İntihar Girişimi Olan Bireylerde Birinci ve İkinci Eksen Tanıları

Transkript

İntihar Girişimi Olan Bireylerde Birinci ve İkinci Eksen Tanıları
Ýntihar Giriþimi Olan Bireylerde Birinci ve
Ýkinci Eksen Tanýlarý
Figen Çulha ATEÞCÝ*, Murat KULOÐLU**, Ertan TEZCAN***,
Mustafa YILDIZ****
ÖZET
Bu çalýþmada intihar giriþiminde bulunan hastalarda birinci ve
ikinci eksen tanýlarýnýn görülme sýklýklarýnýn belirlenmesi
amaçlanmýþtýr. Çalýþma grubunu Þubat 1996 - Ocak 1997 tarihleri arasýnda intihar giriþimi nedeniyle Fýrat Üniversitesi Týp
Fakültesi acil polikliniðine baþvuran 60 eriþkin hasta oluþturmuþtur. Hastalara klinik görüþmeyi takiben DSM-III-R için yapýlandýrýlmýþ SCID I ve SCID II formlarý uygulanmýþtýr. Hastalarýn
%46.6’sýnda depresif bozukluk (%18.3 major depresif bozukluk,
%15 BTA depresif bozukluk, %13.3 distimi), %18.3’ünde borderline kiþilik bozukluðu, %16.7’sinde histrionik kiþilik bozukluðu
saptanmýþtýr. Olgularýn %15’inde herhangi bir birinci eksen
bozukluðu ve %51.7’sinde ikinci eksen bozukluðu belirlenememiþtir. Ýntihar giriþimlerinde en sýk rastlanan ruhsal bozukluk
tanýsýnýn depresif bozukluklar olduðu, borderline ve histrionik
kiþilik bozukluklarýnýn depresif bozukluklara sýklýkla eþlik ettiði
belirlenmiþtir.
Anahtar Sözcükler: Ýntihar giriþimi, ruhsal bozukluk, depresyon,
kiþilik bozukluðu.
KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:22-27
SUMMARY
Axis I and Axis II Diagnoses in Suicide Attempters
Its aimed to determine the morbidity of axis I and axis II diag-
*
Yrd. Doç. Dr., Pamukkale Üniversitesi Týp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalý, DENÝZLÝ
** Yrd. Doç. *** Doç. Dr., Fýrat Üniversitesi Týp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalý, ELAZIÐ
**** Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri
Anabilim Dalý, KOCAELÝ
22
noses in a group of suicide attempters. The study group was consisted of 60 adult patients who had been consulted for suicide
attempt in the emergency department of the Medical School of
the University of Fýrat, between February 1996 and January
1997. Patients were evaluated SCID I and SCID II forms for the
DSM-III-R following the interview. 46.6% of the patients had
depressive spectrum diagnoses (18.3% major depressive disorder,
15% depressive disorder NOS, 13.3% dysthymia). Meanwhile,
18.3% was diagnosed as having borderline personality disorder,
and 16.7% histrionic personality disorder. No major mental disorder in 15%, and no personality disorder in 51.7% was diagnosed. In this study, it was found that, depressive disorders were
the most frequently seen mental disorder among the suicide
attempters, and borderline personality and histrionic personality
disorders were the most common comorbid personality disorders
in these patients.
Key Words: Suicide attempt, mental disorder, depression, personality disorder.
GÝRÝÞ
Kiþinin istemli olarak yaþamýna son vermesi olan intihar, psikiyatride baþta gelen ölüm nedenidir. Ýntihar
rastgele ve amaçsýz bir hareket deðildir. Aksine
deðiþtirilemez þekilde yoðun bir sýkýntýya neden olan
bir sorun ya da krizden kurtulma yoludur. Ýntihar
umutsuzluk ve yardýmsýzlýk düþünceleri, devam eden
ve dayanýlmaz stres faktörleri arasýndaki ambivalan
çatýþmalar ve bireyin önündeki seçeneklerin daralmasý ile baðlantýlýdýr (Alec 2000, Garnfinkel 1982).
