Orhan Turan - ODE Yalıtım
Transkript
Orhan Turan - ODE Yalıtım
EYLÜL 2015 SAYI: 58 GELECE⁄‹N YALITIM ÜSSÜ YAKINDA ESK‹SEH‹R’DE 75 bin m2’lik alana sahip 3. üretim tesisimiz 100 milyon TL’lik yat›r›m ile Eskişehir’de yükseliyor. Çünkü biz Türkiye’ye inan›yoruz. K ızgın Eylül gündeminde yabancı sermayenin ardı ardına çıkışına tanıklık ederken Türk iş dünyasının şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekliliğini farklı vesilelerle defalarca dile getirdim. Getirmeye de devam edeceğim. Kişi başına düşen milli gelirin, geriye 2007’deki seviyesine düştüğü bir büyüme evresinden geçerken herkesin bildiği “orta gelir kuşağına” takılıp kaldık. Oysaki hem yabancı yatırımcı hem de yerli girişimcinin yatırım hevesi açısından oldukça yüksek bir dönemden geçtik. Her ne kadar bu fırsatı değerlendiremediysek de, ülkemize olan inancımızı yitirmemeli Türkiye’yi cazip ülkeler arasına yeniden dahil etmeliyiz. Unutmayalım ki, tasarruf eden bir ülke olmadığımız için büyümek için yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Eskişehir’e yatırım yapma kararını 2013 yılında vermiştik. 2014 projenin tasarlandığı ve fizibilitelerinin yapıldığı yıl oldu. 2015’te ilk kazmayı vurduk. 2016’da üretime geçmeyi planlıyoruz. Bu, bölge için yeni istihdam ve yeni iş alanları demek. Her yeni yatırım kendi ekosistemini de oluşturduğundan ODE’nin yarattığı katma değerin çok üstünde bir ekonomik büyüklüğün Eskişehir’de gerçekleşeceğini görüyorum. Eskişehir ODE’nin de pek çok operasyonda üssü olacak. Büyüklüğü ile anıldığı kadar üretim kapasitesi ve ürün kalitesiyle de adından söz edilmesini istediğimiz bir yatırım yapıyoruz. Yeni yatırımımıza böyle bakınca da ekosistemle yaratığımız katma değerin daha da büyüyeceğini şimdiden öngörüyorum. Orhan Turan Bir yatırımcı için istikrar en önemli teminattır. Pek çoklarının yatırım kararını ötelediği bir dönemde, Eskişehir’den bırakın vazgeçmeyi hızlandırmayı düşünüyoruz. Hatta yatırımlarımızı uzun vadeli öngörüyor, büyüyebileceğimiz alanları gözden kaçırmamaya çalışıyoruz. ODE her zaman iddialı bir şirket oldu ve bu anlayışla yönetildi. Çalışanlarımız, bayilerimiz ve tedarikçilerimiz başarımızda her zaman en etkin rolü oynadılar. Eskişehir de bu birlikteliğin ürünüdür. Hepsine teşekkür ederim. Her ne kadar hepimizin malumuysa da dikkatinize sunmak istediğim bir başka konu daha var ki ihracatımızda büyük yer tutarken pahada düşük değerli üretim yapıyor olmamız. Kilo başına düşen ihracat rakamımızın yükseltiliyor olması, ileri teknoloji ürünlerin toplam ihracat içindeki payının büyütülmesi ve ürün çeşitliliği odaklanmak gündemimizin en önemli konuları olmalı. Ülkece keyifsiz bir dönemden geçiyoruz. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Bu kahredici sürecin hemen bitmesi en büyük dileğim. Biliyorum ki, ekonomisi güçlü ülkelerde paylaşılacak zenginlik büyük olduğunda kavga çıkmıyor. İşte tam da bu nedenle gündemimizin ekonomiye dönüyor olması ve daha çok yatırım konuşuyor olmayı yürekten diliyor Türk iş dünyasını ülkemize yatırıma davet ediyorum. ODE Yönetim Kurulu Başkanı “ Paylaşılacak değerin büyük, ekonomisi güçlü zengin ülkelerde neden kavga çıkmaz? Sizi Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya davet ediyorum. ” www.ode.com.tr İmtiyaz Sahibi ODE Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adına Orhan Turan Piyale Paşa Bulvarı Ortadoğu Plaza Kat: 12 34384 Okmeydanı - Şişli / İstanbul Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sedef Dinçer Yayın Kurulu Orhan Turan Ali Türker Kenan Barış Demirdelen Behiç Barış Ateş Eylem Oğuz Yönetim Adresi Piyale Paşa Bulvarı Ortadoğu Plaza Kat: 12 34384 Okmeydanı - Şişli / İstanbul Tel: 0 212 210 49 06 Faks: 0 212 210 49 07 http://www.ode.com.tr e-mail: [email protected] Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Yapım Rota Yayınları, Yapım, Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Ortaklar Caddesi , Murat Apart. 29/A Şişli/Mecidiyeköy İstanbul Tel: 0212 211 11 12 Faks: 0212 211 17 87 [email protected]. www.rotaline.com Yazı İşleri Serpil Kaya Fotoğraf Savaş Batmaz Görsel Yönetmen Murat Kara Baskı Tarihi Eylül 2015 Baskı ve Cilt TOR OFSET SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Osmangazi Mahallesi. 3112. Sokak. No:2 Esenyurt/İstanbul Tel: +90 212 886 34 74(pbx) | Fax: +90 212 886 34 80 [email protected] ODE Eylül 2015 Merhaba, Uluslararası arenada yaşanan ekonomik ve siyasi krizler bir yana, ülke olarak zorlu günler yaşadığımız bu Eylül ayında, iyimser haberlere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var diyerek bu sayımızda 2 farklı dosya konusu belirledik. 58. sayımızda masaya yatırdığımız ilk “Dosya” başlığı “İran”. 2013 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte İran’da gözlenen değişim süreci, ülkeye uygulanan ambargonun kaldırılmasıyla birlikte yeni bir boyut kazandı. Türkiye dahil tüm ülkelerin gözü İran’a çeviren bu gelişme sonrası, İran'ın enerji ihracatını etkinleştirmesi ve ülkenin uluslararası finansmana erişiminin kolaylaşmasıyla birlikte küresel yatırımcılar için işlerin kolaylaşması bekleniyor. Hal böyle olunca Pusula olarak biz de İran’a ve ülkenin dış ticaretimiz için taşıdığı tehdit ve fırsatlara daha yakından bakalım istedik. Bu sayımızın önemli diğer dosya konusu ise gurur duyduğumuz, bizi heyecanlandıran, bizden bir haber: ODE’nin üçüncü üretim tesisi Eskişehir’de 100 milyon TL’lik yatırım ile 75 bin metrekare alan üzerinde yükseliyor. “İyi gelecek için iyi yalıtım” anlayışı ile 30 yıldır Türk yalıtım sektöründe faaliyet gösteren ODE, iddiası ve rekabetçiliği ile her zaman rakiplerinden sıyrıldı, sektöre getirdiği yenilikler ile fark yarattı. Şimdi de ilk etabı 2016’da tamamlanacak olan yeni üretim tesisimiz ile rekabeti bir üst noktaya taşıyacağız. Eskişehir ile birlikte yeni bir dönem başlayacak ve ODE global marka olma vizyonunu gerçekleştirmek için çok büyük bir adım atacak. Yeni yatırımımızın hem sektör hem de ülke için taşıdığı potansiyel bizi heyecanlandırıyor. Dosya konuları dışında sektörden ve Türk iş dünyasından en güncel ve dikkat çekici gelişmeleri de içeren 58. sayımızı beğeni ile okuyacağınızı umuyoruz. Yeni sayımızda görüşmek üzere, SEDEF DİNÇER Kurumsal İletişim Takım Lideri ODE Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Eylül 2015 İçindekiler 6 Sektörden Haberler OPEC üretimi düşürmeyecek Tunus, serbest ticaret bölgeleri kuracak 10 Projelerimiz OODE ürünleri her zaman bir adım önde Ankara Üniversitesi Kampüsü de ODE ürünleriyle yenileniyor 12 Çevre Dünyamız tehlike altında Çöplükten 126 bin aileye elektrik çıktı Enerji tasarrufuna kadınlar daha duyarlı 36 9 16 ODE Haberler ODE yılın ilk dört ayında beş ülkede ziyaretçileriyle buluştu ODE Yalıtım, EUCEB sertifikası almanın gururunu yaşıyor ODE Yalıtım, 30. Yıl Bayi Toplantısı’nda yeni yatırım müjdesini paylaştı 28 ODE Akademi 1 lisan 1 insan… Aklına sağlık! Öneri sizden ödül bizden… 32 İhracat Gözüyle Kuveyt Finans Merkezi projesiyle ODE adını Kuveyt’te de söz ettiriyor ODE ihracatı 2015’te de büyümeye devam etti Üzerinde güneş batmayan ülke: İngiltere 37 11 12 42 40 Teknik Yalıtım Fulya Hamidiye: “Tüm ürünlerimizle prestijli pek çok projede yer alıyoruz” 42 ODE Dosya ODE’nin gurur kaynağı fabrikası Eskişehir’de yükseliyor… Orhan Turan: “Türkiye’nin geleceğine yatırım yapalım” İran’a uluslararası yaptırımlar azaldı, Türk iş dünyası rotasını İran’a çevirdi 64 Bayilerimiz Ar-Sucan İzolasyon Ulucanlar İnşaat 20 52 68 Fark Yaratanlar Daha iyi bir dünya hayaline ortak olmak için Sen De Gel… 72 Summary www.ode.com.tr 6 Avrasya Geçişi Projesi’nde tünel kazma çalışmaları tamamlandı Avrupa ile Asya kıtalarını deniz tabanı altında birleştirip karayolu geçişi sağlayacak Avrasya Geçişi Projesi’nde tünel kazma çalışmaları tamamlandı. İstanbul boğazı altında 3 bin 344 metrelik kazının gerçekleştirildiği proje, 100 dakikalık güzergâhı 15 dakikaya indirecek. 2014 yılı Nisan ayında başlayan ve 2017 yılında ulaşıma açılması planlanan proje 1 milyar 245 milyon dolarlık finansman ile gerçekleşiyor. Hürriyet'in haberine göre, Yapİşlet-Devret modeli ile 24 yıl 5 ay Ataş tarafından işletilecek olan Avrasya tüneli bu sü- renin sonunda kamuya devredilecek. 3.4 kilometresi İstanbul Boğazı’ndan olmak üzere toplamda 14.6 kilometre uzunluğunda olan Avrasya Geçişi Projesi, trafiğin yoğun olduğu Kazlıçeşme-Göztepe güzergâhındaki ortalama 100 dakikalık yolculuk süresini, 15 dakikaya kadar düşürecek. Proje Ağustos 2017’de tamamlandığında ‘seyahat sürelerinin kısalması’ ile emisyon miktarlarında, yakıt tüketiminde ve araç bakım masraflarında azalma gerçekleşirken, Türkiye ekonomisine de katkı sağlayacak. Bursa’da ‘Kompozit Mükemmeliyet Merkezi’ kuruluyor Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile Uludağ Üniversitesi işbirliğinde Türkiye’nin en kapsamlı İleri Kompozit Malzemeler Araştırma ve Mükemmeliyet Merkezi, Demirtaş OSB’de (DOSAB) hayata geçirilecek. Tekstil ve otomotiv merkeziyken, savunma ve havacılıkta da hedef koyan Bursa’da, İleri Kompozit Malzemeler Araştırma ve Mükemmeliyet Merkezi ODE Eylül 2015 kurulacak. Dünya Gazetesi'nden Gülay Soydan Pehlevan'ın haberine göre, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) 13 milyon lira hibe desteği vereceği proje ile ileri kompozit malzeme kullanan sektörlerin sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı ve Ar-Ge altyapılarını güçlendirmeyi amaçlıyor. DOSAB’da 7 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilecek merkezin Türkiye kompozit malzeme sektörünün toplam cirosu 3 kata kadar büyütmesi hedefleniyor. Son 50 yıldır dünya genelinde kompozit sektörü yıllık yüzde 8 civarı büyüme gösteriyor. Dünyada 100 milyar olan kompozit malzeme pazar hacminin de yakın gelecekte 260 milyara çıkacağı öngörülüyor. Türkiye'den en çok konutu Irak vatandaşları aldı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz ayına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde Temmuz ayında 96 bin 589 konut satışı gerçekleştirildi. İstanbul, 17 bin 182 konut satışı ile en yüksek paya (yüzde 17,8) sahip olurken, bu şehri 10 bin 722 konut satışı (yüzde 11,1) ile Ankara, 5 bin 769 konut satışı (yüzde 6) ile de İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller, 14 konut ile Hakkari, 16 konut ile Ardahan, 33 konut ile Şırnak oldu. Yabancılara yapılan konut satışları, temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37,6 artarak 2 bin 27 oldu. Bu alanda ilk sırayı 686 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya'yı 541 konut ile İstanbul, 127 konut ile Yalova, 119 konut ile Aydın, 112 konut ile Bursa, 89 konut ile Muğla izledi. Irak vatandaşları geçen ay 362 konut satın aldı ve bu alanda ilk sıraya yerleşti. Söz konusu ülke vatandaşlarını 233 konut ile Suudi Arabistan, 195 konut ile Rusya, 147 konut ile Kuveyt, 101 konut ile İngiltere vatandaşları takip etti. Sektörden Haberler S&P: Türk varlıklarına iştah azalabilir Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P'den yapılan açıklamada, politik belirsizlikler yükselirken, Türkiye'nin aynı zamanda Güneydoğu sınırında yükselen jeopolitik endişelerle de karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Türkiye'nin 2015 sonundan önce sabit bir hükümete yeniden kavuşmasının olası görünmediği değerlendirmesine yer verilen açıklamada, “Bizim görüşümüze göre bu belirsiz siyasi manzara, potansiyel sermaye çıkışlarını da içeren hem iç hem de dış olaylara karşı ülkenin politika tepkisini zayıflatabilir. Erken seçim çağrısı, başlı başına Türkiye'nin kredibilitesini zayıflatacak bir gelişme olmamasına rağmen, politik belirsizliğin yılın geri kalanında da yüksek kalacağını düşünüyoruz” denildi. Yılbaşından bu zamana kadar geçen sürede TL'nin dolar karşısında yüzde 25'ten fazla değer kaybettiğine işaret edilen açıklamada, değer kaybeden TL'nin, yatırımcıların Türk varlıklarına karşı olan iştahını azaltabileceği belirtildi. OPEC üretimini düşürmeyecek OPEC Genel Sekreteri Abdulselam El Bedri, Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, OPEC'in petrol üretiminde 30 milyon varil düzeyindeki günlük kotayı değiştirmeyeceğini belirtti. OPEC'in, günlük kotayı sadece 1,5-2 milyon varil düşürebileceğini, bunun ise petrol fiyatlarına etki yapmayacağını belirten Abdulselam El Bedri, Çin ekonomisindeki gerilemenin bile petrol taleplerini etkilemediğini ve dünyada petrol talebinin arttığını vurgulayarak, bu nedenle fiyatlarının bundan sonra düşmeyeceğine inandıklarını kaydetti. İran'ın petrol pazarına yeniden dönmesi nedeniyle OPEC'in olağanüstü toplantıya çağrıldığı iddialarını da yalanlayan ve buna ilişkin hiçbir talep gelmediğini belirten Bedri, OPEC'in planlamaya göre bir sonraki toplantısının Aralık ayında yapılacağını bildirdi. İran ve Rusya arasında 'ürün karşılığı petrol' anlaşmasının halen geçerli olduğunu dile getiren Rusya Enerji Bakanı Novak ise OPEc'in davet etmesi halinde Aralık ayında yapılacak toplantılarına iştirak edeceklerini belirtti. Türkiye 'En Büyük 250'deki yerini korudu Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR'ın (Engineering News Record) müteahhitlerin bir önceki yılda ülkeleri dışındaki faaliyetlerinden elde ettikleri gelirleri esas alarak yayınladığı 'Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi' listesinde 2013 verilerine göre 42 olan Türk müteahhitlik firması sayısı, 2014 yılı verilerine göre 2015 yılında 43'e yükseldi. Bu sayı ile Türkiye, 65 firma ile listede birinci sırada yer alan Çin’in ardından dünyada ikinci sıradaki yerini korudu. Üçüncü sırada ise 32 firma ile ABD bulunuyor. Küresel ekonomik krizden en çok etkilenen sek- törlerin başında yer alan uluslararası inşaat sektöründe, önümüzdeki döneme ilişkin belirsizliğin gün geçtikçe artması ve denge noktasının sağlanamamasının etkileri görülmeye başladı. En büyük 250 uluslararası inşaat firmasının pazar büyüklüğü, 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4.1 azalarak 521,6 milyar ABD dolarına geriledi. ENR'ın 'Belirsizlik Piyasaları Gölgelendiriyor' başlıklı bültenin açılış cümlesinde kaydettiği "düşen petrol fiyatları, siyasi kargaşa ve Avrupa'dan Çin'e tüm dünyayı saran ekonomik aksamalar uluslararası firmaları kaygılandırıyor" değerlendirmesi, konjonktürü özetliyor. www.ode.com.tr 7 8 Doğu Marmara’da günde 212 konut satıldı Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova'yı kapsayan Doğu Marmara'da yılın 7 aylık döneminde, günde 212 konut satıldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kocaeli Bölge Müdürlüğü verilerine göre, bölgede ocaktemmuz döneminde satılan toplam konut sayısı geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 25 artarak, 44 bin 891'e yükseldi. Böylece, bölgede günde 212 konut el değiştirmiş oldu. İlk defa satılan konut sayısı ise söz konusu dönemde, geçen yıla kıyasla yüzde 23,3 artışla 20 bin 784'e ulaştı. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 46,3 olarak hesaplandı. İkinci el konut satışları da yüzde 26,5 artış gösterdi ve 24 bin 107'ye ulaştı. Bölgede yılın 7 aylık döneminde en fazla konut 20 bin 299 ile sanayi kenti Kocaeli'nde satıldı. Sakarya 11 bin 843 konut ile ikinci sırada yer alırken, bunu 6 bin 167 konutla Yalova, 3 bin 606 konutla Bolu, 2 bin 976 konutla Düzce'de takip etti. Y20 Zirvesi'nden liderlere "Genç İşsizliğini Azaltma" çağrısı G20'nin açılım gruplarından Y20'nin, Boğaziçi Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen Gençlik Zirvesi sona erdi. Zirvenin sonuç bildirisinde, G20 liderleri, genç işsizliğinin azaltılmasına yönelik somut, ölçülebilir ve kolektif bir hedef belirlemeye davet edildi. Gençlik20 (Y20) Zirvesi'nin sonuç bildirisinde, G20 liderlerine genç işsizliğinin azaltılmasına yönelik "somut, ölçülebilir ve kolektif bir hedef belirleme" çağrısı yapıldı. Y20'nin genç liderleri ayrıca, "genç ve yenilikçi girişimciler ile KOBİ'lerin desteklenmesi için uygun ekosistemlerin geliştirilmesi" ve "başta dezavantajlı ve ötekileştirilenler olmak üzere gençlerin iş gücü piyasasına erişiminin kolaylaştırılması için dijital eşitsizliklerin giderilmesi" önerilerinde bulundu. "Eğitim sistemiyle iş gücü piyasasının gerektirdiği beceriler arasındaki farklılıkların azaltılması", "nitelikli staj ve mesleki eğitim olanaklarının artırılması", "öğrencilerin uluslararası dolaşımının önünün açılması" ve "mülteciler ile göçmenlerin haklarının ve ihtiyaçlarının tanınması" da Y20 sonuç bildirgesindeki tavsiyeler arasında yer aldı. Tunus, serbest ticaret bölgeleri kuracak Tunus, ekonomik kriz ve terörle mücadele için Libya ve Cezayir sınırlarında serbest ticaret bölgeleri kuracak. Tunus Ticaret Bakanlığı İcra Komisyonu Başkanı Muhammed Bu Said’in yaptığı açıklamada, ülkesinin Libya ve Cezayir sınırı yakınlarındaki bölgelerde serbest ticaret bölgeleri kurma çalışmaları yürüttüğünü söyledi. Bu Said, Tunus’un güney doğusundaki Libya sınırı yakınındaki Bin Kırdan bölgesinde kurulması planlanan serbest ticaret bölgesinin toplamda 150 hektarlık bir alanı kapsayacağını ifade etti. Aşamalı olarak gerçekleştirilecek projenin ilk adımının 60 hektar alanı içine ODE Eylül 2015 aldığını belirten Bu Said, projenin toplam maliyetinin 120 milyon dinar (61 milyon 200 bin dolar) olmasının beklendiğini kaydetti. Bu Said, Cezayir sınırına yakın bölgedeki ticaret bölgesinin ekonomisi gelişmemiş Kef ya da Tuzır kentlerinde yapılmasının planlandığını söyledi. Belirtilen serbest ticaret bölgelerinin ekonomik gücün zayıf olduğu ve işsizlik oranlarının oldukça yüksek olduğu bölgelere kurulmasının altındaki asıl hedefin genç kesimi terör kıskacından kurtarmak olduğu ifade ediliyor. Sektörden Haberler Özel sektörün kısa vadeli yurt dışı kredi borcu geriledi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2015 yılı haziran ayına ait özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcuna ilişkin gelişmeleri yayımladı. Bu yılın haziran sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, 2014 yılsonuna göre 10,3 milyar dolar artarak, 178,2 milyar dolara yükseldi. Borçluya göre dağılım incelendiğinde, bir önceki yılsonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 8 milyar dolar, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 1,4 milyar dolar arttığı gözlendi. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 26 milyon dolar artarken, tahvil stoku ise 303 milyon dolar artışla 3,4 milyar dolara çıktı. Haziran sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç), 2014 yılsonuna göre 10,6 milyar dolar azalarak 33,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Borçluya göre dağılım incelendiğinde ise 2014 yılsonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 10,4 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 261 milyon dolar azalış gösterdi. Ekonomi iklimi tüm bölgelerde bozuk Merkezi Münih'te bulunan Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), dünya ekonomisi ekonomik ikliminin 3. çeyrek anket sonuçlarını yayımladı. Enstitüden yapılan açıklamada, yılın ikinci çeyreğinde 99,5 puan olan endeksin, üçüncü çeyrekte 95,9 puana düştüğü bildirildi. Mevcut ekonomik durum değerlendirmelerinin önceki çeyreğe kıyasla olumsuz olmasına karşın, beklentilerin olumlu seyrettiği belirtilen açıklamada, 3. çeyrekte dünya ekonomisinde önemli bir iyileşmenin görülmediği ifade edildi. Ekonomi ikliminin hemen hemen tüm bölgelerde bozulduğu aktarılan açıklamada, "Endeks, Asya ve Afrika'da uzun vadeli ortalamanın altında kalsa da Avrupa ve Kuzey Amerika'da hala kısmen yüksek seviyede. Endeks, Orta Doğu ve Okyanusya'da gerilemeye devam ederek son altı yılın en düşük seviyesine indi" denildi. Açıklamada, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Latin Amerika'da ekonomi ikliminde hafif toparlanma görüldüğü belirtildi. ABD dolarına ilişkin tahminlerin de yer aldığı açıklamada, "Uzun vadeli faiz oranlarının özellikle ABD'de gelecek altı ay içinde büyük ölçüde büyümesi bekleniyor. ABD doları hala biraz aşırı değerli olarak kabul edilse de önceki ankete göre daha fazla uzman, gelecek altı ay içinde doların değerlenmesini bekliyor" değerlendirmelerine yer verildi. Küresel rekabet edebilirlikte İskandinavya damgası IMD World Competitiveness Center (WCC) tarafından yayımlanan 2015 yılı dünyanın rekabet gücü en yüksek ülkelerinin belirlendiği raporda, ilk 10'da 3 İskandinav ülkesi yer aldı. Ülkelerin ticari verimliliklerinin iş piyasası, mali yapı ve üretebilirlik gibi başlıklara ait göstergeler üzerinden değerlendirilmesi neticesinde belirlenen sıralamada Norveç yedinci, Danimarka sekizinci ve İsveç dokuzuncu sırada bulunuyor. 61 ülkenin yer aldığı raporda ilk 10 ülke ise ABD, Hong Kong, Singapur, İsviçre, Kanada, Lüksemburg, Norveç, Danimarka, İsveç ve Almanya. Geçen yılki sıralamaya göre Norveç bu yıl üç sıra yükselerek yedinciliğe yükselirken bir diğer İskandinav ülkesi İsveç ise geçen yıla oranla dört sıra birden gerileyerek dokuzuncu sırada kendisine yer buldu. Petrol zengini Norveç aynı zamanda Hollanda ve Lüksemburg’un ardından Avrupa’nın rekabet gücü en yüksek 3. ülkesi oldu. Uzmanlar İsveç’in geçen yıla oranla sıralamadaki düşüşünü ise ülkedeki yüksek vergi oranları ve yüksek işsizlik oranına bağladı. www.ode.com.tr 9 10 ODE ürünleri her zaman bir adım önde… Antalya Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nun yalıtımında ODE ürünleri kullanıldı. Yalıtım ürünü olarak ODE Membran Serisi kullanılan proje, geçtiğimiz Nisan ayında tamamlandı. ODE’nin Antalya bayisi Ar-Sucan İzolasyon tarafından projelendirilen Antalya Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu yalıtımında, ODE ürünleri kullanıldı. Ar-Sucan İzolasyon Satış ve Pazarlama Direktörü Ali Karakaya, projeyle ilgili şu bilgileri verdi: “Bölgemizin bahar ve kış aylarında aşırı yağış almasından dolayı su yalıtımı, yapıların ömrünü uzatmakla birlikte, daha tasarruflu ve sürdürülebilir bir kaynak kullanımı sağlıyor. Bu ihtiyaçtan dolayı Antalya Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu yalıtımı işi, toplam 20.000 m2 alanda çift kat bohçalama ve tek kat perde su yalıtımından oluşuyor. 2015 yılının Mart ayında başladığımız işi Nisan ayı sonunda bitirmiş ve teslim etmiş bulunmaktayız.” Ali Karakaya ODE Eylül 2015 Projede ana yalıtım ürünü olarak ODE Membran Opal Serisi kullanıldığını belirten Karakaya, ODE’nin ürün çeşitliliği ve kalitesinin ODE ürünlerini tercih etmelerinin en önemli nedenleri Projelerimiz Ankara Gazi Üniversitesi kampüsü de ODE ürünleriyle yenileniyor Başkent Ankara’daki Gazi Üniversitesi merkez kampüsü yenileniyor. Kullanım ömrü dolan binalar yıkılarak, yeni ve modern binaların yapılacağı kampus inşaatı da ODE ürünleriyle yenileniyor. İnşaatta, ODE’nin Granat serisi membranları kullanılıyor. olduğunu belirtiyor. Karakaya aynı zamanda ODE’nin fiyat politikası ve rekabetçi gücüyle de her türlü projede bir adım önde olmalarını sağladıklarını vurguluyor. ODE bayisi oldukları 2015 yılı Ocak ayından beri ODE ürünlerini projelerinde kullandıklarını ifade eden Karakaya; “Projelerimizde ODE ürünleri kullanmamız ürün kalitesi, fiyat politikası ve hizmet standardıyla projede bir adım öne çıkmamızı sağlayarak, avantaj sağlıyor.” diyor. Türkiye’nin köklü yüksek öğrenim kurumlarından Başkent Ankara’daki Gazi Üniversitesi merkez kampüsü yenileniyor. Bu kapsamda Gazi Üniversitesi’nin merkez kampüsündeki kullanım ömrü dolmuş binalar yıkıldı. Yerine her biri dört kat bodrum ve zemin kat üzerine, iki adet 10’ar katlı enstitü binası, üç katlı merkez laboratuarı, üç katlı Fizik Kimya ve Biyoloji Merkez Laboratuarları, üç katlı Edebiyat Fakültesi, iki katlı konservatuar binası ve iki katlı konser salonu inşa edilecek. Müteahhitlik işleri Akay İnşaat tarafından yapılan Ankara Gazi Üniversitesi merkez kampüsü binaları ile altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatına 8 Ağustos 2014 tarihinde başladı. İnşaat, 2016 yılının bahar ayında tamamlanmış olacak. “ODE’yi gönül rahatlığıyla kullandık” Projede ODE’nin GP300 ve GP400 membranlarını kullandıklarını dile getiren Akay İnşaat yetkilileri, sektörde bilinen kalitesi tartışılamayacak bir marka olan ODE’yi gönül rahatlığıyla kullandıklarını ve kullanmaya da devam edeceklerini söylüyorlar. ODE’yi kullanmalarının hem iş gücü hem de kalite açısından önemli katkılar sağladığını da ifade eden yetkililer, ODE’nin sevkiyat programlarına uymasının firmalarına kazanç sağladığını da dile getiriyorlar ve bütün işlerinde ODE’yi kullanmaya devam edeceklerini sözlerine ekliyorlar. www.ode.com.tr 11 12 Dünyamız tehlike altında… Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye (WWF), büyüyen kentler, iklim değişikliği, artan tüketim, ulaşım ve sanayileşme faaliyetlerinin sadece insanlar üzerinde değil diğer canlı türleri üzerinde de baskı yarattığına dikkat çekti. hızla büyüyen kentlerde hissediliyor. 