bildiri özetleri - 29. Ulusal Dilbilim Kurultayı

Transkript

bildiri özetleri - 29. Ulusal Dilbilim Kurultayı
BİLDİRİ ÖZETLERİ
KURULTAY DÜZENLEME KURULU
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ
1.
2.
3.
4.
DOÇ. DR. BEKİR SAVAŞ
DOÇ. DR. İMRAN KARABAĞ
YRD. DOÇ. DR. BİLGE ÖZTÜRK
ARŞ. GÖR. ELÇİN KANDİLCİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ
1. YRD. DOÇ. DR. DİLEK FİDAN
2. YRD. DOÇ. DR DOĞAN YÜKSEL
3. YRD. DOÇ. DR. BANU İNAN KARAGÜL
1
KONUŞMA ve BİLDİRİ BAŞLIKLARI
Davetli konuşmacılar
Konuşma Konuları
Prof. Dr. İclâl Ergenç
Prof. Dr. Nalân Büyükkantarcıoğlu
Prof. Dr. V. Doğan Günay
Beyindeki Dil ve Cinsiyet
Türk Politika Söyleminde Retorik Sorular
Dil Politikaları ve Türkçenin Yabancı Dil olarak Öğretimi
Bildiriler ve Konuşmacıları
Konuşma Başlıkları
Syf
Yuvarlak masa toplantısı
Yönetici; Sumru Özsoy
Konuşmacılar
Türk İşaret Dili (TİD) Üzerinde Farklı Alan ve
Boyutlarda Yürütülmekte Olan Çalışmaların Yöntem ve
Bulguları Çerçevesinde Görsel Bir Dilin Özelliklerinin
İrdelenmesi
İşaret Dillerinde Karmaşık Tümceleri Belirlemek: TİD
(Türk İşaret Dili) Üzerine bir Yöntem ve Betimleme
Çalışması
5
1
Aslı Göksel, Emre Hakgüder,
Meltem Kelepir
6
2
Selçuk İşsever, Bahtiyar
Makaroğlu, İclal Ergenç,
Çift-kanallı İkidillilikte Sözdizimsel Öykünme ve Koşut
Yapılar
7
3
Cihat Eryiğit
Türk İşaret Dili Sözlüklerinin Çevrimiçi Ortamda
Birleştirilmesi Çalışmaları
9
Bireysel Bildiriler
Bildiri Başlıkları
1
Aslı Özkul
Türkçede -lA Eki ile Türemiş Fiillerin Olay ve Temel
Öğe Yapısı
10
2
Ayda Sevin
Türkçede Hareket Olaylarının Anlatımında Yol ve Tarz
11
3
Bekir Savaş
Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Deneme
Metinlerinde Dil-düşünce İlişkisinin İzleri
12
4
Caner Çetiner, Mehtap Aral
Çeviri Bellekleri ve Bilişsel Sürece Etkisi: Basılı
Sözlüklerden Ekrandaki Belleklere Kayan Dokunuşlar
14
5
Çiler Hatipoğlu
Yabancı Dil Olarak Türkçede 'Sarih' Özürler
15
6
Didem Gökçay, Sahura
Ertuğrul
Sözcüksel Karar Verme Görevinde Duygu Faktörünün
Etkisi
16
7
Dilek Peçenek
Dil ve Dilbilgisi Eğretilemelerine İlişkin Gözlemler
18
8
Ecehan Sönmez, Nalan Babür,
Belma Haznedar
Türkçede Yazma Becerisinin İncelenmesi: Dilbilimsel
ve Bilişsel Süreçler
19
9
Elçin Esmer
Mahkeme Duruşma Tutanaklarında Yer Alan Sanık
İfadelerinde Kiplik Biçimbirimleri Aracılığı ile
Tutumun Kodlanışına Yönelik Gözlemler
20
2
10
Elifcan Öztekin, Belma
Haznedar
Dillerarası Etkileşim: Çokdilli Ortamlarda Sözdizimsel
Gelişim ve Adıl Düşürme
22
11
Emel Kökpınar Kaya,
Oktay Çınar, Emre Yağlı
Türkiye Gazetelerinde Suriyeli ‘mültecilerin’ Söylemsel
Gösterimleri: Suriyeliler Üzerine ‘tehdit’ ve ‘mağdur’
Çerçevesinde Farklı Tartışmalar
24
12
Engin Arık, Pınar Öztop
25
13
Filiz Çetintaş Yıldırım
Yaratıcı ve Yaratıcılık: Anlam, Gönderim ve
Kavramsallaştırma
Çünkü Bağlacını İçeren Tümcelerde Öznellik Sunumu:
Süreli Yayınlardaki Görünümler
14
Hazel Zeynep Kurada, Özgür
Aydın,Tuba Yarbay Duman
Broca Afazide Olasılık Kipliği Etkisi: Anlambilimsel
Karmaşa
27
15
Mehmet Aygüneş, Özgür
Aydın, Tamer Demiralp
İkinci Dilde Sözdiziminin İşlemlenmesinde Birinci Dilin
Etkisi: Olaya İlişkin Beyin Potansiyelleri (OİP)
İncelemesi
28
16
Mehmet Erguvan
Disiplinlerarası Etkileşim Çerçevesinde ÇeviribilimEdimbilim İlişkisine İletişim Odaklı Yaklaşım
30
17
Meltem Sargın
32
18
Meltem Sargın, Özgür Koşaner
Politik Söylemde Balkon Konuşmaları: Karşılaştırmalı
Bir Çözümleme
Erkek Eşcinsellerin Konuşmasını Farklılaştıran
Özellikler Üzerine Akustik ve Sesbilimsel Bir Araştırma
19
Murat Özgen
Türkçe KDB Yapılarında Eksik Olan Ne?
34
20
Nazlı Baykal
Değerlendirme Kuramı Açısından Türkler ve Türkçe
35
21
Orhan Varol, Jochen Rehbein
İkidilli Çocukların Sözceleri Arasındaki Bağıntılar:
Türkiye’nin Farklı Bölgelerinden Örneklerle
36
22
Ömer Demircan
Birimsel Ayrımlar, Bürünsel Uyumlar
37
23
Özge Cengiz, Hamide Çakır
Öğretmen Soruları: Açık Uçlular Kapalı Uçlulara Karşı!
38
24
Özgün Koşaner
Türkçede Sayıların Biçim-Sözdizimsel Özellikleri
39
25
Seda Gökmen
40
26
Sevgi Şahin, Çiler Hatipoğlu,
Okul Öncesi Dönemde (5.0-6.0 Yaş) Anlamsal ve
Algısal Ulamlar
Türkçede Eşit Statüdeki Konuşucuların Reddetme
Sözeylem Stratejilerine Bir Bakış
27
28
Soner Akşehirli
Songül Ercan, Bilge Öztürk
Türkçede Sıfat Dizilim Sınırlılıkları
Tarih Ders Kitaplarında Metin Tipi ve Ünite Sonu
Soruları İlişkisi
42
43
29
Tacettin Turgay
Türkçe’de Sonuç Bildirgeli Gösterimli Yapılar
45
30
Tuğba Çelik, Kamil İşeri
Sercan Demirgüneş,
Türkçe Ders Kitaplarında Aile ve Akrabalık
Kavramlarına Dönük Bir Çözümleme
46
26
33
41
3
31
Tuğba Tülü
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sınıflarında
Sözcük Öğretiminde Tanım Türlerinden Yararlanma
47
32
Umut Yozgat, Mübeccel
Çubukçuoğlu, Ceyda Ekici,
Murat Özgen, Ç. Can Birant
Türkçe için Bir Eylem Ağı Çalışması
48
33
Ülkü Çevik Şavk
Türkiye Nogaycasi: Dil durumu ve Dili Yaşatma
Çabaları
49
34
Zeynep Erk Emeksiz
Eski Türkçede Algı Eylemleri ve Çok Anlamlılık: Eşid,
TıNla ve Tuy
50
35
POSTER Bildiri
Bahtiyar Makaroğlu, Pınar
Bekâr
Türkçe İşaret Dilinde (TİD) Seslem Yapısının
Dağılımsal Görünümleri
51
4
BİLDİRİ ÖZETLERİ
YUVARLAK MASA TOPLANTISI
Türk İşaret Dili (TİD) Üzerinde Farklı Alan ve Boyutlarda Yürütülmekte Olan Çalışmaların
Yöntem ve Bulguları Çerçevesinde Görsel Bir Dilin Özelliklerinin İrdelenmesi
Yönetici: Sumru ÖZSOY
Boğaziçi Üniversitesi
İşitme engelli bireyler ve işitme kaybı olmayan fakat işitme engelli aile bireyleriyle işaret diliyle anlaşan
bireyler tarafından kullanılan doğal diller olan işaret dilleri üzerine yürütülen dilbilim çalışmaları tüm
dünyada ancak son 30-40 yıl içinde ivme kazanmıştır. Ülkemizdeki işitme engellilerin iletişim aracı
olan Türk İşaret Dili (TİD) üzerine çalışmaların tarihçesi ise 10 yılı geçmemektedir.
TİD üzerine yapılan bilimsel çalışmalar son yıllarda ivme kazanmış olmasına karşın halen TİD’in
kapsamlı bir kaynak dilbilgisi kitabı bulunmamaktadır. Bir dilin betimlemeli dilbilgisinin bulunması, o
dilin ölçününün belirlenmesi, öğretim ve eğitiminin temelinin oluşturulması ve dil üzerinde çalışmak
isteyen araştırmacılara dilin yapısı hakkında bilgi kaynağının oluşturulmasında en büyük etkendir. Halen
TİD’in yazılı bir dilbilgisi kitabı olmamasının nedenlerinden biri işitme engellilerin iletişimini sağlayan
işaret dilleri için, dolayısıyla TİD için, dilbilgisinde hangi kavram ve ulamların temel oluşturduğu henüz
belirlenememiş olmasıdır. Bu açıdan TİD’in yapısal özelliklerinin betimlenmesi gerekmektedir.
İşaret dili çalışmalarının bir başka boyutu da anadilleri görsel ve sesli dil olan çift-dillilerin dil üretim
süreçlerinin niteliğidir. Çift-kanallı dil üretiminde yer alan iki dilin bağımsız dilbilgisel bileşenlerde
üretildiğini Bu bağlamda TİD ile eklemeli bir dil olan Türkçe’yi anadili olarak edinmiş olan çift-kanallı
ikidilli bireylerin dil üretimi üzerine yürütülecek çalışmalar, çift-kanallı dil üretiminde yer alan iki dilin
bağımsız ya da örtüşen dilbilgisel bileşenlerde üretildiği sorunsalına açıklık getirmesi bakımından büyük
önem taşımaktadır.
İşitme engellilere yardımcı teknolojiler olarak özel bilgisayar destekli çözümlerin tasarlanması
gerekmektedir. Halen ülkemizde konuşma dilini duyamayan, yazılı metinleri anlamakta güçlük çeken
işitme engelli bireyler için bu konuda teknolojik boşluk bulunmaktadır. Teknolojik destek verilebilecek
alanlardan biri sözlük oluşturulmasıdır. Birçok kaynakta TİD için geliştirilmiş olan sözlükler
bulunmasına karşın bu sözlükler bütünleştirilmiş, etkileşimli çevrimiçi bir TİD sözlüğü niteliğini
taşımamaktadır. İşaret dilleri için geliştirilecek olan sözlük programında bu eksikliklerin giderilmesi
amaçlanmaktadır.
Yuvarlak masada önerilen sunumlar TİD üzerine yukarıda belirtilen alanlardaki çalışmaları yansıtmayı ve
tartışmayı amaçlamaktadır.
5
İşaret Dillerinde Karmaşık Tümceleri Belirlemek: TİD (Türk İşaret Dili) Üzerine bir Yöntem ve
Betimleme Çalışması
Aslı GÖKSEL, Emre HAKGÜDER, Meltem KELEPİR
Boğaziçi Üniversitesi
İşaret dillerinde yantümceleştirici biçimbirimlerin yokluğu (Tang & Lau 2012) ve konuşulan dillerde
yantümceleri ayrıştıran kimi özelliklerin (Bošković 1997) işaret dillerindeki varlığının henüz tam
saptanamamış olması işaret dilleri bağlamında yantümcelerin varlığını araştırmada başka unsurlara
bakmayı zorunlu kılmaktadır. Alanyazındaki az sayıda çalışmada (Padden 1988, Geraci ve ark. 2008) bu
konuda bazı önerilerde bulunulmuştur. Çalışmamızda (i) TİD verilerine dayanarak bir tümcenin
yantümce olup olmadığını anlamaya yönelik geliştirdiğimiz kıstasları, (ii) bu kıstasları uygulayarak
ayrıştırdığımız yantümce çeşitlerini, (iii) yantümcesi olan tümcelerde sözdizim ve ezgi özelliklerine
ilişkin gözlem ve çözümlemelerimizi sunmayı amaçlıyoruz. Gözlemlerimiz TİD’de yantümcelerin
varlığını kesinleştirmektedir. Çalışmamız TİD’i anadili olarak kullanan katılımcıların serbest ve yarı
yapılandırılmış konuşmalarıyla birkaç aşamalı 6 deneye dayanmaktadır (toplam 22 kişi).
Bu sunumda üzerine eğileceğimiz ilk konu bağımsız tümcelerin ezgi özelliklerin bakarak art arda
sıralanmış tümcelerin bağımlı olup olmadıklarını anlamaya yöneliktir (Bkz. Gökgöz & Arık 2011,
Wilbur & Patschke 1998). Buna ek olarak (kimini kendimiz geliştirdiğimiz) aşağıdaki sözdizimsel ve
ezgisel özelliklerin karmaşık tümcelerin varlığını belirlemede yerini tartışacağız.
(i)
ana eylemin tümcedeki yeri ve bunun yantümce çeşitlerini anlamadaki işlevi
(ii)
soru öbeklerinin yeri ve bunun yantümcesellikle ilişkisi
(iii)
alanyazında Amerikan İşaret Dili bağlamında kullanılmış olan adıl öznelerin yeriyle ilgili testin
TİD’de geçerliliği
(iv)
soru tümcelerinin ezgisel özelliklerinin (Göksel & Kelepir 2013) soru yantümcelerine ne şekilde
yansıdığı
(v)
olumsuzluğun yayılma alanı
(vi)
el dışı hareketlerin belirleyiciliği ve yayılma alanı
Çalışmamızda bu teslerin işaret dilleri yapısı bağlamındaki yerini tartışacağız, ve bunların sonucunda
TİD’de yantümcelerin varlığını savunacağız.
Temel Kaynaklar
Bošković, Ž. (1997). The syntax of nonfinite complementation. Cambridge: MIT Press. Geraci, C., C. Cecchetto
& S. Zucchi. (2008). Sentential complementation in Italian Sign Language. In Michael Grosvald & Dionne
Soares (eds.), Proceedings of the 38th Western Conference on Linguistics, 46–58. Davis, CA: California
State University.
Gökgöz, K. & E. Arık. (2011). Distributional and syntactic characteristics of nonmanual markers in Turkish Sign
Language (Türk İşaret Dili, TİD). MIT Working Papers in Linguistics 62: Proceedings of the 7th Workshop
on Altaic Formal Linguistics. 63–78. Göksel, A. & M. Kelepir. 2013. The bifurcation of the functions
encoded by a single articulator: The HEAD in TİD questions. Sign Language & Linguistics, 16/1:1-31. Padden, C. 1988.
Interaction of morphology and syntax in American Sign Language. New York: Garland. Tang,
G. & P. Lau. 2012. Coordination and subordination. Pfau, R., M. Steinbach & B. Woll (y.h.), Sign
languages. An international handbook, 340–364. Berlin: De Gruyter Mouton. Wilbur, R. B. & C. G. Patschke. (1998).
Body leans and the marking of contrast in American Sign Language. Journal of Pragmatics
30. 275–303.
6
Çift-kanallı İkidillilikte Sözdizimsel Öykünme ve Koşut Yapılar
Selçuk İŞSEVER, Bahtiyar MAKAROĞLU, İclâl ERGENÇ
Ankara Üniversitesi
Çift-kanallı ikidilli üretimde (bimodal bilingual production) gözlemlenen kaynaştırma (blending)
türlerinden biri olan sözdizimsel öykünme (syntactic calque), eşzamanlı olarak üretilen yapılarda
dillerden birinin sözdizimsel yapısının diğer dildeki yapıyı etkilemesidir. Örneğin, Donati ve
Branchini (2013) tarafından İtalyanca-LIS (İtalyan İşaret Dili) ikidilli verisinde gözlemlenen (1)(2)’deki örneklerde her iki dilin de, farklı sözcük dizilişlerine sahip olmalarına karşın, ya İtalyanca’nın
(1) (ÖEN) ya da LIS’in (2) (ÖNE) sözcük dizilişini izlediği görülmektedir:
(1) Una bambina va
allo zoo
[İtalyanca]
KIZ
GİTMEK HAYVANAT-BAHÇESİ
[LIS]
‘Bir kız hayvanat bahçesine gidiyor’
(2) Il papà la mamma la sorella
mangiato finito
[İtalyanca]
BABA, ANNE,
KIZKARDEŞ YEMEK BİTMEK
[LIS]
‘Baba, anne ve kızkardeş yemeyi bitirdi’
Türkçe-TİD çift-kanallı ikidillilik verisi incelendiğinde, sözdizimsel öykünmelerin sözcük dizilişiyle
sınırlı olmadığı görülmektedir. Örneğin, destek ver- bileşik eylemi TİD’de tek bir eylemle ifade
edilmesine karşın, (3)’teki çift-kanallı üretimde Türkçenin etkisiyle aslında TİD yapısında
bulunmaması gereken VERMEK yardımcı eyleminin eklendiği, (4)’te ise TİD’de alışkanlık
görünüşünün (habitual aspect) gerçekleşmesini sağlayan eylem yinelemesinin, bu dilin etkisiyle
Türkçeye aktarıldığı görülmektedir. Ayrıca, TİD’de görünüş ulamının gerçekleşmesi belirteç
yinelemesini de içermekte ve (5)’te görüldüğü gibi çift-kanallı üretimde bu yapı da Türkçeye
aktarılabilmektedir.
(3) Şimdi devlet biraz destek veriyor
[Türkçe]
ŞİMDİ DEVLET BİRAZ 3TKDESTEKLEMEK1TK 3TK *VERMEK1TK
[TİD]
(4) ?Öğrendim öğrendim öğrendim geliştirdim
[Türkçe]
ÖĞRENMEK ÖĞRENMEK ÖĞRENMEK GELİŞTİRMEK
[TİD]
(5) ??/*Anlık anlık anlık yaşamak olmaz
[Türkçe]
ANLIK ANLIK ANLIK YAŞAMAK YOK
[TİD]
Çift-kanallı ikidillilikte bir koşutluk kısıtlaması (parallelism constraint) bulunmamasına karşın (Donati
ve Branchini, 2013), (3)-(5)’teki örneklere benzer sözdizimsel öykünme türündeki kaynaştırmalarda
gözlenen koşutlaştırma eğilimi dikkat çekicidir. Çift-kanallı dil üretiminin doğurduğu bilişsel
işlemleme yükünü azaltmak amacını taşıdığını düşündüğümüz bu olgunun, özellikle hedef dilin
dilbilgisine uyma zorunluluğu olmadığı düşünüldüğünde, çift-kanallı ikidilli bireylerin dilbilgisinde
oynadığı rol ve ortaya çıkan yapıların hangi dilbilgisel süreçleri içerdiği ve dilbilgisel olarak nasıl
çözümlenmeleri gerektiği açıklanmaya muhtaçtır. Bu sorular bağlamında bu çalışmada, Türkçe-TİD
çift-kanallı ikidilli bireylerden toplanan dil verisi incelenerek paralelleştirme eğilimi sergileyen
yapıların kapsamlı bir betimlemesi yapılacak ve bu yapıların üretiminin dilbilgisel olarak nasıl
açıklanması gerektiği, çift-kanallı dil üretiminde yer alan iki dilin bağımsız dilbilgisel bileşenlerde
üretildiğini öngören Etkileşimsel Dil Üretim Modeli (ör. Emmorey ve diğ., 2008) ve bunların tek bir
sözdizimsel yapıda üretildiğini, görünürdeki farklarının ise Sesçil Biçimde (phonetic form) ele
alınması gerektiğini iddia eden Minimalist Dil Üretim Modeli (ör. Donati ve Branchini 2013,
MacSwan, 2000) bağlamında tartışılacaktır.
7
Temel Kaynaklar
Chomsky, N. (1995). The Minimalist Program. Cambridge: MIT Press.
Chomsky, N. (2001). Derivation by phase. M. Kenstowicz (haz.) içinde, Ken Hale: A life in language (s. 1-52). Cambridge: MIT
Press.
Donati, C. ve Branchini, C. 2013. Challenging linearization: Simultaneous mixing in the production of bimodal bilinguals. T.
Biberauer ve I. Roberts (Der.) içinde, Challenges to linearization (pp. 93-128). Berlin/Boston: Mouton de Gruyter.
Emmorey, K., Borinstein, H. B., Thompson, R., Gollan, T. H. (2008). Bimodal bilingualism. Bilingualism: Language and
Cognition 11(1), 43-61.
MacSwan, J. (2000). The architecture of the bilingual language faculty: Evidence from intrasentential code switching.
Bilingualism: Langage and Cognition 3(1), 37-54.
8
Türk İşaret Dili Sözlüklerinin Çevrimiçi Ortamda Birleştirilmesi Çalışmaları
Cihat ERYİĞİT
İstanbul Teknik Üniversitesi
Bu çalışmada TİD için çevrimiçi sözlük platformu (Eryiğit ve diğ. 2015) üzerinde yapılan geliştirme
çalışmaları sunulmaktadır. Amacı kayıtlı kullanıcıların yeni terimleri ekleyebildikleri ve mevcut terimleri
tartışabildikleri etkileşimli çevrimiçi bir TİD sözlüğü geliştirmek olan TİD sözlük platformu akıllı
cihazlar üzerinde çalışarak, kullanıcıların, bir işaretin görüntüsünü saniyeler içerisinde resim veya video
olarak platforma yüklemelerine ve sosyal bir platformda tartışmalarına olanak sağlamaktadır. Platformda
her işaret tekil bir girdiye eşleştirilmiş olup tekil/eşşiz bir şekilde ifade edilmektedir. İşaretler video
klipler veya 3-D animasyonlar ile görüntülenebilmektedirler.
Sözlük ayrıca her işaretin anlam bilgisi ve dilbilimsel ulamı belirtmektedir. İçinde bulunduğumuz bilgi
çağında her türlü veri görsel ve işitsel olarak elektronik ortamda paylaşılmakta ve bilgiye erişim her gün
daha hızlı ve kolay hale gelmektedir. Fakat ne yazık ki konuşma dilini duyamayan, yazılı metinleri
anlamakta güçlük çeken işitme engelli bireyler için bu konuda halen teknolojik boşluk bulunmaktadır.
İşitme engellilere yardımcı teknolojiler olarak özel bilgisayar destekli çözümlerin tasarlanması
gerekmektedir.
Çevrimiçi sözlükler, bu amaç doğrultusunda bir ilk adım niteliğindedir ve buluşun önemli bir bileşenini
oluşturmaktadırlar. Hem işitme engelli bireyler hem de bu bireylerle iletişim ihtiyacı olan bireyler bu
sözlüklere iletişimin vazgeçilmez bir aşaması olarak ihtiyaç duymaktadırlar. Oldukça az miktarda işaretli
elektronik veri kaynağına sahip olan Türkçe’nin yanı sıra Türk İşaret Dili alanında da elektronik
işlenebilir veri eksikliği yaşanmaktadır. Literatürde TİD için sözlük oluşturma konusunda girişimler olsa
da, bunlar uluslararası alandaki mevcut teknolojik ilerlemeleri kullanmamaktadırlar. Bu açığı kapatmak
üzere Eryiğit ve diğ. (2015) literatürde ilk kez TİD için çevrimiçi etkileşimli bir sözlük platformu ortaya
koymuşlardır. Bu çalışmada alanda yapılan gelişmeler ayrıntılı bir biçimde ele alınmaktadır.
