Orhan Turan - ODE Yalıtım

Transkript

Orhan Turan - ODE Yalıtım
EYLÜL 2015 SAYI: 58
GELECE⁄‹N
YALITIM ÜSSÜ
YAKINDA ESK‹SEH‹R’DE
75 bin m2’lik alana sahip 3. üretim tesisimiz 100 milyon TL’lik yat›r›m ile Eskişehir’de yükseliyor.
Çünkü biz Türkiye’ye inan›yoruz.
K
ızgın Eylül gündeminde yabancı sermayenin ardı ardına çıkışına
tanıklık ederken Türk iş dünyasının şapkasını önüne koyup
düşünmesi gerekliliğini farklı vesilelerle defalarca dile getirdim.
Getirmeye de devam edeceğim.
Kişi başına düşen milli gelirin, geriye 2007’deki seviyesine düştüğü bir
büyüme evresinden geçerken herkesin bildiği “orta gelir kuşağına”
takılıp kaldık. Oysaki hem yabancı yatırımcı hem de yerli girişimcinin
yatırım hevesi açısından oldukça yüksek bir dönemden geçtik. Her ne
kadar bu fırsatı değerlendiremediysek de, ülkemize olan inancımızı yitirmemeli Türkiye’yi cazip ülkeler arasına yeniden dahil etmeliyiz. Unutmayalım
ki, tasarruf eden bir ülke olmadığımız için büyümek için yabancı yatırıma
ihtiyacımız var.
Eskişehir’e yatırım yapma kararını 2013 yılında vermiştik. 2014 projenin
tasarlandığı ve fizibilitelerinin yapıldığı yıl oldu. 2015’te ilk kazmayı
vurduk. 2016’da üretime geçmeyi planlıyoruz. Bu, bölge için yeni
istihdam ve yeni iş alanları demek. Her yeni yatırım kendi ekosistemini
de oluşturduğundan ODE’nin yarattığı katma değerin çok üstünde bir
ekonomik büyüklüğün Eskişehir’de gerçekleşeceğini görüyorum. Eskişehir
ODE’nin de pek çok operasyonda üssü olacak. Büyüklüğü ile anıldığı
kadar üretim kapasitesi ve ürün kalitesiyle de adından söz edilmesini istediğimiz bir yatırım yapıyoruz. Yeni yatırımımıza böyle bakınca da ekosistemle yaratığımız katma değerin daha da büyüyeceğini şimdiden öngörüyorum.
Orhan Turan
Bir yatırımcı için istikrar en önemli teminattır. Pek çoklarının yatırım
kararını ötelediği bir dönemde, Eskişehir’den bırakın vazgeçmeyi hızlandırmayı düşünüyoruz. Hatta yatırımlarımızı uzun vadeli öngörüyor,
büyüyebileceğimiz alanları gözden kaçırmamaya çalışıyoruz.
ODE her zaman iddialı bir şirket oldu ve bu anlayışla yönetildi.
Çalışanlarımız, bayilerimiz ve tedarikçilerimiz başarımızda her zaman en
etkin rolü oynadılar. Eskişehir de bu birlikteliğin ürünüdür. Hepsine
teşekkür ederim.
Her ne kadar hepimizin malumuysa da dikkatinize sunmak istediğim bir
başka konu daha var ki ihracatımızda büyük yer tutarken pahada
düşük değerli üretim yapıyor olmamız. Kilo başına düşen ihracat rakamımızın yükseltiliyor olması, ileri teknoloji ürünlerin toplam ihracat içindeki
payının büyütülmesi ve ürün çeşitliliği odaklanmak gündemimizin en
önemli konuları olmalı.
Ülkece keyifsiz bir dönemden geçiyoruz. Şehitlerimize Allahtan rahmet
diliyorum. Bu kahredici sürecin hemen bitmesi en büyük dileğim.
Biliyorum ki, ekonomisi güçlü ülkelerde paylaşılacak zenginlik büyük olduğunda kavga çıkmıyor. İşte tam da bu nedenle gündemimizin
ekonomiye dönüyor olması ve daha çok yatırım konuşuyor olmayı
yürekten diliyor Türk iş dünyasını ülkemize yatırıma davet ediyorum.
ODE Yönetim Kurulu Başkanı
“
Paylaşılacak değerin
büyük, ekonomisi güçlü zengin
ülkelerde
neden kavga çıkmaz?
Sizi Türkiye’nin geleceğine
yatırım yapmaya davet
ediyorum.
”
www.ode.com.tr
İmtiyaz Sahibi
ODE Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adına
Orhan Turan
Piyale Paşa Bulvarı Ortadoğu Plaza
Kat: 12 34384 Okmeydanı - Şişli / İstanbul
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Sedef Dinçer
Yayın Kurulu
Orhan Turan
Ali Türker
Kenan Barış Demirdelen
Behiç Barış Ateş
Eylem Oğuz
Yönetim Adresi
Piyale Paşa Bulvarı Ortadoğu Plaza
Kat: 12 34384 Okmeydanı - Şişli / İstanbul
Tel: 0 212 210 49 06 Faks: 0 212 210 49 07
http://www.ode.com.tr
e-mail: [email protected]
Yayın Türü
Yaygın Süreli Yayın
Yapım
Rota Yayınları,
Yapım, Tanıtım Tic. Ltd. Şti.
Ortaklar Caddesi , Murat Apart. 29/A
Şişli/Mecidiyeköy İstanbul
Tel: 0212 211 11 12
Faks: 0212 211 17 87
[email protected]. www.rotaline.com
Yazı İşleri
Serpil Kaya
Fotoğraf
Savaş Batmaz
Görsel Yönetmen
Murat Kara
Baskı Tarihi
Eylül 2015
Baskı ve Cilt
TOR OFSET SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Osmangazi Mahallesi. 3112. Sokak. No:2
Esenyurt/İstanbul
Tel: +90 212 886 34 74(pbx) |
Fax: +90 212 886 34 80
[email protected]
ODE Eylül 2015
Merhaba,
Uluslararası arenada yaşanan ekonomik ve siyasi krizler bir yana, ülke olarak
zorlu günler yaşadığımız bu Eylül ayında, iyimser haberlere her zamankinden
daha çok ihtiyacımız var diyerek bu sayımızda 2 farklı dosya konusu belirledik.
58. sayımızda masaya yatırdığımız ilk “Dosya” başlığı “İran”. 2013 yılındaki
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte İran’da gözlenen değişim süreci, ülkeye uygulanan ambargonun kaldırılmasıyla birlikte yeni bir boyut kazandı. Türkiye dahil
tüm ülkelerin gözü İran’a çeviren bu gelişme sonrası, İran'ın enerji ihracatını etkinleştirmesi ve ülkenin uluslararası finansmana erişiminin kolaylaşmasıyla birlikte
küresel yatırımcılar için işlerin kolaylaşması bekleniyor. Hal böyle olunca Pusula
olarak biz de İran’a ve ülkenin dış ticaretimiz için taşıdığı tehdit ve fırsatlara daha
yakından bakalım istedik.
Bu sayımızın önemli diğer dosya konusu ise gurur duyduğumuz, bizi heyecanlandıran, bizden bir haber: ODE’nin üçüncü üretim tesisi Eskişehir’de 100
milyon TL’lik yatırım ile 75 bin metrekare alan üzerinde yükseliyor. “İyi gelecek
için iyi yalıtım” anlayışı ile 30 yıldır Türk yalıtım sektöründe faaliyet gösteren ODE,
iddiası ve rekabetçiliği ile her zaman rakiplerinden sıyrıldı, sektöre getirdiği
yenilikler ile fark yarattı. Şimdi de ilk etabı 2016’da tamamlanacak olan yeni
üretim tesisimiz ile rekabeti bir üst noktaya taşıyacağız. Eskişehir ile birlikte yeni
bir dönem başlayacak ve ODE global marka olma vizyonunu gerçekleştirmek
için çok büyük bir adım atacak. Yeni yatırımımızın hem sektör hem de ülke için
taşıdığı potansiyel bizi heyecanlandırıyor.
Dosya konuları dışında sektörden ve Türk iş dünyasından en güncel ve dikkat
çekici gelişmeleri de içeren 58. sayımızı beğeni ile okuyacağınızı umuyoruz.
Yeni sayımızda görüşmek üzere,
SEDEF DİNÇER
Kurumsal İletişim Takım Lideri
ODE Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Eylül
2015
İçindekiler
6
Sektörden Haberler
OPEC üretimi düşürmeyecek
Tunus, serbest ticaret bölgeleri kuracak
10 Projelerimiz
OODE ürünleri her zaman bir adım önde
Ankara Üniversitesi Kampüsü de ODE ürünleriyle yenileniyor
12 Çevre
Dünyamız tehlike altında
Çöplükten 126 bin aileye elektrik çıktı
Enerji tasarrufuna kadınlar daha duyarlı
36
9
16 ODE Haberler
ODE yılın ilk dört ayında beş ülkede ziyaretçileriyle buluştu
ODE Yalıtım, EUCEB sertifikası almanın gururunu yaşıyor
ODE Yalıtım, 30. Yıl Bayi Toplantısı’nda yeni yatırım müjdesini
paylaştı
28 ODE Akademi
1 lisan 1 insan…
Aklına sağlık! Öneri sizden ödül bizden…
32 İhracat Gözüyle
Kuveyt Finans Merkezi projesiyle ODE adını Kuveyt’te de söz
ettiriyor
ODE ihracatı 2015’te de büyümeye devam etti
Üzerinde güneş batmayan ülke: İngiltere
37
11
12
42
40 Teknik Yalıtım
Fulya Hamidiye: “Tüm ürünlerimizle prestijli pek çok projede
yer alıyoruz”
42 ODE Dosya
ODE’nin gurur kaynağı fabrikası Eskişehir’de yükseliyor…
Orhan Turan: “Türkiye’nin geleceğine yatırım yapalım”
İran’a uluslararası yaptırımlar azaldı, Türk iş dünyası rotasını
İran’a çevirdi
64 Bayilerimiz
Ar-Sucan İzolasyon
Ulucanlar İnşaat
20 52
68 Fark Yaratanlar
Daha iyi bir dünya hayaline ortak olmak için Sen De Gel…
72 Summary
www.ode.com.tr
6
Avrasya Geçişi Projesi’nde tünel kazma
çalışmaları tamamlandı
Avrupa ile Asya kıtalarını deniz tabanı altında
birleştirip karayolu geçişi sağlayacak Avrasya
Geçişi Projesi’nde tünel kazma çalışmaları
tamamlandı. İstanbul boğazı altında 3 bin
344 metrelik kazının gerçekleştirildiği proje,
100 dakikalık güzergâhı 15 dakikaya indirecek. 2014 yılı Nisan ayında başlayan ve
2017 yılında ulaşıma açılması planlanan proje
1 milyar 245 milyon dolarlık finansman ile
gerçekleşiyor. Hürriyet'in haberine göre, Yapİşlet-Devret modeli ile 24 yıl 5 ay Ataş tarafından işletilecek olan Avrasya tüneli bu sü-
renin sonunda kamuya devredilecek. 3.4
kilometresi İstanbul Boğazı’ndan olmak üzere
toplamda 14.6 kilometre uzunluğunda olan
Avrasya Geçişi Projesi, trafiğin yoğun olduğu
Kazlıçeşme-Göztepe güzergâhındaki ortalama
100 dakikalık yolculuk süresini, 15 dakikaya
kadar düşürecek. Proje Ağustos 2017’de
tamamlandığında ‘seyahat sürelerinin kısalması’ ile emisyon miktarlarında, yakıt tüketiminde ve araç bakım masraflarında azalma
gerçekleşirken, Türkiye ekonomisine de katkı
sağlayacak.
Bursa’da ‘Kompozit
Mükemmeliyet
Merkezi’ kuruluyor
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile
Uludağ Üniversitesi işbirliğinde Türkiye’nin en kapsamlı İleri Kompozit
Malzemeler Araştırma ve Mükemmeliyet Merkezi, Demirtaş OSB’de
(DOSAB) hayata geçirilecek. Tekstil
ve otomotiv merkeziyken, savunma
ve havacılıkta da hedef koyan Bursa’da, İleri Kompozit Malzemeler
Araştırma ve Mükemmeliyet Merkezi
ODE Eylül 2015
kurulacak. Dünya Gazetesi'nden
Gülay Soydan Pehlevan'ın haberine
göre, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) 13 milyon
lira hibe desteği vereceği proje ile
ileri kompozit malzeme kullanan
sektörlerin sürdürülebilirliğine katkı
sağlamayı ve Ar-Ge altyapılarını
güçlendirmeyi amaçlıyor. DOSAB’da
7 bin metrekarelik alan üzerine inşa
edilecek merkezin Türkiye kompozit
malzeme sektörünün toplam cirosu
3 kata kadar büyütmesi hedefleniyor. Son 50 yıldır dünya
genelinde kompozit
sektörü yıllık yüzde 8 civarı büyüme gösteriyor. Dünyada
100 milyar olan kompozit malzeme pazar hacminin de yakın gelecekte 260 milyara çıkacağı öngörülüyor.
Türkiye'den en çok
konutu Irak
vatandaşları aldı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz
ayına ilişkin konut satış istatistiklerini
açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde
Temmuz ayında 96 bin 589 konut satışı
gerçekleştirildi. İstanbul, 17 bin 182
konut satışı ile en yüksek paya (yüzde
17,8) sahip olurken, bu şehri 10 bin
722 konut satışı (yüzde 11,1) ile Ankara,
5 bin 769 konut satışı (yüzde 6) ile de
İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller, 14 konut
ile Hakkari, 16 konut ile Ardahan, 33 konut ile Şırnak oldu.
Yabancılara yapılan konut satışları, temmuzda geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 37,6 artarak 2 bin 27 oldu. Bu alanda ilk
sırayı 686 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya'yı 541 konut ile
İstanbul, 127 konut ile Yalova, 119 konut ile Aydın, 112 konut
ile Bursa, 89 konut ile Muğla izledi. Irak vatandaşları geçen ay
362 konut satın aldı ve bu alanda ilk sıraya yerleşti. Söz
konusu ülke vatandaşlarını 233 konut ile Suudi Arabistan,
195 konut ile Rusya, 147 konut ile Kuveyt, 101 konut ile
İngiltere vatandaşları takip etti.
Sektörden Haberler
S&P: Türk varlıklarına
iştah azalabilir
Uluslararası kredi
derecelendirme
kuruluşu S&P'den
yapılan açıklamada, politik belirsizlikler yükselirken,
Türkiye'nin aynı
zamanda Güneydoğu sınırında
yükselen jeopolitik
endişelerle de karşı karşıya kaldığı
vurgulandı. Türkiye'nin 2015 sonundan önce sabit
bir hükümete yeniden kavuşmasının olası görünmediği değerlendirmesine yer verilen
açıklamada, “Bizim görüşümüze göre bu belirsiz siyasi manzara, potansiyel sermaye
çıkışlarını da içeren hem iç hem de dış olaylara karşı ülkenin politika tepkisini
zayıflatabilir. Erken seçim çağrısı, başlı başına Türkiye'nin kredibilitesini zayıflatacak
bir gelişme olmamasına rağmen, politik belirsizliğin yılın geri kalanında da yüksek
kalacağını düşünüyoruz” denildi.
Yılbaşından bu zamana kadar geçen sürede TL'nin dolar karşısında yüzde 25'ten
fazla değer kaybettiğine işaret edilen açıklamada, değer kaybeden TL'nin, yatırımcıların
Türk varlıklarına karşı olan iştahını azaltabileceği belirtildi.
OPEC üretimini
düşürmeyecek
OPEC Genel Sekreteri Abdulselam El Bedri, Rusya
Enerji Bakanı Aleksandr
Novak ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, OPEC'in petrol üretiminde
30 milyon varil düzeyindeki günlük kotayı değiştirmeyeceğini belirtti.
OPEC'in, günlük kotayı sadece 1,5-2 milyon varil
düşürebileceğini, bunun ise petrol fiyatlarına etki
yapmayacağını belirten Abdulselam El Bedri, Çin
ekonomisindeki gerilemenin bile petrol taleplerini
etkilemediğini ve dünyada petrol talebinin arttığını
vurgulayarak, bu nedenle fiyatlarının bundan sonra
düşmeyeceğine inandıklarını kaydetti.
İran'ın petrol pazarına yeniden dönmesi nedeniyle
OPEC'in olağanüstü toplantıya çağrıldığı iddialarını
da yalanlayan ve buna ilişkin hiçbir talep gelmediğini
belirten Bedri, OPEC'in planlamaya göre bir sonraki
toplantısının Aralık ayında yapılacağını bildirdi. İran
ve Rusya arasında 'ürün karşılığı petrol' anlaşmasının
halen geçerli olduğunu dile getiren Rusya Enerji
Bakanı Novak ise OPEc'in davet etmesi halinde
Aralık ayında yapılacak toplantılarına iştirak edeceklerini belirtti.
Türkiye 'En Büyük 250'deki yerini korudu
Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR'ın (Engineering News Record) müteahhitlerin bir önceki
yılda ülkeleri dışındaki faaliyetlerinden elde ettikleri
gelirleri esas alarak yayınladığı 'Dünyanın En
Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi' listesinde
2013 verilerine göre 42 olan Türk müteahhitlik
firması sayısı, 2014 yılı verilerine göre 2015 yılında
43'e yükseldi. Bu sayı ile Türkiye, 65 firma ile
listede birinci sırada yer alan Çin’in ardından dünyada ikinci sıradaki yerini korudu. Üçüncü sırada
ise 32 firma ile ABD bulunuyor.
Küresel ekonomik krizden en çok etkilenen sek-
törlerin başında yer alan uluslararası inşaat sektöründe, önümüzdeki döneme ilişkin belirsizliğin
gün geçtikçe artması ve denge noktasının sağlanamamasının etkileri görülmeye başladı. En büyük
250 uluslararası inşaat firmasının pazar büyüklüğü,
2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4.1 azalarak
521,6 milyar ABD dolarına geriledi. ENR'ın 'Belirsizlik
Piyasaları Gölgelendiriyor' başlıklı bültenin açılış
cümlesinde kaydettiği "düşen petrol fiyatları, siyasi
kargaşa ve Avrupa'dan Çin'e tüm dünyayı saran
ekonomik aksamalar uluslararası firmaları kaygılandırıyor" değerlendirmesi, konjonktürü özetliyor.
www.ode.com.tr
7
8
Doğu Marmara’da
günde 212 konut
satıldı
Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova'yı
kapsayan Doğu Marmara'da yılın 7 aylık döneminde, günde 212 konut satıldı. Türkiye
İstatistik Kurumu
(TÜİK) Kocaeli Bölge
Müdürlüğü verilerine
göre, bölgede ocaktemmuz döneminde
satılan toplam konut
sayısı geçen yılın aynı
döneminde göre
yüzde 25 artarak, 44
bin 891'e yükseldi. Böylece, bölgede günde
212 konut el değiştirmiş oldu. İlk defa satılan konut sayısı ise söz konusu dönemde, geçen yıla kıyasla yüzde 23,3 artışla 20
bin 784'e ulaştı. Toplam konut satışları içinde ilk
satışın payı yüzde 46,3 olarak hesaplandı. İkinci
el konut satışları da yüzde 26,5 artış gösterdi
ve 24 bin 107'ye ulaştı. Bölgede yılın 7 aylık döneminde en fazla konut 20 bin 299 ile sanayi
kenti Kocaeli'nde satıldı. Sakarya 11 bin 843
konut ile ikinci sırada yer alırken, bunu 6 bin
167 konutla Yalova, 3 bin 606 konutla Bolu, 2
bin 976 konutla Düzce'de takip etti.
Y20 Zirvesi'nden liderlere "Genç
İşsizliğini Azaltma" çağrısı
G20'nin açılım gruplarından
Y20'nin, Boğaziçi Üniversitesi'nin
ev sahipliğinde düzenlenen Gençlik
Zirvesi sona erdi. Zirvenin sonuç
bildirisinde, G20 liderleri, genç işsizliğinin azaltılmasına yönelik somut, ölçülebilir ve kolektif bir hedef
belirlemeye davet edildi. Gençlik20
(Y20) Zirvesi'nin sonuç bildirisinde,
G20 liderlerine genç işsizliğinin azaltılmasına yönelik "somut, ölçülebilir
ve kolektif bir hedef belirleme" çağrısı yapıldı. Y20'nin genç liderleri
ayrıca, "genç ve yenilikçi girişimciler
ile KOBİ'lerin desteklenmesi için
uygun ekosistemlerin geliştirilmesi"
ve "başta dezavantajlı ve ötekileştirilenler olmak üzere gençlerin iş
gücü piyasasına erişiminin kolaylaştırılması için dijital eşitsizliklerin giderilmesi" önerilerinde
bulundu.
"Eğitim sistemiyle iş gücü piyasasının gerektirdiği beceriler arasındaki farklılıkların azaltılması",
"nitelikli staj ve mesleki eğitim olanaklarının artırılması", "öğrencilerin uluslararası dolaşımının
önünün açılması" ve "mülteciler ile göçmenlerin haklarının ve ihtiyaçlarının tanınması" da
Y20 sonuç bildirgesindeki tavsiyeler arasında yer aldı.
Tunus, serbest ticaret bölgeleri kuracak
Tunus, ekonomik kriz ve terörle mücadele
için Libya ve Cezayir sınırlarında serbest ticaret
bölgeleri kuracak. Tunus Ticaret Bakanlığı İcra
Komisyonu Başkanı Muhammed Bu Said’in
yaptığı açıklamada, ülkesinin Libya ve Cezayir
sınırı yakınlarındaki bölgelerde serbest ticaret
bölgeleri kurma çalışmaları yürüttüğünü söyledi.
Bu Said, Tunus’un güney doğusundaki Libya
sınırı yakınındaki Bin Kırdan bölgesinde kurulması planlanan serbest ticaret bölgesinin toplamda 150 hektarlık bir alanı kapsayacağını
ifade etti. Aşamalı olarak gerçekleştirilecek
projenin ilk adımının 60 hektar alanı içine
ODE Eylül 2015
aldığını belirten Bu Said, projenin toplam maliyetinin 120 milyon dinar (61 milyon 200 bin
dolar) olmasının beklendiğini kaydetti. Bu Said, Cezayir sınırına yakın bölgedeki
ticaret bölgesinin ekonomisi gelişmemiş Kef
ya da Tuzır kentlerinde yapılmasının planlandığını söyledi. Belirtilen serbest ticaret bölgelerinin ekonomik gücün zayıf olduğu ve işsizlik
oranlarının oldukça yüksek olduğu bölgelere
kurulmasının altındaki asıl hedefin genç kesimi
terör kıskacından kurtarmak olduğu ifade
ediliyor.
Sektörden Haberler
Özel sektörün
kısa vadeli yurt
dışı kredi
borcu geriledi
Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası (TCMB), 2015 yılı
haziran ayına ait özel sektörün yurt dışından sağladığı
kredi borcuna ilişkin gelişmeleri yayımladı. Bu yılın
haziran sonu itibarıyla, özel
sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli
kredi borcu, 2014 yılsonuna göre 10,3 milyar
dolar artarak, 178,2 milyar dolara yükseldi.
Borçluya göre dağılım incelendiğinde, bir önceki
yılsonuna göre bankaların kredi biçimindeki
borçlanmalarının 8 milyar dolar, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 1,4 milyar dolar
arttığı gözlendi. Aynı dönemde, bankacılık dışı
finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 26 milyon dolar artarken, tahvil stoku ise
303 milyon dolar artışla 3,4 milyar dolara çıktı.
Haziran sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu (ticari
krediler hariç), 2014 yılsonuna göre 10,6 milyar
dolar azalarak 33,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Borçluya göre dağılım incelendiğinde ise
2014 yılsonuna göre bankaların kredi biçimindeki
borçlanmaları 10,4 milyar dolar, finansal olmayan
kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise
261 milyon dolar azalış gösterdi.
Ekonomi iklimi tüm bölgelerde bozuk
Merkezi Münih'te bulunan Alman Ekonomi Araştırma
Enstitüsü (Ifo), dünya ekonomisi ekonomik ikliminin
3. çeyrek anket sonuçlarını yayımladı. Enstitüden
yapılan açıklamada, yılın ikinci çeyreğinde 99,5
puan olan endeksin, üçüncü çeyrekte 95,9 puana
düştüğü bildirildi. Mevcut ekonomik durum değerlendirmelerinin önceki çeyreğe kıyasla olumsuz olmasına karşın, beklentilerin olumlu seyrettiği belirtilen
açıklamada, 3. çeyrekte dünya ekonomisinde önemli
bir iyileşmenin görülmediği ifade edildi.
Ekonomi ikliminin hemen hemen tüm bölgelerde
bozulduğu aktarılan açıklamada, "Endeks, Asya
ve Afrika'da uzun vadeli ortalamanın altında kalsa
da Avrupa ve Kuzey Amerika'da hala kısmen
yüksek seviyede. Endeks, Orta Doğu ve Okyanusya'da gerilemeye devam ederek son altı yılın
en düşük seviyesine indi" denildi. Açıklamada,
Bağımsız Devletler Topluluğu ve Latin Amerika'da
ekonomi ikliminde hafif toparlanma görüldüğü belirtildi. ABD dolarına ilişkin tahminlerin de yer
aldığı açıklamada, "Uzun vadeli faiz oranlarının
özellikle ABD'de gelecek altı ay içinde büyük
ölçüde büyümesi bekleniyor. ABD doları hala biraz
aşırı değerli olarak kabul edilse de önceki ankete
göre daha fazla uzman, gelecek altı ay içinde
doların değerlenmesini bekliyor" değerlendirmelerine
yer verildi.
Küresel rekabet edebilirlikte İskandinavya damgası
IMD World Competitiveness Center (WCC) tarafından yayımlanan 2015 yılı dünyanın rekabet
gücü en yüksek ülkelerinin belirlendiği raporda,
ilk 10'da 3 İskandinav ülkesi yer aldı. Ülkelerin
ticari verimliliklerinin iş piyasası, mali yapı ve
üretebilirlik gibi başlıklara ait göstergeler üzerinden
değerlendirilmesi neticesinde belirlenen sıralamada Norveç yedinci, Danimarka sekizinci ve
İsveç dokuzuncu sırada bulunuyor. 61 ülkenin
yer aldığı raporda ilk 10 ülke ise ABD, Hong
Kong, Singapur, İsviçre, Kanada, Lüksemburg,
Norveç, Danimarka, İsveç ve Almanya.
Geçen yılki sıralamaya göre Norveç bu yıl üç
sıra yükselerek yedinciliğe yükselirken bir diğer
İskandinav ülkesi İsveç ise geçen yıla oranla
dört sıra birden gerileyerek dokuzuncu sırada
kendisine yer buldu. Petrol zengini Norveç aynı
zamanda Hollanda ve Lüksemburg’un ardından
Avrupa’nın rekabet gücü en yüksek 3. ülkesi
oldu. Uzmanlar İsveç’in geçen yıla oranla sıralamadaki düşüşünü ise ülkedeki yüksek vergi
oranları ve yüksek işsizlik oranına bağladı.
www.ode.com.tr
9
10
ODE ürünleri her zaman bir adım önde…
Antalya Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nun yalıtımında
ODE ürünleri kullanıldı. Yalıtım ürünü olarak ODE Membran Serisi
kullanılan proje, geçtiğimiz Nisan ayında tamamlandı.
ODE’nin Antalya bayisi Ar-Sucan İzolasyon
tarafından projelendirilen Antalya Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu yalıtımında,
ODE ürünleri kullanıldı.
Ar-Sucan İzolasyon Satış ve Pazarlama Direktörü Ali Karakaya, projeyle ilgili şu bilgileri
verdi: “Bölgemizin bahar ve kış aylarında aşırı
yağış almasından dolayı su yalıtımı, yapıların
ömrünü uzatmakla birlikte, daha tasarruflu
ve sürdürülebilir bir kaynak kullanımı sağlıyor.
Bu ihtiyaçtan dolayı Antalya Akdeniz Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu yalıtımı işi,
toplam 20.000 m2 alanda çift kat bohçalama
ve tek kat perde su yalıtımından oluşuyor.
2015 yılının Mart ayında başladığımız işi Nisan
ayı sonunda bitirmiş ve teslim etmiş bulunmaktayız.”
Ali Karakaya
ODE Eylül 2015
Projede ana yalıtım ürünü olarak ODE Membran Opal Serisi kullanıldığını belirten Karakaya,
ODE’nin ürün çeşitliliği ve kalitesinin ODE
ürünlerini tercih etmelerinin en önemli nedenleri
Projelerimiz
Ankara Gazi Üniversitesi
kampüsü de ODE
ürünleriyle yenileniyor
Başkent Ankara’daki Gazi Üniversitesi merkez kampüsü yenileniyor.
Kullanım ömrü dolan binalar yıkılarak, yeni ve modern binaların yapılacağı
kampus inşaatı da ODE ürünleriyle yenileniyor. İnşaatta,
ODE’nin Granat serisi membranları kullanılıyor.
olduğunu belirtiyor. Karakaya aynı zamanda
ODE’nin fiyat politikası ve rekabetçi gücüyle
de her türlü projede bir adım önde olmalarını
sağladıklarını vurguluyor.
ODE bayisi oldukları 2015 yılı Ocak ayından
beri ODE ürünlerini projelerinde kullandıklarını
ifade eden Karakaya; “Projelerimizde ODE
ürünleri kullanmamız ürün kalitesi, fiyat politikası
ve hizmet standardıyla projede bir adım öne
çıkmamızı sağlayarak, avantaj sağlıyor.” diyor.
Türkiye’nin köklü yüksek öğrenim kurumlarından Başkent Ankara’daki Gazi
Üniversitesi merkez kampüsü yenileniyor.
Bu kapsamda Gazi Üniversitesi’nin merkez kampüsündeki kullanım ömrü dolmuş binalar yıkıldı. Yerine her biri dört
kat bodrum ve zemin kat üzerine, iki
adet 10’ar katlı enstitü binası, üç katlı
merkez laboratuarı, üç katlı Fizik Kimya
ve Biyoloji Merkez Laboratuarları, üç
katlı Edebiyat Fakültesi, iki katlı konservatuar binası ve iki katlı konser salonu
inşa edilecek.
