EĞİTİM BİLİMLERİ MERKEZİ www.izmirkpsskursu.net 0 232 445 21 25

Transkript

EĞİTİM BİLİMLERİ MERKEZİ www.izmirkpsskursu.net 0 232 445 21 25
EĞİTİM BİLİMLERİ MERKEZİ
www.izmirkpsskursu.net
0 232 445 21 25
1
2
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
1. Bölüm. YERĠN ġEKLĠ, BOYUTLARI VE
TÜRKĠYE'NĠN DÜNYA ÜZERĠNDEKĠ KONUMU
YERĠN ġEKLĠ VE BOYUTLARI
PARALELLER VE MERĠDYENLER
PARALEL DAĠRELERĠ
Dünyamız ekvatorda şişkin, kutuplarda basıktır.
Dünya'nın bu özel şekline GEOİD denir. Dünya'nın
Kutup noktalarından eşit uzaklıkta bulunan nokta-
bu şekli kazanmasında kendi ekseni etrafındaki
ları birleştiren daireye Ekvator denir. Ekvatora para-
dönüşü neden olmuştur.
lel olan ve birer derece aralıklarla geçen dairelere
Paralel daireleri denir. Paralel dairelerini başlangıç
Dünya'nın Geoid ġeklinin Sonuçları
yeri olan ekvator, sıfır numaralı paralel dairesini
oluşturur. Ekvator dünyayı kuzey ve güney olmak
Ekvatordan kutuplara doğru, dünyanın ekseni
üzere iki eşit yarıküreye ayırır.
çevresindeki dönüş hızının (çizgisel hızın)
azalması,
Yerden yükseldikçe görüş açısının genişlemesi,
Dünya üzerindeki bir noktadan hareket eden
bir kişinin hep aynı yönde giderek, hareket
noktasına ulaşması,
İki meridyen arasındaki uzaklığın ekvatordan
kutuplara doğru azalması,
Dünyanın bir yarısında gündüz, diğer yarısında gece yaşanması,
Ekvatordan kutuplara doğru sıcaklığın azalması,
Güneş ışınlarının düşme açısının, ekvatordan
kutuplara doğru küçülmesi,
Paralel dairelerinin kutuplara doğru küçülmesi
Ekvatordan kutuplara doğru yerçekiminin
Paralellerin Özellikleri
artması,
1.
Paraleller kuzey güney yönlüdür
Dünya üzerinde kuzey kutbundan ekvatora
2.
Paralellerden bir noktanın enlemini belirleme-
doğru gittikçe kutup yıldızının görünüm açı-
de yararlanılır.
sının düzenli olarak küçülmesi
3.
Başlangıçları ekvatordur.
Ay tutulduğu zaman, yerin Ay üzerine düşen
4.
Birer derece aralıklarla geçirilen dairelerdir.
gölgesinin daire şeklinde olması.
5.
Kutuplara doğru çevre uzunlukları küçülür.
Ekvatordan kutuplara doğru cisimlerin ağırlık-
6.
Aralarındaki uzaklık birbirine eşit ve 111km
larının artması,
dir.
Ekvator çemberinin, meridyenlerden ve pa-
7.
ralellerden daha uzun olması,
Doksan kuzey, doksan güney olmak üzere
180 paralel vardır.
Termik basınç kuşaklarının oluşması.
3
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Bazı paralellere özel adlar verilir.
DÜNYA'NIN HAREKETLERĠ VE SONUÇLARI
Yengeç, Oğlak dönenceleri gibi…
1. Dünyanın Günlük (Eksen) Hareketleri
Greenwich
MERĠDYENLER
Dünya batı-doğu doğrultusunda kendi ekseni etraBirer derece aralıklarla geçen ve kutup noktalarını
fında hızla dönerek 24 saatte günlük hareketini ta-
birleştiren yarım çembere meridyen denir. Londra-
mamlar. Bu harekete eksen hareketi de denir.
daki Greenwich gözlemevinden geçen meridyen,
Dünyanın küresel şekli dönüş hızında farklılaş-
başlangıç olarak benimsenmiştir.
malara neden olur. Ekvatorda hız 1670 km/saat iken
kutuplara gidildikçe hız azalır. Kutup noktalarında
Meridyenlerin Özellikleri
sıfır olur. Bunun sonucunda;
Aynı boylam üzerindeki tüm noktalarda yerel
1.
2.
Başlangıç meridyeni ile karşıt meridyeni,
saat aynı olur.
Dünya’yı doğu ve batı olmak üzere iki yarı
Güneşin doğma ve batma anı ekvatordan ku-
küreye ayırır.
tuplara uzar.
Birbirini izleyen iki meridyen arasındaki zaman farkı 4 dakikadır.
Günlük Hareketin Sonuçları
Başlangıç meridyeninin karşısında yer alan
Gece ve gündüzler oluşur.
180 meridyen gün değiştirme çizgisi olarak
Yerel saat farkları ortaya çıkar.
esas alınmıştır.
Doğu ve batı yönleri ortaya çıkar.
4.
Birer derece aralıklarla geçirilmişlerdir.
Dünya üzerinde herhangi bir yer, güneş ışın-
5.
Ekvatoru ve paralelleri dik keserler.
larını gün içinde farklı açılarla alır.
6.
360 meridyen yayı bulunmaktadır.
Günlük sıcaklık ve basınç farklarının oluşma-
7.
Başlangıç meridyenini tam daireye tamam-
sı sonucunda da;
3.
8.
9.
layan karşıt meridyen yayı 180 meridyendir.

Mekanik çözülme artar.
Birbirini

Meltem rüzgarları oluşur.
izleyen
iki
meridyen
arasındaki
uzaklık, yalnız Ekvator üzerindeki 111 km.dır.
Sürekli rüzgarların yönlerinde sapmalar olur.
Meridyen yayları eşit uzunluktadır.
30° ve 60° enlemlerinde dinamik basınç ku-
10. Kutuplara doğru birbirlerine yaklaşır ve ku-
şakları oluşur.
tuplarda birleşirler.
Okyanus akıntılarında sapma ve halkalar oluşur.
Aynı enlem üzerinde, Güneş farklı zamanlarda doğup batar.
4
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
2. Dünya'nın Yıllık (Yörünge) Hareketleri
21 Haziran (Yaz Gündönümü):
Bu tarihte gösterildiği gibi Güneş ışınları Kuzey
Dünya’nın yörüngesi elips şeklindedir ve gün çev-
Yarım Kürede Yengeç Dönencesine dik (90°) açı ile
resindeki bu yörüngede 365 gün 6 saatte turunu
gelirse Aydınlanma çemberi kutup dairelerine te-
tamamlar.
ğet geçer.
Güneş bu elipsin büyük çapı üzerinde ve odak-
21 Haziranda Kuzey Yarımkürede yaşanan olaylar
lardan birinde yer alır. Bu yüzden Dünya Güneş’e,
aşağıda verilmiştir. Güney yarım kürede bu sıralama
bazen yaklaşır (Günberi: 3 Ocak) bazen de uzak-
olayların tam tersi yaşanır.
laşır (Günöte: 4 Temmuz).
Kuzey Yarım Kürede;
Bu uzaklaşma ve yaklaşma mevsimlerin oluşu-
Bu tarihten sonra gündüzler kısalır; geceler
munu etkileyecek kadar önemli değildir. Sadece
uzamaya başlar.
kuzey ve güney yarıküreler arasındaki mevsim süre-
Yaz mevsimi başlar.
lerinin farklı olmasına neden olur. Mevsimler Güneş
En uzun gündüz ve kısa gece yaşanır.
ışınlarının düşme açısıyla ilgilidir. Bu açının de-
Kuzey Kutup Dairesi ile Kuzey Kutbu arasın-
ğişmesinin nedeni ise Dünya’nın ekseni ile yörünge
da gündüzler 24 saatten fazladır.
düzlemi (Ekliptik) arasındaki açıdır. (66°33'). Ekva-
Türkiye'de saat 12oo 'de cisimlerin yıl içeri-
tor düzlemi ile yörünge düzlemi arasındaki açı da
sindeki en kısa gölgesi oluşur.
buna bağlı olarak oluşur. (23°27')
Yengeç dönencesinde saat 12 oo 'de cisimlerin yıl içindeki en kısa gölgesi oluşur.
21 Aralık (KıĢ Gündönümü):
Bu tarihte Güneş ışınları Güney Yarımkürede Oğlak Dönencesine dik gelir ve aydınlanma çemberi
kutup dairelerine teğet geçer.
21 Aralık Kuzey yarım kürede yaşanan olaylar
aşağıda verilmiştir. Güney Yarımkürede bu sırada
bu olayların tam tersi yaşanır.
Kuzey Yarımkürede;
Kış mevsimi başlar.
Eksen Eğikliğinin Sonuçları
En uzun gece, en kısa gündüz yaşanır.
Türkiye'de saat 12oo'de cisimlerin yıl içerisin-
Mevsimler oluşur.
deki en uzun gölgesi oluşur.
Kuzey ve Güney Yarım kürelerde farklı mev-
Kuzey Kutup dairesi ile Kuzey kutbu arasın-
simler yaşanır.
daki enlemlerde gece süresi 24 saatten faz-
Güneş ışınlarının düşme açısı zaman içeri-
ladır.
sinde değişir.
Yengeç dönencesinde saat 12oo de cisimle-
Aynı boylam üzerindeki noktalarda Güneş'in
rin yıl içindeki en uzun gölgesi oluşur.
doğuş ve batış saatleri değişir
Bu tarihten sonra geceler kısalmaya gündüz-
Gece - gündüz süreleri değişir.
ler uzamaya başlar.
Güneş ışınlarının dik geldiği kesimlerin yıl
içinde değişmesi ve dönencelerin oluşması.
21 Mart - 23 Eylül (Ekinoks = Gece-gündüz
Kutup noktaları ile daireleri arasında sürekli
eĢitliği):
gece ve gündüzler yaşanır
Bu tarihlerde güneş ışınları Ekvator'a dik gelir ve
Kutup dairelerinin enlem dereceleri oluşur.
Aydınlanma Çemberi kutup noktalarından geçer.
Muson rüzgârları oluşur.
Kuzey Yarımkürede 21 Mart ilkbahar, 23 Eylül
Ekvatordan kutuplara gidildikçe gecegündüz
sonbaharın başlangıcıdır. Güney Yarımkürede ise,
süreleri arasındaki farkın artması.
21 Martta sonbahar 23 Eylülde ilkbahar başlar.
5
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Ekinokslarda şu olaylar yaşanır,
Türkiye'nin Matematik Konumu ve Sonuçları:
Güneş tam doğudan doğup tam batıdan ba1. Enlemlerinin Sonuçları: ( 36°- 42° Kuzey)
tar.
Aynı boylam üzerindeki noktalarda güneş sa-
Güneyden kuzeye doğru gidildikçe;
dece ekinoks günlerinde aynı anda doğar ve
Güneş ışınlarının yere düşme açısı daralır.
batar.
Ortalama hava sıcaklıkları azalır.
Çizgisel dönüş hızı azalır. Bu yüzden alacakaranlık süresi uzar.
TÜRKĠYE’NĠNCOĞRAFĠ KONUMU
Deniz suyu sıcaklığı, tuzluluğu ve yoğunluğu azalır.
Bir ülkenin, yerin coğrafi konumu denilince;
Gölge boyu uzar.
1.
Yerküre üzerinde bulunduğu nokta, yer
21 Haziran’da gündüz süresi, 21 Aralık’ta
2.
Hangi kıtada bulunduğu ve diğer kıtalarla
gece süresi uzar.
ilişkili durumu
Kuzey yarım kürede bulunduğu için;
3.
Deniz ve okyanuslarla ilişkisi
4.
Yükselti durumu
5.
Ticaret yollarına göre durumu
6.
Ekonomik ve kültürel özellikler bakımından
En kısa gölge boyu 21 Haziran’da; en uzun
farklılık gösteren yerlere göre durumu anla-
gölge boyu 21 Aralık’ta görülür.
21 Haziran’da en uzun gündüz; 21 Aralık’ta
en uzun gece yaşanır.
21 Haziran’da yaz; 21 Aralık’ta kış mevsimi
şılır.
başlar.
Güneyinden sıcak, kuzeyinden soğuk rüz-
Kısaca, bir yerin enlem ve boylamlara göre yer-
gârlar etkilidir.
küre üzerindeki yeri ve çevresiyle her türlü ilişkisini
sağlayan coğrafi koşulların tümüne birden "Coğrafi
Dönenceler dışında bulunduğu için;
konum" denir.
Güneş ışınları hiçbir zaman dik açıyla düşmez ve bu yüzden gölge boyu hiç sıfır ol-
Coğrafi konum ikiye ayrılır.
maz.
1. Matematik konum
2. Özel konum
Orta kuşakta bulunduğu için;
Dört mevsim belirgin olarak yaşanır.
Cephe yağışları görülür.
1. TÜRKĠYE’NĠN MATEMATĠK KONUMU
Batı rüzgarları etkisindedir.
Akdeniz iklim kuşağındadır. (30°-40° arası)
Dünya üzerindeki bir yerin enlem ve boylamlara
Yıl içinde sıcaklık değişimi fazladır.
göre yerinin saptanmasıdır.
2. Boylamlarının Sonuçları: (26°-45° Doğu)
En doğusu ile en batısı arasında 76 dakika
0
26 D
zaman farkı bulunur.
0
45 D
0
42 K
2. Ve 3. Saat dilimleri kullanılır.
Doğusuna doğru gidildikçe yerel saat daha
ileri; güneşin doğuş batış saatleri daha erken olur.
0
36 K
6
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
2. TÜRKĠYE’NĠN ÖZEL KONUMU
Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında yer
alır.
Üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada ülkesidir.
İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına sahiptir.
Ortadoğu ve Kafkas petrol ülkelerine komşudur.
Alp-Himalaya kıvrım sistemi içinde yer aldığı
için ortalama yükselti ve engebe fazla, kırıklı
yapılar yaygın, sıcak su kaynağı fazla ve
deprem riski yüksek bir ülkedir.
Batısından doğusuna doğru ortalama yükselti artar, sıcaklıklar düşer.
Dağlar genel olarak doğu-batı yönlü uzanır.
Dağlar Ege Bölgesi’nde kıyıya dik, Akdeniz
ve Karadeniz Bölgesi’nde kıyıya paralel olarak uzanır.
Gerçek alanı ile izdüşüm alanı arasındaki
fark fazladır.(engebe fazla olduğu için)
Yer şekilleri çeşitliliği fazla olduğu için aynı
anda farklı mevsim özellikleri yaşanır.
Asya ile Avrupa arasındaki transit ticaret
yolları Türkiye’den geçer.
Not: Aynı anda farklı mevsim özelliklerinin
yaĢanması (yer Ģekilleri) özel konumunun;
dört mevsimin belirgin olarak yaĢanması (orta
kuĢak) matematik konumumum sonucudur.
7
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
GeçmiĢ yıllarda bu konuyla ilgili sorulan KPSS soruları
(KPSS - 2004)
AĢağıdakilerden hangisinde verilen tarihlerde, Sinop’ta gündüz ve gece süreleri Antalya’daki
gündüz ve gece sürelerinden daha uzundur?
A)
B)
C)
D)
E)
Gündüz süresi
21 Mart
23 Eylül
21 Haziran
21 Aralık
21 Ocak
Gece süresi
23 Eylül
21 Haziran
21 Aralık
21 Mart
23 Eylül
Yanıt: C
(KPSS - 2004)
Türkiye’nin en doğu ucu ile en batı ucu arasında 76 dakikalık zaman farkının olması aĢağıdaki
seçeneklerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Asya ve Avrupa kıtalarında topraklarının olmasıyla
B) Yüzey şekillerinin engebeli olmasıyla
C) Kuzey yarımkürede yer almasıyla
D) Başlangıç meridyeninin doğusunda olmasıyla
E) İki nokta arasındaki meridyen sayısıyla
Yanıt: E
(KPSS - 2005)
AĢağıdakilerden hangisinde verilen iki kent arasındaki yerel saat farkı diğerlerinden daha fazladır?
A) Samsun-Adana
B) İzmir-Ankara
C) Balıkesir-Erzincan
D) Muğla-Çanakkale
E) İzmit-Kastamonu
Yanıt: C
(KPSS - 2007)
Aşağıdaki haritada Ankara, Iğdır ve Başkale’nin coğrafi koordinatları verilmiştir.
Yalnızca haritadaki bilgilerden yararlanarak aĢağıdaki yargılardan hangisine ulaĢılamaz?
A) 21 aralıkta Başkale’de gündüz süresi Ankara’dan uzundur.
B) 21 haziranda Iğdır’da Başkale’den daha uzun gündüz yaşanır.
C) Verilen kentlerin hepsinde 23 Eylülde güneş doğduktan 12 saat sonra batar.
D) En uzun günle en kısa gün arasındaki farkın en fazla olduğu yer Başkale’dir.
E) Iğdır’ın yerel saati Ankara’nınkinden daha ileridir.
Yanıt: D
(KPSS - 2008)
AĢağıdakilerden hangisi Türkiye’nin Kuzey Yarım Küre’de yer aldığının bir göstergesi olamaz?
A) Akdeniz Bölgesi’ndeki akarsuların kuzeyden güneye doğru akması
B) Karadeniz Bölgesi’nde, aralık ayında, gündüz süresinin İç Anadolu Bölgesi’nden daha kısa olması
C) Marmara Bölgesi’nin yıl boyunca güneş ışınlarını Ege Bölgesi’nden daha eğik alması
D) Toros Dağları’nın güneye bakan yamaçlarının kuzey yamaçlarından daha sıcak olması
E) Coğrafi bölgelerin tümünde kuzey sektörlü rüzgârların sıcaklığı düşürmesi
Yanıt: A
8
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
(KPSS - 2009)
AĢağıdakilerden hangisinin Akdeniz Bölgesi’yle Karadeniz Bölgesi arasında farklılık göstermesi
enlem etkisine bağlanamaz?
A) Orman üst sınırı
B) Deniz turizmine uygun sürenin uzunluğu
C) Yağışın mevsimlere göre dağılışı
D) Tarım ürünlerinin olgunlaşma süresi
E) Gündüz süresinin uzunluğu
Yanıt: A
(KPSS - 2009)
AĢağıdaki bölgelerimizden hangisinde yaz aylarında coğrafi konum dikkate alındığında buharlaĢma
en fazla olur?
A) Güneydoğu Anadolu Bölgesi
B) Ege Bölgesi
C) Doğu Anadolu Bölgesi
D) Karadeniz Bölgesi
E) Marmara Bölgesi
Yanıt: A
(KPSS - 2010)
Türkiye’nin orta kuĢakta bulunması, aĢağıdaki ekonomik özelliklerden hangisini etkilemiĢtir?
A) Tarihi eserlerin ve doğal güzelliklerin olması
B) Kişi başına düşen ulusal gelirin büyük kentlerde daha yüksek olması
C) İşletilen ve işletmeye açılacak çeşitli madenlerin olması
D) Çeşitli tarım ürünlerinin yetiştirilmesi
E) Kara yolu ve deniz yolu transit taşımacılığının gelişmesi
Yanıt: D
(KPSS - 2010)
21 Haziran’da, haritada gösterilen kentlerin hangisinde, KırĢehir’e göre hem gündüz süresi daha
kısadır hem de güneĢ daha erken doğar?
A) Bolu
B) Sinop
C) Artvin
D) Siirt
E) Antalya
Yanıt: D
9
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
2. Bölüm. TÜRKİYE’NİN YÜZEY ŞEKİLLERİ
NOT:
TÜRKİYE’NİN YER ŞEKİLLERİ, OLUŞUMU VE GENEL
Türkiye’nin oluşumu daha çok 3.ve 4. Jeolojik zama-
ÖZELLİKLERİ
nlarda gerçekleştiği için genç oluşumlu bir ülkedir.
Ülkemizin yer şekilleri de dünyadaki diğer yerler gibi iç
ve dış kuvvetlerle oluşmuştur.
TÜRKİYE’DE YÜZEY ŞEKİLLERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ
İç Kuvvetler (Yapıcı Kuvvetler):
Dağ ouluşumu (orojenez), kıta oluşumu (epirojenez),
1. Ortalama yükselti ve engebe fazladır. Bunun sonu-
volkanizma ve depremler, iç kuvvetleri oluşturur. Bunlar
cunda;
yeryüzünü çok hızlı şekillendirirler ve büyük yer şekilleri
Yer şekilleri çeşitliliği fazladır.
oluştururlar. Bu kuvvetlerin sonucunda yer şekilleri yükselir, kıvrılır veya kırılır, yeni dağlar ya da çukur alanlar
Gerçek alanı ile izdüşüm alanı farkı fazladır.
oluşur. (Yapıcı kuvvetlerdir.)
Ulaşım zor ve yol yapım maliyeti fazladır.
Dış Kuvvetler (Yıkıcı Kuvvetler):
Akarsuların yatak eğimi, akış hızı ve enerji potan-
Akarsular, buzullar, rüzgarlar, dalgalar gibi aşındırıcı
siyeli fazladır.
güçlerdir. Bu güçler yavaş şekillendirme yaparlar. İç kuv-
2. Dağlar genellikle doğu-batı yönlü uzanır. Bunun
vetler yeryüzüne engebe kazandırırken dış kuvvetler on-
sonucunda;
ları törpüleyip aşındırarak aşınan malzemeyi çukur alan-
Kuzey-güney yönlü ulaşım daha zor ve maliyetli-
lara doldururlar. Böylece yeryüzünü düzleştirmeye çalı-
dir.
şırlar. Bu aşındırma ve biriktirmenin son safhası ise dümdüz yeryüzü yani peneplenlerdir. (Yıkıcı kuvvetlerdir.)
Akarsular genellikle doğu-batı yönlü uzanır.
İç ve dış kuvvetlerin faaliyetleri günümüzde hala de-
Türkiye’de karasal iklim alanı genişlemiştir.
vam etmektedir.
Ege Bölgesi’nde dağlar kıyıya dik uzandığı için; kıyıda girinti çıkıntı fazla ve hinterlantları geniş,
TÜRKİYE’DE JEOLOJİK SÜREÇ
delta oluşumu fazla, falez oluşumu az, kıyı ile iç
kesimler arası ulaşım kolay, iklim farklılığı azdır.
1. ZAMAN
Türkiye’de peneplenleşme (düzleşme) olayı
görülmüş, deniz seviyesinde hafif dalgalı düzlükler oluşmuştur.
Denizlerde tortulaşma (birikme) yaşanmıştır.
4. ZAMAN
3. ZAMAN
Türkiye’de masif (sert) kütleler oluşmuştur. (Yıldız,
Menteşe, Bolu-Ilgaz, Kırşehir ve Bitlis masifleri)
Zonguldak ve çevresinde taş kömürü yatakları
oluşmuştur.
2. ZAMAN
Türkiye’deki Değişimler
Akdeniz ve Karadeniz’de dağlar kıyıya paralel
uzandığı için; kıyıda girinti çıkıntı az, kıyı derinliği
fazla, kıta sahanlığı dar, doğal liman sayısı az ve
hinterlantları dar, falez oluşumu fazla, delta oluşumu az, kıyı ile iç kesimler arası ulaşım zor (geçitlerle sağlanır), iklim farklılığı fazladır. Orografik
(yamaç) yağışlar görülür.
Kuzey Anadolu Dağları ve Toroslar oluşmuştur.
(Alp-Himalaya Kıvrım Sistemi)
Petrol, linyit, tuz ve bor yatakları oluşmuştur.
Şiddetli kırılmalar ve depremler yaşanmıştır.
Zamanın sonuna doğru Türkiye toptan yükselmeye başlamış ve platolar oluşmuştur.
Egeid karasının çökmesi sonucu Ege Denizi oluşmuştur.
İstanbul ve Çanakkale Boğazları oluşmuş, Karadeniz açık deniz haline gelmiştir.
Kıbrıs Adası ve İskenderun Körfezi oluşmuştur.
Türkiye’nin jeolojik oluşumu büyük ölçüde tamamlanmıştır.
3. Batıdan doğuya gidildikçe ortalama yükselti artar.
Bunun sonucu olarak;
Ortalama sıcaklıklar azalır.
Sıcaklık farkları artar.
Tarım ürünlerinin olgunlaşma süresi uzar, çeşitliliği azalır.
Akarsuların akış hızları ve enerji potansiyelleri artar.
10
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
4. Karstik araziler (kireç taşı, alçıtaşı, kaya tuzu) yaygın
TÜRKİYE’NİN DAĞLARI
olarak bulunur. Başta Akdeniz Bölgesi ve İç Anadolu’da yaygındır.
5. Volkanik arazilerin en yaygın olduğu bölge Doğu
Anadolu Bölgesidir. Bu bölgeyi İç Anadolu Bölgesi izler.
6. Yer şekilleri çeşitliliği fazladır. Bunun sonucu olarak;
Kısa mesafelerde iklim, bitki örtüsü, toprak türü,
tarım ürünü, nüfus dağılışı ve ekonomik etkinlikler farklılaşır.
Türkiye’nin dağları orojenik dağlar ve volkanik dağlar
Aynı anda birçok yerde farklı mevsim özellikleri
olmak üzere ikiye ayrılır.
yaşandığı için turizm çeşitliliği fazladır.
A. OROJENİK DAĞLAR
7. Genç oluşumlu bir ülke olduğu için;
Orojenez jeosenklinallerde (deniz ve okyanus taban-
Batı Anadolu, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu
larında) birikim sonucu oluşan tortul tabakaların yan
aktif fay kuşakları bulunur. Deprem riski yüksek-
basınçlar etkisiyle kıvrılarak ya da kırılarak yükselmesi
tir.
sonucu dağ oluşumu demektir.
Sıcak su kaynakları yaygın olarak görülür.
Yani orojenik dağ oluşumunun kıvrılma ve kırılma
8. Türkiye’de jeolojik çeşitlilik (1. , 2. , 3. , 4. zamana ait
olmak üzere iki yolu vardır.
araziler bulunması) fazla olduğu için yer altı
Kıvrım Dağları:
kaynakları çeşitliliği fazladır.
Antiklinal
Antiklinal
Senklinal
TÜRKİYE’DE BÖLGELERİN YÜZEY ŞEKİLLERİNİN
ÖZELLİKLERİ
Marmara Bölgesi ortala yükselti ve engebenin en
az olduğu bölgedir.
Yeni oluşumlu esnek yapıdaki tortul tabakaların yan
Doğu Anadolu Bölgesi ortalama yükselti ve enge-
basınçlar etkisiyle kıvrılarak yükselmesi sonucu oluşan
benin en fazla olduğu bölgedir.
dağlardır. Kıvrım dağları ülkemizdeki en büyük dağ
İç Anadolu Bölgesi ve Güney Doğu Anadolu Böl-
grubunu oluşturur. Ülkemizde bu dağlara en önemli
gesi ortalama yükseltiye ve sade yüzey şekillerine
örnek Alp-Himalaya Kıvrım Sistemi içinde yer alan Kuzey
sahip bölgelerdir.
Anadolu ve Toros Dağlarıdır.
Akdeniz ve Karadeniz Bölgelerinde kıvrım dağları,
Kırık Dağları:
Ege Bölgesi’nde kırık dağları yaygındır.
İç Anadolu Bölgesi plato bakımından en zengin
bölgedir.
Akdeniz Bölgesi doğal göl bakımından en zengin
Eski oluşumlu sert tortul tabakaların yan basınçlar
bölgedir.
etkisiyle kırılması sonucu oluşan dağlardır. Ülkemizde bu
dağlara en önemli örnekler Ege Bölgesi’ndeki Kazdağı,
Madra Dağı, Yunt Dağı, Bozdağlar ve Menteşe Dağları ile
Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda Amanos (Nur) dağlarıdır.
11
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Bu dağların (horst yapıların) yanında çöküntü alanlar
(graben sahalar) bulunmaktadır. Ege Bölgesi’nde Edremit, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes grabenleri ile Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda
İskenderun ve Amik graben sahaları bulunur.
B. VOLKANİK DAĞLAR
MARMARA BÖLGESİ DAĞLARI
Marmara Bölgesi’nde Yıldız, Koru, Işık, Biga ve Samanlı
dağları dışında Uludağ volkanik kütlesi yer alır.
Manto tabakasındaki magmanın, yerkabuğunun kırık
hattı boyunca (fay hattı) sıcaklık ve basınç etkisiyle
yeryüzüne çıkarak soğuması ve yığılması sonucu oluşan
dağlardır.
Ege Bölgesi’nde Kula Dağları, Marmara Bölgesi’nde
Uludağ, İç Anadolu Bölgesi’nde Erciyes, Melendiz, Hasan,
Karacadağ, Karadağ, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde
Karacadağ ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde Ağrı, Tendürek,
Süphan ve Nemrut Dağları ülkemizin önemli volkanik
dağlarıdır.
AKDENİZ BÖLGESİ DAĞLARI
NOT: Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde volkanik
dağlar bulunmamakta fakat volkanik araziler yer
almaktadır.
Akdeniz
Bölgesi’nde
Hatay
Akdeniz Bölgesi’nin büyük bölümünü Toros Dağları kap-
(Hassa)
lar. Toros Dağlarının batı ve orta kısmı bu bölgede yer
çevresi, Karadeniz Bölgesi’nde Köroğlu Dağlarının
alır.
güneyinde volkanik araziler bulunur.
Batı Toroslar; Beydağları, Akdağlar, Sultan Dağları,
Dedegöl Dağları ve Geyik Dağları.
Orta Toroslar; Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı Dağları
EGE BÖLGESİ DAĞLARI
ve Binboğa Dağları.
Ege Bölgesi’nde kıyıda kırık (horst) dağlar, iç kesimlerde
Bölgede Toros kıvrım dağları arasında Amanos kırık
kıvrım dağları yer alır.
dağları bulunur.
Kıyıda; Kaz, Madra, Yunt, Bozdağlar, Aydın Dağları ve
Menteşe Dağları (horst).
İç kesimlerde; Eğrigöz, Domaniç, Türkmen, Emir, Murat
ve Sandıklı dağları.
12
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
KARADENİZ BÖLGESİ DAĞLARI
DOĞU ANADOLU DAĞLARI
Karadeniz dağları Kuzey Anadolu Dağları olarak da
Bölge Türkiye’de dağların en fazla ve yüksek olduğu
adlandırılır. Bu dağlarda batı, orta ve doğu Karadeniz
bölgedir. Başlıca dağları, Munzur, Palandöken, Allahuek-
Dağları olarak gruplanır.
ber, Aras Güneyi ve Güneydoğu Toroslar ile Ağrı, Tendürek-Süphan ve Nemrut volkanik dağlarıdır.
Batı Karadeniz Dağları; Küre, Bolu-Ilgaz, Köroğlu Dağları
Orta Karadeniz Dağları; Canik Dağları.
Doğu Karadeniz Dağları; Gümüşhane, Rize, Çimen, Kop,
Mescit, Yalnızçam ve Kaçkar Dağları.
İÇ ANADOLU BÖLGESİ DAĞLARI
TÜRKİYE’NİN PLATOLARI
İç Anadolu Bölgesi’nde Sivrihisar, Sündiken, Elmadağ,
Yıldız Dağı, Tecer Dağları dışında Erciyes, Melendiz,
Akarsularla parçalanmış, çevresine göre yüksekte
Hasan, Karacadağ, Karadağ volkanik dağları bulunur.
kalan, hafif dalgalı düzlüklere plato denir.
NOT: Plato ve yayla kavramları sık sık birbiri ile
karıştırılır. Plato bir coğrafi yüzey şeklidir. Yayla ise
bir yerleşim birimidir.
Türkiye’de Platoların Dağılışı:
GÜNEYDOĞU ANADOLU DAĞLARI
Bölgede Mazı ve Mardin Dağları dışında Karacadağ
volkanik kütlesi bulunur.
Marmara Bölgesi; Çatalca- Kocaeli Platoları.
İç Anadolu Bölgesi; Haymana, Uzunyayla, Cihanbeyli,
Obruk ve Bozok platoları (HUCOB).
Güneydoğu Anadolu Bölgesi; Şanlıurfa, Gaziantep platoları.
Akdeniz Bölgesi; Teke ve Taşeli platoları.
Doğu Anadolu Bölgesi; Erzurum-Kars ve Ardahan
platoları.
Ege Bölgesi; Yazılıkaya Platosu.
13
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Türkiye Platolarındaki Ekonomik Etkinlikler:
4. Ovalarımızın büyük bölümünde deprem riski yüksektir. (Büyük bölümü tektonik olduğu için.)
Çatalca-Kocaeli Platoları; Türkiye’de tarım dışı sektörlerin (sanayi, ticaret, ulaşım, hizmet vs.) en fazla
5. Akdeniz ve Ege kıyı ovalarımızda sıcaklık fazla oldu-
geliştiği platolardır.
ğu için yılda iki üç ürün alınabilir.
Teke ve Taşeli Platoları; Karstik arazi yapıları nede-
6. Ovalarımız yer altı suları bakımından zengindir.
niyle tarımda da kullanılmayan Türkiye’nin seyrek
Ovalarımız oluştukları yere göre “kıyı ovaları” ve “iç
nüfuslu platolarıdır.
bölge ovaları” olarak iki gruba ayrılır.
İç Anadolu (Haymana, Uzunyayla, Cihanbeyli, Ob-
1. Kıyı ovaları:
ruk, Bozok) ve Güneydoğu Anadolu (Gaziantep,
Şanlıurfa) ve Ege (Yazılıkaya) Platolarında karasal
Akarsuların denize döküldüğü yerde veya yakınında
iklim ve bozkır ve bitki örtüsü nedeniyle tahıl tarımı
biriktirme sonucu oluşturduğu ovalardır. Kıyı ovaları 0-
ve koyun yetiştiriciliği yapılır.
200 m yüksekliklerde olduğu için fiziki haritalarda yeşil
renkte gösterilir.
Doğu Anadolu Platoları; (Erzurum-Kars, Ardahan)
Delta Ovaları: Kıyıda delta ovası oluşabilmesi için;
Sert karasal ikilim ve geniş mera alanları nedeniyle
büyükbaş hayvancılığın geliştiği platolardır.
Kıyı derinliğinin az, kıta sahanlığının geniş olması
Gel-git etkisinin az olması
NOT: Türkiye’nin en yüksek ve en geniş platosu Erzurum-Kars, en alçak platoları Çatalca-Kocaeli plato-
Akarsuyun bol yük (alüvyon) taşıması
larıdır.
Kıyıda güçlü akıntıların olmaması gerekir
NOT: Platolarımızın ortalama yükseltisi 1000 m civa-
Başlıca delta ovalarımız;
rındadır. Bu da Türkiye’nin özellikle 4. Jeolojik zaman-
Karadeniz Bölgesi; Bafra, Çarşamba Ovaları
da toptan yükseldiğine kanıttır.
Ege Bölgesi; Bakırçay, Gediz (Menemen), Küçük Menderes ve Büyük Menderes ovaları.
TÜRKİYE’NİN OVALARI
NOT: Delta ovaları akarsuların taşıdığı alüvyonlarla
oluştuğu için tarım açısından oldukça verimli
alanlardır.
Kıyı Düzlüğü Ovaları: Akarsuyun denize ulaşamadan
kıyının hemen gerisindeki düzlüğe biriktirme yapması
sonucu oluşan ovalardır.
Başlıca kıyı düzlüğü ovaları; Köyceğiz, Antalya, Serik,
Dalaman, Adapazarı ovalarıdır.
2. İç Bölge Ovaları:
Çevresine göre alçakta kalmış geniş düzlüklere ova
Tektonik Ovalar: Fay hatları boyunca çökme sonucu
denir.
oluşan ovalardır. Bu yüzden büyük bölümünde deprem
Türkiye’nin Ovalarının Genel Özellikleri:
riski yüksektir. Ayrıca fay hatlarına paralel dağıldığı için
1. Ovalarımızın yükseltileri batıdan doğuya doğru ar-
Türkiye’nin en büyük ova grubunu oluştururlar.
tar.
Türkiye’de üç büyük fay hattı üzerinde;
2. Ovalarımızın büyük bölümü alüvyonlarla kaplıdır.
BAF: Bakırçay Grabeni; Bergama, Soma, Kırkağaç ovaları.
3. Delta ovalarımız tarım ve yerleşmeye en uygun
alanlardır.
14
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Gediz Grabeni; Manisa, Akhisar, Turgutlu, Salihli, Ala-
Türkiye Akarsularının Genel Özellikleri:
şehir ovaları.
1. Yatak eğimleri fazladır. Bu nedenle;
Küçük Menderes Grabeni; Torbalı, Tire, Ödemiş, Bayın-
Akış hızları fazladır.
dır ovaları.
Aşındırma güçleri fazladır. Bol alüvyon taşırlar.
Büyük Menderes Grabeni; Söke, Aydın, Koçarlı, Nazilli
Enerji potansiyelleri yüksektir.
ve Yenipazar ovaları.
2. Rejimleri düzensizdir.
KAF: Biga, Manyas, Ulubat, Gönen, Bursa, Yenişehir,
İznik, Bolu, Düzce, Ilgaz, Ladik, Suluova, Taşova, Vezir-
3. Ulaşıma elverişli değildir.
köprü, Zile, Suşehri, Erbaa, Niksar, Turhal, Erzincan, Pa4. Boyları kısa, havzaları dardır. (Ortalama engebe
sinler, Tercan, Erzurum, Eleşkirt ve Ağrı ovaları.
fazla ve dağlar genelde kıyılara paralel uzandığı
DAF: Bulanık, Bingöl, Karlıova, Elazığ, Malatya, Afşin,
için.)
Yüksekova, Elbistan, Maraş, Muş, Varto ve Amik ovaları.
5. Akımları düşüktür.
İç bölgelerde eski çökme alanlarında oluşan tektonik
ovalarımız da bulunmaktadır. Ancak bunlar aktif fay bu-
6. Genellikle doğu-batı yönlü uzanırlar.
lunmadığı için deprem riski düşük ovalardır.
7. Denge profiline ulaşmamışlardır. (ortalama yükselti
fazla olduğu için.)
İç Anadolu Bölgesi: Konya, Aksaray, Kayseri, Çubuk,
Ankara, Eskişehir ve Yukarı Sakarya ovalarıdır.
NOT: Ortalama yükseltiden dolayı Doğu Anadolu
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Nizip, Birecik, Suruç, Al-
akarsuları enerji potansiyeli en yüksek, Marmara
tınbaşak, Ceylanpınar ve Viranşehir ovaları.
akarsuları enerji potansiyeli en düşük akarsulardır.
NOT: En büyük iç ovamız Konya, en büyük kıyı ovamız Çukurova, en yüksek ovamız Yüksekovadır.
BAŞLICA AKARSULARIMIZ.
Karstik Ovalar: Karstik arazilerde (kalker, jips, kayatuzu)
Karadeniz’e Dökülen Akarsular:
erime sonucu oluşan ovalardır. Arazi yapısı nedeniyle en
Çoruh: En hızlı akan akarsuyumuzdur. Gürcistan’dan
fazla Akdeniz Bölgesi’nde (Göller Yöresi) bulunur. Bunlar;
denize dökülür.
Tefenni, Acıpayam, Kestel, Korkuteli, Elmalı ovalarıdır.
Yeşilırmak:
(TAKKE)
Büyük
akarsularımızdandır.
Üzerinde
Hasan-Suat Uğurlu, Almus barajları vardır.
Ege Bölgesi’nde; Tavas, Çivril ve Muğla ovaları.
Kızılırmak: Sınırlarımız içindeki en uzun akarsudur. ÜzeVolkanik Ovalar: Türkiye’nin volkanik tek ovası Kayseri-
rinde Hirfanlı, Kesikköprü, Altınkaya ve Derbent barajları
Develi ovasıdır.
bulunur.
Bartın Çayı: Taşımacılık yapılan tek akarsuyumuzdur.
TÜRKİYE’NİN AKARSU VE GÖLLERİ
Yenice (Filyos): Batı Karadeniz’de dökülür.
Sakarya: Suları en kirli akarsuyumuzdur. Güçlü boğaz
akıntıları
nedeniyle
delta
ovası
oluşturamamıştır.
Üzerinde Hasan Polatkan ve Gökçekaya barajları bulunur.
Marmara Denizi’ne Dökülen Akarsular:
Susurluk: Boğaz akıntıları nedeniyle delta ovası
oluşturamamıştır. Nilüfer, Karaçay ve Kemalpaşa çayları
kollarını oluşturur. Enerji potansiyeli çok düşüktür.
NOT: Marmara’ya dökülen akarsular, yatak
eğimleri az olduğu için menderes oluştururlar.
15
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Ege Denizi’ne Dökülen Akarsular:
Hazar Denizi’ne Dökülen Akarsular:
Meriç: Bulgaristan’da doğar, Marmara’dan geçer ve
Kura: Kapalı havzadır.
Saros Körfezi’nden Ege Denizi’ne dökülür.
Aras: Kapalı havzadır.
Bakırçay: Menderes çizerek akar.
Gediz: Menderes çizerek akar. Üzerinde Demirköprü
Ülkemizden Doğup Dışarıya Dökülen Akarsular:
Barajı bulunur.
Fırat-Dicle; Basra Körfezi’ne dökülür.
Küçük Menderes: Menderes çizerek akar.
Kura-Aras; Hazar Denizi’ne dökülür.
Çoruh; Gürcistan’dan Karadeniz’e dökülür.
Büyük Menderes: Üzerinde Adıgüzel ve Kemer barajları
bulunur.
Dışarıda Doğup Ülkemize Dökülen Akarsular:
Meriç; Bulgaristan’da doğar, Ege Denizi’ne
NOT: Menderes oluşturan bir akarsuyun;
dökülür.