Temel Kaynaklar
Eryiğit,C., H. Köse, G. Eryiğit, M. Kelepir-Woods, A. S. Özsoy, Türk İşaret Dili için etkileşimli çevrimiçi
sözlük platformu, XVII World Congress of the World Federation of the Deaf, İstanbul, 2015.
Johnston T., (2013), Auslan Corpus Annotation Guidelines, http://
media.auslan.org.au/attachments/AuslanCorpusAnnotationGuidelines_Johnston.pdf
9
BİLDİRİ ÖZETLERİ
Türkçe’de -lA Eki ile Türemiş Fiillerin Olay ve Temel Öğe Yapısı
Aslı ÖZKUL
Bilgi Üniversitesi
-lA ekinin Türkçe’de fiillerde çok geniş bir kullanım alanı vardır. Bu ekin asıl görevi isimlerden ve
sıfatlardan fiil türetmektir. Biz bu çalışmamızda -lA ile türemiş fiillerin anlamsal olarak aynı olay
yapısına (event structure) sahip olup olmadığını ve temel öğe yapısı (argument structure) bakımından
aynı gruba dâhil olup olmadıklarını incelemekteyiz. -lA ile türemiş fiiller anlamlarına göre şöyle
gruplandırılabilir: sağlama fiilleri (locatum verbs), yer (location) filleri, araç (instrument) fiilleri, tarz
bildiren (manner) fiiller, duyulara hitap eden (emission) fiiller ve durum değişimi gösteren (change of
state) fiillerdir. Bu makalede -lA ekinin özelliklerini olay yapısı bakımından sözcüksel düzeyde
Rappaport Hovav (1993) analizini ve sözdizim düzeyinde Hale and Keyser (1993) analizini takip ederek
incelemekteyiz. Her iki analiz de -lA ekiyle ortaya çıkan tek bir olay yapısının olmadığını ortaya
koymaktadır. Diğer bir deyişle, -lA ekinin sözcüğe kattığı tek bir olay yoktur. Bu ekin event yapısında
çok farklı görevleri bulunmaktadır. Temel öğe yapısı bakımından gözlemimiz ise, -lA ekinin çoğunlukla
geçişli fiil türettiği yönünde. Yer, sağlama ve araç fiilleri temel öğe yapısı bakımından bu kategoriye
girmektedir. Öte yandan, bu ek tek temel öğeli fiiller de türetmektedir. Bu kategorideki filler çoğunlukla
duylara hitap eden fiiler ve tarz bildiren fiillerdir. Durum değişimi gösteren fiiller ise tek temel öğeli ya
da iki temel öğeli olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu yüzden, bu makalede -lA ekinin arguman
yapısında tek bir değişikliği kodlamadığı fonksiyonlarının çok yönlü olduğu saptanmıştır. Aşağıdaki
tabloda -lA ekinin olay ve temel öğe yapısı hakkındaki analizimizin özetini bulunmaktadır:
Olay yapısına göre fiiller
a. Tarz bildiren
[ x ACT<MANNER> ]
Temel öğe sayısına göre fiiller
Özneli geçissiz
Örnek cümleler
Kedi miyavladı.
b.
Araç bildiren
[ x ACT<INSTRUMENT> ]
Geçişli
Çocuk çorbayı kaşıkladı.
c.
Sağlama bildiren
[ x CAUSE [ BECOME [ x
WITH <THING> ] ] ]
Yer bildiren
[ x CAUSE [ BECOME [ x
<PLACE> ] ] ]
İçsel değişim bildiren
[ x <STATE> ] (state)
Geçişli
Ali koliyi bantladı.
Geçişli
Ali sütü şişeledi.
Özneli geçissiz
Kulağım çınladı.
Geçişli
Ali masayı kuruladı.
Özneli geçissiz
Bardak çatladı.
d.
e.
f.
Dışsal değişim bildiren
[ [ x ACT ] CAUSE
[BECOME [ y <STATE>]]]
Temel Kaynaklar
Clark, E. V. & Clark, H. H. (1979). When Nouns Surface as Verbs. Langugage, 767-811.
Hale, K. & Keyser, S. J. (1991). On the syntax of argument structure. Lexicon Project Working Papers, Center for Cognitive
Science, Massachusetts Institute of Technology.
Pustejovsky, J. (1991). The syntax of event structure. Cognition 41:47-81.
Rappaport Hovav, M., & Levin, B. (1998). Building verb meanings. In The projection of arguments: Lexical and compositional
factors, ed. Miriam Butt and Wilhelm Geuder. Stanford, California: CSLI Publications
10
Türkçede Hareket Olaylarının Anlatımında Yol ve Tarz
Ayda SEVİN
Ankara Üniversitesi
Talmy (1985)’in tipolojik sınıflandırmasına göre Türkçe, yolun ana hareket eyleminin içinde
kodlandığı, tarzın ise çoğunlukla belirtilmediği veya belirteçler vb. ile eylem dışında kodlandığı
“eylem çerçeveli” veya “yol çerçeveli” diller sınıfına girmektedir. Bu çalışmada Türkçenin genel
olarak bu sınıflandırmaya uygun olduğu -kısıtlı bir veriye dayanıyor olunmasına karşın- edinilen
bulgular sonucunda doğrulanmakla birlikte, eylemin içerdiği yol kavramının anlamsal içeriği, özellikle
de yön belirliliği bakımından farklılıklar gösterdiği ve buna bağlı olarak da yalnızca ana eylem
üzerinde kodlanmayabildiği anlaşılmıştır.
Buna bağlı olarak, bu çalışmada yolun ana eylemde ne tür farklı biçimlerde kodlandığı ve ana eylem
dışında yol ifade etmekte kullanılan diğer araçlar tartışılmaktadır. Bu çerçevede, yolun tarz ile
ilişkisinin de hareket olayının anlatımında belirleyici olabildiği görülmüş ve veri tabanının kısıtlılıkları
dâhilinde ele alınmıştır.
Çalışmada Türkçede yol ve tarz anlatımında karşılaşılan ve istatistiki olarak da önemli olduğu görülen
anlamsal ayrımlar belirlenmekte, bunların bilişsel temelleri ve sonuçları tartışılmakta, hareket
eylemlerinin sınıflandırılması ve çocuk/yetişkin dili arasındaki hareket olayları ile ilgili bazı
kullanımsal farklılıkların yol/tarz ilişkisi aracılığıyla temellendirilmesine ilişkin bir değerlendirilme
sunulmaktadır.
Temel Kaynaklar
Gennari, S. P., Sloman, S. A., Malt, B. C., & Fitch, W. T. (2002). Motion Events in Language and Cognition.
Cognition, 83, 49-79.
Özçalışkan, Ş. (2003). Typological Variation in Encoding the Manner, Path, and Ground Components of a
Metaphorical Motion Event. Annual Review of Cognitive Linguistics University of Chicago.
Özçalışkan, Ş. & Slobin, D. I. (2003). Manner of Motion in Turkish and English. A. S. Özsoy, D. Akar, M.
Nakipoğlu-Demiralp, E. Erguvanlı-Taylan, & A. Aksu-Koç (Eds.) (2003). Studies in Turkish
Linguistics (pp. 259-270). İstanbul : Boğaziçi Üniversitesi.
Özyürek, A., & Özçalışkan, Ş. (2000). How Do Children Learn to Conflate Manner and Path in Their Speech
and Gestures? Differences in English and Turkish. E. V. Clark (Yay.), The Proceedings of the Thirtieth Annual
Child Language Research Forum (pp. 77-85). Stanford, CA: CSLI Yayınları.
Pourcel, S. (2004). What Makes Path of Motion Salient? Proceedings of the Berkeley Linguistics Society, 30,
505-516.
Slobin, D. I. (1996). Two Ways to Travel: Verbs of Motion in English and Spanish. M. Shibatani & S. Thompson
(Eds.), Grammatical Constructions: Their Form and Meaning. Oxford: Oxford Üniversitesi Yayınları.
Slobin, D. I. (2004). The Many Ways to Search for a Frog: Linguistic Typology and the Expression of Motion
Events. S. Strömqvist & L. Verhoeven (Eds.) (2004), Relating Events in Narrative: Vol. 2. Typological and
Contextual Perspectives (pp. 219-257). Mahwah, NJ: Lawrence Erlbaum Associates.
Papafragou A. & Selimis S. Lexical and Structural Cues for Acquiring Motion Verbs Cross-Linguistically.
Delaware Üniversitesi ve Atina Üniversitesi.
Talmy, L. (2000). Toward a Cognitive Semantics: Vol. II: Typology and Process in Concept Structuring.
Cambridge, MA: MIT Yayınları.
Toplu, A. B. (2011). Linguistic Expression and Conceptual Representation of Motion Events in Turkish, English
and French: An Experimental Study. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
11
Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Deneme Metinlerinde Dil-düşünce İlişkisinin İzleri
Bekir SAVAŞ
Kocaeli Üniversitesi
Dilin düşünceyi etkilediği savı 1956 yılında Whorf tarafından dile getirilmesinden bu yana tartışılan bir
konudur. Araştırmacılar bu konuda evrenselciler ve görecelikçiler şeklinde ikiye ayrılmaktadır. İlk grup
dilin evrenselliğine vurgu yaparak tüm dillerin aynı temel alt yapıya sahip olduğunu ve bu nedenle de
diller arası farkların yine tüm toplumlarda ortak olan temel bilişsel süreçleri etkilemeyeceğini savunur
(Berlin & Kay, 1969; Pinker, 2007). Görecelikçi yaklaşım ise dil ve düşünce arasında dilden dile göre
farklar olabileceğini ve bunun bilişsel süreçlerde de farklılık yaratabileceğini öne sürer. Bu grup savlarını
desteklemek için özellikle ikidilli konuşucuların dil kullanımını araştırmaktadırlar. Örneğin Chen ve diğ.
(2013), Çince ve İngilizce konuşan iki dillilerle yaptıkları çalışmada dil kullanımının kişilik algısı ve
diyalektik düşünme üzerine etkili olduğu, Levinson, (1996) Lucy, (1997) ile Fausey & Boroditsky,
(2011) ise ikidilli konuşucuların uzamsal betimlemeler ve dilbilgisel kullanımlarının konuştukları dile
göre farklılık gösterdiği, yani gerçek algısı ile dünyayı bilişsel olarak algılamasını farklı şekilde
etkilediğini gözlemlemişlerdir. Bezer şekilde Brown (1986) ve Özgen, (2004) belli bir dilsel kodlamanın
algı, dikkat ve belleği etkilediği, Boroditsky & Gaby, (2010) ile Roberson ve diğ. (2000) zaman ve renk
terimlerinin kültürden kültüre farklılık gösterdiği ve zaman ve renk algısının sınırladığı sonucuna
varmışlardır.
Bu ikinci yaklaşımı savunan bu çalışma, dil-düşünce ilişkisini betimlemek için onlardan farklı olarak
aynı dil konuşucularının dil kullanımını temel almıştır. Çünkü gerçeklik algısı farkı aynı dili konuşan
bireyler arasında da bulunur. Örneğin ilkokul ve üniversite mezunları arasında sosyal gerçeklik
farkındalığı ve eleştirel düşünme düzeyleri açısından farklar vardır (Büyükkantarcıoğlu, 2005). Bu
çalışmada dil edinimi sürecindeki farkların, eleştirel düşünme becerilerilerini ve buna bağlı olarak
gerçeklik ve dünya algısını etkileyip etkilemediği araştırılmıştır. Bu amaçla araştırma yöntemi
çerçevesinde üniversite birinci sınıf öğrencilerinden oluşturulan 60 kişilik denek grubuna Wells (1985)
‘in dil edinimi süreci etmenleri çerçevesinde hazırlanan sormaca uygulandı. Ayrıca eleştirel düşünme
düzeylerini belirlemek için “Suriyeli göçmenler gitmeli mi kalmalı mı?” konulu eleştirel bir deneme
yazmaları istendi. Metinler içerik olarak CTILAC eleştirel düşünme ölçütleri çerçevesinde, sayısal olarak
Coleman &Liau (1975) okunabilirlik testi ile incelendi. Sormaca verileriyle yazma deney verileri
bilgisayar ortamına SPSS programıyla yüklenip değerlendirildi. Pearson bağıntı analizlerine göre
deneklerin dil ve bilişsel gelişim sürecinde yaşadıklarıyla üretimsel dil becerileri, dolayısı ile eleştirel
düşünce üretme düzeyleri arasında anlamlı koşutluklar olduğu görüldü.
Özetle, bu çalışmada, evrenselcilerin savladığı gibi bireyler doğuştan aynı bilişsel ve dilsel yeteneklere
sahip olsalar da bunların zaman içinde, dil edinim sürecindeki kültürel aktarım yoğunluğu ve tutumları
farklarından dolayı kişiye göre farklı geliştiği ve bu nedenle de gerçeklik algılarında ve buna bağlı olarak
eleştirel düşünme düzeylerinde de farklar yarattığı sonucuna varılmıştır. Whorf 'un dilsel belirleyicilik
varsayımını görecelikçi yaklaşımla değerlendirenlerin savladığı gibi, bireylerin gerçeklik algısı,
iletişimsel edinç ve eleştirel düşünme becerisi kazandıkları sosyo-kültürel gelişimlerine koşut olarak
şekillenmektedir. Bu nedenle çağdaş anlamda düşüncenin gelişimi için sosyo-kültürel gelişime bağlı
yoğun bir dilsel ve düşünsel gelişim ön koşul olmaktadır.
12
Temel Kaynaklar
Boroditsky, L., & Gaby, A. 2010. Remembrances of times East: Absolute spatial representations of time in an
Australian Aboriginal community. Psychological Science, V. 21, pp.1635–1639.
Berlin, B., & Kay, P. 1969. Basic color terms: Their universality and evolution. Berkeley: University of
California Press.
Brown, R. 1986. Social psychology: The second edition. New York: Free Press.
Büyükkantarcıoğlu, N. 2000. Social and critical construction of reality in educationally different individuals: a
discourse-based analysis. www.sdergi.hacettepe.edu.tr/.../nalanbuyuk.pdf.
Chen, S. X., & Bond, M. H. 2010. Two languages, two personalities? Examining language effects on the
expression of personality in a bilingual context. Personality and Social Psychology Bulletin, V.36, pp.
1514–1528.
Chomsky, N. 1965. Aspects of the Theory of Syntax. MIT Press.
Gleitman, L. 1990. “The structural sources of verb meaning”. In Language Acquisition, I, (pp.3-55).
Coleman, M.; and Liau, T. L. 1975. A computer readability formula designed for machine scoring, Journal of Applied
Psychology, Vol. 60,
pp. 283–284
Pinker, S. 2007. The Language Instinct. New York: Harper Perennial Modern Classics.
Powel, G. 2010. Language, Thought and Reference. Basingstoke: Palgrave Macmillan.
Seliger, H. W. & Shohamy, E. (1989). Second language research methods. Oxford: OUP.
Wells, G. 1985. Language development in the pre-school years. Cambridge, CambridgeUniversity Press.
Vygotsky, L.S. 1978. Mind in Society. Cambridge, MA: Harvard University Press.
Whorf, B.L. 1956. "The Relation of Habitual Thought and Behavior to Language". In Carroll, J.B. Language,
Thought, and Reality: Selected Writings of Benjamin Lee Whorf. Cambridge, Massachusetts: MIT
Press. pp. 134–159
13
Çeviri Bellekleri ve Bilişsel Sürece Etkisi: Basılı Sözlüklerden Ekrandaki Belleklere Kayan
Dokunuşlar
Caner ÇETİNER, Mehtap ARAL
Kırıklale Üniversitesi
Genelde teknolojide özelde ise dijital dünyamızdaki devrim niteliğinde gelişmeler sayesinde profesyonel
çeviri artık sade bir insan eylemi olmaktan çıkmıştır. Çoğunlukla, çevirmenlerin yeni metinleri çevirirken
daha önce çevrilmiş metinleri yeniden kullanabilmesi için erişebildiği bölünmüş ve parçalara ayrılmış
hedef ve kaynak metin veritabanları olarak tanımlanan çeviri belleği teknolojisi aracılığıyla yapılır hale
gelmiştir. (Christensen P., Schjoldager A. 2011). Çeviri teknolojilerinin gelişimi çevirmen tanımlarında
ve görevlerinde olduğu kadar çevirmenin bilişsel süreçlerindeki değişimi de beraberinde getirmiştir.
Kaynak ve hedef dilde yetkinlik, arka plan bilgisi, anadil kültürüne hâkim olma ve hedef dilin kültürüne
yakınlık vs. gibi çevirmende bulunması gereken niteliklerin yanına teknolojik gelişmelere duyarlılık,
farklı yazılımlar hakkında bilgi sahibi olma, bilgisayar teknolojilerini kullanıp bunlardan maksimum
faydayı sağlayabilme gibi yeni şartlar eklenmiştir. Bu kapsamda çevirmen bir taraftan hedef metnin
yazarı durumuna gelirken diğer taraftan editör, son okuyucu rollerini üstlenmiştir. Tüm bu şartlar ise
çevirmenin zihin dünyasında yeni kapıları aralamıştır. Bu bağlamda daha önce yapılan farklı çalışmalarda
da (Christensen, Schjoldager, 2010) belirtildiği üzere çevirmenin bilişsel süreçlerinin, zihin dünyasındaki
yükün çeviri bellekleri tarafından ne derecede etkilendiğini ölçen çok fazla çalışma yapılmamıştır.
Özellikle Türk literatürü incelendiğinde bu konuda yapılmış çalışmaların eksikliği daha çok göze
çarpmaktadır.
Bu amaçla çalışmamızda Kırıkkale Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü İngilizce MütercimTercümanlık Anabilim dalı öğrencilerinin Bilgisayar Destekli Çeviri dersi kapsamında öğrendikleri çeviri
bellekleri konusu dikkate alınacaktır. Öğrencilerden önce bir metni bilgisayar destekli çeviri aracı
kullanmadan çevirmeleri istenecektir. Ardından bilgisayar destekli çeviri araçlarından biriyle %100
eşleşmelerin (full match) ve bulanık eşleşmelerin (fuzzy match) olduğu çeviri belleklerini kullanarak
verilen başka bir metni çevirmeleri istenecektir. Öğrenciler çeviriyi bitirdikten hemen sonra çeviri
yaparkenki bilişsel süreçleri ile ilgili bilgi sahibi olabilmek için öğrencilere bir anket çalışması
yöneltilecektir. Anket çalışmasından elde edilen verilere göre iki çeviri süreci arasındaki bilişsel
farklılıklar ve çeviri belleklerinin çevirmenin bilişsel süreçlerini nasıl etkilediği ortaya konacaktır.
Temel Kaynaklar
Christensen, Tina Paulsen. "Studies on the mental processes in translation memory-assisted translation–The state
of the art." trans-kom. Zeitschrift für Translationswissenschaft und Fachkommunikation 4.2 (2011): 137-160.
Christensen, Tina Paulsen, and Anne Schjoldager. "The Impact of Translation-Memory (TM) Technology."
Human-Machine Interaction in Translation: Proceedings of the 8th International NLPCS Workshop. Vol. 41.
Samfundslitteratur, 2011.
Christensen, Tina Paulsen, and Anne Schjoldager. "Translation-memory (TM) research: what do we know and
how do we know it?." Hermes, Journal of Language and Communication Studies 44 (2010): 64-89.
Garcia, Ignacio. "Beyond translation memory: Computers and the professional translator." The Journal of
Specialised Translation 12.12 (2009): 199-214.
LeBlanc, Matthieu. "Translators on translation memory (TM). Results of an ethnographic study in three
translation services and agencies." Translation & Interpreting 5.2 (2013): 1-13.
Reinke, Uwe. "State of the art in translation memory technology." Translation: Computation, Corpora,
Cognition 3.1 (2013).
Seljan, Sanja, and Damir Pavuna. "Translation Memory Database in the Translation Process." Proceedings of the
17th International Conference on Information and Intelligent Systems IIS 2006. Croatia, Varaždin: FOI, 2006a, 2006.
14
Yabancı Dil Olarak Türkçede 'Sarih' Özürler
Çiler HATİPOĞLU
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Aradil üzerine yapılan çalışmalar yabancı dil öğrenenlerin hedef dildeki edimbilimsel kuralları
öğrenmede ve kullanmada zorlandıklarını göstermektedir (Alfattah 2010; Al-Zumor 2011; Barron 2003;
Bataineh & Bataineh 2006; Shardakova 2005a, 2005b). Yabancı dil öğrenenlerin bu alanda
zorlanmalarının sebebi edimbilimsel kuralların genellikle örtük olması ve kültürden kültüre değişiklik
göstermesidir (Fernandez Amaya 2008; Ishihara 2010). Bunun yanında, yeni dil öğrenenler kendi ana dil
ve kültürlerinin etkisiyle hedef kültürde karşılaştıkları sosyal durumları doğru yorumlayamamaktadır ve
beklenilen söz eylemlerini çoğu zaman kullanmamaktadırlar. Bu yüzden, yeni dil öğrenenler hedef dilin
konuşulduğu ülkeye gitmeyi ve belirli bir süre orada yaşamaya çalışmaktadırlar. Peki, hedef dilin
konuşulduğu ülkede yaşamak yeterli midir? Dil öğrenenlerin edimbilimsel gelişimine nasıl ve ne kadar
katkı sağlamaktadır?
Bu çalışma son yıllarda üzerinde sıkça durulan bu soruların cevaplanmasına katkı sağlamayı
hedeflemektedir. Hedef dil ortamında yaşama süresinin, dil öğrenenlerin ana dil ve kültürlerinin hedef dil
ve kültürü ile arasındaki edimbilimsel farklılıkların ve anadilden transfer faktörlerinin hedef dilde
edimsel gelişimi nasıl etkilediklerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.
Bu soruların cevaplanabilmesi için ana dilleri Arapça ve Rusça olan ve Türkiye’de Türkçe öğrenen 60
öğrenci ile çalışılmıştır. Bu öğrencilerden toplanan veriler ana dili Türkçe olan 414 üniversite
öğrencisinden elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. Ana dili Arapça ve Türkçe olan katılımcılar veri
toplama sırasında Türkiye’de 6-12 ay arasında yaşamış olan ve TÖMER’de sunulan yabancı dil olarak
Türkçe kurslarının yüksek seviye sınıflarını takip eden öğrenciler arasından seçilmiştir. Veriler iki
bölümden oluşan sormaca kullanılarak toplanmıştır. Sormacanın ilk bölümünde katılımcılardan
kendileriyle ilgili bilgi vermeleri istenmiştir (örn, yaş, cinsiyet, Türkiye’de yaşadıkları süre, Türkçe
öğrendikleri süre). Sormacanın ikinci bölümünde, katılımcılardan verilen 22 senaryoyu okumalarını,
kendilerini hata yapanın yerine koymalarını ve farklı özellikler taşıyan (örn, yaş, cinsiyet, yakınlık
derecesi) muhataplarından özür dilemeleri istenmiştir. Bu çalışmada elde edilen sarih özür dileme
stratejileri ana dili Türkçe olan katılımcılardan toplanan sözeylemleriyle karşılaştırılmıştır ve bu nitel
analizler için CLAN programı kullanılmıştır. Nicel verilerin analizi ise SPSS programı ile yapılmıştır.
