Proje final raporu için tıklayınız

Transkript

Proje final raporu için tıklayınız
“Türkiye’de Tavuk Vebası (Kuş Gribi) Virüsünün Taşınması ve
Yayılmasında Yabani Kuşların Rolünün Araştırılması (pilot çalışma)”
Raporu
Hazırlayanlar
Özgür Keşaplı Didrickson
Özge Keşaplı Can
Can Bilgin
Fethiye Çöven
Hüseyin Atik
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) adına uluslararası koordinatörlüğünü Wetlands
International ve CIRAD kurumlarının yaptığı bu projenin ulusal koordinatörlüğü Kuş
Araştırmaları Derneği (KAD) tarafından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel
Müdürlüğü (TKB/KKGM), FAO Türkiye Temsilciliği, Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Ornitolojik Araştırmalar Merkezi (OMÜ/OAM) ve Doğa Derneği (DD) ortaklığıyla
gerçekleştirilmiştir.
ÖZET
Bu pilot projenin ana hedefi Türkiye’de yabani kuşlarda tavuk vebası virüsünün varlığını araştırmak
için yabani kuşlardan kloakal ve oropharyngeal sürüntü örnekleri alınmasıdır. Bu proje yabani
kuşlarda tavuk vebası taraması ile ilgili olarak Türkiye’de gerçekleştirilen ilk çalışmadır. Dünya Gıda
ve Tarım Örgütü (FAO) adına uluslararası koordinatörlüğünü Wetlands International (WI) ve CIRAD
kurumlarının yaptığı bu projenin ulusal koordinatörlüğü Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) tarafından
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü (TKB/KKGM), FAO Türkiye
Temsilciliği, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezi (OMÜ/OAM) ve Doğa
Derneği (DD) ortaklığıyla gerçekleştirilmiştir.
Eğitim çalıştayı ve örnek alma çalışmalarını kapsayan proje faaliyetleri Ekim 2006 ve Ocak 2007
tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmaları, Yumurtalık lagünleri (Adana), Kızılırmak
Deltası (Samsun) ve Nallıhan Kuşcenneti (Ankara) olmak üzere 3 alanda gerçekleştirilmiştir.
Yumurtalık Lagünleri ve Kızılırmak Deltası’nda kıyıkuşları, Nallıhan’da ise Angıt hedef tür olarak
seçilmiştir. Çalışma sonunda, Yumurtalık Lagünleri’nde 8 türden 148 kuş, Kızılırmak Deltası’nda 18
türden 173 kuş ve Nallıhan’da da 8 Yeşilbaş olmak üzere toplam 22 türe ait 329 kuştan örnek
alınmıştır. Alınan örneklerde H5N1 virüsü tespit edilmemiş, sadece düşük patojeniteli avian influenza
virüsleri tespit edilmiştir.
Bu pilot proje, elde edilen oldukça önemli sonuçlarıyla öncü bir çalışma olmuştur. Öncelikle, Türk
ornitologlar su kuşlarını yakalama ve halkalamada deneyimlerini arttırmışlar; örnek alma ve örneklerin
saklanması konularında da çok önemli deneyimler kazanmışlardır. Bu proje ayrıca, ornitologlar ile
veteriner hekimlerin olası bir vakada nasıl bir işbirliği içinde çalışabileceklerinin de provası olmuştur.
GİRİŞ
“Türkiye’de tavuk vebası (kuş gribi) virüsünün taşınması ve yayılmasında yabani kuşların rolünün
araştırılması” başlıklı bu pilot proje, FAO adına Wetlands International ve CIRAD tarafından
başlatılan programın bir parçasıdır. Bu program, yüksek patojenitede tavuk vebası virüsünün (HPAI
H5N1) sağlıklı yabani kuşlarda görülme sıklığı ile ilgili daha detaylı bilgi elde etmek amacıyla
yürütülmektedir. Rapor edilen 100’den fazla vaka ile 2005-2006 yıllarında Türkiye, tavuk vebasının
görüldüğü ana bölgelerden birisi olmuştur. 12 insan vakasından 4’ü ölümle sonuçlanmıştır. Türkiye,
bilindiği üzere kıtalar arasında bir köprü konumundadır ve çok önemli kuş göç yolları üzerinde yer
almaktadır. Bu nedenle Türkiye, stratejik örnekleme alanlarından biri olarak seçilmiştir.
Bu pilot proje, Türkiye’de yabani kuşlardan örnek alınarak gerçekleştirilen ilk tavuk vebası
taraması/araştırmasıdır. Proje, Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) tarafından koordine edilmiştir. Proje
ortakları Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı), Ondokuz Mayıs
Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar Merkezi, FAO Türkiye Temsilciliği ve Doğa Derneği’dir.
Avrupa’da tavuk vebası virüsünü taşıma açısından yüksek risk grubunda yer alan türleri belirlemek
için bazı çalışmalar yapılmıştır. Örneğin, AB için hazırlanan taslak listede bu risk grubundan 15 kuş
türü tanımlanmıştır (Memo/05/304, 7 Eylül 2005). Wetlands International ve EURING’in daha
ayrıntılı bir yönteme dayanarak birçok araştırmacının katkısıyla Avrupa Komisyonu için hazırladığı
listede (Delany et al. 2006), büyük çoğunluğu ilk listedekilerle çakışan 17 kuş türü tanımlanmıştır.
Ancak bu proje kapsamında seçilen hedef türler bu listelerle birebir uyumlu değildir.
Projede hedef tür grubu olarak kıyıkuşları seçilmiştir Çalışma dönemi de Türkiye kıyılarındaki
sulakalanlarda kıyıkuşlarının geçit yaparken ya da kışlarken yüksek sayılarda görülebileceği bir
döneme denk gelmektedir (Tür seçiminin gerekçesi için bkz. Ek II). Çalışma alanları ise temelde
geçmiş yıllarda yapılan gözlemlere dayanarak çalışma dönemindeki kuş yoğunluğu değerlendirilerek
ve ayrıca lojistik koşullar ve mevcut kaynaklar gözönüne alınarak belirlenmiştir.
WI/CIRAD tarafından her tür için minimum 125 bireyden örnek alınması önerilmiştir.
EĞİTİM ÇALIŞTAYI
Projenin ilk etkinliği olarak 14 Ekim 2006’da, Kızılırmak Deltası’ndaki Cernek kuş halkalama
istasyonunda bir eğitim çalıştayı düzenlenmiştir. Arazi çalışmalarında görev alacak tüm halkacılar ve
yardımcıların büyük çoğunluğu ile Adana ve Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerinden
veteriner hekimler çalıştaya katılmışlardır. Çalıştayda, Ekim ayında Ukrayna’da düzenlenen çalıştaya
da katılan proje danışmanı Doç.Dr. Can Bilgin tarafından genel olarak kuş göçü ve tavuk vebası,
yabani kuşların tavuk vebasının taşınması ve yayılmasındaki rolü, örnek alma teknikleri, alınan
örneklerin muhafaza koşulları, örneklerin soğuk zincir bozulmadan taşınması gibi konularda sunuşlar
yapılmış ve çalışmalarda dikkat edilmesi gereken noktalar değerlendirilmiştir. Çalıştay, veteriner
hekimlerle ornitologlar arasındaki iletişimin güçlendirilmesi açısından da yararlı olmuştur.
ÇALIŞMA ALANLARI
Proje kapsamında Yumurtalık Lagünleri, Kızılırmak Deltası ve Nallıhan Kuşcenneti olmak üzere 3
alanda yabani kuşlardan örnek alınmıştır.
Şekil 1. Çalışma alanları
YUMURTALIK LAGÜNLERİ
Yumurtalık Lagünleri (36° 44′N 35° 41′E), Doğu Akdeniz kıyısında, Adana ili sınırları içerisinde,
Ceyhan nehrinin ağzı ile Yumurtalık Körfezi arasında kalan ve Çukurova Deltası’nda yer alan çok
büyük bir sulakalan sistemidir. Lagünler, tuzcul bataklıklar, tatlısu bataklıkları, sazlıklar, ıslak
çayırlar, kumullar ve bir çam ormanından (Halep çamı Pinus halepensis) oluşmaktadır. Yumurtalık
Lagünleri 1994 yılında Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir. 16.430 ha büyüklüğündeki alan aynı
zamanda Önemli Kuş Alanıdır.
Şekil 2. Yumurtalık Lagünleri (Yarar, M. & Magnin, G.1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları,
DHKD)
Yumurtalık Lagünleri’ndeki çalışma 12-16 Kasım 2006 tarihleri arasında KAD tarafından
gerçekleştirilmiştir. Alanda 2 yıldır, KAD tarafından, Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planı projesi
yürütülmektedir ve Kaldırım köyünde bir yerel ofis kurulmuştur. Bu projenin personeli de özellikle
yerel halkla ilişkilerin sağlanması ve lojistik açıdan çalışmaya destek olmuştur. Ayrıca, yönetim planı
projesi kapsamında, 2005 yılında, Yumurtalık Lagünleri’nde tüm mevsimleri kapsayan bir avifauna
araştırması da yapılmıştır. Tavuk vebası örnekleme çalışması, bu araştırma kapsamında yapılan
gözlemlerin de yardımıyla planlanmıştır.
Dr. Chris Hewson (BTO, İngiltere) proje danışmanı olarak Yumurtalık Lagünleri ve Kızılırmak
Deltası’ndaki çalışmalara toplam 10 gün süreyle katılarak destek olmuştur. Dr. Hewson’un alana
gelmesinin ardından ekip öncelikle Halep Çamlığı’nı ziyaret etmiştir. Halep Çamlığı, Kaldırım ofisine
çok yakın ve kamp için oldukça elverişli olmasına rağmen kuş sayısının çok az olması nedeniyle
örnekleme alanı olarak seçilmemiştir.
Alanda farklı birkaç noktada yapılan keşfin ardından daha uzak bir noktada, kuş sayısının yüksek
olduğu Yelkoma Dalyanı’nın kıyısında çalışılmaya karar verilmiştir. Alan, kıyı şeridi çalılar ve
sazlıklarla kaplı, kumulların baskın olduğu oldukça açık bir habitattır. Ayrıca, kıyıdan birkaç yüz
metre uzakta bulunan adaların kıyıkuşları için güvenli geceleme alanları olduğu gözlenmiştir.
KIZILIRMAK DELTASI
İkinci arazi çalışması, 18 Kasım - 3 Aralık 2006 tarihleri arasında OMÜ/OAM tarafından Kızılırmak
Deltası’nda gerçekleştirilmiştir. Kızılırmak Deltası (41°36´N 36°05´E), Samsun ili sınırları içerisinde,
56.000 ha alanıyla Karadeniz kıyısında doğal özelliklerini kısmen koruyabilmiş en büyük sulakalandır.
Deniz, ırmak, göl, sazlık, bataklık, çayır, mera, orman, kumul ve tarım alanları gibi farklı ekolojik
karakterlerdeki habitatların birarada bulunması, besin maddelerince zenginlik ve uygun iklim
koşulları deltanın eşine az rastlanır öçlüde biyolojik çeşitliliğe sahip olmasını sağlamaktadır. Alan
ÖKA, Ramsar ve Yabanhayatı Koruma Sahasıdır. Ayrıca, deltanın doğusunun büyük bölümü Doğal
SİT alanıdır.
Şekil 3. Kızılırmak Deltası (Yarar, M. & Magnin, G.1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları, DHKD)
Alanın büyüklüğü ve habitat çeşitliliği nedeniyle Kızılırmak ekibi kıyıkuşlarının yakalanabileceği en
uygun noktaları berlirlemek için ön geziler düzenleyerek gözlem yapmıştır. Kıyıkuşları çevresel
hareketlere oldukça duyarlıdır; rahatsız oldukları durumlarda konaklama ve beslenme alanlarını
değiştirirler. Çalışma gereği, her saat düzenli olarak yapılan kontrollerde ve ağların açılıp kapanması
sırasında verilen rahatsızlık kıyıkuşlarının yer değiştirmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle,
projenin başarılı olabilmesi ve hedeflenen sayıda örnek alınabilmesi için çalışma, Doğanca Beldesi
sınırları içerisindeki Sarıkamış mevkii ve Sarıköy sınırları içerisindeki Düden mevkii olmak üzere iki
farklı noktada gerçekleştirilmiştir.
