00 TM dergi28_Layout 1

Transkript

00 TM dergi28_Layout 1
‹Ç‹NDEK‹LER
Editörden
Müşavirlik Hizmetlerimizin Yurt Dışı Hedefleri ..............................2
ISSN 1303 – 2585
İmtiyaz Sahibi
Türk Müflavir Mühendisler ve Mimarlar Birli€i
ad›na Yönetim Kurulu Baflkan›
Başkandan
Libya ile Yeni Kırk Yıllara Doğru... ..................................................................3
Demir İNÖZÜ
Yazı İşleri Müdürü
Salih Bilgin AKMAN
Yayın Kurulu
Salih Bilgin AKMAN
Munis ÖZER
Bakandan
Türk Teknik Müşavirlik Hizmetlerinin
Uluslararası Boyutu ..............................................................................................................4
Oktay AKAT
Mehmet DÖNMEZ
Metin DALGIÇ
Pelin ERDOĞAN
Seda ORAL SEYHAN
Grafik-Tasarım
Yusuf MEfiE (Ajans-Türk)
Tema
Libya’nın Yeniden Yapılandırılması Programında
Türk Teknik Müşavirlik Hizmetleri ................................................................6
Basımevi
Ajans-Türk Gazetecilik Matbaacılık
Yurt Dışı Mühendislik Hizmetlerinin Dünü ve Bugünü ............10
İnşaat Sanayii A.Ş.
İstanbul Yolu 7. Km. İnönü Mahallesi
Necdet Evliyagil Sk. No: 24 Batıkent / ANKARA
Tel: 0312 278 08 24 - Fax: 0312 278 18 95
Libya Demiryolu Projeleri ........................................................................................12
www.ajansturk.com.tr - [email protected]
Basım Tarihi
05.04.2013
Basım Yeri
ANKARA
Üyelerimizden
Libya’da Mühendislik ve Teknik Müşavirlik Projeleri ..................14
Yayım Türü
Yerel Süreli
3 ayda bir yayımlanır
Derne Kenti Altyapı ve Peyzaj Projesi ......................................................18
Türk Müşavir Mühendisler ve
Mimarlar Birliği
Ahmet Rasim Sokak No:35/2
Çankaya – 06550 Ankara
Tel: (312) 440 89 70
Faks: (0312) 440 89 72
1980-1981: Libya’ya Doğrudan İhraç Edilen
İlk Türk Müşavirlik Hizmeti..................................................................................20
e-posta: [email protected]
url: www.tmmmb.org.tr
“Yazıların ve reklamların içeriğinden sahibi
sorumludur; TürkMMMB veya Yayın Kurulu
İnsan Yapımı Nehir Projesi
Man-Made River Project ....................................................................................................24
sorumlu tutulamaz.”
“Yayımlanan yazıların, her hakkı saklıdır.
Kaynak belirtmek koşuluyla, yazılarından,
toplamda çeyrek sayfayı geçmeyen alıntı
yapılabilir. Bunun dışında, seri olarak
çoğaltılması, çeyrek sayfadan fazla alıntı
veya kopya yapılması, Yayın Kurulu’nun
Kültür - Sanat
Mimarlığın Serüveni –
Çok Kısa Bir Tarihçe ........................................................................................................28
yazılı iznine bağlıdır”
Dergimiz, 2000 adet basılıp dağıtılmaktadır.
Birliğimizden Haberler ................................................................................................32
Salih Bilgin AKMAN
EDİTÖRDEN...
Müşavirlik Hizmetlerimizin Yurt Dışı Hedefleri
Bu sayımızın teması olağan genel kurullarımıza
paralel, geleneksel olarak düzenlemiş olduğumuz teknik kongrelerden biri olan “LİBYA’NIN
YENİDEN YAPILANDIRILMASI PROGRAMINDA TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ
KONFERANSI” olarak belirlenmiştir. Ülkemizin
bulunduğu coğrafyada, özellikle Akdeniz’e
kıyısı bulunan ve çoğu geçmişte bizlerle aynı
bayrak altında yaşamış olan dost ve kardeş
ülkelerde oluşan son gelişmeler, bizlerin daha
aktif olarak bölgesel konularla ilgilenmemizi ve
bu ülkelere dost ellimizi daha kuvvetli olarak
uzatmamızı gerektirmektedir.
Son 40 yılda büyük işler yaptığımız Libya’da
gelecek on yıllarda daha başarılı olacağız ve
kardeş ülke Libya’nın imarı için her türlü gayreti göstermeye hazır olan teknik müşavirlerin
etkin katkılarını hedeflediğimiz işbirliklerini
hayata geçireceğiz. Bu konuları detayları ile
irdeleyeceğimiz konferansımız, sizlerin katkıları
ve desteği başarımızın temelini oluşturacaktır.
Ekonomi Bakanlığı’nın büyük teşvik ve desteği
ile hazırlanan Kongremizde Libyalı dostlarımızı
ağırlayacak ve birlikte yeni hizmet alanlarının
açılmasına ve yeni işlerin başlamasına imkan
yaratmış olacağız. Bu konuları işlediğimiz sayfalarımızda değerli yazarlarımızın özgün yazılarını bulacaksınız.
Tema konumuzla ilgili dergimize katkıda bulunan Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer
Çağlayan’a, Sayın Munis Özer’e, Sayın Celal
Akın’a, Sayın Mehmet Dönmez’e, Sayın Turan
Başarankut’a, Sayın Burçin Çetin’e, Sayın
Yalçın Tezcan’a, Sayın Oktay Akat’a Sayın
Ahmet Özsüt’e teşekkürlerimizi sunarız.
Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan,
“Türk
Teknik
Müşavirlik
Hizmetlerinin
Uluslararası Boyutu” konulu yazısında sektörümüzün uluslararası bir marka olmasını hedef
olarak göstermekte ve bu çalışmalar için her
türlü desteği vereceğini belirterek bizleri teşvik
etmektedir.
Üyemiz Sayın Munis Özer, “Libya’nın
Yapılandırılması Programında Türk Teknik
Müşavirlik Hizmetleri” konulu yazısında; sektö-
2 SAYI27
rümüzün Libya’daki iş olanaklarını detayları ile
belirtmekte ve ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının görevlerini açıklayarak bizlerin konuya
daha sağlıklı bilgilerle yaklaşmamızı sağlamaktadır. Bu konuda, Planlama Bakanlığı, İskan ve
Altyapı Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Su
Temini ve Dağıtımı, Elektirk İdaresi’nin görev ve
yetki alanları detaylı olarak açıklanmaktadır.
Üyemiz Sayın Celal Akın, “Yurt Dışı
Mühendislik Hizmetlerinin Dünü ve Bugünü”
konulu yazısında, sektörümüzde iş alma ve iş
yapma aşamalarında yaşanan sorunları detaylı olarak açıklamakta ve geçmiş tecrübelerini
bizlerle paylaşmaktadır.
Üyemiz Sayın Mehmet Dönmez, “Libya
Demiryolu Projeleri” konulu yazısında
Libya’da mevcut demiryollarının durumunu
anlatmakta ve kontrolluk hizmeti üstlendikleri
Sirt-Bingazi Hızlı Demiryolu Projesinin detaylarını vermektedir.
Sayın Burçin Çetin, “Derne Kenti Altyapı ve
Peyzaj Projesi” konulu yazısında “Bride of the
Sea-Denizin Gelini” olarak tanımlanan Derne
Kentinin 2034 yılı hedef nüfusu olan 182.500
kişiye sağlıklı bir altyapı hizmeti sunulması kapsamındaki mühendislik ve müşavirlik çalışmalarını bizlere anlatarak, yapacak çok işimizin
olduğunu vurgulamaktadır.
Fahri üyemiz Sayın Yalçın Tezcan, “1980-1981:
Libya’ya Doğrudan İhraç Edilen İlk Türk
Müşavirlik Hizmeti” konulu yazısında tecrübelerini tarihsel gerçeklik perspektifinde bizlerle
paylaşmaktadır. Müşavirlik hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için sabırla ve özveri ile yapılan
çalışılmaların, hedeflenen başarıyı getirdiğini
gözler önüne sermektedir.
Üyemiz Sayın Oktay Akat, “İnsan Yapımı Nehir”
konulu yazısında Türk Müşavirlerinin uluslararası arenada yaptıkları hizmetlerle elde ettikleri başarının güzel bir örneğini vermektedir.
Sayın Ahmet Özsüt, “Mimarlığın Serüveni-Çok
Kısa bir Tarihçe” yazı dizisinin bu bölümünde
engin mimari kültürünün bir kesitini daha bizlere sunmaktadır. Dergimizin Kültür-Sanat köşesi
bu yazılarla okurlarımızın özellikle dikkatini
çekmektedir.
Dergimizin yayına hazırlanmasında emeği
geçenlere, yayın kurulu üyelerimize, reklam
vererek dergimizin yayınlanmasına sponsorluk
yapan üyelerimize teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunarız.
Yayın kurulu olarak; tüm üyelerimizin daha
başarılı, daha kazançlı işler yaparak, Türk
Müşavir Mühendis ve Mimarlar Birliği’nin etkinliğinin arttırılması en büyük arzumuzdur.
Dergimizin yayınlanması sizlerin katkıları ile
mümkündür. Teknik müşavirlik hizmetlerinin
geliştirilmesi, tüm karar vericilerin ve hizmet
sunucuların katkıları ile birlikte sağlıklı ve güçlü
bir endüstri kurulması dileğiyle…
OVERSEAS TARGETS OF OUR
CONSULTING SERVICES
The theme of this issue has been identified as
"CONFERENCE ON TURKISH TECHNICAL
CONSULTING SERVICES IN THE PROGRAM
FOR THE RECONSTRUCTION OF LIBYA," one
of the technical congresses that we have been
traditionally organizing in addition to our ordinary
general assemblies. Recent developments that have
taken place in friendly and brotherly countries in
our region, particularly those coastal states in the
Mediterranean with which we shared the same flag
in the past should prompt us to take an interest in
regional issues more actively and extend our hand
of friendship to those countries more vigorously.
We will be even more successful in Libya where we
carried out major projects in the past 40 years and
ensure the cooperation and strong contributions by
technical consultants who are ready to do their best
in order to rebuild Libya, which is a friendly
country. Our conference where those issues will be
scrutinized in detail and your contributions and
support will underpin our success.
We will host our Libyan friends at our Congress
which will be convened with strong support and
encouragement from the Economy Ministry and
provide an opportunity for opening new service
areas and starting new businesses. You will find
articles by our distinguished writers on our pages
where those issues will come under scrutiny.
We thank Economy Minister Zafer Çağlayan, Munis
Ozer, Celal Akın, Mehmet Dönmez, Turan
Başarankut, Burçin Çetin, Yalçın Tezcan, Oktay
Akat, and Ahmet Özsüt who have contributed to our
magazine's thematic issue.
In his article entitled "The International Dimension
of Turkish Technical Consulting Services,"
Economy Minister Zafer Çağlayan sets making our
industry an international brand as a target and
encourages us by stating that he will provide all
kinds of support for our efforts.
We are thankful and grateful to people who have
contributed to this issue of our magazine, members
of the editorial board, and members who sponsored
it by placing ads.
The editorial board strongly desires to ensure that
our members undertake successfully carry out more
profitable contracts so that the Association
of Turkish Consulting Engineers and Architects
becomes a more influential organization.
Your contributions make it possible to publish
our magazine. We hope that technical consulting
services will be further developed and a healthier
and stronger industry will be built through
contributions to be made by all decision makers and
service providers.
Demir İNÖZÜ
Libya ile Yeni Kırk Yıllara Doğru...
10 Nisan 2013 tarihinde Ankara’da
Ekonomi Bakanlığımızın desteğinde
“Libya’nın
Yeniden
Yapılandırılması
Programında Türk Teknik Müşavirlik
Hizmetleri” konulu bir konferans düzenliyoruz. Konferansımızın amacı Libya’da yaşanan son yapısal değişikliklerden sonra
başlayan yeni dönemde Türk teknik müşavirlik firmalarının Libya Pazarına yeniden
ve daha etkin bir şekilde açılabilmeleri için
ilgili taraflar arasında bilgi alışverişini sağlamaktır. Bu amaçla Libya’daki planlama
ve yatırımlarla ilgili Bakanlar ve Bakan
Yardımcıları ile belli başlı yatırımcı kamu
kuruluşlarının üst düzey yetkilileri konferansımıza davet edilerek Bakanlıklarının
çalışmalarını anlatmaları, kuruluşlarını
tanıtmaları ve planlanan yatırımlar hakkında bilgi vermeleri; aynı zamanda da Türk
teknik müşavirlik firmalarının deneyimleri,
bilgi ve becerileri ile sunabilecekleri hizmetler konusunda bilgilendirilmelerinin
sağlanması amaçlanmıştır.
Hepimizin bildiği gibi Türk İnşaat
Sektörü’nün müteahhitlerimiz vasıtasıyla
yurtdışına hizmet ihraç ettiği ilk ülke 1972
yılında Libya olmuştur. Müteahhitlerimizin
yurtdışında üstlendikleri işlerin ülkelere
göre dağılımında 1972-1979 döneminde
%72.5 ; 1980-1989 döneminde %55.2’lik
paylarla 1. sırada yer alan Libya, 19901999 döneminde %13,7’lik payla 2. sıraya
düşmüştür. 2010 yılı içinde üstlenilen işlere göre bu oran %12.1‘e düşmüş;
Libya’daki siyasi kriz nedeniyle 2011 ve
2012 yıllarında müteahhitlerimizin faaliyetleri kesintiye uğramıştır. 1972-2012 arasını
kapsayan 40 yıllık dönem bazında yapılan
değerlendirmeye göre de toplam 27.8
milyar $ tutarında üstlenilen iş bedeliyle
Libya 3. sırada yer almaktadır (%11.3).
Görüldüğü gibi, Türkiye ile arasında güçlü
tarihi ve kültürel bağlar bulunan Libya’nın
altyapı ve üstyapı gelişimine müteahhitlerimizin çok büyük katkıları olmuştur. Bu projelerin gerçekleştirilmesinde Türk teknik
müşavirlik firmaları da çeşitli aşamalarda
ve konularda görev almıştır. Ayrıca teknik
müşavirlik firmalarımız doğrudan Libya’lı
yatırımcı kuruluşlarla ve özel firmalarla
imzaladıkları sözleşmelerle yükümlendikleri çeşitli tasarım ve inşaat kontrolluk işlerinde de hizmet vermişlerdir.
2012 yılının sonlarından itibaren bazı
müteahhitlik ve teknik müşavirlik firmalarımız tekrar Libya’ya dönerek eski işlerini
devam ettirmek ve yeni sözleşmeler imza-
lamak sürecine girmişlerdir. Yaklaşık birbir buçuk yıl içinde Libya’da yatırımların
giderek artacağı, güvenli çalışma ortamının sağlanacağı, bunun sonucunda da
hem müteahhitlerimiz hem de teknik
müşavirlerimiz için yeniden pek çok iş olanaklarının ortaya çıkması ve eski iş yoğunluğuna ulaşılması beklenmektedir.
TürkMMMB tarafından son yapılan anket
çalışmasının sonuçlarına göre Birlik üyemiz teknik müşavirlik firmalarımız yurtdışında bugüne kadar 41 ülkede iş yapmışlardır ve halen Libya da dahil 29 ülkede
çalışmalarını devam ettirmektedirler. Bu
41 ülke arasında üye firmalarımızın iş yapmış oldukları ilk 5 ülke sıralamasında
Libya ilk sırada yer almakta (13 firma), onu
sırasıyla Azerbaycan (11 firma), Rusya (9
firma), Irak (5 firma) ve Kazakistan (5
firma) izlemektedir. Üyelerimizin halen
çalışmakta oldukları 29 ülke arasında ise
Rusya ve Azerbaycan’dan sonra Libya
üçüncü sırada (4 firma) yer almaktadır.
Sahip olduğu petrol rezervleri açısından
Afrika’da birinci, dünyada ise 9. sırada
olan; doğal gaz rezervleri bakımından da
Afrika’da 4ncü, dünyada ise 20. sırada yer
alan Libya; doğal kaynakları açısından çok
önemli bir stratejik konumdadır. Libya’nın
yeniden yapılanması sürecinde ve sonrasında gereksinim duyulan altyapı ve üstyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesinde, teknik müşavirlik firmalarımız her türlü hizmeti en kaliteli şekilde sunmaya, Libya pazarında güçlü ve etkin bir şekilde yer almaya
ve inşaat sektörümüzün Libya’da yeniden
güçlü bir konuma gelmesi için gerekenleri
yapmaya hazırdır. Bu konuda Ekonomi
Bakanlığımızın gereken politik ve stratejik
adımların atılması yönünde sürdürdüğü
çalışmalar büyük önem taşımaktadır.
Düzenlediğimiz bu konferansın da teknik
müşavirlik firmalarımızın Libya’lı dostlarımızla somut işbirliği olanakları oluşturabilmeleri yönünde doğru bir şekilde konumlanmalarına büyük katkılarda bulunacağına inanıyoruz.
Saygılarımla.
Towards the Forthcoming Forty
Years with Libya...
The Association of Turkish Consulting
Engineers and Architects will be organizing
the “Conference on Turkish Technical
Consultancy Services for Libya’s Rebuilding
Program”, with the support of the Ministry of
Economy of the Republic of Turkey, on April
10, 2013 in Ankara.
BAŞKANDAN...
Değerli Okurlarımız,
Libya was the first country that Turkish
contractors started to work abroad, 40 years
ago in 1972. During that 40-years period
Turkish contractors were very active and
successfull there, consequently Libya was the
first ranking country among others regarding
the distribution of total cost of contracting
activities of Turkish contractors. Some Turkish
consulting engineering companies and
architects were also got involved in several
projects in Libya during that period. This
Conference aims to expand the existence of
Turkish Technical Consultancy Sector in Libya
again in this new era, after the short break
due to the recent political changes in Libya,
in a more powerful way to contribute in
implementation of the infrastructure and
superstructure projects. For this purpose
relevant Ministers and senior officials of
Libyan Public Investment Authorities are
invited to this Conference to present activities
of their Ministries’ and institutions, as well as
to inform them about the capabilities and
experiences of Turkish technical consulting
companies.
Knowing the importance of the “leading role
of technical consultancy” in the construction
sector, Turkish technical consultancy firms
are very keen to get involved in all kinds of
project implementation activities for Libya’s
Rebuilding Program, together with Turkish
contractors. In this regard, the valuable
activities of our Ministry of Economy for the
establishment of necessary political and
strategical policies are highly appreciated.
We strongly believe that, this Conference will
provide necessary guidance to our technical
consulting companies to properly position
themselves for establishment of concrete
collaboration opportunities with our Libyan
friends.
OCAK2013 3
Zafer Çağlayan,
Ekonomi Bakanı - TR Ministry of Economy
Türk Teknik Müşavirlik Hizmetlerinin
Uluslararası Boyutu
Sahip olunan kapasitenin hizmet
ihracatına dönüştürülmesi için teknik müşavirlik firmalarımızın yurt
dışındaki faaliyetlerinin desteklenmesi hususu büyük önem kazanmış ve sektörün yurt dışına açılmasına en az mal ihracatı ve
turizm kadar önem verilmeye başlanmıştır.
ürk müteahhitlik sektörü, 1972 yılında başlayan yurtdışına açılma
serüveninde 2013 yılı Şubat ayı
sonu itibariyle 100 ülkede üstlenilmiş olan
244,6 milyar dolar tutarındaki 7022 proje
ile bir marka haline gelmiştir. Müteahhitlik
sektörümüzün bu başarısını artık teknik
müşavirlik firmalarımızla da yakalamak,
teknik müşavirlik firmalarımızı yurtdışında
aynı bilinirliğe taşımak istiyoruz.
T
Ülkemiz teknik müşavirlik hizmetleri sektörünün, yurt dışında bugüne kadar yürüttüğü faaliyetler maalesef çok sınırlı seviyede kalmıştır. Toplam firma profilimizin
sadece %10’luk bir bölümü yurtdışında
hizmet üretmektedir.