Elde edilen veriler yabancı dilin ana dil olarak kullanıldığı ülkede kalma süresinin önemli olduğunu
ancak uzaksal incelik sözeylemi olan özürlerin edinilmesi için tek başına yetersiz olabileceğini
göstermiştir. Bununla birlikte yabancı dil öğrenenlerin anadil ve kültürlerinin ve de edimbilimsel
kurallarıyla ilgili verilen eğitimin önemi ortaya çıkmıştır.
Temel Kaynaklar
Alfattah, Mohammed. 2010. Apology strategies of Yemeni EFL university students. MJAL, 2(3), 223–249.
Al-Zumor, Abdul Wahed Qasem Ghaleb. 2011. Apologies in Arabic and English: An inter-language and cross-cultural study.
Journal of King Saud University–Languages and Translation, 23, 19-28.
Barron, Anne. 2003. Acquisition in interlanguage pragmatics: Learning how to do things with words in a study abroad context .
Amsterdam: John Benjamins.
Bataineh, Ruba Fahmi & Bataineh, RulaFahmi. 2006. Apology strategies of Jordanian EFL university students. Journal of
Pragmatics, 38, 1901–1927
Fernández Amaya, Lucía. 2008. Teaching Culture: Is it Possible to Avoid Pragmatic Failure? Revista Alicantina de Estudios
Ingleses, 21, 11-24.
Shardakova, Maria. 2005a. Intercultural pragmatics in the speech of American L2 learners of Russian: Apologies offered by
Americans in Russian. Intercultural Pragmatics, 2-4, 423–451.
Shardakova, Maria. 2005b. Interlanguage Pragmatics in the Speech of American Second Language Learners of Russian:
Apologies Offered by Americans in Russian. PhD Thesis. Bryn Mawr College.
15
Sözcüksel Karar Verme Görevinde Duygu Faktörünün Etkisi
Didem GÖKÇAY, Sahura ERTUĞRUL
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Sözcüksel karar verme görevi, duygu değerlerinin otomatik kelime işlemleme sürecine etkisini
gözlemlemek için güvenilir bir araçtır. Kelimeleri, kelime olmayan kelimemsi harf dizilerinden ayırmaya
dayalı olan sözcüksel karar verme görevi, kelimelerin anlamsal temsillerini içeren semantik depolama ve
yeniden çağırma sistemlerini barındırır. Kelimemsi harf dizileri, kelimelerden daha uzun sürede
işlemlenirken, duygu içeren kelimeler, yüksüz (nötr) kelimelere oranla daha hızlı işlemlenir. Sözcüksel
karar verme görevinde olumlu/olumsuz kelime işlemlemenin nötr kelimelere göre daha hızlı olduğu,
yakın zamanda pek çok farklı dilde yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Duygu yüklü kelimelerin nötr
kelimelere oranla daha hızlı işlemlenmesinin iki temel nedeni vardır: 1. Evrimsel olarak, hayatta kalmak
için olumsuz uyarandan kaçmak büyük bir önem taşıdığından, olumsuz uyarana karşı dikkate dayalı ek
sistemler geliştirilmiştir 2. Olumluluk avantajı adı verilen bir kavram uyarınca, olumlu bilgi, hafızada
daha yüksek yoğunlukta bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu yoğunluk olumlu kelimelerin işlemlenmesinde
ayrıcalık oluşturur.
Bu çalışmada, literatürdeki çalışmalarla tutarlı olarak Türkçe kelimelerin duygu değerlerinin, sözcüksel
karar verme işlemindeki reaksiyon zamanları üzerinde etkili olduğunu göstermeyi hedefledik. 14
katılımcı ve 48 Türkçe kelime ile (16şar adet nötr, olumlu ve olumsuz kelime) bir sözcüksel karar verme
deneyi tasarladık. Kelimeler, bir Tubitak projesi kapsamında hala sürmekte olan TÜDADEN veri tabanı
çalışmamızdaki olumluluk ve heyecan değerlerine göre belirlendi.
Çalışmamız sonrasında, olumlu kelimelerin nötr ve negatif kelimelere göre belirgin bir şekilde daha hızlı
işlemlendiğini, olumsuz kelimelerin işlemlenmesinde ise nötr kelimelere göre bir fark olmadığını
saptadık. Sonuç olarak, henüz duygu değerlerinin, kelimelerin tanınmasını ne şekilde etkilediğini kesin
ve net bir şekilde açıklayamamamıza rağmen duygunun sözcüksel karar vermede önemli bir etkiye sahip
olduğunu Türkçe kelimeler içeren çalışmamızda gösterdik.
Son olarak, kelimelerin taşıdıkları sıklık, edinim yaşı, uzunluk, somutluk ve soyutluk gibi kelimesel ve
alt-kelimesel özellikler de kelime işlemlemede önemli etkiler yaratan faktörler olduğundan, çalışmamızın
ileride bu faktörleri de değerlendirebilecek şekilde geliştirilmesinin önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Temel Kaynaklar
Binder, J. R., McKiernan, K. A. , Parsons, M. E., Westbury, C.F., Possing, E. T. , Kaufman, J. N., Buchanan,
L.(2003). Neural Correlates of Lexical Access during Visual Word Recognition. Journal of Cognitive
Neuroscience 15:3, pp. 372–393
Bradley, M. M. (2000). Emotion and motivation. In J. T. Cacioppo, L. G. Tassinary, & G. Berntson (Eds.),
Handbook of Psychophysiology (pp. 602–642). New York: Cambridge University Press.
Cacioppo, J. T., & Gardner, W. L. (1999). Emotion. Annual Review of Psychology, 50, 191–214.
Erten, B. (2013). Adapting and Testing Psycholingistic Toolboxes for Turkish Visual Word Recognition Studies.
Middle East Technical University.
Estes, Z., & Adelman, J. S. (2008). Automatic vigilance for negative words in lexical decision and naming:
Comment on Larsen, Mercer, and Balota (2006). Emotion, 8, 441–444.
Fox, E., Russo, R., Bowles, R., & Dutton, K. (2001). Do threatening stimuli draw or hold visual attention in
subclinical anxiety? Journal of Experimental Psychology: General, 130, 681–700.
Gençöz, T. (2000). Pozitif ve Negatif Duygu Durum Ölçeği: Geçerlik ve güvenirlik çalışması [Positive and
Kousta, S.-T., Vinson, D. P., & Vigliocco, G. (2009). Emotion words, regardless of polarity, have a processing
advantage over neutral words. Cognition, 112, 473–481.
Kuchinke, L., Vo, M. L.-H., Hofmann, M., Jacobs, A. M. (2007). Pupillary responses during lexical decisions
vary with word frequency but not emotional valence. International Journal of Psychophysiology. 65, 132-140.
Lang, P. J, Bradley, M. M, & Cuthbert, M. M (1997). Motivated attention: Affect, activation and action. In P. J.
Larsen, R. J., Mercer, K. A., & Balota, D. A. (2006). Lexical characteristics of words used in emotional Stroop
16
experiments. Emotion, 6, 62–72.
MacLeod, C., Tata, P., & Matthews, A. (1987). Perception of emotionally valenced information in depression.
British Journal of Clinical Psychology, 26, 67–68.
Mendez-Bértolo, C. & Hinojosa, J. A. (2012). Effects of Word Frequency during the Processing of Emotional
Words. 1st Conference of the European Society for Cognitive and Affective Neuroscience.
Scott, G. G., O'Donnell, P. J., Leuthold, H., and Sereno, S. C. (2009). Early emotion word processing: Evidence
from event-related potentials. Biological psychology, 80(1):95{104.
Tse, C.-S. & Altarriba, J. (2009). The word concreteness effect occurs for positive, but not negative, emotion
words in immediate serial recall. British Journal of Psychology, 100, 91–109.
Unkelbach, C., Fiedler, K., Bayer, M., Stegmüller, M., &Danner, D. (2008). Why positive information is
processed faster: the density hypothesis. Journal of Personality and Social Psychology, 95(1):36–49.
Vinson,D., Ponari, M., & Vigliocco, G. (2014) How does emotional content affect lexical processing?, Cognition
and Emotion, 28:4, 737-746.
Wentura, D., Rothermund, K., & Bak, P. (2000). Automatic vigilance: The attention-grabbing power of approach
and avoidance-related social information. Journal of Personality and Social Psychology, 78,1024–1037.
17
Dil ve Dilbilgisi Eğretilemelerine İlişkin Gözlemler
Dilek PEÇENEK
Ankara Üniversitesi
Kavramsal eğretileme (metafor) kuramına (Lakoff ve Johnson, 1980) göre, düşünme süreçleri
eğretilemeye dayanır. Eğretilemeler doğrultusunda düşünmekte ve eylemler gerçekleştirmekteyiz.
Başka bir deyişle, kavram sistemimiz eğretilemelerle yapılanmıştır, yani eğretilemelere dayalı olarak
nesneleri deneyimlemekte ve eğretilemeler kullanarak nesneler hakkında konuşmaktayız. Dil
kullanımı, bedensel deneyimlerin biçimlendirdiği eğretileme şemaları tarafından güdülenmekte ve
sınırlanmaktadır.
Eğretileme, bir düşünme yolu (Cameron ve Marlen, 2010), bir deneyim alanının farklı bir deneyim
alanına yansıdığı bilişsel bir düzenektir. Dilsel eğretileme ise özel bir (kavramsal) eğretilemeyi
gerçekleştirmek için seçilen öğedir, eğretilemenin “araç” terimidir. Bireylerin kullandıkları ya da
ürettikleri dilsel eğretilemeleri incelemek, bireylerin kavramsallaştırma yollarını anlamada (Cameron
ve Marlen, 2010), görüş ve bilişlerini çıkarımlamada “pencereler” (Ellis ve Barkhuizen, 2005, s.303)
sunmaktadır. Eğretilemelerin aktardıkları, bireylerin bir alan ya da konuyla ilgili doğrudan
bildirimlerine göre, dolaylı, ancak daha ayrıntılı ve kimi zaman da daha doğru bilgiler ortaya
koyabilmektedir. Alagözlü (2009)’da vurgulandığı üzere, Fairclough (2001), dilin dünya görüşünü
yansıtmasına ilişkin olarak dilsel eğretilemelerin sözvarlığı düzlemindeki rolüne dikkat çeker.
Anlatılmak istenen kavramın ilişkilendirildiği diğer kavramlar dizininin olumlu ya da olumsuz
çağrışımlar yaratması, anlatılmak istenen kavrama yönelik tutum ve görüşleri açığa çıkarmaktadır
(Alagözlü, 2009, s.39).
Bu çerçevede çalışmamızda, dilbilim ve dil eğitimi alan lisansüstü öğrencilerin deneyimledikleri
öğrenme alanının temel öğeleri arasında olan dil ve dilbilgisi ile ilgili biliş ve düşünce örüntülerini
eğretileme çözümlemesi ile ortaya çıkarabilmek amaçlanmıştır. Katılımcıların benzetme ilgeci ya da
koşaçlı yapı kullanarak ürettikleri dilsel eğretilemeler (sözgelimi, “dilbilgisi bir evin kolonları gibidir”,
“dilbilgisi dominoya benzer”, “dil kalemdir”) çözümlenerek çeşitli eğretileme grupları (sözgelimi,
dilbilgisi BİNAdır, dil YOLCULUKtur) belirlenmiştir. Kavramsal eğretilemeler (sözgelimi, “dilbilgisi
BİTKİdir) ve içerimleri/gerektirimleri (sözgelimi, “dilbilgisi gülün dikeni gibidir”) incelenerek dil ve
dilbilgisi ile ilgili kavramsal görünümler ve buna dayalı olarak da düşünce örüntüleri ortaya konmaya
çalışılmıştır.
Ayrıca katılımcıların öz bildirim yoluyla aktardıkları dil ve dilbilgisi tanımlarıyla ortaya çıkan
kavramsal örüntü, eğretilemelerden çıkarımlanan kavramsal örüntü ile karşılaştırmalı olarak ele
alınmıştır.
Temel Kaynaklar
Alagözlü, N. (2009). Language and Sex: Metaphors of Woman in Turkish Proverbs and Idioms and Sociocognitive Structure. Festschrift to commemorate the 80th Anniversary of Prof. Dr. Talat Tekin Articles
on Turkology. International Journal of Central Asian Studies, 13, 37-48 Seoul, Korea
Barcelos, A. M. F. (2003). Researching beliefs about SLA: A critical review. P. Kalaja ve A. M. F. Barcelos
(Haz.) içinde, Beliefs about SLA: New research approaches (7-33). Dordrecht: Kluwer.
Cameron, L. ve Maslen, R. (Haz.). (2010). Metaphor analysis: Research practice in applied linguistics, social
sciences and the humanities. London: Equinox.
Ellis, R. ve Barkhuizen, G. (2005). Analysing learner language. Oxford: Oxford University Press.
Fairclough, N. (2001). Language and power. London: Pearson Education.
Lakoff, G. ve Johnson, M. (1980). Metaphors we live by. Chicago: University of Chicago Press.
18
Türkçede Yazma Becerisinin İncelenmesi: Dilbilimsel ve Bilişsel Süreçler
Ecehan SÖNMEZ, Nalân BABÜR, Belma HAZNEDAR
Boğaziçi Üniversitesi
Okuma edinimi alanında uzun yıllardır yapılan araştırmalar, otomatik isimlendirme (Rapid
Automatized Naming (RAN) testlerindeki performansın okuma başarısını yordadığını göstermiştir
(Cornwall, 1992; Wolf & Bowers, 1999; Norton & Wolf, 2012). Buna karşın, alanyazında otomatik
isimlendirme testleri ile yazma becerisi arasındaki ilişki hakkında yeterince araştırma
bulunmamaktadır. Katılımcılardan belirli harf, rakam veya resim dizilerini mümkün olan en kısa
sürede isimlendirmelerinin beklendiği otomatik isimlendirme testleri aracılığıyla, okunan sözcüğe ait
fonolojik temsillerin uzun süreli bellekten hızlı ve doğru bir şekilde çağrılmasını sağlayan becerilerin
ölçüldüğü kabul edilmektedir. Benzer şekilde, bir sözcüğü yazmak için gerekli olan bütünsel veya
kısmi ortografik bilgiye erişimin de, bu yolla ölçülebilmesi mümkün görünmektedir. İngilizce gibi
yazım derinliği yüksek dillerde yürütülen çalışmalar, otomatik isimlendirme performansının, fonolojik
farkındalıktan bağımsız olarak yazma becerisini yordadığı sonucuna varmıştır (Stainthorp & Powell,
2013; Savage, Pillay, & Melindona, 2008). Öte yandan, Babayiğit ve Stainthorp (2010), saydam bir
yazı sistemi olan Türkçede yaptıkları çalışmada, 1. sınıftan 2. sınıfa geçen öğrencilerin otomatik
isimlendirme becerilerinin yazma başarısını yordamadığını saptamıştır. Bu durum, düzenli sesbirimyazıbirim örtüşmesinin olmadığı İngilizce gibi dillerde sözcüğe ait ortografik bilgiye bütünsel olarak
ulaşılabilirken, Türkçenin düzenli yazı sisteminde yazma stratejilerinin sesbirim-yazıbirim seviyesinde
sürdürüldüğünü düşündürmektedir. Ancak, yazma becerisinin akıcı bir hal aldığı sonraki seviyelerde,
otomatikleşme ile yazma süreçleri arasındaki ilişkinin hangi yönde geliştiği yeterince açık değildir. Bu
çalışmanın amacı, ilkokul öğrencilerinin fonolojik kodlama, otomatik isimlendirme ve yazma
becerileri arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Araştırma kapsamında Denckla ve Rudel (1974)
tarafından geliştirilen ve Bakır ve Babür (2009) tarafından Hızlı Otomatik İsimlendirme (HOTI) adıyla
Türkçeye uyarlanan testler kullanılarak, İstanbul’da bir devlet okulunda 3. sınıfa devam etmekte olan
46 öğrenciden veri elde edilmiştir. Bulgular, fonolojik kodlama becerilerinin yanı sıra otomatik
isimlendirme performansının da yazma başarısını yordadığı yönündedir. Buna göre, saydam bir yazı
sisteminde dahi, öğrenciler sık karşılaşılan sözcüklerin yazımı esnasında sesbirim-yazıbirim eşleştirme
stratejilerinin ötesinde, sözcüğe ait ortografik bilgiye bütünsel olarak ulaşabilmektedir.
Temel Kaynaklar
Babayigit, S. ve Stainthorp, R. (2007). Preliterate phonological awareness and early literacy skills: Evidence from Turkish.
Journal of Research in Reading, 30, 394-413.
Babayiğit, S., & Stainthorp, R. (2010). Component process of early reading, spelling, and narrative writing skills in Turkish: A
longitudinal study. Reading and Writing, 23, 539368.
Denckla, M. B., & Rudel, R. (1974). Rapid “automatized” naming of pictured objects, colors, letters and numbers by normal
children. Cortex, 10, 186-202.
Powell, D., Stainthorp, R., Stuart, M., Garwood, H., & Quinlan, P. (2007). An experimental comparison between rival theories
of rapid automatized naming performance and its relationship to reading. Journal of Experimental Child Psychology,
98, 46–68.
Wolf, M., & Bowers, P. G. (1999). The Double-Deficit Hypothesis for the Developmental Dyslexias. Journal of Educational
Psychology, 91, 415-438.
Wolf, M., & Bowers, P. G. (2000). Naming-speed processes and developmental reading disabilities:
An introduction to the special issue on The Double Deficit Hypothesis.
Journal of Learning Disabilities, 33,
322-324.
19
Mahkeme Duruşma Tutanaklarında Yer Alan Sanık İfadelerinde Kiplik Biçimbirimleri Aracılığı
ile Tutumun Kodlanışına Yönelik Gözlemler
Elçin ESMER
Mersin Üniversitesi
Alanyazında metin üreticisinin herhangi bir önermeye ilişkin kendi düşünce ve değerlendirmelerini diğer
bir ifade ile tutumlarını yansıtan dilsel düzenekler ile ilgili bilinen ilk çalışma Franz Boas tarafından 1938
yılında yapılmıştır. Sonraki yıllarda bu dilsel düzenekler üzerine yapılan çalışmalara ağırlık verilerek
değerlendirme, değer biçme kaçınsama, tanıtlama ve tutum gibi farklı kavramlar altında birçok çalışma
yürütülmüştür. Bu çalışmalarda ortak bir biçimde metin üreticisinin bir önermeye ilişkin tutumlarının
dillerde dilbilgisel, sözcüksel, tonlama veya mimik jest gibi yöntemlerle de ifade edilebileceği
vurgulanarak tutum bir kiplik ulamı olarak ele alınmıştır. Ancak çalışmaların tutumu bir kiplik ulamı
olarak ele alışları anlamsal bakımdan farklılık sergilemektedir. Alanyazında kimi çalışmalarda üreticinin
tutumu sadece bilgisellik kipliği ile; kimilerinde sadece tanıtsallık kipliği ile, bazılarında ise hem
bilgisellik hem de tanıtsallık kipliği ile ilişkilendirilmektedir. Bu çalışmada da tanıtsallık kipliğini
bilgisel kipliğin bir alt ulamı olarak gören yaklaşım benimsenecektir.
Bu çalışmanın amacı mahkeme duruşma tutanaklarında yer alan sanık ifadelerinde tutum gösteren kiplik
biçimbirimlerin dağılımının nasıllığını sorgulayarak ifadelerde sunulan bilgi içeriğine yönelik metin
üreticisinin (sanık) tutumunu betimlemektir. Araştırmanın amacına uygun olarak çalışmada betimsel
tarama araştırma deseni kullanılacaktır. Bu çalışmada nitel ve nicel yaklaşımlar benimsenecektir.
Çalışmanın veri tabanını çeşitli avukatlık bürolarından toplanacak olan 50 mahkeme duruşma tutanakları
oluşturacaktır. Mahkeme duruşma tutanaklarında yer alan sanık ifadeleri çekimli eylemlerine ayrılarak
Nooj Derlem İşleme Aracına aktarılacaktır. Sargın (2014)’ün Türkçe kiplik biçimbirim sınıflaması temel
alınarak nitel ve nicel çözümlemeleri yapılacaktır. Bu araştırma sonunda sanık metinlerinde kesinlik ve
konuşucunun güçlü bir tanıta sahip olduğunu kodlayan –Dır, -Dı, -Iyor biçimbirimlerinin yüksek
kullanım değeri sergileyeceği dolayısıyla da metin üreticisinin ifadesinde vermiş olduğu bilginin
doğruluğuna katılımının tam olduğu sonucuna ulaşılacağı varsayılmaktadır.
Temel Kaynaklar
Aikhenvald, A. Y. (2004). Evidentiality. New York: Oxford.
Aksu-Koç, A., ve Slobin, D. (1986). A Psychological Account of the Development and Use of Evidentials in Turkish. W. Chafe
ve J. Nichols (ed.) Evidentiality: Linguistic coding of Epistemology,159-67. Norwood: Ablex Publishing Corporation.
Biber, D. (2004). Historical patterns for the grammatical marking of stance A cross-register comparison. Journal of Historical
Pragmatics, 5 (1), 107–136.
Biber, D. ve Finegan, E. (1989). Styles of stance in English: Lexical and grammatical marking of evidentiality and affect. Text
(9), 93-124.
Chafe, W.L., ve Nichols , J. (1986). Evidentiality: The Linguistic Coding of Epistemology. Norwood, N.J.: Ablex.
Corcu-Gül, D. (2010). Tanıtsallığın durum anlambilimsel sunumu: Türkçede tanıt türleri. Ankara: Ankara Üniversitesi
SosyalBilimler Enstitüsü. (Yayınlanmamış Doktora Tezi)
Dendale, P., ve Tasmowski L. (2001). Introduction: Evidentiality and related notions. – Journal of Pragmatics 33: 339–348.
De Haan, F. (1998) The category of Evidentiality. University of Mexico. (Yayınlanmamış Tez)
Faller, M. (2002). Semantics and Pragmatics of Evidentials in Cuzco Quechua. Stanford University. (Yayınlanmamış Doktora
Tezi).
Frawley, W. (1991). Lnguistic Semantics. New Jersey: Lawrence Arblaum Associates.
Gencan, T.N. (2001). Dilbilgisi. Ankara: TDK.
Göksel, A., ve Kerslake, C. (2005). Turkish: A Comprehensive Grammar. New York: Routledge.
Izvorski, R. (1997). The present perfect as an epistemic modal. Proceedings of SALT 7.(Yay.) A. Lawson and E. Cho,
StanfordUniversity.
Johanson, L. (2000). Turkic indirectives. İçinde Johanson and Utas (Yay.), Evidentials: Turkic, Iranian and Neighbouring
Languages. Berlin: Mouton de Gruyter. 61-88
Kareem, S. (2008). Linguistic and Extralinguistic Study of Evidentiality In English With Reference to Fitzgerald'sThe Great
Gatsby. Journal of Al-qadisiya in arts and educational science, 7 (1), 86-98.
Kocaman, A.(1988). Modality in the Turkish discourse. Proceedings of the Fourth International Conference on
20
TurkishLinguistics. (Haz.) Sabri Koç. Ankara: ODTÜ. 463-468.
Kornfilt, J. (1996). Turkish. London & New York: Routledge.
Lyons, J.( 1977). Semantics. Cambridge: Cambridge University Press.
Özmen-Veld, N. (2006). Anlamsal ve edimsel düzlemde Türkçede tanıtsallık. Dil ve Edebiyat Dergisi / Journal of Linguistics
and Literature, 3 (2), 1-23.
Palmer, F. R. (1986). Mood and modality. Cambridge, England: Cambridge University.
