Nisan.2007 - Sahil Güvenlik Komutanlığı

Transkript

Nisan.2007 - Sahil Güvenlik Komutanlığı
Nisan.
2007
4 ayda bir yaymlanr.
Say:1
ISSN:1307-4253
İÇİNDEKİLER
Komutan Mesajı |6| Dünden Bugüne Sahil Güvenlik Komutanlığı |8| Mavi Vatanın Koruyucusu
Atatürk ve Deniz |50| Şehitleri ve Şehitlikleriyle Çanakkale
|52| Türk Silahlı Kuvvetleri
Sahil Güvenlik Komutanlığı |10| Sualtı Yaşamıyla Çanakkale Boğazı |16| Sahil Güvenlik
Dayanışma Vakfı
Helikopter Filo Komutanlığı |24| Alo 158: Sahil Güvenlik İhbar ve Talep Hattı |27| TCSG-130 ve
Faaliyetleri
Enez |28| Sahil Güvenlik Komutanlığı 2006 Yılı Faaliyet Özeti |32| Bir Deniz Hikayesi |34|
Sahil Güvenlik Komutanlığı 2005-2006 Eğitim Dönemi Başarılı Birlikleri |70| Ziyaretler |72|
Karadeniz’e Sahildar Devletler Sınır ve Sahil Güvenlik Liderleri Toplantısı |38| International
Etkinlikler |79| Satranç - Sudoku |80| Briç |81| Bulmaca - Karikatür |82|
|58| Yenilikçi ve Yaratıcı Yönetim Projesi |60| Toplumsal Gelişime Destek
|62| Teşekkür Mektupları |65| Bir Başka Yaşam Biçimi: Deniz İzciliği |66|
Maritime Organization: Uluslararası Denizcilik Örgütü |40| Yasa Dışı Göçle Mücadele |46|
16
52
SUALTI YAŞAMIYLA
ÇANAKKALE BOĞAZI
ŞEHİTLERİ VE
ŞEHİTLİKLERİYLE ÇANAKKALE
İlk sayının basım tarihinin NİSAN 2007 ayı içerisinde olacağından hareketle,
içinde bulunduğumuz günlerde, takvimlerin ve tarihin gösterdiği en önemli
olay olan 18 MART Çanakkale Deniz Zaferi konusunda bilgilerimi sizlerle
paylaşmak istedim... DEVAMI 52’DE...
Bir tutam maviye uzanmak için bu kez Çanakkale’deyiz. Diplerinde
sakladığı tarihi, farklı ekosistemi ve özlem kokan dokusuyla
Çanakkale bu sayıdaki konuğumuz... DEVAMI 16’DA...
10
34
MAVİ VATANIN KORUYUCUSU
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI
BİR DENİZ HİKAYESİ
Bir deniz coğrafyası üzerinde yer alan ülkemizin denizlerinden sorumlu
güvenlik kuvveti olarak Sahil Güvenlik Komutanlığı; görevlerini 8.333
km’lik sahil şeridi, karasularımız, Münhasır Ekonomik Bölgesi ve Türk
Arama Kurtarma Sahasını kapsayan... DEVAMI 10’DA...
Ilıchevsk Limanı, Ukrayna’dan Bartın Limanı’na narenciye almak üzere
hareket eden Malta Bayraklı M/V Flora isimli gemi, 25 Aralık 2006 tarihinde Batı Karadeniz’de yakalandığı ağır hava ve deniz şartları nedeniyle
Amasra Limanı önlerine demir atmıştır... DEVAMI 34’TE...
ÖNEMLİ NOT
SAHİL GÜVENLİK DERGİSİ
Nisan 2007 • Sayı: 1 • Dört ayda bir yayımlanır
Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın
ISSN: 1307-4253
YAYIN SAHİBİ VE GENEL
YAYIN YÖNETMENİ
GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ
VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Sahil Güvenlik Komutanlığı adına
Personel Başkanı
Dz. Yb. Ahmet KENDİR
Dz. Kd. Alb. Necdet KÖKEN GENEL YAYIN KOORDİNATÖR
YARDIMCILARI
Dz. Bnb. Engin KUNTAY
İda. Kd. Üçvş. Veli ARSLAN
YAYIN İNCELEME KURULU
GRAFİK TASARIM
YÖNETİM MERKEZİ
BASIM YERİ
Dz. Kur. Kd. Alb. Mehmet KIRTAŞ
Dz. Kur. Kd. Alb. Ahmet GÜR
SG İk. Kur. Yb. Hakan KABUL
SG İk. Kd. Ütğm. Deniz EKİZER
Svl. Me. Suna ERTEKİN
Svl. Me. Songül VAROL
Gv. Atğm. Ervin ESEN
SG Hiz. Er Mete ADAM
Sahil Güvenlik Komutanlığı
Dikmen Cd. Merasim Sk. No: 10
Bakanlıklar / ANKARA
Anadolu Yayıncılık
Süleyman Bey Sk. No:31/10
Maltepe/ANKARA
Telefon
Belgegeçer
Internet
E-posta
Telefon
: (0312) 230 83 45
Belgegeçer : (0312) 230 83 46
Internet
: www.anadoluyayincilik.com
REKLAM KOORDİNATÖRÜ
SG İkm. Bnb. Ayhan SALAR
(0312) 416 45 05
: (0312) 417 50 50
: (0312) 417 28 45
: www.sgk.tsk.mil.tr
: [email protected]
BASIM TARİHİ: 19.04.2007
Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf,
harita, illüstrasyon ve konuların
her hakkı saklıdır. İzinsiz
kaynak gösterilerek de olsa alıntı
yapılamaz. Dergideki yazılar
yazarlarının özel fikirlerini kapsar.
Sahil Güvenlik Komutanlığının
görüşünü yansıtmaz.
KÜNYE
» KOMUTAN MESAJI
Saygıdeğer Okurlar,
Türkiye; Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu stratejik
üçgeninin ağırlık merkezinde Avrasya’nın hayati
önem taşıyan enerji havza ve koridorlarına açılımları
destekleme ve etkileme gücüne sahip kilit bir deniz
ülkesidir.
“Denizlere hakim olan cihana hakim olur” diyen
Barbaros Hayreddin Paşa gibi bir Kaptan-ı Deryası ve
“Denizciliği Türk’ün büyük ülküsü olarak düşünmeli
ve onu az zamanda başarmalıyız.” diyen Atası olan
Türkiye’nin bir deniz ülkesi olmasının yanı sıra,
denizci bir devlet olması ve denizci bir millete sahip
olması için atılan en önemli adımlardan birisi de Sahil
Güvenlik Komutanlığımızın kurulması olmuştur.
6
Sahil Güvenlik Komutanlığının yetki ve
sorumlulukları ıslak kum hattından başlar ve Türkiye
Cumhuriyetinin münhasır ekonomik bölgesi ile ulusal
Denizlerimizin güvenliğini sağlamak,
zenginliklerimizi korumak, gelecek kuşakların
haklarını da koruyarak denizin sunduğu nimetlerden
en verimli şekilde yararlanmak, denizde her zaman
yardıma hazır olmak Sahil Güvenlik Komutanlığı
olarak hem görevimiz hem de ilkemizdir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı;
• Türk milleti, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Sahil
Güvenlik Komutanlığının mensubu olmaktan gurur
duyan, Türkiye’nin menfaatlerini, itibarını, askerlik
mesleğinin şerefini daima ön planda tutan, vatan ve
millet sevgisi ile dolu,
• Denizin önemini anlamış, denizi seven, onun her
türlü zor koşullarına tahammül gösterebilen ve
denizciliği bir yaşam biçimi olarak benimsemiş,
• Tüm denizciler gibi örf adetlerinden ödün vermeyen,
geleneklerine bağlı ancak yeniliklere de açık,
• Cesur, atak, itaatkar, saygılı, fedakar, namuslu ve
dürüst olmayı kendine ilke edinmiş,
• Kendine güvenen, güvendiğini yerine göre belli
eden, yerine göre de mütevazı olmasını bilen,
• Hayatta en gerçek yol göstericinin bilim olduğuna
inanmış, analitik düşünme yeteneğine sahip,
gerçeklerden sapmayan, sorgulayan,
• Bilmediklerinin öğrencisi, bildiklerinin öğretmeni
olan,
• Modern teknolojinin sunduğu kolaylıklara
erişmesini bilen, onu kullanabilen, yaratıcı niteliği
olan,
• Doğayı tanıyan, bilen, seven ve koruyan,
• Denizlerimizin diğer canlılar için de temiz ve sağlıklı
olarak muhafazasının insanlar açısından önemini
bilen personele sahip olmayı hedeflemiştir.
Vazgeçilmez hazinelerle dolu olan denizlerimizle ilgili
kanunlar ülke menfaati ve can güvenliğini sağlamak
amacı ile konulmuştur. Ancak, Sahil Güvenlik
Komutanlığı kanunlar ile kendisine verilen görevlerin
yürütülmesi sırasında her zaman halkımızdan gelecek
desteğe ihtiyaç duymaktadır. Geçimini denizden
sağlayanların yanında bilimsel, kültürel, sportif vb.
olarak denizle uğraşan amatör, profesyonel herkes
Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin can dostu,
mesai arkadaşı, iş ortağıdır.
Bu anlayışla, Türkiye ve 8333 km’lik bir sahil şeridi ile
deniz yetki alanlarımızın koruyucu kalkanı olan Sahil
Güvenlik Komutanlığımız hazırladığı bu dergiyle tüm
denizcilere ulaşmak için bir köprü daha tesis etmiştir.
İlk sayısı ile ellerinizde olan dergimiz; ortak
paydası denizcilik, deniz sevgisi ve bu sevginin
yaygınlaştırılması ile denizlerin nimetlerinden
milli menfaatlerimiz doğrultusunda yararlanmak
olan bu geniş ailenin gerçek sesi, kendi aralarındaki
iletişim platformu olabilme niyet ve amacıyla
hazırlanmıştır. Okur ve yazar kitlesi aynıdır. Denizi
seven, denizlerimizin geleceğimiz olduğuna inanan
insanların ve tüm denizcilerin derginin hem okuru
hem yazarı olarak aktif rol alması halinde denizci
devlet ve denizci millet olma amacına önemli
katkılarda bulunacaklarını değerlendiriyoruz.
Her zaman güçlükleri yenmede pratik ve yaratıcı olan
denizcilerin ve denizci dostlarının bu dergi vasıtasıyla
bilgi, deneyim ve birikimlerini paylaşmalarını,
birbirlerini daha yakından tanımalarını, anlamalarını
ve daha çok sevmelerini diliyorum.
Bu duygu ve düşünceler içinde dergimizi
hazırlayanlara ve hazırlanmasında katkıda
bulunanlara teşekkür ediyor, dergimize engin
başarılar diliyorum.
Pruvası neta, rüzgarı uygun, denizleri sakin olsun.
Denizlerin sevgisi, güzelliği ve gücü sizlerle olsun.
Saygı ve sevgilerimle.
Tümamiral
Can ERENOĞLU
Sahil Güvenlik Komutanı
7
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
13 Temmuz 1982 tarihinde Resmi Gazete’de
yayımlanan 2692 Sayılı Kanun ile kurulan ve bu yıl
25’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan Sahil Güvenlik
Komutanlığımız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin
Anayasa ile belirlenmiş temel değerlerine bağlı, Ulu
Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilke ve
devrimlerini, onun fikir ve düşüncelerini özümsemiş
genç, dinamik ve özverili personeli ile görev yapan,
görevlerini icrada azim, irade ve kararlılığını her
koşulda ispatlamış kurumlarından birisidir.
ve uluslararası hukuk kuralları uyarınca egemenlik ve
denetimi altında bulunan ve kara ülkesinin yaklaşık
yarısı (377 714 km²) kadar büyüklükteki “Mavi
Vatan” olarak isimlendirebileceğimiz deniz yetki
alanlarını kapsar.
Dünden bugüne
SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI
[ Hazırlayan ] Genel Sekreterlik
8
CUMHURİYET DÖNEMİ
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI
Sahil Güvenlik Teşkilatı kuruluş çalışmaları, XIX.
yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. Osmanlı
İmparatorluğu döneminde; Taşra Gümrük İdareleri
tarafından yerine getirilen Anadolu yarımadasındaki
kıyıların korunması, kaçakçılığın önlenmesi ve
izlenmesi görevleri 1859 yılında İstanbul Emtia
Gümrük Eminliğine verilmiş, 1861 yılında bu
kurumun adı “Rüsumat Emaneti Teşkilatı” olarak
değiştirilmiş ve bu teşkilatın emrinde çalışan bir
“Muhafaza Memurluğu” kurulmuştur. Daha sonra
1886 yılında Jandarma Teşkilatına bağlı olarak ortaya
çıkan “Kordon Bölükleri” Sahil Güvenlik hizmetleri ve
kara hudutlarının korunması görevlerini üstlenmiştir.
Cumhuriyetin ilanından sonra başlatılan, yeni
devlet kuruluşlarının oluşturulması çalışmaları
kapsamında, deniz yoluyla yapılan kaçakçılığın
önlenmesi, izlenmesi, araştırılması ve karasularımızın
güvenliğinin sağlanması amacıyla, 1932 yılında 1917
Sayılı Kanunla, Genelkurmay Başkanlığına bağlı
olarak “Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı”
kurulmuştur. 1936 yılında 3015 Sayılı Kanunun
yürürlüğe girmesi ile bu kumandanlık emrindeki
deniz teşkilatına, askeri kimlik kazandırılmış ve
karasularımızın güvenliği bu teşkilata verilmiştir.
“Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı” görev
yönünden Gümrük ve Tekel Bakanlığı, deniz
hudutlarının güvenliği ve personelin eğitimi
bakımından Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde
1956 yılına kadar faaliyetlerini sürdürmüştür. 16
Temmuz 1956 tarihinde 6815 Sayılı Sınır, Kıyı
ve Karasularımızın Muhafaza ve Emniyeti ve
Kaçakçılığın Men ve Takibi İşlerinin Dahiliye
Vekaletine Devri Hakkında Kanunun yürürlüğe
girmesiyle sınır, kıyı ve karasularımızın korunması
ve güvenliği ile kaçakçılığın önlenmesi ve takibi
işleri, Jandarma Genel Komutanlığına devredilerek,
Gümrük Muhafaza ve Umum Kumandanlığının
hukuki varlığı sona erdirilmiştir. Bu tarihten itibaren
Samsun, İstanbul, İzmir ve Mersin’de Jandarma
Genel Komutanlığına bağlı olarak Jandarma Deniz
Bölge Komutanlıkları kurulmuştur. Ayrıca Jandarma
Genel Komutanlığı Karargahında bir Deniz Şube
Müdürlüğü birimi oluşturulmuştur.
1960’lı yılların başlarından itibaren dünya güvenlik
ortamında gözlenen değişiklikler, savunma sanayi
teknolojisinde ortaya çıkan modernleşme süreci,
ulusal bazda değerlendirildiğinde, Türkiye’nin jeostratejik konumu, kıyıların uzunluğu, denizci bir
millet ve denizci bir devlet olma gereğinin dikkate
alınması, yeni ve profesyonel bir Sahil Güvenlik
Komutanlığına olan ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Diğer
taraftan, bazı Bakanlıkların karasuları ve deniz
ile ilgili hizmetlerinde, kanunlarla çıkarılan çeşitli
yasakları uygulayacak yeterli güvenlik güçlerinin
bulunmaması da göz önünde bulundurularak,
1967 yılından itibaren Sahil Güvenlik Komutanlığı
kurulması çalışmalarına hız verilmiştir.
Bu çerçevede yapılan çalışmalar sonucunda,
9 TEMMUZ 1982 tarihinde 2692 Sayılı Kanun
kabul edilmiş ve 13 TEMMUZ 1982 tarihli Resmi
Gazete’de yayımlanarak Sahil Güvenlik Komutanlığı
kurulmuştur.
1 EYLÜL 1982 tarihinden itibaren fiilen göreve
başlayan Sahil Güvenlik Komutanlığı 1985 yılına
kadar Jandarma Genel Komutanlığına bağlı
olarak görev yapmıştır. Komutanlık, 1 OCAK
1985 tarihinden bu yana, barışta görev ve hizmet
yönünden İçişleri Bakanlığına bağlı silahlı bir güvenlik
kuvveti olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı, 18 HAZİRAN 2003
tarihinde yasalaşan ve 24 HAZİRAN 2003 tarihinde
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4902
Sayılı Kanun ile Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Kuvvet
Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı gibi
müstakil bir yapıya kavuşturulmuştur.
9
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
CUMHURİYET DÖNEMİ ÖNCESİ
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI
Mavi Vatanın koruyucusu
SAHİL GÜVENLİK
KOMUTANLIĞI
[ Hazırlayan ] Serkan ÇINAR | SG İda. Kd. Çvş.
Bir deniz coğrafyası üzerinde yer alan ülkemizin denizlerinden sorumlu güvenlik
kuvveti olarak Sahil Güvenlik Komutanlığı; görevlerini 8.333 km’lik sahil şeridi,
karasularımız, Münhasır Ekonomik Bölgesi ve Türk Arama Kurtarma Sahasını
kapsayan ve yaklaşık olarak Türkiye yüzölçümünün yarısına eşit 377.714 km2’lik
deniz yetki alanlarımızda icra etmektedir.
GÖREVLER
10
Sahil Güvenlik Komutanlığı; toplam 9 bakanlık,
13 kurum/kuruluş ile koordineli olarak 22 kanun,
16 yönetmelik ve 9 tüzük çerçevesinde görev icra
etmektedir.
Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı birimlerin
denizlerimizdeki özenli ve düzenli kontrolleri
sayesinde yasa dışı olayların sayısı hissedilir bir
şekilde azalmıştır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı birimleri, gemi ve deniz
araçlarının telsiz, sağlık, pasaport, demirleme,
bağlama, avlanma, dalgıçlık ve bayrak çekme
gibi ilgili kanunlarda belirtilen hükümlere aykırı
eylemlerini önlemek için düzenli olarak kontrollerini
sürdürmektedir.
Yapılan düzenli kontrollerin dışında, alınan ihbarlar
da özenle değerlendirilerek hem taşınan yük
denetlenir, hem de teknelerde can ve mal güvenliğini
sağlayan önlemlerin alınıp alınmadığı tespit edilir.
Böylece gerekli şartları yerine getirmeyen tekne
mürettebatının denize açılması ve kendi hayatlarıyla
birlikte başkalarının hayatlarını da tehlikeye atması
önlenmiş olur.
Ekolojik dengenin korunması açısından da Sahil
Güvenlik Komutanlığı önemli bir rol üstlenir.
Sahil Güvenliğin görevi kapsamına giren en
önemli konulardan biri de deniz ve kıyı kirliliğinin
denetimidir. Kurallar çerçevesinde davranmayan ve
denizleri kirleten tekneler tespit edilir, gerekli şekilde
uyarılır ve yasalar doğrultusunda idari para cezası
uygulanır. Ayrıca denizlerimizde izinsiz ve yasa dışı
avlanan balıkçılar hakkında yasal işlem yapmak da
Sahil Güvenlik birimlerinin görevleri arasındadır.
Denizlerimizin yok edilen kaynaklarının geri
döndürülmesinin olanaksız, kirletilen denizlerimizin
temizlenmesinin de çok zor olması nedeniyle Sahil
Güvenlik Komutanlığı, faaliyetlerinde hedef kitlesi
olan halk kesiminin sürekli olarak bilinçlendirilmesi
gayreti içerisindedir. Bu kapsamda sahil kent ve
kasabalarımızda belirli periyotlarda söz konusu hedef
11
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahillerimizi ve karasularımızı korumak,
denizlerimizde kanunları uygulamak suretiyle can
ve mal emniyetini sağlamak maksadıyla denetimler
yapmak, Sahil Güvenlik Komutanlığının öncelikli
görevidir.
kitleyi bilgilendirme toplantıları düzenlenmektedir.
Türk Arama Kurtarma Bölgesi’nde denizde arama
kurtarma faaliyetlerini koordine ve icra etme
görevi, kuruluş yasası ve 12 ARALIK 2001 tarihinde
yürürlüğe giren Türk Arama Kurtarma Yönetmeliği
ile Sahil Güvenlik Komutanlığına verilmiştir.
Anılan görev, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası
anlaşmalar çerçevesinde ve uluslararası standartlarda
yürütülmektedir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı arama kurtarma
faaliyetlerinin yürütülmesi için, 24 saat süreyle görev
yapan 11 adet merkez tesis etmiş ve tüm unsurlarını
arama kurtarma birliği olarak tefrik etmiştir. Türk
Arama Kurtarma Bölgesi içerisinde her türlü arama
kurtarma faaliyeti bu unsurlar tarafından kesintisiz
olarak yürütülmekte, ayrıca ihtiyaç duyulduğunda
ülkenin her türlü imkanını bu uğurda kullanmak
üzere gerekli koordinasyon sağlanmaktadır.
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI
ANKARA
SG MARMARA VE BOĞAZLAR
BÖLGE KOMUTANLIĞI
SG KARADENİZ BÖLGE KOMUTANLIĞI
SAMSUN
İSTANBUL
SG TRABZON GRUP KOMUTANLIĞI
SG ÇANAKKALE GRUP KOMUTANLIĞI
SG AMASRA GRUP KOMUTANLIĞI
SG ONARIM DESTEK KOMUTANLIĞI - İSTANBUL
SG ONARIM DESTEK KOMUTANLIĞI - SAMSUN
SG İKMAL DESTEK KOMUTANLIĞI - SAMSUN
SG EGE DENİZ BÖLGE KOMUTANLIĞI
SG AKDENİZ BÖLGE KOMUTANLIĞI
İZMİR
MERSİN
SG MARMARİS GRUP KOMUTANLIĞI
SG ANTALYA GRUP KOMUTANLIĞI
SG ONARIM DESTEK KOMUTANLIĞI - İZMİR
SG İSKENDERUN GRUP KOMUTANLIĞI
SG EĞİTİM VE ÖĞRETİM
KOMUTANLIĞI
ANTALYA
SG HAVA
KOMUTANLIĞI
ADNAN MENDERES / İZMİR
SG İKMAL MERKEZİ
KOMUTANLIĞI
İSTANBUL
TEŞKİLAT
12
Sahil Güvenlik Komutanlığı envanterinde tüm Türkiye
sahillerine yayılmış 63 üs/liman/yerleşim yerinde
konuşlanmış muhtelif büyüklükte çok sayıda Sahil
Güvenlik botu, arama kurtarma helikopteri ve Sahil
Güvenlik gözetleme uçağı mevcuttur.
Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde Şubat
2002 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve tüm
Ege Bölgesi’ne yayın yapan Sahil Güvenlik Radyosu
yayınlarını FM 104.7 frekansında, kesintisiz 24
saat sürdürmektedir. Sahil Güvenlik Radyosu,
Komutanlık faaliyetleri, çevre koruması, deniz
sporları, yerli/yabancı yatların konaklayabilecekleri
marinalar, tatil yörelerimiz konularında hazırladığı
programlar ve röportajlar ile müzik yayını ve Türkçe/
İngilizce hazırlanan hava/deniz durumu raporlarını
yayınlayarak sizlerle birlikte olmaktadır.
