2 - Balkan Günlüğü Gazetesi
Transkript
2 - Balkan Günlüğü Gazetesi
SAYFA 01 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI ISSN-2146-085X İz. PİM. PP 104 600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın... www.balkangunlugu.com 15 UBAT 2016 PAZARTES - Y›l: 8 Say›: 358 Balkanlar’a kapat Gazetenizi Gazetemiz THY Balkan uçu)larında ÜCRETS‹Z DA(ITILMAKTADIR ISRARLA STEYNZ! TÜRKYE’YE AÇ! Di)er ülkelerin kabul etti)i mülteci say.s.n.n 300 ila 1000 kii oldu)unu söyleyen Alman gazetesinden Cumhurbakan. Recep Tayyip Erdo)an, “Bizim aln.m.zda enayi yazm.yor” dedi Balkanlar’a I*D uyarısı BALKANLAR AVRUPA BRL" ve Birle$mi$ Milletler’den Türkiye’ye yönelik ‘Mültecilere kap1lar1n1z1 aç1n’ uyar1s1 ‘Bu ne perhiz bu ne lahana tur$usu! dedirtti. Balkanlar’1n çift tel ALMANYA’nın “Spiegel” gazetesi, Suriye’den Balkanlara dönen IŞİD savaşçılarından büyük bir tehlikenin geldiğini uyardı. “Spiegel” gazetesi, Deçan manastırı yakınlığında dört silahlı kişinin tutuklandığı Kosova’da son olayı anlattı. Gazeteye göre, bu kişilerden biri IŞİD savaşçısı. Gazetenin yayınladığı haberde, “Kosova’nın silahlı cihatçıları tutuklaması ilk kez olmuyor. Geçen yılın Haziran ayında Kosova Polisi başkent Priştine’yi içme suyu ile tedarik eden Badovca gölünde bir zehirleme olayını önlemiştir” deniliyor. 5’te TÜRKYE örgülerle kap1lar1n1 kapatt1(1, Bulgaristan’da so(uk nedeniyle donarak ölümlerin ya$and1(1, Ege sular1nda sürekli batan teknelerle hayat1n1 kaybeden ço(u kad1n ve çocuk günahs1z mültecilerin ya$att1(1 ac1lar sürerken AB ve BM’nin bu uyar1s1 sert tepki ile kar$1land1. Cumhurba$kan1 Recep Tayyip Erdo(an, mülteciler konusunda Birle$mi$ Milletler’e seslenerek "Bizim aln1m1zda enayi yazm1yor, gere(i neyse onu yapar1z uçaklar ve otobüsler bo$una durmuyor" dedi. 3’te KOSOVA BA IMSIZLI ININ 8. YILINI KUTLAYACAK BOSNA’DA OSMANLI’NIN ZLER GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR BOSNA HERSEK’te, Osmanlı dönemine ait mezar taşları, farklı şehirlerde yapılan arkeolojik çalışmalarla yeniden toprak üstüne çıkarılıyor. Saraybosna Müzesi ve Arkeologlar Derneği, 2003 yılında başlattıkları çalışmayla Osmanlı dönemine ait eserlerin yanı sıra zamanla toprak altında kalan Osmanlı mezar taşlarının da ortaya çıkarılmasını hedefliyor. Çıkan taşlarda yerli insanların yanında Anadolu ve Osmanlı'nın farklı yerlerinden gelenlerin de isimlerinin yazdığı gözlemlendi. 3’te 17 UBAT’TA KOSOVA 8 YAINDA Rifat SAT Sayfa 3’te CYPRUS-ON-ROAD (2) Ata ATUN Sayfa 4’te 17 ŞUBAT Kosova’nın Bağımsızlık Günü’nün kutlanması etkinlikleri Kosova Güvenlik Güçleri’nin ve Kosova Polisi birimlerinin Priştine meydanındaki resmi geçidiyle başlayacak. Cumhurbaşkanı İbrahim Rugova’nın mezarı başında saygı duruşunda bulunulacak. Bağımsızlık kutlamaları Prekaz’da Jasharaj Mezarlığı önünde saygı duruşla devam edecek. Kutlamalar Priştine’nin “İbrahim Rugova, “Zahir Pajaziti” ve “Rahibe Tereza” meydanlarında “Shota” Folklor Derneği’nin programıyla devam edecek. 4’te Makedonya sınırına ikinci jiletli tel örgü AVRUPA ve Balkan ülkeleri, iç savaş ve terör nedeniyle evlerini terketmek zorunda kalan çoğu Suriyeli kaçak göçmenlere kapıları bir bir kapatıyor. Mülteci akınıyla baş etmekte zorlanan Makedonya hükümeti de Yunanistan sınırında ek tedbirlere başvuruyor. Sınır geçişine ilave tel örgü çekilmeye başlandı. Üst düzey bir ordu yetkilisi, "Çift çit fikri yasa dışı ülkeye girmek isteyen göçmenlere vazgeçirmek için bir mesajdır" açıklamasında bulundu. 5’te Bulgaristan'da Mestan'dan 'DOST' Partisi BULGARSTAN’da üyelerinin ço(unlu(unu Türklerin olu$turdu(u Hak ve Ögürlükler Hareketi (HÖH) partisinden ihraç edilen eski Genel Ba$kan1 Lütvi Mestan, ülkenin siyasetine yeni bir parti kataca(1n1 duyurdu. Lütvi Mestan, kuraca(1 yeni partinin isminin Bulgarca Sorumluluk, Özgürlük, Ho$görü için Demokratlar anlam1na gelen DOST Partisi olaca(1n1 aç1klad1. NOVA TV kanal1nda canl1 yay1nlanan Merhaba Bulgaristan program1na konuk olan Mestan yeni partinin Bulgaristan Türklerinin ve di(er az1nl1klar1n haklar1n1, Avrupa ve Kuzey Atlantik de(erlerini savunaca(1 belirtildi. 5’te Makedon sunucudan Türkler’e hakarete sert tepki MAKEDONYA'da hükümet yanlısı yayınlarıyla bilinen "Sitel" televizyon kanalındaki haber bülteninde, Genel Yayın Yönetmeni Dragan Pavlovic Latas, konuğu muhalefetteki Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği (SDSM) Genel Başkanı Zoran Zaev'e "Türk gibi yalan söylüyorsun" sözünü sarf etti. Dragan Pavlovic Latas, gelen yoğun tepkiler üzerine muhalefet partisi ve Türklerden özür diledi. Türkler olayın basit bir özürle geçiştirilemeyeceğini belirterek tepkilerini arttırdı. 5’te SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 2 Balkan Haberleri 15 ubat 2016 Pazartesi YTB’DEN 70 ÜLKEDE 800 PROJE 2011 yılından beri 70’in üzerinde ülkede 800’e yakın projeye destek sağlayan Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) geçen yıl duyurduğu mali destek programlarının ikincisini bu yıl duyurdu ANKARA BALKAN GÜNLÜÜ B aşbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) geçen yıl duyurduğu mali destek programlarının ikincisini bu yıl duyurdu. Ortak başlıklarla birlikte 19 başlıkta mali destek sağlanacak programların 13'ü için başvurular alınmaya başlandı. www.haberler.com’a göre; Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) yurtdışında yaşayan vatandaşlar, soydaş ve akraba topluluklar ile uluslararası öğrencilere yönelik ilk kez geçen yıl duyurulan mali destek programlarının ikincisini bu yıl için duyuruyor. Ortak başlıklarla birlikte toplam 19 başlıkta açıklanan mali destek programları ile dünyanın pek çok ülkesinde gerçekleştirilecek projeye destek sağlanacak. Yarım asırdır yurtdışındaki vatandaşlarını ihmal eden, son yüz yılda soydaş ve akrabalarıyla bağlarını koparma noktasına gelen Türkiye, bu alanlardaki açığını son yıllarda kapatmaya çalışıyor. Yeni Türkiye'nin yeni kurumlarından olan YTB, yürüttüğü çalışmalar ile ismi bir dönem aldığı yardımlarla anılan Türkiye'yi, yardım eden ülke konumuna taşıyor. 22 TANE MALİ DESTEK PROGRAMI YTB mali destek programlarını ilk kez 2015 yılı için açıklamıştı. 2015 mali destek programlarının yoğun ilgi görmesinin ardından 2016 yılı için genişletilmiş bir program açıklandı. 2015 yılı için 3 farklı alanda 18 başlıkta mali destek programı geliştirilirken, 2016 yılı için 3 farklı alanda 22 başlıkta mali destek programları kamuoyuna sunuldu. Programlar yurtdışı vatandaşlar, soydaş ve akraba topluluklar, uluslararası öğrencilere yönelik olarak geliştirildi. Program başlıklarına uygun olarak geliştirilecek projeler YTB tarafından desteklenecek. YURTDIŞINDAKİ VATANDAŞIMIZ DAHA GÜÇLÜ OLACAK Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşların sorunlarını doğrudan çözmeye yönelik geliştirilen programlar arasında 'Ayrımcılıkla Mücadele, Aktif Yurttaşlık ve Eşit Katılım, Herkes İçin Adalet, Çift Dilli Eğitim Destek, Eğitim ve Akademik Destek, Aile ve Sosyal Çalışmalar, Kültürel Çalışmalar, Gençlik Köprüleri ve Yıl Boyu Açık Destek' başlıklarında 9 farklı program yer alıyor. Bu programlarla Türk vatandaşların yaşadıkları ülkelerde aktif bir yurttaş olmaları, her alanda eşit katılım olanaklarına sahip olmaları, yaşadıkları hukuki sorunlara çözüm bulunması, çok kültürlü toplum yapısı içinde kimlik, kültür ve medeniyetlerini yaşatabilmeleri, maruz kaldıkları ayrımcılıklara karşı duyarlılığı artırmak gibi geniş vizyonlu hedefler yer alıyor. Yurtdışındaki vatandaşlara yönelik geliştirilen programlara ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, İşviçre, İtalya, Kanada ve Norveç'te bulunan STK'lar, üniversiteler, uluslararası kuruluşlar, düşünce kuruluşları ve araştırma merkezleri başvurabilecekler. Programlar yine bu ülkelerde uygulanacak. Yurtdışındaki vatandaşlara yönelik mali destek programlarından Yıl Boyu Açık Destek Programına tüm ülkelerden başvuru yapılabilecek. SOYDAŞ VE AKRABALAR YENİDEN YAKINLAŞACAK Türkiye yurtdışındaki vatandaşlarına olduğu gibi tarihte soydaş ve akraba olan topluluklarla da kayıtsız kalmıyor. Mali destek programları içerisinde soydaş ve akraba topluluklar da kendilerine yer buluyor. Mevlana Kültürel Etkileşim Programı, Gençlik Gelişim Programları, Bölgesel Araştırmalar Destek Programları, Kültürel Envanter Destek Programları, 2016 Kosova Yılı Programı, Türkiye Mezunları İletişim ve İşbirliği Programları, Türkiye-KKTC Programı, Gençlik Köprüleri ve Yıl Boyu Açık Destek Programları ile soydaş ve akraba topluluklar destekleniyor. HEDEF: İLETİŞİM VE İŞBİRLİĞİ Programa Afrika, Balkanlar, Doğu Avrupa, Kafkasya, Orta Asya, Ortadoğu ve Uzak Asya ülkeleri ile Türkiye'den gelecek başvurular kabul edilecek. Programlar başvuruların yapılacağı bölgelerde uygulanabilecek. Bu programlar ile ülkeler arasında sosyal, kültürel, akademik ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, soydaş ve akraba topluluklara mensup gençlerin bilgi birikimlerinin artırılması ve daha önce Türkiye'de öğrenimini tamamlamış yabancı mezunların Türkiye ile iletişim ve işbirliğini geliştirmek hedefleniyor. ÖĞRENCİLER DESTEKLENDİKÇE, TALEPLER ARTIYOR YTB'nin sürdürdüğü faaliyetlerden en dikkat çekeni ise uluslararası öğrenciler ile Türkiye'yi eğitim üssü haline getirmesi oluyor. Türkiye bursları ile eğitim gören uluslararası öğrencilerin yanı sıra Türkiye'deki tüm uluslararası öğrencileri kapsayan mali destek programları ile öğrencilerin kültürel ve sosyal yönlerinin geliştirilmesi, öğrencilerin Türkiye'ye yönelik farkındalıklarının artırılması amaçlanıyor. YTB'nin uluslararası öğrencilere yönelik 2016 mali destek programları arasında Uluslararası Öğrenciler Akademisi, Kültürel Sosyal Rehberlik Programı, Türkçe Öğretimi Programı ve Yıl Boyu Açık Destek Programı yer alıyor. Önümüzdeki günlerde lansman toplantısı yapılacak olan YTB 2016 mali destek programlarının duyurusu http://www.ytb.gov.tr/proje_destek.php adresinden kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklanan programların daha iyi anlaşılması ve daha nitelikli başvurular alınmasını amaçlayan YTB, web sitesi üzerinden açıkladığı programlara ilişkin infografik ve tanıtım filmleri hazırladı. Programlara başvuracak kurum ve kuruluşlar aynı internet adresi üzerinden programlara ilişkin broşür ve 2016 kataloğuna ulaşabilecekler. Açıklanan 19 programdan 13'ü için 1 Şubat 2016 tarihi itibariyle başvurular başladı. SAYFA 03 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Balkan Haberleri 3 15 ubat 2016 Pazartesi B Bu ne perhiz bu ne lahana turusu! Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’den Türkiye’ye yönelik ‘Mültecilere kapılarınızı açın’ uyarısı ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! dedirtti ANKARA - BALKAN GÜNLÜÜ B alkanlar’ın çift tel örgülerle kapılarını kapattığı, Bulgaristan’da soğuk nedeniyle donarak ölümlerin yaşandığı, Ege sularında sürekli batan teknelerle hayatını kaybeden çoğu kadın ve çocuk günahsız mültecilerin yaşattığı acılar sürerken AB ve BM’nin bu uyarısı sert tepki ile karşılandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mülteciler konusunda Birleşmiş milletlere seslenerek "Bizim alnımızda enayi yazmıyor, gereği neyse onu yaparız uçaklar ve otobüsler boşuna durmuyor" dedi. Mülteciler konusunda BM'nin diğer ülkelere de çağrıda bulunmasını isteyen Cumhurbaşkanı, şunları kaydetti: “Bazı hususları altını çizerek ifade ediyorum. Bu göç akınının en büyük sebebi Rusya ve Esed'in başlattığı sivil halkı hedef alan saldırılardır. Buna rağmen BM’nin saldırıyı yapanlara karşı tedbir almak yerine ülkemize çağrıda bulunması samimiyetsizliktir. Neymiş kapıyı açın onları alın. Peki… Ey BM, sen ne işe yarıyorsun, senin görevin ne? Şu ana kadar 10 milyar dolar para harcamış olan Türkiye’ye sen mülteciler için ne destek verdin? 455 milyon dolar ayıptır ayıp. BM teşkilatı bunu için kurulmadı.” Diğer ülkelerin kabul ettiği mülteci sayısının 300 ila 1000 kişi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bizim alnımızda enayi yazmıyor” dedi. BALKANLAR TÜRKİYE Bulgar s#n#r#nda s##nmac#lar donarak öldü MALKO TIRNOVA BALKAN GÜNLÜÜ B ulgaristan'ın Türkiye sınırına yakın Malko Tırnovo bölgesindeki Stranca dağında, ülkeye kaçak yoldan giren iki sığınmacı kadın donaraköldü.www.dunyabulteni.net’ e göre; İçişleri Bakanı Rumyana Bıçvarova, Bulgar basınına yaptığı açıklamada, sınır polisinin bölgede, aralarında çok sayıda çocukların da bulunduğu 19 kişilik bir grupla karşılaştığını söyledi. Ölen iki kadının, AB'nin başka ülkesine kaçak yollardan girmeye çalışan 19 kişilik bir grupta yer aldığı, 19 kişiden 11'inin çocuk olduğu belirtildi. Grupta yer alan iki çocuk ise 2. ve 3. derece donmayla Burgas hastanesine kaldırıldı. Kaçak mültecilerin iki gün iki gece dağda saklanırken soğuktan donduğu açıklandı. Ölenlerden biri 15 yaşında genç kız, diğeri 30 yaşında kadın Afgan vatandaşı oldukları açıklandı. Şu an mülteci grubundan ikisinin durumu ağır ve komada olmak üzere, 11 çocuk ve 4 yetişkin 2. ve 3. derece donma sebebiyle Burgas hastanesine yerleştirildi. İki kişinin hayati tehlikesi sürüyor. Bıçvarova, polisin donmak üzere olan iki kadına yardım etmeye çalıştığını ama kurtarmayı başaramadığını kaydetti. OSMANLI’NIN ZLER SARAYBOSNA’DA GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR Kosova Babakanı STK'LARDAN YARDIM STED PRTNE BALKAN GÜNLÜÜ K Sava suçlusu eski S#rp general Tolimir öldü BELGRAD BALKAN GÜNLÜÜ SARAYBOSNA BALKAN GÜNLÜÜ B osna Hersek’te, Osmanlı dönemine ait mezar taşları, farklı şehirlerde yapılan arkeolojik çalışmalarla yeniden toprak üstüne çıkarılıyor. Saraybosna Müzesi ve Arkeologlar Derneği, 2003 yılında başlattıkları çalışmayla Osmanlı dönemine ait eserlerin yanı sıra zamanla toprak altında kalan Osmanlı mezar taşlarının da ortaya çıkarılmasını hedefliyor. www.haber7.com’a göre; Saraybosna Müzesi'nde küratör olarak görev yapan ve Balkanlar'ın ilk Osmanlı arkeologlarından olan Adnan Muftarevic, Bosna Hersek'teki Osmanlı izlerinin yıkımının bir kültürü silmek için yapıldığını dile getirerek, “Başlattığımız Osmanlı arkeolojisi çalışmalarında toprak altından mezarlıklar, camiler, medreseler çıkıyor. Bosna'da tek bulunan bir mezar taşına ulaştık” ifadelerini kullandı. Çıkan taşlarda yerli insanların yanında Anadolu ve Osmanlı'nın farklı yerlerinden gelenlerin de isimlerinin yazdığı gözlemlendi. İZMİR MEKTUBU ir kaç gün sonra 17 ubat tarihin- 17 UBAT’TA KOSOVA de dost ve karde ülke Kosova’n n 8 YAINDA ba ms zl n n 8.y [email protected] dönümü kutlanacak. 