Türk teknik müşavirlik sektörünün güçlendirilerek uluslararası pazarlarda konumlandırılması Bakanlığımız için öncelikli bir
önem taşımaktadır. Nitekim teknik müşavirlik sektörünün, ülkemizin yetişmiş insan
gücü, teknik birikimi, iş deneyimi ve disiplini, coğrafi konumu, önemli pazar ülkeler
ile siyasi ve kültürel yakınlığı gibi avantajlarının yeterince kullanılması, işbirliği ve
ortak hareket etme bilincinin tam anlamı
ile hayata geçirilmesi durumunda yurt
dışında çok daha büyük başarıların altına
imza atma potansiyeli yüksektir.
4 SAYI28
Bu çerçevede, teknik müşavirlik
sektörümüzün yurt dışına açılması
kapsamında, Müsteşarlığımızca
teknik müşavirlik firmalarının yurt
dışındaki faaliyetlerine yönelik bir
destek programı 2004 yılında başlatılmış ve bu program ile
Türkiye’den mal ve hizmet ihracının artırılması amaçlanmıştır.
Anılan destek programının öncelikli hedefi bir taraftan halen faaliyet gösterilen ülke pazarlarına
daha büyük işlerle girmek ve kalıcı hale
gelmek, diğer taraftan da yeni pazarlara
ulaşılmasını sağlamaktır.
Bu program kapsamındaki devlet yardımlarının belirli stratejik amaçlar doğrultusunda verilmesi için son olarak 2012 yılı
Haziran ayında yayımlanan 2012/3 sayılı
Tebliğ kapsamında değişiklikler yapılarak
başvuru süreci kolaylaştırılmış ve destek
kalemleri daha da genişletilmiştir.
Bahsi geçen program kapsamında, 2013
yılında tüm teşvik başvurularını karşılayabilecek bir meblağ firmalarımıza kullandırılmak üzere Serbest Bölgeler, Yurtdışı
Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne
tahsis edilmiştir. Sevinerek görüyoruz ki,
gün geçtikçe program hakkında teknik
müşavirlik firmalarımızın farkındalığı ve
başvurularının sayısı artmaya devam
etmektedir. Bu kapsamda artan teşvik
uygulamalarımız ile birlikte hedeflediğimiz pazarlara atacağımız adımlar da
büyüyecek ve istenilen, arzu edilen seviyede işler alınacaktır.
Bilindiği gibi, müteahhitlik sektörümüz
için Libya en büyük üçüncü pazar konumundadır. 1972 yılında müteahhitlerimizin
ilk kez yurtdışına açıldığı pazar olan
Libya’da bugüne kadar 27,8 milyar dolar
tutarında 543 proje üstlenilmiştir. 2011 yılı
Şubat ayında başlayan devrim sürecinde
de müteahhitlerimiz her zaman Libya halkının yanında bulunmuş, Libya’yı en son
terk eden ve ilk dönen firmalar olmuşlardır.
Ayrıca, müteahhitlerimiz geri dönüş süreci devam ederken Libya halkına olan desteklerini, Bakanlığımız koordinasyonunda
yürütülen kamu binaları onarım ve yeniden yapım projeleriyle de göstermişlerdir.
Bu projeler kapsamında, 7’si emniyet
binası, 3’ü okul, 2’si sağlık ünitesi, biri
havaalanı terminal binası ve biri de cami
olmak üzere 14 kamu binasının onarım ve
yeniden yapımı müteahhitlerimizin özverili çalışmasıyla tamamlanmış ve Libya
makamlarına teslim edilmiştir.
Öte yandan, devrim sonrasında yeni oluşum çabası içinde olan Libya yönetimiyle
temaslar her zaman üst düzeyde tutulmuştur. Sayın Başbakanımız başkanlığında 2011 yılı Eylül ayında gerçekleştirilen
ziyaret ile başlayan süreçte, bizzat başkanlığımda da 4 kez Libya’ya resmi ziyarette bulunduk. Ayrıca, Libya yönetimi de
geçici hükümet kurulur kurulmaz ilk resmi
ziyaretini ülkemize gerçekleştirmiş,
seçimlerden sonra da Devlet Başkanı ve
Başbakan düzeyinde ülkemize ziyarette
bulunmuşlardır. Bu anlamda, Libya ile
yakın ilişkilerimiz bu süreçte de en üst
düzeyde devam etmektedir.
Libya gibi önemli bir pazarda, müteahhitlerimizin göstermiş olduğu başarılar ortadadır ve aynı başarıların teknik müşavirlik
sektörümüzce de yakalanacağına olan
inancım tamdır. Halihazırda bu önemli
pazara girmeyi başaran sektörümüz,
yakın gelecekte daha da büyük projelere
imza atacaktır. Bu anlamda Türk teknik
müşavirlik hizmetleri sektörünün tanıtımı
ve yurtdışına açılması için her türlü organizasyonun arkasında olduğumuzu bir
kez vurgulamak istiyor ve bu vesileyle tüm
teknik müşavirlik sektörü üyelerine başarılar diliyorum.
he Turkish construction industry started
its odyssey to open up to the rest of the
world in 1972 and it eventually became
a brand as a result of 7,022 projects with a
combined value of US$ 244.6 billion undertaken
in 100 countries, according to figures compiled at
the end of February 2013. We now desire to ensure
that our technical consultancy firms are
as successful as our construction industry and
establish a similar level of reputation abroad.
question. We gladly see that the awareness of
Unfortunately, the operations of the Turkish
technical consultancy services industry abroad
have been very limited. Only 10% of our firms
provide services in other countries.
been undertaken in Libya, the first market where
It is a priority for our Ministry to ensure that the
Turkish technical consultancy industry becomes
stronger and is positioned in global markets.
Thus, the technical consultancy industry has a
high potential for becoming much more successful
abroad if its advantages such as our country's
qualified manpower, technological capacity, work
experience, discipline, geographical location, and
political and cultural affinity with major countries
in the market and full cooperation and
collaboration are ensured.
were the last to leave and the first to return to
T
Supporting overseas operations of our technical
consultancy firms in order to transform this
existing capacity into export of services has
become a key priority and opening up the
industry to the rest of the world has become as
important as export of goods and tourism.
In that context and with a view to enable our
technical consultancy industry to open up to the
world, a support program targeting the overseas
operations of technical consultancy firms was
launched by the Undersecretary's Office in 2004
and the program is designed to increase the
export of goods and services from Turkey. Top
priority of the support program is to win larger
projects and to establish long-term presence in
the current markets while ensuring penetration
into new markets.
BAKANDAN
International Dimension of
Turkish Technical Consultancy Services
technical consultancy firms on the program is
gradually increasing in parallel with the growing
number of applications. We will take even bigger
steps toward the targeted markets as a result of
our increasing incentives and contracts of desired
sizes will be secured.
As you may know, Libya is the third largest
market for our construction industry. So far, a
total of 543 projects worth US$ 27.8 billion have
our contractors entered in 1972. Our contractors
took side with the Libyan people during the
revolution which started in February 2011 and
Libya.
Moreover, our contractors also demonstrated
their support for the Libyan people during the
process of returning to the country by undertaking
renovations
and
reconstruction
of
public
buildings under our Ministry's coordination. Our
contractors worked painstakingly to renovate and
rebuild a total of 15 public buildings, including
seven police stations, three schools, two health
care units, an airport terminal building and a
mosque and all were handed over to the Libyan
authorities.
Meanwhile, contacts with the Libyan Government
which embarked upon a restructuring process
after the revolution were always maintained at the
highest level. I led four formal visits to Libya
during the process which started with the Prime
Minister's visit in September 2011. In addition,
the leader of the interim government paid his first
visit to Turkey immediately after its formation
while the Libyan President and Prime Minister
visited our country after the elections. In that
sense, our relations with Libya continue at the
highest level.
Our contractors have been clearly successful in
Libya, a major market, and I am confident that the
To provide government subsidies under the
program in line with specific strategic goals,
the Official Bulletin No. 2012/3 which was
promulgated in June 2012 in order to facilitate the
application process and the number of items
benefiting from subsidies was further increased.
technical consultancy industry will be equally
An amount sufficient to cover all applications for
incentive was allocated to the Directorate
General for Free Zones and Overseas Investments
and Services in 2013 as part of the program in
consultancy services industry and to help it open
successful. Having accomplished to enter this key
market, it will successfully carry out even bigger
projects in the near future. In that sense, I would
like to reiterate that we are ready to support all
kinds of efforts to promote the Turkish technical
up to the rest of the world and I would like to take
this opportunity to wish success to all of the
Zafer ÇAĞLAYAN Ekonomi Bakanı
Zafer ÇAĞLAYAN, Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi,
Makine Mühendisliği bölümünden 1980 yılında mezun oldu.
Aynı yıl iş hayatına başladı ve sanayiciliğe adım attı.
1987 yılında Ankara Sanayi Odası seçimlerinde, en genç sanayici olarak Oda Meclisi Üyeliği'ne seçildi. Hemen 2 yıl sonra
1989 yılında ASO Yönetim Kurulu Üyesi olan ÇAĞLAYAN,
önce muhasip üye, ardından da 1991'den itibaren 4 yıl süreyle
ASO Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yaptı.
ÇAĞLAYAN, Kasım 1995 tarihinde yapılan seçimlerde en
genç ASO Başkanı olarak Ankara Sanayi Odası (ASO)
Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçildi. ASO'nun en uzun süre
görev yapan başkanı olarak o tarihten beri (12 yıl) bu görevi
sürdürdü.
ÇAĞLAYAN, 1999 yılında yaşanan Ağustos depremi sonrası
70 bin kişinin yararlandığı ve devletin 1 milyar Alman Markı
gelir sağladığı Bedelli Askerlik, Deprem Tahvili, Kamu
Arazilerinin ve Milletvekili Lojmanlarının Satışı, Türk işadamlarına Vize kolaylığı getirilmesi, Bölgesel Asgari Ücret ve
70 bin KOBİ için geliştirdiği ve daha sonra yasallaşan
Anadolu Yaklaşımı projelerini gündeme getirdi.
Sanayici ve ASO Başkanı olarak, Genel Ekonomi, Üretim,
İşsizlik, Sanayi, Ticaret, KOBİ'ler ve Esnaflar ile ilgili olarak
hazırladığı önemli çalışma, proje ve önerileriyle Türkiye'nin
gelişmesine katkıda bulundu.
1996-1998, 2002-2005 yılları arasında ülkemiz özel sektörünün çatı örgütü olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Başkan Yardımcısı olarak da görev yapan ÇAĞLAYAN, aynı göreve 2005 Mayıs ayında 2005-2009 dönemi için
yeniden seçildi.
Zafer ÇAĞLAYAN ayrıca, TOBB ETÜ (TOBB Ekonomi
Teknoloji Üniversitesi) ile TEPAV Türkiye Ekonomi
Araştırma Vakfı Mütevelli Heyet Üyesidir.
Zafer ÇAĞLAYAN, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde, AK
PARTİ Ankara 2. Bölgeden Milletvekili seçildi. 29 Ağustos
2007 - 01 Mayıs 2009 tarihleri arasında 60. Hükümette Sanayi
ve Ticaret Bakanı olarak görev aldı.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı görevinde “Girişimci Bilgi
Sistemi”ni kurdu, “Sıfır Faizli Cansuyu Kredisi” uygulamasını başlattı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa esnaf ve sanatkarların KOSGEB Kredilerinden faydalanması yolunu açtı. AB
Katılım Müzakereleri 27 sektörün analizleri yapılarak “Sanayi
Strateji Belgeleri” hazırlandı ve AB’ye teslim edildi.
01 Mayıs 2009 – 6 Temmuz 2011 tarihleri arasında Dış
Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenen Zafer
Çağlayan, 12 Haziran 2011 tarihinde Mersin’den AK Parti
milletvekili seçildi. Zafer Çağlayan, 6 Temmuz 2011 tarihinde kurulan Ekonomi Bakanlığının ilk ekonomi bakanı olarak
61. Hükümette görev aldı.
1957 yılında Muş'ta doğan ÇAĞLAYAN, İngilizce biliyor.
Evli ve iki çocuk babasıdır.
members of the technical consultancy industry.
NİSAN2013 5
Munis ÖZER
Libya’nın Yeniden Yapılandırılması
Türk Teknik Müşavirlik Hizmetleri
ürk inşaat sektörünün yurtdışına
açılması, mesleğimizin duayenleri
Sezai Türkeş ve Fevzi Akkaya’nın
1972 yılında Libya’da Trablus Limanı
Projesi’ni üstlenmesi ile başlamıştır. Bu
proje, Türk inşaat sektörünün yurtdışındaki ilk resmi projesi olmasının yanı sıra,
inşaat faaliyetlerinin yenilikçi bir vizyonla
gerçekleştirilmesi, Türkiye dışında işleyişi, gümrükleme ve farklı kanun yapıları
içinde faaliyet gösterme konularında bir
model olması açısından büyük bir önem
taşır.
T
önemli ülke konumundadır. Libya’nın Türk
girişimcilere sunduğu imkan ve avantajları şöyle sıralayabiliriz;
• Libya – Türkiye arasında vize uygulaması yoktur. Yani Avrupalı ve Amerikalı
teknik müşavirlerin vize için aşmaları
gereken hayli yoğun bürokratik engeller
bizler için ortadan kalkmıştır.
• THY’nin karşılıklı olarak Trablus’a günde
iki; Bingazi ve Misruata’ya ise günde bir
sefer uçuşları vardır.
rımcı kuruluşları şöyle sıralayabiliriz;
➢ Libya Planlama Bakanlığı
(Libya Ministry of Planning)
Libya halkının refahına etkin bir biçimde
katkıda bulunmak ve sürdürülebilir bir kalkınma yaratmak için planlama yapma yetkisine sahip bakanlıktır. Kalkınma programı ve projeleri, Planlama Bakanlığı’nın
görevidir. 17 Şubat devriminden sonra
çeşitli safhalarda iken durdurulan veya
askıya alınan projelerin değerlendirilmesi,
Planlama Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Bakanlık tarafından bu projelerden hangilerinin ne şekilde başlayacağı
konusunda müşavirlik hizmetleri beklenmektedir.
➢ Libya İskan ve Altyapı Bakanlığı
(Libya Ministry of Housing and
Infrastructure)
Bu projeyi takiben Türk inşaat sektörü,
1980’li yıllarda Libya’da bir çok önemli
proje üstlenmiş ve yurtdışı deneyimlerini
arttırmıştır. Türk inşaat firmaları, Libya’da
bugüne kadar yaklaşık 28 milyar dolarlık
iş yapmışlardır. Türk inşaat sektörünün,
Libya’da 2005 yılından günümüze kadar
aldığı işlerin toplam tutarı ise 11 milyar
doların üzerindedir.
Türk teknik müşavirlik sektörünün yurtdışındaki ilk deneyimi ise Doç. Dr. Yalçın
Tezcan’ın yazısında da belirttiği gibi
1980’li yıllarda başlar. Ancak aradan
geçen 30 seneyi aşkın süreçte, teknik
müşavirlik sektörümüz müteahhitlik sektörünün yurtdışındaki başarılı performansını
maalesef yakalayamamıştır.
Ben, 2000’li yıllarda yeniden hareketlenen
ve Şubat 2011‘de başlayan demokratikleşme mücadelesine kadar yükselen bir
grafik çizen Türk inşaat firmalarının
Libya’da ikinci nesil yapılanması diyebileceğimiz süreçte, Libya’da sektörümüzle
ilgili faaliyetlerde bulundum. Ayrıca
Libya’nın, gerek demokratikleşme mücadelesi, gerekse demokrasiye geçiş sürecindeki gelişmelerini yakından takip etme
imkanı buldum. Bu bilgi ve deneyimlerin
ışığında, Demokratik Libya’nın yeniden
yapılandırılması sürecinde kısa ve uzun
vadede Türk teknik müşavirlik sektörünün
aksiyon planı ve beklentileri konusunda
düşüncelerimi sizinle paylaşmak isterim.
Yukarıda bahsetmiş olduğum üzere, Türk
İnşaat Sektörünün yurtdışında ilk mevcudiyetine imkan sağlayan Libya, yeni
dönemde de pozisyonu ve Türk Teknik
Müşavirlik sektörü içindeki yeri ile en
6 SAYI28
• Türk mühendislik ve mimarlık şirketlerine Libya’da şube açabilme ve diğer
Libyalı müşavir, mühendislik firmaları ile
ortaklık yapabilme imkanları sağlanmıştır. Bu konu ile ilgili olarak, yazımda özet
bilgileri de aktarıyorum.
• Libya ile kültürel ve tarihi bağlarımız da
önemli bir avantaj sağlamaktadır. Libya
yaklaşık 370 yıl boyunca (1551-1921)
Osmanlı idaresi altında kalmıştır
ve nüfusunun %97’si müslümandır.
Libyalılar, gerek ortak tarihimiz, gerekse
din birliğimiz nedeniyle Türklere ve
Türk şirketlerine yakınlık göstermektedirler. Ayrıca, son demokratikleşme
mücadelesi ve demokrasiye geçiş
süresince hükümetimizin uyguladığı
başarılı politikalar, iki ülke arasındaki
yakınlığı pekiştirmiştir. Türk TV dizilerinin ve İstanbul’un Libya’daki popülaritesi ise biz Türklere karşı olan sempatiyi daha da arttırmaktadır.
Yukarıda değinmeye çalıştığım önemli
avantajlar ve ayrıcalıkların, Türk müşavir
ve mühendislerini önceki dönemde
Libya’da tüm önemli projeleri sahiplenen
Avrupalı ve Amerikalı teknik müşavirlik
devleri ile yarış edebilme yönünde cesaretlendirmek için yeterli olduğunu düşünüyorum. Daha önce birlikte çalıştığımız
Libya’lı otoriteler, konglemera yapısındaki
çok uluslu teknik müşavirlik şirketlerindeki yoğun bürokrasi nedeni ile şikayetçi
olmuşlar ve daha dinamik ve enerjik orta
ölçekli firmalarla çalışma arzularını daima
dile getirmişlerdir.
Libya’da sektörümüzle ilgili olan ve yeni
dönemde de etkin olması beklenen yatı-
Bu Bakanlığa bağlı iki kuruluş olan ODAC
ve HIB, inşaat sektörü açısından en
önemli yatırımlardan sorumludurlar.
• İdari Merkezlerin Geliştirilmesi Kurumu
(Organization for Development and
Administrative Centers - ODAC): 1989
yılında kurulmuştur ve Libya’daki kamu
projelerinin tasarım ve yapımını yürütür.
Başlıca faaliyet alanları; kamu binaları,
konut kompleksleri, parklar, hastaneler,
üniversite kampüsleri, okullar, medya
merkezleri ile tarihi eserlerin restorasyonuna ait tasarım ve inşaat işleridir.
• Altyapı ve İskan Kurumu (Housing
and Infrastructure Board - HIB):
Altyapı ve kentsel gelişim projelerinden
sorumlu kurumdur. Kentsel gelişim kapsamında konut projeleri de yer almaktadır. Az gelişmiş bölgelerdeki yerleşimlerin modern bir yapıya kavuşması için
yatırımlar yapmaktadır.
➢ Libya Ulaştırma Bakanlığı (Libya
Ministry of Transportation)
Karayolları ve köprüler, demiryolları
ve havaalanları idareleri Ulaştırma
Bakanlığı’na bağlıdır.
Libya’daki kara ulaşımı, ülkeyi batıdan
doğuya kateden sahil yolu ve iç kesimlere ulaşımı sağlayan diğer yolları kapsar.
Karayolları ile ilgili olarak, Tunus sınırından Mısır sınırına kadar uzanan her iki
yönde üçer şeritli yeni otoyol projesi
tasarlanma aşamasındadır. Aynı zamanda mevcut yolların yenilenmesi çalışmaları da devam etmektedir.
Libya’da şu anda çalışmakta olan bir
TEMA
Programında
demiryolu yoktur. 2000’li yıllarda başlayan
çalışmalarla, kuzeyde kıyı şeridine paralel
olarak ülkeyi baştan başa kateden bir
demiryolunun (Kuzey Afrika Hattı) planlanması ve projelendirilmesi başlamış;
2008 yılında yapım ve müşavirlik ihaleleri
tamamlanmıştır.
