World Energy Outlook 2013 - Executive Summary

Transkript

World Energy Outlook 2013 - Executive Summary
TÜRKÇE
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2 0 1 3
ULUSLARARASI ENERJÝ AJANSI
Uluslararasý Enerji Ajansý (UEA) özerk bir kurum olarak 1974 yýlýnda kurulmuþtur. UEA'nýn iki temel
görevi vardýr. Bunlar, petrol arzýndaki fiziki aksamalara karþý kolektif tedbirler yoluyla üyelerinin enerji
arz güvenliðini geliþtirmek ve 28 üye ülke ve diðer ülkeler için güvenilir, ekonomik ve temiz enerji
saðlama imkanlarý üzerine saygýn araþtýrma ve analizler gerçekleþtirmektir. UEA, her biri en az 90 günlük
net ithalatý oranýnda petrol stoðunu elinde bulundurmak zorunluluðu olan üye ülkeler arasýnda enerji
iþbirliði üzerine kapsamlý bir program yürütmektedir. Kurumun diðer amaçlarý þu þekildedir:
• Arz güvenliðinin aksamasý durumunda etkin bir acil müdahale kapasitesinin geliþtirilmesi gibi çözümlerle,
üye ülkelerin tüm enerji çeþitleri için güvenilir ve yeterli arza eriþimini güvence altýna almak,
• Özellikle iklim deðiþikliðini etkileyen sera gazý salýmlarýnýn azaltýlmasý baðlamýnda küresel
anlamda ekonomik büyümeyi ve çevrenin korunmasýný destekleyen sürdürülebilir enerji
teþvik etmek,
• Enerji verilerinin toplanmasý ve analizi yoluyla uluslararasý piyasalarýn þeffaflýðýný iyileþtirmek,
• Enerji kaynaklarýný geleceðe dönük olarak güvence altýna almak ve enerji sektörünün
çevresel etkilerini azaltmak amacýyla enerji verimliliðinin ve düþük karbon teknolojilerinin
geliþtirilmesi ve küresel anlamda yayýlmasý için enerji teknolojileri alanýnda küresel
iþbirliðini desteklemek,
• Üye olmayan ülkelerin, sanayi sektörü temsilcilerinin, uluslararasý
kuruluþlar ve diðer paydaþlarýn katýlýmý ve fikir alýþveriþi yoluyla
küresel enerji sorunlarýna çözümler bulmak.
UEA Üye Ülkeleri:
Almanya
OECD/IEA, 2013
ABD
Avustralya
Avusturya
Belçika
Çek Cumhuriyeti
Danimarka
Finlandiya
Fransa
Güney Kore
Hollanda
Ýngiltere
Ýrlanda
Ýspanya
Ýsveç
Ýsviçre
Ýtalya
Japonya
Kanada
Lüksemburg
Macaristan
Norveç
Polonya
Portekiz
Slovakya
Türkiye
Yeni Zelanda
Yunanistan
Avrupa Komisyonu UEA'nýn çalýþmalarýna katýlým saðlar.
World Energy Outlook 2013’in temel bulgularýnýn Ýngilizce aslý UEA tarafýndan yazýlmýþtýr.
Bununla birlikte UEA bu Türkçe tercümenin doðruluðu veya tamlýðýna iliþkin sorumluluk
kabul etmez; Türkçe tercümeye iliþkin tüm sorumluluk TÜSÝAD’a aittir.
WORLD ENERGY OUTLOOK 2013
Hýzla deðiþen enerji dünyasýna genel bakýþ
Enerji sektöründeki birçok temel ilke deðiþiyor: Büyük ithalatçýlar ihracatçý haline gelirken,
uzun süredir enerji ihracatçýsý olarak görülen ülkeler küresel talep artýþýnýn önde gelen merkezlerine
dönüþmektedirler. Doðru politika ve teknolojiler birlikte uygulandýðý takdirde ekonomik büyüme,
enerji talebi ve enerji kaynaklý CO2 emisyonlarý arasýndaki baðý zayýflatmak mümkündür.
Konvansiyonel olmayan yeni petrol ve doðal gaz türevleri ve yenilenebilir enerjideki artýþ, dünya
enerji kaynaklarýnýn daðýlýmýna iliþkin anlayýþý deðiþtirmektedir. Enerji piyasasýnýn temel
deðiþkenlerinin bilincinde olmak ekonomi, çevre ve enerjiye iliþkin hedefleri bir araya getirme
niyetindeki karar alýcýlar için büyük önem arz etmektedir. Küresel enerji piyasasýndaki geliþmeleri
öngörebilenler bir adým öne geçerken, bu konuda baþarýsýz olanlar yanlýþ politika ve yatýrým
kararlarý alma riskiyle karþý karþýya kalmaktadýrlar. World Energy Outlook 2013, 2035 yýlýna
yönelik enerji ve iklim trendlerine iliþkin farklý seçimlerin sonuçlarýný deðerlendirerek, politika
yapýcýlar, sanayi ve diðer paydaþlara hýzla deðiþen enerji dünyasýnda yollarýný bulabilmeleri için
ipuçlarý vermektedir.