Palmer, F. R. (2001). Mood and Modality.(2nd ed). Cambridge University
Sargın, M. (2014). Türkçede verilen bilginin kaynağına ilişkin tutumu belirten dilsel düzenekler. Adıyaman Üniversitesi
SosyalBilimler Enstitüsü Dergisi, 7 ( 16), 366-393.
Ruhi, Ş., Zeyrek, D. ve Osam, N. (1997). Türkçede kiplik belirteçleri ve çekim ekleri ilişkisi üzerine bazı gözlemler.
DilbilimAraştırmaları,105-111
Tura-Sansa, S. (1986). -DIr in Modern Turkish. Proceedings of the Turkish Linguistics Conference. (Haz.) Ayhan Aksu-Koç ve
Eser Erguvanlı Taylan. İstanbul: Boğaziçi University Press.145-158
Underhill, R. (1979). Turkish Grammar. Massachusetts: Massachusetts Institute of Technology.
Underhill, R. (1985) Turkish Grammar. Londra: MIT.
Willet T. (1988). A cross-linguistic survey of the grammaticalization of evidentiality. Studies in Language 12: 51 97.
21
Dillerarası Etkileşim: Çokdilli Ortamlarda Sözdizimsel Gelişim ve Adıl Düşürme
Elifcan ÖZTEKİN, Belma HAZNEDAR
Boğaziçi Üniversitesi
Son yıllarda dil edinimi alanında gerek ikidilli gerekse üçdilli veya çok dilli bireylerle yapılan
çalışmaların pek çoğunun ‘diller arası etkileşim’ olgusuna odaklandığı görülmektedir (bknz. Hulk ve
Müller, 2000; Serratrice, Sorace ve Paoli, 2004; Cenoz, 2003). Dil edinim sürecinde dillerin
birbirleriyle olası etkileşimleri özellikle üç veya daha çok dile maruz kalınan ortamlarda çeşitlilik
göstermektedir. İki dillilikte iki dil arasında karşılıklı olarak gerçekleşebilecek dil aktarımı, üç dilli
veya çok dilli ortamlarda aktarım kaynağının birden fazla olması nedeniyle, daha karmaşık bir olguya
işaret etmektedir. Bu bağlamda, üçüncü dil ediniminde diller arası tipolojik yakınlık, dilleri edinim
sırası, dil yeterliliği vb. etkenler son yıllarda sıkça tartışılan konular arasında yer almaktadır (bknz.
Cenoz, 2003; Bardel & Falk, 2010; Flynn, Foley & Vinnitskaya, 2004; Iverson, 2010; Rothman,
2010).
Bu çalışmanın amacı, üçüncü dil ediniminde diller arası etkileşim olgusunu sözdizimsel gelişim
açısından incelemektir. Çalışma kapsamında 1. dili Türkçe (D1), 2. dili İngilizce (D2), 3. dili İtalyanca
olan yetişkinlerde, bu üç dilin farklılık gösterdiği nesne durumundaki adılların düşürülmesi olgusu
incelenmiştir. Çalışmanın temel sorusu, üçüncü dil ediniminde nesne konumundaki adılların
düşürülmesi açısından farklılık gösteren D1 Türkçenin mi, yoksa İtalyanca’ya benzerlik gösteren D2
İngilizcenin mi etkili olduğunu belirlemektir. Çalışma kapsamında ayrıca farklı dil düzeylerine sahip
katılımcılardaki dil geçişleri de incelenmiştir. Veriler, orta ve ileri düzeyde üçüncü dil olarak İtalyanca
öğrenen 22 üniversite öğrencisinden, yazılı olarak İtalyanca diyalog tamamlama ve bağlam
tamamlama etkinliği yaptırılarak elde edilmiştir. Diyalog tamamlama ve bağlam tamamlamada
katılımcıların özellikle nesne konumundaki adılları düşürme oranları incelenmiştir. Elde edilen
önbulgular, katılımcıların 1. Dil olan Türkçe’deki adılları düşürme eğilimlerini, sözdizimsel olarak
mümkün olmadığı halde D3 İtalyanca’da belirli oranlarda gösterdiği ve bu eğilimin iki yeterlilik
düzeyi arasında yapılan Mann-Whitney testine göre önemli farklılık göstermediğini ortaya koymuştur.
Bununla birlikte, çalışma kapsamında nesne görevindeki adılları sözdizimsel olarak 2. dildeki
sıralamayla kullanan az sayıda katılımcıya özgü veri de elde edilmiştir. Bu bulgular, Tipolojik
Yakınlık Modeli (Rothman ve Cabrelli Amaro, 2010) ile uyumlu olup, 3. dil ediniminde hem 1. hem
de 2. dilin diller arası etkileşimde etkili olabileceğini ve bu geçişin her zaman amaç dildeki yapıyla
benzerlik göstermeyebileceğini, dahası algılanan ya da var olan tipolojik yakınlığın dil geçişinde
belirleyici faktör olabileceğini göstermiştir.
Temel Kaynaklar
Bardel, C. & Falk, Y. (2010). Object pronouns in German L3 syntax: Evidence for the L2 status
factor. Second Language
Research, 27(1), 59-82.
Cabrelli Amaro, J., Flynn, S., Rothman, J. (2012). Third language acquisition in adulthood. In
Third
Language Acquisition in Adulthood, J. Cabrelli Amaro, Suzanne Flynn & Jason
Rothman (eds).
Amsterdam: John Benjamins.
Cenoz, J. (2001). The effect of linguistic distance, L2 status and age on crosslinguistic influence in third language acquisition. J.
Cenoz, B. Hufeisen, ve U. Jessner (Haz.). Crosslinguistic influence in third language acquisition: Psycholinguistic
perspectives. Clevedon: Multilingual Matters.
Cenoz, J. (2003). The role of typology in the organization of the multilingual lexicon. J. Cenoz, B. Hufeisen, ve U. Jessner
(Haz.). The Multilingual lexicon: Dordrecht: Kluwer Academic Publishers.
Flynn, S., Foley, C., & Vinnitskaya, I. (2004). The cumulative-enhancement model for language
acquisition: Comparing
adults’ and children’s patterns of development in first, second and third language acquisition of relative clauses. The
International Journal of
Multilingualism, 1(3).
22
Hulk, A. ve Müller, N. (2000). Bilingual first language acquisition at the interface between syntax and pragmatics. Bilingualism:
Language and Cognition 3, 227–244.
Paradis, J ve Navarro, S (2003). Subject realization and crosslinguistic interference in the bilingual acquisition of Spanish and
English. Journal of Child Language 30, 1–23.
Rothman, J. , Cabrelli Amaro, J. (2010). What variables condition syntactic transfer? A look at
L3 initial state. Second
Language Acquisition Research, 189-218.
Rothman, J., Iverson, M., Judy, T. (2010). Introduction: Some notes on the generative study of
L3 acquisition. Second
Language Research, 27(1), 5-19.
Serratrice, L, Sorace A, ve Paoli, S. (2004). Crosslinguistic influence at the syntax–pragmatic interface: Subjects and objects in
English–Italian bilingual and monolingual acquisition. Bilingualism: Language and Cognition 7, 183–205.
23
Türkiye gazetelerinde Suriyeli ‘mültecilerin’ söylemsel gösterimleri: Suriyeliler üzerine ‘tehdit’ ve
‘mağdur’ çerçevesinde farklı tartışmalar
Emel KÖKPINAR KAYA, Oktay ÇINAR, Emre YAĞLI
Hacettepe Üniversitesi
Çalışma, ülkelerinden zorunlu nedenlerle ayrılan ve Türkiye’nin geçici koruması altında bulunan
Suriyelilerin, yazılı medyadaki temsilleri üzerine odaklanan bir projenin ön çalışması niteliğindedir. Bu
açıdan çalışma, mülteci ve sığınmacıların medyadaki dilsel yansımalarını ele alması bakımından alanda
öncü durumdadır. Çalışma, Türkiye’deki ulusal gazetelerde ve sığınmacıların yoğun olarak yaşadıkları
bazı illerdeki yerel gazetelerde, Suriyeli sığınmacıların nasıl gösterildiklerini ve bu doğrultuda, hangi
tartışma alanları (topoi/loci) ile ifade bulduklarını ortaya çıkarmayı amaçlar. Yöntembilimsel olarak
Reisigl ve Wodak (2009) tarafından geliştirilen Söylem-Tarihsel Yaklaşım (Discourse-Historical
Approach) çerçevesinde gerçekleştirilecek olan çalışma, atıf (predication), adlandırma (referential) ve
dayandırma (argumentative) stratejilerini temel almaktadır. Bu bağlamda, çalışma verileri eğretileme,
eşdizimlilik ve biz/onlar adılları gibi dilsel birimlerin kullanımına odaklanmaktadır. Çalışmanın verisi,
son 24 ay boyunca en fazla tiraj almış üç ulusal gazete ve resmi raporlar (ORSAM - Ortadoğu Stratejik
Araştırmalar Merkezi ve AFAD - Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından Suriyeli sayısının
en fazla belirlendiği üç sınır iline ait yerel gazetelerde, Suriyeli sığınmacıları konu alan köşe yazılarından
ve haber metinlerinden oluşmaktadır. Çalışmanın sonucunda, ulusal ve yerel gazetelerde sığınmacıların
dilsel temsili ile ortaya çıkan tartışma alanlarının farklılaştığı bulgulanmıştır.
Temel Kaynaklar
Reisigl, M. ve Wodak, R. (2009). The discourse-historical approach (DHA). İçinde: Wodak, R. ve Meyer, M.
(Ed.) Methods of Critical Discourse Analysis. Londra: SAGE, ss. 87–121.
Wodak, R. ve Meyer, M. (2009). Critical discourse analysis: History, agenda, theory. İçinde: Wodak, R. ve Meyer, M. (Ed.).
Methods of Critical Discourse Analysis. Londra: SAGE, ss. 1-33.
Wodak, R., De Cillia, R., Reisigl M. ve diğ. (2009). The Discursive Construction of National Identity.
Edinburgh: Edinburgh University Press.
KhosraviNik, M. (2009). The representation of refugees, asylum seekers and immigrants in British newspapers
during the Balkan conflict (1999) and the British general election (2005). Discourse and Society, 20(4).
ss: 477-498.
KhosraviNik, M. (2014). Macro and micro legitimation in discourse on Iran’s nuclear programme: The case of
Iranian national newspaper Kayhan. Discourse and Society, 26(1). ss: 52-73.
Mohd Don, Z. ve Lee, C. (2014). Representing immigrants as illegals, threats and victims in Malaysia: Elite
voices in the media. Discourse and Society, 25(6). ss: 687-705.
Burroughs, E. (2014). Discursive representations of ‘illegal immigration’ in the Irish newsprint media: The
domination and multiple facets of the ‘control’ argumentation. Discourse and Society, 26(2). ss: 1-19.
24
Yaratıcı ve Yaratıcılık: Anlam, Gönderim ve Kavramsallaştırma
Engin ARIK, Pınar ÖZTOP
Doğuş Üniversitesi – Plymouth Üniversitesi
Anlam ve gönderim arasındaki ilişki (Frege 1948), kavramsallaştırılma (Jackendoff 2002) ve
kültürlerarası farklılıklar (Goddard & Wierzbicka 2010) anlambilimin temel konularından birisi olarak
yer almaktadır. Bu çalışmamızda soyut bir kavram olan yaratıcılığın anlam-gönderimi ve
kavramsallaştırılmasını inceledik. Yaratıcılık ve yaratıcı, (1) olmayan bir şeyi var etme, (2) zekâ, düşünce
ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak, (3)
olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak gönderimlerine sahiptir. Bilimsel çalışmalarda,
yaratıcılık, problem çözme becerisi ve farklı düşüncelere sahip olma olarak belirtilmiş, daha çok ürün,
işlem, motivasyon ve yetenek üstbaşlıklı kavramlarla tanımlanmıştır (Cropley, 1999; Chavez-Eakle,
2010). Yaratıcılık yetisi evrensel görünmekle beraber (Guilford, 1975), kültürden kültüre farklılık
gösterebilmekte (Rudowicz & Yue 2000) ve eğitimciler tarafından farklı şekillerde
kavramsallaştırılabilmektedir (Gönen vd. 2011).
16 soruluk ankete yaşları 17 ile 56 arasında değişen farklı eğitim gruplarından toplam 103 kişiye (70
kadın, 33 erkek) yaratıcılık kavramı ve yaratıcının isim ve sıfat olarak kullanımlarını sorduk. Yaratıcılık
kavramı tanımlanırken 1174 token ve 713 sözcük tipi arasında en çok farklı (22), yeni (19), fikir (13),
hayal (12) ve düşünce/mek (7) sözcükleri kullanıldı. Yaratıcı bulunan kişiler içinse 505 token 305 sözcük
tipi arasında en çok Einstein (17), S.Jobs (13), DaVinci (12), Atatürk (11) ve Mozart (8) kullanıldı.
Yaratıcı 3 şey için 422 token 269 sözcük tipi arasında en çok Allah/Tanrı (12), zeka (12), farklı (11),
sanat (10) ve hayalgücü (8) yer aldı. Yaratıcı sıfatı 32 kez İNSAN, 32 kez ZİHİN ve 23 kez NİTELİK ilk
örnekleriyken; ad olarak ise zeki/akıllı (30), farklı/değişik (14), pratik (10), çekici/etkileyici (10) ve
kullanışlı/faydalıydı (10).
Sonuç olarak yaratıcılık ve yaratıcı kavramları farklı gönderimlere sahip olduğunu ve kavramsallaştırılma
sürecinde farkı anlam haritalarının kullanıldığını gösterdik: Gönderimlerden farklı olarak farklı, eğlenceli
gibi kavramlarla ilgili olan yaratıcılık ressam, müzisyenlerin yanısıra siyasetçi ve girişimci ve mucit
kişileri ve Tanrı gibi kavramları kapsarken, pratik/kullanışlı şeyleri de içermektedir.
Temel Kaynaklar
Chavez-Eakle, R. A. (2010). Creativity and personality. Measuring Creativity (245-255). Brussels: EU.
Cropley, A. J. (1999/2011). Definitions of creativity. Mark A. Runco & Steven R. Pritzker (eds.), Encyclopedia of Creativity 1.
Cilt (pp. 511-525). San Diego, CA: Academic Press.
Frege, G. (1948). Sense and reference. Philosophical Review, 57(3), 209-230.
Goddard, C., & Wierzbicka, A. (2011). Semantics and cognition. Wiley Interdisciplinary Reviews: Cognitive Science, 2(2), 125135.
Gönen, M., Çiçekler, C.Y., Akyüz, E., Arslan, A.Ç., & Baydemir, G. (2011). 5 yaşındaki çocukların yaratıcılık düzeylerinin
incelenmesi. E-journal of New World Sciences Academy, 6(1), 1185-1195.
Guilford, J. P. (1975). Varieties of creative giftedness, their measurement and development. Gifted Child Quarterly, 19, 107-121.
Jackendoff, R. (2002). Foundations of language: Brain, meaning, grammar, evolution. Oxford: Oxford University Press.
Rudowicz, E., & Yue, X. (2000). Concepts of creativity: Similarities and differences among Mainland, Hong Kong and
Taiwanese Chinese. Journal of Creative Behavior, 34(3), 175-192.
Çünkü Bağlacını İçeren Tümcelerde Öznellik Sunumu: Süreli Yayınlardaki Görünümler
25
Filiz Çetintaş YILDIRIM
Mersin Üniversitesi
Finegan (1995) ve Pander Maat ve Sanders (2000) öznelliği (subjectivity), benzer biçimde, bir metnin
oluşturulmasında önermesel içerikten sorumlu bilinç öznesinin (subject of consciousness) hangi
derecede temsil edildiği ile tanımlamaktadır. Uzun (2010) ise bu kavramı “bir metin tümcesinin
önermesel içeriğinden sorumlu kaynağın (responsible source) tümcenin üreticisi olduğu durumlar”
olarak nitelendirir ve tümcelerin dilbilgisel görünümlerine göre öznellik sunumlarının
derecelendirilebileceğini belirtir. Traugott (1995), öznellik sunumunun İngilizcede hangi biçimlerde
dilbilgisel olarak kodlandığını ele alan çalışmasında kimi yardımcı eylemlerin, bağlaçların ve
belirteçlerin öznellik sunumları üzerinde etkileri olduğunu tartışmaktadır. Spooren ve diğerlerine
(2007) göre nedensel ilişkilerin - dolayısıyla neden aktarımı yapan bağlaçların - bulunduğu
tümcelerde, öznellik nedensel ilişkinin kurulmasından sorumlu olan bilinç öznesinin tümcede hangi
derecede göründüğü ile ilişkilidir ve eğer nedensel ilişki tümce öznesinin zihninde kuruluyorsa
özneldir.
Bu çalışmada neden-sonuç önermesel yapıları kuran ‘çünkü’ bağlacının kullanıldığı tümceler inceleme
kapsamına alınmaktadır. Tümceler, 50 milyon sözcüklük bir referans derlemi olan Türkçe Ulusal
Derlemi’nden (TUD) (Aksan ve diğ., 2012) ‘çünkü’ bağlacını içeren bağımlı dizinlerin süreli
yayınlarda taranması yoluyla elde edilmiştir. Tümcelerin süreli yayınlar içerisinden seçilmesinin
nedeni, bu türden yayınlarda metin üreticilerinin -neden-sonuç ilişkilerini çoğunlukla daha nesnel
biçimde kurdukları varsayılırlar- hangi derecede metnin nedensel odaklı anlatımında sorumlu kaynak
olarak sunulduğunun araştırılmasıdır.
Çalışma kapsamında, ‘çünkü’ bağlacını içeren tümceler, Uzun (2010)’da önerilen Öznellik Hiyerarşisi
ölçütlerine göre değerlendirilmiş ve oluntusal gerçeklik-gücül gerçeklik ölçeğindeki görünümleri
değerlendirilmiştir. Sözü edilen ölçekteki görünümlerin değerlendirilmesinde ise önermesel içeriğin
sunulmasından sorumlu kaynak (diğer bir adlandırmayla, bilinç öznesi) ve olayların gerçeklik
durumları göz önünde bulundurulmuştur.
Çalışmanın sonucunda, ‘çünkü’ bağlacının kullanıldığı neden tümcelerinde önermesel içerikten
sorumlu kaynağın sıklıkla metin üreticisi dışındaki bir katılımcı olmasına rağmen, öznellik sunumunun
nesnel öznellik biçiminde yapıldığı ve metin üreticisinin dolaylı da olsa kurulan neden ilişkisinden
sorumlu olduğu görülmektedir.
Temel Kaynaklar
Aksan, Y. et al. (2012). Construction of the Turkish National Corpus (TNC). In Proceedings of the Eight International
Conference on Language Resources and Evaluation (LREC 2012). İstanbul. Turkiye. http://www.lrec-onf.org/proceedings
Finegan, E. 1995. Subjectivity And Subjectivisation: An Introduction. Stein, D. ve Wright, S. (Haz.), Subjectivity And
Subjectivisation: Linguistic Perspectives (1-15). Cambridge: CUP
Noordman, L. G. M. ve de Blijzer, F. 2000. On The Processing Of Causal Relations. Couper-Kuhlen, E. (Haz.), Cause,
Condition, Concession, Contrast (35-56). Berlin: Mouton de Gruyter
Palmer, F. R. 2001. Mood And Modality. Cambridge: CUP
Spooren, W. ve diğerleri. 2007. Subjectivity and Causality: A Corpus Study of Spoken Language. Erişim Tarihi 15 Mart 2009,
www adresi: http://www.let.vu.nı/nl/Images/SpoorenetalSubjectivityandCausalty_tcm10-57600.pdf
Traugott, E. C. 1995. Subjectification In Grammaticalisation. Stein, D. ve Wright, S. (Haz.), Subjectivity And Subjectivisation:
Linguistic Perspectives (31-54). Cambridge: CUP
Uzun, L. 2010. Öznelliğin Dilsel Kodlanışı: Öğrenci Anlatılarında Bir Öznellik Sunumu Çözümlemesi, Mersin
Üniversitesi Dil ve Edebiyat Dergisi, 7:2, 91-107
Broca Afazide Olasılık Kipliği Etkisi: Anlambilimsel Karmaşa
26
Hazel ZEYNEP KURADA, Özgür AYDIN,
Tuba YARBAY DUMAN
Amsterdam Üniversitesi – Hacetepe Üniversitesi – Ankara Üniversitesi
Türkçede, Broca afaziye ilişkin alanyazınında, geçmiş zaman gönderimi olan tümce üretiminin, geçmişdışı zaman (gelecek zaman, şimdiki zaman) gönderimi olan tümce üretimine göre daha zor olduğu ortaya
konmuştur (Yarbay Duman ve Bastiaanse, 2009; Bastiaanse ve diğ., 2011). Bütünleştirme Sorunu
Varsayımı’na (BSV, Integration Problem Hypothesis) göre, geçmiş zamana gönderimle ilgili zorluk,
olasılık kipliğinden (epistemic modality), diğer bir deyişle, konuşucu/dinleyicinin bir eylemin
gerçekleşmesine yönelik kesinlik yargısından kaynaklanmaktadır (Yarbay Duman, 2009, 2011). Eylemin
kesinlik derecesini en yüksek düzeyde belirleyen -DI biçimbirimi içeren yapılar, Broca afazili hastalar
için zorluk içeren yapılardır.
Alanyazınında, çekimsel düzeyde biçimsözdizimsel karmaşıklığın Broca afazili hastaların tümce üretme
becerisini etkileyip etkilemediği konusunda yeterli bulgu bulunmamaktadır. Bu çalışmada, biçimbilimsel
olarak basit yapıdaki –DI (geçmiş) ve –yor (geçmiş-dışı) yapılarının yanı sıra biçimbilimsel olarak
karmaşık olan –yordu ve –mIştI yapıları ele alınmıştır. Çalışmada, çekimsel karmaşıklığın Broca afazili
hastaların tümce üretme becerisi üzerinde olumsuz bir etkisi olmayacağı, ancak BSV doğrultusunda
geçmiş zamana gönderimi olan yapıların anlambilimsel karmaşıklığa neden olacağı öngörülmüştür.
Resimli tümce tamamlama testi kullanılarak 16 Broca afazi tanısı konmuş hasta (yaş ort.: 55,56 SD:
12,63) üzerinde yapılan bu çalışmanın sonuçları, (a) geçmiş zaman ve bitmişlik görünüşü içeren –DI
biçimbiriminin üretiminin, geçmiş-dışı sürerlik görünüşü içeren –yor biçimbirimine göre önemli ölçüde
zor olduğunu, (b) biçimbilimsel açıdan karmaşık olan yapıların (-yordu ve -mIştI) üretimiyle, basit olan –
DI yapısı arasında anlamlı bir fark olmadığını, ancak karmaşık olan yapıların üretiminin –yor yapısından
daha zor olduğunu ve (c) –yordu ve –mIştI yapılarının üretimleri arasında anlamlı bir fark olmadığını
göstermektedir.
Sonuç olarak, BSV’ye uygun olarak, anlambilimsel karmaşıklığın etkili olduğu, –DI biçimiyle geçmişe
gönderimin güçlük yarattığı görülmektedir. Yanlış çözümlemesi sonuçları, katılımcıların, geçmişe
gönderim içeren tüm yapılarda (basit ya da karmaşık) –mIş biçimini ürettiklerini göstermektedir. –mIş
biçimbirimi konuşucu/dinleyici açısından, -DI biçimbirimine göre daha düşük kesinlik derecesi
gerektiren bir biçimbirimdir. Dolayısıyla Broca afazi hastalarının üretimini olumsuz etkileyen, biçimsel
karmaşıklık değil, olasılık kipliğine dayanan anlambilimsel karmaşıklıktır.