Müteahhitlik işleri Akay İnşaat tarafından
yapılan Ankara Gazi Üniversitesi merkez
kampüsü binaları ile altyapı ve çevre
düzenlemesi inşaatına 8 Ağustos 2014
tarihinde başladı. İnşaat, 2016 yılının
bahar ayında tamamlanmış olacak.
“ODE’yi gönül rahatlığıyla kullandık”
Projede ODE’nin GP300 ve GP400
membranlarını kullandıklarını dile getiren
Akay İnşaat yetkilileri, sektörde bilinen
kalitesi tartışılamayacak bir marka olan
ODE’yi gönül rahatlığıyla kullandıklarını
ve kullanmaya da devam edeceklerini
söylüyorlar. ODE’yi kullanmalarının hem
iş gücü hem de kalite açısından önemli
katkılar sağladığını da ifade eden yetkililer, ODE’nin sevkiyat programlarına
uymasının firmalarına kazanç sağladığını
da dile getiriyorlar ve bütün işlerinde
ODE’yi kullanmaya devam edeceklerini
sözlerine ekliyorlar.
www.ode.com.tr
11
12
Dünyamız tehlike altında…
Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye
(WWF), büyüyen kentler, iklim değişikliği,
artan tüketim, ulaşım ve sanayileşme
faaliyetlerinin sadece insanlar üzerinde
değil diğer canlı türleri üzerinde de baskı
yarattığına dikkat çekti.
hızla büyüyen kentlerde hissediliyor. 3.
köprü ve 3. havalimanı gibi projeler,
korunan alanları tehdit eden yüzlerce
HES projesi doğal hayatı tehdit ediyor.
2030'da su sıkıntısı çekilecek
Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye
(WWF), 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yayınladığı açıklamada biyolojik
çeşitlilik kaybı, iklim değişikliği, kentleşme
ve sanayileşmeye bağlı sorunlara dikkat
çekti. Açıklamada, büyüyen kentler,
iklim değişikliği, artan tüketim, ulaşım
ve sanayileşme faaliyetlerinin sadece
insanlar üzerinde değil diğer canlı türleri
üzerinde de baskı yarattığı,11 binden
fazla bitki türüne ev sahipliği yapan
Türkiye’nin ciddi koruma çalışmalarına
ihtiyaç duyduğu belirtildi.
Açıklamadan satır başları
şöyle:
l Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN)
tarafından hazırlanan Kırmızı Liste’de Türkiye’deki
127 balık, 103 bitki, 17 memeli ve 16 kuş
türünün nesli tehdit altında.
lNesli tehdit altındaki 364 türün arasında
bugün av turizmine malzeme yapılan bozayı,
yaban keçisi ve yaban koyunu gibi türler de yer
alıyor.
l Kentler büyüdükçe enerji ve kaynak tüketimini
teşvik eden yaşam biçimi yaygınlaşıyor. Isınma
ve trafik amaçlı fosil yakıt kullanımı hava kirliliğini
tetikliyor.
l Kentler büyüdükçe enerji ve kaynak tüketimini
teşvik eden yaşam biçimi yaygınlaşıyor. Isınma
ve trafik amaçlı fosil yakıt kullanımı hava kirliliğini
tetikliyor.
l Toplam nüfusun atık sularının sadece yüzde
60 civarı arıtılıyor. Toplu taşıma eksikliği özellikle
l Kentleşmenin hız kazanması, sanayi
faaliyetlerinin artması Türkiye’nin 2030
yılında su sıkıntısı çekebileceğini de
gösteriyor. Başta su tüketiminin yüzde
89’undan sorumlu tarım sektörü olmak
üzere, suyun kullanıldığı tüm alanlarda
önlem alınması gerekiyor.
l Türkiye’nin iklim değişikliği karnesi
de iyi değil. 1990 yılına göre seragazı
emisyonlarındaki artış oranı 2013 sonu
itibariyle yüzde 110’u geçti. Türkiye’de
kişi başına düşen seragazı emisyonu
miktarı da 6 tonu geçti ve Avrupa ülkelerinin ortalamasına yaklaştı.
l Bu veriler, yılsonunda Paris’te yapılacak iklim zirvesinde Türkiye’nin daha
ciddi sorumluluk alması gerektiğini gösteriyor.
Artan fosil yakıt kullanımı iklim değişikliği sorununu
körüklerken, türler üzerindeki baskıyı da artırıyor.
l Seragazı emisyonlarının yüzde 67,8’i enerji
kaynaklı. Bu da kömür, petrol ve doğalgaz
yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmemiz,
enerji tasarrufu ve enerjiyi verimli kullanma çalışmalarını hızlandırmamız gerektiğini gösteriyor.
Bu havaalanı güneş enerjisiyle çalışacak…
Hürriyet Gazetesi'nin Economic Times ve Al
Jazeera kaynaklı haberine göre, Hindistan karbon salınım oranının düşürülmesini sağlayacak
bir proje için çalışmalara başladı. Kerala eyaletinde yer alan Cochin Uluslararası Havaalanı'nın
enerji altyapısı, tamamen güneş panellerinden
elde edilecek. Güneş panellerine dönüşümden
itibaren, havaalanının 25 yıl içinde atmosfere
300 bin ton karbondioksit yayılmasını önleyeceği
belirtildi. Söz konusu miktar, 3 milyon ağacın
dikilmesine eşit geliyor.
ODE Eylül 2015
Nötr enerjili olarak adlandırılan tesis, ürettiği
enerjinin tamamını kullanacak. Yaklaşık 750
bin metre karelik terminal alanına sahip olan
havaalanı, tamamen güneş enerjisiyle beslenecek. Havaalanında en az 46 bin güneş
paneli bulunacak. 45 dönüm araziye yayılacak güneş panelleri, günde 48 bin birim
enerji üretecek. Cochin Havaalanı'nda Mart
2013'te başlayan yeşil enerjiye dönüş sürecinin ne zaman tamamlanacağı henüz
kesin değil.
Çevre
Mısır’da
çölleşme
tehlikesi
artıyor
Mısır’ın Vadi el-Cedid vilayetindeki yerleşim birimlerini tehdit eden kum yığınlarının yanı
sıra son 10 yıldır tarıma açılan arazileri de istila etmeye başlayan kum tepecikleri, her
geçen gün ilerlemeye devam ediyor. Vadi el-Cedid Erbain Köyü sakinlerinden Muhammed
Abdullah Mütevelli, “Milyonlar harcanarak yapılan yerleşim birimlerine doğru hareket eden
kum yığınlarının her geçen gün yaşadıkları bölgeyi çölleştirdiğini ve bölge halkının göç
etmek zorunda kaldığını” ifade etti. Erbain köyünü örnek veren Mütevelli, şunları söyledi:
"2001 yılında milyonlarca Mısır lirası harcanarak inşa edilen 6 köyün tamamı kum
yığınlarının altında kalma tehlikesiyle yüz yüze. Ayrıca her aile için ayrılan 2’si zeytin
yetiştirmek hedefiyle ayrılan 7 hektarlık tarım arazisi de çölleşmeye başladı."
Su ihtiyacının yüzde 95'in Nil Nehri'nden karşılayan Mısır'da Nil deltası dışındaki bölgeler
ve ülkenin güney vilayetlerinde çölleşme riski her geçen gün artıyor. Ülkenin güney
batısında yer alan ve yüzölçümü bakımından Mısır’ın en büyük vilayeti olan Vadi el-Cedid,
Afrika’da ise en büyük üçüncü vilayet olarak biliniyor. Daha çok bedevilerin yaşadığı
vilayette nüfus oranı da ülkenin diğer vilayetlerine oranla son derece düşük.
Çin'deki ölümlerin yüzde 17'si hava
kirliliğinden
ABD merkezli çevre kuruluşu Berkeley Earth
uzmanlarının yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına
göre Çin'deki ölümlerin yüzde 17'si hava kirliliğinden kaynaklanıyor. Geçen yıl dört ay boyunca
yapılan araştırma sırasında hava kirliliği toplam
bin 500 ayrı noktada ölçüldü. Çin nüfusunun
yüzde 38'lik kısmının “sağlıksız” olarak tanım-
lanabilecek bir havayı soludukları saptandı.
Hava kirliliğini günümüz dünyasının en önemli
çevre felaketi olarak tanımlayan araştırmacılardan
Richard Muller, Pekin'i son ziyaretinin hava kirliliğinin endişe verici boyutlara ulaştığı bir ana
denk geldiğini belirtti. Muller, “Kirli havayı soluduğum her saat hayat beklentim 20 dakika kısaldı. Bu, her erkek, her kadın ve her çocuğun
saat başı 1,5 sigara içmesine benzetilebilir”
dedi. Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre
Çin'de insan sağlığını en çok ince toz tehdit
ediyor. Çapı en az 2,5 mikrometrenin altında
partiküllere ince toz adı veriliyor. Akciğerlere
giren ince toz kalp krizine, felce, akciğer kanserine
ve astıma neden olabiliyor.
13
‘Gölge
Topları’
Türkiye’de de
üretiliyor
Ankaralı girişimci ve iş adamı Erkan
Koca’nın uzun süredir üzerinde durduğu
ekolojik proje, ABD’de uygulanınca Türkiye’de de ilgi uyandırdı. Koca, ABD’nin
California eyaletine bağlı Los Angeles
kentinin susuzluk sorununu çözmek için
büyük barajlardan birini 96 milyon tane
siyah plastik topla örtmesini ve kendisinin
yıllardır uygulamaya çalıştığı bu projeyi
AA muhabirine anlattı. ABD’de "gölge
topu" olarak adlandırılan cisimlerin barajlardaki suyun buharlaşarak boşa gitmesini önlemenin yanı sıra atık su depoları, nükleer santraller, maden şirketleri
ve havalimanlarında da kullanılabileceğini
ifade eden Koca, şunları söyledi: "Tüm
nükleer santrallerin soğutma havuzları
bulunur. Bu havuzlar yurtdışında birçok
şirket tarafından gölge toplarıyla doldurulur ve herhangi bir sızma ve çevreci
bir provokasyona maruz kalmamak için
soğutma sırasında buharlaşma engellenir.
Havalimanlarında da, özellikle sulak bölgelerde kuşlar su içmek için bu alanlara
inerler. Bu alan toplarla kapatılırsa hayvanlar suyu görmeden gitmek durumunda kalır. Aynı zamanda alandaki
uçaklar da zarar görmeyecek, çevrenin
dengesi de bozulmayacak."
www.ode.com.tr
14
Nepal ve Hindistan’da deprem riski devam ediyor
Araştırmalar sonucu elde edilen
veriler, Nisan ayında Nepal'de büyük yıkıma ve can kaybına neden
olan depremin yer altında oluşturduğu baskının tamamının henüz
açığa çıkmadığını ve basıncın batı
bölgelerine itildiğini gösterdi. Yer
altı bilimi dergisi Nature Geoscience and Science'da yayımlanan
araştırmayı yürüten uzmanlar, bölgenin daha fazla gözlemlenmesi
gerektiğini duyurdu. Nisan ayında
Nepal'de meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremde 9 bine
yakın kişi ölmüş, binlerce kişi yaralanmış, binlerce kişi de evsiz
kalmıştı. Deprem, Hint tektonik
tabakalarının kuzeyde Avrasya tabakasını ittiği, zemini yılda ortalama
2 cm hareket ettirdiği çarpışma
kuşağında meydana geldi. Nepal'in
başkenti Katmandu yakınlarındaki
Himalaya fay hattı yıllar boyunca
bölgede basınç oluşturdu.
BBC Bilim Muhabiri Rebecca Morelle'nin haberine göre Profesör
Avouac, "Eğer deprem sıkışan
bölgenin tamamını Himalaya'ya
kadar kırmış olsaydı, çok daha
büyük bir deprem olurdu" dedi.
Uzmanlar, bu basıncın bir kısmının
batı bölgelere, Nepal'de Pokhara'nın batısı ve Hindistan'da Delhi'nin kuzeyine doğru ilerlediğine
inanıyor. Profesör Avouac, "Nepal'in batısıyla ilgili büyük kaygılarımız var" uyarısında bulundu.
Deprem sonrası hasar
tespiti için özel
yazılım
Türk mühendisleri tarafından geliştirilen özel bir yazılım
sayesinde deprem sonrasında hasar tespiti anında belirlenebilecek. AFAD-RED adı verilen sistem, depremdeki
her türlü can ve mal kaybını ortaya çıkaracak. Yeni geliştirilen AFAD-RED ismi verilen yazılım sayesinde
tahmini can kayıpları, yaralılar, binalardaki hasar ve
yardıma ihtiyaç duyan kişi sayısı belirlenebilecek.
Deprem Ön Hasar ve Kayıp Tahmin Sistemi'ndeki
(AFAD-RED) amacın, "Afet yönetim döngüsü içerisinde
bulunan her unsur için afet alanına gitmeden önce
karşılaşılabilecek resmi kabaca görebilmek" olduğunu
ifade eden AFAD Deprem Dairesi Başkanı Ulubey
Çeken; sistemin aynı zamanda hasar yapıcı depremden
hemen sonra ya da hasar yapıcı deprem potansiyeli
yüksek olan bir bölge için tahmini yapısal hasarları,
can kaybı ve yaralılar ile tahmini geçici barınma
hizmetine ihtiyacı olan kişi sayısını ortaya çıkaracağını
söyledi. Deprem Erken Uyarı Sistemi ilk olarak Hatay
ve Kahramanmaraş illerinde uygulanmaya başlanacak.
ODE Eylül 2015
Japonya dünyanın en büyük yüzer
rüzgar türbinini kuruyor
Fukuşima nükleer kazasının ardından
alternatif enerji teknolojilerine yönelen
Japonya, yüzen rüzgar türbini ile 7
megavatlık kurulu güç elde etmeyi
amaçlıyor. Proje kapsamında üretilen
7 megavatlık türbin 104 metre uzunluğunda, üç kanattan oluşan pervanenin bir tanesi ise 80 metre uzunluğunda olacak. Denizden 32 kilometre
uzağa kurulan türbin 20 tonluk deniz
içi sabitleyiciler kullanılarak inşa edilecek. Rüzgar türbininin Japonya'da
sıklıkla meydana gelen dev dalgalara ve hatta güçlü tsunamilere dayanıklı
olması bekleniyor. İnşaatı süren türbinin 401 milyon dolar değerinde olduğu
belirtilirken, proje Japon firması Marubeni Co., Japonya Hükümeti, bazı özel
ve kamu kurumlarının desteği ile yürütülüyor. Japonya’da 2011 yılında meydana gelen deprem ve tsunaminin ardından
yaşanan Fukuşima faciası sonrası bazı nükleer istasyonlar kapatılmıştı. Artan
elektrik talebini karşılamak için 2014'de ülkenin LNG talebi rekor düzeyde
artarak yaklaşık 90 milyon ton olarak gerçekleşmişti.
Çevre
15
Türkiye en çok 'Leed
Sertifikası' alan
Çöplükten 126 bin
aileye elektrik çıktı 10 ülke arasında
İstanbul’daki çöp depolama tesislerinde, yaklaşık 126 bin ailenin
yıllık elektriği üretildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret AŞ
(İSTAÇ), 2001-2013 yıllarında Hasdal, Kömürcüoda ve Odayeri
arıtma enerji üretim tesislerini devreye aldı. Yatırımlarla söz
konusu tesislerde depolanan çöp gazı (metangazı) elektrik
enerjisine dönüştürülmeye başlandı.
Hasdal Depolama Sahası Enerji Üretim Tesisi ile Odayeri Arıtma
Tesisi’nin tüketimini karşılayan enerji üretim tesisi 2 megavat,
Odayeri Enerji Üretim Tesisi 34 megavat ve Kömürcüoda Enerji
Üretim Tesisi 14 megavat kurulu güçle elektrik üretti. Hasdal
Depolama Sahası Enerji Üretim Tesisi geçen yıl 383 megavatsaat,
Odayeri Arıtma Tesisi 11 bin 944 megavatsaat, Odayeri Enerji
Üretim Tesisi 239 bin 263 megavatsaat, Kömürcüoda Enerji
Üretim Tesisi 96 bin 644 megavatsaat elektrik üretildi. İSTAÇ
tarafından işletilen söz konusu tesislerde geçen yıl toplam
elektrik üretimi 348 bin 232 megavatsaati buldu. 4 kişilik bir
ailenin aylık ortalama 230 kilovatsaat elektrik tükettiği dikkate
alındığında, tesislerde 126 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine
karşılık gelen üretim yapıldı.
Türkiye, Amerikan Yeşil Bina Konseyi
USGBC tarafından yapılan ve 150
ülkeyi kapsayan bir araştırmaya
göre, çevre dostu yeşil bina sertifikaları sıralamasında ilk 10’a
girmeyi başardı. Dünya Gazetesi'nden Didem Eryar Ünlü'nün haberine göre, kuruluş, 2015 yılı itibariyle
yapılan değerlendirmede, Türkiye’nin toplam 2.95 milyon metrekarelik sınıflandırılmış bina alanı,
23.74 milyon metrekare sertifikalı
ve aday bina kapalı alanı ve 477
adet sertifikasını almış ve aday projesi ile ABD hariç dünya ülkeleri sıralamasında 9. sırada yer aldığını açıkladı. Bu veri ile Türkiye’nin gelişen gayrimenkul pazarındaki çevre dostu
eğilimi dünya sahnesine taşıyarak yabancı yatırımcıların ilgisini çekmesi
bekleniyor.
Enerji tasarrufuna
kadınlar daha duyarlı
GfK Türkiye'nin, mart ve nisan aylarında 15 kentte bin 235 kişiyle
"enerji verimliliği" üzerine gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları
açıklandı. Buna göre, katılımcıların yüzde 88'i enerjinin tasarruflu
kullanılmasını önemli bulurken, enerjide tasarrufu önemsiz bulanların
oranı yüzde 7 oldu.
Tüketicilerin yüzde 67'sinin gereksiz yere yanan lambaları söndürerek elektriği verimli kullanmaya çalıştığını ifade ederken, kadınların yüzde 71'i, erkeklerin ise yüzde 63'ü gereksiz yanan
lambayı kapatarak tasarruf yaptıklarını belirtti. Elektriği verimli
kullanmak için hiçbir şey yapmayanların oranı ise yüzde 19
olarak tespit edildi. Katılımcıların yüzde 70'inin evlerinde kullandıkları
elektrikli eşyaların hangi enerji sınıfına ait olduğunu bilmedikleri
ortaya çıkarken, bu oran kadınlarda yüzde 66, erkeklerde ise
yüzde 73 olarak belirlendi.
www.ode.com.tr
16
ODE yılın ilk dört ayında beş ülkede
ziyaretçileriyle buluştu
ODE; Amerika’dan Rusya’ya Almanya’dan Çin’e son olarak da İstanbul’da düzenlenen uluslararası fuarlarda
boy gösterdi. ODE 2015 yılının ilk dört ayında beş fuarda ziyaretçileriyle buluşurken, hem ODE ürünlerini
ziyaretçilerine tanıtma hem de sektördeki gelişmeleri yakından takip etme fırsatı da yakalamış oldu.
AHR Fuar'nda ODE ürünleri tanıtıldı
ODE’nin 2015 yılının ilk fuar organizasyonu
Amerika’nın Chicago kentinde düzenlenen
AHR Expo Isıtma, Soğutma ve Havalandırma
Fuarı oldu. McCormick Place’da 26 - 28
Ocak tarihleri arasında düzenlenen fuara,
dünyanın önde gelen firmalarının stantları
yer aldı. Fuarda ziyaretçileriyle buluşan ODE,
onlara yeni ürünleri hakkında bilgi verdi.
Fuarın çok iyi geçtiğini ifade eden ODE
Genel Müdürü Ali Türker, “Fuarın bize katkısı
büyük oldu. Bu fuarlara katılmamızın sektörümüzün gelişmesi açısından faydalı olduğuna
inanıyorum. Bu fuarlarda son teknolojik gelişmeleri yakından takip etmenin yanı sıra
ODE ürünlerimizi de ziyaretçilerimize tanıtma
fırsatı yakalamış oluyoruz. Böylece fuarlarına
katıldığımız ülkelerle de ekonomik ve ticari
ilişkilerimizin başlaması için de yeni fırsatlar
yaratıyoruz.” dedi.
ODE ISH 2015 Fuarı’nda…
Dünyanın en önde
gelen ticaret fuarlarından, Banyo, Yapı,
Enerji, Klima Teknolojileri ve Yenilenebilir
Enerji Teknolojileri
Fuarı ISH 2015, 1014 Mart 2015 tarihleri
arasında Almanya’nın
Frankfurt kentinde
yapıldı.
Fuarda ODE’yi temsilen Genel Müdür
Ali Türker, Satış ve
Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Ateş, İhracat Grup Takım
Lideri Ersin Yıldız yer aldı. ODE yetkilileri, ODE’nin ürünlerinin fuarda büyük ilgi
gördüğü ve Türk yalıtım sektörünü Almanya’da temsil etmekten mutluluk duyduklarını
belirttiler.
ODE Eylül 2015
ODE yeni ürünleriyle
Mosbuild
Fuarı’nda…
14 – 17 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen
Mosbuild Uluslararası Yapı ve İnşaat Teknolojileri Fuarı, 20 yılı aşkın süredir, katılımcı
ve ziyaretçilerine, inşaat ve dekorasyon
pazarındaki ürünleri ve teknolojileri sunuyor.
Rusya’nın Moskova kentinde düzenlenen
fuar, özellikle Rusya’ya yönelmek isteyen
inşaat firmalarının
ilgisini çekiyor.
ODE fuarda yeni
ürünleriyle boy
gösterirken, fuarın
dikkat çeken firmalarından biri
oldu.
ODE Haberler
17
ODE Yapı Fuarı’nda yeni ürün segmentasyonunu
ve Multipack paketleme sistemini sergiledi
AR-GE çalışmaları sonucu yenilenen çevreci
ürünlerini 21 - 25 Nisan tarihlerinde İstanbul’da
düzenlenen Yapı Fuarı’nda ziyaretçileriyle buluşturan ODE Yalıtım, en büyük ilgiyi ODE
Starflex Camyünü Multipack paketleme sistemi
ile gördü.
Türkiye’nin ve dünyanın en önemli sektörel buluşmalarına katıldıklarını, fuarlara, etkinliklere ve
seminerlere önem verdiklerini söyleyen ODE
Genel Müdürü Ali Türker bu sene düzenlenen
Yapı Fuarı’nda, öncelikle sektör paydaşları ile
ODE’nin 30. yılını yaşamanın gururunu paylaştıklarını belirtti. Yapı Fuarı’nda tüm ürünleri için
geçerli, ürün segmentasyon sürecini lanse et-
tiklerini, en büyük ilgiyi ise ilk kez
bu fuarda sektörle paylaştıkları
Multipack paketleme sisteminin
gördüğünü belirten Ali Türker, “ODE
olarak AR-GE stratejimizde müşterilerimizin talepleri kadar çevreyi
ve geleceğimizi ön plana alarak
hareket ediyoruz. Son yıllarda özellikle segmentasyon süreciyle birlikte çevre dostu ürün
geliştirmeye odaklandık. Geçen yıl camyününde elyaflama yatırımını gerçekleştirdik. Bu yıl
içinde de, Çorlu’daki fabrikamızda multipack
paketleme alanında yatırım gerçekleştireceğiz.
Bu yatırımla, cam yününde lojistik olarak aynı
hacme yüzde 33 daha fazla yükleme, paletle
indirme bindirme, dışarıda stoklama ve minimum
stok maliyeti imkanı gibi birçok fayda sağlayacak.
Ayrıca cam yünü ürününde fırın yenileme sistemi
ile kapasite artışı hedefliyoruz.” dedi.
Son yıllarda çevreci ürünler konusunda AR-GE
çalışmalarına hız verdiklerini ve özellikle cam
yünü ürününde pazardaki dinamikleri değiştirecek
birçok yeniliği hayata geçirmiş olmaktan dolayı
mutluluk duyduklarını belirten Türker, ODE
Starflex Camyünü ürünü için EUCEB sertifikalandırma sürecinin tamamlandığını da sözlerine
ekledi. ODE olarak çevre dostu
üretime, kalite yönetimine ve
standardizasyona büyük önem
verdiklerini belirten Türker; “Ürünlerimizin insan sağlığına zararlı
olmadığının ispatlanmış ve sürekli
kontrolünün sağlanmış olması
kullanıcıların güvenilirlik dahil, olası birçok soru
ve tereddütünü giderecektir. ODE Starflex Camyünü ürünümüzde olduğu gibi, diğer ürünlerimizde de sertifikalandırma süreçleri tamamlandığında sektörle paylaşmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Bu yıl 38.’incisi gerçekleşen Yapı Fuarı’nda
sektör paydaşları ve ziyaretçileri ile 30. yılını
kutlamanın yanı sıra yenilenen çevreci ürünlerini
de paylaşmanın gururunu yaşayan ODE Yalıtım,
verimli ve başarılı geçen fuar süresince Türk
katılımcıların yanı sıra özellikle Türki Cumhuriyetler,
Kuzey Avrupa ve Arap ülkelerinden gelen ziyaretçilerle sıcak iş temaslarında bulundu. ODE 2015 yılında katılacağı son fuarsa, 23 –
26 Kasım tarihleri arasında Dubai’de katılacağı
Dubai The Big5 Fuarı olacak.
ODE Çin’de ziyaretçileriyle buluştu
ODE’nin 2015 yılında katıldığı üçüncü uluslararası fuarsa,
China Refrigeration Isıtma, Soğutma ve Havalandırma
Fuarı oldu. Fuar, Çin’in Şanghay kentinde, 8 – 10 Nisan
tarihleri arasında düzenlendi. Fuarın sektör temsilcilerini
buluşturduğunu ifade eden İhracat Grup Takım Lideri Ersin
Yıldız, “ODE’nin 30. yılında, böyle büyük bir organizasyonda
ODE ürünlerini ziyaretçilerimizle buluşturduk. Standımızı
ziyaret eden konuklarımız ve müşterilerimiz tarafından
ürünlerimizin beğenilmesi ve takdir edilmesi, uluslararası
arenada yeni fırsatların yaratılması açısından önemli olduğunu
düşünüyorum. ODE olarak, böyle büyük organizasyonlarda
ürünlerimizle katılmaya devam edeceğiz.” dedi.
www.ode.com.tr
18
ODE Yalıtım, EUCEB sertifikası
almanın gururunu yaşıyor
30. yılını kutlayan yalıtım sektörünün en önemli oyuncularından
ODE Yalıtım, Ode Starflex Camyünü ürünü için 2014 yılında başlanan
sertifikalandırma sürecini tamamlayarak, EUCEB Belgesi’nin sahibi oldu.
EUCEB NEDİR?
EUCEB (Mineral Yünler için Avrupa Sertifikasyon Kurulu) 1272/2008 / EC no’lu Avrupa
Yönergesine göre kanserojen olarak sınıflandırılmamış mineral yün ürünleri izleyen
belgelendirme otoritesidir.
EUCEB, Camyünü ve Taşyünü ürünlerin
1272/2008 / EC Yönergesi Note Q kriterlerine
uygunluğunu belgeler ve elyafların bu kriterleri sürekli olarak sağladığını, bağımsız
ve nitelikli uzmanlar ve kurumlar tarafından
gerçekleştirilen örnekleme ve analiz sonuçları
ile izler. EUCEB Belgeli Camyünü ve Taşyünü,
kanserojen olmadığı kesin olarak ispat edilmiş elyaflardır. EUCEB Belgesi alabilmek
için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi
gereklidir:
Camyünü ve Taşyünü (EC) No 1272/2008
Note Q kriterlerini sağladığı, EUCEB tarafından
tanınmış bir laboratuarda test edilmeli ve belgelendirilmelidir.
EUCEB Belgeli Camyünü ve Taşyünü üreticilerinin elyafları, yılda iki kez EUCEB tarafından yetkilendirilmiş örnekleme ve analiz
kurumları tarafından temin edilip analiz
edilmeli, bu örneklerin başlangıçta test
edilen ve belgelendirilen ürün ile aynı olduğu
delillendirilmelidir.
İnsan sağlığına zararlı olmadıkları ispatlanmış
ve sürekli kontrolünün sağlanmış olması
kullanıcıların güvenilirlik dahil, olası birçok
soru ve tereddütünü de giderecektir.
ODE Eylül 2015
Detaylı Ar-Ge çalışmaları sonucu elde ettiği
ürün segmentasyonlarını katıldığı 38. Yapı
Fuarı ile ziyaretçileri buluşturan ve ODE Starflex
camyününde gerçekleştirilen Multipack paketleme sistemi büyük ilgi gören ODE, sertifikalandırma sürecini tamamlayarak EUCEB
Belgesi sahibi oldu. ODE, insan sağlığına
zararlı olmadığı ispatlanmış ODE Starflex
camyünü ürünlerini; EUCEB Belgeli olarak
kullanıcılarının hizmetine sunmaya başladı ve
camyününde pazarda pazardaki dinamikleri
değiştirecek birçok yeniliği hayata geçirdi.
EUCEB Belgeli Camyünü, kanserojen olmadığı
kesin olarak ispat edilmiş elyaflar anlamına
geliyor. EUCEB (Mineral Yünler İçin Avrupa
Sertifikasyon Kurulu), camyünü ve taşyünü
ürünlerin 1272/2008 EC Yönergesi Note Q
kriterlerine uygunluğunu, bu kriterleri sürekli
olarak sağladığını, bağımsız, nitelikli uzmanlar
ve kurumlar tarafından gerçekleştirilen örnekleme ve analiz sonuçları ile izliyor.
“Geleceği Yalıtır” sloganı ile
Türkiye’yi geleceğe taşıyoruz
Ar-Ge stratejilerinde müşterilerinin talepleri
kadar çevreyi ve geleceği de ön plana alarak
hareket ettiklerini belirten ODE Genel Müdürü
Ali Türker, “ODE, tedarikçi üretici olmanın
çok ötesinde sürdürülebilir bir gelecek için
son yıllarda özellikle “Verimlilik” konusuna
ağırlık vermekte ve bunu üretimindeki yeniliklerle de desteklemeye devam etmektedir.
ODE olarak, üretimimizde yaptığımız yenilikler
sayesinde pazara dünya kalitesinde ürünler
sunmanın yanı sıra doğanın korunmasına da
maksimum katkı sağlamış olacağız. Ürünlerimizin insan sağlığına zararlı olmadığının ispatlanmış ve sürekli kontrolünün sağlanmış
olması kullanıcılarımız için çok önemli.” dedi.