Enerji talebinde aðýrlýk Çin, Hindistan ve Orta Doðu ülkeleri baþta olmak üzere, küresel
enerji kullanýmlarýný üçte bir oranýnda artýran yükselen ekonomilere kayýyor. WEO
2013'ün ana senaryosu olan Yeni Politikalar Senaryosu kapsamýnda, Çin'in 2020 yýlýna kadar
Asya'da hakim konumda yer alacaðý, bu tarihten sonra ise ekonomik büyümedeki öncü konumunu
Hindistan'a devredeceði tahmin edilmektedir. Benzer biçimde Güneydoðu Asya geniþleyen bir
talep merkezi olarak yükselmektedir. Bu geliþme 2013 yýlý Ekim ayýnda yayýnlanan World Energy
Outlook'un "Southeast Asia Energy Outlook" baþlýklý Özel Raporu'nda ortaya konmuþtur. Çin,
dünyadaki en büyük petrol ithalatçýsý konumuna yaklaþýrken Hindistan'ýn ise 2020li yýllarýn
baþýnda en fazla kömür ithal eden ülke konumuna gelmesi öngörülmektedir. Diðer taraftan
ABD, 2035 yýlýnda enerji ihtiyacýnýn tümünü yerel kaynaklardan saðlama yolunda kararlý adýmlarla
ilerlemektedir. Tüm bu geliþmeler enerji ticaretinin Atlantik havzasýndan Asya Pasifik bölgesine
doðru yer deðiþtireceðine iþaret etmektedir. Yüksek petrol fiyatlarý, elektrik ve doðal gaz
fiyatlarýnda uzun süredir devam eden bölgeler arasý farklýlýklar ve birçok ülkede artan enerji
maliyetleri, dikkatleri enerji ve ekonominin bütünü arasýndaki iliþkiye çevirmektedir. Enerji ve
kalkýnma arasýndaki iliþki Afrika'da kendini açýk bir biçimde ortaya koymaktadýr. Örneðin,
Afrika'da doðal kaynaklarýn zenginliðine raðmen, 2035 yýlýnda kiþi baþýna düþen enerji tüketiminin
küresel ortalamanýn üçte biri dolayýnda olacaðý tahmin edilmektedir. Günümüzde dünyada
elektriðe eriþimi olmayan 1,3 milyar insanýn yarýsýna ev sahipliði yapan Afrika, ayný zamanda
yemek piþirmek için konvansiyonel biyokütle ürünlerine ihtiyaç duyan 2,6 milyar insanýn da
dörtte birini barýndýrmaktadýr. Küresel ölçekte, fosil yakýtlar dünya enerji ihtiyacýnýn büyük bir
kýsmýný karþýlamaya devam etmektedir. Bu durum, enerji, çevre ve iklim deðiþikliði arasýndaki
baðlantý çerçevesinde bazý sonuçlarý beraberinde getirmektedir.
1
Küresel sera gazý emisyonlarýnýn üçte ikisinin kaynaðý konumundaki enerji sektörü,
iklim deðiþikliði ile mücadeleye yönelik hedeflerin gerçekleþtirilmesinde kritik rol
oynuyor. Her ne kadar bazý karbon azaltým mekanizmalarý baský altýnda olsa da, ABD Baþkaný'nýn
Ýklim Deðiþikliði Eylem Planý, Çin'in yerel enerji tedarik sepeti içerisinde kömürü azaltmaya
yönelik planý, Avrupa'da 2030 yýlýna yönelik enerji ve iklim hedeflerine yönelik tartýþmalar ve
Japonya'nýn yeni enerji planýna yönelik tartýþmalarý vb. giriþimler enerji kaynaklý CO2 emisyonlarýndaki
artýþýn sýnýrlandýrýlmasýna imkan saðlayabilecek niteliktedir. Ana senaryo kapsamýnda, hükümetler
tarafýndan enerji verimliliðini artýrmaya, yenilenebilir enerji kullanýmýný desteklemeye, fosil
yakýtlara saðlanan sübvansiyonlarý sýnýrlamaya ve bazý durumlarda karbon emisyonlarýný
fiyatlandýrmaya yönelik olarak açýklanan tüm önlemlerin yaratacaðý etkilere raðmen, 2035 yýlýnda
enerji kaynaklý CO2 emisyonlarýnýn % 20 oranýnda artacaðý öngörülmektedir. Bu durum,
yeryüzünün uzun vadede 3,6°C seviyesinde bir ortalama sýcaklýk artýþý ile karþý karþýya kalabileceðini
göstermektedir. Bu seviye, uluslararasý düzeyde uzlaþýlan 2°C hedefinin oldukça üzerinde
kalmaktadýr.
Kimin rekabet edecek enerjisi var?