NALLIHAN KUŞCENNETİ
Sarıyar Barajı’nda yer alan Nallıhan Kuşcenneti’ndeki çalışma ise 10-18 Ocak 2007 tarihleri arasında
gerçekleştirilmiştir. Sakarya nehri ile Kırmır ve Aladağ çaylarının beslediği Sarıyar Barajı
Türkiye’deki en eski barajlardan biridir. ÖKA, Sarıyar Barajını, baraj gölüne akan akarsuların
ağızlarındaki mevsimsel sulakalanları ve gölün kuzeyindeki sarp kayalıkları içine alır. Nallıhan
Kuşcenneti, 1994 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir.
Nallıhan Kuşcenneti, hem geçmiş yıllarda yüksek sayılarda Angıt gözlendiği için hem de 2005 yılında
tavuk vebası virüsü taşıyan bir yaban ördeğinin tespit edildiği yere çok yakın olduğu için çalışma alanı
olarak seçilmiştir. Ayrıca, Ankara’ya sadece 130 km. mesafede olması da önemli bir avantaj
sağlamıştır.
Şekil 4. Sarıyar Barajı (Yarar, M. & Magnin, G.1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları, DHKD)
ALAN KULLANIMI
Yumurtalık Lagünleri’nin çevresinde tarım alanları vardır ancak hayvanlar daha çok doğal alanlarda
otlatılmaktadır. Balıkçılık lagünlerdeki en önemli geçim kaynağıdır ve lagünlerin yakınında, arka
bahçe tavukçuluğu çok az yapılmaktadır.
Kızılırmak Deltası’nda çalışmanın gerçekleştirildiği Düden mevkiinde avcılık faailiyeti mevcuttur ve
bazı avcıların avladıkları ördeklerden de örnek alınmıştır. Her iki alanda da hayvancılık faaliyeti
mevcuttur. Çalışma yapılan dönem içerisinde Sarıkamış mevkiinde koyun sürüsü otlatılırken, Düden
mevkii Sarıköy içerisinde olduğundan ve yerleşim alanlarına çok yakın olduğundan köy halkının
büyük baş hayvanları alan içerisinde otlatılmaktadır. Ayrıca burada tarım alanları ve çalışma alanı
yanyana olup sadece bir su kanalı ile ayrılmaktadır. Bu faaliyetleri kapsamında halk sulak alanla
sürekli ilişkidedir. Geçen yıl alanda tavuk vebasına rastlanmasına rağmen bu yıl alanda olumsuz bir
vaka ile karşılaşılmamıştır. İnsanlarda tavuk vebası vakkası gözlenmemştir.
Nallıhan Kuşcennetinin çevresinde yoğun olarak tarım yapılmaktadır. Bu faaliyetin herhangi bir anda
alanda bulunan kuş sayısı üzerinde de etkili olduğu gözlenmiştir. Havuç ve ıspanak tarlalarındaki
tarım faaliyetleri kuşları çekmekte ya da kaçırmaktadır. Alana yapılan ilk ön gezi tarlalarda bırakılan
sebze artıkları nedeniyle Angıtların tarlaları beslenmek amacıyla kullandıkları bir dönemde
yapılmıştır.
KUŞ YAKALAMA YÖNTEMLERİ
Yumurtalık Lagünleri ve Kızılırmak Deltası’ndaki kıyıkuşu çalışmalarında temel yakalama yöntemi
olarak sis ağları kullanılmıştır. Kullanılan sis ağları 18 m. uzunluğunda, 2 raflı ve 22 mm. göz
açıklığına sahiptir. Alanlarda belirlenen çalışma noktalarında kuşların yoğunlukları ve davranışları
gözlendikten sonra Dr. Hewson’un rehberliğinde ağlar kurulmuştur. Sesle çağırma sistemi de (ototeyp
ve hoparlörler) ağlara yakın yerlere yerleştirilmiştir. Ağlar, güneş batınca açılmış ve sabah
kapatılmıştır. Ses sistemi de gece boyunca çalıştırılmıştır.
Yumurtalık Lagünleri’nde birkaç kuş yürü-gir kapanları ile de yakalanmıştır. Kapanlar Jno Didrickson
tarafından tasarlanmış ve yapılmıştır. Kızılırmak ekibine de çalışmadan önce bir kapan örneği
gönderilmiştir ve orada da bu kapanlardan üretilmiştir ancak yürü-gir kapanlarıyla hiçbir kuş
yakalanamamıştır. Bunun yerine Kızılırmak Deltası’nda bazı kuşlar atrapla yakalanmıştır. Atrap ile
geceleri, alan içerisinde yoğun ışık sağlayan el fenerleri vasıtasıyla, üzerlerine yoğun ışık
yönlendirilerek kuşların yakalanması sağlanmıştır.
Yumurtalık Lagünleri’nde ağlardan ya da kapanlardan çıkartılan kuşlar kuş torbaları içinde halkalama
çadırına taşınmışlardır. Kuş sayısı fazla olduğunda kuşların daha rahat beklemeleri için torbalardan
çıkartılıp özellikle bu amaç için yapılmış olan küçük bir bekleme çadırına koyulmuşlardır. Balık
ağından yapılan bu bekleme çadırı, gözenekli bir yapıda olup birkaç bölmeden oluşmaktadır ve içinde
bekleyen kuşların strese girmeden rahatça hareket edebilecekleri büyüklüktedir. Kuş sayısı, tür
tanımlama için güneş ışığına ihtiyaç duyulması, ekibin yorgunluğu ya da kuşların serbest bırakılması
ile ilgili durumlar göz önünde tutularak kuşlar, bu bekleme çadırında güvenli bir şekilde birkaç saat
bekletilmişler ve halkalama ile örnek alma işlemleri güneş doğarken ya da halkacıların değişim
zamanlarında yapılmıştır. Kızılırmak Deltası’nda ise kuşların halkalama çadırında bekletilmelerine
gerek duyulmamıştır. Farklı çalışma koşulları ve özellikle daha büyük bir ekibin sağladığı avantajla
kuşlar, kuş torbalarında tutulmuş ve hemen halkalanmışlar ve örneklenmişlerdir. Yakalanan tüm
kuşlara Ulusal Halkalama Programı kapsamında ulusal metal halkalar takılmıştır.
Yakalanan kuşlar, tür tanımlandıktan hemen sonra halkalanmıştır. Ekipler, kıyıkuşu halkalama
konusunda çok az deneyime sahip olduğu için tür tanımı ile yaş ve cinsiyet tayini Dr. Hewson’un
danışmanlığında ve rehber kitaplar yardımıyla yapılmıştır. Tür tanımlama ile yaş ve cinsiyet tayini için
“Collins Kuş Rehberi (Mullarney K., Svensson L., Zetterström D.and J.Grant P.)” ve “Kıyıkuşlarını
tanımlama ve yaşlarını belirleme rehberi (A.J. Prater, J.H. Marchant, J. Vuorinen)” kitaplarından
yararlanılmıştır. Halkalamadan sonra kanat, tarsus, gaga, toplam tüm kafa uzunluğu ve ağırlık gibi
ölçümler de alınmıştır.
Son olarak da tavuk vebası virüsünün varlığını araştırmak için kuşlardan örnek alınmıştır. Yumurtalık
Lagünleri’nde halkacı kuşu tutarken farklı bir kişi örnek almıştır. Biri Fransa’daki laboratuvara
gönderilmek üzere, diğeri de Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’nde test edilmek
üzere 2 set halinde kloakal ve oropharyngeal sürüntü örnekleri alınmıştır. Ekipler, örnekler arasında ve
alınan örneklerle diğer kuşlar arasında kontaminasyonu engellemek için belirlenen kurallara uygun bir
şekilde büyük bir dikkatle çalışmıştır. Örneklerin, virüs tespiti için birkaç ay sonra yapılacak olan
laboratuvar testlerine kadar bozulmamaları için saklama koşulları ile ilgili hususlara, özellikle soğuk
zincirin kırılmamasına büyük bir özen gösterilmiştir.
Ulaşımla ilgili sorunlar nedeniyle veteriner hekimlerin çalışma alanını hergün ziyaret etmeleri
mümkün olmadığı için Yumurtalık Lagünleri’nde alınan örnekler sıvı azot tankında saklanmıştır.
Kızılırmak Deltası’nda ise örnekler kısa süre için geçici olarak buzlukta saklanmış ve günlük olarak
veteriner hekimler tarafından teslim alınmıştır. Örnekler laboratuvara götürüldükten sonra sıvı azot
tankına koyulmuştur.
Yumurtalık ekibi çadırlarda kalmış ve halkalama için de ayrı bir çadır kullanmıştır. Kızılırmak ekibi
ise karavanda kalmış ve daha seyyar bir şekilde iki noktada çalışabilmiştir.
Nallıhan Kuşcenneti’nde gerçekleştirilecek çalışma için öncelikle fırlatma ağları kullanılması
planlanmıştır. Yurtdışından getirilmesinin çok pahalı olması ve patlayıcılar içerdiği için gümrükte
yaşanabilecek sorunlar da düşünülerek fırlatma ağı kullanılması hiçbir zaman düşünülmemiştir. Daha
sonra geçmişte küçük ölçekte benzer bir sistem geliştirmiş olan amatör bir teknisyenden talep
edilmiştir ancak yapılan denemelerde roketlerin ağları yırtması nedeniyle fırlatma ağlarının Türkiye’de
üretilmesi de başarılamamıştır.
Bu durum, projenin uluslararası koordinatörüne bildirilmiştir ve kendisi yine de eldeki imkanların
elverdiği yöntemler kullanılarak bir deneme yapılmasını önermiştir.
Proje koordinatörü ve Nallıhan ekibindeki halkacılar tarafından çalışma öncesinde alan 2 kez ziyaret
edilmiş ve kapan kurmak için uygun noktalar belirlenerek halkalamanın ve örneklemenin nasıl
yapılacağı planlanmıştır. 17 Aralık’ta düzenlenen birinci gezide sadece 400 civarında Angıt sayılmış,
6 Ocak’ta düzenlenen ikinci gezide kuş yoğunluğunun çok daha düşük olduğu gözlenmiştir. Ekip hem
kuş sayısının daha yüksek olduğu hem de kapan kurmak için uygun olabilecek yerleri tespit edebilmek
için alanda birçok farklı noktada gözlemler yapmıştır ancak alandaki kuş yoğunluğunun genel olarak
geçen senelere göre çok daha düşük olduğu gözlenmiştir. Tüm bu gözlemler ve bekçilerin verdiği
bilgilere göre kuş yoğunluğu az olmasına rağmen kuşcenneti civarında çalışmanın uygun olduğuna
karar verilmiştir. 2. gezide ayrıca, yapılmakta olan kapan sistemi deneme amaçlı kurulmuştur ve dar
mekanlarda yapılamayan bölümleri üzerinde çalışma fırsatı da bulunmuştur.
Nallıhan Kuşcenneti’nde kullanılan kapanların tasarımı ve üretimi de Jno Didrickson tarafından
yapılmıştır. 4 m. genişliğinde, 8 m. uzunluğunda ve 2 m. yüksekliğinde, kapısı uzaktan iplerle kontrol
edilebilen bir kapan ve ötücü ağları kullanılarak yapılan ve yine uzaktan iplerle kontrol edilebilen
birkaç adet düşen ağ sistemi kullanılmıştır.
Toplanan örnekler öncelikle Samsun, Adana ve Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerine
teslim edilmiştir. Örnekler daha sonra, Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsüne (İzmir)
gönderilmiştir. Türkiye’de kalacak örnek setinin analizlerine hemen başlanmıştır ancak uygun kargo
şirketini bulmakla ilgili sorunlar nedeniyle Fransa’daki laboratuvara gönderilecek set ancak 16
Şubat’ta gönderilebilmiştir.
MATERYAL
Yumurtalık Lagünleri’nde 8 türe ait 148 kuş, Kızılırmak Deltası’nda 18 türe ait 173 kuş ve
Nallıhan’da da 8 Yeşilbaş olmak üzere proje kapsamında toplam 22 türe ait 329 kuştan örnek
alınmıştır.