ODE, sürdürülebilirlik ve tasarruf
alanında öncü bir şirket
Türkiye’nin birçok alanda tasarrufa ihtiyacı
olduğunun altını çizen Türker, ODE olarak
kamuoyunda yalıtım ve enerji verimliliği alanında
gönüllü öncülük yapmaktan dolayı mutlu olduklarını da sözlerine ekledi. Tüm ürünlerine
yönelik olarak segmentasyon ve sertifikalandırma süreçlerinin devam edeceğinin de
bilgisini veren Türker; “Geçen yıl camyününde
elyaflama yatırımını gerçekleştirdik.
Bu yıl içinde de, Çorlu’daki fabrikamızda
multipack paketleme alanında yatırım gerçekleştiriyoruz. Bu yatırım, cam yününde lojistik olarak aynı hacme yüzde 33 daha fazla
yükleme, paletle indirme bindirme, dışarıda
stoklama ve minimum stok maliyeti imkanı
gibi birçok fayda sağlıyor. Ayrıca cam yünü
ürününde fırın yenileme sistemi ile kapasite
artışı hedefliyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
ODE Haberler
ODE Yalıtım, 30. Yıl Bayi Toplantısı’nda
yeni yatırım müjdesini paylaştı
Bugün, 4.000 çeşit yalıtım malzemesini dünyanın 5 farklı coğrafyasındaki 75 ülkeye ihraç eden
ODE Yalıtım, ‘30. Yıl Etkinlikleri’ kapsamında ilk olarak iş ortakları olan bayileriyle 22-24 Şubat
tarihlerinde Antalya’da bir araya geldi.
Sunuculuğunu ünlü radyocu Geveze’nin yaptığı toplantıya, Türkiye genelinde 130 ODE
bayisi katıldı. Toplantının açılışında, ODE
Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan
ile kısa bir söyleşi yapan Geveze, ODE’nin
başarı hikayesini ilk ağızdan dinleyicilerle
paylaştı. ODE’yi bugünlere taşıyan bu uzun
yolculukta her zaman büyük bir kararlılık,
azim ve güçle çalıştığını belirten Orhan Turan,
birikim ve tecrübelerini şöyle paylaştı: “Biz,
‘iyi gelecek için, iyi yalıtım’ ilkesi ile Türkiye’nin
öncü yalıtım markası olmaya inandık. Gelişime
odaklı şirket kültürümüzle bundan sonra da,
ODE’yi geleceğe taşımak için sürekli değişimle
yenilenmeye ve daha nice yıllar hep birlikte
büyük başarıları paylaşmaya devam edeceğiz.
ODE’nin yerel bayilikten bugün ulaştığı noktada, başarılarına tanık olmak ve bunları
sizlerle paylaşmak beni çok gururlandırıyor.
Sizlerin de katkıları ile ODE, bir dünya markası
olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor.”
dedi.
Toplantıda, Orhan Turan’ın ardından söz
alan ODE Genel Müdürü Ali Türker ise,
şirket yatırımları hakkında önemli bilgiler
verdi. Geçtiğimiz 5 yılda yaklaşık 80 Milyon
USD yatırım yaptıklarını, önümüzdeki 5 yıl
için ise 50 Milyon USD yatırım planladıklarını
belirten Ali Türker, Eskişehir’de yapımına
başlanan yeni üretim üssünün detaylarını
da paylaştı; “Artan yurtiçi ve yurtdışı taleplerini
karşılamak üzere, bu yıl Eskişehir’de 100
milyon TL yatırımla 5 yıl içerisinde tamamlanacak olan yeni üretim üssümüzü hayata
geçiriyoruz. İlk fazı 12 ayda tamamlanacak
olan fabrikamız, ikinci fazı ile birlikte toplam
100 bin m2 kapalı alana ve 20.000 tonla
Türkiye kauçuk pazarının 2,5 katı kapasiteye
sahip olacak. Üretimin büyük bir kısmı ise
ihracata ayrılacak.”
ODE’nin ‘30. Yıl Etkinlikleri’ kapsamında 2224 Şubat 2015 tarihinde Antalya Belek Cornelia Diamond Otel’de gerçekleşen toplantıya;
İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Uluslararası
Piyasalar, Hisse Senedi ve Türev Müdürü
Şant Manukyan, gazeteci Prof. Dr. Güngör
Uras, Yönetim Danışmanları Derneği (YDD)
Yönetim Kurulu Başkanı Tülin Seçen ve Solution Consultancy & Training International
Genel Müdürü Hakan Sungur piyasalar ve
sektör dinamikleri hakkında yaptıkları sunum
ve konuşmalarıyla katıldı.
www.ode.com.tr
19
20
İSİB İhracat Başarı
Ödülü ODE’nin…
4.000 çeşit yalıtım malzemesini,
dünyanın 75 ülkesine ihraç eden
ODE, 2014 yılında gösterdiği başarılı
ihracat performansıyla, İklimlendirme
Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB)
tarafından ödüle layık görüldü.
2011 yılından bu yana, üye firmalarını çeşitli kategorilerde ödüllendiren İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), 2014 yılı ihracat performanslarına göre başarılı şirketlere ödüllerini verdi. Belçika’dan Moldova’ya, Avustralya’dan Pakistan’a kadar
dünyanın 5 farklı coğrafyasında 75 ülkeye ihracat
gerçekleştiren ODE Yalıtım, 2014 yılı ihracat performansı ile ‘Yalıtım Malzemeleri’ kategorisinde
ödüle layık görüldü.
29 Nisan tarihinde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin
yanı sıra şirketlerin üst düzey yetkilileri ve sektör
temsilcilerinin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirilen
ödül töreninde üye firmalara 21 kategoride toplam
59 ödül verildi.
2015 yılında ODE’nin 30. yılını tamamlamanın
gururunu yaşadıklarını ve böylesine anlamlı bir
süreçte ihracat performansları ile ödüle layık
görülmekten ötürü büyük mutluluk duyduklarını
belirten ODE Genel Müdürü Ali Türker; “ODE
olarak, 2011-2014’ü yüzde 75 büyüme ile kapattık. Hazırladığımız beş yıllık stratejik iş planı
kapsamında her yıl, yılda en az yüzde 25 büyüme
öngörüyoruz. Ar-Ge faaliyetlerine 19 Milyon
TL, pazarlama faaliyetlerine ise 27 Milyon TL
kaynak ayıracağız. 2020 yılında 436 milyon TL
konsolide gelire ulaşarak, kapasite ve ciro açısından Türkiye’nin en büyük yalıtım firması olmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek
için son yıllarda özellikle segmentasyon süreciyle
birlikte çevre dostu ürün geliştirmeye odaklandık. Geçtiğimiz günlerde ODE Starflex Camyünü
ürünü için EUCEB Belgesi’ni aldık. Üretimimizde
yaptığımız yenilikler sayesinde pazara dünya
kalitesinde ürünler sunmanın yanı sıra doğanın
korunmasına maksimum katkı sağlayan ürünlerimizi dünyanın her yerine ulaştırmaya devam
edeceğiz.” dedi.
ODE Eylül 2015
ODE Başakşehir Futbol Kulübü ile
sponsorluk anlaşması
imzaladı
2015-2016 sezonunda Türk
sporunun favori dallarından biri
olan futbolu desteklemeye karar
veren ODE, bu kapsamda Türkiye'nin genç ve başarılı futbol
kulüplerinden biri olan İstanbul
Başakşehir Futbol Kulübü ile
sponsorluk anlaşması imzaladı.
Anlaşma kapsamında, yurt içi ve yurt dışında farklı lig ve mücadelelerde ülkemizi
temsil edecek olan kulübün sporcuları,
formalarının şortlarında ODE logosunu taşıyacak. Kulübün yıldız futbolcuları ve aynı
zamanda milli takımda da görev yapan
sporcular, ODE şapkaları ile basında röportaj
verecek. Ayrıca, lig maçlarında statlarda
yer alan LED ekranlarda ODE filmi de
gösterilecek.
Futbol kulübünün yer alacağı ulusal
ve uluslararası mücadelelerde ODE
markasının milyonlarca kişiye ulaşması sağlanacak. ODE, 20152016 Spor Toto Süper Lig sezonunda İstanbul Başakşehir Spor
Kulübü'ne centilmenlik içinde başarılı bir sezon geçirmesini diliyor.
ODE Haberler
21
ASHRAE’nin gücü İstanbul’un ruhuyla buluşuyor
1894 yılında kurulan ASHRAE (American Society
of Heating Refrigerating Air Conditioning Engineers)
Amerikan Isıtma, Soğutma ve İklimlendirme Mühendisleri Derneği, bina tesisat sistemleri, enerji
verimliliği, iç hava kalitesi ve sürdürülebilirlik alanlarında
çalışan sivil bir toplum kuruluşu olarak dikkat çekiyor.
RAL CRC 2015, ASHRAE Turkish Chapter’ın ev
sahipliğinde, 2 – 4 Ekim tarihleri arasında Maslak
Sheraton Otel’de gerçekleştirilecek. Bu yıl “Kentsel
Dönüşüm ve Enerji Verimliliği” başlığıyla gerçekleştirilecek organizasyon, birçok kurum, kuruluş ve
markayı dünyanın dört bir yanından gelecek olan
ODE FESI
organizasyonu
Sonbahar
Buluşması’na
sponsor oldu
Avrupa Yalıtım Firmaları Birlikleri Federasyonu
(FESI – European Federation Of Associations
Of Insulation Contractors) 1970 yılında Paris’de
kurulan Avrupa yalıtım firmaları sektörünün
bağımsız federasyonu olan FESI, teknik yalıtım,
gemi yalıtımı, ses yalıtımı ve yangın yalıtımı
alanlarında faaliyet gösteren 16 ülkeden yalıtım
birliklerini temsil ediyor. 3.300’den fazka Avrupalı yalıtım şirketi FESI
üyesi.
FESI her dört yılda bir
dünya WIACO Kongresi
(World Insulation & Acoustic Congress - Dünya
Yalıtım ve Akustik Kongresi)’ni düzenliyor. Sonuncusu 2012 tarihinde Paris’de düzenlenen
kongrenin bir sonraki ev sahibi, 2016 yılında
ABD’de olacak. Bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen ODE Yalıtım, bu yıl FESIsonbahar toplantısına sponsor oldu.
profesyonellerini bir araya getiriyor. ASHRAE’nin
120 yılı aşkın deneyimi ve 54 binin üzerindeki
üyesiyle dünya çapındaki gücü, İstanbul’un ruhuyla
buluşuyor.
Gerçekleşecek RAL CRC 2015 İstanbul organizasyonuna ODE Yalıtım A.Ş., ‘Gümüş Sponsor’
olarak destek olacak. Böylece ODE, konferansta
kendi tanıtımını yapmasının yanı sıra dağıtılacak
broşür ve kataloglarda da logosuna yer verilecek.
Firma logosu ve bayrakları konferans salonlarında,
toplantı odalarında ve fuaye alanlarında da yer
alacak.
10. Global Yalıtım Konferansı
İstanbul’da düzenleniyor
Yalıtım sektöründe, dünyanın
en önemli organizasyonlarından
biri olarak kabul edilen Global
Yalıtım Konferans & Fuarı’nın
10.’su (10th Global Insulation
Conference & Exhibition), 2930 Eylül tarihleri arasında Radisson Blu Hotel’de düzenlenecek. Yalıtım sektörüne yaptığı
yatırımlarla Türkiye’yi dünyanın
5 kıtasında yaklaşık 75 ülkede
temsil eden ODE Yalıtım’ın girişimleriyle bu yıl İstanbul’da yapılması kararlaştırılan 10. Global
Yalıtım Konferansı, sektörün önemli lider ve temsilcilerini buluşturacak.
Organizasyon, bakanlık/hükümet üst düzey katılımcıların yanı sıra yalıtım sektöründeki
yöneticileri, üreticileri, hammadde tedarikçilerini, bilim adamları ve akademisyenleri,
analistler ve finansçıları ağırlayacak. Konferansta, yalıtım uygulamaları ve teknolojileri
üzerinde durulurken yalıtımın geleceği başlıklı özel bir oturum da yer alacak. Konferansa 40’tan fazla ülkeden gelecek 200 delegenin yanı sıra 20’den fazla katılımcı
firmanın katılması bekleniyor.
Ayrıca ODE Yalıtım yaptığı sponsorluk anlaşması kapsamında organizasyonun 29
Eylül akşamı düzenleyeceği tekne gezisine de ev sahipliği yapacak.
www.ode.com.tr
22
Orhan Turan 11. KOBİ Zirvesi'ne
konuşmacı olarak katıldı
TOSYÖV (Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler
Vakfı)’ün düzenlediği 11. KOBİ Zirvesi, 12 Mart
2015 tarihinde “KOBİ’lerin Orta Gelir Tuzağı’ndan
Kurtulma Stratejileri” temasıyla başladı. Zirvenin “2023 Vizyonu Bağlamında Fırsat ve
Tehditler” başlıklı panel oturumunda TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve
ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan
Turan bir konuşma yaptı. Orhan Turan’ın panelist
olarak katıldığı ve oturum başkanlığını T.C.Eko-
nomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım’ın yaptığı
panelde, Marmara Grubu Başkanı Dr. Akkan
Suver, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin
Özdemir, KAGİDER Başkan Yardımcısı Selma
Akdoğan da yer aldı.
Orhan Turan konuşmasında; Türkiye’nin 2023
hedeflerine ulaşmak için sadece doğrudan ihracata değil, uluslararası markaların satın alınmasına yönelik girişimler yapması gerektiğini
vurguladı. TÜRKONFED’in BORGİP projesinden
de bahseden Turan, pazarlama olanaklarındaki
kısıtlılık ve mesleki eğitim eksikliğinin KOBİ’lerin
önündeki temel sorunlar olarak ortaya çıktığını
belirtti. Orta Gelir Tuzağı’ndan çıkış için, KOBİ’lerde nitelikli insan kaynaklarının geliştirilmesi konusunda
kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen
Turan, fizibilite araştırmaların büyüme aşamasında
yapılabilmesi ve firmaların bu alanda kültürel
seviyelerini geliştirilmesi konusunun önemine
değindi. Turan, rekabet gücü artışı için kurumsallaşma, markalaşma ve finansmana erişim
gibi konularda doğrudan çözüme yönelik adımlar
atılması gerektiğini söyledi. TÜRKONFED Eğitim Toplantısı’nın
ilki Elazığ’da yapıldı
TÜRKONFED ve Hollanda Büyükelçiliği desteği ile sürdürülen “Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Girişimciler İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamdaki ilk Eğitim Toplantısı, 12 Mart 2015 tarihinde
Elazığ’da düzenlendi. Toplantıda ayrıca, proje
çerçevesinde hazırlanan ve bölgelerimizin kurumsal sosyal sorumluluk görünümlerini yansıtan
“KSS Görünüm Raporları’nın” ön tanıtımı da
yapıldı. Türkiye’nin 6 Düzey-2 bölgesini kapsayan ve söz konusu illerdeki kurumsal sosyal
sorumluluk (KSS) bilincinin artırılmasına olmayı
ODE Eylül 2015
amaçlayan projenin ikinci toplantısı
ise 9 Nisan tarihinde Diyarbakır’da,
üçüncü toplantısı 10 Nisan tarihinde Mardin’de, dördüncü toplantısı 30 nisan tarihinde Van’da,
beşinci toplantısı 6 Mayıs tarihinde
Erzurum’da ve altıncı ve son toplantısını da 7
Mayıs tarihinde Ağrı’da düzenledi.
ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Orhan Turan
proje kapsamında Mardin’de düzenlenen Eğitim
Toplantısı’na katılarak, kurumsal sosyal sorumluluk deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
Orhan Turan
TÜRKONFED yeni
yönetiminde Yönetim
Kurulu Başkan
Yardımcısı oldu
Türkiye’nin ekonomi tabanlı en güçlü sivil toplum
kuruluşlarından Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), 23 Mayıs tarihinde
Olağan Genel Kurulu’nu yaptı. İstanbul Çırağan
Palace Kempinski Balo Salonu’ndaki Genel Kurul'a
Türkiye'nin dört bir yanından gelen iş insanları
katıldı.
22 Federasyon ve 150 dernekten oluşan TÜRKONFED'in yeni yönetimi 39 kişiden oluşan Yönetim
Kurulu üyeleri ile ilklere sahne oldu. Başkan Tarkan
Kadooğlu: “TÜRKONFED olarak doğudan batıya,
kuzeyden güneye Türkiye’nin her yerindeyiz. Dolayısıyla bu temsiliyeti yeni yönetimimize de yansıtarak,
çalışmaları daha sağlıklı ve gerçekçi bir şekilde gerçekleştirmek amacını taşıdık. Türkiye’nin her köşesinde iş insanlarının ve farklı sektörlerin yaşadıkları
sorunlara değineceğiz.” dedi.
TÜRKONFED yönetiminde, ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim
Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın Başkan Yardımcılığına
seçildiği yeni dönemde, biri başkan yardımcısı olmak
üzere sekiz iş kadını da yer alıyor.
Orhan Turan, Koç
Üniversitesi’ndeydi
Bu yıl 12.’si düzenlenen Turquality 12 Programı
çerçevesinde, 20-21 Mart 2015 tarihleri arasında,
Koç Üniversitesi Sarıyer Kampüsü’nde, “Uluslararası
Pazarlama” dersi yapıldı. 20 Mart tarihinde yapılan
derse, ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Turan konuk konuşmacı olarak katılım sağladı. Turan, MBA öğrencilerinin Uluslararası Pazarlama dersinde ODE’nin, ticaretten sanayileşme
sürecine uzanan gelişmeleri öğrencilerle paylaştı.
ODE Haberler
23
ODE çalışanları çocukların yüzünü
güldürdü
ODE çalışanları, Van’ın Erciş ilçesindeki
Çetintaş İlkokulu öğrencilerinin yardım
isteklerini geri çevirmedi. ODE çalışanları
kendi aralarında topladıkları ve öğrencilerin
ihtiyacı olan giyim, ayakkabı ve okul malzemelerini, öğrencilere ulaştırdılar. İhtiyacı
olan öğrencilerin yüzünü güldüren bu
yardımlardan dolayı öğrenciler ve okul
yönetimi ODE çalışanlarına teşekkürlerini
ilettiler.
Riskin fırsat etkisi…
Danışmanlık, Risk Yönetimi şirketi Aon, Türkiye’de Yönetim
Danışmanlığı alanında yapılanmasını tamamladı. Şirket, bu
gelişmeyi iş dünyasından liderlerin konuşmacı olarak katıldıkları
ve gelenekselleştirmeyi planladığı “Aon Risk Prizması 2015
Konferansı” ile duyurdu.
24 Mart 2015 tarihinde İstanbul Conrad Otel’de yapılan
AON Risk Prizması 2015’te
risk yönetiminin kurumsal varlığa etkisi, riskin fırsat etkisi,
siber risk yönetimi gibi konular
masaya yatırıldı. ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Turan, ‘Riskin Fırsat Etkisi’ başlıklı oturuma panelist
olarak katıldı. Tamer Saka’nın moderatörlüğünü yaptığı oturumun diğer panelistleri Bülent Beydüz, Erhan Baş ve Doğu
Özden oldu. Konuşmacılar riskin fırsat etkisi üzerine başarı
hikayelerini katılımcılarla paylaştılar.
TKYD VII. Olağan Genel Kurul
Toplantısı gerçekleştirildi
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin
(TKYD) 30 Mart 2015 tarihinde Sabancı
Center’da düzenlenen VII. Olağan Genel
Kurul toplantısında yönetim ve denetim
kurulu üyeleri seçimi yapıldı. 2015-2017
döneminde görev yapacak yönetim kurulunda Anadolu Grubu İcra Başkan Yardımcısı Hurşit Zorlu ile birlikte
Orhan Turan, İlhami Koç, Gür Çağdaş, F.Füsun Bozok, Ali Aydın Pandır,
Feyhan Yaşar, Uğur Bayar, Nevra Özhatay, Kayra Üçer ve Tevfik Bilgin’in
aralarında olduğu iş dünyası temsilcileri görev aldı.
Adil, şeffaf, hesap verebilir ve sorumlu yönetim anlayışının en iyi uygulamaları
ile hayata geçmesi için Türkiye’de ve bölge ülkelerde rehberlik ve liderlik
yapmakta olan Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin yedinci Olağan
Genel Kurul toplantısında gelecek dönem yönetim ve denetim kurulu
üyeleri seçimi yapılırken dernek stratejisi konusunda bilgi verildi.
www.ode.com.tr
24
Marka bilinirliğinde
ODE’nin bilinme oranı % 100
ODE, 2014’ün son çeyreğinde gerçekleştirilen Algı Araştırması’nda toplam 81 bayi ile görüşüldü. Yapılan araştırmada,
ODE bayilerinin genel olarak ODE pazarlama faaliyetlerinden memnun olduğu ve toplam marka bilinirliğinde ise
ODE’nin bilinme oranının % 100 olduğu görüldü.
ODE’nin satın alım, satış süreci
değerlendirmeleri ile ODE markasına yönelik algıyı değerlendirmek
amacıyla yaptığı ODE Marka Algı
Araştırması, 7P Think Tank
Group Pazar Araştırma Danışmanlık
ve Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildi. 2014 yılının
son çeyreğini kapsayan araştırma,
kantitatif araştırma yöntemlerinden
randevulu, yüz yüze anket yöntemi
kullanılarak gerçekleştirildi.
Yalıtım Markaları Algı Araştırması
kapsamında yürütüldü. 22 ilde 25
ODE, 56 da rakip bayi olmak üzere
toplam 81 bayi ile görüşüldü. Bayilerde görüşülen kişilerin % 54.3’ü
firma sahibi / ortak ve şirket yöneticisi
konumundaki kişilerden oluşuyor.
ODE markasıyla ilgili sonuçlar
l ODE markasına en çok yakıştırılan sıfatların başında “Kalite /
Kaliteli” olması yer almıştır. % 57.0 ile markaya yönelik sıfatların
yakıştırıldığı görülmüştür.
l ODE bayilerinin memnuniyet düzeyi yüksektir. Memnun olma
nedenlerinin başında “Kaliteli Ürünlerinin” olması yer almaktadır.
l ODE tüm bayiler tarafından % 88,9 ile “Ulusal / Yerel Bir Marka”
olarak görülmektedir.
l ODE bayilerinin genel olarak ODE’nin pazarlama faaliyetlerinden
memnuniyet düzeyleri yüksektir. Toplam marka bilinirliğine
bakıldığında ise “ODE’nin bilinme oranı % 100’dür.”
ODE markasına göre ankette çıkan
sonuçlar şöyle: ODE markasına en
çok yakıştırılan sıfatların başında
‘Kalite/Kaliteli’ olması yer alıyor. Aynı
zamanda ankette ODE bayilerinin
memnuniyetinin yüksek olduğu ve
memnun olma nedenlerinin başında
da kaliteli ürünlerinin olması yer alıyor.
ODE tüm bayiler tarafından % 88.9
ile ‘Ulusal/Yerel’ bir marka olarak
ifade ediliyor. ODE bayilerinin genel
olarak ODE pazarlama faaliyetlerinden memnun olduğu ve toplam
marka bilinirliğinde ise ODE’nin bilinme oranının % 100 olduğu görülüyor.
Satış sürecine göre ankette çıkan
sonuçlar şöyle: Bayilerin % 82.8’si
satış sürecinde marka tavsiyesinde
bulunuyor. En sık tavsiye edilen
markaların başında ODE % 21.3
ile ikinci sırada yer alıyor. En sık ve
diğer tavsiye edilen markaların toplamındaysa ODE % 62.5 ile markaların başında yer alıyor. ODE’nin
en sık tavsiye edilen marka olma
nedenlerinin başında ‘Kaliteli’ olması
yer alıyor. Bayilerin % 49.4’ü müşterilerin bazen kendi tavsiye ettikleri
ürün ve markayı bazen de kendi
tercih ettikleri ürün ve markayı satın
aldıklarını ifade ediyor. Satış yapılan
markaların ortalama satış oranlarına
bakıldığında ODE % 50, oranıyla
ilk sırada yer alıyor. Bu markaların
en çok satma nedeni olarak ise
lojistik, teslimat gibi hizmetlerin kaliteli olması ve aranan talep edilen
markalar olması nedeniyle satışının
yüksek olduğu belirtiliyor.
Satış süreçleri ile ilgili sonuçlar
l Bayilerin % 82,8’i satış sürecinde marka tavsiyesinde
bulunmaktadır. ODE, en sık tavsiye edilen markalar sıralamasında
% 21,3 ile ikinci sırada yer almaktadır.
l En sık ve diğer tavsiye edilen markaların toplamında ise ODE %
62,5 ile markaların başında yer almaktadır.
l ODE’nin en sık tavsiye edilen marka olma nedenlerinin başında
“Kaliteli” olması yer almaktadır.
l Bayilerin % 49,4’ü müşterilerin bazen kendi tavsiye ettikleri ürün
ve markayı bazen de kendi tercih ettikleri ürün ve markayı satın
aldıklarını ifade etmişlerdir.
l Bu markaları en çok satma nedeni olarak ise lojistik, teslimat
gibi “Hizmetlerin Kaliteli” olması ve aranan talep edilen markalar
olması nedeniyle satışın yüksek olduğu ifade edilmiştir.
ODE Eylül 2015
ODE Haberler
25
ODE bayileri yılın yorgunluğunu
dört ayrı ülkedeki tatille atacaklar…
ODE bayileri yılın yorgunluğunu Kıbrıs’a, Kiev’e, Pattaya’ya ve Güney Afrika’ya yapacakları tatille atacaklar.
ODE bayileri, 1 Ekim - 31 Aralık tarihleri arasında, dilerlerse Kıbrıs’a
dilerlerse Kiev’e, Pattaya’ya ya da Güney Amerika’ya tatile gidecek.
Bozulmamış doğal güzellikleri, eşsiz tarihi zenginlikleriyle Akdeniz’de
cennet bir ada olan Kıbrıs’da yapacakları tatilde ODE bayilerini, kilometrelerce
uzunluğundaki kıyı şeridi, altın kumsalları bekliyor olacak. Kıbrıs, dost
canlısı insanları, tertemiz ve bozulmamış muhteşem doğası ve 9000 yıllık
görkemli tarihiyle eşsiz bir tatil sunuyor.
Çok uzak olmayan bir ülkeye tatil yapmak isteyen ODE bayileri Ukrayna'nın
başkenti ve en büyük kenti olan Kiev bekliyor olacak. Slav kültürünün
merkezi olarak gösterilen başkent, Slav kültür hazinesinin yanı sıra tüm
dünyaca takdir edilen mimari abideleri, mükemmel bahçeleri ve dinlendiren
parkları ile insanı cezbeden bir kent. Kültür turizmi yapmak isteyenlere duyurulur.
ODE bayilerinin tercih edeceği bir başka tatil kenti de, Tayland Körfezi’nin
doğu kıyısında yer alan Pattaya olacak. Dünyanın her tarafından turist
ziyareti alan Pattaya, sunduğu eğlence ortamları, su sporları ve çevredeki
adalara düzenlenen ziyaretler ve benzersiz gece hayatı ile ziyaretçilerinin
gönlünü alıyor.
ODE bayilerine aslanlar diyarı
yakışır
Geride bırakılan yılın yorgunluğunu, stresini
atmak isteyen ODE bayilerinin tercih edeceği
son yer Güney Afrika olacak. Turizmi son
yıllarda büyük bir gelişme gösteren Güney
Afrika’ya son 10 yılda gelen turistlerin sayısı
iki katına çıkarak, bir milyona ulaşmış durumda. En çok turist çeken yerler, temiz ve
güneşli plajlar, av için tahsis edilen yerler ve
göz alıcı manzaralara sahip milli parklar, ODE
bayilerini bekliyor olacak.
İZODER'in yeni yönetim kurulu belirlendi
Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği’nin
(İZODER) 12. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 6 Mart
tarihinde yapıldı. Yeni Yönetim Kurulu’nun belirlediği
toplantıda, Yönetim Kurulu Başkanlığı'na BETEK Genel
Müdürü Tayfun Küçükoğlu seçildi. Başkan Vekilliğine
ise İZOCAM Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem ve
MARDAV Genel Müdürü Levent Pelesen getirildi. İZODER Murahhas Üyesi Ertuğrul Şen’in Başkan Yardımcısı
olarak görevini sürdüreceği yeni Yönetim Kurulu Üyeleri şu isimlerden oluşuyor: ODE Genel Müdürü Ali
Türker, KALEKİM Genel Müdürü Altuğ Akbaş, BASF
Genel Müdürü Buğra Kavuncu, ONDULINE CEO'su Bur-
han Karahan, ERYAP CEO’su Emrullah Eruslu, BASAŞ
Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ateş, TRAKYA CAM
Başkan Yardımcısı Haluk Sarıaltın, RAVABER Genel
Müdürü Harun Hasyüncü, WEBER Genel Direktörü Levent Gökçe, KORAMİC Yönetim Kurulu Başkanı Murat
Savcı, GROFEN Genel Müdürü Ümit Güneş.
www.ode.com.tr
26
İnşaat malzemeleri sektöründe
UN Global Compact Çalıştayı
gerçekleştirildi
Global Compact Türkiye, inşaat malzemeleri sektörünün ilk çalıştayını imzacısı Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) ortaklığında, 30 Nisan 2015 tarihinde
gerçekleştirdi. Türkiye İMSAD üyesi
firma temsilcilerinin katılımı ile düzenlenen ilk çalıştayda, daha yaşanabilir
bir dünya için UN Global Compact’ın
önerdiği “İnsan Hakları, Çalışma Standartları, Çevre ve Yolsuzlukla Mücadele”
başlıkları altında incelenen 10 temel
evrensel ilke değerlendirildi. Türkiye
İMSAD, UN Global Compact platformuna geçtiğimiz yıl üye olarak katılmıştı.
Çalıştayda ODE adına Strateji ve İş
Geliştirme Direktörü Serdar Özşar da
yer aldı.
Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz Argüden, düzenlenen çalıştayda yaptığı konuşmada;
iş dünyasını, iş gücünü, sivil toplumu,
üniversiteler, belediyeler ve kamu kurumlarını, Birleşmiş Milletler ile bir araya
getiren ve geniş yelpazede bir paydaş
grubunu temsil eden UN Global Compact’ın, dünyayı daha yaşanabilir hale
getirme hedeflerini anlattı. Dr. Argüden,
“UN Global Compact, başta iş dünyası
olmak üzere kurumların ‘İnsan Hakları,
Çalışma Standartları, Çevre ve Yolsuzlukla Mücadele’ başlıkları altında
belirlenen 10 evrensel ilke ışığında faaliyetlerini sürdürmeye teşvik etmektir.
