Tarih_Oncesi_Arkeolojisine_Giris

Transkript

Tarih_Oncesi_Arkeolojisine_Giris
Ana Hatlarıyla Tarih Öncesi Arkeolojisi
Arkeoloji: Geçmiş dönemde yaşamış olan insan topluluklarının, kalıtımsal özelliklerine bağlı
olmayan yaşantılarını, kültürel ve toplumsal düzenlerini günümüze kadar gelen maddi
kalıntılara dayanarak araştıran, belgeleyen ve bunlardaki gelişim sürecini inceleyerek
yorumlamaya çalışan bilim dalıdır.
www.illuzia.net (video)
Piskopos James Ussher 1593’te Tevrat, Adem-Havva’ya bakarak dünyanın MÖ 4004 yılında
yaratıldığını söylemiş. Dünya en az 4 milyar yaşında.
İnsan: Belirli amaçlara yönelik alet yapan ve edindiği deneyimleri, bilgileri diğer insanlara
herhangi bir yolla aktarabilen canlı.
Kalıtımsal: Edinsel olmayan veya yaşam süresi içinde deneysel olarak geliştirilmeyen
özelliklerdir.
Maddi kalıntı: İnsan tarafından etkilenen, kullanılan, değiştirilen, yapılan yada biçimlendirilen
şey.
Günümüze ulaşan kalıntı: Bulguların bir bölümü yapıldığı hammadde türüne ve bulunduğu
ortama bağlı olarak tümü ile ortadan kalkacaktır.
Doğal etmenler: Kimyasal değişme ve bozulma; fiziksel olarak (örn. darbe, basınç)
bulunduğu yerden sürüklenme; biyolojik, bakteri, hayvan, tahribat, yeniden kullanma,
karıştırma vs.
Maddi kalıntıların zamana dayanıklılığı ve arkeologun bunu bir belge olarak görüp özenli bir
inceleme yapması önemlidir.
Maddi kalıntılar bireylerin rasgele yapıp kullandıkları şeyler değildir. Toplumların
davranışlarını gösterir.
Sistematik bilim için rastlantılara dayanmayan, bilinçli kullanılan maddi kalıntılar lazımdır.
Aletlerin farklı bölgelerde ve zamanlarda kullanımları farklı olabilir. Maddi kalıntılar durağan
değildir.
Maddi kalıntılarda değişimi belirleyen etkenler:
• Gereksinim
• Teknik beceri ve düzey
• Doğal çevre ve ortamın elde edilebilirliği
• Toplumsal beğeni
• Başka kültür bölgeleriyle ilişki
Kazıdan önce yüzey araştırması yapılır. Her şey belgelenmeli ve görmeyenlerin
anlayabileceği şekilde tanımlanmalıdır. Daha sonra yorum ve değerlendirme yapılmalıdır.
Belgeleme
Belgeleme için ilk olarak nesnel ve belirli ölçülere göre tanımlama gerekir. Tanımlamada o
nesneyi yada kalıntıyı görmeyenlerin de görmüş gibi kullanabilecekleri şekilde belirli bir
yöntem içinde olması gerekir. Gözlem, çizim, fotoğraf gibi yöntemler kullanılabilir.
Yorum-değerlendirme
Esas olan, çeşitli kalıntıların bilimsel ölçütlere göre sınıflandırılması, zaman ve alan içindeki
yayılımı (tarihlendirilmesi), bunları arkeologların amacına uygun olarak değerlendirerek
yorumlamasıdır.
Tarihlendirme
Mutlak ve göreli yapılabilir.
Mutlak (absolute) tarihlendirme: örn. Tabletlere (yazı), yıllıklara göre.
Göreli (relative) tarihlendirme: örn. Kadeş anlaşması, Malazgirt savaşı.
Araştırma
Arkeoloji maddi kalıntılara dayandığı için her şeyden önce maddi kalıntıların elde edilmesi
gerekir. Kazılarda elde edilen buluntular birinci derece belgelerdir.
1
Arkeolojik dolgu: İnsanların yaşadıkları yerlerde bıraktıkları maddi kalıntılar, yaşanmış,
orada kalmış her şey (dolgu birikiminin tümü). Pek çok durumda en eski kalıntılar en alttadır,
ancak bazen ters tabakalanma yeniyi alta, eskiyi üste döndürebilir.
Arkeolojik veri: Her türlü kalıntı. Doğal ortam bu verileri değiştirebilir.
In situ: Buluntular o zaman olduğu gibi kalmışsa (özgün konumunda).
İkincil dolgu: Aktarılmış (yer değiştirmiş) buluntular.
Höyük: Her hangi bir yerde kurulmuş olan yerleşim yerinde yıkıntıların bıraktığı yükselti.
Aynı yerde üst üste yerleşmeyi doğal çevre belirler. Bu dolguların her birine “tabaka” denir.
Tabakalarda çok köklü değişiklik yoksa her tabaka bir kültür evresini temsil eder.
Derste Troia tabakalaşması gösterildi.
Yerleşim yerindeki yapıların anıtsallığı da belirleyicidir.
Höyükleşme sürecini etkileyen faktörler:
• Doğal çevre koşullarının zorlayıcılığı
• Yapı malzemesi
• Korunma
• Beslenme
• Hızlı ve belirgin kültürel değişim.
Doğal şartlar zorlayıcıysa, aynı yere yerleşmek zorunda kalındığı için höyükler daha yüksek
olur.