Ýntihar giriþimlerinde en fazla kullanýlan yöntem ilaç
alýmý olup, daha önce giriþimi olanlarda, intihar etmiþ
ÝNTÝHAR GÝRÝÞÝMÝ OLAN BÝREYLERDE BÝRÝNCÝ VE ÝKÝNCÝ EKSEN TANILARI
bireylerin bulunduðu ailelerden gelen kiþilerde intihar
olasýlýðý yüksektir (Robbins ve Alessi 1985, Goldstein
ve ark. 1991).
Ýntiharla ilgili olarak en çok incelenen konulardan biri
ruhsal bozukluklardýr. Çok sayýda çalýþmada intihar
giriþiminde bulunan veya intihar nedeniyle ölen
bireylerde yüksek oranda ruhsal bozukluklar
bildirilmiþ olup intihar giriþimi ile iliþkisi en fazla gösterilen depresyondur (Henriksson ve ark. 1993,
Isometsa ve ark. 1994). Depresif bozukluðu olan
hastalarýn yaklaþýk 2/3’ünde intihar düþüncesi
görülür. Bu hastalarýn yaþam boyu intihar olasýlýðý ise
%15 dolayýnda olup, depresyondaki intihar oranýnýn
diðer psikiyatrik bozukluklardan 3-4 kat daha fazla
görüldüðü bildirilmektedir (Henriksson ve ark. 1993,
Fawcett ve ark. 1987). Hýzlý döngülü ve karýþýk tipte
duygudurum bozukluklarý da intihar riskini arttýrabilmektedir (Black ve ark. 1988).
Madde kullanýmý ve alkolizm ile intihar birlikteliði
%15 gibi yüksek oranlardadýr. Tek baþýna depresyon
geçiren veya alkol baðýmlýlarýna göre depresif
dönemdeki alkol baðýmlýlarýnýn intihar etme olasýlýklarý daha yüksektir. Bu nedenle madde kullanýmý olan
depresif hastalarýn intihar düþüncesi açýsýndan
dikkatle incelenmesi gerekmektedir (Murphy 1990,
Fowlar ve ark. 1986). Panik bozukluðu olan hastalarda depresyon geliþme riskinin ve beklenti anksiyetesi
nedeniyle alkol kötüye kullanýmýnýn saðlýklý bireylere
göre daha fazla olmasý intihar eðilimini arttýrmaktadýr
(Johnson ve ark. 1990, Dilbaz 1995).
Ýntiharlarda psikotik bozukluklar önemli olup, çeþitli
çalýþmalarda %1-25 arasýnda deðiþen oranlarda
görülmektedir. Þizofrenide intihar riski, pozitif belirtili
alevlenme dönemlerine kýyasla relaps sonrasý iyileþme
döneminde veya ümitsizlik ve mizacýn deprese olduðu
dönemlerde artar. Kronik þizofrenlerin %12’sinin, benzer olarak akut þizofrenilerin de %12’sinin intihar
nedeniyle ölmüþ olduklarý saptanmýþtýr (Alec 2000,
Black ve ark. 1988, Hawton ve Catalon 1994).
Ýntiharlarda ruhsal bozukluklarýn yaný sýra bireyin
kiþilik özellikleri de önemlidir. Ýntihar giriþiminde bulunan hastalar genellikle olgunlaþmamýþ, benmerkezcil, fazla baðýmlýlýk gereksinimleri olan, dürtü kontrolleri zayýf bireylerdir. Bu özelliklerin toplandýðý küme B
kiþilik bozukluklarýnda (antisosyal, borderline, histrionik, narsisistik) kendine zarar verme ya da intihar
öyküsü sýktýr (Alec 2000, Siever ve Davis 1991).