3. köprü ve 3. havalimanı gibi projeler, korunan alanları tehdit eden yüzlerce HES projesi doğal hayatı tehdit ediyor. 2030'da su sıkıntısı çekilecek Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye (WWF), 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yayınladığı açıklamada biyolojik çeşitlilik kaybı, iklim değişikliği, kentleşme ve sanayileşmeye bağlı sorunlara dikkat çekti. Açıklamada, büyüyen kentler, iklim değişikliği, artan tüketim, ulaşım ve sanayileşme faaliyetlerinin sadece insanlar üzerinde değil diğer canlı türleri üzerinde de baskı yarattığı,11 binden fazla bitki türüne ev sahipliği yapan Türkiye’nin ciddi koruma çalışmalarına ihtiyaç duyduğu belirtildi. Açıklamadan satır başları şöyle: l Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan Kırmızı Liste’de Türkiye’deki 127 balık, 103 bitki, 17 memeli ve 16 kuş türünün nesli tehdit altında. lNesli tehdit altındaki 364 türün arasında bugün av turizmine malzeme yapılan bozayı, yaban keçisi ve yaban koyunu gibi türler de yer alıyor. l Kentler büyüdükçe enerji ve kaynak tüketimini teşvik eden yaşam biçimi yaygınlaşıyor. Isınma ve trafik amaçlı fosil yakıt kullanımı hava kirliliğini tetikliyor. l Kentler büyüdükçe enerji ve kaynak tüketimini teşvik eden yaşam biçimi yaygınlaşıyor. Isınma ve trafik amaçlı fosil yakıt kullanımı hava kirliliğini tetikliyor. l Toplam nüfusun atık sularının sadece yüzde 60 civarı arıtılıyor. Toplu taşıma eksikliği özellikle l Kentleşmenin hız kazanması, sanayi faaliyetlerinin artması Türkiye’nin 2030 yılında su sıkıntısı çekebileceğini de gösteriyor. Başta su tüketiminin yüzde 89’undan sorumlu tarım sektörü olmak üzere, suyun kullanıldığı tüm alanlarda önlem alınması gerekiyor. l Türkiye’nin iklim değişikliği karnesi de iyi değil. 1990 yılına göre seragazı emisyonlarındaki artış oranı 2013 sonu itibariyle yüzde 110’u geçti. Türkiye’de kişi başına düşen seragazı emisyonu miktarı da 6 tonu geçti ve Avrupa ülkelerinin ortalamasına yaklaştı. l Bu veriler, yılsonunda Paris’te yapılacak iklim zirvesinde Türkiye’nin daha ciddi sorumluluk alması gerektiğini gösteriyor. Artan fosil yakıt kullanımı iklim değişikliği sorununu körüklerken, türler üzerindeki baskıyı da artırıyor. l Seragazı emisyonlarının yüzde 67,8’i enerji kaynaklı. Bu da kömür, petrol ve doğalgaz yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmemiz, enerji tasarrufu ve enerjiyi verimli kullanma çalışmalarını hızlandırmamız gerektiğini gösteriyor. Bu havaalanı güneş enerjisiyle çalışacak… Hürriyet Gazetesi'nin Economic Times ve Al Jazeera kaynaklı haberine göre, Hindistan karbon salınım oranının düşürülmesini sağlayacak bir proje için çalışmalara başladı. Kerala eyaletinde yer alan Cochin Uluslararası Havaalanı'nın enerji altyapısı, tamamen güneş panellerinden elde edilecek. Güneş panellerine dönüşümden itibaren, havaalanının 25 yıl içinde atmosfere 300 bin ton karbondioksit yayılmasını önleyeceği belirtildi. Söz konusu miktar, 3 milyon ağacın dikilmesine eşit geliyor. ODE Eylül 2015 Nötr enerjili olarak adlandırılan tesis, ürettiği enerjinin tamamını kullanacak. Yaklaşık 750 bin metre karelik terminal alanına sahip olan havaalanı, tamamen güneş enerjisiyle beslenecek. Havaalanında en az 46 bin güneş paneli bulunacak. 45 dönüm araziye yayılacak güneş panelleri, günde 48 bin birim enerji üretecek. Cochin Havaalanı'nda Mart 2013'te başlayan yeşil enerjiye dönüş sürecinin ne zaman tamamlanacağı henüz kesin değil. Çevre Mısır’da çölleşme tehlikesi artıyor Mısır’ın Vadi el-Cedid vilayetindeki yerleşim birimlerini tehdit eden kum yığınlarının yanı sıra son 10 yıldır tarıma açılan arazileri de istila etmeye başlayan kum tepecikleri, her geçen gün ilerlemeye devam ediyor. Vadi el-Cedid Erbain Köyü sakinlerinden Muhammed Abdullah Mütevelli, “Milyonlar harcanarak yapılan yerleşim birimlerine doğru hareket eden kum yığınlarının her geçen gün yaşadıkları bölgeyi çölleştirdiğini ve bölge halkının göç etmek zorunda kaldığını” ifade etti. Erbain köyünü örnek veren Mütevelli, şunları söyledi: "2001 yılında milyonlarca Mısır lirası harcanarak inşa edilen 6 köyün tamamı kum yığınlarının altında kalma tehlikesiyle yüz yüze. Ayrıca her aile için ayrılan 2’si zeytin yetiştirmek hedefiyle ayrılan 7 hektarlık tarım arazisi de çölleşmeye başladı." Su ihtiyacının yüzde 95'in Nil Nehri'nden karşılayan Mısır'da Nil deltası dışındaki bölgeler ve ülkenin güney vilayetlerinde çölleşme riski her geçen gün artıyor. Ülkenin güney batısında yer alan ve yüzölçümü bakımından Mısır’ın en büyük vilayeti olan Vadi el-Cedid, Afrika’da ise en büyük üçüncü vilayet olarak biliniyor. Daha çok bedevilerin yaşadığı vilayette nüfus oranı da ülkenin diğer vilayetlerine oranla son derece düşük. Çin'deki ölümlerin yüzde 17'si hava kirliliğinden ABD merkezli çevre kuruluşu Berkeley Earth uzmanlarının yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre Çin'deki ölümlerin yüzde 17'si hava kirliliğinden kaynaklanıyor. Geçen yıl dört ay boyunca yapılan araştırma sırasında hava kirliliği toplam bin 500 ayrı noktada ölçüldü. Çin nüfusunun yüzde 38'lik kısmının “sağlıksız” olarak tanım- lanabilecek bir havayı soludukları saptandı. Hava kirliliğini günümüz dünyasının en önemli çevre felaketi olarak tanımlayan araştırmacılardan Richard Muller, Pekin'i son ziyaretinin hava kirliliğinin endişe verici boyutlara ulaştığı bir ana denk geldiğini belirtti. Muller, “Kirli havayı soluduğum her saat hayat beklentim 20 dakika kısaldı. Bu, her erkek, her kadın ve her çocuğun saat başı 1,5 sigara içmesine benzetilebilir” dedi. Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre Çin'de insan sağlığını en çok ince toz tehdit ediyor. Çapı en az 2,5 mikrometrenin altında partiküllere ince toz adı veriliyor. Akciğerlere giren ince toz kalp krizine, felce, akciğer kanserine ve astıma neden olabiliyor. 13 ‘Gölge Topları’ Türkiye’de de üretiliyor Ankaralı girişimci ve iş adamı Erkan Koca’nın uzun süredir üzerinde durduğu ekolojik proje, ABD’de uygulanınca Türkiye’de de ilgi uyandırdı. Koca, ABD’nin California eyaletine bağlı Los Angeles kentinin susuzluk sorununu çözmek için büyük barajlardan birini 96 milyon tane siyah plastik topla örtmesini ve kendisinin yıllardır uygulamaya çalıştığı bu projeyi AA muhabirine anlattı. ABD’de "gölge topu" olarak adlandırılan cisimlerin barajlardaki suyun buharlaşarak boşa gitmesini önlemenin yanı sıra atık su depoları, nükleer santraller, maden şirketleri ve havalimanlarında da kullanılabileceğini ifade eden Koca, şunları söyledi: "Tüm nükleer santrallerin soğutma havuzları bulunur. Bu havuzlar yurtdışında birçok şirket tarafından gölge toplarıyla doldurulur ve herhangi bir sızma ve çevreci bir provokasyona maruz kalmamak için soğutma sırasında buharlaşma engellenir. Havalimanlarında da, özellikle sulak bölgelerde kuşlar su içmek için bu alanlara inerler. Bu alan toplarla kapatılırsa hayvanlar suyu görmeden gitmek durumunda kalır. Aynı zamanda alandaki uçaklar da zarar görmeyecek, çevrenin dengesi de bozulmayacak." www.ode.com.tr 14 Nepal ve Hindistan’da deprem riski devam ediyor Araştırmalar sonucu elde edilen veriler, Nisan ayında Nepal'de büyük yıkıma ve can kaybına neden olan depremin yer altında oluşturduğu baskının tamamının henüz açığa çıkmadığını ve basıncın batı bölgelerine itildiğini gösterdi. Yer altı bilimi dergisi Nature Geoscience and Science'da yayımlanan araştırmayı yürüten uzmanlar, bölgenin daha fazla gözlemlenmesi gerektiğini duyurdu. Nisan ayında Nepal'de meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremde 9 bine yakın kişi ölmüş, binlerce kişi yaralanmış, binlerce kişi de evsiz kalmıştı. Deprem, Hint tektonik tabakalarının kuzeyde Avrasya tabakasını ittiği, zemini yılda ortalama 2 cm hareket ettirdiği çarpışma kuşağında meydana geldi. Nepal'in başkenti Katmandu yakınlarındaki Himalaya fay hattı yıllar boyunca bölgede basınç oluşturdu. BBC Bilim Muhabiri Rebecca Morelle'nin haberine göre Profesör Avouac, "Eğer deprem sıkışan bölgenin tamamını Himalaya'ya kadar kırmış olsaydı, çok daha büyük bir deprem olurdu" dedi. Uzmanlar, bu basıncın bir kısmının batı bölgelere, Nepal'de Pokhara'nın batısı ve Hindistan'da Delhi'nin kuzeyine doğru ilerlediğine inanıyor. Profesör Avouac, "Nepal'in batısıyla ilgili büyük kaygılarımız var" uyarısında bulundu. Deprem sonrası hasar tespiti için özel yazılım Türk mühendisleri tarafından geliştirilen özel bir yazılım sayesinde deprem sonrasında hasar tespiti anında belirlenebilecek. AFAD-RED adı verilen sistem, depremdeki her türlü can ve mal kaybını ortaya çıkaracak. Yeni geliştirilen AFAD-RED ismi verilen yazılım sayesinde tahmini can kayıpları, yaralılar, binalardaki hasar ve yardıma ihtiyaç duyan kişi sayısı belirlenebilecek. Deprem Ön Hasar ve Kayıp Tahmin Sistemi'ndeki (AFAD-RED) amacın, "Afet yönetim döngüsü içerisinde bulunan her unsur için afet alanına gitmeden önce karşılaşılabilecek resmi kabaca görebilmek" olduğunu ifade eden AFAD Deprem Dairesi Başkanı Ulubey Çeken; sistemin aynı zamanda hasar yapıcı depremden hemen sonra ya da hasar yapıcı deprem potansiyeli yüksek olan bir bölge için tahmini yapısal hasarları, can kaybı ve yaralılar ile tahmini geçici barınma hizmetine ihtiyacı olan kişi sayısını ortaya çıkaracağını söyledi. Deprem Erken Uyarı Sistemi ilk olarak Hatay ve Kahramanmaraş illerinde uygulanmaya başlanacak. ODE Eylül 2015 Japonya dünyanın en büyük yüzer rüzgar türbinini kuruyor Fukuşima nükleer kazasının ardından alternatif enerji teknolojilerine yönelen Japonya, yüzen rüzgar türbini ile 7 megavatlık kurulu güç elde etmeyi amaçlıyor. Proje kapsamında üretilen 7 megavatlık türbin 104 metre uzunluğunda, üç kanattan oluşan pervanenin bir tanesi ise 80 metre uzunluğunda olacak. Denizden 32 kilometre uzağa kurulan türbin 20 tonluk deniz içi sabitleyiciler kullanılarak inşa edilecek. Rüzgar türbininin Japonya'da sıklıkla meydana gelen dev dalgalara ve hatta güçlü tsunamilere dayanıklı olması bekleniyor. İnşaatı süren türbinin 401 milyon dolar değerinde olduğu belirtilirken, proje Japon firması Marubeni Co., Japonya Hükümeti, bazı özel ve kamu kurumlarının desteği ile yürütülüyor. Japonya’da 2011 yılında meydana gelen deprem ve tsunaminin ardından yaşanan Fukuşima faciası sonrası bazı nükleer istasyonlar kapatılmıştı. Artan elektrik talebini karşılamak için 2014'de ülkenin LNG talebi rekor düzeyde artarak yaklaşık 90 milyon ton olarak gerçekleşmişti. Çevre 15 Türkiye en çok 'Leed Sertifikası' alan Çöplükten 126 bin aileye elektrik çıktı 10 ülke arasında İstanbul’daki çöp depolama tesislerinde, yaklaşık 126 bin ailenin yıllık elektriği üretildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret AŞ (İSTAÇ), 2001-2013 yıllarında Hasdal, Kömürcüoda ve Odayeri arıtma enerji üretim tesislerini devreye aldı. Yatırımlarla söz konusu tesislerde depolanan çöp gazı (metangazı) elektrik enerjisine dönüştürülmeye başlandı. Hasdal Depolama Sahası Enerji Üretim Tesisi ile Odayeri Arıtma Tesisi’nin tüketimini karşılayan enerji üretim tesisi 2 megavat, Odayeri Enerji Üretim Tesisi 34 megavat ve Kömürcüoda Enerji Üretim Tesisi 14 megavat kurulu güçle elektrik üretti. Hasdal Depolama Sahası Enerji Üretim Tesisi geçen yıl 383 megavatsaat, Odayeri Arıtma Tesisi 11 bin 944 megavatsaat, Odayeri Enerji Üretim Tesisi 239 bin 263 megavatsaat, Kömürcüoda Enerji Üretim Tesisi 96 bin 644 megavatsaat elektrik üretildi. İSTAÇ tarafından işletilen söz konusu tesislerde geçen yıl toplam elektrik üretimi 348 bin 232 megavatsaati buldu. 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama 230 kilovatsaat elektrik tükettiği dikkate alındığında, tesislerde 126 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine karşılık gelen üretim yapıldı. Türkiye, Amerikan Yeşil Bina Konseyi USGBC tarafından yapılan ve 150 ülkeyi kapsayan bir araştırmaya göre, çevre dostu yeşil bina sertifikaları sıralamasında ilk 10’a girmeyi başardı. Dünya Gazetesi'nden Didem Eryar Ünlü'nün haberine göre, kuruluş, 2015 yılı itibariyle yapılan değerlendirmede, Türkiye’nin toplam 2.95 milyon metrekarelik sınıflandırılmış bina alanı, 23.74 milyon metrekare sertifikalı ve aday bina kapalı alanı ve 477 adet sertifikasını almış ve aday projesi ile ABD hariç dünya ülkeleri sıralamasında 9. sırada yer aldığını açıkladı. Bu veri ile Türkiye’nin gelişen gayrimenkul pazarındaki çevre dostu eğilimi dünya sahnesine taşıyarak yabancı yatırımcıların ilgisini çekmesi bekleniyor. Enerji tasarrufuna kadınlar daha duyarlı GfK Türkiye'nin, mart ve nisan aylarında 15 kentte bin 235 kişiyle "enerji verimliliği" üzerine gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları açıklandı. Buna göre, katılımcıların yüzde 88'i enerjinin tasarruflu kullanılmasını önemli bulurken, enerjide tasarrufu önemsiz bulanların oranı yüzde 7 oldu. Tüketicilerin yüzde 67'sinin gereksiz yere yanan lambaları söndürerek elektriği verimli kullanmaya çalıştığını ifade ederken, kadınların yüzde 71'i, erkeklerin ise yüzde 63'ü gereksiz yanan lambayı kapatarak tasarruf yaptıklarını belirtti. Elektriği verimli kullanmak için hiçbir şey yapmayanların oranı ise yüzde 19 olarak tespit edildi. Katılımcıların yüzde 70'inin evlerinde kullandıkları elektrikli eşyaların hangi enerji sınıfına ait olduğunu bilmedikleri ortaya çıkarken, bu oran kadınlarda yüzde 66, erkeklerde ise yüzde 73 olarak belirlendi. www.ode.com.tr 16 ODE yılın ilk dört ayında beş ülkede ziyaretçileriyle buluştu ODE; Amerika’dan Rusya’ya Almanya’dan Çin’e son olarak da İstanbul’da düzenlenen uluslararası fuarlarda boy gösterdi. ODE 2015 yılının ilk dört ayında beş fuarda ziyaretçileriyle buluşurken, hem ODE ürünlerini ziyaretçilerine tanıtma hem de sektördeki gelişmeleri yakından takip etme fırsatı da yakalamış oldu. AHR Fuar'nda ODE ürünleri tanıtıldı ODE’nin 2015 yılının ilk fuar organizasyonu Amerika’nın Chicago kentinde düzenlenen AHR Expo Isıtma, Soğutma ve Havalandırma Fuarı oldu. McCormick Place’da 26 - 28 Ocak tarihleri arasında düzenlenen fuara, dünyanın önde gelen firmalarının stantları yer aldı. Fuarda ziyaretçileriyle buluşan ODE, onlara yeni ürünleri hakkında bilgi verdi. Fuarın çok iyi geçtiğini ifade eden ODE Genel Müdürü Ali Türker, “Fuarın bize katkısı büyük oldu. Bu fuarlara katılmamızın sektörümüzün gelişmesi açısından faydalı olduğuna inanıyorum. Bu fuarlarda son teknolojik gelişmeleri yakından takip etmenin yanı sıra ODE ürünlerimizi de ziyaretçilerimize tanıtma fırsatı yakalamış oluyoruz. Böylece fuarlarına katıldığımız ülkelerle de ekonomik ve ticari ilişkilerimizin başlaması için de yeni fırsatlar yaratıyoruz.” dedi. ODE ISH 2015 Fuarı’nda… Dünyanın en önde gelen ticaret fuarlarından, Banyo, Yapı, Enerji, Klima Teknolojileri ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Fuarı ISH 2015, 1014 Mart 2015 tarihleri arasında Almanya’nın Frankfurt kentinde yapıldı. Fuarda ODE’yi temsilen Genel Müdür Ali Türker, Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Ateş, İhracat Grup Takım Lideri Ersin Yıldız yer aldı. ODE yetkilileri, ODE’nin ürünlerinin fuarda büyük ilgi gördüğü ve Türk yalıtım sektörünü Almanya’da temsil etmekten mutluluk duyduklarını belirttiler. ODE Eylül 2015 ODE yeni ürünleriyle Mosbuild Fuarı’nda… 14 – 17 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen Mosbuild Uluslararası Yapı ve İnşaat Teknolojileri Fuarı, 20 yılı aşkın süredir, katılımcı ve ziyaretçilerine, inşaat ve dekorasyon pazarındaki ürünleri ve teknolojileri sunuyor. Rusya’nın Moskova kentinde düzenlenen fuar, özellikle Rusya’ya yönelmek isteyen inşaat firmalarının ilgisini çekiyor. ODE fuarda yeni ürünleriyle boy gösterirken, fuarın dikkat çeken firmalarından biri oldu. ODE Haberler 17 ODE Yapı Fuarı’nda yeni ürün segmentasyonunu ve Multipack paketleme sistemini sergiledi AR-GE çalışmaları sonucu yenilenen çevreci ürünlerini 21 - 25 Nisan tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Yapı Fuarı’nda ziyaretçileriyle buluşturan ODE Yalıtım, en büyük ilgiyi ODE Starflex Camyünü Multipack paketleme sistemi ile gördü. Türkiye’nin ve dünyanın en önemli sektörel buluşmalarına katıldıklarını, fuarlara, etkinliklere ve seminerlere önem verdiklerini söyleyen ODE Genel Müdürü Ali Türker bu sene düzenlenen Yapı Fuarı’nda, öncelikle sektör paydaşları ile ODE’nin 30. yılını yaşamanın gururunu paylaştıklarını belirtti. Yapı Fuarı’nda tüm ürünleri için geçerli, ürün segmentasyon sürecini lanse et- tiklerini, en büyük ilgiyi ise ilk kez bu fuarda sektörle paylaştıkları Multipack paketleme sisteminin gördüğünü belirten Ali Türker, “ODE olarak AR-GE stratejimizde müşterilerimizin talepleri kadar çevreyi ve geleceğimizi ön plana alarak hareket ediyoruz. Son yıllarda özellikle segmentasyon süreciyle birlikte çevre dostu ürün geliştirmeye odaklandık. Geçen yıl camyününde elyaflama yatırımını gerçekleştirdik. Bu yıl içinde de, Çorlu’daki fabrikamızda multipack paketleme alanında yatırım gerçekleştireceğiz. Bu yatırımla, cam yününde lojistik olarak aynı hacme yüzde 33 daha fazla yükleme, paletle indirme bindirme, dışarıda stoklama ve minimum stok maliyeti imkanı gibi birçok fayda sağlayacak. Ayrıca cam yünü ürününde fırın yenileme sistemi ile kapasite artışı hedefliyoruz.” dedi. Son yıllarda çevreci ürünler konusunda AR-GE çalışmalarına hız verdiklerini ve özellikle cam yünü ürününde pazardaki dinamikleri değiştirecek birçok yeniliği hayata geçirmiş olmaktan dolayı mutluluk duyduklarını belirten Türker, ODE Starflex Camyünü ürünü için EUCEB sertifikalandırma sürecinin tamamlandığını da sözlerine ekledi. ODE olarak çevre dostu üretime, kalite yönetimine ve standardizasyona büyük önem verdiklerini belirten Türker; “Ürünlerimizin insan sağlığına zararlı olmadığının ispatlanmış ve sürekli kontrolünün sağlanmış olması kullanıcıların güvenilirlik dahil, olası birçok soru ve tereddütünü giderecektir. ODE Starflex Camyünü ürünümüzde olduğu gibi, diğer ürünlerimizde de sertifikalandırma süreçleri tamamlandığında sektörle paylaşmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı. Bu yıl 38.’incisi gerçekleşen Yapı Fuarı’nda sektör paydaşları ve ziyaretçileri ile 30. yılını kutlamanın yanı sıra yenilenen çevreci ürünlerini de paylaşmanın gururunu yaşayan ODE Yalıtım, verimli ve başarılı geçen fuar süresince Türk katılımcıların yanı sıra özellikle Türki Cumhuriyetler, Kuzey Avrupa ve Arap ülkelerinden gelen ziyaretçilerle sıcak iş temaslarında bulundu. ODE 2015 yılında katılacağı son fuarsa, 23 – 26 Kasım tarihleri arasında Dubai’de katılacağı Dubai The Big5 Fuarı olacak. ODE Çin’de ziyaretçileriyle buluştu ODE’nin 2015 yılında katıldığı üçüncü uluslararası fuarsa, China Refrigeration Isıtma, Soğutma ve Havalandırma Fuarı oldu. Fuar, Çin’in Şanghay kentinde, 8 – 10 Nisan tarihleri arasında düzenlendi. Fuarın sektör temsilcilerini buluşturduğunu ifade eden İhracat Grup Takım Lideri Ersin Yıldız, “ODE’nin 30. yılında, böyle büyük bir organizasyonda ODE ürünlerini ziyaretçilerimizle buluşturduk. Standımızı ziyaret eden konuklarımız ve müşterilerimiz tarafından ürünlerimizin beğenilmesi ve takdir edilmesi, uluslararası arenada yeni fırsatların yaratılması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. ODE olarak, böyle büyük organizasyonlarda ürünlerimizle katılmaya devam edeceğiz.” dedi. www.ode.com.tr 18 ODE Yalıtım, EUCEB sertifikası almanın gururunu yaşıyor 30. yılını kutlayan yalıtım sektörünün en önemli oyuncularından ODE Yalıtım, Ode Starflex Camyünü ürünü için 2014 yılında başlanan sertifikalandırma sürecini tamamlayarak, EUCEB Belgesi’nin sahibi oldu. EUCEB NEDİR? EUCEB (Mineral Yünler için Avrupa Sertifikasyon Kurulu) 1272/2008 / EC no’lu Avrupa Yönergesine göre kanserojen olarak sınıflandırılmamış mineral yün ürünleri izleyen belgelendirme otoritesidir. EUCEB, Camyünü ve Taşyünü ürünlerin 1272/2008 / EC Yönergesi Note Q kriterlerine uygunluğunu belgeler ve elyafların bu kriterleri sürekli olarak sağladığını, bağımsız ve nitelikli uzmanlar ve kurumlar tarafından gerçekleştirilen örnekleme ve analiz sonuçları ile izler. EUCEB Belgeli Camyünü ve Taşyünü, kanserojen olmadığı kesin olarak ispat edilmiş elyaflardır. EUCEB Belgesi alabilmek için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gereklidir: Camyünü ve Taşyünü (EC) No 1272/2008 Note Q kriterlerini sağladığı, EUCEB tarafından tanınmış bir laboratuarda test edilmeli ve belgelendirilmelidir. EUCEB Belgeli Camyünü ve Taşyünü üreticilerinin elyafları, yılda iki kez EUCEB tarafından yetkilendirilmiş örnekleme ve analiz kurumları tarafından temin edilip analiz edilmeli, bu örneklerin başlangıçta test edilen ve belgelendirilen ürün ile aynı olduğu delillendirilmelidir. İnsan sağlığına zararlı olmadıkları ispatlanmış ve sürekli kontrolünün sağlanmış olması kullanıcıların güvenilirlik dahil, olası birçok soru ve tereddütünü de giderecektir. ODE Eylül 2015 Detaylı Ar-Ge çalışmaları sonucu elde ettiği ürün segmentasyonlarını katıldığı 38. Yapı Fuarı ile ziyaretçileri buluşturan ve ODE Starflex camyününde gerçekleştirilen Multipack paketleme sistemi büyük ilgi gören ODE, sertifikalandırma sürecini tamamlayarak EUCEB Belgesi sahibi oldu. ODE, insan sağlığına zararlı olmadığı ispatlanmış ODE Starflex camyünü ürünlerini; EUCEB Belgeli olarak kullanıcılarının hizmetine sunmaya başladı ve camyününde pazarda pazardaki dinamikleri değiştirecek birçok yeniliği hayata geçirdi. EUCEB Belgeli Camyünü, kanserojen olmadığı kesin olarak ispat edilmiş elyaflar anlamına geliyor. EUCEB (Mineral Yünler İçin Avrupa Sertifikasyon Kurulu), camyünü ve taşyünü ürünlerin 1272/2008 EC Yönergesi Note Q kriterlerine uygunluğunu, bu kriterleri sürekli olarak sağladığını, bağımsız, nitelikli uzmanlar ve kurumlar tarafından gerçekleştirilen örnekleme ve analiz sonuçları ile izliyor. “Geleceği Yalıtır” sloganı ile Türkiye’yi geleceğe taşıyoruz Ar-Ge stratejilerinde müşterilerinin talepleri kadar çevreyi ve geleceği de ön plana alarak hareket ettiklerini belirten ODE Genel Müdürü Ali Türker, “ODE, tedarikçi üretici olmanın çok ötesinde sürdürülebilir bir gelecek için son yıllarda özellikle “Verimlilik” konusuna ağırlık vermekte ve bunu üretimindeki yeniliklerle de desteklemeye devam etmektedir. ODE olarak, üretimimizde yaptığımız yenilikler sayesinde pazara dünya kalitesinde ürünler sunmanın yanı sıra doğanın korunmasına da maksimum katkı sağlamış olacağız. Ürünlerimizin insan sağlığına zararlı olmadığının ispatlanmış ve sürekli kontrolünün sağlanmış olması kullanıcılarımız için çok önemli.” dedi. ODE, sürdürülebilirlik ve tasarruf alanında öncü bir şirket Türkiye’nin birçok alanda tasarrufa ihtiyacı olduğunun altını çizen Türker, ODE olarak kamuoyunda yalıtım ve enerji verimliliği alanında gönüllü öncülük yapmaktan dolayı mutlu olduklarını da sözlerine ekledi. Tüm ürünlerine yönelik olarak segmentasyon ve sertifikalandırma süreçlerinin devam edeceğinin de bilgisini veren Türker; “Geçen yıl camyününde elyaflama yatırımını gerçekleştirdik. Bu yıl içinde de, Çorlu’daki fabrikamızda multipack paketleme alanında yatırım gerçekleştiriyoruz. Bu yatırım, cam yününde lojistik olarak aynı hacme yüzde 33 daha fazla yükleme, paletle indirme bindirme, dışarıda stoklama ve minimum stok maliyeti imkanı gibi birçok fayda sağlıyor. Ayrıca cam yünü ürününde fırın yenileme sistemi ile kapasite artışı hedefliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı. ODE Haberler ODE Yalıtım, 30. Yıl Bayi Toplantısı’nda yeni yatırım müjdesini paylaştı Bugün, 4.000 çeşit yalıtım malzemesini dünyanın 5 farklı coğrafyasındaki 75 ülkeye ihraç eden ODE Yalıtım, ‘30. Yıl Etkinlikleri’ kapsamında ilk olarak iş ortakları olan bayileriyle 22-24 Şubat tarihlerinde Antalya’da bir araya geldi. Sunuculuğunu ünlü radyocu Geveze’nin yaptığı toplantıya, Türkiye genelinde 130 ODE bayisi katıldı. Toplantının açılışında, ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile kısa bir söyleşi yapan Geveze, ODE’nin başarı hikayesini ilk ağızdan dinleyicilerle paylaştı. ODE’yi bugünlere taşıyan bu uzun yolculukta her zaman büyük bir kararlılık, azim ve güçle çalıştığını belirten Orhan Turan, birikim ve tecrübelerini şöyle paylaştı: “Biz, ‘iyi gelecek için, iyi yalıtım’ ilkesi ile Türkiye’nin öncü yalıtım markası olmaya inandık. Gelişime odaklı şirket kültürümüzle bundan sonra da, ODE’yi geleceğe taşımak için sürekli değişimle yenilenmeye ve daha nice yıllar hep birlikte büyük başarıları paylaşmaya devam edeceğiz. ODE’nin yerel bayilikten bugün ulaştığı noktada, başarılarına tanık olmak ve bunları sizlerle paylaşmak beni çok gururlandırıyor. Sizlerin de katkıları ile ODE, bir dünya markası olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor.” dedi. Toplantıda, Orhan Turan’ın ardından söz alan ODE Genel Müdürü Ali Türker ise, şirket yatırımları hakkında önemli bilgiler verdi. Geçtiğimiz 5 yılda yaklaşık 80 Milyon USD yatırım yaptıklarını, önümüzdeki 5 yıl için ise 50 Milyon USD yatırım planladıklarını belirten Ali Türker, Eskişehir’de yapımına başlanan yeni üretim üssünün detaylarını da paylaştı; “Artan yurtiçi ve yurtdışı taleplerini karşılamak üzere, bu yıl Eskişehir’de 100 milyon TL yatırımla 5 yıl içerisinde tamamlanacak olan yeni üretim üssümüzü hayata geçiriyoruz. İlk fazı 12 ayda tamamlanacak olan fabrikamız, ikinci fazı ile birlikte toplam 100 bin m2 kapalı alana ve 20.000 tonla Türkiye kauçuk pazarının 2,5 katı kapasiteye sahip olacak. Üretimin büyük bir kısmı ise ihracata ayrılacak.” ODE’nin ‘30. Yıl Etkinlikleri’ kapsamında 2224 Şubat 2015 tarihinde Antalya Belek Cornelia Diamond Otel’de gerçekleşen toplantıya; İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Uluslararası Piyasalar, Hisse Senedi ve Türev Müdürü Şant Manukyan, gazeteci Prof. Dr. Güngör Uras, Yönetim Danışmanları Derneği (YDD) Yönetim Kurulu Başkanı Tülin Seçen ve Solution Consultancy & Training International Genel Müdürü Hakan Sungur piyasalar ve sektör dinamikleri hakkında yaptıkları sunum ve konuşmalarıyla katıldı. www.ode.com.tr 19 20 İSİB İhracat Başarı Ödülü ODE’nin… 4.000 çeşit yalıtım malzemesini, dünyanın 75 ülkesine ihraç eden ODE, 2014 yılında gösterdiği başarılı ihracat performansıyla, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından ödüle layık görüldü. 