, kadınlar olsun erkekler olsun, işgal edildiğini gördük. Kadın servisinin
yarısından çoğu bizimkiler, erkekler
bölümünün yarısından çoğu yine bizimkiler.
Değişik etkiler
Burada adını bir kez daha saygıyla anmak istediğim çok değerli bir Alman bilim adamı Profesör Villigen bir gün vizite yaparken çekici
kaldırıp yere attı ve şunları söyledi: «Çocuklar ben sizden yardım istiyorum. Bu olay nedir, nasıl oluyor böyle?» Yardım etmek istiyoruz, fakat bir türlü, hasta olarak gelen, oraya
yatmış olan insanların gösterdiği belirtilere
tıp dilinde bir karşılık bulamıyoruz. Yani bir
insanın, saçının telinden ayağının parmağına
kadar her tarafı nasıl ağrır? Ya da benzer
şikayetler... Böyle Avrupa hekimine, tıbbına
kolaylıkla anlatılamayan, onlar tarafından
da kolayca anlaşılamayacak bir garip belirtiler yelpazesi... Bunun üzerine ben, birkaç yıl
süren bir çalışma sonucu, 80’li yıllarda «İşçi
Göçü ve Davranış Bozuklukları» başlığı
altında bir kitap yayımladım.
Göçmenlik nedir?
İlk önce kendimle ilgili bir kaç satır bir şeyler
söyleyeyim. Herhalde çoğunuz tarafından hiç
bilinmiyorum. Ben Serol Teber, tıp doktoruyum. 1938 doğumlu ve İstanbul kökenliyim. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
okudum. Sonra gene aynı üniversitenin Nöro Psikiyatri Bölümü’nde uzmanlık çalışması
yaptım. Ardından da, 12 Mart’ı izleyen dönemde yurtdışına çıktım. O dönemden bu yana Almanya’da yaşıyorum. Düsseldorf’a yakın
bir bölgede bir psikiyatri kliniğinde psikiyatr
olarak çalışıyorum. Hizmet verdiğimiz
psikiyatri kliniği toplumun tümüne yönelik
bir klinik, yani sadece yabancılara, Türkiyelilere yönelik değil.
Sağlık sorunları
Almanya’daki yirmi küsur yıllık yaşam ve
çalışma serüveni içinde, özellikle 70’li yılların
sonlarına doğru birdenbire, biraz abartarak
söylüyorum, küçük bir salgın şeklinde
Gözlemler neler
Benim konuyla yakından ilgilenmem bu
şekilde oldu. Bir bakıma, Alman hekimlerinin
beklentilerine yanıt vermek içindi. Ardından
geçen yıllarda ilginç değişiklikler oldu ya da
biz en azından ilginç değişiklikler gözlemledik. Göçün süresi arttıkça, göçmenlerin 25-30
yıllık bir dönem içinde gösterdikleri belirtiler
de kanımca ilginç değişikliklerdi. Yani şöyle:
Bir insanın göç sürecine başladığı ilk yıllarda
gösterdiği – tabii ki herkesin göstermesi şart
değil – belirtilerle, yıllar sonrası arasında ilginç, öğretici bazı farklılıklar oluyor. Burada
bir şeyin altını ısrarla çizmek istiyorum. Benim burada söylediklerim yirmi yıllık bir gözlemi yansıtıyor, özetliyor. Ama bu kesinlikle
istatistiki bir bilgi değil. Sadece, «bizim izlediklerimiz böyledir» diyebiliyoruz. Kendi bölgemizde, kendi kliniğimizde saptadıklarımızdan yola çıkarak bir şeyler söyleyebiliyoruz.
Türkçe Sendikal Kurs
Devam edecek.
Soru: Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olarak İsviçre’de yaşamaktayım ve 2007
Aralık sonunda kendi ülkeme geri dönüp
orada çalışmak istiyorum. Bu arada
çalışma arkadaşlarımdan 1 Haziran 2007
tarihinden sonra, pansiyon kasada biriken
primleri artık para olarak beraberimde alamayacağımı duydum. Bu doğru mu?
mak ve prim ödemek zorunda kalacaksınız.
Bu durumda, pansiyon kasa yasasına göre
gerekli olan asgari prim miktarı, İsviçre’de
sizin adınıza kalmak zorundadır. Eğer bundan daha fazla biriken priminiz varsa, bu
miktarı beraberinizde alabilirsiniz.
Cevap: Hayır, bu değişiklik sizin için geçerli değil. Pansiyon Kasa’da biriken primlerin
ülkeye geri dönüşte para olarak alınma
imkanının ortadan kalkması, yalnızca Avrupa Birliği ülkelerine geri dönüş halinde artık
mümkün olamayacaktır. Sizin Brezilya ya geri dönmek istemeniz söz konusu olduğundan,beraberinizde pansiyon kasa da biriken
primlerinizi alıp götürmeniz önünde bir engel bulunmamaktadır.
Soru: Bir İspanya vatandaşı olarak 2007
Haziran ayından önce ülkeme geri dönmek
istiyorum, çünkü bu tarihten sonra pansiyon kasada biriken paraları beraberimde
götürme imkanının ortadan kalkacağını
duydum. Ancak bazı arkadaşlarım,
İspanya’ya bu tarihten sonra bile dönme halinde, eğer çalışmayacaksam, bu haktan
yararlanma imkanının olduğunu söylüyorlar, bu doğru mu? Bunun için ne yapmam