Temel Kaynaklar
Yarbay Duman, T., Bastiaanse, R. (2009). Time reference through verb inflection in Turkish agrammatic
aphasia. Brain and Language 108 (1), 30-39.
Bastiaanse, R., Bamyaci, E., Hsu, C.-J., Lee, J., Yarbay Duman, T., & Thompson, C. K. (2011). Time reference
in agrammatic aphasia: A cross-linguistic study. Journal of Neurolinguistics, 24, 652–673.
Yarbay Duman, T. (2009). Turkish Agrammatic Aphasia. Word Order, Time Reference and Case, Groningen
Dissertations in Linguistics, 73,
Yarbay Duman, T., Altınok, N., Özgirgin, N., & Bastiaanse , R. (2011). Sentence Comprehension in Turkish
Broca’s Aphasia: an integration problem. Aphasiology, 25,908-926.
27
İkinci Dilde Sözdiziminin İşlemlenmesinde Birinci Dilin Etkisi: Olaya İlişkin Beyin
Potansiyelleri (OİP) İncelemesi
Mehmet AYGÜNEŞ, Özgür AYDIN, Tamer DEMİRALP
İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi
İkinci dil edinimi çalışmalarında, birinci dilin (D1) ikinci dil (D2) edinimindeki rolü uzun süredir
süreçdışı (offline) yöntemlerle incelenmesine karşın, elektrofizyolojik ve beyin görüntüleme
tekniklerin kullanıldığı çalışmalar son derece sınırlıdır. Süreçiçi yöntemlerin kullanıldığı çalışmaların
kimilerinde D1 etkisi görülürken (Guo, Guo, Yan, Jiang, ve Peng, 2009; Jeong ve diğ., 2007; Kotz,
Holcomb, ve Osterhout, 2008; Sabourin ve Stowe, 2008; Tokowicz ve MacWhinney, 2005;
Zawiszewski, Gutiérrez, Fernández ve Laka, 2011), kimilerinde bu etki gözlenmemektedir (Clahsen
ve Felser, 2006; Marinis, Roberts, Felser, ve Clahsen, 2005; Papadopoulou ve Clahsen, 2003). Bu
çalışmanın amacı, D2 olarak Türkçede sözdizimi işlemlenmesinde diller arasındaki tipolojik
yakınlığın etkisini ve bu etkinin nöral temellerini ortaya koymaktır. Çalışmada, tıpkı Türkçe gibi,
yerleşmiş tümceciklerde yalın (1a) ve tamlayan (2a) durumundaki öznelere izin veren dilleri (Azerice
ve Özbekçe) ve sadece yalın durumdaki öznelere izin veren dilleri (Arnavutça, Arapça, İngilizce,
Fransızca, Almanca, Yunanca), D1 olarak konuşan bireylerde, Türkçede özne durumunun (yalın ve
tamlayan) işlemlenmesi incelenmektedir.
Çalışmada 14 D1 olarak Azerice konuşan (yaş ort.:21,64), 14 Özbekçe konuşan (yaş ort. 24,14), 14
tipolojik olarak farklı dilleri konuşan (yaş ort. 26.00) ve 14 anadili konuşucusuna (yaş ort. 24.85),
çekimli ve çekimsiz tümceciklerde durum bozulması (1b, 2b) içeren yapılara ve dilbilgisel yapılara
ilişkin dilbilgisel yargı testi uygulanmış, bu uygulama sırasında da OİP kayıtları alınmıştır.
(1) a. Ben yürüdüm sanıyordu
b. *Benim yürüdüm sanıyordu
(2) a. Benim kaçtığımı anlatıyordu
b. *Ben kaçtığımı anlatıyordu
Çalışmanın bulguları, çekimli tümceciklerde, tipolojik olarak farklı dilleri konuşanlarda, anadili
konuşucularından farklı OİP bileşenlerinin ortaya çıktığını (Aydın, Aygüneş, Demiralp, 2015), Azeri
ve Özbekçe konuşucularının ise anadili konuşucularıyla aynı OİP bileşenleri sergilediklerini
göstermektedir. Çekimsiz tümceciklerde ise yine tipolojik olarak farklı dilleri konuşanların, anadili
konuşucularından farklı OİP bileşenleri sergiledikleri, Özbekçe konuşucularının ise anadili
konuşucularıyla benzer OİP bileşenleri sergiledikleri görülmektedir. Buna karşın, Azeri konuşucuların
çekimsiz tümceciklere ilişkin OİP bileşenlerinde ilk zaman penceresinde (300-500 ms) anadili
konuşucularından farklılıklar gözlenmektedir. Bu durum Azericede çekimsiz yapılara göre çekimli
eylem içeren ki yapılarının sıklığıyla açıklanmaktadır.
Temel Kaynaklar
Aydın, Ö, Aygüneş, M. ve Demiralp, T. (2015). Non-native syntactic processing of case and agreement: Evidence from
event-related potentials, Second Language Acquisition of Turkish, Ayşe Gürel ve Yasemin Bayyurt (Yay.), John
Benjamins, Language Acquisition and Language Disorders Series.
Clahsen, H., ve Felser, C. (2006). How native-like is non-native language processing? Trends in Cognitive Sciences, 10(12),
564–570.
Guo, J., Guo, T., Yan, Y., Jiang, N., ve Peng, D. (2009). ERP evidence for different strategies employed by native speakers
and L2 learners in sentence processing. Journal of Neurolinguistics, 22(2), 123–134.
Jeong, H., Sugiura, M., Sassa, Y., Haji, T., Usui, N., Taira, M., ve diğ. (2007). Effect of syntactic similarity on cortical
activation during second language processing: A comparison of English and Japanese among native Korean trilinguals.
Human Brain Mapping, 28(3), 194–204.
Kotz, S. A., Holcomb, P. J., ve Osterhout, L. (2008). ERPs reveal comparable syntactic sentence processing in native and
non-native readers of English. Acta Psychologica,128(3), 514–527.
Marinis, T., Roberts, L., Felser, C., ve Clahsen, H. (2005). Gaps in second language sentence processing. Studies in Second
Language Acquisition, 27(01), 53–78.
28
Papadopoulou, D., ve Clahsen, H. (2003). Parsing Strategies in L1 and L2 sentence processing. Studies in Second Language
Acquisition, 25(04), 501–528.
Sabourin, L., ve Stowe, L. A. (2008). Second language processing: When are first and second languages processed similarly?
Second Language Research, 24(3), 397–430.
Tokowicz, N. ve MacWhinney, B. (2005). Implicit and explicit measures of sensitivity to violations in second language
grammar – An event-related potential investigation. Studies in Second Language Acquisition, 27(2), 173–204.
Zawiszewski, A., Gutiérrez, E., Fernández, B., ve Laka, I. 2011. Language distance and non-native syntactic processing:
Evidence from event-related potentials, Bilingualism: Language and Cognition 14(3), 400–411
29
Disiplinlerarası Etkileşim Çerçevesinde Çeviribilim-Edimbilim İlişkisine İletişim Odaklı Yaklaşım
Mehmet ERGUVAN
Hacettepe Üniversitesi
Dilbilimin alt dalı olarak 60’lı yıllardan sonra ivme kazanan ve dil-iletişim ilişkisini aydınlatan bir
çalışma alanı olarak edimbilim, çeviri çalışmalarında önemli bir yer edinmeye başlamıştır. 80’li yılların
başından itibaren yaygınlaşan kültürlerarası iletişim çalışmalarının yalnızca dilbilimsel yapıların
aktarımından ziyade, sosyokültürel farklılıklardan kaynaklanan sorunları da kapsamına alması, bu
alanda yapılan çalışmaları edimbilimin inceleme konusu haline getirmiştir. Tüm bu gelişmeler
doğrultusunda, dil ile bağlam kavramının etkileşimini inceleyen edimbilimsel yaklaşımlar, en az iki dil
ve kültür arasındaki ilişkilerin kesişme noktasında yer alan çeviri edimine önemli kuramsal çerçeveler
kazandırmıştır.
Bu bildirinin amacı, bir yandan bilişsel temellere dayanan diğer yandan sosyal-etkileşimsel boyutları da
bulunan edimbilimin çeviribilime yaptığı katkıların altını çizmek ve bu çerçevede edimbilimsel
belirtikleştirme yönteminin çeviri çalışmalarındaki kullanımını incelemektir. Bu amaç doğrultusunda,
özellikle edimbilimsel yaklaşımların metnin çözümlenmesi ve yorumlanması açısından önemi
disiplinlerarası bir bakış açısıyla incelenecektir.
Çalışma, edimbilimin ortaya çıkışında önemli katkıları olan bilişsel-edimbilimsel bakış açısıyla
gerçekleştirilecektir. Öncelikle çeviribilime önemli katkılarda bulunan temel edimbilimsel yaklaşımlar
çeviribilim-edimbilim ilişkisi açısından tartışılacak, daha sonra söz konusu yaklaşımlardan biri olan
bağıntı kuramı çerçevesinde çeviri sürecinde belirtikleştirme yöntemi analiz edilecektir. Bu çerçevede,
belirtikleştirme çeşitleri zorunlu belirtikleştirme, Dilbilimin alt dalı olarak 60’lı yıllardan sonra ivme
kazanan ve dil-iletişim ilişkisini aydınlatan bir çalışma alanı olarak edimbilim, çeviri çalışmalarında
önemli bir yer edinmeye başlamıştır. 80’li yılların başından itibaren yaygınlaşan kültürlerarası iletişim
çalışmalarının yalnızca dilbilimsel yapıların aktarımından ziyade, sosyokültürel farklılıklardan
kaynaklanan sorunları da kapsamına alması, bu alanda yapılan çalışmaları edimbilimin inceleme konusu
haline getirmiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda, dil ile bağlam kavramının etkileşimini inceleyen
edimbilimsel yaklaşımlar, en az iki dil ve kültür arasındaki ilişkilerin kesişme noktasında yer alan çeviri
edimine önemli kuramsal çerçeveler kazandırmıştır.
Bu bildirinin amacı, bir yandan bilişsel temellere dayanan diğer yandan sosyal-etkileşimsel boyutları da
bulunan edimbilimin çeviribilime yaptığı katkıların altını çizmek ve bu çerçevede edimbilimsel
belirtikleştirme yönteminin çeviri çalışmalarındaki kullanımını incelemektir. Bu amaç doğrultusunda,
özellikle edimbilimsel yaklaşımların metnin çözümlenmesi ve yorumlanması açısından önemi
disiplinlerarası bir bakış açısıyla incelenecektir.
Çalışma, edimbilimin ortaya çıkışında önemli katkıları olan bilişsel-edimbilimsel bakış açısıyla
gerçekleştirilecektir. Öncelikle çeviribilime önemli katkılarda bulunan temel edimbilimsel yaklaşımlar
çeviribilim-edimbilim ilişkisi açısından tartışılacak, daha sonra söz konusu yaklaşımlardan biri olan
bağıntı kuramı çerçevesinde çeviri sürecinde belirtikleştirme yöntemi analiz edilecektir. Bu çerçevede,
belirtikleştirme çeşitleri zorunlu belirtikleştirme, seçime bağlı belirtikleştirme ve edimbilimsel
belirtikleştirme olarak sınıflandırılacak ve söz konusu stratejiler dil ve iletişimin oldukça önemli bir rol
oynadığı çeviri ediminden örneklerle birlikte tartışılacaktır. Bu amaçla, kültürel unsurların yoğun olarak
kullanıldığı ABD’de yayımlanan Family Guy dizisinin altyazı çevirisinden örnekler belirtikleştirme
stratejileri eşliğinde çeviri ve özgün metnin karşılaştırılması yoluyla incelenecek ve kültürel unsurların
çevirisinde belirtikleştirme yönteminin taşıdığı önem vurgulanacaktır.
30
Bu çalışmanın sonucunda, dilbilim ve çeviribilim arasında sürekli bir işbirliği olduğu ve edimbilimin bu
işbirliğinde önemli bir rol oynadığı ortaya konmuştur. Ayrıca, edimbilimsel yaklaşımların çeviri sürecini
durağan bir dil aktarımından ziyade devingen bir süreç olarak sosyokültürel-dilbilimsel temelde
irdelemeye katkıda bulunduğu görülmüştür. Son olarak, çeviribilim ile edimbilimin farklı
isimlendirmeler yoluyla belirtikleştirme stratejisini metne açıklık getirmek amacıyla kullandıkları ve
çoğu zaman bu stratejinin iki kültür arasında iletişimi sağlamak için kaçınılmaz olduğu sonucuna
varılmıştır.
Temel Kaynaklar
Armstrong, Nigel. (2005). Translation, Linguistics and Culture. French-English Handbook. Clevedon: Multilingual
Matters Ltd.
Büyükkantarcıoğlu, N., Özyıldırım, I., Yarar, E., Yağlı, E. (Eds.) 27. Ulusal Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Hacettepe
Üniversitesi Yayınları.
Boztaş, İ. (1993, Aralık). Çeviri, Çevirmen, Dilbilim İlişkisi, Çeviride Eşdeğerlik ve Kayıplar. Hacettepe Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Dergisi. Cilt. 10, sayı 2, ss.55-65.
Leppihalme, R. (1997). Culture Bumps: An Empirical Approach to the Translation of Allusions. Clevedon: Multilingual
Matters Ltd.
Kansu Yetkiner, Neslihan. (2009). Çeviribilim Edimbilim İlişkisi Üzerine. İzmir Ekonomi ÜniversitesiYayınları.
Karadağ, A.B. (2006). Disiplinlerarası Etkileşim Bağlamında Dilbilim-Çeviribilim İlişkisine Genel Bir Bakış. Dilbilim, 15,
ss. 251-262.
Kurultay, T. ( 2012). Çeviribilim Uygulamalı Bir Dilbilim midir?, ss. 199-209.
Malmkjaer, Kirsten. (2005). Translation and Linguistics. Perspectives: Studies in Translatology, 13-1, ss. 5- 20.
31
Politik Söylemde Balkon Konuşmaları: Karşılaştırmalı Bir Çözümleme
Meltem SARGIN
Dokuz Eylül Üniversitesi
Toplum ve dilin karşılıklı etkileşim süreci içerisinde, toplum tarafından belirlenen dil kullanımına
söylem denilmektedir (Fairclough, 1989: 22). Toplumun yapılanması içerisinde yer alan farklı
pratikler, farklı söylem türlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu söylem türleri farklı
pratiklere sahip toplumsal yapıların, dil kullanımındaki seçimlere ideolojilerini yansıtma stratejileri
olarak getirdikleri kısıtlılıklardan doğmaktadır. Bu dilsel kısıtlılıklar zamanla gelenekselleşmekte ve
toplumun o kesimine ait söylem biçimini oluşturmaktadır (Fairclough, 1995: 42). Bu söylem
türlerinden biri de politik söylemdir. Politik işlevi ve sezdirimi olan yazılı ve sözlü metinler (Van
Dijk, 1997: 14) aracılığıyla gerçekleştirilen politik söylemin en önemli ürünleri politikacıların çeşitli
amaçlarla, farklı ortamlarda, farklı nedenlerle yaptıkları konuşmalardır. Politikacılar, bu
konuşmalarda kullandıkları dilsel stratejiler aracılığıyla hitap ettikleri kitleleri ikna etme, harekete
geçirme, dayanışma sağlama ya da muhalif oldukları grupların fikirlerini çürütme gibi bir takım
eylemleri yerine getirirler. Politik işlevli konuşmalar arasında “balkon konuşması” diye de
adlandırılabilen başkanlık seçimi sonrası yeni seçilen başkan tarafından yapılan ilk konuşma özellikle
önem taşımakta, genellikle seçim öncesi yapılan propaganda konuşmalarından da farklılıklar
göstermektedir. Bu konuda batı alan yazınında yapılmış pek çok çalışmaya rastlanmaktadır. Bu
çalışmanın amacı, yakın geçmiş zamanda Türkiye’de ilk kez halk oylamasıyla yapılan
cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçiş yapan Recep Tayyip
Erdoğan’ın balkon konuşmasını dilbilimsel açıdan inceleyerek kullanılan dilsel stratejileri, bu
stratejilerin altında yatan ideolojik amaçları ve seçim öncesi yapılan miting konuşmalarıyla
arasındaki benzerlik ve farklılıkları Eleştirel Söylem Çözümlemesi Çerçevesinde değerlendirmektir.
Sonuç olarak, Tayyip Erdoğan’ın konuşması, batıdaki örnekleri de göz önüne alındığında belli bir
beklentiyi karşılayacak biçimde düzenlenen balkon konuşmaları formatına uyan ve uymayan
özellikler taşımakta ve Türkiye’nin mevcut politik bağlamını yansıtmaktadır.
Temel Kaynaklar
Fairclough, N. (1989). Language and Power. London ve New York: Longman.
Fairclough, N. (1995). Critical Discourse Analysis: the critical study of language. London ve New York: Longman.
Van Dijk, T. (1997). What Is Political Discourse Analysis. In: Blommaert, Jan and Chris Bulcaen (eds.), Political
Linguistics. 1997. vi, 312 pp. (pp. 11–52).
32
Erkek Eşcinsellerin Konuşmasını Farklılaştıran Özellikler Üzerine Akustik ve Sesbilimsel Bir
Araştırma
Meltem SARGIN, Özgün KOŞANER
Dokuz Eylül Üniversitesi
Cinsiyet teriminin eşcinselleri de kapsadığının düşünülmesine karşın, alan yazında cinsiyet
çalışmaların genellikle kadınların ve / veya erkeklerin dil kullanımına ilişkin olduğu görülmektedir.
Biyolojik cinsiyetleri ve toplumsal cinsiyetleri uyuşmayan kişiler (GLAAD 2010) çoğu zaman belirgin
bir biçimde dili bazı yönlerden kadın ve erkeklerden farklı biçimde kullanmaktadırlar. Bu çalışmanın
amacı, erkek eşcinsellerin dil kullanımını heteroseksüel kadın ve erkeklerin dil kullanımından ayıran
akustik ve sesbilimsel farklılıkları ortaya koymaya çalışmaktır.
Erkeklikten kadınlığa cinsiyet değiştirmiş pek çok transseksüel ve travesti ve birçok erkek eşcinsel,
heteroseksüel kadın ve erkeklerden belirgin şekilde farklı bir biçimde konuşmakta, bu da çoğu zaman
toplumda cinsiyet normlarına ilişkin bir yargı ölçütü (Medhurst 2002: 314-315) ve hatta alay konusu
haline gelmektedir. Heteroseksüel, eşcinsel ve cinsiyet değiştiren bireylerin dil kullanımına
bakıldığında, bu bireyler arasındaki dilsel farklılıkların akustik, sesbilimsel, anatomik, hormonal,
fizyolojik ve hatta felsefi nedenlerden kaynaklandığı söylenebilir (Pepiot 2012). Bu çalışma, bütün bu
sayılan nedenlerden yalnızca akustik ve sesbilimsel olanlar üzerine odaklanmaktadır. Erkek
eşcinsellerin konuşmalarının kadın ve erkeklerin konuşmalarından farklılıklarını belirlemek amacıyla
erkek eşcinsellerden ses kayıtları toplanmıştır. Bu ses kayıtları Dokuz Eylül Üniversitesi Dilbilim
Bölümü Sesbilim Laboratuvarında Isotope RX4 Advanced yazılımıyla işlemlenmiştir. Ses
dosyalarının işlemlenmesi sürecinde konuşmanın hızında bir değişikliğe yol açmadan sesin perdesi
kadın ve erkeklerin ses perdesine yaklaştırılmış; ayrıca, ünlüleri oluşturan F1, F2 ve F3 formantları,
Türk, Şayli, Özsoy ve Arslan (2004) tarafından belirlenen ortalama formant değerlerine taşınarak
kadın ve erkek konuşucuların perde ve formant özelliklerine özdeş hale getirilmeye çalışılmıştır.
İşlemleme sonucunda elde edilen ses dosyaları yalıtılmış ve yankıdan arıtılmış laboratuvar ortamında
anadil konuşucularından oluşan bir kontrol grubuna dinletilerek algılama testleri yapılmıştır.
Eşcinsel erkeklerin konuşmalarını heteroseksüel erkek ve kadınlardan ayıran pek çok özellik
bulunmasına karşın bunlardan en önemlisinin ezgi olduğu düşünülmektedir. Çalışmanın ilk bulguları
bu görüşü doğrular niteliktedir.
Temel Kaynaklar
GLAAD (2010). Gay and Lesbian Alliance Against Defamation. ‘’GLAAD Media Reference Guide, 8th Edition. Transgender
Glossary of Terms”, ‘’GLAAD’’, USA, May 2010. Retrieved on 02. 01.2014.
Madhurst A. (2002). “Sexuality. Tracing desires: sexuality in media texts”. In The Media: An Introduction. Adam Briggs and
Paul Cobley (Eds.) NY & London: Pearson Longman. pp: 313-325.
Pepiot, E. (2012). “Voice, speech and gender: male-female acoustic differences and crosslanguage variation in English and
French speakers”. Author manuscript, published in "XVèmes Rencontres Jeunes Chercheurs de l'ED 268, Paris :
France (2012)".
Türk, O., Şayli, Ö., Özsoy, S., Arslan, L. (2004). "Türkçede
Ünlülerin Formant Frekans İncelemesi". 18.
Ulusal Dilbilim Kurultayı, 20-21 Mayıs 2004, Ankara Üniversitesi, Ankara.
33
Türkçe KDB Yapılarında Eksik Olan Ne?
Murat ÖZGEN
Dokuz Eylül Üniversitesi
Alanyazınında T ve e başları, evre başları olarak ele alınırken Z başı evre başı olarak değerlendirilmez
(Chomsky 2001, 2004 ve 2008):
(1)
[+ evre]: T, e (*)
[− evre]: Z
Çekirdek İşlevsel Ulamlar ‘ÇİU’ (Core Functional Categories ‘CFC’) olarak adlandırılan bu başlardan
sadece T ve e yorumlanamaz φ-özellikleri taşır, Z ise T tarafından seçilmediği durumda eksik
(defective) olarak biçimlenir. Diğer bir deyişle, Z, T evre başınca seçilirse tam bir φ-özellik kümesine
sahip olur. Z, T tarafından seçilmediği durumlarda evre başından özellikleri kalıtlayamaz.
Alanyazında, ÇİU’ların evre düzenlenişiyle, eksiklik düzenlenişleri arasında bakışımsızlık
gözlenmektedir (bkz. Richards, 2007):
(2)
[+ [ eksiklik]]: Z, e
[− [ eksiklik]]: T
Bu noktada, eksikliği tartışan Richards (2007), Gallego’ya (2009) benzer biçimde, eksikliğin evre
başlarına ait bir özellik olduğunu ve bu bağlamda, bu durumun φ-özelliklerinin olmaması durumunda
ortaya çıktığını vurgular ve Z’nin bu durumun dışında kaldığını belirtir:
(3)
[+ [ eksiklik]]: T, e
[− [ eksiklik]]: Z
Bu çalışmada evre başındaki hangi özelliklerin eksikliğe neden olduğu ve tüm ÇİU’ların eksik ve tam
sürümlerinin olup olmadığı sorusuna yanıt aramaktadır. Alanyazında kuraldışı durum belirleme
‘KDB’ (exceptional case marking ‘ECM’) olarak adlandırılan yapılarda eksik evre başının olduğu ileri
sürülmüştür (Chomsky, 2005). Türkçe KDB yapılarına ilişkin gözlemler, evre başının φ-özellikleri
açısından tam olsa bile evrenin eksik olabileceğini göstermektedir (3a-3b). Diğer yandan, evrenin
eksik olması konusunda [ZAMAN] özelliğinin belirleyici olduğu görülmektedir (4-5).