13
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Komutanlığı belirtilen bu
görevleri yerine getirmek üzere aşağıdaki şekilde
teşkilatlanmıştır. Komutanlık Karargahı, başkent
Ankara’dadır. Komutanlığa bağlı Samsun, İstanbul,
İzmir ve Mersin’de konuşlu 4 Bölge Komutanlığı,
İzmir’de SG Hava Komutanlığı ile bölgelere bağlı
6 Grup Komutanlığı bulunmaktadır. Ayrıca,
İstanbul’da Sahil Güvenlik İkmal Merkezi Komutanlığı
ve Antalya’da Sahil Güvenlik Eğitim ve Öğretim
Komutanlığı bulunmaktadır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlerini en etkin
şekilde icra etmek maksadıyla kendini devamlı olarak
geliştirme ve yenileme gayreti içerisindedir.
14
PROJELERİMİZ
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Arama kurtarma etkinliğini artırmak maksadıyla
Türk tersanelerinde inşa edilmek üzere 1700 tonluk
4 adet Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi
tedarik çalışmalarına devam edilmektedir. Gemiler
Tuzla RMK Marina Tersanesi’nde yapılacak olup ilk
geminin 2010 yılında hizmete girmesi planlanmıştır.
Bahse konu gemiler, Münhasır Ekonomik Bölge ve
Türk Arama Kurtarma Sahasında, açık denizlerde,
ağır deniz şartlarındaki görev ihtiyaçlarını
karşılayacaklardır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tersanelerinde inşa
edilerek hizmete giren 190 tonluk Sahil Güvenlik
Botu Projesi çalışmalarına devam edilmektedir.
İstanbul’daki Yonca Onuk Tersanesi tarafından
inşa edilen ve hizmete giren KAAN 29 Sınıfı Bot
Projesinden istifade ile KAAN 33 Sınıfı Bot Projesi
başlatılmıştır.
Yonca Onuk Tersanesi tarafından inşa edilen ve
hizmete giren KAAN-15 sınıfı bot projesi geliştirilerek
KAAN-19 Sınıfı Süratli Müdahale Botu Projesine
dönüştürülmüştür. İnşa edilen ilk KAAN-19 Sınıfı Bot
Eylül 2006’da envantere girmiş olup projeden elde
edilecek verim değerlendirilecektir.
İnşası tamamlanan botların hizmete girmesi ile
ekonomik ömrünü tamamlayan Sahil Güvenlik botları
bir plan dahilinde hizmet dışına çıkarılmaktadır.
İtalyan AGUSTA firmasından tedarik edilen
hizmetteki AB 412 helikopterlerine ilave helikopter
tedariği için kontrat imzalanmıştır. Bahse konu yeni
helikopterlerin 2008 yılı sonuna kadar envantere
girmesi planlanmıştır.
Keşif-karakol, gözetleme ve arama kurtarma
maksadıyla envanterimize 2002 yılında giren Sahil
Güvenlik gözetleme uçaklarının Sahil Güvenlik
görevleri icrası için entegrasyonu MELTEM-2
Projesi kapsamında devam etmektedir. Proje
kapsamında uçaklar keşif-gözetleme ve arama
kurtarma görevlerine yönelik cihaz ve sistemler
ile donatılacaktır. Projenin 2008 yılı ilk yarısında
tamamlanması planlanmaktadır.
Güvenlik kavramının savunma kavramının önüne
geçtiği yüzyılımızda bu yıl 25’inci yılını kutlayan Sahil
Güvenlik Komutanlığımız, yüreği insanlarımızın
güvenliği ve MAVİ VATAN denizlerimizin geleceği için
atan özverili personeli ile Yüce Önder ATATÜRK’ün
ilke ve devrimleri ile belirlediği rotada azim ve
kararlılıkla ilerlemektedir.
Sualtı yaşamıyla
ÇANAKKALE BOĞAZI
[ Yazı ve Fotoğraflar ]
Tahsin Ceylan
Çanakkale Çam Burnu.
Kamuflaj ustası iskorpit
amforaların arasında rahatlıkla
gizlenebilmektedir.
Bir tutam maviye uzanmak için bu kez Çanakkale’deyiz.
Diplerinde sakladığı tarihi, farklı ekosistemi ve özlem kokan dokusuyla Çanakkale bu
sayıdaki konuğumuz. Objektifimizi boğazın gizemli dünyasına çeviriyoruz. Mavi-yeşil
suların derinliklerinde kabarcık bırakıp bir tutam görüntü almaya gidiyoruz sevdamıza.
Billur kabarcıkların güneşin pırıltısı ile süzülüp büyüyerek yükselmesini duyumsamak
istiyoruz bir kez daha. Her anı özlem-hasret kokan ve tüm yaşanmışlığımızda bizi
sarmalayan o görkemli mavideki yürek haykırışlarımızı denizden deklanşörle taşıyıp
sunmaya gidiyoruz sevdalı ruhumuza... Selam Olsun….
H
er yanı keşfedilmeyi bekleyen farklılıklara
sahip Boğaz’da bu kez ilk defa dalacağımız
bir noktanın heyecanı ile başlıyoruz dalışımıza.
Görüntülemeyi planladığımız alanın yaklaşık 25-30 m
ilerisinden dalıp akıntıyla sürüklenerek 30 metrelerde
buluşuyoruz batıkla.
Boğaz’ın Sestos önlerinde 25-40 m derinlikler
arasında yer alan ve rivayete göre Romalı General
Alexsandros’un sancak gemisi olduğu, Perslerle
girilen deniz savaşında batırıldığı ifade edilen amfora
yüklü batığın görsel verileri eşliğinde boğazı ve
ekosistemini tanımaya çalışacağız. Batık hakkında
sağlıklı bir kaynağa ulaşamadığımızdan ifade bazlı
değerlendirmelerle yetinmek zorunda kalıyoruz.
Çanakkale Boğazı; geçmişten miras kalmış tarihsel
dokusu, savaşları, efsaneleri ve diplerindeki gizemli
dünya ile sürekli araştırmaya değer farklı bir
ekosisteme sahiptir. Karadeniz’i Ege’ye bağlayan bu
geçit her dalışımızda bizi soluksuz bırakacak yeni
keşiflerle ağırlıyor. Uluslararası deniz trafiğinin
yoğunluğu, beraberindeki tehlikelerin yanı sıra
dip fauna ve florasının etkileşimi de bizlere farklı
kapılar aralamaktadır. İndo-Pasifik ya da Atlantik
kökenli birçok canlı türü bölge habitatına uyum
sağlamış ve büyük populasyonlara ulaşmıştır. Kum
Burnu’ndan Çardak Feneri’ne kadar uzanan 94
km’lik yeşil-mavi, tarihin sessiz tanıkları olan birçok
batığı da bünyesinde barındırmaktadır. Boğaz’ın en
dar noktası 1,2 km ile Kilitbahir-Çanakkale arasıdır.
Girintili-çıkıntılı kıyı okları şiddetli yüzey akıntıları
nedeniyle fazla ilerleyememiş, ancak küçük yaylar
çizerek farklı noktalarda kumsallar oluşturmuşlardır.
Kuzey ve orta kesimlerde kıyının daralması akıntının
yön değiştirmesine neden olmakta, kıyı okları
da sisli havalarda gemiler için büyük tehlikeler
oluşturmaktadır. Boğaz’da derinlik Dumlupınar
denizaltısının da bulunduğu Nara Burnu’nun
kuzeyinde 102 m’yi, Çanakkale-Kilitbahir arasında
ise 109 m’yi bulmaktadır. Daralma alanlarındaki
güçlü akıntıların dip birikimine imkan vermemesi
derinliklerin oluşmasını sağlamıştır. Çanakkale
Boğazı’nın da İstanbul Boğazı gibi derin kesimlerinin
deniz suları altında kalan eski akarsu vadileri olduğu
ifade edilmektedir. Boğaz vadisinin bu yüzey üstüne
kurulduğu, daha sonra yükselen aşınımın yüzeyi
kolları ile birlikte içine gömmesiyle bugünkü şeklini
aldığı belirtilmektedir. Boğaz’ın kuzey ağzı ile, Ege
Sarı sünger anemonları (Parazoanthus
axinella) Çanakkale Boğazı ve Kuzey Ege’de
oldukça büyük popülasyona sahiptirler.
18
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Yedi kollu deniz yıldızlarına nadiren
rastlanmaktadır. Bu görüntü Çanakkale
Seddül-Bahir açıklarında bulunan ünlü İngiliz
Amiral Gemisi Majestik Zırhlısı üzerinde
kaydedilmiştir. Deniz yıldızı (Luida ciliari).
Sürekli av baskısına maruz kalan mığrı
(Conger conger) amforanın içinde kendini
oldukça güvende hissetmektedir.
Deniz yaşamındaki biyolojik ışımaya en
iyi örneklerden biridir taraklı deniz anası
(Mnemiopsis leidyi).
20
ağzı arasında yaklaşık 20 cm deniz yüzeyi farkı
bulunmaktadır. İstanbul Boğazı’nda olduğu gibi
Çanakkale Boğazı’nda da üst ve alt olmak üzere iki
farklı akıntı sistemi mevcuttur. Karadeniz’den gelen
ve yaklaşık binde 16-17mg/l tuzluluğa sahip olan su
kütlesi, İstanbul’dan geçerek Marmara’ya girer. Bu
akıntı sularının tuzluluk oranı Marmara Denizi’nde
yaklaşık binde 22-25 mg/l’ye ulaşır, yoğunluğu ise
1,0175 g/cm³ dolayındadır. Boğaz’daki su sıcaklığı
mevsimlere göre değişir, kış aylarında 8-10 °C olan
sıcaklık yaz aylarında ise 20-22 °C civarında seyreder.
Akan su miktarı; güneybatı (lodos) ve kuzeydoğu
(poyraz) rüzgarları, baharda karların erimesi ile
ortaya çıkan su fazlası ve Karadeniz’de Akdeniz ve
Ege’ye oranla daha az buharlaşma olmasının da
etkisiyle farklılık göstermektedir. Bu yüzey suları
Marmara Denizi’ni geçerek Çanakkale Boğazı’na
yaklaşık 25-30 metre kalınlığında bir üst akıntı
biçiminde ulaşır. Hızı saniyede 1,5 m, Ege’ye akıttığı
su mikarı ise yaklaşık 12.600 m³/s’dir. Yaklaşık 25
metreden sonraki derinliklerde, yoğunluğu 1,0295
g/cm³, sıcaklığı ise 14-16 °C gibi sabit değerde olan
daha tuzlu Ege suları bulunur. Tuzluluk oranı binde
39 mg/l olan bu sular saniyede 0,5 m hızla Marmara
Denizi’ne geçer ve Boğaz’ın alt akıntı sistemini
oluşturur.
Boğaz’ın üst ve alt suları O₂ ve taşıdıkları organik
maddeler açısından zengindirler. O₂ değeri
5-6 cm3/l’dir. Ancak Gemlik ve İzmit Körfezi’ndeki
kanalizasyon ve sanayi artıkları yoğun bir deniz
kirlenmesi yaratmakta, bunun sonucundaki O₂
azalması, önceden daha çok olan balık türlerinin ve
miktarının azalmasına yol açmıştır. Gerek Boğaz ve
gerekse Kuzey Ege, sürekli güçlü akıntı sistemlerine
ev sahipliği yapmaktadır. Besleyici elementlerin
yoğunluğu bölgede deniz canlısı istihdamını ve tür
çeşitliligini sürekli artırmaktadır. Balık türlerindeki
azalışa karşın anemon, midye, deniz salyangozları,
deniz telekleri ve deniz hıyarlarında ciddi artışlar
gözlemlenmektedir. Kıyı habitatındaki tür çeşitliliği
sualtı fotoğrafçılarına makro ve geniş açı dahil
bir çok çekim avantajı sağlamaktadır. 30 metre
derinliklerde 1,5 m/s şiddetindeki üst akıntı yerini
0,5 m/s şiddetindeki alt akıntıya bırakmaktadır. 30
metrenin altına inmeye başladığınızda gün ışığının
etkisi tedricen azalıyor ve kapkaranlık diplere doğru
süzülüyorsunuz. Bilinmeyene yolculuk beraberinde
inanılmaz bir heyecan ve mutluluk yaşatıyor sizlere.
21
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Ülkemiz denizlerindeki simbiyotik yaşama (ortak yaşam) çok
iyi örneklerden biridir anemon-karides (Anemon-Anemonia
viridis. Karides Periclimenes aegylios) ortak yaşamı. Anemonun
zehirli tentakülleri arasında oldukça güvende olan karides
temizleyici görevini de en iyi şekilde yerine getirmektedir.
Kıkırdaklı Balıklar ailesinin önemli
bireylerinden biridir vatoz (Dasyatis pastinaca).
Çanakkale Boğazı’nın üst ve alt akıntılarının
birleşme noktasında neredeyse sürü halinde
gezinmelerine tanık olabilirsiniz.
Batıklar ve amforalar ülkemiz denizlerindeki en
önemli sualtı arkeolojik buluntuları arasındadırlar.
35 metreden itibaren su ortamı farklılaşıyor. Soğuk
su tabakası beraberinde sizlere karanlık da olsa net
bir görüş alanı sunuyor. Dibe vardığınızda sınırlı
zaman içinde tespit ve görüntüleme çalışmalarına
başlıyoruz. Daha önce de belirlediğimiz üzere bir çok
endemik canlı türü habitat olarak boğazın soğuk
sularını kullanıyor. Bu derinliklerde görüntülemeye
çalıştığımız canlı türleri ise Pennatulacca takımına ait
yumuşak mercan türleri, Crinoid ve tunikatler önceliğe
sahip. Boğaz seyir trafiğinin uğultusunu tüm şiddeti ile
hissediyorsunuz derinliklerde.
Boğaz’ın ekosistemi bizce sürekli incelenmeye ve
gözlemlenmeye değer bir konu. Bu nedenle özellikle
boğaz dalışlarında belli bir uzmanlık, deneyimli ekip
ve uygun ekipmanla dalmak esastır. Dekompresyonlu
dalışlardan mutlak surette kaçınılması gereklidir.
Zira dalış teknelerine ait çapaların dip yapısının
kum ve silk olması nedeniyle sürekli tarama yaptığı
gözlemlenmiştir. En ufak bir sapma ya da kontrolsüz
davranış, ticaret yolu olması nedeniyle büyük riskleri
de beraberinde getirmektedir. Devasa gemilerin
sizleri farkedebilmeleri neredeyse imkansızdır. Boğaz
dalışlarında güçlü yüzey akıntısının yanı sıra 20
metreler seviyesinde seyreden termocline tabakası
da uygun ekipman kullanımını zorunlu kılmaktadır.
Tedbirin tedaviden önce geldigi ve daha ucuz olduğu
mutlak surette dalış planlamasında hatırlanmalıdır.
Ruhumuzu mavide yıkarken dalış disiplinine mutlaka
özen göstermeliyiz.
Çanakkale Boğazı’nın derinliklerinde deniz
telekleri olarak da adlandırılabilinen yumuşak
mercanlara (Veretillum cynomorium) sıkça
rastlanmaktadır.
Sağlıklı dalışlar dileklerimle...
Mavide kalın, sevgiyi mavide yaşayın.
22
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Ekonomik değeri nedeniyle yoğun bir av baskısına
maruz kalan ıstakoz (Homarus gammarus) ülkemiz
denizlerinde neredeyse nesli tehlike sınırında olan
canlılar arasında yer almaktadır.
Deniz anası (Rhizostoma Pulmu).
Agusta 109-AII
24
[ Hazırlayan ] Fatih TEZCAN | SG Ütğm.
Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığının
nüvesini teşkil eden ilk birlik olan Helikopter Kol
Komutanlığı, 24 Kasım 1992 tarihinde Sahil Güvenlik
Deniz Hava Grup Komutanlığının kurulmasıyla
birlikte Cengiz Topel/İzmit meydanında faaliyetine
başlamıştır.
Deniz Hava Grup Komutanlığı; kuruluşunda
Harekat Subaylığı, Uçak Kol Komutanlığı, Helikopter
Kol Komutanlığı ve Uçak/Helikopter Hat Bakım
Komutanlığı şeklinde teşkilatlandırılmıştır. Birliğe
ilk aşamada 5 Aralık 1992 tarihinde Jandarma Genel
Komutanlığından gövde saatleri 3000 saati aşmış
durumda olan ve teknolojik servis ömürlerinin
sonuna yaklaşan 3 adet AB-206 helikopteri tahsis
edilmiştir. 25 Temmuz 1993 tarihinde Aydın Valiliği
tarafından Sahil Güvenlik Komutanlığına hibe edilen
Moule MX-7 uçağı ise TCSG 10081 numarasıyla Sahil
Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığına katılan ilk
sabit kanatlı hava aracı olmuştur.
Helikopter Kol Komutanlığı; bünyesindeki AB-206
helikopterlerinde bulunan basit ve temel uçuş aletleri
ile İzmit Körfezi’nden Sapanca Gölüne, Kefken’den
İstanbul’a kadar Marmara ve Batı Karadeniz
Bölgesinde; Dalaman İntikalleri ile Fethiye’den
Bodrum’a kadar güney sahillerimizde zor şartlarda
fedakarca görev yaparak denizlerimizin havadaki
koruyucusu olmuştur.
25 Temmuz 1996 tarihinde MX-7 uçağı geçirdiği kaza
kırım sonucu, 23 Aralık 1998 tarihinde ise teknolojik
ömürleri dolan AB-206 helikopterleri hizmet dışına
çıkarılmıştır.
1998 yılında İtalyan Agusta firmasının helikopter alım
ihalesini kazanması ile AB-412 EP helikopterlerinin
avcılığıyla da mücadele etmektedir. Bu kapsamda
yaptığı denetimlerin sonucunda özellikle Marmara
Denizi’nde yoğunluk gösteren yasa dışı avcılık oranında
son yıllarda çok ciddi bir düşüş gözlenmiştir.
24 Aralık 1999 tarihinde Sahil Güvenlik Deniz Hava
Grup Komutanlığının konuş ve kuruluş değişikliği
yapılarak Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı adını
almasıyla birlikte, Helikopter Kol Komutanlığı da
Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı ismini
almıştır. Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı, 2 Şubat
2001 tarihinden itibaren İzmir Adnan Menderes
Havalimanı içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir.
Giderek sanayileşen ve gelişen ülkemizde,
denizlerimize olan ihtiyaç ve talep hızla artmaktadır.
Buna paralel olarak denizlerin de bize ihtiyacı
artmaktadır. Fakat bilgisizlik, ihmalkârlık ya da küçük
çıkar hesapları sonucunda birçok vatandaşımızın
geçim kaynağı olan denizlerimiz ne yazık ki giderek
daha fazla kirletilmektedir. 1 litre makine yağının
1 milyon litre suyu kullanılamaz hale getirdiği
ve ülkemizin çevre standartlarına uyumu için 120180 milyar YTL’ye ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde
durumun ciddiyeti açıkça anlaşılabilir. Sahil Güvenlik
Helikopter Filo Komutanlığı; uçuşları sırasında, sahip
olduğu havadan görüntü kayıt edebilme kabiliyeti ile
gerek kıyı tesislerinden, gerekse yüzer unsurlardan
kaynaklanan her türlü deniz kirliliği ile mücadele
etmektedir. Sahil Güvenlik Bölge, Grup ve Bot
Komutanlıkları ile diğer askeri ve mülki makamlarla
yaptığı koordineli çalışmalar sonucunda deniz kirliliği
yapanlar hakkında gerekli yasal işlemlerin titizlikle
yapılmasını sağlamaktadır.
Kuruluş tarihinden itibaren yüksek görev bilinci
ve özverili çalışma anlayışıyla bir çok zorluğun
üstesinden gelen Sahil Güvenlik Helikopter Filo
Komutanlığı, üstün teknoloji ile üretilmiş olan AB412 EP helikopterlerinin etkin olarak kullanılmaya
başlaması ile görev yoğunluğunu artırmış, sahip
olduğu teknik imkan ve kabiliyetleri kişisel
bilgi, beceri, üstün cesaret ve çalışma azimleri ile
birleştirerek ülkemizin deniz ilgi ve etki alanlarını ve
sahillerini gece gündüz kontrol eder hale gelmiştir.
Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı personeli
ülke ekonomisine doğrudan olumsuz yönde etkisi
bulunan her türlü kaçakçılık faaliyetini sürat
ve gizlilik faktörlerini kullanarak engellemekte,
caydırmakta, baskı ve baskın unsuru olmakta ve
birçok kaçakçının adalete teslim edilmesinde etkin rol
üstlenmektedir.
Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı mensupları,
üç tarafı denizlerle çevrili cennet vatanımızda deniz
canlılarının yaşamlarını sürdürebilmesi, uygun üreme
ortamlarının korunması ve bunun doğal sonucu olarak
milletimizin zengin deniz kaynaklarından en verimli
şekilde faydalanabilmesi için, yasa dışı su ürünleri
Özellikle Arama ve Kurtarma ile Sıhhi Tahliye
görevleri söz konusu olduğunda, gemilerin dahi
denize çıkamadığı ya da çıkmakta zorlandığı olumsuz
hava koşullarında vatanına ve milletine hizmet
aşkıyla çarpan bu cesur yürekler; kar, yağmur, fırtına
demeden; tereddüt ya da korku nedir bilmeden,
gerektiğinde kendi yaşamlarını hiçe sayarak birçok
insan hayatını kurtarmışlardır.
Uçuş ekipleri; görevleri sırasında yapacakları çok
küçük bir hata, dikkatsizlik ya da bilgisizliğin
arkadaşlarının hayatına mal olacağının bilincindedir.
25
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik
HELİKOPTER FİLO KOMUTANLIĞI
alım süreci başlamış ve Off-set anlaşması kapsamında
Aralık 1999 yılında ilk Agusta 109-AII helikopteri
Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığında
uçuşuna başlamıştır.
Sahil Güvenlik
İHBAR ve
TALEP HATTI
26
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Tarih, havacılığın affetmediği hatalardan alınacak
derslerle doludur. Bu yüzden icra edilecek tüm
görevlerde kusursuzluk şarttır. Her işte mükemmeli
yakalamayı hedefleyen bir ufka ve bunu en iyi
şekilde başarabilecek zihni ve bedeni yeterliliğe sahip
olabilmek için, helikopter uçuş ekipleri hassas sağlık
kontrolleri ve zorlu eğitim süreçlerinden geçen istekli
ve başarılı personelden oluşmaktadır.
Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı halen
envanterinde bulunan helikopterleri ve uçucu
personeli ile Batı Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e
kadar deniz ve sahil ilgi ve etki alanlarımızda zaman
mefhumu gözetmeksizin görev icra etmektedir.
Yakın gelecekte, Karadeniz ve Akdeniz’de yeni
Sahil Güvenlik Hava Birimlerinin kurulması, ayrıca
Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı envanterine yeni
helikopterlerin girmesi planlanmakta olup, bu sayede
Sahil Güvenlik Komutanlığının sorumluluk sahası
daha etkin bir şekilde kaplanabilecektir.
Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı, 30
Temmuz 2005 tarihinde Antalya Güneybatısı Suluada
mevkiinde bir gece görev uçuşu esnasında TCSG 503
numaralı helikopterin denize düşmesi sonucu Dz. Yzb.
Süleyman SATIR, Dz. Kd. Ütğm. Bülent SARIKAYA,
Rad. Kd. Çvş. Aydın CANBOLAT ve Rad. Kd. Çvş.
Mevlüt PEKDEMİR’i şehitlik mertebesine uğurlamıştır.
