TÜKÇEV Önce Çocuk Sayı 1

Transkript

TÜKÇEV Önce Çocuk Sayı 1
Ç CUK
Ö
N
CE
2011 Sonbahar Yıl: 1 • Sayı: 1
Geri Dönüşümlü
Dünyanın Geleceği Ellerimizde
TÜKÇEV’İN
ÇOCUKLARA
ARMAĞANIDIR
YIL 2023
Sevgili Arkadaşlar,
üzerinde yaşadığımız mavi
gezegenimiz, sorumsuz
ya da bilinçsiz insanlar
tarafından günden güne
tüketiliyor. Nüfus artıyor,
çöp dağları büyüyor, su
kaynakları tükeniyor,
küresel ısınma kapımızda…
Böyle giderse, yeni kuşaklar,
yaşanabilir bir dünyaya
açamayacak gözlerini…
Bunu istemeyiz, değil mi?
Peki… Bundan tam 12 yıl
sonrasını düşünün, Yıl 2023.
Cumhuriyet’imizin de
100. kuruluş yıldönümü…
Bugün 7 yaşında olanlar,
12 yıl sonra 19 yaşında
genç bir birey olacak. 12
yaşındakiler de 24 yaşında
birer genç kız ya da delikanlı…
Sizi güzel bir geleceğin beklediğini bilmek
içinizi nasıl da rahatlatırdı, değil mi? Peki,
elinizde olsaydı, güzel bir gelecek için,
bugünden neleri değiştirmek isterdiniz?
Hayalinizde 12 yıl sonrasına bir
yolculuk yapın.
Nasıl Bir Yas‚ am
Hayal Ediyorsunuz?
Neler görüyorsunuz?
Belki uzayda tarım
yapıldığını…
Açlığın yeryüzünden
silindiğini… Mars’a
günübirlik yolculuklar
düzenlendiğini… Ölümcül
hastalıkların ortadan
kaldırıldığını…
Belki de güneşin yeryüzünü
kavurduğunu… Su
kaynaklarının tamamen
kuruduğunu… Suyun altın
fiyatına satıldığını… Açlık
ve hastalıkların tüm canlıları
kırıp geçirdiğini…
©
Hayalinizdeki 2023 yılını yazın
derginize, yayımlayalım.
Yazılarınız, bir mektup
(dosya) kâğıdı uzunluğunda
olsun. 2023 hayallerinizi göndereceğiniz
adresimiz:
Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı
Cinnah Caddesi 98/5
06460 Çankaya-ANKARA
[email protected]
Neden
ÖNCE ÇOCUK?
Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı
Merhaba Sevgili Çocuklar,
Bundan böyle üç ayda bir okuyacaǧınız bir derginiz var; ÖNCE ÇOCUK.
Dünyaya ayak basıp, dünyamızla tanıştıǧımızda onu merakla, heyecanla öǧrenmeye başladıǧımız,
sorup sorguladıǧımız yıllardır çocukluǧumuz… Yaşama dair temel bilgilerin öǧrenildiǧi,
yeteneklerimizin keşfedildiǧi, alışkanlıkların kazanıldıǧı yıllardır çocukluǧumuz… Bedensel ve
zihinsel yönden geliştiǧimiz, kişiliǧimizin şekillendiǧi, eǧitimle pek çok şey öǧrendiǧimiz yıllardır
çocukluǧumuz…
Sizlerin bedensel ve ruhsal saǧlıǧının korunması ve eǧitilerek hayata hazırlanması, anne babalarınızın,
okulların ve sivil toplum örgütlerinin görevidir. Barış içinde yaşayarak güzellikleri paylaşmak, mutlu
ve umutlu yaşamak, siz çocukların hakkı olduǧu gibi geleceǧimizin de güvencesidir.
Sizler, bir ulusun en büyük sermayesisiniz. Çünkü eǧitilmiş çocuklar, yarınların güçlü yöneticileri
olurlar. Siz çocukları, saǧlıklı ve eǧitimli nesiller olarak, barış içinde yaşayacakları mutlu yarınlara
ulaştırmak, bütün ulusların ortak sorunu ve sorumluluǧudur. Elinizdeki dergiyle çevremizin
korunması, gereksiz tüketimden kaçınma, saǧlıklı beslenme ve tasarruf yapabilme konularında
bilinçlenmenizi hedefliyoruz.
Dergimizin karakterleri Öncel ve Önder, çalışmalarımıza enerjileri ve zekâlarıyla
renk kattılar. Sizlerin de görüşlerinizi paylaşacaǧınız bu dergiyi hep birlikte
çıkaracaǧız.
Derginizin adındaki O harfi dikkatinizi çekmiştir. TÜKÇEV’in logosu
olan bu simgede; yeşil yaprak çevreyi, kırmızı benek tüketiciyi, gri
çember ise sanayi ve üretimi anlatıyor.
Sevgili çocuklar, büyüklerin siz çocuklara, siz çocukların
da yarın kendi çocuklarınıza bırakacaǧınız en büyük miras,
yaşanabilir temiz bir çevredir. Suyu ve havası tertemiz,
toprakları erozyondan korunmuş, daǧları ormanlarla kaplı,
verimli ovaları ürünlerle yemyeşil, mavi denizleri, gölleri,
akarsuları olan; caddeleri, sokakları temiz, mutlu insanlar
diyarı bir ülkede yaşamak istiyorsak hep birlikte el ele
vermeliyiz.
Unutmayalım; dünya bize deǧil, biz dünyaya muhtacız.
Saǧlıklı bir yaşam için çevremizi koruyacaǧız.
Anlaştık sanırım çocuklar. Hepinizin gözlerinden öpüyorum.
Başarılar diliyorum.
Avukat Beyhan ASLAN
TÜKÇEV
Yönetim Kurulu Başkanı
TÜKÇEV ÖNCE ÇOCUK DERGİSİ
2011 Sonbahar
|
Yıl: 1 • Sayı: 1
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
TÜKÇEV - Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı adına
Avukat Beyhan Aslan
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ömer F. Uçman
Yayın ve Danışma Kurulu
Nevzat Ceylan
9
Nihat Gökbulut
Öncel ve Önder, çöp
ile atık arasındaki farkı
konuşuyorlar.
Dr. Ediz Hun
İlknur Menlik
Prof. Dr. Mehmet Pala
Özcan Pektaş
Işılay Saygın
İbrahim Taşkın
Yönetim Yeri
TÜKÇEV - Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı
Cinnah Caddesi 98/5 | 06460 Çankaya - ANKARA
T: 0 312. 441 9500 | F: 0 312. 441 9908
www.tukcev.org.tr | [email protected]
Yayın Türü: Yerel Süreli
Basım Tarihi: 15 Eylül 2011
20
Yayına Hazırlayan
Karıncaları yakından
tanıyalım.
Son1Saat Tanıtım Ajansı
Hüseyin Rahmi Gürpınar Sokağı 4/1 | 06680 Çankaya - ANKARA
T: 0 312. 439 3075 | F: 0 312. 439 3076
www.son1saat.com | [email protected]
Resimleyen
Ali Demircan
Baskı
Dumat Ofset
Bahçekapı Mahallesi 2477 Sokak No. 6 Şaşmaz - ANKARA
T: 0 312. 278 8200 | F: 0 312. 278 8230
www.dumat.com.tr | [email protected]
ÖNCE ÇOCUK , TÜKÇEV tarafından 3 ayda bir yayımlanır.
22
Yazar Ayla Kutlu ile ilk çevre
koruyucusu Huvava’yı ve
kitabını konuştuk.
‹Ç‹NDEK‹LER
Haberler 4
Çöp Nedir? Atık Nedir? 9
İyi ki Çöp Olmadım 15
Sıra Dışı Ambalajlar 18
Karınca 20
38
Meltem ve Cem, bitki
atıklarından kompost
yaparken, doğaya organik
dönüşümü öğrendiler.
Hem de çok eğlendiler.
Bilmece 21
Huvava / Yazar Ayla Kutlu ile Söyleşi 22
Pulculuk 28
Önce Çocuk Projeleri 30
44
Cumhuriyet’imiz 88
yaşında...
Ambalaj Etiketi Okuma 31
San’atık 32
Önce Sağlıklı Beslenme 34
İyi ki çöp olmadım.
Ben artık
sıcacık bir evim.
Kültür Sanat 36
Haydi Kompost Yapmaya 38
Bulabilirim 43
Unutulmayan Günler 44
Mesaj Şişesi 46
Ne Yapmalı? Ne Yapmamalı? 47
Bilmece Bulmaca / Yanıtlar 48
47
Ne Yapmalı?
Ne Yapmamalı?
HABERLER
Çöplerin
Is›tt›ğ› Kent:
mu?
ple ısınan kent olur
çö
ç
Hi
r?
şla
da
ka
ar
ı
Şaşırdınız m
topluyor,
si, çöpleri ayrı ayrı
ye
di
le
Be
na
ya
Vi
.
ur
Elbette ol
kentin ısınmasında,
er
pl
çö
n
la
kı
Ya
r.
ayrıştırıyor ve yakıyo
ak üzere hammaddeye
lm
nı
lla
ku
de
yi
na
sa
inde ve
cüsü
toprağın gübrelenmes
ü evsel çöpleri, dördün
üç
n
de
zin
ke
er
m
a
km
llanılıyor. Dört ya
temiyle
dönüştürülmesinde ku
rin üçte biri sıcak su sis
le
ev
i
ak
’d
na
ya
Vi
r.
yo
ü atıkları yakı
sağlıyorhastane ve sanayi ürün
ktıkları dört merkezden
ya
i
er
pl
çö
ki
te
nt
ke
,
Bu suyu da
ısınıyormuş arkadaşlar.
her yerinde sürekli döin
hr
şe
,
su
n
la
nı
lla
ku
asında
ci bir
larmış. Binaların ısıtılm
i dolaşıyor. Ayrıca ikin
hr
şe
su
ak
sıc
nı
ay
ni
; ya
nerek şehri ısıtıyormuş
ormuş. Böylece yıllık
lıy
nı
lla
ku
e
rd
le
ev
ak
ar
sistemde temiz su ısıtıl
20 litre mazot yemetreküp başına düşen
nılırine bir litre mazot kulla
i bir
yormuş. Hayranlık veric
teknoloji. Ne dersiniz?
a
n
a
Viy
Dile Kola
178
y!
Dünyanın en yaşlı hayvanı kaplum
bağa Jonathan, 178 yaşına bastı. Jonathan, bugüne kadar
İngiliz Kraliyet ailesinde IV.
George’dan Kraliçe II Elizabeth’e kad
ar sekiz kral ve kraliçe görmüş; yaşamı boyunca da 50 başbak
an görev yapmış. Jonathan, hâlen diğ
er
beş kaplumbağa arkadaşı David, Spe
edy, Emma, Fredricka ve Myrtle ile
birlikte Güney
Atlantik adası St. Helena’da, yerel hük
ûmetin özel
olarak oluşturduğu korulukta
yaşıyor. 1882’de
adaya getirildiğinde 50 yaşının
üzerinde olan
Jonathan’ın yaşına karşın hâlen çok
enerjik olduğu ve üç genç kaplumbağa ile dü
zenli olarak çiftleştiği belirtiliyor. Jonathan’
dan önceki
en yaşlı kaplumbağa Harriet, 2005’te
175 yaşındayken Avustralya’da yaşama ved
a etmişti.
Yaşında
4
Plastik
Atıklardan Plastikten çimento üretmek! Yine şaşırdınız değil mi? Şa
Çimentosuz nıza bir de sevinç ekleyin, çünkü bu haber Türkiye’den!şkınlığıMeğer,
manmaraş Sütçü İmam Ünive
Beton yapılıyoKahra
rsitesi’nde bu konuda çalışm
alar
rmuş, hatta başarıyl
a sonuçlanmış. İşte haberin öy
küsü arkadaşlar:
Toplanan atık pet şişeler, değiş
ik kaynaklardan elde edilen ka
lker,
pomza, bazalt ve kuvars kuml
ar ile birlikte bir kazanda 200
derece sıcaklıkta eritiliyor. Eri
me sonrası kalıplar hâline
getiriliyor ve beton elde ediliy
or. Bu betonlar üzerinde eğilme, basınç, su emme
ve aşınma deneyleri yapılıyor. Sonuç başarılı!
Düşünün ki, dünyada üretile
n petrolün yüzde
dördü plastik üretiminde ku
llanılıyor.
