Ataköy Gazetesi

Transkript

Ataköy Gazetesi
Kesinleşmiş mahkeme kararına göre AVM’ler 3 saate kadar otopark ücreti alamaz ve İBB’nin tarifesini uygulamak zorundalar
BU GÜCÜ KİMDEN ALIYORLAR
“Capacity UKOME kararlarına uymuyor” ve “Otopark girişini kimin yaptığı bilinmiyor” haberlerimiz büyük yankı uyandırdı. Capacity yönetimi
ise hukuk tanımamazlığını otopark girişine otopark abone tarifesini
asarak devam ettiriyor. Gazetemizi arayanlar “Bunlar bu gücü kimden
alıyorlar? Yasaları kimler uygulatacak? Belediyeler neden görevini yap(Yazısı 15. Sayfada)
mıyor?” diyorlar.
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
19
Ya þ ý n d
Bakýrköy’de
a
1
Numara
ATAKÖY
EKİM 2011
SAYI: 208
FİYAT: 2 TL
HUKUKÇULAR NE DİYOR?
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Mimar Ali HACIALİOĞLU
“Capacity kapalı otopark girişine, bir korsan girişe
müsaade eder bir pozisyon oluşturulmuş. Çok hilekar bir
değişiklik yapıldığı belli.”
Capacity AVM’nin kapalı
otopark girişi ile ilgili
Bakırköy Kaymakamlığı ve
Belediyeler arasındaki
yazışmalar 3 yıldır sürüyor.
Bu hatalı girişin kimin
tarafından yapıldığı ortaya
çıkartılamıyor. Mimarlar
Odası İstanbul Büyükkent
Şubesi Trakya Büyükkent
Bölge Temsilciliği Başkanı
Mimar Ali Hacıalioğlu;
“Yollar ve kamusal alanların sevk ve idaresi, yönetimi 1. derecede
belediyelere bağlıdır.
Belediye yetkililerinin bizim
bundan haberimiz yok demesi abesle iştigal, olacak şey değil. Dolayısıyla buradaki durum ana
arterse Anakent Belediyesi’nin tasarrufunda, değilse Bakırköy Belediyesi’nin tasarrufundaki
alandır. Belediyelerin özellikle Ulaşım Koordinasyon bölümlerinin ya da Fen İşleri’nin tamamıyla
konuya vakıf olmaları gerekir. Eğer kendilerinin dışında yapılmış bir şey var ise de müdahale
edip, düzenlemek onların sorumluğundadır.”
(Yazısı 17. Sayfada)
Av. Öner AYBEK; “AVM’ler hiçbir şekilde 3 saate kadar müşterilerinden ücret alamaz. Belediyeler, açıkça haksız kazanç
sağlayan bu işletmeler hakkında vatandaşın lehine alınmış
olan kararlara uymalarını sağlamalıdır”
(Yazısı 15’te)
ÇOCUKLARIMIZ ANAOKULLARINDA GÜVENDE Mİ?
Sevdiklerimizle beraber güvenli ve konforlu ortamlarda barınmak için bilmek, bilinçlenmek ve tedbir almak gerekiyor. Herhangi bir kaza ya da felaketin ardından çok fazla konuşuyor,
yazıyor ve tepki gösteriyoruz. Tüm bu yaptıklarımız o anda
birşeylerin değişmesine neden olmasa da konuşuyor ve
hayıflanıyoruz keşkelerle... İstanbul Aydın Üniversitesi Afet
Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından
“Anaokullarının Afet Acil Hazırlık Durumları, İstanbul İl
Örneği” anket çalışması; İstanbul genelinde 15 farklı ilçede,
(Yazısı 13-14. Sayfada)
116 anaokulunda yapıldı.
ATAKÖY SAHİLLERİNDE NE DEĞİŞECEK ?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar geçtiğimiz günlerde Ataköy
sahilleri ile ilgili bir açıklama yaptı.
“İnşaatlar durdu mu?” Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e
sorduk. “Şehircilik Bakanlığı’ndan1
ay içinde yeni planlar yollanacaktır,
işlemler,, inşaatlar durdurulmuştur
diye bir yazı geldi. Biz de durdurduk.
Normal sondaj yapıyorlar, onda bir
sorun yok arazi adamın. Ama ondan
sonra başka bir plan gelmedi. HazırHazırlıyorlar ama ne verecekler bilmiyoruz.
Kapalı kutu. Bildiğim kadarıyla bir
yandan da imar yetkileri olduğu gibi
Şehircilik Bakanlığı’na geçiyor. Hepsi
artık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na
ait olacak, tek elde toplayacaklar.
Belki onla beraber mi çıkaracaklar ne
yapacaklar onları bilmiyorum sadece
bekliyoruz”
( Sayfa 7’de)
Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Av. Hakan TOKBAŞ; “Danıştayın son kararına rağmen ilk 3 saat için
otopark ücreti almaya devam eden Alışveriş Merkezleri mühürlenmelidir.”
(Yazısı 15’te)
SABİT TELEFONLARLA KONUŞMA, CEP
TELEFONUNA GÖRE YÜZDE 130 DAHA PAHALI
Hürriyet Gazetesi Yazarı Gazi Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Başkanı Prof.
Dr. Şükrü KIZILOT telefon görüşme
ücretleri ile ilgli
“İlgili kurumların resmi verilerine göre
yaptığımız hesaplamada, sabit telefonla konuşmanın, cep telefonuna
kıyasla, ortalama yüzde 132-148
oranında pahalı olduğu ortaya çıkı(Yazısı 27. Sayfada)
yor.” diyor.
3
FARKINDA OLMAYAN ÇOK KİŞİ VAR!
Peki sen FARKINDA MISIN?
Şişli Belediyesi’nin destek verdiği ve
engelli hayvanların yaşamın içinde var
olduğunu vurgulamak amacıyla hayata
geçirilen “Farkında mısın?” projesi
City’s AVM’de
sergilendi.
Oyuncu Tuna
Arman, fotoğrafçı
Ateş Kantürk ve
hayvan hakları
savunucusu Tolga
Öztorun’un birlikte düzenlediği,
Şişli Belediyesi’nin
destek verdiği bir toplumsal farkındalık
projesi olan “Farkında Mısın?” projesi
City’s AVM’de gerçekleştirildi.
Türkiye genelinde hayvan barınaklarının
kendilerine gelir elde etmeleri amaçlı
olarak toplumsal bazda başarılı isimlerin
engelli hayvanlar
ile birlikte fotoğraf
çektirmeleri ve bu
duyarlılığın arttırılması amaçlandı.
Her bir fotoğrafın
5 paket mama
karşılığı satın alınabileceği sergide
tüm mamalar barınaklara
bağışlanacak.
Proje üniversiteleri, AVM’leri okulları
gezecek ve hedeflenen farkındalık
yaratılacak.
AYIN YAZISI
Özcan Atamer
e-mail
[email protected]
YARGI KARARLARININ UYGULANMASINI İSTEMEK
HERKESİN HAKKIDIR
Sunuculuğunu Özge Özder ve Murat
Serezli’nin yaptığı geceye başta Şişli
Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül olmak
üzere tiyatro ve sanat camiasından
birçok ünlü isim katıldı. Sinan Yıldız
Orkestrası’nın klasik müzik dinletisi,
engelli balet Memet Sefa Öztürk’ün ise
özel dans gösterisi ile renk kattığı
gecede ikramları İstanbul Zihinsel
Engelliler Vakfı tarafından hayata geçirilen DOWN Cafe’nin down sendromlu
gençleri yaptı.
“Farkında mısın?” projesi kapsamında,
Projeye poz vererek destek olan
ünlüler:
Tan Sağtürk, Ege, Billur Kalkavan, Buket
Uzuner, Bedri Baykam, Ömür Gedik,
Gizem Güreşen, Reyhan Karaca, Seyhan
Erdağ, Hayko Cepkin, Fulden Uras,
Nalan, Zuhal Olcay, Pelin Batu, Nilgün
Kasapbaşoğlu, Betül Demir, Nasuh
Mahruki, Faruk K, Aydan Şener, Zeynep
Dizdar, Memet Sefa Öztürk, Yıldırım
Mayruk, Mustafa Sarıgül, Eser & Meltem
Taşkıran
BAKIRKÖYLÜLER’E ÜCRETSİZ SANAT KURSU
Bakırköy Belediyesi, 7 yıldır İspirtohane Kültür
Merkezi’nde ücretsiz olarak verdiği sanat
kurslarına bu yılda devam
ediyor. Bakkart sahibi tüm
Bakırköylülerin yararlanabileceği sanat kurslarına İspirtohane Kültür Merkezi’nde
engelli asansörünün de
bulunması nedeniyle engelli
çocuklar ve yetişkinler de
katılabilecek.
Bakırköy Belediyesi olarak son 7
yıldır bu kursları
ücretsiz olarak
verdiklerini ifade
eden Bakırköy
Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen,
“7 yıldır olduğu
gibi bu yıl da
gitar, org, resim ve tiyatro kurslarını İspirtohane
Kültür Merkezimiz’de ücretsiz olarak açı-yoruz.
Gitar kursumuza 12 yaş üstü,
org kursuna 7-12 yaş, resim
kursumuza 18 yaş üstü, tiyatro kursumuza da 7 yaş üstü
ve yetişkinler katılabilecek.
Ayrıca tarihi binada engelli
asansörü bulunduğu için
engelli çocuklarımız ve
yetişkinlerde kurslara çok
rahatlıkla iştirak
edebilir. 3 Ekim’den itibaren
başlayacak
kurslarımız için
vatandaşlarımız
414 96 52
numaralı telefondan bilgi alabilirler” dedi.
2009 Yerel Seçimler öncesiydi. Tepeden inme başkan adayı
yapılmış bir zat-ı muhterem Bakırköy İşadamları Derneği’nde
“Bakırköy’ü Dubai yapacağım.” diyordu. Yapamazsınız diye itiraz
etmiştim. O ısrarla yaparım diye diretince neden yapamayacağını
anlatmak zorunda kalmıştım ve kendisine “Siz biliyor musunuz?
Türkiye’de 17 kurum ve kuruluşun imar planı yapma ve uygulama
yetkisi var. Bunlar istedikleri gibi planları yapıp uyguluyorlar.
Dubai’de ise tek yetkili var. Onun için Dubai imar açısından planlı
bir şekilde uygulamaların yapıldığı bir ülke. Türkiye’deki durum
ise ortada. İstanbul’a şöyle bir bakın, imar hareketlerini inceleyin,
hangisi şehircilik açısından ileriye dönük insanların mutlu ve
huzurlu yaşamalarını sağlayacak projeler? “
Bu açıklamam üzerine verdiği cevaba bakın; “Ben yaparım.” Bu
zihniyetteki kişi Allah’tan seçilemedi de Bakırköy de Dubai olmaktan kurtuldu!...
İktidar Partisi’nin bu dönemde aldığı, bence en önemli kararlardan
birisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kurulması oldu. Öyle
anlaşılıyor ki Türkiye genelinde bundan böyle imar hareketleri
Yerel, Büyükşehir Belediyeleri, Turizm Bakanlığı ile İmar Planları
Yapma ve Uygulama Yetkisi olan diğer kurum ve kuruluşlardan
alınarak tek yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilecek.
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanı oldu.
TOKİ Başkanlığı döneminde yapmış olduğu uygulamaların çoğu
modern şehircilik anlayışına aykırı. Örnek mi istiyorsunuz; TEM
Yolu’ndan Bahçeşehir’e gittiğinizde şöyle sağa sola bir bakın binlerce dairelik çok katlı konutlar içiçe geçmiş ve aynı yere toplanmış.
Modern binalar yapmak, bunları gelişmiş teknolojilerle donatmak
birşey ifade etmiyor. Önemli olan altyapı ve ulaşım imkanları.
Burada oturan binlerce kişinin özellikle sabah ve akşam saatlerinde, evlerinden çıktıktan sonra yaşacakları sıkıntıları
düşünebiliyor musunuz?
Uzun süredir imar konularında Yerel Belediyeler’in zaten tüm yetkileri ellerinden alınmıştı. Sadece 1/1000’lik uygulama planlarını
yapma yetkileri vardı. Bütün yetkiler de Büyükşehir Belediyesi’ndeydi. Yerel Belediyeler kendi yörelerinde yaşayanları mutsuz
ve huzursuz yapacak planları onaylamasa bile 90 gün son
Büyükşehir Belediyesi’nin resen onaylama yetkisi vardır. Bayraktar’ın Ataköy Sahilleri ile ilgili yaptığı son açıklamada bu sürenin 2
aya düşürüleceğini de öğrenmiş olduk. Bu arada Ataköy Sahilleri’nde durdurulan inşaatların devam etmeyeceğini, bu alanların
yeşil alan olarak kalacağını kimse düşünmesin. Bu sahillerde
yapılaşma devam edecek...
Türkiye’de uygulamalar adamına göre devam ediyor. Bakırköy’deki Capacity AVM’nin hukukdışı uygulamalarına kimse dur diyemiyor veya güçleri yetmiyor. Yargı kararı ve Büyükşehir Belediyesi’nin
almış olduğu karara rağmen otopark ücreti almaya devam ettiği
gibi “Ben hukuk mukuk tanımam” dercesine Otopark Abone Ücretleri’ni devasa ışıklı panoyla kapısının önüne asabiliyor. Kapalı
otopark girişindeki kimin yaptığı belli olmayan (!) rezalati devam
ediyor. Kapalı otopark çıkışındaki kamuya ait yolun yarısı, bu
AVM’ye tahsis edilmiş durumda.
Görülüyor ki bizi yönetenlerden bazıları, bazı kişileri maalesef alenen kayırıyor ve onların haksız kazanç sağlamasına göz yumuyorlar. Aynı hukukdışı uygulamaları her yerde görmek mümkün.
Hukuka saygılı olmak yargı kararlarının uygulanmasını istemek
her T.C. Vatandaşı’nın hakkı değil midir?
5
2011 - 2012 Eğitim Öğretim Yılında
BAKIRKÖY'DE İLK DERS VALİ MUTLU'DAN
2011-2012 eğitim öğretim yılı tüm Türkiye’de
olduğu gibi Bakırköy’de de yapılan törenle
start aldı.
Bakırköy’de yeni eğitim öğretim yılının
açılış töreni, Yeşilyurt Hamdullah
Suphi Tanrıöver İlköğretim Okulu’nda gerçekleştirildi. Törene İstanbul
Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş, İstanbul İl Milli Eğitim
Müdürü Muammer Yıldız, Bakırköy
Kaymakamı Yakup Vatan, Bakırköy
Belediyesi Başkan Vekili Hasan Ersoy, İlçe
Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Özcan, şube
müdürleri ve öğrenciler ile veliler katıldı.
Törende konuşan İstanbul Valisi Hüseyin Avni
Mutlu ise, İstanbul’da 2 milyon 540 bin
öğrenci ve 98 bin öğretmenin, 55 bin
derslikte ders başı yaptığını ifade
ederek, “Diliyorum ki, geçtiğimiz yıl
olduğu gibi huzurlu ve başarılı bir
eğitim yılı geçiririz.Bunun için öğretmenlerimizin, okul aile birliği ve
velilerimizin birlikte çalışması
gerekir. 2 milyon 540 bin öğrencimiz
her gün okulları, yolları dolduracaklar
ve İstanbul’u cıvıl cıvıl yapacaklar.’’
dedi.
İLK DERS VALİ MUTLU’DAN
Okul bahçesinde gerçekleştirilen törenin ardın-
sınıfların akıllı tahtalarla donatılacağını belirtti.
“2,5 MİLYON ÖĞRENCİ DERS BAŞI YAPTI”
Yıldız’ın ardından kürsüye çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da özellikle
okulların açılmasıyla birlikte İstanbul’daki trafik
sorununun daha da artacağını ifade ederek, tüm
sürücülerin özellikle okul çevresinde çok dikkatli
olmaları gerektiğini söyledi. Topbaş’ın konuşmasının ardından Hamdullah Suphi Tanrıöver
İlköğretim Okulu öğrencileri tarafından kendisine
çiçek verildi.
İstiklal Marşı’nın okunması ile
başlayan törende açılış konuşmasını
okul müdürü Mustafa Altunsoy yaptı.
Altunsoy, İstanbul Valisi Hüseyin
Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve
diğer konukları okullarında ağırlamanın onurunu yaşadıklarını söyledi.
Altunsoy’un açılış konuşmasının
ardından protokol konuşmalarına
geçildi. Törende konuşan İstanbul İl
Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız,
eğitim standartları açısından en iyi
donatılmış okulları öğrencilerin
hizmetine sunduklarını ifade ederek,
önümüzdeki 3 yılda tüm Türkiye’de
her türlü eğitim seviyesindeki bütün
dan Vali Mutlu, 2011-2012 eğitim
öğretim yılının ilk dersini verdi. Vali
Mutlu tarafından Hamdullah Suphi
Tanrıöver İlköğretim Okulu 4-C
sınıfında verilen ilk dersin konusu ise
İstanbul’du. Oldukça kalabalık bir
basın ve davetli topluluğunun olması
nedeniyle sınıfta ders vermekte zorlanan Mutlu, daha sonra öğrencilere
İstanbul isimli kitapları hediye etti.
2011-2012 eğitim
öğretim yılının açılış
töreni davetlilere
verilen ikram ile son
buldu.
Yavuz ARPACIK
7
Çevre ve Şehiricilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarından sonra
ATAKÖY SAHİLLERİNDE NE DEĞİŞECEK ?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar geçtiğimiz günlerde Ataköy
sahili ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Bayraktar, devam eden inşaatların durdurulduğunu, inşaat yoğunluğunun
düşürüleceğini ve 50 metrelik sahil
şeridinden bahsetti.
Bu açıklamalar üzerine kafalar karıştı.
Kimileri “sahilde inşaat yapılmayacak diyerek başarılı olduklarını”, bazıları da
Bakanın “açıklamalarından birşey anlamadık” dediler.
Biz de Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen‘e bu ve diğer konuları sorduk.
Sayın Başkan, Çevre ve Şehircilik
Bakanının açıklamaları ortada. Her
kafadan bir ses çıkıyor. Ataköy
Sahilleri ile ilgili son durum nedir?
Şehircilik Bakanlığı’ndan 1 ay içinde
yeni planlar yollanacaktır, işlemler
inşaatlar durdurulmuştur diye bir
yazı geldi. Bizde sahildeki inşaat
faaliyetlerini durdurduk. Normal
sondaj yapmaya devam ediyorlar.
Onda bir sorun yok, arazi adamın.
Ama ondan sonra başka bir plan
gelmedi. Hazırlıyorlar ama ne verecekler bilmiyoruz. Kapalı kutu.
Bildiğim kadarıyla bir yandan da
imar yetkileri olduğu gibi şehircilik
bakanlığına geçiyor. Hepsi artık
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait
olacak, tek elde toplayacaklar. Belki
onla beraber mi çıkaracaklar ne
yapacaklar onları bilmiyorum sadece
bekliyoruz.
Sayın Başkan, son günlerde vatandaşlar, imamın yeri olarak ünlenen
yer ile ilgili sorular yöneltiyor.
Bildiğiniz gibi orası ticari alandı,
konut alanına çevrildi ama şimdi
görüyoruz ki zaten oraya resimleri de
asmışlar, bu nasıl konut alanı 25
tane işyeri var orada?
Yalnız orası konut artı ticaret alanı
olarak değiştirildi.
Yani ticaretti, konut artı ticaret oldu.
Yani bir taşla iki kuş vuruldu?
Zaten alanların çoğu öyle. KTT diye
geçiyor. Konut, Ticaret Turizm demek.
Yani tek ticaret çıkmıyor, konut artı
ticaret diye çıkıyor. Onlar oradaki
yönetimlerle de konuştular. Bildiğim
kadarıyla otoparkı onlara bıraktılar,
inşaat alanını küçülttüler. Oradaki
site yönetimleri ile toplantılar yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar.
Şimdi bize gelen şikayetler şu şekilde. İlk giriş katı iş yerleri 25 tane
işyeri, 4 kat her katta ikişer daire var.
Oranın 7-8 Kısım’ın mimarisini de
bozdudiyorlar.
Mimari Projesi’ni etrafındaki site
yönetimleri gördü. Beraber toplantıyı
onayladılar. Biz mimari projeye
karışamayız şunu şöyle yap bunu
böyle yap diyemeyiz. Ancak biz
planına bakarız. Kaç kat çıkacak, ne
yapacak gelen plana göre. Onun
nasıl yapılacağını etraftaki yöneticilerle oturdular, konuştular. Nasıl
yapılacak, nasıl bina olacak bilmiyorum.
Sayın Başkan, 4. Kısım’da Behçet
Kemal Çağlar Caddesi üzerinde
İSKİ’nin bir yeri var. Orada ne
yapılacak? Arkadaki yolu onun için
planlara koydular, geçirdiler deniyor.
Rezidans veya otel yapacaklarına
dair duyumlar var.
Yok öyle bir şey bize gelmedi. Orada
planda da rezidans yok. Ama
değiştirirse yeni plan yaparsa Şehircilik Bakanlığı o zaman yapar. Artık
İmar’a ilçe belediyeleri karışamayacaktır. Okul alanını isterse turizm
yapar, isterse ticaret yapar, yeşil
alanı isterse başka bir şey yapar. Bu
tamamen Ankara’dan yapılacak
artık.
Bakanlık istediğini yapabilir. Sadece
bildiğim kadarıyla 4. Kısım Çarşısı’na
bitişik Türk Telekom binasının
arkasındaki yer büyükşehirde ret
oldu şimdi. İlk planlarda orası sinema yeriydi, sonra hastane oldu,
sonra dershaneye çevirdiler. Sonra
otel dediler. Büyükşehir en sonunda
ret etti, müdürlüğüne iade etti.
Büyükşehirden geçmedi, bizde CHP
olarak muhalefet ettik.
Bu arada Ayfer Kaynar Hanım bildiri
dağıtıyor, sahilde başarıya ulaştık
diye. Hangi başarıya ulaşmışlar
merak ediyorum. Zannediyorlar ki,
sahilde inşaat yapılmayacak. Çoğu
inşaat yapılacak, hiçbir başarıya
ulaşamadılar orada, ulaşılamazlar da
zaten. Ayfer Kaynar buraya kendisi
geldi bana, oraya bir şey yapamam
bu AKP’nin projesi dedi.
Şimdi evinin önünde bir yer var.
TOKİ’nin sattığı yer. Orası Turizm
Bakanlığı’nda hem turizm alanı hem
konut alanı. Gelip gidiyor, bu otele
mani olun diyor. Ben nasıl mani
olayım. Daha bize hiçbir müracaat
yok, hiç birşey yok. Yazmış bildiri
dağıtıyor. İşte belediye bunu yaptırıyor, imar planını yaptırıyor diye.
Belediyenin imar planı ile ne ilgisi
var.
Bugün yine bir bildiri yayınlamış
Ayfer Kaynar. Efendim o arsanın
sahibi CHP’liymiş, yakın ilişkilerimiz
varmış. Kimdir bu yahu. Herhangi bir
CHP’li ile yakın ilişkim yok benim.
İlginç bir kadın, bende mahkemeye
veriyorum onu. Çünkü doğruyu
söylemiyor.
Sayın Başkan, sahilde inşaat yapılmaması diye bir şey söz konusu
değil. Ben hep şunu savunuyorum.
Proje tartışılabilir, ileriye dönük daha
rahatlatıcı hale getirilebilir. Çünkü bu
son yapılan sondaj Galleria’ya yakın
yerde 7 tane devasa bina koyuyorlar.
Çirkin, şekilsiz. Bu tartışılır. Ama
şunu da söylüyorum. Proje tartışılır.
Proje tartışılır her zaman. Ama iktidarın iptal ettiği, TOKİ ve Şehircilik
Bakanlığı’nın iptal etmeden önce de
orada sahilde inşaat yoktu. Yani sahil
şeridi bırakılıyordu zaten yasaya
göre. 6-7 tane yol vardı aşağıya
inen. Yine o yolları saklayacaklar
bildiğim kadarıyla. Herhalde emsalle
oynayacaklar, emsali düşürecekler
belki, 2,5 emsali var galiba orada.
2,5 emsali kaça düşürecek bilmiyorum. 1’e nasıl düşürür bilmiyorum.
Ama keşke düşse, düşürse benim
işime gelir. Orada hep 3-4 katlı
binalar olur daha güzel olur. Çünkü
orada 11 bin metrekare arazisi olan
var, 11 bin metrekare kapalı alan
yapacak. Otel yapacaksa 2000
metrekareden aşağıya yapılmaz otel.
Bu sefer 3-4 katta kalacak. Yani nasıl
olacak bilmiyoruz. Onlar paralarını
ödemişler, geri çekmek olmaz. Bir
bölümüne orada TOKİ ortak zaten.
Her tarafta koskocaman TOKİ yazıyor. Ben mutluyum. Bu imar yetkilerinin hepsini alsınlar, götürsünler.
Hiç olmazsa bilirim ki, imar ilçe
belediyelerinden tamamen alınmıştır.
Büyükşehirden alınmıştır, imarın tek
yetkisi Ankara’dadır. Ne istiyorsa
yapar desinler. O zaman kimse bana
müracaat etmesin imar için. Yok
zaten yetkimiz. Gitsinler, şimdi yetki
kimde belli, ona müracaat etsinler.
Burası ayrı bir devlet değil ki, ben
silahlı askerimi ya da polisimi yollayıp, arsayı satın alan adama,
devletin imar verdiği yere hayır
yapamazsın diyeyim. Böyle bir şey
olur mu? Bunun için istiyorum yani
alsınlar imar yetkilerini, zaten çok az
kaldı. Ancak 5000’liğin 1000’liğini
onaylamak görevimiz var. Onu da
onaylamazsak 3 ay içinde hallediyor.
Bildiğim kadarıyla yine öyle birşey
yapacaklar galiba Şehircilik Bakanlığı’nda o da 2 ay olacak. Onayladın
onayladın, onaylamadın ben vereyim
diyor ruhsatı da verecek bitirecek.
Ben de rahat edeceğim. Burada
kendi sosyal hizmetimle, halkın
sağlığıyla, eğitimiyle uğraşayım.
İnsanlar seçmiş belediyeyi. Diyor ki,
benim imar durumuma sen karış.
Çok doğru bir şey. Batı da böyle.
Adam kalkıp da, Washington’da,
New Orleans’ta bir imar durumuna
karışamıyor. Paris Belediyesi kendi
ilçelerindeki belediyelere karışamaz.
Yani imarla ilgili şunu yap bunu yap,
bu arsayı yeşil alan yap diyemez
böyle bir şey yok dünyada. Yerel
yönetimin özerkliği önemli. Burada
öyle bir şey yok.
Zaten Sayın Başkanım öteden beri
savunduğumuz o. 17 tane kurum ve
kuruluşun resen İmar planı yapma ve
uygulama yetkisi var. Böyle bir şey
olur mu?
Sorumlu olmadığımız şeyden sorumlu
ve sorunlu tutulmak ağrıma gidiyor.
Halka bunu anlatmak çok zor. Hiçbir
yetkim yok. Benim sahilimi Büyükşehir almış, ana arterimi Büyükşehir
almış, istediğini yapıyor, istediği
zaman asfaltını yapıyor, istediği
zaman bozuyor götürüyor, oradaki
dükkanına o karışıyor, ee sen ne
yapacaksın, sana bırakıyor 3 tane
sokak buralara bak diyor. Böyle bir
belediyecilik anlayışı olur mu? Böyle
bir şey olmaz. Ama böyle. Aslında
Büyükşehir soyut. Somut olan ilçeler.
Bunu puzzlea koysanız 39 ilçeyi yerine koyarsanız Büyükşehir ortaya
çıkar. Burada somut olanlar, elle
tutulanlar ilçe belediyeleri. Ama siz
bunların bütün yetkilerini alıyorsunuz, ana arterleri alıyorsun, 14-18
km arası bir sahilimiz var. 1 km
sahilde yetkimiz yok. Geçenlerde
sahilde şikayet etmişler. Bizim Zabıta
da gitmiş. Ondan sonra yaşananları
görseniz inanamazsınız.
9
Elektronik Atıkları Toplayarak
ENGELLERİ ORTADAN KALDIRDILAR
Türkiye Omurilik
Felçlileri Derneği
(TOFD) ve DHL
Worldwide
Express Taşımacılık Firması
işbirliği ile
yürütülen elektronik atıkların
geri kazanımı ile
toplanan 10 ton
atık sonucunda
elde edilen gelirle 3 kişi daha akülü tekerlekli sandalyeye kavuştu.
DHL Firması’nın öncülüğünde
gerçekleştirilen proje ile alınan
akülü tekerlekli sandalyeler
TOFD’nin Ataköy 9-10. Kısım’daki Merkez Binası’nda düzenlenen
etkinlikle TOFD’ye teslim edildi.
Etkinliğe DHL yönetimi ve
çalışanları ile TOFD Başkanı
Ramazan Baş ve TOFD üyeleri
katıldı. Etkinlikte konuşan TOFD
Başkanı Baş, DHL Firması ile birlikte çok önemli bir proje gerçek-
leştirdiklerini belirterek, “Ülkemizde hala tekerlekli
sandalyeye ihtiyacı olan onbinlerce insan var. Bu
proje ile kaybedilmiş, kaybedilmek üzere olan
doğaya zarar veren elektronik atıkları toplayarak,
yeni bir enerjiye dönüştürüyor ve aynı zamanda
engelli insanlara özgürlük kabiliyeti sağlıyoruz.
Hem kamu ve özel şirketlerin, hem de bireylerin
bu kampanyaya destek vermesini istiyorum” dedi.
DHL Ekspres Bilgi İşlem Direktörü Hakan Uçar da,
son bir yılda hızlandırılan proje ile birlikte 10 ton
elektronik atık toplandığını ve bu atıklardan elde
edilen gelirle şu ana kadar TOFD’ye 8 akülü tekerlekli sandalye bağışında bulunulduğunu belirtti.
Uçar, “Elektronik atıkların diğer atıklara göre farklılıkları var.
İçlerindeki ağır
metaller,
kimyasallar ve
gazlar yok
olmuyor. Hurda
mantığı ile elden
çıkartıldığında
da herkese
zararlı. Atılacak
elektronik atıklarınızı sokağa
EKOLOJİK PAZARIN YENİ ADRESİ
Dünyada her şey doğallığını, sağlıklı yapısını git
gide yitirirken Bakırköy Belediyesi vatandaşlarına
doğa dostu ve çok zengin çeşitli ürünlerin bulunduğu bir pazar sunuyor.