Enerji fiyatlarýndaki büyük bölgesel farklar, enerjinin ekonomik büyüme üzerindeki
rolüne iliþkin tartýþmalarý beraberinde getiriyor. 2011 yýlýndan bu yana Brent petrolün
ortalama fiyatý varil baþýna 110 dolar düzeyinde seyretmektedir. Fiyatlarýn bu kadar uzun bir
süre ayný düzeyde seyretmesi petrol piyasasý tarihinde rastlanmayan bir durumdur. Ham petrol
fiyatlarý dünyada görece eþ düzeydeyken, diðer yakýt türlerinde bölgesel farklýlýklar önemli
ölçüde göze çarpmaktadýr. Doðal gaz fiyatlarý arasýndaki farklýlýklar 2012 yýlý ortasýndaki aþýrý
seviyeye kýyasla düþmüþ olmasýna karþýn, ABD'de doðal gaz Avrupa ithalat fiyatýnýn üçte biri,
Japonya ithalatýnýn ise beþte biri düzeyinde fiyatlarla alýnýp satýlmaktadýr. Benzer biçimde elektrik
piyasasýnda da fiyatlar bölgeden bölgeye deðiþkenlik göstermektedir. Japonya'da veya Avrupa'da
ortalama bir endüstriyel tüketicinin elektriðe ödediði fiyat ABD'deki rakiplerinin ödediklerinin
iki katýný aþmakta, Çin'de ise bu rakam ABD'dekinin iki katýna yaklaþmaktadýr. Birçok ülkedeki
çoðu sektörde, enerji, rekabetçiliðin deðerlendirilmesinde görece düþük öneme sahiptir. Diðer
taraftan enerji maliyetleri; kimya, alüminyum, çimento, demir-çelik, kaðýt, cam ve rafineri gibi
enerji yoðun sektörlerde - özellikle nihai ürünün uluslararasý ticarete konu olduðu alanlarda hayati önem arz etmektedir. Enerji yoðun sektörler, dünya ölçeðinde sanayideki katma deðerin
beþte birini, sanayi istihdamýnýn dörtte birini ve endüstriyel enerji kullanýmýnýn % 70'ini teþkil
etmektedir.
Enerji fiyatlarýndaki farklar sanayide rekabetçiliði, dolayýsýyla da þirketlerin yatýrým
kararlarý ve stratejilerini etkiliyor. WEO'nun Ana Senaryosu çerçevesinde doðal gaz
fiyatlarýndaki bölgesel farklýlýklarýn azalmasýna karþýn, 2035 yýlýna yönelik süreçte büyük ölçüde
ayný kalacaðý, elektrik fiyatlarýndaki farklýlaþmanýn ise devam edeceði öngörülmektedir. Özellikle
Asya'da olmak üzere, birçok yükselen ekonomide enerji yoðun ürünlere yönelik yerel talepteki
güçlü büyüme, üretimin hýzla artmasýna (ve ihracatýn geniþlemesine) yol açmaktadýr. Ancak
görece enerji maliyetleri, diðer bölgelerde geliþmelerin þekillenmesinde daha etkin bir rol
oynamaktadýr. Enerji yoðun ürünlerin küresel ihracatýnda hafif bir artýþ kaydeden ABD, görece
düþük enerji fiyatlarý ile sanayinin durumu arasýndaki iliþkinin en net örneðini ortaya koymaktadýr.
Buna karþýn hem Avrupa Birliði hem de Japonya, ihracat oranlarýnda - hali hazýrdaki ihracat
paylarýnýn üçte biri düzeyinde bir toplam kayýp - kuvvetli düþüþ yaþamýþlardýr.
2
Ekonomiye enerji desteði arayýþý
Ülkeler enerji piyasalarýnýn daha verimli, rekabetçi ve birbirine baðlý olmasýný saðlayarak
yüksek fiyatlarýn etkisini azaltabilirler. Bölgesel doðal gaz piyasalarý arasýndaki fiyat farklarý
küresel bir doðal gaz piyasasýna yönelik hýzlý ilerleme ile azaltýlabilir. Doðal Gaz Fiyat Uyumu
(Gas Price Convergence Case) çalýþmamýzda da deðerlendirdiðimiz üzere bu durum; oldukça
katý koþullar içeren sývýlaþtýrýlmýþ doðal gaz sözleþme yapýlarýnýn ve petrol endeksli fiyatlandýrma
mekanizmalarýnýn, Asya - Pasifik bölgesinde ivmesi artan doðalgaz piyasasý reformlarýnýn
desteklenmesi ve Kuzey Amerika'dan yapýlan sývýlaþtýrýlmýþ doðal gaz (LNG) ihracatýnýn (bunun
yaný sýra LNG sývýlaþtýrmasý ve nakliye maliyetlerinin düþürülmesini) teþvik edilmesi ile gevþetilmesini
gerektirmektedir. Diðer taraftan, Çin, Güney Amerika'nýn bazý bölgeleri, ve hatta Avrupa'nýn
bazý kesimleri de dahil olmak üzere bazý bölgelerde, ABD'nin geleneksel olmayan gaz kaynaklarýnýn
geliþtirilmesi konusundaki baþarýsýný daha küçük ölçekte tekrarlama potansiyeli gözlemlenmektedir.
Ancak kaynaklarýn kalitesi, üretim maliyetleri ve bazý ülkelerde kamuoyunun tepkisine iliþkin
belirsizlikler devam etmektedir.