Bir adet pet şişe üretimi için
yaklaşık 1 kilo 200 gram ham pe
trol ve en az 65 litre su kullanılıyor. Kaynakları bu kadar tük
eten bir şeyin atık hâlini, işe ya
rar bir başka şeye dönüştürmek ne kadar önemli! Buluş içi
n üniversitemize teşekkür diyoru
z.
n nin
Birngeü
kleri
cak olsayYalnızca bir gün yaşaya
ederek mi
dınız, gününüzü dans
ekleri öyle
geçirirdiniz? Birgün sin
de erginleşerek sudan
yapıyor. Sakarya Nehri’n
ü
playarak kar görüntüs
ka
nü
ü’
üs
pr
Kö
a
ry
ka
, Sa
çıkan milyonlarca sinek
larıyla geçenler,
yarattı. Köprüden araç
in ardından hava
2 yıl süren gelişimlerin
ak çiftleşen ve
kararınca sudan çıkar
daki son dansıölen sineklerin ışık altın
toğraf makinelenı, cep telefonları ve fo
t kelebeği olarak
riyle görüntüledi. Söğü
i, Sakarya Köpda bilinen Birgün sineğ
z toplanıyor. Ne
rüsü yakınlarında her ya
büyüleyici değil mi?
si büyüleyici
son dansı
5
Kelebek
kaçakçısına
24 bin TL
şidi
Kaçakçılığın öyle çok çe
lebek
var ki arkadaşlar…. Ke
biri. Bütün kakaçakçılığı bunlardan
rive de cezası var. Habe
ç
su
e
nl
de
ne
bu
l,
ği
özel çevre
çakçılıklar gibi yasal de
iş Köyü’nden. Bu köy,
m
le
Ge
ı
ğl
ba
e
in
es
ilç
, bu
ş
miz, Antalya’nın Ka
aşı Morairu Gratian A.
nd
ta
va
en
m
Ro
n
ya
la
k ve böcek yaka
lanıyor.
koruma bölgesi. Kelebe
kinlerinin ihbarıyla yaka
sa
e
lg
bö
,
en
rk
la
ka
ya
el
ve kelebek
k bulunuyor. Bunlar öz
bölgede ağlarla böcek
ce
bö
6
ve
k
be
le
ke
15
kutulara koyulmuş
.
Yapılan aramada, özel
bin 490 TL ceza veriliyor
24
e
şiy
ki
n
çe
ge
ı
ad
ve
uzmanlara inceletiliyor
rünün
bek, böcek ve yılan tü
le
ke
ok
rç
bi
n
ne
ke
tü
dünyada nesli
arak yurt
Arkadaşlar, uzmanlar,
rın kaçak olarak toplan
ıla
nl
ca
bu
a
rd
lla
yı
n
So
ylüyor.
duülkemizde yaşadığını sö
şen görev, bu konuda
dü
ra
la
aş
nd
ta
Va
.
or
ıy
lerine sık rastlan
lunmak.
dışına kaçırılma girişim
makamlara ihbarda bu
ili
tk
ye
bi
gi
i
er
nl
ki
sa
lemiş Köyü
yarlı davranıp, tıpkı Ge
nkü…
anın doğal zenginliği çü
ny
dü
m
tü
l,
ği
de
zim
bi
Onlar yalnızca
ceza
Gemilere
online
Yanda haberini okuyacağınız
Sualtı Atık Müzesi’ne bundan
böyle gemilerden daha az eser (!)
çıkacak. Çünkü gemilerden kaynak
lı deniz
kirliliğinin önlenmesi için online atık
kayıt ve takip sistemi
olan “Mavi Kart” ile “Gemi Atık Tak
ip Sistemi” uygulaması
başlatıldı. Bunun için deniz turizminin
yoğun olduğu Muğla, pilot bölge ola
rak seçildi.
Projenin tüm kıyı illerine yaygınlaş
tırılması öngörülüyor.
takip sistemi
Böylelikle kâğıt form üzerinde yap
ılan atık kayıt ve takip
uygulamaları internet ortamına akt
arılacak, bürokrasi azaltılacak. Deniz araçlarından bırakı
lan atığın türü, miktarı,
veriliş tarihi gibi bilgiler otomatik ola
rak tutulacak. Denetim
ve kontrollerin etkinliği artırılacak.
6
Su Altı
Atık Müzesi
Türkiye’nin ilk kalıcı at
ık sergisinden söz edeceğiz şimdi: Su altı atık
müzesi. Müzede sergile
nen nesneler, denizlerd
en toplanan atıklardan
oluşuyor. DenizTemiz
Derneği-TURMEPA’nın
öncülüğünde kurulan
müze, derneğin İstanbu
l
Nakkaştepe’deki merke
z binasında açıldı.
Su altındaki kirliliğin
akıl almaz boyutlarını
ortaya koyan ve siz çocu
klara “Büyükleriniz ya
ptı,
siz yapmayın” mesajı ve
ren müze, eğitim atölye
si
olarak da kullanılıyor.
“Bir Deniz Bin Yaşam”
içeriğiyle tasarlanan eğiti
m atölyesini bugüne de
k2
bin arkadaşınız ziyaret
etmiş. Atölye çalışmalar
ına
katılan arkadaşlarınız,
denize çöp olarak atıla
nları görüyor, atıkların do
ğada yok olma sürelerin
i,
bu sürede doğaya verd
ikleri zararları öğreniyo
rlar.
90 dakikalık bu küçük
ve eğlenceli eğitime ka
tılmak
isterseniz, 0216. 310 93
01 numaralı telefondan
bilgi
alabilirsiniz.
Müzede neler yok ki! Ele
ktrik süpürgesi, matka
p, hoparlör, walkman, cep
telefonu, tezgâh, lava
bo, tencere, çaydanlık, güğüm
, sürahi, demir ve plas
tik sandalyeler, trafik dubası,
polis barikatı, araba la
stikleri...
Müzedeki ‘eser’ler TURM
EPA’nın 2008 ve 2009 yı
llarında deniz dibi temizliği
etkinliklerinde denizden
çıkardığı atıklardan oluşuyor.
7
na
PET AǦACI’
ı
r
a
k
s
O
e
r
Çev
Sinemanın oscarları olur da çevrenin olmaz mı?
ABD’nin “Çevre Oscarları” olarak kabul edilen “Uluslararası Çevreci Tasarım Ödülleri”nin bu yılki sahibi
ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden “DESIGNNOBIS” ekibi
oldu. Ekip, 43 ülkeden 4 binin üzerinde projenin katıldığı yarışmaya “dikey sera sistemi pet-tree” isimli
tasarımlarıyla katıldı. “Pet tree”, kullanılmış onlarca 5
litrelik pet şişenin tarımsal ürün yetiştirmek için yeniden kullanımı ile atıkların geri kazanımı ve minimum
karbon salınımı üzerine kurulu… Sistemde, dikey
yerleştirilmiş pet şişelerdeki su döngüsü sayesinde,
tüm bitkilere verilen su, sistemdeki diğer bitkileri suladığından büyük ölçüde su tasarrufu sağlanıyor.
Arkadaşlar, bu proje, dünya üzerindeki tüm doğal
kaynaklar azalırken, giderek artma eğilimindeki tek
kaynak olarak kabul edilen atık-çöp sorununa katkı
sağlayabilecek bir çözüm önerisi. Antalya’daki bazı
seraların bu sistemle yeniden tasarlanması için şimdiden girişimlere başlanmış bile…
Çok güzel bir haber bu!
8
Çöp
Atık
Nedir? Nedir?
Sevgili arkadaşlar,
Hiç düşündünüz mü? Artık işe yaramadığı için
çöpe attığınız her şey gerçekten de çöp müdür?
Sizin için değeri kalmadığı için çöpe
gönderdiğiniz bir şey, yeniden üretime girebilir
mi? Ya da bir başka şeyin üretiminde işe
yarayabilir mi? Eğer öyleyse ona çöp demek
mümkün müdür peki? Bir düşünün bakalım.
Arkadaşlarınız Öncel ile Önder de bu konu
üzerine aralarında konuşuyorlar.
Kulak misafiri olalım.
9
Önder: İşe yarayamayan her şey çöptür
bence… Cam kavanozlar, pet şişeler,
metal kutular…
Öncel: Akıllım onlar çöp değil ki; atık.
Ambalaj atığı… Onlardan yeniden cam,
pet şişe ve metal kutu üretilebiliyor. Bizim
evimizde bir çöp kutusu var, bir de atık
kutusu… Çöpe, artık hiçbir biçimde işe
yaramayacak şeyleri atıyoruz. Örneğin
bozulmuş bir yemeği ya da kimsenin
giyemeyeceği kadar yıpranmış bir
ayakkabıyı...
Önder: Atık kutusuna ne atıyorsunuz peki?
Öncel: Ambalajı üzerinde geri dönüşüm
işareti olan her şeyi... Metal, plastik
şeyler, cam şişeler, süt ve meyve suyu
kutuları... Sonra kâğıt, karton, gazete…
Evde, hepsini topladığımız bir atık
kutumuz var. Ben içtiğim
sütün kutusunu, babam
maden suyu şişesini,
annem salça kutusunu,
sonra ne bileyim, arkası
kullanılmış
kâğıtları, karton kutuları, hepsini atık
kutumuza atıyoruz. Çünkü tüm bu
atıklar, tekrar kullanılabilir ya da geri
dönüştürülebilir. Annem öyle öğretti.
Önder: Ohooo… Sizden hiç çöp
çıkmıyordur o zaman… Biz onların
hepsini çöpe atıyoruz. Kim uğraşacak
hepsini ayıklamakla…
Öncel: Akıllım, bunda uğraşacak ne var?
Bir tane atık kutunuz olacak evde.
Kutunun üzerine metal, cam, plastik,
kâğıt diye yazacaksın, sonra da atıklarını
o kutulara atacaksın.
Önder: Aman Öncel! Kaç kişi yapar
ki bunu? Herkes yapsa tamam da
birkaç kişiyle olmaz ki bu iş! Boşuna
uğraşıyorsun.
Öncel: İyi ya akıllım, ben sana, sen
başkasına öğreteceksin. Böyle böyle
herkes öğrenecek atıkların değerini…
Önder: Of ya dünyada kaç milyar insan var
biliyor musun sen? Herkesin öğrenmesi
yüzyıllar alır. Hem ne işe yarıyor ki bu
yaptığın?
Öncel: Ne işe yaradığını öğrenmek
istiyorsan, yan sayfadaki renkli balonları
oku. Ben hem kendi geleceğimi, hem
dünyanın geleceğini düşünüyorum
Önder. Sen yalnızca kendini
düşünüyorsun. Dahası tembelsin. Ne
var ki içtiğin süt kutusunu ayrı bir kutuya
atmakta? Küresel ısınma diye bir şey
duymadın sen galiba.
Önder: Amaaan Öncel. Amma bilmişsin
ha! Ha çöpe atmışsın, ha atık kutusuna?
Ne fark eder? Hepsinin gittiği yer aynı
değil mi?
10
1 ton kâǧıt ve karton
Hayır sevgili arkadaşlar! Hepsinin gittiǧi yer
atıǧın geri dönüşümü ile 17
aynı deǧil. Çöpler, büyük çöplük alanlarına
aǧacın kesilmesi önleniyor. Yani 17
aǧaç yaşamaya devam ederken, atık
atılırken, ambalaj atıkları ve kâǧıtlar, geri
kutusuna atılan kâǧıt ve kartonlar,
dönüştürülmek üzere geri dönüşüm tesislerine
yeni kâǧıt ve karton üretimi için
gönderiliyor. Ancak günümüzde
hammadde oluyor. Öncel de
Yalnızca
çoǧu insan Önder gibi
buna katkıda bulunuyor.
tek bir metal
düşünüyor. Ama eminiz, bu
içecek kutusunun geri
yazıyı okuduktan sonra Önder’in de
dönüşümünden elde edilen enerji
düşünceleri deǧişecektir. Çünkü Önder, dünyanın ve
ile 100 wattlık bir ampulü 20 saat
çalıştırabiliyoruz. Öncel ve onun
canlıların gelececeǧine zarar vermek istemeyen, çok
gibi davranan arkadaşlarının
akıllı bir arkadaşınız. Bu konuda yeni bilgiler edindikten
buradaki rolü çok
sonra o da bilinçlenecektir. İşte, atıklarınızı neden ayrı
önemli…
ayrı toplamanız gerektiǧini anlatan o çok önemli bilgiler...
Tekrar Kullanım
Toplama ve temizleme
dışında hiçbir
işleme uǧramadan,
ömrü dolana kadar
defalarca kullanılan
atıkları, bu gruba
yazabiliriz. Sizce
hangi atıklar bu
gruba girebilir?
Biraz düşünüp yanıtı
için sayfa 48’e
bakabilirsiniz.
Geri Dönüşüm
Geri dönüşüme
giren atıklar,
fiziksel ve
kimyasal işlemden
geçirildikten sonra
ikincil hammadde
olarak tekrar
üretilir. Bu grupta
neler yer alabilir
sizce? Yanıtı sayfa
48’de.
1 ton
plastik atıǧın geri
dönüşümü ile %95 enerji
tasarrufu saǧlayabiliyoruz.
Öncel, pet şişeleri çöpe deǧil
atık kutusuna atarak bu konuda
da sorumluluǧunu yerine
1 ton cam atık
getiriyor.
geri dönüştürüldüǧünde
100 litre petrolü kullanmaktan
kurtuluyoruz. Yani petrol
tasarrufu saǧlıyoruz. Öncel ve
ailesinin bunda da önemli
bir payı var.
Geri Kazanım
Atıklar fiziksel, kimyasal
ve biyokimyasal
yöntemlerle başka
ürünlere ve enerjiye
çevrilerek geri kazanılır.
Yani biçimleri ve
bileşimleri deǧiştirilir.
Düşünün ve yine sayfa
48’e bakın.
11
Atık
çeşitleri
Öncel ve Önder’in üzerinde
konuştukları atıklar, evsel atıklar. Atıklar bundan ibaret
deǧil kuşkusuz. Sanayi üretimiyle ortaya çıkan
hurdalar, kullanılmayan makinalar endüstriyel atık
grubuna giriyor. Atık boyalar, yaǧlar, piller tehlikeli atık
olarak sınıflandırılıyor. Doǧaya zarar veren bu atık grubunun
tehlikesiz
hâle getirilmesi gerekiyor. Hastanelerden, saǧlık merkezlerinden çıkan tıbbi
malzemeler, kullanılmış ilaçlar, ameliyat sırasında oluşan atıklar da tıbbi
atıklar olarak adlandılıyor. Tıbbi atıklar da tehlikelidirler ve özel
yöntemlerle ortadan kaldırılmaları gerekir.