Tablo 1. Örneklenen türlerin alanlara göre listesi
Tür adı
Karakarınlı Kumkuşu
Küçük Kumkuşu
Kızılbacak
Akça Cılıbıt
Yeşilbaş
Altın Yağmurcun
Sukılavuzu
Çamurcun
Çamurçulluğu
Suçulluğu
Yeşilbacak
Gümüş Yağmurcun
Kara Kızılbacak
Bataklık Düdükçünü
Döğüşkenkuş
Kaşıkgaga
Kılıçgaga
Kızkuşu
Küçük Sarıbacak
Küçük Suçulluğu
Sakarmeke
Tepeli Toygar
Bilimsel adı
Calidris alpina
Calidris minuta
Tringa totanus
Charadrius alexandrinus
Anas platrhynchos
Pluvialis apricaria
Rallus aquaticus
Anas crecca
Limosa limosa
Gallinago gallinago
Tringa nebularia
Pluvialis squatarola
Tringa erythropus
Tringa stagnatilis
Philomax pugnax
Anas clypaeta
Recurvirostra avosetta
Vanellus vanellus
Tringa flavipes
Lymnocryptes minimus
Fulica atra
Galerida cristata
Toplam
Yumurtalık
Lagünleri
61
47
1
33
2
Kızılırmak
Deltası
79
2
37
17
11
5
4
4
4
1
2
2
1
1
1
1
148
1
1
1
1
1
173
Nallıhan Toplam
140
49
38
33
8
25
11
5
4
4
4
3
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
8
329
Kızılırmak Deltası ve Nallıhan’da örneklenen Sakarmeke, Yeşilbaş, Çamurcun ve Kaşıkgaga
bireylerinin hepsi avcılar tarafından kısa süre önce vurulmuş kuşlardır.
Yumurtalık Lagünleri’nde 7 kuş yürü-gir kapanları ile, Kızılırmak Deltası’nda ise 5 kuş atrapla
yakalanmıştır. Yumurtalık Lagünleri’nde diğer ailelerden de (Ötleğengiller gibi) kuşlar yakalanmıştır
ancak bu kuşlardan örnek alınmamıştır.
Yumurtalık Lagünleri’ndeki çalışmada 4 kuş ölmüştür. Bunlardan ikisi büyük olasıkla sıçan olduğu
düşünülen bir yırtıcı tarafından, kuşlar bekleme çadırındayken öldürülmüştür. Bu sorunun ardından
kuş bekleme çadırı halkalama çadırının içine alınmıştır. 3. kuş yürü-gir kapanındayken yırtıcı
saldırması sonucu ölmüştür ve diğeri de kapanın içinde ölü bulunmuştur.
Avcıların vurduğu kuşlar dışında Kızılırmak Deltası’ındaki çalışmada sadece bir ölü kuştan (suda ölü
bulunmuştur) örnek alınmıştır. Çalışmadan bir ay sonra çalışmada örnek alınan ve halkalanan bir
Karakarınlı Kumkuşu deltada ölü bulunmuştur. Çalışma alanlarından hiçbirinde toplu kuş ölümleri
gözlenmemiştir.
Örnekleme çalışmaları sırasında önemli kuş kayıtları da elde edilmiştir. Kızılırmak Deltası’nda
yakalanan Küçük Sarıbacak (Tringa flavipes) Avrupa için rastlantısal bir Kuzey Amerika türüdür.
Çalışmada yakalanan bu birey türün Türkiye’deki ilk kaydıdır. Yumurtalık Lagünleri’nde de 2003
yılında Sivash’ta (Ukrayna) halkalanmış bir Karakarınlı Kumkuşu tekrar yakalanmıştır.
Ne yazık ki Nallıhan Kuşcenneti’nde hiç kuş yakalanamamıştır. Bunun sebepleri, alandaki Angıt
sayısının çok az olması (çalışma boyunca maksimum 403 birey gözlenmiştir) ve kullanılan kapanın bu
kadar kısa sürede ördek yakalamak için çok küçük olmasıdır. Büyük kapan çalışmanın ikinci gününde,
alana yapılan ön gezilerde ve çalışmanın ilk gününde Angıtların beslendiği gözlenen bir noktaya
kurulmuştur. Daha sonra, kapanın hem çevresine hem de içine mısır serpilmiştir. Kuşları içeri çekmek
için kapanın içine daha fazla mısır koyulmuştur. Angıt ve Yeşilbaşlar serpilen mısırlarla beslenirken
gözlenmişlerdir ancak bu kuşlar kapanın yakınına gelmekten kaçınmışlardır. Bu türlerin yabancı
nesnelere karşı temkinli davrandıkları bilindiği için bu tepkileri ilk başta beklenecek bir davranıştır.
Kuşlar beslenmeye devam etmiş ve kapanın etrafında dolaşmışlardır. Sayıları 100 bireye kadar
ulaşmıştır ancak kapanın 2 m.den daha yakınına gelmemişlerdir. Daha temkinli kuşlar ise kapandan 56 m. uzakta beslenmiştir. Bu davranışlar kapanın aslında doğru bir şekilde, kuşları yakalamaya
elverişli bir noktaya yerleştirildiğini göstermektedir ancak çalışma süresi, kuşların kapana alışıp içeri
girmelerine olanak sağlamayacak kadar kısa olmuştur.
Ördekler, ne yazık ki düşen ağ kapanlarına neredeyse hiç ilgi göstermemiştir. Bunun yanı sıra su
seviyesinin ve hava koşullarının sürekli değişmesi nedeniyle kapan zaman zaman etkisiz hale
gelmiştir. Bir gün kar yağmış, ertesi gün erimiştir. Ördeklerin yem tercihlerini tespit edebilmek için
marul gibi yeşil sebzeler de denenmiştir.
Nallıhan Kuşcenneti’nde de vurulan sukuşlarından örnek alınabilmesi için civardaki avcılar ziyaret
edilmiştir. Bu yolla 8 Yeşilbaş’tan örnek alınmıştır. Toplamda 8 ördekten 2 set kloakal ve 2 set
oropharnygeal olmak üzere 32 örnek alınmış ve sıvı azot tankında saklanmıştır.
Nallıhan Kuşcenneti’nde ekip gözlem kulesinde konaklamıştır. Bu nedenle, kule yakınında kurulan
tüm kapanlar sıklıkla kontrol edilebilmiş ve gerektiğinde iplerini çekebilmek mümkün olmuştur.
ÖRNEK KODLARI
Çalışma sırasında yakalanan her bireyden ikisi kloakal ve ikisi oropharyngeal olmak üzere toplam 4
örnek alınmıştır. Çalışma sonunda Yumurtalık Lagünleri’nden 592 (148 x 4), Kızılırmak Deltası’ndan
692 (173 x 4) ve Nallıhan Kuşcenneti’nde 32 (4 x 8) olmak üzere toplam 1316 örnek tüpü elde
edilmiştir.
Tüplerin işaretlenmesinde harflerden ve rakamlardan oluşan bir kodlama sistemi kullanılmıştır. Bu
kod sırasıyla ülke için 2 harf (1), örnek alınan tür için 2 harf (2), örnek alınan birey sayısını gösteren 3
haneli sayı (3), örneğin kuşun neresinden alındığını gösteren harf (4) ve örneğin analiz edileceği yeri
belirten harf (5).
1.Türkiye için kullanılan ülke kodu TR dir
2. Türler için bilimsel isimlerinin 2 harften oluşan kısaltılması kullanılmıştır. Türlerin Türkçe ve
bilimsel isimleri ile tüplerde kullanılan kısaltmaları tablolarda verilmiştir.
3. Yumurtalık Lagünleri’ndeki çalışmada bu sayı her tür için ayrı ayrı kodlanmıştır. Karakarınlı
Kumkuşu 001 – 061, Küçük Kumkuşu 001 – 047 gibi. Toplam örnek sayısı tüm bu türe ait toplam
örnek sayılarından oluştuğu için tüplerde karşılaşılacak en yüksek rakam en fazla yakalanmış olan
Karakarınlı Kumkuşu’na ait olan 61 rakamı olacaktır. Kızılırmak Deltası’nda ise bu sayı tüm türlere
ait bireylerin ardışık bir şekilde toplanmasından oluşmuştur. Bir diğer deyişle bu sayı bireylerin
örneklenme sırasına göre oluşturulmuştur. Bu yüzden Kızılırmak Deltası’na ait tüplerdeki örnek sayısı
doğrudan tüplerden okunabilir. Tüplerdeki en büyük rakam genel birey toplamı olan 173dür. Her türe
ait birey sayısı için tabloya bakınız.
4. Örnek kloakal ise C, oropharyngeal ise T harfi kullanılmıştır.
5. Örnek ulusal laboratuvarda analiz edilecek ise N, uluslararası laboratuvarda analiz edilecek ise I
harfi kullanılmıştır.
Bu kodlamada çalışma alanlarını ayırmak için TR harflerinden sonra Kızılırmak Deltası için 2 rakamı,
Nallıhan Kuşcenneti için de 3 rakamı kullanılmıştır. Yumurtalık Lagünleri’nden gelen örnek
tüplerinde ülke kodundan sonra herhangi bir rakam kullanılmamıştır.
Örneğin Yumurtalık Lagünleri’nde halkalanan ilk Karakarınlı Kumkuşu’ndan (Calidris alpina) elde
edilen 4 örnek tüpünün üzerinde şu kodlamalar yer almaktadır;
TRCA001CI
Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
uluslararası laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği
TRCA001CN
Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği
TRCA001TI
Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
uluslar arası laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği
TRCA001TN
Türkiye’de, Yumurtalık Lagünleri’nde yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği
Kızılırmak Deltası’nda halkalanan ilk Karakarınlı Kumkuşu’ndan (Calidris alpina) elde edilen 4
örnek tüpünün üzerinde ise şu kodlamalar yer almaktadır;
TR2CA001CI
Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
uluslar arası laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği
TR2CA001CN
Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken kloakal örneği
TR2CA001TI
Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
uluslar arası laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği
TR2CA001TN
Türkiye’de, Kızılırmak Deltası’nda yakalanan Calidris alpina türüne ait 1.kuşun
ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği
Nallıhan Kuşcenneti’nde alınan örneklerin kodlamasında yanlışlıkla bir değişiklik yapılmıştır.
“Türkiye’de, Nallıhan Kuşcenneti’nde örneklenen Yeşilbaş (Anas platrhynchos) türüne ait 1.kuşun
ulusal laboratuvarda analiz edilmesi gereken oropharyngeal örneği” olduğunu gösteren TR3001APTN
kodlamasında olduğu gibi tür kodu ve örnek numarası yer değiştirmiştir.
LABORATUVAR ÇALIŞMALARI İÇİN MATERYAL VE METOT
Real Time PCR Testinde kullanılan Kitler :
Viral Nükleik Asit izolasyonu için: High Pure Viral Nucleic Acid Kit (Roche Applied Science )
Cat.No. 11 858 8740,
cDNA sentezi için : Transcriptor First Strand cDNA Synthesis Kit (Roche Applied Science ) Cat.
No. 04 379 012 001
Real –Time PCR için: LightCycler Fast Start DNA Master HybProbe (Roche Applied Science)
Cat.No. 03 003 248 001, LightMix for the detection of Influenza virus A Matrix Protein (TIB
MOLBIOL) Cat.No. 40-0234-16
Testler Light Cycler 2.0 cihazı (Roche Applied Science) kullanılarak yapılmıştır.
Nükleik asit izolasyonu; RNA izolasyonu kit prospektüsünde bildirildiği şekilde üretici firmanın
tavsiyeleri doğrultusunda yapılmıştır.
cDNA sentezi; Transcriptor First Strand cDNA Syntesis Kit (Roche Applied Science) kullanılmıştır.
Test, kit prospektüsünde bildirildiği şekilde üretici firmanın tavsiyeleri doğrultusunda yapılmıştır.
Real – Time PCR Testi; Testler Light Cycler 2.0 cihazı (Roche Applied Science) ve LightCycler
Fast Start DNA Master HybProbe (Roche Applied Science) ve LightMix for the detection of Influenza
virus A Matrix Protein (TIB MOLBIOL) kitleri kullanılarak yapılmıştır. Testler, kit prospektüsünde
bildirildiği şekilde üretici firmanın tavsiyeleri doğrultusunda yapılmıştır.