Çevrede insana, dünyaya zarar veren etmenler
artarken Bakırköy Belediyesi bunu en aza indirgemeye çalışanlar arasında. Yediğimiz, içtiğimiz
hatta giydiğimiz her şeyin yapısı değiştirilip bize
satılırken, halinden memnun olmayıp, bu tüketime
alternatif arayan ve doğadan yana olan kişiler
mutlaka bu pazarı görmeli.
Sağlıklı yaşama destek veren
Bakırköy Belediyesi, her Cuma
11.00 - 21.00 saatleri arasında Airport Alışveriş Merkezi Otoparkı’da
kurulan doğa dostu ekolojik pazarı
vatandaşlarının ayaklarına getiriyor.
Gıdadan kozmetiğe yaklaşık 200
çeşit ürün bulunan pazarda halka
birçok seçenek şansı veren Bakırköy
Belediyesi, pazarın rağbet
görmesinden oldukça memnun.
Pazarın bulunduğu mevkide alışveriş merkezinin
de olması bilinirliliği arttırıyor.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’de
“Yurttaşlarımızın, güvenli ve rahat yaşamalarının
dışında sağlıklarını da çok önemsiyoruz. Birçok
sağlık ocağı ve doktor desteklerimizin yanı sıra
yurttaşlarımızın sağlıklı beslenmelerine de önem
veriyoruz. Daha sağlıklı ve organik beslenmek
isteyenler içinde ekolojik pazarımız her hafta çok
çeşitli ürünlerle Bakırköylülerin hizmetinde. Bu
çalışmayı başlatmaktan ötürü büyük mutluluk
atarak, çöpe
koyarak geri
dönüştüğünü zannetmeyin. Siz
birisinin ölümüne
yol açıyorsunuz.
Türkiye’de yaklaşık 15 civarında
elektronik atıkları
geri dönüştüren
firma var.
Halkımız onlarla
irtibata geçebilirler. O firmalar direkt olarak
adreslerinden atıkları ücretsiz toplayarak, kendilerine sosyal sorumluluk projelerinde
kaynak sağlayabilirler.” diye
konuştu.
Konuşmaların ardından DHL
çalışanları ile TOFD üyeleri
ellerindeki elektronik atıkları atık
kutusuna attılar. Daha sonra ise
TOFD üyelerine ve DHL çalışanlarına elektronik atıkların toplanması konusunda bir bilgilendirme
yapıldı.
(Yavuz ARPACIK)
BAKIRKÖY
duyuyoruz” diye konuştu.
Vatandaşların pazara rahat ulaşabilmeleri için
çeşitli noktalardan servis de sağlayan Bakırköy
Belediyesi bu hizmeti vatandaşlarına ücretsiz veriyor. İnsanlar genetiği değiştirilmiş besinleri almak
yerine artık ekolojik pazarları tercih ediyor. Sizde
yediklerinizden şüphe duyuyorsanız eğer, sertifikalanmış güvenceli besinlerin yer aldığı bu pazarı
mutlaka görmelisiniz.
ÜCRETSİZ SERVİS SAATLERİ VE YERLERİ
Ekolojik pazara ücretsiz servis saatleri ve yerleri ise şöyle:
Yeşilköy Havaalanı, Basınköy
Muhtarlık önü, Ataköy 4-5 Muhtarlık
önü, Ataköy 9. kısım Atatürk
ilköğretim önü, Zuhuratbaba
Muhtarlık önü, İstanbul Caddesi
Tansaş önü, Bakırköy Özgürlük
Meydanı
GİDİŞ SAATLERİ: 11:30 - 13:30
DÖNÜŞ SAATLERİ: 13:00 - 15:30
11
Üniversiteyi kazanan BAKGEM öğrencilerinden
AT E Ş Ü N A L E R Z E N ’ E T E Ş E K K Ü R Z İ Y A R E T İ
Bakırköy Belediyesi’nin dershaneye gitme olanağı
bulamayan öğrencilere ücretsiz verdiği üniversiteye hazırlık destek kursuna katılan ve üniversiteyi
kazanan öğrenciler, kendilerine bu imkanı sunan
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’e
teşekkür ziyaretinde bulundular.
Bakırköy Gençlik Eğitim Merkezi (BAKGEM) öğrencileri, BAKGEM Başkanı Kenan Zülaloğlu ve
BAKGEM Koordinatörü Nimet Uğur eşliğinde
Erzen’i makamında ziyaret ederek duygu ve
düşüncelerini paylaştılar.
BAKGEM Başkanı Kenan Zülaloğlu ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, çok başarılı bir yıl geçirdiklerini ve hemen hemen her öğrencinin istediği
üniversiteyi kazandığını dile getirerek, Bakırköy’de
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in öncülüğünde
uygulanan bu sistemin Türkiye’nin tüm
belediyelerine örnek olması gerektiğini söyledi.
Ziyaret sırasında duygu ve düşüncelerini paylaşan
öğrencilerden, İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü’nü kazanan Hatice Karaman,
BAKGEM sayesinde istediği bölümü kazandığını
belirterek, 1 yıl boyunca öğretmenleri ile beraber
özverili bir şekilde çalıştıklarını ve kendisine bu
imkanı sağlayan Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen’e teşekkür etti.
BAKGEM’de üniversiteye hazırlık eğitimi alan ve
İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nü
ise, BAKGEM’de eğitim gören tüm gençlerin pırıl
pırıl insanlar olduğunu belirterek, öğrencilerin
üniversite sınavlarında başarılı olarak kendilerine
çok güzel hediye sunduklarını söyledi.
BAŞKANDAN ÖĞRENCİLERE NASİHAT
“BUGÜNLERİNİZİ UNUTMAYIN”
kazanan Derya Emre ile Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünü
kazanan İsmihan Karakoyun ise, ilk başlarda
ücretsiz eğitim verdiği için BAKGEM’e çekince ile
geldiklerini fakat gördükleri eğitim kalitesinin özel
dershanelerden daha iyi olduğunu dile getirerek,
Erzen’e teşekkür ettiler.
BAKGEM’de eğitim gören işitme engelli öğrenciler
Nilay Tüter (Kültür Üniversitesi’nde %50 burslu Bilgisayar Operatörlüğü Bölümü’nü
kazandı) ve Ayşe Demir (Fatih
Üniversitesi’nde %50 burslu Bilgisayar Operatörlüğü Bölümü’nü
kazandı) ise işaret dili tercümanları aracılığıyla yaptıkları açıklamada, daha önce bir çok kez özel
dershaneye başvurduklarını fakat
işitme engellilere yönelik eğitim
olanakları olmadığı için
gidemediklerini ifade ederek,
BAKGEM’de işitme engellilere
yönelik sunulan dershane hizmetinin diğer belediyelere de örnek
olması gerektiğini söylediler.
Öğrencilerin duygu ve
düşüncelerini paylaşmalarının
ardından konuşan Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen
Erzen, makamında kabul ettiği öğrencilere bazı
nasihatlerde bulunarak, “Gösterdiğiniz başarı ile
bizlere en güzel hediyeyi sundunuz. Sizlere
teşekkür ederim. Bundan sonraki dönemde daha
da iyi sonuçlara imza atacağız. Çağdaş, Atatürkçü
birer genç olarak yola çıkacaksınız. Benim sizlerden bir dileğim var. Bugünleri unutmayın. İleri de
muhakkak ki aranızdan bir bölüm arkadaş ülkede
belli noktalara gelecektir. Kiminiz öğretmen,
kiminiz mühendis, kiminiz yönetici, kiminiz ise
kamu kuruluşlarında yüksek noktalara gelecek.
Nasıl biz ve hocalarınız sizlere destek çıkabildiysek
sizde gelecek nesillere destek çıkacaksınız. Biriniz
belediye başkanı veya vali olursa o zaman sizde
bu tür işler yapmayı unutmayın. Siz de gençlere
bunu sağlayın ben en çok bunu istiyorum” dedi.
Ziyaret sonunda BAKGEM öğrencileri üniversiteyi kazanmaları
için olanak sağlayan Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen’e çiçek verdiler.
Arzu BERATOĞLU
13
ÇOCUKLARIMIZ
GÜVENDE Mİ?
Sevdiklerimizle beraber güvenli ve konforlu ortamlarda barınmak için bilmek, bilinçlenmek ve tedbir
almak gerekiyor. Herhangi bir kaza ya da
felaketin ardından çok fazla konuşuyor, yazıyor ve
tepki gösteriyoruz. Tüm bu yaptıklarımız o anda
birşeylerin değişmesine neden olmasa da
konuşuyor ve hayıflanıyoruz keşkelerle... Önceden
keşke tedbir alsaydık diye. Diyelim ki biz tedbirliyiz
herhangi bir felakete karşı. Peki ya çocuklarımızın
günün büyük bir bölümünü geçirdiği, bedenlerinin,
ruhlarının ve geleceklerinin şekillendiği
anaokullarında da aynı tedbirler alınmış mıdır?
çocukların, zamanlarının kayda değer bir kısmını geçirdikleri anaokullarının modern ve tüm
riskleri ortadan kaldırmayı içeren bir afet yönetim sisteminden mahrum oldukları tespit edildi.
Yapılan anket çalışmaları sonucunda özellikle
1. derece deprem bölgelerinde bulunan
anaokullarının çok daha yoğun önlemler
alması gerekirken deprem, acil çıkış kapıları,
yangın önlemleri gibi konularda oldukça yetersiz olduğu görülüyor. Bir afet anında çocuklarımızın okulu tahliye edebilecekleri acil çıkış
kapılarının sayısının, boyutunun, yerlerinin ve dış
ortama açılmayan acil çıkış kapılarının dahi yetersiz olduğunun görülmesi son derece düşündürücü.
Kaldı ki bir afet sonrası ilkyardım uygulanması
gereken durumlarda yeterli miktarda ilkyardım
ekipmanı bulunmayan okullarımızın oranının
%70’leri geçmesi insanların
afetlerden değil alınmayan
önlemlerden ve tedbirsizlikten dolayı yaralandıkları
hatta hayatlarını kaybettiklerini doğrular nitelikte.
Özellikle depremlere karşı
alınacak önlemler arasında
uzmanlar tarafından defalarca yinelenen “bir sarsıntı
esnasında devrilebilecek ağır
cisimlerin sabitlenmesi ve
yüksek raflarda ağır cisimlerin bulundurulmamasına”
yönelik tedbirlerin,
anaokullarında alınmaması,
İstanbul Aydın Üniversitesi
Afet Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi
tarafından anketin yapıldığı 116 okulda bu tedbirleri almayan okullarımızın oranının %60’ları
geçmesi bir afette anaokullarımızdaki durumun ne
denli felaketlerle sonuçlanabileceğini açık bir şekilde gösteriyor.
İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitim, Uygulama
ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen İAÜ
Öğrencilerinin saha çalışmasını yaptıkları
“Anaokullarının Afet Acil Hazırlık Durumları, İstan-
İstanbul genelinde yapılan “Anaokullarının Afet
Acil Hazırlık Durumları” araştırması sonuçları ile
ilgili Bakırköy İlçesi’nde bulunan anaokullarının
durumu hakkında İstanbul Aydın Üniversitesi Afet
Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM)
Başkanı Yard. Doç. Dr. Kubilay Kaptan’la konuştuk.
Peki, okulların bu afetlerle ilgili önlemleri yeterli
düzeyde mi?
İstanbul’un 1. Derece deprem bölgesi olması ve
fay hatlarının durumu itibariyle büyük bir deprem
beklenmesinden dolayı araştırmamızda deprem ön
plandadır. Ama sizinde dediğiniz gibi sadece
deprem değil yangın, sel gibi afetlerde dikkate
alınmıştır. Aslında bakıldığında ne yazık ki
anaokullarımızın durumu hiç iç açıcı değildir. 116
anaokulunda yapılan çalışmada, okulların
%49,5’inde yeterli yangın ekipmanı ve dedektörü
bile mevcut değildir. Olanlarda ise yangın
söndürme ekipmanlarının (YSE) periyodik kontrolleri yapılmıyor, son kullanma tarihleri kontrol
edilmiyor. Yapılan tespitlere göre YSE uygun
olmayan okulların oranı ise %33,5’tir. Yangınların
çıkma nedenleri deprem gibi bir afet olabilir veya
sadece bir elektrik kaçağı ya da yanıcı bir madde
olabilir. Sorularımızdan bir tanesi de “yanıcı ve
parlayıcı maddelerin uygun bir koruma altına
alınıp alınmadığıydı” fakat verilen cevapların
%40,5’i hiçbir önlemin alınmadığını gösterdi.
Bu durumda okullarımız gerçekten tehlikeli yerler
haline dönüşmüş. Peki, bu durumda sadece doğal
afetler değil doğal olmayan afetlere karşıda çocuklarımız tehlike altında. Örnek verebileceğiniz
başka hangi durumlarla karşılaştınız?
Aslında çok basit önlemlerle çok önemli tedbirler
alınabilir ve bunlar hayat kurtarıcı olabilir.
Örneğin tehlikeli gaz ve yanıcı madde içeren tüpler
herhangi bir sarsıntı esnasında düşmeyecek şekilde önlem alınması gerekir ama ne yazık ki
neredeyse hiçbir önlem alınmamış. Bunun için
neredeyse sıfır maliyetle bir dolap yapılıp bu
dolaplar sabitlenebilir ve kilitlenebilir. Böyle bir
önlem almayanların oranı %42 gibi oldukça büyük
bir oran. Hatta daha da trajedik olan %22,5 gibi
bir oranda bu konu hakkında hiçbir fikri olmayanları oluşturmaktadır.
Diğer bir önemli konuda anaokullarında yaşanan
kazalar. Hatta ne yazık ki ölümle sonuçlananlar
bul İl Örneği” anket çalışmasında İstanbul
genelinde 15 farklı ilçede 116 anaokulunda
anketler uygulandı ve değerlendirmeleri yapıldı.
Anket çalışmasının amacı; İstanbul İli’nde birinci,
ikinci ve üçüncü derece deprem bölgesinde yer
alan anaokullarının deprem başta olmak üzere sel
gibi afetlere karşı bir planlarının olup olmadığını
belirlemek ve bu kapsamda bir afet planında yer
alması gereken etkenlerden hangilerinin eksik
olduğunu görüp gerekli uyarılarda bulunmak ve
işlevsiz olan bir plan olması durumunda plan
revizyonunu yapmak.
Anket verilerinin değerlendirilmesinin ardından,
bir afet sonrası toplumun en mağdur gruplarından
birini oluşturabilecek okul öncesi dönemindeki
Öncelikle Bakırköy İlçesi kaçıncı derece deprem
bölgesidir?
Bakırköy İlçesi 1. Derece deprem bölgesi olup,
hem toprak yapısı hem de bina stoğu açısından
İstanbul’un en çok zarar görebilecek ilçelerinden
birisidir.
Yapmış olduğunuz bu projede Bakırköy ilçesinde
kaç anaokulunda inceleme yapılmıştır?
Proje genelinde 116 anaokulunda inceleme çalışması yapılmıştır. Bakırköy İlçesi’nde ise 12
anaokulu incelenmiştir. Bakırköy ankette yer alan
15 farklı ilçeden en fazla örneklem alınan ilçelerden biridir.
Yapılan anket çalışması konu itibariyle sadece
deprem değil yangın, sel vb. afetleri de içermekte.
dahi var. Bu konu hakkında yeterince önlem alınmış mı? Ya da gerekli sağlık ekibi ve ekipmanı
mevcut mu?
Öncelikle bu ko nuya değinmenize çok sevindim.
Çünkü gerçekten konuşulması gereken en önemli
konulardan bir tanesidir. Anaokullarını tehlike
yuvaları olarak göstermek gibi bir niyetimiz yok
ama biz bir araştırma merkeziyiz dolayısıyla
doğru, tarafsız ve gerçekçi olmak durumundayız.
Ne yazık ki bu konuda dahi okullarımız hiç iç açıcı
durumda değil. Anaokullarımızın %72’sinde doktor
olmasını bir kenara bırakın bir ilkyardım odası
dahi yok. %71’inde ise yeterli ilkyardım malzemesi
ve ekipmanı yok. İlkyardım konusunda
eğitim almış kimse de yok. Geçen sene
Hepimiz çocuklarımızın okullarında en iyi koşullarda eğitim görmesini istiyoruz. Temelden başlarsak
binaların, depreme ve yangına karşı dayanıklı
olmasını istiyoruz. Dünyadaki sosyal gelişime
bakıldığında bu binaların doğal afet, terör ve
sosyal olaylara karşı güvenli
olmasını da beklememiz abartı
olmayacaktır.
Örneğin, haftalık yabancı dil
saatini ek derslerini soruyor ve
tartışıyoruz ama yangın kaçış
yolları, yangın merdivenleri,
camların yapısı, temel ve
çatının durumu hakkında bilgi
alıyor muyuz? Kaçımız okul
binasının yapıldığı zeminin
etüd bilgilerini aldı? Ya da kullanılan yalıtım malzemesini
sordu? Ya da kaçımız çocuğumuzun konsantrasyonunu ve
ruh sağlığını doğrudan etkileyen ses yalıtımı ile ilgili bilgi
aldı? Umarız tahmin ettiğimizden daha çok sayıda
velimiz bu konuda duyarlıdır ve umarız bu sayı gittikçe de artacaktır.
Ama biz gene de yapılan araştırmalarla duyarlı
olan velilerimizi daha da bilgilendirmek, çocuklarımızı sabah sekizden akşam sekize kadar
emanet ettiğimiz anaokulları hakkında daha fazla
bilgiler vermek istiyoruz.
ANAOKULLARIMIZ OLASI BİR
DEPREME VEYA ACİL DURUMA
HAZIR DEĞİL!
BAKIRKÖY’DE BULUNAN
ANAOKULLARI NE DERECE RİSK
ALTINDA?
14
Maltepe’deki anaokulunda yaşanan olayı hatırlayacak olursak, 6 yaşındaki Efe, tuvalette bulunan
camın üzerine düşmesi sonucu boynu kesildi ve
fazla kan kaybetmiş olması nedeniyle hayatını
yitirdi. Eğer o anda gerekli tıbbi müdahale en hızlı
şekilde yapılmış olsaydı kurtarılma şansı vardı.
Çoğu zaman ihmal ettiğimiz, çok düşük
maliyetteki basit bir sabitleme bile hayat kurtarabilmektedir. Örneğin anaokullarımızın
%63’ünde dolap, raf, kitaplık gibi ağır cisimler
sabitlenmemiş durumda. Hatta bunların
üzerinde bulunan, düştüğünde kırılabilen ve
yaralanmalara yol açabilecek olan ağır cisimlerin bile %69,5 oranında sabitlenmediği tespit
edilmiştir.
Peki, okulların içyapısına ve taşıyıcılığına
bakıldığında neler söylenebilir?
Öncelikle içyapısına bakalım. İnşaat sırasında
anaokulu olarak tasarlanmayan ve bölümlere
ayrılmayan, ya bir bodrum katın ya da
normalde konut olan bir yapının anaokuluna
dönüştürüldüğüne dikkat çekmek lazım. Çalışma sırasındaki gözlemlerimize dayanarak sonradan bölmelerle ayrılmış olan yapıların ya
alçıpan ya da dayanıksız inşaat
malzemelerinden yapılmış olması herhangi bir
deprem sırasında bu bölümlerin çocukların üstüne
düşme ihtimallerinin yüksek olduğunu göstermektedir. Ahşap ve metal aksamlarla bölmelere
ayrılmış olan yapıların ise %47’sinde bölmelerin
sabitlenmemiş olduğu tespit edilmiştir. Taşıyıcı
yapısına bakıldığında ise devlet okullarının
genelde bodrum katında konuşlandırılan
anasınıfları son derece sağlıksız ve güvensizdir.
Özel okullara bakıldığında ise ne yazık ki gerektiği
gibi deprem dayanım raporları alınmamış
yapıların çoğunlukta olması son derece üzücüdür.
Özellikle fiziksel ve zihinsel engelli çocuklarımızın
bulunduğu rehabilitasyon merkezleri bu konuda
çok daha hassas davranması gerekirken durum
çok da farklı değildir.
Acil bir durumda okulun tahliyesi için acil çıkışlar
yeterli ve güvenli düzeyde midir?
Sadece okullar değil her yapının acil çıkış kapısının
kişi sayısı bakımından yeterli sayıda ve güvenli bir
yere açılıyor olması gerekmektedir.
Anaokullarımıza bakıldığında ise acil çıkış kapısı
sayısı, boyutları ve yerleri yeterli olamayanların
oranı %43’tür. Acil çıkış kapıları güvenli bir yere
açılmayanların oranı ise %26,5’tir. Hatta bazı yerlerde acil çıkış kapıları doğrudan caddeye
açılırken, bazı yerlerde kapıyı açtığımızda duvarla
kapatıldığını dahi gördük. Bazı kapıları ise hiç açamadık çünkü anahtarın yerini bilen kimseyi bulamadık.
Peki, son olarak durum bu kadar vahimken acil
olarak alınması gereken önlemler nelerdir?
Aslında alınacak önlemlerden hemen hemen hepsi
oldukça masrafsız ve basit şeylerdir. Dolap, kitaplık gibi cisimler duvarlara sabitlenmeli, üzerindeki
ağır cisimler ya sabitlenmeli ya da alçak raflara
konulmalı. Yangın ekipmanları mutlaka bulunmalı
ve bunları kullanacak kişiler eğitilmeli. Her okulda
ilkyardım odası ve malzemeleri bulunmalı. Her
eğitmen ve idareci ilkyardım ve afet eğitimi almalı.
Tehlikeli gaz ve yanıcı maddeler güvenli bir yerde
saklanmalıdır. Ve tabi ki en önemli konulardan bir
tanesi de hem idari personel hem eğiticiler hem de
öğrenciler muhakkak afet eğitimi almalıdır.
Afet Eğitimi konusunda okullar nerelerden bilgi ve
yardım alabilirler?
Bu konu aslında en çok tartışılması ve gündeme
getirilmesi gereken konulardan bir tanesidir.
Çünkü zorunlu olarak Temel Afet Eğitimi veren
bir kurum ya da kuruluş yok. Bu konuda sivil
toplum kuruluşları, AKUT, İl Özel İdare, Afet
Koordinasyon Merkezleri zaman zaman eğitimler verirler ama bu bir rutine bağlanmamıştır.
Biz AFAM olarak bugüne kadar 300’den fazla
okula Temel Afet Eğitimi verdik ve bunu tamamen gönüllülük çerçevesinde yaptık. İstanbul
genelinde bir program düzenleyip her okula
eğitim vermek için birçok yere müracaat ettik.
Ama ne yazık ki bu mümkün olmadı. Biz kendi
çabalarımızla sadece İstanbul değil Türkiye
genelinde ulaşabildiğimiz kadar çok okula ve
öğrenciye eğitim vermeye çalışıyoruz. Yaptığımız bu araştırma ve yayınladığımız rapor
sonrası Milli Eğitim Bakanlığı, Valilik, Kaymakamlık ve İl Özel İdaresi her okula bu rapor
sonucuna göre eksik olanların en kısa zamanda tamamlanması için yaptırımda bulunmuş.
İlgi ve alakaları için tüm yetkililere teşekkür ederiz.
Ancak özellikle İstanbul için konuştuğumuz zaman
bizi bekleyen büyük bir deprem var ve ne yazık ki
kentleşme konusunda da büyük eksikliklerimiz var.
Bu konular sadece eksiklerin yazısal olarak ilgili
yerlere gönderilip, tamam görev tamamlandı mantığı ile çözülemez, ilgili kişilerin mutlaka eğitilmesi
ve bir yönetim planlaması yapılması ve kontrol
mekanizmasının kesinlikle sağlanması gerekiyor.
Bugün Avrupa’da her okulun bir Afet Yönetim
Planı var ve bu planlar dönemsel olarak tatbikatlarla pekiştiriliyor. Böylece hem idareciler hem de
öğrenciler her an olabilecek bir afete karşı hazırlıklı olmuş oluyorlar. Her zaman söylediğimiz gibi
afetler öldürmez, tedbirsizlik öldürür. Bunu
engellemekte bizlerin elindedir.
(Arzu BERATOĞLU)
AFAM’DAN HAYAT KURTARACAK “ACİL DURUM KARTI”
İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitim, Uygulama
ve Araştırma Merkezi (AFAM) tarafından gerçekleştirilen proje ile herhangi bir afet sonrasında
özellikle bilinci
yerinde
olmayan,
baygın olan
kişilerin ve
kendini ifade
edemeyecek
olan çocukların
kimliklerinin
tespiti ve sağlık
durumlarının
belirlenebilmesi için tasarlanan bir kimlik
kartı oluşturuldu. Özellikle üç farklı deprem bölgesini bünyesinde barındırması, metropol bir şehir
olması ve Kuzey-Anadolu fay hattında beklenen
bir deprem olması
itibariyle İstanbul’un,
Afet Sonrası Koordinasyonu için böyle
bir çalışmaya son
derece ihtiyacı
olduğunu belirten,
İstanbul Aydın
Üniversitesi Avrupa
Birliği Projeleri
Uzmanı Özden
Timurlenk, bu sistemin yaygınlaşması
ile deprem veya
diğer afetlerde can
kaybının büyük ölçüde engelleneceğini söyleyerek;
Acil Durum Bilgi Kartı ile ilgili olarak; “Sadece
kimlik kartı olma özelliğini taşımayan Acil Durum
Kartı (ADK), şuan üzerinde çalışılan bir sistem ile
içerisine yerleştirilecek bir çiple kısa dalgalar
yayarak enkaz altında kalan bir kişinin tespiti için
de kullanılacak. Bu sistemin yaygınlaştırılması,
deprem sonrası enkaz altındakilere daha çabuk
ulaşmayı sağlayacak, böylece can kayıplarını
önemli ölçüde engelleyecek. Bu kart sayesinde
insanlara sadece deprem anında değil bütün acil
durumlarda daha uygun tıbbi müdahale yapılması sağlanacak” dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencilerinin saha çalışmasını yaptıkları,
“Acil Durum Bilgi Kartı, Küçükçekmece İlçe Örneği” için okulun ana
kampüsünün yer aldığı Küçükçekmece Beşyol Mahallesi pilot bölge
olarak seçilerek uygulama ve değerlendirmelere başlandığını da belirten
Timurlenk, “Acil Durum Bilgi Kartı (ADK)
için doldurulması gereken bilgi formları,
özel olarak “C#” programlama dilinde
yazılmış olan Afam Kimlik Kartı V.1 Programı ile sisteme aktarıldı.’’ dedi.
Afam Kimlik Kartı V.1 Programı ve kare
kod sayesinde Acil Durum Bilgi Kartı (ADK)
sahibi kişilerin
bilgilerinin
özel bir veri
tabanında
tutulacağını,
ihtiyaç halinde
kişinin sağlık
durumu bilgilerine ve
yakınlarına
ulaşılabileceğini de
söyleyen
Timurlenk,
“Bu alanda
dünyada ilk kez kullanılan kare kod sistemi ile
kişilerin özel kimlik bilgileri kare kodun içine yüklenerek, cep telefonuna yüklenen özel bir program
sayesinde okutulup sadece ilgili kişi tarafından bilgilere ulaşılmaktadır. Böylece kişi bilgileri güvenle
saklanmaktadır’’ diye konuştu.
Şuan gelinen noktada kare kod çalışması önemli
bir başarı gösterdiğini ve uygulama yapılan vatan-
daşların da çalışmaya son derece sıcak ve ilgili
davrandıklarının altını çizen Özden Timurlenk,
projenin tamamlanması sonucunda; planlı bir Afet
Yönetimi’nin sağlanacağını, kişilerin
hastalıkları ve kullandıkları ilaçların
bilindiği için kişiye uygun sağlık
müdahalesinde bulunulacağını ve
günlerce enkaz altında kaldığı için
hayatını kaybeden vatandaşlara
daha çabuk ulaşılabilineceğini söyledi.
“ACİL DURUMLAR CEPTE”
Herhangi bir acil durumda kişinin Acil
Durum Kartı üstündeki kare kodu, telefonunzun kamerasıyla okutarak (telefonunuzda porogram yüklü olmalı!) kişinin
bilgilerine ulaşabilirsiniz.
"Acil Durumlar Cepte Sistemi", internet
erişimi veya Wi-Fi bağlantısı olan bir cep
telefonunda Acil Durum Bilgi Kartı’ndaki
karekodu okutarak anında yardımcı
makaleleri okumanızı sağlayan bir sistemdir.
Afet Eğitim, Uygulama ve Araştırma
Merkezi’nin hazırladığı Acil Durumlar
Cepte Sistemi’ni kullanmak için şu adımları
takip ediniz.
Adım 1: Öncelikle Neoreader karekod
okuma programının cep telefonunuz için
uygun olan modelini seçerek indirin.
İndirdiğiniz yazılımı cep telefonunuza yükleyin.
Adım 2: Neoreader karekod programını
çalıştırın. İhtiyacınız olduğu zaman yardım
veya bilgilenmek için size ait
olan Acil Durum Bilgi Kartı'nın
üstündeki karekoda odaklanın.
Program sizi karekod içindeki
AFAM’ın web sayfasına yönlendirecektir.
Arzu BERATOĞLU
15
Kesinleşmiş mahkeme kararına göre AVM’ler 3 saate kadar otopark ücreti alamaz ve İBB’nin tarifesini uygulamak zorundalar
BU GÜCÜ KİMDEN ALIYORLAR
“Capacity UKOME kararlarına uymuyor” ve “Otopark girişini kimin yaptığı bilinmiyor” haberlerimiz büyük yankı uyandırdı.
Capacity yönetimi ise HUKUK tanımamazlığını otopark girişine otopark abone tarifesini asarak devam ettiriyor. Gazetemizi arayanlar “bunlar bu gücü kimden alıyorlar? Yasaları kimler uygulatacak? Belediyeler neden görevini yapmıyor?”
diyorlar.
HUKUKÇULAR NE DİYOR?
Görüştüğümüz hukuk adamları
AVM’lerin hiçbir şekilde otopark
ücreti alamayacaklarını savunuyorlar.
Bu konuda yargı kararları ve İstanbul Büyükehir Belerdiyesi’nin Ulaşım
Koordinasyon Merkezi kararlarınında olduğunu, dolayısı ile bu kararlara uymayan AVM’lerin belediyeler
tarafından uyarıldıktan sonra
devamı halinde kapatılması gerektiğini savunuyorlar.
Alışveriş Merkezleri’nin yasa ve
yönetmeliklere göre otoparklarından ücret almaması gerekirken
bazı AVM’ler bu kararlara uyarak
ücret almazken bazıları ise kendi
belirledikleri tarife üzerinden
otopark ücreti alıyorlar.
Sayın Öner Aybek, AVM’ler otopark
ücreti alabilirler mi?