Borderline kiþilik bozukluðu manüplatif intiharlarýn
KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:22-27
ve depresyonda kendine zarar verme davranýþlarýnýn
çok fazla görüldüðü bir kiþilik bozukluðu tipidir
(Gunderson 1994). Obsesif kompulsif bozukluðu olan
kiþilerde ise sadistik bir süperegoya ambivalan baðýmlýlýk ile dayanýlmaz bir suçluluk geriliminden ne
pahasýna olursa olsun kurtulma gereksinimi, bu kiþilerin en sýk intihar nedenidir (Wallace 1994). Bazý kiþilik bozukluklarý da depresyona yatkýnlýk eðilimi
nedeniyle intiharla iliþkili görünmektedir. Baðýmlý
kiþilik özellikleri taþýyan bireylerin temel korkularý,
reddedilme ya da terk edilme ile ilgilidir. Þizotipal kiþilik yapýsýndaki bireyler ise tehlikelere açýk olduklarýna
inanýrlar. Narsisistik kiþilik yapýsýndaki bireyler, diðer
insanlardan bekledikleri hayranlýðý ve saygýyý görmezlerse kýzgýnlýk duyarlar, depresyona girerler. Çekingen
kiþilik bozukluklu bireyler; “deðersizim, hiç bir iþe
yaramam”, “sevilmeyecek” biriyim gibi temel düþünce
þemalarýna sahiptirler. Dolayýsýyla bu bireyler
anksiyete ve depresif yaþantýlara duyarlý olup intihar
eðilimi taþýyabilirler (Savaþýr ve ark. 1996, Gunderson
1994).
Ýntihar davranýþýnda psikiyatrik bozukluklar yani birinci ve ikinci eksen tanýlarý risk faktörü olabilmekte,
bu bozukluklarýn tanýnmasý ve uygun yaklaþýmda
bulunulmasý ise yaþam kurtarýcý olabilmektedir. Çalýþmamýzda intihar giriþimi nedeniyle baþvuran hastalarda ruhsal bozukluklar ve kiþilik bozukluklarýnýn
görülme sýklýklarýnýn saptanmasý amaçlanmýþtýr.
GEREÇ VE YÖNTEM
Hasta Grubu
Bu çalýþma Fýrat Üniversitesi Týp Fakültesi’nde, intihar giriþimi nedeniyle acil servise baþvuran 18 yaþ ve
üzeri 60 hastada gerçekleþtirilmiþtir.
Hastalara çalýþma hakkýnda bilgi verilmiþ ve gönüllü
olanlarla ayrý bir görüþme yapýlarak gerekli bilgiler
alýnýp, klinik deðerlendirmeleri yapýlmýþtýr. Ýntihar giriþimi sonucu yaþamýný kaybeden iki, 18 yaþýn altýnda
olan altý ve çalýþmayý kabul etmeyip yeterli bilgi vermeyen üç hasta çalýþma dýþý býrakýlmýþtýr. Çalýþma
grubunu oluþturan 60 hasta acil týbbi tedavileri
tamamlandýktan sonra görüþebilecek duruma geldiklerinde deðerlendirilmiþler.
Araçlar
Sosyodemografik Bilgi Formu (SBF)
Hastalarýn cinsiyet, yaþ, eðitim düzeyi, medeni durum
ve ekonomik durumlarý, daha önce psikiyatrik tedavi
23
ATEÞCÝ FÇ, KULOÐLU M, TEZCAN E, YILDIZ M.
görüp görmedikleri, intihar giriþiminde bulunup
bulunmadýklarý, her hasta için ayrý bir form düzenlenerek kaydedilmiþtir. Sosyodemografik bilgilerdeki
olasý eksiklikleri tamamlayabilmek ve daha ayrýntýlý
bilgi almak için hastalarýn aileleriyle de
görüþülmüþtür.
DSM-III-R i in Yap land r lm Klinik G r mesiSCID (Structured Clinical Interwiev for DSM-III-R)
(Spitzer ve ark. 1987):
DSM-III-R sýnýflandýrmasýna uygun olarak geliþtirilmiþ, I. eksende yer alan psikiyatrik bozukluklarýn
tanýlarýný koyma olanaðý saðlayan yapýlandýrýlmýþ bir
görüþme yöntemidir.
DSM-III-R Ki ilik Bozukluklar i in Yap land r lm
Klinik G r me K lavuzu-SCID II (Manual for the
Structured Clinical lnterwiev for DSM-III-R
Personality Disorders) (Spitzer ve ark. 1990):
DSM-III-R sýnýflandýrmasýna uygun olarak geliþtirilmiþ, II. eksende yer alan kiþilik bozukluklarý
tanýlarýný koyma olanaðý saðlayan yapýlandýrýlmýþ bir
görüþme yöntemidir. SCID I ve SCID II, Sorias ve
arkadaþlarý (1990) tarafýndan Türkçe’ye çevrilerek
uyarlamalarý yapýlmýþtýr.