Yumurtalık lagünlerinden 296, Kızılırmak Deltası’ndan 346, Nallıhan Kuşcenneti’nden 16 olmak
üzere toplam 658 adet örnek Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Kanatlı Hastalıkları
Teşhis laboratuvarında Matrix proteinini saptayan kit kullanılarak Real Time-PCR testi ile Avian
Influenza A varlığı yönünden test edilmiştir.
Laboratuvar testleri ile ilgili detaylı prosedür için bkz. Ek I.
BULGULAR
Real Time –PCR : Ankara Nallıhan Kuş Cennetinden gönderilen 16 adet örnekten 1 adet pozitif, 1
adet şüpheli ve 14 adet negatif bulunmuştur.
Adana-Yumurtalık Lagünlerinden gönderilen 308 adet örnekten 24 adet pozitif, 7 adet düşük kopya
pozitif, 11 adet şüpheli ve 254 adet negatif bulunmuştur.
Samsun-Kızılırmak Deltasından gönderilen 372 adet örnekten 71 adet pozitif, 16 adet düşük kopya
pozitif, 22 adet şüpheli ve 251 adet negatif bulunmuştur.
Veri analizlerinin değerlendirilmeleri, örneklerin test sonuçlarının testte kullanılan negatif kontrol ve 6
adet pozitif standart (101– 106) kontrol eğrileri ile karşılaştırılarak yapılmıştır. Negatif örneklerde
hiçbir amplifikasyon tespit edilememiştir, grafik eğrileri negatif kontrol ile aynı düzlem üzerinde olan
örnekler negatif olarak değerlendirilmiştir. Amplifikasyon eğrisinin negatif kontrol eğrisinin biraz
üzerinde olduğu örnekler şüpheli, amplifikasyon eğrisinin en düşük standart (101) eğrisinin altında
olan örnekler düşük kopya pozitif, amplifikasyon eğrisinin kullanılan standart eğrilerinin parametreleri
içerisinde olan örnekler pozitif olarak kabul edilmiştir. Yapılan test sonucunda elde edilen verilerin
amplifikasyon eğrisi ve erime eğrisi analizlerinin her ikisi de dikkate alınarak sonuçların
değerlendirmeleri yapılmıştır.
Virus İzolasyonu: Real-Time PCR testinde pozitif, düşük kopya pozitif ve şüpheli bulunan örnekler
virus izolasyonu amacıyla embryolu Specific Pathogen Free (SPF) tavuk yumurtasında inokule
edilmiştir. Bu amaçla şüpheli örneklere ait taşıyıcı vasatlar iyice vortexlendikten sonra 2500 rpm’de
santrifüj edilmiş ve daha sonra üstte bulunan supernatantdan 9-11 günlük embryolu SPF yumurtanın
korioallantoik boşluğuna 0.2 ml miktarında inokule edilmiştir. Kızılırmak Deltasına ait örneklerin
bazıları yeterli miktarda olmadığından kalan mevcut örnek inokulasyon için kullanılmıştır. İnokule
edilen yumurtalar 37 0C’de 5 gün boyunca inkübe edilmiştir. İnkübasyon esnasında yumurtalar sabah
akşam kontrol edilerek canlılık muayeneleri yapılmış, ilk 24 saat içerisinde ölen embryolar
nonspesifik kabul edilerek değerlendirilmemişlerdir. Daha sonra şekillenen ölümlerde yumurtalar
+40C’de bekletilmişlerdir. İnkübasyon süresi bitiminde canlı kalan tüm yumurtalar 1 gece +40C’de
bekletildikten sonra açılarak korioallantoik sıvıları toplanmış ve standart prosedürler kullanılarak
hemaglutinasyon aktivitesi varlığı açısından test edilmişlerdir. Hemaglutinasyon aktivitesi tespit
edilmeyen örneklerin korioalantoik sıvıların 3 kez pasajları yapılmıştır.
Kızılırmak Deltası – Samsun’ a ait bir adet örneğin birinci pasajda izolasyonu yapılmış, diğer örnekler
yapılan 3 seri pasaj sonucu HA aktivitesi yönünden negatif oldukları tespit edilmiştir. İzole edilen suş
öncelikle matrix proteininin tespitine dayalı hızlı test (Flu Detect™ Test Strip) ile test edilerek AIV
olduğu tespit edilmiş, daha sonra hemaglutinasyon - Inhibisyon testi ile karakterize edilmiştir. Bu
amaçla H1-H15 arası standart antiserumlar kullanılarak identifikasyon çalışmaları yapılmıştır. Bu
çalışmalarda izole edilen TR2AP 150-CN kod numaralı örneğin H12 antiserumu ile inhibe olduğu
tespit edilmiştir. N tipinin belirlenmesi için yapılan Neurominidase Inhibisyon testinde ise suşun N2
tipi olduğu tespit edilmiştir. Patojenite testlerinde; izolasyonu yapılan virus 4-8 haftalık SPF piliçlere
damar içi yola verilmiş ve virusun piliçlerde herhangibir ölüm yada hastalandırmaya sebep olmadığı
ve intravenous pathogenicity index (IVPI)’nin 0.00 olduğu bulunmuştur. Bu kuşa ait oropharengial
örnek gelen numuneler arasında bulunamadığından test edilememiştir.
Sonuç: Alınan örneklerde H5N1 virüsü tespit edilmemiş, sadece düşük patojeniteli avian influenza
virüsleri tespit edilmiştir. Düşük patojeniteli Avian Influenza (LPAI) virusları genellikle embryolu
tavuk
yumurtasında
çoğalamamakta,
bunların
izolasyonlarında
hücre
kültürlerinden
yararlanılmaktadır. Yapılan Real-Time PCR testlerinde pozitif ve şüpheli bulunan örneklerin
embryolu tavuk yumurtasında izole edilememesi, bu örneklerdeki virusların canlılıklarını yitirmiş
olmaları yada düşük patojeniteli avian influenza virusları (LPAI) olduklarını göstermektedir.
İzolasyonu yapılan ve H12N2 olarak tiplendirilen virusunda yapılan patojenite testlerinde LPAI virusu
olduğu tespit edilmiştir.
TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRME
Bu çalışma, Türkiye’de kıyıkuşlarının ve diğer sukuşlarının ortak ve sistematik bir çabayla, tavuk
vebasının izlenmesi amacıyla yakalandığı ve örneklendiği ilk çalışma olma özelliğini taşımaktadır. Bu
tip öncü çalışmalar belli bir deneyim ve kurumlararası işbirliği gerektirdiğinden bu proje pilot nitelikte
olmuştur. Önceden belirlenen hedeflerin bazılarına ulaşılamamış olsa da arazi çalışmalarında
kazanılan deneyim, ileride yapılacak çalışmalarda karşılaşılabilecek sorunların belirlenmesi ve çözüm
önerilerinde bulunulması proje sonuçları açısından çok değerlidir.
Yumurtalık çalışması, öngörülmesi mümkün olmayan birkaç durum yüzünden olumsuz yönde
etkilenmiştir. Çalışmanın daha ilk gününde, arazi için alışveriş yapıldığı sırada ekip arabası soyulmuş
ve dizüstü bilgisayar, fotoğraf makinesi, teleskop, dürbün, çalışmada kullanılacak kıyıkuşu sesi
kasetleri ve önemli bilgilerin yer aldığı defterler çalınmıştır. Bu hırsızlık olayı ve sonrasındaki polis
incelemesi ve raporu nedeniyle proje ekibi saatlerce Adana’da kalmış ve Yumurtalık’a ancak geç
saatte ulaşabilmiştir. Çalışma ekibi, Yumurtalık’a ulaşır ulaşmaz en yakındaki örnekleme için aday
nitelikteki noktaya bir inceleme gezisi yapmıştır ancak ışık yetersizliği yüzünden aynı noktayı ertesi
sabah tekrar ziyaret etmek gerekmiştir.
Yumurtalık çalışmasında hedeflenen örnek sayısına ulaşılamamasının en büyük nedeni hava koşulları
olmuştur. Yağmur, şiddetli rüzgâr ya da ikisinin bir arada olduğu durumlar yüzünden toplam 4 gece
çalışma yapılamamıştır. Sonuç olarak hırsızlık ve hava koşulları Dr. Hewson ile geçirilen saatlerin
ciddi şekilde azalmasına neden olmuştur. Hava koşulları ancak Dr. Hewson’ın Kızılırmak çalışmasına
gideceği gün düzelmiş, bunun sonucunda kendisinin danışmanlığında sadece birkaç kuş
halkalanabilmiştir.
Pilot çalışma sırasında ve öncesindeki yoğun yağış ve alandaki traktör trafiği nedeniyle çalışma
noktasına traktör haricinde (ki traktörler de bazı noktalarda zorluk yaşamışlardır) bir araçla
ulaşılamaması, çalışma üzerinde ciddi sorunlar doğurmuştur. Yumurtalık ekibi, çalışma sırasında daha
seyyar olabilmek, ulaşım sorunu yaşamamak ve lojistik destek için gerektiğinde Kaldırım köyündeki
KAD ofisine rahatça gidebilmek amacıyla Ankara’dan derneğe ait olan 4x4 arazi aracıyla gelmiştir.
Ancak çalışma noktasına bu araçla bile sorunsuz ulaşılamaması nedeniyle yukarıda sözedilen desteğin
sağlanamaması bir yana araç yüzünden sorun bile yaşanmıştır. Ekipten bir kişi araçla köye gitmek
isterken çamura saplanmış ve o gün ekibin yanına dönememiştir.
Çalışma alanına ulaşılamaması birkaç soruna daha neden olmuştur. Veteriner hekimler halihazırda
çalışma alanının ofislerine uzaklığı yüzünden alanı günlük ziyaret edemeyeceklerini belirtmişlerdir.
Bu yüzden ekibin örnekleri saklamak için sıvı azot tankıyla çalışmasına ve sıvı azot tankının
gerektikçe değiştirilmesine karar verilmiştir. Tank, Adana’yı ziyareti sırasında Dr.Can Bilgin’e
verilmiştir ancak tankla birlikte kullanım klavuzu verilmemiş ve tankın kullanımıyla ilgili olarak bilgi
vermek amacıyla hiçbir veteriner hekim çalışma ekibini ziyaret etmemiştir.
Ne yazık ki tankı boş olan yenisiyle değiştirmek gerektiği zaman, günlerden Pazar olduğu için bu talep
Tarım İl Müdürlüğü tarafından seri bir şekilde yerine getirilememiştir. Bu durumda, örnekleri soğuk
zinciri kırmadan saklayabilmek için bir çözüm yolu üretmek ya da çalışmayı durdurmak gerekmiştir.
Çalışma ekibi, çalışma öncesinde araba aküsüyle çalışan bir buzluk temin etmiştir ancak araç köyde
bırakılmak zorunda olduğu için bu buzluğu soğuk tutabilmek amacıyla kuşları sesle çağırma
düzeneğinde kullanılan aküden yararlanılmak zorunda kalınmıştır. Ses düzeneği aküsü, hava
durumundan etkilendiği için bütün gece çalışabilmesi ancak gün boyunca jeneratör yardımıyla şarj
edilmesi yoluyla mümkün olmuştur. Ekip çalışmayı durdurmak yerine aküyü buzluk için kullanmayı
tercih etmiştir. Bu yüzden akü o gece ancak 2-3 saat çalışmış ve çalışma, ses düzeneği olmadan devam
etmiştir. Kıyıkuşu yakalama çalışmalarında sesle çağırma yönteminin yakalanan kuş sayısını olumlu
yönde etkilediği bilinmektedir. Ne yazık ki hava durumunun yakalama için çok uygun olduğu o gece,
sessizlikte bile 13 kuş yakalanması, ses düzeneğiyle oldukça verimli bir çalışma olacağını
göstermektedir.
Sıvı azot tankıyla ilgili sorunlar ve veteriner hekimlerin çalışmayı ziyaret etmemeleri ayrıca ekibin
dinlenme saatlerinin kaybına, yılgınlığa ve özellikle ekip lideri için gerginliğe neden olmuştur. Lojistik
sorunlar ve zor kararlar ekip liderinin uyumak ve geceki halkalamaya hazırlanmak için tek zamanı
olan gündüzlerini saatlerce telefon konuşmalarına ayırmasına neden olmuştur.