AVM’lere ait otoparklar hizmet otoparkı
olduğu için hiçbir şekilde ücret alamazlar.
Ancak 29.01.2007 tarihinde İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nin Ulaşım Koordinasyon Merkezi konuyla ilgili geniş bir
rapor hazırlıyor. Bu rapor doğrultusunda
31.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı
UKOME kararına göre AVM’ler hiçbir şekilde 3 saate kadar müşterilerinden ücret
alamazlar, 3 saatten sonra da İBB’nin Tarife Komisyonu’nca belirlenen otopark
ücreti alınır. Ayrıca yine bu karara göre
otopark girişlerine boş veya dolu
olduğunu gösteren bilgi sistemi de konulması zorunluluğunu getirmiştir. Bu karardan sonra uymayan AVM’lere ceza kesmeye başlayınca bazı işletmeler bu kararı
İdare Mahkemeleri’ne taşıyıp uygulamayı
iptal etmişlerdir. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi de İdare Mahkemesi’nin iptal
kararını Danıştay’a götürmüş ve Danıştay,
İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuştur.
30.12.1993 tarihli otopark yönetmeliği
hakkındaki tebliğin 2. Maddesi’nin 2.
Fıkrası’nın (c) bendinde “…. Talebin yüksek olduğu merkezi iş alanları ve benzeri
bölgelerde genel amaçlı otoparkların
yapımı, bakımı, onarım ve işletmesi
üçüncü şahıslara verilebilir. Bu hizmetler
karşılığında alınacak ücret valilik ve
belediyelerce tespit edilir. ”Yani UKOME
kararlarını da göz önüne aldığımızda ilk 3
saatten sonra alınacak ücret belediye ve
valilikler tarafından tespit edilebilir.
Sayın Aybek, Capacity AVM’de işler
böyle yürümüyor. Otopark ücretini
kendi belirledikleri tarifeye göre alıyorlar. Hatta aylık ve yıllık abone bile
yapıyorlar. Bu konuda neler
söylersiniz?
İmar Kanunu’na göre otoparkların kullanımı için yapı ruhsatı ve kullanma izni
gerekir. Ruhsata aykırılıkta ise
belediyelerin AVM’leri mühürleme yetkisi
vardır. Ancak ne yazık ki belediyeler bu
yetkilerini kullanmıyorlar. Otopark Yönetmeliği’nin 10. maddesi çok açık. Buna
göre yapı kullanma izni alındıktan sonra
otopark yerleri tasdik edilmiş plan ve
yönetmeliklere aykırı amaçlara tahsis
edilemez. İdare, otoparkların kullanımını
engelleyici her türlü ihlali engellemekle
yetkili ve görevlidir. Aksi uygulamalarda
İmar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır. İmar Kanunu’nun 37. maddesine
göre kullanma izni alındıktan sonra yönetmelik hükümlerine aykırı davranışlarda
bulunanların 3 ay içinde bunları
düzeltmesi aksi takdirde ilgili idarece bu
aykırılığın giderileceği ve masrafların ihlal
edenden tahsil edileceği yazmaktadır.
Tüketiciler Birliği Genel Bakan Vekili Av. Hakan TOKBAŞ konu ile ilgili sorumuza yazılı
cevap gönderdi.
“Danıştay’ın son kararına rağmen, ilk üç saat için otopark
ücreti almaya devam eden Alışveriş Merkezleri
mühürlenmelidir.”
Alışveriş Merkezlerinin otoparklarının ilk üç saate kadar ücretsiz olması gerektiği yönündeki kararına tepki gösterip, uygulamayan ve iptali için Danıştay’a başvuran AVM’lerin itirazı ret edilmiştir. Danıştay 8. Dairesi’nin
23.11.2009 tarihli 2009/5562 Esas sayılı kararında; İstanbul UKOME’nin otoparkların üç saat ücretsiz olması
kararı, oybirliği ile haklı ve hukuka
T.C DANIŞTAY 8. DAİRE
uygun bulunmuştur.
E. 2009/5562
Otopark Yönetmeliği, İstanbul İmar K. 2009/6909
Yönetmeliği ve İstanbul Otopark
T. 23.11.2009
Yönetmeliğinde hükme bağlandığı
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNDE İLK ÜÇ SAATE KADAR OTOPARK ÜCRETİ
üzere, "binayı kullananların otopark ALINMAMASI (Hukuka Uygun Olduğu – Alışveriş Merkezleri’ne Müşteri
ihtiyacının bina içinde veya
Olarak Gelenlerin otopark İhtiyaçlarının Ticari Amaç Güdülmeksizin ve
parselinde karşılanması esas" olduğu Ücretsiz Olarak Bina İçinde veya Parselinde Karşılanması Gerektiği)
gibi, alışveriş merkezlerinin müşteri- OTOPARK ÜCRETİ (Alışveriş Merkezleri’ne Gelenlerin İlk Üç Saate Kadar
lerinin de "binayı kullananlar" kapOtoparktan Ücretsiz Yararlanması Gerektiği – Üç Saatten Sonra Uygusamında değerlendirilmesi ve bu
lanacak Ücretlerin İse İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Trafik Komisynedenle de otopark ihtiyaçlarının bina onu’nca Belirlenen Ücret Oranında Olması Gerektiği)
içinde veya parselinde karşılanması UKOME KARARININ İPTALİ TALEBİ (Alışveriş Merkezi’ne Gelenlerin İlk Üç
gerekmektedir. Ticari amaçlı otopark- Saate Kadar Otoparktan Ücretsiz Yararlanması Yönündeki – Hukuka
ların, ancak binanın ihtiyacı olan
Uygun Olduğu)
otoparkın parsel veya bina
ÜCRETSİZ OTOPARK (Alışveriş Merkezi’ne Gelenlerin İlk Üç Saate Kadar
bünyesinde karşılanması halinde
Otoparktan Ücretsiz Yararlalanacağı - Tamamen ücretsiz Olmasının İse
yapılabileceği hüküm altına alındığın- Kısa Süreli Otopark Yerlerinin Azalmasına Yol Açacağı)
dan alışveriş merkezlerine ilişkin
5216/m. 7/1
hizmet otoparklarının binanın ihtiy- 5393/m. 18/f
acını karşılamak amacıyla ücretsiz
Büyükşehir Belediyesi Koordinasyon Merkezileri Yönetmeliğinin 18.
hizmet vermesi, binanın ihtiyacını
Otopark Yönetmeliğinin 4. 5.
karşıladığı zaman ticari amaçlı
ÖZET: Uyuşmazlık, İstanbul genelindeki alışveriş ve ticaret merkezi gibi
otopark olarak kullanılması gerekir. yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate
Bu durumda, alışveriş merkezlerine kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise İstanmüşteri olarak gelenlerin otopark
bul Büyükşehir Belediyesi’nin Tarife Komisyonu’nca belirlenen ücret
ihtiyaçlarının, esas itibarıyla ticari
oranında alınmasına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
amaç güdülmeksizin ve ücretsiz
Ulaşım Koordinasyon Merkezi işleminden doğmuştur. Alışveriş merkezlerolarak bina içinde veya parselinde
ine müşteri olarak gelenlerin otopark ihtiyaçlarının, esas itibariyle ticari
karşılanması gerekmektedir.
amaç güdülmeksizin ve ücret bina içinde veya parselinde karşılanması
Sayın Aybek, işler hiç de böyle
yürümüyor. Sizin söylediğiniz gibi yasa
ve yönetmelikler ortada ama uygulayan
yok. Bu konuda neler söylersiniz?
Tespitleriniz ve bu konuda yazdıklarınız
çok doğru, anılan hüküm ve yönetmeliklere çoğu AVM’ler uymuyor. Capacity
AVM’de otoparkta ilk yarım saat ücret
almıyor. İlk 3 saat ücret almamayı da 30
TL’lik alışveriş mecburiyetine bağlıyor. Bu
durum UKOME kararlarına, Otopark Yönetmelikleri’ne ve İmar Kanunu’na da
aykırıdır. Belediyeler bu aykırılıkları gidermekle yetkili ve görevlidir. Belediyelerin
AVM’leri mühürleme yetkisi olmasına rağmen bu yetkisini Capacity AVM’ye uygulamıyor. Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunu’nun 12. Maddesini ihlal ettiği
gerekçesiyle aynı kanunun 25. Maddesi
gereği 200 TL İdari para cezası veriliyor.
Bunun tekerrürü halinde cezanın 2 katı
uygulanıyor. Capacity AVM’ye de yapılan
budur. Capacity AVM orta düzeydeki bir
evin kirasından dahi az olan bu para cezasını ödeyerek kanuna aykırı uygulamalara
devam ettiği yayınladığınız belgelerden
anlaşılıyor. Gelelim bu yaptırımın uygulanmasına. Bu yaptırım her AVM’ye de
uygulanmıyor. Belediyeler tarafından çifte
standart uygulanıyor.
Ancak aradan geçen 2 senelik süreye gerekmekte olup,
rağmen, bazı Alışveriş Merkezlerinin (..................)
Sayın Ayberk yani şunu söyleyebilir
miyiz, Capacity ve bazı AVM’ler her ay hala yargı kararına uymadığı, ilk üç İstemin Özeti: İstanbul genelindeki alışveriş ve ticaret merkezi gibi yerceza olarak 400 TL ödüyor buna karşılı saat içerisinde de tüketiciden otopark lerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate
kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise İstanücreti kesildiği görülmektedir.
10 binlerce TL yetkililerin kanun ve
bul Büyükşehir Belediyesi’nin Tarife Komisyonu’nca belirlenen ücret
yönetmeliklerdeki amir hükümlerini
Sermaye sahiplerine yenik düşen
oranında alınmasına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
uygulamayarak bu işletmelere haksız
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, üzer- Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin 30.01.2007 gün ve 2007/1-4 sayılı
kazanç mı sağlamış oluyor?
ine düşen denetim görevini acilen
işleminin iptali istemiyle açılan davada; alışveriş ve ticaret merkezlerine
Yayınladığınız belgelerden, bizim de
yerine getirmelidir. Gerekirse bu
ait otoparklardan ücret alınmasının veya alınmamasının trafik, ulaşım
gözlemlerimizden böyle bir kanaate sahip alışveriş Merkezlerinde günaşırı zabıta
yada toplu taşıma yönünden nasıl bir sakınca oluşturduğu konusunda
olmak mümkün. Ancak yetkililerin bu
denetimi yapılarak, caydırıcı para
somut herhangi bir tespit yapılmaksızın işlem yapıldığının anlaşıldığı,
yayınlardan sonra gerekeni yapacağına,
cezaları kesilmelidir. Yargı ve UKOME işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal
belediyelerin açıkça haksız kazanç
kararına uymamakta direnen Alışveriş eden İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 27.03.2009 gün ve E. 2007/1204.
sağlayan bu işletmeler hakkında vatanMerkezlerini ise mühürleme yetkisini K. 2009/566 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek 2577
daşın lehine alınmış olan kararları uygula- kullanabilmelidir. Aksi takdirde İBB,
sayılı yasanın 49. Maddesi uyarınca temziyen incelenerek bozulması
yarak AVM’lerde 3 saate kadar ücret alın- kendi aldığı kararları uygulatamayan
istemidir.
mamasını sağlayacaklarına inanmak istiy- aciz bir belediye olarak anılacağı gibi,
(...............)
orum. Gerekirse herkesin bireysel dava
bu tutumu sebebiyle tüketicileri de SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının
açma hakkını kullanması gerekir. Yargı da mağdur etmeye devam edecektir.
bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemyasaları uygulamayanlar ile uygulatmaeye gönderilemesine, 23.11.2099 gününde oybirliği ile karar verildi.
makta diretenler hakkında gerekli kararı
Av. Hakan TOKBAŞ
verecektir.
Genel Başkan Vekili
KARARININ TAMAMINI WEB SİTEMİZDE BULABİLİRSİNİZ
16
Çok değerli okuyucularım; İstanbul’un trafiği
gerçekten berbat oldu. Genelleme yaparsak
İstanbul’da olduğu gibi Türkiye’nin en önde
gelen sorunlarından biri denetimsiz kalan
trafiktir; Son bayram tatilinde verilen insan
kaybı da bunu açıkça göstermektedir.
Bir önceki yazımda ağırlığını sadece
Bakırköy ve Yeşilköy’de olan ve çözülmesi
gereken sorunlara temas etmiştim.
N
I
M
A
Þ
A
Y
ÝÇÝNDEN
Bu yazımızda hem İstanbul’un bölgesel trafik
sorunları yanısıra Türkiyemiz’in genelindeki,
özellikle şehirlerarası otobüs işletmeleri ve
bunların denetimsiz çalışmalarına değinecek
problemin gerçekten büyük olduğunu sizlerle
paylaşacağım.
TRAFİK VE SORUN YUMAKLARI:
Medyada okuduğumuz şekliyle buraya teselli
mükafatı olarak 50 metre genişliğinde yeşil
şerit yapılacağı bildiriliyorsa da bence yapılan
iş yanlıştır, doğa katliamıdır.
Ülkemizde ekonominin gelişmesine rağmen
trafik düzenlemesi hala uluslararası boyutlara
cevap verecek tekniğe ulaşamamıştır.
Yaz sezonunda birkaç defa yaptığım otobüs
yolculuğunda; kalkış ve varış saatlerinin
uygulanamadığı, otobüs personeli ve yolcular
ile insani ilişki ve saygının bulunmadığını,
reklama değer veren büyük şirketlerin bile bu
hataları yaptıklarını tespit ettim.
Son zamanlarda önüne gelen otobüs işletmeciliğine soyunduğundan bahsettiğimiz bu
karmaşa, ilgisizlik, bilgisizlik ve yolcu fiyatlarında fiyatlar karmakarışık olmuştur. Yani,
ülkemizde yolcular ve trafik sistemi Allah’a
kalmıştır.
Bu görüş ve tespitlerime itirazı olanlara
zaman, şirket adı ve olay konularını örnekleriyle beraber açıklamaya hazırız.
İstanbul’un trafiği de bir başka berbatlık
içinde, kişisel görüş olarak bu bozukluğun
öncelikle yapılan yeni yollar, köprüler,
viyadükler alt üst geçit ile tünellerin önceden
ve uzun vadeye cevap verecek biçimde planlanmamış olmasından kaynaklanmaktadır. O
nedenle İstanbul gelişi güzel yapılan bu
ulaşım planlamasında sınıfta kalmıştır. Bazı
noktalarda arap saçına da dönmüştür.
Uzun bir süreç içerisinde İstanbul’u dolaşmamış bir vatandaşın vasıtalı veya vasıtasız
bir yerlere gidebilmesi için, elinde trafik ve
istikametleri gösteren kroki bulundurmak
zorundadır.
Sormak istiyorum: Kim yönetiyor bu trafiği
yoksa Allah’a mı kaldı işimiz kendiliğinden mi
yürüyor?..
Sürat meraklısı belli bir zümrenin; bulduğu
her ana caddede ve açık alanlarda zikzaklar
çizerek, yırtık egsozlarla gece yarılarına kadar
rahatsızlık vermesi... Uyuyanları, hastaları,
yaşlıları düşünen yok mu?..
İstanbul’un renkli caddelerinden Kadıköy
Bağdat Caddesi, boğaza inen ana caddeler,
Beşiktaş Bulvarı, Yeşilköy’ün ana caddelerinde
yürümek bir tarafa karşıdan karşıya geçmek
mümkün değildir, trafiği alt üst edenler,
-
Sevgili Bakırköylüler eskilerin bildiğini zannettiğim bu sahillerde 1950-1960’lı yıllarda o
zamanki Emlak Bankası tarafından yapılan
modern plaj ve kafeteryalar yok edilerek
şimdi de bu yapılanlar yetmemiş gibi geride
kalan kumsal ve sahil şeridine oteller,
moteller, restoran ve eğlence yerleri için
satıldı, inşaatına başlandı.
1960 yıllarının site yönetimi veya malikleri
site için terk edilen bu yeşil alanların
tamamını tapu tescili yaptırmamış olmaları
yani büyük ihmalleri malesef yeşil düşmanı
zihniyeti canlandırdı ve bugünkü dramatik
görüntüler ortaya çıkmış oldu.
Demokrasi ile birlikte gelişen teknoloji ve
sosyal büyümenin birçok alanda olduğu gibi
trafik konusunu da büyük ölçüde etkilemiş
yeni şehir ve trafik düzenlenmeleri önem
kazanmıştır.
Özellikle yoğun göç alan İstanbul, Ankara,
İzmir, Bursa, Antalya gibi şehirlere giden ve
gelen vasıtaların yolcu emniyeti açısından
eksikleri bulunduğu, şoför ve yardımcılarının
eğitimlerinin eksik olduğu, yolcu ile ilişkilerinin de maalesef çok sevindirici olmadığı
kesindir.
kavuşarak tüm Bakırköylülerin oksijenleri
kesilmiş oldu.
Fikret TORAMAN
YİNE DOĞA KATLİAMI
TRAFİK PROBLEMLERİ
ölümüne ve sorumsuz, bilgisiz araç kullanarak başkalarının canına kıyanlar bu ülkede
hiç denetilmeyecek midir?
Yasak ve yanlış geliş gidişler, parklar,
kaldırım işgalleri, kuralların uygulanmaması
yani trafik şımarıklığı, ölümleri , maddi zararları yaratanlar hiç mi cezalandırılmayacaktır?
Kadıköy’de, Bakırköy’de, İstanbul’un
tümünde, ilçelerinde emniyet ve trafik müdürleri vardır herhalde. Bunların görevleri bu
karmaşayı önlemek değil midir? Ne diyelim
Allah yardımcımız olsun, biz millet olarak
herşeyi ondan beklemeyi sever, kendi sorumluluğumuzu bilmeyiz.
DOĞA VE ÇEVRE SORUNLARI:
Değerli dostlar; bildiğiniz gibi ülkeler çeşitli
konularda yasalar, kurallar, yönetmeliklerle
yönetilir, ayrıca sıkıştığımızda hemen
“KANUN GÜCÜNDE KARARNAME” alışkanlığına başvurur, onu da özel çıkarlara alet
ederek dejenare ederiz.
Bakınız bir “TOKİ” idaresi yaratılarak
Türkiye’nin her noktasına, tarlasına, ormanına, konut iştahını kabartarak imar cennetine
(!) çevirdi. Issız, sessiz, kuş uçmaz, kervan
geçmez, boş alanlara bile konut ihalesi adı
altında, bence alt yapısız ulaşım olmadan,
konutlar doldurarak Türkiye’de büyük bir
imar yozlaşması ortaya çıkarıldı. Bu kuruma
Bayındırlık Bakanlığı’nın ve belediyelerin yapması gereken imar planları yapım yetkisi de
verilerek devlet içinde bir devlet yaratıldı. Ve
görülen her yeşil alanda kıyım başlandı.
Sevgili Bakırköylüler; Örneklere gelince: 4050 yıl önce modern şehircilik anlayışı içinde
Türkiye’nin ilk şehircilik örneğini planlayan
“ATAKÖY” ve çevresine bugün gözatalım.
1,2,3,5 Mahalle derken 7,8,9,10,11’ler eklendi. Bu mahallelere tahsis edilen ve onlara ait
olması gereken yeşil alanlara 6. Mahalle’de
“ATAKÖY KONAKLARI’ ’ yükseldi, birileri zengin oldu, eski plajlar, sahiller rahmete
Ayrıca 8-10 yıl önce geçici ve tali yol olarak
kullanılan şimdiki sahil yolu 11 Ataköy
Mahallesi, üstelik Florya-Yeşilköy-Yeşilyurt
hattını taşıyamayacak, özellikle sahilde
yapılacak otel ve motellerden sonra bu kesim
tamamen felç olacaktır. Yok mu bunun farkında olan kişiler, kurumlar, yok mu bunun
farkında olan yerel yönetimler ve duyarlı kişiler nerede?...
YEŞİLKÖY’DE NELER DÜŞÜNÜLÜYOR?
2 yıl önce Yeşilköy Çınar Otel’i karşısında
avuç içi kadar, çevresi meskun, ayrıca 2 otel,
1 hastane, 1 alışveriş merkezi ortasında kalan
alanda ‘’OTOPARK’’ yapma zihniyeti şimdi
Yeşilköy’de daha büyük oranda yeniden hortlamışa benziyor.
Evrensel yaşam sürecinde insanların evleri
dışında sosyal anlamda toplanabilecek, çeşitli
aktiviteler yapabilecek hatta siyasi partilerin
toplantı alanı olarak ihtiyaç duyulan meydanlar olmalıdır.
Şimdi yeni edindiğimiz ve uygulanmasına hiç
inanmak istemediğimiz bir olay da şudur
sevgili okuyucular. Yeşilköy’de balıkçılar barınağı karşısında önceden yapılan havuzun
yıkılmasından sonra yukarıda bahsettiğimiz
tüm toplantıların yapıldığı meydanda, bir çay
bahçesi (Kafeterya) planlanması bardağı taşırmıştır.
Ben bu konuya ve yukarıdan beri anlatmaya
çalıştığım doğa katliamına insaf diyor ve şunları ekliyorum. Yeşilköy zaten çok büyük bir
yanlış karar ile sahilleri ve şehrin içi kafeterya
ve bar istilasına uğramıştır. 5 kilometrelik
sahilinde 4-5 tane halka açık çay bahçesi
vardır, açmaya da devam edilmektedir. Yani
her taraf tıka basa kafeterya olmuş, halk ta
artık bu duruma isyan bayrağını çekmiştir.
30 bin kişinin yaşadığı bir bölgede siyasi partilerin ve sosyal kuruluşların ihtiyacı olan tek
bir alana yapılması düşünülen bu birisini zengin etme olayına inanmak istemiyorum. Hele
İstanbulumuzu bir kültür şehrine
dönüştürmekte büyük emekleri ve imzası
bulunan Büyükşehir Belediyemize de bu yanlışlığı hiç yakıştıramıyorum.
Ayrıca kişisel görüş olarak da Olimpiyat
Parkı’nda yapılan “OTOPARK” direnişini
gösteren Yeşilköy-Yeşilyurt halkının bu noktada yine aynı direnci kullanacaklarına, insanlık
haklarını, vatandaşlık haklarını, yaşama haklarına, anayasal haklarına sahip çıkacaklarına
inanarak halkımıza ve tüm Bakırköylülere
esenlikler diliyorum, sağlıkla kalınız.
17
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Mimar Ali HACIALİOĞLU
“Capacity kapalı otopark girişine, bir korsan girişe müsaade eder bir
pozisyon oluşturulmuş. Çok hilekar bir değişiklik yapıldığı belli.”
Capacity AVM’nin kapalı otopark girişi ile ilgili
Bakırköy Kaymakamlığı ve Belediyeler arasındaki
yazışmalar 3 yıldır sürüyor. Bu hatalı girişin kimin
tarafından yapıldığı ortaya çıkartılamıyor.
Sorularımızı yantlayan Mimarlar Odası İstanbul
Büyükkent Şubesi Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Mimar Ali Hacıalioğlu çarpıcı ve o
kadarda düşündürücü açıklamalarda bulundu.
Capacity Alışveriş Merkezi’nin kapalı otopark girişinin düzenlenmesinde çok büyük sıkıntılar var.
Ters girişler oluyor. 2008 yılında kaymakamlığın
bir soruşturma açması üzerine o günden bugüne
kadar sayısız yazışmalar oldu. Anakent ve
Bakırköy Belediyesi’nin
bu işten haberi yok. Yani o otopark girişinin
o yolların düzenlenmesinden kimsenin
haberi yok. Bu konuda ne diyeceksiniz.
Böyle bir garabet olur mu?
Yollar ve kamusal alanların sevk ve idaresi,
yönetimi 1. derecede belediyelere bağlıdır.
Belediye yetkililerinin bizim bundan haberimiz yok demesi abesle iştigal, olacak şey
değil. Dolayısıyla buradaki durum ana
arterse Anakent Belediyesi’nin tasarrufunda, değilse Bakırköy Belediyesi’nin tasarrufundaki alandır. Belediyelerin özellikle
Ulaşım Koordinasyon (UKOME) bölümlerinin yada Fen İşleri’nin tamamıyla
konuya vakıf olmaları gerekir. Eğer kendilerinin dışında yapılmış bir şey var ise de
müdahale edip, düzenlemek onların
sorumluğundadır. Her türlü yer için bunu
söyleyebiliriz Özellikle Bakırköy’de yapılan Capacity sırf ayrıcalıklı, aşırı yoğunluklu yapı elde edilmesine olanak sağlanması için Turizm
Kanunu kapsamında
turizm alanına alınarak yaptırılmış
binalardandır. İlk
olarak hata buradan
başlıyor. O alanlar
olabildiğince yoğun
nüfuslu ve ayrıcalıklı
alanlar yapılabilmesi
için önce turizm
alanına alındı daha
sonra da o kapsamda
diğer emsallerinden
hemen yan parsellerden çok daha büyük
ve ayrıcalıklı yapıların
yapılmasına olanak
sağlandı. Bu iki
yapının da ruhsat
alma sürecinde
Mimarlar Odası
olarak bunu çekinceyle karşıladığımızı
ve bu yönde hazırladığımız tüm raporları ilgili
idarelere o tarihlerde sunduk. İleri de bunun çok
büyük sorunlar yaşatacağını, özellikle mevcut alt
yapının bu yapıları kaldıracak düzeyde olmadığını,
bu yoğunluktaki yapıların elektrik, su, PTT, yol ve
benzeri her türlü alt yapıya uygun düşmeyeceği o
dönemlerde tarafımızdan bildirilerek ruhsat ala-
cağı tarihlerde tüm bu uyarılar yapıldı. Şimdi bu
sorunları birebir yaşıyoruz. Buna benzer AVM
modası zaten devam ediyor. Ve her yapılan yerde
aynı sorunlar gündeme geliyor. Bunların giriş ve
çıkışları, otopark düzenlemeleri büyük sorunlar
yaratıyor. Capacity’nin önündeki bahsettiğimiz yer,
muhtemelen projesinde böyle değildir. Çünkü
böyle bir projenin onaylanma aşamasında onay
verenin mührü, imzası olduğundan ve belli olacağından asla bu şekilde onaylandığını düşünmüyorum. Ancak yerinde yapılırken değişiklik
yapılmıştır. Ve çok hilekar bir değişiklik yapıldığı da
belli. Oradan bir korsan girişe müsaade eder bir
pozisyon oluşturulmuş. O yol benim de çok kul-
landığım bir yol. Orada her zaman sürekli olarak
trafik sıkıntısının ve tehlikenin de yaşandığını hep-
Capacity’nin orada da devlete ait ana yolu ortadan
böldüler, Sırf onların otoparkına giriş için. Bu
konuda neler söylersiniz?
Bütün bunların olmaması gerekir. Bu tür yerlerde
yapılan büyük yapıların bu sorunları getireceği
zaten baştan bilinen şeyler. Ama maalesef bunlara
göz yumuluyor. Büyük yatırımlar, büyük getirisi
olacak yapılar olarak bakılıyor. Maalesef idareciler, kamu yöneticileri bunlara müsaade ediyorlar.
Yoksa bunların sorumluları da belli, herşeyi belli.
Yasaları işletmek için zorlamak, mücadele etmek
lazım.
Devasa alışveriş merkezleri yapıyorsunuz? Ama
insanlara daha sonra çektireceği eziyeti düşünmüyorsunuz. Ayrıca AVM’lerde her türlü
yasa dışı olayları yaşıyoruz. Bize gelen
şikayetler doğrultusunda yine aynı şekilde
Capacity’de onanlı projede olmayan ortak
alanlarda işyerleri yapılmış. Yapılabilir mi?
Yasal süreç şöyle der. Önce siz bir proje
hazırlarsınız. O projenin mutlaka İmar
yönetmeliklerine, planlara, kanunlara
uygunluğu tetkik edilir, ruhsat alır ve proje
bir fiil uygulanır. Uygulandıktan sonra projeye uygunluğu yine yetkili idarelerce kontrol
edilir, iskan alır. İskan aldıktan sonra bina
kullanım amacına bağlı olarak kullanılır.
Eğer ondan sonra bir değişiklik yapılacaksa
ve bu değişiklik yönetmelikler ile kanunlara
uygunsa tadilat projesi hazırlanır, belediyeden tadilat ruhsatı alınır, o şekilde yapılabilir.
Yoksa onun ötesinde gerek oradaki kullanıcılardan
gerekse mülkiyet sahibinden muvafakatname alınarak özellikle ortak
alanlarda istenilen
şeyleri yapmak
mümkün değildir.
Ancak yönetmeliklere
uygunsa tadilat projesi hazırlanır ve tadilat ruhsatı alınarak
yapılabilir.
B U K A N U N S U Z L U Ğ A K İ M S E D U R D İ Y E M İ YO R
Bakırköy Cevizlik Mahallesi’nde bulunan İzzet
Molla Sokak, çevrede bulunan esnaf ve bazı
kişiler tarafından adeta işgal altına alınmış
durumda.
Araçlarını sokağın başına veya ortasına rastgele çekerek sokağı otopark gibi kullanan kişiler
tarafından işgal altına alınmış olan İzzet Molla
Sokak’ta ikamet eden vatandaşlar ise bu
durumdan dolayı oldukça sıkıntılı.
Vatandaşlar, İzzet Molla Sokağın, esnaf ve bazı
kendini bilmez kişiler tarafından adeta otopark
gibi kullanıldığını ve böylece İzzet Molla
Sokak’ın çıkmaz sokak haline geldiğini belirtiyorlar.
Her gün aynı tabloyla karşılaştıklarını ifade eden
mahalle sakinleri, “Bunları kimse görmüyor mu?
Hizmet otoparklarında yıkama yeri açılıyor. Ama onanlı projeler de böyle bir şey
yok?
Kesinlikle olmaz.
Peki nasıl ruhsat veriliyor bunlara?
Muhtemelen
belediyeler geçici
ruhsat veriyordur. Ya
da ruhsat vermeden
çalıştırıyordur.
imiz biliyoruz. Şirinevler Carrefour’un otopark girişi de öyledir. Yolu bilmeyen yoldan direk kendini
otoparkta bulabilir. Maalesef yerel yöneticiler ve
ruhsat veren idarelerdeki yetkililer tarafından bu
tür yapıların girişimcilerine ayrıcalıklı olarak göz
yumuluyor. Bu kamusal sorumluluğu olan kamu
yöneticilerine uygun düşen bir davranış değil.
Yasal olmayan yere geçici ruhsat nasıl veriliyor?
Yine burada idarecilerin, yerel yöneticilerin zafiyeti
ortaya çıkıyor. Geçici ruhsatında usul ve kaideleri
var, nerelere verilebilecekleri var. Ama maalesef
artık bu örnekler çok alışılagelmiş örnekler
olmaya başlandı bu da üzüntü verici bir durum.