Uygulama ve Deðerlendirme
Hastalarýn deðerlendirilmeleri acil serviste yapýldýktan
sonra detaylý görüþme için ilk 48 saat içinde ikinci bir
randevu verildi. Ýkinci görüþmede SBF, SCID I ve SCID
II formlarý uygulandý.
BULGULAR
Çalýþma grubunu oluþturan 60 hastanýn 34’ü (%56.7)
kadýn 26’sý (%43.3) erkekti. Olgularýn yaþ ortalamasý
25.8±10.2 yýl (yaþ aralýðý 18-65 yýl) idi. Çalýþma
grubunun sosyodemografik özellikleri Tablo 1’de
özetlenmiþtir.
Tüm grubun %53.3’de psikiyatrik bozukluk ve %48’de
psikofarmakolojik tedavi öyküsü bulunmaktaydý.
Giriþimcilerin en fazla kullandýklarý yöntem %65
oranýyla ilaç alýmýydý. Bunu sýrasýyla tarým ilaçlarýnýn
kullanýmý (%18.3), ateþli silahlar (%5), yüksekten atlama (%5), asý (%3.3), kesi (%1.7) ve boðulmanýn (%1.7)
izlediði saptandý. Olgularýn 46’sýnýn (%76.7) ilk, 8’inin
(%13.3) ikinci, 6’sýnýn (%10) üç ve üçten fazla intihar
giriþimleri olduðu belirlendi.
Ýntihar giriþiminde bulunan hastalarýn çoðunluðu
(%46.7) psikiyatrik deðerlendirilmelerinde depresif
bozukluklar tanýsý almýþtýr. Depresif bozukluklarý sýk24
Tablo 1. Çalýþma grubunun sosyodemografik özellikleri
Sosyodemografik
özellikler
Çalýþma grubu
s
%
Medeni durum
Evli
Bekar
Dul
18
37
5
30
61.6
8.3
Eðitim düzeyi
Eðitimsiz
Ýlkokul
Ortaokul
Lise
Yüksekokul
6
14
5
17
18
10
23.3
8.3
28.4
30
Meslek
Öðrenci
Ýþsiz
Ev hanýmý
Memur
Serbest
19
8
18
10
5
31.7
13.3
30
16.7
8.3
Ekonomik durum
Ýyi
Orta
Kötü
6
30
24
10
50
40
Yaþadýðý yer
Köy
Kasaba
Kent
6
5
49
10
8.3
81.7
Tablo 2. Çalýþma grubunun psikiyatrik taný daðýlýmý
Psikiyatrik taný
S
%
28
11
9
8
46.6
18.3
15
13.3
Anksiyete bozukluklarý
Yaygýn anksiyete bozukluðu
BTA*anksiyete bozukluðu
Posttravmatik stres bozukluðu
Obsesif kompulsif bozukluk
Panik bozukluk
8
3
2
1
1
1
13.4
5
3.3
1.7
1.7
1.7
Psikotik bozukluklar
Paranoid bozukluk
Þizofreni
Kýsa psikotik bozukluk
9
2
6
1
15
3.3
10
1.7
Somatoform bozukluklar
Konversiyon bozukluðu
Madde baðýmlýlýðý
5
5
1
8.3
8.3
1.7
Alkol kullanýmý
1
1.7
Depresif bozukluklar
Major depresif bozukluk
BTA*depresif bozukluk
Distimi
BTA*= Baþka türlü adlandýrýlamayan
KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:22-27
ÝNTÝHAR GÝRÝÞÝMÝ OLAN BÝREYLERDE BÝRÝNCÝ VE ÝKÝNCÝ EKSEN TANILARI
Tablo 3. Çalýþma gurubunda belirlenen kiþilik
bozukluklarý
Kiþilik bozukluklarý
S
%
Borderline
Histrionik
Antisosyal
Obsesif-kompulsif
Çekingen
Bozukluk seviyesinde
olmayan kiþilik hatlarý
11
10
3
3
2
18.3
16.7
5
5
3.3
31
51.7
lýk açýsýndan psikotik bozukluklar (%15) ve anksiyete
bozukluklarý (%13.3) izlemiþtir. Ýntihar giriþiminde
bulunan hastalarýn psikiyatrik taný daðýlýmý Tablo
2’de gösterilmiþtir. Komorbid durumlara bakýldýðýnda
sadece üç depresif hastada baþka türlü adlandýrýlamayan anksiyete bozukluðu ve bir þizofren hastada depresif bozukluk saptanmýþtýr.