Enerji verimliliðinde ortaya çýkan yeni yaklaþým rekabet gücünün iyileþtirilmesinin
çok ötesinde faydalar saðlayacak. Avrupa ve Japonya'da binalarda, Kuzey Amerika'da motorlu
araçlarda, Orta Doðu'da klimalarda verimliliðin artýrýlmasýna yönelik tedbirler, bunun yaný sýra
Çin ve Hindistan'da enerji fiyatlandýrma reformlarý dahil olmak üzere geçtiðimiz yýl uygulamaya
konan politikalar dikkate deðer niteliktedir. Verimliliðin artýrýlmasýna yönelik tedbirler, sanayide
maliyetleri düþürmenin yaný sýra, enerji fiyatlarýnýn hane bütçesine olan etkisini azaltmakta
(Avrupa Birliði ülkelerinde hane harcamalarý içerisinde enerjinin payý çok yüksek seviyelere
ulaþmýþtýr) ve enerji ithalatýnýn sebep olduðu maliyet yükünün hafifletilmesine katký saðlamaktadýr
(Enerji ithalatýnýn Japonya'nýn GSYH'sindeki payý hýzla yükselmiþtir). Öte yandan, enerji
verimliliðinde halen kullanýlmayý bekleyen geniþ bir potansiyel bulunmaktadýr: WEO'nun Ana
Senaryosuna göre enerji verimliliðinin ekonomik potansiyelinin üçte ikisi halen deðerlendirilmeyi
beklemektedir. Bu çerçevede, enerji verimliliði yatýrýmlarýnýn önündeki engellerin kaldýrýlmasýna
yönelik önlemlere ihtiyaç duyulmaktadýr. 2012 yýlýnda 544 milyar dolara ulaþtýðý tahmin edilen
fosil yakýtlara yönelik sübvansiyonlarýn kaldýrýlmasý bu önlemlere dahildir.
Enerjide rekabetçiliðin artýrýlmasý, iklim deðiþikliði ile mücadeleye yönelik çabalarýn
azaltýlmasý anlamýna gelmiyor. 2013 yýlý Haziran ayýnda yayýnlanan "Enerji - Ýklim Haritasýný
Yeniden Çizerken" (Redrawing the Energy-Climate Map) baþlýklý WEO Özel Raporu, ekonomik
büyümeyi engellemeksizin 2020 yýlýna kadar sera gazý emisyonlarýndaki artýþý durdurmayý
saðlayacak dört pragmatik uygulama önerisi ortaya koymuþtur. Söz konusu öneriler: Enerji
verimliliðinin iyileþtirilmesi, verimliliði en düþük seviyedeki kömür santrallerinin inþasýnýn ve
kullanýmýnýn sýnýrlandýrýlmasý, petrol-doðalgaz arama ve üretim faaliyetlerinden kaynaklanan
(upstream) metan gazý emisyonlarýnýn azaltýlmasý ve fosil yakýtlara yönelik sübvansiyonlarýn
gözden geçirilmesini içermektedir. Bu önlemler WEO'nun Ana Senaryosunda ortaya konan
yenilenebilir enerji teknolojilerindeki artýþa iliþkin geliþmeleri tamamlar niteliktedir. Öte yandan,
hükümetler 2012 yýlýnda 100 milyar dolarý aþan, 2035 yýlýnda ise 220 milyar dolarý bulmasý
beklenen yenilenebilir enerji teþviklerinin yapýsýný þekillendirirken özenli davranmalýdýrlar.
Yenilenebilir enerji uygulamalarýnýn kendi içlerinde oldukça rekabetçi konuma geldiði mevcut
koþullarda, teþvik mekanizmalarýnýn düþük karbon teknolojilerinin sunduðu tüm avantajlarý
3
yansýtacak biçimde tasarlanmasý önem arz etmektedir. Bu çerçevede, oluþturulan teþvik sistemlerinin
ek maliyetleri karþýlayanlara aþýrý mali yük getirmeyecek biçimde tasarlanmasý gerekmektedir.
Dikkatli biçimde oluþturulmuþ bir uluslararasý iklim deðiþikliði anlaþmasý, emisyonlarýný azaltmakta
kararlý davranan ülkelerdeki enerji yoðun sanayilerin tersi biçimde hareket eden ülkelerden
gelecek haksýz rekabet baskýsýna uðramalarýnýn önüne geçecektir.
Konvansiyonel olmayan petrol (light tight oil - LTO) gelecek
on yýla damgasýný vururken uzun vadede ayný seviyede
etkin olmayacak
Yeni teknolojiler, konvansiyonel olmayan petrol ve aþýrý derinsu kaynaklarý gibi yeni
kaynak türlerinin önünü açmanýn yaný sýra mevcut sahalardan daha fazla petrol
çýkarýlmasýna da olanak saðlýyor. Bu durum geleceðe yönelik petrol üretimine iliþkin
tahminleri yukarý çekmektedir. Öte yandan, dünyanýn petrol bolluðu yaþayacaðý bir çaðýn
eþiðinde olduðu söylenemez. 2035 yýlýnda 128 dolar seviyesine çýkmasý beklenen petrol fiyatýndaki
(2012 yýlý dolar deðeriyle) hýzlý artýþ söz konusu yeni kaynaklarýn geliþimini desteklemektedir.
Ancak henüz hiçbir ülke LTO'da ABD'nin baþarýsýný tekrarlayamamýþtýr. Öyle ki, bu baþarý
sayesinde ABD, dünyadaki en büyük petrol üreticisi konumuna gelmiþtir. Konvansiyonel olmayan
petrol (LTO dahil) ve doðal gaz sývýlarý, küresel petrol talebi - hali hazýrda 14 milyon varil/gün
seviyesine çýkmýþ olup 2035 yýlýnda 101 milyon varil/gün düzeyine ulaþacaðý tahmin edilmektedir
- ile geleneksel ham petrol üretim miktarý -65 milyon varil/gün düzeyine düþmesi beklenmektedir
- arasýndaki açýðý karþýlamaktadýr.