2011 yılından bu yana, üye firmalarını çeşitli kategorilerde ödüllendiren İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), 2014 yılı ihracat performanslarına göre başarılı şirketlere ödüllerini verdi. Belçika’dan Moldova’ya, Avustralya’dan Pakistan’a kadar dünyanın 5 farklı coğrafyasında 75 ülkeye ihracat gerçekleştiren ODE Yalıtım, 2014 yılı ihracat performansı ile ‘Yalıtım Malzemeleri’ kategorisinde ödüle layık görüldü. 29 Nisan tarihinde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin yanı sıra şirketlerin üst düzey yetkilileri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirilen ödül töreninde üye firmalara 21 kategoride toplam 59 ödül verildi. 2015 yılında ODE’nin 30. yılını tamamlamanın gururunu yaşadıklarını ve böylesine anlamlı bir süreçte ihracat performansları ile ödüle layık görülmekten ötürü büyük mutluluk duyduklarını belirten ODE Genel Müdürü Ali Türker; “ODE olarak, 2011-2014’ü yüzde 75 büyüme ile kapattık. Hazırladığımız beş yıllık stratejik iş planı kapsamında her yıl, yılda en az yüzde 25 büyüme öngörüyoruz. Ar-Ge faaliyetlerine 19 Milyon TL, pazarlama faaliyetlerine ise 27 Milyon TL kaynak ayıracağız. 2020 yılında 436 milyon TL konsolide gelire ulaşarak, kapasite ve ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım firması olmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek için son yıllarda özellikle segmentasyon süreciyle birlikte çevre dostu ürün geliştirmeye odaklandık. Geçtiğimiz günlerde ODE Starflex Camyünü ürünü için EUCEB Belgesi’ni aldık. Üretimimizde yaptığımız yenilikler sayesinde pazara dünya kalitesinde ürünler sunmanın yanı sıra doğanın korunmasına maksimum katkı sağlayan ürünlerimizi dünyanın her yerine ulaştırmaya devam edeceğiz.” dedi. ODE Eylül 2015 ODE Başakşehir Futbol Kulübü ile sponsorluk anlaşması imzaladı 2015-2016 sezonunda Türk sporunun favori dallarından biri olan futbolu desteklemeye karar veren ODE, bu kapsamda Türkiye'nin genç ve başarılı futbol kulüplerinden biri olan İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü ile sponsorluk anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında, yurt içi ve yurt dışında farklı lig ve mücadelelerde ülkemizi temsil edecek olan kulübün sporcuları, formalarının şortlarında ODE logosunu taşıyacak. Kulübün yıldız futbolcuları ve aynı zamanda milli takımda da görev yapan sporcular, ODE şapkaları ile basında röportaj verecek. Ayrıca, lig maçlarında statlarda yer alan LED ekranlarda ODE filmi de gösterilecek. Futbol kulübünün yer alacağı ulusal ve uluslararası mücadelelerde ODE markasının milyonlarca kişiye ulaşması sağlanacak. ODE, 20152016 Spor Toto Süper Lig sezonunda İstanbul Başakşehir Spor Kulübü'ne centilmenlik içinde başarılı bir sezon geçirmesini diliyor. ODE Haberler 21 ASHRAE’nin gücü İstanbul’un ruhuyla buluşuyor 1894 yılında kurulan ASHRAE (American Society of Heating Refrigerating Air Conditioning Engineers) Amerikan Isıtma, Soğutma ve İklimlendirme Mühendisleri Derneği, bina tesisat sistemleri, enerji verimliliği, iç hava kalitesi ve sürdürülebilirlik alanlarında çalışan sivil bir toplum kuruluşu olarak dikkat çekiyor. RAL CRC 2015, ASHRAE Turkish Chapter’ın ev sahipliğinde, 2 – 4 Ekim tarihleri arasında Maslak Sheraton Otel’de gerçekleştirilecek. Bu yıl “Kentsel Dönüşüm ve Enerji Verimliliği” başlığıyla gerçekleştirilecek organizasyon, birçok kurum, kuruluş ve markayı dünyanın dört bir yanından gelecek olan ODE FESI organizasyonu Sonbahar Buluşması’na sponsor oldu Avrupa Yalıtım Firmaları Birlikleri Federasyonu (FESI – European Federation Of Associations Of Insulation Contractors) 1970 yılında Paris’de kurulan Avrupa yalıtım firmaları sektörünün bağımsız federasyonu olan FESI, teknik yalıtım, gemi yalıtımı, ses yalıtımı ve yangın yalıtımı alanlarında faaliyet gösteren 16 ülkeden yalıtım birliklerini temsil ediyor. 3.300’den fazka Avrupalı yalıtım şirketi FESI üyesi. FESI her dört yılda bir dünya WIACO Kongresi (World Insulation & Acoustic Congress - Dünya Yalıtım ve Akustik Kongresi)’ni düzenliyor. Sonuncusu 2012 tarihinde Paris’de düzenlenen kongrenin bir sonraki ev sahibi, 2016 yılında ABD’de olacak. Bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen ODE Yalıtım, bu yıl FESIsonbahar toplantısına sponsor oldu. profesyonellerini bir araya getiriyor. ASHRAE’nin 120 yılı aşkın deneyimi ve 54 binin üzerindeki üyesiyle dünya çapındaki gücü, İstanbul’un ruhuyla buluşuyor. Gerçekleşecek RAL CRC 2015 İstanbul organizasyonuna ODE Yalıtım A.Ş., ‘Gümüş Sponsor’ olarak destek olacak. Böylece ODE, konferansta kendi tanıtımını yapmasının yanı sıra dağıtılacak broşür ve kataloglarda da logosuna yer verilecek. Firma logosu ve bayrakları konferans salonlarında, toplantı odalarında ve fuaye alanlarında da yer alacak. 10. Global Yalıtım Konferansı İstanbul’da düzenleniyor Yalıtım sektöründe, dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olarak kabul edilen Global Yalıtım Konferans & Fuarı’nın 10.’su (10th Global Insulation Conference & Exhibition), 2930 Eylül tarihleri arasında Radisson Blu Hotel’de düzenlenecek. Yalıtım sektörüne yaptığı yatırımlarla Türkiye’yi dünyanın 5 kıtasında yaklaşık 75 ülkede temsil eden ODE Yalıtım’ın girişimleriyle bu yıl İstanbul’da yapılması kararlaştırılan 10. Global Yalıtım Konferansı, sektörün önemli lider ve temsilcilerini buluşturacak. Organizasyon, bakanlık/hükümet üst düzey katılımcıların yanı sıra yalıtım sektöründeki yöneticileri, üreticileri, hammadde tedarikçilerini, bilim adamları ve akademisyenleri, analistler ve finansçıları ağırlayacak. Konferansta, yalıtım uygulamaları ve teknolojileri üzerinde durulurken yalıtımın geleceği başlıklı özel bir oturum da yer alacak. Konferansa 40’tan fazla ülkeden gelecek 200 delegenin yanı sıra 20’den fazla katılımcı firmanın katılması bekleniyor. Ayrıca ODE Yalıtım yaptığı sponsorluk anlaşması kapsamında organizasyonun 29 Eylül akşamı düzenleyeceği tekne gezisine de ev sahipliği yapacak. www.ode.com.tr 22 Orhan Turan 11. KOBİ Zirvesi'ne konuşmacı olarak katıldı TOSYÖV (Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı)’ün düzenlediği 11. KOBİ Zirvesi, 12 Mart 2015 tarihinde “KOBİ’lerin Orta Gelir Tuzağı’ndan Kurtulma Stratejileri” temasıyla başladı. Zirvenin “2023 Vizyonu Bağlamında Fırsat ve Tehditler” başlıklı panel oturumunda TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan bir konuşma yaptı. Orhan Turan’ın panelist olarak katıldığı ve oturum başkanlığını T.C.Eko- nomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım’ın yaptığı panelde, Marmara Grubu Başkanı Dr. Akkan Suver, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdemir, KAGİDER Başkan Yardımcısı Selma Akdoğan da yer aldı. Orhan Turan konuşmasında; Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmak için sadece doğrudan ihracata değil, uluslararası markaların satın alınmasına yönelik girişimler yapması gerektiğini vurguladı. TÜRKONFED’in BORGİP projesinden de bahseden Turan, pazarlama olanaklarındaki kısıtlılık ve mesleki eğitim eksikliğinin KOBİ’lerin önündeki temel sorunlar olarak ortaya çıktığını belirtti. Orta Gelir Tuzağı’ndan çıkış için, KOBİ’lerde nitelikli insan kaynaklarının geliştirilmesi konusunda kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen Turan, fizibilite araştırmaların büyüme aşamasında yapılabilmesi ve firmaların bu alanda kültürel seviyelerini geliştirilmesi konusunun önemine değindi. Turan, rekabet gücü artışı için kurumsallaşma, markalaşma ve finansmana erişim gibi konularda doğrudan çözüme yönelik adımlar atılması gerektiğini söyledi. TÜRKONFED Eğitim Toplantısı’nın ilki Elazığ’da yapıldı TÜRKONFED ve Hollanda Büyükelçiliği desteği ile sürdürülen “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Girişimciler İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamdaki ilk Eğitim Toplantısı, 12 Mart 2015 tarihinde Elazığ’da düzenlendi. Toplantıda ayrıca, proje çerçevesinde hazırlanan ve bölgelerimizin kurumsal sosyal sorumluluk görünümlerini yansıtan “KSS Görünüm Raporları’nın” ön tanıtımı da yapıldı. Türkiye’nin 6 Düzey-2 bölgesini kapsayan ve söz konusu illerdeki kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) bilincinin artırılmasına olmayı ODE Eylül 2015 amaçlayan projenin ikinci toplantısı ise 9 Nisan tarihinde Diyarbakır’da, üçüncü toplantısı 10 Nisan tarihinde Mardin’de, dördüncü toplantısı 30 nisan tarihinde Van’da, beşinci toplantısı 6 Mayıs tarihinde Erzurum’da ve altıncı ve son toplantısını da 7 Mayıs tarihinde Ağrı’da düzenledi. ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Orhan Turan proje kapsamında Mardin’de düzenlenen Eğitim Toplantısı’na katılarak, kurumsal sosyal sorumluluk deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Orhan Turan TÜRKONFED yeni yönetiminde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı oldu Türkiye’nin ekonomi tabanlı en güçlü sivil toplum kuruluşlarından Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), 23 Mayıs tarihinde Olağan Genel Kurulu’nu yaptı. İstanbul Çırağan Palace Kempinski Balo Salonu’ndaki Genel Kurul'a Türkiye'nin dört bir yanından gelen iş insanları katıldı. 22 Federasyon ve 150 dernekten oluşan TÜRKONFED'in yeni yönetimi 39 kişiden oluşan Yönetim Kurulu üyeleri ile ilklere sahne oldu. Başkan Tarkan Kadooğlu: “TÜRKONFED olarak doğudan batıya, kuzeyden güneye Türkiye’nin her yerindeyiz. Dolayısıyla bu temsiliyeti yeni yönetimimize de yansıtarak, çalışmaları daha sağlıklı ve gerçekçi bir şekilde gerçekleştirmek amacını taşıdık. Türkiye’nin her köşesinde iş insanlarının ve farklı sektörlerin yaşadıkları sorunlara değineceğiz.” dedi. TÜRKONFED yönetiminde, ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın Başkan Yardımcılığına seçildiği yeni dönemde, biri başkan yardımcısı olmak üzere sekiz iş kadını da yer alıyor. Orhan Turan, Koç Üniversitesi’ndeydi Bu yıl 12.’si düzenlenen Turquality 12 Programı çerçevesinde, 20-21 Mart 2015 tarihleri arasında, Koç Üniversitesi Sarıyer Kampüsü’nde, “Uluslararası Pazarlama” dersi yapıldı. 20 Mart tarihinde yapılan derse, ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan konuk konuşmacı olarak katılım sağladı. Turan, MBA öğrencilerinin Uluslararası Pazarlama dersinde ODE’nin, ticaretten sanayileşme sürecine uzanan gelişmeleri öğrencilerle paylaştı. ODE Haberler 23 ODE çalışanları çocukların yüzünü güldürdü ODE çalışanları, Van’ın Erciş ilçesindeki Çetintaş İlkokulu öğrencilerinin yardım isteklerini geri çevirmedi. ODE çalışanları kendi aralarında topladıkları ve öğrencilerin ihtiyacı olan giyim, ayakkabı ve okul malzemelerini, öğrencilere ulaştırdılar. İhtiyacı olan öğrencilerin yüzünü güldüren bu yardımlardan dolayı öğrenciler ve okul yönetimi ODE çalışanlarına teşekkürlerini ilettiler. Riskin fırsat etkisi… Danışmanlık, Risk Yönetimi şirketi Aon, Türkiye’de Yönetim Danışmanlığı alanında yapılanmasını tamamladı. Şirket, bu gelişmeyi iş dünyasından liderlerin konuşmacı olarak katıldıkları ve gelenekselleştirmeyi planladığı “Aon Risk Prizması 2015 Konferansı” ile duyurdu. 24 Mart 2015 tarihinde İstanbul Conrad Otel’de yapılan AON Risk Prizması 2015’te risk yönetiminin kurumsal varlığa etkisi, riskin fırsat etkisi, siber risk yönetimi gibi konular masaya yatırıldı. ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, ‘Riskin Fırsat Etkisi’ başlıklı oturuma panelist olarak katıldı. Tamer Saka’nın moderatörlüğünü yaptığı oturumun diğer panelistleri Bülent Beydüz, Erhan Baş ve Doğu Özden oldu. Konuşmacılar riskin fırsat etkisi üzerine başarı hikayelerini katılımcılarla paylaştılar. TKYD VII. Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) 30 Mart 2015 tarihinde Sabancı Center’da düzenlenen VII. Olağan Genel Kurul toplantısında yönetim ve denetim kurulu üyeleri seçimi yapıldı. 2015-2017 döneminde görev yapacak yönetim kurulunda Anadolu Grubu İcra Başkan Yardımcısı Hurşit Zorlu ile birlikte Orhan Turan, İlhami Koç, Gür Çağdaş, F.Füsun Bozok, Ali Aydın Pandır, Feyhan Yaşar, Uğur Bayar, Nevra Özhatay, Kayra Üçer ve Tevfik Bilgin’in aralarında olduğu iş dünyası temsilcileri görev aldı. Adil, şeffaf, hesap verebilir ve sorumlu yönetim anlayışının en iyi uygulamaları ile hayata geçmesi için Türkiye’de ve bölge ülkelerde rehberlik ve liderlik yapmakta olan Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin yedinci Olağan Genel Kurul toplantısında gelecek dönem yönetim ve denetim kurulu üyeleri seçimi yapılırken dernek stratejisi konusunda bilgi verildi. www.ode.com.tr 24 Marka bilinirliğinde ODE’nin bilinme oranı % 100 ODE, 2014’ün son çeyreğinde gerçekleştirilen Algı Araştırması’nda toplam 81 bayi ile görüşüldü. Yapılan araştırmada, ODE bayilerinin genel olarak ODE pazarlama faaliyetlerinden memnun olduğu ve toplam marka bilinirliğinde ise ODE’nin bilinme oranının % 100 olduğu görüldü. ODE’nin satın alım, satış süreci değerlendirmeleri ile ODE markasına yönelik algıyı değerlendirmek amacıyla yaptığı ODE Marka Algı Araştırması, 7P Think Tank Group Pazar Araştırma Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildi. 2014 yılının son çeyreğini kapsayan araştırma, kantitatif araştırma yöntemlerinden randevulu, yüz yüze anket yöntemi kullanılarak gerçekleştirildi. Yalıtım Markaları Algı Araştırması kapsamında yürütüldü. 22 ilde 25 ODE, 56 da rakip bayi olmak üzere toplam 81 bayi ile görüşüldü. Bayilerde görüşülen kişilerin % 54.3’ü firma sahibi / ortak ve şirket yöneticisi konumundaki kişilerden oluşuyor. ODE markasıyla ilgili sonuçlar l ODE markasına en çok yakıştırılan sıfatların başında “Kalite / Kaliteli” olması yer almıştır. % 57.0 ile markaya yönelik sıfatların yakıştırıldığı görülmüştür. l ODE bayilerinin memnuniyet düzeyi yüksektir. Memnun olma nedenlerinin başında “Kaliteli Ürünlerinin” olması yer almaktadır. l ODE tüm bayiler tarafından % 88,9 ile “Ulusal / Yerel Bir Marka” olarak görülmektedir. l ODE bayilerinin genel olarak ODE’nin pazarlama faaliyetlerinden memnuniyet düzeyleri yüksektir. Toplam marka bilinirliğine bakıldığında ise “ODE’nin bilinme oranı % 100’dür.” ODE markasına göre ankette çıkan sonuçlar şöyle: ODE markasına en çok yakıştırılan sıfatların başında ‘Kalite/Kaliteli’ olması yer alıyor. Aynı zamanda ankette ODE bayilerinin memnuniyetinin yüksek olduğu ve memnun olma nedenlerinin başında da kaliteli ürünlerinin olması yer alıyor. ODE tüm bayiler tarafından % 88.9 ile ‘Ulusal/Yerel’ bir marka olarak ifade ediliyor. ODE bayilerinin genel olarak ODE pazarlama faaliyetlerinden memnun olduğu ve toplam marka bilinirliğinde ise ODE’nin bilinme oranının % 100 olduğu görülüyor. Satış sürecine göre ankette çıkan sonuçlar şöyle: Bayilerin % 82.8’si satış sürecinde marka tavsiyesinde bulunuyor. En sık tavsiye edilen markaların başında ODE % 21.3 ile ikinci sırada yer alıyor. En sık ve diğer tavsiye edilen markaların toplamındaysa ODE % 62.5 ile markaların başında yer alıyor. ODE’nin en sık tavsiye edilen marka olma nedenlerinin başında ‘Kaliteli’ olması yer alıyor. Bayilerin % 49.4’ü müşterilerin bazen kendi tavsiye ettikleri ürün ve markayı bazen de kendi tercih ettikleri ürün ve markayı satın aldıklarını ifade ediyor. Satış yapılan markaların ortalama satış oranlarına bakıldığında ODE % 50, oranıyla ilk sırada yer alıyor. Bu markaların en çok satma nedeni olarak ise lojistik, teslimat gibi hizmetlerin kaliteli olması ve aranan talep edilen markalar olması nedeniyle satışının yüksek olduğu belirtiliyor. Satış süreçleri ile ilgili sonuçlar l Bayilerin % 82,8’i satış sürecinde marka tavsiyesinde bulunmaktadır. ODE, en sık tavsiye edilen markalar sıralamasında % 21,3 ile ikinci sırada yer almaktadır. l En sık ve diğer tavsiye edilen markaların toplamında ise ODE % 62,5 ile markaların başında yer almaktadır. l ODE’nin en sık tavsiye edilen marka olma nedenlerinin başında “Kaliteli” olması yer almaktadır. l Bayilerin % 49,4’ü müşterilerin bazen kendi tavsiye ettikleri ürün ve markayı bazen de kendi tercih ettikleri ürün ve markayı satın aldıklarını ifade etmişlerdir. l Bu markaları en çok satma nedeni olarak ise lojistik, teslimat gibi “Hizmetlerin Kaliteli” olması ve aranan talep edilen markalar olması nedeniyle satışın yüksek olduğu ifade edilmiştir. ODE Eylül 2015 ODE Haberler 25 ODE bayileri yılın yorgunluğunu dört ayrı ülkedeki tatille atacaklar… ODE bayileri yılın yorgunluğunu Kıbrıs’a, Kiev’e, Pattaya’ya ve Güney Afrika’ya yapacakları tatille atacaklar. ODE bayileri, 1 Ekim - 31 Aralık tarihleri arasında, dilerlerse Kıbrıs’a dilerlerse Kiev’e, Pattaya’ya ya da Güney Amerika’ya tatile gidecek. Bozulmamış doğal güzellikleri, eşsiz tarihi zenginlikleriyle Akdeniz’de cennet bir ada olan Kıbrıs’da yapacakları tatilde ODE bayilerini, kilometrelerce uzunluğundaki kıyı şeridi, altın kumsalları bekliyor olacak. Kıbrıs, dost canlısı insanları, tertemiz ve bozulmamış muhteşem doğası ve 9000 yıllık görkemli tarihiyle eşsiz bir tatil sunuyor. Çok uzak olmayan bir ülkeye tatil yapmak isteyen ODE bayileri Ukrayna'nın başkenti ve en büyük kenti olan Kiev bekliyor olacak. Slav kültürünün merkezi olarak gösterilen başkent, Slav kültür hazinesinin yanı sıra tüm dünyaca takdir edilen mimari abideleri, mükemmel bahçeleri ve dinlendiren parkları ile insanı cezbeden bir kent. Kültür turizmi yapmak isteyenlere duyurulur. ODE bayilerinin tercih edeceği bir başka tatil kenti de, Tayland Körfezi’nin doğu kıyısında yer alan Pattaya olacak. Dünyanın her tarafından turist ziyareti alan Pattaya, sunduğu eğlence ortamları, su sporları ve çevredeki adalara düzenlenen ziyaretler ve benzersiz gece hayatı ile ziyaretçilerinin gönlünü alıyor. ODE bayilerine aslanlar diyarı yakışır Geride bırakılan yılın yorgunluğunu, stresini atmak isteyen ODE bayilerinin tercih edeceği son yer Güney Afrika olacak. Turizmi son yıllarda büyük bir gelişme gösteren Güney Afrika’ya son 10 yılda gelen turistlerin sayısı iki katına çıkarak, bir milyona ulaşmış durumda. En çok turist çeken yerler, temiz ve güneşli plajlar, av için tahsis edilen yerler ve göz alıcı manzaralara sahip milli parklar, ODE bayilerini bekliyor olacak. İZODER'in yeni yönetim kurulu belirlendi Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin (İZODER) 12. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 6 Mart tarihinde yapıldı. Yeni Yönetim Kurulu’nun belirlediği toplantıda, Yönetim Kurulu Başkanlığı'na BETEK Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu seçildi. Başkan Vekilliğine ise İZOCAM Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem ve MARDAV Genel Müdürü Levent Pelesen getirildi. İZODER Murahhas Üyesi Ertuğrul Şen’in Başkan Yardımcısı olarak görevini sürdüreceği yeni Yönetim Kurulu Üyeleri şu isimlerden oluşuyor: ODE Genel Müdürü Ali Türker, KALEKİM Genel Müdürü Altuğ Akbaş, BASF Genel Müdürü Buğra Kavuncu, ONDULINE CEO'su Bur- han Karahan, ERYAP CEO’su Emrullah Eruslu, BASAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ateş, TRAKYA CAM Başkan Yardımcısı Haluk Sarıaltın, RAVABER Genel Müdürü Harun Hasyüncü, WEBER Genel Direktörü Levent Gökçe, KORAMİC Yönetim Kurulu Başkanı Murat Savcı, GROFEN Genel Müdürü Ümit Güneş. www.ode.com.tr 26 İnşaat malzemeleri sektöründe UN Global Compact Çalıştayı gerçekleştirildi Global Compact Türkiye, inşaat malzemeleri sektörünün ilk çalıştayını imzacısı Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) ortaklığında, 30 Nisan 2015 tarihinde gerçekleştirdi. Türkiye İMSAD üyesi firma temsilcilerinin katılımı ile düzenlenen ilk çalıştayda, daha yaşanabilir bir dünya için UN Global Compact’ın önerdiği “İnsan Hakları, Çalışma Standartları, Çevre ve Yolsuzlukla Mücadele” başlıkları altında incelenen 10 temel evrensel ilke değerlendirildi. Türkiye İMSAD, UN Global Compact platformuna geçtiğimiz yıl üye olarak katılmıştı. Çalıştayda ODE adına Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Serdar Özşar da yer aldı. Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz Argüden, düzenlenen çalıştayda yaptığı konuşmada; iş dünyasını, iş gücünü, sivil toplumu, üniversiteler, belediyeler ve kamu kurumlarını, Birleşmiş Milletler ile bir araya getiren ve geniş yelpazede bir paydaş grubunu temsil eden UN Global Compact’ın, dünyayı daha yaşanabilir hale getirme hedeflerini anlattı. Dr. Argüden, “UN Global Compact, başta iş dünyası olmak üzere kurumların ‘İnsan Hakları, Çalışma Standartları, Çevre ve Yolsuzlukla Mücadele’ başlıkları altında belirlenen 10 evrensel ilke ışığında faaliyetlerini sürdürmeye teşvik etmektir. UN Global Compact, imzacısı olan kuruluşları Birleşmiş Milletler’in kalkınma çalışmalarına ortak etmektir. Sorumlu kurumsal vatandaşlık ve sürdürülebilir kurumlar’ kavramını yaygınlaştırarak, gerek özel sektör gerekse diğer tüm sosyal paydaşlarımızla işbirlikleri yapıyoruz. Nihai amacımız, küresel ekonominin, sürdürülebilir ve sağlıklı büyümesini sağlamaktır.” dedi. Türkiye İMSAD Genel Sekreteri Aygen Erkal da konuşmasında, Türkiye İMSAD’ın geçtiğimiz yıllarda, Küresel Raporlama Girişimi’nin (GRI) G4 rehberi kapsamında, dünyada alanında sektörel bir sivil toplum kuruluşu tarafından ilk olarak sürdürülebilirlik raporu hazırladığını ve sürdürülebilir üretime rehberlik ettiğini belirtti. Erkal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirketlerin bir araya gelerek sürdürülebilirlik konularında harekete geçmeleri için önemli bir platform olan UN Global Compact üyeliği de Türkiye İMSAD’ın sürdürülebilirlik gündemindeki önemli çalışmalardan biridir. Amacımız, kurumsal değişimi yöneten, performans ölçen ve hedef koyan yaklaşımlarla, sürdürülebilirlik kapsamındaki olumlu ve olumsuz etkileri belirlemek, kurumsal operasyonların da bu doğrultuda yönetebilmesine ışık tutmaktır. Türkiye İMSAD, inşaat malzemeleri sektörünün sürdürülebilirliği konusunda sadece Türkiye’de değil, dünyada da rol model olmayı hedeflemekte ve çalışmalarını bu vizyon doğrultusunda şekillendirmektedir.” ODE bayileri ve çalışanları dünyanın en eğlenceli ordusunu dinledi Dünyanın en büyük ordu korosu Rus Kızıl Ordu Korosu, dünyaca ünlü şarkılarını hayranlarıyla birlikte söylemek üzere İstanbul ve Ankara’da sahne aldı. Dillere destan sahne performansları ve hemen herkes tarafından sevilen "Katyuşa", "Kalinka", "Kernina" ve "Ave Maria" gibi şarkılarıyla tanınan topluluk müzikseverlerin gönüllerini fethetti. ODE Eylül 2015 Dünya çapında dillere dolanan şarkılarda imzası bulunan Rus Kızıl Ordu Korosu, 13 Haziran 2015'te Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde, 15 Haziran 2015’te de Ankara Congresium’da sahne aldı. ODE bayileri ve çalışanları hem İstanbul hem de Ankara’da gerçekleşen konserlerde, dünyanın en eğlenceli ordusunu dinleme imkanı buldu. ODE Haberler 27 ODE bayilerinin rekabet gücünü artırmak için oluşturduğu gelişim programı etkinliğini, 11 – 13 Eylül tarihlerinde Eskişehir’de gerçekleştirdi. ODE bayilerinin rekabet gücünü de artırıyor Bu yıl 30. yılını kutlayan ODE, en önemli rekabet unsurunun bayi ve iş ortakları olduğuna inancıyla, bayilerinin rekabet gücünü geliştirmek için özel bir gelişim programı oluşturdu. Yönetim danışmanları ile yürütülen proje kapsamında öncelikle geçen yıl 10 bayi pilot bayi olarak seçildi. Projenin sonuçlarıysa, geçen yıl Antalya bayi toplantısında Yönetim Danışmanları Derneği Başkanı S. Tülin Seçen tarafından sunuldu. Bu çalışma ODE’nin iş ortaklarının rekabet gücünü geliştirmek için attığı ilk adımdı. Projenin ikinci aşamasındaysa ODE, geçen yıl içerisinde çok sayıda uzman ve kuruluşlarla görüş alışverişinde bulunarak, bayilerinin rekabet gücünü artırmak için üç yıllık bir gelişim programı oluşturdu. ODE bayilerine program hakkında kapsamlı bilgi vermek ve ilk eğitim programını gerçekleştirmek için 11-13 Eylül tarihleri arasında, Eskişehir’de bir etkinlik düzenledi. 15 ODE bayisinin katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte; “Yönetim ve Liderlik Becerileri” ve “Bir Aile Şirketi Lideri Olarak Siz” konulu çeşitli eğitim ve gelişim faaliyetleri de gerçekleştirildi. Ayrıca ODE İnsan Kaynakları ve Strateji Yönetimi konularında yapılan uygulamalar ve tecrübeler bayilerle paylaşıldı. Eğitim faaliyetleri dışında Eskişehir’de yapımı devam eden ODE’nin yeni fabrika şantiyesi de bayiler tarafından ziyaret edildi. ODE’nin gelişim programları ODE bayilerinin rekabet gücünü artırmak için oluşturduğu gelişim programı üç ana başlıktan oluşuyor. Firma Sahiplerine Özel Eğitim ve Gelişim Programı: Her yıl firma sahiplerine özel olarak hazırlanan bir gelişim programı düzenlenecek. İlki, 11-13 Eylül tarihleri arasında Eskişehir’de düzenlenen ilk programla tamamlandı. Bayi Satış ve Pazarlama Ekiplerine Özel Eğitim ve Gelişim Programı: Bayi ekiplerinin satış ve pazarlama yetkinliğini gelişimi için İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde gelişim programları düzenlenecek. 2015 yılı Ekim ayında ilk eğitimler yapılacak. Bayilere Özel Uygulama Projeleri: Bu programla ilgilenen bayiler için “Stratejik Yönetim, İnsan Kaynakları Yönetimi, Finansal Yönetim, Satış ve Pazarlama Yönetimi” konularında özel uygulama projeleri yapılacak. www.ode.com.tr 28 1 lisan 1 insan… Global marka olma yolunda ilerleyen ODE, hedefleri doğrultusunda çalışanlarının İngilizce yetkinliğini artırmak amacıyla, ‘1 lisan 1 insan’ programını hayata geçirdi. . Çalışanlarının hem sosyal hayatlarında hem de iş hayatlarında vizyonlarını genişletme, farklı kültürlerle etkili iletişim kurabilme gibi bireysel hedeflerin yanında global marka olma yolunda ilerleyen ODE’nin insan kaynağını geleceğe hazırlama hedefi doğrultusunda, “1 Lisan 1 İnsan” programını hayata geçirdi. İngilizce yeterliliği farklı seviyelerde olan her departmandan en az bir çalışanın olduğu toplam 20 çalışanla, programın birinci döneODE Eylül 2015 mine Eylül ayında başlandı. Programa öncelikle Türkiye’nin yabancı dil eğitiminde en iyi olan eğitim merkezleriyle görüşülerek, nasıl bir model uygulanacağına karar verildi. Yabancı dil öğrenmede öncelikli gereklilik istekli olmaktır denilerek, bireysel katılıma açık bir model tercih edildi ve bu konuda başarısını kanıtlamış uluslararası standartlarda olan British Side ile anlaşıldı. Eylül ayı itibariyle dersler başladı. Üç ayın sonunda her katılımcı İngilizce yeterliliğini bir seviye yukarıya taşımış olacak. Ödevler, ara sınavlar, sınıf içi performanslar, aktiviteler katılımcıların başarısını direk etkileyecek; bu nedenle katılımcıların sadece derslerde değil hayatlarının her alanında İngilizce ile iç içe olmaları gerekecek. Herhangi bir ön koşul aramaksızın bütün çalışanları kapsayan program, ilerleyen zamanlarda diğer lokasyonlarda da uygulanacak ve bütün çalışanların İngilizce yeterlilikleri en az iki seviye yukarı taşınmış olacak. ODE Akademi 29 AKLINA SAĞLIK! Öneri sizden ödül bizden... ODE vizyoner yapısı ve yenilikçi yaklaşımlarıyla fark yaratan bir marka. Çalışanlarından ilham alarak büyümeye devam eden ODE, 2015 yılı itibariyle öneri-ödül sistemini devreye alarak, çalışanlarını ödüllendirmeye başladı. ODE Çorlu Fabrika’sına yerleştirilen öneri kutularına, çalışanlar önerilerini atarak ya da elden veya mail yoluyla İnsan Kaynakları Departmanı’na ulaştırarak, gerek kendi çalıştıkları birim ile ilgili gerekse başka birimlerle ilgili geliştirici veya iyi- leştirici öneriler verebilirler. Ayda bir kez toplanan ve beş kişiden oluşan Değerlendirme Kurulu her öneriyi ayrı değerlendirerek, uygun bulduğu önerileri puanlıyor. Hayata geçirilmesi uygun bulunan önerilerin sahiplerine de ödüllerini veriyor. 2015 yılı başında Fabrika’ya yerleştirilen beş öneri kutusuna ilk altı ayda 17 farklı kişiden toplam 33 öneri formu bırakıldı. Değerlendirme Kurulu tarafından her öneri titizlikle değerlendirilerek, birçok öneri de ödüle layık görüldü. www.ode.com.tr 30 Önce iş güvenliği ODE her yıl gerçekleştirdiği iş güvenliği eğitimlerinde bu yıl da yoğun bir talep gördü. 16, 23 ve 30 Haziran 2015 tarihlerinde olmak üzere üç gün süren İş Güvenliği eğitimlerine, 67 mavi yaka çalışanı katıldı. Eğitimde, ‘İşletmede Yaşanabilecek İş Kazaları, Kişisel Koruyucu Donanımlar, İşletmede Kullanılması Gerekenler, Uyarı İkaz Levhaları ve Anlamları, Fiziksel, Kimyasal, Biyolojik, Ergonomik Riskler, Acil Durumlar, Önlemler ve Hareket Tarzları’ konularına ayrıca yer verilerek, iş sağlığı ve güvenliğinin önemi ve kültürü hakkında detaylı bilgiler verildi. Her yönetici bir İK yöneticisidir ODE yöneticileri, her yöneticinin bir insan kaynakları yöneticisi olması düşüncesinden yola çıkarak, uzmanından İş Hukuku eğitimi aldılar. ODE’nin üst düzey yöneticileri, personel ve endüstri ilişkileri alanındaki 25 yılı aşkın bilgi birikimi ve tecrübesiyle yaptığı çalışmalarla kendini kanıtlamış olan Salih Sözer’le bir araya geldi. İnteraktif bir şekilde gerçekleştirilen eğitimde, yöneticiler hem geçmiş bilgilerini tazelediler hem de en güncel değişiklikleri öğrendiler. 20 Mart 2015 tarihinde tam gün süren eğitimde katılımcılardan oldukça olumlu geri bildirimler alındı. Hem verimli hem de keyifli bir eğitim olduğu yönünde geri bildirimde bulunan katılımcıların eğitimciye ilişkin değerlendirmeleri % 93, eğitime ilişkin değerlendirmeleri % 88, eğitim ortamına ilişkin değerlendirmeleri % 83 olarak gerçekleşti. ODE Eylül 2015 Yıldızlar ODE’de Bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Yerinde Eğitim Çalışması’ olarak adlandırılan ODE kariyer günlerine Yıldız Teknik Üniversitesi ile devam edildi. Daha önce Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde, İstanbul Üniversitesi Makine ve İnşaat Mühendisliği bölümlerinde okuyan geleceğin mühendis adayları ile yapılan, ODE Yerinde Eğitim Çalışması’nın bir benzeri, Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri ile gerçekleştirildi. 25 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilen etkinlik, ODE Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turhan’ın bir Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olarak, kendi tecrübelerinden bahsettiği, öğrencilere değerli tavsiyelerde bulunduğu hoş geldiniz videosuyla başladı. Oldukça yoğun ve verimli geçen etkinliğin ilk kısmında; ODE Yalıtım İnsan Kaynakları Grup Takım Lideri Kenan Barış Demirdelen, ODE Yalıtım İnsan Kaynakları Uzmanı Şenay Tok ve ODE Yalıtım Teknik Genel Müdür Yardımcısı Deniz Şeker’in hazırladıkları sunumlar yer aldı. İlk olarak İnsan Kaynakları Grup Takım Lideri Kenan Barış Demirdelen söz aldı. Şirket tanıtımı ile başlayan sunumunda Demirdelen katılımcılara insan kaynakları uygulamaları hakkında bilgiler verdi. Video gösterimleriyle zenginleştirilen sunum sonrası Demirdelen, öğrencilerin kendisine ulaşabilecekleri iletişim bilgilerini öğrencilerle paylaştı. ODE Yalıtım İnsan Kaynakları Uzmanı Şenay Tok’un, “Özgeçmiş Hazırlama ve Mülakat Teknikleri” konulu sunumuyla devam eden eğitimde; özgeçmiş hazırlarken dikkat edilmesi gereken noktalar, mülakat teknikleri, mülakat öncesi ve sonrası yaşananlar üzerine bilgiler verildi. Mülakat konulu video gösterimleri ile desteklenen sunumda ODE İşe Alım Politikası'na da değinildi. Son olarak Teknik Genel Müdür Yardımcısı Deniz Şeker sunumuyla, “Yalıtımın Endüstriye Kazandırdıkları ve Geleceği” üzerine bilgiler paylaştı. Sunumunda teknik yalıtımın önemini vurgulayan Şeker, Türkiye’nin enerji kullanımı konusundaki durumu ile dünyadaki durum arasında kıyaslamalar yaparak, Türkiye’de enerji verimliliği süreci hakkında bilgiler verdi. Teknik gezinin ikinci kısmı; üretim tesislerinde kullanılan makineler ve üretilen malzemelerin tanıtımı ile devam etti. Üretim aşamalarını birebir izleyen öğrenciler; kullanılan sistem ve makineler hakkında detaylı olarak bilgilendirildiler. Öğrenciler tarafından yapılan değerlendirme anketi sonucuna göre öğrencilerin etkinlikten memnuniyet oranı % 91 olarak gerçekleşti. 32 Dünya ekonomisinde yeniden bir kriz mi geliyor? Küresel ekonomik krizin üzerinden yedi yıl geçmiş olmasına rağmen dünya ekonomisi topyekun sağlığına kavuşamadı. Kırılganlıklar, dalgalanmalar, iyileşmelerde bölgeler arası farklılıklar sürüyor. 2015 yılına özellikle gelişmiş ülkelerin tamamında beklenen büyüme nedeniyle iyimser başlandı. Ancak içinde bulunduğumuz Ağustos ayı itibariyle dünyada işlerin kötüye gittiğine dair endişeler oluşuyor. Buna karşın dünyada yeni bir küresel mali kriz yaşanma olasılığı çok düşük fakat özellikle gelişen ülkelerden kaynaklanan bir ekonomik yavaşlama olabilecek. Küresel bir resesyon ve deflasyon olasılığı da oldukça sınırlı. Borsalar, petrol ve emtia fiyatları düşüyor Dünya ekonomisinde yılbaşından bu yana petrol, emtia ve altın fiyatları ABD Merkez Bankası FED’in faiz arttıracağı beklentisiyle kademeli olarak geriliyor. Ağustos ayı içinde Çin ve diğer gelişen ülkelerdeki yavaşlamanın petrol ve emtia talebini daha da azaltacağı endişesi ile petrol ve emtia fiyatlarında gerileme hızlandı. Yine yavaşlama endişesi tüm dünya borsalarında satışlara ve gerilemelere yol açmaya başladı. Aynı anda Çin borsasındaki kayıplar önce gelişen ülkeleri etkilerken, yavaşlama endişesi ile son bir haftada gelişmiş ülke borsalarında da gerilemeler ortaya çıkarıyor. Bu ortamda altın ve gelişmiş ülke tahvilleri ise güvenli liman olarak talep görüyor ve fiyatları da artıyor. Küresel mali piyasalarda ortaya çıkan endişeleri yansıtan fiyatlamalar bir süre daha devam edeceği ama bu fiyatlamaların bir küresel kriz öncüsü olmadığı uzmanlarca belirtiliyor. Euro değer kazanıyor Euro-Dolar paritesi üzerinde, ABD Merkez Bankası FED’in Eylül ayında faizleri artırmaya başlayacak beklentisi etkili olurken parite 1,10’un da altına iniyor. Küresel mali piyasalarda yaşanan endişe ve gerilemeler karşısında FED’in faiz artışını erteleyeceği beklentisi öne çıkıyor. Buna bağlı olarak parite tekrar 1,17 seviyesine kadar yaklaşıyor ve sonrasında 1,5 seviyesine iniyor. Bundan sonra FED kararını etkileyecek ABD verileri çok daha önemli olacak ve paritede dalgalanma daha da artacak. Yılın ilk yarısında ihracat yüzde 18,6 oldu İnşaat malzemesi ihracatı yılın ilk yarısında yüzde 18,6 gerileyerek, 10,97 milyar dolardan 8,93 milyar dolara indi. Haziran ayında ise ihracat yüzde 15,4 düşerek, 1,48 milyar dolar oldu. Paritelerdeki gerilemeler ve pazarlardaki bozulmalar ihracatı yılın ilk yarısında olumsuz etkiledi. Yıllık ihracat 19,17 milyar dolar 2015 yılının ilk yarısında yıllık ihracatta da önemli bir gerileme yaşandı. Bu gerileme ile birlikte yılın ilk yarısında yıllık ihracat yüzde 9,6 düşerek, 19,17 milyar dolar oldu. Yıllık ihracattaki gerilemenin yavaşlayarak sürmesi bekleniyor. Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri geriledi; 8,22 milyar dolar Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği)’nin Ağustos 2015 Aylık Sektör Raporu’na göre, müteahhitlik sektörünün önemli pazarlarında yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2015 yılının ilk yarısında yurt dışında üstlenilen proje tutarı yüzde 17 azalarak 8,22 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2015 yılının ilkyarısında üstlenilen proje sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre 47 adet azalarak, 69 projeye iniyor. Bununla birlikte üstlenilen projelerin ortalama büyüklüğü 2014 yılının ilk yarısında 85,4 milyon dolar iken 2015 yılı ilk yarısında 119,2 milyon dolara yükseliyor. Türk müteahhitlik sektörü giderek ODE Eylül 2015 daha yüksek bedelli projeleri üstleniyor. 2015 yılının ilk yarısında en çok proje üstlenilen ülkeler; Türkmenistan, Cezayir ve Rusya. Bu ülkeleri Suudi Arabistan ve Azerbaycan izliyor. Özellikle Irak ve Libya’da yeni işlerin alınmasında sıkıntı yaşanıyor. İlk beş ülkede alınan projeler toplam alınan projelerin yüzde 92,2’sini oluşturuyor. Çok sayıda diğer pazarlardaki işlerde yavaşlama yaşanırken ayrıca ikili ilişkilerde yaşanan sıkıntılar da yurt dışı müteahhitlik işlerinin sınırlanmasına yol açıyor. İhracat Gözüyle Türkiye 1 Kasım’da erken seçime gidiyor Yıllık ithalat 9,23 milyar dolara indi 2015 yılının yarısında yaşanan gerilemeye bağlı olarak yıllık inşaat malzemesi ithalatı yüzde 0,7 düşerek, 9,23 milyar dolara indi. İthalatta kademeli ve sınırlı gerilemenin sürmesi bekleniyor. İnşaat malzemeleri ithalatıysa yılın ilk yarısında yüzde 1,4 düşerek, 4,68 milyar dolardan 4,62 milyar dolara indi. Türkiye İMSAD Ağustos 2015 Aylık Sektör Raporu’na göre, 1 Kasım için alınan erken seçim kararı ile birlikte siyasi belirsizlikler de sürmeye devam ediyor. Küresel koşulların bozulduğu bir ortamda erken seçime gidiliyor olması da riskleri ayrıca yükseltiyor. Türkiye ilk kez bir genel seçime, kurulacak “seçim hükümeti” ile gidecek. Seçim hükümetinin kurulması aşamasında da belirsizlikler bulunuyor. Seçim hükümetinin ana görevi Türkiye’yi seçime götürmek olacağından, ekonomi alanında önemli bir icraat beklenmiyor. Bununla birlikte 2016 yılı bütçesi ile 2016-2018 dönemini kapsayacak Orta Vadeli Program’ın hazırlanması ve TBMM’ne sunulması gerekiyor. Her iki çalışmayı da seçim hükümeti TBMM’ne sunacak. Türkiye için çok önemli bu iki politika belgesinin hazırlanma ve sunuşunun seçim hükümetine kalmış olması 2016 yılı ekonomi hedefleri ve politikaları için de kayıp yıl endişesi yaratıyor. Güvenlik riskleri nedeniyle genel seçim nisan ayına ötelenebilir Artan iç ve dış güvenlik riskleri toplumsal ve ekonomik istikrarı tehdit ediyor. Ya- şanan gelişmeler çerçevesinde seçim güvenliğinin sağlanması da ayrı bir sorun olacak. Seçim güvenliğinin sağlanamaması halinde seçimlerin Nisan ayına ertelenmesi ve bir olağanüstü hal hükümeti ile devam edilmesi olasılığı da bulunuyor. Güvenlik riskleri uzun süre sonra ekonomik fiyatlamalarda ve beklentilerde fazlası ile etkili olacaktır. Erken genel seçim siyasi tabloyu değiştirir mi? Erken seçim sonuçları ile nasıl bir siyasi tablo oluşacağı belirsiz olacağından, siyasi tıkanıklığın sürmesi olasılığı bulunuyor. Erken seçime kadar muhtemelen toplumsal kutuplaşma daha da artacak. Böyle bir ortamda ekonomik beklentilerin ve faaliyetlerin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacak. Erken genel seçimde dört partili ve hiçbir partinin tek başına iktidar olamadığı bir meclis dağılımı şimdilik en yüksek olasılık olarak görülüyor. Böyle bir sonuç alınması halinde Türkiye’nin siyasi tıkanıklığı aşması için siyasi partilere büyük görev düşecek. Aksi takdirde ekonomik riskler daha da artacağı ekonomi uzmanları tarafından öngörülüyor. . İnşaat malzemesi sanayi üretimi Haziran ayında yüzde 5,7 arttı İnşaat malzemeleri sanayi üretimi Haziran ayında yılın en yüksek aylık artışını gerçekleştirdi. 2015 yılının ilk üç ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi gerilerken, yüzde 6,7 düşüş yaşanıyor. Üretim Nisan ayında yüzde 1,2 artıyor fakat Mayıs ayında yüzde 2,6 geriliyor. Haziran ayındaysa inşaat malzemesi sanayi üretimi yüzde 5,7 artıyor. Böylece geçen yılın ilk yarısına göre inşaat malzemesi sanayi üretiminde gerileme yüzde 2,6 oluyor. Ekonomide ve inşaat sektöründe bahar aylarında görülen göreceli toparlanma inşaat malzemesi sanayi üretimine Haziran ayında olumlu yansıyor. Haziran ayında 18 alt sektörde üretim geçen yılın aynı ayına göre artıyor. Yılın ilk yarısında ise üretimi izlenen 26 alt sektörden 14’ünde üretim geriliyor. Yılın ilk yarısında üretimde ağırlıklı payı olan çimento üretimi yüzde 10,5, hazır beton üretimi yüzde 9,0, taş ve mermerler üretimi ise yüzde 13,7 geriliyor. Yılın ilk altı ayında düz cam imalatı yüzde 14,1 ve plastik inşaat malzemeleri üretimi yüzde 5,8 düşüyor. Mevsimsellik ile birlikte bahar aylarındaki üretim toparlanması Haziran ayında görülüyor. Ancak Türkiye’nin yeniden bir genel seçime gidiyor olması nedeniyle yaz aylarında üretim performansının zayıf kalması bekleniyor. www.ode.com.tr 33 34 Kuveyt Finans Merkezi projesiyle ODE adını Kuveyt’te de söz ettiriyor Kuveyt’te inşaatı devam eden Al Areen Tower Complex inşaatında da ODE ürünleri kullanılıyor. Bu projeyle ODE adını Kuveyt’te de söz ettiriyor. ODE İhracat Bölümü yetkililerinden aldığımız bilgiye göre, Al Areen Tower Complex projesi, 10 kule üzerine, 302 daire ve 23 mağazadan oluşuyor. ODE Starflex Şilte, Starflex Boru ve R-Flex Boru ürünlerinin kullanıldığı proje, Kuveyt’in finans merkezi olması nedeniyle de önemli bir proje olarak dikkat çekiyor. Projenin inşaatını gerçekleştiren AC Control firması, yaklaşık bir yıldır ODE ile çalışıyor. ODE ürünlerinin kalitesinden hem müşterilerinin hem de Kuveyt inşaat piyasasının çok beğendiğini belirten yetkililer, ODE markası ile gelecek iki projeleri için de çalışacaklarını söylüyorlar. Al Areen Tower Complex projesi ile Kuveyt’e ürün ihracına başladıklarını ifade eden ODE İhracat Bölümü yetkilileri, gelecek iki proje ve bu projelerden sonra alınacak farklı projelerle de Kuveyt pazarında ODE’nin adının ve kalitesinin daha sık duyulacağını belirtiyorlar. Bölge Ülke İşin Türü Projenin İsmi Müşteri İsmi Ürün Türü MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri) Kuveyt HVAC Al Areen Tower Complex AC Control ODE Starflex + ODE R Flex ODE Eylül 2015 İhracat Gözüyle www.ode.com.tr 35 36 ODE ihracatı 2015’te de büyümeye devam etti Özellikle gelişen ülkelerden kaynaklanan ekonomik yavaşlama, tüm dünya borsalarında satışlara ve gerilemelere yol açıyor. Buna rağmen ODE, 2015 yılının ilk sekiz ayında ihracatını artırdı. Petrolun global krize etkisi, siyasi belirsizlikler ve Türkiye’nin komşu ülkelerinde süren kargaşa ve savaşlar, ülkemizin ihracat potansiyelini olumsuz yönde etkiliyor. Gerek ülkemiz ve gerekse ODE, ihracatı en fazla petrol üreticisi ülkelere yapıyor. Gelirlerinin büyük bir kısmı petrol ve doğal kaynaklara bağlı ülkelerin bütçe açıkları ve akabinde yaşanan devalüasyonlar ticareti olumsuz yönde etkiliyor. ODE’nin ihracat yaptığı ülkelerin yerel para birimleri de Dolar karşısında büyük kayıplar yaşıyor. Dolar karşısında yaşanan kayıplardan kaynaklı olarak, ülkelerin ithalat hacimleri de düşüyor. ODE İhracat Grup Takım Lideri Ersin Yıldız, İlk altı aydaki Euro/Dolar paritesindeki düşüşün, Dolar olarak satış yaptıkları Kuzey Afrika’da olumsuz yönde etkilendiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “En iyi pazarımız olarak düşündüğümüz Rusya’da Ruble aşırı değer kaybettiğinden, Rusya’yı ithalat pazarımızdan çok rakip olarak karşımıza çıkardı. Yaşanan tüm bu olumsuz dış etmenlere rağmen ODE olarak, ihracat hacmini artırarak, faaliyet alanlarını geliştiriyoruz.” camyününde multi pack paketleme sistemine geçmesi, müşterilerinin ürünleri saklama, stoklama ve sevkiyatların kolaylaşmasını sağladı Aynı zamanda ODE’nin EUCEB belgesini alması, insan sağlığına ne kadar önem verdiğini bir kez daha belgelerken, ODE ürünlerinin satışına da olumlu yönde etkiledi. ODE ürünlerinde segmentasyon yapılması, camyününde elyaf yapısındaki değişiklik, Pek çok olumsuzluğa rağmen ODE ihracatının büyümeye devam ettiğini belirten Ersin Yıldız; “Müşterilerimize daha yakın olarak, en önemlisi destek olarak, taleplerine zamanında ve doğru cevaplar vererek, yaşanan genel olumsuzlukları bertaraf etmeye çalıştık. Ayrıca proje takibi konusundaki gelişimimiz ve birçok yurt içi ve yurt dışı taahhüt firması ile yurt dışı projelerinde direkt olarak çalışmamız, genel olumsuzluklardan kaynaklanan hacimsel düşüşü telafi etti. Bu da 2015 yılının ilk sekiz ayında ihracatımızın artmasını sağladı.” ÜLKE USD/PARA BİRİMİ RUSYA RUBLE İSRAİL SHEKEL İRAN RIAL İNGİLTERE BRITISH POUND AZERBAYCAN AZERBAIJAN MANAT TÜRKMENİSTAN TURKMENISTAN MANAT BULGARİSTAN LEV MISIR EGYPTIAN POUND GÜRCİSTAN LARI Ocak 2015’den bu yana ülkelerin Dolar karşısındaki durumları ODE Eylül 2015 % 14↓ 0,26↑ 10,38 ↓ 0,92 ↓ 33,6 ↓ 22,5 ↓ 7,27 ↓ 9,42 ↓ 27,6 ↓ İhracat Gözüyle Üzerinde güneş batmayan ülke: İngiltere Halkı, geleneklerine çok bağlı bir millet olarak tanınan İngiltere’yi bizler daha çok eski ve köklü üniversiteleri ile yine ünlü dil okullarından tanıyoruz. Tabii bir de, anayasal monarşiyle yönetilmelerinden dolayı kraliyet ailesi en az İngiltere kadar ülkemizde de takip ediliyor. Şimdi tahtta bulunan II. Elizabeth, 9 Eylül 2015 tarihi itibariyle de, 63 yıl 216 gün ile Birleşik Krallığın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı olarak tarihteki yerini de aldı. Dünyayı çepeçevre saran toprakları ve sömürgeleriyle 19. yüzyılın Britanya İmparatorluğu için yapılan tanımdı; üzerinde güneş batmayan ülke... Şimdi İngiltere, Birleşik Krallık'ı meydana getiren dört ülkeden en büyük ve merkezi olanı. Avrupa’nın batısında, Büyük Britanya adasında bulunuyor. England adı, 5. yüzyılda Saksonlarla birlikte adayı istila eden Cermen halkı Angluslardan (İngilizce: Angle) kaynaklanıyor. Angleland (Anglus diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla günümüzdeki şekline dönüşüyor. İngiltere adı günümüzde yaygın olarak uluslararası medyada ve zaman zaman da resmi düzeyde Birleşik Krallık veya Büyük Britanya anlamında kullanılıyor. İngiltere kavramının siyasi, ekonomik ve kültürel www.ode.com.tr 37 38 efsanesi yaşamakla birlikte; kendi yerel hükümetleri olan İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’nın aksine günümüzde İngiltere isimli bir siyasi oluşum veya hükümet bulunmuyor. 