Kaynakta ayrı biriktirme
neden önemlidir?
Sevgili arkadaşlar, ambalaj atıklarını ya
atıklarının yıkanmaları gerekir.
yani evinizde ya da okulunuzda ayrı
ayrıştırılırsa, kolayca yeniden işleme
da geri dönüşümlü atıkları, kaynaǧında,
biriktirmeniz çok önemlidir. Atıklar
çöplüǧe gönderildiǧi takdirde çöplerle
karışır ve kirlenir.
Oysa ambalaj atıkları, kaynaǧında
alınabilirler ve temiz kalırlar. Dolayısıyla
hem zaman kaybının önüne geçilmiş olur,
hem de su israfı önlenir. Gezegenimiz
Çöpe karışan ambalaj atıklarını
için suyun yaşamsal önemini, sonsuz
masraf gerektiren bir işlemdir. Her
kaynakların kuruyabileceǧi gerçeǧini
ayıklamak, hem zaman isteyen, hem
bir kaynak olmadıǧını ve günün birinde
şeyden önce çöplüǧe giden ambalaj
bilmeyen kaldı mı?
12
Yapacaǧımız şey şu, sevgili
arkadaşlar: Çöplerimizi ayrı
torbada, atıklarımızı ayrı torbada
toplamak... Plastik, cam, metal
ve kâǧıt atıkların konulduǧu
torbadakiler, götürüldükleri
geri dönüşüm tesislerinde
ayrıştırılırlar. Önemli olan çöplerle
atıkları bir araya koymamak ve
atıkları kirletmemektir.
Peki nedir?
çöp
Kullanılamaz hâle gelmiş ve çevre saǧlıǧına zarar
vermeden ortadan kaldırılması gereken atıkların
hepsine çöp diyebiliriz. Bir şartla: Çöpe attıǧımız
şey, işlevini tamamen yitirmiş olacak, başka bir işe
yaramayacak. Eǧer çöpe attıǧınız şey, bir yönüyle
tekrar kullanılabiliyorsa, geri dönüştürülebiliyorsa ya
da geri kazanılabiliyorsa çöp deǧildir. Kokmuş, ekşimiş
bir yemek elbette çöptür. Ya da tamiri olanaksız bir çift
ayakkabı, kedi, köpek dışkıları... Bunlar çöptür.
Oysa çöplüklerde işe yarar pek çok şeye rastlamak
mümkün arkadaşlar. Bir düşünün. Saǧlam ama ayaǧınıza
küçük gelen ayakkabınızı ya da kullanmadıǧınız çalışma masasını, çöpe
göndermek yerine gereksinimi olan kişilere verseniz, hem onlara bir yararınız
olur, hem de daǧ gibi büyüyen çöplüklerin yaşam alanımızı daraltmasının önüne
geçmiş olursunuz.
Ya da yemek yapılırken mutfaǧınızdan çıkan sebze, meyve, yumurta kabukları, çay
posası, kahve telvesi gibi atıkları çöpe atmayıp evinizin, okulunuzun bahçesinde ya
da balkonunuzda oluşturacaǧınız bir köşede komposta dönüştürebilirsiniz. Nasıl mı?
Sayfalarımız içinde Nesrin Abla’nız sizin için kompost yapımını anlattı.
Çöpe atılan yemekler, gerçekten ekşidi mi, yoksa artık aynı yemeǧi
yemekten sıkıldınız mı? Eǧer öyleyse, bu grubu da çöp olarak
sayamayacaǧız; çünkü sokakta zor koşullar altında yaşayan
kedi ve köpeklerle artan yemeklerinizi paylaşabilirsiniz.
13
Koyun dışkısından
oda parfümü ve kano
Gördüǧünüz gibi bilinçli bir ayrıştırma ile çöpe gönderdiǧimiz
şeyler ne kadar da azalıyor. Koyun dışkısı bile bir başka şeyin
hammaddesi olabiliyor. Şaka deǧil sevgili arkadaşlar, gerçek! Mikroplardan
tamamen arındırılan koyun dışkıları, çimen ya da nergis kokulu malzemelerle
doldurulmuş paketlerde satılıyor. Korkmayın. Henüz bizim ülkemizde satılmıyor. 
Ya şuna ne dersiniz? Birleşik Krallık’ın Galler Bölgesi’nden iki İngiliz, Lez Paylor
ve Lawrence Toms, yıllardır ürettikleri “koyun dışkısı” katkılı kâǧıtlardan sonra,
5,5 metre boyunda bir kano tasarladılar. İkili; un, su, kâǧıt ve koyun dışkısı
kullanarak yaptıkları kanoyu, balmumu ve soya fasulyesi özütüyle kaplayarak da
su geçirmezliǧini saǧladılar.
Yani sevgili çocuklar, aslına bakarsanız, insan zekâsının gelişmiş teknoloji ile birleştiǧi
noktada, neredeyse hiçbir şey çöp deǧil; atık. Onun için bundan böyle çöp kutusuna
bir şey atarken iki kere düşünün. Atacaǧınız şey gerçekten de çöp mü? Yoksa tekrar
kullanılabilir, geri dönüştürülebilir ya da geri kazanılabilir bir atık mı?
Dedik ya Önder akıllı bir çocuk diye... Öğrendiklerinden
çok etkilendi ve hemen uygulamak istedi. Öncel’le
birlikte Önder’lerin evine gittiler. Önder, balkonda duran
bir mukavva kutuyu alıp odasına getirdi. Üzerine
Kâğıt, Plastik, Cam ve Metal yazdı. Sonra yine
koşarak balkona gitti. Balkondaki birkaç pet şişeyi
kaptığı gibi soluğu odasında aldı. Öncel, Önder’deki
bu değişime çok sevinmişti. Önder pet şişeleri atık
kutusuna attıktan sonra, bir koşu mutfağa gitti.
Dolaptaki yarım kalan sütünü bardağa boşaltıp bir
dikişte içti; kutusunu da atık kutusuna attı.
14
İyi ki çöp olmadım.
Ben artık
sıcacık bir evim.
yı bugüne
a
ıl
ız
K
rk
ü
T
r,
la
Arkadaş
mış bir şeyi
kadar yapılma
ı,
T şişe atıkların
E
P
i.
rd
ti
ş
le
k
e
gerç
fa bir yapı
e
d
k
il
a
d
a
y
n
ü
d
ullandı. Doğal
k
k
ra
la
o
i
s
e
m
malze
nlar, bundan
la
u
rt
u
k
n
e
rd
e
afetl
rden yapılan
le
e
iş
ş
t
e
p
le
y
ö
b
barınacak.
e
d
”n
ri
le
v
E
a
n
“Mevlâ
Pet şişelerden ev yapmak! İnanması zor değil
mi arkadaşlar? Zor ama Türk Kızılayı bunu
başardı. Mevlâna Evleri’nin hammaddesi,
%100 geri dönüşümlü olan PET şişeler.
Deprem, sel gibi doğal yıkımlardan kurtulan
afetzedeler, her türlü hava koşullarında, temel
gereksinimlerini karşılayacak biçimde bu evlerde
yaşayabilecekler. Türk Kızılayı, bu projeyle hem
gereksinim duyanlara karşılıksız yardım ediyor, hem de çevresel temizlik sağlıyor.
Evsizlere Ev
Arkadaşlar, dünyaca ünlü Türk düşünürün adını taşıyan Mevlâna evleri, yalnızca doğa
olaylarının yarattığı yıkımlarda evsiz kalanlara hizmet etmekle kalmayacak. Türk Kızılayı,
“Evsizlere Ev” adı altında, bu evleri, evi olmayan insanlara da bedelsiz olarak verecek.
Böylelikle zor koşullar altında yaşayanlara barınma olanağı sağlanabilecek.
15
Bir Mevlâna Evi,
3 bin adet 1,5 litrelik
PET şişe atığından
üretiliyor. Böylelikle hem
çevre temizleniyor, hem
de ev üretiliyor.
Çadır, 30 dakikada
kurulurken,
bir Mevlâna Evi,
4 dakikada ve önceden
bunun eğitimini almamış
kişiler tarafından bile
kurulabiliyor.
Haydi PET şişe biriktirmeye!
Ülkemizde, PET atıkların %10’u toplanıyor ve
Arkadaşlar, pet şişe atıklarını topladıktan
ülke ekonomisine yeniden kazandırılıyor.
sonra okulunuza götürün. Türk Kızılayı,
Geriye kalan %90’ı ise genel çöp ortamına
pet şişelerinizi okulunuzdaki atık kutula-
karışıp doğayı kirletiyor. Var mısınız, bu sa-
rından alacak.
yıların yerlerini değiştirmeye?
Siz ve büyükleriniz, bu konuyla ilgili ay-
O hâlde arkadaşlar, n’apıyoruz? Elbirliği ile
rıntılı bilgiyi TÜRK KIZILAYI KAVAKLIDERE
PET şişe topluyoruz. Arkadaşlarımızla, ailemizle, komşularımızla birlikte, Mevlâna
ŞUBESİ’nden edinebilirsiniz.
Evleri için kolları sıvıyoruz. Hem daha faz-
0 312. 435 84 82
la Mevlâna Evi yapılması için, hem de PET
Sizce, bu evlere neden Mevlâna Evi adı
şişelerin doğayı kirletmemesi için… Çünkü
verilmiş
dünyanın ve canlıların geleceği, doğanın
sonra sayfa 48’deki yanıtı okumaya ne
temiz kalmasına bağlı…
dersiniz?
Mevlâna Evleri,
Türk Kızılayı bünyesinde
PET Levha Üretim Tesisi’n
kurulan
de üretiliyor.
16
olabilir?
Biraz
düşündükten
Bana kısaca PET derler
Sevgili çocuklar, ben hemen her gün gözünüzün önünde, elinizin altındayım. Yediğiniz,
içtiğiniz, giyindiğiniz, örtündüğünüz şeylerde ben varım. Nasıl mı? Su, meyve
suyu, gazlı içecek ve bitkisel yağ şişeleri ile gıda maddelerinin kaplarında, elyaf
olarak üzerinize örttüğünüz yorganda, battaniyede ve giysilerinizde… Birlikte
geçirmediğimiz bir gün bile yok. Peki beni ne kadar tanıyorsunuz? Hadi o zaman
tanışalım. Adım ve soyadım Polietilen Tereftalat. Bana kısaca PET diyorsunuz. Ben
de bundan hoşlanıyorum.
Cam yerine kullanılabilen en
uygun maddeyim. Bildiğiniz
plastikten de biraz farklıyım. Hafifim, geri dönüştürülebiliyorum,
sertim,
ucuzum. Tüm bu yönlerim
nedeniyle dünyanın önde
gelen sağlık, gıda ve çevre
kuruluşları tarafından incelendim. Ambalaj olarak kullanıldığımda insan sağlığına zarar vermiyorum. Sizin için ne zaman zararlı olmaya
başlıyorum, biliyor musunuz? Beni atık
kutusuna değil de çöpe atarsanız... Çünkü doğadaki ömrüm 800 ilâ 1000 yıl. Çöpler
benim için hiç uygun yerler
değil… Toprağa karışıp
kaybolmam olanaksız… Doğanızı kirletip sizi zehirlemeyi inanın hiç istemem… Yapacağınız tek şey, beni, geri dönüştürülmem için atık kutularına
atmanız…. O zaman size tekrar tekrar geri dönebilirim. Hem de hiç zarar
vermeden…
Türk Kızılayı beni insanlığın yararına sundu. Pet şişe ambalajı olarak işim
bittikten sonra, pet şişe atığı olarak üretime giriyorum; önce pet levha,
sonra da pet panel olup Mevlâna Evi’ne dönüşüyorum. Yardıma
gereksinim duyanlar için sıcacık bir eve dönüşmekten öyle mutluyum ki...
Unutmadan… Pet şişe ve diğer ambalajların altında yer alan aşağıdaki
sembol, geri dönüşümü ifade ediyor. Sembolün ortasında 01 görürsünüz,
bilin ki o malzeme benden yapılmıştır;
yani PET’ten…
ken mutlaka
Beni atık kutusuna atar
ın hemen
kırıştırın. Atık kutuların
a pet şişe
dolmaması ve daha fazl
toplanabilmesi için.
S IRA DI ŞI
r
a
l
j
a
l
a
b
am
Bu sevimli muz etiketlerini,
Hillary Coe (Hilari Koe) ve
Luis Gonzalez (Luiz Gonzales)
tasarlamış arkadaşlar... Ne
hoş değil mi?
18
Arkadaşlar
bu köşede,
hayal
ın ötesine g
eçecek,
yaratıcı ve
farklı amb
alaj
örneklerine
yer vereceğ
iz.
Sıra dışı ta
sarımlarla
ufak bir
yolculuk ya
palım.
sınırlarınız
Yanılıp da kavanozu yemeyin
sakın! Bal peteğinden
esinlenerek yapılmış bal
kavanozu nasıl da iştah
açıyor. Tatiana Matsulevitch
(Tatyana Matsuleviç)
tasarlamış.
M & S firmasının tasarladığı
bu troleybüse insanlar
değil çikolatalı kurabiyeler
biniyor. Çok farklı ve güzel bir
tasarım. Sizce de öyle mi?
Schneiter Meier Külling
(Şınayder Mayer Küling)
et kutusu olarak böyle bir
karton ambalaj düşünmüş.