Tümülüs (mezar tepesi): Soylu kişinin mezarı üstüne belli olması için toprak biriktirilir, külah
biçimli suni tepe oluşur.
Mezarlık (nekropol): Ölüler kenti. Trakya’da çok. Edirne Mollapaşa kazılmış tek örneği.
Ören yeri: Antik kentlerde inşa edilen yapıların önemli bir kısmı ayakta, görülebilir. Altında
başka katmanlar da olabilir.
Mağaralar, kaya sığınakları: Kalkerli yerlerdeki doğal oluşumlar. Mağaralara dışarıdan da
dolgu gelir, yarasa gibi hayvanlar da dolgu getirir. Mağaralar dinamiktir, kenar veya üst taşları
yıkılabilir. Çoğu kez tesadüfen bulunurlar.
Kültür
Arkeolojik anlamda kültür, belirli bir toplumun teknolojik, toplumsal veya çevresel etkenler ile
gelişen, toplum düzeninin dış ve iç değişkenliklerine göre organize olmuş gerçek anlamda
kültürün, belirli bir zaman içerisinde sınırları belli bir bölge içinde bize kadar kalabilmiş maddi
kalıntılarıdır. Kültür insanın ürettiği her şeydir!
Malzeme bilgisi açısından kültür, çeşitli yapı geleneklerinin belli bir coğrafyada belli bir
zaman diliminde birlik göstermesidir.
Eğer bir alet iki farklı yerde (coğrafya, zaman) görülürse teknolojik düzey veya ihtiyaçların
paralel olduğunu gösterir. Bu tip duruma “koşut gelişme” denir. Bir yere ait kültür dersek (örn.
Hacılar kültürü), önce o yerleşim bölgesinde tanımlanan veya ilk olarak orada ortaya çıkmış
maddi kalıntılar.
Neolitik / kalkeolitik / tunç çağı vs. genel şemsiye.
Yakındoğu arkeolojisinde genellikle yerleşme isimleri ile kültür adı verilmez. Ancak Balkanlar
veya Avrupa’da yer adları hatta yer adı dizisiyle tarif edilir.
Tarihlere göre de kültür tanımı yapılabilir (örn. MÖ 6000 yılı kültürü).
Kültürel Miras
Quito (ABD) normları, 1967
Artık arkeoloji kalıntılar devletin zenginliğinin bir parçası olarak görülüyor. Devlet
planlamalarında arkeolojik zenginliğin planlaması da yer alıyor. Tüm arkeolojik doğal
çevrenin korunması, ayrıca sanayi yatırımları da arkeolojik zenginliğin arttırılması olarak
değerlendiriliyor.
Culturel Resource Management, 1970
Devlete bir misyon ve Quito normlarını düzenleyici rol yükleniyor. Ortaya çıkartma yerel
yönetimlere devrediliyor. Anlayış, kültür varlıklarını yönetme boyutu kazanıyor. Kültür
2
varlıklarını izole ederek değil doğal çevresiyle birlikte korunması ön plana çıkıyor. Arkeolojik
alanın çevresi de olayın parçasıdır! Yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri (örn. Arkeologlar
derneği) daha fazla sorumluluk alıyor.
1980’lerde taşınabilir ve taşınamaz kültür varlıkları sadece koruması gerektiren nesneler
olmaktan çıkıp günümüzde ve gelecekte varlıkları vurgulanıyor.
Arkeoloji ve toplum ilişkisi
Arkeoloji çok yanlış anlamalara açık bir alan. Halk diline tercümesi hazine avcılığı, eski eser
ticareti gibi algılanıyor. Sinema sektörü de suçlu (örn. Indiana Jones filmleri). Medya da
benzer şekilde yaklaşıyor.
Amerika’da National Park Service (NPC): Halkın arkeolojiye ilgisini arttırmak, bu konuda
politikalar geliştirmek için 1934’de kurulmuş, 7000 üyesi var. Avrupa’da müze temelli eğitim
var.
English Heritage: 100.000 üyeli. Bu sayı çok gibi görülmesine karşın örn. Kraliyet Kuş
Örgütlenmesi üye sayısıyla (1 milyon üye) karşılaştırıldığında küçük bir sayı.
Yerel Kimlik
Arkeolojik sitler gerçek olayların gerçekleştiği yerlerdir. Bu yerleri bilmek modern hayatın
getirisidir. Kültürel kimlik ve hatıradırlar, yerel ve milli gurur kaynağıdırlar, sakin ve huzurlu
yerler olarak insan hayatında önemli rol oynarlar. Kültürel miras da temiz hava, temiz su gibi
hayatın kalitesini arttıran unsurlardandır.
Devletin rolü
Devlet küçüldüğü için her alanda rolü azalmaktadır.
Turizm payı
“Turistten korunma”, ziyaretçi yönetimi kavramı. Troia ve Pompei milyonlarca kişi tarafından
gezilmektedir.