Kuruluş tarihinden itibaren tüm görevlerinde bilgi
ve tecrübesi ile daima mükemmeli yakalamaya
gayret eden, yeniliğe ve gelişime açık, Atatürkçü
düşünce sistemini özümsemiş, cumhuriyetin temel
değerlerine sadık, denizlerimizin koruyucusu, cesur
Sahil Güvenlik Helikopter Filosu personeli; vatanın
bir avuç toprağını, bir damla suyunu canından aziz
bilen 4 takım arkadaşının yolunu izlemekte en ufak
bir tereddüt dahi göstermeyecektir.
Her an tetikte olan Sahil Güvenlik personeli
çoğu kez hayatlarını tehlikeye atma
pahasına görevini büyük bir özveri ile yerine
getirmektedir. ALO 158’i arayarak Sahil
Güvenlik Komutanlığına Türkiye’nin her
yerinden 24 saat ÜCRETSİZ ulaşabilirasiniz.
• Denizde tehlikede olanların yardım talepleri,
• Denizi kirleten her türlü davranış,
• Denizden yapılan her türlü kaçakçılık,
• Yasa dışı su ürünleri avcılığı ve dalış,
• Kıyılarımızdan ülkemize yasa dışı giriş ve çıkışlar,
• Denizlerimizde yapılacak terörist eylemlere ilişkin duyumlar,
konularında ALO 158 telefonunu arayabilirsiniz.
ALO 158 Sahil Güvenlik Özel Hizmet Telefonu Türkiye’nin her yerinden, her an Sahil Güvenlik Komutanlığına ulaşabileceğiniz
bir yardım ve ihbar hattıdır. 158 telefon hattı, hem yardım isteklerinin anında Sahil Güvenlik Komutanlığına ulaşması, hem de
denizlerimizde yapılan kanunsuz eylemlerin ihbar edilmesi amacı ile kurulmuştur.
ALO 158 hattına gelen ihbar ve taleplerinizi değerlendiren Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli derhal olaylara müdahale edecek ve
güvenliğin sağlanması için gereken tüm tedbirleri alacaktır.
Açık denizden ve yurt dışı aramalarda: +90 312 158 00 00
TCSG-130 ve ENEZ
[ Hazırlayan ] Şerif İCARAL | Sey. Kd. Çvş.
28
TCSG-130’un ilk personeli.
Taşkızak Tersanesi’nde inşa edilen TCSG-130, 23 Ağustos 1974 tarihinde denize indirilmiş, 3 Eylül 1975
tarihinde hizmete girmiştir. J – 30 olan borda numarası 1982 yılında TCSG – 130 olarak değiştirilmiştir.
TCSG-130 1994 yılında Taşucu / Mersin limanından Enez / Edirne limanına konuşlandırılmıştır.
Geminin Boyu 40,2 m olup eni ise 6,2 m’dir.
Geminin maksimum sürati 14 knot, iktisadi sürati
ise 10 knot’tır. Ana makineleri 2400 Hp, SACM
195 AGO’dur.
TARİH, BALIK VE SERİN SULAR DİYARI: ENEZ
Antik çağlarda adı Ainos olan Enez, Türk-Yunan
sınırının hemen kıyısında, Meriç Nehri’nin denize
döküldüğü Ege’nin Kuzey sahilinde bir yarımada
üzerinde yer almaktadır. Enez bölgesinin toplam
nüfusu 8356 olup, yüzölçümü 473 km²’dir.
Enez İlçesi’nde genelde Akdeniz iklimi görülmektedir.
İlkbahar ve sonbahar ayları yağışlı, kışları sert ve kuru
geçer. Kışın az kar yağmakla birlikte nemli bir hava
hüküm sürer.
Bölgede devlet karayolu olarak sadece Enez - Keşan
karayolu mevcuttur. Havaalanı yoktur.
Üstteki Resim : J-30 Botu denize indirilirken.
Yandaki Resim : J-30 Botu kızakta.
Edirne İli’ne bağlı sınır kasabası Enez, Cenovalılar’dan
kalma surları, Bizans Kiliseleri ve Osmanlı mimari
eserleriyle bir kültürler mozayiği konumundadır.
SANAT VE KÜLTÜR MERKEZİYDİ
Belde M.Ö. 7500 yıllarına uzanan tarihi zenginliğe
sahip. M.Ö. 1000 yıllarında Poltybria bir Trak kenti
olarak ünlenmiştir. M.Ö. 7. yüzyılda ise Aiolialılar
tarafından tekrar kurulmuş ve Ainos adını almış.
M.Ö. 513-478 yılları arasında tüm Anadolu ve
Trakya toprakları gibi, Pers hakimiyeti altına girerek,
Helenistik Çağ’da, Plolemayoslar’ın egemenliğini
kabul eden Enez, sanat ve kültür merkezi olarak
29
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
TCSG-130 Komutanlığı tarafından 2005 yılında 248
gemi / tekne kontrolü yapılmış ve bunlardan
47 tanesine yasal işlem yapılmıştır. 2006 yılında ise
296 gemi / tekne kontrol edilmiş ve bunlardan
27 tanesine yasal işlem yapılmıştır.
Şirin kasaba; uçsuz bucaksız sahilleri, türlü çeşit
balıklarıyla gözlerden uzak olmanın yalnızlığını
yaşıyor... Edirne’nin Yunanistan sınırına komşu
kasabası Enez, 1960’lı yıllara kadar unutulmuşluğun
acısını yaşamıştır. Eski çağlarda İlyada Destanı’nda,
tarihçi Herodot’un eserlerinde adına “Ainos”
olarak rastlanan Enez, yola kavuştuktan sonra
antik kent olarak Türk turizminin gündemindeki
yerini almaya başlamıştır. Ancak antik kent sınıra
yakınlığı dolayısıyla askeri bölge kapsamında
kendini pek duyuramamıştır. Adnan Menderes
iktidarı döneminde Meriç’in taşmasını önlemek
için nehre paralel bir set inşa edilmiştir. Setin
üstünde dolaşmak, nehre ve vadiye doğru uçuşan
göçmen kuşları izlemek oldukça enteresan gelebilir
ama sınırda olmanın bazı yasakları da beraberinde
getirdiğini unutmamak gerekiyor!...
Ayasofya Kilisesi.
Enez’de sahil keyfi.
30
31
Ortaçağ’da kent Cenovalılar’ın eline geçip uzun
süre liman olarak kullanılmıştır. 1456 yılında Fatih
Sultan Mehmet’in komutanlarından Has Yunus
Bey tarafından Osmanlı topraklarına bağlanan
Enez’de daha sonraları bu komutan adına bir
türbe yapılmıştır. Bugün Enez’de toprak üzerinde
görülen en önemli kalıntı Ortaçağ’a ait kaledir.
Cenovalı Gattelusi ve Doria ailelerine ait olan
surlarda bu ailelere ait armalara da rastlanıyor.
Kale giriş kapısının doğusunda ise Bizans çağına
ait Ayasofya Kilisesi’nin (daha sonra Fatih Camii
haline dönüştürülmüştür), izlerine rastlanıyor.
Türkiye’deki Bizans kiliselerinin en önemlilerinden
biri olan kilise, Apsis (Mihrap kısmı) kuzeye bakarken
Müslümanlarca kıble yönünde çevrilerek yapıya bir
minare eklenmiştir.
Enez, denizle nehrin flörtünden doğan irili ufaklı pek
çok gölün kaynaştığı 483 kilometrekarelik alana sahip
bir ilçedir. Gala Gölü, Tuz Gölü, Karagöl ve Peso Gölü
bunlardan sadece bir kaçıdır. Bir başka deyişle Enez,
suların kavşak noktasıdır. Bir yanda deniz, diğer
tarafta nehir ve alüvyonların oluşturduğu göller...
kefal türünün bembeyaz eti ızgara için ideal sayılır.
Enezliler, yakaladıkları ürünleri pazarlamak için yıllar
önce balıkçılık kooperatifi kurmuşlardır.
4 km uzunluğundaki Altınkum sahili gerçek
anlamda tertemiz bir suya sahiptir. Arıtma sorunu
yıllar önce çözüme kavuştuğu için denize atık
ulaşmamaktadır. Kıyı şeridinde bulunan barakalar
yıkıldığından; yaz aylarında Enezliler denize Villalar
sahilinden girebilmektedir. Zengin balık çeşitlerine
sahip Enez’e, İtalyan avcılık dergileri bile yer
vermiştir. Her yıl Haziran ayında Enez’de av ve balık
festivali de düzenlenmektedir. Balıkçılık özellikle
Sultaniçe ve Vakıfköylülerin uzmanlık alanı olarak
gösterilmektedir. Bölgenin bir özelliği de deniz ile
göllerin birbirine karışmasından dolayı hem tuzlu
hem de tatlı su balıkçılığının gelişmiş olmasıdır.
Meriç Nehri’nde ve Gala Gölü’nde yakalanan yılan
balıklarının müşterisi İtalyanlar’ dır. Kılçıksız ve yağlı
etiyle rağbet görmektedir. Enez’i dünyaya tanıtan bir
başka balık ise “Üzmene Kefali”dir. Deniz ve bataklık
arasında kalan Üzmene Gölü’nde yakalanan bu
BALIKÇIL CENNETİ
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
gelişmeye başlamıştır. M.Ö.190 yılında görece
bağımsızlığını elde etmiştir.
Bahar aylarında Enez’e gidenler, balıkçıl türü kuşların
kalabalıklığı ile karşılaşmaktadırlar. Gerçekten de
temiz hava ve balık türlerinin zenginliği bölgeyi kuş
cennetine çevirmesine neden olmaktadır. Yüzünüzü
okşayan ılık meltem mevsim yaz bile olsa, akşama
doğru sertleşerek üşümenize neden olabilmektedir.
ENEZ ve TCSG-130
Sahil Güvenlik Komutanlığınca 1994’te alınan bir
kararla Sahil Güvenlik botları, “Yaygın Konuş Konsepti”
çerçevesinde muhtelif limanlarda konuşlandırılmıştır.
Bu kapsamda TCSG-130, Temmuz 1994’te
Türkiye’nin Yunanistan sınırındaki bu şirin ilçemizde
göreve başlamıştır. TCSG-130, Enez halkı, balıkçıları
ve denizseverleri ile çok iyi bir diyalog kurarak
denizde emniyete ve ülke güvenliğine yönelik
görevlerini yerine getirmeye devam etmektedir.
Kale İçi’ndeki kazı çalışmaları.
Sahil Güvenlik Komutanlığı
2006 YILI FAALİYET ÖZETİ
[ Hazırlayan ] Genel Sekreterlik
3yasa dışı
göç
YASA DIŞI GÖÇ
arama4kaçakçılı
kurtarma
Sahil Güvenlik Komutanlığı, denizlerimizin korunması ve güvenliğinin sağlanması maksadıyla 24 saat
kesintisiz olarak hizmet etmekte, mavi vatan denizlerimizin gelecek nesillere temiz, güvenli ve kaynakları
tükenmemiş olarak bırakılabilmesi için vatandaşlardan gelecek her türlü desteğe büyük bir önem vermektedir.
Yasa dışı göçü önleme faaliyetleri kapsamında icra edilen
163 operasyonda 1665 yasa dışı göçmen yakalanmıştır.
Yakalanan yasa dışı göçmen miktarında önceki yıla göre
%25 artış olduğu görülmüştür. Ayrıca yasa dışı göç olayına
karışan 45 kişi adli makamlara sevk edilmiştir.
KAÇAKÇILIK
32
Kaçakçılıkla mücadele faaliyetleri kapsamında icra edilen
21 operasyonda 264 ton kaçak akaryakıt yakalanmıştır.
Yakalanan kaçak akaryakıt miktarında bir önceki yıla
oranla %49 artış olduğu görülmüştür. Ayrıca 42 kg
kokain ve 17 kg 215 g eroin ele geçirilmiştir.
ARAMA KURTARMA
33
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Denizde can ve mal koruma kapsamında icra edilen
192 arama kurtarma operasyonunda 510 kişinin
hayatı kurtarılmıştır. Ayrıca, denizde ve adalarda
yaşadıkları sağlık problemleri nedeniyle zor durumda
kalan 91 kişi ilgili sağlık birimlerine ulaştırılmıştır.
2deniz 5yasa dışı s
kirliliği ürünleri av
YASA DIŞI SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞI
Denizlerimizin sahip olduğu ekonomik değerlerin
korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması
kapsamında 19.444 balıkçı teknesi kontrol edilmiş,
bunlardan yasa dışı su ürünleri avcılığı yaptığı tespit edilen
1.266 tekne/kişiye 1.539.568 YTL ceza kesilmiştir.
DENİZ KİRLİLİĞİ
Kirletilen denizlerimizin temizlenmesinin çok zor, yok edilen kaynakların geri döndürülmesinin ise
imkansız olduğu bilincinden hareketle, deniz kirliliği kapsamında yapılan görevlere büyük bir önem veren
Komutanlığımız, icra ettiği görevlerde denizi kirlettiği tespit edilen 51 deniz vasıtasına 258.103 YTL idari
para cezası uygulamıştır. Bunun yanı sıra sosyal sorumluluk bilincinde Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından
2006 yılında ceza kesme yetkisi bulunmayan alanlarda tespit edilen deniz kirliliklerinden 113’ü Büyükşehir
Belediye Başkanlıklarına, 48’i Denizcilik Müsteşarlığına ve 45’i Çevre ve Orman İl Müdürlüklerine
bildirilmiştir. Diğer birim/kurumlara bildirilen olaylar hariç olmak üzere kesilen ceza oranında
bir önceki yıla göre %30 oranında artış meydana gelmiştir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından 2006 yılında denizde toplam 28.426 tekne/deniz aracı kontrol
edilmiş ve bunlardan 4.287’si savcılıklara sevk edilmiştir. 2692 Sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu
kapsamında, denizlerimizde kanunların temsilcisi ve takipçisi olan Sahil Güvenlik Komutanlığının etkin
çalışmaları neticesinde 2006 yılında yapılan kontroller sonucu yasa dışı faaliyette bulunduğu tespit
edilen tekne/deniz aracı miktarında bir önceki yıla göre %61 oranında artış meydana gelmiştir.
BİR DENİZ
HİKAYESİ
[ Hazırlayan ] Doğan SAYGILI | SG Tls. Kd. Üçvş.
Ilıchevsk Limanı, Ukrayna’dan Bartın Limanı’na narenciye almak üzere hareket eden
Malta Bayraklı M/V Flora isimli gemi, 25 Aralık 2006 tarihinde Batı Karadeniz’de
yakalandığı ağır hava ve deniz şartları nedeniyle Amasra Limanı önlerine demir
atmıştır. Ağır deniz şartlarının devam etmesi üzerine gemi demir taramaya başlamış;
dev dalgaların gemiyi hızla sahile atması ve makinalarının arızalanması sonucu
sığınmak zorunda kaldığı Amasra Limanı önlerinden Ahatlar Köyü mevkiine
sürüklenerek karaya oturmuştur.
34
S
Bu faaliyet; 2692 Sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı
Kanunu, Uluslararası Arama ve Kurtarma Sözleşmesi
ve Ulusal Arama Kurtarma Yönetmeliği’nde belirtilen
esaslar dahilinde denizde arama kurtarma görevi
verilen, deniz veya kara olmasına aldırış edilmeden
gösterilen özveri, can kurtarma için harcanan büyük
çaba ve zamanla yarışın göstergesi olan bir kurtarma
faaliyetidir.
Rüzgarın şiddetinin, dalgaların büyüklüğünün
denizden arama kurtarma faaliyetlerinin icrasına
imkan vermediği bir ortamda, yılmadan kendini
görevine adamış, mağdur durumda bulunan insanları
ne şekilde olursa olsun kurtarmaya odaklanmış,
görevi için kendi canını ortaya koyan, bunu bir ilke
edinen Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bir arama
kurtarma timinin ve ümitleri tükenmiş çaresiz
M/V Flora personelinin kaderi, bir anlamda engin
yamaçlardan başlayan, yamaçlardan deniz kıyısına
inen, deniz kıyısından gemiye uzanan halatlarla
kesişmişti.
Hikaye; Ukrayna’dan başlayıp Amasra’da son bulan
yüzlerce deniz mili mesafeden ziyade, umutların
tükendiği anda kendilerini kucaklayan Sahil Güvenlik
Komutanlığı personelinin kolları arasında denizden
karaya uzanan umut dolu bir seyri anlatıyordu.
Arama kurtarma faaliyeti, 25 Aralık 2006 tarihinde
gece yerel saatle 23:45’te M/V Flora isimli gemiden
alınan yardım çağrısı ile başlamıştı. Durum derhal
Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Karadeniz Bölge Komutanlığına bildirilmiş, bilahare
TSCG-127 Komutanlığı ve KEGAK-03 timinin olay
yerine intikal etmesi emredilmişti. Havanın karanlık
olması, rüzgarın şiddeti ve ağır hava ve deniz
şartları havadan kurtarma olanağı sağlamadığı gibi
arama kurtarma timlerinin denizden de olay yerine
ulaşmasını engellemiştir.
M/V Flora; saat 02:00 sularında Amasra Limanı önleri
Ahatlar Köyü mevkiinde sahile 20 metre mesafede
karaya oturmuş, deniz durumunun elverişsiz olması
nedeniyle Arama Kurtarma faaliyetlerine 26 Aralık
sabahı saat 06:00’dan itibaren başlanmıştır.
35
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
ahil Güvenlik Komutanlığı’nın asli görevi
olan, tamamen insani amaçlara hizmet eden
ve kamuoyu önünde büyük önem arz eden arama
kurtarma faaliyetlerinden birisi de Sahil Güvenlik
Amasra Grup Komutanlığı Arama Kurtarma
Timleri tarafından 26 Aralık 2006 tarihinde
gerçekleştirilmiştir.
36
Kurtarma çalışmaları esnasında özellikle 67 yaşında
nefes darlığı ve kalp rahatsızlığı bulunan gemici
Zhorzh SUZANSKY’nin sedye yardımıyla ve diğer
yorgun düşmüş gemi personelinin 45 derece eğimli
arazide tim personelinin sırtında taşınarak yukarı
çıkarılmış olması belki de görevin en zor kısmıydı.
Emniyetli bir şekilde karayoluna çıkarılan personelin
tıbbi müdahaleleri yapılmış, yaklaşık beş saatlik
zorlu bir kurtarma operasyonu sona ererken
kurtarılan personelin gözlerindeki yaşama sevinci
tüm arama kurtarma birimlerinin yorgunluğunu bir
çırpıda söküp atmıştı. Hayat kurtarmanın verdiği
mutluluğun hiçbir şeyle kıyaslanamayacağı bir kez
daha anlaşılmıştı.
Arama kurtarma faaliyeti hiçbir can kaybı olmadan
sonuçlanmış ancak geminin karaya oturması
esnasında baş ve kıç taraftan aldığı darbeler
neticesinde geminin karinasında büyük yaralar
açılmıştı. Hava ve deniz şartlarının elverişli hale
gelmesiyle KEGAK-03 dalış timi ve gemi acentasına
bağlı dalgıçlar tarafından gemi çevresinde dalışlar
yapılmış, karina kontrol edilmiş, geminin makine
dairesi başta olmak üzere alt bölmelerinin deniz suyu
ile dolmuş olduğu, makine dairesindeki kirli yağın
ve yakıt tanklarındaki motorinin denize karışmaya
başladığı tespit edilmiştir.
Gemiden yayılan kirliliği önlemek amacıyla Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı Karadeniz Bölge
Komutanlığı’ndan temin edilen bariyer KEGAK-03
Timi tarafından 28 Aralık 2006 tarihinde, gemi
acentası tarafından getirilen ikinci bariyer ise
31 Aralık 2006 tarihinde gemi etrafına döşenmiş,
müteakiben gemi acentası tarafından kirlenen
bölgelerin temizlenmesi ve kirliliğin dibe çökertilmesi
maksadıyla denize kimyasal maddeler atılmış ve
temizleme işlemi yapılmıştır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın can ve mal
emniyetinin korunması dışında çevreyi de korumak
ve kirletenler hakkında yasal işlem yapma görevini
de yerine getirmesi maksadıyla 2872 Sayılı Çevre
Kanunu gereği gemi donatanına 23.088 YTL idari
para cezası kesilmiş, ayrıca geminin çevre felaketi
yaratmaması için bir an evvel kurtarma çalışmalarının
başlatılması Denizcilik Müsteşarlığından talep
edilmiştir.
Gemi tanklarında ve makine dairesinde bulunan
motorin, yağ ve kirli atıkların denize yayılmasını
engellemek maksadıyla 9-10 Ocak 2007 tarihlerinde
suyla karışık 27,1 ton motorin ve 10 ton kirli yağ,
gemi acentası tarafından temin edilen seyyar tanklar
yardımıyla gemi donatanına ait M/V Frost isimli
gemiye, Sahil Güvenlik Amasra Grup Komutanlığı ve
Bartın Gümrük Muhafaza Müdürlüğü nezaretinde
transfer edilmiştir.
Geminin yarattığı deniz kirliliğinin tespit edilmesi,
kirlilik sonucu oluşacak zararların tazminine esas
olacak masrafların belirlenmesi ve geminin kaza
bölgesinden kurtarılarak güvenli deniz alanına
intikali sırasında oluşması muhtemel deniz
kirliliğinin önlenmesi maksadıyla, 5312 Sayılı Kanun
gereğince 5 Şubat 2007 tarihinde Bartın Valiliği
koordinatörlüğünde, SG Amasra Grup Komutanlığı,
Amasra Kaymakamlığı, Bartın İl Çevre ve Orman
Müdürlüğü ve Amasra Liman Başkanlığının
katılımıyla Zarar Tespit Komisyonu oluşturulmuş,
alınan Komisyon kararlarının uygulanmasına
başlanmıştır. Malta bayraklı M/V Flora isimli gemi, donatanı
tarafından gemi kurtarma maliyetinin yüksek
bulunması sebebiyle Karadeniz Gemi İnşa Sanayi ve
Ticaret A.Ş/ÜNYE’ye satılmış olup, 28 Şubat 2007
tarihi itibariyle geminin yeni donatanı tarafından
başlatılan kurtarma ve yüzdürme çalışmaları 31
Mart 2007 tarihinde geminin kurtarılarak Amasra
Limanı’na demirletilmesiyle son bulmuştur.
37
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Gemi; dik ve uzun bir yamacın altında, ulaşılması
çok zor bir yerde karaya oturduğundan Arama
Kurtarma timinin yaklaşık 300 metrelik bir yamaçtan
aşağı halatlar yardımıyla, çamur ve dikenli bir bitki
örtüsünü aşarak kıyıya ulaşması gerekmiştir. Saat
09:00’dan itibaren kurulan varagele donanımı ile
M/V Flora ile sahil arasında irtibat sağlanmıştı.
TCSG-127 Başçarkçısı Dz. Ütğm. Selçuk YAYLA
kurulan donanım vasıtasıyla gemiye çıkmış, gemi
personelini sakinleştirmiştir. Gemiden ayrılmak
istemeyen gemi kaptanının da ikna edilmesiyle
birlikte 3 Rus ve 7 Ukraynalı personel Arama
Kurtarma Timi nezaretinde saat 11:00 sularında
emniyetli bir şekilde sahile çıkartılmış, sahilden de
yamaçları aşarak Ahatlar Köyü’nü Amasra’ya bağlayan
karayoluna taşınmıştı.