Yatak eğimi az, akış hızı az
Asi; Lübnan’dan doğar, Hatay’dan Akdeniz’e

Aşındırma gücü az
dökülür.

Boyu uzun

Hem aşındırma, hem biriktirme özelliği bulunur.
AKARSU HAVZALARIMIZ
Akdeniz’e Dökülen Akarsular:
Bir akarsuyun kollarıyla birlikte sularını topladığı alana
Dalaman Çayı:
denir. Sularını denize ulaştırabilen akarsu havzasına açık
havza, ulaştıramayan akarsu havzasına kapalı havza
Eşen Çayı:
denir.
Aksu:
NOT: Ülkemizdeki akarsuların büyük bölümü açık
Köprü Çayı: Karstik kaynaklarla beslendiği için düzenli
havza durumundadır.
rejimlidir.
Başlıca Kapalı Havzalarımız:
Manavgat Çayı: Akış hızı fazladır. Karstik kaynaklarla
1. İç Anadolu Kapalı Havzası: Etrafının dağlarla çevrili
beslendiği için düzenli rejimlidir. Üzerinde Oymapınar
olması ve karasal iklim görülmesi nedeniyle kapalı
Barajı bulunmaktadır.
havzadır. Bu havza içinde en büyük kapalı havza
Göksu: Üzerinde çok sayıda kanyon bulunur.
Tuz Gölü Kapalı Havzasıdır. Konya, Afyon kapalı
Seyhan: Üzerinde Çatalan Barajı bulunur.
havzaları da burada yer alır.
Ceyhan: Üzerinde Aslantaş, Menzelet ve Kartalkaya
2. Göller Yöresi Kapalı Havzası: Karstik arazi yapısı
barajları bulunur.
nedeniyle kapalı havzadır. Ayrıca Türkiye’nin en
fazla doğal göl bulunan yöresi olması da diğer bir
Asi: Lübnan’dan doğar Hatay’dan Akdeniz’e dökülür.
etkendir.
NOT: Göller denizlerle bağlantısız olduğu için kapalı
havza durumundadır.
Basra Körfezi’ne Dökülen Akarsular:
Fırat: Doğu Anadolu’daki Karasu ve Murat akarsularının
Burdur, Acıgöl, Kestel, Salda kapalı havzaları yer alır.
birleşmesiyle oluşur. En fazla enerji üretilen akarsudur.
GAP ile tarımda sulamada önemi büyüktür. Üzerinde
3. Van Gölü Kapalı Havzası: Göl olma özelliğiyle kapalı
Atatürk Barajı, Keban, Karakaya ve Birecik barajları bu-
havzadır.
lunur.
4. Hazar Denizi Kapalı Havzası: Bu denize dökülen
Dicle: Kaynağını Zapsuyu, Batman ve Botan çaylarından
Kura-Aras akarsu havzaları kapalı havzadır. Çünkü Hazar
alır. Kralkızı, Devegeçidi, Ilısu barajları bulunur.
coğrafi açıdan deniz değil büyük bir göldür.
16
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
TÜRKİYE’DE AKARSU REJİMLERİ
oluşmuştur. Göl tabanından fazla suları boşalttığından, suları tatlıdır.
Akarsularımızın büyük bölümü düzensiz rejimlidir. Sa-
3. Volkanik Göller: Volkanizma sonucu oluşan çukurları
dece Karadeniz kıyı kesimi akarsuları düzenli yağış al-
dolduran sulardır. Yurdumuzda Nemrut, Meke
dıkları için düzenli rejimlidir.
Tuzlası (Konya-Karapınar), Gölcük (Isparta), Acıgöl
Beslenme Türlerine Göre Akarsular:
Beslenme
(Konya) gölleri buna örnektir.
Açıklama
4. Buzul Gölleri: Buzul aşındırması sonucu oluşan
Türü
Akdeniz iklim bölgesi akarsularında
çukurluklarda kar ve buzların erimesi ile oluşan
Yağışla
yağışın arttığı kış döneminde akım
göllerdir. Yurdumuzda bazı yüksek dağların üst
Beslenen
artar.
kısımlarında görülür. (Cilo, Sat, Ağrı, Tendürek,
Kar-Buz
İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı
Erimeleriyle
Karadeniz’deki akarsuların akımları kar
Beslenen
erimelerinin olduğu ilkbaharda artar.
Süphan, Kaçkar, Uludağ, Erciyes, Bolkar, Aladağlar,
Kaynak
Sularıyla
Beslenen
Bey Dağları gibi)
Doğal Set Gölleri:
1. Alüvyon Set Gölleri: Akarsuların taşıdığı alüvyonların
Akdeniz Bölgesi’nde Manavgat ve
vadi boylarında, ovalarda ve deniz kıyılarındaki körfez
Köprü Çayı kaynak sularıyla dört
mevsim beslendiği için düzenli rejimli
önlerinde birikmesi ile oluşan göllerdir. Yurdumuzda
akarsulardır.
bu şekilde oluşmuş göllerin başlıcaları; Marmara,
Bafa (Çamiçi) Aydın, Köyceğiz (Muğla), Eymir, Mogan
Göller yöresinde, Beyşehir Gölü’nün
Göl
beslediği Çarşamba Suyu ve Eğirdir
Sularıyla
Gölü’nün beslediği Kovada Suyu örnek
Beslenen
olarak verilebilir.
(Ankara)dır.
2. Heyelan Set Gölleri: Heyelan sonucu vadi önlerinin
kapanması ile oluşan göllerdir. Tortum, Sera, Abant,
Yedigöller, Uzungöl bu şekilde oluşmuş başlıca göllerimizdir.
TÜRKİYE’NİN GÖLLERİ
3. Volkanik Set Gölleri: Volkanizma sonucu ortaya çıkan
Oluşumlarına Göre Göller:
ve tüflerin vadi önlerini kapatması sonucu oluşan
Van, Erçek, Nazik, Haçlı, Balık, Çıldır gölleri bu şekilde
1. Tektonik Göller: Yer kabuğu ile oluşan çukurları
oluşmuştur.
dolduran sulardır. Yurdumuzda Tuz Gölü, Manyas
(Kuş Gölü), Ulubat, İznik, Sapanca, Akşehir (Göl
4. Kıyı Set Gölleri (Lagün Gölleri): Kıyıda koy önlerinin kıyı
kurudu-2006), Beyşehir, Acıgöl, Eğirdir, Burdur, Eber,
kordonları ile kapatılması sonucu oluşurlar. Büyük ve
Hazar, Seyfe gölleri bu şekilde oluşmuştur. (BASİT
Küçük Çekmece, Terkos (Durusu), Akyatan (Çukurova
MUHASEBE)
Deltasında), Balıklı Böl (Bafra Deltasında), Simenlik
Gölü (Bafra Deltasında).
2. Karstik Göller: Karstik bölgelerdeki çukurları dolduran
durgun sulardır.
5. Buzul (Moren) Set Gölleri: Buzul aşındırması sonucu
ortaya çıkan morenlerin buzul vadisi önünde birik-
Salda, Suğla, Kestel, Avlan, Kovada ve Obruk
mesi sonucu geride oluşan göllerdir.
Platosu’ndaki Kızılören obruk gölleri karstik göllere
örnektir.
Yapay Set (Baraj) Gölleri):
Ayrıca; Beyşehir, Burdur, Eğirdir gölleri hem tektonik
Yapılış Amaçları:
hem de karstik göllerdir.
1. Enerji üretmek.
Kızılören Obruğu; Konya’nın kuzeydoğusunda yer alır.
2. İçme ve kullanma suyu sağlamak.
Kireç taşlarının çözülmesi ile oluşmuş yaklaşık 300 m
çapında 145 m derinliğindedir. Obruk içerisine
3. Arazilerini taşkından korumak.
suların dolması ile aynı ismi alan bir göl de
4. Balıkçılık.
5. Nehir yataklarını değiştirmek.
17
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
6. Yapay göller oluşturmak.
Ceyhan üzerinde; Aslantaş 1, Menzelet, Berke, Kartalkaya Barajları
7. Su seviyesini yükseltip teknelerle ulaşım sağlamak için barajlar yapılır.
Seyhan üzerinde; Seyhan, Çatalan Barajları
Kızılırmak üzerinde; Hirfanlı, Derbent, Kesikköprü, Al-
Fırat üzerinde; Keban, Atatürk, Karakaya, Birecik Baraj-
tınkaya Barajları.
ları
Yeşilırmak üzerinde; Almus, Hasan ve Suat Uğurlu,
Dicle üzerinde; Kral Kızı; Dicle, Ilısu, Gurzon, Batman,
Kılıçkaya Barajları
Devegeçidi Barajları
Sakarya üzerinde; Sarıyar, Çubuk, Kurtboğazı, Gökçe-
Aksu üzerinde; Karacaören Barajı
kaya, Hasan Polatkan Barajları
Göksu üzerinde; Gezende ve Kayraktepe Barajları
Gediz üzerinde; Demirköprü Barajı
Büyük Menderes üzerinde; Kemer ve Adıgüzel Barajları
TÜRKİYE’NİN
GÖLLERİ
Set
Ana Kaya
Gölleri
Tektonik
Göller
B urdur
A cıgöl
S eyfe
İ znik
T uz
M anyas
U lubat
H azar
A kşehir
S apanca
E ber
B eyşehir
E ğirdir
Karstik
Göller
Salda
Suğla
Avlan
Yarışlı
Kestel
Elmal
Söğüt
Gölleri
Volkanik
Göller
Nemrut
Acıgöl
Mekke
Gölcük
Buzul
Gölleri
Ağrı
Erciyes
Uludağ
Bolkar
Kaçkar
Aladağlar
Cilo
Sat
Süphan
Bey D.
Heyelan Set
Gölleri
Volkanik Set
Gölleri
Uzungöl
Yedigöller
Sera
Abant
Tortum
Van
Nazik
Balık
Erçek
Çıldır
Haçlı
Kıyı Set
Gölleri
B. Çeknece
K. Çekmece
Terkos
Akyatan
Sivecinlik
Alüvyon Set
Gölleri
Eğmir
Mogan
Bafa
Köyceğiz
18
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Yapay Set
(Baraj) Gölleri
Atatürk
Keban
Karakaya
Oymapınar
Kesikköprü
Hirfanlı
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Geçmiş yıllarda bu konuyla ilgili sorulan KPSS soruları
(KPSS - 2006)
Aşağıdaki göllerden hangisi, bir koy önünün dalgalarla taşınan kumlar tarafından kapatılması sonucu oluşmuştur?
A) Beyşehir Gölü
B) Tortum Gölü
C) Büyük Çekmece Gölü
D) İznik Gölü
E) Kuş Gölü
Yanıt: C
(KPSS - 2006)
Doğu Anadolu, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerindeki sıradağlarla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Etkin volkanlara rastlanır.
B) Alp orojenezi döneminde oluşmuşlardır.
C) Genelde yükseltileri 1500 m’yi geçer.
D) Bazıları 4. zaman buzullaşmasından etkilenmişlerdir.
E) Genelde doğu-batı yönünde uzanırlar.
Yanıt: A
(KPSS - 2008)
I. Yamaç eğiminin fazlalığı
II. Orman üst sınırı
III. Yıllık yağış tutarı
IV. Körfez ve yarımada sayısı
Dağların kıyıya göre uzanışlarının farklı olması, Ege Bölümü kıyılarıyla Doğu Karadeniz Bölümü kıyılarının
yukarıdakilerden hangileri bakımından farklı olmasında etkilidir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
Yanıt: E
(KPSS - 2008)
Buğday, Akdeniz kıyılarında Doğu Anadolu platolarından daha erken hasat edilir.
Bu durum üzerinde etkili olan etmenler aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir?
A) Yağış tutarı – Enlem
B) Enlem – Yükselti
C) Yağış tutarı – Bakı
D) Bakı – Enlem
E) Yükselti – Bakı
Yanıt: B
(KPSS - 2008)
Türkiye’nin kıyı ovalarında aşağıdaki toprak türlerinden hangisi yaygın olarak görülür?
A) Tüflü topraklar
B) Kırmızı topraklar
C) Alüvyal topraklar
D) Kahverengi topraklar
E) Lösler
Yanıt: C
(KPSS - 2010)
Türkiye’nin aşağıdaki özelliklerinden hangisi, yükseltinin fazla olmasının sonucu değildir?
A) Bitki türleri bakımından zengin olması
B) Kara yolu ve demir yolu yapım maliyetinin yüksek olması
C) Sıra dağların genelde doğu batı yönünde uzaması
D) Nüfus dağılışının düzensiz olması
E) Yaylacılığın önemli bir etkinlik olması
Yanıt: C
19
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
(KPSS - 2009)
Yukarıdaki Türkiye haritasındaki taralı alanda yıl içinde çığ olasılığının fazla olmasında,
I. mutlak nem oranının az olması,
II. arazinin eğimli olması,
III. ortalama yükseltinin fazla olması,
IV. kar yağışının fazla olması
etmenlerinden hangileri etkilidir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
Yanıt: D
(KPSS - 2010)
AĢağıdakilerden hangisi Türkiye’deki ekolojik dengeyi bozan etkenlerden biri değildir?
A) Tarımda göl sularının aşırı kullanılması
B) Birçok hayvan türünün bilinçsiz avlanması
C) Kentlerin hızlı ve plansız büyümesi
D) Yer altı sularının kontrolsüz bir şekilde çekilmesi
E) Akarsu ağızlarındaki deltaların genişlemesi
Yanıt: E
(KPSS - 2011)
Akdeniz Bölgesinin dağlık ve platoluk kesimlerinin jeomorfolojik özellikleri;
I. Yaylacılık,
II. Ticaret,
III. Turizm,
IV. Ulaşım
etkinliklerinden hangilerini olumlu yönde etkilemiştir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
Yanıt: B
(KPSS - 2011)
Türkiye’nin coğrafi bölgeleri belirlenirken fiziki, beşeri ve ekonomik özellikler göz önünde bulundurulmuştur. Fiziki
özellikler içerisinde de yer şekilleri belirleyici olmuştur.
Buna göre, Ege Bölgesi’nin sınırlarının, diğer kıyı bölgelerinin aksine iç kesimlere daha fazla sokulması, bölgedeki
dağların hangi özelliğiyle açıklanabilir?
A) Kıyı çizgisine uzanış doğrultusuyla
B) Yükselti değerleriyle
C) Kayaç özellikleriyle
D) Oluştukları dönemle
E) Üzerlerindeki doğal bitki örtüsüyle
Yanıt: A
20
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
3. Bölüm. TÜRKİYE’NİN İKLİMİ, BİTKİ ÖRTÜSÜ VE TOPRAK TÜRLERİ
B) Türkiye’de Görülmeyen Kıyı Tipleri:
TÜRKİYE’NİN KIYI TİPLERİ
1.
2.
3.
4.
A) Türkiye’de Görülen Kıyı Tipleri:
Fiyord Kıyı Tipi
Skayer Kıyı Tipi
Watt Kıyı Tipi
Haliç Kıyı Tipi
1. Enine Kıyı Tipi:

Dağlar kıyıya dik uzanır

Girinti – çıkıntı fazladır. Gerçek kıyı uzunluğu fazladır.

Koy – körfez, ada – yarımada sayısı fazladır.

Kıyı derinliği az; kıta sahanlığı geniştir.

Biga Yarımada’sı – Bodrum arası Ege kıyılarında
görülür.
NOT: Fiyord ve Skayer kıyı tipleri buzul aşınımıyla oluştukları için (orta kuşak→ matematik konum); Watt ve
Haliç kıyı tipleri gel – git etkisiyle oluştukları için (okyanus
kıyıları→ özel konum) Türkiye’de görülmez.
NOT: Türkiye’nin kuş uçuşu en uzun kıyıları Karadeniz
kıyılarıdır. Gerçekte en uzun kıyılar Ege kıyılarıdır.
TÜRKİYE’DE DOĞAL AFETLER
2. Boyuna Kıyı Tipi:

Dağlar kıyıya paralel uzanır.

Girinti – çıkıntı azdır. Gerçek kıyı uzunluğu azdır.
1. Erozyon: Dış kuvvetler tarafından (akarsular-rüzgarlar)
toprak örtüsünün süpürülmesi olayıdır.

Koy – körfez, ada – yarımada sayısı az ve falez
oluşumu fazladır.
Erozyonun Nedenleri:

Kıyı derinliği fazla, kıta sahanlığı dardır.

Karadeniz kıyıları ile Kale – Kaş arası hariç Akdeniz kıyılarında görülür.
 Bitki örtüsünün fakır olması ya da tahrip edilmesi
 Yağış rejiminin düzensiz olması
 Eğimin fazla olması
 Arazinin yanlış kullanılması
3. Ria Kıyı Tipi:


Akarsu vadilerinin deniz yükselmesi sonucu
(epirojenez) deniz tarafından işgal edilmesiyle
oluşan kıyı tipidir.
Meraların aşırı ve erken otlatılması
Marmara kıyıları (İstanbul – Çanakkale Boğazları), Güney Ege (Bodrum – Marmaris arası) kıyılarında görülür.
Nadas uygulamasının yaygın olması
Tarlaların eğime paralel sürülmesi
Anız örtüsünün yakılması
Erezyona Karşı Alınabilecek Önlemler:
4. Limanlı Kıyı Tipi:

Kıyı set göllerinin oluştuğu kıyılarda görülen kıyı
tipidir.

Marmara Bölgesinde Çatalca Yarımadası’nın
güney ve kuzey kıyılarında görülür.
 Bitki örtüsünü korumak, ağaçlandırma yapmak
 Sulama imkanlarını artırmak
 Araziyi doğru kullanmak
Meraları korumak
Tarlaları eğime dik sürmek
5. Dalmaçya Kıyı Tipi:


Anız örtüsünü yakmamak
Kıyıya yakın sıra dağların büyük bölümünün
deniz yükselmesi sonucu sular altında kalmasıyla zirveleri su yüzeyinde birbirini takip eden
adalar şeklinde görülür. Bu kıyı tipine dalmaçya
kıyı tipi denir.
Nadas yerine nöbetleşe ekim yapmak
Erozyonun Sonuçları:
 Verimli tarım alanları daralır
Akdeniz Bölgesi’nde Teke Yarımadası’nda (Kale
– Kaş arası) kıyılarda görülür.
 Tarımsal üretim düşer
 Barajların ömrü kısalır
 Delta ovaları genişler
 Kırdan kente göç artar
21
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
NOT: Türkiye’de erozyon en fazla İç Anadolu, Doğu
Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülür.
Türkiye’de Deprem Riski Az Olan Yerler:
NOT: Türkiye’de erozyonla kaybedilen toprak miktarı
Avrupa kıtasında kaybedilenden daha fazladır.
2. Heyelan (Kütle Kayması): Toprağın, altındaki tabakayla birlikte eğim doğrultusunda hareket etmesi olayıdır.

Yıldız Dağları Bölümü

Karadeniz Kıyı Kesimi

Akdeniz Taşeli Platosu

Marmara ergene Bölümü

Güneydoğu Anadolu’nun güneyi

İç Anadolu’nun Tuz Gölü çevresi
4. Sel ve Su Taşkınları:
Sel: Sağanak yağışlarının görüldüğü ve bitki örtüsünün
fakir olduğu alanlarda fazla görüldüğü için en fazla İç
Anadolu Bölgesi’nde ilkbahar döneminde görülür.
Su Taşkınları: Sığ akarsu vadilerinin olduğu yerlerde
yağışların arttığı dönemde görülür. Türkiye’de bu özellikle Marmara ve Ege bölgesi akarsularında yağışın arttığı
kış döneminde sık görülür.
Heyelanın Nedenleri:
 Yağışın fazla olması
 Eğimin fazla olması
5. Orman Yangınları: Orman bakımından zengin ve yaz
kuraklığının yaşandığı alanlarda sık görülür. Türkiye’de en
fazla orman yangını riski Akdeniz ve Ege bölgesindedir.
En düşük risk düzenli yağış alan Karadeniz Bölgesi’ndedir.
 Tabakaların yamaç eğimine paralel uzanması
 Kar erimeleri olması
 Killi, milli arazilerin varlığı
 İnsan faaliyetleri (yok, köprü, tünel çalışmaları)
6. Çığ: Kar yağışının ve eğimin fazla oluğu alanlarda görülür. Türkiye’de en fazla Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’de görülür. Diğer doğal afetlere göre sıklığı en az
olanıdır.
Heyelanın Sonuçları:
 Büyük çapta toprak ve kaya kütleleri yer değiştirir
 Ulaşım yolları kapanır
 Yerleşim yerleri toprak altında kalır
 Akarsuların önünün kapanmasıyla heyelan set gölleri oluşur.
NOT: Türkiye’de heyelan en çok Karadeniz Bölgesi’nde
ilkbahar döneminde görülür. (Kar erimeleri)
3. Deprem:
A)
Göçme Depremleri: Karstik arazinin yaygın olduğu
alanlarda yer altı boşluklarının (mağara-galeri) tavanlarının çökmesi sonucu oluşan sarsıntılardır.
Şiddeti az, etki alanı dardır. Türkiye’de en fazla Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde görülür.
B)
Volkanik Depremler: Türkiye’de aktif yanardağ bulunmadı için volkanik deprem görülmez.
C)
Tektonik Depremler: Etki alanı ve şiddeti en fazla
olan depremlerdir. Fay hatları üzerinde oluşan sarsıntılardır. Türkiye’de BAF, KAF ve DAF üzeri birinci
derece deprem alanlarıdır.
22
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
TÜRKİYE’NİN İKLİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
TÜRKİYE’DE İKLİM ELEMANLARI
A) Türkiye’nin Matematik Konumunun İklim Üzerindeki
Etkileri:
A) Türkiye’de Sıcaklık ve Dağılışı:
Türkiye’de sıcaklık dağılışı üzerinde enlem, karasallıkdenizellik, yükselti ve bakı gibi faktörler etkilidir.
 Orta kuşakta bulunduğu için dört mevsim belirgin
yaşanır.
Enlem: Güneyden kuzeye sıcaklık düşer.
 Akdeniz iklim kuşağında yer alır. ( 30° - 40° enlem
aralığı )
Yükselti: Batıdan doğuya sıcaklık düşer.
 Batı rüzgarları etkisi altında olduğu için özellikler
kış döneminde cephe yağışları görülür.
Denizellik: Yazın kıyılar daha serin, kışın daha ılıktır.
Karasallık: Yazın iç kesimler aşırı ısınır, kışın aşırı soğur.
 Yaz döneminde 30° DYB alanı nedeniyle kuraklık
yaşanır.
Bakı: Dağların güney yamaçları daha sıcaktır.
 Güneyinden kuzeyine doğru enleme bağlı ortalama
sıcaklıklar düşer.
NOT: Karadeniz kıyı kesiminde kış döneminde dağların
denize dönük kuzey yamaçları nemlilik nedeniyle güney
yamaçlarından daha sıcaktır. Yani burada bakı etkisi kış
döneminde kuzey yamaçlardadır.
 Dağların güneşe dönük güney yamaçları daha sıcaktır.
 Kuzeyden soğuk, güneyden sıcak rüzgarlar etkisindedir.
Gerçek Sıcaklık: Bir yerin bulunduğu yükseklikte ölçülen
sıcaklığıdır.
B) Türkiye’nin Özel Konumunun İklim Üzerindeki
Etkileri:
İndirgenmiş Sıcaklık: Bir yerin gerçek sıcaklığının dikey
yönlü sıcaklık değişim kuralına göre deniz seviyesine indirgenmesiyle (indirilmesiyle) hesaplanan sıcaklığıdır.
 Üç tarafındaki denizler ılımanlaştırıcı etki yapar.
 Aynı anda farklı mevsim özellikleri yaşanır.
Yükseltiye bağlı (dikey yönlü) sıcaklık değişimi şu şekildedir: Deniz seviyesinden yükseldikçe her 200 metrede
sıcaklık 1° düşer. Deniz seviyesine doğru alçaldıkça da
her 200 metrede 1° artar.
 İklim çeşitliliği fazla olduğu için bitki örtüsü, toprak
türü ve tarım ürünü çeşitliliği de fazladır.
 Batıdan doğuya doğru ortalama sıcaklıklar düşer.
 Dağlar Karadeniz ve Akdeniz’de kıyıya paralel
uzandığı için hem karasal iklim alanı genişler, hem
de kıyılarla iç kesimler arası iklim farklılığı artar.
İndirgenmiş sıcaklık şekilleri:
 İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’da yüzey şekilleri sade olduğu için iklim farlılığı daha azdır.
Her 200 m’de -1°C
 Ortalama yükseltinin fazla olması da karasal iklim
alanını genişletmiştir.
 Kışın Asya (Sibirya YB) ve Avrupa (İzlanda AB) üzerinden gelen soğuk hava kütleleri sıcaklığı düşürür.
0m
 Yazın Afrika (Asor YB) ve Arabistan ( Basra AB) üzerinden gelen sıcak ve kuru hava kütleleri sıcaklığı
artırır ve kuraklığa neden olur.
 Kıyıdan iç kesimlere doğru nemlilik ve yağış azaldığı
için sıcaklık farkları artar.
 Kışın kıyılar iç kesimlerden, yazın iç kesimler kıyılardan genel olarak daha sıcaktır. (Denizellik-karasallık)
Her 200 m’de +1°C
0m
23
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Örnek:
Türkiye Temmuz Ayı İndirgenmiş Sıcaklık Haritası:
Gerçek sıcaklık 10°C → A → 1000 m.
+1°C
+1°C
+1°C +1°C
+1°C
0 m.
İndirgenmiş sıcaklık=
Yükselti farkı
200
+1°C

En yüksek sıcaklıklar karasallık ve enlem nedeniyle
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülür.