Libya’da havaalanlarının yenilenmesi
konusu ise çok önemli ve acil bir konudur.
Başlamış olan Tripoli ve Bingazi
Havaalanları inşaatlarının yanısıra, bir çok
önemli merkezlerdeki havaalanlarının
modernizasyonu ve ilave havaalanı inşaatları öncelik kazanmıştır.
➢ Su Temini ve Dağıtımı
Libya’daki su havzaları toplam 1000012000 km3 su ihtiva eder. Bilim adamları
bu rezervin Nil Nehri’nin 200 yıllık
akımına eşit olduğunu söylemektedir.
Desalinasyonla elde edilen suya oranla
çok daha düşük maliyetle mevcut yeraltı
su rezervlerinden suyun elde edilmesi,
yerleşim ve tarım alanlarına taşınması ve
dağıtımı aşağıdaki iki kamu kurumu tarafından yürütülmektedir.
• İnsan Yapımı Nehir Projesi İdaresi
(Man-Made River Project Authority MMRA)
➢ Libya Elektrik İdaresi (General
Electricity Company of Libya GECOL)
Libya’’da enerji üretimi ve dağıtımından
sorumlu kurumdur. Ülkenin enerji planlamaları ve yatırımları GECOL tarafından
yürütülmektedir. Yeni dönemde ülke
çapında, ulusal enerji politikasının, planlanmasının ve yatırımların gözden geçirilerek değerlendirilmesi hedeflenmektedir.
Enerji sektöründe tecrübesi olan firmalarımız için önemli bir iş potansiyeli vaat
etmektedir.
Bu sıraladığım kamu kuruluşlarının yanısıra, Libya Yatırım ve Kalkınma Şirketi
(Libyan Investment and Development
Company - LIDCO), Libya Altyapı
Mühendislik ve Müşavirlik Ofisi (Libya
Engineering Consultancy for Utilities),
Libya Yatırım İdaresi (Libyan Investment
Authority) sektörümüzle ilgili diğer önemli
kuruluşlardır.
Libya Ekonomi Bakanlığı’nın, Libya’da
yeni dönemde yabancıların şirketlerdeki
ortaklığı ve yabancı şirketlerin şube ve
temsilcilik ofisi açabilmelerine ait 2072012 nolu yönetmeliklerinden de kısaca
bahsetmek isterim.
Büyük Nehir Projesi, 1984 yılında başlatılmış, ve bu proje ile güneydeki büyük yeraltı su havzalarından temin edilen suyun
sahil şeridine kullanım ve sulama ihtiyaçlarını karşılamak için aktarılması hedeflenmiştir. Günümüze kadar yaklaşık yatırım bedeli 20 milyar Amerikan Dolarını
geçen bu proje, şu anda 3. faz çalışmaları safhasındadır.
• Joint Stock, Joint Venture veya
Limited Liability Joint Venture: Bu
şirketlerin yönetim kurulu başkanının
Libyalı olma şartı vardır. Ayrıca Joint
Venture’da yabancıların payı %49’u
geçemez. Bazı özel durumlarda
Ekonomi Bakanlığı’nın özel yetkisi ile bu
oran arttırılabilir fakat hiç bir zaman
%60’tan fazla olamaz.
• İnsan
Yapımı
Nehir
Projesi
Uygulama Teşkilatı (Man-Made River
Water Utilization Authority - MRUA)
Joint-stock olarak kurulan joint-venture
firmaların sermayesi bir milyon Libya
Dinarı veya deklare edilen nakit kapitalin onda üçünden az olamaz. Joint-venture’lar Libyalı ve yabancı bireylerin teşkil ettikleri Limited Firmalar (Limited
Liability Company) olarak da kurulabilirler, bu durumda sermayeleri 50 000
LD’den (Libya Dinarı) az olamaz.
Bu idare ise MMRA tarafından ulaştırılan
suyun tarımsal sulama ve kullanım için
dağıtımıyla ilgili bölümünü üstlenmiştir.
• Yabancı şirketlerin branş ofisleri
(şubeleri): Şubeler 5 yıllık yenilenebilir
periyotlar için açılabilir. Şubenin açılabilmesi için 250 000 LD’nin depozit olarak yatırılması gerekmektedir. Şube
müdürü veya yardımcısının Libyalı
olması zorunluluğu vardır. Libya’daki
Şube Ofisleri aşağıda yer alan konulardaki aktivitelerde çalışabilirler.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Yapım ve İnşaat İşleri,
Elektrik,
Petrol Endüstrisi,
Telekominikasyon,
Endüstri,
Topografik Ölçüm ve Planlama,
Çevre Koruma,
Bilgisayar Endüstrisi,
Teknik Araştırmalar, Eğitim ve
Danışmanlık,
10. Sağlık Sektörü,
11. Hava Ulaşımı.
Mimarlık, Müşavirlik ve Mühendislik sektörünü ilgilendiren konular; 6, 7 ve 9 nolu
aktivitelerde tanımlanmaktadır.
• Temsilcilik Ofisi: Libya Ekonomi
Bakanlığı’nın izni ile 2 senede bir yenilenebilir temsilcilik ofisleri açılabilir.
Gerekli şartlardan birisi, Libya bankalarında bir hesap açılması ve buradaki
bakiyenin hiç bir zaman 150 000 LD’nin
altına düşmemesidir.
Bu bilgiler ışığında diyebiliriz ki, Türk
Teknik Müşavirlik firmalarının Libya’da
faaliyet gösterebilmeleri için, orada şube
açmaları veya Libyalı bir şirket ya da
ortakla Joint-Stock yapmaları gerekmektedir.
Bildiğiniz gibi, Libya’da seçimle gelen ve
18 ay süreyle görev üstlenen geçici hükümet, yeni anayasanın hazırlanması ve acil
yatırımların
gerçekleştirilmesinden
sorumludur. Bu hükümet 2013 yılı planlamasında, su, elektrik ve yollara öncelik
vermiş ve 2013 taslak bütçesinin %60’ını
bu konulara ayırmıştır. 2014 yılı başında
planlanan seçimle iş başına gelecek olan
hükümet ile kamu yatırımlarına hız verilecek ve Libya’nın yeniden yapılandırılmasında Türk Müteahhitlik ve Teknik
Müşavirlik Firmalarına önemli görevler
düşecektir. Bu görevleri üstlenebilmemiz
için, hiç vakit kaybetmeden, şu anda tüm
yabancı firmaların yokluğunda boşalan
dost ve kardeş Libya pazarında girişimlerde bulunmalıyız.
Bu çalışmalarımızda, Türkiye Cumhuriyeti
Ekonomi Bakanlığı’nın teknik müşavirlik
hizmetlerine sağladığı devlet yardımları,
bizlere ayrı bir güven ve güç sağlamaktadır.
Türk
Müşavirlik
Sektörü’ne,
Yeni
Demokratik Libya pazarında başarılar
diliyorum.
NİSAN2013 7
Munis ÖZER
Turkish Technical Consultancy Services For
Libya’s Rebuilding Program
he overseas adventure of the Turkish
Construction Industry had started when
two doyens of our profession; Sezai Türkeş
and Fevzi Akkaya undertook the construction
of Tripoli Port project in Libya in 1972.
T
Following this project, during the 1980’s,
Turkish Construction Contractors undersigned many major overseas projects in Libya
and acquired considerable overseas experience.
Turkish Consultancy sector, too, received its
first overseas commission in 1980’s.
I have been a part of our sectoral activities in
Libya during what we may call Turkish
Construction Sector’s second generation
restructuring there, which had re-started in
the year 2000 at a slow pace and showed a
rising trend until February 2011 when
the struggle for democratization in Libya
started. I have also had the opportunity
to witness closely Libya’s struggle for
democratization and later the country’s
transition to democracy. I would like to share
with you my thoughts about the democratic
Libya’s reconstruction and the role Turkish
Consultancy sector can play in this endeavor
and the sector’s action plan and its expectations.
Opportunities and advantages of Libya for
Turkish promoters are listed below:
• Turkish citizens can travel to Libya
without a visa. THY flies to Tripoli twice a
day, and to Benghazi and Misruatha once
a day.
• Libya provides to Turkish Architectural
and Engineering firms opportunities to
open a branch office in Libya and to enter
in to partnership agreements with Libyan
consulting firms.
• The cultural and historical ties between
Turkey and Libya offer a unique advantage
to Turkish firms.
I believe the factors I have been mentioning
above will encourage Turkish consulting and
engineering firms and they will see that they
are capable of competing with giant European
and American firms which so far have been
winning all mega projects in Libya.
We have been hearing complaints from some
of the Libyan Authorities about the corporate
bureaucracy and lack of flexibility of large
multinational consultant firms. They have
been favoring medium size companies as they
are more energetic and dynamic.
Main public investment authorities of Libya
which are related to our sector are described
in below paragraphs.
8 SAYI28
Libyan Planning Ministry ensures that the
country undergoes a steady and sustainable
development and growth.
I wish the Turkish Consultancy sector in the
New Democratic Libya success with all my
heart.
Libyan Ministry of Housing and
Infrastructure with its two organizations;
ODAC and HIB is responsible for major
investment projects in construction industry.
Libyan Ministry of Transportation overseas
the operations of the directorates of roads and
bridges, railroad authorities, and airports.
Man-Made River Project Authority, MMRA
was started in 1984 with the aim of conveying
the water from the water fields in the South of
Libya to Northern coastal region for domestic
use and irrigational purposes.
Man Made River Water Utilization
Authority, MRUA is tasked with the
responsibility to distribute the water for
irrigation and domestic usage.
General Electricity Company of Libya,
GECOL is responsible for the generation and
distribution of Electric Power in Libya.
In addition to the Ministries and Government
Organizations listed above Libyan Investment
and Development Company, LIBCO,
Engineering Consultancy for Utilities and
Libyan Investment Authority are three other
important organizations related to the
activities of our sector.
I would also like to mention briefly
the regulation no. 207-2012 issued by the
Libyan Ministry of Economy regarding the
establishment of branch and representation
offices in Libya as well as forming of joint
stock companies with Libyan firms.
The Turkish Consulting Engineering firms
wishing to operate in Libya have to legalize
their presence in Libya in one of the forms
explained above.
At the present time Libya is ruled by a government selected by a democratic process at 7th
of July, 2012. The New General National
Congress will stay in power for 18 months.
The General National Congress’ priority is
to draw up Libya’s new constitution and to
concentrate on urgent infrastructure projects
comprising 60% of the construction budget.
The main areas of focus are electricity, water
and roads. We believe the Turkish companies
will be very competitive in winning contracts
from the new construction projects in Libya.
In all our endeavors to open the Turkish
Consulting Engineering companies to
new market, we acknowledge the invaluable
support of the Turkish Ministry of Economy.
Munis ÖZER
1976 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden
mezun olan Munis Özer, 1980 yılında
yine Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde
yüksek lisansını tamamlamıştır. 19771987 yılları arasında, GEMAŞ A.Ş.’de,
uluslararası önemli projelerde ve çeşitli
NATO altyapı yatırımlarında, proje
müdürü olarak çalışmıştır.
1987’de iki meslektaşı ile birlikte TMA
Mühendislik Ltd. Şti’yi kurmuş ve sayısız projede gerek Proje Müdürü gerekse
Üst Düzey Yönetici olarak görev almıştır. TMA Mühendislik Ltd. Şti ortağı
olarak, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında pek çok projenin yönetiminden
sorumludur. Libya’da on yıl süreyle aralıksız yönettiği projeler, su taşıma sistemleri pompa istasyonlarının, otoyolların, alt yapı çalışmalarının, tüm hidrolik,
altyapı, statik, elektrik ve enstrumantasyon tasarımlarını içerir. Amerikan Hava
Kuvvetleri ve Amerikan Büyükelçiliği
ile ilgili projelerde ise yine projelerin
koordinasyon ve inşaat tasarımlarından
sorumlu olarak çalışmaktadır.
Şu anda Kosovo Priştine ve Kahire
Uluslararası Havaalanları projelerini
yönetmektedir.
Munis Özer, TMMMB Kurumsal üyesidir.
Celal AKIN
Yurt Dışı Mühendislik
Hizmetlerinin Dünü ve Bugünü
Yurtdışı mühendislik hizmetleri ihracatı,
müteahhitlerimizin yurtdışında iş almaları ile başlamıştır. Başlangıçta, yüklenici
firmalarımızın aldığı işlerin uygulama
projeleri yapılarak ülkemiz dışında hizmet verilmeye başlanmıştır.
Yöneticisi olduğum firmanın ilk yurtdışı
deneyimi, 1980’lerin başında Saudi
Arabistan’da bir Türk Firmasına
İçmesuyu İsale Hattı ile çeşitli büyüklükte su depoları uygulama projelerinin
yapımı ile başlamıştı. 2000’li yılların başlarına kadar müşavirlik firmalarımız yurtdışında, kamu ve özel sektör kuruluşlarından ihale ile veya doğrudan sınırlı
sayıda iş almışlardır. Son 10-15 yıldır ise
belirli sayıda firmamız, yüklenicilerimizden bağımsız olarak yurtdışında iş yapmaktadır. Bir başka ifade ile, yurtdışında
düzenli olarak ihalelere giren, iş alan ve
işlerini başarı ile tamamlayan firma sayısının giderek arttığını söyleyebiliriz.
Yurtdışında iş alınırken yaşanan zorluklar :
• Genelde sınırlı sayıda istekliye yeterlilik verilmektedir. Yeterlilik için istenen
belgeler, öncelikle iş bitirme belgeleri,
istenen pozisyonlara uygun deneyimli
personel ile ilgili bilgi ve belgeler ile
bilanço ve cirolardan oluşmaktadır.
Uluslararası büyük müşavirlik firmalarının mevcut deneyim ve kapasiteleri
dikkate alındığında, belirli sayıda firmanın arasına girerek yeterlilik almak
oldukça zor olmaktadır. İhalelerde son
5-7 yıl içinde en az 3-4 benzer iş bitirmiş olma şartı aranmaktadır. Buna ek
olarak personellerde de uluslararası
deneyimler öncelikli olarak değerlendirilmektedir. Benzer iş bitirme ve personel engelini aşsanız dahi, ciro
engeli önünüzde durmaktadır.
• Diğer önemli bir konu da önyargılardır.
İdareler, genelde gelişmiş ülkelerin
büyük müşavirlik kuruluşları ile çalışmaya alışmışlardır. Ülkemiz firmaları
yurtdışında diğer uluslararası müşavirlere nazaran daha az tanınmaktadır.
Bu nedenle, risk teşkil ettiğimizi
düşünmekte ve iş verirken kılı kırk yarmaktadırlar.
Yurtdışında iş yaparken yaşanan sorunlar :
• Diyelim ki tüm bu zorlukları aşarak işi
aldık. İşi başarı ile tamamlamakta
sorunlar yaşayabilmekteyiz. Bu işler-
10 SAYI28
de şirketinizi temsil ettiğiniz kadar,
ülkenizi ve ülkeniz müşavirlik kalitesini
de temsil ediyorsunuz. Yani sorumluluğunuz büyük. Yeni bir ülkeye giriyorsunuz, ülke şartlarını pek bilmiyorsunuz, İdare’leri pek tanımıyorsunuz.
Bütün bunları ihalelere girmeden ya
da sözleşme imzalamadan iyice etüd
etmemiz gerekiyor. Çünkü gittiğimiz
ülkelerdeki mühendislik bilgi düzeyi
oldukça iyi durumda. Görevli mühendis,uzman ve yöneticilerin çoğu yurtdışı eğitimi almış, çoğu ana dillerinden başka en az bir yabancı dil bilmekte. Bu idareler bugüne kadar
hepimizce de bilinen uluslararası
müşavirler ile çalışmış. Dolayısı ile
beklenti daha büyük. Farkındalık yaratabilmek için, bilgi birikiminiz ve
yabancı dil bilen mühendislerinizle bu
müşavirlerden daha iyi bir hizmet vermek ve beklentiyi karşılamak zorundasınız.
• Deneyimli personelimizin bir kısmı
yurtdışında iş yapacak düzeyde
yabancı dil bilmemektedir. Bilenleri
ise, uzun süreli yurtdışına göndermek
sorun olmaktadır.
• Raporlama ve sunuş tekniklerinde
geliştirmemiz gereken yönler var.
Bildiğimizi ve ürettiğimizi yeterince
satamıyoruz.
• Özellikle kontrolluk sözleşmelerinde,
uluslararası deneyime sahip ve iyi
derecede yabancı dil bilen eleman
bulmakta sorunlar yaşamaktayız. Bu
nedenle, bu sözleşmeleri yönetmekte
zorlanıyoruz.
Sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum.
Az gelişmiş bir ülkede bir otoyolun
uygulama projelerinin hazırlanması ihalesini kazanmıştık. Güzergah projelerini
tamamlayıp, köprü projelerine geldiğimizde köprü tip seçim raporumuzu sunmuştuk. Genelde arkadaşlarım ülkemizde yaptığımız köprü tipleri arasında
kıyaslama yaparak önerilerini sunmuşlardı. Raporu inceleyen genç bir yerel
mühendis aynen şunu söyledi. “Bu
köprü tiplerini unutun. Estetik ve köprü
teknolojilerindeki son uygulamalara
yönelik köprü tiplerini araştırın ve
sunun”. Dünyada artık herkes herşeyi
takip ediyor ve en son teknolojiyi istiyor.
Haklı da.
Yurtdışında yaptığınız işte başarısız olur
iseniz firmanızın başarısızlığından çok,
“Türkler şu işi aldı yapamadılar” şeklindeki değerlendirmeler yapılmaktadır.
Yani başarısızlık, firmaya değil, sektördeki tüm firmalara hatta ülkeye mal edilmektedir. Bu konu çok çok önemlidir.
Son 10 yıldır yurtdışında 6-7 ülkede iş
yapıyoruz. Bu süreç içinde edindiğimiz
deneyimlerden çıkardığım önerileri şöylece sıralayabilirim :
• Yurtdışında iş alırken, en iyi bildiğiniz
sektörleri tercih ediniz.
• Kesinlikle işi, iş aldığınız ülkede yapın.
Yerel şartları bilmeden, idarelerle
yakın temasta olmadan yapılan işin
başarı şansı az olacaktır.
• Belirli hedef ülkeler belirleyin. O ülkede yerleşin. Gerekirse yerel şartları
öğrenmek ve kapasitenizi test etmek
için daha küçük bedelli işlerle başlayın. Başardıkça, iş alma ve yapma
şansınız artacaktır.
• Zayıf olduğumuz alanlarda, deneyimli
yabancı uzmanlar kullanın.
• İş aldığınızda, o ülkeye gidip, iş süresince o ülkede yaşayacak, çok iyi
lisan bilen deneyimli personeliniz
yoksa, hiç almayın daha iyi.
• Belirli bir ekonomik güce ulaşmadan
yurtdışında iş yapmanın zor olduğunu
biliyorum. Hakedişlerdeki gecikmelerin, ekonomik gücünüze olası risklerini
mutlaka hesap edin.
• Teknik kapasitenizi en üst düzeye
çıkarın. Çünkü sektörümüzün dünya
devleri ile kıyaslanacaksınız.
• Yurtdışında büyük firmalarda çalışmış
deneyimli Türk mühendisleri firmanıza
kazandırın. Yurtdışı işlerinizde onların
katkısı çok olacaktır.
Yüksel Proje olarak 12 yıldır yurdışında
çalışmaktayız. Bugün itibari ile iş kapasitemizi sizinle paylaşmak istiyorum:
• Cezayir’de 2009 yılından beri çalışmaktayız. Devlet ihalelerine katılarak
üç adet iş alınmıştır. İşlerin toplam
sözleşme bedeli 35 milyon Avro’dur.
Bu işlerin ikisi raylı toplu taşıma sistemi proje ve kontrolluk hizmetleri, diğeri ise bir otoyolun mühendislik hizmetleridir.
TEMA
• Libya’da 10 yıldır hizmet vermekteyiz.