Çalışma ekiplerine sağlanan örnekleme ve güvenlik malzemeleriyle ilgili de ciddi sorunlar
yaşanmıştır. Bunlardan en önemlisi gönderilen svapların boyutu olmuştur. Çalışma öncesinde değişik
boyutlarda svaplara ihtiyaç olacağı vurgulandığı halde ekibe yalnızca tek tip ve kıyıkuşları için çok
büyük svaplar gönderilmiştir. Küçük kuşlardan örnek almak için pediatrik svap kullanılması
gerekmektedir. Örnek alınan tüm kıyıkuşlarının kloak ve oropharyngeal bölgeleri svaplardan çok
küçüktür. Kloakal örneklerin uygun bir şekilde alınması için çok çabalandığı halde genel olarak kloaka
örneklerinin yetersiz olması ve böylelikle örnek sayısının ciddi olarak azalması engellenememiştir.
Gönderilen eldivenler ise gerektiği gibi lateks değil ağır iş eldivenleridir. Eldivenlerin sadece XL
boyutunda gönderilmesi de örnek alan kişinin rahat çalışamaması nedeniyle çalışmayı yavaşlatan ve
zorlaştıran bir sorun olmuştur.
Özetle, Yumurtalık Deltası için hava koşulları ve diğer etkenlerden çalışmanın olumsuz yönde
etkilenmesi, çalışma başında yaşanan şanssız olaylar hem gerginliğe hem de büyük olasılıkla
yakalanan kuş sayısının azalmasına neden olmuştur. Kızılırmak Deltası’nda daha az ancak yine de
çalışma üzerinde olumsuz etkisi olacak önemde sorunlar yaşanmıştır.
Kızılırmak ekibine gönderilen tüplerin bir kısmı içindeki taşıma vasatı dökülerek ekibe ulaşmıştır.
Büyük olasılıkla, tüplerin Fransa’dan gönderilmeleri sırasında akmış olabilecek taşıma vasatı ekibe
çok gergin anlar yaşatmış ve çalışmanın yavaşlamasına neden olmuştur. Ekip, kullanılabilir durumdaki
tüpleri taşıma vasatı akmış olanlardan dikkatlice ayırmak ve üzerlerini, örnek kodlarının yazılabilmesi
için düzgünce kurulamak zorunda kalmıştır. Kimi tüplerin kodlama etiketleri de üzerlerine kod
yazılamayacak şekilde etkilenmiştir. Bu sorun çapraz kontaminasyona bile neden olabilecek ciddiyette
bir sorun olmuştur.
Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü tarafından raporlanan problemler:
Gönderilen kloakal svap örneklerinde virus tespiti için yeterli miktarda fekal materyal bulunmadığı ve
örneklerin konulduğu taşıyıcı vasatların oldukça berrak oldukları dikkati çekmiştir. Kural olarak
özellikle küçük kuşlardan svap ile örnek alımı kuşlara zarar verebileceğinden (ancak pediatrik svap
kullanılması durumunda bu risk minimuma inmektedir) hangi türe ait olduğu kesin olarak biliniyorsa
taze dışkı örneği de testlerde güvenle kullanılabilmektedir. Bazı kuşlara ait tracheal svap örneklerini
taşıyan vasatlarda eritrosit bulunduğu dikkati çekmiştir.
Kızılırmak Deltası - Samsun’a ait örneklerde taşıyıcı vasatların oldukça az miktarda olduğu ve
yapılması planlanan çalışmalar için yeterli miktarda olmadıkları görülmüştür. Gönderilen örneklere ait
cryotüpler üzerinde bazılarının kod numaralarının okunamayacak şekilde silinmiş olduğundan
oluşturulan tablolarda test sonuçları yazılırken eşleştirilmeleri yapılamamıştır. Bazı örnekler
kodlanırken dikkatsizlik sonucu yanlışlıklar yapılmış ve aynı kod numaralı iki adet örnek laboratuvara
gönderilmiş, bazı örneklerin ise eşleri gönderilmemiştir. Aynı kod ile gönderilen iki örnekten
bazılarının test sonuçlarının farklı oldukları görülmüştür. Bunun nedeninin muhtemelen örnek alımı
esnasında birinci svap ile mevcut virus alınmış, akabinde alınan ikinci örnek alımında bölge
temizlenmiş olduğundan yeterli virus kalmamış olduğu düşünülmektedir. Paralel çalışmalar için tek
svap örneğinin alınıp ikiye bölünerek test edilmesi ve bu örneklerin aynı metot ve kitler kullanılarak
test edilmeleri neticesinde paralel sonuçlar alınabileceği muhtemeldir.
ÖNERİLER
1) Yaban kuşlarında tavuk vebası virüsünün izlenmesi çalışmalarınin başarılı olabilmesi için hem
çalışma sırasında hem de sonrasında İl Tarım Müdürlüklerinin çalışmalara dahil olmaları ve
gösterecekleri işbirliği büyük önem taşımaktadır.
2) Bu tip çalışmalar, özellikle kuşların gece yakalanmaları söz konusu olduğunda her açıdan
oldukça yorucu ve büyük çaba gerektiren çalışmalardır. Bu zorluklar, çalışma öncesi çalışma
ekibinde yer alacak tüm personelin gerekli eğitimi alması ve ekibin, işyükünün sadece birkaç
kişi tarafından taşınmasını zorunlu kılmayacak kadar büyük olması ile çözülmelidir. Ayrıca
örneklerin soğuk zincir kırılmadan taşınması sorumluluğu da halkalama ve örnekleme ekibinin
işyükünden kaldırılarak bütünüyle İl Tarım Müdürlüklerinde ya da Veteriner Kontrol ve
Araştırma Enstitülerinde olmalıdır.
3) Yaban kuşlarında tavuk vebası izleme çalışmalarının odağında sukuşları yer almaya devam
etmelidir ancak bundan sonraki çalışmalarda kıyıkuşlarından çok kazlardan ve ördeklerden
örnek alınması için çalışılmalıdır. Çalışmalarda ara sıra güvercin, sığırcık, serçe gibi “ köprü”
türlerin örneklenmesi de önem taşımaktadır.
4) Tavuk vebası izleme çalışmaları ancak düzenli ve sürekli olduğunda yararlıdır. Belirli
alanlarda düzenli olarak yaban kuşlarında izleme çalışmaları yapılmasında kullanılmak üzere
kaynak ayırılmalıdır. Güncel durumu daha iyi anlamak ve gelecekteki vakaları ya da virüsün
yaban kuşları ve kümes hayvanları arasındaki geçişini önceden tahmin edebilmek için
veteriner hekimler, kuş bilimcileri ve epidemiyologlar arasındaki işbirliği büyük önem
taşımaktadır.
5) Gelecek projeler, daha iyi çalışma koşulları ve daha büyük bir ekiple çalışılmasını sağlayacak
şekilde, daha yüksek bütçelerle planlanmalıdır.
SONUÇ
Bu pilot çalışma çok önemli sonuçların elde edildiği öncü bir çalışma olmuştur. Öncelikle, Türk
ornitologlar daha önce çok temel düzeyde olan sukuşlarını yakalama ve halkalama deneyimlerini
önemli ölçüde arttırmışlardır. Ayrıca tavuk vebasının izlenmesi için örnek alma ve bu örnekleri
saklama gibi önemli konularda da deneyim kazanmışlardır. Bu pilot projenin belki de en önemli yanı,
veteriner hekimlerle ornitologların gelecekte yaşanabilecek olası bir vakada nasıl bir işbirliği içinde
çalışılması gerektiğini, gelecekte hangi hatalarla karşılaşılabileceğini gösteren bir prova şansı yaratmış
olmasıdır. Yabani kuşların tavuk vebası virüsünü yaymadaki rolleri tam olarak bilinmediği için
gelecekte yeni örnekleme çalışmalarına gerek duyulacağı açıktır. Gelecekteki benzer çalışmalar için
bu pilot proje çok değerli bir temel deneyim işlevi görecektir ve bu sayede umuyoruz ki gelecekteki
çalışmalar daha az sorunla, daha rahat ve başarılı bir şekilde gerçekleştirilecektir.
TEŞEKKÜRLER
Katkılarından dolayı Dünya Gıda ve Tarım Örgütüne (FAO), Wetlands International ve CIRAD’a,
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğüne, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne, Ankara, Samsun ve Adana Tarım İl Müdürlüklerine,
Ankara, Adana ve Samsun İl Çevre Orman Müdürlüklerine, Etlik Merkez, Bornova, Adana ve Samsun
Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitülerine, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitolojik Araştırmalar
Merkezine, FAO Türkiye temsilciliğine, Doğa Derneğine, BTO’dan Dr.Chris Hewson’a ve büyük bir
özveriyle çalışan tüm arazi ekibine teşekkür ederiz.
EK I. Laboratuvar Testleri İle İlgili Prosedür
AVIAN INFLUENZA (AI) ŞÜPHELİ MATERYALİN EMBRİYOLU TAVUK
YUMURTASINA (ETY) İNOKULASYONU
Prosedür detayı :
Kullanılan Malzemeler
9-11 günlük Spesifik Patojenlerden Ari (SPF) embriyolu tavuk yumurtası,
Fiber optik aydınlatıcı
Kurşun kalem
Steril delici
Steril enjektör (1 veya 2 cc. lik, 0,1 cc. taksimatlı)
Steril makas, pens
15 ml’lik steril tüpler ve tüp spor
%70’lik Ethanol / Tentürdiyot
Yapıştırıcı
Silinmeyen özellikte kalem,
Metot
• 9-11 günlük yumurtalar, fiber optik aydınlatıcı veya yumurta kontrol kutusu ile karanlık bir ortamda
fertilite muayenesine tabi tutulup, fertil olanlarda embriyonun yeri ve yumurtanın hava boşluğu kurşun
kalem ile çizilir. Embriyonun TERS tarafındaki hava boşluğu alanı çizgisinin 1-2 mm. üzerinde, kan
damarlarının az olduğu bölge inokulasyon noktası olarak işaretlenir.
• Yumurtalar hava keseleri üste gelecek şekilde viyollere yerleştirilir ve üzerlerine inokule edilecek
materyalin kod numarası yazılır. Her numune için 3 yumurta kullanılmalıdır.
• Steril kabin (Lamin-air) içerisinde, inokulasyon noktasınıda içine alacak şekilde yumurtaların üst
kısımları %70 Ethanol yada seyreltilmiş tentürdiyot ile pamuk yardımıyla silinerek dezenfekte edilir.
• İnokulasyonun yapılacağı bölgede daha önce işaretlenmiş noktadan steril delici ile delik açılır.
• Steril enjektör içerisine alınan inokulum sıvısı, 90° ‘lik eğim ile, 0.2 ml miktarında korioallantoik
keseye enjekte edilir.
• Delik bir damla yapıştırıcı yada eritilmiş parafin ile kapatılır,
• Yumurtalar 37°C etüve konulup inkübasyona bırakılır. Daha sonra 24 saat aralıklarla canlılık
muayenesi yapılır.
• Kullanılan tek kullanımlık malzemelerin (enjektör, pamuk, vs) tümü kırmızı renkli biyolojik atık
torbalarına konur, ağzı kapatılan torbalar atık imha fırınında yakılır.
• Enjeksiyon sonrası steril kabin uygun bir dezenfektan ile temizlenir ve UV lambaları yakılarak steril
edilir.
HEMAGLUTİNASYON (HA) TESTİ
Materyal
• Şüphe edilen hastalığa ait antijen veya infektif allantoik sıvı
• Yıkanmış tavuk eritrositi %1 (v/v)
• Phosphate Buffer Saline (PBS) pH 7.2-7.4
Kullanılan Ekipman
• 96 gözlü V tabanlı mikropleyt
• 25-50 μl Otomatik Mikropipetler ve uçları
• Değişik ölçülerde vidalı kapaklı şişeler
Kullanılan Kimyasallar
Phosphate Buffer Saline (PBS) Hazırlanması:
HA testinin uygulanması esnasında tampon solüsyon olarak ve aynı zamanda test için gerekli olan
eritrosit süspansiyonunun hazırlanması için kullanılmaktadır.