önlenmesi faaliyetleri icra etmek,
• Karadeniz’in doğal kaynaklarının korunması ve balıkçılık
kurallarının ihlalinin önlenmesi amacıyla işbirliği tesis etmek,
• Arama ve kurtarma faaliyetlerinde işbirliği tesis etmek,
• Deniz kirliliğinin önlenmesi ve denizde çevrenin
korunmasını sağlamak,
• Bilgi değişimine yönelik iletişim kanalları kurmak ve
geliştirmek,
• İlgili konularda eğitim vermek amacıyla personel
değişimi programları hazırlamak,
Devletler Sınır/Sahil Güvenlik İşbirliği Forumu (Black
Sea Littoral States Border/Coast Guard Cooperation
Forum- BSCF)’’ kurulmuş, ayrıca BSCF’ye ait bayrak
ve logo kabul edilmiştir.
KARADENİZ’E SAHİLDAR DEVLETLER
SINIR VE SAHİL GÜVENLİK LİDERLERİ
TOPLANTISI
8 Kasım 2006 tarihinde Harbiye Askeri Müze ve
Kültür Merkezi /İSTANBUL’da gerçekleştirilen
“Karadeniz’e Sahildar Devletler Sınır ve Sahil
Güvenlik Liderleri Toplantısı”nda alınan kararlar
şüphesiz önümüzdeki yıllarda Karadeniz’de atılacak
adımların temelini oluşturacaktır. İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir AKSU’nun şeref konuğu olarak açılış
konuşmasını yaptığı toplantıya Bulgaristan, Rusya
Federasyonu, Ukrayna, Gürcistan ve Romanya’dan en
üst düzeyde katılım gerçekleşmiştir.
Bu toplantı ile dönem başkanlığı Gürcistan’dan
Türkiye’ye geçmiştir. Bu kapsamda bir sene sonraki
toplantıya kadar taraflar arasında yapılacak olan
faaliyetlerin koordinasyonu Türk Sahil Güvenlik
Komutanlığı tarafından sağlanacaktır.
İstanbul’da yapılan toplantıda “Karadeniz’e
Sahildar Devletlerin Sınır/Sahil Güvenlik
Makamları Arasındaki İşbirliği Anlaşması’’ beş
devlet tarafından imzalanmış ve işbirliğinin hukuki
zemini güçlendirilmiştir. Romanya iç hukukuna
uygun olarak işlemleri tamamlamasını müteakip
anlaşmayı imzalayacaktır.
İmzalanan bu anlaşma ile ‘’Karadeniz’e Sahildar
• Bölgedeki barış ve istikrarı, Karadeniz’e sahildar ülkeler
arasındaki güven ve güvenlik temelinde geliştirmek,
• Deniz yoluyla gerçekleştirilen uyuşturucu madde,
psikotropik maddeler ile bunların türevleri, mühimmat,
patlayıcı, zehirli, ağır radyoaktif maddeler ve petrol
kaçakçılığını, yasa dışı göç ve diğer yasa dışı faaliyetleri
engellemek amacıyla tarafların Sınır/Sahil Güvenlik
Teşkilatları arasında mevcut ilişkileri geliştirmek,
ayrıca Karadeniz’deki seyir emniyeti ve güvenliğini
güçlendirmek,
• Terörizme karşı ve kitle imha silahlarının yayılmasının
Yine bu toplantıda alınan karar gereğince şüpheli
gemi bilgilerini aktarmak üzere Rusya Federasyonu
tarafından geliştirilen Otomatik Bilgi Değişim
Sistemi 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren asıl bilgi
değişim aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
BSCF’nin yıllık faaliyetlerini koordine etmesi
maksadıyla dönem başkanlığını yürüten Türk Sahil
Güvenlik Komutanlığı tarafından BSCF Sekretaryası
kurulmuştur. Sekretarya tarafından hazırlanan BSCF
Yıllık Çalışma Planına göre;
• Bilgi Değişimi Çalışma Grubu Nisan 2007’de
Bulgaristan’da,
• BSCF “Uzmanlar Toplantısı” Mayıs 2007’de Türkiye’de,
• “Radyoaktif Madde ve Silah Parçalarının Karadeniz
Bölgesinde Dolaşımının Engellenmesi” konulu Çalışma
Grubu Toplantısı Temmuz 2007’de Gürcistan’da,
• Black Sea Hawk 2007 Tatbikatı Eylül 2007’de
Karadeniz’in uluslararası sularında,
• Sekizinci Karadeniz’e Sahildar Ülkeler Sınır/Sahil
Güvenlik Liderleri toplantısı Kasım 2007’de
Bulgaristan’da icra edilecektir.
39
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Güvenlik kavramının savunma kavramının önüne geçtiği yüzyılımızın güvenlik kuvveti olan Sahil Güvenlik
Komutanlığı; deniz yetki alanlarında ulusal ve uluslararası hukuku etkin kılmak, can ve mal güvenliğini
sağlamak üzere görevlerini yerine getirmeye devam etmektedir. Karadeniz’in kendine has yapısı nedeniyle
Sahil Güvenlik Komutanlığı Karadeniz’deki faaliyetlere özel bir önem atfetmektedir.
Türkiye’nin girişimi ile ilki 2000 yılında İstanbul’da
icra edilen “Karadeniz’e Sahildar Devletler Sınır
ve Sahil Güvenlik Liderleri Toplantısı” her yıl bir
ülkede olacak şekilde yapılmaktadır. Toplantılarda
alınan kararlar çerçevesinde Karadeniz’e sahildar
devletler sınır sahil güvenlik birimleri arasında
işbirliği geliştirilmeye çalışılmış, 2003 yılında
Bulgaristan’ın Burgaz kentinde Karadeniz Sınır
Koordinasyon ve Bilgi Merkezinin (The Black Sea
Border Coordination and Information Center)
kurulması, işbirliğinde önemli bir aşamayı
oluşturmuştur.
BSCF Karadeniz’e sahildar devletlerin üyeliğiyle sınırlı
bölgesel bir düzenleme olup tüm karar/hükümler
tarafların oybirliği esasına göre alınacaktır.
BSCF aşağıdaki görevleri yerine getirecektir:
[ Hazırlayan ] Abdülhamit ŞENER | Dz. Kur. Yb.
38
BSCF, Karadeniz’e Sahildar Ülkeler Sınır/Sahil
Güvenlik Kurumları arasında bir işbirliği forumudur.
BSCF toplantı ve müzakereler yapmayı, deneyim,
fikir ve işbirliğini geliştirmeye yönelik temel ilkelerin
paylaşılmasını mümkün kılmayı amaçlamaktadır.
• Karadeniz’de oşinografi ve hidrografi konularında
bilimsel araştırma faaliyetlerini geliştirmek.
• IMO’nun ilk işi, 1914’den itibaren 3 versiyonu1
yayınlanan Uluslararası Denizde Can Güvenliği
Sözleşmesi’nin (Convention for the Safety of Life at SeaSOLAS) yeni versiyonunun 1960’da2 kabulü olmuştur.
40
ULUSLARARASI
DENİZCİLİK ÖRGÜTÜ
[ Hazırlayan ] Emre CEBECİOĞLU | SG Yzb.
TARİHÇESİ
1. maddesinde yer alan Örgütün amaçları;
6 Mart 1948 tarihinde Cenevre’de toplanan
Birleşmiş Milletler Denizcilik Konferansı tarafından
kabul edilen anlaşma ile kurulmasına karar
verilen IMO’nun, kuruluş sözleşmesi 1958 yılında
yürürlüğe girmiş, ilk toplantısı ise 1959’da icra
edilmiştir. Başlangıçta “Hükümetler Arası Denizcilik
İstişare Örgütü” (Inter-Governmental Maritime
Consultative Organization-IMCO) olan ismi ise 1982
yılında, “Uluslararası Denizcilik Örgütü” olarak
değiştirilmiştir.
• Uluslararası ticarette denizciliğe etki eden her türlü
teknik konulardaki uygulamalar ile hükümetsel
düzenlemeler alanında ülkeler arasında işbirliğini ve
gerekli mekanizmaları sağlamak,
IMO Kuruluş sözleşmesinin (IMO Konvansiyonu)
• Deniz güvenliği, seyrüsefer etkinliği ve deniz
kirliliğinin önlenmesi ve kontrolüyle ilgili konularda
uygulanabilecek en yüksek standartların genel
kabulünü teşvik etmek ve kolaylaştırmaktır.
Organizasyon, bahse konu amaçların gerçeklenmesi
için idari ve hukuki konularda yetkilendirilmiştir.
IMO, deniz kirliliğin sonucu olarak maddi zarar gören
kurbanlarının zararlarının daha kısa sürede ve basit
bir şekilde tazmin edilmesi için 1969 ve 1971’de
2 anlaşmayı kabul etmiştir. Her iki anlaşma da
ödenen tazminatların yükseltilmesi için 1992 ve
2000’de güncellenmiştir.
1970’lerde Uluslararası Mobil Uydu Organizasyonunun
(International Mobile Satellite Organization-IMSO)
kurulmasıyla birlikte gemilerin haberleşme
imkânlarında önemli ilerlemeler sağlayan, küresel
arama ve kurtarma sistemleriyle ilgili çalışmalar
başlatılmıştır. Küresel Deniz Acil Durum ve Emniyet
Sistemi (Global Maritime Distress and Safety SystemGMDSS) 1988’de kabul edilerek, 1992’den itibaren
belirli bir plan doğrultusunda yürürlüğe girmiştir.
1999’da ise GMDSS tam operasyonel hale gelerek,
acil bir durumda gemi personeli telsiz üzerinden
yardım isteyecek zaman bulamasa dahi, mesajlaşma
sistemlerinin otomatik hale getirilmesiyle, acil
1990’larda gemilerdeki insan faktörünü ön plana
çıkartan 2 önemli gelişme yaşanmıştır. 1 TEMMUZ
1998’de Uluslararası Emniyet Yönetim Kodu 500
groston ve üzeri yolcu gemileri, petrol ve kimsayal
malzeme taşıyan tankerler, dökme yük taşıyan
gemiler, gaz taşıyan gemiler ile yüksek süratli
teknelere zorunlu hale getirilmiştir. 1 Temmuz
2002’den itibaren ise 500 groston ve üstü diğer tip
kargo gemileri ile Mobil Açık Deniz Sondaj Üniteleri/
platformları da Kod’un kapsamına dâhil edilmiştir.
1978’de yürürlüğe giren Gemi Adamlarının Eğitimi,
Belgelendirilmesi ve Vardiya Tutma Standartları
Uluslararası Sözleşmesi’ne (International Convention on
Standards of Training, Certification and Watchkeeping)
1995 yılında yapılan değişiklikler 1997’de yürürlüğe
girmiştir (STCW 78). Yeni düzenlemeler gemi
adamlarının standartlarında önemli ilerlemeler
sağlarken, aynı zamanda IMO’ya ilk defa Sözleşme
gereğince IMO’ya bilgi sunmaları gereken üye ülkelerin
faaliyetlerini denetleme yetkisi vermiştir.
2000’li yıllar ise 11 EYLÜL 2001 tarihinde ABD’de
meydana gelen terör saldırıları sonrasında, başta
ABD olmak üzere üye ülkelerin yeni talepleri
doğrultusunda deniz güvenliğinin ön plana çıktığı ve
yeni düzenlemelerin yapıldığı bir dönem olmuştur.
Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik
(International Ship and Port Facility Security-ISPS) Kodu
SOLAS’da yapılan değişiklikler neticesinde
1 TEMMUZ 2004 tarihinden itibaren yürürlüğe
girmiştir. Bu Kodun temel hedefi; Güvenlik tehditlerini
tespit etmek ve uluslararası ticarette kullanılan
gemileri ve liman tesislerini etkileyen güvenlik
tehditlerini önleyici önlemler almak amacıyla,
Anlaşmaya Taraf Devletler, Devlet kuruluşları, yerel
makamlar ve denizcilik ve liman endüstrileri arasındaki
işbirliğini kapsayan uluslararası bir yapı tesis etmek
ve uygun ve yeterli deniz güvenlik önlemlerinin
alındığının güvencesini vermektir.
IMO, 1988 tarihli Denizde Seyir Güvenliğine Karşı
Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesine Da­ir Sözleşmeye
(Convention for the Suppression of Unlawful Acts
(SUA) Against the Safety of Maritime Navigation )
yapılan değişiklikleri 2005’de, (2005 SUA Protokolü)
1. 1912’DEKİ “TITANIC” FACİASINDAN SONRA SOLAS’IN İLK VERSİYONU 1914’TE YAYINLANMIŞTIR. İKİNCİSİ 1929’DA KABUL EDİLİP 1933’TE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞ, ÜÇÜNCÜSÜ
İSE 1948’DE KABUL EDİLİP, 1952’DE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR. 2. 1965’TE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR.
41
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
International Maritime Organization:
Seyir emniyeti, IMO’nun en önemli
sorumluluklarından biri olmakla birlikte, deniz
kirliliği konusu; deniz ulaştırmasındaki büyüme
ve özellikle 1967’de meydana gelen ve 120.000
ton petrolün denize yayılmasıyla konunun
vahametini ortaya koyan Torrey Canton petrol
tankeri kazasından sonra, yeni bir problem sahası
olarak ortaya çıkmıştır. Müteakip yıllarda, IMO
tanker kazalarının önlenmesi ve olası kazaların
etkilerinin asgari seviyede tutulması amacıyla bir
dizi önlemi yürürlüğe koymuştur. Petrol tanklarının
temizlenmesi, makinelerin devri-çark edilmesi
gibi rutin operasyonlar sırasında ortaya çıkan ve
deniz kirliliğinden daha fazla tehlike oluşturan
çevre tehdidine odaklanmıştır. Alınan tedbirlerin
en önemlisi, 1973’de yürürlüğe giren ve 1978
protokolüyle güncellenen Uluslararası “Gemilerden
Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Sözleşmesi
ve 1978 Protokolü (MARPOL 73/78)” olmuştur.
Sözleşme, denizlerin petrol, zehirli sıvılar, ambalajlı
zararlı maddeler, pis sular ve çöpler ile kasıtlı olarak
kirletilmesinin önlenmesi ve gemilerin neden olduğu
kaza sonucu doğabilecek deniz kirlenmesinin en aza
indirilmesine yönelik tedbirleri içermektedir.
durumda olan gemilerin dünyanın neresinde olursa
olsun acil durum sinyali gönderebilmesi ve yardım
alabilmesi imkânı sağlanmıştır.
onaylayarak, üye bir devlete, başka bir üye devletin
bayrağını taşıyan bir gemisine; geminin, yükünün
veya gemide bulunan bir kimsenin sözleşme
kapsamında yer alan bir suçun işlenmesine
karıştıkları ya da karışmak üzere oldukları hakkında
makul sebeplerin bulunması durumunda, boarding
yapma (gemiye çıkma) hakkı tanımıştır.
Son olarak, sınır güvenliğinin ve deniz güvenliğinin
artırılması amacıyla, dünya denizlerinde seyir
yapan gemilerin uydu tabanlı sistemler üzerinden
izlenebilmesi amacıyla Gemilerin Uzak Mesafelerden
Tanımlanması ve İzlenmesi (Long Range Identification
and Tracking System-LRIT) sistemi gündeme gelmiş
ve sistemin uluslar arası sularda seyir yapan 300
groston ve üzeri gemilere zorunlu hale gelmesi için
SOLAS değişikliği 2005 yılında kabul edilmiştir.
SOLAS değişikliği 1 OCAK 2008 tarihinden itibaren
yürürlüğe girecektir. LRIT’in 31 ARALIK 2008’den
itibaren operasyonel olması hedeflenmektedir.
Teknolojik alandaki gelişmeler ve denizcilik
alanındaki uygulamalardan alınan dersler,
IMO’nun yürürlüğe koyduğu mevzuatta sürekli
yeni değişikliklerin ve düzenlemelerin yapılmasını
beraberinde getirmektedir
42
ULUSLARARASI DENİZCİLİK ÖRGÜTÜNÜN
TEMEL ORGANLARI
Genel Kurul: IMO’nun en yetkili idari organıdır.
Üye 157 ülkenin katılımı ile  her iki yılda bir veya
gerekmesi halinde acil durumlar için toplanır. Genel
Kurul özetle çalışma programının onaylanması,
bütçenin oylanarak finansal konularda karar verilmesi
ve Konsey üyelerinin seçilmesinden sorumludur.
Konsey: Genel Kurul tarafından 2 yıllık süre için
seçilen Konseyin görevi özetle Genel Kurulun tüm
görevlerinin icrasıdır. Ancak üye ülkelere seyir
emniyeti ve deniz kirliliğinin önlenmesi konularında
ile Konsey tarafından atanır. 1 OCAK 2004’den
itibaren Yunanistan’dan Efthimios E. Mitropoulos
Genel Sekreterlik görevini yürütmektedir.
IMO SÖZLEŞME, PROTOKOL ve EKLERİ3
Türkiye’nin taraf olduğu IMO sözleşme,
protokol ve ekleri
• Kategori B: Uluslararası Deniz Kaynaklı Ticaret ile
yakından ilgili 10 ülkeden oluşur.
(Resmi Gazetede Yayınlanma Tarihleri)
• Kategori C: yukarıdaki kategorilere girmeyen
ancak seyir ve deniz taşımacılığı ile özel ilgisi olan
ve dünyanın büyük coğrafi alanlarının temsil
edilmesini sağlayacak olan 16 ülkeden oluşur. Türkiye
hâlihazırda bu kategoride yer almaktadır.
• Uluslararası Denizcilik Örgütü Kurucu Sözleşmesi
IMO Konvansiyonu 1948 (16.07.1956)
• IMO Konvansiyonu 1993 Değişiklikleri (01.02.2001)
• Uluslararası Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi
SOLAS 1974 (25.05.1980)
Deniz Güvenliği Komitesi: IMO’nun teknik
anlamda en üst seviyedeki Komitesidir. Seyir
yardımcıları, gemilerin yapımı ve donatımı,
mürettebatın güvenliği, denizde çatışmanın
önlenmesi, tehlikeli yüklerin taşınması, seyir
emniyeti prosedürleri ve ihtiyaçları, hidrografik
bilgiler, gemi jurnali ve seyrüsefer kayıtları, deniz
kazalarının araştırılması, denizde can ve mal
kurtarma gibi konular MSC’nin görev alanlarını
oluşturur. Komite, tüm üye devletlere açıktır.
Deniz Çevresini Koruma Komitesi: Gemilerden
kaynaklanan deniz kirliliğinin kontrolü ve
önlenmesine yönelik konulardan sorumlu olan
Komite 1985’de kurulmuştur.
MSC ve MEPC Komiteleri kendilerine bağlı 9 alt
komite ile desteklenmiştir. Alt komiteler tüm üye
devletlere açıktır. Bu komiteler aşağıda sunulmuştur;
• Bulk Liquids and Gases (BLG) Carriage of Dangerous
Goods,
• Solid Cargoes and Containers (DSC)
• Fire Protection (FP)
• Radio-Communications and Search and Rescue
(COMSAR)
• Safety of Navigation (NAV)
• Ship Design and Equipment (DE)
• Stability and Load Lines and Fishing Vessels Safety
(SLF)
• Standards of Training and Watchkeeping (STW)
• Flag State Implementation (FSI)
Hukuk Komitesi: 1967’de meydana gelen Torrey
Canyon kazasından kurulan Komite IMO’nun görev
• Uluslararası Yükleme Hatları Sözleşmesi
Load Lines 1966 (28.06.1968)
• Uluslararası Gemilerin Tonajlarının Ölçümü
Sözleşmesi –Tonnage 1969 (15.11.1979)
• Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü
COLREG 1972 (18.11.1984)
alanı içerisindeki her türlü yasal (hukuki) meselenin
incelenmesinden sorumludur. Komite, tüm üye
devletlere açıktır.
Teknik İşbirliği Komitesi (Technical
Co-operation Committee-TC): 1969’da kurulan ve
IMO Konvansiyonuna yapılan değişiklik ile 1984’den
itibaren kurumsallaşan Komite, IMO’nun görev
sahasına giren konularda teknik koordinasyona yönelik
projelerin uygulanmasından sorumludur. Komite, tüm
üye devletlere açıktır.
Kolaylaştırma Komitesi: Komite uluslararası
denizcilikte gereksiz formalitelerin azaltılmasına
yönelik faaliyetlerden sorumludur. 1972’de kurulan
Komitenin kurumsallaştırılması için 1991’de IMO
Konvansiyonuna yapılan değişiklik henüz yeterli
sayıda üye ülkenin onaylamamış olması nedeniyle
resmi olarak yürürlüğe girmemiştir. Komite, tüm üye
devletlere açıktır.
Sekreterya: IMO’nun Ana Karargâhı ve sekreteryası
Londra/İNGİLTERE’dedir. IMO’nun birçok toplantısı
burada icra edilmektedir. IMO Ana Karargâhında
görev yapan IMO Genel Sekreteri, Sekreterya’ya
başkanlık eder. Genel Sekreter, Genel Kurulun onayı
3. DENİZCİLİK MÜSTEŞARLIĞI’NDAN ALINMIŞTIR.
• Gemi Adamlarının Eğitimi, Sertifikalandırılması ve
Vardiya Tutma Esasları Uluslararası Sözleşmesi-STCW
78 (Onay:20.04.1989) (Resmi Gazete: 29.09.2003)
• Uluslararası Denizde Arama ve Kurtarma
Sözleşmesi-SAR 1979 (24.03.1986)
• Uydular Aracılığı ile Deniz Haberleşmesi Örgütü
Uluslararası Sözleşmesi-INMARSAT 1976
(04.11.1999)
• INMARSAT Operasyonel Değişiklikler –OA 1976
(04.11.1999)
• INMARSAT Değişiklikler 1994 (IMO’da yürürlüğe
girmedi.)
• INMARSAT Değişiklikler 1998 (IMO’da yürürlüğe
girmedi.)
• Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin
Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşmesi
(MARPOL 73/78) ve EKLERİ: (EK I, EK II) EK I; Petrol
ile Deniz Kirlenmesinin Önlenmesi Kuralları, EK II;
Dökme Zehirli Sıvı Maddelerle Deniz Kirlenmesinin
Kontrolü (24.06.1990)
• Gemilerden Atılan Çöplerle Denizlerin
Kirlenmesinin Önlenmesi Kuralları-MARPOL 73/78
Ek V (24.06.1990)
43
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
IMO, yapılanma itibariyle Genel Kurul (Assembly),
Konsey (Council) ve 4 ana Komiteden oluşmaktadır.
Alt komiteler; Deniz Güvenliği Komitesi (Maritime
Safety Committee-MSC), Deniz Çevresini Koruma
Komitesi (Marine Environment Protection CommitteeMEPC), Teknik İşbirliği Komitesi (Technical Cooperation Committee-TC) ve Hukuk Komitesi’dir (Legal
Committee-LEG). Ayrıca Kolaylaştırma Komitesi
(Facilitation Committee-FAL) ile bazı alt komiteleri
bulunmaktadır. IMO’nun faaliyetlerini Sekreterya
koordine etmektedir.
tavsiyede bulunma görevi IMO’nun kuruluş
anlaşmasının 15 (j) maddesi gereğince Genel Kurul’un
yetkisi dahilindedir. Konsey’de 3 farklı statüde üye
devler vardır. Bunlar;
• Kategori A: Uluslararası Gemi Taşımacılığı
hizmetleriyle yoğun olarak uğraşan 8 ülkeden oluşur.
• Tankerlerden Kaynaklanan Petrol Kirliliğinin
Sorumluluğu ve Tazmini Uluslararası Sözleşmesi
CLC 92 (24.07.2001)
• Atıkların ve Diğer Maddelerin Denize Atılmasıyla
Oluşan Deniz Kirliliğinin Önlenmesi Sözleşmesine
(LC1972) dair 1996 Protokolü (24.03.2006)
• Petrol Kirliliğinin Tazmini için Uluslararası bir Fon
Kurulmasına Dair Sözleşme-FUND 1992 (18.07.2001)
• Tehlikeli ve Diğer Zararlı Maddelerden Kaynaklanan
Kirlilik Olaylarına Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale
ve İşbirliği OPRC/HNS 2000 Protokolü (14.06.2007
tarihinde IMO’da yürürlüğe girecektir.)