Çok yaratıcı!
KU TUSU
Karagöz
Tamer Köşeli, 26 yaşında
bir endüstri ürünleri tasarımcısı.
Lokumu çok seviyor olmalı ki çok yaratıcı
lokum kutuları tasarlamış. Bunu yaparken
de gölge oyunumuzun karakterlerinden
esinlenmiş.
Tamer Aǧabey’inizin sizlere bir mesajı
var: “Sevgili çocuklar, tasarım, büyürken
bile hayal kurabilmektir,
hayallarinizin peşinden gidin.”
Beberuhi
Çelebi
Zenne
19
Bir küçücük
kumbara,
erzak taşır
ambara
Yanıtı KARINCA olan bu Türk bilmecesi,
karıncaları ne güzel anlatıyor değil mi arkadaşlar?
Karıncalar, bir geri dönüştürme ustasıdırlar.
Yenilebilecek her şeyi yuvalarına taşır, orada biriktirir, kış
geldiğinde de yerler.
Bazen kaldırımda yürürken ya da bahçenizde
oynarken bir grup karıncanın elbirliǧi ile iri
bir böceǧi çekiştirerek taşımakta olduklarını
görürsünüz. Bazen de tek bir karıncanın
kocaman bir yaprak parçasını yüklendiǧini
görür, şaşırırsınız. Karıncalar, minicik
bedenlerinden beklenmeyecek kadar güçlü
ve çalışkandırlar. Hatta bazı türleri, kendi
aǧırlıklarının 10 katı kadar
bir aǧırlıǧı taşıyabilirler.
Ne kadar etkileyici
deǧil mi? Diyelim
30 kilosunuz.
Çarpın 10
ile.
20
Ne buldunuz? 300 kilogram. Taşıyabilir misiniz
bu aǧırlıǧı? Elbette hayır! Bu da karıncaların
ne büyüleyici varlıklar olduǧunu gösteriyor.
Karıncalar
günün
büyük
bölümünü
çalışarak geçirir, arkadaşlar… Yuvaları,
toprak ya da kaya altında veya aǧaç
kavuǧundadır. Topluluklar hâlinde yaşarlar.
Tek başına yaşayan bir karınca türü yoktur.
Topluluk içinde mükemmel bir iş bölümü ve
imrenilecek bir uyum vardır.
Karıncalar iki boǧumdan oluşurlar. Altı
bacakları vardır. Uzun ve bükülebilen
bacakları, toprakta yürürken yaylanmalarını
saǧlar. Engebeli bir alanda rahat ilerlemek
için yaylanan, inip kalkan bir arazi otomobili
gibi düşünün. Petek gözleri sayesinde
180 derecelik bir alanı görebilirler.
Başlarındaki bir çift anten sayesinde, bizim
göremediǧimiz binlerce nesneyi algılarlar.
Antenlerini aynı zamanda bir çekiç gibi
kullanırlar. Karınlarında keseler ve boşluklar
vardır; gerekli maddeleri orada depolarlar.
Avlarını çeneleriye yakalar, sıkıştırır ve
keserler.
Karıncanın binlerce türü vardır
arkadaşlar…
En
gelişmiş
beslenme çeşitlerinden biri,
mantar üreten karıncalarda
Haberleşme yolları
Karınca, taşıyabileceği
büyüklükteki
yiyeceği
tek
başına
yuvasına götürür. Ancak bulduğu parça
taşıyamayacağı kadar büyükse, bir
parçasını koparır ve yuvaya taşır. Bu sırada
rastladığı tüm işçi karıncalara, yiyeceğin
kalanının bulunduğu yere gitmelerini
söyler. Tabii ki kendi diliyle… Bazı türler
bunu antenleri ile yaparken, bazıları
yiyecek yolu üzerine özel bir koku bırakır.
Diğerleri de yiyeceğin kalanını kolayca
bulur. İşçi karıncaların bir özelliği de
midelerinde taşıdıkları suyu yuvaya
getirebilmeleridir.
görülür. Bu tür, doǧal maddeleri yemez,
Sevgili arkadaşlar, bugüne kadar bu gözle
Şöyle: Çalılara ve aǧaçlara diziler hâlinde
ne muhteşem varlıklar, siz de gördünüz.
kendi
yetiştirdiklerini
yer.
Nasıl
mı?
tırmanarak yapraklardan küçük parçalar
keserler. Bunları
birbirlerine
aktararak
yuvalarına taşırlar. Yuvadaki işçi karıncalar,
bu
yaprakları
getirirler.
çiǧneyerek
lapa
hâline
Bazen evimizde de rastlarız karıncalara…
Mutfaktaki şekerli ve yaǧlı besinler, yemekten
hoşlandıkları besin türleridir çünkü…
üvercin
İLE
Öyküsü
KG
arıncanın
Çok susayan bir güvercin, su içmek
için bir dere kıyısına iner. Tam eǧilip
içerken bir karıncanın
suya düştüǧünü görür. Zavallı
karınca sudan çıkmak için çırpınıp
duruyordur. Güvercin, karıncaya
çok acır. Hemen kıyıdan aldıǧı bir
çöpü suya bırakır. Karınca da çöpe
tutunarak kıyıya çıkar. Bu sırada
oradan geçmekte olan bir avcı,
güvercini görünce çok sevinir ve “Ne
güzel bir av” diye
düşünür. Her şeyden
habersiz güvercine
bakmamıştınız deǧil mi karıncalara? Oysa
Karıncanın
gücünü
küçümseyenlere,
hatta onlara zarar verenlere, bu yazıda
öǧrendiklerinizi anlatabilirsiniz.
Siz de bundan böyle bastıǧınız yere biraz
daha dikkatli bakın, olur mu? Belki bir
karınca topluluǧu, bir ekmek kırıntısını
ya da yaprak parçasını yuvasına taşıyor
olabilir. Yorulmaksızın!
tüfeǧini çevirip nişan
alır. Bunu gören
karınca, avcıyı, çıplak
topuǧundan ısırır. Avcı
da acı ile haykırır. Avcının
sesini duyan güvercin ise havalanıp
uçar. Böylelikle karınca da güvercinin
yaşamını kurtarmış olur.
La Fontaine
Küçücük bir karıncanın neler yapabileceǧine
dair öǧretici bir masal okudunuz arkadaşlar...
Sizler de henüz küçüksünüz ama dünyamız için
yapabileceǧiniz çok şey var. Tıpkı bu karınca
gibi…
21
B ii ll me
B
m e cc e
il,
katmer deǧ
a
m
a
t
a
k
Kat
il,
a elma deǧ
To p to p am
,
meyve deǧil
Yenir ama
.
r fare deǧil
Kuyruǧu va
• •
• A
A
•
İpucu: K vitamini deposu
1
2
Suya g irer, ıs
lanmaz.
D
•
•
•
K
İpucu:
Bir hay
van
3
4
Ne kanı var, ne ca
nı
Beş tane dir parm
aǧı
D
•
•
5
•
• E
İpucu
:
yor
Gözünün önün de duru
yorsun
Fakat sen onları göremi
•
Bir g
iyisi
K
Sarı sarı içinde,
Sarı zarfın içinde,
On iki tane yavru,
Hepsi bir bir içinde
•
İ
6
•
7
Bir aǧacı oymuşlar,
içine dünyayı koymuşlar.
R
22
•
• Y •
İpucu: D
inleme de
n
olmaz.
bulunur
Şişi yok, aǧ örer
Dişi yok, sinek yer
ver
Av köpeǧi deǧil av se
k!
Örer durur, giysisi yo
• • • K • •
İpucu: C vitamin
i deposu
•
• • • K
İpucu: Yüzümüz
de
R
•
•
C
•
•
İpucu: Bir
böcek
Bilmeceler,
İlhan Başgöz’ün
“Türk Bilmeceleri” adlı
kitabından alınmıştır.
V
A VA
U
H
İlk Çevre Koruyucusu
Röportaj
Öncel Doğasever ✿ Önder Gezer
Arkadaşlar,
Size çok ilginç bir şey
soracaǧız. Siz hiç doǧum
gününde armaǧan almak yerine
veren birini tanıyor musunuz? Biz
tanıyoruz. Yazar Ayla Kutlu. Hem
siz çocuklar için kitaplar yazıyor, hem
de yetişkinler için. Yazar n’apmış biliyor
musunuz? 70 yaşına bastıǧında, mavi
gezegenimizi seven ve koruyan insanlara
bir kitap armaǧan etmiş. Adı Huvava. Kim mi
Huvava? Tarihteki ilk çevre koruyucusu.
Ayla Kutlu ve
kedisi İğde Zarif
“Doğaya duyarlı her yaştan okur için
ilk çevre koruyucusunun destanı...”
Ayla Kutlu ile söyleşiyi Öncel ve
Önder yaptılar. Yazara hem kitabı ile
hem de çevre ile ilgili sorular sordular.
Söyleşiye, yazarın 18 yaşındaki kedisi
İǧde Zarif de katılmış.
Onlar konuşurken İǧde Zarif
kâh mırıl mırıl şarkılar söylemiş,
kâh arada bir kalkıp
gerinmiş.
mleyen
Huvava’yı re si
ǧlu
Mu stafa Delio
23
Sayın yazar, Huvava
ne zaman yaşamış?
İlkokulda okuyordum çocuklar. Bir okuma kitabımız vardı. Okullar
onu?
doǧaldı. Meraklı, bulduǧu her şeyi okuyan, bundan müthiş haz alan bir
açılır açılmaz, kitaptaki bütün metinleri okumuştum. Bu davranışım
Siz nasıl tanıdınız
çocuktum. Huvava (o zamanki okunuşuyla Humbaba), büyük Kral Gılgameş
ile onun en iyi arkadaşı Engidu tarafından öldürülecekti. Çünkü Humbaba, sedir
aǧaçlarının oluşturduǧu ormanların vahşi koruyucusuydu; bir canavardı! Yer gök birbirine
karışmış, Humbaba, kralın en iyi arkadaşıyla müthiş bir kavgaya tutuşmuştu. Büyük bir
uǧraştan sonra Humbaba ölmüştü. Kral ormandaki aǧaçları rahatça kestirmişti. Kralın
güçlü olması bütün çocuk masallarında doǧal bir şeydi. Ama Humbaba gibi biri nasıl
oluyor da canavar diye nitelendiriliyordu?
Oturduǧumuz yer İskenderun idi. İskenderun, deniz kıyısında bir düzlüǧe kurulmuştu.
Hemen ardında ormanla kaplı ve kat kat yükselen Amanos Daǧları vardı.
Daǧlar ve ormanlar ne kadar güzeldi. Peki, o büyük kral niçin
güzelim ormanları yok etmeye kalkışıyordu?
Dokuz, on yaşlarımda bana sorular sorduran bu metin, öylesine
canlı biçimde belleǧime yerleşti ki, Humbaba için, Amanos
Ormanları’nda kurmuş olabileceǧi kulübenin yerini, dolaştıǧını
düşlediǧim güzellikleri aramaya koyuldum.
Aradan geçen hemen hemen elli yıl boyunca unutamadıǧım
bu haksız eylem üstünde birçok kaynaktan bilgiler
edinme, konuyu derinliǧine araştırma fırsatım oldu. Canavar diye nitelendirilen orman
koruyucusunun adının Huvava olarak okunması gerektiǧini de öǧrendim. Benim kısa bir
olay olarak okuduǧum metnin, koca bir destanın içinden bir bölüm olduǧunu da...
Yani Huvava
bir destan
mı?
kahramanı
Evet Öncel’ciǧim; bir destan kahramanı. İlk yazılı destanı Sümerler
yaratmışlardı. Destanın baş kahramanı olan Kral Gılgameş,
şehrini düşmanlarından korumak için surlar yaptırmıştı.
Sedir aǧaçlarından oluşan yedinci bir duvar daha yaptırmayı
kafasına koymuştu. Sedir aǧaçlarının ana vatanı, Güney
Toroslar’dı. Anadolu’yu bir baştan batıdaki Ege Denizi’ne
kadar taşıyan Toros Daǧları’nın güneyden kuzeye yükselen
koluna Amanos Daǧları deniyordu. Yani Kral Gılgameş, belki
daha güneydeki, belki de ülkemizdeki daǧlara sedir aǧaçları için
gelmişti. O dayanıklı, güzel, büyük eşsiz aǧaçların anavatanına…
İşte, İlk Çevre Koruyucusu destanı bu düşünceler, araştırmalar
sonucu oluştu. Dünyada birçok insan çevreyle ilgili örgütler
24
kuruyor, çalışıyordu ama kimse bir simge düşünmemişti. Oysa, gerçek
bir simge vardı. Hem de benim doǧduǧum topraklarda… Huvava, bizim
bölgemizde var olmuş bir destan kahramanıydı. Canavar deǧildi, tam
tersine, ormanların deǧerinin bilincinde olduǧu için onları canı
pahasına savunan bir Tanrısal güçtü. Onunla hemşeri (yahut aynı
doǧa parçasından olmak) ne büyük bir onurdu!
r,
Önder’ciǧim,“çevre sorunları” tamlamasını
Sayın yaza
ıl
s
a
n
n
e
ayk
duyduǧumda kaç yaşındaydım, biliyor
biz yaşlard
ilincine
b
e
r
v
e
ç
ir
b
musunuz? Tam tamına 31 yaşındaydım.
sahiptiniz?
Devlet memuru olarak çalışıyordum. Bir
yardımcım vardı. Üniversitede doktorasını yapıyordu.