gerekli?
Soru: Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olarak İsviçre’de yaşamaktayım ve 1 Ocak
2008 de, İsviçre’den ayrılıp Portekiz’de
çalışmaya başlamak istiyorum. Bazı
tanıdıklarım, 1 Haziran 2007 tarihinden
sonra, pansiyon kasada biriken primleri
artık para olarak beraberimde alamayacağımı söylüyorlar. Bu doğru mu?
Cevap: Evet, bu durumda pansiyon kasada
biriken paralarınızı beraberinizde alma
imkanınız ortadan kalkacaktır. 31 Mayıs
2007 den sonra İsviçre’den ayrılan ve bir
Avrupa Birliği ülkesinde çalışmaya başlayacak olanlar için bu imkan artık olmayacaktır.
Portekiz’de çalışmaya başlayacağınız için bu
ülkenin emeklilik sigortasında sigortalan-
Cevap: Öncelikle isteğinizi, primlerinizin
yatırıldığı Pansiyon Kasaya bildirmeniz gereklidir. Bu kasa size primleriniz, beraberenizde beraber götürme hakkına sahip olup
olmadığınızı araştırmakla yükümülüdür. Bunun için kasaya İspanya’da emeklilik sigortasına prim ödemek zorunda olmadığınızı
gösteren bir belgeyide vermek durumundasınız. Bunun için gerekl formuları pansiyon kasa veya resmi kurumlardan (Sicherheitsfonds BVG) edinebilirsiniz. Bu forum İspanya Emeklilik sigortasına (die Tesorería General de la Seguridad Social) gönderilerek durumunuz açıklığa kavuşturulduktan sonra,eğer emekli sigortasına prim
ödeme zorunluluğunuz yoksa Pansiyon Kasa’da biriken primlerinizi beraberinizde götürebilirsiniz.
Blick Yazıyor!
SVP li Politikacıya Hafif Ceza
16 Şubat 2007 tarihli Blick gazetesinde ufak ama anlamlı bir haber
vardı. Önce bu haberi virgülüne bile
dokunmadan bir okuyalım.
‘Luzern. Arnavutlar çatı penceresinden içeri
dalıyorlar. Evin alarm sisteminin sadece alt
katı gözetlediğini çok iyi biliyorlar.
Üç soyguncu 71 yaşında ki kuyumcu ve
karısının silahla tehdit ettikten sonra, onları
bağlıyorlar ve ağızlarını, gözlerini, kulaklarını
bantlıyorlar. 836.000 Franklık bir vurgunla
kayıplara karışıyorlar.
2000 yılı Mayıs ayındaki bu soygunun planlayıcısı ise Alois H. SVP nin tanınmış kanton
meclisi üyesi politikacısı soyulan yaşlı çifti iyi
tanımakta, soyguncu Arnavutlara alarn sistemi ve kasa hakkında bilgileri verende o.
2006 Şubat’ında bundan dolayı 18 ay şartlı hapis cezasına çarpıtılıyor. Mahkemede sürekli
olarak suçsuz olduğunu söylüyor ve cezaya üst
mahkemede itiraz ediyor.
Üst mahkeme cezayı hafifletiyor, 15 ay şartlı
hapis cezası ve 9434.85 Fr. para cezası.
Alois H. Bu hafifletilmiş cezayı kabul ediyor.’
Haber bu kadar, tercümeyi yaparken virgülüne bile dokunmamaya özen gösterdim. Zaten
yazının başlığıda Blick’in başlığı. Yazıyı okuduktan sonra kendi kendime düşündüklerimi,
sorduğum soruları, sizde sormuşsunuzdur
sanırım.
Bana göre örnek bir haber, daha önce de Zürih’te iki SVP li politikacı uyuşturucu ticaretinden cezaya çarptırıldı. Başka biri genelev
işletmekte, bir başkası sahte evrak düzenleyerek dolandırıcılık yapmakta.
Elbette her partide bu tür insanlar bulunur,
SVP de de bunlar var diye garipsememek gerekli doğruda, olayın biçimi genede böyle
olayları günlük olay olarak görüp, diğerleri gibi SVP de de bunlar var deyip boş vermek mi
gerekli?
Ben boş veremedim. Ya sen?
Neden boş verdin, boş vermedinse ne yaptın,
okuyucularımızla paylaşmak istemez misin?
İşyerinde Haklarım
İşyerinde sendikal çalışmanın dayanağı
olarak Toplu İş Sözleşmesi. Güçlü bir
sendika, sağlam haklar, iyi sözleşme
16 ve 17 Haziran 2007, Rotschuo,
Gersau. Kursa katılmak için sendika
bürolarına müracaat edeblirsiniz.
Daha fazla bilgi için:
Beilage zu den Gewerkschaftszeitungen work, area, Événement syndical | Herausgeber
Verlagsesellschaft work AG, Zürich, Chefredaktion: Marie-José Kuhn; Événement syndical
SA, Lausanne, Chefredaktion: Serge Baehler; Edizioni Sociali SA, Lugano, Chefredaktion:
Françoise Gehring Amato | Redaktionskommission M. Akyol, M. Pereira, M. Komaromi,
H. Gashi, M. Martín | Sprachverantwortlich Mehmet Akyol | Koordination Mira Komaromi |
Layout Simone Rolli, Unia | Druck Solprint, Solothurn | Adresse Redaktion «Horizonte», Postfach, 8021 Zürich, [email protected]
[email protected], veya,
Unia-Bildung, [email protected]
www.unia.ch
Mehmet Akyol