En düşük sıcaklıklar enlem ve karasallık nedeniyle
Batı Karadeniz kıyılarında görülür.

Sıcaklıklar güneyden kuzeye doğru enleme uygun
olarak düşer.
+ Gerçek sıcaklık
Türkiye Ocak Ayı İndirgenmiş Sıcaklık Haritası:
İndirgenmiş sıcaklık=
1000
200
+ 10 = 15°C
İndirgenmiş sıcaklık
NOT: Deniz seviyesinden yüksekte bulunan her merkezin
indirgenmiş sıcaklığı daima gerçek sıcaklığından
yüksektir.

En yüksek sıcaklıklar enlem ve denizellik etkisi nedeniyle Akdeniz kıyılarında görülür.
NOT: Yükselti arttıkça gerçek sıcaklık ile indirgenmiş
sıcaklık arasındaki fark artar.

Karasallık nedeniyle iç kesimlerde sıcaklıklar daha
düşüktür.
→ Türkiye’de gerçek sıcaklık – indirgenmiş sıcaklık
farkının en az olduğu bölge Marmara, en fazla olduğu
bölge Doğu Anadolu Bölge’sidir.

En düşük sıcaklıklar enlem ve karasallık nedeniyle
Kuzey Doğu Anadolu’da görülmektedir.

Karasallık daha belirgindir. (Sıcaklık farkı fazla)
NOT: İndirgenmiş sıcaklık dağılışı haritalarında sıcaklık
farklılığında yükseltinin etkisi yoktur.
Türkiye Yıllık Sıcaklık Farkı Haritası:
Türkiye Yıllık Ortalama İndirgenmiş Sıcaklık Haritası:

En yüksek sıcaklıklar enlem ve karasallık nedeniyle
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülür.

En düşük sıcaklıklar enlem ve karasallık nedeniyle
Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülür.


Yıllık sıcaklık farkları kıyıdan iç kesimlere doğru
artar. (denizellik – karasallık )

En yüksek sıcaklık farkları Doğu Anadolu’da görülür.

En düşük sıcaklık farkları nemliliğin en yüksek olduğu Doğu Karadeniz kıyılarında görülür.

Kıyılarda nemlilik nedeniyle sıcaklık farkı dü-şüktür.
NOT: Türkiye’de kıyılar ile iç kesimler arası sıcaklık farkı
yaz dönemine göre kış döneminde daha belirgindir.
Çünkü kışın aşırı soğuma nedeniyle karasallık daha da
şiddetlidir.
Ortalama sıcaklıklar enleme uygun olarak güneyden kuzeye doğru düşer.
24
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Yükselici hava hareketi:
B) Türkiye’yi Etkileyen Basınç Merkezleri:
Yükselici hava hareketinin olduğu alanlarda yüzeye uygulanan ağırlık azalacağı için
basınç düşer ve alçak basınç
ala-nı oluşur.
Atmosferi oluşturan gazların yerçekimi etkisiyle yeryüzüne uyguladığı ağırlık etkisine atmosfer basıncı denir.
45° enlemlerinde 0 metrede oluşan basınç normal hava
basıncı olarak kabul edilir ve bu değer 1013 mb (milibar)
dır.
AB
YB
Normal Hava Basıncı (1013)
AB
Normal hava
basıncının üzerine
Yüksek Basınç
(YB), altına Alçak
Basınç (AB) denir.
Alçalıcı hava hareketnin görüldüğü alanlarda yüzeye uygulanan ağırlık artar ve yüksek basınç alanı oluşur.
YB
SİBİRYA YB
Termik
Sibirya karasının kışın aşırı
soğumasıyla oluşur.
Sadece kışın etkilidir.
Özellikle Doğu Anadolu’da etkilidir.
Kuru ve soğuk hava getirir.
Etkili olduğunda kışlar çok soğuk geçer.
(60°) İZLANDA AB
Dinamik
Yıl boyunca etkilidir.
Kışın daha etkilidir.
Kışların ılık ve yağışlı geçmesine
neden olur.
Soğuk hava kütleleriyle birleşirse
kar yağışı getirir.
Yıl boyunca
etkili basınçlar
Mevsimlik
etkili basınçlar
BASRA AB
(30°) ASOR YB
Dinamik
Yıl boyunca etkilidir.
Yazın daha da etkilidir.
Sıcak ve kuru hava getirir.
Etkili olduğunda yazlar sıcak ve
kurak geçer.
Termik
Sadece yazın etkilidir.
Arap Yarım Adası’ndan sıcak ve kuru
hava getirir.
Özellikle Güneydoğu Anadolu’da yazın
sıcaklığı ve kuraklığı artırır.
25
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
C) Türkiye’yi Etkileyen Rüzgarlar
Meltemler: Günlük sıcaklık farklarıyla oluşan rüzgarlardır. Kara, deniz, dağ ve vadi meltemleri olmak üzere dört
tür meltem rüzgarı vardır.
1. Kara Meltemi: Gece soğuk karadan (YB), ılık
denize (AB) doğru eser.
Etezyen
Yıldız
Poyraz
Karayel
Fön
2. Deniz Meltemi: Gündüz serin denizden (YB),
sıcak karaya (AB) doğru eser.
Samyeli
Lodos
Fön
Kıble
3. Dağ Meltemi: Gece soğuk dağ yamacından (YB)
ılık vadiye doğru eser.
Kuzey
Soğuk
Güney
Sıcak
4. Vadi Meltemi: Gündüz serin vadiden (YB), sıcak
dağ yamacına doğru eser.
Karayel: Kuzeybatıdan esen soğuk ve kuru bir rüzgardır.
Özellikle Marmara ve Batı Karadeniz’de etkilidir. Kışın
buralarda kar yağışına da neden olabilir.
NOT: Meltem rüzgarları yazın kıyılarda (Akdeniz-Ege),
kışın iç bölgelerde etkilidir. Ege Bölgesinde yazın etkili
olan deniz meltemine “imbat” adı verilir.
Yıldız: Kuzeyden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk
ve nemli bir rüzgardır. Kışın sıcaklıkları düşürür, yazın
serinletici etki yapar.
D) Türkiye’de Nemlilik:
Poyraz: Kuzeydoğudan esen soğuk ve kuru bir rüzgardır.
Etkili olduğunda sıcaklıkları düşürür. Kışın kar yağışına
neden olur.
Atmosferde bulunan su buharına nem denir. Atmosferdeki nemin kaynağı yüzey sularıdır.(Okyanus, deniz,
göl, akarsu)
Lodos: Güneybatıdan esen sıcak ve nemli bir rüzgardır.
Daha çok Güney Marmara, Ege ve Batı Akdeniz kıyılarında yağışlara neden olur. Kışın sıcaklığı artırır.
Havadaki nemin üç farklı ifadesi vardır:
a)
Kıble: Güneyden sıcak ve nemli esen bir rüzgardır.
Akdeniz kıyılarında yamaç yağışlarına neden olabilir. İç
kesimlerde güneyden sıcak ve kuru olarak eser.
Mutlak (Gerçek) Nem: 1 m³ hava kütlesi içinde
bulunan nem miktarıdır.
Örnek:
1 m³
Samyeli: Güneydoğudan sıcak ve kuru olarak esen bir
rüzgardır. Özellikle Güneydoğu Anadolu’da sıcaklığı ve
kuraklığı artırır.
10 gr.
Föhn Rüzgarı: Dağ yamaçlarından aşağı doğru eserken
sürtünme etkisiyle fazla ısınan, sıcaklığı artıran kuru
rüzgarlardır.
Buharlaşma miktarı arttıkça mutlak nem miktarı
artar. Kıyılarımız mutlak nem miktarı iç kesimlere
göre daha fazladır.
b)
Kuru Nem
100 m’de
1 derece artar
Nemli Hava
100 m’de
0,5 derece azalır
Maksimum (en fazla) Nem: Belli bir sıcaklıktaki
hava kütlesinin hacmi oranında alabileceği en fazla
nem miktarına denir.
Örnek:
Föhn rüzgarı kışın Doğu Karadeniz ve Batı Akdeniz kıyılarında yazın İç Anadolu’da (Konya Ovası) etkilidir. Föhn
rüzgarları etkili olduğu alanlarda sıcaklığı artırır. Bazı
tarım ürünlerinin erken olgunlaşmasına, bazı tarım ürünlerinin de kurumasına neden olabilir.
Max.
Nem
50 gr.
Mut.
Nem
10 gr.
Max.
Nem
80 gr.
Mut.
Nem
10 gr.
10°C
NOT: Föhn rüzgarları etkisiyle kış sıcaklığı yükselen Doğu
Karadeniz kıyılarında turunçgil ve kivi, Çoruh Havzası’nda
zeytin yetişebilmektedir.
15°C
Sıcaklık arttıkça hava kütlesinin hacmi genişleyeceği için
maksimum nem miktarı artar. Sıcaklık düştükçe hava
hacmi daralacağından maksimum nem düşer.
Türkiye’de yıllık ortalama en yüksek maksimum nem
miktarı Güneydoğu Anadolu’da fazladır. (sıcaklık)
Etezyen: Ege denizinde Eylülden Marta kadar kuzeyden
esen soğuk rüzgarlardır.
26
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
c) Bağıl (Nispi) Nem: Bir hava kütlesi içindeki nem miktarının (mutlak nemin) hava kütlesinin taşıyabileceği en yüksek nem miktarına (maksimum neme)
oranına denir.
Bağıl Nem=
Mutlak Nem
Türkiye’de en fazla bağıl nem oranı Karadeniz kıyı
kesiminde görülür. Burada bağıl nemin yüksek olmasının temel sebebi sıcaklığın düşük olması değil,
mutlak nemin fazla olmasıdır.
Bir hava kütlesinin yağış oluşturabilmesi için bağıl
nem oranının %100’ü geçmesi gerekir.
x 100
Max. Nem
Bağıl nem oranı %100 olan hava kütlesi neme
doymuş demektir.
Örnek:
50 gr. Max.
Nem
E) Türkiye’de Görülen Yağış Tipleri:
10 (Mut)
→B.N=
50 (Max)
x100→%20
1.
Orografik (Yamaç) Yağışlar: Denizden gelen nemli
hava kütlelerinin kıyıya paralel uzanan dağ yamaçları boyunca yükselip soğuması sonucu oluşan yağış
tipidir. Türkiye’de en fazla orografik yağışlar Karadeniz ve Akdeniz kıyı kesiminde görülür.
2.
Konveksiyonel (Yükselim) Yağışları: Isınarak yükselen hava kütlesinin soğuması sonucu yine aynı
bölgeye yağış bırakması şeklinde oluşan yağış türüdür. Bu yağış türü ülkemizde daha çok iç kesimlerde görülür. İç Anadolu’da ilkbaharda, Erzurum –
Kars Bölümü’nde yaz döneminde görülür.
3.
Cephe (Depresyon – Frontal) Yağışlar: Sıcak hava
ile soğuk havanın karşılaşma alanında (cephe) hafif
olan sıcak havanın soğuk havanın üzerine doğru
yükselmesi ve soğuması sonucu oluşan yağış türüdür. Bu yağış türleri içinde, Türkiye’de en fazla görülen yağış tipi cephe yağışlarıdır. En fazla Akdeniz,
Ege ve Marmara bölgelerinde görülür.
10 gr. Mut.
Nem
 Bağıl nem oran ifadesi olduğu için % olarak belirtilir.
 Bir hava kütlesinin bağıl nem oranı iki şekilde değişebilir;
1. Sıcaklığı sabit mutlak nemi fazla olan hava kütlesinde
bağıl nem daha fazladır.
Örnek:
10°C
10°C
50 gr. Max.
Nem
50 gr. Max.
Nem
30 gr. Mut.
Nem
10 gr. Mut.
Nem
I. Hava Kütlesi
II. Hava Kütlesi
B.N=%20
B.N=%60
Sonuç olarak mutlak nem arttıkça bağıl nem de artar.
2. Mutlak nem oranları eşit olan hava kütlelerinden
sıcaklığı düşük olanın bağıl nem oranı daha fazladır.
Örnek:
10°C
50 gr.(Max)
5°C
10 gr.(Mut)
I. Hava Kütlesi
30 gr.(Max)
10 gr.(Mut)
II. Hava Kütlesi
B.N=%20
B.N=%33
Sıcaklık düştükçe bağıl nem artar.
Bağıl nem mutlak nemle doğru, sıcaklıkla ters orantılıdır.
27
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
F) Türkiye’de Yağış Dağılışı:
NOT: Akdeniz Bölgesinde makilerin tahrip edildiği
alanlarda ortaya çıkan bitki örtüsüne “garig” denir.
2. Karadeniz İklimi
 Her mevsim düzenli yağış düşer.
 En fazla yağış sonbaharda, en az yağış ilkbaharda
görülür.
 En yüksek sıcaklıklar (temmuz) 18°C, en düşük sıcaklıklar (ocak) 6-7°C dir.
Fazla Yağış Alan Yerler
Doğu ve Batı Karadeniz kıyıları
Hakkari Bölümü
Menteşe Yöresi
Batı Toroslar
Yıldız Dağları
Az Yağış Alan Yereler
Tuz Gölü çevresi
Konya Ovası
Malatya – Iğdır Ovaları
Çoruh – Kelkit Vadisi
Ergene Havzası
Güneydoğu Anadolu’nun güneyi
 Yıllık sıcaklık farkının en az olduğu iklim tipidir.
 Karadeniz kıyı kesiminde görülür.
 Bulutlu gün sayısı en fazla olan iklimdir.
 Yıllık yağış miktarı 800mm-2200mm arasındadır.
 Orografik yağışlar yaygın olarak görülür.
 Bitki örtüsü karışık yapraklı gür ormanlardır.
 Karadeniz ikliminin görüldüğü ve gür orman örtüsünün bulunduğu alanlarda humus bakımından
zengin kahverengi topaklar yer alır. Bu topraklarda
yıkanma fazla olduğu için tuz ve kireç oranı azdır.
Karadeniz kıyı kesiminde yaygın olarak görülür.
NOT: Türkiye’de dağların kıyıya genel olarak paralel
uzanması, iç kesimlerin deniz etkisinde kapanmasına ve
yağış miktarının düşmesine neden olmuştur.
 Batı Karadeniz kıyı kesiminde “podol” toprakları
görülür.
Türkiye’de Görülen İklim Tipleri, Bitki Örtüleri ve
Toprak Tipleri
NOT: Doğu Karadeniz kıyı kesiminde föhn rüzgarlarının
etkisiyle sıcak ve nemli ikilim toprağı olan lateritler
bulunur. Humus bakımından fakir kırmızı renkli verimsiz
topraklardır.
NOT: Karadeniz Bölgesinde ormanların tahrip edilmesi
sonucu ortaya çıkan çalı türüne “psodömaki” (yalancı
maki) denir.
3. Karasal (Step) İklim:
1. Akdeniz İklimi:
 En fazla yağış ilkbaharda, en az yağış yazın düşer.
 Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.
 Erzurum - Kars Bölümü hariç deniz etkisinin görülmediği tüm iç kesimlerde görülür.
 Akdeniz ve Ege kıyı kesiminde, Güney Marmara’da
ve Güneydoğu Anadolu’nun batısında görülür.
 En yüksek sıcaklıklar (Temmuz) 25°C, en düşük sıcaklıklar (Ocak) 0°C dir.
 Yıllık yağış miktarı 500mm-1000mm arasındadır.
 Karlı-donlu gün sayısı azdır.
 Yıllık yağış miktarı 250mm - 600mm arasındadır.
 Daha çok cephe yağışları görülür.
 Yıllık sıcaklık farkı fazladır.
 En yüksek sıcaklık ortalaması (Temmuz) 28°C, en
düşük sıcaklık ortalaması (Ocak) 9-10° C dir.
 Konveksiyonel (yükselim) yağışları görülür.
 Yıllık sıcaklık farkı azdır.
 Step (bozkır) bitki örtüsü görülür. (ilkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığıyla sararan kurakçıl
bitki örtüsü)
 Doğal bitki örtüsü maki ve sarıçam ormanlarıdır.
 İklime ait toprak türü maki bitki örtüsü altındaki
kireçli araziler üzerinde oluşan humus (organik
madde) bakımında fakir Terra-Rosa (Kırmızı Akdeniz Toprağı) görülür.
 Karasal iklim bozkır bitki örtüsü altında kestane
renkli step toprakları görülür. Bu topraklar üzerinde yağış ve yıkanma az olduğu için tuz ve kireç
28
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
oranı fazladır. Humus bakımından fakir verimsiz,
topraklardır. Tahıl tarımında kullanılan topraklardır.
NOT: İç bölgelerde ormanların tahrip edilmesi sonucu
ortaya çıkan çalı türü kurakçıl bitkilere “antropojen
bozkır” (bozulmuş bozkır) denir.
4. Sert Karasal İklim:

En fazla yağış yazın, en az yağış kışın düşer.

Erzurum-Kars Bölümünde görülür.

En yüksek sıcaklıklar (Temmuz) 16-17 :C, en düşük
sıcaklık (Ocak) -20 :C’dir.

Yıllık yağış miktarı 400mm-600mm arasındadır.

Konveksiyonel (yükselim) yağışları görülür.

Yıllık sıcaklık farkı en fazla olan iklim tipidir.

Bitki örtüsü yaz yağışlarıyla yeşeren Alpin dağ
çayırlarıdır.