• Deniz Alacaklarına Karşı Sorumluluğun
Sınırlandırılmasına Dair Uluslararası Sözleşme-LLMC
1976 (04.06.1980)
• Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin
Önlenmesine Da­ir Sözleşme-SUA 1988 (09.10.1990)
• Kıta Sahanlığında Bulunan Sabit Platformların
Güvenliğine Karşı Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesine
Dair Protokol -SUA 1988 Protokolü (09.10.1990)
• Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale
ve İşbirliğine Dair Uluslararası Sözleşme-OPRC 1990
(18.09.2003)
Taraf olma çalışmaları tamamlanmış, henüz
resmi gazetede yayınlanmamış IMO sözleşme,
protokol, ek ve değişiklikleri
(IMO’da Yürürlüğe Giriş Tarihleri)
• SOLAS 1988 Protokolü (03.02.2000)
• Load Lines 1988 Protokolü (03.02.2000)
44
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
• MARPOL (73/78) Sözleşmesi, EK III; Paketlenmiş
Biçimde Deniz Yoluyla Taşınan Zararlı Maddelerden
Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesine İlişkin Kurallar,
(01.07.1992)
• MARPOL (73/78) Sözleşmesi, EK IV; Gemilerden
Kaynaklanan Pissu Kirliliğinin Önlenmesine İlişkin
Kurallar (27.09.2003)
• SUA 1988 Sözleşmesinin 2005 Protokolü (IMO’da
yürürlüğe girmemiştir.)
• SUA 1988 Protokolünün 2005 Protokolü (IMO’da
yürürlüğe girmemiştir.)
• FAL Komitesinin Kurumsallaşmasına dair IMO
Kuruluş Sözleşmesi Değişikliği 1991 (IMO’da
yürürlüğe girmemiştir.)
Taraf olma çalışmaları devam eden IMO
sözleşme, protokol ve ekleri
(IMO’da Yürürlüğe Giriş Tarihleri)
• Deniz Alacaklarına Karşı Sorumluluğun
Sınırlandırılmasına Dair Uluslararası Sözleşmeye
ilişkin LLMC 1996 Protokolü (13.05.2004)
• Gemilerdeki Zararlı Anti-Fouling Sistemlerin
Kontrol Edilmesi Hakkında Uluslararası Sözleşme
AFS 2001 (IMO’da yürürlüğe girmemiştir.)
• Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması Uluslararası
Sözleşmesi-FAL 1965 (05.03.1967)
• MARPOL (73/78) Sözleşmesi 1997 Protokolü,
EK VI (Gemilerden Kaynaklanan Hava Kirliliğinin
Önlenmesi Protokolü) (19.05.2005)
SONUÇ
Hâlihazırda 167 ülkenin üye olduğu ve Türkiye’nin
1958 yılından itibaren dâhil olduğu IMO, denizcilik
alanında Sahil Güvenlik K.lığının da doğrudan yetki
ve ilgi alanlarına giren konularda, değişen dünya
şartları, gelişen teknoloji, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar
doğrultusunda bugüne kadar olduğu gibi, bundan
sonra önemli kararların alınacağı bir örgüttür.
Sahil Güvenlik K.lığı kendi görev sahasına giren
konularda IMO’nun faaliyetlerini yakından takip
etmektedir.
Halen dünyadaki küresel ticaretin % 90’nının denizler
üzerinden yapıldığı dikkate alındığında, denizlerin
ve denizciliğin önemi de ortaya çıkmaktadır. Deniz
sunduğu doğal güzelliklerle birlikte, ticari ve ekonomik
anlamda da var olan en önemli kaynaklardan biridir.
Bulunduğu konum itibariyle, bir deniz ülkesi olan
Türkiye’nin, denizlerdeki hak ve menfaatlerini
koruyarak, denizlerden siyasal, ticari, ekonomik ve
güvenlik anlamında en etkin şekilde istifadesi ile
can ve mal emniyetinin en üst seviyede idamesi için
IMO’nun faaliyetlerini etkin bir şekilde takip etmesi
ve denizciliğin gelişimi için ihtiyaç duyulan iyileştirici
tedbirleri bir an evvel alması önem arz etmektedir.
Bu amaçla, IMO’nun toplantı ve faaliyetlerine iştirak
eden Ülkemizdeki ilgili kurum ve kuruluşlarda
uzmanlaşma sağlanarak, süreklilik ilkesinden hareketle
bu örgütün faaliyetlerine iştirak edilmesi ve ülke
menfaatlerine en uygun kararların çıkması için azami
gayret sarf edilmesi denizciliğimizin geleceğine önemli
katkılar sağlayacaktır.
Yasa dışı göç sorunu büyük ve uluslararası nitelikte
olup, çözümleri Türkiye veya tek başına herhangi bir
ülkenin imkanlarının ötesindedir. Yakalanan bir yasa
dışı göçmenin ülkesine gönderilinceye kadar maliyeti
yaklaşık 2.000 dolardır. Yasa dışı göç sorununun
çözümü ülkelerin tek başına baş edemeyeceği kadar
kapsamlı ve maliyetlidir. Yasa dışı göçle mücadelede
uluslararası külfet paylaşımı bir zorunluluktur.
Olay sayısı ve göçmen sayısındaki artışın, Ortadoğu
ve özellikle Irak’taki çatışmalar ile Afganistan’daki
terör olaylarının devam etmesi ve işsizlik başta
olmak üzere ekonomik problemlerden kaynaklandığı
değerlendirilmektedir.
Sahil Güvenlik Komutanlığının yasa dışı göçü
önleme faaliyetleri özellikle Ege’de zaman zaman
arama/kurtarma faaliyetlerine dönüşmektedir. Bu
kapsamda, 2005 yılında 23, 2006 yılında 13 yasa dışı
göçmen denizden ölü olarak alınmıştır.
2005 yılında Ege’de 1288 (%97), Doğu Akdeniz’de 46
(%3) yasa dışı göçmen ele geçirilmesine karşılık, 2006
yılında Ege’de 1361 (%87), Doğu Akdeniz’de 209
(%13) yasa dışı göçmen yakalanmıştır.
46
YASA DIŞI GÖÇLE MÜCADELE
[ Hazırlayan ] Ahmet GÜR | Dz. Kur. Kd. Alb.
12-13 Aralık 2000 tarihlerinde İtalya’nın Palermo
kentinde düzenlenen bir konferansla Birleşmiş
Milletler üyesi ülkelerin imzasına açılan ve ülkemiz
tarafından 13 Aralık 2000 tarihinde imzalanan ve
4 Şubat 2003 tarihinde yürürlüğe giren Sınıraşan
Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne
(SASMUS) Ek Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Yapılan
Göçmen Kaçakçılığı İle Mücadele Protokolü’ne
(Palermo Protokolü) göre Yasa Dışı Göç; doğrudan veya
dolaylı olarak, mali veya diğer bir maddi çıkar elde
etmek için, bir kişinin vatandaşlığını taşımadığı veya
daimi ikametgah sahibi olmadığı bir taraf devlete yasa
dışı girişi anlamına gelmektedir.
YASA DIŞI GÖÇÜN ÜLKEMİZE ETKİLERİ
Çatışmalar, ekonomik sıkıntılar ve yoksulluk, bazı
Asya, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri vatandaşlarının
daha iyi yaşam koşullarını arzulamaları gibi nedenlerle
ülkemiz yasa dışı göç olaylarından etkilenmektedir.
Türkiye, istikrarsızlığın devam ettiği Afganistan,
Pakistan, Irak, İran, Bangladeş gibi ülke
vatandaşlarının Avrupa ülkelerine geçişi için transit
ülke; Eski Doğu Bloku ülkeleri vatandaşlarının
muhtelif sektörlerde çalışması için hedef ülke; Türk
vatandaşlarının Avrupa ülkelerine yasa dışı geçişleri
bakımından da kaynak ülke olarak yasa dışı göçle
karşı karşıyadır.
YASA DIŞI GÖÇLE MÜCADELE VE
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI
FAALİYETLERİ
Türkiye’de, yasa dışı göçle mücadeleden sorumlu Sahil
Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrükler Muhafaza
Genel Müdürlüğünün aldığı sıkı tedbirler ve etkin
mücadele sonucunda 2005 yılında 57.428; 2006
yılında 42.472 yasa dışı göçmen yakalanmıştır. 1995
ile 2006 yılları arasında yakalanan yasa dışı göçmen
sayısı 600.000’i geçmiştir.
Doğu Akdeniz’de ise yakalamaların; Erdemli, Silifke,
Bozyazı, Taşucu ve Anamur bölgelerinde yoğunlaştığı
tespit edilmiştir.
2005 yılında; 515 Moritanya (%39), 232 Afganistan
(%17), 157 Somali (%12), 106 Irak (%8) ve 85 İran
(%6) vatandaşı; 2006 yılında; 551 Moritanya (%34),
378 Afganistan (%24), 242 Suriye (%12), 143 Filistin
(%9) ve 132 Somali (%7) vatandaşı yakalanmıştır.
Nitekim Didim/Aydın bölgesindeki Panayır Adası
ile ilgili yapılan video çekimlerinde; Ada üzerinde
iskâna elverişli olmayan, ancak barınmaya müsait
kullanım dışı eski yapıların olduğu, Ada’nın yasa dışı
göçmenlerin uzun süre kalmalarına müsait olduğu,
yapılar içerisinde ve civarında kullanılmış eşya,
giyecek ve su ihtiyaçlarını karşılayabildikleri kuyuların
bulunduğu tespit edilmiştir.
Denizlerimizde yakalanan yasa dışı göç olaylarının
bölge bazında incelemesi yapıldığında;
• 2005 yılında % 63’ü; 2006 yılında ise % 70’i
Müsellim Geçidi ve Dikili Boğazında,
• 2005 yılında % 17’si; 2006 yılında ise % 9’u Çeşme
Kanalı’nda,
• 2005 yılında % 5’i; 2006 yılında ise % 11’i Kuşadası
ve Didim bölgesinde,
• 2005 yılında % 11’i; 2006 yılında ise % 2’si Bodrum
ve Hisarönü Körfez bölgesinde meydana geldiği
görülmektedir.
Ayrıca Güneş Adası, Çıplak Ada, Yumurta Adası,
Hakkıbey Adası, Garip Ada, Süngükaya Adası, Kara
Ada ve Panayır Adası organizatörlerin göçmenleri
atma ve geri atmada kullandıkları bölgeler olarak
dikkati çekmektedir.
ULUSAL MEVZUAT
Göçmen Kaçakçılığı kavramı Palermo Protokolü’nde
tanımlandığı şekliyle ilk kez 3 Ağustos 2002 tarihinde
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) eklenen 201/a
maddesiyle ulusal mevzuatımızda yer almıştır. Buna
paralel olarak iç hukukta yapılan yeni düzenlemeler
neticesinde, Göçmen Kaçakçılığı suçu 5237 sayılı
TCK’nın 79. maddesinde tanımlanmıştır. TCK’nın 79.
maddesi;
47
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
YASA DIŞI GÖÇÜN TANIMI
2006 yılında Doğu Akdeniz’deki sahillerimizden
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçişlerde büyük
bir artış olmuştur. Nedenin; Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne
kolaylıkla geçiş ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ndeki
ucuz iş gücüne olan talebin yüksek ve Avrupa Birliği
ülkelerine geçişin kolay olmasından kaynaklandığı
görülmektedir.
1. Doğrudan veya dolaylı olarak maddi menfaat elde
etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına
imkan sağlayan,
48
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına
çıkmasına imkan sağlayan kişi, 3 yıldan 8 yıla
kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile
cezalandırılır.
2. Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarı oranında
artırılır, hükmüne amirdir.
MÜCADELEDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Ülkemizde yasa dışı göçmenlerin yakalandıktan
sonra ülkelerine gönderilinceye kadar geçen süre
içinde barınmaları maksadıyla oluşturulan barınma
merkezlerinin sayısı ve kapasitesi yeterli değildir. Bu
nedenle yakalanan yasa dışı göçmenler, çoğu zaman
geçici ikamet izni verilerek serbest bırakılmakta ve
yasa dışı göç girişimlerini tekrarlamaktadırlar.
Ülkemizde diplomatik temsilciliği bulunmaması
nedeniyle iadede yaşanan sorunlardan doğan
boşluğun farkında olan organizatörlerin gerçekte
Moritanya veya Somali uyruklu olmayan yasa dışı
göçmenlere de yakalandıklarında Moritanya veya
Somali uyruklu olduklarını beyan etmeleri yönünde
telkinde bulundukları, ancak kendi dillerinde sorulan
sorular neticesi bu kişilerin çoğunun Afganistan veya
başka ülke vatandaşı oldukları anlaşılmaktadır.
SONUÇ
Küreselleşmenin beraberinde getirdiği uluslararası
düzensiz göç hareketlerinin dünyanın her tarafına
yayılması, göçmen kaçakçılığı suçunun artması için
uygun bir ortam hazırlamıştır. Düzenli ya da düzensiz
olsun, ekonomik, sosyal veya siyasi nedenlerle,
iş bulma ya da iltica gibi amaçlarla yapılan göç
hareketlerinin altında yapılan göçmen kaçakçılığı
faaliyetleri, günümüzde hem kaynak, hem hedef, hem
de transit ülke olarak çok sayıda ülkeyi etkilemekte
ve bu faaliyetler genellikle uluslararası düzeyde
örgütlenmiş organize suç şebekeleri tarafından
yönlendirilmektedir.
Yasa dışı göç sorununun çözümü; ülkelerin tek başına
baş edemeyeceği kadar kapsamlı ve maliyetlidir.
Yasa dışı göç alanında tüm sınırları etkin bir şekilde
korumanın zorluğu göz önünde bulundurulduğunda,
Türkiye sorundan çok fazla etkilenmekte ve
büyük mali külfetler altına girmektedir. AB’nin
külfet paylaşımında bulunmasının yasa dışı göçle
mücadelede etkinliği artıracağı değerlendirilmektedir.
KAYNAKLAR:
1. FURKAN ŞEN, GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI, İNSAN TİCARETİ, ORGAN-DOKU TİCARETİ,
KOM/TADOC YAYINLARI.
2. TÜRK CEZA KANUNU.
3. SINIRAŞAN ÖRGÜTLÜ SUÇLARA KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ’NE
(SASMUS) EK KARA, DENİZ VE HAVA YOLUYLA YAPILAN GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI İLE
MÜCADELE PROTOKOLÜ.
4. TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDA 8 KASIM 2001 TARİHİNDE İMZALANAN GERİ
KABUL PROTOKOLÜ.
ATATÜRK ve DENİZ
[ Hazırlayan] Kaya GÜMÜŞ | SG İda. Üçvş.
Afet İnan, bir yazısında “Mustafa Kemal, bir
sahil çocuğu olduğu için denizi çok severdi”
diyor.
Atatürk, denize yakın olmaktan, yüzmekten ve
kürek çekmekten çok hoşlanırdı. Denizin sakin
dinlendirici güzelliği karşısında Ankara’nın
uzun kış aylarının yorgunluğunu gidermek
amacıyla Florya’daki Deniz Köşkü’nü yaptırmıştır.
Böylece Florya’nın İstanbul’un en gözde plaj yeri
olmasında da etken olmuştur.
50
Atatürk’ün Florya’yı beğenmesi ve orada bir
köşkün yapılma isteği şöyle anlatılır:
1935 yılı Haziran ayının Cuma günü Atatürk,
İstanbul surları dışındaki bir otomobil gezintisi
sırasında Florya’yı yüksekçe bir noktadan uzun
uzun seyrettikten sonra yanındakilere “Bütün
güzelliğine ve yakınlığına rağmen bu deniz
bize küskün görünmüyor mu?” diye sormuştu.
Yanındakiler, onun eliyle işaret ettiği tamamen
bakir sahile bakarken Büyük Önder sözlerine
şöyle devam etmişti: “İstanbul’u fethetmişiz
ama burasını henüz elde edememişiz.” Atatürk
daha sonra sahile inmiş, kumsalda dolaşmış
ve avucuna aldığı kumu inceleyip elini denize
sokmuştu. Buranın doğal güzelliğine, sükunetine,
kumuna ve denizine hayran kalan Ata burada
denizin üzerinde bir köşk yapılmasını istemiş
ve çalışmalara girişilmişti. Hazırlanan planlar
arasında Yüksek Mimar Seyfi Arkan’ın çizdiği
projeyi pek beğenen Atatürk’ün emriyle inşaat
başlamıştı.
KAYNAK:
SÖNMEZ, CEMİL; ATATÜRK’ÜN TABİAT VE ÇEVRE ANLAYIŞI;
TÜRKİYE ÇEVRE VAKFI YAYINLARI; 1997; S.64, 65, 66
51
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
28 Haziran 1935 günü Atatürk, Florya’da tren
yolunun biraz aşağısında otomobilden inince
bu beklenilmeyen geliş ağızdan ağıza derhal
bütün plaja yayıldı ve bütün halk Büyük Önder’in
etrafını sardı. Atatürk evvela kendileri için
yapılmakta olan iskele ucundaki köşke doğru
ilerlediler. Deniz kıyısında 70 metre ileride
kurulmakta olan bu köşkün direklere dayanan
döşemesi ve iskelesi bitmiş gibidir. İnşaatın az
bir zamanda tamamlanması için de büyük bir
gayret sarf edilmektedir. Burasını gözden geçiren
Büyük Şef, ilgili olanlara bazı direktifler verdiler
ve bundan sonra Florya Plajı’nın ve sırtlarının
bayındırlaştırılması işi üzerinde izahat aldılar.
Büyük Önder, bundan sonra kıyıya inerek elleriyle
suyu muayene ettiler ve “Sular sıcak” dediler
ve sonra ilave ettiler: “Buranın kumları da ne
kadar ince, Florya her halde çok güzel bir yer
olacak”. Büyük Şef bundan sonra yeni yapılmakta
olan yolun üzerinde geçerek saylav Kılıç Ali’nin
yaptırdığı küçük modern köşke girip burada bir
süre dinlenmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün inşa edilmesiyle
bu kıyılar birden değerlenivermiş ve İstanbul
Belediyesi de derhal girişimde bulunarak bu
köşkün yanında büyük bir plajın yapımına
başlamıştı. Köşk’ün yapımı sadece 43 gün
sürmüş ve 1935 yılının yaz başında tamamlanan
köşk, Atatürk’ün emir ve istirahatına tahsis
olunmuştur. Atatürk, uzun kış aylarının
yorgunluğunu, yaz aylarını geçirdiği bu deniz
üstündeki köşkte çıkararak bu arada, halkın
arasında denize girmiş ve kürek çekmişti. Ata,
İngiltere Kralı VIII. Edward’ı (daha sonra tahttan
feragat edip Windsor Dükü sıfatını almıştır) bu
köşkte ağırlamıştı. Kral Edward, bu ahşap köşkü
pek beğenmiş ve bunu şu sözleriyle Atatürk’e
ifade etmişti: “Ben bir kralım ama, denizin
üzerinde böyle şirin, sakin bir dinlenme,
düşünme yerim yok. Hele böyle halkın
yanında, halkla beraber bulunmak onlara
erişmek çok ama çok büyük bir şeydir”. Büyük
Atatürk 1937 yılında Fenerbahçe ve çevresindeki
gezinti ve incelemeleri sırasında Fenerbahçe
Burnu’nun Kalamış Koyu’na bakan kıyılarını da
pek beğenmiş ve buradaki mendireğin onarılarak
Fenerbahçe’nin gençliğin deniz sporlarıyla
uğraşacağı bir merkez haline getirilmesini
istemişti. Ancak onun bu emir ve isteğinin
uygulanması yıllar sonra yerine getirilebilmiştir.
Şehitleri ve Şehitlikleriyle
ÇANAKKALE
[ Hazırlayan ] Hakan ÇELİKCAN | SG Yb.
Dur yolcu!
Bilmeden gelip bastığın bu toprak,
Bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Düşün ki hasrolan kan, kemik ve etin,
Yaptığı bu tümsek amansız, çetin.
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN
52
İ
Çanakkale Savaşları’nın genel olarak 18 MART 1915
deniz harekatıyla başlayıp, denizden geçemeyeceğini
anlayan düşmanın 25 NİSAN 1915’te kara
çıkarmasıyla devam eden ve 10 OCAK 1916’da son
düşman askerinin bu toprakları terk etmesiyle biten
bir tarih sayfası olduğu bilinir. Oysa Çanakkale’ye ilk
saldırı 5 KASIM 1914’te yapılır ve Çanakkale Cephesi
fiilen açılmış olur. Çanakkale’nin ilk şehitleri de bu
tarihte verilir.
Bu yazımda ben, savaşın bilinenlerinden çok,
herkesçe pek bilinmeyen ve kabaca “her iki taraftan
250’şer bin insan öldü” diye geçiştirilen şehitler
konusundaki bilgileri sizlerle paylaşmayı düşündüm.
Çanakkale Savaşı’nın geçtiği arazileri 3 yıl boyunca
onlarca kez dolaştım, bölgedeki her bir köye gittim,
oradaki en yaşlılarla saatlerce sohbetler ettim.
Onların anılarını dinledim, evlerinde hatıra olarak
sakladıkları, her birinin bir öyküsü olduğunu
söyledikleri yüzlerce malzeme gördüm.
Düşünün bir, babasının anılarını bize nakleden
Küçük Anafarta Köyü’nde köy kahvesinde oturup
dinlediğim Yusuf Amca, hikayesinin bir yerinden
sonra yaşından beklenmeyecek öyle bir heyecana ve
akıcılığa kavuşuyor ki, o anda 25 Nisan 1915, sabah
06:00’yı yaşadığını hemen anlıyorsunuz. Sesi öyle
bir titriyor ki ve sol gözünden yanağına inen yaşla
“Düşmandan kaçılmaz! Cephaneniz yoksa, süngünüz
vardır, SÜNGÜ TAK!” diye bağıran Mustafa Kemal
Yarbay’a bakar gibi size bakıyor bir an… Yanımıza öte
köyden gelip, az önce oturmuş olan Emin Amca’yı
göstererek, “Aha” diyor. “Emin Onbaşı da yukarı
köyden, Çanakkale Harbi’nde bebeydik biz. Sonra
askerliği beraber yaptık 36 ay, birbirimizin kellesini
çok kurtardık. Ama nice yiğitlere bir şey yapamadık.