Doktora tezinin konusunu sorduǧumda “Çevre Sorunları” diye cevap verdi. Güldüm: “Çevre
sorunu da ne demekmiş?” “Dünyanın kirlenmesine, geri dönülemeyecek kadar bozulmasına
ilişkin sorunların hızla arttıǧı, bunlara çareler üretmeye zorunlu olduǧumuz” cevabını
aldım. Aklım almadı. Koskoca bir dünyaydı bu. Nasıl kirletilebilirdi ki?
Demek ki, o günden öncesindeki Ayla Kutlu’dan söz ederken, ancak bilinçsiz
bir çocuk ve gençten konuşacaǧız. Ben, İkinci Dünya Savaşı günlerini
algılamış bir çocuǧum. Bizler yarı aç, yarı tok büyüdük. O yüzden
israf etmek, yemekleri bitirmemek, ekmeǧi ziyan etmek, meyvaları
çürütmek, suyu kirletmek, bir aǧaç dalına asılarak onu incitmek,
baharda çiçek açan meyva aǧaçlarından tek bir çiçek koparmak
(Bir çiçek bir ayvadır, bir armuttur, kayısıdır, şeftalidir, ıhlamurdur) bir
eksik nimet demektir. Benim öǧretmen babam, oturduǧumuz şehrin her yerinden
denize girilebildiǧi günlerde, biz kendi çocuklarına ve bütün öǧrencilerine şu
öǧüdü verirdi: “Çişinizi yapmadan denize girmeyin. Sizin gövdenizde
kalmasının zehir etkisi yaratacaǧı atıǧınızın, bir deniz
canlısının gövdesine katılmasına neden olursunuz. Hem
belki yarın sofranıza gelen balıǧın gövdesinde kendi
çişinizi yiyor olabilirsiniz!” Ne kadar etkileyiciydi
bu sözler. Sonradan yapılan kirletmelere göre hafif
bir suç olsa da, bizleri düşünüp dikkatli yaşamaya
yönlendiriyordu. Bazı bilinçsiz çocuklara karşın bir köpeǧi
taşlamıyor, kedinin kuyruǧuna bir şeyler baǧlamıyor,
sokaǧa küçücük bir kâǧıt parçası bile atmıyorduk. Ne
yaptıǧımızı bilmeden koruduǧumuz çevre vardı o
zamanlarda...
25
Sayın yazar,
Öncel’ciǧim, çocuk yetiştirirken
hayvanlarla ve
böceklerle dostluǧu
nuz onun mutlaka bir hayvanla
nasıldı?
âdeta kardeşlik kurması
gerektiǧine inanırdı babam ve
annem. O yüzden evimizde hayvan eksik
olmazdı. Genç kızlık dönemimde evimizde
şöyle bir döngü vardı:
En küçük kardeşim, evin içinde
özgürce dolaşan ve babamın Sevdik,
Sevindik,
Beǧendik,
Gücendik
adlarını verdiǧi kekliklerinden korkardı. Ürkek bir kuş olan keklikler evimizde neredeyse
hâkimiyetlerini ilan etmişlerdi. Üç dört yaşlarındaki küçük kardeşimi gözlerine kestirir,
çocuǧun bacaklarını gagalamak için ardından seǧirtirlerdi. Zavallıcık nasıl kaçacaǧını
bilemezdi. Keklikler evin kedilerini de korkutmuşlardı. Kediler onlarla barış yapmak isterdi. Ama
çoǧu kez kendilerini tehlikeye atmamak için uzak yerlerde dinlenmeye çekilirlerdi. Dahası,
köpeǧimizi, onun dörtte biri büyüklüǧündeki anne kedimiz korkuturdu. Zavallı köpekçik,
kedinin çevresinde dans eder gibi oyunlar yapar, onu yalamak ister, yalvaran sesler çıkarırdı.
Şimdi… Lütfen bu anlattıklarımdan olumsuz sonuç çıkarmayalım, tam tersine… Böyle bir
evde tatsızlık olmuyordu. Neşe ve oyunlar, kötü veya gamlı düşüncelerimize engeldi. Sevgiyi,
sabahları pencerenizden giren bir çiçek dalına da duyabilirsiniz,
uçuç böceklerine de, eski bir eve de… Çocuklara doǧal oyun
yeri olarak bırakılan şehrin her köşesindeki çimenlerle
kaplı küçük meydanlara da…
Mutsuz
ve
var
olanla
yetinemeyen
tatminsiz insanlar aç gözlü olurlar. Doǧayı
mahvedenlerse dünyanın her yerindeki çok
zengin ama insanlıkları yönünden eksikli
kalmış,
benmerkezciliklerini
gidermeyi
bir türlü başaramamış kişilerdir. Canlı bir
hayvanı okşamak, bana sevdiǧim bir insanı
okşamak kadar zevk
ve r i yo r.
26
Öldürülmüş bir hayvanın kürküne dokunamıyorum. Başkalarının
işlediǧi bir kötülük bile olsa, o kötülüǧe elim deǧsin istemiyorum.
Elektrik konusunda çok dikkatliyim. Bütün
Daha az
tüketmek ve
evimin ışıǧı yeterli dereceye ayarlıdır.
tasarruf adına nele
re
Asla gereksiz ışık yakmam. Başka birtakım
dikkat ediyorsunuz,
neler
ara işler yapmaksızın salt tv seyreder,
yapıyorsunuz?
yahut radyo dinlersem odamın karanlık
olması algılama gücümü artırıyor gibi gelir.
Suyu asla boşa akıtmam. Hatta son on yıldan beri, banyoda lavabonun
içine orta büyüklükte bir plastik kap koyuyor, el yüz diş yıkama
sırasında akıttıǧım suları klozete döküyorum. Komşularım, yakınlarım
benimle dalga geçiyorlar. Balkon gibi yerleri yıkamak yerine sildirmeyi
yeǧlerim. Çiçek açan aǧaçtaki güzelliǧe içim gider, ama en dayanamadıǧım an, çiçeǧin taç
yapraklarına parmaklarımı sürdüǧüm andır; sonra parmaklarımı öperim. Çiçeǧin bana teşekkür
ettiǧi gibi bir duygu dolar içime, çünkü ben de çiçeǧe güzelliǧi için teşekkür etmişimdir.
Eskiden kâǧıt konusunda müsriftim. Şimdi kâǧıtlarımı önlü arkalı kullanıyorum. Kâǧıtların
boş kalan yerlerini liste yapmak, not almak için kullanıyorum. Asla yemek dökmem,
asla ekmek atmam; meyve, sebze çürütmem, ısı kaynaǧı evimde bir saniye bile boşa
yanmaz. Dışarılık giysilerim eskidiǧinde onları çok severim. Rahattırlar. Yıllarca ev giysim
olma fonksiyonunu kazanırlar. Deterjan türlerini çok az kullanmaya çalışarak özenli
temizlik yapar ve yaptırırım. Böylece
böcek
ilaçları
gibi
zehirlileri
gereksinmemeye çalışırım. Gerek
kendi temizliǧim, gerek ev ve
eşya temizliǧi için doǧal temizlik
ürünlerine -üstelik artık dünyaya
ün salan doǧduǧum şehrin defneli
sabunları varken- olabildiǧi kadar
öncelik veriyorum.
Arka daşlar,
ok
tlu’dan ne ç
u
K
la
y
A
r
a
yaz
va’yı
ik. Biz Huva
d
n
e
r
ǧ
ö
y
şe
.
k etkilen dik
oku duk, ço
un,
Siz de okuy
olur mu?
27
Pulculuk
Aranızda kole
ksiyon yapanla
r
vardır kuşkusu
z… Canan, roz
et
koleksiyonu y
apıyor. Ayhan
, kitap
aralığı biriktiri
yor. Eylül, dök
ülen
yaprakları top
layıp kurutuy
or.
Ömer, oyunca
k araba, Duru
ise bebek birik
tiriyor. Başka?
Başka nelerin
koleksiyonunu
yapıyorsunuz
? Pul koleksiy
oncusu
var mı aranızd
a? Mutlaka va
rdır.
Arkadaşlar, ne
yin koleksiyon
unu
yaparsanız ya
pın, farkında
bile
olmadan o ko
nuyla ilgili ço
k şey
öğreniyorsunu
z demektir.
Koleksiyonculuk, her şeyden önce bir şeye ilgi
duymakla başlar. Bir süre sonra o şeyi toplamaya,
biriktirmeye başlarsınız. Derken öyle çok birikir
ki elinizde, arada bir çıkarıp onları seyretmek
hoşunuza
gider. Biriktirdiǧiniz
şeyler
sizi
o konuda bilgi toplamaya iter. Koleksiyon
yaparak daha dikkatli, meraklı, araştıran ve
biriktirdiklerine özen gösteren biri olursunuz.
Belki bu hobinizi ilerde meslek edinebilir, siz de
birer resim, saat, pul, eski para, tespih ya da
antika radyo koleksiyoncusu olabilirsiniz. Kim
bilir belki de bugünden başlayan pul biriktirme
merakınız, sizi yaşamınız boyu bırakmaz.
28
Filateli,
dilimize Fransızca’dan
geç
bir terim miş uluslarara
sı
dir
anlamın ve pulculuk
a gelir
koleksiy
onu yap . Pul
anlara d
filatelis
a
t denir.
Pullar, ait oldukları ülkenin elçisidirler. Temalarına göre, basıldıkları ülkenin tarihi,
coǧrafyası, ekonomisi, sosyal yaşamı, geleneǧi, doǧal güzellikleri ve ünlü isimleri
hakkında bilgi verirler. Ayrıca pahalı bir hobi deǧildir. Cep harçlıklarınızdan ayırarak
yapabileceǧiniz bir koleksiyon türüdür.
Başlarken neler gerekecek?
Pul koleksiyonu yapmak size neler kazandırır
biliyor musunuz? Her şeyden önce bir şeye ilgi
ve merak duyma dürtünüz hep diri kalır. Sizi
dikkatli ve sabırlı olmaya yöneltir. Bu da sizi
sakinleştirir. Kendi çabanızla oluşturduǧunuz
bir şeyi özenle saklama ve koruma konusunda
sizi eǧitir. Harçlıǧınızdan hobinize ayıracaǧınız
bütçeyi planlamanızı saǧlar. Baktıǧınız şeyden
zevk almanıza ve mutlu olmanıza yol açar.
Pul albümünüze hem damgasız (kullanılmamış),
hem de damgalı pulları koyabilirsiniz.
Koleksiyonunuzun
deǧer
taşıması
için
pullarınıza büyük özen göstermeniz gerekir.
Pulun dantel denilen tırtıklı kısımlarından bir
tanesi bile eksik olmamalıdır. Ayrıca pulunuzun
kırık olmaması da önemlidir.
Arkadaşlar pul koleksiyonuna başlamak için
en iyi yol, PTT’nin ilgili birimiyle baǧlantı
kurmaktır. Hem bilgi danışmak için, hem de
pul satın almak için… İsterseniz yazarak,
isterseniz giderek…
PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Tanıtım ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı
Filateli ve Müze Şubesi Müdürlüğü
Posta Caddesi, Posta Sarayı Kat: 8
06101 Ulus / ANKARA
(Asma kattaki Filateli Gişesi, hafta içi saat
08.30-17.30 arası, Cumartesi 09.00-16.00 arasında
bilgi ve alışverişler için ziyarete açık)
ı tutmak içindir.
Pul maşası (Pul pensi): Pullar
nız gerekir.
Pullara elinizle dokunmama
değerini düşürür.
Dantellerinin kopması pulun
ünde ve zamklı arka
Ayrıca pul nemliyken ön yüz
Pul maşasının ucu
yüzünde parmak iziniz kalır.
arlanmıştır.
pulu çizmeyecek şekilde tas
tirmek için
Pul albümü: Pullarınızı yerleş
kullanacaksınız.
bakıp ayrıntılarını
Büyüteç: Pullarınıza yakından
im duyacaksınız.
görmek istediğinizde gereksin
e, konularına,
Pul kataloğu: Pulları tarihlerin
tiren katalog.
temalarına göre bir araya ge
Önce
Çocuk
Projeleri
“Elimizi, yüzümüzü yıkarken akan
su boşa gidiyor. Projemle, boşa akan
suyun mikroplardan arındırıldıktan
sonra
yeniden
kullanılmasını
saǧlıyorum. Musluktan akan su,
lavabonun giderinden akıyor. Sonra bir
borudan geçiyor ve oradaki motorda
temizlendikten sonra klozete temiz
olarak gönderiliyor. Klozetteki temiz
suyu, hem sifon çekerken hem de
temizlenirken kullanıyoruz. Böylelikle
suyu daha fazla şey için kullanıp su
tasarrufu saǧlıyoruz.
Kullandıǧım malzemeler:
30
Ayakkabı kutusu / Banyo
Lavabo / Ciklet kutusu
Lavabo ayaǧı / Ruj kapaǧı
Musluk / Pipet
Oyun kartları / Halı
Ayna / Mukavva
Boru / Pipet
Arıtma motoru / Sigorta parçası
Sifon rezervuarı / Ciklet kutusu
Klozet / Şeker kutusu
Tuvalet kâǧıtlıǧı / Pipet
Kaplama malzemesi / Alüminyum folyo
Sevgili arkadaşlar!
Aranızda geleceğin tasarımcıları
ve mucitleri var.
Eşref Bitlis İlköğretim Okulu
8. sınıfına giden Erdi Aytekin,
atık malzemeler kullanarak
su tasarrufu sağlayan
bir proje tasarlamış.