UN Global Compact, imzacısı olan
kuruluşları Birleşmiş Milletler’in kalkınma
çalışmalarına ortak etmektir. Sorumlu
kurumsal vatandaşlık ve sürdürülebilir
kurumlar’ kavramını yaygınlaştırarak,
gerek özel sektör gerekse diğer tüm
sosyal paydaşlarımızla işbirlikleri yapıyoruz. Nihai amacımız, küresel ekonominin, sürdürülebilir ve sağlıklı büyümesini sağlamaktır.” dedi.
Türkiye İMSAD Genel Sekreteri Aygen
Erkal da konuşmasında, Türkiye İMSAD’ın geçtiğimiz yıllarda, Küresel
Raporlama Girişimi’nin (GRI) G4 rehberi kapsamında, dünyada alanında
sektörel bir sivil toplum kuruluşu tarafından ilk olarak sürdürülebilirlik raporu hazırladığını ve sürdürülebilir
üretime rehberlik ettiğini belirtti. Erkal,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirketlerin
bir araya gelerek sürdürülebilirlik konularında harekete geçmeleri için
önemli bir platform olan UN Global
Compact üyeliği de Türkiye İMSAD’ın
sürdürülebilirlik gündemindeki önemli
çalışmalardan biridir. Amacımız, kurumsal değişimi yöneten, performans
ölçen ve hedef koyan yaklaşımlarla,
sürdürülebilirlik kapsamındaki olumlu
ve olumsuz etkileri belirlemek, kurumsal operasyonların da bu doğrultuda yönetebilmesine ışık tutmaktır.
Türkiye İMSAD, inşaat malzemeleri
sektörünün sürdürülebilirliği konusunda sadece Türkiye’de değil, dünyada da rol model olmayı hedeflemekte ve çalışmalarını bu vizyon
doğrultusunda şekillendirmektedir.”
ODE bayileri ve çalışanları dünyanın
en eğlenceli ordusunu dinledi
Dünyanın en büyük ordu korosu Rus Kızıl Ordu Korosu, dünyaca ünlü şarkılarını hayranlarıyla birlikte
söylemek üzere İstanbul ve Ankara’da sahne aldı.
Dillere destan sahne performansları ve hemen herkes
tarafından sevilen "Katyuşa", "Kalinka", "Kernina"
ve "Ave Maria" gibi şarkılarıyla tanınan topluluk müzikseverlerin gönüllerini fethetti.
ODE Eylül 2015
Dünya çapında dillere dolanan şarkılarda imzası
bulunan Rus Kızıl Ordu Korosu, 13 Haziran 2015'te
Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde, 15 Haziran
2015’te de Ankara Congresium’da sahne aldı. ODE
bayileri ve çalışanları hem İstanbul hem de Ankara’da
gerçekleşen konserlerde, dünyanın en eğlenceli ordusunu dinleme imkanı buldu.
ODE Haberler
27
ODE bayilerinin
rekabet gücünü
artırmak için
oluşturduğu
gelişim programı
etkinliğini,
11 – 13 Eylül
tarihlerinde
Eskişehir’de
gerçekleştirdi.
ODE bayilerinin rekabet
gücünü de artırıyor
Bu yıl 30. yılını kutlayan ODE, en önemli rekabet
unsurunun bayi ve iş ortakları olduğuna inancıyla,
bayilerinin rekabet gücünü geliştirmek için özel
bir gelişim programı oluşturdu. Yönetim danışmanları ile yürütülen proje kapsamında öncelikle
geçen yıl 10 bayi pilot bayi olarak seçildi.
Projenin sonuçlarıysa, geçen yıl Antalya bayi
toplantısında Yönetim Danışmanları Derneği
Başkanı S. Tülin Seçen tarafından sunuldu. Bu
çalışma ODE’nin iş ortaklarının rekabet gücünü
geliştirmek için attığı ilk adımdı.
Projenin ikinci aşamasındaysa ODE, geçen yıl
içerisinde çok sayıda uzman ve kuruluşlarla
görüş alışverişinde bulunarak,
bayilerinin rekabet gücünü artırmak için üç yıllık bir gelişim
programı oluşturdu. ODE bayilerine program hakkında kapsamlı bilgi vermek ve ilk eğitim
programını gerçekleştirmek
için 11-13 Eylül tarihleri arasında,
Eskişehir’de bir etkinlik düzenledi. 15 ODE bayisinin katılımıyla
gerçekleştirilen etkinlikte; “Yönetim ve Liderlik Becerileri” ve
“Bir Aile Şirketi Lideri Olarak
Siz” konulu çeşitli eğitim ve gelişim faaliyetleri de gerçekleştirildi. Ayrıca ODE İnsan Kaynakları ve Strateji
Yönetimi konularında yapılan uygulamalar ve
tecrübeler bayilerle paylaşıldı. Eğitim faaliyetleri
dışında Eskişehir’de yapımı devam eden ODE’nin
yeni fabrika şantiyesi de bayiler tarafından ziyaret
edildi.
ODE’nin gelişim
programları
ODE bayilerinin rekabet gücünü artırmak için oluşturduğu
gelişim programı üç ana başlıktan oluşuyor.
Firma Sahiplerine Özel Eğitim ve Gelişim Programı:
Her yıl firma sahiplerine
özel olarak hazırlanan bir
gelişim programı düzenlenecek. İlki, 11-13 Eylül
tarihleri arasında Eskişehir’de düzenlenen ilk programla tamamlandı.
Bayi Satış ve Pazarlama Ekiplerine Özel Eğitim ve
Gelişim Programı: Bayi ekiplerinin satış ve pazarlama yetkinliğini gelişimi için İstanbul, Ankara
ve İzmir illerinde gelişim programları düzenlenecek. 2015 yılı Ekim ayında ilk eğitimler yapılacak.
Bayilere Özel Uygulama Projeleri: Bu programla
ilgilenen bayiler için “Stratejik Yönetim, İnsan
Kaynakları Yönetimi, Finansal Yönetim, Satış
ve Pazarlama Yönetimi” konularında özel uygulama projeleri yapılacak.
www.ode.com.tr
28
1 lisan 1 insan…
Global marka olma yolunda ilerleyen ODE, hedefleri doğrultusunda çalışanlarının İngilizce yetkinliğini artırmak
amacıyla, ‘1 lisan 1 insan’ programını hayata geçirdi. .
Çalışanlarının hem sosyal hayatlarında hem
de iş hayatlarında vizyonlarını genişletme,
farklı kültürlerle etkili iletişim kurabilme gibi
bireysel hedeflerin yanında global marka
olma yolunda ilerleyen ODE’nin insan kaynağını geleceğe hazırlama hedefi doğrultusunda, “1 Lisan 1 İnsan” programını hayata
geçirdi.
İngilizce yeterliliği farklı seviyelerde olan her
departmandan en az bir çalışanın olduğu
toplam 20 çalışanla, programın birinci döneODE Eylül 2015
mine Eylül ayında başlandı. Programa öncelikle
Türkiye’nin yabancı dil eğitiminde en iyi olan
eğitim merkezleriyle görüşülerek, nasıl bir
model uygulanacağına karar verildi. Yabancı
dil öğrenmede öncelikli gereklilik istekli olmaktır
denilerek, bireysel katılıma açık bir model
tercih edildi ve bu konuda başarısını kanıtlamış
uluslararası standartlarda olan British Side ile
anlaşıldı.
Eylül ayı itibariyle dersler başladı. Üç ayın sonunda her katılımcı İngilizce yeterliliğini bir
seviye yukarıya taşımış olacak. Ödevler, ara
sınavlar, sınıf içi performanslar, aktiviteler katılımcıların başarısını direk etkileyecek; bu nedenle katılımcıların sadece derslerde değil
hayatlarının her alanında İngilizce ile iç içe olmaları gerekecek.
Herhangi bir ön koşul aramaksızın bütün çalışanları kapsayan program, ilerleyen zamanlarda diğer lokasyonlarda da uygulanacak ve
bütün çalışanların İngilizce yeterlilikleri en az
iki seviye yukarı taşınmış olacak.
ODE Akademi
29
AKLINA SAĞLIK!
Öneri sizden ödül bizden...
ODE vizyoner yapısı ve yenilikçi yaklaşımlarıyla fark yaratan bir marka. Çalışanlarından ilham alarak büyümeye devam
eden ODE, 2015 yılı itibariyle öneri-ödül sistemini devreye alarak, çalışanlarını ödüllendirmeye başladı.
ODE Çorlu Fabrika’sına yerleştirilen öneri kutularına, çalışanlar önerilerini atarak ya da elden
veya mail yoluyla İnsan Kaynakları Departmanı’na
ulaştırarak, gerek kendi çalıştıkları birim ile ilgili
gerekse başka birimlerle ilgili geliştirici veya iyi-
leştirici öneriler verebilirler. Ayda bir kez toplanan
ve beş kişiden oluşan Değerlendirme Kurulu
her öneriyi ayrı değerlendirerek, uygun bulduğu
önerileri puanlıyor. Hayata geçirilmesi uygun bulunan önerilerin sahiplerine de ödüllerini veriyor.
2015 yılı başında Fabrika’ya yerleştirilen beş
öneri kutusuna ilk altı ayda 17 farklı kişiden
toplam 33 öneri formu bırakıldı. Değerlendirme
Kurulu tarafından her öneri titizlikle değerlendirilerek, birçok öneri de ödüle layık görüldü.
www.ode.com.tr
30
Önce iş
güvenliği
ODE her yıl gerçekleştirdiği iş güvenliği
eğitimlerinde bu yıl da yoğun bir talep
gördü.
16, 23 ve 30 Haziran 2015 tarihlerinde olmak
üzere üç gün süren İş
Güvenliği eğitimlerine, 67
mavi yaka çalışanı katıldı.
Eğitimde, ‘İşletmede Yaşanabilecek İş Kazaları,
Kişisel Koruyucu Donanımlar, İşletmede Kullanılması Gerekenler,
Uyarı İkaz Levhaları ve Anlamları, Fiziksel,
Kimyasal, Biyolojik, Ergonomik Riskler, Acil
Durumlar, Önlemler ve Hareket Tarzları’ konularına ayrıca yer verilerek, iş sağlığı ve güvenliğinin önemi ve kültürü hakkında detaylı
bilgiler verildi.
Her yönetici bir İK
yöneticisidir
ODE yöneticileri, her yöneticinin bir insan
kaynakları yöneticisi olması
düşüncesinden yola çıkarak, uzmanından
İş Hukuku eğitimi aldılar.
ODE’nin üst düzey yöneticileri, personel ve endüstri ilişkileri alanındaki
25 yılı aşkın bilgi birikimi
ve tecrübesiyle yaptığı çalışmalarla kendini
kanıtlamış olan Salih Sözer’le bir araya geldi.
İnteraktif bir şekilde gerçekleştirilen eğitimde,
yöneticiler hem geçmiş bilgilerini tazelediler
hem de en güncel değişiklikleri öğrendiler.
20 Mart 2015 tarihinde tam gün süren eğitimde
katılımcılardan oldukça olumlu geri bildirimler
alındı. Hem verimli hem de keyifli bir eğitim
olduğu yönünde geri bildirimde bulunan katılımcıların eğitimciye ilişkin değerlendirmeleri
% 93, eğitime ilişkin değerlendirmeleri % 88,
eğitim ortamına ilişkin değerlendirmeleri %
83 olarak gerçekleşti.
ODE Eylül 2015
Yıldızlar ODE’de
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Yerinde Eğitim Çalışması’ olarak adlandırılan
ODE kariyer günlerine Yıldız Teknik Üniversitesi ile devam edildi.
Daha önce Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği
Bölümü’nde, İstanbul Üniversitesi Makine ve İnşaat
Mühendisliği bölümlerinde
okuyan geleceğin mühendis adayları ile yapılan,
ODE Yerinde Eğitim Çalışması’nın bir benzeri, Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü
öğrencileri ile gerçekleştirildi.
25 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilen etkinlik,
ODE Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turhan’ın
bir Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu olarak, kendi tecrübelerinden bahsettiği, öğrencilere değerli tavsiyelerde bulunduğu hoş geldiniz videosuyla
başladı.
Oldukça yoğun ve verimli geçen etkinliğin ilk
kısmında; ODE Yalıtım İnsan Kaynakları Grup
Takım Lideri Kenan Barış Demirdelen, ODE
Yalıtım İnsan Kaynakları Uzmanı Şenay Tok
ve ODE Yalıtım Teknik Genel Müdür Yardımcısı
Deniz Şeker’in hazırladıkları sunumlar yer aldı.
İlk olarak İnsan Kaynakları Grup Takım Lideri
Kenan Barış Demirdelen söz aldı. Şirket
tanıtımı ile başlayan sunumunda Demirdelen
katılımcılara insan kaynakları uygulamaları
hakkında bilgiler verdi. Video gösterimleriyle
zenginleştirilen sunum sonrası Demirdelen,
öğrencilerin kendisine ulaşabilecekleri iletişim
bilgilerini öğrencilerle paylaştı.
ODE Yalıtım İnsan Kaynakları Uzmanı Şenay
Tok’un, “Özgeçmiş Hazırlama ve Mülakat
Teknikleri” konulu sunumuyla devam eden
eğitimde; özgeçmiş hazırlarken dikkat edilmesi
gereken noktalar, mülakat teknikleri, mülakat
öncesi ve sonrası yaşananlar üzerine bilgiler
verildi. Mülakat konulu video gösterimleri ile
desteklenen sunumda ODE İşe Alım Politikası'na da değinildi.
Son olarak Teknik Genel Müdür Yardımcısı
Deniz Şeker sunumuyla, “Yalıtımın Endüstriye
Kazandırdıkları ve Geleceği” üzerine bilgiler
paylaştı. Sunumunda teknik yalıtımın önemini
vurgulayan Şeker, Türkiye’nin enerji kullanımı
konusundaki durumu ile dünyadaki durum
arasında kıyaslamalar yaparak, Türkiye’de
enerji verimliliği süreci hakkında bilgiler verdi.
Teknik gezinin ikinci kısmı; üretim tesislerinde
kullanılan makineler ve üretilen malzemelerin
tanıtımı ile devam etti. Üretim aşamalarını birebir izleyen öğrenciler; kullanılan sistem ve makineler hakkında
detaylı olarak bilgilendirildiler.
Öğrenciler tarafından yapılan değerlendirme anketi sonucuna göre öğrencilerin etkinlikten memnuniyet oranı
% 91 olarak gerçekleşti.
32
Dünya ekonomisinde
yeniden bir kriz mi
geliyor?
Küresel ekonomik krizin üzerinden yedi
yıl geçmiş olmasına rağmen dünya ekonomisi topyekun sağlığına kavuşamadı.
Kırılganlıklar, dalgalanmalar, iyileşmelerde
bölgeler arası farklılıklar sürüyor. 2015
yılına özellikle gelişmiş ülkelerin tamamında beklenen büyüme nedeniyle iyimser başlandı. Ancak içinde bulunduğumuz
Ağustos ayı itibariyle dünyada işlerin kötüye gittiğine dair endişeler oluşuyor.
Buna karşın dünyada yeni bir küresel
mali kriz yaşanma olasılığı çok düşük
fakat özellikle gelişen ülkelerden kaynaklanan bir ekonomik yavaşlama olabilecek. Küresel bir resesyon ve deflasyon
olasılığı da oldukça sınırlı.
Borsalar, petrol ve emtia
fiyatları düşüyor
Dünya ekonomisinde yılbaşından bu
yana petrol, emtia ve altın fiyatları ABD
Merkez Bankası FED’in faiz arttıracağı
beklentisiyle kademeli olarak geriliyor.
Ağustos ayı içinde Çin ve diğer gelişen
ülkelerdeki yavaşlamanın petrol ve emtia
talebini daha da azaltacağı endişesi ile
petrol ve emtia fiyatlarında gerileme hızlandı. Yine yavaşlama endişesi tüm dünya
borsalarında satışlara ve gerilemelere
yol açmaya başladı. Aynı anda Çin borsasındaki kayıplar önce gelişen ülkeleri
etkilerken, yavaşlama endişesi ile son
bir haftada gelişmiş ülke borsalarında
da gerilemeler ortaya çıkarıyor. Bu ortamda altın ve gelişmiş ülke tahvilleri ise
güvenli liman olarak talep görüyor ve fiyatları da artıyor. Küresel mali piyasalarda
ortaya çıkan endişeleri yansıtan fiyatlamalar bir süre daha devam edeceği ama
bu fiyatlamaların bir küresel kriz öncüsü
olmadığı uzmanlarca belirtiliyor.
Euro değer kazanıyor
Euro-Dolar paritesi üzerinde, ABD Merkez
Bankası FED’in Eylül ayında faizleri artırmaya başlayacak beklentisi etkili olurken
parite 1,10’un da altına iniyor. Küresel
mali piyasalarda yaşanan endişe ve gerilemeler karşısında FED’in faiz artışını
erteleyeceği beklentisi öne çıkıyor. Buna
bağlı olarak parite tekrar 1,17 seviyesine
kadar yaklaşıyor ve sonrasında 1,5 seviyesine iniyor. Bundan sonra FED kararını
etkileyecek ABD verileri çok daha önemli
olacak ve paritede dalgalanma daha da
artacak.
Yılın ilk yarısında
ihracat yüzde
18,6 oldu
İnşaat malzemesi ihracatı yılın ilk yarısında
yüzde 18,6 gerileyerek, 10,97 milyar dolardan
8,93 milyar dolara indi. Haziran ayında ise ihracat yüzde 15,4 düşerek, 1,48 milyar dolar
oldu. Paritelerdeki gerilemeler ve pazarlardaki
bozulmalar ihracatı yılın ilk yarısında olumsuz
etkiledi.
Yıllık ihracat 19,17 milyar dolar
2015 yılının ilk yarısında yıllık ihracatta da
önemli bir gerileme yaşandı. Bu gerileme ile
birlikte yılın ilk yarısında yıllık ihracat yüzde
9,6 düşerek, 19,17 milyar dolar oldu. Yıllık
ihracattaki gerilemenin yavaşlayarak sürmesi
bekleniyor.
Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri geriledi; 8,22 milyar dolar
Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği)’nin
Ağustos 2015 Aylık Sektör Raporu’na göre, müteahhitlik sektörünün
önemli pazarlarında yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2015 yılının ilk
yarısında yurt dışında üstlenilen proje tutarı yüzde 17 azalarak 8,22
milyar dolar olarak gerçekleşti. 2015 yılının ilkyarısında üstlenilen
proje sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre 47 adet azalarak, 69
projeye iniyor. Bununla birlikte üstlenilen projelerin ortalama büyüklüğü
2014 yılının ilk yarısında 85,4 milyon dolar iken 2015 yılı ilk yarısında
119,2 milyon dolara yükseliyor. Türk müteahhitlik sektörü giderek
ODE Eylül 2015
daha yüksek bedelli projeleri üstleniyor.
2015 yılının ilk yarısında en çok proje üstlenilen ülkeler; Türkmenistan,
Cezayir ve Rusya. Bu ülkeleri Suudi Arabistan ve Azerbaycan izliyor.
Özellikle Irak ve Libya’da yeni işlerin alınmasında sıkıntı yaşanıyor. İlk
beş ülkede alınan projeler toplam alınan projelerin yüzde 92,2’sini
oluşturuyor. Çok sayıda diğer pazarlardaki işlerde yavaşlama
yaşanırken ayrıca ikili ilişkilerde yaşanan sıkıntılar da yurt dışı
müteahhitlik işlerinin sınırlanmasına yol açıyor.
İhracat Gözüyle
Türkiye 1 Kasım’da erken
seçime gidiyor
Yıllık ithalat 9,23
milyar dolara indi
2015 yılının yarısında yaşanan gerilemeye
bağlı olarak yıllık inşaat malzemesi ithalatı
yüzde 0,7 düşerek, 9,23 milyar dolara indi.
İthalatta kademeli ve sınırlı gerilemenin sürmesi
bekleniyor.
İnşaat malzemeleri ithalatıysa yılın ilk yarısında
yüzde 1,4 düşerek, 4,68 milyar dolardan
4,62 milyar dolara indi.
Türkiye İMSAD Ağustos 2015 Aylık Sektör Raporu’na göre, 1 Kasım için alınan
erken seçim kararı ile birlikte siyasi belirsizlikler de sürmeye devam ediyor. Küresel koşulların bozulduğu bir ortamda
erken seçime gidiliyor olması da riskleri
ayrıca yükseltiyor. Türkiye ilk kez bir
genel seçime, kurulacak “seçim hükümeti” ile gidecek. Seçim hükümetinin
kurulması aşamasında da belirsizlikler
bulunuyor. Seçim hükümetinin ana görevi
Türkiye’yi seçime götürmek olacağından,
ekonomi alanında önemli bir icraat beklenmiyor. Bununla birlikte 2016 yılı bütçesi
ile 2016-2018 dönemini kapsayacak
Orta Vadeli Program’ın hazırlanması ve
TBMM’ne sunulması gerekiyor. Her iki
çalışmayı da seçim hükümeti TBMM’ne
sunacak. Türkiye için çok önemli bu iki
politika belgesinin hazırlanma ve sunuşunun seçim hükümetine kalmış olması
2016 yılı ekonomi hedefleri ve politikaları
için de kayıp yıl endişesi yaratıyor.
Güvenlik riskleri nedeniyle
genel seçim nisan ayına
ötelenebilir
Artan iç ve dış güvenlik riskleri toplumsal
ve ekonomik istikrarı tehdit ediyor. Ya-
şanan gelişmeler çerçevesinde seçim
güvenliğinin sağlanması da ayrı bir sorun
olacak. Seçim güvenliğinin sağlanamaması halinde seçimlerin Nisan ayına ertelenmesi ve bir olağanüstü hal hükümeti
ile devam edilmesi olasılığı da bulunuyor.
Güvenlik riskleri uzun süre sonra ekonomik fiyatlamalarda ve beklentilerde
fazlası ile etkili olacaktır.
Erken genel seçim siyasi
tabloyu değiştirir mi?
Erken seçim sonuçları ile nasıl bir siyasi
tablo oluşacağı belirsiz olacağından,
siyasi tıkanıklığın sürmesi olasılığı bulunuyor. Erken seçime kadar muhtemelen
toplumsal kutuplaşma daha da artacak.
Böyle bir ortamda ekonomik beklentilerin
ve faaliyetlerin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacak. Erken genel seçimde
dört partili ve hiçbir partinin tek başına
iktidar olamadığı bir meclis dağılımı şimdilik en yüksek olasılık olarak görülüyor.
Böyle bir sonuç alınması halinde Türkiye’nin siyasi tıkanıklığı aşması için siyasi
partilere büyük görev düşecek. Aksi takdirde ekonomik riskler daha da artacağı
ekonomi uzmanları tarafından öngörülüyor. .
İnşaat malzemesi sanayi üretimi Haziran ayında yüzde 5,7 arttı
İnşaat malzemeleri sanayi üretimi Haziran
ayında yılın en yüksek aylık artışını gerçekleştirdi. 2015 yılının ilk üç ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi gerilerken, yüzde 6,7
düşüş yaşanıyor. Üretim Nisan ayında yüzde
1,2 artıyor fakat Mayıs ayında yüzde 2,6 geriliyor. Haziran ayındaysa inşaat malzemesi
sanayi üretimi yüzde 5,7 artıyor. Böylece
geçen yılın ilk yarısına göre inşaat malzemesi
sanayi üretiminde gerileme yüzde 2,6 oluyor.
Ekonomide ve inşaat sektöründe bahar aylarında görülen göreceli toparlanma inşaat
malzemesi sanayi üretimine Haziran ayında
olumlu yansıyor. Haziran ayında 18 alt sektörde üretim geçen yılın aynı ayına göre
artıyor. Yılın ilk yarısında ise üretimi izlenen
26 alt sektörden 14’ünde üretim geriliyor.
Yılın ilk yarısında üretimde ağırlıklı payı
olan çimento üretimi yüzde 10,5, hazır
beton üretimi yüzde 9,0, taş ve mermerler
üretimi ise yüzde 13,7 geriliyor. Yılın ilk altı
ayında düz cam imalatı yüzde 14,1 ve
plastik inşaat malzemeleri üretimi yüzde
5,8 düşüyor. Mevsimsellik ile birlikte bahar
aylarındaki üretim toparlanması Haziran
ayında görülüyor. Ancak Türkiye’nin yeniden
bir genel seçime gidiyor olması nedeniyle
yaz aylarında üretim performansının zayıf
kalması bekleniyor.
www.ode.com.tr
33
34
Kuveyt Finans Merkezi projesiyle
ODE adını Kuveyt’te de söz ettiriyor
Kuveyt’te inşaatı devam eden Al Areen Tower Complex inşaatında da ODE ürünleri kullanılıyor.
Bu projeyle ODE adını Kuveyt’te de söz ettiriyor.
ODE İhracat Bölümü yetkililerinden aldığımız
bilgiye göre, Al Areen Tower Complex projesi,
10 kule üzerine, 302 daire ve 23 mağazadan
oluşuyor. ODE Starflex Şilte, Starflex Boru ve
R-Flex Boru ürünlerinin kullanıldığı proje, Kuveyt’in finans merkezi olması nedeniyle de
önemli bir proje olarak dikkat çekiyor.
Projenin inşaatını gerçekleştiren AC Control
firması, yaklaşık bir yıldır ODE ile çalışıyor.
ODE ürünlerinin kalitesinden hem müşterilerinin
hem de Kuveyt inşaat piyasasının çok beğendiğini belirten yetkililer, ODE markası ile
gelecek iki projeleri için de çalışacaklarını
söylüyorlar.
Al Areen Tower Complex projesi ile Kuveyt’e
ürün ihracına başladıklarını ifade eden ODE
İhracat Bölümü yetkilileri, gelecek iki proje
ve bu projelerden sonra alınacak farklı projelerle de Kuveyt pazarında ODE’nin adının
ve kalitesinin daha sık duyulacağını belirtiyorlar.
Bölge
Ülke
İşin Türü
Projenin İsmi
Müşteri İsmi
Ürün Türü
MENA (Orta
Doğu ve Kuzey
Afrika Ülkeleri)
Kuveyt
HVAC
Al Areen
Tower Complex
AC Control
ODE Starflex +
ODE R Flex
ODE Eylül 2015
İhracat Gözüyle
www.ode.com.tr
35
36
ODE ihracatı 2015’te de
büyümeye devam etti
Özellikle gelişen ülkelerden
kaynaklanan ekonomik
yavaşlama, tüm dünya
borsalarında satışlara ve
gerilemelere yol açıyor.
Buna rağmen ODE, 2015 yılının
ilk sekiz ayında ihracatını artırdı.
Petrolun global krize etkisi, siyasi belirsizlikler
ve Türkiye’nin komşu ülkelerinde süren kargaşa ve savaşlar, ülkemizin ihracat potansiyelini olumsuz yönde etkiliyor. Gerek ülkemiz
ve gerekse ODE, ihracatı en fazla petrol
üreticisi ülkelere yapıyor. Gelirlerinin büyük
bir kısmı petrol ve doğal kaynaklara bağlı ülkelerin bütçe açıkları ve akabinde yaşanan
devalüasyonlar ticareti olumsuz yönde etkiliyor.
ODE’nin ihracat yaptığı ülkelerin yerel para
birimleri de Dolar karşısında büyük kayıplar
yaşıyor. Dolar karşısında yaşanan kayıplardan
kaynaklı olarak, ülkelerin ithalat hacimleri de
düşüyor.
ODE İhracat Grup Takım Lideri Ersin Yıldız,
İlk altı aydaki Euro/Dolar paritesindeki düşüşün, Dolar olarak satış yaptıkları Kuzey
Afrika’da olumsuz yönde etkilendiğini belirtiyor
ve şöyle devam ediyor: “En iyi pazarımız
olarak düşündüğümüz Rusya’da Ruble aşırı
değer kaybettiğinden, Rusya’yı ithalat pazarımızdan çok rakip olarak karşımıza çıkardı.
Yaşanan tüm bu olumsuz dış etmenlere rağmen ODE olarak, ihracat hacmini artırarak,
faaliyet alanlarını geliştiriyoruz.”
camyününde multi pack paketleme sistemine
geçmesi, müşterilerinin ürünleri saklama,
stoklama ve sevkiyatların kolaylaşmasını sağladı Aynı zamanda ODE’nin EUCEB belgesini
alması, insan sağlığına ne kadar önem verdiğini bir kez daha belgelerken, ODE ürünlerinin satışına da olumlu yönde etkiledi.
ODE ürünlerinde segmentasyon yapılması,
camyününde elyaf yapısındaki değişiklik,
Pek çok olumsuzluğa rağmen ODE ihracatının büyümeye devam ettiğini belirten Ersin
Yıldız; “Müşterilerimize daha yakın olarak,
en önemlisi destek olarak, taleplerine zamanında ve doğru cevaplar vererek, yaşanan
genel olumsuzlukları bertaraf etmeye çalıştık.
Ayrıca proje takibi konusundaki gelişimimiz
ve birçok yurt içi ve yurt dışı taahhüt firması
ile yurt dışı projelerinde direkt olarak çalışmamız, genel olumsuzluklardan kaynaklanan
hacimsel düşüşü telafi etti. Bu da 2015
yılının ilk sekiz ayında ihracatımızın artmasını
sağladı.”
ÜLKE
USD/PARA BİRİMİ
RUSYA
RUBLE
İSRAİL
SHEKEL
İRAN
RIAL
İNGİLTERE
BRITISH POUND
AZERBAYCAN
AZERBAIJAN MANAT
TÜRKMENİSTAN
TURKMENISTAN MANAT
BULGARİSTAN
LEV
MISIR
EGYPTIAN POUND
GÜRCİSTAN
LARI
Ocak 2015’den bu yana ülkelerin Dolar karşısındaki durumları
ODE Eylül 2015
%
14↓
0,26↑
10,38 ↓
0,92 ↓
33,6 ↓
22,5 ↓
7,27 ↓
9,42 ↓
27,6 ↓
İhracat Gözüyle
Üzerinde güneş batmayan ülke:
İngiltere
Halkı, geleneklerine çok bağlı bir millet olarak tanınan İngiltere’yi bizler daha çok eski ve köklü üniversiteleri ile yine ünlü
dil okullarından tanıyoruz. Tabii bir de, anayasal monarşiyle yönetilmelerinden dolayı kraliyet ailesi en az İngiltere kadar
ülkemizde de takip ediliyor. Şimdi tahtta bulunan II. Elizabeth, 9 Eylül 2015 tarihi itibariyle de, 63 yıl 216 gün ile Birleşik
Krallığın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı olarak tarihteki yerini de aldı.