Hala onlara yanarım.” Sonra, “Gel benle komutan”
diyor. Kalkıp, kahvenin bir sokak yukarısındaki
evine gidiyoruz. Bir yandan torununun getirdiği
ayranlarımızı içerken, avlunun diğer tarafında kendi
hatıralarını sakladığı odacığına götürüyor bizi. Sürekli
bir şeyler çıkartıyor raflardan. “Bu süngü İngiliz’in”
diyor, “Bizim köyden Memet Dayı vardı, camide
müezzin idi babası. Babası Kafkas’ta, Memet Dayı
53
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
lk sayının basım tarihinin NİSAN 2007 ayı
içerisinde olacağından hareketle, içinde
bulunduğumuz günlerde, takvimlerin ve tarihin
gösterdiği en önemli olay olan 18 MART Çanakkale
Deniz Zaferi konusunda bilgilerimi sizlerle paylaşmak
istedim. Bu noktada yeri gelmişken, 2001-2004
yılları arasında Çanakkale’de 3. Dz. U/S Tb. Komutanı
olarak görev yaptığım süre içerisinde, bölgedeki tarihi
tabyalarda bulunan ve çoğu demirbaşım olan topların
her birinin hikayesini öğrenmemde büyük desteği
olan, aylarca süren detaylı çalışmalarla Çanakkale
Savaşı tarihini en ince ayrıntısına kadar öğrenmemizi
ve öğrendikçe atalarımıza olan hayranlığımızın kat
ve kat artmasını sağlayan ve o dönemde emrinde
görev yapan erinden, en kıdemli subayına kadar tüm
personelin kültürel gelişimine büyük katkısı olan
Çanakkale Boğaz Komutanı Tüma. Deniz KUTLUK’a da
şükranlarımı arz etmek istiyorum…
Bu gün güneş ne zaman batıya geçmişti. Bunu hiç
bilemiyordum. Akşam oluyor, her taraf ve sular
kararıyordu. Gece karanlığı tamamen çökmeden,
sağ kalanlarımız bisküvi, et konservesi ve reçellerle
midelerini teskine uğraşıyor, İngilizler’in bize
bıraktıkları bu gıdaları hesapsız ve gramsız
tüketiyorlardı. Bu gece de durmak bilmeyen
muharebeyle geçti. Sabah alacakaranlığında
Alayımıza (27.Al.) katılmak üzere emir aldık. Bölük
Komutanımız şehit olmuş idi. Zabit Namzedi Medeni
Efendi Bölüğü Keskindere’nin yatağında topladı.
Komutanlığını yaptığım 3. Dz.U/S Tb. K.lığı bağlısı 32. ve 33. U/S Batarya K.lığı arazisindeki meşhur “Dur Yolcu” yazısı.
Resmin alt kısmında Bataryanın Araç sundurması görülüyor. (Fotoğraf için Ç.Kale Hava Rad. Mevzii K.lığı’na teşekkürlerimle)
Çanakkale’de şehit oldular. Aha bu süngüyü babam
elleriyle çıkarmış Memet’in sol böğründen.” Korktum
vermeğe anacığına, saklarım o gün bu gündür” diyor.
Sonra bir başka parça, bir başka hikaye, ve bu böyle
gidiyor…
54
Her biri bir kahramanlık hikâyesi olan çarpışmalarda
öyle şiddetlileri olmuştur ki bir gecede 10.000 vatan
evladı, bu topraklar için toprağa düşmüştür. Yaşanan
cehennemin nasıl bir şey olduğunu biraz daha
gözünüzde canlandırmanıza yardımcı olabilmek için,
Sermet ATACANLI’nın “Atatürk ve Çanakkale’nin
Komutanları” adlı kitabından bir bölüm aktarayım.
Bir arazi düşünün 600 m genişliğinde ve 800 m
uzunluğunda, yani 3-4 futbol sahası kadar bir şey. 83
Rakımlı Tepe burası. 21 HAZİRAN 1915 sabah 05:15.
Fransızlar, 3 gün boyunca topçu ateşinde tutuyorlar.
Fransız sarf kayıtlarına göre bu 3 futbol sahasının
üzerine yağdırılan merminin dökümü şöyle :
7,5’luk top mermisi
6,5’luk top mermisi
Ağır top /Obüs mermisi
Havan mermisi
(Piyade tüfeği mermisi hariçtir)
: 27.000
: 10.000
: 2.700
: 700
1. ATACANLI, SERMET, ATATÜRK VE ÇANAKKALE’NİN KOMUTANLARI, S. 259-260
“2.Tümen’in, 22-23 Haziran günleri zayiatıdır.
79 subay 5800 gedikli ve er.”…1
Şimdi görev yaptığınız birliği düşünün. Denetleme
taburuna tam mevcut çıksanız kaç kişisiniz? Sahil
Güvenlik Komutanlığının şu anki toplam personel
mevcudu 4000 kişi. Bir de 6000 kişiyi bir arada
düşünün. İki gecede eriyor… Ancak bir teselli tarafı
var. Cephanesi olmayan bu 6000 yiğit giderken 2.500
Fransız’ı da yanlarında götürüyorlar.
25 Nisan sabahı Anzak çıkarmasının yapıldığı
sahillere ilk ciddi ve bilinçli müdahaleyi yapan 27.
Alay’ın 12. Bl. Tk. komutanlarından Teğmen Mucip
Efendi’nin hatıralarından okuyalım :
“Üzerinde saatlerce boğuştuğumuz geniş sırtı aşarken,
bu çetin boğuşmanın kanlı bilançosu, düşman
hesabına cidden pek feci bir surette idi. Yüzlerce İngiliz
çocuğu, topraklarımız üzerinde bir daha gözlerini
açmamak üzere yatıyorlardı. Kanlı elbiseler içerisinde
kıvrılmış tıraşlı yüzler, bizde hem intikam, hem de
merhamet hisleri uyandırıyordu. Daha sık çalılarla
örtülü Korkuderesi’nin başına geldiğimiz zaman, sağ
ilerimizdeki sırtlardan çok şiddetli piyade ve makineli
tüfek ateşi karşıladı bizi. Mevzii aldık ve muharebeye
başladık. Fakat ne fena idi ki ilerleyemiyorduk.
Buradan deniz de görünüyor idi ve düşmanın denizdeki
gemileri de üzerimize top ateşi açmışlardı.
Demek ki gün sonunda 164 kişiden geriye bu kadar
kalmışız. Tabura Bölük Kumandanı sıfatıyla vereceğim
ilk tahririn muharebe raporu olması mukaddermiş.”2
Vatan için canlarını su içer gibi, nefes alır gibi, bir
an düşünmeksizin veren insanların, aslında “Türk
İnsanının”, bir Alman gözüyle nasıl göründüğünü,
Çanakkale Cephesinin Komutanı mareşal Liman Von
SANDERS’in emir subayı Bnb. Carl MÜHLMAN’ın
kaleminden okuyalım :
“Anadolu ve Trakyalılar, kent insanlarına nazaran
hizmet için daha elverişli unsurlardır. Köylü olarak çok
bir şey beklemediğinden, hayata ve çok çaba isteyen
işine alışmıştır. Büyük bir beden performansı gösterir.
Ancak yetersiz beslenmelerinden ve hastalıklarla
yeterli mücadele anlayışı olmadığından, düşündürücü
oranda güçten düşme emareleri belirmişti. Kent
ahalisi, sert beden çalışmasına isteksiz olduğundan
ve spor alıştırmalarına alakasız kaldığından, daha az
verimli durumdaydılar… Fatalist (kaderci) bir hayat
görüşüyle pekiştirilmiş olan olağanüstü kanaatkârlığı,
Avrupalı askerin, maruz kaldığı takdirde çok acı
çekeceği zahmetlere ve yoksunluklara katlanmasını
kolaylaştırıyordu. Her bir tabiat halkı gibi Türk insanı
da pratik hizmet dallarında bazı özellikleri doğuştan
taşımakta idi. Ortalama olarak gözleri keskindi.
Yönünü bulmakta iyi bir yeteneği ve ata binmekte
doğal bir becerisi bulunuyordu. Sert ahlaki kavramları
çoğu kez ona egemendi ve temiz bir çevrede geçirilmiş
ilk gençliğinin bir sonucuydu. Nefsine hakim, uyanık,
alçakgönüllü ve çekingendi, sadık ve güvenilirdi. Aldığı
terbiye icabı, amirlerine bağlı olarak, kendisinden
daha yüksek bir iradeye karşı isyankâr değildi. Askeri
Bu satırlardan da anlaşılacağı üzere 1914’teki Türk
insanının yaradılış, davranış ve karakter özellikleriyle
günümüz Türk’ü arasında pek fark yoktur. Yine
kaderci, yine sürü güdüsünde hareket eden, yine azla
yetinen, az çalışan, buna rağmen çok yorulan… Ama
sebatkâr, dürüst, mert, güvenilir, sadık, kısaca temiz
bir ırkız. Yani manevi değerlerimiz yüksek…
2. ATACANLI, SERMET, ATATÜRK VE ÇANAKKALE’NİN KOMUTANLARI, S. 268-269 3. MÜHLMAN, CARL, ÇANAKKALE SAVAŞI - BİR ALMAN SUBAYIN ANILARI, S. 12-13
55
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
İşte bu yazımda sizlere, adlarını hiç kimsenin
hatırlamadığı ve şairin “Sana dar gelmeyecek makberi
kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem,
sığmazsın” dediği o “Memet”lerle ilgili bildiğim,
okuduğum, dinlediğim bilgilerden derlemeler
sunacağım.
Mareşal Liman Von Sanders’in 24 Haziran 1915’te
Genelkurmay Başkanlığına (Enver Paşa) gönderdiği
zayiat raporu :
Önce bir emir: Eş tuuuut !
Yorgun bir kumanda: Sağdan say !
Zayıf sesler: …bir…iki…üç…dört… ve en nihayet 18
sondur !
disipline seve seve tabi oluyordu. Bu özellikleri, bir
başka ulusta rastlamadığımız derecede, onu kendisini
feda etmeye elverişli kılıyordu. Halkın %90’ı okuma
yazma bilmemekteydi. Bu nedenle iyi manevi
yaradılışı, sadece kendisinden yararlanılamamış
olmakla kalmıyor, tersine manevi tembellik içinde
yozlaşıyordu. Kendi başına düşünme gücü ve yargı
yeteneğinden uzaktı. Sürekli yönetilmeye ihtiyacı vardı.
Komutansız kaldığında ya da bizzat karar vermesi
gerektiği durumlarda, kendine güvenini yitiriyordu.
Harekete geçmek için kendini toparlayamıyor, emir
bekliyor ve dış etkenlere karşı yargısız ve fikirsiz
kalıyordu. İslam dininin öğretisi içinde yetiştirilmiş
olarak, değiştirilemez bildiği kaderin güçlerine inanç
besliyordu. Bu ruh durumunun dışa yansıması olarak,
bir tür kitle telkini altında kalıyordu. Bu korkulan ve
panik uyandıran bir ruh durumuydu. Ancak bu ruh
durumu nasıl çabucak yayılıyorsa, bir yol göstericinin
iradesi kendini belli ettiğinde birden ortadan
kalkıyordu.”3
İşte bu değerler, haritada yerini bile bilmedikleri
toprakları ele geçirmek için gelmiş ordular karşısında,
kendi öz vatanını savunan vatan evladına, bir an bile
düşünmeksizin ve tereddüt etmeden canını verdiren
hasletlerdir.
Atatürk’ün, “önündeki arkadaşının öldüğünü görüyor,
üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, buna rağmen en ufak
bir tereddüt göstermeden düşmanın üzerine atılıyor”
dediği Türk Askeri işte bu ırkın evlatlarıdır. Ata’nın bu
sözleri ne askere moral vermek, ne de Türk Halkına
hamaset olsun diye söylenmiş sözlerdir elbette. Ona
bu sözü söyleten gerçek, Alan MOOREHEAD’in
“Gallipolli” adlı eserin tercümesinde 18/19 Mayıs
gecesi 2. Tümenin biri ihtiyatta bulanan üç alayıyla
Arıburnu çarpışmalarının anlatıldığı bölümde,
imzasız bir dip not olarak, tercümeyi yapan Günay
SALMAN’a atfen Fikret GÜNESEN’in Çanakkale
Savaşları adlı kitabında şöyle yer almaktadır :
56
“Bölüklerin mevcutları, en acemisi 6. atış görevini
yapmış 250’şer er. Alaylar üç taburlu, taburlar dörder
bölüklü. Buna göre ilk iki alayın toplam mevcudu 100
subay ile birlikte 6.144 kişi. Saldırı cephesi 800 m
olduğuna göre 800/6144=13 cm. Yani bir kişiye
13 cm’lik yer düşüyor. Bir insanın genişliği en az 60
cm olduğuna göre, 60/13= 4 (yaklaşık). Bu demektir
ki saldıran birlikler bitişik sık nizam halinde 4 sıra
halinde idiler.
Sonunda Çanakkale geçilememiştir. Ama gözlerini
“Hasta adam”dan ele geçirilecek mirası paylaşma
hırsı bürümüş canilerin bu teşebbüsü yaklaşık yarım
milyon cana mal olmuştur. Bugün Çanakkale Gelibolu
Yarımadası üzerinde her metrekare toprakta mutlaka
bir insan parçası gömülüdür. Her ne kadar bunlar
zaman zaman toplanmış ve bu maksatla düzenlenmiş
şehitliklerde muhafaza altına alınmışlarsa da halen
bulunamayan ve bilinemeyen binlerce insanın
kalıntısı bu topraklarda gömülüdür. Oralarda
yaşayanlar şiddetli yağmurlardan sonra akan toprağın
bazen insan kemiklerini açığa çıkardığını anlatırlar.
Siperleri dolaştığınızda bir mermi, bir boş kovan ya da
bir üniforma düğmesi bulmamanız mümkün değildir.
TÜRK KAYIPLARI
Şehit
57.034
Yaralı
97.864
Kayıp
11.178
Hava Değişimi
7.084
TOPLAM
207.507
İNGİLİZ KAYIPLARI
Ölü
43.000
Yaralı
72.000
Kayıp
90.000
Hava Değişimi
-
TOPLAM
205.000
FRANSIZ KAYIPLARI
Ölü
3.707
Yaralı
17.371
Kayıp
6.047
Hava Değişimi
27.873
TOPLAM
54.998
Türk ya da düşman, bu topraklar üzerinde canlarını
verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olan
Mehmetçikler ve onlarla yan yana, koyun koyuna
yatan yüz binlerce insanın anıları, ruhları bu
topraklara ayak bastığınız anda sizleri karşılayacaktır.
Çanakkale Şehitler Anıtı (Abide) ya da 57. Alay
şehitliğini gezerken mezar taşı kitabelerindeki yazılar
dikkatinizi mutlaka çekecektir.
AMASYA MERKEZ – YUSUF OĞLU ALİ – 20 YAŞINDA
BURSA KARACASU – HASAN OĞLU NAZIM – 19 YAŞINDA
ÜSKÜP – CAFER OĞLU HAFIZ – 21 YAŞINDA
AĞRI PATNOS – EDİP OĞLU NEBİ – 16 YAŞINDA
DİYARBAKIR LİCE – HAMZA OĞLU MEHMET – 20 YAŞINDA
İSTANBUL – KEVORK OĞLU ANDONİDİS – TABİP – 25 YAŞINDA
Bu topraklar için orada canlarını verenler ne
memleketlerini, ne dinlerini, ne etnik kökenlerini
düşünmüşler, gerçekten “Bu topraklar için” canlarını
vermişlerdir. Günümüz Türk’ü için buradan
çıkarılacak dersler yok mudur?
Saygılarımla...
4. GÜNESEN, FİKRET, ÇANAKKALE SAVAŞLARI, S. 190 5. ÇANAKKALE BOĞAZ KOMUTANLIĞI, ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞLARI, S. 282, 285, 286
Türk şehitlerinin tamamı isim isim kayıtlıdır ve bende de tam bir listesi mevcuttur.
Bu toprakları ziyaret etmeyi düşünenlere rehber olması düşüncesiyle şehitliklerin de tam listesini burada vermek yararlı olacaktır.
TÜRK ŞEHİTLİKLERİ VE ANITLARI
1. Mecidiye Şehitliği Anıtı (Kilitbahir
Namazgah Tabyasına 200 m güneyi)
2. Onbaşı Seyit Anıtı (Namazgah Tabyası
ve Kilitbahir Kalesi 200 m güneyi)
3. İstihkam Yzb. Tahir Bey Anıtı
(Değirmen Burnu Tabyası önü)
4. İsimsiz Topçu Yzb. Şehitliği
(Kilitbahir Köyü Eceabat çıkışı)
5. Çamburnu Balkan Harbi Şehitler Anıtı
(Eceabat-Seddülbahir Yolu 2. km)
6. Eceabat Yzb. Şehitliği (Milli Park Merkezi içi)
7. Yarbay Hüseyin Avni Bey Mezarı (57. Al.K.)
(Conkbayırı Yolu)
8. Yüzbaşı Mehmet Şehitliği
(Queen’s Post Mezarlığı karşısı)
9. 57. Al. Şehitliği ve Anıtı
(Kabatepe-Conkbayırı yolu)
10. Mehmet Çavuş Anıtı (Cesarettepe)
11. Conkbayırı-Mehmetçik Anıtı Yazıtları
(Conkbayırı)
12. Ütğm. Nazif Çakmak Anıtı
(Yeni Zelanda Anıtı kuzeybatısı)
13. Çanakkale Şehitleri Anıtı ve Şehitliği
(Eski Hisarlık Tepe)
14. İlk Şehitler Anıtı (Seddülbahir Kale içi)
15. Seddülbahir Cephanelik Şehitliği
(Seddülbahir Koyu)
16. Er Halil İbrahim Mezarı
(Seddülbahir Kalesi 500 m batısı)
17. Yahya Çavuş Şehitliği ve Anıtı
(Ertuğrul Koyu kuzeyi)
18. Yarbay Hasan Bey Mezarı
(Hisarlık Yolu Kerevizdere yakını)
19. Akbaş Şehitliği ve Anıtı
(Akbaş Limanı kuzeyi)
20. Çamtekke Şehitliği (Kumköy)
21. Yarbay Halit Bey ve Yarbay Ziya Bey
Mezarları (Anafartalar Mezarlığı)
22. Müftü Efendi Mezarı
(Anafartalar Mezarlığı)
23. Topçu Ütğm. Hasan Tahsin Mezarı
(Anafartalar Mezarlığı)
24. Havuzlar Şehitliği ve Anıtı
(Kilitbahir-Alçıtepe yolu 3. km’si)
25. Mülazım-ı Sani Mustafa Efendi Mezarı
(Alçıtepe Köyü 2 km kuzeyi)
26. Son Ok Şehitliği ve Anıtı
(Alçıtepe Köyü kuzeybatısı)
27. Sargıyeri Şehitliği ve Anıtı
(Alçıtepe 1 km batısı-Zığındere Vadisi kuzey ucu)
28. Zığındere Nuri Yamut Anıtı
(Alçıtepe Köyü 2.5 km batısı)
29. İsimsiz Topçu Şehitliği (Alçıtepe Köyü yolu)
30. Bnb. Çırpanlı Ali Zeynel Abidin ve Hemşire
Erika Mezarları (Yalova Köy Mezarlığı)
31. Barbaros Deniz Şehitliği ve Anıtı
(Çanakkale Mrk. Nara yolu)
32. Hastane Bayırı Şehitliği
(Çanakkale Mrk. İl Jan. Al.K.lığı karşısı)
33. Hasan-Mevsuf Şehitliği
(Dardanos Bataryası-İntepe)
34. Hamidiye Şehitliği ve Anıtı
(Biga Yarımadası tarafı)
35. Biga Namazgah Şehitliği (Biga)
36. Lapseki-Çardak Arıburnu Şehitliği
(Çardak Kasabası)
37. Kumkale Şehitliği (Kumkale Köyü)
38. İntepe Hava Şehitliği (İntepe)
YABANCI ANIT MEZARLIKLARI
1. Lone Pine Mezar Anıt (Yalnız Çam)
2. Johnston’s Jolly Mezarlığı (Kanlısırt)
3. 4th Batallion Parade Ground Mezarlığı
(Braund Tepesi)
4. Courtney’s & Stee’s Post Mezarlığı
(Merkeztepe)
5. Queen’s Post Mezarlığı (Bomba sırtı)
6. The Nek Mezarlığı (Korku Deresi güneyi)
7. Walker’s Ridge Mezarlığı (Yüksek Sırt)
8. Baby 700 Mezarlığı
(Merkeztepe-Conk Bayırı yolu)
9. The Farm Mezarlığı (Conk Bayır yolu)
10. Chunuk Bair Mezarlığı ( Conk Bayırı)
11. Shell Gren Mezarlığı (Keltepe batısı)
12. Beach Mezarlığı
(ANZAC Koyu çıkarma noktası)
13. Shrapnel Valley Mezarlığı
(Küçük Arıburnu Anıtı güneyi)
14. Plugge’s Plateau Mezarlığı (Haintepe)
15. Arıburnu Mezarlığı
(Anzac Koyu kuzay ucu)
16. Canterbury Mezarlığı
(Arıburnu yolu doğusu)
17. No:2 Outpost Mezarlığı (Şapkatepe eteği)
18. New Zealand No:2 Outpost Mezarlığı
(No:2 Outpost’un 100 m kuzeyi)
19. Embarkation Pier Mezarlığı
( Çatlakdere ağzı)
20.7th Field Ambulance Mezarlığı
(Arapören-Üçtepe deniz tarafı)
21. Hill 60 Mezarlık ve Anıtı
(Bombatepe Zirvesi)
22. Skew Bridge Mezarlığı
(Seddülbahir- Alçıtepe yolu doğusu)
23. Fransız Savaş Mezarlığı ve Anıtı
(Morto Koyu tepesi)
24. V Beach Mezarlığı (Ertuğrul Koyu)
25. Cape Helles Anıtı
(İlyas Baba Feneri 250 m kuzeydoğusu)
26. Lancashire Landing Mezarlığı
(Karacaoğlan Tepe)
27. Pink Farm Mezarlığı (Feyzullah Çiftliği)
28. Azmak Mezarlığı ( Kireçtepe sırtı eteği)
29. Hill 10 Mezarlığı (Softatepe)
30. Gren Hill Mezarlığı (Mestantepe)
31. Lala Baba Mezarlığı (Lala Baba mevkii)
32. 12 Tree Corps Mezarlık ve Anıtı
(12 Ağaç Koruluğu)
33. Redoubt Mezarlığı
(Alçıtepe-Seddülbahir yolu 1200 m batısı)
34. British Consular Mezarlığı
(Çanakkale Merkez)
57
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
O gece saat 03:30’dan, 04:00’e kadar yarım saatte
her iki alaydan toplam 60 subay ve 5.000 er şehit
verilmiştir. Sabaha kadar devam eden taarruzlarda,
kayıplar 9.000’e yükselmiştir. (Atatürk’ün 19.
tümeni Arıburnu taaruzlarında 80 subay ve 10.887
mevcudundan 13 subay 1181 er şehit vermiştir)”4
9 ay süren bu kanlı ama “tarihin gördüğü son
centilmen savaş” olarak tarih kitaplarında yerini alan
mücadelede her iki tarafın kayıpları şöyledir:5
2007 YILI MALULİYET VE OEMS YARDIMI TABLOLARI
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ
DAYANIŞMA VAKFI
1. ve 2. DERECE
BAĞIŞ
YAPILAN
AYLAR
“Felaket başa gelmeden önce, onu önleme ve
ondan korunma çarelerini düşünmek gerekir.”
VAKFIN AMACI
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli; subay, astsubay, sivil memur,
uzman jandarma ve uzman erbaşlardan hizmette bulundukları süre
içinde vefat edenlerin eş, çocuk, anne ve babaları ile malul olanların
kendilerine, sosyal ve ekonomik destek sağlamaktır.
YARDIM ÇEŞİTLERİ
• Vefat Yardımı
• Maluliyet Yardımı
• OYAK Emekli Maaş Sistemi Yardımı (OEMS Yardımı )
VEFAT YARDIMI
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken vefat eden personele (vefat
ettiği yıl içinde ve vefat tarihinden önce Vakfa bağışta bulunmuş olma
koşulu ile) Vakıf Yönetmeliği esaslarına göre, fiili hizmet yılı dikkate
alınarak yapılan yardımdır (Tablo – 1).