Uluslararası belgelerde arkeolojik miras yönetimi
1990, Uluslar arası arkeolojik alanları koruma
1992, Malta, Arkeolojik mirası koruma sözleşmesi
1993, Dünya kültür mirası sitleri için yönetim ilkeleri
ICOMOS kriterlerine bak! http://www.icomos.org.tr http://www.icomos.org
Tüm bölge (bütün) için politikalar üretilmeli
Kararlar devletin veya yerel yönetimlerin (işletmecilerin) insafına bırakılmamalı
Yüzey araştırmaları çok önemli
Yatırımlarla son dakikada karşılaşılmamalı
Koruma, ilke olarak yerinde olmalı
Bir yer gezilecekken belli normlara uyulmalı
• Bütüncül koruma
• Yasal düzenlemeler ve finans kaynağı
• Envanter çalışmaları
• Kazı gibi araştırmalar
• Koruma
• Tanıtım bilgilendirme, onarım
1992, Malta Valetta
Türkiye de imzalamış
Ülkelerin envanter çalışmalarını sürdürmesi devam etmeli
Koruma alanları tanımlanmalı
Kazı çalışmaları bitince alan koruma altına alınmalı
5. madde: Bütüncül bir yaklaşım geliştirilmeli. Kentlerin gelişim projelerinde arkeolojik
envantere dikkat edilmeli.
8. madde: Toplumla arkeolojik miras arasındaki iletişim için çalışmalar yapılmalı. Uygun
alanlar teşhire açık olacak şekilde düzenlenmeli.
Uluslararası belgelerde arkeoloji miras yönetimi
3
1997, Avrupa Konferans Bildirisi
• Yerel kimliğe katkı
• Ekonomiye katkı
• Kültürel miras ve turizm
• STK’ların rolünün arttırılması
1998-2002, Avrupa-Akdeniz kültür mirası birlikteliğini içeren bildiri
• Konservasyon çalışmalarının verimliliğini arttırmak
• Rolü bulunan ülke ve yerel kimliği arttırmak
• Euro-Mediterranean kimliği ve kültürü yaratmak
• Yerel ve geniş içerikli ekonomik gelişim
Arkeolojik sit alanı
• Arkeolojik sitler toprak altında, diğer günlük işlerin devam ettiği yerlerdedir.
• Kazılar bütünün bir parçasını ortaya çıkartır.
• Sitler tabakalıdır ve sürecin tabakalarla aydınlatılması zorluklar içerir.
• Arkeolojik sit diğerlerine göre daha uzak bir geçmişe sahiptir.
• Sitlerde elde edilen buluntular kırık, görsellik ve çekicilikten uzaktır.
• Toplum hafızasından silinmişlerdir, insanlar yaşadıkları kalıntılardan haberdar değildirler.
Arkeolojinin temel yöntemleri
Arkeoloji çok disiplinli bir bilim dalıdır. Günümüz arkeologu işi organize eden bir idarecidir.
Kazıda çıkan farklı uzmanların oluşturdukları bilgileri bir araya getirir. Bir kazıya hemen her
alandan bir uzman katılabilir.
Arkeolojinin diğer bilim dallarından farkı üretilen bilginin, ne zaman, nerede, kimin tarafından
üretilirse üretilsin eskimemesidir. Arkeolojik bilgi yüzey araştırması, kazılar gibi temel
yöntemler aracılığıyla elde edilir. Zaman içinde bilgiyi yorumlamak farklı olur, ancak eski bir
çalışma “kötü” veya “iyi yapılmamış” olamaz.
Yüzey araştırması toprağa herhangi bir müdahalede bulunmadan, yüzeyde bulunanların ön
değerlendirmeye tabi tutulmasıdır. Tarihsel süreç olarak yüzey araştırması gezginlerin,
seyyahların tarihi yerlerde veya herhangi bir gezi sırasında karşılaştıklarının belgelenmesiydi.
Daha sonra profesyonel arkeologlar geniş bir coğrafyayı herhangi bir ayrım yapmadan
belgelediler. Bunlar kültür envanterimizin ilk çalışmalarıdır. Daha sonra belli bir soruya
yönelik araştırmalar yapılmıştır (örn. Ortaçağ kaleleri). Bütün bir alanı tarama da olabilir,
belirli bir alanı kurtarma (örn. Baraj) da. Yüzey araştırmalarında da ekiplerde başka
alanlardan uzmanlar da bulunur. Artık GPS, uzaktan algılama yöntemleri gibi farklı yöntemler
kullanılmakta, koordinatlar verilmekte ve haritalar çıkartılmaktadır. TUBA kültür envanteri
çalışmaları araştırmacılar için bir şablon oluşturmuştur.
Uzaktan algılama: Yerde ne yapıyorsanız onu hava fotoğraflarıyla yapmaktır. İlk olarak
1913’te balonla Roma kenti olan Ostia’da yapılmış. Daha sonra casusluk amacıyla çekilen
fotoğraflar kullanılmış. Örn. Bir hendek varsa oradaki bitkiler daha yüksek, taş duvardaki
bitkiler daha alçak olur. Topraktaki “anomaliler” ortaya çıkartılabilir. Assur-Babil sulama
sistemleri başka bir örnektir; çöllerde yürürken görülemeyenler hava fotoğraflarıyla ortaya
çıkartılabilir.
Geographical Information System (GIS): Farklı seviyelerde izleme olanağı verir. Örn.
Şimdi kuru olan bir akarsunun ne zaman su içerdiği bilinemeyebilir, GIS bunu modelleyebilir.
Jeomanyetik yöntemler: Toprağa yüzeyden elektrik dalgası göndererek toprak altındaki
maddelerin tepkilerinden (dirençlerinden) yorumlanarak şekillerinin çizilmesi. Höyük gibi tek
katlı tabakalanma olmayan durumlarda iyi veri sağlanamayabilir. Belli toprak tiplerinde iyi
yanıt alınmayabilir. Örn. Tarlanın içinden geçen su borusu patlamış, yuvarlak alan yapmış,
kazanları yanıltmış.