18. yüzyılda Büyük Britanya tarihi başlıyor İngiltere tarihi, 5. yüzyılda Britanya Adası’na Anglosaksonların ayak basmasıyla başlıyor. 8. yüzyılda Roma ve İrlanda’nın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul eden Anglosaksonlar, Avrupa’yı da etkileyen bir medeniyet meydana getiriyorlar. Küçük İngiltere Krallığı bir süre Avrupa’da Somme Vadisi’nden Pirene Dağları’na kadar uzanan büyük bir mülkün bir uzantısı gibi yaşıyor. Avrupa ile ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığı’nı sonu gelmez savaşlara sürüklüyor. Bunların başlıcası, 1337-1453 yılları arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır. 14 ve 15. yüzyıllarda İngiltere Krallığı birtakım sosyal, dini, siyasi karışıklıklara sahne oluyor. Monarşi otoritesini parlamento aracılığıyla millete kabul ettiren 7. Henry ve 8. Henry (14581541) düzen ve birliği sağlamlaştırıyorlar. 1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya’da İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlanıyor. ODE Eylül 2015 İngiltere Tudorlarıyla, İskoçya Stuartları arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırıyor. Daha sonra İskoçya Kralı 1. James İngiltere Kralı oluyor. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalanıyor ve bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlıyor. Resmi dili: İngilizce Başkent: Londra Kraliçe: II. Elizabeth Başbakan: David Cameron Politik sistem: Monarşi Nüfus: 2007 tahmini 51.092.000 2001 sayımı 49.138.831 GSYİH: 2010 Toplam 2.181 Trilyon USD Kişi başı: 38.000 USD 18. ve 19. yüzyıllarda Britanya büyük bir sanayi devleti olarak ortaya çıkıyor. Bunun yanında çeşitli yerlerde kurdukları sömürge devletleri, ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlıyor. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’da bazı devletler, Karayib Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu vardı. Bu sömürgelerin bir kısmı 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında ayaklanmalarla yavaş yavaş bağımsızlığını ilan ettiler. 20. yüzyılın başlarında çıkan Birinci Dünya Sa- vaşı’na giren İngiltere, savaşın sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaşıyor. 1929-1930 dünya ekonomik buhranı büyük ölçüde İngiltere’yi de etkisi altına alıyor. 1922 yılında bir ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrılıyor ve 1949’da İrlanda Cumhuriyeti kuruluyor. İrlanda Adası’nın kuzeydoğusunda kalan kısmıysa Birleşik Krallığa kalıyor. İngiltere’nin en uzun nehri Thames 130.439 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan İngiltere, Birleşik Krallığı meydana getiren ülkelerin en büyüğü. İngiltere’de üç belirgin yükselti alanı bulunuyor. Kuzeybatıda Cumbria veya Göller Bölgesi, İskoçya sınırından başlayarak ülkenin yarısına yakın bölümünden geçen ve “İngiltere Omurgası” olarak adlandırılan Pennine Zinciri ve güneybatı yarımadası düz alanlar, uçurumlar ve vadilerden oluşuyor. Derin vadilerin yer aldığı eski dağlar bölgesinde İngiltere’nin en yüksek İhracat Gözüyle dağı Scafell (978,5 m) bulunuyor. Cotswolds’dan çıkan ve Kuzey Denizine dökülen Thames Nehri (338 km) İngiltere’nin en uzun ırmağı olma özelliğini taşıyor. Okyanus etkilerinin ağır bastığı İngiltere iklimi son derece değişken. Kışlar nispeten yumuşak, yazlar ise serin geçiyor. Golf Stream sıcak su akıntısının adaların iklimi üzerinde büyük etkisi bulunuyor. İngiltere, kuzey enlemde olmasına rağmen kışın 7°C sıcaklık ortalamasına sahip. Kışın Britanya’nın batı kesimleri daha nemli, rüzgarlı ve ılık geçerken, doğu bölgeleri Avrupa kıtasından gelen soğuk ve kuru rüzgarlardan etkileniyor. Yazın ortalama sıcaklık güneyde 27°C, kuzeyde ise 15°C oluyor. Ortalama yağış miktarı 1016 mm’den fazla iken Göller Bölgesi’ndeki dağlarda bu miktar 2500 mm’den fazlaya çıkıyor. Birleşik Krallık dünya ihracatında dördüncü sırada yer alıyor Dünyanın en önde gelen ticaret ve imalat ülkeleri arasında yer alan Birleşik Krallık, dünyada ticarette beşinci sırada, ihracatta ise dördüncü sırada yer alıyor. İngiltere sanayi devrimini Avrupa’da ilk gerçekleştiren ülke olup, Çalışan nüfusun % 40’ını sanayi kollarındakiler oluşturuyor. Büyük Britanya, dışarıdan petrol, gıda maddeleri ve tütün, kereste, iplik gibi maddeler satın alırken, makine, elektrik malzemeleri, ulaşım araçları, kimya ürünleri ve silah ihraç ediyor. Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) üyesi olan ülke, ticaretinin büyük bir kısmını AET ve ABD ile yapıyor. İngiltere ülkemizin önemli ve güçlü ekonomik partneri durumunda… İngiltere ile ticaret hacmimiz, 2014 yılında 15 milyar doları aşarak, ihracat fazlamız 4 milyar dolar civarında gerçekleşiyor. İngiltere, Türkiye’nin ihracatında % 6’dan büyük bir paya sahip. İngiltere’nin ithalatında ilk yirmi ülke arasında yer alan Türkiye’de 2500’ün üzerinde İngiliz firma faaliyet gösteriyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortaklı uluslararası sermayeli şirketlerin içinde İngiltere, Türkiye ekonomisinde ikinci sırada yer alıyor. Bu kapsamda İngiltere, ülkemizin hâlihazırda önemli ve güçlü bir ekonomik partneri konumunda bulunuyor. TÜİK verilerine göre, 2015'te de İngiltere’ye 7.223.653 21,7 USD ihracat yapılıyor. Birleşik Krallık’ta tarım çok gelişmiş olup, modern aletlerle yapılıyor. Gıda ihtiyacının % 60’ı ülkede yapılan tarımla sağlanıyor. Ekilen arazi 20 milyon hektar olup, bu ülke topraklarının % 80’ini meydana getiriyor. Topraktan, iklim ve toprak yapısı elverişli olmamasına rağmen çok yüksek verim elde ediliyor. Buna sebep ise, ziraatın en modern tekniklerle yapılıyor olmasıdır. Buğday, arpa, yulaf, şekerpancarı ve patates en çok yetiştirilen tarım ürünleridir. Ülkenin imalat sanayinin büyük bölümü kömür yataklarının bulunduğu alanlarda toplanıyor. Petrol, tabii gaz ve nükleer enerjinin enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla, güneydoğuda özellikle Londra’da yeni sanayi merkezleri de gelişiyor. Bugün makine sanayi en önemli sektörleri arasında yer alıyor. Bu sanayi gemi yapımı, gemi mühendisliği, uçak, motorlu araç, dokuma makineleri, elektrikli makineler ve elektronik dallarını içine alıyor. Motor sanayinin merkezlerinden başlıcaları Batı Midlands, Luton ve Oxford’da bulunuyor. İngiltere uçak sanayinde çok gelişmiş olup, her tür uçak imal ediliyor. Gelişmiş olan dokuma sanayi ve makinelerinin üretimi ekonomide önemli bir yer tutuyor. Dünyadaki birçok uçakta kullanılan uçak motoru “Rolls Royce” ülkenin en önemli makine ve otomobil sanayisi olarak yer alıyor. www.ode.com.tr 39 40 Fulya Hamidiye: “Tüm ürünlerimizle prestijli pek çok projede yer alıyoruz” Fulya Hamidiye 2014 yılından bu yana Proje Satış Uzmanı olarak ODE İç Anadolu Bölge Müdürlüğü’nde görev alıyor. Hamidiye, ODE’nin Ar-Ge çalışmalarına çok önem verdiğini belirterek, üretilen ürünlerin de kalitesinin piyasa ihtiyaçlarının üzerinde olduğunu söylüyor. Hamidiye ayrıca yüksek kalitede üretilen ODE ürünleriyle birçok prestijli projede yer aldıklarını vurguluyor. ODE Eylül 2015 Teknik Yalıtım Proje satış uzmanı olarak işinizde karşılaşılan zorluklar nelerdir? Bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Öncelikle ODE ailesindeki temel görevim; İç Anadolu Bölgesi’nde büyük montanlı projelerin proje aşamasından itibaren takibini sağlayarak, ürün gamımızda yer alan taleplerin doğması halinde teklif taleplerini toplayarak, firma, bayi satış uzmanı ve bayi arasında koordinasyonu sağlamak. Ancak asıl hedefim orta vadede firmamızın ve ürünlerimizin sadece Türkiye genelinde değil sektörümüzün nabzının attığı dünyanın tüm bölgelerinde mümkün olan her noktada tanıtımını yapmak. İşimizde karşılaştığımız en büyük zorlukların başında, piyasada sürekli şahit olduğumuz haksız rekabetlerden bahsedebiliriz. Bizim sektörümüzde büyük işlere imza atmak için en büyük farkımız; kaliteli ürün üretmek ve bunu belgelerle ispatlamaktan geçer. Üzülerek belirtmek isterim ki, pratikte üretilen ürünlerde gerekli kalite yakalanamadığı halde kağıt üzerinde yapılan beyanlarda hak edilmeyen kalite belgeleri ortaya konabiliyor. Bütün bunlara ek olarak ürünlere gerçek bedelin altında fiyat konulduğunda işimiz daha da zorlaşıyor. Ancak tüm bu zorluklara rağmen ürettiğimiz ürünlerin kalitesinden hiçbir zaman ödün vermeden ve tüm farklılıklarımızı ortaya koyarak piyasadaki pazar payımızı sürekli ar- F u LYA H A M İ D İ Y E 1982 yılında Tebriz’de doğan Fulya Hamidiye, ilk ve orta öğrenimini İran’da tamamladıktan sonra lise öğreniminin bir kısmını da Türkiye’de tamamlıyor. 2004 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Hamidiye, Ankara’da dokuz yıl çelik konstrüksiyon alanında faaliyet gösteren çeşitli üretici firmalarda satış-pazarlama ve yurt dışı iş geliştirme departmanlarında görev alıyor. Hamidiye, 2014 yılından bu yana proje satış uzmanı olarak ODE’de görev yapıyor. tırmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. olup, projede ODE olarak mekanik yalıtım malzemelerini tedarik ettik. “Bölgemizde hem yapı hem de mekanik grubu ürünlerimize talep çok fazla” l Gazi Üniversitesi Merkez Kampüs Binaları İnşaatı: ODE olarak ilgili projenin yapı ve mekanik yalıtım malzemelerini tedarik ettik. Bölgenizde özellikle hangi ürünler tercih ediliyor? Neden? l Otonomi Otomobil, Ticaret ve Yaşam Merkezi: 375.000 m² alan üzerine inşa edilen ve ince inşaat aşamasında süren projede, ODE olarak yapı ve mekanik yalıtım malzemelerini tedarik ettik. Resmi kurumların çoğu gibi yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gösteren birçok müteahhit firmanın merkezi de bölgemizde bulunuyor. Bu firmalar ülkemizde ve dünyada farklı bölgelerde taahhüt faaliyetleri yürüttüklerinden dolayı hem yapı grubunda hem de mekanik yalıtım konusunda ürettiğimiz ürünlere talep çok fazla. Yani ürünlerimizin yüksek kalitede olmasının yanı sıra bölge müdürlüğümüzün lokasyonu da üstlendiğimiz birçok işte büyük önem taşıyor. Bunların dışında bölgemizde bitümlü membranlar da perakende satışlarda yüksek talep görmekte. ODE, ürünleriyle pazarda nasıl fark yaratıyor? ODE 30 yıllık deneyiminin yanı sıra Ar-Ge çalışmalarına her zaman çok büyük önem veren bir firma. Aynı zamanda teknik ekip başta olmak üzere çalışanlarına eğitim anlamında sürekli yatırım yapmakta. Bu anlayışla üretilen ürünlerin kalitesi piyasa ihtiyaçlarının da üzerinde oluyor. Dolayısıyla marka bilinirliğini ve ürün kalitesini dur durak demeden sürekli geliştiren bir firma olmamız bizi piyasada her zaman farklı kılıyor. Bölgenizde ODE ürünlerinin kullanıldığı önemli projelerden örnek vermeniz mümkün mü? Bölgemizde çok sayıda önemli projede ürünlerimiz kullanılıyor. Birkaç örnek vermek gerekirse, l One Tower Residence Projesi: İlgili proje Ankara’da inşaa edilen en yüksek kulelerden biri olup, ODE olarak ilgili projenin mekanik yalıtım malzemelerini tedarik ettik. l Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı Projesi: 290.000 m² alan üzerine inşa edilen proje hâlihazırda kaba inşaat aşamasında sürmekte l TOKİ Maliye Bakanlığı ek Hizmet Binaları İnşaatı: ODE olarak ilgili projenin yapı yalıtım malzemelerini tedarik ettik. l TOKİ Uşak Kentsel Yenileme Projesi: 1051 adet konut, 126 adet dükkan, cami ve ilköğretim okulundan oluşan projede, ODE olarak yapı yalıtım malzemelerini tedarik ettik. ODE Ankara Bölge projelerden sorumlu biri olarak 2015 yılı hedefleriniz ve gelecek hedefleriniz nelerdir? Bildiğiniz üzere ODE ailesi olarak çok büyük uğraşlar sonucunda 2015 yılında ürün segmentasyonu çalışmalarımızı tamamladık ve pazardaki tüm taleplere cevap verecek ürünlerimizi piyasaya sürdük. İlk hedefimiz; öncelikle bayilerimiz düzeyinde, daha sonra taahhüt firmaları, müşavir firmalar, proje firmaları ve kamu kurumlarında, yani mümkün olan her noktada, segmentasyon sonucu ürettiğimiz ürünlerimizin teknik özelliklerini en iyi şekilde vurgulayarak, yeni ürünlerimizin tanıtımını en doğru şekilde yapmak. Ayrıca yüksek kalitede ürettiğimiz tüm ürünlerimizle birçok yeni prestijli projede yer alacağımızdan şüphem yok. Özellikle belirtmek isterim ki “ODE” gibi günden güne büyüyen bir firmanın parçası olmaktan çok büyük memnuniyet duyuyorum. 30. yılımızda hedefimiz olan global marka olma yolunda tüm iş tecrübemle, firmamızı en iyi şekilde temsil ederek, bu büyüme hedefinin bir parçası olmayı yürekten istiyorum. www.ode.com.tr 41 42 ODE’nin gurur kaynağı fabrikası Eskişehir’de yükseliyor… ODE 30. yılını, Eskişehir’e yaptığı fabrika yatırımıyla taçlandırıyor. 60 bin metrekarelik kapalı alana sahip fabrika yatırımıyla, kapasitesini artıracak olan ODE, Çin ile Almanya arasındaki en büyük kapasiteye sahip şirket de olacak. ODE’de Danışman olarak görev yapan Yüksek Mimar Metin Sağır’dan projenin teknik detayları hakkında bilgi aldık. ODE Eylül 2015 ODE Dosya ODE'nin yeni tesisi 60.000 metrekare kapalı alana sahip. 43 İç Batı Anadolu’nun gelişen sanayi, eğitim ve kültür şehri Eskişehir’de, her tür altyapısını tamamlamış Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde ODE yeni bir yatırıma daha imza atıyor. Kuruluşunun 30. yılında böylesine büyük bir yatırımı gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını ifade eden Danışman Metin Sağır, bu yeni yatırımla ilgili şu bilgileri veriyor: “74.540 metrekare alanlı ada içerisinde yer alacak yeni tesislerimiz, Çorlu Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrikalarımızdan sonra, ülkemize ve dünyaya lojistik kolaylıklar sağlayacak ve daha çok büyüyen üretim hacmi yaratacaktır. Yeni yatırımımızın yer seçimiyle ilgili girişimler, 2013 yılında yapılan bir takım fizibilite çalışmalarıyla başladı. Ekim 2013’te büyük sayılacak bir adanın, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu kararıyla, ODE adına zanmak adına hafriyat işlerine hemen arazi tahsisiyle neticelendi. Yapılan ilk araştırbaşladıklarını ve projeye bağlı olarak malar sonrasında yerel proje gruplarıyla çaarazideki kaba düzeltmelere başlanlışılması, yerel yapının desteklenmesi fikri dığını söylüyor. oluştu. Bu nedenle çoğunİki etapta luğu Eskişehirli mimar ve Arazinin eğimli yapısı mühendislerle ruhsat proda göz önünde butamamlanacak jelerimiz hazırlandı ve 28 Ekim lundurularak, kazı ve dolproje için ODE 2014 tarihinde ruhsatlarımız alındı.” gu işleri dengelenmeye ve 100 Milyon TL çevre kirliliği de minimize edil“Hafriyat işlerine hemen yatırım yapacak. meye çalışılan projede, arazi başlandı” eğimlerinden faydalanarak, Projeyle ilgili ruhsatlar alındıktan imar sınırları dahilinde, binanın sonra ön değerlendirmeler, fonksibir bölümünde yarı bodrum yon analizleri ve fizibilite çalışmalarına kat oluşturularak, araziden başladıklarını dile getiren Sağır, zaman ka- maksimum fayda sağlanıyor. www.ode.com.tr 44 ODE yapılacak yeni yatırımında Arazide yer alacak toplam ürün geliştirmeye kapalı tesis alanı 59.150 metyönelik Ar-Ge rekare olurken, bunun 56.274 metmerkezi de rekaresi üretim ve depolama alanları, 2.876 metrekaresi de sosyal ve kuracak. idari alanlar olarak kullanılacak. Tesiste uzun vadeli bir projeksiyon ve esnek bir planlama yapılarak, süreç içerisinde oluşabilecek üretim farklılaşması için altyapı oluşturuluyor. Farklı malzeme üretimlerinin kalite kontrol laboratuarları yanında, ürün geliştirmeye yönelik Ar-Ge merkezi de planlanıyor. “Çevre dostu fabrika” Bir yandan arazinin eğimleri düzeltilirken diğer yandan müteahhit firma arayışına girdiklerini dile getiren Sağır, fiyat ve kalite ön planda tutularak inşaatın DEA Yapı İnşaat Taahhüt A.Ş.’ye ihale edildiğini ve Mart 2015’ten itibaren de mobilizasyona başlandığını söylüyor. Sağır; “Bu arada ihale anından itibaren proces uygulama projeleri de tasarlanmaya başlanıldı. Mayıs 2015’ten tarihinden itibaren de inşaat işlerine hızlı bir şekilde devam edildi. Çevre dostu bir fabrika inşaatı için gerekli önODE Eylül 2015 ODE Dosya 45 Can Elmas / Yüksek Mimar Akyürek Elmas Mimarlık “Yoğun ama keyifli bir proje ve inşaat süreci geçiriyoruz” ODE’nin Eskişehir’de yükselen yeni fabrikasının mimarı Can Elmas. Yüksek Mimar Can Elmas, ODE’nin Eskişehir’de yeni bir yatırım yapmaya karar verdiklerinde firmalarıyla anlaştığını ve projenin kendilerini çok heyecanlandırdığını söylüyor. 74.540 metrekarelik parsel alanında iki etapta yapılacak bu proje yapı malzemesi sektörünün en önemli firmalarından biri olan ODE’nin büyük bir yatırımı olarak bizi çok heyecanlandırdı. İlk etapta, 18.882 metrekarelik kauçuk ve membran üretim holleri ile bu üretim hollerine ek olarak servis binaları yapılacak. İkinci etapta ise, 22.244 metrekarelik bir alanla, idari ofis binası, servis binaları, giriş ve şoför binalarını tamamlayacağız. Tesise prestijli bir giriş kontrol kapısından girilecek. Burada giriş ve çıkışlarda kantarlar bulundurulurken, şoför binası da girişe yakın konumlandırıldı. Proje arazisinin iki köşesi arasında 16 metre kot farkı bulunuyor. Bu kot farkı avantaja kullanılarak, projede membran bölümü alttaki 6.70 kotunda, kauçuk bölümü üstteki 14.20 kotunda planlandı. İdari bina arsanın en görünür noktasında, tesis girişinden kolay ulaşıma imkan verecek şekilde ön cephede tasarlanırken, tüm servis binaları arka cephede yer alıyor. Bloklar arasındaki kot farkı rampalar aracılığıyla çözülerek, tırların ve diğer araçların tesis çevresinde farklı kotlara ulaşımına olanak sağlanıyor. Tesiste kullanılan malzemeler arasında ODE’nin yenilikçi ve yalıtıma odaklı ürünleri olan Starflex, Membran, Isıpan, Rockflex ve R-Flex yer alıyor. Duvarlar ve çatıda camyünü dolgulu saç panellerin kullanılacağı tesiste, yönetmeliklere göre en üst yangın korunumu sağlanacak. Çatıdaki ışıklıklar yapay ışık gereksinimini azaltacak, duman damperleri yangın güvenliğinin yanı sıra doğal havalandırmayı da sağlayacak. Tamamlandığında ülkemizin en önemli yapı malzemesi üretim tesislerinden biri olacak ODE Eskişehir projesinde, ODE yetkilileri ve proje ortaklarımızla son derece yoğun ama keyifli bir proje ve inşaat süreci geçirmekteyiz. Akyürek Elmas Mimarlık olarak herkese teşekkür ederiz.” www.ode.com.tr 46 lemleri projelendirme safhasında ön plana çıkararak, ısıtma, aydınlatma ve atık yaratmama konusunda tedbirlerimizi aldık. Bu konuda ülkemizin en önemli uzman isimlerini projemizin tasarımına katarak, değerli birikimlerinden yararlandık. Yangın, çevre koruma ve ısı yalıtımı konusundaki duyarlılığımız projemizin tamamına yansıdı. Tasarımımızda, fotovoltaik enerji üretimi, led aydınlatma armatürleri, sifonik sistem yağmur suyu deşarjı ve gri su tesisatları gibi çevre dostu uygulamalara yer veriliyor. Yine tesisimizin gündüz aydınlatması, doğal aydınlatma malzemesi polikarbon ışıklıklarla sağlanacak olup, otomatik duman damperleri de aynı zamanda doğal vantilasyonu sağlayacak. Oluşabilecek kirli havayı da filtre etmek üzere scrubberlar kullanılacak. Projemizde, zemin oturum alanı dışında kalan bölgelerde, araç park ve yükleme – boşaltma alanlarıyla birlikte peyzaj alanlarına da yer veriliyor. Peyzaj için gerekli ODE'nin yeni bitki toprağı şimdiden arazimiz içindeki kazılardan temin kurulacak tesisinde edilerek stoklandı. Yine araziçevre dostu mizdeki kazı artığı kayalar, yerinde uygulamalar yer kırılarak temel alt dolgu malzemesi olarak kullanılması sağlandı.” diyerek, alacak. yapılacak yatırımın ilk çalışmaları hakkında bilgi veriyor. Üretime geçildiğinde taşıt trafiği 20.000 olacak Tam kapasite üretime geçildiğinde taşıt trafiğinin 20.000 adet/yıl olacağı tahmin edilen projede, kendi arazi sınırları içinde ama çevre duvarları dışında kalacak şekilde tır parkları oluşturuluyor. Ayrıca TIR parkı yanında yer alacak bir şoför ODE Eylül 2015 ODE Dosya 47 evi de ihmal edilmemiş. Bekleme yapacak şoförler için acil ihtiyaçlarını görebilecekleri bir hizmet binası da tesis içinde yer alıyor. Tüm tesis etrafında yer alan servis yolları hem hammadde hem de mamul sevkiyatını kolaylaştırıcı nitelikte planlanan projede, tüm servis üniteleri merkezileştirilerek, gerek enerji verimliliği ve gerek çevre kirliliği yaratmamak adına önlemler alınıyor. Tüm servis yollarında yer alan rampalara rezistans konularak, kış şartlarında kesintisiz trafik servisi verebilecek çözümler geliştiriliyor. “Tesisimizde deprem ve yangına karşı önlemlerimizi aldık” Deprem ve yangına karşı da önlemlerini aldıklarını belirten Danışman Metin Sağır sözlerine şöyle devam ediyor: Son sistem yangın al“Binalarımızın taşıyıcı sisTesis tam kapasite gılama ve söndürme temlerinde konvansiyonel üretime aparatları yapılması planve prefabrike karma sistem landı. Ayrıca kullanma ve üretim tekniği kullanıldı. Temelgeçtiğinde proces sirkülasyon suyu olarak lerde dolguya gelen alanlarda kazık 20.000 araç/yıl kullanılmak üzere, 50’şer mettemel yapıldı. Böylelikle, depreme trafiği olacak. reküp hacimli iki ayrı su deposu karşı daha mukavim ve daha ekoda projemizin birer parçası oldu. nomik sonuçlar elde edildi. Binamızın merkezinde oluşturulan beTesisimizin elektrik kurulu gücü tonarme galeri hem bir rijitlik merkezi 8 megavat olurken, 2 x 1,5 megavat Kojen hem de 7.50 metre yükseklikteki kot farkı tesis edilecek. Tesisimizin tamamı için 3.500 için bir istinat duvarı görevi yaparken, aynı ton B420 C sınıfı beton çeliği ve 40.000 metzamanda da bir yangın kaçış koridoru ve reküp civarında hazır beton kullanılacak.” zonu da oluşturuyor. Tüm kapalı alanlar yeterli sayıda yangın zonlarına bölündü ve bu zonlar arasında da yangın geçirimsiz alanlar oluşturuldu. Tesisimizde, yangınla savaş için 900 metreküp hacminde bir yangın su deposu tasarlandı. PROjE KÜNYESİ Proje Sahibi: ODE Yalıtım A.Ş. Mimari Avan Proje: Sim Proje Mimarlık Uygulama Projesi: Akyürek Elmas Mimarlık Statik Proje: Doruk Mühendislik Yeni yatırımda da ODE ürünleri kullanılıyor İnşaat halindeki fabrikanın ısı yalıtım elemanları olarak cephe ve çatı kaplamalarında ODE’nin camyünü, kauçuk çeşitleri ve değişik kalınlıklarda XPS ürünleri kullanılırken, su yalıtımında yine ODE’nin bitümlü membran çeşitleri kullanılıyor. ODE’nin izolasyon ve yalıtım elemanlarını, projede övünçle kullandıklarını ifade eden Sağır, tesisin iki etapta inşa edileceğini ve ilk etapta şişirilmiş kauçuk ve bitümlü membran türlerinin üretileceğini belirtiyor. Mekanik Proje: Çilingiroğlu Mühendislik Elektrik Proje: Enkom Mühendislik Altyapı Proje: Polifit Yapı Müteahhit: DEA Yapı Projenin tamamlanması sonrası ilk etapta 150 civarında personel istihdam edileceğinin tahmin edildiğini sözlerine ekleyen Sağır, ODE’nin üretim kapasitesi ve hedefini 25 yıllık bir projeksiyonla belirlediklerini söylüyor. www.ode.com.tr 48 Orhan Turan: “Türkiye’nin geleceğine yatırım yapalım” ODE Eylül 2015 ODE Dosya 49 Bir dünya markası olma vizyonuyla çalışmalarını 30 yıldır sürdüren ODE Yalıtım A.Ş.’nin gündeminde yeni bir yatırım var. ODE, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni yatırımıyla güçlü bir istihdam yaratırken ülkemizin rekabet gücüne değer katıyor. ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan. Eskişehir’de yapımına başlanan yeni fabrika ile ilgili olarak, şu an üretimde olan fabrikalarında kapasite kullanım oranı yüzde 90’ı aşınca yeni yatırımın zorunlu hale geldiğini söylüyor: “Son üç yılda kapasite kullanım oranı sınıra gelmişti. Kapasite artışı için iki seçeneğimiz vardı: ya Çorlu’da büyüyecektik ya da bir başka coğrafyaya gidecektik. 2014 yılı içerisinde Çorlu fabrikalarımızdan yüklediğimiz araç sayısı 16 bini bulurken tedarikçilerimizden de 6 bin araç fabrika sahamıza girmiş olduğun gördük. Bunların hepsi İstanbul trafiğinden geçmiş. Navlun maliyetimiz giderek yükseldiğini gördüğümüzde farklı bir bölgede yatırım yapma düşüncemiz güçlendi. Yatırımı nerede yapacağımıza karar vermemiz gerekiyordu. Pek çok açıdan değerlendirdiğimizde Eskişehir’in uygun olduğuna karar verdik. Karar 2013’te alındı. Aynı yılın sonunda arsamızı satın aldık. 