24.Dönem İzmir milletvekili Kosova’y ilk tan yan Balkan Stratejik Araştırmalar Rifat SAT ülkelerden biri de Merkezi (BASAM) Başkanı Türkiye ülke olarak tan nmas n olmu tur. Ülkemiz için bu öngören tasar ya 92 ülke oldukça önemli ve zor "evet" oyu verirken 50 ülke karard zira S rbistan ve kar ç km t . Oysa Rusya’n n ciddi bask lar na maruz kalm t k. Hatta bun- Kosova’n n 95 oy almas gerekiyordu. Bu u urda çile dan rahats z olan baz ülkeçekmi Filistin’in olumsuz ler, Türkiye’nin kar s na oy kullanmas da ayr bir ba ms z Kürdistan tehdidiçeli kidir. UNESCO bünyeni getirmi lerdi. Kosova’y sinde 142 ülkenin kat ld tan rsan Güneydo u bölgeoylamada 29 ülkenin sinde ba ms z Kürt devleçekimser kalm t . Yine tini konu uruz diyorlard . ayn ekilde Kosova’n n Nitekim geçenlerde F FA üyeli i içinde kulisler Selahattin Demirta ’ n yap l yor. Rusya’ya gidip bir tak m uygunsuz eyler söylemesi 8. BA IMSIZLIK ve Ruslardan destek almaGECES s na hepimiz ahit olduk. 17 ubat Çar amba günü Bütün bunlara ra men o tarihte Ba bakan olan Say n Kosova’da ba ms zl k nedeniyle güzel etkinlikler Recep Tayyip Erdo an’ n olacak. Ülkede ba ms zl k kararl ve cesur tutumu ile yine büyük bir co kuyla Kosova Cumhuriyeti tan nkutlanacak. Ayn ekilde d . Türkiye, resmi tan ma Kosova’n n Türkiye belgesini Kosova makamlaBüyükelçili i taraf ndan 17 r na ileten ilk ülke olmu ubat ak am saat 19.00tur. u ana kadar Kosova’y 22.00 saatleri aras nda 111 ülke tan d . Di er yanAnkara Swiss otelde 8. dan 33 ülke tan may planBa ms zl k Gecesi etkinlil yor. Kosova’n n Birle mi i düzenlenecek. K smetse Milletlerde bayra n n çekibiz de bu etkinli e kat lacalebilmesi için en az 27 z. Avrupa’n n en genç ülkenin daha Kosova’y ülkesi Kosova’n n tan mas gerekiyor. Bu 8.Ba ms zl k y ldönümünü arada Kosova’y kutluyoruz. Bu arada 11 Amerika’n n askeri üssü ubat Per embe günü aç l var diye tan mayan ran’ n yap lan 11.Uluslararas son günlerde Amerika ve zmir Tar m Fuar ’n n bu ngiltere ile yak nla mas y lki onur konu u Kosova sonucu tan mas mümkün oldu. Kosova olabilir. Kosova ile ilgili Cumhuriyeti’ni temsilen bu ilginç bir oylama da 3 ay ülkenin Tar m Bakan kadar önce Paris’te UNESYard mc s Vezir Januzi ve CO üyeli i için yap lm t . 50’ye yak n Kosoval i aUNESCO Genel dam ve kamu görevlisi Konferans 'nda yap lan fuara kat ld lar. oylamada Kosova’n n üye E ski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) tarafından Srebrenitsa'daki soykırımda aktif rol üstlendiği gerekçesiyle müebbet hapse mahkum edilen eski Sırp general Zdravko Tolimir (68) hayatını kaybetti. www.dunyabulteni.net’e göre; Bosna'daki savaşta (1992-1995), Sırp komutan Ratko Mladic'in yardımcılığını yapan ve bu nedenle "Mladic'in sağ kolu" olarak da bilinen Tolimir'in, hapis cezasını çektiği Lahey'deki cezaevinde dün gece hayatını kaybettiği bildirildi. Srebrenitsa'da 1995 yılı temmuz ayında yaşanan ve 8 binden fazla Boşnak sivilin hayatını kaybettiği soykırımdaki sorumluluğu nedeniyle 2012 yılında ICTY tarafından müebbet hapse mahkum edilen Tolimir'in cezası geçen yıl nisan ayında onanmıştı. Mahkeme Tolimir hakkındaki kararında, zanlının Srebrenitsa'daki soykırımda işlenen cinayet, sürgün ve insanlığa karşı suçlarda etkin rol üstlendiğine hükmetmişti. osova Başbakan'ı İsa Mustafa, Hükümet’in ülkenin krizi aşması konusunda sivil toplum, medya ve diğerlerinin katkılarını beklediğini söyledi. Başbakan Isa Mustafa, Meclis’in olağan işlevselliğinin engellenmesi nedeniyle iktidara, Hükümet’in tutumlarını açıklamak imkânı yaratılmadığını söyledi. www.dunyabulteni.net’e göre; ülkede siyasi krizin aşılması konusunun ele alındığı sivil toplum kuruluşlar temsilcileriyle bugün gerçekleşen bir görüşmede Başbakan Isa Mustafa, Hükümet’in ülkenin krizi aşması konusunda sivil toplum, medya ve diğerlerinin katkılarını olumlu değerlendirdiğini açıkladı. İktidarın, Meclis’in olağan işlevselliğinin engellenmesi yüzünden Hükümet’in tutumlarını açıklamasına imkan bulamadığın söyleyen Mustafa, “Kosova Cumhuriyeti, çoğunluktaki otokton Arnavutların uzlaşmasıyla yapılanan buradaki tüm vatandaşların devletlidir. Kosova Cumhuriyeti, vatandaşlar ve müttefiklerin ortak projesidir ve 12 Haziran 1999 günü itibariyle sürekli ihtilaflarımız olduğu Sırbistan, bağımlılık ilişkilerimize son verdiğimiz, sadece bizim kuzey komşumuzdur. Kosova bağımsız ve egemen devlet olmakla beraber AvroAtlantik entegrasyonlarına da yönelmiş bir ülkedir.” dedi. Kurtuluştan sonra 17 sene geçmesinin ardından Sırbistan’ın Kosova’ya dönüşünden söz edilmesinin yersiz olduğunu söyleyen Mustafa; bağımsız ve egemen devlet projesinde azınlıkların katılımının azınlıklara ait uluslararası bir yükümlülük olduğunu ve bunun kimseye bir engeli teşkil etmemesi gerektiğini savundu. Meclis’in içinde ve dışındaki muhalefetin protestolarına da atıfta bulunan Mustaf, şiddetin alternatif olmadığını tekrarlayarak “Kosova kurumlarının engellenmesi, alternatifi teşkil edemez, şiddet alternatif değildir. Şiddet Kosova’nın işlevselliğini riske atıyor, imajımıza zarar veriyor ve Kosova’nın bağımsızlığına karşı koyanları teşvik ediyor” ifadelerini kullandı. SAYFA 04 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 4 Kosova Haberleri CYPRUSON-ROAD (2) [email protected] Prof.Dr. Ata ATUN z kameralar n n rengi ufuk renginde olup, uzaktan bak ld nda, gözün arkadaki ufuk fonu içinde kaybolmu h z ölçen sabit sürat kameralar en az ekilde görebilece i veya ay rt edebilece i ekilde boyanm t r. Üstelik kullan lan boya da emen ve yans tmayan türde bir boyad r. nsan gözünün bir cismi görebilmesi için güne n n veya da yapay n söz konusu cisme çarp p göze yans mas ile gerçekle mektedir. nsan yap s n n bedeni zafiyetlerini kullanarak, kendi vatanda n tuza a dü ürüp gelir elde etmeye yönelik uygulamalarda bulunan hükümetimizi ve ilgili birimleri k namaktay m. Bu h z ölçen sabit sürat kameralar n n öncelikle insano lunun gözünün bir bak ta seçebilece i fosforlu sar veya da fosforlu turuncu renge boyanmas gerekmektedir, gerçekten de sürücülerin söz konusu yerde h zlar n azaltmalar ve de trafik kurallar na uymalar isteniyorsa... Devletimizden bunu beklemek, ölünün gözünden ya akmas n beklemekten ba ka bir ey olamayaca için tüm sürücülere, devletin bu kendi eli ile haz rlad tuzaklara dü memeleri için bir ba ka tavsiyede bulunmak istiyorum. Benim ki i olarak tan mad m, irket ise orta olmad m, reklam ile ilgili hiçbir ba m n olmad , dahas yapanlar hiç tan mad m bir program var. Ad “Cyprus on Road”. Cep telefonunda internete ba lanmadan sadece GPS ile kullan l yor. Ben daha yeni –tesadüfen- ke fettim ve de çok memnunum. Bir veya birkaç K br sl Türk- bana göre dahi-, gencimiz yazm bu program . Öncelikle KKTC’deki tüm yer ve sokak isimleri Türkçe, san r m güneydekiler de Rumca olarak girilmi programa. Hangi sokak nerede, hangi bölgedesiniz çok iyi takip edilebilmekte ekrandan. Vatanda lara hizmet veren her yer bu programa i lenmi . Devlet H daireleri, restoranlar, oto parklar, her tür dükkan, benzin istasyonu, banka, ATM vs. akl n za ne gelirse var. En önemlisi de tüm “H z ölçen sabit sürat kameralar ve her yolun üzerinde kendine özgü h z limitleri de görülebilmekte ekranda arac n z ilerlerken. Ben “h z ölçen sabit sürat kameralar” na yakla nca beni uyarmas için denizalt larda kullan lan tehlike sinyalini seçtim. Daha kameraya 100150 m. kala beni öyle bir uyar yor ki aya m istemeden frene gidiyor hemen. Buna ilaveten üzerinde gitti im yola özgü h z s n r a t m vakit de beni uyar yor. Cep telefonunuzun Play Store bölümü içindeki “Ara” bölümüne “Cyprus on road” yazarsan z telefonunuzun i letim sistemine göre program inmeye ba l yor. Hayat boyu kullan m ücreti de 15 Euro, yakla k 50 TL. Rumlar böylesi güzel ve verimli ba ar y hazmedemedikleri için Google üzerinde müthi bir karalama kampanyas ba latm lar maalesef ve kötü puan vererek a alara dü mesi için ola anüstü gayret sarf ediyorlar. Devletlerin görevlerinden bir tanesi de s n rlar içinde üretilen mallar kendi halk n n kullan m için sat n almakt r. Hele de sürücülerin gerçekten trafik kurallar na uyarak araç sürmelerini hedefliyorsa, bu program haz rlayan ve vatanda n hizmetine sunan irkete destek olmal d r KKTC devleti ve de ilgili devlet daireleri. Turizm Bakanl için neredeyse olmazsa olmaz bir programd r bu. Tüm tarihi yerler bu program n yard m ile yaya veya da araç ile kullan c n bulundu u yerden gidilmesi istenen tarihi yere kadar gidilmesi gereken güzergah veya da rota sokak sokak çizilerek gösterilmekte kullan c ya. Tüm taksi oförleri bu program yard m ile yolcular nereye gitmek istiyorsa, an nda gidilecek adresi ve takip edilecek yolu ekranda görebilir, yoldan geçen insanlara durup adres sormak yerine. Ve en çok da, h z ölçen sabit sürat kameralara yakalanarak ac mas z cezalar ödemek zorunda kalan vatanda lar m z kullanmal d r bu program . Hem K br sl , hem uyar c , hem de e itici. 15 ubat 2016 Pazartesi Kosova bamszlk kutlamalarna hazrlanyor 17 Şubat Kosova’nın Bağımsızlık Günü’nün kutlanması etkinlikleri Kosova Güvenlik Güçleri’nin ve Kosova Polisi birimlerinin Priştine meydanındaki resmi geçidiyle başlayacak PRTNE BALKAN GÜNLÜÜ K osova’nın Bağımsızlık Günü’nün kutlanması etkinlikleri Kosova Güvenlik Güçlerinin ve Kosova Polisi birimlerinin Priştine meydanındaki resmi geçidiyle başlayacak. www.kosovahaber.net sitesinden öğrenildiğine göre, askeri geçit günün öğleden önceki saatlerinde yapılması bekleniyor, ardından Bağımsızlık ilanının sekizinci yılı vesilesiyle eski Cumhurbaşkanı İbrahim Rugova’nın mezarı başında saygı duruşunda bulunulacak. Bağımsızlık kutlamaları Prekaz’da Jasharaj Mezarlığı önünde saygı duruşla devam edecek. Kutlamalar Priştine’nin “İbrahim Rugova, “Zahir Pajaziti” ve “Rahibe Tereza” meydanlarında “Shota” Folklor Derneği’nin programıyla devam edecek. Bağımsızlık ajandasına göre, bu program muhalefetin 17 Şubat günü için bildirdiği protestosundan iki saat önce düzenlenecek. Etkinlikler kapsamında Ulusal Kütüphanede kitap sergisi açılacak, aynı günün akşamında ise Ulusal Tiyatroda “Dasma- Düğün” bale oyunu sunulacak. 17 Şubat gününde Kosova Cumhuriyeti üst düzey kurumları olan Cumhurbaşkanlığı, Kosova Meclisi ve Hükümet kabinesinden oluşan heyetler şehitler gömütlüklerinde saygı duruşunda bulunacak. Kosova Bağımsızlığı’nın sekizinci yılı vesilesiyle Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga'nın 15 Şubat gününde seçkin şahsiyetleri madalya ile takdir etmesi bekleniyor. Bu arada Bağımsızlık gününde ve birkaç gün önce Kosova’nın tüm belediyelerinde değişik etkinlikler sürdürülecek. Türk Topluluu’na kültür destei artacak PRTNE - BALKAN GÜNLÜÜ K osova Kültür Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcısı Rexhep Hoti Priştine’nin “Gerçek” Kültür Sanat ve Spor Derneği temsilcilerini kabul etti. Görüşmede, derneğin planları, hedefleri ve projelerinden söz edildi. www.kosovahaber.net’e göre; Bakan Yardımcısı Hoti, Kültür Bakanlığının kültür çeşitliliğinin tanıtımı kapsamında kültürel etkinlik sürdüren dernek ve örgütleri desteklediğini, dolaysıyla böyle bir desteğin “Gerçek” Derneği için de eksik olmayacağını söyledi. Bakan Yardımcısı Kosova’da toplulukların organizasyonlarının önemli bir alana sahip olduğunu ve Kültür Bakanlığının özellikle bu yıl kuruluşunun 65. yılını kutlayacak “Gerçek” Derneğinin ana projelerinde işbirliğinde bulunacağını belirtti. “Gerçek” Derneği Başkanı Gülşen Bölükbaşı ise bu kabul ve Kültür Bakanlığının Kosova’da tüm Türk topluluğuna sunduğu sürekli destek için Bakan Yardımcısına teşekkür etti. Bölükbaşı, Bakan Yardımcısı Hoti’ye Derneğin çalışmalarından ve 65. kuruluş yılının kutlanmasındaki somut planlardan bilgi verdi. İki taraf gelecekte Kosova’da yaşayan Türk topluluğun yararından olacak somut projeler ile bu işbirliğinin daha da güçlendirilmesi gereğinde uzlaştı. Kosovalı Bakan Yardımcısı zmir Tarım Fuarı’nda H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ K osova Tarım Ormancılık ve Kırsal Gelişim Bakan Yardımcısı Vezir Januzi, İzmir’de düzenlenen Uluslararası İzmir Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nın açılış törenine katıldı. www.kosovahaber.net’e göre; Tarım alanında dünyada en büyüklerinden biri olan İzmir Fuarı’nın açılışında yaptığı konuşmada Tarım Bakan Yardımcısı Vezir Januzi, ülkemizin tarım gelişi- mine sunduğu sürekli destek ve yardım nedeniyle Kosova Hükümeti adına Türk halkı ve Hükümeti’ne teşekkür etti. Januzi ayrıca AB’nin ortak tarım politikalarıyla uyum sağlanması amacıyla, programların hazırlanması etkinliklerinde katılımcılara bilgi verdi. Januzi bundan başka tarım ürünlerinin imalatında çağdaş teknolojinin kullanılmasına özel önemin verildiğini açıkladı. AB ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nın imzalanmasından sonra tarımcılık ve Kosova tarımcıları ile çiftçilerin ABnin rağbet gören pazarına dahil olma imkanında olacaklarını ifade etti. İzmir temasları kapsamında Tarım Ormancılık ve Kırsal Gelişim Bakan Yardımcısı Vezir Januzi, Türkiye Tarım ve Ormancılık Bakanı Faruk Çelik ile de bir görüşme gerçekleştirdi. TKA’dan Kosova’ya 2 milyon Euro salk destei PRTNE BALKAN GÜNLÜÜ K osova Sağlık Bakanlığı ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Priştine’de Kosova Üniversite Klinikleri Merkezi (QKUK) bünyesinde Yoğun Bakım Ünitesinin tamiratı ve