Düþük maliyetli petrolün tek büyük ölçekli kaynaðý konumundaki Orta Doðu, petrole
iliþkin uzun vadeli deðerlendirmenin merkezinde yer almaya devam ediyor. OPEC
ülkelerinin dünyadaki petrol ihtiyacýný gidermeye yönelik rolü, önümüzdeki on yýl içerisinde
ABD'deki üretim artýþý, Kanada'daki kum petrolü, Brezilya'da derinsu kaynaklarýndan yapýlan
üretim ve tüm dünyada ortaya çýkan doðal gaz sývýlarý ile azalacaktýr. Ancak 2020’li yýllarýn ortasý
itibarýyla OPEC-dýþý üretim azalmaya baþlayacak ve küresel petrol arzýndaki artýþýn çoðu Orta
Doðu ülkelerinden gelecektir. Ulusal petrol þirketleri ve bu þirketlerin baðlý olduklarý hükümetler
dünyada varlýðý kanýtlanan ve bunun yaný sýra tahmin edilen petrol rezervlerinin yaklaþýk
% 80'ini kontrol etmektedir.
Mevcut sahalarda petrol üretimindeki düþüþü telafi etme ihtiyacýnýn, 2035 yýlýna yönelik
süreçteki arama ve üretim faaliyeti yatýrýmlarýnýn ardýndaki ana faktör olacaðý tahmin
ediliyor. 1600'den fazla petrol sahasýnda gerçekleþtirmiþ olduðumuz analizlere göre; ortalama
büyüklükteki bir konvansiyonel petrol sahasýnda üretim en üst seviyeye ulaþtýktan sonra yýlda
% 6 oranýnda düþüþ kaydetmektedir. Bu oran petrol sahasýnýn türüne göre deðiþmesine raðmen,
mevcut sahalardaki konvansiyonel ham petrol üretiminin 2035 yýlý itibariyle 40 milyon varil/gün
seviyesinin üzerinde düþüþ kaydedeceði tahmin edilmektedir. Diðer petrol kaynaklarý arasýnda
yer alan konvansiyonel olmayan petrol sahalarýnda, saha seviyesindeki hýzlý düþüþleri engellemek
için sürekli kazýlara ihtiyaç duyulmaktadýr. 2035 yýlýnda talebi karþýlamak için gerekeceði tahmin
edilen 790 milyar varil düzeyindeki toplam üretim miktarýnýn yarýsýndan fazlasýnýn, düþen üretim
miktarýný karþýlamak için gerekli olacaðý tahmin edilmektedir.
4
Ulaþtýrmaya ve petrokimya ürünlerine olan talep dolayýsýyla petrol kullaným trendinin
2035 yýlýna kadar -hýzý yavaþlayarak da olsa-artmaya devam edeceði tahmin edilmektedir.
OECD ülkelerinde petrol kullanýmýndaki düþüþ hýz kazanmaktadýr. 2030 yýlý itibariyle Çin'in
dünyada en fazla petrol tüketen ülke haline gelerek ABD'nin önüne geçeceði, Orta Doðu
ülkelerinde ise tüketimin Avrupa Birliði'ni geride býrakacaðý tahmin edilmektedir. Petrol talebindeki
bölgesel deðiþim, Hindistan'ýn 2020 yýlý sonrasýnda talebin en hýzlý arttýðý ülke haline gelmesiyle
dikkat çekecektir. 2035 yýlýnda petrol tüketimi ulaþtýrma ve petrokimya olmak üzere iki sektörde
yoðunlaþacaktýr. Bu çerçevede, ulaþtýrma sektöründe petrole olan talebin % 25 oranýnda artýþ
göstererek 59 milyon varil/gün düzeyine ulaþmasý beklenmektedir. Söz konusu talep artýþýnýn
üçte birinin Asya kara yolu taþýmacýlýðýndan kaynaklanacaðý öngörülmektedir. Petrokimya
endüstrisinde ise Orta Doðu, Çin ve Kuzey Amerika'nýn üretime yönelik kullanýmlarýyla, küresel
petrol kullanýmýnýn 14 milyon varil/gün düzeyine ulaþmasýna katký saðlayacaðý düþünülmektedir.
Diðer taraftan, yüksek fiyatlar verimlilik iyileþtirmelerini teþvik etmekte ve ulaþtýrma sektöründe
alternatiflerin mümkün olduðu yerlerde petrol yerine biyo-yakýt ve doðal gaz kullanýmýnýn tercih
edilmeye baþlanmasýna yol açmaktadýr.
Petrol iþlenmesi ve ticaretinin büyük göçü
Petrol arzý ve talebindeki büyük deðiþimler dünyadaki petrol rafinerilerini her zaman
olduðundan çok daha karmaþýk sorunlarla karþý karþýya býrakýyor; ancak tümü bu
zorluklarla mücadele edecek donanýma sahip deðiller. Doðal gaz sývýlarý, biyo- yakýtlar
ve kömür veya doðal gazdan sývý yakýt elde etmeye yönelik teknolojiler sayesinde elde edilen
ürün artýþý ile, daha yüksek miktarda sývý yakýt rafinerilerde iþlenmeksizin tüketiciye ulaþabilmektedir.