Gür çayır örtüsü altında humus bakımından dünyanın en zengin ve verimli toprağı olan çernozyom
topraklar (kara toprak) görülür.
29
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Geçmiş yıllarda bu konuyla ilgili sorulan KPSS soruları
(KPSS - 2006)
Türkiye’de iklimin aşağıdakilerden hangisi üzerinde etkisi olduğu söylenemez?
A) Tarımsal etkinliklerin çeşitlilik göstermesi
B) Akarsu rejimlerinin düzensiz olması
C) Deniz turizmine elverişli sürenin bölgeler arasında farklılık göstermesi
D) Bitki örtüsünün çeşitlilik göstermesi
E) Jeolojik yapının çeşitlilik göstermesi
Yanıt: E
(KPSS - 2006)
İklimleri göz önüne alındığında, aşağıdaki bölümlerin hangisinde nemli bölge toprakları görülmesi beklenir?
A) Orta Fırat
B) Orta Kızılırmak
C) Ege
D) Doğu Karadeniz
E) Erzurum – Kars
Yanıt: D
(KPSS - 2007)
Bağıl nem sıcaklıkla ters orantılı, yükseltiyle doğru orantılı olarak artar.
Buna göre, haritada numaralarla gösterilen yerlerin hangisinde yaz mevsiminde bağıl nemin en az olduğu
söylenebilir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Yanıt: E
(KPSS - 2007)
Bir ürünün herhangi bir yerde üretilmesi her zaman mümkün olsa bile, o üründen ekonomik değer taşıyacak ölçüde
yüksek verim alınması iklim koşullarına bağlıdır.
Buna göre, aşağıdaki illerin hangisinde yetiştirilen üzümde verimlilik ekonomik değer taşıyacak ölçüde değildir?
A) Nevşehir
B) İzmir
C) Denizli
D) Tekirdağ
E) Artvin
Yanıt: E
(KPSS - 2011)
Buna göre, haritada numaralandırılmış rüzgarlardan hangisinin esiş yönü yanlış verilmiştir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Yanıt: C
30
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
4. Bölüm. TÜRKİYE BEŞERİ COĞRAFYASI
TÜRKİYE’DE NÜFUS
Türkiye'de Nüfus Yoğunluğu Haritası
TÜRKİYE’DE NÜFUS VE NÜFUS SAYIMLARI
sık nüfusludur.
2. Yer şekilleri: İklim şartları elverişli olsa bile dağlık
kesimler seyrek nüfuslanmıştır.
Türkiye’de ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapılmış olup,
bundan sonra her beş yılda nüfus sayımı yapılmıştır. Son
genel nüfus sayımı “Adrese Dayalı Nüfus Sayım Sistemi”
ile yapılmış ve nüfusumuzun Aralık 2011 itibarıyla
74.724.269 kişi olduğu tespit edilmiştir.
Örnek: Dünya üzerinde Alp-Himalaya dağları, Yurdumuzda ise Menteşe Yöresi, Taşeli Platosu, Teke Yarımadası, Toroslar gibi.
3. Su imkanı: Akarsu çevreleri su imkanı ve verimli
tarım alanlarından dolayı sık nüfusludur.
Nüfus Sayımı Yapılmasının Sebepleri
1. Nüfusun miktarını öğrenmek,
4. Sanayi: Sanayinin gelişmiş olduğu yerler iş imkanından dolayı sık nüfusludur.
2. Köy-kent nüfusunu,
3. Çalışan nüfusun sektörlere göre dağılışını,
Örnek: İstanbul, Bursa, İzmir, Adana gibi.
4. Eğitim durumunu,
5. Tarım: Tarımsal faaliyetlerin gelişmiş olduğu yerler
sık nüfusludur.
5. İşsizlik oranını öğrenmek,
Örnek: Akhisar, Çukurova, Bafra, Çarşamba gibi.
6. Nüfus artış hızını, dağılışını öğrenmek,
6. Ulaşım: Ulaşımın gelişmiş olduğu yerlerde ticarette
geliştiği için sık nüfuslanmıştır.
7. Nüfusun yaş, cinsiyet durumunu,
8. Asker çağındakileri ve seçmen sayısını öğrenmek
gibi sebeplerle sayım yapılır.
7. Turizm: Turizmin gelişmiş olduğu yerlerde mevsimlik nüfus artışı görülür.
Örnek: Kıyı bölgelerimizde yaz döneminde, BursaUludağ, Bolu-Kartalkaya, Kayseri-Erciyes’te ise kış döneminde nüfus artar.
NÜFUSUN DAĞILIŞINDA ETKİLİ FAKTÖRLER
1. İklim: Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur. Yağışların fazla, kışların ılık geçtiği iklim bölgeleri
31
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
8. Yeraltı kaynakları: Yeraltı kaynaklarının çıkarıldığı
ve işlendiği yerler sık nüfusludur.
Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgemiz iş
olanaklarının fazla olduğu Marmara, en az olan bölgemiz ise doğal ve ekonomik koşulların olumsuzluğu nedeniyle Doğu Anadolu’dur. Ayrıca bölgenin yüzölçümünün
geniş olması da nüfus yoğunluğunun az olmasında etkilidir.
Örnek: Soma, Ereğli, Karabük, Seydişehir gibi
9. Bitki örtüsü: Ormanların sık ve gür olduğu alanlar
seyrek nüfuslanmıştır.
10. Kara ve Denizlerin Dağılışı: Dünya nüfusunun
büyük bir kısmı kuzey yarım kürede ılıman kuşaktadır.
Sebebi, karaların geniş alan kaplama-sıdır.
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu:
Tarımsal nüfus yoğunluğu, tarımla geçinen nüfusun
tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen
nüfus yoğunluğudur.
Not: Bir ülkede nüfusun dağılışı büyük ölçüde iklim ve
yer şekillerine bağlı ise o ülke geri kalmış, iklim ve yer
şekillerinden bağımsız ise gelişmiş ülkedir.
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu =
Kırsal Nüfus
Tarım Alanları
formülü ile hesaplanır.
Tarım alanlarının az, sulama olanakları ve yağışların
fazla olduğu yerlerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazldır.
Örneğin Doğu Karadeniz kıyıları ile Doğu Anadolu’da
tarımsal yoğunluk 500 kişiyi bulurken, tarım arazisinin
geniş olduğu İç ve Güneydoğu Anadolu ile endüstrileşme ve kentleşme oranının yüksek olduğu Marmara’da
çok azdır.
TÜRKİYE’DE NÜFUSUN DAĞILIŞI
Türkiye’de nüfusun dağılımında, iklim, yer şekilleri,
ulaşım, tarım olanakları, endüstri, madenler gibi doğal
ve ekonomik koşulların etkisi vardır. Bu koşulların
elverişli olduğu yerler sık nüfuslanmıştır. Arazinin dağlık
ve engebeli olduğu, tarım alanlarının az bulunduğu,
önemli yolların uzağında kalan, endüstri ve ticaretin
gelişmediği yerler ise seyrek nüfuslanmıştır
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu:
Bir ülkenin toplam nüfusunun tarım alanları yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yo-ğunluğudur.
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu = Toplam Nüfus
Tarım Alanları
formülü ile hesaplanır.
.
TÜRKİYE’DE NÜFUS YOĞUNLUĞU
2
Ülkemizde 2007 yılı sayımına göre km ’ye 297 kişi düşer. Ancak bu yoğunluk, nüfusun tamamını tarımla geçiniyor kabul ettiği için sonuçları güvenilir değildir.
Belli bir alanda yaşayan nüfusun o alanın yüzölçümüne oranıdır. Kişi/km2 olarak gösterilir. Nüfus yoğunluğu
3 farklı biçimde ifade edilir.
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu:
TÜRKİYE’DE NÜFUSUN YAPISI
Bir bölgenin veya ülkenin toplam nüfusunun bölgenin
yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Nüfusun sayısı ve yoğunluğundan daha önemli olan
nüfusun yapısıdır.
Nüfusun Yaş Gruplarına ve Cinsiyete Göre Dağılımı:
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu = Toplam Nüfus
Yüzölçümü
Nüfusun yapısını belirleyen en önemli özellik yaş grupları ve cinsiyet dağılımıdır.
formülü ile hesaplanır.
Yaş Gruplarına Göre Dağılım:
Ülkemizde 2007 yılı sayımına göre km2’ye 93 kişi
düşer. Alanın genişliğine ve nüfusun fazlalığına göre
değişen aritmetik nüfus yoğunluğu illere ve bölgelere
göre farklılık gösterir.
Türkiye, genç nüfuslu bir ülkedir. Nüfus artış hızı yüksektir. Bu durum temel ihtiyaçların karşılanması konusunda sorunlar yaratır. Tüketici nüfus fazla, üretken
nüfus azdır. Bu nedenle ekonomik bağımlılık oranı
yüksektir. Okul çağındaki nüfus fazladır. Ortalama insan
ömrü kısadır.
İllere Göre Nüfus Yoğunluğu:
Aritmetik nüfus yoğunluğu en fazla olan ilimiz İstanbul, en az olan ilimiz Gümüşhane’dir. İllerin nüfus yoğunlukları turizme ve tarımsal faaliyete bağlı olarak
mevsime göre değişir. Örneğin yaz mevsiminde Antalya’nın nüfusu turizm nedeniyle artarken, Adana’nın
nüfusu Çukurova’ya çalışmak için gelen işçiler nedeniyle
artmaktadır.
Cinsiyete Göre Dağılım:
Ülkemizde kadın erkek sayıları arasında genel bir
denge vardır. Nüfusun bu cinsiyet dengesi göçlerle
değişir. Göç veren bölgelerde kadın sayısı, göç alan
bölgelerde erkek sayısı daha fazladır. Çok göç veren iller
arasında bulunan ve bu nedenle devamlı olarak kadın
Bölgelere Göre Nüfus Yoğunluğu:
32
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
nüfus fazlalığı olan Rize, Trabzon, Gümüşhane ve
Giresun bu konu için iyi birer örnektir.
1927 yılı sayımına göre nüfusun % 82 si tarımda çalışırken, 2007’de bu oran % 30,5’e düşmüştür. Sebebi,
tarım dışı sektörlerin gelişmesidir (sanayi ve kamu hizmetleri).
Nüfusun Eğitim Durumu:
Nüfus Artışı ve Sonuçları:
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini saptarken eğitim en
temel ölçüttür. Ülkemizde okuryazarlık oranı gittikçe
artmakla birlikte, hala istenen düzeyde değildir. Buna
bağlı olarak gazete, dergi ve kitap tüketimi gelişmiş
ülkelerdeki düzeyin çok altındadır.
Bir ülkede nüfus artmasında doğumların ölümler-den
fazla olması ve dış göçler etkilidir. Türkiye nüfusunun
artmasında en fazla doğum oranlarının yüksekliği etkilidir. Ayrıca; sağlık hizmetlerindeki gelişmeler, çocuk
ölümlerinin azalması, beslenme şartlarının iyileşmesi ile
ortalama insan ömrünün uzaması gösterilebilir.
Nüfusun, %96,1’ini ilkokul, %55,4’ünü ortaokul,
%39,8’ini lise ve %14,2’sini yüksek öğrenim düzeyinde
eğitim alanlar oluşturmaktadır. Hiç eğitim almamış olanlar %3,6; okula gitmemiş okuryazarlar ise % 3.9’dur.
Kırsal kesimde iş gücüne duyulan ihtiyaç nedeniyle çocukların okula gönderilememesi, kız çocuklarının eğitimine önem verilmemesi ve okullaşma oranının yetersizliği eğitimin istenen düzeye gelmesini engellemektedir.
Türkiye’de en az nüfus artışı 1940-45 yıllarında olmuştur (%010,59). Sebebi İkinci Dünya Savaşından dolayı genç nüfusun askerde olması (seferberlik durumu) ve
kıtlıktır. En fazla nüfus artışı 1955-60 yılları arasında
olmuştur (%o 28,58). Savaşların bitmesi, sağlık hizmetlerindeki gelişmeler gös-terilebilir.
Hızlı Nüfus Artışının Olumsuz Etkileri:
A. Yaş Yapısı
Kalkınma hızı yavaşlar.
1. Genç nüfus (0-14 yaş): Gelişmiş ülkelerde genç
nüfusun oranı azdır. Doğum oranı düşük olduğu için.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde doğum oranlarının fazlalığından dolayı genç nüfus fazladır. Ülkemizde
bu nüfusun (0-14) oranı %36,2 ‘tir. Bu nüfus bağımlı
(tüketici) nüfustur.
Kişi başına düşen milli gelir azalır.
Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma
olur.
İşsizlik artar. İç ve dış göçler artar.
Tarım alanlarının amaç dışı kullanımı artar.
2. Olgun Nüfus (15-64 yaş): Çalışan (etkin) nüfustur. Gelişmiş ülkelerde bu nüfus fazla iken, diğerlerinde
azdır. Ülkemizde bu nüfusun oranı %59,7 dir.
Çevre sorunları artar.
Tüketim artar. İhracat azalır veya ithalat artar.
3. İhtiyar Nüfus (65 yaş ve üstü): Genç nüfus kadar
olmasa da tüketici nüfustur. Gelişmiş ülkelerde ortalama yaşam süresi daha uzun olduğu için bu nüfusun
oranı yüksektir. Ülkemizde bu nüfusun oranı %4,1 dir.
Demoğrafik (Nüfusa yapılan yatırım, yol su, elektrik, konut, hastane, okul gibi) yatırımlar artar.
Tasarruflar azalır.
Bir ülkede milli gelir sürekli olarak artmasına rağmen,
kişi başına düşen gelir aynı şekilde artmıyorsa, o ülkede
nüfus artış hızı fazladır. Bir ülkede çalışan nüfusun yaş
ortalaması düşük ise, o ülkede doğum oranı yüksektir
(nüfus artış hızı fazladır). Bir yerde nüfusun artması ile iş
imkânları arasında bir paralellik varsa, orada nüfus
artışında dış göçler etkilidir.
B. Cinsiyet Yapısı
Ülkemizde kadın erkek nüfus genelde birbirine yakındır. Fakat göç alan illerimizde erkek nüfusunda, göç
veren illerimizde ise kadın nüfusunda bir fazlalık olmaktadır
C. Eğitim Durumu
Okuma-yazma seferberlikleri ile okuryazar oranımız
%90 lara çıkarılmıştır. Ancak bu oranda üniversite
mezunlarının oranı çok azdır.
Hızlı Nüfus Artışının Olumlu Etkileri
Mal ve hizmetlere talep artar.
Ekonomide çeşitlilik artar.
D. Köy-Kent Nüfusu
Ülke savunmasına katkısı olur.
1927 yılı sayımına göre nüfusumuzun %76’sı köylerde
yaşarken, 2007 de bu oran %35’lere düşmüştür. Sebebi
köyden kente olan göçlerdir.
İşçi ücretleri düşer. Dolayısıyla üretim ma-liyeti
azalır.
E. Ekonomik Faaliyetlere Göre Durumu
33
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
TÜRKİYE’DE YERLEŞME TİPLERİ
Oba: Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir.
Türkiye’de Yerleşmeler: Türkiye’de yerleşmeler ekonomik etkinliğe bağlı olarak ikiye ayrılır.
Mezra: Bazı ailelerin tarım alanlarının az olması, kan
davaları gibi nedenlerle bulundukları sürekli yerleşmelerden ayrılıp daha uzak bir yere yerleşmesiyle oluşmuş
yerleşmelerdir. Tarımsal faaliyetler hayvancılığa göre ön
plandadır. Birkaç ev ve eklentilerden oluşan mezralar
zamanla sürekli yerleşme haline gelebilir. Örneğin Elazığ, Harput’un bir mezrası iken zamanla büyüyerek kent
haline gelmiştir.
1. Sürekli Yerleşmeler:
Türkiye’de sürekli yerleşmeler ekonomik etkinliklerine ve idari yapılarına göre gruplandırılır. Kent Yerleşmeleri ve Kır Yerleşmeleri.
Kent Yerleşmeleri: Nüfusu 10.000’in üzerinde olan,
kaymakam veya vali tarafından yönetilen, iş bölümünün
belirgin, tüketici nüfusun fazla, ekonomik faaliyetin endüstri, ticaret, turizm vb. olduğu yerleşim merkezleridir.
Kentler, iş olanaklarının daha fazla olması nedeniyle,
kırsal kesimden sürekli göç alarak büyümektedir. Buna
bağlı olarak Türkiye’de hızlı bir kentleşme süreci devam
etmektedir. 1990 nüfus sayımına göre toplam nüfusun
33,8 milyonu (% 59,1) kentlerde yaşamaktadır.
Dam: Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme biçimidir. Bölge köy yerleşmelerinde bir
kısım aileler, birkaç aylık süre için köylerinden ayrılarak,
kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki damlarda oturduktan sonra, tekrar köylerine dönerler.
Kom: Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa
dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan
geçici yerleşmelerdir.
Kır Yerleşmeleri: Nüfusu 2000’den az olan, muhtar
tarafından yönetilen, üretici nüfusun fazla olduğu, iş
bölümünün belirgin olmadığı, ekonomik faaliyetin tarım
ve hayvancılığa dayalı olduğu, konutlarda yapı malzemesinin doğadan temin edildiği yerleşmelerdir. Yerleşmeler arazinin yapısı ve su kaynaklarının özelliğine göre
ikiye ayrılır.
Ağıl: Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile
çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir. Ağıllar zamanla
nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline
gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış
mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır.
Toplu Kır Yerleşmeleri, Dağınık Kır Yerleşmeleri:
Türkiye’de Görülen Konut Tipleri:
Toplu Kır Yerleşmeleri: Evlerin birbirine çok yakın olduğu kır yerleşmeleridir. Bu tür yerleşmelerde iklim
koşulları belirleyici olmuştur. Yerleşim birimleri su kaynaklarının çevresinde toplanmıştır. İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaygın
olarak görülür.
Dünya’nın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de konut tiplerini belirleyen temel etmen iklim koşullarıdır.
Ayrıca jeolojik yapı, bitki örtüsü gibi doğa doğal koşullar
da konut tiplerini belirlemektedir. Ülkemizde ekonomik
ve kültürel gelişme, doğal çevrenin konut tipleri üzerindeki etkisini azaltmaktadır.
Dağınık Kır Yerleşmeleri: Evler arasında uzaklığın fazla olduğu, geniş bir alana yayılan kır yerleşmeleridir. Bu
tür yerleşmelerde arazinin engebelik durumu tarım topraklarının küçük, parçalı ve dağınık olması belirleyici olmuştur. Yağışların ve su kaynaklarının bol olması dağınık
yerleşmeyi kolaylaştırmıştır. Karadeniz Bölgesi’nde dağınık yerleş-me yaygındır.
Kerpiç Evler: Kerpiç evlerde yapı malzemesi olarak
killi toprak kullanılmaktadır. Killi toprak samanla karıştırılarak çamur haline getirilir, kalıplara dökülerek kurutulur. Kerpiç evler, yağışların az, iklimin kurak olduğu İç
Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın
olarak görülür.
Taş Evler: Arazinin dağlık olduğu, ağacın ve toprağın
yeterince bulunmadığı yerlerde yaygın olan konut tipidir. Yapı malzemesi olarak kullanılan taşlar genellikle
yakın çevreden karşılanır. Akdeniz’de Toros Dağları, İç
Anadolu’da Nevşehir, Ürgüp Yöresi, Güneydoğu Anadolu’da Mardin Yöresi taş evlerin yaygın olduğu yerlerdir.
2. Geçici Yerleşmeler (Köyaltı Yerleşmeleri):
Ülkemizde kır yerleşmelerinin, ekonomik açıdan tamamlayıcısı olarak gelişmiş, ekonomik faaliyetin tarım
ve hayvancılığa dayalı olduğu yerleşmelerdir. Yayla,
mezra, oba, kom, ağıl gibi adlar verilen geçici yerleşmeler Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olarak görülür. Ayrıca mevsimlik olarak
konaklamak amacıyla gidilen yazlık siteler, dağ ve bağ
evleri de geçici yerleşmelerdir.
Ahşap Evler: İklimin nemli ormanın bol olduğu yerlerde yapı malzemesi olarak ağacın kullanıldığı konut
tipidir. Bazı yörelerde ağaçla birlikte taş veya kerpiç de
kullanılır. Taş evler ormanların geniş yer kapladığı Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak kullanılır.
Yayla: Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal
faaliyette bulunmak amacıyla gidilen geçici yerleşmelerdir. Yaylalar dinlenmek amacıyla gidilen yazlık sayfiye
yerleri de olabilir.
Betonarme Evler: Yapı malzemesi olarak demir, beton ve tuğlanın kullanıldığı konut tipidir. Son yıllarda
kullanımı artan betonarme evler, sanayileşme nedeniyle
Marmara ve Ege Bölgesi’nde yaygın olarak görülür.
34
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Şehirler, Fonksiyonlarına Göre Şu Gruplara Ayrılır:
Fonksiyonlar
Şehirler
Ege Bölgesinde; Akhisar, Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Ödemiş, Tire gibi.
Tarım Şehirleri
Marmara Bölgesinde; Kırklareli, İnegöl, Lüleburgaz gibi…
Karadeniz Bölgesinde; Bafra, Çarşamba, Giresun, Rize, Düzce, Niksar gibi…
İç Anadolu Bölgesinde; Karaman, Aksaray, Akşehir, Kırşehir, Nevşehir, Niğde gibi.
Ticaret Şehirleri
Sanayi Şehirleri
Liman Şehirleri
Turizm Şehirleri
İstanbul, İzmir, Denizli, Manisa, Aydın, Ankara, Konya, Bursa, Kayseri, Eskişehir, Afyon, Malatya,
Van, Elazığ, Ş.Urfa, G.Antep gibi.
İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, İzmir, Adana, Batman, Karabük Ereğli, Kırıkkale, Seydişehir, İskenderun gibi
İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Samsun, Trabzon, İskenderun, Zonguldak gibi
İstanbul, İzmir, Çeşme, Antalya, Bodrum; Marmaris, Fethiye, Kuşadası Alanya, Mersin, Bursa,
Bolu, Nevşehir (Ürgüp-Göreme) gibi.
İdari Şehirler
Ankara (başkent), İstanbul, Bursa, Konya, Edirne (geçmişte başkent olmaları)
Askeri Şehirler
Sarıkamış, Çorlu, Erzurum, Konya, Malatya, Kırkağaç, Manisa gibi…
Kültürel Şehirler
İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere bazı yerleşim merkezlerimizin gelişmesinde o merkezlerde bulunan üniversiteler de etkili olmuştur.
GÖÇLER
Köyden Kente Göçün Sonuçları:
1. Nüfusun dağılışında dengesizlik olur.
2. Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma
İÇ GÖÇLER
olur.
3. Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde kalır.
İç göçler 1950‘den sonra, ulaşımın gelişmesi ve
sanayileşme ile artış göstermiştir.
4. Çevre sorunları artar.
5. Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur.
6. Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi zorlaşır. Yatı-
İç Göçün (Köyden Kente) Sebepleri:
rımların dağılışında dengesizlik olur.
1. Hızlı nüfus artışı,
7. İşsizlik ortaya çıkar.
2. Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetlerinin yetersiz-
8. Kültür çatışması olur.
liği,
3. Kan davaları ve terör.
9. Kırsal kesimdeki yatırımlarda verimsizlik olur.
4. İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri.
5. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği (en az etkili).
6. İş imkânlarının sınırlı olması,
Köyden Kente Göçü Önlemek İçin;
7. Tarım alanlarının miras yoluyla küçük parçalara
1. Sulamalı tarım yaygınlaştırılmalı,
ayrılması,
2. Modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı.
8. Tarımda makinalaşma ile işsizliğin oluşması (bu
3. Besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli.
genelleme Karadeniz bölgesi için geçerliliğini yitirir).
4. Eğitim-sağlık hizmetleri geliştirilmeli.
5. Tarıma dayalı sanayi kolları kırsal kesime kaydı-
9. Kentlerde sanayinin gelişmiş olması.
rılmalı.
6. Alt yapı hizmetleri geliştirilmeli (yol, su, elektrik,
haberleşme).
35
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
DIŞ GÖÇLER
Ülkeler arası yapılan göçlerdir.
Dış Göçlerin Nedenleri:
1.
Savaşlar, baskı, zulüm, tehdit.
2.
Tabii afetler (Depremler, salgın hastalıklar, kıtlık
gibi)
3.
Geçim sıkıntısı
4.
Sınırların değişmesi
5.
Uluslararası antlaşmalarla sağlanan nüfus değişimi.
Dış Göçlerin Sonuçları:
1.
Ülkeler arası ekonomik ilişkiler gelişir.
2.
Kültür alışverişi olur.
3.
Turizmin gelişmesine katkı sağlar.
4.
Döviz girdisi artar.
5.
İşsizlik kısmen azalır.
6.
Aileler bölünür.
7.
Göç alan ülkede nüfus artar.
Türkiye’de Göçlerin Sonuçları:
1.
Kent nüfusu hızla artar
2.
Alt yapı yetersizliği ve plansız kentleşme sorunları ortaya çıkar.
3.
Kentlerde, ulaşım, konut, eğitim gibi alanlarda
sorunlar oluşur.
4.
Kentlerde işsizlik artar
5.
Kentlerde güvenlik bozulur
6.
Kırsal alandaki yatırımlar verimsiz hale gelir.
36
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Geçmiş yıllarda bu konuyla ilgili sorulan KPSS soruları
(KPSS - 2006)
Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye’de nüfus dağılışı üzerinde en az etkilidir?
A) Ulaşımın gelişmişliği
B) Endüstri kuruluşlarının dağılışı
C) Enerji üretim merkezlerine yakınlık
D) Ticaretin gelişmişliği
E) Verimli tarım alanlarının genişliği
Yanıt: C
(KPSS - 2006)
Türkiye’de kırsal nüfus oranı azalırken kentsel nüfus oranının artmasında aşağıdakilerden hangisi etkili değildir?
A) Tarımda makineleşmenin hızlanması
B) Tarım gelirlerinin artması
C) Kentlerde iş olanaklarının fazla olması
D) Kentlerde eğitim ve sağlık kuruluşlarının fazla olması
E) Arazinin miras yoluyla parçalanması
Yanıt: B
(KPSS - 2006)
Haritada numaralarla gösterilen yerlerin hangisinde doğurganlık oranı diğerlerinden daha yüksektir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Yanıt: E
(KPSS - 2007)
Aşağıdakilerden hangisinin Türkiye’de kırsal kesimden kentlere göçe neden olduğu söylenemez?
A) Geleneksel tarım yöntemlerinin terk edilerek makineli tarımın yoğunlaşması
B) Tarımı yapılan ürünlerin çeşitlenmesi
C) Kırsal kesimde iş olanaklarının çok kısıtlı olması
D) Eğitim ve sağlık hizmetlerinin kırsal kesimde yetersiz olması
E) Tarım topraklarının miras yoluyla parçalanması
Yanıt: B
(KPSS - 2008)
Aşağıdakilerin hangisinde verilen bölge özellikleri o bölgenin nüfusunu artırıcı rol oynar?
A) Doğu Anadolu Bölgesi’nde volkanik dağların geniş alan kaplaması
B) Karadeniz Bölgesi’nde engebenin fazla olması
C) Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaz kuraklığının şiddetli olması
D) Akdeniz Bölgesi’nde karstik alanların yaygın olması
E) Ege Bölgesi’nde akarsuların vadi tabanlarının geniş olması
Yanıt: E
37
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
(KPSS - 2007)
Aşağıdaki grafikler, 2004 yılında Türkiye’de çalışan erkek ve kadınların ekonomik etkinliklere göre oransal dağılımını
göstermektedir.
Grafiklerdeki bilgilere dayanarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Tarım sektöründe çalışan kadın sayısı erkeklerden fazladır.
B) Hizmet ve endüstri sektörlerinde çalışan kadınların toplam oranı hizmet sektöründe çalışan erkek oranından
fazladır.
C) Çalışan kadın ve erkeklerin sektörlere oransal dağılımı birbirine yakındır.
D) Hem kadınlarda hem de erkeklerde, hizmet sektöründe çalışanlar çoğunluktadır.
E) Tarım ve hizmet sektörlerinde çalışan erkeklerin toplam oranı aynı sektörlerde çalışan kadın oranından azdır.
Yanıt: E
(KPSS - 2008)
Aşağıdaki grafik, Türkiye’deki bir coğrafi bölgenin iki sayım dönemi arasındaki nüfus artış ve doğum oranlarını
göstermektedir.
Buna göre, bu bölgeyle ilgili olarak aşağıdaki yorumlardan hangisine kesin olarak gidilebilir?
A) Bölge dışından göç almıştır.
B) Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalaması üzerine çıkmıştır.
C) Okur yazar nüfus oranı yükselmiştir.
D) Kadın nüfus oranı erkekten fazladır.
E) Genç nüfus oranı yükselmiştir.
Yanıt: A
(KPSS – 2008)
Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de köy altı yerleşmelerinin özelliklerinden biri değildir?
A) Ekonomik etkinliklerinin tarım ve hayvancılığa dayalı olması
B) Dağınık tip yerleşmenin yaygın olması
C) Su kaynaklarına yakın olması
D) Genellikle küçük ve az nüfuslu olması
E) Kent merkezlerine yakın olması
Yanıt: E
38
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
(KPSS – 2009)
Aşağıdaki tabloda 1950 ve 2000 yıllarında Türkiye’nin aritmetik, fizyolojik ve tarımsal nüfus yoğunlukları verilmiştir.
1950
2000
Aritmetik nüfus yoğunluğu
26
89
Fizyolojik nüfus yoğunluğu
131
282
Tarımsal nüfus yoğunluğu
107
98
Bu tablodaki bilgiler,
I) 2000 yılında kırsal kesimde yaşayan insan sayısı 1950 yılındakinden azdır.
II) 1950 - 2000 yılları arasında Türkiye’nin nüfusu üç kattan fazla artmıştır.
III) 2000 yılında tarım alanlarının toplam yüz ölçümü, 20001950 yılındakinden daha azdır.
yargılarından hangilerine ulaşmak için yeterlidir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III
Yanıt: B
(KPSS – 2009)
Aşağıdakilerden hangisi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde nüfusun yoğun olduğu alanlar arasında yer almaz?
A) Su kaynaklarına yakın alanlar
B) Sulama olanakları iyileşen ovalar
C) Ulaşım açısından önemli kavşaklar
D) Endüstrinin yoğun olduğu yerler
E) Hidroelektrik enerjinin üretildiği yerler
Yanıt: E
(KPSS – 2009)
Türkiye’de, çalışan nüfus içinde tarım sektörünün oranı 1980 yılında % 60 iken, bu oran 2000 yılında % 48’e düşmüştür.
Aşağıdakilerden hangisinin bu azalmaya neden olduğu söylenebilir?
A) Dış satımda tarım ürünleri payının azalması
B) Tarımda makineleşmenin artması
C) Kent sayısının artması
D) Ulaşım olanaklarının artması
E) Yetiştirilen tarım ürünü çeşidinin artması
Yanıt: B
(KPSS – 2010)
Benzer topoğrafik ve klimatik özelliklere sahip olmasına karşın İstanbul ilinin nüfus yoğunluğu Çanakkale ilinin 50
katıdır.
Bu yoğunluk farkının oluşmasında aşağıdakilerden hangisinin etkisi diğerlerinden daha fazladır?
A) İstanbul’un kapladığı alanın daha küçük olması
B) İstanbul’da ticaret ve endüstrinin çok gelişmiş olması
C) Çanakkale Boğazı’nın batı yakasını oluşturan Gelibolu Yarımadası’nın milli park olması
D) İstanbul’da kültür ve sanat etkinliklerinin daha fazla olması
E) Çanakkale’de tarım alanlarının geniş yer tutması
Yanıt: B
(KPSS – 2011)
Türkiye’de 1950 yılından sonra etkili olmaya başlayan iç göçlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Denize kıyısı olan coğrafi bölgelerin tümünde nüfus artışının başlıca nedeni bölge dışından alınan göçlerdir.
B) İç göçlerin önemli bir bölümü ekonomik ve sosyal alanlardaki değişimler ve doğal afetler gibi nedenlerle olmaktadır.
C) Göç hareketi daha çok doğudan batıya doğru olmaktadır.
D) Göç veren illerde doğum oranı genellikle yüksektir.
E) Türkiye’de nüfus hareketlerinin büyük çoğunluğunu iç göçler oluşturmaktadır.
Yanıt: B
39
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
5. Bölüm. TÜRKİYE’NİN EKONOMİK COĞRAFYASI
TÜRKİYE’DE TARIM
3. Tohum Islahı: Sulama ve gübre sorunu çözüldükten
sonra verimi daha da artırmak için kaliteli tohum kullanılmalıdır. Ülkemizde kalite tohum üretme konusunda devlet üretme çiftlikleri ve tohum ıslah istasyonları çalışmalar yapmaktadır. Ancak kaliteli tohum ithali devam etmektedir.
Türkiye Topraklarından Yaralanma Oranları:
Ülkemiz arazisinin % 36'sı ekili dikili alan, % 32’si çayır
ve otlak, % 26‘sı orman ve % 6’sı diğer alanlar (yerleşim
birimleri, tarıma elverişsiz, çıplak kayalıklar gibi) dır.
4. Makine Kullanımı: Ürünün zamanında ekimi, hasadı
ve yüksek verim için makine kullanımı şarttır. Ancak makine kullanımı yurdumuzda yeterli ölçüde gelişmemiştir.
Not: Tarımdaki makinalaşmanın etkisiyle çayır ve otlakların alanı daralırken, tarım alanlarımız genişlemektedir.
Türkiye'de makineleşmenin gelişmemesinin nedenleri:
Bölge Yüzölçümüne Göre Ekili Dikili Alanların Oranları:
Makine kullanıma elverişsiz alanların varlığı,
Bölge
Marmara
İç Anadolu
Ege
G. Doğu Anadolu
Akdeniz
Karadeniz
Doğu Anadolu
Makine kullanımının ekonomik olmadığı küçük
alanların varlığı,
Ekili-Dikili Alanların Oranı
% 30
% 27
% 24
% 20
% 18
% 16
% 10
İş gücünün bazı bölgelerde daha ucuz olması,
Makine fiyatlarının çiftçinin alım gücünün üstünde olması.
5. Zirai Mücadele: Tarımdaki hastalıkların, yabani otların ve haşerelerin meydana getireceği üretim düşüklüğünü önlemek için ilaçlı mücadele şarttır. Zirai mücadelede daha çok ilaç kullanılmaktadır
Türkiye’de Tarımı Etkileyen Faktörler:
6. Toprak Bakımı: Tarla yağışlardan önce sürülmeli, yabancı otlardan arındırılmalıdır. Erozyona karşı korunmalıdır.
7. Toprak Analizi: Toprak analizleri ile en iyi verim
alınabilecek ürün belirlenir. Ayrıca toprağın ihtiyacı olan
mineraller tespit edilerek kullanılacak gübre belirlenir.
1. Sulama: Türkiye tarımında en büyük sorun sulama
sorunudur. Tarımda sulama ihtiyacının en fazla olduğu
bölgemiz Güneydoğu Anadolu Bölgesi iken, bu sorunun
en az olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesidir. Akarsularımızın derin vadilerden akması ve rejimlerinin düzensiz
olmasından dolayı sulamada yeterince faydalanamıyoruz. Bunun için mutlaka akarsular üzerindeki baraj sayısı
artırılmalıdır.
Sulama Sorunu Çözüldüğünde;
8. Destekleme Alımı ve Pazar: Verimi etkilemez. Üretim miktarını etkiler. Çiftçi ürettiği malı pazarda zarar
etmeden satabilmelidir. Çiftçinin elverişsiz piyasa şartlarından olumsuz etkilenmemesi için devlet bazı ürünlerde
destekleme alımı yapmaktadır (Destekleme alımı: Devletin çiftçinin malını belirli bir taban fiyat üzerinden alması
olayıdır.) Destekleme alımı yapılan ürünler: Pamuk, tütün, şeker pancarı, buğday, çay, fındık, kuru üzüm, kuru
incir, kuru kayısı, haşhaş gibi dayanıklı ve sanayiye dayalı
ürünlerdir
Üretim artar.
Nadas olayı ortadan kalkar.
Tarımda iklime bağlılık büyük oranda azalır.
Üretimde süreklilik sağlanır ve üretim dalgalanmaları önlenir.
Yılda birden fazla ürün alınabilir. Bu konuda en
şanslı bölgemiz Akdeniz, en şanssız bölgemiz
Doğu Anadolu Bölgesidir.
TARIM ÜRÜNLERİ
Daha önce sebze tarımı yapılmayan bir yerde
sebze tarımı da yapılmaya başlanır.
Tarım ürün çeşidi artar.
Nohut
Köyden kente göçler azalır.
Fasulye Mercimek
2. Gübreleme: Tarımda sulama sorunu çözüldükten
sonra üretimi daha da artırmak için gübre kullanımı
artırılmalıdır. Ülkemizde hayvancılığın gelişmiş olması
tabii gübre imkanını oluşturmaktadır. Ancak; yurdumuzda tabii gübrenin yakacak olarak kullanılması bu olumlu
durumu ortadan kaldırmaktadır. Ülkemizde üretilen suni
gübre yeterli olmadığı için ithal (Fas, Tunus, Cezayir gibi
ülkelerden) etmekteyiz. Bu da maliyeti artırdığından
çiftçilerimiz yeterince gübre kullanamamaktadır. Gübre
ihtiyacı, tabii gübrenin yakacak olmaktan kurtarılması ve
gübre fabrikalarının artırılması ile karşılanabilir.
 BAKLAGİLLER
İlk yetişme döneminde yağış ister. Hasat döneminde
kuraklık gerekir. Yurdumuz iklim şartları genelde nohut tarımına elverişlidir. En fazla tarımı İç Anadolu
Bölgesinde yapılmaktadır. Bu bölgemizi Akdeniz ve
Ege Bölgeleri takip etmektedir.
Kuraklığa dayanıklı olduğu için en fazla tarımı Güney
Doğu Anadolu Bölgesinde gelişmiştir. Mercimek üretimimizin yarıdan fazlası bu bölgeden karşılanır (kırmızı mercimek). Üretimde ikinci bölgemiz İç Anadolu
Bölgesidir. (yeşil mercimek)
Yurdumuzda sulama imkanı olan her yerde tarımı
yapılabilir. Üretimde en büyük paya sahip bölgemiz İç
Anadoludur.
40
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
 SANAYİ BİTKİLERİ
Yurdumuzda tarımı 1925 yılında Uşak’ta başlamıştır
(İlk fabrika Uşak’ta 1926 yılında kuruldu). Bugün
fabrikaların kurulduğu her yerde tarımı yapılmaktadır. Belirli iklim ve toprak isteği yoktur. Sulama
imkanı olan her yerde tarımı yapılabilir. Üretimde
birinci bölge İç Anadolu Bölgesidir.
Şeker pancarı tarladan söküldükten sonra kısa bir
süre sonra işlenmesi gerektiğinden tarımı fabrikalar
çevresinde yapılır. Ayrıca pancar küspesi hayvan yemi
olarak kullanıldığı için buralarda besi hayvan-cılığı da
gelişmiştir. Kıyı bölgelerimizde tarımı yapıl-maz.
Sebebi buralarda daha fazla gelir getiren ürünlere
öncelik verilmesidir
Alüvyal toprakları sever. Ayrıca yüksek sıcaklığa
ihtiyaç duyar. Yetişme döneminde bol su, hasat döneminde kuraklık gerekir. Üretim alanları:
Güneydoğu Anadolu Bölgesi. (En fazla Ş.Urfa
çevresi). Gap ile birlikte tarımı hızla gelişmektedir
Ege Bölgesi (kıyıdaki bütün çöküntü ovalarında),
Akdeniz Bölgesi (başta Adana olmak üzere Hatay,
İçel, Antalya çevresi),
Marmara Bölgesinde Balıkesir, Bursa ve Çanakkale çevresi,
Doğu Anadolu Bölgesinde etrafı dağlarla çevrili
çukur alanlarda tarımı yapılır. (Elazığ ve Iğdır çevresi).
Kıraç arazilerde yetişebilir. İlk yetişme döneminde su
ister. Daha sonra mutlaka kuraklık olmalı. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak kaliteli tütün
yetiştirilmesi amacıyla ekim alanları devlet tarafından sınırlandırılmıştır. Üretim alanları:
Ege Bölgesidir (Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli ve Uşak çevresi).
G.Doğu Anadolu Bölgesi
Karadeniz Bölgesidir.
Tropikal iklim bitkisidir. Bol yağış ister. Bulutlu gün sayısı fazla olmalıdır. Kışlar ılık geçmelidir. Yurdumuzda
en iyi yetişme şartlarını Doğu Karadeniz Bölümünde
bulmuştur. Bugün Rize başta olmak üzere Ordu’dan
Gürcistan sınırına kadar olan kıyı kesimde tarımı yapılmaktadır. Yurdumuzda çay tarımı Cumhuriyetin ilanından sonra başlamıştır (1924). Çay tarımının tamamı Karadeniz Bölgesindedir.
Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde
tarımı yapılabilir. Ancak; uyuşturucu elde edildiği için
üretimi devlet kontrolündedir. Bugün başta Afyon
olmak üzere Kütahya, Uşak, Denizli, Burdur, Isparta,
Konya çevresinde tarımı yapılır. Gıda sanayisinde ve