SOKAK MI? OTOPARK MI?
Sokak adeta işgal altında, sokağa yanlışlıkla
giren veya sokağın bu durumunu bilmeyen
insanlar sokağa girdiklerinde çıkamıyorlar. Biz
de evimizin önüne arabayla gelmek için bu
insanlar yüzünden bir arka sokaktan dönmek
zorunda kalıyoruz. Bir çok defa uyardık, ama bizi
dinleyen yok. Bunlara kim dur diyecek. Yetkililerin bir an önce bu konuya el atmalarını ve
çözüme kavuşturmalarını istiyoruz’’ diyorlar.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Bakırköy
Belediye Meclis Üyesi Şebnem Şan ise aynı
şikayetlerin son zamanlarda kendisine de
geldiğini belirterek, vatandaşlara çekici çağırmalarını söylediğini ve kendisinin de konunun
çözüme kavuşturulması için gereken çabayı
göstereceğini söyledi.
18
Ülkemizde ilk ve orta dereceli okullar bünyesinde yer alan
birkaç gözlemevinden birisi
AKA KOLEJİ GÜNEŞ VE UZAY GÖZLEMEVİ
PINAR KUMSAL
ALDATTIM, ALDATILDIM, ALDATILDIK
Sevgili ..……;
Birlikteliğimizin ….. yılına girmeye
iki gün kala böyle bir karar için
üzgünüm. Üzgün değilim ama
kırgınım. Bu neticeden dolayı suçluda aramıyorum. Doğmak kadar
ölmek, birliktelik kararı gibi ayrılık
kararı almakta olağan. Evrenin,
devri geldiğinde elden bir şey
gelmiyor. Senin evden kısa süreliğine ayrılma ve kendimizi dinleme
isteğine saygı duydum. Sensiz
kaldığım iki gün sadece nedenlerimle yaşadım. NEDEN ALDATILDIM?
ALDATAN MI SUÇLU, ALDATILAN
MI? Düşüncelerimin karmasında
kayboldum. Kaybolduğum, her anda
ilişkinin en derin geçmişine gitmeyi
ihmal etmedim. Böylece kendi
yaşadıklarımın, yaşattıklarımın hem
avukatı, hem hakimi, hem de savcısı
oldum. Sorgulama bitiminde farkına
vardım ki; sen istemende ben
verdim, sen sormadan ben cevaplar
bulup, hayatını kolaylaştırdım, en
sevdiğin yemekleri yaptım kendi
sevdiğim yemekleri göz ardı ederek,
her zaman istediğin gibi giyinip,
istediğin saç modelini benimsedim,
her şey bana göre tas tamamdı.
Aslında ben senin bir kuklan yeri
geldiğinde evde annen gibi
olmuşum. Biraz daha derine
indiğimde, fark ediyorum ki, iş hayatımda ki başarılar için senden
takdir beklerken, sen kayıtsız
kalmışsın. Sonra bir gün bana haber
vermeden gidiyorsun, aylar sonra
geliyorsun, ben yine seni evden içeri
alıyorum. Sonra gene gidiyorsun,
gene geliyorsun, tam üç defa… En
sonunda tam gidiyorsun, aşık olup
hem de. Yıllara, verdiğim emeğe,
aşka, bakmadan yüzsüzce öylece
beni yüz üstü bırakıp gittin. Geldin
iki gün müsaade istedin. Kim için?
Ne için? Değdi mi? Yok sormak
gereksiz. Artık çare bulmaya çalışmak aptalca. Acıdım, kanadım,
derken mektubumda, içimde seni
bitirdiğim gibi son sözlerimle mektubu bitiyorum.
Kadın yazdığı son cümlenin noktasını koyarken, kurşun kalemi noktanın üzerine iyice bastırır ve
kalemin kırılmasıyla, akan
gözyaşları, yanık teninde siyah rimel
eşliğinde hıçkırık seslerine
karışmıştır. İşten eve geldiğinde,
daha üstünü çıkartmadığından,
kapının sesi ile irkildiğinde, topuklu
ayakkabılarının sesini duyurmamak
adına parmak uçlarına basarak,
kapı deliğinden baktı. Gelen O’ydu.
Kapıyı açmamakta kararlıydı. Sırtını
kapıya dayadı ve yavaş yavaş yere
doğru çöktü. Sırtı hala kapıya dayalıyken, ısrarla çalan kapıya
yanaklarından süzülen siyah
gözyaşları eşlik ediyordu. Tam
yerinden kalkacakken, beyaz bir not
kağıdı kapalı şekilde kapının altından atıldı.
Not kağıdını açtığında tek cümle
vardı. “Pişmanım, özür dilerim.”
Kadın ağlarken gülmeye çalıştı. Ağır
hareketlerle, çömelip kaldığı yerden
kalkıp, demin oturduğu masaya
doğru gitti. Dışarıda kalan adam,
sadece topuk seslerini duyuyordu.
Bir ümit kaplamıştı adamın içini.
Oysa ki kadın, aldatıldığını anladığı
ilk günden beri, yazdığı mektuplardan sonuncusunu yani az önce
yazdığını masadan usulca aldı. Ve
dörde katlayıp, kapının altından
adama doğru attı……………….
SON SÖZ 1: Yukarda okuduğunuz,
bir sonraki kitabın taslağından
örnek. Ve içinden bir özet paylaşmak istedim. Her zaman ki gibi,
psikolojik ve macera dolu bir yere
yelken açıyorum.
SON SÖZ 2: İngilizce-Türkçe dijital
sözlük aldım. İngilizce romanlarımda takıldığım yer olduğunda,
kelimelere hızlı ulaşayım diye. On
beş gün içinde aksilik yaşadım ve
aldığım yere geri götürdüm. Aldığım
yer d&r mağazasıydı. Beyoğlu d&r
da sinirlerinize hakim olamayacağınıza bire bir şahit oldum. Üst
düzey muhatap bulmanıza imkan
yok. Bırakın derdinizi anlatmayı,
zaten üst düzey muhatabın ismini
dahi öğrenemiyorsunuz. Nasıl bir
sistem içindeyseler. Kasa görevlisi
ancak müdürü arıyor cep telefonu
ile ve isim asla veremiyorlar,
muhatabınız asla kendini göstermiyor böyle bir gizli ajanlık sistemi var.
Sanırsam müdürleri gizli ajan. Sizinle ilgilenen arkadaşta, sıkıştığı an
müşteri hizmetlerini arayın diyor,
sanki bu ülkede müşteri hizmetlerinin hiçbir işe yaramadığını
bilmiyoruz. Diğer d&r lar nasıl
bilmiyorum, bilmekte istemiyorum.
Allah düşürmesin diyorum.
Aka Koleji öğrencileri, ana okulundan üniversiteye hazırlanan genç öğrencilere kadar, uzayın görkemli büyüklüğünü, en yakın yıldızımız Güneş’i, gezegenleri, Güneş Sistemi’ni,
doğal ve yapma uyduları, göktaşı yağmurlarını, yıldızları, ölen yıldız kalıntılarını, yıldız
doğum bölgelerini ve daha birçok gökyüzü cismi ve olayını gözleyerek, inceleyerek öğrenme fırsatını buluyorlar. Böylece bünyelerinde kurdukları gözlemevleri ve eğitim programlarına dahil ettikleri astronomi dersleriyle gökbiliminin anlaşılmasına ve sevilmesine katkı
sağlıyorlar.
Aka Koleji’nde gök bilimi
eğitimi ile gökyüzü, gök
cisimlerinin görünen
hareketleri ve mevsimler;
Güneş ve Güneş Sistemi;
yıldızlar ve tüm evren
hakkında bilgi veriliyor.
Böylece öğrenciler uzayı,
çağın gerektirdiği biçimde
öğrenerek belki de yakın
geleceğimizin garantisi
güçlü bilim adamlarımız
olma yolunda ilk adımlarını
atıyorlar. Astronomi eğitimi
almış kişilerin hayata bakış açılarında olumlu gelişmeler görüldüğü bilimsel bir gerçektir.
Böylelikle yeni yetişen gençlerimiz çeşitli yanlış inançlardan (yıldız falı, ufo, deprem…)
arınmış, daha bilinçli bireyler olarak hayata atılıyorlar.
Gök bilimi eğitimi; gerek ders çerçevesinde yapılan çeşitli görsel ve işitsel sunumlar ile
gerekse kulüp çalışmalarında öğrencilerin ilgi ve becerilerini gösterebileceği maketler,
posterler, bilimsel projeler hazırlayarak; uzay kampı, ulusal gözlemevleri, yıldız evleri gibi
yerlere geziler düzenleyerek daha etkin olması sağlanıyor.
HERKESE AÇIK GÖZLEMEVİ
Aka Koleji Güneş ve Uzay Gözlemevi, astronomi eğitimini mümkün olan en geniş kitleye
ulaştırmak amacıyla, diğer eğitim kurumları öğrencilerinin ve sivil halkın da misafir olarak
temel astronomi bilgileri edinmelerine olanak sağlıyor. Astronomiye biraz ilgi duyan,
astronomi haberlerini takip eden, gözlem yapmak isteyen herkese kapılarını açıyor. Belli
bir program dahilinde, ziyarete gelen konuklardan hiçbir talepte bulunmadan hizmet veriyor. Gözleme gelen konuklar hem astronomi konuları ile ilgili seminerler dinleyebilme,
gözlem geceleri boyunca teleskopla gözlem yapabilme hem de görevli astronom ile
astronomi hakkında sohbet etme ayrıcalığına sahip oluyorlar. Bu programlara katılmak
isteyenler, Aka Koleji’ne başvurabilir ve aylık gözlem geceleri ve gözlem saatleri hakkında
bilgi alabilirler. Hava koşulları
uygun olduğu sürece, ayın ilk günlerinde duyurulan gözlem tarihlerde bir değişiklik olmaz. Danışmadan randevu alarak, o ay içinde
yapılacak gözlemlerden istediklerine katılabilirler. Okulun web
adresinden krokiye ulaşarak kolayca ulaşımlarını sağlayabilirler.
Ekim ayı gece gözlemi olabilecek günler ise şöyle;
06, 12, 13 EKİM 2011
BAKIRKÖY
KONSERVATUARI VAKFI
ATAKÖY 7-8. KISIM
TÜRK MÜZİĞİ - BATI MÜZİĞİ- FASIL
GENÇLİK ve ÇOÇUK KOROSU
KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR
TEL: (0212) 559 20 23 - (0212) 661 90 86
E-mail:bakirkoykonservauarı@hotmail.com
Web adresi: www.bakirkoymusiki.com
Adres: Tarihi İspirtohane Konservatuar ve Kültür Merkezi Alt
Kat 7-8. Kısım Ataköy/İstanbul
BAKIRKÖY KONSERVATUARI VAKFI
Prof. Dr. Nevzat ATLIĞ Yönetiminde 4 Ayrı Makam’dan
oluşan Fasıl CD’leri çıkmıştır. Bu CD’leri (0212) 559 20
23’ü arayarak temin edebilirsiniz.
19
BAKIRKÖY BELEDİYESİ’NDEN SPORA VE SPORCUYA TAM DESTEK
Bakırköy Belediyesi tarafından Osmaniye Atatürk
Spor ve Yaşam Köyü’nde yapılan 3 adet kapalı
tenis kortu amatör spor kulüpleri ve Bakırköylülerin kullanımına açıldı.
Belediye tarafından ayrıca yine aynı tesis
içinde bulunan ve amatör spor kulüplerinin
müsabakalarını oynadığı sahanın
tribünlerinin üstü kapatılarak, özellikle
kış aylarında vatandaşların rahatça
maç izleyebilmelerine olanak sağlandı.
Bakırköy Amatör Spor Kulüpleri
Derneği Başkanı İbrahim Mamati,
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen’in her zaman
sporun ve sporcunun yanında
olan bir başkan olduğunu
belirterek, yeni yapılan tenis
kortları ve üstü kapanan tribünlerin yanı sıra belediye
tarafından Bakırköy’de bulunan 13 amatör spor kulübüne
yeni sezon öncesi malzeme
yardımı yapıldığını da söyledi.
Bakırköylülerden gelen yoğun
talep üzerine tesiste 3 adet
kapalı tenis kortu yapıldığını
belirten Mamati, kortların hem
amatör spor kulüpleri hem de
Bakırköylüler tarafından kullanılacağını
ifade etti.
Bakırköy Belediyesi tarafından yapılan bu
çalışmalar, Bakırköy’de bulunan amatör spor
kulüplerinin durumu, Bakırköy’ün spor alanındaki
ihtiyaçları ve beklentileri konusunda Amatör Spor
Kulüpleri Derneği Başkanı İbrahim Mamati sorularımızı yanıtladı.
AMATÖR SPOR KULÜPLERİ DERNEĞİ
BAŞKANI MAMATİ: “SPORU VE SPORCUYU
SEVEN BİR BAŞKANA SAHİBİZ”
Öncelikle Sayın Mamati, Bakırköy Belediyesi
amatör spor kulüplerinin çalışmalarını sürdürdüğü
Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde bir takım çalışmalar yaparak yeni alanlar kazandırdı. Bu çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Öncelikle Bakırköy Belediye Başkanı Sayın Ateş
Ünal Erzen’e teşekkür ediyorum. Erzen bize vermiş
olduğu sözleri her zaman tutuyor. Sporun ve
sporcunun yanında olan bir belediye başkanımız
var. Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde 4 tane açık
tenis kortumuz vardı. Ama rüzgarlı havalarda ve
özellikle kışın Bakırköy’ün kapalı tenis kortuna
ihtiyacı oluyordu. Şu an da Bakırköy’de tenise olan
ilgi hayli fazla. Dolayısıyla 3 tane de kapalı
tenis kortu yapıldı. Kortlar bitti, içinde
ufak tefek düzenlemeleri kaldı. Ekim
ayında kortlar halkın kullanımına
cüzi bir ücret ile randevu alınarak
açılacak. Bunun yanında
bizim tesis içinde birisi çim
birisi de suni çim olmak üzere
2 tane de futbol sahamız
var. Suni çim olan futbol
sahamızın tribünlerinin
üstü kapandı ve hakikaten şu anda Avrupai bir
görünüm kazandı. O da
ekim ayında hizmete
açılacak. Tribünlerin
üstünün açık olması
nedeniyle özellikle kışın
insanlar maç seyredemiyordu. Çim sahamız
tamamen ömrünü doldurdu.
Onun da dosyasını hazırladık, orasının da çimleri
yenilenip tekrardan Bakırköy
ve çevre ilçelerdeki amatör
spor kulüplerinin hizmetine
açılacak.
Peki bunların dışında Bakırköy’de
eksik olan bir tesis var mı? Bu konuda
çalışmalarınız ne durumda?
Özellikle Bakırköy’de atletizm pisti yok. Ve bu
konuda çok talep geliyor. Atletizm pisti, tartan pist
düşünüyoruz. Sayın Başkanımızda bu konuda
olumlu düşünüyor. Ve bunu da
Osmaniye’de yapılacak olan Botanik
Parkı’n içerisinde
yapmayı planlıyoruz.Hem yürüyüş
parkuru hem tartan
pist yapılarak çok
amaçlı kullanılmasını sağlamak
gibi bir düşüncemiz
var. Her zaman
spora ve gençliğe
hizmet etmek için
uğraşıyor ve
belediyemizin
desteği ile bunları
yapıyoruz. Daha iyisini yapacağımıza da inanıyoruz. Çünkü Bakırköy Belediye Başkanımız sağ
olsun önümüzü her zaman açıyor.
Bakırköy’deki amatör spor kulüplerinin durumu
nasıl, sizce bir düşüş söz konusu mu?
Genelde son dönemlerde Türk Sporu’nda bir
düşüş var. Ben 45 yılımı bu işe verdim. Bazı yerlerde bazı takımlarımız idman yapacak yer
bulamıyorlar. Biz Bakırköy’de bu durumu yaşamıyoruz ama yine de yetersiz. Bizim tesislerimizde
sabah 09:00 dan gece 24:00’e kadar kulüplerimiz
antrenman yapıyor ve bunlardan herhangi bir
ücret talep edilmiyor. Diğer ilçelerde bu böyle
değil, kira da, ışık parası da alıyorlar. Ama biz
Bakırköy’de kesinlikle buna yönelmiyoruz elimizden geldiğince kulüplerimize yardımcı olmaya
çalışıyoruz.
“HERKESTEN DESTEK BEKLİYORUZ”
Bakırköy’deki gençlerin en çok ilgi duyduğu spor
branşları neler?
Tabi ki futbol öncelikli. Belki kulüplerin maddi
imkanları olsa öbür branşlara da el atabilirler.
Ben derneğin dışında aynı zamanda Yücespor’un
da başkanıyım. Biz Yücespor olarak tenis ve basketbol şubesini açtık. Basket şubesine sponsor
vasıtasıyla açtık. Bunu maddi olarak bizim kaldırma gücümüz yok. Bakırköy’deki hiçbir amatör
kulübün bu durumu yok. Çünkü hepsinin gelirleri
belli. Eskisi gibi insanlar gelip te kulüplere bağış
yapmıyorlar. Kendi yağımız da kavruluyoruz. Bu
sene futbol turnuvası ve teniste zafer kupası
düzenledik. 13 takıma malzeme dağıtımı yaptık.
Gücümüz yettiği, imkanımız yettiğince tüm spor
kulüplerine yardımcı olmaya çalışıyoruz ama bu
yeterli değil. Gençlerimizi daha iyi eğitmek için
herkesin elini taşın altına koyması gerekir.
“BAKIRKÖY’ÜN PROFESYONEL BİR T
AKIMININ OLMAMASI ÜZÜNTÜ VERİCİ”
Sayın Mamati, Bakırköy’de en çok ilginin futbola
olduğunu söylediniz. Geçmişi başarılarla dolu
Bakırköyspor’un ise durumu ortada. Bu konuda ne
söylersiniz?
Bakırköyspor elindeki fırsatları kullanamadı.
Bulunduğu mevkide birlikteliği sağlayarak istasyon
görevini görebilir ve diğer kulüpleri kendisine
bağlayabilirdi. O zaman belki bu günlere gelinmezdi. Ama orada başka şeyler oldu. Ve
Başkanımız Ateş Ünal Erzen’i çok üzdüler. İstanbul’un bir çok ilçesinin profesyonel takımları mevcutken, milli takımlara sporcu gönderen
Bakırköy’ün profesyonel bir takımının olmaması
elbette üzüntü verici.
Sayın Mamati son olarak spora yönelen gençlere
ve ailelerine vereceğiniz mesajlar nelerdir?
Öncelikle yeni sezon başlıyor. Bakırköy kulüpleri
olarak fair-play dahilinde bir sezonun geçmesini
arzu ediyor ve tüm sporcu gençlerimizin başarılı bir yıl geçirmesini diliyorum. Bunun yanında ailelerin de
özellikle küçük yaştaki çocuklarımızı mutlaka bir spor dalına
yönlendirmelerini tavsiye ediyorum.
Yavuz ARPICIK
Papağan Kuruyemiş’in çöp poşetine Ambalaj Sanayicileri’nden “Yetkinlik Ödülü”
ÇÖP POŞETİ ÖDÜLE DOYMUYOR
Kuruyemiş sektörünün
yenilikçi adresi Papağan
Kuruyemiş’in, ay çekirdeği
paketlerine eklediği çöp
poşetlerine, bu kez ambalaj sanayicilerinden ödül
geldi. Çöp poşeti, Ambalaj
Sanayicileri Derneği
tarafından organize edilen
“Ambalaj Ay Yıldızları
2011” yarışmasında
“Yetkinlik Ödülü”ne layık görüldü.
Ay çekirdeği paketlerine eklediği çöp poşetleriyle
tüketicilerin hayatına kolaylık, çevrenin korunmasına ise önemli katkı sağlayan Papağan Kuruyemiş,
bu uygulamasıyla bu kez ambalajın uzmanlarından ödül aldı. Ambalaj Sanayicileri Derneği’nce
düzenlenen “Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda
finale kalan Papağan Kuruyemiş, çöp poşeti uygulamasıyla “Yetkinlik Ödülü”ne layık görüldü. İstanbul Çırağan Sarayı’nda düzenlenen törende ödülü
Papağan Kuruyemiş Genel Müdür Yardımcısı Ali
Murat Çakan aldı. Çakan’a ödülü Ambalaj Sanayicileri Derneği eski Yönetim Kurulu Başkanı Velit
Günay verdi. Ali Murat Çakan, çöp poşetinin
çevreci farkındalık oluşturma adına önemli katkı
koyduğunu
belirterek, “Çöp
poşeti, ürünlerimizin tercih edilme
grafiğinde önemli
etkilerden birine
dönüştü. Çöp poşeti
gibi küçük bir
katkıyla tüketicilerimize hem keyfi
hem de çevre temizliğini aynı anda sunmuş olduk” açıklamasını yaptı
ve ödül jürisine teşekkür etti.
20
YENİ ÇAY BAHÇESİ’NE YEŞİLKÖYLÜLER’DEN TEPKİ
ZÜLKANÝ SÝRMEN
KARARLAR…
Türkiyenin ve Avrupa’nın gündemindeki en büyük sorun kriz. Yakın
komşumuz olan Yunanistan’daki
kriz, ekonomik kararların geç alınması ülkeyi kaosa sürüklüyor.
Krizin etkileri yavaş yavaş
Türkiye’ye de geliyor. Esnafımızın
sabahtan başlayan iş serüveni
akşama kadar bir iki müşterinin
dışına çıkmıyor. Ekonomik kriz
geldi geçti diyorlar ama okulların
açılmasıyla birlikte fiyatların en üst
düzeye çıkması toplumu derinden
etkiliyor.
Türkiye’de ki alınan kararlar krizi
önleyecek durumda mı acaba?
Ülkemizde baş gösteren çatışmalar
sonucu ekonomik krizin daha kötü
olmaması için acil önlemlerin alınması gerekiyor. TBMM’deki siyasi
partilerin görevi Türkiye’de
yaşayan toplumu refah düzeyde
tutmak, onun isteklerine cevap
verebilmek, iktidarı ve muhalefeti
ile birlikte coğrafyamızda gelişen
olayları toplum için izlemek önemli
kararlar almak tek dileğimiz.
Okullar açıldı, vatandaşın cebi
boşaldı. Çocuğunun ihtiyaçlarını
karşılamak üzere pasajlara giden
vatandaşlar çocuklarını okul
önlüğü, pantalonu, gömleği ve kravatıyla donattıktan sonra aşağı
yukarı bin lirayı oraya bırakmak
zorunda kalıyorlar. Zaten fabrikada
çalışan bir arkadaşımızın aldığı
ücret belli, hele hele birde kirada
oturuyorsa üç aylık geleceğini
burada bırakıyor.
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Bülent Dikmener ve Turhan
Narler Haber Ödülleri’ni geçen
hafta Çanakkale’de verdik. Bu sene
Bülent Dikmener Haber Ödülü’nü
Aykut Küçükkaya ‘’Deniz feneri
soruşturması’’ (Cumhuriyet) jüri
özel ödülünü ise Toygun Atilla
‘’yanlış çiçek dinlenmiş’’ (Hürriyet)
gazetesindeki arkadaşlarımız aldırlar. Kendilerini yürekten kutluyoruz.
Yazımızın başlığındaki kararları
niçin başlık olarak seçtik! Şunun
için; kişiler kendi içindeki yaşadığı
ortamlarda bazen doğru bazen de
yanlış kararlar alabilirler. Yanlışın
neresinden dönülürse kardır.
Önemli olan doğru kararların hayata geçirilmesi ve uygulanmasıdır.
Her şey gönlünüzce olsun…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Beltur İşletmesinin,
Yeşilköy Marina’da bir çay bahçesi inşa etmeyi planlaması, Yeşilköylüler’in
büyük tepkisini çekti.
Yeşilköy Marinası yanında bulunan alana gelen
Büyükşehir görevlilerinin
alanı tahtalar ile
çevirmesi ve bu alana
çay bahçesi yapılacağını
söylemeleri üzerine
Yeşilköylüler ve Yeşilköy
Muhtarı Bülent Yurtsever
olaya tepki gösterdi.
Yeşilköylüler; çeşitli festivallerin yapıldığı,
çocuklarının bisiklete
bindiği, paten kaydığı
Yeşilköy’ün tek
meydanında
kesinlikle çay
bahçesi istemediklerini belirterek,
sonuna kadar bu
konunun arkasında duracaklarını
Büyükşehir
görevlilerine
bildirdiler.
Daha sonra ise
Büyükşehir
görevlileri tarafından alana konulan tahtalar,
Bakırköy Belediyesi Zabıta Ekipleri’nce kaldırıldı.
Tüm bu gelişmeler üzerine
Yeşilköylüler çay bahçesi yapılmak istenen alanda toplanarak
tepkilerini dile getirdiler. Çeşitli
dövizler ve sloganlar ile tepkilerini belirten Yeşilköylülere,
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş
yapıldığından haberi olduğunu zannetmiyorum. Çünkü
Büyükşehir Emlak Dairesi’ni aradım, onlarında haberi
yok. Beltur kendisine verilen yetkiye dayanarak
burada kendi kendine bir
şeyler yapmaya
kalkışmış. Biz de durdurduk, sonuna kadar da
durdurmaya çalışacağız”
dedi.
Yeşilköy Muhtarı Bülent
Yurtsever de yaptığı açıklamada “Burası
Yeşilköylülerin uçurtma
festivali, kadın festivali
gibi çeşitli etkinlikleri
yaptığı, insanlarımızın
burada oturup, denize
karşı adaları
seyrettikleri,
çocuklarımızın
bisiklete bindiği,
paten kaydığı bir
alan. Bu alanın biz
Yeşilköylülerin festival alanı, hizmet
alanı, aktivasyon
alanı olarak
kalmasını istiyoruz.
Büyükşehir
Belediyesi bu alanda bir şey
yapacaksa, banklarımızı yenilesin,
burayı yeşillendirsin, burada
insanlara oturulabilecek güzel hizmetler versin.
Buraya 100 metrekare bir
kafeterya yapıp, önünü de
sandalyelerle kapatıp,
Yeşilköy’ün tek meydanını
kafeterya yapmasın.” diye
konuştu.
Ünal Erzen, belediye
meclis üyeleri ve
çevrede bulunan işletmeler ile sivil toplum
örgütleri de destek
verdi.
İŞLETMELER DE
DESTEK VERDİ
Yeşilköylülerin gerçekleştirdiği protesto
etkinliğine çevrede
ERZEN: “BU ÇİRKİNLİĞİN
YAPILMASINA MÜSAADE
ETMEYECEĞİZ”
Konuyla ilgili görüşlerini
aldığımız Bakırköy Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen, “Beltur 2006 yılında dolgu alanlarına çay bahçeleri yapabilir diye Büyükşehir Belediye
Meclisi’nden bir karar çıkartmış. Ama her dolgu alanı
bir değil ki. Gelmişler kimseye sormadan, bize haber
vermeden burayı tahta ile çevirmişler ve inşaata
başlayacaklar. Burası her ne kadar Büyükşehir’e ait
olsa da sonuçta Yeşilköylülerin. Biz de doğal olarak
tahtaları kaldırttık. Burası Yeşilköylü çocukların gezdiği,
bisiklete bindiği, paten kaydığı, insanların burada
dolaştığı, çeşitli festivallerin yapıldığı bir alan. Denizin
önünü kapatarak böyle bir çalışma olamaz. Gitsinler
ileride Büyükşehir’in tesisleri var, oraya yapsınlar.
Esnaf açısından da kabul edilemez. Bütün manzara yok
oluyor. Ben Kadir Topbaş’ın burada böyle bir çalışma
bulunan balıkçı işletmeleri de
çalışanları ile birlikte tam
kadro destek verdi. Görüşlerini aldığımız işletme sahipleri,
kendilerinin işletmelerine
milyon dolarlar değerinde
yatırım yaptıklarını ve bir çok
müşterinin kendilerini manzarası nedeniyle de tercih
ettiklerini belirterek, eğer çay bahçesi yapılırsa bütün
manzaralarının yok olacağını söylediler. Yeşilköy’ün
balıkçı lokantalarıyla ünlü olduğunu
ifade eden işletme sahipleri ve
çalışanları, sonuna kadar
Yeşilköylüler ile birlikte hareket
edip, meydana çay bahçesi yapılmasına karşı çıkacaklarını da
söylediler.
Yavuz ARPICIK
21
B A K I R K Ö Y B E L E D İ Y E T İ Y AT R O L A R I ’ N D A Y E N İ S E Z O N B A Ş L A D I
Yunus Emre Sahnesi’nde
Sergilenecek Oyunlar:
Benim Güzel Pabuçlarım, Külhanbeyi Müzikali, Aklı
Havada, Tersine Dünya, Hoşu’nun Utancı, Klasik
Müzik Oda Orkestrası Konseri, Dava, Şişman Domuz.
Bakırköy Turhan Tuzcu Sahnesi’nde
Sergilenecek Oyunlar:
Şişman Domuz, Medeni Hali Kadın.
Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda, Yunus Emre Sahnesi’nde sergilenen “Benim Güzel Pabuçlarım” adlı
çocuk oyunu ile yeni sezon açıldı.
Ekim ayı boyunca birbirinden farklı birçok oyunun
sergileneceği Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda
oyunlar Yunus Emre Kültür Merkezi’nde bulunan
Yunus Emre Sahnesi’nin yanısıra Bakırköy Turhan
Tuzcu Sahnesi’nde de sergilenecek.
24
KDM DANIŞMANLIK’TAN TANZANYA ZİYARETİ
KDM Alışveriş Merkezleri Kiralama ve Yönetim Danışmanlığı Yönetim Danışmanı Malik
Kubilay ve Kiralama Müdürü Bora Güven
Doğu Afrika ülkelerinden Tanzanya’da bir
dizi ziyaretlerde bulundu.
Tanzanya National Housing Başkanı Kyana-
do Mchechu’nun davetlisi olarak ülkede
AVM yatırımları ve projeleri konusunda
görüşmelerde bulunan heyete Tanzanya
Konsolosu Ziya Karahan da eşlik etti.
Tanzanya İmar Bakanı Allig S. Kiliman’ın
onurlarına verdiği resepsiyonda ülkenin
DÜNYA BAYAN SATRANÇ ŞAMPİYONU
ELİSABETH PAETHZ CAROUSEL’DE
Carousel Alışveriş ve Yaşam Merkezi,
gençleri ve çocukları sosyalleştirerek
geliştiren etkinliklerine bir
yenisini daha ekledi.