İzotonik PBS (0.1 M, pH 7.0-7.2)
NaCl 8,0 g
KCl 0,2 g
KH2 PO4 0.2 g
Na2 HPO4 x 2H2O 1,44 g
Na2 HPO4 x 7H2O 2,17 g
Steril distile su ile 1000 ml'ye tamamlanır. Otoklavda 121 oC'de 15 dakika steril edilir ve pH 7.2
ayarlandıktan sonra +4 oC'de 3 ay süre ile saklanabilir.
Yıkanmış Tavuk Eritrositinin (%1) Hazırlanması:
• 10 ml’lik enjektöre 9 ml kan için 1 ml sodyum sodyum sitrat veya alsever solüsyonu çekilir,
• Kan alma hayvanı olarak 12- 20 haftalık piliçler kullanılır. Pilicin kalbinden veya kanat altı
venasından kan alındıktan sonra enjektör yavaşça döndürülerek kanın sodyum sitrat / alsever ile
iyice karışması sağlanır.
• Kan, enjektörden konik dipli santrüfüj tüpüne yavaşca aktarılır,
• Bu kan 1000-1500 rpm’ de 5-10 dakika santrifüj edilir ve ayrılan süpernatant dikkatlice pipetle
çekilir.
• Tüp, eritrosit hacminin iki katı olacak şekilde PBS ile doldurulur. Daha sonra yavaşça alt üst edilerek
kanın PBS ile iyice karışması sağlanır, 5 dakika santrifüj edilir ve üstteki berrak sıvı atılır. Bu yıkama
işlemi en az 3 kez tekrarlanır.
• Son yıkamadan sonra üstte kalan berrak sıvı dikatlice alındıktan sonra dipte kalan eritrosit
çökeltisinden 1 ml alınarak 99 ml PBS içerisine katılır. Böylece % 1’ lik eritrosit çözeltisi hazırlanmış
olur.
• Hazırlanan eritrosit süspansiyonunun çalışıp çalışmadığı test edilir ve kullanılmak üzere +4 oC' de
saklanır.
Uygulama
• 96 gözlü V tabanlı mikropleytin çalışılacak gözlerine 25 µl PBS konulur,
• İlk göze 25 µl antijen veya infektif allantoik sıvı ilave edilir ve iki katlı dilüsyonu yapılarak son göze
kadar gidilir.
• Dilüsyon yapılan tüm gözlere tekrar 25 µl l PBS ilave edilir,
• Aynı gözlere 25 µl % 1' lik yıkanmış tavuk eritrositi konulur,
• En altta bulunan dizideki gözlere kan kontrolü için 25 µl PBS ve üzerine 25 µl % 1' lik yıkanmış
tavuk eritrositi konulur,
• Pleytin kenarlarına hafifçe vurularak iyice karışması sağlanır ve eritrositlerin çökmesi için yaklaşık
20 °C’ de 40 dakika yada kontrol gözündeki eritrositler belirgin bir düğme formasyonu oluşturana
kadar (ısının yüksek olduğu yerlerde + 4 °C' de 60 dakika) beklenir.
• Pleyt hafifçe eğimli tutularak gözyaşı tarzındaki akıntının oluşup oluşmadığı gözlemlenerek HA
varlığı saptanır.
• Sonuçların kalitatif değerlendirilmesi;
Hemaglütinasyon (gözyaşı akıntısı) vermeyen dantela tarzında kalan gözler = Pozitif
Hemaglütinasyon (gözyaşı akıntısı) veren gözler = Negatif olarak ifade edilir.
• Sonuçların kantitatif değerlendirilmesi;
Tam Hemaglütinasyon veren (gözyaşı akıntısı tarzında akmanın olmadığı) göz %100 HA veren nokta,
antijenin titresi olarak kabul edilir ve bu sonuçlar log2 tabanına göre hesaplanır.
• Bu göz 1 hemaglütinasyon ünitesini (1 HAU) temsil eder. Genel olarak HI testi için OIE
tarafından önerilen standart antijen titresi 4 HAU olduğundan hesaplama buna göre yapılır.
Örnek: Yapılan testte gözyaşı akıntısı tarzında akmanın olmadığı göz aşağıdaki gibi değerlendirilir;
1 HAU = 1 / 256
4 HAU = 1 / 64
8 HAU = 1 / 32
1/256 titresindeki bu antijenden 4 HAU hazırlanmak gerektiğinde; 63 PBS + 1 Antijen katılır.
• 4 HAU’ ne ayarlanan bu antijen pleytte 2 paralel sıra olacak şekilde test edilerek 4 HAU
olduğu doğrulandıktan sonra HI testinde kullanılır.
HEMAGLUTİNASYON INHİBİSYON (HI) TESTİ
Materyal
• Pozitif ve negatif kontrol serumları
• Şüpheli serumlar
• 4 HAU standardize edilmiş antijen
• Yıkanmış tavuk eritrositi %1 (v/v)
• Phosphate Buffer Saline (PBS) pH 7.2-7.4
Kullanılan Ekipman
• 96 gözlü V tabanlı mikropleyt
• 25-50 μl Otomatik Mikropipetler ve uçları
• Değişik ölçülerde vidalı kapaklı şişeler
Kullanılan Kimyasallar
Phosphate Buffer Saline (PBS) Hazırlanması:
HA testinin uygulanması esnasında tampon solüsyon olarak ve aynı zamanda test için gerekli olan
eritrosit süspansiyonunun hazırlanması için kullanılmaktadır.
İzotonik PBS ( 0.1 M, pH 7.0-7.2)
NaCl 8,0 g
KCl 0,2 g.
KH2 PO4 0.2 g
Na2 HPO4 x 2H2O 1,44 g.
Na2 HPO4 x 7H2O 2,17 g.
Steril distile su ile 1000 ml'ye tamamlanır. Otoklavda 121 0C'de 15 dakika steril edilir ve pH 7.2
ayarlandıktan sonra +4 0C'de 3 ay süre ile saklanabilir.
Yıkanmış Tavuk Eritrositinin (%1) Hazırlanması:
• 10 ml’ lik enjektöre 9 ml kan için 1 ml sodyum sodyum sitrat veya alsever çekilir,
• Kan alma hayvanı olarak 12- 20 haftalık piliçler kullanılır. Pilicin kalbinden veya kanat altı
venasından kan alındıktan sonra enjektör yavaşça döndürülerek kanın sodyum sitrat / alsever ile iyice
karışması sağlanır.
• Kan enjektörden konik dipli santrifüj tüpüne yavaşça aktarılır,
• Bu kan 1000-1500 rpm’ de 5-10 dakika santrifüj edilir ve ayrılan süpernatant dikkatlice pipetle
çekilir.
• Tüp, eritrosit hacminin iki katı olacak şekilde PBS ile doldurulur. Daha sonra yavaşça alt üst edilerek
kanın PBS ile iyice karışması sağlanır, 5 dakika santrifüj edilir ve üstteki berrak sıvı atılır. Bu yıkama
işlemi 3 kez tekrarlanır.
• Son yıkamadan sonra üstte kalan berrak sıvı dikkatlice alındıktan sonra dipte kalan eritrosit
çökeltisinden 1 ml alınarak 99 ml PBS içerisine katılır. Böylece % 1’ lik eritrosit çözeltisi hazırlanmış
olur.
• Hazırlanan eritrosit süspansiyonunun çalışıp çalışmadığı test edilir ve kullanılmak üzere +4 0C' de
saklanır.
Şüpheli Serumların Hazırlanması:
• 2 ml’ lik tüpler içerisinde laboratuvara getirilen kanlar oda ısısında bekletilir.
• Bu bekleme sürecinde kanın pıhtılaşarak serumunun ayrılması sağlanır. (Bu süreci kısaltıp kanın
hemoliz olmasını engellemek ve kan pıhtılaştığında serumun rahatça ayrılabilmesini sağlamak için kan
pıhtısı ile tüp çeperi arasındaki bağlantı kesilecek şekilde çizilerek oda ısısında bekletilir.)
• Daha sonra serum kan pıhtısından ayrılarak temiz bir tüpe alınır.
• Non-spesifik reaksiyonları önlemek amacıyla analiz edilecek tüm şüpheli serumlar 56 0C' de 30 dak.
inaktive edilir.
• İnaktive edilmiş olan serumlar hemen test edilmeyecekse + 4 0C’de saklanır.
Uygulama
• 96 gözlü V tabanlı mikropleytin 1. ve 12. gözleri boş bırakılarak kalan tüm gözlerine 25 µl PBS
konulur,
• Pleytin 1. gözüne 50µl şüpheli serum konulur,
• Ilk gözden 25 µl alınarak 2. göze tranfer edilir ve 12. göze kadar serumun PBS içerisinde iki
katlı dilüsyonları yapılır.
• Her bir göze 4 HAU virustan 25 µl konulur ve pleyt kenarlarına hafifçe vurularak içeriğin karışması
sağlanır. Pleyt 20°C’ de 30 dakika veya + 4°C’ de 60 dakika bekletilir.
• En alta bulunan dizideki gözlere standart pozitif ve negatif serum konularak kontrol oluşturulur. (En
az üçer göz pozitif ve negatif kontrol çalışılarak şartların ve materyallerin güvenli olarak çalışıp
çalışmadığı test edilir)
• İnkübasyon süresi sonunda her bir göze %1 lik tavuk eritrositinden 25 µl eklenir ve hafifçe
karıştırıldıktan sonra eritrositlerin çökmesi için 20 °C’ de 40 dak (+4 °C’ de 60 dak) veya kontrol
gözünde bariz bir düğme formasyonu görülünceye kadar beklenir.
• 4 HAU antijenin tam olarak inhibisyon gösterdiği en son gözdeki serum dilüsyonu tam HI titresini
vermektedir. Pleyti eğimli tutarak tam hemaglutinasyonun başladığı göz saptanır. Sonuçlar log 2
tabanına göre değerlendirilir.
• Sonuçların geçerliliği pleytin en altına konulmuş olan standart pozitif ve negatif kontrol serum
sonuçlarına göre değerlendirilir.
• Sonuçların kalitatif değerlendirilmesi;
İnhibisyon (düğme formasyonu) veren gözler = Pozitif
İnhibisyon (düğme formasyonu) vermeyen dantela tarzında kalan gözler = Negatif olarak ifade
edilir.
• Sonuçların kantitatif değerlendirilmesi;
Tam inhibisyon veren en yüksek serum dilusyonu titre olarak kabul edilir ve bu sonuçlar log 2 tabanına
göre hesaplanır.
• Yapılan çalışmanın durumuna göre aşılı hayvanda antikor aranıyorsa bağışıklığın yeterli olup
olmadığına karar verilir.
• Aşısız kanatlılarda hastalık etkenine karşı oluşmuş olan antikor varlığı tespit edilir
• Sahadan izole edilmiş hemaglutinasyon aktivitesi pozitif olan virus izolatlarının identifikasyonuda
yapılır.
AVIAN INFLUENZA VİRAL ANTİJEN TESPİTİNE DAYALI HIZLI TEST
Flu Detect™ Influenza Type A Antigen Test Kit
∗
∗
∗
∗
∗
∗
Bir svap yardımıyla trakeal yada oro-farengeal örnekler dilin arkasından trakenin içinden
alınır ( Sadece ağızdan alınmamalıdır)
Kloakal örnekler alınırken, görünür kanlı bölge yada fecesin bulunmadığı bölgeden
alınmalıdır.
Her örnek 8 damla (yaklaşık 250µl) ekstraksiyon bafırda extrakte edilir.
Test stribini kutusundan tutma yerinden tutarak çıkartılır,
Test Stribini, direk olarak örnek dolu tüpün içerisine daldırılır. Pembe kısmı aşağı gelecek
şekilde ekstrakte edilen örneğin olduğu tüpe daldırılır. 15 dakika boyunca oda
sıcaklığında bekletilir.
Okumak için test stribi çıkartılır
Sonucun Okunması
• 15 dakika sonra pembe/mor bantların olduğu merkez kısmına bakılır.
• Kontrol bandı test stribinin üzerinde test bandı ise daha aşağıdadır.
• Test stribi tehlikeli atıklar kabına atılmalıdır.
Değerlendirme
• Negatif Influenza A virus: Üstte Kontrol çizgisinde tek bir pembe/mor bantın oluşması
negatif sonuç olarak değerlendirilir.