4
Arkeolojik kazılar
Bize kadar ulaşan kalıntılara kazı yapma suretiyle müdahale, ancak bir anlamda da tahribat
demek. Geri dönüşümsüz olduğu için belgeleme çok önemli. Trakya’da 5-10 bin sene 5-10
cm içinde kalmış olabilir. En küçük çapa bile bir köyü “kıtır kıtır” yiyebilir. Bugün
karşılaşılanlar yeterince algılanamayabilir. Yeterli belgelendirme sonucu daha sonra
başkaları anlayabilir. Schillman’ın Troia’yı kazma yöntemi bugün yanlış, ancak böyle
yapılması bugün böyle yapılmaması için bir yol olmuştur.
Belgeleme yöntemleri
• Fotogrometri
• Çizim
• Scan etmek (tarama)
• Gözlemleri yazmak
• ***
Arkeoloğa düşen görev elinden gelen bütün olanaklarla en iyi belgelemeyi yapmak ve ileride
bu yöntemlerin gelişmesi için olanak hazırlamaktır.
Eskiden buluntuya endeksli büyük alanlı mkzılar yapılmış (çevreye endeksli değil).
Belgeleme o zaman kazı yapanın gözlemleriyle sınırlı.
İlk olarak 1605’te Fransa’da Le Privot’da kazıyla ilişkili belgelendirme yapılmış, iskeletlerin
birbiriyle ilişkisi belgelendirilmiş.
19. YY’a kadar buluntuların belgelenme yöntemlerinde gelişmeler olmuş.
1764’de Winkelman değerlendirme ve yoruma üslup katmış.
1880’de O. Montelius “tipoloji” kavramını ortaya koyar. Bu şekilde buluntular biçimsel
özelliklerine göre sınıflandırılır ve birbirleriyle ve farklı coğrafyalarda ortaya çıkanlarla vs.
karşılaştırılır. Örn. Bir kabın yapılış biçimi (ölçüleri vs.) onun tipolojik özelliğidir.
RS Braidwood buluntuların, bitki taneleri, hayvan kemikleri, toprak özellikleri gibi beslenme
ve doğal çevre ortamı ile değerlendirilmesi kavramını ortaya koyar.
Kazılara doğa bilimciler de katılmalıdır. Sadece çanak-çömlekle doğa anlaşılamaz. Artık
arkeoloji eser endeksli algılama değildir.
İlk dönemlerde kazıların ağırlığı bir buluntunun nasıl ortaya çıkartıldığına değil ne anlam
taşıdığına odaklanır. Eskiden işçi kazar, arkeolog ortaya çıkana para verirmiş.
Bugün kazılar, 1960’lı yıllardan başlamak üzere ızgara sistemi ile yapılır. Önce bir topografik
plan çıkartılır, en yüksek noktası belirlenir. Alanın eğimine bakılmaksızın kareleme sistemi
yapılır. Her kareye (genellikle 5 x 5 m) bir ad verilir ve bu karelerin içi kazılır. Her karenin
dünya üzerindeki yeri bellidir. Deniz seviyesinden yükseklik de ölçülür.
Her arkeolog elindeki teknolojiyi en iyi şekilde kullanmalıdır. Çok büyük alanlarda üç boyutlu
çalışma yapılmalıdır.
Katmanlar her zaman ardısıra gelmezler, yerleşim aşağıdaki şekilde olabilir:
1. Kat
≡≡≡≡≡≡≡≡
≡≡≡≡≡≡≡≡ 2. Kat
3. Kat
≡≡≡≡≡≡≡≡
Bir evin avlusu, diğer evin çatısı aynı hizada olabilir. Bu şekilde en alttaki en üsttekiyle
çağdaş olabilir.
Bir kazının ne kadar süreceği öngörülemez.
Profiller: Karelerin arasına 1 m eninde boşluklar bırakılır. Buralarda yürünebilir, toprak
harfiyatı toplanabilir. Bu şekilde duvar içinde bir kesit oluşturulur.
Arkeolojik kazılar için gerekli uzmanlar: zoolog, jeoarkeolog, arkeobotanik, mimarlar,
restoratörler… Bazı uzmanlar kazıda değil mutfaktadır.
Kazı sırasında tasnifleme ve ön değerlendirme yapılmalıdır. Uygun numaralandırma yapılır.
Yıkanabilenler yıkanır, kurutulur, depolanır. Her kutu kütüphanedeki bir kitaptır.
Buluntu: İnsanların kullandığı, biçimlendirdiği ya da etkilediği her türlü tanımlanabilir
nesneler.
Buluntu topluluğu: Belli bir merkezde bulunan buluntular.
5
Yapım geleneği: Tanımlı bir zaman birimi ve coğrafya içinde belirgin buluntu topluluklarının
birlikte görülmesi.
Tipoloji: Buluntuların biçimsel özelliklerine göre sınıflandırılması.
Anoloji: Belirgin tiplerin farklı coğrafyalardaki tiplerle karşılaştırılması.
Yapım geleneği çok detaylı olabilir (örn. İki baltanın farklılıklarının ortaya konması). Tipoloji
ise ortak özelliklerden yola çıkar.
