I¤d›r - Serhat Kültür Dergisi
Transkript
I¤d›r - Serhat Kültür Dergisi
‹Ç‹NDEK‹LER tarih - kültür - haber dergisi Yay›n Sahibi, Yaz› ‹flleri Müdürü: M. Caner Aras Okul ve Çocuk Enfeksiyonu I¤d›r’da Nevruz Bayram› Kutlamalar› Ziya Zakir ACAR 2’de Uzm. Dr. Ercan TUTAK 31’de Genel Yay›n Yönetmeni: M. Caner Aras Bahtiyar Vahapzade Rahmet-i Rahman’a ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Yolcu Edildi Dr. Yaflflaar KALAFAT 7’de Dayan›flma Derne¤i Aç›ld› 32’de Kültür Sanat Yönetmeni: Türkan Narin Nevruz Bayram› Neflflee DOSTER 8’de Ardahan’da Ar›c›l›k Kaz›m ARICI 34’de Tarih: Yard. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz Yay›n Kurulu: Prof . Dr. Oktay Belli Prof. Dr. Esin Derinsu Day› Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Aktemur Sait Küçük Dr. Yaflar Kalafat ‹hsan Özköseli Sezai Yaz›c› Nevzat Erda¤ Ziya Zakir Acar Hukuk Dan›flmanlar›: Av. fiengül KARSLI Av. Özgür K‹P Dizgi- Sayfa Tasar›m: Ömer Güzel 0 536 580 36 00 Bask› Ege Bas›m Sanatlar› Ltd. fiti. Esatpafla Mah. Ziyapafla Cad. No: 8 34704 Çaml›ca/Üsküdar/‹ST. Tel: (0216) 472 84 01 ‹dare ve Yaz›flma Adresi: fiirinevler Mh. Maraflal Çakmak Cd. Meriç Sk. Halis Ahmet ‹fl Mrk. No: 6 Kat: 8-34 Bahçelievler- ‹stanbul Tlf. 0212 653 16 86 0212 653 16 05 Gsm. 0535 258 56 33 Faxs. 0212 653 16 98 web. www.serhatkultur.com e-mail. [email protected] [email protected] Yerel Süreli Yay›n Kars’›n Dünüyle Bu Gününü Mukayese Etti¤im Görüflüme Kat›l›r m›s›n›z Acaba? Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür ‹hsan ÖZKÖSEL‹ Derne¤i 10’da Sevgili Nefle Kardeflim 36’da Kars Arpaçay Tomarl› Köyü Yard›mlaflma ve ‹hsan ÖZKÖSEL‹ 12’de Dayan›flma Derne¤i 3. Geleneksel Kaz Gecesi Yap›ld› 38’de S›k›nt›lar, Daha Neler – Öneriler Av. Halis ÖZDEM‹R 13’de Sar›kam›fl fiehitleri Törenle An›ld› 14’de Ardahan Alagöz Köyü Kültür ve Dayan›flma Derne¤i 39’da "Gerçek Bir Olay›n Hikâyesi" Ahmet’in Kalp hastalar›na müjde! Yumurta art›k yasak de¤il Prof. Dr. Bingür SÖNMEZ MART Öyküsü Av. Akay BEfifiM 40’da 16’da Ifl›l Kofl Sar› Kab› Getir!!! Iflfl››l GÜRSOY En Büyük Proje ‹nsan E¤itimi UYAR Fevzi APAYDIN 17’de Hocal› Katliam›n›n 17. Y›ldönümü 18’de 41’de Dost.. Dostluk… Dostlar….. Ama Yaln›z›m Tamer VARLI 42’de 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü Ömer Ekinci M‹C‹NG‹RT 21’de Mürsel ADIGÜZEL Trafik E¤itiminde Kitle ‹letiflim Araçlar›n›n Rolü Yeni Komflumuz Ve Gelece¤imiz fifieener DANYILDIZ 22’de Bahri BAKAÇ De¤erlerimiz Cafer AKYOL 24’de Üretim Ekonomisi Gönül Penceresinden Bir Nefes 26’da Yaral› Güvercin Ali Erhan EREN 27’de ---------------------------------------------- TANINMAYAN B‹R HAK AfiI⁄I; AHMET ✓ Yay›nlanmayan yaz›lar iade edilmez. ✓ Yaz›lar›n hukuki sorumlulu¤u yazar›na aittir. ✓ Dergiden yaz›l› izin al›nmadan iktibas yap›lamaz. ✓ Reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara aittir. SARAÇO⁄LU Dr. Yaflflaar KALAFAT 2009 • Serhat Kültür Ünalan Mahallesi, Kars-Ardahan- I¤d›r ‹lleri 43’de 44’de Olcay KARSLIO⁄LU 45’de Okuyucu fiiirleri 46’da De¤ifltirin Hakan ADIGÜZEL 48’de 28’de Dergi Tashih: Begüm AKYOL www.serhatkultur.com 2 Ziya Zakir ACAR Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 I¤d›r’da Nevruz Bayram› Kutlamalar› [email protected] - [email protected] ziyazakiracar.com ⁄DIR halk›n›n çok büyük bir seIkutlad›¤› vinç ve sab›rs›zl›kla bekledi¤i ve bayramlardan biri de Nevruz Bayram›d›r. Nevruzda her fleyin yeniden do¤du¤una inan›l›r. Nevruz tabiat›n uyan›fl› ve ‹lkbahar›n geliflinin habercisidir. Kar çiçe¤i bu haberi ilk olarak halka müjdeler. Nevruz kutlamalar›n›n bafllang›c› 21 Mart gece ile gündüzün eflit oldu¤u ve zaman hesaplamas›nda bir bafllang›ç oldu¤u gündür. Nevruz bayram› y›llarca aileler aras›nda coflkulu bir flekilde kutlan›rken, 1995 y›l›ndan itibaren I¤d›r’da uluslar aras› olarak resmi tören niteli¤inde kutlanmaya baflland›. Ahir Çarflfla amba: 21 Marttan önceki sal›y› çarflambaya em ba¤layan geceye ah›r “Ahir Çerflfle be” y›l›n ahir tek günü denilir. Bu gecede evlerin bahçelerinde köy ve mahalle meydanlar›nda öbek öbek atefller yak›l›r. Bahçelerin temizli¤i için toplanan çöp ve kuru otlar yak›l›p atefle verilir. * Ahir Çarflamba günü günefl do¤madan su üstünden atlan›r. * Atefller yak›l›r. * Korkak insanlar›n üzerlerine su dökülür. * Gelinlerin bafllar›na ve süt veren ineklerin boynuzlar›na k›rm›z› bez ba¤lan›r. * Evden o gün para verilmez. * Bu günün gecesi erken yat›lmaz * Aile üyelerinin say›s› kadar mum yak›l›r. SU ÇARfi fiA AMBASI TÖREN‹ Ah›r Çarflamba günü yap›lan e¤lencedir. Gün do¤madan bir akarsu kenar›na gidilir. Suyun üzerinden atlanarak çeflitli na¤meler söylenilir. Daha sonra birbirlerinin üzerine su atarlar. Islanan insanlar e¤lenmelerinin yan›nda günahlar›ndan da ar›nacaklar›na inan›rlar. Bir daha günah ifllememek üzere hep bir a¤›zdan yemin ederler. Sel çapar, su çapar, Bir günah iflledim, Gel onu tut apar. Sel coflar, su coflar, Gel apar, gel apar. Ah›r Çarflamba gecesi yap›lan Yeddilö¤ün/Yeddilevin denilen sofra haz›rlan›r. Bu sofrada en az yedi çeflit çerez bulunur. Bunun yan› s›ra ço¤u zaman Sirke (tat ve zevki simgeler) Sar›msak (sa¤laml›k) Sebze (ümit) Sumak (bereket) Sikke (varl›k) Saat (uzun ömür) Su (ayd›nl›k) gibi her birinden ayr› bir anlam olan “S” harfi ile bafllayan malzemelerin yer ald›¤› “Yedi Sin) sofras› da haz›rlan›r. Bu haz›rlanan sofran›n ortas›na ise süslene yeflermifl bu¤day konulur. Yeddi Levin: Yeddi-Levin yeddi çeflit demektir. Nevruz Bayram›n›n en önemli etkinliklerinden biridir. Yeddi-Levin en az yedi çeflit meyve veya çerezi bir araya getirip kar›flt›rmakt›r. Aile reisi maddi durumu ölçüsünde çerez ve meyveleri al›r. Akflam yemekten sonra büyükçe bir sofraya konulur, kar›flt›r›l›r ve pay edilir. Çerezlerin içinde ceviz, f›nd›k, f›st›k, kuru üzüm, incir, akide flekerler ve lokum çeflitleri muhakkak bulunur. Aile fertleri aras›nda paylar ayr›l›rken ailenin gurbette ve askerlikte olanlar› için hatta hamile olanlar›n bebekleri için de ayr›l›r. Ailenin bireyleri bayram dolay›s› ile anne-baba evinde toplan›r ve paylar›n› al›rlar. Ancak, uzakta olanlar›n paylar› saklan›r. Ne zaman gelirlerse o zaman kendilerine sunulur. Kulak Asmak/Gap› Pusmak/Niyet Tutmak: Yeddi Levin gecesi ayn› zamanda kap›lar›n dinlendi¤i gecedir. Buna halk aras›nda “gap› pusmak” veya “kulak asmak” denilir. Bu ifl yap›l›rken bir niyet tutulur ve yak›n komflular›n evi gizlice dinlenilir. Evde konu- Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 3 flulanlar e¤er olumlu sözler ise tuttuklar› niyetlerinin yerine gelece¤ine inan›l›r. Yeddi-Levin yap›ld›¤› akflamlar özellikle çok olumlu sözler ve güzel konuflmalar yap›lamas›na dikkat edilir. Subaflfl›› Etkinlikleri: 1-Suya ‹¤ne Salmak: Genellikle ayn› yaflta olan genç k›zlar bir araya gelerek solu dolu bir le¤enin içine deliklerine pamuk geçirilmifl iki dikifl i¤nesi b›rak›l›r, su kar›flt›r›larak dalgaland›r›l›r. Ayr› köflelere b›rak›lm›fl i¤neler birbirlerine yanafl›rsa tutulan niyette evlilik olacakt›r anlam›na gelir. Bu durum oraya toplanan bütün k›zlar için ayr› ayr› niyet tutularak yap›l›r. 2-Suya Yüzük Salmak: Su dolu olan kap içine kime ait olduklar› belli olan yüzükler at›l›r. Bu yüzükler görevlendirilen biri taraf›ndan sudan ç›kar›l›rken bir taraftan da maniler okunur. Her maninin kendisine özgü bir manas› mevcuttur. Sudan ç›kar›lan yüzük sahibini temsil eder. O anda okunan mani de o kifliye ait s›rlar› ele verece¤inden yap›lan etkinlik daha çekici, zevkli ve e¤lenceli bir ortam meydana getirir. Bacadan fi fia al Sallamak/Kap›ya Men dil Atmak: Eskiden köy evlerinin üzerlerinde bir baca bulunurdu. Bu baca evin havalanmas›na yard›mc› olmak için yap›l›rd›. Fakat bu bacan›n gelenekte ayr› bir yeri ve görevi flal sark›t›lan yer olmas›d›r. Çarflamba gecesinden sonra komflulardan baz›lar› gizlice evin dam›na ç›kar ve görünmeden renkli flal›n› bacadan içeriye sark›t›rd›. Bunun anlam› bayraml›¤›m› istiyorumdur. Ev sahibinin flal›n kime ait oldu¤una bakmazs›z›n içine bayraml›k koyar ve flal› ba¤lay›p sahibine iade ederdi. Yak›n komflular bazen flallar›n kime ait olduklar›n› bildikleri için verilecek bayraml›klara daha çok özen gösterilirdi. fial›n ucuna ba¤lanan hediyeler yeddi-Levin yan›nda önceden evin genç k›zlar› taraf›ndan haz›rlanan güllü çoraplar, kenar› ifllenmifl ipek mendiller ve k›rm›z› yumurtalard›r. Bu gelenek flimdi flu flekilde sürdürülür. Kaplar›n önüne mendil at›l›p kap› vurulur veya zile bas›l›r. Ancak kap› aç›ld›¤›nda sadece kap›n›n önünde mendil gözükür. Çünkü mendili b›rakan gizlenmektedir. Baca Baca: Bu akflam her yerde atefl yak›l›r ve yak›lan ateflin üzerinden yafll›, çolukçocuk herkes atlar. Yak›lan ateflin alevleri aras›ndan gençler atlarken de maharetlerini sergilerler. Alevlerin aras›ndan atlan›rken yine niyetler tutulur. Bu atlamayla hastal›klar›n kaybolaca¤›na, dertten beladan temizlenece¤ine inan›l›r. Atefl üzerinden atlan›rken flu mani söylenilir. A¤r›m u¤rum tökülsün, Oda tüflüp kül olsun, Yans›n alev saç›ls›n, Menim baht›m aç›ls›n. Semeni Yetiflflttirmek: Semeni al meni Her yazda sen yada Sal meni... ‹lde göyerderem seni, Semeni, sazana gelmiflem, Uzana uzana gelmiflem. Yöre halk›n›n geçmiflten gelen bir gelene¤i de semeni yetifltirmektir. A¤pirçeylerin1[2] dediklerine göre yaz arzusu, bereket niflanesi yetifltirilen semenidir. “Çölün flahta, boran›na”, “topra¤›n k›fl uykusuna”, “insan›n yaz arzusuna” karfl›l›k olarak sinilerde semeni göyertilir2[3]. Nevruza üç hafta kala semeni haz›rlan›r. Semeni yeflil yeflil gö¤erdikçe insanlar›n da niyet ve arzular› gerçekleflir. Semeni yetifltikten sonra k›zlar bir araya gelerek suyunu ç›kar›r, ezer ve helvas› piflirilir. Bu ifli e¤lence ortam›nda yaparlar, söyleyip oynarlar. Semeni ocakta piflerken k›zlarda kendi aralar›nda e¤lenirler. K›zlar kendi aralar›nda birbirileri ile flakalafl›rlar. Birisi di¤erine: -A Gülüsüm, de görek ne deyirsen? Arvatlanma? Gülüsüm de k›zlara bir tapmaca (bulmaca) sorur. -Bah›n g›zlar tapana bir nemer verecem. Bir gün bir bölük gaz uçup gedirmifl. Yaral› gaz 盤›r›p deyir, ey yüz gaz mene de “kömek eyleyin”3[4]. Gazlardan birisi gay›d›p4[5] yaral› gazdan soruflur. -Sen hardan bilirsen ki biz yüz gaz›g. Bir biz, bir bizim yar›m›z, bir de sen goflulsan olar›g yüz gaz. -He g›zlar deyin görüm uçup giden gazlar neçedir? K›zlar›n her birinden bir cevap gelir. Birbirlerine kar›fl›rlar. Gülüflüp e¤len- meye bafllarlar. “Peri Nene” duruma el atar. -A g›zlar, a bafl›n›za dönüm, yahfl› budur gulah as›n, size a¤›lnan behtin na¤›l›n› dan›fl›m. Araya sukut girer. Herkes bafllar dinlemeye. Na¤›llar anlat›l›r. Horuz bannamaya kadar sürüp gider. Gece flenlik devam eder. SEMEN‹ HELVASI: Nevruz bayram›nda sembolik olarak kaplarda yeflertilen bu¤daylar›n yeflilli¤i, sar›mt›rak bir renk ald›¤›nda ezilir ve suyuna un eklenerek kar›flt›r›l›r. Daha sonra ya¤lanm›fl tavaya konularak a¤›r ateflte arada bir ya¤ katmak suretiyle kar›flt›ra kar›flt›ra dört saat süreyle piflirilir. Un pembeleflince ceviz ezmesi, cire, tarç›n, istiot razyana gibi baharatlarla beraber biraz da pekmez konularak aral›ks›z kar›flt›r›l›r. Haz›rlana helva iri lokmalar halinde yap›larak servise sunulur. SEMEN‹ HONÇASI Nevruz ve Ah›r Çarflamba akflam› mutlu insanlar, mutsuz ve üzgün insanlar› ziyaret ederek “Semeni Honçaso” ad› verilen hediye tepsisi götürürler Götürülen tepside, yeflertilmifl semeni, ve kurutulmufl bir sümbül olur. “Sümbül Honças› denilen tepside çeflitli tatl›, meyve ve flekerler bulunur. Tepsiyi götüren ise boyunlar›na ast›klar› torbalarda bulunan flekerleri, cevizleri ve boyanm›fl yumurtalar› gördükleri çocuklara da¤›t›rlar. Ayn› zamanda flu na¤meyi okurlar. Men sihirli sümbülem Men hay›rl› sümbülem Tarlalar oyla¤›md›r, Yamaçlar yayla¤›md›r ‹nsanlara gereyem Bereketem, çöreyem Yolcular yoldafl›yam O¤uz’un gardafl›yam A¤ günler yayanam men ‹nsana hayanam men Men dünyay› gezerem Men dünyay› bezere Men hay›rl› sümbülem Men sihirli sünbülem Kabirüstü Ziyaretleri: Yörede 21 Nevruz Bayram› haftas›nda köylerde Tek (Sal›) günü, flehir merkezinde Cüme Akflam› (Perflembe) günü kabir üstüne ç›k›l›r. Kabir ziyaretlerine topluca gidilir. Mezarlar onar›l›r. Kuran-› Kerim’den ayetler 4 okutulur. Çeflitli ihsanlar verilir. Nevruz Nevruz al nevruz, Nevruz nevruz gül nevruz, Nevruz nevruz hofl geldin, Dolu geldin hofl geldin, Kuru geldin, yafl geldin Nevruz nevruz hofl geldin. I¤d›r Yöresinde k›fl, üç döneme ayr›l›r. Bunlar Büyük Çile, Küçük Çile ve Nevruz olarak adlan›l›r. a) Büyük Çile: Gecenin en uzun oldu¤u 21 Aral›ktan sonra gelen 40 güne “Büyük Çile” denir. Takvim bilgisi bak›m›ndan 21 Aral›k-30 Ocak günleri “Erbain” olarak adland›r›l›r. Böyük çile, Boyu ir bele, Geldi ele, Güle güle Getdi güle güle. A¤ gülkünü de Gösterdi, Al dilini de, Gösterdi. Ne nenemi da¤latd›, Ne de bir ufla¤› a¤latd›, Tay goydum karvan›na, Tayl› olsun, Pay goydum hurcununa, Payl› olsun. Ne a¤r› verdi ele, Ne ac› söz ald› dile, Ötdü bele-bele, Getdi güle güle. b) Küçük Çile: Büyük Çilenin bitiminden sonra gelen 20 güne “Küçük Çile” denir. Genelde 30 Ocaktan bahar›n bafllang›c› 22 Marta kadar olan süre “Hamsin” olarak bilinir. Küçük çile, Boyu bir bele, Hikkesi ir bele. Gelifli oldu, Hay›nan, Gedifli oldu, Vay›nan. Elinde g›rmanç, Eli-günü yand›rd›. Nece günahs›z Gara ba¤lad›. c) Nevruz Ay›: Küçük Çilenin bitimi itibar›yla Nevruz Ay› bafllar. Küçük Çilenin son günü “H›d›r Nebi”dir. Honçal› nevruz gelir, Gonçal› nevruz gelir, Sürme çekin gafl›na, No¤ul5[6] sepin bafl›na, Tongalar›6[7] odlay›n, Tüfenkleri hodlay›n7[8], Honçal› nevruz gelir, Gonçal› nevruz gelir. Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Gül olsun, bülbül olsun, Bal olmas›n, ya¤ olsun, Evdekiler sa¤ olsun, Han›m dursun aya¤a, Kosaya pay versin, Kosaya pay versin a¤a. Kar Çiçe¤i: Bahar›n geldi¤ini ilk olarak kar çiçe¤i haber verir. Kar çiçe¤ini önce çobanlar görür. K›fltan “bezara gelmifl”8[9] çoban yamaçta kar çiçe¤ini görünce bahar›n geldi¤ini anlar ve sevinerek çoma¤›n› tafllara vurur. Kar çiçe¤i bahar›n etkisiz güneflini görünce erimeye yüz tutmufl karlar›n aras›ndan güney k›s›mlarda yeflerir. K›sa bir yaflam› olan kar çiçe¤inin birkaç günlük ömrü vard›r. Açd› çiçek, Geldi yaz, Eyledi da¤lar avaz. Gar üzeri Sem oldu, Her taraf Sem sem oldu diyen yöre halk› bahar›n geliflini haber veren bu ilkyaz gülünü tasavvurlar›nda “dertler derman›” olarak aç›klar. KOSA KOSA Nevruz bayram›nda yap›lan en güzel oyunlardan biridir. Gençler ve özellikle çocuklar taraf›ndan çok sevilir. Kosa oyununda kosa olacak kifliye ceketi ters giydirilir veya varsa bir kürk ters giydirilir. Bafl›na deriden bir papak geçirilir. Yüzü-gözü unlan›r. Boynuna zingorov (çan) tak›l›r. Göbekli olsun diye karn›na elbisesinin at›ndan yast›k ba¤lan›r. Eline bir çömçe9[10] verilir. Kap› kap› gezdirilir, çoluk-çocuklar› e¤lendirir ve pay toplarlar. Kosan› gezdirenler maniler söylerler. Ay kosa-kosa gelsene, Gelip selam versene, Çömçeni doldursan, Kosan› yola salsana. Ay uyru¤u uyru¤u, Saggal› it guyru¤u, Kosam bir oyun eyler, Guzunu goyun eyler, Y›¤ar bayram honças›, Her yerde düyün eyler. Nevruz nevruz bahara, Güller güller nubara, Bahçam›zda gül olsun, Mani bitince “kosa öldü” deyip yere y›k›l›r. Kosaya yine sorular sorulur. -Kosa hardan gelirsen? -‹ydir’den. -Ne getiripsen? -Alma. -Alman› neyledin? -Satd›m. -Paras›n› neyledin? -Arvad ald›m. -Arvad› neyledin? -Vurdum öldü. Etraf›ndakiler yine mani okurlar. Bafl›n sa¤ olsun Kosa, Erflin uzun, bez k›sa, Kefensiz ölmez Kosa. Bu olaylardan sonra kosa pay›n› almak için maniler okunur. Bazarda hesir ay ev sahab›, Göyde yel esir ay ev sahab›, Kosam telesir10[11] ay ev sahab› 11[1] Nevruz ve Renkler Prof. Dr. S. TuralElmas K›l›ç NEVRUZ BAYRAMI VE I⁄DIR Türk soylu topluluklar, Türk köküne ba¤l› halklar O¤uz ve K›pçak olarak iki ana kolda geliflip yay›lm›fllar. O¤uz grubu yirmi dört boy olup, Kaflgarl› Mahmud’dan bafllayarak bu konuda, epeyce milli kaynak bulunmaktad›r. Di¤er taraftan Asya’n›n kuzeydo¤usundan kuzeybat›s›na, Do¤u Avrupa’ya hatta Bat› Avrupa’ya, Kafkaslara yerleflmifl olan K›pçaklar da yirmi dört ayr› damga/takma/tamga sahibi olarak bilinmektedir. Türklü¤ün Anadolu sahas›ndaki sosyo-ekonomik hayat› içinde, inanmalara ba¤l› merasimler önemli bir yer tutar. Sosyal-kültürel hayat alan›ndaki inanmalara ba¤l› merasimlerin büyük bir k›sm›, Ata Yurt’tan, “Eski Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 5 Yurt’tan” getirdiklerimizdir. Anadolu Türklü¤ü’nün bin y›ldan fazla bir zamand›r buraya göçen soydafllar›m›zdan olufluyor. Pek az k›sm› 1070 öncesinde, yüzde yetmifllik bölümü 1070’den sonraki 225 y›l içinde, geri kalan k›sm› ise 1300’den sonra Anadolu’ya gelen Türk soylu haklar, hem geldikleri “Atayurt” bak›m›ndan hem izledikleri göç yolu aç›s›ndan farkl›l›klar tafl›maktad›r12[1]. Nevruz, Gök-Tanr› (fiamanl›ki Kaml›k) dini çerçevesinde tabiat, Tanr›, inan münasebetlerinin iflaretlerini toplayan en eski Türk törenidir. Tabiat zaman unsuruna göre, insana yiyecek, giyecek, hayat sunan bir ortamd›r. Zaman, önce mevsimlere, sonra günlere, aylara ve y›llara göre de¤iflen, de¤iflmelere ba¤l› olarak canl›lar› ve cans›zlar› da farkl›laflt›ran bir oluflumdur. disini millet yapan kültür de¤erlerine sahip ç›kacak; dilinden, tarihinden, kültürel de¤erlerinden kopmadan, ça¤dafl medeniyetin bütün gereklerini bilen, anlayan; bilimi, tekni¤i, teknolojiyi kavrayan, ça¤›n medeni de¤erlerine göre yaflayabilen bir millet olacakt›. Büyük Önder Atatürk; 10. Y›l Nutku’nda ifade etti¤i gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeline bir milli harç olarak “Yüksek Türk Kültürü”nü koyarken de, ayn› konuflmas›nda, “milli kültürümüzü muas›r medeniyet seviyesinin üstüne ç›karaca¤›z” derken de, vurgulayarak üzerinde durdu¤u iki temel konu vard›. “Milli Kültür” ve “Ça¤dafl Medeniyet”. Çünkü Atatürk, ortak kültürün, millet olma aç›s›ndan ne kadar hayati bir unsur oldu¤unu çok erken idrak etmifl nadir ‹nsanlardand›. lar›m›z bir, ananelerimiz, göreneklerimiz bir” diyen, “efsanelerimiz bir” diyen 250 milyon insan meydana ç›km›flt›r. Her milletin kendine özgü bir kültürü, milli bir ruhu ve bunlar›n ba¤land›¤› biz öz kökü vard›r. Azerbaycanl› flair rahmetli Bahtiyar Vahapzade bunu çok güzel aç›kl›yor. “A¤açlar Kök üstünde boy at›r Ucal›r. A¤açlar, Kökünden güç al›r. Dünyada her fleyin kökü var. Kökü var, Topra¤›n, dafl›n da... Adam’sa kökünü Gezdirir bafl›nda. ‹nsan, tabiattan ve zamandan, çal›flt›¤› ölçüde hakk›n› ve hissesini alan, Tanr›’s›na teflekkür eden, baflka insanlarla bir düzen kuran, düflünen ve inanan bir canl›d›r. Nevruz/Yenigün Bayram›, Türklerin tabiat›n diriliflini, zaman de¤iflimimin bafllang›c› sayd›¤› de¤iflmeler için Tanr›ya flükrünü ifade etti¤i özel bir törendir. Bu felsefenin ay›r›c› özelli¤i, varl›ktaki uyuma, birli¤e ve kaynaflmaya atfetti¤i önemdir. Bunun toplum hayat›ndaki tezahürü ise farkl›l›klardan ziyade benzerliklere, ortak unsurlar üzerinde güçlü bir beraberli¤e imkan sa¤lamas›d›r. Nevruz’un sadece Türk topluluklar› aras›nda de¤il, Orta Asya Kafkasya, ve Orta Do¤u’da da çok geliflmifl olmas›, bu beraberli¤in tarih içerisinde gerçekleflmifl oldu¤unun bir kan›t›d›r. Bu ayn› zamanda kültürün evrenselleflmesinin en güzel örneklerinden biridir. Milletimizin böyle bir zenginli¤e vesile oluflturan bir felsefeyi benimsemifl ve yayg›nlaflmas›n› sa¤lam›fl olmas› gurur duyulacak bir baflar›d›r. Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçeklefltirdi¤i Türk ink›lâb›n› iki cümle ile özetlemek gerekirse bunu, yine O’nun iki güzel vecizesi ile yapmak mümkündür. Bildi¤iniz gibi O, bir taraftan “bilelim ki milli benli¤ini bulamayan milletler baflflkka milletlerin avd›r” derken, Di¤er taraftan da “medeniyet öyle bir ateflflttir ki, ona bigane kalanlar› yakar, mahveder” diyordu. Yani, Türk halk› kendi benli¤ine, ken- Art›k, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan genifl bir alanda Türk dilini konuflan, Türk soyundan gelen, say›lar› 250 milyonun üstünde büyük bir Türk Dünyas›n›n varl›¤› inkâr edilemeyecek bir vak›ad›r. Bu varl›k, “Divan-ü lügat-it Türk’e göre 21 boydan ibarettir. Ancak, bu 21 boyun hepsi, bu büyük, ulu ç›nar›n birer dal›d›r. Bunlar›n hepsi ayn› kökten, ayn› a¤açtan güç ve kudret almaktad›r. Ve böylece 11 milyon kilometre kare, Avrupa’n›n iki misli co¤rafyada, kimsenin zorlamas›yla de¤il, tarihin koydu¤u flartlarla “biz ayn› kökten geliyoruz” diyen, “biz dildaflfl››z” diyen, “biz dindaflfl››z” diyen, “biz soydaflfl››z” diyen, bizim ninnilerimiz bir, destan- Nevruz, Türkler taraf›ndan di¤er fonksiyonlar›n›n yan›nda bir kurtulufl günü olarak alg›lan›r yani; Ergenekon’dan ç›k›fl günü olarak idrak edilir ve Ergenekon Efsaneleriyle ba¤lant›l› olarak de¤erlendirilir. ‹flte Ergenekon’dan ayr›l›fl tarihi, yeni y›l›n da bafllang›ç tarihi olarak kabul edilerek, daha sonraki Göktürk Hakanlar› her y›l bu tarihte k›zd›rd›klar› demiri örs ve çekiçle döverek, o günü simgelefltirirler. Bu tarih Türkler için bir kurtulufl günü olarak kabul edilir ve do¤adaki diriliflle özdefllefltirilir. Bugün gece ile gündüzün eflit oldu¤u Miladi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlamaktad›r. 6 Nevruz, bir baflka söyleyiflle Yenigün tabiat›n k›fltan kurtuluflunun bolluk ve berekete kavuflman›n simgesi olma yan›nda, toplumlar›n yaflamlar›ndaki hareketliliklerin, bafllang›çlar›n ve dönüm noktalar›n›n da ifade edildi¤i bir gün olarak kabul edilir. Kosa oyununun ana temas› fludur: Kosa, k›fl mevsimini temsil etmektedir Keçi ise bahar mevsimini. Kosa’n›n ölmesiyle k›fl mevsimi sona ermekte, keçinin galibiyetiyle de bahar›n gelifli müjdelenmektedir. O¤uz Han’›n 24 torunundan 21’cisi olan I¤d›r Bey’den ismini alan I¤d›r ilimizde Nevruz bayram›, yüzy›llardan beri bütün canl›l›¤› ve görkemlili¤iyle aileler aras›nda kutlanmaktad›r. Bayram haz›rl›klar› çok önceden bafllamakta, tabiat›n canlan›fl› ile manevî dirilifl birlikte an›lmaktad›r. Nevruz bayram›n›n idrakinden önce “Kabir üstü” veya “Ölü bayram›” diye adland›r›lan güzel bir gelenek de vard›r. Bayramdan bir önceki haftan›n Sal› ve Perflembe günleri, yöre sakinleri, mezarl›klara giderek, ölülerini fatihalarla yâd ederler. Mezarl›klarda Kur’an okundu¤u gibi, eski tah- Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 pay› ayr›ca muhafaza edilir. Nevruz bayram› kutlama âdetlerinden birisi de bayramdan bir gün önce “kulak asmak” veya “kap› pusmak”d›r. Komflu veya akrabalar, gerçekleflmesini arzu etti¤i bir niyet tutarak, dinlemek istedi¤i ev sakinlerinin haberi olmadan, gizlice dinlemeye bafllar. Duyulan ilk kelime veya cümle tutulan niyetin gerçekleflip gerçekleflmeyece¤i için bir ölçü kabul edilir. Bunun içindir ki Nevruz günlerinde kötü söz söylenmemeye özen gösterilir. I¤d›r’da Nevruz kutlamalar›n›n birisi de genç k›zlar bir araya gelerek “suya i¤ne salmak” ve “suya yüzük atma” oyunu oynamalar›d›r. Ayr›ca bayramdan bir gün önce gerçeklefltirilen “mendil atma, desmal atma veya flfla al atma” diye isimlendirilen bir gelenek de vard›r. Kap› kap› dolaflanlar ellerinde getirdikleri mendilleri ve flallar›n› aç›k kap›dan, pencereden içeri atarlar. Ev sahibi, evin içine at›lan mendili alarak, içine bir hediye koyarak iade eder. I¤d›r’da Nevruz Bayram› etkinlikleri içerinde: I¤d›r’da k›fl ay› üç döneme ayr›l›r. Büyük Çile, Küçük Çile ve Nevruz olarak adland›r›l›r. Büyük Çile, gecenin en uzun oldu¤u 21 Aral›ktan sonra gelen 40 günlük süredir. Küçük Çile, Büyük Çilenin bitiminden sonra gelen 20 günlük süredir. Küçük Çilenin bitiminden sonra Nevruz ay› bafllar. I¤d›r’da Mart ay›n›n bafllamas› ve havalar›n ›s›nmas›yla birlikte bayram haz›rl›klar› da bafllar. Ev ve çevre temizli¤i yap›l›r Yine bayram haz›rl›klar›na esas olmak üzere yumurta boyama gelene¤inin ayr› bir yeri vard›r. K›rm›z›ya boyanan yumurtalar tokuflturulur. I¤d›r yöresinde, bahar›n gelifli birtak›m de¤iflik oyunlarla da ifa edilir. Kosa kosâ” ve keçi Bunlar›n içinde “K oyunu dikkate de¤erdir. rip olan mezarlar tamir ettirilir. Yeni ölenlere de mezarlar yapt›r›l›r. Bayram gelenekleri çerçevesinde, I¤d›r’da, “Baca baca” denilen bahçe ve sokaklarda atefl yak›larak üstünden üç defa atlama gelene¤i de vard›r. Yak›lan ateflte Özellikle bayramdan önceki son çarflambada, bu gelenek daha canl› bir flekilde icra edilir. Küs olanlar bar›flt›r›l›r, Fakir ve yoksullara yard›m edilir ve giydirilir. Hasta ziyaretlerine gidilir. Nevruzda küfürlü konuflmalar yap›lmaz, Nevruzda efle, dosta flefkat gösterilir. Nevruzda kavga edilmez. Nevruz günü baflkalar› hakk›nda konuflulmaz. Nevruz günü düflmanl›klar sona erdirilir. K›sacas› Nevruzda güzellikten yana ne varsa yap›l›r. Ziya Zakir ACAR I¤d›r-Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür Birli¤ini Yaflfla atma Ve Destekleme Derne¤i Baflflkkan› “A¤›rl›¤›m, u¤urlu¤um odlara” denilerek bu merasimin gere¤i yerine getirilmifl olur. Atefl yakma gelene¤inde özellikle bahar temizli¤i yap›ld›¤›nda çevreden toplanan çal›-ç›rp› k›r›nt›lar›n›n yak›lmas›na özen gösterilir. Yine yeni y›l›n son çarflambas›nda, bayram kutlamalar› çerçevesinde “Yeddi levin” ad› verileri yedi çeflit meyve ve çerez al›narak aile bireyleri ve akrabalar aras›nda pay edilir. O anda evde bulunmayan aile bireyinin 1[2] Yafll› kad›nlar›n 2[3] Yeflertilir. 