• Pozitif Influenza A virus: Üstte Kontrol çizgisinde ve alttaki test çizgisinin ikisinde de
pembe/mor bantın oluşması Pozitif sonuç olarak değerlendirilir.
Ek II. Yakalanacak tür seçiminin gerekçesi
Dr. C. Can Bilgin (KAD)
Avrupa’da tavuk vebası virüsünü taşıma açısından yüksek risk grubunda yer alan türleri belirlemek
için bazı çalışmalar yapılmıştı. Örneğin, AB için hazırlanan taslak listede bu risk grubundan 15 kuş
türü tanımlandı (Memo/05/304, 7 Eylül 2005). Wetlands International ve EURING’in daha ayrıntılı
bir yönteme dayanarak birçok araştırmacının katkısıyla Avrupa Komisyonu için hazırladığı (Delany et
al. 2006) listede, büyük çoğunluğu ilk listedekilerle çakışan 17 kuş türü tanımlandı.
Ancak her iki listenin de coğrafi kapsamının Batı ve Kuzey-Orta Avrupa olması bu listelerin başka
coğrafi bölgelerde kullanımını büyük ölçüde sınırlamaktadır. Örneğin Türkiye’de düzenli olarak
kaydedilen birçok sukuşu türünün dağılımı Türkiye ve daha doğudaki bazı ülkelerle sınırlıdır, ya da bu
türlere Batı ve Orta Avrupa’da kayda değer sayılarda rastlanmamaktadır. Bu türler arasında Sakarca
Kazı (Anser albifrons), Angıt (Tadorna ferruginea), Macar Ördeği (Netta rufina), Pasbaş Patka
(Aythya nyroca), Dikkuyruk (Oxyura leucocephala), Büyük Cılıbıt (Charadrinus leschenaultii) ve
Mahmuzlu Kızkuşu (Vanellus spinosus) sayılabilir.
Öte yandan, halkalama çalışmaları ve diğer bilimsel verilere göre Kuğu (Cygnus olor), Elmabaş Patka
(Aythya ferina), Çamurcun (Anas crecca), Kaşıkgaga (Anas clypeata), Gümüş Yağmurcun (Pluvialis
squatarola) ve Döğüşkenkuş (Philomachus pugnax) gibi yaygın bazı türlerin Türkiye’de kışlayan
populasyonları AB ülkelerinde kışlayan populasyonlarından farklı üreme alanlarından geliyor olabilir
(örnekler için yukarıdaki haritalara bakınız).
Bu yüzden Türkiye için kaynak olarak gösterilen raporların ve listelerin geçerliliği ve uygulanabilirliği
biraz şüphelidir. Yine de Delany ve ark. (2006) habitat kullanımı, sürü oluşturma ve diğer türlerle
karışma derecesi, kümes hayvanlarıyla etkileşim riski gibi parametreleri kullanarak ve aynı zamanda
ilgili sukuşlarının hareketlerini göz önünde bulundurarak benimsediği yaklaşım yeterince nesneldir ve
diğer coğrafi bağlamlarda kullanılabilir. Kuş Araştırmaları Derneği, benzer bir yöntemi kullanarak
Türkiye’de tavuk vebası virüsü taşıma açısından yüksek risk grubunda yer alan türleri belirleyebilir
ancak böyle bir çalışma şimdi (yani Ekim ortasında) başlatılsa bile mevcut iş yükü yüzünden bu
çalışmanın sonuçları Aralık ortasından önce hazır olamaz.
Bu nedenle, hedef türler ad hoc bir yaklaşımla seçilmiştir ve yakalama yöntemi, mevsim ve mevcut
fonlar da bu kararlarda belirleyici olmuştur. AI virüsünü sıklıkla taşıdıkları bilindiği için sadece
Anseriformes (kuğu, kaz, ördek) ve Charadriiformes (kıyıkuşu, martı ve sumru) türleri dikkate
alınmıştır. Ayrıca, virüsün ördekler ve kıyıkuşları arasında mevsimsel olarak transfer olduğu
konusunda da kaygılar olduğu için (S. Newman, kişisel görüşme) kıyıkuşu popülasyonları bilinen
virüs yaygınlığı düzeyinin işaret ettiğinden çok daha önemli olabilir.
Mevcut koşullarda uygulayabileceğimiz temel yakalama yöntemi sis ağlarıdır. Bu yöntem, örneğin
Baltık kıyısı (Polonya) ve Sivaş (Kırım, Ukrayna) dahil olmak üzere birçok bölgede kıyıkuşu
yakalamak için başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Yılın bu zamanı, yüksek sayılarda kıyıkuşunu
geçit yaparken ya da kışlarken Türkiye kıyılarındaki sulakalanlarda görmeye elverişlidir. Sayımlara ve
gözlemlere dayanarak en yaygın kıyıkuşlarının başta Karakarınlı Kumkuşu (Calidris alpina) ve Küçük
Kumkuşu (Calidris minuta) olmak üzere Calidris türleri olması beklenmektedir. Sibirya’da üreyen bu
türler güney Rusya ve Kazakistan üzerinden göç ederek ülkemize gelmektedir.
Angıt (Tadorna ferruginea) ise seçilen diğer hedef türdür. Angıt kısa mesafe göçmenidir ve üreme
mevsimi dışında sürüler halinde yaşayan, karasal bir türdür, ki bu özelliği nedeniyle kümes
hayvanlarıyla temas etme olasılığı oldukça yüksektir. Bu tür aynı zamanda Qinghai, Çin’deki son
salgınlarda HPAI virüsü taşıdığı tespit edilen türler arasındadır (Anonim 2005, 2006). Türkiye’de
fırlatma ağları üretilebilirse bu yöntemle yüksek sayılarda Angıt yakalanıp, örneklenebilecektir. Bu tür
için belirlenen çalışma alanı 2005 yılında HPAI virüsü taşıyan bir yaban ördeğinin tespit edildiği yere
çok yakındır.
Yeşilbaş (Anas platyrhynchos), Elmabaş Patka ve Çamurcun gibi diğer bazı ördek türleri yüzüp
girecekleri kapanlar ile yakalanabilirdi. Ancak örnekleme çalışmaları için sadece iki haftalık bir süre
olduğu gözönünde bulundurulursa 125 birey olarak belirlenmiş olan minimum örnek sayısını herhangi
bir alanda bu türler için elde edebilmemiz çok düşük bir olasılıktır. Bu nedenle sözkonusu türler pilot
çalışma kapsamına dahil edilmemiştir.
KAYNAKLAR
Anonim (2005) OIE Hastalık Bilgilendirme Bülteni, Sayı 18-21, 27 Mayıs 2005.
Anonim (2006) EMPRES Watch, Ağustos 2006 Bülteni.
Delany, S, Veen, J & Clark, J (2006) Urgent preliminary assessment of ornithological data relevant to
the
spread
of
Avian
Influenza
in
Europe,
Araştırma
Sözleşme
N°
07010401/2005/425926/MAR/B4, Avrupa Komisyonu için rapor, 346 s.
Wenink, PW & Baker AJ (1996) Mitochondrial DNA lineages in composite flocks of migratory and
wintering dunlins (Calidris alpina), The Auk 113(4):744-756.
Wennerberg, L (2001) Breeding origin and migration pattern of dunlin (Calidris alpina) revealed by
mitochondrial DNA analysis. Molecular Ecology 10: 1111–1120
Ek III. Arazi ekibi
Ad/Soyad
Özge Keşaplı Can (proje koordinatörü)
Can Bilgin (danışman)
Adres
E-posta
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
[email protected]
PK.311 06443 Yenişehir
Ankara
Biyoçeşitlilik ve Koruma Laboratuvarı [email protected]
Biyoloji
Bölümü
ODTÜ Ankara 06531
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
PK.311 06443 Yenişehir
Ankara
Chris Hewson (yabancı uzman)
Yumurtalık Lagünleri ekibi
Özgür Keşaplı Didrickson (halkacı)
Jno Didrickson (halkacı)
British Trust for Ornithology (BTO)
[email protected]
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
PK.311 06443 Yenişehir
Ankara
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
PK.311 06443 Yenişehir
Ankara
[email protected]
Murat Kemeroğlu
Çağrı Göcek
Kızılırmak Deltası ekibi
Arzu Gürsoy (halkacı)
Kiraz Erciyas (halkacı)
Pınar Özçam
Gökçen Demirbaş
Nizamettin Yavuz
Özden Sağlam
Nallıhan ekibi
Özgür Keşaplı Didrickson
Jno Didrickson
Nizamettin Yavuz
Lütfiye Özdirek
İlhan Çelikoba
[email protected]
[email protected]
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
PK.311 06443 Yenişehir
Ankara
[email protected]
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi
Biyoloji Bölümü
Samsun
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi
Biyoloji Bölümü
Samsun
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Ornitolojik Araştırmalar Merkezi
Samsun
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Ornitolojik Araştırmalar Merkezi
Samsun
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Kuş Gözlem Klübü
Samsun
Samsun İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Doğa
Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü
Samsun
[email protected]
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
PK.311 06443 Yenişehir
Ankara
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD)
PK.311 06443 Yenişehir
Ankara
Ondokuz Mayıs University
Kuş Gözlem Klübü
Samsun
ODTÜ Biyoloji Bölümü
Ankara
Hasbahçe Sitesi, B-3/A Blok, Daire: 13,
Büyükçekmece
İstanbul
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
Ek IV. Çalışma fotoğrafları
Samsun’da düzenlenen eğitim çalıştayı
Yumurtalık Lagünleri
Kızılırmak Deltası
Nallıhan Kuşcenneti
Laboratuvar çalışmaları
Ek V. Çalışma döneminde kuş sayımları
Yumurtalık lagünleri
Yumurtalık lagünlerinde çalışan ekipte sürekli araç olmadığı için alanda kapsamlı gözlemler
yapılamamıştır. Sonuç olarak sayımlar sadece kamp noktasından yapılabilmiştir. Dr. Hewson’ın
önerisi üzerine çalışma süresince gözlenen türlerin maksimum sayıları alınarak bir liste hazırlanmıştır.
EURING kodu
00090
00120
00720
00880
01190
01210
01220
01470
04330
04560
04770
04850
04860
04930
Tür adı
Bahri
Kara Boyunlu Batağan
Karabatak
Ak Pelikan
Küçük Ak Balıkçıl
Büyük Ak Balıkçıl
Gri Balıkçıl
Flamingo
Turna
Kılıçgaga
Akça Cılıbıt
Altın Yağmurcun
Gümüş Yağmurcun
Kızkuşu
Bilimsel adı
Podiceps cristatus
Podiceps nigricollis
Phalacrocorax carbo
Pelecanus onocrotalus
Egretta garzetta
Egretta alba
Ardea cinerea
Phoenicopterus ruber
Grus grus
Recurvirostra avocetta
Charadrius alexandrinus
Pluvialis apricaria
Pluvialis squatarola
Vanellus vanellus
9
1300+
55
300
120
35
8
100+
05010
05120
05190
05320
05410
05450
05460
05470
05480
05750
05850
05925
06060
Küçük Kumkuşu
Karakarınlı Kumkuşu
Suçulluğu
Çamurçulluğu
Kervançulluğu
Kara Kızılbacak
Kızılbacak
Bataklık Düdükçünü
Yeşilbacak
Akdeniz Martısı
İnce gagalı Martı
Gümüş Martı
Hazar Sumrusu
Calidris minuta
Calidris alpina
Gallinago gallinago
Limosa limosa
Numenius arquata
Tringa erythropus
Tringa totanus
Trigna stagnatilis
Tringa nebularia
Larus melanocaphalus
Larus genei
Larus cachinnans
Sterna caspia
400+
2000
2
30
6
80+
20
1
12
10
200
50
8
#
2
12
40
9
52
Nallıhan Kuşcenneti
EURING kodu
00720
01220
01710
01790
01840
01860
01940
05750
Tür adı
Karabatak
Gri Balıkçıl
Angıt
Fiyu
Çamurcun
Yeşilbaş
Kaşıkgaga
Akdeniz Martısı
Bilimsel adı
Phalacrocorax carbo
Ardea cinerea
Tadorna ferruginea
Anas penelope
Anas crecca
Anas platyrhynchos
Anas clypeata
Larus melanocephalus
#
13
2
97
23
7
395
63
20
Ayrıca, balıkçı barınağının olduğu noktadan da 42 Küçük Kuğu (Cygnus columbianus) ve 108 Angıt
(Tadorna ferruginea) sayılmıştır.