Öte yandan petrol iþleyicileri, dizelde 5 milyon varil/gün düzeyinde bir talep artýþýný karþýlamak
üzere yatýrým yapmak durumundadýr. Dizelde söz konusu olan talep artýþ düzeyi benzin
kullanýmýndaki artýþýn yaklaþýk üç katý seviyesindedir. Petrol tüketim dengesinin Orta Doðu'dan
Asya'ya kaymasý söz konusu bölgelerde petrol iþleme kapasitesini de artýrmaktadýr. Öte yandan,
birçok OECD ülkesinde talepteki düþüþ ve ihracat piyasasýndaki rekabet, kapasitenin azaltýlmasý
yönünde baský oluþturmaktadýr. 2035 yýlýna kadar, küresel ölçekte 10 milyon varil/gün düzeyinde
petrol iþleme kapasitesinin risk altýnda olduðu tahmin edilmektedir. Bu kapsamda, Avrupa baþta
olmak üzere OECD ülkelerindeki iþleyicilerin en hassas konumda bulunanlar arasýnda yer
aldýklarý deðerlendirilmektedir.
Arz ve talepteki coðrafi deðiþim, Asya'ya doðru kayan küresel petrol ticareti akýþýnýn
yeniden düzenlenmesi anlamýna geliyor ve bu çerçevede arz güvenliðine yönelik
iþbirliði çabalarýný da beraberinde getiriyor. Kuzey Amerika net ham petrol ithalat ihtiyacýnýn
2035 yýlý itibarýyla tümüyle ortadan kalkacaðý ve bölgenin daha büyük bir petrol ürünleri ihracatçýsý
konumuna geleceði tahmin edilmektedir. Öte yandan Asya'nýn, bölgenin sýnýrlý sayýdaki stratejik
ulaþtýrma rotasý sayesinde eriþilebilir ham petroldeki payýnýn artmasýyla birlikte, küresel petrol
ticaretinde rakipsiz konuma gelmesi beklenmektedir. Asya bölgesine yapýlan teslimatlar yalnýzca
(toplam ham petrol ihracatýnýn Asya'nýn ithalat ihtiyacýnýn altýna düþmeye baþladýðý) Orta Doðu
bölgesinden deðil, ayný zamanda Rusya, Hazar Bölgesi, Afrika, Güney Amerika ve Kanada'dan
gelmektedir. Orta Doðu'daki yeni ihracat odaklý iþleme kapasitesi ham petrolden ziyade petrol
ürünlerinin küresel ticaret içerisinde daha büyük pay sahibi olma ihtimalini artýrmaktadýr. Ancak,
söz konusu kapasitenin büyük çoðunluðunun bölgede artan talebe hizmet edeceði tahmin
edilmektedir.
5
Rüzgar ve güneþ enerjisiyle birlikte elektrik üretimi
sektörü yeni bir hayata uyum saðlýyor
2035 yýlýna kadar olan süreçte elektrik üretimi sektöründeki artýþýn yarýsýna yakýnýnýn
yenilenebilir enerji kaynaklarýndan geleceði tahmin ediliyor. Bu çerçevede rüzgar ve
güneþ enerjisi (PV) gibi kaynaklarýn yenilenebilir enerjideki büyümenin % 45'ini
oluþturacaðý öngörülüyor. Çin, yenilenebilir enerji kaynaklarýndan elde edilen elektrik
miktarýnda en yüksek artýþý kaydetmiþtir. Bu artýþ Avrupa Birliði, ABD ve Japonya'daki artýþ
miktarýnýn toplamýndan daha yüksek düzeydedir. Bazý piyasalarda, yenilenebilir enerji alternatiflerinin
payýnýn artýyor olmasý, elektrik üretimi sektöründe mevcut piyasa yapýsýnýn uzun vadede arz
güvenilirliði ve yatýrýmlarýn yeterliliði bakýmýndan sorgulanmasýna yol açmaktadýr. Yenilenebilir
enerji kaynaklarýndan üretilen elektrik miktarý küresel elektrik üretimi bileþeni içerisinde % 30'un
üzerine çýkmýþtýr. Bu oranýn birkaç yýl içerisinde doðal gazý geride býrakmasý ve 2035 yýlý itibarýyla
hali hazýrda elektrik üretiminde en fazla kullanýlan yakýt olan kömür ile neredeyse eþ düzeye
ulaþmasý beklenmektedir Emniyet tedbirlerine yönelik yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesiyle
birlikte nükleer santrallerin inþasý yavaþlamýþtýr. Ancak nihai olarak nükleer santrallerden elde
edilen elektrik miktarýnýn üçte iki oranýnda artacaðý, bu kapsamda Çin, Kore, Hindistan ve
Rusya'nýn öncü konumda yer alacaðý tahmin edilmektedir. Elektrik üretimi sektöründen
kaynaklanan CO2 emisyonlarýnda öngörülen düþüþü hýzlandýrmanýn bir yolu Karbon Yakalama
ve Depolama (Carbon Capture and Storage - CCS) teknolojisinin yaygýn kullanýmý olabilir. Ancak
tahminlerimize göre, 2035 yýlýnda küresel ölçekte fosil yakýtla çalýþan elektrik üretim santrallerinin
yalnýzca % 1'i CCS teknolojisi ile donatýlmýþ olacaktýr.