Çeşitli yol, altyapı proje ve kontrolluk
hizmetlerini
gerçekleştirmekteyiz.
Tamamladığımız işleri toplam bedeli
50 milyon Dolar civarındadır. İki şehrin
altyapı inşaatları kontrolluğu ile 400
km’lik bir otoyolun projelendirme hizmetleri devam etmektedir.
• Azerbaycan’da üç adet karayolu
inşaatı kontrolluk hizmetleri ile 100
km’lik bir karayolu uygulama projeleri
yapılmaktadır. Sözleşme bedelleri toplamı 25 milyon Dolar’dır.
• Ayrıca
Bulgaristan,
Irak
ve
Gürcistan’da metro, karayolu ve
demiryolu proje ve kontrolluk hizmetleri devam etmektedir.
Sonuç olarak;
Mühendislik hizmet ihracını arttırmak
için, yapmamız gereken şey, ülkemizdeki mühendislik hizmet kalitesinin yükseltimesi olmalıdır. Önce kendi ülkemizde
kaliteli işler yapıp, yeterince deneyim
kazandıktan sonra yurtdışına açılmak
işin doğrusudur. Bu konuda kamu kurum
ve kuruluşlarına da önemli görevler düşmektedir. Ayrıca çuvaldızı kendimize
batırıp, kendi yanlış ve eksikliklerimizi
çekinmeden tartışmalı ve özeleştiri yapmalıyız. Eğer bu özeleştiriler sonucunda
doğruları yakalayarak gerekli tedbirleri
alırsak uzun vadede Türk Müşavirlik
Sektörü’nün yurtdışında iş yapma kapasitesi artacaktır.
International Engineering
Services Abroad – Past &
Present
Exporting engineering design services by
Turkish design and consultancy firms
initiated as Turkish constracters started
to expand their business abroad. Initially,
these services were limited to application
projects for the contracts awarded to
Turkish companies abroad.
Until around year 2000, Turkish consultancy and design firms only won limited
number of contracts abroad, either by
entering bids or by direct procurement
from governments or private sector. In the
last 10-15 years however, a limited
number of Turkish consultancy firms has
been performing design and consultancy
works independently from Turkish
constractors.
The difficulties faced by the Turkish
consulting companies in winning tenders
abroad can be listed as follows:
• Heavy qualification requirements such
as 3-4 similar work experience within
the last 5-7 years, experienced personnel in international projects, annual
turnovers.
• The other important issue is the
prejudices against Turkish consulting
firms. Clients are generally used
to working with big international
consulting firms from developed
countries. Turkish companies are not
known well abroad. Therefore, they
consider that working with Turkish
companies are risky and make it very
difficult for them in awarding the
contract.
The difficulties encountered after
winning the contracts can be listed as
follows:
• Expectations from Turkish Consultants
are higher than the other known
international consultants.
• Decent knowledge of some Turkish
Engineers in foreign languages to work
in international projects.
• Turkish Consultants must develop
themselves a little bit in preparing
reports and presentation techniques.
They can not present enough their
know-how and products
• Difficulties in finding qualified and
experienced engineers who have
worked abroad before and have good
knowledge of foreign languages.
We have been carrying out business in 6
to 7 different countries in the last 10
years. I can list the lessons learned and
experiences we have gained abroad as
follows:
• Choose the sector you best know in
getting jobs abroad.
• Give your services absolutely in that
country. The chance of success is low
without knowing the local conditions in
that country or being in close contact
with local authorities.
• Choose certain target countries. Settle
in those countries.
• Work with experienced foreign
specialists in the areas where you think
your company does not have enough
experience.
• Don’t even attempt to win the contract
in a foreign country if you do not have
the personnel who will live in that
country during the period of the work
and also have a good knowledge in
foreign languages.
• Always estimate the financial risks
of delays in interim payments to your
economic power.
• You will be compared with the world
giants in your sector while doing
business abroad. Therefore, increase
your technical capacity to the highest
standards.
• Try to work with Turkish engineers
who have worked for big international
consulting companies abroad before.
Finally,
We should first raise the standards of
engineering services in our own country
in order to export our services abroad. It
would be best to perform qualified
services in Turkey first, gain enough
experience in our own country and then
try to win and complete contracts abroad.
We should also be willing to do self-criticism
and discuss what we are missing or doing
wrong. The capacity of Turkish
consulting and design firms taking
contracts abroad will increase if we
reach to correct conclusions at the end of
these discussions and self-criticism.
Celal AKIN
1980 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümünden
mezun olmuştur. Mezuniyeti ile birlikte Yüksel Proje ailesine katılmıştır. 1987 yılında Genel Müdür
Yardımcısı, 1991 yılında Genel
Müdür, 2001 yılında ise Yönetim
Kurul Başkanı olmuştur. Halen bu
görevi sürdürmektedir.
NİSAN2013 11
Mehmet DÖNMEZ
LİBYA Demiryolu Projeleri
ibya’da Demiryolu Projeleri,
Ulaştırma Bakanlığı Demiryolu
Proje Yönetimi İdaresi tarafından
planlanmakta ve inşa ettirilmektedir.
Ülkede demiryolları yapımı 1. Dünya
Savaşı yıllarında başlamış ancak Tripoli
ve Bingazi yakınlarında kısa hatlar
yapılmıştır. 2000’li yıllarda planlama ve
proje yapımına ağırlık verilmiştir.
L
Libya’nın en önemli demiryolu projeleri,
Akdeniz Hattı (Kuzey Afrika Hattı), kıyı
çizgisi boyunca, en önemli kıyı şehirlerinden Tripoli, Misureta, Sirt, Bingazi ve
Tobruk’u geçerek batıda Tunus-Ras
Jedir’e, doğuda Mısır-Assallum’a, SahilÇöl Hattı ile de Al-Hishaq’tan Sebha’ya
uzanmaktadır.
2008 yılında yapılan yapım ve müşavirlik ihaleleri ile aşağıdaki projeler sözleşmeye bağlanmıştır.
12 SAYI27
Tunus Ras Ejdeer – Sirt
650 km
Sirt – Bingazi
554 km
Bingazi – Mısır Assallum
680 km
Al-Hishaq – Sebha
650 km
Demiryolu hatları, çift hat olarak yüksek
hıza (200km/h) göre projelendirilmiş
olup, 2010 - 2020 yıllarını kapsayan 1.
aşamada Dizel, 2020 - 2030 yıllarını
kapsayan 2. aşamada ise Elektrik
gücüyle çalışan lokomotifler kullanılacaktır.
İdare, Kuzey Afrika Hattı’nda telekomünikasyon, sinyalizasyon ve enerji temini
için İtalyan Ansaldo Firması ile sözleşme yapmıştır.
Bu projeler dışında Libya Demiryolları
İdaresi, başkent Tripoli’de Metro Projesi
tasarımını yaptırmış, inşaat ihalesine
hazır hale getirmiştir.
Sirt-Bingazi
Hızlı Demiryolu Projesi
Sirt-Bingazi 554 km’lik kesiminin İnşaat
Kontrollük Hizmetleri sözleşmesi, 21
Temmuz
2009
tarihinde,
Libya
Demiryolları İdaresi ve KOLTEK
Müşavirlik A.Ş.(Pilot Ortak %50) - ESER
Proje ve Mühendislik A.Ş. (Özel Ortak
%50) Ortak Girişimi tarafından imzalanmış kontrolluk faaliyetleri 15 Aralık 2009
tarihinde yer teslimi ile başlatılmış,
demokrasi mücadelesinin başladığı 18
Şubat 2011 tarihine kadar sürdürülmüş, 1 Mart 2011 tarihinde personel
Türkiye’ye getirilmiştir.
Müşavirlik Hizmetleri Sözleşme bedeli
51.900.447 LYD ve süresi 4 yıl olan
proje kapsamında; design kontrol ve
onayı, QA/QC, HSC, İnşaat Kontrollüğü,
eğitim ve devreye alma hizmetleri yer
TEMA
almaktadır.
Yapım Müteahhiti Russian Railway
Company (ZST) Rusya olup yapım kapsamında; inşaat işleri (toprak işleri drenaj – yollar - köprüler ve menfezler istasyonların inşaatı), ray döşeme işleri
ve donatılar, mekanik ve elektrik işleri
bulunmaktadır.
Merkez Şantiye Raslanuf olup destek
şantiyeleri Sirt, Al Aquilah, Ajdabiya ve
Bingazi’dedir. Merkez Şantiye’de proje
Müdürü, QA/QC, Dizayn, Harita ve
Geoteknik birimler bulunmaktadır. İş
durduğunda, Projede Müşavir’in 45,
müteahhitin 1268 personeli görev yapıyordu. Müteahhit Raslanuf'ta Afrika’nın
en büyük ray kaynak fabrikasını inşa
etmiş ve üretime geçmişti. Müteahhit’in
uygulama projeleri ekibi, proje müdürlüğü, laboratuvarları ve bilgisayar merkezi de merkez şantiyedeydi.
İşe ara verilmeden önce güzergahın
büyük bölümünde aplikasyon ve temizlik yapılmış, kazı, dolgu ve sanat yapıları işleri ile ray, travers ve inşaat malzeme alımları ve ihzaratı kısmi olarak
yapılmıştı.
Müşavirlik Hizmeti sırasında İdare
Tripoli’de olduğundan KOLTEK-ESER
Ortak Girişim ofisi de Tripoli’de kurulmuş, idari ve mali işler, mobilizasyon,
vize işleri buradan idare edilmiştir.
Raslanuf, hava alanı bulunan Tripoli’ye
700km, Bingazi’ye 350km mesafede
olduğundan şantiyeye nakiller bu şehirlerden karayoluyla yapılmıştır.
Libya’ya ülke ve uluslararası yük ve
yolcu taşımacılığında ve ülke kalkınmasında önemli bir katkı sağlayacak bu
projelerin yakın bir gelecekte gerçekleştirilmesi beklenmektedir.
Libya Demiryolu İdaresi Haziran 2010
da Tripoli’de Uluslararası Demiryolu
Konferansı ve Fuarına ev sahipliği yapmış çok sayıda ülkeden Firmaların katılımı ile başarılı bir konferans gerçekleştirmiştir.
Libya’da yeni hükümetin 2013 yılı altyapı ve hizmet yatırımlarının ülke için acil
projeler ve yatırımlar olacağı tahmin
edilmektedir. Demiryolları projelerinin
ne zaman gerçekleştirileceğine dair şu
anda kesin bir bilgimiz bulunmamakla
birlikte bu projelerin yakın bir gelecekte
yapılması kardeş ülke Libya için önem
taşımaktadır.
Libyan Railway
Projects
ibyan Railway Projects have been
planned and executed by Ministry of
Transport, Railroad Project Execution
and Management Board. Railways initially
started during 1st World War in Bingazi
and Tripoli. In the first decade of 2000,
significant railway projects were planned
and partly executed. North African Corridor,
from Tunisia to Egypt and desert line from
Al-Hishaq to Sebha are the projects that
have been designed and contracted for
construction and supervision in 2008.
Tunisia Ras Ejdeer – Sirte
650 km
Sirte – Benghazi
554 km
Benghazi – Egypt Assallum
680 km
Al-Hishaq – Sebha
650 km
L
These projects have been considered to
contribute Libyan passenger and freight
tansportation and expected to be realised in
the near future.
Libya Railroad Project Execution and
Management Board hosted a successful
international railway conference and
exhibition in June 2010 in Tripoli with
highly specialised participants from major
countires.
It is considered that New Libyan government
will invest in urgent infrastructural and public service projects in 2013. Although it is
not certain when these railway projects are
going to be restarted, the execution of these
projects seem to be very important for our
ally country Libya.
Another important project was Tripoli
Underground Railway Project which was
already designed and ready for construction
contract.
Sirte- Benghazi
Highspeed Railway Project
The construction supervision of SirteBenghazi Highspeed Railway Project 554
km was awarded in July 2009 to KOLTEK
Consulting Corporation (Lead Partner
%50)-ESER Project and Engineering Co.
Inc. (Partner %50). The site supervision was
started in December 2009 and stopped in
Feb 2011 due to struggle for democracy.
The contract amount is 51.900.447 LYD and
period is 4 years. There are design check
and approval, construction supervision,
QA/QC, HSC, training of Client’s staff and
commissioning in the scope. The Contractor
is Russian Railways ZST Russia.
The main camp was in Raslanuf almost
middle of the line where Project
Management were carried out and the other
camps were in Sirte, Al Aquilah, Ajdabiyah
and Benghazi.
Rail welding factory that was the biggest in
Africa was builded in the main camp. There
were also soil and concrete laboratories and
IT offices there.
When the work suspended, the clearing and
grubbing mostly had been done, some of
excavation, embankment, subballast and box
culverts works had been completed. Some
materials such as sleepers, rails were
approved and shipped to site.
Mehmet DÖNMEZ
1965 yılında İstanbul’da doğdu.
İTÜ
İnşaat
Fakültesi
İnşaat
Mühendisliği’nden 1986 yılında lisans,
Londra Üniversitesi Imperial College’
den 1988 yılında Çelik Yapı Tasarımı
dalında yüksek lisans derecelerini aldı.
TCDD Genel Müdürlüğü Yol Dairesi
Başkanlığı Köprüler Şubesi’nde 19901995 yıllarında proje mühendisliği yapmış, Özışık İnşaat ve Taahhüt A.Ş. de
1995-1997 yıllarında yol ve köprü projelerinde çalıştıktan sonra 1998 yılında
Eser Proje ve Mühendislik A.Ş. nin
kurucuları arasında yer almıştır. Aynı
firmada Proje Müdürlüğü ve Genel
Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra 2006 yılından beri Genel
Müdür’ lük görevini sürdürmektedir.
Ulaşım, Su Kaynakları ve Üstyapı projelerinde deneyimlidir.
NİSAN2013 13
M. Turhan BAŞARANKUT
Libya’da Mühendislik ve
Teknik Müşavirlik Projeleri
Mühendislik Ltd. Şti.
(TMA) 1987 yılında kurulmuş ve günümüze kadar sayısız projeyi başarıyla tamamlamış bir mühendislik proje tasarım firmasıdır. Firma
2004 senesinden bu yana Libya’da
proje ve müşavirlik hizmetleri vermektedir. Geçtiğimiz dokuz sene içerisinde TMA Mühendislik tarafından
Libya’da yürütülen projeler, su iletim
sistemleri, pompa istasyonları, otoyollar ve çeşitli altyapı çalışmalarını
içermektedir. Verilen proje tasarım ve
müşavirlik hizmetleri, altyapı, su temini ve dağıtımı, mimari, inşaat, statik,
mekanik, elektrik ve enstrumantasyon konularını içerir.
TMA
tır. Pompa istasyonları içerisinde, her
biri 16800 m3/saat kapasiteli sekiz
adet pompa içeren iki Pompa Binası,
Jeneratör
Binaları,
Kompresör
Binaları, Personel Binaları, Atölye
Binası, Güvenlik Binaları, Vana odaları, yollar, galeriler ve diğer altyapı
unsurları yer almaktadır.
Bu pompa istasyonları, “Man-Made
River” projesi kapsamında yapılan en
yüksek basınçlı (40 bar) booster
pompa istasyonlarıdır.
Proje kapsamında yer alan diğer
konular ise, 100 km boru hattı boyunca darbe analizleri de dahil olmak
üzere, tüm hidrolik tasarım ve pompa
TMA firmasının 2004 senesinden
günümüze kadar Libya’da sürdürdüğü projeler aşağıda belirtilmiştir.
TAZ Pompa İstasyonları Projesi
METİŞ İnşaat ve Ticaret A.Ş. tarafından yüklenilen bu proje, Libya’da yer
alan “Man-Made River” Projesi kapsamında Tarhunah şehrinden Abu
Zeyyan şehrine uzanan su iletim hattı
İki pompa istasyonunu birbirine bağlayan yol
Connecting road between two pump stations
istasyonlarının operasyonu sırasında
gerekli olan SCADA ve kontrol sistemlerinin tasarımıdır.
TAZ pompa istasyonun içerden görünüşü
TAZ pump station interior view
üzerinde yer alan iki adet pompa
istasyonunun hidrolik, mimari, inşaat,
statik, mekanik, elektrik, enstrumantasyon ve peyzaj tasarımlarını, yapım,
test ve kabul süresince teknik danışmanlık hizmetlerini içermektedir.
Her pompa istasyonu 800000
m3/gün kapasiteli olarak tasarlanmış14 SAYI28
İki pompa istasyonu arasında yer
alan çift şeritli asfalt yolun gerekli tüm
yardımcı yapılar ve drenaj sistemi ile
birlikte tasarlanması işi de TMA tarafından gerçekleştirilmiştir. Yolun toplam uzunluğu 4 km’dir ve tasarım
AASHTO standartlarına uygun olarak
yapılmıştır. Plan, profil, en kesitler,
kavşaklar, trafik güvenliği, erozyon
kontrolu, kanallar, bariyerler ve istinat
duvarları tasarım işine dahildir.
Ras Ajdyar-Al Marj Otoyol Projesi
TMA, bu projede Al Nahr Engineering
Company firmasının alt-yüklenicisi
olarak görevlendirilmiştir. Proje; Ras
Ajdyar’dan Al Marj bölgesine kadar
olan yaklaşık 1273 km uzunluğunda
otoyolun projelendirmesini içerir.
Otoyol güzergâhı – Motorway Alignment
Bahsi geçen otoyol, güzergahı
boyunca üç şeritli olacaktır. Otoyolun
büyük bir kısmı MMRA boru hattı koridorunun içinde kalacak şekilde planlanmıştır. Tüm yol hattı, hava fotoğrafları ile incelenmiş ve topoğrafya planları hazırlanmıştır. Otoyol, 3 ila 4
metre çapında borulardan oluşan
mevcut su iletim hattına çok yakın
mesafede yer aldığı için, proje oldukça zorlayıcı unsurlar içermektedir.
Bazı noktalarda, otoyol boru hattının
üzerinden geçmektedir. Yoğun trafik
nedeni ile boruların hasar görmemesi
için çok özenli mühendislik çalışmaları yapılmaktadır.
Proje kapsamında TMA, alt ve üst
geçitler, köprüler ve diğer tüm tali yapılar da dahil olmak üzere tüm otoyolun
tasarımını yapmaktadır. TMA, bu projede
Türkiye’den
AKSA
Proje
Danışmanlık İnşaat Turizm ve Ticaret
Limited Şirketi ile birlikte çalışmaktadır.
Proje, Libya’da 2011 Şubat ayında
askıya alınmış 2012 yılı son aylarında
Libya Hükümeti tarafından tekrar
başlatılmıştır. Halihazırda TMA tarafından projenin final tasarım işleri sürdürülmektedir.
Ghadames - Zwara - Az Zawiyah
Su İletim Sistemi Projesi
Proje, Libya’nın Trablus şehrinin 650
km güney-batısında ve Zwara şehrinin 400 km güneyinde yer alan
Ghadames kuyularından alınan yeraltı suyunun, boru hatları ile taşınarak
kıyı şeridinde yer alan Az Zawiyah,
Zwara ve Abu Kammash yerleşimlerine dağıtımı ve tarım bölgelerinin
sulanmasını içermektedir.
Sistem 4 adet pompa istasyonu ile
çok sayıda altyapı strüktürlerini içer-
ÜYELERİMİZDEN
Pompa Binaları
Elektrik ve Kontrol
Binaları
Klorlama Binaları
Regulasyon Tankı
Yükleme Tankları
Besleme Tankları
Ayırıcı Vana Odaları
Şaft Yapıları
Turn-out İstasyonları
Boşaltma ve Dren
Vana Odaları
Kuyu Başı
İstasyonları
Kuyular
Su Hattı
3 adet
6 adet
4 adet
70000 m3 (1 adet)
20000 m3 (3 adet)
8 adet
10 adet
60 adet
26 adet
5 adet
5 adet
106 adet
Yaklaşık 600km
Al Kufra Wellfield – Tazerbo –
Ajdabiya Su İletim Projesi, Faz 3
Pompa İstasyonları
TMA, Libya’da “Man-made River”
(MMRA) Projesi kapsamında yer alan
Al Kufra Welfield – Tazerbo – Ajdabiya
Su İletim Projesi Faz 3 Pompa
İstasyonları tasarım işlerini yapmak
üzere Libya Su İdaresi MMRA ve
Libya’nın en büyük inşaat şirketlerinden biri olan Al Nahr Co. Ltd (ANC)
tarafından görevlendirilmiştir.