Dünyayı çepeçevre saran toprakları ve sömürgeleriyle 19. yüzyılın Britanya İmparatorluğu için
yapılan tanımdı; üzerinde güneş batmayan
ülke... Şimdi İngiltere, Birleşik Krallık'ı meydana
getiren dört ülkeden en büyük ve merkezi olanı.
Avrupa’nın batısında, Büyük Britanya adasında
bulunuyor. England adı, 5. yüzyılda Saksonlarla
birlikte adayı istila eden Cermen halkı Angluslardan (İngilizce: Angle) kaynaklanıyor. Angleland (Anglus diyarı) olarak kullanılan isim, zamanla
günümüzdeki şekline dönüşüyor. İngiltere adı
günümüzde yaygın olarak uluslararası medyada
ve zaman zaman da resmi düzeyde Birleşik
Krallık veya Büyük Britanya anlamında kullanılıyor.
İngiltere kavramının siyasi, ekonomik ve kültürel
www.ode.com.tr
37
38
efsanesi yaşamakla birlikte; kendi yerel hükümetleri olan İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’nın
aksine günümüzde İngiltere isimli bir siyasi oluşum veya hükümet bulunmuyor.
18. yüzyılda Büyük Britanya tarihi
başlıyor
İngiltere tarihi, 5. yüzyılda Britanya Adası’na
Anglosaksonların ayak basmasıyla başlıyor. 8.
yüzyılda Roma ve İrlanda’nın etkisiyle Hıristiyanlığı
kabul eden Anglosaksonlar, Avrupa’yı da etkileyen bir medeniyet meydana getiriyorlar. Küçük
İngiltere Krallığı bir süre Avrupa’da Somme Vadisi’nden Pirene Dağları’na kadar uzanan büyük
bir mülkün bir uzantısı gibi yaşıyor. Avrupa ile
ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığı’nı sonu
gelmez savaşlara sürüklüyor. Bunların başlıcası,
1337-1453 yılları arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır. 14 ve 15. yüzyıllarda İngiltere Krallığı birtakım sosyal, dini, siyasi karışıklıklara sahne
oluyor. Monarşi otoritesini parlamento aracılığıyla
millete kabul ettiren 7. Henry ve 8. Henry (14581541) düzen ve birliği sağlamlaştırıyorlar. 1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya’da
İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlanıyor.
ODE Eylül 2015
İngiltere Tudorlarıyla, İskoçya
Stuartları arasındaki evlenmeler,
iki geleneksel düşmanı birbirine
yaklaştırıyor. Daha sonra İskoçya
Kralı 1. James İngiltere Kralı
oluyor. 1707 yılında iki krallığı
birleştiren bir antlaşma imzalanıyor ve bu tarihten sonra Büyük
Britanya tarihi başlıyor. Resmi dili: İngilizce
Başkent: Londra
Kraliçe: II. Elizabeth
Başbakan: David Cameron
Politik sistem: Monarşi
Nüfus: 2007 tahmini
51.092.000
2001 sayımı
49.138.831
GSYİH: 2010 Toplam 2.181
Trilyon USD
Kişi başı: 38.000 USD
18. ve 19. yüzyıllarda Britanya
büyük bir sanayi devleti olarak
ortaya çıkıyor. Bunun yanında
çeşitli yerlerde kurdukları sömürge devletleri, ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlıyor. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada,
Hindistan, Afrika’da bazı devletler, Karayib
Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir
kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu
vardı. Bu sömürgelerin bir kısmı 19. yüzyılın
sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında ayaklanmalarla yavaş yavaş bağımsızlığını ilan ettiler. 20. yüzyılın başlarında çıkan Birinci Dünya Sa-
vaşı’na giren İngiltere, savaşın
sonunda imparatorluğun en geniş
sınırlarına ulaşıyor. 1929-1930
dünya ekonomik buhranı büyük
ölçüde İngiltere’yi de etkisi altına
alıyor. 1922 yılında bir ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan
ayrılıyor ve 1949’da İrlanda Cumhuriyeti kuruluyor. İrlanda Adası’nın
kuzeydoğusunda kalan kısmıysa
Birleşik Krallığa kalıyor.
İngiltere’nin en uzun
nehri Thames
130.439 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan İngiltere,
Birleşik Krallığı meydana getiren ülkelerin en
büyüğü. İngiltere’de üç belirgin yükselti alanı
bulunuyor. Kuzeybatıda Cumbria veya Göller
Bölgesi, İskoçya sınırından başlayarak ülkenin
yarısına yakın bölümünden geçen ve “İngiltere
Omurgası” olarak adlandırılan Pennine Zinciri
ve güneybatı yarımadası düz alanlar, uçurumlar
ve vadilerden oluşuyor. Derin vadilerin yer aldığı
eski dağlar bölgesinde İngiltere’nin en yüksek
İhracat Gözüyle
dağı Scafell (978,5 m) bulunuyor. Cotswolds’dan
çıkan ve Kuzey Denizine dökülen Thames Nehri
(338 km) İngiltere’nin en uzun ırmağı olma özelliğini taşıyor.
Okyanus etkilerinin ağır bastığı İngiltere iklimi
son derece değişken. Kışlar nispeten yumuşak,
yazlar ise serin geçiyor. Golf Stream sıcak su
akıntısının adaların iklimi üzerinde büyük etkisi
bulunuyor. İngiltere, kuzey enlemde olmasına
rağmen kışın 7°C sıcaklık ortalamasına sahip.
Kışın Britanya’nın batı kesimleri daha nemli,
rüzgarlı ve ılık geçerken, doğu bölgeleri Avrupa
kıtasından gelen soğuk ve kuru rüzgarlardan etkileniyor. Yazın ortalama sıcaklık güneyde 27°C,
kuzeyde ise 15°C oluyor. Ortalama yağış miktarı
1016 mm’den fazla iken Göller Bölgesi’ndeki
dağlarda bu miktar 2500 mm’den fazlaya çıkıyor.
Birleşik Krallık dünya ihracatında
dördüncü sırada yer alıyor
Dünyanın en önde gelen ticaret ve imalat ülkeleri
arasında yer alan Birleşik Krallık, dünyada
ticarette beşinci sırada, ihracatta ise dördüncü
sırada yer alıyor. İngiltere sanayi devrimini Avrupa’da ilk gerçekleştiren ülke olup, Çalışan
nüfusun % 40’ını sanayi kollarındakiler oluşturuyor.
Büyük Britanya, dışarıdan petrol, gıda maddeleri
ve tütün, kereste, iplik gibi maddeler satın
alırken, makine, elektrik malzemeleri, ulaşım
araçları, kimya ürünleri ve silah ihraç ediyor.
Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) üyesi olan
ülke, ticaretinin büyük bir kısmını AET ve ABD
ile yapıyor. İngiltere ülkemizin önemli ve güçlü ekonomik
partneri durumunda…
İngiltere ile ticaret hacmimiz, 2014 yılında 15 milyar doları aşarak, ihracat fazlamız 4 milyar dolar
civarında gerçekleşiyor. İngiltere, Türkiye’nin ihracatında % 6’dan büyük bir paya sahip. İngiltere’nin
ithalatında ilk yirmi ülke arasında yer alan Türkiye’de 2500’ün üzerinde İngiliz firma faaliyet
gösteriyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortaklı uluslararası sermayeli şirketlerin içinde İngiltere,
Türkiye ekonomisinde ikinci sırada yer alıyor. Bu kapsamda İngiltere, ülkemizin hâlihazırda önemli
ve güçlü bir ekonomik partneri konumunda bulunuyor. TÜİK verilerine göre, 2015'te de İngiltere’ye
7.223.653 21,7 USD ihracat yapılıyor.
Birleşik Krallık’ta tarım çok gelişmiş olup, modern
aletlerle yapılıyor. Gıda ihtiyacının % 60’ı ülkede
yapılan tarımla sağlanıyor. Ekilen arazi 20 milyon
hektar olup, bu ülke topraklarının % 80’ini meydana getiriyor. Topraktan, iklim ve toprak yapısı
elverişli olmamasına rağmen çok yüksek verim
elde ediliyor. Buna sebep ise, ziraatın en modern
tekniklerle yapılıyor olmasıdır. Buğday, arpa,
yulaf, şekerpancarı ve patates en çok yetiştirilen
tarım ürünleridir.
Ülkenin imalat sanayinin büyük bölümü kömür
yataklarının bulunduğu alanlarda toplanıyor.
Petrol, tabii gaz ve nükleer enerjinin enerji
kaynağı olarak kullanılmasıyla, güneydoğuda
özellikle Londra’da yeni sanayi merkezleri de
gelişiyor. Bugün makine sanayi en önemli sektörleri arasında yer alıyor. Bu sanayi gemi yapımı,
gemi mühendisliği, uçak, motorlu araç, dokuma
makineleri, elektrikli makineler ve elektronik dallarını içine alıyor. Motor sanayinin merkezlerinden
başlıcaları Batı Midlands, Luton ve Oxford’da
bulunuyor. İngiltere uçak sanayinde çok gelişmiş
olup, her tür uçak imal ediliyor. Gelişmiş olan
dokuma sanayi ve makinelerinin üretimi ekonomide önemli bir yer tutuyor. Dünyadaki birçok
uçakta kullanılan uçak motoru “Rolls Royce”
ülkenin en önemli makine ve otomobil sanayisi
olarak yer alıyor.
www.ode.com.tr
39
40
Fulya Hamidiye:
“Tüm
ürünlerimizle
prestijli
pek çok
projede yer
alıyoruz”
Fulya Hamidiye 2014 yılından bu yana
Proje Satış Uzmanı olarak ODE İç
Anadolu Bölge Müdürlüğü’nde görev
alıyor. Hamidiye, ODE’nin Ar-Ge
çalışmalarına çok önem verdiğini
belirterek, üretilen ürünlerin de
kalitesinin piyasa ihtiyaçlarının üzerinde
olduğunu söylüyor. Hamidiye ayrıca
yüksek kalitede üretilen ODE ürünleriyle
birçok prestijli projede yer aldıklarını
vurguluyor.
ODE Eylül 2015
Teknik Yalıtım
Proje satış uzmanı olarak işinizde karşılaşılan zorluklar nelerdir? Bunlarla
nasıl başa çıkıyorsunuz? Öncelikle ODE ailesindeki temel görevim; İç
Anadolu Bölgesi’nde büyük montanlı projelerin
proje aşamasından itibaren takibini sağlayarak,
ürün gamımızda yer alan taleplerin doğması
halinde teklif taleplerini toplayarak, firma,
bayi satış uzmanı ve bayi arasında koordinasyonu sağlamak. Ancak asıl hedefim orta
vadede firmamızın ve ürünlerimizin sadece
Türkiye genelinde değil sektörümüzün nabzının attığı dünyanın tüm bölgelerinde mümkün olan her noktada tanıtımını yapmak.
İşimizde karşılaştığımız en büyük zorlukların
başında, piyasada sürekli şahit olduğumuz
haksız rekabetlerden bahsedebiliriz. Bizim
sektörümüzde büyük işlere imza atmak için
en büyük farkımız; kaliteli ürün üretmek ve
bunu belgelerle ispatlamaktan geçer. Üzülerek
belirtmek isterim ki, pratikte üretilen ürünlerde
gerekli kalite yakalanamadığı halde kağıt
üzerinde yapılan beyanlarda hak edilmeyen
kalite belgeleri ortaya konabiliyor. Bütün bunlara ek olarak ürünlere gerçek bedelin altında
fiyat konulduğunda işimiz daha da zorlaşıyor.
Ancak tüm bu zorluklara rağmen ürettiğimiz
ürünlerin kalitesinden hiçbir zaman ödün
vermeden ve tüm farklılıklarımızı ortaya koyarak piyasadaki pazar payımızı sürekli ar-
F u LYA H A M İ D İ Y E
1982 yılında Tebriz’de doğan Fulya
Hamidiye, ilk ve orta öğrenimini
İran’da tamamladıktan sonra lise
öğreniminin bir kısmını da Türkiye’de
tamamlıyor. 2004 yılında Karadeniz
Teknik Üniversitesi İnşaat
Mühendisliği Bölümü’nden mezun
olan Hamidiye, Ankara’da dokuz yıl
çelik konstrüksiyon alanında faaliyet
gösteren çeşitli üretici firmalarda
satış-pazarlama ve yurt dışı iş
geliştirme departmanlarında görev
alıyor. Hamidiye, 2014 yılından bu
yana proje satış uzmanı olarak
ODE’de görev yapıyor.
tırmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
olup, projede ODE olarak mekanik yalıtım
malzemelerini tedarik ettik.
“Bölgemizde hem yapı hem de
mekanik grubu ürünlerimize talep
çok fazla”
l Gazi Üniversitesi Merkez Kampüs Binaları
İnşaatı: ODE olarak ilgili projenin yapı ve
mekanik yalıtım malzemelerini tedarik ettik.
Bölgenizde özellikle hangi ürünler tercih ediliyor? Neden?
l Otonomi Otomobil, Ticaret ve Yaşam
Merkezi: 375.000 m² alan üzerine inşa edilen
ve ince inşaat aşamasında süren projede,
ODE olarak yapı ve mekanik yalıtım malzemelerini tedarik ettik.
Resmi kurumların çoğu gibi yurt içinde ve
yurt dışında faaliyet gösteren birçok müteahhit
firmanın merkezi de bölgemizde bulunuyor.
Bu firmalar ülkemizde ve dünyada farklı bölgelerde taahhüt faaliyetleri yürüttüklerinden
dolayı hem yapı grubunda hem de mekanik
yalıtım konusunda ürettiğimiz ürünlere talep
çok fazla. Yani ürünlerimizin yüksek kalitede
olmasının yanı sıra bölge müdürlüğümüzün
lokasyonu da üstlendiğimiz birçok işte büyük
önem taşıyor. Bunların dışında bölgemizde
bitümlü membranlar da perakende satışlarda
yüksek talep görmekte.
ODE, ürünleriyle pazarda nasıl fark
yaratıyor?
ODE 30 yıllık deneyiminin yanı sıra Ar-Ge
çalışmalarına her zaman çok büyük önem
veren bir firma. Aynı zamanda teknik ekip
başta olmak üzere çalışanlarına eğitim anlamında sürekli yatırım yapmakta. Bu anlayışla
üretilen ürünlerin kalitesi piyasa ihtiyaçlarının
da üzerinde oluyor. Dolayısıyla marka bilinirliğini ve ürün kalitesini dur durak demeden
sürekli geliştiren bir firma olmamız bizi piyasada her zaman farklı kılıyor.
Bölgenizde ODE ürünlerinin kullanıldığı
önemli projelerden örnek vermeniz
mümkün mü? Bölgemizde çok sayıda önemli projede ürünlerimiz kullanılıyor. Birkaç örnek vermek gerekirse,
l One Tower Residence Projesi: İlgili proje
Ankara’da inşaa edilen en yüksek kulelerden
biri olup, ODE olarak ilgili projenin mekanik
yalıtım malzemelerini tedarik ettik.
l Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı Projesi:
290.000 m² alan üzerine inşa edilen proje
hâlihazırda kaba inşaat aşamasında sürmekte
l TOKİ Maliye Bakanlığı ek Hizmet Binaları
İnşaatı: ODE olarak ilgili projenin yapı yalıtım
malzemelerini tedarik ettik.
l TOKİ Uşak Kentsel Yenileme Projesi: 1051
adet konut, 126 adet dükkan, cami ve ilköğretim okulundan oluşan projede, ODE
olarak yapı yalıtım malzemelerini tedarik ettik.
ODE Ankara Bölge projelerden sorumlu biri olarak 2015 yılı hedefleriniz
ve gelecek hedefleriniz nelerdir? Bildiğiniz üzere ODE ailesi olarak çok büyük
uğraşlar sonucunda 2015 yılında ürün segmentasyonu çalışmalarımızı tamamladık ve
pazardaki tüm taleplere cevap verecek ürünlerimizi piyasaya sürdük.
İlk hedefimiz; öncelikle bayilerimiz düzeyinde,
daha sonra taahhüt firmaları, müşavir firmalar,
proje firmaları ve kamu kurumlarında, yani
mümkün olan her noktada, segmentasyon
sonucu ürettiğimiz ürünlerimizin teknik özelliklerini en iyi şekilde vurgulayarak, yeni ürünlerimizin tanıtımını en doğru şekilde yapmak.
Ayrıca yüksek kalitede ürettiğimiz tüm ürünlerimizle birçok yeni prestijli projede yer alacağımızdan şüphem yok.
Özellikle belirtmek isterim ki “ODE” gibi günden güne büyüyen bir firmanın parçası olmaktan çok büyük memnuniyet duyuyorum.
30. yılımızda hedefimiz olan global marka
olma yolunda tüm iş tecrübemle, firmamızı
en iyi şekilde temsil ederek, bu büyüme hedefinin bir parçası olmayı yürekten istiyorum.
www.ode.com.tr
41
42
ODE’nin gurur kaynağı fabrikası
Eskişehir’de
yükseliyor…
ODE 30. yılını,
Eskişehir’e yaptığı
fabrika yatırımıyla
taçlandırıyor. 60 bin
metrekarelik kapalı
alana sahip fabrika
yatırımıyla,
kapasitesini
artıracak olan ODE,
Çin ile Almanya
arasındaki en büyük
kapasiteye sahip
şirket de olacak.
ODE’de Danışman
olarak görev yapan
Yüksek Mimar Metin
Sağır’dan projenin
teknik detayları
hakkında bilgi aldık.
ODE Eylül 2015
ODE Dosya
ODE'nin yeni
tesisi 60.000
metrekare kapalı
alana
sahip.
43
İç Batı Anadolu’nun gelişen sanayi, eğitim ve
kültür şehri Eskişehir’de, her tür altyapısını
tamamlamış Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde ODE yeni bir yatırıma daha imza
atıyor. Kuruluşunun 30. yılında böylesine
büyük bir yatırımı gerçekleştirmenin gururunu
yaşadıklarını ifade eden Danışman Metin Sağır,
bu yeni yatırımla ilgili şu bilgileri veriyor:
“74.540 metrekare alanlı ada içerisinde yer
alacak yeni tesislerimiz, Çorlu Organize Sanayi
Bölgesi’nde yer alan fabrikalarımızdan sonra,
ülkemize ve dünyaya lojistik kolaylıklar sağlayacak ve daha çok büyüyen üretim hacmi
yaratacaktır.
Yeni yatırımımızın yer seçimiyle ilgili girişimler,
2013 yılında yapılan bir takım fizibilite çalışmalarıyla başladı. Ekim 2013’te büyük sayılacak bir adanın, Eskişehir Organize Sanayi
Bölgesi Yönetim Kurulu kararıyla, ODE adına
zanmak adına hafriyat işlerine hemen
arazi tahsisiyle neticelendi. Yapılan ilk araştırbaşladıklarını ve projeye bağlı olarak
malar sonrasında yerel proje gruplarıyla çaarazideki kaba düzeltmelere başlanlışılması, yerel yapının desteklenmesi fikri
dığını söylüyor.
oluştu. Bu nedenle çoğunİki etapta
luğu Eskişehirli mimar ve
Arazinin eğimli yapısı
mühendislerle ruhsat proda göz önünde butamamlanacak
jelerimiz hazırlandı ve 28 Ekim
lundurularak, kazı ve dolproje için ODE
2014 tarihinde ruhsatlarımız alındı.”
gu işleri dengelenmeye ve
100 Milyon TL çevre kirliliği de minimize edil“Hafriyat işlerine hemen
yatırım yapacak. meye çalışılan projede, arazi
başlandı”
eğimlerinden faydalanarak,
Projeyle ilgili ruhsatlar alındıktan
imar sınırları dahilinde, binanın
sonra ön değerlendirmeler, fonksibir bölümünde yarı bodrum
yon analizleri ve fizibilite çalışmalarına
kat oluşturularak, araziden
başladıklarını dile getiren Sağır, zaman ka- maksimum fayda sağlanıyor.
www.ode.com.tr
44
ODE
yapılacak yeni yatırımında
Arazide yer alacak toplam
ürün geliştirmeye
kapalı tesis alanı 59.150 metyönelik Ar-Ge rekare olurken, bunun 56.274 metmerkezi de
rekaresi üretim ve depolama alanları,
2.876 metrekaresi de sosyal ve
kuracak.
idari alanlar olarak kullanılacak.
Tesiste uzun vadeli bir projeksiyon
ve esnek bir planlama yapılarak, süreç içerisinde oluşabilecek üretim farklılaşması için
altyapı oluşturuluyor. Farklı malzeme üretimlerinin kalite kontrol laboratuarları yanında,
ürün geliştirmeye yönelik Ar-Ge merkezi de
planlanıyor.
“Çevre dostu fabrika”
Bir yandan arazinin eğimleri düzeltilirken diğer
yandan müteahhit firma arayışına girdiklerini
dile getiren Sağır, fiyat ve kalite ön planda tutularak inşaatın DEA Yapı İnşaat Taahhüt
A.Ş.’ye ihale edildiğini ve Mart 2015’ten
itibaren de mobilizasyona başlandığını söylüyor.
Sağır; “Bu arada ihale anından itibaren proces
uygulama projeleri de tasarlanmaya başlanıldı.
Mayıs 2015’ten tarihinden itibaren de inşaat
işlerine hızlı bir şekilde devam edildi.
Çevre dostu bir fabrika inşaatı için gerekli önODE Eylül 2015
ODE Dosya
45
Can Elmas / Yüksek Mimar
Akyürek Elmas Mimarlık
“Yoğun ama keyifli bir proje
ve inşaat süreci geçiriyoruz”
ODE’nin Eskişehir’de yükselen yeni fabrikasının mimarı Can Elmas. Yüksek Mimar Can Elmas,
ODE’nin Eskişehir’de yeni bir yatırım yapmaya karar verdiklerinde firmalarıyla anlaştığını ve projenin
kendilerini çok heyecanlandırdığını söylüyor.
74.540 metrekarelik parsel alanında iki
etapta yapılacak bu proje yapı malzemesi
sektörünün en önemli firmalarından biri
olan ODE’nin büyük bir yatırımı olarak
bizi çok heyecanlandırdı. İlk etapta,
18.882 metrekarelik kauçuk ve membran
üretim holleri ile bu üretim hollerine ek
olarak servis binaları yapılacak. İkinci
etapta ise, 22.244 metrekarelik bir alanla,
idari ofis binası, servis binaları, giriş ve
şoför binalarını tamamlayacağız.
Tesise prestijli bir giriş kontrol kapısından
girilecek. Burada giriş ve çıkışlarda kantarlar bulundurulurken, şoför binası da
girişe yakın konumlandırıldı.
Proje arazisinin iki köşesi arasında 16
metre kot farkı bulunuyor. Bu kot farkı
avantaja kullanılarak, projede membran
bölümü alttaki 6.70 kotunda, kauçuk
bölümü üstteki 14.20 kotunda planlandı.
İdari bina arsanın en görünür noktasında,
tesis girişinden kolay ulaşıma imkan verecek şekilde ön cephede tasarlanırken,
tüm servis binaları arka cephede yer
alıyor. Bloklar arasındaki kot farkı rampalar
aracılığıyla çözülerek, tırların ve diğer
araçların tesis çevresinde farklı kotlara
ulaşımına olanak sağlanıyor.
Tesiste kullanılan malzemeler arasında
ODE’nin yenilikçi ve yalıtıma odaklı ürünleri
olan Starflex, Membran, Isıpan, Rockflex
ve R-Flex yer alıyor. Duvarlar ve çatıda
camyünü dolgulu saç panellerin kullanılacağı
tesiste, yönetmeliklere göre en üst yangın
korunumu sağlanacak. Çatıdaki ışıklıklar
yapay ışık gereksinimini azaltacak, duman
damperleri yangın güvenliğinin yanı sıra
doğal havalandırmayı da sağlayacak.
Tamamlandığında ülkemizin en önemli
yapı malzemesi üretim tesislerinden biri
olacak ODE Eskişehir projesinde, ODE
yetkilileri ve proje ortaklarımızla son derece
yoğun ama keyifli bir proje ve inşaat
süreci geçirmekteyiz. Akyürek Elmas Mimarlık olarak herkese teşekkür ederiz.”
www.ode.com.tr
46
lemleri projelendirme safhasında ön plana çıkararak, ısıtma, aydınlatma ve atık yaratmama
konusunda tedbirlerimizi aldık. Bu konuda ülkemizin en önemli uzman isimlerini projemizin
tasarımına katarak, değerli birikimlerinden yararlandık. Yangın, çevre koruma ve ısı yalıtımı
konusundaki duyarlılığımız projemizin tamamına
yansıdı. Tasarımımızda, fotovoltaik enerji üretimi, led aydınlatma armatürleri, sifonik sistem
yağmur suyu deşarjı ve gri su tesisatları gibi
çevre dostu uygulamalara yer veriliyor.
Yine tesisimizin gündüz aydınlatması,
doğal aydınlatma malzemesi polikarbon
ışıklıklarla sağlanacak olup, otomatik
duman damperleri de aynı zamanda doğal
vantilasyonu sağlayacak. Oluşabilecek kirli
havayı da filtre etmek üzere scrubberlar kullanılacak.
Projemizde, zemin oturum alanı dışında kalan
bölgelerde, araç park ve yükleme – boşaltma
alanlarıyla birlikte peyzaj alanlarına da yer
veriliyor. Peyzaj için gerekli
ODE'nin yeni
bitki toprağı şimdiden arazimiz içindeki kazılardan temin
kurulacak tesisinde
edilerek stoklandı. Yine araziçevre dostu
mizdeki kazı artığı kayalar, yerinde
uygulamalar yer kırılarak temel alt dolgu malzemesi
olarak kullanılması sağlandı.” diyerek,
alacak.
yapılacak yatırımın ilk çalışmaları
hakkında bilgi veriyor.
Üretime geçildiğinde taşıt trafiği
20.000 olacak
Tam kapasite üretime geçildiğinde taşıt trafiğinin
20.000 adet/yıl olacağı tahmin edilen projede,
kendi arazi sınırları içinde ama çevre duvarları
dışında kalacak şekilde tır parkları oluşturuluyor.
Ayrıca TIR parkı yanında yer alacak bir şoför
ODE Eylül 2015
ODE Dosya
47
evi de ihmal edilmemiş. Bekleme yapacak
şoförler için acil ihtiyaçlarını görebilecekleri
bir hizmet binası da tesis içinde yer alıyor.
Tüm tesis etrafında yer alan servis yolları
hem hammadde hem de mamul sevkiyatını
kolaylaştırıcı nitelikte planlanan projede, tüm
servis üniteleri merkezileştirilerek, gerek enerji
verimliliği ve gerek çevre kirliliği yaratmamak
adına önlemler alınıyor. Tüm servis yollarında
yer alan rampalara rezistans konularak, kış
şartlarında kesintisiz trafik servisi verebilecek
çözümler geliştiriliyor.
“Tesisimizde deprem ve yangına
karşı önlemlerimizi aldık”
Deprem ve yangına karşı da önlemlerini aldıklarını belirten Danışman Metin Sağır
sözlerine şöyle devam ediyor:
Son sistem yangın al“Binalarımızın taşıyıcı sisTesis
tam
kapasite
gılama ve söndürme
temlerinde konvansiyonel
üretime
aparatları
yapılması planve prefabrike karma sistem
landı.
Ayrıca
kullanma ve
üretim tekniği kullanıldı. Temelgeçtiğinde
proces
sirkülasyon
suyu olarak
lerde dolguya gelen alanlarda kazık
20.000
araç/yıl
kullanılmak
üzere,
50’şer
mettemel yapıldı. Böylelikle, depreme
trafiği
olacak.
reküp
hacimli
iki
ayrı
su
deposu
karşı daha mukavim ve daha ekoda projemizin birer parçası oldu.
nomik sonuçlar elde edildi. Binamızın merkezinde oluşturulan beTesisimizin elektrik kurulu gücü
tonarme galeri hem bir rijitlik merkezi
8
megavat
olurken,
2 x 1,5 megavat Kojen
hem de 7.50 metre yükseklikteki kot farkı
tesis
edilecek.
Tesisimizin
tamamı için 3.500
için bir istinat duvarı görevi yaparken, aynı
ton
B420
C
sınıfı
beton
çeliği
ve 40.000 metzamanda da bir yangın kaçış koridoru ve
reküp
civarında
hazır
beton
kullanılacak.”
zonu da oluşturuyor. Tüm kapalı alanlar yeterli
sayıda yangın zonlarına bölündü ve bu zonlar
arasında da yangın geçirimsiz alanlar oluşturuldu.
Tesisimizde, yangınla savaş için 900 metreküp
hacminde bir yangın su deposu tasarlandı.
PROjE KÜNYESİ
Proje Sahibi: ODE Yalıtım A.Ş.
Mimari Avan Proje: Sim Proje Mimarlık
Uygulama Projesi: Akyürek Elmas Mimarlık
Statik Proje: Doruk Mühendislik
Yeni yatırımda da ODE ürünleri
kullanılıyor
İnşaat halindeki fabrikanın ısı yalıtım elemanları
olarak cephe ve çatı kaplamalarında ODE’nin
camyünü, kauçuk çeşitleri ve değişik kalınlıklarda XPS ürünleri kullanılırken, su yalıtımında
yine ODE’nin bitümlü membran çeşitleri kullanılıyor.
ODE’nin izolasyon ve yalıtım elemanlarını,
projede övünçle kullandıklarını ifade eden
Sağır, tesisin iki etapta inşa edileceğini ve ilk
etapta şişirilmiş kauçuk ve bitümlü membran
türlerinin üretileceğini belirtiyor.