teknik donatımını öngören İşbirliği Anlaşmasını imzaladı. Türkiye Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç’ın da hazır bulunduğu törende gelecek 2 yıla ait olan 2 milyon Euro değerindeki proje anlaşmasını Sağlık Bakanı İmet Rrahmani ve TİKA Kosova Koordinatörü Eyüp Yavuz Ümütlü imzaladı. www.kosovahaber.net’e göre; Sağlık Bakanı İmet Rrahmani, Kosova sağlık hizmetlerinin ilerlemesine sunduğu sürekli katkı ve işbirliği için Türk devletine teşekkür ederek, Yoğun Bakım Ünitesi’nin onarılması ve teknik donatımı projesinin bu merkezde hastaların tedavisi için çok daha iyi şartların yaratacağını belirtti. Büyükelçi Kıvılcım Kılıç ta Türkiye’nin diğer sektörler yanısıra iki ülke arasında varılan işbirliği anlaşması esasınca sağlığa destek sunmaya daha fazla odaklanacağını söyledi. Bu proje sağlık sektörünün desteklenmesinde somut bir angajeliktir” şeklinde konuşan Büyükelçi Kılıç, Priştine’de Türkiye-Kosova Sağlık Haftası’nın düzenleneceğini ve bu etkinlik kapsamında Türkiye’den gelecek 27 değişik alanlardan uzman doktorun Klinikler Merkezinde hasta muayenesi ile ameliyatlarını gerçekleştireceğini ifade etti. Kılıç, bunun dışında Kosova’dan 20 doktor ekibinin de acil tıp alanında yetenekleşmesi için yakında Türkiye’ye gideceklerini bildirdi. SAYFA 05 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 5 Balkan Haberleri VERGDE FLEN E BALAMA Nazlı Gaye ALPASLAN ilindii gibi, vergi mükellefiyetinde mükellefiyet itibari ile i(e ba(lama durumu farkl)l)k arz etmektedir. Vergi dairesi taraf)ndan yoklama s)ras)nda i( yerinin tadil a(amas)nda olmas) halinde görevli yoklama memurlar) yoklama fi(ini düzenlemeyerek veya i( yerinin tadilatta olduunu yoklama fi(ine kay)tland)rmaktad)r. 213 say)l) VUK 153. Maddesine göre i(e ba(lama bildiriminin nas)l yap)laca) belirtilmi(tir. Burada tüccarlar aç)s)ndan i(e ba(lama, serbest meslek erbab)n)n i(e ba(lamas), (irketlerin i(e ba(lamas) ve ayr)ca kolektif ve adi (irketlerde i(e ba(lama bildirimi yasa hükmünde aç)kça belirtilmi(tir. 213 say)l) VUK 155. Maddesinde serbest meslek erbab) için i(e ba(laman)n tarifi ve emareleri yap)lm)(t)r. B 15 ubat 2016 Pazartesi Makedon televizyoncuya TÜRKLER’DEN PROTESTO Makedonya'da hükümet yanl&s& yay&nlar&yla bilinen "Sitel" televizyon kanal&ndaki haber bülteninde, Genel Yay&n Yönetmeni Dragan Pavlovic Latas, konuu muhalefetteki Makedonya Sosyal Demokratlar Birlii (SDSM) Genel Bakan& Zoran Zaev'e "Türk gibi yalan söylüyorsun" sözünü sarf etti ÜSKÜP BALKAN GÜNLÜÜ M akedonya'da iktidara yakın TV kanalının yöneticisi, konuk ettiği muhalif lidere "Türk gibi yalan söylüyorsun" dedi. Türkiye'nin Üsküp Büyükelçisi Ömür Şölendil, Makedonya'da yayın yapan "Sitel" televizyonunda Türklere hakaret edilmesini şiddetle kınadı. www.dunyabulteni.net’e göre; Büyükelçi Şölendil, Sitel TV Genel Yayın Yönetmeni'nin Türk milletine yönelik "kabul edilemez çirkin ifadesini şiddetle kınadıklarını" belirterek "Bu kin ve nefret dolu ifadeyi, esasen daha önce de muhtelif yayınları ve beyanlarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin üst düzey yöneticilerine ve Türklere karşı hakaretamiz söylemler kullanma cüretinde bulunmuş olan bahse konu zata aynen iade ediyoruz" dedi. Türkiye'nin, Makedonya'yı anayasal ismi olan "Makedonya Cumhuriyeti" NOTERDEN !MZA S!RKÜLER! Uygulamada anonim ve limited (irketler yönünden (irketin kurulmas), sicil tasdiknamesinin al)nmas), noterden imza sirkülerinin düzenlenmesi, vergi dairesine i(e ba(lama bildiriminin verilmesi, yoklama memurunun i( yerini ziyaret edip, fiilen i(e ba(lama olmad))n) tespit etmesi… Hallerinde fiilen i(e ba(lamadan söz edilemez. Öte yandan, bir i( yerinin tutulmas), o i( yerinde boya badana yap)lmas) veya ba(ka tamir ve tadilatlar yap)lmas) bu mükellefin i(e ba(lad))na emare te(kil etmez. Özellikle limited ve anonim (irketlerde fiilen i(e ba(lama konusunda e-yoklama fi(i düzenlenmedii takdirde bu (irketin fiilen i(e ba(lad))ndan söz etmek olanaks)zd)r. Bu durum beraberinde kâ)t üzerinde (irketin kurulmas), sicil tasdiknamesinin al)nmas), ticaret sicil gazetesinden (irketin ana sözle(mesinin yay)nlanmas) bu (irketin fiilen i(e ba(lad))n) göstermez. Ancak, vergi daireleri bu tür kurulan (irketlerden her ay ayl)k KDV, BABS formu ve dier beyan ve bildirimleri talep etmektedirler. Ayn) durum gerçek usul gelir vergisi mükelleflerinde olmas) durumunda ( Fiilen i(e ba(lan)ld))n)n e-yoklama fi(i ile tespit edilmemesi hali ) vergi daireleri KDV beyannamesi, BABS formu talep etmemektedir. San)r)z bu durum gerçek usuldeki mükelleflerde fiilen i(e ba(laman)n tespit edilmeyi(i nedenine bal)d)r. Doal olarak vergi daireleri bu gibi mükelleflere daha sonra ikinci bir e-yoklama fi(i düzenleyerek, i(e ba(lamay) tespit etmektedirler. Sonuç olarak, i(e ba(lama, fiilen i(e ba(lama, e-yoklama fi(inin düzenlenmesi gibi konular anonim ve limited (irketler aç)s)ndan maddi ve manevi maduriyetlere neden olabilmektedir. Bulgaristan Türkleri bir parti daha kuruyor SOFYA - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü H ak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Genel Başkanlığından alınan ve partiden ihraç edilen Lütvi Mestan, yeni kuracağı partinin adını 'DOST' olarak açıkladı. NOVA TV kanalında canlı yayınlanan Merhaba Bulgaristan programına konuk olan Mestan yeni partinin Bulgaristan Türklerinin ve diğer azınlıkların haklarını, Avrupa ve Kuzey Atlantik değerlerini savunacağı belirtildi. www.dunyabulteni.net’e göre; canlı yayında, Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörünün çağdaş liberalizmin üç ana temel ayağı olduğunu vurgulayan Mestan, partinin Bulgarca isminin kısaltmasının DOST olmasını ise Makedonya jiletli tel örgüleri ikiledi GEVGEL - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü Y unanistan’ın İdomeni kasabası ile Makedonya’nın Gevgeli kasabası arasındaki sınır hattında 35 kilometrelik ikinci bir dikenli tel çekilmeye başlandı Avrupa’ya sığınmacı akının en üst seviyeye ulaştığı dönemde, Yunanistan sınırına diken tel çeken Makedonya, önlemleri sıkılaştırı- yor. Buna göre, Yunanistan’ın İdomeni kasabası ile Makedonya’nın Gevgeli kasabası arasındaki sınır hattında 35 kilometrelik ikinci bir dikenli tel çekilmeye başlandı. www.dunyabulteni.net’e göre; Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden kaçan on binlerce sığınmacı Makedonya’yı transit ülke olarak kullanıyor, öyle ki 2015 yılında sadece 50 kişi bu ülkeye iltica başvurusunda bulundu. Buna rağmen Üsküp yönetimi sığınmacıların ülkeye girişlerini zorlaştırmak için adımlar atıyor. Geçen kasım ayında Suriye, Irak ve Afganistan dışındaki ülkelerden gelen sığınmacıları ‘ekonomik göçmen’ olarak niteleyen Makedonya, bu kişileri günlerce sınırda bekletmişti. Üsküp yönetimi daha sonra ise İdemomeni ile Gevgeli arasına dikenli tel çekmişti. Spiegel Balkanlar I!D için uyard BERLN - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü A lmanya’da yayınlanan “Spiegel” gazetesi, Deçan manastırı yakınlığında dört silahlı kişinin tutuklandığı Kosova’da son olayı anlattı. Gazeteye göre, bu kişilerden biri IŞİD savaşçısı. Gazetenin yayınladığı haberde, “Kosova’nın silahlı cihatçıları tutuklaması ilk kez olmuyor. Geçen yılın Haziran ayında Kosova Polisi başkent Priştine’yi olarak ilk tanıyan ülke olduğunu anımsatan Şölendil, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk toplumunu hedef alan bu çirkin ifadeyi esefle karşıladıklarını kaydetti.Büyükelçi Şölendil, Türklere hakaret eden şahsın gelen tepkiler üzerine, Türk milleti ve devletinden özür dilediğini ancak bu özrün çirkin davranışını telafi etmekten uzak olduğu kaydetti. "Sitel" televizyon kanalını objektif yayıncılık anlayışı ve hukuk çerçevesinde hareket etmeye ve söz konusu şahısla ilgili gerekli işlemleri yapmaya davet eden Büyükelçi Şölendil, "Bu kabul edilemez tutum konusunda Makedonya makamları nezdinde de girişimler yapılmaktadır" dedi. Bu arada Site TV önünde toplanan bir grup, Türklere hakaret eden Genel Yayın Yönetmeni Dragan Pavlovic Latas'ı protesto etti. Televizyon binasının önünde açıklama yapan Türk Milli Birlik Hareketi (TMBH) Genel Başkanı Erdoğan Saraç, kullanılan çirkin ifadelerinin Türk milleti için kabul edilemez olduğu belirtti. içme suyu ile tedarik eden Badovca gölünde bir zehirleme olayını önlemiştir” deniliyor. www.kosovahaber.net’e göre; “Spiegel” gazetesi aynı zamanda Balkanlarda eğitim kamplarının mevcutluğuna da dikkat çekti. Habere göre; Kosova, Balkanlarda bu belirtiden en fazla etkilenen bir ülke. Suriye’de Balkanlardan savaşmakta olan 700 IŞİD mensubundan yarısının Kosovalı olduğu belirtiliyor. Kosova yetkili makamları ise 120 mensuptan bahsediyor. Suriye savaşına katılanlarla Balkanların başka ülkelerinde de durum farklı değil. Siyasi analist Naim Rashiti, özellikle Suriye’den dönmekte olanların bir tehlikeyi oluşturduğunu belirtmektedir. Avrupa’daki güvenlik uzmanları da Güney Avrupa özellikle de Batı Balkanlarda cihatçıların saldırı tehlikesi olduğunu uyarıyor. “sadece bir ses ve kelime uyumu” olarak açıkladı. “Ben partiden ihraç edilmiş olabilirim, ama kimse beni liberalizm, Avrupa ve Atlantik fikirlerimden ihraç edemez” diyen Mestan, HÖH'ün fahri başkanı Ahmet Doğan’ın yılbaşı öncesi konuşmasını yine eleştirdi. Rus uçaklarının Türk hava sahasını ihlali ardından, Parlamentoda okuduğu destek bildirisinin “politik gaf” olduğu suçlamalarını kabul etmeyen Mestan, Ahmet Doğan’ın yine bu söz konusu yılbaşı konuşmasında “AB’de sorumluluk, özgürlük, hoşgörü için konuşamayız. Böyle bir şey yok” dediğini hatırlattı. Bir aydan beri yurt içinde seçmenlerle konuştuğunu ifade eden Lütvi Mestan, bu liberal değerleri arayan halkın, kendi temsilini istediğini vurguladı. SAYFA 06 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 6 Aratrma 15 ubat 2016 Pazartesi Batı Trakya Türkleri’nin ekonomik ve demografik Ö gelişimi Batı Trakya Türk Azınlığı’nın tüm hakları uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmış olmasına rağmen uygulamada azınlık aleyhine çeşitli politikalar yürütülmektedir. Bölge insanı uzun yıllar boyunca çeşitli uygulamalarla topraksızlaştırılmıştır. Bu durum aynı coğrafyada yaşayan, aynı ülke vatandaşı iki farkı toplumun çok farklı refah seviyelerinde olma sonucunu doğurmuştur rneğin; AB yapısal fonlarının dağıtıldığı ilk planlı dönem olan 1994-1999 döneminde Yunanistan genelinde 5500 proje desteklenip 250 bin tarım çalışanına doğrudan bu projelerden yaralanma imkânı sunulurken Türk azınlığın bu uygulamalardan ne kadar faydalandığı veya haberdar olduğu sorgulanması gereken bir husustur. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Ülke Raporlarına ve Dünya Bankası verilerine göre Yunanistan GSYİH’sı içinde tarım sektörünün payı Tablo 5’te görüldüğü gibi gerçekleşmektedir. Tarım sektörünün payı ülke ekonomisi içerisinde azalan bir eğilim göstermektedir. 2012 rakamlarına göre GSYH’nin yüzde 80,1 hizmet sektöründen, yüzde 16 sanayi sektöründen sadece yüzde 3,8’i de tarım sektöründen ibarettir. Turizm sektörünün tek başına GSYİH içerisindeki payı yüzde 15 civarındadır. Ancak Batı Trakya ele alındığında tarımın GSYİH içindeki payı, çok daha yüksek orana ulaşmaktadır. Yunanistan’ın belli başlı tarımsal sanayi ürünleri olan tütün ve pamuk yoğun olarak bölgede yetiştirilmektedir. Bölgede 1990’lı yıllarda gerçekleştirilen sanayi yatırımları, buna paralel gelişen hizmet sektörünün yanında tarımın payı geçmişe göre giderek düşse de Batı Trakya bir tarım bölgesi olma özelliğini sürdürmektedir. Özellikle 2008’den bu yana yaşanan ekonomik kriz bölgedeki sanayi işletmelerinin teker teker kapılarına kilit vurmalarına neden olmuş, bölge insanı için tarımı daha stratejik bir sektör haline getirmiştir. Gümülcine Organize Sanayi Bölgesindeki birçok sanayi tesisinde kurulu makine ve teçhizat Türkiye, Ortadoğu ve Yakındoğu ülkelerine hurda fiyatına satılmak durumunda kalmıştır. Bu krizin azınlığa etkileri tarıma geri dönüş veya ülkeyi terk etme şeklinde kendini göstermektedir. İflas eden Türk Sanayicisine pek rastlanmamakta çünkü sanayi sektöründe Türk varlığı birkaç küçük istis- 4 na hariç hiçbir zaman kendini girişimciyatırımcı şeklinde göstermemiş, azınlık insanı bu işletmelerde sadece emeğini istihdam etmiştir. Ağırlıklı olarak da mavi yakalı olarak vasıfsız işlerde istihdam edilmiştir. Üretilen tütünün yüzde 97’den fazlası Türklere aittir. Bu nedenle tütünün Batı Trakya Türkü için hayati bir önemi vardır. Türk nüfusun yarsından fazlası tütün üretimine doğrudan katılmaktadır. Gümülcine’de buğday üretiminin yarıdan fazlası, mısır üretiminin yarıya yakını pamuk üretiminin de üçte birinden fazlası Türkler tarafından yapılmaktadır. Şimdi bu ürünleri daha ayrıntılı inceleyelim. Tütün Batı Trakya’da Türk çiftçisi tarafından kalitesi dünyaca meşhur olan basma çeşidi tütün üretilmektedir. Tütün konusunda yapılan spekülasyonlar, tütün üreticilerinin yeterli donanıma ve bilgi birikimine sahip olmamaları gibi nedenlerle kalite gereğince korunup, yeterince geliştirilememiştir. AB nezdinde de tütün üreticileri lehine sonuç verecek lobi faaliyetleri yapılamamaktadır. Ancak yine de Batı Trakya’nın basma tütünü dünya çapındaki şöhretini korumakta ve sigara üretiminde en çok aranan girdi olma özelliğini sürdürmektedir. Yunanistan’ın tütün üretimi son elli yılda giderek daha çok Batı Trakya’ya kaymıştır. Aşağıdaki tablo 6’da 1959-1993 yıllarına ait veriler incelenerek Doğu Makedonya bölgesiyle kıyaslandıktan 37’lik bir düşüş olduğu ortaya çıkar. Buna karşılık üretilen tütün miktarında yüzde 57’lik bir artış meydana gelmiştir. Ancak bu bölgede üretilen tütün miktarı Batı Trakya tütününün sadece yüzde 3,78’ine tekabül ettiği için oransal olarak pek bir anlam ifade etmez. Onu da bölgede az sayıda bulunan Türk nüfus üretmektedir. Bölge daha çok zeytinciliğiyle anılsa da Türklerin elindeki zeytin bahçeleri oldukça sınırlıdır. İskeçe’de yine tütün üretimine ayrılan toprak miktarı yüzde 60 azalırken üretilen tütün miktarında da yüzde 13’lük bir düşüş göze çarpmaktadır. Bununla birlikte bölgede yetiştirilen tütün miktarı Batı Trakya tütününün yüzde 24’ünü oluşturmaktadır. Gümülcine’ye gelindiğinde ise çok farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Batı Trakya ve Doğu Makedonya’nın diğer illeri de dâhil tütün üretimine ayrılan toprakların miktarında artış olduğu tek ildir. Tütün üretimi emek yoğun üretim teknolojisinin kullanıldığı oldukça zahmetli bir iştir. Bölgede yoğun olarak yaşayan Türkler hem kültürel hem sosyolojik olarak bu işe uygundur. Köylerde yeni evlenen çiftler genellikle anne babalarıyla oturmakta, bu da tütün üretiminde işbirliği sonucu adeta bir ölçek ekonomisi oluşturmaktadır. Batı Trakya ve Doğu Makedonya’nın tümünde tütün üretimine ayrılan topraklarda sert düşüşler olurken Gümülcine de 34 yılda yüzde 120’ye yakın bir artış sonra bu bölgeye göre Batı Trakya’da tütüncülüğün geldiği nokta ortaya çıkacaktır. Tütün üretimine ayrılan toprağın miktarı dönüm olarak azalsa da üretilen tütün miktarında artış olduğu göze çarpmaktadır. Bu artış tarımdaki üretim tekniklerinin gelişmesi, suni gübreleme ve tarımsal ilaçların kullanımının artışı ve daha fazla makineleşme ile izah edilebilir. Tütün üretimine ayrılan topraklar her iki bölgede de azalmakla birlikte Doğu Makedonya’daki düşüş çok daha serttir. 