Kralların oyunu ve oyunların kralı olarak bilinen
satrancın kraliçesi Dünya
Bayanlar Şampiyonu Alman
Elisabeth Paethz,
Carousel’de gerçekleştirilen
Simultane Satranç etkinliğinde 20 müşteri ile
satranç oynadı.
2002-2004 Dünya Kadınlar
kategoresinde “Uluslararası
Usta “ve
“Kadın Büyük
Usta” ünvanlarına sahip
olan Elisabeth
Paehtz,
satranç severlere satrancın
tekniklerini ve
püf noktalarını da
öğretti.
Turnuva
sonunda
Paethz ile
yarışan müşterilere çeşitli
hediyeler
verildi.
önde gelen yatırımcıları ile de bir araya
gelen KDM temsilcisi Malik Kubilay
görüşmelerin olumlu geçtiğini, ilişkilerin
sürdürülerek ortak bir çalışma için en kısa
sürede yeniden görüşme kararı aldıklarını
belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER nikah için Ataköy’deydi.
ÖZDAĞ AİLESİNİN MUTLU GÜNÜ
Bisküvi ve
çikolata
sektörünün
ilk üç firması
arasında
yer alan
Saray’ın
Pazarlamadan
Sorumlu
Genel
Müdürü
Kamil
Özdağ,
Ataköy
Sheraton Otel’de düzenlenen muhteşem bir düğün töreniyle Didem
Yerli ile hayatını birleştirdi.
Nikah şahitliğini Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve TOBB Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yaptığı düğün töreninde siyaset ve iş dünyası
bir araya geldi.
Amcası Saray Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdağ ve Yönetim Kurulu Üyelerinin bulunduğu muhteşem düğüne Özdağ ailesinin
yakın dostları da katıldı.
Birçok seçkin davetlinin yer aldığı düğünde; Milli Eğitim Bakanı Ömer
Dinçer, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, eski Devlet
Bakanı Fikret Ünlü, Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, Konya Milletvekili Hüseyin Üzülmez, 22. Dönem Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen, Karaman Valisi Süleyman Kahraman, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve aile dostları Özdağ ailesini yalnız bırakmadı.
25
BAKIRKÖY’DE OKUMA YAZMA BİLMEYEN KALMASIN
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlatmış
olduğu “İstanbul Türkiye için okuyor” projesi kapsamında Bakırköy’de okuma yazma bilmeyen 201
vatandaştan 179’una ulaşılarak Halk Eğitim
Merkezi’nde okur yazarlık kursu verildi.
Bakırköy İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü
ve Bakırköy Halk
Eğitim Merkezi’nin,
ilçede bulunan tüm
okullarda öğrencilere yaptıkları
anketler ile öğrencilerin aile fertlerinden ve
çevresindeki
okuma-yazma
bilmeyen kişiler
tespit edildi. Bu
çalışma sonucunda
Bakırköy’de 201
vatandaşın okuma
yazma bilmediği
tespit edilerek Halk Eğitim Merkezi’nde, bu kişilerden 179’una ulaşarak okuma yazma kursu verilldi.
Okuma yazma bilmeyen 27 kişi ise sağlık sorunları
ve diğer nedenlerden dolayı kursa katılamadı.
Bu yılda aynı projeyi devam ettiren Bakırköy Halk
Eğitim Merkezi anket çalışmasına tekrar başladı.
Bakırköy Halk Eğitim Merkezi Müdürü Yener
Yıldırım, Bakırköy’de okuma yazma bilmeyenlerin
sayısının İstanbul’un diğer ilçelerine göre çok
düşük olduğunu ifade ederek, diğer ilçelerde bu
rakamın en az bin kişi olduğunu söyledi. Yıldırım,
projeye bu yıl da devam edildiğini ifade ederek
okuma yazma bilmeyenlerin adreslerine tek tek
giderek onları kursa yönlendirdiklerini kaydetti.
Yener Yıldırım, okuma yazma kursunun dışında 66
branşta kurs verdiklerini de dile getirerek,
Bakırköy Kaymakamlığı ve Bakırköy İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü ile gerçekleştirdikleri çalışma
sonucunda Avrupa yakasında halk eğitim merkezlerinde ilk defa cam atölyesi açtıklarını söyledi.
Yıldırım, cam atölyesi projesinin aynı zamanda
sosyal sorumluluk olduğunu ve burada işsiz
gençlere, ev hanımlarına ve şiddete uğramış
kadınlara kurs vererek meslek edindirdiklerini
söyleyerek, şu anda bu kursa da 17 kişinin kayıt
yaptırdığını belirtti.
Bakırköy Halk Eğitim Merkezi Müdürü Yener
Yıldırım ile, okuma yazma kursu, cam atölyesi ve
merkezde verilen diğer kurslar hakkında konuştuk.
Sayın Yıldırım öncelikle son zamanlarda
Bakırköy’ün bir çok noktasında okuma-yazma
kursu ile ilgili afişler var. Bakırköy eğitim
seviyesi bakımından Türkiye’nin en önde
gelen ilçelerinden birisi. Bu açıdan bakarsak
okuma yazma kursuna Bakırköy’de ihtiyaç
var mı ve katılım oranı nasıl?
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı “İstanbul
Türkiye için okuyor” kampanyası ile İstanbul’da
okuma yazma bilmeyen vatandaşın kalmaması için
bu çalışma yapılıyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz bünyesinde, Bakırköy’deki bütün ilköğretim ve lise okul müdürlerimize bu duyuruldu.
Öğrencilerden anketler düzenlenerek yaşadığı
çevredeki aile fertlerinden komşularından okuma
yazma bilmeyen kişilerin belirlenmesi sağlandı.
Halk Eğitim Merkezi bünyesinde destek birimimiz
oluşturuldu. Bakırköy’de 2010-2011 eğitim öğretim yılında okuma yazma bilmeyen 201 kişiyi tespit
ettik. Bunların 179’una okuma yazma kursu verdik
ve sertifikalandırdık. Okuma yazma ile ilgili bizim
çalışmalarımız halen devam ediyor. Kurslarımızı açıyoruz. Okuma yazma
bilmeyenlerle birlikte
4. veya 5. sınıftan
terk etmiş vatandaşlarımıza da kurs
vereceğiz.
“CAM ATÖLYESİ
İLE İŞSİZ
GENÇLERE VE
KADINLARIMIZA
İŞ İMKANI
SAĞLIYORUZ”
Avrupa Yakası
Halk Eğitim
Merkezleri’nde ilk
defa cam atölyesi açarak işsiz
gençlere ve şiddete uğramış
kadınlara istihdam olanağı
sağladığınızı söylediniz? Bu
konuda bilgi verir misiniz?
Bakırköy Kaymakamlığı ve İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğümüz işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz bu
kurs aynı zamanda bir sosyal
sorumluluk projesi. Avrupa Yakası Halk Eğitim
Merkezleri’nde ilk defa Bakırköy’de uygulanıyor.
Bu proje ile işsiz gençlerimize, ev hanımlarımıza,
şiddete uğramış kadınlarımıza istihdam olanağı
sağlıyoruz. Geçen yıl bu kursu uyguladık ve çok
başarılı olduk. Bu yıl da aynı şekilde devam edeceğiz. Şu an da bu kursa 17 kişi kayıt yaptırdı. Bu
sayının daha da artacağına inanıyoruz.
Halk Eğitim Merkezi’nde verilen diğer kurslar
nelerdir?
Bilgisayar İşletmeciliği, Bilgisayar Sistem Uzman-
lığı, Web Tasarım, Grafik Tasarım, Bilgisayarlı
Muhasebe, Çocuk Tiyatro, Yetişkin Drama, Bale,
Türk Halk Oyunları, Salon Dansları, Jimnastik,
Tenis, Plates, Karate, Kick Boks, Saç Bakımı ve
Yapımı, Manikür-Pedikür, Cilt Bakımı ve Makyaj,
Sahne ve Objektif Makyajı, Estetisyenlik, Masörlük,
Aşçılık-Sıcak Mutfak, Pasta Bisküvi ve Tatlı Hazırlama, Ev Mefruşatı, Giyim, Modelistlik, Stilistlik,
Parça Birleştirme (Kırkyama), El Nakışları, Antep
İşi-Türk İşi-Hesap İşi, Makine Nakışları, Türk İşiBeyaz İş-Çin İğnesi, Fotoğrafçılık, Emlak Danışmanlığı, Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği,
Bağlama, Gitar, Keman, Ud, Piyano, Kemençe,
İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Arapça,
İspanyolca, Güzel Konuşma ve Diksiyon, Radyo
Televizyon Spikerliği, Resim, Dekoratif Resim,
Ahşap Rölyef, Ahşap Boyama, Ebru, Cam Süsleme
ve Porselen Boyama, Çinicilik, Takı, Gümüş
Örücülüğü, 0-18 Yaş Aile Eğitimi, Baba Destek
Programı, Kalorifer-Doğalgaz Ateşçiliği, Arıcılık
olmak üzere 66 branşta kurs veriyoruz.
“BAKIRKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİ
TÜRKİYE’DEKİ EN İYİ HALK EĞİTİM
MERKEZLERİNDEN BİRİSİ”
Bu kurslara katılım nasıl ve kaç kişilik bir
ekiple hizmet veriyorsunuz?
19 kadrolu öğretmenimiz, 5 idari kadromuz ve yıl
içerisinde de çalıştırdığımız ücretli öğretmenlerle
birlikte 150 kişilik bir ekiple 66 branşta 15 bin kursiyere kurs veriyoruz. Bu rakam geçtiğimiz yıl 12
bin kişi idi.
Kurslarımızı
Bakırköy’deki
merkez binamız,
Yeşilköy ve
Ataköy’deki
hizmet
binalarımızda
veriyoruz. Merkezlerimiz teknolojinin son imkanlarıyla
donatılmıştır.
Bakırköy Halk
Eğitim Merkezi
Türkiye’deki en
iyi halk eğitim
merkezlerinden
birisidir. Hatta
Kadıköy ile birlikte en iyisi diyebiliriz.
Kursiyerlerin
merkezden aldıkları sertifikaların
geçerliliği ne
ölçüde?
Buradan aldıkları
mesleki kurs sertifikaları ile tabi ki dükkan açamazlar ama bir iş başvurusunda olumlu sonuçlar
almalarına yardımcı olacaktır. Ayrıca yeni bir proje
ile buradan alınan dil kursları sertifikası avrupa
ülkelerinde geçerli olacak. Bunun çalışması devam
ediyor.
Kurslara katılan kursiyerler arasında öne
çıkan meslek grupları var mı?
Evet özellikle emekli öğretmenler kurslarımıza çok
ilgi gösteriyor. Ayrıca Yeşilköy’de resim, Ataköy’de
hobi, el sanatları ve spor kurslarına, Bakırköy
merkezde ise dil kurslarına katılım oranı fazla.
Halk Eğitim Merkezi’nin açmış olduğu
kurslara katılmak isteyenler nasıl bir yol
izlemelidir?
Öncelikle merkezimize gelip, form doldurmalı ve
katılmak istediği kursu, günleri ve saatleri belirtmeli. Kurslarımız haftanın yedi günü 08:30-21:00
saatleri arasında kur kur devam ediyor. Kursa
katılmak isteyen vatandaşlardan diğer özel
kurslara oranla çok cüzi bir miktar kayıt ücreti alıyoruz. Kurslarımıza katılmak veya bilgi edinmek
isteyen Bakırköylüler merkezimizin 662 16 32
numaralı telefonlarından gerekli bilgiyi edinebilirler.
Son olarak kursiyerlerinize, Bakırköylülere
neler söylemek istersiniz?
Atamızın “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür bağımsız, şanlı ve yüce bir toplum
halinde yaşatır, ya da esaret ve
sefalete terk eder” sözlerinden
hareket ederek tüm Bakırköylüleri kurs merkezlerimizdeki
eğitimlerimize davet ediyoruz.
Yavuz ARPICIK
26
Çalışmanın mutluluk, kendine güven, saygı ve
neşe veren bir eylem olarak algılanmasını ülkemizin değerli sporcuları Haluk Yıldırım, Kerem
Tunçeri, İbrahim Toraman, Semih Şentürk, Bora
Kozanoğlu ve İpek Şenoğlu’nun yaşam öykülerinde görüyoruz. Ve ardından aklımızdan birçok
düşünce geçiyor… “Başarılı, mutlu, huzurlu
olmak için ne gerekiyor? Çok mu şanslı ya da çok
mu yetenekli olmalıyız? Çalışmak ama ne kadar
ve nasıl çalışmak? Onlar neden çok başarılı
olmuş? Hayaller gerçeğe nasıl dönüşür?” gibi
daha bin bir soru…
hep örnek oldular. Bizler de hep onları örnek
almaya çalışırdık. Basketbolun bana öğrettiği
takım ruhunu bugün inşaat yüksek mühendisi
olarak şantiyelerde uyguluyorum. İlk basket
maçına çıktığım heyecanı bugün burada sizlerle
birlikte bir kez daha yaşıyorum.
Bu kitaba hayat veren 6 milli sporcumuz: Haluk
Yıldırım, Kerem Tunçeri, İbrahim Toraman, Semih
Şentürk, Bora Kozanoğlu, İpek Şenoğlu’nun
sahaya çıktıklarında bize hissettirdikleri duygular
benzer olmasına karşın her birinin başarı öyküsü
birbirinden çok farklı.
Yalnızca ülkemizde değil uluslararası spor camiasında da tanınan bu sporcuların çok ufak yaşlardan başlayan mücadelesi her açıdan toplumumuza yol gösteriyor.
“Rüyasını Gerçekleştirenler Kulübü” kitabı futbol,
basketbol gibi popüler spor dallarının yanı sıra
sörf ve tenis gibi bireysel spor dallarının da
ülkemizde sevilip tanınması açısından öncülük
ediyor.
Onların birbirinden değişik öykülerini okuduğumuzda hepsinin pek çok ortak özelliği hemen
kendini gösteriyor: Bu sporcuların hepsi ailesine
büyük sevgi, saygı ve özen gösteriyor. Küçük
yaşlarda kurdukları hayallerinin peşinden
giderken büyük özveride bulunuyor,
ailelerinden uzakta kendi başına mücadele
verip, deliler gibi çalışıyor, benliğini yitirmeden, hep alçakgönüllü davranarak hedeflerine
ulaştıklarında, işte bu nedenle şımarmadan
yaşamını aynı düzgünlükte sürdürebiliyor.
Bulunduğu konumun ona verdiği mutluluğun
yanı sıra işlerine duydukları tutkuyu (Kitabın
kapağındaki fotoğraflarına bakınız !) hepsinin
gözlerinden okumak mümkün.
“Rüyasını Gerçekleştirenler Kulübü” kitabının
yazarı Murat Bayer kitabın önsözünde şöyle
demiş: “Bu kitabı hazırlamaktaki amacım, hayalini amaç edinip hedefine ulaşan başarılı
sporcularımızın geçtikleri yolları öğrenip, gençlerin bir gün onlar gibi olabileceklerine inanmaları ve bunu hedeflemeleri…”
Aslında “Rüyasını Gerçekleştirenler Kulübü”
kitabı yalnızca gençler için değil, bizim gibi ellisine merdiven dayamış kuşak için de ilgi çekici.
Hayaller, duygular, düşünceler… Hayata
bağlılık, ne olursa olsun hayattan kopmamak,
hep olumlu düşünmek, karamsarlığa kapılmamak, sabırlı davranmak, mutlu olmayı becerebilmek…
“Rüyasını Gerçekleştirenler Kulübü” kitabı,
sporcularımızın başarı öykülerini anlatırken, gençlerimizin onları örnek alarak rüyalarının peşinden
koşmalarını söylüyor.
Bu kitabı hazırlamaktaki amacım, hayalini amaç
edinip hedefine ulaşan başarılı sporcularımızın
geçtiği yolları öğrenip, gençlerin bir gün onlar
gibi olabileceklerine inanmaları ve bunu hedeflemeleri.
YASEMİN BAYER
Sizlerin de bildiği gibi başarı kelimesi yalnızca
sözlüklerde çalışma kelimesinden önce gelir.
İnanç olmadan başarı asla olmaz.
“Rüyasını Gerçekleştirenler Kulübü”
Anlatımı akıcı, içerik açısından derinliği olan bir
kitap… Haluk Yıldırım, Kerem Tunçeri, İbrahim
Toraman, Semih Şentürk, Bora Kozanoğlu ve
İpek Şenoğlu’nun hiçbir yerde yayımlanmamış
fotoğrafları ( Çocukluktan günümüze dek!)
yapıta görsellik açısından renk katıyor.
“Rüyasını Gerçekleştirenler Kulübü” kitabının
galası geçtiğimiz günlerde Türkiye Basketbol Federasyonu’nun yönetim binasında düzenlendi. A
Milli Basketbol Takım Menajeri Harun Erdenay,
Galatasaray Basketbol Takım Kaptanı Haluk
Yıldırım, Türkiye Basketbol Federasyonu Dış İlişkiler Direktörü Emir Turam, A Milli Bayan Basketbol
Takım Menajeri Canan Erdoğan, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkan Asistanı Egemen Önen
ve eski basketbolcu bugün iş adamı Kaan Bor’un
da katıldığı galada Murat
Bayer:
“Bugün burada ilk kitabım
olan “Rüyasını Gerçekleştirenler Kulübü” için
toplanmış bulunu-yoruz.
Benim için önemli olan
bugünde burada bulunduğunuz için teşekkür
ederim.
İzin verirseniz öncelikle
kendimi tanıtarak konuşmama başlayayım.
Anadolu Efes’in alt yapısında basketbol eğitimi aldım,
basketbolu sevdim, basketbol oynadım ve basketbol
kültürüne sahip oldum.
Ufuk Sarıca, Naumoski,
Tamer Oyguç, Conrad Mc
Eski basketbolcu olduğum için kitabın
tanıtımının Türkiye Basketbol Federasyonu’nda düzenlenmesi benim için ayrı bir anlam
taşıyor.
Türk basketbolunu dünyanın en iyilerinden biri
haline getiren Türkiye Basketbol Federasyonu’nun çok değerli Başkanı Sayın Turgay Demirel ve
ekibine, hem elde ettikleri başarılar hem de kişilikleriyle Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli
sporculardan, benim de idollerimden biri olan ve
bugün Milli Takım Teknik Menajeri Harun Erdenay ve basketbolun kanatsız meleği Haluk
Yıldırım’a kitabımın tanıtımına verdikleri desteklerden ötürü, kitabıma sponsor olan SAP
Türkiye’ye, kıymetli basın mensuplarına ve siz
değerli konuklara teşekkür ederim.” dedi.
Galatasaray Basketbol Takım Kaptanı Haluk
Yıldırım da Murat Bayer’e teşekkür etti: “Uzun
süredir emek verdiği projeydi. Benim için de
önemliydi. Türk sporunun önemli isimleri yer
alıyor. Çocuklara, gençlere örnek olacak hayat
hikayelerinin yer aldığı bir kitap. İnşallah devamı
gelir. Türk sporunun bu tür kitaplara ihtiyacı
var.”
Basketbolda ciddi bir eğitim kurumu gibi çalışmasının yanı sıra büyük başarılarıyla tanınan,
ülkemizin güzide spor kulübü Anadolu Efes’in
güzel çelengi, gönderilen diğer güzel çiçeklerin
arasında taşıdığı anlam açısından biraz daha
farklıydı diye düşündüm. Bu, kulübün eski alt
yapı oyuncusuna gösterdiği sevginin yanı sıra
basketbola ( Basketbolcuya!) verdiği değerin
kanıtıydı.
Rae gibi sembol oyuncuları idman çıkışlarında
yakından görmek ve tanımak benim için apayrı
bir motivasyon kaynağı oldu. Onların başarıları
ülkemizde basketbola olan sevgi ve ilgiyi doruğa
taşırken, alçak gönüllü kişilikleriyle de gençlere
Kitabın kapağına baktığımda içimden bu değerli
sporcuların kitaplarının yaşarken yazılmış
olmasından büyük bir zevk aldım. İnsanları
yitirmeden onların değerlerini bilmek, her türlü
değerin hızla yok olduğu günümüz dünyasında
daha da anlamlı…
Bir not… Bu kitapla ilgili
yazı yazmakta epey tereddüt ettim, çünkü bir anne
olarak oğlumun kitabı
hakkında yazmak pek etik
gelmedi. Ama o, şimdi
asker… Ve bugüne dek
birçok kitap hakkında pek
çok yazı yazdığımı
düşünerek bu ön yargıyı
kafamdan uzaklaştırdım.
Son olarak… Yıllar önce
onu izlemeye gittiğimiz
maçlardan çok sonraları,
kitabın galasında oğlum
Murat’ın konuşmasını dinlerken bir anne olarak sonsuz mutluluk ve heyecan
duyduğumu gülümseyerek
anımsadım.
27
AK PARTİ BAKIRKÖY İLÇE BAŞKANI
MAHMUT GÜRCAN’IN ACI GÜNÜ
Şükrü KIZILOT
SABİT TELEFONLA KONUŞMAK
YÜZDE 130 PAHALI
ASLINDA oran biraz daha yüksek
ama yuvarlak olsun diye yüzde
130 dedik.
“İnanılır gibi değil. Neye göre
hesapladınız?” diye soranlar için
açıklayalım; ilgili kurumların (yani
T.Telekom, Turkcell, Vodafone ve
Avea’nın), “Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu”na (BTK)
bildirdikleri verileri esas aldık.
(http://www.tk.gov.tr/kutuphane_
ve_veribankasi/pazar_verileri/uca
ylik11_2.pdf)
Yazdığımız her rakamın
dayanağını da özellikle belirttik.
TÜRK TELEKOM
BTK raporuna göre, 2011’in ilk 6
aylık döneminde;
1- Türk Telekom’un, toplam net
satış geliri(BTK Raporu, s.3): 3.707
milyon TL
2- Konuşma gelirinin toplam
gelire oranı (BTK Raporu, s.15): %
61.25 (Konuşma geliri dışında
ayrıca; erişim, kiralık devre,
arabağlantı vs. gelirleri de var).
3- Telefonla konuşma geliri(1x2):
2.269 milyon TL
4- Toplam konuşma dakikası (BTK
R.s.7): 11,33 milyar dk.
5- Bir dakikalık vergisiz konuşma
ortalaması (3/4): 20 kuruş
6- Bir dakikalık vergili konuşmanın ortalaması: 26,70 kuruş.
(Vergi: % 18 KDV + % 15 Özel
İletişim V.)
Görüldüğü gibi Türk Telekom’un
bir dakikalık konuşma bedeli; vergisiz 20, vergili 26,70 kuruş çıkıyor.
CEP TELEFONU
BTK Raporu’na göre, 2011 yılının
ilk 6 ayında;
1- Mobil telefon
işletmecilerinin(Turkcell, Vodafone
ve Avea’nın)toplam geliri: 7.298
milyon TL(BTK Raporu, s.3).
2. Konuşma gelirinin toplam
gelire oranı: % 77,8(Turkcell’de %
78,5, Vodafone’da % 77,5, Avea’da yüzde 76,7)
Abone sayısında Turkcell % 53,8,
Vodafone % 27,44, Avea’da %
19,17’lik paya sahip (BTK R s.8081).
3- Telefonla konuşma geliri(1x2):
5.678 milyon TL
4- Toplam konuşma dakikası (BTK
R s.7): 70,48 milyar dakika
5- Bir dakikalık vergisiz konuşma
ortalaması (3/4): 8,06 kuruş.
6- Bir dakikalık vergili konuşma
ortalaması: 11,53 kuruş.
(% 18 KDV + % 25 Özel İletişim
V).
SABİT-MOBİL KIYASLAMASI
- Vergiler hariç sabit telefonla
konuşma(20 krş), cep telefonu ile
konuşmaya (8,06 krş) göre, ortalama yüzde 148 oranında pahalı.
-Cep telefonunda vergi daha yüksek olmasına rağmen, vergiler
dahil, sabit telefonla konuşmak
(26,70 krş) cep telefonuna (11,53
krş) göre, ortalama yüzde 132
pahalı.
Özetle, sabit telefonla konuşmak,
vergili de vergisiz de yüzde
100’ün üzerinde pahalı.
Sabitte, etkin bir rekabetin
olmayışı da bunun en önemli
nedeni..
ARPU-MoU KIYASLAMASI
Bilmeyenler olabilir;
ARPU (Average Revenue Per
User): Abone başına ortalama
gelir,
MoU (Minutes of Usage):Abone
başına aylık ortalama konuşma
süresi.
Türk Telekom’da 2011’in ilk 6
aylık döneminde ARPU:22,1 TL
(BTK R, s.27), MoU ise112,2 dakika (Bkz.
www.ttyatirimciiliskileri.com.tr)
ARPU/MoU kıyaslamasında da;
Sabit telefonla konuşmanın
dakikası ortalama 20 kuruş,
mobilde ise 8 kuruş.
Yani sabit telefonla konuşma cep
telefonuna kıyasla, vergisiz ortalama yüzde 150, vergili yüzde 131
pahalı oluyor. Bu da yukarıdaki
oranların hemen hemen aynısı..
Hesaplamada “ortalama” deyimini bilinçli olarak kullandık. Nedenine gelince, bazı “avantajlı hatların”, dakikası düşük olabilir. Bu
da normal hatların, 20 kuruştan
da pahalı olduğu anlamına gelir.
Uluslararası konuşmalara gelince,
hem mobil hem de sabit telefonla
konuşma olabiliyor. Bu durum,
kıyaslamada olsa olsa çok küçük
bir sapmaya neden olabilir.
Sonuç olarak; ilgili kurumların
resmi verilerine göre yaptığımız
hesaplamada, sabit telefonla
konuşmanın, cep telefonuna
kıyasla, ortalama yüzde 132-148
oranında pahalı olduğu ortaya
çıkıyor.
Kaldı ki bırakın yüzde 132-148’i,
yüzde 100 hatta yüzde 50 pahalı
olması bile, vatandaş için ciddi bir
oran...
07.09.2011 Tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki yazı,
yazarından izin alınarak gazetemizde yayınlanmaktadır.
AK Parti Bakırköy İlçe Başkanı Mahmut Gürcan’ın babası ve Bahçelievler Belediye
Başkanı Osman Develioğlu’nun kayın pederi olan Doğan Gürcan, geçirdiği kalp
krizi sonucunda 75 yaşında vefat etti.
Doğan Gürcan'nın cenaze namazına İstanbul
Milletvekilleri Feyzullah Kıyıklık, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş,
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,
Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay,
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı ve
çok sayıda vatandaş katıldı.
Florya Şenlikköy Camii’nde kaldırılan Doğan
Gürcan cenazesi, Topkapı'daki aile kabristanlığında toprağa verildi.
İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNE RET
Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi yanında Atatürk
heykelinin bulunduğu yeri bir süre önce TOKİ
Kızılay’a 1.852.00TL’ye satmıştı. Bakırköy
Belediyesi ihaleye bile sokulmamıştı. İmar Planlarında hizmet alanı olarak görülen bu yer Kızılay
tarafından tel çitlerle kapatılmış Heykele giriş çıkış
yasaklanmıştı.
Kızılay buraya Huzur Evi, şimdilerde bir söylentiye
göre ise Kız öğrenci yurdu yapmak için imar
değişikliği istedi. Bakırköy Belediye Meclisi’nin 9
Eylül Cuma günkü oturumunda görüşüldü ve reddedildi.
Bakırköy İlçesi
Ataköy
Mahallesi
1099 ada 2
parsel sayılı
yer 1/1000
ölçekli uygulama imar
planında tasdik
dışı alanda
kalmaktadır.
Yapılan itirazla
parselin tasdik
sınırları içine
alınması istenmiştir. Ancak planların yapım aşamasında ve meclise geldiği tarihte henüz 1/5000
ölçekli nazım imar planı tadilatı belediyemize
gelmediğinden tasdik hududu dışında tutulmuştur.
1099 ada 2 parsel ölçeğinde nazım imar planı
olduğundan 1/5000 ölçekli nazım imar planına
uygun 1/1000 ölçekli uygulama imar planı teklif
edilmesi halinde konu değerlendirilecektir. Bu
nedenle 1099 ada 2 parselin yapılan itirazı komisyonumuzca uygun görülmemiştir. Yüce meclise arz
olunur.
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy: Komisyon
görüşü hakkında görüş belirtmek isteyen var mı?
sayın Can buyurun.
Ayhan Can: Sayın başkan, değerli arkadaşlar,
öncelikle bu dosya ile alakalı teşekkür etmek istiyorum. Sayın başkanımızla da görüşmüştüm. İmar
Komisyonu başkanı Bedros bey telefonla arayarak
çok detaylı bir bilgilendirme yaptı bundan dolayı
teşekkür ediyorum. Bildiğimiz gibi bu dosya
Kızılay’la alakalı. Ve uzun zamandır sonuçlanmayan
bir dosya. Kızılay hepimizin bildiği gibi ülkemizin
göğsünü kabartan bir hayır kurumu. Dünyanın dört
bir tarafında ihtiyaç sahiplerine yarımlarda bulunuyor. Hatta Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Somali’de gittiği
zaman Kızılay’ın yaptığı faaliyetleri takdir etti.
Dosyada bir problem olduğu aşikar ama iki kurum
arasında var olan sorunların kimden kaynaklandığını araştırmak yerine üzüm yemek
amacımız olsun. Belediyemiz adına bu konuda
Bedros Bey’in bazı önerileri oldu. Bende konuyu
Kızılay başkanı ile de görüştüm. Bu önerileri ilettim.
Dediğim gibi sonuç almak amacıyla bu komisyon
görüşünü komisyona geri çekmek midir prosedürü
tam olarak bilmiyorum ama ret etmek yerine
önümüzdeki ay
görüşebilirsek
zannederim
daha faydalı
sonuç alacağız.Hiç
değilse halkımız
da bundan istifade etmiş olacak diye
düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy: Ben teşekkür ederim
Sayın Can. Başka görüş belirtmek isteyen var mı?
Sayın Ganiç buyurun..
Cavit Ganiç: Sayın başkan, değerli arkadaşlar, tabi
bunun komisyona geri çekilmesi mümkün olabilir.
Ama komisyonda şu anda bu görüşten farklı bir
görüşle değerlendirilecek bir şey yok. Bizde kurumlar arasında kavga olsun istemiyoruz. Kızılay bizim
de Kızılayımız herkesin Kızılayı. Ben bunun bu şekilde oylanmasını talep ediyorum.
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy: Teşekkür
ediyorum. İmar ve Şehircilik Komisyonu Raporu’nu
Ataköy 9-10. mahalle 1099 ada 2 parselin
20.04.2011 onanlı 1/1000 ölçekli uygulama imar
planında tasdik dışı alanda bırakılmasına itiraz
hakkındaki komisyon raporunu oylarınıza sunmadan evvel aykırı öneriyi oylarınıza sunuyorum.