Mekanik Proje: Çilingiroğlu Mühendislik
Elektrik Proje: Enkom Mühendislik
Altyapı Proje: Polifit Yapı
Müteahhit: DEA Yapı
Projenin tamamlanması sonrası ilk etapta 150
civarında personel istihdam edileceğinin tahmin
edildiğini sözlerine ekleyen Sağır, ODE’nin
üretim kapasitesi ve hedefini 25 yıllık bir projeksiyonla belirlediklerini söylüyor.
www.ode.com.tr
48
Orhan Turan:
“Türkiye’nin geleceğine
yatırım yapalım”
ODE Eylül 2015
ODE Dosya
49
Bir dünya markası olma vizyonuyla
çalışmalarını 30 yıldır sürdüren
ODE Yalıtım A.Ş.’nin gündeminde
yeni bir yatırım var. ODE, Eskişehir
Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni
yatırımıyla güçlü bir istihdam
yaratırken ülkemizin rekabet
gücüne değer katıyor.
ODE Yalıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Turan. Eskişehir’de yapımına başlanan
yeni fabrika ile ilgili olarak, şu an üretimde
olan fabrikalarında kapasite kullanım oranı
yüzde 90’ı aşınca yeni yatırımın zorunlu hale
geldiğini söylüyor: “Son üç yılda kapasite kullanım oranı sınıra gelmişti. Kapasite artışı için
iki seçeneğimiz vardı: ya Çorlu’da büyüyecektik
ya da bir başka coğrafyaya gidecektik.
2014 yılı içerisinde Çorlu fabrikalarımızdan
yüklediğimiz araç sayısı 16 bini bulurken tedarikçilerimizden de 6 bin araç fabrika sahamıza girmiş olduğun gördük. Bunların hepsi
İstanbul trafiğinden geçmiş. Navlun maliyetimiz
giderek yükseldiğini gördüğümüzde farklı bir
bölgede yatırım yapma düşüncemiz güçlendi.
Yatırımı nerede yapacağımıza karar vermemiz
gerekiyordu. Pek çok açıdan değerlendirdiğimizde Eskişehir’in uygun olduğuna karar
verdik.
Karar 2013’te alındı. Aynı yılın sonunda
arsamızı satın aldık. 2014 yılında ise projeyi
şekillendirdik. Bu yıl inşaata başlıyoruz. 2016
yılında fabrikamızın ilk etabını da açmış olacağız.”
www.ode.com.tr
50
üssü olacağını söylüyor.
Turan, Eskişehir yatırımının kalite odaklı olduğunu dile getiriyor, “Proje bittiğinde, Türkiye’de
yalıtım sektörünün en büyük kapalı alana
sahip üretim merkezi ODE olacak. Bu yatırımımızla 100 bin metrekare kapalı alana ulaşıyoruz. Ayrıca, kauçuk köpüğü ile ilgili yatırım
devreye aldığında Çin ile Almanya arasındaki
en büyük kapasiteye sahip şirket ODE olacak.
Bu, Türkiye için bir gurur ve övünç kaynağıdır.
“Brezilya’ya ihracaat yapmak ürünü
Van’a göndermekten daha hesaplı”
Orhan Turan Eskişehir’in merkezi bir lokasyonda olduğunu söylüyor ve Anadolu yakasında oturan bir ODE çalışanının İstanbul trafiğinde Eskişehir’e Çorlu’dan daha kolay
gittiğini belirtiyor. Turan, “Biz hammadde
ithalatı yapıyor, ürün ihraç ediyoruz. İthalat
için limana, ürün ihracı için gümrüğe yakın
olmalıyız. Bu nedenle Eskişehir bizim için çok
doğru bir karardı. Trakya’dan Van’a, Doğu ve
Güneydoğu’ya ulaşmak kolay değil. Kaldı ki
Brezilya’ya ihraç yapmak Van’a ürünü göndermekten daha hesaplı. Diğer bir etken de
deniz taşımacılığında navlun bedeli 1500 dolarken, Van’a TIR ile ürün göndermek çok
daha pahalıya geliyor. Eskişehir fabrikamızla
hem ihracata hem de iç talebe yönelik üretim
yapılacak.” diyor.
Eskişehir için 100 milyon TL yatırım
Eskişehir’e yapılacak yeni fabrikanın akıllı bina
teknolojileriyle donanacağı bilgisini de veren
Orhan Turan, fabrikanın daha az enerji harcayarak yağmur sularından daha çok yararlanacağını söylüyor.
2030 yılına yani geleceğin ihtiyaçlarına göre
tasarlanan fabrika, 60 bin metrekare kapalı
alana sahip. Proje için 100 milyon TL yatırım
planlanmış. Eskişehir ile birlikte toplam çalışan
sayısının 500’e ulaşılacağı öngörülürken ilerde
bazı operasyonlar da Eskişehir’e kaydırılacak.
Orhan Turan, çok yakında Eskişehir’in ODE’nin
İlk yatırımlarımızda ihtiyaç oldukça fabrikamızın
yanındaki arazileri alıp büyürdük. Şimdi uzun
vadeli planlar yapıyoruz. Eskişehir fabrikamız
tamamlandığında, yaklaşık 20 bin aracı kendi
sahamızda yönetiyor olacağız. Bu ivmeyle
gidersek yaklaşık beş yıl sonra, yalıtım sektörünün en büyük cirosunu yapan firma olacağız. Kapasitemizin artmasıyla müşterilerimize
daha yakın olacak bayilerimizi mutlu edeceğiz.
Çünkü birlikte büyüyecek ve kalite çıtamızı
yükseltiyor olacağız.
Türkiye açısından baktığımda ise, 2015 yılının
kızgın Eylül gündeminde bu yatırımı yapıyor
olmak hakikaten önemli. Bu konuda mütevazı
olmayacağım ancak bu cesareti ülkeme olan
güvenimden aldığımı da belirtmeliyim. ODE
Türkiye’nin geleceğine de yatırım yapıyor. Bugünkü şartlarda yatırım yapmak sıra dışı gibi
gözüküyorsa da iddialı olmak, Türkiye’nin yalıtım
sektöründe bir numara olmayı hedeflemek bu
yatırımların tereddütsüz yapılmasını gerektiriyor.
ODE’de başarı için çok çalışıyor, çalışanlarımız
ve bayilerimizle aynı amaç için ilerliyoruz.”
Eskişehir fabrikasında yeni ürün geliştirmeye
yönelik bir Ar-Ge merkezi kurulması da planlanmış. Bu konuda oldukça iddialı olduklarını
belirten Orhan Turan; “ODE, Ar-Ge’ye sektördeki en büyük payı ayıran şirket olmalı.
Marka ve Ar-Ge yatırımlarını çok önemsiyorum.” diyor.
Peki neden? Orhan Turan bu soruyu şöyle
cevaplıyor, “Çünkü küresel bir Türk markası
yok. 1987 yılında dünyanın 17. büyük ekonomisiydik yapılan hesaplara göre 2030 yılında
da 17. ekonomisi olacağız yani değişen bir
ODE Eylül 2015
ODE Dosya
51
ka seçeneğiniz olmamalı. Yoksa fırsatları kaçırırsınız.”
“Sektörde standartları koyan bir
firmayız”
Oyun kurucu olmanın başkalarınca kurgulanmış
bir oyunda oynamaktan daha değerli olduğunu
ifade eden Turan; “Son 10 yılda ODE’de süreçleri
kurumsallaştırmayı öğrendik. İş Girişim ile yaptığımız ortaklık çok öğretici oldu. Bugün yalıtım
sektörünün kurumsal yönetim anlamında en
başarılı şirketinin ODE olduğunu iddia ediyorum.
ODE sektördeki standartları koyan firma olarak
öne çıkıyor. İnsan kaynağımızla, yönetim tekniğimizle, bayilerle diyalogumuzla, tedarikçilerimizle
olan ilişkilerimizle iddialı bir firmayız. Çünkü hedeflerimiz iddialı. Bizden önce kurulan firmalar
iş modelimizi uygulamaya çalışıyorlarsa biz bu
işi doğru yapıyoruz anlamına geliyor demektir.
şey yok. Türkiye, GSMH’sı bu yıl kişi başı
9.300 dolara düşecek. 2007’de de 9 bin küsurdu. Bu rakamlar orta gelir tuzağına takıldığımızın da göstergesi.
Türkiye ihracatının sadece yüzde 2.7’si ileri
teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Türkiye kişi
başı GSMH’sı 25-30 bine ve ihracatını da
500 milyar dolara getirmek istiyorsa, paradigmalarını değiştirmesi lazım. Bu da katma
değerli üretim ve ihracatla mümkün. Dünyada
en çok hurda ithalatını Türkiye yapıp yine
ithal ettiği enerjiyle katma değeri düşük inşaat
demirine dönüştürüp Mısır’a satıyor. Bu yaklaşımın ülkeye değer katacağını düşünmüyorum. Seçim sonrası yeni bir sayfa açarak reformları hızlandırıp yeni bir büyüme stratejisi
belirlemeliyiz. ODE olarak biz de Türkiye’nin
marka değerini güçlendirip, rekabet gücünü
artırmalıyız. Ki, ODE’nin de rekabet gücü
artsın. İş dünyamızın Türkiye’nin rekabet gücünün artırılmasıyla ilgili kafa yorması ve
zaman ayırması şart. Ben sadece kendi yatırımlarım için değil ülkem adına da çaba gösteriyorum.”
cak Türkiye’de bundan böyle geri gidişin
mümkün olmadığını ifade ediyor, “Türkiye’de
2002’de ısı yalıtımı 3 milyon metreküptü,
bugün 16 milyon metreküp. 2003’te 500
bin araç satılıyordu bugün 1 milyon araç satılıyor. 2003’te konut 250 bin satılıyordu,
son üç yılda 1 milyon 100 bin konut satılıyor.
Tabi ki, olumsuzluklar var; küresel kriz, FED
faizleri, komşularımızdaki jeopolitik sorunlar,
terör olayları, seçim arifesi vs. bir yatırımcıyı
kısa vadede üzecek gelişmeler ve karar almasını zorlayacak etkenler. İyi bir iş modeli
ve başarılı bir operasyonla katma değer yaratıyorsanız durmadan devam etmekten baş-
2008’de ben ‘Yılın Girişimcisi’, 2014’de ODE
‘En Rekabetçi Şirket’ seçildi. Turquality’e yalıtım
sektöründen bir tek ODE girdi. Bütün bunlar
tesadüf olamaz.
Zirveye çıkmak zordur ancak zirvede kalmak
daha da zor. ODE’ye ve şahsıma yüklenen sorumlulukların bilincindeyim. Beklentiler oldukça
yüksek. Seçtiğimiz yolu kendine model olarak
alanların hayallerini anlıyor ve gereklerini yapmaya
çalışıyorum. ODE’yi satın almak üzere gelenlere
ODE’nin bir Türk şirketi olarak kalmasını istediğimizi söylüyoruz. Bana şirketi satma diyen
gençlerin bu dileklerini çok önemsiyorum.”
“Tüm olumsuzluklara rağmen devam
etmek gerekiyor”
Orhan Turan, sadece ülke ekonomisinin değil
dünya piyasalarının da durgun olduğunu anwww.ode.com.tr
52
İran’a
uluslararası
yaptırımlar
azaldı,
Türk iş dünyası
rotasını İran’a
çevirdi
ODE Eylül 2015
ODE Dosya
53
İran’a uygulanan ambargonun kaldırılmasıyla birlikte petrol zengini
İran'ın enerji ihracatını etkinleştirmesine, ülkenin uluslararası finansmana
erişiminin kolaylaşmasına ve küresel yatırımcılara kapılarını açmasına
yardımcı olması bekleniyor. Hal böyle olunca Türk özel sektörü, sınır
komşumuz İran’a rotasını çevirdi. Önümüzdeki günlerde de, iki ülke
arasında ticaret hacminin ve işbirliğinin artması öngörülüyor.
İran ile P5+1 (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa,
Çin + Almanya) ülkeleri arasında İran’ın nükleer
programı etrafında yapılan görüşmeler 2 Nisan
günü bir “çerçeve anlaşması”na varılmasıyla
sonuçlanmıştı. İran’la Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya
(P5+1 ülkeleri) arasında nükleer müzakereler
30 Haziran tarihinde başladı ve 16 gün sonunda İranlı diplomatlar nükleer müzakerelerde
anlaşmaya varıldığını açıkladılar.
Anlaşmanın detayları konusunda Reuters'a
bilgi veren diplomatlar, BM'nin İran'a uyguladığı
silah ambargosunun beş yıl daha yürürlükte
kalacağını, füze yaptırımlarının da sekiz yıl
kaldırılmayacağını belirtti. Batılı bir diplomat,
Associated Press'e yaptığı açıklamada, anlaşma kapsamında Birleşmiş Milletler müfettişlerinin İran'da, denetim amacıyla askeri tesislere girmeleri konusunda uzlaşma sağlandığını belirtti. Diğer taraftan anlaşma kapsamında, İran'ın BM tarafından gelecek askeri
tesislere giriş talebini sorgulama hakkı da bulunuyor.
İran'la P5+1 ülkeleri arasında Viyana'da süren
nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılmasının
ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı yazılı olarak
yaptığı açıklamasında, "İran'la yapılan nükleer
anlaşmanın tam olarak uygulanması bölgenin
güvenliği, istikrarı ve barışı için hayatı önem
taşıyor" denildi. “İran'ın nükleer programına
ilişkin sorunun çözümü için diplomasiyi tek
seçenek olarak gören Türkiye, P5+1 ile İran
arasında uzun zamandır devam eden müzakerelerin "kapsamlı ortak eylem planı" adı verilen bir anlaşma üzerinde mutabakatla sonuçlanmasını memnuniyetle karşılamıştır. Ta-
rafları bu neticeyi mümkün kılan çabaları için
kutluyor; varılan anlaşmanın tüm unsurları ile
uygulanmasına önem atfediyor; önümüzdeki
dönemde uygulamanın denetlenmesinde merkezi rol üstlenecek olan Uluslararası Atom
Enerji Ajansı ve uluslararası toplum ile tam bir
şeffaflık temelinde anlaşmada öngörülen işbirliğinin hayata geçirilmesini bekliyoruz. Anlaşmanın güven verici bir anlayışla kesintisiz
biçimde ve tam olarak uygulanmasının bölge
barış, güvenlik ve istikrarı bakımından da
hayati önem taşıdığını bu bağlamda vurgulamakta yarar görüyoruz.” Anlaşmayla; İran, uranyum zenginleştirilmesinde kullandığı santrifüj sayısını üçte iki azaltırken, zenginleştirme oranını da yüzde 3.5’le
sınırlayacak. İki nükleer tesisinden birini de
kapatacak olan İran, 25 yıl süreyle nükleer
programını batılıların denetimine açık tutacak!
Buna karşılık AB’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar hemen kaldırılırken, ABD’nin yaptırımları
da tedricen kaldırılacak. Anlaşma; İran’da
“coşkulu gösterilerle”, İsrail’de “öfkeyle”, Körfez
ülkeleri ve Suudi Arabistan’da ise “endişeyle”
karşılandı. P5+1 ülkelerinin sözcüleri ise anlaşmayı “tarihi bir adım”, “önemli bir adım”
gibi olumlu nitelemelerle değerlendirdiler.
İran pazarı iştah kabartıyor
Anlaşmanın tam olarak uygulamaya konması
aylar sürebilir ancak yaptırımların kaldırılmasının
zamanla petrol zengini İran'ın enerji ihracatını
etkinleştirmesine, ülkenin uluslararası finansmana erişiminin kolaylaşmasına ve küresel
yatırımcılara kapılarını açmasına yardımcı
www.ode.com.tr
54
olması bekleniyor.
Uzmanlara göre nükleer anlaşma, dünyadaki
son büyük pazarın açılması anlamına geliyor.
Yatırım bankası Renaissance Capital'e göre
İran, büyük yatırımcıların henüz girmediği son
büyük ekonomi. Yaptırımların kaldırılmasıyla
Tahran Borsası'nın 2016 başında yatırımcılara
açılması bekleniyor. İlk yıl sermaye girişlerinin
1 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Şu ana
kadar kurumsal yatırımcılara kapalı olan İran
pazarı iştah kabartıyor. İran, yaptırımların kaldırılmasıyla, 2017 yılında
son 25 yılın en düşük enflasyonunu bekliyor.
Üst düzey bir yetkiliden alınan bilgiye göre
İran Merkez Bankası 2017 yılına kadar enflasyonu tek haneli rakamlara düşürerek ekonomik
genişlemeyi
teşvik
etmeyi
amaçlıyor. İran Merkez Bankası Ekonomik
İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Peyman
Ghorbani; "Yaptırımların kaldırılmasıyla enflasyonu düşürecek ve ekonomik büyümeyi
ERSİN YIlDIZ / ODE İhracat Grup Takım lideri “İran’da 2015 yılında % 45 büyüme hedefindeyiz”
ODE’nin İran’a ihracatının 2010 yılında başladığını belirten
ODE İhracat Grup Takım Lideri Ersin Yıldız, şimdilik İran’da
bir ODE bayisinin olduğunu belirterek; “ODE olarak sattığımız ürün gamını genişletme hedefine paralel olarak, firmamızı orta ve uzun vadede temsil edebilecek yeni bayiler
oluşturmayı hedefliyoruz.” diyor.
İran'a özellikle HVAC grubu ürünlerinin ihracatının gerçekleştirildiğini belirten Yıldız, İran’da şimdi ODE yapı
grubu ürünlerinin de ihracatına başladıklarını belirterek,
bu grupta da sürdürülebilir bir ihracat performansı hedeflediklerini söylüyor.
Yıldız sözlerine şöyle devam ediyor: “Bugünden geçmişe
dönük bir kısa bir değerlendirme yaptığımızda, 2010
yılında başlayan ihracat hacmimiz, sürdürülebilir şekilde
katlanarak büyümüştür. 2015 yılında % 45 miktarsal
olarak büyüme hedefindeyiz. İlk sekiz ay verilerini değerlendirdiğimizde hedeflerimize paralel büyüme rakamları
elde ettiğimizi ifade edebiliriz. Uzun dönemde de İran pazarının ODE içerisindeki ilk beş arasında olmasını planlıyoruz.”
ODE Eylül 2015
ODE Dosya
55
Alİ REZA JOODAKİ / RAD PIPE (ODE İran Bayi)
“İran’da kauçuk köpüğü ürünü özellikle tercih ediliyor”
1990 yılında kurulan ve öncelikle valf/subap konusunda uzmanlaşan
Rad Pipe bünyesinde mühendisler ve profesyonellerden oluşan bir
ekip bulunuyor. 2007 yılında İran’da düzenlenen fuarda ilk bir araya
gelen ODE ve Rad Pipe , 2010 yılında çalışmaya başlıyorlar.
Rad Pipe firma sahibi Ali Reza Joodaki, İranlı müşterilerin ODE ürünlerinin kalitesinden ve dizaynından memnun kaldıklarını belirterek,
ODE’nin kauçuk köpüğü ürününün en çok talepte bulunulan ürün olduğunu ifade ediyor.
Joodaki İran’ın başkenti Tahran’da iş dünyasının yoğunlaştığını
söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bizim amacımız Aseluye,
Huzistan Eyaleti gibi İran’ın güneyinde bulunan şehirlere de ODE
ürünlerini tanıtmak istiyoruz. ODE tarafından verilecek destekle
amaçlarımıza daha hızlı ve etkin ulaşacağımızı düşünüyor ve ODE’den
İran’ın diğer kentlerinde de etkinlikler, fuarlar düzenleyip, daha çok
iş olanağı oluşturmamıza olanak yaratması ve yeni tesislerle de
ayrıca desteklemesini rica ediyoruz.”
Joodaki son olarak, müşteri memnuniyetinin firmaları için öncelikli
olduğunu ve kalitelerinden ve servislerinden hiç ödün vermediklerini
dile getirerek, müşterilerini her zaman memnun bıraktıklarına inandıklarını söylüyor ve ekliyor; “ODE’den bizi bu doğrultuda en uyumlu
olacak fikirlerle yönlendirmesini diliyoruz.”
teşvik edecek önlemler alabileceğiz. Bu ağırlıklar ekonomimizin üzerinden kalktığı zaman
büyük olasılıkla bu hedeflere çok daha çabuk
ulaşabileceğimize inanıyorum" dedi. Araştırmalara göre İran ekonomisi yaptırımlar nedeniyle olması gerekenden yüzde 15 ile 20
arasında daha küçük. elinde bulunuyor. Ancak rezervlerin sadece
yüzde 48’lik bölümünü işletilebiliyor. Bunun yanında İran’dan alınacak gazın TANAP (Trans
Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi) aracılığıyla
Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması gündemde. Çünkü Rusya ile anlaşmazlık yaşayan
Avrupa yeni doğalgaz kaynakları arıyor.
İran'ın nükleer anlaşmasının
ülkemize etkisi ne olacak?
Dünya petrol rezervlerinin onda birini elinde
bulunduran İran ambargodan önce ülkemizin
petrol ihtiyacının yarısını karşılamaktaydı. Türkiye, ambargo baskısı ile İran'dan yaptığı
alımları azaltarak Irak'a yöneldi. İran, Ekonomi
Bakanlığı tarafından ticaretin artırılacağı hedef
ülke ilan edildi. Yaptırım baskısının kalkmasıyla
iki ülke arasındaki ticaret hacminin her geçen
yıl artması bekleniyor.
Türkiye ve İran arasında bu yılın Nisan ayı
başında ticaret, eğitim, sağlık, çevre, aile ve
sosyal politikalar konularında sekiz anlaşma
imzalandı. Yaptırımların kalkmasıyla iki ülke
şimdi ticaret hacminin ve işbirliğinin artması
öngörülüyor.
Türkiye İran'dan iki önemli enerji kaynağı ithal
ediyor: Doğalgaz ve petrol. Yetkililer daha önce
yaptıkları açıklamalarda İran'a uygulanan
ambargonun kalkması ve fiyatların düşürülmesi
halinde İran’dan doğalgaz alımı artabileceğini
defaten dile getirmişlerdi. Rusya’nın ardından
en büyük doğalgaz rezervi yüzde 17 ile İran’ın
İran, 30 milyar dolar için Türk
markalarını bekliyor
Birleşik Markalar Derneği (BMD)’nin Türk markalarına “İran, Polonya ve Afrika pazarındaki”
yeni fırsatları anlatıldığı BMD Yurt Dışı Açılım
Toplantısı’nda konuşan İran Mall CEO’su Reza
Samizadeh, İran ekonomisinin yeni dönemde
hızlı büyüme potansiyeline sahip olduğunu
belirterek, yurt dışına yatırım planlayan Türk
markalarını ülkesinde daha etkin olmaya davet
etti.
BMD’nin Soysal işbirliği ile düzenlediği toplantıda İran’daki fırsatları anlatan İran Mall
CEO’su Reza Samizadeh, “Türkiye ile İran
arasında Tercihli Ticaret Anlaşması imzalandı.
16 milyar dolarlık ticaret hacminin 30 milyar
dolara çıkması amaçlanıyor. Türk markalarını
bu büyük hedeften yaralanmaya davet ediyoruz. İran’da çok sayıda AVM yatırımımız
var. Dünya markalarının yanında Türk markalarını da mutlaka görmek istiyoruz” dedi.
İran para biriminin Merkez Bankası’
nın sıkı kontrolü altında bulunduğunu vurgulayan Samizadeh, para akışı ve petrol ihracatının da kontrol altına alındığını ve diğer ülkelerle
ekonomik ilişkiler yumuşarsa ekonomik büyümenin daha da artacağını söyledi. Samizadeh, İran nüfusunun hızla arttığını belirterek,
www.ode.com.tr
56
"İyi eğitim almış, kalifiye elemanın bulunması önemli bir avantaj. Altyapısı
çok gelişmiş olduğu için ülkenin her
yerine rahatça ulaşabilirsiniz. Elektrik,
su harcamaları ve ulaşım maliyetleri düşük. 2014 yılında ülkelerimiz arasında
Tercihli Ticaret Anlaşması imzalandı.
Bugünlerde 16 milyar dolarlarda olan
ticaret hacminin 30 milyar doların üzerine
çıkmasını bekliyoruz. Yurt dışına yatırım
planlayan Türk markları İran’da daha
etkin olabilirler. Karşılıklı faydaların sağlanması önemli" diye konuştu.
Türk Çelik Sektörü İran
pazarını yeniden kazanmayı
hedefliyor…
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Namık Ekinci yaptığı yazılı açıklamada İran’ın
Türk çelik sektörü açısından önemli bir Pazar
olduğunu belirterek, ambargonun ihracatı olumsuz yönde etkilediğini söylüyor. Ekinci ambargonun kalkmasının sektör olarak İran pazarında
yeniden söz sahibi olacaklarını ifade ederek,
açıklamasına şöyle devam ediyor: “İran önemli
bir ticaret ortağımız olup, özellikle 1980’li yıllarda
Türkiye ihracatının gelişmesine önemli katkılar
sağlamıştır. Birçok sektörde olduğu gibi Türk
çelik sektörü açısından da İran önemli bir pazar
konumundadır. Ancak ABD ve AB ülkelerinin
İran’a karşı uyguladığı ambargo koşullarının
Namık Ekinci
51 bin ton civarında kaldı.
özellikle son üç yıldır ağırlaşması, maalesef
sektörümüz ihracatını da olumsuz yönde etkiledi.
Son beş yılda İran’a gerçekleştirdiğimiz çelik
ihracatı rakamlarına baktığımızda bu durumu
net olarak görebiliyoruz. 2009 yılında 433 bin
ton olan ihracatımız 2010’da 1 milyon ton seviyesine geldi. 2011 yılında 623 bin tona gerilemesine rağmen 2012 yılında tekrar büyük bir
artış gösterip 940 bin tona çıktı. Ancak ambargo
koşullarının ağırlaşması ile birlikte İran’a çelik
ihracatımızda da sert düşüşler yaşadık. 2013
yılında 195 bin ton, 2014 yılında ise 166 bin
tona kadar gerileyen ihracatımız; 2015 yılının
ilk altı aylık döneminde de geçen yılın aynı dönemine oranla yaklaşık yüzde 40 geriledi ve
Sonuç olarak, İran ile Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi
ve Almanya (P5+1) arasındaki yaklaşık
10 yıldır devam eden nükleer müzakerelerde uzlaşmaya varılması gerek dünya
ticareti gerekse ülkemiz ve çelik sektörü
ticareti açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ülkemiz açısından bakarsak,
aslında İran’la Türkiye’nin sanayileri neredeyse aynı ürünler üzerine kuruludur.
Ayrıca İran, ilk bakışta önemli bir çelik
ithalatçısı olarak görülse bile ilerleyen
yıllarda güçlü bir ihracatçı ülke olup
ciddi bir rakibimiz olma ihtimali de yüksektir. Buna rağmen, ambargonun kalkması
ile Türk çelik sektörü olarak İran pazarında
yeniden söz sahibi olup çelik ihracatımızı artırmayı hedefliyoruz.”
“Türk firmaları hızlı davransın”
Tahran’daki İran-Türk İş Konseyi Başkanı ve
İranlı işadamı Reza Kami, Fransa, Almanya
ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa firmalarının İran’da iş yapmak için sıraya girdiğini
belirterek, “Avrupalı firmalar bayilerini aylar
öncesinden gönderdiler, Türk firmalarının çok
hızlı davranmaları lazım” dedi.
Hürriyet’ten İpek Yezdani’nin haberine göre,
İran’ın Batılı ülkelerle ekonomik entegrasyonunu
aslında geçen yıl P5+1 ülkeleriyle imzalanan
ve yaptırımların hafifletilmesini öngören ilk anlaşmanın ardından başlatmıştı. İran’la P5+1
ülkeleri arasında 20 Ocak 2014’te yürürlüğe
giren ve İran’ın nükleer programının kısmen
saf dışı bırakılmasını, bunun karşılığında Tahran’a uygulanan yaptırımların hafifletilmesini
öngören ilk anlaşmanın ardından Almanya ve
İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden heyetler İran’a gitmiş ve yatırım olanaklarını araştırmışlardı.
Konuyla ilgili açıklama yapan İran-Türk İş
Konseyi Eşbaşkanı ve İranlı işadamı Reza
Kami, İran’la Avrupa ülkeleri arasındaki iş
görüşmelerinin aylardan beri devam ettiğini
belirterek, “Avrupalı firmalar bayilerini aylar
öncesinden göndermişlerdi. İran’la Batı arasındaki duvar zaten parçalanmıştı. Şimdi bu
imzadan sonra İran’ın ekonomisi tamamen
normale dönecek” diye konuştu.
ODE Eylül 2015
ODE Dosya
57
“İran Türk müteşebbisleri için
önemli fırsatlar barındırıyor”
DEİK-Türkiye İran İş Konseyi Başkanı Rıza Eser, ambargonun başlamasından
bugüne kadar İran ile ilişkileri sıcak tuttuklarını belirterek, İran’ın her zaman
yanında olduklarını söylüyor. Bu nedenle İran’ın Türk müteşebbisleri için
önemli fırsatlar barındırdığını dile getiren Eser, bu fırsatları en iyi değerlendiren
ülkelerin başında da Türkiye’nin geldiğini vurguluyor.
Uluslararası yaptırımların azaltılmasıyla
birlikte bütün gözler İran'a çevrildi.
Türk firmaları için İran ne gibi fırsatlar
barındırıyor?
Biz iş konseyi olarak ambargonun başlamasından bugüne kadar İran’la ilişkilerimizi sıcak
tutarak yanlarında yer aldık. Dolayısı ile firmalarımızın yakından takip ettikleri ve ticaret
yaptıkları her alanda Türk müteşebbisler için
fırsatlar var. Türkiye’de bu fırsatları en iyi değerlendiren ülkelerin başında gelmektedir.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türk
özel sektörünün dış ticaret, uluslararası yatırımlar, hizmetler, müteahhitlik ve lojistik başta
olmak üzere, dış ekonomik ilişkilerini yürütme,
bu bağlamda yurt içi ve dışı yatırım imkânlarını
araştırma, Türkiye’nin ihracatını artırmaya
katkı sağlama ve benzeri iş geliştirme çalışmalarını koordine etmekle görevli. Bu amaçla
1986 yılında kurulan DEİK’in Temmuz 2015
tarihi itibarıyla, 102 kurucu kuruluşu, 127 iş
konseyi ve bu konseyleri oluşturan 900’e
yakın üye firması ve üye firmalarının da DEİK
bünyesinde 2000’e yakın temsilcisi bulunuyor.