3[4] Yard›m edin 4[5] Geri dönüp 5[6] Akide flekerleme 6[7] Atefl 7[8] atefl edin 8[9] Usanm›fl 9[10] Büyükçe yemek kepçesi 10[11] acale ediyor Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür Dr. Yaflar KALAFAT 7 Bahtiyar Vahapzade Rahmet-i Rahman’a Yolcu Edildi E L ‹ M L ‹ gidimli dünya ah›r›nda G ölümlü dünya” demifl Dedem Korkut. S›ras› gelen gidiyor. Emri Hak vaki oldu Türk fliir dünyas›’n›n parlayan y›ld›zlar›ndan büyük dava adam›, B.Vahapzade âlem de¤ifltirdi. fiiirleflmifl fikirleri, yön verici aç›klamalar›, O’nun bize b›rakm›fl oldu¤u miras›, Allah indindeki ecri ve Türklük durdukça sürecek olan sadakay› cariyesidir. Cenab› Allah hay›rlar›n› kabul, mekân›n› cennet etsin. Soyad› “Türk”, aile ad› “Özbek”, “K›rg›z”, “Azeri” ve ilah olabilen bizlere de O’nun hay›r defterini izinden giderek kapatt›rmayacak tutum ve davran›fllar nasip etsin. Ben hocam›n yak›n›nda çok bulunma imkân›n› yakalam›fl flansl›lardan›m. Kendilerini Azerbaycan’da, Türkiye’de tekrar tekrar dinleme f›rsat›n› buldum. Gün oldu diz çöküp özel olarak dinleyenlerden birisi oldum, gün oldu özel meclisinde bulunanlardan biri idim, gün oldu panel, form sempozyum gibi toplu kültür flölenlerinde ayn› ortam› paylaflanlardan birisi oldum. Tesellim odur ki, bunlar›n tümünü hiç kaç›rmadan kaleme al›p paylaflmaya çal›flt›k Azerbaycan Türk fliirinde olup Anadolu Türk fliirinde yeterince ön plana ç›kmam›fl olan bir husus da, sözlü kültür ürünlerini fliire tafl›mak suretiyle halk kültürü-fliir ba¤›nt›s›n› kurmam›fl olmakt›r. BAHT‹YAR VAHAPZADE AZERBAYCAN-TÜRK‹YE Bir anan›n iki o¤lu, Bir amal›n iki qolu. O da ulu, bu da ulu Azerbaycan-Türkiye . Dinimiz bir, dilimiz bir, Ay›m›z bir, ilimiz bir, Eflqimiz bir, yolumuz bir Azerbaycan-Türkiye . Bir milletik, iki dövlet Eyni arzu, eyni niyyet. Her ikisi cümhuriyyet Azerbaycan-Türkiye. Birdir bizim her hal›m›z Sevincimiz-melal›m›z. Bayraqlarda hilal›m›z Azerbaycan-Türkiye. Ana yurdda-yuva qurdum, Ata yurda könül verdim. Ana yurdum, ata yurdum Azerbaycan-Türkiye. 20 _ _ _ _ ,1996. Bahtiyar Vahapzade TÜRK DÜNYASI’NIN PARLAK B‹R YILDIZI DAHA KAYDI Bahtiyar Vahabzade Hakk›n rahmetine kavufltu. Türk Dünyas›n›n büyük flairi, fikir adam›, mücahiti Prof. Dr. Bahtiyar Vahabzade, 13 fiubat 2009 günü afl›¤› oldu¤u Türk Milletini öksüz b›rakt›. 300 milyonluk Türk miletinin yaflad›¤› co¤rafyan›n her noktas›nda bilinen, say›lan ve istiklal mücadelesinin çilelerini çekmifl, gerçek bir aksakal olarak her yerde sayg› görmüfl bahtiyar Vahabzade’ye Allah’tan gani gani rahmet, ailesi ve akrabalar›na ve bütün Türk milletine baflsa¤l›¤› diliyoruz. Yeni nesiller onu örnek almak ve eserlerini ö¤renerek gelecek nesillere aktarmak zorundad›r. Son eserlerinden olan “Özünü Kesen K›l›ç” bu milletin çekti¤i çilelerin sebebini en iyi flekilde ortaya koyan bir tiyatro eseridir. Tanr›, bütün Türk miletinin gök kubbesinden bizi takip edecek olan Vahabzade’nin ruhunun, milletimiz ad›na duydu¤u ›zd›raplardan kurtulmas› için, milletimizi bir an evvel rahata, huzura, refaha kavufltursun, soyulmaktan, sömürülmekten, horlanmaktan kurtars›n. Dünyada istiklaline ve hürriyetine kavuflmam›fl Hiçbir Türk toplulu¤u b›rakmas›n. TÜRK DÜNYASI ARAfi fiT TIRMALARI VAK FI GENEL BAfi fiK KANI BAHT‹YAR VAHABZADE K‹MD‹R? Bahtiyar Vahabzade, 16 A¤ustos 1925 tarihinde Azerbaycan’›n fieki kentinde do¤du. 9 yafl›nda ailesiyle beraber Bakü’ye tafl›nan Vahabzade, ilk ve orta ö¤renimini bu flehirde tamamlad›. 1947 y›l›nda Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü’nden mezun olarak ayn› bölümde ö¤retim üyesi olarak ders vermeye bafllad›. 1964 y›l›nda tamamlad›¤› Samet Vurgunun Hayat ve Yarat›c›l›¤› isimli monografisi ile filoloji doktoru ünvan›n› ald›. 1980 y›l›nda Azerbaycan ‹limler Akademisi üyeli¤ine seçilen Vahabzade, 1990 y›l›n- da emekli olana kadar üniversite de ders verdi. Çok say›da ilmi kongrelere kat›lan, seyahatler yapan Vahabzade, Almanya’daki Türk iflçileri üzerinde araflt›rma ve incelemeler yapt›. Birçok defa Türkiye’ye geldi. Türkiye’den Bakü’ye giden pek çok ilim ve sanat heyetiyle görüflüp, görüfl al›flveriflinde bulundu. Vahabzade, 1960’larda bafllayan özgürlük hareketlerinin öncülerinden biri oldu. Bu konuda kaleme ald›¤› 1959 tarihli Gülistan isimli fliirinde, ikiye bölünen (‹ran ve Rusya) Azeri halk›n›n yaflad›¤› felaketleri anlatt›. Ad› geçen eserinden dolay› 2 y›ll›¤›na üniversitedeki görevinden uzaklaflt›r›ld›. Azeri halk›n›n s›k›nt›lar›n› konu etti¤i pek çok eserini yurt d›fl›na kaç›rarak yay›nlanmas›n› sa¤lad›. Eserlerinde Azeri Türkçesi’ni en temiz flekilde kullanmaya özen gösteren ve halk›n›n duygular›na tercüman olan Vahabzade Azerbaycan’da Halk fiairi ad›yla an›l›r. 1995 y›l›nda Azeri özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolay› ‹stiklal niflan› ile ödüllendirilmifltir. Vahabzade 19802000 y›llar› aras›nda da 5 defa milletvekili seçildi. Vahabzade’nin Türkiye’de bas›lm›fl Ömürden Sayfalar (2000), Vatan, Millet, Ana Dili (2000), Soru ‹flareti (2002) gibi eserleri bulunuyordu. Eserleri 8’den fazla dile çevrilen ünlü flairin yay›nlanm›fl 40’› aflk›n fliir kitab›, 11 ilmi eseri, 2 monografisi, çeflitli piyesler ve yüzlerce makalesi bulunuyor. Vahabzade, eserlerinde genellikle özgürlük, yurt sevgisi, din gibi temalar› ifllemiflti. Bahtiyar Vahabzadenin eserlerinden ba z›lar› flflu unlard›r: fiiiirler ve manzum hikayeler: Menim Dostfi lar›m, Bahar, Dostlug Na¤mesi, Ebedi Heykel, Ç›nar, Sade Adamlar, Ceyran, Ayl› Geceler, fiairin kitaphanas›, Etiraf, fieb-i Hicran, ‹nsan ve Zaman, Bir Ürekde Dört Fesil, Seçilmifl Eserler, KöklerBu¤daylar, Deniz-Sahil, Bir Bahar›n Garangusu, Dan Yeri, Pay›z Düflünceler, fiehitler, Özümle Sohpet, Mugam. Tiyatro eserleri: Vicdan, ‹kinci Ses, Ya¤›fltan Sonra, Feryat, Dara¤ac›, Art›k Adam. Hat›ra-Seyahatname eserleri: Sanatkar ve Zaman, Sadelikte Büyüklük, Derin Katlara Ifl›k. 8 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Nevruz Bayram› Nefle DOSTER [email protected] E P özledi¤imiz, zaman zaman H gitti¤imiz, yer yer uzaktan bak›p iç geçirdi¤imiz memleketimizin hepimizin özelinde ayr› bir yeri, ayr› bir tad›, ayr› bir rengi var. Gerilere, olaylara dal›p gitti¤imizde çocukluk ve gençlik y›llar›m›za ait unutamad›¤›m›z an›lar›m›z var. Yaflam›m›zda yeri olan, beyinlerimize, yüreklerimize kaz›nan, hasretle and›¤›m›z ortak de¤erlerimiz, törelerimiz, gelenek ve adetlerimiz var. Bir türlü aflamad›¤›m›z sorular›m›za ve sorunlar›m›za karfl›l›k; Kars’›, memleketimizi ticari baflar›lar›yla, ekonomik varl›klar›yla, yenili¤e aç›k kiflilikleriyle, siyasal ve toplumsal kimlikleriyle ülke gündemine tafl›yan- yar›nlara tafl›yan yüzak› hemflerilerimiz var. Memleketimiz ve ilimiz için görev ve sorumluluklar›n› yerine getirirken elini tafl›n alt›na cömertçe sokan, söyleyecek sözü- yapacak ifli olan Kars sevdal›s› dostlar›m›z var. Ve Kars’tan ç›k›p, ülkemizin her yerine eliyle, eme¤iyle, yüre¤iyle ulaflan Kars’l›lar var. Hepsinin de bafl›m›z›n üstünde yeri var- önemi var. Bu arada kentlerle kiflileri buluflturan de¤erler var. Dostlar›, hemflerileri bir araya getiren bayramlar var. ‹çinde yaflarken alg›lanmasa da, çe- kip gittikten sonra, ah! Dedirten güzellikler var. De¤erli okuyucular; Düflünüyorum da; Biz Kars’l›lar yeyip içme¤i, deyip gülme¤i, gezip tozmay›, çal›p oynamay› ve mizah› severiz. Bu nedenle de etnik yap›n›n çeflitlili¤ini, ön yarg›lar›, kör inançlar› törpülemifl ve güldürüye dönüfltürmüflüz. Ülkemizin hiçbir yerinde bu gerçe¤i görememek de bizim fark›m›z olsa gerek. ‹çinde yaflarken bir parças› oldu¤umuz, içinden ç›k›p, uzaklara gitti¤imizde de içimizde bir parça olarak, tafl›d›¤›m›z bazan saza, bazan söze, bazan gözyafl›na, ço¤u kez de özleme dönüfltürdü¤ümüz bu fark›m›z de¤il mi? Bize a¤›tlar yakt›ran, bize türküler söyleten, bize onlarca dernek ve vak›f kurduran, Nevruz’da, 30 Ekim’de bir araya getiren yazmakla da anlatmakla da bitiremedi¤imiz bu fark›m›z de¤il mi? Gitmesek de görmesek de insan›yla, do¤as›yla, töresiyle bizi sar›p sarmalayan bu fark›m›z de¤il mi? Düflünüyorum da; çocuklu¤umuzun, ö¤rencilik y›llar›m›z›n, gençlik günlerimizin izlerini sürdü¤ümüz bu nevruz günü ve kutlamas› bizim yörenin ve bizim kufla¤›n çok özel bir bayram›d›r. Sümerbank’›n pazeni, Nazilli’nin basmas›, Beykoz’un kunduras›, Seka’n›n ka¤›d›, Turhal’›n flekeriyle büyüyen bizim kuflak, genelde özel günleri, bayramlar›, örne¤in; H›drellezi, Yerli Mal› Haftas›n›, hele de Nevruz Bayram›’n› çok önemsemifltir. Çocuk akl›m›zla yeyip içme- gülüp e¤lenme olarak alg›lad›¤›m›z bu özel günlerin derin anlam›n›n ay›rd›na y›llar sonra var›p uyand›¤›m›zda, yerli mal›n›n kalmad›¤›n›, H›drellezinde dileklerimizi gerçeklefltirmedi¤ini gördük. Ve Nevruz’un tüm görkemiyle önümüzde durdu¤unu, bizim oldu¤unu ve bize ait oldu¤unu anlad›k. fiimdi Nevruz’un öyküsüne geçelim... Meydan Larusse Ansiklopedi Britanika Büyük Larusse ‹slam Ansiklopedisi’nin Nevruz maddesi, Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Vakf› yay›nlar› ve Türk Milli Kültüründe Nevruz adl› kitap, Nevruz’un sözcük anlam›n› yeni gün ve bahar›n uyan›fl› olarak aç›klar. Afl›klar, flairler, saz flairleri söz ve deyifllerinde Nevruz’un hep bu yan›na vurgu yaparlar. Örn; Afl›k Abbas flöyle der; “Yaz geldi, bahar oldu, k›fl›n fliddeti getdi. Kar bitti, külek yatd›, soyuh ah›ra yetdi.” Bir baflka Afl›k Hüseyin Hüsnü flöyle tan›mlar Nevruz’u; “Bak›n asumana nurlar saç›yor, Arzdaki çemenzar çiçek aç›yor, Cümle alem gam› at›p kaç›yor, Nevruz bayram›n›z mübarek olsun.” Kaynaklar, Nevruzun bazan milli, bazan dini adlar alt›nda kutland›¤›n› yaz›yor. *Örne¤in; Nevruz, Türkler’in bahar bayram›d›r. *Bektaflilerin büyük bayram›d›r. *‹ranl›lara göre ve eski ‹ran takvimine göre y›lbafl›d›r. *Hz. Ali’nin do¤um günüdür, evlendi¤i gündür, hilafete ç›kt›¤› gündür. *Güneflin bal›k burcundan koç burcuna girdi¤i gündür. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 9 *K›fl mevsimi bitip, bahar bafllad›¤› için Türk’lerin yaylaya göç etti¤i gündür. *Nuh’un gemisinin karaya oturdu¤u gündür. *Darg›nlar›n bar›flma günüdür. *Türk’lerin Ergenekon’dan ç›kt›klar› gündür. * Gece ve gündüzün eflitlendi¤i gündür. *Ve Nevruz adl› öksüz bir çocu¤un, k›rm›z›ya boyad›¤› bir yumurtay› Hz. Ali’nin do¤um gününde ona sundu¤u gündür. Bu anlat›lanlar Nevruz’un bilimsel tan›m› idi. Gelelim bizim anlad›¤›m›z Nevruz’un tan›m›na; düflünüyorum da o y›llarda vars›l olmayan, ailelerimizin, çok çocuklu anne ve babalar›m›z›n bizim çocuksu düfl ve isteklerimize ay›racak ne zamanlar› ne de sab›rlar› vard›. Ama o sert, o haflin ve o gülmeyen büyüklerimizin Nevruz bayram›na hep özel bir sevgi ve ba¤l›l›klar› vard›. Örne¤in; eflim Dr. Beflir Doster’in babas›, rahmetli kay›npederim Hüseyin Doster, sadece Nevruz demez, hep Sultan Nevruz derdi ve yeri geldi¤inde ilave ederdi “‹slam›n en büyük matemi Kerbela, en büyük bayram› Sultan Nevruzdur.” ‹yi hat›rl›yorum, “ah›r tek- ah›r Çarflamba” dedi¤imiz ve Nevruzun bir gün öncesine rastlayan o günlerde bir büyük sini içinde, “yeddi levin” denilen yedi çeflit kuru- yafl meyva annelerimiz taraf›ndan kar›flt›r›l›r, herkesin pay› ayr›l›r, evden gelin olup giden k›zlar›n meyva pay›na bir de hediye koyularak gönderilir, baca baca pay› için kap›ya gelen çocuklar asla bofl çevrilmezdi. Bu arada kap› dinlemek, konuflulanlardan kadere özgü yorumlar yapmak, Nevruz Bayram›n›n özelliklerinden biri oldu¤u için, evlerde hep iyi, güzel fleyler konuflulmas›na özen gösterilir, böylece, bekar k›z ve erkeklerin gelece¤e yönelik beklentilerine mutlu son mesajlar› verilirdi...Ve bu kap› dinlemeye de Kulak fal› denirdi. O gün evlerde yine üzümlü pilav piflirilir ve özellikle horoz kesilirdi. Nevruz Bayram›, yaln›zca yedi çeflit meyva ile s›n›rl› de¤ildi, bugünkü gibi renkli kumafl boyalar› olmad›¤›ndan annelerimiz kuru so¤an›n yapraklar› ya da samanla kaynatt›klar›, yumurtalar› boyar, onlar› tokuflturarak yeni yumurtalar kazanmak da biz çocuklara b›rak›l›rd›. Bu arada günler önceden çinko veya porselen tabaklara mercimek veya bu¤day ekilir, üzeri temiz bir tülbentle ›slat›l›r ad›na semeni denilen bu küçük yeflillik, k›rm›z› kurdeleyle ba¤lanarak, Nevruz sofralar›m›z› süslerdi. ‹zninizle burada kiflisel bir tesbitimi siz- lerle paylaflmak istiyorum. Yirmi gün kadar önce bir toplant›da bulunmak için Brezilya’da idim. Bizi ünlü Marakana Stadyumu’na götürdüler. Hani Pele’lerin, Maradona’lar›n, Platini’lerin top koflturdu¤u stadyuma.. Orada insanlar o ünlü futbolcular›n ayak kal›plar›n›n üzerinde resim çektirirken, benim bir baflka fley dikkatimi çekti. Küçücük tabaklar içinde, yeflil çimler sat›fla sunulmufltu. Beni y›llar öncesinin semenilerine götüren bu küçük çim kal›plar› stadyumdan kesilen ve taraftarlara parayla sat›lan hediyelikler aras›ndayd›. Durdum, gerilere uzand›m, Allah’›n Brezilyal›lar› semenilerimi sat›yor diye hem hay›fland›m, hem de çok duyguland›m. Elo¤lu nelerden para kazan›yor diye... Evet! De¤erli Dostlar, Nevruz Bayram› bir baflka deyiflle Sultan Nevruz, dostlu¤un, sevginin, güzelli¤in, temizli¤in, bar›fl›n bayram›d›r. Y›llar önce ‹ran’da bir Nevruza rastlam›flt›m, büyük haz›rl›klarla bafllayan bu bayram›n ‹ranl›’lara çok pahal›ya mal oldu¤unu gözlemifltim. Örne¤in, mobilyalar›n de¤iflmesi, perdelerin yenilenmesi, evin tadilattan geçmesi hep o döneme denk getiriliyordu. ‹ran’da Nevruz bayram› 7 gün kutlan›r. 7 çeflit s harfiyle bafllayan yiyecek konur semeni, süt, sar› kök, sümbül, vb (so¤an sar›msak olmaz çünkü onlar ac›d›r) Bayram›n gereklerinden biri de yeni giysiler almak, komflu ve akrabalar› ziyaret etmektir. Özellikle fiii toplumu Nevruzu Hz. Ali’nin do¤um günü, evlenme günü ve halife oldu¤u günle özdefllefltirdi¤i için daima iyiliklerin, mutluluklar›n, güzelliklerin y›ldönümü olarak kutlar. Yeni gün anlam›na gelen, bahar›n ilk günü say›lan Nevruz, bofl alanlarda atefl yak›larak, k›zl›- erkekli gruplar›n bu ateflin üstünden atlayarak, ya da bar tutup, halay çekerek e¤lendikleri gündür. Bahçe ve sokaklarda yak›lan atefl kimilerine göre Zerdüflt’ten kalan bir adettir. Ateflin üstünden atlayan kimse; “a¤›rl›¤›m, u¤urlu¤um bu atefl üzerine” deyip, ateflin üzerinden üç kez atlar. Ve ateflin üzerinden atlayan kimse bütün hastal›klar›n›n bu ateflin üzerine dökülüp yanarak yok oldu¤una inan›r. Nevruz Bayram› özünde nefle saçan bir gelenek olmas›na karfl›n ölenler unutulmaz, mezarlar ziyaret edilir, kuran okunur, okutturulur. Kaynaklar, Anadolu’da, Frikya’l›larda, Lidya’l›larda da bahar›n gelmesinin coflkuyla karfl›land›¤›n› yazarlar. Orta Asya’da, Kafkaslar’da, Balkanlar’da ve Türki Devletlerde büyük flölenlerle kutlan›r. Nevruz Osmanl›’n›n da önemli günlerindendir. Nevruz nedeniyle padiflaha, sadrazamlara donanm›fl atlar, k›l›çlar, hal›lar hediye edilmifl ve bunun ad›na da “Nevruziye Peflkefli” denilmifltir. Ayr›ca yine Nevruz nedeniyle ozanlar devlet büyüklerine kasideler yazarak, ödüller alm›fllard›r. Do¤ay›, insan›, inanc›, coflkuyu simgeleyen böylesi bir bayram›n fliire- musikiye yans›mas› kaç›n›lmazd›r. Kaynaklarda yirminin üzerinde Nevruzla bafllayan Türk Musikisi makam› vard›r. Nevruz-i bayat›, Nevruz-i hicaz, Nevruz-i rast gibi De¤erli okuyucular, Bir kutlama çerçevesinde, Nevruz Bayram›na iliflkin anlatacaklar›m bu kadar. Dostlu¤u, vefay›, hemflerilik bilincini ve ortak de¤erlerimizi paylaflt›¤›m›z hemflerilerimin Nevruz Bayram›’n› sa¤l›k, mutluluk, huzur, a¤›z tad› dileyerek kutluyor, sevgi ve sayg›lar›m› sunuyorum... 10 Kars’›n Dünüyle Bu Gününü Mukayese Etti¤im Görüflüme Kat›l›r m›s›n›z Acaba? bak›nca, derin bir BahU resme çekerek eyhad diyesim geldi. Bu resimde gördü¤ünüz sayg›n insanlar, 1945-1946 y›llar›nda, benim Kars’da Gazimuhtar Pafla ‹lk Okulu’nda okudu¤um süreçte, benim Baflö¤retmenim, rahmetli Ali Erdem ve yak›n arkadafllar›d›r. Kucakdaki çocuk ise hocam›n o¤lu Yücel Erdem’dir. Bu resim 70 y›l önce Kars’da insanlar›n ça¤dafl yaflant›lar›n›n en güzel örne¤i. O y›llarda Kars’ta yaflam›n› sürdüren insanlar›n, zarafet, asalet ve kültür zenginliklerinden gurur duymamak mümkün mü acaba? Ben o süreçte dals›z, budaks›z, öksüz bir çocuk olarak ayaklar›m üzerinde durabilme mücadelesi verirken, rahmetli hocam, benim en güçlü deste¤im ve s›¤›nacak liman›m olmufltur. fiu anda o günleri hayel edince, hocama olan minnet borcumu ka¤›t üzerindeki kelimelerle ifadeden aciz durumday›m. Ancak velinimetim olarak kabullendi¤im, de¤erli Hocam›, yazm›fl oldu¤um bu dörtlükle anmak istiyorum. Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 ‹hsan ÖZKÖSEL‹ Gölgen düfler sanki yollar›ma Ad›m, ad›m yürür izlerim seni Bir ç›lg›n özleyifl girer kan›ma Yudum, yudum içer arar›m seni. Yani Rahmetli hocam’la ilgili duyarl›l›¤›m› ona olan minnet borcumu, detaylar› ile yazmaya kalksam; bu derginin sayfalar› yetersiz kalacakt›r. Kars’›n 70 y›l öncesiyle bugünkü konumuna da biraz de¤inmek istiyorum. Elefltirmek benim kiflisel prensiplerimle ba¤daflm›yor. Ancak görünen köy de k›lavuz iste- Bu Foto¤raf 70 Y›l Öncesi Kars’ta ‹nsanlar›n Ça¤dafl Yaflfla ant›lar›n›n En Güzel Örne¤idir. Oturan: Merhum ö¤retmen Ali ERDEM, kucaktaki çocuk o¤lu Yücel ERDEM Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 11 miyor. Do¤up büyüdü¤ümüz, al›flkanl›klar›m›z›n, an›lar›m›z›n, gelenek ve göreneklerimizin befli¤i, bar›na¤›, ana kuca¤›m›z, Türkiye’mizin kültür kokan yöresi, de¤erli varl›¤›m›z Kars, 70 y›l önce yaflan›lan süreçte bile o sayg›n, sevecen insanlar›m›z›n birlik beraberlikten, doyumsuz örnekler vererek, toplumsal olarak yaflan›lan o kültürün vazgeçilmezi olmufltur. Ama ne yaz›k ki çok az yöreye ve topluma nasip olan, çok de¤erli, insanc›l hasletlerimizle ilgili beklentilerimiz; bu gün Kars’l›n›n yaflant›s›nda hayel olmufltur. Her geçen gün; birlik beraberli¤imizde gözle görülür flekilde kopukluklar oluflmufl. Yani birbirimizi adeta unutmufluzdur. Bu nedenle ben bu resimde Kars ve Kars’l› ile ilgili görüfllerimi ifade etme cesaretini buldum. Hep uygarl›ktan söz ederiz ya. Hani uygarl›¤› yakalamak ve yaflamak, görüldü¤ü ve ifade edildi¤i kadar kolay m› acaba? Uygarl›k sürekli hamle yapmak, ça¤dafl aray›fllara girmek ve de hedefleri yaln›z kendisi için de¤il, yaflad›¤› toplumun da yarar›na mutlaka birfleyler üretmek, düflünmek ve baflarmak, baflar›lar›yla ilgili; müsbet de¤erleri, insanlarla paylaflmak suretiyle, sorumluluk almakt›r. Yani gelece¤imizi, özlemini çekti¤imiz ufuklara çevirmek istiyorsak e¤er, güçlü, azimli ve kararl› ad›mlarla yürümek durumunda olmal›y›z. Zira içerisinde yaflad›¤›m›z flartlar bunun kaç›n›lmazl›¤›n›n en bariz gere¤idir. Geliflen ça¤›m›zda, zekalar›n yaratt›¤› uygarl›kla, gün geçtikçe geliflen insanlar yepyeni yenilmez güçlerle donanacakt›r. Ne yaz›k ki hiç dikkatimizi çekmiyor. Bizler birbirimize giderek daha az dokunuyor; hatta ço¤u kez aram›za ciddi mesafeler koyuyoruz. Böylesine fiziksel temel zaaf›, insanlar›m›z aras›nda, duygusal ayr›l›¤a sebep oluyor. Örne¤in ub ‹stanbul; sözüm ona tafl›, topra¤› al- t›n flehir, sanki insanlar›m›za, duygusal bir z›rh giydirmifl gibi. Baflar›l› ve güçlü ellerimize, demirden eldiven, sevecen gönlümüze, hüsran› ve nemelaz›mc›l›k anlay›fl›n› yerlefltirmifltir. Sayg› de¤er okurlar, benim can dostlar›m. Bu ifadelerim, benim kiflisel görüflümdür. O bak›mdan yanl›fl› ve do¤rusu beni ba¤lar. Zira ben her görüfle sayg›l›y›m. Yaln›z yaflam›m boyu iki görüflü benimseyemedim. Siyaset ve flövenlik. Bu görüfllerle ilgili hiçbir kimseyle tart›flmam da olmad›. Bu bak›mdan insanlarla sürekli bar›fl›k kald›m; kat›lmad›¤›m konularla ilgili her görüfle sayg›l› oldu¤um için hiç birkimseyle yaflam›m boyu ters düflmedim. Bugün yap›lan istatistiklere göre ‹stanbul’da bir milyon Kars’l› yaflam›n› sürdürmekte oldu¤undan söz edilmektedir. Do¤ald›r ki bir toplum insanlar›yla sayg›nd›r. Toplumlar›n inkiflaf› ancak o toplumda yaflamlar›n› sürdüren insanlar›n baflar›lar›yla mümkündür. Yani hasta bir insan›n; vaktinde k›ymetini bilmedi¤i sa¤l›¤›n›n aray›fl› tarz›nda bir düflünceyle amaca ulaflmak hayel olur. Bir toplum kendi içinde, yaflam›n› sürdüren kendi dal›nda baflar›l› ve sayg›n kiflileri tan›maya gerek duymuyorsa, e¤er o toplum, özlemini çekti¤imiz beklentilerle ilgili güzellikleri nas›l yakalayabilir? Zira en güzel kontrol mekanizmas› insan›n kendisini kontrol etmesidir. Bir toplumda bu anlay›fltan yoksun, her bireyin kendisini bafl olmay› hedefledi¤i konumundan, ›srarl› bir tav›rla ödün vermemesi o toplumun olumlu ve amaca dönük beklentilerinin sa¤l›kl› geliflmesi, asla mümkün de¤ildir. ‹nsan yaflam›n›n yaln›z sabah› de¤il, ö¤leden sonras›n›n da mutlaka bir önemiolmal›d›r. Bu dönem yaln›z insan yaflam›n›n ac›nacak bir dram› ve devam› olarak sürdürülmemelidir diyorum. Yaz›m›n konusu Kars’›n dünü, bugünü ile ilgili olunca; rahmetli hocam Ali Erdem ve Yücel’den de söz etmek benim aç›mdan kaç›n›lmaz bir görev oldu. Yücel’in rahmetli babas›, benim de¤erli hocama duydu¤um özlemi, minnet ve flükran borcumu hep Yücel’le paylaflmaya çal›flt›m. Kendisi ile ne denli mesafeli olursak olal›m; Hocama olan duyarl›l›¤›m› ve hayranl›¤›m› hep Yücel’de arad›m. O bunun fark›nda olmasa bile ben onu takdirle anmaya hep devam ettim. Yani ne denli gözlerden ›rak, nazarlardan ve haf›zalardan silinmifl olursam olay›m, ben onun üstün zekas›, hoflgörüsü ve insanc›l davran›fl› ve toplumdaki sayg›n kiflili¤iyle hep gurur duydum. Çünkü Yücel benim de¤erli hocam ve velinimetimin en de¤erli hat›ras›d›r bana. Ayr›ca Yücel benim; orta okuldan s›n›f arkadafl›md›r. O üstün zekal› zehir zenberek bir talebeydi. Talebelik yaflam›ndaki baflar›s› geliflen ça¤›m›zda; görev yaflant›s›na da yans›d›. Yücel üstlendi¤i çok önemli görevlerde kendisinden stayiflle söz ettirmeyi ve üstün baflar›lara imza atmay› çok iyi baflarm›flt›r. Örne¤in Karayollar› Bölge Müdürlü¤ü Karayollar› Genel Müdür Yard›mc›l›¤› Enka’n›n Genel Müdürü olarak sürdürdü¤ü görevlerde adeta simge olmufltur. fiu anda kendi flirketinin yönetim kurulu baflkan› olarak ifl yaflam›n› baflar›yla sürdürmektedir. Kendisini gönülden kutluyorum, bundan sonraki yaflam›nda da sa¤l›k, baflar› ve esenlikler diliyorum. Sonuç olarak do¤up büyüdü¤ümüz ac› ve tatl› hat›ralarla yaflam›m›z›n en de¤erli süresini, kaderde, tasada ve k›vançta paylaflt›¤›m›z o müstesna adet, anane ve sayg›n kültürümüzün daha da geliflerek devam›n› gönülden diliyorum. 