Ekonomik geliþmeler ve belirlenen politikalar kömür ve
doðal gaz piyasalarýnýn durumunun temel belirleyicisi
konumunda
Elektrik üretiminde kömür, birçok bölgede, doðal gaza kýyasla daha ucuz bir seçenek
olarak karþýmýza çýkýyor. Öte yandan; verimliliði artýrmaya, yerel düzeyde hava kirliliðini
azaltmaya ve iklim deðiþikliði ile mücadeleye yönelik siyasi müdahaleler uzun vadeli
beklentilerin þekillenmesinde belirleyici rol oynuyor. Çin'in toplam enerji kullanýmýnda
kömürün payýný azaltmaya yönelik planlar ortaya koyan politikalarý, ülkenin hali hazýrdaki kömür
kullaným düzeyinin dünyanýn geri kalanýnýn toplamý ile eþdeðer olduðu düþünüldüðünde, büyük
önem taþýyor. Ana Senaryo çerçevesinde, 2035 yýlý itibariyle küresel ölçekte kömür talebinin
% 17 oranýnda artacaðý, bu artýþýn üçte ikisinin ise 2020 yýlý itibarýyla gerçekleþeceði öngörülmektedir.
Kömür kullanýmý OECD ülkelerinde düþerken, baþta Hindistan, Çin (2025 yýlý itibarýyla yatay
bir trende eriþecek olmasýna karþýn) ve Güneydoðu Asya ülkeleri olmak üzere, OECD üyesi
olmayan ülkelerde artýþ göstermektedir. Hindistan, Çin ve Endonezya kömür üretimindeki
büyümenin % 90'ýný oluþturmaktadýr. Öte yandan, ihracat talebi dolayýsý ile Avustralya kömür
üretiminde önemli ölçüde büyüme kaydeden tek OECD ülkesi konumundadýr.
Piyasa koþullarý dünyanýn farklý bölgelerinde büyük ölçüde deðiþkenlik gösteriyor.
Ancak diðer fosil yakýtlar ile kýyaslandýðýnda, esnekliði ve çevresel faydalarý dolayýsýyla,
doðal gazýn uzun vadede geliþme göstermesi öngörülmektedir. Doðal gaz piyasasýnda en
güçlü büyüme yükselen ekonomilerde kendini göstermektedir. Bu çerçevede, 2035 yýlýnda doðal
gaz kullanýmýnýn 4 kat artmasý beklenen Çin ve Orta Doðu ülkeleri öne çýkmaktadýr. Avrupa
6
Birliði ülkelerinde ise doðal gaz; enerji üretiminde, yenilenebilir enerji alternatiflerinin artan
payý ile kömüre kýyasla zayýf olan rekabet avantajý arasýnda sýkýþmýþ konumda olup, tüketim
düzeyi 2010 yýlý seviyesinin altýndadýr. Kuzey Amerika konvansiyonel olmayan doðal gaz
üretiminden fayda saðlamaya devam etmektedir. Ülkede üretilen doðal gazýn küçük ancak
dikkate deðer bir kýsmý diðer piyasalara LNG olarak satýlmaktadýr. Kuzey Amerika bu sayede Doðu Afrika, Çin, Avustralya ve diðer piyasalardaki konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan
doðal gaza yönelik geliþmeler dýþýnda - küresel doðal gaz arzýnýn çeþitlenedirilmesine katkýda
bulunmaktadýr. Piyasalar arasýndaki yeni baðlantýlar doðal gazýn fiyatlandýrma biçiminin deðiþmesine
- özellikle hub-bazlý fiyatlandýrma mekanizmasýnýn daha yaygýn olarak kabul görmesine - yol
açmaktadýr.
Brezilya derinsu petrol sondajý ve düþük karbonlu
kalkýnmada öncü konumda
Bu yýl World Energy Outlook'un özel olarak yer verdiði Brezilya dünyanýn en büyük
petrol ihracatçýsý ve önde gelen enerji üreticisi olma yolunda ilerliyor. Brezilya'nýn yakýn
zamanda gerçekleþtirdiði açýk deniz petrol keþiflerinin katkýsýyla, 2035 yýlýnda petrol üretimini
üç katýna çýkararak 6 milyon varil/gün düzeyine ulaþtýracaðý öngörülmektedir. Bu geliþmeler
sonucu Brezilya'nýn dünyada 6. büyük petrol üreten ülke konumuna geleceði ve küresel petrol
üretimindeki net büyümenin üçte birini saðlayacaðý tahmin edilmektedir. Doðal gaz üretimin
ise 5 kattan fazla büyümesi ve 2030 yýlýnda ülkenin hýzla geliþen ihtiyaçlarýnýn tümünü karþýlar
hale gelmesi beklenmektedir. Ülkede petrol ve doðal gaz üretiminin artýþý oldukça karmaþýk ve
sermaye yoðun derinsu geliþmelerine baðýmlý durumdadýr ve bu durum, arama ve üretim
faaliyetlerine Orta Doðu veya Rusya'da olduðundan daha fazla yatýrým yapýlmasýný gerektirmektedir.
Söz konusu yatýrýmýn önemli bir kýsmýnýn ulusal enerji þirketi Petrobras tarafýndan yapýlmasý
gerekecektir. Söz konusu þirket hükümet tarafýndan stratejik petrol sahalarýnýn geliþtirilmesi
konusunda görevlendirilmiþtir. Bu görev, oldukça geniþ ve çok boyutlu bir yatýrým programý
çerçevesinde kaynaklarýn verimli kullanýmýný gerektirmektedir. Ürün ve hizmetlerin yerel
kaynaklarla üretilmesi yönündeki hedefler tedarik zinciri üzerinde de baský oluþturmaktadýr.