DEİK Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı olarak
görev yapan Rıza Eser, dergimiz için sorularımızı yanıtladı.
Özellikle hangi sektör öne çıkıyor?
Neden?
Ambargo sonrasında yatırımların durması ve
fabrika kapasitelerinin azalması nedeni ile
birçok sektörün ön plana çıkması beklenmektedir. Otomotiv yan sanayi, enerji, kimyasal
maddeler, inşaat sektörü ve turizm alt yapısı
en önemli konular arasında yer almaktadır.
Türkiye- İran İş Konseyi'nin birlikte
düzenlediği organizasyonlar var mı?
Önümüzdeki günlerde ortak bir organizasyon düzenlenecek mi?
DEİK-Türkiye İran İş Konseyi'nin kuruluş amacı nedir? Ne gibi çalışmalar
yapar?
DEİK Türkiye-İran İş Konseyi, DEİK’te kurulan
120’nin üstündeki diğer iş konseyleri gibi iki
ülke halklarının yakınlaşmasını hedefleyerek,
ticaretin artırılması, mevcut ticari engellerin
çözümü, yatırım ve turizm faaliyetlerinin gelişmesi için çalışmaktayız.
İki ülke arasındaki ticari işbirliklerinin
artırılması için neler yapılmalı? Sektör
temsilcilerinden, devletten vs. beklentileriniz neler?
Belirlediğimiz hedeflerimize ulaşmak için her
yıl tasarladığımız programlar doğrultusunda
seminerler, ziyaretler ve çeşitli konuları gündeme getirerek, sorunların çözümü için her
iki ülkenin yetkilileri ile toplantılar yaparak,
katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Rıza Eser
Tabi ki sermaye, yatırım, turizm ve ticaret
sektörleri ile ilgili şuana kadar birçok organizasyon gerçekleştirdik. En son Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım Bey ve beraberindeki heyet ile Tahran ziyaretini gerçekleştirdik. Tahran’da çeşitli bakanlıklar ile gündemimizdeki konuları masaya yatırdık. İran
Ticaret Odası Başkanı ile çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Bergiz İnşaat firmasının
Tebriz Gürbulak hudut kapısına kadar 255
km’lik otoyolu kontratının imzalanmasına
şahit olduk. Nakliye alanındaki sorunların
çözümü ile ilgili olarak, bilgi alışverişinde bulunduk. Bu tür organizasyonlarımızı sıkı bir
şekilde devam ettirme kararlılığındayız. www.ode.com.tr
58
ALİ KAHYAOĞLu
“Yılın ilk altı ayında İran'a
ihracatımız yüzde 30 artarak
1,9 milyar dolara yükseldi”
İMMİB (İstanbul Maden ve Metaller İhracatçıları Birlikleri), Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Ali Kahyaoğlu, İran’a uygulanan ambargonun kalkmasıyla İran’ın dış ticaretimizdeki öneminin daha da
artacağını söylüyor. Yılın ilk altı ayında İran'a ihracatımızın yüzde 30 artarak 1,9 milyar dolara yükseldiğini ifade
eden Kahyaoğlu, İran'ın zenginleşmesinin ihracat potansiyelimiz için büyük önem taşıdığını belirtiyor.
Bize kısaca Maden İhracatçıları Birliği
olarak çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği, 02.02.1976
tarih ve 7/11385 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
ile “Türkiye Maden İhracatçıları Birliği” adı altında kurulmuş ve 23.05.1976 tarihinde faaliyete geçmiştir. Ünvanı 1986 yılında İstanbul
Maden İhracatçıları Birliği olarak değiştirilen Birliğimizin 2015 yılı Ağustos ayı itibariyle 1.980
üyesi bulunmaktadır.
Birliğimizin temel iştigal alanını doğal taşlar,
metalik mineraller, endüstriyel mineraller, ferroalyajlar ve diğer madencilik ürünleri oluşturmaktadır. Birliğimizin amacı, maden ürünlerin
mevcut ve hedef pazarlarda tanıtımın sağlanmasına, imajının geliştirilmesine ve ihracat
potansiyelinin arttırılmasına yönelik faaliyetlerde
bulunarak sektörün gelişimine katkı sağlamak,
ihracatçı üye firmalarımızın her çeşit problemleriyle ilgilenip bunlara çözüm bulmak ve
bu firmalara rehberlik yapmaktır.
İhracatçı firmalarımızı en iyi şekilde temsil
etmeyi kendine görev edinen İMMİB, ihracatçılarımızın sorunlarına kalıcı çözümler getirmeyi, ihracatı artırmayı ve ülke ekonomisinin
sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunmayı
hedeflemektedir. Bu amaçla gerek milli katılım
organizasyonlarını yaptığımız yurt dışı fuarlara
katılarak gerek Ekonomi Bakanlığı tarafından
ODE Eylül 2015
desteklenen UR-GE çalışmaları, gerek yine
yurt dışı ve yurt içinde düzenlenen fuarlara
info stant düzeyinde katılım sağlayarak, maden
ihracatımızın artmasını amaçlıyoruz. Bunlar
dışında sektörel ticaret heyetleri ve alım
heyetleri düzenlemek gibi görevlerin yanında,
dünya pazarlarında ihraç ürünlerinin bilinirliğini
arttıracak diğer kurum ya da organizasyonların
çalışmalarına da destek olmaktayız.
İran Orta Doğu'da yükselen bir ekonomiye doğru yol alıyor. Komşu ülkelerdeki
savaşlar, İran'a yapılan uluslararası yaptırımların hafifletilmesi gibi sebeplerle
İran'ın yıldızı parlamaya başladı. İran ihracat açısından ne gibi fırsatlar barındırıyor?
İran ile P5+1 ülkeleri arasındaki müzakerelerin
kalıcı bir anlaşmayla sonuçlanmasının, bölgesel dengeleri yeniden belirleyeceğine inanıyorum. Bu anlaşmayla gerek jeopolitik gerekse ekonomik açıdan risk faktörlerini azaltacak bir gelişme olacaktır ve bölge ticaretine
pozitif katkı sağlayacaktır. Uzun yıllardır
dostluk ilişkisi içinde bulunduğumuz İran’ın
dış ticaretimizdeki önemi bu anlaşmayla
daha da artacaktır. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin rakamlarına göre; İki ülke arasında 1
Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe giren tercihli
ticaret anlaşması ile yılın ilk altı ayında İran'a
ihracatımız yüzde 30 artarak 1,9 milyar dolara
yükseldi. İran'ın zenginleşmesini ve dolayısıyla
bölgede tüketimin artmasını sağlayacak gelişmeler, ihracat potansiyelimiz için büyük
önem taşıyor.
“İran ile ticaret hacmimizin yılsonunda
16 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz”
İran için 2015 yılında ne kadarlık bir ticaret
hacmi hedeflendi? Bu hedefe ulaşıldı mı?
Uzun vadeli hedefiniz ne olacak?
Biliyorsunuz, Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat
Zeybekçi’nin daha önce açıkladığı gibi İran
ile genel ticaret hacmimizin yılsonunda 16
milyar dolar, 2016 sonu itibariyle ise 35 milyar
dolara yükselmesini bekliyoruz. İran'ın dünya
ile bütünleşmesi ve bölgede siyasal risklerin
azalması, tüm bölgeye yatırımların artmasını
sağlayacağı için Türkiye bu süreçten hem
yatırım hem de ticaret anlamında pozitif etkilenecektir. Ancak burada bir parantez açmamız
gerekli. Diğer sektörlerimiz için faydalı olacak
bu gelişme, madencilik sektörü için, özellikle
doğal taş ve mermer ihracatçıları için sonun
başlangıcı olabilir. Bizim bu konuda çok büyük
endişelerimiz var. Türkiye gibi zengin mermer
yataklarına sahip olan İran, dışa açılmayla
birlikte bu kaynaklarla dünya pazarında bizim
için tehlikeli bir rakip olacaktır. Her ne kadar
ambargo nedeniyle İran’da uzun yıllar bu
alanda bir yatırım yapılmasa ve eski teknolojilere
sahip olsa da bize karşı ucuz enerji ve işçilik
gibi önemli avantajlara sahiptir.
ODE Dosya
ALİ KAHYAOĞLU
1955 yılında İstanbul’un Üsküdar semtinde doğan
Ali Kahyaoğlu sırasıyla Sultantepe İlkokulu’nda, Halide
Edip Adıvar Ortaokulu’nda, Üsküdar Lisesi’nde, Haydarpaşa Lisesi’nde ve Zonguldak Kilimli Lisesi’nde
ilk ve orta öğrenimini tamamlar. En son olarak Muğla
İşletmecilik Yüksekokulu’nu bitiren Kahyaoğlu, evli
ve üç erkek çocuk sahibidir. Mermer üretimi ve ihracatıyla uğraşmakta olan Kahyaoğlu, 2014 Nisan
ayından bu yana İstanbul Maden İhracatçılar Birliği
Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.
59
kate aldığımızda, her geçen zaman bizim aleyhimize işleyecektir. Ambargonun kalkmasıyla
birlikte İran piyasaya girerse, bizde birçok
ocak ve fabrika kapısına kilit vurur. Bu nedenledir
ki sektörün maliyetlerini düşürme anlamında
uygulamalara ihtiyacımız var. En azından bizim
sektörümüzün de enerji maliyetleri desteği
kapsamına alınması ve enerji maliyetlerimizin
İran ile rekabet edebilecek düzeye indirilmesini
talep ediyoruz.
“İran ile ticari görüşmeler için geç
bile kaldık”
İran ile ticaretin geliştirilmesi için neler
yapılmalı? Bu konuda devletten, sektörünüzden vs. beklentileriniz var mı? Varsa
neler?
Bizim sektörümüzün İran ile bu alanda ticaret
yapma olasılığı düşük. Daha önce belirttiğim
gibi onlar da çok zengin maden ve doğal taş
yataklarına sahip. Belki teknolojilerinin eski
olması nedeniyle bu alanda gelişmiş Türk
firmaları ile işbirliği fırsatları olabilir. Ancak bu da
bindiğimiz dalı kesmek gibi olur. Türkiye’nin
genel ihracatı açısından düşünürsek, hemen
yanı başımızdaki İran ile hem devletler bazında
hem de özel sektör açısından ticaret heyetleri
oluşturmalı, sık sık ziyaretler yapılmalı, İran’da
düzenlenecek fuarlara ve etkinliklere katılmalı,
onları ülkemizdeki fuarlara davet etmeliyiz.
Aslında bunun için bile geç kaldığımızı söyleyebiliriz. Almanya, ABD gibi gelişmiş ülkeler görüşmelere çoktan başladılar bile.
İran ile ekonomik İlişkilerin geliştirilmesinin, Türkiye ekonomisine katkısı ne
olacak?
Petrol ve doğalgaz zengini olan İran bize oranla
enerjiyi çok ucuza, neredeyse bedavaya mal
ederken, dünyanın en pahalı enerjisini kullanan
ve enerjinin maliyetler içinde büyük pay aldığı
madencilik sektöründe onlarla rekabet etmemiz
imkânsız. Ambargonun kalkmasıyla birlikte
İran piyasaya girerse, bizde birçok mermer
ocağı ve fabrikası kapısına kilit vurur. İran’daki
gelişmelere bizlerin müdahale etme imkânı
bulunmadığına göre; sektör için acil önlem
alınması gerektiğine inanıyoruz. Üstelik son
aylarda ihracat rakamlarındaki düşüşü de dik-
Uluslararası ticarete kapıları açılacak olan İran’ın
Türkiye ekonomisine çeşitli katkıları olacaktır.
Petrol fiyatlarında düşme, İran doğalgazının
batıya taşınmasında enerji koridoru vasfı güçlenecek, ihracat, bankacılık ve turizm gelirleri
artacak, iki ülke arasında doğrudan yatırımlar
artacaktır. Biz ihracatçılar için pazar çeşitliliği
her zaman için önemlidir. Yumurtaları aynı sepetlere koymamak gerekir. İran uzun yıllardır
kapalı kalmış bir pazar. Yeniliğe açlar. 80 milyon
nüfusu ile de sadece bizim için değil, tüm
dünya ülkeleri için önemli bir pazar. Ambargonun
kalkması, bizim dışımızdaki diğer sektörler için
de heyecan yaratacaktır. Bu durum, dolayısıyla
ihracat rakamlarına olumlu yansıyacaktır.
www.ode.com.tr
60
HİMMET GERİŞ:
“Hizmet sektöründe de İran pazarı
yeni fırsatlar sunuyor”
T.C. Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Himmet Geriş, İran'a yönelik düzenlenecek sektörel ticaret
heyetlerinin sayısının ve nitelikli fuarlara firmalarımızın katılımları artmasının İran’a ihracatımızı olumlu yönde
etkileyeceğini belirtiyor. Geriş ayrıca mal ticaretinin yanı sıra hizmetler sektöründe de firmalarımız için İran
pazarında yeni fırsatlar doğacağını söylüyor.
Tahran Ticaret Müşavirliği olarak neler
yapıyorsunuz? Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Tahran Ticaret Müşavirliği olarak, esas itibariyle
İran pazarına girmek isteyen firmalarımıza
yardımcı olmaya çalışmaktayız. Bu çerçevede;
İran ekonomisi ve piyasası hakkında rapor
hazırlamak, İran pazarı konusunda firmalarımızın ilettiği soruların cevaplanması, İran'da
düzenlenen fuarlara firmalarımızın katılımının
milli veya bireysel düzeyde desteklenmesi
hususunda Ekonomi Bakanlığımıza görüş bildirmek, İran'a yönelik düzenlenen ticaret heyetlerinin başarılı geçmesi için organizasyonu
yapan ihracatçı birliklerimize, ticaret/sanayi
odalarımıza vb. kuruluşlara gerekli desteği
sağlamak, Türkiye'de veya İran'da yerleşik
firmalarımız ile İran resmi makamları veya
İranlı firmalar arasında ortaya çıkan ihtilafların
giderilmesi hususunda yardımcı olmak, İran'da
düzenlenen ve ülkemiz firmalarının katılımında
fayda olacağı düşünülen organizasyonlar hakkında duyurularda bulunmak yapmış olduğumuz faaliyetler arasında sıralanabilir.
nülmektedir. Bu çerçevede, İran'a yönelik
düzenlenecek sektörel ticaret heyetlerinin sayısının ve nitelikli fuarlara firmalarımızın katılımları
artması gerekmektedir.
“İran’ın ithalatında bir artış
öngörülüyor”
Uluslararası yaptırımların azaltılmasıyla
birlikte bütün gözler İran'a çevrildi.
Türk firmaları için İran ne gibi fırsatlar
barındırıyor?
Söz konusu Anlaşma’nın kapsamının zaman
içerisinde genişletilmesinin İran’a ihracatımıza
olumlu etki etmesi beklenmektedir. Bu yönde
çalışmalar devam etmektedir.
İki ülke arasındaki ticari işbirliklerinin
artırılması için neler yapılmalı? Sektör
temsilcilerinden, devletten vs. beklentileriniz neler?
Ülkemiz ile İran arasındaki ticari işlemlerin
gerçekleştirildiği gümrük kapılarının altyapı
koşullarının iyileştirilmesi, Gürbulak-Bazargan
Kapısı’nın genişletilip zaman zaman oluşan
tır kuyruğu sorununun önüne geçilmesi, Kapıköy-Razi Gümrük Kapısı’nın tır geçişlerine
müsait hale getirilmesi ve işlem hızının artırılması
İran’a ihracatımızın artırılmasına katkıda bulunacaktır.
Ülkemiz ile İran arasında 29 Ocak 2014 tarihinde imzalanmış bulunan Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA), 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe
girmiştir (TTA'nın metni ve eki listeleri 4 Kasım
2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır).
İran’da tanıtım faaliyetlerinin yoğunlaştırılması,
iki ülke işadamları arasındaki işbirliğini artırmaya
yönelik faaliyetlerin geliştirilmesinin İran’a ihracatımızı olumlu yönde etkileyeceği düşü-
ODE Eylül 2015
Bilindiği üzere, Hasan Ruhani'nin, Ahmedinejad
döneminden sonra Cumhurbaşkanı seçilmesi
ile birlikte İran'ın P5+1 ülkeleri (BM Güvenlik
Konseyi 5 Daimi ülke ve Almanya) ile yürüttüğü
müzakerelerin yoğunlaştırılmasına yönelik çabaları nihayetinde, 14 Temmuz 2015 tarihli
Ortak Eylem Planı'nın imzalanması ile neticelenmiştir. Söz konusu anlaşma, özetle İran'ın
yürüttüğü nükleer çalışmaları Uluslararası
Atom Enerjisi Kurumu'nun denetimine açmasını
ve uluslararası toplumun kabul edebileceği
bir seviyede sürdürmesini, bunun karşılığında
İran'a karşı uygulanan yaptırımların tedricen
kaldırılmasını öngörmektedir.
Söz konusu Eylem Planı'nın öngörüldüğü şekilde uygulanması halinde, İran, daha evvel
satmış olduğu ham petrol bedellerini yurtdışından İran'a transfer etme, ham petrol satış
miktarını artırma ve büyük ölçüde dışında
kalmış olduğu uluslararası bankacılık sistemine
yeniden entegre olma imkanına sahip olacaktır.
ODE Dosya
61
Gelişmelerin öngörüldüğü biçimde olumlu
seyretmesi halinde, İran ekonomisi yeniden
canlanacak ve halkın alım gücünün tekrar
güçlenmesi neticesinde, İran pazarında firmalarımız için yeni fırsatlar doğacaktır.
Bu kapsamda, otomotiv, elektrikli eşya, dayanıklı ev eşyası, demir-çelik, tekstil ve hazır
giyim, iş makineleri, ısıtma-soğutma ve havalandırma, ağaç-ahşap ürünleri ve mobilya,
kozmetik, tarım alet ve makineleri başta olmak
üzere birçok sektörde İran’ın ithalatında bir
artış öngörülmekte olup, ülkemiz firmalarının
söz konusu artıştan paylarını almaları beklenmelidir. Mal ticaretinin yanı sıra hizmetler
sektöründe de (müteahhitlik, iletişim, turizm,
eğitim vb.) firmalarımız için İran pazarında
yeni fırsatlar doğacaktır.
Bu noktada; TTA’ya içeriği itibariyle yeniden
değinmek yerinde olacaktır. TTA kapsamında,
Türkiye’nin toplam 140 tarım ürününde İran’a;
İran’ın ise 125 sanayi ürününde Türkiye’ye
pazar açılımı sağlaması kararlaştırılmıştır.
İran’ın, Tercihli Ticaret Anlaşması ile Türkiye’ye
tarife indirimi sağlayacağı ürünler arasında;
temizlik ürünleri, plastik malzemeler, orman
ürünleri, hazır giyim, ev tekstili, çelik ürünleri,
demir ve demir dışı metaller, beyaz eşya ve
elektrik-elektronik ürünleri yer almaktadır.
İran'a yatırım yapmak isteyen Türk firmalarına önerileriniz olur mu? Nelere
dikkat etmeliler?
Bu soruya cevap verirken, İran’ın, Dünya
Bankası tarafından hazırlanan “İş Yapma Kolaylığı Raporu (Doing Business Report)”ndaki
performansını paylaşmak yerinde olacaktır.
DEĞERLENDİRME KRİTERİ
GENEL SIRALAMA
1)İŞ KURULMASI
2)İNŞAAT İZİNLERİ
3)ELEKTRİK HİZMETLERİ
4)TAPU İŞLEMLERİ
5)FİNANSMAN OLANAKLARI
6)AZINLIK HİSSEDARLARININ KORUNMASI
7)VERGİ UYGULAMALARI
8)SINIR ÖTESİ TİCARET KOLAYLIĞI
9)SÖZLEŞMELERİN UYGULANMASI
10)TASFİYE İŞLEMLERİ
İRAN’IN DÜNYA
SIRALAMASINDAKİ YERİ
130/189
62/189
172/189
107/189
161/189
89/189
154/189
124/189
148/189
66/189
138/189
İran’ın Dünya Ticaret Örgütü üyesi olmaması,
İran’daki yatırım ortamında yaşanan ve üstte
yer alan Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı
Raporu’nda belirtilen olumsuzluklar ve geçmişte İran’da ekonomik faaliyet yürüten firmalarımızın yaşadığı bazı kötü deneyimler,
vb. nedenlerle, firmalarımızın İran'a yatırım
kararı almadan evvel veya yatırım sonrası dönemde oldukça temkinli olmaları gerektiği
sonucuna bizi götürmektedir.
Eklemek istedikleriniz var mı?
Sonuç olarak, İran ile ticari ilişkilerimizde yaşanılan bazı sorunlara rağmen, İran'ın komşu
ülkemiz olmasının yanı sıra Suudi Arabistan
ve Venezüella’dan sonra en zengin ham petrol
rezervine, Rusya’dan sonra ise en zengin
doğalgaz rezervine sahip ülke olduğu akıldan
çıkartılmamalı ve öncelikli hedef pazarlarımız
arasında yer almaya devam etmelidir.
www.ode.com.tr
62
HAMİD KİAN:
“İran’la karşılıklı iş yapanlar
kazançlı çıkacaklardır”
Türk İran Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TİSİAD) Genel
Koordinatörü Hamid Kian İran’ın tüm ilişkilerini menfaatlerini ön planda
olacak şekilde düzenleyeceğini belirtiyor. Kian, İran’ın bugünün dünya
gereği “kazan kazan” ilkesini de unutmayacağını ve İran’la karşılıklı iş
yapanların kazançlı çıkacağını da söylüyor.
Bize kısaca TİSİAD'dan bahseder misiniz?
Ne amaçla kuruldu, ne gibi çalışmalar
yapar, kimler kurdu?
TİSİAD, 2001 yılında İstanbul’da, Türk ve İranlı
işadamları tarafından ikili ticari ve iktisadi ilişkilere
ivme kazandırmak, sorunlara çözüm önerileri
getirmek, işadamlarının iki ülkedeki yatırım ve ticaret yapmalarına yardımcı olmak, üçüncü ülkelerde iş birliği imkanları üzerinde durmak ve
bilgi paylaşımı gibi konularda yardımcı olmak
amacıyla kuruldu ve söz konusu bağlamda faaliyetlerini sürdürüyor.
TİSİAD olarak İran ile ticaretin geliştirilmesi
için neler yapılmalı? Bu konuda devletten,
sektörlerden vs. beklentileriniz neler?
Her şeyden önce durduğumuz konu şudur: İki
ülke özel sektörü faaliyetlerinin, karşılıklı ticaret
ve ilişkilerinin önü açılmalıdır. İlişkilerin yaygın ve
gelişmiş hale gelmesi için devletlerarası ticaret
ne kadar olursa olsun yeterli değildir ve bu gerçekleşmedikçe derin ve yoğun iş münasebetlerinden söz etmek mümkün değildir.
2015 yılı için İran ile 30 milyar dolar ticaret
hacmi hedefleniyor? Bu hedefe ulaşıldı
mı? Uzun vadede hedef ne olacak?
Daha önce değinildiği gibi bu rakamların büyük
bölümünü devletlerarası ticaret oluşturmaktadır
ve sanayi ve ticaret dünyası ile çok yakından
ilgisi yoktur. Bankacılık, taşımacılık, takas ticaret,
tarifelerin kalkması, karşılıklı ticaretin teşviki olmadıkça büyük ümit beklemek özel sektör açısından mümkün değildir. Mevcut şartlar çok yetersiz ve engebelerle doludur.
ODE Eylül 2015
İran Orta Doğu'da yükselen bir ekonomiye
doğru yol alıyor. Komşu ülkelerdeki savaşlar, İran'a yapılan uluslararası yaptırımların hafifletilmesi gibi sebeplerle İran'ın
yıldızı parlamaya başladı. İran yatırım açısından ne gibi fırsatlar barındırıyor?
İran dün de, bugün de, yarın da ister bölgede
ister dünyada hep gündemde olan ve olacak
önemli bir ülkedir. Şartlar ne olursa olsun bu
önem devam ediyor. Ambargo sonrası ortaya
çıkacak olan İran tüm ilişkilerini ülke menfaatlerini
ön planda olacak şekilde düzenleyeceği gibi
gerektiğinde bugünün dünya gereği “kazan
kazan” ilkesini de unutmayacak gibi görünüyor.
İran ile olan ilişkilerde karşılıklı iş yapanlar kazançlı
çıkacaklardır.
“İran ve Türkiye birbirini tamamlıyor”
Türk özel sektörünün İran'a bakışı nasıl?
Özellikle hangi sektörler İran'da yatırım
yapmaya ya da ticari ilişkilerin geliştirmeye
başladı?
İran ile irtibatı ve ticari münasebeti olan Türkiye
özel sektörü genelde iyi ilişkiler içindedir ve iki
taraftan da bu ilişkileri daha iyi kullananlar olası
sorunları mantıklı şekilde çözenlerdir. İran ile ve
İran’da iş yapmak bazı zorluklara rağmen çok
yararlıdır.
İran’ı bilmeyen Türk firmaları için durum farklıdır
hatta büyük yanlış içinde olanlar var. Bunların
hepsinin İran ziyaretinde bulunmalarını ve İran
özel sektörü ile tanışmalarını önemle tavsiye
ederim.
İran, Türkiye’ye rakip ülkedir, İran ve Türkiye birbirine muhtaç ülkelerdir diyen ve kendilerini bu
yanlış ve hataya atanlar yanılmaktadır. Ekonomik
olarak bu iki ülke kesinlikle rakip olmadıkları gibi
çok önemli ölçüde birbirini tamamlayıcı özellikler
taşımaktadır. Bunu değerlendirmek başta gözü
açık özel sektörlere düşmektedir. İki ülke ekonomi,
sanayi ve ticaretini inceleme fırsatı olanlar, bu
gerçeği öğreneceklerdir. Birbirine muhtaçtır diyenler de konuya yanlış pencereden bakıyorlar.
İlişkileri, ‘karşı taraf bana muhtaçtır’ esasına
oturtursanız, sonu hüsran olur. İlişkiler doğru
menfaatler ve akıl esasına oturmalıdır ve böylesi
yanlış olursa giderilebilir.
İran ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi
Türkiye ekonomisine katkısı ne olacak?
Yukarıda açıkladığımız kazan kazan, akıl, doğru
menfaatler ve karşılıklı ticaret söz konusu olduğu
takdirde, devletlerin özel sektörün önündeki sorunları bertaraf ettiği sürece ekonomik ilişkiler
daha da gelişecektir.
Eklemek istedikleriniz var mı?
İki ülke münasebetlerinin iyi olması, özel sektörlerin
yakın işbirliği içinde bulunması, her zaman iki
ülke ve insanının yararına olacaktır. Şartlar ne
olursa olsun, iyi münasebetlerden ilişkileri derinleştirmekten vazgeçmemeliyiz. 64
Sinan Coşkun:
“Hem biz hem müşterilerimiz
ODE ürünlerinden memnunuz”
1986 yılında kurulan Ar-Sucan
İzolasyon, 1992 yılından bu yana
yalıtım malzemeleri satışını
gerçekleştiriyor. Uzun yıllar ODE
ile rakip firma olarak çalıştıklarını
ifade eden firma sahibi Sinan
Coşkun, ODE ailesine 2015 Ocak
ayında katıldıklarını söylüyor.
Coşkun hem kendilerinin
hem de müşterilerinin ODE
ürünlerinden memnun olduklarını
da sözlerine ekliyor.
Şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Yalıtım sektöründe ne zaman faaliyet
göstermeye başladınız?
AR-SUCAN İzolasyon, 1986 yılında Antalya
Manavgat’ta güneş enerjisi sistemleri imalatı
ve montajı yapan bir firma olarak kuruldu. 1989
yılında yalıtım malzemeleri alıp satmaya başlayan
firmamız, 1992 yılında tüm satışlarını yalıtım
malzemeleri üzerine yapmaya başladı. 2007
yılından beri kendi arsamız üzerinde inşa ettiğimiz
4400 metrekare kapalı alana sahip iş merkezimizde müşterilerimize hizmet veriyoruz. 30 kişiden oluşan personelimizle yalıtım gereksinimi
olan tüm otel, hastane, okul, alışveriş merkezi,
sanayi tesisi, toplu konut şantiyelerinde yalıtım
malzemeleri proje tedarikçisi olarak, gerek bölgemiz gerekse ulusal ve uluslararası projelerde
yer almaktayız.
Yalıtım sektörünü neden tercih ettiniz?
Yalıtım sektörüyle tanışmamız 1983 yılında
Aliağa Petkim Rafinerisi inşasında, iki yıl boru
montaj ustası olarak çalışmamla başladı. O yılODE Eylül 2015
Bayilerimiz
larda yalıtım ağırlıklı olarak camyünü ve taşyünü ile yapılıyordu.
Burada edindiğim tecrübe ve bilgi
birikimi yalıtım sektörüne yakınlaşmamı sağladı. 1986 yılında bölgemizde turizmin gelişmesiyle halihazırda var olan otel müşteri portföyümüze, 1989 yılında yalıtım
sektörünü de ekledik. 1998 yılında
kendi buluşumuz olan alüminyum
folyo kaplı reflekte polietilen boru
ile çok yol aldık ve bu sayede ArSucan İzolasyon Ltd. Şti.’nin temellerini güçlendirmiş olduk. Şu
anda da polietilen/kauçuk boru
ve levhalara aluminyum folyo kaplama ve kendinden yapışkanlı bant
kaplama işini kendimiz gerçekleştiriyoruz. Ürettiğimiz ürünlerimizi
Canflex adıyla yalıtım sektörünün
hizmetine sunmuş bulunmaktayız.
Yalıtım sektörünün 21. yüzyılın en
önemli iş alanlarından biri olacağını
1990’lı yıllarda öngörüp, doğru
zamanda doğru işi yaptığımız için
memnuniyet duymaktayız.
“ODE’nin ürün çeşitliliği gerçekten
takdiri hak ediyor”
ODE’nin ürün çeşitliliği ve gelişimi için
neler söyleyeceksiniz?
ODE’nin ürün çeşitliliği gerçekten takdiri hak
ediyor. Sektörün ihtiyaç duyduğu her ürüne
kaliteli bir biçimde yanıt verebilmesi ODE’nin
sektörde bir adım önde olmasını sağlıyor. Önü-
müzdeki yıllarda bunu bir taşyünü yatırımı ile
taçlandırırsa sektördeki bütün ürün gamlarında
kalitesi ve adıyla ODE yerini güçlendirecektir.