1993 yılına gelindiğinde 1959 yılında tütün üretimine ayrılan toprakların sadece yüzde 8’inde tütün üretilmeye devam edilmektedir. Ancak Batı Trakya geneline baktığımızda 1993 yılına gelindiğinde, 1959 yılında tütün ekimine ayrılan toprakların yüzde 92’sinde hala tütün üretimi yapılmaktadır. 2014 yılı beklentileri ise Batı Trakya’nın 3 ili toplamındaki tütün rekoltesi 8 bin 500 ton civarında olacağı yönündedir. 2013 yılında 3 ilde toplam 86 bin500 dönüm arazi tütün üretimine ayrılmıştır. Yani 1993–2013 arasında gerek tütün üretimine ayrılan arazi, gerekse tütün rekoltesi, gerekse üretici sayısı açısından büyük farklar söz konusu değildir. Bu iki dönem arasında (1959-1993) Batı Trakya’da elde edilen tütün miktarı yaklaşık iki kat artarken Doğu Makedonya’da yaklaşık üç kat azalmıştır. 1993 sonrası ise yatay bir seyir izlemektedir. Batı Trakya’nın üç ili incelendiğinde Evros İli sınırlarında (Dedeağaç ve çevresi) tütün üretimine ayrılan topraklarda iki dönem arasında yüzde olmuştur. Batı Trakya geneline bakıldığında Kuzey Yunanistan tütün üretiminin bölgeye kaymış olduğu, yüzde 58’lik ekim alanı yüzde 49’luk üretim miktarı ile (Doğu Makedonya ve Batı Trakya toplamında ) tütüncülüğün Rodop Vilayeti çevresinde (en çok da Gümülcine’nin kuzeyinde Rodop Dağları’nın eteklerindeki yaka köylerinde ) yoğunlaşmış olduğu görülür. Türklerin en yoğun olarak yaşadığı; nüfusun yüzde 55’ini oluşturdukları ve tütün üretiminin de yoğun olarak yapıldığı bölge Rodop İl sınırları içinde kalan topraklardır. Hal böyle olunca tütün fiyatının Türk nüfusun ekonomik durumunu, yaşam standardını, ne kadar yakından ilgilendirdiği çok açıktır. Tütün fiyatları tütüncülük yapmayan bölge insanını da çok yakından ilgilendirmektedir. Tütün üreticisi emeğinin karşılığını alıp tatminkar bir gelir seviyesine ulaşınca, esnaf daha çok alışveriş yapmaya eğilimli bir potansiyelle karşılaşmaktadır. Kent merkezlerinde yaşayan Türkler genellikle esnaflık, sanatkarlık ve küçük çapta ticaretle uğraşırlar. Sadece Türk esnafın değil Yunanlı esnafın da beklentisi aynı yöndedir. Hatta Yunanistan’daki tütün fiyatları Edirne, Keşan ve İpsala’daki esnafı da yakından ilgilendirmektedir. AB’ nin para birliğinden önce Yunan Drahmisi Keşan’da, ABD dolarından Alman Markından daha konvertibl bir para birimiydi. Haftanın belli günlerinde; özellikle Keşan’da halk pazarı olduğu günlerde günübirlik turlar düzen- lenmektedir. Türkiye’ye giriş çıkışlarda herhangi bir sorun yaşamayan AB pasaportlu Batı Trakya Türkleri arasında haftalık alışverişlerini buradan yapanlar olduğu gibi, düğün, nişan, sünnet alışverişi ile her türlü ev eşyası ve giyim alışverişlerini Keşan’dan yapanlar çoktur. İskeçe, Gümülcine, Dedeağaç ile ilçelerine bağlı ticari taksiler her gün İpsala Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapmaktadırlar. Kısacası tütünden daha çok para kazandığı zaman Batı Trakyalı çiftçinin marjinal tüketim eğilimi artmakta, bu durumdan Keşan ve çevresindeki esnaf da nasibini almaktadır. Ayrıca Batı Trakya Türklerinin yüzde 90’ı, senede en az bir kez ortalama bir haftalığına İstanbul, Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin büyük şehirlerini ziyaret etmektedirler. Dolaysıyla oransal olarak çok küçük bir rakama da tekabül etse Yunanistan’daki tütün fiyatlarının Türkiye’nin turizm gelirlerine etkisi vardır denebilir. İklim koşulları ve toprağın durumu, pamuk üretiminin Gümülcine çevresinde hızla yaygınlaşmasına neden olmuştur. Ancak yukarıda etraflıca sözü edilen toprak mülkiyetinin Yunanlıların lehine değişmesinden dolayı, pamuk üretimine uygun geniş ve sulanır araziler daha çok bölgenin Yunan asıllı çiftçilerinin elinde bulunmaktadır. Yine de Gümülcine’nin güneyinde bulunan ova kesimindeki Türk Köylüleri pamuk üretimi yapmaktadırlar. Yaka kesiminin aksine buralarda pamuk üretilmektedir. İskeçe’nin ova kesimindeki köylüler ise daha çok mısır üretimi yapmaktadırlar. Mısırı buğday izlemektedir. Ancak buğday üretiminin çok fazla bir getirisi olmadığı için ek bir iş olarak görülmektedir. Sadece ova kesiminde değil, diğer bölgelerdeki tarlalarda da buğday üretimi yapılmaktadır. Pamuk, buğday, mısır gibi tarımsal ürünlerde Türk çiftçisinin payı, tütüne göre çok düşük seviyelerde seyretmektedir. Bunun çeşitli nedenleri olmakla birlikte en önemli neden, bu ürünlerin yetiştirilmesinde geniş topraklara yani büyük ölçekli tarımsal işletmeye ihtiyaç olmasıdır. Üretici birim fiyattan çok üretim miktarından, yani rekolteden kazanmaktadır. Ancak Türk asıllı çiftçilerin sahip olduğu topraklar sınırlıdır. Diğer bir neden ise bu ürünlerin işlenmesi, daha çok tarımsal makineler, biçerdöverler gerektirmektedir. Bu ise daha kuvvetli finansal güç anlamına gelmektedir. Ancak Türk köylüsünün maddi imkanları Yunanlı komşularına göre kısıtlıdır. Yakın geçmişe kadar azınlık bireylerinin tarımsal kredilerden yararlanma olanağı yoktu. Yine de pamuk üretiminde Türk çiftçisine düşen pay Batı Trakya genelinde yüzde 25, Yunanistan genelinde yüzde 3 ile küçümsenmeyecek bir miktardır. Pamuğun tarımsal bir sınai ürün olduğu ve Yunan Pamuğunun Dünya, pamuk ve pamuklu iplik piyasasında kalitesi ile bilindiği dikkate alınacak olursa buradan Dünya Tekstil Piyasasında Türk çiftçisine de bir pay çıkartmak mümkündür. www.batitrakya.org sitesinden alınmıtır DEVAM EDECEK... SAYFA 07 Yerel Yönetimler 7 15 ubat 2016 Pazartesi Bayram namaz için PATRK DESTE Çeşmelilerin uzun yıllardır bir hayali vardı: Çeşme’de kilise ayini, Sakız’da bayram namazı.. Bu sayede ayin için gelecek Yunanlılar Çeşme esnafını ihya ederken, Türkler de Sakız turizmine katkı koyacaktı. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un yönettiği Çeşme Aya Haralambos Kilisesi’nde düzenlenen ayinle ilk adım atılmış oldu FULYA OMAÇ - ÇEME F ener Rum Patriği Bartholomeos Aziz Haralambos isim günü nedeniyle geldiği Çeşme’deki tarihi Aya Haralambos Kilisesi’nde ayin yönetti. Kilise girişinde Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç tarafından karşılanan Bartholomeos’un yönettiği ayine İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Yunanistan İzmir Başkonsolosu Theodore Tzakiris, İzmir Ortodoks Kilisesi Başpapazı Kyrillos Sykis, Yunanistan Kuzey Ege Bölgesi Vali Yardımcısı Kostas Papadopoulos, Sakız Metropoliti Markos Vasilakis, Sakız Belediye Başkanı Manolis Vournous, Sakızlı Syriza Partisi Milletvekili Andreas Mihailidis başta olmak üzere yaklaşık 100 kişi katıldı. 94 yıl aradan sonra ilk kez bir ayin düzenlenen tarihi kilisede Türkçe bir konuşma da yapan Patrik Bartholomeos, Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ve İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ile ayin izni veren yetkililere teşekkür etti. Ayin sonrasında gazetecilere demeç vermeyeceğini belirtmesine rağmen Patrik Bartholomeos, Çeşmeli bir gazetecinin, kilise çıkışında “Sayın Bartholomeos, konuşmanızda yetkili makamlar izin verdiği takdirde önümüzdeki yıl yine 10 Şubat’ta bu kilisede ayin yapmak istediğini belirttiniz. Ramazan ve Kurban bayramlarında da Sakız Adası’na yaklaşık 2 bin - 2 bin 500 Türk gidiyor. Adada kale içinde Hamidiye Camii var. Orası restore edilip bayram namazı kılınsa nasıl olur?” sorusuna, “Bayramda bu kadar Türk gidiyorsa iyi yapıyorsunuz. Cami için Sakız Metropoliti’yle memnuniyetle konuşacağım” sözünü verdi. CEBEL - BALKAN GÜNLÜÜ C ebel’de (Şeyhcuma) risk altında bulunan çocuk ve ailelere destek amaçla kurulan Toplumsal Destek Merkezi’nin 5.kuruluş yılı münasebetiyle kutlama düzenlendi. www.kircaalihaber.com sitesine göre; kutlama etkinliği merkezde görevliler ve çocuklar tarafından organize edildi. Etkinlikte Cebel Belediyesi Genel Sekreteri Hayriye Mehmet, Sosyal Yardımlar İlçe Müdürü Emine Sali, ilçede okul ve anaokulu müdürleri, çok sayıda ebeveyn ve vatandaşlar hazır bulundular. Etkinlikte Toplumsal Destek Merkezi Müdürü Firdes Mehmet, slayt eşliğinde geçen beş yıl içerisinde merkezin faaliyetini tanıttı. Konuklar Toplumsal Destek Merkezi’ni ziyaret eden çocukların kendi elleriyle yarattıkları sanat eserlerinin yer aldığı sergiyi gezdiler. Cebel Belediyesi Genel Sekreteri Hayriye Mehmet, Toplumsal Destek Merkezi’nin ekibini tebrik ederek, risk altındaki çocuklarla çalışma, onların hayatının, psikolojisinin ve sağlığının korunmasının Belediyenin öncelikleri arasında bulunduğunu vurguladı. Kuruluşunun 5. yılı münasebetiyle merkeze Belediye tarafından özel ihtiyaçlarını karşılaması üzere 500 leva sağlandı. BR SELAM, BR DAVET A ziz Vukolos Günü etkinliği için kente gelen Yunanistan Dışişleri Bakan Vekili İoannis Amanatidis, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu da ziyaret etti. Kardeş kent Selanik'in Belediye Başkanı Butaris'in selamlarını getiren Bakan Vekili Amanatidis, Başkan Aziz Kocaoğlu'nu Atina'ya davet etti. Yunanistan Dışişleri Bakan Vekili İoannis Amanatidis, kentteki inanç gruplarına yaptığı yardımlar nedeniyle Başkan Kocaoğlu'na teşekkürlerini sunarken, “Aynı anlayış dünyanın diğer yerlerinde de sergilenseydi, bugün yaşanan sıkıntılar olmazdı” diye konuştu. İzmir ve Yunanistan arasında gelişen ilişkilerin her iki ülke adına yararlı olmasını dileyen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise 1920 Şubat tarihlerinde Selanik'e yapacakları ziyareti hatırlatarak, Amanatidis'i evgili dostlar, bu gün dünyaday8z yar8n ahret, ikisini de kazanman8n yolu, Allah kelam8 Kur’an8 Kerim ve Hz. Muhammed Aleyhisselam’8n sünnetinde sakl8d8r. Çocuklar8m8z slam’8n ana kayna"8ndan zaman8nda kana kana içmezlerse sonradan bünyesine a"8r gelir, ruhlar8 adapte olmakta zor al8(8r. Bir etraf8m8za bakal8m, kaç8m8z bu konuda yeterli bir bilgiye sahibiz acaba? Nedenine gelince zaman8nda Kur’an ve Sünnetle tan8(mamam8zdan kaynaklan8yor. Peygamberimiz ne buyuruyor, çocuklar8n8z8 7 ya(8na kadar sevin, 7-14 ya( aras8nda e"itin, ondan sora da onlarla isti(are edin. Kaç8m8z peygamberin bu nasihatine/talimat8na uyduk/uyuyoruz. Ben hat8rl8yorum köy yerinde okula giden çocuklar cami dersine gidemiyorlard8, öyle bir yasak olmad8"8 halde ceberut devletin korkusunda kimse ö"retmeni sorgulayam8yordu. Elhamdulillah (imdi her müminin her insan8n ihtiyaç duydu"u Kur’an ve Sünnet/Siyerünnebi okullar8m8za girmi(, devletimiz bu dersleri tercih etmememizi bekliyor. S NEDEN KUR’AN VE SYERÜNNEB? Cebel Belediyesi’nden anlamlı kutlama H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ SIYAH MAVI KIRMIZI SARI de orada görmekten mutluluk duyacaklarını ifade etti. Başkan Kocaoğlu ve Bakan Vekili Amanitidis, Ortadoğu'da yaşanan çatışmalar ve mülteci sorunu hakkında da görüş alışverişinde bulun- du. Dışişleri Bakan Vekili İoannis Amanatidis'e ziyaretinde Büyükelçi Kyriakos Loukakis ve İzmir Başkonsolosu Thedore Tsakiris'den oluşan heyet eşlik etti. Türkiye Belediyeler Birlii’nden Pamakl’ya cenaze ykama arac PAMAKLI - BALKAN GÜNLÜÜ T ürkiye Belediyeler Birliği tarafından Bulgaristan’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı Paşmaklı Bölge Müftülüğü’ne hibe edilen cenaze yıkama araçlarından bir tanesi kuruma teslim edildi. www.kircaalihaber.com’da yayınlanan habere göre, Paşmaklı Bölge Müftüsü, “Türkiye Belediyeler Birliği tarafından ülke genelinde bölge müftülüklerine toplam 20 cenaze yıkama aracı teslim edildi” diye bildirdi. Cenaze yıkama aracı, İslam dinine göre tüm cenaze yıkama işlemlerinin yerine getirilmesi üzere özel olarak üretildi. Cenaze yıkama araçları bunun için gerekli tüm donanıma sahip olup, şehirler arası ve uluslararası cenaze hizmetleri de verebiliyor. Bunun dışında Paşmaklı Bölge Müftülüğü’nün yeni binası da tamamlandı. Modern Müftülük binasının temel atma töreni daha 2013 yılında yapıldı ve nisan ayında resmi açılışının yapılması bekleniyor. Binanın inşaatı için gerekli kaynaklar Başmüftülük tarafından tahsis edildi. Kur"an8 Kerim; nanç ve ibadet, tefekkür ve amel, iman ve slam, hak, hukuk, s8la ve sevgi, azap ve ikap, cennet ve cehennem, alim ve cahil, kad8n, erkek, dünya ahret, sulh ve sava(, yer ve gök, kara ve deniz, insan ve hayvan, gece ve gündüz, oruç ve namaz, hac ve zekat, mümin ve mü(rik, zikir ve tespih k8sacas8 Kur’an’8n ifadesiyle; ya( ve kuru ne varsa içerdi"i, i(aret etti"i mümtaz bir kitap. Bir yakla(8ma göre Ramazan8n mübarek olmas8n8n en önemli nedeni Kadir Gecesi’ni içinde bar8nd8rd8"8 için, Kadir Gecesi’nin bin aydan hay8rl8 olmas8n8n as8l sebebi de bu gecede Kur’an’8n bir bütün olarak “Beytül zze” inmesinden kaynaklan8yor. O Kur’an ki ruhumuzun, gönlümüzün, vicdan8m8z8n; sesine, manas8na, terennümüne