Hastalar kiþilik bozukluklarý açýsýndan incelendiðinde, Tablo 3’de görüldüðü gibi çoðunluðunun
borderline (%18.3), histrionik (%16.7) ve antisosyal
(%5) kiþilik bozukluðu olduðu belirlendi. Bu sonuçlara
göre Küme B kiþilik bozukluðu %40 oranýnda saptandý.
TARTIÞMA
Sosyodemografik özelliklerin deðerlendirildiði çalýþmalarda intihar oranlarý erkeklerde daha fazlayken,
intihar giriþimlerinde kadýnlarýn önde gittiði bilinmektedir (Mc Clure 1984, Hawton 1987). Benzer olarak
çalýþmamýzda kadýnlarýn oraný erkeklerden fazlaydý
(1.3/1).
Ýntihar giriþiminde bulunan bireylerin önceden intihar
giriþimi deneyimi olmasý ve çoðunun psikiyatrik
tedavi
almasý
bu
hastalarýn
sorunlarýný
çözümleyemedikleri ya da hastalýklarýnýn düzelme
yolunda olmadýðý izlenimini yaratmaktadýr. Ýntihar
giriþiminde bulunabilecek hastalarýn diðer psikiyatrik
hastalardan ayrýt edilmelerinde ve intiharý önleme
çabalarýnýn intihar tehlikesi yüksek hastalara
ulaþtýrýlmasýnda, öyküde daha önce intihar giriþiminin olmasý önemli bir uyarýcý olarak görülmektedir
(Hawton ve Catalon 1994, Cirit ve ark. 1990). Ülkemizde yapýlan bir çalýþmada intihar giriþiminde bulunan bireylerin %40’ýnýn daha önce psikiyatrik baþvuru
yapýp tedavi gördükleri, %10’unun ise yatarak
psikiyatrik tedavi aldýklarý saptanmýþtýr (Cirit ve ark.
1990). Çalýþmamýzda da benzer biçimde olgularýmýzýn
KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:22-27
%48.7’sinin önceden psikiyatrik tedavi gördüðünü
saptadýk. Ýntihar giriþiminde bulunan bireylerin tekrar
giriþimde bulunma olasýlýklarýnýn genel topluma göre
daha fazla olduðu bilinmektedir (Hawton ve Catalon
1994). Shafii ve arkadaþlarý (1985) intihar giriþimcilerinin %40’ýnýn daha önceden en az bir kez giriþimde
bulunmuþ olduklarýný bildirmiþlerdir. Çalýþmamýzda
da hastalarýn %23.3’ünün önceden en az bir kez giriþimde bulunduðu görülmektedir.
Kullanýlan yöntemler incelendiðinde intihar giriþimlerinin %70-90’ýný kolay bulunmasý ve ucuz olmasý
nedeniyle aþýrý doz ilaç kullanýmý oluþturmaktadýr.
Alýnan madde miktarý deðiþmekle birlikte genellikle
azdýr ve hayatý tehdit edici düzeyde deðildir. Bunu
tarým ilaçlarý ve kimyasal maddelerin kullanýmý izlemektedir. Giriþimlerin yaklaþýk %10’u kesici aletlerle,
az bir kýsmý ise fazla risk içeren ateþli silahlarla
olmaktadýr. (Murphy 1990, Shaffer ve ark. 1988).
Garfinkel (1982) intihar giriþimlerinde %87.9 oranýnda ilaçlarýn kullanýldýðýný bildirmektedir. Çalýþmamýzda ilaç alýmý %65’lik oranla en sýk kullanýlan intihar
giriþimi yöntemi olup arkasýndan tarým ilacý kullanýmý
gelmekteydi.