(4) a. Ali [seni uyudu] sanıyor
b. Ali [seni uyudun] sanıyor
(5) a. *Ali [seni uyumuştu] sanıyor
b. ?*Ali [seni uyumuştun] sanıyor
Bu bulgular, Türkçede KDB yapılarında evre başındaki eksikliğin, φ-özellikleri kaynaklı olmadığını,
[ZAMAN] özelliği kaynaklı olduğunu göstermektedir. Eksikliğin evre başlarına ait bir özellik olması
gerçeği dikkate alındığında, Chomsky’yi (2005) izleyerek [ZAMAN] özelliğinin T başında bulunduğu,
(1) (2) arasındaki bakışımsızlığın Richards (2007) doğrultusunda (3)’teki gibi düzenlenmesi gerektiği
ortaya çıkar.
Temel Kaynaklar
Basarak, A. (1994). Functional categories in Turkish: Remarks on the interaction between morphology and syntax. 7.
Uluslararası Türk Dilbilim Konferansı Mainz.
Chomsky, N. (2001). Derivation by phase. In Ken Hale: A Life in Language, M. Kenstowicz (ed.), 1–52. Cambridge, MA: MIT
Chomsky, N. (2005). On Phases. Ms., MIT.
Gallego, A. J. (2009). Defective C-T in Romance, Probus 21, 163–216.
Richards, M. (2007). On phases, phase heads, and functional categories, Nanzan Linguistics: Special Issue 1, Vol. 1, 105-127.
Şener, S. (2008). Non-canonical case licensing is canonical: Accusative subjects of CPs in Turkish. University of Connecticut,
Retrieved from http://www.sp.uconn.edu/~ses01009/Research_files/SENER%20 ACC%20SUBJECTS.PDF
Uzun, N. E. (1998). Türkçede görünüş/kip/zaman üçlüsü. Dil Dergisi, sayı 68, 5-22.
Yavaş, F. (1980). On the meaning of the tense and aspect markers in Turkish. Doktora Tezi, Kansas University.
34
Değerlendirme Kuramı Açısından Türkler ve Türkçe
Nazlı BAYKAL
Süleyman Demirel Üniversitesi
Bu çalışma, değerlendirici dile yönelik İşlevsel Dizgeci Dilbilgisi geleneğinden Martin ve White’ın
(2005) geliştirdiği ‘Değerlendirme Kuramı (Appraisal Theory) çerçevesinde Isparta Süleyman Demirel
Üniversitesi’nde öğrenim görmek üzere bulunan ve Türkçe Hazırlık kurslarına devam eden lisans/yüksek
lisans/doktora düzeyindeki yabancı öğrencilerin, Türkçe, Türkler, Türkiye, Türkçe Hazırlık programına
ilişkin değerlendirmelerini içermektedir. Değerlendirme Kuramı, ‘dil kullanıcılarının metinlerde belirli
özneleri ve konumlandırmaları kodlarken ve doğallaştırırken kullandıkları dilsel araçları çözümlemeyi ve
yorumlamayı amaçlar’(Oktar, 2011). Değerlendirme Kuramı, tutum (attitude), yükümlülük (engagement)
ve derecelendirme (graduation) (Martin ve White, 2005:35) ulamlarından oluşur. Bu çalışmada tutum
ulamı kullanılarak veriler incelenecektir. Tutum ulamının alt ulamları, duygulanım (affect), yargı
(judgement) ve ölçme-değerlendirme/kıymetlendirme (appreciation) verilerin incelenmesinde esas
alınmıştır. Çalışmamıza, yaşları 19-26 arasında değişen 28 denek katılmıştır. Bu deneklerden 3’ü yüksek
lisans, 1’i doktora ve diğerleri lisans öğrencileridir. Denekler, Süleyman Demirel Üniversitesi Türk Dili
Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne kayıt yaptıran yabancı öğrencilerden rastgele seçilmiştir.
11 denek İlahiyat Fakültesi, 4 denek Mühendislik, 7 denek Fen-Edebiyat, 3 denek İktisadi-İdari Bilimler,
1 denek Eğitim,1 denek Tıp ve 1 denekte Ziraat Fakültesi’nde öğrenim görmektedir. Her bir denek ile
mülakat yapılmış ve mülakatlar yazılı hale getirilmiştir. Veri analizleri hem nitel hem nicel olarak
yapılmış, tutum ulamının belirtilen alt ulamlarına ait değerlendirmelerde kullanılan sözcük ve sözcük
öbekleri incelenmiştir.Veri analizlerine göre en çok ölçme-değerlendirme alt ulamında değerlendirme
yapılmış, bunu sırasıyla yargı ve duygulanım alt ulamları izlemiştir. Değerlendirmelerin daha çok Türkçe
Eğitimi, kullanılan yöntemler ve ders veren hocalar ile ilgili olması, duygulanım alt ulamında
değerlendirmelerin sayıca az olmasına neden olmuştur. Ölçme-değerlendirme alt ulamında en fazla tepki
(reaction) değerlendirmesi görülmektedir. Bu grubun altında olumsuz etki (impact) daha sıklıkla
rastlanan değerlendirme çeşididir. Yargı alt ulamında en çok toplumsal saygınlık (social esteem) ile ilgili,
olumlu normallik (normality) ve olumsuz yetenek (capacity) değerlendirmeler vardır. Duygulanım alt
ulamında, mutluluk/mutsuzluk (un/happiness) grubunun duygusal yakınlık (affection) bölümünde olumlu
değerlendirmelerin sayısı diğer duygulanım değerlendirmelerinin en fazlasıdır. Öğrenim gördükleri
fakülteye göre İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin her alt ulamda en çok olumsuz değerlendirmeyi yaptıkları
görülmüştür. Nitel incelemede ise, duygulanım değerlendirmelerinin olumlu/olumsuz sıfatlar, yargı ve
ölçme-değerlendirme içeren değerlendirmelerin de olumlu/olumsuz isim ve fiil tamlamaları yoluyla
yapıldığı görülmüştür.
Temel Kaynaklar
Martin, J.R. ve White, P.R.R. (2005) The Language of Evaluation: Appraisal in English. New York:
Palgrave/Macmillan.
Oktar, L. (2011) Eleştirel Söylem Çözümlemesi Çerçevesinde Değerlendirme Kuramı. Doğan Aksan
Çalıştayı’nda sunulan bildiri, 3Ekim 2011, Ankara Üniversitesi, Ankara.
Penuelas, A. B. C. ve Diez-Prados, M. (2014) Positive self-evaluation versus negative other-evaluation in the
political genre of pre-election debates. Discourse &Society, 25(2),159-185.
35
İkidilli Çocukların Sözceleri Arasındaki Bağıntılar: Türkiye’nin Farklı Bölgelerinden Örneklerle
Orhan VAROL, Jochen REHBEIN
Yüzüncü Yıl Üniversitesi - Akdeniz Üniversitesi
Bu çalışmada, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayan ve hem Türkçe hem de Kürtçeye (Kurmanci
lehçesine) belirli düzeylerde hâkim olan ikidilli çocukların, dilsel özellikleri ve bu özellikler
arasındaki bağıntılar ele alınmaktadır. Konunun değerlendirilmesi amacıyla, Varol 2014’te Van’dan
oluşturulmuş sözlü derlem ve ayrıca Antalya, Mardin ve İstanbul’daki ikidilli çocuklardan AMuSE
(Approaches to Multilingual Schools in Europe) projesi kapsamında 2012-2014 yılları arasında elde
edilen ikidilli veriler kullanılmaktadır. Veriler, Exmaralda programı ile yazılı ortama aktarılmaktadır
ve işlevsel kullanımbilime ait açıklamalarla ele alınmaktadır.
Çocukların sözlü anlatım süreçlerine dair çeşitli eksik ya da anlam bulanıklığı yaratan kodlamaların
yanında, ileri düzeyde anlatım yetkinlikleri bakımından her iki dilden büyük oranda karşılıklı
aktarımların gerçekleştiği ve bağıntılar oluştuğu anlaşılmaktadır. Eksik kodlamalara örnek olarak
Türkçedeki şey sözcüğü ve bunun Kürtçedeki karşılığı gösterilebilir:
HEL2 [v] Köstebek şey çıkıyor ordan. • • Orda bi kütük var.
HEL2 [v] Geliyo sonra o da yerleri süpüren şeye giriyo.
(HA_IVE_s4_KÜKÖ)
Aynı konuşucunun Kürtçe anlatı metninde (HA_IVs4_KOPI) tışt, çık (şey), tıştek (bir şey) şeklinde
sözce içine yerleşmiş boşluk sunumları (voids)’ler de bulunmaktadır.
İkidillilik seviyesi bakımından dengeli bir görünüme sahip olan konuşucunun (ARJin), hem Türkçe
hem de Kürtçe (dıke … zewtki “yakalamaya çalışıyor” (AT_DSK_s4_KÜKÖ) ikili eylem
yapılanmasına sahip sözceleri üretmede diller arası ilişkiler kurduğu anlaşılmaktadır:
ARJ [v] Onun böyle başını çıkartınca yakalamaya çalışıyor.
(AT_DSK_s4_KÜKÖ)
Türkçenin eklemeli dil yapısına bağlı olarak dilbilimsel anlamda çekici özellikler sergilemesi ve
bunun yanında Kürtçenin izafe yapısına bağlı olarak Türkçe sözceler içinde farklı yapılanmaların
oluşmasına neden olması da verilere bağlı olarak anlaşılmaktadır. Araştırma sonuçlarındaki ilk
izlenimlere bağlı olarak, iki dilden birinin diğer dile alternatif olmadığını, her iki dilin de kendine özgü
dilsel özellikleri koruyarak sadece diğer dile ait bazı birim, özellik ya da örüntülerin daha etkili bir
iletişim ortamı oluşturmak amacıyla konuşucu tarafından aktarılan dile uyarlandığını görmekteyiz.
Temel Kaynaklar
Bulut, C. (2006) Turkish elements in spoken Kurmanji. In: Boeschoten & Johanson (eds.) Turkic Languages in
Contact, 95-121.
Haig, G. (2006) Turkish influence on Kurmanji: Evidence from Tunceli dialect. In: Johanson, L. & Bulut, C.
(eds.) Turkic-Iranian Contact Areas, 283-299
Matras, Y. (2009) Language Contact. Cambridge: UP
Rehbein, J. (2007) Erzählen in zwei Sprachen – auf Anforderung. In: Meng & id. (eds.) (2007), 389-453
- (2013) The future of multilingualism – towards a HELIX of societal multilingualism under global auspices. In:
Buehrig, K. & Meyer, B. (eds), Transferring Linguistic Know-How into Practice, 43-83
-, Herkenrath, A. & Karakoç, B. (2009) Turkish in Germany - On contact induced language change of an immigrant
language in the multilingual landscape of Europe. In: STUF 62, 3, 171-204
Varol, O. (2014) Türkçe-Kürtçe Dil Etkileşimi: İkidilli Konuşuculara Ait Verilerdeki Dilbilimsel Görünümler,
[Turkish-Kurdish Language Contact: Linguistic Aspects in Bilinguals’ Data]. (Yayınlanmamış Doktora
Tezi), Ankara Universitesi, Dilbilim Bölümü, Ankara. URL: acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/26195/
36
Birimsel ayrımlar, bürünsel uyumlar
Ömer DEMİRCAN
Türkçe üzerine süregiden araştırmalarda iki yanılgı ortaya çıkıyor. Birincisi veri-tabanı eksikliğine, ya da
seçilen verilerin uygunsuzluğuna dayalıdır. İkincisi ise, ardılların yanlış öncül betimlemelere aşırı güven
duyup onların doğru sanılması. Bu özellikler yerli dil metinlerinde sıkça ortaya çıkıyor. En kötüsü de
aşırı güven sonucu, yakıştırma yineleme yoluyla yanlışın kemikleşmesi ve bunun sorgulamayan, ezbere
dayalı öğretimle pekiştirilmesi. Öyle etkiler altında ben de kaldım.
Bir tanesi Türkçe kökler ile sonekleme ilişkisinde köklerin başlangıçta “tek-heceli” olup uyum-dışı
kalmalarına karşın, çok-heceli alıntı sözcüklerde “sesel-uyarlama” yerine “uyum” aranması. Bunun
sonucu olarak da uyumun sonekleme yerine sözcük-güdümlü olarak açıklanması, üçüncü bir uyum olan
“vurgulama uyumu”nun ise bugüne kadar görülememesi.
Bir başka yanılgı da “ikileme”lerin, “yansıma” birimlerin “sözcük” sayılmaması ve işlemin betimlenişine
işlem-dışı ayrımlar katılması, Yananlamlı “açık-saçık” gibi ikilemelerin bileşik sayılmaması, ikileme ile
yinelemenin ayrılmaması, yazınsal metinlerde işleme yeterince yer verilmemesi.
Meğer ilk önce Türkçe ilk köklerin tek-heceli birimler olduğunu doğru görmek gerekiyormuş. Çünkü
“ses-değişimli” ikileme “tek-heceli-kök” önvarsayıyor. O zaman #ZÜZ# yapılı bir köke i) başsesin /m/ ile
değişimi ile sona konumlama, … ii) son ünsüzü /p m s r/ ünsüzlerinden biri ile değiştirip başa
konumlayarak vurgulama yoluyla iki tür, üç ayrı anlamlı ikileme oluştuğu, “yarı-ikileme/partial
reduplication” diye bir işlem bulunmadığı doğru anlaşılacaktı. Öteki tür ikilemeler ise, sözcüksel ön/art
konumlu, eş/ayrı biçimli, ya arasız ya da aralı, ya yalın ya da eklerle bağlanmış olabilir. Bir de
bakıyorsunuz ikileme işlemi en çok zarf-türetmeye koşulmuş, o nedenle de “zarf “ türetme ekleri pek az.
….
Temel Kaynaklar
Demircan, Ö. (1987): ”Emphatic Reduplications in Turkish”, Studies on Modern Turkish: Proc. III.
Int. Cong. on Turkish Linguistics ( Hz. H.E.Boeschoten ve L.Th. Verhoeven ) Tilburg Univ. ,
1987, s.24-41 ve
- (1988): “Türkçe’de Pekiştirme İşlemi”, Dilbilim VII, s.147-164.
- (1988): “A Systemic Approach to Non-echoic-base Reduplications”, Studies on Turkish Linguistics:
IV. Uluslararası Türk Dilbilimi Konferansı Bildirileri, (Hz. Sabri Koç),ODTÜ y. Ankara, s.231-264 (127 dizgi yanlışı
var ).
- (1990): “Türkçe İkilemenin Özüne Doğru” Dilbilim IX (1990) ,s. 61-92.
Hatiboğlu, Vecihe -(1971), İkileme, TDK y.
Tuna, Osman Nedim (1949, 1950): “Türkçe Tekrarlar” 1, 2 (İ.Ü. TDED cilt 3-4, 1949: 428-447, 1950:
3-82).
-(1982): Türkçenin sayıca eş-heceli ikilemelerinde sıralama kuralları ve tabii bir ünsüz dizisi, TTK,
Ankara. 1986, 65 s.
37
Öğretmen Soruları: Açık uçlular kapalı uçlulara karşı!
Özge CENGİZ, Hamide ÇAKIR
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi
Sorular öğretmenlerin, sınıf içinde kullandıkları en önemli araçlardan biridir. Sınıflarda sorulan açık uçlu
soruların, öğrencilerin bilişsel becerilerinin gelişiminde, özellikle de eleştirel düşünmelerinin gelişim
sürecinde çok etkili olduğu öne sürülmektedir (Lee, Kinzie ve Whittaker, 2012). Yapılan çalışmalar, tek
yanıtı olan kapalı uçlu sorular yerine, yaratıcılığı arttıran açık uçlu sorular sayesinde çocukların, hem
akademik hem de sosyal öğrenme becerilerinin geliştiğini; dolayısıyla hem sınıf içinde hem de sınıf
dışındaki gerçek yaşamda etkin birer öğrenici haline geldiklerini ortaya koymaktadır (Hargreaves, 1984;
Roth, 1996; Denton, 2007). Açık uçlu soru kullanımının, ayrıca, öğrencilerin yeni bilgi ile eski bilgileri
arasında bağlantı kurarak kendi bilgi ağlarını oluşturmalarını ve bilgiyi, öğretmen ve öğrencilerin birlikte
inşa etmelerini sağladığı saptanmıştır (Panitz, 1999).
Kesitsel olarak planlanan bu çalışmada, Türkçe öğretmenlerinin soru sorma stratejileri üzerine
odaklanılmıştır. Veri tabanının oluşturulma sürecinde, mesleksel deneyim süreleri farklılaşan ve
Nevşehir'in farklı ortaokullarında görev yapan 4’ü kadın, 4’ü erkek olmak üzere toplam 8 Türkçe
öğretmeni ve 7. sınıf öğrencileriyle çalışılmıştır. Öncelikle, öğretmenlere araştırmanın konusu ile ayrıntılı
bilgi verilmeden, öğrencileriyle ders sırasındaki tüm etkileşimleri kamera ile kaydedilmiş, daha sonra
öğretmenlere açık uçlu soru sorma üzerine bir dizi seminer verilerek öğretmenlerin açık uçlu soru
sormaya ilişkin farkındalık kazanmaları sağlanmaya çalışılmıştır. Seminerden sonra öğretmen ve
öğrencilerinin dersleri yeniden kaydedilmiş, daha sonra da bu öğretmen-öğrenci etkileşimleri yazıya
dökülerek çözümlenmiş ve birinci kayıtlar ile ikinci kayıtlar arasında açık uçlu soru üretimi açısından
karşılaştırma yapılmıştır.
Araştırmanın bulgularının, Türkçe öğretmenlerinin sınıflarında açık uçlu sorulara ne oranda yer
verdiklerini ve bu bağlamda öğrencilerine nasıl rehberlik ettiklerini; ayrıca verilen seminerin,
öğretmenlerin soru sorma alışkanlıkları üzerinde ne ölçüde farklılık yarattığını ortaya koyacağı
düşünülmektedir.
Temel Kaynaklar
Denton, P. (2007). The Power of Our Words: Teacher language that helps children learn. Turners Falls, MA:
Northeast Foundation for Children.
Hargreaves, D.H. (1984). Teachers’ questions: Open, closed, half-open. Educational Research, 26 (1), 46-51.
Lee, Y., Kinzie, M.B. ve Whittaker, J.V. (2012). Impact of online support for teachers’ open-ended questioning
in pre-k science activities. Teaching and Teacher Education, 28, 568-577.
Panitz, T. (1999). Collaborative versus Cooperative Learning: A comparison of the two concepts which will help
us
understand
the
underlying
nature
of
interactive
http://home.capecod.net/~tpanitz/tedsarticles/coopdefinition.htm.
Roth, W. M. (1996). Teacher questioning in an open-inquiry learning environment: Interactions of context,
content, and student responses. Journal of Research in Science Teaching, 33 (7), 709-736.
learning.
38
Türkçede Sayıların Biçim-Sözdizimsel özellikleri
Özgün KOŞANER
Dokuz Eylül Üniversitesi
Günümüzde sayılar, saymak, miktarları karşılaştırmak, hesap yapmak, sırayı belirlemek, ölçüm
yapmak, değerleri belirlemek, sınırları belirlemek, bilgi kodlamak ve veri aktarmak için
kullanılmaktadır. Sayı kavramının bu bilişsel ve kültürel gelişimi dile de yansımıştır. Temel sayıları
bildiren sözcükler dillerin söz varlığının çok küçük bir bölümünü oluştursalar da, sayı sözcüğü içeren
anlatımlar dilde giderek daha fazla görülmeye başlamıştır. Günümüzde sayılardan türemiş
eylemlerden, deyimler, atasözleri, kaba dil ve argo gibi kalıplaşmış anlatımlara kadar birçok farklı
yapıda sayı bildiren sözcüklere rastlamak olanaklıdır. Türkçede sayılar genellikle dilbilgisi
kitaplarında sıfatlar konusu altında ele alınmış, dilbilgisi kitapları dışında kalan çalışmalar da sayıların
yapısal özelliklerinden çok toplumsal, kültürel ve mitolojik çağrışım özellikleri üzerine eğilmişlerdir.
Bu çalışmanın amacı Türkçede sayıların ulamsal ve biçim-sözdizimsel özelliklerini ortaya koymaktır.
Bu amaç doğrultusunda, ilk olarak, Türkçedeki sayı ifadeleri Booij’in (2009) sınıflandırmasına göre
[±AD] [±SAYI] [±ÇARPAN] özellikleri açısından sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırma sonucunda
türkçede sayı ifadelerinde kullanılan “bir, üç, kırk, yetmiş, ...” gibi sözcüklerin [+AD, + SAYI], “yüz”
ve “bin” sözcüklerinin [+AD, + SAYI, +ÇARPAN], “milyon, milyar, ...” gibi sözcüklerin ise [+AD,
+ÇARPAN] özelliklerini taşıdıkları, dolayısıyla farklı ulama ait oldukları bulunmuştur. Hurford’un
(2007) paketleme stratejisi sayı ifadelerini bir öbek olarak kabul etmekte ve bunun için bir öbek yapı
kuralı belirlemektedir. Çalışmada bu yaklaşıma göre türkçedeki sayı ifadelerinin sözdizimsel yapısını
incelemiş ve Türkçe sayı ifadelerinin bu öbek yapı kuralına uyduğu bulunmuştur. Ayrıca çalışmada
Hurford’un ayrıntılı açıklama getirmediği sıra sayılarının, üleştirme sayılarının ve kesirli sayıların
sözdizimsel yapılarına açıklamalar getirilmiştir. Bu açıklamalardan yola çıkarak, Hurford’un önerdiği
öbek yapı kuralı, sözü edilen bu sayı ifadelerinin sözdizimsel yapılarını açıklayabilecek şekilde
yeniden yazılmıştır.
Temel Kaynaklar
Booij, Geert. 2009. Constructions and lexical units: an analysis of dutch numerals. Linguistische
Bericht 19:1–14.
Hurford, J. (2007) A performed practice explains a linguistic universal: Counting gives the Packing
Strategy. Lingua, 117(5):773-783.
39
Okul Öncesi Dönemde (5.0-6.0 Yaş) Anlamsal ve Algısal Ulamlar
Seda GÖKMEN
Ankara Üniversitesi
Rosch’un (1973) her ulamı en iyi temsil eden öğelerin ulam açısından merkezde olma niteliği taşıdıkları
yolundaki bulgusu öntür kuramının (proto-type theory) temelini oluşturmaktadır. Öntür kuramına göre
anlamsal (semantic) ve algısal (perceptual) ulamların bütün öğeleri bağlı bulundukları ulamı aynı
biçimde temsil etmezler. Bu öğelerin bazıları merkeze daha yakın konumdayken bazıları da en uzak
noktada olabilmektedir. Merkeze en yakın olan bu öğeler de öntürlerdir. Çalışmada Rosch 1973 ile
başlayan 1975,1 978, 1996 ile olgunlaştırılan öntür kuramı temel alınacaktır.
Bu çalışmanın amacı, Rosch 1973’te yapılmış olan anlamsal ulamların belirli öntürler çerçevesinde
odaklandığı biçimindeki saptamanın anadili Türkçe olan çocuklar açısından da geçerli olup olmadığını
sorgulamaktır. Diğer bir deyişle, saptamanın geçerlik alanını Türkçe adına genişletmek ve yetişkin
dilindeki görünümlerle çocuk dilindeki görünümleri karşılaştırmaktır. Anadili Türkçe olan bireylerin
öntür tercihlerine ilişkin ilk bulgular Seferoğlu 1999’da yer almaktadır. Seferoğlu çalışmasında sebze,
meyve ve kuş ulamlarına yer vermiş ve Rosch’un bulgularına koşut sonuçlara ulaşmıştır. Örneğin elma
ve portakal en prototipik meyvedir (1999:84).