2014 yılında ise projeyi şekillendirdik. Bu yıl inşaata başlıyoruz. 2016 yılında fabrikamızın ilk etabını da açmış olacağız.” www.ode.com.tr 50 üssü olacağını söylüyor. Turan, Eskişehir yatırımının kalite odaklı olduğunu dile getiriyor, “Proje bittiğinde, Türkiye’de yalıtım sektörünün en büyük kapalı alana sahip üretim merkezi ODE olacak. Bu yatırımımızla 100 bin metrekare kapalı alana ulaşıyoruz. Ayrıca, kauçuk köpüğü ile ilgili yatırım devreye aldığında Çin ile Almanya arasındaki en büyük kapasiteye sahip şirket ODE olacak. Bu, Türkiye için bir gurur ve övünç kaynağıdır. “Brezilya’ya ihracaat yapmak ürünü Van’a göndermekten daha hesaplı” Orhan Turan Eskişehir’in merkezi bir lokasyonda olduğunu söylüyor ve Anadolu yakasında oturan bir ODE çalışanının İstanbul trafiğinde Eskişehir’e Çorlu’dan daha kolay gittiğini belirtiyor. Turan, “Biz hammadde ithalatı yapıyor, ürün ihraç ediyoruz. İthalat için limana, ürün ihracı için gümrüğe yakın olmalıyız. Bu nedenle Eskişehir bizim için çok doğru bir karardı. Trakya’dan Van’a, Doğu ve Güneydoğu’ya ulaşmak kolay değil. Kaldı ki Brezilya’ya ihraç yapmak Van’a ürünü göndermekten daha hesaplı. Diğer bir etken de deniz taşımacılığında navlun bedeli 1500 dolarken, Van’a TIR ile ürün göndermek çok daha pahalıya geliyor. Eskişehir fabrikamızla hem ihracata hem de iç talebe yönelik üretim yapılacak.” diyor. Eskişehir için 100 milyon TL yatırım Eskişehir’e yapılacak yeni fabrikanın akıllı bina teknolojileriyle donanacağı bilgisini de veren Orhan Turan, fabrikanın daha az enerji harcayarak yağmur sularından daha çok yararlanacağını söylüyor. 2030 yılına yani geleceğin ihtiyaçlarına göre tasarlanan fabrika, 60 bin metrekare kapalı alana sahip. Proje için 100 milyon TL yatırım planlanmış. Eskişehir ile birlikte toplam çalışan sayısının 500’e ulaşılacağı öngörülürken ilerde bazı operasyonlar da Eskişehir’e kaydırılacak. Orhan Turan, çok yakında Eskişehir’in ODE’nin İlk yatırımlarımızda ihtiyaç oldukça fabrikamızın yanındaki arazileri alıp büyürdük. Şimdi uzun vadeli planlar yapıyoruz. Eskişehir fabrikamız tamamlandığında, yaklaşık 20 bin aracı kendi sahamızda yönetiyor olacağız. Bu ivmeyle gidersek yaklaşık beş yıl sonra, yalıtım sektörünün en büyük cirosunu yapan firma olacağız. Kapasitemizin artmasıyla müşterilerimize daha yakın olacak bayilerimizi mutlu edeceğiz. Çünkü birlikte büyüyecek ve kalite çıtamızı yükseltiyor olacağız. Türkiye açısından baktığımda ise, 2015 yılının kızgın Eylül gündeminde bu yatırımı yapıyor olmak hakikaten önemli. Bu konuda mütevazı olmayacağım ancak bu cesareti ülkeme olan güvenimden aldığımı da belirtmeliyim. ODE Türkiye’nin geleceğine de yatırım yapıyor. Bugünkü şartlarda yatırım yapmak sıra dışı gibi gözüküyorsa da iddialı olmak, Türkiye’nin yalıtım sektöründe bir numara olmayı hedeflemek bu yatırımların tereddütsüz yapılmasını gerektiriyor. ODE’de başarı için çok çalışıyor, çalışanlarımız ve bayilerimizle aynı amaç için ilerliyoruz.” Eskişehir fabrikasında yeni ürün geliştirmeye yönelik bir Ar-Ge merkezi kurulması da planlanmış. Bu konuda oldukça iddialı olduklarını belirten Orhan Turan; “ODE, Ar-Ge’ye sektördeki en büyük payı ayıran şirket olmalı. Marka ve Ar-Ge yatırımlarını çok önemsiyorum.” diyor. Peki neden? Orhan Turan bu soruyu şöyle cevaplıyor, “Çünkü küresel bir Türk markası yok. 1987 yılında dünyanın 17. büyük ekonomisiydik yapılan hesaplara göre 2030 yılında da 17. ekonomisi olacağız yani değişen bir ODE Eylül 2015 ODE Dosya 51 ka seçeneğiniz olmamalı. Yoksa fırsatları kaçırırsınız.” “Sektörde standartları koyan bir firmayız” Oyun kurucu olmanın başkalarınca kurgulanmış bir oyunda oynamaktan daha değerli olduğunu ifade eden Turan; “Son 10 yılda ODE’de süreçleri kurumsallaştırmayı öğrendik. İş Girişim ile yaptığımız ortaklık çok öğretici oldu. Bugün yalıtım sektörünün kurumsal yönetim anlamında en başarılı şirketinin ODE olduğunu iddia ediyorum. ODE sektördeki standartları koyan firma olarak öne çıkıyor. İnsan kaynağımızla, yönetim tekniğimizle, bayilerle diyalogumuzla, tedarikçilerimizle olan ilişkilerimizle iddialı bir firmayız. Çünkü hedeflerimiz iddialı. Bizden önce kurulan firmalar iş modelimizi uygulamaya çalışıyorlarsa biz bu işi doğru yapıyoruz anlamına geliyor demektir. şey yok. Türkiye, GSMH’sı bu yıl kişi başı 9.300 dolara düşecek. 2007’de de 9 bin küsurdu. Bu rakamlar orta gelir tuzağına takıldığımızın da göstergesi. Türkiye ihracatının sadece yüzde 2.7’si ileri teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Türkiye kişi başı GSMH’sı 25-30 bine ve ihracatını da 500 milyar dolara getirmek istiyorsa, paradigmalarını değiştirmesi lazım. Bu da katma değerli üretim ve ihracatla mümkün. Dünyada en çok hurda ithalatını Türkiye yapıp yine ithal ettiği enerjiyle katma değeri düşük inşaat demirine dönüştürüp Mısır’a satıyor. Bu yaklaşımın ülkeye değer katacağını düşünmüyorum. Seçim sonrası yeni bir sayfa açarak reformları hızlandırıp yeni bir büyüme stratejisi belirlemeliyiz. ODE olarak biz de Türkiye’nin marka değerini güçlendirip, rekabet gücünü artırmalıyız. Ki, ODE’nin de rekabet gücü artsın. İş dünyamızın Türkiye’nin rekabet gücünün artırılmasıyla ilgili kafa yorması ve zaman ayırması şart. Ben sadece kendi yatırımlarım için değil ülkem adına da çaba gösteriyorum.” cak Türkiye’de bundan böyle geri gidişin mümkün olmadığını ifade ediyor, “Türkiye’de 2002’de ısı yalıtımı 3 milyon metreküptü, bugün 16 milyon metreküp. 2003’te 500 bin araç satılıyordu bugün 1 milyon araç satılıyor. 2003’te konut 250 bin satılıyordu, son üç yılda 1 milyon 100 bin konut satılıyor. Tabi ki, olumsuzluklar var; küresel kriz, FED faizleri, komşularımızdaki jeopolitik sorunlar, terör olayları, seçim arifesi vs. bir yatırımcıyı kısa vadede üzecek gelişmeler ve karar almasını zorlayacak etkenler. İyi bir iş modeli ve başarılı bir operasyonla katma değer yaratıyorsanız durmadan devam etmekten baş- 2008’de ben ‘Yılın Girişimcisi’, 2014’de ODE ‘En Rekabetçi Şirket’ seçildi. Turquality’e yalıtım sektöründen bir tek ODE girdi. Bütün bunlar tesadüf olamaz. Zirveye çıkmak zordur ancak zirvede kalmak daha da zor. ODE’ye ve şahsıma yüklenen sorumlulukların bilincindeyim. Beklentiler oldukça yüksek. Seçtiğimiz yolu kendine model olarak alanların hayallerini anlıyor ve gereklerini yapmaya çalışıyorum. ODE’yi satın almak üzere gelenlere ODE’nin bir Türk şirketi olarak kalmasını istediğimizi söylüyoruz. Bana şirketi satma diyen gençlerin bu dileklerini çok önemsiyorum.” “Tüm olumsuzluklara rağmen devam etmek gerekiyor” Orhan Turan, sadece ülke ekonomisinin değil dünya piyasalarının da durgun olduğunu anwww.ode.com.tr 52 İran’a uluslararası yaptırımlar azaldı, Türk iş dünyası rotasını İran’a çevirdi ODE Eylül 2015 ODE Dosya 53 İran’a uygulanan ambargonun kaldırılmasıyla birlikte petrol zengini İran'ın enerji ihracatını etkinleştirmesine, ülkenin uluslararası finansmana erişiminin kolaylaşmasına ve küresel yatırımcılara kapılarını açmasına yardımcı olması bekleniyor. Hal böyle olunca Türk özel sektörü, sınır komşumuz İran’a rotasını çevirdi. Önümüzdeki günlerde de, iki ülke arasında ticaret hacminin ve işbirliğinin artması öngörülüyor. İran ile P5+1 (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin + Almanya) ülkeleri arasında İran’ın nükleer programı etrafında yapılan görüşmeler 2 Nisan günü bir “çerçeve anlaşması”na varılmasıyla sonuçlanmıştı. İran’la Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya (P5+1 ülkeleri) arasında nükleer müzakereler 30 Haziran tarihinde başladı ve 16 gün sonunda İranlı diplomatlar nükleer müzakerelerde anlaşmaya varıldığını açıkladılar. Anlaşmanın detayları konusunda Reuters'a bilgi veren diplomatlar, BM'nin İran'a uyguladığı silah ambargosunun beş yıl daha yürürlükte kalacağını, füze yaptırımlarının da sekiz yıl kaldırılmayacağını belirtti. Batılı bir diplomat, Associated Press'e yaptığı açıklamada, anlaşma kapsamında Birleşmiş Milletler müfettişlerinin İran'da, denetim amacıyla askeri tesislere girmeleri konusunda uzlaşma sağlandığını belirtti. Diğer taraftan anlaşma kapsamında, İran'ın BM tarafından gelecek askeri tesislere giriş talebini sorgulama hakkı da bulunuyor. İran'la P5+1 ülkeleri arasında Viyana'da süren nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılmasının ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı yazılı olarak yaptığı açıklamasında, "İran'la yapılan nükleer anlaşmanın tam olarak uygulanması bölgenin güvenliği, istikrarı ve barışı için hayatı önem taşıyor" denildi. “İran'ın nükleer programına ilişkin sorunun çözümü için diplomasiyi tek seçenek olarak gören Türkiye, P5+1 ile İran arasında uzun zamandır devam eden müzakerelerin "kapsamlı ortak eylem planı" adı verilen bir anlaşma üzerinde mutabakatla sonuçlanmasını memnuniyetle karşılamıştır. Ta- rafları bu neticeyi mümkün kılan çabaları için kutluyor; varılan anlaşmanın tüm unsurları ile uygulanmasına önem atfediyor; önümüzdeki dönemde uygulamanın denetlenmesinde merkezi rol üstlenecek olan Uluslararası Atom Enerji Ajansı ve uluslararası toplum ile tam bir şeffaflık temelinde anlaşmada öngörülen işbirliğinin hayata geçirilmesini bekliyoruz. Anlaşmanın güven verici bir anlayışla kesintisiz biçimde ve tam olarak uygulanmasının bölge barış, güvenlik ve istikrarı bakımından da hayati önem taşıdığını bu bağlamda vurgulamakta yarar görüyoruz.” Anlaşmayla; İran, uranyum zenginleştirilmesinde kullandığı santrifüj sayısını üçte iki azaltırken, zenginleştirme oranını da yüzde 3.5’le sınırlayacak. İki nükleer tesisinden birini de kapatacak olan İran, 25 yıl süreyle nükleer programını batılıların denetimine açık tutacak! Buna karşılık AB’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar hemen kaldırılırken, ABD’nin yaptırımları da tedricen kaldırılacak. Anlaşma; İran’da “coşkulu gösterilerle”, İsrail’de “öfkeyle”, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’da ise “endişeyle” karşılandı. P5+1 ülkelerinin sözcüleri ise anlaşmayı “tarihi bir adım”, “önemli bir adım” gibi olumlu nitelemelerle değerlendirdiler. İran pazarı iştah kabartıyor Anlaşmanın tam olarak uygulamaya konması aylar sürebilir ancak yaptırımların kaldırılmasının zamanla petrol zengini İran'ın enerji ihracatını etkinleştirmesine, ülkenin uluslararası finansmana erişiminin kolaylaşmasına ve küresel yatırımcılara kapılarını açmasına yardımcı www.ode.com.tr 54 olması bekleniyor. Uzmanlara göre nükleer anlaşma, dünyadaki son büyük pazarın açılması anlamına geliyor. Yatırım bankası Renaissance Capital'e göre İran, büyük yatırımcıların henüz girmediği son büyük ekonomi. Yaptırımların kaldırılmasıyla Tahran Borsası'nın 2016 başında yatırımcılara açılması bekleniyor. İlk yıl sermaye girişlerinin 1 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Şu ana kadar kurumsal yatırımcılara kapalı olan İran pazarı iştah kabartıyor. İran, yaptırımların kaldırılmasıyla, 2017 yılında son 25 yılın en düşük enflasyonunu bekliyor. Üst düzey bir yetkiliden alınan bilgiye göre İran Merkez Bankası 2017 yılına kadar enflasyonu tek haneli rakamlara düşürerek ekonomik genişlemeyi teşvik etmeyi amaçlıyor. İran Merkez Bankası Ekonomik İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Peyman Ghorbani; "Yaptırımların kaldırılmasıyla enflasyonu düşürecek ve ekonomik büyümeyi ERSİN YIlDIZ / ODE İhracat Grup Takım lideri “İran’da 2015 yılında % 45 büyüme hedefindeyiz” ODE’nin İran’a ihracatının 2010 yılında başladığını belirten ODE İhracat Grup Takım Lideri Ersin Yıldız, şimdilik İran’da bir ODE bayisinin olduğunu belirterek; “ODE olarak sattığımız ürün gamını genişletme hedefine paralel olarak, firmamızı orta ve uzun vadede temsil edebilecek yeni bayiler oluşturmayı hedefliyoruz.” diyor. İran'a özellikle HVAC grubu ürünlerinin ihracatının gerçekleştirildiğini belirten Yıldız, İran’da şimdi ODE yapı grubu ürünlerinin de ihracatına başladıklarını belirterek, bu grupta da sürdürülebilir bir ihracat performansı hedeflediklerini söylüyor. Yıldız sözlerine şöyle devam ediyor: “Bugünden geçmişe dönük bir kısa bir değerlendirme yaptığımızda, 2010 yılında başlayan ihracat hacmimiz, sürdürülebilir şekilde katlanarak büyümüştür. 2015 yılında % 45 miktarsal olarak büyüme hedefindeyiz. İlk sekiz ay verilerini değerlendirdiğimizde hedeflerimize paralel büyüme rakamları elde ettiğimizi ifade edebiliriz. Uzun dönemde de İran pazarının ODE içerisindeki ilk beş arasında olmasını planlıyoruz.” ODE Eylül 2015 ODE Dosya 55 Alİ REZA JOODAKİ / RAD PIPE (ODE İran Bayi) “İran’da kauçuk köpüğü ürünü özellikle tercih ediliyor” 1990 yılında kurulan ve öncelikle valf/subap konusunda uzmanlaşan Rad Pipe bünyesinde mühendisler ve profesyonellerden oluşan bir ekip bulunuyor. 2007 yılında İran’da düzenlenen fuarda ilk bir araya gelen ODE ve Rad Pipe , 2010 yılında çalışmaya başlıyorlar. Rad Pipe firma sahibi Ali Reza Joodaki, İranlı müşterilerin ODE ürünlerinin kalitesinden ve dizaynından memnun kaldıklarını belirterek, ODE’nin kauçuk köpüğü ürününün en çok talepte bulunulan ürün olduğunu ifade ediyor. Joodaki İran’ın başkenti Tahran’da iş dünyasının yoğunlaştığını söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bizim amacımız Aseluye, Huzistan Eyaleti gibi İran’ın güneyinde bulunan şehirlere de ODE ürünlerini tanıtmak istiyoruz. ODE tarafından verilecek destekle amaçlarımıza daha hızlı ve etkin ulaşacağımızı düşünüyor ve ODE’den İran’ın diğer kentlerinde de etkinlikler, fuarlar düzenleyip, daha çok iş olanağı oluşturmamıza olanak yaratması ve yeni tesislerle de ayrıca desteklemesini rica ediyoruz.” Joodaki son olarak, müşteri memnuniyetinin firmaları için öncelikli olduğunu ve kalitelerinden ve servislerinden hiç ödün vermediklerini dile getirerek, müşterilerini her zaman memnun bıraktıklarına inandıklarını söylüyor ve ekliyor; “ODE’den bizi bu doğrultuda en uyumlu olacak fikirlerle yönlendirmesini diliyoruz.” teşvik edecek önlemler alabileceğiz. Bu ağırlıklar ekonomimizin üzerinden kalktığı zaman büyük olasılıkla bu hedeflere çok daha çabuk ulaşabileceğimize inanıyorum" dedi. Araştırmalara göre İran ekonomisi yaptırımlar nedeniyle olması gerekenden yüzde 15 ile 20 arasında daha küçük. elinde bulunuyor. Ancak rezervlerin sadece yüzde 48’lik bölümünü işletilebiliyor. Bunun yanında İran’dan alınacak gazın TANAP (Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi) aracılığıyla Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması gündemde. Çünkü Rusya ile anlaşmazlık yaşayan Avrupa yeni doğalgaz kaynakları arıyor. İran'ın nükleer anlaşmasının ülkemize etkisi ne olacak? Dünya petrol rezervlerinin onda birini elinde bulunduran İran ambargodan önce ülkemizin petrol ihtiyacının yarısını karşılamaktaydı. Türkiye, ambargo baskısı ile İran'dan yaptığı alımları azaltarak Irak'a yöneldi. İran, Ekonomi Bakanlığı tarafından ticaretin artırılacağı hedef ülke ilan edildi. Yaptırım baskısının kalkmasıyla iki ülke arasındaki ticaret hacminin her geçen yıl artması bekleniyor. Türkiye ve İran arasında bu yılın Nisan ayı başında ticaret, eğitim, sağlık, çevre, aile ve sosyal politikalar konularında sekiz anlaşma imzalandı. Yaptırımların kalkmasıyla iki ülke şimdi ticaret hacminin ve işbirliğinin artması öngörülüyor. Türkiye İran'dan iki önemli enerji kaynağı ithal ediyor: Doğalgaz ve petrol. Yetkililer daha önce yaptıkları açıklamalarda İran'a uygulanan ambargonun kalkması ve fiyatların düşürülmesi halinde İran’dan doğalgaz alımı artabileceğini defaten dile getirmişlerdi. Rusya’nın ardından en büyük doğalgaz rezervi yüzde 17 ile İran’ın İran, 30 milyar dolar için Türk markalarını bekliyor Birleşik Markalar Derneği (BMD)’nin Türk markalarına “İran, Polonya ve Afrika pazarındaki” yeni fırsatları anlatıldığı BMD Yurt Dışı Açılım Toplantısı’nda konuşan İran Mall CEO’su Reza Samizadeh, İran ekonomisinin yeni dönemde hızlı büyüme potansiyeline sahip olduğunu belirterek, yurt dışına yatırım planlayan Türk markalarını ülkesinde daha etkin olmaya davet etti. BMD’nin Soysal işbirliği ile düzenlediği toplantıda İran’daki fırsatları anlatan İran Mall CEO’su Reza Samizadeh, “Türkiye ile İran arasında Tercihli Ticaret Anlaşması imzalandı. 16 milyar dolarlık ticaret hacminin 30 milyar dolara çıkması amaçlanıyor. Türk markalarını bu büyük hedeften yaralanmaya davet ediyoruz. İran’da çok sayıda AVM yatırımımız var. Dünya markalarının yanında Türk markalarını da mutlaka görmek istiyoruz” dedi. İran para biriminin Merkez Bankası’ nın sıkı kontrolü altında bulunduğunu vurgulayan Samizadeh, para akışı ve petrol ihracatının da kontrol altına alındığını ve diğer ülkelerle ekonomik ilişkiler yumuşarsa ekonomik büyümenin daha da artacağını söyledi. Samizadeh, İran nüfusunun hızla arttığını belirterek, www.ode.com.tr 56 "İyi eğitim almış, kalifiye elemanın bulunması önemli bir avantaj. Altyapısı çok gelişmiş olduğu için ülkenin her yerine rahatça ulaşabilirsiniz. Elektrik, su harcamaları ve ulaşım maliyetleri düşük. 2014 yılında ülkelerimiz arasında Tercihli Ticaret Anlaşması imzalandı. Bugünlerde 16 milyar dolarlarda olan ticaret hacminin 30 milyar doların üzerine çıkmasını bekliyoruz. Yurt dışına yatırım planlayan Türk markları İran’da daha etkin olabilirler. Karşılıklı faydaların sağlanması önemli" diye konuştu. Türk Çelik Sektörü İran pazarını yeniden kazanmayı hedefliyor… Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci yaptığı yazılı açıklamada İran’ın Türk çelik sektörü açısından önemli bir Pazar olduğunu belirterek, ambargonun ihracatı olumsuz yönde etkilediğini söylüyor. Ekinci ambargonun kalkmasının sektör olarak İran pazarında yeniden söz sahibi olacaklarını ifade ederek, açıklamasına şöyle devam ediyor: “İran önemli bir ticaret ortağımız olup, özellikle 1980’li yıllarda Türkiye ihracatının gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Birçok sektörde olduğu gibi Türk çelik sektörü açısından da İran önemli bir pazar konumundadır. Ancak ABD ve AB ülkelerinin İran’a karşı uyguladığı ambargo koşullarının Namık Ekinci 51 bin ton civarında kaldı. özellikle son üç yıldır ağırlaşması, maalesef sektörümüz ihracatını da olumsuz yönde etkiledi. Son beş yılda İran’a gerçekleştirdiğimiz çelik ihracatı rakamlarına baktığımızda bu durumu net olarak görebiliyoruz. 2009 yılında 433 bin ton olan ihracatımız 2010’da 1 milyon ton seviyesine geldi. 2011 yılında 623 bin tona gerilemesine rağmen 2012 yılında tekrar büyük bir artış gösterip 940 bin tona çıktı. Ancak ambargo koşullarının ağırlaşması ile birlikte İran’a çelik ihracatımızda da sert düşüşler yaşadık. 2013 yılında 195 bin ton, 2014 yılında ise 166 bin tona kadar gerileyen ihracatımız; 2015 yılının ilk altı aylık döneminde de geçen yılın aynı dönemine oranla yaklaşık yüzde 40 geriledi ve Sonuç olarak, İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya (P5+1) arasındaki yaklaşık 10 yıldır devam eden nükleer müzakerelerde uzlaşmaya varılması gerek dünya ticareti gerekse ülkemiz ve çelik sektörü ticareti açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ülkemiz açısından bakarsak, aslında İran’la Türkiye’nin sanayileri neredeyse aynı ürünler üzerine kuruludur. Ayrıca İran, ilk bakışta önemli bir çelik ithalatçısı olarak görülse bile ilerleyen yıllarda güçlü bir ihracatçı ülke olup ciddi bir rakibimiz olma ihtimali de yüksektir. Buna rağmen, ambargonun kalkması ile Türk çelik sektörü olarak İran pazarında yeniden söz sahibi olup çelik ihracatımızı artırmayı hedefliyoruz.” “Türk firmaları hızlı davransın” Tahran’daki İran-Türk İş Konseyi Başkanı ve İranlı işadamı Reza Kami, Fransa, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa firmalarının İran’da iş yapmak için sıraya girdiğini belirterek, “Avrupalı firmalar bayilerini aylar öncesinden gönderdiler, Türk firmalarının çok hızlı davranmaları lazım” dedi. Hürriyet’ten İpek Yezdani’nin haberine göre, İran’ın Batılı ülkelerle ekonomik entegrasyonunu aslında geçen yıl P5+1 ülkeleriyle imzalanan ve yaptırımların hafifletilmesini öngören ilk anlaşmanın ardından başlatmıştı. İran’la P5+1 ülkeleri arasında 20 Ocak 2014’te yürürlüğe giren ve İran’ın nükleer programının kısmen saf dışı bırakılmasını, bunun karşılığında Tahran’a uygulanan yaptırımların hafifletilmesini öngören ilk anlaşmanın ardından Almanya ve İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden heyetler İran’a gitmiş ve yatırım olanaklarını araştırmışlardı. Konuyla ilgili açıklama yapan İran-Türk İş Konseyi Eşbaşkanı ve İranlı işadamı Reza Kami, İran’la Avrupa ülkeleri arasındaki iş görüşmelerinin aylardan beri devam ettiğini belirterek, “Avrupalı firmalar bayilerini aylar öncesinden göndermişlerdi. İran’la Batı arasındaki duvar zaten parçalanmıştı. Şimdi bu imzadan sonra İran’ın ekonomisi tamamen normale dönecek” diye konuştu. ODE Eylül 2015 ODE Dosya 57 “İran Türk müteşebbisleri için önemli fırsatlar barındırıyor” DEİK-Türkiye İran İş Konseyi Başkanı Rıza Eser, ambargonun başlamasından bugüne kadar İran ile ilişkileri sıcak tuttuklarını belirterek, İran’ın her zaman yanında olduklarını söylüyor. Bu nedenle İran’ın Türk müteşebbisleri için önemli fırsatlar barındırdığını dile getiren Eser, bu fırsatları en iyi değerlendiren ülkelerin başında da Türkiye’nin geldiğini vurguluyor. Uluslararası yaptırımların azaltılmasıyla birlikte bütün gözler İran'a çevrildi. Türk firmaları için İran ne gibi fırsatlar barındırıyor? Biz iş konseyi olarak ambargonun başlamasından bugüne kadar İran’la ilişkilerimizi sıcak tutarak yanlarında yer aldık. Dolayısı ile firmalarımızın yakından takip ettikleri ve ticaret yaptıkları her alanda Türk müteşebbisler için fırsatlar var. Türkiye’de bu fırsatları en iyi değerlendiren ülkelerin başında gelmektedir. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türk özel sektörünün dış ticaret, uluslararası yatırımlar, hizmetler, müteahhitlik ve lojistik başta olmak üzere, dış ekonomik ilişkilerini yürütme, bu bağlamda yurt içi ve dışı yatırım imkânlarını araştırma, Türkiye’nin ihracatını artırmaya katkı sağlama ve benzeri iş geliştirme çalışmalarını koordine etmekle görevli. Bu amaçla 1986 yılında kurulan DEİK’in Temmuz 2015 tarihi itibarıyla, 102 kurucu kuruluşu, 127 iş konseyi ve bu konseyleri oluşturan 900’e yakın üye firması ve üye firmalarının da DEİK bünyesinde 2000’e yakın temsilcisi bulunuyor. DEİK Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı olarak görev yapan Rıza Eser, dergimiz için sorularımızı yanıtladı. Özellikle hangi sektör öne çıkıyor? Neden? Ambargo sonrasında yatırımların durması ve fabrika kapasitelerinin azalması nedeni ile birçok sektörün ön plana çıkması beklenmektedir. Otomotiv yan sanayi, enerji, kimyasal maddeler, inşaat sektörü ve turizm alt yapısı en önemli konular arasında yer almaktadır. Türkiye- İran İş Konseyi'nin birlikte düzenlediği organizasyonlar var mı? Önümüzdeki günlerde ortak bir organizasyon düzenlenecek mi? DEİK-Türkiye İran İş Konseyi'nin kuruluş amacı nedir? Ne gibi çalışmalar yapar? DEİK Türkiye-İran İş Konseyi, DEİK’te kurulan 120’nin üstündeki diğer iş konseyleri gibi iki ülke halklarının yakınlaşmasını hedefleyerek, ticaretin artırılması, mevcut ticari engellerin çözümü, yatırım ve turizm faaliyetlerinin gelişmesi için çalışmaktayız. İki ülke arasındaki ticari işbirliklerinin artırılması için neler yapılmalı? Sektör temsilcilerinden, devletten vs. beklentileriniz neler? Belirlediğimiz hedeflerimize ulaşmak için her yıl tasarladığımız programlar doğrultusunda seminerler, ziyaretler ve çeşitli konuları gündeme getirerek, sorunların çözümü için her iki ülkenin yetkilileri ile toplantılar yaparak, katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Rıza Eser Tabi ki sermaye, yatırım, turizm ve ticaret sektörleri ile ilgili şuana kadar birçok organizasyon gerçekleştirdik. En son Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım Bey ve beraberindeki heyet ile Tahran ziyaretini gerçekleştirdik. Tahran’da çeşitli bakanlıklar ile gündemimizdeki konuları masaya yatırdık. İran Ticaret Odası Başkanı ile çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Bergiz İnşaat firmasının Tebriz Gürbulak hudut kapısına kadar 255 km’lik otoyolu kontratının imzalanmasına şahit olduk. Nakliye alanındaki sorunların çözümü ile ilgili olarak, bilgi alışverişinde bulunduk. Bu tür organizasyonlarımızı sıkı bir şekilde devam ettirme kararlılığındayız. www.ode.com.tr 58 ALİ KAHYAOĞLu “Yılın ilk altı ayında İran'a ihracatımız yüzde 30 artarak 1,9 milyar dolara yükseldi” İMMİB (İstanbul Maden ve Metaller İhracatçıları Birlikleri), Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kahyaoğlu, İran’a uygulanan ambargonun kalkmasıyla İran’ın dış ticaretimizdeki öneminin daha da artacağını söylüyor. Yılın ilk altı ayında İran'a ihracatımızın yüzde 30 artarak 1,9 milyar dolara yükseldiğini ifade eden Kahyaoğlu, İran'ın zenginleşmesinin ihracat potansiyelimiz için büyük önem taşıdığını belirtiyor. Bize kısaca Maden İhracatçıları Birliği olarak çalışmalarınızdan bahseder misiniz? İstanbul Maden İhracatçıları Birliği, 02.02.1976 tarih ve 7/11385 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Türkiye Maden İhracatçıları Birliği” adı altında kurulmuş ve 23.05.1976 tarihinde faaliyete geçmiştir. Ünvanı 1986 yılında İstanbul Maden İhracatçıları Birliği olarak değiştirilen Birliğimizin 2015 yılı Ağustos ayı itibariyle 1.980 üyesi bulunmaktadır. Birliğimizin temel iştigal alanını doğal taşlar, metalik mineraller, endüstriyel mineraller, ferroalyajlar ve diğer madencilik ürünleri oluşturmaktadır. Birliğimizin amacı, maden ürünlerin mevcut ve hedef pazarlarda tanıtımın sağlanmasına, imajının geliştirilmesine ve ihracat potansiyelinin arttırılmasına yönelik faaliyetlerde bulunarak sektörün gelişimine katkı sağlamak, ihracatçı üye firmalarımızın her çeşit problemleriyle ilgilenip bunlara çözüm bulmak ve bu firmalara rehberlik yapmaktır. İhracatçı firmalarımızı en iyi şekilde temsil etmeyi kendine görev edinen İMMİB, ihracatçılarımızın sorunlarına kalıcı çözümler getirmeyi, ihracatı artırmayı ve ülke ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Bu amaçla gerek milli katılım organizasyonlarını yaptığımız yurt dışı fuarlara katılarak gerek Ekonomi Bakanlığı tarafından ODE Eylül 2015 desteklenen UR-GE çalışmaları, gerek yine yurt dışı ve yurt içinde düzenlenen fuarlara info stant düzeyinde katılım sağlayarak, maden ihracatımızın artmasını amaçlıyoruz. Bunlar dışında sektörel ticaret heyetleri ve alım heyetleri düzenlemek gibi görevlerin yanında, dünya pazarlarında ihraç ürünlerinin bilinirliğini arttıracak diğer kurum ya da organizasyonların çalışmalarına da destek olmaktayız. İran Orta Doğu'da yükselen bir ekonomiye doğru yol alıyor. Komşu ülkelerdeki savaşlar, İran'a yapılan uluslararası yaptırımların hafifletilmesi gibi sebeplerle İran'ın yıldızı parlamaya başladı. İran ihracat açısından ne gibi fırsatlar barındırıyor? İran ile P5+1 ülkeleri arasındaki müzakerelerin kalıcı bir anlaşmayla sonuçlanmasının, bölgesel dengeleri yeniden belirleyeceğine inanıyorum. Bu anlaşmayla gerek jeopolitik gerekse ekonomik açıdan risk faktörlerini azaltacak bir gelişme olacaktır ve bölge ticaretine pozitif katkı sağlayacaktır. Uzun yıllardır dostluk ilişkisi içinde bulunduğumuz İran’ın dış ticaretimizdeki önemi bu anlaşmayla daha da artacaktır. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin rakamlarına göre; İki ülke arasında 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe giren tercihli ticaret anlaşması ile yılın ilk altı ayında İran'a ihracatımız yüzde 30 artarak 1,9 milyar dolara yükseldi. İran'ın zenginleşmesini ve dolayısıyla bölgede tüketimin artmasını sağlayacak gelişmeler, ihracat potansiyelimiz için büyük önem taşıyor. “İran ile ticaret hacmimizin yılsonunda 16 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz” İran için 2015 yılında ne kadarlık bir ticaret hacmi hedeflendi? Bu hedefe ulaşıldı mı? Uzun vadeli hedefiniz ne olacak? Biliyorsunuz, Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekçi’nin daha önce açıkladığı gibi İran ile genel ticaret hacmimizin yılsonunda 16 milyar dolar, 2016 sonu itibariyle ise 35 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz. İran'ın dünya ile bütünleşmesi ve bölgede siyasal risklerin azalması, tüm bölgeye yatırımların artmasını sağlayacağı için Türkiye bu süreçten hem yatırım hem de ticaret anlamında pozitif etkilenecektir. Ancak burada bir parantez açmamız gerekli. Diğer sektörlerimiz için faydalı olacak bu gelişme, madencilik sektörü için, özellikle doğal taş ve mermer ihracatçıları için sonun başlangıcı olabilir. Bizim bu konuda çok büyük endişelerimiz var. Türkiye gibi zengin mermer yataklarına sahip olan İran, dışa açılmayla birlikte bu kaynaklarla dünya pazarında bizim için tehlikeli bir rakip olacaktır. Her ne kadar ambargo nedeniyle İran’da uzun yıllar bu alanda bir yatırım yapılmasa ve eski teknolojilere sahip olsa da bize karşı ucuz enerji ve işçilik gibi önemli avantajlara sahiptir. ODE Dosya ALİ KAHYAOĞLU 1955 yılında İstanbul’un Üsküdar semtinde doğan Ali Kahyaoğlu sırasıyla Sultantepe İlkokulu’nda, Halide Edip Adıvar Ortaokulu’nda, Üsküdar Lisesi’nde, Haydarpaşa Lisesi’nde ve Zonguldak Kilimli Lisesi’nde ilk ve orta öğrenimini tamamlar. En son olarak Muğla İşletmecilik Yüksekokulu’nu bitiren Kahyaoğlu, evli ve üç erkek çocuk sahibidir. Mermer üretimi ve ihracatıyla uğraşmakta olan Kahyaoğlu, 2014 Nisan ayından bu yana İstanbul Maden İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor. 59 kate aldığımızda, her geçen zaman bizim aleyhimize işleyecektir. Ambargonun kalkmasıyla birlikte İran piyasaya girerse, bizde birçok ocak ve fabrika kapısına kilit vurur. Bu nedenledir ki sektörün maliyetlerini düşürme anlamında uygulamalara ihtiyacımız var. En azından bizim sektörümüzün de enerji maliyetleri desteği kapsamına alınması ve enerji maliyetlerimizin İran ile rekabet edebilecek düzeye indirilmesini talep ediyoruz. “İran ile ticari görüşmeler için geç bile kaldık” İran ile ticaretin geliştirilmesi için neler yapılmalı? Bu konuda devletten, sektörünüzden vs. beklentileriniz var mı? Varsa neler? Bizim sektörümüzün İran ile bu alanda ticaret yapma olasılığı düşük. Daha önce belirttiğim gibi onlar da çok zengin maden ve doğal taş yataklarına sahip. Belki teknolojilerinin eski olması nedeniyle bu alanda gelişmiş Türk firmaları ile işbirliği fırsatları olabilir. Ancak bu da bindiğimiz dalı kesmek gibi olur. Türkiye’nin genel ihracatı açısından düşünürsek, hemen yanı başımızdaki İran ile hem devletler bazında hem de özel sektör açısından ticaret heyetleri oluşturmalı, sık sık ziyaretler yapılmalı, İran’da düzenlenecek fuarlara ve etkinliklere katılmalı, onları ülkemizdeki fuarlara davet etmeliyiz. Aslında bunun için bile geç kaldığımızı söyleyebiliriz. Almanya, ABD gibi gelişmiş ülkeler görüşmelere çoktan başladılar bile. İran ile ekonomik İlişkilerin geliştirilmesinin, Türkiye ekonomisine katkısı ne olacak? Petrol ve doğalgaz zengini olan İran bize oranla enerjiyi çok ucuza, neredeyse bedavaya mal ederken, dünyanın en pahalı enerjisini kullanan ve enerjinin maliyetler içinde büyük pay aldığı madencilik sektöründe onlarla rekabet etmemiz imkânsız. Ambargonun kalkmasıyla birlikte İran piyasaya girerse, bizde birçok mermer ocağı ve fabrikası kapısına kilit vurur. İran’daki gelişmelere bizlerin müdahale etme imkânı bulunmadığına göre; sektör için acil önlem alınması gerektiğine inanıyoruz. Üstelik son aylarda ihracat rakamlarındaki düşüşü de dik- Uluslararası ticarete kapıları açılacak olan İran’ın Türkiye ekonomisine çeşitli katkıları olacaktır. Petrol fiyatlarında düşme, İran doğalgazının batıya taşınmasında enerji koridoru vasfı güçlenecek, ihracat, bankacılık ve turizm gelirleri artacak, iki ülke arasında doğrudan yatırımlar artacaktır. Biz ihracatçılar için pazar çeşitliliği her zaman için önemlidir. Yumurtaları aynı sepetlere koymamak gerekir. İran uzun yıllardır kapalı kalmış bir pazar. Yeniliğe açlar. 80 milyon nüfusu ile de sadece bizim için değil, tüm dünya ülkeleri için önemli bir pazar. Ambargonun kalkması, bizim dışımızdaki diğer sektörler için de heyecan yaratacaktır. Bu durum, dolayısıyla ihracat rakamlarına olumlu yansıyacaktır. www.ode.com.tr 60 HİMMET GERİŞ: “Hizmet sektöründe de İran pazarı yeni fırsatlar sunuyor” T.C. Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Himmet Geriş, İran'a yönelik düzenlenecek sektörel ticaret heyetlerinin sayısının ve nitelikli fuarlara firmalarımızın katılımları artmasının İran’a ihracatımızı olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor. Geriş ayrıca mal ticaretinin yanı sıra hizmetler sektöründe de firmalarımız için İran pazarında yeni fırsatlar doğacağını söylüyor. Tahran Ticaret Müşavirliği olarak neler yapıyorsunuz? Çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Tahran Ticaret Müşavirliği olarak, esas itibariyle İran pazarına girmek isteyen firmalarımıza yardımcı olmaya çalışmaktayız. Bu çerçevede; İran ekonomisi ve piyasası hakkında rapor hazırlamak, İran pazarı konusunda firmalarımızın ilettiği soruların cevaplanması, İran'da düzenlenen fuarlara firmalarımızın katılımının milli veya bireysel düzeyde desteklenmesi hususunda Ekonomi Bakanlığımıza görüş bildirmek, İran'a yönelik düzenlenen ticaret heyetlerinin başarılı geçmesi için organizasyonu yapan ihracatçı birliklerimize, ticaret/sanayi odalarımıza vb. kuruluşlara gerekli desteği sağlamak, Türkiye'de veya İran'da yerleşik firmalarımız ile İran resmi makamları veya İranlı firmalar arasında ortaya çıkan ihtilafların giderilmesi hususunda yardımcı olmak, İran'da düzenlenen ve ülkemiz firmalarının katılımında fayda olacağı düşünülen organizasyonlar hakkında duyurularda bulunmak yapmış olduğumuz faaliyetler arasında sıralanabilir. nülmektedir. Bu çerçevede, İran'a yönelik düzenlenecek sektörel ticaret heyetlerinin sayısının ve nitelikli fuarlara firmalarımızın katılımları artması gerekmektedir. “İran’ın ithalatında bir artış öngörülüyor” Uluslararası yaptırımların azaltılmasıyla birlikte bütün gözler İran'a çevrildi. Türk firmaları için İran ne gibi fırsatlar barındırıyor? Söz konusu Anlaşma’nın kapsamının zaman içerisinde genişletilmesinin İran’a ihracatımıza olumlu etki etmesi beklenmektedir. Bu yönde çalışmalar devam etmektedir. İki ülke arasındaki ticari işbirliklerinin artırılması için neler yapılmalı? Sektör temsilcilerinden, devletten vs. beklentileriniz neler? Ülkemiz ile İran arasındaki ticari işlemlerin gerçekleştirildiği gümrük kapılarının altyapı koşullarının iyileştirilmesi, Gürbulak-Bazargan Kapısı’nın genişletilip zaman zaman oluşan tır kuyruğu sorununun önüne geçilmesi, Kapıköy-Razi Gümrük Kapısı’nın tır geçişlerine müsait hale getirilmesi ve işlem hızının artırılması İran’a ihracatımızın artırılmasına katkıda bulunacaktır. Ülkemiz ile İran arasında 29 Ocak 2014 tarihinde imzalanmış bulunan Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA), 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir (TTA'nın metni ve eki listeleri 4 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır). İran’da tanıtım faaliyetlerinin yoğunlaştırılması, iki ülke işadamları arasındaki işbirliğini artırmaya yönelik faaliyetlerin geliştirilmesinin İran’a ihracatımızı olumlu yönde etkileyeceği düşü- ODE Eylül 2015 Bilindiği üzere, Hasan Ruhani'nin, Ahmedinejad döneminden sonra Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte İran'ın P5+1 ülkeleri (BM Güvenlik Konseyi 5 Daimi ülke ve Almanya) ile yürüttüğü müzakerelerin yoğunlaştırılmasına yönelik çabaları nihayetinde, 14 Temmuz 2015 tarihli Ortak Eylem Planı'nın imzalanması ile neticelenmiştir. Söz konusu anlaşma, özetle İran'ın yürüttüğü nükleer çalışmaları Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun denetimine açmasını ve uluslararası toplumun kabul edebileceği bir seviyede sürdürmesini, bunun karşılığında İran'a karşı uygulanan yaptırımların tedricen kaldırılmasını öngörmektedir. Söz konusu Eylem Planı'nın öngörüldüğü şekilde uygulanması halinde, İran, daha evvel satmış olduğu ham petrol bedellerini yurtdışından İran'a transfer etme, ham petrol satış miktarını artırma ve büyük ölçüde dışında kalmış olduğu uluslararası bankacılık sistemine yeniden entegre olma imkanına sahip olacaktır. ODE Dosya 61 Gelişmelerin öngörüldüğü biçimde olumlu seyretmesi halinde, İran ekonomisi yeniden canlanacak ve halkın alım gücünün tekrar güçlenmesi neticesinde, İran pazarında firmalarımız için yeni fırsatlar doğacaktır. Bu kapsamda, otomotiv, elektrikli eşya, dayanıklı ev eşyası, demir-çelik, tekstil ve hazır giyim, iş makineleri, ısıtma-soğutma ve havalandırma, ağaç-ahşap ürünleri ve mobilya, kozmetik, tarım alet ve makineleri başta olmak üzere birçok sektörde İran’ın ithalatında bir artış öngörülmekte olup, ülkemiz firmalarının söz konusu artıştan paylarını almaları beklenmelidir. Mal ticaretinin yanı sıra hizmetler sektöründe de (müteahhitlik, iletişim, turizm, eğitim vb.) firmalarımız için İran pazarında yeni fırsatlar doğacaktır. Bu noktada; TTA’ya içeriği itibariyle yeniden değinmek yerinde olacaktır. TTA kapsamında, Türkiye’nin toplam 140 tarım ürününde İran’a; İran’ın ise 125 sanayi ürününde Türkiye’ye pazar açılımı sağlaması kararlaştırılmıştır. İran’ın, Tercihli Ticaret Anlaşması ile Türkiye’ye tarife indirimi sağlayacağı ürünler arasında; temizlik ürünleri, plastik malzemeler, orman ürünleri, hazır giyim, ev tekstili, çelik ürünleri, demir ve demir dışı metaller, beyaz eşya ve elektrik-elektronik ürünleri yer almaktadır. İran'a yatırım yapmak isteyen Türk firmalarına önerileriniz olur mu? Nelere dikkat etmeliler? Bu soruya cevap verirken, İran’ın, Dünya Bankası tarafından hazırlanan “İş Yapma Kolaylığı Raporu (Doing Business Report)”ndaki performansını paylaşmak yerinde olacaktır. DEĞERLENDİRME KRİTERİ GENEL SIRALAMA 1)İŞ KURULMASI 2)İNŞAAT İZİNLERİ 3)ELEKTRİK HİZMETLERİ 4)TAPU İŞLEMLERİ 5)FİNANSMAN OLANAKLARI 6)AZINLIK HİSSEDARLARININ KORUNMASI 7)VERGİ UYGULAMALARI 8)SINIR ÖTESİ TİCARET KOLAYLIĞI 9)SÖZLEŞMELERİN UYGULANMASI 10)TASFİYE İŞLEMLERİ İRAN’IN DÜNYA SIRALAMASINDAKİ YERİ 130/189 62/189 172/189 107/189 161/189 89/189 154/189 124/189 148/189 66/189 138/189 İran’ın Dünya Ticaret Örgütü üyesi olmaması, İran’daki yatırım ortamında yaşanan ve üstte yer alan Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Raporu’nda belirtilen olumsuzluklar ve geçmişte İran’da ekonomik faaliyet yürüten firmalarımızın yaşadığı bazı kötü deneyimler, vb. nedenlerle, firmalarımızın İran'a yatırım kararı almadan evvel veya yatırım sonrası dönemde oldukça temkinli olmaları gerektiği sonucuna bizi götürmektedir. Eklemek istedikleriniz var mı? Sonuç olarak, İran ile ticari ilişkilerimizde yaşanılan bazı sorunlara rağmen, İran'ın komşu ülkemiz olmasının yanı sıra Suudi Arabistan ve Venezüella’dan sonra en zengin ham petrol rezervine, Rusya’dan sonra ise en zengin doğalgaz rezervine sahip ülke olduğu akıldan çıkartılmamalı ve öncelikli hedef pazarlarımız arasında yer almaya devam etmelidir. www.ode.com.tr 62 HAMİD KİAN: “İran’la karşılıklı iş yapanlar kazançlı çıkacaklardır” Türk İran Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TİSİAD) Genel Koordinatörü Hamid Kian İran’ın tüm ilişkilerini menfaatlerini ön planda olacak şekilde düzenleyeceğini belirtiyor. Kian, İran’ın bugünün dünya gereği “kazan kazan” ilkesini de unutmayacağını ve İran’la karşılıklı iş yapanların kazançlı çıkacağını da söylüyor. Bize kısaca TİSİAD'dan bahseder misiniz? Ne amaçla kuruldu, ne gibi çalışmalar yapar, kimler kurdu? TİSİAD, 2001 yılında İstanbul’da, Türk ve İranlı işadamları tarafından ikili ticari ve iktisadi ilişkilere ivme kazandırmak, sorunlara çözüm önerileri getirmek, işadamlarının iki ülkedeki yatırım ve ticaret yapmalarına yardımcı olmak, üçüncü ülkelerde iş birliği imkanları üzerinde durmak ve bilgi paylaşımı gibi konularda yardımcı olmak amacıyla kuruldu ve söz konusu bağlamda faaliyetlerini sürdürüyor. TİSİAD olarak İran ile ticaretin geliştirilmesi için neler yapılmalı? Bu konuda devletten, sektörlerden vs. beklentileriniz neler? Her şeyden önce durduğumuz konu şudur: İki ülke özel sektörü faaliyetlerinin, karşılıklı ticaret ve ilişkilerinin önü açılmalıdır. İlişkilerin yaygın ve gelişmiş hale gelmesi için devletlerarası ticaret ne kadar olursa olsun yeterli değildir ve bu gerçekleşmedikçe derin ve yoğun iş münasebetlerinden söz etmek mümkün değildir. 2015 yılı için İran ile 30 milyar dolar ticaret hacmi hedefleniyor? Bu hedefe ulaşıldı mı? Uzun vadede hedef ne olacak? Daha önce değinildiği gibi bu rakamların büyük bölümünü devletlerarası ticaret oluşturmaktadır ve sanayi ve ticaret dünyası ile çok yakından ilgisi yoktur. Bankacılık, taşımacılık, takas ticaret, tarifelerin kalkması, karşılıklı ticaretin teşviki olmadıkça büyük ümit beklemek özel sektör açısından mümkün değildir. Mevcut şartlar çok yetersiz ve engebelerle doludur. ODE Eylül 2015 İran Orta Doğu'da yükselen bir ekonomiye doğru yol alıyor. Komşu ülkelerdeki savaşlar, İran'a yapılan uluslararası yaptırımların hafifletilmesi gibi sebeplerle İran'ın yıldızı parlamaya başladı. İran yatırım açısından ne gibi fırsatlar barındırıyor? İran dün de, bugün de, yarın da ister bölgede ister dünyada hep gündemde olan ve olacak önemli bir ülkedir. Şartlar ne olursa olsun bu önem devam ediyor. Ambargo sonrası ortaya çıkacak olan İran tüm ilişkilerini ülke menfaatlerini ön planda olacak şekilde düzenleyeceği gibi gerektiğinde bugünün dünya gereği “kazan kazan” ilkesini de unutmayacak gibi görünüyor. İran ile olan ilişkilerde karşılıklı iş yapanlar kazançlı çıkacaklardır. “İran ve Türkiye birbirini tamamlıyor” Türk özel sektörünün İran'a bakışı nasıl? Özellikle hangi sektörler İran'da yatırım yapmaya ya da ticari ilişkilerin geliştirmeye başladı? İran ile irtibatı ve ticari münasebeti olan Türkiye özel sektörü genelde iyi ilişkiler içindedir ve iki taraftan da bu ilişkileri daha iyi kullananlar olası sorunları mantıklı şekilde çözenlerdir. İran ile ve İran’da iş yapmak bazı zorluklara rağmen çok yararlıdır. İran’ı bilmeyen Türk firmaları için durum farklıdır hatta büyük yanlış içinde olanlar var. Bunların hepsinin İran ziyaretinde bulunmalarını ve İran özel sektörü ile tanışmalarını önemle tavsiye ederim. İran, Türkiye’ye rakip ülkedir, İran ve Türkiye birbirine muhtaç ülkelerdir diyen ve kendilerini bu yanlış ve hataya atanlar yanılmaktadır. Ekonomik olarak bu iki ülke kesinlikle rakip olmadıkları gibi çok önemli ölçüde birbirini tamamlayıcı özellikler taşımaktadır. Bunu değerlendirmek başta gözü açık özel sektörlere düşmektedir. İki ülke ekonomi, sanayi ve ticaretini inceleme fırsatı olanlar, bu gerçeği öğreneceklerdir. Birbirine muhtaçtır diyenler de konuya yanlış pencereden bakıyorlar. İlişkileri, ‘karşı taraf bana muhtaçtır’ esasına oturtursanız, sonu hüsran olur. İlişkiler doğru menfaatler ve akıl esasına oturmalıdır ve böylesi yanlış olursa giderilebilir. İran ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi Türkiye ekonomisine katkısı ne olacak? Yukarıda açıkladığımız kazan kazan, akıl, doğru menfaatler ve karşılıklı ticaret söz konusu olduğu takdirde, devletlerin özel sektörün önündeki sorunları bertaraf ettiği sürece ekonomik ilişkiler daha da gelişecektir. Eklemek istedikleriniz var mı? İki ülke münasebetlerinin iyi olması, özel sektörlerin yakın işbirliği içinde bulunması, her zaman iki ülke ve insanının yararına olacaktır. Şartlar ne olursa olsun, iyi münasebetlerden ilişkileri derinleştirmekten vazgeçmemeliyiz. 64 Sinan Coşkun: “Hem biz hem müşterilerimiz ODE ürünlerinden memnunuz” 1986 yılında kurulan Ar-Sucan İzolasyon, 1992 yılından bu yana yalıtım malzemeleri satışını gerçekleştiriyor. Uzun yıllar ODE ile rakip firma olarak çalıştıklarını ifade eden firma sahibi Sinan Coşkun, ODE ailesine 2015 Ocak ayında katıldıklarını söylüyor. Coşkun hem kendilerinin hem de müşterilerinin ODE ürünlerinden memnun olduklarını da sözlerine ekliyor. Şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz? Yalıtım sektöründe ne zaman faaliyet göstermeye başladınız? AR-SUCAN İzolasyon, 1986 yılında Antalya Manavgat’ta güneş enerjisi sistemleri imalatı ve montajı yapan bir firma olarak kuruldu. 1989 yılında yalıtım malzemeleri alıp satmaya başlayan firmamız, 1992 yılında tüm satışlarını yalıtım malzemeleri üzerine yapmaya başladı. 2007 yılından beri kendi arsamız üzerinde inşa ettiğimiz 4400 metrekare kapalı alana sahip iş merkezimizde müşterilerimize hizmet veriyoruz. 30 kişiden oluşan personelimizle yalıtım gereksinimi olan tüm otel, hastane, okul, alışveriş merkezi, sanayi tesisi, toplu konut şantiyelerinde yalıtım malzemeleri proje tedarikçisi olarak, gerek bölgemiz gerekse ulusal ve uluslararası projelerde yer almaktayız. Yalıtım sektörünü neden tercih ettiniz? Yalıtım sektörüyle tanışmamız 1983 yılında Aliağa Petkim Rafinerisi inşasında, iki yıl boru montaj ustası olarak çalışmamla başladı. O yılODE Eylül 2015 Bayilerimiz larda yalıtım ağırlıklı olarak camyünü ve taşyünü ile yapılıyordu. Burada edindiğim tecrübe ve bilgi birikimi yalıtım sektörüne yakınlaşmamı sağladı. 1986 yılında bölgemizde turizmin gelişmesiyle halihazırda var olan otel müşteri portföyümüze, 1989 yılında yalıtım sektörünü de ekledik. 1998 yılında kendi buluşumuz olan alüminyum folyo kaplı reflekte polietilen boru ile çok yol aldık ve bu sayede ArSucan İzolasyon Ltd. Şti.’nin temellerini güçlendirmiş olduk. Şu anda da polietilen/kauçuk boru ve levhalara aluminyum folyo kaplama ve kendinden yapışkanlı bant kaplama işini kendimiz gerçekleştiriyoruz. Ürettiğimiz ürünlerimizi Canflex adıyla yalıtım sektörünün hizmetine sunmuş bulunmaktayız. Yalıtım sektörünün 21. yüzyılın en önemli iş alanlarından biri olacağını 1990’lı yıllarda öngörüp, doğru zamanda doğru işi yaptığımız için memnuniyet duymaktayız. “ODE’nin ürün çeşitliliği gerçekten takdiri hak ediyor” ODE’nin ürün çeşitliliği ve gelişimi için neler söyleyeceksiniz? ODE’nin ürün çeşitliliği gerçekten takdiri hak ediyor. Sektörün ihtiyaç duyduğu her ürüne kaliteli bir biçimde yanıt verebilmesi ODE’nin sektörde bir adım önde olmasını sağlıyor. Önü- müzdeki yıllarda bunu bir taşyünü yatırımı ile taçlandırırsa sektördeki bütün ürün gamlarında kalitesi ve adıyla ODE yerini güçlendirecektir. Bölgenizde özellikle hangi ürünler tercih ediliyor? Firmamızın iş hacmi ve müşteri portföyümüz dolayısıyla ODE’nin ürettiği tüm ürünleri kullanmaktayız. Bölgesel satışlarımızın yanında uluslararası piyasanın da ihtiyacını ihracat yoluyla karşılamaya çalışıyoruz. “Akdeniz Bölgesi’nde ODE ailesinin güçlü bir halkası olduk” ODE ile işbirliğiniz nasıl ve ne zaman başladı? Neden ODE ile çalışmayı tercih ettiniz? ODE ile tanışmamız, 1990 yılında bölgemizde gerçekleşen küçük bir fuar organizasyonuna dayanıyor. O yıllardan 2015 yılına kadar ODE ile yıllarca rakip firmalar olarak çalıştık. 2015 yılı Ocak ayında ODE ailesine katıldık ve Akdeniz Bölgesi’nde ODE ailesinin güçlü bir halkası olduk. ODE firma olarak geçen yıllar içinde doğru kararlar alan, doğru alanlarda ilerleyen ve üretim yapan bir firma oldu. Rekabetçi yanı ve hızlı kararlar alması ODE ailesine katılmamız için önemli etkenlerden olmuştur. 