Gıda
Ürünleri
Ambalaj Etiketi Okuma
Biz bu sayfamızda, aklınıza gelebilecek her ürün hakkında,
öncelikle etiketlerinde neler bulunması, bizim ürün alırken
nelere dikkat etmemiz gerektiğini paylaşacağız sizlerle. Bu
işi ne kadar ciddiye alırsak, o denli ciddi bir tüketici bilincine
sahip olacağız demektir. Bu sayımızda, gıda ambalajlarında
öncelikle neleri okumamız gerektiğini, ambalajda nelerin
bulunması gerektiğini görelim.
Sevgili arkadaşlar,
ambalajlanmış gıda
alırken, ürünün bütün
bilgilerini içeren
etiketlerine göz atmak
gerekir.
Gıda ambalajlarının, içindeki ürünü en uygun koşullarda
koruması ve bozulmasını önleyici nitelikte olması birinci
önceliklidir. Çünkü gıdalar kolayca bozulurlar ve doğal kokuları
azalır, giderek kaybolur.
Satın aldığımız gıdaları kontrol etmek, sağlığımızı korumak ve
ekonomik yönden aldatılmamak için çok önemlidir. Herhangi
bir nedenle ezilmiş, yırtılmış, bozulmuş ambalaj bulunduran
besinleri satın almamalıyız. Ambalajı yeterince iyi olmayan
ürünler her zaman için akma ve bulaşma riski taşırlar.
Ürünün ambalajı üzerindeki etiket bilgisinin incelenmesi,
tüketici haklarımızın korunması bakımından da çok önemlidir.
Bir ürünü satın
alırken özellikle
son tüketim
tarihini kontrol
etmemiz gerekiyo
r. Son tüketim
tarihi geçmiş bir
ürünü kesinlikle
satın almamalıy
ız. Böyle ürünler
bozulmuş ve
besin değerini
yitirmiş olabilir.
hakkında
Ürünün bileşimi
n, etiket
bilgi edinmek içi
kiler veya
üzerindeki “içinde
sin değeri
bileşim” listesi ile be
eliyiz.
tablosunu incelem
Ürünü
n ne
t gra
hazırla
majına
ma ve
,
k
u
llanma
limatı
bilgisin
tae, dep
ve sak
olama
lama k
oşullar
kat etm
ın
a dikeliyiz.
dı,
ıdanın a
g
e
d
in
r
si ile
keti üze
ve adre
Ürün eti
ı
d
a
tilmermanın
lip belir
ti
üretici fi
r
li
e
b
gi bir
i yerin
Herhan
üretildiğ
.
ız
y
lı
a
ğıbakm
arşılaştı
k
la
diğine
m
ru
imizi
yen du
edeceğ
t
istenme
e
y
â
kimi şik
mızda
iz.
bilmeliy
Ülkemizde gıdaların üretimine ve bir
başka ülkeden satın alınmasına, 5179
Sayılı Gıda Kanunu’na göre Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı izin veriyor. Bu
nedenle etiket üzerinde bakanlık izni
yazısını mutlaka okumalıyız.
31
SAN’ATIK
32
Sanatçı, herkesin gördüğünden farklı görür her
şeyi… Sayfalarımızda, farklı atık malzemelerle
yapılmış sanat yapıtlarını sergiliyoruz.
Herkes kurşun kalemini açar ve
kalemtıraşının içindekileri çöpe atar.
Kyle Bean ise onlardan portreler
yapıyor. Yumurta kabuklarını da
atmak yerine sanata dönüştürüyor.
Yumurtaların içine konduğu
kartonlar da Enno de Kroon’a esin
kaynağı olmuş. Boyalı kartonlar
tablo gibi değil mi?
Ya masaya ne demeli?
Mark Lleonart, “Balina Avcılığını
Protesto” adını taşıyan yapıtında,
atık tahta ve metal kullanmış.
Artık kullanılmayan bu gitar,
duvarda asılı bir balığa
dönüşmüş.
Yaratıcısı Kleron Hayter.
Bu kelebeğin renkleri de atık
malzemelerle oluşturulmuş. Metal,
demir, kırık porselen parçaları ve
telleri görebiliyor musunuz?
Mukavvalarla
yaratılmış
kabartmalı
bu portre,
87 parçadan
oluşuyor. Ne kadar
canlı değil mi?
Tasarım, Luis
Rodrigalvarez’e ait.
Bilin Bakalım
Arkadaşlar, Zac Freeman’a ait
bu atık sanat yapıtı, sizce hangi
atıklardan oluşuyor? Hadi tahmin
edin. Sonra da sayfa 48’e bakın.
33
Önce
Sağlıklı Beslenme
H at i
a
l
b
ce A
Öncel ve Önder, bir sabah beslenme
uzmanı Hatice Abla’nın evinde
kahvaltıdalar…
Hatice Abla onlara kahvaltının
ne kadar önemli bir öğün olduğunu
anlatacak. Önder kahvaltısını iştahla
yaparken, Öncel isteksiz davranıyor.
Çünkü Öncel kahvaltı yapmayı hiç ama
hiç sevmiyor.
Hatice Abla’nın mesleği beslenme uzmanlığı. Yani insanlara
doğru ve sağlıklı beslenmenin yollarını öğretiyor. Bir tatil gününde
Öncel ve Önder’e kahvaltının önemini anlatacak. Önder kahvaltı
yapmayı seviyor. Çünkü annesi ona hep şöyle diyor: “Kahvaltını
yapmazsan sınıfta dikkatin dağılır, derslerini anlayamazsın.” O da
annesini dinliyor ve güne kuvvetli bir kahvaltı ile başlıyor.
Öncel’in annesi de aynı şeyi
öğütlediği
kahvaltısını
hâlde,
Öncel
hep
zorla
yapıyor.
34
Hatice Karsl›oğlu
Beslenme Uzman›
Önder: Hatice Abla, fark ettiniz mi Öncel bir şey
yemiyor. Tabağına bakıp duruyor.
Öncel: Önder sen kendi kahvaltınla ilgilenir
misin lütfen?
Hatice Abla: Öncel’ciğim, Önder haksız mı
sence? İştahla, isteyerek yapılan bir kahvaltının
öyle çok yararı vardır ki…
Öncel: İyi de Hatice Abla, sabahları canım bir
şey yemek istemiyor ki.
Hatice Abla: Ama yemelisin Öncel. Çünkü
kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Güne
dinç ve enerjik başlamak için her gün düzenli
ve kuvvetli bir kahvaltı yapmalıyız.
Öncel: Okula gidince kantinden poğaça,
çikolata ve meyve suyu alıyorum. Kahvaltı
yapmasam ne olur?
Hatice Abla: Ne olur anlatayım. Şu anda
büyüme ve gelişme çağındasınız. Ne kadar
iyi beslenirseniz, bedeniniz o kadar güçlenir,
zekânız da o kadar gelişir. Süt içmezsen, peynir
yemezsen boyun yeteri kadar uzamaz. Bu
besinler, beyninizin gereksinimi olan enerjiyi
sağlar. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir.
Yani vücudunuzun mikroplarla daha kolay
savaşmasını sağlar. Süt ve peynir sayesinde
kemikleriniz ve dişleriniz güçlenir. Yumurta,
yağ, reçel, zeytin ve bal da güçlenmenizi
sağlar. Kahvaltı sofranızda domates, salatalık,
maydonoz ve taze sıkılmış portakal suyu
olursa, bu da güne C vitamini depolayarak
başlayacağın anlamına gelir. Yani mikroplar
senin kapını çalamaz. Büyüme çağında ne kadar
iyi beslenirsek, yetişkin yaşlarımızda o kadar
sağlıklı, güçlü ve akıllı bireyler oluruz. Kantinden
aldığın şeyler, bunu yapamaz Öncel’ciğim.
Öncel: Hiç mi yapamaz Hatice Abla?
Hatice Abla: Hayır canım. Örneğin kahvaltıda
yediğin ekmek çok önemlidir. Çünkü ekmek,
vücudumuzun temel enerji kaynağıdır. İçindeki
şeker enerji verir. Ekmek yemezsek, günlük
enerji ihtiyacını karşılayamadığı için vücudumuz
bizden şeker ister; o zaman da bizim için
faydalı olmayan şeker, çikolata, pasta gibi
besinlere yönelerek, hem ihtiyacımızdan fazla
enerji almış oluruz, hem de diş etlerimiz çürür
ve vitamin ihtiyacımızı karşılayamayız.
Önder: Yumurtada demir var, değil mi Hatice
Abla? Yersek güçleniriz. Temel Reis gibi…
Öncel: Önder karıştırdın sen; Temel Reis
yumurta yemiyordu ki, ıspanak yiyordu.
Hatice Abla: Demir pek çok besin maddesinde
vardır Öncel. Yumurta da bunlardan biri. Demir
yönünden eksik beslenirsek, kendimizi güçsüz,
yorgun, iştahsız hissederiz.
Önder: Hatice Abla, annem diyor ki, kahvaltı
etmezsek, dersimizi iyi öğrenemezmişiz.
Hatice Abla: Annen doğru söylüyor Önder.
Çünkü kahvaltıda bulunan besinler kişiye enerji
verir. Vücudumuzda, enerjiye gereksinim duyan
organların başında beynimiz gelir. Beynimizi
besleyemezsek dikkatimiz dağılır. Örneğin
sizler derslerinizi dinleyemez, anlayamazsınız.
Öncel: Kahvaltı yapmayınca derste uykumuz
da gelir mi Hatice Abla?
Hatice Abla: Gelir Öncel’ciğim. Vücudumuzu
bir araba gibi düşünün. Arabanın içine
yakıt koyarsınız gider; koymazsanız bir yere
gitmez. Vücudun için gerekli besin maddesini
almadığın zaman güçsüz düşersin. Kendini
hâlsiz ve isteksiz hissedersin. Derste uykun bu
yüzden gelir.
Önder: Öncel, dün derste başını sıraya koyup
uyudu Hatice Abla.
Öncel: Aaa Öncel, senin derste hiç uykun
gelmedi sanki?
Hatice Abla: Tamam çocuklar, birbirinizin
olumlu yönlerinizi destekleyin, olumsuz
yönlerinizi tartışın. Önder’ciğim, bundan böyle
Öncel’in derste uyumayacağına eminim.
Çünkü bugünden başlayarak düzenli kahvaltı
yapacak. Bu nedenle derslerde dikkati
dağılmayacak, kendini güçsüz hissetmeyecek.
Derslerini de çok daha iyi öğrenecek. Öyle
değil mi Öncel?
35
OKU
DÜŞÜN
DİNLE
SANAT
SÜZ
SEYRET
Sevgili arkadaşlar,
Bu köşede her sayımızda,
cep harçlıǧınızla alabileceǧiniz
bir kitap, bir müzik CD’si ya da
DVD’yi tanıtacaǧız.
İşte ilk sayımızda sizin için
seçtiklerimiz…
MÜZİK / CD
Doğa Senfonileri - Ormanlar
Arkadaşlar, odanızda otururken ormanların sesini
dinlemek istemez misiniz? “Ormanların da sesi mi olur…”
dediniz, deǧil mi? Olur tabii… Rüzgârda yaprakların
çıkardıǧı hışırtı… Sakin sakin akan derenin şırıltısı…
Birbiriyle konuşan kuşların cıvıltıları… Kelebeklerin
kanat çırpışları… Vıraklayan kurbaǧalar… Aǧustos
böceǧinin vızıltısı… Kapatın gözlerinizi ve kendinizi,
ormanlardan odanıza sızan sesin büyüsüne
bırakın.
KİTAP
Dikkat, Eriyorum!
Küresel Isınmayı Soğutma Önerileri
Küresel ısınma, gezegenimizin en büyük düşmanı.
Peki tam olarak nedir küresel ısınma ve durdurmanın
yolları var mıdır? “Dikkat Eriyorum” dört bölümden
oluşuyor. Birinci bölüm, küresel ısınmanın oluşumunu
ve bugünkü duruma nasıl geldiǧimizi ele alıyor. İkinci
bölüm, küresel ısınmanın iklim koşullarına etkisini
inceliyor. Üçüncü bölüm, küresel ısınmanın bitki ve
hayvan yaşamı üzerindeki etkilerini anlatıyor. Son
bölüm de, siz çocukların aileleri, öǧretmenleri ve
arkadaşlarıyla birlikte bu sorunu giderme yolunda
atabileceǧi adımları anlatıyor. Öǧrendiklerinizi
büyüklerinize de öǧretmeyi unutmayın olur mu?
36
rubu
Boyut Yayın G
11,00 TL
EKO IQ
Laurie Davi d Kitaplıǧı
, Cambria Go
rdon
19,5 TL
SESLEKİTAP
Monte Cristo Kontu
Kitap okunur da dinlenir de… Fransız yazar Alexandre
Dumas’nın 1844’te kaleme aldıǧı Monte Cristo Kontu,
klasikler arasındadır. Kitabını mutlaka alıp okumalısınız
ama sizlere kitabını deǧil CD’sini tanıtıyoruz bu sayımızda…
Tiyatro sanatçısı ve seslendirmen Mehmet Atay okuyor,
siz dinliyorsunuz. Konusu mu? Şöyle:
Akdeniz’de bir ticaret gemisinin ikinci kaptanı Edmond
Dantès, son seferinden dönmektedir. Sefer sırasında
kaptan hastalanır ve kendisine bir şey olduǧu takdirde,
Edmond’un, Elbe Adası’na uǧrayarak kendisi için bazı
Seslen diren:
Meh
şeyler yapmasını ister. Edmond, ölüm döşeǧindeki
174 Dakika 4 met Atay
1 Saniye
12.50 TL
kaptanın son isteǧini kabul etmekte tereddüt
etmez. Dönüş yolunda, kendisini özlemle bekleyen
babasına ve nişanlısına kavuşmak için sabırsızlanmaktadır. Peki, bu buluşma
gerçekleşebilecek midir?