tıpta narkoz yapımında kullanılır. Son yıllarda tütün
bitkisine altarnatif bitki olsun diye Manisa'nın kırsal
kesimlerinde (Gördes, Demirci, Kula, Selendi gibi)
haşhaş tarımına müsaade edilmiştir.
Lifleri dokuma sanayisinde, ip ve halat yapımında
kulanılır. Yurdumuz üretiminin tamamına yakını Karadeniz Bölgesinden karşılanır. Başta Kastamonu olmak
üzere Samsun, Amasya ve Çorum çevresinde tarımı
yapılır. Keten üretiminde birinci bölge Marmara'dır.
(Kocaeli) Kenevirden uyuşturucu elde edildiğinden
üretimi devlet kontrolündedir.
Tütün
Pamuk
Şekerpancarı
İlk yetişme döneminde (ilkbaharda) yağış ister. Olgunlaşma ve hasat döneminde kuraklık gerekir. Bu
özelliğinden dolayı Karadeniz kıyılarında tarımı yapılamaz. Ayrıca düşük sıcaklılardan dolayı Doğu Anadolu'nun yüksek yerlerinde tarımı yapılamaz. Bunların dışında bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir.
Buğday üretimi iklimdeki karasızlıktan dolayı bazı
yıllar artarken, bazı yıllar düşer. Üretimin en fazla
olduğu bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir. İl olarak en
fazla Konya, Ankara ve Adana’dır.
Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdır. Bundan dolayı buğdayın yetişebildiği her yerde yetişir. Ayrıca düşük
sıcaklıktan dolayı buğdayın yetişemediği Doğu
Anadolu’nun yüksek yerlerinde de tarımı yapılabilir.
Üretim en fazla İç Anadolu Bölgesinde gerçekleşir.
Olgunlaşma döneminde bol su ister. Bundan dolayı
yurdumuzda sulama imkânı olan bütün her yerde
tarımı yapılabilir. Yağ elde edilmeye başlandıktan
sonra tarımı Akdeniz Bölgesinde hızla gelişmiştir.
Bugün mısır üretimimizin yarısına yakını Akdeniz
Bölgesinden elde edilir (Adana çevresi başta gelir).
Üretimde 2. bölge Karadeniz Bölgesidir (Buğdayın
yerine tarımı yapılmaktadır.) Bölge halkının temel
besin maddesi olduğundan ticaret değeri yoktur.
Çeltik ilk çimlenme döneminde bol su ister. Hasat
döneminde kuraklık gerekir. Yurdumuzun sıcaklık
şartları çeltik tarımına elverişlidir. Fakat su sorunu
vardır. Bu sebeple tarımı akarsu kenarlarında gelişmiştir. Çeltik alanlarında sivrisinek çok geliştiğinden
ekim alanları devletin kontrolündedir. (yerleşim
birimleri çevresinde tarımına izin verilmemektedir.)
Üretimde en büyük paya sahip bölgemiz Marmara
Bölgesi’dir. Başta Edirne ilimiz gelmektedir. Ayrıca
Balıkesir, Çanakkale ve Bursa çevrelerinde de tarımı
yapılır. Üretimde ikinci bölge Karadeniz Bölgesidir.
Başta Samsun olmak üzere, Çorum, Sinop, Kastamonu çevresinde tarımı gelişmiştir. Akdeniz bölgesinde
Silifke ve Amik ovaları önemli çeltik ekim alanıdır.
Üretimimiz yeterli olmadığından ithal etmekteyiz.
Serin yayla iklimi ister. Yem sanayisinde kullanılır.
En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde gelişmiştir
Çay
Çavdar Çeltik (Pirinç)
Mısır
Arpa
Buğday
 TAHILLAR
Keten Keneviri
Haşhaş
Soğan Sarmısak Patates
 YUMRULU BİTKİLER
Alüvyal ve kumlu topraklarda iyi yetişir. Bütün
bölgelerimizde tarımı yapılabilir. En fazla tarımı İç
Anadolu Bölgesinde gelişmiştir (Nevşehir). Ayrıca
Ödemiş-İzmir, Sakarya, Trabzon, Erzurum diğer
önemli patates üretim merkezlerimizdir.
Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Bursa-Karacabey önemli soğan üretim merkezi iken Kastamonu sarmısakta önemli merkezimizdir. Soğansarmısak tarımı bütün bölgelerimizde yapılabilir.
Sebzecilik
 SEBZECİLİK
Sebzeler çok fazla su ister. Yurdumuzda sebze yetiştiriciliği en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir. Bu
bölgeyi Ege ve Marmara Bölgeleri takip eder. En az
geliştiği bölgemiz D.Anadolu bölgesidir. Sebebi yaz
mevsiminin çok kısa sürmesidir. Ayrıca İç Anadolu
Bölgesinde de sulama yetersizliğinden dolayı sebze
tarımı gelişmemiştir. Sebze tarımı seracılık faaliyetleri
ile Akdeniz ve Ege Bölgelerinde bütün yıl yapılabilmektedir. Seracılığın buralarda gelişme sebepleri;
kışların ılık geçmesi ve güneşli gün sayısının fazla
olmasıdır.
41
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Ayçiçeği
Zeytin
Soya Fasulyesi
Elma
Fındık
İncir
Muz
Kayısı
Yer Fıstığı
Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuzda tarımı en
fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir (%88) Antalya başta olmak üzere bütün Akdeniz kıyılarında
tarımı yapılabilmektedir.
Ayrıca Ege Bölgesinde İzmir’e kadar olan güney
kıyılarında, Güney Marmara Bölümünün soğuktan korunmuş kıyılarında, Doğu Karadeniz Bölümünde Rize çevresinde ve Güney Doğu Anadolu
Bölgesinin batısında tarımı yapılmaktadır.
Ege Bölgesinde kıyıdan 200 km içerilere kadar
tarımı yapılabilmektedir. Sebebi bölgede dağların kıyıya dik uzanması sonucu deniz etkisinin iç
kesimlere kadar sokulabilmesidir.
Doğu Karadeniz Bölümünde yetiştirilebilmesi kış
ılıklığı ile ilgilidir. (Mikroklima)
Susam
Kışın –4 ºC ye kadar dayanabilir. Bu nedenle
yetişme alanı en geniş olan meyvedir.
Üzüm üretiminde başta Ege Bölgesi (Manisa,
İzmir, Denizli ) gelir.
G.Doğu Anadolu Bölgesidir.
İç Anadolu Bölgesidir.
Türkiye, dünya kuru üzüm üretiminde birinci
sıradadır ve ihraç etmektedir.
Üzümden sonra yetişme alanı en geniş olan
meyvedir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Niğde, Nevşehir, Amasya, Tokat, Kastamonu, Bursa, Burdur, Isparta, Antalya önemli elma
üretim merkezlerimizdir. En fazla İç Anadolu'da
yetiştirilir.
Anavatanı Türkiye’dir. En iyi yetişme şartları Karadeniz bölgesidir. Yurdumuz üretiminin %90 ‘ını
Karadeniz bölgesi karşılar. En fazla Ordu-Giresun
olmak üzere Karadeniz kıyılarında yetiştirilmektedir. Ayrıca Marmara Bölgesinde Sakarya çevresinde tarımı yapılır. Türkiye dünya fındık üretimi ve ihracatında ilk sırada yer alır. (%60-70)
Akdeniz iklim bitkisidir. Kış ılıklığı ister ve yaz
kuraklığı ister. En fazla tarımı Ege Bölgesi’nde
gelişmiştir (Başta Aydın gelir.) Üretimin %80 i bu
bölgeden karşılanır. Ayrıca Akdeniz Bölgesi, Güney Marmara ve Güney Doğu Anadolu
Bölgesinin batısı ile Karadeniz kıyılarında (Doğu
Karadeniz kıyıları hariç) tarımı yapılabilir.
Türkiye Dünya kuru incir üretiminde ilk sırada
yer alır ve önemli ihracat ürünümüzdür.
En iyi yetişme şartlarını Güney Doğu Anadolu'da
bulmuştur. (% 90). Başta Şanlı Urfa ve Gaziantep gelir. Ayrıca Akdeniz ve Ege Bölgelerinde
çitlembik ağaçlarının aşılanması ile de tarımı
yapılabilmektedir. Önemli ihracat ürünümüzdür.
Üzüm
Antep
Fıstığı
 YAĞ BİTKİLERİ
Turunçgiller (Narenciye) - (Portakal,
Mandalina, Limon, Greyfurt ve Turunç)
 MEYVECİLİK
İlk yetişme döneminde su, hasat döneminde kuraklık ister. Bundan dolayı Doğu Karadeniz kıyıları
hariç bütün bölgelerimizde sulama ile tarımı yapılır.
Üretim alanları:
Marmara Bölgesi (Ergene Bölümü).
Karadeniz Bölgesi (Orta Karadeniz)
İç Anadolu Bölgesi’dir.
Son yıllarda Akdeniz ve Ege Bölgelerinde tarımı
hızla gelişme göstermektedir. Sebebi pamuk bitkisine göre daha az masraflı olmasıdır.
Akdeniz iklim bitkisidir. Ancak Akdeniz Bölgesinde
tarımı fazla gelişmemiştir. (Daha fazla gelir getiren
ürünlere öncelik tanınmasından dolayıdır.)
Üretim alanları:
Ege Bölgesi (Kıyı Ege Bölümündeki ova ve kenarlarında-Manisa, Aydın, İzmir, Muğla, Denizli
çevresi).
Marmara Bölgesi-Güney Marmara kıyıları (en
kaliteli sofralık zeytin bu bölgeden Gemlik çevresinden elde edilir).
Akdeniz Bölgesi (Antalya çevresi en fazla).
Ayrıca Doğu Karadeniz’de Artvin. (Mikroklima)
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde Gaziantep
çevresinde tarımı yapılır.
Zeytinin devirli üretim özelliğinden dolayı; üretim
bir yıl fazla, bir yıl azdır.
Türkiye, dünya zeytin üretiminde İtalya, İspanya ve
Yunanistan'dan sonra 4. sıradadır.
Önceleri daha çok Doğu Karadeniz’de Ordu-Giresun çevresinde tarımı yapılırdı. 1982 yılından sonra
yağ sanayisinde kullanılmaya başlanılınca tarımı
Akdeniz Bölgesinde hızla gelişmiştir. Kısa sürede
geliştiği için bölgede ikinci ürün olarak yetiştirilir.
Adana başta olmak üzere İçel, Hatay çevresinde
tarımı gelişmiştir. Türkiye üretiminin % 92 ‘sini
Akdeniz Bölgesi karşılar.
Akdeniz iklim şartlarında iyi yetişmektedir. En fazla
tarımı bu bölgede Adana çevresinde gelişmiştir
(%91). Ayrıca G. Doğu Anadolu Bölgesinin batısında, Ege Bölgesi’nde Muğla, Manisa ve Aydın çevresinde tarımı yapılır.
Çerez olarak tüketildiği gibi yağ da elde edilir.
Sıcak iklim bitkisidir. Yurdumuzda başta Güney
Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Akdeniz ve Ege
Bölgelerinde tarımı yapılır. Yağ elde edilir. Ayrıca
helva yapımında kullanılır.
 İTHAL ETTİĞİMİZ TARIM ÜRÜNLERİ:
Pirinç, Kahve, Kakao, Muz, Kivi, Ananas, Hindistan
cevizi ve Hurmadır.
Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuzda Akdeniz Kıyılarında tarımı yapılabilmektedir. Bugün tarımı
daha çok Alanya-Anamur arasında gelişmiştir.
(% 100)
Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir.
En fazla tarımı Doğu Anadolu Bölgesi’nde Malatya-Elazığ çevresinde gelişmiştir.
 ÖNEMLİ İHRACAT ÜRÜNLERİMİZ:
Fındık, Antep fıstığı, Pamuk, Tütün, Kuru Üzüm,
Kuru İncir, Kuru Kayısı, Haşhaş gibi.
42
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
HAYVANCILIK
Tarımın bir kolu olan hayvancılık; ekonomik değeri
olan hayvanların yetiştirilmesi, çeşitli şekillerde yararlanılması ve pazarlanması olayıdır. Kırsal kesimlerde
hayvancılık tarımın sigortası durumundadır.
İklimdeki karasızlıkların tarımı olumsuz yönde etkilemesinden dolayı tarım ve hayvancılık birbirini destekler.
Örnek: Şeker fabrikaları çevresinde besi hayvancılığının gelişmesi,
İnek
Doğu Anadolu Bölgesinde iklim ve yer şekillerinin
tarımsal faaliyetleri olumsuz etkilemesinden dolayı bölgede birinci ekonomik faaliyet hayvancılıktır.
Türkiye hayvan varlığı fazla olan bir ülkedir. Ancak
hayvanlarımızın et, süt, yumurta verimleri düşüktür.
Manda
HAYVANCILIĞIMIZI GELİŞTİRMEK İÇİN;
1. Hayvan soyları İyileştirilmelidir. (Islah edilmelidir.)
Yerli ırklar et-süt verimi yüksek olan ırklarla melezleştirilmeli veya iyi cins hayvan ithal ederek sayısını artırmalıyız. İyi cins hayvan yetiştirmek amacıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışmalar başlatılmıştır. İyi cins
hayvan yetiştiren çiftliklere hara denir. Örnek: BursaKaracabey, Eskişehir-Çifteler.
Büyük baş hayvanlar içinde en fazla sığır (inek,
öküz, dana, manda) yetiştiriciliği vardır. Sığırlar
içinde de en fazla inek yetiştirilmektedir. Bütün
bölgelerimizde inek yetiştiriciliği vardır.
Ama en fazla Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile
Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum-Kars Bölümünde gelişmiştir. Karadeniz Bölgesinde gelişmesi,
yağışların fazla olmasından dolayı çayırların fazla
olmasıdır.
Erzurum-Kars bölümünde gelişmesi, yaz yağışlarıyla oluşan gür ot ve çayırlıklardır.
İnek yetiştiriciliği ayrıca şeker fabrikaları çevresinde de şeker pancarı küspesinin hayvan yemi olarak
kullanılmasından dolayı gelişmiştir.
Bol sulu, bataklık ve göl kenarlarında beslenir.
Yurdumuzda başta Karadeniz Bölgesi kıyı kesimi
olmak üzere G.Marmara Bölümünde yetiştiriciliği
yaygındır. Et kalitesi düşük olduğundan yetiştiriciliği fazla gelişmemiştir.
Büyükbaş hayvancılık Doğu Bölgelerimizde mera
hayvancılığı şeklinde iken Batı Bölgelerimizde ahır
hayvancılığı şeklindedir.
 KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK
2. Mera hayvancılığı yerine ahır hayvancılığı geliştirilmelidir.
Mera hayvancılığı otlaklarda yapılan hayvancılık şeklidir. Masrafsızdır. Ancak verim düşüktür. Bundan dolayı
yem kullanımı fazla olan, fakat verimi yüksek olan ahır
hayvancılığına önem verilmelidir.
Türkiye’de genelde mera hayvancılığı gelişmiştir. Bundan dolayı hayvancılığımızın coğrafi dağılışında daha çok
iklim etkilidir. Ayrıca et ve süt üretimi de iklimin etkisi
altındadır.
3. Otlaklar korunmalıdır.
Koyun
Otlaklarımız tarımda makinalaşma ile sürekli olarak
daralmaktadır. Ayrıca otlaklarda aşırı otlatma sonucu
otlaklar bozulmaktadır. Bu olumsuzluklar sonucunda
hayvanlarımız yeterince beslenememektedir. Hayvancılığı geliştirmek için bu olumsuz durumlar önlenmelidir.
4. Yem üretimi artırılmalıdır.
5. Erken kesim önlenmelidir. (süt kuzu-süt dana)
6. Salgın hastalıklarla mücadele edilmelidir.
Kıl Keçisi
7. Çiftçi eğitilmeli ve kredi desteği sağlanmalıdır.
Tiftik
Keçisi
(Ankara
Keçisi)
HAYVANCILIĞIMIZIN COĞRAFİ DAĞILIŞI
 BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK: (Sığır, at, eşek, katır,
deve)
Sağılan ve kesilen hayvan sayısı az; üretilen süt ve
et miktarı fazla ise orada büyük baş hayvancılık
(inek yetiştiriciliği) gelişmiştir.
Bozkırların hayvanıdır. Hafif dalgalı düzlüklerde iyi yetişir. Türkiye’nin iklim şartları
genelde koyun yetiştiriciliğine elverişlidir.
Düşük sıcaklık sebebiyle Doğu Anadolu Bölgesinin doğusunda yetiştiriciliği gelişmemiştir. Ayrıca Doğu Karadeniz Bölümünün
kıyı kesiminde yüksek nem ve gür çayırlardan dolayı koyun yetiştirilmez. En fazla
koyun yetiştiren bölgemiz bozkırların geniş
alan kaplamasından dolayı İç Anadolu Bölgesidir. Doğu Anadolu Bölgesi (batısı) ve
G.Doğu Ana-dolu Bölgelerinde de koyun
yetiştiriciliği gelişmiştir.
Koyun Türleri:
Kıvırcık: Soğuğa dayanıklı değildir. Et verimi yüksektir. Marmara ve Ege Bölgelerinde
yetiştirilir.
Sakız ve Dağlıç: Ege ve İç Batı Anadoluda
yetiştirilir.
Karaman: Ege, İç, Doğu ve G.Doğu Anadolu
Bölgelerinde yetiştirilir.
Merinos: G.Marmara Bölümünde yetiştirilir. Merinos yünü için yetiştirilmek-tedir.
Dağlık bölgelerin hayvanıdır. Ağaçların filizlerini yemek suretiyle beslenir. Ormanlara zarar verdiği için sayılarının azaltılması
yoluna gidilmektedir. En fazla Akdeniz Bölgesi ile Doğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilir.
Tiftiği için yetiştirilmektedir. Yurdumuzda
Ankara-Konya çevresi ile G.Doğu Anadolu
Bölgesinde Siirt çevresinde yetiştirilmektedir.
 KÜMES HAYVANCILIĞI (Tavuk, horoz, hindi, kaz,
ördek, devekuşu)
Sağılan ve kesilen hayvan sayısı fazla ise; üretilen
et ve süt miktarı az ise küçükbaş hayvancılık gelişmiştir (Koyun yetişitiriciliği).
Kümes hayvanları içinde en fazla yetiştirilen tavuktur.
Kümes hayvancılığı bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir. Ama en fazla Marmara ve Ege Bölgelerinde gelişmiştir. İstanbul, İzmir, Manisa, Balıkesir, Ankara gibi
büyük kentler çevresinde gelişmiştir.
43
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
 ARICILIK
2. Bakır: Ülkemizin en zengin madenlerinden biri olan
bakır yatakları, çoğu kez kurşun ve çinko ile birlikte
bulunur. En önemli bakır yataklarımız Karadeniz Bölgesi’nde bulunur. Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu), Çayeli (Rize) bu bölgedeki başlıca yataklardandır. Ayrıca
Maden (Elazığ) ve Ergani (Diyarbakır)'de de bakır yatakları mevcuttur. Samsun, Diyarbakır ve Elazığ'da işletmeleri vardır.
Bal, bal mumu, polen, arı sütü elde etmek için arıcılık
bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir. En fazla Ege ve
Doğu Anadolu Bölgelerinde gelişmiştir. Muğla, Manisa,
İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Ağrı, Erzurum, Hakkâri,
Rize (Anzer yöresinin balları çok ünlüdür.) Artvin, Ordu
önemli bal üretim merkezlerimizdir.
Türkiye değişik iklim bölgeleri ve coğrafyasından dolayı çok zengin ve çeşitli arı florasına sahiptir. Bu özelliği
nedeni ile 4. sırada yer almaktadır. Türkiye'nin toplam
bal üretimi 65.000 tondur. Bunun 4.000-8.000 tonu dış
satıma gitmektedir. Ancak ülkede koloni başına ortalama bal verimi 15-17 kg civarında olup, arıcılıkta
gelişmiş ülkelerdeki verimin 1/3' ü kadardır.
3. Krom: Paslanmayan ve çok sert bir maden olduğundan, madeni eşya yapımında ve kaplamasında kullanılır. Krom yatakları altı ana bölgede toplanmıştır.
Fethiye, Köyceğiz, Denizli
Guleman (Elazığ)
Bursa, Eskişehir
Adana, Kayseri, Mersin
 İPEK BÖCEKÇİLİĞİ
İskenderun, Kahraman Maraş, İslahiye
İpek böceği yetiştirme ve kozasından ipek elde etme
faaliyetidir. Dut yaprağı yemek suretiyle beslenir.
Krom madeni Antalya ve Guleman’daki ferrokrom
tesislerinde işlenmektedir.
En fazla G.Marmara’da gelişmiştir. Bursa, Balıkesir,
Bilecik çevresinde çok gelişmiştir. İpekli dokumada ise
Bursa-Gemlik-İstanbul gelişmiştir.
4. Boksit: Alüminyumun hammaddesi olan boksit, çok
hafif olduğundan uçak sanayisinde, otomobil, ev, elektrik malzemesi yapımında kullanılır.
Boksit yatakları Seydişehir (Konya), Akseki (Antalya),
İslahiye (Gaziantep) ve Milas (Muğla) civarında bulunur.
Buralarda çıkarılan boksit, Seydişehir alüminyum tesislerinde işlenmektedir.
 BALIKÇILIK
Yurdumuzun etrafı denizlerle çevrili, birçok akarsu ve
tatlı su gölümüz olmasına rağmen balıkçılık gelişmemiştir.
5. Bor Mineralleri: Ülkemiz, bor rezervi bakımından
Dünya’nın en zengin yataklarına sahiptir. Bu nedenle,
bor madeninin çoğu ihraç edilmektedir. Bor madeninden elde edilen boraks ve asit borik nükleer alanda, jet
ve roket yakıtında katkı maddesi olarak, ayrıca sabun,
tekstil, cam, kâğıt sanayi, vb. alanlarda kullanılır.
Balıkçılığın Gelişmemesinin Sebepleri:
Denizlerimizin balık bakımından zengin olmaması,
Açık deniz (Okyanus) balıkçılığının yapılmayışı,
Taşıma ve depolama imkânlarının yetersizliği,
Ülkemizde Balıkesir, Susurluk, Bigadiç çevresi ile Kütahya, Emet Niğde (Bor) ve Eskişehir çevresinde çıkarılır.
Çıkarılan mineraller Bandırma’daki tesislerde işlenir.
Zararlı avlanma yöntemlerinin uygulanması (dinamit patlatma, trol avcılığı gibi)
6. Kükürt: Gübre, kimya ve boya sanayiinde kullanılır.
Ayrıca kauçuğun işlenmesinde ve sülfürik asit üretiminde de kullanılır. Ülkemizde, kükürt yatakları Keçiborlu
(Isparta) ve Milas (Muğla) çevresinde bulunmaktadır.
Denizlerimizdeki kirlenmenin önlenememesi,
Türkiye’de Balık Üretiminin Denizlere Göre Dağılışı:
1. Karadeniz % 67
2. Ege Denizi % 13
7. Zımpara Taşı: Çeşitli kesici, törpüleyici ve silici aletlerin yapımında kullanılan zımpara taşı yönünden ülkemiz çok zengindir. Tire (İzmir), Manisa, Söke (Aydın),
Milas (Muğla) ve Tavas (Denizli) da çıkarılır.
3. Marmara Denizi % 11
4. Akdeniz % 9
Bodrum kıyılarında sünger avcılığı gelişmiştir.
8. Tuz: Türkiye tuz yatakları bakımından son derece
zengindir. Kaya tuzu yatakları üçüncü jeolojik zamanda,
kapalı göl havzalarında suların buharlaşması ile oluşmuştur. Son yıllarda tuz üretimimiz üç kat artmıştır.
MADENCİLİK VE ENERJİ KAYNAKLARI
Türkiye’deki tuz üretiminin çoğu, Tuz Gölü ile İzmir
Çamaltı tuzlasından sağlanır. Kaya tuzu yatakları, Çankırı, Kars, Iğdır ve Nevşehir çevresinde bulunmaktadır.
MADENCİLİK
9. Cıva: Tek sıvı madendir. Zirai ilaç yapımında, kâğıt
sanayinde, suni gübre üretiminde ve boya sanayinde
kullanılır. Türkiye’de, Sarayönü (Konya), Ödemiş (İzmir),
Manisa ve Uşak çevresinde çıkarılmaktadır.
Yerkabuğunun farklı derinliklerinden çıkarılan, ekonomik değer taşıyan mineral ve elementlere maden denir.
Türkiye’de madencilik faaliyetleri 1935 yılında kurulan
MTA ile özel sektör tarafından yürütülmektedir.
10. Kurşun - Çinko: Genelde kurşun ve çinko bir arada
bulunur. Ülkemizde, Keban (Elazığ) ve Kayseri çevresinde kurşun-çinko yatakları vardır.
Türkiye’de çıkarılan önemli madenler:
1. Demir: En zengin demir yataklarımız, Divriği (Sivas),
Hekimhan ve Hasançelebi (Malatya), Edremit (Balıkesir),
Dikili ve Torbalı (İzmir) ve Simav (Kütahya) çevresinde
bulunmaktadır. Ereğli, Karabük ve İskenderun’da demirçelik fabrikaları bulunmaktadır.
11. Lületaşı: Eskişehir çevresinde çıkarılır ve işlenir.
Süs eşyası yapımında kullanılır.
12. Oltu taşı: Erzurum’un Oltu ilçesinde çıkarılır ve
işlenir. Süs eşyası yapımında kullanılır.
44
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
13. Fosfat: Gübre hammaddesi olarak kullanılan fosfat ihtiyacımızı karşılamaz. Fas, Tunus ve Cezayir’de
yaygın olarak görülür ve daha çok bu ülkelerden ithal
edilir. Türkiye’deki en zengin fosfat yatakları Mazıdağı
(Mardin), Adıyaman, Bingöl ve Bitlis’te bulunmaktadır.
6. Rüzgâr Gücü: Kıyı Ege'de Çeşme ve Bozcaada'da
rüzgar tirbünleri bulunur. Yaygın değildir.
7. Jeotermal Enerji: Jeotermal enerji, yeraltındaki
sıcak sulardan ya da su buharından elde edilir. Türkiye,
yakın bir jeolojik devirde oluştuğundan ve genç kıvrım
dağları kuşağında bulunduğundan dolayı, fay hatları ve
fay kaynakları oldukça yaygındır.
14. Manganez: Çeliğe sertlik kazandırmak ve direncini
artırmak için kullanılır. Uşak, Afyon, Muğla, Adana,
Artvin çevresinde manganez yatakları bulunur. İhtiyacı
karşılamaz. Bu nedenle ithal edilir.
Özellikle Ege Bölgesi’ndeki Germencik (Aydın), Balçova (İzmir), Sandıklı (Afyon), ve Sarayköy (Denizli) civarında sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Şu anda sadece
Sarayköy (Denizli) ve Germencik (Aydın) da elektrik
enerjisi üreten jeotermal santral bulunmaktadır.
15. Mermer: Ülkemiz mermer bakımından zengindir.
Afyon, Kütahya, Marmara Adası, Kırşehir, Tokat ve İzmir
çevresinde çıkarılır. Yurt dışına ihracatı yapılır. Miktar
olarak en fazla ihraç edilen madendir.
8. Radyoaktif Mineraller: Radyoaktif mineraller, nükleer enerji üretiminde kullanılır. Uranyum ve toryum
gibi radyoaktif maddelerin parçalanmasıyla enerji elde
edilir. Ülkemizde Aydın, Uşak, Manisa, Çanakkale ve
Yozgat yörelerinde uranyum, Eskişehir çevresinde toryum yatakları tespit edilmiştir. Fakat şu anda, ülkemizde
radyoaktif maddelerden nükleer enerji üretimi yapılmamaktadır.
16. Volfram (Tungsten): Bursa Uludağ’da çıkarılıp
işletilmektedir. Fakat son yıllarda üretimi durmuştur.
ENERJİ KAYNAKLARI
1. Taşkömürü: Türkiye’de Zonguldak, Amasra, Ereğli
arasındaki sahada çıkarılır.
Demir-çelik sanayinde enerji kaynağı olarak tüketildiğinden, Karabük ve Ereğli demir-çelik fabrikaları buraya
kurulmuştur.
9. Güneş Enerjisi: Türkiye ve özellikle güney bölgelerimiz, güneş enerjisinden iyi yararlanabilecek bir konuma sahiptir. En fazla potansiyel Güneydoğu Anadolu,
Akdeniz ve Ege'de, en az potansiyel ise Karadeniz Bölgesindedir.
2. Linyit: En zengin enerji kaynaklarımızdan biridir.
Bütün bölgelerde linyit rezervi bulunmaktadır. Taşkömürüne göre kalorisi daha azdır. Ancak yaygın olduğundan enerji ihtiyacımızın en önemli kısmını karşılamaktadır.
TÜRKİYE’DE SANAYİ
Hammaddenin mamül ve yarı mamül duruma getirilmesi faaliyetlerine üretim, üretim tekniğine de sanayi ya
da endüstri denir.
Linyit yatakları; Afşin, Elbistan (K. Maraş), Tavşanlı,
Seyitömer (Kütahya), Soma (Manisa), Yatağan (Muğla),
Aşkale (Erzurum), çevresinde bulunmaktadır.
Linyitten elektrik enerjisi elde eden termik santrallerimiz; Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Afşin-Elbistan, Yatağan termik santralleridir.
SANAYİNİN KURULMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR
1. Hammadde
3. Petrol: Türkiye’de ki petrol yatakları fazla zengin
sayılmaz. İhtiyacımızın % 90'nına yakınını ithal etmekteyiz. Petrol yataklarımızın % 98'i Güney Doğu Anadolu
Bölgesi’nde bulunur. Petrol, Raman, Garzan, Kurtalan,
Adıyaman ve Mardin çevresinde çıkarılmaktadır.
Sanayide üretim yapılabilmesi için hammaddenin olması gerekmektedir. Ülkemizde, hammadde kaynakları
ile sanayi kuruluşları arasında son derece sıkı bir ilişki
mevcuttur.
Örneğin:
Unlu gıda sanayi İç Anadolu’da,
Ülkemizde çıkarılan ve ithal edilen petrol, Orta Anadolu (Kırıkkale), Aliağa (İzmir), Ataş (Mersin), İpraş
(İzmit) ve Batman rafinerilerinde işlenmektedir.
Dokuma sanayi Adana, İzmir, Denizli çevresinde,
Zeytinyağı sanayi Ege kıyılarında,
4. Doğal gaz: Ülkemiz, doğal gaz yatakları bakımından
zengin değildir. Şu anda sadece Trakya da Hamitabat ve
Güneydoğu Anadolu’da Mardin-Çamurlu sahasında üretim yapılmaktadır. Doğalgaz ihtiyacımızın önemli bir
kısmı, Rusya Federasyonu ve Cezayir’den ithal edilmektedir. Doğalgaz ter-mik santrallerimiz Hamitabat, Ovaakça ve Ambarlı'dır.
Boya, plastik ve lastik fabrikaları rafineri kenarlarında yaygınlık göstermektedir.
3. Enerji
Fabrikaların çalışması için enerji gerekmektedir. Bunun için, taşkömürü, petrol, linyit gibi kaynaklardan
yararlanılır. Ülkemizde petrol, taşkömürü, doğal gaz gibi
enerji kaynaklarının çoğu dışarıdan temin edildiğinden
önemli bir döviz çıktısına neden olmakta, bu durum
sanayileşme hızını azaltmaktadır.
5. Su Gücü (Hidroelektrik enerjisi): Barajlardaki
suyun, elektrik üreten santralleri çalıştırması ile oluşan
enerjiye hidroelektrik enerjisi denir.
Türkiye’de, elektrik ihtiyacının %40’lık kısmı hidroelektrik santrallerden elde edilmektedir. Keban, Karakaya, Oymapınar, Atatürk, Hirfanlı, Seyhan, Kemer ve
Demirköprü gibi birçok baraj, elektrik ihtiyacımızı
karşılamaktadır.
5. Ulaşım
Sanayinin ihtiyacı olan hammadde ve mamül maddenin taşınması faaliyetlerine ulaşım denir. Hammaddenin
fabrikalara taşınması ve üretildikten sonra pazarlara
taşınması, yaygın ulaşım ağıyla mümkündür.
Dışarıya akıntısı olan bazı göllerimiz, tabii baraj özelliğindedir. Bunlardan elektrik üretilir. Başlıcaları; Hazar,
Çıldır, Tortum ve Eğirdir gölleridir.
Ülkemizde, sanayi tesisleri, genelde önemli ulaşım
yolları kenarlarında ve limanlara yakın yerlere kurulmuştur. İstanbul, İzmir, Mersin, Adana gibi merkezlerin
çok gelişmesi ulaşımla çok yakından ilişkilidir.
45
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
6. Pazar
2. Dokuma, Tekstil ve Deri Sanayi
Dokuma ve giyim, Türkiye’de en
gelişmiş ve üretimin önemli bir
kısmının ihraç edildiği bir sanayi
Açıklama
koludur. Gelişmiş ülkelerle rekabet
edilebilmekte ve onların pazarlarına
dahi, girebilmektedir. Böylece ülkemize
çok fazla döviz girdisi sağlanmaktadır.
Fabrikalar
Şehirler
Pamuk ipliği ve Adana, Antalya, K. Maraş, Tarsus,
pamuklu
Nazilli, Denizli, Manisa, İzmir, İstanbul,
dokuma
Konya, Kayseri, Malatya, Bursa.
Yün ipliği ve
Hereke, Bünyan, Siirt, Bursa, Tekirdağ,
yünlü kumaş
İstanbul.
Suni ipek ve
İstanbul ve Bursa
kumaş
Tabii ipek ve
Gemlik ve Bursa
kumaş
Hazır giyim
İstanbul, Bursa, Denizli ve İzmir.
Isparta, Uşak, Gördes, Sivas, Ladik ve
Halıcılık
Kayseri.
Deri ve kösele İstanbul, İzmir, Bolu, Gerede, Erzurum
işleme
ve Uşak.
Üretilen her türlü sanayi ürününün satılması gereklidir. Bu bakımdan sanayi tesislerinin kurulmasında diğer
etkenlerin yanında nüfusun kalabalık olduğu, tüketimin
fazla olduğu sahalar tercih edilmektedir. Örneğin, batı
bölgelerinde nüfus fazla olduğundan ürünlerin Pazarlanması kolay olurken doğu bölgelerinde nüfus az olduğundan ürünlerin pazarlanması zor olur. Bu durum sanayi tesislerinin buralarda kurulmasını zorlaştırmaktadır. (Kümes hayvancılığı, et-süt ürünleri, unlu mamüller.)
7. Yüzey Şekilleri
Sanayi tesisleri, genelde düz sahalarda daha kolay
kurulabilmektedir. Dağlık ve engebeli yerlerde sanayinin
kurulması zordur.
TÜRKİYE’DEKİ SANAYİ KOLLARI
1. Besin Sanayi
Açıklama
Fabrikalar
Şeker
fabrikaları
Çay
fabrikaları
Un
fabrikaları
Zeytinyağı
fabrikaları
Ayçiçek
yağı
fabrikaları
Tütün
fabrikaları
İspirtolu
içki ve
şarap
fabrikaları
Konserve
ve salça
fabrikaları
Süt
ürünleri
fabrikaları
Hammaddesi, tarımsal ve hayvansal
ürünlerden oluşan sanayi dalıdır.
Ülkemizde, tarım ve hayvancılık
geliştiğinden ve nüfus fazla olduğundan
besin sanayi oldukça gelişmiştir. Kuruluş
yerleri, genelde hammaddenin fazla
olduğu yerlerde veya büyük şehirlerin
kenarlarında toplanmıştır.
Şehirler
İlk defa 1926 yılında kurulmuştur.
Şekerpancarı kıyı kesimler hariç her yerde
yetişir. Hemen işlenmesi gerektiğinden,
fabrikaları üretim alanları yakınında
kurulmuştur. Şu anda ülkemizde 30'a yakın
şeker fabrikası bulunmaktadır
Trabzon - Rize arasındaki bölgede
bulunmaktadır.
Buğday, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz
kıyıları dışında her yerde yetiştirilir. Aynı
zamanda halkın temel besin maddesidir. Bu
nedenle un fabrikaları her bölgeye
dağılmıştır.
Makarna ve bisküvi fabrikaları daha çok İç
Anadolu’da yoğunlaşmıştır.
Ege ve Güney Marmara’da yoğun olarak
görülür. Özellikle Edremit, Ayvalık,
Burhaniye, Aydın, İzmir çevresinde
yoğunlaşmıştır.
Trakya’da yoğun olmakla birlikte, İç
Anadolu, Ege ve Güneydoğu Anadolu’da da
görülür. Soya ve mısırdan ise Akdeniz
Bölgesi’nde yağ elde edilir.
İstanbul, İzmir, Samsun, Tokat, Malatya,
Adana ve Bitlis’te bulunmaktadır.
İstanbul, Yozgat, Diyarbakır, Tekirdağ, İzmir,
Ankara, Kırşehir, Gaziantep, Elazığ gibi
merkezlerde rakı, bira ve şarap fabrikaları
bulunmaktadır.
3. Maden Sanayi (Metalurji Sanayi)
Fabrikalar
Şehirler
Karabük, Ereğli, İskenderun, KırıkkaDemir - çelik
le, Sivas ve İzmir’de bulunmaktadır.
Alüminyum
Seydişehir’de bulunmaktadır.
Samsun ve Artvin (Murgul), Elazğ
Bakır işleme
(Maden) da bulunmaktadır.
Kurşun ve çinko Elazığ ve Kayseri’de bulunmaktadır.
Menteşe Yöresi’ndeki krom madeni
Antalya’da, Elazığ ve çevresindeki
Krom işleme
kromlar da Guleman’daki
fabrikalarda işlenmektedir.
4. Makine Sanayi
Fabrikalar
Şehirler
Otomobil
KamyonOtobüs
Traktör
Demiryolu
Taşıtları
Tersaneler
(Gemi Yapımı)
Uçak
İstanbul, İzmir, İzmit, Bursa, Adana.
İstanbul, izmir, İzmit, Aksaray.
İstanbul, İzmir, İzmit, Konya, Adana,
Adapazarı
Eskişehir, Ankara, Sivas, Adapazarı.
İstanbul (Pendik, Tuzla), Gölcük, İzmir
Eskişehir, Ankara (Savaş uçağı)
5. Kimya Sanayi
Fabrikalar
Şehirler
Batman, İzmit, Mersin, İzmir ve KırıkkalePetrokimya
de petrol rafinerileri bulunmaktadır.
İstanbul, İzmir, Ankara, Adapazarı ve
İlaç
Bursa çevresinde yoğunlaşmıştır. 130
civarında ilaç fabrikamız bulunmaktadır.
İzmit, Adapazarı ve Kırşehir’de
Lâstik
bulunmaktadır.
Mersin, Bandırma, Elazığ, Kütahya, TekirGübre
dağ ve İskenderun’da bulunmaktadır. Ülkemizdeki gübre üretimi yeterli değildir.
Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin kıyı
kesimlerinde yaygındır.
İzmir, Balıkesir, Edirne, Erzurum, Elazığ,
Kars, İstanbul, Trabzon ve Bursa çevresinde
yer alırlar.
46
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
6. Orman Ürünleri Sanayi
Ağaç malzemeden üretilen tüm malzemeler
orman ürünleri endüstrisine girer.
Açıklama
Karadeniz Bölgesi’nde hammadde fazla
bulunduğundan burada gelişmiştir
Fabrikalar Şehirler
Kereste
Düzce, Bartın, Ayancık, Rize, Ordu, Artvin,
fabrikaları Antalya ve Isparta’da bulunur.
Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir
Mobilya
ve Kayseri’de gelişmiştir. Türkiye mobilya
fabrikalatı
ürünlerini ihraç edebilmektedir.
Mersin (Taşucu), Muğla (Dalaman), Afyon
Kâğıt
(Çay), Zonguldak (Çaycuma), Kastamonu
fabrikaları
(Taşköprü), Giresun (Aksu), İzmit, Balıkesir.
3. Deniz Yolları
En ucuz ve kaza riski en az olan ulaşım türüdür. Dış
ticarette en fazla kullanılan ulaşım türü deniz yollarıdır.
Türkiye'de Başlıca Limanlar: İstanbul, Trabzon, Samsun, Zonguldak, İzmit, Bandırma, İzmir, Antalya, Mersin
ve İskenderun yurdumuzun önemli limanlarıdır.
TÜRKİYE'NİN SINIR KAPILARI
Sınır Ülke
Bulgaristan
Yunanistan
7. Çimento, Cam, Seramik Sanayi
Bu sanayi koluna taşa, toprağa bağlı sanayi
Açıklama
kolu da denilmektedir.
Fabrikalar Şehirler
Hammaddesi kolay temin edilir. Her
bölgede, inşaat sanayinde kullanılır. Ayrıca
ulaşım masrafları maliyeti artırır. Bu
nedenle çimento fabrikaları Türkiye’nin her
Çimento
bölgesine dağılmıştır. İstanbul, İzmit,
fabrikaları Adana, İzmir, Elazığ, Mersin, Yozgat,
Denizli, Adıyaman, Ordu gibi merkezler
bunlardan bazılarıdır.
Cam
İstanbul, Mersin, Kırklareli ve Sinop’ta cam
fabrikaları fabrikaları bulunmaktadır.
Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul ve
Seramik
İzmir’de bulunmaktadır. Üretimin bir kısmı
fabrikaları
yurt dışına ihraç edilir.
Suriye
Irak
İran
Sınır Kapıları
Dereköy (Kırklareli), Hamzabeyli,
Kapıkule (Edirne)
Uzunköprü, İpsala, Pazarkule (Edirne)
Yayladağı, Cilvegözü (Hatay), Islahiye,
Çobanbey, Karkamış (Gaziantep),
Öncüpınar (Kilis), Akçakale, Ceylanpınar,
Mürşitpınar (Şanlıurfa), Şenyurt, Girmeli
(Mardin), Cizre (Şırnak)
Habur (Şırnak)
Esendere (Hakkari), Kapıköy (Van),
Gürbulak (Ağrı)
Nahçıvan
Dilucu (Iğdır)
(Azerbaycan)
Ermenistan Akyaka (Kars), Alican (Iğdır)
Gürcistan
Türkgözü (Ardahan), Sarp (Artvin)
TİCARET
Üretilen mal ve hizmetlerin alınıp satılmasına ticaret
denir. İç ve dış ticaret olmak üzere ikiye ayrılır.
İÇ TİCARET
ULAŞIM
Ülke sınırları içinde, bölge ve bölümler arasında yapılan ticarete iç ticaret denir. Türkiye’de çok canlı bir ticaret vardır. Bunda etkili olan faktörler şunlardır:
İnsanların ürettikleri çeşitli ham ve işlenmiş maddelerin, haberlerin bir yerden başka bir yere nakledilmesine
ulaşım veya ulaştırma denilmektedir.
Sanayi kuruluşlarının dengesiz dağılımı,
Bölgeler arasında yetişen tarım ürünlerinin farklı
olması,
BAŞLICA ULAŞIM YOLLARI
Nüfusun dengesiz dağılımı,
1. Kara Yolları
Hayvansal maddelerin her yerde üretilememesi,
Yerşekillerinin engebeli olması, dağların doğu-batı yönlü uzanması karayolu ulaşım maliyetini arttırmaktadır. En
riskli fakat en çok gelişmiş ulaşım türüdür.
Ülkemizde bazı il merkezleri, ticaret şehirleri özelliği
kazanmışlardır. Bunlar, İstanbul, Bursa, İzmit, İzmir,
Denizli, Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Ankara, Konya,
Kayseri, Samsun, Trabzon, Erzurum ve Malatya gibi
illerdir. Bu merkezlerde ticaretin gelişmesinde, ulaşım
yolları üzerinde bulunmalarının büyük etkisi olmuştur.
Kuzey-güney yönlü geçitler;
Trabzon-Günüşhane → Zigana
Gümüşhane-Erzurum → Kop
İhracat (Dış satım): Bir ülkenin başka ülkelere yaptığı
satışlardır.
Zonguldak-Ankara → Ecevit
Antalya-Isparta → Çubuk
İthalat (Dış alım): Bir ülkenin başka ülkelerden aldığı
mallara denir.
Mersin-karaman → Sertavul
DIŞ TİCARET
Adana-Niğde → Gülek
Bir ülkenin başka ülkelerle yaptığı alışverişe dış ticaret
denir. Dış ticaretin para karşılığına, dış ticaret hacmi
denir. Gelişmiş ülkelerde dış ticaret hacmi fazla, gelişmemiş ülkelerde düşüktür. Yine, gelişmiş ülkelerde ihracat, genelde ithalattan daha fazladır. Bu ülkeler dışarıdan
daha çok hammadde alıp dışarıya işlenmiş sanayi
ürünleri satarlar. Az gelişmiş ülkeler ise dışardan daha