58
Vefat yardımının hesaplanmasında, personelin Fiili Hizmet Yılı
hizasındaki Gösterge ile Memur Maaş Katsayısının çarpımından elde
edilen tutar esas alınmaktadır.
Örneğin; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken 1. fiili hizmet yılı içinde
vefat eden personelin evli ise eşine ve çocuğuna, bekar ise anne ve
babasına 1. yarıyılda 650.000 x 0,046985 = 30.540,25 YTL, 2. yarıyılda ise
650.000 x 0,047390 = 30.803,50 YTL vefat yardımı yapılacaktır (Tablo–1).
MALULİYET YARDIMI
2
1. YARIYIL
650.000
625.000
0,046985
0,046985
2. YARIYIL
0,047390
0,047390
30.540,25
29.365,63
2. YARIYIL
1. YARIYIL
2. YARIYIL
1. YARIYIL
2. YARIYIL
1. YARIYIL
2. YARIYIL
250.000
0,046985
0,047390
11.746,25
11.847,50
31.724,29
32.215,63
43.470,54
44.063,13
2
ŞUBAT
250.000
0,046985
0,047390
11.746,25
11.847,50
31.724,29
32.215,63
43.470,54
44.063,13
3
MART
240.000
0,046985
0,047390
11.276.40
11.373,60
31.724,29
32.215,63
43.000,69
43.589,23
4
NİSAN
230.000
0,046985
0,047390
10.806,55
10.899,70
31.724,29
32.215,63
42.530,84
43.115,33
5
MAYIS
220.000
0,046985
0,047390
10.336,70
10.425,80
31.724,29
32.215,63
42.060,99
42.641,43
6
HAZİRAN
210.000
0,046985
0,047390
9.866,85
9.951,90
31.724,29
32.215,63
41.591,14
42.167,53
7
TEMMUZ
200.000
0,046985
0,047390
9.397,00
9.478,00
31.724,29
32.215,63
41.121,29
41.693,63
8
AĞUSTOS
190.000
0,046985
0,047390
8.927,15
9.004,10
31.724,29
32.215,63
40.651,44
41.219,73
9
EYLÜL
180.000
0,046985
0,047390
8.457,30
8.530,20
31.724,29
32.215,63
40.181,59
40.745,83
10
EKİM
170.000
0,046985
0,047390
7.987,45
8.056,30
31.724,29
32.215,63
39.711,74
40.271,93
11
KASIM
160.000
0,046985
0,047390
7.517,60
7.582,40
31.724,29
32.215,63
39.241,89
39.798,03
12
ARALIK
150.000
0,046985
0,047390
7.047,75
7.108,50
31.724,29
32.215,63
38.772,04
39.324,13
Vefat eden personelin dul eşine, T.C. Emekli Sandığınca maaş
bağlanmaması durumunda, dul eşi OEMS’ye dahil ederek ömür boyu
aylık almasını sağlamak amacıyla yapılan yardım olup, 2007’nin 1.
yarıyılı için 31.724,29 YTL, 2. yarıyılı için ise 32.215,63 YTL’dir.
Örneğin; şubat ayında Vakfa bağışta bulunan ve mayıs ayında 1. veya
2. derece malulen TSK’dan ayrılan personele ödenecek yardım tutarı
250.000 x 0,046985 = 11.746,25 YTL’dir (Tablo–2). Bu esaslara göre 3.
ve 4. dereceden malulen ayrılan personele ödenecek yardım tutarı ise
150.000 x 0,046985 = 7.047,75 YTL’dir (Tablo–3).
Sonuç olarak, vefat eden 1 yıllık personelin dul eşine, T.C. Emekli
Sandığınca maaş bağlanmaması durumunda, 2007’nin 1. yarıyılı için
toplam 62.264,54 YTL Vefat ve OEMS Yardımı, 2. yarıyılı için ise toplam
63.019,13 YTL Vefat ve OEMS Yardımı yapılacaktır (Tablo–1).
2. YARIYIL
30.803,50
29.618,75
1. YARIYIL
31.724,29
31.724,29
2. YARIYIL
32.215,63
32.215,63
VEFAT VE OEMS
YARDIMLARI TOPLAMI
1. YARIYIL
62.264,54
61.089,92
2. YARIYIL
63.019,13
61.834,38
3
600.000
0,046985
0,047390
28.191,00
28.434,00
31.724,29
32.215,63
59.915,29
60.649,63
4
575.000
0,046985
0,047390
27.016,38
27.249,25
31.724,29
32.215,63
58.740,67
59.464,88
5
550.000
0,046985
0,047390
25.841,75
26.064,50
31.724,29
32.215,63
57.566,04
58.280,13
6
525.000
0,046985
0,047390
24.667,13
24.879,75
31.724,29
32.215,63
56.391,42
57.095,38
7
500.000
0,046985
0,047390
23.492,50
23.695,00
31.724,29
32.215,63
55.216,79
55.910,63
8
475.000
0,046985
0,047390
22.317,88
22.510,25
31.724,29
32.215,63
54.042,17
54.725,88
9
450.000
0,046985
0,047390
21.143,25
21.325,50
31.724,29
32.215,63
52.867,54
53.541,13
10
425.000
0,046985
0,047390
19.968,63
20.140,75
19.968,63
20.140,75
11
400.000
0,046985
0,047390
18.794,00
18.956,00
18.794,00
18.956,00
12
375.000
0,046985
0,047390
17.619,38
17.771,25
17.619,38
17.771,25
13
350.000
0,046985
0,047390
16.444,75
16.586,50
16.444,75
16.586,50
14
325.000
0,046985
0,047390
15.270,13
15.401,75
15.270,13
15.401,75
15
300.000
0,046985
0,047390
14.095,50
14.217,00
14.095,50
14.217,00
15
YILDAN
FAZLA
275.000
0,046985
0,047390
12.920,88
13.032,25
12.920,88
13.032,25
TABLO 1. BİRİNCİ YARIYIL: 1 OCAK 2007 - 30 HAZİRAN 2007
1. YARIYIL
OCAK
Maluliyet yardımının hesaplanmasında, personelin Vakfa bağış
yaptığı Ay hizasındaki Gösterge ile TSK’dan ilişiğinin kesildiği
yarıyıldaki Memur Maaş Katsayısının çarpımından elde edilen tutar
esas alınmaktadır.
OEMS YARDIMI
2007 YILI MALULİYET VE OEMS YARDIMI TABLOLARI
Vefat Halinde OYAK Emekli Maaş Sistemi Yardımı (OEMS) :
Maluliyet Halinde OYAK Emekli Maaş Sistemi (OEMS) Yardımı:
Sadece 1. ve 2. derece malulen emekli olan personelin kendisine
T.C. Emekli Sandığınca maaş bağlanmaması durumunda, personelin
kendisini OEMS’ye dahil ederek ömür boyu aylık almasını sağlamak
amacıyla yapılan yardım olup, 2007’nin 1. yarıyılı için 31.724,29 YTL,
2. yarıyılı için ise 32.215,63 YTL’dir. 3. ve 4. derece malul personele
OEMS yardımı yapılmamaktadır.
Sonuç olarak, sadece 1. veya 2. derece malul personele T.C. Emekli
Sandığınca maaş bağlanmaması durumunda, ocak veya şubat ayında
bağış yaptığı dikkate alınarak 2007’nin 1. yarıyılı için toplam 43.470,54
YTL Maluliyet ve OEMS Yardımı, 2. yarıyılı için ise toplam 44.063,13
YTL Maluliyet ve OEMS Yardımı yapılacaktır (Tablo–2).
BAĞIŞÇI SAYISI, BAĞIŞ DURUMU,
HAK SAHİPLERİNE YAPILAN YARDIM
Vakfımıza 2006 yılı içerisinde 129.539 personel bağışta bulunmuştur.
Vakfın faaliyete başladığı 1 Ocak 2000 tarihinden 30 Kasım 2006
tarihine kadar geçen süre içerisinde; personel bağışları tutarı 20,3
milyon YTL olup, 959 vefat, 526 malul ve 82 OEMS Yardımı olmak
üzere toplam 1485 kişiye yapılan yardım tutarı 16.6 milyon YTL’dir.
TANITIM KONFERANSLARI
2006 yılında 81 il, 79 ilçe ve KKTC’de 526 Brl., Kh. ve Kurum
personeline yönelik 364 tanıtım konferansı icra edilmiştir.
İLETİŞİM BİLGİLERİ
İKİNCİ YARIYIL: 1 TEMMUZ 2007 - 31 ARALIK 2007
MALULİYET VE OEMS
YARDIMLARI TUTARI
OEMS YARDIMI
1
OYAK EMEKLİ MAAŞ SİSTEMİ (OEMS) YARDIMI
VEFAT YARDIM TUTARI
1. YARIYIL
MALULİYET YARDIMI
TSK Dayanışma Vakfı Genel Müdürlüğü
Nenehatun Cd. No.55
06700 Gaziosmanpaşa / ANKARA
3. ve 4. DERECE
BAĞIŞ
YAPILAN
AYLAR
GÖSTERGE
MEMUR MAAŞ
KATSAYISI
MALULİYET YARDIMI
1. YARIYIL
2. YARIYIL
1. YARIYIL
2. YARIYIL
1
OCAK
150.000
0,046985
0,047390
7.047,75
7.108,50
2
ŞUBAT
150.000
0,046985
0,047390
7.047,75
7.108,50
3
MART
140.000
0,046985
0,047390
6.577,90
6.634,60
4
NİSAN
130.000
0,046985
0,047390
6.108,05
6.160,70
5
MAYIS
120.000
0,046985
0,047390
5.638,20
5.686,80
6
HAZİRAN
110.000
0,046985
0,047390
5.168,35
5.212,90
7
TEMMUZ
100.000
0,046985
0,047390
4.698,50
4.739,00
8
AĞUSTOS
90.000
0,046985
0,047390
4.228,65
4.265,10
9
EYLÜL
80.000
0,046985
0,047390
3.758,80
3.791,20
10
EKİM
70.000
0,046985
0,047390
3.288,95
3.317,30
11
KASIM
60.000
0,046985
0,047390
2.819,10
2.843,40
12
ARALIK
50.000
0,046985
0,047390
2.349,25
2.369,50
TABLO 2. ve TABLO 3. BİRİNCİ YARIYIL: 1 OCAK 2007 - 30 HAZİRAN 2007
İKİNCİ YARIYIL: 1 TEMMUZ 2007 - 31 ARALIK 2007
BAĞIŞLARINIZ İÇİN BANKA HESAP BİLGİLERİ
OYAKBANK
Ankara Yenişehir Şb.
279 - 4440444
TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI
Ankara Kolej Şb.
204 78 85
TÜRKİYE İŞ BANKASI
Ankara Balgat Şb.
04 23 590
YAPI VE KREDİ BANKASI
Ankara Balgat Şb.
70038398
TÜRKİYE HALK BANKASI
Ankara Küçükesat Şb.
160 00 016
AKBANK
Ankara Nenehatun Şb.
501 91 - 6
FİNANSBANK
Ankara Necatibey Şb.
123 64 827
TÜRKİYE GARANTİ BANKASI
Ankara Cebeci Şb.
629 95 34
Tel
: (0312) 448 13 11 (pbx)
KILIÇ
: 5449
Belgegeçer : (0312) 448 17 70
Internet: www.tskdv.org.tr
E-posta : [email protected]
59
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
1
GÖSTERGE
MEMUR MAAŞ KATSAYISI
MEMUR MAAŞ KATSAYISI
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken 1, 2, 3 ve 4. dereceden malul
olarak ayrılan personele Vakıf Yönetmeliği esaslarına göre, bağışta
bulunduğu ay ve maluliyet derecesi dikkate alınarak yapılan yardımdır
(Tablo–2 ve 3).
2007 YILI VEFAT ve OEMS YARDIMLARI TABLOSU
FİİLİ
HİZMET
YILI
GÖSTERGE
En önemli değişim yönteminin TKY (Toplam Kalite
Yönetimi) felsefesini uygulamak olduğu bilinen bir
gerçektir. Yenilikçi ve Yaratıcı Yönetim Projesi bir
TKY uygulamasıdır. Bu anlamda YYYP; Sahil Güvenlik
Komutanlığı için bir değişim aracıdır.
Projenin başlangıcından itibaren, her kesimden
farklı bir ses çıktığına şahit oldum. “Bu proje
yürümez”, “Hayal kuruyorsunuz”, “Olmadığını
görünce siz de vazgeçeceksiniz”, “Deniz Kuvvetleri
de denedi” gibi düşünceler dile getirildi. Sahil
Güvenlik Komutanlığı Karargahında görev yapan
personelin iştirak ettiği her eğitimin son gününde
alınan görüşler ise duyduklarımın aksine, büyük
bir çoğunlukla değişmişti. “Komutanların ve
yönetici konumunda bulunan amirlerin projeyi
desteklemesinin kendilerinin bu projeye olan inancını
olumlu yönde değiştirdiği”, “Takım çalışmasının
önemini anladıkları”, “TKY felsefesinin toplumun
her kesiminde uygulanmasını, Türk Toplumunun,
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de birçok
konuşmasında belirttiği muasır medeniyet seviyesine
ulaşmasında yardımcı olacağı” şeklindeydi.
60
[ Hazırlayan ] Güray DEMİR | SG Kd. Ütğm.
Değişim hayatın kaçınılmaz bir gerçeği, siz
isteseniz de istemeseniz de zaten değişmek zorunda
kalıyorsunuz. Değişim rüzgârı aynı bir sel gibi,
ona direnirseniz sizi boğmaya, birlikte hareket
ederseniz daha iyi yüzmenize yardımcı oluyor.
Büyük bir gururla belirtmek isterim ki ben bu selin
yardımıyla daha iyi yüzmeyi seçenlerdenim.
Değişmeyen sadece değişimin kendisidir. Biz
yaşadığımız bu değişimi yöneteceğiz. Değişim; tahrik
edicidir, dayanılmazdır, çekicidir, ihtiras uyandırır,
etkileyicidir, vazgeçilmezdir, tepki doğurur, bir
kasırga gibidir, önündeki hazırlıksız olan her şeyi
süpürür darmadağın eder, kimsenin onu uzun süre
seyretmesine izin vermez, karşı koyamazsınız.
Değişimi kontrol etmenin tek yolu onun bir
parçası olmaktır. Aslında doğrusu; parçası olmak
değil, değişimi yönetebilmek olmalıdır. Eğer kendi
değişimimizi yönetmezsek, başkalarının yönetimi
içinde değişmek zorunda kalırsınız.
Eğitimler boyunca hepimizin üzerinde olumlu
değişimler meydana getirdiğini gözlemledim. Çünkü
hayatınız boyunca karşılaştığınız her insanın,
eğitim düzeyi ve yaşı her ne olursa olsun, onlardan
öğrenebileceğiniz bilgiler olduğunu, siz yaşamamış
olsanız da onların tecrübelerinin sizin yaşamınızı
değiştirebildiğini öğrendim. Hiç kitap okumamış
insanların kitap okumaya başladıklarını, sırf daha
iyi eğitim verebilmek için diksiyonlarını düzeltmeye
çalıştıklarını, konularını daha iyi anlatabilmek
için literatür araştırması yaptıklarını gördüm. En
sonuncusu diyemeyeceğim, ama en çok etkilendiğim
ise yıllardır aynı ortamda çalışan ve birbirlerinin
ismini dahi bilmeyen insanların, arkadaş hatta dost
olduklarını görmek oldu.
İnanıyorum ki Yenilikçi ve Yaratıcı Yönetim Projesi
nasıl başladıysa öyle devam edecektir. Dünya üzerinde
durmadan esen değişim rüzgârı, Sahil Güvenlik
Komutanlığını değişimi yönetebilen kurumlardan biri
haline getirecektir. Bu rüzgârın içinde bizimle birlikte
yelken basan ve bu işe gönül verip dümen tutanlara
teşekkür ederim.
61
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
YENİLİKÇİ ve YARATICI
YÖNETİM PROJESİ
Genelde katılımcılar, TKY eğitimlerinin öncelikle
tepe yöneticiler ve orta kademe yöneticilerden
başlatılması gerektiği ve zamanla alt kademelere
yayılarak uygulanmasının mümkün olabileceğini
vurgulamışlardır. TKY’nin doğasında mevcut olan
moral ve motivasyonun tüm amirler tarafından
uygulanması durumunda projede bir aksaklık
çıkmayacağı görüşü ortaya konulmaktaydı.
Personelin YYYP ile ilgili olarak en fazla merak
ettikleri hususun ürünler/çıktılar hakkında olduğunu
görüyorum. Yani personel: “Biz bu eğitimleri aldık
ama ne olacak? Ne değişecek? Ben değişimi bariz
bir şekilde hissedecek miyim?” diye soruyor. Şurası
unutulmamalıdır ki; Değişim Yönetimi sürekli
bir faaliyettir. Bunu aslında bir kültür, felsefe ya
da yaşamı yorumlamak olarak adlandırabiliriz.
Dolayısıyla; Değişim Yönetimi’nin çıktısı da, Sahil
Güvenlik Komutanlığında pozitif yönde gelişecek
bir kurumsal kültür değişimi olacaktır. Bu da uzun
vadede, Sahil Güvenlik Komutanlığının faaliyet
gösterdiği her alanda mükemmele ulaşması
konusunda itici bir güç yaratacaktır.
TOPLUMSAL GELİŞİME DESTEK FAALİYETLERİ
KİTAP VE
MALZEME
YARDIMI
[ Hazırlayan ] Personel Başkanlığı
62
63
Bu düşünceden hareketle; Sahil Güvenlik
Komutanlığı ailesi olarak, Haziran 2006 yılında
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Toplumsal Gelişime
Destek Faaliyetleri kapsamında bağlı birliklerimiz
ve karargah çapında yaptığımız kitap kampanyası
sonunda toplanan kitaplar Kars İli Kağızman İlçesi
Şehit Refik Cesur Pansiyonlu İlköğretim Okuluna
gönderilmiştir.
Komutanlığımızın Kasım 2006 yılında bağlısı
birlikler ile karargah çapında yaptığı yardım
kampanyası sonucunda toplanan kılık/kıyafet,
kırtasiye malzemesi, her tür kitap (roman, hikaye,
dergi, edebi dergi, test kitabı, ansiklopedi, atlas ve
tarih dergisi vb.) ve temizlik maddesi, Şanlıurfa
İli Bozova İlçesi Kızlar İlköğretim Okulu ve İrme
İlköğretim Okullarına Bozova İlçe Jandarma
Karakolu kanalıyla aktarılmıştır.
Atatürk’ün çocuklara söylediği “Küçük hanımlar,
küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı,
bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa
boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli
olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden
çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar!” sözlerinin
ışığıyla bizler bu güzel çocuklara ulaşarak ülkemiz
ve insanlık adına yararlı insanlar olmaları yolunda
onların ihtiyaçlarını bir nebze de olsa karşılamaya
çalıştık ve çalışacağız.
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Çağımız, bilgi ve ileri teknoloji çağıdır. Bu çağın
en temel ve vazgeçilmez unsuru bilgi toplumu ve
bilgili, eğitimli insan gücüdür. Bu çağın gerisinde
kalmamak, gelişen dünya ve onun koşulları ile
aynı zaman diliminde omuz omuza ileriye doğru
ilerlemek ancak eğitim yatırımları ile mümkündür.
TEŞEKKÜR MEKTUPL ARI
TOPLUMSAL GELİŞİME DESTEK FAALİYETLERİ
KÖYLERDE
SAĞLIK
TARAMASI
[ Hazırlayan ] Lojistik Başkanlığı
Saat 8.30 sularında Kaş’a doğru hareket etmek
üzere demir aldım. Ancak çok kısa bir süre sonra
su bağlantı pompası kayışı bozuldu ve akabinde
motor arızaya geçti.
Hemen denize attığım iki çapanın rüzgarın
çok kuvvetli olması ve tekneyi kayalıklara
doğru götürmeye başlaması nedeniyle,
tutunamayacağını düşünerek Sahil Güvenliğin
yardımını istedim.
Yaklaşık 40 dakika süren kayışı değiştirme ve
motoru tekrar çalıştırma işlemi boyunca 113
ekibinin nazik ve başarılı yardımlarını aldım.
İmza: Antonio COPPI
Kaş Koyu, 11 Ekim 2006
Not: 9 Ekim günü Fethiye, 10 Ekim günü .....
(Gemilu) Adası’nda, aynı günün akşamı da
Kaş’taydım.
64
65
Sağlık taraması ile köylerdeki vatandaşlarımıza sağlık
hizmeti ulaştırılmıştır. Bu sayede ileride oluşabilecek
daha ciddi sağlık sorunlarının önlenmesi; böylece
de ciddi ekonomik kayıpların ve iş gücü kaybının
azaltılması amaçlanmıştır.
2006 yılında yapılan sağlık taramaları sonucunda
toplam 3743 kişi muayene edilerek, teşhis konan
hastaların tedavileri yapılmıştır. Bunun yanında
halkımıza, salgın hastalıklarla mücadele, beslenme,
hijyen çocukluk dönemi aşıları, ana çocuk sağlığı,
hipertansiyon, bel ağrısı, sağlıklı beslenme, aile
planlaması gibi sağlık konularında bilgiler verilmiştir.
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri kapsamında;
Sahil Güvenlik Komutanlığının konuşlandığı,
sağlık hizmetlerinin yeterince ulaşamadığı köylerde
yaşayan, ihtiyaç sahibi sivil halka, komutanlığımızda
görev yapan tabipler ve yardımcı sağlık personeli
tarafından, il/ilçe sağlık müdürlükleri ile koordineli
olarak sağlık taraması yapılmıştır.
SAHİL DENİZ İZCİ GRUBU’NDA GÖREV YAPAN LİDERLER
Hakan Mehmet KABUL
Betül EREN
Ekrem İYİCE
Semih ÖZENOĞLU
Sare Bostancı
Hüseyin Alp KAYA
Benay Anıl İRİ
Açelya İRİ
Ebru Nuray KAVSARA
Gökhan YANAŞIK
Alev DENİZER
Nilifer ÖZTÜRK
Eda ÇETİNTAŞ
Hasan KIZILDAĞ
Halil ÜNSAL
Uğurcan İMECE
Kadir Emre BAHTİYAR
Aziz YILDIRIM
Timuçin ŞAHİN
Berkan Alper KAYA
Cansın YILMAZ
Ferhat YILDIRIM
66
Bir başka yaşam biçimi
DENİZ İZCİLİĞİ
[ Hazırlayanlar ] Hakan KABUL | SG İkm. Kur. Yb.
Betül EREN
Sahil Deniz İzci Grubu; Sahil Güvenlik
Komutanlığında görevli personel ve ailelerinin meslek
dışı gelişimine katkıda bulunmak maksadıyla 1997
yılında Ankara’da kurulmuştur.
Deniz İzciliği faaliyetlerinin esasını, personel
ailelerinin bireysel gelişimine katkıda bulunmak,
çocuk ve gençlerimizin ırk, dil, din, cinsiyet, renk,
sivil, asker ayırımı yapmadan Atatürk ilkeleri
etrafından kenetlenmiş ulusal bilinci yüksek bireyler
olarak kaynaşması olarak belirlenmiştir.
Ancak, 2005 yılında yapılan yasal mevzuat
değişiklikleri nedeniyle halen Sahil Güvenlik
Komutanlığı tarafından Deniz İzciliği ve bu kapsamda
Sahil Deniz İzci Grubu’na gönüllü personel ile eğitim
desteği verilmektedir.