Sayın Can’ın önerisini oylarınıza sunuyorum. Kabul
edenler, etmeyenler, çekimserler, 2 evete karşı
oyçokluğuyla kabul edilmemiştr. Dolayısıyla imar
ve şehircilik komisyonun bu raporunu oylarınıza
sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler, çekimserler, 2 rete karşı oyçokluğuyla kabul edilmiştir.
28
Tane tane pilavın sırrı...
Pilav yaparken, lapa
lapa olup, pirinçler
birbirine yapışabiliyor.
Pilavın tane tane
olması için, tencereye incecik bir dilim
limon koyun.
BUNLARI
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Reçelleriniz bitmeden
şekerleniyor mu?
Şekerlenen reçelinizi bozuldu sanıp, atmayın. Su ve
limon suyunu karıştırın.
Reçelinizin içine döküp,
kaynatın. Reçeliniz artık
yeni yapılmış gibi olur.
Reçel kavanozunu sıcak su
dolu bir tencerenin içine de
koyabilirsiniz.
Evinizde pudra şekeriniz mi yok?
Evinizde pudra şekeriniz yoksa markete gitmenize gerek yok. Yapacağınız bazı işlemlerle
kendi pudra şekeriniz
yapabilrsiniz.
Pastanız için pudra şekeri
gerekiyorsa, bunu çok
basit bir yöntemle elde
edebilirsiniz. Bunun için
temiz iki kağıt arasına toz
şkekeri koyun. Isıttığınız
ütüyü bu kağıdın
üzerinde şekerlen un
haline gelene kadar gezdirin. Pudra şekeriniz
hazır.
Çaydanlığın içindeki
kireci çıkarmak için...
Çaydanlık sürekli yüksek ateşte konulduğundan, içi kireçleniyor.
Zamanla aşınıp, kalkan
kireçlerden kurtulabilirsiniz! Kireç
tabakasını temizlemek
için patates kabuklarını
çaydanlığın içine koyun,
üzerine su ekleyip bir
süre kaynatın. Göreceksiniz, patates kabukları tüm kireci yok edecek.
Yeşilliklerinizi
canlandırmak
için...
Tazeliği gitmiş, daha
doğrusu 'ölü' yeşilliklerinizi tekrar canlandırmak için bu önerimize
bir göz atın… İki kaşık
limon suyunu, buzlu su
dolu bir kabın içine
koyun ve yeşilliklerinizi
10 - 15 dakika kadar bu karışımın içinde
bekletin. Aradaki farkı göreceksiniz.
Kapıcılar güvenlikten de sorumlu
Apartman yönetimi zor bir iş. Ortak yaşamak,
çok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu
sorunlardan birisi de kapıcıların görev ve
sorumluklarıyla ilgili...
GÜVENLİK
Kapıcıların görev ve sorumlukları Yasalarla
belirlenmiş. Bunlar içinde belki de en az bilineni, kapıcının ana taşınmazın ve bağımsız
bölümlerde oturanların güvenliklerinden
sorumlu olması.
Kapıcılar bu doğrultuda yöneticinin talimatları
ile güvenlik önlemleri almakla yükümlü.
Güvenlikle ilgili sorumluluktan anlaşılması
gereken; kapıcıların belli saatlerden sonra
ana taşınmazın kapılarını kilitlemesi, binaya
gelen yabancı kimselerin kime geldiğini
sorgulaması, apartmana hırsız girmemesi için
önlem alması akla gelmeli.
DİĞER GÖREV VE SORUMLULUKLAR
Kapıcıların güvenlik haricinde görev ve
sorumlukları aşağıdaki gibi:
-Konutun kaloriferini zamanında yakmak,
ısıyı ayarlamak veya söndürmek,
-Hidrofor ve benzeri araçları çalıştırmak,
-Ana taşınmazın ortak yerlerini ve tesislerini
temiz tutmak,
-Demirbaşları, araç ve gereçleri bakımlı ve
temiz kullanmak, işler halde tutmak,
-Kendisine tahsis edilen konutu korumak ve
başka işlerde kullanmamak,
Belirlenen saatlerde servis hizmeti yapmak,
-Bahçe düzenlemesi ve bakımı yapmak ve
çöpleri toplamak.
(Sözcü Gazetesi’nden alınmıştır)
Bir Soru...
Çocuğun servis
ve yemek gideri
Soru: Kızım okula servisle gidip gelecek. Ayrıca okulda yemek yiyecek. Servis ve yemek
için ödeyeceğim bedelleri, eğitim harcaması
olarak indirim konusu yapabilir miyim?
Mehmet GENCER/Ankara
Yanıt: Bu harcamaları eğitim harcaması
olarak kabul edebilir ve indirim konusu yapabilirisiniz. Ancak, bu bedellerin beyan edeceğiniz gelirin yüzde 10’unu aşmaması ve
belgelendirmeniz gerekiyor.
(Sözcü Gazetesi’nden alınmıştır)
Sütün kaymak
tutmaması için
Kaynarken üzeri kabuklanan, kaymak tutan süt,
bazılarının hoşuna gitsede,
bu durumu sevmeyen kişiler çoğunlukta... Süt kaynarken içine bir parça tuz
atarsanız, kaymak tutmasını önlemiş olursunuz.
Buzdolabı
kokusunu
yok etmek
için...
Saç boyası
lekeleri için...
Saçlarınızı boyarken yüz,
ense çevresi, saç derisi gibi
bölgelerde oluşan kirli
görünümlü boya lekesini
sütle çıkarabilirsiniz. Pamuğu
sütle ıslatın ve temizlemek
istediğiniz alana uygulayın.
Buzdolabı
kokusu bütün
eve yayılıyor ve
rahatsız ediyor. Buzdolabı kokusunu kökten
geçirecek bir çözümümüz var! Buzdolabı
kokusunu gidermek için kömür kullanabilirsiniz. Kömürü kullanmak etkili ve kötü
kokuları emici bir yöntemdir. Aynı zamanda
çok ucuz ve çevre dostudur.
Kömürleri yaklaşık 2-3 cm uzunluğunda kesin
ve küçük bir kap içerisine koyun, üzeri açık
kalsın. Kabı kokunun yoğun olduğu yere
koyun. Bir kaç gün sonra kötü kokular tamamen gittiğinde kömürü buzdolabından
çıkarın. Kalmaya devam etmesi problem oluşturmaz.
Çamaşırlarınızın donmaması için
Kışın yıkayıp, astığınız
çamaşırlarınızın kurumaktan çok donduğuna şahit oluyorsanız bu
önerimize göz atın…
Kışın astığınız çamaşırlarınızın donmaması
için makinenizin
yumuşatıcı gözüne çok
az tuz koyun. Böylece
çamaşırlarınız soğuktan etkilenmeden daha
çabuk kurur.
Balık kokusuna karşı
ne yapmalı?
Eve sinen kokusundan dolayı menünüze dahil
etmeye çekindiğiniz balığı artık gönül
rahatlığıyla yiyebilirsiniz. Çünkü size balık
kokusunu engellemek için çok kolay bir yol
var. Balığı dondurucuya
kaldırmadan önce limon
sıkın. Çözüldüğünde
oluşan kokunun etkisi
çok azalmış olur. Eğer
bulaşık yıkama
suyunuza kahve telvesi
eklerseniz bulaşıklarınıza sinen balık
kokusu kabus olmaktan
çıkar.
Buzdolabınız yeterince soğutmuyor mu?
Aslında buzdolabınızın performansı değişmiyor, fakat bazen istediğiniz kadar soğutmadığını görebilirsiniz. Peki bu durumun
çözümü ne?
Buzdolabının içine ağzı açılmış bir paket tuz
koyun. Nem toplama özelliği olan tuz buzdolabınızın performansına katkıda bulunacaktır.
İçeceklerinizin gazı kaçmasın
Gazlı içecekler kapakları bir kez açıldıktan
sonra ilk tadını vermiyor
ve şekerleniyorsa çözümü
saklama yönteminde...
İçeceklerinizin gazının
kaçmaması için buzdolabında baş aşağı saklayın. Çok daha uzun bir
süre harika tadını
koruduğunu göreceksiniz.
29
İDO NEREYE?
Sevgili Okurlar...
Son zamanlarda çevremdeki negatif
insanlar ve davranışları hakkında
düşünmeye başladım. Kafa yormalarım sonucu vardığım nokta;
insanların algılamaları nasılsa o
yöne doğru bir eğilim oluşturdukları
oldu.
Stresin insan bünyesini ne denli etkilediğini hepimiz biliyoruz. Organizmayı tehdit eden stresle mücadele
ederken bedende çeşitli değişiklikler
ortaya çıkıyor. Depolanmış yağ ve
şeker kana karışıyor. Mücadelede
kaslara ani bir enerji geliyor.
Bedene fazla oksijen gitmesi için
solunum hızı artıyor. Kalp atışları hızlanıp kan basıncı artıyor.
Boyun ve omuz kasları geriliyor, mideye ağız salgılarının gitmemesi için ağız kuruyor ve sindirim sistemi yavaşlıyor. Göz
bebekleri büyüyor, hipofiz bezi uyarılıyor. Yani kısacası
bedenimiz baştan aşağı perişan oluyor...
Peki o zaman stresle başa çıkmak için neler yapabiliriz. Pek
çok yöntem var elbette ama kendi başımıza uygulayabileceğimiz birkaç yöntemi paylaşmak istiyorum. Örneğin nefes
egzersizleri, relaksasyon(gevşeme) egzersizleri, meditasyon vb
gibi...
Nefes egzersizleri hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Bedeni kontrol etme yolundaki ilk adım solunumu kontrol
etmektir. Çünkü solunum nefesimizi istediğimiz zaman
tutabildiğimiz için irademizle yönlendirebildiğimiz bir
fonksiyondur. Nefes almanın kendisi başlı başına bir gevşeme
yolu olduğu gibi bütün gevşeme egzersizleri içinde egzersizin
bir parçası olarak da kullanılmaktadır. Doğru ve derin nefes
alarak sağlanan değişiklik özellikle kaygının da dahil olduğu
birçok durumda başlamış veya başlayacak olan tepki zincirini
kırmakta veya kaygının şiddetini azaltmaktadır.
Uzakdoğu'da "İnsanı tanımak için nefesini dinle" derler.
Sakin ve olgun insanlar ağır ve dengeli, sinirli insanlar sık ve
yüzeysel, huzursuz ve endişeli insanlar yüzeysel ve kesik
kesik, hırslı insanlar dengesiz ve düzensiz nefes alırlar.
Diyafram, akciğeri; dalak, karaciğer, mide ve bağırsak gibi iç
organlardan ayıran bir kastır. Doğru nefes alma alışkanlığının
yerleşmesi, diyaframın altında kalan ve dışarıdan başka hiçbir
şekilde ulaşılamayacak olan organlara masaj yapılmasına
olanak tanır. Bedendeki oksijen miktarının artması ve bu oksijenin en uç dokulara kadar ulaşması, stres sırasında açığa
çıkan maddelerin azalmasına ve kaybolmasına neden olduğu
için kişiyi sakinleştirir ve duygusal açıdan daha dengeli kılar.
Akciğere bütün kapasitesini kullanma imkanı verir. Hem kan
dolaşımı hızlanır, hem de solunum sistemi ile ilgili hastalıklara
karşı önlem alınmış olur. Günde en az 40 defa bu şekilde
nefes almak, bu tür nefes almayı alışkanlık haline getireceği
için istenen yararların gerçekleşmesini sağlar. Havayı birden
solumak, havanın akciğerin ortasında toplanmasına yol açar
ve istenen sonucu vermez. Yapılan en önemli hata, nefes egzersizini ara vermeden arka arkaya tekrarlamaktır. Böyle olunca beyin sapında bulunan solunum merkezindeki denge karbondioksit aleyhine bozulur ve baş dönmesi hatta baygınlığa
yol açar. Bu nedenle araya mutlaka dört beş normal nefes
sokmak gerkir.
Gevşeme, bedenimizdeki gerilimden sistematik bir şekilde
kurtulmaktır. Derinlemesine gevşeme için yapılan düzenli egzersizler enerjinizi ve üretkenliğinizi artıracaktır. Gün içerisinde
zihnimizde birbiri ardına gelen düşünceler daha yüksek bir
bilinç düzeyine ulaşmamızı engeller. Meditasyon, düzenli bir
çalışmayla zihni dinginliğe kavuşturmak ve kişinin kendi kendisiyle daha fazla uyum içerisinde olmasını sağlamak amacıyla uygulanan uzakdoğu kökenli bir gevşeme tekniğidir.
Gevşeme ile ilgili uygulamalara başka bir yazımda
değineceğim. Dipsiz kuyu bu konu ve inanın paylaşacak çok
şey var.
Stres ve kaygı ile başa çıkmanın yollarını araştırmalıyız ve
kendimizi rahatlatmalıyız. Ben sizler için araştırıp kısaca
yorumlamaya çalıştım.
Kaygı yaratıcı sorunları çözerken önce problemi saptayın,
sonra seçenekleri hazırlayın ve bir çözümü seçip eyleme geçin.
Daha sonra sonuçları değerlendirin. Göreceksiniz hayat çok
daha kolay olacak....
Ferhan KILIÇ
Sevgiyle kalın, hoşçakalın...
NOT: Evime hırsız girdi ve aslında bu ay sizlerle paylaşmak
için yazdığım yazı da bilgisayarımla birlikte kayıplara karıştı.
Aceleyle bu yazıyı yazdım. Umarım ilginizi çekmiştir...
İstanbul halkı; kendilerine hizmet etsin diye seçtikleri tarafından, hazır ve nazır müşterileriyle kendileri
üzerinden para kazanmaya vesile edilmiş ve şehiriçi
deniz ulaşımı hizmeti, yaratılan yeni şirket tekeliyle
sağlanmaya başlanmıştır. 12,5 milyon İstanbullu ve
Marmara havzasındaki milyonlarca tüketicinin aldığı
kamu hizmeti, böylece ticarete kurban edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 07.05.2002 tarihli
E.2000/17, K.2002/46 sayılı kararına göre: “Devletin
tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önlemek görevi,
temelde tüketiciyi koruma amacı gütmektedir.
Anayasanın 172’nci maddesi ile Devlet’e verilen
tüketicileri koruma görevi ancak, tekelleşme ve
kartelleşmelerin önlenerek özgür rekabet ortamının
sağlanması ile güvenceye alınabilir.
Piyasa ekonomisinin etkinliği, serbest rekabet
koşullarının varlığına bağlıdır.
Tekelleşmeye veya kartelleşmeye olanak veren
ortamlarda piyasa ekonomisi etkinliğini yitirir. Tekel
konumundaki bir kuruluş önlem alınmadan özelleştirildiğinde, kamu tekelinin yerini özel tekelin alması
kaçınılmazdır.
Üstelik kamu tekeli konumundaki mal ve hizmet üretiminde Devlet’in doğrudan karışması olanağı varken,
özel tekel durumunda bu olanak da söz konusu
olmayacak, mal ve hizmet fiyatları kamu tekelinde
olduğundan daha yüksekte belirleneceği gibi kalite
de bundan olumsuz etkilenecektir.
Bu nedenle, özelleştirmeye ilişkin yasal düzenlemelerde, tekelleşme ve kartelleşmeyi önlemeye,
dolayısıyla bireyleri ve toplumu korumaya yönelik
kuralların bulunması zorunludur.
Tüm bu gerçeklere rağmen özelleştirilen ve İstanbul
halkının malı olan İDO, kamu şirketi olmaktan
çıkarılıp şirket tekeli haline getirilmiştir. İDO yaptığı
fiyat ayarlamaları ile hakim durumunu “tüketici” kimlikli vatandaşların aleyhine kullanmaya başlamış ve
İstanbul halkının tepkilerine neden olmuştur.
İDO tarafından yapılan açıklamalarda; bir yandan
erken bilet alan yolculara daha ekonomik koşullarda
seyahat etme olanağı sağlandığı (!) belirtilirken bir
yandan da -özellikle bayram ve tatil dönemlerinde
yüksek kazançlar elde edeceği- esnek fiyat uygulamalarıyla tüketicilerin isyanlarına neden olmuştur.
Bu olumsuz durumlara, ilgili kurum ve kuruluşları
önlem almaya çağırırken;
4054 Sayılı “Rekabetin Korunması Hakkındaki
Kanun”un 6. Maddesi “hakim durumun kötüye kullanılmasını ve ANAYASA’ nın 172.maddesini(Devlet,
tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır,
…….) hatırlatırız.
Ulaşım, özellikle şehiriçi ulaşım ve yine özellikle daha
kısıtlı olanakları bulunan şehiriçi deniz ulaşımı;
tüketicinin evrensel kabul görmüş “VAZGEÇİLMEZ
TEMEL İHTİYACI” dır ve evrensel tüketici hakkıdır(!)
ve kamusal hizmet niteliğindedir. Stratejik önemi
olan bu konuda, tümüyle ticari kaygılarla tüketiciler
aleyhine yapılan esnek fiyat ayarlamalarını kınıyor,
hakim durumun “Müşteri odaklı” bir zihniyetle daha
doğru kullanılmasını bekliyor, fiyatlarda ciddi bir
İNDİRİM beklediğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
TÜKETİCİLER DERNEĞİ
OKULLAR AÇILDI, “OBEZİTE”YE DİKKAT!
2011- 2012 Eğitim- Öğretim yılı başladı.
Milyonlarca öğrenci ailelerinden ayrılmakta, beslenmelerinin büyük bir bölümünü okullarda gerçekleştirmektedirler.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de obez sayısı
20 milyona yaklaşmaktadır. Avrupa’nın en obez ülkesi
maalesef Türkiye’dir ve obezite ne yazık ki çocukluk
yaşlarından itibaren başlamaktadır. Obez bir kişinin
obezite tedavi masrafı da en az
800 dolar olmakta ve ülkeye
ciddi ekonomik bir yük yüklemektedir.
Bu gerçekler ışığında;
obezitenin en büyük sebebinin
dengesiz beslenme , aşırı fast
food olduğu ve bu sorunun
çözümünün de aile ve okullarda başlaması gerektiği göz
ardı edilmemelidir.
Beslenmenin de bir eğitim ve
bilinç olması nedeniyle aile ve
okullarda “Obez” konusuna
dikkatlerin çekilmesi, bu
konuda farkındalıkduyarlılık yaratılması,
bilinç oluşturulması
kaçınılmazdır.
Bu bağlamda, aile ve
okul yönetimlerine
büyük görevler düşmektedir.
Sağlık Bakanlığı kampanyasını destekleyen ve
bir paydaş olarak görev
alan Tüketiciler Derneği
(TÜDER) Gıda Komisyonu olarak öğrenci ailelerine ve okul yöneticilerine önerilerimiz olacaktır.Şöyle
ki;
Aileler; öncelikle “Obezite”nin ne kadar ciddi bir sağlık
sorunu olduğunu bilmeli, yaşam kaliteleri için evde,
dışarıda ve okulda çocukların beslenmelerine özel
dikkat sarfedilmelidir.
- Bunun için: Çocuklara düzenli öğünlerde beslenme
alışkanlığı kazandırılmalı (Günde en az üç ana öğün ,
üç ara öğün ) ve besin çeşitliliğine önem verilmelidir.
- Fast food türü (bol yağlı, tuzlu,katkı maddeli, karbon-
hidratlı)beslenmeden uzak tutulmalıdır.
- Mevsiminde üretilen sebze ve meyvelerden, geleneksel yemeklerden yaralanılmalıdır.
- Hazır, işlenmiş, gazlı yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır.
- Okulda kantinler ve yemekhaneler gözlenmeli, okul
yönetimlerine dilekler rahatça iletilebilmeli ve
gereğinde sorgulanabilmelidir.
- Beslenme çantaları evde hazırlanmalıdır.
- Beslenme içerikli reklamlar
konusunda çocuklar uyarılmalıdır.
-Dengeli beslenmenin yanı sıra
çocuklara “Hareket ve spor”
alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Okullarda;
- Okul ders müfredatında “ Bilinçli beslenme, sağlıklı çevre,
diş bakımı ve genel sağlık”gibi
konulara yer verilmeli;
- Okul kantinlerinde şekerli, bol
yağlı, bol katkı maddeli ,
gazlı yiyecek ve içecekler satılmamalı;
- Kantin raflarında
“mevsim meyveleri, süt,
yoğurt ve ayran” gibi
gıdalara yer verilmelidir.
- Yemek saatlerinde
“kantinler” kapalı tutulmalıdır.
- Okul yemek hizmetinin
sağlıklı, yeterli- dengeli
olması için okul yönetimleri beslenme uzmanlarının bilgi ve deneyiminden yararlanarak gerekli düzenlemeleri ve önlemleri
almalıdırlar.
- Öğretmenlerin ve velilerin gıda – beslenme bilgisini
artırmaya yönelik belirli periyotlarla “seminerler”
düzenlenmelidir.
Ayşe Cengiz (Beslenme Uzmanı)
Kenan KIR
Gıda komisyonu Üyesi
Genel Başkan
30
05 EYLÜL 2011 PAZARTESİ
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Ali Erten, Mehmet Emin Ertekin, Türkan Elif
Arıkancan ve gelmeyen üyelerin izinli sayılmasına
oybirliği ile karar verildi. Gülsel Alparslan’a ait
05.08.2011 tarihli toplantıya katıldığı hakkındaki
dilekçesinin gündeme alınmasının oybirliği ile
kabulüne karar verildi. Gündem okundu, oybirliği
ile kabul edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu,
Taş Mektep’te İl Özel İdaresi tarafından yapılan
tadilatın ruhsatı ile ilgili bir sorun olup olmadığını
varsa gerekli kolaylığın gösterilmesi hakkında
sözlü önerge verdi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde 1- İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü başlıklı 20.04.2011 onanlı 1/1000
ölçekli Ataköy Uygulama İmar Planı’na yapılan itiraza dair evrakın İmar ve Şehircilik Komisyonu’na
havalesinin oybirliği ile kabulüne, 2- Özel Kalem
Müdürlüğü başlıklı memur toplu sözleşmesine dair
evrakın Hukuk Komisyonu’na havalesinin oybirliği
ile kabulüne karar verilerek birleşim Meclis 1.
Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 07.09.2011
Çarşamba günü saat 16:00’da toplanmak üzere
kapatıldı.
07 EYLÜL 2011 ÇARŞAMBA
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Pınar Ünsal, Türkan Elif Arıkancan ve
gelmeyen üyelerin izinli sayılmasına oybirliği ile
karar verildi. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliği ile kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde 1- Kültür Sosyal
İşler Müdürlüğü’nün Bakırköy Belediyesi Eğitim
EYLÜL 2011
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ
Yardım Yönetmeliği gereği ilköğretim ve lise
öğrencilerine 2011-2012 öğretim yılı içinde
ödenecek eğitim yardımında görev yapacak 2
meclis üyesi komisyonda seçilmek üzere aday
isimler belirlendi. Ali Kenan Kır, Yervant Özuzun
ve Halil Yalçın Kayalı aday gösterildi. Yapılan açık
oylama neticesinde Halil Yalçın Kayalı’nın oyçokluğuyla reddine, Ali Kenan Kır ve Yervant
Özuzun’un oyçokluğuyla kabulüne karar verildi.
2- İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı
Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdari Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair
Yönetmelik gereği norm fazlası 1 adet icra memuru kadro iptaline dair başkanlık teklifinin oybirliği
ile kabulüne, 3- Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü’nün
ilçemiz dahilinde resmi okullara sunmakta olduğu
hizmetler hakkındaki Bütçe Plan Komisyonu
Raporu’nun 3 çekimser (Halil Yalçın Kayalı, Ayhan
Can, Ramazan Baş) oya karşın oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan
Vekili Hasan Ersoy tarafından 09.09.2011 Cuma
günü saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
09 EYLÜL 2011 CUMA
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Bedros Avedikyan ve gelmeyen üyelerin
izinli sayılmasına oybirliği ile karar verildi. Geçen
birleşime ait zabıt özeti okundu, oybirliği ile kabul
edildi. Köyiçi Mahallesi 42 pafta 355 ada 27
parselde bulunan yerin Yeşilköy Spor Kulübü’ne
10 yıl süre ile kullanım hakkının verilmesine dair
komisyona havale edilmiş olan dosyanın tekrar
değerlendirilmek üzere komisyona havalesinin
oybirliği ile kabulüne, gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde; 1- Memur Toplu
Sözleşmesi konulu Hukuk Komisyonu Raporu’nun
oybirliği ile kabulüne, 2- Ataköy 1/1000 ölçekli
uygulama imar planının plan notu paftasının
meclis kararına uygun düzeltilerek eklenmesine
dair İmar Komisyonu Raporu’nun oybirliği ile kabulüne, 3- Ataköy 115 ada ile Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastalıkları Hastanesi arasından geçen 15 metrelik yola itiraz konulu İmar Komisyonu Raporu’nun
oybirliği ile kabulüne, 4- Ataköy 115 ada 113,114
parseller arasındaki yola itiraz konulu İmar
Komisyonu Raporu’nun oybirliği ile kabulüne, 5Ataköy 1194 ada 1 parselin 20.04.2011 onanlı
1/1000 ölçekli Ataköy Uygulama İmar Planı’ndaki
lejantına itiraz konulu İmar Komisyonu Raporu’nun oybirliği ile kabulüne, 6- Ataköy 9-10
mahalle 1099 ada 2 parselin 20.04.2011 onanlı
1/1000 ölçekli Ataköy Uygulama İmar Planı’nda
tasdik dışı alanda bırakılmasına itiraz konulu İmar
Komisyonu Raporu’nun 2 ret oya karşın oyçokluğuyla kabulüne karar verilerek birleşim, Meclis
1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından 03 Ekim
2011 Pazartesi günü saat 16:00’da toplanmak
üzere kapatıldı.
Ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.
YAŞANAN SEL FELAKETİ DERS OLMADI!
AYAMAMA DERE YATAĞINA KAÇAK İNŞAATLAR DEVAM EDİYOR MU?
2009 Eylül ayında yaşanan sel felaketinde 33
vatandaşın yaşamını yitirdiği Ayamama dere
yatağına, inşaat yapımları devam ediyor.
Vatandaşların şikâyetleri üzerine yerinde görerek
inceleme gerçekleştiren CHP İBB Meclis Üyeleri, İBB
Başkanı Kadir Topbaş’a hazırladıkları yazılı soru
önergelerinde yaşanan sel felaketinde ders çıkarılması gerekliliğine dikkat çekti. Önerge ile ilgili
meclis toplantısında konuşan CHP İBB Meclis
Üyeleri Dr. Hakkı Sağlam’da eleştiri ve önerilerde
bulunarak, “Bunları yaparken Sayın Topbaş’ın vicdanı hiç sızlamıyor mu? Her şeyi düşünen,
demokrasi havarisi olan Sayın Topbaş bu dere
ıslahı ne olacak diye neden hiç düşünmedi. İstanbul’un Silueti’ni bozan Zeytinburnu’nda 3 kuleyi
görmeyen Sayın Topbaş Ayamama Deresi’ndeki
kaçak inşaatı mı görecek. Elbette hayır. Demek ki
Sayın Topbaş İstanbul’daki kaçak yapıları görebilecek kadar İstanbul’da kalmaya ve İstanbul’u
yönetmeye zaman bulamıyor” dedi.
Ayamama dere yatağına kaçak inşaatlar
devam ediyor mu?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisinin 2011
yılı Eylül ayı oturumlarında CHP İBB Meclis Üyeleri
Dr. Hakkı Sağlam ve Serdar Bayraktar imzaları ile
verilen önergede İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın
yazılı cevaplanması isteği ile oy birliğiyle Başkanlık
Makamına havale edilen yazılı soru önergesinde
şunlara değinildi;
“İstanbul’da Eylül 2009 tarihinde meydana gelen
ve 33 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği sel
felaketinden sonra Ayamama Deresi’nin çevresindeki kaçak yapıların önemli bir bölümü yıkılmıştır.
Dere yatağında 108 adet kaçak yapı tespiti
yapıldığı bunların 75’ine ilişkin yıkım işlemlerinin
gerçekleştirildiği belirtilmiştir. Birçok firma ise bu
işlemi kendileri gerçekleştirmiştir.
Tanıtım tabelası dahi olmadan
hafriyat alınıp imalat öncesi hazırlıklar yapılan bu inşaata kim dur
diyecek?
Bir taraftan binaların dere yatağına
taşan bölümlerine ilişkin yıkım işlemleri
gerçekleştirilirken diğer taraftan Sefaköy
4 Pafta 4703 parsel üzerinde (İkitelli
adresinde bulunan Sabri Özel tekstil
fabrikasının yanı) tanıtım tabelası dahi
olmadan hafriyat alınıp imalat öncesi
hazırlıklar yapılmaktadır. Bu Kapsamda;
1. Anılan yere ilişkin ruhsat hangi tarihte verilmiştir? Ruhsata ilişkin harçların
tutarı, tahakkuk ve tahsil tarihi nedir?
2. Yerin hali hazırdaki emsal değeri ve imar durumu nedir?
3. Bahse konu yere ait verilen plan değişiklik teklifi
var mıdır? Varsa değişiklik teklifinin içeriği nedir?
4. Bugüne kadar yapılan idari işlem var mıdır?
Varsa tarihi, içeriği ve sonuçları nedir? (varsa bir
örneğinin cevaba eklenmesi)
Önerge ile ilgili Meclis toplantısında konuşan CHP
İBB Meclis Üyeleri Dr. Hakkı Sağlam’da eleştiri ve
önerilerde bulunarak şunları söyledi;
Sayın başkan değerli üyeler;
“Bilindiği üzere; yaklaşık 2 yıl önce 9 Eylül 2009
tarihinde yaşanan sel felaketi sonrasında Ayama-
ma deresindeki kaçak yapılaşma gündeme gelmiş;
bu kadar büyük can ve mal kaybının en önemli
sebebinin Ayamama deresi üzerinde kaçak
yapılaşma olduğu açığa çıkmıştır. Başakşehir’e
uzanan 30 metrelik Basın Ekspres yolu bu dere
yatağı dikkate alınmadan 2006 yılında Sayın TOPBAŞ tarafından derenin ıslahı düşünülmeden
tamamlanmıştır. Aynı aksta yapılan okul alanı
daha evvel botanik bahçesi ve kısmen mezarlık
alanı iken plan tadili yapılmış ve mezarlık alanı
imara açılmış dere hiç önemsenmemiş ve dikkate
alınmamıştır.