KİTAP
Keşfedin / Geri Dönüşüm
Türkiye İş B
ankası Kültü
r Yayınları
Yazan: Alex
Frith
Resimleyen:
Pet
Tasarlayan: La er Allen
ura Wo o d
18 TL
Atıklarınızın, evinizden ve
okulunuzdan sonra çıktıǧı
yolculuǧu merak ediyor musunuz?
Öǧrenmek istiyorsanız, bu kitabın
sayfalarını çevirin ve kulakçıkları
kaldırın. Atıkların, kocaman bir
ayrıştırma makinesinde ve çeşit
çeşit geri dönüşüm süreçlerinde
yaptıǧı yolculuǧu takip edin;
nasıl yeni ve yararlı şeylere
dönüştüǧünü görün.
Arkadaşlar, 60 kulakçık var bu
kitapta. Kulakçıkları kaldırınca
yeni bilgiler ve resimlerle
karşılaşıyorsunuz. Sürprizlerle
dolu bu kitabı okumak çok zevkli
olacak.
37
Ne s r
a
l
b
in A
Haydi
kompost
yapmaya!
“Kompost da neymiş?” diyor
baz› arkadaşlar›m›z, duyuyoruz.
Biraz sab›rla, balkonunuzda ya
bahçenizde elde edebileceğiniz,
besin değeri yüksek bir toprak
desek… Toprak nas›l m› elde edilir?
Anlatal›m.
Kullanılabilir
Kullanılamaz
Bugüne dek KOMPOSTO’yu duymuş olabilirsiniz; hani annenizin özellikle
pilav, türlü gibi yemeklerin yan›nda çeşitli meyvelerden yapt›ğ›, sulu,
tatl› ve önemlisi yararl› bir besin. Oysa biz burada bitki at›klar›ndan
elde edilen KOMPOST’tan söz edeceğiz sevgili arkadaşlar. Neler mi
var at›klar aras›nda? Ağaçlardan dökülen yapraklar, sebze, meyve
kabuklar›, çekirdekleri, kahve telvesi gibi doğal olan her şey. Yediğiniz
eriğin, şeftalinin, kay›s›n›n, elman›n çekirdeğini; muzun, salatal›ğ›n,
kabağ›n, patl›can›n kabuğunu; biberin, çileğin, armudun sap›n› çöplüğe
atmak yerine çürümek üzere belli bir yerde toplarsan›z, işte bunun
ad› kompost oluyor. Annenizin örneğin öğle yemeğinin yan›na size
komposto haz›rlarken kulland›ğ› meyvenin kabuklar› ve çekirdekleri de
kompostun hammaddesi oluyor. Bu organik at›klar, zamanla yeniden
toprağa dönüşüyor. Yani doğadan gelen bir şeyi tükettikten sonra
tekrar doğaya katm›ş oluyorsunuz. Kompost, asl›nda çürüme denilen
olay›n ta kendisidir. Ancak şunu unutmayal›m. Kompostun hammaddesi
doğal at›klard›r. Sanayi ve üretim tesislerinde bir işlem s›ras›nda veya
sonras›nda ortaya ç›kan endüstriyel at›klar değil burada sözünü
ettiğimiz…
Peyzaj Mimar› Nesrin Ablan›z*, aran›zdan iki arkadaş›n›zla birlikte Muğla’n›n Bodrum ilçesinde
kompost yapmak üzere kollar› s›vad›. Meltem ve Cem, Nesrin Abla ile
birlikte hem güzel bir gün geçirdiler, hem de çok önemli uygulamal›
bilgiler edindiler.
Kulağ›m›z Nesrin Abla’da:
Meltem (8) ve Cem (7) ile birlikte bahçedeyiz. Bu akşam Türkân anneanne bize menemen yapacağ›n›
söyledi.
Bahçemizden toplad›ğ›m›z domateslerle biberleri ve marketten daha önce ald›ğ›m›z yumurtalar›
anneannemize götürdük.
Anneanne, menemen için gerekli malzemeleri haz›rlarken biz de
yumurtalar›n içinde bulunduğu kutuyu küçük parçalara ay›r›p diğer
at›klar› toplad›ğ›m›z sepete att›k. Bunu niye yapt›ğ›m›z› birazdan
anlatacağ›m. Anneanneyi işiyle baş başa b›rak›p, kompost yap›m›na
başlamak için at›klar› biriktireceğimiz yeri haz›rlamaya gidiyoruz.
Sevgili arkadaşlar, bizler, kompost alan›n›n s›n›rlar›n› belirlemek için
kümes teli kulland›k. Kenarlar›ndan hava ald›ğ› sürece sizler ahşap çit
de kullanabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken önemli noktalar
şunlar:
Kompost alan›n›n ölçüleri en fazla 1 x 1 x 1 metre olmal›d›r. Yani
at›klar› biriktireceğiniz alan›n eni, boyu ve yüksekliği 1 metreden
fazla olmamal›d›r.
Kompost alan› mutlaka hava almal›d›r, yani yanlar›nda
aç›kl›klar olmal›d›r.
Kompost yap›m› için katmanlara dikkat edilmelidir
(Arka sayfadaki grafikte aç›kland›ğ› gibi).
39
Biz ilk olarak, Meltem ve Cem’le birlikte, 1.5 metre
uzunluğunda ve yar›m metre yüksekliğindeki
kümes telini k›v›r›p bir silindir oluşturduk. Hemen
Kümes teli
söylemeliyim ki, bu aşamay› biz büyüklere
b›rakman›z gerekecek; çünkü sizlerin, belli bir yaşa gelinceye kadar kesici âletlerden
uzak durman›zda yarar var.
Bahçemizin fazla güneş almayan bir köşesine kompost telimizi yerleştirmeden önce
toprağ› bir çapa ile yumuşatmak ilk işimiz oluyor. Bu işi yine büyüklerimize b›rak›yoruz.
Telimizi yerleştirme işini Meltem ve Cem yapt›lar. Kompost yapmaya da yedikleri erik
çekirdeklerini atarak başlad›lar.
Burada Meltem ve Cem’den bir süreliğine ayr›l›p kompost y›ğ›n›n›n hangi katmanlardan
oluştuğunu ve doğaya geri dönüşüm için ne tür canl›lar›n çal›şt›klar›n› görelim.
40
Yandaki grafikte de gördüğümüz gibi,
KOMPOST YIĞINI yaln›zca sebze ve
meyve art›klar›ndan oluşmuyor. Kompost
oluşumu için yard›mc› maddelere
gereksinim duyulur. Bunlar›n baş›nda
bir miktar toprak ve de arada s›rada
su bulunur. Bunlar› kompost y›ğ›n›m›za
eklemezsek ne olur? Maalesef toprak
yerine kötü bir şekilde çürümüş mutfak
at›klar› ile karş› karş›ya kalabiliriz. Buna
engel olmak için gözümüzü kompost
y›ğ›n›m›zdan ay›rmayal›m ve y›ğ›n›n
sürekli nemli olduğundan (›slak değil)
emin olal›m.
KOMPOST YIĞINI NELERDEN OLUŞUR?
Toprak
Su
Yabani otlar
(çok yayılmayan)
Kahve
telvesi
Odun
talaş ı
Kurumuş
bitkiler
Toprak
Su
Sebze artıkları
Kuru yapraklar
Biçilmiş
çim
Çam ibreleri
Grafikteki gibi haz›rlanm›ş ve ideal nem oran›na ulaşm›ş
olan kompost y›ğ›n›m›z› kar›şt›rd›ğ›n›zda, içinde (2 - 3
ay kadar sonra) kompost işçilerini göreceksiniz. Bunlar
çal›şkan m› çal›şkan solucanlard›r.
Tekrar bahçemize dönelim ve kompostumuzu
tamamlayal›m.
Meltem ve Cem, Türkân anneannenin çöpe atmas›na izin vermediğimiz mutfak at›klar›n› ve
bahçemizdeki yabani otlar› toplay›p kompost için haz›rlad›ğ›m›z yere götürüyorlar. Yumurta
kutusu gibi boyal› olmayan kartonlar, kompostun hava almas›n› sağlar. Kuru yaprak ve
kuru çal›lar da ayn› görevi görür. Ara ara üzerine serpeceğiniz toprak ve nem yapacak su
da kompostun belli bir ›s›da kalmas›n› sağlar.
Meltem ve Cem son olarak bahçeden bir kürek kadar toprak al›p kompost y›ğ›n›n›n
üzerine serpiyorlar. Bugün her ikisi de hem çok yoruldular, hem de yeni ve önemli bir
şey öğrendikleri için çok mutlu oldular. Anneanne de bu haz›rlanan kompostu seve seve
kullanacağ›na söz verdi. Nas›l m›? Zaman›
geldiğinde, kompostlu toprağ›n üzerine bir
domates fidesi dikecekmiş, öyle söyledi.
Türkân anneanne domatesi çok seviyor.
C vitamini deposu ne de olsa!
41
Kompostumuzun toprağa dönüşmesi için en
az 2 y›l beklememiz gerekecektir. Beklerken
tabii ki bahçede yeni kompost yerleri
yapabilirsiniz.
Yandaki fotoğrafta, geçen y›l bahçemizde
haz›rlad›ğ›m›z
bir
kompostun
içini
görüyorsunuz. Çürüme çoktan başlam›ş. Bunu
da kim sağlam›ş? Elbette çal›şkan solucan
işçilerimiz! Onlara bize bu verimli toprağ› elde
etmemizi sağlad›klar› için teşekkürler!
Hani dedik ya, kompostunuzu hep nemli tutun diye… Kompost
y›ğ›n›n›z›n çevresine kabak fidesi dikerseniz hem nemi korursunuz,
hem de güzel bir görünüm elde edersiniz.
Kompost oluştuktan sonra Türkân anneanne üzerine domates fidesi
dikecek ya hani… O domatesler olgunlaş›nca kim bilir nas›l lezzetli
olacaklar… Çünkü organik, doğal bir ortamda yetiştirilmiş olacaklar.
O domateslerden menemen yapt›ğ›nda sizlere de haber verelim mi?
Meltem ve Cem’e teşekkür ediyoruz. Anne ve anneannemiz de
bizimle kompost yapmaya başlad›klar› için çok mutlu oldular.
Komposta
yalnızca çiğ
atıklarımız
atıyoruz. Ç
ı
ünkü pişm
iş
y
iy
ecekler
yağlı olurla
r ve diğer
atıkların ü
zerini
kaplarlar.
Bu da çürü
meyi engell
er.
Ayrıca pişm
iş besinler,
fa
reler için
çok iştah a
çıcıdır. Far
eleri severiz
ama çok d
a yakınımız
da olmalar
ını
istemeyiz,
değil mi?
Nesrin Spira, Ziraat Mühendisi ve Peyzaj Mimar›.
Fotoğraflar: Emre Kipmen
42
ÇÖP
Sevgili arkadaşlar!
Aşaǧıdaki nesnelerin yanındaki
numarayı, atılacakları kutuların
üzerine yazın.
11
R
m
M
e
ta
l
C
a
P
la
7
ATI K
LA
st
ik
K
â
ğ
ıt
1
2
5
3
8
KOMPOST
12
9
4
6
10
13
Unutulmayan
Günler
Dünya Çocuk Günü
Barış içinde yaşamak ve dünyanın iyiliği için
elbirliği ile çalışmak, mutlu ve iyi eğitilmiş
bireylerle mümkündür sevgili arkadaşlar… Bu da
siz çocukların iyi yetiştirilmesine bağlıdır. Çünkü
sizler yarının büyüklerisiniz. Kısa adı UNICEF olan
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, 1954’te
bu gerçeği hiç unutmamamız için
ın ilk
sizlere bir gün armağan etti. Gününüz Ekim ayın
günü
pazartesi
kutlu olsun.
Dünya Hayvanları Koruma Günü
Özel günler, güne adını verenleri yalnızca o gün anımsamak
4 Ekim
için değildir arkadaşlar... Amaç, o özel günde sorunları
gündeme getirmek, tartışmaya açmak ve düzeltmenin
yollarını aramaktır. 4 Ekim’de tüm dünyada hayvan dostları
bir araya gelir. Hayvan dostlarımızı daha iyi koşullarda
yaşatmanın, beslenme ve barınma sorunlarını gidermenin
yollarını bir kez daha konuşur, tartışırız. Ne de olsa hayvanlar
dünyamızın bir parçası. Onlarsız bir yaşam düşünülemez.