65 ODE ürünleri ile ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Biz yalnızca yalıtım malzemeleri alım-satımı yapmaktan öte birçok mühendislik firmasıyla birebir ortak uygulamalar yaptığımız için ürünleri her yönden test etme imkanımız oluyor. Bugüne kadar olumsuz bir geri dönüş almadık. Müşterilerimiz de bizler de ODE ürünlerinden memnunuz. Bölgenizdeki kişilerin yalıtım sektörüne bakışı nasıl? Bölgenize göre kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz? Bölgemiz turizmin de etkisiyle yalıtım konusunda oldukça bilinçli, talepkar, yeniliğe, tasarrufa, sürdürülebilirliğe oldukça yatkın. Bölgemiz tüm bu açılardan yalıtımın önemini kavramış durumdadır. Fakat yine de yalıtım farkındalığı konusundaki mevcut durumla yetinmeyerek farkındalık artırıcı kampanyalar yürütüyoruz. Eklemek istedikleriniz var mı? Yalıtımın hayatımıza ve ülkemize kazandırdığı değerler göz önüne alındığında ODE’nin Eskişehir’de yaptığı yatırım övgüyü ve desteği hak etmektedir. Bizim de Ar-Sucan ailesi olarak bu yatırıma bir katkımız olur ise ne mutlu bize... www.ode.com.tr 66 Yüksel Kalender: ODE Eylül 2015 Bayilerimiz 67 “ODE ile tanışana kadar yalıtım sektörüne girmeyi düşünmüyorduk” Ulucanlar Şirketler Grubu 62 yıl önce Hüseyin Ulucan tarafından Sivas’ta kuruluyor. 1989 yılından bu yana İstanbul’da faaliyetlerine devam eden Ulucanlar Şirketler Grubu’nun bünyesinde inşaat sektörüne yönelik şirketler bulunuyor. Yaklaşık bir yıl önce yalıtım sektörüne girdiklerini ifade eden Ulucanlar İnş. Malz. Tic. ve San. Ltd. Şti. sahibi Yüksel Kalender, ODE ile tanışana kadar yalıtım sektörüne girmeyi düşünmediklerini vurguluyor. Şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz? Yalıtım sektöründe ne zaman faaliyet göstermeye başladınız? “ODE sektörüne öncü ve örnek bir firma” Ulucanlar Şirketler Grubu; 1953 yılında Hüseyin Ulucan tarafından Sivas’ta kuruluyor. 1989 yılından bu yana da İstanbul’da faaliyetlerine devam ediyor. Ulucanlar Şirketler Grubu bünyesi altında; Ulubeton, Ulueren Beton, Ulukılıç Beton, Uluzemin, Ulumaden Mıcır Ocağı ve Ulusigorta olarak hizmet veriyor. Ayrıca sektör dışı hizmetimiz olarak, Niş Parfüm markası adı altında, parfüm tasarım atölyemiz ile kozmetik sektöründe de faaliyet göstermekteyiz. Şirket bünyesinde toplam 395 çalışanımız bulunuyor. ODE'nin ürün çeşitliliği ve gelişimi için neler söyleyeceksiniz? Yalıtım sektörünü neden tercih ettiniz? Açıkçası yalıtım sektörüne girmek ODE ile tanışana kadar pek aklımızdan geçmiyordu. Geçmiş yıllarda bir dönem yurt dışından camyünü şilte ithal etmiştik ancak bunun bir sürekliliği ve de arkasında destek alabileceğimiz bir ekip olmadığından dolayı bu girişimimiz kısa vadeli olmuştu. ODE ile yaptığımız işbirliği sayesinde, yalıtımın önemini gün geçtikçe daha da çok anlıyor ve bunu müşterilerimize de yansıtmaya çalışıyoruz. ODE ile işbirliğiniz nasıl ve ne zaman başladı? Neden ODE ile çalışmayı tercih ettiniz? ODE ile işbirliğimiz 2014 yılının Eylül ayı içerisinde, kendilerinin tarafımıza böyle bir ortaklığı teklif etmelerine üzerine başladı. O tarihe kadar yalıtım sektörünün dışında olmamıza rağmen ODE Yalıtım’ın inşaat sektöründe ki marka bilinirliği ve kalitesi, bünyemizde satışını yapmak istediğimiz bir ürün grubu olarak değer buldu. ODE’nin tarihini incelerseniz sürekli olarak sektörüne yatırım yapan bir firma olduğunu görürsünüz. Bu sayede devamlı büyüme sağlamış olmakla kalmayıp, hem sektörüne öncü hem de sektöre yeni giren firmalara örnek teşkil eden bir firma olmayı başarmıştır. Bunun en güzel örneği olarak; ODE ile işbirliğimiz başladığından itibaren, o zamana kadar bizleri ziyaret etmemiş yalıtım firmaları, yoğun bir şekilde ziyaretlerine başlayarak, bayilik taleplerini dile getirmişlerdir. Ürün çeşitliliği olarak baktığımızda da ODE; ısı, su, yangın ve ses yalıtımı ile alakalı ürünler üreten ve bununla da kalmayıp bu geniş ürün portföyündeki ürün gruplarını da her çeşit “Yalıtım sektörü hızla gelişiyor” Bölgenizdeki kişilerin yalıtım sektörüne bakışı nasıl? Ülkemizde inşaat sektörünün yıldan yıla gelişmesine paralel olarak yalıtım sektörünün de hızla geliştiğini görmekteyiz. Aynı durum bölgemiz içinde geçerlidir, herkes çok kaliteli marka ürünlere yönelmese de her inşaatta, yalıtım ürünlerinin kullanıldığını görmekteyiz. müşteri portföyüne hitap etmesi amaçlı premium, standart ve ekonomik olarak farklı sınıfları ayırmış bulunuyor. Bu sayede müşterimiz isterse en uygun fiyatlı ürünü, isterse de en kaliteli ürünü tercih etsin, en uygun ürünü kendisine sunmuş oluyoruz. Bölgenizde özellikli hangi ürünler tercih ediliyor? Bölgemizde nalbur bazında genellikle ekonomik sınıftaki ürünler tercih edilirken proje bazında standart ve premium ürünlere talep daha fazladır. Ürün grubu olarak da en fazla sattığımız ürünler sırasıyla Membran, XPS ve Camyünü’dür. ODE ürünleriyle ilgili nasıl geri dönüş alıyorsunuz? ODE’nin marka bilinirliği dolayısıyla ürünlerin kalitesi hakkında müşterilerimizin herhangi bir şüphesi bulunmuyor. Bu zamana kadar sattığımız ürünlerin hiçbirinde herhangi olumsuz bir geri dönüş ya da ürün değişimi olmadı. www.ode.com.tr 68 İbrahim Betil ODE Eylül 2015 Fark Yaratanlar Daha iyi bir dünya hayaline ortak olmak için Sen De Gel… Ülkemizde, sivil toplum denildiğinde ilk akla gelen isim İbrahim Betil… Biz onu geçmişte çeşitli bankalarda genel müdür, yönetim kurulu üyesi ve başkanı olarak tanıdık. Bir dönem bir banka kurdu sonra bunu sattı. Bir dönem Açık Radyo’da farklı ülkelerin çocuk şarkılarıyla ilgili bir program yaptı. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) kurucusu ve başkanı görevlerinde bulundu. Daha sonra Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG)’nı kurdu ve halen yönetim kurulu üyesi olarak görevine devam ediyor. Bitti mi? Hayır… Ayrıca Öğretmen Akademisi Vakfı’nın da fikir babası, kurucusu ve yönetim kurulu üyesi… İlkeli tavırlarıyla da tanınan İbrahim Betil son olarak ‘Sen De Gel Derneği’ ile dünyanın bir ucunda diyeceğimiz Gambia’da yerel halka sunduğu destekle adından söz ettiriyor. İbrahim Betil’den hem sivil toplumculuğu hem de Sen De Gel Derneği’nin çalışmalarıyla ilgili bilgi aldık. İbrahim Betil, Türkiye’de sivil toplum denilince ilk akla gelen isimlerden biri. Uzun yıllar bankacılık sektöründe önemli görevlerde bulunduktan sonra pek çok sivil toplum kuruluşunun (STK) kurulmasında ön ayak oluyor ve aktif olarak çalışmalarına da katılıyor. STK’ların bir toplumun dönüşümüne katkı sağladığını ifade eden Betil, Türkiye’deki sivil toplum anlayışıyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Türkiye’de sivil toplum anlayışı, bu toplumun kültüründe hiç gelişmemiş. Her şey devletten bekleniyor. Merkezi yönetimin toplumun en ucuna kadar, karar vermesiyle bir yönetim anlayışı var yıllardır. Oysa insanların potansiyellerini harekete geçiremezsek, onların düşüncelerini onların yeteneklerini ortaya çıkaramazsak, toplumsal gelişmeyi sağlamak çok zor. Her şeyi devletten bekleyerek bir toplumun ilerlemesi oldukça zor hatta imkansız. Türkiye’ye baktığımızda, 77 milyonluk bir ülkede, toplam 110 bin dernek ve vakıf bulunuyor. İsveç’e bakalım. İsveç, 9 milyon nüfusa ve 190 bin STK’ya sahip. Fransa’da 900 bin STK bulunuyor. Dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşu, dünyanın en gelişmiş ülkesinde değil dünyanın en zengin ülkesinde de değil, Bangladeş’te… Dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşu BRAC, orada öyle bir örgütlenmiş ki, mikro krediden eğitime, eğitimden sağlık konularına, tamamen sivil insanların o yoksulluk ortamında katılımıyla müthiş bir proje ortaya çıkarmışlar. Türkiye’de sivil toplum da yapacak iş çok. Özellikle genç nüfusunun çok olması nedeniyle, gençlerin mobilize edilmesi, onların enerjilerini sivil anlamda harekete geçirmek, toplumsal gelişmeye önemli katkı sağlayacaktır. Aynı şekilde eğitim… Eğitim devletin işidir, yaklaşımıyla bakarsak, 100 yıllık geçmişimize baktığımızda, ne yazık ki Türkiye, okuma yazma oranıyla, kızların okullaşması oranıyla son derece geride kalmış. Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz ama eğitimde dünyada geldiğimiz nokta, 110. 120. sırada… Pek çok az gelişmiş ülkede, insanların eğitiminin kızların eğitiminin çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Devlet, bu işi yapmaya yeterli olmayabiliyor. Sadece okul yaparak değil okullaşmayı teşvik edebilecek şekilde farklı sivil anlayışlarla ve yaklaşımlarla bu işi geliştirebiliriz.” “Osmanlı’nın son döneminde vakıf sayısı 29 binken şimdi 5 bin” Osmanlı’nın son döneminde 29 bin vakıf varken şimdi toplam vakıf sayısının 5 bin olduğunu belirten Betil, farklı sivil anlayışların ülkemizde gelişmemesinin iki nedeni olduğunu söylüyor. Betil; “Bu anlayışın ülkemizde olmaması için iki neden var. Bir tanesi devletin yaklaşımı yani ben her şeyi yaparım, devlet büyüktür yaklaşımıyla sivil hareketlerin oluşmasını bir yerde bastırılmış, izin verilmemiş. Sivil toplumda bir harekete geçme isteği var fakat devletin baskıcı yapısı nedeniyle sivil örgütlenmeler gizli yapılmaya başlanmış. Bu gizli oluşmalar, bir yerde güvensizlik oluşturmuş toplumda. Şeffaf olmamak, gizli gündemler oluşturmak da toplumda kültürel olarak kaygı, endişe ve korku oluşturmuş. Çocuğunu üniversiteye gönderen bir ailenin çocuğuna; ‘Çocuğum sen hiçbir şeye karışma. Vakıflardan, derneklerden uzak dur’ demesi bu güvensizliğin bir sonucudur. Problemin bir tanesi devletin baskıcı yapısıysa, diğeri de sivil toplum kuruluşlarının yaklaşımlarındaki güvensizliktir. Benim yılardır çaba gösterdiğim anlayış tam tersine bu güvensizliği yok etmek, topluma örnek olacak şeffaf, hesap verebilir, bir sivil çalışma yapmak. Gizli gündem olmadan amaç neyse o amaca yönelik insanları bilgilendirmek, oradan gelecek destekleri, bağışları da aynı şekilde şeffaf biçimde amaca yönelik olarak kullanmak, bunun da raporunu insanlara vermek gerekiyor.” diyor. www.ode.com.tr 69 70 Hayırsever bir toplum muyuz? Toplum olarak hayırsever olduğumuz yönünde bir algımız olmasına rağmen Betil aslında hayırsever bir toplum olmadığımızı ifade ediyor. Dünya ortalamasına bakıldığında Türkiye’nin hayırseverlikte oldukça gerilerde olduğunu ve sivil toplum denilince akla hemen yardım yaklaşımının geldiğini dile getiriyor. Betil sözlerine şöyle devam ediyor: “Pek çok STK, ‘bir çocuk da sen okut, bir yoksula sen de destek ol’ diyerek insanlardan bağış istiyor. İnsanlar da bu kuruluşlara güvenerek bağış yapıyor fakat o STK’lar aldıkları o 10 liralık bağışın ne kadarını amaçlarına yönelik kullandıkları hakkında bilgi vermiyorlar. Bu nedenle bu konuda da toplumda bir güvensizlik oluşmuş durumda. Bu anlayışı yıktıktan sonra bu topluma güven sağlayabiliriz. O zaman sivil toplum gelişecektir. Ayrıca vakıf ve derneklerin tüzüğünde toplanan bağışın en az üçte ikisinin amaca yönelik, üçte birininse gider olarak harcanmalı diyor. Yani vakıflar ve dernekler topladığı 100 lira bağışın en az üçte ikisini yani 66 lirasını amaca yönelik harcamak zorundadır. Üçte birini yani 33 lirasını idari gider olarak en fazla harcayabilirler. Bu idari gider çok yüksek bir rakam. Ben şimdi buna karşıyım. O bağışı yapan kişi, ben öğrenciye burs vereceğim diyerek 100 lira gönderiyor. Zannediyor ki, bu 100 lira öğrenciye gidecek. Oysa isterse dernek veya vakıf, o 100 liranın 33 lirasını tutar, 66 lirasını gönderir. Ben bu 66 lirayı çok az buluyorum. Onun için STK’larda kendi kendimize bir öz- ODE Eylül 2015 sede, üniversitede mutlaka olmalı. Bu konuyla ilgili size Toplum Gönüllüleri Vakfı çalışmalarından örnek vermek isterim. 15 yıl önce kurulan TOG’un kuruluş amacı tamamen gençleri toplum hizmetine yönlendirmekti. Farklı kültürden, etnik kökenden, farklı inançtan bir araya gelen gençler, farklılıklarıyla bir aradalar ve birbirinin farklılığına saygı duyarak çok güzel projeler geliştiriyorlar. Bu proje sürecinde de birbirlerini tanıyarak, kendi kimliklerini ve özgüvenlerini geliştiriyorlar. Bu yaklaşımı erken yaşlarda geliştirmek, teşvik etmek bizim sivil toplum olarak temel görevlerimizden biri olması lazım.” “Türkiye’de işler bitti de Afrika mı kaldı?” denetim mekanizması geliştirdik ve toplanan gelirin en fazla yüzde 10’unu idari gider olarak kullanalım dedik. Aldığımız 100 liranın en fazla 10 lirasıyla, ofisin suyu, elektriği, gibi ihtiyaçlarını karşılıyoruz.” “Gençler dünyayı değiştirebilir” Sivil toplum anlayışı ülkemizde nasıl geliştirilecek sorumuza ise İbrahim Betil şöyle yanıt veriyor: “Özellikle gençlere fırsat verildiğinde, bir sivil çalışma fırsatı verildiğinde, dünyayı değiştirebilirler. O kadar yaratıcı o kadar girişimci o kadar tutkulu çalışmalar yapıyorlar ki bu çalışmalar onların kişisel gelişimlerine de katkı sağlıyor. Ayrıca toplumsal duyarlılık projelerine, sivil girişimlere erken yaşlarda başlatmamız lazım. Bu mümkünse li- 20 yılı aşkın süredir STK’larda çalışmalarını sürdüren Betil, TEGV, TOG, Öğretmen Akademisi’nin kuruluşuna ön ayak oluyor. Bir yandan 50 bin üniversiteli gençle yılda 500 bin insana dokunurken, Öğretmen Akademisi ile öğretmenlerin mesleki gelişimlerine destek veriyor. Bugüne kadar 100 binden fazla öğretmene de bu alanda eğitimler verilmiş. Betil, Sen De Gel Derneği’nin kurucusu ve başkanı olarak da Afrika ülkesi olan Gambia’ya ve oranın yerel halkına destek sunuyor. Derneğin nasıl kurulduğunu Betil şöyle anlatıyor: “Derneğin kuruluşundan önce bana Türkiye’de işler bitti de Afrika mı kaldı dediler. Haritada dahi yerini bilmediğim Gambia’yı ve halkını tanıdıkça, çok küçük adımlar atarak, dünya halklarına yardımda bulunacağımızı da öğrenmiş oldum. Dört yıl önce toplantı için TOG’da bulunduğum bir sırada, içeriye Afrika kökenli iki Fark Yaratanlar kişi girdi. Daha önce randevu almışlar ve kadının gelişimi ve çocuk bakımı konusunda bir sivil girişim başlattıklarını ve bu konuda birlikte işbirliğine gitmek istediklerini söylediler. Anlattıklarından çok etkilendim. Bir işbirliğine girmeden önce ben bu toplumu göreyim istedim ve iki ay sonra Gambia’ya yola çıktım. Bir hafta boyunca oradaki köylerde gençlerle, kadınlarla, köy yönetimleriyle toplantılar yaptım. Onlarla birlikte küçük sazlı kulübelerinde yattım ve kendi ortamlarında bulundum. Su yok, elektrik yok, günde bir öğün pirinç yiyerek yaşamlarını sürdüren insanlarla birlikte, o ortamda bir hafta yaşayınca bu inanların doğallığını sevgisini, insanlığını gördüğüm zaman iki şey yapabilirdim: Birincisi bunlar çok kötü durumdalar Allah bunların yardımcısı olsun diyecektim ya da çok küçük adımlar atarak çok büyük etkiler yapacaktık. Bu konuda bir girişim başlatmak için arkadaşlarla görüştüm ve ayrı bir dernek kurmaya karar verdik. Bu dernek de yerelin enerjisini harekete geçirme fırsatı versin istedik. Biz ne yaptık? Orada büyük bir nehir var ama onların balık tutabilecek oltaları, ağları, balık tekneleri yok. Biz köy yönetimlerine dedik ki, biz size balık ağı, balık teknesi, oltalar, motorlar vereceğiz. Şartımız her gün tutulan balıkların yarısını köy halkına dağıtacaksınız. Dolayısıyla bütün köy halkı sahiplendi bu projeyi. Bize güvendiniz, bizim açlığımıza çare buluyorsunuz dediler. Balık tutanlara dönüp bugün kaç kilo balık tuttun yarısı benim diyerek hesap sormaya başladılar. Ve bize düzenli olarak bilgiler gelmeye başladı. Bizim oraya gönderdiğimiz gönüllü koordinatörler orada en az altı ay yaşıyor ve bütün projelerin gelişimini takip ediyorlar. Ayrıca orada bir hayvancılık projesi başlattık. Orada yeşil alanlar var ama insanların küçükbaş hayvanları yok. Aileye dedik ki, biz size üç küçükbaş hayvan vereceğiz. Bunları üç yıl boyunca kesemezsiniz, satamazsınız. Ben bunları nasıl kontrol edeceğim? Bir şartımız var; aile kendisine verilen küçükbaş hayvanlardan yeni doğan her iki yavrudan birini komşusuna vermek durumunda. Dolayısıyla köy halkı ikinci bana gelecek, dördüncü bana gelecek, altıncı masa, sandalye yapmayı öğreniyor. Şimdi Gambia’dan sonra Senegal’den de teklif geldi. Şimdi Senegal ile ilgili projeler geliştiriyoruz.” “Sadece 6 lira ile bir insanın hayatına dokunuyoruz” bana gelecek diye o üç hayvanı sahiplenmeye başladı. Benim kontrol etmeme gerek kalmadı. 200 küçükbaş hayvanla başladık şimdi 2000 hayvana ulaştı. 900’den fazla aile, 90 köyde bu çalışmayı yaptık. Yerele güvenerek onların enerjisini ortaya çıkardık çünkü o küçükbaş hayvan onun için çok değerli. Bir yavru olduğu zaman iki yıl sonra ben o hayvanı kesebilirim, satabilirim ve ondan elde ettiğim gelirle bir çocuğumun iki yıllık eğitim masrafını karşılarım diyor. Köylerde susuzluk problemi had safhada ve bu nedenle pek çok çocuk ölümü oluyor. 30 köyde su kuyuları açtık. Su kuyularının bakımı ve düzgün kullanımı köy yönetiminin kontrolünde. Kadınların elleri günde iki saat havanda pirinç dövmekten nasır oluyor, su topluyor. Bir köye dizel motorla çalışan bir pirinç değirmeni verdik. Kadınlar bu değirmende öğüttükleri pirinçlerin bir kısmını pazarda satıyor. Kazandığı parayla, gereken dizel yakıtı alıyor, hayatının onunla sürdürüyor. Cüzi bir kısmını da aydan aya bizim hesabımıza yatırıyor. Biz o birikeni, bir başka köye başka bir değirmen alarak, kullanıyoruz. Orada kadınlar çok güzel örüyorlar ama onların iplikleri yok, iğneleri yok makineleri yok. Kadınlar ve gençler için atölyeler ve beceri merkezleri kurduk. Marangozluk atölyelerinde gençler Yapılan bu kadar çalışma için yüklü bağışlar oldu mu diye sorumuza ise Betil şu yanıtı veriyor: “Yokluğun ve yoksulluğun olduğu bir yere çok büyük para mı gerekiyor size söyleyeyim. Bize bugüne kadar 450 bin dolar yani bugünün parasıyla ve kurun da arttığını düşünürsek yaklaşık 1,3 milyon TL toplamışız. 1,3 milyon lirayla 200 bin kişinin hayatına dokunmuşuz. İstanbul’da iyi bir semtte iyi bir ev parası oldu bu rakam. 200 bin insan dediğiniz zaman kişi başına 6 lira düşüyor. Bu 6 lira bir kerede verilmiyor yani bir sandviç alıp vermiyorsunuz, bu parayla hayatında değişiklik yapıyorsunuz. Ben Türkiye de yılda 6 lirayla bir insanın hayatını değiştiremem. Türkiye’de yoksulluk var ama orada yokluk var. Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisi. Türkiye’nin yıllık geliri eşit dağılımlı değil ama GSMH’sı 10 bin dolar civarında. Orada ise kişi başı GSMH 500 doların altında. Dünyayı bir tek bütün insanlık olarak baktığımda her yerde yapılacak çok şeyin olduğunu görüyorum. Oradaki yerel enerjinin harekete geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Biz bu bağışı nereden topladık? Bu konuyu anlattığımda duyarlı pek çok kişi ben de çıkartayım 100 lira vereyim diyor. Biz 100 lira ile 15 insanın hayatını değiştirebiliyoruz. Ya da yapanlar çok güzel bir kuyunun da yapımına destek olabilirim diyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu da, Coca Cola Vakfı da destek verdi. İlkelerimiz gereği biz bütün destekçilerimize 3-4 ayda bir mutlaka gelişmelerle ilgili bilgi veriyoruz. Son dört ayda yapılanları onlara anlatıyoruz. Bu bilgiyi sürekli vermek insanlara mutluluk sağlıyor. Verdiğim para insanlara gitti bak beni hala bilgilendirmeye devam ediyor diyerek, sonraki yıllarda da yardım etmeye devam ediyorlar.” www.ode.com.tr 71 72 Inside This Issue Here we are with the 58th issue of our ODE Pusula magazine. This 58th issue of the magazine is dedicated to ODE’s new investment and Iran’s rising economy. Working hard to become a global brand, ODE is on the agenda with a new investment. With the new factory planned in Eskişehir Industrial Estate, ODE will be the production center having the largest closed area in Turkish insulation sector. The related magazine includes an interview with ODE’s Chairman of the Board Orhan Turan. In the interview, Turan says a 100 million TL investment is planned for the project to be built on 60 thousand sqm of closed area and the total number of ODE employees is predicted to reach 500 and some of the operations will be shifted to Eskişehir. Turan says that Eskişehir will be ODE’s base soon. The magazine also provides information about the investment process in Eskişehir. Another case mentioned in our magazine is the rising economy of Iran and the perspective of Turkish private sector about Iran. Lifting off the embargo on Iran will help energy exports of the oil-rich country, İran to be activated, country’s access to international financing to be facilitated and doors to be opened for global investors. This being the case, Turkish private sector shifted its course to the bordering Iran. It is predicted that the trading volume and cooperation between the two countries is exODE Eylül 2015 pected to increase soon. Opinions of the Turkish private sector, which aims to increase its exports by having a corner again in the Iran market, will be addressed in detail in our Iran file. ODE, one of the important actors in the insulation sector celebrating its 30th anniversary this year, earned the EUCEB certificate after completing the certification process for ODE Starflex Glass Wool that started in 2014. ODE combined the pride of celebrating its 30th anniversary with the happiness of receiving the EUCEB certificate. ODE also appeared in the international exhibitions held in places ranging from America to Russia, from Germany to China and finally in ¬ İstanbul. ODE met its visitors in five different exhibitions in the first four months of 2015 and seized the opportunity of both introducing ODE products to the visitors and closely following the developments in the sector. Another important new in ODE News section is that ODE Yalıtım, currently exporting 4.000 kinds of insulation materials to 75 countries in 5 different geographies of the world, joined a gathering with its dealers, namely its business partners, as part of the ‘30th Anniversary Events’ organised on 22-24 February in Antalya. ODE crowns its work with the awards it receives. ODE was granted an award by the HVAC-R Industry Exporters’ Union (İSİB) in ‘Insulation Materials’ category based on its successful export performance in 2014. ODE is on the agenda in 2015 with its sponsorships Summary as well. Having decided to support football in 20152016 season, ODE signed a sponsorship agreement with İstanbul Başakşehir Football Club which is one of the young and successful football clubs in Turkey. Also the 10th Global Insulation Conference, planned to be held in İstanbul this year with the initiative of ODE Insulation, will be a place where important sector leaders and representatives will come together. ODE also became the sponsor for the autumn meeting of FESI, the independent federation of European insulation companies sector. ODE conducted a Perception Research covering the last quarter of 2014. The research carried out by interviewing a total of 81 dealers revealed that ODE dealers were generally satisfied with ODE marketing activities and that, as for total brand awareness, the awareness rate of ODE was 100%. Besides other work, ODE also continues to invest in its employees. Pursuing the aim of preparing its employees for the future, ODE implemented ‘1 Language 1 Person’ program. Starting the first semester of the program in September with a total of 20 employees, ODE will develop the English language skills of its employees. 73 Stating that they have participated in many prestigious projects with ODE products, ODE Project Sales Specialist Fulya Hamidiye says ODE places much emphasis on R&D work and that the manufactured products offer much higher quality than the market requirements. You can find the interview with Fulya Hamidiye in the pages about Technical Insulation. In our Projects page, we included three domestic projects where ODE’s products were preferred: Antalya Akdeniz University The School of Foreign Languages, the renovated campus of Ankara Gazi University and the Skorsky Helicopter Factory currently being constructed in Çanakkale. The Difference Makers section was dedicated to İbrahim Betil who made important contributions to the development of civil society and finally established the association called ‘Sen de Gel’. And our Dealers page is allocated to Ar-Sucan İzolasyon and Ulacanlar İnşaat as the new dealers of ODE. Our travel page includes an article on England which is famous for its commitment to traditions. England, which is an important and powerful economic partner of our country, holds a 6% share in Turkey’s exports. www.ode.com.tr