çok işlenmiş sanayi ürünleri alıp, dışarıya tarım ürünleri
veya hammaddeler satarlar.
Adana-Hatay → Belen
2. Demir Yolları
Karayonula önem verildiği için demiryolu ulaşımı
gelişmemiştir. 1200 km. kadar demiryolu hattımız vardır.
Batı Akdeniz, Doğu Karadeniz ve Hakkari bölümlerinde
demiryolu ulaşımı yoktur.
47
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Türkiye’de Dış Ticaret
Turizme konu olan çekicilikler şunlardır:
Bazı hastalıkları tedavi edici kaplıca ve içmecelerin bulunması
Tabii manzaranın güzel olması
Spor sahalarının ve denize girmeye uygun plajların bulunması
Tarihi kalıntıların bulunması
Kaliteli malların pazarlandığı merkezler olması
Kutsal ibadet yerlerinin varlığı
Türkiye’de, Cumhuriyetin ilk yıllarında çok az olan dış
ticaret hacmi, artan nüfus ve canlanan ekonomiye bağlı
olarak artış göstermiştir.
1980'li yıllara kadar Türkiye’de; dış ticaret hacmi düşük,
ihracatta tarım ve maden ürünleri, ithalatta ise daha çok
işlenmiş sanayi ürünleri önemliydi. 1980'li yıllardan sonra, dış ticaret hacmi arttı. İhracatta sanayi ürünlerinin
payı % 90’lara çıktı. İthalatta ise fabrika kuracak aletlerin,
yatırım mallarının ve hammaddelerin oranı artmıştır.
Türkiye’de turizmi etkileyen faktörler:
Deniz turizmine ve kış turizmine elverişli iklim koşulları
Doğal ve tarihi zenginlikler
Turizm alt yapısının (ulaşım, tanıtım, konaklama)
yetersizliği
Folklor zenginliği
Başlıca İhraç Ürünlerimiz;
Tarım ürünleri (Pamuk, fındık, tütün, baklagiller, kuru ve yaş meyveler)
Dokuma ve tekstil ürünleri, ipekli dokuma ve
giyim eşyaları
TÜRKİYE'NİN TURİZM DEĞERLERİ
Hayvan ve hayvansal ürünler (Deri, yumur-ta,
yün, tiftik) ve bitkisel yağlar
Milli Parklarımız
Bulunduğu İl
Karatepe-Aslantaş, Aladğlar
Adana
Kızıldağ, Kovada Dağı
Isparta
Güllük Dğı, Beydağları, Köprülü Kanyon Antalya
Beyşehir Gölü
Konya
Saklıkent
Muğla
Munzur Vadisi
Tunceli
Sarıkamış
Kars
Ağrı Dağı
Ağrı
Spil Dağı
Manisa
Riyem Şanılarabı
Aydın
Honaz Dağı
Denizli
Kaz Dağı
Balıkesir
Nemrut Dağı
Adıyaman
Göreme
Nevşehir
Sultan Sazlığı
Kayseri
Ilgaz Dağı
Kastamonu
Altındere Vadisi
Trabzon
Bazı dayanıklı tüketim malları (Televizyon, buzdolabı, vs.)
Mobilya, çimento, cam ve seramik ürünleri
Madenler (krom, bakır, cıva, demir, bor, tuz)
Başlıca İthal Ürünlerimiz;
Fabrika kurmaya yarayan aletler,
Ham petrol, doğalgaz, fosfat,
İlaç ve kimyasal maddeler,
Elektronik ve motorlu araçlar, silah,
Optik araçlar,
Tropikal ürünler (muz, kahve, hurma, pirinç)
Kağıt.
Dış ticaretimizde önemli ülkeler:
Kaplıcalar
Çekirge-Armutlu-Oylat
Haymana-Kızılcahamam-Ayaş
Balçova-Dikili
Pamukkale
Sandıklı
Gönen-Güre-Derman
Salihli
Çermik
Kangal
Sulusaray-Reşadiye
Emet-Tavşanlı-Simav
Ilgın
Almanya, İtalya, ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Japonya, İran, Suudi Arabistan ve son yıllarda Rusya
Federasyonu, Gürcistan ve Orta Asya ülkeleri (Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan)
Ülkemizde son yıllarda uygulanmak istenen diğer bir
ticaret şekli de serbest ticarettir. Serbest ticarette ülkeler
ürettikleri çeşitli malları, belli yerlerde kurulacak Pazarlarda gümrük vergisi ödemeden pazarlamaktadır. Ülkemizde serbest ticaret bölgesi olarak şu anda İstanbul,
Mersin, İzmir, İskenderun, Antalya ve Trabzon illeri belirlenmiştir.
TURİZM
Bulunduğu İl
Bursa
Ankara
İzmir
Denizli
Afyon
Balıkesir
Manisa
Diyarbakır
Sivas
Tokat
Kütahya
Konya
Karstik Şekiller
Bulunduğu İl
İnsuyu Mağarasğı
Burdur
Damlataş Mağarası, Karain Mağarası,
Antalya
Dim mağarası, Beldibi Mağarası
Kadınini Mağarası, Öküzini Mağarası
Isparta
Narlıkuyu Mağarası, Cennet-Cehennem
Mersin
Obrukları
Pamukkale Travertenleri, Karlık
Denizli
Mağarası
Ballıca Mağarası
Tokat
Tınaztepe, Büyük Düden
Konya
İnsanların gezmek, görmek, eğlenmek ve dinlenmek
amacıyla yaptığı gezilere turizm denir. Bu geziyi yapan
kişilere de turist adı verilmektedir.
İç turizm: Vatandaşların kendi ülkeleri içinde yaptıkları
gezilere denir.
Dış turizm: Bir ülkeden başka ülkelere yapılan gezilere
denir.
Dünya’nın çeşitli ülkelerindeki doğal güzellikler ve tarihi
değerler insanlara çekici gelmektedir.
48
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Tarihi Değerler
Tarih Öncesi
Devirlere Ait
Kalıntılar
İlk Çağa Ait
Kalıntılar
Yarımburgaz Mağarası
Karain Mağarası
Hacılar Höyüğü
Harran
Boğazköy, Alacahöyük
Kültepe
Aslantepe
Efes, Bergama
Milet, Didim
Sard
Assos
Knidos (Datça)
Midas
Göreme, Ürgüp
Ülkede ormancılık sektöründe kamu ve özel kesim
olarak yılda ortalama 29 milyon metreküp dolayında
odun imalatı yapılmaktadır. Bunun yaklaşık % 68'i yakacak odun olarak kullanılmaktadır. Yurtiçi arz açığının
kapatılması için 1985 yılından bu yana her yıl önemli
miktarlarda odun ithalatı yapılmaktadır.
Bulunduğu İl
İstanbul
Antalya
Burdur
Şanlıurfa
Çorum
Kayseri
Malatya
İzmir
Aydın
Manisa
Çanakkale
Muğla
Eskişehir
Nevşehir
Kıyı Turizmi
Çeşme, Foça, Dikili, Karaburun
Kuşadası, Didim
Alanya, Side, Kemer
Fethiye-Ölüdeniz, Marmaris, Bodrum,
Datça
Bulunduğu İl
İzmir
Aydın
Antalya
Kış Turizmi
Uludağ
Kartalkaya-Köroğlu
Ilgaz
Erciyes
Palandöken
Sarıkamış
Davraz
Hasandağı
Akdağ
Kop Dağı
Ladik-Akdağ
Sapgör
Ergan Dağı
Bulunduğu İl
Bursa
Bolu
Kastamonu
Kayseri
Erzurum
Kars
Isparta
Aksaray
Antalya
Bayburt
Samsun
Bitlis
Erzincan
Ormanların bazı özellikleri;
Ormanların toz emici özelliği vardır.
Ormanların gürültüyü azaltıcı özelliği vardır.
Erozyonu ve sel oluşumunu önler.
Ormanlar; bir ısı tamponu gibi görev yapar.
Sıcağı ve soğuğu dengeler. Yaz sıcaklığını 5-8.5 ºC
azaltırken, kış sıcaklığını da 1.5-2.8 ºC artırır. Kuru
havalarda bile havanın nemini sabit tutar.
Ormanlar; birçok yabani hayvan ve kuşların yanı
sıra, çeşitli yiyecekleri barındırması nedeniyle
besin kaynakları açısından önemli bir ortamdır.
Ormanlar biyolojik dengeyi korur. Yapraklı ağaçlardan meydana gelen bir bölgede 50 kuş türü
yaşayabilir.
Muğla
Ormanlar; ağaçsız bir alana göre 8 kat fazla humus
oluşturur ve toprak canlılarının yaşamasına olanak
sağlar.
Ormanlar; egsoz ve benzeri zehirli gazları, kirli suları filtre ederek temizler.
Oksijen üretir. Ülkenin akciğeridirler.
Orman ürünleri, asli orman ürünleri ve tali orman ürünleri olmak üzere 2 kategori altında toplanmaktadır.
Asıl Orman Ürünleri: Tomruk, tel ve maden direği, sanayi ve kağıtlık odun, lif-yonga odunu, yakacak odun gibi.
Tali Orman Ürünleri: Reçine, çıra, sığla yağı, defne,
şimşir kök odunu, kekik, adaçayı, çam fıstığı, her çeşit bitki
soğanı, mantarlar, kozalak gibi…
ORMANLARIN KORUNMASI
ORMANCILIK
Orman yangınları önlenmeli.
Orman içinde ulaşımın çabuk sağlanabilmesi için
yollar yapılmalı.
Türkiye topraklarının %26 oranındaki bölümü orman
rejimi altındadır. İyi vasıflı, verimli ormanların kapladığı
alan yalnızca %13 gibi çok düşük bir miktarı oluşturmaktadır. Ülkede kişi başına düşen verimli orman alanı ise
0.14 hektardır.
Eğitilmiş yangın söndürme ve haberleşme ekipleri
bulundurmak.
Yangınların yayılmasını önlemek için yer yer boşluklar bırakmak.
Türkiye’de ormanların dağılışında en fazla yağış miktarı
etkilidir. Yağışların fazla olduğu kıyı bölgeler orman bakımından da zengindir. Doğu Karadeniz kıyıları hariç tahrip
edilen ormanların kendini yenilemesi yurdumuzun birçok
yerinde zordur.
Kaçak kesimler önlenmeli.
Orman içinde hayvan otlatmamak (kıl keçisi).
Yakacak olarak odun kullanımı azaltılmalı.
Ormanlarımızın Coğrafi Bölgelere Göre Dağılış Oranları
Bölge
Karadeniz
Akdeniz
Ege
Marmara
Doğu Anadolu
İç Anadolu
G. Doğu Anadolu
Orman köylerine yeni iş ve geçim kaynakları oluşturulmalıdır.
Orman Oranı
% 25
% 24
% 17
% 13
% 11
%7
%3
49
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
Geçmiş yıllarda bu konuyla ilgili sorulan KPSS soruları
(KPSS - 2006)
Türkiye’nin kıyı bölgelerinin tarımsal özellikleriyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Dışsatımda önemli payı olan tarımsal ürünlerin bir bölümü kıyı bölgelerde üretilmektedir.
B) Tarımsal sulamaya, Akdeniz Bölgesi’nde Ege Bölgesi’nden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
C) Tarımsal etkinliklerin yıl boyunca en uzun süre yapıldığı yerler Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesimleridir.
D) Kıyı bölgelerin tümünde, kuzey yamaçlardaki tarım alanlarının oranı güney yamaçlara göre daha azdır.
E) Bölge yüzölçümlerine göre ekili dikili alanlar oranının en fazla olduğu bölge Marmara Bölgesi’dir.
Yanıt: D
(KPSS - 2008)
Türkiye’nin doğal koşulları düşünüldüğünde, ulaşım sektörüyle ilgili aşağıda verilen karşılaştırmalardan hangisi
yanlıştır?
A) Doğu Anadolu Bölgesi’nde kış aylarında kar yüzünden kapanan kara yolu sayısı, Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nden fazladır.
B) Karadeniz Bölgesi’nde havaalanı yapımı için uygun alanlar, Ege Bölgesi’nden fazladır.
C) Akdeniz Bölgesi’nde kara yollarında tünel ve köprü yapma zorunluluğu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden
fazladır.
D) Marmara Bölgesi’ndeki doğal limanların sayısı, Karadeniz Bölgesi’nden fazladır.
E) Akdeniz Bölgesi’nde demir yollarının kilometre başına yapım maliyeti, İç Anadolu Bölgesinden fazladır.
Yanıt: B
(KPSS - 2008)
Türkiye’de koyun, kısa boylu otluk alanların bulunduğu düzlüklerde yaygın olarak yetiştirilir.
Buna göre, yukarıdaki haritada numaralarla gösterilen yerlerin hangisi koyun yetiştirilmesi için daha az elverişlidir?
A) I B) II
C) III
D) IV
E) V
Yanıt: C
(KPSS - 2008)
Aşağıdaki grafikte, Türkiye’de 1999 ve 2003 yıllarında üretilen elektriğin enerji kaynaklarına göre dağılışı
gösterilmiştir.
Yalnızca grafikteki bilgilerden yararlanarak aşağıdaki yorumlardan hangisine ulaşılamaz?
A) 1999 yılında doğal gaz, su gücü ve linyitten elde edilen enerji miktarları birbirine yakındır.
B) En büyük artış miktarı doğal gazla üretilen enerjide olmuştur.
C) Su gücünden elde edilen enerji miktarındaki artış, taş kömüründen elde edilenden fazladır.
D) 2003 yılında, yalnızca linyitten elde edilen enerji üretiminde azalma olmuştur.
E) 2003 yılında, taş kömürü ve akaryakıt kullanılarak elde edilen enerji miktarı birbirine yakındır.
Yanıt: C
50
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
(KPSS - 2009)
Türkiye’nin büyükbaş hayvancılığıyla ilgili olarak aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?
A) Et ve süt verimleri yüksek olan ırklar çoğunluktadır.
B) Büyükbaş hayvancılık için uygun otlaklar giderek artmaktadır.
C) Küçükbaş hayvancılığa göre daha yaygın bir etkinliktir.
D) Besicilik ve ahır hayvancılığı, kentlerin yakın çevresinde gelişmiştir.
E) Dış satımda canlı büyükbaş hayvanların payı fazladır.
Yanıt: D
(KPSS - 2009)
Aşağıda dört tarım ürününün,bölgelere göre Türkiye üretimindeki payları verilmiştir.
Bölgeler
Oran (%)
Akdeniz
100
Güneydoğu Anadolu
93
Marmara
77
Doğu Anadolu
64
Bu bilgilere göre tabloda, aşağıdaki ürünlerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Tütün
B) Kırmızı mercimek
C) Muz
D) Ayçiçeği
E) Kayısı
Yanıt: A
(KPSS - 2009)
Türkiye’de aşağıdakilerden hangisinin ormana verdiği zararın diğerlerinden daha az olduğu söylenebilir?
A) Tarım alanı açma
B) Keçi otlatma
C) Yangınlar
D) Heyelan
E) Kaçak kesim
Yanıt: D
(KPSS - 2009)
I. Afyonkarahisar – Et ve süt ürünleri
II. Kırıkkale – Petrokimya
III. Zonguldak – Orman ürünleri
IV. İstanbul – Pamuklu dokuma
Yukarıdaki illerden hangileri, birlikte verilen endüstri kolu için gerekli ham madde bakımından zengindir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
Yanıt: B
(KPSS - 2009)
Türkiye’nin ekonomik etkinliklerine ait aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?
A) Elektrik enerjisinin büyük bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilir.
B) Kırsal kesimde en yaygın hayvancılık etkinliği arıcılık ve balıkçılıktır.
C) Tarım sektörünün millî gelirdeki payı diğer sektörlerden fazladır.
D) Dış ticarette ilk sırada yer alan ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir.
E) Gıda endüstrisinde ham maddenin büyük bir kısmı ülke içinden karşılanmaktadır.
Yanıt: E
(KPSS - 2010)
Türkiye’de bir yıla ait buğday ve arpa üretim miktarları ile ekim alanlarının illere göre dağılışımı gösteren bir grafikten yararlanılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Buğdaydan en yüksek verimin hangi ilden alındığına
B) Türkiye’nin yıllık toplam arpa üretimine
C) Buğday üretimi için hangi illerin daha uygun iklim koşullarına sahip olduğuna
D) Buğday ve arpanın hangisinden daha yüksek verim alındığına
E) Arpa üretim miktarının en fazla olduğu ile
Yanıt: C
51
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
(KPSS - 2010)
Bir yerde endüstrinin gelişebilmesi, ham maddenin varlığı, enerji kaynaklarına yakınlık, iş gücü temininin kolaylığı,
ulaşımın kolaylığı, üretim araçları ve ham maddenin getirilmesinin kolaylığı gibi etmenlere bağlıdır.
Buna göre, aşağıdakilerin hangisinde verilen yerdeki endüstri kolu diğerlerinden farklı bir etmene bağlı olarak
gelişmiştir?
A) Adana ve çevresinde dokuma endüstrisi
B) Edremit-Ayvalık ve çevresinde sıvı yağ endüstrisi
C) Çanakkale’de konserve balık endüstrisi
D) Seydişehir’de alüminyum endüstrisi
E) Bursa ve çevresinde otomotiv endüstrisi
Yanıt: E
(KPSS - 2011)
Ege Bölgesi’nin elektrik üretimi göz önüne alındığında;
I. Akarsu,
II. Linyit,
III. Rüzgar
IV. Jeotermal
enerji kaynaklarından hangilerinin payı daha fazladır?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
Yanıt: A
(KPSS - 2011)
Türkiye’de, 1990 yılında tarımsal ürünlerin dış satımından yaklaşık 2,4 milyar Amerikan doları gelir elde edilmiş ve bu
değer toplam dış satımın % 18,1’ini oluşturmuştur. 2007 yılında ise yaklaşık 11,4 milyar Amerikan dolarlık tarımsal ürün
dış satımının, toplam dış satımdaki payı % 10,7 olmuştur.
Buna göre, 1990-2007 yılları arasında Türkiye ekonomisiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Dış satımda madenlerin ve endüstri ürünlerinin payı artmıştır.
B) Türkiye’nin tarımsal ürünlerine olan talep azalmıştır.
C) Dış ticaret açığı azalmıştır.
D) Tarımda modern tekniklerin uygulanması yaygınlaşmıştır.
E) Ulusal gelir yükselmiştir.
Yanıt: A
(KPSS - 2011)
Türkiye’de tarımda makineleşme ne kadar yaygınlaşırsa yaygınlaşsın yine de bazı ürünlerin yetiştirilmesinde insan
emeğine duyulan yoğun gereksinim devam edecektir.
Bu yargının doğruluğunu kanıtlamak için öncelikle;
I. Çeltik,
II. Buğday,
III. Çay,
IV. Mısır,
ürünlerinden hangilerinin yetiştirilme koşulları örnek gösterilebilir?
A) I ve II
B) I ve III
C) I ve IV
D) II ve III
E) III ve IV
Yanıt: A
52
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
6. Bölüm. TÜRKĠYE’NĠN COĞRAFĠ BÖLGELERĠ
TÜRKĠYE'NĠN COĞRAFĠ BÖLGELERĠ
Türkiye’nin bölgelerini incelerken öncelikle bazı
Türkiye'miz çok geniş bir ülkedir. Yurdumuzun
kavramların bilinmesi gerekir. Bunlar coğrafi bölge,
doğal yapısı, iklim özellikleri her yerde aynı değildir.
coğrafi bölüm ve yöredir.
Bazı yerler dağlık, bazı yerler düzlüktür. Bazı
yerler deniz kenarı, bazı yerler denizden uzaktır.
Coğrafi Bölge: Taşıdığı belirli coğrafi özellikleri
Bazı yerler çok yağışlı, bazı yerler kuraktır. İşte
ile çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gös-
yurdumuz yeryüzü şekilleri, iklim özellikleri ve yeti-
teren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin
şen ürünlere göre "Yedi Coğrafya Bölgesi"ne ayrıl-
sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve
mıştır.
ekonomik özellikler temel alınır.
Ülkemiz 1941 yılında toplanan Birinci Coğrafya
Coğrafi Bölüm: Bir coğrafi bölge içinde doğal
Kongresi’nde 7 coğrafi bölgeye ve 21 bölüme ayrıl-
koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından
mıştır.
farklılık gösteren küçük birimlerdir.
Yöre: Bölüm içerisinde farklı özelliklere sahip,
bölümden daha küçük birimlerdir. Iğdır Yöresi,
Göller Yöresi, Menteşe Yöresi gibi.
53
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
KARADENĠZ BÖLGESĠ
Kıyı bölgesinde Kızılırmak ve Yeşilırmak deltalarının meydana getirdiği geniş ovalar ve bunların
hemen gerisinde 3500 m'yi aşan yüksekliğe sahip
Rize Dağları bulunur. Bu dağların en yüksek noktası Kaçkar Tepesi 3932 m yüksekliktedir. Bu dağlar Kop ve Zigana geçitleriyle aşılır. Doğu Karadeniz bölümünün diğer iki dağı Akdağ ve Mescit Dağıdır. Orta Karadeniz bölümündeyse Giresun Dağları’nın batısında yer alan Canik Dağları bulunur.
En büyük bölgelerimizden biri olan Karadeniz
Küre ve Köroğlu Dağları’nın yer aldığı batı bölü-
Bölgesi, ülkenin yaklaşık altıda birini teşkil eder.
münde iyice alçalan sıradağlar Kızılırmak Vadisin-
Doğuda Ermenistan ve Gürcistan sınırı, batıda
den sonra tekrar yükselir ve Ilgaz Dağı’nda bu
Adapazarı Ovası ve Bilecik dolayları, kuzeyde
yükseklik yaklaşık 2550 m'yi bulur.
Karadeniz ve güneyde Çoruh ve Kelkit vadilerini
Ancak yer şekilleri, iklim, tarım, yerleşme ve eko-
güney-den çeviren dağlarla çevrilidir.
nomik etkinliklere bağlı olarak 3 bölüme ayrılmıştır.
Batı, Orta ve Doğu Karadeniz alt bölümlerinden
Bunlar Batı, Orta ve Doğu Karadeniz’dir. Bölge adı-
meydana gelir. Bu bölgede dağlar, doğuya doğru
nı komşu olduğu Karadeniz’den almıştır. Bölgenin
gittikçe yükselir ve kıyıya paralel birkaç sıra halin-
tümü doğal, ekonomik ve beşeri özellikler bakımın-
de uzanır.
dan benzer özellikler gösterir.
YER ġEKĠLLERĠ, ĠKLĠM VE BĠTKĠ ÖRTÜSÜ
Batı Karadeniz’de birbirine paralel üç sıra halinde uzanan dağlar, Orta Karadeniz’de kıyıdan
uzaklaşıp, tek sıra halinde uzanıken, ortalama yükselti azalır. Doğu Karadeniz’de ise dağlar
Dağlar
iki sıra halinde uzanır. Bölgenin en yüksek dağları bu bölümdedir. Dağ sıraları arasında batı-doğu yönlü uzanan çöküntü ovaları ile Çoruh-Kelkit, Gökırmak ve Devres vadileri yer alır.
YERġEKĠLLERĠ
Başlıca dağları; Kaçkar Dağı, Üçdonuk Dağı, Bulut Dağı, Mescit Dağı, Karagöl Dağı,
Çakırgöl Dağı, Kılıçlar Dağı, Kop Dağı’dır.
Bölgenin en geniş kıyı ovaları ÇarĢamba ve Bafra delta ovalarıdır. İç kesimlerde Suluova,
Ovalar
TaĢova, Turhal, Merzifon, Tosya, Boyabat gibi çöküntü ovaları yer alır. Bu çöküntü
ovaları Türkiye’nin en aktif deprem bölgeleridir.
Yenice, Bartın, Kızılırmak, YeĢilırmak ve Çoruh, Sakary bölgenin önemli akarsularıdır.
Akarsular
Yatak eğimleri fazla, rejimleri düzensiz akarsulardır. Kar erimelerine bağlı olarak ilkbahar
aylarında akım yüksektir.
Bölgede buzul gölleri ve heyelan set gölleri fazladır. Özellikle Doğu Karadeniz Dağları’nda
Göller
buzul etkisiyle oluşmuş buzul gölleri yaygındır. Sera (Uzungöl), Tortum, Borabay, Abant
ve Yedigöller başlıca heyelan set gölleridir. Diğer önemli gölleri; Balık Lagünü, Semenlik
Lagünü ve Melen Gölü’dür. Ayrıca bölgede çok sayıda baraj gölü bulunmaktadır.
Bölgenin kıyı şeridinde her mevsim yağışlı, yazları serin, kışları ılık geçen Karadeniz iklimi
ĠKLĠM
etkilidir. Bu iklimin etkileri Orta Karadeniz’de yer şekillerine bağlı olarak iç kesimlere kadar
ulaşır. Batı ve Doğu Karadeniz’in iç kesimlerinde iklim karasallaşır, yağış miktarı azalır.
DOĞAL BĠTKĠ
ÖRTÜSÜ
İklim koşullarının orman yetişmesine uygun olduğu Karadeniz Bölgesi’nde özellikle denize
dönük dağ yamaçlarında sık orman görülür. Ormanlar deniz seviyesinden başlar ve 2200
metrelere kadar ulaşır.
54
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
BEġERĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ
Bölge, nüfus sayısı bakımından 3. sırada yer alır. Nüfusun büyük bölümü Doğu KaraNÜFUS VE
YERLEġME
deniz kıyıları, Orta Karadeniz’deki ovalar ve Batı Karadeniz’de Zonguldak Yöresi’nde
toplanmıştır. Bölgede iklimin nemli olması ve tarımsal koşullar, kırsal nüfusun
fazlalığına yol açmıştır. Arazinin engebeli olması, su kaynaklarının bolluğu dağınık
yerleşmeyi yaygınlaştırmıştır. Konut tipi olarak ahşap evler yaygındır.
Ülke
Karadeniz Bölgesi ekonomik gelişmişlik açısından 5. sırada yer alır. Çay, fındık, ke-
Ekonomisine
nevir, pirinç, mısır, tütün, deniz ürünleri, taşkömürü, bakır üretimi ile ekonomiye katkı
Katkısı
sağlar.
Bölge ikliminin nemli olması, kıyıda yaz mevsiminin yağışlı geçmesi, buğday, arpa gibi
tahıl tarımını engellemiştir. Bol neme gereksinim duyan tarım ürünlerini yaygınlaştır-
Tarım
mıştır. Tarım arazileri parçalı ve dar olup, genellikle eğimli arazilerdir. Bu durum tarımda makine kullanımını engellemiştir. Doğu Karadeniz kıyılarında bahçe tarımı yaygındır. Başlıca tarım ürünleri; Mısır, fındık, tütün, çay, pirinç, Ģekerpancarı, keten-
EKONOMĠK ÖZELLĠKLER
kenevir, elma, erik, üzüm ve kestanedir.
Gür otlaklar ve nemli iklimi büyükbaş hayvancılığı yaygınlaştırmıştır. Batı ve Orta KaraHayvancılık
deniz iç kesimlerinde tiftik keçisi yetiştirilir. Balıkçılık önemli geçim kaynağıdır. Bolu
Yöre’sinde arıcılık ve kümes hayvancılığı yaygındır.
Ormanların geniş yer kaplaması, ormancılığı önemli bir geçim kaynağına dönüştür-
Ormancılık
müştür. Batı ve Doğu Karadeniz’de kereste, tomruk, parke ve kağıt fabrikaları bulunur.
Madenler: Doğu Karadeniz’de Artvin ve Murgul (Göktaş), Batı Karadeniz’de, Kastamonu-Küre’de bakır çıkartılır. Bölgede çıkarılan bakır, Samsun Bakır Fabrikasında işlenir.
Enerji Kaynakları: Zonguldak havzasında taĢkömürü çıkartılır. Türkiye üretiminin
Maden ve
tamamını burası karşılar. Demir-çelik endüstrisinde enerji kaynağı olarak kullanılır.
Enerji
Taşkömürü tozundan Çatalağzı termik santralinde elektrik üretilir. Bolu, Çorum,
Kaynakları
Amasya ve Havza’da linyit yatakları işletilmektedir.
Enerji Üretim Tesisleri: Kızılırmak üzerinde Altınkaya, Yeşilırmak üzerinde Almus,
Hasan ve Suat Uğurlu hidroelektrik santralleri kuruludur. Hopa’da petrolle çalışan
termik santral yer alır.
Endüstri Batı Karadeniz Bölümü’nde gelişmiştir. Zonguldak Havzası Türkiye’nin ağır
sanayi bölgesidir. Başlıca endüstri tesisleri şunlardır:
Endüstri
ġeker: Kastamonu, Turhal (Tokat), Suluova (Amasya), Çorum, Çarşamba (Samsun),
Çay: Rize ve çevresi, Demir-çelik: Ereğli (Zonguldak) ve Karabük, Kağıt: Çaycuma
(Zonguldak), Taşköprü (Zonguldak), Aksu (Giresun), Kereste: Bolu, Düzce, Bartın,
Ayancık,
Yer şekilleri nedeniyle Orta Karadeniz Bölümü dışında bölgede ulaşım zordur. Samsun
Turizm
ve Zonguldak dışında demiryolu ile ard bölgesine bağlı olan liman yoktur. Samsun ve
Trabzon bölgenin gelişmiş liman kentleridir. Trabzon Limanı, Zigana ve Kop geçitleri ile
bölge içine ve oradan da komşu ülkelere bağlanmıştır.
Bölgede gerek tarihi kalıntılar gerekse doğal güzellikler turizm için önemli potansiyel
oluşturmaktadır. Bölge iklimi deniz turizminin gelişmesini engellemiştir. Batı Karade-
ULAġIM
niz’de Amasya ve Sinop’ta deniz turizmi gelişmeye başlamıştır. Özellikle Kaçkar
Dağları’ndaki buzul gölleri, değişik bitki türleri bölgenin deniz turizmindeki açığını
kapatacak derecede ilgi görmektedir.
Bolu Aladağlar ve Abant çevresi kış sporlarının yapıldığı önemli merkezlerdir.
55
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
MARMARA BÖLGESĠ
Türkiye'nin kuzeybatısında yer alır. Türkiyenin nüfus yoğunluğu en fazla olan bölgesidir.
Bölge ekonomik olarak, en gelişmiş bölge
özelliğini taşır.
Marmara bölgesi Trakya topraklarıyla Anadolu topraklarının kuzeybatı kısmını ihtiva
eder. Bölgenin doğusunda yüksek Anadolu
Yaylası ve güneyinde de Kazdağı ve çevresi
bulunur.
Ülkenin en küçük bölgesi olup, toplam yüzölçümün % 8'ine sahiptir. Marmara bölgesi
Istranca (Yıldız) Dağları, Ergene, Güney Marmara ve Çatalca-Kocaeli olmak üzere dört alt
bölümden meydana gelir. Bölgenin başlıca
dağlarından Samanlı, Biga Dağları, Mudanya Tepeleri, Uludağ ve Kazdağı Anadolu toprakları üze-
sektir. Bu kesimdeki Mayadağı’nın yüksekliği yak-
rindedir.
laşık 1030 m'yi bulur. En önemli havza ve ovalar
ise; Ergene Havzası, Adapazarı, Pamukova ve
Yıldız, Koru, Mayadağ ve Tekirdağ'ın bulunduğu
İnegöl ovalarıdır.
Trakya topraklarının ortası çukur ve kenarları yük-
YER ġEKĠLLERĠ, ĠKLĠM VE BĠTKĠ ÖRTÜSÜ
Yer şekilleri bakımından sade görünümlü olan bölge, bölgeler arasında ortalama yüksekliği
YERġEKĠLLERĠ
Dağlar
en az olandır. Samanlı, Yıldız, Koru, Ganos ve Biga Dağları bölgedeki başlıca dağ sıralarıdır. En yüksek dağ kütlesi Uludağ’dır. Bölgenin önemli dağları; Domaniç Dağı, Kaz Dağı, Mahya Dağı, Ganos Dağı, Kesetepe Dağı, IĢıklar Dağı, Çene Dağı, Aydos Dağı’dır.
Ovalar
Ergene, Adapazarı, YeniĢehir, Karacabey, Ġnegöl ve Balıkesir ovaları bölgenin önemli
ve
ovalarıdır. Bölgede aşınmış tepelikler, dalgalı araziler, geniş yer tutar. Çatalca, Kocaeli,
Platolar
Biga ve Gelibolu platoları yer alır.
Akarsular
Göller
Meriç, Sakarya ve Susurluk bölgenin en önemli akarsularıdır.
Bunlardan başka bölgede Nilüfer, Kirmasti, Biga ve Gönen Çayları da vardır.
Bölgenin başlıca gölleri; Ġznik, Manyas, Ulubat, Sapanca, Terkos, Küçükçekmece ve
Büyükçekmece gölleridir.
Bölge, Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi ve karasal iklim arasında geçiş alanıdır. Ergene
Bölümü dışında, bölgede bozulmuş Akdeniz iklimi görülür. Karadeniz ikliminin ve enlemin
etkisine bağlı olarak yaz kuraklığı Akdeniz Bölgesi’ne göre daha azdır. Kışın kar yağışı
ĠKLĠM
olağandır. Ergene Bölümü’nde ise karasal iklim özellikleri görülür. Bölgenin kış mevsiminde
en soğuk bölümü burasıdır.
Marmara Bölgesi’nde çeĢitli iklim tiplerinin görülmesi, bitki örtüsünün ve tarım ürünlerinin çeĢitlenmesine yol açmıĢtır.
Marmara kıyılarında 250-300 m yükseltiye kadar maki görülür. Karadeniz kıyıları ile
DOĞAL BĠTKĠ
Uludağ’da ormanlar yer alır. Yıldız Dağları Bölümü ise ormanların en geniş alan kapladığı
ÖRTÜSÜ
yerdir. Orman bakımından 4. sırada yer alan bölgede iç kesimlere doğru gidildikçe antropojen bozkırlar görülür.
56
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
BEġERĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ
NÜFUS VE
YERLEġME
Ülke
Ekonomisine Katkısı
EKONOMĠK ÖZELLĠKLER
Tarım
Hayvancılık
Ormancılık
Maden ve
Enerji
Kaynakları
Endüstri
Turizm
ULAġIM
Marmara en kalabalık bölgedir ve nüfus yoğunluğu bakımından ilk sırada yer alır.
Nüfuslanması, çok göç almasının bir sonucudur. Buna bağlı olarak kentleşme oranı en
yüksek olan bölgedir. Çatalca-Kocaeli Bölümü ile Bursa Yöresi yoğun nüfuslanmıştır.
Yıldız Dağları Bölümü, Biga ve Gelibolu Yarımadası bölgenin en tenha yerleridir.
Marmara Bölgesi endüstri ve ticaret sektörünün yoğunlaştığı Türkiye’nin en gelişmiş
bölgesidir. Ayçiçeği, sebze, zeytin, buğday, deniz ürünleri, ipek böcekçiliği, endüstri
ürünleri, turizm, başlıca gelir kaynaklarını oluşturur.
Bölgenin fazla engebeli olmaması nedeniyle, yüzölçümüne göre ekli-dikili arazinin en
geniş alan kapladığı bölgedir. Tarımsal ürün çeşitliliğinin en fazla olduğu bölge
olmasında yükselti azlığı ve çeşitli iklimlerin geçiş alanında bulunması etkili olmuştur.
Modern tarım yöntemleri kullanıldığından, elde edilen verim yüksektir. Ancak tüketici
nüfus fazlalığı nedeniyle tarım ürünleri bölge gereksinimini karşılayamaz.
Buğday, ayçiçeği, Ģekerpancarı, mısır, pirinç, Ģerbetçiotu, dut, zeytin, Ģeftali, kiraz, çilek, kestane, üzüm, domates, patates, sarımsak, soğan, patlıcan, kabak ve
biber bölgenin önemli tarımsal ürünleridir.
Makineli tarım nedeniyle otlak alanları daraldığından besi hayvancılığı ve mandıracılık
gelişmiştir. Büyük kentler çevresinde kümes hayvancılığı yaygındır. Bursa Yöresi’nde
ipek böceği ve merinos koyunu yetiştirilir. Boğazlar ve Marmara’da balıkçılık yapılır.
Yıldız Dağları’nın kuzeye bakan yamaçlarında, Samanlı Dağları üzerinde ve Uludağ
çevresinde verimli ormanlar bulunur. Özellikle Karadeniz kıyılarındaki meşe ormanlarından yakacak odun üretiminde yararlanılır.
Yıldız Dağları Bölümü’ndeki ormanlardan odun kömürü ve kereste üretimi yapılır. Güney
Marmara Bölümü’ndeki ormanlar ise üretime en elverişli ormanlar arasındadır.
Madenler: Maden ve enerji üretiminde Türkiye ekonomisine katkısı azdır. En önemli
yeraltı zenginliği Susurluk, Bigadiç ve Mustafa Kemal Paşa Havzasında çıkarılan bor
mineralleridir.
Enerji Kaynakları: Trakya (Saray, Harmanlı), Çan ve Bilecik’te linyit yatakları bulunmaktadır. Trakya Hamitabat ve Marmara Ereğlisi’nde doğal gaz çıkarılır.
Enerji Üretim Tesisleri: Enerji üretiminin en az, tüketiminin ise en çok olduğu bölgedir.
Hamitabattaki doğalgaz çevrim tirübünü ile Orhaneli’de linyitle çalışan termik santral
başlıca üretim tesisleridir.
Başlıca endüstri tesisleri şunlardır: ġeker: Alpulu, Susurluk, Adapazarı, Konserve:
Bursa, Çanakkale, Bitkisel Yağ: Trakya’da yoğunlaşır, Ġçki-Sigara: Tekirdağ, İstanbul,
Ġlaç: İstanbul, Dokuma: Bursa, İstanbul, Seramik: İstanbul, Çanakkale, Bilecik,
Elektrikli Ev EĢyaları: İstanbul, İzmit, Kâğıt: İzmit, Balıkesir, Cam: Kırklareli, İstanbul,
Petrol Rafinerisi: İzmit (İpraş), Petro-kimya: İzmit, Otomotiv: Bursa, İstanbul, İzmit,
Adapazarı, Traktör-Vagon: Adapazarı, Gemi Yapımı: İstanbul, Gölcük.
Marmara Bölgesi doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi ve kültürel zenginliğiyle de turizmde önemli bir paya sahiptir. Türkiye turizm gelirinin % 50’sini bu bölge sağlamaktadır. İstanbul ve Bursa bölgenin iki önemli turizm merkezidir. Ayrıca Edirne, İznik,
Çanakkale ve Gelibolu tarihi turizmin geliştiği yerlerdir. Özellikle Bursa ve Gönen
çevresinde kaplıca turizmi gelişmiştir. Güney Marmara Bölümü’ndeki Kuş Cenneti ve
Uludağ milli parkları da bölge turizmine önemli katkıda bulunmaktadır.
Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan en kısa kara ve demiryolları bu bölgeden
geçer. Yer şekillerinin sade olması ve yükseltinin azlığı ulaşımı kolaylaştırmıştır.
Yıldız Dağları Bölümü ile Biga Yöresi’nde arazinin engebeli olması nedeniyle ulaşım
gelişmemiştir.İstanbul, kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşımının kesiştiği noktada yer
alır. Bursa ve Edirne de önemli yolların geçtiği diğer merkezlerdir. Bandırma, Kocaeli
(İzmit) ve Tekirdağ ise diğer önemli liman kentleridir.
57
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
EGE BÖLGESĠ
Türkiye'nin batısında yer alan Ege Bölgesi,
kuzeyde Edremit Körfezi kıyılarından güneyde Köyceğiz'e kadar uzanır. Bu bölgemizin
Ege Denizi kıyıları çok girintili çıkıntılıdır.
Ülkenin yaklaşık olarak onda bir yüzölçümüne sahiptir.
Ege Bölgesi, Asıl Ege ve İç Batı Anadolu alt
bölümlerinden meydana gelir. Bu bölgenin
genellikle denize doğru dik inen dağları arasında, doğu-batı doğrultusunda oluk şeklinde
ovalar bulunur. Asıl Ege bölümünde yer alan
bu geniş çöküntü ovalarının etrafını doğubatı
doğrultusunda uzanan orta yükseklikteki Kazdağı, Kozak, Bozdağlar ve Aydın Dağları çeortalama
Ege Bölgesi, yer şekilleri, iklim ve bunun etkisine
yüksekliği 1000 m dolayındadır. Bu yaylaların
bağlı olarak beşeri ve ekonomik yönden farklı olan
üzerlerinde Murad Dağı, Eğrigöz Dağı ve Emir
iki bölüme ayrılmıştır. Bunlar; 1. Ege Bölümü ve 2.
Dağı gibi 2000 m'yi aşan engebeler bulunur.
İç Batı Anadolu Bölümüdür.
virir.
İç
Batı
Anadolu
bölümünün
YER ġEKĠLLERĠ, ĠKLĠM VE BĠTKĠ ÖRTÜSÜ
YERġEKĠLLERĠ
Dağlar
Ovalar
ve
Platolar
Bölgenin batısında, Ege Denizi’ne dik uzanan, doğu-batı yönlü dağlar ile bu dağlar arasındaki çöküntü ovaları yer alır.
Kuzeyden güneye doğru sıralanan Kaz Dağı, Mardan Dağı, Yunt Dağı, Bozdağlar ve Aydın
Dağları kırılma sonucu oluşan horstlardır. Manisa’nın Kula ilçesi yakınlarında genç volkan
konileri yer alır. Bölgede yer alan diğer önemlir dağlar; Honaz Dağı, Akdağ, Murad Dağı,
Baba Dağı, Sandıras Dağı, ġaphane Dağı, Eğrigöz Dağı, Simav Dağı
Doğu–batı yönlü uzanan dağ sıraları arasında yer alan Edremit, Bakırçay, Gediz, Küçük
Menderes ve Büyük Menderes ovaları kırılma sonucu oluşan grabenlerdir. Ege Bölümü’nde
yüksekliği 250 metreden daha az olan çöküntü ovaları yer alır ve iç kesimlere doğru uzanır.
Bölgenin en güneyindeki Menteşe Yöresi’nde ise karstik ovalar yaygındır.
Bölgedeki platolar Ege grabenlerinin doğusunda, İç Batı Anadolu Bölümü’ndeki yüksek
düzlüklerdir. Kıyı Ege ovalarının bittiği yerde, plato görünümündeki İç Batı Anadolu eşiği
başlar.
Akarsular
Bölgenin akarsuları Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes’tir. Hepsi Ege
Denizi’ne dökülür. Akarsuların yatak eğimi az olduğu için hidroelektrik potansiyelleri de azdır.
Göller
Göl bakımından fakir olan Ege Bölgesi’nde Bafa (Çamiçi) ve Marmara gölleri yer alır. Bu
göller alüvyal set gölleridir. Suları tatlıdır.
ĠKLĠM
Kıyı kesimindeki Asıl Ege Bölümü’nde Akdeniz iklimi özellikleri görülür. Kıyı kesiminde kışlar
oldukça ılımandır. Yaz mevsimi kıyı ovalarında oldukça sıcak ve kurak geçer.
İç Batı Anadolu Bölümü’nde ise Akdeniz ikliminden karasal iklime geçiş özelliği görülür.
Sıcaklık farkları artar. İç Batı Anadolu’da kış mevsimi kıyı kesime göre daha soğuktur. Yaz
mevsimi ise kıyı kesime göre daha sıcaktır. İç Batı Anadolu’da kıyı kesimine göre azalan
yağışlar, ilkbahar mevsimine doğru kayar. Yaz kuraklığı kıyı kesimden daha azdır.
DOĞAL
BĠTKĠ
ÖRTÜSÜ
Ege Bölümü’nde 500-600 metrelere kadar makiler, daha yükseklerde iğne yapraklı
ağaçlardan oluşan ormanlar yer alır. İç Batı Anadolu Bölümü’nde çalılık ve ormanlarla, İç
Anadolu’ya doğru bozkırlar görülür.
58
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
BEġERĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ
NÜFUS VE
YERLEġME
Ülke
Ekonomisine Katkısı
Tarım
EKONOMĠK ÖZELLĠKLER
Hayvancılık
Ormancılık
Maden ve
Enerji
Kaynakları
Endüstri
Turizm
ULAġIM
Nüfus sayısı bakımından 4., nüfus yoğunluğu bakımından 2. sıradadır. Nüfusun dağılışı
düzenli değildir. Kıyı kesimindeki ovalar sık nüfuslu, iç kesimler ise oldukça tenhadır. Ege
Bölümü’nde kentleşme oranı yüksek, göçler nedeniyle nüfus artışı fazladır. Ayrıca bu
bölümde yer alan turizm merkezlerinde yaz mevsiminde nüfus artar.
Ege Bölgesi sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından Marmara Bölgesi’nden sonra 2.