Kufra projesi, “Man-Made River”
Projesi’nin üçüncü fazının parçalarından biridir. Bu proje, Libya’nın güneydoğusunda
yer
alan
Kufra
Havza’sında bulunan kuyular bölgesinden sağlanan ilave 1680000
m3/gün suyun sisteme katılmasını
sağlayacaktır.
Ghadames proje şeması
Ghadames project scheme
Proje kapsamında altyapı, mimari ve
statik projeleri hazırlanan yapılar listesi aşağıdaki gibidir:
Bu yeni pompa istasyonlarının inşaatı, artan su ihtiyacına göre zaman içerisinde aşamalar halinde yapılacaktır.
İlk etapta, 3 adet pompa istasyonunun inşaatı planlanmıştır. Bu istasyonlar; Kufra Pompa İstasyonu, SS
Booster Pompa İstasyonu ve Sirt 2
Booster Pompa İstasyonudur. Kalan 4
adet pompa istasyonu ise gelecekte
planlanan fazlarda inşa edilecektir.
Bu proje kapsamında TMA, ilk etapta
inşa edilecek olan 3 adet pompa
istasyonunun tüm detay tasarım işlerini tamamlamakla görevlendirilmiştir.
TMA’nın bu projedeki görevleri; sistem tasarımını, hidrolik çalışmaları,
mimari, inşaat, statik, mekanik, elektrik ve enstrumantasyon projelerini,
tüm teknik şartnameleri, çizimleri,
hesapları, teknik raporları, imalatçı
verilerinin incelenmesini ve tüm prosedürlerin hazırlanmasını kapsamıştır.
Bu proje, Libya’da 2011 Şubat’ında
başlayan demokrasi mücadelesi
esnasında yüzde 40 tamamlanmış
durumda iken askıya alınmıştır.
Design and Technical
Consultancy Projects
in Libya
TMA Mühendislik Ltd. Şti. (TMA)
was founded in 1987 and has completed
successfully countless projects since
then.
TAZ Conveyance System Pump
Stations
mektedir ve Libya’nın batı kesimlerine
domestik kullanım ve az miktarda da
tarım arazilerinin sulanması için maksimum 2,88 m3/saat debide suyun
deşarjını sağlamaktadır.
TMA bu projede, “ILF Consulting
Engineers” isimli Avusturya firmasının
mimari, inşaat ve statik konulardaki
alt yüklenicisi olarak görev almıştır.
Bunlara ilave olarak, mevcut Faz 1 ve
Faz 2 sistemleri üzerinde, Faz 3 debilerini karşılamak ve yeni hidrolik
kapasiteyi sağlamak için yedi adet
yeni booster pompa istasyonu planlanmıştır.
MMRA projesi - MMRA project
Proje; Kufra Kuyular Bölgesi, Kufra
Pompa İstasyonu ve mevcut “Manmade River” sistemine ilave suyun
aktarılacağı su iletim hattını içermektedir.
The project includes complete
architectural, civil, mechanical,
hydraulic,
instrumentation,
and
electrical design of two pump stations
on Tarhunah to Abu Zeyyan
Conveyance System of the Man-Made
River Project in Libya.
NİSAN2013 15
M. Turhan BAŞARANKUT
The pump stations have the highest
pressure rating (40 bars) in the
“Man-Made River Project”.
Complete hydraulic design of 100 km
pipeline including the surge analysis,
SCADA and process control systems for
the operation of the pump stations are
also included in the scope of the design
work.
The design of a dual lane asphaltic
connection road between the two pump
stations, complete with appurtenant
structures and drainage system was
also performed by TMA.
Ghadames – Zwara – Az Zawiyah
Water System
The project includes the implementation of a water supply system from the
wellfields near Ghadames, located
about 650 km South-West of Tripoli and
about 400 km South of Zwara, to
convey water through pipelines and
distribute to various settlements and
agriculture projects en route and to the
coastal towns of Az Zawiyah, Zwara
and Abu Kammash.
On this project, TMA worked as
the civil, structural and architectural
sub-consultant to the Australian firm
ILF Engineering.
The system includes 4 pumping stations
and miscellaneous structures through
which a maximum discharge of 2.88
m /h of water is provided to the
western region of Libya, mainly
for domestic use as well as a small
quantity for agricultural use.
Motorway Design Zilten to Al Marj
The project was undertaken as a
sub-consultant to Al Nahr Engineering
Company of Libya. The scope of this
project covers the re-design of the
Motorway from Ras Ajdyar to Al
Marj and with Benghazi Connection
(totaling approximately 1273 km)
following the alignment of the Great
Man Made River Project Conveyance
Pipeline Right of Way.
16 SAYI28
The Motorway is to have three lanes
all the way, both ways. The route was
surveyed aerially and the alignment
was based on the aerial survey. The
project is particularly challenging as
the Motorway was running very close
to the water conveyance pipelines
of three to four meter diameters. At
certain locations, Motorway crosses
the pipelines. This requires meticulous
engineering design to avoid damage to
pipelines during times of heavy traffic.
The project includes the complete
design of motorway including
interchanges and bridges and other
structures. Due to the magnitude of the
project and the short time available for
design work, TMA recruited the help of
AKSA Proje Danışmanlık İnşaat
Turizm ve Ticaret Limited Şirketi as a
sub-consultant.
flows.
Construction of these pump stations
will be phased to meet the water
demand. Initially, the construction of
the three pump stations, Kufra Lift
Station; SS Booster Pump Station; Sirt
2 Booster Pump Station will be carried
out. The remaining four pump stations
will be constructed in future phases.
The project was suspended in 2011 due
to struggle for democracy in Libya, at
about 40% completion stage.
The project was suspended due to
struggle for democracy in Libya at 30%
completion stage. Recently, the project
restarted.
Al Kufra Welfield – Tazerbo –
Ajdabiya Water Supply Project, Phase
3 Pump Stations
TMA is commissioned by MMRA and
Al Nahr Co. Ltd.(ANC) to carry out the
design of the Kufra-Tazerbo-AjdabiyaWater Supply Project Phase 3 Pump
Stations of the Man-Made-River
Project. The Kufra project is a part of
the third phase of the Man-Made River
Project (MMRP). The Kufra system
will provide additional 1.68 MCMD of
water from a new wellfield in the Kufra.
The system includes the new Kufra
wellfield, Kufra Lift Pump Station and
conveyance pipeline to feed the Kufra
wellfield water into the existing MMRP
system.
Additionally, seven new booster pump
stations are planned on the existing
Phase 1 and Phase 2 systems to
increase the hydraulic capacity of the
system to meet the full Phase 3 design
M. Turhan BAŞARANKUT
Robert Kolej Yüksek Okulu’ndan
1968 yılında Elektrik Mühendisi
olarak mezun olduktan sonra Orta
Doğu Teknik Üniversitesi’nde
Bilgisayar Mühendisliği konusunda Yüksek Lisans yapmıştır.
Türkiye’de bir süre mühendis olarak çalıştıktan sonra uzun süre
yurtdışında çalışmıştır. Yurt dışında
bulunduğu süreler zarfında mega
projelerde, proje yöneticiliği yapmış 1987 yılında Türkiye’ye döndükten sonra iki arkadaşı ile TMA
Mühendislik Limited Şirketi’ni kurmuştur. Mesleki Üyelikleri arasında
ASHRAE, NFPA,ve IEEE bulunmaktadır.
Nadire Burçin ÇETİN
Derne Kenti Altyapı ve Peyzaj
Projesi
erne kenti, Libya’nın Mısır sınırına yakın doğu bölgesinde ve
Akdeniz sahilinde yer alan, tarih
boyunca Akdeniz’in önemli limanlarından biri olması nedeniyle bir çok farklı
kültüre ev sahipliği yapmış ve şelalesi,
yeşil bahçeleri ve sahiliyle ‘Bride of the
Sea-Denizin Gelini’ olarak anılan önemli yerleşim merkezlerinden biridir. İklim
koşullarının uygunluğu nedeniyle de
çekim merkezi olan kentin son yıllarda
nüfus artış oranı yükselmiş ve temel altyapı hizmetlerine olan gereksinim artmıştır. Öncelikle yer altı suyundan temin
edilen içme ve kullanma suyu miktarının yeterli olmaması nedeniyle kentin
batısında bir Deniz Suyu Arıtım Tesisi
kurulmuştur. Atıksuların toplanması
amacıyla da ayrıca bir Atıksu Arıtma
Tesisinin inşaatına başlanılmıştır. Bu iki
projeyi takiben Libya Hükümeti, yerleşim ve gelişme alanlarının içmesuyu,
kanalizasyon, yağmursuyu, elektrifikasyon, haberleşme ve yol altyapısının
yapımı ile kentin peyzaj ögelerinin oluşturulması işlerini, ülkemizin önde gelen
müteahhitlik firmalarından Özaltın
İnşaat Tic. ve San. A.Ş.’nin sorumluluğuna "Tasarla - İnşa Et" tipi sözleşme ile
ihale etmiştir. Özaltın İnşaat, proje kapsamındaki tasarım işlerini yerine getirmek üzere Temelsu Uluslararası
Mühendislik Hizmetleri A.Ş. ile sözleşme imzalamış ve 2009 yılının son aylarında tasarım çalışmalarına başlanılmıştır. 2250 ha büyüklüğünde bir alan
içerisindeki tasarım işlerinin yapılması
için Temelsu Firması, farklı mühendislik
disiplinlerindeki birimlerinden, içmesuyu-kanalizasyon, taşkın kontrol ve kentsel yağmursuyu drenajı, jeoloji-hidroloji,
yol tasarımı, yapısal tasarım, elektrik ve
telekomünikasyon konularında deneyimli elemanlarından oluşan yaklaşık
20 kişilik bir proje ekibi kurmuş, peyzaj
çalışmalarını yürütmek üzere AZTATEK
(Ankara Ziraat Tarım ve Teknolojileri
Yatırımları A.Ş.) ile işbirliği yapmıştır.
Projede görevli ekibin bir bölümü,
Derne Kentinde sürekli veya uzun süreli kalarak çalışmaları yürütmüş, bir
bölümü ise merkez ofiste görevlendirilmiştir. Libya Hükümeti tarafında projenin yürütülmesinden sorumlu kurum,
HIB (Housing and Infrastructure Board
- Kentsel Yerleşim ve Altyapı
İdaresi)’dir. Bu İdare’nin Merkezi
D
(Tripoli) ve Yerel (Derne) Birimleri’nin
koordinasyonunda, proje ile ilgili Libya
Genel Elektrik Teşkilatı (GECOL),
LPTIC (Libya Posta, Haberleşme ve
Bilgi Teknolojileri Şirketi) gibi çeşitli
kurumlarla
birlikte
çalışılmıştır.
Projelerin hazırlanmasında, hem yerel
İdarelerin tasarım kriterleri, hem de HIB
tarafından hazırlattırılmış olan uluslararası tasarım kriterleri dikkate alınmıştır.
Derne Şehrinin Libya’daki Konumu
Öncelikle Kentin nüfusu ve imar planı
ile ilgili çalışmalar yapılmış ve planlama
alanında 2034 yılında 182.500 kişilik
nüfusa hizmet götürülmesi hedeflenmiştir. Daha sonra planlama alanı,
konumları, altyapı hizmetlerinin mevcudiyet durumu ve yerleşim karakteristikleri dikkate alınarak 7 alt bölgeye ayrılmıştır. 1 ve 2 numaralı alt bölgeler kent
merkezinin batısında yer alan ve yerleşimin süratle hem tekil binalar hem de
Toplu Konut Alanı biçiminde arttığı
gelişme alanlarıdır. Kenti güney-kuzey
yönünde bölen altı adet derin vadiden
biri, bu iki alanın arasında yer almaktadır. 3, 4 ve 7 numaralı alanlar tarihi kent
merkezi de dahil olmak üzere kentin
eski yerleşim alanlarını kapsamaktadır.
Bu üç alanın içerisinde, Kentsel
Dönüşüm Planlama Alanları da yer
almaktadır. Kent Merkezi’nin doğusunda yer alan 5 numaralı bölge, önceki yıllarda planlanmış ve büyük oranda yerleşime açılmış bir bölge, 6 numaralı
Atıksu Sistemi Genel Planı
18 SAYI28
bölge ise yerleşimin olmadığı ancak
kısa sürede oluşması beklenilen bölgedir. Altyapı hizmetleri, kent merkezinde
mevcut sistemlerden yararlanılarak
kesintili de olsa sağlanabilirken, diğer
bölgelerde su temini başta olmak üzere
tüm hizmet kalemlerinde yoksunluk
yaşanmaktadır. Proje kapsamındaki her
bir hizmet kalemi için kent bütününün
ana sistem çözümlerini içeren bir
Planlama Raporu; içmesuyu, kanalizasyon ve yağmursuyu sistemlerinin
hidrolik modellerini de kapsayacak
şekilde hazırlanmıştır.
Uygulanacak genel sistem çözümleri
üzerinde fikir birliğine varılmasını takiben, çalışmaların ikinci basamağında
uygulama projelerinin hazırlanmasına
başlanmıştır ve hazırlanacak tasarımın
halkın günlük yaşamını en az düzeyde
etkileyecek şekilde inşa edilebilmesi
için bir alt kategorilendirme yapılmıştır.
Bu alt kategorilendirmenin yapılmasında dikkate alınan kriterler şunlardır:
Altyapısı bulunmayan mevcut veya
mevcut olmayan yerleşim alanları, kentsel değişim uygulanması planlanmış
alanlar, altyapısı kısmen yenilenecek
olan yerleşim alanları ve altyapı hizmet
yatırımları tamamlandıktan sonra imara
açılacak alanlar. Alanlar bu şekilde poligon olarak isimlendirilen 48 adet alt
bölgeye ayrıldıktan sonra, her bir poligonun, projenin uzun vadeli hedefleriyle nasıl uyumlu hale getirileceğinin
çözümü oluşturulmuştur. Örneğin herhangi bir hizmet altyapısının korunacağı alanda kanalizasyon hatlarının
değiştirilmesine boruların genç olması
nedeniyle gereksinim yok ise, bu bölgeye diğer bölgelerden bağlanacak yeni
hatlar mevcut hatların hidrolik kapasitesini aşmamalıdır, altyapının yenileceği
en yakın alandaki sistem, bu gereksinimi ekonomik bir çözümle karşılamalıdır.
ÜYELERİMİZDEN
İnşaat Faaliyetlerinden Görüntüler
Proje kapsamında,
• 380 km yol projesi,
• 318 km içmesuyu ana ve dağıtım
hatları ile 4 adet su deposu ve 2
adet pompa istasyonu projeleri,
• 250 km atıksu hattı ve 6 adet atıksu
pompa istasyonu projesi,
• 158 km yağmursuyu hattı, 12 km
kuşaklama kanalı ve muhtelif boyutlarda menfez projeleri,
• Kentin tümüne hizmet veren aydınlatma, enerji ve haberleşme projeleri,
• Kentin tümünün peyzaj projeleri
(Açık-yeşil alan toplamı: 2.958.251
m2, Cadde peyzajı bileşenleri; Doğal Peyzaj Koridoru: 12.674 m,
Yol boyu tampon yeşil: 14.340 m, Kent bütünü yeşil bağlantı linkleri:
10.734 m, Lokal yeşil bağlantı linkleri: 4.469 m) hazırlanmıştır.
Kentsel Gelişim Planı kapsamında
Peyzaj çalışmaları, “Kent Peyzajı” ile
“Cadde Peyzajı” olmak üzere iki ana
başlık altında sınıflandırılarak yeşil alt
yapı bileşenleri projeleri hazırlanmıştır.
Kentin ekolojik ve sosyal gereksinimleri
dikkate alınarak geliştirilen bu alanların
her biri özel peyzaj tasarım alanlarıdır.
Kentsel yeşil alt yapının en önemli ögelerinden olan park ve bahçeler işlevsel
kapsamları, alansal büyüklükleri, planlanan kullanıcı nüfusu ve erişilebilirlik
durumlarına göre hiyerarşik olarak alt
sınıflara ayrılmıştır. Kent Peyzajında yer
alan açık ve yeşil alanların bağlantılığının sağlanması amacıyla yeşil kamalar
yanı sıra, geliştirilen özel cadde peyzajları da yeşil bağlantı koridorları olarak
işlevlendirilmiştir.
"Infrastructure and
Landscaping
Projects in Derne"
7 sub - regions and 48 polygons
considering the topology and
characteristics of the city. Within the
scope of the design works, 380 km
of road; 318 km of drinking water line,
4 reservoir and 2 booster pump
station; 250 km of wastewater line
and 6 wastewater pump station;
158 km of stormwater line; 12 km of
interception channel and boxes with
various sizes; lighting, energy and
telecommunication
system
and
landscape designs for the whole city
was prepared.
ABSTRACT
ity of Darnah is one of the
important settlement areas of
Libya, being located at the east side of
the country, close to Egypt border and
at the Mediterranean coast. In recent
years, the need for infrastructure
services emerged as a result of
increase of the population and
Government of Libya tendered,
the whole infrastructure works of the
residential and development areas to
Özaltın Construction Company with a
"Design and Build" type contract.
Özaltın Construction Company signed
a contract with Temelsu International
Engineering Services Inc. for the
design works of the project and the
design works had started at the last
months of year 2009. For the project
area,
the
target
population
was 182,500 for the year of 2034.
Project area had been divided into
C
Nadire Burçin ÇETİN
1963 yılında Samsun'da doğdu. ODTÜ
İnşaat Mühendisliği Bölümünde 1986
yılında lisans eğitimini, 1989 yılında
yüksek lisans eğitimini tamamladı.
1986 yılında Temelsu Limited
Şirketi'nde İçmesuyu Proje Mühendisi
olarak çalışmaya başladı. 1993 yılından bugüne aynı firmada Su Temini ve
Çevre Sağlığı Bölümü yöneticiliğini
görevini yürütmektedir. 2011 yılından
bu yana bu görevinin yanı sıra Genel
Müdür Yardımcılığı görevini de
yapmaktadır. Su Temini ve Dağıtımı,
Atıksu Toplayıcı Sistemleri, Kentsel
Yağmursuyu Drenajı ve Kentsel
Gelişim projeleri, uzmanlık alanlarıdır.
Görev yaptığı çok sayıda projede
FIDIC ve Dünya Bankası sözleşmelerinin uygulanması konusunda geniş
deneyim kazanmıştır.
NİSAN2013 19
Doç. Dr. Yalçın TEZCAN
1980-1981: Libya’ya Doğrudan
İhraç Edilen İlk Türk Müşavirlik Hizmeti
Değerli Meslektaşlarım,
Kayıtlarıma göre bağımsız bir Türk müşavirlik
firması tarafından Libya’ya doğrudan (yani
Libya’lı İşveren ile doğrudan sözleşme yapılarak) ihraç edilen ilk Türk müşavirlik hizmeti
“EL-Abiar Atıksu Arıtma Tesisi” projesidir.
33 yıl önce sözleşmesini imzaladığımız ve 1,5
yılda tamamladığımız bu projeyi ilk olduğu
kanısıyla sizlere tanıtmak istedim. Daha önce
bağımsız bir Türk müşavirlik firması tarafından
doğrudan yapılmış müşavirlik hizmeti var ise
onu da öğrenmekten memnunluk duyarım.
Ölçümleri, etüt ve tasarımı yönetmekte ve hizmetlerin zamanında etkili bir şekilde tamamlanmasında aktif bir rol aldığım; vaziyet planının oluşumunu, binaların mimarî tasarımını ve
detaylandırılmasını, ihale dosyasının hazırlanmasını şahsen üstlendiğim için bu makaleyi
yazmanın bana düştüğünü düşünüyorum.