Ayamama deresine SIFIR aynı yerde 3410 nolu
parsel yeşil alan iken plan tadili yapılarak bodrum
katlar emsale dahil değildir, plan notu ve emsal 2
yapılarak 43.600 m2 arsa da 120 bin m2 inşaat
yapımına izin verilmiştir. Bunları yaparken Sayın
TOPBAŞ’ın vicdanı hiç sızlamıyor mu? Her şeyi
düşünen, demokrasi havarisi olan Sayın TOPBAŞ
bu dere ıslahı ne olacak diye neden hiç düşünmedi. Şimdi o dere üzerinde Ruhsata ilişkin tabelası
olmadan yeni başlanan bir inşaat var. 22.06.2005
TT F21C22A4B Pafta, 4 ada, 4703 sayılı parsel
11.667 m2 e:1,75 ön tarafı Basın ekspres yoluna,
diğer tarafı yani arkası ise dereye SIFIR dır.
31
BAKIRKÖY’ÜN 55 YILLIK
TERZİ HAMDİ’Sİ
Esra ERDOĞAN
SEVMEKTİR DOKUNMAK
ve
SEVMEK HAPSETMEK DEĞİLDİR
Gazete de yazmaya başladığım ilk
zamanlarda ilkyazım “Onlara
Dokunun” adını taşıyordu… Şimdi
düşünüyorum da ne kadar çok
bunu yazsam da bir o kadar yanlış
anlaşılmalara meyal veriyor. Ya
çok fazla üzerine düşerek abartılan
ve çocuğa yaşam alanı tanımayan
ya da dokunmaya bile imtina eden
anneler görmeye devam ediyoruz.
Bir anne çocuğun yaşamında her
zaman en önemli rolü oynar, sakın
babaların ve babalığın önemini
yadsıdığımı düşünmeyin lakin
annelik gebelikten itibaren
başlayan ve öğrenime ihtiyaç duymayan doğal, içgüdüsel bir süreç
olduğunu anımsamak gerekir.
Baba olmak ise çocuk ile birlikte
zaman geçirip paylaştıkça çoğalan,
büyüyen ve tadına varılan bir süreç
olduğu bilinir ki bu son derece
doğru, bebeğin annenin içinde
büyümesinden kaynaklanan hormonlarla belirlenmiş bir süreç
olmasına rağmen babalığın öğrenilen bir süreç olması ile belirgindir.
Çocukların ihtiyaçları ve belli
şeylere ihtiyaç gösterdikleri
dönemler farklılaşır ama sevginin
ve kabullenilmenin, koşulsuz şartsız evlat olmanın aidiyetini yaşamaya olan içgüdüsel istekleri asla
sona ermez.
İşte içimizde yaşamaya devam
ettiğimiz müthiş paradoksal durum
da burada başlar; Biz hem küçük
bebeğimiz, hem de farklı bir birey
gibi ona nasıl bakabilir ve davranabiliriz ki…
• Onların büyüdüklerini görmek,
kendi yaşlanmamızı kabul etmektir
ki bunu kabullenmeyi hiç istemeyiz,
• Onların büyümeleri bizden kopmaları ve verdiğimiz emeklerin bu
kopuşla boşa gitmesi demektir ki
–Boş Kucak Sendromu – bunu kabullenemeyiz,
Biz onlara üstü kapalı bir fatura
çıkarırız;
• Sen benim yanımdan ayrılma,
kopma, hep benim bebeğim kal ki
ben kendimi genç ve dolu
hissedeyim, senin yaşamın benim
istediğim doğrultuda ilerlerse ben
de kendimi iyi ve hayatını çocuğuna adamış, bunun karşılığını da
alan bir anne olarak yaşamaya
devam edeyim, avuçlarımı boş
bırakma ( hayatımı ).
Bu, çocuğa ilk yaşlardan beri işlenen bir ailesel olgu olarak
düşünüldüğünde çocukta ayrılma,
bireyselleşme asla gerçekleşemez.
Çünkü o anneyi kaybetmek istemez
ve kendi hayatından vazgeçmeyi
farkında olmadan göze alır. Mutsuz lakin neden mutsuz olduğunu
bilemeyen peyk yetişkinler olarak
dünya sahnesinde rol alırlar. Sahnesinde diyorum çünkü senaryosu
başkası tarafından yazılmış, sahte
bir yaşama doğru sürüklenmeleri
az ya da çok kaçınılmazdır.
İyi de bu açmaz nasıl çözülür?
- Annenin üretebildiği tek şey
çocuk olamamalıdır ki yaşamını bu
üretimden elde edeceği paya
bağlamasın.
- Annenin ayrı bir yaşamı; eş, iş
kadını, sosyal bir kadın ve hobileri
olmalı,
- En önemlisi anne kendi ile barışık
ve huzurlu olmalıdır.
Böylece ego güçlü ve pay payda
oranı dengeli bir hal alır. Baba,
anne arasındaki uyum ( evliliği
sonlandırmış çiftler dâhil ) çocuk
için çok önemlidir… İleride kuracağı tüm ilişkilerde örnek teşkil
eder.
Sonuç;
Onu, hapsetmek ve kendi
yaşamınızı garantilemek için değil;
koşulsuz sevin, dokunun ama
bırakmasını da bilin.
Büyüdüğünde yaşlandığınızı değil,
olgunlaştığınızı düşünün.
Onu bir birey ve ayakları üzerinde
duran, hayatı sevgi ile kucaklayan,
zorluklarla baş edebilen bir egoya
sahip yetiştirebilmenin haklı gururunu yaşayın…
Eskinin gözde meslekleri, şimdilerde
mesleklerini devam ettirecek 'ustalarını' arıyor. Hazır giyim kültürünün
yaygınlaşması ile hitap kitlesi
daralan terzilik mesleği de
bunlardan birisi. Terzi
sayısında yaşanan
düşüş ise, yeni neslin
bu mesleğe ilgi
göstermediğini
ortaya koyuyor.
Buna rağmen bu
zanaatı sürdüren
ustalar da var.
Bakırköylü Hamdi
Güngör’de bunlardan biri. 55 yıllık
terzilik geçmişi
olan Güngör,
mesleğinden çok
memnun olduğunu
belirterek, biran bile
pişmanlık duymadığını
söylüyor.
Her gün binlerce kişinin
geçtiği İstanbul Caddesi’nde bulunan Uzun İş Hanı’ndaki dükkanında
terzilik yapan Güngör, yaz aylarında
ise alıyor tezgahını ve iş hanının
önündeki kaldırımda mesleğini yapıyor. Yaz aylarında dışarıda terzilik yapmasının insanlar tarafından ilk başlarda şaşkınlıkla izlendiğini belirten
Güngör, zamanla bu duruma
alışıldığını hatta bazı yabancı turistlerin fotoğraf çektirmek istediklerini
de ifade ediyor.
Terziliği vefakar bir meslek olarak
nitelendiren Hamdi Güngör, genç
kuşağın ilgisizliğini ise, popüler
olmayışına bağlıyor: Bakırköy’ün en
eski terzilerinden biri olan 55 yıllık
terzi Hamdi Güngör ile günümüzde
gittikçe yok olan terzilik mesleği
hakkında konuştuk.
Günümüzde terzilere neden ihtiyaç
duyulsun?
Her ne kadar hazır giyim çok rağbet
görse de, insanların terziye
ihtiyacı ortadan kalkmış değil.
Eskiden terziler çok elbise
dikerdi, şimdilerde bu
sayı azaldı. Yine de
özel sipariş takım
elbiseler yapıyoruz.
Hazır alınmış da
olsa elbiselerin
onarımı – bakımı
için terziye ihtiyaç
var. Daraltmak
veya genişletmek
gerekiyor, uzun
geliyor kimisinde.
Fermuar arıza yapıyor. Bunun gibi bir
çok hususta terzilik
devreye giriyor. İnsanlar para verip aldıkları
elbiseyi, fermuarı bozuldu
diye atamıyor haliyle. Tamir
için bize geliyor. Ufak tefek işler
gibi gözükse de kazancımızı çıkartıyoruz.
Terzi olmak isteyen bir genç ne yapmalı? Eğitimi var mı bu işin?
Tekstil üzerine eğitim veren kurslar
var. Oraya gidebilir. Eli yatkın kızerkek çocuklarımızın gitmesini tavsiye
ederim. İleri yaştakiler de Terziler
Federasyonu’nun düzenlediği kurslara
katılabilirler. Aldıkları sertifika ile işyeri açma ruhsatı edinebilirler. İlgi azalıyor gitgide terziliğe. Yakın gelecekte
değerli bir meslek olacağı kanısındayım.
Giyim-Tekstil konusunda Türkiye’nin
durumu nasıl?
Dünya üzerinde Türkiye ve Fransa
öncü ülkelerdir. Millet olarak da bu
mesleğe yatkınız. Giyim-kuşam,
insanoğlu hayatına devam ettiği müddetçe varlığını devam ettirecektir.
Terziliğin ne gibi getirisi var? Bir genç
neden tercih etmeli bu mesleği?
Terziliğin bir düzeni var. Dükkanını
kendin açar, kendin kapatırsın. İhtiyaç
Son olarak neler söylemek istersiniz?
dahilinde hiç işe bile gelmeyebilirsin.
İlk başta bu güzide mesleği ve biz
Her şeyden evvel,
terzileri hatıremir altında
ladığınız için sizlere
çalışmıyorsun.
teşekkür ederim.
Nice gençlerimÖzellikle gençlerizi görüyorum,
imizin bu mesleği
başkalarının
öğrenmelerini ve
altında çalışıyor
uygulamalarını
ve hak ettikleri
isterim. Çünkü
maaşı alamıyorartık gittikçe
lar. Halbuki
unutulan ve kayküçüklükten bu
bolan bir meslek
Hamdi Güngör
zanaatı öğrense,
haline geldi. Eski-
Özgürleşmek için kanat çırpmasını
destekleyin, onaylamadığınız
atılımlarında bile sizi yanında hissetmesini sağlayın.
Yol açıcı ve destekleyici olun,
bırakın sonuca kendisi varsın.
Negatif değil, pozitif olun.
Fikirlerine değer verilen ve güvenilir olun.
UNUTMAYIN…
Ancak bir birey, başka bir
yetiştirebilir.
birey
Saygılarımla…
444 80 81 - YEDİKULE PSİKİYATRİ
elinde bir zanaat olsa fena mı olur?
Ama şimdilerde maalesef gençlerimiz
eski mesleklere ilgi göstermiyor.
Şimdilerde revaçta olan başka
meslekler var. Terzilik ufak esnaf gibi
görülüyor. Halbuki bir toplumda doktor kadar yer etmiş, köklü bir meslektir.
Hazır giyim tekstil sektörü çok ilerledi.
den her mahallede bir terzi olurdu.
Şimdi ise insanlar terzi bulmak için
araştırma yapmak zorunda kalıyor.
Tabi ki günümüz şartlarında terziliğin
tekrar eski günlerine dönmesi imkansız ama en azından unutulmasın,
çünkü bu meslek kültürümüzün bir
parçası.
(Arzu BERATOĞLU)
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
RUHUN AYNASI TWITTER
New York'daki Cornell Üniversitesi'nde 2,5 milyon
Twitter kullanıcısının yarım milyarı aşkın Twitter
mesajını gözden geçiren araştırmacılar insanların
yazdıklarının bir gün boyunca ve mevsimlere göre
nasıl değiştiğini incelediler. İçerik analizi yapan
bir bilgisayar programı yardımıyla gerçekleştirilen
araştırmanın bulguları, sabah saatlerinde kullanılan olumlu dilin, günün ilerleyen bölümlerinde,
özellikle çalışma saatlerinde, daha olumsuz ve
karamsar hale dönüştüğünü ortaya koyuyor. Twitter'daki olumlu mesajların, günün iki bölümünde,
sabah ve gece saatlerinde zirveye çıktığı saptanmış. Sonuçlarda fazla şaşırtıcı olmayan bir diğer
bulgu da, insanların Cumartesi ve Pazar günleri,
hafta içi günlere kıyasla daha keyifli Tweet'ler
atması. Bununla birlikte araştırmacılar, günlük ruh
hali değişiminin sadece işyerinde geçirilen stresli
saatlerle açıklanamayacağını, zira hafta sonlarında
da insan ruhunda iniş çıkışların benzer bir grafik
izlediğini söylüyorlar. Cornell Üniversitesi sosyologları, bunu uykunun olumlu, tazeleyici etkisine
ve sirkadian ritmi olarak adlandırılan, vücudun
doğal davranışsal döngüsüne bağlıyor. Günün
aydınlık olduğu saatlerin de Tweet'lerdeki ruh halini değiştirdiği gözleniyor. Şimdiye dek bilim
adamlarının insanların ruh hallerindeki değişimleri
incelemesi zordu. Bu son çalışmayı yapan araştırmacılar, geleneksel laboratuvar testlerinin, üniversite öğrencilerinin kendi ruh halleri konusunda
verdikleri kişisel bilgilerle sınırlı kaldığına işaret
ediyorlar. 2008 Şubat'ından 2010 Ocak'ına dek, 84
ülkeden atılan Tweet'leri inceleyen Cornell Üniversitesi'ndeki araştırma ekibi, Twitter'ın anında ruh
değişimini yansıttığını belirtiyor. Daha geniş ve
farklı insan grupları üzerinde araştırma yapabilmek isteyen bilim adamları giderek daha fazla
sosyal paylaşım sitelerindeki yansımalara eğiliyor.
GELECEK BİLİŞİMLE GELECEK
Bilgi ve iletişim sektörü fuar organizasyonlarının
iki lideri Deutsche Messe AG ve İnterpro A.Ş.
tarafından kurulan HİF A.Ş.; CeBIT Bilişim Eurasia
adı altında 12. kez düzenleyeceği fuar ile İstanbul'u, bölgenin bilişim sektörünün iş merkezi
haline getirmeyi amaçlıyor. İlk kez 1992 yılında
düzenlenen fuar, 2000 yılından bu yana bir CeBIT
Etkinliği olarak düzenleniyor. Avrasya bölgesinin
en büyük Uluslararası Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Uydu İletişimi, Yayıncılık, Kablo ve TV Sektörü
Fuarı, CeBIT Bilişim Eurasia İstanbul-Büyükçekmece TÜYAP’ta 6 Ekim 2011 Perşembe – 9 Ekim
2011 Pazar tarihleri arasında ziyaret edilebilecek.
TURKCELL’DE TAZMİNAT ŞOKU
Uluslararası Ticaret Odası’na (UTO) bağlı tahkim
mahkemesi, Turkcell’in ortaklarından Çukurova
Holding’in TeliaSonera’ya faiziyle birlikte 932 milyon dolar tazminat ödemesine karar verdi. Ntvmsnbc’deki habere göre, Turkcell’in ana hissedarlarından İskandinav telekom şirketi TeliaSonera
tarafından yayımlanan bültende şirketin Kıdemli
ATAKÖY
Başkan Yardımcısı Cecilia Edström, “Hükmedilen
tazminat ve faiz, kayda değer bir tutar oluşturmaktadır. Çukurova’nın, önceki tahkim kararlarını yok
sayan tutumunu göz önünde bulundurarak,
Çukurova’nın zararı tazmin edebilecek mal varlığının olduğu ülkelerde tahkim kararının icrası için
derhal harekete geçeceğiz. Çukurova ile TeliaSonera ve Çukurova ile Altimo arasında ayrı ayrı
süren hukuki ihtilafları çözme yönündeki
çabalarımızı birleştirme konusunda Kasım 2009’da
Rus Altimo ile bir anlaşma imzaladık. UTO tahkim
heyetinin kesin kararı ve Doğu Karayip Adaları
Yüksek Mahkemesi’nin Çukurova ile Altimo arasındaki davanın, Altimo lehine yakın zamanda vermiş
olduğu karar haklı olduğumuzu gösteren önemli
kararlardır. Şimdi kararın icrası için güçlerimizi
birleştirerek Turkcell’i gerekenden fazla uzun
zamandır etkileyen bu ihtilafın derhal çözüm yolunu arayacağız.” Reuters’ın Çukurova’nın hangi
aktifleri için harekete geçecekleri sorusuna
Edström, “Hızlı hareket edeceğiz. Bu konuda
spekülasyon yapmak istemiyorum” yanıtını verdi.
Turkcell’de dolaylı olarak yaklaşık yüzde 37 payı
olan TeliaSonera, Mart 2005’te Çukurova’nın,
geriye kalan Turkcell Holding hisselerini 3.1 milyar
doları karşılığında TeliaSonera’ya satması yönündeki anlaşma yaptı. Bu anlaşmanın sonucu TeliaSonera’nın Turkcell’deki doğrudan ve dolaylı
hissedarlığı yüzde 37.3’ten yüzde 64.3’e yükselecekti. Anlaşmayla ilgili anlaşmazlıktan kaynaklanan hukuki süreçte tahkim heyeti daha önce
2007 ve 2009 yılında karar almıştı. Tahkim
mahkemesinin tazminat kararının TeliaSonera’nın
Cenevre’de Mayıs 2005’te başlattığı tahkim
yargılaması sonucunda verildiği belirtildi.
THY UÇAKLARINDA CANLI TV VE INTERNET
Türk Hava Yolları'nın kıtalararası uçuş yapan uçaklarında bulunan PLANET eğlence sistemine artık
Panasonic Avionics Corporation tarafından geliştirilen Global Communication Suite (GCS) sistemi de
dahil ediliyor. Bu sistemle birlikte yolcular artık IFE
eğlence sisteminde dünyada ilk defa televizyon
programı eş zamanlı izleyebilecek. Kısa süre içinde
ilgili kuruluşlardan alınacak onaydan sonra Türk
Hava Yolları yolcuları artık uçaklarda internet kullanabilecek, e-posta'larına ulaşabilecekler. Kıtalararası uçuşlarda koltuk arkası ekranlardan
dünyada ilk kez sunulacak canlı televizyon yayını
ile başlangıçta BBC World, BBC Arabic ve
Euronews kanalları kesintisiz olarak yolculara
sunulacak. Kısa sürede bu kanallara Türkçe yayın
yapan kanallar ile spor kanalları eklenecek.
LENOVO İKİNCİLİĞİN PEŞİNDE
Pazardaki daralmada bazı şirketler hedeflerini
küçültürken bazıları ise çıtayı daha da yukarı
çekiyor. Lenovo, NEC ile yaptığı ortak çalışmadan
ve Medion’u satın almasından sonra hedeflerini
daha yükseğe çekti. International Data Corporation’ın raporundaki 2011 yılı ikinci çeyrek verilerine göre pazar payını yüzde 12,2’ye yükselterek
dünyanın en büyük üçüncü kişisel bilgisayar üreticisi olan Lenovo’nun hedefi 2011 yılı sonunda
dünya ikincisi olmak. Lenovo Türkiye Genel
Müdürü Gülfem Çakmakçı, “Türkiye’de son çeyrekte toplamda yüzde 9 pazar payı ile 5’inci sırada
yer alıyoruz. Dizüstü bilgisayarda ise yüzde 12 ile
4’üncü sırada yer alıyoruz. Dünya çapında baktığımızda ise ikincilik yolunda hızla ilerliyoruz”
dedi. Gerçekleştirilen yönetim uygulamaları ile 21
milyar doları aşan bir yıllık gelir miktarı elde eden
Lenovo, kısa bir süre önce de Fortune Global 500
listesinde 450’nci sırada yer almıştı.
WINDOWS 8’Lİ İLK TABLET BEĞENİ TOPLADI
Windows 8'in geliştiricilere tanıtıldığı BUILD konferansında, yeni işletim sistemiyle çalışan ilk tablet
prototipi de ortaya çıktı ve en az Windows 8 kadar
beğeni topladı. Microsoft ve Samsung ortaklığı
ÝMTÝYAZ
GENEL
Taner SAHÝBÝ,
KÜÇÜKTEPE
Hukuk Danýþmaný: Av.
YÖNETMEN
VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Ofset Baský ; ÜNÝFORM
Özcan ATAMER
Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ
Haber Koordinatörü
AYLIK BÖLGE
GAZETESÝ
Ýdare
Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Gökhan ATAMER
Ýstanbul
Aylýk Süreli Ferhat
yayýnApt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Haber
Merkezi
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
YIL: 19 Sayý: 208 EKİM 2011
Yavuz ARPACIK
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret
A.Þ.
Arzu BERATOĞLU
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
[email protected]
Köþe
yazýlarýndaki sorumluluk,
yazarlarýna
aittir.
GAZETEMÝZ
BASIN AHLAK
YASASINA
Gazetemizde yayınlanan
ilanların
sorumluluğu
ilan sahibine aittir
UYMAYI
TAAHHÜT
ETMÝÞTÝR
sonucunda meydana getirilen Samsung 700T
tablet, 1.60Ghz çift çekirdekli işlemci, 4GB DDR3
RAM, 64GB SSD, WiFi ve 3G bağlantısı gibi özelliklere sahip. Hürriyet'te yer alan habere göre 11.6
inç ekrana ve 1366x768 çözünürlüğe sahip tabletin
ağırlığı sadece 909 gram, kalınlığı 12.9mm. Tablet,
bir Bluetooth klavye, kalem, USB portu içeren bir
dock, HDMI ve Ethernet bağlantılarını da içeriyor.
Windows 8'li tabletin hareketi ve yönü algılayan
sensörleri de bulunuyor. Cihazın performansı ise
Windows 8'i rahatlıkla çalıştıracak seviyede. Cihaz,
Metro arayüzünü ve Windows 8'i hızlı bir şekilde
çalıştırabiliyor.
TÜRKİYE SİBER ORDU KURUYOR
Ulusal bilgi işlem sistemlerine karşı yürütülebilecek
siber saldırı tehlikesine karşı 'Ulusal Siber Güvenlik
Koordinasyon Kurulu' adıyla bir ekip kurulması için
çalışmalara başlandı. Kurulu oluşturan birimlerden
Uzmanlar Kurulu'nda siber güvenlik uzmanları,
Bilim Kurulu'nda akademisyenler, Danışma Kurulu'nda ise kamu kurumları, STK'lar ve özel sektörün
üst düzey yöneticileri yer alacak. 'Ordu'nun yaklaşık 200 üyesi olacak. Bilgi Güvenliği Derneği
Başkanı Mustafa Alkan, uzmanlar kurulunda beyaz
ve siyah şapkalı hackerler dahil kamu ve özel sektörden bilişim güvenliği uzmanlarının yer alacağını
söyledi. Ekipte beyaz ve siyah şapkalı hacker'ların
da yer alacağını belirten Alkan, "Finans sistemimiz
bile risk altında. Türkiye bilgi güvenliği savunmasında en kötü 10. ülke durumunda" dedi. Gazi
Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı
Şeref Sağıroğlu'nun verdiği bilgiye göre günde
ortalama 15 bin civarında tehdit geliyor. Sağıroğlu
'Şu an savaş halindeyiz. Elektronik ortamda
savaşlar ortaya konmaya başladı. Artık savaşları
ordular yapmıyor' dedi. Akşam'ın haberine göre,
Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Mustafa Alkan,
sadece WikiLeaks ve Anonymous'un bilindiğini
ancak tehlikenin çok daha büyük olduğunu anlattı.
Alkan, "Türkiye 7/24 pek çok saldırıya maruz
bırakılıyor. Hangi stratejik bilgilerimiz kontrol altına alındı ve hangi amaçla kullanılacak bilmiyoruz.
Binlerce server'ımız köleleştiriliyor. Çok mahrem
bilgilerimiz ülke için tehdit olarak kullanılıyor."
dedi. Siber güvenlik gücüne, üye istenecek kamu
kurumları şöyle: Genelkurmay Başkanlığı, Milli
Savunma, Ulaştırma, Bilgi, Teknoloji ve Sanayi ile
Adalet Bakanlıkları, Savunma Sanayi Müsteşarlığı,
Aselsan, Havelsan, BTK, TÜBİTAK, Emniyet Genel
Müdürlüğü, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı. Bilişim
güvenliği alanında faaliyet yürüten etkili firmaların
uzmanları da ekipte yer alacak. STK'lardan da Bilişim Derneği, Bilişim Vakfı, TÜBİSAD, YASAD,
İnternet Kurulu, TOBB, Barolar Birliği, Noterler Birliği, TÜRMOB, TMMOB'dan üye istenecek. İletişim
altyapısı hizmeti veren, Türksat, TTNet, Turkcell,
Avea, Vodafone, Superonline, Oracle, Türk
Telekom gibi firmalardan da üye alınacak.
4G DOLU DİZGİN
GSA'nın (Küresel Mobil Tedarikçiler Birliği)
raporundan derlenen bilgiye göre, 85 ülkeden 237
GSM operatörü şirket, 4G yatırımı yapıyor. Ayrıca
2012 sonu itibarıyla toplam 93 operatör, ticari
olarak 4G hizmeti verecek. Toplam 31 firmanın
ticari olarak verdiği LTE hizmetinin küresel ölçekte
2 milyon abonesi bulunuyor. Rapora göre, 45
üretici firmanın LTE destekleyen 161 modeli de
piyasada satılıyor. Teorik olarak WCDMA saniyede
384 kb, HSPA 14 MB ve LTE 100 MB hıza ulaşabiliyor. Buna göre indirme hızlarına örnek şu şekilde sıralanıyor: -74 dakikalık bir albümü WCDMA
4 saat, HSPA 25 dakika ve LTE 54 saniyede indirebiliyor. -160 dakikalık bir DVD filmi WCDMA 21
saat, HSPA 2 saat ve LTE 4,8 dakikada getirebiliyor. -HD kalitesindeki 1 saatlik film, WCDMA ile 3
gün, HSPA ile 8 saat ve LTE ile 17 dakikada bilgisayara yüklenebiliyor.
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
Av. Öner AYBEK
Ofset Baský : ÜNÝFORM
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz
33
Bakan açıkladı: “Ataköy Sahili’ndeki inşaatlar durduruldu.”
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği Başkanı Ali HACIALİOĞLU;
“Ataköy Sahili’ne açılan davalar var. Sivil Toplum Kuruluşları’nın açtığı davalar, belediyenin
tahsilasyona açtığı dava var. Bu davalar bu kararla kadük hale gelmiş durumda. Acaba açılan
bu davaların tamamını düşürmek için böyle bir yöntem mi izleniyor diye düşünmek gerekir.”
Son günlerde yeniden gündeme
gelen Ataköy Sahilleri’nin durumu
hakkında neler söylersiniz? Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar
yaptığı açıklamada 50 metrelik şerit
bırakacaklarını söylüyor. Bu size
inandırıcı geliyor mu?
Ataköy Sahili uzun zamandır
kamuoyunun gündeminde. Artık
Bakırköy kamuoyunun ötesinde
İstanbul, Türkiye hatta uluslararası
boyuta da taşındı. Bunları biliyoruz.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar’ın bir anda böyle bir açıklama yapması beklenmeyen bir açıklama olarak değerlendirildi. Açıklamayı kamuoyuna sunulan bilgiler
çerçevesinde değerlendirdiğimizde
mevcudun bir derece daha iyisi
olarak görülebilir. Yani kötünün iyisi
olarak değerlendirilebilir. Ama
gerçeği yine sayın bakanın da
söylediği gibi Turizm Bakanlığı’na
sunduğu yeni planın açıklanmasında
göreceğiz. Yani yeni plan verilerinde
konuyu yeniden değerlendirme ve
reel bir şey söylememiz mümkün olacak. Çünkü bakan emsali yüzde 50
azaltacaklarını söylüyor. Bu sahiller
için yoğunluğu azaltan, sevindirici bir
karardır. Biz sahillerin yoğunlu kullanılmasına, yapılaşmasına zaten
karşıyız. Ancak günü birlik ihtiyaçlar
için karşılanabilecek tesislerin yapılabileceğini öngörüyoruz. Onun dışındaki tüm yapılaşmalara karşıyız.
Ancak bu yeni planda eğer plan notları, plan verileri öyle bir şekilde
düzenlenebilir ki,
metrekare olarak
önceden verilen
miktarları yakalayacak metrekarelerde inşaat yapmaları da olanaklı
kılınabilir. Çünkü
hemen size bir
örnek vereyim.
Yine biraz önce
bahsettiğimiz
sahilde 11 dönümlük satılan Sinpaş’tan sonra
satılan küçük yere
44 bin metrekare bir proje hazırlandı. Baktığınız zaman Ataköy
Sahili’nin emsali 2 emsaldir. Yani 11
dönümlük yere 22 bin metrekare
inşaat yapmaları gerekir. Depolar,
havalandırma vesaire gibi emsal dışı
alanlarla birlikte 24-25 bin
metrekare inşaat yapılması
gerekirken, 44 bin metrekarelik bir
proje hazırlandı. Belediyeye ve Anıtlar Kurulu’na sunuldu. Şimdi bu
gerçekte 4 emsal demektir. Yani
orada yapılacak inşaatların, plan verilerine göre kot’u nereden aldıklarına bağlı, yüksekliklerine bağlı, neleri
emsale dahil edip, etmedikleri planlarda yazıyor. Bu yeni planlarda bunlara bakmamız lazım. Yoksa 30
metre yüksekliği 15 metreye düşürmüş olmakla Ataköy Sahili kurtulmuş
olmaz. Bu gerçeği görmemiz lazım.
Onun için en sağlıklı şey bu yeni plan
verileri açıklandıktan sonra söz
konusu olacak. Ama burada bir şeye
dikkat etmek lazım. Yine çağdaş
şehircilik bilimi açısından, İmar
Hukuku açısından sıkıntılı bir süreç
var. Yani bu planlama süreci
yaşanırken, Bakırköy Belediye’nin,
buradaki sivil insiyatiflerin, ilgili yetkili meslek kuruluşlarının görüşleri alı-
narak plan yapılması lazım. Bakanlık
bir anda ben planı değiştirdim diyor.
Bu zamana kadar ne yapmış, nasıl
bir plan yapıyor bilinmiyor. Yani sürprizle karşılıyoruz. Bu bir sürpriz oldu
aslında. Kimsenin beklediği bir şey
değildi. Şimdi bu açıklamayı çok iyi
okumak lazım. Ben şöyle değerlendiriyorum. Bir kere bakanlık böyle
bir açıklamayla bu güne kadar kamu
oyunun gösterdiği tepkiyi bir absorbe
etme yöntemi kullanıyor. Emsali
azalttım diyor, kıyıları 50 metre
genişleteceğim diyor, tepkileri azalt-
ma var. psikolojik olarak bir rahatlatma var. Ama hemen yanında planlamayı Topkapı Sarayı’ndan 8.35 kapsadığını söylüyor. Şimdi bu alana
baktığımızda çok ciddi açılmış hukuk
davaları var. Örneğin, Kazlıçeşme
Seaport. Buraların 1/100.000’lik
planları mahkeme kararları ile iptal
edilmişti. Ataköy Sahili’ne de açılan
davalar var. Sivil toplum kuruluşlarının açtığı davalar, belediyenin
tahsilasyona açtığı dava var. Bu
davalar bu kararla katuk hale gelmiş
durumda. Acaba açılan bu davaların
tamamını düşürmek için böyle bir
yöntem mi izleniyor diye düşünmek
gerekir. Yani şu an açılan bütün
davalar düşmüş olacak hukuken.