ihtiyaç duydu"u müstesna bir kitapt8r. O kitap ki dünyan8n beyni durumunda olup, dünyadan al8konulursa dünya belki de sara geçirecek, ba(ka bir ifadeyle insanl8"8n ba(8na k8yamet kopacakt8r. O Kur’an ki yeryüzünde en çok okunan, en çok ezberlenen, en çok yaz8lan kitapt8r. Kur’an’da; do"ruluk, mertlik, merhamet, cesaret ve yard8mla(- ALLAH’IN KELAMINA SAHP ÇIKMA ZAMANI Eyüphan KAYA ma methedilirken, Yalan, iftira, fitne, iki yüzlülük ve zulüm tenkit ediliyor. Bu tavsiyelere dikkat eden bir kimsenin nas8l bir örnek (ahsiyet olaca"8n8 siz tasavvur edin. badet, muamelat, nikah ve talak, faraizle, mühakemat ve mü(ebbihat ayetleriyle insan8 insan olarak ya(amaya davet ederken dü(ünmeye akl etmeye sevk ediyor. Ki ademo"luna yak8(an8 da bu olsa gerek çünkü insan8n e(ref i mahluk olman8n ana nedenlerinden biri de dü(ünme yetene"ine sahip olu(udur. Hayat8n her alan8na bir göndermede bulunan bu yüce kitap asl8nda bütün insanl8k aleminin ihtiyaç duydu"u emsalsiz bir rehberdir, ne yaz8k ki kimi diktatör ki(i, kurum ve örgütler bu seçkim kitaptan insanl8k alemini mahrum ediyor, insanl8"a sunulmas8ndan korkuyorlard8. Neyse ki, bir cesaretle Kur’an8 Kerim dersleri okullarda verilmeye ba(lad8 a(8k8n ma(ukuyla bulu(ma f8rsat8 olu(tu, insanl8"a kitab8n8 tan8ma f8rsat8 verildi. Kur’an’8 tan8yan insanl8k, kendini tan8yacak Allah’a olan güven ve itibarinden cesaret alarak haks8zl8"a ba( kald8rmas8ndan korkanlar var, çünkü Allah’8 tan8mayan bedbaht kimseler var ya dünyan8n en korkak insanlar8d8r. Kur’an, okunup amel edilmesi gereken bir kitapt8r, hayat8n8 sekülerizim teranesiyle geçiren kimselerin vay haline. Yar8n çocuklar8m8z8n Kur’an8 okuyabilmesi için (imdiden onlara yard8mc8 olmam8z laz8m. 4.s8n8f, Ortaokul ve herhangi bir lisede talebeniz varsa 19 ubat’a kadar isteyen tercihli ders olarak Kur’an dersi ve Peygamberin hayat8n8 onlara tercih edebilirsiniz. E"er bu dersi yeterince biliyorlarsa Temel dini bilgiler ve Arapça dersini seçebilirsiniz. Onun için ba(l8"8m8z8 “Allah’8n Kelam8na Sahip Ç8kma Zaman8” dedim. Siyerünnebi ise örnek bir insan üzerinde bu insani ve imani de"erlerin uygulama biçimidir, Peygamberimizin(a.s) hayat8. Çocuklar8n8za bu iki de"eri kazand8r8n, k8yamet günü Allah’a sunacak bir sermayeniz daha olsun, olmaz m8? Kur’an8 Kerim ve Siyerünnebiyi ö"renci velisi olarak tercih etmeniz dile"iyle. SAYFA 08 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 8 Balkan Haberleri KOSOVA NE KADAR BAIMSIZ? Süleyman ÇESKO osova tarihinde ilk defa 17 ubat 2008 y l nda ba ms z bir devlet oldu. Çe itli milletlerin eline geçmi bu toprak, hiçbir zaman tek ba na bir devlet olmam t r. Hr stiyan ve Müslümanlar için büyük öneme sahip olan Kosova, pek büyük olmasa da birçok din ve milleti bünyesinde bar nd rm ve bar nd rmaya da devam ediyor. 1999 sava sonras ekonomisi çökmü , fabrikalar kapat lm , insanlar da sava tan büyük zararlar görmü tü. 2008 y l na kadar Birle mi Milletler (UN) taraf ndan yönetilen ya da yönlendirilen Kosova ba ms zl n ilan etmesiyle Birle mi Milletler taraf ndan gözlemci olarak EULEX tayin edildi. Yolsuzluk, sava suçu gibi birçok konularda Kosova Cumhuriyeti’nin kamu kurumlar n yak ndan takip ederek, olas suçlar örtbas etmeleri durumu göz önünde bulundurularak kontrol ediliyor. Kosova ba ms zl n ilan etmesiyle birlikte en büyük sorunu S rbistan ç kar yor. Birçok sava suçu i leyen S rbistan, hesap vermesi laz mken Kosova’y S rbistan’a yalvart larak ba ms zl n tan nmas art konuluyor. Kosova’n n ba ms zl n hiçbir zaman kabul etmeyece ini belirten S rp siyasetçiler, bu konuda tav rlar n n net oldu unu, Kosova’y hiçbir zaman bir devlet olarak tan mayacaklar n söylüyorlar. K 109 ÜLKE TANIDI Ba ta Türkiye olmak üzere yakla k 109 ülke Kosova ba ms zl n tan d . Bu say n n artmas , uluslararas alanda birçok kurulu lara Kosova’n n da dahil edilmesi için çabalayan Türkiye, baz sözde ayd nlar taraf ndan gerekti i kadar halka tan t lm yor. Her ne kadar gazetelerde, man etlerde görmezden gelinse de Türk dostu yazar ve haber sayfalar kendi imkanlar yla Türkçe’den Arnavutça’ya çeviri yaparak Türkiye’nin bu çabalar n duyurmaya devam ediyor. Bir ülkeyi ayakta tutan en önemli unsurlar olan Askeri, Siyasal, E itim ve Ekonomi’de büyük sorunlar ya ayan Kosova bir türlü ferah göremiyor. Binlerce insan n ba ms zl k u runda kaybeden Kosova halk art k bu konular n çözülmesini bekliyor. sizli in art k üst düzeye ç kmas beraberinde birçok sorunu getiriyor. Birkaç y lda çözüme kavu acak bu problemler büyütülüyor, halk ma dur durumuna dü ürüyorlar. Avrupa taraf ndan uygulanan vize Kosova’y art k ”Aç k Hava Hapishanesine” dönü türüyor, halk n ekonomik alanda daha fazla s k nt çekmesi için ellerinden geleni yap yorlar. Nüfusun yo unlu unu gençlerin te kil etmesi baz karanl k çevrelerin gözlerini bu topraklara çekmesine neden oluyor. sizlikle bo u an Kosoval gençlere her y l düzenlenen bedava içkili festivallerle, beyinleri hasta eden maddelerle “Bat l la ma” u runda her türlü pis i leri yapt rmaya çal anlar, gençlere i bulmakla ilgili hiçbir somut ad m atm yor. Bir milleti güvende tutacak en önemli unsur silahl kuvvetleridir! Kosova Güvenlik Gücü(FSK)Kosova taraf ndan askeri güç olarak görülse de, uluslararas toplumda pek de öyle kabul edilmiyor. Bat l ülkeler Kosova’n n askeri güce ihtiyaç duymad konusunda aç klamalar n yaparken, S rp jandarmalar her gün Kosova s n rlar n ihlal ediyor, sanki kendi topra ym gibi hareket ediyor. Azerbaycan’ n Karaba ’ gibi Kosova’n n da Mitroviça’s i gal alt nda tutuluyor. S rp bayraklar yla donat lm Kuzey Mitroviça’ya, Kosova güvenlik güçleri y llard r giri yapam yor. Bu örneklerden de anla laca üzere Kosova’n n kendi Silahl Kuvvetleri’ne sahip olmas n n önemini görüyoruz. Türkiye askeri gücün önemini bildi i için, Kosova Güvenlik Gücü’ne en büyük yard mlar yapan ülkelerin ba nda geliyor. 3 milyon Suriyeliye ev sahipli i yapan Türkiye, tek ba na bu sorunu çözmü ken, Bat l güçlerin alt nda olan 2 milyonluk Kosova’n n sorunlar y llard r çözülemiyor! Her ne kadar Kosova’n n en büyük dostu Bat ’n n oldu u lanse ediliyorsa da, Kosova’ya uygulanan bu tür yapt r mlar ve çözümler sunmamalar n halk art k görüyor. Daha birçok sorunlar n bulundu u Kosova’n n ne kadar ba ms z oldu una siz karar verin... 15 ubat 2016 Pazartesi BRÜKSEL’DE Bat Trakya Türkleri’nin SORUNLARI TARTIILACAK Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Temsil Edilmeyen Uluslar ve Halklar Örgütü (UNPO) ile Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda (AP) ortak bir konferans düzenliyor BRÜKSEL BALKAN GÜNLÜÜ Y unanistan’da Örgütlenme Özgürlüğü: Avrupa Azınlık Hakları Standartlarında Bir Boşluk” konulu konferans, AP Milletvekili Csaba Sógor’un himayesinde gerçekleşecek. Azınlık haklarına saygı Avrupa Birliği’nin (AB) dünya genelinde korumaya ve teşvik etmeye çalıştığı temel değerlerden biriyken AB üyesi ülkelerde dahi bu konuda politika ve uygulama arasında büyük tutarsızlıklar görülmekte. Bunun en önemli örneklerinden birisi ise etnik azınlıkların temel haklarından birisi olan örgütlenme özgürlüğünden yoksun bırakıldığı Yunanistan’da yaşanmaktadır. Batı Trakya Türk Azınlığı’na ait İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği, sadece isimlerinde geçen “Türk” veya “azınlık” kelimeleri nedeniyle kapatılmış veya kuruluş başvuruları Yunan mahkemeleri tarafından reddedilmiştir. Makedon azınlığa ait Makedon Kültür Evi de aynı akıbete uğramıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yunanistan aleyhine Batı Trakya Türk Azınlığı ile Makedon azınlığının örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine dair kararlar almış olmasına rağmen Yunan hükümeti, yıllardır bu kararları uygulamamaya devam etmekte olup ulusal yasalarında gerekli değişiklikleri de yapmıyor. Farklı kesimlerden politikacıları, azınlık temsilcilerini, uzmanları ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirecek olan konferansta, Yunanistan’daki örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlaller masaya yatırılacak. “Konstantiniyye’den stanbul’a” BELGRAD’DA SERGLENECEK BELGRAD BALKAN GÜNLÜÜ T ürkiye – Balkanlar Kültürlerarası Sanat Diyalogları projesi kapsamında Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, İKASD ve Yunus Emre Enstitüsü işbirliğiyle, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, T.C. Belgrad Büyükelçiliği ve Yunus Emre Enstitüsü Belgrad tarafından desteklenen ‘’Konstantiniyye’den İstanbul’a: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi Fotoğrafları’’ sergisi, 29 Şubat – 13 Mart 2016 tarihleri arasında Galerija Progres Galerisi’nde. Türkiye ile Sırbistan arasındaki bağlar, köklü ortak kültürler ve yürütülen çalışmalarla her geçen gün daha da kuvvetlenmektedir. Bu önemli sergi de, geçmişten günümüze kurulan bağlar, genç kuşakların bu birikimleri bir kez daha hatırlaması ve paylaşması düşüncesiyle hayata geçirilen ‘’Türkiye Balkanlar Kültürlerarası Sanat Diyalogları’’ projesi kapsamında hazırlanmıştır. Küratörlüğünü M. Sinan Genim’in yaptığı, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’nun dan derlenen ve 19. yüzyıl ortalarında İstanbul’da faaliyet göstermeye başlayan fotoğraf ustalarının eserlerinin yer aldığı ‘’Konstantiniyye’den İstanbul’a: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi HARIS ALEXIOU ZM RL LER BÜYÜLED FULYA OMAÇ - BALKAN GÜNLÜÜ İ zmir Ortodoks Cemaati tarafından düzenlenen ‘Sevginin ve Birlikteliğin Yolunda İzmir’ temalı konser Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yunanistan'ın en sevilen sanatçılarından birisi olan Haris Alexiou, Grup Takım eşliğinde sahne aldı. İzmir’de yaşayan Ortodoks cemaati ve Türkler tarafından yoğun ilgi gösterilen konsere başta Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis, Yunanistan İzmir Başkonsolosu Theodor Tsakiris, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, Midilli Belediye Başkanı Spiros Galinos, Yunan Adaları Kalkınma Odaları Grubu (Chambers Group for the Development of Greek Isles/EOAEN) Başkanı Thrasos Kalogridis, Midilli eski Valisi, bir önceki dönemde de Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili Pavlos Boyacis olmak üzere çok sayıda davetli salonu tamamen doldurdu. Fotoğrafları’’ sergisi, bir devrin İstanbul’unu çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişilikleriyle gözler önüne seriyor. İKASD tarafından projelendirilen ‘’Türkiye Balkanlar Kültürlerarası Sanat Diyalogları’’ projesi kapsamında, Saraybosna, Tiran ve Üsküp’ten sonra projenin son durağı Belgrad’da gerçekleştirilecek sergi, 29 Şubat 2016 tarihinde Galerija Progres’de Belgradlılar ile buluşacak. "mtiyaz Sahibi $lhan akirolu KALİSPERA Programa başlamadan önce konukları Yunanca “Kalispera” ve Türkçe “İyi akşamlar” diyerek selamlayan Haris Alexiou, seslendirdiği Yunanca parçaların yanında Sezen Aksu’dan ‘Belalım’ adlı parçayı da Türkçe okudu. Haris Alexiou, İzmir’de yaşayan Yunanlılar ve Türklerin kendisine kucak açtığı ve kendi evindeymiş gibi hissetmesine neden olduklarını vurgulayarak şöyle konuştu: “Bu çok önemli benim için. Burada kendimi yabancı hissetmiyorum. Hele şarkılarımın Türk ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini duyduğum zaman çok duygulanıyorum ve mutluluk duyuyorum. Zülfü Livaneli ve Sezen Aksu Yunanistan’ın dostlarıdır. Her ikisi de Türk - Yunan dostluğu üzerinde çalışmış sanatçılardır. Zülfü Livaneli, Maria Farantouri, Yorgo Dalaras, Mikis Teodorakis ve benimle de çalışmıştır. Sezen Aksu’yla da hem Türkiye, hem de Yunanistan’da olan deprem sonrasında mağdurlar için ortaklaşa çalışmalarımız oldu.” TEMS$LC$L$KLER ABTTF 2016’ya hızlı baladı WTTEN- BALKAN GÜNLÜÜ A vrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) 19. Dönem Yönetim Kurulu üçüncü olağan toplantısını yaptı. ABTTF Genel Merkezi’nde yılın ilk toplantısını gerçekleştiren ABTTF Yönetim Kurulu, 2016 yılında gerçekleştirilmesi öngörülen girişim ve faaliyetleri görüşerek karara bağladı. 2016 yılında gerçekleştirilecek uluslararası girişimler kapsamında, ABTTF’nin asil üyesi olduğu Avrupa Halkları Federal Birliği’nin (FUEN) 18-22 Mayıs 2016 tarihlerinde Polonya’nın Wrocław şehrinde düzenlenecek 61. yıllık kongresi ile İtalya’daki Alman ve Ladin azınlıklarının ev sahipliğinde 18-26 Haziran 2016 tarihlerinde Güney Tirol’de düzenlenecek FUEN 3. Avrupa Azınlıkları Futbol Şampiyonası “EUROPEADA 2016”ya katılıma ilişkin ayrıntılar görüşüldü. 2015 yılının son üç ayında uluslararası kuruluşlar nezdinde gerçekleştirilen girişim ve faaliyetlerin de değerlendirildiği toplantıda ABTTF’nin himayesinde düzenlenen geleneksel Dr. Sadık Ahmet Futbol Turvuvası’nın içeriği ve organizasyonuna ilişkin konular da ele alındı. ANKARA Ahmet ÇOLAK SAMSUN Akn ÜNER BURSA Hüseyin TOY MULA Mehmet TOKGÖZ MAN$SA Ersin AKBA ANTALYA Kenan KURTE $STANBUL Faruk AZEM DEN$ZL$ Fahrettin KOYUNCU DI TEMS$LC$L$KLER ARNAVUTLUK Sokol BRAHAJ BULGARİSTAN İsmet TOPALOĞLU SOFYA DR. Sunay YILMAZ KOSOVA Orhan EMİNCİK ROMANYA Erkan ERUYSAL YUNANİSTAN Varol HALİLOĞLU BOSNA-HERSEK Murat ÖZKAYA KKTC Mehmet ALDEMİR YAYIN KURULU KORAY BAfiOL İSMET TOPALOĞLU NAZ‹F MANDACI SOKOL BRAHAJ BALKAN DEVLEN AYŞE KARADAN ŞARIK CİBO ATA ATUN İLBER ŞİYAK MAL$ $LER KUTLU KARAN" B$LG$ $LEM KEMAL B"ÇER YAYINTÜRÜ: ULUSLARARASI HAFTALIK SÜRELİ YAYIN YÖNETİM YERİ: Rafetpaşa Mah. 5179 / 1 sokak. No: 7 / 4 Bornova/İZMİR TEL: 0 535 776 01 61 BAS KI TARİHİ: 15 Şubat 2016 BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.fi. ADRES: Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Betontaş Tesisleri İçi GAZİEMİR/İZMİR TEL: 0 232 251 76 32 [email protected] Köşe yazılarının sorumluluğu yazarına aittir. Yıllık abone bedeli 500 TL olup ulusal ve uluslararas› aboneler için posta ücreti ilave olunur. SAYFA 09 Aratrma 9 15 ubat 2016 Pazartesi DÜNYANIN NZAMI; GÜÇLÜ BR MANDAN GEÇER l7$a örnek olmal7y7z. nsan olarak, halk olarak, toplum olarak, millet olarak güçlü bir imana, güzel bir ahlaka, huzura ve de saadete böyle ula(abiliriz. EY MÜSLÜMANLAR! Mehmet KIZILKAYA eryüzünde ki düzenin güzel olmas7 için öncelikle insanlar7n güçlü bir imana ve de güzel bir ahlaka sahip olmalar7 gerekti$ini bilmemiz gerekir. nsano$lu her daim saadete ula(may7 istemektedir. nsano$lunun istedikleri saadete ula(malar7 için de gerçek ve do$ru olan baz7 (eylere sahip olmalar7 gerekir. Unutulmamal7d7r ki; güzel bir ahlak, güçlü bir iman ve de muazzam bir ilime sahip olmak, rahatl7$7n ve de saadetin ba(l7ca esaslar7ndand7r. Bu güzel ve de güçlü olan esaslara ba$l7l7klar7 olan kimseler için saadet kap7lar7 her daim aç7lm7( demektir. Güçlü bir iman, tertemiz bir ibadet ve muhte(em bir ilim bütün insanlar7 güzel bir (ekilde olgunla(t7rmakla beraber, tüm insanl7$7 en güzel ahlak sahibi de yapar. Tertemiz ve de güzel olan ahlak, slam dinimiz için en güzel hedeflerden biridir. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) bir hadisi (eriflerinde; “Ben güzel olan ahlak7 tan7mlamak için gönderildim.” buyurmu(lard7r. Dini slam olup tertemiz olan bir Müslüman’7 tan7mlarsak ve onu en güzel (ekilde bir a$ac7n tüm (ekliyle örneklendirirsek (öyle tan7mlayabiliriz; Bütün güzellikleri kendi içerisinde bar7nd7ran kökü güçlü bir imanla, güzelliklere her daim uzanan kollar7ysa amelleri, o muazzam yapraklar7ysa mükemmel ilimi, vazgeçilmez olan meyveleri de güzellikleri kendi içerisinde bar7nd7ran ahlakt7r. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa’n7n (S.A.V) güzel sünnetleri ve Kutsal Kitab7m7z olan Kuran’7 Kerim’in pusulas7, yeryüzünde tüm canl7 ve de cans7z varl7klara en güzel (ekilde hayat veren güne(, su, toprak ve hava gibidir. Bahçe sahibi olan bir insan7 dü(ünün. Bahçe sahibi o fidanlar7 diker ve o fidana aylarca hatta y7llarca ona hizmet eder, netice de o insan o fidandan meyveler bekler de$il mi dostlar7m? Y UNUTMAYIN! Dini slam olan karde(lerimizden de beklenen (eyin güzel ahlak ve güçlü bir iman oldu$u unutulmamas7 gerekir. Dostlar bir a$ac7n en güzel, en harika, en mükemmel ve de en muazzam yerinin meyvesi oldu$una göre, slam dinine sahip olan insanlar7n da en güzel yönü güçlü bir iman ve de muazzam bir ahlaka sahip olmas7d7r. Çünkü Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) “Müminlerin iman yönünden en yükseklerde olanlar7 ahlaklar7 güzel ve de ahlakça en güzel olanlard7r.” buyurmu(lard7r. Güçlü iman ve güzel ahlak konusunda en iyi örnek olan Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa’y7 (S.A.V) örnek almal7y7z. Cenab7 Hak (c.c) bir ayeti kerime de (öyle buyuruyor: “Andolsun ki, Resulullah Muhammed Mustafa da sizlerden Cenab7 Allah’7 ve ahiret gününü ummakta olanlar ve de Yüce Yaradan’7 en çok zikredenler için güzel bir örnek vard7r. Ashab7 Kiram, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’y7 (S.A.V) kendilerine her daim örnek al7p her konuda onun tüm sünnetlerine ve de onun yolunda ki güzel (eylere uyduklar7ndan ötürü k7sa süre içerisinde kemale ermi(lerdir. Sizlerde bilirsiniz ki, içerisinde ya(ad7$7m7z zaman sürecinde neredeyse tüm toplumlarda ciddi bir ahlak buhran7 ve de huzursuzlu$u mevcuttur. Çok ac7 bir gerçek vard7r ki; nsanlar7n maddi, tekniksel ve de teknolojik olarak her yönden her daim daha çok imkanlardan yararlanmalar7na ra$men de, hiçbir (ekilde huzuru elde edemedikleri, huzura ula(amad7klar7 gerçe$idir. Bilirsiniz ki bu huzursuzluktan, s7k7nt7lardan, buhrandan ve de bunal7mlardan kurtulman7n tek bir yolu vard7r. Dinimiz olan slam’7n ahlak7n7 ve iman gücünü ya(amam7z ve de ö$renip uygulamam7z gerekir. slam dinimizin ve ahlaki olan kaidelere her daim uygun bir (ekilde hareket ederek tüm insan- SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Gerçek bir slam ahlak7yla ya(anan toplumlar7n hiçbirinde karde( karde(i öldürmez, öldürmeye de kalkmaz. Hiç kimse hiç kimsenin ne mal7na, ne mülküne, ne namusuna ne de 7rz7na asla ama asla göz dikmez. slam dininin ahlak7nda küçüklerin büyüklerine gösteri sayg7d7r, büyüklerin küçüklerine merhamet ve de (efkat gösterdi$idir. Dünyadaki ya(amlar7 böyle olanlar7n ahretini de Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’dan (S.A.V) (öyle buyurmu(tur: “K7yametin oldu$u günkü zaman sürecinde bana en yak7n ve de benim kat7mda en güzel sevgili olan7n7z, ahlak7 her daim en güzel olan7n7zd7r. Benden her daim uzak ve de benim kat7mda en sevimsiz olan7n7z ise; sürekli konu(anlar, sürekli lüzumsuz bo( konu(anlar ve de kibirli olanlar7n7zd7r. “ Türk Din Alimi ve 5. Diyanet (leri Ba(kan7 olan Ömer Nasuhi Bilmen: “Ahlak iledir kemal-i adem, Ahlak iledir nizam-7 alem” diyen insan ne kadar da güzel söylemi(. Bu güzel sözlerden de anla(7laca$7 gibi, insano$lunun kemale ermesi de, güzel olan ahlak’a sahip olmalar7yla mümkündür. Kamil ve de her daim olgun olanlar, muhte(em güzelli$e olan ahlak’a ve hüsnü edep sahibi olan insanlard7r. slam dinimiz, güzel ahlak sahibi olunmas7 için gereken ve de gerekli olan her (eyi emirleriyle tavsiye etmi(tir olup, kötülüklere yol açacak olan tüm hareketleri her daim yasaklam7(t7r. Unutmay7n! Yeryüzünün nizam7 gerçekten temiz güçlü ve de muazzam olan bir ahlak ve de güçlü olan bir imandan geçmektedir. unu hiçbir zaman unutmay7n. çinde ya(ad7$7m7z ve de bütün ülke olarak güven, sükun ve huzurun olabilmesi için, tüm fertlerin gerçek bir iman sahibi ve de tertemiz bir ahlak sahibi olmalar7 gereklidir. Birbirlerinin her hakk7na sayg7 göstermeleri gerekir. Toplum içerisinde ya(amlar7n7 sürdüren bütün insanlar, hiçbir zaman hiç kimseye haks7zl7k etmeden, hiçbir canl7 varl7$a zarar vermeden ya(amlar7n7 sürdürmeleri gerekir. Ki(i ya da ki(ilerin ya(ad7$7 toplum içerisinde gerçek bir itibar görebilmesi, hat7r7 say7l7r, say7l7p sevilebilmesi içinde gerçekten de güzel ahlakl7 olmas7n7n önemi çok fazlas7d7r. Güzel ahlakl7 ve güçlü bir iman7 olan Müslümanlar, Cenab7 Allah (c.c) ve de Resulü olan Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) kat7nda sevimli bir noktada oldu$u gibi, insano$lunun nazar7nda da en güzel sevgi, sayg7y7 da görmektedirler. Bundan ötürü “nsanlar7n edebi, alt7nlar7ndan her daim k7ymetlidir.” denilmi(tir. Güçlü bir iman7n ve de güzel bir ahlak7n faydas7n7 insano$lu dünyada görece$i gibi ahirette de görecektir. Güçlü bir iman ve güzel bir ahlak7 elde etmek için; Yüce Yaradan’7m7z7n tüm emir ve yasaklar7n7 bire bir yerine getirmemiz gerekir. Yasaklad7$7 bütün kötülüklerden sak7nmal7y7z. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’n7n sünnetine uygun hareket etmeliyiz. Her türlü haks7zl7klardan, fitnelerden, zulümlerden ve de haramlardan uzak durulmal7d7r. Her yerde gizlilikte de, aç7kta da Cenab7 Allah’7n murakabesinde oldu$unu hat7rlamam7z gerekir. Günahlara yol açacak ve iman7m7z7 zay7flatacak faydas7z ve de bo( konu(malardan kaç7nmam7z gerekir. Her daim az ve öz konu(ulmal7d7r. Hiçbir (ekilde o de$erli vakitlerimizi bo(una geçirmeyip, kendi iman7m7z7 daha da güçlendirerek ahretimiz ve de ya(am7m7z7 sürdürdü$ümüz dünya için yararl7 olan güzel (eyler yapmam7z gerekir. Hiçbir kimsenin aleyhinde konu(mamal7, bunun yan7nda asla ama asla rahats7z etmemelidir. Özellikle güçlü bir imana ve de muazzam güzel bir ahlaka sahip olan insan asla g7ybet yapmaz. Her nokta da her daim insanlara maddi manevi yard7mlarda bulunmal7. Güçlü bir imana ve de güzel bir ahlaka sahip olan bir Müslüman; tertemiz, samimi, gönlü güzel, tatl7 dilli, güler yüzlü, alçak gönüllü olmal7d7r. Cenab7 Allah biz Müslümanlar7 gerçek güçlü bir iman ve de güzel bir ahlakla donat7lm7( insanlardan eylesin. EOKA Katliamları ve Kıbrıs Tarihi 3 1 Nisan 1955’’de RUMLAR,, Kıbrıs Adası’nı Yunan Adası yapmak ve adada bulunan tüm Türk Ulusunu kökten yok etmek amacıyla EOKA Rum Terör Örgütü’nü kurmuştur.. Papaz Makarios öncülüğünde 1960 yılında kurulan “Kııbrııs Cumhuriyeti’ni” ortadan kaldırmak,, Kıbrıs Türklerini yönetimden kovmak ve tamamen yok etmek amacıyla da,, Terör Planı olan Akritas Planı’nı Grivas öncülüğünde başlatma kararı almışlardır... S oykırım araştırmacıları arasında yer alan “tarihçi Chalk ve sosyolog Jonassohn, yaptıkları analizde, soykırımın hedefine ulaşması için dört tip gerekçenin” bulunduğunu ileri sürmüşler ve bu gerekçeleri, potansiyel ve gerçek tehdidin yok edilmesi; gerçek ve potansiyel düşmanların arasını açmak amacıyla terörü yaymak; ekonomik refah düzeyini yükseltmek; bir inanç, bir teori ve bir ideolojinin yayılması amacıyla yaratılan fiili durumların oluşması şeklinde sıralamışlardır.[9] Kıbrıs’ta Türklere karşı işlenen insanlık suçlarının soykırım olduğu hususu ilgili bölümde incelenecektir. Ancak burada konu ile bağlantılı olduğu için sözü edilen gerekçeler ışığında RumYunan ikilisinin Türklere karşı gerçekleştirdikler eylemlerin tamamen soykırım olduğunu net olarak belirtebiliriz. Rumlar Türkleri ENOSİS hedefi önünde potansiyel ve gerçek bir tehdit olarak görmüşler ve bu tehdidi ortadan kaldırmak için Türk halkını planlı yok etme eylemlerini uygulamışlardır. Gerek İngiliz Sömürge yönetimi döneminde gerekse makarios ve diğer Rum siyasiler potansiye düşmanlar olarak Türk halkı ile Rum halkının arasını açmak için siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve etnik açılardan çeşitli girişimler yapmışlar; Rumlar, saldırılarda öldüremedikleri ve karma köylerde, azınlıkta kalan savunmasız Türkleri tehdit ve kuvvet kullanarak boyun eğdirme taktiklerini en acımasız biçimde uygulamışlardır. Türk halkının ekonomik yönden çökertilmesi, buna karşılık Rum halkının ekonomik gelişmesi ve refah düzeyinin yükseltilmesi için her türlü ambargo, kısıtlama, baskı yapılmış, serbest dolaşımları ve özgürce faaliyetleri sürdürmeleri öldürme olayları da dahil olmak üzere uygulanabilecek yöntemleri uygulamışlardır. Rum-Yunan ikilisi ENOSİS hedefi ve nin Megalo İdea hedefinin önemli bir halkası olan Kıbrıs adasının Yunanistan’a ilhak (ENOSİS) edilebilmesinin önündeki en büyük engel olarak görülmüştür. Rum-Yunan ikilisine göre ENOSİS yolunun açılması, Kıbrıs’ta Türk varlığına son verilmesiyle mümkün olabilecekti. Onun için Kıbrıs Türk halkı daha 1800’lerin başından itibaren başlatılan ENOSİS mücadelesinin başlıca hedefi olmuştur. Kıbrıs’ta Türk varlığına son vermedikçe ENOSİS hedefine ulaşamayacaklarının bilincinde olan Kıbrıslı Rumlar, Osmanlı İmparatorluğu döneminden başlayarak her fırsatta Türklere saldırmışlar, katliam yapmışlardır. Rum-Yunan ikilisi süreç içinde Türklere saldırılarını hazırladıkları planlar çerçevesinde sistematik olarak gerçekleştirmişlerdir. Kıbrıs adasını bir Yunan adası haline getirebilmek için Yunanistan’ın öncülüğünde ve desteğinde Rum halkının sürdürdüğü ENOSİS mücadelesinde öncelikli hedef Kıbrıs’ı Türkler’den arındırmak olmuştur. Bu amaçla 1804 yılında Türklerin ilk katledilmelerinden 1974 barış Harekatı’na kadar yüzlerce Kıbrıslı Türk katledilmiştir. Yüz yetmiş yılı aşkın bir süre Kıbrıs Türk halkına uygulanan katliam eylemlerinde masum ve savunmasız insanlar yollardan toplanarak öldürülmüşler, yaşlı, kadın-erkek, çocukbebek demeden kurşuna dizilmişler, toplu mezarlara gömülmüşle, ekonomik, kültürel bütün soykırım türlerine tabi tutulmuşlardır. 1. Osmanlı İmparatorluğu Dönemindeki Rum Katliamları Kıbrıs’ta Rum mezaliminin başlama tarihi 1804 yılına, Osmanlı imparatorluğu dönemine, kadar uzanmaktadır. Osmanlı Yönetimi’nin Kıbrıs’ta 1804 yılında uygulamaya koyduğu ağır vergi artışlarını protesto eden büyük toprak sahibi Türklerin başkaldırısının bastırılmasında yardımcı olmak ve Megalo İdea amaçlarını gerçekleştirmek, Kıbrıs devletini bir Helen devleti haline dönüştürmek, Türkleri azınlık statüsüne düşürmek amacıyla silahlı eylemler başta olmak üzere ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda fiili durumlar yaratmışlardır. Dolayısıyla bir eylemin soykırım hedefine ulaşabilmesi için gereken gerekçeleri yaratmışlardır. Yale Üniversitesi’nden Prof. Gregory H. Stanton, ABD Dışişleri Bakanlığı için 1996- 1998 yıllarında hazırladığı soykırım araştırmasında bir soykırım için; toplumun, biz, ve onlar, ırk, din, milliyet olarak ayıklayıcı bir şekilde sınıflandırılması, bir grubun diğer gruba mensup insanları hayvanlarla eş tutup insan olarak görmemesi, örgütlenme, gruplara mensup insanları birbirinden ayırtmak için etkili propaganda yapılması, saldırı hedeflerinin belirlenmesi, planlı bir kırımın çok hızlı ve seri bir şekilde hayata geçirilmesi ve soykırım yapıldığının her halükarda kabul edilmemesi gibi aşamalarının olduğunu belirtmiştir.[10]Bütün bu aşamaların Rumların Kıbrıs Türk halkına karşı uyguladığı yok etme eylemlerinde açıkça gerçekleştiği görülmüştür. Padişaha “sadakatlerini” kanıtlamak amacıyla Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Padişah’a bir mesaj göndermiştir. Başpiskopos mesajında “Takviye Osmanlı askerinin Ada’ya süratle gönderilmesi halinde, büyük toprak sahibi Türklerden talep edilen vergilerin silah zoru ile toplanabileceğini ve başkaldırının bastırılması için gelecek bu birliklere Rum halkının Padişah’a gönülden bağlılıklarının gereği olarak fiilen yardımcı olacaklarını” bildirmiştir.[11] Mısır’dan Kıbrıs’a gönderilen Osmanlı askerlerine, Rum Ortodoks Kilisesi’nin önderliğindeki Rum milisler fiili destek vermişler ve birçok ileri gelen Türk’ü katletmişlerdi. Bu katliam sırasında geniş arazileri olan üç Kıbrıslı Türk Rumlar tarafından kazığa oturtulmuştur. Bu arada ileri gelen çok sayıdaki Türk de öldürülmüştür. Bu katliamlarla ilgili olarak o dönemde Kıbrıs’ta görev yapan Fransız Konsolos’u Regnault, Kıbrıs Rum milislerinin, Osmanlı Padişahı’nında büyük bir saflıkla yarattığı uygun ortamdan yararlanarak, Kıbrıs Türklerine karşı Ada’da giriştiği katliamın esas nedeninin “Türk halkını Kıbrıs adasından atmak” olduğunu açıkça belirtmiştir.[12] Rumlar ilk katliam olayından sonra ikinci katliam eylemini 1820-1821 yıllarında, Evretu, Paşaköy, Tuzla gibi Türk köylerine yapılan saldırılarda gerçekleştirmiş- KIBRIS’TA TÜRKLERE YAPILAN KATLİAMLAR Kıbrıs Türk halkı, Rum-Yunan ikilisi- lerdi. 