Deniz izciliği faaliyetlerinin temel amacı, çocuk ve
gençlerimizin bedensel, ruhsal, düşünsel ve toplumsal
gelişmelerini destekleyip, kendi kendilerine yeterli
| Svl. Me.
olacak şekilde kişilik gelişimlerine katkıda bulunmak,
çocuk ve gençlerimizi Atatürk ilke ve devrimleri ile
cumhuriyete bağlı, ulusal ve uluslararası toplumun
sorumlu ve saygın üyeleri olarak, uyumlu çalışabilen,
çevre koruma bilincine erişmiş, deniz/denizciliği
seven ve koruyan “iyi insan, iyi yurttaş”lar olarak
yetişmelerine katkıda bulunmaktır.
Üç tarafı denizler ile çevrili olan ülkemizde deniz ve
denizciliğe gerekli ve yeterli önem verilmemektedir.
Bu eksikliğin ancak deniz ve denizcilik kültürü ile
yetiştirilmiş, geleceğin lider ve yöneticileri olacak
çocuk ve gençlerimize denizciliğin ve deniz sevgisinin
bir hayat biçiminin benimsetilerek çözümlenmesi
hedeflenmektedir.
Sahil Deniz İzciliği programı kapsamında bugüne
kadar yaşları 7 ila 21 arasında olan, toplam 543
çocuk ve gencimizin yetiştirilmesine katkıda
bulunulmuştur. Proje çerçevesinde 2015 yılına kadar
2.500 deniz gönüllüsü yetiştirmek hedeflenmektedir.
Gelenek olarak izci ünitelerine, deniz, denizcilik
ve Türk deniz tarihini simgeleyen “18 Mart Kız
Deniz İzci Oymağı”, “Dumlupınar Erkek
Deniz İzci Oymağı”, “Albatros Deniz İzci
Kümesi”, “Yakamoz Deniz İzci Ocağı” vb. isimler
verilmektedir.
Sahil Deniz İzci Grubu programını benzerlerinden
ayıran iki temel fark bulunmaktadır. Bunlardan
ilki, deniz izciliği kapsamında aile ve toplumunun
temeli olan eşsiz ve fedakar Türk kadınının deniz
sevgisi ve denizcilik ülküsü ile donatılmış olarak
yetiştirilmesidir. Bu kapsamda, şimdiye kadar 260
genç kızımız deniz izciliği çarkında denizciliğin milli
bir ülkü olarak benimsenmesi parolası ile eğitilmiştir.
İkinci farklılık ise, Sahil Deniz İzci Grubu
programında engelli çocuk ve gençlerimizin
faaliyetlere tam veya yarı zamanlı olarak iştirak
ettirilmesidir. Bu sayede, çocuk ve gençlerin
arasındaki dayanışma, sorumluluk, sosyal paylaşımın
pekiştirilmektedir. Bu uygulamanın, hem engelli
gençlerimiz hem de diğerleri üzerinde çok olumlu
sonuçlar verdiği aileleri tarafından ifade edilmektedir.
Ayrıca, Ankara bölgesinde Sahil Deniz İzci Grubu
faaliyetlerine iştirak eden çocuk ve gençler üzerinde
yapılan çalışmalarda;
• İzcilerin ders başarılarının emsallerine oranla daha
67
yüksek olduğu, (2005-2006 eğitim ve öğretim yılında 85
aday izci / izciden 51’i takdirname, 15’i teşekkür belgesi
ile onurlandırılmıştır).
• Hiçbir izcinin sigara vb. zararlı maddeler
kullanmadığı,
• Okullarında hiçbir disiplin olayına karışmadığı,
• Resim, müzik gibi sosyal dallarda ilgi ve başarı
oranının daha yüksek olduğu,
• Fiziksel yeterliliklerinin artması nedeniyle sporda
daha başarılı olduğu, (lisanslı sporcu sayımız 28’dir.)
• Duygusal ve fiziksel açıdan daha dayanaklı olduğu,
• Ders çalışma biçimlerinin ailedeki diğer çocuk ve
gençlere oranla daha sistemli ve verimli olduğu,
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Deniz İzci Grubu Grupbaşı
Sahil Deniz İzci Grubu Grupbaşı Yardımcısı
Sahil Deniz İzci Grubu Grupbaşı Yardımcısı
Ocakbaşı
Ocakbaşı
Oymakbaşı
Oymakbaşı
Oymakbaşı
Oymakbaşı
Oymakbaşı
Oymakbaşı
Kümebaşı
Kümebaşı
Eğitim Koordinatörü
Etkinlik Koordinatörü
Yardımcı Lider
Yardımcı Lider
Yardımcı Lider
Yardımcı Lider
Yardımcı Lider
Yardımcı Lider
Yardımcı Lider
68
• İzcilik yapmayan kardeşlerine göre, zorluklar
karşısında soğukkanlılığı koruma ve kendi başına
sorun çözme konularında daha yaratıcı/kararlı
olduğu, (44 gencimizin 28’inin ailesi tarafından
belirtilmiştir.)
• Daha girişken ve daha sosyal oldukları,
hayalgüçlerinin (yaratıcılıklarının) daha yüksek
olduğu, (44 gencimizin 35’inin ailesi tarafından ifade
edilmiştir.)
üzere pusula ve harita kullanımı, balık tutma, kürek
çekme, amatör telsiz kullanımı, yön bulma, temel
ilkyardım, akvaryum hazırlama, denizde cankurma
vb. konularda temel yada uzmanlık seviyesinde kalıcı
yetenekler kazandırılmaktadır.
Bu sayede, çocuk/gençlerimiz kendine güven duygusu
gelişmiş, çalışkan, sosyal ve toplumsal sorumluluk
alabilen, topluma hizmet etmekten onur duyan, cesur
ve zorluklar karşısında yılmayan, “daima hazır
bireyler” olarak yetiştirilmektedir.
Sahil deniz izcileri tarafından 1997 yılından bugüne
kadar yerel ve ulusal 50 civarında kampa iştirak
edilerek genç ve çocuklarımızın yaparak/yaşayarak
öğrenmeleri esas alınmıştır.
Sahil İzci Grubu’nun diğer izci oluşumlarından bir
diğer farkı da; her yıl en az bir kere düzenlediği
“anne-çocuk”, “baba-çocuk” kamplarıdır. Bu
kamplarda ailelere, çocuklarının gelişimini ve kendi
başlarına doğa/kısıtlı imkanlarda neler yapabildiğini
gösterme, aile çocuk ilişkisini daha sağlam temellere
oturtabilme ve keyifli bir zaman dilimini doğayla içiçe
geçirerek sevgi ve desteği paylaşma amaçlanmaktadır.
Genç ve çocuklarımıza deniz izciliği faaliyetleri ve
icra edilen kamplar kapsamında, yaş grubu ve ilgi
alanına göre başta yüzme, dalgıçlık, yelken, olmak
Ayrıca, “İzci Topluma Hizmet Eder” parolası
kapsamında, kan bağışı, ağaçlandırma, çevre
koruma, sürdürülebilir çevre, çevre kirliliği ve
• Diğer kardeşlere göre aile içinde daha uyumlu
davranışlar sergilediği tespit edilmiştir. (44 gencimizin
33’ünün ailesi tarafından belirtilmiştir.)
erezyonla mücadele gibi toplumsal hizmet faaliyetleri
gönüllülük çerçevesinde sürdürülmektedir.
Gayemiz, Türkiye Cumhuriyetimizi “denize kıyısı olan
devlet” anlayışından “denizci devlet” anlayışına
taşıyabilecek yarının liderleri olan gençlerimizin
birer deniz gönüllüsü olarak yetiştirilmesine katkıda
bulunmaktır.
Sahil Deniz İzci Grubu olarak, Cumhuriyet devrim
ve ilkelerini rehber aldık, “denizci Türkiye”nin
aydınlık geleceğine rotamızı viyaladık.
Yolumuz uzun, deniz kudurmuş olsa da, andımız var
dönmemeye geriye, Atatürk’ün Leventleri olarak
yelken basmaya enginlere....
ANKARA’DA YAŞAYAN 7-21 YAŞ ARASI, SİVİL YA DA ASKER ÇOCUĞU
TÜM GENÇLERİ BİZE KATILMAYA DAVET EDİYORUZ.
DETAYLI BİLGİ İÇİN;
www.sahilizci.org, www.sahilizci.spaces.live.com
TEL: (0312) 416 4705 - (0312) 416 46 46
69
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
(kardeşi bulunan ve kardeşleri izcilik yapmayan 44
gencimizden 32’sinin ailesi tarafından ifade edilmiştir.)
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI KARARGAHINDA ÖDÜL ALAN BİRLİKLER
» Harekat Eğitim Kategorisinde En Başarılı Birlikler
En Başarılı Kaan 29/33 Sınıfı Bot
:
En Başarılı 80 Sınıfı Bot
:
En Başarılı SAR Tipi Bot
:
En Başarılı Alman Sınıfı Bot
:
En Başarılı Türk Tipi Bot
:
En Başarılı Kaan 15 Sınıfı Bot
:
En Başarılı Piket Tipi Bot
:
En Başarılı Grup Komutanlığı
:
En Başarılı Helikopter Uçuş Ekibi :
TCSG-101
TCSG-85
TCSG-71
TCSG-114
TCSG-132
TCSG-12
TCSG-56
Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanlığı
I. Pilot SG Yzb. Koray YAZICIOĞLU
II. Pilot SG Ütğm. Oğuzhan AYDIN
Uçuş Opr. SG Sey. Kd. Bçvş. Metin MURAT
Arama Kurtarma Opr. SG Sey. Üçvş. Turgay ÖZALP
» Denetlemeler Kategorisinde En Başarılı Birlikler
En Başarılı Sahil Güvenlik Botu
En Başarılı Kıyı Birliği
:
:
TCSG-105
Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanlığı
» Teknik Faaliyetler Kategorisinde En Başarılı Birlik
En Başarılı Onarım Destek Komutanlığı
70
:
Sahil Güvenlik Onarım Destek Komutanlığı / SAMSUN
71
[ Hazırlayan ] Kazım ÖGÜT | Dz. Kd. Alb. Dent. ve Değ. Bşk.
Sahil Güvenlik Komutanlığımız “Türkiye’nin kaderi
denizlerdedir” anlayışı ile “Mavi Vatan” olarak
isimlendirdiğimiz denizlerimizde güven veren, saygın
ve örnek alınan bir Sahil Güvenlik Komutanlığı olma
vizyonu doğrultusunda özveri ile görev yapmaktadır.
“Denizde her an yardıma hazırız” parolası ile 2006
yılında 512 insanı kurtaran; 1600 yasa dışı göçmeni
yakalayan; muhtelif miktarlarda kaçak uyuşturucu,
akaryakıt, sigara, cep telefonu ve elektronik eşya ele
geçiren Sahil Güvenlik Komutanlığımız bu yıl 25inci
yılını kutlamaktadır.
Denizde kanunların uygulayıcısı, güvenliği
sağlayıcı, canlı ve cansız kaynakları koruyan; deniz
kirliliğini önleyici görevler icra eden Sahil Güvenlik
Komutanlığı bağlısı Birlik ve Botların 2005-2006
Eğitim Dönemindeki etkinlikleri ve denetlemelerde
aldıkları puanlar dikkate alınarak yapılan
değerlendirme neticesinde En Başarılı Sahil Güvenlik
Botu, Grup Komutanlığı, Onarım Destek K.lığı ve
Uçuş Ekibi belirlenmiştir.
2005-2006 Eğitim Dönemi Başarılı Birliklere Ödül
Verme Töreni, Sahil Güvenlik Komutanlığı Karargahında
16 Kasım 2006, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında
ise 28 Kasım 2006 tarihinde icra edilmiştir.
Sahil Güvenlik Komutanlığı Karargahında icra edilen
törene Sahil Güvenlik Komutanı, Ana Ast Birlik
Komutanları ve Karargah personeli katılmıştır.
28 Kasım 2006 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı
Karargahında icra edilen törene Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT, Kuvvet Komutanları,
Jandarma Genel Komutanı, Sahil Güvenlik Komutanı
ve diğer üst düzey davetliler iştirak etmiştir. Törende
Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel K.lığı, Sahil
Güvenlik K.lığı ve Özel Kuvvetler K.lığınca belirlenen
Başarılı Birlik Komutanları ödüllendirilmiştir.
En Başarılı Sahil Güvenlik Botu olarak TCSG-105
seçilmiş, Bot Komutanı Dz. Kd. Ütğm. Önder
GÖKSEL’e ödülünü II. Ordu Komutanı Orgeneral
Hasan IĞSIZ vermiştir.
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Komutanlığı
2005-2006 EĞİTİM DÖNEMİ
BAŞARILI BİRLİKLERİ
ZİYARETLER
20
EYLÜL
2006
GENELKURMAY BAŞKANI
ORGENERAL YAŞAR BÜYÜKANIT’IN ZİYARETLERİ
12
ARALIK
2006
YUNANİSTAN SAHİL GÜVENLİK KOMUTANI
KORAMİRAL ELIAS SIONIDES’İN ZİYARETLERİ
72
73
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
25. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT, Sahil Güvenlik Komutanlığının 25. yılında karargahımızı
ziyaret etmişlerdir. Orgeneral BÜYÜKANIT, Sahil Güvenlik Komutanlığının faaliyetleri hakkında bilgi almıştır.
Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanı Koramiral Elias SIONIDES Sahil Güvenlik Komutanlığını ziyaret etmiştir.
Sahil Güvenlik tarihinde bir ilk olan ziyaret esnasında Yunanistan Sahil Güvenlik heyeti ile ikili görüşmeler yapılmıştır.
ZİYARETLER
08
OCAK
2007
İSRAİL DENİZ KUVVETLERİ HEYETİNİN ZİYARETİ
22
OCAK
2007
MİLLİ SAVUNMA BAKANI SAYIN M. VECDİ GÖNÜL’ÜN ZİYARETLERİ
74
75
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
İkili görüşmelerde bulunmak üzere İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yuval ZUR
başkanlığındaki heyet karargahımızı ziyaret etmiştir.
Milli Savunma Bakanı Sayın M. Vecdi GÖNÜL, Sahil Güvenlik Komutanlığı karargahını ziyaret etmiş ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı faaliyetleri hakkında bilgi almıştır. Sayın Bakan, SGK karargahını ziyaret eden ilk Milli Savunma Bakanı’dır.
ZİYARETLER
15-16
MART
2007
ŞEHİT ÇOCUKLARI VE ŞEHİT AİLELERİNİN
SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞINI ZİYARETLERİ
22
MART
2007
BULGARİSTAN SINIR POLİSİ BAŞ DİREKTÖRÜ TÜMGENERAL
KRASIMIR PETROV’UN SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞINI ZİYARETİ
76
77
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Can ERENOĞLU 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitler Günü münasebetiyle
şehit çocuklarını ve şehit ailelerini kabul etmiştir.
Bulgaristan Sınır Polisi Baş Direktörü Tümgeneral Krasimir PETROV ikili görüşmelerde bulunmak üzere ülkemize
gelmiştir. Tümgeneral PETROV başkanlığındaki Bulgaristan heyetiyle ikili görüşmeler yapılmıştır.
ZİYARETLER
28
ETKİNLİKLER
MART
2007
ARNAVUTLUK GENELKURMAY BAŞKANI TÜMGENERAL
LUAN HOXHA’NIN SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞINI ZİYARETLERİ
13
OCAK
2007
BN. SERAP ERENOĞLU SAHİPLİĞİNDE ÇAY PARTİSİ
78
79
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Arnavutluk Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Luan HOXHA Sahil Güvenlik Komutanlığını ziyaret etmiştir. Konuk heyete
Sahil Güvenlik Komutanlığının imkan ve kabiliyetleri hakkında bilgi verilmiştir.
13 Ocak 2007 tarihinde Bn. Serap ERENOĞLU ev sahipliğinde karargahta görevli subay/astsubay eşleri ile bayan devlet
memurlarının katıldığı çay düzenlenmiştir.
SATRANÇ
BRİÇ
[ Hazırlayan ] M. Kutay ELDEMİR | Svl. Me.
SORULAR
[ Hazırlayan ] Engin KUNTAY | Dz. Bnb.
ÖDÜLLÜ SORU
Ödüllü soru için cevaplarınızı isim, telefon numarası ve adres ekleyerek 20 Temmuz 2007’ye kadar [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
İKİ HAMLEDE MAT.
M. Lipton, “Evening News”, 1958
RD9
--A87
2
İKİ HAMLEDE MAT.
AV82
R
--A3
B
10
A
V109
D4
K
D
G
3
--RD
RV109
HER DEFANSA KARŞI NASIL
6 EL ALIRSINIZ?
Koz Pik, el güneyde.
N. A. MacLeod, “Observer”, 1962
BRİÇİN TARİHÇESİ VE YAŞAM BECERİSİ OLARAK KAZANDIRDIKLARI
SATRANÇIN TARİHÇESİ
80
* WWW.TSF.ORG.TR
SUDOKU
4
7
8
1
9
6
8
9
1
3
4
3
4
9
5
8
6
3
3
2
ZORLUK
ORTA SEVİYE
[ Hazırlayan ] Ervin ESEN | Gv. Atğm.
4
9
7
2
7
7
2
8
6
4
Sudoku (Rakam Yerleştirme diye de bilinir) standart
olarak 9x9 boyutlarında bir diyagramda çözülen ve
her satır, her sütun ve her 3x3’lük karede 1’den 9’a
rakamların birer kez yer alması gereken bir zeka
oyunu türüdür.
Japonca “Sayılar tek olmalı” anlamına gelen “Suuji
wa dokishin ni kagiru” kelimelerinin kısaltması
olan Sudoku, günümüzde Asya’dan, Avrupa’ya
ve oradan da Kuzey Amerika’ya yayılan oldukça
popüler bir oyundur.
Briç en büyük gelişmesini Amerika’da göstermiş
ve ilk lig/federasyon orada 1927 yılında American
Contract Bridge League (ACBL) adı ile kurulmuştur.
Dünya Briç Federasyonu, The World Bridge
Federation (WBF), American Contrat Bridge
League (ACBL), European Bridge League (EBL)
ve Australian Bridge Council (ABC) tarafından
1958 yılında kurulmuştur. 2004 yılında, bağlı
federasyon sayısı 120’ye ulaşmıştır. Üye sayısı bir
milyondan fazladır. Türkiye’de Briç Federasyonu,
Futbol Federasyonu’ndan çok sonra 1996 yılında
kurulmuştur. 300’e yakın briç kulübümüz vardır.
Bu sayı dünyada 100.000’den fazladır.
WBF, ilk Briç Olimpiyatı’nı 1960 yılında
düzenlemiştir. 12. Briç Olimpiyatı ise Ekim 2004
tarihinde, 83 ülke ve 3000 kişinin katılımı ile
İstanbul’da yapılmıştır.
* WWW.ISKENDERUNBRIC.ORG.TR
Briç sporu hakkında bazı bilimsel gerçekler:
Akıl, zeka ve hafıza kullanan bir beyin sporudur.
Diğer spor dallarındaki gibi kurallar, etik değerler,
disiplin, eğitim, uygulama, yarışma, performans,
centilmenliğin yanında strateji, rakibi zora sokma,
yanıltma, planlama, konsantrasyon, çabukluk,
bilgiyi doğru kullanma, zamanlama, azim ve kalbini
de vererek oynanması gereken bir spordur.
Bir kurallar bütünüdür. Kurallara ve etik değerlere
saygı çok önemlidir. 10’un arkasına 37 sıfır koyun,
işte o kadar dağılım olasılığı vardır. Ömür boyu
aynı problemle karşılaşmazsınız. Çok dinamik bir
oyundur.
Yaşam becerisi olarak kazandırdıkları:
• Başarılı iken performansı korumak ve geliştirmek.
• Başarı ve başarısızlığı yönetmek.
• Kendini motive etmek.
• Başkalarının değerlerini aynen kabul etmek.
• Risk almak, özdenetim sağlamak.
• Sınırlarını zorlamak, sınırlarını bilmek ve
kabullenmek.
• Rakibe saygı duymak, eleştiriye açık olmak.
• Doğru karar kavramını kazanmak ve doğru karar
oranını artırmak.
• Davranışımızın sorumluluğunu üstlenmek.
• Çatışmaları çözmek.
81
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır’da oynandığına dair ipuçları piramitlerdeki kabartmalarda
bulunmaktadır. Yine aynı dönemlerde Çin’de, Mezopotamya’da ve Anadolu’da oynanmaktaydı. Oyunun
bugünkü adını alması, MS 3.- 4. yüzyıllarda Hindistan’da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar. Satranç
ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan’dan kalmadır. Daha sonra satranç İran’a, onlardan Arap Yarımadası’na,
Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır.*
Briç, 1856’daki Kırım Savaşı sırasında İstanbul’a
gelen İngiliz askerleri ile Türkler’in ortaklaşa
yarattığı bir oyundur. Anavatanı Türkiye’dir. İki
insanla, iki insana karşı oynanan, insanlar arasında
bir köprü kurularak oynanması zorunlu bir
oyundur. Yaratıcıları, hem bu çağrışım nedeniyle,
hem de Galata Köprüsü’ne karşı oynarken köprüden
esinlenerek oyuna “Bridge” adını vermişlerdir.
Oyunun ilk kuralları 1871’de konmuştur.*
EĞLENCE
BULMACA
1
[ Hazırlayan ] Kaya GÜMÜŞ | SG İda. Üçvş.
2
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
82
Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007
KARİKATÜR
3
4
5
6
7
8
9 10
SOLDAN SAĞA
1. Alt, Ast, Madun… Familya... 2. Bir kahve cinsi.... Perde, Çit,
Çeper, Revk, Mizar. 3. Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe
yelken… Dokunma duygusu… 4. Hastalıktan kurtulma, Salah,
Salahat. 5. Utanma duygusu, Ar… Sıcak suda haşlama…
6. Kamer… Seylab…. Yağmur suyunun biriktiği çukur. 7. Karşı
koyan, Muteriz… Vietnam krallık hanedanı. 8. Atıcılık ile ilgili….
Acemi, Görgüsüz,Tor, Torlak. 9. Doğu Anadolu’da kadınların
yaptırdığı bir tür dövme… Tahılın taş ve toprakla karışık kalıntısı.
10. Gemilerin en geniş yeri… Diyalektik, Cedel…
YUKARIDAN AŞAĞI
1. Ele geçirme…. Emre hazır, Anık, Alesta… 2. Cesim, Balaban…
Münevvim… 3. Durgun su… Türe, Adalet… 4. İddia, Tez, Teorem…
5. Pul bilimi, Pulculuk… 6. Akarsu yatağı, Mecra… Tarlada kalan
başaklan devşirme. 7. Merek… Çok eski bir tarihi anlatırken
kullanılan sözcük. 8. Köleyi azat etme… Tariz. 9. Kil ve kumdan
oluşan sarı renkli verimli balçık…Isın… 10. Gaye, Amaç, Maksat…
Ayakta durma.
[ Hazırlayan ] İlyas KOÇAK | Dz. Kur. Kd. Alb.

Benzer belgeler

YARIN - Sahil Güvenlik Komutanlığı

YARIN - Sahil Güvenlik Komutanlığı The Coast Guard boats currently in the inventory are insufficient for the execution of duties in sea state 5 and higher. There is a need for more Search and Rescue Vessels with greater capabilities...

Detaylı