Libya’ya Tescil
1974 yılında kurduğumuz şirketimiz “SEYAŞ
Sey Mimarlık Mühendislik Müşavirlik A.Ş.”,
kuruluşundan kısa bir süre sonra uluslararası
faaliyetlerle de uğraşmaya başlamıştı. O
zaman Libya ön planda idi. Dosyalar hazırlandı gidildi, gelindi, tekrar gidildi ve nihayet
1976’da Libya Hükümetine tescil olduk.
İlk Temaslar
33 yıl öncesini tam hatırlayamıyorum. Ama
Libya’da iş yapmak için Libya’lı bir sponsorunuz veya iş ortağınız gerekli idi.
İşte Bingazi’li iki Libya’lı yanlış hatırlamıyorsam
büromuza geldiler. Tescilli olduğumuzu öğrenmişlerdi. Bingazi’nin kasabalarından ELAbiar’ın atıksu arıtma tesisi için Belediye’nin
çıkaracağı uluslararası ihaleye SEYAŞ’ın katılması görüşüldü. Bunun üzerine İTÜ İnşaat
Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü ile görüştük. Resmî bir ön anlaşma imzaladık.
Böylece ihaleye katılmamız kesinleşti.
EL-Abiar
EL-Abiar (AL-Abyar), Merj bölgesinde küçük
bir kasaba olup, Bingazi’nin kabaca 50 km.
doğusunda ve EL-Merj’in 42 km güneybatısında yer alır. O zamanki nüfusu 21 000 civarında
idi. 2010 itibariyle tahminî nüfusu ise 32 563’tür.
EL-Merj ise, ünlü “Jebel Akhdar=“Büyük Dağ”ın
batı. Allah için İtalyanlar Libya’da yolları güzel
yapmışlardı. Bingazi’den EL-Abiar’a 1 saat
civarında, EL-Merj’e ise 2 saatte gidiliyordu.
EL-Abiar’da çektiğimiz pek çok resim vardı. Ne
yazık ki yeni adresine taşınan SEYAŞ arşivini
düzenleyemediği için temin edemedi.
Uluslararası Müşavirlik İhalesi
Teklif hazırlandı, EL-Abiar Belediyesine teslim
edildi. Belediyece yapılan ihaleyi SEYAŞ’ın
kazandığı bildirildi ve sözleşme imzasına davet
edildi. Tabii, SEYAŞ’ta herkes çok sevindi.
Çünkü bu yurtdışında doğrudan kazandığımız
ilk ihale idi. Sözleşme imzasına ben mi gittim,
Çetinay mı hatırlamıyorum. O sebeple Şirketten
EL-Abiar dosyasını arşivden bulup göndermelerini istedim ama maalesef gelmedi.
Sözleşmedeki Hizmetler
EL-Abiar’ın 1980’deki nüfusu 21 000, dizayn
nüfusu ise 32 000 olarak verilmişti.
Sözleşmedeki hizmetler; kasabanın atıksu arıtma tesisi için şunları kapsıyordu:
• Topografik ölçümler,
• Geoteknik araştırmalar,
• Fizibilite etüdleri,
• Komple projeler,
• Metraj ve keşifler,
• Uluslararası ihale için İhale Dosyası.
LİBYA’YA İLK GİDİŞİM
İlk defa 11 Mayıs - 29 Mayıs 1980 tarihleri arasında, 18 gün Libya’da kaldım. Bu süre zarfında hem yer seçimi ile uğraştım, hem ölçümler,
hem de geoteknik araştırmaları yönettim.
Galiba avansın havalesini de takip ettim.
Bingazi’nin eski kısmı
ile gider ve dönerdik. Çok defa elimiz boş ve
aç-bilaç olarak… Öğlen yemek saati geçtiğinde lokantalar kapalı olduğundan, ofiste karpuz-peynir ile idare ederdik
Bingazi’de yeme-içme-barınma-ulaşım
Bingazi’de
yemek
sorunumuz
yoktu.
Lokantalar iyi idi. Yemeklerde bir cins karışık
meyve suyu içilirdi. Bunun tadını halâ unutamam. Tarihî sayılabilecek klimalı bir otelde kalıyordum ve çok memnundum. Bingazi, İzmir’e
benzerdi; kuzey rüzgârlarına açık olduğu için
Trablus’un aksine ılıman bir iklimi vardı. Onun
için, iklim bakımından bir sıkıntı yaşamadım.
Büroda soğuk günlerde bir elektrik sobası,
sıcak yaz günlerinde bir vantilatör yeterli oluyordu.
İlk zamanlar THY ile Trablus’a, oradan da LHY
ile Bingazi’ye uçardık. Sonra THY Bingazi’ye
de direk sefere başladı; rahat ettik.
Bingazi’nin bugünkü görünüşü(o zaman yüksek binalar yoktu)
İlk denizaşırı şubemiz
FİZİBİLİTE ETÜTLERİ
Libya yasalarına göre, Libya’da şube açmamız
ve sertifikalı bir serbest muhasebeci ile de
anlaşmış olmamız gerekiyordu. EL-Abiar,
Bingazi’ye çok yakın olduğundan ilk denizaşırı
şubemizi Bingazi’de açtık. Şubede Arapça
bilen Türkmen asıllı bir tercümanımız bulunuyordu. Bir de kiraladığımız arabamız vardı.
Türkiye’ye dönünce hemen topografik haritaları ve geoteknik raporları İTÜ İnşaat Fakültesi
Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanına teslim
ettim. Fizibilite Raporunu kendisi hazırlayacak
idi. Kısa bir süre sonra Başkan, Fizibilite’yi bitirdiğini gelip almamı söyledi.
Hakedişleri almak için hemen hergün önceleri
EL-Abiar’a, sonra ise EL-Merj’e otomobilimiz
33 yıl geçti, ama halâ gözümün önündedir
Değerli meslektaşlarım,
Kendisi bana 3 sayfa saman kağıdına kurşun
kalemle yazılmış bir not verdi. Nutkum tutuldu.
“Fizibilite Raporu bu mudur?” diye sorduğumda “Evet” cevabını aldığımı ve şoke olduğumu
hatırlıyorum. Yer seçimine birlikte gittiğimiz
doçentine gittim. Derdimi anlattım “Siz merak
etmeyin, ben Suudî Arabistan’a gitmeden önce
yazar bitiririm” sözleri içime su serpti. (Kendisi
King Abdülaziz Üniversitesi’ne misafir öğretim
üyesi olarak gidecek idi).
Kendisi ile hemen çalışmaya başladık. Akış
diyagramını çıkardığında vaziyet planına diagramı uygulamaya talip oldum. Vaziyet Planını
Bingazi – EL Abiar (59 km)
20 SAYI28
El Abiar-El Merj (44 km)
ÜYELERİMİZDEN
görünce de “Yalçın bey, biz mühendisler
mimarlarla beraber çalışmalıymışız. Meğer
ne güzel fikirler ortaya çıkıyormuş” mealinde takdir edici bir beyanda bulundu. 33 yıl
geçti ama kendisinin bu sözünü unutamam.
Bir sekreterimiz vardı; adı “Gülten”, tam işkolik.
O zamanlar bilgisayar filan yoktu. Topuzlu IBM
daktilomuz vardı. Gülten harikalar yarattı.
Raporun sağ sayfası İngilizce, sol sayfası
Arapça yazılıyordu. Bir yığın formül. Hepsini
kuşe kağıdına mükemmel bir şekilde yazdı.
Arapça’yı da Bingazi’ den getirttiğimiz
Türkmen tercümanımız halletti. Gece gündüz
bir çalışma yaptık.
zor idi. Buna karşılık damlatmalı filtre sistemi
daha basit olduğu için arızasız çalışabilirdi.
Ortada kalan Belediye, Fizibilite Raporumuz ile
Avan Projelerimizi ünlü İngiliz “Howard
Humphreys(2)” firmasının Bingazi Belediyesine
müşavirlik yapan Bingazi Ofisine onay için
göndermiş.
Epey bir zaman geçti, sonra sevindirici haber
geldi. Howard Humphreys’in Bingazi Ofisi,
seçtiğimiz damlatmalı flitre sistemini EL-Abiar
için çok doğru bulmuş, Raporu ve Avan
Projelerimizi de onaylamış. Elde edilecek arıtılmış atık suyun sulamada kullanılması için bir
havuzun ve deşarj sisteminin ilavesini de tavsiye etmiş. Bunun üzerine Belediye sözleşmemize bir ilâve yaptı.
lamaktaki ilk derslerimi 1981 yazında Şükrü
Kürkçüoğlu’ndan aldım. Bana birçok doküman
getirdi. Fotokopi çekip, kestikten sonra müsvedde sayfasına yapıştırmayı, üzerinde düzeltmeler yapmayı da ondan öğrendim ve çok
faydasını gördüm. (O zaman bilgisayar yoktu,
“copy-paste” böyle manuel olarak yapılıyordu). Tatili boyunca birkaç defa büroya geldi,
yazdıklarıma baktı, fikir verdi. Kendisi ile irtibatım halen kesik, o nedenle kendisine burada
teşekkür etmek istiyorum.
İşte böylece, 1981 yılı ikinci yarısında hazırladığım bu doküman SEYAŞ’ın ilk uluslararası ihale dosyası oldu.
O ara, EL-Abiar Belediyesi, EL-Merj Belediyesine bağlanmış idi. Biz de artık adı “ELFateh”e dönüşen EL-Merj Belediyesine muhatap olduk.
KESİN VE DETAY PROJELER
Fizibilite Raporunun ve Avan Projelerimizin
onayından sonra, “Final & Detail Design =
Kesin ve Detay Proje” safhasına geçtik.
1980’lerde, sağdan sola: İdare Müdürümüz rahmetli
Baki Bey, rahmetli ortağımız Prof. Dr. Orhan Göçer,
Mimari Büro Şefimiz ve ortağımız Betül, işkolik sekreterimiz Gülten, bendeniz, ortağımız Esen, ikinci sekreterimiz Mehtap, ortağımız Çetinay, rahmetli Statik
Büro Şefimiz ve ortağımız Haldun, ortağımız Yılmaz.
AVAN PROJELER
Bir yandan da avan projeler büroda çiziliyordu. Gençler bilmezler, o zamanlar, AUTOCAD, bilgisayar filan yoktu. Projeler, çizim
masalarında “paralel cetvel” ve “rapido” ile
çizilirdi. Ama bilgisayar çiziminden çok daha
güzel olurdu.
İşte böyle bir çalışma ile Fizibilite Etüdü ve
Avan Proje safhasını tamamladık. Fizibilite
Raporunun kapağını Libya yeşili renginde bez
ile ciltlemiş ve kapak üzerine de matbaada
Arapça ve İngilizce bastırmıştık. Libya’da çok
beğenilmiş. (SEYAŞ’ın yurtdışına ihraç ettiği ilk
fizibilite raporunu bu makalede resimlemek
istedim ama, Şirket maalesef bulamadı).
Burada Doç. (şimdi emekli Prof.) Dr. Hasan
Z. Sarıkaya’nın ismini zikretmeden geçemiyorum. Çünkü bu ilk uluslararası projemizin
başarı ile tamamlanmasında büyük rolü
oldu. Duyduğuma göre, Çevre Bakanlığı
Müsteşarlığından emekli olmuş. Kendisine
burada tekrar teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
HOWARD HUMPHREYS’İN ONAYI
Fizibilite Raporu ve Avan Projeler, EL-Abiar
Belediyesine teslim edildi. Ancak bir türlü
onaylanmıyordu. Sonra duyduk ki, Belediye’deki Polonyalı Mühendis(1), öner-diğimiz
damlatmalı filtre sistemini beğen-memiş, aktif
çamur sistemini istermiş.
Oysaki, aktif çamur sistemini Libya’da küçük bir
kasabada çalıştırmak ve bakımını yapmak çok
Projemiz, onaydan sonra: (i) Ana toplayıcı
kanalları (L = 3424 m.), (ii) 32 000 kişi için
Arıtma Tesisini, (iii) Sulama için 70 000 m3
kapasiteli Toplama Havuzu ve Deşarj Hattını (L
= 1105 m.) içerir hale geldi.
Damlatmalı filtre tipindeki Arıtma Tesisi ise (i)
Mekanik ve biyolojik arıtma ve dezenfeksiyon
birimleri, (ii) Izgara ve kum ayırıcı, (iii) Ön ve
son durultucular, (iv) Damlatmalı filtreler, (v)
Klorlama, (vi) Çamur çürütme tankları ve kurutma yatakları; (vii) Giriş, birincil ve ikincil çamur
pompa istasyonları, (viii) Kontrol binası, (ix)
Garaj, (x) Depo, (xi) İşletmeci lojmanları, (xii)
Yedek jeneratör ve trafo ile (xiii) Giriş binasından oluştu.
Tesis 42 hektarlık bir alana yerleştirildi. Tesisin
projelendirilen toplam inşaat alanı da 41 000
m2’ye ulaştı.
Hazırladığımız kesin ve detay projeler: Tesis
yerleşimi ve boyutlandırma da dahil, teknolojik
(proses/enstrümantasyon/borulama)(3), mimarî,
alt yapı, statik, mekanik, elektrik, yol ve peyzaj
projelerinin hepsini ihtiva ediyordu. Statik projeler, Türk usulüne göre tüm demir resimlerini
de içeriyordu. Tatbikat ve Detay Projelerini
onay için Libya’ya gönderdik.
İHALE DOSYASI – FIDIC ile Tanışmam
İhale Dosyasının uluslararası ihalelere göre
hazırlanması gerekiyordu. EL-Abiar’daki Polonyalı Mühendis örnek bir doküman vermişti. O
zaman daha FIDIC’in 3’ncü sürümü kullanılıyordu. İşte Teknik Müşavir Dergimizin geçen
sayısındaki makalemde belirttiğim gibi bu
proje sayesinde FIDIC dünyasına girdim.
O yaz, Çetinay’ın İTÜ’den sınıf arkadaşı olan ve
Almanya’da arıtma tesisleri müşavirlik hizmetlerinde çalışan Şükrü Kürkçüoğlu İstanbul’a
gelmişti. İşte Uluslararası İhale Dosyası hazır-
maket resmi
TURGUT ÖZAL’IN MEKTUBU
5 Aralık 1981’de
İhale Dosyalarını
ve Maketi Libya’ya
götürecektim. Bu
vesile ile Libya
Ekonomi Bakanını
da ziyaret etmek
ve SEYAŞ’ı tanıtmak istiyordum.
Bir akşamüstü geç
vakit, Başba-kan- Rahmetli Turgut Özal’ın mektubu
lık’ı aramaya cesaret
ettim. Karşıma rahmetli Adnan Kahveci çıktı.
Derdimi anlattım, çok ilgilendi. Başbakan
Yardımcısı ve Devlet Bakanı rahmetli Turgut
Özal’ın, Libya Ekonomi Bakanına benim hakkımda yazdığı 3 Aralık 1981 tarihli tavsiye mektubu, özel kurye ile gönderilmesi sayesinde
Libya’ya uçmadan bir gün önce elime geçti.
Libya’ ya gittiğimde mektubu Bakana sundum.
Bu vesile ile, ülkemizin bu çok değerli iki devlet adamının aziz hatırası önünde tekrar eğiliyorum.
İHALE DOSYALARI VE MAKET İLE
LİBYA’YA GİDİŞİM
Belediye Reisi bir de maket istemişti. Bunları
5 Aralık 1981’de Libya’ya Tercümanımız ile birlikte götürdüm. Belediye’deki Polonya’lı
Mühendise teslim etim. İhale Dosyalarını hem
Belediye’ye hem de Howard Humphreys
Bingazi Ofisine onaylatmak ve de son hakedişimizi almak için 31 Aralık’a kadar 27 gün
Libya’da kaldım.
(1): Li by a’da h er bel edi y ede, t ek n i k i şl er den so r u m l u y aban cı m ü h en di s(l er ) bu l u n u y o r du . Tü r k i y e bu f ı r sat ı k açı r m ı şt ı r.
(2): Ho w ar d Hu m ph r ey s’i n geçm i şi 1899’a day an ı r. Lo n dr a’da k u r u l m u ş so n r a Af r i k a’y a y ay ı l m ı şt ı r.
(3): Bo r u l am a det ay l ar ı n ı Li by a’da t an ı şt ı ğı m ı z Si ci l y a’l ı bi r f i r m ay a çi zdi r di k .
NİSAN2013 21
Doç. Dr. Yalçın TEZCAN
Polonya’lı Mühendisin Teşekkürü
Mühendis, dokümanları birkaç gün inceledikten sonra, “Dr. Tezcan, Türkler’den böyle bir
çalışma beklemiyordum. Çok başarılı bir iş
yaptınız. Çok teşekkür ederim” dedi. İşte,
sıkıntılarımı unutturan, bu teşekkür oldu.
İŞ BİTİRME BELGELERİ
1982 yılı başlarında EL-Fateh (EL-Merj)
B e l e d i ye s i n d e n i k i İ ş B i t i r m e B e l ge s i
a l d ı k ; i k i s i n i n t e rc ü m e s i n i d e B i n ga z i
Konsolosluğumuzda onaylattık:
• 19 Ocak 1982 tarihli Belge, sadece Arıtma
Tesisine ait idi;
• 29 Mart 1982 tarihli Belge ise, Arıtılmış
Atıksu Havuzunu ve Deşarj Hattını da içeriyordu.
19 Ocak 1982 tarihli ve 129 000 LD’lik hizmeti başarı
ile tamamladığımıza dair Şahadetname
29 Mart 1982 tarihli ve ilave hizmet dahil 154 000 LD’lik
hizmetleri başarı ile tamamladığımıza dair Şahadetname
1982’DEKİ ÇABALARIMIZ
Libya’ya 1982 yılında da iki defa daha gittim:
• 10 Eylül – 30 Eylül 1982 (21 gün)
• 19 Kasım – 26 Kasım 1982 (8 gün)
Bu seyahatlerimde Tobruk ve Derne’ye yeni
teklifler sunduk, ama iş alamadık. Çünkü 1982
yılında Libya ambargo nedeniyle krize girmişti.
Eylül’deki gidişimiz rahmetle ortağım ve sevgili
arkadaşım Prof. Dr. Orhan Göçer ile oldu.
Tobruk Belediyesine, EL-Fateh Deniz Sporları
Köyü avan projemizi ve maketimizi takdim
ettik. Çok beğenildi ama, parasızlıktan gerçekleşmedi.
SON SÖZ
SEYAŞ’ın Libya faaliyeti, böylece son buldu
sanılmasın. 1981’de LİBAŞ’ın tasarımcısı olarak Zawia ve Zwara şehirlerinde Türk
Müteahhitlerin yamacında başlayan bağımlı
proje hizmetlerimiz, 14 Mart 2010 yılında
Şirketten emekli olmama kadar devam ediyordu.
Eminim ki, geçen 33 yıllık sürede, Türk MMMB
üyelerimizin Libya’ya doğrudan hizmet ihracatını dergimizin diğer sayfalarında okumak
imkânını bulur ve öğünürüz.
22 SAYI28
Üyelerimizin yurtdışı faaliyetleri, biz emekliler
için övünç kaynağı olmaktadır.
1980-1981: The first
Turkish consulting services
exported directly to Libya
As a result of an international bidding in
the early 1980, the EL-Abiar Municipality
awarded SEYAS Sey Architects Engineers and
Consultants Inc. the consulting services for
the EL-Abiar Main Sewage Treatment Plant
Project, consisting of a full biological
treatment facility for 30 000 p.e. with the
provisions for a target population of 80 000
by the 2 000’s and 3424 m. trunk sewer, 70
000 m3 irrigation pond and 1105 m discharge
line. Between June 1980 and December 1981,
SEYAS accomplished this task, by providing
the following services under the management
of the author:
Topographical and geotechnical surveys,
feasibility studies, environmental and
hydraulic studies, overall planning and design
including process, control, instrumentation
and piping, architectural, civil, structural,
m e ch a n i c a l , e l e c t r i c a l e n g i n e e r i n g,
landscaping, plant location and sizing; all
preliminary and final designs, working and
detail drawings, specifications, cost estimates
and tender documents for international
bidding (FIDIC).