Rosch’un, anlamsal ulamların prototiplerinin, farklı dilleri konuşan bireyler açısından evrensel olduğu
yolundaki belirlemesinin geçerlik alanını genişletmek üzere dil edinim sürecindeki çocuklara dönük
olarak yapılacak olan çalışmada, ulam karşılaştırmalarının kolaylıkla yapılabilmesi için, Rosch 1973’te
oluşturulmuş olan anlam ulamları kullanılacaktır. Bu ulamlar, meyve, spor, kuş, taşıt, bilim, sebze, suç
ve hastalıktır. Çalışmada, Rosch 1973’te verilmiş olan sormacadakine koşut nitelikte bir ölçek
geliştirilecektir. Söz konusu sormacada her bir ulamın alt ulamları için 5’er öğe söylemeleri istenecektir.
Veri, nitel ve nicel çözümleme yollarıyla betimlenecektir. Çalışmadan elde edilen nicel değerlere
ulaşmak için SPSS programı kullanılacaktır. Çalışmanın örneklemini yaşları 5.0 ve 6.0 arasında olan
çocuklardan oluşturulacaktır.
Temel Kaynaklar
Gökmen, S. (2012). Kavramsal Ulamlama ve Öntürler: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Dergisi, Cilt: 53., Sayı: 2, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 165-180.
Gökmen, S., Önal, Ö. (2012). Ön-tür kuramı çerçevesinde Türkçede anlamsal ulamların İncelenmesi: Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt: 52, Sayı: 2, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 23-40.
Rosch, E. (1973). On the internal structure of perceptual and semantic categories: Cognitive development and
the acquisition of language (Ed.)T. E. Morre, 111-141, New York: Academic Press.
Rosch, E. (1975). Cognitive representations of semantic categories: Journal of Experimental Psychology: Human
perception and performance 1, 303-322.
Rosch, E. (1978). Principles of categorization: Cognition and categorization (Eds. E. Rosch ve B Lloyd), 28-50,
Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum.
Rosch, E. Ve Mervis C. (1996). Family resemblances: Studies in the internal structure of categories: Readings in
language and mind (Eds. H. Geirsonn ve Losonsky M.), 442-460, Cambridge, USA: Blackwell
Publishers.
Seferoğlu, G. (1999). Prototip kuramı çerçevesinde bir araştırma: Dilbilim araştırmaları 1999, 79-88, Simurg
Yay., İstanbul.
40
Türkçede Eşit Statüdeki Konuşucuların Reddetme Sözeylem Stratejilerine Bir Bakış
Sevgi ŞAHİN, Çiler HATİPOĞLU
Başkent Üniversitesi - ODTÜ
Reddetme sözeylemi, yüzü tehdit eden eylemler (Brown & Levinson 1987) olarak adlandırılmalarının
yanında ilişki yönetimini tehlikeye sokan eylemler olarak da sınıflandırılmaktadırlar, çünkü reddedilen
kişi onaylanmadığını, sevilmediğini düşünürken, reddeden kişi de “karşısındaki insanı kırabilir miyim,
onu kendimden uzaklaştırabilir miyim diye düşünür” (Hatipoğlu 2010: 54). Bu, konuşmacıların
karşısındaki kişiyi reddettiklerinde doğabilecek kırıcı durumları önlemeye ve ilişkinin devamını
sağlamak için farklı sözce ve strateji kullanmalarına sebep olmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmada eşit
statüde ancak aralarında farklı yakınlık dereceleri bulunan konuşmacılarının reddetme sözeylemini
gerçekleştirirken başvurdukları stratejiler ve ilişki yönetimini nasıl gerçekleştirdiklerini ortaya çıkarmak
amaçlanmaktadır.
Veriler, Spencer-Oatey'nin (2008) İlişki Yönetim Kuramı (Rapport Management Theory) kullanılarak
incelenmiştir. Bu kuram, dilbilimsel çözümleme yapılırken konuşmacıların yaşadıkları sosyal ve kültürel
çevreleri de çözümlemeye dâhil ettiğinden araştırma sorularının mümkün olduğunca gerçekçi ve
kapsamlı bir biçimde cevaplandırılmasına olanak sağlayacağı düşünülmektedir. Verilerin nicel
incelemesinde PASW programı kullanılmış ve nitel inceleme aşamasında CLAN Childes programı
aracılığıyla içerik analizi yapılmıştır. Sözeyleminin gerçekleştirildiği bağlamdaki konuşurların
aralarındaki ilişki ve yakınlık derecesi, cinsiyet gibi etkenler ile reddetme tepkimesi oluşturan sözeylem
değişkenlerinin reddetme sözeylemi özelliğine ve stratejilerin kullanım sıklığına etkisi tespit edilmiştir.
Kullanılan reddetme stratejilerinin tespiti için Beebe vd. (1990) oluşturduğu sınıflandırma, çalışmanın
verileri ışığında uyarlanmıştır.
Çalışmanın derlemini, araştırmacılar tarafından hazırlanan Söylem Tamamlama Testi (STT) ile 58 Türk
katılımcıdan toplanan cevaplar oluşturmaktadır. STT’nin oluşturulması için bir diziden reddetme
bağlamları çıkartılmış ve doğala yakın durumlar oluşturulmuştur. Güvenilir ve geçerli sonuçlar elde
etmek amacıyla Dell Hymes’ın (1987) Konuşma Modeli (SPEAKING Model) kullanılarak her durumun
uzunluğu ve içerdiği bağlam ögeleri ile ilgili bilgi açısından eşdeğer olması sağlanmıştır. Pilot çalışma
sonucunda, durumların içerik açısından Türk kültürünü yansıttığı ve reddetme sözeylemi elde
edilebileceği görülmüştür.
Çalışmanın bulguları, konuşurların aralarındaki ilişki ve yakınlık derecesi, cinsiyet gibi etkenler ile
reddetme tepkimesi oluşturan sözeylem değişkenlerinin (davet, öneri, rica ve tavsiye sözeylemleri)
reddetme sözeyleminin biçimi ve strateji kullanım sıklığı üzerinde farklı şekillerde ve derecede
etkilediğini ortaya çıkarmıştır. Bu değişkenlerin, reddetme sözeyleminin doğrudan ve dolaylı olarak
gerçekleştirilmesinde ve de strateji kullanımlarında etkili olduğunu göstermiştir.
Temel Kaynaklar
Beebe, L. M., Takahashi, T. and Uliss-Weltz, R. (1990). Pragmatic transfer in ESL refusals. In: Scarcella, R.,
Anderson, E. and Krashen, S. (Eds.). Developing communicative competence in a second language,
Newbury House, New York, 55–73.
Brown, P. & Levinson, S. C. (1987). Politeness: Some Universals in Language Usage. Cambridge: Cambridge
University Press.
Chen, H., C. (1996). Cross-cultural Comparison of English and Chinese Metapragmatics in Refusal. Unpublished Doctoral
Dissertation. Indiana University.
Hatipoğlu, Ç. (2010). Yalın HAYIR’ın ve İncelik(sizlik) derecesi. "Dilbilim Araştırmaları", 1,s.53-74.
Hymes, D. (1974). Foundations of Sociolinguistics: An Ethnographic Approach. Philadelphia: U of Pennsylvania P.
41
Türkçede Sıfat Dizilim Sınırlılıkları
Soner AKŞEHİRLİ
Ege Üniversitesi
Ad öbekleri içinde niteleyici sıfatların dizilimi konusunda yapılan çalışmalar, bir sıfat öbeğinde farklı
sıfatların olmasına izin veren dillerde bu dizilimin pek çok dilde belirli bir sınırlılık ya da bir eğilim
çerçevesinde gerçekleştiğini göstermektedir. Söz konusu gözlemler sıfatların çeşitli ölçülere göre
sınıflandırılmasından hareketle, sıfat ulamlarının ad öbeği içindeki konumunu belirlemeye yöneliktir.
Alan yazında en çok bilinen sınıflama Dixon (1981, 1991)'ın sınıflamasıdır. Genellikle sıfatların
bağlantısız (sıfat 1 sıfat 2....) biçimde sıralandığı öbeklerin veri tabanı olarak kullanıldığı çalışmalarda,
örneğin ölçü sıfatlarının renk sıfatlarından önce yer aldığı görülmüştür. Yansız ya da belirtisiz adı
verilen bu sınırlılıkların tüm dillerde olup olmadığı ve dil içindeki yaygınlığı pek çok araştırmaya
konu olmuştur. Ancak; gerek sıfat türlerinin belirlenmesindeki güçlük, gerek genel kabul görmüş
türlerin dışında kalan çok sayıda sıfat olması ve gerekse sıfat dizilimini etkileyen bağlantılı ve kesintili
dizilim nedeniyle, bu tür gözlemler pek çok değişkenin dikkate alınmasını gerektirmektedir.
Türkçedeki niteleyici sıfatların dizilimini bu çerçevede değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışma, Türkçe
Ulusal Derlemden oluşturulan bir veri tabanına dayanmaktadır. Veri tabanı, (Dixon, 1991)'de
belirlenen 10 sıfat türünün her biri için Türkçeden iki sıfatın yanı sıra sayı, sıra ve sınıflayıcı sıfat
örneklerinin de yer aldığı ve en az iki sıfat içeren ad öbeklerinden oluşmaktadır. Dizilim özellikleri
hem sıfatların birbirine bağlanma biçimi (virgüllü, bağlaçlı, kesintisiz) hem de sıfat türleri arasındaki
sıralı düzen ilişkileri açısından değerlendirilmiştir. Buna göre Türkçede evrensel nitelikli dizilim
sınırlılıklarının öbek içindeki ana sıfat ulamları (gösterici, niceleyici, niteleyici) bakımından geçerli
olduğu, niteleme sıfatlarının diziliminde ise bazı alt türlerin öbek içindeki sabit konumları dışında tüm
niteleme sıfatlarını kapsayan genel bir eğilimin ya da bir dizilim kuralının olmadığı görülmüştür. Buna
karşın sıfatların bağlanma biçiminin, dizilim sınırlılıkları üzerinde dikkat çekici etkilerinin olduğu
bulgulanmıştır.
Temel Kaynaklar
Alijovic, N. (2010). Syntactic Position of Attributive Adjectives. İçinde: Eds. Patricia Cobredo Hofherr and Ora
Malunshansky. Adjectives: Formal Analysis in Syntax and Semantics. Amsterdam: John Benjamin. ss. 29-52
Artiagoita, X. (2006) Basque adjectives and the functional structure of the noun phrase https://halshs.archivesouvertes.fr/artxibo-00087305/
Bhat, D.N.S. (1994). Adjectival Category: Criteria for differentiation and identification. Amsterdam: John
Benjamin Publishing Company.
Dixon, R.M.W (1982). Where have all the adjectives gone? Berlin: Mouton Publishers
Dixon, R.M.W. (1991) A new Aprroach to English Grammar on Semantic Principles. Oxford: OUP.
Göksel, A. ve Kerslake, C. (2005). Turkish: A Comprehensive Grammar. London: Routledge
Kornfilt, J.(1997). Turkish. London: Rotledge
McKinney-Bock, K. Adjective Classes and Ordering Restrictions. http://elanguage.net/journals/lsameeting/
article/viewFile/2010.30/630
Panayidou, F.(2013) (In)flexibility in Adjective Ordering. Doctoral Dissertation Queen Mary, University of London
Rixhards, M.M. (1975) The Pragmatic Communication Rule of Adjective Ordering: A Critique. The American
Journal of Psychology, Vol. 88, No. 2 (Jun., 1975), pp. 201-215
Rixhards, M.M. (1977). Ordering Preferences for Congruent and Incongruent English Adjectives in Attributive
and Predicative Contexts
Scott, G.J.(2002). Stacked Adjectical Modification and the Structure of Nominal Phrases. In Functional
Structure in DP and IP, G.Cinque (ed.), 91-120,Oxford: OUP
Willners, C.(2001) Antonyms in Context. A corpus-based semantic analysis of Swedish descriptive adjectives.
Travaux de’l’Institut de Linguistique de Lund40, Lund, Sweeden,
Wullf, Stephanie (2003). A Multifactorial Corpus Analyses of Adjective Ordering in English. International
Journal of Corpus Linguistics, 8:2(2003), 245-282
42
Tarih Ders Kitaplarında Metin Tipi ve Ünite Sonu Soruları İlişkisi
Songül ERCAN, Bilge ÖZTÜRK
Dokuz Eylül Üniversitesi – Kocaeli Üniversitesi
Tarih ders kitapları ve öğrenci metinleri (Coffin, 1997, 2000, 2004) ve Türkçe tarih ders kitaplarında yer
alan metinler üzerine yapılan çalışmalar (Ercan, 2008; Türkkan 2008) sınıf düzeyi ile metin tipi arasında
bir sınıflama ilişkisi olduğuna işaret etmektedir. Eğitim öğretim bağlamında alt sınıflarda metinler anlatı
metinleri olarak kurgulanırken, üst sınıflara çıktıkça anlatı metinlerinin yerini açıklama ve sav metinleri
almaktadır. Bu ilişkinin ortaya çıkarılmasında Dizgeci İşlevsel Dilbilgisi Modeli çerçevesinde
nedenselliğin kurgulanmasında kullanılan sözlük-dilbilgisel ve mantık-anlambilimsel örüntülerin
kullanım sıklığı belirleyici olmaktadır.
Bu çalışmada, Türkçe Ortaokul 8. Sınıf T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük ve Lise 11. Sınıf tarih ders
kitaplarındaki ünite sonunda verilen klasik soruların içerisinden nedensellik ölçen sorular ve bu sorulara
beklenen olası öğrenci yanıtları değerlendirilmiştir. Lise 11 tarih ders kitabındaki üniteler de Ortaokul 8.
Sınıf T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük kitabındaki ünitelerle koşutluk göstermektedir. Çalışmanın
bulgularının istatistiksel olarak anlamlı olabilmesi için aynı konuları içeren kitaplar veri tabanı olarak
seçilmiştir.
Türkçede nedensellik, sözlükdilbilgisel ve mantık-anlambilimsel örüntüler olarak değerlendirilen neden,
sonuç, amaç, zaman, koşul ve sıfat işlevli yantümceler, eylemler ya da adların kullanımıyla açık ya da
örtük olarak kurgulamaktadır. Veri tabanını oluşturan metinlerin sınıf düzeyine koşut olarak açıklama ve
sav metinleri biçiminde düzenlenmiş olduğu önvarsayılmaktadır. Türkçe tarih ders kitaplarındaki
metinlerde nedensellik örüntüleri ve metin tipi arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmasında Ercan (2008),
ortaokul 8. Sınıf ders kitabındaki metinlerin sözlük-dilbilgisel ve mantık-anlambilimsel örüntülerle
metin-dışsal olarak olay zamanı çizgisinin takip edildiği anlatı metinleri biçiminde; Lise 11.
Sınıftakilerin ise metin-içsel olarak olay zamanı göz ardı edildiği açıklama ve sav metinleri biçiminde
kurgulandığını saptamıştır. Bu çalışmadan hareketle, araştırmamızın amacı, ünite sonu klasik sorularla bu
sorulara beklenen olası öğrenci yanıtlarının sınıf düzeyi ve metin tipi arasındaki bu sınıflama ilişkisinin
desteklenip desteklenmediğini ortaya koymaktır.
Temel Kaynaklar
Coffin, C. (1997). Constructing and giving value to the past: an investigation into secondary school history. (içinde) F. Christie
ve J. R. Martin (haz.). Genre and Institutions: Social Processes in the Workplace and School, s. 196–230. London:
Cassel.
Coffin, C. (2000). History as Discourse: Construals of Time, Cause and Appraisal. Yayınlanmamış Doktora Tezi.
Coffin, C. (2004). Learning to write history: The role of causality. Written Communication, s. 261–289. Sage Publications.
Coffin, C. (2006). Learning the language of school history: the role of linguistics in mapping the writing demands of the
secondary school curriculum. Journal of Curriculum Studies, 2006, Vol. 38, No. 4, 413–429
Dahl, Ö. (1995). Causality in discourse. (içinde) Rickheit, G. ve Habel, C. (haz.) Focus and Coherence in Discourse Processing,
251–260. Berlin: de Gruyer.
Degand, L. (2000). Causal connectives or causal prepositions? Discursive constraints. Journal of Pragmatics 32, 687–707.
Eggins, S., Wignell, P. ve Martin, J.R. (1993) ‘The Discourse of History: Distancing the Recoverable Past’, in Ghadessy, M.
(ed.) Register Analysis, London, Pinter Publishers, s. 75 – 109.
Eggins, S. (1994). An Introduction to Systemic Functional Linguistics. London: Pinter Publishers.
Ercan, G. S. (2008). Türkçe Tarih Ders Kitaplarında Nedenselliğin Kurgulanması. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Dokuz Eylül
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Halliday, M. A. K. (1994). An Introduction to Functional Grammar (2nd Edition). London ve New York: Arnold.
Halliday M. A. K. ve Matthiessen, C. M. I. M. (1999). Construing Experience Through Meaning. London ve NY: Continuum.
43
Halliday M. A. K. ve Matthiessen, C. M. I. M. (2004). An Introduction to Functional Grammar. London: Arnold.
Martin, J.R. (1997). Analyzing genre: functional parameters. (içinde) F. Christie ve J. R. Martin (haz.). Genre and Institutions:
Social Processes in the Workplace and School, s. 3–40. London: Cassel.
Martin, J.R., Matthiessen, C.M.I.M ve Painter, C. (1997). Working with Functional Grammar. London: Arnold
Martin, J.R. (2002). Writing history: construing time and value in discourses of the past.(içinde) C. Colombi ve M. Schleppegrell
(haz.) Developing Advanced Literacy in First and Second Languages. Mahwah, N.J.: Erlbaum. 2002. 87–118.
Martin, J.R. (2003). Making History: Grammar for Interpretation. (içinde) Martin, J. R. Ve Wodak, R. (haz.) Re/reading the
Past. Critical and Functional Perspectives on Time and Value, s. 19–57. Philadelphia, USA: John Benjamins.
Martin, J. R.ve Rose, D. (2003). Working with Discourse. London ve NY: Continuum.
Türkkan, B. (2008). Türkçe Tarih Söyleminde Adlaştırmanın İşlevleri. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
44
Türkçede Sonuç Bildirgeli Gösterimli Yapılar
Tacettin TURGAY
Boğaziçi Üniversitesi
Sözdizim-anlambilim arayüzünün doğasına yönelik ipuçları sunan ve dolayısıyla kuramsal açıdan
önemli soruları beraberinde getiren sonuç bildirgeli yapılar (SBYler) kuramsal dilbilim çalışmalarında
merkezi bir konumda bulunmaktadır (Beavers, 2012). Bu sorulardan biri öğelere rol atanması
bakımından sözdizim ile anlambilim arasındaki eşleşmezliktir; çünkü nesneye her iki yüklem
tarafından da bir rol atandığı görülmektedir. Hoekstra (1988) SBYlerde nesnenin hiç bir zaman birincil
yüklemin bir öğesi olmayıp sadece ikincil yüklemden bir rol aldığını öne sürerken Carrier & Randall
(1992) geçişli ve ayrık geçişsiz eylemlerle kurulan SBYlerde nesnenin birincil yüklemin seçilmiş bir
öğesi olduğunu ve her iki yüklemden de birbirinden farklı roller aldığını savunmaktadır.
Bu çalışmada Türkçe’deki SBY benzeri yapıların (1) sözdizimsel özellikleri incelenmektedir. Daha
önce yapılan çalışmalarda (örn. (Meral, 2005; Yücel, 2009)), Türkçedeki SBY benzeri yapılarda,
İngilizcedekine benzer olarak, ikincil yüklemin sözdizimsel yapıya birincil yüklemin tümleci
konumunda eklemlendiği varsayılmaktadır. Ancak, sözdizimsel testler, Türkçedeki SBY benzeri
yapılarda sonuç bildiren ikincil yüklemin en küçük Eylem Öbeği’ne eklenti olarak eklemlenmiş bir
belirteç olduğunu göstermektedir. Bu durumda nesne sadece birincil yüklemin öğesi olacağından öğe
sorunu Türkçe için yersiz hale gelecektir. Öte yandan, gerektirme testleri (2) Türkçe’de SBYlerle
yüzeysel benzerlik gösteren bazı yapıların aslında sonuç bildirgeli niteliği taşımadığına işaret
etmektedir.
Çalışmada Türkçede, kuramsal dilbilim literatüründe gerçek SBY diye adlandırılan ve ikincil
yüklemin sözdizimsel yapıya birincil yüklemin tümleci konumunda eklemlendiği tarzda yapıların
bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Başarısı ölçüsünde bu çalışma Aske’nin (1989) eylem çerçeveli
dillerde SBYlerin kurulamayacağını öngören değiştirgenlilik tezini desteklemektedir.
(1) a. Melda masayı ?(ter)temiz sildi.
b. Melda masayı çabucak ve tertemiz sildi.
c
Melda odasını masmavi boyadı, Onur odasını kıpkırmızı boyadı.
(2) a. Özge patatesleri ince ince dilimledi.
⇏
Patatesler ince oldu.
b. Çocuklar hediyeleri eşit paylaştılar
⇏
Hediyeler eşit oldu.
Temel Kaynaklar
Aske, J. (1989). Path predicates in English and Spanish: A closer look. K. Hall, M. Meacham, & R. Shapiro
(Dü.), Proceedings of the Fifth Annual Meeting of the Berkeley Linguistics Society içinde, (s. 1-14).
Beavers, J. (2012). Resultative constructions. R. I. Binnick (Dü.) içinde, The Oxford Handbook of Tense and
Aspect (s. 908-933). Oxford: Oxford University Press.
Carrier, J., & Randall, J. H. (1992). The argument structure and syntactic structure of resultatives. Linguistic
Inquiry. 23, 173-234.
Hoekstra, T. (1988). Small Clause Results. Lingua, 74, 101-139.
Meral, H. M. (2005). Resultatives in Turkish. N. Lavidas, E. Nouchoutidou, & M. Sionti (Dü.), Proceedings of
the 3rd Athens Postgraduate Conference in Linguistics. içinde Ocak 20, 2015 tarihinde
https://sites.google.com/site/athenspostgraduateconference/3thAPC adresinden alındı
Wechsler, S. (2005). Resultatives under the ‘event-argument homomorphism’ model of telicity. N. ErteschikShir, & T. Rapoport (Dü) içinde, The Syntax of Aspect (s. 255-273). Oxford: Oxford University Press.
Yücel, Ö. (2009). Türkçede ikincil yüklemler ve benzer yapılar. N. Osam, & E. Arkın (Dü.), Proceedings of the
23rd National Conference on Turkish Linguistics içinde (s. 220-233). Gazimagusa: Eastern
Mediterranean University Press.
Türkçe Ders Kitaplarında Aile ve Akrabalık Kavramlarına Dönük Bir Çözümleme
Tuğba ÇELİK, Sercan DEMİRGÜNEŞ, Kamil İŞERİ
45
Niğde Üniversitesi
Örgün eğitim sistemine yeni geçiş yapan 6-8 yaş grubu öğrencileri, aile üyelerine dönük ilgilerini de
devam ettirmektedirler. 9 yaş ve üzeri bireylerde, toplumsallaşmaya ve farklı çevreleri (yeniden)
keşfetmeye dönük güdülenmeler başlamaktadır. İlgili yaş düzeyindeki bireylerin kullandıkları
sözcüklere bakıldığında bu sözcüklerin aile ve akraba kavramlarını içeren sözcükler olduğu
görülmektedir. Bu durum bireyin henüz aile odağından dışarı çıkmamış olması; okul gibi sosyal
çevrelerde henüz kendini tümüyle tanımlıyor olmaması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır (Canlı,
2014).