12 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Sevgili Nefle Kardeflim ‹hsan ÖZKÖSEL‹ Emekli Bankac› ‹ Z ‹ N Serhat Kars›m›z ile ilgili S görüflleriniz; Cumhuriyet Türkiye’sinin ça¤dafl ve sayg›n bir Türk kad›n›na yarafl›r ve yak›fl›r tarzdaki yaz›lar›n›z› bir kes de¤il birkaç kez zevkle okuyorum. Bana göre Kars hakk›ndaki görüleriniz ve fikirleriniz her Karsl›y› müspet yönde etkilemektedir. Bu görüflümle ilgili ifadelerim sizin duyarl› ve sayg›n kiflili¤inize dönük bir metiye de¤ildir. Alt›n çizerek söylüyorum. Kars’ta onuru ile yaflam›fl asil bir ailenin devam› ve toplum için bir gönül dostunuz siz. Bir insan ancak do¤up büyüdü¤ü yörenin bu denli sevdal›s› olabilir. Bu halisane görüfllerinize kat›lmamak mümkün mü acaba? Kaleminize, gönlünüze, bilginize ve de ilginize sa¤l›k. Bir Karsl› olarak sizinle gururlan›yoruz. Zira bu gurura lay›k oldu¤unuza gönülden inanmaktay›z. vefa aç›s›ndan duyarl› onun gibi düflünen yazan insan›m›z›n say›s› çok olsayd›. Ancak bugünün Kars’›nda sözünü etti¤imiz paha biçilmez güzellikleri flu anda Karsl›n›n yaflant›s›nda görmek mümkün mü acaba? ‹nsan düflünen canl›d›r. Sürekli fikren ve bedenen geliflme konumundad›r. Yani yap›s›nda tekâmül vard›r. Bugünümüz ile yar›n›m›z mutlaka farkl› konumdad›r. Her insan yaflamak için geldi¤i bu fani dünyada iaflesini temin için de¤iflik ifl ve ifllevlerle meflguldür. Yani her insan sabahleyin görevine yönelir. Ve akflam olunca ikametgâh›na döner. Sabahlar› yata¤›ndan kalkt›¤› anla, akflam yata¤›na yatt›¤› zaman içe- Sayg›de¤er kardeflim. Toplumsal yaflamda insan›n kültür seviyesi çok önemlidir. fiimdi yar›m as›r önce ile flu anki Kars toplumunu mukayese edersek; o süreçte Karsl› kad›n›yla erke¤iyle Türkiye genelinde örnek bir ildi. Yani ‹stanbul beyefendisini ve sosyetesini aratmayacak boyutta Kars’ta güzellikler yaflanmakta idi. Dü¤ünlerimiz, derneklerimiz, e¤lencelerimiz, yaz ve k›fl sporlar›ndan örnekler, giyim kuflam kültürü ile cidden Kars Türkiye genelinde örnek bir ildi. Sizin karla ilgili yazd›klar›n›za görüfllerinize gönülden kat›l›yorum. Ve keflke diyorum do¤du¤u büyüdü¤ü yöreye afl›k nefle gibi sevdal› ahde Neflfle e DOSTER risinde yanl›fllar› vard›r do¤rular› vard›r. Uyuyana kadar yapm›fl oldu¤u yanl›fl ve do¤rular bir flerit gibi gözünün önünden geçer ve öyle uyur. ‹kinci güne bafllarken, do¤rular sermaye edilir. Ve o yanl›fllara bir daha düflmemeye özen gösterilir. ‹flte bu nedenle her yeni gün insan›n sa¤l›kl› geliflmense vesile olur hatta zaman zaman otuz k›rk y›l önce yap›lan bir tak›m yanl›fllar gündeme geldi¤inde eyvah keflke bugünkü akl›m o zaman olsayd›. Böyle hatalar› asla yaflamazd›m diye yak›n›r›z. fiimdi bu yorumu objektif görüflle de¤erlendirelim. Nerede benim yar›m as›r önceki Kars›m ve o süreçte yaflayan ça¤dafl insanlar›m›z? Yani bir toplum insan›yla de¤erlendirilmektedir. Ama her fleye ra¤men oras› bizim do¤up büyüdü¤ümüz, bir ömür boyu ac›s›yla tatl›s›yla yaflamaya çal›flt›¤›m›z topra¤›m›z ana kuca¤›m›z ve vatan›m›z. Do¤ald›r ki bireydeki geliflme topluma yans›r. O halde yar›m as›r önce Kars’ta yaflayan toplumla bugünkü Kars’› mukayese edebilir miyiz acaba? Toplumlar neden özlemini çekti¤imiz tayyül etti¤imiz tarzda geliflmiyor? Yani yaflam›n ö¤leden sonras› da mutlaka önemli olmal›d›r. Tüm bu güzelliklerle yaflanan o süreç yaln›zca sabah›n arzulanacak beklenecek an›lar› olarak kalmal› idi. Sonuç olarak o günlerle ilgili kars›n doyumsuz yaflant›s›n›n özlemi içerisindeki görüfllerinize kat›l›yorum. Baflar›lar›n›z›n sürekli olmas› dileklerimle sayg›lar sunuyorum. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 13 S›k›nt›lar, Daha Neler – Öneriler Av. Halis ÖZDEM‹R ‹stanbul Barosu Y›ld›z aray›p gökde turfa müneccim Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde Z‹YA PAfiA A K ‹ T geldi, iki ayda bir ç›kan V dergiye yaz› verece¤im. Bu k›fl günü, can s›k›nt›lar› çok. Hele bir de ifli olmayanlar ne yaps›nlar? Evde dururlarsa, emekli iseler, nerelere gitsinler? En iyisi evde oturup, akflama kadar dert küpü han›mlar› ile kavga etsinler; do¤rusu da budur. Akflam› getirecek camiler de dolu; kahvelere gitseler, çekilir taraf› yok. Bir de terleyip d›flar› ç›ksalar al sana burun çekmeler; benim o s›k›nt›m yok; büroma gidip ifl de olmasa mevcut kitaplar›m› kar›flt›r›rsam akflam oluyor. Bunun daha iyisi bofl durmay›p dergiye birkaç sat›r yazaca¤›m. Hadi bakal›m, ne yazay›m? Eve gidince akflam ne yapacaks›n? ‹lk akla gelen televizyonu aç›p, iraden varsa izliyeceksin, izle bakal›m. Doçentler, profesörler, siyasiler ç›kar, veya ç›kar›l›rlar. ‹yi konufluyorlar. Amma bunlar›n beyanlar›, laflar› çare olmuyor. Çark da hergün böyle dönüyor. Reklama niyetim yok, ihtiyac›m da yok. Altm›fl y›ll›k avukat›m halen de çal›fl›yorum. Yafl da ilerledi, çal›flmasam da Günleri kolayca geçirebiliyorum. Geçen y›llar›m dolu dolu geçti. Güçlü arflivim var. Can s›k›nt›m olursa bugüne kadar biriktirdi¤im duruflma defterlerini, masa takvimlerini,kar›flt›r›yorum. Duruflmalar, duruflmalar ve bunlar›n gözönüme getirdikleri an›lar, bana yetiyor da art›yor bile. Mesleki yaflant›m›n otuz y›l› memleketim Kars Ardahan ve çevresinde geçti Altm›fll› y›llar›n birinde kulland›¤›m bir duruflma defterini aç›yorum. A¤›r Cezan›n birisinde bir günde Yirmi taneA¤›r ceza davas›na girip ç›km›fl›m. Benim gibi daha baflka arkadafllar›mda var. Nedendir bilinemez, bunlar›n hiçbirisi Televizyona ç›kar›lmaz. ‹lla da Doç. Prof. olacak. Hadi olsun bakal›m. Duvar› yapanlar› de¤il, duvar nas›l yap›l›r diye yazanlar› bulurlar. Bugünkü büyük s›k›nt›lar›n, üzülmelerin ikisi üzerinde, duraca¤›m. Birincisi Yarg›’ya politikan›n etkisi, ikincisi de siyasi partilerce seçimler için gösterdikleri adaylar hakk›ndaki dedikodular. Evet, bugün ikisi de, biraz ilgi duyanlar için can s›k›nt›s›. Asl›nda bunlar›n ikisi de kolay; benim için kolay. Otuz y›l›m da do¤uda, Kars’ da politikan›n içinde geçti. 27 May›s müdahalasinden sonra kurucular taraf›ndan yap›lan ANAYASA Dünya’ n›n en güzel Anayasas› idi. Baflka müdahaleler bu Anayasay› yel gibi ald› götürdü, Yeller eser flimdi yerinde. Bu anayasalar halk›n refah›, geliflmesi, özgürlükleri, daha birçok ihtiyaçlar› için de¤il de politikac›lar›n ç›karlar› için yaplm›fl, yap›lmaktad›r da . Ben bunlar› yaflad›m. Yarg›’y› huzur içinde, rahat m› b›rakmak istiyorsunuz ....? Adalet bunu ister. Müslümanl›¤›n temel felsefesinde Allah’ ›n kul hakk›n› ba¤›fllamayaca¤›n› görürsünüz. Y›llar›m› adalet içinde geçirdim; say›n yarg›çlar›, savc›lar› yak›ndan tan›r›m; kendi hallerine b›rak›ld›klar› zaman kendilerine hiçbir kusur atfedemezsiniz., do¤rusu da budur. Zamanla çocuk sahibi olmufllard›r, büyük merkezlere veya oralara yak›n yerlere atan›rlar. Huzur isterler, rahat isterler. Kararlar›ndan dolay› bir de politikac›n›n rüzgâr› dokundum mu gör sen dünya’y›? Bugünkü Yüksek Hakimler ve Savc›- lar Kurulu buna müsaittir. Zira bu kurulun içinde iktidar partisinin Adalet Bakan›, onun Müsteflar› vard›r. Hofla gitmeyen kararlar›ndan ötürü de¤ifltirilebilirler. Altm›fl müdahalesiden sonra, baflka müdahalelere kadar, bu kurulun üyeleri Yarg›tay, Dan›fltay, ve Say›fltay Yarg›çlardan oluflan yüksek yarg›çlar› taraf›ndan seçiliyorlard›. O y›llar›. Hukuku doya doya yaflad›k. Bunun çetin taraf› var m›? Bugün bunu iktidar mensuplar› yapm›yorlar. Muhalefet de üzerine pek düflmez gibi geliyor bana. Çünkü, onlar da yar›n iktidar olurlarsa bu kez onlara da bugünkü düzen gerek. ‹kinci huzursuzluk ise siyasi partilerin aday adaylar›n› tesbit etmelerinden kaynaklan›yor. Milletvekilleri, vekilleri olduklar› millete sormuyorlar. Partilerin Genel Baflkanlar› ile bunlar›n yak›nlar› taraf›ndan, sen gel, sen gel deniyor. Nerede bunun Milli iradesi? Hadi bunlar› da kabul ettik, ya Genel Baflkanlar› kim seçiyor? Onlar hakimi mutlak; Tanr› iredesi ile mi? Bunun için de çeflitli sak›ncalar›na karfl›n, genifl tabanl› ÖNSEÇ‹M yap›lmal›, yarg›ç huzurunda yap›lmal›. O durumda partilerin Genel Baflkanlar›n›n korku ve dehfletinden korkulmaz, birazc›k olsun iradeleri ifllesin. 1951 den beri politikan›n içinde, 1979’ a kadar faal olarak bulundum. Bana ilçeden bir ad›m ileri att›rmad›lar. Çünkü hiçbir zaman ya¤c›lar› olmad›m, olamad›m. 1980 tarihine kadar politikan›n içinde kurultaylarda bulundum. Çok de¤erli kiflilerle tan›flt›m. Hiç unutamad›¤›m Trabzon Milletvekili Faik Ahmet Barutçu vard›. Kabinede bakand›. Bir gün tart›flmal› bir Kurultay oturumunda kürsüde flöyle demiflti. ‘’ Arkadafllar, politikac›n›n en ak›ll›s›, sabahleyin kahvalt› sofras›nda BEYN‹N‹ YER, sonras›nda soka¤a ç›kar.’’ 14 Sar›kam›fl fiehitleri Törenle An›ld› 1914 Sar›kam›fl Harekat›nda flehit olan kahramanlar›m›z› anma program› 18 Ocak’ta Kad›köy Halk E¤itim Merkezi salonunda çok kalabal›k halk kat›l›m› ve sanatç›larla yap›ld›. Sanatc›lar; Musa Ero¤lu, Adnan fie fi enses Recep Ergül, Özhan Eren, Kuflflh ha Do¤an Özden söyfia ar›kam›fl fi fie eledikleri a¤›tlarla fi hitleri’ni and›lar. Aç›l›flta bir konuflma yapan; Sar›kam›fl Dayan›flma Grubu Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez ayn› zamanda audiovisuel sunum ile 1914 Sar›kam›fl Harekât›n› tüm yönleriyle sundu. Anma program›yla ilgili duygular›n› Sar›kam›fl Dayan›flma Grubu Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez Hocam›za sorduk. Hocam›z özetle flöyle dedi: 3 y›l önce Askeri Müzede so¤u¤u iflledik. Gösterinin ad› “Donu yorum ben ana” idi. Misafirlerimize k›fll›k elbiseleriniz ile gelin salon so¤uk olacak demifltik, yetmedi salona kar ya¤d›rd›k. O günden ber‹ sevgili Ahmet Günay ile hayalimiz bir de açl›¤› ifllemekti. 18 Ocak ta Kad›köy Halke¤itim merkezinde yapt›¤›m›z gösteride misafirlerimize “Akflam yeme¤i yemeden gelin size 3. Ordunun az›klar›ndan verece¤iz” dedik ve onlara bir adet kuru (tafl gibi) peksimet ve bir avuç kavurga verdik. Evinize gidince baflka birfley yemeyiniz onlar›n ruhlar› flad olacakt›r dedik. 500 adet peksimeti de¤erli Sar›kam›fl fiehitleri gönüllüsü Av. Tuncay Atakan Siirt’te bir f›r›na yapt›rd›. Üzerinde 3. ordunun az›¤›d›r yazan 1000 adet torbay› fie enyurt Bard›z Derne¤i baflkan› fi Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 SERHAT KÜLTÜR HABER Topal yapt›rtt›. Kavurgay› Ahmet Günay’›n yengesi evinde haz›rlad›. Eme¤i geçen herkese teflekkür ediyorum. “fi fiE EH‹TLERE H‹ZMET ‹BADETT‹R” Serhat Kültür Dergisi olarak; Bu kocaman yürekleri; Sar›kam›fl Dayan›flma Grubu Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez Hocam›z›, Ahmet Günay’› ve bu etkinlikte eme¤i geçenlere minnet ve flükranlar›m›z› sunar, fiehit Dedelerimizin ruhlar›n› flad etmek için yapm›fl olduklar› bu ola¤anüstü çal›flmalar›ndan dolay› yürekten kutlar baflar›lar›n›n devam›n› dileriz. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 15 16 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 KIRK YILLIK TABU BOZULDU Prof. Dr. Bingür SÖNMEZ Kalp hastalar›na müjde! Yumurta art›k yasak de¤il Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Baflkan› M Yumurtan›n gerçekten kolesterol aç›s›ndan zarar› yok mu? Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez, y›llarca pastan›n üzerine sürülen yumurtay› hastalar›na yasaklarken, Koroner kalp hastas› olanlar›n bile (koroner bypass ameliyat› olanlar dahil) art›k haftada 3-4 yumurta yiyebileceklerini söyledi. Y›llarca hastalar›m›za hekimler olarak pastan›n üzerine sürülen yumurta sar›s›n› bile yasaklad›k. Bu durum insanlarda kolesterolomania yaratt›. Hatta bu nedenle, histerik bir flekilde “Acaba gö¤üs a¤r›lar›m›n nedeni son yedi¤im bir parça pastan›n üzerindeki yumurta m›?” diye soran hastalar›m›z bile oldu. Ancak yumurtadaki kolesterolden korkmaya gerek yok. Çünkü yap›lan son araflt›rmalar, yumurtan›n insan›n kan›ndaki ko- EMOR‹AL Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez, “Yumurta insanlarda kan kolesterol seviyesinde önemli bir art›fl fla a yol açm›yor” dedi. lesterol seviyesinde önemli bir art›fla neden olmad›¤›n› art›k bilimsel olarak ispatland›. Yumurtadaki kolesterolün sa¤l›k için bir yarar› var m›? Kolesterolsüz bir yaflam olamaz. Normal bir insan›n Günde, 300500 mg kolesterol almas›na izin verilmektedir. Kolesterol bir yap› tafl›d›r ve mücrelerin yenilenmesi, hormonlar›n yap›lmas›, çocuklukta büyümek, yafll›l›kta da nörolojik sistemin korunmas› için çok gereklidir. Doktor olarak bir insana neyi yasakl›yorsak, bunun kar ve zarar hesab›n› iyi yapmam›z laz›md›r. Y›llarca hastalar›m›za “yumurta yemeyin” uyar›s›nda bulunduk. fiimdi “yiyebilirsiniz” diyoruz. Çünkü son araflt›rmalara göre bir yumurtan›n, kan kolesterol seviyesini 3 4 mg art›rd›¤› kesinleflmifltir. Bunun yan›nda yumurta, iyi huylu HDL kolesterolü içindeki Omega - 3 vas›tas›yla yükseltiyor. Eriflkinler haftada 3 - 4 yumurta (gün afl›r› bir yumurta), çocuk ve yafll›lar günde bir yumurta yiyebilirler. Anneler çocuklar›na fast food yedireceklerine günde bir yumurta yedirsinler. Omega - 3’ü yüksek yumurta üre tilmeli Bal›k yiyerek Omega 3 miktar›n› elde etmek zordur. 40 yafl›ndan sonra herkes günde bir gram Omega - 3 (bal›k ya¤›) almal›d›r. Bilim adamlar›n›n yapmas› gereken Omega - 3 yönünden zengin yumurta üretebilmektir. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 17 En Büyük Proje ‹nsan E¤itimi Fevzi APAYDIN TfiOF Baflkan› Ülkemizde, insan faktörünü yol ve trafik güvenli¤i konusunda e¤itme hususunda uzun y›llar boyunca hiçbir faaliyet gösterilmemiflfl,, esasen trafik e¤itimini verecek kurum ve kuruluflflllarda belirlenmemifl flttir. Örnek niteli¤ini geçmeyen baz› kurs, seminer ve konferans türü etkinlikler d›flfl››nda trafik e¤itimi yap›lmam›flfltt›r. R A F ‹ K ortam›, insan faktörünün T hakim ve etkin oldu¤u bir ortam- d›r. fioför, sürücü, yaya ve yolcu olarak insan faktörü aktif flekilde trafik ortam›na kat›lmakta, yoldan ve araçlardan yararlanmaktad›r. Bu nedenledir ki, trafik kazalar›n›n oluflunda insan faktörü birinci derecede sorumlu görülmektedir. Baflka bir de¤iflle trafik ortam›n›n düzenli ve güvenli olmas›, insan faktörünün yol ve trafik güvenli¤i konusunda iyi bir flekilde e¤itilmesine, bilinçlendirilmesine, kurallara uyma al›flkanl›¤› kazand›r›lmas›na, fark›ndal›k e¤itimi almas›na, karayolunu paylaflma ve baflkalar›n›n hakk›na sayg› gösterme erdemini kazanmas›na k›sacas› trafik olgusunu bir yaflama biçimine ve kültürüne dönüfltürmesine ba¤l›d›r. Trafik kazalar›n› kabul edilebilir seviyeye düflürmüfl ülkeler, bu baflar›lar›n› ilk ve orta ö¤retim ça¤›ndaki çocuklara trafik bilincini ve kültürünü vermekle, yayg›n e¤itim yoluyla da bütün vatandafllar›n› e¤itmekle sa¤lam›fllard›r. Ülkemizde, insan faktörünü yol ve trafik güvenli¤i konusunda e¤itme hususunda uzun y›llar boyunca hiçbir faaliyet gösterilmemifl, esasen trafik e¤itimini verecek kurum ve kurulufllarda belirlenmemifltir. Örnek niteli¤ini geçmeyen baz› kurs, seminer ve konferans türü etkinlikler d›fl›nda trafik e¤itimi yap›lmam›flt›r. Bu nedenledir ki insanlar›m›z yol ve trafik güvenli¤i konusunda bilinmesi ve uyulmas› gereken kurallar›, teknikleri, taktikleri, tecrübeleri ve yöntemleri yeterince ö¤renmeden yoldan ve araçlardan yararlanma hakk›n› elde etmifllerdir. Bu eksiklikler ve yetersizlikler sonuçta trafik kazalar›na yol açm›fl, önlenmesi mümkün olan çok say›da olay kaza olarak karfl›m›za ç›km›flt›r. 1985 y›l›nda yürürlü¤e giren 2918 say›l› Karayollar› Trafik Kanunu, trafik e¤itiminin yap›lmas› konusunda kapsaml› ve emredici hükümler getirmifl bu e¤itimi hangi kurum ve kurulufllar›n verece¤ini belirlemifltir. 1987 y›l›ndan itibaren Milli E¤itim Bakanl›¤›ndan izin al›narak aç›lan sürücü kurslar›, ‹lkö¤retim okullar›n›n programlar›na zorunlu trafik dersleri konulmas›, radyo ve televizyonlarda trafik e¤itimine yer verilmesi gibi e¤itim faaliyetleri bafllat›lm›flt›r. Ne var ki, altyap›lar› yeterince haz›rlanmadan bafllat›lm›fl bu e¤itimlerden istenilen sonucun tam olarak al›nd›¤› söylenemez. Trafik e¤itimini verecek uzman eleman yetifltirmeden, e¤itimde yararlan›lacak araç gereç temin edilmeden, uygulamal› e¤itim olana¤› sa¤lanmadan verilen e¤itimler yetersiz kalmaktad›r. Bir baflka önemli hususta, trafi¤i yöneten, denetleyen ve düzenleyen kiflilerin e¤itimidir. Trafik polisi, Trafik Jandarmas›, Trafik Mühendisi ve Teknik Elemanlar› ve trafikte görev alan di¤er elemanlar yoldan yararlanan floför, sürücü, yaya ve yolculara iyi örnek olmak, iliflkilerini gelifltirmek, ceza uygulamalar›nda e¤itici ve adil davranmak zorundad›rlar. Türkiye fioförler ve Otomobilciler Federasyonu olarak floför ve nakliyeci esnaf›m›z›n çok önemli bir kamu hizmeti ifa etti¤ini ve bu hizmetin vatandafl›n can ve mal güvenli¤ini do¤rudan etkiledi¤ini göz önünde tutarak, kuruldu¤u 1953 y›l›ndan günümüze kadar gerek meslek e¤itimi ve gerekse halk›m›z›n yol ve trafik güvenli¤ini konusunda e¤itimi için yurt genelinde yayg›n ve etkili e¤itim programlar› uygulanm›flt›r. Televizyonlar için Spot Filmler yapt›r›lm›fl, ve bütün tv kanallar›na ücretsiz olarak ulaflt›r›lm›flt›r. Radyolar için trafik e¤itim kasetleri yapt›r›lm›fl ve ayn› flekilde bütün radyolara ulaflt›r›lm›flt›r. Her y›l de¤ifltirilen trafik cezalar›n› kapsayan Trafik Ceza Rehberi bas›lmakta ve yurt genelinde da¤›t›lmaktad›r. ‹çiflleri Bakanl›¤›, TRT Genel Müdürlü¤ü, Karayollar› Genel Müdürlü¤ü ve ilgili di¤er kurum ve kurulufllarla iflbirli¤i yap›larak kongrelere, kampanyalara ve benzeri etkinliklere kat›l›nm›fl ve destek verilmifltir. Son olarak bir hususu belirtmeliyim. Karayollar›m›zdaki yap›m hatalar› düzeltilmedikçe, fiziki bozukluklar giderilmedikçe, yatay ve düfley iflaretlemeler gere¤i gibi uygulanmad›kça a¤›rl›k kontrolleri yurt çap›nda ve etkili flekilde yap›lmad›kça, trafik polisi ve jandarma taraf›ndan yap›lan denetleme ve düzenleme hizmetleri çok daha yayg›n ve etkili hale getirilmedikçe, sadece insan faktörünü e¤itmekle trafik kazalar› istenilen oranda azalt›lamaz. Bütün vatandafllar›ma kazas›z günler dilerim. 18 Hocal› Katliam›n›n 17. Y›ldönümü ‹AzSKeTürAlbtüNaryBcUvaeLn ADCnauaymdahonul›uflflmrmiYyeaatki aD‹sse›traAnnezb¤euri,li ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flflm ma Derne¤i Baflflkkan› Erol GÖLLÜ duygular›n› flflö öyle anlatt›: Bafl flk konsolosu Doç. Dr Sayyad ARAN’›n ifl flb birli¤i ile Hocal› Katli am›n›n 17. y›ldönümü 25 fi fiu ubat 2009’da Maltepe Kültür Merke zi’nde akademik bir toplulukla an›ld›. “17 y›l önce bu gün Azerbaycan için stratejik öneme sahip hocal› flehri Ruslar›nda yard›m› ile Ermeniler taraf›ndan 3 koldan kuflat›lm›fl, Azerbaycanl› kardefllerimize çoluk çocuk yafll› demeden, dünyada efline zor et ve hunharca rastlan›r flekilde vahflfle katliam yap›lm›flt›r. Anma töreninde; Dernek Bafl flk kan› Erol GÖLLÜ, Bafl flkkonsolosu Doç.Dr Sayyad ARAN, Maltepe ‹lçesi Kaymakam› Ahmet OKUR, emekli banka müdürü ‹hsan ÖZKÖSEL‹, E¤i timci Yener KAZAK, yönetim kurulu üyesi Süleyman KARADA⁄ birer konuflflm ma yaparak Hocal› Katliam› Azerbaycan Türkleri’ne karfl fl›› Ermeniler taraf›ndan yap›lm›fl en ac›ma s›z soyk›r›mdan biri oldu¤unu, ifl flg gal edilen Azerbaycan topraklar›n›n ifl fl-galciler taraf›ndan bofl fla alt›lmas› ve savafl suçlular›n›n yarg›lanmas› gerekti¤ini tüm yönleriyle anlatt›lar. Türk dünyas› bu vahfletin ac›s›n› içinde hissederek, gerekli tepkiyi göstermifl ancak sözde insan haklar› savunucusu Avrupa, Amerika ve birleflete seyirci kala mifl milletler bu vahflfle rak adeta çanak tutmuflflllar, Ermeniler bu durumdan ald›klar› cesaretle daha da ileri giderek Azerbaycan›n %20’lik topra¤›n› daha iflgal etmifllerdir. Dile¤imiz bu vahfletin bu facian›n dünyada hiçbir milletin hiçbir toplulu¤un ve hatta Ermenilerin dahi bafl›na gelmemesidir. Arzu ediyoruz ki, Ermenistan iflgal etmifl oldu¤u Azerbaycan topraklar›ndan çekilir, Türkiye ve Azerbaycan ile iyi komfluluk iliflkilerine girer, Ermenistan için en ak›lc› ve en karl› olan› seçer. De¤erli kat›l›mc›lar birazdan baflta baflkonsolosumuz say›n Seyyad bey ve çok de¤erli konuflmac›lar bu olay ile ilgli görüfllerini sunacaklar ancak biz Azeri Kültür Evi olarak Hocal› katliam›n› ve yap›lan iflflg galleri unutmaya ca¤›m›z›, unutturmayaca¤›m›z› ve takipçisi olaca¤›m›z› taahhüt ediyoruz. De¤erli kat›l›mlar›n›zdan ve olaya göstermifl oldu¤unuz duyarl›l›ktan dolay› hepinize ayr› ayr› teflekür eder. fiükranlar›m› sunar›m.” Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul Baflflk konsolosu Doç.Dr Sayyad ARAN ise katliam› tüm yönleriyle flflö öyle an latt›: ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flflm ma Derne¤i Baflflkkan› Erol GÖLLÜ “1992 y›l›n›n 25 fiubat›n› 26’s›na ba¤layan gece Sovyetler Birli¤i döne- Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 SERHAT KÜLTÜR HABER Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul Baflflkkonsolosu Doç.Dr. Sayyad ARAN minde Azerbaycan’›n Yukar› Karaba¤ bölgesinin Hankendi flehrine yerlefltirdi¤i 366.Alay› ile iflbirli¤ine girerek 20.yüzy›l›n en büyük facias›n› Hocal› soyk›r›m›n› gerçeklefltirdiler. Yap›lan askeri tecavüz sonucu 83’ü çocuk 106’s› kad›n 70’i yafll› olmak üzere 613 kifliyi amans›zca katlettiler.1275 kifli esir olarak al›nd›,8 aile tamamen yok edildi.56 kifli ise vahflice iflkence ile öldürüldü. Azerbaycan halk›na karfl› yap›lan bu katliam dünyan›n gözü önünde gerçekleflti. Hocal› katliam› Azerbaycan halk›n›n kalbinde kanayan bir yara, Azerbaycan Türklerine karfl› Ermeniler taraf›ndan yap›lm›fl en ac›mas›z katliamlardan birdir. O gece Hocal› dan göklere yükselen ve yürek burkan feryat sesleri hiçbir zaman Azerbaycan halk›n›n haf›zas›ndan silinmeyecek. Hiçbir fleyden habersiz günün yorgunlu¤uyla uykuya dalm›fl büyük bir flehrin masum sivil halk›na gece yar›s› haincesine tank ve di¤er z›rhl› araçlarla sald›ran gözü dönmüfl Ermeni vardalar› karfl›lar›ndaki silahs›z ve yar› uykulu insanlar› katletmekten adeta zevk ald›lar. Analar bedenlerini siper ettiler çocuklar›n› korumak için o çocuklar ki yar›n oynayacaklar› oyunlar›n hayaliyle uyumufltular. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 19 Genetik olarak bilinçaltlar›nda Türk düflmanl›¤› yatan Ermeni katillerinin hocal› da yapt›klar›ndan sonra geriye bafl› kesilmifl insanlar süngüye geçirilmifl bebekler ve her türlü hakarete u¤ram›fl cesetler kald›. Ermeni zulmünden korunmak için so¤uk k›fl gecesinde can havliyle yal›n ayak koflan ve donarak ölen insanlar›n yüzündeki korku ifadesi burada yaflanan Ermeni vahfletini anlatmak için söze gerek b›rakm›yor zaten. Sivil ve masum Azerbaycan Türklerine karfl› orant›s›z güç kullanarak katliam yapan ermeni teröristlerinin iflini kolaylaflt›ran bu insanlar›n hiç birinde kendilerini korumak için silah - sursat›n olamamas› idi. En çok ac› veren ve Azerbaycan halk›n› üzen olaya ise bu katliam›n dünyada insan haklar›n› korumay› kendine görev edinmifl ve demokrasinin befli¤i say›lan büyük devletlerin gözleri karfl›s›nda bafl vermesiydi. Uluslar aras› adaletin berk arar olmas›n› kendilerine misyon edilmifl ve buradan yola ç›karak baz› sözde soyk›r›m iddialar›na karfl› anlafl›lmas› zor hassasiyet göstererek parlamentolar›na tafl›yan bu devletler dünyan›n gözü önünde bafl veren ve yüzlerce canl› flahidi, video kay›tlar› olan hocal› katliam›n› görmezden geldiler. Ama Azerbaycan halk› bir gün suçlular›n cezaland›r›lacaklar›na bu katliam› yapan cellâtlar›n uluslar aras› yasalar gere¤ince san›k kürsüsüne oturacaklar›na emindir. Hocal› da yaln›z insanlara karfl› katliam yap›lmad›. Ermeni terörcüleri ayn› zamanda flehrin çok say›da tarihi abidelerini, camilerini yerle bir ettiler. Hocal›n›n dünyaca ünlü tarihi müzesi de ermeni Vandalizmlinden öz nasi- bini ald›. K›ymetli sanat eserleri medeniyet düflmanlar› taraf›ndan talan edilerek de¤er de¤mezine sat›ld›. Amaç Azerbaycan Türklerinin bu topraklar›n›n asil sahiplerinin olduklar›n› ispat eden kan›tlar›n yok edilmesiydi. Hocal› katliam› bütün Türk dünyas›na karfl› yap›lm›fl kanl› cinayettir. O ac›n›n Azerbaycan la beraber bütün tolar›ndan bekliyoruz. Ve diyoruz ki küresel terörizmde mücadele eden dünya ermeni terörüne karfl›da sessiz kalmamal› ve ermeni terörünü daha büyük boyutlara ulaflmas›n›n karfl›s›n› almak için biran önce hocal› soyk›r›m›n› tan›yarak bu soyk›r›m› yapanlar› insanl›k suçu iflledikleri için yarg›lamal›d›r.” diyerek sözlerine son verdi. Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman KA RADA⁄ katliamla ilgili konuflmas›n› yaparken duygulu anlar yaflatt›. Konuflmas›nda özetle flöyle dedi: ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flflm ma Derne¤i Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman KARADA⁄ Türk dili halklar, bütün Türk cumhuriyetleri ortak paylaflmal›lard›r. Böyle olaylar›n bir daha olmamas› için birlik ve beraberli¤imizi daha da güçlendirmeliyiz. Azerbaycan parlamentosunda resmen soyk›r›m olarak ilan edilen hocal› facias› Türk cumhuriyetlerinin parlamentolar›nda soyk›r›m akdi olarak tan›nmal›d›r. Biz ilk önce bu ad›m› Türkiye parlamentosundan, ard›ndan ise bütün dünya parlamen- “25-26 fiubat 1992 Tarihi Azerbaycan halk› için ac› bir gün oldu¤u gibi insanl›k tarihinde kara bir gün olarak geçecektir. O gün orada Ermenilerin yapm›fl oldu¤u o katliam dünyan›n gözü önünde yap›lm›flt›r. Daha önce dünyan›n çeflitli yerlerinde yap›lan katliamlardan daha vahflicesi yap›lm›fl ve bu duruma insan haklar› savunucusu medeni Avrupa birleflmifl milletler gereken tepkiyi göstermemifl seyirci kalm›flt›r. Ayn› vahfletin baflka ülkelerde yaflanmas› halinde acaba Avrupa n›n tavr› böyle mi olacakt›? ‹flgal edilen Azerbaycan topraklar›n›n iflgalciler taraf›ndan boflalt›lmas› gerekmektedir. Evlerinden yurtlar›ndan edilen insanlar›n evlerine, topraklar›na dönmeleri sa¤lanmaktad›r. Ermenilerin yapm›fl olduklar› dünyada efli benzeri görülmemifl bu katliam›n bir daha dünyan›n hiçbir yerinde yaflanmamas› için bütün insanlar›n bu vahfleti k›namas› gerekir. Ermenilerin bu iflgali sona ermedikçe Azerbaycan topraklar› geri verilmedikçe iki milletin bar›fl içinde ya- 20 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 ‹stanbul Azerbaycan’la Dayan›flflm ma ve Kültür Derne¤i Baflflkkan› ve Azerbaycan Dernekleri Federasyonu Genel Baflflkkan Yard›mc›s› Yener KAZAK flamalar› imkâns›z olacakt›r. Dünyan›n egemen güçlerinin dünyan›n yeniden flekillendirmek istedikleri gibi s›n›rlar› da yeniden belirtmek istediklerini biliyoruz. Ve bu durumu da k›n›yoruz. Bilinmelidir ki dünyan›n neresinde olursa olsun iflgallere ve katliamlara seyirci kalmak onu onaylamak anlam›na gelir. Ve bunu yapanlara cesaret verir. yad Aran Hocaali katliam›n› etrafl›ca anlatt›lar. Bu konuda sadece flunu söylemek istiyorum. Bu vahflet Azerbaycan halk›n›n yeniden uyan›fl›n›n, diriliflinin, kendine geliflin de bafllang›c› olmufltur. Bugün Azerbaycan çok güçlü bir orduya, dünyada örnek gösterilen bir ekonomik geliflmeye kavuflmuflsa u¤rad›klar› bu vahfletten ders ald›klar› içindir. Güçlünün zay›f› ezdi¤i katliamlar›n ve iflgallerin yafland›¤› çocuklar›n öldü¤ü milletlerin birbirlerine düflman edildi¤i bir dünyada insanl›¤›n mutlu olmas› mümkün de¤ildir. Tarih bu katliamlar› sayfas›na yazacakt›r. Bu katliamlar› ve iflgalleri yapanlar tarih önünde hesap verecektir ve insanl›k utanacakt›r. Ben, burada as›l kendi içimize bakmak gerekti¤ini düflünüyorum. Daha geçenlerde ayd›n geçinen bir tak›m insanlar Ermenilerin büyük felaket olarak ifade ettikleri sözde soyk›r›m için özür dileyecek kadar gaflet ve Azerbaycan’da yaflanan iflgaller ve katliamlarla birlikte Irakta Filistin’de yaflanan iflgalleri ve katliamlar› da k›n›yoruz. Temennimiz topraklar› iflgalden kurtulmufl komflular›yla bar›fl içinde yaflayan Azerbaycan Cumhuriyeti” diyerek sözlerine son verdi. Toplant›n›n son konufl flm mas›n› yapan ‹stanbul Azerbaycan’la Dayan›flflm ma ve Kültür Derne¤i Bafl flk kan› ve Azerbaycan Dernekleri Federasyonu genel baflflk kan yard›mc›s› Yener Kazak konufl flm mas›nda özetle flflu unlar› söyledi: “Öncelikle bu toplant›y› düzenleyen ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’ne çok teflekkür ederim. Benden önceki konuflmac›lar özellikle baflkonsolos Say- delalet içinde olmufllard›r. Bu ayd›nlar›m›z konuyla ilgili Ermeni ve Ermeni yanl›s› kaynaklar d›fl›nda hiçbir bilgiye sahip de¤ildirler. Bunlardan Kezban Hatemi Anadolu’da yaflayan Ermenilerin hesab›n› sorarken bundan yüzy›l önce Erivan’da yaflayan Türklerin say›s›n›n Ermenilerden çok oldu¤unu ve bugün neden tek bir Türk’ün bile Erivan’da yaflamad›¤›n› bilmiyordu ve ne ac›d›r ki bunlar› ilk kez duyuyordu. ‹flte bizim ayd›nlar›m›z›n hali pür melali böyleydi. Beni dinledi¤iniz için teflekkür ederim.” diyerek konuflmas›n› son verdi. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 21 Ama Yaln›z›m Ömer Ekinci M‹C‹NG‹RT fiair-Yazar http://www.omerekincimicingirt.com e-mail: [email protected] ALABALIKLARIN nas›l yans›zlaflt›¤›n› hiç ac› ac› yudumluyor musunuz? Toplumdaki as›k yüzlerin çoklu¤unu fark ettiniz mi? Ard› arkas› kesilmeyen ölüm gasp trafik kazas› hapis çete... Peki, bu yaln›z kalabal›kta ömrün nas›l ›fl›k h›z›nda tükendi¤in fark›nda m›s›n›z? Ben unutuyorum bazen kendimi ve savruluyorum adeta bir lodosa kap›lan teneke parças› gibi gürültü ç›kara ç›kara. Fark›nda bile de¤ilim muhteflem senfoni ve ihtiflaml› orkestran›n verdi¤i na¤meden. Sadece hüzünleniyorum dörtlüklere gizlenerek. K Sar beni s›k›ca sar sad›k dostum, Çileli davam›n derman› hüzün... Dövündüm y›llarca yafl döktüm sustum, ‹hlâss›z duam›n güman› hüzün... Dökülüyorum yaprak yaprak düflündükçe kavruluyorum. Ne bir tafl olabiliyorum bir sokak çocu¤unun s›¤›naca¤› yuvan›n temeline, nede bir damla yafl olabiliyorum merhametin kuca¤›nda. Dökülüyorum sessizce kavruluyorum. Sessiz y›¤›nlar›n yaln›zl›¤›n›, kuru kalabal›klar›n ars›zl›¤›n›, kalemflorlar›n tutars›zl›¤›n› ve Anadolu kokan mert yüreklerin sahipsizli¤ini hiç fark ettiniz mi? Bir fliirimle sayg›lar sunuyorum.. Ama Yaln›z›m Çürüdüm kavruldum sessiz derinden, Söküldü ci¤erim koptu yerinden, Sonsuzluk bestesi eser serinden, Bu garip avam›n âmân› hüzün. fiaka¤›mda husumet kaç›yorum kendimden. Nereye ve ne zamana dek sürecek? ‹ki yüzlü bir koflturmaca ki hedefi belirsiz sanki.... Muhterem has hemflerilerim ya siz, siz neler düflündünüz flu anda? Ben bu anlatt›klar›n›zda yokum tuzum kuru diyorsan›z eyvallah. O günü beklerim o gün nevbahar, Sultanl›k o günde o gün var bahar, Kupkuru sapsar› çehrem sonbahar Ve eflsiz davam›n zaman› hüzün... Yaln›zl›k taht kurmufl ufkum kapkara, Ümitsiz de¤ilim ama yaln›z›m. Dertlerim depreflti yazd›m da¤lara, Poyrazla katm›fl›m kuma yaln›z›m. Kaybettik dostlu¤u yetim de¤erler, Kadir k›ymet ne ki kasvet yayarlar, Makama rütbeye boyun e¤erler, Ç›ld›rm›fl ç›km›fl›m dama yaln›z›m. Kalabal›k külden yaban ›ss›z›m, Dostluklar mevt olmufl bense sessizim, Karak›fl sokakta yavrular bizim, Ac›kl› bak›flt›k ama yaln›z›m. Çöplükler aç dolu toplum çok rahat, Ben suçlu ben güçlü benim kabahat, Ecel kervan›mda say›yor saat, Kimi aç kimi tok deme yaln›z›m. Ömer her halimiz gösterifl tüter, Namaz k›lar ceset namazs›z yatar, Hücreler isyanda, yeter be yeter! Kendime sitemim kime yaln›z›m. 22 fiener DANYILDIZ Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Trafik E¤itiminde Kitle ‹letiflim Araçlar›n›n Rolü TRT Ankara Televizyonu Drama Programlar› Müdürlü¤ü “K›rm›z› Ifl›k” dizi filmi yap›mc›s› [email protected] [email protected] ÜNÜMÜZ modern toplumunda G kitle iletiflim araçlar›n›n önemi az›msanamayacak derecede artm›flt›r. Ülke ve dünya gündemini topluma aktaran, yönetici ve yöneten aras›nda köprü vazifesi kuran, toplumun e¤lence ihtiyac›n› karfl›layan, zaman zaman da olsa e¤itici ifllevini yerine getiren ve tüm bu say›lanlar› bünyesinde bar›nd›rabilme özelli¤ine sahip tek yol kitle iletiflim araçlar›ndan geçmektedir. Di¤er yandan, elinde bulundurdu¤u güçle toplumu yönlendirebilen, kamuoyu oluflturan, hükümetler kuran-deviren, gündem oluflturabilen, gündemi de¤ifltiren, sosyal sorumluluk projelerine önderlik ederek bir gecede trilyonlar toplayabilen bu güç, maalesef toplumu e¤itme ifllevini yeterince- yerine getirmemektedir. E¤itime duyulan ihtiyac›n artmas› sonucunda bu sistem içerisinde e¤itici bir anlay›fl›n yayg›nlaflmas›n›n zaman› çoktan gelmifltir. Ülkemizin sosyal yap›s› içinde, toplumun büyük bir bölümünün e¤itime muhtaç oldu¤u, çok çeflitli alanlarda meydana gelen aksakl›klar›n, eksiklerin, yanl›fllar›n giderilebilmesi amac›yla kitle iletiflim araçlar› yoluyla e¤itimin yayg›nlaflt›r›lmas› önemli bir ad›m olacakt›r. Bugün toplumsal hayat›n düzene girmesi için önem arz eden birçok sorunla savaflmak gerekmektedir. Bu çal›flmam›zda, sosyal bir yara halini alan ve ülke olarak bizlere maddi manevi kay›plar verdiren trafik sorununun, e¤itim yoluyla ortadan kald›r›labilece¤i üzerinde duraca¤›z. Mevcut durumda kay›plar›n yüz binlerle ifade edilmesi, e¤itimin büyük kitlelere hitap etmesi gereklili¤ini ortaya ç›karmaktad›r. Bu yolda kullan›lacak araçlar ise hiç flüphesiz ki kitle iletiflim araçlar› olacakt›r. 1. K‹TLE ‹LET‹fi fi‹‹M ARAÇLARININ TOPLUM ÜZER‹NDEK‹ ETK‹S‹ ‹nsanlar›n gerek yak›n, gerekse uzak çevrelerinde olup bitenler hakk›nda bilgi almalar›n› sa¤layan ve teknolojik gücün bir göstergesi olarak genifl halk kitlelerini haberleflme a¤›yla birbirlerine ba¤layan araçlara, kitle iletiflim araçlar› denilmektedir. Bunlar, haber verme, e¤itim, e¤lence, çeflitli mal ve hizmetlerin reklâmlar arac›l›¤›yla tan›t›lmas› ve propaganda gibi önemli fonksiyonlar üstlenmifllerdir.(1) Yaz›l› ve elektronik bas›n›n (Kitap, dergi, sinema, tiyatro, radyo ve televizyon) oluflturdu¤u medya, insanlar›, ulaflt›¤› güçlü nokta itibariyle, okul döneminden daha da fazla ve köklü bir flekilde, hayatlar› boyunca ve ço¤u zamanda fark›nda olmadan yo¤un olarak etkileyen önemli bir kitle iletiflim arac›d›r. Comstock’un, televizyonun bireysel davran›fl üzerindeki sonuçlar›n› ele alan psikolojik modelinde, üstünde durulan planlanmam›fl ve istenmeyen sonuçlar (özellikle sald›rganl›k ve suç) olsa da, model ayn› zamanda toplum için faydal› etkilere, bilgi almaya veya TV’de gösterilen herhangi bir davran›fl›n taklit edilmesine de uygulanabilir. Bireysel ö¤renme ve davran›fl› baz alan modelin temel varsay›m›; televizyon izlemenin birey için sonuçlar do¤urabilecek baflka kiflisel deneyim veya gözlemlerin ‘iflflllevsel alternatifi’ olarak ele al›nmas› gereklili¤idir. Bu yüzden model, yaln›zca TV’nin davran›fl “ö¤retti¤i” durumlar› de¤il, ayr›ca TV’nin baflka kaynaklardan ö¤renileni harekete geçirmede “itici bir güç” oluflturdu¤u durumlar› da kapsar. Bunun sonucunda, televizyonda belirli bir eylemi izleyen izleyici, büyük olas›l›kla o eylemi ö¤renecektir. Eylem, birey için ne kadar “dikkat çekici” olursa, o kadar daha çok “uyand›rma” olur ve eylem o derece “önem” kazan›r.(2) Yani televizyonda izlenilen eylem dikkat çekti¤i ve uyand›rma sa¤lad›¤› ölçüde baflar›l› olabilir. Medyay› araflt›rmak için, genifl medyan›n genel olarak toplumla iliflkisi aç›s›ndan nas›l iflledi¤ini aç›klamayabilmek için “Toplumsal Sorumluluk Kuram›na” baflvurmak gerekebilir. Toplumsal sorumluluk kuram›, medyan›n tarafs›zl›k idealine göre çal›flt›¤›n› ve bir bütün olarak topluma karfl› ödevleri oldu¤u düflüncesine göre hareket etti¤ini söyler. Bunun yan›nda Sovyet Medya Kuram› ise medyay› toplumsallaflt›rma, kamuoyu oluflturma ve e¤itim arac› olarak niteler.(3) Bu kuramlar›n izinde, iletiflimin her gün gerçekleflen büyük bir bölümü planl› iletiflim bafll›¤› alt›nda de¤erlendirilir. Bunlar; iletiflimin bilinçli olarak afla¤› yukar› spesifik amaçlara ulaflmak üzere kullan›ld›¤› durumlard›r. ‹ki kifli aras›nda amaca yönelik iletiflimden, milyonlarca insana yönelen, çok say›da mesaj ile birkaç kanal›n söz konusu oldu¤u büyük ölçekli “trafik kampanyas›na” kadar de¤iflebilir. Genellikle kitle iletiflim araçlar› karfl›s›nda alternatifsiz kalan büyük ço¤unluk, yo¤un yönlendirmelerle karfl› karfl›ya kalmaktad›r. Büyük çapl› kampanyalara kat›lan kanallar›n bilgi bombalar›, kitle iletiflim kullan›c›lar›n› h›zla etkilemekte ve bu bilgilere uygun davran›fl sergilemeye itmektedir. Televizyon terörü, toplumu yönlendirmede, büyük halk kitlelerini harekete geçirmede kullan›lmaktad›r. Bunun yan›nda televizyonun, kamu yarar› da unutulmamal›d›r. Mesaj›, ses ve görüntü Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 23 Ü l k e m i z i n sosyal yap›s› içinde, toplumun büyük bir bölümünün e¤itime muhtaç oldu¤u, çok çeflfliitli alanlarda meydana gelen aksakl›klar›n, eksiklerin, yanl›flflllar›n giderilebilmesi amac›yla kitle iletiflfliim araçlar› yoluyla e¤itimin yayg›nlaflfltt›r›lmas› önemli bir ad›m olacakt›r. olarak an›nda en uzak yerlere kadar iletebilme özelli¤inin olmas›, tüm ülkeler ve kurumlar için önemli bir araç oldu¤unu göstermektedir. Kitle iletiflim araçlar›n›n etkisi konusunda, bir kuflaktan daha fazlad›r devam eden etkin araflt›rmalarda, etki sürecine iliflkin düflüncede kaç›n›lmaz olarak önemli geliflmeler olmufltur. Kitle iletiflim araçlar›, sadece bireyler üzerinde do¤rudan etkide bulunmaz. Ayn› zamanda kültürü, bilgi birikimini, bir toplumun norm ve de¤er yarg›lar›n› da etkiler. befl Ramazan Bayram›’nda 26 günlük tatil yap›ld›¤›n› ve bu tatillerde 6 bin 439 trafik kazas›n›n meydana geldi¤ini ve kazalarda 13 bin 470 kiflinin yaraland›¤›n›, 484 kiflinin ise hayat›n› kaybetti¤i unutulmamal›d›r. Dolay›s›yla, bu veriler trafik kazalar›n›n önlenmesine yönelik acil çözüm gerektirdi¤ini ortaya koymaktad›r. Önlem alma noktas›nda ve toplumu bilinçlendirme yönünde bu uygulamalar›n bafllamas›nda televizyonun etkili dünyas›ndan faydalanmak gerekmektedir. Televizyon kanallar› haftada yaklafl›k 550 saat yay›n yap›yor (uydudan yap›lan yay›nlar hariç), ya da y›lda toplam 27 bin saat. 1990 y›l›nda bir ülke s›n›rlar› içinde 20 televizyon kanal›n›n (uydudan yay›n yapanlar dahil) toplam 2100 saat yay›n yapmas› öngörüldü. Kendisine anket uygulanan insanlar›n yüzde doksan› haberleri televizyondan edindiklerini ve büyük bir bölümüne inand›klar›n› söylüyor. ‹statistiklere göre her gün ortalama iki saatimizi sadece televizyon izleyerek geçiriyoruz. Ülkemizde de, kitle iletiflim araçlar›ndan en çok televizyonun etkisi görülmektedir. Çünkü hemen hemen televizyonun olmad›¤› aile yok gibidir. ‹nsan›m›z›n tamam›, ortalama günde 5–6 saat televizyon seyretmektedir. Genç bir insan›n, 18 yafl›na kadar yaklafl›k 20 bin saat televizyon seyretti¤i hesaplanmaktad›r. Bundan da anlafl›l›yor ki, etkilenmeye en müsait genç nüfus için televizyon önemli bir olayd›r. Bu sebeple televizyon kanallar›na düflen en önemli görev flüphesiz ki toplumu derinden sarsan konularda öncü giriflimlerle bilinçlenmeyi sa¤lamal›d›r. Toplumun bilinçlendirilmesi gereken konular›n bafl›nda da flüphesiz ki; zaman›m›z›n en önemli sosyal ve ekonomik sorunlar›n›n bafl›nda trafik kazalar› gelmektedir. Trafik kazalar›yla ilgili istatistiksel verilere göre; son 2. TRAF‹K SORUNU, TELEV‹ZYON VE SOSYAL SORUMLULUK Modern hayatla tan›flm›fl her toplum gibi bizde de trafik kazalar›, acil çözüm gerektiren ciddi bir sorun olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ülkemizde meydana gelen trafik kazalar›nda her y›l binlerce vatandafl›m›z hayat›n› kaybetmekte, on binlercesi yaralanmakta veya sakat kalmaktad›r. Bu kazalardaki kay›plar›m›z bizleri, savafllar›n, terörün ve tabii afetlerin b›rakt›¤› tahribat ve olumsuzluklardan daha fazla etkilemeye devam etmektedir. Bu yüzden çeflitli nedenlerin sebep oldu¤u kazalar konusunda bireysel ve toplumsal duyarl›l›k ve trafik bilinci oluflturulmas› gerekmektedir. Vatandafllar›n›n huzurlu mutlu ve güvenli yaflamalar›ndan sorumlu olan her devlet, bunun için çaba sarf ederek sa¤lam bir altyap›yla ve teknolojik getirilerle hareket etmelidir. Kaza istatistiklerinde gerilere gidebilmek için, ilkö¤retim s›ralar›ndan bafllayan e¤itim ilerleyen y›llarda da devam etmelidir. Sürücü kurslar›nda iki haftayla s›n›rl› olan sürüfl e¤itimi ve az miktarda teorik e¤itimle kazalar konusunda bilinçlenmek mümkün de¤ildir. Devletin ç›kan yasalar› uygulayacak güçlerinin var olmas› yahut cezalar›n artt›r›lmas› flimdiye kadar kaza oranlar›nda cid- di azalmalar göstermemifltir. Peki, yap›lmas› gereken nedir? Cezai müeyyidelerin çare olamad›¤› trafikte, e¤itim altyap›s›n›n infla edilmesi için çal›flmalara bafllamak gerekmektedir. ‹lkokul ça¤›ndan itibaren bilinçli nesiller yetiflirken, genç nüfusun ço¤unlukta oldu¤u ülkemizde, kitle iletiflim arac›l›¤›yla toplumun duyular›na hitap etmeyi seçmek gerekmektedir. Bu yolda televizyonun araç olmas›, bilginin k›sa sürede topluma yay›laca¤›n› ve toplumu etkileyece¤ini, kitle iletiflimi alan›nda yap›lan araflt›rmalar göstermektedir. Halbuki, bahsetti¤imiz birkaç örnek d›fl›nda bugüne kadar trafik alan›nda büyük çapl› kampanyalar›n, TV programlar›n›n, sinema ya da dizi projelerinin oluflturulmad›¤› görülmektedir. Hala ne beklendi¤i sorusu, toplum olarak sürekli sordu¤umuz sorulardan... Kitle iletiflim araçlar› aras›nda en çok talep gören araç televizyondur. Televizyonun ülkemiz nüfusunun büyük ço¤unlu¤unca kullan›ld›¤›n› varsayarsak etki alan›n›n geniflli¤i de tart›fl›lmazd›r. Dolay›s›yla e¤itim yoluyla en fazla insana hitap edebilmeyi amaçlayan projelerde kullan›lmas› gereken yegane araç televizyondur. Trafik e¤itimi konusunda genç nüfusa ulaflabilmek için televizyon arac›l›¤›yla sosyal sorumluluk projeleri haz›rlanmal›d›r. Televizyon dizileri, sinema filmleri, reklam ve halkla iliflkiler projeleri genifl halk katmanlar›na ulaflt›r›larak toplumsal düzene büyük bir katk› sa¤lanacakt›r. D‹PNOTLAR: 1- Suat Karaküçük; Fatih Yenel, “Türk Sporunun Gelifltirilmesi ve Topluma Yayg›nlaflt›r›lmas› Bak›m›ndan Bas›n›n Etkinli¤i”, Gazi Ü, Spor Bilimleri Dergisi, C. 1, S. 2, Nisan, Ankara 1997. 2- Denis Mcquail; Sven Windahl, Kitle ‹letiflim Modelleri, ‹mge Kitabevi, Ankara 1997, s.82. 3- Graeme Burton, Görünenden Fazlas›, Alan Yay›nc›l›k, ‹stanbul 1995, s.44–45. 24 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 De¤erlerimiz Cafer AKYOL E¤itimci-Yazar [email protected] [email protected] [email protected] N C E L ‹ K L E Türk Dünyas›’nda Ö önemli bir yeri olan, Sevginin, bar›fl›n, kardeflli¤in ve güzellikten yana her fleyin yafland›¤› Nevruz Bayra m›’n› Kutlar Milletimizin birlik ve beraberli¤inin ilelebet sürmesini dilerim. Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çok önemli sözü “Yurtta Bar›fl Dün ya’da Bar›fl fl””›n, Nevruz Bayram› ile birlikte tüm Dünya’da hayat bulmas›n› diler, Dünya Kad›nlar›n›n “8 Mart Dünya Kad›nlar Günü”nü de en içten duygular›mla kutlar sa¤l›k ve mutluluklar dilerim. De¤er verdi¤imiz de¤erlerimiz. Bu say›m›zda Cumhuriyetimizin, Devletimizin, güvenli¤imizin teminat› Türk Polis Teflkilat› Kurumunda görevini baflar›yla sürdüren Sevgi dolu yüre¤iyle hoflgörülü ‹çimizden biri Kad›köy Emniyet Müdürümüz Veysel T‹P‹O⁄LU’nu siz de¤erli okuyucularla buluflturman›n mutlulu¤unu yaflad›m. De¤erli Hemflerimiz Kad›köy Emniyet Müdürü Veysel T‹P‹O⁄LU’na güvenli¤imize hayata ve yaflama dayal› sorular sordum: Akyol: Say›n Veysel Tipio¤lu kimdir? K›saca kendinizi tan›t›r m›s›n›z? Tipio¤lu: 1966 y›l›nda Kars ‹linde do¤dum. ‹lk orta ve Lise Tahsilimi Kars’ta tamamlad›ktan sonra 1989 y›l›nda Ankara Polis Akademisini bitirdikten sonra Komiser Yard›mc›s› olarak Bolu ‹l Emniyet Müdürlü¤ü kadrosuna tayin oldum. 1993-2003 y›llar› aras›nda Erzurum ‹l Emniyet Müdürlü¤ü Terörle Mücadele fiube Müdürlü¤ünde çeflitli rütbelerde görev yaparken Anti Terörizm konusunda Amerika Birleflik Devletlerinde ve ‹ngiltere de çeflitli kurslar ald›m. 2003 y›l›nda ‹stanbul ‹l Emniyet Müdürlü¤ü kadrosuna atand›m ve s›ras› ile Tuzla, Ümraniye ‹lçe Emniyet Müdürü olarak görev yapt›ktan sonra Temmuz 2006 y›l›nda Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürlü¤üne atand›m ve halen görevimi ifa etmekteyim. Beykent Üniversitesi Yö- netim Organizasyon Bölümünde Yüksek Lisans›m› tamamlad›ktan sonra Marmara Üniversitesi Türkiyat Enstitüsünde Genel Türk Tarihi Üzerine Doktora yapmaktay›m. Evli ve iki çocuk babas›y›m. Akyol: Güvenli¤imizin ve Cumhuriyeti mizin teminat› olan bu kutsal ve önem li göreve Genç yaflfl››n›zda geldiniz. Nas›l bir duygu bu anlat›r m›s›n›z? Tipio¤lu: Her fleyden önce mesle¤imi çok seviyorum. ‹flime olan bu sevgim, özverili çal›flmalar›m beni buralara getirdi. Polislik mesle¤i bir tak›m ruhunu gerektirdi¤i inanc› ile mesle¤imize inanmam›z ve vatandafla hizmet noktas›nda hiçbir görevden ve fedakârl›ktan kaç›nmamam›z gerekir. Bu duygu ile hareket etti¤imiz zaman baflar›l› hizmetler verebiliriz. Akyol: ‹stanbul’da büyük bir ilçenin Emniyet Müdürlü¤ünü yap›yorsunuz bu mesle¤in zorluklar› nelerdir? Tipio¤lu: Kad›köy’ün kozmopolit yap›s›, konumu, ulafl›m kolayl›klar›, sosyokültürel yap›s› ve önemli birçok al›flverifl merkezlerinin de Kad›köy’de olmas› nedeniyle suç ve suçlu ile mücadele de Kad›köy halk›n›n huzur ve güvenli¤i için sürekli olarak kendimizden, ailemizden ve sosyal hayat›m›zdan ödün vermek zorunday›z. Akyol: Kad›köy’de ki asayifl hakk›nda bilgi verir misiniz? Tipio¤lu: ‹nsanlar bir arada yaflamaya bafllad›klar› günden itibaren, aralar›ndaki iliflkiyi düzenleyecek adalet ve güvenlik içerisinde yaflamlar›n› temin edecek bir organizasyon güce ihtiyaç duymufllard›r. Devlet olarak örgütlenmifl toplumlarda, toplum düzeninin ve güveninin sa¤lanmas› devletin en baflta gelen görevidir. Dünyada suçun olmad›¤› hiçbir sistem ya da yer yoktur. Kad›köy ‹lçesinin de daha huzurlu bir ‹lçe olmas› için gece gündüz demeden çal›flmaktay›z. Ekonomik ve sosyal yaflam yönünden nüfusu yo¤un olan Kad›köy’ün suç haritas›nda da h›rs›zl›k, gasp, doland›r›c›l›k ve kapkaç gibi mala karfl› ifllenen suçlarda yo¤unluk görülmektedir. Yap›lan istatistiksel araflt›rmalara göre geçmifl y›llar ile yap›lan mukayesede flahsa ve mala karfl› ifllenen suç oranlar›nda %50’ye yak›n bir azalma görülmektedir. “Yani k›sacas› Kad›köy’de Asayifl Berkemal” diyebiliriz. Akyol: Dünyaya bir daha gelsem yine bu mesle¤i yapar›m diyor musunuz? Tipio¤lu: Bir daha dünyaya gelseydim kesinlikle yine Polis olurdum. Çünkü mesle¤imi çok seviyorum. Manevi tatmin noktas›nda, tatmin olaca¤›n›z birçok fleyi bu meslekte yaflayabiliyorsunuz. Ama tabii bir de flu var; Belki de bu ülkedeki en zor mesleklerden bir tanesi, fedakârl›¤›n en üst seviyede yafland›¤›, ailenize, kendinize zaman ay›ramad›¤›n›z yegâne mesleklerden bir tanesi çünkü hayat devam etti¤i sürece, hayat›n ak›fl› içerisinde her zaman görevdesiniz. ‹flinizle yat›p iflinizle kalkmak durumundas›n›z. Ama sevgi ile yap›lan her ifl beraberinde baflar›y› getirir. Kad›köy Emniyet Müdürü Veyse Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 25 Akyol: H›rs›zl›k olaylar›n›n önlemesi için özel projeleriniz ve geliflflttirdi¤iniz yöntemleriniz nelerdir? Tipio¤lu: Türk Polis Teflkilat›n› bir aile olarak de¤erlendirdi¤imizde Suç ve suçlu ile mücadelede teknolojiden de en üst seviyede faydalan›lmaktad›r. ‹l Emniyet Müdürümüz Say›n Celalettin CERRAH önderli¤inde alt yap›s› ve kurulumu ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤üne ait olan ve ilk defa ‹stanbul’da uygulamaya geçirilen MOBESE Sistemi ile meydana gelen olaylar›n ayd›nlat›lmas› ve suçun meydana gelmeden önlenmesi sa¤lanmaktad›r. Zaten ‹stanbul genelinde de suç oranlar›nda bir azalma oldu¤u görülmektedir. MOBESE Sistemi ‹lçemizde de yayg›n flekilde kullan›lmakta olup flu an itibari ile toplam 262 kamera ile Kad›köy izlenmekte ve say›lar›n›n art›r›lmas› için de¤erli Kad›köy halk›n›n destek ve yard›mlar› ile çal›flmalar›m›zda devam etmektedir. Ayr›ca h›rs›zl›k olaylar›n›n önlenmesi için ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ümüzde oluflturdu¤umuz Güven Timi ile Polisimiz simitçi, boyac›, temizlikçi, seyyar sat›c› kisveleri içerisinde soka¤a ç›kmaktad›r. Bunun yan›nda yaya ve motorize devriye hizmetlerine de a¤›rl›k verilerek özellikle halk›n yo¤un oldu¤u yer ve saatlerde tedbirlerimiz en üst seviyede al›nmaktad›r. Ayr›ca Sosyal Polis ve Okullar›m›zda daha güvenli bir e¤itim ö¤retim verilebilmesi ve aileleri taraf›ndan suça itilen yafl› küçük çocuklar›n tekrardan toplumumuza kazand›r›lmas›na yönelik çal›flmalar›m›z da devam etmektedir. Veysel T‹P‹O⁄LU-Cafer AKYOL Akyol: Suçlularda mücadele yöneti minizi aç›klar m›s›n›z? Kad›köy halk›na güvenlik konusunda neler söyleye ceksiniz? Tipio¤lu: Elde etti¤imiz baflar›l› çal›flmalar›m›z›n en büyük nedenleri aras›nda suç ve suçlu ile mücadele de teknolojiden de yararlan›larak, sokak Polisli¤ine a¤›rl›k vermek suretiyle de¤erli Kad›köy halk› ile Toplum Polisli¤i anlay›fl› içerisinde ortak hareket etmemiz gelmektedir. Bu konuda de¤erli halk›m›z›n destek ve gücünü her zaman yan›m›zda hissetmekteyiz. Suçun oluflmadan önüne geçilmesi ve cayd›r›c› önlemlere yönelik olarak yaya ve motorize devriye say›lar›n› art›rarak Polislerimizi soka¤a ç›karmaktay›z. 2008 y›l› içerisinde ‹lçemizde 2,5 Milyon kiflinin GBT Sorgulamalar› neticesinde toplam 6497 kiflinin çeflitli suçlardan aranan flah›slardan oldu¤u tespit edilmifl ve Yüce Türk Adaletine teslim edilmifltir. Kad›köy halk›n›n huzur ve refah› için gece gündüz demeden görev bafl›nda oldu¤umuzu belirterek, suçla mücadelemizde halk›m›za bir telefon kadar yak›n oldu¤umuzu ve her türlü flikâyetlerini, flüphe duyduklar› konu ve kiflileri bize ‹hbar etmelerinin ayn› zamanda bir vatandafll›k görevi oldu¤unu hat›rlatmak istiyorum. Akyol: Kimsesiz veya aileleri taraf›ndan soka¤a terk edilmifl çocuklar›n topluma ve sosyal çevreye kazand›r›lmas› için bir çal›flflm man›z var m›? Tipio¤lu: Bu konu ile ilgili ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü bünyemizde oluflturdu¤umuz Sosyal Polisimiz, Toplum Destekli Polisimiz ve Çocuk Büro Amirli¤i di¤er kurumlar›m›zla ortaklafla olarak çal›flmalar›n› canla baflla sürdürmektedir. Akyol: Emniyet Müdürü Veysel Tipio¤ lu’nun bir günü nas›l geçiyor? Tipio¤lu: Çok yo¤un bir o kadar da zevkli. Sabah erken saatlerde bir önceki günün yorgunlu¤u ve telafl› tamam›yla unutmufl bir flekilde kadere inanan her insan gibi yeni günü yaflama sevinci içerisinde mutlu ve güler yüzle karfl›lar›m. Gün içerisinde meydana gelen olaylarla ilgili birim amirleri ile koordineli olarak gerekli de¤erlendirme ve çal›flmalar yap›larak ‹lçemizin yo¤un gündemi içerisinde gece geç saatlere kadar Polisin ayr›lmaz argümanlar› telsiz, telefon ve tabi ki silah›m›zla vatandafl›n can mal ve namus emniyetini sa¤lamak için tüm personelimizle birlikte büyük bir mücadele sarf etmekteyiz. Akyol: Türk Dünyas›nda çok önemli bir yeri olan; Bar›flfl››n, kardeflfllli¤in, da- yan›flflm man›n birlik ve beraberli¤in sem bolü olan Nevruz Bayram› hakk›nda görüflfllleriniz nelerdir. Tipio¤lu: Nevruz, Türk dünyas›nda, ortak kültürel de¤er olmas› yönüyle önemli bir yere sahip olup, Türklük dünyas›nda ve Anadolu’da ortak inanmalarla, ortak heyecanlarla yüzy›llard›r Türk kültürüne özgü özelliklerle kutlan›lmaktad›r. Milletleri meydana getiren temel ö¤elerden en önemlisi kültür dedi¤imiz maddi, manevi de¤erlerdir. Nevruz’un dayand›¤› kaynaklar›n ve bu kaynaklara ba¤l› olarak oluflan pratiklerin de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Nevruz; bahar ve bereketi, yeni y›l ve y›l›n bafllang›c›n› ça¤r›flt›r›r. Nevruz, Türk kültüründe bahar›, yaflama sevincini, yenilenmeyi, uyanan do¤a ile birlikte bolluk-bereketi simgeleyen anlam ve ö¤elerle yüklüdür. Bu vesile ile tüm halk›m›z›n nevruzunu kutluyorum. Akyol: Gelece¤imizin teminat› gençlerimize tavsiyeleriniz neler olacakt›r? Tipio¤lu: Gelece¤in teminat› olan gençlerimiz Atatürk ‹lke ve ‹nk›lâplar›n› korumak ve gelecek nesillere emanet etmek için çok ama çok çal›flmalar› gerekmektedir. Gençlerimizin, almakta oldu¤u terbiye ve kültür ile, insanl›k de¤erinin, vatan sevgisinin en de¤erli örne¤i olacaklar›ndan hiç flüphem yoktur. Bize Ulu Önder Atatürk’ten emanet olan Türk ‹stiklal ve Cumhuriyeti, mevcudiyetimizin esas› olarak, e¤ilmez bafllar›n, yenilmez Türk evlatlar›n›n elinde ilelebet yaflayacak ve nesilden nesile devredilecektir. Karfl›n›za ç›kacak her türlü engel ve güçlükleri yenmek azim ve gayreti içinde, tüm de¤erlerimize, ülkemize ve milletimize hizmet etmekte s›n›r tan›mamalar›n› tüm gençlerimize tavsiye ediyor. Türk genci olarak her türlü zorluklar›n üstesinden gelebileceklerini bunun içinde muhtaç olduklar› tek fleyin Ulu Önder Atatürk’ün de dedi¤i gibi “Muhtaç oldu¤un kudret damarlar›ndaki asil kanda mevcuttur.” Sözü ile cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz diyorum. Akyol: Çok de¤erli zaman›n›z› bize ay›rd›¤›n›z için çok tefle flekkür ederim de¤erli müdürüm. Tipio¤lu: Benim içinde keyifli olan bu röportaj› okuyan herkese yasalara sayg›l› olmalar›n›, vatan›n› ve milletini seven Polisine Güven duyan ve devletini her zaman arkas›nda hisseden bütün güzelliklerin bu güzel ülkede yaflayan herkesle olmas›n› en içtenliklerimle istiyor ve teflekkür ediyorum. 26 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 “ fi i i r y a z m a k , n e f e s a l m a k t › r ” Cafer AKYOL “ G ö n ü l P e n c e re s i n d e n B i r N e f e s ” ACIYORUM Ac›yorum Sensiz yaflad›¤›m zaman dilimine Zaman›da vermedi¤im soldurdu¤um Gülüme çiçeklerime tomurcu¤uma Ac›yorum Anlatmak isteyipte Anlatamad›klar›ma Ac›yorum Sevinç ve hüzünlerimi Paylaflamad›¤›m anlara Ac›yorum Bundan sonraki yaflayaca¤›m›z K›sac›k zaman dilimimize Ac›yorum Birlikte çarpan yüreklerin Çaresiz at›fllar›na Ac›yorum Sana ve bana Ac›yorum Sevgimize ACIYORUM YOK ARTIK UMUT ‹LE ÖRTÜfiEN O GÜZELL‹KLER Günefl farkl› do¤uyor sesini duymayal› Sevinemiyorum sensiz uyand›¤›m sabaha Daral›yor gö¤üs kafesim ç›ld›r›yor yüre¤im Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler Tad› yok art›k ne yeme¤in ne tuzun ne bal›n Hepsi sözleflmiflçesine terk ettiler beni Yaflama sevincim bir celsede tutukland› Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler Yüre¤im yal›n ayak yollarda kald› Seni zirvede buldum uçurumlarday›m Bülbül gibi flak›yan yok oldu dilim Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler Kulaklar›mda sesin yüre¤imde sevgin Hayaline sar›lm›fl bu yaral› gönlüm Bir daha gelmez o özel o güzel günler Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler Sol yan›m a¤r›yor gözlerim a¤la Bu deli sevday› bir daha sorma Umudum mahflere sak›n unutma Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler CAMDA O GÜZEL YÜZÜN YAfiAMAK ‹STERD‹M SEN‹NLE Elimde çiçeklerim Gözlerimde gözlerin Camda o güzel yüzün Akl›mdan ç›kmaz flimdi Sensiz yaflant›m›n Tad› tuzu olmaz ki Sen bensiz yaflars›n ama Ben sensiz Yaflamak isterdim Zor günleri birlikte Omuz omuza aflmay› Yaflamak isterdim Sensiz yaflayamad›¤›m Yüre¤imi s›zlatan Ömrümden say›lmayan Yaflamad›¤›m günleri Yaflamak isterdim Sevilen bir müzikte Ellerin ellerimde Yüre¤in yüre¤imde Donup kalmay› Yaflamak isterdim ‹yi ve kötü günde Gözyafllar›m› Gözyafllar›na katmay› Güne seninle bafllay›p Uyand›¤›mda Seni yan›mda görmeyi Yaflamak isterdim Senin dünyandaki Benim dünyam› Yaflamak misterdim Bize ait olan Özgür dünyay› YAfiAMIMA NOKTAYI B‹R KOYAB‹LSEM YÜRE⁄‹MDE SÜSLED‹⁄‹M ADAK A⁄ACIM Seni unutmak Haf›zam› silmek gibi Sensizli¤i yaflamak Ölümü seçmek gibi Duydum kadife sesini A¤r›lar›m› unuttum Nefesimi t›kay›p Git yafla diyorsun Sen ne dedi¤ini Düflündün mü hiç Gözlerini ç›kar Nefes alma diyorsun ‹çime kök salm›fl Bedenimi tutsak etmifl Ey deli sevdam Çöllerde kald›m Bir unutabilsem Söküp yüre¤imden bir ç›karabilsem Bir unutabilsem Yaflad›¤›m› var sayd›¤›n Seninle sensiz Dolu dolu zamanlar› Hiç yaflamam›fl saysam Yeniden do¤sam Deli sevdamdan Bir kurtulabilsem Gözlerini bir unutabilsem Gözlerimi kapat›p yaflam›ma Noktay› bir koyabilsem Bu gün ilklerle dolu bir gündü Zaman kufl misali uçup ta gitti Yüre¤im k›fl günü bahar› gördü Duygu selinleyim ne güzel fleysin E¤er uyuyabilirsem bu gece biraz Rüyama girmeni isterim inan Hayalimdeki umut olmak istersem Yüre¤indeki görüntünçok bile bana Terledi avuçlar›m yükseldi nabz›m Duygusal haz›m yürek tercihim Gözlerimde uyku akl›mda sen Yüre¤imdeki ödevimi bir yapabilsem Üzülme gözlerim görmen gerekmez Yürek gördü gördü¤ünü gönlüm ne ister Bu gün kutsal bir gün üstelik bayram Dayan gözlerim dayan günefl do¤acak Lavanta gül papatya zambak Çocukça fliirler binilen sal›ncak Gün do¤umum özlemim al›flkanl›¤›m Yüre¤imde süsledi¤im adak a¤ac›m Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 27 Ali Erhan EREN [email protected] Yaral› Güvercin U G Ü N ofisimde çal›fl›rken B ö¤leden sonra pencere ke- nar›nda ölü oldu¤unu düflündü¤üm bir güvercin gördüm. Daha sonra pencereyi aç›p dikkatlice bakt›m ve nefes ald›¤›n› farkettim. Fakat güvercin çok kötü görünüyordu; tüylerinin yar›s› dökülmüfl ve görmüyordu. Ne yapabilirim diye düflünürken karfl› odadan bir çay taba¤› al›p içine su doldurdum ve güvercine do¤ru uzatt›m. Güvercini birkaç arkadafl›ma gösterdim. Onlar suyun fayda etmeyece¤ini ve 12 saat içinde ölece¤ini söylediler. Benim yine de içimde bir umut vard›. Sonra iflime döndüm. Yar›m saat kadar sonra pencereye tekrar bakt›m. Gördü¤üm manzara inan›lmazd›. Ölecek dedikleri güvercin aya¤a kalkm›flt›. Henüz tam olarak uçmaya haz›r de¤ildi ama daha diri gözüküyordu. Suyun hepsini içmiflti. Daha sonra çay taba¤›n› al›p daha büyük bir kaba su doldurdum ve onun önüne koydum. Bu arada arkadafllar›m› ça¤›rd›m, onlar da flafl›rm›fllard›. Arkadafllar›m da ›slak ekmek getirdiler. Bunlar›n hepsi belki de ömrünü biraz daha uzatmak içindi. Çünkü görmeyen bir güvercin daha ne kadar yaflayabilirdi? Bu arada mesai saati bitmek üzereydi. Pencereyi kapatacakt›m ama güvercin de içeri girmek istiyordu. ‹çeri alsam olmayacakt›. fiimdi yar›n› bekliyorum. Bakal›m sabah geldi¤imde hangi manzarayla karfl›laflaca¤›m? Sözlerimi Cafer Akyol’un flu fliiriyle bitirmek istiyorum :)) GÜVERC‹N Bahçeme bir güvercin kondu Rüzgar›n› yüzüme savurdu Yüre¤imde f›rt›na koptu F›rt›na azd› azacak Güvercin uçtu uçacak Bahçeme bir güvercin kondu Yüre¤im güvercini ister Güvercin uçmak ister Yüre¤im koptu kopacak Güvercin uçtu uçacak Bahçeme bir güvercin kondu ‹çimde bir deprem oldu Güvercine bir hal oldu Ellerim dokundu dokunacak Güvercin uçtu uçacak Bahçeme bir güvercin kondu Ruhum bedenimden koptu Akl›m gitti gidecek Güvercin uçtu uçacak Bahçeme bir güvercin kondu 28 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 TANINMAYAN B‹R HAK AfiI⁄I; Dr. Yaflar KALAFAT Halk Bilimci-Araflt›rmac›s› Yazar [email protected] [email protected] ‹ Z bu bildirimizde, halk edebiyaB t›n›n hece vezniyle, dörtlük halinde fliirler yazan Ahmet Saraço¤lu’nu k›sa hayat hikâyesi, edebi sanat› ve Hak badesi içifli ile tan›tmaya çal›flaca¤›z. Saraço¤ullar›, Gürcistan’›n Türk bölgesi olan ‘Borçal› Âfl›k Mahal›’ sanatç›lar›d›rlar. Ahmet Saraço¤lu’nun ailesi 1906 y›l›nda eski Revan Türk Hanl›¤›’n›n merkezi olan o zamanki ismi ile Revan ve bugünkü ismi ile Erivan’dan ailenin babas› Baba Haflim liderli¤inde Türkiye’ye gelmifl ve A¤r› ilimizin Yoncal› köyüne yerleflmifllerdir. Halen ayn› köyde ve o tarihlerde Kafkasya’dan yöreye gelip yerleflen di¤er Türk ailelerle birlikte Saraço¤lu ailesinin bir bölümü yaflamaktad›r. Saraço¤lu sülalesi, geçmiflte ve halen, Gürcistan’da, Azerbaycan’da ve Türkiye’de çok say›da araflt›rmac›, yazar, gazeteci ve edebiyat sanatç›s› yetifltirmifltir. Bildirimizin konusu olan Ahmet Saraço¤lu, 1938 y›l›nda A¤r›’da dünyaya geldikten sonra, lise tahsili A¤r›’da, Üniversite Ö¤renimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapm›fl, 1962 y›l›nda Ekonomist olarak mezun olduktan sonra Türkiye fieker fiirketi’nin çeflitli kademelerinde çal›fl›p, 1996 y›l›nda bu kurumdan, Ziraat Bölge Müdürü olarak emekli olmufltur. Halen Ankara’da yaflamakta olan Ahmet Saraço¤lu’nu birisi k›z iki çocu¤u vard›r Biz bu bildirimizde 200 kadar fliiri olan Ahmet Saraço¤lu’nun elimizdeki 100 civar›ndaki fliiri üzerinde baz› örneklemelerle durmaya çal›flaca¤›z. Esasen halk inançlar› çal›flan bir kimse olarak bu bizim için pek kolay olmayacakt›r. Ne var ki, halk tasavvufi ve Hak afl›¤› bir flairin iflledi¤i temalar pek de birbirlerine uzak de¤illerdi ve birisi anlamadan di¤erini anlamak kolay olmad›¤› gibi araflt›rmac› aç›- AHMET SARAÇO⁄LU s›ndan da eksik oluyordu. Buradan hareketle halk inançlar› çal›flmalar›m›z›, sözlü kültürün di¤er alanlar› ve Hak flairlerinin fliirleri ile destekleme fikrini benimsemifl ve o alana da bir süreden beri yönelmifl idik. Saraço¤lu da bu alanda ciddi ürünler verince 45 y›ll›k dostlu¤umuz bizi harekete geçirdi. Yak›nda Borçal›’da yap›lmas› beklenilen halk kültürü sempozyumuna baflka boyutlar› ile bu gönül erini götürüp, hemflerisi olan Karapapah Türkleri ile tan›flt›rmay› da düflünüyoruz. Saraço¤lu’nun yazd›¤› fliirlerinde, örneklemelerde de görülece¤i üzere; hasret, s›la duygusu, vatan sevgisi, aileye ba¤l›l›k, milli hamasi konular ifllenilmifltir. fiimdiye kadar baz› dergilerde yer alan ve televizyon. Programlar› gibi ortamlarda okunan Saraço¤lu’nun fliirlerinin ilk defa akademik bir ortamda tan›t›mlar› yap›lmaktad›r. Ahmet Saraço¤u için Hak Afl›¤› tabirini kullanmam›za yazm›fl oldu¤u tasavvufi fliirlerindeki derinlik sebep olmufltur. Daha sonra bade içiflini anlat›rken de; ailemden uzun süre Ankara’da uzak kald›¤›m s›k›nt›l› y›llar›mda bir rüya gördüm Rüyamda beyaz bir kaz›n üzerinde uçuyordum. Kaz›n gagas› kilometrelerce uzunlukta idi adeta Ankara’n› flehir alan›ndan daha büyüktü. Ciddi bir biçimde korkmufltum. Bir ses bana korkmamam› söyleyip cesaret verdi. O rüyay› gördükten sonra fliir yazmaya bafllad›m. Daha evvel fliirle ilgilenmez ve fliir falan da yazmazd›m, bir yetene¤im de yoktu, demektedir. Saraço¤lu’nun fliirlerinde cumhuriyet dönemi Türk tarihi bütün canl›l›¤› ile yaflamaktad›r. Samimi bir Atatürk ve cumhuriyet hayran›d›r. O’nun “Gazi Pafla” fliirinde ailesinden seferli¤i bütün canl›l›¤› ile dinleyerek yaflad›¤›n› görüsünüz. Seferberlik düfltü bafla Emir verdi Gazi Pafla Ka¤n›larla Kurtulufl’a Selam sevgi Atatürk’e Düflmandan kurtuldu ülke Dünya flaflt› koca Türk’e Cumhuriyet ça¤dafl ilke Selam sevgi Atatürk’e Baflkomutan Büyük Asker Dünyaya ders veren bir er Madalyas› bütün zafer Selam sevgi Atatürk’e Düflman›n› getirdi dize Sonunda döktü denize ‹lkeler arma¤an bize Selam sayg› Atatürk’e Baflka izm neyimizin Ayd›nl›¤› dünyam›z›n Sonsuza dek Kemalizm Selam sayg› Atatürk’e “29 Ekim’de An›tkabir’de yazm›fl oldu¤u “Yavruma” isimli fliirinde ise baflka bir güzellik vard›r. Atatürk bir kere gelmifl Dönece¤i yoktur yavrum O gönüllere yerleflmifl Ölece¤i yoktu yavrum Medeniyet Hedef Demifl Karanl›¤› öyle yenmifl Günefl gibi ziya imifl Sönece¤i yoktur yavrum O zaferlerle adlan›r Dünya O’nu emsal al›r Bayrak gibi dalgalan›r ‹nece¤i yoktur Yavrum Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 29 Birkaç örnek de ailesine olan düflkünlü¤ünü gösteren fliirlerinden verelim. “Tu¤çe” isimli k›z› yerine koydu¤u birine yazm›fl oldu¤u fliiri bu türdendir. Bu güzellik sana neden Uzun boylu ince beden Ruhum yan›yor sevgiden Yeflil gözlü güzel Tu¤çem Gözlerin bir bahar gibi Alalanm›fl rengârenkten S›rma saçl›m uzun telden Yeflil gözlü güzel Tu¤çem Ebediyen sönmez aflk›n Sel gibidir akar taflk›n Sevdan etmifl deli flaflk›n Yeflil gözlü güzel Tu¤çem Seninle hayat sürecem Hayat boyunca gülecem Allah’›ma flükredecem Yeflil gözlü güzel Tu¤çem Aflk›n kalbime kan verir Ruhun can›ma can verir Gönlüm gözüm seni görür Yeflil gözlü güzel Tu¤çem Pervanenim dönece¤im Ömür boyu sevece¤im Sönmez aflk›nla ölece¤im Yeflil gözlü güzel Tu¤çem Oldum benim sevgilim Uzun saçl›, s›rma tellim Aflk›n ile doldu gönlüm Yeflil gözlü güzel Tu¤çem Yaradan övmüfl yaratm›fl Benim kaderime yazm›fl A¤ao¤lu afl›k olmufl Yeflil gözlü güzel Tu¤çem A¤an›n O¤lu, A¤ano¤lu gibi isimle de kullanan Saraço¤lu bu fliiri ile adeta yaflayan Karacao¤lan’d›r. Saraço¤lu “Ak›bet” fliirinde ise sanki Bayburtlu Zihni’dir. Vard›m ki köyüme baksam ne kalm›fl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Sevdiklerim Kabristana tafl›nm›fl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Topra¤›n ninnisi hofluna gitmifl Sesine aldanm›fl varm›fl uyumufl Kabir dünyas›nda huzuru bulmufl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Mezarl›k herkese türbedar olmufl Analar bac›lar saç›n› yolmufl Tan›d›klar ölmüfl nesil deyiflmifl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Kimi k›fl ay›nda sonbahar›nda Kimi yaprak dökmüfl ilkbahar›nda Kimi ba¤ bozulmufl meyve ça¤›nda Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Ana gitmifl baba gitmifl dost gitmifl Ecel gelmifl yi¤itleri götürmüfl Giden kervan tekrar geri dönmemifl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Duvarlar çatlam›fl s›valar akm›fl Yar›k duvarlara kufl yuva yapm›fl Eskimifl binalar sahipsiz kalm›fl Mezarl›k flenlenmifl köy viran kalm›fl Kap›lar kilitli kilit paslanm›fl Etraf›nda örümcekler a¤ tutmufl Belli ki açacak kimse kalmam›fl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Kimi bacalarda duman tütmüyor. Ateflleri sönmüfl küller bekliyor. Manzara sonucu belli ediyor. Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Üzerinde yaban otlar yükselmifl Dikenler yok olmufl güller de solmufl Bafl tafl›na ne fliirler yaz›lm›fl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Tanr› iste¤ine kul boyun bükmüfl Kader lokman olmufl reçete yazm›fl Ölümün derman› yine ölümmüfl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Rengini kay›p etmifl saman samanl›k ‹flsiz sessiz kalm›fl damlar karanl›k Sahibi görünmez alm›fl helâl›k Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Çeflmeler kurumufl akm›yor sular Bafl›nda gülüflmez gelinler k›zlar Etrafta k›r›lm›fl birçok testi var Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Herkese aç›lm›fl ölümün yolu Göçenlerin sonu gam keder dolu Tan›d›k kalmam›fl bir insano¤lu Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Kimi gelin imifl kimi yi¤itmifl Aflina yüzlerin hepsi de gitmifl Vakitli-vakitsiz yolculuk bitmifl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Kimi çocuk iken kimi genç iken Yol yar› olmadan çabuk yorulmufl Her yaflta görülen ak›bet buymufl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Ecel kancas›n› canlara takm›fl Gören gözler görmez topra¤a akm›fl Anlad›m ki dünya boflmufl yalanm›fl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl A¤ao¤lu bu dünyada kim gülmüfl Kahkaha atanlar sonunda susmufl Kara toprak alm›fl hepsini götürmüfl Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl Yunus Emre gibi bir havas› da olan Saraço¤lu’nun bu fliirindeki ; “topra¤›n ninnisi”, “kabir dünyas›”, “yasta saç yolunmas›” “ölümün yaprak dökümü olarak alg›lanmas›” “ölüm kervan› ile gidenin geri dönmedi¤i” “kap›s› kilitli kalmak”, “örümce¤i a¤ yapmas›”, “bacalar› tütememesi”,” yabani otun basm›fl olmas›”, “Bafl tafl›/hece tafl›na fliir yaz›lmas›” “kaderin önüne geçilemeyece¤i”, “ölümün derman›n›n yine ölüm oluflu” “helal›k al›nmas›” “testi k›r›klar› ile mesaj vermek”, “dünyaya güvenilmeyece¤i”, “kara toprak”, “vakitsiz ölüm”,”dünyan›n bofl oldu¤u” gibi temalar halk sofizminin de ilgi alan›na girmektedirler. Saraço¤lu’nun bizim ilgi alan›m›za giren fliirleri flüphesiz, halk tasavvufu içerikli olanlard›r. O’nun bu cephesini ayr› bir çal›flma ile ele al- 30 may› düflünüyoruz. fiimdilik “fiükreyledim” fliiri ile yetinelim, Hayat buldum nefeslendim, ‹nsan olarak süslendim, Ad›n› and›m seslendim, Yaratana flükreyledim Nimet verdi nasiplendim Tüm r›zk›ma kefil bildim Gezdim tozdum neflelendim Yaratana flükreyledim. Ondan oldu her benli¤im, Ana, baba, kardefl dedim, Konuflturdu açt› dilim, Yaratana flükreyledim Can, ruh verdi dengelendim, Akl›m ile bilgilendim, Yokta var da hep denendim, Yaratana flükreyledim. Var oldum dünyaya geldim Hem a¤lad›m ham de güldüm, Her varl›kta O’nu gördüm, Yaratana flükreyledim. Ana rahminde beslendim, Et kemik ile bezendim, Hayat› sevdim özendim, Yaratana flükreyledim. Saraço¤lu kul Ahmet’im Bu cümleyi hep söyledim, Dilimden hiç düflürmedim, Yaratana flükreyledim. Nice dilekler diledim Zakir oldum zikr eyledim Varl›¤›m› hikmet bildim Yaratana flükreyledim Saraço¤lu bu fliirinde nefeslenme, nasiplenme, benli¤ini bulma, konuflabilme, a¤lay›p gülebilme, ana rahminde beslenme, vücutlanma ile flükretti¤i yaratan›n› her varl›kta gördü¤ü gerçe¤ini dile getirmektedir. Bu tarz fliirlerinden birisi olan “Seher Yeli” isimli fliiri ile bildirimizi bitirelim. Seher yeli dert çekerim Sen estikçe ben inlerim, Esintin gam›m, kederim Sen estikçe ben inlerim Seherde sana gelirim Güzel sesini dinlerim Yardan haberin beklerim Sen estikçe ben inlerim Tutuflup yanmak isterim Al götür yâre küllerim Sar›l›r belki dertlerim Sen estikçe ben inlerim Elemli geçer günlerim Seher vaktini özlerim S›rr›m› sana söylerim Sen estikçe ben inlerim Sende kald› ümitlerim Anlat yâre öykülerim Soldu döküldü güllerim Sen estikçe ben inlerim. Tabiatta cans›z olarak bilinenlerin de kendince canlar› vard›r. Gönül erleri veya Hak âfl›klar› bunlarla konuflurlar. Bunlardan yol iz sorarlar. Bunlar› flahit gösterirler, bunlarla helâlafl›rlar. Turnalarla oldu¤u gibi yellerle de sevgiliye mesaj gönderilip onunla mesajlafl›l›r. Bu fliirinde yeli dert orta¤› olarak alan Saraço¤lu’nun sanat di¤er fliirlerinde de görülebilmektedir. Onun bu neviden bir fliiri de “Ey Bulutlar” isimli oland›r. Ummanlar›n ötesine Götür beni ey bulutlar Edal›m var sevdal›m var Götür beni ey bulutlar Uçsuz bucaks›z ummanlar Dalgas› beni yaralar Bakmazla bitmez ufuklar Götür beni ey bulutlar fiu fele¤in cilvesi ne? Bak derdimin çaresine Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Uzaklarda yârim bekler Götür beni ey bulutlar Çok U¤raflt›m binemedim Nuh gemisin bulamad›m Yaflamda bitmez umutlar Götür beni ey bulutlar Kara Sazak eser rüzgâr Kar tipili geçti bahar A¤ustosta ayaz›m var Götür beni ey bulutlar Tasavvuf flairlerinin fliirleri adeta ayetlerin hadislerin flairin ana dili ile fliire dönüfltürülerek terennümüdür. Milli fliir yanlar ise, ayn› ustal›¤› milli hamasi konular›n ifllenilmesinde gösterir adeta milli projeleri fliirle dile getiriler. A.Saraço¤lu’nun fliirlerinde rahatl›kla iki özelli¤i bir ara görebilirsiniz. O’nun “Selamlay›n” fliiri bu türdendir. Türk’ü, Kürt’ü, Laz’› Çerkez’i Bu ülkenin o¤lu k›z› Bayraktaki ay y›ld›z› Ay›ramaz kimse bizi Kardefllerimi selamlay›n Kurtuluflta hep flahland›k Cihan flümul devlet kurduk ‹lkeleri esas ald›k Cumhuriyeti selamlay›n Düflmanlar›n› lanetleyin A¤ao¤lu budur sözüm Ayr›lmaz hiç gönlüm gözüm Kürt, Laz, Çerkez hepsi bizim Türklü¤ünüzü selamlay›n Bölücüyü lanetleyin Böylece bildirimizde, Güney Kafkasya’n›n Borçal› Türk bölgesinden Anadolu’ya gelip yerleflmifl bir Hak afl›¤›n›n fliirleri ile Anadolu Kafkasya halk edebiyat› köprüsü kurmaya çal›flt›k. Ozan›n di¤er fliirleri de yaz›l› kültürümüze kazand›r›ld›¤› ve her iki bölgenin di¤er sanatç›lar› eserleri ile birlikte tan›t›ld›¤›nda bu köprünün güçlenece¤ine inan›yoruz. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 31 Okul ve Çocuk Enfeksiyonu Uzm. Dr. Ercan TUTAK Çocuk Doktoru OCUKLAR krefle veya okula Çbafllayana dek ev ortam›nda çok s›k hastalanmazken okul ve krefllerin aç›lmas› ile birlikte hastal›klar hem onlar›n hem ailelerin yaflam›n›n bir parças› halini al›yor. Sonbahar ve yaklaflan k›fl ay› ile birlikte toplu yaflanan yerlerde damlac›k yolu ile yay›lan ve solunum yollar›na yerleflen virüslerin yol açt›¤› enfeksiyonlar›n ortaya ç›kmas›nda art›fl görülmektedir. Bu enfeksiyonlar›n bafl›nda so¤uk alg›nl›¤›na neden olan gripal enfeksiyonlar gelir. Grip, özellikle eylül ile mart aylar› aras›nda sonbahar-k›fl dönemini kapsayan mevsimsel özellik arz eden bir hastal›kt›r. Atefl, bafl a¤r›s› halsizlik, k›rg›nl›k ile bafllar. Öksürük, burun ak›nt›s› veya t›kan›kl›¤› ard›ndan akci¤er enfeksiyonu, sinüzit ve orta kulak enfeksiyonu gibi hastal›klarla komplike olabilir. K›fl aylar›nda 2 yafl›n alt›ndaki çocuklarda gözlenen solunum yolu enfeksiyonlar›n›n % 80’inin nedeni virüslard›r. Aileler ço¤u kez atefl, öksürük, burun ak›nt›s› ve öksürük flikayeti olan çocuklar›na gereksiz yere antibiyotik ve öksürük flurubu vermektedirler. Oysa yap›lan çal›flmalar virus enfeksiyonlar›nda bu ilaçlar›n etkili olmad›¤›n› ortaya koymaktad›r. Atefl düflürücülerin ise gereksiz yere kullan›m› çocuklar›n do¤al ba¤›fl›kl›k sisteminin güçlenmesine engel olmaktad›r. Bakteriler arac›l›¤› ile oluflan bademcik enfeksiyonu ile virüslerin neden oldu¤u solunum yolu enfeksiyonunu birbirinden ay›rt etmek tedavi seçiminde çok önemlidir. Bademcik enfeksiyonunda öksürük, burun ak›nt›s› genellikle olmaz, atefl, yutkunmada güçlük, ifltahs›zl›k ve kar›n a¤r›s› ön planda iken virüslerin neden oldu¤u gripal enfeksiyonlarda öksürük, burun ak›nt›s›, halsizlik, yayg›n kas a¤r›lar› daha belirgin fli- Bademcik enfeksiyonunda öksürük, burun ak›nt›s› genellikle olmaz, ateflfl,, yutkunmada güçlük, iflflttahs›zl›k ve kar›n a¤r›s› ön planda iken virüslerin neden oldu¤u gripal enfeksiyonlarda öksürük, burun ak›nt›s›, halsizlik, yayg›n kas a¤r›lar› daha belirgin flfliikayet olarak gözlenmektedir. kayet olarak gözlenmektedir. Solunum yolu enfeksiyonlar›nda gözlenen öksürük flikayeti asl›nda oluflan salg›lar›n solunum yollar›ndan temizlenmesi için vücudun bir savunma mekanizmas› olarak ifllev görür. Öksürük kesici özellik arz eden ilaçlar›n kullan›m› vücudun bu do¤al savunmas›n› bloke etti¤i için bu tür ilaçlar›n kullan›lmas› önerilmez. Bazen bademcik enfeksiyonu ile gripal enfeksiyon ay›r›m› muayene sonucunda da yap›lamaz. Bu durumda bo¤az kültürünün al›nmas›, baz› kan testlerinin yap›lmas› ve sadece atefl düflürücü verilerek hastan›n gözlenmesi gerekir. Özellikle alerjik bünyesi olan çocuklarda ast›m ata¤›n› bafllatmas› veya küçük bronfllar›n salg›larla t›kanmas› neticesinde Bronfliolit’e neden olabilmesi aç›s›ndan gripal enfeksiyonlara karfl› tedbir almak bu aylarda özellikle önemlidir. Bazen solunum s›k›nt›s› nedeni ile hastaneye yat›r›larak tedavi gerektirecek kadar a¤›r solunum sistemi enfeksiyonuna yol açabilen gripal enfeksiyonlar› önlemenin en önemli yolu afl›lanmad›r. Dünya Sa¤l›k Örgütü her sene yeni tip grip virüsüne karfl› haz›rlanan grip afl›lar›n›n özellikle fleker hastal›¤›, alerjik bronflit, ba¤›fl›kl›k yetersizli¤i, do¤umsal kalp hastal›¤› gibi rahats›zl›klar› olan çocuklara uygulanmas›n› önermektedir. Ancak gripal enfeksiyonun yol açt›¤› ifl ve gücünden olma, çocuklar›n derslerinden geri kalmas› ve hastaneye yat›r›larak tedavi edilme gereklili¤i gibi maliyet-yararl›l›k analizlerinin sonucunda Amerikan Pediatri Akademisi bu riskli gruplar›n yan›nda 6 aydan büyük her çocu¤a eylül ile ocak aylar› aras›nda grip afl›s›n›n yap›lmas›n› önermektedir. Afl›n›n d›fl›nda gripal enfeksiyonlardan korunmak için yap›labilecek di¤er s›n›rl› önlemler bafll›ca: enfeksiyonu geçirmekte olan kiflilerin toplum içine girmemesi veya maske kullanmas› ve el hijyenine önem gösterilmesidir. Nezle hali grip ile çok s›k kar›flt›r›lan bir durumdur. Ancak nezlede genel durum daha iyidir. Atefl yüksek olmaz. Daha ziyade hapfl›r›k ve burun ak›nt›s› ve ard›ndan burun t›kan›kl›¤› ile kendisini gösterir. Nezle ve grip gibi hastal›klar›n uzun sürmesi hastal›¤›n sinüzit ve orta kulak enfeksiyonu ile komplike olmas›na yol açabilir. Bu nedenle sinüslerin ve östaki kanal›n›n a¤z›n›n aç›lmas›n› sa¤layacak steril tuzlu su içeren burun damlalar›n›n kullan›m› yarar sa¤layacakt›r. E¤er bir çocukta y›lda 5 defadan fazla tekrarlayan ve sinüzit, orta kulak enfeksiyonu, akci¤er enfeksiyonu ile komplike olan solunum yolu enfeksiyonu geçirme flikayeti varsa mutlaka ayr›nt›l› bir kulak burun bo¤az muayenesi ve ba¤›fl›kl›k, alerjik hastal›klar aç›s›ndan incelenmesi için çocuk hastal›klar› uzman›na muayene ettirilmesi gerekir. 32 ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flma Derne¤i Aç›ld› S T A N B U L Anadolu Yakas› Azeri ‹ Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’nin aç›l›fl› Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul Baflkonsolosu Doç.Dr Sayyad ARAN, ‹stanbul -Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürü Veysel T‹P‹O⁄LU ve birbirinden de¤erli hemflerilerimizin kat›l›m›yla yap›ld›. Azeri Kültür Evi olarak gayemiz Azerbaycan’›n edebiyat ve folklorik zenginli¤ini derleyerek panel ve etkinlikler fleklinde halk›m›z›n hizmetin sunmakt›r. Bu amaçla da bölgemizde y›l içinde en az dört kez etkinlikler düzenleyerek hemflerilerimiz ve halk›m›z›n zengin kültürümüz ile ilgilenmesi, bilgilenmesi ve e¤lenmesi sa¤lanacakt›r. Ayr›ca kültür evimizde kurulan kütüphane ve web kaynakl› hizmetlerle kültürel projemiz desteklenecektir. Azerbaycan Kültür Evi olarak hedeflerimiz ise; Bölgemizde çekim merkezi oluflturarak referans noktas› olmak güvenilir bir sivil toplum örgütü olarak kurumsallaflmak ve halk›m›za hizmetler sunmakt›r. Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 SERHAT KÜLTÜR HABER aç›l›flta bir konuflma yaparak duygular›n› özetle flöyle anlatt›: “Eziz dostlar gardafllar. Azeri Kültür Evi’nin aç›l›fl› münasebetiyle ham›n›z› yürekten tebrik ederim. ‹nan›ram ki bu kültür evi ‹stanbul’da yaflayan Azerbaycanl›lara ayn› zamanda Azerbaycan kökenli yüz y›ldan beri Türkiye s›n›rlar› içinde yaflayan insanlar›n en Bu gaye ve amaçla kat›l›mlar›n›zdan dolay› tüm konuklar›m›za teflekkür ediyor flükranlar›m› sunuyorum. Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul Baflflkkonsolosu Doç. Dr. Seyyad ARAN ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flma Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan› Erol GÖLLÜ Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürü Veysel T‹P‹O⁄LU flk kan› Aç›l›fl konuflmas› Dernek Bafl Erol GÖLLÜ taraf›ndan yap›ld›. Erol Göllü konuflmas›nda flunlar› söyledi: Azeri Kültür evi neden kuruldu amaçlar› ve hedefleri ile ilgili sizlere bilgi vermek istiyorum. Globalleflen dünyadan kültür dayatmalar›ndan dolay› kad›nlar›m›z gençlerimiz ve çocuklar›m›z zengin kültürümüzden gelenek ve göreneklerimizden uzaklaflmakta, yabanc›laflmakta hatta reddetmektedir. eziz en ›st› ocaklar›ndan biri olacak.‹nsanlar buraya dertlerini bölüflmeye gelecek. Azerbaycan ve Türkiye’de ö¤retilen yükselmifl bir istikamete yönelmifl u¤runa fikir birli¤ini bölüflecekler. Ayn› zamanda bura her bir insan›n kesin do¤ma evi do¤ma meskeni olacakt›r. Erol Göllü bey beni davet edende çok sevindim söz verdim mutlaka ifltirak edecem.. Söylemifltim olabile biraz geç gelecem. Tahminen bir saat ola ‹zmir’den tayyare ile geldim.Eve Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul Baflkonsolosu Doç.Dr. Seyyad ARAN Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 33 gitmeden konsoloslu¤a gidip oradan da buraya geldim. Ben demek istiyirem ki bu derne¤in aç›l›fl› benim için çok önen tafl›y›r. Mühim bir hadisedir. Erol Bey sizi ve bütün ekibinizi bütün bu ifle eme¤i olan insanlar› yürekten tebrik eder baflar›lar dilerim.Sizin bu eseriniz bu faaliyetiniz daim Allah arkan›zda olsun. As›rlar boyu yaflas›n,” dedi. Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürü Veysel T‹P‹O⁄LU ise duygular›n› flöyle anlatt›: Öncelikle Kad›köy’de böyle bir oluflumun haz›rl›klar› için bu ifle emek harcad›klar› için yönetim kurulunu huzurlar›n›zda tebrik ediyorum. Biz biliyoruz ki büyük Türk Milletinin birlik ve beraberli¤inin tesisi noktas›nda önemli bir aksiyon icra edecek Azeri Kültür Evi buraya gelecek gençlerimize Türk kültürünü Türk medeniyetini Türk ananesini ö¤retmek suretiyle, milli birlik ve beraberli¤imize önemli katk›da bulunacakt›r. Azeriler Türklerle ayn› soydan, ayn› boydan gelen milletin evlatlar›d›r. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuvvetli ve güçlü olmak zorundad›r ki bütün etraf›nda bulunan Türk Cumhuriyetlerine Türk soylu cumhuriyetlerine Türk insan›na yard›m edebilsin. Ne zaman Türk Devleti tarihte zay›flam›fl o zaman bütün etraf›nda bulunan mazlum Müslüman Türk soylu devletlerin tarih üzerinde s›k›nt›lara düfler oldu¤unu görmekteyiz. Bunun için hep birlikte bu millete, bu devlete en iyi flekilde hizmet edip Ulu Önder Atatürk’ün dedi¤i gibi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni muas›r medeniyetler seviyesine ç›karmak durumunday›z.” Bu vesile ile aran›zda bulunmaktan dolay› duydu¤um memnuniyeti tekrar ifade ediyor ve böyle bir organizasyonu yapan, böyle bir fleye emek harcayan baflta dernek baflkan› olmak üzere bütün yönetim kurulu üyelerini yürekten tebrik ediyorum, dedi. Bizler de Serhat Kültür Dergisi olarak ‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’nin kurulmas›nda eme¤i geçen yönetim kurulunu kutlar kültüre, dostlu¤a ve bar›fla dayal› nice güzel etkinliklerle baflar›lar›n›n daim olmas›n› dileriz. 34 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Ardahan’da Ar›c›l›k Kaz›m ARICI Emekli Ö¤retmen U N U T U L M U fi olan bu bölgemizin varl›klar›ndan birisi olan Ardahan’a özgü Kafkas ar› ›rk› ve onun çok de¤erli bal›n› de¤erli okurlar›m›za bu köfleden azda olsa sunabilirsem mutlu olaca¤›m. Evvela flunu belirtmeliyim ki Ar›c›l›¤›n belli ölçüler içerisinde baflar›ya ulaflabilmesi için bölge flartlar› ve co¤rafi yap›s›n›n iyi bilinmesi gerekir. U Ardahan denizden 1850 metre yüksek bir seviyede olup engebeleri ile iklim flartlar› bitki örtüsü flora zenginli¤i ile bir harikalar diyar›d›r. Düflünün ki tüm dünyada 1200 çiçek tü- ründen sadece Ardahan da 900 türü mevcut tur. Bu durum ar›c›l›k için ola¤anüstü bir zenginliktir. Ar›n›n dinozorlar döneminde dahi mevcudiyeti tespit edilmifltir. Ar› kanatl› olmas›na ra¤men bir sinek de¤ildir. Tüm varl›klardan ola¤anüstü bir özellik tafl›r. Tüm bitkilerin ço¤almas›na tozlaflma sureti ile yard›mc› olmaktad›r. Bak›n›z büyük bilgin Anteing bu konuda ( ar› nesli biter, dört y›l sonra insanl›k biter ) sözü meflhurdur. Bu gerçekler ›fl›¤›nda tüm dünya insanlar› olarak ar›y› yaflatabilmek için elden geldi¤ince ne gerekiyorsa yaflam ad›na korunmal› ve yap›lmal›d›r. Ar›c› desteklenmeli hatta ve hatta ar›c›l›k bakanl›¤› kurulmal›d›r. Tüm dünyada çok çeflitli ar› ›rklar› mevcuttur. Bu ›rklar›n en de¤erlisi dili uzun, uysal, çal›flkan, so¤uk iklime dayan›kl› olmas› ile Ardahan’a özgü Kafkas ar› ›rk›d›r. Bu kültür ›rk›m›z›n yaflat›lmas›, korunmas› ve gelifltirilmesi ülkemizin bir kazan›m› olacakt›r. Ülkemizin hiçbir yerinde yaflama flans› olmayan bir bak›ma da¤ aras› da dedi¤imiz bu ›rk›n ana vatan› Ardahan’d›r. 1950 ve 1970 y›llar›nda tüm Ardahan bölgesinde ilkel flartlarda ar› say›s› 500 ü geçmez iken bu gün itibar› ile kovan say›s› 40.000 i geçmifltir. Ne yaz›k ki Ardahan ar›c›s› göçer ar›c›lar yüzünden fevkalade rahats›z ve tedirgindir. Her y›l Anadolu’nun çeflitli yerlerinden sahil boyunu kullanarak ikinci mahsul için Temmuz ay› bafllar›nda Ardahan’a adeta hücum etmektedirler. Ardahan Devlet ‹daresi’nin, bunu önleme bak›m›ndan ne kadar u¤rafl vermekte ise de bir türlü önü al›namam›flt›r. Bu bak›mdan köklü ve kal›c› yasaklar uygulayarak Ardahan Kafkas ar›s›n›n hastal›klardan ›rk bozulma tehlikelerinden ar›nd›rmak için ve ayr›ca Ardahan ar›c›s›n›n ma¤duriyetini korumak için köklü tedbirlere ihtiyaç var›d›r. Bunun yolu da sahile götürüp getirmeyi yabanc› göçer ar›c›lar› sokmamak için Ardahan civar› yasak bölge kapsam›na al›nmal›d›r. 1980 y›l›na kadar kovan bafl› ortalama 30 ile 40 kilo hasat elde edilirken, bu gün bu say› Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 35 kovan bafl› 10 kilograma düflmüfltür. Bu say› Ardahan ar›c›s›n›n ma¤duriyeti say›lmal›d›r. Ayr›ca çeflitli hastal›klar›n bölgeye yay›lmas› da önlenmifl olur. BAL NED‹R? Bal, ar›n›n çiçek nektarlar›ndan hortumu sayesinde kursa¤›na çekmifl oldu¤u tatl› bir sudur. Bu su ar›n›n kursa¤›nda bala dönüfltürülerek petek gözeneklerine aktar›l›r. Bir müddet bekletildikten, suyu uçurulduktan sonra olgunluk dönemine erdi¤inde ar› taraf›ndan üzeri kapat›l›r. ‹flte bal budur. çimi bal severler taraf›ndan yap›l›r. Ne yaz›k ki bütün bunlara ra¤men bala ülkemizde hileler kar›flt›r›larak veya özel olarak baz› maddelerden bal diye yap›l›p halk›m›za sunulmaktad›r. Bu da çok ac› ve düflündürücüdür. Katk›s›z ve do¤al çiçek ballar› tercih edilmelidir. Do¤al ballar›n donma özelli¤i mevcuttur. Bu bak›mdan do¤al ballar›n tercihi en salim yoldur. Çok çeflitli ar› ›rklar› oldu¤u gibi çok çeflitli de ballar mevcuttur. Örme¤in çam, narenciye, ayçiçe¤i, a¤aç usarelerinden derlenen ballar ayr›ca do¤al yer çiçeklerinden toplanan ballar mevcuttur. Bunlar›n se- Bal, yedi dakikada kana geçerek enerji sa¤lar. Mide rahats›zl›klar› barsak rahats›zl›klar› bilhassa karaci¤er beslenmesinde, geliflmekte olan çocuklar›n zekâ gelifliminde, spor yapanlarda tüketilmesi gereklidir. Her N‹Ç‹N FAYDALIDIR? evde bal›n bulunmas› do¤al bir eczane gibidir. Ardahan da 400 - 500 ton bal üretilmektedir. Bu ballar Kafkas ar› ›rk›n›n do¤al yer çiçeklerinden üretilen ballard›r. Bu ballar›n de¤erleri bilindi¤i için Ardahan Kars bölgelerinden bat›ya göç eden insanlar›m›z taraf›ndan tüketilmektedir. Ardahan da mevcut Ar›c›lar Birli¤imizin ve Ar›c›l›k Üretme ve Islah Müdürlü¤ümüzün çabalar› ile sahte balc›l›¤›n önüne geçebilmek için markalaflma cihetine gidilmektedir ben bu vesile ile okuyucular›ma bar›fl dolu ball› y›llar diler sayg›lar sunar›m. 36 Ünalan Mahallesi, Kars-ArdahanI¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür Derne¤i NALAN Mahallesi, Kars-Ardahan- I¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür Derne¤i geleneksel sosyal etkinlilerinden biri olan yöresel kaz yeme¤ini genifl kalabal›k bir hemfleri toplulu¤uyla coflkulu bir flekilde yapt›. Sosyal etkinliklerle insanlar›n bir araya gelerek özlemlerini gidermesi adet ve geleneklerinden yaral› olanlar› devam ettirmesi, yöresel etkinliklerini yenilemeleri insanlar› mutlu k›lmaktad›r. Dernek çal›flmalar›n› yürütmek yönetim ve üyeler aras›nda özveri erdem ve anlay›flla daha rand›manl› ve hofl olur derneklerin en büyük flans›zl›¤› ilgili yerlerden yeterli deste¤i almamakt›r. Yinede azimli istekli ve kararl› olmak en önemli un- SERHAT KÜLTÜR HABER rulmufl olup çeflitli çal›flmalarla bu faaliyetlere devam etmektedirler. Bu tür dernek faaliyetleri kültürel ve sosyal etkinliklerle birlikte geçmiflten günümüze gelerek adet ve ananelerin yaflat›lmas›nda bir anlamda tarihi ile yöre insan› aras›nda bunlar›n yaflat›lmas› ad›na da çok önemli bir misyon üstlenmektedir. Ü Dernek baflkan› emekli ö¤retmen Naim ERDA⁄ konuflmas›nda flöyle dedi: Ünalan Mahallesi, Kars-Ardahan, I¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür Derne¤i olarak bu güzel günümüzde bizleri yaln›z b›rakmayarak onurland›rd›¤›n›z için hepinize yönetim kurulumuz ad›na hofl geldiniz diyor ve teflekkür ediyorum. De¤erli konuklar, dayan›flma yard›mlaflma birlik ve beraberli¤in en güzel örnekleri metropol kentlerde hemfleri destekleri taraf›ndan verilmektedir. Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Dernek Baflflkkan› Emekli Ö¤retmen Naim Erda¤-Kaz›m Alagöz surlard›r. Bizler görüfllerimiz ve düflüncelerimiz ne olursa olsun biriz ve beraberiz. Sosyal etkinli¤imizde eksiklerimiz ve hatalar›m›z olursa siz de¤erli konuklar›m›zdan hoflgörü ile karfl›layaca¤›n›z› umuyor hepsinize iyi e¤lenceler diliyor sevgi ve sayg›lar›m› sunuyorum, dedi. Mevcut bu derneklerden birisi de Üsküdar ‹lçesi, Ünalan Mahallesi’nde faaliyet gösteren Kars-Ardahan- I¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür Derne¤i Çaml›ca düzenledi¤i geleneksel Kaz fiöleni ile kat›l›m›n iyi oldu¤u flairi, ozan› ve sanatç›s› ile davetlilerin hoflça vakit geçirdi¤i bir yemek oldu. Böyle güzel birlikteliklerin ,da- Çeflitli etkinliklerde Güzel diksiyonu ve içten sunumuyla bugünün sunuculu¤unu yapan de¤erli hemflerimiz, Kaz›m Alagöz, KAI Vakf› ve Kars-Ardahan-I¤d›r Dernekleriyle ilgili görüfllerini flöyle anlatt›: ‹stanbul’da mevcut KAI Vakf› faaliyetlerine devam etmekle birlikte ayr›ca a¤›rl›kla ‹stanbul’da olmak üzere di¤er birçok il ve ilçelerde de Kars-Ardahan-I¤d›r Dernekleri ku- Aflfl››k Mürsel Sinan Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 37 Mustafa Kara konuflmas›nda flöyle dedi: Ünalan KAI Dernek yönetimi, baflka ilçelerden gelen dernek baflkanlar› de¤erli hemflerilerimiz bu so¤uk günde Serhat Kars’›n s›cakl›¤›n› güzelli¤ini yaflatt›¤›n›z için hepinize teflekkür ediyor sayg›lar sunuyorum. Mustafa KARA yan›flman›n önemi büyüktür. Bu anlamda ben bu tür derneklerin çok yaral› olaca¤› inanc›nday›m. Bu tür faaliyetlerde görev alan hemflerilerimi yürekten kutluyorum. Ünalan Mahallesi’ndeki bu derneklerin düzenledi¤i yemekte görev alan hemflerilerimi ve dernek baflkan› ile tüm yönetim kurulu üyelerini kutluyorum. “Gün dayan›flma günüdür” diyerek sözlerine son verdi. Serhat Kültür Dergisi olarak; Ünalan Mahallesi, Kars-Ardahan, I¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür Derne¤i’nin düzenlemifl oldu¤u bu güzel etkinlik içi yönetim kurulunu kutlar, nice böyle birlik ve beraberlik ad›na yap›lacak hemfleriler aras›ndaki dayan›flmay› güçlendirecek etkinliklerin devam›n› dileriz Bizler Serhat Karsl› olarak, mezalimin ne oldu¤unu, soyk›r›m›n ne oldu¤unu,93 harbinin ne oldu¤unu dedelerimizin bize anlatt›¤›yla yani hepimizin bildi¤i gibi Ermeni katliam›n› yaflam›fl iliz biz. Ben kendi flahs›m olarak dedem ve dedemin kardeflleri; 7 dede diye ifade ederler, Ermeni katliam›nda flehit olmufllard›r. Ben buradan yola ç›karak bu gün Filistin ve Gazze’de yaflananlar› yüre¤imizin derinliklerinde hissediyoruz. Bu mezalimden bu soyk›r›mdan etkilenmifl bir ailenin çocu¤u olarak bütün olanlar› dünyan›n gözü önünde gerçekleflen katliam› k›n›yorum diyerek sözlerine flöyle devan etti: Hayat›n içersinde her fley beraber gerçeklefliyor. Bir yandan katliamlar gerçeklefliyor bir yandan da dostluk ve güzellikler . Bu anlamda bu tür derneklerimiz birlik ve beraberli¤in en iyi ifadesidir. Kültürümüze ve derneklerimize sahip ç›kmal›y›z. Ben bu güzel günü çok uzatmadan yaln›z sadece bir anekdotla ayr›laca¤›m. Geçen y›l Ataköy Ahmet Cömert Spor Salonu’nda çok güzel bir gece, daha do¤rusu gün gerçekleflti. Erzincan’›n kurtu- Aflfl››k Orhan Üstünda¤ luflu ben o geceye Ahmet Cömert’e gittim. Salon t›kl›m t›kl›md›. Erzincan’la da çok büyük gurur duydum. Muhteflem bir kalabal›k muhteflem bir program sonras›nda düflündüm. Bir Karsl› olarak ne kadar gurur duydum ne kadar onurland›m anlatamam. Düflündüm de e¤er biz serhat s›n›r›m›z› koruyamasayd›k Erzincan Kurtulufl Günü’nü kutlayamazd›. Hepimizin do¤du¤u kent ‹stanbul ve ‹stanbul’un içinde Üsküdar’day›z. Çaml›ca’day›z. Çaml›ca’n›n içinde Ünalan’day›z. Ben bu anlamda kesinlikle ve sayg›de¤er baflkan›m›z›n da az önce ifade etti¤i gibi kardeflli¤in, dayan›flman›n, birlikteli¤in her fleyden önce geldi¤ini söylüyorum. Hepinize sayg›lar sunuyor teflekkür ediyorum. 38 Kars Arpaçay Tomarl› Köyü Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 SERHAT KÜLTÜR HABER 3. Geleneksel Kaz Gecesi Yap›ld› ARS Arpaçay Tomarl› Köyü Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i’nin 3. Geleneksel Kaz Gecesi 30.01.2009 tarihinde ‹stanbul Arnavutköy’de gerçekleflti. Geceye Aflfl››k Mürsel Sinano¤lu, Aflfl››k Poyrazo¤lu ve Aflfl››k Turgay Mutlu sazlar› ve birbirinden güzel türküleriyle efllik ettiler. K Gecede dernegin kurucu üyelerine dernek yönetimi taraf›ndanteflekkür plaketi verildi. Baflflkkan Nurettin Kazak bütün dernek üyelerine teflekkürlerini bildirdi. Geceye kat›lanlar aras›nda birçok siyasi eri Birli¤i parti ve KAI Hemflfle ve Zeytinburnu KAI Hemflfle eri Konseyi de bulunmaktayd›. Önceki dönem baflkanlar›ndan Recayi Oruç’un Keyifli sunumu ve afl›klar›n bir birin- den güzel türküleri eflli¤inde kazlar yenildi ve afl›k Turgay Mutlu’nun coflkulu halaylar›yla gece son buldu. Ayr›ca Gecede Tomarl› Köyü Derne¤i yönetimi dernek ad›na al›nm›fl olan bir arsan›n da müjdesini köylüleriyle paylaflt›. Gecenin görüntüleri ekin tv taraf›ndan yay›nland›. Serhat Kültür Dergisi olarak kültürümüzü gelenek ve ananelerimizi yaflatacak olan sivil toplun örgütü derneklerimizi kutlar, Kars Arpaçay Tomarl› Köyü Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i’ne dostluk ve bar›fltan yana nice böyle güzel etkinlikler dileriz. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür SERHAT KÜLTÜR HABER 39 Ardahan Alagöz Köyü Kültür ve Dayan›flma Derne¤i R D A H A N Alagöz Köyü Kültür ve A Dayan›flma Derne¤i düzenlemifl oldu¤u kaz gecesi kalabal›k hemfleri kat›l›m›yla yap›ld›. Afl›klar ve yöresel sanatç›lar›n güzel türküleri eflli¤inde yöremiz insanlar› dostluk içinde el ele halaylar çekerek, birlik ve beraberli¤in güzelli¤ini yaflad›lar. Gecede bir konuflma yapan dernek baflkan› Orhan Çerkez özetle flöyle dedi: Bizler Alagöz köylüleri olarak y›llard›r ülkemizin çeflitli yerlerinde ikamet etmekteyiz. Çeflitli yerlerde elde etti¤imiz olanaklarla yaflam mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadele bizleri birbirimizden uzaklaflt›rd›. D›flar›da görd¤üm halde yabanc› zannedip ona göre hitap etti¤imiz köylülerimiz ve hatta akrabalar›m›z›n oldu¤unu gördük. Bu ac› bir gerçektir. ‹flte bu gerçe¤i gören de¤erli arkadafllar›m›zla bir araya gelerek Alagöz Köyü Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’ni kurmay› baflard›k. Geçti¤imiz günlerde birinci ola¤an kongresini yapan derne¤imiz yönetim kurulunu oluflturmufl ve bugün de sizleri burada buluflturmufltur. Resmi ve tüzel kiflili¤e kavuflan Alagöz Köyü Derne¤i’mizin kuruluflunu kutlamak köylülerimizi bir araya getirmek sureti ile kaynaflma, dayan›flma, birlik ve beraberli¤imizi pekifltirmek ad›na dernek yönetimi olarak sizleri buraya davet etmifl bulunuyoruz. Bu tan›flma ve buluflmay› yöremize ait olan kaz gelene¤i ile pekifltirmek istedik. Bugün en büyük ihtiyaç duydu¤umuz olgu birlik ve beraberlik içinde oldu¤umuz süre içinde baflaramayaca¤›m›z hiç bir konu yoktur. Alagözlüler olarak “ben” de¤il “biz” felsefesini ön planda tutup çal›flmalar›m›z› olna göre yürütece¤iz. Maddi ve manevi birlikteli¤i her yerde ve her zmaan hemflerilerimizin beraber oldu¤unu bu gece vas›tas›yla sizlere hissettirebiliyorsak ne mutlu bizlere. Bu dernek bu güne kadar oldu¤u gibi yönetimde bulunan fedakâr köylülerimizin derne¤i de¤il hepimizin derne¤idir. Serhat Kültür Dergisi olarak; Ardahan Alagöz Köyü Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’nin düzenlemifl oldu¤u bu güzel etkinlik için yönetim kurulunu kutlar, nice böyle birlik ve beraberlik ad›na yap›lacak hemfleriler aras›ndaki dayan›flmay› güçlendirecek organizasyonlar›n devam›n› dileriz. 40 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 "Gerçek Bir Olay›n Hikâyesi" Av. Akay BEfiMART E N Ü Z on yedi yafllar›nda genç bir deH likanl› idi Ahmet. Jandarma görevlisi eflli¤inde sorgulanmak üzere savc›l›k odas›na girdi¤inde eski gömle¤inin geriye kaç›k yakas›n›n ortaya koydu¤u boynundaki atardamar›n inifl kalk›fl› yan›nda titreyen bacaklar› üzerinde zorlukla duruyor, olay› anlat›rken bo¤ulurcas›na k›s›k ve derinden gelen sesler ç›kar›yordu. Yasalara göre suçlu idi. Kendi yafllar›ndaki sevgilisini kaç›rman›n suçlulu¤u... Kahvehanelerde, lokantalarda çal›fl›rken yörenin hafta pazar›nda görmüfl tan›flm›flt› Keriman’›. Köyden her geliflinde buluflur Keriman’la gelece¤in hesab›n› yaparlard› uzun uzun. Keriman da tutkundu ona delicesine. Buluflmalar› sürüp gittikçe aflklar› da alevini art›r›r, beraberliklerini yo¤unlaflt›r›rd›. Ahmet haz›rl›k içinde idi. Babas›n›n anas›n›n iki gözlü ev içinde kendisine ay›rd›klar› odas›n› eline geçirdi¤i ücretinden art›rd›¤› ile taksitle ald›¤› eflyalar›n› zevkle döfler, Keriman’›na haz›rl›k yapard› durmaks›z›n. Art›k Keriman’› babas›ndan istemenin zaman› geldi¤ine inan›yor konuyu anas›na babas›na aç›yordu. Gere¤i yap›l›p Keriman istenecekti ama nas›l? Keriman varl›kl› bir çiftçinin k›z›, Ahmet ise fakir bir kasaba delikanl›s› idi. Babas› durumun bilincide oldu¤undan Ahmet’i cayd›rmak için gerçekleri bir bir ortaya koyuyor, uyand›rmak istiyordu o¤lunu. Ahmed’in gözü kör, kula¤› sa¤›r olmufltu. Odas›nda o dar ve kasvetli odas› Keriman›n› hayal ettikçe ona cennet gibi geliyor, dal›p gidiyordu. Keriman da Ahmet kadar kararl› idi. Ya Ahmet’e varacak ya kimseye. Güzeldi masmavi c›v›l c›v›l gözleri beyaz yanaklar› üzerine dökülen kumral saçlar› vard›... Haber gelmiflti babas›ndan Keriman’›n; “Hem fakir hem çingene, k›z m› verilirmifl ona.” Hemen niflan tak›lm›flt› Keriman’a yak›n köyden Mehmet Efendi’nin o¤luna. Sevmedi¤ine gitmezmifl Keriman, Ahmet’i istermifl dinleyen kim. K›z› kendi haline b›rak›rsan ya davulcuya gidermifl ya zurnac›ya. Çingene imifl Ahmet’in annesi olsun. Çingene insan de¤il mi? Fakirmifl bana ne? Haber sald› Ahmet’ine, kaçacak yok olacaklard› birlikte.... Kaçt›lar. Nereye gidebilirlerdi yokluk ve darl›k içinde. Kim arka ç›kard› onlara? ‹ki gün geçmiflti... ‹ki günlük beraberlikten sonra art›k Keriman’› vermeli idiler Ahmet’e. Öyle düflünüyorlard›. Döndüler beraberce gidip teslim oldular jandarma komutan›na. Keriman’› dinledi sonra da Savc›... “Ahmet’i isterim” derdi baflka bir fley demezdi. Suçlu idi Ahmet, reflit olmayan k›z› kaç›r›p al›komadan suçlu idi. Ahmet’in Öyküsü Serbest b›rakt› Ahmet’i Savc›. Tutuksuz yarg›lanacakt› öyle takdir etmiflti olay›. Keriman yafl› küçük oldu¤undan yasa gere¤i velisine teslimi gerekiyordu. Savc›l›k kap›s›nda bekleyen Keriman’›n babas› ve a¤abeyleri hoflnut olmad›lar Ahmet’in serbest b›rak›lmas›ndan. Tutuklanmas›n› istiyorlard› onlar için bu flartt›... Keriman babas›na teslim edildi¤ini ö¤renince att› yerlere kendini 盤l›k 盤l›¤a ba¤›r›yor gitmek istemiyor Ahmet’ini istiyordu. Serbest b›rak›lan Ahmet Keriman’›n 盤l›klar› üzerine koridorun bir köflesine sinmifl, bir fleyler yapamaman›n ›zd›rab› içinde Keriman’›n zorla götürülüflünü gözünden dökülen iki damla yafl› fluursuzca silerek izliyordu. Günler birbirini izliyor Ahmet Keriman ile bulufltuklar› yerlerde saatlerce bekliyor, ondan bir türlü haber alam›yordu. ‹kinci perflembe pazar› gelmiflti Keriman’› hâlâ ortalarda yoktu. Sabr› taflm›fl gönlü kabarm›flt›. Unutmuflmuydu acaba Keriman kendisini. Araflt›rd› bir köylüsünü buldu sordu soruflturdu. Y›k›ld› ald›¤› habere karoldu. O akflam Keriman’›n Park Dü¤ün Salonu’nda dü¤ünü vard›. Dü¤ün salonuna çok yak›nd› evleri. Odas›na çekilmiflti erkenden. Kah içeri girdi kah d›flar› ç›kt›. Anas› sezmiflti Ahmet’in bunal›m›n›, yalvard› yakard›, afl yapt› yemke getirdi... Hava kararm›fl gelinin dü¤ün salonuna gelme saati yaklaflm›flt›. Dü¤ün salonunun girifl kap›s›na yak›n bir köfleye sakland›. Son bir kez görmek istiyordu Keriman’›n›... Davetliler gelior guruplar halinde dolduruyordu. Otobüslerle köyden gelen genç k›zlar, delikanl›lar, analar, babalar bu mutlu¤un pay›ndan koparmak için yar›fl›rcas›na yerlefliyorlard› salona... Nihayet o an gelmiflti. Salon kap›s›na yanaflan krapon ka¤›tlar ile süslenmifl oto yak›n›ndan geçti, yandan görmüfltü Keriman’› gelinli¤ içinde, baflan› yere e¤di sars›ld›, toparland› tekrar bakt› otonun arka cam›nda Krapon ka¤›d› ile iki harf gördü K.M. Keriman’la evlendi¤i gencin isimlerinin bafl harfi. K harfine tak›l› kald› gözü. ✰ ✰ ✰ Dü¤ün salonundan caz sesi on tonluk yük gibi çarp›yordu Ahmet’e, sendeleyerek uzaklaflt›. Kah kofluyor kah yuvarlan›yordu sanki. Hafiften ya¤an ya¤murun ›slatt›¤› saçlar›n› fluursuzca eli ile çekiyor yolmak koparmak istiyordu. Arada bir kendine gelmek için do¤ruluyor beceremiyordu... ✰ ✰ ✰ Odas›na girip içerden kap›s›n› sürgüledi. Anas› kap›da açmas› için yalvar›yordu ama o hiç duymuyordu sanki. Keriman ile birlikte olaca¤› anlar›n hayali ile yaflad›¤› odas› ona zindan gibi geliyor. Zaten karanl›k olan odada gittikçe dünyas› karar›yordu. Dü¤ün salonundan Trakya’n›n tulum havas› çalmaya bafllam›flt›. Satonun oynak havas›na uyan sarhofl davetlilerin nefleli naralar› ile balyoz gibi iniyordu tepesine ac›mas›zca... Uzand›¤› karyolas›ndan kalk›p masaya do¤ru yürüdü. Cebinden ç›kard›¤› tükenmez kalemle masa üstündeki yar›s› y›rt›k ka¤›da bir fleyler çizikledi, alt›na imza att› kalemi f›rlatt›... Sonra e¤ilip yerden kalemi kald›rd› yazd›¤› ka¤›d›n ortas›na saplarcas›na vurdu. Kalem k›r›lm›fl parçalanm›flt›... ‹dam hükmü veren bir yarg›ç gibi idi. Tekrar yata¤a uzand› s›rt üstü... Gözleri tavanda bir fleyler arar gibi idi. Bir müddet tavandaki bir deli¤e tak›ld› kald›. Ani bir kararla sa¤ elini yast›¤›n alt›na soktu... Anas› komflular›n da biriktidi¤i kap›da yalvar›yor kap›y› açmas›n› istiyordu... Ahmet sanki hiç bir fley duymuyordu. ‹çerden bir el silah sesi gelmiflti.. Tek bir el, anas› 盤l›klar atarak komflular› ile birlikte k›rm›fl içeri girmifllerdi... Ama çok geç. Ahmet Hükmü infaz etmiflti. ✰ ✰ ✰ K›z kaç›rmadan san›k Ahmet’in Adli muayenesi ve keflif için gelen C. Savc›s› Sa¤ flaka¤›ndan giren kurflunun beyni parçalayarak sol flaka¤›ndan ç›k›fl›n›n, ac› görünümünü tüm al›flkanl›klar›na karfl›n bakam›yor gözünü devaml› kaç›r›yordu. Tan›m›flt› Ahmedi... Kendi kendine hay›flan›yor... “Ben de suçluyum... Ben de suçluyum olayda, keflke tutaklansayd› Ahmet bu ç›lg›nl›¤› yapmayabilirdi zaman geçseydi” diye yorumluyordu. ✰ ✰ ✰ Daha evvel aç›lm›flt› dava Ahmet hakk›nda. Asliye ceza mahkemesi mubafliri ba¤›r›yor. “K›z kaç›rma al›koymadan yarg›lanmak üzere ça¤›r›yordu Ahmet’i. Savc›n›n gözleri dolu dolu oldu oturdu¤u iskemlede iki kat olup yarg›ca dönerek.. “Onun yarg›lanmas› yap›ld›... ‹dama mahkum oldu. Kendisi infaz etti hükmü...” diyebildi bo¤ulurcas›na. Yarg›ç karar› yazd›r›yordu umursamazca: Gere¤i düflünüldü: San›¤›n intihar ederek öldü¤ü kay›tlardan anlafl›lmakla T.C. Yasas›n›n ........ Maddesi gere¤i davan›n düflürülmesine.... “Bu davalar böyle kapanmaz.” dedi savc› kendi kendine tekrar edip duruyordu bu cümleyi... “Fakirmifl, Çingeneymifl sevmeye hakk› yok mu bunlar›.” As›l yarg›lanmas› gerekenler getirilmeli adalet önüne adaletsiz yasalarla birlikte yarg›lanmal›” diyordu savc›.. ✰ ✰ ✰ Bir kaç gün sonra ikinci infaz haberi iletilmiflti Savc›ya. ‹ple kendini asm›flt› Keriman odas›n›n tavan›ndan... Gülüyordu Ahmet’ine eriflmenin mutlulu¤u içinde idi sanki... Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 41 Ifl›l Kofl Sar› Kab› Getir!!! Ifl›l GÜRSOY UYAR N U N ad› Sar› Kap idi. Sar› Kap O dendi¤inde Hayat’taki tüm tey- zeler-anneler ve çocuklar neyin istendi¤ini anlard›. Yuvarlak bir avluya aç›lan evler birbirine bitifliktir. Hayat denilir bu avluya. Kocaman bir kap›dan girilir Hayat’a. Bir de sürekli aç›k olan küçük kap›dan. Büyük kap› o kadar büyüktür ki çocuklar onu isteseler de açamaz. Büyük demir halkaya geçirilen kanca, tafl›nmalarda, kömür boflaltmalarda, yani içeriye araba girece¤i zaman aç›l›rd›. Komflular›m›zla, Hayat’›n içinde, hayat›m›za dair çok fleyi birlikte yaflard›k. Ekim kas›m aylar›, kar kap›lara kadar birikmeye bafllar. Her komflu kendi kap›s›n›n önünü kürekle açar, Hayat›n ortas›nda bir kar tümse¤i oluflur, may›s ay› gelmeden de erimez. Bayram sabah› her komflu -elbette anneler veya k›z çocuklar- kendi kap›s›n› sular, süpürür, evlerin içi gibi d›fl› da konuklara haz›rlanm›flt›r. Okullar aç›l›r, her evden bir, bazan birkaç kara önlük - beyaz yakal› çocuk f›rlar, Hayat›n ortas›nda bir telafl, okula gidilir. Yaz günleri de bir baflka. K›fl için kavurma, sucuk, turflu yap›l›r. Bir de çeflit çeflit reçel... Asl›nda pek de çok çeflit olamazd› galiba. Her reçellik meyvay› bulamazd›n›z Kars’ta o y›llarda. Annemin, “Arka Bahçe”mizden reçellik gül toplad›¤›n› hat›rl›yorum (pembe k›rm›z› ebrulidir, ne de güzel kokarlar.) Kay›s› reçeli de yaparlard›. Kay›s›dan hem reçel yaparlar hem de kuruturlard›. Çat›ya serilip kurumaya b›rak›lan kay›s›lar› kontrol etme ifli daha çok çocuklara aitti. Çat›ya ç›kmay› çok severdik. Uzaklara bakard›k. Arada bir uçaklar›n inip kalkt›¤› Kars Havaalan›n› görebilirdik oradan. Yükseklere ç›kmaktan inmekten hiç korkmazd›k, bafl›m›z dönmezdi, annelerimiz de tedirgin olmazlard›. Ya da onlar tedirgin olmad›¤› için biz korkmazd›k, bafl›m›z dönmezdi. Ben “Aman çocu¤um düfler- Y az günleri de bir baflflkka. K›fl için kavurma, sucuk, turflflu u yap›l›r. Bir de çeflfliit çeflfliit reçel... Asl›nda pek de çok çeflfliit olamazd› galiba. Her reçellik meyvay› bulamazd›n›z Kars’ta o y›llarda. Annemin, “Arka Bahçe”mizden reçellik gül toplad›¤›n› hat›rl›yorum (pembe k›rm›z› ebrulidir, ne de güzel kokarlar.) sin” uyar›s›n hemen hiç hat›rlam›orum çocuklu¤umdan. “Sara Teyze Sar› Derin Kap sizde mi? Annem istiyor.” Gülden, kay›s›dan baflka bir de viflne reçeli... Viflne reçeli yap›l›rken her aflamas› beni çok ilgilendirirdi. “Hay›r k›z›m geçen hafta Zehralar reçel yapt› onlara sor.” Evin küçük k›z› iseniz, size hep s›radan getir-götür ifllerini yapt›r›rlar. Anneniz viflneleri y›kay›p saplar›n› kopard›ktan sonra ince ifllere s›ra gelir. Viflneler fazla h›rpalanmamal›, kaptan kaba aktar›lmamal›. Bir elinizde viflne, bir elinizde çengelli i¤ne, meyveyi h›rpalamadan, s›kmadan nazik hareketlerle çekirde¤i ç›karacaks›n›z. Viflneler Sar› Derin Kapta, çekirdekler bir baflka kapta toplan›r. Çekirde¤i ç›kar›lm›fl viflnenin üstüne tepeleme toz fleker dökülür, bir gün bekletilir. Ertesi sabah fleker hafif erimeye bafllam›fl, viflneler iyice tatlanm›flt›r. Dünkü hafif mayhofl viflne, flekeri içine çekince ne güzeldir tanr›m. Hep flafl›rd›m büyüklere, neden bu haliyle yemezler viflneyi. Tabii siz de çekirdek ç›karma operasyonuna kat›lmak istersiniz, k›rm›z› k›rm›z› meyvay› kar›flt›rmak isterseniz, suyu bileklerinizden aks›n istersiniz ama çocuklara böyle zevkli iflleri yapt›rmazlar. Hem, annenize yard›m etmekte olan en az bir komflu vard›r zaten. Sizin yapaca¤›n›z en önemli ifl, Sar› Reçel Kaynatma Kab›’n› bulmakt›r. Bu kab›n gerçek sahibini ben y›llar sonra ö¤rendim. Çünkü hangi komflu reçel yapacaksa kap ondad›r. Evin küçük k›z› olarak size s›ras›yla Zehra Teyzelerin, Hakk› Bey Amcalar›n, Sara Teyzelerin ve ad›n› hat›rlayamad›¤›m baflka teyzelerin kap›s›n› çalmak düfler. Sara teyze bunu öyle bir ifadeyle söyler ki, kab›n kendilerine ait oldu¤unu asla anl›yamazs›n›z. Çünkü kap, ricas›z mihnetsiz, kimse laz›msa onda olur, o kullan›r. Sonunda kap bir komfludan bulunur. Boynunuzun yar›s› kadard›r. Büyükler size çekirdek ay›klatmazlar, ama ertesi sabah e¤lence daha devam edecek. Akflamdan bu yana flekerde bekliyen viflne dolu Sar› Kap, içinde kok kömürü yanan malt›z›n üstüne koyulur. Heyecanla kaynamas›n› beklersiniz. Viflneler fokur fokur kaynad›kça kab›n etraf›nda pembe köpükler birikir, biriken köpükler tahta kafl›kla dikkatlice toplan›p, bir baflka taba¤a aktar›l›r. Reçelde köpük olmamal›. Anneniz kimi zaman, pembe pamukçuklar›, köpükleri parma¤›n›za dolay›p yalamaya izin verir. Reçelin en lezzetli hali köpük halidir.. Köpükler çocuklar içindir... O y›llarda, komflular›m›z›n, bizim günlük yaflam›m›zda önemli bir yeri olan o kap art›k benim evimde. Reçel mi yap›yorum onda? Elbette hay›r. Hiç denemedim bile. O kadar çok reçeli hangi kalabal›k aile ile tüketece¤iz. Hem malum art›k çay› bile flekersiz içmeye çal›fl›yoruz, reçel yemek nerede?. Üstelik, eminim yapmay› denesem pembe köpükler o kadar lezzetli olmayacaklar. Arada bir limonla siler parlat›r›m. Çok güzeldir. ‹çine birfley koymam. Orada öyle durur. 42 Tamer VARLI Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Dost.. Dostluk… Dostlar….. Sendikac› [email protected] E kadar güzel bir kelimeler zinciri N de¤imli ? Sevilen, güvenilen, yak›n arkadafll›¤› anlatan, gönüldafl, iyi görüflülen kimseleri getirir akl›m›za. Bu üç kelimenin en güzel taraf› da bence; içinde düflman›n karfl›t› olan bir ifadeyi bize anlat›yor olmas›. Dost, her zaman insana çok gerekli olan bir arkadaflt›r. Hele hele güvenilir bir dostsa, bir ömür her zaman yan›n›zda olur. Hem iyi günlerimizde, hem de kötü günlerimizde. E¤er bu arkadafl›m›z güvenilen biriyse, hiçbir zaman bize kötülükte etmez bizim düflman›m›zda olamaz. Dost derken, hiçbir zaman kimsenin tasvip etmedi¤i, erkek veya kad›n›n evlilik d›fl› kurdu¤u bir iliflki olarak adland›rmak istemeyiz. Nedense ‘uzakta olan dostlar›m›za karfl› kalbimiz baflka bir özlem ve muhabbetle doludur’ diye. Belki de bizim yan›m›zda olmad›klar›ndand›r, bu dostluk özlemi. Yan›m›zdaki dostlar›da özleriz ama uzakta olanlar›, bir baflka sevgi ve s›cakl›kla bekler dururuz. Genellikle dostluk kurdu¤umuz zaman, birbirine insanlar dostça davran›fllar gösterir. ‹ki kifli aras›nda bir s›k› dostluk kurulmufl ise, biri ötekine özveri ile davranmas› gerekmez. Çünkü, onlar yak›nl›k kuran arkadafl ve dostturlar. Birbirlerine dost gibi candan davran›rlar. Dostluklar erkekler ve han›mlar aras›nda da bence ayn›d›r. Herkes her derdini bir çok insanla paylaflmak istemez. Bir derdi varsa, gerçek dostu ile paylaflmak ister. O sadece ve sadece dost bildi¤i, dostluk kurdu¤u kifliye gider derdini anlat›r ve düflüncelerini paylafl›r. Bir deyim bunu çok güzel anlat›r bize; DOST KA RA GÜNDE BELL‹ OLUR, gerçek dostlar ancak üzüntülü, s›k›nt›l› günlerde insan› yaln›z b›rakmamakla belli olur. Bazen arkadafltan, akrabadan bile ileridir dostluklar. Bizlerin hayat›nda da böyle dostluklar çoktur. O dostlar›m›zla akrabalar›m›zdan bile daha fazla görüflür ve hasret gideririz. Bazen ben bile kendi kendime sorar›m; niye böyle oluyor diye? Ama bir türlü cevab›n› bulamam. Geçenlerde bir yerde yaz›yordu. Sevdiklerimizden ne kadar uzakta yafl›yorsak o kadar mutsuz oluyormufluz. Sevdi¤imiz dostlar ayn› flehirde ise bir birim mutluysak ayn› mahallede oldu¤u zaman iki birim mutlu oluyormufluz. Onun için dostlar›m›zdan fazla uzak olmayal›m ki, bizlerde çok mutlu olal›m. Birde biz insanlar›n gizli dostlar› vard›r. Sadece biz onlara derdimizi, s›rlar›m›z› anlat›r›z. Onlar bizim dostlar gibi s›rdafl›m›zd›r. Bizleri sadece dinlerler fakat cevap veremezler. Bunlar neler midir; kitaplard›r, hayvanlard›r (evcil olanlar). Kitap insan›n dostudur. ‹nsan kitap okudu¤u zaman huzur bulur, içindeki tüm kötü duygular kaybolur gider. Kitap okuyan insanlar iyi fleyler düflünür. ‹nsan› dost olmaya davet eder, ben ve benim gibi bir çok insan böyle düflünüyordur herhalde. Çiçekler de biz insanlar›n dostudur. Onlar› ekerken, büyütürken ve çiçek açarken hem konuflur, hem de bazen dertlefliriz. Onlarda bizleri s›k› bir dost gibi dinlerler. Hele su verirken daha da bir coflkuyla dinlerler. Hayvanlar içinde de s›k› dostlar vard›r. Kufllar, kediler, köpekler, atlar v.s. Köpek biz insanlar›n çok sad›k bir dostudur. Bu hayvan sahibine karfl› müthifl sad›kt›r. Hatta baz› özürlü vatandafllara çok yoldafl oldu¤unu hep görürüz. Kediler de öyledir, köpekler kadar olmasa da. Genelde evcil olanlar› ise bir baflka yak›n dosttur, odan›n bir köflesinde öylece sizi dinler. Bir aile dostumuzun bembeyaz kedisi Sütlaç’tan bahsetmeden edemeyece¤im. Bu süt beyaz› kedici¤in kulaklar› duymamas›na ra¤men her söyleneni anlamas› da baflka bir sevecenlik kat›yor. ‹flte böyle bir dost buda. Birde tepe, bay›r koflan atlar vard›r. Sizi al›r oradan oraya dolaflt›r›r, yorulur ama öyle bir an gelir ki, bir bakm›fls›n›z o Güzelim at sizin çok yak›n bir s›rdafl›n›z ve dostunuz oluvermifl. Evinizin içinde, bir kafeste hapsedilmifl bir kufl bile, yaln›z olan bir insan›n evin içindeki tek dertleflecek dostu oluverir kimi zaman. Bir köflede de olsa sizi öylece dinler. Dostlar›, dostluklar› yazmaya ve anlatmaya sayfalar ve de günler ay›rsak yetmez. Gerçek dostluklar y›llar geçsede unutulmaz. Hatta ebediyete intikal eden, dostlar›m›z› da hem özleriz, hem de onlar› yad ederiz. Hani bazen k›z›nca flöyle deriz; “Dostun att›¤› tafl bafl yarmaz”, dostumuzun ac› sözlerinden veya sert davran›fllar›ndan, biz insanlara kötülük gelmez. O bize bu hareketi yaparken, bizim hep iyili¤imizi ister ve bizi uyar›r. Dost, dostluk ve dostlar her zaman biz insanlara gerekli olan güzel iliflkilerdir. Dostsuz, dostu olmayan kiflilerden ve yaln›z kalan insanlardan olmayal›m. Allah bizi can dostlar›m›zdan ay›rmas›n. “Üzüntüler dostlarla paylaflt›kça azal›r, sevinçler dostlarla paylaflt›kça ço¤al›r”. Çünkü, dostluklar kolay kurulam›yor ve öyle fl›p diye bulunmuyor. Zaman ve çaba gerektiriyor. Elimizdeki dostluklar›n k›ymetini bilelim, sonradan üzülmeyelim. Dostlar›m›z› s›k s›k arayal›m, onlar› küstürmeyelim. Bir araflt›rsak dost kelimesinin, Türkülere, fiark›lara, Manzumelere ve A¤›tlara ne kadar s›cakl›k katt›¤›n› görürüz. Bütün insanlar, bütün dünya ve koca koca devletler dost olsun savafllar olmas›n, hep bar›fl, huzur ve sevgi dolu dostluklara kucak açs›n. Ne demifl koca AfiIK VEYSEL; “DOSTLAR BEN‹ HATIRLASIN.” Bizler de bir kez daha dostlar›m›z›n her daim hat›rlanmas› gerekti¤ini unutmayal›m. Serhat Kültür Dergisinin dostlar› bir sonraki say›ya kadar Dostça ve esen kal›n... Dostlar için yazm›fl oldu¤um bu fliirimi de sizlerle afla¤›da paylaflmak istedim. ‘Arkadafllar sadece misafir gibi gelip sadece evin salonunda oturur, dostlar ise mutfa¤a gider buzdolab›ndan istedi¤ini al›r yer’... DOST ARADIM GÖNLÜMCE Dost arad›m gönlümce, Tepe, bay›r dolaflt›m günlerce, Irak bir köye vard›m yorulunca, Bir evin kap›s›n› çald›m, sessizce, Misafir ettiler beni, dostça, Söylefltik oradan, buradan arkadaflça, Dost arad›m gönlümce... Adem ile Havva’dan geldik, insanca, Neden davran›r›z birbirimize düflmanca, Bir selam bile yeter, gerçek dosta, Dostumu de¤iflmem asla dünya mal›na, Ne olursan ol, yine gel demifl Mevlana, Dost arad›m gönlümce... ‘SEVG‹DE GÜNEfi G‹B‹OL, DOSTLUK VE KARDEfiL‹KTE AKARSU G‹B‹ OL.’ Hz. MEVLANA Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 43 B A K I fi 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü Mürsel ADIGÜZEL ‹l Genel Meclisi Üyesi [email protected] • msn: [email protected] E V G ‹ L ‹ okurlar›m bu makalemle S sizlere, dünyada ve ülkemizde kad›na bak›fl› anlatmaya çal›flaca¤›m. Ayn› zamanda “8 Mart Dünya Kad›nlar Günü’nün” anlam ve önemine de¤inece¤im. Kad›nlar›m›z kendilerine reva görülen haks›zl›¤a karfl› birlik ve beraberlik içinde var olup, gerekli dayan›flmay› göstererek bir araya gelmektedirler. 8 Mart günü, flm mifl Milletler Ör1975 y›l›nda “Birlefl gütü” taraf›ndan “Dünya Kad›nlar Günü” olarak kabul edilmesi sonucunda, o tarihten bu yana Birleflmifl Milletlerin üyesi olan ülkelerde kutlanmaktad›r. Bugün, dünya nüfusunun yar›s›n› oluflturan kad›nlar›n sorunlar›n›, bir siyasi rejim arac› olarak görmeyi b›rak›p, daha gerçekçi olarak alg›lamak ve anlaml› çözümler üretmek zorunda oldu¤umuzu kabul etmeliyiz. Kad›nlar›n baflta gelen sorunlar› iflsizlik, emek, ideoloji, cinsel sömürü, inanç, çocuk bak›m›, mutfak, töre ve erkek egemenli¤iyle s›n›rl› de¤ildir. Kad›n sorunlar› genel olarak insanl›k sorunlar›n›n bir parças›d›r. Öte yandan Birleflmifl Milletler taraf›ndan kabul edilen “8 Mart Dünya Kad›nlar Gününün “‹nsan Haklar›, çocuk haklar›, hayvan haklar›, dünya çevre günü, anneler günü, iflflç çi bayram›, dünya bar›fl günü”nden; ya da “babalar günü”nden pek farkl› bir anlam› yoktur. Yukar›daki özet bilgilerin ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda, son y›llarda baz› kifli ve gruplar›n “Dünya Kad›nlar Günü” olan resmi bir ad›, emekçi kad›nlar diye yorumlamakta ve bu hususta ›srarl› olmalar› ayr› ve özel bir anlam tafl›maktad›r. Dünyada ve ülkemizde, emekçi olmayan kad›n zaten binde birdir. Ayr›ca; emekçi kad›nlar›n sorunlar› da genel kad›n ve genel insan sorunlar›ndan ayr› de¤ildir. Bu durum, bütünün içinde bir parçad›r. Bütünde özür varsa, parçalar›n tümünde de özür var demektir. Kad›nlar, 8 Mart gününü birlikte mücadele etme ve dayan›flma gösterme günü olarak de¤erlendirilmeleri gerekmektedir. Erkek-kad›n eflitli¤i konusunda sorun yaflayan kad›nlar›m›z, kendi günlerini kutlamalarda öne ç›kmalar› bence çok önemli bir geliflmedir. Ne yaz›k ki bu kutlamalar›, kimileri istismar ederek çeflitli ve farkl› mecralara do¤ru yönlendirmektedirler. Hele hele son y›llarda, ülkemizdeki 8 Mart günü kutlamalar›, tamamen k›l›f de¤ifltirmifltir. Bunun ötesinde, kad›nlar›m›z› özel bir amaca hizmet ettirilmek istenmektedir. Hatta çeflitli y›k›c› eylemlikler içine sokulduklar› görülmektedir. Bu kimseler her kimse, kendi amaçlar›n› gerçeklefltirmek için kad›nlar›m›z› soka¤a sürmektedirler. Bunun belirgin iflareti olarak, on y›ldan beri kad›nlar›m›z›n att›klar› sloganlara bakmak yeterli olacakt›r. Ne yaz›k ki baz› kad›nlar›m›z, kendi günlerini kutlama amac›n›n d›fl›na ç›karak, olaylar›n bafl aktörleri olmaktad›rlar. Bu fiilin içinde yer alan kad›nlar›m›z, bir gerçe¤i çok iyi bilmelidirler. O da, toplant› ve gösterilerin kendi günleriyle ilgisi olmayan durumlar›n d›fl›nda olamayaca¤›d›r. Böyle bir hal ve hareketlerden kesinlikle kaç›nmal›d›rlar. Ne yaz›k ki ülkemizde on y›ld›r kad›nlar günü bir sokak hareketine dönüfltürüldü. Bu dayatmay› yapanlar›n siyasi e¤ilimleri bellidir. Bu nedenle, 8 Mart gününün gün olmaktan öte hiçbir anlam› kalmayaca¤› kanaatini tafl›maktay›m. Yurttafllar yasas› gere¤ince, kad›nlar›m›za ça¤dafl haklar›n verdi¤ini, seçme ve seçilme hakk›n› elde ettiklerini ve bunun ötesinde, kad›nlar›n kulluktan yurttafl olmas›n›n tarihini de an›msamak isterim. Bunu küçümseyenlerin, her 8 Mart tarihinde y›k›c› ve bölücülükte ittifak etmeleri pek de hofl bir durum de¤ildir. Ülkemiz kad›nlar›, kad›n erkek eflitli- ¤inde Kemalist Devrimin kendilerine sundu¤u olanaklarla yasalar karfl›s›nda tam olarak eflittirler. Fakat baz› kad›nlar›m›z, kendilerine ait olan haklar›n› neden kullanamad›klar›n›n baflkaca nedenleri vard›r kuflkusunu duymaktay›m. Yüzde doksan› ‹slam olan ülkemizde, kad›n› tam anlam›yla eflit yurttafl durumuna yükselten Kemalist Devriminin geriletilmesi, ayd›nlanman›n karart›lmas› her fleyden daha çok kad›nlar›m›z için zararl› olmaktad›r. Bunu yapan bu siyasi zihniyet, bir seçim daha kazan›rsa gericilik iyice yerleflecek ve Türkiye ›l›ml› ‹slâmi yaflayacakt›r. Mustafa kemal Atatürk’ün 1920’li ve 1930’lu y›llarda kad›nlar›m›za tan›d›¤› haklar, dünyan›n birçok Bat› ülkesinin kad›nlar›ndan daha iyi konum ve flartlardad›r. Ne yaz›k ki baz› kad›nlar›m›z bu haklar›n›n de¤erini bilmemektedirler. Sahip olduklar› de¤erleri ne yaz›k ki koruyam›yorlar. 1975’te Birleflmifl Milletlerin benimsedi¤i ve flu anda da dünyan›n büyük ço¤unlu¤unda olmayan kad›n haklar›, ülkemizde 1920’lerde verilmiflti. Kad›nlar›m›z bu haklar› tam olarak kullanabilmeleri ve statülerini yükseltmeleri ad›na, Ayd›nlanma Devrimi yolunda ilerlemekle ve ekonomik özgürlükleri elde etmekle efl de¤erdir. 8 Mart gününü kad›nlar günü olarak anmaya devam edecek olan kad›nlar›m›z, kendilerine yak›flan› yapmalar› gerekmektedir. Ayr›ca kad›nlar›m›z bunu bilmeliler ki, Atatürk devrimlerinin en önemli olanlar›ndan birisi de, kad›n haklar›n›n tan›nmas› devrimidir. Bu itibarla, kad›nlar›m›z elde ettikleri haklar›n› daha anlaml› ve yararl› hale getirmeyi unutmadan, 8 Mart gününü kendi anlam›na uygun kutlamal›d›rlar. Bu itibarla “8 Mart Dünya Kad›nlar Günü”nü kutluluyor, sayg›lar›m› sunuyorum. 44 Bahri BAKAÇ Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 Yeni Komflumuz Ve Gelece¤imiz [email protected] “Adalet, bir Kutup Y›ld›z› gibi yerinde durur, geri kalan her flfle ey onun etraf›nda döner.” Konfiçyüs A N L I Devleti topraklaO r›S Miçerisinde yer alan ve üç kentten oluflan (Basra, Ba¤dat, Musul) Irak topraklar› bugün Ortado¤u’nun en önemli ülkesi, kaynaklar› oldukça fazla olan zengin bir ülke fakat halk› s›k›nt› içinde ve sefalet içinde yafl›yor. Yaklafl›k 25 y›ld›r savafl, zulüm ve iflkence yafl›yor. merikan hükumeti, sözde A kitle imha silahlar› edinmek isteyen teröristlere yard›m ettik- Bugün Irak Amerika’n›n mal varl›¤›na dahil olan ve resmiyet kazand›r›lmaya çal›flfl››lan bir ülke yeni ad› Amerikan Eyaleti Irak ve kap› komflflu umuz, peki flfliimdi ne olacak ve bundan sonra neler bizleri bekliyor, ülkemizin yeni iliflflkkileri nas›l olacak do¤rusu ihtisas konusu bir durum, Irak’›n yeniden infl fla a edilmesi, Ortado¤u ile Avrupa ülkelerinin ticari ifl iliflflkkileri, Türkiye Ortado¤u’nun en güçlü ülkesi ve patronu idi. leri ve bu nedenle de dünya bar›fl›n› tehlikeye att›klar› gerekçesiyle Irak, ‹ran ve Kuzey Kore devletlerini, dünyan›n bafl›na bela devletler olarak ilan etti. Dünyan›n bu belalardan korunmas› içinde kendi ülkesinin, dünyan›n en tehlikeli rejimlerine dünyan›n en y›k›c› silahlar›yla herkesi tehdit etmelerine izin vermeyece¤ini ileri sürerek Irak’›n devrik lideri Saddam Hüseyin ve devletini terörist ilan etti böylece iflgalini resmi hale getirme yetkisini tek tarafl› olarak ald› ve hareket plan›n› uygulamaya koydu. Irak yönetimini kuvvet kullanmak suretiyle iflgal etmek yerine, diplomatik kanallar› kullanarak ikna etme yolunu tercih etmedi. Burada as›l amaç Ortado¤uya’ ya yerleflflm mek ve zengin kaynaklar›n sahibi olmak, Çin, Rusya, Hin - distan gibi ülkelerle, Avrupa ül kelerinin bu bölgede hükümranl›¤›na son vermek, bu böl genin kaynaklar›n› ele geçire bilme risklerini ortadan kald›r mak ve ortado¤unun tek sahibi ve tek hakimi olmakt›. Bugün Irak Amerika’n›n mal varl›¤›na dahil olan ve resmiyet kazand›r›lmaya çal›fl›lan bir ülke yeni ad› Amerikan Eyaleti Irak ve kap› komflumuz, peki flimdi ne olacak ve bundan sonra neler bizleri bekliyor, ülkemizin yeni iliflkileri nas›l olacak do¤rusu ihtisas konusu bir durum, Irak’›n yeniden infla edilmesi, Ortado¤u ile Avrupa ülkelerinin ticari ifl iliflkileri, Türkiye Ortado¤u’nun en güçlü ülkesi ve patronu idi. Ortado¤u üzerinde mevcut haklar› ve ticari ifl ilikileri var idi. Fakat bugün Amerikan›n Türkiye’nin elinden ald›¤› patronluk ve yeni patronun ülkemizden gelecek dönemlerdeki beklentisi, Türkiye’nin tüm ekonomik, siyasi, sosyal geliflim ve iflletim sisteminden alabilece¤i pay ne olacak do¤rusu kay›plar›m›z› nas›l alabilece¤iz, bütün bunlar›n yan› s›ra Amerika ticaretini Türkiye üzerinden mi Avrupa’ya yapacak yada Suriye ile ‹ran’› kendi saf›na kat›p, ‹srail’i de yan›na alarak Akdeniz üzerinden mi gerçeklefltirecek, hükümetimiz bu olufluma haz›rl›kl› m› do¤rusu bu durum çok gündemi meflgul edece¤e benziyor. Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 45 Üretim Ekonomisi Olcay KARSLIO⁄LU [email protected] ON zamanlarda A.B.D.’de yaflanan finans kaynakl› krizin kendisini göstermeye bafllamas› ile birlikte bütün dünyaya sirayet ederek, ülkelerin ekonomisini etkileyerek üretim ve istihdamlar›n›n küçülmesi sonucunda ekonomilerinin krize sürüklendi¤i bir sürece girmifl bulunuyoruz. S Böyle zamanlarda, iste¤imiz d›fl›nda geliflen bu olumsuz durumdan en az etkilenmek veya indirgemek için tar›m ve sanayi yat›r›mlar›n›, özellikle yerli kaynaklarla-aras›ndaki dengeyi bozmadan-çeflitli teflviklerle istihdam›n› sa¤layarak; üretim ve ticareti canl› tutarak, katma de¤er ürün oluflturmal› ve yeni d›fl pazarlara aç›larak devaml›l›¤›n› desteklemek gereklidir. Burada tar›mda yap›lacak yat›r›m ve teflviklerden bahsetmeden geçemeyece¤im. Tar›m; bir ülkenin, hayatiyetini sürdürebilmesi, siyasi arenada söz sahibi olmas› ve ekonomik belli bir güce ulaflmas›nda olmazsa olmaz tek kofluldur. fiöyle ki; hayat›m›z› kolaylaflt›ran teknolojik ürünler ve imkânlar olmadan da yaflam›m›z› sürdürebiliriz. Fakat; g›da ve su olmadan varl›¤›m›z› sürdüremeyece¤imiz herkesçe bilinen gerçektir. Bir yolculu¤a ç›kt›n›z ve ulaflmak istedi¤iniz yere herhangi bir sebeple devam etmeniz mümkün olmad›, çok susad›n›z, tabiat›yla birkaç litre su, sizin için o an her fleyden önemli olur de¤il mi? O s›rada bir kifliye rast geldiniz ve onun da sizi hayatta kalman›z› sa¤layacak kadar suyu var. Bu su için -e¤er durumunuz müsait ise-milyonlarca lira verirsiniz de¤il mi? Ekolojik dengenin bozulmas› ve miras yolu ile gittikçe küçülen, de¤eri her geçen gün artan, adeta hazine hükmünde olan ekilebilen tar›m arazilerini; çiftçilerin, üretilen ürünlerinin karfl›l›¤›n›n, hammadde di¤er girdi maliyet ve hizmetlerinin yüksekli¤i nedeni ile yetersiz olmas› ve bununla birlikte ithal edilen tar›m ürünlerinin fiyatlar› ile rekabet edecek seviye- de olmamas›ndan dolay›, üretimden zamanla üretimden vazgeçe bilecekler,o durumda arazilerinin karl› yat›r›m gibi görünen sanayi ve konut’a tahsis ederek, imar ve iskana aç›lmas›na vesile olabileceklerdir. Bir düflünelim; bunda 50 y›l sonra tar›m› ihmal ederek ve yat›r›m ve teflviklerinizi sanayiye a¤›rl›k vererek trilyonlarca lira ihracat rakam›na ulaflt›n›z, nüfusunuz da 150 milyon ama yaflam›n›z› sürdürebilmek, su ve g›da gereksizimizi karfl›lamak için ulafl›lan bu trilyonlarca lira, talep etti¤iniz ülkenin insaf›na ve fiyat›n› da o belirlemesi ile belki de yeterli olamayabilecektir. Bilinçli toplumlardan oluflan uluslar, varl›klar›n› maliki ve söz sahibi bulundu¤u yeralt› ve yerüstü kaynaklar› ile sanayi ve özellikle tar›m ürünlerinin oluflturdu¤u katma de¤er ürünleriyle dünya muvazenesinde stratejik konumda olacak, bununla birlikte bar›fl›n süreklili¤i ve teminat›, ayn› zamanda husumetlerin bertaraf edilmesinde böylece aktif rol oynamas›n› da temin edecektir. 46 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 K A V U fifiM MAK OLMASSA Niyet ettim gelem sana Bir tutam gül verem sana Bir gün kavuflmak olmassa Yüzüm gözüm sürem sana Varl›¤›na kurban olam Ömür boyu kölen olam Birgün kavuflmak olmassa Aya¤›n›n tozu olam Varm› senden güzel bir yar Kalbim doldu ateflle har Birgün kavuflmak olmassa Dünya olar bana hep dar ‹fadeye s›¤mazki yar Kalbim ruhum onu arar Birgün kavuflmak olmassa Benim halim nice olar Ben kendime hep a¤lar›m Kalbim dolar hep ça¤lar›m Birgün kavuflmak olmassa Ba¤r›m bafl›n hep da¤lar›m Biz Geldik Dinmez içimizin feryad› bu hal ile Kalk›p küflü oklar› k›rmaya geldik. Nereye ey deli gönül bu gam yükünle? Çaresiz bu flehre konmaya geldik Kemirir oldu içimizi, bitmez türlü dertler Ayr›lmasa da ard›m›zdan asalak fertler Aflk ile flahlan›p y›km›fl›z ki nice bentler Ahzedip o alemi görmeye geldik Belli ki kalmam›fl ne yol, ne yoldafl Çürür olmufl bir bir dost ve arkadafl Nerede o, eme¤i kutsiyen vatandafl Aray›p sorup onlar› bulmaya geldik. Kamber Bal Sefer Karakoyunlu Yar›na ç›kmaya.... Sanmaki yaflanacak y›llar çok, Yar›na ç›kmaya garantimiz yok. Küs degilsen aynaya bak. Saçlar›ndaki beyazlar duvak teli, Ezizim Ezizim bir gula¤ as,men déyim sende dinle Ezizim anla meni,gat vér mene dilinle Tamam bir gufla¤ oldu aleme göz açd›¤›m Heledir a¤lay›ram sil gözümü elinle Gap›m kilitli gald›, xeste düfltüm yata¤a Ezizim çalmad›n ki gap›m saba yélinle Ezizim goyup géttin meni min eytiflamla Bir umman olmufl idim, gurudum gald›m damla ‹tirdikçe özümü, sél basd›xça közümü Ezizim zebaniler da¤lay›plar gözümü Görmeyen gözlerimle bofl bax›ram âleme Yüzündeki k›r›fllar makyaj degil. Gözyafllar›n olmadan piflmanl›k seli, Uzat kollar›n› boynuma sar. Kalp saray›mda sevdan var. Aç›k kap›m sormadan gir. ‹shak Özlü Gayesiz bir su kimi men ax›ram âleme Besdir o ki var yand›m, g›z›l gana boyand›m lem mene da¤ vurup, géc vaxtda oyand›m Ezizim derdim çoxdur, dan›flma¤a dil dönmür ‹çimdeki atafla derya ba¤lansa sönmür Bir elim él axdar›r, bir elim gün içinde Üreyim gan a¤lay›r, galm›flam gan içinde Gözler ferin itirmifl, görmek istemir özüm Dilim lâl olmufl kimi dinmir, dan›flm›r sözüm O ki cefama dözen, sennen galan güman›m Gelemle dile gelmifl intizar›m, elemim Ezizim gel Hikmet'in yétir son nefesine Aya¤a galx, gulax vér Azerbaycan sesine Hikmet Elp Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür 47 SEVMEK! Kalbimden kalbine, mesaj yollad›m Hissetti mi beni? seven o kalbin Gözlerini hayal ettim, kendimde Seni buldum, Leyla gibi kalbimde SOR DA SÖYLES‹N Bülbülü güllere flark›y› dillere Sevgiyi sor hele seven gönüle Çekmeyen ne bilir derdi çileyi Sen bir çilekefle sor da söylesin Aflk› afl›¤a sevday› sevdal›ya Hasreti özlemi sor ayr›l›¤a Sevmeyen bilmez ki aflk ak›fl›n› Leyla’ya Mecnun’a sor da söylesin A¤ac› ormana kufllar› yuvaya Günefli do¤aya sor denizi mehtaba Ya¤muru buluta sorma dökülür Sen onu çöllere sor da söylesin Kitab› yazana yaz›y› okuyana Kalemi silgiyi sor bir k⤛da Derin bir yarad›r hasret kalmak okula Sen onu Ayfle’ye sor da söylesin Ayfle SERHAT SONBAHAR Sonbahar geldi Kap›m›z› çald› içeri girdi Çay kahve içinden kahveyi terci etti Yapraklar› döktü gitti. K›fl geldi Birden havalar düflüverdi. Buzlu bir su istedi Hararet yapm›fl adamca¤›z ‹lkbahar geldi ‹yilik yapt›, hediye getirdi Bir fley içmedi Hediyesini gösterdi, yapraklar› yeflillendirdi Yaz geldi S›cak bir merhaba dedi S›cak bir çay içti Okullar› tatil etti gitti Ya¤›z Efe Tükenmez 03 Aral›k 2008 Mecnun gibi, susam›fl›m aflk›n’a Sevdan beni, döndürüyor flaflk›n’a Dünya de¤er, O güzel bak›fl›na Seni buldum, Leyla gibi kalbimde Gönülden gönül’e, sevda yolu var Aflk›n etti bana, bu dünyay› dar Sevdam büyük, ben ederim ahuzar Aflk› buldum, derya gibi kalbimde Aflk›n denizinde, bana rehber ol! Beraber gidelim, bitmesin bu yol Seven kalbe, ömür boyu oldum kul Sevgi buldum, seven güzel kalbinde Hasan der ! severim can› gönülden, Sevmek güzel,gündür geçer ömürden Unutma ! SEV beni, güzel kalbinden Seni buldum, seven güzel kalbimde HASAN SUS 12.02.2009 ANADOLUM Bir çoban gördüm çeflme bafl›nda Yüre¤i sevda kokuyordu Dikilmifl sürüsünün karfl›s›nda Topra¤›n› soluyordu Bir ana gördüm tarla bafl›nda Yüre¤i evlat kokuyordu Dikilmifl ekinlerinin yan›nda Topra¤›n› soluyordu Bir flehit gördüm ilk kez Üzerinde bayrak kokusu Bir ana sar›lm›fl tabuta Ci¤erinde evlat ac›s› Çoban görünce sevdal› olas› Evlat görünce ana olas› Ana görünce er olas› Bayrak görünce flehit olas› geliyor Çeflit çeflit yeflil yeflil kokular Her kar›fl sevgi kokuyor Dünyada bulunmaz bir kokudur bu Her yer ANADOLUM kokuyor Havva ARSLAN 48 Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009 De¤ifltirin Hakan ADIGÜZEL “Yaflam Tarz› Koçu” [email protected] “‹lac›n›z g›dan›z olmas›n, g›dan›z ilac›n›z olsun.” Lokman VET her fleyinizi de¤ifltirin. EÖncelikle hepinizi selaml›yo- rum, umar›m sizlere yaz›lar›m›zla yard›mc› oluyorumdur. Amac›m gerçekten sa¤l›¤›na önem veren siz de¤erli okuyucular›ma bilinçli bir beslenme al›flkanl›¤› kazand›rarak, sa¤l›¤›n›zla ilgili ufak tefek sorunlar yaflamadan hayat›n tad›n› ç›kararak yaflaman›z. Unutmay›n yanl›zca insanlar›n en ak›ll›lar› hayat›n keyfini ç›kartarak yaflar... Peki, neler yapmal›y›z dedi¤inizi duyar gibiyim; Asl›nda bu ayki yaz›m›z›n bafll›¤›ndan da anlafl›ld›¤› gibi, de¤ifltirmeliyiz. ‹sterseniz bunu birlikte nas›l yapaca¤›m›za karar verelim. Çünkü önce kararl› olmak gerekir. Özellikle birtak›m rahats›zl›klar› olan ve sürekli sa¤l›¤› ile ilgili problem yaflayan insanlar› ele alal›m... >Uyku problemi yafl›yor musun? >Kahvalt› al›flkanl›¤›n var m›? >Kronik yorgunluk problemin mi var? >Stresini yönetebiliyor musun >Vücudundaki de¤iflimleri takip ediyor musun? >Kaç ö¤ün yemek yiyorsun? >Kilo problemin var m›? >Spor yapma al›flkanl›¤›n var m›? fiiimdiye kadar fi dünyada 4000’den fazla diyet metodu uygulanm›flfl.. Belki de bunlar›n herhangi birisini siz de denediniz... Yani iflfle e yaramad›¤›n› siz de test ettiniz. Çünkü yarasayd› insanlar ça¤›n sorunu obezite ve kilo problemi ile u¤raflflm mazd›. >sosyal aktivitelerin var m›? >Doktora gitme s›kl›¤›n nedir? >Kiflisel bak›m›na özen gösteriyor musun? >‹nsanlara yeterince önem veriyor musun? Ve kendi sa¤l›¤›na ne kadar önem veriyorsun? Bu sorular› samimiyetle cevapland›r›rsak, kendimizle alakal› objektif sonuç ç›kartabiliriz. Peki, ne ifle yarayacak ki... Baz› fleyleri geç kalmadan DE⁄‹fiT‹Rebiliriz. Tabi bunlar› yapmaya gücünüz varsa yani gerçeklerle yüzleflmek bazen zor gelebi- lir ve mazeretlere s›¤›nabiliriz. Asl›nda ne istedi¤imize çok çabuk karar verip biran önce harekete geçmeli¤iz. Çünkü keyif alarak yaflayaca¤›m›z k›sa bir hayat var önümüzde. Ben bir yaflam koçu olarak, özellikle toplumuzun yaflad›¤› obezite, kilo problemi ve bunlara ba¤l› olarak artan beslenme kaynakl› hastal›klara karfl› savafl açmay› hep birlikte yapal›m diyorum. Var m›s›n›z? Bunu baflarabilece¤imizi biliyorum, tek yapmam›z gereken bu sorunlar›n›z› bana yazman›z ve kararl› olman›z. Sizlere önerece¤im bilimsel yöntemlerle yaflam›n›z›n nas›l de¤iflti¤ini hem kendiniz hem de sevdikleriniz flaflk›nl›k ve mutluluk içinde kalacaks›n›z. fiimdiye kadar dünyada 4000’den fazla diyet metodu uygulanm›fl. Belki de bunlar›n herhangi birisini siz de denediniz... Yani ifle yaramad›¤›n› siz de test ettiniz. Çünkü yarasayd› insanlar ça¤›n sorunu obezite ve kilo problemi ile u¤raflmazd›. Bu sorunun nas›l olufltu¤unu daha önceki yaz›lar›m›zda bahsetmifltik biliyorsunuz. Önemli olan sa¤l›k bozulmadan korumas›n› bilmek ve uygulamak, yinede bozulan› normale döndürdükten sonra kararl› bir biçimde korumaya çal›flmak. Benim Siz de¤erli ‹nsanlara önerece¤im beslenme metotlar› kifliye özel olaca¤› için siz neyi istiyorsan›z o sorununuzdan rahatl›kla kurtulabileceksiniz. Yard›mc› oldu¤um birçok insan fluan yaflamlar›n› çok sa¤l›kl› bir biçimde sürdürüyorlar. Sa¤l›¤›n›z sizin için ne ifade ediyor bilmiyorum ama bildi¤im bir fley var, ben hepinizi önemsiyorum ve seviyorum. Bu benim yaflam tarz›m... Sa¤l›cakla kal›n.