Tarih öncesinin tarihi
Ortaçağın karanlık dünyasından kurtulmak isteyen Avrupa, aydınlanma çağında GrekoRomen (Grek, Helenistik, Roma) kökenlerini aramak ister ve klasik arkeolojinin temelleri
atılır. Aydınlanma çağı kanıtlanabilir bir algının üretilmesidir.
Endüstri devriminin, kömür, taş, maden gibi yoğun hammadde gereksinimi jeolojiyi doğurdu.
Jeologların arkeolojiye ilk katkıları fosillerle karşılaşmalarıdır. Ancak onlar insan eliyle yapılan
aletlerle de karşılaşmışlardır.
İmparatorlukların ardından ulus devletlerin ortaya çıkması yeni ulusların kökenlerini
aramalarına yol açmış, devlet politikaları arkeolojik çalışmaları desteklemiştir (uluslaşma
süreci).
Tarih öncesi arkeoloji
İnsan olarak tanımlanabilir canlıdan yazının ortaya çıkmasına kadar geçen süre yani yaklaşık
4-4.5 milyon yıllık bir süredir.
Çağlar dünyanın farklı yerlerinde farklı zamanlarda olmuştur. Örn. Yazı kuzey Avrupa’da
milattan sonra kullanılmıştır!
Paleolitik, epipaleolitik dönemler (MÖ 2.600.000-12.000)
Dönemler dünyanın farklı coğrafyalarında farklı zamanlarda olur. Homo erectus,
Anadoluda’da indirekt bulgularla ilk ele geçmiş insan türüdür. Gürcistan’da 1.8 milyon,
Yunanistan’da 1.2 milyon yıllık alet buluntuları var. O dönemlerde insanlar aynı yerde çok
uzun kalmamışlar. Kalıntıları çok kolay bulunabilir değil. Küçük gruplar (20-25 kişi) ve
mevsimlik kalınan yerler var. Anadolu’da yaklaşık 200 paleolitik-epipaleolitik yer saptanmış.
Paleolitik çağ araştırmaları da sayıca az. Yakındoğu’dan Avrupa’ya ve Orta Asya’ya geçiş
Anadolu üzerinden olmuş olmalı. O zamanlar Anadolu’nun coğrafyası biraz farklı. Pleistosen
dönemde Anadolu ılıman iklime sahip. Daha sonra buzul çağı başlıyor, 1700 m’den sonrası
buzul oluyor. Geceleri çok soğuk, gündüzleri ılımanlaşan bir iklim. Sıcaklık farkı çok fazla. Bu
durum kolivyal toprakları oluşturuyor. Paleolitik araştırmalarda o zamanki toprakların bulup
araştırmak lazım. 4. zamanda göller de farklı. Çöküntü alanları tanımlı. Tuz gölü, Burdur, Van
ve Konya civarındaki küçük göller bu dönemde oluşmuşlar. Göl teraslarında su seviyesi
alçalıp yükselmiş. Dressensia türü deniz kabuklusu bu dönemde tatlı ve hafif tuzlu suların
olduğunu göstermiş ve bu kabuklular o dönemde tüketilmiş. İnsanların yaşayabileceği küçük
ekosistemler oluşmaya başlamış.
Kıyı şeritleri de farklı. Kıyı şeritlerinde çok dik yarıklar var, kıyı batıya doğru bugünkü deniz
kıyısından daha uzakta. Buzullar erimiş, bugünkü sular daha yüksek. Paleolitik buluntuların
önemli bir kısmı su altında.
(Paleolitik dönem alt, orta üst olarak sınıflandırılır. Prehistorya ilk, orta, son terminolojisini
tercih eder). Epipaleolitik-Mezolitik dönem bir ara dönem.
Alt paleolitik
İlk alet yapan insan. Çakıltaşı (çaytaşı) ve avuç içine sığabilen aletler. Akarsular tarafından
yumurta biçimine getirilmiş taşların ön kısımlarına vurarak kesici bir yüzey elde etmişler
(Oldowan türü aletler, Afrika). Avrupa’da karşılığı Fransa St. Acheuil. Achuilien (acheuil tipi)
el baltaları tüm Afrika, Akdeniz çevresi, güney ve güneybatı Asya ve Batı Avrupa’da
görülmüş. Doğu Avrupa ve asyanın büyük bölümünde farklı aletler var (Clarkton yapım
geleneği).
Gaziantep çevresinde Dülük ve Zincirli (Sam al), Nizip horum köyü yakınlarında,
Adıyaman’da Kahta ve Samsat, Urfa’nın Bozova, Hilvan, Birecik (atölye bile var) ve Suruç
6
ilçelerinde, Ankara çevresi, İzmir, İstanbul yakınlarında Göksu ve Kefken bu dönem
buluntuların rastlanmış. El baltaları (paleolitik) ile yassı baltalar (neolitik) karıştırılmamalı.
Niğde ilinde volkanik Hasandağı çevresinde Avladağı ile Kaletepe’de obsidienden yapılmış el
baltaları bulunmuş. Kaletepe’de Anadolu’dan çıkan en eski çakmaktaşı ve obsidienden
yapılmış aletler bulunmuş.
Konya Dursunlu’da açık bir linyit madeninde 900.000-780.000 arasına tarihlenen, aletlerle
birlikte geyik, at, sığır, mamut (soğuk bir step ortamı) gibi bazı hayvan kemikleri bulunmuş.