sırada yer alır. İncir, pamuk, tütün, üzüm, zeytin, haşhaş, linyit, endüstri ürünleri, turizm
başlıca ekonomik kaynaklarıdır.
Kıyı kesimindeki Ege Bölümü’nde verimli tarım topraklarının bulunması ve Akdeniz
ikliminin etkisi nedeniyle, ekonomik değeri yüksek olan ihraç ürünleri yetiştirilir.
Bu bölümde tarımda makine kullanımı yaygındır. Tarımsal nüfus yoğunluğu fazla olan bu
bölümde seracılık gelişmiştir. İç Batı Anadolu Bölümü’nde iklimin karasallaşması ve
sulamanın yaygın olmaması, tarımsal ürün çeşitliliğini azaltır.
Tütün, zeytin, üzüm, incir, pamuk, turunçgiller, pirinç, meyve ve sebze, haĢhaĢ,
tahıllar, Ģekerpancarı, ayçiçeği ve baklagiller en önemli tarım ürünleridir.
Bölgede hayvan otlatmaya elverişli alanlar pek fazla değildir. Otlaklar daha çok İç Batı
Anadolu’da görülür. Bölgenin kıyı kesiminde besi hayvancılığı, İç Batı Anadolu Bölümü’nde dağlıç ve sakız ırkı, İç Batı Anadolu platolarında karaman ırkı koyun yetiştirilir.
Özellikle maki alanlarında kıl keçisi yetiştiriciliği önem taşır.
Menteşe Yöresi’nde arıcılık gelişmiştir. Kümes hayvancılığı son yıllarda gelişme
göstermiştir. Ayrıca doğal balıkçılığın yanı sıra kültür balıkçılığı da yapılır.
Türkiye ormanları’nın %19’u Ege Bölgesi’nde yer alır. Ormanlar Asıl Ege Bölümü’nde
yoğunlaşır. Menteşe Yöresi, Aydın Dağları, Bozdağlar ve Kaz Dağı orman bakımından
en zengin alanlardır. Menteşe Yöresi’nde sığla yağı üretimi yapılır. Günlük ağacı ve
meyan kökü de bölgedeki diğer önemli orman ürünleridir.
Madenler: Krom üretiminde ikinci sırayı alan bölgede, Köyceğiz, Marmaris, Emet’te
krom çıkarılır. Menteşe Yöresi’nde zımpara taĢı, Afyon’da mermer, Eymir, Ayazmand ve
Torbalı’da demir, Kütahya-Emet’te bor minerali çıkartılır. Ayrıca İzmir Çamaltı tuzlasında tuz üretilir.
Enerji Kaynakları: Linyit üretiminin %90’ı Ege Bölgesi’nden sağlanır. Çıkarıldığı yerler;
Muğla-Yatağan, Manisa-Soma, Kütahya’da Tavşanlı, Tunçbilek, Seyitömer ve Değirmisaz’dır. Linyitin önemli bir bölümü termik santrallerde yakılarak elektrik enerjisi üretilir.
Enerji Üretim Tesisleri: Termik santrallerin en çok olduğu bölgedir. Bu santraller;
Manisa-Soma, Muğla-Yatağan ve Gökova ile Kütahya-Seyitömer ve Tunçbilek’te kuruludur. Termik enerjinin yanı sıra hidroelektrik enerjisi üretimi de yapılır. Demirköprü
(Gediz), Kemer ve Adı-güzel (Büyük Menderes) barajları bu bölgededir.
Denizli-Sarayköy’de jeotermal santral kuruludur.
Başlıca endüstri tesisleri şunlardır; Besin, Sıvı Yağ: İzmir, Ayvalık, Edremit, ġeker:
Uşak, Afyon, Kütahya, Sigara ve Ġçki: İzmir, Petrol Arıtma ve Petro Kimya: İzmir-Aliağa, Seramik, Çini, Porselen: Kütahya, Uşak, İzmir, Pamuklu Dokuma: İzmir, Aydın,
Nazilli, Söke, Bergama, Denizli ve Uşak, Otomotiv: İzmir, Tarım Makineleri: Manisa,
Aydın, Kağıt: Afyon (Çay), Azot–Gübre: Kütahya
Ege Bölgesi’nde özellikle kıyı kesimler tarihi ve doğal güzellikleriyle turizmin çok geliştiği
yerlerdir. Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Çeşme, Didim, Foça deniz turizminin geliştiği
merkezlerdir. Denizli-Pamukkale’deki travertenler, kaplıcalar, Selçuk-Efes’te Meryem
Ana Kilisesi ve antik kent, Bergama, Sard, Didim, Milet, Afrodisyas anitk kentleri, Afyon
ve Kütahya kaplıcaları bölgenin diğer turizm zenginlikleridir.
Doğu-batı yönlü uzanan dağlar ve arasındaki ovalar, kıyı kesimle iç kesimi birbirine
bağlayan yolların yapımını kolaylaştırmıştır. İzmir limanı ard bölgesine kara ve demiryollarıyla bağlanmıştır. Türkiye’nin en önemli ihraç limanıdır.
59
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
AKDENĠZ BÖLGESĠ
Akdeniz Bölgesi, Akdeniz kıyılarını
ve bu kıyıların gerisinde birdenbire
yükselen Batı ve Orta Toros Dağları ile
Amanos Dağlarını içine alır.
Batısında Ege Bölgesi, kuzeyinde İç
Anadolu düzlükleri ve doğusunda Güneydoğu Anadolu yaylaları ile Doğu
Anadolu Dağları yer alır. Yüzölçümü,
toplam yüzölçümün %15'ini meydana
Bölge adını komşu olduğu Akdeniz’den alır. Böl-
getirir.
Bu bölge Türkiye' nin en çok engebeli alanların-
ge, yer şekilleri ve bun bağlı olarak ekonomik
dan biri olup, büyük bir kısmı dağlar ve yüksek
özelliklerin farklılığı nedeniyle iki bölüme ayrılmıştır.
yaylalarla kaplıdır.
Bunlar Antalya ve Adana Bölümü’dür.
YERġEKĠLLERĠ
YER ġEKĠLLERĠ, ĠKLĠM VE BĠTKĠ ÖRTÜSÜ
Dağlar
Bölgenin çatısını oluşturan Toros Dağları, Alp kıvrım kuşağının ülkemizdeki uzantısıdır. Teke
Yarımadası’ndan itibaren başlayan Toroslar Batı, Orta ve Güneydoğu Toros Dağları adını
alarak Anadolu’nun güneyinde uzanır. Bölgenin doğusunda yükseltisi 3500 metreyi aşan
dağlar burada kıyıdan uzaklaşır. İskenderun körfezinin doğusunda yer alan Amanos Dağları
kırılma ile oluşmuş horstlardır. Bölgenin başlıca dağları; Hasan Dağı, Demirkazık Tepesi,
Medetsiz Dağı, Akdağ (Bey Dağları), Bey Dağı, Berit Dağı, Dedegül Dağı, Geyik Dağı,
IĢık Dağı, Davras Dağı, Sultan Dağı ve Ahir Dağı’dır.
Ovalar
ve
Platolar
Adana Bölümü’ndeki Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin oluşturduğu Çukurova ile Göksu’nun
oluşturduğu Silifke Ovası bölgedeki delta ovalarıdır. Bu bölümde yer alan Amik ve Maraş
ovaları ise çöküntü ovalarıdır. Antalya Bölümü’nde yer alan Acıpayam, Tefenni, Elmalı ve
Göller Yöresi ovaları karstik oluşumlu polyelerdir.
Batı ve Orta Toroslar arasında, Göksu Irmağı ve kollarınca parçalanmış Taşeli Platosu yer
alır. Teke Yarımadası ve Taşeli Platosu karstik oluşumların en sık görüldüğü alanlardır.
Akarsular
Antalya Bölümü’nde Dalaman, Aksu, Köprüçayı ve Manavgat çayları, Adana Bölümü’nde ise
Göksu, Seyhan, Ceyhan ve Asi ırmakları Akdeniz’e dökülen önemli akarsulardır. Akarsuların
rejimleri düzensizdir. En çok suyu kış aylarında taşıyan akarsuların, yaz aylarında yağış
azalması ve sıcaklık nedeniyle suları çekilir.
Seyhan, Ceyhan, Göksu, Asi ve Aksu, bölgenin en önemli akarsularıdır.
Göller
ĠKLĠM
DOĞAL
BĠTKĠ
ÖRTÜSÜ
Göl oluşumları bakımından zengin olan bölgenin önemli gölleri Antalya Bölümü’ndedir. Dağlar
arasındaki çukurluklarda, tektonik oluşumlu BeyĢehir, Eğirdir, Burdur, Acıgöl, Suğla Gölü
gibi büyük göller yer alır. Buraya Göller Yöresi denir.
Teke Yarımadası’ndaki Kovada, Salda, YarıĢlı, Elmalı ve Ketsel karstik oluşumlu küçük
göllerdir. Köyceğiz Gölü alüvyal set gölüdür.
Kıyı kesiminde Akdeniz iklimi görülür. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı 750-1000 mm kadardır. Toroslar’ın İç Anadolu’dan gelen soğuk hava
kütlelerini engellemesi, enlem ve denizellik özelliği nedeniyle kış mevsiminin en ılıman geçtiği
bölgedir. Antalya Bölümü’ndeki Göller Yöresi’nde iklim değişir ve karasala dönüşür. Bu
bölümde yağışlar azalıp, sıcaklık farkları artar.
Doğal bitki örtüsü Akdeniz iklimine ve yaz kuraklığına uyumlu makidir. Kıyıdan itibaren maki
topluluğu içinde zeytin, mersin, keçiboynuzu, defne, zakkum, sandal ve kocayemiş gibi ağaçlar bulunur. Daha yüksek kesimlerde kızılçam, toros sediri ve karaçam türlerinden oluşan iğne
yapraklı ormanlara geçilir. Orman bakımından Karadeniz Bölgesi’nden sonra ikinci sırayı alır.
60
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
BEġERĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ
NÜFUS VE
YERLEġME
Ülke
Ekonomisine Katkısı
EKONOMĠK ÖZELLĠKLER
Tarım
Hayvancılık
Ormancılık
Maden ve
Enerji
Kaynakları
Endüstri
Turizm
ULAġIM
Bölge genişliğine oranla çok az nüfuslanmıştır. Nüfus daha çok kıyı ovalarında ve Göller
Yöresi’nde toplanmıştır. Adana Bölümü’nde nüfus daha fazla olup, bu bölümdeki
Çukurova ve Amik ovaları Türkiye’nin en yoğun nüfuslu yerlerindendir. Nedeni tarım
arazisinin geniş olması ve ulaşım kolaylığıdır. Ayrıca Adana Bölümü’nün göç alması da
etkendir. Taşeli ve Teke platoları ile Toroslar’ın yüksek kesimleri tenhadır.
Akdeniz Bölgesi Türkiye’nin 4. gelişmiş bölgesidir.
Muz, turunçgiller, pamuk, yerfıstığı, sebze, meyve, orman ürünleri, turizm, başlıca ekonomik kaynaklarını oluşturur
Yazların uzun ve sıcak, kışların ılık geçmesi nedeniyle yılda 2, 3 kez tarımsal ürün alınır.
Yaz kuraklığının tarımı olumsuz etkilemesi sulamayı zorunlu kılmıştır. Kışların ılık
geçmesi ve güneşlenme süresinin uzunluğu seracılık faaliyetlerini geliştirmiştir.
Antalya Bölümü’nde kalkerli arazinin yaygınlığı ve yaz kuraklığının belirginliği tarımı
olumsuz yönde etkiler.
Kıyı Bölgesi Tarım Ürünleri: Kış ılıklığına bağlı olarak turunçgil ve muz üretimi yapılır.
Muzun %100’ü, turunçgillerin % 88’i bu bölgede üretilir. Ayrıca Türkiye pamuk üretiminin
% 35’i, sebzenin % 26’sı, yerfıstığının % 88’i anasonun % 65’i ve susamın % 80’i bu
bölgeden sağlanmaktadır.
Göller Yöresi Tarım Ürünleri: Burada yetiştirilen ürünler kıyı kesiminden farklılaşır.
Tahıl, haĢhaĢ, anason, Ģeker pancarı, gül ve tütün yetiştirilir.
Akdeniz Bölgesi’nde çayır ve otlakların az yer tutmasına karşın beslenen hayvan sayısı
bir hayli fazladır. Bu durumun nedeni her zaman yeşil kalabilen ve 800 m’lere kadar
çıkabilen maki topluluğunun varlığıdır. Teke Yarımadası, Taşeli Platosu ve Toros
Dağları’nda küçükbaş hayvancılık yaygındır. Özellikle kıl keçisi beslenir. Dağların yüksek
kesimlerinde koyun yetiştirilir. Antalya Yöresi’nde arıcılık önemlidir.
Türkiye ormanlarının yaklaşık % 24’ü bu bölgede bulunur. Buna bağlı olarak ormancılık
gelişmiştir. Orman ürünleri Göller Yöresi’ndeki kereste fabrikalarında işlenir. Dalaman
(Muğla), Silifke-Taşucu’nda (Mersin) ise kağıt fabrikaları bulunur.
Madenler: Antalya Bölümü maden bakımından daha zengindir. Bu bölümdeki FethiyeDalaman havzası önemli bir krom çıkarım alanıdır. Ayrıca Adana-Kozan, Hatay, Amanos
Dağları’nda krom çıkartılır. Antalya-Akseki ile Konya-Seydişehir arasında Türkiye’nin en
büyük boksit yatakları yer alır. Keçiborlu’da kükürt yatakları bulunur. Kahramanmaraş,
İskenderun-Payas’ta demir yatakları işletilir.
Enerji Üretim Tesisleri: Seyhan, Aslantaş, Menzelet, Oymapınar bölgedeki önemli
hidroelektrik santrallerdir
Antalya Bölümü’nde endüstriyel gelişim, ulaşım zorluğu nedeniyle daha geridir.
Başlıca endüstri tesisleri şunlardır; Besin - Bitkisel Yağ: Adana, Kahramanmaraş, Antalya, ġeker: Burdur, Ġplik ve Pamuklu Dokuma: Adana, Tarsus, Kahramanmaraş, Antalya, Halı Dokuma: Isparta, Burdur, Sigara - Ġçki: Adana, Demir - Çelik: İskenderun,
Petrol Rafinerisi: Mersin (Ataş), Alüminyum: Seydişehir, Gübre: Mersin, İskenderun,
Tarım Makineleri: Çukurova, Adana, Pil: Antalya
Bölgenin kıyı kesimindeki elverişli iklim koşulları, doğal güzellikler ve tarihi zenginlikler
turizmin gelişmesini sağlamıştır. Özellikle Antalya Bölümü’nde turizm gelişmiştir. Antalya,
Alanya, Side, Kaş, Kalkan bu bölümde deniz turizminin geliştiği merkezlerdir.
Toros Dağları’nın kıyıya paralel uzanması, ulaşımı güçleştirir. Adana Bölümü ulaşım
bakımından daha elverişlidir.
Çukurova, Gülek ve Belen geçitleri ile diğer bölgelere bağlanmıştır.
Silifke ovası Sertavul geçidi ile Antalya ise Çubuk geçidi ile iç kesime bağlantılıdır.
Mersin ve İskenderun Limanları ard bölgelerine demiryolu ile bağlantılı olduğundan
gelişmiştir. Dörtyol ve Yumurtalık önemli petrol limanlarıdır.
61
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
ĠÇ ANADOLU BÖLGESĠ
İç Anadolu Bölgesi, ülkemizin ortasında yer
alır. Kuzeyde Karadeniz, güneyde Akdeniz,
batıda Ege, doğuda Doğu Anadolu bölgeleriyle
çevrilidir. Doğu Anadolu'dan sonra en büyük
bölgemizdir.
İç Anadolu Bölgesinin diğer bir adı da Orta
Anadolu'dur. Bölge kuzey ve güneyde yüksek
kenar dağlarla çevrilmiştir.
Batıda, Sultan Dağlarından Uludağ'a kadar
olan hat, bölgeyi Ege bölgesinden ayırır. Bölge
doğudan, yüksek bir dağ demetini andıran
Doğu Anadolu bölgesiyle sınırlanmıştır. Yüzölçümü, Türkiye yüzölçümünün yaklaşık beşte
Yer şekilleri ölçüt alınarak bölge 4 bölüme ayrıl-
biri kadardır.
mıştır.
Kuzeyinden Kuzey Anadolu, güneyinden Toros
Bunlar; 1. Konya Bölümü, 2. Yukarı Sakarya Bö-
Dağları ile çevrili olan bölge, topoğrafik yönden
lümü, 3. Orta Kızılırmak Bölümü ve 4. Yukarı Kızı-
Anadolu’nun ortasında bir çanak şeklindedir.
lırmak Bölümü’dür.
YER ġEKĠLLERĠ, ĠKLĠM VE BĠTKĠ ÖRTÜSÜ
Bölgede orojenik ve volkanik dağ sıraları bulunur. Bunlar Akdağlar, Hınzır ve Tecer Dağları’dır. Elmadağı ve Sündiken gibi dağ kuşaklarının yükseltisi fazla değildir. Erciyes, Hasan
Dağlar
Dağı, Melendiz Dağı, Karacadağ ve Karadağ bölgenin sönmüş volkanlarıdır.
Bölgenin diğer önemli dağları: Kızıldağ, Kösedağ, Tekeli Dağı, Hınzır Dağı, Yıldız Dağı ,
YERġEKĠLLERĠ
Karabada Dağı, Emir Dağı, Aladağ.
Ovalar
ve
Platolar
Akarsular
Ankara, Eskişehir, Kayseri ve Konya bölgenin önemli ovalarıdır.
Yer şekilleri sade olan bölgede Haymana, Cihanbeyli, Obruk, Orta Kızılırmak, Bozok ve Yazılıkaya platolarının yüksekliği 1000 metreyi bulur. Kireçtaşlarından oluşmuş bu platolarda karstik şekillerden obruk yaygın olarak görülür.
Kızılırmak ve Sakarya Nehri ile Zamantı Çayı denize ulaşan önemli akarsulardır.
İç Anadolu’nun güneyinde Tuz Gölü, Konya, Develi ve Afyon kapalı havzalarında çok sayıda
kısa boylu akarsu boşalır.
Tuz Gölü, Eber, AkĢehir, ÇavuĢçu, Seyfe Gölleri tektonik oluşumlu başlıca göllerdir
Göller
Acıgöl ve Meke Tuzlası Gölleri volkanik oluşumludur. Bölgenin diğer önemli gölleri ise Eber
ve Tuzla Gölleridir.
Bölgedeki en büyük baraj gölü Kızılırmak üzerindeki Hirfanlı’dır.
Çevresindeki yüksek dağların etkisi ile deniz etkilerine kapalı olan bölgede iklim karasallaştığından ılıman karasal (step) iklim özellikleri görülür. Kış mevsimi Doğu Anadolu’daki kadar
ĠKLĠM
sert geçmez. Ancak doğuya doğru iklim sertleşir. Yaz mevsimi oldukça sıcak geçer.
Yağış miktarı en az olan bölgedir. Tuz Gölü ve çevresi Türkiye’nin en az yağış düşen yöresidir. Bölgenin kuzeyine doğru yağışlar biraz artar.
DOĞAL
BĠTKĠ
ÖRTÜSÜ
Doğal bitki örtüsü yazın kuruyan ot topluluklarının oluşturduğu bozkırdır. Yağışların azlığı ve
ormanların çok tahrip edilmiş olması nedeniyle antropojen bozkırlar geniş yer kaplar.
Akarsu kıyılarında kavak ve söğüt ağaçları yoğunlaşır. Yozgat, Akdağlar’da ve Sündiken
Dağları’nda bölgenin en geniş ormanları yer alır.
62
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
BEġERĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ
NÜFUS VE
YERLEġME
Ülke
Ekonomisine Katkısı
EKONOMĠK ÖZELLĠKLER
Tarım
Hayvancılık
Ormancılık
Maden ve
Enerji
Kaynakları
Endüstri
Turizm
ULAġIM
Marmara’dan sonra en kalabalık bölgedir. Genişliğine oranla az nüfusludur. Nüfusun
büyük bölümü su kaynaklarının daha bol olduğu, bölge kenarındaki dağ eteklerinde
toplanmıştır. En yoğun nüfuslanan bölüm ulaşım yollarının kavşağında olan ve endüstrinin geliştiği Yukarı Sakarya’dır.
En az nüfuslanan bölüm ise yüksek, engebeli ve iklimi sert olan Yukarı Kızılırmak’tır.
Tuz Gölü çevresi Türkiye’nin en tenha yeridir. Kırsal kesimde evlerin bir arada olduğu
toplu yerleşmeler yaygındır.
İç Anadolu Türkiye’nin gelişmişlik açısından 3. büyük bölgesidir
Arpa, şekerpancarı, baklagiller, buğday, yapağı, hayvancılık başlıca gelir kaynaklarıdır.
Bölgenin ekonomisi tarıma dayanır. Ekili-dikili arazi bölgenin yaklaşık üçte birini kaplar.
Nadasa bırakılan arazi fazladır. Yaz kuraklığı tarımsal faaliyetleri sınırlandırır. Erozyon
nedeniyle tarımsal faaliyetler olumsuz etkilenir. Bölgenin iklimi tahıl tarımını yaygınlaştırır. Sulama yapılamayan alanlarda tahıl tarımı ön plandadır. Arpanın %39’u, buğdayın %31’i bu bölgede üretilir. Bölgenin başlıca tarımsal ürünleri: Tahıllar, baklagiller,
patates, Ģekerpancarı, sebze ve meyve’dir.
Kurak iklimi, bitki örtüsünün bozkır olması ve düzlüklerin geniş yer kaplaması küçükbaĢ
hayvancılığı yaygınlaştırır. Tiftik keçisinin %78’i bu bölgede beslenir. Torosların İç Anadolu’ya bakan yamaçlarında yaygındır:
Özellikle Konya başta olmak üzere Karaman, Kayseri ve Sivas’ta karaman ırkı koyun
beslenir. En çok koyun beslenen bölge olan İç Anadolu’da mera hayvancılığı yaygındır.
Kırsal kesimde ailenin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik beslenen büyükbaş hayvanların
sayısında son yıllarda artış olmuştur.
Bölgede kümes hayvancılığı ile arıcılık (Toros yamaçlarında) da gelişmiştir.
Yağışların çok az olduğu ve ormanların tahrip edildiği İç Anadolu Bölgesi’nde ormanlar
çok dar bir alanda görülür. Ormanlar daha çok Sündiken Dağları ve Akdağlar’da bulunur
ve bölgenin sadece %7’lik bölümünü kaplar. Bu nedenle ormancılık gelişmemiştir.
Madenler: Eskişehir’de bor ve borasit, Ankara’da manganez, Kayseri’de demir çıkarılır. Tuz Gölü, Çankırı, Kırşehir ve Sivas’ta tuz üretimi yapılır.
Enerji Kaynakları: Ankara’da linyit çıkarılır.
Enerji Üretim Tesisleri: Enerji üretimi fazla değildir. Ankara Çayırhan ve Sivas-Kangal’da linyitle çalışan termik santraller kuruludur. Sarıyar, Gökçekaya, Hirfanlı ve Kesikköprü önemli hidroelektrik santralleridir.
Başlıca endüstri tesisleri şunlardır; ġeker: Eskişehir, Ankara, Konya, Kayseri, Sivas, Niğde, Ġçki: Ankara, Nevşehir, Yozgat, Lokomotif: Eskişehir, Vagon-Demiryolu Malzemesi: Sivas, Uçak: Eskişehir, Ankara, Silah: Kırıkkale, Çelik: Kırıkkale, Petrol Rafinerisi:
Kırıkkale, Pamuklu Dokuma: Eskişehir, Ereğli, Karaman, Kayseri ve Nevşehir, Madeni
EĢya: Kayseri
Bölgenin çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması nedeniyle tarihi turizm
açısından zengindir. Neolitik döneme ait yerleşmeler, Hititler’den kalma çeşitli eserler
önemli turizm çekicilikleridir.
Kayseri, Nevşehir, Niğde arasındaki Kapadokya Yöresi’nde peribacası oluşumları, yeraltı
kentleri ve kiliseler turizm bakımından önem taşıyan yerlerdir. Konya, Selçuklu eserleri
ve Mevlana Müzesi ile turizmin geliştiği bir merkezdir. Ayrıca Eskişehir, Ankara, Konya,
Niğde ve Kayseri’de kaplıca turizmi önem taşımaktadır.
Topoğrafyasının fazla engebeli olmaması nedeniyle kara ve demiryolu ağının en çok
geliştiği bölgedir. Demiryolu ağı tüm bölgelerle bağlantıyı sağlayacak durumdadır.
Ankara, Eskişehir, Kayseri ve Sivas önemli yolların kavşağı durumundadır. Ayrıca
bölgede Ankara, Eskişehir, Konya ve Sivas’ta havaalanı bulunmaktadır.
63
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
DOĞU ANADOLU BÖLGESĠ
Kuzey Anadolu Dağlarıyla Güneydoğu Toroslarının çevrelediği Doğu Anadolu Bölgesi,
Türkiye'nin en yüksek bölgesi olup, batıya doğru gidildikçe daralarak tepesi batıda, tabanı
doğuda olan bir kaba üçgen meydana getirir.
Türkiye yüzölçümünün % 21'e yakın büyük bir
bölümü bu bölgededir. En büyük coğrafi bölgemizdir. Kuzeydoğuda Gürcistan, Ermenistan, Nahcivan, güneydoğuda İran ve Irak’la
sınır komşusudur.
1.
Yukarı Fırat,
2.
Erzurum-Kars,
3.
Yukarı Murat-Van ve
4.
Hakkâri olmak üzere dört alt bölüme
ayrılır.
YER ġEKĠLLERĠ, ĠKLĠM VE BĠTKĠ ÖRTÜSÜ
YERġEKĠLLERĠ
Dağlar
Ovalar
ve
Platolar
Akarsular
Göller
Bölgeyi kuzeyden çevreleyen Karasu-Aras Dağları ile güneyden çevreleyen Güneydoğu Toroslar, Şerafettin Dağları, Hakkâri Dağları Türkiye’nin çatısını oluşturan önemli dağ sıralarıdır.
Volkanik arazinin en geniş yer kapladığı bölgedir. Ağrı, Süphan, Nemrut ve Tendürek başlıca
sönmüş volkanlardır.
Bölgenin diğer önemli dağları: Büyük ve Küçük Ağrı Dağları, Cilo Dağı, sat Dağı, Karadağ,
Başet Dağı, mengene Dağı, İspiriz Dağı, Esiş Dağı, Murad Dağı ve Cudi Dağı’dır.
Bölgenin düzlükleri kuzeyde, Erzincan, Tercan, Erzurum, Iğdır çöküntü ovalarıdır.
Güneyde ise Elbistan, Malatya, Elazığ, Bingöl ve MuĢ çöküntü ovaları yer alır. Yüksekova
ve BaĢkale ovalarının yüksekliği 2000 metreden fazladır.
Bölge, kuzeydeki ve güneydeki çöküntü ovaları boyunca uzanan fay hatlarıyla, Türkiye’nin
önemli bir deprem bölgesidir.
Doğu Anadolu’da akarsularla yarılmış, çevresine göre alçakta ve yüksekte olan değişik platolar bulunmaktadır. Uzunyayla, Erzurum-Kars platoları bunların başlıcalarıdır.
Bölgede yer alan Aras ve Kura nehirleri Hazar Denizi’ne dökülür ve kapalı havza oluştururlar.
Dicle, Fırat ve kolları olan Karasu ile Murat nehirleri bölgenin en önemli akarsularıdır. Bölge
akarsularının rejimi düzensizdir. Kar erimeleri ile beslendiklerinden yazın suları kabarır.
Yatak eğimleri fazla olduğundan hidroelektrik potansiyelleri fazladır.
Göl bakımından Türkiye’nin en zengin bölgesidir. Volkanik set gölü olan Van Gölü Türkiye’nin
en büyük gölüdür. Suları sodalı olan gölde feribot taşımacılığı yapılır. Diğer önemli gölleri;
Erçek, Çıldır, AktaĢ (Hazapin), Hazar, Balık, Nazik, Arın, Haçlı ve Nemrut gölleridir.
ĠKLĠM
Bölgenin denize uzak ve yüksek olması nedeniyle karasal iklimin etkisi görülür. Çok geniş bir
bölge olması ve yükseklik farklarına bağlı olarak iklim özellikleri farklılaşır.
Erzurum-Kars Bölümü kış mevsiminin en soğuk geçtiği, ortalama sıcaklıkların en düşük
değerler gösterdiği yerdir. Burada yaz yağışları fazladır.
Yukarı Fırat Bölümü, daha güneyde yer alması ve yüksekliğin azalması nedeniyle bölgenin
sıcaklık bakımından en elverişli yeridir. Kış yağışları fazla olur, yaz mevsimi ise kurak geçer.
DOĞAL
BĠTKĠ
ÖRTÜSÜ
Bölgede orman örtüsü tahrip edilmiş olup, genellikle antropojen bozkırlar görülür. KarsSarıkamış Yöresi’nde sarıçam ormanları yer alır. Bingöl ve Tunceli çevresinde meşe ormanları yer alır. Yüksek kısımlar ile Erzurum-Kars Bölümü’nde gür çayırlar ve otlaklar bulunur.
64
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
BEġERĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ
NÜFUS VE
YERLEġME
Ülke
Ekonomisine Katkısı
EKONOMĠK ÖZELLĠKLER
Tarım
Hayvancılık
Ormancılık
Maden ve
Enerji
Kaynakları
Endüstri
Turizm
ULAġIM
Türkiye’nin en seyrek ve Güneydoğu Anadolu’dan sonra en az nüfuslu bölgesidir. Doğum oranı çok yüksek olmasına karşın çok göç verdiğinden nüfusu azdır.
Bölgenin dağlık olması, iklim özellikleri ve terör olayları göçleri artırıcı etki yapmaktadır.
Kentleşme oranı düşüktür. Bölge nüfusunun büyük bölümü Yukarı Fırat Bölümü’ndeki
ovalarla, Iğdır Yöresi’nde toplanmıştır. Erzurum, Erzincan, Malatya ve Elazığ bölgenin en
kalabalık merkezleridir.
Kayısı, şekerpancarı, tahıl, tütün, süt, et, yapağı, hayvancılık, bakır, demir, krom, manganez, linyit ülke ekonomisine katkı sağlayan ürünlerdir.
Not: Bölgede halkın ana geçim kaynağı tarımdır. Daha çok madencilik ve hayvancılığa
dayalı sanayi kolları yer alır. Ulaşımın güçlüğü endüstrinin gelişmesini engellemiştir.
Bölgenin yüksek ve engebeli olması nedeniyle tarım alanları oldukça azdır. Bunlar daha
çok tektonik kökenli oluklar ve platolarda yer alır. Malatya, Erzurum, Elazığ, Iğdır, Muş,
Bingöl ve Erzincan ovaları en çok ekim yapılan alanlardır. Karasallığın şiddetli olması
nedeniyle 2000 m’nin üstünde tahıl tarımı yapılır. Tarım ürünü çeşidi az olan bölgede
buğday, arpa, Ģekerpancarı ve patates başlıca tarım ürünlerini oluşturur. Diğer tarım
ürünleri ise pamuk, tütün, sebze ve meyvedir.
Hayvancılık tarıma göre daha çok önemlidir. Nedeni; iklim koşullarının olumsuzluğu ve
tarım alanlarının azlığıdır.
Erzurum-Kars Bölümü’nde yaz yağışları ve gür otlaklara bağlı olarak büyükbaş hayvancılık, diğer bölümlerde ise küçükbaş hayvancılık yapılır. Hayvancılık mera hayvancılığı
şeklinde yapılır ve verim azdır.
Hakkari ve Kars yörelerinde arıcılık önemlidir.
Türkiye ormanlarının %7’si bu bölgededir. Bölge ekonomisinde önem taşımaz.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde volkanik arazi yaygın olduğundan maden çeşidi boldur.
Madenler: Bölge maden ve enerji üretiminde ilk sırayı alır. Bölge krom, demir, bakır,
kurĢun, kaya tuzu, barit, oltu taĢı, manganez yatakları işletir.
Enerji Kaynakları: En önemli linyit yatağı Afşin-Elbistan Havzası’ndadır. Kalorisi düşük
ve rezervi bol olan linyitler Afşin-Elbistan termik santralinde kullanılır.
Enerji Üretim Tesisleri: Hidroelektrik üretiminin en fazla olduğu yerdir. Fırat üzerinde
Keban, Karakaya ve Tercan barajları ile Kars’taki Arpaçay önemli hidroelektrik
santralleridir. Afşin-Elbistan termik santralinde linyit kömürü yakılarak elektrik üretilir.
Enerji tüketiminin en az olduğu bölgedir.
Başlıca endüstri tesisleri şunlardır: ġeker: Erzurum, Malatya, Erzincan, Elazığ, Ağrı,
Muş, Van-Erciş, Süt Ürünleri: Kars, Et Ürünleri: Van, Erzurum, Elazığ, Sigara: Malatya, Bitlis, Pamuklu Dokuma: Malatya, Erzincan, Fosfat: Sivrice-Elazığ, Ferrokrom:
Elazığ, KurĢun: Keban.
Ulaşım güçlüğü ve konaklama tesislerinin yetersizliği nedeniyle turizm gelişmemiştir.
Dağcılık, kış turizmi ve doğal güzellikleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir.
Nemrut Kaldera Gölü, Van Gölü, Gürlevik ve Bendimahi çağlayanları ilgi çeken doğa
güzellikleridir.
Doğu Beyazıt’taki İshakpaşa Sarayı, Kars’taki Ani Harabeleri, Erzurum ve Ahlat’ta ki
Selçuklu eserleri önemli tarihi zenginliklerdir.
Kışların sert ve uzun geçmesi, arazinin dağlık olması ulaşımı güçleştirir. Bölgede doğubatı yönünde uzanan tektonik oluklar ve akarsu vadileri ulaşım açısından kolaylıklar
sağlamaktadır.
Dağlık Hakkâri Bölümü ulaşımın en zor sağlandığı yerdir. Diğer bölümler kara ve demiryolu ile iç bölgelere bağlanmıştır. Ayrıca hava yolu ile ülkenin birçok kentine ulaşım
sağlanmaktadır.
65
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESĠ
Güneydoğu Toroslarla Suriye sınırı
arasında yer alan Güneydoğu Anadolu
bölgesi, ülkenin ancak %8 ine yakın bir
kısmını ihtiva eder.
Dicle ve orta Fırat alt bölümlerinden
meydana gelir. Yeryüzü şekilleri olukça
sade bir bölgedir. Yaylaları oldukça boldur.
En küçük coğrafi bölge olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi yer şekilleri ve Buna
bağlı olarak yerleş-me ve ekonomik
özellikler açısından iki bölüme ayrılmıştır. Bunlar; 1.
bölümlere ayıran sınır Karacadağ volkan konisin-
Orta Fırat Bölümü ve 2. Dicle Bölümü’dür. Bölgeyi
den geçer.
YER ġEKĠLLERĠ, ĠKLĠM VE BĠTKĠ ÖRTÜSÜ
Bölgenin kuzey kesiminde Toros Dağ sırasının güney yamaçları uzanır. Burada asıl Toroslar
ile onun önünde ikinci bir kıvrımlı dağ kuşağı uzanır.
Dağlar
Bölgenin ortasında 1938 m yükseltiye sahip sönmüş Karacadağ Volkanı yer alır. Bölgenin
batısında ise Gaziantep Platosu üzerinde yükselen Kartal Dağları önemli yükseklik oluşturur.
Bölgenin diğer önemli dağları şunlardır: Mazı Dağı, Raman Dağı, Tektek Dağı.
YERġEKĠLLERĠ
Karadağ’ın batısında Altınbaşak (Harran), Ceylanpınar ve Birecik ovaları yer alır. Dicle Nehri
Ovalar
ve
Platolar
ve kollarının toplandığı Diyarbakır Havzası’nda fazla geniş olmayan ancak çok verimli bir
ovaya geçilir.
Karacadağ’ın batısındaki Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman platoları Fırat ve kolları tarafından
derin bir şekilde yarılmıştır. Karacadağ’ın doğusu ise daha engebeli bir yapı gösterir. Bu
bölümün güneyinde Mardin-Midyat Eşiği yer alır.
Bölgenin iki önemli akarsuyundan biri olan Fırat, kaynağını Doğu Anadolu Bölgesi’nden alır.
Akarsular
Bölgede ise Toroslar’dan gelen Kâhta ve Karadağ’dan gelen küçük akarsularla beslenir.
Güneydoğu Toroslar’ın güneye bakan yamaçlarından birçok kol halinde çıkan Dicle Nehri ise
bölgenin diğer önemli akarsuyudur. Her iki akarsu da Basra Körfezi’ne sularını boşaltır.
Bölgede doğal oluĢumlu göl yoktur. Ancak Fırat ve Dicle üzerinde kurulmuş baraj gölleri
Göller
bulunmaktadır. Bölgenin ve ülkenin en büyük baraj gölü olan Atatürk Barajı bu bölge sınırları
içindedir.
Denizden uzak olduğu için sıcaklık bakımından karasal iklim özellikleri görülür. Kışlar oldukça
soğuk olup, en çok yağış bu mevsimde düşer. Yaz mevsimi ise enlemin, karasallığın ve
ĠKLĠM
güneyden esen çöl rüzgarlarının etkisiyle çok sıcak ve kurak geçer.
Buharlaşma şiddeti çok fazla odluğundan yaz mevsiminin en kurak geçtiği bölgedir.
Ayrıca batıdaki Gaziantep Yöresi’nde belirgin olarak Akdeniz ikliminin etkileri görülür.
Bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır. İç Anadolu bozkırlarına göre çok fakirdir. Bölgede
DOĞAL
BĠTKĠ
ÖRTÜSÜ
antropojen bozkırlar da geniş yer kaplamaktadır. Ormanların en az alan kapladığı bölge olan
Güneydoğu Anadolu’da mevcut ormanların büyük bölümü de tahrip edilmiştir.
Toros Dağları eteklerinde görülebilen ormanlar ise kuraklık nedeniyle çok zayıftır. Dicle Nehri
boylarında yer yer kavak ve söğüt toplulukları görülür.
66
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
BEġERĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ
Nüfusu en az olan bölgemizdir. Ancak doğum oranının yüksek, yüzölçümünün küçük
NÜFUS VE
YERLEġME
olması nüfus yoğunluğunun fazla olmasına neden olmuştur.
Orta Fırat Bölümü ve özellikle Gaziantep Yöresi yoğun nüfuslanmıştır. Yağışın azaldığı
düzlüklerde nüfus azalır. Bölgede ekonomik gelişmenin yavaş olması, terör olayları gibi
nedenlerden dolayı göç veren bir bölgedir. Ayrıca mevsimlik işçi göçleri de olmaktadır.
Ülke
Ekonomisine Katkısı
Bölgenin Türkiye ekonomisine katkısı çok azdır. Doğu Anadolu Bölgesi’nden sonra geri
kalmış ikinci bölgemizdir.
Tarım halkın temel geçim kaynağıdır. Tarım arazisi geniş olmasına karşın kuraklık
nedeniyle tarımın en önemli sorunu sulamadır.
Tarım topraklarının çok parçalı, tarım işletmelerinin küçük işletmeler şeklinde olması
Tarım
tarımsal verimi düşürmektedir. Tarım alanlarının üçte biri nadasa alınmaktadır.
GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ile birlikte sulu tarım alanları genişlemekte, nadas
arazisi azalmakta, tarım ürünü çeşitliliği artmaktadır.
Başlıca tarımsal ürünler: Buğday, arpa, pamuk, kırmızı mercimek, susam, çeltik,
EKONOMĠK ÖZELLĠKLER
üzüm, zeytin, tütün, meyve, sebze ve Antep fıstığı (Üretimin % 90’ı).
Bölgede hayvancılık önemli bir ekonomik faaliyettir. Bölgenin doğal özellikleri ve
Hayvancı-
gelenekleri hayvancılığın gelişmesine zemin hazırlamıştır.
lık
Bitki örtüsünün bozkır olması nedeniyle küçükbaş hayvancılık yaygındır. Bölgede en çok
koyun yetiştirilir. Ayrıca Toros Dağları’nda arıcılık yapılmaktadır.
Ormancılık
Kuraklık nedeniyle ormanların en az bulunduğu bölgedir. Toroslar’ın eteklerinde bulunan
ormanlar da çok zayıftır. Bu nedenle bölgede ormancılık gelişmemiştir.
Madenler: Bölge maden bakımından zengin değildir. Gaziantep, Islahiye ve Kilis’te
krom ve bakır yatakları bulunur. Kilis-Gölbaşı’nda fosfat çıkartılır. Ayrıca Toros Dağları’nda krom ve çinko yatakları vardır.
Maden ve
Enerji
Kaynakları
Enerji Kaynakları: Petrolün çıkarıldığı tek bölgedir. Diyarbakır Havzası’nda Raman,
Garzan, Şelmon yatakları ile Adıyaman’da Yanarsu Havzası’nda çıkartılır. Türkiye’nin
petrol boru hatları bu bölge topraklarından geçer.
Ayrıca Cizre’de önemli bir enerji kaynağı olan linyit çıkarılır.
Enerji Üretim Tesisleri: Bölge enerji üretiminde giderek önem kazanmaktadır. GAP
kapsamında 22 hidroelektrik santral kurulması planlanmıştır.Önemli barajları Atatürk,
Kralkızı ve Deve Geçidi’dir.
Başlıca endüstri tesisleri şunlardır: Besin: Diyarbakır, Şanlıurfa, Ġçki: Gaziantep,
Endüstri
Şanlıurfa, Diyarbakır, Pamuklu Dokuma: Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır, Battaniye,
Kilim, Halı: Siirt, Gaziantep, Petrol Rafinerisi: Batman.
Doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğine karşın bölge turizm açısından yeterince gelişememiştir. Adıyaman’daki Nemrut Dağı’nda bulunan Komagene krallığına ait mezarlar ve
çeşitli anıtlar adeta açık hava müzesi durumundadır.
Turizm
Şanlıurfa’daki Balıklı Göl halk tarafından kutsal sayılmakta, dinsel turizm için potansiyel
oluşturmaktadır. Diyarbakır’da bulunan Orta Çağ’a ait surlar, kuleler bölgedeki diğer
turistik zenginliklerdir. Ayrıca Gaziantep Yöresi’ndeki Karkamış ve Roma dönemine ait
kalıntılar çok fazla turist çekmektedir.
Bölgede önemli dağ sıralarının olmaması ulaşımı kolaylaştırmıştır. Ancak Güneydoğu
ULAġIM
Toroslar, İç ve Doğu Anadolu ile olan ulaşıma engel olmaktadır. Irak ve Suriye’ye bağlanan önemli yollar da bölgeden geçmektedir.
67
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
GeçmiĢ yıllarda bu konuyla ilgili sorulan KPSS soruları
(KPSS - 2006)
Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesiminde bazı yıllar tarımsal üretimin az olmasında,
I. don olaylarının olması,
II. yağışların sellere yol açması,
III. en yağışlı mevsimin kış olması,
IV. yaz sıcaklıklarının yüksek olması
nedenlerinden hangileri etkilidir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
Yanıt: A
(KPSS - 2006)
Doğu Karadeniz ve Erzurum-Kars bölümlerinde büyükbaĢ hayvancılığın yaygın olarak yapılmasında
aĢağıdakilerden hangisinin etkili olduğu söylenebilir?
A) Elverişli çayırların bulunması
B) Nüfus yoğunluğunun fazla olması
C) Tarım alanlarının sınırlı olması
D) Kente göçün fazla olması
E) Akarsu ağının sık olması
Yanıt: B
(KPSS - 2007)
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sulanabilen alanların geniĢlemesi sonucunda, aĢağıdaki endüstri
bitkilerinden hangisinin ekim alanındaki geniĢlemenin diğerlerinden daha fazla olduğu söylenebilir?
A) Antep fıstığı
B) Zeytin
C) Tütün
D) Pamuk
E) Üzüm
Yanıt: D
(KPSS - 2007)
AĢağıdakilerin hangisi Orta Karadeniz Bölümü’yle Adana Bölümü’nün ortak özelliklerinden biri
değildir?
A) Sulamaya duyulan gereksinimin az olması
B) Nüfusun ovalarda yoğun olması
C) Maden işleyen endüstri kuruluşlarının olması
D) Endüstriyel tarım ürünlerinin yetiştirilmesi
E) Hidroelektrik enerji üretilmesi
Yanıt: A
(KPSS - 2007)
Türkiye’nin çeĢit ve rezerv bakımından en zengin yeraltı kaynaklarına sahip coğrafi bölümü
aĢağıdakilerden hangisidir?
A) Yukarı Fırat Bölümü
B) Konya Bölümü
C) Ergene Bölümü
D) Adana Bölümü
E) Orta Karadeniz Bölümü
Yanıt: A
(KPSS - 2006)
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sulu tarımın yaygınlaĢmasının aĢağıdakilerden hangisi üzerinde
etkili olması beklenmez?
A) Tarımda makine kullanımının artmasında
B) Nüfusun bölge içinde dengeli dağılmasında
C) Tarım ürünlerinin çeşitlenmesinde
D) Tarımsal üretimin artmasında
E) Bölgeye göçün artmasında
Yanıt: B
68
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
(KPSS - 2008)