Ýntihar giriþiminde önemli risk faktörlerinden biri de
taný konulabilir psikiyatrik hastalýklarýn varlýðýdýr. Ýntihar giriþimlerinde %90’lara kadar varan oranlar bildirilmektedir (Alec 2000, Goldstein ve ark. 1991). Ýntiharlarda ruhsal bozukluklarýn oraný Brown ve arkadaþlarý (1995) tarafýndan %61, Conwell ve arkadaþlarý
(1996) tarafýndan %90.1 olarak belirlenmiþtir. Benzer
olarak çalýþmamýzda intihar giriþiminde bulunanlarda
psikiyatrik bozukluk oranýný %85 olarak saptadýk.
Psikiyatrik bozukluklar arasýnda intihar oraný en yüksek olan taný grubunun, depresif bozukluk spektrumu
olduðu bilinmektedir (Hawton 1987). Ýntihar giriþiminde bulunmuþ 100 kiþi üzerinde yapýlan bir çalýþmada bu kiþilerin %70’inde depresyon, %15’inde
alkolizm, %3’ünde þizofreni ve %5’inde diðer bozukluklar saptanmýþtýr (Pfeiffer ve ark. 1991). Vieta ve
arkadaþlarý (1992) intihar giriþiminde bulunanlarda
%37.3, Henrikson ve arkadaþlarý (1993) ise %59 oranlarýnda depresif bozukluk bildirmiþlerdir. Cheng
(1995), intihar giriþiminde bulunanlar arasýnda major
depresyonun baskýn olduðunu, bunu distiminin
izlediðini bildirmiþtir. Çalýþmamýzda da depresif
bozukluklar %46.6 oranýnda bulunmuþ olup, major
depresif bozukluk ilk sýrada, distimi ikinci sýrada yer
almýþtýr. Bu bulgularýmýz literatürle (Brown ve ark.
1995, Hawton 1987, Cheng 1995) uyumluydu.
25
ATEÞCÝ FÇ, KULOÐLU M, TEZCAN E, YILDIZ M.
Alkol kötüye kullanýmýnýn intihar riskini arttýrdýðý
deðiþik yaþ gruplarýnda yapýlan çalýþmalarla gösterilmiþtir (Goldstein ve ark. 1991, Murphy 1990). Bir
çalýþmada intiharlarda en fazla depresyon ve alkol
baðýmlýlýðý bulunurken (Appleyb 1992), benzer bir
çalýþmada madde kullanýmý ilk sýrada yer almýþtýr
(Fowler ve ark. 1986). Çalýþmamýzda ise %1.7 gibi
düþük bir oranda madde baðýmlýlýðý (alkol) bulunmuþtur. Toplumumuzda özellikle de bölgemizde batý
ülkelerine göre madde kötüye kullanýmý yaygýnlýðýnýn
göreceli olarak düþük olmasý ve alkol kullanýmýna
olumlu bakýlmamasý, ayrýca kiþilerin alkol kullandýklarýný açýklama konusundaki çekingenlikleri bu oraný
azaltmýþ olabilir.
Modestin ve arkadaþlarý (1992) þizofreniklerde %2040 oranýnda intihar giriþimi olduðunu saptamýþlardýr.
Henrikson ve arkadaþlarý (1993) intiharlarda %25
oranýnda psikotik bozukluk bildirmiþlerdir. Çalýþmamýzda psikotik bozukluk oraný %15 olup, bu çalýþmalarda bildirilen oranlara göre düþüktür. Psikozlarda
intihar giriþimlerinin fazlalýðý bozuk psikososyal
uyum, hastalýðýn çok þiddetli olmasý ve sosyal durumun yeterince doyum saðlayýcý olmamasý gibi nedenlerle açýklanmaktadýr (Appleyb ve ark. 1992). Ülkemizde, özellikle de bölgemizde psikotik hastalarýn
sosyal destek sistemlerinin iyi olmamasýna karþýn
genelde aile içinde korunmalarýnýn bu düþük oranlara
neden olduðu kanýsýndayýz. Çalýþmamýzda intihar giriþimcilerinde anksiyete bozukluklarý, depresif bozukluk ve psikotik bozukluklardan sonra yer almýþtýr. Bu
bulgumuz daha önce bildirilen araþtýrma sonuçlarýyla
(Brown ve ark. 1995, Beautrais ve ark. 1996) uyumludur. Henrikson ve arkadaþlarý (1993) anksiyete
bozukluklarýný giriþimcilerde %11 oranýnda
bildirmiþlerdir. Çalýþmamýzda da belirlenen %13.4’lük
oran bu çalýþma sonucu ile uyumludur.