Marmara yarımburgaz mağarasında, Antalya karain mağarasında, Denizli’de Kocabaş taş
ocağında 500.000-400.000 yıllık Homo erectus kemikleri bulunmuş.
Orta paleolitik (250.000-45.000) (75.000’de başlatanlar var)
Neandertal insanı var. Koşullar daha kurak. Ardından yeni bir buzul dönemi gelir. Fransa’da
Levalois (leveluva) ve Mousthen (musteryen) yapım geleneklerinde, artık her işlev için ayrı
aletler tasarlanır. Düşünsel yetileri ve el becerileri biraz daha gelişmiş. En yaygın hammadde
çakmaktaşı. Farklı yongalama yöntemleri gelişir. Yongalama çok hassas yapılır (örn. Bir
sapa göre hesap edilerek). Ok ve mızrak uçları ortaya çıkar. Sapa bağlanıp fırlatılırlar (ilk
makineler). Aerodinamik özellikler çözülmüş, eşit kenarlar yapılmış. Uzaktaki hayvanlar, hızlı
avlar avlanabilmekte. Uzak mesafeli silahlar! Bunlar insanın beslenme alışkanlıklarını da
değiştirir. Balıklar avlanabilir, kuşlar daha kolay avlanır.
Bir başka yenilik de soyutlama yetisinin gelişmesi. Ölümden sonra başka bir dünyanın var
olduğunun düşünüldüğünü gösteren uygulamalar: ölülerin bilinçli olarak hazırlanmış yerlere
gömülmeleri, yanlarına armağanların, takıların bırakılması, mezar çukurlarının etrafının
taşlarla sınırlandırılması.
Karain mağarası, Kocapınar, Beldibi, Kumbucağı, Karatepe deresi III mevkinde musteryen
aletler bulunmuş. Neandertal 200.000-250.000 yıllarında buralarda. Avrupa’da daha sonra
(100.000-120.000). Neandertal Avrupa’ya Yakındoğu üzerinden gitmiş.
Üst Paleolitik Çağ (45.000-12.000)
28.000’lerde Neandertal ortadan kalkar, modern insan dünyanın hemen her yerinde görülür.
Neandertal ile modern insan (homo sapiens sapiens) birlikte yaşamış. Bu dönemde sanat
ortaya çıkmış. Mağara duvarlarında taşınabilir nesnelerin resimleri var. Farklı teknolojiler
üretilir. Köpek evcilleştirilir.
Chatelperronian
Orta paleolitik geleneğinden üst paleolitiğe geçiş
Aurignacian 36
22.000 ilk dilgi endüstrisi
Gravettina 33
22.000 daha ince ve özenli
Solutrenian 22
18.000 oldukça ince ve özenli
Magdalenian 18
Üst paleolitik sonu dilgi endüstrisi
Gelişimler
• Malzeme seçiminde gelişimler (obsidien, çakmak taşı, kemik)
• Daha keskin kenarlar elde etme, iki yüzeyli aletler
• Simetriye dikkat edilir
• Daha fazla çaba ve zaman harcanır
• Biyolojik, düşünsel gelişme, beklentiler artmış, beslenme alışkanlıkları değişmiş
• Teknikler çeşitlenir (örn. Kazıyıcı, yan kazıyıcı, bıçak gibi)
• Alet üretiminde aşamalar artar (daha önceleri bunların başlangıç aşaması.
Dilgi: Boyu eninin en az iki misli olan alet.
Üst paleolitikde alet yapımı oldukça hiyerarşik şekilde kurgulanmış. Üretilen aletler, algı,
muhakeme ve planlama sonucu yapılmış. Alet yapmak için aletler yapılmaya başlanır.
Kompozit alet: Birden fazla malzeme kullanılan alet (örn. Mızrak: taş + tahta)
Evcilleştirme: Köpeğin hayatta kalması ve üremesi insana bağlıdır. Kurt ailesinden gelir.
İnsanın sahip olmadığı özellikleri var. Köpekle birlikte insanlar hayvanlarla başka bir şekilde
ilişki kurar (avlanacak ve korkulacak dışında).
Sanat eserleri: Kadın heykelleri, Venüs.
7
Mağara resimleri: İnsanlar çok az, hayvanların olduğu sahneler ağırlıkta. Soyutlama
nitelikleri gelişmiş. Geniş coğrafyalarda örneklenen inanç sistemleri (algıları), ortak kaygıları
var.
Neolitik çağ (GÖ 12.000-14.000) Yerleşik Yaşam
Neolitik devrim (üretim devrimi): Beslenme alışkanlıkları, teknoloji, toplumsal düzen
(zanaatkarlar, hiyerarşi), yaşam biçimi, insanın çevresiyle ilişkisi vs. Bir sonraki devrim sanayi
devrimidir! Bugün yaşadığımız kurumların hemen hepsinin temeli o dönemde atılır.
Çiftçi yaşam: Gezginci mağaralarda yaşam, yerleşik köy yaşantısına dönüşür. Bitki
toplayıcılığı, tahılların ekilip biçilmesi, avcılık, hayvanların evcilleştirilmesi.
Yenilikler: Ev kavramı, mülkiyet, iş bölümü, toplumsal örgütlenme, ticaret, yeni besin türleri
(tahıllar, sulu aş…), kap, kacak vs.
Neolitik çağ nerede ne zaman başladı?