Cumhuriyet’in ‹lanı
29 Ekim 1923
Padişah, şah, kral, hakan, sultan gibi tek kişiye dayalı yönetim
sisteminin adı mutlakiyettir. Mutlakiyet’te egemenlik kayıtsız şartsız tek
bir kişidedir. Yani halkın söz hakkı yoktur. Meşrutiyet yönetiminde ise
ülkeyi yöneten kişiye yardımcı olması için bir meclis vardır. Meclis üyeleri
halkın isteklerini ülkenin yöneticisine duyurur, yasa tasarısı hazırlar. Bu
yasa tasarısı yönetici tarafından kabul edildiğinde de yasalaşır. Halkın
dilekleri dinlenir ancak yönetici tarafından kabul edilmesi gerekir; yani
yine halkın söz hakkı yoktur. Oysa sevgili arkadaşlar, Cumhuriyet,
egemenliğin halka ait olduğu tek yönetim biçimidir. Ülkeyi yönetenler,
halkın isteklerini yerine getirmek üzere halkın oylarıyla seçilirler. Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk sayesinde 29 Ekim
1923’ten bu yana Türk halkının söz hakkı var. Bugün Cumhuriyet’imiz
88 yaşında. Onu korumak ve güçlendirerek sürdürmek en temel
vatandaşlık görevimiz. Bayramımız kutlu olsun.
44
asım
24 K
tiren
Bizleri yeti�
de€erli
rimizin
ö€retmenle
r Günü
Ö€retmenle
.
kutlu olsun
Kasımın 2. hafta
sı
5 - 8 Kasım
Dünya
Çocuk Ki
tapları
Haftası
Uluslararası
Karagöz ve Kukla Oyunları
Festivali (Bursa)
Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası
Arkadaşlar tutumlu olmak, elimizdeki her
türlü kaynağı yerinde ve yeterince kullanmak
demektir. Eşyamızı, paramızı, zamanımızı
ve sağlığımızı… Bunların hiçbirini savrukça
kullanamayız. Tutumlu insan, eşyasını,
malını temiz kullanır, parasını hesaplı harcar,
zamanını boşa geçirmez, sağlığına zarar
verecek şeylerden kaçınır. Böylece kötü
alışkanlıklarından kurtulur. Kendini mutlu
ve güvenli hisseder. Tutumlu olmak, aynı
zamanda başkalarının parasını, malını ve
zamanını da boşa harcamaktan kaçınmak
demektir. Boşa akan bir musluk, boşa yanan
bir lamba, çöpe atılan bir yemek, tutumlu
insanı rahatsız eder.
Devletlerin bütçeleri de böyledir arkadaşlar…
Tutumlu insan hem kendi geleceğini, hem
ülkesinin geleceğini düşünür. İlerde aile
kuracak olan sizler, bugünden harçlığınızı
dikkatli harcamaya alışmalısınız. Aldığınız
harçlıktan daha çok harcama yaparsanız,
harçlığınız biter ve ihtiyaçlarınızı alamazsınız.
Büyüyüp
bir
aile
olduğunuzda
da
kazandığınızdan daha az harcamalı, kötü
zamanlarınızın da olabileceğini düşünerek
paranızın bir bölümünü biriktirmelisiniz.
olma konularının önemini anlattı. Temel
Gelirleri ile giderleri birbirini tutmazsa, başka
ülkelere
bağımlı
hâle
gelir,
borçlanırlar.
Borçlarını ödeyemeyince de bağımsızlıkları
tehlikeye girer.
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’ndan
çıkmış, yorgun ve yoksul Türk halkına bu
ilkeyi benimsetmek üzere, 1923’te İzmir İktisat
Kongresi’ni gerçekleştirdi. Bu kongrede yurdun
bağımsızlığının korunması için yerli mallar
üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı.
12 Aralık 1929’da da Başbakan İsmet İnönü
TBMM’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında
ulusal
ekonomi,
yerli
malı
ve
tutumlu
amaç, kendine yetebilen, kendi ürettiklerini
tüketebilen, başka ülkelere bağımlı olmayan
bir devlet ve millet yaratmaktı.
12-18 Aralık günleri “Tutum Yatırım ve Türk
Malları Haftası” olarak kutlanır arkadaşlar.
Yalnızca bu günlerde değil, hemen her gün
arkadaşlarınızın ve büyüklerinizin bu konuya
dikkatini çekmelisiniz.
45
Mesajlarınız İçin

Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı
Cinnah Caddesi 98/5 06460 Çankaya-ANKARA

[email protected]
Mesaj Şişesi
Sevgili arkadaşlar,
Canlılar dünyasından söz ediyorsak, doǧanın yalnızca
bizlerden oluşmadıǧını bilmemiz gerekiyor.
Siz de böyle düşünüyorsanız, doǧaya ilişkin
düşüncelerinizi, duyarlı olduǧunuz çevre konuları hakkında
hissettiklerinizi, gerçekleşmesini istediǧiniz dileklerinizi MESAJ
ŞİŞESİ’ne gönderin. Dileklerinizi ister yazın, isterseniz de resmini
yapın.
Yurdumuzu kirletmeyelim, emaneti koruyalım.
Ezgi Aytekin
Ankara
Eşref Bitlis
İlköğretim Okulu
4A
46
Ben çevre kirliliğini hiç sevmeyen bir çocuğum. Okula giderken yollarda çöp görünce
çok üzülüyorum. Okulumuz çok temizdir. Okulumuzda atık kutuları vardır. Cam,
plastik ve kâğıt atıkları ayrı ayrı bölümlere atıyoruz. Ben okulda çevreyi kirletenleri,
yerlere çöp atanları mutlaka uyarıyorum. Ayrıca pet şişelerin kapaklarını
toplayarak bir kutuda biriktiriyorum. Böylece hem engelli çocuklara yardım
ediyoruz, hem de çevreyi temiz tutuyoruz. Evimizde annemi atık yağları lavaboya
dökmemesi için uyarıyorum. Okullar tatil olduğunda kullanmadığımız kitapları
okulda topluyoruz.
Bu yaz tatilinde anneannemin köyüne gittik; Çorum’un Sungurlu ilçesine
bağlı Çayyaka Köyü. Ama tatilim hiç hayal ettiğim gibi olmadı.
Çünkü insanlar doğaya zarar vermiş ve çevreyi çok kirletmişler.
Örneğin bütün tuvalet giderlerini yollara vermişler. Kokudan
ve sivrisinekten durulmuyor. Delice adında küçük bir ırmağımız
vardı. Orada yüzmeyi hayal ediyordum. Maalesef orayı
da kirletmişler. Üst taraftaki köyler tuvalet giderlerini
ırmağa bırakmışlar. İnsanlar tarlaları yakıyorlar. Bütün
ağaçlar, zararsız böcekler yanıyor. Çok üzüldük
çok. Bu insanların doğayı korumaları için
bilinçlendirilmeleri gerekir.
NE
YaPmaL›
YaPmamaLı
•
Plastik torbalar doǧal yaşamın en büyük düşmanlarındandır. Doǧaya bırakılan
torbalar rüzgârla kanalizasyonlara, oradan da denizlere taşınır. Günümüzde,
torbayı besin zanneden deniz kaplumbaǧaları ile kuşlar, plastiǧi hazmedemeyerek
ölüyorlar. Aralarında balina, yunus ve fok balıǧının da bulunduǧu yaklaşık 200 farklı
deniz canlısı, plastik torba nedeniyle yaşamlarını yitiriyor. Bu nedenle plastik torba
yerine fileyi ya da doǧada çözünen türdeki
torbaları kullanalım.
•
Sofradaki ekmek kırıntılarını toplayıp
güvercinlere ya da karıncalara verin.
Sizin yiyemeyeceǧiniz kadar küçük olan
kırıntılar, onlar için mükemmel bir ziyafet
olacaktır.
•
Sokakta yaşayan hayvanlar için bahçenize,
mahallenize bir kap su koymayı ihmal
etmeyin. Sokakta su bulmanın kolay
olmadıǧını düşünürseniz, onlara ne büyük
iyilik ettiǧinizi anlarsınız.
•
El temizliǧinde, ellerinizi sabunla 15-20 saniye
boyunca ovalamalı, ondan sonra da iyice durulamalısınız.
Yoksa mikroplardan tam olarak kurtulamazsınız. Peki,
Ekmek almadığın iyi oldu.
Kırıntılarla ne güzel bir akşam bu süre boyunca suyu boşa mı akıtacaksınız? Su
kaynaklarının sınırlı olduǧunu bilen arkadaşlarımızdan
yemeği yiyoruz.
biri iseniz bunun yanıtı şöyle vereceksiniz:
”Elbette hayır!” Biliyor musunuz? Böyle
yaparak tek başınıza yılda 12 ton suyu
ziyan olmaktan kurtarmış olursunuz.
Banyo yapacaǧınız zaman da sıcak su
gelene kadar suyu boşuna akıtmayın. Soǧuk
suyu bir kovada toplayın, sıcak suyu bir
diǧerinde… Karıştırarak hem ılık su elde
edersiniz, hem de suyu boşa akıtmamış
olursunuz.
47
ÇÖP NEDİR, ATIK NEDİR? | Sayfa: 11
Tekrar Kullanım
Geri Dönüşüm
- Boş alüminyum ambalajların kalemlik,
çiçek saksısı vb. işlevlerle kullanımı
- Plastik, alüminyum film gibi farklı malzemelerin bileşiminden oluşan ve elle
birbirinden ayrılması mümkün olmayan ambalajlar
- Eski giysilerin farklı amaçlar için kesilip, dikilmesi
- Plastik poşetlerin çöp poşeti vb. işler
için kullanımı
- Kâğıt torbaların çeşitli eşyanın kaplaması işleminde kullanımı
- Kullanılmış zarfların, küçük parçalara
bölünerek not kâğıdı olarak kullanımı
- Alüminyum folyo ve yumurta kartonlarından çeşitli objelerin yaratımı.
4
1
K‹RP‹K
LAHANA
B‹LMECE
Sayfa: 22
2
ÖRDEK
3
ELD‹VEN
5
PORTAKAL
6
ÖRÜMCEK
7
RADYO
- Hazır çorba ambalajları
- Hazır tatlı ve puding ambalajları
- Kahve, çay ve çikolata ambalajları vb.
Geri Kazanım
- Kâğıt ve karton ambalajlar
- Çeşitli plastik şişeler
- Çeşitli renkte cam şişeler, kavanozlar
800 yıl önce yaşamış ünlü
Türk düşünürü Mevlâna’nın
düşüncesine göre insan,
hırslarından arınmalı, bencil
olmamalı, elindekileri
paylaşmayı bilmeli, her zaman
hoşgörülü davranmalı ve
yoksullara, yardıma gereksinim
duyanlara yardım eli uzatmalıdır.
BULAB‹L‹R‹M | Sayfa: 43
SAN’ATIK | Sayfa: 33
- Süt ve meyve suyu kutuları
SORU Sayfa: 16
- Boş cam kavanozların iyice temizlendikten sonra türlü malzemeleri saklamak için kullanımı
48
ÇÖP: 3, 5, 10, 13
ATIKLAR: 4 Metal, 6 Plastik, 7
K⤛t, 12 Cam
KOMPOST: 1, 2, 8, 9,
11 (Yumurta kutusunu, eğer
kompost yapıyorsanız, küçük
parçalara ayırıp, toprağı havalandırması için kompostunuza
atabilirsiniz. Kompost yapmıyorsanız, kâğıt-karton kutusuna
atabilirsiniz)
Düğme, bilgisayar klavyesi tuşu, kırık plastik
bıçak, pet şişesi kapağı, fermuar kumaşı,
plastik etiket, plastik sıkıştırma bağcığı.
YIL 2023
Sevgili Arkadaşlar,
üzerinde yaşadığımız mavi
gezegenimiz, sorumsuz
ya da bilinçsiz insanlar
tarafından günden güne
tüketiliyor. Nüfus artıyor,
çöp dağları büyüyor, su
kaynakları tükeniyor,
küresel ısınma kapımızda…
Böyle giderse, yeni kuşaklar,
yaşanabilir bir dünyaya
açamayacak gözlerini…
Bunu istemeyiz, değil mi?
Peki… Bundan tam 12 yıl
sonrasını düşünün, Yıl 2023.
Cumhuriyet’imizin de
100. kuruluş yıldönümü…
Bugün 7 yaşında olanlar,
12 yıl sonra 19 yaşında
genç bir birey olacak. 12
yaşındakiler de 24 yaşında
birer genç kız ya da delikanlı…
Sizi güzel bir geleceğin beklediğini bilmek
içinizi nasıl da rahatlatırdı, değil mi? Peki,
elinizde olsaydı, güzel bir gelecek için,
bugünden neleri değiştirmek isterdiniz?
Hayalinizde 12 yıl sonrasına bir
yolculuk yapın.
Nasıl Bir Yas‚ am
Hayal Ediyorsunuz?
Neler görüyorsunuz?
Belki uzayda tarım
yapıldığını…
Açlığın yeryüzünden
silindiğini… Mars’a
günübirlik yolculuklar
düzenlendiğini… Ölümcül
hastalıkların ortadan
kaldırıldığını…
Belki de güneşin yeryüzünü
kavurduğunu… Su
kaynaklarının tamamen
kuruduğunu… Suyun altın
fiyatına satıldığını… Açlık
ve hastalıkların tüm canlıları
kırıp geçirdiğini…
©
Hayalinizdeki 2023 yılını yazın
derginize, yayımlayalım.
Yazılarınız, bir mektup
(dosya) kâğıdı uzunluğunda
olsun. 2023 hayallerinizi göndereceğiniz
adresimiz:
Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı
Cinnah Caddesi 98/5
06460 Çankaya-ANKARA
[email protected]
Ç CUK
Ö
N
CE
2011 Sonbahar Yıl: 1 • Sayı: 1
Geri Dönüşümlü
Dünyanın Geleceği Ellerimizde
TÜKÇEV’İN
ÇOCUKLARA
ARMAĞANIDIR

Benzer belgeler