2. İngiliz Egemenliği Döneminde Rumların Gerçekleştirdiği Terör ve Katliamlar Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme ve güç kaybetme döneminde 77-78 Türk-Rus Harbi nedeniyle 4 Haziran 1878 yılında İngiltere ile imzalanan “Savunma Anlaşması” gereğince egemenliği Osmanlığı İmparatorluğu’nda kalması koşuluyla Kıbrıs adasının yönetiminin İngiltere’ye kira ile devredilmesinden sonra Rumlar adada ön plana çıkmaya başlamıştır. Rum Ortodoks Kilisesi’nin öncülüğünde, Yunanistan’ın yönlendirmesiyle Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı, (ENOSİS), mücadelesi açıkça başlatılmıştır. İlk İngiliz Valisi Sir Garnet Wolseley’nin 22 Temmuz 1878 tarihinde Kıbrıs’ta göreve başlaması münasebetiyle, Rum Ortodoks kilisesinin Kitium Piskoposu Kyprianos yaptığı ziyarette Vali’yi, Büyük Britanya Krallığı’nın Batı Ege Adalarında Yunanistan’ın bağımsızlı- ğını sağladığı gibi “Kıbrıs Adası’nın, doğal bağlarla bağlı bulunduğu Yunanistan’a ilhakı için, Kıbrıs Rumlarına mutlaka yardım edeceğine, bütün samimiyetimizle inanıyoruz” sözleriyle selamlamıştır.[13] Osmanlı İmparatorluğu döneminde yakaladıkları ilk fırsatı bir katliam için kullanan Rumlar, İngiliz döneminde daha çok katliam yapmışlar ve bu katliamları en ağır şekliyle soykırıma kadar vardırmışlardır. RUM KATLİAMLARINA UYGUN ORTAM Osmanlı İmparatorluğu’nun 1878 yılında Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye devretmesinden sonra Rum katliamları için ortam daha uygun hale gelmiştir. Bu ortamı değerlendirmeye başlayan Kıbrıs Rum halkı, İngiliz döneminde ilk katliamını 1912 yılında gerçekleştirmiştir. İtalya ile savaşın yaralarını sarmadan Balkan ülkelerinin saldırısına uğrayan Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs'la ilgilenecek durumda değildi. Bunu fırsat bilen ve Balkan ordularının ilerlemelerinin ENOSİS'in gerçekleşmesine olanak yaratacağını uman Kıbrıs Rum halkı, Türk halkına karşı Mayıs l912'de yeni tahriklere başvurmuştur. Rumlar bir yandan Osmanlı ordularının gerilemesini sevinç gösterileri ile kutlayıp, Türkleri rencide ve tahrik edeci hareketler yaparken, bir yandan da ENOSİS eylemlerini yoğunlaştırmışlardı. Türk halkının Kıbrıs’taki ekonomik, siyasal ve kültürel varlığını sona erdirmek ve ENOSİS’i gerçekleştirmek için Rum halkı, 12 Mayıs 1912 tarihinde Türk halkına karşı propaganda, tahrik, fiili ve psikolojik bir saldırı başlattı.[14] Mayıs ayının sonlarına doğru "ENOSİS ve Yaşasın Yunanistan" sloganları atarak Hamit Mandraları'nda (bugünkü Hamitköy) oturan Türklere saldırdılar.[15] Sir George Hill ve Söz gazetesi olayların, Trablusgarp savaşındaki yenilgi nedeniyle Rumların Türkleri alaya almaları üzerine başladığını yazmıştır. Yunan provokatörlerinin kışkırtması ile Rumların Limasol Panayırı’nda taş, şişe ve her çeşit silahla saldırıya geçtiğini belirten 3 Haziran 1912 tarihli ve 35 sayılı Vatan gazetesi; 5-6 bin kişilik kalabalığın, "Yaşasın Yunanistan, Yaşasın İlhak naraları” ile Türk mahallelerini yağmaladığı, ev, dükkan ve dini yerleri tahrip ettiği haberini yayınlamıştır. Haberde ayrıca; çeşitli bölgelerde de Türklerin dövüldüğü, taciz edildiği, küfre uğradığı belirtiliyordu. Bu gelişmeleri izleyen günlerde, “3 Temmuz 1912 tarihinde, Rumlardan oluşan 5000-6000 kişilik bir grubun, Rum Ortodoks Kilisesi’nin de desteğiyle ENOSİS’i gerçekleştirmek için harekete geçerek, Türklere karşı, Kıbrıs’ın otuz beş yerinde terörü hedefleyen olaylar çıkardılar. Rumlar yaptıkları bu saldırılarda, Türklere ait iş yerlerini, camileri ve evleri yakıp yıktılar, 4 Türkü katlettiler, 100’ün üzerinde Türk’ü de ağır şekilde yaraladılar. ENOSİS planı çerçevesinde, eylemlerini ve örgütlenmelerini geliştiren Rumlar, Türkleri ekonomik alandan silmek için, Türklere ait iş yerlerinden alış veriş yapmayı boykot ettiler. Bu boykotun Rumlar arasında yaygın bir biçimde geliştirilmesi, Türklerin ekonomisinin zor dönemler geçirmesine, önemli bir kısmının iflasına ve bu anlamda adadaki Türk ekonomisinin kırımına (economicide) yol açtı.”[16] Rumların Türklere karşı gerçekleştirdiği sözü edilen saldırılar, görüldüğü gibi fiziki soykırım ve ekonomik soykırımın Kıbrıs’taki önemli ilk örneklerindendir. İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde önemli sayıda kişinin kitlesel katılımıyla ve Ada sathında yaygın bir şekilde gerçekleştirilen Rum saldırılarında dört Türk’ün öldürüldüğü, 100'den fazla kişinin de yaralandığı 1912 olayları, Rumların Türklere yönelik bu boyuttaki ilk kanlı saldırılardır. Ölümle sonuçlanan ilk kitlesel çatışmalar olması nedeniyle, 1912 olaylarının Kıbrıs siyasi tarihinde ayrı bir önemi vardır. Bu saldırıların ardından yaygın bir şekilde başlatılan "Rum'dan Rum'a" kampanyası sonucunda; Türk dükkan ve malları boykot edilmiş, Türklerin ekonomik bakımdan çökertilmesi için Türk halkı üzerinde dayanılmaz baskılar uygulanmıştır. www.ozelburo.com sitesinden alınmı tır. DEVAM EDECEK... SAYFA 10 Balkan Haberleri 10 15 ubat 2016 Pazartesi RUSYA GÜDÜMLÜ SÖZDE GAZETEC Fatih DEMRCOLU akedonya özel televizyonu Sitel’de yap@lan bir canl@ yay@nda Gazeteci Dragan Pavloviç Latas 10 ubat ak4am@ yay@nlanan ana haber bülteninde konu2u ana muhalefet lideri Zoran Zaev’i yalanlamak isterken “Türk gibi yalan söylüyorsunuz” diyerek büyük bir skandala imza atmas@ do2rusu hepimizi 4a4@rtt@ ve k@zd@rd@... Öncelikle, Sitel Televizyonu’nun 10 ubat’taki ana haber bülteninde Genel Yay@n Yönetmeni Dragan Pavlovic Latas’@n yüce Türk Milleti’ne kar4@ kulland@2@ kabul edilemez çirkin ifadeyi 4iddetle k@nad@2@m@z@ belirtelim... Makedonya Cumhuriyeti’ni anayasal ismiyle ilk tan@yan ülke olan ve her alanda bu dost ve karde4 ülkeye deste2ini sürdüren Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk toplumunu hedef alan bu çirkin ifadeyi üzüntüyle kar4@lad@2@m@z@ tüm Makedonya toplumu bilmelidir... Bu laf@ dolay@s@yla büyük tepki toplayan Latas geri ad@m atarak, “kendini rencide olmu4 hisseden her Türk’ten özür diledi2ini, yapt@2@n@n bir gaf oldu2unu ve bir daha tekrarlanmayaca2@n@” söylese de bu densiz gazeteci bu kadar ucuza paçay@ kurtaramayaca2@n@ da bilmelidir... M K'N VE NEFRET DOLU SÖYLEMLER Latas’@n kin ve nefret dolu söylemler konusunda sicilinin temiz olmamas@ özründeki samimiyetsizli2i de ortaya koymaktad@r... Daha önce de muhtelif yay@nlar@ ve beyanlar@yla Türkiye Cumhuriyeti’nin üst düzey yöneticilerine ve Türk’lere kar4@ hakaret boyutlar@na ula4acak söylemler kullanma cüretinde bulunmu4 olan bu ki4i derhal görevinden al@nmal@d@r... Bahse konu 4ahs@n, Makedonya’daki soyda4 temsilcilerimizden gelen yo2un hakl@ tepkiler üzerine, Türk Milleti ve devletinden özür dilemi4 olmas@ da bu çirkin davran@4@ telafi etmekten uzakt@r... Bu ki4iye üst düzey bir görev olan Genel Yay@n Yönetmenli2i koltu2unu vermi4 olan Sitel Televizyonu’nu da objektif yay@nc@l@k anlay@4@na ve hukuk çerçevesinde hareket etmeye ve söz konusu 4ah@sla ilgili gerekli i4lemleri yapmaya davet etmeyi zaruri görüyoruz... Bu kabul edilemez tutum konusunda Makedonya makamlar@ da harekete geçmelidirler... Ayr@ca, Makedonya’daki üç Türk siyasi partisi, Köprü Derne2i ve di2er sivil toplum kurulu4lar@, Makedonya Anayasa Mahkemesi Üyesi Salih Murat ve Üsküp Büyükelçisi Ömür ölendil nezdinde, tüm Makedonya kamuoyuna Balkanlara bar@4@ ve huzuru getiren Türk Milleti’ne edilen bu hakareti ivedilikle ve 4iddetle k@nad@klar@ ve tepkisiz kalmad@klar@ için te4ekkürü borç biliriz… Makedonya’n@n içinde bulundu2u siyasi istikrars@zl@ktan bir an önce kurtulmas@n@ ve bu ülkenin h@zla kalk@nmas@n@ isteyenlerin ba4@nda Türkiye Cumhuriyeti gelmektedir... Avrupa Birli2i ve Rusya’n@n payla4@m alan@ olarak gördü2ü ve bask@ uygulayarak kontrol alt@nda tutmak istedi2i bir ülke konumundaki Makedonya’n@n tam ba2@ms@zl@2@n@ isteyenlerin ba4@nda da Türkiye Cumhuriyeti gelmektedir... Bu tarz nefret söylemlerinin Makedonya co2rafyas@nda ya4ayan halklar nazar@nda hiçbir kar4@l@k bulamayaca2@n@ herkes bilmelidir... Zira Türk Milleti ya4anan bu talihsiz olaydaki zihniyetin Makedonya toplumunda kar4@l@2@ olmad@2@na inanmaktad@r... Bu gibi zihniyetlerin arkas@nda co2rafyay@, tarihsel ve köklü ba2lar@ndan koparmak isteyen Bat@ ve Rusya güdümlü politikalar vard@r... Fitneye malzeme olmadan bu sözde gazetecinin hak etti2i kar4@l@2@ almas@n@ istiyor, tüm halklar@m@z@ Bat@ ve Rusya men4eili fitnelere kar4@ uyan@k olmaya davet ediyoruz... GENÇ KOSOVA BKT ile büyüyor Banka Kombëtare Tregtare (BKT) son 10 yılı Çalık Holding bünyesinde olmak üzere 90 yılı aşan süre zarfında Arnavutluk ve Kosova’da faaliyet gösteriyor. BKT geçmişten günümüze pazar payını ve etkinliğini sürekli artırarak hali hazırda Arnavutluk ve Kosova’da bulunan 90 adet şubesi ile Arnavutluk’un en büyük özel bankası konumunda B KT Kosova piyasasına 2007 yılında BKT Arnavutluk yurtdışı şubesi olarak başlamış ve halen aynı statüde hizmetlerini ve pazar payını her geçen gün artırarak devam ettirmektedir. BKT bağlı olduğu Çalık Grubu’nun uluslararası tecrübesi, bilgi birikimi ve aynı zamanda gruba bağlı diğer finansal iştiraklerin gelişmiş finansal piyasalarda sunmuş olduğu ürün ve hizmetlerini Kosova’daki müşterileriyle de paylaşmaktadır. Söz konusu bilgi, tecrübe ve ürün transferi müşterilerin mevcut ve olası ihtiyaçlarının karşılanmasına Bankacılık Sektörünün gelişmesine ve buna paralel olarak Kosova ekonomisinin büyümesinde önemli bir rol oynamaktadır. Kosova’nın Bağımsızlık Günü vesilesiyle görüştüğümüz BKT Kosova Ülke Müdürü Abdurrahman Balkız, Kosova’nın Bağımsızlık Günü’nün yaklaştığını bugünlerin özel hatıraları canlandırdığına vurgu yaparak, “BKT Kosova’nın kurulması planlanırken ziyaret ettiğim Prizren şehrinin Kosova ve Arnavutluk’un kültür ve geleneklerinin son derece yakın olduğunu gözlemlemiştim. Söz konusu yakınlıktan ötürü, Kosova’da şube açılması fikri sadece finansal sebeplere değil, aynı zamanda bu yeni devletin gelişiminde katkı sağlanmasının manevi bir borç olduğunu düşünmüştük. Kosova ve bankamızın bağımsızlıktan sonra beraberce büyümelerini görmemiz bizleri son derece memnun etmektedir” diye konuştu. Balkız, ayrıca, Bankanın piyasadaki hızlı gelişmesinin ana sebeplerini müşteri odaklı yaklaşımı sonucunda efektif müşteri yönetiminin sağlanması ve gerekli ürün ve hizmetlerin müşterilere zamanında sunulmasının çok önemli olduğu, ayrıca BKT Kosova’nın stratejesinin temel dayanağının müşteri ihtiyaçlarına en uygun çözüm- ler üretilmesi olduğuna değinerek önümüzdeki süreçte deneyimli insan kaynakları ile müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmak için bankamızın hizmet ve ürünlerinde sürekli olarak yenilikçi yaklaşımlar ile güncellemelerin yapılacağını ifade etti. GURUR DUYUYORUM BKT Arnavutluk ve Kosova’nın başarılarını görmekten gurur duyduğunu belirten Balkız BKT’nin 2006-2015 yılları arasında gösterdiği yüksek performanstan dolayı birçok ulusal ve uluslararası odüle layık görüldüğünü kaydetti. Bilindiği üzere en önemlileri birçok kez değişik kurumlardan alınmış olan ‘‘Arnavutluk’un En İyi Bankası’’ ve ‘‘Güney Avrupa’nın En İyi Bankası ’’ gösterilebilir. 2015 yılında BKT Euromoney dergisi tarafından dördüncü kez ‘‘Arnavutluk’un En İyi Bankası ’’seçilmiştir. Ayrıca, JCR-ER BKT’yi yedinci kez olmak üzere ‘‘ AAA(Alb) ’’ notu ile değerlendirmiştir. Balkiz sözlerini şöyle tamamladı: “Genç Kosova Cumhuriyeti’nin ekonomik gelişimini daha yüksek seviyelere ulaştırabilmek için BKT olarak bizler her yeni günü bir fırsat olarak değerlendirip, kararlı ve başarı odaklı ekiplerimizin yoğun çalışmaları ile gelecekte daha önemli roller alacağımıza eminim.”zaman zaman gerginlik yaşanıyor. Vali Toprak’tan BATÜDER’e övgü H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ U luslararası Balkan Ve Türk İş Dünyası Derneği (BATÜDER) Başkanı Akın Kazançoğlu ve yönetim kurulu üyeleri İzmir Valisi Mustafa Toprak'ı makamında ziyaret etti. Kazançoğlu, derneğin Türk dünyasının Balkanlardan, Orta Asya'ya kadar geniş coğrafyada bayrağına, vatanına sadık olan saygın iş adamlarından oluştuğunu belirterek "Gerek İzmir'imize gerek bu coğrafyada ticaretin gelişmesi, dayanışma sağlanması, ülkemizin ekonomik projelerde yer alması için girişimlerimiz var. 3 sefer Balkan ülkelerindeki iş forumlarında hazır bulunduk. İş adamları olarak İzmir'den ses getirdik" dedi. İzmir Valisi Mustafa Toprak ise BATÜDER'in bir taraftan sivil toplum çalışmaları gerçekleştirdiğini diğer taraf- 'skeçe Müftüsü Ahmet Mete'ye ölüm tehdidi B [email protected] Ahmet GÖKSAN “Aziz K-br-s Türk’ü! Hala bizi esir gibi ya$atmak, köle derecesinde inletmek için u ra$an menfaat dü$künlerinin aram-zda dola$t- -n- unutma. Milyonlarca servete sahip dedelerimizin b-rakt- - bir oca -n bugüne kadar kalk-nmam-z için neler yapt--n- bir dü$ün. Bizi ezmekten ba$ka hiçbir i$ ba$aramayan Evkaf denilen bu kaba kuvvetin oynamakta oldu u oyunlar- daima göz önünde tutarak uyan-k ve tetikte olal-m.”1953 Dr. Faz-l KÜÇÜK ünya Ekonomik Forumu her y@l oldu2u gibi sviçre’nin Davos kentinde topland@. Toplant@larda ekonomik gidi4e nas@l yön verilece2i her zaman oldu2u gibi a2@rl@kl@ gündem maddesi idi. Birincil konu olarak 4. Sanayi Devrimi masaya yat@r@ld@. Teknolojik alt yap@s@ güçlü olan ülkelerin devrimden fazla etkilenmesi söz konusu de2ildir. Devrim diye sunulan proje geli4mekte olan ülkeler ad@na tehlikeli bir dönemeçtir. çinden geçmekte oldu2umuz dönemde ya4anan teknolojik geli4meleri bu ülkelerin yakalamalar@ nerede ise olanaks@zd@r. Nedenine gelince bu gibi ülkeler a2@r i4sizlik sorunlar@ ve pahal@l@kla mücadele ediyorlar. Teknolojik üstünlü2ü yakalam@4 olan ülkeler dünyay@ daha farkl@ hale getirebilmenin haz@rl@2@n@ yap@yorlar. Küreselle4me diye bugüne dek sunulan proje ile 4. Sanayi Devrimi birlikte dü4ünüldü2ünde geli4mekte olan ülkelerin ba2@ml@l@2@ daha da artacakt@r. Bu olgu ise sömürünün artmas@ ve ad@ geçen ülkelere daha fazla i4sizlik ve pahal@l@k olarak yans@yacakt@r. Bu yönde ya4anacak bir geli4me bu durumda olan ülkelerde iç çat@4malara ve @rkç@ ak@mlar@n güçlenmesine neden olacakt@r. 4. Sanayi Devrimi diye sunulan projenin bu amaca yönelik bir çal@4ma oldu2unu da kaydetmek istiyoruz. Dünya ekonomisini yönlendirenlerin ayn@ 4ekilde siyasi geli4meleri de yönlendirdikleri biliniyor. Bugüne de2in bir arada ya4am@4 spanya’n@n Katalan özerk bölgesinde 4imdilerde ayr@l@k rüzgarlar@ sert esmeye ba4lad@. Sa2c@ ve solcu ayr@l@kç@ partilere göre son derece önemli bir dönemin ba4lang@c@nda olduklar@n@ belirtiyorlar. 