Neolitik kavramı ilk kez 1865’te Lubbock tarafından ortaya atıldı (yeni taş çağı).
Yongalanarak biçimlendirilmiş taşlar ile sürtülerek biçimlendirilmiş olanları birbirinden
ayırmak için, teknolojisi belirlemek için öne sürülmüştü.
E. Smith 1915’te neolitik için tarımı bilmek gerekli demiş.
Vaha kavramı (R. Pumplly, Türkmenistan ve Avası kazıları): İklimin kuraklaşması sonucu
insan ve hayvanların vahalarda dar bir alanda bir arada yaşamaya zorlanmaları evcilleşmeye
yol açmıştır.
Akarsu uygarlıkları kavramı (G. Childe): Tarım toplulukları ancak Mezopotamya, Nil, Indus
gibi sulak arazi boylarındaki alüvyonlu ovalarda ortaya çıkabilir.
En uygun ortam, çekirdek bölge (RJ Braidwood): Childe’ın akarsu kavramına karşı
çıkarak ilk dönemin yabani buğday, arpa, koyun, keçi gibi türlerin doğal olarak yaşadıkları
yerlerde aranmasının gerekli olduğunu öne sürmüştür. İkinci aşamada türlerin en bol olduğu
ortamın olması gerektiğini savunuyor.
Bereketli hilal-eşik bölgesi (RJ Braidwood): Yakındoğu yarı kurak step bölgesi ile dağlık
yaylaları birbirinden ayıran eşik bölgesi olabilirdi. Filistinde Karnel dağları ile başlayan,
kuzeyde Lübnan ve Amanos dağları ile devam edip, doğu toroslar ile geniş bir yay
oluşturarak doğuya uzanan, buradan güneye doğru Zagroslar ile dönen bölge. Bu kavram
uzun süre teorik tartışma olarak kalmış.
1948’de Irak’ta Jar-mo yaptığı kazısında, Braidwood’un doğa ve fen bilimcilerle arkeologlar
arasında işbirliği sağlaması belki de en önemli katkısıdır. Bu sayede sadece “güzel eser” ya
da görkemli yapı kalıntılarını ortaya çıkartmaya yönelik “sanat tarihi” gelenekli arkeolojinin
yerini kültür tarihi ile ilgili sorunlara bir bütünlük içinde çözüm arayan, bu amaçla da konusu
insan ve doğal çevre ortamı olan bütün bilim dalları ile iletişim kuran yeni bir arkeoloji
anlayışını ortaya koymuştur. Diğer uzmanlık dalları için arkeoloji bir zaman laboratuarıdır.
Neolitik çağda, son buzul döneminin hemen ardından, basınç merkezlerinin değişmesi, iklim
kuşaklarının yer değiştirmesine ve bölgenin ılımanlaşmasına neden olmuştur. Değişiklik her
bölgede aynı etkiyi yaratmamış.
Beslenme devrimi: Un, ekmek ve sulu aş.
Evcilleştirilmeden önce, tahılları toplarlar, yabani buğday ve arpayı ateşte közleyerek
yerlermiş. 30.000 buğday tanesinden bir kişinin birkaç günlük ihtiyacı karşılanabilir. Buğdayı
doğal ortamda toplayıp taşırken çok fazla döküldüğünü fark etmişler; sonra saplarından en
zor dökülenleri seçmişler; sonra en dayanıklılarını yakınlarında üretmişler. Toplanan türleri el
taşı ve altlık ile ezerek un haline getirmişler. Taş olarak gözenekli yapısından dolayı bazalt
türü taşları tercih etmişler. Neolitik dönemin hemen tüm aşamalarında hemen her evde bu
aletler bulunur.
Taş kaplar: Birçok şey denenerek, pişirme, ısıtma ve saklama yapılıyor.
Çanak çömlekler önce güneşte kurutulur, daha sonra pişirilir.
Evcilleştirme: Bitki ve hayvan türlerinin değişimi. Buğday, arpa, mercimekgiller…
Koyun uysallaşır, bacakları kısalır, boynuzları daha kıvrak olur, kıl tabakası azalır.
Domuzun boyu küçülür, kıllar azalır, saldırgan dişler düşer.
8
Dünya ve Türkiye arkeoloji tarihi:
(Detaylar için, Mehmet Özdoğan, 50 Soruda Arkeoloji’nin 12. sorusuna bakılmalı).
Dünya’da
Tarih
1533
1558
1610
1612
1663
1690
1718
1723
1729
1738
1744
1759
1764
1776
1784
1788
1797
1799
1804
1817
1819
1822
1826
1833
1839
1839
1842
1846
1852
1854
1854
1856
1859
1859
1863
1863
1863
1865
1868
1876
1879
1884
1894
1897
1900
1908
1921
1922
Olay
İngilterede Leland atanır.
Perugia’da Etrüsk mezarları bulunur.
Babil ve Persepolis araştırmaları başlar.
Romada ilk klasik dönem kazıları ile heykeller çıkartılır
İlk belgeleme: Stonehenge planlanır.
İlk paleolitik çağ bulgusu (el baltası)
İlk sivil toplum örgütü
İlk tümülüs kazısı
İlk ortaçağ kazısı
Pompei ve Herculaum kazıları
Kuzey Avrupa’da ilk kazı
İlk müze
İlk üslup çalışması
Afrikada ilk kazı
Kuzey Amerika’da ilk kazı
Avustralya’da ilk kazı
Paleolitik aletlerin soyu tükenmiş hayvanlarla ilişkilllendirilmesi
Ölü dillere yöneliş
Büyük müzelerin eser toplayışı
İlk sistemli müze teşhiri (üç çağ sistemi: taş, tunç, demir)
Güney Hindistan’da megalitik kazılar
Mısır hiyeroglif yazıları çözülür
Bize’de bulunan protohistorik dönem iskeletleri
Tabakalaşma kurallarının belirlenmesi (Principles of Geology)
Orta Amerika’da ilk araştırmalar
Çivi yazısının çözülmesi
İlk sistemli paleolitik kazı
Orta Avrupa’da ilk prehistorik kazılar
Yeni Zelanda kazıları
İsviçre köy evleri
Mezopotamya’da Zigurat kazısı
Neandertal insan tanımlanır
Evrim teorisi: türlerin kökeni
Tarih öncesi dönemde insan varlığı kabul edilir
Orta paleolitik kültürlerin tanınması
Avrupa dışında el baltasının Hindistan’da bulunması
Fransa’da yapılan kazılarda ilk orta paleolitik çağın tanımlanması
F. Calvert’in Truvada ilk sondaj kazısı
Cro-magnon
Miken mezarlarının bulunması
İlk paleolitik çağ sanat bulguları
Tirnys kazıları
Avrupa dışında ilk prehistorik iskelet, Java insanı
Kafkasya’da ilk kurgan bulguları
Minos uygarlığının keşfi
Balkanlarda ilk sistemli kazı
Homo erectus Çin’de bulunur
En zengin Mısır mezar keşfi (Tutankhamon)
9
Tarih
1922
1924
1925
1926
1930
1931
1940
1949
1952
1959
1974
1991
1994
Olay
Sümer uygarlığı görkeminin keşfi
Hindistan’da ilk uygarlığın keşfi
Gordon Childe, The Dawn of European Civilizations
Doğu Afrika kazıları
Erihe kazıları
Pers uygarlığının keşfi
Fransa paleolitik çağ Lascaux mağarasının bulunuşu
Radyoaktif yöntemlerin girişi (C14)
İlk sualtı kazıları
Oldovai bulgular
Çinin görkemli keşfi (pişmiş toprak askerler)
Alp dağlarında buz adam
Chauveut mağarasında en eski mağara resimleri
Türkiye’de
Tarih
1720
1764
1834
1835
1846
1857
1864
1865
1869
1871
1871
1872
1874
1878
1879
1881
1883
1884
1887
1891
1893
1893
1895
1895
1895
1899
1901
1908
1910
1911
1915
1917
1917
1922
1924
1925
Olay
İlk müze, Darulesliha
Kurum destekli ilk araştırma
Boğazköy / Hattuşa
Alacahöyük
Müzei hümayun, Aya irini
Bodrum Mouseleum
İlk resmi ruhsatlı kazı
Troia sondajı
İlk eser nizamnamesi
Troia kazısı başlar
İlk müzei hümayın kataloğu
Miletos, Myos, Priene kazıları
İkinci eski eser nizamnamesi
Pergamon kazıları
Van-Toprakkale kazıları
Osman Hamdi Bey’in Müzei Hümayun müdürü olması
Osman Hamdi Bey Nemrutta kazılara başlar
Osman Hamdi Bey ile ilk eski eser yasası çıkar
Osman Hamdi Bey Sayda kazısına başlar
İstanbul Arkeoloji Müzesi açılır
Boğazköy kazısı
Dörpfeld Troia kazısını başlatır
Carl Humann Priene kazısını başlatır
Ephesus kazıları başlar
İlk yabancı arkeoloji enstitüsü: Rus
Miletos’da kazı
Gordion tümülüsü
Sakçagözü
Halit Ethem Bey arkeoloji enstitüsü müdürü olur
Sardein kazısı başlar
Hitit dili ilkeleri yayınlanır
Eski Şark eserleri müzesi açılır
İkinci yabancı arkeoloji enstitüsü: Macar
Türk İslam eserleri müzesi
Topkapı sarayı müze olur
Kültepe / Kaniş kazıları
10
Tarih
1930
1929
1930
1931
1932
1934
1936
1937
1937
1948
1952
1954
1957
1958
1961
1963
1964
1964
1968
1980
1989
Olay
Atatürk tarih tezini açıklar
Alman Arkeoloji Enstitüsü kurulur
Fransız Arkeoloji Enstitüsü kurulur
İlk Türk arkeoloji enstitüsü, İstanbul Arkeoloji Enstitüsü
1. Türk tarih kongresi yapılır
İlk büyük Türk kazısı Ahlatlıbey, Alacahöyük
Mansel Trakya’da kazı yapar
Dil Tarih Coğrafya fakültesi
2. Türk Tarih kongresi
İngiliz Arkeoloji Enstitüsü kurulur
Bittel Fikirtepe kazıları yapar
Karatepe çift dilli yazı bulunur
Hacılar kazılır
Hollanda Arkeoloji Enstitüsü
Çatalhöyük ve Pendik kazıları
İlk kapsamlı yüzey araştırması, Güneydoğu Anadolu projesi
Çayönü
Yarımburgaz
Keban projesi, ilk organize kurtarma
TUBITAK arkeometri ünitesi
Anıtlar Müzeler Genel Müdürlüğü
11