According to our records, this is the first
Turkish consulting service exported directly
to Libya by a Turkish independent consulting
firm under a consultancy contract with a
Libyan employer.
SEYAS is one of the first members of our
ATCEA-Association of Turkish Consulting
Engineers and Architects. Shortly after its
incorporation in 1974, SEYAS began to get
involved in international consulting activities
under the leadership of the author. It was first
registered with Libyan Government in 1976.
As a result of the award of the EL-Abiar
Wastewater Treatment Plant Project in 1980,
SEYAS established its first overseas branch
office in Benghazi, as the first Turkish
independent consulting firm operating in
Libya.
In association with the Environmental
Engineering Department of Istanbul
Technical University (Prof. Dr. Hasan Z.
Sarikaya), SEYAS proposed and designed a
trickling filter type plant considering the local
conditions. It consisted of screens, separators,
primary and final clarifiers, trickling filters,
chlorination units, sludge digesters and drying
beds; inlet, primary and secondary sludge
pumping stations, control building, garage,
storage and operator houses, emergency
generator and transformer, gate houses etc.,
covering 41 000 m2 built-up area and 42
ha land.
Approval Authorities:
•
Howard Humphreys Benghazi Office,
consultants to the Benghazi Municipality,
•
Polish Engineers at the EL-Merj
Municipality, - superseded - EL-Abiar
Municipality,
•
The Major.
Completion Certificates given by the
EL-Merj (EL-Fateh) Municipality:
•
19 January 1982 for the Treatment Plant,
•
29 March 1982 for Storage Pond and
Discharge Line plus Treatment Pant.
"El-Abiar ihale dosyası hazırlarken"
Doç. Dr. Yalçın TEZCAN
1935, İzmir doğumludur. 1960 Şubat’ında İTÜ
Mimarlık Fakültesinden mezun oldu; 1969’da “doktor mühendis”, 1981’de de “doçent” unvanlarını
aldı. 1960-1974 arasında önce Mimarlık Fakültesi
Bina Bilgisi kürsüsünde asistanlık, sonra
Mühendislik Mimarlık Fakültesinde öğretim görevliliği yaptı; TÜBİTAK’ın iki araştırma projesini yönetti.
1 9 9 7 - 2 0 0 8 a ra s ı n d a M S Ü F e n B i l i m l e r i
Enstitüsünde Uluslararası Tedarik, Sözleşme
Prosedürleri ve İdaresi dersleri verdi. 23 Mayıs
2009’da İTÜ’den, 8 Ekim 2010’da Mimarlar
Odasından meslekte 50.yıl plaketini aldı.
Meslek hayatında, bağımsız müşavirlik mesleğinin
Türkiye’de tanınmasına çalıştı. Uzun yıllar FIDIC’in
önce Türkiye Muhabirliğini, sonra da İrtibat
Ofiserliğini yaptı. 1980’de Birliğimizin kurulması ve
1987’ de FIDIC’e üye olmasında aktif rol oynadı.
1 9 8 8 , 1 9 8 9 ve 1 9 9 0 y ı l l a r ı n d a F I D I C ’ i n
Dublin, Washington ve Oslo’da yapılan Genel
Kurullarında Birliğimizi Türk delegesi olarak temsil
etti. Birliğimizin 10’uncu yılında şükran plaketi; 25
Mart 2010’da kutlanan Birliğimizin 30’uncu yılında
ise anı heykelciğini aldı.
Bugünkü SEYAŞ’ın nüvesini teşkil eden Sey
Mimarlık Bürosunu 1959 yılında, SEYAŞ Sey Mim.
Müh. Müş. A.Ş.’yi ise 1974’de arkadaşları ile kurdu.
30 yıl yönetim kurulu başkanlığı yaptı. 2005 yılında
Kurul başkanlığını bıraktı, 2007’de ise Kurulu terk
etti. SEYAŞ’ın Suudi Arabistan’ dan Bosna
Hersek’e; Libya’dan Afganistan hatta Maldiv’lere;
Arnavutluk’tan,
Azerbaycan,
Kazakistan,
Kırgızistan, Tacikistan’a ve Rusya’ya kadar hizmet
sunan Uluslararası Müşavirlik Departmanı
Yöneticisi olarak uzun yıllar yurtiçinde ve dışında
müşavirlik projeleri yönetti ve uluslararası inşaat
sözleşmeleri üzerinde uzmanlık kazandı. 2011’de
şirket el değiştirince emekliliğini istedi.
9 Haziran 2010’dan beri Birliğimizin fahri üyesidir.
Oktay AKAT
İnsan Yapımı Nehir Projesi
Man-Made River Project
ÖN BİLGİ:
yıl kadar önce kardeş ülke
LİBYA ‘da, BROWN AND
ROOT NORTH AFRICA
(BRNA) Şirketinin müşavirliğinde ve
KORELİ DONG-AH şirketlerinin konsorsiyumunda dünyanın en büyük çaplı
(öngerilmeli beton borulu) su boru hatları yapıldı. Üniversiteden arkadaşım
Elek.Yük.Müh. Bingazi Bölgesi Elektrik
Müdürü Mustafa Bumedian ‘dan dinlediğim kadarı ile: Bingazi Şehrinin su
dağıtım şebekesi önceden yapılmış
ancak besleme kaynağı bulunamamış
ve nasıl temin edileceği kararlaştırılamamış. Acaba denizden DESALİNİZASYON sistemi ile su temin edelim mi
diye düşünürlerken güneyde 1500 km
uzaktaki sıra dağların ön taraflarında
büyük bir yeraltı denizi bulunmuş, bu”
Allah’ın lütfu” karşısında bu büyük proje
başlatılmış ve devreye alınmış. Temin
edilen bu büyük su sahile Bingazi ye
taşınmış ve şehirde bol suya kavuşmuş.
Su hattının geçtiği güzergahlardan
branşmanlar alınarak cennet gibi çiftlikler kurulmuş ve sulu ziraat başlamış.
Aradaki tabii su rezervuarları o kadar
büyük ki adeta büyük bir göl gibiler ve
bulundukları yerlerin bitki örtüsü ve iklimi bile değişmiş. İnsanlar balık tutmaya
başlamışlar. Aynı sistem “Trablusgarp”
içinde gerçekleştirilmiş.
20
Bu işin borularının önceden müşavir firmaca koruması gereksiz görülen ve
yapılmayan katodik koruma işlerinin
birinci kısmının yapım işi GamaMarubeni konsorsiyumu tarafından
gerçekleştirilmiş. Bende bu kısımda
müşavir olarak çalıştım.
BETON İÇİNDEKİ ÇELİĞİN
KOROZYONU
Daha önceki sayılarda deprem hasarları ile ilgili olarak konuyu incelemiştik.
Özet olarak betonun pH değeri 13-13,5
tur. Pourbe diyagramında bu değer
çeliğin pasifleştiği bölgedir ve çelik
beton tarafından korunmaya alınmış
olur. Dolayısıyle korozyon beklenilmez.
Bu mantık ile de müşavir firma korozyona karşı önlemi lüzumlu görmemiş ve
borularda da kaplama yapılmamış
olduğu gibi yani fabrikadan çıktığı gibi
(White pipe olarak) kullanılmıştır.
24 SAYI28
ÖYLEYSE KOROZYON NASIL
MEYDANA GELDİ?
Bingazi çölüne 70 yıldır yağmur düşmediği rapor edilmektedir. Yani toprak
veya kum kurudur. Rutubet yoktur.
Ancak deniz tabanının yükselmesi ile
meydana gelen çöl son derecede fazla
tuz ihtiva etmektedir. Ancak tuzun eriyip
klor iyonları haline gelmesi normal
durumda mümkün değildir. Boruların
içinden yeraltından çekilen su akmakta
olup, akan suyun sıcaklığı çevreye göre
daha soğuktur. Bu durum boru yüzeylerinde terleme bu terlemede tuzun erimesine neden olacaktır. Beton boru
içerisinde ilkel gerilmeli betonarme
demirleri ile boru üst yüzeyi arasında
bir kalınlık olup, bu klorlu ıslaklık gerek
beton kalitesinden ve kalınlıktan dolayı
muhtemelen 10 yıl içinde demir yüzeylere erişmekte ve klordan dolayı bu
noktalardaki pasif koruyuculuk kalkmakta ve bu noktalar (-) potansiyel
kazanarak, daha düşük pasif noktalara
göre anodik bölge olarak (Fe → (Fe++)
+(2e)) elektron kaybetmeye ve +2
değerli demir iyonları yapıdan ayrılmaya başlayacak. Demir çubuklar o bölgede eriyecektir. Çubuğun pasif bölgede kalan diğer kısımları katot gibi davranıp korunacaktır. Burada beton yapı
elektrolitik olmaktadır. Hadisenin başlaması ile birlikte ilkel gerilmeli demirler
anot bölgesinde çentik etkisi ile kopacak ve boşta kalan ön gerilim kuvveti
de boruyu parçalayacaktır.
NE ÖNLEMLER ALINDI?
Öncelik ile yeni tesislerde White Pipe
kullanımından vazgeçip bitüm kaplı
Black Pıpe’a dönüldü. Mevcut çalışan
boru hatlarına çinko galvanik anotları ile
iki taraflı katodik koruma yapıldı. (5,5 mt
açıktan) her 500 mt’lik boru parçası
sonunda manhole yapısının içinden
çekilen ana kablolar betonarme demirine bağlandı.
NETİCE
Kardeş ülke LİBYA ‘daki projeler bizlere
iş temin etmesi dışında paha biçilmez
deneyler kazandırması yönünden çok
önemlidir.
Kazanılan bu deneylerin ve iş gücünün
değerlendirilmesini ülkelerimizin çıkarları yönünden arzu etmekte ve beklemekteyiz.
Man Made
River Project
PRELIMINARY INFORMATION:
years ago in Libya, pre-stressed
concrete water pipeline project
having largest diameter ever designed
at that time were constructed by Korean
contractor DONG-AH under consultancy
of BROWN AND ROOT NORTH AFRICA
(BRNA). MSc Electrical Engineer Mustafa
Bumedian, the electrical works manager of
Benghazi region and friend of mine from
university, told me that Benghazi water
distribution
system
had
already
constructed, however no adequate water
source had not been found and how a
possible water source could be conveyed
had not been decided yet. As they were
thinking about getting water to the system
by desalinization of sea water; they had
discovered a huge underground lake
located at mountains which are 1500 km
away from the city. What makes this
discovery a miracle for them was this huge
water source is only 10 meters under
ground level and could easily be accessed.
With this blessing from Allah, this big
project had started and became
operational. Water conveyed from this
source is distributed throughout the city to
end water supply problem for the city. With
ancillary pipelines taken from the main
pipeline, farms which were considered to
be paradise for them had established and
agricultural activities with irrigation had
started. As a consequence of formation of
these huge waterreservoirs , there were
drastic climate and flora changes at those
regions and local people even had chance
to carry out fishing activities. Such a system
also constructed and operated for
Trablusgarp later on.
20
GAMA-MARUBENİ consortium undertaken
corrosion protection works of first phase of
Benghazi project. Consultant of this project
decided
that
cathodic
protection
of pipelines were not necessary and did
not include in project scope I had the
NİSAN2013 25
ÜYELERİMİZDEN
Oktay AKAT
I hope that we, Turkish consultant engineers, could exploit those valuable experiences gained with such prestigious projects in
Libya for undertaking other big and prestigious projects in Turkey and Libya in near
future
opportunity to work as a consultant in first
phase of this project
CORROSION OF STEEL IN CONCRETE
At previous issues we observed and
explained earthquake damages related to
corrosion of steel in concrete. As a brief
summary, it is found that pH value of steel
embedded in concrete is around 13 which
indicates that steel is in passive region
according to Pourbaix diagram and in
protected state already. As a result of
this consequence on would not expect a
corrosion process at such a medium. With
same idea mentioned above the consultant
company did not consider any coating or
cathodic protection provisions and used
them as they were (referred as white pipe)
after manufacturing.
HOW CORROSION OCCURRED?
It is reported that there are no rainfalls for
70 years at Benghazi desert. As a result
there is no humidity in sand. On the other
hand, this desert had formed as sea base,
having high content of sea salt, had risen to
ground level centuries ago. Since there is no
water available at the environment, it seems
not possible to dissolution of this salt.
Temperature of water flowing through
the pipelines are lower than desert
temperature. As a result of this fact,
condensation occurs along all undergournd
parts of the pipeline. There exists a definite
pipeline wall tickness between desert soil
and reinforcing steel which provided
an insulation for water and humidity as
a result of condenstian of hot air for
reinforcing steel for some time. However
26 SAYI28
after 10 years or so described insulation
begin to fail as water and humidit could
penetrate inside concrete and as a result
initiation of corrosion mechanism could
start. Areas water and humidity penetrated
became anodic regions where positively
charged steel ions are formed and material
loss re observed at those locations. Steel
rebars re deteriorated at these regions
while steel rebars at other regions behave
like cathodic region and preserved their
material integrity. In this process concrete
acts as an electrolyte, a path providing
ion exchange among different parts of
reinforcing steel bars are at different
environmental conditions. As this process
starts and carries on, pre-stressed steel
rebars would break apart and would
destroy concrete cover of the pipeline since
they were already stressed and had a huge
force due to this stressed operation.
WHICH PRECAUTIONS WERE
TAKEN?
First precaution was application of coating
to these pipes by bituminous coating (this is
referred as black pipe).
Second precaution was galvanic anode
protection of the pipeline with zinc galvanic
anodes connected through manholes
located at every 500 mt. The anodes were
placed 5,5 mt vertically along the pipeline.
CONCLUSION
As many Turkish consultant engineer, I had
a chance to work at a mega project and
gained a significant experience from a
project based on Libya. At this point I want
to thank all my Libyan colleagues who
provided me this opportunity.
Oktay AKAT
1937 yılında doğmuş ve yüksek öğrenimini İ.T.Ü Elektrik Fakültesi’nde 1960
yılında tamamlayarak Yüksek Mühendis
olarak mezun olmuştur.
Meslek hayatının ilk yıllarında elektrifikasyon işleri gerçekleştirmiş ve
ETİBANK köy elektrifikasyon işlerinde
başmühendis olarak çalışmıştır. Askerlik
hizmetini müteakip TEKFEN İnş. Ltd.
Şti. Elektrik Bölümü Müdürlüğü’nde
çalışmıştır. Şirketin 1967'de İstanbul'a
nakli ile Ankara’da kendi mühendislik
firmasını kurmuş ve taahhüt işlerine
başlamıştır. İştigal alanları santraller,
enerji nakil hatları, indirici merkezler ve
şehir şebekeleri, organize sanayi bölgeleri ve endüstri tesisleri olmuştur.
1983 yılından itibaren firması Anonim
Şirket şeklinde hizmet vermeye başlamıştır. Bu yıllardan itibaren teknik müşavirlik; özellikle korozyon mühendisliği ile
uğraşmaya başlamıştır. ODTÜ'de bulunan Korozyon Derneği’nin kurucu üyesi
olup, halen yönetim kurulunda bulunmaktadır. İTÜ Vakfı denetim kurulu başkanlığı yapmaktadır. TürkMMMB üyesi
olup bu yıl içerisinde 30. yılını dolduran
üyelere verilen birlik sembolü kırlangıç
heykelini almıştır. Evli ve bir erkek çocuk
sahibidir.
Ahmet B. ÖZSÜT
Mimarlığın Serüveni
Bölüm
20.Yüzyıl - Modern
10 M
odern mimariye geçiş sürecindeki
ara dönemin en önemli akımlarından birisi olan Art Nueveau’nun zor
inşaat tekniklerine ve el emeğine dayalı
anlayışı yüksek maliyetli yapılar anlamına
geliyordu ve bu olgu akımın kısa ömrünün
başlıca nedeni olacaktı. Öte yandan aynı
tarihsel kesitte Paris merkezli Ecoles des
Beaux-Arts mimari anlayışı yapının işlevini
yansıtması ve cephe süslemelerinden uzaklaşılması yönünde değişmeye başlayacaktır.
Bilindiği gibi bu ilkeler modern mimarinin de
temel ilkeleri arasındadır. Ecoles des BeauxArts’ın yeni anlayışı, Avrupa’dan çok, başta
ofis yapıları olmak üzere satış mağazaları,
depolar gibi dönemin yeni işlevlerine ve
hızla kalabalıklaşan bazı kentlerdeki çok
katlı yapı ihtiyacına yanıt vermek amacıyla
ABD’de gündeme gelecektir. ABD’deki bu
gelişme çelik yapı teknolojisindeki ilerlemenin de desteğiyle, önce 1871 ve 1874 tarihlerinde iki büyük yangın felaketi yaşayan
Chicago’da (resim 171, 172) ve çok kısa bir
süre sonra da New York’da (resim 173, 174)
hayata geçmeye başlayacaktır.
Resim 175 – Balyan Kardeşler, Dolmabahçe Sarayı
Kapısı, İstanbul (1856)
Resim 173 – L.Sullivan, Prudential Building,
Buffalo - New York (1896)
Resim 176 – S.Balyan, Beylerbeyi Sarayı iç mekan,
İstanbul (1865)
Öte yandan çok uluslu ve çok dinli Osmanlı
ülkesinde, başta İstanbul’da olmak üzere,
teba’nın kültürünü, dilini ve inançlarını yaşaması mümkündü. Ağırlıklı olarak Türklerin
yaşadığı Safranbolu ve Rumların yaşadığı
Kapadokya’daki Sinasos (yeni adıyla
Mustafapaşa) kasabaları, Osmanlı toplumunda farklı kültür ve coğrafyaların sivil
mimarideki yansımalarıdır (resim 177, 178).
Resim 174 – D.H.Burnham & Co., Flatiron Building New York (1903)
Resim 171 – H.H.Richardson, Marshall Field
Mağazası, Chicago (1887)
Resim 172 – Burnham & Root with C.B.Atwood,
Reliance Building, Chicago (1895)
28 SAYI28
Ülkemizde ise 19.yüzyılın ikinci yarısında,
trenin kaçtığını geç fark eden çökmekte olan
Osmanlı’nın resmi mimarisi batılılaşmayı hiç
değilse şeklen yakalama çabası içinde
Neoklasik anlayışa yönelecektir. Ülkemizin
batılılaşma yolculuğu bilindiği gibi 18.yüzyıl
başlarına kadar dayanır. Ancak günümüze
kadar uzanan bu yolculuk sürecinde batı
medeniyetini Orta Çağ’dan başlayan ekonomik, düşünsel, bilimsel, teknolojik ve kültürel
gelişmenin yarattığını anlamadan batılılaşmaya çalışmanın yararsızlığı ülkemizde hiçbir zaman tam olarak anlaşılamamıştır.
Skolastiğin rasyonalizmini, Rönesans’ı,
Aydınlanma anlayışını hiç yaşamamış,
Barok’la geç tarihlerde tanışmış Osmanlı’ya,
Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayları gibi
gayr-i müslim tebadan mimarlara devletin
kasalarını boşaltmak pahasına inşa ettirilen, baskın ögesi Rokoko’nun aldatıcı süslü
görselliği ve Ampir üslubu olan bir çeşit
Neoklasik anlayış pek hoş gelmişe benziyor
(resim 175, 176).
Resim 177 – Safranbolu
Resim 178 – Sinasos (Mustafapaşa), Nevşehir
Sanat tarihçisi Heinrich Wölfflin 19.yüzyıl
sonlarındaki bir yazısında “mimarlık çağın
yaşama ilişkin tutumunu ifade eder” demiş-
ti. Genel anlamda doğru olan bu saptamanın aslında yazı dizimizin önceki bölümlerinde değindiğimiz, Wölfflin’in de yakından bildiği Neo Klasik dönem gibi istisnaları vardı.
Ancak Wölfflin’in saptaması modern mimarinin doğuşu bağlamında tümüyle doğruydu.
20.yüzyıl, büyük dönüşümlerin; devrimlerin;
teknolojik gelişmelerin yarattığı ulaşım - iletişim olanaklarının ve kapitalist ekonominin
kaçınılmaz kıldığı hergün daha da ivmelenen yaşamın; insanlığın o güne kadar görmediği düzeyde büyük kıyımların ve toplumlar arası ekonomik farklılıkların daha da
derinleşmesinin yüzyılı olacaktı. 20.yüzyıl
başlarından itibaren mimarlık, moderne
geçiş süreci ile Wölfflin’in kastı bağlamında
‘çağın yaşama ilişkin tutumu’nu neredeyse
tam anlamıyla yansıtacaktır.