Kızılırmak Deltası /Sarıkamış mevkii
EURING Tür adı
kodu
Bilimsel adı
00070
Küçük Batağan
Tachybaptus ruficollis
00120
Kara Boyunlu Batağan Podiceps nigricollis
00720
Karabatak
Phalacrocorax carbo
00820
Küçük Karabatak
Phalacrocorax pygmeus
00950
Balaban
Botaurus stellaris
01190
Küçük Ak Balıkçıl
Egretta garzetta
01210
Büyük Ak Balıkçıl
Egretta alba
01220
Gri Balıkçıl
Ardea cinerea
01470
Flamingo
Phoenicopterus ruber
01520
Kuğu
Cygnus olor
01530
Küçük Kuğu
Cygnus columbianus
01610
Boz Kaz
Anser anser
01790
Fiyu
Anas penelope
01840
Çamurcun
Anas crecca
01860
Yeşilbaş
Anas platyrhynchos
01890
Kılkuyruk
Anas acuta
01940
Kaşıkgaga
Anas clypeata
01960
Macar Ördeği
Netta rufina
01980
Elmabaş Patka
Aythya ferina
02020
Pasbaş Patka
Aythya nyroca
02210
Tarakdiş
Mergus serrator
02600
Saz Delicesi
Circus aeruginosus
02610
Gökçe Delice
Circus cyaneus
02670
Çakırkuşu
Accipiter gentilis
02690
Atmaca
Accipiter nisus
02870
Şahin
Buteo buteo
02880
Kızıl Şahin
Buteo rufinus
02930
Büyük Orman Kartalı Aquila clanga
03160
Ulu Doğan
Falco cherrug
03200
Gökdoğan
Falco peregrinus
18.11 19.11 21.11 22.11 23.11 24.12
4
4
2
10
2
8
3
4
8
24
1
12
4
2
15
17
10
4
2
24
8
2
3
3
7
2
2
8
380
80
40
250
450
200
60
200
2
500
500
200
400
220
150
200
20
5500
750
150
3
6
4
1
1
1
2
7
1
1
2
2
1
1
1
1
EURING Tür adı
kodu
04070
Sukılavuzu
04240
Saztavuğu
04270
Sazhorozu
04290
Sakarmeke
04560
Kılıçgaga
04850
Altın Yağmurcun
04930
Kızkuşu
04970
Ak Kumkuşu
05010
Küçük Kumkuşu
05120
Karakarınlı Kumkuşu
05180
Küçük Suçulluğu
05190
Suçulluğu
05320
Çamurçulluğu
05410
Kervançulluğu
05450
Kara Kızılbacak
05460
Kızılbacak
05480
Yeşilbacak
05530
Yeşil Düdükçün
05820
Karabaş Martı
05921
Van Gölü Martısı
05925
Gümüş Martı
07350
Peçeli Baykuş
08310
Yalıçapkını
09720
Tepeli Toygar
10190
Dağ Kuyruksallayanı
10200
Ak Kuyruksallayan
10990
Kızılgerdan
11210
Kara Kızılkuyruk
11390
Taşkuşu
11870
Karatavuk
15630
Ekin Kargası
Kara Leş Kargası
15820
Sığırcık
15910
Serçe
16360
İspinoz
18500
Alaca Kirazkuşu
18770
Bataklık Kirazkuşu
18820
Tarla Kirazkuşu
Bilimsel adı
18.11
1
Rallus aquaticus
2
Gallinula chloropus
2
Porphyrio porphyrio
200
Fulica atra
Recurvirostra avosetta
800
Pluvialis apricaria
220
Vanellus vanellus
1
Calidris alba
Calidris minuta
400
Calidris alpina
Lymnocryptes minimus
4
Gallinago gallinago
20
Limosa limosa
Numenius arquata
Tringa erythropus
30
Tringa totanus
1
Tringa nebularia
2
Tringa ochropus
20
Larus ridibundus
6
Larus armenicus
15
Larus cachinnans
Tyto alba
2
Alcedo atthis
4
Galerida cristata
3
Motacilla cinerea
5
Motacilla alba
10
Erithacus rubecula
2
Phoenicurus ochruros
Saxicola torquata
Turdus merula
150
Corvus frugilegus
Corvus corone pallescens 8
500
Sturnus vulgaris
50
Passer domesticus
70
Fringilla coelebs
Plectrophenax nivalis
8
Emberiza schoeniclus
Miliaria calandra
19.11 21.11 22.11
1
3
2
700
400
600
2
2
600
1200
80
40
150
1
2
60
20
23.11 24.12
1200
40
1000
40
850
65
60
60
60
20
7
25
10
5
15
5
1
15
132
504
4
600
3
6
4
7
15
55
2
2
10
1
1
1
2
1
1
20
10
2
12
350
10
7
350
25
10
3
5
15
6
Kızılırmak Deltası/ Düden mevkii
EURING kodu
00070
00120
00820
01080
01190
01210
01220
01790
01840
01860
02600
02610
02690
02870
02930
03200
04240
04270
04290
04700
04850
04930
05120
05320
05410
05450
05460
05480
05900
05925
06050
07350
08310
09760
10140
10190
15630
15670
15820
15910
15920
16360
16530
18770
Tür adı
Küçük Batağan
Kara Boyunlu Batağan
Küçük Karabatak
Alaca Balıkçıl
Küçük Ak Balıkçıl
Büyük Ak Balıkçıl
Gri Balıkçıl
Fiyu
Çamurcun
Yeşilbaş
Saz Delicesi
Gökçe Delice
Atmaca
Şahin
Büyük Orman Kartalı
Gökdoğan
Saztavuğu
Saz Horozu
Sakarmeke
Halkalı Cılıbıt
Altın Yağmurcun
Kızkuşu
Karakarınlı Kumkuşu
Çamurçulluğu
Kervançulluğu
Kara Kızılbacak
Kızılbacak
Yeşilbacak
Küçük Gümüş Martı
Gümüş Martı
Gülen Sumru
Peçeli Baykuş
Yalıçapkını
Tarlakuşu
Dağ İncirkuşu
Dağ Kuyruksallayanı
Ekin Kargası
Leş Kargası
Kara Leş Kargası
Sığırcık
Serçe
Söğüt Serçesi
İspinoz
Saka
Bataklık Kirazkuşu
Bilimsel adı
Tachybaptus ruficollis
Podiceps nigricollis
Phalacrocorax pygmeus
Ardeola ralloides
Egretta garzetta
Egretta alba
Ardea cinerea
Anas penelope
Anas crecca
Anas platyrhynchos
Circus aeruginosus
Circus cyaneus
Accipiter nisus
Buteo buteo
Aquila clanga
Falco peregrinus
Gallinula chloropus
Porphyrio porphyrio
Fulica atra
Charadrius hiaticula
Pluvialis apricaria
Vanellus vanellus
Calidris alpina
Limosa limosa
Numenius arquata
Tringa erythropus
Tringa totanus
Tringa nebularia
Larus canus
Larus cachinnans
Gelochelidon nilotica
Tyto alba
Alcedo atthis
Alauda arvensis
Anthus spinoletta
Motacilla cinerea
Corvus frugilegus
Corvus corone
Corvus corone pallescens
Sturnus vulgaris
Passer domesticus
Passer hispaniolensis
Fringilla coelebs
Carduelis carduelis
Emberiza schoeniclus
19.11
2
22.11
3
24.12
40
30
1
6
15
5
4
7
1
10
350
400
6
1
1
2
6
2
4
2
1
300
3
250
1
4
384
100
8
1200
40
150
70
40
8
300
86
250
60
40
28
35
1
20
7
1
1
20
2
2
1000
5
10
150
50
20
22
8
40
8
1
Ek VI. 2006 KOSKS Sayımları (Doğa Derneği)
Kızılırmak Deltası Sarıyar Barajı
Alan adı
Sayım tarihi
EURING
Kodu
Tür adı
Kara Gerdanlı Dalgıç
00030
Küçük Batağan
00070
Bahri
00090
(Samsun)
02.02.2006
Kızıl Boyunlu Batağan
#
Bilimsel adı
Gavia arctica
18
Tachybaptus ruficollis 34
Podiceps cristatus
935
Podiceps grisegena
1
Kara Boyunlu Batağan
Yelkovan
Podiceps nigricollis
Puffinus yelkouan
Karabatak
Küçük Karabatak
Tepeli Pelikan
Balaban
Phalacrocorax carbo
Phalacrocorax
pygmeus
Pelecanus crispus
Botaurus stellaris
Sığır Balıkçılı
Küçük Ak Balıkçıl
Bubulcus ibis
Egretta garzetta
01310
Büyük Ak Balıkçıl
Gri Balıkçıl
Kara Leylek
Egretta alba
Ardea cinerea
Ciconia nigra
01440
Kaşıkçı
Platalea leucorodia
01520
Kuğu
Cygnus olor
01530
Küçük Kuğu
Cygnus columbianus
01540
01590
Ötücü Kuğu
Cygnus cygnus
01610
Sakarca
Boz Kaz
Anser albifrons
Anser anser
01690
Sibirya Kazı
Branta ruficollis
01710
Angıt
Tadorna ferruginea
01730
01790
Suna
Tadorna tadorna
Fiyu
Boz Ördek
Anas penelope
Anas strepera
01890
Çamurcun
Yeşilbaş
Kılkuyruk
Anas crecca
Anas platyrhynchos
Anas acuta
01940
Kaşıkgaga
Anas clypeata
01960
01980
Macar Ördeği
Netta rufina
02020
Elmabaş Patka
Pasbaş Patka
Aythya ferina
Aythya nyroca
02030
Tepeli Patka
Aythya fuligula
00100
00120
00462
00720
00820
00890
00950
01110
01190
01210
01220
01820
01840
01860
(Ankara)
16.02.2006
#
5.471
9
350
802
2.719
167
12
2
2
7
34
29
43
132
1
14
247
32
38
400
291
343
160
2
1
21
1
7.641
316
1.480
130
33
158
2.804
1.297
1.860
7.794
978
241
382
54
9
3.974
4
7.338
1
843
20
Kızılırmak Deltası Sarıyar Barajı
Alan adı
(Samsun)
(Ankara)
Sayım tarihi
EURING Tür adı
kodu
Karabaş Patka
02040
02.02.2006
16.02.2006
#
#
Bilimsel adı
Aythya marila
2
02180
Altıngöz
Bucephala clangula
25
02200
02210
Sütlabi
Mergus albellus
02230
Tarakdiş
Büyük Tarakdiş
Mergus serrator
Mergus merganser
5
2
04070
Sukılavuzu
Rallus aquaticus
04240
04270
04290
04560
04850
04930
05010
05120
05190
Saztavuğu
Gallinula chloropus
Sazhorozu
Sakarmeke
Kılıçgaga
Altın Yağmurcun
Kızkuşu
Küçük Kumkuşu
Karakarınlı Kumkuşu
Suçulluğu
Çamurçulluğu
Porphyrio porphyrio
Fulica atra
Recurvirostra avosetta
Pluvialis apricaria
Vanellus vanellus
Calidris minuta
Calidris alpina
Gallinago gallinago
Limosa limosa
Kıyı Çamurçulluğu
Sürmeli Kervançulluğu
Kervançulluğu
Kara Kızılbacak
Kızılbacak
Bataklık Düdükçünü
Yeşilbacak
Limosa lapponica
Numenius phaeopus
Numenius arquata
Tringa erythropus
Tringa totanus
Tringa stagnatilis
Tringa nebularia
Yeşil Düdükçün
Tringa ochropus
Büyük Karabaş Martı
Karabaş Martı
Larus ichthyaetus
Larus ridibundus
05320
05340
05380
05410
05450
05460
05470
05480
05530
05730
05820
Gümüş Martı
05925
Tanımsız sukuşu
Toplam
Larus cachinnans
65
1
2
18
505
41.459
3.760
18
300
2
30
61
67
62
7
2
151
7
31
1
1
5
5
1
488
491
21.047
80.517
2.719
33
8.693
49.224