Brezilya'nýn bol ve çeþitli enerji kaynaklarý, ülkenin tümünün elektriðe eriþiminin
saðlanmasý da dahil olmak üzere, ülkenin enerji kullanýmýnda % 80 oranýnda bir artýþý
da karþýlayacak niteliktedir. Geniþleyen orta sýnýfýn ihtiyaçlarý dolayýsýyla artan enerji tüketiminin,
ulaþtýrma sektörü kaynaklý yakýt talebinde güçlü bir artýþa ve elektrik tüketiminin yaklaþýk iki
katýna çýkmasýna yol açacaðý beklenmektedir. Böylesi bir talebin karþýlanmasý, enerji sisteminde
doðru zamanda köklü yatýrýmlarý - yýlda ortalama 90 milyar dolar düzeyinde - gerektirecektir.
Bu çerçevede yeni elektrik üretimi ve daðýtýmýna yönelik açýk artýrma sistemi, sektöre yeni
sermaye akýþýnýn saðlanmasý ve son kullanýcýlar üzerindeki fiyat baskýsýnýn düþürülmesi için kritik
önem taþýmaktadýr. Saðlýklý iþleyen ve yeni giriþimcilere açýk bir doðal gaz piyasasýnýn geliþimi
yatýrýmlarý teþvik edecek ve Brezilya sanayisinin rekabet gücünü artýracaktýr. Bunun yaný sýra,
enerji verimliliði politikalarýna daha fazla aðýrlýk verilmesi hýzla büyüyen enerji sistemi üzerinde
ortaya çýkabilecek muhtemel baskýlarý azaltacaktýr.
7
Fosil yakýt kaynaklarý ve kullanýmý nispeten yüksek olmasýna karþýn Brezilya dünyada
karbon yoðunluðu en düþük enerji sektörlerinden birine sahip. Hali hazýrda yenilenebilir
enerji konusunda dünya lideri konumunda olan Brezilya, yenilenebilir kaynaklarýndan saðladýðý
üretimi 2035 yýlýnda yaklaþýk iki katýna çýkarmayý ve bu çerçevede yenilenebilir enerjinin mevcut
enerji bileþeni içerisindeki % 43 oranýndaki payýný korumayý hedeflemektedir. Hidroelektrik
santraller, elektrik sektörünün bel kemiðini oluþturmaya devam etmektedir. Öte yandan, ülkenin
hidroelektrik santrallerine olan baðýmlýlýðý ise düþmektedir. Bu düþüþ, kýsmen, bu alanda halen
deðerlendirilebilecek potansiyelin büyük bölümünün Amazon bölgesinde yer almasý nedeniyle
uzak ve çevresel yönden hassas konumda olmasýndan kaynaklanmaktadýr. Enerji bileþeni
içerisindeki payý hýzla artan ve rekabet gücünü kanýtlayan kaynaklar arasýnda rüzgar enerjisi,
doðal gaz ve biyo yakýtlardan üretilen elektrik önde gelmektedir. Ulaþtýrma sektöründe, Brezilya,
dünyada ikinci büyük biyo-yakýt üreticisi konumunda olup þeker kamýþýna dayalý etanol üretiminin
üç kattan fazla artacaðý öngörülmektedir. Ülkedeki mevcut ekim sahalarý, çevresel hassasiyeti
bulunan alanlara zarar vermeden, böylesi bir büyümeyi karþýlayabilecek niteliktedir. 2035 yýlý
itibariyle, Brezilya'da üretilen biyo yakýt miktarýnýn ülkenin kara taþýmacýlýðýna yönelik yakýt
talebinin yaklaþýk üçte birini karþýlayabilecek boyuta ulaþacaðý ve net ihracatýn dünya biyo-yakýt
ticaretinin % 40'ýný teþkil edeceði tahmin edilmektedir.
8
9
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
10
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
11
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
12
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
13
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
14
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
15
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
16
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
17
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
18
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
19
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
20
WORLD
ENERGY
OUTLOOK
2013
www.iea.org
www.worldenergyoutlook.org

Benzer belgeler

World Energy Outlook

World Energy Outlook büyümeyi engellemeksizin 2020 yýlýna kadar sera gazý emisyonlarýndaki artýþý durdurmayý saðlayacak dört pragmatik uygulama önerisi ortaya koymuþtur. Söz konusu öneriler: Enerji verimliliðinin iyile...

Detaylı

World Energy Outlook 2014 Raporu Özet Bulgular

World Energy Outlook 2014 Raporu Özet Bulgular • Enerji kaynaklarýný geleceðe dönük olarak güvence altýna almak ve enerji sektörünün çevresel etkilerini azaltmak amacýyla enerji verimliliðinin ve düþük karbon teknolojilerinin geliþtirilmesi ve ...

Detaylı

Turkish Version of the Executive Summary of the WEO-2011

Turkish Version of the Executive Summary of the WEO-2011 büyümeyi engellemeksizin 2020 yýlýna kadar sera gazý emisyonlarýndaki artýþý durdurmayý saðlayacak dört pragmatik uygulama önerisi ortaya koymuþtur. Söz konusu öneriler: Enerji verimliliðinin iyile...

Detaylı