Toprağı işlemeye ve ekime elverişli süre uzundur.

Aynı yıl içinde iki kez ürün alma olanağı vardır.

Elde edilen ürünlerin çeşidi fazla, ekonomik değeri yüksektir.
Tarımla ilgili bu özellikler, aĢağıdaki coğrafi bölümlerden hangisine aittir?
A) Yukarı Fırat
B) Adana
C) Konya
D) Orta Kızılırmak
E) Ergene
Yanıt: B
(KPSS - 2008)
AĢağıdakilerin hangisinde bir bölüm, yer aldığı bölgenin ekonomisine katkısı az olan bir etkinlikle
birlikte verilmiĢtir?
A) Ege Bölümü – Ticaret
B) Antalya Bölümü – Turizm
C) Çatalca-Kocaeli Bölümü – Endüstri
D) Konya Bölümü – Madencilik
E) Hakkâri Bölümü – Hayvancılık
Yanıt: D
(KPSS - 2009)
Doğu Karadeniz ve Hakkâri bölümlerinde,
I. akarsuların akış hızının yüksek olması,
II. tarımsal ürün çeşidinin az olması,
III. yayla ve dağ turizminin gelişmiş olması,
IV. bölüm dışına göçün fazla olması
özelliklerinden hangileri ortaktır?
A) I ve II
B) I ve III
C) I ve IV
D) II ve III
E) III ve IV
Yanıt: C
(KPSS - 2010)
Turizm geliri en yüksektir.
Endüstri kolu çeşitliliği en fazladır.
Enerji tüketimi en fazladır.
Okullaşma oranı en yüksektir.
Bu özelliklerin tümüne sahip olan bölge aĢağıdakilerden hangisidir?
A) Akdeniz
B) Karadeniz
C) Marmara
D) İç Anadolu
E) Ege
Yanıt: C
(KPSS - 2011)
Ege Bölgesi’nde kıyı boyunca kuzeyden güneye doğru turistik amaçlı gezi yapan bir grup,
aĢağıdakilerden hangisine rastlamaz?
A) Antik kentlere
B) Milli parklara
C) Yat limanlarına
D) Kayak merkezlerine
E) Kaplıcalara
Yanıt: D
69
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.
Diğer kitaplar ve testler için aşağıdaki linki tıklayınız.
www.izmirkpsskursu.net
70
EBİM KPSS Kurslarının öğretmen adaylara armağanıdır.

Benzer belgeler