Corbitt ve arkadaþlarý (1996) intihar giriþiminde bulunan bireylerde Küme B (antisosyal, borderline, histrionik, narsisistik) kiþilik bozukluklarýný, küme A (paranoid, þizoid, þizotipal) ve C’ye (çekingen, baðýmlý,
obsesif kompulsif) göre istatistiksel olarak anlamlý
derecede yüksek bulmuþlardýr. Bu bozukluklarýn
içinde de en fazla borderline kiþilik bozukluðu intihar
giriþimi ile baðýntýlý olup bu davranýþýn altýnda;
intikam alma, diðerlerini cezalandýrma ve panikten
kurtulma amacýnýn yattýðý bildirilmektedir. Yine depresif bozukluklu hastalarda borderline kiþilik bozukluðu
olduðu zaman intihar giriþimlerinin arttýðýný saptanmýþtýr (Gunderson 1994). Beautrais ve arkadaþlarý ise
(1996) intihar giriþimi ile en sýk iliþkili olarak antisosyal kiþilik bozukluðunu bildirmiþlerdir. Çalýþmamýzda, intihar giriþiminde bulunan olgularda borderline kiþilik bozukluðu en fazla görülen kiþilik
bozukluðu olup, bunu histrionik kiþilik bozukluðu
izlemektedir. Bu iki bozukluðun ve antisosyal kiþilik
bozukluðunun yer aldýðý küme B kiþilik bozukluðu
küme A ve C’ye göre daha yüksek oranlarda bulunmuþ
olup bu sonuç literatürde bildirilen bulgularla uyumluydu (Henrikson ve ark. 1993, Corbitt ve ark. 1996).
SONUÇ
Ruhsal bozukluklarýn varlýðýyla, özellikle depresif
bozukluklar ve borderline kiþilik bozukluðu ile intihar
giriþimi arasýnda güçlü bir iliþki olduðu görüldü.
Çalýþmamýz; intihar giriþimlerini önleme açýsýndan
psikiyatrik bozukluklarýn tanýnmasý ve tedavi edilmesi yönünde çaba gösterilmesi gerektiðini ortaya koymuþtur.
KAYNAKLAR
Alec R (2000) Psychiatric Emergencies. Suicide. BJ Sadock, VA
Sadock (Ed), Comprehensive Textbook of Psychiatry, 2. Cilt, 8.
Baský, Philadelphia, Williams & Wilkins, 2031-2040.
Appleyb L (1992) Suicide in psychiatric patients: Risk and prevention. Br J Psychiatry, 161:749- 758.
clinical study of a consecutive series 1974-93. Br J Psychiatry,
167:448-451.
Cheng A (1995) Mental illness and suicide. Arch Gen
Psychiatry, 52:594-603.
Beautrais AC, Joyce PR, Mulder RT ve ark. (1996) Prevalance
and comorbidity of mental disorder in persons making serious
suicide attemps: A case control study. Am J Psychiatry,
153:1009-1014.
Cirit H, Eðrilmez A, Kültür S (1990) Ýntihar giriþiminde bulunan eriþkinlerde görülen psikiyatrik semptomatoloji ve aile
özelliklerinin araþtýrýlmasý. XXVI. Ulusal Psikiyatri ve
Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalýþmalarý, Ýzmir, Ege
Üniversitesi Basýmevi, 547-553.
Black DW, Winokur G, Nasrallah A (1988) Effect of psychosis
on suicide, risk in 1593 patients with unipolar and bipolar
affective disorders. Am J Psychiatry, 7:849-880.
Conwell Y, Duberstein PR, Cox C ve ark. (1996) Relationships
of age and axis I diagnoses in victims of completed suicide: A
psycological autopsy study. Am J Psychiatry, 153:1001-1008.
Brown M, King E, Barraclough B (1995) Nine suicide pacts: A
Corbitt ME, Malone KM, Heas GL ve ark. (1996) Suicidal
26
KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:22-27
ÝNTÝHAR GÝRÝÞÝMÝ OLAN BÝREYLERDE BÝRÝNCÝ VE ÝKÝNCÝ EKSEN TANILARI
behaviour in patients with major depression and comorbid
personality disorders. J Affect Disord, 39:61-72.