Bölgenizde özellikle hangi ürünler tercih
ediliyor?
Firmamızın iş hacmi ve müşteri portföyümüz
dolayısıyla ODE’nin ürettiği tüm ürünleri kullanmaktayız. Bölgesel satışlarımızın yanında uluslararası piyasanın da ihtiyacını ihracat yoluyla
karşılamaya çalışıyoruz.
“Akdeniz Bölgesi’nde ODE ailesinin güçlü bir
halkası olduk”
ODE ile işbirliğiniz nasıl ve ne zaman başladı? Neden ODE ile çalışmayı tercih
ettiniz?
ODE ile tanışmamız, 1990 yılında bölgemizde gerçekleşen küçük bir fuar
organizasyonuna dayanıyor. O yıllardan 2015 yılına kadar ODE ile yıllarca rakip
firmalar olarak çalıştık. 2015 yılı Ocak ayında ODE ailesine katıldık ve Akdeniz
Bölgesi’nde ODE ailesinin güçlü bir halkası olduk. ODE firma olarak geçen yıllar
içinde doğru kararlar alan, doğru alanlarda ilerleyen ve üretim yapan bir firma oldu.
Rekabetçi yanı ve hızlı kararlar alması ODE ailesine katılmamız için önemli
etkenlerden olmuştur.
65
ODE ürünleri ile ilgili nasıl geri dönüşler
alıyorsunuz?
Biz yalnızca yalıtım malzemeleri alım-satımı yapmaktan öte birçok mühendislik firmasıyla birebir
ortak uygulamalar yaptığımız için ürünleri her
yönden test etme imkanımız oluyor. Bugüne
kadar olumsuz bir geri dönüş almadık. Müşterilerimiz de bizler de ODE ürünlerinden memnunuz.
Bölgenizdeki kişilerin yalıtım sektörüne
bakışı nasıl? Bölgenize göre kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Bölgemiz turizmin de etkisiyle yalıtım konusunda
oldukça bilinçli, talepkar, yeniliğe, tasarrufa,
sürdürülebilirliğe oldukça yatkın. Bölgemiz tüm
bu açılardan yalıtımın önemini kavramış durumdadır. Fakat yine de yalıtım farkındalığı konusundaki mevcut durumla yetinmeyerek farkındalık artırıcı kampanyalar yürütüyoruz.
Eklemek istedikleriniz var mı?
Yalıtımın hayatımıza ve ülkemize kazandırdığı
değerler göz önüne alındığında ODE’nin Eskişehir’de yaptığı yatırım övgüyü ve desteği
hak etmektedir. Bizim de Ar-Sucan ailesi
olarak bu yatırıma bir katkımız olur ise ne
mutlu bize...
www.ode.com.tr
66
Yüksel Kalender:
ODE Eylül 2015
Bayilerimiz
67
“ODE ile tanışana kadar yalıtım
sektörüne girmeyi düşünmüyorduk”
Ulucanlar Şirketler Grubu 62 yıl önce Hüseyin Ulucan tarafından Sivas’ta kuruluyor. 1989 yılından bu yana İstanbul’da
faaliyetlerine devam eden Ulucanlar Şirketler Grubu’nun bünyesinde inşaat sektörüne yönelik şirketler bulunuyor. Yaklaşık bir
yıl önce yalıtım sektörüne girdiklerini ifade eden Ulucanlar İnş. Malz. Tic. ve San. Ltd. Şti. sahibi Yüksel Kalender, ODE ile
tanışana kadar yalıtım sektörüne girmeyi düşünmediklerini vurguluyor.
Şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Yalıtım sektöründe ne zaman faaliyet
göstermeye başladınız?
“ODE sektörüne öncü ve örnek bir
firma”
Ulucanlar Şirketler Grubu; 1953 yılında Hüseyin
Ulucan tarafından Sivas’ta kuruluyor. 1989 yılından bu yana da İstanbul’da faaliyetlerine
devam ediyor. Ulucanlar Şirketler Grubu bünyesi
altında; Ulubeton, Ulueren Beton, Ulukılıç Beton,
Uluzemin, Ulumaden Mıcır Ocağı ve Ulusigorta
olarak hizmet veriyor. Ayrıca sektör dışı hizmetimiz
olarak, Niş Parfüm markası adı altında, parfüm
tasarım atölyemiz ile kozmetik sektöründe de
faaliyet göstermekteyiz. Şirket bünyesinde
toplam 395 çalışanımız bulunuyor.
ODE'nin ürün çeşitliliği ve gelişimi için
neler söyleyeceksiniz?
Yalıtım sektörünü neden tercih ettiniz?
Açıkçası yalıtım sektörüne girmek ODE ile tanışana kadar pek aklımızdan geçmiyordu.
Geçmiş yıllarda bir dönem yurt dışından camyünü şilte ithal etmiştik ancak bunun bir sürekliliği ve de arkasında destek alabileceğimiz
bir ekip olmadığından dolayı bu girişimimiz
kısa vadeli olmuştu. ODE ile yaptığımız işbirliği
sayesinde, yalıtımın önemini gün geçtikçe
daha da çok anlıyor ve bunu müşterilerimize
de yansıtmaya çalışıyoruz.
ODE ile işbirliğiniz nasıl ve ne zaman
başladı? Neden ODE ile çalışmayı tercih
ettiniz?
ODE ile işbirliğimiz 2014 yılının Eylül ayı içerisinde, kendilerinin tarafımıza böyle bir ortaklığı
teklif etmelerine üzerine başladı. O tarihe
kadar yalıtım sektörünün dışında olmamıza
rağmen ODE Yalıtım’ın inşaat sektöründe ki
marka bilinirliği ve kalitesi, bünyemizde satışını
yapmak istediğimiz bir ürün grubu olarak
değer buldu.
ODE’nin tarihini incelerseniz sürekli olarak
sektörüne yatırım yapan bir firma olduğunu
görürsünüz. Bu sayede devamlı büyüme sağlamış olmakla kalmayıp, hem sektörüne öncü
hem de sektöre yeni giren firmalara örnek
teşkil eden bir firma olmayı başarmıştır. Bunun
en güzel örneği olarak; ODE ile işbirliğimiz
başladığından itibaren, o zamana kadar bizleri
ziyaret etmemiş yalıtım firmaları, yoğun bir
şekilde ziyaretlerine başlayarak, bayilik taleplerini dile getirmişlerdir.
Ürün çeşitliliği olarak baktığımızda da ODE;
ısı, su, yangın ve ses yalıtımı ile alakalı ürünler
üreten ve bununla da kalmayıp bu geniş ürün
portföyündeki ürün gruplarını da her çeşit
“Yalıtım sektörü hızla
gelişiyor”
Bölgenizdeki kişilerin yalıtım
sektörüne bakışı nasıl?
Ülkemizde inşaat sektörünün yıldan yıla
gelişmesine paralel olarak yalıtım
sektörünün de hızla geliştiğini
görmekteyiz. Aynı durum bölgemiz içinde
geçerlidir, herkes çok kaliteli marka
ürünlere yönelmese de her inşaatta,
yalıtım ürünlerinin kullanıldığını
görmekteyiz.
müşteri portföyüne hitap etmesi amaçlı premium, standart ve ekonomik olarak farklı sınıfları ayırmış bulunuyor. Bu sayede müşterimiz
isterse en uygun fiyatlı ürünü, isterse de en
kaliteli ürünü tercih etsin, en uygun ürünü
kendisine sunmuş oluyoruz.
Bölgenizde özellikli hangi ürünler tercih
ediliyor?
Bölgemizde nalbur bazında genellikle ekonomik sınıftaki ürünler tercih edilirken proje
bazında standart ve premium ürünlere talep
daha fazladır. Ürün grubu olarak da en fazla
sattığımız ürünler sırasıyla Membran, XPS ve
Camyünü’dür.
ODE ürünleriyle ilgili nasıl geri dönüş
alıyorsunuz?
ODE’nin marka bilinirliği dolayısıyla ürünlerin
kalitesi hakkında müşterilerimizin herhangi bir
şüphesi bulunmuyor. Bu zamana kadar sattığımız ürünlerin hiçbirinde herhangi olumsuz
bir geri dönüş ya da ürün değişimi olmadı.
www.ode.com.tr
68
İbrahim Betil
ODE Eylül 2015
Fark Yaratanlar
Daha iyi bir dünya hayaline ortak olmak için
Sen De Gel…
Ülkemizde, sivil toplum denildiğinde ilk akla gelen isim İbrahim Betil… Biz onu geçmişte çeşitli bankalarda
genel müdür, yönetim kurulu üyesi ve başkanı olarak tanıdık. Bir dönem bir banka kurdu sonra bunu sattı.
Bir dönem Açık Radyo’da farklı ülkelerin çocuk şarkılarıyla ilgili bir program yaptı. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) kurucusu ve başkanı görevlerinde bulundu. Daha sonra Toplum Gönüllüleri Vakfı
(TOG)’nı kurdu ve halen yönetim kurulu üyesi olarak görevine devam ediyor. Bitti mi? Hayır… Ayrıca
Öğretmen Akademisi Vakfı’nın da fikir babası, kurucusu ve yönetim kurulu üyesi… İlkeli tavırlarıyla da tanınan İbrahim Betil son olarak ‘Sen De Gel Derneği’ ile dünyanın bir ucunda diyeceğimiz Gambia’da yerel
halka sunduğu destekle adından söz ettiriyor. İbrahim Betil’den hem sivil toplumculuğu hem de Sen De Gel
Derneği’nin çalışmalarıyla ilgili bilgi aldık.
İbrahim Betil, Türkiye’de sivil toplum denilince
ilk akla gelen isimlerden biri. Uzun yıllar bankacılık
sektöründe önemli görevlerde bulunduktan
sonra pek çok sivil toplum kuruluşunun (STK)
kurulmasında ön ayak oluyor ve aktif olarak
çalışmalarına da katılıyor.
STK’ların bir toplumun dönüşümüne katkı sağladığını ifade eden Betil, Türkiye’deki sivil
toplum anlayışıyla ilgili olarak şunları söylüyor:
“Türkiye’de sivil toplum anlayışı, bu toplumun
kültüründe hiç gelişmemiş. Her şey devletten
bekleniyor. Merkezi yönetimin toplumun en
ucuna kadar, karar vermesiyle bir yönetim anlayışı var yıllardır. Oysa insanların potansiyellerini
harekete geçiremezsek, onların düşüncelerini
onların yeteneklerini ortaya çıkaramazsak, toplumsal gelişmeyi sağlamak çok zor. Her şeyi
devletten bekleyerek bir toplumun ilerlemesi
oldukça zor hatta imkansız.
Türkiye’ye baktığımızda, 77 milyonluk bir ülkede,
toplam 110 bin dernek ve vakıf bulunuyor.
İsveç’e bakalım. İsveç, 9 milyon nüfusa ve 190
bin STK’ya sahip. Fransa’da 900 bin STK bulunuyor. Dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşu,
dünyanın en gelişmiş ülkesinde değil dünyanın
en zengin ülkesinde de değil, Bangladeş’te…
Dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşu BRAC,
orada öyle bir örgütlenmiş ki, mikro krediden
eğitime, eğitimden sağlık konularına, tamamen
sivil insanların o yoksulluk ortamında katılımıyla
müthiş bir proje ortaya çıkarmışlar.
Türkiye’de sivil toplum da yapacak iş çok.
Özellikle genç nüfusunun çok olması nedeniyle,
gençlerin mobilize edilmesi, onların enerjilerini
sivil anlamda harekete geçirmek, toplumsal
gelişmeye önemli katkı sağlayacaktır. Aynı şekilde eğitim… Eğitim devletin işidir, yaklaşımıyla
bakarsak, 100 yıllık geçmişimize baktığımızda,
ne yazık ki Türkiye, okuma yazma oranıyla,
kızların okullaşması oranıyla son derece geride
kalmış. Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz
ama eğitimde dünyada geldiğimiz nokta, 110.
120. sırada… Pek çok az gelişmiş ülkede, insanların eğitiminin kızların eğitiminin çok daha
yüksek olduğunu görüyoruz. Devlet, bu işi
yapmaya yeterli olmayabiliyor. Sadece okul
yaparak değil okullaşmayı teşvik edebilecek
şekilde farklı sivil anlayışlarla ve yaklaşımlarla
bu işi geliştirebiliriz.”
“Osmanlı’nın son döneminde vakıf
sayısı 29 binken şimdi 5 bin”
Osmanlı’nın son döneminde 29 bin vakıf varken
şimdi toplam vakıf sayısının 5 bin olduğunu
belirten Betil, farklı sivil anlayışların ülkemizde
gelişmemesinin iki nedeni olduğunu söylüyor.
Betil; “Bu anlayışın ülkemizde olmaması için iki
neden var. Bir tanesi devletin yaklaşımı yani ben
her şeyi yaparım, devlet büyüktür yaklaşımıyla
sivil hareketlerin oluşmasını bir yerde bastırılmış,
izin verilmemiş. Sivil toplumda bir harekete
geçme isteği var fakat devletin baskıcı yapısı
nedeniyle sivil örgütlenmeler gizli yapılmaya başlanmış. Bu gizli oluşmalar, bir yerde güvensizlik
oluşturmuş toplumda. Şeffaf olmamak, gizli gündemler oluşturmak da toplumda kültürel olarak
kaygı, endişe ve korku oluşturmuş.
Çocuğunu üniversiteye gönderen bir ailenin
çocuğuna; ‘Çocuğum sen hiçbir şeye karışma.
Vakıflardan, derneklerden uzak dur’ demesi
bu güvensizliğin bir sonucudur. Problemin bir
tanesi devletin baskıcı yapısıysa, diğeri de
sivil toplum kuruluşlarının yaklaşımlarındaki
güvensizliktir. Benim yılardır çaba gösterdiğim
anlayış tam tersine bu güvensizliği yok etmek,
topluma örnek olacak şeffaf, hesap verebilir,
bir sivil çalışma yapmak. Gizli gündem olmadan
amaç neyse o amaca yönelik insanları bilgilendirmek, oradan gelecek destekleri, bağışları
da aynı şekilde şeffaf biçimde amaca yönelik
olarak kullanmak, bunun da raporunu insanlara
vermek gerekiyor.” diyor.
www.ode.com.tr
69
70
Hayırsever bir toplum muyuz?
Toplum olarak hayırsever olduğumuz
yönünde bir algımız olmasına rağmen
Betil aslında hayırsever bir toplum olmadığımızı ifade ediyor. Dünya ortalamasına bakıldığında Türkiye’nin hayırseverlikte oldukça gerilerde olduğunu
ve sivil toplum denilince akla hemen
yardım yaklaşımının geldiğini dile getiriyor. Betil sözlerine şöyle devam ediyor:
“Pek çok STK, ‘bir çocuk da sen okut,
bir yoksula sen de destek ol’ diyerek
insanlardan bağış istiyor. İnsanlar da
bu kuruluşlara güvenerek bağış yapıyor
fakat o STK’lar aldıkları o 10 liralık bağışın ne kadarını amaçlarına yönelik
kullandıkları hakkında bilgi vermiyorlar.
Bu nedenle bu konuda da toplumda
bir güvensizlik oluşmuş durumda. Bu
anlayışı yıktıktan sonra bu topluma güven sağlayabiliriz. O zaman sivil toplum
gelişecektir. Ayrıca vakıf ve derneklerin
tüzüğünde toplanan bağışın en az üçte
ikisinin amaca yönelik, üçte birininse
gider olarak harcanmalı diyor. Yani vakıflar ve dernekler topladığı 100 lira
bağışın en az üçte ikisini yani 66 lirasını amaca
yönelik harcamak zorundadır. Üçte birini yani
33 lirasını idari gider olarak en fazla harcayabilirler. Bu idari gider çok yüksek bir rakam.
Ben şimdi buna karşıyım. O bağışı yapan kişi,
ben öğrenciye burs vereceğim diyerek 100
lira gönderiyor. Zannediyor ki, bu 100 lira öğrenciye gidecek. Oysa isterse dernek veya
vakıf, o 100 liranın 33 lirasını tutar, 66 lirasını
gönderir. Ben bu 66 lirayı çok az buluyorum.
Onun için STK’larda kendi kendimize bir öz-
ODE Eylül 2015
sede, üniversitede mutlaka olmalı. Bu
konuyla ilgili size Toplum Gönüllüleri
Vakfı çalışmalarından örnek vermek
isterim. 15 yıl önce kurulan TOG’un
kuruluş amacı tamamen gençleri toplum hizmetine yönlendirmekti. Farklı
kültürden, etnik kökenden, farklı inançtan bir araya gelen gençler, farklılıklarıyla
bir aradalar ve birbirinin farklılığına saygı
duyarak çok güzel projeler geliştiriyorlar.
Bu proje sürecinde de birbirlerini tanıyarak, kendi kimliklerini ve özgüvenlerini
geliştiriyorlar. Bu yaklaşımı erken yaşlarda geliştirmek, teşvik etmek bizim
sivil toplum olarak temel görevlerimizden
biri olması lazım.”
“Türkiye’de işler bitti de
Afrika mı kaldı?”
denetim mekanizması geliştirdik ve toplanan
gelirin en fazla yüzde 10’unu idari gider olarak
kullanalım dedik. Aldığımız 100 liranın en fazla
10 lirasıyla, ofisin suyu, elektriği, gibi ihtiyaçlarını
karşılıyoruz.”
“Gençler dünyayı değiştirebilir”
Sivil toplum anlayışı ülkemizde nasıl geliştirilecek
sorumuza ise İbrahim Betil şöyle yanıt veriyor:
“Özellikle gençlere fırsat verildiğinde, bir sivil
çalışma fırsatı verildiğinde, dünyayı değiştirebilirler. O kadar yaratıcı
o kadar girişimci o kadar tutkulu çalışmalar
yapıyorlar ki bu çalışmalar onların kişisel gelişimlerine de katkı sağlıyor. Ayrıca toplumsal
duyarlılık projelerine, sivil
girişimlere erken yaşlarda başlatmamız lazım. Bu mümkünse li-
20 yılı aşkın süredir STK’larda çalışmalarını sürdüren Betil, TEGV, TOG,
Öğretmen Akademisi’nin kuruluşuna
ön ayak oluyor. Bir yandan 50 bin üniversiteli gençle yılda 500 bin insana
dokunurken, Öğretmen Akademisi ile
öğretmenlerin mesleki gelişimlerine
destek veriyor. Bugüne kadar 100 binden
fazla öğretmene de bu alanda eğitimler verilmiş.
Betil, Sen De Gel Derneği’nin kurucusu ve
başkanı olarak da Afrika ülkesi olan Gambia’ya
ve oranın yerel halkına destek sunuyor.
Derneğin nasıl kurulduğunu Betil şöyle anlatıyor:
“Derneğin kuruluşundan önce bana Türkiye’de
işler bitti de Afrika mı kaldı dediler. Haritada
dahi yerini bilmediğim Gambia’yı ve halkını
tanıdıkça, çok küçük adımlar atarak, dünya
halklarına yardımda bulunacağımızı da öğrenmiş
oldum. Dört yıl önce toplantı için TOG’da bulunduğum bir sırada, içeriye Afrika kökenli iki
Fark Yaratanlar
kişi girdi. Daha önce randevu almışlar ve
kadının gelişimi ve çocuk bakımı konusunda
bir sivil girişim başlattıklarını ve bu konuda
birlikte işbirliğine gitmek istediklerini söylediler.
Anlattıklarından çok etkilendim. Bir işbirliğine
girmeden önce ben bu toplumu göreyim istedim ve iki ay sonra Gambia’ya yola çıktım.
Bir hafta boyunca oradaki köylerde gençlerle,
kadınlarla, köy yönetimleriyle toplantılar yaptım.
Onlarla birlikte küçük sazlı kulübelerinde yattım
ve kendi ortamlarında bulundum. Su yok,
elektrik yok, günde bir öğün pirinç yiyerek yaşamlarını sürdüren insanlarla birlikte, o ortamda
bir hafta yaşayınca bu inanların doğallığını
sevgisini, insanlığını gördüğüm zaman iki şey
yapabilirdim: Birincisi bunlar çok kötü durumdalar Allah bunların yardımcısı olsun diyecektim
ya da çok küçük adımlar atarak çok büyük
etkiler yapacaktık. Bu konuda bir girişim başlatmak için arkadaşlarla görüştüm ve ayrı bir
dernek kurmaya karar verdik. Bu dernek de
yerelin enerjisini harekete geçirme fırsatı versin
istedik.
Biz ne yaptık? Orada büyük bir nehir var ama
onların balık tutabilecek oltaları, ağları, balık
tekneleri yok. Biz köy yönetimlerine dedik ki,
biz size balık ağı, balık teknesi, oltalar, motorlar
vereceğiz. Şartımız her gün tutulan balıkların
yarısını köy halkına dağıtacaksınız. Dolayısıyla
bütün köy halkı sahiplendi bu projeyi. Bize
güvendiniz, bizim açlığımıza çare buluyorsunuz
dediler. Balık tutanlara dönüp bugün kaç kilo
balık tuttun yarısı benim diyerek hesap sormaya
başladılar. Ve bize düzenli olarak bilgiler gelmeye
başladı. Bizim oraya gönderdiğimiz gönüllü
koordinatörler orada en az altı ay yaşıyor ve
bütün projelerin gelişimini takip ediyorlar.
Ayrıca orada bir hayvancılık projesi başlattık.
Orada yeşil alanlar var ama insanların küçükbaş
hayvanları yok. Aileye dedik ki, biz size üç küçükbaş hayvan vereceğiz. Bunları üç yıl boyunca kesemezsiniz, satamazsınız. Ben bunları
nasıl kontrol edeceğim? Bir şartımız var; aile
kendisine verilen küçükbaş hayvanlardan yeni
doğan her iki yavrudan birini komşusuna vermek durumunda. Dolayısıyla köy halkı ikinci
bana gelecek, dördüncü bana gelecek, altıncı
masa, sandalye yapmayı öğreniyor. Şimdi
Gambia’dan sonra Senegal’den de teklif geldi.
Şimdi Senegal ile ilgili projeler geliştiriyoruz.”
“Sadece 6 lira ile bir insanın
hayatına dokunuyoruz”
bana gelecek diye o üç hayvanı sahiplenmeye
başladı. Benim kontrol etmeme gerek kalmadı.
200 küçükbaş hayvanla başladık şimdi 2000
hayvana ulaştı. 900’den fazla aile, 90 köyde
bu çalışmayı yaptık. Yerele güvenerek onların
enerjisini ortaya çıkardık çünkü o küçükbaş
hayvan onun için çok değerli. Bir yavru olduğu
zaman iki yıl sonra ben o hayvanı kesebilirim,
satabilirim ve ondan elde ettiğim gelirle bir
çocuğumun iki yıllık eğitim masrafını karşılarım
diyor.
Köylerde susuzluk problemi had safhada ve
bu nedenle pek çok çocuk ölümü oluyor. 30
köyde su kuyuları açtık. Su kuyularının bakımı
ve düzgün kullanımı köy yönetiminin kontrolünde. Kadınların elleri günde iki saat havanda
pirinç dövmekten nasır oluyor, su topluyor.
Bir köye dizel motorla çalışan bir pirinç değirmeni verdik. Kadınlar bu değirmende öğüttükleri
pirinçlerin bir kısmını pazarda satıyor. Kazandığı
parayla, gereken dizel yakıtı alıyor, hayatının
onunla sürdürüyor. Cüzi bir kısmını da aydan
aya bizim hesabımıza yatırıyor. Biz o birikeni,
bir başka köye başka bir değirmen alarak,
kullanıyoruz.
Orada kadınlar çok güzel örüyorlar ama onların
iplikleri yok, iğneleri yok makineleri yok. Kadınlar
ve gençler için atölyeler ve beceri merkezleri
kurduk. Marangozluk atölyelerinde gençler
Yapılan bu kadar çalışma için yüklü bağışlar
oldu mu diye sorumuza ise Betil şu yanıtı veriyor: “Yokluğun ve yoksulluğun olduğu bir
yere çok büyük para mı gerekiyor size söyleyeyim. Bize bugüne kadar 450 bin dolar yani
bugünün parasıyla ve kurun da arttığını düşünürsek yaklaşık 1,3 milyon TL toplamışız. 1,3
milyon lirayla 200 bin kişinin hayatına dokunmuşuz. İstanbul’da iyi bir semtte iyi bir ev
parası oldu bu rakam. 200 bin insan dediğiniz
zaman kişi başına 6 lira düşüyor. Bu 6 lira bir
kerede verilmiyor yani bir sandviç alıp vermiyorsunuz, bu parayla hayatında değişiklik yapıyorsunuz.
Ben Türkiye de yılda 6 lirayla bir insanın
hayatını değiştiremem. Türkiye’de yoksulluk
var ama orada yokluk var. Türkiye dünyanın
en büyük 17. ekonomisi. Türkiye’nin yıllık geliri
eşit dağılımlı değil ama GSMH’sı 10 bin dolar
civarında. Orada ise kişi başı GSMH 500
doların altında. Dünyayı bir tek bütün insanlık
olarak baktığımda her yerde yapılacak çok
şeyin olduğunu görüyorum. Oradaki yerel
enerjinin harekete geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Biz bu bağışı nereden topladık? Bu konuyu
anlattığımda duyarlı pek çok kişi ben de çıkartayım 100 lira vereyim diyor. Biz 100 lira ile 15
insanın hayatını değiştirebiliyoruz. Ya da yapanlar
çok güzel bir kuyunun da yapımına destek
olabilirim diyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma
Fonu da, Coca Cola Vakfı da destek verdi. İlkelerimiz gereği biz bütün destekçilerimize 3-4
ayda bir mutlaka gelişmelerle ilgili bilgi veriyoruz.
Son dört ayda yapılanları onlara anlatıyoruz.
Bu bilgiyi sürekli vermek insanlara mutluluk
sağlıyor. Verdiğim para insanlara gitti bak beni
hala bilgilendirmeye devam ediyor diyerek, sonraki yıllarda da yardım etmeye devam ediyorlar.”
www.ode.com.tr
71
72
Inside This Issue
Here we are with the 58th issue of our ODE Pusula
magazine. This 58th issue of the magazine is dedicated
to ODE’s new investment and Iran’s rising economy.
Working hard to become a global brand, ODE is on
the agenda with a new investment. With the new
factory planned in Eskişehir Industrial Estate, ODE
will be the production center having the largest closed
area in Turkish insulation sector. The related magazine
includes an interview with ODE’s Chairman of the
Board Orhan Turan. In the interview, Turan says a
100 million TL investment is planned for the project
to be built on 60 thousand sqm of closed area and
the total number of ODE employees is predicted to
reach 500 and some of the operations will be shifted
to Eskişehir. Turan says that Eskişehir will be ODE’s
base soon. The magazine also provides information
about the investment process in Eskişehir.
Another case mentioned in our magazine is the rising
economy of Iran and the perspective of Turkish
private sector about Iran. Lifting off the embargo on
Iran will help energy exports of the oil-rich country,
İran to be activated, country’s access to international
financing to be facilitated
and doors to be opened
for global investors. This
being the case, Turkish
private sector shifted its
course to the bordering
Iran. It is predicted that
the trading volume and
cooperation between
the two countries is exODE Eylül 2015
pected to increase soon. Opinions of the Turkish
private sector, which aims to increase its exports by
having a corner again in the Iran market, will be addressed in detail in our Iran file.
ODE, one of the important actors in the insulation
sector celebrating its 30th anniversary this year,
earned the EUCEB certificate after completing the
certification process for ODE Starflex Glass Wool
that started in 2014. ODE combined the pride of celebrating its 30th anniversary with the happiness of
receiving the EUCEB certificate. ODE also appeared
in the international exhibitions held in places ranging
from America to Russia, from Germany to China and
finally in ¬ İstanbul. ODE met its visitors in five
different exhibitions in the first four months of 2015
and seized the opportunity of both introducing ODE
products to the visitors and closely following the developments in the sector.
Another important new in ODE News section is that
ODE Yalıtım, currently exporting 4.000 kinds of insulation materials to 75 countries in 5 different geographies of the world, joined a gathering with its dealers,
namely its business partners, as part of the ‘30th
Anniversary Events’ organised on 22-24 February in
Antalya. ODE crowns its work with the awards it receives. ODE was granted an award by the HVAC-R
Industry Exporters’ Union (İSİB) in ‘Insulation Materials’
category based on its successful export performance
in 2014.
ODE is on the agenda in 2015 with its sponsorships
Summary
as well. Having decided to support football in 20152016 season, ODE signed a sponsorship agreement
with İstanbul Başakşehir Football Club which is one
of the young and successful football clubs in Turkey.
Also the 10th Global Insulation Conference, planned
to be held in İstanbul this year with the initiative of
ODE Insulation, will be a place where important
sector leaders and representatives will come together.
ODE also became the sponsor for the autumn
meeting of FESI, the independent federation of European insulation companies sector.
ODE conducted a Perception Research covering the
last quarter of 2014. The research carried out by interviewing a total of 81 dealers revealed that ODE
dealers were generally satisfied with ODE marketing
activities and that, as for total brand awareness, the
awareness rate of ODE was 100%.
Besides other work, ODE also continues to invest in
its employees. Pursuing the aim of preparing its employees for the future, ODE implemented ‘1 Language
1 Person’ program. Starting the first semester of the
program in September with a total of 20 employees,
ODE will develop the English language skills of its
employees.
73
Stating that they have participated in many prestigious
projects with ODE products, ODE Project Sales Specialist Fulya Hamidiye says ODE places much emphasis
on R&D work and that the manufactured products
offer much higher quality than the market requirements.
You can find the interview with Fulya Hamidiye in the
pages about Technical Insulation.
In our Projects page, we included three domestic
projects where ODE’s products were preferred: Antalya
Akdeniz University The School of Foreign Languages,
the renovated campus of Ankara Gazi University and
the Skorsky Helicopter Factory currently being constructed in Çanakkale.
The Difference Makers section was dedicated to
İbrahim Betil who made important contributions to
the development of civil society and finally established
the association called ‘Sen de Gel’.
And our Dealers page is allocated to Ar-Sucan İzolasyon
and Ulacanlar İnşaat as the new dealers of ODE. Our
travel page includes an article on England which is
famous for its commitment to traditions. England, which
is an important and powerful economic partner of our
country, holds a 6% share in Turkey’s exports.
www.ode.com.tr

Benzer belgeler