Türkçe çocuk yazını çalışmalarında aile ve akrabalık kavramlarının dizgesel görünümlerinin, biçimsel
ve anlamsal yapılar ile birlikte kullanımlarının belirlenmeye çalışıldığı ve bu veri ışığında 6-8 yaş
aralığındaki bireylerin aile ve akrabalık kavramalarına ilişkin yükledikleri anlamların betimlenmeye
çalışıldığı bu araştırma, derlem tabanlı bir çalışmadır. Bu bağlamda çalışmanın veri tabanını okul
öncesi ders kitaplarından ve çocuk kitaplarından derlenen yirmi adet kitap oluşturmaktadır. İlgili
kitaplar alan uzmanları tarafından incelenmiş ve “aile” ve “akraba” kavramlarının anlamsal ve
biçimsel örüntüleri belirlenmiştir. Bu örüntüler ışığında ilgili bireylerin aile ve akraba kavramlarına
yükledikleri anlamlar/değerler belirlenmeye çalışılmıştır.
Çalışmanın çözümleme süreci devam etmektedir.
Temel Kaynaklar
Aksan, D. (2014). Metin bilgisi. Papatya Yayıncılık. İstanbul.
Arı ve diğerleri (2014). Türkçe Ders Kitabı Çözümlemeleri. Editör: Hakan Ülper. Pegem Akademi. Ankara.
Canlı, S. (2014). Türkçe ders kitaplarına seçilecek metinlerin niteliği üzerine bir araştırma. Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi. Ankara.
Rosch, E. (1975). “Cognitive Reference Points”, Cognitive Psychology 7, pp. 532-547.
Rosch, E. (1977) Classification of real-world objects: origins and representations in cognition", in JohnsonLaird, P.N. & Wason, P.C., Thinking: Readings in Cognitive Science, Cambridge University Press, Cambridge. pp.
212–222
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Sınıflarında Sözcük Öğretiminde Tanım
46
Türlerinden Yararlanma
Tuğba TÜLÜ
Dokuz Eylül Üniversitesi
İster anadili, ister yabancı dil olsun, bireyin doğduğu ya da yaşadığı toplumda iletişim kurmasının tek
yolu dildir. Günay’a göre “gelenek ve görenek gibi dil de birlikte yaşamanın sonucunda oluşmuştur. Dil,
öğretim ve öğrenimin anahtarı, bilgi aktarmanın ve biriktirmenin sağlayıcısıdır” (2013: 36). Bir öğrenme
ve zihni geliştirme aracı olan dil, bireyin dünyayı anlamasını, bilgilerini düzenlemesini, karşılaştığı
olaylar ve durumlar hakkında çözümleme, değerlendirme yapmasını sağlar.
Yabancı dil öğretiminde öğrenicilerin ilk gereksinim duydukları şey sözcükler, sözcüklerin kullanmak
istedikleri anlamlarıdır. Öğreniciler bu gereksinimlerini karşılamak için sürekli ‘Bu ne demek?’ gibi
öğreticinin tanım yapmasını gerektiren sorular sorarlar. Söz konusu olan tanım, açıklama ya da açımlama
öğretici tarafından yapılır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretildiği sınıflarda öğrenicilerin sorduğu
sorulara yanıtlar vermek ve sözcük öğretimini desteklemek, öğrenicinin dili öğrenmesi için oldukça
gerekli ve öğrenme sürecini geliştiricidir. Bu çalışmanın temelleri de bu durum göz önüne alınarak,
Türkçenin yabancı dil olarak öğretildiği sınıflarda tanım ve tanım türlerini incelemek amacıyla
oluşturulmuştur.
Bu çalışmanın amacı, gerekli alanyazın çalışmalarını, Avrupa Ortak Başvuru Metni’ni ve Türkçenin
yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan ders ve alıştırma kitaplarını inceleyerek tanım türlerini
saptamaktır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle alanyazın taramaları yapılarak tanımın ve tanım türlerinin
neler olduğuna, tanımın içeriğinde neler olması gerektiğine değinilmiş, yabancı dil öğretim
programlarının yeniden yapılandırılmasını sağlayan Avrupa Ortak Başvuru Metni’nde sözcük öğretimiyle
ve öğrenicilerin tanım yapmalarıyla ilgili olan bölümler betimlenmiştir.
Çalışmada Avrupa Ortak Başvuru Metni’ne göre hazırlanmış olan Dokuz Eylül Üniversitesi Dil Eğitimi
Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEDAM) tarafından hazırlanmış olan İzmir Serisi, Ankara
Üniversitesi TÖMER tarafından hazırlanmış olan Yeni Hitit Serisi, İstanbul Üniversitesi tarafından
hazırlanmış olan İstanbul Serisi ders ve alıştırma kitapları çalışmada belirlenmiş olan tanım türleri
kapsamında incelenmiş ve var/yok yöntemiyle değerlendirilmiştir. Ayrıca 2013-2014 eğitim döneminde
DEDAM’da Türkçe öğrenimine devam etmekte olan, Türkiye’deki üniversitelerde lisans, yüksek lisans
ve doktora yapacak olan öğrenicilerin sözcükleri tanımlarken hangi tanım türlerinin kullanıldığını
saptamak amacıyla bir uygulama yapılmıştır.
Temel Kaynaklar
Öner, N. (1991). Klasik Mantık. Ankara: İlahiyat Fakültesi Yayınları.
Bingöl, Abdülkuddus. (1993). Klasik Mantık’ın Tanım Teorisi. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Larsen-Freeman, D. (2000). Techniques and Principles in Language Teaching. Oxford: OUP.
Değer Cem, A. ve Fidan, Ö. (2005). İkinci Dilde Okuma Alt Becerilerinin Geliştirilmesine Yönelik Malzeme
Oluşturma-Geliştirme Önerileri. Dil Dergisi. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları. Sayı: 12. S. 7- 18.
Günay, V. D. (2007). Sözcükbilime Giriş. İstanbul: Multilingual Yayınları.
McCarten, J. (2007). Teaching Vocabulary: Lessons From the Corpus Lessons for the Classroom. New York: Cambridge
University Press.
Uzdu Yıldız, F. (2010). Açıklama ve Açımlama Üzerine. Synergies Turquie. Fransa: Sylvains Lesmoulins. Sayı:3, S. 261270.
Günay, V. D. (2013). Dil ve İletişim. İstanbul: Papatya Yayınları.
Türkçe için Bir Eylem Ağı Çalışması
47
Umut YOZGAT, Mübeccel ÇUBUKÇUOĞLU, Ceyda EKİCİ, Murat ÖZGEN, Ç. Can BİRANT
Dokuz Eylül Üniversitesi
Tümcede ana fikri taşıdığı belirtilen ve Aristo’dan bu yana üzerine bir çok çalışma yapılan eylem
tümce içerisinde biçimbilimsel, sözdizimsel ve anlambilimsel özelikleri içeren bir sözcük ulamı olarak
tanıtılmaktadır. Eylem Antik Yunandan bu yana özellikle felsefe, mantık ve dilbilim alanında çokça
tartışılan bir ulam olmuştur. 20. yüzyılda da eylemlerin üye yapıları birçok çalışmada (Chomsky 1965,
1981; Davidson 1967; Dowty 1991; Vendler 1967; Dik 1978) ele alınmıştır. Eylemler ve üye yapıları
üzerine yapılan çalışmalar yalnızca dilbilimle sınırlı kalmamış bilgisayarlı dilbilim alanında da
eylemler ve üyeleri önemli bir yere sahip olmaya başlamıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda
İngilizcenin sözcük ağını oluşturan ve daha çok kavramsal ve anlamsal ilişkileri içeren WordNet,
durum çerçevelerini ve anlambilimsel rolleri içeren FrameNet ve Levin’in (1993) eylem
sınıflandırması temel alınarak oluşturulan ve İngilizcenin eylemlerini sözdizimsel ve anlambilimsel
açıdan inceleyen ve eylemlerin aldığı üyelerle birlikte oluşturduğu sözdizimsel çerçeveyi
anlambilimsel özelliklerle birleştiren VerbNet (Kipper-Schuler 2006) bu alanda yapılan en önemli
çalışmalardandır. Bu çalışma daha önce Türkçenin eylem ve yüklemleme ile ilgili yapılmış olan
çalışmalarını daha da ileriye taşıyarak Türkçedeki eylemlerin üye yapılarını; üyelerinin anlambilimsel
rollerini, aldıkları durum eklerini ve üyeler üzerindeki seçme kısıtlamalarını VerbNet’in kullandığına
benzer bir şablon üzerinde göstermeyi amaçlamaktadır. VerbNet’in şablonuna ek olarak, bizim
çalışmamızda eylemlerin üyeleriyle birlikte kodladıkları olay durumlarını (konum, durum, başarım,
etkinlik, değişim, devingenlik) da belirlemeye çalışacaktır. Oluşturulan Eylem Ağının bilgisayarlarca
okunabilir olmasını sağlamak için bir yazılım hazırlanacak ve eylemlere ilişkin bütün bilgiler bu
programa girilecektir. Çalışmanın bir ön çalışma olması nedeniyle Eylem Ağının oluşturulmasında
yalnızca Türk Dil Kurumu’nun internet ortamında yayımlamış olduğu Güncel Türkçe Sözlükte <a>
harfi altında yer alan eylemlerin incelenmesi hedeflenmiştir.
Temel Kaynaklar
Bencini, G. ve Goldberg, A. (2000). The contribution of argument structure constructions to sentence meaning.
Journal of Memory and Language, 43(4), s.640–651.
Dowty, D. (1979). Word Meaning in Montague Grammar, Dordrecht: Reidel.
Levin, B. (1993). English Verb Classes and Alternations: A Preliminary Investigation. Chicago: University of
Chicago Press
Levin, B. (1985). Lexical semantics in review: An introduction. B. Levin (haz.), Lexical semantics in review,
Lexicon Project Working Papers 1. Cambridge, MA: Center for Cognitive Science, MIT, içinde.
Rappaport Hovav, M. ve Levin, B. (1998). Building verb meanings. M. Butt ve W. Geuder (haz.), The projection
of arguments: Lexical and compositional factor. Stanford, CA: CSLI Publications, içinde.
Rappaport Hovav, M. ve Levin, B. (2001). An event structure account of English resultatives. Language 77,
s.766–797.
Rappaport, M. ve Levin, B. (1988). What to do with theta-roles. W. Wilkins (haz.), Syntax and semantics (Vol.
21). New York: Academic Press, İçinde.
Rappaport, M., Laughren, M. ve Levin, B. (1987). Levels of lexical representation. Lexicon Project Working
Papers 20. Cambridge, MA: Center for Cognitive Science, MIT.
Rappaport, M., Laughren, M. ve Levin, B. (1993). Levels of lexical representation. J. Pustejovsky (haz.),
Semantics and the lexicon. Dordrecht: Kluwer Academic Publishers, içinde.
Vendler, Z. (1967). Linguistics in Philosophy Ithaca, NY: Cornell University Press.
Türkiye Nogaycası: Dil durumu ve Dili Yaşatma Çabaları
48
Ülkü ÇEVİK ŞAVK
Hacettepe Üniversitesi
Bir kısmı on sekizinci yüzyıl ortalarında ve daha kitlesel olarak da on dokuzuncu yüzyılın ikinci
yarısında Kafkasya’dan Türkiye’ye göç eden Nogayların sayısı ile ilgili ise kesin bir bilgi yoktur. Nüfus
sayımında etnik kayıtlar tutulmadığı için ancak yaşadıkları köylerin nüfusları ile orantılı bir sayı ifade
edilebilir. Esasen, Türkiye’de yaşayan Nogaylar ile ilgili demografik bilgiler dışında eksik veya
bilinmeyen nice hususlar vardır.
Günümüzde ana kitle tarafından Kafkasya’nın Dağıstan bölgesinde konuşulan Nogayca, UNESCO
tarafından ‘tehlikedeki diller’ arasında gösterilmektedir (definitely - ISO 639-3 code). Türkiye’de
konuşulan Nogayca ise artık orta ve genç kuşakta büyük ölçüde, çocuklarda ise tamamen yerini Türkiye
Türkçesine bırakarak çok daha ciddi tehlikededir. Orta ve genç kuşağın bildiği ve konuşmaya çalıştığı
Nogayca, aslında bir yönüyle Nogayca, bir yönüyle ise Türkiye Türkçesi yapıya sahiptir. Karma bir ağız
niteliğinde olan Türkiye Nogaycası’nın sürdürülebilirliği çok zor görünmekte, ancak, Nogaylar dillerinin
gittikçe yok olmaya doğru ilerleyişine kayıtsız değiller. Dernekleşme, kimi kültürel ritüeller ve sosyal
paylaşım yollarını kullanarak bu ilerleyişi durdurmaya çabalıyorlar.
Bu bildiri ile Türkiye’de yaşayan Nogayların kısaca dil durumları ortaya konacak ve onların dillerini
koruma çabalarına katkı sağlayacak kimi öneriler tartışılacaktır.
Temel Kaynaklar
Csató, É. Á. & Karakoç, B. (1998). Noghay: Johanson, L. & Csató, É. Á. (yay.). The Turkic languages, London
& New York, 333-343.
Çelik Şavk, Ülkü (2014). Türkiye Nogayları ve Dilleri Üzerine, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, Cilt: 13, s. 353-374.
Ergönenç, D. (2009). Nogay Türkçesi Grameri. Ses ve Şekil Bilgisi. Ankara.
Jankowski, H. (2000b). Tatarzy i nogajowie w Turcji. Rocznik tatarów Polskich 6, 118-126.
Karakoç, B. (2007b). Kuzey Kafkasya Türk Halklarından Nogaylar: Dil, Edebiyat ve Kültürleri Üzerine Notlar.
In: Eker, S. & İslam, A. (yay.) Edebiyat ve Dil Yazıları: Mustafa İsen'e Armağan. Ankara, 345-356.
Özergin, M. K. (1985). Çağdaş Türk Dünyasından: Nogaylar. Milli Eğitim ve Kültür 7(31), 64-80.
Kırımlı, Hakan (2012). Türkiye’deki Kırım Tatar ve Nogay Köy Yerleşimleri. Ankara: Tarih Vakfı Yurt
Yayınları.
Tavkul, U. (2003). Kafkasya’daki Nogay Tatarlarının Etno-politik Durumları Üzerine Sosyolojik Bir Analiz.
Kırım Dergisi 11 (41-44), 38-46.
49
Eski Türkçede Algı Eylemleri ve Çok Anlamlılık: Eşid, TıNla ve Tuy
Zeynep ERK EMEKSİZ
Anadolu Üniversitesi
Bu çalışmanın amacı algı eylemlerinden duymak ve dinlemek eylemlerinin 7-13. yüzyıl dönemindeki
anlamsal genişlemelerini ve bu anlamsal genişlemelerin izlediği kavramsal haritalama örüntüsünü
betimlemektir. Bu amaçla Köktürk yazıtları, Eski Uygur metinlerinden Budist metinler ve Divan-ı
Lügatit Türk metinleri taranarak duyma kavramsal alanıyla ilgili eylemler etiketlenecek ve çok
anlamlılık örüntülerine ulaşılmaya çalışılacaktır.
Algı Eylemleri evrenseldir ve bütün insan dillerinde değişik dilbilgisel ve anlamsal özelliklerle en çok
kullanılan temel eylemler grubundadır. Bakmak-görmek, dinlemek-işitmek/duymak, tatmak,
dokunmak, koklamak gibi eylemler Viberg’e (1984) göre anlamsal olarak iki özelliğe göre
sınıflandırılabilirler. 1. İstemli [+kontrol eylemleri] ve istemsiz olanlar [-kontrol eylemleri]. 2.
Yüklendikleri anlamsal rol. İstemli olanlar öznelerine KILICI rolü, istemsiz olanlar ise DENEYİMCİ
rolü yükleyenlerdir. Türkçede bakmak (istemli) ve görmek (istemsiz) ; dinlemek (istemli) ve duymak
(istemsiz) ; dokunmak (+/-istemli); koklamak (istemli) ve kokusunu almak (istemsiz) v.b. eylemler
algı eylemleri grubuna giren eylemlere örnek olarak verilebilir.
Çalışmamıza temel oluşturan diğer çalışma da Sweetser’in (1990) ‘From Etymology to Pragmatics:
Metaphorical and Cultural Aspects of Semantic Structure’ adlı çalışmasıdır. Bu çalışmada Sweetser
algı eylemlerini Hint-Avrupa dillerinde hangi kavramsal metaforlarla oluşturulduğunu saptamıştır. Söz
konusu çalışmada Sweetser algı eylemlerinin İngilizcede anlamsal değişimi ve eylemin metaforik
anlam genişlemesini betimleyen kavramsal şemasını sunmaktadır. Çalışmanın bulgularına göre
duymak kavramsal alanında çok anlamlılık oluşturmak için kullanılan temel özellik ‘önemsemek’
olarak ortaya çıkmaktadır.
Çalışmamızdaki ilk gözlemlerimize göre Köktürk yazıtlarında ve Uygur Budist metinlerde ‘eşid’
eylemi hem istemli bir eylem olan ‘dinlemek’ temel anlamıyla hem de istemsiz olan ‘kulağına gelmek’
anlamıyla kullanılmaktadır. Anlamsal genişlemesi ise istemli olan ‘emre itaat etmek’ ve istemsiz olan
‘haber almak’ biçiminde ortaya çıkmaktadır. Benzer biçimde ‘tıla’ eylemi de geçmektedir. Bu
eylem çoğunlukla istemli anlamıyla kulak vermek’ ve itaat etmek anlamlarıyla genişleme
göstermektedir. Bugünkü Türkiye Türkçesinde ‘duymak’ eylemi de bir algı eylemidir ve fiziksel
olarak ‘işitmek’ anlamına benzer biçimde kullanılmaktadır. Ancak Köktürkçe Tuyukuk yazıtında
yalnızca ‘hissetmek’ anlamıyla mevcuttur. Eski Uygurca metinlerde ise sözcük fiziksel anlamıyla
değil yalnızca ‘önemsemek’ ve ‘dikkat etmek’ gibi bilişsel anlamıyla geçmektedir. Dolayısıyla ‘tuy’
eyleminin anlamsal genişlemesi bilişsel anlamdan fiziksel anlama doğru olduğu söylenebilir.
Temel Kaynaklar
Clausen, S.G. (1972). An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish. Oxford: Oxford University
Emeksiz, Z. ve Uluyüz, B. (2014). ‘Evolution of visual perception verbs in Turkish: Körmek ‘. 16 th ICTL, University of Rouen,
Fransa.
Traugott, E. and Dasher, R.B. (2002). Regularity in semantic change. Cambridge: Cambridge University Press
Sweetser, E. E. (1990). From Etymology to Pragmatics: Metaphorical and Cultural Aspects of Semantic Structure
Whitt, R.J. (2010). Evidentiality and perception verbs in English and German. Frankfurt: Peter Lang Verlag.
Willett, T. (1988). A cross-linguistic survey of the grammaticalization of evidentiality. Studies in Language 12(1): 51–97.
Viberg, A., (1983). The verbs of perception: a typological study. Linguistics 21 (1), 123–162.
POSTER BİLDİRİ
50
Türk İşaret Dilinde (TİD) Seslem Yapısının Dağılımsal Görünümleri
Bahtiyar MAKAROĞLU, Pınar BEKAR
Ankara Üniversitesi
İşaret dili ve sözlü dil arasında yapısal yönden pek çok farklılık bulunmakta, en büyük farklılık ise
hiyerarşik yapının sunumunda görülmektedir: yapının en üst noktasındaki kökün, ünsüz ya da ünlü
benzeri bir birim yerine, bütüncül bir sözlükbirim/gövde olması. TİD sesbilimsel yapısına ilişkin
araştırmalar (Kubuş, 2008; Makaroğlu, Bekâr & Arık, 2014), sesbirimlerin ayırıcı özellikleri etkin bir
şekilde ortaya koymasına karşın, seslemin yapısal ve dağılımsal özelliklerine ilişkin henüz ortaya
koyulmuş bir çalışma bulunmamaktadır.
Bilindiği gibi sözlü dilde “seslem ağırlığı” ünlü ve ünsüzlerin özelliklerine göre, işaret dilinde ise aynı
işlev “hareket” ile belirlenmektedir. İşaret dilinde seslemin yapısal ve dağılımsal özelliklerini ortaya
koyan pek çok model bulunmaktadır: El Tabanlı Model (Cheremic Model) (Stokoe,1960; Stokoe ve
diğ. 1695), Kalıp-Hareket Modeli (Hold-Movement Model) (Liddell & Johnson, 1989), Katmanlı El
Modeli (Hand-Tier Model) (Sandler, 1989) ve Bürünsel Model (Prosodic Model) (Brentari, 1998).
İşaret dillerinin seslem yapısındaki çizgisel ve çizgisel olmayan görünümü daha net ortaya
koyabildiği, hareketin uzunluğunun ya da kısalığının bir sözlüksel karşıtlık oluşturabildiği ve daha
yetinmeci bir bakış açısı ile el şeklindeki değişimleri sunabildiği için bu çalışmada Bürünsel Model
temel alınacaktır.
Yukarıda betimlemeler doğrultusunda ve örneklem üzerinde rastlantısal gözlem tekniğinin kullanıldığı
bu araştırmada aşağıdaki sorulara yanıt aranacaktır:
a) TİD seslem yapısının yapısal ve dağılımsal görünümlerine ilişkin alt sınıflandırma ve türleri nasıl
ortaya konulmaktadır?
b) TİD seslem yapısı, ses olayları (benzeşme, silme vd gibi) açısından nasıl bir görünüm sunmakta ve
bu ilişkilendirme hangi sesdizimsel değiştirgenler açısından ele alınmaktadır?
c) TİD’de dilsel, üretimsel ve algısal kısıtlılılıklar seslem yapısının dağılımsal özelliklerini nasıl
etkilemektedir?
Yukarıdaki araştırma soruları çerçevesinde, TİD’deki seslem yapısının sesdizimsel açıdan nasıl bir
dağılımsallık içerdiği ve bu dağılımsallığı etkileyen etmenlerin belirlenmesinde nasıl bir görünümün
ortaya çıktığı merak konusudur. TİD örneklemi bağlamında elde edilecek bulgular, Bürünsel Model’in
TİD açısından yorumlanması ve TİD seslem yapısının betimlenmesi açısından ulusal ve uluslararası
alanyazınına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Temel Kaynaklar
Brentari, D. (1998). A Prosodic Model of Sign Language Phonology. Cambridge, MA: MIT Press.
Kubuş, O. (2008). An Analysis of the Turkish Sign Language (TİD) Phonology and Morphology. Yayınlanmamış Doktora
Tezi. ODTÜ: Ankara.
Liddle, S. ve Johnson, R. (1989). American Sign Language: The Phonological Base. İçinde Sing Language Studies 64, 197-277.
Makaroğlu, B., Bekar, I. P., & Arik, E. (2014). Evidence for minimal pairs in Turkish Sign Language. Poznań Studies in
Contemporary Linguistics 50(3), 207-230.
Sandler, W. (1989). Phonological Representation of the Sign: Linearity and Nonlinerarity in American Sign Language.
Dordrecht: Foris Publications.
Stokoe, W. (1960). Sign Language Structure: An Outline of the Visual Communication Systems of the American Deaf. İçinde
Studies in Linguistics, Ocassional Papers 8. Silver Spring, MD: Linstok Press.
Stokoe, W., Casterline, D. ve Croneberg, C. (1965). A Dictionary of American Sign Language on Linguistic Principles. Silver
Spring, MD: Linstok Press.
51

Benzer belgeler