Benzer belgeler

Yeni Sözleşme

Yeni Sözleşme çalışanlar açısından son derece önemli bir yasa teklifide bulunyor, hastalık sigortalarının sosyal bir hale getirilmesi. Aralarında sendikalarında bulunduğu ilerici kurumlar tarafından önerilen has...

Detaylı

Ayrımcılıkla Mücadele

Ayrımcılıkla Mücadele temizlik işkollarında 13. aylık hakkının kazanılmasından sonra bu işkolundada ayni haklar artık kabul edilmeli.

Detaylı

Bizsiz İsviçre olmaz

Bizsiz İsviçre olmaz Kanalları yayından çıkarma konusunda uyarıdı.

Detaylı

Daha Fazla Ücret

Daha Fazla Ücret hükümet kararnamasinin çıkarılmak istenmesi işkolu konferansının en önemli gündemi haline geldi. Unia sendikası bu kararnamenin hemen geriye çeklmesini talep etme kararı aldı. Satış işkolunda yaşan...

Detaylı

3 2 4 Göstermelik Çözümlere Hayır

3 2 4 Göstermelik Çözümlere Hayır «decent work – decent life» kampanyası çerçevesinde İsviçre’de neler yapılmalıdır? Son yıllarda ortaya çıkan yeni işyerlerinin genellikle düşük ücretli işler olduğundan hareketle, özellikle geçici ...

Detaylı

Yapı İşçileri Haklı

Yapı İşçileri Haklı çalışmalarını tamamlaması beklenen bu kurumi yeni yasaların yıl sonunda yürürlüğe girmesinden önce asıl çalışmalarını başlatabilecek. Öte yandan yeni İltica Yasası’nın belli bölümlerinin bu yılın b...

Detaylı

2 4 3 İşsizlik Sigortası`nda değişiklikler

2 4 3 İşsizlik Sigortası`nda değişiklikler çalışanlar açısından son derece önemli bir yasa teklifide bulunyor, hastalık sigortalarının sosyal bir hale getirilmesi. Aralarında sendikalarında bulunduğu ilerici kurumlar tarafından önerilen has...

Detaylı

2 4 3 İkili Anlaşmaya Evet

2 4 3 İkili Anlaşmaya Evet çalışanlar açısından son derece önemli bir yasa teklifide bulunyor, hastalık sigortalarının sosyal bir hale getirilmesi. Aralarında sendikalarında bulunduğu ilerici kurumlar tarafından önerilen has...

Detaylı

İşsizler Yeni Darbe 2 4 3

İşsizler Yeni Darbe 2 4 3 Kanalları yayından çıkarma konusunda uyarıdı.

Detaylı

2 4 3 İşçilere Küstahlık Etmeyin

2 4 3 İşçilere Küstahlık Etmeyin görüşmeden yürülüğe koydu. Unia sendikası bunun Migros tarafından işçi haklarını kısıtılamak için yapılan bir manevra olduğunu belirtti, anca Migros yeni sözleşme ile işçi haklarında kısıntı yapılm...

Detaylı