Dilbaz N (1995) Psikiyatrik Hastalarda Ýntihar. III. Anadolu
Psikiyatri Günleri Kitabý, M Bekaroðlu (Ed), Trabzon, Ýnkilap
Matbaacýlýk, 169-175.
Fawcett J, Sheftner W, Clark D (1987) Clinical predictors of suicide inpatiens with major affective disorder: A controlled
prospective study. Am J Psychiatry, 144:35-40.
Fowler RC, Rich CL, Young D (1986) San Diego suicide study:
Substance abouse in young cases. Arch Gen Psychiatry,
43:962-965.
Garnfinkel BD (1982) Suicide attempts in children and adolescents. Am J Psychiatry, 139:1257-1262.
Gunderson JG (1994) Borderline Kiþilik Bozukluðu. (Çev. B
Ceyhun), Ankara, Hekimler Yayýn Birliði, 78-105.
Goldstein RB, Black DW, Nasrallah A ve ark. (1991) The prediction of suicide. Arch Gen Psychiatry, 48:418-422.
Hawton K (1987) Assesment of suicide risk. Br J Psychiatry,
150:145-153.
Hawton K, Catalon J (1994) Ýntihar Giriþimi. (Çev. B Ceyhun),
Ankara, Hekimler Yayýn Birliði, 6-33.
Henrikson MM, Hillevi MA, Marttunen MJ (1993) Mental disorders and comorbidity in suicide. Am J Psychiatry, 150:935940.
Isometsa ET, Henriksson MM, Hillevi MA (1994) Suicide in
major depression. Am J Psychiatry, 151:530-536.
Johnson J, Weissman MM, Klerman GL (1990) Panic disorder
comorbidity and suicide attempts. Arch Gen Psychiatry,
47:805-808.
Mc Clure GMG (1984) Recent trends in suicide amongs the
young. Br J Psychiatry, 144:134-138.
Murphy GE (1990) Suicide and attempted suicide. Psychiatry.
PJ Wilner (Ed), Lippincott Basic Books. New York, New York
Publication, Vol. 1:14-18.
Pfeiffer CP, Klerman GL, Hurt SW (1991) Suicidal children grow
up: Demographic and clinical risk factors for adolescent suicide attempts. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 30:609616.
Robbins D, Alessi NE (1985) Depressive symptoms and suicidal behaviour in adolescents. Am J Psychiatry, 142:588-592.
Savaþýr I, Boyacýoðlu G, Kabakçý E (1996) Biliþsel Davranýþçý
Terapiler. Ankara, Özyurt Matbaacýlýk, 177-202.
Shaffer D, Gerald A, Gould M (1988) Preventing teenage suicide: A critical review. Am J Acad Child Adolesc Psychiatry,
27:675-687.
Shafii M, Carrigan S, Whittighill JR (1985) Psycological autopsy of completed suicide in children and adolesent. Am J
Psychiatry, 142:1061-1064.
Siever U, Davis KL (1991) A psychobiological perspective on
the personality disorders. Am J Psychiatry, 148:1647-1658.
Sorias S, Saygýlý R, Elbi H ve ark. (1990) DSM-III-R
Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþmesi Türkçe Versiyonu (SCID)
KuIlaným Klavuzu. Ýzmir, Ege Üniversitesi Yayýnevi.
Spitzer RL, Williams JBW, Gibbon M (1987) Structured Clinical
Interview for DSM-III-R. Washington DC, American Psychiatric
Press.
Spitzer RL, Williams MW, Gibbon M ve ark. (1990) Manual for
the Structured Clinical Interview for DSM-III-R Personality
Disorders. Washington DC, American Psychiatric Press.
Vieta E, Nieto E, Gasto C ve ark. (1992) Serious suicide
attempts in affective patients. J Affect Disord, 24:147-152.
Wallace RE (1994) Dinamik Psikiyatri Kuramý ve Uygulamasý.
(Çev. H Atalay), Ýstanbul, Ceylan Matbaacýlýk, s.210-225.
Modestin J, Zarro I, Waldvogel 0 (1992) A study of suicide in
schizophrenic inpatients. Br J Psychiatry, 160:398-401.
KLÝNÝK PSÝKÝYATRÝ 2002;5:22-27
27