Modernizmin ileri endüstri toplumunun yaratısı ve hatta kültürü olması ötesinde modernistlerin başlangıçtan itibaren, ortak yanları
yanı sıra beslendikleri kaynağa bağlı olarak
farklı anlayışları, yaklaşımları olduğunu ve
bunların süreç içerisinde değişimler geçireceğini de unutmamak gerekir. Bu bağlamda
modernizm tarihsel üsluplardan önemli
ölçüde farklılaşır. Başka bir deyişle modernizmi tarihsel üsluplara benzer şekilde katı
bir okul olarak algılamak ve tarif etmek
mümkün değildir. Öte yandan hangi kaynaktan beslenirse beslensin modern mimarinin
kökeninde tarihsel üslupların reddi, ‘süsleme’den arınma, akılcı yenilikçilik, işlevselcilik ve enternasyonalizm yatar. Modern
mimarinin bu temel çizgiye rağmen bireycilikten toplumculuğa, folklorik gelenekten
esinlenmekten salt yenilikçiğe, yalın işlevselcilikten dışavurumculuğa, geniş bir yelpazede anlayışlar ve ürünler ortaya koyduğunu da ifade etmek gerekir.
Bunlardan, yüzyılın başlarında Ecole de
Beaux-Arts’ın modernleşen anlayışı ile ürünler veren Chicago okulunda yetişmiş olmasına rağmen, ustalık kariyerinin ilk eserlerinde
daha baskın olarak Arts and Crafts etkisindeki kendi özgün üslubunu yaratan Frank L.
Wright’ı öncelikle anmak gerekir. Wright, bu
dönemde yaptığı kır evlerinde yatay çizgilerin hakim olduğu, doğaya uyumlu ve çağdaşlarına göre çok sade konutlar üretecektir
Resim 179 – Frank Lloyd Wright, Ward Willits Evi,
Illinois (1902)
(resim 179, 180). Bu tasarımlarında Wright,
modern mimarinin işlevin biçimi belirleme
ülküsü ile yetkin bir estetik duyarlılığı birleştirecekti.
KÜLTÜR – SANAT
– Çok Kısa Bir Tarihçe
Savaş öncesi Almanya’sında Gropius’un da
içinde olduğu bir grup mimar, Bruno Taut
etrafında akademizme karşı modern mimarinin gelişimi yönünde düşünsel çalışmalar
ve tasarımlar gerçekleştirdiler. Taut, modern
mimarlığa ve renge tutkuyla bağlıydı. Köln
Fuarı için yaptığı cam pavyon erken modernin ikonik yapılarından birisidir (resim 183).
Resim 180 – Frank Lloyd Wright, Robie Evi, Chicago
(1909)
Birinci Dünya Savaşı öncesinde modern
mimarinin Avrupa’daki gelişmesine daha
çok endüstriyel yapılar damga vuracaktır.
Jügendstil dönemi sonrasında Alman Genel
Elektrik Şirketi (AEG) için çalışmaya başlayacak olan Peter Behrens, önce çeşitli
endüstriyel tasarımlar, sonra da fabrika
binaları tasarlayacaktır. Bunlardan AEG
Türbin Fabrikası, modern mimarlığın gelişmesi sürecindeki en önemli yapılardan birisi
olma payesini elde edecektir (resim 181).
Behrens bu eserinde yapının adeta içinde
üretilen makineler gibi tümüyle işlevsel ve
öte yandan da ‘güzel’ olması endişesiyle
hareket edecektir.
Resim 183 – B.Taut, Cam Pavyon, Alman Cam
Sanayisi Pavyonu, Köln Fuarı (1914)
Aynı dönemin öncü resim ve heykel sanatçıları da, bu sanatlarda 19.Yüzyılın ikinci yarısında başlayan önce empresyonist, daha
sonra eksprestyonist yalın anlatım arayışlarını daha köktenci bir anlayışla dönüştürmek
peşinde
olacaklardır.
Braque
ve
Picasso’nun öncülüğünü yaptığı Kübizm
akımı, 20.yüzyıl soyut sanat anlayışının belki
de en önemli kaynağı olacaktır (resim 184,
185). Modern Mimarinin soyut dili ile
Kübizmin dili arasındaki ilişkiye de dikkat
çekmekte yarar vardır.
Resim 181 – Peter Behrens, AEG Türbin Fabrikası,
Berlin (1908)
Behrens’in atölyesindenden yetişen ve
Savaş sonrasında Modern Mimarlığın en
önemli figürlerinden birisi olacak olan
Walter Gropius da ustasının izinde yürüyecektir (resim 182).
Resim 182 – W.Gropius ve A.Meyer, Fagus Fabrikası,
Alfred–ander-Leine (1912)
Resim 184 – Pablo Picasso, Avignon’lu Kadınlar
(1907)
Resim 185 – Georges Brauqe, Meyve Tabağı ve
Bardak (1912)
NİSAN2013 29
Ahmet B. ÖZSÜT
Modern sanatı ve mimariyi besleyen önemli
düşünsel akımlardan birisi de Fütürizm’di. Bu
bağlamda İtalyan ve Rus Fütüristleri öne çıkıyordu. Marinetti’nin Fütürist Manifestosunun
temel noktaları özlenen geleceği tanımlıyor:
İvmelenen yaşamın yarattığı yeni dünya duygusu; eskiden kaçış, yeniye duyulan aşk; öte
dünya duygusunun yok edilmesi, bireyin değerinin artması; erkek ve kadın haklarında tam
eşitlik; yurtseverlik ve savaş anlayışlarının
değişmesi; iş yaşamında tutku, sanatın yüceltilmesi; makine ile çoğalan insan – evcilleştirilmiş doğa güçleriyle uyum; spor ve rekor tutkusu; kent tutkusu; turizmin uzaklıkları, yalnızlıkları yok etmesi; eğri çizgiden, sarmaldan, hayatı
yavaşlatan herşeyden kaçış. Belki paradoksal
görünebilir ama İtalyan Fütüristleri Faşizm
hareketi geliştikçe Mussolini’ye destek veren
siyasal tercih içinde olacaktı. Öte yandan Rus
Fütüristleri, Rusya’da yükselmekte olan komünist hareketi destekleyecekti. Bilindiği gibi sosyalizmin Karl Marx’ın öngördüklerinden farklı
bir ülkede, Rusya’da, 1917 Ekim Devrimi ile
monarşiyi devirmesini takip eden yaklaşık 70
yıl boyunca Dünyamız siyasal olarak iki kutuplu hale gelecektir. Rusya Fütürizminden doğan
Konstrüktivist mimari anlayış, Devrimin yeni
toplumsal taleplerine ve endüstrileşme arayışlarına yönelik; geçmişten gelen hemen her
mirası reddeden, üç boyutlu kübist-soyutlamacı idealist yaklaşımlar geliştirecektir (resim
186, 187). Bu öncü akımın prematüre olarak
nitelenebilecek çıkışı Devrim’in önderi Lenin’in
1924’deki erken ölümüyle Stalin’in iktidara gelmesi sonrasında kısa sürede sönümlenecektir.
necektir. Almanya’da Walter Gropius, 1919’da
Weimar Sanat ve Zanaat Okulu ile Weimar
Güzel Sanatlar Akademisini birleştirerek
Bauhaus
Tasarım
Enstitüsünü
kurdu.
Bauhaus’un temel hedefi mimarlık dahil tasarım nesnelerinin; işlevini kusursuz olarak yerine
getirmesi yanı sıra ekonomik, dayanıklı ve üstelik ‘güzel’ olmasını sağlayacak öğretiyi oluşturmaktı. Gropius, Bauhaus Okulunun amacını bu
felsefeye ve seri üretime uyarlı tasarımların
(endüstriyel tasarım) özenle geliştirilmesi olarak belirleyecekti ve arkadaşlarıyla birlikte bu
fikirleri Dessau’daki Bauhaus Binasında
somutlaştırmaya çalışacaktı (resim 188).
Bauhaus’un, Gestalt Psikolojisinin görsel algıya
ilişkin bulgu ve öngörüleri üzerinde şekillenen
‘temel tasarım’ kavramını ve metodolojisini
geliştirerek tasarım eğitimine en önemli ve kalıcı katkılardan birisini gerçekleştirdiğini de
unutmamakta yarar var.
Resim 190 – Mies van der Rohe, Göl Kıyısı
Apartmanları, Chicago (1951)
doğru olarak tasarlanmış bir makine, örneğin
bir otomobil gibi belirleyici olması gerektiğine
inanıyordu ve bu inancı “konut içinde yaşanılan
bir makine olmalıdır”, “tüm uluslar ve iklimler
için tek yapı tasarlamak olanaklıdır” sözleriyle
özetliyordu. Üç milyonluk kent tasarımı (resim
191), kübist ressam Ozenfant evi ve Villa
Savoye (resim 192) Le Corbusier’nin bu dönemine ait önemli örneklerdir.
Resim 188 - W.Gropius ve A.Meyer, Bauhaus,
Dessau (1926)
Gropius gibi Behrens’in bürosunda çalışan
L.Mies van der Rohe ve Charles-Edouard
Jeanneret (takma ve yaygın olarak bilinen adı
ile Le Corbusier) de takip eden yıllarda
modern mimarinin önemli figürleri olacaktır.
Duvarcı bir aileden gelen Mies, Savaş sonrasında ‘tam açıklık’ ve ‘tam basitlik’ ilkeleriyle
tasarımlar yapacaktır (resim 189).
Resim 191 – Le Corbusier, Üç Milyonluk Kent
Tasarımı modeli (1922)
Resim 186 – V.Tatlin, Tatlin Kulesi (3.Enternasyonel
Anıtı), St.Petersburg (1919) [400 metre yükseklikteki
bu tasarım inşa edilmemiştir]
Resim 189 – Mies vander Rohe, Alman Pavyonu,
Barselona Fuarı (1929)
Resim 187 – K.Melnikov, Svoboda Kulübü, Moskova
(1929)
Yenilikçi akımlar Birinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve ABD’de giderek daha da güçle-
30 SAYI28
Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesiyle birçok
bilim insanının, sanatçının ve mimarın ülkeyi terk
ettiği bilinir. Dönemin önemli mimarları Bruno
Taut Türkiye’ye, Gropius önce İngiltere’ye sonra
Mies gibi ABD’ye gidecektir. ‘Az daha çoktur’ ve
‘tanrı detaylarda saklıdır’ özdeyişlerinin sahibi
olan Mies, Avrupa’da hayata geçiremediği ‘cam
kuleler’ yapma hayalini ABD’de gerçekleştirme
fırsatı bulacaktır (resim 190).
Le Corbusier de, ustalık kariyerinin ilk döneminde benzer çizgiyi izleyecektir. Corbusier
Mimarlıkta işlevsel determinizmin, aynen
Resim 192 – Le Corbusier, Villa Savoye, Paris
(1931)
Erich Mendelsohn gibi tekil sayılabilecek dışavurumcu istisnalar dışında (resim 193), özellikle İkinci Büyük Savaşa kadar olan dönem için
Modern Mimarinin kökenindeki temel tutkunun
salt işlevsellik; biçimin işlevi izlemesi gereği ve
Adolf Loos’un “bezeme cinayettir” sözünde
ifade ettiği bağlamda süslemeden arınmak
olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Bu
anlayışın kökeninde ise yukarıda ve önceki
bölümlerde sözünü ettiğimiz insanoğlunun son
yüzyıldaki bilimsel, ekonomik, toplumsal ve tek-
KÜLTÜR – SANAT
nolojik gelişmesi yatıyor. Yani bir kez daha hatırlatırsak Modern Mimari ileri endüstri toplumunun ürünüydü. Bu yazı dizisininin ilk bölümünde ifade ettiğim gibi mimaride ‘salt işlevsellik’
ve buradan çıkarsanacak idealist enternasyonalizm arayışlarının aksamaması olanaksızdı.
risine karşı geleneksel mimari unsurlar kullanarak bir çeşit Osmanlı Neoklasiği oluşturma
çabasıydı. Kısa ömürlü bu akımın ilk örnekleri
Kemalettin ve Vedat Tek kardeşlerin eserleridir
(resim 196). Akım, Cumhuriyet’in ilk yıllarında
da kısa bir süre devam edecektir (resim 197).
Resim 199 - B.Taut, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi,
Ankara (1937)
Resim 193 – E.Mendelsohn, Einstein Kulesi, Berlin
(1921)
Resim 196 – Vedat Tek, Büyük Postane, İstanbul
(1909)
Avrupa’da faşist yönetimlerin iktidara geldiği
ülkelerde; faşizmin ulusal yücelik ve totalitarizm anlayışlarını yansıtan ve modernin sadeleşme anlayışı ile neoklasik formları (özellikle
Roma) birleştirmeye çalışan taş mimarisi ağırlıklı bir başka stil gelişecektir (resim 194).
İktidarın gücünü kaba ve ezici bir şekilde yansıtan, belki bir nebze daha insani benzer bir
başka anlayışın Stalin SSCB’sinde de gelişmiş
olması şaşırtıcı değildir. Stalin döneminin bazı
yapıları adeta Sosyalist devrimin ruhunu teslim
edişinin resmidir (resim 195).
1940’lı yıllarla birlikte özellikle yabancı mimarlar eliyle bu anlayış sürdürülürken; bu kez
Osmanlı mimari unsurlarını değil, daha çok
yerel sivil mimari formlarını modernist potada
yeni bir senteze ulaştırma çabası içinde bir
anlayış yaratmaya çalışan İkinci Ulusal
Mimarlık Akımı 1970’lere kadar etkili olacaktır
(resim 200, 201).
Resim 197 – G.Mongeri, Ziraat Bankası Binası,
Ankara 1929)
Resim 194 – A.Speer, Zeplin Stadyumu (Nazi tören
alanı), Nüremberg (1936)
1923 Martında toplanan İzmir İktisat Kongresi
genç ülkenin stratejisini liberal ekonomi olarak
belirlemişti. Ancak, gerek ülkede Misak-ı
Milli’den bir Türk ulusu yaratma politikalarını
destekleyecek bir kapitalisit sınıf bulunmayışının, gerek de 1929 Büyük Ekonomik
Bunalımının yarattığı ortam, CHP’nin temel ilkelerine 1930 yılında devletçiliği de katmasıyla
sonuçlanmıştı. Bu dönemle birlikte devlet;
sanayi, bankacılık, madencilik ve tarım alanlarında yatırımlar yapacak, işletmeler kuracaktır.
Bu dönüşüm, Birinci Ulusal Mimari Akımının da
sonu olacaktır.
1930 – 1940 dönemi Türkiye
mimarlığı, Almanya’daki örneklerden esinler
taşıyan anıtsalcı yapılardan (resim 198), Bruno
Taut’un Dil Tarih Coğrafya Fakültesi (resim 199)
gibi yerel kültüre de saygılı modern yapılar arasında, ancak temelde batılı mimarlık diliyle üretilmiş bir yelpazeyi yansıtıyordu.
Resim 200 – Paul Bonatz, Saracoğlu Mahallesi,
Ankara (1946)
Resim 201 – Sedad H.Eldem, Atatürk Kitaplığı,
İstanbul (1975)
(Devam Edecek)
Resim 195 – Alabyev ve Simbirtsev, Kızıl Ordu
Tiyatrosu, Moskova (1940) [Bu yapının planı Sovyet
yıldızı şeklindedir]
Türkiye’de ise Osmanlı’nın çöküşü sürecinde
19.yüzyılın son çeyreğinden itibaren gelişen
ulusalcılık anlayışları mimaride de yansıma bulmuştu. Yüzyıl başlarından 1930’a kadar etkili
olan Birinci Ulusal Mimari Akımı esasen batı
üslupları etkisindeki son dönem Osmanlı mima-
Resim 198 – Şefik Akalın, Ankara Garı, Ankara
(1937)
NİSAN2013 31
B‹RL‹⁄‹M‹ZDEN HABERLER
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar
Birliği (TürkMMMB), müşavir mühendislik
ve mimarlık kavramının önemini ilgili kurumlara ve topluma anlatmak, müşavirlik
hizmetlerinin ilerlemesine ve gelişmesine
çalışmak, uluslararası uygulamaları ülkemize taşımada öncülük ederek, bu konuda en yüksek uluslararası teknolojik ve örgütsel seviyeye erişmek amacıyla, 25 Nisan 1980 tarihinde kurulmuştur. Birlik, bağımsız müşavirlik hizmeti veren mühendis
ve mimarları temsil eden dernek statüsünde bir sivil toplum kuruluşudur.
TürkMMMB, 1987 yılında Müşavir Mühendisler Uluslararası Federasyonu – FIDIC’e
ve 2001 yılında Avrupa Müşavir Birlikleri
Federasyonu - EFCA’ya üye olmuştur. Her
iki federasyonun Türkiye’deki tek temsilcisidir.
TürkMMMB, amaçları doğrultusunda; gelişmiş ülkelerde yaygın ve kurumsallaşmış
olarak kabul gören, ancak ülkemizde he-
Libya’nın Yeniden Yapılandırılması Programında
Türk Teknik Müşavirlik Hizmetleri Konferansı /
Conference on Turkish Technical Consultancy
Services for Libya’s Rebuilding Program
ürkMMMB tarafından, 10 Nisan 2013 tarihinde Ankara Swiss Otel’de “Libya’nın
Yeniden Yapılandırılması Programında Türk Teknik Müşavirlik Hizmetleri
Konferansı” düzenlenecektir. Ekonomi Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen etkinliğe
Libya’dan Bakan, Bakan Yardımcıları ve çeşitli alanlardaki kamu üst düzey temsilcileri
davet edilmiştir. Detaylı bilgi Birlik web sitesinde yer almaktadır. (www.tmmmb.org.tr)
T
nüz eksiklikleri olan bağımsız teknik müşavirlik sektörünün geliştirilmesi ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamaların Türkiye’ye
kazandırılması için gerek üyelerine, gerekse toplumun tüm kesimlerine yönelik
yoğun çalışmalar yapmaktadır.
Ulus la ra ra s› ka bul gör müfl ta n› m›y la
FI DIC stan dart la r›y la ba €›m s›z mü flavir mü hen dis lik ya pan fir ma la r›n bir
ara ya
gel di €i
çat›
kuruluflu
olan
TürkMMMB’nin, inflaat sektörünün farkl›
TürkMMMMB 33.Olağan
Genel Kurulu
alanlar›nda deneyimli 200’e yak›n üyesi
bulunmaktad›r.
2012 – 2014 Dönemi
irliğimizin 33.Olağan Genel Kurulu 28
Mart 2013 tarihinde Ankara Midi Otel’de
gerçekleştirilmiştir
B
Yönetim Kurulu
Dem i r İNÖZÜ, Başk an
Ham di AYDIN, Başk an Yr d.
Sal i h Bi l gi n AKM AN, Başk an Yr d.
Sedef ODABAŞI ERDOĞAN, Başk an
Yr d. M . Si n an AKER, Başk an Yr d.
M u n i s ÖZER, Sek r et er Üy e
İsm ai l Hak k ı BAYDUR, Say m an Üy e
A.Sü r ey y a URAL, Üy e
Or h an ULUDAĞ, Üy e
Yeni Üyeler
irliğimize, PRO-SEM Mühendislik Mimarlık Müşavirlik Ltd. Şti ve KAVALCI
Mühendislik ve Müşavirlik Bilişim Ltd. Şti. firmaları tüzel olarak katılmışlardır.
B
Bireysel üyelerimizden Atilla ÖZDİKMEN, ALTER Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik
Hizmetleri Ltd. Şti. firması; Fatma ÇÖLAŞAN, GEN-TES Mühendislik Ltd. Şti. firması ve
Dursun TEKİNER, PETEK PROJE Mühendislik Müşavirlik A.Ş. firması adına tüzel üye
olmuşlardır.