Çünkü davaya esas plan ortadan
kalkmış olacak. Bu yanı önemli. İkinci
bir yanı biliyorsunuz Ataköy Sahili’ni
TOKİ’nin tüm pazarlama tekniklerini
kullanarak amacına dönük olarak
yaklaşık 4 yılda pazarladığını
söyleyebiliriz. Bunlardan ilk bir
bölümünü 125 bin dönümlük yerini
2008’de Sinpaş aldı. Yanılmıyorsam
Sinpaş bu ödemeleri 48 aya yayarak
taksitlendirdi. Ben bunu tapu devrine
ilişkin TOKİ başkanına bir fiil özellikle bir görüşmemizde sormuştum.
açıklamalarla birlikte sayın bakanın
netlik getirmesi gereken konular.
Bunların açıklanması lazım. Acaba
bütün bu süreçten sonra bu özel girişimcilerle ve onların beklentileri ile
bir çelişki mi doğmuştur ya da bu
girişimciler mevcut bu yatırımlarına
ilişkin tereddütleri mi vardır, yeni bir
talepleri mi olmuştur? Bütün bunlar
aslında bence bilinmeyen ve
kamuoyu tarafından da bilinmesi
gereken konulardır. Ama biz Ataköy
Sahili’nin bütünüyle yapılaşmadan
uzaklaştırılarak tamamen toplumsal
kullanıma açık, Ataköy planının da
bir parçası olduğunu da unutmadan
sağlıklı bir yeşil alan olarak düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Ataköy Sahilleri ile ilgili denetim diye
birşey yok. Bunu kabul etmemiz
lazım. Şimdi yabancı ortaklar otel
inşaatına başlamış. Baktım hiçbir
tabela falan yok. Ben buradan
geçerken bir çalışma görüyorum ama
ne olduğunu bilmiyorum?
Tapuyu devrettiklerini ancak arsaya
Normalde tabela konulması lazım,
ipotek koyduklarını söylemişti. O da
yasal olan bu. Ada, pafta, ruhsat tarşu anlama geliyor. Borçları devam
ihi olması lazım.
ediyor. Yani Sinpaş’ın ödemeleri
Bu açıklamalardan önce biz belediydaha bitmiş değil. Şimdi o kadar
büyük yatırımı yapan bir gayrimenkul eye bir yazı yazmıştık. Sahillere
ilişkin bir ruhsat müracaatının
yatırım ortaklığının 3 sene geçmesine
yapılıp, yapılmadığı ve ruhsat verilip
rağmen henüz oraya bir proje hazırverilmediğine dair. Belediyenin bize
lamamış ve bir inşaat uygulaması
verdiği resmi cevapta bu 11 dönümgirişiminde bulunmamış olması
lük hemen Tavukçu Deresi’nin yanındikkat çekicidir. O kadar yatırımı
daki yere dere ıslahı istinat duvarı
yapan bu kadar para veren bir kururuhsatı verildiğini, henüz inşaat ruhluş orayı 3 yıldır niye bir şey yapsatı verilmediğini ama bu
madan tutuyor. Burada bir soru
Baruthane’nin
sağında kalan o 2
parsel toplam 85
OTEL İNŞAATI
dönümlük TOKİ’nin kar paylaşım
usulü ile verdiği
yere de inşaat
ruhsatı verdiklerini bize yazılı
olarak belediye
bundan 2 ay önce
bildirdi. Şimdi son
bu gelişmelerden
sonra belediye ile
yaptığımız
görüşmelerde
bakanlığının buradaki ruhsatların
işareti var. Diğer tarafta 11 dönümiptalini istediğini ve o yönde de ilgili
lük satılan yer var. Baruthanenin
firmalara inşaatların durdurulması ve
olduğu bölüm zaten uzun süredir
ruhsatların iptal edildiğine dair yazı
müze yapılması yönünde yerel insiyyazdıklarını bize bildirdiler. Burada
atifin ve belediyenin bu yönde talepbir şey daha akla geliyor. Burası da
leri var. O yönde bakanın bir açıklaönemli, şimdi yeni kurulan Çevre ve
ması oldu ve müze yapılacağını ifade
Şehircilik Bakanlığı’nın yetkileri
etti. Bu sevindirici. Onun yanında
yine kendilerinin yaptığı parselasyon- arasında şöyle bir ifade var. Eğer
belediyeler ruhsat müracaatlarına 2
la elde ettiği 80-85 dönümlük yer
ay içinde cevap vermezlerse, bakanyine bir inşaat şirketine satış yapılalık ruhsat verecek. Son 648 sayılı
madığı için kar paylaşım usulü ile
kanun hükmündeki kararname ile
devir edildi. Şimdi dolayısıyla Ataköy
getirilen düzenleme de çevre ve
Sahili’nin büyük bir bölümünü
şehircilik bakanlığı tasarrufunda
pazarlamış oldu TOKİ zamanında. İlk
bulunan hemen her yerde plan
ifrazı yaptılar, daha sonra Galeriyapma, ruhsat verme, iskan verme
a’nın oradaki Sheraton otelinin
yetkisine sahip. Burada şu da akla
olduğu yeri de ayrıca 7 parçaya
geliyor; bu kıyı şeridindeki tüm ruhayırdılar. Orası da ifraz oldu ve
satları, iskanları bakanlık kendisi veroradaki ifraz da çok dikkat çekici bir
meyi isteyebilir. Çünkü bunların ciddi
durum var. Tüm parseller mevcut
bir imar harç gelirleri olacak.
binaların büyüklüğü oranında
Dolayısıyla bu sahil şeridindeki
ayrılmış. O da şu anlama geliyor,
belediyeleri bay pass ederek bir fiil
kullanıcılarına bir fiil satmak üzere
ruhsatı, iskanı da kendi kontrolünde
ifraz edildi. Yani tüm parseller mevkendisi vermek içinde tüm bu ruhsatcut binaların evresini kapsayacak
ları iptal ettirdiği de bence akla
şekilde 7 tane parsele ayırdılar.
gelebilir.
Orasını da belli ki kullanıcılarına satacaklar. Şimdi bütün bunların bu
35
ATAKÖYLÜLER “GÜZ ŞENLİĞİ”NDE BULUŞTU
Ataköylüler, Ataköy 3-4-11 Mahalle Muhtarı
Fehamet Berk’in organizasyonu ile düzenlenen Ataköy Güz Şenliği’nde bir araya geldi.
Ataköylülerin komşularıyla olan bağlarını
geliştirmek ve çeşitli gösteriler ile eğlenceli
bir gün
geçirmelerini
sağlamak
amacıyla düzenlenen şenliğe
Bakırköy Kaymakamı Yakup
Vatan ve
Bakırköy Belediye Başkan Yardımcıları Yervant
Özuzun, Güngör Gün ve mahalle sakinleri katıldı.
Katılımın beklenenden düşük olduğu şenliğin
açılış konuşmasını yapan Ataköy 3-4-11 Mahalle
Muhtarı Fehamet Berk, şenliğin gelecek yıllarda
da devam edeceğini ve bu sayede birbirini yeterince tanımayan mahalle sakinlerinin bu eksikliğini gidermiş olacaklarını söyledi. Düzenlenen çeşitli
gösteriler ile mahalle sakinlerini eğlenceli
bir gün geçirmelerini hedeflediklerini
belirten Fehamet Berk, şenliğe katılan
mahalle sakinlerine teşekkür ederken,
katılımın düşük olmasının ise kendisini
üzdüğünü dile getirdi.
Fehamet Berk’in açılış konuşmasının ardından Prof. Dr.
Mehmet Emin
Özel’in 2012
yılında
“Gökyüzünde
Neler Olmayacak” isimli bir
sunumu gerçekleştirildi. Çeşitli derneklerin de katıldığı etkinlikte
daha sonra ise, Bakırköy Belediyesi Veteriner
İşleri Müdürlüğü ekiplerinin köpeklerle ilgili gösterileri sunuldu. İzleyenlerin oldukça keyif aldığı
gösteri sonrasında ise kimsesiz hayvanları
sahiplendirme etkinliği de düzenlendi.
Şenlikte, Yunus Emre Kültür Merkezi Trio Grubu’nun müzik ve Bakırköy Halk Oyunları Derneği’nin
halk oyunları gösterileri de sunuldu.
(Yavuz ARPACIK)
Türkiye’nin modern ve çağdaş kadın sanatçıları bir arada
“ H AYA L V E H A K İ K A T ”
İstanbul Modern, 16 Eylül 2011–22 Ocak 2012
tarihleri arasında düzenlenen Hayal ve HakikatTürkiye’den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar
sergisi ile Türkiye'nin toplumsal ve kültürel
dönüşümünü kadın sanatçıların üretimleri
üzerinden gündeme getirmeyi amaçlıyor. Modern ve çağdaş sanatta kadın sanatçıların öncü ve
eleştirel pozisyonlarını merkez alan sergi,
Türkiye’nin sosyokültürel tarihine yeni ve alternatif bir bakış sunuyor.
Küratörler Fatmagül Berktay, Levent Çalıkoğlu,
Zeynep İnankur ve Burcu Pelvanoğlu’nun oluşturduğu seçki, kadın sanatçıların 1900’lü yılların başından bugüne uzanan üretim sürecini
kapsayarak, resimden videoya çeşitli sanat disi-
plinlerine yer veriyor. Sergi, hayat hikayeleri ve
üretimleri hakkında fazla bir bilgiye sahip
olmadığımız ve artık adları unutulmaya yüz tutmuş öncü kadın sanatçıları, yeniden keşfedilen
modernleri ve neredeyse son kırk yıldır çağdaş
sanat ortamını düşünsel tavır ve pratik eylemleriyle yönlendiren 74 sanatçıyı birbirine bağlıyor. Kadın sanatçıların yüz yılı aşkındır süren
üretimlerini merkez alan sergi, sanatçıların
sanat tarihindeki öncü konumlarını anımsatırken, Türkiye’nin sosyokültürel dinamikleriyle
olan hesaplaşmalarını ve özellikle çağdaş sanattaki eleştirel pozisyonlarını görünür kılmayı
hedefliyor. Sergi, adını ilk Türk kadın romancı
Fatma Aliye’nin Ahmet Mithat ile birlikte kaleme
aldığı 1891 tarihli Hayal ve Hakikat romanından
alıyor. Bir aşk romanı olarak dönemin pek çok
simgesel özelliğini bünyesinde barındıran iki
bölümlü kitabın hayal olarak adlandırılan kısmını Fatma Aliye, hakikate vurgu yapan kısmını
Ahmet Mithat yazar. Romanın kapağında Fatma
Aliye sadece cinsiyetini belirten “Bir Kadın”
mahlasıyla yer alır. Buna karşılık hakikatin
sahibi ise erkektir.
Sanatçıların hayal ve hakikat ile kurdukları
ilişkinin ve hayallerini hakikate nasıl
dönüştürdüklerinin izini süren sergi, bugünkü
çağdaş dünyada görülen ve görülmeyen gerçeklik katmanlarına işaret ediyor.
37
TL U
U
M
R
LE
N
GÜ
Begüm GÜLTEKİN
&
Gökçer DOĞAN
Evlendiler
Düğüne Gültekin ve Doğan
ailelerinin akraba ve dostları ile
Begüm ve Gökçer’in yakın
arkadaşları katıldı.
Gamze FINDIK
&
Coşku KURTULUŞ
Evlendiler
Düğüne Fındık ve Kurtuluş
ailelerinin akraba ve dostları ile
Gamze ve Coşku’nun yakın
arkadaşları katıldı.
39
MUTLU GÜNLER
MEHRİBAN KÜÇÜK & NEDİM ALTUNCU
EVLENDİLER
YUNUS EMRE & BURCU ATALAY
EVLENDİLER
Nikahlarını Bahçelievler Belediyi Başkanı Osman DEVELİOĞLU’nun kıydığı
Düğüne Küçük ve Altuncu ailelerinin akraba ve dostları ile Mehriban ve Nedim’in
yakın arkadaşları katıldı.
Şahin ve Şengül Emre çiftinin oğulları Yunus ile Ahmet ve Gül Atalay çiftinin kızları Burcu evlendiler.
Bir dönem CHP Gençlik Kolları Başkanlığı yapan Yunus Emre ile Burcu Atalay çiftinin nikahını Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen kıyarken, gelin ve damadın nikah şahitliklerini ise CHP eski Genel
Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve Emekli Büyükelçi Prof. Dr. Tevfik Yalım Eralp yaptı.
Yunus Emre Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve oldukça kalabalık bir davetli grubunun katıldığı nikah töreninde
genç çifti sevenleri ve arkadaşları da yalnız bırakmadı.
Volkswagen Yetkili Satıcısı Tamaş, düzenlediği
etkinlikle yeni aracı Amarok’u müşterilerine tanıttı.
Tamaş’ın Osmaniye’de bulunan binasında düzenlenen etkinlik ile Volkswagen’in yeni arazi aracı Amarok hakkında bilgi alan müşteriler aynı zamanda
gün boyunca test sürüşü yaparak, Amarok ile yolculuk yapmanın zevkine vardılar.
Volkswagen Yetkili Satıcısı
Tamaş’ın Genel Müdürü
Mehmet Ali Çam, düzenledikleri etkinlik ile müşterilerine tanıttıkları Amarok’un
dünyada satışına 1,5 yıl
önce başlandığını fakat
Türkiye’ye yeni geldiğini
belirtti.
Amarokların kısa sürede
beğeni kazanacağını ve
pazar lideri olacağına
inandığını da belirten Çam,
“Alman otomotiv endüstrisinin dünyadaki yeri
biliniyor. Amarok’un da çok beğeni toplayacağını ve
kısa sürede pazar lideri olacağına inanıyorum. Şu
anda bize 50 tane Amarok geldi ve bunların büyük çoğunluğu önceden sipariş verilerek alındı. Şu
andaki ilgiden gayet memnunuz. Aracı tanımak için aslında bu küçük tur bile yeterli oluyor. Her ne
kadar etkinlik bugün olsa da
test aracımız sürekli mevcut.
İsteyen müşterilerimize sürekli
test ettirebiliriz. Gerçekten bu
amaç için kullanma ihtiyacı
olan müşterilerin veya bir arazi
aracına binme, onun zevkini
yaşama düşüncesinde olanlara
önereceğim çok iyi bir araç.
Hem fiyatları çok uygun hem
de arazi aracı zevkini en yüksek oranda tattıracak bir araç”
dedi.
TAMAŞ, YENİ ARAZİ ARACI AMAROK’U TANITTI
41
BİL Gİ EVİ ÖĞ RENCİL ERİN DEN
DEV RESİM ÇALIŞMASI
KOMŞU İLÇELER:
KÜÇÜKÇEKMECE
Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı
Bilgi Evleri’nde öğrenim gören 140
öğrenci, 50 metre uzunluğunda
tuvale dev bir resim yaparak
Türkiye’de bir ilke imza attı.
Küçükçekmece Bilgi Evleri’nde resim
sanatının çeşitli teknikleriyle tanışan
çocuklar, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Fatih Bilgi Evi önünde bir
araya gelen 140 öğrenci, Küçükçek-
mece Gölü’nün dev panoramik
resmini yaptı. Türkiye’nin ünlü
ressamlarından Ahmet Güneştekin de
öğrencilere destek olarak etkinliği
yakından takip etti.
Bilgi evi öğrencileri yaz sanat okulunda gördükleri temel sanat bilgilerinin
yanı sıra nokta çizgi, fotoğraftan
resme, atık malzemelerden heykel,
cd, cam üzerinde monotipi baskı ve
puzzle gibi farklı teknikler de öğretildi. Fatih, Cennet, Sefaköy, Halkalı,
İnönü ve Taştepe Bilgi Evleri’nden
eğitimlere katılan 140 öğrenci, göl
kenarında bulunan Fatih Bilgi Evi
önünde toplandı. Göl kenarında açık
havada gerçekleşen etkinlikte çocuklar gölü panoramik olarak 90cm.x50
metre uzunluğundaki yüzeye akrilik
boya ile resmettiler.
SAĞLIKLI KALPLER İÇİN
YÜRÜDÜLER
Küçükçekmece'de ‘’Dünya Kalp
Günü’’ etkinlikleri kapsamında 3.
Geleneksel ‘’Yüreğinize Sağlık’’
yürüyüşü gerçekleştirildi.
Küçükçekmece Belediyesi ve
Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve
Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından organize
edilen yürüyüşe, AK Parti Kayseri
Milletvekili Prof. Dr. Pelin Gündeş
Bakır, İl Özel İdaresi Genel
Sekreteri Sabri Kaya, İl Sağlık
Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu,
Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Esen,
Küçükçekmece Belediye Başkanı
Aziz Yeniay, başkan yardımcıları,
Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve
Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr.
Ali İhsan Bakır ve çok sayıda
Küçükçekmeceli katıldı.
Yüzlerce kişinin kalp sağlığına
dikkat çekmek için katıldığı
yürüyüş, Halkalı Meydanı'ndan
başlayarak, Mehmet Akif Ersoy
Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde
sona erdi. Yürüyüşe katılan
yüzlerce vatandaşa şemsiye ve
kalp sağlığını temsilen elma
dağıtıldı. Günün anlam ve önemini
belirten bir konuşma yapan
Küçükçekmece Belediye Başkanı
Aziz Yeniay ‘’Sıhhat varsa, hayat
vardır. Öncelikle herkese sağlıklı
yarınlar diliyorum. Küçükçekmece
İlçesi'nde sağlık altyapısı gün
geçtikçe güçleniyor. Mehmet Akif
Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yanı sıra, Kanuni Sultan
Süleyman Eğitim ve Araştırma
Hastanesi'yle de sağlık altyapımız
daha da güçlendi. Yarınlarda
Küçükçekmece, tam anlamıyla bir
sağlık merkezi haline gelecek.’’
diye konuştu.
Resim yaparken heyecanlı oldukları
gözlenen çocuklar, “Resim yapmayı
çok seviyoruz. Öğretmenlerimizin
verdiği eğitimlerle de kendimizi daha
çok değiştirdik. Ama ilk defa gerçek
bir manzarayı çizerek, gerçek
ressamlar olabileceğimizi hissettik.
Ayrıca ilk kez tek bir resmi bu kadar
çok kişiyle birlikte yaptık” dediler.
43
KOMŞU İLÇELER
BAHÇELİEVLER
ÜCRETSİZ INTERNET BİLGİ EVLERİ’NDE
Bahçelievler Belediyesi tarafından yaptırılan Bilgi
Evleri ve Kütüphaneler öğrencilerin yoğun ilgisiyle
karşılanıyor.
Bahçelievler Belediye Başkanlığı; Kocasinan, Fevzi
Çakmak, Yenibosna ve Soğanlı’da hizmete sunduğu Bilgi Evlerinde gençlere ücretsiz internet kullanımı sağlıyor.
İlk olarak Soğanlı ve Kocasinan’da kurulan Bilgi
Evi ve Kütüphanelerden ücretsiz olarak yararlanan
öğrenciler burada internet erişimin yanı sıra kendilerine yönelik ansiklopedik kitaplardan faydalanabildikleri gibi, Türk ve Dünya klasiklerini de
okuma fırsatı bulabiliyor.
Bahçelievler İlçesi’ndeki öğrencilerin okul sonrası
zamanlarını geçirebilecekleri ve hobilerini
geliştirebilecekleri Bilgi Evleri inşa ettiklerini
belirten Başkan Osman Develioğlu; Kitap, internet, kulüp çalışmaları, bilgisayar laboratuarının
kullanıldığını da belirterek “Gençlerimiz Bilgi Evleri
ile geleceğe daha güçlü olarak hazırlanabilecekler
ve Bilgi Evleri’ne üye olan gençlerimiz okuma
GAZİLERE MEKTUPLU VEFA
Bahçelievler Belediye Başkanı
Osman Develioğlu, 19 Eylül
Gaziler Günü nedeniyle
Bahçelievler’de yaşayan 133
gaziye birer mektup gönderdi.
Gül demeti ve çikolata ile birlikte gazilerimize sunulan
duygu dolu mektupta; İstiklal
Savaşı, Kore ve Kıbrıs
Savaşları’nın Türk Milleti’nin
kararlılığına ve varoluş
mücadelesine örnek olduğuna
vurgu yapan Başkan Develioğlu; “Vatanımızın bölünmez
bütünlüğünü korumak için
şehitlerimiz ile birlikte canları
pahasına mücadele eden gazilerimizi bir mektup ve bir
demet gül ile ziyaret ettik”
dedi.
Bahçelievler Belediye Başkanı
Osman Develioğlu tarafından
gazilere gönderilen mektupta
şu ifadelere yer verildi.
Saygıdeğer Gazimiz;
Devletimizin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk’e Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nce 19 Eylül
1921 tarihinde “Gazilik”
unvanı verilmiştir. Bu nedenle
19 Eylül tarihini, ülkemizde gazilerimize duyulan minnet ve şükran
duygularının ifadesi
olarak “Gaziler Günü”
olarak kutlamaktayız.
Ülkemizin bağımsızlığını, Türk vatanının
bölünmez bütünlüğünü,
milli birlik ve beraberliğimizin korunması
uğruna üstün fedakarlıklar göstererek, canı
pahasına, ölüme göğsünü
siper etmiş ve bunun nişanını
gururla taşıyan gazilerimizin
kahramanlıkları
hafızalarımızdan silinmeyecek ve hiçbir
zaman unutulmayacaktır. Türk Milleti hiçbir
koşulda bağımsızlık ve
cumhuriyetinden taviz
vermeyeceğini, devletimizin, milletimizin
ilelebet var olacağını,
şehit ve gazilerimizin
verdikleri mücadelelerle
tüm dünyaya kabul ettirmiştir. Şehitlerimizin en yakın
şahidi Malul Gazilerimizdir,
Muharip Gazilerimizdir. İstiklal
Savaşı, Kore, Kıbrıs
Savaşları’nda, başta Gazi
Mustafa Kemal Atatürk ve
silah arkadaşlarını ve hayatını
kaybetmiş gazilerimizi rahmetle anıyorum.
Siz Sevgili Gazimize sağlıklı
nice yıllar diliyor, bu duygu ve
düşüncelerle onurlu gününüzü
kutluyorum.
alışkanlıklarını da pekiştireceklerdir” dedi. Bilgi Evi
ve Kütüphanelerinin sayısının önümüzdeki süreçte
artacağını da ifade eden Bahçelievler Belediye
Başkanı Osman Develioğlu “Çocuklarımıza yapılan
yatırım, Ülkemizin geleceğine yapılan yatırımdır.
Bilginin var olması ve çoğalması, gençlerimizin
geleceğinin daha güçlü olması için, ilçemizde,
eğitime desteğimiz sürecektir. Gençlerimizi Bilgi
Evlerimize bekliyoruz” dedi.
Haydi, bir el de siz uzatın
AİLE DESTEK EVİ, SEVGİNİZİ BEKLİYOR
Kullanılabilir ve kullanılmamış ev eşyası ve giysileri
bağışçılardan toplayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak
için oluşturulan Bahçelievler Belediyesi Aile Destek Evi
çalışmalarını sürdürüyor.
Özellikle evlerde yıllardır saklı tutulan kullanılır durumdaki giysi ve ev eşyalarını, adreslerden teslim alan Aile
Destek Evi bunları, ihtiyaç sahibi ailelerin evlerine teslim ediyor.
Kullanılabilir nitelikteki giysileri, yıkama, ütüleme gibi
bir dizi işlemden sonra birim bünyesinde oluşturulan
mağaza tarzındaki bay-bayan ve çocuk reyonlarından
ihtiyaç sahiplerine kazandıran Aile Destek Evi hayırseverlerin sevgi ve desteğini bekliyor.
“Sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın gönüllülerle birlikte hızla güçlenerek, Bahçelievler’de geliştiğini”
belirten Belediye Başkanı Osman Develioğlu “Her
bireyin yaşama hakkına saygının ötesinde, muhtaç ise
destek olmak insan olmanın gereğidir. Bahçelievler’de
var olan ve gücü olan işadamlarımıza, üretime katkı
sağlayan esnafımıza, Aile Destek Evimize ve muhtaçlara kendi güçlerince katkı sağlamalarını bekliyoruz”
dedi.
Evlerinde, işyerlerinde kullanılabilir veya yeni giysi ve
eşyaları bulunan ve muhtaçlara vermek isteyenler,
Yenibosna Fatih Caddesi üzerindeki Fevzi Çakmak
Sağlık Ocağı’nın üst katında hizmete başlayan Aile
Destek Evi’ni 0212 6393261 - 0212 4513912 no’lu
telefonlardan arayabilirler.
BAHÇELİEVLER’DE İSİMLERİYLE YAŞAYAN ÜNLÜLER
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu,
göreve geldikten sonra bir çok yaşayan ve merhum
olmuş ünlü spor adamının isimlerini yeni açılan tesislere
vererek ölümsüzleştirdi.
Osman Develioğlu, 6 yılda çok büyük sportif tesisler
kazandırdıklarını ifade ederek, 6 yılda 16 spor salonu, 4
dev spor kompleksi, 51 adet açık spor bahçesi yaptıklarını belirtti.
Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu,
yapılan bu yatırımlara, Türk Sporu’na emeği geçenlerin
isimlerini verdiklerini de kaydederek, ‘’Yaşayan ve merhum olmuş ünlü spor adamlarının isimlerini yeni açılan
tesislere vererek onları bir nevi ölümsüzleştiriyoruz.’’
dedi.
Bahçelievler’de son 6 yılda yapılan 16 spor salonu ve
çeşitli parklara isimleri verilen ünlü spor adamları ise
şunlar; Parklara isimleri verilen spor yazarları: Nezih
Alkış, Togay Bayatlı, Attila Gökçe, Cem Atabeyoğlu,
Necmi Tanyolaç, Kahraman Bapcum, Orhan Ayhan, Turgay Şeren, Sami Özey, Doğan Koloğlu, İslam Çupi,
Kenan Onuk, Kazım Kanat, Namık Sevik. Spor Salonlarına isimleri verilen spor adamları: Rıdvan Dilmen (Fenerbahçe), Şenol Güneş (Trabzon), Ziya Doğan (Beşiktaş),
Hakan Şükür (Galatasaray), İbrahim Kutluay (Basketbol),
Harun Erdenay (Basketbol), Hasan Doğan (TFFB eski
Başkanı merhum), Muhsin Yazıcıoğlu (Merhum)
BU KAPI YASAL MI ?
“C ” KA PIS I
PA S TA N E D E N
AÇI LAN KAPI
Bakırköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü İ l y a s Ç ı n a r ’a
soruyoruz: “Capacity AVM’nin tasdikli planlarında bulunan ”C”
kapısı yanındaki pastanenin dışarıya açtığı kapı, tasdikli planplanlarda yasal değişiklikler yapıldıktan sonra mı açılmıştır?”
Elektronik Atıkları Toplayarak
ENGELLERİ ORTADAN KALDIRDILAR
(Yazısı 9. Sayfada)
TÜDER BAŞKANLIĞI’NA KENAN KIR ŞEÇİLDİ. ENGİN BAŞARAN DA ONURSAL BAŞKANLIĞA GETİRİLDİ
Tüketiciler Derneği 7. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan oylama
sonucunda başkanlığa Ali Kenan Kır seçildi.
Divan Kurulu Başkanlığı’nı Özcan Atamer, yardımcılıklarını da
Hasan Köker ve Cihan Türk’ün yaptığı genel
kurul, Atatürk ve silah arkadaşlar anısına
yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile
başladı. Daha sonra ise yönetim kurulu
faaliyet raporu, bütçe ve tahmini bütçe ile
tüzük değişikliği okunarak oybirliği ile kabul
edildi.
Tüzük değişikliğinin onaylanmasının ardından ise TÜDER’in Onursal Başkanlığı’na
Engin Başaran’ın getirilmesine dair önerge
divan başkanlığına sunuldu. Yapılan oylama
sonucunda oybirliği ile kabul edildi.
Onursal Başkanlığa getirilen Engin Başaran yaptığı konuşmada,
TÜDER’in kısa zamanda çok yol aldığını ve Türkiye’de adından
söz ettiren bir dernek haline geldiğini söyledi. Başaran, yeni
seçilen başkan ve yönetim kurulunun her
zaman yanında olacağını da belirtti.
Başaran’ın konuşmasının ardından yönetim
kurulu, denetim kurulu
ve disiplin kurulu asil ve
yedek üyelerinin
seçimine geçildi. Divan
Başkanlığı’na Ali Kenan
Kır tarafından tek liste
sunuldu. Yapılan kapalı
oylama sonucunda
oybirliği ile başkanlığa
Ali Kenan Kır seçildi.
Ali Kenan Kır, başkanlığa seçilmesinin ardından, TÜDER’i Onursal Başkan Engin Başaran
ve ekibinin bıraktığı yerden daha yukarıya
taşımak için var güçleri ile çalışacaklarını
söyledi.
Ali Kenan Kır’ın başkanlığa
seçildiği Tüketiciler Derneği’nin
(TÜDER) yeni yönetim, denetim
ve disiplin kurulu listesinde şu
isimler yer aldı:
Yönetim Kurulu Üyeleri: Bahar
Sunman, Ayşe Cengiz, Sevda
Özgöker, Av. Özcan Barlak,
Mevlüt Öztopaloğlu, Arzunur
Alpagut, Av. Cihan Türk, Rüchan
Derici, Yurdanur Kırıcı, Mine
Yıldırım.
Denetim Kurulu Üyeleri: Levent
Küçük, Kazım Güngör, Zeki Eroğlu.
Disiplin Kurulu Üyeleri: Av. Tahsin
Erdinç, Dr. Aygün Özel, İlhan Esin.
(Yavuz ARPACIK)

Benzer belgeler

biliyor musunuz? - Ataköy Gazetesi

biliyor musunuz? - Ataköy Gazetesi aya düşürüleceğini de öğrenmiş olduk. Bu arada Ataköy Sahilleri’nde durdurulan inşaatların devam etmeyeceğini, bu alanların yeşil alan olarak kalacağını kimse düşünmesin. Bu sahillerde yapılaşma de...

Detaylı

CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ

CHP 3. bölge Milletvekili adayı Oktay EKŞİ City’s AVM’de gerçekleştirildi.

Detaylı