2017 y@l@nda ba2@ms@zl@klar@n@ ilan etmeye haz@rlanan Katalan’lar istedikleri ve dü4ledikleri ülkelerini yeniden in4a etmek çabas@na giri4eceklerini de duyuruyorlar. OLMAYACAK DUAYA AM'N tan ise Türkiye ve İzmir'in değerlerine katkı sağladığını söyledi. BATÜDER şemsiyesi altında iş dünyasının sosyal, ekonomik birliktelik oluşturmasını çok önemsediğini belirten Toprak, "Ben inanıyorum ki bir şehire yön veren sivil toplum ve meslek örgütleridir. Birlikte dayanışmasıdır ama olumlu ve yapıcı çalışmalarıdır. Ülkeye hizmet etmenin SNOP BALKAN GÜNLÜÜ atı Trakya'da İskeçe seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, Batı Trakya’da, Müslüman Türk Azınlık’a hizmet eden din adamlarının ve azınlığın seçtiği müftülerin tehdit altında olduğunu ifade etti. http://www.eurovizyon.co.uk sitesinin haberine göre, "Batı Trakya’da, karanlık güçler azınlık ve çoğunluğun huzurunu bozmaya çalışıyor" ifadesini kullanan Mete, azınlık BARIIN ONURSUZU D PRTNE - BALKAN GÜNLÜÜ yolu iyi niyetli, her biri ticaret, sanayi diğer alanlarda yetkin sizler gibi girişimci ve iş dünyasının kıymetli üyelerinin İzmir için yapacağı güzel çalışmalardır. Sizlerin de her birinizin iş dünyasının bir ferdi olarak, ülkemize güzel hizmetleriniz ve katkılarınız sebebiyle teşekkür ediyorum" dedi. SNOPLU MÜBADLLER 93. yıldönümünü unutmadı SKEÇE BALKAN GÜNLÜÜ SIYAH MAVI KIRMIZI SARI mensupları ve din görevlilerine tahriklere kapılmamaları ve vazifelerinden feragat etmemeleri çağrısında bulundu. Mete, açıklamasına şöyle devam etti: “Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, her zaman vurguladığımız üzere teröre ve insan hakları ihlallerine hiçbir zaman yakınlık duymamış, aksine nefretle kınamış ve kınamaya devam edecektir. Allah doğrularla beraberdir. Bana ve aileme bir şey olması halinde Yunan devletinin sorumlu olacağını vurgulamak isterim.” S inop'ta 2014’te kurulan "Sinop Mübadele ve Balkan Halkları Kültür Araştırmaları ve Dayanışma Derneği" Mübadelenin 93. yıldönümü anısına Sinop Yelken Kulübü’nde birlik ve beraberlik çatısı altında sabah kahvaltısında bir araya geldi. Sinop Mübadele ve Balkan Halkları Derneği Başkanı Kenan Aral, mübadeleye tabi tutulanların yüzlerce yıldır ekip biçtikleri topraklarını, ekmek parası kazandıkları iş yerlerini, evlerini, ibadet ettikleri kutsal mekânlarını, sevdiklerinin mezarlarını geride bırakarak göçtüklerini söyledi. Mübadillerin doğdukları toprakları ziyaret etmelerine uzun yıllar izin verilmediğini savu- nan Aral, "1. Kuşak mübadillerin hemen hemen tamamı memleket hasreti ile bu dünyadan sessizce göçüp gittiler. Son yıllarda giderek artan sayıda mübadil çocuğu ve torunu bir vasiyeti yerine getirircesine aile büyüklerinin yaşadıkları memleketleri ziyaret etmek istiyor. Onların doğdukları kentleri, köyleri, mahalleleri, ibadet ettikleri kutsal mekanları görmek istiyor. Kendi özel tarihlerine ve kültürlerine ait izleri sürmek istiyor" dedi. Tören sonunda etkinliğe katılan tüm mübadiller toplu halde Aşıklar Caddesi üzerinden yürüyerek Sinop İskele Meydanı Atatürk Anıtı önünde saygı duruşu ve istiklal marşı okuyarak Anıt önüne Başkan Kenan Aral tarafından karanfil buketleri bırakıldı. Anıt sonrasında tüm ekip küçük iskele önünde toplanarak karanfiller topluca denize atıldı. Buna kar4@n K@br@s’ta birlikte oturmaktan öte ortak hiçbir özellikleri olmayan Türklerle Rumlar@ bir çat@ alt@nda ya4amalar@ için zorluyorlar. Bu yakla4@m olmayacak duaya amin demekle ko4ut bir yakla4@md@r. Yak@n bir dönemde çerçeve bir anla4man@n imzalanaca2@ndan söz ediliyor. 2016 y@l@ içinde olas@ bir anla4may@ öngörmeyenlerle neye göre bir anla4ma yap@laca2@n@n da ayr@ca aç@klanmas@ gerekiyor. K@br@s Türkleri olarak bizlerin 1960 y@l@nda imzalanan K@br@s Cumhuriyeti’nin kurulu4 anla4malar@n@ sonradan ö2rendi2imiz biliniyor. imdi de benzer bir tuza2a dü4memek gibi niyetimizin olmad@2@n@ belirtmek durumunday@z. S@zd@r@lan bilgilerin ne kadar gerçekleri yans@tt@2@ konusunda da ku4kular@m@z@n oldu2unun bilinmesini istiyoruz. Garanti ve ttifak Anla4mas@n@n ortal@k yerlerden kald@r@lmas@ dü4üncesi son derece sakat bir dü4üncedir. Garantör ülkelerden birisi olan ngiltere’nin konuya ili4kin tutumunu ya4amsal önemde görüyoruz. Yunanistan garantörlük istemedi2ini s@kl@kla deüi4ik a2@zlardan yineliyor. Buna kar4@n ngiltere burada da ikircikli konumunu sürdürüyor. Garantörlük istemiyoruz demedi2i gibi garantör olarak kalmay@ da isteyip istemedi2ine aç@kl@k getirmiyor. Annan’@n belgesi ile gerçekle4tirilemeyen hususlar 4imdilerde BARI ad@na yap@lmak isteniyor olmas@n@ da talihsizlik olarak okuyoruz. Türkiye’nin garantörlü2ünün suland@r@lmas@ ve AB eksenli BM Bar@4 Gücünün getirilmesinin dü4ünülüyor olmas@ ya4ananlar@n yok say@lmas@ anlam@na geliyor. u anda adadaki devlet yap@lar@n@n teke indirilece2inin dü4ünülüyor olmas@ filmi ba4a almakt@r. 1960 y@l@nda kurulan co2rafi federasyon yap@s@ ba4ar@l@ olsa idi müzakerelerin yap@lmas@n hiç gerek kalmazd@. Her iki toplum ya4ad@2@ ac@lar ya4amazd@… ngiliz tarihçi yazar Harry Scott Gibbons’un 1968 y@l@nda yazd@2@ ilk kitab@nda bu günleri görüyordu. Daha sonra yazd@2@ di2er kitaplar@n@ birle4tirerek SOYKIRIM DOSYASI olarak yay@nlam@4t@r. O y@l Beyrut’ta ba4lat@lan müzakerelerde K@br@s Türklerine dayat@lan çözümün EREFSZ BARI oldu2unu kitab@n@n ismi olarak kaydediyordu. Geldi2imiz noktada dayatmalar@n ötesinde “ONURLU BARI”tan yana oldu2umuzu yüksek sesle söylememiz gerekiyor mu ne? SAYFA 11 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Araflt›rma 11 15 ubat 2016 Pazartesi ARNAVUTLUK VE ARNAVUTLAR 2 Osmanlıların Arnavutlarla ilk karşılaşması/tanışması Kosova savaşı öncesinde, Timurtaş Paşa'nın 785/1383 tarihinde Debre bölgesinden başlayarak Arnavut diyarına seferler yaptığı döneme uzanır. Özellikle Kosova harbi akabinde Yıldırım Bayezid döneminde Arnavutluk'un güney bölgeleri Osmanlı devletinin denetimine girer F atih döneminde ayrıca ilk Arnavut sadrazam da Avlonyalı/Vloralı Gedik Ahmed Paşa olur. Akkoyunlu ve Karaman seferleri ile Otlukbeli savaşındaki yararlılıkları ile ön plana çıkan Gedik Müfit YÜKSEL Ahmed Paşa Kırım'ın Osmanlılara bağlanması, Arnavutluk sahillerinin Osmanlı topraklarına katılması, en son İtalya çizmesinin topuğunda yer alan Otranto/Tarrant'ın ele geçirilmesi gibi faaliyetleri ile göze çarpar. Fatih Sultan Mehmed'in vefatı akabinde Sultan Cem meselesinin zuhuru üzerinde Otranto'dan geri çağrılır. Saltanat rekabetinin Sultan Bayezid'in lehine neticelenmesinde de rolü olur. Ancak Otlukbeli savaşındaki bir azarlanmadan dolayı kinini yenemeyen Sultan Bayezid bu pek şecaat sahibi kahraman, dirayetli vezirini 887/1482 tarihinde Edirne'de tamamen haksız yere boğdurtur. Gedik Ahmed Paşa'dan sonra, Kanuni Sultan Süleyman derinde ilkin yine Avlonyalı Ayas Paşa'yı Sadrazam/Vezir-i A'zam olarak görürüz. 942/1535-36 tarihinde Mühr-i Hümayunu alarak Sadrazamlık makâmına oturan Ayas Paşa 26 Safer 946/13 Temmuz 1539'da vebâ hastalığından vefat ederek, Eyp Sultan'da, Türbenin Haliç tarafında yer alan giriş kapısının sol tarafındaki müstakil türbesinde medfundur. AYAS PAŞA’NIN HALEFİ Ayas Paşa'dan sonra ise halefi olarak yine bir Arnavut olan İşkodralı Lütfi Paşa sadrazamlık makamına getirilir. Harem-i Hümayundan Ağalık rütbesi ile çerağ olan Lütfi Paşa önceleri çuhadarlık ve müteferrikalık payelerini ihraz etmiştir. Sırasıyla çaşnigir başılık ve miralemik vazifelerini deruhde etmiştir. Sancak beyliğine yükselen Lütfi Paşa Kastamonu, Aydın ve Yanya sancaklarında beylik yapmıştır. Daha sonra Karaman, Şam ve Rumeli beylerbeyliği vazifelerine tayın olunmuştur. 936/1529-30 Tarihinde Kanuni Sultan Süleyman Lütfi Paşa'yı kızkardeşi Şah Sultan ile şaşaalı bir düğünle evlendirmiştir. 946 tarihinde Ayas Paşa yerine Vezir-i A'zam olmuştur. Daha sonra bir münazza yüzünden sadaretten azledilmiş ve Dimetoka'ya ikamete tabi tutulmuştur. Dimetoka 'da çiftliğinde tekaüd halinde iken, medrese tahsili de olması hasebiyle Arapça ve Türkçe 20'yi aşkın kitap kaleme almıştır. Türkçe eserlerinden ise “Tevârih-i Al-i Osmanéı ve “Asafnâme” adlı eserleri ile ünlenmiş ve bu iki eseri de basılmıştır. 16 yüzyılın ikinci yarısında ise Ferhad Paşa ve Yemen Fatihi Koca Sinan Paşa'yı Arnavut sadrazam olarak yükselmişlerdir. 16. Yüzyılda Arnavutlar artık Osmanlı Saray bürokrasisinin/idaresinin en güçlü topluluğu haline gelir. Halep, Şam, Bağdat, Mısır, Budin, Mora gibi eyalet ve merkezlerin vali ve idarecileri de çoğunlukla Arnavutlar arasından çıkar. Bunlar arasında Budin ve Şam Valisi/Beylerbeyi Plak Mustafa Paşa en önde gelenlerdendir: Plak Mustafa Paşa: Plak, Arnavutça'da yaşlı/ihtiyar manasına gelmektedir. Enderûn-ı hümâyûndan çıkarak Yanya beyi oldu. Sonra Rodos beyi olup 926 (1520) de kapdân-ı derya olmuştur. “Şah-ı Hûbân” adında bir harem muteberesi ile evlendikten sonra vezirliğe nail oldu. Akabinde Budin Beylerbeyi oldu. 939 (1531/2) de şam beylerbeyisi olup o sene azledildi. Sonra Mısır'a gidip uzlet ve tekâüdü ihtiyar etti. Sonra Dersaadet'e gelip 940 (1533/4) da vefat etmiştir. Eyüp'deki bu türbesine defnedilir. Gelibolu'da cami ve medresesi vardır. Oğlu Ahmed Bey Estergon Beyi olarak vefat etmiştir. Plak Mustafa Paşa'nın YunanistanSerez/Siroz'da bulunan Camii ise bugün harap ve minaresi yıkık vaziyettedir. KARA AHMED PAŞA Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Topkapı civarında Cami ve Külliyesi bulunan Sadrazam Kara Ahmed Paşa ve 16. yüzyıl sonlarında üç kez vezir-i a'zamlık makamını ihraz eden Ferhad Paşa'nın katledilmiş olmasına rağmen Arnavutların devlet idaresinde parlak dönemleri hep süre gelir. Osmanlı Devleti’nde sadrazamlık mevkiine gelen Arnavutlar şunlardı: Gedik Ahmed Paşa Ayas Paşa Lütfî Paşa Kara Ahmed Paşa Rüstem Paşa'nın Damadı (diğer ) Ahmed Paşa Ferhad Paşa Koca Sinan Paşa Yemişçi Hasan Paşa Ohrili Hasan Paşa Mere Hüseyin Paşa Tabanı Yassı Mehmed Paşa Kemankeş Kara Mustafa Paşa Kara Murad Paşa Tarhuncu Ahmed Paşa Köprülü Mehmed Paşa Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa Köprülüzâde Mustafa Paşa Ohrili Arabacı Ali Paşa Amcazâde Hüseyin Paşa Daltaban Mustafa Paşa Köprülüzâde Nu'man Paşa Morevi Toska Damad Hasan Paşa Hacı Halil Paşa İvaz Mehmed Paşa İvazzâde Halil Paşa Arnavut Hacı Memiş Paşa Derviş Mehmed Paşa Mustafa Nâili Paşa Avlonyalı Mehmed Ferid Paşa Kavalalızâde M. Said Halim Paşa 17 VE 18. YÜZYILLAR ARNAVUT PAŞALAR Özellikle 17. ve 18. Yüzyıllar, Osmanlı Sarayı'nın Arnavut vezir idareci ve ricalle adeta lebaleb dolduğu dönemler olmuştur. Budin, Mora, Yanya, Varna, Halep, Şam, Humus, Ruha, Mısır, Kudüs, Beyrut, Yemen, Erzurum, Diyarbekir, Trablusgarp gibi merkezlerde genellikle Arnavut vali ve mutasarrıflar başı çekmiştir. Yanısıra, 17. Yüzyılda, Sultan IV. Murad'a sunduğu Risâlesi ile ünlenen Mustafa Koçi (Kuçi/Kudqe=Arnavutça'da kırmızı anlamına gelir.) gibi şahsiyetler eserleri ile ön plana çıkmıştır. 18. yüzyılda sarayda Arnavut vezir sayısı o kadar artar ki, Kubbealtı Divân-ı Hümayun'da vezirlerin ictima/müzakereleri Türkçe yerine Arnavutça yapılır. Yani Divân-ı Hümayun'da toplantılar Arnavutça yapılır hale gelir. Bazen Saray-ı Hümayun'da konuşma/tekellüm lisanı olarak Arnavutça Türkçe'nin önüne geçer. Sadece vezirlik, valilik gibi idari mevkilerde değil, ilmiye de de Arnavut şahsiyetler ön plana çıkar. Bunlardan Belgrad'ın ikinci kez fâtihi olarak adlandırılan Sadrazam İvaz Hacı Mehmed Paşa'nın oğullarından Şeyhülislâm İvazzâde İbrahim Efendi temayüz eder. Arnavutların Saray ve memleket idaresinde bu yükselişlerine rağmen, Osmanlı Devleti'nin 17. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren, özellikle II. Viyana bozgunu sonrasında cereyan eden hadiseler, 1699'daki Karlofça Muahedesi ile Budin vilâyetinin tümü ile kaybedilmesi, Pasarofça Anlaşması Osmanlı Devleti'ne ağır darbe vurur. Ancak, Çar Deli Petro ile başlayan Rus yükselişinin Çariçe II. Catherina ile zirve yapması, 1768'de başlayan Kırım Savaşı, 1774'te imzalanmak zorunda kalınan Küçük Kaynarca Anlaşması Osmanlı Devleti'nin çöküş sürecinin dönüm noktası olmuştur. Osmanlı Coğrafyasının kuzeyinde Rus Çarlığı'nın güçlenip yükselmesi, önce Portekizliler ve İspanyollar, sonra ise Fransızlar, İngilizler ve Hollandalıların denizlerde, hususen, uzak denizlerde hakimiyet tesis etmesi; Osmanlı Devleti'nin 17. Yüzyıldan itibaren uzak denizlere açılamaması; Venedik'i aşamaması Akdeniz'de de hakimiyetinin iyice zayıflamasına yol açar. Bunun neticesi olarak, Cezayir ve Mora Yarımadasında büyük sıkıntılar baş gösterir. İngiliz, Fransız ve Rus donanmaları Osmanlı'yı Mora Yarımadası civarında ciddi tehdit altında bulundurur. 1790'lara gelindiğinde Osmanlı Devleti bu bölgede iyice tazyik altında kalır. Artık, neredeyse Düvel-i Muazzama haline gelen güçlü donanmalara sahip bu devletler Mora Yarımadasındaki gayr-i Müslim/Rum ahaliyi gerekçe göstererek Osmanlı Devleti üzerinde bir hayli baskı uygular. Rum ahaliye yönelik iddia edilen bazı uygulamalardan Mora'daki MüslümanToska-Arnavut ahali ve idareciler mes'ûl tutularak Toska Arnavutları’nın Mora Yarımadası’ndan tahliyeleri talep edilir. Çaresiz kalan Osmanlı idaresi 1792'de Toska Arnavutları’nı Mora Yarımadası’ndan tahliye etmek zorunda kalır. www.yenisafak.com sitesinden alınmıtır DEVAM EDECEK... SAYFA 12 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI