zübdetü`l buhârî - zübdetü`l buhari hadi sleri indir

Transkript

zübdetü`l buhârî - zübdetü`l buhari hadi sleri indir
ZÜBDETÜ’L BUHÂRÎ
İÇİNDEKİLE‘
ZÜBDETÜ'L BUHÂRÎ
TAKRÎR
MÜTE‘CİM ÖME‘ )İYAEDDÎN EFENDİ ME‘HUMUN TE‘CEME-Î HALİ
ŞÜPHEYİ GîDE‘ME
BUHARÎ-İ ŞE‘İF HAKKINDA AÇIKLAMA
BΓMİLLAHİ‘‘AHMANΑ‘AHİM
ABDE“T BAH“İ
GU“ÜL BAH“İ
HAYİ) BAH“İ
TEYEMMÜM BAH“İ
NAMA) BAH“İ
NAMA) VAKİTLE‘İ BAH“İ
E)AN BAH“İ
CUMA BAHSÎ
KO‘KU NAMA)I BAH“İ
‘AMA)AN VE KU‘BAN BAY‘AMI BAH“İ
VİTΑ BAH“Î
YAĞMU‘ DUA“I BAH“İ
GÜNEŞ TUTULMA“I BAH“İ
“EFE‘İ NAMA) BAH“'l
TEHECCÜD Na azı BAH“İ
MEKKE VE MEDİNE ME“CİDLE‘İNDE NAMA)IN FA)İLETİ
NAMA)DA YANILMA “ehiv BAH“İ
CENA)E BAH“İ
)EKÂT BAH“İ
HAC BAH“İ
MEKKE-İ MÜKE‘‘EME'NİN FA)İLETİ VE KA'BE'NİN İNŞA“I BAH“İ
ÖM‘E BAH“İ
AV BAH“İ
MEDİNE'NİN HA‘EMİ BAH“İ
O‘UÇ BAH“İ
KADİ‘ GECE“İ BAH“İ
ÜÇÜNCÜ CÜZ
“ELEM BAH“İ
ŞUF'A BAH“İ
İCA‘E BAH“Î
HAVALE BAH“İ
VEKÂLET BAH“İ
)İ‘AAT BAH“İ
MÜ“ÂKAT VE Şİ‘B BAH“İ
BO‘ÇLA‘ VE HACİ‘ BAH“Î
DAVACILIK BAHSÎ
LUKATA Yitik al BAH“İ
)ULÜM BAH“İ
‘EHÎN BAH“İ
KÖLE A)AD ETMEK BAH“İ
MÜKATEB “Ö)LEŞMELİ KÖLE BAH“İ
HİBE BAH“İ
UM‘A VE ‘UKE BAH“İ
ŞAHİDLİK BAH“İ
İFK İFTİ‘Â BAH“İ
“ULH BAH“İ
ŞA‘TLA‘ BAH“İ
VA“İYETLE‘ BAH“İ
CİHAD “İYE‘ BAH“İ
DÖRDÜNCÜ CÜZ
MÜ“LÜMANLA‘A DUA BAH“İ
YA‘ATILIŞIN BAŞLANGICI BAH“İ
ADEMİN YA‘ATILIŞI VE PEYGAMBE‘LE‘ BAH“Î
İ“‘AİL OĞULLA‘I BAH“İ
MENAKIB BAH“İ
PEYGAMBE‘LİK NİŞANLA‘I BAH“İ
PEYGAMBE‘ A“HABININ FA)İLETLE‘İ EBU BEKİ‘ İN Ö)ELLİKLE‘İ BAH“İ
ÖME‘ İN Ö)ELLİKLE‘İ BAH“İ
HA)‘ETİ O“MAN IN Ö)ELLİKLE‘İ
HA)‘ETİ ALİ NİN Ö)ELLİKLE‘İ
PEYGAMBE‘ “ALLALLAHU ALEYHİ VE “ELLEM İN YAKINLA‘ININ Ö)ELLİKLE‘İ
EN“A‘ İN Ö)ELLİKLE‘İ
İ“‘A VE Mİ‘AÇ BAH“İ
HİC‘ET VE MUHACİ‘LE‘ BAH“İ
BEŞİNCİ CÜ)
GA)ALA‘ BAH“İ
BEDİ‘ MUHA‘EBE“İ
KA B BİN EŞ‘EF İN ÖLDÜ‘ÜLME“İ BAH“İ
EBU ‘AFİ İN ÖLDÜ‘ÜLME“İ
UHUD “AVAŞI BAH“İ
HENDEK AH)AB “AVAŞI
BENİ KURAYZA GAZASI
‘İKA GA)A“I
BENİ MU“TALIK GA)A“I
HUDEYBİYE GA)A“I
HAYBER GAZASI
MÛTE GAZASI
FETİH GA)A“I
HUNEYN GAZASI
EVTAS GAZASI
TAİF GA)A“I
)İL — HALASA GAZASI
“EYFU L-BAHR GAZASI
SÜMÂME, MÜGEYLEME VE ESVED EL-AN“İ BAHΓLE‘İ
NEC‘AN EHLİ KI““A“I
EŞ A‘Î LE‘İN VE YEMEN LİLE‘İN GELÎŞİ
VEDA HACCİ BAH“İ
PEYGAMBE‘ “ALLALLAHU ALEYHİ VE “ELLEM İN HA“TALIĞI VE VEFATI
KU‘AN TEF“İ‘İ BAH“Î FATİHA “Ü‘E“İ
BAKARE “Ü‘E“İ
ALİ İM‘AN “Û‘E“İ
Nİ“A “Û‘E“İ
MAİDE “Û‘E“İ
BE‘ÂE “U‘E“İ
HUD “U‘E“İ
HIC‘ “Û‘E“İ
NAHL “Û‘E“İ
İ“‘A “U‘E“İ
KEHF “Û‘E“İ
ME‘YEM “Û‘E“İ
ALTINCI CÜZ
NÛ‘ “U‘E“İ
FU‘KAN “U‘E“İ
KA“A“ “U‘E“İ
“ECDE “Û‘E“İ
AH)AB “Û‘E“İ
“EBE “U‘E“İ
)ÜME‘ “Û‘E“İ
CA“İYE “Û‘E“İ
MUHAMMED KITAL “Û‘E“İ
KAF “Û‘E“İ
NECM “Û‘E“İ
‘AHMAN “Û‘E“İ
MÜMTEHÎNE “Û‘E“İ
CUMA “Û‘E“İ
MÜNAFIKÛN “Û‘E“İ
TAH‘İM “Û‘E“İ
NÛN SÛRESÎ
MÛDDE““İ‘ “Û‘E“İ
NA)İAT “Û‘E“İ
ABE“E “Û‘E“İ
ÎNŞİKAK “Û‘E“İ
ŞEM“ “Û‘E“İ
ALÂK İK‘A “Û‘E“İ
KEV“E‘ “Û‘E“İ
NA“‘ “Û‘E“İ
MUAVVİ)ETEYN “Û‘ELE‘İ
KU‘ ANIN FA)İLETLE‘İ BAH“İ
NİKÂH BAH“İ
TALAK BOŞAMA BAH“İ
LİAN BAH“İ
NAFAKA BAH“İ
YİYECEK Eti e BAH“İ
AKIKA KURBANI, HAYVAN KESME VE AVLAMA BÖLÜMÜ
KURBANLAR BÖLÜMÜ
MEŞ‘UBAT BÖLÜMÜ İÇÎLECEK ŞEYLE‘
HA“TALA‘ BAH“İ
TIP BAH“İ
GİYÎM el ise BAH“Î
EDEB VE SILA- ‘AHİM BAH“İ
Î)ÎN İ“TEMEK BAH“İ
DUA BAH“İ
DUYGULU “Ö)LE‘ BAH“İ
KADE‘ BAH“İ
YEMİNLE‘ VE ADAKLA‘
“EKİ)İNCİ CÜ)
FE‘Aİ) BAH“İ
ŞE‘ Î CE)ALA‘ VE DİYETLE‘ BAH“İ
MÜ‘TEDLE‘İN HAK DİNDEN ÇIKANLA‘IN TEVBEYE ÇAĞ‘ILMALA‘I
TABİ‘ ‘üya tevili BAH“İ
FİTNELE‘ VE B TANA İTAAT BAH“İ
TEMENNİ BAH“İ
KİTAB VE “ÜNNETE “A‘ILMAK
TEVMÎD BAH“İ
ZÜBDETÜ’L BUHÂRÎ
Aziz Okuyucu;
Kâi atı yaratı ısı yü e Allah ı Peyga eri vasıtasıyla i sa lara kurtuluş se e i olarak gö derdiği, Kur ân-ı Keri de
so ra, İsla ule ası ı üzeri de doğru olduğu a ittifak ettikleri altı kitap vardır. Bu lar ez ü le peyga eri izi
söylediği sözleri , sağla raviler e derle erek, kitap hali e getiril iş şeklidir.
Sahih-i Buhârî, Sahih-i Müslim, Sünnen-i Ebû Davut, Sünen-i Tirmizi, Sünne-i Nesâî, Sünne-i ibni Ma e isi leri i taşıya
u kıy etli kitapları , Kur a ı Keri de so ra ilk sırayı işgal ede i şüphesizki İ a -ı Buhârî hazretleri i Ce ettiği
sahih-i Buhârî kita ıdır. Bu kita ı
iltlik,
iltlik iltlik gi i uhtelif şerhleri yapılıp ta edil iştir. Bu ları oku ak
so dere e uzu vakitleri gerektirdiği de her Müslümanı alıp oku ası zordur. Bu iti arla eşhur hadîs
âli leri izde Ö er )iyaeddi Efe di Hazretleri u üyük kita ı özetleyerek ükerrer hadîsleri ve hadîs ravilerini
çıkararak ir zü de hazırla ıştır.
İşte )ü detül Buhârî adı daki u değerli eseri, uhtere Fikri Yavuz ho a sadeleştir iştir. Ayrı a, sü e i Tir izi
üter i i uhtere Os a )eki “oyyiğit Ho ada üyük ir titizlikle tahkik ve tetkiki i yaparak eşre hazırla ıştır.
Bu emekleri de dolayı ke dileri e teşekkürleri izi arz eder iki ilt hali de oriji alleri ile irlikte sizlere arz ettiği iz u
kıy etli eseri ası ı ı izlere ahşede Allah a hamd ederiz.
Tevfik Allah ta dır.
Hİ“A‘ YAYINEVİ
TAKRÎR
Merhum Müderris Ömer Ziyaûddin Efendi nin (1849-1925) Sahîh-i Buharî yi ihtisar edip so ra dili ize çevirdiği
ZÜBDETÜ L BUHARÎ adlı u eseri, e ekli üftüleri izde A. Fikri YAVU) Beyefe di tarafı da Os a lı a aslı da
sadeleştirilerek ye i Türk harfleriyle askıya hazırla ıştır.
Muhterem Hoca Efendi i üsle dikleri u görevi lâyıkı veçhile yeri e getir ek hususu da üyük gayret sarf ettikleri
gözde kaç a aktadır. Bu a rağ e eseri aşiri Hisar Yayı evi, ko u u aza et ve ehe
iyeti e i ae , yapıla
çalış aları tekrar gözde geçiril esi de fayda ülahaza ederek ve di î esûliyet duygusu u da ir gereği olarak u
çalış aları ir aşka ehliyetli görüşü tetkik ve tahkiki de geçir eyi kararlaştır ıştır. Kütü -i Sitte den SÜNEN-İ
Tİ‘Mİ)İ nin âcizane üter i i ol aklığı hase iyle u tetkik görevi bana teklif edildi.
Hisar Yayı evi i u tutu ve davra ışı ı te rik ve takdirle karşıla ası ve di i sahada eşriyat yapa yayı evleri i
tü ü tarafı da ör ek alı ası gerektiği e işaret et ek isteri . Aslı da yıllar a hadîs ualli liği yap ış Ö er
)iyaûddi Efe di gi i ir zatı ter ü esi ve yi e yıllar a fetva aka ı gi i ulvî ir aka da ulu uş ir zatı
sadeleştir esi ahis ko usu olu a u u tetkik ve tahkikine ihtiyaç görülmeyebilirdi. Fakat ciddiyetle temayüz ve dinî
mesûliyet duygusuyla hareket ede ir yayı evi i u a lüzu gör esi iftihar vesilesidir.
Bizde bu halisha e iyet karşısı da ize düşe görevi ütü ihlâsı ızla yeri e getir eye çalıştık. Büyük ir hassasiyet
ve titizlikle O ü üvvet üessesesi de fışkıra sözleri daha iyi a laşıl ası a yardı ı olduk.
Os a )eki “oyyiğit
Molla Meh etoğlu . .
İst.1,2
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
MÜTERCİM ÖMER )İYAEDDÎN EFENDİ MERHUMUN TERCEME-Î HALİ
Merhu
üter i Ö er )iyaeddi Efe di asle Dağısta lıdır. Çirkây a ağlı MΑTÎ köyü de doğ uştur. Lâzki
aşireti i AVA‘ oyu da dır. Şeyh Şa il Hazretleri i ili e savaşları sırası da era eri de hiz et et iştir.
Doğu yeri de ilk tahsili i yaptıkta so ra İsta ul a hi ret et iştir. İsta ul a geldikten sonra alet ve yüksek ilimleri
tahsile koyul uş, he de yüksek feyiz sahibi eşhur şeyh Gü üşha e li Ha ı )iyaeddi Efe di Kuddise sirruhu
Hazretleri de
a evî feyizler edi eye aşla ıştır. Öğretil esi adet ola zahirî ili lerde yi e sözü geçe Ah ed
Ziyaeddin Efendi Hazretleri de il î tahsili i ta a layarak i azet aldığı gi i, adı geçe Şeyh Hazretleri i kutsi
hi
etleriyle dere eler kaza arak hilâfet elde et iştir.
Hafıza gü ü deki sağla lık hayrete değer olup Kur an-ı Azî u ş-Şa ı, Fatiha-i Şerife gi i ta
ir süratle okuyacak
dere ede hafız olduğu da aşka, ter e e uyurduğu Zübdetü l-Buharî yi ve azı hadîs kitapları ı ez erle işti. Bir
çok se e hati le Teravih a azı kıldırdığı gi i, ö rü ü so u a kadar Kur an-ı Keri i-altı saatte, aşı da so u a
kadar ezbere oku ağa gü ü yete ir hafız idi. Bu yö de e sali pek adir idi.
İl î i azeti aldıkta so ra
Muharre
tarihi de Alay Müftüsü olduğu da Edir e de o altı se e kadar bu
hiz eti ta
ir istika et ve dirayetle aşardı. Bu da so ra Malkara kazası, niyabetini kabul ile bu hizmette de onüç
se e kal ıştır. “o ra Tekirdağ iya eti e yükseltilerek iki uçuk se e u hiz eti güzel e yeri e getir iştir:
Meşrutiyeti ilâ ı arkası da İsta ul a dö üp ir üddet kaldıkta so ra Medi e-i Münevvere ye giderek altı ay
kadar da orada kal ıştır. O sırada Hi az tarafı a gele Mısır Hidîvi A as Hil i Paşa aiyeti e geç iş ve o se ede
çok Mısır e leketi de adı geçe Hidîv i sarayı da ikra a azhar ol uştur.
tarihi de İsta ul a dönerek Daru l-Hılâfe
edresesi de Hilâfiyat ve o da so ra hadîs il i okuttuğu gi i,
Gü üşha e li Hazretleri i Post işî liği oşaldığı da ev ut halifeleri e olgu ve e âli i olduğu da irşat
postu a oturarak vakıf şartı gereği e irşat ve ilim tedrisi ile iki sene kadar eşgul ol uştur. /‘e iulevvel /
tarihi u a ge esi de yet iş eş yaşı da olduğu halde e edî hayâ ta göçerek Süleymaniye camii çevresinde
Gü üşha eli Hazretleri ile ke disi de so raki Halifeleri e ahsus yere gö ül üştür. Allah ı ol rah eti üzeri e,
olsun...
Merhu iyi huylu, ö ert ve güzel vasıflara sahip uhaddis; âlim, fazıl, çok lütuf kâr ve açık kalpli bir pir idi.
İşte size eşsiz ir dehâ ve Müslü a Türk fazılı!...
MÜELLİF İMÂM BUHA‘Î HA)‘ETLE‘İNİN
TERCEME-İ HALİ
Ebu Abdillah Muhammed bin İs ail i İ rahi
i Muğîre i Berdiz El-Cufî – yüce Allah ı rah eti üzeri e olsu –
Hazretleri, hicri 194 tarihinde Buhara da doğ uştur. İlk il i çalış aları ı Buhara da ikmal ettikten sonra, telif etmek
tasavvuru da ulu duğu Buharî-i Şerifi ütü hadîsleri i uydur alarda arı dır ak aksadıyla Horasa , Irak, Şa ,
Hi az, Mısır diyarı a ir yol uluk yaparak i i aşkı hadîs âliminden hadîs-i şerif di le iş, Ah ed i i Ha el ve
şöhretli hadîs âlimi Ebu Nuaym El-Isfaha î gi i pek çok eşhur âlimlerden ders al ıştır. Yüz i sahih ve ikiyüz i gayri
sahih hadîs ez eri de olduğu eşhurdur. Hatta İ a Buhari i e i se ediği hadîs, sahih hadîs değildir, diye ler
de vardır.
Ke disi de rivayet olu duğu üzere 600.000
iktarı da hadîs-i şerifi i eleyerek o altı yıl içi de ir araya getir iş
ve gusledip iki rekât a az kıl adıkça “ahih-i Buharî sine hiç bir hadîs-i şerif yaz a ıştır.
Bağdad da ulu duğu süre e dersleri e pek çok hü u ve rağ et ol uştu. Ke disi de yet iş i de ziyade büyük
şahsiyet hadîs-i şerif di le iştir. İ a Müsli
i Ha a EI-Nisapûri, İ a Tir izi, İ a Nesaî, E û )ura a ve Ebû
Bekir i i Hüzey e İ a Buhari de feyiz ala
eşhur âlimlerde dirler. Uzu za a Bağdad da ili öğrettikte so ra
Buhara ya dö erek ili
eşri e aşla ışke Buhara Valisi ulu a Halid i i Ah et, yal ız ke di evlâdı ı
faydala dır ak üzere ke disi i özel ualli yap ak iste işse de, İ a Buharî ili
eşri i hudutla dırıl ası a razı
ol adığı da “e erka d ivarı da Hertenk köyü e sürül üş ve orada hi ri 256 yılı da alt ış iki yaşı da olduğu
halde ‘a aza
ayra ı ge esi de eka ale i e göç üştür, Allah Teâlâ Hazretlerinin rahmeti onun ve bütün
müminlerin üzerine olsun...3
ŞÜPHEYİ GİDERME
Ehliyetli kişiler e alu olduğu üzere fıkha ait ütü
eseleleri kay ağı Kur a ı Kerim ile Peygamberin- hadîs-i
şerifleridir. Ya i müçtehit i a lar, eya uyurdukları di i eseleleri ütü ü ü Kur a ı Kerim ve hadîs-i şeriflerde
çıkar ışlardır. Bu a i ae
azı hadîs-i şerifleri ter e eleri de ü ase et geldikçe erhu
üter i Ö er
Ziyaeddin Hazretleri, müçtehit i a ları i tihadî ihtilâfları ı eya uyur uş ol akla hatıra şöyle ir şey gel ek
ihti ali vardır: Made ki dört i a ı hepsi eseleleri çıkar akta kay akları irdir, o halde araları da içi ihtilâf
oluyor? Bu lar ili yö ü de herkesi güve i i kaza dıkları halde ede ittifak ede e işlerdir, ittifakla ka ul
edile eye ir esele asıl uygula a ilir?
Bu sorulara iki yönden cevap verilebilir:
1- Müçtehit imamlar, esas meselelerde ittifak halindedirler. Meselelerin azı teferruatı da ihtilâf ev uttur. Ayeti
kerime ile beyan buyrulan a desti farzları ı dört ol ası da fikir irliği vardır. Yal ız a desti oza azı kısı larda
pek az bir ihtilâf vardır. O da ihtilâfta sayıl az.
2- Bir esele i sü ûtu da ittifak olup uygula a şekli de ihtilâf ulu ası, o eseleyi a elde düşür ek içi
ol ayıp daha sağla , daha üke
el ir hale koy ak içi ola ağı da u da ihtilâfda sayıl az. O halde ihtilâf neye
derler?
Birisi: Gü de eş vakit a az kıl ak farzdır, delil de şu ayeti keri edir der. Öteki: Hayır, a az iki vakittir, eş
değildir. der. İhtilâf u gi i şeylere de ir.
Şu halde müçtehit i a ları farz ve vacip olan amellerde ittifak edip bazı teferruatta ihtilâf etmeleri bizi
şüpheye düşüre ez.
. sayfa ı
. hadîs-i şerifi i ter e esi deki özel araştır a ahsi e üra aat olu su .
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-12
— Bİ“MİLLAHİRRAHMANİRRAHİM —
BUHARÎ-İ ŞERİF HAKKINDA AÇIKLAMA
Kita ı ız KU‘ AN-Î KE‘İM den sonra, kitapları e sahihi olduğu a üyük âlimleri ittifakı ola BUHA‘Î-İ ŞE‘İF, lâfzî,
fi li ve takrîrî olmak üzere, mükerrer hadîslerle beraber 7275 hadîs-i şerifi ihtiva ede dört üyük iltten ibarettir.
İ a Buharî Hazretleri ise, Peyga er e ait hadîslerin senetleri i ir silsile hali de a lattığı gi i, sırası geldikçe de ir
çok râvinin, ashap ve ta iî i sözleri i dahi kita a koy uş olduğu da kita ı ha i, adeta oku ası ve kavra ası
ü kü ola aya ak dere ede üyü üştür.
Müter i
erhu Ö er )iyaeddi Hazretleri, öğre i ve okuyu ulara kolaylık sağla ak üzere Buharî-i Şerifi
senetleri i ve ükerrer hadîsleri i çıkar ak ve yal ız Kavli hadîsleri al ak suretiyle kısaltıp topla ı 4541 adet olan
hadîs-i şerifi SÜNEN-İ AKVAL-i NEBEİYYE adı ile hi rî
tarihi de İsta ul da as ış ve yay ıştır.
Adı geçe
erhu
u kita ı herkesi kolayca okuyup ezberleyebilmesi için, Peygamber e ait Kavli hadîslerden mana
yö ü de ir ve yal ız ravileri
üteaddit ol ası dolayısıyla lâfızlarda kıs e değişik ola hadîs-i şerifleri irleştir ek
ve ükerrer ola ları ta a e , hadîs ravileri i sözleri i kıs e düşür ek suretiyle tekrar kısaltıp 1524 hadîs-i şerifi
ihtiva eden Zübdetü l-Buharî adı ile hi rî
tarihi de Mısır da, ir kitap yazarak asıp yay ış idiyse de u
kitapları her ikisi de arapça yazıl ış olduğu da , arapçayı ta
il eye Türk kardeşleri i faydala aları ı gözde
uzak tut aya Ö er )iyaeddi Hazretleri, zikredile tarihte he e ke di el yazıları ile u Zübdetü l-Buharî kita ı ı
Türkçeye ter e e et iştir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
BΓMİLLAHİRRAHMANÎRRAHİM
1- İ i A as ‘.A. dan rivayet edilen Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e ait ektu u ter e esi şöyledir:
Bİ“MİLLAHΑ‘AHMANİ‘‘AHİM. Allah Teâlâ ı kulu ve peyga eri MUHAMMED tarafı da , ‘u ları
üyüğü
Hirakl e...
Hidayete uya lara selâ olsu . İ di se i İsla a davet ederi . İsla ol, selâ et ulursu ve Allah Teâlâ sana iki kat
mükâfat verir. Eğer yüz çevirirse , sa a ağlı ola ları hepsi i ve ali kuşkusuz oy u dadır. Ey Ehl-i kitap (olan
Hıristiya lar ! Allah Teâlâ da aşkası a i adet et e ek ve O a hiç ir şeyi ortak koş a ak ve Allah ı ırakıp da
ir iri izi Ta rı ittihaz et e ek üzere geli iz, ara ızda söz irliği edeli ! Eğer o lar yüz çevirirlerse, siz ey i a
edenler! Şahit olu uz, iz Müslü a ız Allah Teâlâ ı e irleri e oyu eğ işiz ve tesli ol uşuz. deyiniz...)
Mütercimin ilavesi:
Hirakl, her ne kadar i a et eğe gayret göster işse de, kav i de çeki ip i a ı ı açıklaya adı. Gerçi Hirakl, Mekke
ti aret kafilesi aşka ı sıfatıyla o vakit Şa da bulunan Ebû Sûfyan ı Kudüs e getirtip uzu uzadıya soru sorarak deri
ir tahkikat eti esi de ke disi e ta
ir vi da ka aati gel iş ve ütü hali de i a et ek üzere ‘u
üyükleri e
teklifte ulu uş ise de, o lar ka ul et edikleri de ke disi de i a ı ı açıklaya a ıştır.
İMAN BAH“İ
2- İ i Ö er ‘.A. da rivayet edil iştir:
İsla
eş esas üzeri e kurul uştur: Allah Teâlâ da
aşka a ud ol adığı a ve Hazreti Muha
ed in, Allah
Teâlâ ı peyga eri olduğu a kalp ile tasdik ve dil ile ikrar edip şehâdet et ek, Erkâ ve şartları ile eş vakit a az
kıl ak. Nisaba sahip ola içi
alı ı zekâtı ı ver ek. Gü ü yete içi ha et ek. ‘a aza ayı da oruç tut ak
3- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir: İ a , alt ış küsur şu edir. Hayâ da i a ı
ir şu esidir.
4- A dullah i i A r ‘.A. da rivayet edil iştir:
Müslü a , dili de ve eli de Müslü a ları e i oldukları kişidir. Muha ir, Allah Teâlâ ı yasakladığı şeyde göç
ede kişidir.
5- Ebû Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
Hangi Müslüman daha faziletlidir, diye sorulunca Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, dilinden ve elinden
Müslümanları e i oldukları kişi uyurdu.
6- A dullah İ i A r ‘.A. da rivayet edil iştir: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine: Ey Allah ı
‘esulü: Müslü a lığı ha gi a eli daha hayırlıdır? diye sorulu a, Peyga er efe di iz: Açları doyur aklığı ,
ta ıdığı a ve ta ı adığı a selâ ver ekliği , uyurdular.
7- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir
Hiç iri iz, ke disi içi istediği şeyi di kardeşi içi de iste edikçe i a et iş ola az
iman ile mümin olamaz)!
u u yap adıkça kâ il ir
8 - Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bütü e liği e sahip ola Allah Teâlâ ya yemin ederim ki, ben herha gi iri ize, a ası da ve ço ukları da daha
ziyade sevgili ol adıkça ka il ir ü i ola az.
9- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Üç şey vardır ki, o lar ki de ulu ursa, o şahıs i a ı tadı ı ul uştur; Allah Teâlâ ve peyga eri, diğer ütü
varlıklarda o ki seye daha sevgili ol ak. Bir ki seyi sevdiği za a , karşılık ekle eksizi yal ız Allah rızası içi
sev ek. Ateşe atıl akta tiksi diği gi i, İsla ile şerefle dikte so ra tekrar küfre dö üp di de çık akta tiksinmek.
Bu üç şey, her ki de ulu ursa i a ı zevki i iyi tat ış olur, de ektir.
10- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
İ a ı alâ eti, E sar ı Medine li asha ı sev ektir. Nifakı alâ eti de, E sar a kin beslemektir.
11- Ubâde bin Samit (R.A.) de rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, asha ı kira da ir topluluğu hita e şöyle uyurdular:
Allah Teâlâ ya hiç ir şeyi ortak koş aya ağı ıza, hırsızlık yap aya ağı ıza, zi a et eye eği ize, ço ukları ızı
öldür eye eği ize, ke di iz e iftira uydurup ortaya at aya ağı ıza, şeriatı uygu gördüğü hususlarda isya
et eye eği ize dair a a iat edi iz!..
“izde her ki
u iatı yeri e getirirse ükâfatı, Allah Teâlâ tarafı da
ehe ehal verile ektir. Her ki
u
yasaklarda iri i işler de dü yada ezası ı çekerse u eza o u kefareti olur. Ki de u yasaklarda iri e düşer de,
so ra Allah o u örterse suçu gizli kalırsa , o u duru u Allah a kal ıştır. Dilerse ağışlar, dilerse ahrette o a aza
eder. (Bu hüküm, Allah a ortak koş ak suçu da aşka gü ahlar içindir. Şirkte tevbe etmedikçe Allah hiç bir kulunun
gü ahı ı ağışla az.
Bu hadîs-i şerifi ravisi Hazreti U âde der ki: Biz de toplu olarak bu esaslar üzerine biat ettik.
12- Ebû Saîd Hudrî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Müslü a ı e hayırlı alı he e he e davardır. Çü kü dağ aşları da ve dere oyları da davarı ardı da gider
ve di i i e iyet içi de hükü süre fit elerde kaçırır korur .
13- Aişe “ıddika ‘.A. dan rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri asha ı kira a ir şey e rettikleri za a , o ları güç yetire ile ekleri
ir işi e rederlerdi. Hatta o lar: Bizi duru u uz sizi gi i değildir; çü kü Ce a ı Hak geç iş ve gele ek gü ahları
hepsi i size ağışla ıştır. Biz ise u duru da değiliz daha çok çalış ak ve i adet et ek zoru dayız , dedikleri de
efe di iz u söze kızardı. Öyle ki, ü arek yüzleri de kızgı lık eseri elli olurdu. “o ra şöyle uyururdu: Allah
Teâlâ da e çok korka ı ız ve çü kü O nu en iyi bileniniz benim.
14- Ebû Saîd den rivayet edil iştir:
Cennetlikler Cennet e ve cehennemlikler Cehennem e girerler. “o ra Ce a ı Allah Azze ve Celle Hazretleri eleklere
hita e şöyle uyurur: Her ki i i a da ir hardal ta esi ağırlığı kadar i a kal i de varsa, o u Cehe e den
çıkarı . Bu u üzeri e o lar si siyah oldukları halde orada çıkarılırlar. “o ra hayâ veya hayat nehrine (ebedî hayâ ta
se ep ola
ehre atılırlar. “o ra, ark ke arları da ite ta eler gi i iterler. Bu ları sapsarı ve kıvrı kıvrı
çıktıkları ı utlaka gör üşsünüzdür.
15- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
‘üya da azı i sa ları gördü . Gö lekli olarak a a gösterildiler. Gö lekleri ir kıs ı e elere, ir kıs ı da daha
aşağıya kadar i işti. Ö er i Hatta ise etekleri i yerde çektiği ir gö lekle ana gösterildi. (Ashab) dediler ki: Ey
Allah ı ‘esulü u u eye yordu uz? Buyurdular ki: Di darlığa yordu .
16- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Ensar dan (Medine Ii ashaptan) birisi, din kardeşi e öğüt verirke
ya ları a vardıkları da: Ey kişi, uzu lafı, ırak; hayâ i a da gelir, uyurdular.
17- İ i Ö er ‘,A. de rivayet edil iştir
Allah ta aşka i adet edile ek ir ilâh ol adığı a, Muha
edi eye, a azları ı kılıp zekâtları ı veri eye kadar Arap
ed in de Allah Teâlâ ı peyga eri olduğu a şehadet
üşriklere karşı savaş a
a a e redildi. Eğer u ları
yaparlarsa, e de
alları ı ve ka ları ı koru uş olurlar; a ak kul hakları ile şer i ezalar kalır. Kul hakları olursa
kendilerinde alı ır, suç işlerlerse ezala dırılırlar . Allah Teâlâ tarafı da hesa a çekilirler.
Yani:
Bir ki se görü üşte di i e irleri yeri e getir ekle kurtulur; içi ve aslı iti ariyle o u hali Allah a kalır. Ahirette o a
göre muamele görür.
18- Ebû Hureyre (R.A.) da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e: — Hangi amel daha faziletlidir? diye sorulunca, Allah Teâlâ ya ve O nun
Peygamberine iman etmek, buyurdular. Sonra hangisi? diye sorulunca : — Allah yolunda (tevhid kelimesini yüceltip
hâkim kıl ak içi ihad et ek, uyurdular. “o ra ha gisi? diye sorulu a: — Makbul bir hac, buyurdular.
19- Sa d (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i
e lisi de ike , yardı olarak ir kaç kişiye al verip benim en
hoşla dığı ada a ver edi. Kalpleri İsla a ısı dırıl ak içi ke dileri e al verildiği hik eti i, a laya adığı da
ben: Ey Allah ı ‘esulü! Fala ada hakkı da görüşü edir? Vallahi e o u gerçekte
ü i iliri , deyi e,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Veya Müslüman ilirsi . “e o u iç hali i gerçek olarak ile eye eği içi , gerçek ü i iliri de e, dış hali
itibariyle onu Müslüman bilirim de, diye e i ikaz etti ise de u u a laya adı . Bir üddet sustu ve so ra o ada
hakkı daki ka aati ağır asarak yi e sözü ü tekrarlayıp: Ey Allah ı ‘esulü! O ada hakkı da görüşü redir? Vallahi
ben onu gerçekten mümin bilirim dedim. Peygamber yine:
Veya Müslüman bilirsin, buyurdu.
Bir iktar sükût ettikte so ra, o ada hakkı daki ka aati yi e gale e çalarak sözü ü tekrarladı . ‘esûlullah da
sözü ü iade etti; so ra şöyle uyurdu: Ey Sa d! Başkası ı daha çok sevdiği halde, ir ada a veriyoru . Çü kü
(vermezsem) Allah Teâlâ ı o u yüzükoyu ehe e e ıraka ağı da korkarı . (Yani, ona vermezsem, belki
di de çıkar da ehe e lik olur. O u kal i i İsla a ısı dır ak ve i a ı ı pekleştir ek içi veriri .) 6
Mü i ve üsli keli eleri ay ı a ayı taşırlarsa da, aza urada olduğu gi i, görü üş hali İle İsla
üsli ve kal e i a ede lere de ü i de ir. Gerçekte kal e ola i a ı Allah ilir. A.F.Y.
ı kabullenene
20- İ i Abbas (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Ba a Cehe e gösterildi. Bir de aktı ki, ehe e likleri çoğu kadı larda i aret; çü kü o lar a körlük ederler.
Soruldu ki: Ya Resûlallah, Ce a ı Allah a ı a körlük ederler? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurdular: En yakı ada ı a a körlük ederler ve ke dileri e yapıla iyiliğe de a körlük ederler. Meselâ: Bir kadı a
yıllar oyu a iyilik etse de, so ra o kadı se de ir şey hoşla aya ağı ir iş gör üş olsa, se de hiç ir hayır
görmedim, diye nankörlük eder.
21- Ebû Zer (R.A.) de rivayet edil iştir
Bir esir alıp o u hiz eti de kulla ırke a ası da dolayı ke disi i aşağıladı . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Hazretleri şöyle uyurdular: Ey E û )er! Nede o u a ası da dolayı aşağıladı ? Muhakkak se , kendisinde cahiliyet
eseri ulu a ir kişisi ! Hade e ve köleleri iz sizi kardeşleri izdir. Ce a ı Allah o ları sizi eli ize ırak ıştır. Her
ki i eli de öyle ir kardeşi olursa, ke di yediği ye ekte o a yedirsi , ke di giydiği el isede o a giydirsi ve
öyleleri e güç yetire eye ekleri ir iş yükle eyi iz. Eğer yüklerse iz o lara yardı edi iz.
22- Ebû Bekre (R.A.) de rivayet edil iştir:
İki kişi kavga ederke u larda iri e yardı et ek içi yürüdü . E û Bekir Hazretleri karşı a çıktı ve ereye? diye
sordu Be de: İşte şu ada a yardı ede eği , dedi . “o ra a a, git e geri dö ; çü kü ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem Hazretleri de şöyle uyurduğu u işitti .
İki Müslü a , kılıçlarıyla ir iri e karşı çıktıkları da öldüre le öldürüle i ikisi de cehennemdedir. Ya Resûlallah,
dedi öldüre katildir, yeri ehe e , fakat öldürüle i gü ahı e ede ehe e lik olsu ?
Şöyle uyurdular:
O da arkadaşı ı öldür e hırsı içi de idi. Böyle düelloya çıka lar, ehe e i oylarlar.
23- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Mü afığı alâ eti üçtür: Ko uştuğu za a yala söyler, söz verdiği za a
e a et ırakıldığı za a hıya et eder.
24- Abdullah bin Amr (R.A.) dan rivayet edil iştir:
ayar, ke disi e e
iyet olduğu veya
Dört şey ki de ulu ursa halis ü afık olur; o dört şeyde yal ız irisi ulu ursa, o u ırakı aya kadar ifakta ir
haslete sahip ulu ur: Ke disi e güve ildiği za a u güve e hıya et eder. Ko uştuğu za a yala söyler. A laş a
yaptığı za a arkada vurur. Bir ki se ile davalaştığı za a hır çıkarır.
25- E û Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Her kim Kadir gecesi i, u ge esi i fazileti e i a arak Allah rızası içi i adetle geçirse, o ki se i geç iş gü ahları
ağışla ır.
26- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri, ke di yolu da ü ahit olarak çıka , yal ız a a ola i a ı ve peyga erleri e ola tasdiki
yüzü de çık ış ulu a kişiye, kaza dığı e ir veya ga i etle geri çevir eyi veya e ete sok ayı tekeffül et iştir.
Ü
eti e ağır gelmeseydi gazaya giden hiç bir müfrezeden geri kalmaz ve Allah yolunda ölüp sonra dirilmeyi, tekrar
ölüp tekrar diril eyi ve so ra öl eyi arzulardı . Ya i: Ü
eti i diğer di î ve idarî işleri i aksa a ası ve
güçlükle karşılaş a aları içi Medi e-i Münevvere de kalıyoru . Yoksa düş a karşısı da ve savaş yeri de ulu ak
arzusu dayı . Mü kü olsaydı, u uğurda ir kaç kez hayatı ı feda ederi .
27- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Gerçekte İsla di i çok kolaydır; hiç ki se asla u di i zorla aya kalkış ası , yoksa di o a galip gelir. Ya i,
kulluğu e a lası ı yap ağa ki se i gü ü yet ez. O halde doğrulukta ayrıl ayı ız, utedil davra ı ız, iyi ser
olu uz, sa ah, akşa ve ge e i ir kıs ı da i adet ve iyaz ederek yardı isteyi iz. (Yani, ibadetten hiç kimseyi
soğut ayı ız, irlik ve era erlik hali de olu uz, ge e-gü düz di ve illet içi
ü kü olduğu kadar çalışı ız.
28- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir kul İsla a girer ve Müslü a lığı düzgü olursa, Allah Teâlâ o u eskide işlediği her gü ahı ı ağışlar. Bundan
so ra o a, ir iyiliğe karşı, o
isli de yediyüz katı a kadar ükâfat ve ir gü aha karşılık, Allah eğer ağışla azsa,
bir misli ceza verilerek mukabele edilir.
29- Hazreti Aişe den (R.A.) rivayet edil iştir:
(Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem sordu : Bu kadı ki dir? Be evap olarak: Bu kadı , çok a az kıldığı da
bahsediyor, deyince Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Vazgeçi iz ve gü ü üz yettiği kadar kılı ız. Vallahi Hak Teâlâ Hazretleri, siz i adet et ekte
ık adıkça O da
ke disi e i adet edil ekte
ık az. O a e sevi li i adet, sahibi tarafı da deva lı yapıla i adettir.
30- Hazreti Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Herki , LÂ İLÂHE İLLALLAH der ve kal i de ir arpa ta esi ağırlığı da hayır ulu ursa, Cehe e den çıkarılır. Her
ki , kal i de ir uğday ta esi ağırlığı da hayır olur da LÂ İLAHE İLLALLAH derse, Cehe e de çıkarılır. Kal i de
zerre iktarı hayır olduğu halde LÂ İLAHE İLLALLAH diye de, Cehennem de çıkarılır.
Ya i, zerre kadar kal i de i a ola
ü i e edî olarak ehe e de kal az. Bir rivayette de, hayır keli esi yerine
i a sözü kulla ıl ıştır.
31- Hazreti Talha (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Nafile namazlar hariç gece ve gündüz de
saatte eş vakit a az, afile oruçlar hariç ‘a aza orucu ve gönüllü
olarak verile sadakalar hariç )ekât farzdır. Peyga er Efe di iz, u u, İsla dan sual eden bir Ara î ye cevap olarak
uyur uştu ve
Hadisi şerifi rivayet ede râvi der ki: İslamiyetten sonra Arabî yemin edip, vallahi bundan ne fazla ve ne de eksik
yaparı , diyerek dö üp gitti. ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: Eğer u ada sözü de sadık ise uhakkak
kurtulur uyurdular. Ya i, yal ız farzları yeri e getir ekle ahirette ehe e de kurtulup e ete girer.
Bu Ara î, u larda
aşka yap a
gereke
ir şey var
ı? diye de sor uştu.
32- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her kim mümin olarak ve sevabı a i a arak Allah rızası içi Müslüman ir e azeyi teşyi eder de, a azı kılı ıp
gö ül esi i ta a la ı aya kadar ya ı da ulu ursa, o ki se iki kırat sevap ile geri dö er ki, her kıratı ağırlığı
Uhud dağı kadardır. Ki de o e aze i yal ız a azı ı kılar da gö ül ede ö e geri dö erse, ir kırat sevap ile
dö üş olur.
33- Abdullah (R.A.) da rivayet edil iştir:
Müslü a a sövüp say ak sapkı lık ve o u la vuruş ak kâfirliktir.
34- Ubade bin Sâmit (R.A.) den rivayet edil iştir:
Ben size Kadir gecesi i ildir ek içi çık ış idi . Fakat fala ve fala ı Mes id de çekiş eleri yüzü de kaldırıldı.
Belki sizi içi hayırlı ola ilir. “iz o u ‘a aza ayı ı yir i yedi i, yir i dokuzu u ve yir i eşi i ge eleri de
arayı ız.
35- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ir gü dışarıda azı kişilerle otururke ya ı a ir ada gelip
i a ı sordu. Peyga eri iz: İ a , Allah Teâlâ Hazretleri e, elekleri e, Allah ile ülâkatı hak olduğu a, Allah ı
peyga erleri e, öldükte so ra diril eye i a a dır, uyurdu. O ada , İsla
edir? diye sordu. Peyga er: İsla ;
Allah Teâlâ ya ibadet edip asla O a ortak koş a a , a az kıl a , farz ola zekâtı ver e ve ‘a aza ayı da oruç
tut a dır, uyurdular. Yine o adam, ya Resûlallah ihsan nedir? diye sordu. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurdular:
— İhsa , Allah a görürcesine ibadet etmendir; sen O nu göremiyorsan da O seni görüyor. Sonra, ya Resûlallah! Kıya et
ne zaman (kopacak)? diye sordu. Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
— “orula kişi, sora da daha ilgili değildir; u hususta iki iz de üsaviyiz, kıya et gü ü ü za a ı ı ancak Allah
Teâlâ Hazretleri ilir . Fakat sa a kıya eti azı alâmetlerini bildireyim:
— Cariye, efendisini doğuru a ve ir takı
elirsiz deve ço a ları yüksek i alar kuru a kıya et yakı dır . Beş şey
var ki, o ları a ak, Allah ilir. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ili e eye eş şeyi içi e
toplayan âyet-i keri eyi okudu: Kıya eti e za a kopa ağı ı, ereye e iktar yağ ur yağdıra ağı ı, rahi lerde
olan ceninleri (tam - oksa , erkek dişi a ak Allah ilir. Hiç ki se yarı iyi veya kötü e kaza a ağı ı ve ha gi yerde
öle eği i il ez. Bu ları a ak Allah ilir. “o ra o ada kalkıp gitti. Peyga er Efe di iz: O kişiyi geri dö dürü üz,
buyurdu. ashap aktılar ki ortalıkta ki se yok!... “o ra Efe di iz, Bu zat Hazreti Cibril dir; insanlara dinlerini
öğret ek içi geldi. buyurdu.
36- Nu a i Beşir ‘.A. de rivayet edil iştir:
Helâl eyda da ve hara da eyda dadır ili e şeylerdir Fakat u ikisi i arası da irtakı şüpheli şeyler vardır
ki, i sa ları çoğu u ları il ezler. Her ki şüpheli şeylerde sakı ırsa di i i ve şerefi i kurtarır. Şüpheli şeylere
düşe ki se de, yasak koru çevresi de koyu ları ı yaya ço a a e zer ki, sürüyü yasak koruya düşür esi ekle ir.
Bili iz ki, her padişahı ir yasak korusu vardır. Bili iz ki, Allah Teâlâ ı yasak korusu hara kıldığı şeylerdir. Bili iz ki,
i sa ı ede i de ir et parçası vardır o et parçası iyi olursa, ütü vü ut da iyi olur. O ozuk olursa, ütü vü ut
ozuk olur. Bili iz ki, o et parçası kalptir.
37- İ i A as R.A.) da rivayet edil iştir:
Di leri i öğre eye gele ir e aat içi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) Bu kavim kimdir? veya bu heyet
kimdir? diye sordular ve sonra buyurdular ki: Merhaba ey kavim! veya
erha a ey heyet! Allah size piş a lık
ver esi ve sizi ada sız ko ası . “ize dört şeyi e reder ve sizi dört şeyde
e ederi . “ize yal ız Allah a iman
etmeyi ki yal ız Allah a iman ne demektir, bilir misiniz? Allah ta aşka hiç ir ilâh ol adığı a, irliği e ve ortağı
ulu adığı a, Muha
ed in de Allah ı peyga eri olduğu a şehadet et ektir, a az kıl ayı, zekât ver eyi,
‘a aza ay ıda oruç tut ayı ve ga i etleri eşte iri i ver e izi e rediyor ve sizi dü â , hantem, mukayyer ve
akir gi i içki çeşitleri de
e ediyoru . Bu ları kavrayıp gözeti iz ve ardı ızdakilere de te liğ edi iz.
38- Hazreti Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
A eller iyetlere göredir ir işte
aksat e ise, hükü o a göredir ve her i sa a ak iyeti i karşılığı ı ulur:
Ki i hi reti Allah ve peyga eri içi di i i selâ eti içi ise, o u hi reti Allah ve peyga eri içi dir, Allah rızası ı
kazanır, sevap elde eder. Ki i de hi reti, elde ede eği dü ya e faati veya evle eyi tasarladığı kadı içi ise o u
hi reti, ha gi şey uğru da hi ret et işse o adır. O halde kişi i hi reti u hi ret edişte kaza a ağı şey , iyeti e
göre yapa ağı işe ağlıdır. Di içi hi ret ederse sevap kaza ır, dü ya içi hi ret ederse, sevap kaza az.
39- Ebû Mesud (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Bir ki se aile efradı a, Allah rızası ı gözeterek geçi
sağlarsa, u yoldaki har a aları da sadaka seva ı kaza ır.
40- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
(Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ir topluluğa hita e ir edevî geldi ve Peyga er e: Kıya et e za a
kopa ak? Diye sordu. Hazreti Peyga er ko uş ası ı ta a ladıkta so ra kıya ette sora ada nerede?
uyurdu. Bedevi, işte e i ya Resûlallah dedi ve so ra Peyga er Efe di iz şöyle uyurdular
E a etler işler ve vazifeler zayi edildiği za a kıya eti ekle Yi e edevi e a etler asıl ziya edilir? diye soru a,
Peygamber Efendimiz buyurdular ki : İdarî işler ve vazifeler ehil ol aya lara verildiği za a kıya eti ekle.
41- Abdullah bin Amr (R.A.) da rivayet edil iştir:
A dest suyu değ eye Ökçeleri ehe e de çeke eği var. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu en yüksek
sesle iki veya üç defa tekrarladı.
Mütercim:
“avaş içi sefer hali de ike ashapta
azıları iki di a azı ı so vakti e yetiş ek içi çok a ele a dest alıp
ayakları ı yarı yıka aları üzeri e u hadîs-i şerif varit ol uştur.
42- İ i Ö er ‘.A. den rivayet edil iştir:
Ağaçlar içi de yaprağı düş eye ir ağaç vardır ki, Müslümanı ör eğidir; ha gi ağaçtır o, a a söyleyi iz? O, hur a,
ağa ıdır.
43- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
“a a İ a et ediyoru , e isterse sor! Allah ı hakkı içi evet! Allah ı hakkı içi evet! Allah ı hakkı içi evet!
Peyga er Efe di iz, ir edevi i peyga erlik, a az, oruç, zekât hakkı daki soruları a u şekilde uka ele,
et işlerdi.
Mütercim:
Hazreti Peygamber e bir kimse gelip: Ey Abdülmuttalib zade! Seni bütün i sa lara peyga er olarak Allah ı
gö derdi? Ge e gü düz eş vakit a az kıl ayı Allah ı e retti? Her se e ‘a aza ayı da oruç tut ayı Allah ı
emretti? Nisaba sahip ola ı her yıl zekât ver esi i Allah ı e retti? diye soru a, u lara eva e :
Allah ı , hakkı içi evet uyur uşlardır.
44- E û Vâkıd ‘.A. da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Mescid-i şerifte e aatiyle otur akta ike , üç kişi girdi. Bu larda
ikisi Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendi ize yö eldiler. Biri dur ayıp gitti. Bu iki kişide
iri, halka ı
arası da ir kişilik oş yer ulup oturdu. Öteki de halka ı arkası da oturdu. Üçü ü ise dö üp gitti. “o ra ‘esûlullah
vaaz ve nasihati bitirince şöyle uyurdular: Şi di size üç kişi i hali de ahsedeyi ! O larda iri Ce a ı Hak a
sığı dı ve Ce a -ı Hak da, o a sığı ak verdi. Biri de hayâ ederek safları gerisi de oturdu ve Allah Teâlâ da o u
ükâfatla dır a ak da hayâ etti.
Öteki ise, Cenab-ı Hak dan yüz çevirdi ve Cenab-ı Hak da o da yüz çevirdi u ilahî e lisi faydaları da
ahru
oldu).
45- Ebû Bekre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Resûlü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Kur a ayra ı da MÎNA da deve üzerinde idi ve devenin
dizgi leri i iri tut uştu. Bu ha gi gü dür? diye sordular. Biz sustuk, hatta u gü ü aşka ir isi le adla dıra ak
sa dık. Buyurdular ki: Nahir kur a ı
iri i gü ü değil, idir? Biz de, evet dedik! Sonra, u ay ha gi aydır?
uyurdular. Biz, sustuk ve yi e aşka ir isi le adla dıra ak sa dık. Buyurdular ki: )ilhi e değil idir? Biz de, evet
dedik! “o ra şöyle uyurdular: Ara ızda a ları ız, alları ız ve ırzları ız, u ay ı ızda ve u elde izdeki şu
gü ü üzü kutsiyeti kadar ukaddestir. Burada ola lar ol aya lara te liğ etsi ler. Belki de kendisinden daha
kavrayışlı ola irisi e te liğ ede ektir.
46- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Kolaylık gösteri iz, güçlük çıkar ayı ız. “evi diri i olu uz, efret ettir eyi iz.
Ya i: Her şeyde kolaylık gösterip güzel üjdelerle hak yola teşvik edi iz. Bir takı
ettirmeyiniz.)
güçlükler çıkarıp i sa ları efret
47- Muaviye (R.A.) de rivayet edil iştir:
Allah ki e hayır urad ederse, o u di işleri de a layışlı kılar. Be ir dağıtı ıyı a ak. Vere Ce a -ı Hak tır. Ya i,
ben ancak Allah ı ver iş olduğu hidayet ve i eti asha ı a te liğ ederi ve dağıtırı . Bu ü
et, Allah Teâlâ ı
Kıya et e ri geli eye kadar O u şeriatı üzere kai ola ak ye uhalifleri o lara zarar vere eye eklerdir.
(Allah ı lütfu a azhar ol uş İsla ü
eti, kıya ete kadar varlıkları ı sürdüre ek ve uhalifleri o ları di leri e
zarar veremeyecektir.)
48- Abdullah (R.A.) dan rivayet edil iştir:
A ak iki kişiye gı ta edilir: Allah Teâlâ ı servet verdiği ve u serveti hak yolda har a aya itile kişi ile Hak Teâlâ ı
hik et verdiği ve o u la adaleti i ra edip öğrete kişi.
49- İ
iA
as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e i ku aklayıp ağrı a astı ve Allah ı ! O a i
celilini öğret diye dua etti.
i Abbas a) Kitab-ı
50- Ebû Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
Allah katı da getirdiği hidayet ve il i ör eği toprağa düşe ol yağ ura e zer. Bu toprağı veri li parçası
yağ uru ka ul ederek pek çok itki ve otlar itirir. Kıraç toprak da suyu iriktirip tutar ve Ce a ı Hak o da da
i sa ları faydala dırır: İçerler, hayva ları ı sularlar ve ziraat ederler. Bu yağ ur, ir sı ıf toprağa da düşer ki, ku luk
ovadır; e suyu tutar ve e de itki yetiştirir. İşte u, Allah ı di i de kavrayışlı olup e i Allah katı da
getirdiği de yararla arak öğre e ve öğrete kişiler ile u a aşı ı kaldırıp ak aya ve e i Allah katı da
getirdiği hidayeti ka ul et eye kişileri
isalidir.
51- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
İl i kalk ası, ehaleti yerleş esi, şara ı
içkileri
içil esi ve zi a ı aşikâre ol ası kıya et alâ etleri de dir.
52- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
İl i düş esi, ehaleti aş göster esi, zi a ı aşikâr ol ası ve elli kadı a ir kayyı
çoğalıp erkekleri azal ası kıya et alâ etleri de dir.
düşe ek şekilde kadı ları
53- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir
‘üya da a a ir ardak süt verildi. Bu sütte içti . Öyle ki, doygu luğu hâlâ tır akları da taşıyor sa ıyoru .
“o ra artığı ı Hatta ı oğlu Ö er e verdim. (Ashab sordular: Ya Resûlallah! O u yoru ladı ız ı? Ceva e : Bu u
İLME yordu , uyurdular.
54- Abdullah bin Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
Hac mevsiminde MİNA da biri gelip, ya Resûlallah il eyerek, kur a ı ı kes ede tıraş oldu ; şi di asıl edeyim,
diye sordu) )ararı yok, kes, uyurdular. Başka iri gelip, ya Resûlallah Bile edi , şeyta ı taşla ada kur a ı ı
kestim, dedi) )ararı yok, taşla, uyurdu. Bu şekilde sorula suallere eva e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
: )ararı yok, yap, buyurdular.
Ha ı azı işleri de ö e yapıla ak ola ı, so raya ırak ak veya so raki i ö e al ak suretiyle hareket et ekte
beis, yoktur.)
55- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
İli kaldırıla ak, ehalet ve fit e doğa ak, kargaşalık da çoğala aktır.
56- Esma (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Daha ö e a a gösteril e iş ola her şeyi şu durduğu yerde gördü . Hatta Ce et ve Cehe e i de gördü .
Ba a vahyolu du ki, siz ka ri izde, Mesih, De al fit esi i tiha ı gi i veya o a yakı ir fit eye aruz kala aksı ız.
Bu ada hakkı da e iliyorsu ? diye sorula ak. Mü i ve sağla i a çlı ise, diye ek ki: O Muha
ed dir. Allah ı
Peyga eridir. Bize hidayet ve apaçık delillerle geldi. O u çağrısı a uyduk. O na tabi olduk. O Muhammed dir. Bu
sözü üç defa tekrarlar. “o ra elekler tarafı da o a şöyle de ir: “e sâlih kişi olarak uyu. “e i o Peyga er e
sağla i a çlı olduğu u zate iliyorduk.
Eğer ü afık yahut şüphe içi de ise şöyle diye ek: Bile iyoru . Halkı irşeyler söylediği i duydum ve ben de onu
söyledi . Böyle e u ü afık aza a müstehak olur.)
57- Haris oğlu Uk e ‘.A. den rivayet edil iştir:
Uk e, E û İha ı kızı ile evle işti, “o ra ir kadı Uk e ye gelerek: Be se i ve ha ı ı ı e zir işti , siz
sütkardeşsi iz, dedi. Bunun üzerine Ukbe Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e giderek hadiseyi a lattı. Bu a
eva e de Hazreti Peyga er şöyle uyurdu: “üt a ı olduğu söyle e ir zev eyi ikâhı da asıl tutarsı ? “o ra
Uk e u ha ı da ayrıldı ve u ha ı
aşka iri ile evlendi.
Not: Her e kadar ir kadı ı sözü ile sütkardeşlik sa it ol az ve u kardeşliğe hükü veril ezse de, zev iyete şüphe
karıştığı da takva ve ihtiyat yö ü de ayrıl ası uygu görül üştü. “adeleştire .
58- Hazreti Ömer de rivayet edil iştir:
Hazreti Ömer, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ha ı ları da
ir ay ayrıl ası üzeri e, Ya Resûlallah!
Muhtere zev eleri izi oşadı ız ı? Diye sordu ve Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Hayır! buyurdular.
Mütercim:
Bu olay Tahrîm sûresinde açıkla dığı gi i, ir hadisede dolayı Peyga er Sallallahu, Aleyhi ve Sellem efendimizin
zev eleri de azısı a ola kırgı lığı se e iyle ir ay geçi eye kadar hiç ir zev esi i ya ı a var aya ağı a ye i
İlâ et işti. Böyle e, ke di e has ir çardakta yal ız aşı a ulu uyorke Hazreti Ö er gelip yukarıdaki soruyu
sor uştu. Ceva e de, peyga eri iz zev eleri i oşa adığı ı ifade uyur uştu.
59 - İ i Mes ud (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Ey i sa lar! “iz halkı i adette soğutuyorsu uz. Her ki
arası da hasta, güçsüz, a ele işi ola
utlaka ulu ur.
e aate a az kıldırırsa, hafif kıldırsı ; çü kü cemaat
60- Zeyd bin Halid El-Cühenî (R.A.) de rivayet edil iştir:
(Bir adam, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e yolda ulu a yitik alı sordu! Bulunan ve sahibi bilinemeyen
u al e yapıl alıdır? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu: Ö e ağı ı veya ka ı ı ve tapası ı ta ı.
“o ra ir se eye kadar uhtelif za a larda ilâ lar yaparak yitiği ta ıt. “o ra o da yararla ve sahibi gelirse ona
ver. Ay ı ada , üteaki e yitik deveyi sordu. Peyga er Efe di iz uyurdular ki: Devede sa a e? O u kır ası
ya ı da ihtiya ı ola suyu depolar ve papu u ayağı da. “uya gider ve otlayarak kar ı ı doyurur. “e ırak, sahibi
bulur onu. Müteaki e yitik davarı sordu. ‘esûl-i Ekrem buyurdular ki: Ya se i , ya ir kardeşi i , ya da ir kurdu
ola aktır.
61- Ebû Mûsâ (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Ba a istediği iz soruyu sora ilirsi iz. “e i a a Huzafe dir. “e i a a da Şey e nin müttefiki Salim dir. Bazı
lüzumsuz sorular üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem si irle iş ve a a istediği izi sora ilirsi iz
uyur uşlardı. Bu u üzeri e ashapta iki kişi ayrı ayrı kalkıp, a a ız ki dir? sorusu u sordular. Bu lara eva e de
yukarıdaki hadîs-i şerif varit ol uştur.
62- E û Burde ‘.A. tarikiyle a ası da rivayet edil iştir:
Üç ki se vardır ki, o lar çift ükâfat ala aklardır. Ke di peyga eri e i a a ve Muha
ed e de iman eden Yahudi
veya Hıristiya . Allah Teâlâ ı hakkı ile efe dileri i hakkı ı yeri e getire köle. Bir ariyesi ulu a ve o u ter iye
ede , iyi yetiştire öğrete , iyi öğrete ve so ra azat edip o u la evle e ada . Bu da çift ükâfat alır.
63- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ya Ebâ Hureyre! hadîslere karşı titizliği i ildiği de dolayı u hadîs-i se de ö e ki se i a a sor aya ağı ı
kuvvetle tah i et işti . Kıya et gü ü de şefaati le e ziyade utlu ola ak ki se, kal i de veya ruhu da kopa
ihlâs ile LÂ İLAHE İLLALLAH diye ki sedir.
64- Abdullah bin Amr (R.A.) da rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri kulları da il i, çekip kopar a şekli de al az; fakat âli leri al ak suretiyle il i de alır. Hiç ir
âli
ırak ayı a da, i sa lar irtakı ahilleri aş edi irler. Bu lara mesele sorulur ve bunlar bilgisiz fetvalar vererek
he ke dileri sapar, he de i sa ları saptırırlar.
65- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
İçi izde üç ço uğu u ahirete yol u ede kadı varsa o üç ço uk ehe ehâl o u ehe e de koruya perde
ola aktır. İki ço uğu öle kadı da. Diğer ir rivayette, he üz ulûğa er e iş üç ço uğu, diye akledil iştir.
66- Hazreti Aişe ‘.A. den rivayet edil iştir:
Hesa a çekile aza a uğrar. Hazreti Aişe der ki: Be ‘esûlullah a, kıya ette ü i i hesa ı kolay ola aktır. ayeti
keri esi i sordu , şöyle uyurdular Bu ayeti keri ede adı geçe hesa , a elleri Allah Teâlâ ya arz edilmesine
dairdir. Lâki her ki i hesa ı i ele irse, helak olur. Mü i leri kurtuluşu a ak Allah ı üyük lütfu iledir.)
67- E û Şüreyh ‘.A. den rivayet edil iştir:
Mekke-i Mükerre e i sa ları
ukaddes kıldığı ir elde değil, Allah ı
ukaddes kıldığı Hare idir. Allah a ve ahiret
gü ü e i a ede hiç ir ki se i urada a a kıy ası ve ura ı ir ağa ı ı kes esi aiz değildir. Eğer ir ki se,
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i oradaki savaşı ı ruhsat saya ak olursa, Allah, yal ız Peyga eri e izi verdi,
size izi ver edi, deyi iz. Ba a dahi orada a ak gü düzü ir kaç saat içi Fetih, gü ü de izi veril işti. Artık
bugün, dünkü kutsiyet ay e avdet et iştir. Burada ulu a lar, ulu aya lara u gerçeği te liğ etsi ler!
68- Hazreti Ali (R.A.) de rivayet edil iştir
Bana atfederek yalan söylemeyiniz. Her kim bana atfederek yalan söylerse, cehennemi oylası !
69- Seleme bin Ekva (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Her ki söyle ediği
ir şeyi a a atfederek söylerse Cehe
e
de otura ağı yeri he e hazırlası .
70- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Adı ı takı ı ız ve fakat e i kü ye le Ebu l-Kasi diye kü yele eyi iz. Be i rüyada göre kişi e i gör üştür;
çü kü şeyta
e i kılığı a gire ez. Ki , a a atfederek kasten yalan söylerse, Cehennem de otura ağı yeri
hazırlası .
71- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Ce a ı Allah Mekke-i Mükerreme ye savaşı veya E rehe ku a dası daki Fil ordusu u sok a ış ve yal ız,
Peyga eri ile ü i leri Mekkeliler üzeri e yürüt üştür. Mekke, e de ö e hiç ki seye u ah kılı adı ve
e de so ra da hiç ki seye u ah ol aya aktır. Ba a da gü düzü ir kaç saati de u ah ol uştu. Şu saatte ise
a a da hara dır. Ora ı dike i içil ez, ağa ı kesil ez, düşüğü ü de a ak sahibi i araya ak kişi ala ilir. Orada her
ki i ir yakı ı öldürülürse, iki görüşte e iyisi e hak kaza ır: Ya diyet alı ır veya aktulü ailesi e kısas uygula ır.
Sonra bir Yemenli gelip: Ya Resûlallah! irad uyurduğu hut eyi a a yazdır, dedi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem de, fala içi yazı ız, uyurdu. Bir Kureyşli de: Ya Resûlallah! Biz oya otu toplayıp evleri ize ve kabirlerimize
koyarız, dedi. Bu u üzeri e Peyga er Efe di iz, boyaotu hariç! uyurdular. Mekke Hare i deki u da aşka
otlar yaş olarak koparıla az.
72- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Ba a yazı yazıla ak ir şey getiri iz; size ir fer a yazdırayı . Be de so ra ya lış yola sap ayası ız. Bulu a lar
arası da ir tartış a aşladı ve u u üzeri e ‘esûl-i Ekre şöyle uyurdu: Be i yal ız ırakı . Be i huzuru da
çekiş ek yakış az.
Mütercim:
Fahr-i alem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, hastalığı ağırlaşı a öyle uyur uştu. Hazreti Ö er, eli izde
Allah ı kita ı varke aşka şeye ihtiya ı ız ol az, dedi. “o ra orada ulu a lar ir irleriyle ihtilâfa düşerek irtakı
tartış alar aşlayı a, Efe di iz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, onlara hitaben: Kalkı ız diye buyurdu ve
hepsi huzurda çıkarıldı. Oysa Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efe di izi
aksadı, asha ı i tiha idi.
73- Ümmü Seleme (R.A.) de rivayet edil iştir: Ü
ü “ele e = “ele e i karısı
“ü ha allah! Bu ge e e fit eler i dirildi ve e hazi eler açıldı. Hü re-i saadetlerde yata ları uya dırı ız kalkıp i adet
etsi ler dü yada giyi li kuşa lı i eleri ahirette çıplaktır.
74- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Şu ge e izi hatırlayı ız! Bu u üzeri de yüz se e geçi e şi di u toprağı sırtı da ulu a larda hiç iri hayatta
kal aya aktır.
75- İ i Abbas (R.A.) da rivayet edil iştir:
Küçük delika lı İ i A as uyudu u? İ i A as hazretleri, teyzesi ola
ü i leri a esi Mey u e
‘adıyallallahu A ha ı ir ge e isafiri ike , Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem öyle uyur uştu.
76- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ey Ebû Hureyre! Hırka ı yay! (Ebû Hureyre hırkası ı yaydı. Efe di iz de o hırkayı ü arek elleri ile sıvazladı. “o ra
Topla! buyurdu. Ebû Hureyre der ki, o hırkayı toplayıp giydi ve o da so ra hiç ir şeyi u ut adı .
77- Cerir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ya Cerir! Herkeste sus ası ı iste! Be de so ra ir irleri izi oyu ları ı vura kâfirlere dö
Sallallahu Aleyhi ve Sellem u sözleri Veda Ha ı da uyur uştu .
eyi iz. (Peygamber
78- Ubey ibni Kâ b (R.A.) da rivayet edil iştir:
Hazreti Mûsâ Aleyhisselâ İsrail Oğulları a ko uşurke i sa ları e âlimi kimdir? diye kendisine soruldu ve âlim
e i , uyurdu. İl i Allah a izafe et ediği içi de Allah tarafı da kı a dı. “o ra Allah Teâlâ, ona iki deniz
kavşağı da kulları da ir kul Hızır vardır: o se de daha ilgilidir diye ildirdi. Mûsâ: ‘a i o a asıl ulaşa iliri ,
deyip yalvardı. Vahy yolu ile ke disi e de di ki: )e il içi de ir alık taşı. O, alığı kay ede eği yerdedir. Bu e ir
üzerine Hazreti Mûsâ, ze ilde ir alık taşıyarak ge ç arkadaşı Yuşa i Nû ile yola koyuldular. De iz ke arı daki
kaya ı ya ı a vardıkları da aşları ı dayayıp uykuya daldılar. Bu arada alık ze ilde süzüldü ve de izde açık ir
gedik ırakarak yol aldı. Bu iki hadise ze ildeki alığı a la ası ve suda açık gedik ırak ası Mûsâ Aleyhisselâm
ile hiz etçisi i hayret içi de ıraka aktır.
Musa ile Yuşa, o gü ü ge esi i geri kala kıs ı ı yürüdüler. “a ah olu a, Mûsâ Aleyhisselâm hizmetçisi Yuşa ya,
dedi ki: Kahvaltı ızı getir de yiyeli ; u yol uluk izi hayli yordu.
Oysa Hazreti Mûsâ, e redile yeri geçi eye kadar yorgu luk duy a ıştı. Hiz etçisi, Mûsâ ya: Kaya ı altı da
ko akladığı ızı hatırlıyor usu ? Be alığı u uttu . Şüphesiz şeyta u utturdu a a. Balık acayip ir şekilde de ize
dal ıştı, dedi. Mûsâ Aleyhisselâm da:
— Bizi de aradığı ız u idi, diyerek her ikisi geldikleri yolda geri dö düler. Kaya ı ya ı a vardıkları da orada
el isesi e ürü üş irisiyle karşılaştılar. Mûsâ Aleyhisselâ o a selâ verdi. Hızır dedi ki: “e i ülke de selâ var
ıdır? Mûsâ Aleyhisselâm:
— Ben Mûsâ yı , dedi Hızır:
— Be i İsrail i İsrail oğulları ı Mûsâ sı ı? diye sordu. O da, evet dedi. “o ra Mûsâ: “a a öğretile ilahi ili de
a a da öğret ekliği
uka ili de sa a uya ilir iyi ? dedi. Hızır evap verdi:
— Benimle olursan asla tahammül edemezsin! Ya Mûsâ! Ben, Allah ı ke di il i de a a öğrettiği ir il e sahibim ki,
sen o ilmi bilmezsin. Sen de Allah ı sa a öğrettiği ir il e sahipsi ki, e de o il i il e . Mûsâ Aleyhisselâm dedi
ki:
— İ şallah e i sa ırlı ula aksı ve se i hiç ir işi e karşı gel eye eği .
“o ra era er e yola çıktılar ve i e ek ge ileri ol adığı da sahil oyu a yürüdüler. Derke o lara ir ge i
ya aştı. Ke dileri i de i dir eleri içi ge i sahipleri ile ko uştular. Hazreti Hızır ı ta ıdıkları da o ları navlunsuz
olarak ge iye i dirdiler. Bu arada ir serçe kuşu gelip ge i i ke arı a ko du ve de izde ir veya iki da la su
gagaladı. Hızır dedi ki: Ya Mûsâ! Senin ilminle benim ilmimin Allah ı il i de kopardıkları pay şu serçe i ko a de izi
bir kere gagala ası kadardır a ak! İl i iz Allah ı il i e nispetle ir da ladır . “o ra hazreti Hızır, ge i i
kalasları da iri i kasten kopardı. Hazreti Mûsâ:
— Bu ada lar avlu suz olarak izi ge iye i dirdiler. “e ise, içi dekileri atır ak içi ge iyi kasıtlı olarak deldin!
dedi. Hızır dedi ki:
— Be i le olursa asla taha
ül ede ezsi de e iş iydi ? Hazreti Mûsâ,
— Unutarak yaptığı da ötürü a a darıl a, dedi. Niteki Hazreti Mûsâ ı u ilk hareketi, u ut akta ileri gel işti.
“o ra yol ulukları a karada deva ettiler. Derke akra larıyla oy aya ir erkek ço uk gördüler. Hızır, ço uğu
aşı ı eliyle tepesi de kavrayarak kopardı: Mûsâ dedi ki:
— Masu
ir ço uğu u öldürdü ? Hiç doğru ol aya ir iş yaptı ! Hızır dedi ki:
— Beraberimde olursan asla taha
ül ede ezsi de e iş iydi ? “o ra yi e era er e yürüdüler. Bir eldeye
varı a halkı da ye ek istediler ve o lar, ke dileri i isafir et ekte çeki diler. Bu eldede dolaşırke çök ek
üzere ola ir duvar gördüler. Hazreti Hızır, eliyle vurarak duvarı doğrulttu. Hazreti Mûsâ dedi ki:
— Dileseydi u iş karşılığı da ü ret alırdı ! Hazreti Hızır:
— İşte u, ir iri izde ayrılışı ızdır, dedi.
(Peygamber efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki.) Mûsâ Aleyhisselâm a Allah rahmet etsin! Keşke sa ırlı
olsaydı da Hızır ile araları da geçe hadiselerde daha çok şey ize a latılsaydı, dilerdik.
Bu hadîs-i şerifi öyle e uzu
et iyle “üfya i Uvey e rivayet etti.
79- Ebû Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
Bir kimse Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizin huzuruna gelerek: Ya Resûlallah, Allah yolu da savaş ak
e de ektir ve asıl olur? Ki i iz, sırf garaz yüzü de düş a da İ tika al ak içi savaşıyor. Ki i iz de şöhret
duygusu ile a kaza ak içi savaşıyor, diye sorunca Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu; Her kim
sırf Allah keli esi i tevhid di i i yü elt ek içi savaşırsa, işte o, Allah Azze ve Celle i yolu dadır.
80- Hazreti Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile Muaz i Ce el ir deve üzeri de, ö de ‘esûlullah ve arkası da
Muaz ibni Cebel giderlerken Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri buyurdu ki: Ya Muaz bin Cebel, ya Muaz!
(Muaz, emrindeyim ya Resûlallah, buyur, dedikte so ra Peyga er şöyle uyurdu : Ya Muaz, her ki , kal i de ta
ir ağlılıkla, Allah ta aşka i adet edile ek ir varlık ol adığı a ve Muha
ed in de Allah ı peyga eri olduğu a
şehadet ederse Ce a -ı Allah uhakkak surette u i a ı korudukça o a Cehe e i hara kılar. “o ra Muaz:
— Ey Allah ı ‘esulü! Bu ha eri Müslü a lara ileteyi de sevi si ler, dedi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle uyurdu:.
— O za a u a güve erek gevşek davra ırlar. Mûaz ölürke , u hadîs-i şerifi gizli kal a ası içi açıkladı.
81- Ü
ü “ele e ‘.A. de rivayet edil iştir:
Ümmü Seleme Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gelip dedi ki: Ey Allah ı ‘esulü, di işleri de uta ak yoktur.
Bir kadı ihtilâ olu a, o a guslet ek i a eder i? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:
— Yaşlık görürse, yıka ası gerekir. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in zevcesi olan Ümmü Seleme
Hazretleri uta ıp yüzü ü örterek, kadı yaşlık görür ü? diye soru a, Hazreti Peyga er:
— Evet, eli yeşeresi e el ette kadı lar e i görürler. Ço uğu a esi e e ze esi e ile oluyor? Kadı lardaki inzal
sebebi ile çocuk annesine benzer), buyurdu.
82- Hazreti Ali (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize Mezî den sorulunca: Evet, bunun ak ası ile a dest al ak gerekir.
uyurdular. Şehvet isteği arkası da gele i e ir sudur ki, u u gel esi ile a dest bozulur; fakat gusül gerekmez.)
83- İ i Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir kişi Mes id-i Resûl de ayağa kalkıp: Ya Resûlallah, biz nereden hac ve umre için ihrama girmeliyiz, Mikat neresidir?
Diye sorunca Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
— Medineliler, Zülhuleyfe de , Şa lılar Cuhfe de Ne id halkı da Kar dan ihrama girerler, buyurdular. Sonra Adam:
Ya Resûlallah, ihra a gire ki se eler giye ilir? diye sordu. Hazreti Peyga er şu eva ı verdiler:
.
— Gö lek, sarık, do , külah gi i dikil iş hiç ir el ise giye ez. Vers sarı ot ve safra ile oya ış el ise de
giye ez. Eğer sa dal ula azsa, poti leri i giysi ve fakat o ları, topukları altı da ola ak şekilde kessi . İhra a
giren ha ı, elde yukarısı ve elde aşağısı içi kulla ıla dikil e iş iki eyaz örtü ile örtü ür ve sa dal gi i ayak
giysileri giyer.) .8
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi: -51
ABDE“T BAH“İ
84- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
A destsiz ki se i , a dest al adıkça a azı
85- Ebû Hureyre K.A. de rivayet edil iştir:
Kıya et gü ü de e i ü
eti , a desti
akıt ası ı uzat aya gü ü yete varsa yapsı .
ak ul ol az!
ıraktığı izlerde
akıt alı ve sekili olarak çağrıla aklardır. İçi izde
86- A as ‘.A. tarikiyle a ası da rivayet edil iştir:
Na azda yelle diği e dair dai a şüphe ve vesveseye düşe ir ada ‘esûlullah a gelip bu duru da a azı ı
bozulup ozul adığı da yakı dı. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
— Bu duru da ola ki se, ses işit edikçe ve koku al adıkça a azda dö esi veya ayrıl ası . )ira şüphe ile
namaz bozulmaz) .
87- Üsame bin Zeyd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Namaz önündedir, (Müzdelife de kılı a aktır . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu sözü Arafat ta dö üşü de
söyledi.
Hazreti Peyga er Arafat vakfesi i yaptıkta ve gü eş attıkta so ra Müzdelife ye dönerken yolda abdest tazeledi.
Bunu gören Üsame Hazretleri, ey Allah ı ‘esulü akşa
a azı ı ı kıla aksı ız? diye sordu. İşte u a eva e
yukarıdaki hadîs-i şerif varit ol uştur. “o ra Müzdelife de ile yere geli diği vakit Hazreti Peygamber tekrar abdest
alarak yatsı vakti içi de ö e akşa ı farzı ı ve arkası da da yatsı ı farzı ı ir arada kıldılar. Bütü ha ılar u u
uygularlar.
88- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem helâya girmezden önce: Allah ı ! Şeyta ı erkeği de ve dişisi den sana
sığı ırı , diye dua ederlerdi.
89- İ i Abbas (R.A.) da rivayet edil iştir:
A dest al ak içi ö hazırlık yap aya çıka Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, dö üşleri de a dest suyu u hazır
uldular. İ i A as tarafı da hazırla ıştı. Peyga er şöyle uyurdu.
— Bu abdest suyunu kim koydu?.. Allah ı ! Bu suyu hazırlaya ı di de dirayetli ve kavrayışlı kıl!
90- Ebû Eyyûb El-Ensarî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Herha gi iri iz ihtiya ı ı defet ek içi helâya çıktığı da arkası ı veya yüzü ü kı leye çevir esi . Doğuya yahut
atıya yö eli iz.
91- Ebû Katade (R.A,) de rivayet edil iştir:
Herha gi iri iz su içtiği za a su ka ı ı içi e solu ası ; helâya gittiği de de sağ eliyle te asül uzvu u tut ası ve
sağ eliyle taharet al ası .
92- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ba a irkaç taş ul o larla taharet edip te izle eyi ; ke ik ve tezek getir e.
93- İ î Mes ud Hazretleri de rivayet edil iştir:
İ i Mes ud, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e taharette kulla ak üzere ve taş ve ir de tezek parçası
getirdiği de, Hazreti Peyga er, taşı ikisi i isti a içi aldı ve bu pistir, diyerek tezeği attı.
94- Hazreti Osman (R.A.) da rivayet edil iştir:
Her ki , e i aldığı a dest gi i sü et üzere a dest alır ve so ra
a az kılarsa, geç iş gü ahı ağışla ır.
ü kü olduğu kadar gö ül huzuru ile iki rekât
95- Hazreti Osman (R.A.) da rivayet edil iştir:
Herha gi ir ada , güzel e a desti i alır ve a azı kılarsa, u a azı kılı aya kadar, ke disi ile u a az arası da
a azda ö eki gü ahları ağışla ır.
96- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ki a dest alırsa, ur u a su verip sü kürsü ve ki
de taşla isti a yaparsa tek sayıda üç, eş, yedi taş kulla sı .
97- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
“izde
iri iz a dest aldığı za a
ur u a su versi , so ra sü kürsü . Ki de taşla isti a ederse sili ip
te izle irse tek sayıda taş kulla sı . Uykusu da uya a ki se de elleri i a dest ka ı a daldır ada ö e yıkası ;
çü kü uykuda ola ı ız eli i erede ge ele iş olduğu u il ez.
98- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Herha gi iri izi ça ağı da köpek içerse, u ça ağı yedi kez yıkası .
99- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Mescitte (oturup) namaz vaktini bekleyen kul, abdesti
kaza ır .
ozul adıkça a azdadır. Na az kılıyor uş gi i sevap
100- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ensar da ir ada ı huzurları a çağırttı. Bu zat, ailesiyle ü asebet haline
ulu uyordu. Alela ele guslederek aşı da su da lar vaziyette huzura geli e, Hazreti Peyga er o a şöyle
buyurdu: Gali a se i a eleye getirdik. Böyle a eleye getirildiği veya yarıda kes ek zoru da ırakıldığı za a i zal
vaki ol a ışsa yal ız a dest alı a gerekir. Bu hadîs-i şerifi hük ü so rada kaldırıl ış olduğu da , i zal vaki
ol azsa ile te asül uzuvları ı uluş asıyla gusul i a et ektedir.
101- Ebû Mûsâ (R.A.) de rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir kapta su getiril esi i istedi. Bu ka ı içi de elleri i ve yüzü ü yıkadı. “o ra
içine püskürttü. Sonra Hazreti Bilâl ile Ebû Mûsâ ya şöyle uyurdu: Bu da içi iz, yüzleri ize ve göğüsleri ize
sürünüz.
102- Hazreti Aişe ‘.A. den rivayet edil iştir:
Üzeri e, ağları çözül e iş ağzı a kadar dolu yedi kır ada
de so defa asha ı la uluşuru .
su tulu u da
su dökü üz? elki hastalığı
hafifler
103- Muğîre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Mestleri ırak, e o ları te iz a destli olarak ayakları a çekti . Muğire diyor ki: Bir seferde ‘esûl-i Ekrem in
estleri i çıkar ak içi eğildi ve u u üzeri e u hadîs-i buyurdular.
104 - İ i Abbas (R.A.) da rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem süt içtikte so ra su ile ağzı ı çalkaladı ve: “üt yağlıdır buyurdular.
105- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Herha gi iri iz a az kılarke uyuklarsa, uykusu u alı aya kadar yatıp uyusu ; çü kü içi izde
a az kılarsa, elki ağfiret diliyor za ıyla kendine sövgü getirir.
106- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
iri uykulu olarak
Herha gi iri iz a azda ike uyuklarsa e okuduğu u ile ek duru a geli eye kadar uyusu
kılsı
ve so ra a azı ı
107- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir ka rista ya ı da geçerlerke ka irleri de azap çek ekte ola iki kişi i
sesleri i işiti e şöyle uyurdular:
ikisi de azap çekiyorlar ve çektikleri azap da ö e li ir şey yüzü de değildir. Evet, o larda irisi, idrarı da
korunmazdı. Diğeri de, kovu uluk ederdi. “o ra Hazreti Peyga er ir hur a dalı istedi ve o u ikiye ölerek her ir
parçası ı o iki ki se i ka irleri e dikti ve so ra şöyle uyurdu: Belki u lar kuru adıkları üddetçe, u iki kişi i
aza ları ı hafifletir.
108- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir edevi es idi içi de evlet iş ve halkı eli e düş üştü. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er o lara şöyle
buyurdu:
İliş eyi o a! “idiği i üzeri e ir kova yahut ir akraç su dökü üz. “iz a ak kolaylaştırı ı olarak gö derildi iz,
güçleştiri i olarak gö deril edi iz.
109- Esma (R.A.) da rivayet edil iştir:
El isesi e hayız ka ı ulaşa kadı ı duru u da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efe di ize sorulu a şöyle
buyurdular:
Elbiseyi önce ovar, so ra par ak uçları arası da su ile ovalar ve ol suda geçirir. “o ra o u la a az kılar.
110- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir
Deva lı ka göre özürlü ir kadı , a azı ırakayı
ı? diye Hazreti Peyga ere soru a, şöyle uyurdular:
Hayır, a azı ırak a o da ar ka ıdır, hayız ka ı değildir. Hayızı vakti geli e a azı ırak ve adet üddeti
geçi e ka ı ulaştığı yeri yıkayıp a azı ı kıl. A ak her vakit a azı içi a dest al. Tekrar hayız vakti gele e kadar
u şekilde deva et .
111- Hazreti Meymune de rivayet edil iştir:
Katı tereyağı a düşe fareyi atı ve düş üş olduğu yeri çevresi i kazıyıp çıkarı ve geri kala yağı ızı yiyi iz.
Tereyağı içi e düşüp öle ir farede dolayı duru u sorul ası üzeri e Hazreti Peyga er u hadîs-i buyurdular.
112- Ebû Hureyre de rivayet edil iştir:
Allah yolunda Müslümanı aldığı her yara, kıya et gü ü de, vurulduğu za a ka fışkırdığı şekilde ola aktır. ‘e gi
kan renginde, fakat kokusu misk kokusudur.
113- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir
Biz, so da gele ve ö e gide leriz... Akı tısı ol aya durgu suya ki se evledip so ra o da yıka
ası .
114- Ebû Mes ud Hazretleri de rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Mescid-i Haram da Kâbe i ya ı da a az kılıyordu. “e dede ike
E u Cehil ve o u arkadaşları, Kureyş i e azılıları da Uk e i E î Muayt ı gö derip Peyga er efe di izi sırtı a
ir hayva işke esi koy ası üzeri e hepsi gülüş eğe aşladılar. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem o lara şöyle
beddua etti:
Allah ı ! Kureyş i sana havale ettim. Allah ı ! Kureyş i sana havale ettim. Allah ı ! Kureyş i hakkı da gel. Allah ı !
Ebû Cehil hatta Utbe bin Rabia yı, Şey e i ‘e îa yı, Velid i Ut e yi. Ümmeyye bin Halefi ve Ukbe bin Ebî Muayt ı
kahret! “o ra Bedir savaşı da u şahısları hepsi öldürüldü.
115- İ i Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir
‘üya da dişleri i isvaklarke fırçalarke , ya ı a, iri diğeri de yaşlı iki ada geldi. Misvakı u ları küçüğü e
uzattı . Ba a, üyüğü e ver , de ildi ve e de yaşlı ola a verdi . (Bu hadîs-i şerif yaşça üyük ola lara hür et
edip o ları ö e geçir eye işaret uyur aktadır. Ko uş ada, yürü ede ve ir şey ikra edilirke yaşlılar ö e
alı alıdır.
116- Berâ bin Âzib (R.A.) den rivayet edil iştir
Yatağı a girip yat ak istediği za a , a az içi alı a a dest gi i a dest al. “o ra sağ ya ı a üzeri e yat. “o ra
şöyle dua et:
Allah ı “a a tesli oldu , her işi i sa a ıraktı . Aza ı da korkarak ve seva ı ı u arak sırtı ı sa a dayadı .
“e de aşka sığı ak ve koru ak yoktur. Allah ı ! İ dirdiği kita ı a i a etti , gö derdiği peyga eri e i a
ettim.
Eğer o ge e ölürse , fıtrat üzeresi ye i doğ uş gü ahsız gi isi . “e sözleri, söyleye eği her şeyde so raya
ırak.
(Bu hadîs-i şerifi rivayet ede Berâ Hazretleri der ki: Be , u keli eleri ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem in
huzurunda bir kaç defa okuyup: Allah ı ! İ dirdiği kita ı a i a etti , gö derdiği ‘E“ULÜNE i a etti , dediği
zaman, Hazreti peygamber bu son cümlemdeki ifadeyi kabul etmeyip: Gö derdiği PEYGAMBE‘İNE, diye söyle!
uyurdular. Çü kü İrsal keli esi de ‘esul a ası çık aktadır. Bu u tekrarı a lüzu yoktur. Ne i keli esi
kulla ıldığı da her iki sıfat da duada yer al ış olur.
9 Ömer Ziyaeddin Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi: -61
GU“ÜL BAH“İ
117- Cübeyr bin Mut im (R.A.) de rivayet edil iştir:
Be ise şöyle guslederi : Üç defa suyu aşı da aşağı dökeri
ütü vü udu u yıkarı .
118- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Bekleyiniz! Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, u sözü, gusül i a ettiği halde u utarak guslet e iş olduğu u
hatırla aları üzeri e ihrapta söyledi ve saadetha eleri e dö üp guslettikte so ra tekrar ize geldi ve a az
kıldırdı.
119- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
İsrailoğulları çıplak olarak yıka ır ve ir irleri i avret yerleri i görürlerdi. Hazreti Mûsâ yal ız aşı a yıka ırdı,
israiloğulları, vallahi Mûsâ ı izi le era er yıka ayışı ı tek se e i, kasığı ı çıkık oluşudur, dediler. Bir gü
Hazreti Mûsâ Aleyhisselâ , yıka ağa gitti. El isesi i ir taş üzeri e koydu. Taş yuvarla ı a el iseyi de era eri de
sürükledi. Hazreti Mûsâ, ey taş, el ise , ey taş, el ise , diyerek taşı ardı da koş aya aşladı. İsrail oğulları Hazreti
Mûsâ yı gördüler ve dediler ki: Vallahi Mûsâ da bir özür yok... Nihayet Hazreti Mûsâ el isesi i aldı ve öfkesi de taşa
vur aya aşladı Ebû Hureyre Hazretleri der ki; vallahi, Hazreti Mûsâ asâsıyla değ eğiyle taşa vurarak altı veya yedi iz
ıraktı.
120- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Hazreti Eyyû Aleyhisselâ çıplak olarak yıka ırke gökte üzeri e altı da çekirge düştü. Hazreti Eyyû u ları
eteği e doldur aya aşlayı a Ce a ı Hak o a şöyle ida etti: Ya Eyyû ! Şu gördükleri de se i üstağ i ihtiyaç dışı
kıl a ış ıydı ? Hazreti Eyyû : Evet, izzeti ve elâli hakkı içi , se e i öyle dü yalık şeylerde
üstağ i kıldı ?
A ak se i ereket ve ihsa ı da doygu luk ol az, eva ı ı verdi. Bu hadîs-i şerif, dü ya e faati ile ilgili olarak
Eyyûb Aleyhisselâm a ir kı a a ahiyeti de gelip, çıplak guslettiği de ötürü kı a adığı içi ki se i gör eye eği
ir yerde çıplak olarak guslet e i evazı a delil gösteril ektedir.
121- Ebu Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Nerede idin, ya Ebâ Hureyre? Sübhanallah! Mümin kirlenmez
‘ivayet edildiği e göre, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine de bir yolda Ebû Hureyre ile karşılaştı. E û
Hureyre cünüp hali de ulu duğu içi Peyga er efe di izde sıvışarak evi e gitti. cünüp hali ile Hazreti
Peyga eri huzuru a var ak iste edi. Eve gidip gusletti, so ra Hazreti Peyga eri huzuru a çıkı a, Peyga er
ona sordu:
— Nede kaçtı ? E û Hureyre (R,A.) dedi ki:
— Ya Resûlallah! cünüp idim, sizinle taharet üzere ol aksızı uluş ayı uygu ul adı .
Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di iz şöyle uyurdular: Sübhanallah, mümin kirlenmez.
Cü ü lük, addi değil, a evî ir kirliliktir. Cü üp ike görüş ek ve tokalaş akta eis yoktur.
122- Hazreti Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir
Hazreti Ömer, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine: Herhangi birimiz cünüp olduğu halde uyuya ilir
diye soru a şöyle uyurdular:
Evet abdest alarak, cünüp olduğu halde uyusu . u a dest üsteha dır.
123- Ebu Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir erkek, karısı ı dört udağı kolları ve ayakları arası a girer de o a yükle irse i zal vaki olsu veya ol ası
gusletmesi gerekir..
i?
Te asül uzuvları ı içi e gele ek içi de uluş ası, guslü gerektirir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi: -64
HAYI) BAH“İ
124- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Ha es ası da adet göre Hazreti Aişe i
üteessir olup ağla ası üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona
şöyle uyurdu:
Neyi var se i , adet gördüğü içi
i ağlıyorsu ? Bu da ir eis yoktur. Çü kü u adet hali, Allah Teâlâ Hazretlerinin
Âdem Aleyhisselâm ı kız evlatları a takdir ettiği ir husustur. Şi di se ha ıları yapa ağı her işi yap; yal ız KÂBE yi
tavaf etme.
125- Ebû Saîd El-Hudrî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ey kadı lar topluluğu! “izler çok sadaka veri iz, çü kü a a ehe
kadı lar, ede ehe e ehli i çoğu iziz? diye sor aları üzeri e
çok la et okursu uz ve e yakı ada ı ıza a körlük edersi iz. “ağla
kadı larda daha güçlüsü ü gör edi . “o ra kadı lar sordular: Aklı
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdular:
Kadı ı şahidliği, erkeği şahidliği i yarısı kadar değil i iki kadı ı
hal, kadı ı aklı ı
oksa lığı da dır. Bir kadı hayız olduğu za a
oksa lığı da dır.
e ehli i çoğu olarak gösterildi iz. (Sonra
Hazreti Peyga er o lara şöyle uyurdu: Siz
iradeli kişi i aklı ı çek ekte, siz aklı ve di i az
ız ve di i iz ede eksiktir? Bu a eva e de
şahidliği ir erkek yeri e geç ez i ? İşte u
a az kıl az ve oruç tut az; bu da dinin
126- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Adet hali de so ra asıl gusledile eği i sora ir kadı a Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem gerekli tarifi yaptıkta
so ra yıka a aka i de ahoş koku eseri kal ası diye o a şöyle uyurdular:
Bir parça isk alıp o u la pis kokularda te izle . Kadı u sözü
a ası ı a la adı ve asıl te izle eyi ? diye
sordu. Aleyhisselâtü Vesselam Efendimiz, “ü ha allah! Te izle işte! u yurdu. Huzurda ulu a Hazreti Aişe
he e o kadı ağızı ke di e çekerek, ka da kala ile ek koku eseri i gider ek içi
iskte yararla ası ı kulağı a
fısıldadı.
127- Hazreti Aişe ‘.A. den rivayet edil iştir:
Hazreti Aişe der ki: U re içi ihra a girdikte so ra adet gördü . Bu u üzeri e Peyga
Sellem a a, şöyle dedi: “aç ağları ı çöz ve tara. U re den vazgeç.
er Sallallahu Aleyhi ve
128- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir: Her kim u re yap ak isterse yapsı . Be de kur a lık hedy getir iş
olsaydı , u re yapardı . “e ya Aişe, u re içi ihra a girdikte so ra adet gördüğü de u rede vazgeç, saç
ağları ı çöz ve tara. “o ra ha içi ihra a gir.
129- Ü
ü Atıyye ‘.A. den rivayet edil iştir:
Ge ç ve yaşlı ve ay aşılı kadı lar dışarı çıka ilirler. Bu lar hayırlı yararlı
e lislerde de ü i leri dua ve
zikirleri de ulu su lar. A ak hayız hali deki kadı lar, i adetha elere gire ezler. Bir kadı , Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem e: Fera esi ol aya kadı e yapar? diye soru a, şöyle uyurdular: Arkadaşı, fera esi de o a
giydirsin.
130- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Mina dan Mekke ye döndükten sonra Hazreti Peygamber efendimizin zevcelerinden Safiyye nin adet görmesi üzerine,
Hazreti Peyga er, Hazreti Aişe ye hita e şöyle uyurdu: “a ırı ki “afiyye izi urada tuta aktır. “izi le era er
farz, ziyaret tavafı ı yap ış ıydı? O halde çıka ilirsi iz
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi: -66
TEYEMMÜM BAH“İ
131- Cabir(R.A.) de rivayet edil iştir:
Be de ö e hiç ki seye veril e iş
Bir aylık esafede düş a ı ı kal
2) Her yer benim için namazgâh ve
Ümmetimden her kim a az vakti e
bulamazsa toprakla teyemmüm etsin).
eş şey a a verildi:
i e salı a korku ile zafer kaza dırıldı .
gerektiği de te izleyi i teye
ü de olduğu gi i su yeri e geçer kılı dı.
kavuşursa, es id şartı ol aksızı ulu duğu yerde a azı ı kılsı , ve su
Ga i et alları a a helâl kılı dı; Hâlbuki e de ö e hiç ki seye helâl kılı a ıştı.
Ba a e üyük şefaat yetkisi verildi.
5) Her peygamber özellikle kendi kavmine gönderilirdi; ben ise, bütün insanlara peygamber olarak gönderildim.
132- Ammar bin Yasir (R.A.) den rivayet edil iştir:
A
ar, a dest azaları ı hepsi i esh et ek suretiyle teye
ü aldığı ı Hazreti Peyga ere a lat ası üzerine
şöyle uyurdular:
Şöyle yap a iki eli i taharet iyeti ile iki defa toprağa vurup iri i vuruşla yüzü ü ve iki i vuruşla kolları ı esh
etmen) sana kâfi gelirdi.
133- İ ra i i Husay ‘.A. da rivayet edil iştir:
)ararı yok, yahut sefer yorgu luğu ile uyuya kalıp sa ah a azı ı eli izde ol ada kaçır ak zarar et ez. Haydi
yola çıkı ız. Gaziler iraz yürüdükte so ra a az kıl ak içi ko akladılar ve a dest alıp toplu a a az kıldılar. Bu
a az so u da ir kişi i e aatte ayrı olarak dur akta olduğu u göre Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
o a : Ce aatle a az kıl akta se i e gelleye edir? uyurdu. Ada , cünüp oldum, yıka aya yete ek suyu da
yoktu. Bu da dolayı e aate katıla adı , diye cevap veri e, Peyga er Aleyhisselâtü vessela o a şöyle
uyurdu . Pak toprak ile teye
ü et, yeter “o ra iki kişi çağırdı ve o lara uyurdu ki: Gidi , su arayı ız. He
kendiniz içer, he de hayva ları ızı sularsı ız. “o ra su geli e, o cünüp olan adama hitaben Hazreti Peygamber): Al,
şu suyu üzeri e dök, uyurdular. “o ra ke disi de su te i edile kadı içi o a yardı toplayı ız, diye e retti.
“o ra kadı ağıza kır aları dolu olarak iade edili e, Peyga er o a şöyle uyurdu : Biz se i suyu u har a adık.
Ce a ı Allah ize su verdi. Peyga er i
u izesi olarak, alı a suda ihtiyaçlar görül üş ve kır alar da yi e dolu
olarak iade edil işti .12
12 Ömer Ziyaeddin Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi: -68
NAMA) BAH“İ
134- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Mekke de ike evi i ika et et ekte olduğu Ü
ü Ha i i evi i çatısı da ir yarık açıldı. Derke Cibril
Aleyhissela i ip göğsü ü yardı. “o ra ze ze suyu ile yıkadı. “o ra hik et ve i a la dolu ir altı tas getirip o u
göğsü e oşalttı. “o ra göğsü ü kapadı. “o ra eli de tutup e i iri i göğe çıkardı. Biri i göğe vardığı da, Ci ril
Aleyhisselâ , göğü ekçisi e hita e : Aç dedi. Bekçi: Ki o? diye sordu. Hazreti Cibril: Ben Cibril im dedi.
Bekçi: Ya ı da ki se var ı? diye sordu.
Cibril: Evet, beraberimde Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem var, dedi. Bekçi: Davet edildi mi? diye sordu.
Ci ril: Evet, dedi. Bekçi, yolu açı a iz iri i göğe yükseldik ve otura ir ada la karşılaştık. “ağı da ve solu da ir
sürü karaltılar vardı. “ağı a aktığı za a gülüyor, solu a aktığı za a ağlıyordu. Ba a, erha a sâlih peygamber ve
sâlih evlât, dedi. Cebrail e, bu kimdir? diye sordum.
Cibril; Bu zat Hazreti Âdem Aleyhisselâm dır. “ağı da ve solu daki karaltılar o u zürriyeti i ruhlarıdır. Bunlardan
sağdakiler e etlik ola lardır. “olu daki karaltılar ise Cehe e lik ola lardır. Bu u içi , sağ tarafı a akı a güler,
sol tarafı a akı a ağlar, dedi.
“o ra Ci ril e i iki i kat se aya çıkardı. Göğü ekçisi e aç, dedi ve o da Ö eki ekçi gi i sorular sordu ve kapı
açıldı. Ci ril, Peyga erle irlikte İdris Aleyhisselâ a uğrayı a,
İdris Aleyhisselâ : Merha a sâlih Peygamber ve sâlih kardeş! diye selâ ladı. Bu ki dir? diye Hazreti Ci ril e sordum.
Bu zat İdris Aleyhisselâ dır, dedi. “o ra Hazreti Mûsâ Aleyhisselâm a uğradı . O da: Merha a sâlih Peygamber ve
sâlih kardeş! dedi. Bu zat ki dir? diye sordu . Mûsâ Aleyhisselâm dır, dedi. “o ra Hazreti İsa Aleyhisselâ a uğradı .
O da: Merhaba sâlih Peygamber ve sâlih kardeş! dedi.
Bu zat ki dir? diye sordu . İsa Aleyhisselâ dır. dedi. “o ra Hazreti İ rahi Aleyhisselâ a uğradı . O da: Merha a
sâlih peygamber ve sâlih oğul! dedi. Bu ki dir? diye sordu . İ rahi Aleyhisselâ dır, dedi. “o ra o dere e yükseklere
çıkarıldı ki Levh-i Mahfuz a yazı yaza kale leri gı ırtısı ı işite ildiği
ir seviyeye vardı . “o ra orada Allah Teâlâ
Hazretleri ümmetimin üzerine gece ve gündüz elli vakit namaz farz kıldı. Bu u la geri dö dü . Hazreti Mûsâ ya
uğradığı da, Ce a ı Hak ü
eti e e farz kıldı? diye sordu. Elli vakit a az, dedi .
Musa Aleyhisselâm: Rabbine müracaat et! Ümmetinin buna gücü yetmez, dedi. Ben de müracaat ettim ve Allah bir
miktar indirdi. Sonra Hazreti Mûsâ ya dö dü ve, ir iktarı ı i dirdi, dedi . Mûsâ yine, Rabbine müracaat et;
ü
eti i u a da gü ü yet ez, dedi. Tekrar üra aat etti . Ce a ı Hak ir iktar daha i dirdi. “o ra Hazreti
Mûsâ ya döndüm. Mûsâ yine, Rabbine müracaat et, ümmetinin buna da gücü yetmez, dedi. Tekrar müracaat ettim ve
Ce a ı Hak:
— Bu a azlar, sayı akı ı da eş ve fakat sevap akı ı da ellidir. Be i katı da hükü değiş ez, uyurdu. Her
vaktin on seva ı ol akla eş vakti elli seva ı vardır . “o ra Hazreti Mûsâ ı ya ı a dö dü . Yi e, ‘a i e üra aat
et, dedi ise de, Rabbimden hayâ ediyoru
ir daha dö e e , dedi . “o ra Ci ril Aleyhisselâ
e i alıp götürdü ve
Sidre-i Münteha ya ulaştırdı “idre ağa ı, e olduğu u ile ediği çeşitli re klerle kaplı idi. Sonra Cennete sokuldum.
Orada i i dizileri ve isk gi i toprakla karşılaştı .
Mütercim:
İşte u İsrâ ve Mi rac-i şerif olayı âlimleri çoğu a göre Hazreti Peyga eri hi reti de ir se e veya o yedi ay ö e
‘e e ayı ı yir i yedi i pazartesi ge esi de eyda a gel iştir. Bir kıs ı a göre de, ü üvvet den dört - eş se e
so ra ve hi rette sekiz se e ö e ol uştur? Şarih Bar aği da u görüşü ter ih et iştir. Bir de Peyga er efe di izi
îsrâ sı (Mekke den
Kudüs e kadar geceleyin götürülmesi) ve Miraçları Kudüs den göklere, Kab-ı Kavsey e
yükseltilmesi) ay ı ge ede eyda a gel iştir. Her ikisi de uya ık halde, ede ve ruh ile ol uştur. Mekke-i
Mükerreme den Kuds-i Şerife ve Kudüs den semavata ve göklerden de Allah ı dilediği yere yükseldiği, ehli sünnet
âlimleri i çoğu luğu a sa it ve uhakkak olduğu da asla şüphe ve tereddüt yoktur. Şu kadar var ki, Kudüs den
öteye gitmedi ve göklere yükselmedi, diyenler küfre varmazlarsa da, Kudüs e kadar ola İsrâ sı ı i kârda dolayı küfür
lâzı gelir.
İsrâ ve Miraç vak aları ı ede le olduğu u i kâr ederek yal ız ruh ile idi, yahut Peyga er uyurke rüyada oldu ve
peyga eri izi şerefli vücutları yatakta ayrıl adı, diye ki se kâfir ol az; çü kü Peyga erleri rüyaları, imamlar
arası da ittifakla ay e ilâhî vahiydir. Ayrı a ashapta azıları ı i a ı da, olayı doğru ve güzel rüyada i aret
olduğu da öyle de ek küfrü gerektir ez. Bu u la era er Ehl-i “ü et itikadı, İsrâ ve Miraç olayları, uya ık halde
ike
ede ve ruhla irlikte eyda a geldiği, yolu dadır. Kastalâ î ve Bar aği şerhleri de öyle akledil iş ve
ter e e edil iştir.
135- Ümmü Hâni (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bu kadı ki dir? Merha a Ü
ü Ha i! “e i hi aye ettiği
izi de hi aye iz altı dadır o u kardeşi Ali
öldüremez)
Mütercim:
Ümmü Hâni, Hazreti Ali i kız kardeşi olup İ i Hü eyre i öldürül esi e Hazreti Ali ısrar ediyordu. Hâlbuki daha
önce Ümmü Hani bu adama hayatı ı koru ak içi te i at e a ver iş olduğu da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem e müracaat etti ve bu dileği de ka ul buyruldu. İ i Hü eyre, Ü
ü Hâ i i ko ası olup Mekke nin fethinde
i a et eyerek kaç ış ve üşrik olarak öl üştür. Hazreti Ali, İ i Hü eyre yi öldür ek iyeti de idi. Bu a karşılık da
Ü
ü Ha i, İ i Hü eyre ye te i at ver işti ve u te i atı ı da Hazreti Peyga ere ileterek kesi leştirdi. Hadîs-i
şerifi
a az ölü ü ile ilgisi şu: Ü
ü Ha i; Peyga er efe di izi saadetha eleri e vardığı za a , kızı Hz.
Fatı a ı tuttuğu perde i arkası da yıka ıyordu. İçeri gire i ki olduğu u göre edikleri içi : Bu gele kadı
ki dir? diye sordu. “o ra ir örtüye ürü erek sekiz rekât kuşluk a azı kıldı. İşte tek el ise içerisi de a az kıl a ı
aiz olduğu a dair u hadîs-i şerif ize delil ol aktadır. “adeleştire .
136- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Yal ız elde aşağı giyile ihra gi i ir parça giysi ile a az aiz olur u? diye Hazreti Peyga ere sorul ası üzeri e
şöyle uyurdular: Hepi izi de iki esva ı var ı ki? İki parça ihra herkesde ulu a aya ağı ihetle yal ız ede
elde ? aşağısı ı örte ek ir el ise ile a az aizdir.
137- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Herha gi iri iz, o uzları ı ört eye yete
ir giysiyle o uzları ı ört ede a az kıl ası .
Bol ve ge iş ir el isesi veya iki parçada i aret el isesi ulu a ki se, elde yukarı o uzları ı ört eksizi a az
kıl ası . Her e kadar ir el iseye elde aşağı sarılarak, a az kıl ak i kâ sızlık se e iyle aiz ise, de, a azı
ada ı a uygu ola i kâ hali de elde yukarısı ı da örterek a az kıl aktır. “adeleştire .
138- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her ki
ir örtü içi de a az kıl ak isterse, o örtüyü çapraz la ası a kulla sı , sağ u u u sol omzuna ve sol ucunu
da sağ omzuna getirsin
139- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir.
Ey Ca ir! Böyle ge e vakti gel e izi se e i edir? )iyaret se e i i e olduğu u a lattıkta so ra, Sallallahu Aleyhi
ve Sellem Efe di iz a a şöyle uyurdu : Bu gördüğü şey e içi kuşa a? İhra ı eğer ge işse o a çarşaf gi i
ürü . Eğer darsa yal ız elde aşağısı a kuşa .
140- Sehl (R.A.) de rivayet edil iştir:
Erkekler se dede kalkıp duru aya kadar, siz kadı lar aşları ızı se dede kaldır ayı ız
namaz kıla kadı lar, el iseleri üsait ol aya erkekleri avret ahalleri e ak ası lar.
141- Muğire ‘.A. de rivayet edil iştir:
erkekleri arkası da
Ey Muğîre! “u atarası ı al. Peyga
üzerine meshetti. “o ra a az kıldı.
er ha eti i görüp dö dükte so ra eli e su döktü . A dest aldı ve
estleri i
142- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayber in fethinde üç kez: Allahu Ek er, Hay er yıkıldı. Biz, ir kav i sahası a
i diği iz za a , o ihtar edile leri sa ahı, zi da olur! buyurdu. Bu fethi aka i de asha ı kira da Dihyetül-Kelbî
gelip, Ye Resûlallah! dedi, esirlerde ir ariye a a ver. Hazreti Peyga er, eğe diği i ariye olarak al, uyurdu.
Dihye bu cariyeler içinden en seçkini olan Safiyye yi isteyince ashaptan biri Dihye ye Hazreti Safiyye yi lâyık gör eyip
durumu Hazreti Peygambere iletmesi üzerine, Hazreti Peygamber, Dihye yi çağırı diye buyurdu. Dihye huzura
gelince ona, Esirler arası da aşka ir ariye seç buyurdu. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazreti
Safiyye yi âzad ederek o u ke di e ikahladı ve ertesi gü düğü ziyafeti içi asha ı kira a şöyle uyurdu: Kimin neyi
varsa getirsin. Asha ı kira da ya ları da ev ut ola hur a, yağ, kavut gi i şeyleri ir araya getirip düğü ye eği
hazırla dı.
(Hadîs-i Şerifi a az ahsi de zikredil esi i se e i şu: Hay er gazası a çıkıldığı za a daha Hay er içi e gir ede
u kasa a ı dışı da sa ah a azı ı, sa ahı ala a kara lığı da kıl ış ol aları eya ı dadır. sadeleştire
143- Hazreti Aişe den rivayet edil iştir:
Bu işle eli ve sır alı kafta ı ı E û Ceh e ve o u sade kafta ı ı da a a getiri ; çü kü u kafta , az ö e
a azı da e i eşgul etti.
İşle eli ve allı-pullu el iselerle, erkekleri a az kıl aları ı sakı alı olduğu u u hadîs-i şerif beyan etmektedir.
Hazreti Peyga eri
u sır alı el iseyi E û Ceh adı daki saha iye gö der esi, o u giy esi içi değil, satıp
değerle dir esi içi olduğu kaydedil ektedir. “adeleştire
144- E es ‘.A. de rivayet edil iştir:
Ya Aişe , şu örtü ü ö ü de kaldır, zira resi
et esi . Gözü ü ö ü de o u kaldır.
ve şekilleri a azı da fikri i çel ektedir. Bu resi ler fikri i
eşgul
145- Ukbe (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bu ipekli, takva sahibi erkeklere gerek ez hara dır.
146- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Kalkı ız, size a az kıldırayı . Hazreti Peyga
er u u Müleyke nin evinde söyledi.)
147- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her kim
izi gi i a az kılar, kı le ize yö elir, kestiği izi yerse, o ki se Allah Teâlâ Hazretlerinin ve
Peyga eri i taahhüdü altı da ulu a Müslü a dır. “akı Allah ı taahhüdü ü oz ayı ız. Bu vasıfları taşıya ir
ü i e iliş eyi iz, o a taarruz et eyi iz .
148- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem KÂBE ye girip her köşesi de dua ederek dışarı çıktı. Maka -ı İ rahi de Kâbe ye
doğru iki rekât a az kıldıkta so ra Kâ e ye işaretle; İşte kı le udur , kıya ete kadar Müslümanları kı lesi u
Kâbe dir) buyurdular.
149- İ i Mesud ‘.A. dan rivayet edilmiştir:
Ne oldu? Eğer a az hususu da ir ye ilik olsa Allah katı da ye i ir vahiy gelse , şüphesiz o u size söylerdi .
A ak e de sizi gi i ir i sa ı ; siz u uttuğu uz gi i e de u uturu . Be
a azda u utursa , a a işaret ve
ikazla hatırlatı . Herha gi iri iz a azı da kaç rekât kıldığı a dair tereddüt ederse doğruyu araştırsı ve o a göre
ta a lası . “o ra selâ versi , arkası da da iki se de yapsı .
Açıkla a: Bir gü Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri öğle a azı ı hik et i a ı u utarak eş rekât
kıldır ışlardı. Ey Allah ı ‘esulü, a az hakkı da ye i ir e ir i geldi? diye ke disi e sorulu a, Peyga er: Ne
oldu? (ki böyle bir soru soruyorsunuz) buyurdu Cemaat: Ya Resûlallah, a az eş rekât kılı dı, dediler. “o ra sehiv
ya ıl a se desi yaptılar. Ya ıl a se desi de so ra da u hadîs-i şerif varit ol uştur.
150- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Herha gi iri iz a aza durduğu za a , hiç kuşkusuz ‘a isiyle ko uş akta veya ‘a i, ke disiyle kı le arası da
bulu aktadır. O halde kı lesi tarafı a veya sağ ya ı a tükür esi . Ya sol ya ı a yahut ayağı ı altı a tükürsü , yahut
da şöyle yapsı , diyerek eteği i ir u u u aldı, orası a tükürdü ve so ra katladı.
151- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Cami içine tükür ek hatadır. Bu u kefareti ise, tükürüğü yere gö
topraktı Halı veya hasır gi i yaygılar yoktu.
ektir. (O devirde mescitlerin zemini kum veya
152- Ebû Hureyre ((R.A.) de rivayet,edil işti
Ey e aat, e i ö ü ü , yal ız şurada olduğu u u sa ıyorsu uz? Vallahi huşu ve rüku unuz gözümden kaçmaz.
Ben sizi arkamdan da görürüm.
Mütercim:
Peyga erlik u izesi olarak gör e ve üşahade et ede altı yö ke dileri e eşit idi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem eşya ve varlıkları, her ya ı da görürdü. Bu da, hadîsleri açıklaya âli leri eya ı a göre ya kalp ve nübüvvet
asireti ile yahut iki kürek ke iği arası daki ü üvvet peyga erlik ührü e yakı iğ e u u kadar küçük ve addî
e gelleri tesiri de uzak iki urlu gözleri vasıtasıyla görürler.
153- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
(Bahreyn de gele
al ve para içi o ları Mes ide oşaltı uyurdu. Mes ide oşaltıldı. “o ra al taksi i sırası da
Hazreti Peyga eri
uhtere a ası A as gelip: Ya Resûlallah! Bedir savaşı da esir edildiği , zaman kendimin ve
kardeşi oğlu Akil i kurtuluş fidye iz ola çok iktardaki alı ödediği de dolayı sıkı tı ve zaruret çek ekteyi .
Lütfen bana da maldan ihsan buyurunuz, diye rica etti. Merhameti bol Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Hazretleri: Muhtere a a ! İstediği kadar al, uyurdular. Hazreti A as ‘.A. da ir çuvalı doldurarak sırtı a al ak
içi uğraştı ise de u a gü ü yet edi. Bu çuvalı sırtı a kaldır diye Peyga erde ri a etti. Hazreti Peyga er: Hayır,
olmaz buyurdu. Bu defa Hazreti Abbas, ya Resûlallah ev ut ola larda
irisi e e redi iz de o kaldırsı , dedi.
Efe di iz: Hayır olmaz ceva ı ı verdiler. Bu u üzeri e Hazreti Abbas ümidini keserek çaresiz, ir iktar eşyayı
Mes idi Şerife döktü. Geri kala ı omzu a kaldır ak içi ça aladı ise de yi e ağır geldiği de , ay ı şekilde ri ada
ulu du. Hazreti Peyga er o u u arzusu a uy adığı da Hazreti A as ta a e ü idi i kes iş olup a ak
ke disi i kaldıra ile eği iktarı alıkoyup diğerleri i Mes ide ırak ıştı. Bu defa para ile dolu ko a çuvalı zorla
omzu a alıp evi e doğru yola koyuldu. Hazreti Peyga er, i sa kıs ı ı
alda gözü doy adığı a hayret ederek
Hazreti Abbas ı gözde kay olu aya kadar izledi
Mütercim:
Bu kadar fazla alı yal ız Hazreti A as a ihsan buyrulması ı se ep ve hikmeti: Ey Peygamber! Ellerinizdeki esirlere
de ki: Eğer Allah kalpleri izde hayır olduğu u ilirse, sizde fidye olarak alı a da daha iyisi i size verir ve sizi
ağışlar. Allah Gafûr dur. Rahîm dir mealindeki Enfal suresinin 70. ayeti kerimesinin özel bir tasdiki idi, Hazreti Abbas
u i ete kavuş uş ol ak ör eği i ver iştir. Çü kü ir kaç se e ö e azil ola u ayeti keri e ki: Ey Peygamber!
Elinizde bulunan Bedir vak ası esirleri e de ki: Ey esirler! “iz, İsla şerefi ile şerefle erek yürekten iman eder, Allah
Teâlâ ı rızası ı kaza aya gayret edip koşarsa ız, ize ver iş olduğu uz kurtuluş fidye izde kat kat fazlası ı Allah
Teâlâ size verir hük ü ü açık u izesi i tasdik içi Hazreti A as a verilen bolca malı , yal ız Peyga eri ke di
ihsa ı ol ayıp Allah ı hususi ir ihsa ı olduğu u âlimler eya et işlerdir.
154- İtban bin Malik (R.A.) den rivayet edil iştir:
(Ensar ı üyükleri de ve Bedirlilerde İt a i Malik ‘.A. Hazretleri ir Cu a gü ü Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem i huzurlarıyla şerefle dikleri de, ta
ir edeple, ya Resûlallah, gözlerime inen perde ve zafiyet sebebiyle
azı kara lık ve ça urlu havalarda i a ı ulu duğu
ahalle iz a ii e gide iyoru . Böyle azı eşru özürleri
çıkı a evi de çoluk-çocukla ce aat olarak a az kıl ak içi ir oda ı namazgâh edinmek istiyorum. Lütfen ilk defa
olarak sizi teşrifleri izle u oda da a az kılarsa ız, a evî ereketlerde aşka ütü ev halkı ızı i adete ola
arzu ve gayretleri kat kat arta aktır; teşrifleri izi istirham ediyorum, diye rica edince, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle uyurdu :
Geliri , İ şaallah! Ertesi gün Ömer ve ashaptan azı ileri gele ler olduğu halde İt a ı evi i şerefle dirdiler.
İt a a: Evi izi
eresi de a az kıl a ı istiyorsu uz? uyurdular. İt a : Ya Resûlallah, ü asip uyurursa ız
şurasıdır, diyerek ir odayı gösterdi. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin emirleriyle
era eri de ulu a ları hepsi iki-üç saf e aat olarak öğle a azı ı yahut peyga ere ahsus afile a azı veya
kuşluk a azı ı kıldılar. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i teşrifleri i üyük i eti de ha erdar ola
ütü o ahalle halkı İt a i Malik i evi e koşarak hepsi orada Hazreti Peyga eri huzurları da ulu ak şeref
ve utluluğu a kavuştular. “o ra İt a Hazretleri tarafı da daha ö e hazırla ış ola Hazire adı daki efis ye ek,
hep irlikte yiyildi. İt a ailesi i kıya ete kadar ihya uyurdular. Bu arada e liste bulunanlardan biri, bir
ü ase etle şöyle dedi:
— Bütü
ahalle halkı ız, Ce a ı Peyga eri
ü arek yüzü ü gör ek utluluğu a ererek u üyük i eti
şükrü de ulu dukları halde; ahalle izi ileri gele leri de Malik i Dühayşi u da
ahru oldular. Acaba
eşru ir azeretleri i oldu da gelip eşref ve feyiz kaza a adılar? Bu söze karşılık olarak e liste ulu a larda iri
yahut ev sahibi ola İt a Hazretleri dedi ki:
— Bırakı ız şu ü afığı Malik i i Dühayşi i)! O, Allah ı ve Peyga eri i sev eye ir ü afıktır. O u içi uraya
gelmez. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: Böyle söyle e! O u , Allah rızası ı
kastederek LÂ İLAHE ÎLALLAH dediği i duy uşsu uzdur.
İt a Hazretleri yi e sözü de Israr ederek:
— Ya Resûlallah, şu var ki, u ada
ir takı düş a ları ıza ve ü afıklara tali at ver ekte geri kal ayıp o lara
yardı ı olduğu u gör ekle esef duyuyoruz. Tekrar Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem o a şu eva ı verdiler:
Allah Teâlâ Hazretleri, rızası ı talep ederek LA İLAHE İLLALLAH diye ki se i vü udu u ehe e ateşi e hara
kıl ıştır. Bu u içi siz yi e Malik ir Dühayşi e kötü za esle eyi iz ve o u çekiştir eyi iz.
155- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
uhtere zev eleri de E û “üfya kızı Ü
ü Ha i e ve E û Ü eyye kızı
Ü
ü “ele e Allah her ikisi de razı olsu Ha eşista da , Ne aşî nin ülkesinden Medine-i Münevvere ye
dö dükleri za a , adı geçe ülkede gör üş oldukları kilise ve mabetlerdeki resi ve şekilleri Hazreti Peyga ere arz
edip a lattılar. Bu a karşı Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Onlar, içlerinde sâlih çok tutula ve eğe ile ada
ulu ur da ölürse ka ri üzeri e tapı ak kurar ve o gördüğü üz
resim ve heykellerle do atırlar. Kıya et gü ü Allah katı da yaratıkları e şeriri işte o lardır.
156- Hazreti Enes de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine-i Münevvere ye hicretlerinde, Medineli ashap (ensar) ı üyükleri de
Ebu Eyyûb El Ensâri i saadet ha eleri e isafir olarak uvakkate i işlerdi. Medi e-i Münevvere i şi diki
Ravza-i Mutahhara sı ve Harem olan yer, o zaman Beni Neccar kabilesine ait bostan idi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bu kabilenin ileri gelenlerini huzurları a davet ettiler ve o lara: Bu osta ı ızı a a satı ız buyurdular. Orada
bir mescit yap ak istedikleri i Be i Ne ar ka ilesi e ildirdiler. O lar: Vallahi, iz o osta ı ızı Allah rızası içi vakıf
ettik, para al ayız, dedilerse de, u osta da bazı yeti leri de hissesi ulu duğu da Hazreti Peyga er ir kaç
isli kıy eti i ödeyerek şi diki Mes id i aslı ı i a ettiler. İşte u i şaat es ası da asha ı kira
eş e ve
sevinçlerinin belirtisi olarak Allah ı tesbih ve Peyga eri edih yolu da şiirler okuyorlardı. Bu ları duya Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Ya ‘a ! Hayır ve saadet a ak ahireti hayır ve saadetidir. E sar ve Muha irleri Medi e li ashap ile Mekke den hicret
ede asha ı ağfiret uyur. Peyga er efe di izi u duaları da kafiye ve vezi uygu luğu ke diliği de
eyda a
gel işti.
157- İ i A as Hazretleri de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in devr-i saadetleri de gü eş tutuldu. Hazreti Peyga er üyük ir e aatle
küsuf gü eş tutul ası a azı kıldı ve so ra şöyle uyurdular:
Bana cehennem gösterildi. Bugünkü gibi korkunç bir manzara hiç görmedim. Diğer ir rivayet de: Namaz kılarke
cehennem bana gösterildi şekli dedir.
158- İ i Ö er ‘.A. den rivayet edil iştir:
Na azları ızda evleri ize de ayırı ız ve evleri izi ka rista a çevir eyi iz. Sünnet ve nafile namazlar cami ve
mescitlerde kılı ırsa da u ları evlerde kılı ası daha faziletlidir. Baza da, evde e aatle a az kıl ak ü kü ise,
farz a az kılı alıdır.
159- Hazreti Aişe ve Hazreti İ i A as dan (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
Peyga erleri i
ezarları ı i adetha e yapa Yahudi ve Hıristiya lara Allah ı la eti olsu .
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i hastalıkları ağırlaş ış ve a çekiş e duru u da ike
ü arek yüzleri i açıp
buyurdular ki: Peyga erleri i
ezarları ı i adetha eye çevire ve putperestleri tapı akları duru u a soka
Yahudi ve Hıristiya lar, Allah Teâlâ Hazretleri i la eti e uğra ışlardır. Yani ahirete göçünce benim mezarı ı
ibadethaneye çevir eyi iz. Be i, putperestler gi i a ud yap ayı ız. “e de izi a ak Ce a ı Hakk a tahsis ediniz.
160- Sehl ibni Sa d ‘.A. Hazretleri de rivayet edil iştir:
.
Bir gün Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri sevgili kızları Fatı atü z-Zehra ı ‘.A. saadetha eleri i
şerefle dirdiler. Fakat evde Hazreti Peyga eri da adı Hazreti Ali ‘.A. yoktu. “ordular:
— Kızı Fatı a, kocan nerede? Hazreti Fatı a:
— Bil e , iraz atıştık. “i irle di ve çıkıp gitti. Ne tarafa gittiği i il iyoru . Hazreti Peyga er, orada ulu a “ehl
(R.A.) Hazretlerine hitaben:
— Ya Sehl, git, Ali nerede ise ara, bul ve bana haber ver, buyurdu. Sehl, Hz. Ali i Mes idi Şerifte yat akta olduğu
haberini getirdi. Bunun üzerine "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri he e Mes idi Şerife vardı, Hazreti
Ali yi yere uza ış yatıyor uldu. O a: Kalk, ey toprak a ası, kalk, ey toprak a ası , uyurdular. Ya i toprağa
seril iş yatıyorsu , kalk da eve gidelim.
Derhal Hazreti Peygamberin emirlerine uyarak saadethanelerine döndüler. Böylece Hazreti Fatı a ı da yüzü ü
güldürdü.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi delâleti de a laşılıyor ki, fakirlerde aşka ze gi leri de Ca i ve mescitlerde yatıp, uza ası
caizdir. Ayrı a ir ki seyi taltif et ek ve gö lü ü kaza ak, içi o a lâka tak ak ve o u kü yele dir ek aizdir.
Çünkü Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hazreti Ali çıplak yere uza dığı içi o u
E û türa = "toprak a ası kü yesi ile çağırıp taltif et işlerdir. “o raları u ad Hazreti Ali i çok hoşu a gittiği içi
u va ve kü yeleri ol uştu.
161- Ebû Katade (‘adıyallahu A h Hazretleri de rivayet edil iştir:
“izde iri iz es ide girdiği za a otur ada ö e iki rekât Tahıyyet-ül-Mescid niyeti ile Allah rızası içi
a az
kılsı .
Mütercim:
Dört mezhebde de bu hadîs-i şerifle a el edilir, i a E û Ha ife ezhe i de, kerahet vakti de a iye gire ki se
Tahiyyet-ül-Mes id a azı ı kılarsa ekruh olur; öyle ir vakitte kıl a ası gerekir. A ak eş vakit a az kıl ak
üzere a iye gire ki se vakti de sü eti veya farz a azı ı kılarsa ayrı a Tahiyyet-ul-Mes id a azı kıl aya lüzu
yoktur. Bir de Mekke-i Mükerreme de Haremi-Şerif e giren kimse için ittifakla Tahiyyet-üI-Mes id a azı yoktur; çü kü
tavafta so ra iki rekât tavaf a azı kılı a ağı da ö ede iki rekât a az kılı az. Tavaf a azı ile Tahiyyet-üles id a azı düş üş olur. Yi e a ide i a
a aza aşla ış ise, Tahiyyet-ül- es id a azı kılı az.
162- Ebû Saîd El-Hudrî (R.A.) Hazretleri de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Medine-i Münevvere de Allah u şehri kıya ete kadar payidar kılsı ! Mes id-i
Nebevi yi i şa ederke izzat ke dileri ve hepi iz ede e çalışıyorduk. Biz irer üyük kerpiç taşırke A
ar ibni
Yasir ikişer ikişer taşıyordu. ‘esulü Ekre Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Ammar ı o halde toz toprak içinde
görünce, ona özel bir iltifatta bulunarak mübarek eliyle Ammar ı el isesi deki tozu sildi ve şöyle uyurdu:
Yazık içare A
ar a! Âsi ir gurup tarafı da şehit edile ektir. A
ar o ları, e ete Hazreti Aliye itaat et eye
çağıra ak, o lar ise A
ar ı ehe e e Hazreti Aliye karşı çık aya çağıra aklar.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte , a i ve mescitleri i şası ve o arıl ası içi
al ve beden ile hizmet etmenin İsla da büyük bir
yeri olduğu eyda a çık aktadır. Bir de Hazreti Peyga eri
u izesi olarak A
ar i Yasir ‘adıyallahu A h “ıffî
vak ası da şehit ol uştur: fakat adı geçe asi gurup içtihatları da hata ettikleri de
azur ulu dukları ı Şarih
Kastalâ î yaz ışlardır.
163- Hazreti Osman da rivayet edil iştir.
Her kim Allah Teâlâ Hazretleri i rızası içi
es idi e zeri i i şa eder.
ir mescit yaptırırsa, Allah Teâlâ Hazretleri o kimse için cennette o
164- Cabir (R.A.) den rivayet edil iştir:
Asha ı kira da ir zat Mes idi-‘esûl içi de geçerke sivri de ir aşlıklı oklar taşıyordu. Hazreti Peyga er o a
hita e şöyle uyurdu:
Okları uçları ı sarkıt a gelip geçe e doku up zarar ver esi ler . Cami ve mescitlerde açıkta silâh taşıyarak
dolaş ak ekruhtur; çü kü aşkası ı yarala ası a se e iyet veril iş ola ilir.
165- Ebû Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
Her kim mescitleri izde ve çarşıları ızda ok ve sü gü gi i yaralayı ı silâhlar ile dolaşa ak olursa, o ları sivri uçları ı
sarkıt ası ve ir Müslümanı ke disi yüzü de yarala ası a se e iyet ver esi .
166- Hassan (R.A.) da rivayet edil iştir
Ey İsla şairi Hassa ! ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem in yerine, (O nu hicveden) o üşrik şairlere cevap ver.
Allah ı , Hassa ı Ce rail Aleyhisselâ ile destekle.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifde , Hazreti Peyga eri huzurları da kaside ve şiirleri oku duğu sa it olduğu da
a i ve
mescitlerde de u gi i şiirleri oku a ile eği hük ü çıkarıl ıştır. Şarih Kastalânî bu hadîs-i şerifi şerhi de u a dair
açıkla a yap ıştır.
167- Kâb da
‘.A. rivayet edil iştir:
Abdullah bin Ebî Hudûd u
a a or u vardı. Mes id-i Resûl de, o u la atışırke saadetha eleri de ulu a
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ü akaşa ızı duyup ya ı ıza teşrif ettiler ve a a hita e : Ya Kâ , ala ağı ı
ir kıs ı ı ağışla ve diğer kıs ı üzeri de a laşı buyurdular. Ben de: Pekâlâ! Yarısı ı ağışladı . Diğeri i ödesi ,
dedim. Bunun üzerine Hazreti Peygamber Ebû Hudûd a hitaben: Kalk, öde buyurdular.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte , a i ve mescitlerde sulh ve buna benzer dinî hükümlerin yerine getiril esi davaları gi i hususlara
akıl ası eşrudur, hük ü çık aktadır.
168- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Mescid-i Resûl ü sofası ı ve çevresi i silip süpür ekle uğraşa irisi vardı. “o ra u ki se vefat etti ve asha ı kira
tarafı da kaldırıldı. ‘esûlullah ada ı hali i sorup duru u öğre i e, bana haber vermeniz gerekmez miydi?
Mezarı ı a a gösteriniz. buyurdular. Sonra o müteveffaya, kabri üzeri de e aze a azı kıldı.
Mütercim:
Cami ve mescitlerde hiz et göre kayyı ve hade eleri kıy et ve şerefleri i sa lar arası da düşük ve ayağı
görü ürse de Allah ve peyga er katı da kıy etleri i çok yüksek olduğu ve gö üldükte so ra he üz esedi
çürü e iş ölü ü
ezarı üzeri de e aze a azı kılı a ile eği hük ü u hadîs-i şerifte çıkarıl aktadır.
169- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Dü ge e ir azgı i , a azı a a i ol ak içi üzeri e atıldı. Allah ı iz iyle o u kıskıvrak yakaladı . Hatta
istedi ki es idi direkleri de
iri e ağlayayı da, sa ahleyi hepi iz o u göresi iz. Lâki so ra kardeşi
Süleyman ı Aleyhisselâ
şu duası hatırı a geldi: Allah ı , e i ağışla ve e de sonra hiçbir kimseye nasip
olmayacak bir saltanat bana ver. Ci lere hük et e salta atı ı yal ız ke disi e ait ol ası ı di leye “üley a
peyga eri u duası yüzü de o i i ağla akta vazgeçti.
170- Ü
ü “ele e ‘.A. da rivayet edil iştir,
Ha ıları arkası da hayva üstü de tavafı ı yap. Ü
ü “ele e dedi ki: ‘ahatsız olduğu u Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem e bildirdim ve bunun üzerine böyle buyurdu.)
Mütercim:
Peygamber Aleyhisselâtü vesselam ı
uhtere zev eleri de Ü
ü “ele e ‘.A. a valide izi hastalığı da dolayı
eşru azereti e i ae Kâbe yi yaya olarak tavaf et eye güç yetire ediği de hayva a i erek tavaf et eleri e
Hazreti Peyga er tarafı da
üsaade uyurdu. Ki olursa olsu , eşru ir azereti olduğu takdirde o uzlarda
taşı arak yahut hayva a i dirilerek tavaf ettiril esi de aiz olduğu hük ü, u hadîs-i şerifte çıkarıl ıştır.
171- E û “aîd ‘.A de rivayet edil iştir:
Hak Sübhanehu ve Teâlâ Hazretleri, ahiret hayatı ile dünya hayatı arası da ir kulu u Hazreti Muhammed
Aleyhisselâm ı uhayyer kıldı. O kul da, ahiret hayatı ı seçti. Ey E û Bekir, ağla a. Gerek alı ve gerek arkadaşlığı
yö ü de ke disi e e çok i ettar olduğu kişi şüphesiz E û Bekir dir. Eğer ü
eti de iri i dost edi iş
olsaydı , a ak Ebû Bekir i edinirdim. Lâkin (bütün Müslümanlara şa il ola İsla kardeşliği ve sevgisi var. Mes id de
kapatıl adık kapı ırakıl ası ; yal ız E û Bekir i kapısı kalsı .
172- İ i Abbas (R.A.) da rivayet edil iştir:
Gerçek şu ki, gerek ale ve gerekse bedenen Kuhafe i oğlu E û Bekr-i “ıddık dan çok beni minnettar eden hiçbir
ki se yoktur. Eğer i sa lar arası da
iri i, ke di e dost edi iş olsaydı , E û Bekir i edi irdi . Lâki İsla
dostluğu şahsi dostta daha değerlidir. Bu Mes id de Ebu Bekir i pe eresi de aşka ütü pe ereleri a a
kapayı ız.
(Mescid, ay ı za a da Peyga eri izi ika et yeri idi. Yal ız E û Bekir de ya a ola kapı veya pe ere i
açık ırakıl ası ı iste eleri, e azî ir ta ir olup yal ız o u gör ek iste eleri i ifadesidir.)
173- İ i Ö er ‘.A. den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i erde ike asha ı kira da iri: Ya Resûlallah! Gece (teheccüd) a azı
hakkı da e ri iz edir u a az asıl kılı ır ? diye soru a, Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
İkişer ikişer rekât olarak iste ile
iktarda kılı ır. A ak sa ah a azı vakti i gir esi de korkarsa, tek rekât
kılar ve u kıldığı a az o u vitir a azı olur.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte İ a Şafii (Allah ı rah eti üzeri e olsu vitir a azı ı tek rekât kılı ası ı daha faziletli
olduğu hük ü ü çıkar aktadır. Fakat azı Şafii âlimleri, Ha efi ezhe i i görüşü e uhalefet et eyerek vitir
a azı ı ir selâ la üç rekât kılı ası ı ter ih et işlerdir. Efe di iz, vitir a azı ı , ge e a azları ı so u usu
olarak kılı ası ı tavsiye uyur uşlardı. Ge e a azı uzatılırsa vitri kaçır a korkusu doğar. Efe di iz u hususa
dikkati i çek işlerdir.
174- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir
Cemaatle kıl a a azı seva ı, evi de veya işyeri de kıldığı a azı seva
iri iz güzel e a desti i alır ve yal ız cemaatle a az kıl ak aksadı ile
adı da Allah Teâlâ o u ir dere e yükseltir ve o da ir hatası ı ağışlar.
eklediği süre e ki seyi i it ediği ve a desti de ozul adığı takdirde, a
de: Allah ı ! O u ağışla, o a erha et et, diye dua ederler.
175- Ebû Mûsâ (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Mü i , ü i içi , ölü leri ir iri e ke etle e
par akları ı ir iri e ke etledi .
yapı gi idir.
ı da yir i eş dere e fazladır. Herhangi
a iye gelirse, giri eye kadar her attığı
Ca iye giri e, orada yal ız a az içi
azda i iş gi i sevap kaza ır ve elekler
(Hazreti Peygamber bu hadîs-i söylerken
176- Ebû Hureyre (R.A) den rivayet edil iştir:
Bir öğle a azı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem sehven iki rekât sonunda selâm verdi. Ashap tan Zülyedeyn
a ı da ir zat: — Ey Allah ı ‘esulü! U uttu uz u, yoksa a az ı kısaldı? Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Efe di iz şöyle uyurdular: Ne u uttu , e de kısaldı. Sonra cemaate sordular: Zülyedeyn in
dediği gi i i oldu? Ashab-ı Kira , evet, dediler. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er kalkıp iki rekât daha kıldılar ve
sehiv ya ıl a se desi yaptılar.
Mütercim:
Büyükler meclisinde muhterem ve faziletli bir zat, bu hadîs-i şerife dair ir iskâli, ya i tiha et ek veya sorup
öğre ek içi u fakire sordu: Bu asıl olur; a azda so ra, dü ya kelâ ı ko uşul uş ike iki rekât daha kılı ası
ve sehiv ve se desi yapıl ası ile a az sahih oluyor? Şi di iz de öyle yapsak caiz olur mu?
Ben de cevaben:
.
— Bu hadîs-i şerifi ahkâ ı hakkı da müçtehit i a lar ihtilâf ettiler. İ a E û Ha ife Hazretleri e göre, u hadîs-i
şerifi hük ü, Hazreti Peyga ere ait özellik taşır. Şöyle ki: Na azda ko uş a ı evazı ve a azda irisiyle
ko uşulursa gerek Peyga eri ve gerekse uhata ı a azı a halel gel e esi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem e ahsus olup izlere şu ûlü yoktur. Yahut bu hadîs-i şerif varit olduğu za a a azda ko uş ak he üz
hara değildi, so ra hara kılı dı.
İ a Şafii Hazretleri e göre, ko uşula söz u uta ı sözü olursa a azı oz az. Bir ki se a az içi de ike ,
a azda olduğu u u utarak, dü ya kelâ ı söylerse a aza zarar ver ez. Hazreti Peyga er de, a azda değili
za ı ile ko uş uştur. İ a Malik Hazretleri e göre, a azı düzeltil esi içi ko uşula söz a azı oz az, dedi .
Bu eva ı o zatı so dere e e u etti.
177- Ebu Saîd (R.A.) den rivayet edil iştir:
Herhangi biriniz, sütre arkası da a az kılar da, ir ki se ö ü de geç ek isterse, o u iteklesi . Eğer zorlarsa
pataklası . Çü kü o a ak ir şeyta dır. (Sütre, namazda önünden geçilmemesi için koyulan bir engeldir. Bu engelin
arkası da geç ek varke illâ arada geç ek isteye ve hele u da ısrar ede kişi i hakkı kötektir. Bu hareket,
a ak ir şeyta işi olarak değerle dirile ilir.
178- Ebû Cüheym (R.A.) de rivayet edil iştir:
Na az kıla ı , se de esafesi ö ü de geçe ada , e kadar gü ah yükle e eği i ile ilseydi, o u ö ü de
geç ekte se kırk yıl, ay gü , saat ekle eyi yeğ tutardı.
179- İ i Mes ud (R.A.) da rivayet edil iştir:
Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimiz Mekke de Kâbe i ya ı da a az kılarke , E û Cehil ve
o u arkadaşları ulu a Kureyş i ileri gele leri içleri de e azgı ı Uk e i E i Muayt ı peyga ere hakaret
aksadıyla gö derdiler. Uk e taşıdığı ir deve işke esi i Hazreti Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem secdede iken
iki ü arek o uzları arası a ıraktı. Bu u göre arkadaşları kahkaha ile gülüş eğe aşladılar. “o ra he üz dokuz
yaşı da ulu a Hazreti Peyga eri
uhtere kızı Hazreti Fatı a ‘.A. gelip işke eyi efe di izi sırtı da attı.
Hazreti Peyga er aşı ı se dede kaldırarak şöyle eddua etti:
Allah ı ! Kureyş i helak et, Allah ı ! Kureyş i helak et. Allah ı Kureyş i helak et. Allah ı ! A r i Hişa ı E û
Cehil i), Utbe bin Rebia yı, Şey e i ‘e ia yı, Velid i Ut e yi, Ümeyye bin Halefi, Ukbe bin Ebi Muayt ı ve U are i
Velid i helak et.
“o ra Bedir savaşı da U are i Velîd de aşka diğer ütü hai ler öldürülerek ir ozuk kuyuya atıldılar. Bu ları
arkası da Hazreti Peyga er şöyle uyurdu: Bu ozuk kuyu u ada ları, la etle kovala dılar. 13
13 Ömer )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi: -92
NAMAZ VAKİTLERİ BAH“İ
180- E û Mesud ‘.A. da rivayet edil iştir: İsrâ ge esi i sa ahı da Ci ril Aleyhisselâ gelip Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem e i a olarak sa ah a azı ı kıldırdı. “o ra öğle a azı ı, so ra iki di a azı ı, so ra akşa
a azı ı, “o ra yatsı a azı ı kıldırdı. “o ra şöyle dedi: Bu a e ur edildi . Ya i sa a eş vakti a azları ı
kıldır aya...
181- Huzeyfe (R.A.) de rivayet edil iştir:
Kişi i ; ailesi, alı, ço uğu ve ko şusu hakkı daki kusurları a a az, oruç sadaka, şeriatı e ir ve yasakları ı
gözetilmesi kefaret olur.
182- İ i Mesûd ‘.A. da rivayet edil iştir:
Ashaptan biri gelip: Ya Resûlallah! Be ir gü ah işledi , ir kadı ı öptü . “o ra piş a olup tövbe ettim. Bir daha
öyle ir iş yap a aya kesi likle karar verdi . Töv e ka ul ü? diye sordu.
Bu u üzeri e şu âyet-i kerime indi: Gü düz ve ge e a azları ı, âdâ ve erkâ ı a riayet ederek kılı . Hiç şüphe yok
ki, iyilikler kötülükleri kaldırır.
— Ey Allah ı ‘esulü, u hükü yal ız a a ı, yoksa diğer ü i lere de şa il i? Bu a eva e Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdular:
— Ümmetimin tümüne. Bir rivayete göre, bu münasebetle inen âyeti kastederek, O u gereği i yapan herkese...
buyurdu.
183- İ i Mesûd" ‘.A. dan rivayet edil iştir:
Ashaptan biri: Ey Allah ı ‘esulü! Allah Teâlâ katı da e
ak ul ve e sevi li a el ha gisidir? diye sordu. Peyga
Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di iz u a eva e şöyle uyurdular:
Vakti de kılı an namaz. Sonra ana-babaya itaat ve sonra Allah yolunda cihad.
er
184- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
A latı akalı , iri izi kapısı ö ü de ir ehir ulu sa ve gü de eş defa o suda yıka sa, e dersi , vü udu da kir
a ı a ir şey ırakır ı? İşte eş vakit a azı hali udur. Bu a az se e iyle Allah Teâlâ gü ahları siler.
185- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir
“e deleri doğru dürüst yapı ız ve ki se kolları ı, köpeği yaptığı gi i yere yay ası . Na azda se deye vardığı ız
za a elleri izi yere koyup kolları ızı vü udu uzda uzaklaştırarak yukarı kaldırı ve kar ı ıza da değdir eyi .
Tükür ek zoru da kalırsa ö ü e ve sağı a asla tükür esi . Çünkü Rabbisiyle münâcât halindedir.
186- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir
Şiddetli sı aklarda öğle a azı ı, ortaklık seri leye e kadar tehir edi iz. Çü kü sı ağı şiddeti Cehe e i ateş
kütlesi i kay a ası da dır. Cehe e ‘a isi e dert ya ıp: ‘a i , ke di ke di i yiyip itirir oldu , dedi. Bu u
üzerine Allah Teâlâ Cehe e e iki soluk içi izi verdi. “olu a ı iri yaz evsi i de, diğeri kış evsi i dedir. E
şiddetli ulduğu uz sı ak ve e şiddetli ulduğu uz soğuk u iki solu u u eseri.
Mütercim:
Bazı âlimler, bu hadîs-i şerifi hakikata yor ayıp e az ka ul et ektedir. Güya yaz evsi i de gü eşi sı aklığı
Cehe e i sı aklığı gi idir, a ası a yor uşlarsa da, âli leri çoğu u u hakikat ka ul et eyi daha uygu
ul uşlardır. Cehe e , asıl iti ariyle i ra i e ir keli e olup ateş ve sı ak yer a la ı dadır.
187- Ebû Zer de rivayet edil iştir.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di iz ir seferde ike Hazreti Bilâl öğle eza ı ı oku ak isteyi e, Hazreti
Peygamber ona hitaben: “eri let, seri let! Şiddetli sı ak, ehe e i kay a ası da dır. “ı aklar şiddetli olu a
a azı, hava seri leye e kadar tehir edi . uyurdular. “ı ak eldelerde öğle a azı ı geciktirmek mendubdur.
188 - Enes (R.A.) de rivayet edil iştir.
‘esulü Ekre
ir gü vakti i evveli de öğle a azı ı kıldıkta so ra i ere çıktı. Kıya et gü ü de ahsederek
şöyle uyurdu:
Kıya et gü ü de üyük hadiseler ola aktır. Bir şey sor ak isteye varsa soru . Mi erde olduğu
üddetçe ne
sorarsa ız size ildire eği . “oru uz! Sonra Huzâfe oğlu A dullah ayağa kalkıp: Ya Resûlallah, benim babam kimdir?
diye sordu. Hazreti Peygamber, Huzâfe dir buyurdu ve sonra sorunuz! dedi.
Sonra Hazreti Ömer (R.A.), Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in dizlerine kapanarak:
— Ya ‘esûlullah, ‘a i iz Allah, di i iz İsla ve peyga eri iz Muha
ed Aleyhisselâtü Vessela olduğu a
e u uz, dedi. Hazreti Peyga er iraz durdu ve so ra şöyle uyurdu:
Biraz ö e Ce et ile Cehe e şu duvarı ephesi de a a gösterildi. Bugü kü kadar hayır ve şer gör e işti .
(Cennet ve Cehennem, efendimizin ö ü de ir si e a şeridi gi i duvara akset iş ve efe di iz, sorula ak her soruya
evap ver eğe hazır oldukları ı ildir işlerdi. A ak azı yersiz sorular u üyük fırsatta istifadeyi ö ledi
189- İ i Ö er ‘.A. den rivayet edil iştir:
İki di a azı ı özürsüz kaçıra ki se, ailesi de ve
alı da ol uş gi idir. Ma evi kay ı o dere e üyüktür
190- Bureyde (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ki
ir özrü ol azı kasten iki di a azı ı terk ederse, a eli geçersizdir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif tehdit korkut a aka ı da varit ol uştur. Çü kü şirk Allah a ortak koş a gü ahı da aşka hiç ir
şeyle ü i i a eli i geçersiz ol aya ağı ehlisünnet i a ıdır. Yahut a azı terk etmeyi mubah kabul ederse, o
za a küfür sayıla ağı da a eller de geçersiz olur, demektir. En iyisini Allah bilir.
191- Cerir (R.A.) da rivayet edil iştir.
“iz ahirette şu ay ı görür gi i uhakkak surette ‘a i izi göre ek ve O u gör ede üşkülât çek eye eksi iz.
Gü eşi doğuşu ve atışı da ö eki a azları geçir ek zoru da kal a ayı aşara ilirse iz yapı ız. Sonra Resulü
Ekre şu mealdeki ayeti kerimeyi okudu:
Gü eşi doğuşu ve atışı da ö e ‘a i e ha d ederek tes ih et. (Kaf sûresi: ayet 39).
Mütercim:
“a ah vakti uyku za a ı, iki di vakti de fazla eşguliyet za a ı olduğu içi gaflete düş e eye te ih ediliyor ve u
iki vakte çok ö e veril esi e özellikle işaret ediliyor. Diğer a azlarda da ö e verilerek dikkat edil esi aynen
farzdır, farzı ayı dır.
192- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Gece melekleri ve gü düz elekleri size arka arkaya gelirler ve sa ah ile iki di a azları da uluşurlar. Ge eyi
ara ızda geçire
elekler sa ah a azı da so ra göğe çıkarlar ve ke disi daha iyi ildiği halde, Ce a -ı Hak o lara,
kulları ı e halde ıraktı ız? diye sorar. O lar da, a az kılarlarke ulduk ve a az kılarlarke ayrıldık, derler.
193- Ebu Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Gü eş at ada iki di a azı ı ir rekâtı a yetişe i iz a azı ı ta a lası ve gü eş doğ ada sa ah a azı ı
bir rekâtı a yetişe i iz a azı ı ta a lası .
Mütercim:
Ali leri çoğu luğu a göre hükü
öyledir. Fakat i a E û Ha ife ezhe i e göre, iki di a azı gü eş attıkta
so ra sahih ise de, sa ah a azı öyle değildir. “a ah a azı içi de ike gü eş doğ uş olursa, o namaz bozulur.
“o ra o a azı kaza et ek gerekir. Çü kü kâ il ir vakitte a aza aşlayıp da akıs vakitte ta a la ak aiz değildir;
u, usûl kaidesi de dir, İki di a azı ise kerahet vakti ola
akıs vakitte kılı aya aşla ıp kâ il vakitte
ta a la dığı da u sahihtir.
194- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir.
“izde ö e gelip geçe ü
etlere azara sizi dü yada kalı
üddeti iz, iki di a azı da gü eşi atışı a
kadar ola za a kadardır. Tevrat ehli e Tevrat verildi. Gü yarılaya a kadar o unla amel ettiler. Sonra
e ere ediler. O lara a elleri karşılığı da irer kırat Uhud dağı kadar sevap verildi. “o ra İ il ehli e İ il verildi.
O lar da iki diye kadar o u la a el ettiler. “o ra e ere ediler. O lara da a elleri karşılığı da irer kırat verildi.
Sonra bize KUR AN verildi ve gü eşi
atı ı a dü ya ı so u a kadar o u la a el ettik. Bize a elleri iz
karşılığı da ikişer kırat verildi. Bu u üzeri e iki kita ı
e supları dediler ki: Ey ‘a i iz! Bu lara Hazreti
Muha
ed ü
eti e ikişer kırat, ize ise irer kırat verdi . Oysa iz, a el akı ı da daha ilerdeyiz. Allah Teâlâ
şöyle uyurdu: Ü reti izde her ha gi ir şey eksiltti
i? Hayır! diye evap verdiler. Allah uyurdu ki: O e i
ikra ı dır; dilediği e veriri .
Mütercim:
Hadîs-i Şerifi ifadesi de a laşıldığı a göre iki di a azı da gü eşi at ası a kadar ola za a , öğle ile iki di
vakti arası daki za a da daha kısadır. Bu a i ae İ a E û Ha ife Hazretleri u hadîs-i şerifi delil alarak iki di
vakti i aşla gı ı ı asrı sâ ide ka ul ediyor ki, öyle e za a kısal ış oluyor.
195- Abdullah El-Müze î ‘.A. de rivayet edil iştir:
Bedeviler ağzı a uyup da akşa
a azı ı adı ı değiştir eyi iz. O lar, akşa a da yatsı derler.
196- Hazreti Âişe de rivayet edil iştir:
Bir gece Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri yatsı a azı ı ge e i üçte iri e kadar ge iktirdi. Bütü
e aat a az içi ekliyorlardı. “o ra saadetha eleri de çıkıp o lara şöyle uyurdular:
Dü ya illetleri de sizde aşka u a azı ekleyen yoktur. Ge e i u saati de i adet ede aşka illet
ulu adığı ildiriliyor.
Mütercim:
Yatsı a azı ı ge e i üçte iri e kadar ge iktiril esi i
e dû ol ası hük ü u hadîs-i şerifte çıkarıl aktadır.
197- Ebû Mûsâ (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, savaşa asker hazırla akla eşgul olduğu da yatsı a azı ı, ir
hayli ge iktirdikte so ra, çıkıp kıldırdı. “o ra e aate hita e şöyle uyurdu:
‘ahatlayı ız ve sevi i iz! İ sa larda u saatte sizde aşka i adet ede i ulu a ası, Allah ı size ir i etidir.
veya u saatte sizde aşka i adet ede yoktur, buyurdu.
Mütercim:
Ge e i üçte iri e kadar yatsı a azı ı ge iktir ek e dû ise de, yarısı a kadar ge iktiril esi İ a Aza a göre
mekruhtur, İ a Şafii ye göre mendubdur.
198- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Ü
eti e ağır gel eye eği i ilseydi , yatsı a azı ı
199- Ebû Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
iki soğuğu sa ah ve iki di a azları ı kıla kişi e
öyle ge e i üçte iri geçi e kılı
ası ı emrederdim.
ete girer.
200- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Na azları ız içi gü eşi doğuş ve atış za a ları ı ara ayı ız. Bu iki vakti gözetip veya bekleyip de gerek vakit
a azları ı ve afileleri u kerahet vakitleri de kıl ayı ız. A ak tesadüfe tilâvet se desi veya e aze a azı olursa
kerahet vakitlerinde caiz olur.
201- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Gü eşi kaşı görü ü e, yüksele e kadar a az kıl ayı ge iktiri iz ve gü eşi kaşı kaybolunca, batana kadar namaz
kıl ayı ge iktiri iz. Bu kerahet vakitleri de a az kıl ayı ız.
Mütercim:
Bir veya iki ızrak oyu gü eş yükseli eye kadar a azı ge iktir ek gerekir. Takvi lerde ir ızrak oyu yaklaşık
olarak yir i eş dakika ve iki ızrak oyu da
dakika olarak yazılıdır. Bir ızrak yükseliş İ a ey i ve iki ızrak
yükseliş de İ a Aza ı görüşüdür. A ak gü eşi kaşı ı atışı da ta a e atışı a kadar ola süre içi de yal ız.
o vakti iki di a azı farzı eda edilir. “e epsiz olarak u kerahet vakti e ırakıl a alıdır. Bir de tilâvet se desi ile
e aze a azı u vakitte eda edile ilir.
202- Ebû Katâde (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Hay er gazası da ge eleyi geç vakitte dö üşleri de, ashaptan
birinin, Yâ Resûlallah, ko akla a ıza üsaade etse iz, de esi üzeri e şöyle uyurdu:
Korkarı ki, uykuya dalıp sa ah a azı ı kaçırırsı ız.
Bilâl Ha eşî: Ya Resûlallah, e sizi uya dırırı , dedi. Bütü ashap uykuya daldılar. Bilâl Ha eşi de ke di devesi e
yasla ıp eklerke o da uykuya dal ıştı. “o ra Hazreti Peyga er uya ır ve gü ü doğ akta olduğu u, gü eşi
kaşı ı çıktığı ı görür. Bu u üzeri e Bilâl e:
“e i verdiği söz erede? Ha i izi uya dıra aktı ? buyurdu. Bilâl dedi ki:
— Ey Allah ı ‘esulü! Eli de ol ayarak uykuya dal ışı hadiseden dolayı kederlenen bütün ashaba Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Allah Teâlâ Hazretleri, dilediği za a ruhları ızı al akta ve dilediği za a da geri çevir ektedir. Ya Bilâl! Kalk
Müslümanlara sa ah a azı ı duyur. Bilâl da a dest alıp eza ı okudu. “o ra Hazreti Peyga er ve ütü ashap
a dest alarak kerahet vakti çıkı a, sa ah a azı ı e aatle eda ettiler.
Mütercim:
Uyku ve u a e zer eşru özürlerle kaçırıla a azları kazası ı teşriî hik eti e i ae ‘esulü Ekre den bu hâl
eyda a gel iştir. Allah her şeyi e iyisi i ile dir.
203- Ca ir ‘.A. de rivayet edil iştir:
He dek savaşı da gü eş attıkta so ra Hazreti Ö er, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a geldi. “avaş
yüzü de iki di a azı ı kıl aya fırsat ula a ıştı. Kureyş kâfirleri e sövüp saydı ve: Ya Resûlallah, iki di a azı ı
kıl aya fırsat ula ada gü eş attı, dedi. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er:
Vallahi, e de o a azı Ya i He dek gü ü iki di a azı ı kıla adı . buyurdu. So ra a dest alarak asha ı kira
ile gü eşi atışı da so ra iki di a azı ı ve peşi de akşa
a azı ı kıldılar.
Mütercim:
İ a Aza Hazretleri, u hadîs-i şerifte hükü çıkararak, düş a la ilfiil savaşırke a azı ge iktirilip so ra kaza
edil esi görüşü dedir. Korku a azı ise, ilfiil uhare ede ulu ayıp düş a la te ası
uhte el ulu ulduğu
zamana mahsustur.
İ a Şafii ye göre, hiç ir şekilde kasten a azı ge iktirilip kazaya ırakıl ası aiz değildir. Aralıksız savaş deva
ederke , he i â işaret ile a az kılar, he savaşır! Bu halde kı leye yö el esi de gerek ez. Bu hadîs-i şerifi
a ası şu: Belki Hazreti Peyga er eşguliyeti i çokluğu da a azı u utuver iş ol alı yahut korku a azı ı
meşruiyeti de ö e ol ası uhte eldir, diye tevil edil iştir.
204- E es ‘.A. de rivayet edil iştir:
Her ki , ir a azı u utursa hatırladığı za a kılsı . O u
buyrul uştur: Be i a ı a a az kıl. (Tâ-Hâ. Ayet: 14).
aşka kefareti yoktur. Niteki
Kur an-ı Kerim de şöyle
205- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Bili iz ki, herkes a azı ı kılıp yattı. “iz a azı eklediği iz üddet oyu a, a azda idi iz. Bir toplu , hayır
eklediği üddet oyu a hayır içi dedir. Hayır işle iş gi i sevap alırlar.
Mütercim:
Yukarıda u u açıkla ası geçti.
206- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Şu ge e izi göz ö ü de tutu uz! Bu ge ede yüz se e so ra ugü toprağı üstü de ulu a larda hiç ki se hayatta
kal aya aktır. Ya i, ir asır so ra saha e devri kapa a aktır.
Mütercim:
Peygamberin bir mucizesi olarak, o gün bulunanlardan yüz sene sonra hiç kimsenin hayatta kal aya ağı ildiril iştir.
207- A durrah a i E i Bekir ‘.A. de rivayet edil iştir:
Evinde iki kişilik ye eği ola , ir kişi daha görürsü ; dört kişilik ye eği ola , ir veya iki kişi daha götürsü . 14
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi: -105
E)AN BAH“İ
208- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir: Ya Bilâl, kalk namaza çağır!
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Bilâl Ha eşî ye ö e eza ı öğretip so ra o şekilde oku ası a
Allah ta vahiy işaretiyle e ir uyurdular. Niteki Şârih Şerkavî u a işaret et iştir.
209- Ebû Hûreyre (R.A.) deh rivayet edil iştir:
Namaz için ezan okununca Şeyta , ezan sesini duymamak için yellene yellene kaçar. Ezan bitince döner. Kamet
aşlayı a yi e kaçar ve iti e dö er. Na az kıla ı fikri i karıştır ak gayesiyle, hatırı da ol aya şeyler içi , şu u
hatırla, u u hatırla, der ve ada kaç rekât kıldığı ı bilemez olur.
210- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Gerçek şu ki, üezzi i sesi i
e zili içi de ulu a ve u sesi duya i sa , i ve her şey, kıya et gü ü o
üezzi i lehi de utlaka şahidlik ede eklerdir.
211- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Eza işittiği iz za a , üezzi i söylediği i ay e söyleyi iz.
212- Muaviye ‘.A. de rivayet edil iştir:
Müezzin, HAYYE ALESSALÂH, deyince, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem : LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ
BÎLLAH=Kuvvet ve kudret ancak Allah ta dır! derdi.
Mütercim:
Müezzi , HAYYE ALELFELÂH haydi felaha dediği za a yi e, LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ BÎLLAH de ir.
213- Ca ir ‘.A. de rivayet edil iştir:
Eza ı di leye kişi: Ey u eksiksiz daveti ve kılı a a azı ‘a i ola Allah ı ! Muha
ed Aleyhisselâ a vesile yi
(cennette özel bir makam) ve fazileti ver ve onu, kendisine vaat ettiği makam-ı ah ud a eriştir, diye dua ederse,
kıya et gü ü de şefaati e ail olur.
214- Ebû Hureyre (‘.A. de
Eğer i sa lar, eza ı ve
et eleri ü kü ol asa
yarışırlardı. Eğer yatsı ile sa
gelirlerdi.
rivayet edil iştir:
e aatle kıl a a azda iri i saffı seva ı ı ilseler ve kur a çekmeden bunu elde
utlaka kura çekerlerdi. Eğer a azlara erke gel e i seva ı ı ilselerdi, u u içi
ah a azları ı cemaatle kıl a ı seva ı ı ilselerdi, u a azlara e ekleyerek dahi olsa
Baskı hatası ola ilir
– Eğer Müslü a lar, eza da ve iri i safta ola seva ı ilseler ve so ra u fırsatı ula il ek içi kura çekmek
zoru da kalsalardı utlaka kuraya aşvururlardı. Eğer a aza erke git e i seva ı ı useydiler, u u içi
yarışırlardı. Eğer sa ah ve yatsı a azları ı
e aat fazileti i useydiler, u a azlara sürü erek dahi olsa
gelirlerdi.
215- İ i Ömer (R.A.) den rivayet edil iştir: Bilâl, sa ah eza ı ı ge eleyi
Mektûm u eza ı a kadar sahur ye eği izi yiyi iz ve içi iz.
daha fe ir doğ ada
okuyor, İ
i Ümmi
216- İ i Mes üd ‘.A. da rivayet edil iştir:
Hiç birinizi, yahut sizden hiç kimseyi Bilâl Ha eşî i eza ı sahur ye eği de alıkoy ası ; çü kü o, tehe üd ge e
a azı kıla ı ızı uyar ak ve uyuya ı ızı da uya dır ak içi ge eleyi , (şafakta ö e eza okuyor veya ida ediyor.
Sonra Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şehadet par aklarıyla işaret ederek her iki par ağı sağı da ve
solu da yere paralel içi de uzatıp işte ala a kara lık u şekli al ada sa ah veya şafak oldu de e ez.
buyurdular.
NOT: “a ah vakti i gir esi e yakı ufukta ilk olarak yukarda aşağı dikey ir eyazlık eyda a gelir ki, u za a a
Fecri kâzi = yala ı fe ir de ir. Bu vakit ge eye dahildir, sa ah vakti e değil. Bu da so ra ufukta ge işle esi e ir
eyazlık eyda a gelir. Peyga er efe di iz işte u vakti ü arek par aklarıyla işaret ederek tarif et işlerdir. “.
217- A dullah İ i Mugaffel ‘.A. den rivayet edil iştir:
Eza la ka et arası da a az vardır. Eza da Eza la ? ka et arası da dileye içi a az vardır.
Mütercim:
Akşa ı farzı da ö e Ha efiler e afile a az kılı azsa da, u hadîs-i şerife daya arak akşa
ka eti arası da iki rekât a az kıla lar vardır.
a azı ı eza ı ile
218- Malik bin Hüveyris (R.A.) de rivayet edil iştir:
Malik i Hüveyris ile eş-o arkadaşı taşrada Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gelip yirmi gün kadar kaldılar.
Sonra Hazreti Peygamber onlara: Halkı ıza dö üp arası da ulu u uz ve o lara di i öğreti iz. Na az vakti geli e
iri iz eza okusu , e üyüğü üz de i a olsu .
Mütercim:
Fıkıhda ve fazilette eşit iseler, yaşça e üyük ola ı i a lığa geçiril esi daha uygu dur. Malik i Hüveyris in
arkadaşları: ili ve fazilet akı ı da eşit oldukları içi , içleri de e yaşlısı ı i a ol ası ı Hazreti Peyga er
tavsiye ve e ir uyur uşlardı.
219- Malik bin Hüveyris (R.A.) den rivayet edil iştir: iki kişi olarak sefere yol uluğa çıktığı ız za a , dileye i iz eza
okusu so ra ika et etsi . A ak a azda üyük ola ı ız size i a lık etsi .
220- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir
Yol uluk hali de soğuk ir ge ede yahut yağ urlu gecede Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem : Beni dinleyiniz,
a azları ızı ko ak yerleri izde kıla ilirsi iz, buyurdu.
Mütercim:
Bazı hadîs âlimleri açıkla aları da derler ki, sefer hali de ike ; ge e kara lığı da fırtı a veya yağ ur ve ça ur olduğu
za a e aate veya es ide gele eyip herkesi ulu duğu yerde a az kıl ası içi , haydi a aza ve haydin
felaha, a ası ı taşıya HAYYEALE““ALAH ve HAYYEALELFELAH keli eleri yeri e, herkes ko akladığı yerde a azı ı
kılsı , diyerek eza arası da ila edil esini Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem müezzinine emrederlerdi.
Bazıları da, eza ı esası değiştiril eyip eza olduğu gi i oku up ta a la dıkta so ra öyle e Peyga eri e ri ile
Bilâl Ha eşi tarafı da ilâ edilirdi, de işlerdir. Eza arası da aşka şey söyle ek, Ha efiler e iyi değildir. Şafii ler e
mekruhtur. Maliki lere göre, ir zaruret ve e uriyet ol adıkça, eza arası da aşka söz söyle ek aiz değildir.
Hadîs-i şerifte vaki ola söz eğer eza arası da ol uşsa, eza ı ta a layı ısı sayıldığı a hükü ver işlerdir. Eza da
so ra, o söz vaki ol uşsa, u da itiraza yer yoktur.
221- Ebû Katade (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di iz a azda ike arkada a aza yetiş ek içi a ele ede irtakı
kimselerin ayak patırtıları ı duydu. “elâ verdikte so ra o lara: Neyiniz var sizin? diye sordu. Onlar da: Namaza
yetiş ek içi a ele ettik, dediler. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Böyle yap ayı ız. Na aza geldiği izde sükû ete riayet edi iz. Yetişe ildiği izi kılı ız, kaçırdığı ızı i a ı
selâ ı da so ra ta a layı ız.
Mütercim
Bu hadîs-i şerifte geçe yetiş ek ve kaçır ak sözleri de Ha efî İ a ları şu hük ü çıkar aktadırlar: Bir kimse dört
rekatlı a azlarda so iki rekâtta i a a yetişirse, u iki rekât i a ı so rekâtları olduğu gi i, o u da so
rekâtlarıdır. İ a ı selâ ı da so ra ta a laya ağı iki rekât, ilk iki rekât olup u rekatlarda ilâve süre oku ası
gerekir ve eğer ehrî a az ise kıraati ehre yapar.
Şafii İ a ları a göre, ilâve sure oku ası gerekirse de i a da so ra kıldığı u iki rekât o u so rekâtlarıdır: Bu u
İçi kıraati ehre aşikâre yap az.
222- Ebû Katade (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ka et getirili e e i gör ede
a aza kalk ayı ız. (Resûl-i Ekre , ka et es ası da hü re-i saadetlerinden
es ide çıkarlardı.
Mütercim:
İ a
a az kıldır ak üzere kalkı a ka ete uyarak e aat da kalk alıdır. Müezzi Kad kametissalâh deyince
i a
a aza durur. İ a Şafii ye göre, ka et ta a la dıkta sonra imam namaza durur.
223- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bütü e liği e sahip ola Allah a ye i ederi ki, içi de şöyle geçti: Odu içi e ir vereyi , odu topla sı .
Sonra namaz için emir vereyim, bunun için ezan okunsun. Sonra birisine emredeyim, cemaate imam olsun. Sonra
ke di
a aza katıl ayıp a iye gel eye ada lara varayı ve evleri i aşları a yakayı . Bütü e liği e hâki
olan Allah a ye i ederi ki, o larda iri yağlı ir ke ik yahut iyi ir çatal tır ak ula ağı ı ilseydi ehe ehal yatsı
a azı da ulu urdu.
Mütercim:
Cemaatle a az kıl ak Ha efi ve Maliki ezhe leri e göre sü et-i müekkededir. Bu hadîs-i şerif i kâr sureti ile
a azı ve cemaati terk ede
ü afıklara ir tehdit ola ile eği gi i herkes içi de ir ihtar ve uyarma olabilir; yoksa
Hazreti Peyga er tarafı da ki se i evi aşı a yakıl ış değildir. Fakat ir köy halkı e aat ve eza gi i dî î
elirtileri terk ederlerse, u ları yeri e getir eye e ur edilirler.
İ a Şafii nin tercih edilen kavline göre, cemaat farz-ı kifâye dir. Müslü a ları ir kıs ı e aatle a az kılarsa
diğerleri de sakıt olur. Şayet e aat a azı üs ütü terk edilirse, hepsi gü ahkâr olurlar.
Ha eli ezhe i e göre, ulûğ çağı a ere ütü erkeklere cemaatle a az farzı ayı dır. Fakat a azı sıhhati içi
farz değildir. Ya i, yal ız aşı a kılı a a az yi e a azdır; a ak farz ola e aat terk edil iştir. Hadîs-i şerifte
evleri i yakıl ası tehdidi, e aati farzı ayi olduğu a delildir.
Bazı müçtehit âlimlere göre de bu hadîsin hük ü diğer hadîslerle kaldırıl ıştır.
Yine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri cemaatle a az kıl a ı yüksek a evi kıy eti e karşılık azı
i sa ları dü yaya ve addeye ola üyük hırsları ı kıyaslayarak â aya hiç değer ver eyişleri i şöyle açıklıyorlar:
Bütü e liği e hâkim olan Allah a ye i ederi ki, eğer o cemaate gel eye lerde iri a ide yağlı ir ke ik yahut
iyi ir çatal tır ak ula ağı ı ileydi u küçük addi e faat içi
uhakkak surette yatsı a azı a gelirdi. Bu kadar ık
dünya menfaati için camiye gelebilen adam, ahiretin büyük seva ı da asıl geri kalıyor?
224- İ i Ömer (R.A.) den rivayet edil iştir: Ce aatle kılı a a az tek aşı a kılı a a azda yir i yedi dere e
üstündür.
Mütercim:
İ a , ir kişiye ile a az kıldırsa u da e aat sayılır. İki kişi ve u larda yukarısı cemaattir hadîs-i şerifi u a
delildir. Mekke ve Kudüs teki es idi şeriflerde yal ız aşı a kılı a a azdaki diğer a ilerde e aatle kılı a
namazdan daha faziletlidir.
225- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ce aatle a az, herha gi iri izi yal ız a kıldığı a azda yir i eş dere e üstü dür. Ge e elekleri ile gü düz
melekleri de sa ah a azı da topla ırlar. Nö etleri i sa ah a azı da değiştirirler .
Bu hadîs-i şerifi rivayet ede E û Hureyre der ki, Kur an-ı Keri de
u u doğrulaya ayet isterse iz, şu ayeti
okuyunuz: “a ah a azı, ge e ve gü düz elekleri i hazır ulu dukları ir a azdır. “ûre: İsrâ, ayet :
.
226- Ebû Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
Cemaatle kılı a a azda e çok sevap ala lar, uzaklığı a göre yolları, uzak ve e uzak ola lardır. Na azı ekleyip
i a ile kıla ki se i seva ı a azı tek aşı a veya az e aatle kılıp yata da daha üyüktür.
Mütercim:
Müezzi
i arede i er i ez he e ka et et eyip ir üddet e aati gel esi i ekle elidir. Böyle e a azı
üyük ir kala alıkla kılı arak fazla sevap kaza ıl ası sağla ış olur.
227- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ada ı iri yolda yürürke yol üstü de ir dike dalı ulup ke ara itti. Allah Teâlâ Hazretleri, o u a eli i eğe di
ve o u ağışladı.
– şehitler eştir:
Ve ada öle , kolerada öle , suda oğula , e kaz altı da kalan, Allah yolunda ölen...
Mütercim:
Diğer ir hadîs kita ı da vere de öle , ya arak öle , gur et diyarı da öle , Müzdelife ge esi de öle lerle loğusa
hali e öle kadı lar da şehitlerde sayıl ıştır. Bu lar sevap ve ükâfat akı ı da şehit sayılıyorlar; yoksa
uhare ede Allah yolu da öle leri hük ü aşkadır. Böyle şehitler yıka azlar, e aze a azları kılı arak ka lı
elbiseleri ile gömülürler. Bu husus, cenaze ve şehitler ölü ü de ge iş olarak açıkla a aktır.
228- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ey Seli eoğulları ka ilesi, adı ları ızı hesa a kat ıyor usu uz?
Mütercim:
Medine-i Münevvere i surları dışı da oturan Ensar ı seçki leri de ir grup, uzakta kaldıkları da a iye yakı ir
yere taşı ak istediler. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise, taşı aları ı uygu ul adığı da o lara: Ey
“eli eoğulları, siz uzak yerde
es ide gelirke attığı ız adı ları sevap ve ükâfatı ı her halde hesap etmiyor
musunuz? uyurdu. Ya i, her adı içi ir dere e yükselip daha kaza çlı çıka akları da taşı a aları ı tavsiye
ettiler. O lar da u a razı oldular. Hatta azı âlimler; Biz o ları işledikleri a elleri ve ke dileri de kala eser iz leri
yazıyoruz “ûre: Yasi , ayet:
eali deki âyeti keri ede u olaya işaret buyrulduğu görüşü dedirler.
229- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Mü afıklara sa ah ve yatsı a azları da daha ağır ir a az yoktur. Eğer u a azları
olsalar, sürünerek bile olsa behemehal bu namazlara gelirlerdi.
e aat fazileti i il iş
230- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Yedi ki se vardır ki, Allah, ke di gölgesi de
aşka hiç ir gölge i
ulu adığı gü de o ları gölgesi de
gölgelendirecektir.
1) Adaletli devlet aşka ı.
2) ‘a isi e i adet yolu da gelişe ge ç.
3) Kal i a ilere ağlı cemaate deva lı ola ada .
4) Allah rızası içi ir iri i seve , u sevgi ile uluşa ve u sevgi ile ayrıla iki kimse.
5) “oylu ve güzel ir kadı tarafı da ara ıp da, e Allah ta korkarı diye ki se.
6) “ağ eli i verdiği i sol eli il eye ek şekilde yaptığı yardı ı gizleye ki se.
7) Yal ızke Allah ı a ıp da gözleri de yaş oşa a ki se...
Mütercim:
Başka hadîs-i şeriflerde ü ahit, askere yardı ede , dürüst tü ar, güzel ahlâk sahibi ve orçluları sıkıştır aya
ki seler de sayıl ışlardır. Bu lar da o şerefe kavuşurlar.
231- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir
Allah Teâlâ Hazretleri mescitlere gidip gele ler içi , her gidip gel ede e
232- Abdullah bin Mâlik bin Bühayne (R.Â.) de rivayet edil iştir:
“a ah a azı içi ka et getirildiği es ada iki rekât kıl aya yelte e
buyurdu: “a ahı dörde i, sa ahı dörde i, çıkarıyorsu ? .
Mütercim:
ette
i etler hazırla ıştır.
ir ada ı görü e Peyga
er efe di iz şöyle
“a ah a azı ı ka eti de so ra i a a iki i rekâtta yetişe eği i a laya ki se, ir köşede sa ah a azı ı
sü eti i kılar ki, öyle yap ası da Ha efî ezhe i de ir eis yoktur. Şafii ve Hanbeli mezheblerine göre, bu hadîs-i
şerifi delaletiyle sü eti kıl ak te zihe
ekruhtur. Mâliki ezhe i e göre kesi likle yasak olduğu gi i, aşka farz ve
sü ete aşla ış olsa ile, i a ı ilk rekâtı a kavuşa aya ağı ı a lar a la az he e aşla ış olduğu a azı keser
ve imama uyar.
233- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem so hastalıkları da ağırlaştığı es ada Bilal Ha eşi Hazretleri eza okudu. Bu u
üzerine Peygamber efendimiz: Ebû Bekir e tarafı da e redi , e aate a az kıldırsı , buyurdular.
Hazreti Aişe ‘.A. u e ri he e te liğ et eyip: Ya Resûlallah, a a E û Bekir yu uşak kalpli ir ada dır.
Mihra da sizi yeri ize geçerse elki üzü tü ve ağla ası da a az kıldır aya veya e aate sesi i duyur aya gü ü
yete ez. İ a lık içi Hazreti Ö er e emir buyrulsa ol az ı? şekli de teklifte ulu du. Hazreti Peyga er e ri i üç
defa te kid ve tekrar buyurdu. Hazreti Aişe de üç defa u yolda özür dileyi e, üçü üde Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem buyurdular ki:
Siz, Yusuf u şerleri de Allah a sığı dığı kadı larsı ız, işi gerçeği i il ezsi iz. E û Bekir e söyleyin, cemaate
a az kıldırsı diğer ir rivayette de Hazreti Aişe ye: Sus, siz sizsiniz (hepiniz ay ı kadı larsı ız . diye buyurdu.
Sonra Hazreti Ebû Bekir e e ir te liğ edili e, ihra a geçip a aza aşladı. Fakat u es ada Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem soğuk su ile yıka arak kendisinde biraz hafiflik hissetti. Bir tarafı da, Hz. Ali diğer tarafı da Hz. A as
olduğu her ikisi i o uzları a daya arak Mes id-i Nebevî yi şerefle dirdiler. Teşrifleri i farkı a vara ashaptan
azıları Hazreti E û Bekir i haberdar etmek kastı ile Sübhanallah dedi ve azıları da el çırp ak suretiyle ikazda
ulu du. Hazreti E û Bekir duru u farkı a vararak ihra da geri çekil ek istedi. Hazreti Peyga er o a yeri de
dur ası içi işaret etti ise de yi e Hazreti E û Bekir ede e riayetle iraz geri çekildi. Hazreti Peygamber de onun
solu da oturarak e aate a az kıldırdı. E û Bekir, duyuru uluk yaptı Peyga eri aldığı tek irleri cemaate
duyurdu).
Mütercim:
Gelecek 235. ve 236. hâdis-i şerifler, u hadîs-i tamamlar mahiyettedir.
234- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Akşa ye eği ö ü üze getirilirse akşa
a azı ı kıl ada ye eğe aşlayı ız; a ak akşa ye eği iz içi a ele
etmeyiniz.
Mütercim:
Ya i, ye eği izi yavaşça yiyi iz ve so ra akşa
a azı ı kalp huzuru ve huşu ile kılı ız. Diğer vakit a azları da u a
kıyas edilir. Huzura e gel ola ak dere ede kar ı aç ol aya lar içi ö e a azı kıl ak daha faziletlidir de iştir.
235- Sehl bin Sa d Es-“aîdî ‘.A. de rivayet edil iştir:
Ya E a Bekir, sa a e rettiği de ede yeri de kal adı ? Bakıyoru siz de aşırı dere ede el çırptı ız! Herha gi ir
şey ya lış hareket kişiyi a azda ike kuşkula dırırsa “ÜBHANALLAH desi ; çü kü “ü ha allah deyi e ke disi e
uyarısı a dikkat edilir. Na azda el çırp a, kadı lar içi dir,
Mütercim:
Hazreti Ebû Bekir, şu uka elede ulu uştu: Kuhafe oğlu a, a azda ‘esûli Ekre i ö ü e geç ek yakışır ı? Bu
yolda özür, eya et eleri e Hazreti Peyga er sükût uyurarak özrü ü ka ul et iş ulu dukları ı ifade ettiler.
Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, cemaate Bakıyoru , siz de aşırı dere ede el çırptı ız! Herha gi ir şey
ya lış hareket kişiyi a azda ike kuşkula dırırsa “ÜBHANALLAH desi ; çü kü “ü ha allah deyi e o a uyarısı a
iltifat olu ur. El çırp ak usulü kadı lara aittir. Na azda gerektiği za a aşırı sayıl aya ak şekilde, ir veya iki defa el
çırp akla erkekleri a azı ozul azsa da sü ete aykırıdır.
236- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, hastalığı ağırlaşı a: Na az kıldılar ı? diye sordu. Biz, hayır, sizi ekliyorlar,
dedik Hazreti Peyga er şöyle uyurdu: Yıka a içi leğe e soğuk su koyu uz. Biz de emrini yerine getirdik.
Yıka dı ve kalkıp a aza git ek, istedi ise de u a güç yetire eyerek yatağa düştü ve aygı lık geldi. “o ra kendine
gelince tekrar ay ı soruları sordu ve iz de ay ı eva ı tekrarladık. Dördü üde, cemaate a az kıldır ası içi Hazreti
Ebû Bekir e emir gönderdiler.
Mütercim:
Bu hal yatsı a azı da eyda a geldi. Ertesi gü ü öğle a azı da tekrar yıka dıkta sonra kendisinde hafiflik
bularak daha önce hadîs-i şerifte geçtiği üzere Mes id-i Nebevî yi teşrif ettiler ve oturarak i a lık yaptılar.
237- Enes (R.A) de rivayet edil iştir
İ a , ke disi e uyulsu diye i a yapıl ıştır. O halde i a , ayakta a az kılı a, siz de ayakta kılı ız, rükûa
varı a, siz de varı ız, rükûda kalkı a siz de kalkı ız ve “EMİALLAHÜ LÎMEN HAMİDEH deyi e, siz ‘ABBENA VE
LEKELHAMD deyi iz, i a ayakta a az kılı a siz de ayakta kılı ız, eğer oturarak kılarsa siz de toplu a onun gibi)
oturarak kılı ız.
Mütercim:
Ha efî ezhe i e göre, i a
eşru azereti e i ae oturarak a az kılarsa, azereti ol aya cemaatin ayakta
a az kıl aları gerekir. Bu hadîs-i şerif yi e BUHA‘Î de Hazreti Aişe den rivayet edil iştir: ‘esulü Ekre , hastalık özrü
ile e so u da oturarak i a lık yaptı ve e aat ayakta o a uydu. Hazreti Peyga er o lara otur aları ı e ret edi,
diye rivayet edil ektedir. Bazı âlimlerce hadîs-i şerifi hük ü akidir.
238- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir
Herha gi iri iz, i a da ö e rükû ve se dede
aşı ı kaldırırsa, Ce a -i Hak ı , o u aşı ı erkep aşı a
çevirmesinden yahut Allah ı o u sureti i erkep sureti e çevir esi de kork uyor u veya, kork aya ak ı ?
Hadîs-i şerifi râvisi, iki şıkta ha gisi buyrulduğu da tereddüt et iştir.
Mütercim:
Ha efi ezhe i e göre i a da ö e rükû veya se dede kalka ki se, i a a uy a ış sayıldığı da a azı
bozulur. Şafii ezhe i e göre, i a da ö e kalka ir ki se gü ahkâr olursa da a azı ozulmaz. Bir de, imamdan
ö e kalk adığı gi i, ir tes ihde fazla geri de kal az. Fakat Şafii ezhe i de, i a a uya , ke di okuyuşu u
ta a la ak içi ir iki rükü ge ikirse de zararı yoktur.
239- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir
Emirleri dinleyiniz ve itaat edi iz! Başı ıza si siyah Ha eş li iri tayi edil iş olsa ile... Böyle bir kimseye de itaat
edi iz, sözü ü di leyi iz ve arkası da a az kılı ız.
240- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
İ a lar size a az kıldırırlar. Eğer doğru kıldırırlarsa, he size ve he ke dileri edir. Fakat ya lışlık ederlerse siz
kurtulursu uz, o lar ve al altı da kalırlar.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerife daya arak İ a Şafii Hazretleri, a azda so ra i a ı a destsiz a az kıldırdığı a ve üzeri de
e aset ulu duğu a e aat uttali olursa, a azı iade et eleri gerek ez de işlerdir.
İ a Aza
ezhe i de, i a a uya ı a azı ı sıhhati i a ı a azı ı sıhhati e ağlıdır. İ a ı a azı sahih
ol ayı a, e aati a azı da sahih ol az, a azları ı iade et eleri gerekir. Bu hadîs, i a ı hatası ı e aat
tarafı da farkı a varıl a ası ile ilgili olsa gerektir.
241- Câbir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, yatsı a azı da Bakara sûresi i okuyarak e aate a az kıldıra Muâz a:
Aşırı ozgu u, aşırı ozgu u, aşırı ozgu u! veya bozguncusun, bozguncusun, bozguncusun! buyurdular.
Mütercim:
Muâz i Ce el yatsı a azı da Bakara sûresi i aşta so a kadar oku akla e aati hoş utsuzluğu u kaza dı ve
e aatta ir kişi ayrılarak tek aşı a a azı ı kılıp işi e gitti. Muâz Hazretleri i u hareketi Hazreti Peyga ere
ildirili e yapıla tahkikat so u da ha eri doğruluğu a laşıldı. Bu u üzeri e Muâz a hitaben bu hadîs-i şerif varit
oldu ve azarla dı. Bir daha öyle e aati usa dıra ak şekilde uzu oku a ası içi ke disi e ikazda ulu dular ve
ha gi sûreleri oku ası gerektiği i gösterdiler. Na az, e aati hali e ve rızası a göre kılı alıdır.
242- Ebû Mes ud (R.A.) da rivayet edil iştir:
İçi izde ıktırı ılar var! Herha gi iri iz e aate a az kıldırırsa kısa kessi ; çü kü e aat içi de güçsüz, yaşlı ve işi
olanlar bulunur...
243- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir.
Ya Muâz, se azılı ozgu u usu veya bozguncu musun? Sebbih isme Rabbike l-A lâ, Ve ş-Şe si ve Duhaha, Ve lLeyli iza Yeğşâ yağşa sureleriyle kıldıra az ısı ? Niteki arka da ihtiyar, güçsüz ve iş sahibi ki seler a az kılıyor.
Mütercim:
Na azda kıraati uzat ak veya kısa kes ek, duru a, ağlıdır de işlerdir. Cemaati alışka lığı a ağlı kalı ır. Meselâ
büyük camilerde adet haline gelip de e aat tarafı da e i se e kıraat kırk ayette sekse ayete kadar ola ilir. Bir
de sa ah a azı e az kırk ayet ol alıdır.
Zaten Sebbih isme Rabbike sûresi ile Ve l-Leyl sûresi kırk ayettir. Bir de yal ız aşı a te ha bir yerde veya özel bir
cemaati a laş ası ile sa ah a azı da ir üz oku sa, ir ge ede teravih a azı da Kur a ı Kerim hatmedilse
bunda bir zarar yoktur. Nitekim Hazreti Osman (R.A.), bir rekâtta Kur a ı hat ederlerdi. İ a Aza Hazretleri de ve
diğer sâlih kimselerden bu hal rivayet edil iştir: Fakat asıl sa ah ve öğle a azları da sü et ola , Hucûrat
sûresinden Amme ye kadar ola sûreleri oku aktır. İki di ile yatsı a azları da A
e sûresi de Ve d-Duha sûresine
kadar ola sûreleri oku aktır. Akşa
a azı da ise, Ve d- Duha sûresi de aşağı sûreleri oku aktır.
244- Ebû Katade (R.A.) de rivayet edil iştir:
Baze a aza duruyor ve a azı uzat ak istiyoru . Derke ir ço uk ağla ası işiterek a esi i kaygıla dır a ak
içi a azı kısa kesiyoru .
Mütercim:
Başka ir hadîs-i şerifte, ‘esulü Ekre Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ilk rekâtta alt ış ayet oku uş ike ço uğu
ağlayışı ı işiti e iki i rekâtta üç ayet oku uş olduğu elirtil iştir.
Bir de a azı aşı da üsteha ola ir şeyi yap ak iyetinde bulunan kimse, her halde(durumda) onu (niyet
ettiği i , yeri e getir ek zoru da ulu adığı u hadîs-i şerifte
eyda a çık aktadır.
245- Nu a i i Beşîr ‘.A. de rivayet edil iştir:
Na azları ızda ya safları ızı düzgü tuta aksı ız veya Allah Teâlâ ara ızda ki ve düş a lık soka aktır.
Mütercim:
“afları düzgü tut ak, Ha efî, Şafii ve Maliki mezheblerine göre sünnettir. Bu hadîs-i şerif, tehdit ve teşvik içi
olduğu a yoru la ır, İ i Haz ise, u hadîs-i şerifi zahiri ile a el ederek safları düzgü yap a ı vacip olduğu
görüşü dedir.
246- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
“afları ızı düzgü tutu uz ve perçi leşiniz. Arkamdan da sizi görüyorum.
Mütercim:
Peygamber efendimiz, Allah ı kudreti ile arkada ola cemaati hareket ve duru ları ı görürlerdi. Peygamber
gör üyor za ı ile ih alkârlık yapıl a ası ı iste işlerdir.
247- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
“afları ızı düzgü yapı ız; zira safları düzgü yapılışı, a azı düzgü kılı ası gereğidir. Na azı âdâ ve erkâ ı a
riayet ederek kılı , eali deki ayeti keri e i hük ü içi de, safları düzgü yapıl ası da vardır.
248- Hazreti Aişe ‘.A. den rivayet edil iştir:
Gerçek şu ki, ge e a azı ı size farz kılı ası da korktu .
Mütercim:
Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ‘a aza ayı ı iri i ge esi de teravih a azı ı kıl ak içi
Mescid-i şerife gittiler. Bu hali göre ashapta ir kıs ı Hazreti Peyga ere uyarak e aat olup teravih a azı ı
kıldılar. İki i, yahut üçü ü ge esi de so ra, Hazreti Peyga er teravih a azı içi
es ide gel ediler. Fakat
saadetha eleri de teravih a azı ı kıldılar. “o ra sa ah olu a ashâ : Ey Allah ı ‘esulü, geçe ge e teravih a azı
için neden mescid-i şerife uyur adı ız? diye sordular. Hazreti Peyga er şu eva ı verdi: Gerçek şu ki, ge e
a azı ı size farz kılı ası da korktu .
Hazreti Peyga erde so ra u korku ortada kalktığı içi , Hazreti Ö er ‘.A. za a ı da eri teravih a azı ı
camilerde cemaatle kılı ası yerleş iş ve ütü müçtehit i a lar tarafı da güzel bir uygulama olarak kabul
edil iştir. Gele ek hadîs-i şerif, u hadîs-i şerifi ta a layı ı ahiyettedir.
249- Zeyd bin Sabit (R.A.) de rivayet edil iştir:
Müşahede ettiği hareketi izi
ahiyeti i, teravih a azı ı kıl ak içi istek ve rağ eti izi bilmekteyim. Fakat siz, şu
Müslümanlar afile a azları ız evleri izde kılı ız? zira farzda
aada aşka, fazla, gayrı diğer a azları e
faziletlisi kişi i evi de kıldığı a azdır.
250- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e, a azda iftitah aşla gıç tek iri ile Fatiha sûresi arası da e
okursunuz? diye sordum. Buyurdular ki: Şu duayı okuru : Allah ı ! Doğuyu atıda uzaklaştırdığı gi i, e i de
hataları da uzaklaştır. Allah ı ! Hataları ı su, kar ve dolu ile yıka ki terte iz olayı , üzeri de gü ah lekesi
kal ası .
Mütercim:
Na azı iftitah tek iri de so ra, hadîslerde gele dualarda herha gi iri i oku ak aizdir. Fakat İ a Aza
Hazretlerince seçilen dua Kütüb-i Sitte de altı eşhur hadîs kita ı da
iri ola Tir izî de, Ebû Said Hudri den
rivayet edilen Sübhaneke... duasıdır. Fakat Veccehtü vechî... duası ı da ilâve ederek oku ak üsteha dır.
İ a Şafii Hazretlerince seçilen, Müslüm de Hazreti Ali den rivayet edilen Veccehtü vechiye lillezi fetaressemavati
vel arda ha îfe
üsli e ve â e e i el üşriki . İ e “alâtî ve üsükı ve ehyaye e e atî lillahi ra ilale i .
Lâ şerike lehû ve izalike ü irtü ve e e i el üslî i . duası ı oku aktır. Bu a ilâve olarak Sübhaneke... duası ı
oku ası üsteha dır.
251- Esma (R.A.) da rivayet edil iştir:
Ce et a a ya aştı? O kadar ki, üstü e atılsaydı size salkı ları da ir salkı getirirdi . Cehe e de a a
ya aştı; o kadar ki, ey ‘a i ! Be o ları ya ı da ıyı ? dedi . Derke kedi tarafı da tır ala a ir kadı
gördü . Bu kadı ı suçu edir? diye sordu . Dediler ki:
Kediyi açlıkta ölü eye kadar hapset işti; e yedir iş e de yeri haşeratı da yahut haşeresi de ye esi için
salıver işti.
252- Enes (R.A.) den rivayet edil iştir:
Bazıları ede a azları da gözleri i göğe dikiyorlar. Vallahi ya vazgeçsi ler ve yahut gözleri aşırıla aktır.
Mütercim:
Na azda se de yeri e ak ak üsteha dır. Göğe doğru akıp kıl ak ekruhtur. Bu hadîs-i şerif tehdit ve korkutma
maka ı da varit olduğu a ittifakla hükü veril iştir. Yal ız İ i Hâzı , göğe akarak kılı a a azı atıl olduğu
görüşü dedir. Na az dışı da göğe akarak dua et ekte ise ir sakı a yoktur diye âlimleri çoğu görüş
irliği dedirler. Çü kü se â, dua ı kı legâhıdır, diyorlar. Bazı âli ler, u u dahi ekruh say ışlardır.
253- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Bu hareket a azda sağa sola ak ak , kulu a azı da şeyta ı aşırdığı ir aşır adır.
Mütercim:
Na azda ike göğsü kı lede çevir eksizi sağa sola ak ak ekruhtur. Göğüs kı lede çevrilirse a az bozulur.
Yal ız aş ve gözleri çevril esi ile ozul ayıp kerahet işle iş olur.
254- Ubâde bin Samit (R.A.) de rivayet edil iştir:
Kur an ı Fatiha sûresi i oku aya ki se i a azı a az, değildir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi
â ası kapalı olup ir kaç a aya yoru la a ilir. İ a Aza Hazretleri e göre, a azı ol ayışı
ke âli i ulu a ası de ektir. Fatiha sûresi oku aksızı kılı a a az, kâ il dere ede ir a az değildir. Çü kü
Kur andan ü kü ola ı okuyu mealindeki ayeti kerime ve bundan sonra, gelecek olan hadîste Kur andan senin
içi
ü kü ola ı oku sözü, Kur an ı herha gi ir kıs ı olursa olsu , a azı sahih ola ağı a delil ulu aktadır.
Fakat a azı ke âli Fatiha sûresi ile olur. Bu da imama uyarak cemaatle a az kıla a ait ol ayıp yal ız aşı a
a az kıla içi dir. İ a a uyan kimse, Fatiha yi oku az, susar ve di ler. Çü kü aşka hadîslerde, i a ı kıraati, o a
uya ı da kıraatidir, buyrulmaktadır. Bu da dört rekâtlı a azları yal ız iki rekâtı da farzdır. Diğer iki rekâtta kıraat
okuyuş farz ol ayıp ister tesbih edilir, ister Kur a oku ur. Neti e olarak İ a Aza a göre, Kur a da yal ız ir
ayeti oku ası ile a az sahih olur! A ak Fatiha sûresi i oku ası, he i a içi , he de yal ız aşı a a az
kıla içi vâ i dir.
İ a Şafii Hazretleri e göre, ister i a olsu , ister i a a uya ve ister yal ız aşı a a az kıla olsu , hepsi i , gizli
veya aşikâr kıraat edile
ütü
a azları her rekâtı da Fatiha oku ak farzdır; buna bir sûre ilâve etmek ise
üsteha dır.
İ a Malik ve İ a Ha eli ezhe leri e göre ehri a azlarda i a a uya ki se oku ayıp di ler. Kıraati gizli
yapıla a azları her rekâtı da Fatiha sûresi i oku ak farzdır. Hulâsa u üç ezhe e göre yal ız aşı a a az kıla
içi her a azı her rekâtı da Fatiha oku ak farzdır. Fatiha sûresi i oku adığı takdirde, u üç ezhe e göre hadîs-i
şerifi delâleti ile a azı a az değildir.
İLAVE VE Ö)EL MÜTALÂA : Allah’ı
ir lütfü olarak söylüyoru , hi reti 1331 yılı Ra aza ı eşi i gü ü de
İske deriye’de Mü tezeh sarayı da evi de yat akta ike rüya da Resulü Ekre Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Hazretleri i gördü ve ir kaç esele i çöze ediği
üşkülâtı ı arz etti . Birisi de şu esele idi: Ya Resûlallah,
Şafii mezhe i de i a ı arkası da cemaati da oku ası farz oluyor. İ a E û Ha ife’ye göre ise kıraat
ekruhtur; u iki üçtehidi ha gisi isa et et iştir? diye sordu ve fetva istedi . Fahri kâi at efe di iz ta
ir
eş’e ve sevinçle: Orada ihtiyat lazı dır buyurdular. Ya i Fatiha sûresi i oku ası lâzı geldiği i ifade ettiler.
Sonra; Be u ları hepsi de razıyı . Bu larda Allah razı olsu . Bu lar çok çalıştılar. Yal ız Ha eli ezhe i de
lüzu suz sözleri çoğalttılar. Yoksa e u ları hepsi de razıyı
buyurdular. Bu sorumdan önce Ya Resûlallah,
ikâhları hara ol aya kadı lara te leri e erkek doku ursa Şafii mezhebinde abdest bozuluyor; Hanefi
ezhe i de ise ozul uyor u ları ha gisi isa et et iştir? diye sorup fetva istedi . Şöyle e ü arek dudakları ı
üktü ve işaret etti. Ya i, yal ız doku akla a dest’i ozul adığı ı kasdetti. “o ra ke di e ve yazdığı eserlere
dair ir iki şey daha arzetti . Şa ı yü e ola Allah, o eserleri izde se i faydala dırsı buyurdular.
Elhamdü Lillah sümme Elhamdü Lillah... Ya Ra ! Ahirette o u gör eyi ize ihsa et ve sa ağı ı altı da izi topla;
salât ve selâm onun üzerine olsun.
Netice olarak denir ki, bu hadîs-i şerif yi e dört ezhe i delili olup üç ezhe e göre a azda Fatiha ı oku ası
farzdır. İ a Aza a göre vâcibdir.
255- Ebû Hureyre R.A. de rivayet edil iştir:
Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Mescid de ike ir ki se a azı usulü e riayet et eksizi tadil-i
erkâ sız a az kıldı. “o ra Hazreti Peyga eri huzuru a geli e Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu: Dön,
namazı ı kıl. Çü kü a azı ol adı. Ada geri dö üp tekrar a az kıldı ve huzura geldi. Yine Hazreti Peygamber,
Dö , a azı ı kıl; çü kü a azı ol adı uyurdu. Ada , üçü ü defası da: Ya Resûlallah, a ak u kadarı eli de
geliyor. Daha iyisi i yapa a . “iz a a öğreti , dedi. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem o a şöyle
tarif etti:
Na azda durduğu za a tek ir al. “o ra Kur an da se i içi
ü kü ola ı oku. “o ra rükûa var ve rükûda karar
kıl. “o ra kalk ve di dik ayakta dur. “o ra se deye var ve se dede karar kıl. “o ra kalk ve otur ada karar kıl.
Na azı ı ütü rekâtları da ay ı şeyi yap.
256- Ebû Hureyre (R.A.) da rivayet edil iştir:
İ a
a azda Fatiha ı so u da AMİN deyi e, siz de AMÎN deyi iz çü kü ki i a i de esi elekleri a î
de esiyle ağdaşırsa geç iş gü ahları ağışla ır.
Mütercim:
Hanefî ezhe i de i a AMİN sözü ü yüksek sesle ol ayıp yavaşça söyler. İ a da işittikçe e aat içi de
yavaşça AMİN de ek sü ettir. Şafii ezhe i de ise, gerek i a ve gerek e aat sesli olarak AMİN derler.
257- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Sizde iri iz AMÎN deyip, elekler de gökte AMÎN der ve u iki a î ir iriyle ağdaşırsa o ki se i geç iş
gü ahları ağışla ır.
Mütercim:
Gerek namazda ve gerekse namaz dışı da Fatiha da so ra AMİN de ek üsteha dır. Böyle e diğer dualarda da a î
müsteha dır.
258- Ebû Bekre (R.A.) da rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ, hırs ve rağ eti i artırsı ! Bir daha yap a Resul-i Ekrem Efendimiz, (cemaat rükûda iken gelip rekâta
yetiş ek içi saffa ulaş ada rükûa vara E û Bekre Hazretleri e öyle uyur uşlardır.
Mütercim:
“aflara gir eksizi arkada tek aşı a i a a uy ak üç ezhe e göre ekruhtur. Ha eli ezhe i de ise hara dır.
259- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem a azı iftitah aşla gıç tek iri içi : Allah Ekber sonra rükû için Allah
Ekber , rükûde kalktığı da: Semiallahu Limen Hamideh, Rabbena Lekel-hamd , sonra secde için: Allahu Ekber , iki
se de arası içi : Allahu Ekber , ikinci secde için; Allahu Ekber , iki i se dede ayağa kalk ak içi : Allahu Ekber ,
iri i oturuşta teşehhüdde so ra ayağa kalk ak içi : Allahu Ekber söylerlerdi.
Mütercim:
İ a ı , Semiallahu Limen Hamideh den sonra Rabbena lekelhamd söyle esi i İ a Şafii ve İ a Muha
ed
ve imam Ebû Yûsuf Hazretleri bu hadîs-i şerife daya arak uygu gör üşlerdir. Fakat İ a E û Ha ife ile İ a Malik,
bu hadîs-i şerifi i a içi değil, yal ız aşı a kıla lar içi olduğu a hükü ver işlerdir. Bir de azı rivayetlerle vav
harfinin ilâvesiyle: Rabbena ve Lekelhamd şekli de u hadîs-i şerif varit ol uştur. Her iki rivayet de eşit dere ededir.
Fakat İsta ul da ve bütün Türkiye de, Dağısta da Müslümanlar vavsız olarak Rabbena Lekelhamd şekli de söylerler.
Mısırda ise eşhur ola ve uygula a vav ile Rabbena ve Lekelhamd dır,
Bir de u vav harfi zâid harf idir, hal içi
idir, atıf içi
idir? gi i değişik görüşler ileri sürül üştür.
260- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri rükû ve secdelerinde: Sübhanekellahümme, Rabbena ve bihamdike.
Allahü
eğfirli = Allah ı , Ey ‘a i iz, sa a ha d eder halde se i ütü oksa lıklarda te zih ederiz. Allah ı
gü ahları ı ağışla diye söylerlerdi.
Rükû ve secdede Sübhane Rabbiyelazim ve Sübhane Rabbiyel alâ larda so ra u duayı oku ak üsteha dır. A ak
İ a Malik e göre se dede üsteha ise de, rükûda değildir.
261- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
i a , “e iallahu Li e Ha ideh, dediği za a siz de Allahü
e ‘a e a Lekelha d, deyi iz; çü kü ki i sözü
meleklerin sözüyle ağdaşırsa o u geç iş gü ahları ağışla ır.
Mütercim:
İ a Aza ile İ a Malik in delilleri bu hadîs-i şeriftir: İ a , Semiallahu Limen Hamideh diyecek, Rabbena
Lekelhamd demeyecektir. Cemaat ise, Rabbena Lekelhamd diyecek ve Semiallahu Limen hamideh demeyecektir.
Bir de, Allahümme Rabbena Lekelhamd rivayeti vardır.
İ a Şafii, İ a Ha eli ve İ a ey Hazretleri e göre her ikisi i söyle ek he i a içi ve he de yal ız aşı a
kıla içi sü ettir. Yal ız İ a Şafii ye göre, i a a uya ları da her ikisini söylemeleri sünnettir.
262- Rafi oğlu ‘ifâ a (R.A.) Hazretlerinden rivayet edil iştir:
Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e aatle a az kıldırırke Semiallahu Limen Hamideh dedikten
sonra ashaptan Rifa a (R.A.), RABBENA LEKELHAMD, HAMDEN KE“İ‘EN TAYYİBEN MÜBA‘EKEN dedi. “elâ verdikte
sonra Hazreti Peygamber sordu:
“öyle ki di? Gerçek şu ki; otuzda fazla elek gördü , u sözleri ir iri de ö e yaza il ek içi a ele ediyorlardı.
Rifa a, ben söyledim, dedi.
Mütercim:
Bu dua ı harfleri otuz dört ta edir. Bu harfleri sayısı kadar elek i diği u hadîs-i şerifi işareti de a laşıl aktadır
263- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Semiallahu Limen Hamideh. Rabbena ve Lekelhamd dedikten sonra
Ku ût duası olarak şöyle derdi:
Allah ı ! Mekke de Kureyş Kâfirleri eli de esir kala Velid oğlu Velid i (Halid bin Velid i kardeşi i Hişa oğlu
Seleme yi, Rabî a oğlu Ayyaş ı ve üşrikleri idaresi altı da kala çaresiz müminleri kurtar. Allah ı ! Mudar ka ilesi e
askı ı ağırlaştır ve o ları Yusuf u kıtlık yılları gi i yıllara uğrat. Allah, Gıfâr ka ilesi e gufra ve Esle ka ilesi e
selâmet versin.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i u duası, Allah katı da ka ul edildi. Adları geçe ashap esaretten kurtuldu.
Kureyş kâfirleri e ve Mudar ka ilesi e öyle e kıtlık ve pahalılık geldi. “o u da Mekke fethedilerek ütü
ü i ler
kurtuldular. Nihayet Mudar ka ilesi de i a ederek urla ıp hayât buldu.
264- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Asha ı Kira da azıları, ya Resûlallah, kıya et gü ü de iz Allah Teâlâ Hazretleri i göre ilir iyiz? diye sor aları
üzeri e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Dolu ay ge esi ulutları ardı da ol aya ayı gör ekte güçlük çeker misiniz? Asha , hayır çek eyiz, dediler.
Resûlullah sordu:
Ya ulutları ardı da ol aya gü eşi gör ekte güçlük çeker isi iz? Asha : Hayır, hiç güçlük çek eyiz, dediler.
Hazreti Peyga er şöyle deva etti:
Allah Teâlâ Hazretlerini de işte öyle göre eksi iz. Kıya et gü ü de i sa lar ahşere kalka aklar. Allah Teâlâ,
herkes, ki e i adet ediyordu ise, o a uysu , uyura ak. O i sa larda ki i gü eşe, ki i aya, ki i de irtakı
zor alara uya aklar. “o ra ü afıklarıyla irlikte u ü
et kala aktır. Allah Teâlâ Hazretleri, içleri de ü afıklar
ulu duğu da o lara, o ları ta ı adığı ir sıfatta te elli edip, ‘a i iz e i , uyura aktır. O lar da, ‘a i iz
geli eye ta ıdığı ız sıfatta ize te elli edi eye dek yeri izde kala ağız. ‘a imiz gelince biz O u ta ırız,
diyecekler. Allah Teâlâ Hazretleri, ü afıkları ayrıl aları da so ra o lara) tecelli edip: Rabbiniz benim, buyuracak.
Onlar da, Rabbimiz sensin, diyecekler (ve secdeye kapanacaklar).
Ce a ı Hak, o ları e eti e davet edecektir. Sonra Cehennemin üstünde SIRAT köprüsü kurulacak ve
Peyga erlerde , ü
etiyle irlikte ilk geçe
e ola ağı . O gü peyga erlerde
aşka hiç ir ferd
ko uşa aya aktır. Peyga erleri o gü kü sözleri de, Allah ı , selâ ete çıkar, selâ et ver, demekten ibarettir.
Cehennemde Sa da dike i e e zer çe geller vardır. “a da dike i i gördü üz ü? İşte o a e zer içi dedir.
A ak u çe gelleri e dere e üyük olduğu u a ak Ce a ı Hak ilir. O çe geller, a elleri e göre i sa ları kaparlar.
İ sa ların kimi ameli yüzünden helak olur. Kimi de hardal tanesine döner ve sonra kurtulur. Allah Teâlâ Hazretleri,
Cehe e halkı da dilediği e rah et et ek istediği de eleklere, dü yada Allah a, ortak koş ayıp i adet
ede leri çıkarı ız, diye e reder. Melekler de o ları, alı ları daki se de izleri de ta ır ve çıkarırlar. Ce a ı Hak,
ehe e ateşi e, se de izleri i ye eyi hara kıl ıştır. Cehe e de çıkarlar. Cehe e , i sa oğlu u se de
izi de aşka her yeri i yer yakarak çürütür .
Cehe e de ya ık olarak çıkarlar. “o ra üzerleri e hayat suyu dökülür. O lar da sel ça uru da ite kır otu gi i
biterler.
Ce a ı Hak, kulları ı uhake e ettikte so ra ir ada ki ehe e halkı da e so e ete gire kişidir, e etle
ehe e arası da, Cehe e tarafı a dö ük olarak kalır. Bu ada , ey ‘a i , yüzü ü ehe e yö ü de çevir;
çü kü kokusu e i zehirle ekte ve parla ası yak aktadır, diyerek yalvarır.
Ce a ı Hak: Şayet u isteği yeri e getirilirse, aşka ir isteği ola ilir i? diye uyurur. O kul da, İzzet ve Celâlin için,
hayır, der ve Ce a ı Hakk a dilediği e a t ve söz verir. Bu u üzeri e Allah Teâlâ, onun yüzünü cehennemden çevirir.
Ce ete yö eli e de o u eşsiz güzelliği i görür. Allah ı dilediği daya a ildiği kadar sesi i çıkar az. “o ra ey
Rabbim, e eti kapısı a kadar a a ilerle e i kâ ı ver, diyerek yalvar aya aşlar. Ce a ı Hak uyurur:
— Evvel e istediği de aşka hiç ir şey iste eye eği e dair sözler vere ve ye i ler ede se değil isi ? Der ki:
— Ey ‘a i . Yarattıkları ı e ed ahtı ol ayayı . Ce a ı Hak uyurur:
— Eğer u arzu a kavuşursa aşka istekte ulu aya ak ısı ? Ada :
— İzzet ve Celâli hakkı içi , hayır, u da aşkası ı iste eye eği , der ve dilediği e ‘a isi e a t ve söz verir.
Ce a ı Hak, o ki seyi e et kapısı a iletir. O ki se, e eti kapısı a varı a da o u , gözleri ka aştıra güzelliği i,
o daki parlaklık ve ferahlığı görür. Allah ı dilediği daya a ildiği kadar sesi i çıkar az. Fakat so ra:
— Ey ‘a i ! Be i e ete koy, diyerek yalvarır. Ce a ı Hak uyurur ki:
— )avallı i sa oğlu! Ne vefasız ışsı ! “a a verile de aşkası ı iste eye eği e dair söz vere , ye i ede se değil
misin? Adam da:
— Ey ‘a i , der, e i yaratıkları ı e ed ahtı kıl a! Ce a ı Hak, o u u sözü de hoşla ıp e ete gir esi e
izi verir ve dile, der. Kul da dileklerde ulu ur. Kulu dilekleri kesili e de, ‘a isi ke disi e hatırlatarak, şu da ve
şu da da iste, uyurur. Kulu istekleri so ulu a:
— Bu lar ve u larla era er ir isli fazlası se i olsu , uyurur. Ebû Said in rivayetinde, bunlar ve bunlarla
era er o katı se i olsu buyrulduğu elirtil ektedir.
265- İ i Abbas (R.A.) da rivayet edil iştir:
Ba a yedi aza orga üzeri de se de et ekliği e rolu du:
Alı
uru u da alı la era er yere ko ası
gereği i işaret etti . , İki el. , İki diz. , İki ayağı par akları El ise ve saçları ızı da topla aya ağız.
Mütercim:
Na az kıla ki se u yedi azada iri üzeri de se deyi özürsüz olarak terk ederse a azı ozulur. Bu azaları çıplak
ol ası şart değildir; elde eldive ler, ayaklarda estler giyili olduğu halde se de i yapıl ası da ir sakı a yoktur.
A ak dizler İ a Aza a göre avret olduğu içi örtülü ol aları şarttır. i a Şafii ye göre, avret yeri i ivarı
bulunmak cihetiyle namazda ve namaz dışı da örtülürler. Yi e İ a Aza a göre alı ı ir ölü ü ü yere koy ak
farz, çoğu u koy ak vaciptir. Diğer i a lara göre, ir ölü ü yere ko ası kâfidir. Alı ı hududu: Yüzü , iki şakak
ve kaşlarla, saçlar arası da kala kıs ıdır.
266- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
“e deleri düzgü yapı ız. Herha gi iri iz kolları ı köpeği yay ası gi i yere yay ası . (Secdede ellerini yere koyarak
dirsekleri i yukarı kaldırsı ve vü udu da uzak tutsu .
Not: Kadı lar ise, se dede kolları ı uylukları a yapıştırarak uylukları a doğru toplarlar.
267- İ i Mes ud ‘.A. da rivayet edil iştir:
Selam Allah Teâlâ ı ke disi güzel isi leri de iri dir. Bu yüzde o a sela veril ez.
Herha gi iri iz, a azda ettehiyyata oturduğu za a şöyle desi : Hür et ve tazimler, dua ve ibadetler ve bütün
övgüler Allaha dır. Ey Peyga er, selâ olsu sa a ve Allah ı rah eti ve ereketleri de... Bize de ve Allah ı sâlih
kulları a da selâ olsu .
“iz u u söylediği iz za a , Allah ı gökte ve yerde ulu a her sâlih kuluna ulaşır. Bu selâ da so ra da
EŞHEDU EN LÂ İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMED EN ABDÜHÜ VE RESÛLÜHÜ deyi iz. Başka rivayette,
şu ilâve ulu aktadır.
“o ra dualarda e çok eğe diği i seçer ve duada ulu ur.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi diğer rivayetleri de, u TAHÎYYAT duası da so ra, iste e ve hoşa gide dua ı seçilerek oku ası
yer al aktadır. Daha ge iş ir a a ile şöyle ter e e edilir;
“özle ola i adetler, iş yap ak suretiyle ola i adetler, al ile yapıla i adetler tü ü ile Allah Teâlâ Hazretlerine
mahsustur.
Ey Allah ı sevgili Peyga eri! Yü e Allah ı selâ ı, rah et ve ereketleri se i üzeri e deva lı olsu . Biz kulları a ve
Allah ı diğer sâlih kulları a da Allah Teâlâ ı selâ ı olsu . Gerçekte kal i le i a ır ve tasdik ederi , dilimle ikrar
edip şehadet ederi ki, i adete lâyık a ak şa ı yü e ola Allah dır. Yi e öyle e kal i le i a ır ve tasdik ederi ,
dili le söyleyip şehadet ederi ki, Hazreti Muha
ed Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Allah Teâlâ ı kulu ve
Peygamberidir.
Bu şekilde varit ola TAHİYYAT duası, i a ı Aza Hazret leri i seç iş olduğu duadır. Diğer ezhe i a ları ı
ihtiyar ettikleri dua daha değişik lâfızlarladır. Ha efî ezhe i de a azları so oturuşları da TAHİYYAT iktarı
otur ak farzdır. Bu duayı oku ak ise vâcibdir. Şafii ve Ha elî ezhe leri de teşehhüd iktarı otur ak farz olduğu
gi i, u duayı da oku ak farzdır; Maliki ezhe i de sü ettir.
268- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri a azı so u da TAHİYYAT da so ra şöyle dua ederdi:
Allah ı ! Ka ir aza ı da sa a sığı ırı . Mesîh De al ı fit esi de sa a sığı ırı . Hayatı ve ölümün ve kul
or u da sa a sığı ırı . “o ra asha ı kira : Ey Allah ı Peyga eri, u kul or u da e kadar çok Allah a
sığı ıyorsu uz? dediler. O lara eva e şöyle uyurdular: i sa orçlu olduğu za a ko uşur ve yala söyler, söz
verir ve sözünde durmaz. Bu lar ise ü afık sıfatlarıdır; o u içi kul or u da Allah a çok sığı ırı
Mütercim:
Bu borç, öde e eye ek ir orç de ektir. Öde e ile ek ir orç ise u sığı aya gir ez, zate o orç öde ir. Bir de
Peyga er efe di izi u gi i duaları hep iz ü
eti e öğret ek içi dir. Yoksa ‘esulü Ekre Hazretleri böyle
borçlardan ve böyle bir borcun gerektire eği gayri eşrû hallerde
asu durlar.
269- Hazreti Ebû Bekir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Hazreti Ebû Bekir (R.A.): Ey Allah ı ‘esulü, a azı so u da edile ek ir dua a a öğreti iz, deyi e Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
De ki: Allah ı , e efsi e çok zulü yaptı ; gü ahları da a ak se ağışlarsı . Lütfu la e i ağışla ve e i
esirge. Şüphesiz se çok ağışlaya ve çok esirgeye si .
Mütercim:
Gerçekten bu dua, hem tahiyyat dan sonra hem de namaz dışı da edile ek duaların en toplusu ve en güzelidir. Çünkü
ehe e de kurtulup e et ve e ale kavuş ak duaları özüdür, de işlerdir.
270- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir: Bakı ız, tuttuğu uz takdirde sizi geçe lere ulaşa ağı ız, sizden
so rakileri size ulaşa aya akları ve araları da ulu dukları ızı , ay ı a eli işleye ler hariç, e iyileri ola ağı ız ir
şeyi size ildire eği : Her a azı arkası da otuzüçer kere tes ih ede ek, ha d ede ek ve tek ir getire eksi iz. Ya i
Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahu Ekber, diye eksi ve u larda her iri otuzüç ola aktır.
Mütercim:
“ü et ola ve e faziletli ka ul edile tes ihleri otuzüçer ol asıdır. Tes ihleri sayısı u da çok olursa ay ı seva ın
meydana gelmesinde ihtilâf varsa da, güvenilir olan ay ı seva ın elde edil esidir. Bir de tes ihler oksa yapılırsa, o a
göre de sevap da eksilir; çünkü azı hadîs-i şeriflerde tes ihleri o ar kere söyle esi vardır. Hatta ir kere, irer kere
söylenmesinin de varit olduğu u Şerkavî Şerhi de yaz aktadır.
271- Muğîre ‘.A.) den rivayet edil iştir:
İ adete layık ola a ak yü e Allah dır. Ortağı yoktur. Mülk O nundur. Hamd O a ahsustur ve O, her şeye kâdirdir
(gücü yetendir). Allah ı ! “e i verdiği i ki se e gelleye ez. “e i e gellediği i ki se vere ez. “a a karşı varlıklı
kişiye varlık fayda ver ez.
272- Zeyd bin Halid El-Cühenî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Hudey iye gazası da, yağ urlu ir ge e i sa ahı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Rabbiniz ne buyurdu bilir misiniz? Asha ı kira , Allah ve ‘esulü ilir, dediler. “o ra Hazreti Peyga er deva etti:
Allah uyurdu ki: Kulları da ki i ü i ve ki i de kâfir olarak sa ahladı. Allah ı lütfü ve rah eti sayesi de
yağ ur yağdı diye a a i a et iş, yıldız iddiası ı ta ı a ış; a
a, şu veya u yıldızı tesiriyle yağ ur yağdı diye ,
e i ta ı a ış yıldıza veya yıldızlara i a et iştir.
Mütercim:
Yağ uru yağ ası da ve yağdırıl ası da asıl üessir ola ve her hadiseyi yaratan Allah Teâlâ Hazretleridir. Eğer
böyle bir inanç taşı az da aksi e olarak yıldızlar veya diğer hadiseler asıl se ep ve ir yaratı ı ka ul edilirse u
küfürdür. Böyle ir i a çta ulu a ki se de kâfir olur. Fakat u ları Allah Teâlâ ı ir vasıta ve zahiri se ep kıldığı a
iman etmek zarar vermez.
273- Ukbe (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ir gü iki di a azı ı kılıp selâ verdi ve a ele ile kalkarak
saadetha eleri e girip çıktı ve şöyle uyurdu:
Ya ı ızda kala ir iktar külçe altı ı hatırladı . Be i ağla ası da hoşla adığı içi taksi edil esi a a
emredildi.
Mütercim:
Altı , Peyga eri )işâ Efe di izi hü re-i saadetleri de istihkak sahipleri e dağıtıl ak üzere ulu uyor ve u u
uhafazasıyla fikirleri eşgul oluyordu. Na azda hayırlı işlerde herha gi ir şeyi düşü ek ve hatırla a ı a azı
oz adığı hük ü u hadîs-i şerifte çıkarıl aktadır.
274- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bu itkide sarı sakta yiye ki se, mescitleri izde
ulu arak içi izi ula dır ası .
275- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ki sarı sak yahut soğa yerse izde uzak dursu , yahut mescitlerimizden uzak dursun ve evinde otursun.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e ir gü sarı saklı ye ek çıkarıldı. Ke dileri ye ediler. Bera eri de
bulunan Ebû Eyyûb El-E sarî ve daha aşkaları da o ye ekte ye ediler. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er, ye eği
getirin dedikten sonra Hazreti Ebû Eyyûb e şöyle uyurdu: “e ye! “e i aş aşa verip ko uş adığı kişi Ci ril
Aleyhisselâ ile e aş aşa verip ko uşuyoru .
276- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Cu a gü ü yıka ak her ükellef kişiye vâ i dir.
Mütercim:
Cu a gü ü yıka a ı vacip kadar ö e taşıdığı a işaret sayıl aktadır. Birkaç hadîs-i şerifte so ra u
üzerinde tafsilat gelecektir.
evzu
277- İ i Ömer (R.A.) den rivayet edil iştir:
Kadı ları ız ge eleyi
es ide git ek içi sizde izi isterlerse veri iz. Bir rivayette ise, mescidlere... denmektedir.
Mütercim:
Fit e ve fesad korkusu yoksa ha ı ları ızı cemaatle namazdan e gelle eyi iz, de ektir. İ a Aza Hazretleri e
göre, ihtiyar kadı lar, yatsı ve sa ah a azları a çıka ilirler. İ a E û Yusuf ise, ihtiyar kadı ları ge e ve gü düz her
a aza katıl aları da eis yoktur, diyor. Şafii mezhebinde de durum böyledir. Ancak gösterişli el iselerle değil, adi
el iselerle çık alıdırlar. Ge ç kadı lar içi yi e hara ol ayıp te zihe
ekruhtur. Çü kü o ları a ide ve
e aatte alıko aları a dair e kavli ve e de fi lî hiç bir hadîs-i şerif ol ayıp yal ız Hazreti Aişe ‘.A. valide izi şu
sözü rivayet edil iştir: Eğer Resuli Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, za a e kadı ları ı i ad ettikleri
şeyleri göreydi, o ları a i ve mescitlerde uzaklaştırırdı. Hâlbuki yal ız Hazreti Aişe ye ait u sözle ütü kadı lar
hakkı da yasak hük ü ü çıkararak o ları a i ve mescitlerde alıkoy a ı
eşruiyeti sa it ol az. Çü kü Hazreti Aişe
ha ı ları e gelle esi i vü udu ol aya
ir şartla ağla ıştır ki, o şart da, eğer şi diki ha ı ları ‘esûlullah
göreydi, sözüdür. Şerkavî şerhinde böyle ifade edilmektedir.15
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-145
CUMA BAHSÎ
278- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Biz so u ular ve fakat kıya et gü ü de aşta gele leriz. Ne var ki, o lara Yahudilerle hıristiyanlara) bizden önce
kitap Tevrat ve İ il verildi. “o ra Allah Teâlâ tarafı da ke dileri e farz kılı a gü leri ugü dür Cu a gü üdür .
Fakat o lar, ugü hakkı da ihtilâfa düştüler ve Ce a ı Hak da u Cu a gü ü ü ize asip etti. Böyle e illetler gün
ko usu da izde so ra gel ektedir. Yahudiler yarı , Hıristiya lar da ö ür gü .
Mütercim:
Yahudiler, ke di içtihatları ile Cu artesi gü ü ü seçtiler. “e e i de, Ce a ı Hak, göklerle yeri pazar gü ü de aşlayıp
Cu a gü ü ta a layarak altı gü de yarattı. Cu artesi gü ü hiç ir şey yarat adı. Bu iti arla Cu artesi gü ü ü
ke dileri içi ir istirahat gü ü seçtiler. Hıristiya lar ise, Ce a ı Hak pazar gü ü kâi atı yarat ağa aşladığı içi , o gü ü
mübarek bir gün kabul ettiler ve bu günü ibadet için ayırdılar.
Bize geli e: Bizi içtihat ve ihtiyarı ız ol ayarak Ce a ı Hak şu ayeti keri e ile izi Cu a gü ü e ve Cu a a azı a
irşat buyurdu, mealen:
Ey î a ede ler! Cu a gü ü a az içi eza oku duğu za a he e Allah ı zikri e a aza koşu ve alış verişi
ırakı . (Cuma sûresi: ayet 9).
279- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Cu a gü ü yıka ak, ülüğa ere herkese va iptir. Ay ı zamanda isvâkla ası ve eğer ulursa güzel koku
sürünmesi de...
Mütercim:
Burada vacib tabiri, bütün bedeni te izle e i ö e i e i ae tekid içi gel iştir. Yahut u a gü ü yıka ak,
temizlik ve güzel ahlâk yönünden vacip dere esi dedir. Üç ezhe e göre, u a gü ü yıka ak üekked sü ettir.
)ahirî ??? ve Ha elî ezhe leri i görüşleri de iri e göre vaciptir. Şayet u yıka a u a a azı da so ra
yapılırsa, sü et yeri i tut az; çü kü u a a azı ı hakkıdır. Fakat Ha efî ve Şafii mezheblerine göre, fecir
doğdukta so ra u a vakti e kadar aizdir. Faziletli ola , u a a azı a yakı yıka aktır; hatta yıka dıkta so ra
a dest ozulursa tekrar yıka ak lâzı dır. Bir de u a gü ü isvak kulla ak ve ulu a ildiği takdirde güzel koku
sürünmek, gereklidir.
280- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her ki ki, u a gü ü ü üplükte gusleder gi i yıka dıkta so ra erke e u a a azı a giderse, ir deve kur a
ede dere esi de sevap alır. İki i saatte gide ir sığır kur a et iş gi idir. Üçü ü saatte gide oy uzlu ir koç
kur a et iş gi idir. Dördü ü saatte gide ir horoz tasadduk et iş gi idir. Beşinci saatte giden de bir yumurta
sadaka ver iş gi i sevap kaza ır. Artık i a
i ere çıktığı za a , elekler hut eyi di le ek içi hazır ulu urlar.
“o ra gele ler içi sevap yaz azlar, yal ız Cu a a azı ı kıl a seva ı ı yazarlar. Hadîs-i şerifte varit olan saat
keli esi de kasıt, el ette ki alt ış dakikalık za a parçası değildir. Kısa za a fasılaları kastedildiği uhakkaktır.
İ a Mâlik e göre, zevalde so raki za a parçalarıdır. Fakat u görüş Cu hur tarafı da
e i se e iştir.
Cumhur-i ulemaya göre, Cu aya gidiş, gü düzü ilk saatleri de aşlar.
Cuma a azı a kuşluk vakti de erke e git ek içi
e aat içi faziletli ise de, i a ve hati içi Cu a a azı a
geç vakitte camiye gitmek daha faziletlidir; çünkü Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cuma günü tam namaz
vakti de a iyi teşrif ederlerdi. O da so ra da dört halife öyle yaparlardı.
281- Selman ı Farisî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her ki Cu a gü ü yıka ıp eli de gele te izliği yaparak te izle ir, esa sı da sürü ür veya evi i güzel
kokusu da sürü ür, so ra çıkar ak es ide gelir , ya ya a dura ları ayır az, so ra asi i olduğu kadar a az kılar,
so ra i a hut eye aşladığı za a susup di lerse iki Cu a arası daki küçük gü ahları ehe ehâl ağışla ır.
Mütercim:
Cu a ı sü etleri: Yıka ak, a iye erke git ek, isvak kulla ak, pâk ve te iz el ise giy ek, güzel koku
sürü ek, tır ak kes ek, koltukaltı ve ut yerleri i tıraşı ı yap ak.
282- Hazreti Ömer de rivayet edil iştir:
Ca i kapısı da, halis ipekte yapıl ış “İYE‘A diye isi le dirile kıy etli ir hırka ı satıl akta olduğu u göre
Hazreti Ö er ‘adıyallahu Anh:
— Ey Allah ı ‘esulü! Bayra larda Cu a gü leri de ve azı heyetleri ziyareti ize gelişi de u el iseyi giy ek içi
satı alsa ız ol az ı? dedi. Bu a eva en Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
— Bunu (böyle bir elbiseyi) ancak ahirette nasibi olmayan giyer.
Bir za a so ra ‘esulü Ekre Hazretleri e u i ste gösterişli ve ipekli el iseler geldi. Bu larda ir ta esi i Hazreti
Peygamber, Hazreti Ömer e verdi. Hazreti Ömer:
— Ya Resûlallah, siz bana bu elbiseyi verdiniz; Hâlbuki daha önce bu gibi elbise i giyil e esi hakkı da izi
uyar ıştı ız, dedi. Ceva e şöyle uyurdular:
Onu, giyesin diye sana vermedim. Ya sat ası içi , ya da ha ımlara vermesi için verildiği a laşılıyor.
Mütercim:
Cu a ve ayra lar içi ipekli ve gösterişli ol aya sade ve te iz iyi ir el ise giy ek, güzel sarık sar ak üsteha dır.
283- Ebu Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ü
eti e güçlük getir e iş olsaydı , her a azla era er isvak kulla aları ı o lara e rederdi , (misvak
kulla ayı vacip kılardı . Yoksa her a az ve a desti ö ü de isvak kulla a ı
üsteha olduğu da ittifak
vardır. Özellikle Cu a a azı içi daha fazla ö e taşı aktadır.
284- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Misvakı size sık sık söyledi . Tergi ve teşvik içi defalar a söyle diği eya buyruluyor.)
285- İ i Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
Hepiniz çoban ve hepiniz sürüsünden sorumludur, (idare ettiklerinizin hesa ı ı ahirette vere eksi iz : Devlet reisi
ço a dır ve sürüsü de soru ludur. Erkek, ailesi i ço a ıdır ve sürüsü de soru ludur. Kadı da ko ası ı evi i
ço a ıdır ve sürüsü de ko ası ı
alı ı koru akta , ço ukları ı İsla ter iyesi üzere yetiştir ekte , ırz ve
namusunu korumaktan) sorumludur.
286- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Biz so u ular ve fakat ahirette aşta gele leriz. O lara izde ö e kitap verildi, ize ise o larda so ra. İşte o ları
ihtilaf ettikleri gü u Cu a gü üdür. Allah u gü ü ize asip etti. Yarı Yahudileri ve ö ür gü de Hıristiya ları dır.
Her Müslümanı , her hafta yıka ası, aşı ı ve ede i i yıkaya ağı ir gü ü ol ası şarttır.
287- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Bu gü ü üz Cu a içi te izle iş ol alıydı ız.
Mütercim:
Medine ye yakı Avali yö ü de toz-toprak içi de u a a azı a gele lere hita e buyrul uştur.
288- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Yıka alıydı ız.
289- Ebû Abs (R.A.) de rivayet edil iştir: Allah yolu da ayakları tozla a ki se i vücudunu Allah cehenneme haram
kıl ıştır.
Mütercim:
Cihad, ha , Cu a ve e aat gi i Allah rızası a uygu işlerde ayakları tozla a ki se i ütü vü udu cehenneme
hara olup e ete lâyık görül üştür.
290- Muaviye (R.A.) de rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cu a gü ü i ere çıkıp oturdular. Müezzi , ALLAHÜ EKBE‘, deyi e ‘esûlullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri de Allahü Ekber. Allahü Ekber dedi. “o ra üezzi . EŞHEDÜ EN LÂ İLAHE
İLLALLAH, deyi e Peyga er: Be de şehadet ederi
uyurdu. Müezzi , EŞHEDÜ ENNE MUHAMMED EN
RESULÛLÜLLAH, deyince Hazreti Peygamber, Be de şehadet ederi
buyurdu.
Mütercim:
Hazreti Peygamberin Ben de, sözleri ile iktifa et eleri, Peyga erliği e ait özelliklerde ola ilir. Bizleri şehadet
keli esi i, üezzi i okuduğu gi i ta olarak söyle e iz gerekir. “ü et ola
udur. Yal ız Be de şehadet
ederim sözü izi içi kâfi değildir. Şerkavî şerhi de öyle yazıl ıştır. Ha efî ezhe i de, Cu a gü ü i a
i erde ike oku a eza a uka ele edil e esi, çü kü aşka ir hadîs-i şerife göre, urada susup di le ek
gerektiği elirtil iştir. Dürrü Muhtara akılsı .
291- Sehl (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, kölesi ara goz ola ir kadı a şöyle uyurdu: Marangoz kölene
e ir ver, e aate hut e vere eği za a çıkıp üzeri de otura ağı
irkaç asa ak i er yapsı a a. Bu emir
üzeri e kadı da kölesi e ir i er yaptırdı ve es idi şerife getirilip yeri e ko du. Hut e u u üzeri de oku urdu.
Bir defası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, u i eri şerifi alt asa ağı da durarak a aza
aşladı ve rükûu da urada yaptıkta so ra i ip yerde se de etti. Na azda so ra şöyle uyurdu:
Ey Müslü a lar! Bu u, sade e a a uy a ız ve a azı ı il e iz içi yaptı . İ a ı a azdaki hareketleri i
uktediler tarafı da görülüp ili esi içi i a ı yüksekçe ir yerde ol ası ı
üstehab olduğu a laşılıyor.
Mihrapları yüksek oluşu urada gel ektedir.
Mütercim:
Hazreti Peyga er efe di izi devri de yapıla ilk i er işte u i erdir. Mi er, i harfi i kesriyle, yükseğe
çık ağa yaraya alet de ektir. Me er olursa, yüksek ola yer a ası a gelir. Biri i â ada is i alet, iki i â ada
is i ekâ dır. Mazi ve üzarisi, Ne ere - Yenbiru dur, Darebe - Yedri u gi i. Bu i er yapıl azda ö e, ir hur a
ağa ı ı gövdesi e daya arak hut e okurdu. Ye i Mi eri yapıl asıyla u ağa ı , yavrusu u kay ede deve yahut
a esi i kay ede ço uk gi i i lediği i ütü asha ı kira işittiler. “o ra ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Hazretleri adı geçe u ağaç gövdesi i ü arek eliyle okşadı ve öyle e ağaç sükû et uldu. Bir rivayete göre, bu
hur a gövdesi, i eri saadeti altı a gö üldü.
292- A r i Tağli ‘.A. de rivayet edil iştir:
Şi di vallahi e , aza
ir ada a veriyor, ir ada ı da asipsiz ırakıyoru . Oysa asipsiz ıraktığı ada ,
(kendisine mal ve menâl verdiği ada da
a a daha sevgilidir. Ne var ki, azı kişilere, içleri de sızla a ve
sa ırsızlık gördüğü içi ver ekteyi . Bazıları ı da, Allah tarafı da kalpleri e verile hayır ve ze gi liğe ırakıyoru .
A r i Tağli de u larda dır. Bu u üzeri e A r i i Tağli :
— Vallahi, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem in bu mübarek sözü yerine, bana bir deve sürüsü verilseydi makbule
geçmezdi, dedi.
293- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, mübarek hayatı ı so hut esi de şöyle uyurdu:
Ey Müslü a lar! Yakı ı a geli iz. İ di, Ensar da oluşa şu ahalle halkı azala ak ve aşkaları çoğala aktır. Her ki ,
Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem ü
eti i ir yetkili aka ı a getirilir de ki i e zarar ve ki ine yarar
sağla aya gü ü yeterse, E sar ı iyisiyle ilgile si , kötüsü ü de, vali olup ta ir ki seye zarar ve e faat yap aya
gü ü yeterse, o vali ola ki se, ağışlası .
294- Cabir (R.A.) den rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Cuma günü hutbe okunurken bir adam camiye girdi ve oturdu. Hazreti
Peyga er o a hita e şöyle uyurdu: Ey filâ , a az kıldı
ı? O ada da: Hayır, dedi. Hazreti Peyga er: Kalk,
a az kıl buyurdu.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, İ a Şafii ve İ am Hanbelî Hazretleri i delili olup, hut e es ası da a iye gire ki se iki rekât
a az kılar, diyorlar. Ha efi ve Maliki ye göre, a az kıl az, oturup hut eyi di ler. Çü kü hut e es ası da ko uş ak
ve aşka şeyle eşgul ol akta
e edil iştir.
295- Ebu Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Cu a gü ü hatip hut e okurke , se arkadaşı a sus
ile dese , oş laf et iş olursu .
296- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Cuma da ir vakit vardır. Müslü a kul, a az kıl akta ve Allah ta herhangi bir dilekte bulunmakta iken o saate
de k gelirse, şüphesiz, Allah Teâlâ, o a dilediği i verir.
Peyga er, u vakti çok kısa olduğu u ü arek serçe par ağı ı u u ile işaret ederek gösterdi.
Mütercim:
Cu a gü ü içi de serçe par ağı ı ufa ık u u kadar kısa ir üddet vardır ki, o saat vakit içi de dua ak ul olur.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-154
KORKU NAMA)I BAH“İ
297- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
“aflar karıştığı da taarruz safhası da a azlar ayakta kılı sı . Eğer taarruzu daha ileri ir aşa ası da ise
a azları ı ayakta veya hayva ları sırtı da i â ile kılsı lar.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, İ a Şafii Hazretleri i delili olup ilfiil düş a la savaşırke hatta sü gü sü güye geli se bile, ayakta
yahut hayva üstü de he düş a la savaşırlar, he de aş ve göz hareketleri ile i â ile a azları ı kılarlar. Bu
duru da kı leye yö el ek gerek ez. Ha efî ezhe i e göre, savaş hali de düş a la ilfiil karşılaşa veya sü gü
süngüye gelen Müslümanlar a azları ı ge iktirirler ve so ra kaza ederler. Bu a delil de 203. hadîs-i şerifte geçe
He dek savaşı daki olaydır. Bir de cemaatle korku a azı kılı ası vardır. O da ilfiil savaş ayarak düş a karşısı da
evzile eleri hali dedir. Yahut düş a la yer yer te asları vuku ulduğu duru lardadır. Yoksa savaş kızıştığı
zaman cemaatle a az ol adığı a ittifak edil iştir:
298- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri He dek savaşı da Medi e ye dönüşte asha ı kira silâhları ı henüz
çıkar ışlarke Allah ta gelen vahiy üzeri e şöyle uyurdular:
Hiç kimse, Beni Kurayza ya var ada iki di a azı ı kıl ası .
Mütercim:
He dek Ahza savaşı da he üz Medi e ye dö üp de asha ı kira silâhları ı, ıraktıkları ir a da, daha ö e
He dek savaşı da düş a larla irleşip Müslümanlar aleyhi de çalışa yahudi ka ilesi Be î Kurayza ya karşı hü u a
geçilmesine dair Allah ta vahiy gel işti. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, derhal Benî Kurayza ya
karşı askerî harekâta geçil esi i uyur uş ve yukarıdaki e ri i ver işlerdi. Ashaptan ir kıs ı, u hadîs-i şerifte ,
a ele edil esi â ası ı a layıp, vakti gir iş iki di a azı ı he e kılarak çıktılar. Bir kıs ı da, iki di a azı ı a ak
Benî Kurayza da kılı a ile eği a ası ı a layarak kıl ada çıktı. “o ra duru Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
e arz edildi. Her iki içtihadı da tasvip uyurdular. Çü kü assı her iki â aya da ihti ali vardı. “o ra Kurayza
Oğulları a varılıp o ları hakkı da geli di ve ir kıs ı da sürgü edildi.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-155
RAMA)AN VE KURBAN BAYRAMI BAH“İ
299- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Hazreti Aişe der ki, ir ayra gü ü idi. He üz ulûğ çağı a er e iş iki kız ağız, ya ı da def çalıp evvel e Medi e de
Evs ve Hazreç ka ileleri arası da eyda a gele ve Evs ka ilesi i zaferi ile so uçla a BUA“ vak ası ı a lata şarkıyı
söylerke Hazreti Peyga er gelip döşeği e yasla dı ve ü arek yüzü ü duvarda ya a çevirdi. Bu arada, a a E u
Bekir geldi, içeri girer gir ez e i azarla aya aşladı. Peyga eri ya ı da şeyta ı sesi çalgı sesi olur u? deyi e,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, babama dönerek,
Dokunma onlara! diye uyurdu. Her illeti Bayra gü leri var. Bugü de izi
ayra ı ızdır. Varsı lar, öyle
sevi ç gösterileri yapsı lar? “o ra u kızlara göz etti , çıktılar.
Bu hadîs-i şerife ilâve olarak Hazreti Aişe diğer ir olayı şöyle a latır: Yi e o ayra gü ü, “uda lı irkaç kişi, “uda
savaş oyu ları gösterisi yapıyorlardı. “uda lılar u silâh oyu ları ı yaparke ya e , seyret e içi
üsaade istedi ,
yahut Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bana:
Ya Aişe, “uda lıları kalkan oyununu) seyretmek ister misin? buyurdu. Ben de bakmak isterim, dedim. Sonra
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i arkası da durdu . Ya ağı ı Hazreti Peyga eri
ü arek ya ağı a
yaslayarak ir üddet seyrettik. Hazreti Peyga er “uda lı oyu ulara hitaben Bereketli Nil i ço ukları, deva
edin! buyurdu.
Nihayet yoruldu ve usa dı . Hazreti Peyga er a a:
— Yeter mi? buyurdu. Ben de: — Evet, ya Resûlallah, artık yeter, dedi . Hazreti Peyga er de a a:
Öyle ise git buyurdu.
Mütercim:
Bayra gü leri de ve düğü e iyetleri de, savaşa teşvik et elerde ve isafir gelişi de def çal a ı
eşru olduğu
bu hadîs-i şerifle sa ittir. Düğü leri def çalarak duyuru uz mealindeki hadîs-i şerif de u u teyid et ektedir.
300- Berâ bin Azib (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Kur a Bayra ı hut esi de şöyle uyurdular:
Bu gü ü üzde yapa ağı ız ilk iş ayra
a azı ı kıl a ızdır. “o ra dö er ve kur a ları ızı keseriz. Ki
yaparsa sünnetimizi aynen icra et iş olur.
u u
301- Bera (R.A.) da rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Kur a ayra ı hut esi de şöyle uyur uştur:
Kıldığı ız a azı kıla ve kestiği iz kur a ı kese ler, di i ve i eyi ay e i ra et iş olurlar. Kur a ı ı ayra
a azı da ö e kese ler ise, a azda ö e olduğu içi kur a sayıl az. Ebu Bürde bin Niyar, Ya Resûlallah, ben
u eseleyi daha ö e il ediği de görüşü e daya arak, herkeste ö e kur a ı ı kesip daha çok sevap
kaza ayı diye, a azda ö e kur a ı ı kesti ve eti de de iraz yiyerek a aza geldi . Şi di e yapayı ? dedi.
Buna cevaben Hazreti Peygamber:
“e i koyu u kur a lık değil etliktir! buyurdular. Tekrar Ebû Bürde sordu: Ya Resûlallah, izde yılı ı doldur a ış
ir oğlak var ki, e e iki koyu da daha kıy etlidir; u u keserse kur a yeri e geçer i? Hazreti Peyga er:
Evet, a ak yaşı ı doldur a ış oğlak se de so ra hiç ki sede kur a yeri e geç ez buyurdular.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, İ a Şafii Hazretlerinin delili olup kur a ola ak hayva koyu i si ise ta
ir yaşı da, keçi i si ise
iki yaşı da ol alıdır, de iştir. İ a Aza a göre ir yaşı daki koyu da fark edil eye ek şekilde se iz ola e az altı
aylık ir kuzu kur a edile ilir.
302- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Zilhicce i şu o gü ü deki a elde daha üstü a el yoktur. Asha ı kira , ya Resûlallah, ihad da ı değil? diye
sordular. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem : Cihad da değildir. A ak a ı ı ve alı ı feda ederek çıkıp, hiç iri i
geri çevir eye ikisi i de Allah yolu a vere kişi üstes a uyurdular. Ya i alı ı ve a ı ı Allah yolu da feda ede
ü ahidi a eli, )ilhi e ayı ı şu o gü ü deki a elde daha faziletlidir.
303- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Birtakı “uda lılar, Mes idi şerifi ö ü de ayra gü ü kılıç ve kalka oyu ları yaparlarke Hazreti Ö er e şöyle
buyurdu:
Bereketli Nil i ço ukları ı “uda lıları güve içi de ırak! Başka ir rivayette; Her illeti ir ayra ı var. Bugün
de izi
ayra ı ızdır buyurduğu da elirtil iştir.
Mütercim:
Erfide, rifde i çoğul şekli olup ahşiş ve ay ı zamanda olluk â ası da kulla ıl aktadır. Niteki suyu ol olduğu
içi Di le ve Fırat ehirleri e, râfida de iştir. Hadîste geçe “uda lılara erfide i ço ukları de esi, ya ahşiş
topladıkları da veya ereketli Nil ehri e e sup oldukları da ileri gel ektedir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-303
VİTÎR BAH“Î
304- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Ge e a azları ikişer ikişer rekâttır. Herha gi iri iz sa ah vakti i gir esi de korkarsa ge e a azları ı so u a
ıraktığı vitri tek rekât olarak kılar Bu ir rekât, kıldığı a azları vitri olur.
Mütercim:
Ge e tehe üd a azı kıl ayı adet edi e ki se, ge e yarısı da so ra kalkıp tehe üd a azı ı ikişer ikişer rekât
kılar. “o ra vitir a azı ı kılar. A
a vitir a azı tek rekât ıdır, yoksa vitir a azı gi i üç rekât ıdır? Bu hususta
diğer ezhep i a ları, hadîs-i şerifi zahiri i esas ka ul ederek, vitir a azı e so ra ayrı a ir rekât kılı ır, diyorlar.
İ a Aza a göre ir rekât a az aiz değildir. Vitir a azı, akşa
a azı gi i üç rekât olarak kılı ır. İ a Şafii
Hazretleri e göre, vitir a azı akşa
a azı gi i üç rekât olarak aiz ise de, daha faziletli ola , iki selâmla üç rekât
kılı asıdır. Şafii fıkıh âlimleri de İ âdî Hazretleri, evlâ ola , ir arada üç rekâttır, de iştir. Bu görüş, İ a Aza ı
görüşü ü ay e ka ul değilse de destekleyi i ahiyettedir.
305- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Gece a azı ızı so u u vitir tek yapı ız.
Mütercim:
Yukarıdaki hadîs-i şerifte geçtiği gi i, u hükü deva lı olarak ge e a azı a kalk ayı adet edi e asha a göredir.
Yoksa sü et ola , yat azda ö e, yatsı a azı da so ra he e vitir a azı ı kıl aktır. Sonra isterse kalkar, yine
tehe üd a azları ı kılar. Artık vitir a azı ı iadesi veya tek ir rekât kılı ası gerek ez.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-159
YAĞMUR DUA“I BAH“İ
306- Abdullah (R.A.) den rivayet edil iştir:
Allah ı ! Yusuf u yedi kıtlık yılı gi i yedi yıl ver u üşriklere, elki açlık o ları ter iye eder .
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mekke i azılı üşrikleri i , elki yola gel eleri e vesile olur diye, Hazreti
Yusuf za a ı da Mısır halkı ı uğratıldığı ve ta yedi yıl deva ede kıtlık ve açlığa ke dileri i de uğratıl aları a
dua etti. Gerçekte ir yıl içi de Mekke ye ir da la yağ ur düş edi. Bu da dolayı fe a halde ir kıtlık oldu. Öyle ki,
Mekke halkı leş ye eğe aşladı. Yer ve göğü du a kapladı. “o ra iraz i safa geldiler de, Mekke halkı tarafı da ,
Mekke reisi Ebû Süfyan seçilip Medine ye gö derildi. Hazreti Peyga eri huzuru a varıp. Ya Muha
ed, se Allah a
i adetli ve yakı lara iyilik et eyi e redersi ; Hâlbuki seni yakı akra a ola kav i Mekke de kıtlık ve açlıkta
helak oldular. Rica ediyoruz, onlar için Allah Teâlâ da yağ ur isteyi iz, dua edi iz. Bu felâkette kurtulsu lar. “o ra
biz de bu sebeple sana iman ederiz, dedi. Sonra Peygamber efendimiz dua buyurdu. Kıtlık ve pahalılık gitti, olluk ve
ferahlık geldi. Ne var ki, Mekke liler yi e i a et ediler. Bu kıtlık ve perişa lıkları a işaret olarak evvel e: O halde (ey
resulü
se a ı aşikâre ir du a açlık ve kıtlık getire eği gü ü aza ı ekle mealindeki ayeti kerime nazil
ol uştu. Duha sûresi. Ayet
Mütercim:
İhtiyaç za a ı da yağ ur duası içi a az eşrudur. Tıpkı u a a azı gi i cemaatle iki rekât kılı ır. “o ra ayra
a azı da olduğu gi i hut e oku ur ve dua edilir. Fakat i erde ol ayıp yerde oku ası üsteha dır. Bu,
imameyn i görüşüdür. İ a Aza a göre, ayrı ayrı kılı ır, cemaatle kılı az. )a a ı ızda iki i a ı , kavli e göre
hareket edil ektedir. Diğer üç ezhe i a ları a göre de hükü
öyledir.
307- Enes ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ir u a gü ü i ere çıkıp hut e okurke taşra halkı da iri
es idi kapısı da içeri girdi. Hazreti peyga eri karşısı da ayakta durup Ey Allah ı ‘esulü; Kıtlıkta ve kuralıkta
hayva ları ız helak oldu. Allah Teâlâ ya dua edi iz de ize yağ ur ihsa uyursu diyerek dilekte ulu du. Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ü arek elleri i göğe doğru kaldırarak:
Allah ı ! ize yağ ur ver, Allah ı ! ize yağ ur ver, Allah ı ! ize yağ ur ver, diye duada ulu dular. Hazreti
Peyga eri duası üzeri e ulutlar gözüktü, se ayı kapladı. He e ardı da yağ ur yağ aya aşladı. Yedi gü
deva lı yağdı. Ertesi u a gü ü yi e Hazreti Peyga er i erde hutbe okurken ay ı adam gelip Ey Allah ı ‘esulü,
yağ uru
eyda a getirdiği sellerde
al ülkü üz hasar görüyor. Artık u yağ uru kesil esi içi dua edi iz
diyerek yalvardı. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ü arek elleri i kaldırarak:
Uzak çevreleri ize yağsı , üstü üze yağ ası ! Allah ı ! tepelere, dağlara, yüksek yerlere, vadileri içleri e ve
mer alara yağdır. diye dua uyurdu. Duada iraz so ra yağ ur kesildi.
308- Enes (R.A:) den rivayet edil iştir:
Allah ı ! izi kuraklıkta kurtar. Allah ı ! izi kuraklıkta
kurtar. Allah ı ! izi kuraklıkta
kurtar.
309- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri yağ ur yağarke : Allah ı !
(değ e olsu diye dua ettiler.
a ı ız ve
alı ız içi
yararlı isa et
310- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
“a a rüzgârı, a a zafer getirdi. Ad kav i i helaki da de ûr atıda ese rüzgâr ile ol uştur.
Mütercim:
Badi “a a sa a rüzgârı, kuzey doğuda ese yeldir. Bazı kimselere göre, seher vakti de ese yeldir. He dek savaşı da
düş a ları perişa ede rüzgâr u “a a rüzgârıdır. De ûr ora ise, u u aksi e olarak atı tarafı da ese
rüzgârdır. Ad kav i i helak edilişi u rüzgârla ol uştur.
311- İ i Ö er ‘.A. den rivayet edil iştir:
Allah ı ! Şa ı ızı ve Ye e i izi ize ü arek, kıl, diye Hazreti Peyga er dua, edi e asha ı kira : Ne id imîzi
de..., dediler. Hazreti Peygamber:
Allah ı ! Şa ı ızı ve Ye e i izi ize ü arek kıl. Ashab, tekrar dilekte bulunarak: Necid imizi de..., dediler.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem hazretleri şöyle uyurdular:
Orada Ne id ve Irak ölgesi de sarsı tılar ve fit eler isya ve ihtilâller ola ak ve şeyta ı oy uzu da orada
çıka aktır.
Mütercim:
Niteki
u ölge, İsla tarihi de e ka lı ve e ağır olaylara sah e ol uştur.
312- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Gay ı a ahtarları eştir. Bu eş şeyi a ak Allah ilir: Yarı ola ak şeyi ki se ile ez. A aları rahi leri de ola ak
şeyi ki se ile ez. Hiç ki se yarı e kaza a ağı ı ile ez. Hiç ki se ha gi yerde öle eği i ile ez. Ki se yağ uru
e za a gele eği i ile ez.
Mütercim:
Bu eş hâdiseyi ayrı tıları ile ve gerçek yö leri ile Allah ta aşkası ile ez. A ak azı alâmet ve belirtiler meydana
çıktıkta so ra, ir takı alât ve teçhizatla u larda azıları hakkı da ir takı tah i ve tespitlerde ulu ak
ü kü ise de, elirtiler ol ada u ları keşfet ek ve ayrı tıları ı il ek ü kü değildir. Bir de u eş şeyden,
daha ilyo lar a gay i hâdiseler varsa da, u eş şeyi tayi et ekteki hik et, kâhi lerle ü e i leri , u ları
bildiklerini iddia etmeleridir. Şerkavî şerhi de öyle de ektedir:
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-163
GÜNEŞ TUTULMA“I BAH“İ
313- Ebû Bekre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Gü eş ve ay kesi likle hiç ki se i ölü ü içi tutul azlar. Bu ları tutul aları ı görürse iz, size vaki duru
açılı aya kadar a az kılıp dua edi . Bir rivayette de: Lâki u ları tutul aları ile Allah Teâlâ kulları ı korkutur,
buyrul uştur. Ya i kullar, ay ve gü eşi uğradığı değişikliklerde i ret alıp Allah ı üyüklüğü ü idrak etsi ler ve
Allah ta korksunlar.
314- Muğîre ‘.A. den rivayet edil iştir:
Gü eş ve ay kesi likle hiç kimsenin ölümü veya hayatı içi tutul azlar. Fakat u hali görü e a az kılıp Allah a dua
edin.
315- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Gü eş ve ay, Allah ı ayetleri de iki ayet kudret eseri dir. Bu lar, hiç ki se i ölü ü de veya hayatından dolayı
tutul azlar. Bu tutul a hali i gördüğü üz za a Allah a dua edi iz, tek ir getiri , a az kılı ız, fakirlere sadaka
veri iz. Ey Muha
ed ü
eti! Vallahi, hiç ki se, kölesi i zi a et esi veya ariyesi i zi a et esi karşısı da Allah
Teâlâ Hazretleri de daha kıska ç değildir. Muha
ed ü
eti! Vallahi, e i
ildikleri i ilse iz az güler ve çok
ağlardı ız.
316- Hazreti Aişe ‘.A. den rivayet edil iştir:
Gü eş ve ay, Allah Teâlâ Hazretlerinin ayetlerinden iki ayettir. Hiç kimsenin ölümü veya hayatı için tutulmazlar.
Tutul aları ı görürse iz, a aza aşvuru ve Ce aat a azı a! diye de çağrılsı .
317- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Hazreti Aişe valide iz, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di ize: İ sa lar ölü e ezarları da azab
görecekler mi? diye sorunca, Hazreti Peygamber:
O ka ir aza ı da Allah a sığı ırı . dediler. “o ra ka ir aza ı da Allah a sığı aları ı asha ı kira a e rettiler.
318- İ i Abbas (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Be gü eş tutul ası a azı da ike
e eti gördü ve ir salkı a eli i uzattı . Eğer devşirseydi dü ya
durdukça ondan yerdiniz. Cehennem i de gördü . Bugü kü kadar korku ç
a zara hiç gör e işti .
Cehe e likleri çoğu u kadı lar olduğu u gördü Asha ı kira ,
— Niçin, ya Resûlallah? diye sordular. Hazreti Peygamber:
— Na körlükleri de , uyurdu. E yakı ada ı a a körlük ederler. İyiliğe a körlük ederler. O larda iri e ütü
ir ö ür oyu iyilik etse , so ra se de hoşla adığı irşey görse, se de hiç hayır gör edi , der.
319- Ebu Mûsâ (R.A.) de rivayet edil iştir:
Allah tarafı da vukua gele u âyetler gü eş ve ay tutul aları , hiç kimsenin ölümü veya hayatı içi değildir. A ak
Allah Teâlâ Hazretleri u larla kulları ı korkutur. Böyle ir hal gördüğü üz za a Allah a ibadete, duaya ve istiğfara
aşvuru .
Mütercim:
Ay ve gü eşi tutul aları za a ı da a az kıl ak i a ile eşrudur. Fakat Ha efî ezhe i de Cu a a azı gi i iki
rekât olarak cemaatle kılı ır. Yal ız za a -ı sûre za
ı sure ??? olarak Bakara sûresi gibi en uzun sûrelerden biri
oku ur. Diğer üç ezhe e göre, yi e Cu a a azı gi i iki rekât ise de her rekât iki rükû ile eda edilir. Biri i rekâtı
rükûu da aş kaldırılı a tekrar Fatiha ve za
ı sûre oku ur ve iki i rükûda so ra se deye varılır. İki i rekât da
ay ı şekilde kılı ır. Bu da, tutul a hali i açıl ası a kadar a az uzası diye yapılır. A ak, Cu a a azı da olduğu
gibi hiçbir mezhebde hutbe yoktur. Ezan ve ikamet dahi istemez. Cemaati toplamak için cemaatle namaza diye davet
yapıla ilir.
21 Ömer )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-1666
“EFERİ NAMA) BAH“İ
320- Ebu Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ ya ve ahiret gü ü e i a ede ir kadı ı , yir i dört saat süre
ol aksızı çık ası aiz değildir.
ir yol uluğa, era eri de
ahre i
321- İ ra ‘.A. da rivayet edil iştir:
İ ra i Husay , ey Allah ı peyga eri, asuru da dolayı rahat a az kıla ıyoru , e yapayı ?, diye soru a
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Ayakta kıl; gü ü yet ezse oturarak ve gü ü
u a da yet ezse ya üstü yatarak kıl.
Mütercim:
Na azı terki veya vakti de ge iktiril esi içi hastalık se ep gösterile ez. İ a Aza Hazretleri e göre, ya üstü
veya arka üstü yatarak, ü kü olduğu şekilde i â aş veya vü ut işareti ile a azları vakti de kıl ak gerektir. İ â
et eye gü ü yet eye hastada a az düşer. Fakat İ a Şafii ye göre, göz veya kalp i ası a gü ü yete ki se,
a azı ı kılar. Şerkavî şerhi de u şekilde yazılıdır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-167
TEHECCÜD Na azı BAH“İ
322- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ge e tehe üd a azı a kalktığı za a şu duayı okurlardı:
Allah ı ! “a a ha d olsu . Gökleri , yeri ve o lardaki varlıkları kayyi i (kayyumu ???) sensin. Hamd olsun sana.
Gökleri , yeri ve u lardaki varlıkları
âlik ve sahibi sensin. Hamd olsun sana Göklerin ve yerin nurusun sen. Hamd
olsun sana Göklerin ve yerin mutlak hâkimisin sen. Hamd olsu sa a. “e haksı , vadi haktır, ülakatı haktır, sözü
haktır, e et haktır, ehe e haktır. Peyga erler haktır, Muha
ed haktır ve kıya et haktır. Allah ı ! Yal ız
sa a tesli oldu . Yal ız sa a i a etti . Yal ız sa a el ağladı . Yal ız sa a yö eldi . Yal ız sa a dava ı açtı .
Yal ız se i hük ü e üra aat etti . Takdi ettikleri i, tehir ettikleri i, gizli yaptıkları ı, aşikâr yaptıkları ı a a
ağışla. Ö e ala se si . Geri ıraka se si . Ta rı yal ız se si . “e de aşka Ta rı yoktur. Kudret ve kuvvet yal ız
Allah iledir.
323- İ
i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
‘üya da ehe e i ve ta ıdığı
azı kişileri, görüp ehe e
“o ra u rüya ı he şire Hafsa ‘.A. vasıtasıyla Peyga er
Bu u üzeri e Peyga er şöyle uyurdu:
A dullah e iyi i sa ! Keşke ge eleri de a az kıla ilse. Artık
Mütercim:
Tehe üd ge e a azları kıla ki se ehe e de kurtulur
sünneti müekkededir.
de Allah a sığı dı . Bir elek a a, kork a, dedi.
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine arz ettirdim.
u vak ada so ra İ
i Ö er, ge eleri pek az uyurdu.
a ası ı u hadîs-i şerif taşı akla u a az ihtilafsız
324- Hazreti Ali ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ir ge e seher vakti e doğru Hazreti Ali ve Hazreti Fatı a ı
ha eleri e teşrif et işlerdi. O lar he üz yatakta idiler. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er, Siz (geceleyin) namaz
kıl ıyor usu uz? uyurdu. Hazreti Ali şu eva ı verdi: Ya Resûlallah, ruhları ız Allah ı kudret eli dedir, dilediği
zaman bizi uya dırır.
Hazreti Peygamber bu cevapta
e u ol adığı a işaret olarak ü arek eli i dizi e vurdu ve şu ayeti kerimeyi
okuyarak ayrıldı:
And olsun ki, biz insanlara bu Kur an da her çeşit ör ek verdik. Ne var ki, i sa ı e çok yaptığı şey tartış adır. (Kehf
sûresi: Ayet 54).
325- Muğîre ‘.A. den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, a az kılarke o kadar ayakta durur ve kıraati uzatırdı ki, ü arek ayakları
şişerdi. Bu hali i göre ashap: Ya Resûlallah, geç iş ve gele ek gü ahları ızı ağışla dığı ı Ce a -ı Hak Kur a ı
Kerim de üjdele işke , siz u dere e ke di izi i adete verip yoruyorsu uz, de eleri üzeri e şu eva ı uyurdular:
O halde çok şükrede ir kul ol a gerek ez i? Allah Teâlâ Hazretleri, e i ağfiret uyurduğu da dolayı
ke âl üzere şükrü ü ifa et ek içi , ge e ve gü düz se deye kapa ıp O na ibadet etsem yeridir.
326- Abdullah, bin Amr bin El-As Hazretleri de rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ nezdinde en makbul namaz Davud Aleyhisselâm ı a azı ve Allah Teâlâ katı da e
ak ul oruç da
Davud u oru udur. Ge e i yarısı ı uyur, üçte iri i ihya eder ve so ra altıda iri i uyurdu. Bir gü oruç tutar ve ir
gün yerdi.
327- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
“izde iri iz uyuyu a Şeyta o u e sesi e üç düğü vurur. Her düğü ü, uzu ir ge e var, uyu! diyerek vurur.
Eğer uya ır da, Allah ı zikrederse tes ih, tehil eder veya Kur a okursa ir düğü çözülür. A dest alırsa ir düğü
daha çözülür. Na az kılarsa ir düğü daha çözülerek hareketli ve eşeli olur. Aksi takdirde a eviyatı ozuk ve
tembel olarak kalkar.
328- Abdullah (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzurları da, irisi i , ütü ge e uyuyup sa ah a azı a kalk adığı
söyle i e, şöyle uyurdular: O u kulağı a şeyta işedi.
329- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Her gece Rabbimiz Teâlâ ve tekaddes Hazretleri i rah eti , ge e i üçte iri kalı a dü ya göğü e i erek, a a
dua ede var ı, duası ı ka ul edeyi ; e de isteye var ı, istediği i vereyi ! a a istiğfar ede var ı, ke disi i
ağışlayayı , uyurur.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif üteşa ihatta olup üteahhir âlimler e tevil edil iştir. Ge e vakti i so üçte iri i adetleri ka ul
za a ıdır. Bu za a da i adet ede ler, hususiyle Allah Teâlâ Hazretlerinin lütuf ve keremine ererler. Allah ı rızası a
uygu ki selerde olurlar. Yoksa Ce a ı Hak i ek ve çık akta
ü ezzehtir.
330- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Hazreti Aişe: Ya Resûlallah, vitir a azı ı kıl ada
ı uyuya aksı ? diye soru a Hazreti Peyga
Ya Aişe! Be i gözleri uyur; fakat kal i uyu az.
er şöyle uyurdular:
331- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ya Bilâl! Müslü a lıkta işlediği e ü it veri i a eli a a a lat; çü kü e ette dolaşırke ö ü de se i ayak
seslerini duydum. Hazreti Bilâl şu eva ı verdi: Ya Resûlallah! Ge e veya gü düz vakti her a dest aldığı da, utlaka o
a destle asi i olduğu kadar a az kıları ki, u da daha ü it veri i ir a el işlemedim.
332- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mes idi şerifi iki direği arası a ağlı ir ip gördü. Bu ip edir? diye sordu.
Asha , )ey e valide iz i ipidir. Kesildiği za a tutu ur, dediler. Bu u üzeri e Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle uyurdu:
Hayır, o ipi çözü ! Her iri iz e ali kadar a az kılsı . Me ali kesili e de otursu .
333- Abdullah bin Amr (R.A.) de rivayet edil iştir
Abdullah! falanca gibi olma. O geceyi ihya ederdi; sonra gece a azı ı ıraktı.
334- Ubade bin Samit (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her kim, gece uykusundan uyanarak, Allah ta aşka ilâh yoktur. Birdir. Ortağı yoktur, ülkler O nundur. Hamd
O adır. O, her şeye kâdirdir. Allah a hamd olsun. Allah ı oksa lıklardan tenzih ederim. Allah ta aşka i adete lâyık
hiçbir ilâh yoktur. Allah en uludur. Kuvvet ve kudret ancak, Allah iledir, dedikten sonra, Allah ı
e i ağışla, derse
yahut dua ederse o u duası ka ul olu ur ve eğer a dest alır a az kılarsa, a azı ak ul olur.
335- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir:
“izde iri iz ir işe teşe üs ettiği za a , farz a azda ayrı olarak iki rekât a az kılsı ; so ra şu duayı yapsı :
Allah ı ! İl i e daya arak se de hayır istiyoru . Kudreti e daya arak kudret istiyorum. Senin nihayetsiz
kere i de istiyoru . “e güçlüsü , e ise güçsüzü . “e ilirsi , e ise ile e . Gay ı yegâ e ile se si .
Allah ı ! Eğer u iş, se i ilâhî ve ezelî il i de, di i , hayatı ve akı eti veya şi diki hali ve gele eği içi
hayırlı ise o u a a ukadder kıl, o u a a üyesser kıl, so ra o işi i ereketli kıl.
Eğer u iş, se i ilâhî ve ezelî il i de, di i , hayatı ve akı eti veya şi diki hali ve gele eği içi hayırsız ise
o u aşı da defet, e i de o da uzaklaştır. Ba a, erede olursa hayırlısı ı ver. “o ra e i, verdiği e razı kıl.
İstihare yapa kişi, u iş, derke ihtiya ı ı elirtir, buyurdu.
336- Abdullah El-Müzenî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Akşa ı farzı da ö e a az kılı ız, akşa ı farzı da ö e a az kılı ız, akşa ı farzı da ö e a az kılı ız;
a ak isteye kılar. Üçü ü defası da u u isteğe ağla ası, Müslümanlar tarafı da akşa ı ilk sü eti olarak
ka ulle esi i iste ediği içi dir.
Mütercim:
.
Hazreti Peyga er akşa ı farzı da ö e a az kıl ayı üç defa tekrarladı. Üçü üde, dileye e göre, uyurdu.
İsteye kılar iste eye kıl az. Böyle uyur aları da, ütü i sa ları u a azı deva lı ir sü et ka ul et eleri i
iste edikleri de dolayıdır. Şafii ve Ha eli ezhe leri e göre, akşa
a azı da ö e iki rekâtlık kısa ir a az
kıl ak üsteha dır. Delilleri de u hadîs-i şeriftir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-174
MEKKE VE MEDİNE ME“CİDLERİNDE NAMA)IN FA)İLETİ
337- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Ancak üç mescit içi sefere çıkılır: Mes idi Hara Mekke de) Mescidi Resul (Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine de),
Mescidi Aksa (Kudüste).
Mütercim:
Di î esaslarda sayarak, özellikle içi de a az kıl ak içi u üç es idde aşkası a yol uluğa çıkıl az. A ak
seyahat aksadıyla veya ticaret veya ilim tahsili için her zaman her yere gidilebilir. Bu hususlar. Şerkavî şerhi de
yazılıdır. “eddi rahl yapıl az de ek, deveye se er ve yük ağla az; ya i yükler ağla ıp ta yola çıkıl az, de ektir.
338- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir: Be i
mescitlerde kılı a i a azda daha hayırlıdır.
şu
es idi de kılı a
a az, Mes idi Hara
da
aşka diğer
339- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Evi le i eri i arası e et ahçeleri de bir bahçedir. Minberim de (cennetteki kesver) havuzumun
üzerindedir.
Mütercim:
Ravza-i mutahhare veya muattara denilen bahçe, Haceri Esved gibi, cennetten i iş ve akledil iş ol ası
muhtemeldir. Yahut kıya et gü ü de ‘avza-i Muattara ayniyle cenneti alâ ya aklolu a aktır. Yahut Ravza-i
Muattarada i adet ede e eti alaya ulaşır. Bu ihti alleri topla ası da ir zıddiyet yoktur.
340- Abdullah (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Peyga er efe di iz a azda ike ke disi e selâ verilirdi. Bu u üzeri e şöyle uyurdular: Na azda i sa ı
ağlaya ir eşguliyet vardır. onun için namazda olana selam verilmez.
341- Muaykı ‘.A. da rivayet edil iştir:
Secde ederke toprağı düzleye ki seye Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Yapman gerekiyorsa bir hareketle yap. “e de yeri i toprağı ı, utlaka gerekli ise, eli i ir hareketi ile düzelt.
Fazla hareket a az içi sakı alıdır.
Hanefi mezhebi de ir rükü de üç kere el hareketi a azı ozar. Na azı ozul adığı görüşü de ola
ezhe lere
göre, bu gibi hareketler huzura engeldir.
342- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Bu lar gü eş ve ay tutul aları Allah ı âyetleri de iki âyet kudret eseri dir. Bu hali gördüğü üz za a , açılı aya
kadar a az kılı . Şu aka ı da gü eş tutul ası a azı da ike , a a vaat edile her şeyi gördüm. Hatta ileri
atıldığı ı gördüğü üz za a e e ette ir salkım almak arzusu u duy uştu . Gerilediği i gördüğü üz za a
da, cehennemi gördüm, kendi kendini kemiriyordu. Cehennemde Amr bin Lühayy i gördüm. Develeri salma eden
putlar uğru a aşı oş salıveril eleri adeti i çıkara odur.
343- Câbir (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ke disi e a azda ike selâ vere Ca ir Hazretleri e, a azı ta a ladıkta
so ra şöyle uyurdular:
“elâ ı ı al a a sade e a azda oluşu
a i oldu. Çeşitli hadiselerde , a ladığı ıza göre, ö eleri a az
es ası da selâ verip al ak ve hatta dü ya kelâ ı ile et ek vardı. “o ra ütü u lar kaldırıldı.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-177
NAMA)DA YANILMA “ehiv BAH“İ
344- Abdullah (R.A.) da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ir öğle a azı ı hik et gereği eş rekât kılıp selâ veri e, asha ı
kiramdan biri sordu: Ey Allah ı resulü, öğle a azı arttı ı? Peyga er Efe di iz, ne oldu? ve Ebû Hureyre nin
rivayetine göre; doğru u söylüyor? buyurdu. Ashap; ya Resûlallah, a azı eş rekât kıldı ız, dediler. Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, he e ya ıl a sehiv se desi olarak iki se de ettiler.
Mütercim:
Ha efî i a ları u hadîs-i şerifte ya ıl a se desi i selâ da so ra olduğu hük ü ü çıkardılar. Şafii i a ları ise,
ya ıl a se desi selâ da ö edir, diyorlar.
Bir de a azda so ra ko uş ada a azı ozul a ası, Peyga erliği özellikleri de dir. Bu u açıkla ası
ve
sayılı hadîs-i şeriflerde geçti.
İ a
eşi i rekâta kalkı a, i a a uyul az; eğer ile ile uyulursa, cemaati a azı ozulur.
345- Ümmü Seleme (R.A.) de rivayet edil iştir:
E û Ü eyye kızı Ü
ü “ele e ! İki di farzı da so raki iki rekâtı sordu . Bu u se e i şu: Ba a A dülkays
kabilesinden insanlar geldi ve e i, öğle farzı da so raki iki rekâtta alıkoydular. İşte u iki rekât, o iki rekâttır.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif i a Şafii Hazretleri i delili olup sü etleri kazası üsteha ka ul edil iştir. İ a Aza
Hazretleri e göre, yal ız sa ah a azı ı farzı ile era er kazaya kala sü eti, öğle vakti de ö e farz ile kaza edilir.
Öğle vakti giri e yal ız farz ı kaza edilir. Diğer sü etler vakit çıktıktan sonra kaza edilmezler. Farzdan önce
kılı a aya öğle a azı ı sü eti iki di vaktine kadar kaza edilir. İki di vaktinde kaza edilmez. Bir de hangi nafile
a az olursa olsu , o a aza aşladıkta so ra herha gi ir se ep ile ozul uş olursa u a azı kazası i a
Azam a göre farzdır. Şafii ve Ha eli ezhe leri de kazası lâzı gel ez. Nafile oruç vesair ibadetler de böyledir.25
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-178
CENA)E BAH“İ
346- Ebû Zer de ‘.A. rivayet edil iştir: ‘a i de
a a ir ha er i geldi ve şu ha eri veya üjdeyi verdi:
Ümmetimden her kim, Allah Teâlâ ya hiç ir şeyi ortak koş a ış olarak ölürse e ete girer. Ben (Ebû Zer), Ya
Resûlallah! dedi , zi a et iş ve hırsızlık yap ış olsa da ı? )i a etse de, hırsızlık yapsa da gire ektir , buyurdu.
Mütercim:
Ehlisünnet i a ı da zi a ye hırsızlık gi i üyük gü ahları işle ek ü i i i a ı ı silip götür ez. A ak u ları
hara say ak ve hafife, eğle eye al ak i a sızlık olur. Bu ları gü ah olduğu a i a arak işleyip i a la ahirete
göçe ki seye, gü ahları da
ağışlayarak şirk gü ahı işle
sahipleri i e u et ede
ahirette hak sahipleri i e u
dolayı Allah dilerse cehennemde azab çektirdikten sonra cennete koyar ve dilerse
ediği içi doğruda doğruya e ete koyar. Fakat kul hakları eselesi de, hak
e ete giriş yoktur. Burada hakları öde esi gerekir. A ak Ce a ı Hak dilerse
ederek kulu u, sevdiği kul ise, u üşkül duru da kurtarır.
347- Abdullah (R.A.) de rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri e ir şeyi ortak koşarak öle ki se ehe e e girer. Cehe e de deva lı kalır.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi rivayet ede İ i Mes ud der ki, Bu hadîs-i şerifte şu hük ü çıkardı : Allah a ortak koş aksızı öle
kimse cennete girer.
348- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir.
Müslü a ı Müslüman üzerinde beş hakkı vardır: — Selâm almak, 2 — Hasta ziyareti 3 — Ce azeleri teşyi
edilmesi 4 — davetlere icabet, 5 — Aksırıp ta, Elha dülillâh, diye e Yerha ükellah, de ek.
349- Ümmü l-Alâ (R.A.) de rivayet edil iştir:
Misafir olarak evimizde kalan Muhacirlerin ileri gelenlerinden Osman bin Mez ûn u vefatı üzeri e teçhiz ve tekfi i de
bulunmak üzere Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem evi izi teşrif uyur uşlardır. Ce azesi hazır olu a, e o u ,
hakkı da iyi şehadette ulu du ve: Ey “âi ! Allah Teâlâ Hazretleri se i rah eti e eriştirsi . Ahirette se i yeri
mutlaka cennettir, dedim. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri a a şöyle uyurdular:
Yeri i e et olduğu u erede iliyorsu ? Ben de: Ya Resûlallah, Osman bin Mez u gi i öyle i adetle eşgul
olan bir kimse ye Allah Teâlâ ikra ve ihsa et eyip de ki e ede ek, dedi . Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Osman bin Mez un a geli e, hiç şüphesiz o a yakî gerçekleri apaçık ildire ölü gel iştir. Vallahi, e de o a
kesi likle hayır dile ekteyi . Vallahi, ke di Allah ı resulü olduğu halde a a asıl ua ele edile eği i
bilemiyorum.
Mütercim:
Ba a ve size e yapıla ağı ı il iyoru . mealindeki Ahkaf sûresinin 9. ayetine uyan bu hadîs-i şerif, şu ayeti
kerimeden önce varit ol uştur: Allah se i geç iş ve gele ek gü ahları ı ağışla ıştır. (Fetih sûresi: ayet 2). Bu
ayeti keri e ile Hazreti peyga er de ütü ol uş ve ola ak şeyleri ildir iştir. Yahut dü ya ve ahirette hakkı ızda
e işle yapıla ağı a dair tafsilât üzere ilgi eşer içi
ü kü değildir. Yoksa ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Hazretleri kendisi ahlûkatı e üstü ü olduğu u kesi likle ilirdi.
Ayrı a dü yada iyi ir hal üzere olup ahirete göçe leri rah etle a ıl ası ve o lar hakkı da iyi za da ulu ul ası
eşrudur. Ce a ı Hakk ı vadi üzere e et ehli de oldukları a iyi za da ulu uruz. A ak e etle üjdele e o
kişi gi i, hakları da delil ulu a ları
uhakkak e etlik oldukları a i a ırız; fakat hakları da öyle delil
bulunmayanlar içi öyle ye i le ve kesi likle şehadet edil esi eşru değildir.
350- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Uhud savaşı da Hazreti Ca ir i a ası A dullah El-Ensarî (‘adıyallahu Anh) şehit oldu. Ölümü için Fatı a adı daki kız
kardeşi ağlıyordu. Bu kadı ı hem müjdelemek ve hem teselli etmek yolunda Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle uyurdu:
Ağlasa da olur, ağla asa da.. Çü kü siz o u kaldırı aya kadar elekler, ka atlarıyla o u gölgele dir eye devam
ettiler.
351- Enes (R.A) den rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i , Şa a ağlı Belka dolayları da vuku ula Mûte savaşı a gö derdiği üç i
kişilik irliği ku a da ı )eyd i Harise idi. Bu ları sefere çıkarırke Hazreti peyga er şu tali atı ver işti: Eğer
Zeyd şehit düşerse Cafer i E i Tali ku a da dır. O da şehit olursa A dullah i ‘evaha ku a da dır.
Sonra bunlar Mûte de düş a la karşılaşıp uhare eye aşladılar. Gerçekte ir gü içi de )eyd şehit ol uş, Caferi
Tayyar şehit ol uş, so ra A dullah i ‘evaha şehit ol uştu. “o ra irlik ku a da sız kal ası , diye duru i a ı
Halid i Velid ko uta oldu. Bu olayları ereya sırası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Allah tarafı da
vahiy gelerek duru a vakıf olu a şöyle, uyurdu:
“a ağı )eyd aldı ve şehit oldu. “o ra Cafer aldı, o da şehit oldu. “o ra A dullah i i ‘evaha aldı, o da şehit oldu.
Bu ları a latırke ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
ü arek gözleri de yaşlar oşa ıyordu. “o ra sa ağı,
ke disi e ko uta lık payesi veril eye Halid i Velid aldı ve o a kapı açıldı.
352- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
i sa lar içi de, he üz ulûğ çağı a er e iş üç ço uğu öle
kesi likle Ce ete koya aktır.
ir ki seyi u lara
erha eti yüzü de
e a ı Hak
353- Ümmü Atiyye (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kızı )ey e i e azesi i yıka akta ola kadı lara şöyle uyurdu:
O u e azesi i üç kere, eş kere veya gerekli görürse iz daha fazla, su ve “idr ir çeşit te izlik addesi ile
yıkayı ız. “o u usu da kâfur veya ir iktar kâfur kulla ı ız. İşi izi, itiri e de a a ha er veri iz. Hazreti
Peyga er ize ke di futası ı verdi ve şöyle uyurdu:
Bu u o a iç gö leği yapı ız. Bir rivayette de şöyle uyur uştur:
O u tekli olarak üç, eş veya yedi kere yıkayı ız. Yıka aya sağ tarafları da ve a dest azaları da aşlayı ız.
Ümmü Atiyye der ki: Biz, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i kızı )ey e i e azesi i yıkarke Hazreti
Peyga er ya ı ıza gelip ize u ları e ret işti.
354- İ i Abbas (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ir ihra lı ı Arafat ta vefat et esi üzeri e şöyle uyurdu:
O u su ve “idr ile yıkayı ız ve iki parça ku aşla kefe leyi iz. O a ha ût ir çeşit güzel koku sür eyi iz ve aşı ı da
ört eyi iz. Çü kü o, kıya et gü ü de tel iye getirerek LEBBEYK ALLAHÜMME LEBBEYK... diyerek
ahşere
kaldırıla aktır.
355- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Mü afıkları aşı A dullah i Ü ey ölü e, asha ı ileri gele leri de iri ola oğlu Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem in huzuruna gelip: Ya Resûlallah, a a öldü. O a kefe le ek içi lütfe gö leği izi veri ve e aze a azı ı
da kıldırı ız, diyerek ri ada ulu du. Hazreti Peyga er u dileği ka ul ederek gö leği i verdi, he de e azesi
hazırla ı a: Ba a ha er veri de a azı ı kıldırayı
buyurdu. Sonra bu emre uyularak Hazreti Peygambere haber
verildi. Ce a ı Peyga er e aze a azı ı kıl ak isteyi e Hazreti Ö er ‘.A. : Ya Resûlallah! Ce a ı Hak
ü afıklara e aze a azı kıl akta sizi e et edi i? diyerek Peyga eri izi arkada hırkası a asıldı. Bu u
üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Be , iki seçe ek arası da ulu uyoru . Ce a ı Allah, Mü afıklar içi ister ağfiret dile, ister ağfiret dileme; onlar
içi yet iş kere ağfiret dilerse de, Allah o ları zi har ağışla aya aktır, uyur uştur. Ce a ı Peyga er, ü afık
Abdullah bin Übey i e aze a azı ı kıldırdı ve so ra şu âyet i di: O ü afıklarda öle lerin hiç birine hiç bir zaman
e aze a azı kılma. (Tevbe 84)
356- Ü
ü Ha î e ‘.A. de rivayet edil iştir:
Allah a ve ahiret gü ü e i a ede ir kadı ı , ko ası da aşka ölüsü e, üç gü de çok yas tut ası aiz değildir.
Ko ası a ise dört ay o gü yas tutar. Ko ası öle ha ı ha ile ise, ço uğu u doğuru aya kadar, ha ile değilse
dört ay on gün süslenemez.)
Mütercim:
Vefat ede erkeği karısı, ister zifaf olsu ve ister zifaf ol ası , dört ay o gü de ö e ko aya vara adığı gi i,
süslenemez de...
357- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ir ezarı ya ı aşı da ağırıp ağla akta ola ir kadı ı ya ı da geçerke
ona, Allah ta kork ve sa ret, uyurdular. Kadı , ke disi e öğüt vere i ki olduğu u il eyerek: Haydi ada , ke di
işi e git. Be i
aşı a gele
usi et se i aşı a geleydi, se de e i gi i ağlardı , dedi. “o ra, u ha ı a, öğüt
vere i Hazreti Peyga er olduğu ha eri verili e, ha ı he e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in saadet
hanelerine gitti. Aman ya Resûlallah, sizi ile edi kusuru u ağışlayı ız ve he de u da so ra artık
ağla aya ağı sa rede eği , diye özür diledi. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
“a ır, a ak ilk sad ede sarsı tıda ö e lidir. Allah katı da ak ul ola sa ır, usi eti ilk geliş a ı da yapıla
sa ırdır.
358- Üsâ e i )eyd ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i kızı )ey e , hasta ola ço uğu u öl ek üzere ulu duğu u a ası a
ildirerek ziyarete gel eleri i istedi. Hazreti Peyga er selâ la era er kızı a şu ha eri gö derdi:
Verdiği de, aldığı da Allah ı dır. Her varlığı Allah katı da elirli ir süresi vardır. “a retsi ve Allah ta mükâfat
beklesin. Hazreti Zeyneb, Allah a a d vererek tekrar a ası ı gel esi içi ha er gö derdi. Bu u üzeri e o a da
ya ı da ulu a sa d bin Ubâde, Muaz bin Cebel, Übeyy bin Kâ , )eyd i “a it ve daha aşkaları ile )ey e in evine
gittiler. Hasta ola ço uk, ölü sa ıları içi de olduğu halde Hazreti Peyga eri ku ağı a verildi. Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
ü arek gözleri de yaş dökül eğe aşladı, sessiz e ağladı. “a d bin Ubâde: Ey Allah ı
‘esulü ize sa ır tavsiye ettiği iz halde siz ağlıyorsu uz, deyi e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Allah tarafı da kulları ı kalpleri e verile ir erha ettir u. Şüphesiz Ce a ı Allah, kulları da
olanlara rahmet eder.
Mütercim:
Bağırıp çağır aksızı sessiz e ağla akta ir eis yoktur. Çü kü ağla ak şefkat ve erha et eseridir.
erha etli
359- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
uhtere kızı Ü
ü Gülsü Hazreti Os a ı zev esi vefat ettiği za a
ezarı ı ke arı da otururke
ü arek gözleri de i i ta esi gi i yaş dökülüyordu. Ce aze ka re i dirile eği za a
Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
İçi izde u ge e guslü gerektire ir iş yap aya ki se var ı? E û Talha, e varı , dedi. Hazreti Peygamber:
O halde sen in! buyurdu. O da Ümmü Gülsüm ün kabrine indi.
Mütercim:
Bunun hikmeti Hazreti Osman (R.A.), zevcesi Ümmü Gülsüm ü vefatı a ihti al ver ediği içi o ge e, ariyeleriyle
ü ase ette ulu uş. Bu hale işaret olarak Hazreti Peyga er ka re gir ekte Hazreti Os a ı ahru
ıraktı.
Bütün hadîs âlimleri öyle ir açıkla a yap ışlardır.
360- Hazreti Ömer de rivayet edil iştir:
Ardı da ailesi de azıları ı ağla aları yüzü de ölü kesi likle aza görür.
Feryad ederek, çırpı arak, üst aş yırtarak ve dövü erek ağlayıp sızla alar yüzü de ölü aza çeker. Yahut arkası da
ağıt yakıl ası gi i şeyleri vasiyet ede ölü içi dir u aza .
361- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ, Hazretleri, ardı da ailesi i ağla ası yüzü de kâfir ölü ü aza ı ı arttırır.
362- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, öle ir Yahudi kadı ı a yakı ları ı ağla akta oldukları ı görerek
şöyle uyurdu: O lar, o öle kadı a ağlıyorlar, o da ka ri de aza çekiyor.
363- Muğîre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ardı da ağıt yakılarak ağla a ölüye, ağıt deva
ettikçe aza edilir.
364- Abdullah (R.A.) da rivayet edil iştir:
Ölü içi yüzleri i döve ler, yakaları ı yırta lar ve ahiliyet âdeti üzere ağırıp çağıra lar izde değildir. (Bu adet
sü eti de ve şeriatı da değildir. Bu hara ise de küfrü gerektir ez.
365- Sa d İ -i Ebi Vakkas) (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Veda Ha ı da Mekke de ağır hastala dı . Duru u u sor ak üzere ara sıra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
e i ziyaret edip şeref verirlerdi. Ke dileri e dedi ki, ya Resûlallah, hastalığı ı ağırlığı ı görüyorsu uz. Be oldukça
mal-mülk sahibi ir ada ı . Bir kızı da aşka vârisi yoktur. Bu iti arla alı ı üçte ikisi i hayır yolları a sarf
edilmek üzere vasiyet edeyim mi? diye sordum. Hazreti Peygamber:
Hayır, uyurdu. Yarısı ı vasiyet edeyi , dedi .
Hayır, uyurdu. Üçte iri i vasiyet edeyi , dedi . Şöyle uyurdular: Üçte bir olur ve üçte bir de büyüktür, (veya)
çoktur. Senin, varislerini zengi olarak ırak a , o ları aşkaları a avuç aça yoksullar olarak ırak a da hayırlıdır.
Niteki Allah rızası ı dileyerek aile içi yaptığı her har a a karşılığı da uhakkak ükâfatla dırılırsı . Hatta karı ı
ağzı a koyduğu lok a karşılığı da ile. Dedim ki: Ey Allah ı peyga eri! Arkadaşları da so ra geri kal ış
sayıla ak ıyı ? Hastalığı se e iyle urada kalırsa hi reti e ve a eli e ir zarar gele ek i? Buyurdular ki:
“e hastalığı se e iyle geri kalsa da işleye eği her sâlih amel karşılığı da dere e ve aka ı kesi likle
yüksele ektir. “o ra, u arı ki, se halef olarak daha uzu yıllar yaşaya ak sı ve se de irçokları fayda göre ek,
irçokları da hüsra a uğraya aktır. Allah ı ! Asha ı ı hi retleri i geçerli kıl. O ları gerisin geri çevirme. Fakat biçare
Sa d bin Havle Mekke de vefat edecek olursa, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) onun için üzülecektir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, peyga erliği
u izeleri de olup ütü Irak ölgesi i feth ede ve Kisrâ ı taç tahtı ı ala Sa d bin
E î Vakkas ol uştur.
366- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Hazreti Cafer Tayyar ı vefatı da kadı ları ı yüksek sesle ağladıkları Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e haber
verildi. Hazreti Peygamber bu haberi getirene: Git, o ları e et, uyurdu. Ada tekrar gelerek Ya Resûlallah, benim
sözü ü di le iyorlar dedi. Böyle e ada üç defa gelip gitti. Hazreti Aişe, üçü üsü de Hazreti Peyga
Aleyhi ve Sellem i şöyle uyurduğu u söyledi:
O kadı ları e et ve gerekirse ağızları a toprak saç.
er Sallallahu
367- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ebû Talha ı ço uğu vefat etti. Vefat es ası da E û Talha evi de yoktu. Evi e dö düğü za a , ço uk asıl oldu? diye
karısı a sordu. Karısı: Ço uk rahatladı ve za ederi ağrıları di di dedi. Böyle e ölü ü ü o a içi ko ası da gizledi.
E û Talha, ço uğu iyileştiği i za ederek o ge e ha ı ı ile irleşti. “o ra sa ah olu a gusledip a aza giderke
ailesi ço uğu vefat et iş olduğu u söyledi. E u Talha ı a ı sıkılıp ailesi e iraz darıldı ve sa ah a azı a gitti.
Ce aatle a az kıldıkta so ra karısı ı u hareketi i ve u dere e sa rı ı Hazreti Peyga ere arz etti. Hazreti
Peyga er, ço ukları ölüp de öyle sa ırlı davra a karı-ko a içi şöyle uyurdular: Allah Teâlâ bu gecenizde sizi
ü arek kıl ış ola ilir.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in peygamberlik mucizelerinden olarak, gerçekten Ebu Talha ı zev esi o ge e
ha ile kaldı. “o ra ir oğlu doğdu ve o a A dullah is i verildi. A dullah üyüyü e çok ü kaza dı ve soyları da
evlat ve toru lar çoğaldı.
368- Enes(R.A.) den rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i oğlu İ rahi ‘.A. ölü döşeği de ike Hazreti Peyga er in gözlerinden
yaş dökül eğe aşladı. Ya ı da ulu a A durrah a Bi Avf, ey Allah ı ‘esulü siz de i ağlıyorsu uz? Dedi. Bu a
eva e Hazreti Peyga er şöyle uyurdular:
Ey Avf ı oğlu A durrah a ! Bu ir erha et ve şefkat eseridir. za ettiği iz gi i ir sa ırsızlık değildir göz ağlar
ve kalp kederlenir; fakat Rabbimiz Teâlâ Hazretleri i hoş ut ol aya ağı söz söyle eyiz. İ rahi ! Ayrılışı yüzü de
çok kederliyiz.
369- İ i Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Sa d i U âde ‘.A. Hazretleri i hastalığı se e iyle hatırı ı sor ak
üzere ziyaretlerine gitti. Sa d Hazretleri ko aya gir işti. ‘esûl-i Ekre , ya ı da ulu a asha ı kira a, Öldü mü?
diye sordular. O lar: Hayır, he üz vefat et edi, dediler. Fakat hasta ı u ağır duru u da ötürü Hazreti Peyga er
ağladı ve ya ı da ulu a lar da ağladılar. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri buyurdular:
Dikkatle dinleyiniz! Allah Teâlâ Hazretleri, gözü ağla ası ve kal i kederle esi ile aza et ez; lâki Peyga er
dili i işaret ederek u u yüzü de aza veya rah et eder ve ardı da ailesi i ağla ası yüzü de ölüye aza
edilir.
370- Âmir bin Rabia (R.A.) de rivayet edil iştir:
Biriniz cenaze görür de onunla yürümeyecek olursa, cenaze geçinceye kadar
konuncaya kadar ayakta dursun.
Mütercim:
Otur akta ola ki se i , geç ekte ola e aze içi ayağa kalk ası, eğer ada
cenaze geçinceye kadar beklemesi azı âlimlere göre üsteha dır. Fakat İ a Aza
E u Yûsuf hazretleri e göre, e aze içi ayağa kalk a ı lüzu u a dair ütü
eshedil iştir. Bir de, ayağa kalk a ı hik eti, ölü de i ret al ak içi veya e
içindir, dediler.
yahut geçmeyerek önünde yere
ayakta veya hayva a i iş ise
, İ a Şafii, İ a Malik ve İ a
hadîs-i şerifleri hük ü kalk ış,
aze i ya ı da ulu a
elekler
371- Cabir (R.A.)den rivayet edil iştir: Ce azeyi gördüğü üz za a he e ayağa kalkı ız.
372- Kays ve Sehl (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ir e aze geçerke ayağa kalkı a, ke disi e: Ya Resûlallah, bu
Yahudi e azesidir, de ildi. Bu u üzeri e şöyle uyurdular:
i sa değil i?
373- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ce aze ta uta ko ulup i sa lar tarafı da o uzda taşı ı a, eğer iyi ki se ise, e i ça uk götürü , der. Kötü ki se
ise: Eyvah! Beni nereye götürüyorsu uz? der. O u feryadı ı i sa da aşka her şey işitir. Eğer i sa işiteydi, ayılır
düşerdi.
374- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bugü Ha eşî lerden sâlih ir ada vefat etti. Kalkı , o a e aze a azı kılı ! Ha eşista hükü darı Ne aşî yi
kastettiler buyrulmaktadır. Bu hadîs-i şerif, uzakta öle Müslümana e aze a azı kılı ası ı
eşruiyeti e dairdir.
375- Ebu Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Ce azeyi ça uk ileti iz. Eğer iyi ki se ise, ir a ö e o a ilete eği iz ir hayırdır. İyi ki se değil ise, ir a ö e
oyu ları ızda ata ağı ız ir şerdir.
376- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Ce azeyi teşyi ede içi ir kırat Uhud dağı ağırlığı a sevap vardır.
377- Hazreti Aişe ‘.A. den rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ, Yahudî ve Hıristiyanlara lanet etsin! Peygamberleri i
ezarları ı i adetha eye çevirdiler.
378- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Kul, def edildikte so ra ada ları dö üp gidi e, daha gide leri sesleri kulağı da iken kendisine iki melek (Münker
ve Nekir) gelir. Onu oturtup sorarlar: Bu adam (Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem hakkı da e diyordu ? Der ki:
O nun, Allah ı kulu ve peyga eri olduğu a şehadet ederi . “o ra o kula şöyle de ir: ehe e deki yeri i gör!
Ce a ı Hak, o u yeri e sa a e ette ir yer verdi. Her iki yeri de görür.
Kâfir veya ü afık ise, der ki: Bil iyoru , herkesi dediği i diyordu . Ke disi e, e ildi , e de ir ile e uydu ,
de ir. “o ra iki kulağı arası a al ı ı orta yeri e de ir tok akla ir dar e i dirilir ve öyle ir çığlık atar ki, i sa ve
i de aşka, çevresi de ulu a ları hepsi u çığlığı duyar.
379- Ebû Hureyre (R.A.) talik ederek (hadisi Resul-i Ekrem e kaldır ayarak şöyle dedi:
Musa Aleyhisselâm a Melek ül-Mevt Azrail Aleyhisselâ gö derildi. Ya ı a geli e gözü ü üstü e ir yu ruk vurdu.
Azrail Aleyhisselâm ‘a i e dö erek; e i, öl ek iste eye ir kula gö derdi , dedi. Ce a ı Hak, Azrail in gözünü
eski hali e çevirdi ve şöyle uyurdu: Dö ve O na; eli i ir öküzü sırtı a koy ası ı söyle. Eli i kapladığı yeri her ir
kılı içi ir se e ö ür verile ektir O na. Mûsâ dedi ki: ‘a i , so ra e ola ak? Ce a ı Hak: “o ra ölü , uyurdu.
Mûsâ, o halde, şi di! dedi. “o ra Allah ta , kendisini mukaddes yere ir taş atı ı kadar yaklaştır ası ı diledi. Nihayet
dileği ka ul edilerek Mukaddes yere yakı ir yerde irtihal edip gö üldü.
Ebû Hureyre dedi ki: Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu: “izi le orada ulu saydı size o u , yol
ke arı da kızılku tepesi i ya ı da ulu a ka ri i gösterirdi .
380- Cabir (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Uhud savaşı da şehit düşe leri ikişer ikişer def ederke , Bu ları
hangisi daha çok Kur an bilgisine sahip idi? diye sorardı. Asha ı Kira ı işaret ve ilgi ver eleri üzeri e, Kur an daha
çok ile i lâhidde ö e aldırır ve şöyle uyururdu: Be kıya et gü ü de, u ları Allah yolu da a ları ı feda
ettikleri i şahidiyi .
Mütercim:
Zaruret halinde bir kabre ikişer veya daha çok e aze i gö ül esi ittifakla aizdir. İster kadı lı erkekli olarak i sleri
değişik olsu , ister ol ası . Fakat herha gi ir zaruret ol aksızı ir ka re irde ziyade e aze i gö ül esi Şafii
ezhe i de hara dır. Ha efiler e doğru değildir, keraheti vardır. Hare ol aya veya karı-koca bulunmayan erkekle
kadı ı
ir azeret ol aksızı
ir ka re gö ül eleri de hara dır. Karı-ko a ı veya ahre ola ları zaruret
ol aksızı ir ka re gö ül eleri de kerahet vardır, S).
381- Ukbe bin Amir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Be sizi ö ü üz ve şahidi izi . Vallahi, şi di e etteki Kevser Havuzu u görüyoru . Ülke hazi eleri i
a ahtarları veya ülkeleri a ahtarları a a verildi. Be de so ra ü
eti tarafı da pek çok ülkeler fethedilecek.
Vallahi e de so ra şirke düşe eği izde e dişe et iyoru . Fakat dü ya içi
ir iri ize reka et et e izde
kork aktayı .
382- Ca ir ‘.A. de rivayet edil iştir:
Uhûd savaşı da şehit düşe leri def edil esi hakkı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
O ları ka ları içi de gö ü üz! Uhud şehitleri i kastet iş ve yıka a aları ı e ir uyur uştur.
Mütercim:
Şehitleri gasledil e eleri de ü
eti ittifakı var ise de şehitler üzeri e a az kılıp kıl a ak hususu da ihtilâf
vardır. İ a Aza
ezhe i de şehitleri e aze a azı her halde kılı ır. Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheblerinde
şehitler e aze a azı da
üstağ i oldukları da o lara e aze a azı kıl aya lüzu yoktur.
383- İ i Ö er ‘.A. den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazreti Ö er ve asha ı diğer azı ileri gele leri ile İ i “ayyad adı daki kâhi i
ulu duğu yere vardılar. He üz ulûğa er e iş iri ola kahi , Medi e ivarı da Be i Mağale ka ilesi i kasrı
ya ı da ço uklarla oy uyordu; Peyga er efe di izi gelişi i, a ak eliyle o a doku dukta so ra farketti.
Efendimiz:
Allah ı resulü olduğu a şehadet ediyor usu ? uyurdu İ i “ayyad da: Be i Peyga er olduğu a se şehadet
eder misin? dedi. Hazreti Peygamber, bunun üzerine:
Allah a ve ütü peyga erleri e i a ıyoru
uyurdu. “o ra yi e İ i Sayyad a sordu:
Neler görüyorsun? İ i “ayyad, doğru da geliyor a a, yala ı da, dedi. Hazreti Peyga er: Öyle ise senin işi
kar aşık buyurdu. Sonra Hazreti Peygamber:
“a a içi de ir şey tuttu
e olduğu u ile ilir isi ? , uyurdu. Hazreti Peyga er kal i de, “e â ı aşikâre
ir du a duha getire eği gü ü ekle
eali deki ayeti keri eyi tut uştu. Duha sûresi, ayet:
. İ i “ayyad,
kal i izde tuttuğu uz şey DUM dur, dedi. Du a diye keli eyi ta a laya adı. Hazreti Peyga er, Defol, haddini
asla aşa aya aksı
uyurdu. “o ra Hazreti Ö er: Ey Allah ı ‘esûlu, üsaade et de oy u u vurayı , dedi.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Ya Ö er! Eğer o gerçekte De al ise o u hakkı da gele ek ola se değilsi . Eğer De al değil ise, o u öldür e i
sa a ir yararı yok. uyurdu. Ya i, De al ise, o u ölü ü a ak Hazreti İsa Aleyhisselâ ı eli de ola aktır.
Bir müddet sonra, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, era eri de Ü ey i Kâ olduğu halde İ i
Sayyad ı ulu duğu hur a ahçesi e girdi. İ i “ayyad da ha ersiz, o u ko uş aları ı di le ek iste işlerdi. İ i
Sayyad ı, ir kadife örtü ü üzeri e uza ış olarak gördüler ve u örtüde ir takı sesler çıkıyordu. Derke İ i
Sayyad ı a esi, ir hur a ağa ı ı arkası da sakla a Hazreti Peyga eri gördü ve oğlu a, sesle erek o u uyardı.
Resûl-i Ekre , arkadaşı Übey bin Kâ b e şöyle uyurdu: Bu kadı o u ıraksaydı açıklaya aktı duru u u a laşıl ası
için bir ipucu verecekti).
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri her halde ibni Sayyad ı hali i gerçek a ada iliyordu. Fakat azı
gay a dair ha erler verdiği içi hakkı da dedikodu çoğal ış olduğu da asha ı kira ı izzat o kâhinin hali e vakıf
ol aları düşü esiyle u yolda Hazreti Peyga eri hareket ettiği hatıra gele ilir. Bir rivayete göre de, İ i Sayyad
sonradan Müslüman ol uş ve Medi e-i Münevvere de vefat et iştir. Bir kısı rivayetlere göre de, İ i “ayyad halâ
hayatta bulunmaktadır. Ahir za a da eyda a çıka ak ış. Güya Allah Teâlâ onu gözlerimizden uzak bir adaya
ırak ış ış, orada zi irlerde ağlı i iş. A ak u sözleri sahih ir daya ağı ol adığı gi i, akla da çok uzak
ulu uyor. Eğer sahih ir ha er olaydı, İ a Buharî Hazretleri u u açıklardı.
384-Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di ize ara sıra hiz et ede ge ç yaşta ir yahudi ço uğu vardı. Bu ço uk
hastala ı a Hazreti Peyga er o u hatırı ı sor ak içi ziyareti e git işti. Hastayı so de leri de uldu ve
aşu u da oturdu. Ço uğa hita e : Müslüman ol, uyurdu. Ço uk, Yahudi a ası a aktı. Ba ası Müslü a
ol ası a izi verdi ve E û l-Kası a itaat et, oğlu , dedi. Ço uk he e İsla ı ka ul etti, şehadet getirdi. “onra Hazreti
Peyga er şöyle uyurdu:
O u ehe e ateşi de kurtara Allah a hamd olsun! Sonra; ço uğu ya ı da ayrıldı.
385- Ebû Hureyre (R. A.) de rivayet edil iştir:
Her doğa ço uk utlaka İsla fıtratı üzere İsla i a ları a uya ile ek ir yaratılışla doğar. “o ra a a a ası, o u
Yahudi veya Hıristiya veya Me ûsî yaparlar. Tıpkı ir hayva ı yavrusu u ta olarak doğur ası gi i. “iz ir hayva ı
kulağı kesik doğduğu u gördü üz ü? İşte i sa ları da hali u a e zer. “ağla ve ta olarak doğarlar, so ra a a
a aları o ları hali i değiştirir. Hayva ı , sahibi tarafı da kulağı ı veya kuyruğu u , kesil esi gi i.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi rivayet ede E û Hureyre ‘adıyallahu A h Hazretleri şu ealdeki ayeti keri eyi okudu:
O halde (ey resulü terte iz ir i a çla ke di i di e ağla! Allah ı , ütü i sa ları üzeri de yarattığı fıtrat di i e...
Allah ı yaratış iza ı değiştirile ez. İşte dosdoğru di udur. Fakat i sa ları çoğu u gerçeği il ezler. (Rûm
sûresi, ayet: 30).
386- Saîd i Müseyye ‘.A. a ası da , rivayet ediyor:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, a ası E û Tali i öl ek üzere olduğu ir za a da ziyareti e git işti.
Hasta ı ya ı da tesadüfe E û Cehil ile A dullah i E i Ü eyye ulu uyordu. Hazreti Peyga er, Ebû Talib e:
Ey Amcam! LA ÎLAHE İLLALLAH de ki, Allah katı da u keli e ile se i lehi de şehadet edeyi . Ebû Cehil ile
Abdullah bin Ebî Ümeyye, hemen müdahale ederek, Ebû Talib! Sen Abdülmuttali yolu da vaz ı geçe eksi ?
dediler. Hazreti Peygamber tekrar bir kaç kere tevhid kelimesini getirmesi için Ebû Talib e telkinde bulundu. Onlar da
her defası da ay ı sözleri i tekrarladılar. Nihayet E û Tali in en son sözü, Abdulmuttalib in dininden dönmemek oldu.
Tevhid kelimesini getirmekten çekindi. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem o a şöyle uyurdu:
Ne var ki, vallahi, se i içi
ağfiret dile ekte
e edil edikçe ağışla a içi dua ede eği .
Sonra: Müşrikleri ehe e lik oldukları ke dileri e aşikâr oldukta so ra —bunlar akraba bile olsalar— artık o lar
içi e peyga er, e de ü i ler ağfiret dileye ezler mealindeki ayeti kerime nazil oldu. (Tevbe s., ayet: 113)
387- Hazreti Ali de rivayet edil iştir:
“izde her iri izi ve yaratıla her efsi e et veya ehe e de yeri tayi edil iştir. Bed aht veya utlu olduğu
da takdir edil iştir. Bunun üzerine ashapta iri şöyle dedi:
— Ya Resûlallah! Made ki utluluk ve ed ahtlık takdir edil iştir, o halde kadere tesli ol akta aşka çare iz yok
ve çalış a eye yarar? Çü kü asıl olsa iyiler e ete, kötüler de ehe e e gide eklerdir. Hazreti Peyga er
buyurdular ki:
—" Mutluluk ehli de ola lara utluluk ehli i a eli asi ve üyesser olur. Bed ahtlık ehli de ola lara da
ed ahtlık ehli i a eli asi ve üyesser olur Yani, kul içi
uhakkak kulluk et ek lâzı dır. “akı i adet ve
a elleri izde geri kal ayı ız. “o ra Hazreti Peyga er şu ealdeki ayeti keri eyi okudu:
Kim (Allah için) verir ve Allah ta korkarsa; o e güzel keli eyi La İlahe illallah sözü ü tasdik ederse; iz o u Allah ı
razı ola ağı e kolay yola hazırlarız. Fakat ki
i rilik eder, Allah ı a ihtiyaç göster ez ve ir de e güzel tevhid
keli esi i i kâr ederse, o u e şiddetli yola ehe e e hazırlarız. (Leyl sûresi, ayet: 5-10) Yâni, kendi iradesini
i a a ve hayra sarfede ki seye e et verilir; şirk ve gü aha sarfede e de ehe e verilir.
388- Sabit bin Dahhâk (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her kim kasten ve yalan yere İsla da aşka ir di e ye i ederse, eğer yala söylüyorsa yahudi olsu , şekli de
ye i ederse, o dediği gi idir kâfir olur . Ki de ke di i ir de ir parçasıyla öldürürse (intihar eder), cehennemde
kendisine onunla azab edilir.
Mütercim:
İ tihar ede ki se, Allah, korusu katildir. Daha doğrusu katilde de eterdir. Çü kü i a E û Yusuf a göre, intihar
ede i
e aze a azı kılı az. Gerçekte, i tihar ede
ir Müslüman, i tiharı se e iyle İsla da çık ış
ol aya ağı da ittifak vardır. Müçtehitlerin çoğu a göre de e aze a azı kılı ır. Fakat aşkası u işe teşe üs
et esi diye tehdit içi , üzeri e e aze a azı kıl ayı İ a E û Yusuf aiz gör e iştir. İ a Ebû Yusuf u içtihadı
e i se e iştir.
389- Cündeb (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir ada ı yarası vardı ve a ısı a daya a adığı da ke disi i öldürdü. Allah Azze ve Celle Hazretleri şöyle buyurdu:
Kulu , a ı ı a a tez ulaştırdığı da e eti hara kıldı .
390- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir
Ke di i oğa , ehe e de de ke di i boğa aktır. Kendini hançerleyen cehennemde de kendini hançerler.
391- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, azı asha ı kira ile era erke ö leri de ir e aze geçti ve ashap o
e aze i iyiliği de ahsedip o u övdüler. Bunun üzerine Hazreti Peygamber. Vacîb oldu, buyurdu.
“o ra ir e aze daha gelip geçti. Asha ı kira o e azeyi kötülediler, aleyhi de ko uştular. Hazreti Peyga er yi e:
Vacip oldu, buyurdu. Hazreti Ömer (‘adıyallahu Anh) sordu Ya Resûlallah! Her iki cenaze için de Vacib oldu
buyurdunuz. Neyin vacip olduğu u açıklar ısı ız? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
Bu u hayır ile yad etti iz ve o a e et vacip oldu. Ötekini kötülükle yad ettiniz ve ona cehennem vacîb oldu. Siz
dünyada Allah Teâlâ Hazretleri i şahidlerisi iz..
392- Hazreti Ömer (R.A.)dan rivayet edil iştir:
Hangi Müslümanı iyiliği e dört kişi şahidlik ederse, Allah Teâlâ o kimseyi cennete koyar.
— Ya Resûlallah, üç kişi de şahitlik ederse e ete girer i? diye sorduk. Peygamber, Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hazretleri: Üç kişi de... buyurdu. Biz, ya Resûlallah iki kişi şahitlik etse yi e e etlik olur u? dedik. Hazreti
Peygamber: Evet, iki kişi de... buyurdu.
Mütercim:
Müslü a ları ve ilhassa İsta ul halkı ı güzel adetleri de ola e aze tezkiyesi, u hadîs-i şerifleri delaletiyle
sa it ve eşru ol uştur. Bu hadîs-i şerifleri il eye ili yolu daki ge çler e aze tezkiyesi e itiraz ediyorlar ve u
tezkiye addesi Hale i kita ı da yoktur, diyorlar. Taşrada u tezkiyeye karşı halkı kışkırttıkları a izzat e şahid
oldu . Çok ki selerde de işitti . Ce aze i tezkiyesi eşrudur ve u güzel adet her yere ulaştırıl alıdır.
393- Berâ (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir ü i ka ri e yerleştirili e kendisine sual melekleri gelir ve Allah ta aşka ilâh ol adığı a ve Muha
ed in,
Allah ı peyga eri olduğu a şehadet getirir. İşte Allah Teâlâ ı ; Allah, î a ede leri sa it söz şehadet keli esi ile
tespit eder , âyeti kerî esi u a dairdir. İ rahi sûresi, ayet
394- İ i Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Bedir savaşı da öldürülüp deri ir çukura doldurula E û Cehil, Ü eyye, Ut e
ve Şey e i esetleri e aktı ve o lara şöyle uyurdu:
Rabbinizi vadettiği aza ı gerçek uldu uz u? Hazreti Ömer, ya Resûlallah! dedi, ölülerle i ko uşuyorsu uz?
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: “iz o larda daha iyi işite ler değilsi iz. Fakat cevap
veremezler.
395- Hazreti Aîşe ‘.A. der ki:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, (Bedir de öldürüle
üşrikler hakkı da sade e, Dünyada benim kendilerine
söyledikleri i hak ve gerçek olduğu u şi di yaki e
iliyorlar. uyur uştur. Be , ‘esûl-i Ekrem den, ölülerin
işittiği e dair ir söz duy adı .
Mütercim:
Hazreti Aişe valide iz u hususta, “e ölülere duyura azsı ! mealindeki ayeti kerimeye dayanarak ölülerin
işit esi i ka ul et iyor. O u u görüşü, diğer esha ı kira ı görüşleri e aykırıdır. Çoğu Hazreti Aişe nin fikrini kabul
etmiyor ve ölüleri işit esi de hiç ir surette e gel tasavvur edile ezler, diyorlar.
396- Ebû Eyyûb (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bir gün gü eş attıkta so ra Medi e-i Münevvere i
çık ıştı. Bir ses işitti ve u ses içi şöyle uyurdu: Yahudilere kabirlerinde azab ediliyor.
dışı a
397- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Allah ı ! Ka ir aza ı da , ehe e aza ı da , hayatın ve ölümün fitnelerinden, Mesih Deccalin fitnesinden sana
sığı ırı .
Mütercim:
Gerek ka ir aza ı ve gerekse Mü ker ve Nekir elekleri i sual sor aları geçe hadîs-i şeriflerle sa ittir. A
a
şehitler gi i, düş a karşısı da ö et ekleye
ü ahidler gi i, tau ve ve ada öle ler gi i, her ge e Mülk suresi i
okuyanlar gibi azı ki seleri , Mü ker ve Nekir elekleri i sualleri de azade oldukları akledil iştir.
398- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
“izde iri iz ölü e yerleş e yeri sa ah ve akşa o a gösterilir. Eğer e et ehli de ise, e et ehli i yeri ve eğer
cehennem ehlinden ise cehennem ehlinin yeri gösterilir. (Böylece ya sevindirilir, ya da kendisine azab edilir). Ve ona
de ir ki, Allah se i kıya ette kaldırı aya kadar yeri urasıdır.
399- Berâ (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di izi oğlu İ rahi , he üz
Ce ette ir süta ası a sahip ola aktır buyurdu.
e ede ike vefatı da Hazreti Peyga
er:
400- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e küçük yaşta vefat ede
üşrikleri evlâdları da sorulu a şöyle uyurdular:
Allah o ları yarata , e yapa ak oldukları ı da ile a ak ke disidir.
Mütercim:
Kâfirleri ço ukları hakkı da ir iri de farklı çok görüşler vardır. Şafii İ a ları da İ a Nevevî nin tercihine göre
onlar cennete gireceklerdir.
401- Semûre bin Cündeb (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i adetleri idi; her sa ah a azda so ra ize dö erek sorardı: Sizden bu gece
rüya göre var ı? Eğer irisi rüya gör üşse, efe di ize arz ederdi. Efe di iz de o ki se i rüyası ı yoru lardı. Bir
gün böyle adetleri üzere sordu:
— İçi izde rüya göre i iz var ı? Biz de: Hayır, ya Resûlallah! diye cevap verdik. Sonra Hazreti Peygamber buyurdu:
— Lâkin ben gördüm: Bu gece rüyamda bana iki kişi geldi. Eli de tutup e i ukaddes ölgeye Kudüs çıkardılar.
Derke otura ir ada la karşılaştı . Eli de de ir çe gel ola ir ada da ayakta dikil ekte idi. O çe geli çe esi i
ir ya ı da sokuyor ve çe gel e sesi e daya ıyordu. “o ra çe geli çe esi i , diğer ya ı a ay ı şekilde sokuyor ve u
arada ö ür ya ı kapa ıyordu. “o ra dö üp ay ı şeyi yapıyordu. Bu edir? diye sordu . Yürü, dediler ve yürüdük.
Derke sırt üstü uza ış ir ada a geldik. Bir sili dir veya kaya parçası ile o u aşı u u da dikil iş ir ada vardı.
Bu u la o u aşı ı eziyordu. Kayayı o u aşı a vuru a kaya yuvarla dı. Kayayı tut ak içi peşi e düştü ve geri
dö ü eye kadar u ada ı aşı iyileşip eski vaziyeti i aldı. Kayayı tekrar o u aşı a çaldı. Ki
u? diye sordu .
Yürü, dediler ve yürüdük. Ta dıra e zer ir çukura geldik. Ağzı dar, di i ge iş ve altı da alev kay ıyordu. Alev
yaklaşı a tır a dılar ve çık aları a ra ak kaldı. “ö ü e de çukura dö düler. Çukurda çıplak erkek ve kadı lar vardı:
Kim bunlar? diye sordum. Yürü, dediler ve yürüdük. Derken bir kan nehrine geldik. Nehrin içinde orta yerinde dikilen
bir adam vardı. Ö ü de taşlar ulu a
aşka ir ada da ehri ke arı da duruyordu. Nehri içi deki ada ileri
atılıp çık ak isteyi e, kıyıdaki ada , ağzı a ir taş atıp o u olduğu yere çevirdi. Her çık ağa yelte diği de ağzı a ir
taş atıyor ve o da eski yeri e dö üyordu. Nedir u? diye sordu . Yürü, dediler ve yürüdük. Derke ye yeşil ir
ahçeye vardık. Bahçede ko a a ir ağaç vardı. Ağa ı altı da yaşlı ir ada la küçük ço uklar vardı. Ağa ı yakı ı da
da ö ü deki ateşi yak ağa çalışa ir ada
ulu uyordu. Be i o ko a a ağa a çıkarıp ir eve soktular ki, o da
daha güzeli i hiç gör edi . Bu evde yaşlı ve ge ç erkekler, kadı lar ve ço uklar vardı. “o ra e i ağa ı daha
yukarısı a çıkarıp daha güzel ve daha üstü ola ir eve soktular. Bu evde ihtiyarlar ve delika lılar vardı. Dedi ki:
— Be i ütü ge e dolaştırdı ız. Artık gördükleri de a a ahsedi iz. O lar da, peki dediler.
— Çe e ya ları ı yırtıldığı ı gördüğü ada
üthiş yala ıdır. Yala söyler ve u yala ke disi de akledilip dört ir
tarafa yayılır. Bu yüzde kıya ete kadar o a, gördüğü işke e yapılıyor.
Başı ı ezildiği i gördüğü üz ada a geli e, Allah Teâlâ Hazretleri ona Kur an öğretti. Fakat o, ge eleri Kur an a
gözünü yumdu ve gündüzleri de Kur an ı e irleri gereği e hareket et edi. Ke disi e kıya ete kadar o işke e
yapıla ak.
Çukurda gördükleri e geli e o lar zi a ede lerdir. Nehirde gördüğü kişi de faiz yiye lerde dir.
Ko a a ağa ı altı daki ihtiyar, Hazreti İ rahi Aleyhisselâ dır. O u etrafı daki küçük ço uklar ise i sa ları
küçük yaşta öle ço uklarıdır. Ateş yaka da ehe e
ekçisi Malik dir. İlk girdiği ev sırada
ü i leri e etteki
evleridir. Bu ev de şehitlerin evidir. Ben Cibril im, bu da Mikâil dir. Şi di yukarı ak! Be de aşı ı kaldırıp aktığı
za a üstü de ulut gi i havada dura
ir yer gördü . İşte se i
eske i orası, dediler. Bu u üzeri e:
— Bırakı da ke di eske i e gireyi , dedi . Dediler ki:
— “e i geri kala ö rü var. O u daha ta a la adı . Ta a la ış olsaydı
eske i e vara ilirdi .
402- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Bir kimse Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine: Ey Allah ı ‘esulü! A e a sızı vefat etti. )a ederi
ki, ko uş aya vakti olsaydı, elki sadaka veril esi i isterdi. Şi di e , o u yeri e sadaka verse ke disi sevap alır
ı? dedi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Evet! buyurdular.
Mütercim:
A sızı öl ek kötü ir şey değildir. İyi ir hal olduğu u u hadîs-i şerifte İ a Nevevi gi i azı âlimler çıkar ışlardır.
Ayrı a ölüler içi sadaka ve diğer hayır işleri yap a ı ölüye seva ı ola ağı ehlisünnet mezhebinde ittifakla kabul
edil iştir.
403- Hazreti Aişe ‘.A. den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, so hastalığı da e i ya ı da ulu ak arzusu u hissettir ek içi diğer
ha ı ları a özür aka ı da şöyle uyurdu. Bugü eredeyi , ki i ya ı dayı ? yarı erede ola ağı ? Benim
ya ı da kaldılar ve e i ku ağı da vefat ederek pak ve ü arek vü udu oda da def edildi.
404- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Ölülere dil uzat ayı ız! Çü kü o lar ettikleri i ul uşlardır.
Mütercim:
Kâfirlerle irtakı fasıkları kötü halleri i söyle ek, ütü Müslümanları u gi i işlerde kaçı dır ak ve efret
uya dır ak içi aizdir. Hadîs uydurarak rivayette ulu a ları kötü halleri i açıkla ak, o ları aleyhi de ko uş ak
evazı da ü
eti i aı vardır. Bu uydur a ı ister hayatta ulu su , ister öl üş olsu ... Şerkavî şerhi de öyle
yazılıdır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-210
)EKAT BAH“İ
405- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Ye e halkı a Muaz i i Ce el i gö derirke o a şöyle uyurdu:
Ö e se o ları, Allah ta aşka ilâh ol adığı a ve e i de Allah ı peyga eri ulu duğu a dair şehadete davet
et. Eğer u a oyu eğerlerse o lara Allah Teâlâ ı her yir idört saatte eş vakit a az farz kıldığı ı ildir. Bu a da
itaat ederlerse, onlara Allah Teâlâ ı ze gi leri de alı ıp fakirleri e veril ek üzere alları da zekâtı farz kıldığı ı
bildir.
Mütercim:
Bir eldede ihtiyaç sahipleri dururke aşka ir yere zekâtı gö deril esi, İ a Aza
ezhe i de evlâ ol a akla
era er aizdir. Fakat İ a Şafii ye göre, bu hadîs-i şerifi delaletiyle hara dır, aiz değildir.
406- Ebû Eyyub (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir kimse Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize gelerek: Ey Allah ı ‘esulü! Ba a, e ete gir e e vesile
olacak bir amel gösterir misiniz? dedi. Peygamberin huzurunda bulunanlardan biri: Nesi var, ne istiyor? diye sordu.
Resûl-i Ekrem:
O u üyük ir dileği var! uyurdu ve so ra şu eva ı verdi Allah Teâlâ hazretlerine ibadet edersin, ona hiç bir
ortak koş azsı , a azı ı kılarsı , zekâtı ı verirsi , yakı ları a iyilik edip ilgi i kes ezsi . işte u ları oksa sız ve
ihlâslı ir şekilde yeri e getire e ete girer.
Mütercim:
Na az ve u a e zer diğer sâlih ameller, Allah ı vaadi üzere e ete gir eye vesile ve Allah rızası ı kaza aya ir
alâmettir. Nitekim bu hadîs-i şerifi işareti de u husus a laşıl aktadır. A elleri iz e kadar iyi ve ne kadar çok
olursa olsun cennetin karşılığı ola az. Ce et a ak Allah ı lütfü ile kaza ılır.
407- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine bir Arabî (Bedevi) gelip: Ya Resûlallah! Bana öyle bir sâlih amel
göster ki, cennete girmeme vesile olsu , dedi. Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Allah a, hiç ir şeyi ortak koş a ak şartı ile i adet edersi , farz a azları kılarsı , farz ola zekâtı verirsi , ra aza
ayı ı oruç tutarsı . Ara î dedi ki: Be liği e hâki ola Allah a yemin ederi ki, u da fazlası ı yap aya ağı .
Ada dö üp gidi e, Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Ki e et ehli de iri i gör ekte hoşla ırsa, şu ada a aksı .
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, Ara î hadîs-i diye şöhret ula ir hadîstir. Burada ha farizası ı a ıl adığı ı se e i, adı geçe Arabî
üzeri e ha farz ola ak kadar parası ol adığı da dır. İ a Şafii Hazretleri bu hadîs-i şerifte hükü çıkararak u eş
vakit a azda
aşka farz ve vacip a az yoktur, diyor. İ a Aza Hazretleri ise, vitir a azı ı
u Arabî
hadisesinden sonra vacip olduğu u içtihat ediyor.
Bir de ayra
a azları vacip ise de, Arabî ye u ları söyle e esi i se e i, köy ve çöllerde yaşaya lara u ları
vacip ol a ası da dır. )ate Arabî, şehir veya şehir hük ü de ir yerde ika et etmeyen bedevi demektir.
408- Hazreti Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
İ sa lar Arap üşrikler LA İLAHE İLLALLAH = Allah ta aşka ilâh yoktur, diyi eye kadar o larla savaş a
a a
emredildi. Bunu söyleyen kimse, İsla ı hakkı üstes a, e de
alı ı ve a ı ı koru uş olur. Allah Teâlâ tarafı da
da hesaba çekilecektir.
Mütercim:
Biz görü üşteki hal üzere hükü veririz esası a göre, dış hali iti ariyle tevhid keli esi i getire ki seye, şeriata
aykırı olarak doku ul az. Fakat öşür, haraç, zekât gi i yahut kısas gi i alı a veya a ı a ir hak terettüp ederse,
İsla ı hük ü o u üzeri e uygula ır.
409- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Deve sahipleri, develeri i hakkı ı ver e iş iseler u develer, dü yadaki en semiz halleriyle (ahirette) sahiplerine
gelip ayakları ile o ları çiğ eye eklerdir. Davar sahipleri de davarları ı hakkı ı ver e iş iseler u davarlar
ulu dukları e se iz halde sahipleri e gelip, ayakları ile o ları çiğ eye ekler ve oy uzlaya aklardır. Bu deve ve
davarları hakları da iri de, suya çekile ekleri za a sağıl alarıdır. Ya e eleri i ka arık görü üp fakir fukarayı
i re dir e esi veya sula a saati de hazır ulu a yoksullara sütleri de veril esi kastedil ektedir.
Hiç iri iz kıya et günü, boynunda taşıdığı eleye ir davarla gelip, yâ Muha
ed! de esi . “e i içi ir şey
yapa a , e te liğ etti di, diye eği .
Boy u da taşıdığı öğüre ir deve ile gelip, yâ Muha
ed! de esi . “e i içi ir şey yapa a , e te liğ et iş
idim, diye eği .
410- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Bir ki seye Allah al verir de o u zekâtı ı öde ezse, kıya et, gü ü, u al çifte zehirli yavuz ir yıla şekli e girip
o u oy u a dola a aktır. “o ra çe esi i iki ya ı a yapışarak, e se i
alı ı , e se i gö düğü e iyette
kaçırdığı defi e i , diye ektir Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri şu ealdeki ayeti keri eyi
okudu:
Allah ı , kere i de ke dileri e verdiği alda i rilik ede ler, u davra ışları ı ke dileri içi yararlı sa ası lar.
Aksi e u, o lar içi zararlıdır. O ları i rilik ettikleri şey, kıya et gü ü oyu ları a dola a aktır. Gökleri ve yeri
ve irası Allah ı dır. Allah ütü yaptıkları ızda ha erdardır. (Âl-i İ râ sûresi, âyet-180).
411- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Gü üşte
eş Ukye de
dirhe =
gr. azı da zekât yoktur. Develerde e az üçer yaşı da eş deve
ol adıkça zekât yoktur. Toprak ürü leri de eş Vesak ı takri e ir to u azı da zekât yoktur.
Mütercim:
Zaruri geçi ihtiyaçları dışı da Nisaba sahip ola ki se i u alları üzeri de ir yıl geçi e gü üşte kırkta ir
zekât verilir. Develerde isap iktarı, e az üçer yaşı da ol ak şartı ile eş adet ol aktır. Arazi ürü leri i isa ı,
arpa, uğday, kuru üzü ve hur a gi i addelerde , eş vesak takri e ir to ürü ol aktır. Toprak ürü leri i
zekâtı, ürü elde edili e ve u nisaba ulaşı a verilir. Bu lar üzeri de yıl geç ek yoktur. Bir to da az ürü içi de
zekât ver ek farz değildir.
Bu hadîs-i şerife dayanarak toprak ürünlerinin isa ında müçtehit i a ları ir iri de ayrı görüşleri vardır.
İ a Aza a göre, Toprak ürü leri i hepsi de, az olsu çok olsu , öşür o da ir ver ek gerekir.
İ a Şafii bu hadîs-i şerif delaletiyle takri e ir to ürü ol adıkça öşür lâzı gel ez. İki i a İ a Muha
ed
ile i a E û Yusuf da u görüştedirler. Bir de İ a Şafii ezhe i de yal ız hur a veya kuru üzü hesa ı ile
üzü de öşür gerekir, diğer ürü lerde gerek ez.
412- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Ki te iz kaza ı da
ir hur a iktarı sadaka verirse - ki, Allah te iz ola ı a ak ka ul eder - Allah onun
sadakası ı sağ eliyle ka ul uyurur. “o ra o sadakayı, herha gi iri izi , tay ı ı esle esi gi i esleyerek o sadaka dağ
üyüklüğü de olur.
413- Harise bin Vehb (R.A.) de rivayet edil iştir:
“adaka veri iz yoksullara yardı edi iz . Bir za a gele ek ki, i sa sadakası ı eli de dolaştıra ak ve o u ka ul
ede ek ki se ula aya ak. Herkes, u sadakayı dü getireydi , ka ul ederdi fakat ugü o a ihtiya ı yoktur,
diyecek .
414- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
“erveti iz çoğalıp taş adıkça, kıya et kop aya aktır. Hatta
al sahibi i, sadakası ı ki i ka ul ede eği
düşü düre ek ve hatta yardı ı ı arz ede ek de ke disi e yardı ı ı arz ettiği kişi, ihtiya ı yoktur, diye ek.
415- Adiyye bin Hatim (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e iki kişi geldi. Biri fakirlik ve darlıkta söz etti. Diğeri de
soygu ulukta , al ve a güve sizliği de şikâyet etti. Bu ları her ikisi e hita e Hazreti Peyga er şöyle
buyurdu:
Yol kes e işi e geli e, geçire eği kısa ir üddet so ra kerva lar, uhafızsız olarak Mekke ye çıka aklardır.
Yoksulluk
eselesi e geli e; herha gi iri iz, sadakası ı dolaştırıp o u ke disi de ka ul ede ek ki se
ula ayı aya kadar kıya et kop aya aktır.
“o ra kıya et gü ü de her iri iz utlaka Allah ı huzuru da dura ak ve ke disi ile ‘a i arası da e ir perde, e
de ke disi e ter ü a lık yapa ak ir ter ü a ulu a aktır. “o ra Allah Teâlâ ehe ehal şöyle uyura aktır:
— Sana mal vermedim mi? O da:
— Evet, verdin; diyecektir. Yine Allah soracak:
— Sana peygamber göndermedim mi? O:
— Evet, gö derdi ! diye ektir. “o ra sağı a aka ak ateşte aşka ir şey gör eye ektir. O halde her iri iz yarı
hur a ile dahi olsa ehe e ateşi de koru su . Şayet ula azsa tatlı bir sözle.
416- Ebu Musa (R.A.) da rivayet edil iştir:
İ sa lara ir za a gele ek ki, altı sadakası ı ver ek içi kişi dolaşa ak da o sadakayı ke disi den alacak bir kimse
ula aya aktır. Kadı ları çokluğu ve erkekleri azlığı da dolayı, kırk kadı ı ir erkeği ardı da gittiği ve o u
hi ayesi e sığı dığı da görüle ektir.
417- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Hazreti Aişe diyor ki: Ya ı da iki kız ço uğu ulu a ir kadı içeri girip yardı istedi. Bir tek hur ada aşka vere ek
şey ula adı ve o hur ayı kadı a verdi . Ke disi ye eyip o u kızları a taksi etti. Kadı çıktıkta so ra
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem eve girdi. Durumu kendisi e a lattı . Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Her ki , u kızlarda
iri i
engelleyici bir perde olurlar.
üyütüp
eyda a getir e çilesi i çekerse ke disi içi
u kızlar, ehe
e de
418- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine birisi gelip: Ya Resûlallah, sevap akı ı da ha gi sadaka daha
büyüktür? diye sordu. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdular:
“ağlıklı ve ihtiraslı olup yoksullukta korkar ve ze gi liği ü it ederke verdiği sadakadır. Yardı yap ayı erteleyip
a oğaza daya dığı za a a, fala a şu kadar, fila a u kadar, de eyesi . Artık o al se i değil fala ı dır.
419- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordum: Ey Allah ı ‘esulü! Biz se i zev eleri olarak içi izde ha gi iz sa a
daha ça uk kavuşa aktır? Bu a eva e şöyle uyurdular:
Kolu e uzu ola ı ız! “o ra iz ha ı lar ir ka ış parçası ile kolları ızı ölç eğe aşladık. Ha ı lar içi de kolları e
uzu Hazreti “evde idi. Fakat daha so ra a ladık ki, kolu uzu ol ak, çok sadaka ver ek de ektir ve Hazreti
Peygamber bunu kastet iştir. İçi izde e ö e ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e iltihak eden Hazreti Sevde
ol uştu. O da gerçekte fakirlere yardı et eyi çok severdi.
420- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir ki se İsrail Oğulları za a ı da , vallahi sadaka vere eği , diyerek ye i edip sadakası ı alarak çıktı ve o u
il eyerek ir hırsızı eli e koydu. Halk, hırsıza sadaka verildi, diye ko uş ağa aşladılar. Ada , Allah ı , sa a ha d
olsu ! Vallahi ir sadaka daha vere eği , dedi. “adakası ı çıkardı ve u kez yi e il eyerek ir fahişeye verdi. Halk,
u ge e fahişeye sadaka verildi, diyerek ko uş ağa aşladılar. Ada , Allah ı , fahişeye asip olduğu içi sa a ha d
olsu ! Vallahi, ir sadaka daha vere eği , dedi. “adakası ı çıkardı ve ir ze gi i eli e koydu. Halk ze gi e sadaka
verildi, diye ko uş ağa aşladılar. Ada dedi ki:
— Allah ı ! hırsıza, fahişeye ve ze gi e sadaka verdiği de dolayı sa a ha d ederi .
“o ra o sadaka vere ada a rüyası da şu üjde verildi: Hırsıza verdiği sadaka ise, elki o, hırsızlık yap akta
vazgeçer. )i akâr kadı a geli e, elki zi ası da tev e eder. )e gi e geli e u ulur ki, u işte ) ibret alarak Allah ı
o a verdiği alda hayra har ar.
Mütercim:
İ a Aza ve İ a Muha
ed Hazretleri e göre, ir ki se, fakir ve uhtaç sa dığı ir ada a zekâtı ı verse,
so rada ze gi olduğu u a lasa ile aiz olur. Bu zekâtı tekrar ver esi gerek ez. Diğer müçtehit imamlara göre,
zekât öde iş ol az, tekrar uhtaç ola a veril esi gerekir.
421- Ma n bin Yezid (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ba a Yezid, sadaka i si de fakirlere dağıtıl ak üzere Mes idi şerifte ir ada a ir kaç altı verip o u vekil etti.
“o ra e gidip o ada da u e a et altı ları ke di içi istedi . O da a a verdi. Ba a a geldi ve duru u
a lattı . Ba a ye i ederek dedi ki, o altı ları sa a veril ek içi değil, aşka uhtaçlara dağıtıl ak içi verdi .
Böyle e a a altı ları e de geri al ak istedi. İhtiya ı olduğu içi ver edi . “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem in huzurunda muhakeme olduk. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, babam Yezid e hita e şöyle
buyurdu:
Ey Yezid Niyet ettiği şey sevap se i dir. Ey Ma ! Aldığı şey altı da se i dir.
Mütercim:
Bir ki se ke di zekâtı ı usûl ve füruu a vere ez. A ası a a ası a ve üyük a e ile üyük a aları a vere ediği
gi i, ço ukları a ve ço ukları ı ço ukları a da vere ez . Bu hadîs-i şerifteki evaz ise, urada evlada, verile para
zekât evide ol ayıp afile ka ili de verile sadaka idi. Yahut peyga ere ait özelliklerde olup kaide dışı ir iştir,
denilebilir.
422- Hazreti Aişe ‘.A. de rivayet edil iştir:
Bir kadı , evi i afakası da , israf et eksizi ir har a a yaptığı za a , kadı har adığı içi , har a a şeyi
seva ı ı alır. Malı kaza dığı içi de kadı ı ko ası, har a a şeyi seva ı ı alır. Kiler iye de o lar kadar, sevap vardır.
Hiç birinin seva ı, diğeri i seva ı da irşey azalt az.
423- Hakîm bin Hizam (R.A.) da rivayet edil iştir:
Üst el vere el , alt elde ala elde daha hayırlıdır. Ö e geçi dirdiği ki selere ver. “adaka ı hayırlısı, ze gi lik
sırtı da verile sadakadır. Hara da sakı a ki seyi Allah iffetli kılar. Tok gözlü ola ki seyi Allah ze gi kılar
uhtaç ırak az .
424- İ
i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Üst el, alt elde daha hayırlıdır. Üst el, vere eldir. Alt el de, dile e eldir.
Mütercim:
Bazı a layışlı ki seler, ede e uygu düşsü diye, fakirlere ir şey verirke elleri i aşağı tutarak fakiri üstte al ası ı
sağla ağa çalışırlar.
425- Ebu Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di izi huzurları a ir ihtiyaç sahibi geldi. Hazreti Peyga er ize şöyle
buyurdu:
“iz ara ı olu uz; sevap kaza ırsı ız. Allah Teâlâ Hazretleri Peyga eri i dili de dilediği hük ü verir ihtiyaç
sahipleri hakkı da Ce a ı Hakkı takdiri e ise utlaka yeri e gele ek ise de, siz yi e ihtiyaç sahipleri ile benim aramda
ara ı olursu uz .
426- Hazreti Ebû Bekir i kızı Es a ‘.A. da rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem o a şöyle uyurdu:
Kese i i ağzı ı ağla a; Allah Teâlâ Hazretleri de se i rızkı ı ağlar.
Yani: Fakirlere sadaka ver e ek içi tor a, çuval, dolap ve u lara e zer erzak depoları ı kilit ve ağ altı da tut a.
Muhtaçlara ve fakirlere karşı açık ulu dur, o lara yardı da ulu .
Başka ir rivayette de:
Sayarak verme. Sonra Allah Teâlâ Hazretleri de sana sayarak verir. Ne verdiği i ve alı da e eksildiği i say akla
uğraş a. Vere ile eği i, sayı ve hesa ı a ak ada ver. “o ra Allah Teâlâ da size her şeyi hesapla ve sayı ile verir,
alı ızı ereketi gider.
427- Esma (R.A.) da rivayet edil iştir:
Sen kaplara doldurup kaldırırsa Allah da sa a vere eği i kaplara doldurup kaldırır. Gü ü yettiği kadar, azar azar
ver.
Mütercim:
Hadis-i şerifte geçe İrdah kelimesi, az ve cüz î ir şeyi ver ek a la ı ı taşır.
428- Hâkim bin Hizam (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine, ey Allah ı ‘esulü! dedi . Be İsla di i i ka ulde önce sadaka
ver ek, köle azad et ek, yakı ları a iyilik et ek gi i hayırlı işler işle işti . Yap ış olduğu
u hayırlarda dolayı
bana herha gi ir sevap var ı?
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdular:
İsla , geç iş hayırları karşılığı da sa a asip oldu.
Mütercim:
“adaka ve yakı lara iyilik gi i iyete ağlı ol aya hayırlar hakkı da sırf Allah ı lütuf ve ihsa ı olarak hüküm böyledir.
Fakat hac gibi İsla ı rükü leri de olup iyete ağlı ulu a i adetler, İsla da ö e yapıl ışsa, u lar ak ul
ol ayıp iade edil eleri gerekir. Ayrı a İsla da ö e işle e gü ahlar, Müslüman ol akla ağışla ış olur.
429- Ebû Mûsâ (R.A.) da rivayet edil iştir:
Müslü a ; güve ilir, ke di e e redile i ta , eksiksiz ve gö ül hoşluğu ile yeri e getire veya vere , ve u
e redile şeyi e redile kişiye ödeye hazi edar sadaka vere iki kişide iridir. Hazi edar da sadaka vere
al
sahibi gi i sevap alır.
430- Ebû Hureyre (R.A.) deh rivayet edil iştir:
Kulları sa aha kavuştukları her gü gökte ehe ehal iki elek i er. Bu larda iri. Allah ı ! har aya a halef
har adığı ı edeli i ver, diye dua eder. Diğeri de, Allah ı ! tuta a (harcamayana) telef ver, der.
431- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Ci ri ile ö ert ki se i ör eği, göğüsleri de köprü ük ke ikleri e kadar de ir zırh giyi iş iki ada ör eğidir. Eli
açık kişi, har adıkça zırhı par ak uçları ı örte ek ve deri üzeri deki izleri i kay ede ek dere ede ge işler ve sarkar.
Ci ri de e za a ir şey har a ak istese zırhı ı her halkası yeri e yapışır ve o u ge işlet eğe çalışır, fakat
ge işle ez.
432- E û Bürde ‘.A. a ası tarikiyle dedesi de rivayet edil iştir:
Her Müslümana sadaka farzdır. Asha ı, Ya Resûlallah! dediler, ula aya e yapa aktır? Hazreti Peyga er:
Bede e çalışıp he ke disi i faydala dırır ve he sadaka verir. uyurdu. Asha , iş ula aya e yapa ak? diye
sordular. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Yorgu argı ihtiyaç iş ve yük sahibi e yardı eder,
Hazreti Peyga er şöyle cevap verdi:
Dürüst davra sı ve kötülükte el çeksi . Bu o u içi
uyurdular. Asha , u u da ula aya
e yapa aktır? dediler.
ir sadakadır.
433- Ümmü Atiyye (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ensar dan Nesibe ye zekât olarak ir koyu gö deril işti. Nesi e de u koyu u eti de Aişe ‘.A. hazretleri e
gönderdi. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hazreti Aişe ye Ya ı ızda yiye ek ir şey var ı? diye sordu. Hz. Aişe
diyor ki: Hayır dedi , yal ız Nesi e i o koyu da gö derdiği et var! Bu u üzeri e Hazreti Peyga er şöyle
buyurdular:
Getir! O koyun yerini buldu. (Verilen sadaka Nesibe i
ülkiyeti e geçti, o u
alı oldu. Artık ke di alı dan
hediye olarak gö derdiği de ye e izde ir sakı a yoktur.
434- Ebû Saîd El-Hudrî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir Arabî Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gelerek Medine ye hicret etmesi için izin istedi. Buna cevaben:
Ke di e yazık et e! Hi ret işi güç ve zordur. “e i zekât vere ek kadar deve var ı? buyurdu. Adam, var dedi.
Hazreti Peygamber: O halde a eli i de izaşırı ülkelerde yap, Allah Teâlâ se i a eli de hiç ir şeyi zayi et ez
buyurdu.
435- İ i A as ‘.A. dan rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Muaz bin Cebel Hazretlerini Yemen e vali olarak gö derirke o a şöyle de işti:
Sen, ehli kitap olan bir topluma (vali olarak) gidiyorsun. İlk yapa ağı iş, o ları Allah a ibadete davet etmendir. Allah ı
ta ıyı a o lara, Allah Teâlâ Hazretleri i gü düz ve ge eleri de eş vakit a azı farz kıldığı ı ildir. Na azı kılarlarsa,
Allah Teâlâ ı o lara, ze gi leri i
alı da alı ıp fakirleri e veril ek üzere zekâtı farz kıldığı ı ildirir. Bu a da itaat
ederlerse, ke dileri de zekâtları ı al ve gereke yerlere ver . A ak u zekât halkı
alları ı e iyisi de al aya
kalkma.
436- Enes den ‘.A. rivayet edil iştir:
E es der ki: “evdiği iz alda Allah yolu da har a adıkça, iyiliğe erişe ezsi iz ealindeki ayeti kerime nazil olunca,
Talha Hazretleri Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna geldi ve dedi ki: Allah Teâlâ Hazretleri, siz
sevdiği iz alları ızda
uhtaçlara ver edikçe iyilik dere esi e erişe ezsi iz, uyuruyor. BEY‘UHA hur alığı, bana
alları ı e kıy etlisidir. Bu yer Allah rızası içi sadakadır. Bu u e ri i ve ükâfatı ı Ce a ı Hak tan bekliyorum. Yâ
Resûlallah! Beyruha yı Allah ı sa a göstere eği yere koy. Buna cevaben Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurdu:
Oh e güzel ! O kaza çlı ir aldır. O kaza çlı ir aldır. Dediği i duydu . Bu alı akra aları a ver e i uygu
görüyorum. Sonra Ebû Talha, Ya Resûlallah, siz uygu gördüğü üzü yapı ız! dedi. E u Talha, u yeri yakı ları a ve
amcazadelerine taksim etti.
Mütercim:
Bugün Beyruha ı yal ız kuyusu kal ıştır. O da Mes idi kapısı tarafı da Kürt “aid A dülkadir i i ası karşısı da ir
evi dış duvarı a itişik dar ir yerde sokak ke arı dadır. Bazı ziyaretçiler adı geçe kuyuyu ziyaret ederler ve
suyundan ereketle ek içi içerler. Bahçe ise arsa hali e dö üp üzeri de i alar yapıl ıştır.
437 - Ebû Said El-Hudri (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peyga er “allallahu Aleyhi ve “elle , Kur a veya ‘a aza ayra ı da açıkhava a azgâhı a çıktı ve a azda
sonra e aate öğütlerde ulu du; sadaka ver eleri i e rederek, Ey Müslü a lar! “adaka veri iz. Buyurdu.
Kadı lara uğradı ve Ey kadı lar topluluğu! “adaka veri iz. Cehe e likleri çoğu u siz kadı lar olduğu u gördü .
Kadı lar, Ya ‘esulallah! Dediler, u u se e i edir? ‘esuli Ekre , Çok la et okuyor ve e yakı ada ı ıza a körlük
ediyorsu uz. “ağla iradeli kişi i fikri i, siz aklı ve di i kısa kadı larda herha gi iri izde daha çok çele
gör edi . uyurdu.
Sonra Hazreti Peygamber saadethanelerine dö ü e İ i Mes ud u karısı )ey e gelerek Peyga eri huzuru a
gir ek içi izi istedi. Peyga eri ize, )ey e geldi de ildi. Hazreti Peyga er sordu: )ey e leri ha gisi? O lar
da: İ i MEs ud u zev esi )ey e , dediler. Efe di iz:
İzi veri iz, gelsin. buyurdular. Zeyneb Peygamberin huzuruna geldi ve dedi ki: Ey Allah ı ‘esulü! Bugü siz sadaka
ver e izde ahsetti iz. Be i
irtakı süs eşyaları
ü evherleri
var. Bu ları uhtaçlara ver ek istedi .
Fakat ko a , yardı ede eği ki seler içi de e
uhta ı ke disi ve ço ukları olduğu u iddia etti. Bu a eva e
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
İ i Mesûd u sözü doğrudur. Ke dileri e yardı da ulu a ağı kişileri e lâyıkı ko a ve ço ukları dır.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerife daya arak İ a Muha
ed ve İ a E û Yusuf, ha ı ı ko ası a zekât ver esi aizdir. İ a
ile İ a Mâlike göre aiz değildir. Bu hadîs-i şerifte geçe sadaka, zekât ol aya sadaka hük ü dedir.
Aza
438- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Müslü a ı atı da ve kölesi de zekât yoktur.
Mütercim:
Bir i sa ı i e eği veya ihad içi eslediği ata zekât yoktur. Fakat üret ek içi ve çoğalt ak içi erkek ve dişi karışık
ol ak şartı ile se e i çoğu u kırda otlayarak yetişe atlarda İ a Aza a göre zekât va iptir. İ a ey ile İ a
Şafii ye göre vacip değildir. İ a Azam a göre öyle atları ulu a ki se, isterse her at içi ir altı verir ve isterse
değerleri i kırkta iri i zekât verir.
439- Ebû Said EI-Hudrî (R.A.) den rivayet edil iştir:
Bir gün Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i ere çıkıp oturdular. Biz de i eri saadeti etrafı da
oturduk. Sonra Hazreti Peygamber:
“izi içi korktukları da iri de, dü ya ı süsü ve zi eti i e de so ra size açıl asıdır. buyurdu. Ashap tan biri
sordu:
— Ya Resûlallah, hayır dü ya varlığı şer getirir i? Hazreti Peyga er, Allah ı vahyi i ekleyerek sustu.
Vahyi gelişi de so ra Hazreti Peyga er:
— Soru soran nerede? uyurdu ve şu eva ı verdi: Hayır, kesi likle şer getir ez. A ak baharda biten bitkilerin bir
kıs ı da öldürür veya ölü dere esi e vardırır. )ehirli ol aya yeşillikleri yiye hayva da var. Böğürleri şişi eye
kadar yer. “o ra gü eşi kursu a dö erek dışkısı ı atar, sidiği i akıtır ve keyfi e akar. Bu dü ya alı da tatlı ir
yeşilliktir. Müslü a ı sahip olduğu al; yoksullara, öksüzlere ve yolda kal ışlara verdiği üddetçe e güzeldir! [Veya
Peygamber i uyurdukları tarzdadır. O u öyle uyurdukları ı hatırlıyoru . Eğer eksiği varsa e de dir. ] Bu
alı, hakkı ı ver ede tuta ki se ise yiyip de doy aya kişiye e zer. Kıya et gü ü de o u aleyhi de şahitlik
yapa aktır.
440- Abdullah ı karısı )ey e B.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem vaazı da kadı lara hita e : Sadaka verin, süs eşyaları ızda olsa ile.
uyur uştu. “o ra İ i Mesûd u ha ı ı )ey e ile E û Mesud u ha ı ı )ey e , her ikisi Hazreti Peyga eri
saadetha eleri kapısı a geldiler. Kapıda Hazreti Bilâl Ha eşî yi (R.A.) buldular. Abdullah bin Mesud u karısı Hazreti
Zeyneb, Hazreti Bilâl e dedi ki: — Resûlullah a sor, evi de arı dırdığı öksüzlere ve ko a a har adığı şey, sadaka
yeri e geçer i? Arkadaşı da ay ı duru dadır. Bizi de ildir e! Hz. Bilal içeri girip Peyga eri ize sordu.
Peygamberimiz, O iki kadı kimlerdir? buyurdu. Bilâl, Zeyneb! dedi Peygamberimiz, Zeyneblerden hangisi? buyurdu.
Bilâl, Abdullah bin Mes ud u karısı! Dedi. Peygamberimiz buyurdular ki:
Evet! Hem onun seva ı iki kattır: Yakı lık seva ı ve sadaka seva ı.
441- Ümmü Seleme (R.A. i kızı )ey e ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber in zevcesi Ümm-i Seleme, ya Resûlallah, dedi, öle ko a da hi aye altı da ulu a yeti lere yaptığı
har a ada ötürü a a sevap ve ükâfat var ıdır? Bu lar e i de ço ukları dır. ‘esûl-i Ekrem buyurdu: Sen
o ları ihtiyaçları ı gör. O lar içi yaptığı har a a ı seva ı ı ala aksı .
442- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem sadaka ve zekât veril esi içi e ret iş ve u ları topla ası içi adam
görevle dir işti. Bir görevli Hazreti Peyga ere dedi ki: Ya Resûlallah, İ i Ce il, Halid i Velid ve A as, u üç kişi
zekât ver ekte kaçı dılar. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
İ i Ce il i zekât ver ek iste eyişi, fakir ike Allah ve peyga eri ga i et alları da ke disi e vererek o u
ze gi kıl aları ı
ir karşılığı ıdır? Halid e geli e, siz o a haksızlık ediyorsu uz. Çü kü Halid, zırh ve savaş
teçhizatı ı Allah yolu a ağla ıştır. A dül uttali i oğlu A as ise, ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i a ası
olup ke disi de iste e zekât iktarı ı vere eği gi i, ir isli fazlası ı da vere ektir.
Mütercim:
Buradaki sadaka, sahih ola görüşe göre, farz ola zekâttır. Bazı âlimler, u sadaka ı farz zekât ol ayıp afile sadaka
veya harp içi ir yardı olduğu görüşü dedirler.
443- Ebû Said El Hudri (R.A.) de rivayet edil iştir:
E sarda azıları Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ya ı da irike
alda istediler. Peyga er de o lara
verdi. Tekrar istediler ve yi e verdi. Böyle e al tüke i eye kadar o lara verdi. “o ra şöyle uyurdular: e de
dağıtıl ası gereke ir al ulu ursa o u sizde saklaya ak değili . A ak ki iffetli e davra ırsa Allah da o u iffetli
kılar. Ki de tok gözlü olursa, Allah o u ze gi yapar. Ki de sa ret e gayreti i gösterirse, Allah o u sa ırlı kılar. Hiç
ki seye sa ırda daha değerli ve daha ol ir ser aye veril iş değildir.
444- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Be liği e hâki ola Allah a yemin ederim ki, herhangi biri izi ipi i alıp sırtı da odu taşı ası, ir ada a gidip
o da ister versi , ister ver esi dile esi de daha hayırlıdır.
445- Zübeyir bin Avvam (R.A.) da rivayet edil iştir:
Vallahi, herha gi iri izi ipi i alarak sırtı da ir de et odu getirip sat ası ve u se eple Allah Teâlâ onun yüzünü
kızar akta koru ası, i sa lara, versi ler veya ver esi ler, el aç ası da daha hayırlıdır.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifle Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem izi ti arete, sa ata, ziraata ve çalış aya teşvik buyuruyor ve
aşkası ı eli e akıp avuç aç akta sakı dırıyor.
446- Hakîm bin Hizam (R.A.) de ‘.A. rivayet edil iştir:
‘esûlullah Hazretleri de
al iste işti , verdiler. Bir üddet so ra, yi e istedi , yi e verdiler. Üçü ü defa istedi
yine verdiler ve so ra a a şöyle uyurdular:
Ya Hakî ! Gerçekte u dü ya alı tatlı ir yeşilliktir. Ki o u gö ül ö ertliği ile alırsa, hayır ve ereketi i görür.
Ki gö ül ihtirası ile alırsa hayır ve ereketi i gör ez. Yiye ve doy aya kişiye e zer. Üst el (veren el), alt elden
ala da daha hayırlıdır.
Sonra Hakîm ibni Hizam, ey Allah ı ‘esulü, se i hak Peyga er olarak gö dere Allah Teâlâ Hazretlerine yemin
ederi ki, u da öyle ö rü ü so u a kadar sizi eli izde so ra hiç ir eli altı a eli i tut aya ağı , dedi.
Ö rü ü so u a kadar da u sözü de durdu. Hatta Hazreti E û Bekir ga i et alları da ke disi e ver ek içi
davet ettiği za a git ezdi. Hazreti Ö er de ay ı şekilde davet ederdi, git ezdi. Hazreti Ö er, ey Müslümanlar, şahid
olun. Ben Hakîm bin Hizam ı ke disi e al ver ek içi davet ediyoru , gel iyor, diyerek ilâ ederdi.
Mütercim:
İhtiyaç ve zaruret hali ulu adıkça dile ek, i a ları ittifakı ile hara dır. Çalış aya ve kaza aya gü ü ola lar
hakkı da i a lar ihtilâf ettiler. Bazıları hadîs-i şerifleri zahiri e akarak hara dır, dediler. “ahih ola söz de udur.
Bazıları da, öyle ki seleri iste esi kerahetle aizdir, dediler. Fakat u da üç şartla olur:
1- Küçük düşür eye ek,
2- Israr etmeyecek,
3- Hayır sahibini incitmeyecek, rahatsız et eye ek.
Bu üç şart ulu aksızı yapıla dile ilik hara dır. Fakat azı üyük şeyhler, ahlâk ter iyesi içi azı derviş ve
üridleri e seyahat görevi verirlerdi. Tor alı veya tor asız dile irlerdi. Bu da
a evî ir ahlâk ter iyesi
düşü üldüğü de ir sakı a yoktur dediler. Fakat u şekilde dile ek aiz olduğu takdirde, ısrar et ekte , Allah
rızası içi veya Allah ı severse ve e zeri sözlerde sakı ak şarttır. )ira Allah rızası içi dile e
el undur ve böyle
dile ildiği za a o iste ile şeyi, aşırı ir şey veya gayri eşru ir şey ol adıkça ver eye ki se de el undur, diye
varit ol uştur.
447- Hazreti Ö er ‘.A. a latıyor:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bazen bana mal verirdi. Ben de Ya Resûlallah, benden daha muhtaçlara veriniz,
derdi . Hazreti Peyga er a a şöyle uyur uştu:
Bu u al! Bekle ediği ve iste ediği halde sa a ir al gelirse al; fakat u türlü ol adıkça, sakı ke di i o u
ardı a düşür e.
448- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
Bazı ki seler vardır ki dai a i sa larda dile irler, ke dileri de zaruret ol aksızı dile iliği ke dileri e sa at
edi irler. Bu lar, kıya et gü ü de yüzleri de et parçası da
ir şey ol aksızı çıplak kuru ke ik hali de
gele eklerdir. Bir de kıya et gü ü gü eş o dere e yaklaşa ak ki, i sa ı teri tâ kulağı ı yarısı a çıka aktır. “o ra
ahşerdekiler, öyle dehşetli ir halde ike hepsi yardı isteye ektir. Ö e Hazreti Ade de yardı isteye ekler,
sonra Hazreti Mûsâ dan, sonra Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem den. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve
Sellem de ütü
ahşerde ulu a … ??? arası da hükü veril esi içi şefaat ederek gidip e et kapısı ı
halkası a yapışa aktır. O gü Allah Teâlâ Hazretleri, Muhammed Aleyhisselâtü Vesselam ı Kur an-ı Keri de vaat
buyrulan MAKAM-I MAHMUD a çıkara aktır. Bütü
ahşer halkı ı övdüğü ve i re diği ir aka dır u.
449- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Yoksul kapı kapı dolaşıp ta ir veya iki lok a yahut ir veya iki hur a ile geri dö e kişi değildir. Yoksul; ihtiya ı ı
karşılaya ak i kâ a sahip ol aya , duru u ili ediği de de ke disi e sadaka veril eye ve ke disi de kalkıp
insanlardan istemeyendir.
Yardı yapıl ası gereke yoksul udur ve öyle ki seleri gözet ek gerekir,
450- Ebû Humeyd Es-Sâidî (R.A.) de rivayet edil iştir:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile era er Te ük gazası a çık ış idik. Vadi l-Kura adı daki yere vardığı da ir
hur a ahçesi ulu a ir kadı la karşılaştı. Hazreti Peyga er, asha ı kira a hita e :
Bu bahçenin hurma ahsulü ü
iktarı ı tahmin ediniz. uyurdu. “o ra izzat ke disi hur aları
iktarı ı o
vesak takri e
to olarak tah i etti ve o vesak iti ariyle o da ir zekât aldı. “o ra ahçe sahibesi ola kadı a
şöyle uyurdu:
Bu hur alıkta çıka
ahsulü biçersin. Fazla veya eksik al ış isek ödeşiriz. Te ük e vardığı ız za a şöyle
buyurdu:
Dikkat edi iz, u ge e fırtı a ola ak, şiddetli rüzgâr ese ektir. Hiç iri iz yeri de kı ılda ası . Devesi ola devesi i
sağla
ağlası . Biz de develeri izi e rettiği şekilde ağladık, yattık. Gerçekte o ge e çok şiddetli fırtı a oldu; öyle
ki, içi izde ayağa kalka irisi i rüzgâr Tayyi dağı a sürükledi. Eyle hükü darı Yuha a , Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem efendimize beyaz bir katır hediye etti. Hazreti Peyga er u a karşılık olarak Yuha a ya bir elbise
giydirdi. Ay ı zamanda Yuhanna ı idaresi de ulu a halka güve e verdi ve o lara ir iktar izye vergi
mükellefiyeti koydu. Sonra Tebük de dö erek yi e adı geçe Vadi l-Kur a ya gelince oradaki bahçenin sahibesi kadı a
hitaben:
Mahsûlün ne kadar geldi? uyurdu. Kadı da, Hazreti Peyga eri tah i i üzere o vesak hur a çıktığı ı söyledi.
“o ra ize şöyle uyurdu:
Bir an önce Medine ye varmak istiyorum. Benimle birlikte erken varmak isteyen acele etsin. İ i Bekkâr, Medi e
görü dü, a la ı da ir söz söyleyi e ‘esûl i Ekrem, işte Tâ e Medi e ! uyurdu. Uhud dağı ı gördüğü de, Bu, bizi
seve ve izi de ke disi i sevdiği iz dağ ıktır. dediler. Sonra bize sordular:
Ensar ı e hayırlı aileleri i size ildireyi
i? Ashab, evet, dediler! Buyurdular ki: E hayırlısı Ne aroğulları
aileleridir. Sonra AbdülEşheloğulları aileleri. “o ra “aideoğulları aileleri veya Haris i Hazreçoğulları ı aileleri.
Ensar ı Medine lileri
ütü aileleri hayırlıdır. Diğer ir rivayette de:
“o râ Harisoğulları aileleri. “o ra “aideoğulları aileleri diye varit ol uştur.
Mütercim:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
ahsul tah i leri i tasta a çık ası ve Te ük de geceleyi şiddetli fırtı a
ola ağı ı ha er ver esi, Peyga erlik u izeleri de sayılır. Eyle hükü darı ile irtakı ka ileleri İsla a boyun
eğ eleri de Te ük gazası ı güzel so uçları da iridir.
451- Abdullah bin Ömer (R.A.) de rivayet edil iştir:
Gökte i e yağ urla sula a eki lerde veya ır ak ve ehir gi i akarsularla sulanan arazilerden elde edilen
ürü lerde zekât olarak o da ir öşür) gerekir. Fakat hayvan ve dolap gi i vasıtalarla sula a arazileri ürü leri de
o da iri yarısı yir ide ir zekât gerekir.
452- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Hur a ürü leri topla dığı za a herkes öşrü ü zekâtı ı , verile ek yerlere dağıtıl ak üzere Hazreti Peyga ere
getirirdi. Bu hur alar Hazreti Peyga eri saadetha eleri de yığı hali de har a olurdu. Hazreti Hasan ve Hüseyin
‘.A. ü a ço ukluk hali olarak u hur a yığı ı ı çevresi de oy arlarke Hazreti Hasan ı veya Hüseyi i , ağzı a
orada ir hur a attığı ı göre Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, hur ayı ço uğu ağzı da
ü arek par ağı
ile çıkardı ve o a şöyle uyurdu:
Muha
ed ailesi i sadaka zekât yiye eye eği i daha öğre edi
i? Diğer ir rivayette de şöyle uyurdular:
Kıh kıh ağzı daki i at . Bizi sadaka ye ediği izi farkı da değil isi ? Bu sözü Hazreti Peygamber Hasan a yahut
Hüseyin e söyle işti.
Mütercim:
Muhammed ailesi (Âli Muhammed), imam Azam ile imam Malik e göre, yal ız Haşi oğullarıdır. İ a Şafii ye göre,
he Haşi oğulları, he de Muttali oğullarıdır. Bir de ço uk kıs ı her e kadar ükellef değilse de, küçük iken dinî
hükü leri ilsi , İsla ter iyesi üzere yetişsi , diye uradaki titizlik gösteril iştir.
453- Hazreti Ömer de ‘.A. rivayet edil iştir:
Allah yolu da savaşlarda i il ek üzere iri e ir at ağışla ıştı . Fakat ada atı ziya etti hayva a ak adı,
hayva çok zayıfladı . “o ra u uz sata ağı ı düşü erek u hayva ı satı al ak istedi . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem e sorduğu da şöyle uyurdu:
“atı al a. Verdiği sadakada dö eklik yap a. O ada sa a ir dirhe e satsa ile al a. Çü kü ver iş olduğu
sadakası ı söküp ala ki se, dö üp kus uğu u yiye gi idir.
Mütercim:
Böyle sadaka ve zekât türü de ola şeyi elde çıktıkta so ra satı alı ası hara değildir; fakat te zihe
mekrûhtur. Bazı âlimlere göre de tahrîmen mekruhtur.
454- İ i A as ‘.A. tan (R.A.) rivayet edil iştir:
Hazreti Peygamber, zevcelerinden Meymune i ‘.A azatlı ariyesi e zekât alı da verile ir koyu u atıl ış
leşi i görü e:
Derisinden yararlanabilirdiniz! buyurdu. Asha , o leştir, dediler. ‘esûl-i Ekre şöyle uyurdular.
Ölü hayva ı sade e eti i ye esi hara kılı ıştır.
Mütercim:
Hazreti Peyga eri zev eleri tarafı da azad edile köleleri sadaka ve zekât al aları aizdir. Fakat Hazreti
Peygamberin ve Peygamber Al i de sayıla ları azadlıları a aiz değildir. Al-i Muha
ed hakkı da yukarda iki hadîs
geç iştir.
455- İ i Abbas (R.A.) da rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Yemen e vali olarak gö derdiği Muâz i Ce el ‘adıyallahu Anh)
hazretlerine, görevi e giderke şöyle uyurdular:
)ul e uğra ışı
azlu u ile esi de kork; çü kü o u ile esi ile Allah Teâlâ arası da perde yoktur. (Zekât
ve öşür gi i haklar alı ırke haksızlık edil e esi e ir buyruluyor.).
456- Abdullah bin Ebî Evfâ (R.A.) der ki:
Verile ek yerlere dağıtıl ak üzere alları ı zekâtı ı Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e getiren kimselere
Peygamber Efe di iz, hayır duada ulu arak;
Allah ı , fala ı ailesi e rah et ve ağfiret uyur! derdi. Bir gü a a da alı ı zekâtı ı getirip tesli edi e,
onun için de:
Allah ı ! E û Evfa ı ailesi e rah et ve ağfiret uyur. diye dua etti.
Mütercim:
Peyga erlerde aşkası üzeri e Salât ve Selâm getirmek bizim için tenzihen mekrûhtur. Her ne kadar bunun
a ası sahih ise de Salât Peyga erlere has ir vasıf ol uştur. O u içi peyga erlerde aşkası a Salât ve
Selâm getir ek ekruh sayıl ıştır. Niteki
Muhammed Azze ve Celle de ek sahih değildir. Gerçekte Hazreti
Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem azizdir, celildir. Fakat Azze ve Celle tabiri Allah Teâlâ Hazretleri i özel vasfı
olduğu da yaratıklarda kulla ıl ası sahih değildir. Fakat Peyga er efe di iz ke dileri e has olarak ve Salli
Aleyhi = se
ü i lere salât et, o lar içi
ağfiret dile (Tevbe sûresi: 103 ayet eali deki ayeti keri e uyarı a
dilediği şahıslara Salât ve Selâm eder. Bu Peygambere has özelliklerdendir. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
457- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
İsrail oğulları da iri diğeri de i di ar ödü ç para istedi. Ada da u parayı ke disi e verdi. “o ra ödü ç ala
ki se de iz yol uluğu a çıktı. Dö ek içi ge i ula ayı a ir odu u delip içi e i altı ı yerleştirdi ve Allah a
tevekkül ederek de ize attı. Ala aklı ada da, parası ı vadesi geldiği için, acaba borçlu gelecek mi? diye iskeleye
giderke de iz ke arı da ir odu gördü ve yaka ak olarak ailesi e götürdü. Odu u parçalayı a parayı i altı ı
buldu.
Mütercim:
De izi sahile at ış olduğu odu , a er, ü evherat ve u lara e zer şeyleri al a ı
u ah olduğu u hadîs-i
şerifte çıkarıl aktadır.
458- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Hayva ları telefi hederdir, aşı oş gezen hayva ları telef ettiği a ve alda dolayı sahipleri e taz i gerekmez.)
Kuyunun telefi hederdir, ( ir ki se i
ülkü de ola kuyusu a düşüp de öle olursa kuyu sahibine tazmin gerekmez.)
Made o akları ı telefi hederdir,
eşru ir hakla açıla
ade kuyuları içi e düş ekle telef ola içi taz i at
öde esi gerek ez. Defi e i ve yeraltı ade leri i
eşte iri hazi e i dir.
Mütercim:
Hayva ı telefi i, zarar ve ziya ı ı, aşı oş ırakıl aları adet ola yerde aşları da ki se ulu adığı takdirde
ittifakla tazmin gerekmez. Fakat sahibi era er ulu ursa veya hayva ı yedekçisi veya sürü üdür (sürücüsü ???)
olursa, o hayva ı ö ayakları veya ağzı ve çe esi veya oy uzu ile se e iyet verdiği zarar-ziya ı taz i i Ha efi
ezhe i e göre gerekir. Kuyruğu veya arka ayağı ile vurursa taz i gerek ez. A ak ö veya arka ayağıyla çiğ erse
tazmin icab eder.
Ha elî ezhe i de de hükü
öyledir. Eğer hayva ö e katıl ış olursa her e şekilde olursa olsu se e iyle verdiği
zarar vs ziya ı taz i i öde esi gerekir.
Şafii ve Maliki ezhe leri de, hayva ile era er ir ki se varsa u hayva ı her halükarda yap ış olduğu zarar ve
ziya ı taz i i gerekir. Bir i sa hayva ı ı herkesi gelip geçtiği ir yerde durdursa da o hayva ziya da ulu sa, u
ziya ı taz i i ittifakla gerekir. A ak öyle ir hayva yol ortası da işer veya dışkısı ı yapar da ir üzeri de kayarak
ziya a uğrarsa, taz i i gerek ez. Bir de ir i sa yolda veya izi siz olarak aşka iri i
ülkü de çukur kazar da,
öyle kazıl ış çukurlara ir i sa düşüp telef olursa, o çukura (çukuru ???) kaza ada ı yakı akra ası akîlesi
üzerine ölenin diyeti lâzı gelir. Ayrı a çukuru kaza üzeri e kefaret gerekir. Yi e u gi i çukurlara hayva düşer de
ziyan olursa, yine tazmin gerekir.
Cahiliyet devri de kal a defi eler ga i et yeri de sayıldığı da i sleri e olursa olsu , kıy et ve iktarları e
olursa olsu , u ları eşte iri i hazi eye ver ek gerekir. Şafii ezhe i de defi e alları ı kıy eti isap iktarı
iskal altı veya
dirhe gü üş değeri de ol adıkça eşte ir lâzı gel ez. Altu ve gü üşte aşka
şeylerde de lâzı gel ez.
Müslümanlara ait defi eler ittifakla kay ol uş eşya hük ü e girer. Yitik eşya işle i e ta i olurlar. Sahibi ara ır, sahibi
ulu az ise fakirlere dağıtılır.
HAC BAH“İ
459- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
Veda Ha ı da ir kadı Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine gelerek dedi ki: Ya Resûlallah, haccı
farziyyeti a a a ulaştı vacip oldu), Hâlbuki a a çok ihtiyardır, hayva üzeri de dura ak halde değildir. O u
yeri e e ha ede ilir iyi ? Bu a eva e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu.
Evet, (onun yerine hac edebilirsin).
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi delaletiyle, daha ö e ke disi içi ha yap a ış ki se i aşkası adı a edel olarak ha et esi,
İ a Aza Hazretleri e göre aizdir. Diğer i a lara göre aiz değildir. A ak u derece güçsüz ve sakat olan
kimselerin yerine hayatları da ha et ek aizdir. Ayrı a Ha efi ezhe i de afile ha içi şart ara aksızı edel
caizdir.27
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-243
460- Hazreti Aişe ‘.A. a latıyor:
Ya Resûlallah! dedi , savaş ve ihadı , sevap akı ı da a elleri e faziletlisi olduğu u görüyoruz. O halde biz de
ihad ede eyiz i? Ba a şu eva ı verdiler:
Hayır! Fakat ak ul ir ha , sizi içi e faziletli ihaddır.
Mütercim:
Genel seferberlik veya istilâ hali de kadı ları da savaşta yardı ı ol aları vacip ise de, zaruret ol ayı a savaş
eyda ı da ulu aları uygu değildir.
461- Ebu Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ki Allah rızası içi ha eder de ihramda iken kötü söz söylemez ve gü ah işle ezse, he üz a ası da doğ uş
gü ahsız hale dö er.
Mütercim:
Küçük gü ah olsu , üyük gü ah olsu , u ları hepsi ağışla ır. İ a Ta eri i görüşü e göre, üzeri de kul hakkı
olup ta o u öde ekte â iz olarak öle leri soru lulukları a ak ağışla ır. Yoksa öde e ve helalleş e i kâ ı a
sahip ola ları üzerleri deki hak düş ez.
İ a Tir izî ye göre, yal ız Allah hakları da dolayı kul üzeri e gereke gü ahlar ağışla ır; Allah hakları ı kendisi
izzat ağışla az. Meselâ: Farz a az vakti de ge iktiril ekle gü ah işle iş olur; u da dolayı kaza ıla gü ah
ağışla ır. Fakat Allah hakları da ola a azı yi e kaza edilerek kılı ası gerekir. Çü kü u lar haklardır, âdi
gü ahlar gü ahtır. Kul hakları içi ya helallik al ak, ya da o ları öde ek zoru luluğu vardır. Şerkavî şerhi de u hadîs-i
şerifi açıkla ası da öyle de il iştir. Şafiileri fıkıh kita ı Ba ûri de: Hac ederken Arafat ta, Mina da vefat edenlerin
kul hakları dahi ağışla ır, diye yazılıdır. Bir de de iz savaşı da şehit ola ları kul hakları da ağışla ır.
462- İ i Ö er (R.A.) der ki:
Birisi Mescid-i Resûl de ayağa kalkıp, Ya Resûlallah! Biz hac için hangi yerden ihrama girmeliyiz? diye sordu. Buna
cevaben Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Medine liler, Zü l-Huleyfe de ; Şa lılar, Cuhfe de ; Ne id halkı, Kar dan ihrama girerler. İ i Ömer, rivayetinde der
ki; Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in: Yemenliler de Yelemlem den ihrama girerler, uyurduğu u azıları
söylüyor. Hâlbuki e u so kıs ı Hazreti Peyga erde işit edi .
Mütercim:
Medine-i Mü evvere halkı ı ha ve u re iyeti ile ihra ve tel iye içi
iktarı, za a ı ızda Hazreti Ali kuyusu ile
ili e ve şöhret ula ve yaklaşık olarak Medi e ye bir buçuk saat mesafede bulunan Zü l-Huleyfe adı daki yerdir.
Mekke-i Mükerreme ye o gü lük yaklaşık olarak
k . yoldur. Şa , Mısır ve Mağri halkı ı
iktarı, Cuhfe
hizası da ulu a ‘a iğ diye ili e yerdir. De izde gide ler, ‘a iğ hizası da ihra a girerler. Mekke-i Mükerreme ye
dört günlük yoldur.
Ne id ve Irak halkı ı
iktarı, Mekke-i Mükerreme ye yaklaşık olarak yedi gü lük esafede ulu a Yele le
adı daki yerdir. İşte u yerleri ihra sız olarak geç ek ha ve u re içi aiz değildir. Bu iktarlarda ihra a gir ek
vaciptir. İhra sız geçenler üzerine kurban kesmek vacip olur. Bir özürde dolayı ihra el isesi giyil ezse gü ah
sayıl az; fakat fidye ver ek gerekir.
463- Hazreti Ö er ‘.A. a latır:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Akîk vadisi de şöyle uyurdu:
Bu gece Rabbi tarafı da a a iri Ci ril geldi ve şöyle dedi: Bu vadide a az kıl. He de ha ile u re i ikisi e
birden (Hacc-i Kıra a) niyet et.
Mütercim:
Akîk vadisi, Medine ye dört il esafede yaklaşık olarak ir saat ir yerdir. Medi e-i Münevvere nin en makbul ve
lezzetli suyu urada ulu a Urve Kuyusu da çık aktadır. Yarı saat daha ötede Hazreti Ali kuyusu ve )ül-Huleyfe
vardır ve Medine lileri
ikatı da urasıdır.
464- Hazreti Ya Iâ ‘.A. a latır:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine birisi gelip ya Resûlallah! koku sürü üş olduğu halde u re ha ı
içi ihra a gire ki se hakkı da e uyurursu uz? diye sordu. Peyga eri iz iraz beklediler ve hemen vahiy geldi.
Vahiy tamam olunca Hazreti Peygamber,
Umreden soran nerede? diye sordu ve ada getirildi. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Üzeri de ola kokuyu üç defa yıka. Giydiği ü eyi çıkar ihra el isesi i giy ve ha ı da yaptığı ı u rede de yap.
Yani, ihrama girmek, tavaf ve sa y etmek, tıraş ol ak ve yasak şeylerde sakı ak hususu da ha ile u re arası da
fark yoktur. Ancak Arafat ta ve Müzdelife de vakfeler, taş at a işleri ha a aittir; u lar u rede yoktur.
465- İ i Ömer (R.A.) da rivayet edil iştir
Le eyk e ri e hazırı , Allah ı , le eyk! Le eyk, şeriki yoktur se i , le eyk! Ha d ve i et se i dir. Mülk de
se i dir. Şeriki yoktur se i .
Mütercim:
Meal olarak Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in telbiyesi bu idi. Hanefî mezhebine göre, hac veya umre, için
niyet ederek ihra a gire ki se hakkı da tel iye şart ve farzdır. Na azda iftitah aşla gıç tek iri farz olduğu gi i...
İftitah tek iri al aksızı a az sahih ol adığı gi i, tel iyesiz ha ve u re de sahih değildir.
Şafii ve Hanbeli mezheblerinde lebbeyk (telbiye) sünnettir, farz ve şart değildir. Maliki ezhe i de iyetle irlikte ya
tel iye getir ek veya iş ve hareket olarak ikatta ir kaç adı ileriye yürü ek lazı dır. Tel iyeyi yüksek sesle
söyle ek üsteha dır. Fakat ihra a girerke ke disi işite ek kadar ir sesle söyle ek daha faziletlidir. Diğer
vakitlerde sesi yükselt ek erkekler içi
üsteha dır. Kadı lar ise her za a ke dileri duya ile ek kadar ir sesle
telbiye getirirler.
466- İ i Abbas (R.A.) da rivayet edil iştir:
Musa (Aleyhisselâm) ise, onu telbiye getirerek Ezrak vadisi e i işi i görüyor gi iyi ."
467- Hazreti Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Veda ha ı yılı da Mekke-i Mükerreme ye vardıkları za a
Ye e tarafı da gele Hazreti Ali ye (Kerremellahu ve hehu şöyle uyurdular:
Ya Ali ihrama girerken neye niyet ettin? Hazreti Ali dedi ki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in ihram niyetine
niyet ettim. Bu a karşılık Hazreti Peyga er şöyle uyurdular:
O halde kurban kese eksi ve olduğu gi i ihra lı kala aksı . Kıra ha ı duru u da olduğu u, kur a kesi eye
kadar ihra da çık a ası gerektiği i ildiriyorlar. Hz. Ali, ihra a girerke iyeti i Peyga eri izi ihra
iyeti e
ağla ış ve Peyga eri iz gi i Kıra ha ı yap ıştır.
468- Ebû Mûsâ El-Eş arî (‘adıyallahu Anh) der ki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri beni Yemen
ölgesi e gö der işti. Ye e de Ha a geldiği za a , Batha da Hazreti Peygamberi buldum. Bana sordu. Ne
niyetle ihrama girdin? Ben de: Resûlullah ı ihra
iyeti e iyet etti , dedi .
Beraberinde hedy (Harem de kesile ek işa lı kur a var ı? Be de: Hayır! dedi . Bu u üzeri e iyeti i u reye
çevirerek te ettü ha ı yap a a işaret uyurdular ve tavaf, sa y ve tıraşdan sonra ihra da çık a ı e rettiler.
Mütercim:
Hazreti Ali Kerre ellahu Ve hehu , era eri de kur a lık hedy getirdiği de o u kıra ha ı yap ası ı
e ret işlerdi. E û Mûsâ ise, era eri de kur a lık hedy ulu adığı içi u re yap ası a ve so ra farz ha a iyet
ederek ha ı ı te ettü ha ol ası a işaret uyur uşlardı. Fakat daha so ra Hazreti Ö er ‘adıyallahu Anh)
za a ı da öyle ö e Kıra ha a iyet ede ve era eri de kur a lık götür eye ki se i de her iki ha ı ir
ihra da ta a la ası sahih ka ul edil iştir.
Ebû Mûsâ El-Eş arî ve diğerleri e ola
üsaade, peyga ere ait özelliklerde dir, dediler. Bu da so ra gele ek eş
altı hadîsi-şerif u ka ilde dir. Hatta Hazreti Ö er, ir defası da E û Mûsâ El-Eş arîye şu tarzda ir açıkla a yaptı:
— Allah ı kelâ ı da Ha ile u reyi ta a layı ız ayeti keri esiyle, ha ve u re i her ikisi i irde ta a la ası
e redildiği gi i Peyga eri sü eti de de, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin, hac ve umre tamam
olup kur a ı ı kesi eye kadar ihra da çık adığı görül üştür. Büyük müçtehitlerden yal ız i a Ah ed i
Hanbel (Allah ı rah eti üzeri e olsu Hazretleri ve )ahirî ler, u hük ü halâ akî olduğu a ve herkes içi terviye
gününe (arefe gününden bir gün öncesine) kadar hac niyetini her ne vakit isterse u reye çevire ile eği i ka ul
etmektedirler.
469- Hazreti Aişe ‘adıyallahu A ha a latıyor:
Ha
evsi i de )ilkade ayı ı so ları a doğru iz Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in beraberinde hac ve
umre niyeti ile Medine de çıkıp toplu a ikatta ihra a girdik. Ki i yal ız farz ha a iyet ederek ihra a girdi. Ki isi
de ha ve u re i her ikisi içi iyet ederek ihra a girdi. Ki isi de u re iyeti ile ihra a gir işti. Medi e ye, on mil
esafedeki Şeref isi li yere i diği iz za a , Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem era eri de ola ütü ha ılara
hita e şöyle uyurdu:
“izde ha gi izi era eri de kur a lık yoksa ve ha ı ı u reye çevir ek istiyorsa, u u yapsı . Fakat era eri de
kur a lık ola ki se, yap ası
iyeti i değiştir esi , ha iti eye kadar ihra da çık ası . Peygamberin bu emri
üzeri e ha iyetleri i u reye çevire ler ve ö eki iyetleri de kala lar oldu. Fakat Hazreti Peyga er ve asha ı da
azıları, ya ları da kur a lık ulu ak ve ke dileri de vü ud akı ı dan kuvvetli olmak sebebiyle hac niyetlerini
u reye çevire ediler. Ta
u sırada a az kıla adığı da adet gördüğü de dolayı ağlarke Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ya ı a geldi: Ne ağlıyorsu , ey hatu ? dedi. Ya Resûlallah! dedim, sizin bütün ashaba
u re içi
üsaade ettiği izi işitti . Hâlbuki e u rede
ahru kaldı . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Derdin nedir? uyurdu. Be de: Adet gördü ; u hali le u re tavafı yapa aya ağı . O u içi ağlıyoru , dedi .
Hazreti Peygamber buyurdu ki: Kay ı ol aya ak! “e de Âdem kızları da irisi . Allah Teâlâ Hazretleri, onlara
takdir ettiği i adet gör e hali i sa a da takdir et iştir. “e ha iyeti de kal. Ce a ı Allah, u reyi de sa a asip
edebilir.
Böylece hac vazifelerine devam ettik. Arafat tan Mina ya dö düğü üz vakit te izle di . “o ra farz tavaf ifaze içi
Mina dan Mekke ye i di . Tavafı ı yaptı ve tekrar Mi a ya döndüm. Sonra Mekke ye dö üşte Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ile beraber Mina da çıktık. Mekke de ike Hazreti Peyga er, kardeşi A durrah a ı ya ı a
çağırdı ve o a şu e ri verdi:
He şire i al, Hare hudutları da çıkar Te i adı daki yere kadar götür . Orada u re içi ihra a girsi . U reyi
ta a ladıkta so ra ya ı a geli iz. “izi gel e izi ekleye eği .
Bu e ir üzeri e Hare dışı daki Te im e gidip ihra a girdi ve u re içi gerekli vazifeleri ta a ladıkta so ra ay ı
gü Hazreti Peyga eri huzurları a vardığı za a : U re i ta a ladı
ı? uyurdu. Be de: Ta a ladı ,
dedim. Sonra Hazreti Peygamber Medine ye dönmek için bütün kafileye emir verdi. Biz de (veda tavafı da so ra
Hazreti Peygamberin maiyetinde Medine ye doğru yola, koyulduk.
470- Hazreti Aişe ‘.A. a latıyor:
Medine den Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile çıktığı ızda u çıkışı ızı yal ız ha içi olduğu ka ısı da idik.
Kâbe yi tavaf ettik Resûl-i Ekre
era eri de kur a lık getir eye lere ihra da çık aları ı e retti. Kur a lık
getir eye ler ihra da çıktılar. Peyga er i zev eleri de kur a lık getir edikleri de ihra da çıktılar. Yal ız e ,
adet gördüğü içi Kâbe yi tavaf et e işti . u re yap a ıştı . “o ra terviye gü ü, ihra da çık ış ola lar ha
içi iyet ederek tekrar ihra a girdiler Ha ı ızı ta a layarak Mi a dan Mekke ye dönerken geceyi geçirmek için
Muhassa adı daki yere i diği izde dedi ki: Ya Resûlallah! Herkes ha ve u re ile dö erke e yal ız ha ile
dö üyoru ; Özrü gereği u re yapa adı . Bu u üzeri e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Mekke ye geldiği izde sen (umre için) tavaf etmedin mi? Ben de:
— Hayır dedi ! Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem : O halde kardeşi le A durrah a la) Ten im e git ve oradan
ihra a girerek u re i yap. Fala yer ve fila vakitte uluşuruz. uyurdular. Be de öyle e yaptı . Sonra Peygamberin
zevcelerinden Safiyye de, Mina da dö düğü üz ge e adet gördüğü içi
a a, gali a veda tavafı ı
yapa aya ağı da Medi e ye dö üşü ge iktire eği , dedi. Bir fırsat ularak “afiyye nin bu halini Hazreti Peygambere
arz ettim. Hazreti Peygamber Safiyye ye hita e şöyle uyurdu:
Kısır, elalı kadı ! “e ayra gü leri de farz ola ziyaret İfâza tavafı ı yap ış değil i idi ? “afiye der ki: Evet,
tavaf ettim! dedim. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu: )ararı yok, yola çıka ilirsi ." Veda tavafı
özürlü ki selerde düşer.
471- İ i A as ‘.A. a latıyor:
Veda ha ı yılı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile bütün ashap ha iyeti ile ihra a gir işlerdi.
Mekke ye )ilhi e ayı ı dördü ü pazar gü ü sa ahleyi varıldı. O gü Hazreti Peyga er asha a, ha iyetleri i
umreye çevirerek tavaf ve sa y yaptıkta so ra tıraş olup ihra da çık aları ı e rettiler. Ashap u duru karşısı da:
Ya Resûlallah, ihra da asıl çıkış? diye sordular. Hazreti Peyga er, ihramda ta çıkış! uyurdular. İhra
se e iyle yasak ola şeyleri helal kıla çıkış...
Mütercim:
Böyle farz ha ı değiştirip u reye çevir ek üç müçtehit i â a göre, o yılla ahsus, Peyga eri özel halleri de dir.
İ a Ah ed i Ha el ve )ahirîlere göre, u hükü şi di de geçerlidir. Niteki yukarıda ayrı tılı ilgi geç işti.
472- Hazreti Peygamberin pak zevcelerinden Hazreti Hafsa (R.A.) rivayet ediyor.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize sordum: Herkes hac niyetini umreye çevirdi; Hâlbuki siz umre
ihra ı ızda çık adı ız? Buyurdular ki:
Be aşı ı u işe iyi e soktu ve kur a lığı ı da özel ir işa olarak tas aladı . Artık kur a ı ı kesmeden
ihra da çıka a .
Mütercim:
İ a Azam bu hadîs-i şerife daya arak der ki, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Kıra ha ı iyeti ile
ihra a gir işti. O u içi ha ı e faziletlisi kıra ha ıdır. “o ra Te ettü ha ıdır. Bu da so ra da ifrâd ha ı gelir.
imam Şafii,ve imam Malik e göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem yal ız ha içi ifrad ha ı içi ihra a
gir işti. Yahut ö e ha içi ihra a gir iş, so ra u reyi ha a ilâve et işti. Bu iti arla ha ı e faziletlisi ifrad
ha ıdır. “o ra te ettü ha ıdır. Bu da so ra Kıra ha ı gelir.
imam Ahmed e göre Hafsa Hazretleri i rivayet ettiği u hadîs-i şerife göre Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Hazretleri yal ız te ettü u re iyeti ile ihra a gir işti. O u içi kur a götürüldüğü takdirde faziletli ola ö e
u re içi ihra a gir ektir. Kur a götürül ediği takdirde faziletli ola kıra ha ıdır.
Bir de imam Azam a göre, te ettü iyeti ile ihra a gire ki seye te ettü kur a ı lazı dır. Kıra ha ı a uvaffak
ola ki seye de şükür kur a ı lazı gelir. Yal ız ha içi ifrad ha ı içi ihra a gire ki seye kur a lâzı gel ez;
u da ittifak vardır. Fakat ha da so ra yal ız u re yap ak gerekir. İ a Aza ile İ a Malik Hazretleri e göre
umre müekked bir sünnettir; farz ve vacip değildir. İ a Şafii ve İ a Ah ed e göre, u re de ha gi i farzı ayı dır.
473- Hazreti Cabir de ‘.A. rivayet edil iştir:
Veda ha ı yılı da iz Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i era eri de olarak ha a ifrad ha a iyet et iştik
ve öyle e ihra a gir iştik. “o ra Hazreti Peyga er ize şöyle uyurdu:
“iz ha ı ızı u reye çeviriniz de Kâbe yi tavaf edi iz, “afa ile Merve arası da sa y edi iz ve so ra saçları ızı kısaltı ız.
“o ra ihra da çık ış olarak ekleyi iz. “o ra terviye gü ü geli e ha içi ihra a giri iz. Daha ö e yaptığı ız iyeti
de te ettü kılı ız.
Ashab dediler ki: Ya Resûlallah! Ha iyeti izi asıl te ettü iyeti e çevire iliriz? Niteki
iyeti izi ??? olarak
elirledik. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
“iz, e rettiği i yapı ız. Eğer kur a ı ı getir e iş olsaydı , size e rettiği i e de yapardı . Fakat ayra ı
iri i gü ü kur a ı Mi a da kesi yeri e ulaş adıkça, a a ihra se e iyle hara
yasak ola şeyler helâl
ol aya aktır. “o ra asha ı kira Hazreti Peyga eri e ri üzere hareket ettiler; iyetleri i u reye çevirdiler.
474- İ i A as ‘.A. dan rivayet edil iştir:
Ha iyeti ile ola ihra ı ızı u reye te dil edi iz; A ak hedy kur a lığı ı tas alaya kalsı . Kur a lığı ı tas alaya
ki seye, o u kesi yeri e götürüp kes edikçe ihra da çık ak helal ol az.
Mütercim:
Üç i a a göre ha ihra ı ı u reye çevir ek işi, peyga ere ait özelliklerde dir. Bu da ahiliyet za a ı da ha
ayları daki u reyi fe alıkları e üyüğü say aları a karşılık u a üsaade edil işti. Yal ız Ha eli ezhe i ile
)ahirîlere göre u hükü halâ akîdir. Niteki ge iş olarak yukarda a latıl ıştı.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-254
MEKKE-İ MÜKERREME’NİN FA)İLETİ VE KA’BE’NİN İNŞA“I BAH“İ
475- Hazreti Ca ir ‘.A. a latıyor:
Peyga erlikte ö e Kureyş in ileri gelenlerinin emri ile Kâbe bina edilirken Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
a aları Hazreti A as ile Kâbe içi o uzları da taş taşırlardı. Bir ara A as Hazretleri:
Ya Muha
ed, futa ı çıkarıp omzuna koy, dedi. Hazreti Abbas ı u teklifi üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem futası ı çıkarıp omzu daki taşı altı a koya ağı sırada yere düştü ve gözleri se aya dikilip kaldı. Hazreti
Abbas a: Futa ı a a göster! dedi ve futası ı alıp ağladı.
Mütercim:
Hazreti Ci ril Aleyhisselâ gelip u şekilde Hazreti Peyga eri yere düşürerek avret yerleri i ki seye göster e iştir.
Bu da so ra da Hazreti Peyga eri avret yerleri i hiç ir ki se gör e iştir. Diğer Kureyş in ileri gelenleri ise
çırılçıplak Kâbe yi tavaf ederlerdi. Bu u se e i de, güya içi de gü ah işledikleri el iselerle mukaddes yeri tavaf etmek
iste eyişleri de di.
Mekke-i Mükerreme ye büyük bir sel gelerek Kâbe i üyük ir kıs ı ı yık ıştı. Bu se eple Kureyş tarafı da Kabe
ye ide i a edil işti. O se e Peyga er otuz eş yaşı da idi; ve herkes gi i Kâbe ye taş taşırdı. Hatta Ha erü lEsved i siyah taşı ke di yeri e ko ası içi Kureyş ka ilesi i ileri gele leri çekiş eye aşladılar. “o ra şu hük e
vardılar: E ö e Hare -i Şerifi kapısı da ki gelirse o ki seyi hake tayi ederiz; ve o u hük ü e razı ola ağız.
Bu kararda so ra e ö e kapıda Hazreti Peyga er giri e, Hazreti Peyga eri hake tayi ettiler. Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem de, üyük ir yaygı üzeri e Ha erü l-Esved i koydu ve Kureyş in ileri gelenleri hep birden bu
yaygıyı yukarı kaldırdılar. Hazreti Peyga er de ke di ü arek elleriyle Ha erü l-Esved i yeri e koydu. Bütü Kureyş
ileri gele leri u duru da
e u kaldılar.
476- Hazreti Aişe ‘.A. a latıyor:
Hazreti Peygambere; Hicr-i İs ail Hati Kâbe den midir? diye sordum. Evet! uyurdular. Niçi u kıs ı Beytullah a
ilâve etmediler de dışarıda ıraktılar? dedi . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Kav i i
addî i kâ ı çıkış adı. buyurdular. Ya Resûlallah! dedim, Beyt-i Şerifi kapısı ede yüksek yerde
yapıl ıştır? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
Kavmin, diledikleri kimseyi Beytullah a soksu lar ve diledikleri i de e gellesi ler diye kapıyı öyle yüksek yerde
yaptılar. Eğer kav i ahiliyet za a ı da he üz ye i kurtul uş ol asalardı ve u se eple o ları kal i e ir i kâr
ve itiraz gelir diye kork asaydı , dışarıda kala küçük kıs ı Beytullah a ilâve et ek ve kapısı ı yere yapıştır ak
isterdim.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte, ir araya gele iki zararda ha gisi i daha hafif ise o u ter ih et e i
eşru ir yol olduğu a
delâlet vardır. Burada Hi r-i İs ail in Kâbe nin dışı da kal ası u ukaddes yapı ı esası a uygu değilse de ye i
Müslümanları herha gi ir değişikliği yadırga aları da korkularak eski duru u üzere ırakıl ası ter ih edil iştir.
Bu hadîs-i şerife ve u da " so raki e daya arak İ i )ü eyr (R.A.) Peygamber i işaret uyurduğu tarzda ye ide
Beyti Şerifi i a etti Fakat Ha a Yusuf i “ekafî, İ -i )ü eyr ile çarpış a es ası da yıkıla Kâ e yi, İsla dan önceki
durumuna ir a ederek ye ide i şa etti. Daha so ra Haru ‘eşîd, İ i )ü eyr i i a ettiği hale Kâ e yi çevirmek için
İ a Malik de fetva istedi ise de, İ a Malik eva ı da: Beyti Şerifi devlet reisleri e oyu ak ol ası da
korkarı , dedi ve üsaade et edi.
Kâ e i i ası ı u gü e kadar o defa ye ile diği elirtil iştir. İlk ö e Hazreti Ade i yaratıl ası da evvel
elekler tarafı da i a edil iştir. . defa Hazreti Âdem tarafı da , . defa Hazreti Ade in evlatları tarafı da , .
defa Hazreti İ rahi tarafı da , . A alika tarafı da , . defa Cürhü ka ilesi tarafı da , . defa Kusay tarafı da , .
defa Bi sette ö e Hazreti Peyga eri de katıl asıyla Kureyş tarafı da , . defa İ i )ü eyr tarafı da , . defa da
Ha a tarafı da i a edildi. E so ra da ye ile iş de e ek şekilde Os a lı padişahları da Bağdad fatihi “ulta
Murad i a et iştir.
477- Hazreti Aişe de rivayet edil iştir:
Ey Aişe! “e i kav i ahiliyette he üz çık ış ol asaydı, Kâbe i yıkıl ası ı e rederek o u dışarıda kalan
kıs ı ı Hi r-i İs ail i i aya dahil eder, kapısı ı yere yapıştırır, doğu ve atı kapıları olarak o a iki kapı yaptırır ve
böylece Kâbe i i ası ı İ rahi i esası a ulaştırırdı .
Mütercim:
Bu a dair izahat ayrı tılı olarak ö eki hadîste geç iştir.
478- Üsame bin Zeyd (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke-i Mükerre eye vardıkları za a Üsa e i )eyd ‘adıyallahu Anhuma)
sordu:
— Ya Resûlallah! Nereye ineceksiniz? Mekke deki evi ize i? Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
A azade Akîl, ize yer yurt u ıraktı!
Mütercim:
Hazreti Ali i ağa eyi Akîl, Mekke de kaldığı içi , gerek a ası E û Tali in ye gerekse Hazreti Peygamberin evleriyle
ülkleri e ko arak istediği gi i kulla ıştı. Esase Hazreti Ali ile kardeşi Caferi Tayyar, a aları E û Tali in ölümünde
Müslüman ulu dukları da E û Tali e varis ola a ışlardı. E û Tali i
irası, küfür üzere ulu a diğer ço ukları
Akîl ile Talib e kaldı. Tali de Bedir savaşı da kay olduğu da E û Tali i ütü
alı a Akîl varis olduğu gi i, Hazreti
Peygamber efendimize a aları Abdullah ta
iras olarak kala
ütü e lâkı, hi ret dolayısıyla olduğu gi i terk
edildiği de akra alık yö ü ile u ülkü hepsi i Akîl ele geçir iş ve sat ıştı. Diğer ir rivayete göre de, u allar
daha sonra Akîl i evladı a i tikal et iştir. “o ra Akîl i ço ukları, Hazreti Peyga eri
ülkü ü yüz i di ar
karşılığı da Ha a ı kardeşi Muha
ed i Yusuf a sat ıştır.
Bir de imam Şafii Hazretleri bu hadîs-i şerifte Mekke deki evleri ve e lâki satıl ası ve satı alı ası, iras olarak
i tikali ve u ları kiraya veril esi ve kirala ası aizdir, diye hükü çıkar ıştır.
479- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Mina da dö erke şöyle uyurdular:
Yarı i e eği iz yer, i şallah Ki a eoğulları ya a ı dir. Kureyş üşrikleri i küfür üzeri de se at et ek içi
ye i leştikleri yer .
Mütercim:
Hazreti Peygamberin Mekke den Medine ye hi retleri de ö e Kureyş ve Ki â e ka ileleri Hayf-i Benî Kinane
adı daki Muhassa se ti e gidip, Hazreti Peyga eri öldür ek içi ke dileri e tesli edi eye kadar Haşi Oğulları
ve Muttali oğulları ile alış veriş et e ek, kız alıp ver e ek ve o larla selâ laş a ak üzere sözleştiler. Bu sözleş e
metnini, içleri de Ma sur i İkri e ke di eliyle yazdı ve u u Kâbe i iç duvarı a yapıştırdılar. Müslü a lar u
şekilde üç yıl E û Tali i kesi i de kuşatıl ış ir halde kaldılar. Hazreti Peyga ere E û Tali gelerek: Ey kardeşi i
oğlu! Artık daya a aya ağı , e yaparsa ız yapı ız. “izi Kureyş i ileri gele leri e tesli et ek, zoru da kala ağı ,
dedi. Hazreti Peyga er o a şu eva ı verdi:
Muhtere a a ! Artık se
erak et e, e dişele e. Kureyş tarafı da yazılıp Kâbe i duvarı a asıla sözleş e
et i i u ge e ö ekler yiyerek ahvet iştir. A dlaş a et i de yal ız Allah ı adı kal ıştır. Ebû Talib e bu
ha eri verdikte so ra, o et i yaza Ma suru eli i çolak kaldığı ı da ildir işti. E û Tali dö üşü de Kureyş ve
Ki a e ka ileleri e şöyle dedi:
— Ey Kureyş kav i! Kardeşi oğlu Muha
ed Sallallahu Aleyhi ve Sellem ), Kâbe duvarı a asıl ış ulu a sizi
sözleş e et i i Allah tarafı da ir ö ek musallat olarak mahvettiği i a a ha er verdi ve o u yaza kâti i eli i
de çolak olduğu u ildirdi. Kardeşi oğlu u a a ha er ver iş olduğu şeylerde hiç ir za a gerçeğe aykırılık
ol a ış ve dai a doğru ol uştur. Geli , Kâbe yi açıp akalı . Eğer kardeşi oğlu u dediği gi i, gerçekten Allah ı
adı da aşkası ye iş ve ahvedil işse u tazyik ve eziyette vazgeçi iz. Yok, eğer kardeşi oğlu u hususta yala ı
ise, e de e yaparsa ız yapı ız, kardeşi oğlu u size tesli ede eği .
E û Tali i u sözleri üzeri e Kureyş ileri gele leri sevi işler ve E û Tali e: Bu defa i saf ve adalet etti , dediler.
Böylece gidip Kâbe yi açarlar. Bir de akarlar ki, asılı sayfada ulu a yazılar Allah ı is i üstes a ta a e ö ek
tarafı da ye iş, kâti i de eli çolak ol uş. Böyle e Hazreti Peyga eri
u izesi gü gi i açığa çık ış Fakat yi e
E û Cehil: Bu ir çeşit sihirdir, diye aş kaldırdı ise de Kureyş in en ileri gelenlerinden Hişa , )üheyr, )e a, Mut im ve
Ebu l-Yahza da i aret eş kişi u sözleş eyi ozdular. He e Mut im bi Adiy ayağa kalktı ve adı geçe sayfayı Kâbe
duvarı da kopararak parçaladı. İşte sözleş e izi ozduk, ugü den sonra Müslümanlar hür ve serbesttir, diyerek
Ebû Cehil e cevap verdi. O günden itibaren Müslümanlar E û Tali se ti de çıkıp ser est oldular. Lâkin Ebû Talib in
ölü ü de so ra yi e eza ve efaya aşladılar. Nihayet hi ret içi Allah ta izin geldi, Müslümanlar hicret ettiler.
Kureyş in zulü ve işke eleri de kurtuldular. Sonunda da Mekke i fethedilişi ile ütü Mekke liler İsla ol a
şerefi e kavuştular.
480- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Kabe yi Ha eş lilerde ir ılız a aklı yıka aktır.
Mütercim:
Bu a ıklı ve korku ç vak a kıya ete yakı ola aktır. Kıya et alâ etleri i
Ye cüc ve Me cüc de so ra ola ağı ilerideki hadîs-i şerifte a laşılıyor.
üyüklükleri de dir. Fakat u a ıklı olayı tâ
481- Hazreti Aişe de ‘.A. rivayet edil iştir.
Muharre ayı ı o u u gü ü ola Aşure gü ü ütü Müslümanlar oruç tutarlar ve o gün öteden beri Kâbe yeni bir
örtü ile örtülürdü. Yani her Aşure gü ü Kâbe i örtüsü ye ile irdi. Ce a ı Hak ra aza ayı da oruç tut ayı farz
kılı a, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Müslümanlara şöyle uyurdular:
Aşure gü ü oruç tut ak isteye tutsu . Tut ak iste eye de tut ası .
Mütercim:
Aşure gü ü oruç tut ak ö eleri farz idi. “o ra ra aza ı farz kılı ası ile u u hük ü kaldırıldı. Bazı ki selere göre
de, ö eleri üsteha olarak Aşure gü ü oruç tutulurdu. Şi di de öyle e deva et ektedir. Yal ız Yahudi lere
benzememek için, dokuzuncu günü veya onbirinci günü onuncu günle beraber tutmak faziletlidir. Bir de Kâbe ye örtü
yap ak adeti, ü üvvette dokuzyüz se e ö e i ad edil iş ve Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri de
eski adeti ay e ırakarak daha güzel ve daha iyi Ye e ku aşları ile Kâbe yi ört üştü. Hazreti Peyga erde so raki
dört halife devri de de öyle e yılda ir Kâbe i örtüleri ye ile irdi. Os a lıları so za a ları a kadar u hal öyle
deva et iştir. Os a lı sulta ları za a ı da, sır a ile işle eli olarak Mısır da ve Mısır evkafı a ahsu e yapıla
siyah örtü kur a ayra gü ü değiştirilirdi. Fakat siyah örtü eteği e ilâve edile eyaz ihra da i aret örtü ise,
herkes ihra da ike ye ile ir ve ihra da so ra çıkarılırdı.
Medine-i Münevvere nin Hücre-i Muattara örtüsü ise, izzat İsta ul da yaptırıldı. Bir de Kâbe nin eski örtüsü ya
ha ılar arası da ölüşülür, ya satılarak edeli hazi eye ko ur, ya da Mekke Şerifi e hediye edilirdi. Bu hususlarda
herha gi iri i tayi i hükü eti görüşü e ırakıl ıştı.
482- Ebû Saîd El-Hudri (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ye cûc ve Me cûc u çıkışı da so ra ile Kâbe de ha ve u re yapıla aktır. Şu e nin rivayetine göre:
Kâ e de ha kesili eye kadar kıya et kop aya aktır. buyrul uştur. Ne var ki E û “aid in rivayeti daha çok
tutul uştur.
Mütercim:
Bu iki rivayetin her ikisi de sahih olabilir. Çünkü Ye cûc ve Me-cüc de so ra ha yapılırsa da, daha kıya ete yakı ir
za a da ha yapıl az olur. O u içi u iki rivayet arası da çelişki yoktur. Şerkavî, şerhi de öyle de iştir, en
doğrusu u Allah ilir.
483- İ i A as ‘.A. da rivayet edil iştir:
“i siyah ve sıska a aklı ı , Kâbe i taşları ı ir ir söktüğü ü görür gi i oluyoru .
Mütercim:
Kurtubî i açıkla ası a göre, Kâbe i Ha eş liler tarafı da yıkıl ası, Hazreti İsa ı i işi de ve vefatı da so ra
ola aktır. Hatta Kur an ı kalplerde ve ushaflarda kalk ası da ve Kâ edeki Ha er-ül Esved i =siyah taşı köşesi
göğe kalktıkta so ra ola aktır. Çü kü Kâbe, yeryüzünde Allah Allah diyecek hiç bir Müslüman kal ayı aya kadar
yıkıl aya aktır. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
484- İ i-A as ‘.A. da şöyle dediği rivayet edil iştir:
Mekke nin fethinde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Harem-i şerife varı a, Kâbe içi de Kureyş
üşrikleri i ahiliyet za a ı da kal a putları ve resi leri ulu duğu da Kâbe nin içine girmek istemediler.
He e u put ve şekilleri Kâbe de dışarı çıkarıl aları ı e rettiler. Put ve şekilleri hepsi Kâbe de dışarıya çıkarıldı
ve u lar arası da Hazreti İ rahi ile Hazreti İs ail i resi leri i de çıkardılar. Bu resi leri elleri de, ahiliyet
adetleri üzere güya hayırlı ola ı, kıs et ve asi i il ek içi fal ılıkta kulla ıla gele yazılı kur a kalemleri veya çubuklar
vardı. Kale i iri de yap, diğeri de yap a; iri de hayır, diğeri de şer; iri de evet, diğeri de hayır; iri de git,
diğeri de git e gi i şeyler yazılıp hayır tarafı çıkarsa yaparlardı. Kötü taraf çıkarsa yap azlardı. İşte u fal çu ukları
elleri de olduğu halde Hazreti İ rahi ile Hazreti İs ail in resimleri Kâbe de dışarı çıkarıldığı za a u resi lere
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Allah kahretsi o ları vallahi İ rahi ile İs ail i Aleyhi esselâ
hiç ir za a
u çu uklarla ak adıkları ı
kendileri de pekâlâ biliyorlardı.
Yi e İ i A as der ki: Kâ e-i Muazzama put ve resimlerden temizlendikten sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hazretleri Kâbe ye girdi. Allahü Ek er, Allahü Ek er diyerek yal ız tek ir aldı; fakat a az kıl adı.
Mütercim:
Bilâl Ha eşî nin rivayeti de, Hazreti "Peyga er a az da kıldı, ha eri vardır. Bu u içi Kâbe içinde nafile namaz
kıl ak ittifakla aizdir. İ a Şafi îye göre farz namaz da kerâhetsiz caizdir.
İ a Malike göre farz ve üekked sü etler Kâbe içi de aiz değildir; çü kü Kâbe ni ir kıs ı a yö eli iş ve bir
kıs ı a arka veril iş olur.
485- İ i A as (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Kâbe yi tavaf ederke ir ada ı aşka ir â â ada ı iple çekerek
tavaf ettiği i gördü ve ipi eliyle kopardıkta so ra ada a şöyle uyurdu: Elinden tutarak tavaf ettir.
Mütercim:
Hazreti Peyga er, ir i sa ı hayva lar gi i yedeğe alı arak yürütül esi i hoş gör edikleri de yasakla ışlardır.
Ayrı a tavaf es ası da ile iyi şeyleri yapıl ası ı e ret ek, hoş ol aya şeylerde sakı dır ak görevi i
eşru
ulu duğu a u hadîs-i şerif delildir. Gerçekte tavaf hali de dü ya kelâ ı et ek tavafı oz az ve dü ya kelâ ı
hara değilse de, a azda i iş gi i kalp huzuru ile zikir ve dualar yap ak üsteha dır. Hatta Allah ı velileri de ir
zat Hicr-i İs ail tarafı da Kâbe de şöyle ir ses işit işti: Ya ‘a , etrafı da dü ya kelâ ı ile ko uşa i sa larda
sa a şikâyet ederim. Kâbe i öyle şikâyette ulu uş olduğu ve u u işitildiği Şerkavî şerhi de yazılıdır.
486- İ i Abbas (R.A.) a latıyor:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, herkesi içi de içtiği su ka ı a gelerek su istediler. Be de oğlu a,
Fadl! dedim. Annene git ve Resul-i Ekre Hazretleri e o u ya ı da içe ek getir. Fakat Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem Hazretleri, herkesi içtiği suyu işaret ederek: Bana su ver!. buyurdu. Ben, ya Resûlallah! dedim, ellerini
suya sokuyorlar (müsade ederse iz, size aile i ya ı da içe ek getirteyi . Hazreti Peyga er yi e:
Bana su ver! uyurdu. Be de verdi ve içtiler. “o ra ze ze kuyusu u ya ı a vardılar. Orada işçiler deva lı
olarak ha ılara kuyuda su çekip içiriyorlardı. Hazreti peyga er bunlara:
“alih a el, işliyorsu uz, çalışı ız, uyurdu ve şöyle deva etti:
Eğer ha ıları , aşı ıza üşüşüp kala alık et eleri de kork asaydı
utlaka i er ve kova ı ipi i şuraya (mübarek
o uzları ı işaret uyurdular koyardı .
Mütercim:
Bu hadisten a laşıldığı a göre, Müslümanları tü ü içi yapıla se ilde peyga erleri ve ze gi leri su iç eleri
aizdir. Bu çeşit se iller fakirler içi sadaka ise de, Peyga erlerle ze gi ler içi ediye (???) yerine geçer. Bir de içinde
herha gi ir karışık adde ulu aya suları veya yiye ekleri te iz say a a ı
ekruh olduğu a u hadîs-i şerif
işaret et ektedir.
487- Câ ir ‘.A. a latıyor:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri era eri de asha ı ol ak üzere ha iyeti ile ihra a gir işlerdi.
İçleri de yal ız Hazreti Peyga er ile Hazreti Talha ı ya ları da hedy kur a ları vardı. Hazreti Ali de Ye e
tarafı da gelirke era eri de hedy kur a ı ile gel işti. Hazreti Ali, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in ihram
iyeti e iyet ederek ihra a girdiği i Peyga ere arz et işti. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri,
era erleri de hedy kur a ı ulu aya ütü asha ı a, ha iyetleri i ifrad ha ları ı u reye çevir eleri i ve
böylece Kâbe yi tavafta so ra “afa ile Merve arası da sa y et eleri i ve o da so ra da saçları ı keserek ihra da
çık aları ı e retti. Ha ları ı öyle u reye çevril esi de asha ı kira üzüldüler ve hoş utsuzlukları ı elirttiler.
O ları u sözleri i duya Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Eğer ha ı u reye çevril esi i u kadar ağır gele eği i ö ede
ikatta evvel ihra a girerke
ileydi , e de
hedy kur a ı ı getir ezdi . Ya ı da hedy kur a ı ol asaydı, e de size e rettiği gi i ha ı ı (hac niyetimi)
u reye çevirerek yal ız u re işleri i ta a lardı ve ihra da çıkardı .
Mütercim:
Yahud, geç işi de ola işi gele eği de yapa ağı tesiri ahoş hali il iş olsaydı , de ektir. Bir de, keşke şu u
veya u u yapaydı veya yap ayaydı gi i lâfızları ı kulla ılışı, doğru ol adığı a dair hadîs varsa da, öyle hayırlı
işleri te e isi içi kulla ıl ası da ir sakı a yoktur. Yal ız dü ya işleri i elde edile e esi de dolayı üzülerek
eyvah, şöyle olaydı, öyle ol azdı. de ek ekruhtur. Çü kü u üzü tü Ce a ı Hakka tevekkülü ve kaza ve kadere
ola i a ı zafiyeti de ileri gelir, dediler.
488- İ i A as dan (R.A.) rivayet edil iştir:
Veda ha ı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Arafat tan dönüp Müzdelife ye gelirken arkadan azı
ki seleri develeri i kır açlayarak gürültü ve süratle ilerledikleri i görü e şöyle uyurdular:
Ey i sa lar! “ükû eti uhafaza edi iz; zira iyilik ve ihsa , öyle develeri seğirttir ekle ol az.
489- Abdullah (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Bu iki a azı , akşa ile yatsı ı vakitleri u yere Müzdelife ye çevril iştir. Bu u içi yatsı vaktinden önce
Müzdelife ye gel esi ler. “a ah a azı da fe ri ilk doğuşu da erke saatte kılı ır.
Mütercim:
Ha efî ezhe i e göre, iki a azı ir arada kılı ası Arafat ile Müzdelife de olur. Öğle ile iki di a azları irlikte ve
öğle vakti de ikişer rekât olarak Arafat ta kılı ır. Akşa ve yatsı a azları da Müzdelife de yatsı vakti de ir arada,
ö e akşa üç rekât ve arkası da da yatsı iki rekât olarak kılı ır.
Şafii ezhe i e göre, yol uluk sefer hali de ola ki seye her za a öğle ile iki di a azları ı ve akşa ile yatsı
a azları ı ö e al ak veya geriye ırak ak suretiyle ir arada kıl ak aizdir.
490- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Veda Ha ı es ası da ir ada ı kur a lık devesi i ö ü e katarak ve
ke disi arkası da yaya olarak git ekte olduğu u görü e, o a şöyle uyurdular:
Devene bin! Adam: Ya Resûlallah u e i kur a lık hedyi dir, dedi. Hazreti Peyga er:
Devene bin, buyurdu. Adam tekrar: Ya Resûlallah, u e i kur a lığı dır i ek hayva ı değildir, dedi. Hazreti
Peygamber yine ona: Yazıklar olsu ! devene bin. buyurdular.
Mütercim:
)aruret ve ihtiyaç hali de kur a lık hedy deveye i ek ittifakla aizdir. İhtiyaç ve zaruret ol aksızı İ a
göre i ek aiz değildir. Bazı ezhe lerde utlak olarak ir kayıt ko aksızı aizdir.
Azam a
491- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
“izde ha gi iz hedy kur a ı ı era eri de götürdü ise, ha ı ı ta a layı aya kadar ihra se e iyle ke disi e
haram ola şeyler o a helâl ol aya aktır. Ha gi iz de hedy kur a ı era eri de getir e işse ha ı ı u reye
çevirerek) Kâbe yi tavaf etsi , “afa ve Merve arası da sa y etsi , so ra saçları ı kısaltıp ihra da çıksı . “o ra ha içi
(niyet ederek) ihrama girsin. Ki de kur a kese ezse ha es ası da üç gü ve e leketi e dö ü e yedi gü ol ak
üzere tam on gün oruç tutsun.
Mütercim:
Bu, ha ı u reye çevril esi hususu, ha ayları da u re i
eşru ulu duğu u tespit içindir. Hatta bu hususta
Sürâka (‘adıyallahu Anh): Ya Resûlallah! Böyle u re yapıl ası yal ız size yahut bu seneye ait bir keyfiyet midir? diye
sorunca, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem : Hayır, deva lıdır uyurdular. Herkes içi her za a kıya ete
kadar hac mevsiminde de umre niyeti ile ihram caizdir.
Bir de te ettü oru u o gü dür. Fakat u halde zilhi e i altı ı gü ü ha iyeti ile ihra a gir eli, yedi i, sekizi i
ve dokuzu u gü leri üç gü oruç tut alı. “o ra yedi gü ü ü, vata ı a dö üp evi e varı a tut alı. “efer hali de
yolda tutması aiz değildir. Böyle e te ettü veya Kıra ha ları da dolayı kese ediği gerekli şükür kur a ı, yeri e
getiril iş sayılır.
492- Câ ir ‘.A. a latıyor;
Biz, kes iş olduğu uz kur a ları ızı etleri i Mi a gü leri de üç gü yerdik. Üç gü de so ra yiyemezdik, (arta
kala ı uhtaçlara dağıtırdık . “o ra u etleri sakla ak içi Hazreti Peyga er ize izi verdi ve şöyle uyurdu:
Kur a etleri izde Yiyi iz ve saklayı ız azık edi i iz . Sonra biz de yedik, hem de kurutarak veya kavurma yaparak
sakladık.
Mütercim:
Kurban etlerini saklamak ittifakla caizdir. Fakat imam Şafii Hazretleri e göre, hiç ol azsa ir iktarı ı fakire veril esi
lazı dır.
493- İ i Ömer (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Veda Ha ı da Mi a da ihra da çık ak içi saçı ı tıraş ettirdi ve
öyle tıraş ola lara:
Allah ı ! Başları ı tıraş edenlere merhamet eyle! diye dua etti ashapta ir kıs ı ya Resûlallah saçları ı kısalta lara
da dua buyur, dediler Hazreti Peygamber:
Allah ı ! Başları ı tıraş edenlere merhamet eyle! buyurdu. Ashap tekrar: Ya Resûlallah, saçları ı kısalta lara da dua
buyur, dediler. Hazreti Peygamber üçüncü defada:
Allah ı ! “açları ı kısalta lara da erha et eyle ! diye dua etti. Diğer ir rivayete göre de üç defa
Allah ı , saçları ı tıraş edenlere merhamet eyle ve dördüncüde “açları ı kısalta lara! diye dua et iştir.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mina da tıraş oldukları vakit saçları ı her ir kılı ı ütü ashap ta
ir rağ et
ile topladılar ve kapıştılar. Diğer za a larda da irkaç defa tıraş oldukları gi i, ü arek sakalı ı ka zesi de
tuta ı da fazlası ı aldırırlardı. İşte ziyaret et ekte olduğu uz “akal-ı Şerifleri, saçlarda ve sakal kısalt aları da
topla arak za a za a dağıtıla gele lerdir. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i
ü arek ir kılı,
dü ya ve dü yadakilere de k olduğu a dair Buhari de ir fıkra ev uttur. Ta iî in büyüklerinden birine, Enes bin
Malik i ço ukları ya ı da “akal-ı Şerif de ir iktar ulu duğu ha eri verilince: Vallahi, Peygambere ait bir tane tüy
ya ı da olsaydı, dü ya ve içi dekiler karşılığı da ver ezdi , de iş!
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-269
UMRE ÖMRE BAH“İ
494- Ebû Hureyre (R.A.) den rivayet edil iştir:
iki u re arası da işle e gü ahlara u re kefaret olur. Ha ı e rûr riyasız ve gü ahsız yapıla ha u e ette
aşka ükâfatı yoktur.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem hicretten önce Mekke de her yıl ha ederlerdi. Fakat hi retlerinden sonra Veda
Ha ı diye şöhret ula ha da aşka farz ha et e iştir. Fakat u Veda Ha ı da u re de yaptıkları da u u re
dâhil dört kez u re iyeti ile ihra a gir işlerdir. Biri isi Hudey iye yılı da, iki isi Hudey iye arışı ı gereği üzere
ertesi yılda, üçü üsü Hu ey gazası da dö üşleri de ve dördü üsü de Veda Ha ı da ir ihra da ha ile u reyi
topla aları suretiyle ol uştur. A ak Hudey iye arışı yapıldığı yılda u re, ili diği gi i ta a la a a ış, ertesi yıla
ırakıl ıştı.
495- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Ha da so ra kardeşi le u re içi Hare dışı daki Te i e giderke a a Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Senin bu umrenin seva ı, yaptığı
asraf veya zah et ve yoğu luğu dere esi e göredir.
Umre, seva ı ve ükâfatı çok ola ir i adettir. “eva ı dere esi de, i sa ı yorgu luğu a göre artar ve değişir; o u
içi u yorgu lukta üzül e, diye Hazreti Aişe uyarıl ıştır.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte a laşıldığı a göre, uzak yerlerde yapıla ihra ı seva ı, Mekke ye yakı ola
ikatlarda edile
ihra ı seva ı da daha çoktur. Fakat vakti
üsait ol a ası se e iyle Hazreti Aişe ye Ten im den umre etmesi
e redil işti.
496- İ i Ömer (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem gazadan yahut hac ve umrede dö erke , yolda dağ ve tepe gi i her yüksek
yere çıkı a: Allahu Ekber, diyerek üç defa tek ir alır ve so ra şöyle uyururdu:
Allah her şeyde üyüktür, Allah her şeyde üyüktür, Allah her şeyde üyüktür . Allah ta aşka i adet edile ek
hiç bir ilâh yoktur ve o irdir. Ortağı yoktur. Bütü
ülk O u dur. Bütü ha dler o a ahsustur. O, her şeye kâdirdir.
Yol uluğu uzda
uvahhid töv ekarlar olarak, taat ve i adet üzere ve ‘a i ize se de ederek, ha d ederek
dö üyoruz. Di i
uzaffer ola ağı a dair olan vaadi gerçekleşti ve kulu a zafer verdi. Bizzat ke disi ortağı ol aksızı
ölük ölük düş a ları ızı perişa etti. Ya i, Ce a ı Hak Bedir de, Hendek de, Huneyn vak ası da düş a ları ızı
perişa etti de, şi di iz yollarda ser est olarak e iyet ve güven içinde yürüyoruz, hac ve gazadan dönüyoruz.
Mütercim:
Bu tek ir ve duaları, ha a veya gazaya gidip gele her şahsı , yahut seferde ulu a ları yüksek yerlere çıktıkça
oku aları üsteha dır.
497- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Sefer yol uluk , aza da ir parçadır; çü kü sizi ye eği izde , iç e izde ve uyku uzda alıkoyar. O halde yol u
ola iri iz işi i itirir itir ez evi e dö esi içi a ele etsi .
Mütercim:
Ha ve ti aret gi i eşru aksadlarla i sa ı yol uluğa çık ası ir evi aza ve sıkı tıdır. Çü kü i sa yol uluk hali de
istediği şeyleri ula az, yorgu luk çeker, açlık ve sıkı tı çeker, uykusuz kalır.
498- Kâb bin Ucre (R.A.) der ki:
Hudey iye a laş ası yaptığı ız yılda hepi iz u re iyeti ile ihra a gir iştik. Bir ara itle di ve aşı da itler
ak ağa aşla ış ike Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ya ı ıza teşrif ederek u duru u u gördü. Ba a şöyle
buyurdu:
Bu ö ekleri se i rahatsız ediyor u? Ben de: Evet, ya Resûlallah! dedi , rahatsız ediyorlar. Hazreti Peygamber: O
halde he e aşı ı tıraş et. Sonra üç gün (kefaret olarak) oruç tut yahut altı fakire irer fitre iktarı sadaka ver yahut
gü ü yettiği e, tıraşı da dolayı kefaret olarak ir kur a kes. buyurdu.
Kâb bin ucre diyor ki:
— Sizden kim hasta olursa yahut aşı da ir şikayeti ulu ursa... ayeti elilesi e i hakkı da azil ol uştur. Fakat
e i hakkı da azil ol akla era er hükü herkes içi geçerlidir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-272
AV BAH“İ
499- Ebû Katâde de ‘.A. rivayet edil iştir:
Hudeybiye senesinde biz Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Medine den Mekke ye giderke , izi Mekke şehri e
sok a ak içi düş a ı hazırladığı ha eri geldi. Hazreti Peyga er e i irkaç arkadaşla era er düş a ı tutu ve
harekâtı ı keşif içi düş a ı ı ulu duğu yö e gö der işti. Arkadaşları ı ir kıs ı u re içi ihra a gir işlerdi;
fakat e he üz ihra a gir e işti . Bu görevle yolda giderke ya a i ir eşek ola ir av hayva ı a rastladık. A ak
bu av hayva ı ı e de ö e ihra da ulu a arkadaşları gördüler. Bu lar ihra da oldukları içi a a işaret
ede iyorlardı; fakat keşke e görse de o u avlasa diye arzu ediyorlardı ve ir irleri e akarak gülüşüyorlardı.
Nihayet e o ya a î eşeği gördü ; he e
ızrağı ile vurdu , düşürdü . Arkadaşları ihra da oldukları da
a a yardı da ulu a adılar. Ke di hayva ı oğazladı , derisi i yüzdü . Eti i pişirerek arkadaşlarla irlikte yedik.
Ya ı ızda kala ir iktar et ile Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ya ı a dö dük ve duru u a lattık: Ya
Resûlallah, iz ir ya a eşeği avladık ve eti de yedik. Şi di de ya ı ızda o ette kal a ir
Peyga er iz ihra lılara hita e :
İhra da ol aya ki se i av eti de hepi iz yiyi iz! Size helâldir, buyurdu.
iktar vardır. Hazreti
500- Ebû Katâde (K.A.) de rivayet edil iştir:
Ebû Katâde i ya a eşeği i asıl avladığı ı öğre ek içi Hazreti Peyga er sordu:
İhra da ulu a sizde herha gi iri iz Katade ye o hayva ı avla ak içi delâlet yahut işaret et iş miydi?
Katâde i arkadaşları dediler ki: Hayır, hiç iri iz o a e söz söyledik ve e de işaret ettik. “o ra Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:
O halde hayva ı arta kala eti de yiyi iz! diğer ir rivayete göre: O eti yiyiniz, helaldir. buyurdular.
Mütercim:
İhra hali de ola ki se i de iz hayva ları da aşka kara hayva ları ı avla ası ittifakla hara dır; eti de ye esi
de hara dır. Fakat ihra da ol aya ki se i avladığı av hayva ı ı eti de ihra da ola ı ye esi e âlimlerin
ihtilafı vardır. İ a Aza a göre bu hadîs-i şerifi delâleti ile, ihra da ola ları hiç ir söz ve işaret yardı ları
ol aksızı ihra da ol aya ir ki se i avladığı av eti de ihra da ola ları da ye esi aizdir. Fakat ihra dakileri
herhangi bir delâlet ve işaretleri ol uşsa, delâlet veya işaret ede lere kefaret lazı gelir. İ a Şafii ve İ a Malik e
göre, hükü yi e öyle ise de ihra da ol aya ir ki se ihra da ola lar içi avla ışsa — ister ihra da ulu a ları
emir ve izni ile olsun, ister bilgileri dışı da olsun – ihramdakiler için av eti haram olur. Bir de Şafii mezhebinde,
ihra dakileri delâlet ve işareti de dolayı ir eza gerek ez; fakat yi e hara dır.
501- Sa b bin Cessâme (R.A.) den rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ha içi ihra a gir işke Cuhfe ye yakı E vâ yahud Veddan
adı daki yerlerde iri de “a i i Cessa e tarafı da ke dileri e av eti hediye edil işti. Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem u av ya a eşeği eti i ka ul et eyip “a b Hazretlerine geri çevirdi. Hediye i ka ul edil eyişi de
Sa b ı yüzü de elire üzü tü alâ eti i Hazreti Peyga er görü e o a şöyle uyurdular:
Biz, ihra da olduğu uz içi u av eti i sa a geri çevirdik.
Mütercim:
Bazı âlimler bu hadîs-i şerife daya arak ihra da ol aya ki se i ihra da ola lar içi avladıkları hayva eti de
ihra dakiler yiye ezler, hara dır hük ü ü ver işlerdir.
502- Hazreti Aişe den (R.A.) rivayet edil iştir:
Hare hudutları içi de Mekke dolayları da hare çevresi olarak tespit edile yerlerin dahilindeki bölgelerde)
zararlı ola eş tür hayva öldürülür. Karga, çaylak, akrep, fare ve kuduz köpek.
Mütercim:
Hadis-i şerif açıkla aları da ulu a âlimler, Hare dahili de öldürül esi yasak ol aya hayva lar yal ız u eş
hayvandan ibaret değildir, diyorlar. Beş ta esi ör ek olarak söyle iştir. İ sa lara ve eki lere zararlı ola hayva ları
öldür ek helaldir. Yıla , kurt, asla gi i, zararlı ve yırtı ı hayva lar Hare dahili de öldürüle ilir. Fakat azı hayvanlar
vardır ki, zarar ve ziya ı hali de öldürül esi aiz ise de, zararlı duru u dışı da sebepsiz öldürül eleri aiz değildir.
Ekinlere musallat olan azı kuşlar da u ka ilde olsa gerektir. E doğruyu Allah ilir.
503- Abdullah bin Mes ud ‘.A. a latır: Biz, ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile ha içi ihra a gir iştik. Arefe
gecesi Arafat a giderken Mina da ir ağaraya i iştik. O ağarada Hazreti Peyga ere Ve l-Mürselâti sûresi nazil
oldu. Bu sureyi Hazreti Peyga eri
ü arek ağzı da he üz taze taze alırke ve o u
ü arek dudakları da
he üz, tükürük kuru a ışke üzeri ize kosko a ir yıla sıçradı. Hazreti Peyga er ize: Yıla ı öldürü ! buyurdu.
Biz yıla ı öldür ek içi he e harekete geçtikse de yıla izde kurtularak kaçtı. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er
şöyle uyurdu:
“iz o yıla ı şerri de kurtuldu uz; o da sizi şerri izde kurtuldu.
Mütercim:
İhra hali de ike ile yıla gi i zararlı hayva ları öldür e i aiz olduğu a u hadîs-i şerif delildir.
504- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri keler üyük kerte kele hakkı da:
)ararlı ir hayva ıktır! buyurduğu u ke di kulağı la işitti .
Mütercim:
Hadîs âlimleri diyorlar ki, keler hakkı da hazreti Peyga er O zararlı ir hayva ıktır
öldürmek caizdir.
505- İ
i Abbas (R.A.) der ki:
uyurduğu a göre, o u
Mekke fethedildiği gü Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri hepimize hitaben:
Artık u da öyle hi ret yoktur; a ak ihad ve iyi iyet vardır. “iz Hak yolu da topta savaşa çağrıldığı ız za a ,
savaşa çıkı ız, buyurdular.
Mütercim:
Mekke fethedilmekle İsla diyarı olduğu da artık u da
öyle Mekke den Medine ye hicret etmeye lüzum
kal a ıştır. Fakat erede ulu ursa ız ulu u uz, askerliğe ve ihada çağrıldığı ız zama
u çağrıya koşu uz,
demektir.
Bir de, küfür e leketi ola yerde İsla diyarı a hi reti vü u u kıya ete kadar akîdir. Fakat İsla diyarı ile küfür
diyarı ha gi yerlere söyle ir? Bu hususta müçtehit i a lar ihtilaf ettiler. İ a Şafii Hazretlerine göre, bir defa bir yer
fetih ve işgal suretiyle Müslümanları eli e ve ülkiyeti e geçtikte so ra tekrar kâfirleri eli e geçse ile, küfür diyarı
hük ü e geç ez; orası kıya ete kadar İsla diyarı olarak kalır. Orada İsla ehlinden bir ferd kalsa dahi yine İsla
diyarıdır. Ö e İsla diyarı ola ir yer, o da so ra e ediye küfür diyarı ol az de işlerdir. Bütü İsla ülkeleri
İsla dır, a la ı ı taşır.
İ a ı Aza
ezhe i e göre: Bir e lekette İsla kaideleri uygula ak şartı ile e az üç kişi ulu ursa o yer İsla
diyarıdır.
506- Enes bin Malik (R.A.) der ki:
Mekke nin fethinde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
ü arek aşları da iğfer adı verile çelik aşlık
ulu arak şehre gir işti. Fetih ta a la dıkta so ra iğferi çıkardılar. “o ra iri gelip Hazreti Peyga ere şu ha eri
verdi: Nerede yakala ırsa öldürülsü ! diye e rettiği iz İ i Hatal, Kâbe i örtüsü e sarıl ış olarak Hare de
bulunuyor. Bunun üzerine Hazreti Peygamber:
(Nerede olursa olsun), onu öldürünüz, buyurdu. Sonra Zemzem kuyusu ile Makam-ı İ rahi arası da u kâfiri
öldürdüler.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi delaletiyle İ a Malik içtihatları da, derler ki, kısas ve u a e zer şer i ezaları Hare hudutları
içi de uygula ası aizdir. İ a Aza a göre aiz değildir. Kısas içi Hâre hudutları dışı a çıkıl ası gerekir. Bu
hadîs-i şerif, Mekke nin fethi gününe mahsustur.
Adı geçe İ i Hatal ı öldürül esi i se e i şu: Bu ada Medi e ye gelip Peygamberin huzurunda Müslüman ol uş,
ike , zekât ve öşür topla aya e ur olarak gö derildikleri ir eldede arkadaşı ı öldür üş ve Mekke ye kaç ış,
öyle e İsla di i de çık ıştı. Ayrı a çeşitli hi ivler yaparak peyga erleri aleyhi de ulu uş ve o a dil uzat ıştı.
İ a Malik i içtihadı a göre, u hadîs-i şerifi delaleti ile peyga eri kötüleyip hicvedenin hemen öldürülmesi
gerekir. Tevbe etmesi onu idamdan kurtarmaz.
507- İ i A as (R.A.) der ki:
Cühey e ka ilesi de ir kadı Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gelip dedi ki: Ey Allah ı ‘esulü, e i a e
ha ada ıştı; fakat ha ede ede öldü. Şi di e a e içi ha edeyi
i? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle uyurdu:
Evet, annen için haccet! Annenin zimmetinde bir borç bulunsa onun yerine bu borcu ödemeyi gerekli bulur muydun?
Allah a ola orçları ödeyi iz! Allah a karşı ola orçlar, öde eye daha layıktır.
508- İ i A as (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Veda Ha ı da Medi e ye dö dükleri de Ü
ü “i a adı da yaşlı
ve saliha ir kadı a sordular; Ha da se i alıkoya e gel nedir, (bizimle neden hac etmedin?) Ümmü Sinan
evapları da: Ya Resûlallah, devemizin birine kocam bindi ve Peygamberle beraber hacca gitti. Devemizin birini de
ahçeyi sula ak içi ahçe dola ı da çalıştırıyoruz. O u içi Peyga erle ha et ek şerefi de
ahru kaldı ,
dedi. Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Ramazan da yapıla u re aiyeti de yapıla ha yeri e geçer. Maiyeti de ha et ekte
ahru oldu sa da
‘a aza ayı da ir u re yaparak ay ı seva a erişirsi .
Mütercim:
Gerçekte ‘a aza ayı da yapıla ir u re i seva ı, peyga erle era er yapıla ha gi idir. A ak u re yap akla
farz ola ha düş üş ol az. Ayrı a farz ha ı ha
evsi i de yeri e getiril esi gerekir. Bir değil, i kere u re
et iş olsa, farz ha düş ez.
509- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir kadı , ya ı da ko ası yahut ahre i ulu aksızı iki gü lük yol uluğa çıka az. ‘a aza ve Kur a ayra ları
ola iki gü oruç tutul az. İki a azda so ra da a az kılı az. İki dide so ra, gü eş atıncaya kadar (nafile
a az ve sa ah a azı da so ra gü eş doğup ir ızrak oyu yükseli eye kadar. Üç es idde aşkası içi yola
(sefere) çıkıla az: Mes id-i Haram, benim (Medine deki) mescidim, ve Mescid-i Aksa.
Mütercim:
Ha efi ezhe i de ir kadı era eri de ko ası veya ir ahre i ol aksızı ha a gide ez. Şafii mezhebinde yollar
güve altı da ise, ke disi de e i duru da ise, o u gi i ir kaç arkadaş ulu a iliyorsa irlikte yal ız farz ha içi
gide ilir; aşka ziyaretlere gide ez.
Bir de burada iki gü lük esafe diye rivayet edil iş, aşka yerde yi e Buharî de bir günlük mesafe diye rivayet
edil iştir: Hatta ir gü lük değil, örf ve adette uzak olsu veya yakı olsu sefer de ile yere ahre siz ir kadı ı
çık ası aiz değildir. İster kadı genç olsun, ister ihtiyar olsun...
510- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ha yolu da ir ihtiyar ada gördü ki, iki kişi i o uzları a daya arak yürüyor.
Bunun üzerine: Bu ada ı derdi e, u a e ol uş ? diye sordular. Ada ı ya ı dakiler: Ya Resûlallah, dediler, bu
ada ağız yaya olarak ha et eyi, Kâbe yi ziyaret et eyi ada ıştı, yoruldu ve u halde yürü ek zoru da kaldı.
Hazreti Peygamber:
Bu ada ı ke di efsi e işke e et esi e Allah ı hiç ihtiya ı yoktur buyurdular ve bir hayvana bindirilmesini
emrettiler.
511- Ukbe bin Âmir (R.A.) der ki:
Kız kardeşi Kâbe yi yaya olarak ziyaret et eyi ada ıştı. “o ra kız kardeşi i u adağı ı Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem e sordu . Ba a eva e şöyle uyurdular:
He şire iz yaya da yürüsü , hayva a da i si .
Mütercim:
Allah için yaya olarak Kâbe yi ziyaret et ek ha et ek üzeri e orç olsu diye adak ezir yapa ki se i u adağı
yerine getirmesi gerekir. Ancak buna gücü yetmezse hayvana biner ve bir koyu kur a eder. Fakat ir ki se yalı
ayak ha a git eyi ada ış olsa, yalı ayaklık ir i adet sayıla aya ağı da u adağı yeri e getiril esi gerek ez.
Hanefî ve Şafii ezhe leri de, hayva a vasıtaya i erek ha edil esi, yaya ha edil esi de daha faziletlidir. Şükür
erte esi ise, sa ır erte esi de daha üstü dür.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-280
MEDİNE’NİN HAREMİ BAH“İ
512- Enes de ‘.A. rivayet edil iştir:
Medine i Münevvere i şurası da şurası a kadar ola yeri Uhud dağı ile Ayr dağı arası Hare dir. Bu bölgenin
ağaçları kesil ez urada ye i ir şey i ad edil ez. Ki
u Hare de bir bidat meydana getirirse, Allah ı , elekleri ve
ütü i sa ları la eti o u üzeri e olsu .
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif İ a Şafii Hazretlerinin delili olup, Medine i Münevvere i gösterile çevre dahili, tıpkı Mekke nin
Harem i gi i ukaddestir. Bu hudutlar içi de av yapıl ası ve ke diliği de yetiş iş ola ağaçları kesil esi yasaktır.
A ak u ları yap akla ir eza veya taz i gerek ez. Çü kü Medi e şehri, Mekke gi i ha ve e âsik yeri değildir.
Hanefi Mezhebinde de Medine muhterem bir yerdir; fakat Mekke i hare i gi i değildir. O u içi Medi e de av
avla ak ve ağaçları ı kesil esi yasak değildir. Bu hadîs-i şerifte ola yasakla a ise, Medi e çevresi i güzelliği i
koru ak ve hava ı te izliği i te i et ek içi dir.
İ a Malik e göre, Medine-i Münevvere Mekke-i Mükerreme den daha faziletlidir.
513- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Medine nin iki kara taşlığı e i dili le hare kılı ıştır. Ebû Hureyre Hazreti Peygamberin Medine dışı da oturan
Harise Oğulları a şöyle uyurduğu u rivayet et iştir:
Harisoğulları! “izi Hare in dışı da kaldığı ız ı sa ılıyor? Hayır, siz Hare hudutları içi desi iz.
Mütercim:
Medi e şehri dışı da iki sıra hali de taşlık tepe ikler vardır, u kara taşlıkları irisi Medi e i doğusu da, diğeri
atısı dadır, Medi e şehri u iki taşlığı arası da ulu uyor. Hak Teâlâ Hazretleri u iki sıra taşlı tepe ikler arası ı
Hazreti Peyga er hür eti e uhtere kıl ıştır. İ a Müsli in rivayetine göre Medine-i Münevvere nin harem
hududu, merkezden itibaren on iki mil karedir. Bu hadîs-i şerifi rivayet ede E û Hureyre der ki: Uhud dağı eteği de
şehit olarak yatan Hazreti Hamza ı atısı da Harise Oğulları oturuyordu. Hazreti Peyga er u ka ileye vardığı da
onlara hitaben: Ey Harise Oğulları! sizi
ahalle izi Hare hudutları dışı da kaldığı sa ılıyordu. Oysa siz Hare
hudutları içi desi iz. uyurdu. Bu so ifadede a laşıldığına göre, bir âlim ve müçtehid, kuvvetli bir ihtimale
daya arak verdiği ir hükü de ya ıldığı ı görürse so ra düzeltip, ö eki hük ü de dö esi gereklidir.
514- Hazreti Ali de rivayet edil iştir:
Medine, Âir den falan yere kadar Harem dir. Her kim bu çevre içinde bir yenilik icad eder veya bunu icad edeni
arı dırırsa Allah ı , elekleri ve ütü i sa ları la eti o u üzeri e olsu . O ki se i i adeti ka ul ol az, veya
özrü ve şehadeti ka ul ol az . Müslü a ları zi
eti irdir
üşterek zi
etlidirler). Her kim, bir Müslümanı
taahhüdünü ihlal ederse (bozarsa) Allah ı , elekleri ve ütü i sa ları la eti o ki se i üzeri e olsu . O u da
i adeti ka ul ol az. Her ki , ağlı olduğu kişileri iz i ol aksızı aşka ir e aate ağla ırsa Allah ı , eleklerin ve
ütü i sa ları la eti o u üzeri e olsu . O u da i adeti ka ul olu az.
515- Ebû Hureyre (R.A.)den rivayet edil iştir:
Ba a ke tleri yiye ke di e ağlaya
ir ke tte yerleş e e redildi. Adı a Yesri diyorlar. Şi di ise Medi e dir.
Bu Medi e, de ir i körüğü de iri pası ı asıl giderirse si esi de kötü i sa ları öyle e yok eder.
Mütercim:
Bu Hadîs-i şerif Hazreti Peyga eri saadet devri de ola
ü afık ve fasık ki seler hakkı da varit ol uştur. Yahut
ahir za a da De al çıkı a o a uyacaklara aittir; çünkü Medine yi eşru ir aksad içi terkedip aşka yerlere
gide ler hakkı da ol ası ü kü değildir. )ira saadet devri de so ra Hazreti Ali ile Medi e yi ırakıp Kûfe yi hilâfet
erkezi edi işti. Ce etle üjdele e o kişide E û Ubeyde, Zübeyir ve Talha Hazretleri de Medine de çıkıp ki i
Şa a, ki i Küfe iheti e git işlerdir. Yi e Muaz i Ce el, İ i Mes ud ve Ammar bin Yasir gibi ashaptan büyük zatlar
Medine yi ırakıp çık ışlardır. O halde u Hadîs-i şerif özellikle irtakı i sa lar hakkı da uayye ir vakit içi varit
ol uştur. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
Bazı âlimler bu hadîs-i şerifte Medi e i diğer ütü İsla ülkeleri üzeri e üstü lüğü ü, hatta Mekke den de daha
faziletli olduğu u söyleyerek hükü çıkar ışlardır; çünkü Mekke yi İsla ülkesi e soka ve ke di e ağlaya yi e
Medine dir. Fakat İ a Malik Hazretleri de aşka âlimleri çoğu a göre Mekke-i Mükerrem e daha faziletlidir.
Mekke yi fethede leri yi e çoğu Mekke de hi ret et iş ola
uha irler idi. Niteki
ütü i sa ları kı le yeri ola
Kâbe Mekke dedir. Sonra, İsla ın temel ibadetlerinden biri olan hac da Mekke yi ziyaret, Kâbe yi tavaf, Arafat ta vakfe
ile yerine getiriliyor. Ay ı za a da ötede eri Mekke, Allah tarafı da Hare kılı ıştır. Dü ya üzerinde ibadethane
ve mescit olarak ilk i şa edile Kâbe de Mekke dedir. Bu Hare hudutları içi de av yapıl ası, ağaçları ı kesil esi
hara kılı ış ve u suçları işleye lere eza uygula a gel iştir. Ayrı a u şehir hakkı da: Kim buraya girerse, emin
olur,
eali de ayeti keri e vardır. Yi e Mekke de işle e gü ahlar, diğer yerlerde işle e gü ahlarda üyük olur.
Fakat Medine de Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ka ri şerifleri i ulu duğu ‘avza-i Mutahhara yeri, değil
Mekke i Mükerreme den, Kâbe-i Muazzama da daha faziletlidir, dediler. Hatta Arş-ı Alâ dan bile daha faziletlidir, diye
söyle işlerdir. Böyle e ütü peyga erleri
ü arek esedleri ve ukaddes ruhları se ada ol akla, yeryüzü de
şerefli vücutları ı
ulu duğu yer arzı diğer yerleri de daha faziletlidir. “e ada da ruhları ı
ulu duğu yer,
se a ı diğer yerleri de daha faziletlidir, de işlerdir. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
516- Ebû Hûmeyd Saîdî (R.A.) der ki:
Te ük savaşı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile dö erke uzakta Medi e şehri i gördüğü üz
zaman, Hazreti Peygamber Medineyi göstererek: Şu, Ta e dir buyurdu. (Medine-i Tayyibe dir.)
Mütercim:
Medi e şehri i ir kaç is i vardır. Tayyi e, Tâ e, Tâi . Bu üç isi , Medi e arazisi güzel kokulu olduğu da u
eldeye veril iş adlardır. Yahut havası ve suyu güzel olduğu da veril iş isi lerdir, de iştir. Bir is i de Beytu rResûl ve Medinetü r-‘esûldür. Ayrı a Hare ve Hare -i ‘esul gi i daha ir çok isi leri vardır, ilk adı Yesri dir. Kırk
kadar is i olduğu söyle ir. Kur an-ı Keri de ve azı hadîs-i şeriflerde Yesri olarak adı geçer. İlk ö e Medi e şehri i
kuran Amalika lılarda Yesri adı da ir ki se idi. O u adı ile isi le dirildi. Fakat u isi fesad ozuk ir a a
taşıdığı da öyle çirki ir is i Hazreti Peyga er adetleri üzere Tâ e, Medi e ve Tayyi e gi i isi lere çevir işler ve
Yesri adı ı hoş gör e işlerdir. Ayeti Keri e de Yesri olarak geç esi, ü afıkları sözleri i hikâyede ibarettir.
Nitekim ayeti kerimede : Hani o Hendek savaşa da ü afıklarda ir ölük: Ey Yesri Medi e halkı, urası sizi
dura ağı ız yer değil, he e dö ü savaşta , diyorlardı, şekli dedir. Geçe hadîs-i şerifte de: Onlar, Medine ye
Yesri diyorlardı. buyrulmakla bu Yesrib isminin İsla da muteber ol adığı a laşıl aktadır.
517- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Medine yi, e güzel gü leri de terkedip çıka aklardır. Şehre ya a îlerde yırtı ı ya a hayva ları ı ve kuşları
kastediyorlar aşkası gir eye ektir. Medi e ye kaldırıla akları en sonuncusu Müzeyne kabilesinden iki çoban olacak
ve bunlar sürülerini Medine ye doğru haykırtı ile süre ekler ve Medi e şehri i ir takı vahşi hayva larla dolu
ula aklardır. Bu iki ço a da Medi e ke arı da Şe iyyetü l-Veda adı daki yere vardıkları zaman yüzükoyun
düşe eklerdir, öle eklerdir .
Mütercim:
E kuvvetli görüşe göre, u a ıklı olay kıya et kop ası a yakı ve “ûra üfle esi de kısa ir üddet ö e ola aktır.
Çü kü yeryüzü de e so hara ola ak ve halkı tüke e ek ola Medi e olduğu a dair hadîs-i şerifler vardır. Gerçi
Yezîdî ler za a ı da Medi e de a ıklı ir şekilde katlia ol uştur. Bir gü de o i Müslüman erkek ve kadı
öldürül üş, geri kala halk dağlara kaç ış ve vadilere sığı ış ise de, üs ütü oş kal a ıştır. Bu ço a olayı da
geç e iştir. Gerçi u ço a fıkrası ı aşlı aşı a ir hadîs i iş gi i sa ışlarsa da, doğrusu ütü ü ir hadistir. Bir
hadîs ka ul edildiği takdirde de, he üz öyle ir olay geç ediği ili ektedir. İki i ihti ale göre sözü geçe a ıklı
olay geç iştir, demek de caiz olabilir. Çünkü Yevm-i Hırre felâket gü ü diye adla dırıla o a ıklı olayda Medi e de
o i kişi öldürül üştü.
518- Süfyan bin Züheyr (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ye e fethedile ek ve u fetihte so ra azıları sessiz e Medi e ye dönüp aileleri i ve ke dileri e uya ları alarak
Yemene döneceklerdir. Hâlbuki il iş olsalar, Medi e o lar içi daha hayırlıdır. Şa da feth edile ek ve azıları
sessizce Medine ye gelerek aileleri i ve ke dileri e uya ları alıp Şa a götüreceklerdir Hâlbuki bil iş olsalar, Medi e
o lar içi daha hayırlıdır. Irak da feth edile ek ve azıları sessiz e Medi e ye gelecekler, ailelerini ve kendilerine
uya ları alıp tekrar Irak a dönecektedir. Hâlbuki il iş olsalar, Medi e o lar içi daha hayırlıdır.
Mütercim:
Bu ha er Hazreti Peyga eri üyük u izeleri de dir. )ira u sıraya göre ö e Ye e ölgesi, so ra Şa
ölgesi ve
daha so ra Irak ölgesi fethedil iştir. Gerçekte u yerleri su ve havası a geçi rahatlığı a rağ et ederek Medi e
halkı da çok ki seler aileleri i ve ka dırdıkları ki seleri alarak adı geçe ölgelere göç et işleridir. Hâlbuki Medine-i
Münevvere de Mescid-i Resûl de eş vakit a az kıl ak, Hazreti Peyga eri ‘avza-i Mutahhara sini ziyaret etmek
dü yada ve içi de ulu a larda daha hayırlıdır. İli öğre ek ve öğret ek veya ihad et ek gi i aksadlar içi
gide ler u hükü de dışarda kalırlar.
519- Ebu Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Gerçekte i a , yıla ı kıvrılıp yuvası a çekilişi gi i, Medi e ye çekile ektir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi
a ası kıya ete ahsus değildir. Hazreti Peyga eri devri de kıya et gü ü e kadar geçe ek
ütü za a ı kapsar. Hazreti Peyga eri devri de her ü i i Medi e ye rağ et ve arzu göster esi, Hazreti
Peyga eri orada ulu ası da dı. Hazreti Peygamberden sonra yine onun Ravza sı ı ziyaret ve Mes idi de eş
vakit a az kıl ak içi rağ et edile gel ektedir. İşte her za a kıya ete kadar Müslümanları e üyük ziyaret yeri
ve kalpleri i şifası Medi e-i Mü evvere ola aktır. Şerkavî de bu hadîs-i şerife u şekilde a a veril iştir. E doğru
sunu Allah bilir.
520- Hazreti Aişe de ‘.A. rivayet edil iştir:
Hiç ki se Medi e halkı a hile et eğe kalkış ası ; yoksa suda tuz eridiği gi i erir.
Ki hile ve çeşitli yollarla, savaşla Medi e halkı a zarar ver ek isterse, o hain ve zalimi Allah Teâlâ helak ve perişa
eder, Bir de Sahih-i Müslim in rivayetinde: ateşte kurşu eridiği gi i, ehe e ateşi içi de erir veya, suda tuz eridiği
gibi erir, diye varit ol uştur.
521- Üsame (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ir seferde dö üşleri de uzakta Medi e şehri i görü e şöyle uyurdu:
Be i gördüğü ü görüyor usu uz? Evleri izi içleri de fit e evzileri i, yağ ur ta eleri i düştüğü evziler gi i
görüyorum. İlerde aşı ıza gele ek felâketli halleri ve aileleri izi
aruz kala ağı fit eleri şi dide görüyoru .
Mütercim:
Hazreti Peyga eri u u izesi ay e
eyda a gel iştir. Hazreti Os a ı hilâfeti za a ı daki hadiseler ve Harre
vak ası gi i i e a ıklı olaylar ereya et iştir.
522- Ebû Bekre den (R.A.) den rivayet edil iştir:
Medine ye Mesih Deccal korkusu girmeyecektir. O gün Medine i yedi kapısı ulu a ak ve her kapıda iki
ola aktır. Bu elekler şehri koruya aktır.
523- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Medine i her ir gediği de elekler vardır; o u içi Medi e ye Tau
elek
ve a hastalığı ve De al gire eye ektir.
524- Enes de ‘.A. rivayet edil iştir:
Deccal, Mekke ve Medine de aşka her ülkeye gire ektir. De al a karşı Medi e nin her bir gediği de sıra sıra
dizil iş elekler vardır ve u lar şehri koruya aklardır. “o ra Medi e halkı üç sarsı tı geçire ek ve u ları aka i de
Allah, ütü kâfir ve ü afıkları Medi e de çıkara aktır öyle e De al a iltihak edecekler, Medine de yal ız
müminler kalacak ve Deccal da koru uş ola aklardır .
525- E û “aîd ‘.A. de rivayet edil iştir:
Deccal Medine i kapıları da , içeri gir esi hara yasak olduğu halde gele ek ve Medi e nin çorak yerlerinden
iri e i e ektir. O gü , De ala karşı i sa ları e hayırlısı yahut i sa ları e hayırlıları da
irisi çıka ak ve
diyecektir ki: Senin, bize Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in hadîs-i şerifleri de a lat ış olduğu De al olduğu a
şahitlik ederi . “o ra De al orada ulu a lara:
— Bu ada ı öldürür ve so ra diriltirse , e i ta rı olduğu da şüphe eder isi iz? diye ektir. Ya ı dakiler de:
Hayır, şüphe et eyiz, diye ekler. Bu u üzeri e De al o ada ı öldürüp so ra dirilte ektir. De al, ke disi i dirilti e
ada şöyle diye ektir:
Vallahi, bugünkünden daha (??? ir asirete hiç ir za a sahip ol a ıştı . . Gerçekte ve şüphesiz olarak a ladı
ki, se De alsı . De al tekrar o u öldür eye kalkışa aksa da öldüre eye ektir, (Allah onu öldürmek için Deccal a
müsaade etmeyecektir).
Mütercim:
Medine den Deccal a karşı çıka ak hayırlı zat Hızır Aleyhisselâ dır. Yahut Mehdi dir (Aleyhisselâm), dediler. Sahih-i
Müslim i rivayeti de Hızır Aleyhisselâ olduğu kesi likle eya olu uştur. Hatta De al, Hızır Aleyhisselâ ı ıçkı ile
aşı da so u a kadar ikiye içe ek ve ir kıs ı ı yolu ir tarafı a ö ür kıs ı ı yolu diğer tarafı a koya ak ve
ortası da ke disi geçtikte so ra i sa lara:
— Gördü üz ü, diye ek so ra dirilte ek ve u u üç defa tekrarlaya aktır. Orada ulu a i sa ları hepsi De al ı
ta rı olduğu u tasdik ede ekler ve se deye kapa a aklardır. Fakat dördü ü defa Ce a -ı Hak o a fırsat
ver eye ektir. Hızır Aleyhisselâ da halka hita e :
— Bu da so ra u yala ı ve el un Deccal hiç bir kimseyi diriltmeye güç yetiremeyecektir. Bundan böyle bunun sihri
atıldır, diye ektir. “o ra De al: Şi di e sa a göstere eği , diyerek Hızır Aleyhisselâ ı alıp güya oğazlaya ak.
Boğazladıkta so ra da kesile oyu halkası ı arası a eri iş kurşu ve akır döke ek; fakat yi e Hızır Aleyhisselâ
öl eye ek ve sapasağla ayağa kalka aktır. Hızır tekrar:
— İşte akı ız, u defa öldür eye gü ü yet edi. Gördü üz ü? Bu yala ı ir sihir az De al dır. “akı
u a
i a ayı ız, diye ektir. “o ra De al, Hızır Aleyhisselâ ı ateşe ata aktır. İ sa lar o u ateşe atıldığı ı sa a aklar,
Hâlbuki ulu duğu yer gül ve gülista lık ola aktır.
Bu, Hızır Aleyhisselâ hakkı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, yarı kıya et gü ü de Allah ı
huzuru da u olaya e üyük ir şahid u zatdır, uyurdu.
526- Cabir (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhisselâm efendimize bir Arabî gelerek Medine de kal ak üzere iat et işti. “o ra ertesi gü
bu Arabî sıt aya tutul uş olduğu halde gelip: Be i
iati i ozu , eski hali e dö eyi . Muha ir olarak Medi e de
kala aya ağı
edevi hali e dö e e üsaade edi , dedi. Hazreti Peyga er u u dileği i üç defa geri çevirdi ve
ka ul et edi. “o ra şöyle uyurdu:
Medi e, de ir i körüğü gi idir. Pası ı giderir ve te izi i parlatır.
Mütercim:
Ancak bu halin her zaman ve her şahısta uygula ası ü kü değildir. Böyle Ara î gi i izzat Hazreti Peyga ere söz
ver işlere aittir. Çü kü Peyga eri izi devri de, Hazreti Peyga eri huzuru da hoşla ayıp savuş ası ve
hi rette çeki esi, o za a a göre şer a aiz değildi. O u için kabul uyrul adı. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
527- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Allah ı ! Medi e ye, Mekke ye verdiği ereketi iki katı ı ver.
Mütercim:
İ a Malik u hadîs-i şerifi zahiri e daya arak, gerek di akı ı da ve gerekse dü ya akı ı da Medi e nin
Mekke de daha faziletli olduğu a ve Medi e de yapıla i adetleri de öyle e Mekke de olan ibadetlerden iki kat
ziyade ola ağı a hükü ver işse de, diğer müçtehit i a lara göre Hazreti Peyga eri duası, yal ız erzak ve ürünler
hakkı da varit ol uştur. Mekkede yapıla i adetler hakkı da ise ayrı a Mekke de kılı a a azları faziletli olduğu u
gösteren hadisler ulu duğu da ahiret işleri de Mekke i feyzi daha oldur, diye hükü ver işlerdir.
528- Hazreti Aişe ‘ A der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Medine ye hi ret uyurdukları za a a a E û Bekir ile Bilâl
Ha eşî sıt a hastalığı a yakala dılar. Mekke de hi retleri e se ep ola Kureyş i azılı kâfirleri e la et ahiyeti de
irtakı
eyitler söylediler ve şikâyetlerde ulu dular. O ları u hali i Hazreti Peyga er duyu a şöyle dua ettiler:
Allah ı ! Bize Medi e yi, Mekke yi sevdiği iz gi i yahut daha çok sevdir. Ya ‘a ! Bizi ölçeği ize, kile ize
(ürünlerimize) bereket ver. Medine yi ize sıhhatli ölge yap ve u u sıt ası ı Cuhfe ye naklet.
Mütercim:
Hazreti Peyga eri u duası ka ul edildi. Medi e de sıt a ve ve a hastalığı da eser kal adı. Havası ve suyu da
uha irlere yaradı. Niteki Hazreti Aişe ‘.A. a u hadîs-i şerifi so u da Biz Medi e ye geldiği iz za a , dü ya ı
e ve alı ve e sıt alı yeri urası idi. Ayrı a, edi e i Batha sahrası daki vadi de çirki ve a ı ir su akardı.
“ıt aya se ep ola u su Allah tarafı da kurudu. Böylece Hazreti Peygamberin bir mucizesi olarak Medine i havası
ve suyu değişti.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-291
ORUÇ BAH“İ
529- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Oruç i sa a ir kalka dır. Gü ahta veya ehe e de i sa ı korur “akı oruçlu ki se kötü söz söyle esi ,
ahila e ko uşup ü akaşa et esi . Bir ki se oruçlu ola la dövüş e ve sövüş eye kalkışırsa o a iki defa, e
oruçluyu , desi . O a uka elede ulu ası . Nefsi kudret eli de ola Allah a ye i ederi ki, oruçlu u ağız
kokusu Allah katı da isk kokusu da daha hoştur. Allah Teâlâ buyurur ki): Benim kulum benim için yemesini,
iç esi i ve şehevî arzuları ı terket iştir. Oruç a ak e i yü e şa ı a ahsus kulu la ara da ir i adettir. O
halde o u
ükâfatı ı e vere eği , u u seva ı hesapsızdır . Diğer i adetleri seva ı ise, ire karşı o kattır.
Mütercim:
Oruçlu ola ki se gerçekte öyle lüzu suz şeylerde dili i, gözü ü, kulağı ı ve diğer azaları ı koruyarak oru u u
ke al üzere tutarsa, oruç o a ehe e de kalka de ektir. Ağzı ı kokusu da isk ve a er kokusu da üstü dür.
Onun için ikindiden sonra, oruçlu ola ı u ağızdaki kokuyu gider ek üzere isvak kulla ası ekruhtur de işlerdir.
‘ivayet edildiği e göre Mûsâ Aleyhisselâm, otuz gü oruç tuttukta so ra Allah tarafı da
ü a ata davet edil işti.
Otuz gü oruç ta a la ı a, Hazreti Mûsâ ağzı daki kokuyu gider ek içi
isvak kulla dığı da Allah tarafı da
ke disi e şöyle uyruldu. Ey Mûsa! Made ki katı da ak ul ola otuz gü oruç tut a se e iyle ağzı da hasıl ola
kokuyu giderdi , o gü daha ilâve ederek kırk gü ü ta a la da ağzı ı kokusu ile ünacata gel. Kur an-ı Keri de
geçe ve otuz gü ü kırk gü e ta a la ası ile ilgili ayet u hik ete ir evi işaret sayıla ilir.
Bir de oru u düşük, orta yüksek ol ak üzere üç erte esi vardır. E düşük dere esi, ye ekte , iç ekte ve şehevî
arzulardan nefsi koru aktır. Orta dere esi, göz kulak ve diğer azaları gü ah sayıla şeylerde koru aktır. E yüksek
dere esi de, kal i lüzu suz ve oş şeylerde uzak tutup dai a Allah ı zikir ile eşgul et ektir.
530- “ehl ‘.A. de rivayet edil iştir:
Cennetin Reyya adı da ir kapısı vardır. Oruç tuta lar kıya et gü ü de u kapıda gire eklerdir. Oruç tuta larda
aşka hiç ki se, u kapıda gire eye ektir. Mahşer gü ü, oruç tuta lar erede? diye çağırılır. Bütü oruç tuta lar
ayağa kalkıp adı geçe ‘eyya kapısı da e ete girerler; o larda aşka hiç ki se u kapıda gire ez. “o ra
oruçlular giri e, o kapı kapa ır. Artık aşka hiç ki se o kapıda gire ez.
Mütercim:
‘eyya , susa ışı zıddıdır. “uya ka ış ola de ektir. Oruçlu ki se i harareti de iğeri ya dığı cihetle fazla
susaya ağı da ahirette u u zıddı ile isi le e “uya ka ış = ‘eyya kapısı da içeri gir esi gerçekte çok uygu
düş ektedir.
531- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Her ki Allah yolu da ay ı i ste iki şey verirse e et kapıları da görevli elekler tarafı da o a şöyle
seslenilir;
— Ey Allah ı sevgili kulu. E iyisi udur! urada gir. Na az ehli de ola ki se, “alât a az kapısı da çağırılır.
Cihad ehli de ise, Cihad kapısı da çağırılır. Oruç ehli de ise, ‘eyya kapısı da çağırılır. “adaka ehli de ise,
“adaka kapısı da çağrılır.
Sonra Hazreti Ebû Bekir (R.A.), ya Resûlallah, a a
a a sa a feda olsu ! A laşılıyor ki, ir özelliği ola kulu
ke disi e ait ir kapıda gir esi o a ir ikra ve şereftir. A a a e eti ütü kapıları da davet edilip de dilediği
kapıda e ete gire ek iri var ıdır? Hazreti Peyga er eva e :
Evet, u arı ki se de o larda ola aksı ! buyurdu.
Mütercim:
Bazı ki seler istedikleri herha gi ir kapıda e ete gire eklerdir. Çü kü kapıları hepsi de ay ı zamanda içeri
gir ek ü kü değildir. Âlimler öyle tevil et işlerdir. Fakat dü yada ile veliler içi hal değişikliği ve ayrı ayrı vü ud
teşekkülü ü kü olduğu gi i, ahirette de u hali
eyda a gelmesiyle bir anda bütün kapılardan içeri girmek
ü kü olur, diye hatıra gelir ve tevile lüzu kal ayarak u hadîs i şerife a a verile ilir. Allah ve ‘esulü e iyi
bilendir.
Bazı tasavvuf kitapları da ir veli, ruha iyeti kuvveti se e iyle dü yada kırk adede kadar hal ve vü ud değişikliği
yapa ilir. Ahirette ise yet işe kadar tasarrufa sahip olur, diye yazılıdır.
532- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
‘a aza ayı geli e e et kapıları açılır. ‘a aza ayı da oruç tuta lar içi
ramaza da öle
ü i ler doğruda doğruya e ete girerler .
e
ette
aka lar hazırla ır, yahut
533- Ebû Hureyre (R.A. de rivayet edil iştir:
‘a aza ayı giri e gök kapıları e et kapıları açılır, ehe e kapıları kilitle ir, şeyta lar da zi ire vurulur.
‘a aza ayı da oruç tuta lar içi e et kapıları açılır, ehe e kapıları kapa ır. Oruçlular ehe e yüzü
gör ezler. Şeyta lar, i sa ları ka dırıp saptır ak içi vasıta olarak kulla dıkları yiye ek, içe ek ve şehevî arzular gi i
şeyler ra aza da saklı ve ağlı ulu dukları ihetle şeyta lar da ağlı de ektir. Yahut rah et kapıları açılır ve aza
kapıları kapa ır, şekli de de tevil edilir.
534- İ i Ö er ‘.A. de rivayet edil iştir:
‘a aza ayı hilâli i gördüğü üz za a oruç tutu uz. Şevval hilâli i gördüğü üz za a iftar ayra edi iz. Eğer
hilâli gör e ize ulut e gel olursa, ayı
Ogü olarak hesaplayı Şa a ayı ı otuza ta a layarak oruç tut aya
aşlayı ve ra aza ayı ı da otuza ta a layarak ayra edi .
535- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her kim ra aza ı, i a arak ve Allah rızası içi ihya ederse geç iş gü ahları ağışla ır.
536- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her ki i a arak ve Allah rızası içi ra aza ayı ı oruç tutarsa, geç iş gü ahları ağışla ır.
Mütercim:
Bu iki hadîs-i şerifi zahirleri e akılı a, üyük ve küçük ütü gü ahlar, kul hakları ve i ayet gibi suçlar da
ağışla ır, hük ü çıkar. Fakat u hususta varit ola diğer hadîs-i şerifler u utlak hük ü büyük günahlardan
sakı dıkça kaydı a ağla ıştır ki, u da yal ız küçük gü ahları ağışla a ağı a laşıl aktadır. Büyük gü ahlar ise,
tev e ve istiğfar et ekle, kul hakları helalleş ekle ağışla ır. Yahut Allah ı dile esi e ağlıdır. Ehlisünnet i a ı da
Allah ütü gü ahları ağışlar eali deki ayeti keri e uyarı ca Allah Teâlâ Hazretlerinin lütuf ve keremi, rahmet ve
ağfireti çok ge iş olduğu da tev e ve istiğfarsız da üyük gü ahları ağışla ası uhte eldir, dediler.
Bir de dikkat edil elidir ki, affet ek aşka şeydir, ağfiret et ek aşka şeydir. Mağfiret de ek, kişi i işle iş olduğu
gü ahlarda asla soru lu ol a ası ve a el defteri de ta a e sili iş ulu ası de ektir. Allah ı affı a
kavuş uş ol ak da, hesap gü ü de a el defteri de gü ahları
ev ut, ol ası ve u lar yüzü de kulu azarla ıp
sonunda affedil iş ol ası de ektir.
Bu u içi akaid kitapları da, şirkte aşka ütü üyük gü ahları affı aiz olduğu gi i, yal ız küçük gü ahlarda
dolayı kulu aza gör esi de aizdir, de ektedir. Çü kü Allah dilediği i yapar; iradesi de hürdür. Dilediği i yapar ve
dilediği hük ü verir.
Semavi dinlerin hepsindeki yüksek gaye ve maksad, Allah Teâlâ Hazretlerini ortak ve benzerlerden tenzih etmektir. Bu
gerçeği kullara ulaştıra ve te liğ ede peyga erlere i a ederek i dirile se avî kitapları e irleri uyarı a amel
edil iştir. Bütü se avî kitapları tasdik et ekle era er o ları hükü leri i kaldıra e so hak kitap Kur an dır.
Kur a ı kerim e i a ederek o u e irleri uyarı a hareket edil esi suretiyle i sa ve i ler a ak kurtuluşa ererler.
Yoksa yal ız tevhid ile yahut Allah ı şirkte te zih et ekle kurtuluş ol az. Fakat so peyga er Muha
ed
Aleyhisselâtü vesselam efendimizin Allah ta getir iş olduğu her şeyi kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve itiraf eden kimse,
mümindir, muvahhiddir, müslimdir. Amel yö ü, üyük ve küçük gü ahlar işle esi hususu Allah ı affet esi e veya
ahirette ezala dır ası a ağlıdır.
537- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
‘a aza da yala söyle eyi ve yala la iş gör eyi ırak aya ki se i oruçluyu diyerek ye esi i, içmesini
ırak ası a Allah ı ihtiya ı iltifatı yoktur.
Mütercim:
‘a aza da yala söyle ek, gıy et et ek, iftirada ulu ak, hara a ak ak gi i gü ahlar, u hadîs-i şerifi zahiri e
binaen azı âlimlere göre oru u ozarlar. Doğrusu u gü ahlarda dolayı oruç ozul az; oru u fazileti ve seva ı
eksilir.
Bir de bu hadîs-i şerife akarak ‘a aza da yala söyleye ve gü ah işleye ki se i oru u u oz ası gerek ez.
Gü ahlarda ‘a aza da daha çok kaçı a ı lüzu u a ve ‘a aza a diğer aylarda çok hür et et eye işaret içi
hadîs-i şerif ir ihtardır.
538- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri uyurdu ki: Oruçta aşka i sa oğlu u işlediği ütü a eller ke disi i , Oruç ise benimdir
onun seva ı ı e vere eği , katı da o u özel ükâfatı vardır . Oruç, oruçlu içi ir kalka dır. “izde iri iz oruçlu
ulu duğu gü de yala ve kötü söz söyle esi , kavga et esi . Eğer ke disi e irisi kötü söyler veya kavga ederse,
ben oruçluyu , desi ve öyle e ki ar a o u aşı da savsı . Muha
ed i a ı kudret eli de ola Allah a yemin
ederi ki, oruçlu u ağız kokusu Allah katı da isk kokusu da daha hoştur. Oruçluyu sevi dire iki sevi ç vardır:
İftar yaptığı za a sevi ir ve ‘a isiyle uluştuğu za a da ala ağı üyük ükâfatta ötürü oru u ile sevi ir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi özü: Oruç, Allah ile kul arası da sırdır. O u sevap ve ükâfatı diğer i adetler gi i sayı hesa ı ile
değildir. Oru u
ükâfatı hesapsız olarak verile ektir. Yahut o u
ükâfatı, e i
rivayeti ulu duğu da
a ası,
oru u
ükâfatı diğer i adetler gi i sevap ve e et ol ayıp Allah ı e ali i gör ekle sevi iş ol aktır.
539- Abdullah (R.A.) da rivayet edil iştir:
Evle e i kâ ı a sahip ola kişi evle si ; çü kü evlilik gözü hara da daha çok korur, ırzı daha iffetli kılar.
Evle eye gü ü yet eye oru a deva etsi , çü kü oruç şehveti i keser, öyle e hara a düş ekte kurtul uş
olur).
540- İ i Ö er ‘-A.) de rivayet edil iştir:
Arabi aylar yirmi dokuz gü çeker. Hilâl gör edikçe oruç tut ayı ız. Eğer size ulut gi i ir e gel çıkarsa, Şa a
ayı ı otuza ta a layı .
541- Ümmü Seleme (R.A.) der ki:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Ramazan içinde bir ay zevcelerinin hücrelerine girmemek üzere yemin
edip çardağı a çekil işti. “o ra yir i dokuz gü geçi e Hazreti Aişe i hü resi i şerefle dirdiler. Hazreti Aişe: Ya
Resûlallah, siz ir ay içi ye i et işti iz; Hâlbuki henüz yirmi dokuz gün geçti? dedi. Buna cevaben Hazreti
Peygamber: (Arabi) aylar yirmidokuz da çeker. buyurdular.
Mütercim:
Hazreti Peyga er aileleri i hü releri e ir ay gir e eğe ye i et işlerdi. Arabî ayları ki i , ki i de
çektiği de ay utlak olarak zikredildiği za a ikisi de iri e ha let ek aizdir. Ancak bu ay diyerek, yahut falan ay
diyerek yapıla ye i lerde elirle e ayı gü leri esas olur. O ay yir idokuz gü ise yir idokuz gü , otuz gü ise otuz
gü ye i e sadık kalı ır.
542- Ebû Bekre (R.A.) de rivayet edil iştir:
iki ay vardır ki, iki ayra aylarıdır ve u aylar da sevap eksil ez: ‘a aza ayı ve )ilhi e ayı.
Mütercim:
Her e kadar aza ‘a aza yir i dokuz gü e rastlayarak oksa olursa da, sevap ve ükâfat akı ı da oksa
ol az. Yi e )ilhi e ayı yir idokuz gü ol ası ile o ü arek ayda i adet ede leri sevap ve ükâfatları a oksa lık
gelmez. Bu hadîs-i şerifi aşka türlü tevili varsa da, e uygu tevil udur.
543- İ i Ö er den (R.A.) rivayet edil iştir:
Biz ü
i ü
etçi veya oku a ış ir ü
etiz, yazı ız ve hesa ı ız yoktur. Ay, şu kadar ve şu kadar çeker ya i
bazan yirmi dokuz ve bazan otuz çeker.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ü arek par akları ı iki defa açıp kapatarak ve üçü üde yal ız ir
par ağı kasarak yir i dokuzu gösterdiler. Otuza işaret içi de üç defa ü arek par akları ı açıp kapadılar, şu kadar
ve şu kadar, uyur ası ı
a ası udur.
544- Ebû Hureyre de rivayet edil iştir:
Herhangi biriniz, Ramazan ı ir veya iki gü lük oruçla karşıla aya kalkış ası . Şayet u ir veya iki gün) oruç tut ayı
adet edi diği gü e rastlarsa tuta ilir.
Mütercim:
Ramazandan bir gün öncesi Yevm-i şek = şüpheli gü ola ağı da u gü ü oruç tut ak azı âlimlere göre hara dır,
azıları a göre ekruhtur. Şafii ezhe i de Şa a ayı ı o eşi de so ra ve o altı ı gü ü de iti are ‘a aza
ayı a kadar oruç tut ak hara dır. A ak dai a öyle adet edi il işse yahut o eşi i gü ü ü daha ö eki oruçları a
itiştir iş olursa aizdir. Fakat İ a Aza a göre, yal ız şek gü ü ü oruç tut ak ekruhtur. Havas a göre şek
gü ü ü oru u a ruhsat veril iştir.
545- Adiyy bin Hatim (R.A.) der ki:
Fe ri ak ipliği eyaz uza tısı siyah iplikte ayırt edili eye kadar... (Bakara süresi, ayet: 187) Mealindeki ayeti
kerime nazil olunca ben siyah iplikle beyaz bir iplik aldı ve ge e yastığı ı altı a koydu . ‘a aza ge eleri de
o lara aktı ise de hiç ir şey a laya adığı da u hali i Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e arz ettim. Bana
şöyle uyurdular:
Beyaz iplik, siyah iplik, a ak ge e i kara lığı ile fe ri aydı lığı de ektir.
546- E es i Malik ‘.A. de rivayet edil iştir:
“ahura kalkı ız, çü kü sahur ye eği erekettir. Oruç i adeti e sizi daha daya ıklı kıl ası akı ı da sahur ye eği
ü arektir. Bir de aşka ir hadiste varit ol uştur ki, i sa a üç şeyde soru luluk gel eye ektir: Biri isi sahur
ye eği de , iki isi iftar ye eği de , üçü üsü di kardeşleri ile ye ile ye ekte ...
547- Seleme Bin Ekva (R.A.) der ki:
Bir aşure Muharre i o u u gü ü ü sa ahı idi, Hazreti Peyga er irisi i görevle direrek halka şu duyuruda
bulundular:
Ye iş ola lar, akşa a kadar ye e ve iç ede kesilsi ler. Ye e iş ola lar, oru a iyet ederek ye esi ler.
Mütercim:
İ a Aza Hazretleri ö eleri Aşure gü ü de oruç tut a ı farziyeti i ve farz ola oruç için gündüzden de niyetin
aiz olduğu u u hadis-i şerifte çıkar ıştır. Fakat ra aza oru u u farziyeti ile aşura gü ü oru u u farziyeti
kalk ış olup gü düzde oru a iyet hususu ‘a aza ayı içi de aiz olarak kal ıştır.
İ a Şafii Hazretleri e göre Aşura gü ü oruç tut ak asla farz ol ayıp ö eleri üsteha olduğu gi i, farz oruçlarda
iyet de fe risadıkta evvel ol alıdır.
İ a Malik Hazretleri e göre, ‘a aza ı ilk ge esi yapıla iyet ütü ‘a aza ayı oru u içi kafidir. Her ge e iyet
etmeye gerek yoktur.
548- E u Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Oruçlu ki se oruçlu olduğu u u utupta yer veya içerse, oru u u ta a lası
oz ası ; çü kü o u Allah Teâlâ
yedir iş ve içir iştir.
Mütercim:
Oruçlu olduğu u u utarak ir ki se yer veya içerse, yediği ye ek veya içtiği su o a Allah ı ir ziyafetidir. Böylece
oru u a da ir oksa lık gel ez, oru u a deva eder. Fakat oruçlu olduğu u hatırladığı a , he e ke di i çek esi
şarttır.
549- Ebû Hureyre ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizle bir arada otururken, Peygamber efendimize birisi geldi ve: Ya
Resûlallah ben helak oldum! dedi. Hazreti Peygamber:
Ne oldu? diye sordu. O Ki se şöyle evap verdi: — Ya Resûlallah, ramazan gününde oruçlu iken zevcemle
münasebette bulundum. Hazreti Peygamber:
Kefaret olarak bir köle azad edebilir misin? uyurdu. Ada , hayır u a gü ü yet ez , dedi. Hazreti Peygamber:
Arka arakaya iki ay oruç tutmaya gücün yeter mi? uyurdu. Ada : Hayır, u a da gü ü yet ez, dedi. Hazreti
Peygamber:
Alt ış fakire irer fitre iktarı sadaka verip yedire ek ir şeyi var ı? Ada : Hayır, u da yoktur! dedi. Böyle e
Ada ağız, Hazreti Peyga eri
e lisi de ekle eye koyuldu. Bu şekilde ulu duğu uz sırada Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize büyük bir zenbil dolusu hurma getirildi. Sonra Hazreti Peygamber:
Soru soran nerede? diye buyurdu. Adam: Benim! dedi. Hazreti Peygamber:
Bu ze ili al ve hur aları fakirlere dağıt, buyurdu. Adam: Ya Resûlallah, benden daha muhtaç ola a ı vere eği ?
Vallahi, şu Medi e i iki kara taşlığı arası da e i aile de daha fakir aile yoktur, üsaade edi de u u iz
yiyelim), dedi. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem gülü sedi; öyle ki ü arek azı dişleri gözüktü.
Sonra ada a şöyle uyurdu:
O u çoluk ço uğu a yedir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte azı müçtehit i a lar irçok di î hükü ler çıkar ışlardır. Bu larda ir kıs ı:
Ramazan da böyle zevcesiyle münasebette bulunan kimseye kefaret gerektiği gi i, zev esi e de kefaret gerekir mi?
İ a Aza Hazretleri e göre, zorla değil de zev e i
uvafakatı ile ol uşsa kadı a da kefaret gerekir. İ a Malike
göre, ko a ı zorla ası hali de yal ız ko aya iki kat kefaret gerekir. Cariyesi ile öyle ir iş yaparsa, ister zorla ve ister
muvafakatla olsun, her iki halde de iki kat kefaret gerekir.
Meselelerden biri de, fetva almak için hâkim huzuru a çıka ki seye fetva iste esi yüzü de he e eza veril ez,
hükmüdür. Çünkü hemen ceza verilse, sonra kimse fetva için müracaat edemez olur.
Bir de, oruç kefareti i ke di ev halkı a har a ası hiç ir ezhe e göre aiz değildir. Bu hadîs-i şerif, üstes a
olarak Peyga erliği özellikleri de dir.
Bazı âlimler de, u hur alar hediye idi. Hazreti Peyga ere hediye gele u hur aları ke diliğinden, o kimsenin
kefareti olarak çıkardı. “o ra yi e o ki seye ağışladı. Bazıları ise: )ate u hur a zekât ve sadaka hur ası idi. O
ki se fakir olduğu da öyle zekât al aya ehil idi; o u içi verdi. Kefaret oru u ise, o ki se i üzeri de olduğu gi i
kaldı. Ne za an gücü yeterse ödemesi gerekir.
Bir de Hazreti Peygamber Alt ış fakire sadaka vere ilir isi ? uyurduğu ihetle İ a Şafii hazretleri uhakkak ayrı
ayrı alt ış kişiye veril esi lâzı dır, diyor. Otuz kişiye iki gü de verilse aiz ol az.
İ a ı Aza a göre ayrı ayrı gü lerde alt ış fakire sadaka verilse aizdir. Hatta ir fakire alt ış gü irer fitre iktarı
veril esi oruç kefareti içi yeterlidir. Esas ola alt ış gü içi sadaka ver ektir; yoksa alt ış fakir değildir.
Meselelerden biri de, kapalı sözlerle fetva al a ı aiz olduğu hususudur ki, ada : )ev e üzeri e düştü , diyerek
asıl aksadı ı ifade et iş ve u a da gereke evap veril iştir.
Bir de oruç kefareti için bir köle azad edilmesi teklif edildi. Çünkü nefsini böyle helak eden kimseye, diğer ir ki seyi
hürriyet kavuştur akla gü ahta kurtul ası uygu düşer. Ki
ir köle veya ariye azad ederse. Allah Teâlâ o kölenin
her azası karşılığı da o ki se i azası ı ehe e de azad eder, diye hadîs-i şerif varid ol uştur.
Alt ış gü oruç ise, ire karşı alt ış olarak kısas ka ili de dir. Ye ek yedir ek ise u iki ay oruç kefareti edeli e
irer fitre ver ektir. Bu da e düşük kefaret erte esidir. Oruç kefareti İ a Aza ve İ a Şafii, hazretlerine göre
bu tertip üzeredir. Yani, gücü yeten ö e ir köle azad eder. Gü ü yoksa, alt ış gü oruç tutar. Bu a da gü ü yoksa,
alt ış fitre verir.
İ a Malik e göre kefaret ödeye ek ola ser esttir, dilediği şekli seçer. Bir de İ a Aza a göre, bir kimse Ramazan
ayı içi de kefareti gerektire irkaç işi ayrı ayrı gü lerde işle iş olsa yal ız ir kefaret lâzı gelir. i a Şafii ye göre
her gün için bir kefaret gerekir.
Yine imam Şafii Hazretlerine göre, oruç kefareti hadîs-i şerifte olduğu gi i, yal ız i si ü ase etle oru u u oza a,
lazı gelir. Yeyip iç ekle gü e gü lazı gelir. Ye ek iç ek suretiyle oru u u oza üyük gü ah işle iş olur ve ir
gü içi yal ız ir gü tutarak kaza eder. Ye ek ve iç ek halleriyle oru u ozul ası da kazada , aşka şer i ceza
(tazir) da gerekir.
Bir de İ a Aza ile İ a Şafii ezhe leri de eşru ir azeret ol aksızı i sa lar ortası da aşikâre olarak yeyip
iç eyi adet edi e i
eşru yolla katli ile vardır. Fetva kitapları da öyle yazılıdır.
Oru a iyet et eye ki seye kefaret gerek ez; fakat üyük gü ah işle iş ola ağı da şiddetli ir ezayı hak eder.
Kaza olarak da bir gün kaza eder.
550- Ebû Evfa (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile bir seferde bulunuyorduk. Kendileri oruçlu idiler ve Bilâl Ha eşî ye
hitaben:
Hayva da aşağı i de bana bulamaç yap! buyurdular. Hazreti Bilâl: Ya Resûlallah, daha hava karar adı, dedi.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem iki i defa: İ de a a ula aç yap! uyurdu. Hazreti Bilâl: Ya Resûlallah, hava
he üz karar adı, dedi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem üçüncü defa:
İn de bulamaç yap! uyurdu Bu u üzeri e Hazreti Bilâl i erek ula a ı yaptı ve Hazreti Peyga ere su du.
Efe di iz o u içti. “o ra ü arek par ağı ile doğu tarafı ı işaret ederek:
İşte urada hava ı karardığı ı gördüğü üz zaman oruçlu iftar eder.
Hava ı karar ası atı tarafı da ara az; çü kü gü eşi atısı da atışı ??? so ra, ta iî gü eşi iraz ziyası kalır.
Bunun hükmü yoktur.)
Mütercim:
Seferde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem oruçlu ulu duğu da , sefer hali de zah et ve eşakkat ol adığı
takdirde oruç tut a ı daha hayırlı ola ağı hük ü ü âli ler u hadîs-i şerifte çıkar aktadırlar. Niteki : Eğer oruç
tutarsa ız, sizi içi hayırlıdır mealindeki ayeti kerime de bunu teyit ediyor. (Bakara s. âyet: 184) Çünkü oruç tutmakla
vakti fazileti kaçırıl a ış ol akla era er orç da öde iş ola aktır. Bu akı da seferde oruç tut ak daha
faziletlidir.
551- Hazreti Aişe ‘.A. der kit
Ashaptan Hamza bin Amr El-Eslemî çok oruç tutar idi. Bu adam Hazreti Peygambere sordu. Ya Resûlallah, sefere
yol uluğa çıktığı za a oruç tutayı
ı? Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
İsterse oruç tutarsı ve İsterse yersi .
552- Hazreti Cabir (R.A.) der ki
Mekke i fethi de çok sı ak ir gü de Hazreti Peyga er ile E u ‘evâha da
aşka oruç tuta yoktu. Derke
irtakı i sa ları ir araya topla dıkları ı Hazreti Peyga er gördü. Araları da gü eşi ve oru u tesiri de itki
hale düşe ir kişiyi, aşı a gölgelik yaparak koru aya çalışıyorlardı. Hazreti Peyga er,
Bu ne haldir? diye sordular. Ada ı ya ı da ulu a lar: Ya Resûlallah, u ada oruçlu ve sı ak aşı a vur uş,
dediler. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara buyurdu;
“efer hali de oruç tut ak, fazilette sayıl az.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte , azıları yol uluk hali de oruç tut a ı
ekruh olduğu a ve azıları da oruç tut ak gerek ediği e
hükü verdilerse de, dört ezhe e göre iftar et ek ruhsattır. Fakat oruç tut ak azi ettir daha hayırlıdır . A ak u
dere e eşakkatli olursa oruç tut a ak daha faziletlidir.
553- Hazreti Aişe ‘.A. rivayet ediyor:
Bir ki se, üzeri de kazaya kal ış oruç olduğu halde ölürse, o u yeri e velisi oruç tuta ilir.
Mütercim:
İ a ı Şafii Hazretleri bu hadîsin zahiri ile amel ederek böyle üzerinde kaza oruç borcu olupta ölen bir kimsenin yerine
geride kala akra ası da iri veya velisi oruç tutarsa, öle orçta kurtulur, diye hükü ver iştir. ister ölenin vasiyeti
üzeri e tutulsu , ister vasiyeti ol ada tutulsu , fark et ez. A ak ya a ı tarafı da oru u sahih ola il esi için
vasiyeti
ulu ası şarttır. Yi e Şafii ezhe i de utlaka öle i velisi ulu ak şart değildir; aşka hadîste
açıkla dığı üzere akra ada ki olursa olsu , iri ölü adı a oruç tuta ilir.
İ â Aza ile İ a Malik Hazretleri e göre, He Hazreti Aişe i , he de İ i A as ı fetvaları ve Medi e lilerin
uygula aları gereği e u a adaki hadîs-i şerifleri hük ü kalk ıştır, geçerli değildir. O u içi aşkası adı a oruç
tutula az, ede î i adetler yapıla az. A ak yapıla i adetleri seva ı ölülerin ruhları a hediye edile ilir.
554- İ i A as ‘.A. der ki.
Bir adam Hazreti Peygambere gelerek: Ya Resûlallah, a e , üzeri de kazaya kal ış ir aylık oru u olduğu halde öldü.
Şi di o u yeri e oruç tuta ilir iyi ? diye sordu. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri şöyle uyurdular:
Evet! Allah ı or u, öde eye e lâyık olarıdır. A e izi kula ola or u u öde e iz yeri de olduğu gi i, Allah a
ola or u u o u adı a öde e iz daha uygu dur.
Not: Bundan önceki hadîs-i şerif ü ase etiyle üter i i açıkla ası a akılsı .
555- Sehl bin Sa d Hazretleri de rivayet edil iştir:
İ sa lar, iftar ye ekleri i ge iktir edikçe hayır içi dedirler.
Mütercim:
Gü eş atar at az he e iftar et ek oru u oz ak müstehabdır. Başka ir hadîste de, iftarlarda acele ettikçe ve
sahuru ge iktirdikçe ü
eti hayır içi dedir, diye varit ol uştur. Gü eş at ası, takvi lerde gösterile za a lara
iti arla olduğu gi i, ir elde çevresi deki e yüksek dağ ve tepelerde gü eşi çekilip at ası ile de eyda a gelir.
Gözle gör ekle olduğu gi i, ir veya iki ki se i ha er ver esi ile de olur.
Akşa olduğu u za ederek ulutlu ir gü de iftar ettikte so ra gü eşi he üz at a ış olduğu u a laya ki se,
geri kalan vakti oruç tutar ve o günü de kaza eder.
Sahur vakti de de, he üz i sak vakti gir e iştir, diyerek ye ek yeyip de so rada fe ri doğ uş olduğu u anlarsa, o
gü ü he oruçlu ulu ur, he de kazası ı yapar; fakat kefaret gerek ez. Dört müçtehit i a ı
ezhe leri ve fetvası
udur. Yal ız Urve i )ü eyir ile Ata (R.A.) Hazretleri e göre, kaza ile lâzı gel ez. Bu lara göre u utarak ye ek
yiyenle ay ı hükü de sayılırlar. A ak müçtehitler u u ka ul et ediler; çü kü u ut ak aşka şeydir, za ve hata
aşka şeydir.
Orucu hurma ile açmak (iftar etmek) faziletlidir. Hur a yoksa su ile iftar et ek faziletlidir. Bazı ki selere göre de su ile
iftar daha faziletlidir; çü kü suyu helâl al ol ası daha kesi dir. Bu u içi azı kimseler, akar suya giderek bir avuç
su içip iftar ederlerdi. Eve getirile suyu kâ ı da, su uya verile parada şüphe ola ağı ihetle, ki se i eli değ e iş
akar suda ke di eliyle alarak iç ek şüphede âridir.
556- İ i Ebî Evfa (R.A.) da rivayet edil iştir:
Ey Bilâl! i de, iftar et e içi
a a ula aç yap. İ de, a a ula aç yapıver. Hava ı karardığı ı doğu tarafı da
gördüğü za a , oruçlu ki se iftar eder.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi açıkla ası
u arada geç iştir. Fakat diğer ir rivayette, doğu tarafı da kara lık gelipte atı
tarafı da aydı lığı arka ver esi hali de oruçlu iftar et iş olur, diye varit ol uştur.
557- Muavviz i kızı ‘u eyyi ‘adıyallahu Anha) der ki:
Aşure gü ü sa ahı erke saati de Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ensar ı yerleşi
erkezleri e şu ha eri
gönderdi:
Her ki sa ahleyi ir şey ye iş veya iç iş ise gü ü geri kala kıs ı da ye e ve iç ede kesilsi . “a ahladıkta
so ra he üz ağızları ağlı ola lar oruç tutsu lar. Rubeyyi diyor ki: Biz, önceleri Aşûre gü ü oruç tuttuğu uz gi i,
ço ukları ıza da Aşûre orucunu tuttururduk. Öyle ki, ço ukları ız açlıkta ağladıkları za a irtakı
oyalı ku aş ve
yü lerde oyu aklar yaparak o ları iftar za a ı a kadar oyalardık. Başka rivayetlerde de, ço ukları ızı alıştır ak içi
akşa ları o ları a ilere getirirdik, de ektedir.
558- Ebû Saîd El Hudrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Oru u ge eli gü düzlü tut ayı ız. Ha gi iri iz ge eli gü düzlü tut ak isterse sahur vakti e kadar oru u sürdürsü .
sahurda sahura yiyerek yir i dört saat oruç tutsu diye Hazreti peyga er uyuru a, asha ı kira sordu: Ey
Allah ı ‘esulü, siz aza ge eli gü düzlü oruç tutuyorsu uz. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Be sizi gi i değili . Ge eleyi yattığı za a e i yedire i vardır, e i yedirir ve içire i vardır, e i içirir.
Mütercim:
Hazreti Peyga eri urlu kal i, İlâhî feyizlerle dolu olup Vacip Teâlâ Hazretleri i te elliyatları ile parıldadığı da u
ruha i gıda ı , is a i gıdayı da karşıladığı a işaret vardır. Bir kısı âlimlerde, cennet ten ilâhî bir sofra gelip ondan
Hazreti Peygamberin yediği i söyle işlerse de doğrusu ruha î gıda de ektir; çü kü e ette ye ek geldiği taktirde,
visal yapıl ış ol az, ge eli gü düzlü oruç tutul uş ol az . Bu da so ra gele hadîs-i şerifi
a ası ay e öyledir.
559- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i sa ları visal oru u ge eli gü düzlü oruç tut aları ı yasakla ıştır. “o ra
ashaptan biri: Ya Resûlallah, siz bazen visal orucu tutuyorsunuz! dedi. Buna cevaben Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem buyurdu:
Bu visal oru u e i şahsı a ahsustur. Ha gi iz e i gi i ola ilir? ‘a i Teâlâ Hazretleri, ge eleyi yattığı
zaman beni yedirir ve içirir. Sonra, ashapta azıları araları da dediler ki, u yasakla a ize ir şefkattir yahut te zih
yolu ile ekruhtur. Yoksa visal oru u hara de ek değildir. Böyle e visal oru u a deva ettiler. Bu u üzeri e
Hazreti Peyga er ir kaç gü arka arkaya visal oru u a deva etti. Üçü ü visal oru u da Şevval ayı ı hilali
görü ü e iftar et ek zarureti doğdu. Bayra ı gel esi dolayısı ile oru a daha deva edil eye eği de asha ı
kira ı visal oru u da ke dileri e uy akta aydır ak içi şöyle uyurdular:
Eğer hilâli Şevval ayı hilâli i görü esi so raya kal ış olsaydı, visal oru u a daha deva ederdi , o za a sizin
halinizi görürdüm. Devam edebilecek miydiniz?)
Mütercim:
Bû hadîs-i şerifi zahir a ası üzeri de müçtehit i a lar ihtilâf et işlerdir. Ha elî ezhe i e göre visal orucu
tenzihen mekruhtur.
İ a Aza ile i a Şafii Hazretlerine göre, tahrimen mekruhtur. azı âlimlere göre de gücü yeten kuvvetli kimselerin
tut ası da kerahet yoktur; çü kü hara veya keraheti hakkı da açık ir ifade ulu a aktadır. Eğer olsaydı,
peyga eri yasakla ası da so ra ashap visal oru u tut azlardı.
Şârih “i dî de kerahetsiz aiz olduğu u ter ih et iştir; çü kü u hadîsin sonunda azı rivayette, gü ü üzü yettiği
ibadeti benimseyiniz, diye varit ol uştur. O halde u yasakla a, gü ü yet eye lere ir şefkat a la ı dadır, dediler.
560- Ebû Cuhayfe (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Selmanî Farisî ile Ebu d Derdâ Hazretleri i ir irleriyle özel kardeş
yap ıştı. Bir gü Hazreti “el a kardeşliği E û d Derdâ yi ziyarete gidi e o u karısı ı giyi ve kuşa ı da i tiza sız
gördü. Selman Hazretleri, çok yaşlı ir ihtiyar olduğu içi teklifsiz olarak ha ı a: Sizde görüle u perişa lık edir? diye
sordu. Kadı dedi ki: Kardeşi iz E û d Derda ı artık dü ya ile ir ilgisi kal adı; iz de o a uyduk. “o ra E û d Derda,
Hazreti Selman a yemek getirdi; buyurun, yiyiniz dedi, Selman;
— Haydi beraber yiyelim, dedi. Ebû d Derda deva lı oruçlu ve ge e i adeti e üvadi
üdavi ??? olduğu da :
— Ben oruçluyum, dedi. Selman:
— “iz, e i le ye edikçe e de ye eye eği , dedi. Nihayet era er e ye ek yediler. Gece olunca Selman
Hazretleri i yatağı a yatırdı ve ke disi ge e a azı kıl aya davra dı. “el a , yok yok, diyerek E û d Derda yi yatırdı.
Ge e yarısı yi e i adete kalk ak istedi, yi e o a üsaade et edi. Ge e i so u geli e, Hazreti “el a E û d Derda
Hazretleri e: Şi di kalkalı , dedi. Kalktılar, a destleri i alarak a azları ı kıldılar. “o ra E û d Derda Hazretlerine
şöyle dedi:
— Allah Teâlâ Hazretleri e karşı vazife var, ke di e karşı vazife var ve aile e karşı vazife vardır. Her hak sahibine
hakkı ı ver elisi . Ya i, hergü oruç tut ak ol az, ara sıra tut alısı ız. Her za a ütü ge e i adet ol az. Bir saat,
yarı saat kâfidir. Aile izi üs ütü terk eder gi i, oşla a ız ol az. Aile ferdleri izle güzel geçi kur alısı ız. “o ra
Ebû d Derda Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e giderek “el a ile araları da geçe hadiseyi a lattı.
Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Selman ı dediği doğrudur.
Mütercim:
Nafile olarak tutula oruç, öyle ir isafiri gö lü ü hoş et ek gi i eşru ir özürle bozulabilir, caizdir. Ancak
bozulan bu orucun kaza edilmesi Hanefi mezhebinde vaciptir. Şafii ezhe i de kazası lazı gel ez; a ak üsteha
olur. İ a Malik de İ a Aza ı görüşü dedir. Bu ları delilleri Amellerinizi iptal etmeyin mealindeki ayeti
keri edir. İ a Şafii Hazretleri, ayeti kerimeden murad A elleri izi üyük gü ahlar gi i kötü işlerle iptal et eyi iz
a ası olduğu da ayeti u esele ile ilgisi yoktur, diyor.
561- Hazreti Aişe den (R.A.) rivayet edil iştir:
Salih amelden gücü üzü yettiği i yapı ; zira Allah a usa ç gel ez, siz usa ırsı ız.
Fazla dere ede ke di izi yor ayı ız yahut ta
a ası ile i adeti hakkı da gele eği ü idiyle çalış ayı ız. Çü kü
ta
a ası ile i adeti yeri e getire ezsi iz, yorulursu uz, ıkarsı ız, uykunuz basar. Melekler gibi, her an gaflet
etmeyip tesbih ve i adette ulu ak i sa oğlu içi
ü kü değildir.
562- Abdullah bin Amr (R.A.) da rivayet edildiği e göre, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisine şöyle
buyurdu:
“e i deva lı oruç tuttuğu , ge e uyu ayıp a az kıldığı ha eri a a ildiril edi i, sa ıyorsu ? Oruçlu ol ve
oruçsuz ol; gece ibadetine kalk ve ay ı zamanda uyu. Çünkü gözlerinin sende nasibi var. Nefsinin ve ailenin sende
asi i hakkı var. Abdullah dedi ki:
— Böyle her gü oruç tut aya ve her ge e i adete gü ü yeter e i . Bu a karşılık Hazreti Peyga er:
O halde Davud Aleyhisselâm ı oru u u tut, buyurdu. Abdullah, ya Resûlallah! Davud Aleyhisselâm ı oru u asıldı?
diye sordu.
Hazreti Peygamber buyurdu ki:
Hazreti Davud ir gü oruç tutar, ir gü tut azdı ve “avaşta da düş a la karşılaşı a se at ederdi.
A dullah i A r, şu dilekte ulu du: Ya Resûlallah, Davud Aleyhisselâm ı güzel ahlâkı esaret ve atılga lıkla
ahlâkla a ı a a e sağlayabilir? Hazreti Peygamber ona:
Bu ir Allah vergisi ve ihsa ıdır, buyurdu. Sonra Hz. Peyga er, deva lı oruç tut a eselesi hakkı da:
Deva lı oruç tuta ı oru u ka ul değildir! buyurdu ve u sözü iki defa tekrarladılar.
Mütercim:
Savm-ı dehr, deva lı oruç tut ak de ektir. Bir eselede ihtilâfa düşüldü. Böyle tutula ir oruç se e iyle Allah ı ve
kulları hakları a ir zarar gele ekse, tutul ası ekruhtur; zarar yoksa ekruh değildir. Fakat ayra gü leri ile teşrik
gü leri de oruç kesi likle hara dır. Bu uayye gü lerde oruç tutul adığı takdirde deva lı oruç hakkı daki yasak,
oldukça hafifle iş olur. Şu ir gerçek ki, Davud Aleyhisselâ ı oru u, deva lı tutula oruçta daha faziletlidir.
563- Enes bin Malik (R.A.) der ki:
Bir gün Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di iz izi eve şeref verdiler. A e Ü
ü “üley , ziyafet ol ak
üzere Hazreti Peyga ere iraz tereyağı ile iraz da hur a getirdi. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er, a e e ve
orada ulu a lara, şöyle uyurdu:
Yağı ızı tulu u a ve hur a ızı ka ı a iade ediniz? Çünkü ben oruçluyum. Sonra Hazreti Peygamber evimizin bir
köşesi de iki rekât a az kıldı, hepi ize dua etti. “o ra valide dedi ki:
Ya Resûlallah! “izde küçük hiz etçi iz içi özel ir dua isteye eği , Hazreti Peyga er : Kimdir o küçük hizmetçi?
diye sordu. A e de, işte sizi hiz etçi iz ola u E es dir, dedi. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Hazretleri dü ya ve ahirete ait hiç ir hayırlı şeyi ırak ayıp ütü ü ile a a dua etti.
Allah ı o a al ve evlat ihsa et. He
alı ı, he de evladı ı ereketli kıl buyurdu. Enes Hazretleri, Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem i duaları ereketi ile ugü Medine li ashap içinde mal ve evlâd yönünden en zenginleri
benim, derdi.
564- İ ra bin Husayn (R.A.) der ki, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem birisine sordu:
Fala zade! se şa a ayı ı so u daki gü lerde oruç tuta ildi
i? O da: Ya Resûlallah, tuta adı ! dedi.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Öyle ise ra aza ayra ı da so ra iki gü oruç tut buyurdu.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte geçe serer kelimesi üzerinde âlimler ihtilaf ettiler. E kuvvetli görüş, u u her ayı yir isekiz,
yir idokuz ve otuzu u gü leri de ay gizli kala ağı da o gü lere serer de iştir. O ki se i de her ayı so u da
iki gün oruç tutmak adeti ulu duğu u Hazreti Peyga er ildiği de u soruyu ada a sor uştu.
565- Hazreti Peygamberin zevcelerinden Cüveyriye binti Haris (R.A.) der ki:
Bir cuma günü ben oruçlu iken Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem hü re e şeref verdi ve a a şöyle buyurdu:
“e dü oruç tut uş uydu ? Be de; Hayır, oruçlu değildi , dedi . Yi e a a sordu:
Yarı oruç tut ak istiyor usu ? Be de: Hayır, öyle ir iyeti yok, dedi . Bu u üzeri e Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
O halde oru u u oz, yal ız u a gü ü ü oruç tut ak eşru değildir . buyurdular. Ben de cuma günü tutmakta,
olduğu oru u u ozdu .
Mütercim:
İ a Şafii Hazretleri bu hadîs-i şerife daya arak, oru u yal ız u a gü ü e tahsis ederek u gü ü oruç tut a ı
ekruh olduğu u ka ul ediyor. Cumartesi ile pazar günlerini de böyle oruca tahsis etmek yine mekruhtur. Yahudi ve
hıristiya lara e ze e ol ası diye u hük e var ıştır.
Pazartesi ve perşe e gü leri oruç tut ak ise üsteha dır, de iştir. i a Azam Hazretlerine göre cuma günü oruç
tut ak ekruh değildir, tutul a ası daha iyidir.
566- İ i A as (R.A.)üma der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine ye hi ret ettikleri i ertesi yılı da Muharre ayı ı o u da
Yahudi leri oruç tuttukları ı görü e o lara sordu:
Bu ne orucudur? Onlar da:
— Bugü izde çok şerefli ir gü dür. Ce a -ı Hak Firavu u zul ü de İsrail Oğulları ı u gü de kurtar ıştır ve
Firavun u oğ uştur. Bu üyük i eti şükür karşılığı olarak Hazreti Mûsâ oruç tutardı. Biz de peyga eri iz ola
Hazreti Mûsâ ya uyarak bu Aşûre gü ü de her yıl oruç tutarız, dediler. ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara
şöyle uyurdu:
Sizden Hazreti Mûsâ ya daha layık ola e i , “o ra Hazreti Peyga er Aşûre gü ü oruç tuttu ve aşkaları a da
tutturdu.33
33 Ömer )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-317
KADİR GECE“İ BAH“İ
567- İ i Ömer (R.A.) der ki:
Ashapta azıları, Kadir gecesi i ‘a aza ayı ı yir iyedisi de olduğu u rüyaları da gör üşlerdi. Bu u üzerine
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
‘üyaları ızı so yedi gü de irleştiği i görüyoru . O halde Kadir gecesi i ara ak isteye ki se, o u ra aza ı so
yedi ge esi de arası . ‘üyalarda ki i, yir iyedisi e, ki i de so hafta ı çeşitli gü leri e dairdi.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte, Kadir gecesinin, Ramazan ı so haftası da ara ası ildiril ektedir. Fakat u da so raki hadîs-i
şerifte, Son on günün gecelerinde Kadir gecesi i arayı ız, buyrul uştur. Bu rivayete azara yir ide so ra ayı
bitimine kadar olan gecelerin hepsi bu aramaya dahil demektir.
imam Aza Hazretleri e göre, e kuvvetli ihti al ‘a aza ayı ı yir i yedi i ge esidir. i a Şafii ye göre yirmiyedi
ve yir i üçü ü ge elerde ol ası kuvvetli ir ihti aldir,
Bugü İsla ülkeleri de ‘a aza ı yir iyedi i ge esi KADİ‘ ge esi ka ul edilerek, o ge e ka diller yakıl akta ve u
mübarek gece ibadetlerle ihya edilmektedir.
568- Ebû Saîd El-Hudri (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile irlikte ‘a aza ayı ı o u da yir isi e kadar itikâfa gir iştik. ‘a aza ı
yir i i gü ü sa ahı olu a Hazreti Peyga er itikâfta çıktı. Bize ir hut e okuyarak şöyle buyurdu: Ba a KADİ‘
gecesi gösterildi; fakat sonra unutturuldum veya unuttum. Siz Kadir ge esi i so o gü leri tek ge eleri de arayı ız.
Bir de rüya da, su ve ça ur içi de se de ettiği i gördü . Ki Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile (benimle)
evvelce Ramazan ı o da yir isi e kadar itikaf et işse, ye ide itikâfa dö sü ler, u so o gü ü itikâfla
geçirsinler.) Biz de topluca so o gü içi tekrar itikâfa iyet ettik. “o ra ‘a aza ayı ı yir i iri i gü ü ge esi
olu a gökte hiç ulut yokke ulut geldi ve yağ ur yağdı, seller aktı. Mes id i tava ı, aktı. Mes id i tava ı zate
hur a udakları da dı. “o ra sa ah a azı kılı dı. Baktı ki Hazreti Peyga eri yüz ve alı ları da su ve ça ur izleri
var. A ladı ki, yir i iri i ge e Kadir gecesidir. Çü kü Hazreti Peyga er öyle rüya gör üştü. Gördüğü gi i de
oldu.
569- İ i A as da rivayet edil iştir:
“iz KADİ‘ ge esi i ‘a aza ayı ı so o gü ü de arayı ız: ‘a aza ı it esi e kala ge elerde dokuzu u veya
yedi i veya eşi ide,..
Mütercim:
Ara ları usulü e göre, ayı o eşi i gü ü geçtikte so ra, tarihler geri kala gü lerle belirtilir ve tespit edilir.
Geç iş gü söyle ez. Meselâ: Muharre ayı ı yir i iri i gü ü ü yaz ak gerektiği za a , Muharre ayı ı
sonuna dokuz gün kala, diye ifade ederler = Fi tis in bakayne min Muharrem, derler. Bu hadîs-i şerifi
a ası da udur,
dediler. Yine bu sözlere Şerkavî şerhi de öyle a a veril iştir. Fakat u a ize kalırsa, hadîs-i şerifte geçe sözleri
a ası, yir idokuzu u, yir iyedi i, yir i eşi i ge eleri de arayı ız, a ası a da gel esi ihti ali vardır.
570- İ
i Abbas dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Kadir gecesi, Ramaza ayı ı so o gü ü içi dedir. Ya yirmidokuzuncu gecesi veya yirmiüçüncü gecesindedir. Bir
rivayette Ramazan ı yir i yedi i ge esi dedir, buyrul uştur.
Mütercim:
Übeyy ibni Kâb, Kadir gecesi i yir iyedi i ge e olduğu u kesi likle söyler. Bu hususta ye i ile et iştir. Ah ed
bin Hanbel in Müsned i de İ i Ö er den rivayete göre, Kadir gecesi Ramazan ı yir iyedi i ge esidir, diye açık
şekilde hadîs-i şerif vardır. İ i A as ‘adıyallahu Anhuma da çeşitli yö lerle delil getirerek yirmiyedinci gece
olduğu u ifade et iştir. Meselâ: Gökler yedi, arz ta akaları yedi, Tufa yedi gü , şeyta ı taşla ası yedi, se de
azaları yedi diyerek eti eye var ıştır. Hazreti Ö er ‘.A. de u u güzel ul uştur.
İ a Şafii Hazretlerine göre; kâdir uhakkak ‘a aza ayı ı so o gü leri içi dedir. Hadîs-i şerifleri e kuvvetlileri,
yir i iri i veya yir iüçü ü ge esi de olduğu ka ısı dayı , hadîsidir. Hanbeli mezhebinde en kuvvetli ihtimal, yirmi
yedinci gecenin Kadir gecesi ol asıdır. Ha efî ezhebinde de öyle olduğu da ötede eri İsla ülkeleri de u a
riayet edilmektedir.
Kadir gecesi bu ümmete mahsus Allah ı ir ihsa ı olduğu da kıya ete kadar akîdir. Kadir ge esi de keşif ehli
ola lar içi irtakı özel alâ etler eyda a çıkar. Meselâ: Ağaçları, taşları ve diğer her şeyi se de eder halde görür.
Her yeri ilahi urlarla urla dığı ı üşahade eder. Hatta ge e kara lık yerleri ile urla dolu olarak görür. “a ahleyin
göğe yüksele
elekleri ka atları da gü eşi ışı ları sö ük olarak görülür. Fakat asıl aksad u ları gör ek değil, o
mübarek Kadir gecesini sâlih a ellerle, i adetlerle ihya et ektir. Dosdoğru ol akta daha üyük kera et ol az.
Daha doğrusu u ları üşahade ede azı ki selerde , üşahade et eyip te istika et üzere ulu a zatlar daha
hayırlıdır.
E doğrusu, her ge eyi Kadir gecesi il eli ve her görüle i Hızır il eli. Bu Türk atasözü doğru ve pek yolu da ir
sözdür. Bunun için Kadir gecesini Allah Teâlâ kulları da gizledi.
İ a Aza Hazretleri i görüşü e göre, ütü se e i her ge esi Kadîr ge esi ol ak ihti ali vardır. Çü kü Kadir
gecesi her yıl dolaşır. İ i Mesud dan da böyle rivayet edil iştir: (Allah Teâlâ o geceyi görmeyi bize ihsan edip o gecede
ak ul i adet et eyi de asi kılsı .
571- İ i Ömer den (R.A.) rivayet edil iştir:
Ba a Ö er ‘.A. Hu ey gazası da dö erek Cirra e adı daki yerde Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile umre
içi İhra a gir işti: Mekke ye vardıkları za a Hazreti Ö er:
— Ya Resûlallah! Cahiliyet za a ı da, Mes id-i Haram da ir ge e itikâfa gir eyi ada ıştı , dedi Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem o a şöyle uyurdu: Adağı ı yeri e getir.
Mütercim:
İ a Ah ed i Ha el Hazretleri bu hadîs-i şerife akarak ir kâfiri adağı sahih ola ağı a ve Müslüman olduktan
so ra adağı ı yeri e getiril esi gerektiği e kail ol uştu. Diğer müçtehit i a lar ise, u üsteha tır, yoksa adağı
yerine getirilmesi vacip değildir.
Yine bu hadîs-i şerife daya arak İ a Şafii ve İ a Ah ed Hazretleri, itikâf içi oruç tut a ı lüzu lu ol adığı ı
söylüyorlar.
İ a Aza ile İ a Malik Hazretleri de, itikâfa gire i oruçlu ol ası lazı dır, diyorlar. Çü kü Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem oruçsuz olarak itikâfa gir e iştir.
İtikâf üekked ir sü ettir. Çü kü ‘a aza da itikâfa girmeyi Hazreti Peygamber ömrünün sonuna kadar terk
et e iştir. Bir defa özür se e iyle terk etti ise de, so ra şevval ayı ı o u da kaza et iştir. Bu duru a göre, ir elde
halkı toplu a itikâfı terk ederlerse di i
ak ul i adetleri de üyük ir i adeti terk et iş ola akları da , u işe
elverişli iri i ulup itikâf yaptırırlarsa, hepsi sevap kaza ır. Bu güzel i adet, İsla ülkeleri i çok köyleri de yeri e
getirilmektedir. İtikâfta ulu a lara da, Müslüman e aat yardı et eli, kolaylık sağla alıdır ki, sevap kaza ış
olsunlar.
İ a E û Yûsuf a göre, itikâfı e azı ir saattir. İ a Şafii ye göre, üç defa Sübhanallah diyecek kadar beklemektir.
İ a Muha
ed e göre, itikâfı e az üddeti yarı gü dür. İ a Aza Hazretleri e göre, ir gü ir ge edir.
Fakat kemali on gündür.
İtikâfı iyeti de şöyle: Niyet etti Allah rızası içi u a ide şu kadar za a itikâf yap aya. Kal e u u iyet eder
ve isterse dili ile de söyler. A dest al ak, guslet ek ve a dest oz ak gi i eşru özürler ol adıkça a ide dışarı
çıka az. )ev esi ile i si te asta ulu a az. Eğer ulu ursa itikâf ozula ağı gi i, gü ah işle iş olur.
Ye ek ve iç ek hususu diğer ge elerde olduğu gi i aizdir. Kur a oku akla, afile a az kıl akla, salât ve selâ
getir ekle eşgul ol ak daha faziletlidir. İtikâf yal ız u ü
ete ahsus ol ayıp Hazreti İ rahi Aleyhissela dan
ve daha evvelde eri ev ud ve eşru ir i adettir. Niteki : Kâ e yi, onu tavaf edenlere, orada i adet kasdı ile
otura lara, rükû ve se de ede a az kılı ılara terte iz tutu , diye İ rahi e ve İs ail e e ret iştik. mealindeki
ayeti keri e açıktır. Bakara: Ayet
Bir de, itikâf ada ırsa yeri e getiril esi vacip olur.
572- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir se e ra aza ayı ı so o gü ü de itikâfa gir ek üzere itikâf yeri e gittiği
zaman, mescit içi de üç çadırı kurul uş olduğu u gördü. Bu u üzeri e şöyle uyurdu:
Bunlar nedir? Orada bulunanlar dediler ki: Ya Resûlallah, u lar uhtere zev eleri izde Aişe, Hafsa ve )ey e in
çadırlarıdır. O lar siz efe di ize uyarak itikâfa gire ekler iş, u u içi hazırla ışlardır. “o ra Hazreti Peyga er:
Kadı larda u u
es idlerde itikâfı sâlih bir i adet i olduğu u sa ıyorsu uz? buyurdu ve hemen mescid den
geri dö erek o yıl ‘a aza ayı ı itikâfı ı ta a e ıraktı. “o ra Şevval ayı ı o gü ü ü itikâfa girerek kaza etti.
Bayra
a azı da so ra o gü itikâf et iş oldular.
Mütercim:
Eğer ayra gü ü itikâf ta sayılırsa, itikâf içi oruç tut ak şart değildir. Çü kü Hazreti Aişe, Şevvali o gü ü de
itikâfı yapıl ış olduğu u söyle ektedir. O u içi İ a E û Yusuf ile İ a Muha
ed ve İ a Şafii Hazretlerine
göre itikâfta oruç şart değildir. Fakat İ a Aza ve İ a Malik Hazretleri e göre, Şevvali o gü ü de ek,
bayramdan sonra gelen on gün demektir.
573- Hazreti Aişe den (R.A.) rivayet edil iştir:
‘a aza ayı ı so o gü ü de Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri itikâfa girmek üzere Mescid e
vardığı, za a zev eleri e ait itikâf çadırları ı görü e,
Kadı ları
es idlerdeki itikâfı a iyi ir hareket i diyorsu uz? buyurdu. Bir rivayete göre de: Kadı lar, u u la
(mescidler de itikâfla) iyi bir hareket mi kasdettiler? Ben itikâf yap aya ağı . buyurdu ve itikâftan vazgeçtiler.
Bayra ı yapı a da, Şevval ayı da o gü itikâfa girdiler.
574- Hazreti Peygamberin muhterem zevcelerinden Safiyye:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem itikâfta ike ziyaret aksadı ile ge e vakti ya ı a var ıştı . Bir üddet
ko uştukta so ra e i uğurla ak içi Mes idi kapısı a kadar geldiği za a , E sar da iki kişi selâ verip hızlı
adı larla ya ı ızda , geçtiler. ‘esulü Ekre , o lara yavaş yürüyü üz! Bu Huyey kızı “afiyye dir, benim zevcemdir
buyurdular. Onlar da, Sübhanallah ya Resûlallah! dediler hiç sizi hakkı ızda kötü ir şey içi izde geçer i? .
Peygamber i duru u izah ede sözü ke dileri e ağır gel işti. ‘esûl-i Ekre şu uka elede ulu dular:
Ne var ki Şeyta i sa oğlu u da arları da ka dolaşı ı gi i dolaşır. Bu yüzde gö lü üze ir şey kuşku
at ası da korktu .
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ize öğret ek içi öyle uyurdu, İ sa ları kötü za esle eleri e se ep
ola ak işlerde ve yerlerde koru ak gereklidir. U u î yerlerde ile olsa ge e vakti, ahre i ol aya ir kadı la
ulu a ı aiz ol adığı a ve şüpheyi davet ettiği e de işaret buyrul uş oluyor.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-324
Bİ“MİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
ÜÇÜNCÜ CÜZ
575- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Be i çok hadîs rivayet ettiği i söylüyorsu uz; e diğer E sar ve Muha irler gi i çarşılarda alış verişlerle
uğraş adı . O ları u uttukları hadîs-i şerifleri e u ut adı . Bu u hik eti de şudur: Bir gü Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Selem bize vaaz ve nasihatte bulunurlarken:
Ha gi iz, esva ı ı
etekleri i sözü ü ta a layı aya kadar yere serer ve sonra kendine toplarsa söylediklerimi
muhakkak surette kavrar uyurdular. Be , he e esva ı ı yere serdi . “o ra topladı : Bu hadiseden sonra Hazreti
Peyga erde işittiği i ir daha u ut adı .
Mütercim:
İli bahsinde bu hadîsi ir kıs ı geç işti. Alış veriş ahsi de daha ge iş ir a a ile tekrarla dı. E û Hureyre nin bu
sözleri de asha ı kira ı çarşılarda alış verişle eşgul oldukları a laşılıyor. O u içi alış veriş ahsi de u hadîs-i
şerif tekrarla ıştır.
Bir de tarikat şeyhlerinin azı üridleri e hırka giydir eleri e u hadîs-i şerif güzel ir delil ola iliyor. Çü kü adı geçe
hırkada
ürşidi hal ve irfa ı üride geçer diye hayırlı ir yoru la u iş yapılır. Niteki Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem Hazretleri, unutmama hali i hırka giye lere aklettir iştir. Şeyhler de Kim bir topluma kendini benzetirse, o
ki se o larda dır. kaidesi uyarı a, hiç ol azsa taklid ve e zet e şerefi e kavuşarak sevap kaza ırlar.
576- Abdurrahman bin Avf da ‘.A. rivayet edil iştir:
Abdurrahman, Medine i Kay uka çarşısı da ti aretle uğraşırke , ye i da atları sürü düğü kokuda sürü erek
Hazreti Peyga eri huzurları a vardı. Hazreti Peyga er,
Evlendin mi? buyurdu. Abdurrahman, evet! dedi. Hazreti Peygamber sordu:
Kiminle evlendin? Abdurrahman, Ensar da ir kadı la, dedi. Hazreti Peyga er yi e sordu:
Mehir olarak ne verdin? A durrah a : Bir çekirdek eş dirhe ağırlığı da altı verdi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
Bir koyu ile olsa, düğü ziyafeti yap! Böyle düğü ziyafeti içi davet sü ettir.
dedi. Peyga
er
577- Nu a i Beşir de rivayet edil iştir:
Helâl elli ve hara da ellidir. A ak ikisi arası da ir takı şüpheli şeyler vardır. Gü ah akı ı da şüpheli ulduğu
şeyi terk ede kişi, apaçık gü ah ildiği şeyi daha kuvvetle terk eder. Gü ah akı ı da şüpheli ulduğu şeye üret
ede ki se de, apaçık gü ah ildiği şeye düş esi pek uhte eldir. )ira gü ahlar, Allah Teâlâ Hazretlerinin yasak
korularıdır. Ki
u yasak koru çevresi de sürüsü ü otlatırsa, o yasak koruya düş esi a
eselesidir.
578- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Sa d bin Ebi Vakkas ı ‘.A. İslâ ı ka ul et eye ve küfür üzere öle Ut e i E i Vakkas adı da ir kardeşi vardı. Bu
kâfir ölürke kardeşi “a d Hazretleri e şöyle vasiyet et işti: Zem a ı ariyesi de doğa A durrah a adı daki
ço uk e de dir. Bu ço uğu )e a ı oğlu A d den dava ederek al.
Sonra Mekke nin fethinde Sa d Hazretleri, adı geçe kardeşi i vasiyeti üzeri e, )e a ı ariyesi de doğ uş ola
Abdurrahman ı ele geçirerek, u, öle kardeşi Ut e i ço uğudur, diye dava etti. Nihayet )e a ı oğlu A d ile
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzurları a çıkarlar. A d i )e a der ki: Abdurrahman benim babadan
kardeşi dir ve a a ı ariyesi de doğ uştur, o u sulbündendir.
Sa d Hazretleri de: Bu ço uk e i kardeşi i sul ü de dir ve gayri eşru olarak )e a ı ariyesi de doğ uştur.
Kardeşi i a a vasiyyeti öyledir, der. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurur:
Ya Abd bin Zem a, u ço uk sa a düşer. Ço uk yatağı dır, ki i
ülkü veya ikâhı altı da doğ uşsa o a aittir . )i a
ede i hakkı da evli ise taşla aktır. Zem a, “evde valide izi
a ası olduğu da ahiliyet za a ı a ait u
iddiadan dolayı Peyga er efe di iz ha ı ı a şöyle uyurdu: Ya “evde! Bu da
öyle se de kardeşi
Abdurrahman da kaç, o a görü e. Hazreti “evde ‘.A. da ö rü ü so u a kadar kardeşi A durrah a a
görünmedi.
Mütercim:
Bir ki se ço uğu u red ve i kâr et edikçe ve eşru usûle göre lia ol adıkça, ço uk ke disi i olur. Başkası
tarafı da u ço uğu dava edil esi sahih ol az.
Ut e adı daki kâfir, Uhud savaşı da Hazreti Peyga eri
ü arek dişi i kıra
el u dur. “ahih ola görüşe göre
küfür hali üzere göç üş ve ehe e e git iştir.
579- Hazreti Aişe ‘.A. a der ki:
Ashapta azıları, ya Resûlallah! Bazı ki seler ize kesil iş ve kurutul uş pastır a et getiriyorlar. Bu etleri es ele
ile kesilip kesil ediği de şüphe ediyoruz. A a a u ları yiye ilir iyiz? diye sordular. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle uyurdu: Allah ı adı ı a ılıp a ıl adığı es ele çekilip çekil ediği ili eye ete siz es ele
getiriniz ve onu yiyiniz.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, İ a ı Şafii Hazretleri i delili olup ir hayva ı kesi i de es ele şart değildir, üsteha dır, diye
içtihat et iştir. Üzerine Allah ı adı a ıl a ış hayva etleri de ye eyi iz
eali deki ayeti keri e, putlar adı a
kesile hayva etleri de ye eyi iz, a la ı dadır, diyor. İ a Aza Hazretleri e göre, ayeti keri e i zahiri e
nazaran, bir hayvan kesilirken muhakkak besmele getirmek icab eder. Kasten es ele terk edilerek kesile hayva ı
eti ye ez. A ak es ele u utularak hayva kesil iş olursa, eti ye ir. Bu hadîs-i şerifi
a ası ise, siz iyi za
esleyerek es ele ile kesil iştir, hükmünü veriniz ve besmele ile yeyiniz demektir.
580- Ebû Hureyre de rivayet edil iştir:
İ sa lara öyle ir za a gele ektir ki, kişi aldığı şeyi erede geldiği e, helâlda
ı yoksa hara da
ı geldiği e
aldır aya aktır.
Mütercim:
İşte bu hadîs-i şerif de Hazreti Peyga eri
u izeleri de dir. )a a ı ızda i sa ları çoğu öyledir; helâl haram
aradığı ız yoktur. Nerede gelirse gelsi , e şei araştırıl ıyor.
581- Berâ bin Âzib (R.A) ile Zeyd bin Erkam (R.A.)üma derler ki:
Hazreti Peyga eri za a ı da ti aret yapıyorduk. Altı ile gü üşü karşılıklı olarak değiştirilip satıl ası hakkı da
ke dileri e fetva sorduk. Bize şöyle uyurdular:
Eğer peşi olursa, eis yoktur. Fakat veresiye olursa, sahih değildir.
Mütercim:
“arraflıkta parayı para karşılığı da değiştir ekte her iki tarafı , üşteri ile satı ı ı değiş tokuş yap aları şarttır.
Bunda bütün âlim ve müçtehitler ittifak et işlerdir. Yal ız sarraflıkta ziyade al ak, sarraflık adı altı da ir şey al ak
caiz midir? Bunda âlimler ihtilaf et işlerdir. “ahih ola hükü şu: Eğer i sleri ir olursa altı , altı karşılığı da veya
gü üş, gü üş karşılığı da satılıp değiştirile ekse, fazlalık aiz değildir. Ci sleri değişik olursa, ya i altı gü üş
karşılığı da satılırsa fazlalık aizdir. A ak her ikisi i peşi olarak verilip alı ası şarttır. Delil de, u hadîs-i şerifle
bundan sonra gelecek olan hadîs-i şeriftir.
582- Enes (R.A.) de rivayet edil iştir:
Her ki rızkı ı ol yahut ö rü ü uzu ol ası ı isterse, yakı ları a iyilik ve ihsa etsi “ılâ-i rahî yapsı .
Mütercim:
Ö rü ü uza ası ı veya rızkı ı ol ol ası ı seve ki se, akra a ve yakı ları a sıla yapsı . Bu da, her yö de
yakı larıyla ilgile ekle olur. Doğrusu, i sa ı ö rü ve rızkı uayye ise de, ihti al ki u iyilik ve sıla se e iyle Ce a ı
Hak i sa ı ö rü e ve rızkı a ereket verir. Yahut Levh-i Mahfuz da fala ki se i rızkı veya ö rü şu kadardır; fakat
sılâ-i rahi yaparsa şu Kadar se e daha fazla yaşaya aktır ve rızkı çoğala aktır, diye yazıl ış ola ilir. Ce a -ı Hakk ı
ezelî ola il i de ise değişiklik ol az. Allah dilediği i kaldırır ve dilediği i tespit eder. Levh-i Mahfuz o u katı dadır.
eali deki ayeti keri e i
a ası da udur, dediler. Ü ü l-Kita a a yazı veya yasa , Allah Teâlâ Hazretlerinin ezelî
olan ilmidir.
583- Enes bin Malik (R.A.) derki:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di izi şöyle uyurduğu u işitti :
Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ailesi ya ı da ir sâ yaklaşık olarak üç kilo uğday veya ir sâ tahıl
akşa la a ıştır.
Mütercim:
Hazreti Peyga eri , u sözü, zekât ve sadaka olarak gele yiye ekleri eklet ede
uhtaçlara dağıttığı ı eya
et ek içi söyledikleri düşü üle ilir. Niteki
azı hadîs-i şeriflerde Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in
ailelerinin geçimi içi ir se elik erzak edi diği rivayet edilir. Bu da ü
eti e erzak edi eyi öğret ek ve u kadarı ı
eşru olduğu u ildir ek içi dir,
Buharî yi şerh ede Ay î Hazretleri u hadîs-i şerife itiraz ederek: Bu söz, Hazreti Peyga eri sözü ol ayıp E es
Hazretlerinin kendi sözüdür, dedi. Enes Hazretlerinden bu hadîs-i alan Katâde der ki: Ben, Enes bin Malik in dilinden
kulağı la öyle işitti .. Yoksa u sözü Hazreti Peyga erde işitil iş olduğu a ası u da çık az. “o ra
Şarihlerden Sindi de, Ayni nin bu itirazı ı savu arak: Hazreti Peyga er ü
eti e zühdü ve tevekkülü öğret ek içi
ve eşruiyeti i ildir ek içi öyle uyur uştur. Bu da hiç ir şekilde itiraza yer yoktur, de iştir. Bu u la era er
Buharî Hazretleri i rivayeti i deva ı da da u sözü Hazreti Peyga eri uyurduğu a laşıl aktadır. Şarih Aynî
Hazretleri i urada isa et ede ediği eyda a çıkıyor. Allah e iyi ile dir..
584- Mikdam da rivayet edil iştir:
Hiç ki se, ke di el e eği de yediği ye ekte daha hayırlı ir ye ek asla ye iş değildir. Allah ı peyga eri Davud
Aleyhisselâ da ke di el e eği de yerdi.
Mütercim:
Davud Aleyhisselâ , de irde zırh yaparak o ları satar ve elde ettiği kaza çla geçi irdi. İ sa ı ke di el e eği
şüphede arî e faziletli kaza ç olduğu da u yol seçil iştir. Hazreti Peyga er de, kaza çları e şereflisi ola ihad
geliri ile geçinirlerdi.
Diğer peyga erleri de ke dileri e ahsus irer sa atları vardı, diye azı hadîslerde akledil iştir. Meselâ Davud
Aleyhisselâ zırh yapardı. Âdem Aleyhisselâm ziraat ederdi. Nûh Aleyhisselâ ti aret yapardı, İdris Aleyhisselâ
terzilik ederdi. Mûsâ koyu güderdi. Bu halde kaza ak ve ti aret et ek tevekküle e gel değildir; daha doğrusu
tevekküle yardı ı ol aktır. Çü kü i sa çalışır, uğraşır ve çalıştığı ı se eresi i görürse de aza zarar eder. işte
çalışa ada ı işi de aşarılı ol ası utlaka ke di eli de ol ayıp aşarılı ola ağı ı u arak çalış ış ol ası
tevekküldür.
585- Cabir de rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ o ada a rah et etsi ki, sattığı za a , satı aldığı za a ve ala ağı ı tahsil ederke
ö ert davra ır.
586- Huzeyfe de rivayet edil iştir:
“izde ö e yaşa ış ü
etlerde ir ada ı ruhu u elekler aldılar ve o a, dü yada hayırlı ir a el işledi mi?
diye sordular. Adam dedi ki: Ben (alacakları ı topla ak içi gö derdiği
ada ları a, eli dar ola a ühlet
ver eleri i ve duru
üsait ola ı ir azereti varsa geç eleri i e rederdi . Bu evap üzeri e elekler de o u
geçtiler. azı rivayetlerde, varlıklı ola a kolaylık gösterir, eli dar ola a mühlet verirdim veya varlıklıya ühlet ta ır,
eli dar ola a ağışladı veya varlıklıda alır ve eli dar ola a ırakırdı . diye varit ol uştur.
Mütercim:
Eli darda ola
ir orçluyu, sıkıştır a ak ve ala ağı ertele ek vaciptir. Onu tamamen ibra edip kurtarmak ise
üsteha dır. Bu da dolayı di î ir il e e olarak sorulur: vacipten daha faziletli olan müstehab hangisidir? Bunun
eva ı, ala ağı ertele ek yeri e ağışla aktır. Çü kü zor duru da ola ı
or u u ertele ek va i , ta a e
ağışla ak üsteha dır. Bu u la era er üsteha ola ağışla a daha faziletlidir.
587- Hakim bin Hizam da rivayet edil iştir:
“atı ı ile üşteri, ir irleri de ayrıl adıkça, yahut ir irleri de ayrılı aya kadar alış verişleri de ser esttirler, alış
verişi ka ul veya red ede ilirler . Eğer ikisi de doğru ko uşurlar ve alı duru u u olduğu gi i açıklarlarsa kusuru u
ve ayı ı ı sakla azlarsa , o ları alış verişi de ereket olur. Eğer duru u saklarlar ve yala ko uşurlarsa, alış
verişleri i ereketi kalkar.
Mütercim:
Burada ayrıl a ı
a ası, İ a Aza Hazretleri e göre “attı ve satı aldı sözlerini söyleyinceye (kadar) taraflar
muhayyerdir, imam Şafii Hazretleri e göre, alış veriş e lisi de ayrılı aya kadar uhayyer olurlar. Hulâsa, İ a
Azam a göre, sözü itir ek ayrılış de ektir. İ a Şafii ye göre e liste ayrıl ak ufarekattır.
588- Ebû Saîd el-Hudri (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hazreti Peyga eri
utlu devri de ize zekât ve öşür alları da kalitesiz hur a verilirdi. Biz de u kalitesiz
hur a ızda iki ölçeği i ir ölçek iyi hur a ile değişirdik. Bu alış verişi iz içi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle uyurdu:
Bir ölçek iyi hur a karşılığı da iki ölçek adi hur a ola az.. Bir dirhe karşılığı da iki dirhe de ola az. Bu
şekilde alışveriş yap ayı ız; faiz olur. Buğday, arpa ve diğer hu u at da öyledir. Ay ı i ste ola
alları
ü adelesi de tefazul ölçü veya tartı akı ı da farklılık aiz değildir.
589- Ebû Hureyre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Alış verişte ye i et ek, alı sürü ü e yardı
ı olursa da, ereketi kalk ası a se ep olur.
590- Cabir (R.A.) de rivayet edil iştir:
Bir gazada Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile era erdi . Dö üşü üzde deve yoruldu. Yolda
arkadaşları da geri kaldı . “o ra Hazreti Peyga er ya ı a gelerek:
Cabir, neyin var senin? diye sordu. Ben de: Ya Resûlallah! deve yoruldu, geri kaldı , dedi . Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem devesinden indi ve bastonuyla devemi dürttü. Sonra bana:
Bin! buyurdu. Ben de bindim Devemin birde hızla dığı ı gördü ve o u, Hazreti Peyga eri geç esi diye,
güçlükle zabtediyordum. Bir ara Hazreti Peygamber bana, evlendin mi? diye sordu. Evet! dedim.
Kız ı, yoksa dul u aldı ? uyurdu. Be de: Dul aldı , dedi . Bu u üzeri e şöyle uyurdular:
Niçi kız al adı ? Bir iri izle oy aşır daha iyi a laşır dı ız. Be de şu uka elede ulu du : Be i
akı a
uhtaç a ıları var. O ları toplaya ak, üstleri i aşları ı yıkayıp taraya ak ve ihtiyaçları ı göre ek ir olgu kadı la
evlenmek istedi . Bu u üzeri e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Şi di se dö üyorsu . Aile e vardığı za a o lara var gü ü le sahip çık. Sonra:
Deve i satar ısı ? uyurdu. Be de: Evet! dedi . Hazreti Peyga er de dokuz iskal altı karşılığı da deve i satı
aldı. Fakat yi e Medi e ye kadar hayvana binmem için bana müsaade etti. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
benden önce (Medine ye vardı. Be de kuşluk vakti de varabildim. Mescide geldik ve Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hazretlerini Mescid i kapısı ö ü de uldu . Hayva ı da i di ve Hazreti Peyga eri huzuru a vararak,
selâ verdi . “elâ ı ı aldılar. “o ra a a: Şi di i geldi ? buyurdu. Ben de, evet! dedim. O halde deveni
ırakarak Mes id e gir ve iki rekât a az kıl, buyurdular. Ben de Mescid e girdi ve iki rekât a az kıldı sefer
dö üşü üsteha ola iki rekât a azı kıldı . “o ra ‘esûl-i Ekrem, Bilâl a, dokuz iskal altı tart ası ı e rettiler.
Bilâl da a a tarttı ve terazi i altı kefesi i ağır astırdı. “o ra yürüdü . Fakat dönüp gitmekte iken Hazreti
Peyga er, Bilâl Ha eşiye hita e . Bana Cabir i çağır diye e retti. Bilâl Hazretleri e i çağırı a, hatırı a şu geldi:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem deve i eğe edi. O u a a geri vere ek. Hâlbuki bu deve kadar sevmediği
bir mal dünyada yoktu. Nihayet Hazreti Peyga eri huzurları a vardı . Ba a şöyle uyurdular.
Al deve i, edeli ola altı de senin olsun.
Mütercim:
Bir şarta ağlı olarak alış verişi yapıl ası hususu da müçtehit i a lar ihtilâf et işlerdir. Bu ihtilâf da bu hadîs-i şerife
daya ılarak ol uştur. Çü kü Ca ir Hazretleri yolda devesi i Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sat ış ve
Medine ye kadar da satışta so ra o a i iştir. Bu, ir evi Medi e ye kadar hayva a i ek şartı ile yapıla ir
satıştır. O halde satış, şarta ağla ış de ektir, diyorlar.
İ a Ah ed e göre öyle satış aizdir. İ a Malik e göre esafe yakı ise aizdir, İ a Şafii ye göre, böyle falan
yere kadar i ek şartı ile sattı , de ek aiz değildir. “atış sözleş esi yapılırke öyle ir şart koşula az. Burada
Cabir i e u et ek içi o a yapıla ir ikra
Şartlı satışı Me elle de ge iş açıkla ası vardır.
vardır. Hazreti Peyga
er u ikra ı Ca ir e ke diliği de yap ıştır.
591- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Üzerlerinde azı hayva resi leri ulu a
i derler satı al ıştı . “o ra Hazreti Peyga er oda da içeri girerke
u ları görür gör ez durdular. Mü arek yüzleri de a ladı ki, hoşla adıkları ir şey gördüler. Ka ahat işlediği i
a ladı ve he e , Ya Resûlallah! Allah a ve size karşı ir kusur işledi se tev e etti dedim. Hazreti Peygamber:
Bu yastıkları işi e urada ? uyurdu. Be de: üstü e otur a ız ve yasla a ız içi satı aldı , dedi . Buyurdular
ki:
Bu resi leri çize lere kıya et gü ü aza edile ek ve o lara, yarattığı ız çizdiği iz u resi lere hayat verin,
de ile ektir. İçi de resi ler ulu a eve elekler rah et elekleri gir ez.
Mütercim:
Buradaki tehdit, a lı ola şeyi res i i çiz ek hakkı dadır. Bu ları kulla ak hususu a geli e: Eğer ir a lı,
yaşaya ile eği ir aza ile şekille diril işse u aiz değildir. Aksi halde aizdir.
Fakat yine Buharî de LÎBA“ ölü ü de ev ud aşka ir hadîs-i şerifte, gölgesi ol aya resi ve şekiller istis a
edilerek u yasağı dışı da ırakıl ıştır. A ak fetva yine bu hadîs-i şerife göredir. Bu u la era er öyle kâğıt ve
ku aş üzeri e resi çize ler öteki hadîs-i şerife uyarak a el ede ilirler. )ate “ulta A dülaziz za a ı da
Şeyhülİsla Turşu uzade de adı geçe hadîs-i şerifle fetva ver iş ve Şeyhülİsla ol ası a da u fetvası se ep
ol uştur, derler. Hadîs-i şerifi
eali şu: Ebû Talha da rivayet edildiği e göre, elekler, içi de resi ola eve
gir ezler; a ak el isede ku aşta ola çiz e ve işle e resi ler u da
üstes adır.
592- İ i Ö er ‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Biz Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile ir seferde idik. Be , a a ı ge ç ve hırçı
ir erkek devesi e
i işti . Bu hırçı deveyi za tede ediği de herkesi ö ü e geçer, a a Ö er de o u ürküterek geri çevirirdi.
Hazreti Peygamber, babam Ömer e hitaben:
Bu deveyi bana sat! uyurdu. Ba a da: Deve sizi dir, eva ı ı verdi. Yi e Hazreti Peyga er:
Bana deveyi sat! uyurdu. Ba a da u e re uyarak deveyi sattı. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem hemen
bana hitaben:
Bu deve se i olsu , ey A dullah i Ö er! O u istediği gi i kulla buyurdular.
Mütercim:
Alış veriş ta a la dıkta so ra, satıla
alı artık üşteriye ait olduğu u ve ağla tı yapıldıkta so ra satışta
ay a ı aiz ol adığı ı, üşteri satı aldığı alı istediği ki seye ağışlaya ile eği i veya sata ile eği i İ a Aza
Hazretleri bu hadîs-i şerifte çıkarıyor. i a Şafii ise, satış ta a la dıkta so ra taraflar, satış e lisi de
ayrıl adıkça satıla
alda tasarrufta ulu a azlar. Çü kü e liste oldukları üddetçe herha gi iri i , satışı
feshet e hakkı vardır, diyor. i a Şafii ye göre, Resûl-i Ekrem in, Hz. Ömer de satı aldığı deveyi oğlu a
ağışla ası, Ö er i satış e lisi de ayrıl ası da so ra vuku ul uştur.
593- İ i Ö er ‘adıyallahu A.) der ki:
Bir ki se, Hazreti Peyga eri huzuru a gelerek, alış verişte dai a alda dığı ı söyledi. Bu a eva e Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Alış veriş yaptığı za a , di de aldat a yoktur, de!
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi ir rivayeti de, alış verişte so ra üç gü e kadar uhayyersi . O da so ra isterse
alı satı ıya geri
verirsin, istersen kabul edersin, diye varit ol uştur. Müçtehit İ a lar u hadîs-i şerifte dolayı ihtilâf et işlerdir.
Ha eli ezhe i e göre, alış verişte alda a varsa da, alda a ki se ister öyle hile ile alda sı , ister hilesiz alda sı ,
alış verişi oz akta ser esttir. Fahiş ir alda ada dolayı ister ka ul eder, ister alış verişi geçersiz kılar. Yi e Ha eli
ezhe i de, alı gerçek değeri i üçte iri dere esi de alda ışsa, u fahiş ir alda a olur. İki liralık ir eşyayı üç
liraya almak gibi.
Hanefi ve Şafii ezhe leri de, alış verişte hile yapılarak fahiş şekilde aldatılsa, alı ı alış veriş te uhayyer olur; isterse
kabul eder, isterse kabul etmez. Fakat bir ki se fahiş şekilde aldatıl ış olduğu a dair karar al aksızı yapıla alış
verişi oza az. A ak fahiş alda a yeti
alı üzeri de ise, karar ol aksızı alış veriş ozulur. Vakıf ola
allarla
hazi e alları da öyledir.
Bir de Ha efî ezhe i de fahiş alda a, fiyat içe leri takdirleri i üstü de ola kıy ettir. Ayrı a satı ı veya alı ı
yahut Her ikisi irde
uayye
üddet içi de alış verişi feshet ek veyahut ka ul et ek hususu da uhayyerlik şartı
koş aları aizdir. Yi e uhayyerlik şartı ile uhayyer ola taraf, uhayyer olduğu üddet içi de dilerse alışverişi
fesheder, dilerse ka ul eder. Fakat İ a Aza ile İ a Şafii Hazretleri e göre üç gü de çok uhayyerlik şartı aiz
değildir; İ a ey e göre aizdir. Burada İ a ey i sözü ter ih edil iştir.
594- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyur uştur:
Bir ordu, Ka be ye karşı savaşa çıka aktır. Mekke ile Medi e arası da Beydâ de ile yere vardıkları za a aşı da
sonuna kadar (tamamen) yere batacaktır. Hz. Aişe diyor ki: Yâ Resûlallah! dedi
u ları hepsi asıl yere
atırıla aktır! Oysa içleri de satı ılar ve ke dileri de ol aya lar da ulu a ilir. ‘esûl-i Ekre şöyle uyurdular:
O lar aşta so a kadar yere atırıla aklar ve so ra iyetleri e göre ahşere kaldırıla aktır.
Mütercim:
Ordu safları arası da ti aretle eşgul ol a ı
eşru olduğu a delil olarak u hadîs-i şerif, alış veriş ölü ü de
zikredil iştir. Bir de öyle zulü ile ve Müslümanlar aleyhi e olarak savaşa gide eklerle era er ulu a ları hepsi,
aza a ve helak edil eye hak kaza ırlar.
Medi e ile Mekke arası da yere ata ak ola ordu u “üfya i adı daki ir zali i askerleri ola ağı söyle iştir.
595- Hazreti Enes der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, bir gün çarşıda ike ir ada , E e l-Kası ! diye sesle i e Hazreti
Peygamber adama döndü. Adam, ya Resûlallah! dedi, sizi çağır adı , şu ada ı çağırıyoru . Bu u üzeri e Hazreti
Peyga er şöyle uyurdu Siz Benim ismimle isimleniniz; fakat bana ait olan (Ebe l-Kası kü ye le kü yele eyi iz.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i sağlığı da öyle isi karıştırıl ası ol ası diye, ke di kü yesi i kulla ak
yasakla ıştır dediler.
596- Ebû Hureyre (R.A.) der ki :
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ir gü
e i le era er çıkıp yolda hiç ko uş aksızı Kay uka
çarşısı a vardı, so ra Hz. Fatı a ı ‘.A.) evinin avlusunda oturdu ve: Yara az ço uk Hasa orada ı? diye sordu.
Hazreti Fatı a, ço uğu üst aşı ı düzelt ek içi olsa gerek, ço uğu iraz eğledikte so ra Hasan, olanca kuvveti ile
koşarak geldi. Hazreti Peyga er o u ku akladı, sarılıp öptü. “o ra şöyle uyurdu: Allah ı ! Bu ço uğu sev ve o u
seveni de sev.
Mütercim:
Metinde geçen Lükâ keli esi, lügat kitapları da yaramaz ço uk a ası da olduğu da , u hadîs-i şerifi
açıkla ası da üşkülata düşül ektedir. Hatta erhu A durrah a paşa Edir e de vali ike u keli e i
a ası ı
e de sordu. Be de dedi ki: Türkiyede her ço uk hakkı da hoş tut ak aksadı ile, yara azlık yapıyor u, şu u
u u karıştırıyor u? koşar oy ar a ası a kulla ırlar. Arapçada u Lükâ keli esi ço uk hakkı da olursa ir övgü
sıfatıdır. Fakat üyükler hakkı da olursa yer ek ve kötüle ek sıfatıdır. Bu sözleri de adı geçe zat çok hoşla ıştır.
597- İ i Ömer den (R.A.) rivayet edil iştir:
)ahire satı ala ki se, o zahireyi ta a e tesellü et edikçe o u aşkası a sata az sat ası .
Mütercim:
İ a Aza ve İ a E û Yûsuf a göre, u üşteri satı aldığı ir şeyi, eğer akar ise, eli e geçir ede başkası a
sata ilir. Eğer taşı ır al ise tesellü et ede sata az. Çü kü alı tesli al ada ö e alış verişi ozul ası ı
gerektire ir hal eyda a gel esi veya satı ı ı eli de taşı ır alı helak ol ası ü kü dür. Fakat akar ile de ir
gi i taşı ır eşyalarda helak adir olduğu ihetle u larda tesli al ada satış aizdir, dediler. İ a Şafii, İ a
Muha
ed ve İ a )üfer e göre, bu hadîsi-şerife daya ılarak gerek taşı ır ve gerek taşı a az allarda alı tesli
ol ada sat ak aiz değildir, hük ü çıkarıl aktadır. Her e kadar u hadîs-i şerif zahire hakkı da varit ol uşsa da
hük ü ütü
allara şa ildir. Çü kü helak ol ak ülk ve akarlarda da düşü üle ilir, dediler.
598- Hazreti Câbir (R.A.) der ki:
Ba a A dullah, Uhud savaşı da şehit ol uştu. )i
eti de fala a ve fala a orç vardı. Ala ak sahipleri ile a a ı
u orçları üzeri de a laş ak üzere Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem de yardı istedi . Be i arzu üzeri e
Hazreti Peyga er ala aklıları davet ederek o lara ala akları ı
ir kıs ı ı ağışla aları ı teklif etti. Fakat
ala aklıları hepsi Yahudi olduğu da a laş aya ve ala akları da ir iktar düşür eye razı ol adılar. Bu u üzeri e
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem a a şöyle uyurdular:
Hur a ahçe e git ve hur aları ı, i s i s ayırıp A ve si i ayrı ve Azk-i Zeyd i i ayrı har a ettikte so ra a a
haber gönder.
Be de ahçe e giderek Hazreti Peyga eri a a e rettiği şekilde hur aları i sleri e göre ayrı ayrı har a yaptı
ve Hazreti Peyga ere e irleri i yeri e getirdiğime dair haber gönderdim. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
ahçe e gelip hur a har a ları ı ya ı aşı da durdu. Bütü ala aklılar da orada ulu uyorlardı. Hazreti Peyga er
bana:
Ala aklılar da her iri içi ölçüp ver! buyurdular. (Bir rivayette,
u u ala ağı ı ayır ve ke disi e ver!
de il ektedir, Be de he e kile ölçek ile herkesi hakkı ı ölçüp verdi . Böyle e orçları ta a ı ı ödedi . Bir de
aktı ki, e i hur a har a ları ı, üzerleri de alı
Peyga eri açık u izeleri de iri olarak ili ektedir.
a ış gi i, eski vaziyeti de
ulu uyor. Bu da Hazreti
599- Mikdâm bin Ma dî Kerib den rivayet edil iştir:
)ahire izi ir ölçekle ölçü üz; zira öyle ölçüle zahire Allah tarafı da size ereketli kılı ır.
Mütercim:
Ölçü, tartı ve sayıya gire
addeler, ölçülerek tartılarak ve sayılarak satıla ildiği gi i, ir yığı hali de sat ak da
aizdir. Mesela ir satı ı; ir yığı uğdayı, ir de k sa a ı, ir yığı tuğlayı satsa sahih olur. Bu hadîs-i şerif ize
üsteha ola ı göster ektedir. Kesi ir e ir değildir; zira ereket içi olduğu a ada a laşıl aktadır. Fakat i si
i si e, eselâ ak uğday kızıl uğday ile değiştirile ek olursa, öyle yığı yığı , götürü şekilde değiştir ek aiz ol az.
Muayye
ir ka ile fazlalık ol aksızı değiştiril eleri gerekir ki, faiz ol ası . Çü kü yığı hali de değiştirilirse,
uhakkak ziyade ve oksa lık olur ki, u da aiz değildir. Fakat uğday arpa ile yığı vaziyeti de değiştirile ilir; çü kü
u ları i sleri değişiktir. Biri diğeri de fazla veya eksik olabilir.
600- Abdullah bin Zeyd de rivayet edil iştir:
İ rahi Aleyhisselâ Mekke yi hare yaptı ve Mekke içi dua etti. Be de Medi e yi, İ rahi Aleyhisselâ ı
Mekkeyi hare yap ası gi i hare yaptı , İ rahi Aleyhisselâ Mekke içi dua ettiği gibi, ben de Medine nin
at a ı ve ölçeği zirai ürü leri i ereketi içi dua etti .
Mütercim:
Allah Teâlâ Hazretleri gerek Mekke içi İ rahi Aleyhisselâ ı duası ı ve gerek Medi e içi ‘esûli Ekre i duası ı
ka ul uyur uştur. Bu u içi ha
evsi i de yüz i ler e ha ı ı her Hare de topla aları hali de hiç ir erzak
oksa lığı ol a akta, her şey ol a ev ud ulu aktadır.
601- Hazreti Ömer de ‘.A. rivayet edil iştir:
Altı ı altı ile değiştiril esi faizdir hara dır , a ak al ver şekli de olursa hara değildir. Buğdayı
uğday
karşılığı da değiştiril esi hara dır; a ak al ver olursa değildir. Hur a hur a karşılığı da değiştirilirse hara dır;
a ak al ver olursa değildir. Arpayı arpa ile değiştir ek hara dır, a ak al ver şekli de olursa değildir.
Mütercim:
Buğday ile arpa ı ayrı ayrı irer i s oldukları a u hadîs-i şerif delildir. İ a Malik, uğday ile arpayı ir i s
say ıştır.
Bir de altı gü üş ile, uğday arpa ile veya hur a arpa ile değiştirili e u ları peşi ol ası lazı dır. Bir tarafta
veresiye olarak değiştir ek aiz değildir. Fakat para ile hu u atı satı alı aları da veresiye de caizdir. Bir de var ki,
ödü ç para alıp so ra ay e
u u öde ek veya ödü ç uğday alıp so ra ay e
u u öde ek satış ka ili de
ol adığı içi sırf ödü ç a ası ı taşıdığı da u lar aizdir.
602- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şehirli i taşralı adı a satış yap ası ı, köylüye, se
u alı ı ya ı da
ulu dur; e azar azar pahalı olarak satarı , de esi i yasakladı. Bir de şöyle uyurdu:
Müşteri değilke sırf alı değerini yükseltmek için, yapıl akta ola alışverişe üdahale et eyi iz. Kişi, di
kardeşi i tali olduğu kıza talip ola az. Kadı da, di kardeşi ola
a ısı ı , ka ı daki aşı a ko ak içi
oşa ası ı isteye ez.
Mütercim:
İ a Azam ve imam Şafii Hazretleri e göre, alı ı ol adığı halde alı edeli i yükselt ek içi yapıla
üdahale
so u u vuku ula satış, di e sakı alı ol akla era er hukuke geçerlidir. A ak u yola aş vura lar tazir edilir ve
üşteri, fahiş fiyat öde iş ise uhayyer kılı ır; dilerse ka ul ve dilerse red eder.
İ a Malik Hazretleri e göre, tazir olu a, ister fahiş alda a olsu ve ister ol ası , üşteri uhayyerdir. İ a
Ahmed e göre, öyle alış veriş hiç ir şekilde sahih değildir. Fakat u aldat a işi de satı ı ı ir ilgisi ve uvafakati
yoksa ve alı ı ol aya kişi ke diliği de
üdahale et iş ise o za a u alış veriş diğer İ a ları görüşü de olduğu
gibi hukuken geçerlidir. Hadîs-i şerif, ay ı zamanda ara ıları faaliyeti i ö le esi hük ü ü de getir ektedir.
603- Cabir (R.A.) der ki:
Ashaptan bir kimse, kendi kölesini müdeb er olarak ölü ü de so ra hür ol ak şartı ile azad et işti. “o ra u ada
iflâs ederek uhtaç duru a düştü. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri o müdebber
kılı a köleyi satışa arzederek:
Bu köleyi e de satı ala ak var ı? uyurdu. Böyle e köleyi açık artır aya koydu ve so ra o u Nuay
i
A dullah adı da ir zat aldı. “ekizyüz dirhe para karşılığı da köle o a kaldı. “o ra alı a u parayı uhtaç duru a
düşe ada a köle i efe disi e ki, adı E û Mezküre dir) verdi. Müdebber köleyi de Nuâym a teslim etti.
Mütercim:
İ a Şafii ve İ a Ha eli Hazretleri e göre, u hadîs-i şerifi delaletiyle üde er ola köle i ihtiyaç hali de
satıl ası aizdir. Hele iflâs duru u da satış daha geçerlidir. Fakat i a Aza ile i a Malik Hazretlerine göre
üde er köle i satıl ası aiz değildir. Böyle ir köle, efe disi i öl esiyle hürriyete kavuşur. A ak efe disi i
ölümüne kadar hizmetine devam eder.
Bir alı artır a usulü ile satıl ası ı aiz olduğu a u hadîs-i şerif delildir.
604- Ebû Hureyre den ‘.A. rivayet edil iştir:
“ütü ol olduğu sa ılsı diye irkaç gü lük sütü e esi de ırakıla ir koyu u satı ala ki se, sağdıkta so ra
o u eğe irse tutar; eğe ezse sağdığı süt karşılığı da sahibine bir sa (takriben üç kilo) hurma vererek koyunu
sahibine geri verir.
Mütercim:
İ a Şafii, İ a Ha eli ve İ a Malik Hazretleri u hadîs-i şerifi olduğu gi i ka ul ederek gereği üzere, hükü
ver işlerdir. Böyle süt topla sı diye iki üç gü sağıl ayarak sütü e esi de sakla a ir koyu hile ile satılı a,
koyu u alı ısı uhayyer olur; isterse sağ ış olduğu sütü karşılığı da ir sa takri e üç kilo hur a ile koyu u
satı ıya geri verir, isterse aldığı gi i koyu u ka ul eder.
Ayrı a hayva sağıl ada ö e hileyi alı ı a larsa yal ız koyu u geri verir. İ a Aza Hazretleri e göre, u hadîs-i
şerif kıyas ve kaideye aykırı düştüğü de
u hadîsle a el ırakıl ıştır. Öyle ki, u şekilde alda a
üşteriye
uhayyerlik ile yoktur; çü kü öyle ir koyu a, sahip olarak satı alı a
alı ürü ü ola süt sağıldıkta so ra, o süt
koyunun geri verilmesine engeldir. Fakat u alış verişte fahiş ir alda a olduğu sa it görülürse, o za a
esele
değişir, satı alı a öyle ir al geri verile ilir. Bir de: “ize ki te avüz ir haksızlık ederse, siz de ona misliyle
mukabele edin. eali deki ayeti keri eye aykırı düşer, diye içtihat et işlerdir.
605- İ i A as dan (R.A.) rivayet edil iştir:
Malları ı sat ak üzere çarşı pazara gel ekte ola ları karşısı a çık ayı ız, o ları dışarda karşıla ayı ız . Şehirdeki
ir ki se de köylüye si sarlık et esi .
Mütercim:
Çevre köylerde zahire, yağ, pey ir, yu urta, al ve tavuk gi i şeyleri sat ak içi şehir ve kasa a pazarları a gel ekte
ola satı ıları daha şehre gel ede şehri dışı da karşıla ak suretiyle o ları
alları açık gözlülük yapılarak satı
alı ası .
Bir de alı ı çarşıda sat ak üzere gele ek ola ir ada a: “e şi di u alı u uz sat a. Be i ya ı a, dükkâ ı a
ırak da so ra e azar azar se i
alı ı yüksek fiyatla satarı , deyip şehirli si sarlık yap ası . İ a Aza
Hazretleri e göre u türlü ua ele i yasak edil esi pahalılık ve kıtlık za a ı a ahsustur. Bu da zaruri ihtiyaç
addesi ola zahireye aittir. Çü kü u hareket ir ihtikârlıktır.
İ a Şafii Hazretleri e göre, u şekilde yapıla
ua ele tahri yolu ile ekruh olup alış veriş sahihdir.
İ a ı Hanbeli ye göre, hadîs-i şerifi zahiri üzere öyle ir ua ele hara dır. Böyle yapıla ak alış veriş sahih değildir.
Bir köylü şehirdeki ir satı ıya: Şu alı ı sa a ırakayı , so ra se u u yüksek fiyatla satarsı , şekli de alı ı
ırak ası Ha elî ezhe i de hara dır ve alış veriş de atıldır. Şehirli i de köylüye u şekilde teklifte ulu ası
yi e hara dır. Fakat ir köylü: Bugü
alı u uz gidiyor, asıl hareket edeyi ? diye istişare yolu ile şehirdeki es afa
sorar da, es af: e i dükkâ ı a ırakı ız. “o ra yavaş yavaş satarı , diyerek köylüye yol gösterirse ir sakı a
yoktur.
Bir de kıtlık ve pahalılık za a ı dışı da zahirenin depo edilmesi ittifakla caizdir.
606- Abdullah da ‘.A. rivayet edil iştir:
Birbirinizin satışı a karşı satış yap ayı ız. Taşrada çarşıya gel ekte ola
al çarşıya i edikçe o u dışarda
karşıla ayı ız.
Mütercim:
Taşrada ir şehri çarşı veya pazarı a gel ekte ola satı ılara karşı çıkıp da şehir dışı da al al ak hara dır; Fakat
alışveriş sahihtir.
607- Ebû Bekre (R.A.) de rivayet edil iştir:
Altı ı altı karşılığı da a ak ir iri e eşit ol ak şartı ile peşi satı ız. Gü üşü de gü üş karşılığı da ir iri e eşit
ol ak şartı ile satı ız, Altı ı gü üş karşılığı da ve gü üşü de altı karşılığı da istediği iz gi i satı ız.
Mütercim;
Altı ı altı ile ve gü üşü gü üş ile değiştiril esi de üç şart vardır: Ağırlıkları da ziyade ve oksa lık farkı
ol aya ak, eşit ulu a aklardır. Alışveriş ir e liste peşi ola aktır. “atı ı ve alı ı karşılıklı olarak, üsavi ağırlıktaki
altı ları ve gü üşleri tesellü et iş ola aklardır.
Altı ı gü üş karşılığı da veya gü üşü altı karşılığı da değiştirt eleri de eşitlik şart değildir. Bu ları ta iatıyla
ağırlıkları değişik ola aktır. Fakat u ları da ir e liste peşi olarak alı ıp veril eleri şarttır. İ a Azam la İ a
Şafii Hazretleri i görüşleri udur.
İ a Malik Hazretleri e göre, i a ve ka ul ile her iki taraf edelleri tesellü et edikçe değiştir e a eliyesi caiz
değildir. Diğer arpa ve uğday gi i tahıllar da öyledir. Buğday uğday ile arpa arpa ile değiştirile ekleri za a yi e
u ları ölçeklere üsavi ve peşi olarak değiştiril eleri ve ir e liste tesellü edil iş ol aları gerekir. A ak
uğday arpa karşılığı da değiştirilirse u da eşitlik yoktur. İste diği şekilde farklı ölçülerle ve yi e peşi olarak
değiştirile ilirler.
İ a Aza Hazretleri e göre, u gi i satışlarda hara a se e ola şey, i sleri ir ol ası ile ay ı ölçülere ağlı
bulunmalarıdır. Meselâ ağırlık ölçüleriyle satıla ve satı alı a altı ve gü üş gi i, akır, de ir ve e zeri şeyler de
ke di i sleriyle a ak peşi ve üsavi değiştirile ilirler.
Buğday, arpa ve e zeri tahıllarda da hara a se e ola yi e i sleri ir ol ası ve ölçü iri i ola ölçeğe ağlı
ulu alarıdır. İ a Şafii Hazretleri e göre, altı ve gü üşte hara se e i i sleri ir ol ası ve ir de akit
ol asıdır. Bu duru da faiz yal ız altı ve gü üşte olur. De ir ve ku aş gi i şeylerde düşü ül ez. Buğday, arpa,
hur a ve tuz gi i şeylerde hara se e i, i sleri ir ol ası ile era er değiştirile ek şeyleri yiyile ek ve içile ek
adde ol alarıdır. Bu duru a göre el a, ar ut gi i ütü meyvelerde, hatta ilâçlarda ile fazlalık ola ilir.
Özetle irse, Ha efî ezhe i de ri a ı faizi illeti, tartı ile i s veya ölçü ile cinstir. Şafii mezhebinde ise, nakit ile
cins ve ölçü ile cinstir.
608- Ebû Saîd (R.A.) de rivayet edil iştir:
Altı
uka ili de altı , satışta isli isli edir. Gü üş
uka ili de gü üş de,
isli
isli edir.
609- Ebû Saîd (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Altı ı altı karşılığı da a ak isli isli e satı ız ve ir iri de eksik veya fazla yap ayı ız. Gü üşü de gü üş
karşılığı da a ak isli isli e satı ız ve ir iri de eksik veya fazla yap ayı ız. Bu larda peşi i veresiye
mukabilinde satmayı ız.
610- Usame (R.A.) de rivayet edil iştir:
‘i â faiz , a ak veresiye vadeli satışlarda dır. Buğdayı arpa karşılığı da farklı tartı ve ölçü ile peşi olarak
değiştiril eleri de ri a = faiz yoktur.
Mütercim:
Bu hadîsi
a ası, i si i si e ol ayarak satıla ve değiştirile
allarda peşi oldukça ri a yoktur. Altı gü üş ile
veya uğday arpa ile satıl ası hali de, ri a a ak veresiye ua elesi de olur. Peşi olarak satılır ve değiştirilirlerse,
araları da ziyadelik olsa ile ri a ol az.
Bu hadîs-i şerifi İ i A as Hazretleri Üsa e Hazretleri de işit iş; fakat so ra İ i A as ı u fikirde dö üş
olduğu da rivayet edil iştir.
611- İ i Ömer den (R.A.) rivayet edil iştir:
Dalı daki eyveyi, iyi e elli ol ada sat ayı ız? devşiril iş eyve karşılığı da dalı daki eyveyi de sat ayı ız,
değiştir eyi iz.
Mütercim:
Ta a e elir iş ola
eyvayı ye eğe elverişli olsu veya ol ası ağa ı üzeri de sat ak, Ha efi ezhe i de
sahihtir; çü kü eyva ı elirli hale gel esi, afet ve ozul ada e i olacak dereceye gelmesi demektir.
Şafii ezhe i de eyve i iyi e elli ol ası, ye ir hale gel esidir. Yahut herkesi rağ eti ola ak dere eye gel esidir.
Ağa ı hiç elir e iş ola
eyvası ı sat ak ittifakla atıldır; çü kü eyva u duru da yok hük ü dedir. Yok olan
şey ise satıla az. A ak ir itki i meyvelerinda azıları elir iş ve azıları elir e iş olur da arkada yavaş yavaş
yetiş e duru u olursa elir işlere ta i olarak he üz elir e işleri de sat a ı sahih olduğu a azı Hanefî âlimleri
fetva vermişlerdir. Her e kadar u fetva ter ih edile hükü değilse de, i sa ları işleri i kolaylaştır ak içi u
mesele Mecelle i
. addesi de sahih olarak gösteril iştir.
Bir de bu hadîs-i şerifi so kıs ı da, har a ol uş kuru hur a ile ağaç üzeri de ulu a hur ayı ir iri karşılığı da
sat ayı ız, sözü ü
a ası şu; Yerde har a ol uş ulu a kuru hur a kaç kile ise o u ölçüp, so ra ağaç üzeri de
ola hur ayı tah i ederek ay ı iktar karşılığı da sat ak aiz değildir. Âlimlerin çoğu a göre hükü
öyle ise de,
İ a Şafii Hazretleri e göre yasak değildir; çü kü Buharî i diğer ir rivayeti de şöyle akledil ektedir: Asha ı azı
fakirleri u şekilde satışta dolayı şikâyette ulu dular. Elleri de geçi içi hur a ulu aya lar, ke di ağaçları da
olup henüz topla aya hur aları topla ış hur alar karşılığı da satarak ihtiyaçları ı karşıla ak istediler. Bu zaruret
üzeri e yal ız fakir ve uhtaç ola lar içi ağaçlar üzeri de ola
eyvaları, topla ış kuru eyvalar karşılığı da
satmaya izin ve müsaade verildi. İşte yerde har a vaziyeti de ola kuru hur a ı tah i edilerek ağaçlar üzeri deki
yaş hur alarla değiştiril esi e üsaade edil iştir. Yaş üzü ile kuru üzü de u a kıyas edil iştir. Yi e aşakta
he üz ta esi i tut uş ve kuvvetle iş uğday ile topla ış kuru uğdayı da kıyas yolu ile sat ak aiz görül üşse de,
diğer meyvelerin u şekilde satıl ası a izi veril e iştir.
Ölçüleri eşit ol ak şartı ile peşi olarak yaş hur ayı kuru hur a ile, yahut yaş üzü ü kuru üzü ile satıp değiştir ek
ittifakla caizdir.
612- Zeyd bin Sabit (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
ü arek devirleri de azıları he üz ke âle er e iş hur a meyvelerinı
ağaç üzeri de pazarlık edip satar ve alırlardı. “o ra eyvaları topla a za a ı geli e, ağaçtaki eyvaları satı ala
ada derdi ki: Bu eyvalara hastalık geldi karardılar, ozuldular. Böyle e alı ı ile satışı arası da a laş azlık çıkardı.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, u tür davaları ö ü ü al ak içi
eşveret olarak şöyle uyurdular:
Eğer u satışta vazgeç iyorsa ız ari dalı daki eyveyi, olgu laş a duru u eyda a çıkı aya kadar sat ayı ız.
)eyd i i “a it Hazretleri, Hazreti, Peyga eri u tür satışa çık aları kesi ir yasak ol ayıp istişare aka ı dadır,
de iştir.
Mütercim:
Yukarıda açıkla dığı üzere eyva ı afetlerde kurtul a hali eliri eye kadar ağaçlarda satıl aları sahih değildir.
Fakat eyva ı afette kurtul a za a ı, i a Aza a göre, eyva ı ta a e elir iş ol asıdır; ister ye e ilir
halde olsu , ister ol ası . İ a Şafii ye göre, eyva ı ye e ilir hale gel esidir, yahut herkesi rağ et ede ile eği
dereceye gelmesidir. Bir de bu hadîs-i şerifte yasağı kesi ol ayıp istişare aka ı da olduğu açıkla ışsa da, diğer
hadîs-i şeriflerde kesi olarak yasakla ıştır.
613- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Hay er halkı ı öşür ve zekâtları ı topla ak içi
iri i
görevle dir işti. Hayber de dö üşü de, Ce î adı verile çok iyi hur a getirdi. Hazreti Peyga er u a hayret
ederek zekât memuruna sordu:
Hay eri hur ası hep öyle idir? Tahsildar: — Vallahi yâ Resûlallah! dedi, biz u i s hur a ı
ir ölçeğini
kalitesiz hur a ı iki ölçeği uka ili de ve iki ölçeği i üç ölçek uka ili de alıyoruz Hazreti Peyga er şöyle
buyurdular: Böyle yap a. Kalitesiz hur a ı hepsi i sat ve parasıyla Ce î satı al.
614- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Ebû Süfyan ı ka sı Hi d, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine gelerek: Ya Resûlallah! Kocam Ebû Süfyan
çok i ri ve hasis ir ada dır. O u
alı da ha ersiz olarak alıp har arsa
a a ir gü ah olur u? diye sordu.
Hazreti Peygamber söyle buyurdu:
“e ve ço ukları israf et eyerek ke di ize yete ek kadar alıp har ayı ız.
Mütercim:
Bu ir fetvadır; gıya i ir hükü yeri e değildir. Hâkim huzuru da ir esele i hük ü ü öğre ek içi öyle, hasis
ve i ri gi i hoş ol aya sıfatları sayıp dök ek gıy et sayıl az.
Bir de, Hi d hakkı da şöyle ir rivayet vardır: Hi d, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna gelip dedi ki, ey
Allah ı ‘esulü! Ben İsla ı ka ulde ö e, yeryüzü de sö esi i arzu ettiği
ir o ak varsa oda se i o ağı idi;
Fakat ugü yeryüzü de e çok payidar ol ası ı istediği a ak se i o ağı dır. “o ra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hazretleri:
Nefsim kudret elinde olan Allah a ye i ederi ki, kal i izde i a kararlaştıkça a a sevgi iz çoğalır ve gittikçe iman
uru ile iha ı urla ası ı istersi iz. Bu da so ra Hi d, ko ası ı
alı da har a a işi i sordu ve eti de geçe
eva ı aldı.
615- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Hazreti İ rahi Aleyhissela , zev esi “ara ile hi ret ederek krallarda ir kralı veya hu harlarda ir hu harı
ulu duğu ir ülkeye girdiği söyle di. Hu har hükü dar Hz. İ rahi i çağırtarak, u ya ı daki kadı ki dir? Diye
sordurdu. Hz. İ rahi de kız kardeşi dir, dedi. “o ra karısı “are i ya ı a vararak e i yala ı çıkar a. )ira e
o lara se i kız kardeşi olduğu u söyledi . Vallahi u ülkede e de ve se de aşka ü i yoktur! dedi. “o ra
Sare yi o hunhar hükümdara gö derdi. Hu har, Hazreti “âre içi kalkı a Hazreti “are de a dest alıp a az kıl aya
kalktı ve şöyle dua etti: Allah ı ! “a a ve se i Peyga eri e i a et iş ve a usu u ko a da a kası da
koru uşsa
u kâfiri aşı a Musallat etme. Derken o kâfir, oğuk sesler çıkararak, tepi eye aşladı. Hazreti “are,
Allah ı !, dedi, eğer ge erirse o u u kadı öldürdü, de ile ek. Bu u üzeri e kâfir salıverildi ve yi e “are için
ayakla dı Tekrar Hazreti “are de a dest alıp a az kıl aya kalktı ve dua etti:
— Allah ı ! Eğer sa a ve se i Peyga eri e i a et işse ve a usu u ko a da aşkası da koru uşsa
u
kâfiri bana Musallat et e. Kafir, yi e oğuk oğuk sesler çıkarıp tepi eye aşladı. Hazreti “are
— Allah ı ! Eğer u kâfir ölürse, o u e i öldürdüğü söyle ir, diyerek salıveril esi i diledi, ikinci ve üçüncü defa
kâfir salıverili e dedi ki: Vallahi, siz a a kadı değil düpedüz şeyta gö derdi iz. Bu u İ rahi e (Aleyhisselam)
iade edin ve Hacer i de o a veri , Hazreti “are, ga i etle Hazreti İ rahim e döndü ve:
— Biliyor musun, Allah Teâlâ o kâfiri yıkıp perişa etti ve ize hiz et içi de ir ariye ihsa etti, dedi.
Mütercim:
Bir kâfiri ver iş olduğu hediyeyi al a ı aiz ve helâl olduğu a u hadîs-i şerif delildir. Bir de tevilli yala söyle e in,
hara ol ayıp aiz olduğu u hadîs-i şerifte çık aktadır. İ rahi Aleyhisselâ ı öyle tevil yolu ile söz söyle esi i
hik eti: Şayet u e i zev e dir, de iş olsaydı, elki zali kıska çlığı da Hazreti İ rahi i öldürür ve yahut onu
oşa aya e ur tutardı. Yahut ir kıza te avüz edil ez ihti ali ile Hazreti İ rahi Aleyhissela , zev esi içi bu
e i kardeşi dir, de ek e uriyeti de kal ıştı.
Böyle zaruret ve çaresizlik halinde, uygun bir hal için yalan söylemek de caizdir. Öyle ki, öldürülmekten kurtulmak için,
kalpte i a köklü ol ak şartı ile küfrü telaffuz et ek aizdir. Niteki so Bulgar savaşı da Bulgar ve Yu a
haydutları ı zorla aları üzeri e Müslümanlarda ir çok ki se u duru a düş üşler ve so ra yi e Allah a hamd
olsu kurtul uşlardır.
Hazreti Sare hediye edilen cariye Hacer i Hazreti İ rahi Aleyhisselâ a verdi. Hazreti İ rahi de Ha er i azad ederek
ke disi e ikahladı. O da Hazreti İs ail dü yaya geldi. “o ra Hazreti “are ye kıska çlık geldi. “are i Israrı üzeri e
Hazreti İ rahi , Ha er ile oğlu İs ail i Şa dan Mekke ye götürdü ve oraya ıraktı. Hazreti İ rahi
u ları ziyaret içi
Şa dan Mekke ye gider gelirdi. İşte izi Peyga eri iz Hazreti Muha
ed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem
efe di iz, Hazreti İs ail in soyu da ve pak esli de dü yaya şeref ver iştir. “o ra “are de de İshak Aleyhissela
dü yaya geldi. İsrail Oğulları Peyga erleri i hepsi Hazreti İshak Aleyhisselâ ı soyu da geldiler.
616- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Ca ı kudret elinde olan Allah a ye i ederi ki, gökte sizi ara ıza hâkim ve adil olarak İsa Aleyhisselâ ı i işi
yakı gele ekte ola aktır. Haçları kıra ak, do uzları yok ede ek, izye al a usulü ü kaldıra ak gayri üsli
kal aya ak ve servet taşıp döküle ek de hiç kimse onu kabul etmeyecektir.
Mütercim:
Kıya ete yakı Hazreti İsa Aleyhisselâ ı gökte i esi, De al i ortaya çık ası, Ye cüc ve Me cüc ün zuhur etmesi,
Dabbetü l-Arz ı çıkışı gi i, Hazreti Peyga eri ha er ver iş olduğu kıya et alâ etleri i
eyda a gel esi haktır ve
tevilsiz olarak her ü i i u lara i a ası lazı dır. Hazreti İsa Aleyhisselâ ye i ir şeriat ile gel eyip Hazreti
Muhammed Aleyhisselâm ı şeriatı ile a el ede ektir. Kur an ı ütü hükü leri i ta a e uygulaya ir hâkim ve
adil olarak teşrif ede ektir. Cizye, kâfirlere İsla ülkesi de yaşa a hakkı ta ı ak ve İsla ı yü e idaresi altı da huzur
ve güve içi de ulu aları sağla aktır. Bu hadîs-i şerifte izye i Hz. İsa tarafı da kaldırıla ağı elirtil ektedir.
Ya i Hz. İsa, ya İsla veya kılıç, pre si i de hareket ede ektir.
617- İ i Abbas dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri ir a lı ı res i i çize ki seyi, tâ o çizdiği res e ruh veri eye kadar aza a sokar. Hâlbuki o
ressa çiz iş olduğu resme hiç bir zaman ruh veremeyecektir.
Mütercim:
Bir ressam, haram olan resim ve sureti kesinlikle helal itikad ederek çizer ve suretlendirirse ebedî olarak azab çeker,
yahut öyle ir ressa kâfir ise, çizdiği resi içi ayrı a e edî aza çeker. İsla i a ı ı taşıya ki se, u hara ı
işle ekle e edî olarak ehe e de kal az. Allah dilerse o u ağışlar, dilerse geçi i ir za a içi o a ehe e de
azab eder ve sonra cennetine koyar. Çü kü hara işle ekle ir ü i kâfir ol az, gü ah işle iş olur. Müşrik ve
kâfirde aşka hiç ir ü i e edî olarak ehe e de kal az. Ehli sü eti i a ı udur. Hele gölgesi ol aya
resi ler hakkı da hükü daha hafiftir. Bu a dair hadîs-i şerif, Libas (elbise) bölümünde rivayet edil iştir:
618- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ uyurdu ki: Üç sı ıf i sa ı kıya et gü ü de e has ıyı . Be i adı a ye i ederek söz verip de
hıya et ede ada . Hür ir i sa ı satıp edeli i yiye ada . Bir ü retliyi kiralayarak e eği o da ta alıp da ü reti i
ta hakkı ı ver eye ada .
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Allah buyurdu diyerek, bunu kudsî hadîs olarak beyan etti.
619- Cabir bin Abdullah (R.A.) de rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ ve Peyga eri şara , ölü hayva , do uz ve putları satışı ı kesi likle haram kıl ıştır. ashaptan biri sordu:
— Ya Resûlallah, ölü hayva ı iç yağları hakkı da e uyurursu uz? Bu larla su vasıtaları sıva ır, deriler yağla ır ve
halk tarafı da da aydı lat a ara ı olarak kulla ılır. Bu a eva e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Hayır, o lar hara dır! Allah Yahudileri helak etsi : çü kü o lara hayva ları iç yağları ı hara kılı a, u yağları
erittiler so ra satıp parası ı yediler.
Mütercim:
Şarap, ölü hayva , do uz ve putlar gi i, Müslümanlar arası da kıy eti ol aya
alları sat ak yahut satı al ak
atıldır. Fakat do uzda
aşka, ölü ir hayva ı derisi de segile erek (tabaklamak) faydalanmak caizdir. Yine
do uzda aşka ölü hayva ı kuyruk ve iç yağları da sa u yaparak faydala ak aizdir. Yapıla sa u te iz olur.
Şara “irke hali e çevrilerek, te iz olduğu gi i, u lar da sa u hali e çevril ekle te iz olurlar, Şafii mezhebinde,
şara ı satıl ası hara olduğu gi i, şara yapa i alatçılara da ir ü i i üzü ü ü sat ası hara dır. Fakat Ha efî
ezhe i de u lara üzü sat ak hara değildir.
Bir de altı ve e zeri ü evheratta yapıl ış kıy etli resi ve şekilleri satıl ası ve satı alı ası evazı a dair
i a ı Şafii Hazretleri i ir fetvası vardır; çü kü asıl aksad, resi ve şekil ol ayıp kıy etli ade olduğu da
u lar kıy et ifade ede
allarda sayılırlar.
Yi e do uzda aşka ölü hayva ları kılları da , oy uzları da ve ke ikleri de sa ayide faydala ak İ a Aza
Hazretleri e göre aizdir. Fakat i a ı Şafii Hazretleri e göre aiz değildir. Hatta ke di aşı a öle hayva ı derisi de
kıllar ulu duğu takdirde u deri te iz değildir. Fakat gideril esi güç olan, deri dibinde kal ış küçük tüyler e gel
değildir; u lar te iz sayılır. Bu u la era er, Şa halkı Şafii ezhe i e ağlı oldukları halde, vahşi hayva ları
derilerinden kürk yaparlar ve giyerler. Bu hususta Ha efî ezhe i i taklid ederler. Tilki ve porsuk oğazla arak ka ları
akıtılırsa, u takdirde Şafii ezhe i de de derileri i kulla ak helâldir; öyle derileri seyile ek ta akla ak ile şart
değildir, yi e te iz olurlar.
35 Ömer )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-359
“ELEM BAH“İ
620- İ i Abbas dan (R.A.) rivayet edil iştir:
Peşi para ile veresiye al ala ki se, elli ir ölçü veya elli ir, tartı ile elirli ir süre vade üzeri de a laşsı . Bir
rivayette de: Belli ir ölçü ve elirli ir vade hususu da a laşsı . buyrul uştur.
Mütercim:
“ele satışı, veresiyeyi peşi e sat aktır. Daha doğrusu peşi para ile veresiye al al aktır ki, u a alevra satış de ir.
Diğer alışverişler gi i, sele de icab-ka ul ile gerçekleşir. Meselâ, ir uğday satı ısı a gele ir üşteri: “a a yüz kilo
uğday içi üç yüz lira verdi , üç ay so ra tesli ala ağı , der de, satı ı, ka ul etti , eva ı ı verirse sele suretiyle
alış veriş gerçekleş iş olur. A ak sele suretiyle alış verişi sahih ola il esi içi azı şartlar vardır. “atı alı a ak
alı i si i ve vasıfları ı açıkla ak, alı a ak alı i si e göre iktarı ı elli et ek, alı fiyatı ı tespit etmek,
alı tesli za a ı ı tayi et ek gi i. Ceviz ve yu urta e zeri alları üyüklükleri ir iri e yakı olduğu içi
u ları
iktarları sayı ile elirle e ilir, ölçek ve tartı ile de tespit edilebilir.
Muayye ir kalıpla i al edile tuğla, kerpiç ye e zeri addeleri
iktarları sayı ile gösterilir.
Ku aş ve ez gi i alları i sleri gösterildikte so ra u ları e i, oyu ile i elik ve kalı lıkları ı ve uzu lukları ı da
tayi et ek gerekir. Bu u la era er alı tesli edil e yeri de gösteril ek şarttır.
Şartları a uyularak yapıla sözleş ede peşi olarak para ı tesli i gerekir. Eğer para tesli edil ede satı ı ile alı ı
ir irleri de ayrılırlarsa, u alış veriş geçersiz olur.
Ha efi ezhe i de, sele suretiyle satı alı a ak alı e az ir ay so ra tesli alı ası lazı dır. İ a Malik e göre
e az o eş gü so ra tesli alı alıdır. Şafii ezhe i de alı ı tesli i i yapıl ası şart değildir. Mal ve para
karşılıklı olarak peşi alı ıp veril iş olsalar sele yi e sahih olur; fakat alı tesli i ertele diği za a , tesli vakti i
elirle esi şarttır. Hadîs-i şerifte geçe şey keli esi, hayva lara da şa il olduğu içi , hayva larda da sele yolu ile
alış verişi aiz olduğu u İ a Şafii kabul etmektedir. Hâlbuki Ha efî ezhe i de, hayva larda sele alış verişi aiz
değildir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-360
ŞUF’A BAH“İ
621- Ebû Râfi de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i azadlısı ola E û ‘âfi (R.A.) der ki: Sa d bin Ebi Vakkas a, yâ sa d!
dedi , evi izdeki iki oda ı e de satı al. Sa d, vallahi o ları satı al a ! dedi. Misver, vallahi o iki odayı satı
ala aksı , dedi. “a d, vallahi parça parça veya taksit taksit dört bin Dirhem de fazla ver e , dedi. Bu odalara karşılık
a a eş yüz Di ar verildi. A ak Peyga er Sallallahu Aleyhi Ve Sellem in, ko şu, ya ı aşı daki e herkeste daha
müstehaktır. uyurduğu u işit e iş olsaydı , odaları ı size ver ezdi , dedi ve u odaları Hazreti Peyga eri
emirlerine uyarak Sa d bin Ebi Vakkas a verdim.
Mütercim:
“atıla ak akarı piyasa değeri e ise o değer üzeri de o a sahip ol aya Şuf a de ir. Ha efi ezhe i de şuf a hakkı, ilk
ö e satılık akarda ortaklığı ola a aittir. “o ra satılık akarda iç içe ulu a akarı yol ve su gi i e faatleri i paylaşa )
kişi gelir. Bu larda so ra da itişik ko şuya, aittir. Biri i dere ede hakka sahip ola , satıla
ala tali ise, diğerleri
hak iddia ede ezler. İki i dere ede hakka sahip ola tali ise, üçü ü dere edeki hak isteye ez. Bu duru da şufa
se epleri üçtür.
Gayri e kulü taşı az alı mülkiyetine ortak olmak,
Akarı yolu da veya suyu da
kulla ak hakkı ulu ak, Akarı ko şusu ol ak.
Şafii ezhe i de, itişik ko şu u şuf ada hiç ir hakkı yoktur. E û ‘âfi in bu nakledilen hadîs-i ise, satıla
alda “a d
bin Ebî Vakkas ı ir ortaklığı ulu a ihti ali e yoru la aktadır. Bu da Hazreti Ca ir i : Şuf a ancak ortak malda
olur; hisseler ayrıldıkta so ra ve hudutlar gösterdikte so ra, ki se i şuf a hakkı ola az, sözü e daya dırıl aktadır.
İ a Aza Hazretleri, E û ‘âfi den rivayet edilen Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin sözü ile amel
ettiler. Şafii âlimleri bu Ebû Râfi den rivayet edilen hadîs-i şerifi is adı da zaaf gör ektedirler. Hâlbuki Hazreti
Câbir i rivayeti i is adı da zaaf yoktur.
Ha efî ezhe i de şufada üç şart lâzı dır:
1- Müvase e: Malı satıldığı ı duya ki se, he e o e liste şuf a hakkı a sahip ulu duğu u ve hakkı ı tale
ede eği i söyle elidir.
2- Şahid: “atıla ya ı a giderek e az iki kişi ya ı da: “iz şahid olu , u ülkü şüf a hakkı e imdir, haberim
ol aksızı fala aya satıl ıştır. Be dava aça ağı . İşittiği a da Şuf a tale etti ve şi di de tale ediyoru , gi i
sözler söylemek. Yahut u sözleri üşteri i ya ı a giderek izzat o a söyle ek. Müşteri uzak ir yerde ise o a
mektupla bu haberi iletmek.
3- Dava: Mahke eye aşvurarak dava ı ol ak. Bu üç şartta iri ulu azsa şuf a hakkı kal az. Bu üç şarta dikkat
edilmelidir.
622- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordu : Be i iki ko şu var. O larda iri e hediye veya ağış yapa ağı
za a ha gisi e yapayı ? Ba a şöyle uyurdular. Bu larda sa a kapısı e yakı ola a.
Mütercim:
Birkaç ko şusu ulu a ki se, u lar arası da ter ih yapa ağı za a e yakı ola ko şuyu seç elidir. O da
aşlayarak diğer yakı ko şulara ver elidir. Buharî Hazretleri Şuf a bölümünde bu hadîs-i şerifi zikret eleri i se e i,
itişik ko şu u şuf a hakkı varke diğer ko şulara ter ihi gerektiği i göster ektir. Ko şuları yakı ve uzaklığı, ev
kapıları iti ariyle ol ası gerekir. Fakat İ a Şafii Hazretleri, bu hâdîs-i şerif esas iti ariyle şuf a hakkı da ol ayıp
açıkça hediyeye dair olduğu da itişik ko şu u şuf a hakkı a sahip ola ağı a delil ola az, diye içtihat eyledi.37
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-362
İCARE BAH“Î
623- Ebû Mûsâ El-Eş arî (R.A.) der ki:
Ya ı da Eş arî ka ilesi de iki kişi olduğu halde Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a vardık. Bu
ada lar çalış ak ve hiz et et ek içi Hazreti Peyga erde valilik istediler. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
a a dö erek kırgı ir akışla: Ebû Mûsâ... deyince, hemen dedim ki: Ya Resûlallah, seni hak Peygamber olarak
gönderen Allah a ye i ederi ! Bu iki kişi i , sizde
e uriyet isteye ekleri i il iyordu ve u istekleri i a a
aç adılar. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri o iki kişiye hita e şöyle uyurdu:
Memuriyetleri ize, talip ola ları ata ayız a ak ehil ulduğu uz kişileri atarız . Çü kü istekte ulu a ları ir
aksadı ola ilir .
Mütercim:
İ a Buharî Hazretleri bu hadîs-i şerifi i are ölü ü de zikretti. “e e i şu: Hükü eti
e uru, a
e işleri i göre
kişi de ektir. Ada içi iş değil, iş içi ehil ada ara alıdır, eşhur ata sözü, u hadîs-i şerife uygu düş ektedir.
Gerek kadılık görevi e, gerek diğer e uriyetlere ehliyetli ki seleri tayi i gerekir. Kadılık görevi e talip ol ak di
yö ü de iyi ol adığı gi i, diğer e uriyetleri de iste ek u hadîs-i şerif ile iyi ulu a aktadır.
624- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Allah Teâlâ Hazretleri i gö derdiği her peyga er koyu güt üştür. buyurunca ashap sordu: Sen de mi? ResûliEkrem:
Evet, Mekke lileri , Kararît ölgesi de koyu ları ı güderdi . buyurdular. Yahut Mekke lileri koyu ları ı, karârît
ü ret karşılığı da güderdi .
İ i Hacer el-Askalanî, Fethu l-Barî adlı eseri de, ir iktar ü retle güderdi , a ası ı ter ih et iştir. Mekke lilerin
kırat keli esi i kulla aları üyük iktarlarda görül üştür. Paralarda, altı ve gü üşlerde kulla ıl az. Niteki
Her
kırât, Uhud kadardır , hadîs-i şerifi de üyük iktar a ası da eya edil iştir. Mısırlıları dili de ise kırat a ak
parada, altı ve gü üşte kulla ılır. Bir kırat eş arpa ta esi ağırlığıdır.
İ i Hacer in Mekke de kırat adı da ili e ir yer ol adığı düşü esi ile ilk â ayı ka ul et e esi i azı âlimler
isa etli ul a ışlardır. Çü kü za a ı ızda ile ir yeri
eşhur olarak ili e esi o u
ev ut ir yer ol adığı a
delil ola az. )a a la isi ler ve şöhretler değişe ilir de. Ayrı a Hazreti Peyga eri o yerde u adı ver esi ihti âli de
vardır. Bu se eplerde dolayı akla ve a tığa uygu düşe : Mekke koyu ları ı ço ukluğu da Kararît ölgesi de
güderdim a ası ı ver ektir.
Peyga erlere ü üvvette ö e koyu güt e görevi ver ek o lara ir oksa lık ol ayıp şefkat ve erha ete,
idare ve siyasete alıştır ak, tevazu ve yüksek ahlâkla ahlakla ak hik eti e ağlıdır.
625- Ebû Mûsâ da ‘.A. rivayet edil iştir:
Müslü a lar, Yahudiler ve Hıristiya ları ör eği, şu a e zer: Bir ada , irtakı ki seleri uayye ir ü retle ir
gü akşa a kadar ke disi e ir iş yap ak üzere kiralar. Bu ada lar da o a gü ortası a kadar çalışırlar; so ra derler
ki, se i ize ver eyi ka ulle diği ü rete ihtiya ı ız yok ve şi diye kadar çalıştığı ız da hükü süzdür. Ada
u
işçileri e der: Hayır, u u yap ayı , işi izi geri kala ı ı ta a layı ve ü reti izi ta a ı ı alı . O lar u u
yap akta kaçı ırlar ve işi ırakırlar.
Ada
u larda so ra aşkaları ı ü retle çalıştırır ve o lara der ki: Bu gü ü üzü geri kala ı ı çalışarak ta a layı ,
size o çalış ayı ıraka lara şart koştuğu ü reti vere eği . Bu lar da çalışırlar; nihayet ikindi olu a, sa a yaptığı ız
iş hükü süz karşılıksız dır ve ize tayi ettiği ü ret de se i olsu , derler. Ada , o lara: Geri kala işi izi
ta a layı ız, zira gü ü it esi e kısa süre kaldı, der. Bu işçiler de çalış akta kaçı ırlar. Ada , geri kala za a ı
çalış ak içi aşka ki seleri ü retle çalıştırır. Bu lar da gü ü geri kala kıs ı ı çalışırlar; ihayet gü eş atar ve daha
ö e çalışa iki guru u ü reti i ta a e hak kaza ırlar. İşte u illetleri ve o ları ilahi uru ka ul etmelerinin
ör eği udur.
Mütercim:
Yahudileri a eli, Hazreti İsa Aleyhisselâ ı peyga er olarak gö deril esi ve Yahudileri o u i kâr et eleriyle
hükü süz kaldığı gi i, Hıristiya ları a eli de, Hazreti Muha
ed Aleyhisselâ ı i kârları se e iyle karşılıksız
kal ıştır, diye u te sil açıkla a ilir.
626- İ i Ömer den (R.A.) rivayet edil iştir:
“izde ö eki ü
etlerde üç ki se yolda giderlerke yağ ura tutuldukları da
ir ağaraya sığı dılar. Derke
dağda yuvarla a ir kaya ağara ı ağzı ı kapadı. İçerdeki ada lar dediler ki, u kayada sizi, a ak sâlih bir
amelinizi vesile ederek Allah a dua et e iz kurtarır. O larda iri şöyle dua etti:
— Allah ı ! Be i çok ihtiyar a e ve a a vardı. O lara akşa sütü ü içir ede aile ve eli altı dakilerde hiç
ki seye içir ezdi . Bir gü ir iş taki i de oluşu , e i ge iktirdi ve geldiği za a ikisi de uyu uştu. Akşa
sütleri i sağdı ve ya ları a vardığı da ke dileri i uykuda uldu . O larda ö e aile veya eli altı dakileri
içirmek iste edi . İki eli de süt kadehi ardağı olarak durup uya aları ı ekledi . Nihayet şafak sökü e
uya dılar ve akşa sütleri i sa ahı u erke saati de içtiler.
Allah ı ! Eğer e u u se i rıza ı kaza ak içi yaptı sa, içi de ulu duğu uz şu kaya derdinden bizi kurtar.
Bu dua üzeri e kaya, iraz ağarada dışarıya çıkıla aya ak kadar arala dı. Diğer şöyle dua etti:
— Allah ı ! a a ı ir kızı vardı; a a i sa ları e sevi lisi idi. Ke disi i a a tesli et esi i istedi se de,
kaçı dı. “o ra u kız, açlık ve kıtlık se eleri de iri e uğrayarak a a geldi. Ba a ke di i tesli et ek şartı ile o a
yüz yir i Di ar sarı lira verdi . Kız ağız çaresiz kalarak istediği i yaptı. Nihayet o a istediği i yapa ile ek duru a
geldiği za a dedi ki; Nikâhsız olarak halkayı kızlığı ı oz a ı sa a helâl et e . Bu duru da o a yaklaş ayı ağır
uldu ve verdiği altı ları ke disi e ırakarak a a i sa ları e sevi lisi ola o kızı ya ı da ayrıldı . Allah ı !
Eğer u u se i rıza içi yap ışsa , içi de ulu duğu uz darlıkta izi kurtar. Bu dua üzeri e kaya iraz daha
arala dı; fakat çık ayı aşara ile ekleri kadar değildi. Üçü üleri şöyle dua etti:
Allah ı ! Be irtakı işçiler kiraladı . “o ra o ları yev iyeleri i ödedi ; yal ız içleri de iri ü reti i almadan
ırakıp gitti. O u ala ağı ı ti arette çalıştırdı ve u ala akta ir sürü al eyda a geldi. Bir üddet so ra ya ı a
gelerek dedi ki: Ey Allah ı kulu, e i ü reti i a a öde! Be de o a dedi ki, şu gördüğü develer, sığırlar, koyu lar
ve köleler senin ücretindendir. Adam dedi ki, ey Allah ı kulu, e i le alay et e! se i le alay et iyoru , dedi .
Bu u üzeri e alları hepsi i alıp götürdü.
Allah ı ! Eğer u u se i rıza ı kaza ak içi işle iş ise , içi de ulu duğu uz sıkı tıda izi kurtar. Bu dua üzerine
kaya açıldı ve o lar da yürüyerek çıktılar.
Mütercim:
Bazı rivayetlerde üçü ü ada ı üç sa takri e dokuz kilo piri ç karşılığı da işçisi i çalıştırdığı akledil ektedir. Bir
işçi i iz i ol aksızı o u ü reti de iş vere i istediği gi i tasarruf hakkı yoksa da, he üz işçi i eli e geç e iş ola
ir ü reti üzeri e ilâve ir ağış ola ağı da işçi i lehi e olarak aizdir. Ayrı a u hadîs-i şerif, iyi a elleri ahirette
kişiler içi kurtuluş vesilesi ola ağı a işaret et ektedir.
627- Ebû Saîd El-Hudrî (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in emirleri ile ashapta
ir kaç kişilik ir üfreze irlik hali de gazaya
çık ıştık. Yolda Arap ka ileleri de iri e uğradığı ızda, izi müsafir etmelerini istedik. Onlar kabul etmediler. O
sırada u ka ile i reisi i akrep sok uş olduğu da ütü halk çeşitli ilâçlarla o u tedavisi e çalışıyorlardı. Fakat hiç
ir fayda elde edile e işti. “o ra ize aş vurul ası ı düşü üşler ve ize gelip dediler ki: ‘eisi izi akrep soktu. Biz
de her çareye aş vurduk fakat fayda ver edi. İçi izde herha gi iri izi
u a dair ildiği ir ilâç veya afsu
okuya ağı havas var ıdır? İçi izde
iri e o lara eva e : Evet vallahi e , Allah ı iz iyle sizi reisi izi
afsu ları . A ak iz sizde müsafirliğe ka ul edil e izi istedik, siz razı ol adı ız. Şi di ize ir ü ret tayi
et ezse iz afsu yap a , dedi. “o ra o larda otuz aş koyu al ak üzere sözleş e yapıldı. Te i at alı ı a E û
Said El-Hudri bu kabile reisinin ya ı a vardı ve Fatiha sûresini okuyup ona üfledi. Allah Teâlâ Hazretlerinin izni ile adam
he e iyileşti. Ke disi de hiç hastalık eseri kal adı. O lar da sözleş e gereği otuz aş koyu u tesli ettiler.
Koyu lar tesli alı dıkta so ra u ları ara ızda ölüş eyi istedikse de, afsu yapan Ebû Saîd, durumu Hazreti
peyga ere arz et eyi uygu uldu ve sordukta so ra ölüşeli , dedi. “o ra u koyu larla Medi e ye dönülünce
mesele Hazreti Peygambere arz edildi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ebû Said e hitaben:
Fatiha sûresinin afsu olduğu u sa a ki
ildirdi? Gerçekte isa et etti iz. Koyu ları ara ızda ölüşü üz ve a a da
ir hisse ayırı ız uyurdu ve gülü sedi. Yaptığı ız iş o dere e helâl ki, e de yiye iliri .
Mütercim:
Bir ki se öyle şifa içi afsu yapı a karşılığı da verile ek ü reti al a ı helâl olduğu a u hadîs-i şerif delildir.
Verile ek ü ret yal ız okuya a ait ise de, ütü hazırdaki arkadaşlar arası da, ölü esi iyi ahlâklarda ir ör ektir.
Burada Hazreti Peygamberin a a da ir hisse ayırı
uyur ası, alı a ü rette ir şüphe ol adığı ı ifade et ek
içi dir. Yoksa o larda hisse al a ıştır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-369
HAVALE BAH“İ
628- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Varlıklı ola ki se i or u u öde eyip ge iktir esi, u zulü ve haksızlıktır. O halde sizde iri iz varlıklı bir
ada a havale edildiği za a o u ardı a düşsü ala ağı ı o da talep etsi .
Mütercim:
Borçlu ola ki se, or u u öde eye i kâ ı varke
eşru ir özür ol aksızı u or u u öde eyip ugü , yarı diye
ala aklıyı oyalarsa, ala aklıya eziyet ve sıkı tı verdiği de zulü işle iş olur. Bu şekilde eziyet et ek ise hara dır.
A ak, ala aklı, ala ağı ı orçluda istedikte so ra oyala a ı hara olduğu u, ala ak iste ede ge iktirmenin
hara ol adığı ı âlimler söyle işlerdir.
Bir orçlu, üzeri de ola u or u u, ke disi e orçlu ola aşka irisi e havale ederek ala aklısı a öde esi i
isteye ilir. Bu duru da ala aklısı ola şahıs, üzeri e havale edile şahsı ze gi ulduğu takdirde bu havaleyi kabul edip
o da ala ağı ı isteye ilir ve o u taki et e hakkı a sahip olur. İşte öyle ir işle e havale de ilir. Havale, orçlu ile
ala aklı arası da ağla tı hali e gelir. Ya i havale ede
uhil orçlu ile lehi e havale edile Muhalü Leh ala aklı
arası da sözleş e yapılır; ke disi e havale edile Muhalü Aleyhi üçü ü şahsı hazır ulu ası gerek ez. A ak
u üçü ü şahsa havale ha eri ulaşıp ta o u ka ul ederse havale ta a olur. Böyle e ir orçlu, ke di or u u
aşkası a ola ala ağı a, karşılık o orçluya havale ederse, ala aklısı ı u havaleyi ka ul, et esi ve ala ağı ı u
üçüncü şahısta takip et esi i a eder ki, hadîs-i şerif u a delâlet et ektedir. Bu hadîs-i şerifte ola e ir vâ i liğe
değil, üsteha lığa ha ledil iştir.
629- Seleme bin Ekvâ, (‘adıyallahu Anh) der ki: Biz Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzurları da ike ir
cenaze getirildi ve denildi ki: Ya Resûlallah, u e aze i a azı ı kılı ız. Hazreti Peyga er sordu:
Bu ölünün bir kimseye borcu var ıydı? Oradakiler:
— Hayır, or u yoktu, dediler. Yi e sordu:
Geriye al olarak ir şey ırak ış ı? Onlar :
— Hayır, al diye ir şey ırak adı, dediler. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er o a e aze a azı kıldı. “o ra aşka
bir cenaze getirildi ve Ya Resûlallah, u a e aze a azı kılı ız, dediler. Hazreti Peyga er o lara sordu:
Bu u or u Var ıydı? Kendisine:
— Evet, vardı. Diye cevap verildi. Yine Hazreti Peygamber sordu Geriye al olarak ir şey ırak ış ı? Oradakiler:
— Üç di ar ıraktı, dediler. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er, o e aze i a azı ı kıldı.
“o ra üçü ü ir e aze getirildi ve dediler ki, u u e aze a azı ı kılı ız. Hazreti Peyga er sordu:
Mal olarak geriye ir şey ıraktı ı? Oradakiler:
— Hayır, ırak adı. Dediler. Yine sordu: )i
eti de orç var ıydı? Onlar:
— Üç di ar or u vardı. Dediler. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem : Arkadaşı ızı e aze a azı ı siz kılı .
buyurdu. Ebû Katade dedi ki: Ya Resûlallah, o u or u u üzeri e alıyoru . Bu u üzeri e Hazreti Peygamber onun
da a azı ı kıldı.
Ebû Hureyre de rivayet edildiği e göre, Allah Teâlâ, Hazreti Peygamber e fetihler ihsan edince (ganimetler çoğalı a ,
Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Be , ü i lere, ke di efisleri de daha yakı ı . Mü i lerde ki
iras yeri e orç ırakarak ölürse onun
or u u öde eyi üzeri e alıyoru . Ki
iras ırakırsa veresesi e aittir.
Mütercim:
İsla ı ilk za a ları da korkut ak ve i ret ol ak içi Hazreti Peyga er, orçlu öle leri e aze a azı ı
kıl a ıştır. Fakat u orçlu olarak öle leri e aze a azları diğer ashap tarafı da kılı ırdı. “o ra fetihler çoğalıp
ga i etler ollaşı a, artık Hazreti Peyga er, öle Müslümanları
orçlu olup ol adığı ı soruştur ayarak
a azları ı kılardı. Çü kü orçlu olarak ölüp de or u u karşılaya ak al ırak a ış ise u or u öde eyi üzerleri e
al ışlardı.
Be , ü i lere ke di efisleri de daha yakı ı . Bu da öyle ü i lerde orçlu olarak öle i or u u öde ek
ba a aittir. Geriye al ıraka ı
alı veresesi içi dir.
Hadîs-i şerifte adı geçe ölü ü or u u öde eyi E û Katade üzeri e aldığı da ölüde orç düş üş oldu. Bu şekilde
kefalet ve tazmin ittifakla sahihtir.
630- Hazreti Câbir (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bana mal vaat ederek şöyle uyur uşlardı: Eğer Bahrey den para
gel iş olsaydı sa a şöyle şöyle avuç dolusu vere ekti . Fakat Bahreyn bölgesinden para ancak Hazreti Peygamberin
irtihallerinden sonra gelebildi.
Bu malı gelişi de Hazreti E û Bekir ‘.A. ir duyuru u vasıtası ile çarşı ve sokaklarda şu ilâ ı yaptırdı:
— Her kime Hazreti Peygamberin bir vaadi veya taahhüdü varsa ya ı ıza gelsi , ödeyeyi . Bu ha eri duyu a Hazreti
Ebû Bekir in (R.A.) ya ı a gittim. Hazreti Peyga eri a a uyurduğu u o a arz etti . Bu u üzeri e Hazreti E û
Bekir; iki defa iki avuç dolusu a a para verdi. Bu ları eşyüz dirhe olduğu u saydı . “o ra Hazreti E û Bekir a a
hita e : Verdiği i iki katı ı da ke di avuçlayıp al, buyurdu. Be de avuç avuç aldı ve paraları tü ü i eşyüz
dirhem oldu.39
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-373
VEKÂLET BAH“İ
631- Ukbe bin Âmir (R.A.) der ki;
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri asha ı kira arası da ölü ek üzere kur a lık davarlar ver işti.
Hepsini ashap arası da öldükte so ra yal ız ir yaşı da ir oğlak kal ıştı. Bu duru u Hazreti Peyga ere arzettiği
za a a a şöyle uyurdular:
Onu da sen kurban kes.
Mütercim:
Ukbe bin Âmir Hazretleri, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem tarafı da veya ortaklar tarafı da vekil olarak o
davarları dağıtıl ası a e ur edil işti. Yapıla ak işlerde ortağı vekâleti aiz olduğu a u hadîs-i şerif delildir.
632- Ebû Hureyre den ‘.A. rivayet edil iştir:
Bir ada ı Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem de uayye ir yaşta ir deve ala ağı vardı. O u iste eğe geldi;
fakat u ala ağı ı isterke sert ve ka a davra dı. Oradaki ashapta azıları u ada a haddi i ildir ek isteyi e,
Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Bırakı o u: dilediği gi i ko uş ak, hak sahibi i hakkıdır. Bu ada a, devesi yaşı da ir deve veri iz. ashap dediler
ki: Ya Resûlallah, iz o u ala aklı olduğu devede daha üyüğü ü ula iliyoruz, e sali i ula adık. Bunun üzerine
Hazreti Peygamber:
Onu veriniz; zira sizin en iyi öde e yapa ı ız, e hayırlı ızdır. buyurdular.
Mütercim:
Vekâleti aiz olduğu hük ü u hadîs-i şerifte çıkarıl aktadır. Yi e deve ve u a e zer hayva ları ödü ç
alı ası ı evazı Şafii ve Maliki fakihleri çoğu luğu a göre u hadîs-i şerifte alı ıştır. A ak Ha efî ezhe i de
öyle veresiye olarak hayva ı hayva karşılığı da sat ak aiz değildir. Bu ko uda açık olarak aşka hadîs-i şerif varit
ol uştur. Ha efî âlimleri de İ a Tahavî ye göre bu hadîs-i şerifi hük ü kalk ıştır. İ a Şafii ye göre hükmü
kalk a ıştır, u hükü hale de geçerlidir.
Bu hadîs-i şerife karşı olarak gösterile diğer hadîs-i şerif, hadîs âlimlerince Mürseî dir. Hük ü kalk ası u
derecedeki hadîsle olamaz, de işler ve İ a Tahavî ye red eva ı ver işlerdir.
Görü üşte hadîste geçe iki deve arası da ola kıy et farkı ir e faat sağla aktadır. Ödü ç ua eleleri de ise
e faat sağla ak hara dır. Fakat u e faat, akid es ası da şart koşul adığı da ir hediye hükmündedir, bu
aizdir. A ak İ a Malik Hazretleri e göre ziyadelik şartı akid es ası da ol asa ile, yi e yasaktır.
Neti e olarak Ha efi ezhe i de öyle veresiye olarak hayva ı i si e satıl ası, ödü ç veril esi veya değiştiril esi
aiz değildir. Delil ise, diğer ir hadîs-i şeriftir.
633- Merva i Hake ‘.A. ve Misver İ i Mahre e ‘.A. de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e Havazi ka ilesi de İsla ı ka ul ede heyetler geldi. Bu lar,
daha önce kendileriyle Müslümanlar arası da yapıla savaşta ga i et olarak alı a
alları ı, esir edile , ada ları ı
geri al ak istediler. Peyga er efe di iz o lara hita e şöyle uyurdu:
Be e sözü e değerlisi e doğru ola ıdır. İki gruptan birini seçiniz: Ya esirleri veya alı. Bu ikisi de iri i size geri
vere eği
Esase sizi ekle ekte idi
fakat geç geldi iz . Onlar ya Resûlallah! dediler, ada ları ızı geri
verilmesini istiyoruz. Bunun üzerine Hazreti Peygamber, Müslümanlara ir ko uş a yaparak, Allah Teâlâ Hazretlerine,
şa ı a lâyık şekilde ha d ü se ada ulu du ve so ra şöyle uyurdu:
İ di ili iz ki, di kardeşleri iz tev e ederek Müslüman olarak ize geldiler. O larda alı a esirleri ke dileri e geri
ver eyi e uygu gördü . İçi izde u u karşılıksız olarak yap ak İsteye varsa yapsı . Ke di payı ı koru ak
isteyenler de varsa Allah Teâlâ ı
ize ihsa ede eği ilk ga i et alları da ke dileri e payları ı karşılığı
tarafı ızda veril ek üzere u u yapsı lar. Müslümanlar dediler ki: Biz, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem in
ö gördüğü ü gö ül hoşluğu ile ka ul ettik. Bir karşılık ekle eksizi o lara esirleri i geri ver eyi ka ul ediyoruz.
Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Biz, ha gi izi
u u şahıs olarak ka ul ettiği i, ha gi izi ka ul et ediği i ile eyiz. Yerleri ize dö ü üz.
Düşü eleri izi ko uta ları ıza söyleyi de o lar ize arz etsi ler. Sonra bütün ashap yerlerine gidip fikirlerini
açıkladılar ve hepsi esirleri karşılıksız olarak geri veril esi e razı oldular.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte , vekili ikrarı ve söz söyle esi üvekkili ikrarı de ek olduğu u eyda a çıkıyor. Çü kü her irliği
ko uta ı e ri dekileri vekili sayıl ıştır. İ a E û Yûsuf Hazretleri u görüşü e i sedi. İ a Aza , İ a Şafii,
imam Muhammed Hazretlerine göre, komutanlar idareci ve hâkim duru u da olup aiyeti hakkı da o ları sözleri i
ka ulü, tıpkı hâkim i ve idare i i
e urlar hakkı da ola sözleri i ka ulü gi idir.
634- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri beni ir vakit zekâtı uhafazaya e ur et işti, a ar e uru
ol uştu . Bir ge e ada ı iri gelip hur a erzakı da avuçlayarak aldı. Be de o u yakalayarak, se i Hazreti
Peyga ere götüre eği , dedi . O hırsız a a dedi ki: Gerçekte e u a uhta ı . Be i çoluk ço uğu var ki,
so dere e ihtiyaç içi dedirler. Be de a ıyarak o u ıraktı . “o ra sa ah olu a Hazreti Peyga er a a şöyle
buyurdu:
Ebû Hureyre! Dü ge e yakaladığı ada
e yaptı? Ben de: Ya Resûlallah! dedi . O ada , çoluk ço uğu u ihtiyaç ve
zarureti de şikâyet ettiği içi ke disi i a ıdı ve ıraktı . Hazreti Peyga er:
Ne var ki, o adam sana yalan söyledi ve yine dönecektir. uyurdu. Tekrar erzak çal ak içi gele eği i ildiği de
onu gözetledim. Bir gece yine geldi. Zekât mallardan avuç avuç al ağa aşladı. Ke disi i yakaladı ve: “e i Hazreti
Peyga eri huzuru a, götüre eği , dedi . Ada
a a yalvardı:
— Be i ırakı ız. “o dere e fakir ve uhta ı . Çoluk ço uğu da so dere e zaruret içi dedir. Bir daha
gel eye eği . Bu defa da e i ağışla, dedi. Yi e a ıyarak o u salıverdi . “a ah olu a Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem Hazretleri:
Ebû Hureyre! Ge e yakaladığı ada ı e yaptı ? buyurdu. Ben de:
— Yâ Resûlallah! Son derece ihtiya ı da , çoluk ço uğu u zarureti de şikâyet etti, merhamet diledi. Ben de onu
a ıyarak salıverdi , dedi . Hazreti Peyga er a a şöyle uyurdu:
Ne var ki, o yala söyle iştir ve yi e dö e ektir. “o ra e üçü ü ge e yi e o u gözetledi . Bir de aktı ki, avuç
avuç hurma çalıyor. He e o u yakaladı ve: Bu defa uhakkak se i Hazreti Peyga er götüre eği ; çü kü ir daha
gel eye eği diye söz verdiği halde tekrar geldi , u üçü ü defa oldu, dedi . Ada
a a şu eva ı verdi. Bu defa
da e i ırak; e sa a çok değerli keli eler öğrete eği ki, u lar sebebiyle Allah Teâlâ sana çok faydalar ihsan ve
ikram eder.
— Öğrete eği keli eler edir? diye sordu . Dedi ki:
— Yata ağı za a Ayete l-Kürsî yi so u a kadar oku. Her akşa böyle okursan, sabaha kadar Allah Teâlâ Hazretleri
sana koruyucu Melekler gö derir ve se i korurlar. Şeyta da sa a yaklaşa az, dedi. Bu sözü e karşılık e de o u
salıverdi . “a ah olu a yi e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem sordu:
Ge eki tutsağı e yaptı ? Be de, hırsızı a a söylediği sözleri ve öğrettiği keli eleri Hazreti Peyga ere a lattı
ve u u üzeri e ada ı salıverdiği i; söyledi . Hazreti Peyga er Ba a şöyle uyurdu:
Yala ı olduğu halde, Ayete l-Kürsi i özelliği e dair sa a doğruyu söyle iştir. Ya E a Hureyre! üç geceden beri
se i le ko uşa ki dir, biliyor musun? Ebû Hureyre: Hayır, il iyoru , dedi. Hazreti Peyga er:
O şeyta dır, buyurdu.
Mütercim:
Ebû Hureyre ‘.A. , öşür ve sadaka a arı ı koru aya e urdu ve Hazreti Peyga eri vekili idi. Böyle vekil ola ı ,
vekâlet ettiği alda zaruret dolayısı ile ir şey ver ek veya har a ak hali de üvekkili
uvafakatı ı al ası
gerektiği e u hadîs-i şerif delil ol aktadır.
635- Ebû Saîd El-Hudrî (R.A.) der ki:
Bilâl Ha eşî Hazretleri ir kere Berna adı verile sarı ve yuvarlak içi de hur
Sellem in huzuruna gelince, ona sordu;
Bu hurma nereden? Bilâl dedi ki:
— Ya Resûlallah, ya ı da ulu a kalitesiz hur ada iki ölçek verip u er a
ikram için özel olarak getirdim. Hazreti Peygamber Bilâl a şöyle uyurdu:
Eyvah, eyvah! ‘i a ı tâ ke disi, ri a ı tâ ke disi... Bu u yap a. Böyle iyi
se deki kalitesiz hur ayı para ile sat ve aldığı para ile u iyi hur ayı satı al.
geri verilmesini Hazreti Peygamber emretti.40
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-379
a ile Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
hur ası da
ir ölçek aldı
ve size
hur a satı al ak istediği za a ,
“o ra o hur aları hemen sahibine
)İRAAT BAH“İ
636- Enes de ‘.A. rivayet edil iştir:
Herhangi bir Müslüman ir ağaç diker yahut ir eki eker de o da kuş yahut i sa veya hayva yerse, u yüzde
kendisine mutlaka sadaka seva ı yazılır.
Mütercim:
)iraat, kaza çları e faziletlisidir. “o ra ti aret, so ra atlardır. Bazı âlimlere göre de, i sa oğlu u ihtiyaçları a ve
za a ı ahvali e ağlı olarak faziletleri değişik olurdu. Ziraat ihtiyaç olduğu za a ziraat daha faziletlidir. Sanata
ihtiyaç olduğu zaman sanat faziletli olur.
637- Ebû Ümame EI-Bahili (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, sa a ve azı ziraat aletleri görünce:
Bunlar bir toplumun evine girerse o eve ancak zillet girer.
Mütercim:
Bundan önceki hadîs-i şerifte ziraat ve ağaç dik e övül üştü. Burada ise, ir toplu tü olarak ziraatla uğraşır da
diğer sa at ve ti aret işleri i ırakırsa, o toplu da zillet ve hakir duru a düş e hali doğar ki, u ir e iyet içi
kurtuluş ve yükseliş yolu değildir. )iraat ya ı da sa at, ti aret, ihad gi i çeşitli ölü lerde çalış a lâzı dır ki, o
toplum zilletten kurtulsun.
638- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Her kim bekçi veya ço a köpeği de aşka ir köpek tutarsa her gün amelinin seva ı da ir kırat eksilir. Başka ir
rivayette de: Ço a köpeği, eki i
ekçi köpeği ve av köpeği de aşka… buyrul uştu.
Mütercim:
Av köpekleri, hayvan sürülerini koruyan köpekler, evleri hırsızda koruya köpekler esle e ilir ve ulu durula ilir.
Fakat süs içi olsu , eğle e içi olsu evlerde köpek ulu durul ası yasaktır. Hele aşkaları a zarar vere ek ısırı ı
köpekleri arı dır ak hara dır. Barı dırıl aları aiz olan köpeklere ittifakla sahip oluna ildiği de İ a Malik
Hazretleri köpeği tahir (te iz olduğu görüşü dedir. Çü kü öyle av köpekleriyle eşgul ol ak se e iyle o larda
sakı ak zordur. Ayrı a ir şeye izi veril esi, o şey ile ilgili hususları da kapsar ve izi u lara da şa ildir, diye hükü
ver iştir, İ a Aza Hazretleri e göre, köpek do uz gi i ay e pis ol ayıp kılları ve ke ikleri te izdir. Derisi de
ta akla a ilir. Yal ız köpeği salyası pistir.
İ a Şafii ve İ a Muha
ed Hazretleri e göre, köpek do uz gi i ay e pistir. Her parçası da öyle pistir. Yi e
İ a $afiî Hazretleri e göre, ıslak olarak ir ki se i el ise veya ede i e köpek doku ursa, o yeri yedi kez yıka ak
gerekir. Bu yedi kere te izle ede irisi i toprakla ol ası lazı dır. Halk arası da söyle e ve şafiilere isnad edilen:
Bir ki seye köpek doku ursa a desti ozulur, sözü ü aslı yoktur.
639- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
(İsrail oğulları za a ı da iri öküze i iş giderke öküz i i isi e dö üp aktı ve dedi ki: Be bunun için (binilmek
içi yaratıl adı ; a ak ziraat içi yaratıldı . Ashap, öküzü ko uş ası a şaşarak hadiseyi yadırgayarak ,
Sübhanallah! dediler. Bunun üzerine Hazreti Peygamber buyurdular ki:
Be u a i a dı , E û Bekir ve Ö er de i a dılar. Bir kurt da koyu kaptı. Ço a kurdu ardı a düştü ve koyu u
kurtardı Kurt ço a a dedi ki: Ca avarlar gü ü de, sürü ü e de aşka ço a ı ulu aya ağı gü de o u koyu u
ki kurtara aktır? Bu da Ashab ı hayreti i u ip oldu. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu: Bu olaya e i a dı ,
Ebû Bekir ve Ö er de i a dılar
Bu hadîs-i şerifi E û Hureyre de rivayet ede E û “ele e, Hazreti Peyga er u sözleri uyurduğu za a o e liste
E û Bekir ile Ö er ulu uyorlardı. Bu ikisi i de ay ı i a ı taşıya akları ı o ları gıya ı da olarak Hazreti
Peyga er ha er ver işti, dedi.
640- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Medine ye hicretlerinde Medineli ashap (Ensar) dediler ki: Bizim
ülkiyeti iz altı daki hur a ahçeleri i kardeşleri iz ola
uha irlerle Mekke de hi ret ede lerle ara ızda öl ya
Resûlallah! Hazreti Peyga er o ları u dilekleri e karşı, hayır! diye cevap verdiler. Sonra Hazreti Peygamberin
muvafakati üzere muhacirler, Medine lileri hur aları ı akı işleri i yürüt ek şartı ile hur a ürü leri i araları da
paylaş ayı kararlaştırdılar.
Mütercim:
Böyle hur a ahçeleri i akı ı, sula ası ve uda ası uha irler tarafı da olup da ürü leri i ortak olması
üsâkat ziraat ortaklığı de ektir. Fıkıh kitapları da eya edile
üsâkat, ir tarafta ağaç ve diğer tarafta akı
olmak üzere elde edilen meyvelerin taraflar arası da ölü esi de i aret ir ortaklıktır. Müsâkatı rüknü, icab ve
ka uldür. Ağaç sahibi meyvelerde şu kadar hisse al ak şartı ile u ağaçları akı ı ı sa a verdi , der. Karşı taraf da
ka ul etti , eva ı ı verir ve ortalık ağla tısı kurulur. Ayrı a sözleş eyi yapa iki tarafı da akıl sahibi ol aları şarttır.
Bulûğa er iş ol aları şart değildir. Yi e hisseleri / , / , / gi i tayi edil eleri lazı dır. Bu hadîs-i şerifte
hisseleri gösteril iş ol a ası, örf ve adete ağlı olarak hisse alı ası kastedildiği ihetledir ki, u da ayrı a
araları da kararlaştırıl ıştı.
641- İ i Abbas dan (R.A.) rivayet edil iştir:
Herhangi birinizi , tarlası ı ü ret al aksızı ir di kardeşi e ziraat edip faydala ası içi ver esi, o da belirli bir
ü ret al ası da daha hayırlıdır.
Mütercim:
Bir ki se tarlası ı ziraat et esi içi elirli ir ü ret karşılığı da vere ilir. A ak ü ret al ada vermesi daha uygun,
Allah katı da da üyük sevaba vesile olur.
)iraat içi araziyi i ara ver ek aizdir. Bir ki se dilediği i ek ek üzere kiraladığı arazide yaz ve kış, ir yıl içi de ir kaç
defa ziraat edebilir. Bu hadîs-i şerifte, arazileri kirala a aya ağı a dair ir işaret yoktur. Yal ız ü retsiz olarak
aşkası a veril esi de fazilet vardır.
642- Hâzreti Aişe de ‘.A. rivayet edil iştir:
Her ki , sahipsiz ir araziyi o arırsa o a herkeste daha müstehaktır.
Mütercim:
İ a Aza Hazretleri e göre, ir ki se hükü et iz i ile oş arazide ir yeri i ar ve ihya ederse o a sahip olur. Eğer
öyle ir yerde yal ız faydala a iz i veril işse, ülk edi il esi e üsaade edil e işse, o yerde yal ız kullanma
hakkı ulu ur, ülkiyet hakkı ola az. Her halde hükü et iz i İ a Aza a göre şarttır.
İ a Şafii, İ a Muha
ed, E û Yûsuf hazretleri e göre peyga er in izni kâfidir; hükümetin iznini almak şart
değildir. Böyle ir araziyi ihya ve i ar ede ki se, yaptığı i ar se e iyle o araziye alik olur.
Mevât; sahipsiz olan, mera veya harman yeri olarak kullanıl aya ve yerleşi
erkezi i e ü ra köşesi de
bağırıldığı za a sesi ulaşa aya ağı uzaklıkta ulu a yerlerdir. Çü kü yerleşi
erkezleri e yakı yerler halk içi
mer a ve har a yeri ve altalık ol ak üzere terk edilir. Bu yerlere etruk terk edil iş araziler de ilir; u lara evat
oş ve ölü arazi de ez.
643- Hazreti Ömer (R.A.) der:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki:
Bu gece Rabbimden bana bir haberci gelerek bu mübarek vadide (Akik de a az kıl ve buradan hac ile beraber
umreye niyet et, dedi.
Hazreti Peygamber bunu Akik adı daki yerde uyurdu. Bu hadîs-i şerif ha ahsi de geç işti.
644- İ i Ö er (R.A.) der ki:
Hayber in fethinde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri orada yerli ulu a Yahudileri tü ü ü çıkarılıp
uzaklaştırıl aları ı e redi e, Yahudiler Hazreti Peyga ere gelip şu ri ada ulu dular: Bizi urada çıkart ayı ız.
Biz üsâkat yolu ile ziraat ortaklığı ile hur a ahçeleri i akıp yetiştireli . “o ra elde ede eği iz ürü leri yarısı
izi , yarısı da sizi olsu . Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Bu şart dahili de ve dilediği iz üddetçe sizi urada ırakıyoruz.
645- Züheyr bin Râfi (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri beni özel olarak huzurları a çağırdı ve a a,
“iz tarlaları ızı e yapıyorsu uz? diye sordu. Dedim ki:
Bu ları, ahsulü dörtte iri karşılığı da, hur a ve arpa ürü ü de elirli ölçekler uka ili de i ara veriyoruz,
dedi Ba a şöyle uyurdular:
İ ara vermeyiniz. Ya kendiniz ekiniz veya ektiriniz veya tutunuz.
Mütercim:
Râfi bin Hadîc i a ası )ü eyr i ‘âfi den rivayet edilen bu hadîs-i şerif her e kadar sahih ise de, İ i Ö er
(‘adıyallahu A. ve diğer saha e tarafı da ‘afi i Hadî i yüzü e karşı: Bu rivayeti iz, Hazreti Peyga eri devri de
ve huzurları da ola ütü Medi e halkı ı işle ve adetleri e aykırı olduğu da o u aşka şekilde yoru larız,
dediler. Yani, ziraat arazilerinin icara verilmesinin Hazreti Peyga er tarafı da yasakla ası utlak ol ayıp özel ir
şarta veya bilinmeyen ir ü rete ağlı kılı ası da dolayıdır; yoksa uayye ir ürü karşılığı da veya akid para ile
arazileri i ara veril esi aizdir, dediler. Fakat so ra. İ i Ö er u hadîs-i şerifte korktu ve arazi i i ara verilmesini
terk etti; takva yolunu seçti. Yoksa fetva yönünden arazinin icara verilmesi, müzaraa yapıl ası aizdir. Müzaraa, ir
tarafta arazi, diğer tarafta iştir. “o ra iki taraf arası da ürü ü
uayye ir nispetle bölünmesidir. Bu bir nevi
ortaklıktır. Bu u rük ü i a ve ka uldür: Arazi sahibi çalışa ak ola çiftçiye der ki, u yeri ürü ü de şu miktar
al ak şartı ile o u sa a verdi . Çiftçi de, ka ul etti diye cevap verir. Böyle e üzaraa ağla tısı yapıl ış olur.
Çiftçinin arazi, sahibine teklifi ile de u ağla tı olur. Bu sözleş ede her iki tarafı akıl sahibi ol ası şarttır, aliğ
ol aları şart değildir. Bir de e ekile eği i söyle esi yahut çiftçi her e dilerse eke ilir kaydı ı ko ası gerekir.
Bu u la era er çiftçi i yarı, üçte ir veya üçte iki şekli de ürü de hisse al a hususu da tayi edilir.
Eğer çiftçi i hissesi tayi edil ez, yahut çıka ürü de aşka ir şey ver ek şart koşulursa, yahut hasılatta şu kadar
kile hisse al ak kesi leştirilirse u üzaraa ortaklığı sahih ol az. İşte u hadîs-i şerifte vaki olan Hazreti Peygamberin
yasakla ası da öyle fasid sözleş e hakkı da varit ol uştur, diyerek hadîs-i şerif tevil edilir. Fasid üzaraa
sözleş esi de elde edile ürü ü hepsi tohu sahibinin olur. Yer sahibi ise eğer tohu u ver e işse yeri i ü reti i
alır. Tohu yer sahibi i olduğu takdirde çiftçi, çalış ası ı karşılığı ı, e sali i ü reti ile kıyas edilerek alır.
Müzaraa sözleş esi de eki he üz yeşil ike arazi sahibi ölse, eki yetişi eye kadar çiftçi işi e deva eder. Ölenin
varisleri çiftçi ye e gel ola azlar. Eğer çiftçi ölürse, u u varisleri ke di yeri e geçer ve dilerlerse eki yetişi eye
kadar işe deva ederler; yer sahibi o lara e gel ola az. Müsâkat akdi i hük ü de yukarda eya olu duğu üzere
tıpkı üzaraa sözleş esi hük ü gi idir.
Bu üzaraa ortaklığı İ a Aza Hazretleri e göre aiz değilse de İ a ey e göre İ a Muhammed ve İ a E û
Yûsuf ve diğer müçtehit i a lara göre aizdir ve fetva da u iki i a ı görüşü e göredir.
646- Ebû Hureyre ‘.A. a latır:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki:
Cennet ehlinden bir adam, ziraat et ek İçi ‘a isi de izi istedi. Allah Teâlâ o a, se istediği duru da değil
misin? buyurdu. Adam: Evet! dedi; fakat ziraat etmek istiyorum, (Sonra ziraat etmesi için Allah tarafı da o a üsaade
edilir. , Tohu u ekti ve eki i it esi göz kırp ası kadar kısa ir za a da oldu. Dağlar gi i eki yığı ları eyda a
geldi. Ce a ı Hak o a uyurdu:
Ey i sa oğlu! İşte ö ü de al. Gerçekte se i gözü ü hiç ir şey doyur az. Resûl-i Ekrem in bu hadîs-i üzerine
e liste ulu a ir edevi şöyle dedi: Vallahi, u e et ehli de ola ada ı ya Kureyşli veya E sarlı olduğu u
göre eksi iz. Çü kü ziraatla iştigal ede o lardır. Bizi ziraatla işi iz yok. Arabî nin bu sözü üzerine Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem güldüler.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte , çiftçileri ziraata ola düşkü lük ve uha etleri a laşıldığı gi i, arazi i i ara veril esi veya sahibi
tarafı da kulla ıl ası evazı da çık aktadır.
MÜ“ÂKAT VE ŞİRB BAH“İ
647- Sehl bin Sa d (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e ir ardak içe ek getirildi. Birazı ı içti. Hazreti Peyga eri sağ
tarafı da o e lisi e küçüğü ola İ i A as ulu uyordu. Halid i Velid ve diğer yaşlılar da sol tarafı da
ulu uyorlardı. “o ra Hazreti Peyga er sağ tarafı da ulu a İ i Abbas a dö erek: Ey delika lı! Bu u arta içe eği
sol tarafı da ulu a yaşlılara ikra et e e üsaade eder isi ? uyurdular. İ i A as şu eva ı verdi:
— Ya Resûlallah! Sizi a a düşe artığı ıza hiç ki seyi ter ih ede e . Bu u üzeri e Hazreti Peyga er arta
içe eği İ i A as a verdi.
648- Hazreti Enes (R.A.) der ki:
Evi izde esili ir koyu vardı. Bu u sütü sağılarak evi izi kuyusu da iraz su karıştırılıp Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem e ardakla su uldu. Birazı ı içtiler. Hazreti Peyga eri sol tarafı da Hazreti E û Bekir ‘.A. ve sağ
tarafı da ir edevi ulunuyordu. Hazreti Peygamberin, adetleri üzere arta kala içe eği sağ tarafı da ulu a a
vermesi ihti ali kuvvetli olduğu da , edevi ye vermesin diye Hazreti Ömer dedi ki:
— Ya Resûlallah, şu arta kala sütü ya ı ızda otura E û Bekir e ihsan buyurunuz. Hazreti Peygamber yine adetleri
üzere o süt artığı ı sağ tarafları da otura edevî ye uzatıp verdi ve şöyle uyurdu:
Herha gi ir şey verilirke , sağ tarafta ulu a ter ih edil elidir. “ağda iti are sıra gözetil elidir.
Mütercim:
Böyle içile şeylerde arta kala ı sağ tarafta ulu a ları ter ih ederek ver e i sü et olduğu da ittifak vardır. Yal ız
i ı Haz a göre, sağ tarafta ola ı ter ihi vaciptir ve sağ tarafta ola ı iz i ol aksızı sol taraftaki e verilmesi asla
aiz değildir.
Ayrı a, Büyükleri izde aşlayı ız mealinde hadîs-i şerif varsa da, u hadîs-i şerif halka hali de oturulupta ikram
ede ki se i ortada kaldığı duru içi dir. Burada yaşlılar ter ih edilir.
Bir de Hazreti Peyga er İ i A as da izi istediği halde edevide izi iste e esi i hik eti, İ i Abbas
peygamberin akra asıydı. Bedevi ise ya a ı idi. Bedevi i gö lü ü hoş et ek içi o a ver iş ol alarıdır, de iliyor.
649- Ebu Hureyre ‘.A. a latıyor.
“uyu fazlası akıp git esi diye tutul az ve u yüzde yeşillikleri it esi e de e gel olu ur.
Mütercim:
Aslı da su, ot ve ateş u ahtır; bunlardan herkes faydalanabilir. Bu lar i sa ları faydala a akı ı da ortak
alları gi idir. Kova testi ve küp gi i kaplarda iriktiril iş ol aya sularda ütü i sa ve hayva ları iç e hakkı
vardır. Bir toplu a ait ola ir ehirde , iri i arazisi deki su ka alı da veya kuyusu da izi al aksızı ir ki se
ke di arazisi i sulaya az sâde su iç e hakkı olduğu da su içe ilir ve eğer ka al ve kuyuya zarar verilmeyecek olursa
hayva ları ı da sulaya ilir. Testi ve kova gi i kaplarla su alıp evi e ve ahçesi e de götüre ilir.
Sahipsiz arazilerde ke diliği de yetişe otlar u ah olduğu gi i, ir ki se i
ülkü de ke diliği de yetişe ve ülk
sahibi i hiç ir e eği ulu aya otlar da u ahtır. A ak ülk sahibi e zarar ver e ek şarttır. Bir ki se i
ülkü de ke diliği de yetişen otlar mubah ise de, mülk sahibi tarafı da
ülkü e aşkası ı gir esi e gelle e ilir.
Ev içi de ulu a ateş de öyledir. Ateş al ak içi aşkası eve sokul aya ilir. Fakat açık ve sahipsiz yerlerde yakıla
ateşlerde herkes faydala a ilir. Bu gi i ateşlerde ısı ılır, ışığı da faydala ılarak iş yapılır, o da la a ve fe er
yakıla ilir. Ateş sahibi u faydala aya e gel ola az. Fakat iz i ol adıkça o ateşte ki sedir kor ala az.
Suyun hükmüne gelince: Bir ki se i
ülkü içi de deva lı suyu ulu a ir kuyu, havuz veya ir ehir ulu duğu
halde u larda su iç ek isteye ki se ülke gir ekte e gelle e ilir; fakat yakı da aşka içe ek u ah su yoksa,
mülk sahibi o ki seye su çıkarıp ver eye yahut o u girip su al ası a müsaade etmeye mecburdur. Mülk sahibi su
çıkar adığı taktirde, o ki se i girip su al a hakkı vardır. A ak kuyu u , havuzu veya ehri ke arı ı oz ak gi i
zararları su sahibi e ver e ek şarttır.
650- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
“uyu fazlası ı tut ayı ız ve u yüzde
eralarda otları çoğal ası ı ö le iş olursu uz.
Mütercim:
Bir yerde mevcud suda , hayva ları otu u yetiştire ek aşka su ulu adığı za a öyle ir suya sahip ola ki se
kendi zaruri ihtiya ı da arta ı tut ası hadîs-i şerif ile yasakla ıştır.
Hanefî, Şafii ve Maliki mezhebleri e göre, yukarıda açıkladığı ız gi i, u faydala aya e gel ol ak hara dır. Çü kü
u gi i sularda i sa ve hayva ları faydala a hakkı vardır. azı âlimlere göre de, u faydala dır a ir ihsa ve
iyiliktir. Çünkü kendi mülkünde veya oş ir yerde açıla kuyu, aça ı şahsî e faati e ağlıdır o da aşkası a ir
ikra olur, de ektedir. Yoksa herkes hava ve ışıkta faydala dığı gi i de izlerde , üyük göllerde , ülk ol aya
nehirlerden, umuma ait kuyulardan faydalanmak her canlı içi
u ahtır. Bu larda isteye ki se arazisi i sulaya ilir,
su arkı aça ilir, değir e kura ilir. A ak, u lar yapılırke aşkası a zarar ver e ek şarttır. Bu iti arla su, taşırılarak
insanlara zarar verilirse, yahut nehrin suyu büsbütün kesilirse, yahut kayıkları yüz esi e i kâ ırakıl azsa, u
takdirde böyle zararlara sebebiyet verenlere engel olunur.
651- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Made o ağı ı telefi içine düş ek suretiyle ölü veya yarala a eyda a gel esi hederdir. Kuyu un telefi
hederdir. Hayva ı telefi hederdir. Yeraltı servetleri de eşte ir hazi e i dir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerife ait ir kısı hükü ler
sayılı hadîs dolayısı ile geç işti. Bu ir tekrar ahiyeti de ise de keli eler
yerleri i değiştir iş olduğu da iki i defa akledil iştir.
Hayva ları telefi hakkı da fıkıh kitapları da elirtildiği üzere, ir hayva ı se e iyet verdiği zararı sahibi ödemez.
Fakat ir ada ı
alı ı telef et ekte ola hayva ı ı sahibi görür de ona engel olmazsa zararı öde esi gerekir. Bir de
toslayı ı öküz, ısırı ı köpek gi i zararı elli ir hayva ı sahibine, hayva ı a sahip ol, diye ö ede te ihte ulu uş
ve u a rağ e hayva ı ı salıver iş ise, ir ziya da ulu duğu takdirde zararı ı sahibi öder.
Yi e ir ki se i hayva ı, ke di ülkü de ike ir aşkası ı a ı a veya alı a herha gi ir şekilde zarar verirse,
hayva ister yal ız ve ister sahibi ile era er olsu , taz i gerek ez. Bir de hayva ı ı aşkası ı
ülkü e ülk
sahibi i iz i ile soksa, ke di ülkü de i iş gi i hayva ı zararı ı öde ek gerek ez. Fakat ülk sahibinin izni
ol aksızı sokul uş olursa, hayva ı ister sürü üsü, ister yedekçisi olsu ve ister yakı ı da ulu su , öyle ir
hayva ı yapa ağı zarar sahibi tarafı da öde ir. A ak hayva ke diliği de oşa arak bir kimsenin mülküne girip
zarar yap ış olursa sahibi u zararı öde ez.
Ayrı a herkesi , u u a ait yolda hayva ı ile yürü ek hakkı vardır. Böyle ir yolda hayva ı a i erek yürüye
ki se i hayva ı sakı ıl ası ü kü ol aya ir zarar yaparsa, sahibi onu ödemez. Misal: Hayva ı ayağı da toz
ve ça ur sıçrayıpta aşkası ı el isesi i kirletse, yahut hayva arka ayağıyle teperek yahut kuyruğu ile çarparak ir
zarar etse, taz i gerek ez. Fakat hayva ı ya ö ayağı ile veya aşı ile çarpış ası da
eyda a gele zarar ve ziya ı
hayva i i isi öder. U u a ait yolda hayva yedek isi ile sürü üsü veya i i isi arası da taz i at öde e akı ı da
fark yoktur. A ak, u u a ait ir yol üzeri de hiç ki se i , hayva ı ı durdur aya veya ağla aya hakkı yoktur. Eğer
öyle ir yol üzeri de hayva durdurulur veya ağla ırsa, hayva ı ö veya arka ayağı ile tep esi de veya aşka
hareketleri de
eyda a gele zararı hayva sahibi öder. Fakat hayva ları dur ası ve ekle esi içi hazırla ış
ola yerlerde hayva ları et iş olduğu ziya öde ez.
Bir ki se u u a ait ola yolda hayva ı ı aşı oş salıverse, o hayva ı ettiği zararı öder.
Bir ki se i i diği hayva ö veya arka ayağı ile ister i i i i ke di ülkü de ve ister aşka yerde olsu , ir es eyi
"çiğ eyerek ziya etse, i i i u işe se e iyet verdiği içi o ziya ı öder; fakat at, ge i azıya alıp i i i o u ko trol
altı a ala az da ir ziya ederse taz i gerek ez. Bir de, ir ki se ke di ülkü de hayva ı ı ağla ış olduğu halde
diğer iri gelerek oraya ke di hayva ı
ağlasa ve ülk sahibi i atı teperek o u helak etse yi e taz i gerek ez;
fakat mülk sahibi i hayva ı telef olursa o u diğeri i öde esi lazı gelir.
Bir yere iki ki se i , hayva ları ı ağla ak hakkı olduğu halde her ikisi o yere hayva ları ı ağlasa ve bunlardan biri
ötekini telef etmiş olsa, taz i gerek e hayva ları ı ir yere taz i gerek ez. Yine iki kişi hayva ları ı ağla aya
hakları ulunmayan bir yere hayva ları ı ağlayıp da ö e ağlaya ı so raki i öldürürse tazmin gerekmez, fakat
so ra ağlaya ı hayva ı ö e ağla a ı öldürürse tazmin gerekir.
652- Abdullah (‘adıyallahu Anh) der ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Kim yalan yere ye i eder de, o ye i se e iyle ir kişi i
alı ı haksız yere alırsa, kıya et gü ü de Allah Teâla ı
gaza ı a uğra ış olarak O u huzuru a çıkar.
Sonra bu hadîs-i şerifi tasdik et ek üzere Allah Teâlâ Hazretleri: Allah ı ahdi i ve ke di ye i leri i ir kaç paraya
satan kimselerin ahirette hiç bir nasibi yoktur. mealindeki ayeti kerimeyi inzal buyurdu. (Ali İ ra , Ayet: 77)
Abdullah bu hadîs-i şerifi rivayet ederken: - Siz ne söylüyorsunuz! Bu ayeti keri e e i hakkı da azil oldu, dedi.
Şöyle ki:
Be i le a a ı oğlu arası da ihtilâf ko usu ir su kuyusu vardı. Dava ızı ir hük e ağla ak için Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana: Şahitleri i getir, dedi. Be şahitleri yoktur, dedim. Hazreti Peygamber:
O halde has ı ye i etsi , buyurdu. Ben: - Ya Resûlallah, bu adam yalan yere yemin eder, dedim. Sonra Hazreti
Peygamber bu hadîs-i şerifi uyurdu. Allah Teâlâ Hazretleri de yukarıdaki ayeti kerimeyi indirdi.
Mütercim:
Ye i üç kısı dır:
1- Yemin-i gamûs ki, yalan yere kasten yemin etmektir. Gamûs u
a ası, sahibi i üyük gü aha daldırır de ektir. Bu
türlü yemin için Hanefî mezhebinde kefaret yoktur. Çünkü kefaret ile u u gü ahı ağışla az. A ak tev e ve
istiğfarla era er, hak sahibi var ise o da helallik al akla u gü ah ağışla ır. İşte u hadîs-i şerifteki tehdit, u gi i
ye i hakkı dadır. Başka hadîslerde ve aşka kitaplarda: Gamûs şekli deki ye i , evleri hara eder, diye varit
ol uştur. Böyle kul hakları üzeri e yala yere ye i ede leri, u ye i helak eder, o akları ı sö dürür.
2- Mün akıd ye i ki, gele ekte ir şeyi yap ak veya yap a ak üzere edile ye i dir. Vallahi fala işi yap a veya
yaparı , şekli de edile ye i dir. Bu türlü ye i ozulduğu takdirde, ye i kefareti vermek gerekir. Bu kefaret de ya
ir köle azad et ek yok ise, o fakire irer fitre iktarı sadaka ver ek veya o fakir giydirmek; bunlara gücü yetmezse
üç gü arka arkaya oruç tut aktır.
Bir kimse: Vallahi, fala a ki se ile arış a veya ko uş a veya evi e git e , diye ye i ederse, u türlü ye i i
ozul ası ve kefaret verilmesi matluptur. Böyle yeminlerde ısrar edip oz a ak hara dır. Fakat eşru ola ye i de
sebat etmek gerekir. Sebat edilmez de bozulursa yine kefaret lazı gelir. İçki iç eye eği e ye i ede ki se, u
yemininde sebat eder; bununla beraber yeminini bozacak olursa, bunun kefaretini öder. Ayrı a işlediği hara ı
gü ahı ı çeker.
3- Lağıv ye i ki, za a daya ıp gerçeğe aykırı olarak kasıtsız yapıla ye i dir. Geçe yıl ha a gittiği i sa arak u a
ye i et esi ve aslı da iki yıl ö e ha a git iş ol ası gi i. Bu türlü ye i leri ağışla ası u ulur.
Şafii ezhe i de lağıv ye i , söz arası da ye i i kastetmeyerek söze güç kaza dır ak içi , vallahi gitti , vallahi
geldi , vallahi okudu , illahi yazdı gi i ye i i Allah katı da ağışla ası umulur.
Her iki ezhe e göre de, ü kü olduğu kadar öyle ye i lerde sakı alıdır. Üzü tü ile kaydedeli ki, azı
ki seler, farkı da ol aksızı öyle her sözde, ko uş a araları da u lağıv ye i i yapar. Herkes u şekildeki kötü
alışka lıkta ke di i kurtar alıdır, ye i siz ko uş aya alış alıdır.
653- Ebû Hureyre (‘adıyallahu A h a latıyor:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyur uştur ki: Üç ki se vardır ki, kıya et gü ü de Allah o lara erha et
gözü ile ak az ve o ları gü ahlarda te izle ez, he de o lara a ıklı ir aza vardır: Yol ulukta suyu u
ihtiya ı da fazlası ı yol uya ver eye ada .
Bir idare iye yal ız dü ya e faati içi iat ede oy vere ve ke disi e dü yalık verirse e u ola , vermezse
kıza aleyhi e dö e ada .
Akşa üstü satılık alı ı arzedip, ke disi de aşka ilâh ol aya Allah a ye i ederi ki, u al karşılığı da a a şu
ve şu kadar para verildi de ver edi , diye ve u ye i i e ir üşteri i ka dığı ada .
Sonra Hazreti Peygamber : Allah ı ahdi i ve ke di ye i leri i ir kaç paraya sata ki seleri ahirette asi i yoktur,
eali deki ayeti keri eyi okudu. Ali İ ra : Ayet
654- Ebû Hureyre (R.A.) rivayet eder:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyur uştur: Bir ada yolda giderke ağır şekilde susadı. Derke ir kuyuya
i ip su içti. Çıktıkta so ra susuzlukta soluyup toprakları yalaya ir köpekle karşılaştı. Ada , u köpek, e i
çektiği susuzluğu e zeri i çekiyor, dedi ve kuyuya i erek ku durası a su doldurup ağzı a taktı ve yukarı çıkıp
köpeğe su içirdi. Allah Teâlâ Hazretleri de o u u işi i eğe di ve gü ahları ı ağışladı. Ce eti e gir eye vesile
kıldı ! ashap dediler ki: Ey Allah ı ‘esulü, hayva lar yüzü de ize sevap var ı? Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Her ıslak iğer içi her a lı ı susuzlukta ya a iğeri içi sevap vardır.
Mütercim:
İ sa ve hayva , her a lı ı içiril esi ve yediril esi de dolayı sevap kaza ıla ağı u hadîs-i şerifte a laşıl aktadır.
Fakat İ a Nevevi i ter ihi e göre, ke disi e ikra edile hayva ı zararsız ol ası lâzı dır; öldürül esiyle
e redil e iş ol alıdır.
655- İ i Ö er den (R.A.) rivayet edil iştir:
Bir kadı a, kendi(kedi ???) yüzü de azap edildi. Bu kadı , açlıkta ölü eye kadar kediyi hepset iş ve u yüzde
ehe e e gir iştir.
İ i Ö er der ki; Allahu ale , Hazreti Peyga er şöyle uyur uştu: O kadı , kediyi hapsettiği za a e yedir iş, e
içir iş ve e de yeryüzü haşaratı da yesi diye salıver işti.
656- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Nefsim kudretlinde olan Allah a yemin ederim ki kıya ette Kevser Havuzuma birtakı ki seleri yaklaştır aya ağı .
Ya a ı deve i su kur ası da kovulduğu gi i... Kevser havuzundan kovula aklar, ya ü afıklar, ya id at sahipleri,
ya da diğer ümmetlerde ola lardır, deniliyor.
657- Sa b bin Cessâme (R.A.) de rivayet edil iştir:
Koru, ancak Allah ı ve peyga eri i korusudur.
Mütercim:
Müslü a ları ihtiyaçları içi Hazreti Peyga er tarafı da veya devletçe koru uş kuyu ve arazide
aşka
koru uş yer ola az. Bu hadîs-i şerifi geliş se e i şu: Cahiliyet devri de ir takı şeref sahibi ileri gelen kimseler, bir
yere ko akladıkları za a , köpek sesi i ulaştığı yere kadar ola araziyi dört yö de çevirerek ke dileri e ayırırlardı ve
ke di koruları sayarlardı. Bu yeri ke di hayva ları ı otla aları a tahsis ederlerdi. Bu u la era er diğer i sa ları
eraları a da ayrı a ortak olurlardı. “o ra Hazreti Peyga er u ahiliyet adedi i u hadîs-i şerifle yasakladı. Gaza ve
cihad için veya Müslümanları diğer ihtiyaçları içi
eşru ir izi ol adıkça, hiç ki se ke di aşı a, umuma terk
edil iş yerlerde ke disi içi koru edi e ez; u aiz değildir.
658- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
At esle ek ki i içi sevap ki i içi örtü geçi vasıtası ve ki i içi de ve aldir.
“evap kaza a ki se, atı Allah yolu a ağlaya , ağı ı uzu yaparak çi e likte veya ahçede otlata kişidir. Bağı ı
ge iş ala ı içinde çimenlikten veya bahçeden otladığı her şey, sahibi e sevap olarak yazılır.
Eğer ağı kopar da şaha kalkarak ir veya iki tur atarsa izleri ve tersleri sahibine sevap olarak yazılır. Eğer ir ehire
uğrayıp o ehirde içerse, sahibi e, o u sula ak içi ir hi
et göster e iş olsa ile, u da dolayı sevap yazılır.
İşte at, u gi i se eplerle ir sevapdır.
Ki de atı, ihtiya ı ı karşıla ak ve aşkası a uhtaç ol a ak içi esler, oyu ları da ve sırtları da ola şer i hakları
zekât ve yardı gi i hukuku u ut azsa atlar, u se eple ir örtü geçi vasıtası) dır.
Ki de atları; iftihar, gösteriş ve Müslümanlara karşı düş a lık olarak eslerse u se eplerde ötürü ir ve aldir.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e erkepleri duru u soruldu ve şöyle uyurdular:
Ba a, u lar hakkı da, şu eşsiz ve â ası ge iş ayeti keri ede aşka âyet azil ol adı: Ki zerre iktarı hayır
işlerse, o u karşılığı ı seva ı ı göre ektir. Ki de zerre iktarı kötülük işlerse, o u karşılığı ı ezası ı
görecektir. Besle e hayva lar iyi akılır ve iyi yolda kulla ılırlarsa sevap kaza ılır aksi halde gü aha düşülür.
Mütercim:
Mü i ve kâfir herkes kıya ette, dü yada ike yap ış olduğu şeyleri karşılığı ı göre ektir. Fakat
ağışla ır ve iyi işleri e sevap verilir. Kafiri iyi işi ka ul olu az ve gü ahları da dolayı aza olu ur.
ü i i gü ahı
659- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Bahrey arazisi i ir kıs ı ı Medine li ashaba (Ensar a) vermek,
mülkiyetlerine geçirmek istedi. Medine li ashap dediler ki, muhacir (Mekke li kardeşleri ize de ver edikçe gö lü üz
razı ol az. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu;
Benden sonra size aşkaları ı ter ih edildiği i size karşı o lara üstü lük ve hak ta ı dığı ı göre eksi iz. Fakat siz
ahirette a a kavuşu aya kadar sa redi iz.
Bazı idareciler, sizin gibi hak sahipleri i ırakıp aşkaları ı ter ih ve o lara ihsa ve ikra ede eklerdir. Fakat siz yine
sa rederek itaatte dışarı çık ayı ız.
660- Abdullah bin Ömer den (‘adıyallahu Anhum rivayet edil iştir:
Ki
ir hur alığı uda ıp aşıla dıkta so ra satı alırsa o hur alığı
eyvesi, üşteri şart koş adığı takdirde
satı ı ı dır. Ki de allı ir köle satı alırsa, o köle i
alı, üşteri şart koş adığı takdirde o u sata ı dır.
Mütercim:
Hur a ağaçları uda ıp aşıla ı a adeta eyvalı ağaç hük ü de olur. Pazarlıkta u aşıla ış ye eyve hük ü de
olan çiçekler söz konusu edilmezse, o yılı
ahsulü satışa dahil ol az. Meyvalar satı ı ı ve ağaç üşteri i olur.
Çü kü satıla
alı ekleri de ol aya veya o a itişik kararlı ilâvelerde sayıl aya , satıla
alı ir parçası
hük ü de ol aya veya elde i örf ve adeti de satıla
ala ağlı ka ul edil eye şeyler, satış hali de alış verişe
gir ezler, satıla
alı dışı da kalırlar. Fakat pazarlıkta üşteri u larla era er alı satı al ayı şart koşarsa, o
za a satıla
alla era er u ekler de üşteri i olur.
Beldenin örf ve adetine göre satıla
alı ekleri de ka ul edile şeyler, söz ko usu edil ese ile, üşteriye ait olur.
Bir ev satılı a gardırop, diva koltuk ka epe ve sandalye gi i eşyalar, evi satışı a gir ediği gi i, ağ ve ahçe
satışı da çiçek ve eyva saksıları, aşka yere götürül ek üzere dikile fida lar da alış verişe gir ezler. Yi e arazi
satışları da eki , ağaç satışları da eyva pazarlıkta söz ko usu edil ezse, u eki ve eyvalar, arazi ve ağaç
satışları a gir ezler; üşteri u eki leri veya eyvaları da, arazi ve ağaçla al aya hakkı yoktur. Fakat örf ve adette ek
hük ü de ola i ek atı ı ge i ve yük hayva ı ı yuları, söz ko usu edil ese ile, alış- verişe girerler. “atıla
hayva la era er u yular ve ge
üşteri i olur.
Yi e ir ki se, alı ve parası ola ir kölesi i sattığı za a , o köle i
al ve parası, köleyi sata efe disi e aittir.
Zaten Hanefî ve Şafii mezheblerinde köle hiç bir zaman mala sahip olamayacağı da satılırke eli de ulu a ak alı
efendisine geri verilmesi gerekir. Maliki ve Hanbelî mezheblerinde, bir köleye efendisi mal temlik ederse, köle o mala
sahip olur; fakat öyle satılırke o sahip olduğu mal efendisine geri verilir. A ak satıla u köle i elindeki mal
üşteri i ol ak şartı koşulursa, köle ile o al üşteri i olur. Fakat alı elli ve uayye ol ası lazı dır, Eğer
satıla köle i eli deki al altı veya gü üş olur ve köle i edeli de altı veya gü üş ise, u pazarlık faizde hali
ola aya ağı da , Ha efi ve Şafii ezhe leri de alış veriş sahih değildir. Maliki ve Ha eli ezheblerinde mutlak
olarak bu hadîs-i şerife daya ılarak sahihtir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-400
BORÇLAR VE HACİR BAH“Î
661- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Ki i sa ları
alları ı öde ek aksad ve iyeti ile ödü ç alırsa, Allah Teâlâ onun yerine öder, (ona ödeme i kâ ı
ahşeder . Ki de, u alları atır ak kastıyla alırsa, Allah Teâlâ o ki seyi atırır.
aşkası ı
alı ı atıra ı Allah
da ahirette ameli i atırır.
Mütercim:
Bir ki se aşkası da ödü ç olarak veya herha gi ir iş gereği al ve para gi i eşya alırke o al ış olduğu şeyi
so rada öde ek iyeti i kesi olarak taşıyorsa, Allah ihsa ve kere i de u or u öde eyi orçluya asi eder ve
ona kolaylık verir. Dü yada ödeye ese ile, ahirette o orçlu u ala aklıları ı razı eder, u hakta orçluyu kurtarır.
Eğer öyle ir al alırke , öde e ek iyeti varsa, orçlu u u kötü iyeti de dolayı ödü ç alı a
alı dü yada
hiç ir faydası olmayarak atar. Ayrı a ahirette de hak sahipleri tarafı da o orçlu u iyi a elleri alı ır. Ala aklıların
gü ahları da u orçluya yükletilir, Böyle e or u öde iş olur, diye diğer hadîs-i şeriflerde varit ol uştur.
662- Ebû Zer El-Gıfârî (R.A.) der ki:
Bir savaş seferi de Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile era erdi . Dö üşte Medi e ye gelirke Uhud dağı ı
gördükleri de şöyle uyurdular:
Şu dağ altı hali e dö üş olsa, o altı larda hiç iri i üç ge ede fazla ya ı da kal ası ı iste e ; a ak ir
kimseye or u varsa, or u kadarı ı saklayarak or u u öderi . Hazreti Peygamber, sözüne devamla:
Dü yada! olluk içi de yüze ler, o lar ahirette darlık içi de kıvra a lardır. A ak, alı şöyle ve şöyle saça lar
üstes adır u lar, he dü yada ve he ahirette bolluk bolluk içindedirler). diyerek ü arek eliyle ö ü e, sağı a
ve solu a işaret ettiler ve:
Böyle sadaka verip hayır yapa lar azdır! buyurdular. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, bana
hitaben:
Ben gelinceye kadar yeri de ayrıl a! uyurdu ve ke disi ir parça uzaklaşı a ir ses işiterek he e ya ı a var ak
istedim. Fakat sonra efendimizin Be geli eye kadar yeri de ayrıl a e ri i hatırladı ve ulu duğu yerde
kaldı . “o ra Hazreti Peyga er ya ı a geli e:
— Yâ Resûlallah, işittiği şey, veya işittiği ses e idi? diye sordu . Ba a:
İşitti
i? diye sordular. Ben de:
— Evet dedim. Buyurdular ki:
Cibril bana geldi, ümmetinden her kim, Allah Teâlâ Hazretleri e hiç ir şeyi ortak koş ada ölürse, e ete girer,
dedi. Be de, şöyle ve şöyle yapsa da girer i? dedi . Ci ril, evet! diye evap verdi.
663- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Eğer e i Uhud dağı kadar altı ı olsa, or u
üzerimden üç gece geçmesi beni sevindirmezdi.
içi sakladığı da
aşka u altı larda
ir
iktarı ya ı da ike
664- Câbir (R.A.) Hazretleri der ki:
Bir savaş seferi de deve yorul uş ve yürüye ez ol uştu. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem deveme birkaç
ka çı vuru a, yorgu luğu gitti, çok iyi ir şekilde yürü eğe aşladı. “o ra Hazreti Peyga er a a şöyle uyurdu:
Şi di deve i asıl uluyorsu , o u a a satar ısı ? Ben de:
“atarı , ya Resûlallah, dedim. Medine ye vardığı ız za a u deveyi götürdü . Hazreti Peyga eri Mes id-i şerifi
kapısı da uldu . Haydi, Mescid e girip iki rekât a az kıldıkta so ra a a gel, buyurdu. Ben de Mescid e girip
a az kıldı ve Hazreti Peyga eri huzuru a verdi . Deve edeli ola ala ağı ı fazlasıyla aldı . “o ra deve i
ırakıp giderke e i geri çağırdı ve deve i de a a ağışladı.
“ayılı hadise akı ız
665- Ebû Hureyre ‘.A. a latıyor:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyur uştur ki: Ben bütün müminlere dünya ve ahirette kendi nefislerinden
daha yakı ı , çü kü e o ları kurtuluşa davet ederi . Nefisleri ise, o ları kötülüğe çekip götürür. İsterse iz:
Peyga er, ü i lere ke di efisleri de daha yakı dır, eali deki âyeti okuyu uz. Bu iti arla ü
eti de ha gi
mü mi ölüpte al ırakırsa, varisleri ki lerse o u
irası ı alsı lar. Eğer öle ir ü i , geriye al ırak ayıp orç
yahut yardı a uhtaç çoluk ço uğu u ırakırsa, öle i dul ve yeti leri a a gelsi ler, e o ları veli ve
yardı ılarıyı .
sayılı hadise akı ız.
666- Muğire i Şu e de ‘.A. rivayet edil iştir:
A aları ıza ve a aları ıza karşı gel eyi, kız ço ukları ızı diri diri gö
eyi, hakları öde e eyi ve aşkası ı
alı a
el uzat ayı Allah Teâlâ size hara kıl ıştır. Dedi kodu et eyi, lüzu suz sorular sor ayı ve alı ziya et eyi size
ekruh sakı alı kıl ıştır. 3
3 Ömer Ziyaeddin Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-404
DAVACILIK BAHSÎ
667- Abdullah bin Mes ud (R.A.) der ki:
Kur andan bir ayeti, benim, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de işittiği şekilde aşka türlü okuya irisi i
gördü . Bu ada ı, eli de sı sıkı tutup Hazreti Peyga ere götürdü . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ikimizi
de di leyi e ize şöyle uyurdu:
Her iki iz de güzel okudu uz. “akı ara ızda ihtilafa düş eyi iz; çü kü sizde önce olanlar ihtilafa düştükleri de
helak oldular.
Mütercim:
Kur a ı Keri , Hi az halkı ı yedi lehçesi üzere azil ol uştur: Kureyş, Te i , Da e, Ki â e, Kays, Hüzeyl, Be î Esed,
Sonra kesintisiz olarak birbirinden (an a e ile yedi i a ı aklettikleri yedi okuyuş Kıraât-ı “e a) mütevatirdir. Yedi
i a şu ki selerdir: Nafi, İ i Kesir, E û A r, İ i  ir, Âsi , Ha za, Kisâ î. Bu yedi okuyuşta o okuyuşa kadar,
ola kırâetler ki bunlar Ebû Cafer, Halef ve Hallâd kıraetleridir ütevatir değil ise de eşhurdur. Ha efî ezhe i de
eşhur kırâetle amaz sahih olur. Şaz ola kıraetlerle a az sahih ol az. Şaz ola kıraetler de, Ha efî ezhe i de o
kıraati kırâet-i aşere i üzeri de Kıraati aşere de aşka ola okuyuşlardır.
Şafii ezhe i de ise, a ak yedi kırâetle kıraet-i seb a ile) yani mütevatir kıraetlerle a az sahih olur. Yedi
kıraeti gayri ile aiz değildir.
Bir de Kur anı hattı, Hazreti Os a ‘.A. efe di izi i lâsı a aykırı ol a ak şarttır.
668- Ebû Saîd (R.A.) der ki:
Bir Müslümanla ir yahudi kavga ettiler: Yahudi, çarşıda al satarken, Mûsâ yı ütü i sa larda üstü kıla Allah
hakkı içi , diye ye i edi e Müslüman da, Muha
edi ütü ale lerde üstü kıla Allah hakkı içi , diye ye i etti
ve ey mel un! diyerek yahudi i suratı a ir şa ar i dirdi. Yahudi, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e giderek
Müslümanı şikâyet etti. Hazreti Peygamber:
Vura ki ? O u a a çağırı ız, uyurdu. Müslü a çağrılıp huzura geli e, Hazreti Peyga er sordu:
Onu sen mi dövdün? Müslü a , evet! dedi ve ke disiyle Yahudi arası da ereya ede hadiseyi a lattı. Hazreti
Peyga er şöyle uyurdu:
Peyga erler arası da ter ih yap ayı ız, Kıya et gü ü de kıya eti dehşeti de
ütü i sa lar yere
serile eklerdir. Ka ri yarılıp e ö e kalka ak ola e i . Bir de göre eği ki, Mûsâ Aleyhisselâ Arş ı direklerinden
ir direğe tutu uş duruyor. Bile iyoru , Mûsâ Aleyhisselâ da ayıla lar arası da ı idi, yoksa Tûr dağı da ola
te ellideki ilk ayıl ası, kıya et aygı lığı yeri e i sayıl ıştı?.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ir tevazu olarak, peyga erler arası da ir ter ih yap aksızı
hepsi e sevgi ve saygı esle esi e, çekiş eye
eyda vere ek şekilde araları da üstü lük iddiası da
ulu ul a ası a işaret et işlerdir. Gerçi peyga eri izi diğer peyga erlerde fazla olarak iki vasfı vardır. Bu iki
sıfata i a et ek farzdır: Biri i vasıf, ütü peyga erleri e faziletlisidir. İki isi de, ütü peyga erleri
so u usu ol asıdır. Böyle i a aya ı i a ı sahih değildir. Bu u la era er diğer peyga erlerde hiç iri i
yüksek değerleri e zerre kadar oksa lık getir e ek de i a ı sıhhati de dir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-406
LUKATA Yitik
al BAH“İ
669- Ubeyy bin Kâb (R.A.) der ki:
Yolda, içi de yüz altı ulu a ir kese uldu . Hemen Hazreti Peygambere giderek durumu bildirdim. Bana şöyle
buyurdular:
“e o parayı ir yıl ilâ et, sahibini ara). Ben de gittim zaman zaman her tarafa ilân ettim. Sene dolup sahibi
çık ayı a, Hazret! Peyga ere duru u arz etti . Yi e a a: Bir yıl daha o parayı ilan et, buyurdular. Ben de ilân
etti ; fakat ir türlü paraya sahip çıka ol adı. Üçü ü defa gidip keyfiyeti Hazreti Peyga er a latı a a a şöyle
buyurdular:
Altı ları kesesi i, sayısı ı ve kese ağı ı aklı da tut ki, sahibi çıkarsa ve u işaretleri vererek ke di i ta ıtırsa o a
verirsin. Aksi halde onlardan kendin yararlan.
Mütercim:
Bir ki se yolda ir şey ulur da o u ke disi e al et ek üzere alırsa, gasp olur. Başkası ı
alı a haksız yere el at ış
olur. Bu halde alı a
al telef olsa, ir kasdı ol asa ile o alı öde esi gerekir. Eğer ulu a
al, sahibine verilmek
üzere alı ırsa, o u sahibi e tesli et ek gerekir. Eğer sahibi ili e iyorsa, u yitik aldır. Yitiği ula ı eli de o al
e a ettir. Yitiği ula ki se, adet üzere onu ilân eder, sahibi i araştırır. sahibi çıkı aya kadar eli de u al e a et
kalır. Biri çıkar da ke disi e ait olduğu u ispat ederse, alı o a tesli i gerekir.
Maliki ve Ha elî ezhe leri e göre, yitik ir alı sahibi gelir de u alı vasıfları ı ta a e açıklarsa, aşka delile
lüzu kal aksızı o alı al aya hak kaza ır. Bu hadîs-i şerifi delâleti udur, diyorlar. i a Azam ve imam Şafii
ezhe leri de ise, alın beyyine ile yani hâkim kararı ile ada a ait olduğu sa it ol adıkça, al veril ez. Ancak
verile ha er ve işaretler üzeri e ka aat getirilirse, alı iddia sahibine verilmesi caiz ve müstehabdir. Fakat sonradan
aşka irisi çıkar da hâkim kararı ile hak sahibi olduğu u ispatlarsa, yitiği ula ı o alı öde esi gerekir. Daha ö e
hâkim kararı ile sahibi e verildikte so ra iki i ir şahıs çıkar da yi e hak sahibi olduğu u ispat ederse, o yitik alın
tazmini gerekmez.
Şafii âlimleri de İ i Hacer, Fethü l-Barî adlı kita ı da ve Ha efî âlimlerinden sarih Sindi, bu hususta bu hadîs-i şerifin
açık ifadesi e akarak Maliki ve Ha eli ezhe leri i ter ih et işler ve isa etli ul uşlardır. Çü kü yitik allarda
şahid ulu ası güçtür, de işlerdir.
670- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Baza evi e dö ü e yatağı ı üzeri e düş üş ir hur a ta esi uluyor ve o u ye ek içi
sadaka zekât hur ası ol ası da korkarak he e ırakıyoru .
ağzı a kaldırırke
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte , öyle yiye ek addelerde olup pek kıy eti
yiyilebile eği hük ü çık aktadır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-408
ulu
aya
şeyleri
ilâ
edil eksizi
alı ıp
)ULÜM BAH“İ
671- Ebû Saîd de ‘.A. rivayet edil iştir:
Mü i ler, ehe e i aştıkta so ra da Cehe e ile e et arası daki ir geçitte ekletilerek araları da ola
haksızlıklarda dolayı kısasa ta i tutula aklar, ir irleri de hakları ı ala aklardır. Nihayet te izle ip arı dıkları vakit
cennete girmelerine izin verilecektir. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem i a ı kudret eli de ola Allah a yemin
ederi ki, o larda her iri, e etteki evi i, dü yadaki evi de daha kolay ula aktır.
672- İ i Ö er den (R.A.) rivayet edil iştir:
“akı hiç ki se, aşkası ı hayva ı ı ke disi de izi siz sağ ası . Herha gi iri iz, süt ka ı a yaklaşıl ası ı veya
dola ı kırılarak yiye ekleri i taşı ası ı ister i? Hayva ları ı
e eleri de o lara yiye ekleri i depola aktadır. Hiç
ki se, ke disi de izi siz ir aşkası ı hava ı ı sağ ası .
673- İ i Ö er de ‘.A. rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri kıya et gü ü de ü i i ke di e yaklaştırır. Koruyu u perdeleri i üzeri e gererek o u örter ve
fala gü ahı iliyor usu , fila gü ahı da iliyor usu ? diye sorar, o, da, evet, ey Rabbim! diye cevap verir.
Nihayet o a ütü gü ahları ı ikrar ettirdiği ve o da ke disi i helak olduğu ka ısı a vardığı za a şöyle uyurur:
— Be , u gü ahları ı dü yada gizli tuttu , u gü de o ları sa a ağışlıyoru . “o ra ke disi e sevapları ı defteri
verilir. Fakat kâfir ve ü afıklara geli e, şahitler i sa , elek, i ve azalar u lar hakkı da şöyle şahidlik ede ekler:
— işte ‘a leri e karşı yala söyleye ler u lardır. He de Allah ı la eti öyle zali ler üzeri e olsu !
Mütercim:
Bir kimse günah işle iş ulu ursa o u gizli tut ası gerekir. O u açığa vur ası de ek, kıyamet gününde aleyhinde
şehadet ede ek şahitleri çoğalt ası; aşkaları a aleyhi de şehadet fırsatı vermesi demektir.
674- İ i Ömer den (R.A.) rivayet edil iştir:
Müslüman, Müslümanı di kardeşidir; o a haksızlık et ez ve o u ele ver ez. Ki kardeşi i ihtiya ı ı karşılarsa,
Allah da o u ihtiya ı ı karşılar. Ki , ir Müslümanı tasası ı giderirse Allah da o u kıya et gü ü tasaları da ir
tasası ı giderir. Ki de ir Müslümanı ayı ı ı örterse, Allah da kıyamet gününde onun gü ahları ı örter.
Mütercim:
Bir ki se açık olarak ir hara işle ekte ise o u öğütle o işte alıkoy ak gerekir. Kötülüğü ırak azsa hâkim e
aşvur ak i a eder. Fakat u gü ah işle iş ve it iş ise, o u ört ek daha iyidir.
675- Enes de ‘.A. rivayet edil iştir:
Zalim olsu , azlu olsu , di kardeşi e yardı et. ashap dediler ki: Ey Allah ı ‘esulü! Bu a, azlu olduğu içi
yardı edeli , fakat zali ola a asıl yardı ederiz? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Ona zulümden el çektirirsin.
Mütercim:
)ali e yardı et ek, elde geldiği kadar o u zulü ve te avüzü ü e gelle ektir. O za a
azlu zali i
eziyeti de kurtula ağı gi i, zali de gü ah işle ekte kurtul uş olur. Bu duru da he zali e ve he de azlu a
yardı edil iş olur.
676- İ i Ö er den (R.A.) rivayet edil iştir:
)ulü , kıya et gü ü de (sahibi kara lıklardır. İ â ı ütü ola ları urları ö leri de yürür, eali de ola ayeti
keri e gereği e, kıya et gü ü de o lar ur içi de yürüdükleri za a , i sa hakları a te avüz ede zali ler
kara lıklarda o alaya aklardır.
677- Ebû Hureyre de ‘adıyalahu A h rivayet edil iştir:
Bir ki seye a usa veya herha gi ir şey akı ı da haksızlık ede varsa Di ar ve Dirhe i geçersiz ol ası da
ö e ugü o da helâllik alsı . Aksi takdirde yaptığı haksızlığı edeli i, sâlih a eli varsa u u la ödeye ek ve eğer
seva ları yoksa haksızlık ettiği ada ı ı gü ahları da alı arak ke disi e yükletile ektir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, hiç bir günahkâr aşkası ı gü ahı ı çekmez. mealindeki ayeti keri eye aykırıdır, diyerek azı
bid atçılar tarafı da itiraz edil işse de, u itiraz yersiz ve atıldır. Çü kü azlu u gü ahı ı zali e yükletil esi
hususu, zali i ke di ezası karşılığıdır. “e epsiz olarak aşkası ı gü ahı ı yükle e değildir.
678- Saîd bin Zeyd de ‘.A. rivayet edil iştir:
Ki
aşkası ı arazi ve arsası da
ir parça toprak gas ederse o gas et iş olduğu yer kıya ette yedi kat arza
kadar oy u a halkala ır ve o a aza olur.
679- “ali ‘.A. tarikiyle a ası da rivayet et iştir.
Ki
aşkası ı arazisi de haksız yere ir parça toprak alırsa, kıya ette gas ettiği toprakla irlikte yedi kat yeri
dibine batar.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte İ a Şafii ve İ a Muha
ed Hazretleri akarı gas
eselesi i çıkardılar. İ a Azam ve İ a
Ebû Yûsuf Hazretleri e göre gas a ak taşı a ilir allarda olur. Arazi ve akar gi i taşı a az allarda gas işi
gerçekleş ez; çü kü gas , zorla ele geçirile ir şeyi aşka ir yere taşı ıp kaçırıl ası ile gerçekleşir. Akarda ise u
taşı a ve kaçır a düşü üle ediği de gas ı i kâ ı yoktur.
Bu lara göre, ir ki se aşkası ı arsa ve arazisi i veya akarı ı gas eder de eli de telef olursa yahut o gas ettiği
alda ir oksa lık eyda a gelirse gas ede i üzeri e taz i ile gerek ez. Çü kü gas , a ak taşı a ilir allarda
e kulatta eyda a gelir. Fakat İ a Şafii ve İ a Muha
ed e göre gas ede e taz i lazı gelir. O u içi
Mecelle i
. addesi, İ a Muha
ed i görüşü e göre alı ıştır. Şöyle ki: Gas edile
al, eğer akar i sinden
ise gâsıp o u değiştir eyerek ve kıy eti i oksa laştır ayarak sahibi e geri ver esi gerekir. Gas ede tarafı da
akarı kıy eti e oksa lık gel iş olursa, oksa kıymeti ödemesi icab eder. Meselâ: Bir ki se gas et iş olduğu ir
evi
ir yeri i yıksa yahut otur ası se e iyle harap olup kıy eti e oksa lık gelsi , oksa
iktarı öder. Yi e
gasbet iş olduğu evde yaktığı ateşte ev ya ış olsa, esas kıy eti i öder. Gas edile yer arazi olupda, gâsıp, o u
üzeri de i a yapar, yahut ağaç dikerse, u ları söküp araziyi geri ver esi ke disi e e redilir. Eğer i a ve ağaçları
sökmek araziye zarar veriyorsa, arazi sahibi o i a ve ağaçları sökül üş olarak kıy etleri i öde ek suretiyle o ları da
ele geçire ilir. Fakat i a ve ağaçları kıy eti yeri kıy eti de çok olupta eşru ir se ep ile i a edil iş veya
dikil işlerse, o za a
i a veya ağaçları sahibi yeri kıy eti i vererek araziye sahip olur. Meselâ: Bir kimse
a ası da i tikal ede arsa üzeri e, o arsa ı kıy eti de çok para har ayarak i a yaptıkta so ra iri arsaya hak
iddia ederek sahip çıksa, arsa ı kıy eti i vererek arsayı alır. Hak sahibi de arsa ı parası ı alır. Bir ki se aşkası ı
arazisini gasbederek ziraat etse, sahibi arazisi i geri alı a ziraatta dolayı eyda a gele oksa lık da gasbedene
ödetilir. Bir ki se aşkası ile ortak olarak kulla dığı araziyi, izi al aksızı
üstakil olarak ziraat etse, ortağı arazide
hissesi i alı a, o ki se i ziraatı ile hissesi e ait yeri
eyda a gele oksa ı ı ödettirir,
Bir ki se " aşkası ı tarlası ı gas ederek nadas ettikten sonra sahibi tarlayı alı a, gâsı ola ki se adas işi
karşılığı da ir ü ret isteye ez.
Bir de, bu hadîs-i şerifte , yedi kat yeri altı a kadar, gas edile arazi zali i oy u a halka ve tas a olur, tabirinden
şu a a a laşılabilir: Bir ki se ir yeri zahiri e dış hali e sahip olu a, o yeri atı ı a da (iç kıs ı a da sahip olur.
Meselâ: Bir ki se ir yere sahip olursa, o yeri üstü e de, altı a da sahip olur. Mülkü ola arsada istediği i ayı
yap ak ve dilediği kadar yukarı çık ak ve deri liği e kazarak odru ve ahze yap ak, dilediği kadar deri kuyu
kaz ak hakkı vardır. Çü kü herkes ülkü de aşkası a zarar ver e ek şartı ile istediği tasarrufu yapa ilir.
680- Hazreti Aişe de ‘.A. rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri i e çok uğz ettiği kişiler, aşırı dere ede düş a ve dava ı ola lardır.
681- Ümmü Seleme de ‘.A. rivayet edil iştir:
Be a ak ir i sa ı . Ba a dava ılar geliyor. Biri iz diğeri de daha ko uşka ola ilir. Be de o u doğru
söylediği i sa arak davada onun lehine hüküm verebiliri . Bu akı da ir Müslümanı hakkı ı hük e ağlayarak
her ki e ver işse , uhakkak u hak, ehe e ateşi de
ir parçadır. İsteye o u alsı , isteye
ıraksı .
Cehe e ateşi hiç alı a ilir i?
Mütercim:
O halde ir dava ı veya dava ı ı vekili hiç ir za a haksızı haklı yap ak içi çalış a alı, haklıyı hak sahibi yapmak
içi çalış alıdır. Böyle hareket edil ezse ateşte gö lek giyil iş de ektir.
682- Ukbe bin Âmir (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine sorduk: - Ya Resûlallah, bizi herhangi bir göreve gönderiyorsunuz.
Bir ka ile veya toplu a ko uk ol ak istediği iz za a , u ları ir kıs ı izi müsafirliğe kabul etmiyor. Biz de güçlük
ve sıkı tı çekiyoruz. Bu hususta ize e uyurursu uz? Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Siz bir kabileye müsafir ol ak üzere vardığı ız za a eğer size ir müsafiri ağırla aya yaraşır şekilde davra ırlarsa
kabul ediniz, Fakat bunu yapmazlarsa onlardan müsafir hakkı ı alı ız.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi zahiri e akılarak, taşra halkı ı müsafir kabul etmesi vaciptir ve kabul etmedikleri takdirde de
onlardan zorla müsafir hakkı ı al ak aizdir, de e ilir. İşte Ha elî ezhe i e göre, sahra halkı ı öyle müsafir kabul
etmesi, kendi üzerlerine vaciptir. Köy, kasa a ve şehir halkı a vacip değildir. Çü kü sahrada para ile yiye ek ve içe ek
ul ak zordur. Kasa a ve şehirlerde her za a ulu a ilir.
Hanefi, Şafii ve Maliki mezheblerine göre, böyle müsafir kabul etmek vacip değildir, üekked sü ettir. Bu hadîs-i
şerifi u şekilde tehdit yollu varit oluşu, taşrada çaresiz kala lar hakkı dadır. Çü kü çaresiz kala ve açlıkta kıvra a
ki se i zorla ir şey al ası aizdir; hatta vaciptir. Yahut bu hal İsla ı ilk za a ları da herkes darlık içi de ike idi.
Sonra Müslümanlar ge işliğe kavuşu a hadîs-i şerifi hük ü kaldırıldı. Bu hadîs-i şerifi hük ü ü kaldıra , müsafirin
ağırla ası ir gü ir ge edir mealindeki hadîs-i şeriftir. Müsafiri ağırla ası da ir iyilik ve ikra
a ası ı taşır.
İşi vacip ol ası ı gerektir ez. Yahut bu hadîs-i şerif, ir devlet idare isi tarafı da
ir toplu a görevli olarak
gönderilen heyetler ve e urlar hakkı da varit ol uştur. Çü kü u şekilde gö derilenlerin yiyip içmeleri, ikametleri
ve i ek vasıtaları içi gerekli ola şeyler o toplu üzeri e olur. Fakat za a ı ızda ir e ur yolluk ve ika et aaşı
ile tayi edil ekte olduğu da o u idare ve geçi i halk üzeri e gerek ez. A ak ihtiyaç ve zaruret duyulursa savaş
za a ı da al ve ede ile hiz et et eleri vacip olur. Ay ı zamanda savaşa yardı ı ola ak şeyleri zorla alı ası da
caiz olur.
İ a Buharî Hazretleri: u hadîs-i şerifi delil olarak getirip, ir ki se i aşkası da ala ağı olur da orçlu onu inkâr
ederse ve elde de ir se et veya şahit yoksa, so ra herha gi ir yolla ala aklı, orçlu u
alı ı eli e geçirirse ala ağı
kadar ola kıs ı ke di e ayır ası ı helâl olduğu u söyle ektedir. A ak or u şahid ve se ed gi i ir delile
dayanmaması şarttır. Bir de u ala ak alı ırke herha gi ir fit e ve rezalete se e iyet veril e esi gerekir. Ala ak için
delil varsa ahke eye aşvurularak tahsili yapıla ilir.
Bu esele Ha efî ezhe i de şöyle: Ala ak altı ise, o iktar altı ı alı ası aizdir. Gü üş ise o iktar gü üşü
alı ası aizdir. Ölçeğe ağlı ir al ise, o iktar ölçeği alı ası, tartıya ağlı ise, o iktar ağırlığı alı ası aizdir.
Ala ağı i si i si e alı ası aizdir, değişik al alı ası aiz değildir.
Şafii ve Maliki mezhebi eri de, ir ala ağı tahsili ahke e ile ü kü ola adığı takdirde, İ a Buhari i içtihadı
gi i, ke di ala ağı ı i si i ula adığı za a , o u kıy eti kadar, orçlu u aşka alı da ala ilir. Ala aklı ı u
gayeye ulaş ası içi diğer Müslümanları da o ala aklıya yardı ı ol aları aizdir.
683- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Bir ko şu, ko şusu u itişik duvarı a odu sok akta e gelle esi .
Mütercim:
Hanefi ve Şafii mezheblerinde bu hadîsi şerifte ola e ir istihbaba hamledilir. Duvar sahibinin izin ve müsaadesi
ol aksızı ko şusu u u duvara odu sok ası aiz değildir ve razı ol adığı takdirde de u işi ka ule zorla a az.
Fakat Hanbeli mezhebinde ve hadîs âlimlerine göre, duvar sahibi ister razı olsu , ister razı ol ası , ko şu duvara odun
sokabilir. Ancak duvar sahibi razı ol adığı za a , ko şu, hâkim e müracaat ederek, duvar sahibi kabule mecbur edilir.
684- Ebû Saîd de ‘.A. rivayet edil iştir:
İ sa ları gelip geçtiği yollar üzeri de sakı otur ayı ız. ashap dediler ki: Ya Resûlallah, azı iş ve ihtiyaçları ızı
görüş ek içi öyle yol ke arları da otur aya e ur kalıyoruz. Bu a eva e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle uyurdular:
Made ki otur ak zoru dası ız; ari yolu hakkı ı veri iz. ashap dediler ki: Ya Resûlallah, yolu hakkı nedir? Buna
şu eva ı verdiler:
Yolu hakkı; gözü hara da koru ak, ki seye eziyet et e ek, selâ a karşılık ver ek, iyiliği e ret ek ve
kötülükte alıkoy aktır.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri asha ı kira ı yol üzeri de otur akta
e ettiler. Fakat asha ı
ri aları üzeri e yolu hakları gözetil ek şartı ile o lara izi ver işlerdi.
685- Abdullah bin Amr da ‘.A. rivayet edil iştir:
Ki
alı ı koru ak içi öldürülürse şehitdir.
Malı ı , a ı ı ve a usu u koru ası uğru a hırsız veya
gününde şehitler sı ıfı a katılır.
üte avizler tarafı da
MÜŞTEREK YEMEK BAH“İ
öldürüle ki se kıya et
686- Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hazreti Aişe nin saadethanelerinde iken, müminlerin annelerinden biri
Hazreti Peyga eri zev eleri de “afiyye veya Ü
ü “ele e hiz etçisi ile ir ta ak ye ek gö derdi. Hazreti Aişe
kıska çlık duyarak hiz etçi i eli deki ta ağa vurdu. Ta ak düşerek kırıldı. “o ra peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem kırıla ta ağı parçaları ı ve dağıla ye eği topladı. Bu arada isafirlere: Siz yiyiniz! buyurdu. Sonra gelen
hiz etçi ile kırıla ta ağı ye ek iti eye kadar ekletti. Ye ek iti e kırıla ta ağı yeri e Hazreti Aişe nin evinden
sağla ta ak alıp hiz etçi ile geri gö derdi. Kırık ta ak, Hazreti Aişe i evi de kaldı, Böyle e kır ış olduğu ta ağı
Hazreti Aişe ye ödet iş oldu. Yahut her iki ta ak da Hazreti Peyga ere ait olduğu içi öyle yap ıştı. Başka ir
rivayete göre, misafirlere: A e ize kıska çlık geldi, a e iz kıska dı. buyurdu.
687- Seleme bin Ekva (R.A.) der ki:
Hevazi savaşı da i sa ları azık ve yiye ekleri azaldı. Bu u üzeri e ashap develeri i keserek ihtiyaçları ı gider ek
için Hazreti Peygamberden izin istediler. Hazreti Peygamber de birkaç deveni kesil esi e üsaade et işti. Bu şekilde
izin alanlar, Hazreti Ömer le karşılaştılar ve o a peyga eri u iz i i a latı a, Hazreti Ö er dediki: Develeri izi
kestikte so ra hali iz e ola ak? Yollarda yaya kalırsı ız, helak olursu uz. “o ra Hazreti Ö er, hemen Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a vardı ve şöyle dedi:
— Ya Resûlallah, öyle develeri i keserlerse o ları hali e olur? Bu u üzeri e Hazreti Peyga er, o a şöyle
buyurdu:
Herkese duyur. Ne kadar artık azıkları varsa uraya ya ı a getirsi ler.
Hazreti Ö er u e ri herkese duyurdu. Herkes arta kala yiye eği i getirip ir yaygı üzeri e yığdılar. “o ra Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayağa kalkarak erzakı ereketle esi ve çoğal ası içi Allah Teâlâ Hazretlerine dua etti.
“o ra ütü asha ı kira , tor a ve kapları ile gelip ev ut erzak yığı ı da al ağa davet edildiler. Hepsi gelip avuç
avuç tor a ve kapları ı doldurdular. İhtiyaçları ı karşıla ış ol ası da sevi diler. Böyle açık ir u ize karşısı da
Peygamberde Sallallahu Aleyhi ve Sellem hoş ud olarak i eti şükrü ü eda ahiyeti de uyurdular: Şahidlik
ederim ki, Allah ta aşka hiç ir ilâh yoktur ve ben de Allah ı peygamberiyim.
Mütercim:
Velilerde
eyda a gele olağa üstü işlere kera et de ilir. Velileri kera eti vardır, hakdır. Velilerde çıka
kera etler, velileri uy uş olduğu peyga er içi
u ize olur. Veliye nispeti ise keramettir. Çünkü keramet,
peyga ere ta
ir uyu se e iyle eyda a gel iştir.
688- Ebû Mûsâ da ‘.A. rivayet edil iştir:
Gerçekte Eş arîler (Yemenden gelen Ebû Mûsâ El- Eş arî ka ilesi yol uluk ve savaş hali de yiye ekleri tüke i e
yahut Medine de oldukları za a çoluk - ço ukları ı yiye eği azalı ca bütün kabilenin erzak ve yiyeceklerini bir araya
getirip bir çuvalda toplarlar. “o ra ir kap ölçek ile eşit olarak o u araları da ölüşürler. O lar e de dir, e de
o larda ı . Bu işleri de dolayı ke dileri de
e u u .)
689- Rafi bin Hadîc (R.A.) der ki:
Hu ey savaşı da dö üşü üzde )ülhuleyfe ye varı a çok a ık ıştık. Ga i et alları da irçok koyu da ele
geçiril işti. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem iraz arkada kal ıştı. Arkadaşları ız, Hazreti Peyga eri gelişi e
kadar sa ret eyip deve ve koyu larda a ele olarak oğazladılar. Etleri ateşte ve te erelerde pişirirlerke , Hazreti
Peyga er era eri dekilerle teşrif ettiler ve: Bu tencerelerde ne var? diye sordular. Biz de: Ya Resûlallah, kar ı ız
a ıktı, sa rede edik. Ya ı ızdaki ga i et alları da , deve ve koyu larda ir kıs ı ı kestik, dedik. Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di iz, öyle u u a ait ola
alı
ölü ede ye esi e razı ol ayarak,
te erelerdeki eti herkese ölü esi i e retti. “o ra oradaki ütü ga i et alları ı öldü. O aş koyu u ir
deveye de k tutarak öl eyi yaptı. Bu arada ir deve ala ildiği e oşa arak kaç aya aşla ıştı. Arkası da koşa lar
yetişe ediler ve u larda iri ok atarak deveyi vurdu ve düşürdü. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle uyurdu:
Ya a i hayva ları ürküp kaça ları gi i u hayva ları da ürküp kaça ları vardır. Bu hayva larda ha gisi sizi çaresiz
ırakırsa o a öyle yapı .
‘afi i i Hadi , şöyle deva etti: Hazreti Peyga ere sordu : Ya Resûlallah, kılıçları ızı savaşta düş a a karşı
kulla ırız. Baza
ir hayva ı
oğazla ası gerektiği za a ya ı ızda kılıçları ızda
aşka şey ulu aya ilir.
Kılıçları ızla da kesersek kılıçları ız körelir, ozulur. Biz hayva ları keski ir ka ış ile oğazlarsak ol az ı? Ceva e
a a şöyle uyurdular:
Ka akıta ha gi alet olursa ve keserke es ele de getirilirse o hayva ı eti de yiyi iz. Fakat diş ve tır ak ile
hayva oğazla az. Bu u se e i i size açıklayayı : Diş, ke iktir. Tır ak ise Ha eşlileri ıçağıdır.
Mütercim:
Hanefi ve Maliki mezheblerinde bu hadîs-i şerifi zahiri ile a el edilerek hayva ı oğazla ası da es ele getir ek
şart olup kasten es ele terk edilirse kesile hayva ı eti ye ez, hara dır. Çü kü u hadîs-i şerifte ye e i helal
ol ası iki şarta ağla ıştır. Biri isi: hayva ı ka ı ı akıt ak, ikincisi de hayvan kesilirken Allah ı adı ı a ak;
es ele çek ek. Bu iki şart ulu adığı za a hayva ı eti i ye ek hara dır. Fakat u utularak es ele terk edil iş
olursa eti yenir.
Şafii mezhebinde ise hayvan kesiminde es ele getir ek şart değil, sü ettir. Bu hadîs-i şerifte besmele getirilmesinin
iste esi, oğazlarke
uhakkak es ele getiri iz a ası da ol ayıp hayva eti de yerke
es ele çeki iz
a la ı dadır. Bu görüşü kuvvetle dire sahih hadîs-i şerifler bu hususu açıklığa kavuştur uşlardır. Bu a dair ayeti
keri eler de öyle e tevil edile ilir. Bu ko uya dair ge iş açıkla a
. hadîs-i şerif ü ase etiyle geç işti. Oraya
akıla ilir.
Bir de hadîs-i şerifi iki i kıs ı da ola diş ve tır akla hayva
oğazla a ı aiz ol adığı hususu var. Şafii
mezhebinde ifade i zahiri ile a el edilerek utlak surette diş ve tır akla hayva
oğazla a az, de ektedir.
Bu larla kesile hayva ye ez. Çü kü diş, ke ik ve tır akla hayva ı ta a e kesi işi gerçekleşe ediği ihetle,
adeta hayva oğul ak duru u a düş üş olur.
Ha efî ezhe i de de, i sa veya hayva ı üzeri deki diş ve tır ak ile hayva oğazla az, aiz değildir. Fakat
i sa da veya hayva da ayrıl ış ola diş ve tır ak ile hayva ı oğazla ası aizdir. Bu larla kesile hayva , ye ir.
Bu hadîs-i şerif, i sa veya hayva da ayrıl a ış ola diş ve tır ak hakkı dadır, diye yoru la ışlardır. Diş ile ısırarak
veya tır akla tır alayarak ir hayva ı kes ek aiz değildir.
690- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Her ki , üşterek köledeki hissesi i azad ederse, ke di alı da o köle i ta a ı ı azat et elidir. Eğer köleyi
ta a e azad ede ile ek kadar
alı yoksa, köleye adila e kıy et içilerek, değeri uka ili de güç işlere
koşul a ak şartıyla çalıştırılır.
Mütercim:
Köleye ortak olanlardan kendi hissesi i ilk azad ede i , geri kala hisseleri kıy eti i alı da diğer hissedarlara
ödeyerek köleyi azad et esi i a eder. Bu kıy eti ödeye ek alı yoksa, köle işte ve sa atta çalıştırılarak ortakları
hisseleri ödenir.
imam Azam Hazretleri, bu hadîs-i şerifi zahiri ile a el ederek, öyle ir kıs ı azad edilen kölenin, kendi gayret ve
çalış ası ile diğer ortakları hisseleri i öde esi gerekir, de iştir.
İ a Muha
ed, i a E û Yusuf ve diğer müçtehit âli lere göre, u köle, çalışıp edeli i öde ek zoru da değildir.
Hissesi i azad edip öyle diğer ortakla rahatsız ede ki se i , edeli ta a ı ı öde esi lazı gelir. Çü kü u hadîsi
şerifte geçe köle i çalıştırıl ası sözü, azı râvilerin (hadîsi nakledenlerin) ilavesidir, dediler. Diğer raviler u sözü
nâklet e işlerdir.
Bir de imam Müslim in bir hadîs-i vardır, şöyle: Hazreti Peygâ eri devri de ir ki se ölürke hastalık hali de altı
ta e kölesi i azad etti. Ölü ü de so ra varisleri u a razı ol adıkları da ve ölü ü u larda aşka alı da
ulu adığı dan Hazreti Peygamber, vasiyeti a ak alı üçte iri de geçerli kıl ış ve köleler arası da kur a
çekil işti. Adı geçe altı kölelerde (üçte bir olarak) ancak ikisi azad edildi. Kur a isa et et eye diğer dördü varislere
teslim edildi.
Bu duru da eğer köleleri çalış ası i a etseydi, söz ko usu altı kölede her iri i üçte iri azad edil iş sayılarak
ütü ü azad edil iş hük ü de ola aktı ve değerleri i üçte ikisi i de çalışarak öde eleri emredilmesi gerekirdi. O
halde önce hissesini azad eden kimseye malı olsu veya ol ası , diğer ortakları
üra aat edip hakları ı iste eleri
gerekir.
691- Nu a ir Beşir de ‘.A. rivayet edil iştir:
Allah ı sı ırları ö ü de dura la u sı ırları aşa ı
isali, ir ge i üzeri de güverte ve a ar ölü leri i paylaş ak
için) kur a çeke ir gru a e zer. Bir kıs ı a ge i i güverte ölü ü, ir kıs ı a da a ar ölü ü çık ıştır.
Ge i i a ar ölü ü de ola lar, suya ihtiyaç duydukları za a üstleri dekileri ya ları dan geçerlerdi. Bunlar,
kendi bölümümüzde bir delik açsak da üstü üzdekileri rahatsız et esek, diye ko uştular. Eğer üstekiler, u ları ke di
istekleri e ırakırlarsa hepsi irde oğulurlar. Şayet o lara e gel olurlarsa ke dileri kurtulurlar ve hepsi de kurtulur.
Mütercim:
Bir illeti isya kârları ı ala ildiği e ırakıp, e yaparlarsa yapsı lar, de e ek olursa he isya kârları, he de iyi
ki seler irde helake ve aza a hak kaza ırlar. Fakat öyle kötülüğe aş vura lar, yetkili ki seler tarafı da
kötülükleri de alıko ur ve ter iye edilirlerse, he o lar ve he de toplu helâkta ve gele ek elalarda koru uş
olur.
Esas olarak herkes, ülkü de ve ke di hissesi de dilediği gi i kulla a hakkı a sahiptir. Fakat aşkası ı hakkı ile ilgili
duru olursa veya aşkaları a zarar getire ek ir tasarruf olursa, mülk sahibi böyle bir tasarrufta bulunmaktan
alıko ur.
Meselâ, üst katı iri i ve alt katı aşkası ı ola ir i ada üst kata sahip ola ı tava ve çatı hakkı var, alt kattaki i
de ta a hakkı var. Bu aliklerde hiç irisi, diğeri e zarar vere ek şekilde u hakları da tasarrufta ulu a azlar. Çatı
sahibi alt kata zarar vere ek şekilde çatıyı oza az, alt kattaki de üst kata zarar vere ek şekilde te elde değişiklik
yapa az. İşte u hadîs-i şerifte u fıkıh eselesi çıkarıl ıştır.
Bir de Kur an ı
eşru olduğu u hadîs-i şerifte alı arak ayrılığa düşüle işlerde veya azı
ortaklar arası da kur a çekilir. Bunda âlimleri ittifakı vardır.
e faat ölüş eleri de
692- A dullah i Hişa ‘.A. der ki:
Henüz küçüktüm. Annem (Hu eyd kızı beni Zeyneb Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna götürdü ve
dedi ki: Ya ‘eslûlallah, u oğlu da İsla a ağlı kal ak ve itaat et ek üzere iat al, o da söz al. Hazreti Peygamber
anneme cevap olarak şöyle uyurdu:
O daha küçüktür. “o ra aşı ı okşadı ve o a Abdullah a) dua etti.
A dullah i Hişa ti aret içi çarşı ve pazara çıktığı ve azı şeyler satı al ak istediği za a İ i Ö er ile İ i Zeyd,
Abdullah a karşı çıkarlar ve o a derlerdi ki, e olur, satı ala ağı ti aret alı a izi de ortak et; çü kü Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem sa a ereket duası da ulu uştur. A dullah da u ları o alda ti aret ortağı yapardı.
Bazan olurdu ki, ticaret kârı da her iri e ir deve yüklü (yükü ???) isa et ederdi ve erzakı evleri e gö derirlerdi. Bu
şekilde ortak ti aret yaparlardı. Ha efi ezhe i de ve âlimleri çoğu a göre ortaklık her al ve ülkte yapıla ilir.
Mallar değişik i slerde ola ilir. Biri i uğdayı, diğeri i arpası olursa, ikisi i irleştirip ortaklık yap ak aizdir. Fakat
İ a Şafii Hazretleri e göre ortaklık ir i ste yapıla ilir. Ci sler değişirse, iki ortakta her iri alı ı yarısı ı diğeri e
karşılıklı olarak satar, yahut pazarlık ederek para ile satar. Böyle yapıl akla ri ada sakı ıl ış olur.
Meselâ: Ortaklarda
iri i
uğdayı ı diğeri i arpası a karıştırarak ortaklık yapılırsa u da ri a eyda a gelir,
de işlerdir.
İ a Aza a göre ortaklık iki kıs a ayrılır: Biri ülk ortaklığıdır. İki kişi i , alları ı ir yerde toplayıp karıştır alarıyla
yapıla ortaklıktır. Bu al, araları da ortak olur. İki i ortaklık, akîd sözleş e ortaklığıdır. Bu, ortaklar arası da i a
ve ka ul ile gerçekleşir. Bu iki kısı da aşka ir de İ âhe ortaklığı vardır, ki ki se i
ülkü ol aya şeylerde
faydala ak içi ortaklık kurul asıdır. Bu da su gi i u u a ait ola şeylerde olur. Mülk sahibi ke di ülkü de istediği
gi i asıl tasarrufta ulu uyorsa, ortaklar da ortak oldukları alda öyle e tasarrufta yetkilidirler. Bu u daha ge iş
izahatı fıkıh kitapları da vardır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-424
REHÎN BAH“İ
693- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
‘ehi ola
ir hayva a afakası karşılığı da i ilir; sağılır ir hayva ise afakası uka ili de sağılır. Hayva ı
afakası alafı i e e ve sütü ü içene aittir.
Mütercim:
Şafii mezhebinde bu hadîs-i şerifi zahiri ile a el edilerek de ilir ki: Bir ki seye rehi olarak ırakıla (merhun)
hayva ı sütü, mürtehi e rehi i ka ul ede ki seye aittir. Alafı ve diğer asrafları da o a aittir. A ak u hayvan
hasta olur da ilâç ve tedavi ücreti gerekirse, bu masraflar rehini veren kimseye (râhine) aittir.
Hanefî, Maliki ve Hanbeli mezheblerinde ise, bu hadîs-i şerifi hük ü diğer akillerle kaldırıl ıştır. Yahut bunun
a ası, ürtehînin rehi ala ı hayva a i esi ve sütü ü al ası gi i faydala alar ve hayva ı yiye eği i te i
gi i har a alar râhi i asıl al sahibi i iz i ile ürtehi e ait olur. Çü kü ürtehi i rehi ırakıla hayva da hiç
ir şekilde faydala a hakkı yoktur. A ak ürtehi , râhi de ala ağı ı ele geçiri eye kadar u hayva ı ya ı da
eklet e hakkı vardır.
Şafii âlimleri ise, öyle açık ir şekilde varit ola hadîsi ir takı ihti allerle ve kıyaslarla hükü süz ırakıl ası aiz
ola az ve u hadîsi hük ü ü kaldırıl ası içi açık bir delil de isteriz diyorlar. Böylece bu hadîs-i şerifi zahiri ile
a el ederek er i ola rehi ırakıla hayva ı i il esi ve sütü ü alı ası gi i e faatlerle yi e erhu ola
bir evin içinde oturma suretiyle ondan faydalanma mürtehine ait olmakla era er u ları akı
asrafları ı da
ürtehi e ait olduğu a hükü ver işlerdir. Ha efî ezhe i de ise, tahsil edil esi ü kü ola ir hak karşılığı da
ir alı hapset ek rehi dir. Bu ala erhu de diği gi i, rehi de de ilir. ‘âhi , rehi vere ki sedir. Mürtehin de,
rehi i ka ul ede ada dır, ‘ahi ve ürtehi i i a ve ka ulü ile rehi ağla tısı eyda a gelir. Fakat rehi
al ele
geç edikçe akid lazı ve ta a olmaz. Bunun için râhin, teslimden önce rehin vermekten dönebilir. Mürtehin de
bizzat ke disi rehi
alı uhafaza eder, yahut ailesi, ortağı ve hiz etçisi gi i güve ilir ki selere uhafaza ettirir. Yer
kirası ve ekçi parası gi i rehi
alı koru ası içi ola har a alar ürtehi e aittir.
Yi e Ha efî ezhe i de, rehi ırakıla
al hayva ise o u alafı ve ço a ü reti, eğer akar ise ta iri, sula dırıl ası,
otları ı ayıkla ası, su yolları ı te izle esi, akarı ıslahı yolu daki asraflar râhi e aittir. ‘âhi ve ürtehi de
her iri, diğeri e ait ola
asrafı ke di yaparsa, u ir ağış sayılır, diğeri de yaptığı asrafı isteye ez.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-426
KÖLE A)AD ETMEK BAH“İ
694- Ebû Hureyre de
‘.A. rivayet edil iştir:
Her kim, Müslüman olan bir kölesini azad ederse, Allah Teâlâ Hazretleri, o azad edile köle i her ir azası karşılığı da,
azad eden ki se i ir azası ı ehe e de azad eder.
Mütercim:
Şu muhakkak ki azad edenin, mü i ve uvahhid ol ası şarttır. Azad edile köle i de azaları ı ta a ı azad
edil iş ola ağı içi , azad ede i de ütü vü udu ehe e de azad edil iş olur.
695- Ebû Zer El-Gıfarî (R.A.) der ki:
Ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine sordum: Ya Resûlallah, amellerin hangisi daha faziletlidir?
Ba a şu eva ı verdiler:
Allah Teâlâ Hazretlerine iman ve Allah yolunda cihad etmektir. Yine sordum: Azad edilecek kölelerin en faziletlisi
hangisidir? Buyurdular ki:
Köleleri e pahalısı ve sahibi e e çok eğe ile ve değerli ola ıdır. Ben yine sordum: Ya Resûlallah, böyle köleyi
azad et eğe gü ü yoksa e yapayı ? Cevap verdiler:
Bir zanaatkâra yardı edersi yahut za aat il eye lere za aat işi yaparsı .
Ya Resûlallah! dedi , öyle za aat gi i ir iş eli de gel ezse e yapayı ? Buyurdular:
İnsa lara kötülük doku dur azsı ki, u da ke di e verdiği sadakadır.
696- İ i Ömer den (R.A.) rivayet edil iştir:
Ki ortak olduğu ir köledeki hissesi i satar da eli de köle i kıy eti i karşılaya ak kadar alı ulu ursa, köle adalet
üzere kıy etle dirilerek diğer ortakları a hisseleri i verir. Köle de azad olur. Ancak köleyi azad ede ek kadar alı
yoksa o za a kölede azad et iş olduğu iktar azad olur.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifle ilgili hükü ler
sayıda geç iştir.
697- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri, ümmetimin kalpleri de geçe vesvese ve kuru tuları, yap adığı yahut ko uş adığı
müddetçe ağışla ıştır.
Mütercim:
Bu ü
eti u utarak veya hata yolu ile işle iş olduğu işler, Hazreti Peyga ere ü
et ol a şerefi e i ae
ağışla ıştır. Fakat i sa ı kal i de gelip geçe kuru tular deva lı olarak kalpte beslenir ve üzerinde durulursa,
u larda dolayı soru luluk gerekir. Meselâ: Bir yıl so ra di de çıka ağı ı veya fırsat ulursa İsla ı terk ede eği i
kalbinden geçiren kimse, o anda dinden çık ış olur. E âir Kasîdesi de u husus şöyle ifade ediliyor: Bir müddet sonra
di de çık ayı iyeti e koya ki se, he e di de soyul uş olur. Fakat kölesi i azad etti veya zev esi i oşadı diye
kal i de iyet et iş olsa, bu niyetlerini dili ile ifade et edikçe azad veya oşa a işi gerçekleş ez.
imam Malik Hazretleri i ir sözü e göre, öyle yal ız iyet et ekle azad ve talak işi eyda a gelir; fakat zihar sırf ir
niyetle meyda a gel ediği de âlimleri ittifakı olduğu gi i, ir ki se a azda; irtakı lüzumsuz şeyleri düşü erek
a azı ı u kuru tularla kılarsa, o a azı iade edil esi gerek ez. Hâlbuki u kuru tular a azda söyle iş olsa, o
a az atıl sayılır; çü kü a azda ko uş ak hara dır.
Hazreti Ömer in Na azda e i zih i orduyu hazırla akla eşgul olur uyur ası da , kuru tularla a azı
ozul aya ağı a laşılıyor. Bu u içi Maliki ezhe i e ağlı ola azı âlimler de, yal ız iyet et ekle azad ve oşa a
işleri i , gerçekleş eye eği i ka ul et işlerdir.
698- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Ebû Hureyre Hazretleri, kölesi ile era er e leketi de çıkıp her ikisi İsla ı kabul etmek için Medine ye gelirlerken
köle yolda kaybolur. Ebû Hureyre Medine ye vararak İsla ı kabul eder. Ebû Hureyre, Hazreti Peygamberin huzurunda
bulunurken kay ola kölesi çıkagelir. Köle gelir gel ez Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir u ize olarak şöyle
buyurur:
Ya Ebâ Hureyre, işte köle sa a geldi. Ebû Hureyre de:
— Be de o u artık hür olduğu a sizi şahit tutuyoru , der.
699- Ebû Hureyre den ‘.A. rivayet edil iştir:
Te i ka ilesi hakkı da Peyga er Sallallahu. Aleyhi ve Sellem Hazretleri de işittiği üç şeyde ötürü o kabileyi
severim. Buyurdular ki:
1 — Decal a karşı ü
eti i e sert ola ları o lardır. 2 — Bu gelen sadaka ve zekâtlar, bizim cemaatimiz (Temim
kabilesin) dendir. 3 — Ya Aişe, se o Te i ka ilesi de ola Cariyeyi azad et; çü kü Hazreti İs ail peyga eri
soyu da dır.
Mütercim:
Hazreti Aişe daha ö e, İs ail Aleyhisselâ soyu da iri i azad ede eği , diye adak yap ıştı. O u içi Hazreti
Peyga er Te i ka ilesi de ola o ariyeyi azad et eyi Hazreti Aişe ye emrederken bu kabilenin İs ail
Aleyhisselâm i soyu da olduğu a işaret et işti. Çü kü Te i Oğulları ka ilesi, soy yö ü de Mudar oğlu İlyas da
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di izle irleşir. “avaş so u esir edile ler ha gi ya a ı illette olurlarsa
olsu lar, köleleştirile ile ekleri gi i, azad edil eleri de aizdir; fakat azad edil eleri daha faziletlidir.
700- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Herhangi biriniz, kölesine: Rabbine (sahibine) yemek ver, rab i e a dest aldır, ra i e su ver, diye hita et esi . Köle
efe disi e: Efe di , evlâ desi . A a hiç iri iz: Köle ve ariye , de esi ; yiğidi , ha arat kızı ve oğlu , diye
hitab etsin.
(Köle, efendisine Rab tabirini ve efendi de kölesine Abd ta iri i kulla ası .
Mütercim:
Bir ki se i , efe disi hakkı da Rab sözü ü kulla ası Yûsuf sûresi de: Doğrusu o ada , e i ‘a i dir =
efendimdir.
eali deki
. ayeti keri ede kulla ıl ıştır. Fakat ir se ep yokke köle i efe disi e dai a,
Rabbim dir yahut efendinin kölesine, “e i ‘a i olduğu içi şu ve u hiz etlerde ulu şekli de hita
et eleri hara değil ise de te zih yollu ekruhtur. Çünkü Rab sözü, sahip a ası a da gelir. Allah korusu , ‘a
keli esi i, a ud a ası da yahut ibadete müstehak a ası da ir ki se içi kulla ak küfürdür.
Bizi dili izde köle ve hiz etçilere hita içi ir efe di i , oğlu , kızı sözleri i kulla ası en uygun bir ifadedir.
Bununla beraber, bir kimse kölesine veya cariyesine: Bu e i oğlu dur, yahut u e i kızı dır, diye söz söyle iş
olursa bunlar hemen azad olurlar. imam Azam mezhebinde köle ve cariye efe disi de yaş akı ı da daha üyük
bile olsalar yi e: Bu e i oğlu dur veya kızı dır, diye hükü verilirse, he e azad olurlar. İki i a a göre İ a
Muha
ed ve İ a E û Yûsuf a göre , u lar yaşça efe dileri de daha küçük iseler, azad olurlar; büyükseler azad
ol azlar. Fakat sırf çağır ak aksadı ile u lara: oğlu , kızı de ilirse, ittifakla azad ol azlar. Çü kü çağır akta ir
hükü yoktur. Yi e öyle e, kızı şöyle yap, oğlu
öyle yap de ek de çağır ak gi idir. Bu u la era er kız, şöyle
yap, oğla öyle kızı ve oğlu de ekte daha güzeldir.
Köle ve ariyeleri ise, efe dileri e karşı: Efendimiz, veli – i i eti iz ta irleri i kulla aları uygu düşer.
701- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
“izde iri ize hiz etçisi ye eği i getirdiği za a , hiz etçisi i era eri de sofraya oturtmayacaksa, ona bir veya iki
lok a yahut ir veya iki tadı lık ye ek versi ; çü kü o hiz etçi ye eği hazırla a zah eti i çek iştir.
Mütercim:
Gerçekten efendilerin hizmetçileriyle yemek yemeleri, azı köy ve taşra ağaları da uygula akta ise de, şehirlerde ve
büyük ko aklarda, özellikle İsta ul da hiz etçiler ayrı olarak ye eği geri kala ı ı yerler. Bu Hadîs-i şerifi gereği
üzere, hiz etçileri efe dileri ile irlikte ye ek ye eleri de herha gi ir sakı a yoktur. Bu tür hareket efendilerin
kıy et ve şerefleri e ir oksa lık getir eye eği ihetle üsteha dır. Bir de beldenin mevcut örf ve adetine uyularak
hizmetçilere ir iktar o ye ekte veril eyip ayrı a; ye eleri de de ir gü ah yoktur. )ira hadîs-i şerifteki e ir işi
müstehab olduğu a yoru la ıştır.
702- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Sizden biriniz döğüştüğü dövüştüğü za a yüze vur akta kaçı sı (Bir kimse lüzum halinde hizmetçisine, kölesine
veya aşkası a tokat veya yu ruk at ak yahut aşka ir şey ile vur ak isteyi e o u yüzü e vur ası . Yahut dayak
ezası a çarpıla ki se i yüzü e vurul ası ; çü kü yüz, i sa ı e şerefli azasıdır. Bir de Âdem Aleyhisselâm o
si ada yaratıl ıştır, si aya hür et gerekir. 8
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-432
MÜKATEB “Ö)LEŞMELİ KÖLE BAH“İ
703- Hazreti Aişe (R.A.)a der ki:
Efe disi tarafı da kita ete ağla a efe disi e uayye ir para öde ek şartı ile azad ol ayı ka ulle e
ir ariye,
Hazreti Aişe ye gelerek o da kita et edeli ola para ı efe disi e öde esi hususu da yardı istedi. Berîre
adı daki u ariye, he üz efe disi e kita et edeli de ir şey öde e işti. Hazreti Aişe, Berîre ye dedi ki:
— Git, efe di e üra aat et de, dilerse se de iste e kita et edeli i topta o a ödeyeyi ve se i de Allah rızası
için hemen azad edeyim. Ancak sen onun azadlısı değil, e i azadlı ol uş olursu . “e i le ilgili velayet (miras)
hakları a a ait olur. Bu şartla ka ul ederse, o u parası ı vereyi .
Sonra Berîre gidip u duru u efe disi e a latı a, Hazreti Aişe nin teklifi kabul edilmedi ve, Hazreti Aişe, velayet
hakkı ize kal ak şartı ile Allah rızası içi se i edeli i öderse ödesi , de ildi. Berîre dö erek Hazreti Aişe ye al ış
olduğu eva ı söyledi, Hazreti Aişe de u eseleyi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e arz edince, Hazreti
Peyga er, şöyle uyurdu:
Sen onu (Berîre adı daki ariyeyi satı al ve so ra azad et. Velayet hakkı a ak azad ede e aittir. Sonra Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem asha a hita e şöyle uyurdu:
Bazı ki seleri düşü esi edir ki, o lar alış verişte Allah ı , kita ı da ol aya ir takı şartlar koşuyorlar. Allah ı
kita ı da ol aya ir şartı koşa ki se içi u şart geçerli değildir; yüz defa şart koşsa ile... Geçerli ve ute er ola
şart, Allah ı şartıdır.
Mütercim:
İ a Ah ed i Ha el, u hadîs-i şerifi zahiri ile a el ederek, ükâte ola köle i ke di rızası ile satıl ası aizdir,
diyor. İsterse u ükâte köle kita et sözleş e edeli i öde ekte a iz olsu , isterse ol ası ; çü kü u Berîre
hadîsinde, Berîre nîn acziyeti e dair herha gi ir işaret ve açıklık yoktur.
Fakat İ a Aza , İ a Şafii ve azı Maliki âlimlerine göre, mükâtab olan bir köle, kitabet bedelini ödemekten aciz
kal adıkça satıl ası aiz değildir. Bu Berîre hadîs-i de, Berîre he ke di gü ü, he de za aat yö ü de çaresiz kal ış
ki, Hazreti Aişe ye üra aat et işti. A ak İ a Şafii ye göre, Mükâteb olan köle ile onun efendisi i
üşterek
rızaları olursa köle ve ariyeleri satışa aizdir. Bu Berîre hadîsi de de ihayet hükü , her iki tarafı rızalarıyle
gerçekleşip Hazreti Aişe ye satıl ıştır. Hazreti Aişe de Allah rızası içi o ariyeyi azad et iştir. Velayeti de a ak azad
ede e ait olduğu Hazreti Peyga er tarafı da eya edildiği de Berîre nin sahi leri de u a razı oldular.
Bir de Şafii ezhe i de kita et edeli i e az iki taksitle ol ası lazı dır. Bir taksitle veya peşi olursa, aiz değildir;
çünkü böyle olmayan köleye mükâteb denmez. Fıkıh kitapları da o a me zun = alış – verişe yetkili adı verilir. )ira
kitabet, azad olmak için köle üzerine konan bir nevi haraç takdiri gibidir.
Hanefi ve Maliki mezheblerinde, gerek peşi ve gerekse ir taksitle kita et edeli i öde esi aizdir. Ayrı a velayet,
azad ede i hakkıdır sözünden, bir kimsenin İsla ı ka ul ederek hidayet ul ası a vasıta ola ı , o a veli ol ası
a ası çık az. Aslı da köle ve ariyeleri azad edil esi ir kaç şekilde olur:
1- Hazreti Aişe tarafı da Berîre nin azad edildiği gi i, “ırf Allah rızası içi azad et ek.
2- Efendinin köle veya cariyesi e: Şu kadar para a a öderse azadsı , diyerek azad et ek ki, u a laş aya ükâte e
veya kitabet denir. “özleş eyi kabullenen köleye de ükâte de ilir. Azad ede efe diye de Mükâti adı verilir. Azad
edile kadı ise o a ükâte e ve azad ede kadı a da ükâti e de ir. Mükâte ola köle edeli i ta a e öde ez
de az ir iktar kalırsa yi e köledir. Fakat kararlaştırıla
iktarı ta a ı ı ödeyi e hür olur.
3- Köle veya ariye i azadı ı , efe dileri i ölü ü e ağla ası. Bir ki se vasiyyet ederek ölü ü de so ra
falan köle veya cariyem hürdür, demek suretiyle olur. Bu kimsenin ölmesiyle o köle veya cariye azad olur. Fakat kölenin
bedeli, öle i
alı ı üçte ir kıy eti de fazla ol a ası gerekir. A ak varisler razı olurlarsa fazla da olsa aizdir.
Ölü ü vasıyyeti a ak alı ı üçte iri de geçerlidir. Eğer u üde er kölede aşka alı yoksa, o kölenin
kıy eti de üçte ir i dirilir. Ve gerisi i köle çalışarak varislere öder.
4- Bir ariyede ço uk doğarsa o ariye Ü
ü l-veled ço uk a ası olur. Böyle ir ariye i tekrar satıl ası aiz
değildir. Fakat hiz ette kulla ıl ası veya ükâte e kılı ası aizdir. “o ra u ço uklu ariye i efe disi doğ uş ola
ço uğu a ası ölü e, u ariye ke diliği de azad olur. Diğer varisleri u u üzeri de hiç ir hakları ol az.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-434
HİBE BAH“İ
704- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Ey İsla kadı ları! “akı ko şu kadı , ko şu kadı ı hediyesi i küçü se esi , ir koyu paçası olsa ile...
705- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Bir hayva ı kolu a veya paçası a davet edil iş olsa i a et ederi . Ba a ir hayva kolu veya paçası hediye edilse
kabul ederim. Hi e ve hediye edile şey, az veya çok ne ise kabul edilmeli, demektir.)
706- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e dışarda ir yiye ek veya aşka ir şey getirildiği za a , o u
hediye veya sadaka olup ol adığı ı: Hediyemidir yoksa sadaka ıdır? diye sorarlardı. “adaka olduğu söyle irse: Siz
yiyiniz uyururdu ve ke disi o da ye ezdi. Hediye olduğu söylenirse, ashap ile birlikte mübarek elini uzatarak
yerlerdi.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize ve onun aile ferdlerine hatta ailesine ait köle ve cariyelere ve
azadlıları a da i sa ları sadaka ve zekâtları hara dır. Bu u tafsilâtı zekat ahsi de geç iştir. )ekât ve sadaka alı
kiridir.)
707- Enes (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di izi ö ü e ir defa piş iş et getirildi ve : Ya Resûlallah! denildi, bu et,
Hazreti Aişe i azadlısı Berîre ye sadaka olarak verile ette dir. Hazreti Peyga er şöyle uyurdular:
Bu et Berîre için sadaka, bizim için ise hediyedir. (Berîre nin bize bir hediyesidir.) Sonra ondan yediler.
Mütercim:
Berîre, Hazreti Aişe i azadlısı ise de, Peyga eri pak zev eleri i köle ve ariyeleri u sadaka hususu da, Âl-i
Muhammed den sayıl adıkları da u lara sadaka aizdir. “adaka hara ola Al-i Muha
ed ise, İ a Aza
Hazretleri e göre yal ız Haşi î lerdir. Ali, Abbas, Cafer, Akil, Haris bin Abdülmuttalib ((R.A.)üm) Hazretlerinin sülâleleri
ile o ları azadlılarıdır. )ayıf ir görüşe göre de hara ola yal ız zekâttır. Nafile ka ili de ola sadaka ise aizdir.
708- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i zev eleri iki kıs a ayrıl ışlardı. Bir kıs ı Hazreti Aişe tarafı ki, Hafsa, “afiyye
ve Sevde idiler. Diğer kıs ı da, Ü
ü “ele e tarafı ki, )ey e (binti çahş Mey û e, Ü
ü Ha i e ve Cüveyriye
idiler. Bütün Müslümanlar, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i e sevgilisi Hazreti Aişe olduğu u
bildiklerinden, hediye gönderecekleri za a Hazreti Aişe i ö eti i eklerler ve Hazreti Peyga er Aişe nin evinde
iken çok hediye gönderirlerdi. Bu hal ise, Üm ü “ele e taraftarı ola diğer pâk zevcelere güç geliyordu. Bunun üzerine
Ümmü Seleme hazretlerine dediler ki, hediyelerin yal ız Hazreti Aişe nin evine gelmeyip Hazreti Peygamber kimin
evi de ise ayırı yap aksızı oraya gö derilmeleri yolunda bütün Müslümanlara bilgi verilmesi için Hazreti
Peyga ere dilekte ulu . O ları u istekleri i Ü
ü “ele e Hazretleri Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e arz
edi e, evet veya hayır diye ir cevap ver ediler. Böyle e her ö eti de Ü
ü “ele e eseleyi ayrı ayrı gü lerde
ol ak üzere üç defa peyga ere arzetti. Üçü ü defada Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu.
“akı Aişe hakkı da e i üz eyi ; çü kü zev eleri de hiç ir kadı ı yatağı da ike a a vahiy gel e iştir; a cak
Aişe nin yatağı da ike gel iştir.
“o ra Ü
ü “ele e tarafta ola pâk zev eler, u hususta yardı ı ol ak içi Hazreti Fatı a (R.A.) ya müracaat
ettiler ve onu vasıta kıldılar. Hazreti Fatı a da a ası a gidip: Ya Resûlallah, zevceleriniz, Ebû Bekir i kızı a karşı
sizde adalet ve eşitlik isterler, dedi. Bu a cevap olarak Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Ey Kız ağızı , e i sevdiği i sev ez misin? O da, evet, severim, dedi.
Sonra Hazreti Fatı a, Hazreti Peyga eri pâk zev eleri e giderek aldığı eva ı a lattı. Yi e u zev eler Fatı a ı
tekrar Hazreti Peygambere bu mesele için gitmesini istedilerse de, Hazreti Fatı a u da kaçı dı. “o ra u zev eler
içlerinden Zeyneb i gö derdiler. Hazreti )ey e ko uş ası da iraz öfke ve şiddet gösterdi:
— Ya Resûlallah! pâk zevceleriniz, Ebû Bekir i kızı a karşı Allah rızası içi adalet ve eşitlik isteği de ısrar ediyorlar,
dedi. Hazreti Peyga eri huzuru da otur uş ulu a Hazreti Aişe ye karşı da ir takı öfkeli ve uygu suz sözler
söyle eğe aşladı. Hazreti Aişe de o u sözleri i evapla dırarak onu susturdu. Sonra Hazreti Peygamber Hazreti
Aişe ye dair Hz. Zeyneb e şöyle uyurdu:
Ey Zeyneb, bu Ebû Bekir i kızıdır!
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri gülü seyerek söz söyle e akı ı da )ey e ile Aişe nin hangisi
üstün gelecek diye beklerken Hazreti Zeyneb i Aişe i sustur ası üzeri e:
-Ey Zeyneb, se Aişe i hakkında gelemezsin; çünkü o, Ebû Bekir i kızıdır. buyurdular. Nitekim Ebû Bekir; bütün
ara ları soy ve sülâlesi i ildiği gi i, kızı da öyle e ilirdi. O u içi ese yarış ası da da üstü gel esi ta iî idi.
Hediye hususuna gelince: Herkes istediği eve hediye gö der esinde serbesttir. Peygamberimizin bütün Müslümanlara
duyurarak diğer evleri e de hediye gö deri iz şekli de istekte ulu ası güzel ahlâka aykırı düşe eği de adalet ve
eşitlikle u esele i ilgisi yoktur.
Bir de kalp sevgisi akı ı da eşitlik i sa ı eli de değildir Bu da dolayı Hazreti Peyga er azurdur. Bu u la
era er Hazreti, Peyga er, Hazreti Aişe i evi e gele ütü hediyeleri diğer zev eleri e de ölerlerdi. Fakat o lar:
Bu ölüş e ize ede Hazreti Aişe nin evinde gelsi , diye iddia ederek ke di evleri de de öyle ir ölüş e i
yapıl ası ı istiyorlardı.
709- Numan bin Beşîr ‘adıyallahu Anh) der ki.
Ba a Beşir, a a ke di alı da ir ahçe ağışla ıştı. “o ra a e A re, u ağış şahidsiz ola az. “e Hazreti
Peyga eri şahid tutarak u ağışı ı o a arz et, diye a a a söyledi. Ba a da Hazreti Peyga eri huzuru a
vararak: Ya Resûlallah, zevcem Amre de ol a oğlu Beşir e ir şey ağışladı . Fakat a esi A re, sizi şahid
tut adıkça e i
u ağışı ı ka ul etmiyor, dedi. Ba a a Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Bütü ço ukları a ay ı şekilde ağış yaptı
ı? Babam: — Hayır, diğer ço ukları a öyle ağış yap adı , dedi.
Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem :
Öyle ise, ağışı da dö , buyurdu. Ba a da ağış yap adı.
710- Numan i Beşir de rivayet edil iştir:
Diğer ço ukları a da u a yaptığı gi i ağışta ulu du
u?
Ey Beşir, u oğlu Nu a a ettiği ağış gi i diğer ço ukları a da etti
Peyga er Beşir e şöyle uyurdu:
i Beşir: Hayır, et edi ; dedi. “o ra Hazreti
Allah ta korku uz ve ço ukları ız arası da adaleti gözeti iz. Beşir de yap ış olduğu ağışı geri aldı.
Mütercim:
Ço ukları a ağışta ulu ak isteye ir ki se i erkek ve kız ço ukları a eşit olarak ağışta ulu ası müsteha dır.
Bir iri de farklı olarak o lara ağışta ulu ak te zih yolu ile ekruhtur. A ak güç duru da ola a a, kötürü ve
âciz çocuklara daha fazla vermekte kerahet olmaz.
Mirasta erkek ço uklar, kızları hissesi de iki kat fazla alırlarsa da, a a ı hayatı da yapıla ak ağışta u ları
ayrı a faydala dırıl aları uygu dur ve üsteha dır.
imam Tavus ve İ a “evri ye göre urada eşit tut ak vaciptir. İ a E û Yusuf da der ki: Bir a a, diğer evlatları ı
sıkı tıya sok ak içi azı evladı a ziyade ağışta ulu ursa, u hara dır ve ço uklar arası da eşitliği gözetil esi
vaciptir.
Bir de bu hadîs-i şerifte a laşılıyor ki, u ah ol aya ir iş içi şahid gösteril esi ekruhtur. Bir devlet aşka ı ı
te ası hakkı da şehadetleri aiz olduğu da u hadîs-i şerifte
eyda a çık ıştır.
Hanefî mezhebinde, bir baba ı evladı a ola hi esi de dö esi aiz değildir; çü kü akra alık hi ede dö eğe
engeldir. Bu hadîs-i şerifte ola hi ede dö e ise, alı tesli ve tesellü ü de ö e ol uştur. Hi e asle
ta a la a ıştı. O u içi ağışta dönülebil iştir.
İ a Şafii ve İ a Malik ezhe i eri de, u hadîsi zahiri e akılarak, ir a a ı ço ukları a ola hi esi de
dö esi sahihtir. Gele ek hadîste daha ge iş olarak a latıla aktır.
711- İ i A as (R.A.) dan rivayet edil iştir:
Bağışta hi ede geri dö e ki se kusup da so ra kus uğuna dönen köpek gibidir. Bir ki se i ağışladığı şeyi
geri al ası çok çirki ve kötü şeydir.
Mütercim:
Hi e ağış , karşılıksız olarak ir alı aşkası ı
ülkiyeti e geçirmektir. Hibe edene Vahib , hibe edilen mala
Mavhûb ve onu kabul edene de Mevhubun leh denilir. îttihab da hibeyi kabul etmek demektir. Hibe icab ve
ka ul ile yapılır ve ele geçiril ekle ta a la ır.
Hi ede i a , ağışladı , hi e etti , hediye etti , ihda etti gi i, karşılıksız ir alı te lik a ası da kulla ıla sözleri
söyle ektir. Ka ul de, o alı ka ulle ek veya ele geçir ektir. Bir alı karşılıklı olarak verip al akla da geçerli olur.
Hi ede alı ele geçir ek, alışverişteki ka ul gi idir.
imam Aza
ezhe i de, hi e ede ki se, alı tesli i de so ra da, alı ala ki se i rızası ile hi esi de
dö e ilir eğer hi eyi ka ulle ip alı ele geçire ki se, geri ver eye razı ol azsa, hi e ede hâkim e müracaat
edebilir. Hâkim de ileride izah edile ek geri dö e e gelleri yoksa, hi eyi kaldıra ilir. A ak hi ede dö eyi
e gelleye se eplerde iri var ise, yapıla ağışı oza az.
Meselâ:
Bir kimse, usul ve furu u a, kardeşleri e veya u ları ço ukları a, a a ve halaları a, dayı ve teyzeleri e ir şey
ağışladıkta so ra o ağışta geri dö e ez. Akra alık ve ahre iyet hi ede dö eğe e geldir. Karı ve ko a
arası da evlilik deva ederke hi e yapıldıkta so ra o da da dö üle ez.
Alı a hi eye ir karşılık verilir de, hi e ede şahıs u karşı alı ele geçir iş ulu ursa, yi e hi ede dö üle ez.
Bağışla a
al arazi ve arsa i si de olur da, hi eyi ka ul ede şahıs u yer üzeri de i a kurar veya ağaç dikerse,
yahut hi e edile hayva ılız olur da u hayva hi eyi ka ul ede i ya ı da se izleşirse, yahut uğday olur da u
hali e getirilirse, öyle ağışla a şeyi is i değişe ek şekilde ir değişildik eyda a gelmesi sebebiyle hibeden
dö ül ez. A ak alı kıy eti i düş esi hi ede dö eye e gel ol az. Bu u içi , ir ki se i aşkası a hi e
ettiği kısrak so rada yüklü kalırsa, u hi ede dö ül ez. Fakat kısrak doğurdukta so ra hi ede dö üle ilir ve
kısrağı yavrusu ağış yapıla ki seye ait olur. Eğer hi eyi ka ulle e şahıs o alı satarsa, yahut o u aşkası a hi e
ve tesli ederse, artık hi e ede i geri dö ek hakkı kal az.
Yi e hi e edile
al, o u ka ulle e i eli de helak olursa, geri dö eğe ahal kal az.
Yi e hi e ede le hi eyi ka ul ,ede şahıslarda herha gi iri ölürse, u ölü de so ra hi ede dö üle ez.
Bir de ala aklı ki se, ala ağı ı orçluya ağışlayı a artık o ağışta geri dö e ez. Hi ede dö eyi e gelleye haller
yedi adde olarak sayılır:
1) Hibe edilen malda ziyadelik meydana gelmesi,
2) Hibe edenle hibeyi kabullenenlerden birinin ölmesi,
Hi e edile
al karşılığı da ir şey alı ası,
Hi e olu a
alı , hi eyi ka ulle e i eli de çık ası,
Hi e i karı-ko a arası da yapıl ış ol ası,
Hi e ede le hi e olu a arası da akra alık ulu ası,
Hi e edile
alı helak ol ası.
Verilen sadakadan da, fakirin eline geçişte so ra dö üle ez.
imam aza a göre, yukarda, sayıla e geller ulu azsa yapıla ağışta dö üle ilir. hadîs-i şerif, hi ede dö e i
çirki liği i ifade et ektedir. Yoksa köpeği ke di kus uğu u yala ası, köpek ükellef ol adığı da haram değildir.
imam Şafii ve imam Hanbelî ye göre, aksi e olarak, akra a ol aya lara ya a ılara verile ağışlarda dö ek asla
aiz değildir. Bu hadîsi tehdidi, hara de ektir. A ak a a oğlu a ir şey hi e ederse, u da dö üle ilir. Niteki
yukarıda geç işti.
İ a Malik e göre, ir ki se yapa ağı hi e karşılığı da ke disi e ir şey verilir ü idi ile ağış yapar da, so ra o
karşılığı ala azsa, yap ış olduğu u ağışta dö e ilir. İ a Ha eli i ir görüşü e göre de hükü
öyledir.
712- Hazreti Peygamberin pâk zevcelerinden Meymûne bînti Haris (R.A.)a da rivayet edil iştir:
Meymûne Hazretleri, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de izi al aksızı ke di ariyesi i azad et işti. “o ra
Meymûne nin nöbetinde Hazreti Peygamber Meymûne i evi e teşrif edi e, ke di ariyesi i azad et iş olduğu u
ona söyledi, Hazreti Peygamber Meymûne ye:
Gerçekte se u işi yaptı
ı? dedi. Meymûnede: — Evet, ya Resûlallah, azad ettim; dedi. Sonra Hazreti Peygamber
zev esi e şöyle uyurdu:
Keşke o cariyeyi dayıları a vereydi daha üyük sevap alırdı
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte , köle ve ariye i azad edilmeleri de se, akra a ve yakı lara ağışla aları ı daha sevap ola ağı
a laşılıyorsa da, duru ve ahvale göre hükü değişir. Meselâ, ir ki se i akra ası ir hiz etçiye so derece muhtaç
ike o u ariyesi i u lara ağışla ası, azad et esi de daha sevapdır. Fakat ihtiyaçları yoksa, azad et esi daha
sevap olur.
713- Misver bin Mahreme (R.A.) der ki
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem herkese ir takı el iseler dağıttı; fakat babam Mahreme ye ir şey ver e işti.
Babam dedi ki, oğlu , iz era er e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize gidelim. Belki bize de o
el iselerde verir. Be de a a ı isteği e uyarak o u la beraber gittim. Sonra Hazreti saadethanelerinin kapısı a
varı a a a
a a:
Haydi, oğlu eve gir de Hazreti Peyga eri a a çağır, dedi. Be şaştı
u asıl şeydir? Hiç peyga er çağrılır ı diye
işi üyüttü ve tereddüt etti . Bu u üzeri e a a
a a: Oğlu Hz Peyga er kibirlenenlerden, büyüklenenlerden
değildir, izi gi i ihtiyarları daveti e gelir, dedi. Ben de Hz Peygamberin huzuruna vardı ve dışarda a a ı
kendilerini belemekte olduğu u söyledi . Gerçekte Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri he e dışarı
çıktılar; üzerleri de o elbiselerde de güzel ir kafta vardı. Ba a a şöyle uyurdular:
Bu kafta ı sa a sakla ıştı . “o ra a a o kafta ı i eleyip gözde geçirdi ve so dere e e u oldu. Bu u
üzerine Hazreti Peygamber: Artık Mahre e razı ol uştur! buyurdular.
Mütercim:
Mahre e razı oldu sözünün Mahreme ye ait olduğu ihti ali de vardır, diye yoru yapıl ıştır.
714- İ i Ö er ‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Bir defa Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, uhtere kızları Fatı a ı evi e şeref verdiler. Fakat
kapıda içeri gir eyip geri dö düler. “o ra Hazreti Ali gelip eve girince, Hazreti Fatı a, u duru da üzüldüğü ü o a
a lattı. Hazreti Ali he e dö erek zev esi i üzü tüsü ü Hazreti Peyga ere arz etti. Hazreti Peyga er u u
üzeri e şöyle uyurdu:
Ben, Fatı a ı kapısı da resi li ve otifli ir perde gördü , e i dü ya ile işi
e? Bu u içi içeri gir edi .
Sonra Hazreti Ali geri dönüp Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in üzüntüsünü Hazreti Fatı a ya bildirince, Hazreti
Fatı a:
— O halde bu perdeyi e yap a gerektiği i a a
a a ildirsi , dedi. Hazreti Ali de u hususu Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem e arz edi e şu eva ı aldılar:
Bu perdeyi, muhtaç durumda olan falan aileye (hediye olarak) göndersin.
Mütercim:
Kapıya perde tak ak hara değil ise de, öyle faydasız süslere rağ et gösteril esi Peyga er ailesi e uygu
düş ediği de u u Hazreti Peyga er ka ul et e iştir. Burada ka ul edil eye şey kapı perdesi ol ayıp bu perde
üzeri de ola akışlar, süs ve resimlerdir.
Bir de bu perde aşkası a gö deril iş ve o lar tarafı da içilerek el ise yapıl ıştır. Eğer hara olaydı, u perde i ,
o lara da hara ol ası gerekirdi; çü kü alı ası yasak ola şeyi veril esi de yasaktır. Böyle perdeleri
kulla ıl a ası zühd ve takva yolu u e imsemedir.
715- Abdurrahman bin Ebi Bekir de ‘.A. rivayet edil iştir:
Bir gazada Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
aiyeti de yüz otuz kişi idik. Bir ara Hazreti Peyga er sordu:
Herha gi iri izde yiye ek ir şey var ıdır? Sonra bir adam, ya ı da ulu a ir iktar u u getirdi. Bu un hamur
yapılarak yoğruldu. “o ra oyu uzu , saçları toz toprak içi de dağı ık, ir üşrik koyu ları ı sürerek geldi. Hz.
Peyga er o üşrik e koyu ları kastederek
“atılık ı, yoksa hediye yahut ağış ı? buyurdu. Müşrik, hayır, satılık dedi. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er, o
koyu larda
ir ta e satı alarak kestirdi. “o ra o koyu u iğer kısı ları ı pişiril esi i e retti ve pişirildi,
Abdurrahman der ki: Yüce Allah ı adı a, ye i ederi ki, ev udu uz ola yüz otuz kişide u iğerde ye edik hiç
ki se kal adı. Hazır ulu a lara izzat o iğerde efe di iz verdi. Uzakta ulu a ları hisseleri i de ayırdı. “o ra o
ha ur ile o koyu u eti pişirilip iki sofraya ölü dü. Biz de ikiye ayrılarak u ye ekleri yedik. Geriye yine iki sofra
ola ak kadar ye ek arttı. Arta ye ekleri izi deveye yükledik ve era eri izde götürdük. Hazreti Peyga eri ir
u izesi olarak üç kilo ivarı daki u ile ir koyu , yüzotuz kişiye kâfi geldikte so ra ir o kadar daha arttı.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte
üşrik ve kâfiri hediye ve hi esi i al ak aiz ulu duğu a laşıl aktadır.
716- Esma binti Ebî Bekir (R.A.)a der ki:
Ba a E û Bekir tarafı da ahiliyet za a ı da oşa ış ulu a
üşrike a e
a a geldi. Be ‘esûlullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordum: — Ya Resûlallah, henüz İsla ı ka ul et e iş ola a e
a a geldi ve e de
ir yardı
ekler haldedir. O a ir iyilik ve ihsa da ulu ayı
ı?
Hazreti Peygamber buyurdu ki:
Evet, annene iyilik ve ikramda bulun.
Mütercim:
Ha gi di ve illette olursa olsu lar, u ları karşılıklı olarak hediyeleş eleri i aiz olduğu u hadîs-i şerifte
a laşıl aktadır. Hatta İ i Uyey e nin rivayetine göre, bu hadîs-i şerifi doğrulayı ı olarak,
Allah, din hususunda sizinle savaş a ış, sizi yurtları ızda da çıkar a ış ki selere sadakat göster ekte , o lara
iyilik etmekten adaletli davranmaktan sizi yasaklamaz? Çünkü Allah adalette ulu a ları sever. Mealindeki ayeti
Kerime nazil oldu. (Mümtehine sûresi, ayet 8)10
10 Ömer Ziyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-445
UMRA VE RUKE BAH“İ
717- Ebû Hureyre de rivayet edil iştir:
Umrâ caizdir.
Mütercim:
Bir ki se aşka iri e hita ederek: “e i ö rü oldukça yahut e i ö rü oldukça sa a u evi i ağışladım,
diyerek hibede bulunursa buna Umrâ de ilir. Bu şekilde yapıla ağış aizdir. Bir de u a e zer Rukbâ vardır.
Bu u
a ası şu: Be se de ö e ölürse , şu evi se i dir; se e de ö e ölürse sa a ir şey yok, diyerek
verilen sözdür.
Bu Rukbâ sözleş esi, İ a Aza , İ a Malik ve İ a Muha
ed Hazretleri e göre atıldır. Diğer müçtehitlerle
İ a E u Yusuf a göre caizdir.
Birincisine Umrâ de il esi, iş ö rü deva ı a ağla ış ol ası da dır. İki isi e Rukbâ denmesi de, her iki
tarafı karşılıklı olarak ölümlerini gözetlemeleri yönündendir.
Umrâ üç türlü olur:
1- Bu ev se i dir ve se i ölü ü hali de de varisleri i dir. Bu kısı adeta ir hi edir. Bu da ir ihtilaf yoktur.
2- Ö rü oldukça u ev se i dir, de ir. Başka ir söz söyle ez. Bu da İ a Şafii Hazretleri de ter ih edile söze
göre sahihtir.
3- Ömrün oldukça bu ev senindir; ben ölürsem mülkiyet benim vereseme döner. Bu sözde de hibe sahihtir. Hanbelî
mezhebinde mutlak olarak Umrâ sahihtir; fakat ir vakte ağla a u râ sahih değildir.
Maliki ezhe i de a ak uvakkat şekilde, eselâ: Bir evi
e faatleri e sahip ol aktır. Yoksa o ki se utlak
surette eve malik olamaz. Bu umrâ hususunda Hanefî mezhebi Şafii ezhe i gi idir. Fakat ‘uk â hakkı da yukarıda
açıkla dığı üzere İ a Aza , İ a Malik ve İ a Muha
ed Hazretleri, diğer âlimlere aykırı olarak ‘uk a ı sahih
ol adığı görüşü dedirler. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
718- İ i Amr da ‘.A. rivayet edil iştir:
Kırk güzel iş vardır ki, u ları e iyisi sağılır ir davarı uvakkat ir za a içi ir uhta a ağışla aktır. Allah ta
seva ı ı umarak ve Allah ı vaadini tasdik ederek u güzel işlerde herha gi iri i işleye ir ki se yoktur ki, o işi
sebebiyle Allah onu cennete koy ası .
Hassan der ki: Biz ashap topluluğu ara ızda, u sağılır keçide aşka u kırk güzel işlerde olarak selâ al ayı,
aksıra a yerhamukellah de eyi, yolda zararlı şeyi kaldır ayı ve u a e zer şeyleri saydık. Fakat u güzel işlerde
o eş ta esi i ile saya adık.
Mütercim:
Mademki Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem u kırk güzel hasletleri say a ıştır ve u ları açıkla a ıştır, izi
de u ları kapalı ırak a ız uygu düşer. Çü kü öyle e ütü iyilik kapıları u güzel İşlere açık ırakıl ış olur. Eğer
uayye kırk iş olarak tespit edil iş olurlarsa, diğer güzel işler dışarıda kal ış olur ve o lara rağ et azalır. Bu iti arla
herkes, iyi ildiği ir iş u kırk güzel haslette iri ola ilir diye o u yap akta geri kal az ve öyle e ütü iyilikler
işle iş olur.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, Zübdetü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-447
ŞAHİDLİK BAH“İ
719- İ ra da ‘.A. rivayet edil iştir:
i sa ları e hayırlıları e i asrı ı i sa ları dır. “o ra o ları peşi de gele ler ta iîler dir. “o ra u ları
peşi de gele ler te a-i tabiîn) dir. “o ra irtakı i sa lar gelir ki, o larda iri i şahidliği ye i i i ö ü e ve
ye i i de şahidliği i ö ü e geçe ektir. ye i i de ve şahidliği de iddî ol aya aktır.
Mütercim:
Malikî mezhebinde bu hadîs-i şerife daya ılarak, ye i ile şahidlik ede i şahidliği ak ul değildir. Çü kü şahidlik
Allah içi dir, ye i e gerek yoktur. Fakat diğer müçtehit âlimlere göre, her e kadar şahidlikte ye i e lüzu yoksa da,
ke di aşı a ye i ile şahidlik ede i şahidliği geçerlidir, ka ul edilir.
Bir de Hanefî ezhe i de, aleyhleri e dava açıl ış ola ki seler hükü veril ede ö e, şahidler yala
söylemeyeceklerine dair onlara yemin verdir diye hâkim den istekte ulu urlarsa ve şahidliği ye i ile kuvvetle iş
olacağı a lüzu görülü e hâkim o şahidlere yemin verdirerek şahidlikleri i ka ul eder, ye i et ezlerse ka ul
etmeyebilir.
720- Ebû Bekre (R.A.) derki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri şöyle buyurdu.
Dikkat ediniz! Size büyük günahları e
üyükleri i ha er vereyim mi? Hazreti Peygamber bu sözünü üç defa
tekrarladı. Hazır ola topluluk:
— Evet ya Resûlallah ha er veri iz, dediler, Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Allah a ortak koş ak ve A a - a aya asi ol aktır. Resûl-i Ekre , duvara yasla ış ike he e doğrularak dizleri
üzerine oturdular ve şöyle uyurdular:
Ve hele yala ko uş ak yala yere şahidlik et ek . Bunu birçok defa tekrarladılar; öyle ki, iz içi izde artık
tekrarlamaktan vazgeçmesini temenni ettik.
Mütercim:
Allah a ortak koş ak ve a a- a aya asi ol ak gü ahları da so ra Hazreti Peyga eri yap ış oldukları ye i ir
uyar a işi ö e i i göster ektedir. Yasla ışke diz üzeri e oturarak, hele yala yere şahidlik et ekte sakı ı ız
uyur ası da , şirkte so ra e üyük gü ahı yala yere şahidlik ol ası gerekir. Çü kü yala yere şahidlik, ütü ,
hakları yok edil esi e se ep ola ağı gi i, Allah, korusu , haksız yere ir ki se i elki i ler e kişi i ölü ü e de
se ep ola ilir. Bu da dolayı gerçekte yala yere şahidlik et ek, şirkte so ra e üyük gü ahtır.
Bir de bu hadîs-i şerifte a laşılıyor ki, günahlar birbirlerine nispetle büyük ve küçük olurlar ve büyük günahlar içinde
de e üyükleri vardır. Niteki Kur a ı Kerimde:
O ki seler ki, küçük gü ahlar üstes a, gü ahı üyükleri de (şirkte ve yolsuzluklarda sakı ırlar, uhakkak
‘a i ge iş ağfiretlidir o ları ağışlar ve yine: Eğer yasakla dığı ız gü ahları üyükleri de sakı ırsa ız, sizde
diğer ka ahatleri izi örteriz meallerindeki ayeti kerimelerle de bu husus sabittir. (Necm sûresi, ayet 32 ve Nisa sûresi,
ayet
Bu da dolayı gü ahları ir iri de farklılığı ve kısı ları i kâr edil e elidir.
Bazı âlimler, Ce a ı Allah a karşı işle e gü ahlara küçük gü ah de ekte kaçı ışlarsa da, u husus ir ifade
değişikliği de i arettir. Yoksa Kur a ı keri i açık ifadesi e karşı ta a e küçük gü ahları i kârı uygu düş ez.
Bu hadîs-i şerifte sayıla üyük gü ahlar üç ta e ise de, e üyük gü ahlar yal ız u üç şeyde i aret değildir. A ak
Hazreti Peygamber bu hadîs-i şerifi uyurdukları za a , duru gereği olarak yal ız u üçü ü açıkla ışlardır. Çü kü
diğer hadîs-i şeriflerde varit olduğu üzere ada öldür ek, sihir yap ak, zi a işle ek gi i üyük gü ahlar çoktur. Bu
husus Vasiyetler bölümünde, yedi helak edi i şeyde sakı ı ız hadîs-i şerifi de gele ektir.
721- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mescid de Kur a okuya ir ki se i sesi i işitti. O ki seye hayır dua ederek
buyurdu:
Allah o okuyucuya merhamet etsin: gerçekten filan ve filan sûrelerde düşür üş olduğu fila ve fila ayetleri a a
hatırlattı
Yi e Hazreti Aişe i aşka ir rivayeti de, ir ge e Hazreti Peyga er e i evi de tehe üd a azı kıldı. Bu sırada
Mescid de kur an okuyan Ensar da A ad adı daki şahsı sesi i işitti. Sonra bana hitaben:
Ya Aişe! Bu ses, A âd in sesi midir? buyurdu. Ben, evet, dedim. Sonra Hazreti Peygamber:
Ya Rab! Abbâd a merhamet et, diye dua buyurdu.
Mütercim:
Bu olay ir defa değil, iki defa ol uştur yahut bir gecede ay ı zamanda Kur an okuya iki şahsı sesi i işitil iş ol ası
da muhtemeldir. Çünkü Kur an okuyanlardan biri Abdullah bin Zeyd El-Ensari idi: İki isi de, A âd idi.
Bir ki se i şahsı görülmüyorsa da, sesi kesi olarak o ki seye ait olduğu a laşılı a, u sese daya arak azı âlimlere
göre â â ola ları şahidliği i evazı u hadisten alı ıştır. Fakat Ha efi ve Şafii mezheblerinde gözleri görmeyenlerin
şahidliği ak ul değildir.
İ a E û Yûsuf a göre, neseb ve ölü gi i sırf işit ekle şahidlik sahih ola yerlerde â â ı da şahidliği aizdir. Şafii
ezhe i de de azı yerlerde sahihtir.
Bir de Hazreti Peygamberin, e i fala sûrede düşürdüğü fila ayetleri a a hatırlattı sözü, âlimler arası da
çeşitli yoru lara se ep ol uştur. Eğer u ut ak a la ı da ise, ahkâ te liği ile ilgili olmayan azı ayetlerin muvakkat
ir za a içi Hazreti Peyga er tarafı da u utul uş ol ası da eis yoktur. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
Bundan böyle sana Kur a okuta ağız, u ut aya aksı , eali deki ayeti keri e u a şahiddir. El-A lâ sûresi, ayet
6)
Bir de kul hakları da şahidliği e az iktarı iki erkek, yahut ir erkekle iki kadı dır. Fakat erkekleri şahid
ola aya ağı, yerlerde, eselâ kadı lar ha a ı da eyda a gele olaylar için yal ız kadı ları
al hakkı da
şahidlikleri kabul olunur. Öldürme olayı da da diyet lâzı gelir, fakat kısas lâzı gel ez. Hatta ekâret ve kadı ları
ayı ve kusurları ile ilgili ola ve erkeklerce bilinemeye hususlarda yal ız ir kadı ı şahidliği ile ka ul olu ur. İki
kadı şahid olursa daha iyidir
Bir de bu hadiste geçe Hazreti Aişe i şahidliği, sesi A ad Hazretleri e ait olduğu u ildir ekte i aret ise de,
İ a Buharî nin bu hadîs-i şerifi şahidlik ölü ü e koy ası, öyle erkek ol aya yerde kadı ı şahidliği e üra aat
edil esi i
eşru oluşu a binaendir.12
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-451
İFK İFTİRÂ BAH“İ
722- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir sefere çıka ağı za a pâk zev eleri arası da kur a çekerlerdi. Kime kur a
çıkarsa o ha ı Hazreti peyga ere eşlik ederdi. Mustalıkoğulları gazası a giderke de adetleri üzere ara ızda kur a
çekildi ve kur a a a isa et ettiği de Hazreti Peyga eri eşitliği de e ulu du . Bera er e Medi e de çıktık.
Bu sefer, kadı ları örtü esi hakkı daki ayeti keri e i i işi de so ra ol uştu. Bu u içi örtülü, hevde li (mahfe)
deve üzeri de git iştik. Mustalıkoğulları fethi ta a la dıkta so ra Hazreti Peyga er geri dö dü. Medi e ye
yaklaştığı ız gü ü ge esi de di le ek içi ir yerde ko akla ıştık. Bu yerden hareketimiz için adet üzere ilân
yapıldı, Bu arada o larla yola çıka il ek içi a ele olarak ihtiya ı ı gider ek aksadıyla kafile ve askerlerde iraz
uzaklaştı . Ha eti i giderdikte so ra he e eşya ve devemin yanı a geldim. Bir de eli i göğsü e koyduğu da
aktı ki, oy u daki Ye e yapısı kolye kay ol uş. He e dışarı çık ış olduğu yere dö dü . Be kolye i
aramakta iken, benim hizmetçilerim beni hevdec (mahfe) içinde sanarak hevdecimi deveye yükleyerek hareket ettiler.
O za a ha ı lar çok az yemek yediklerinden vü ud ağırlıkları çok hafifti. Bu da dolayı hevde i oş olduğu u
a laya adılar. )ate e daha o eş yaşı ı doldur a ıştı . “o ra e kolye i uldu . Deve i ulu duğu yere
geldiği za a e göreyi , ortalıkta ki seler yok. Bir kaç defa ağırıp çağırdı sa da, hiç ir ses ve seda duya adı .
“o ra düşü dü ve ulu duğu yerde kal aya karar verdi . Nihayet e i araya aklar ve dö üp urada ula aklar.
Derke uyku astır ış ve uyu uşu . Ashap dan Safvan bin Muattal, askeri arkası da kal ış olduğu da sa aha
yakı ir za a da ulu duğu yere gelir, urada ir karartı görür ve ya ı a geli e de e i ta ır. Çü kü örtünmeden
ö e e i görürdü. Be i , u hali e şaşarak, İ a Lillah ve i a ileyhi ra i ûn deyince, sesinde uya dım. Bir de
ya ı da devesiyle “afvan ı gördü . Devesi i çöktürdü ve hareket et esi diye de deve i ö ayağı üzeri e ke di
ayağı ı astırdı. Be de he e deveye i di . “afva , deve i yuları ı tutup çekti. “o ra askeri izi ulu duğu
ordugâha ulaşı aya kadar öyle ö ü de yürüdü. Ordu uz, gü eşi kızgı sı ağı da öğleye yakı kuşluk za a ı da
adet üzere ir yere ko uştu. İşte benim hakkı da iftira edip helak ola lar bu sebepten ötürü helak oldular.
Hakkı da ilk iftirada ulu a , ü afıkları aşı eşhur A dullah i U eyy idi. ashaptan Mistah ve Hassan gibiler de
ona uyarak aldanan biçarelerdi. Sonra hepimiz Medine ye geldik. Medine de Hazreti Peyga eri ya ı da ir ay kadar
hastala dı . Meğer hastalığı hali de ir takı ki seler, kulakta kulağa ye ağızda ağıza iftira ıları sözleri i
yayarlar ış. Bu da dolayı da Medi e halkı hakkı da töh ete ve şüphele eğe aşla ış ış. Hâlbuki benim bu
işlerde ha eri yoktu. A ak Hazreti Peyga erde , daha ö eki hastalıkları da gör üş olduğu şefkat ve iltifatı
gör üyordu . Yal ız, he e ya ı a gelip asılsı ız? diye sorup; geçerlerdi, is i i a azlardı. “o ra u hastalıkta
kurtuldum, biraz iyileşti . Asha ı üyükleri de ve Bedir de savaşa larda ü lü istah adı daki zatı annesi ile
ihtiya ı ızı gider ek içi ge eleyi Medi e dışı da Me ası de ile yere doğru yürüdük. Çünkü Medine de, evlerimize
yakı a destha eler yapıl azda ö e iz ihtiya ı ızı gider ek içi a ak ge ede ge eye taşraya çıkardık. O za a ki
hareketimiz, bedevilerin âdeti gibi idi. Böyle Mistah ı a esi “el a ile giderke ayağı çarşafı ı eteği e dolaştı ve yere
düştü veya kaydı. Ara ları âdeti, ir ki se i aşı a ir felâket geldi mi, la et olsu şeytana veya düş a ı helak
olsun , diye beddua ederlerdi. “el a hatu da, öyle ayağı kayıp düşü e: Oğlu Mistah helak olsu , ge ersi diye
ke tli oğlu a eddua et eye aşladı. He e e , e yapıyorsu ? “e ne kötü söz söylüyorsun? Bedir savaşı da
ulu a iyi ir oğlu hakkı da öyle kötü söz söyle ir i? dedim.
“el a Hatu a a şu eva ı verdi: Ey zavallı kadı ! “e i hakkı da Mistah ve arkadaşları ı söyledikleri i işit iyor
usu ? dedi ve hakkı da iftira ıları söyle ekte oldukları sözleri e i e oyu a a a a lattı. Bu u işitir işit ez
üzüntümden fenalaştı . Be i sıt a tuttu ve hastalığı
ir kat daha arttı. “o ra eve dö dü . Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Hazretleri ya ı a geldi ve adeti üzere, Nasılsı ız? dedi. Be de, üsaade edi iz; artık e evey i i
ya ı a gide eği , dedi . Bu da
aksadı , e evey i i ya ı a gidip u dedi kodu u esası ı ve ke dileri i de
ha erdar olup ol adıkları ı öğre ekti. Hazreti Peyga er e i iyileş e e kadar e evey i i ya ı da kal a a
üsaade ettiler. E evey i i ya ı a varır var az a e Ü
ü ‘û a dan sordum: Ortalıkta e hadisler dönüyor,
u e iştir? dedim. Annem:
— Evladı , se ke di sağlığı ı düşü , u iş içi öyle erak edip kendini üzme. Allah a yemin ederim, böyle senin gibi
güzel olup ko ası ı
uha et ve üstü teve ühleri i kaza a ve u kadar ortakları ola ir kadı hakkı da el ette
böyle dedi kodu çoğalır. “e vü udu u afiyeti i düşü , dedi.
Be u işe şaştı ve üzülerek, Sübhanallah dedim. Herkes hakkı da öyle çirki havadisler yayıyor uş eğer, dedi .
Hü gür hü gür ağla ağa aşladı . Bütü ge e öyle ağladı . Aralıksız göz yaşı döktü ve sa aha kadar kederi de
uyuya adı . Doğrusu Hazreti Peyga er u hususta Allah ı vahyi i ekledi ise de, hik et i a ı, o gü lerde vahiy
gelmedi. Vahy-i İlâhi çok ge iktiği de işitti ki, e i oşa ak hususu da istişare et ek içi Hazreti Peyga er, Ali
bin Ebi Talib ile Üsame bin Zeyd i davet ederek u larla eşvere (t) et iş. Üsa e Hazretleri, Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem i ailesi e ola sevgisi i ildiği de :
— Ya Resûlallah, ütü aile efradı ız, peyga er şa ı a layık iffetli ve pak ki selerdir. Be ehli iz hakkı da hayırda
aşka hiç ir şey il iyoru , dedi. Hazreti Ali ise, tereddüt et eyerek:
— Ya Resûlallah, Allah Teâlâ sa a dü yayı daralt a ış; o da aşka ha ı lar çoktur, o u oşa dedi. Tekrar Hazreti
Ali söze devamla:
— İsterse iz ir de Hazreti Aişe nin cariyesi olan Berîre ye soru uz. Berîre size karşı doğru ola ı söyler, dedi. “o ra
Hazreti Peygamber Berîre yi huzurları a çağırt ış ve o a sor uş:
Ey Berîre, Aişe hakkı da şüphelendiği ir şey gördü
ü? Berîre şu eva ı verdi:
— Hak Peyga er olarak se i gö dere yü e Allah adı a ye i ederi ki, Aişe nin he üz yaşı küçük olduğu da
ha ur yoğururke tek e aşı da uyur kalır. Evde esili koyu gelip Aişe nin hamurunu yer. Bundan başka e i kusur
ula ağı hiç ir şey ke disi de gör edi . “o ra o gü Hazreti Peyga er hut e oku ak üzere i ere çık ış ve
bütün, cemaate hitab ederek:
En önce bu iftiraya cür et ede
ü afıkları aşı A dullah i Ü eyy i “elül aleyhi de söz söyle ekte beni mazur
tutunuz, buyurdu, sonra yine söze devamla:
Aile hakkı da fe a halde iftira ile a a eza ve efa ede ki seye karşı a a yardı ede ek içi izde ki dir? Be ,
Allah a ye i ederi aile hakkı da hayırda aşka hiç ir şey gör edi ve duy adı . Bir de o iftira ılar “afva a da
isnadda bulundular. Vallahi o u hakkı da da hayırda aşka ir şey gör edi ve duymadı . Be i evi e ve aile i
ulu duğu se te u ada a ak e i le era er uğra ıştır. buyurdu.
Bunun üzerine Evs kabilesinin reisi Sa d i Muaz ayağa kalkıp: —Ey Allah ı ‘esulü, size yardı ede ekleri iri isi
e i . Eğer u yolda size eziyet ede ki se izi ka ile iz ola Evs kabilesinden ise, onun boynunu vururum. Yok,
eğer izi Hazreç kardeşleri izi ka ilesi de ise, ize emrediniz. Ne gerekirse o işi yapalı de iş. Fakat u defa
Hazreç kabilesinin reisi Sa d bin Ubade nin bu sözler aşiret duygusu a doku arak, her e kadar ke disi iyi ve kamil bir
ki se idiyse de, i sa lık gereği he e ayağa kalkıp “a d bin Muaz a karşı son derece öfke ile:
— “e ya lış ko uştu . Vallahi izi Hazreç ka ilesi de ir ferdi öldüre ezsi ve o u öldür eğe gü ü , yet ez,
dedi.
Sonra Sa d i Hudayır adı da ir ada ayağa kalkarak Sa d bin Ebi Ubâde ye sert bir cevap verdi:
— “e ya lış söyledin. Vallahi Peygamber emrettikten sonra hangi kabileden olursa olsun onu öldürürüz. Hem de sen
gerçekte
ü afıksı ki, ü afıklar taraftarı olup izi le ü adele ediyorsu , dedi. Böyle e Evs ve Hazreç ka ileleri
ir irleri i suçlayarak kavgaya tutuştular. Hatta ir irleri e saldırır oldular. “o ra Hazreti Peygamber minberden
i erek iki tarafı yatıştırdı. Hazreti Peyga er de u ko uda artık aşka bir şey uyur adı.
Hazreti Aişe deva la a latır: Be u olup ite leri de duydu . Artık üs ütü fe alaştı . Ge e gü düz göz yaşı
dök ekte idi . Bütü ge eler gözleri i uyku tut uyordu. Bu şekilde ir gü iki ge e ağladı . Muhakkak surette
iğeri i parçala a ağı ı sa ıştı . Be u ızdıra hali de ike a e ve a a
ulu duğu odaya girip ya ı a
geldiler. îkisi de oturdular. Be yi e deva lı ağlıyordu . Dışarda E sar da ir kadı ya ı a gelip görüş ek üzere
e de izi istedi. Be de izi verdi ve gelsi , dedi . O kadı gelip oturdu ve o da e i le ağla ağa aşladı. Biz u
halde ike , Hazreti Peyga er teşrif uyurarak odama girdi ve oturdu. Hâlbuki a a u iftira edildiği gü de u gü e
kadar asla ya ı da otur a ıştı. Bir ay ekledikleri halde, hakkı da herha gi ir îlâhî vahiy i e işti. Hazreti
Peyga er ö e ya ı da Allah a ha d ve se a etti. Şehadet keli esini getirdi. Sonra bana:
Ey Aişe! Gerçekte se i hakkı da a a şöyle şöyle sözler ulaştı. Eğer se u iftirada eri isen, muhakkak surette
Allah Teâlâ Hazretleri se i yakı da te ize çıkara aktır. Şayet se u ul adık şekilde öyle üyük ir gü aha yaklaştı
ve ulaştı ise tev e ve istiğfar ederek Allah ta
ağfiret dile. )ira ir kul, Allah a karşı gü ahı ı itiraf eder de
arkası da , tev ede ulu ursa Allah Teâlâ Hazretleri o kulun tevbesini kabul eder, buyurdu. Bu sözü Hazreti
Peygamber tamamlar tamamlamaz öfkemden gözyaşları ta a e kesildi. O hale geldi ki, gözleri de ir da la yaş
hissetmez oldum.
Ba a a hita e : Be i tarafı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e cevap veriniz, dedimse de babam bana:
— Kızı , vallahi, ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e karşı e söyleye eği i bilemiyorum, dedi. Sonra valideme
dönüp:
— “e ari e i tarafı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e cevap ver, dedim ve o da ay ı şekilde:
— Vallahi kızı , Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e karşı ne söyleye eği i bilemiyorum, dedi.
Be he üz ge ç ir kadı dı ve Kur an dan ezbere okuya ildiği fazla değildi. Hazreti Peyga ere, a a ve a a a
karşı dedi ki: Be şüphesiz iliyoru ki, siz i sa ları söyledikleri i işitti iz ve di ledi iz. O sözler artık sizi
zihi leri izde yerleş iştir, u sözü tasdik et işsi izdir. Be size uhakkak u işte eriyi , de iş olsa , u sözü de
siz beni doğrula aya aksı ız. Hâlbuki Allah Teâlâ Hazretleri gerçekte e i
u işte eri olduğu u iliyor. Allah
Teâlâ bunu ilirke u suçu itiraf et iş olsa , siz he e sözü ü ka ulle e eksi iz. Vallahi e i le sizi , duru u uza
ü asip ir ör ek ula adı . A ak Hazreti Yûsuf Aleyhisselâm ı a ası ı Artık benim yapa ile eği tek şey
güzel e sa ırdır. “öyledikleri ize karşı da, yardı ı a sığı ıla ak a ak Allah dır. sözünü bulabiliyorum. (Yûsuf sûresi:
ayet 18)
“o ra yatağı ı üstü de ö ür tarafa dö dü . İçi deki i a ç şu idi ki, uhakkak Allah Teâlâ e i u iftirada kurtarır
ve te ize çıkarır. Fakat e i hakkı da Allah Teâlâ Hazretleri i ayet i dire eği aklı da geç edi. Çünkü kendimi
Kur an da a ıl aya lâyık gör üyordu . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri elki e i te ize çıkara ak
ir rüya görür ve öyle e Allah e i o iftirada kurtarır diye sağla
ir i a ı vardı. Vallahi Hazreti Peyga er
otur uş olduğu yerde ayrıl ada ve ev halkı ızda da hiç ki se yeri de kı ılda ada efe di ize Allah ı vahyi
geldi ve vahyi gelişi deki hal, Hazreti Peyga erde elirdi. Hatta o gü , kış olduğu halde ü arek yüzlerinden inci
ta eleri gi i ter ak ağa aşla ıştı. Hazreti Peyga erde o vahiy hali açılı a, gülü seyerek ilk söylediği söz şu oldu;
Ya Aişe! Allah Teâlâ Hazretlerine hamd et: Allah seni (iftira ve buhta da te ize çıkardı.
“o ra a e
a a dedi ki, kızı kalk da Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e teşekkürleri i arz et. Be a e i
u sözü e karşı:
— Vallahi, bu hususta yüce Allah ta aşka hiç ir ki seye şükür et e ve u teşekkür içi Hazreti Peygamberin
ya ı a da gitmem, dedim. Allah Teâlâ: Aişe ye iftira ha eri i getire ler, içi izde
ü afık ir zü redir... (Nur
sûresi: ayet
eali deki ayeti keri eyi i dir işti.
Hakkı da öyle Kur an ayetleri inince, babam Ebû Bekir evvel e fakirliği ve akra alığı olduğu içi teyze ço uğu
Mıstah a yap akta olduğu yardı ları kes ek isteyerek, ade ki Mistah, kızı Aişe hakkı da yapıla iftiralara
katıl ıştır, u da öyle asla o a ver e diye ye i etti. Fakat u u üzeri e: İçi izde fazilet ve servet sahibi
olanlar, akrabalara, yoksullara, Allah yolu da hi ret ede lere ir şey ver e ek üzere ye i et esi ler. O ları
kusurları ı affedip ağışlası lar. Allah ı sizi ağışla ası ı sev ez isi iz. Allah Gafûr dur. Rahîm dir. (Nûr sûresi:
ayet 22) mealindeki ayeti kerime indi.
Bû ayeti kerime nazil olunca. Ebû Bekir:
— Evet, ya ‘a ! Vallahi se i ağışla a ı ve ağfireti i isteri , dedi ve evvel e olduğu gi i Mistah a ola yardı ı ı
devam ettirdi.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e i hali i araştır ak üzere pak zev eleri de )ey e i ti Cahş a sor uştu:
Aişe hakkı da e a ladı , o da e gördü ? Zeyneb: — Vallahi, e kulağı ı ve gözü ü, gör ediği ve işit ediği
şeyde sakı dırır, koruru . Vallahi, Aişe hakkı da hayır ve iffette aşka ir şey il iyoru , de iş.
Hazreti Peyga eri pâk zev eleri arası da )ey e her yö de a a reka et ede , e i le de kleş e iddiası da
ola ir kadı ike , o u sahip olduğu takva se e iyle Allah o u u iftiraya katıl akta koru uştu.
Hoş ir hikâye:
Bir hıristiya la ir Müslüman, araları da di ler hakkı da ü azara ederlerke , Hıristiya , Müslü a a:
— “izi , peyga eri izi zev esi Aişe, kolye düştü, diyerek aha e edip kafilede geri kaldı. Sonra Safvan ile
Peyga eri huzuru a a a a e yüzle geldi? de iş. Müslü a da o a şu eva ı ver iş:
— Ba asız ve ko asız olarak ku ağı a ço uğu u Hz. İsayı alıp kav i e gele Hazreti Merye i yüzü gi i ol ası
tabiîdir. Siz kendi dininizde Hazreti Meryem i eraatı a i a dığı ız gi i, iz de Kur an ı Keri i açık eya ı ile Hazreti
Aişe i eraatı a i a ırız. Böyle i a aya ki se, di i izde değildir. O u Müslüman say ayız.
723- Ebû Bekre (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru da ir ki se ir ada ı övü e Hazreti Peyga er o a şöyle
buyurdu:
Yazıklar olsu sa a! Arkadaşı ı oy u u kırdı , arkadaşı ı oy u u kırdı ! Bu sözü ir kaç defa tekrarladıkta
sonra buyurdular
“izde her ki , di kardeşi i utlaka öv esi gerekiyorsa ve övgü sıfatı ı da o da ev ut olduğu u iliyorsa şöyle
desi : Fala ayı iyi sa ıyoru ; iç yüzü ü Allah ilir ve e Allah a karşı hiç ki seyi tezkiye ede e . A ak o u
şöyle ve şöyle olduğu u sa ıyoru desi . Kesi olarak şöyledir, öyledir de esi . Çü kü he o ki seye ki ir ve gurur
gelir, he de o u so u u e ola ağı ı ancak Allah bilir.)
Mütercim:
Bu hadîs-i şerife daya arak îmam Azam ile İ a E û Yûsuf Hazretleri de işlerdir ki, şahidleri gizli tezkiyesi de ir
kişi i tezkiye et esi yeter; fakat iki ki se ol ası daha iyidir.
Şafii ve Maliki mezhebleri de ve İ a Muha
ed e göre, şahidlikte olduğu gi i, tezkiye ede leri de e az iki kişi
ol ası gerekir. Açık tezkiyede ise, ittifakla şahidlerde olduğu gi i, e az iki kişi ol ası lazı dır.
724- Abdullah da ‘.A. rivayet edil iştir:
Bir kimse yemin edecekse, Allah a yemin etsin; yoksa sussun, yemin, etmesin.
Mütercim:
Hüküm sebeplerinden biri de yemin etme yahut ye i de kaçı adır. Şöyle ki: Dava ı, davası ı ispat et ekte a iz
kaldığı takdirde, o u isteği ile davalıya ye i teklif edilir.
Bir de, hası larda iri e ye in verdirile eği za a , vallahi, illahi, tallahi diye Allah ı adı a ye i verdirilir. Böyle
haklarda yemin ancak hâkim i huzuru da olur. Başkası ı huzuru da ye i de kaçışa iti ar edil ez.
Bir kimse mahkeme dışı da sözünü kuvvetlendirmek için yemin etmek isterse, yine Allah ı adı ı yahut yü e sıfatı ı
a arak ye i et elidir. Vi da ı a ye i ederi veya gü eşe ve göğe ye i ederi gi i şeylerle, gözü kör olsu
gibi sözlerle yemin etmemelidir.
Bir de, şart olsu , talak olsu , evladı ı aşı a, evladı ı hayrı ı gör eyeyi gi i sözlerle ye i hara değilse de
mekruhtur. Yine Kâbe i Muazza a hakkı içi , diyerek ye i et ek de eşru değildir. Fakat Mısır ve Hi az da umumi
ir adet ol uş, i sa ları çoğu Lâ ve e iyyi = Peyga er hakkı içi öyle değildir diyerek yemin ederler. Bir yönden
Hazreti Peyga ere hür eti gerektiriyorsa da, diğer tarafta u hadîs-i şerifle yasakla ış ola kıs a düşül üş
olunuyor.
Ce a ı Hak, Kur a ı Kerim de; gü eşe, aya, kuşluk vakti e, göğe ve yere ye i uyur uş ise de, u a ıla ları
özellikleri i i sa lara ildir ek hik eti e ağlıdır. Allah Teâlâ yaptığı da soru lu ol az. Hatta azı araştır a ı
âlimler ve edibler bu kelimeleri Türkçeye tefsir ederke ; Be azi uşşa gü eşi severi , ayı severi gi i yoru larla
tefsir ederler. E doğrusu u Allah ilir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-459
“ULH BAH“İ
725- Ümmügülsüm binti Ukbe de ‘.A. rivayet edil iştir:
i sa ları arası ı ul ak içi hayırlı sözü akledip araları da yaya yahut hayırlı söz söyleye ki se yala ı değildir.
Mütercim:
İ sa ları arası ı ul ak veya eşru ir işi yürüt ek içi gerektiği de yala söyleye ki seye, o söylediği yala da
dolayı gü ah yoktur; çü kü üç yerde yala söyle ek aizdir ve diğer sahih hadislerle sabittir.
1 — Harp hali de düş a a karşı, — Bir irleri e dargı ola ları arası ı düzelt ek içi , — Araları da düş a lık ve
ayrılık ol ası diye ko a ı karısı a karşı söyle esi. Bu üç yerde yala söyle ek, kesi delil ile sa ittir. Fakat tevilli
yalan söyle iş olursa daha uygu düşer.
Bir de iki kötülükte iri i yap ak zarureti ortaya çıkarsa, bunlardan hafifini yaparak büyük kötülükten korunulur. Bu
ir fıkıh kaidesidir. Çü kü zaruretler, yasak ola şeyleri u ah kılar. Bir de u u a zarar ver eyi ö le ek içi kıs i
zarar ihtiyar edilir.
726- Sehl bin Sa d (R.A.) der ki:
Ku a halkı ke di araları da kavga et işler; hatta ir irleri i taşla ışlardı. Bu ha er Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem e ulaşı a, Hazreti Peyga er ir kısı asha a:
Haydi irlikte gideli , o ları arası ı ulalı buyurdu.
Mütercim:
Sonra bizzat Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem giderek Kuba halkı ı ir irleriyle arıştırdı. A laşılıyor ki, fit e ve
fesadı gideril esi ve duru u düzeltil esi e kuvvetli ir ihtiyaç duyulursa, izzat devlet reisi i teşrifi lâzı dır.
727- Berâ bin Âzib (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri hi reti altı ı yılı da zilkade ayı da u re ha ı yap ak iyeti ile
ihrama girdi. Mekke ye yakı Hudey iye adı daki yere varı a, Mekke halkı o yıl içi Hazreti Peyga eri Mekke ye
gir esi i e gellediler. Bu yıl değil de, gelecek yıl yi e zilkade ayı da Mekke de üç gün kalmak ve dördüncü günü
Medi e ye dö ek şartı ile Mekke lileri sulh teklifi i hik et i a ı ka ul uyurdular. Yapıla ak sulh a dlaş ası ı
yazmak için Hazreti Aliye emrettiler.
iş u a dlaş a Allah ı Peyga eri Muha
ed i yap ış olduğu sulh et idir. diye yaz aya aşlayı a, Mekke
üşrikleri i elçisi u a razı ol adı ve: — Biz senin Allah peygamberi olduğu u ilsek, se i Mekke ye girmekten
alıkoy azdık, diye Hazreti Peyga ere karşı dire erek Allah ı peyga eri sözü ü kaldırıl ası ı ve o u yeri e,
Muha
ed i A dullah, yazıl ası ı istedi. Bu itiraza karşı Hazreti Peyga er:
Ben hem Allah ı Peygam eri he de A dullah ı oğlu Muhammed im, uyurdu. “o ra Hazreti Ali ye hitab ederek:
Resûlullah kelimesini sil diye hitabetti. Hz. Ali yemin ederek, vallahi ya Resûlallah ben senin Resûlullah ismini asla
silemem, dedi.
Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem o a dlaş a kâğıdı ı izzat ü arek eliyle alıp: iş u a dlaş a,
Abdullah ı oğlu Muha
ed i hükü ve i zası ı taşıya sulh â edir, diyerek yazdı. Daha ö e yazı yaz azlarke ,
u defa u ize olarak yazı yazdı. Yahut aşkası a yazdırdı da söylenebilir. Sonra andlaş a ı
addeleri şöyle tespit
edildi:
1- “ilâh a ak kı da olduğu halde Mekke ye girilecek.
2- Peyga ere ağlı olupta Mekke de bulunanlardan Medine ye git ek isteye olursa hiç ki seyi alıp
götüremeyecektir. Ayrı a ada ları da Mekke de kal ak isteye lere e gel ol aya aktır.
O se e u şekilde sulh yapılarak Medi e ye dö üldü. Ertesi yıl yi e zilkade ayı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hazretleri asha ı kira ile Mekke ye vardılar. Üç gü geçtikte so ra, Mekke halkı Hazretleri Ali ye müracaat
ederek, artık sözleş e şartları a göre Mekke de kal a üddeti so a erdi Arkadaşı a peyga ere söyle Mekke den
çıksı , dediler. Sonra Mekke de çık ak üzere yola koyuldular. Mekke i dışı a çıkıp giderlerke ir de Hazreti
Hamza ı küçük kızı Hazreti Peyga ere:
— A a! A a!... diye sesle erek ize yetişti. Hazreti Ha za, ay ı zamanda Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in
süt kardeşi idi. O u içi kız ağız o a: A a! A a... diye sesle işti.
Hazreti Ali, he e ço uğu alarak zevcesi Fatı a ı ulu duğu deve üzeri deki hevde e koydu ve ha ı ı a da: Bu
a a ızı kızı ı alı ız, era eri izde Medi e ye götürü üz. Deva lı ya ı ızda kala ak, dedi. Fakat Medi e ye varı a
u kızı ya ları a al ak hususunda Hazreti Ali, Hazreti Zeyd ve Hazreti Cafer iddialaştılar. Hazreti Ali, u e i
a a ı ı kızıdır diye iddia ederek ço uğu al ak istiyordu. Bu u ter iye hakkı a a aittir, diyordu.
Hazreti Cafer de: Bu ço uk e i de a a ı kızı oldukta aşka ço uğu teyzesi e i zev e dir, diye iddia
ediyordu. Hazreti Zeyd de, Hazreti Hamza şehit olmadan önce, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hayretleri Hamza
ile Zeyd i dü ya ve ahiret kardeşi yaptığı da u kardeşliği ileri sürerek ço uğu ya ı a almak istiyordu. Kardeşi i kızı
olduğu içi o a ak ak a a, düşer diyordu. Bu şekilde Hazreti Peygamberin huzurunda muhakeme edildiler. Sonra
Hazreti Peygamber:
Bir ço uğu teyzesi, a esi yeri dedir; o u içi kızı Cafer e teslim ediniz! diye hükü verdi. Fakat o ları u
iddiaları da dolayı e u kalarak o ları sevi dire ek şekilde taltif ederek Hazreti Aliye:
Sen, bendensin ve ben de sendenim, (ikimiz bir vücud gibiyiz) dedi. Cafere de; Gerek yaratılış akı ı da ve
gerekse huy akı ı da se a a e ziyorsu . buyurdu.
Zeyd e ise: Se izi kardeşi iz ve evla ızsı , diyerek onu da taltif buyurdu.
Mütercim:
Müçtehitler, bu hadîs-i şerifte , ir ço uğu teyzesi, yakı lık hususu da halası da ö e gele eği hük ü ü
çıkar ışlardır; çü kü o ço uğu halası ulu a A dul üttali kızı “afiyye o anda orada idi. Buna teslim edilmeyerek
teyzesi e tesli edil iştir. O halde, ir ço uğu a e tarafı da ola ha ı lar ço uğa ak akta, a a tarafı da ola
akrabaya tercih edilirler.
Bir de, Peygamber Sallallahu, Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Hazreti Ali ye: Resûlullah sözünü sil, de işke , Hazreti
Ali nin:
— Vallahi, o u sil e , de esi, Peyga eri e ri e
uhalefet ol ayıp
üşrikleri e taviz ver eyerek
peyga erliği i ilâ et ek az i de ileri geliyordu. Niteki Hazreti Ebû Bekir e de mihrabda dur ası içi
e ret işlerke , ede e uyarak geri çekil işlerdi. Bu u içi Hazreti Peyga er, Hazreti Ali nin o kelimeyi
silmediklerine gücenmediler.
Bir de aşka rivayetlerde, Ya Ali! O kelime nerededir, bana göster de ben sileyim. diye akil vardır. Hazreti Ali de
gösterdi ve Peygamber bizzat kendi mübarek eliyle onu sildi, yerine Abdullah ı oğlu ü lesi i yazdı, yahut yaz diye
emretti. Çünkü Hazreti Peyga er Ü
i idi, oku azdı ve yaz azdı. Kur a ı ise kita da değil ez ere okurdu. Başka
yerde öğre iyor, de esi ... Bir kıs ı da de işlerdi ki, ü
î ola ki se, ir iki keli e yazar. Bu hal ol ağa e gel
teşkil et ez.
Bir de öyle ağır şartlarda sulh yapıl ası, ir çok hik et ve aslahatlara ağlı idi. Bu hik etlerde irisi de, ertesi yıl
hiç bir kimsenin burnu kanamadan emniyet ve güven içinde Mekke ye gidip u re ha ı ı ta a la ış ol aktı ki,
aslı da u Hudey iye seferi de Hazreti Peyga eri rüyası se ep ol uştu. Ha işleri ta a la dıkta so ra ki i
aşı ı saçı ı tıraş etti ve ki i de kısalttı ve öyle e ihra da çıktılar. “elâ et ve e iyet içinde Medine ye döndüler.
Bir iki yıl so ra da ka dökül eksizi küçük ir harp a evrası ile Mekke ta a e feth edildi. Daha i e fetihlere
se ep oldu. İşte u ları hepsi, adı geçen andlaş a ı güzel so uçları dan ve üstün meyvelerinda sayılır. Bu, sırf ir
akıl ve daha üstü lüğü de değil, Peyga er u izesi de olduğu Fetih sûresi i i esiyle a laşıl ıştır. Bu u gerçek
akıl ve irfa sahipleri takdir ederler. Hatta a dlaş adaki ağır şartları ka ulü de dolayı azı itirazlar ol uş ve Hazreti
Ömer gibi azı saha i, so rada yüz i kere piş a olarak tev e ve istiğfar et işlerdir. Niteki
u da so raki altı ı
hadiste ge işçe açıkla a aktır.
728- Ebû Bekre (R.A.) der ki:
Bir gün Hazreti Peyga eri i erde, ya ı da toru u Hazreti Hasa olduğu halde gördü . Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem arada bir cemaate döner bakarlar, arada bir de Hazreti Hasan a akarlardı. Bir ara Hazreti Hasa ı
göstererek:
Bu e i oğlu , seyyiddir. Allah ta ümid ederim ki, onun sayesinde Müslümanlarda iki üyük toplu , araları da
uzlaşa aktır.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi
u izesi i so rada
eyda a çıktığı herkesçe biliniyor. Çünkü Hazreti Hasan ı
a ası ola
müminlerin emiri Hazreti Ali şehit olarak vefat ettikten sonra, Hazreti Ali ye ağlı kala Müslümanlar onun yerine
Hazreti Hasan a iat ederek hilafet aka ı a oturt uşlardı. Fakat daha ö e de Hazreti Ali ye muhalefette bulunan ve
Şa da Hazreti Muaviye ye ağlı kala lar Hz. Hasa ı hilafeti i ka ul et ediler. Bu u üzeri e her iki taraf, savaşa
hazırla arak iki üyük ordu hali de Medayi de karşı karşıya geli e, Hazreti Hasa , ke disi hilafete e münasip biri
olduğu halde ve e irleri altı da ulu a kırk i kişi Hazreti Hasa ı hilafeti uğru a a ları ı feda ede ekleri e ye i
et işlerke , sırf zühd ve takvası da dolayı ka dökül esi diye irtakı şartlarla a laş a yaparak hilafeti Hazreti
Muaviye ye ırak ıştı. “o ra Kûfe ye döndü ve daha sonra Medine ye dönerek orada ömürlerinin sonuna kadar
kaldılar. Şi di ziyaretgâhı, Bal ı ezarlığı da Hazreti A as ile ir yerdedir.
İşte Hazreti Hasa ir takı şartlarla iki İsla topluluğu arası da sulh yaparak üyük felâketi ö le iş olduğu da
Hazreti Peyga eri
üjdelediği Islahat gerçekleş iş oldu.
Şartlarda iri, Muaviye den sonra hilafetin Hazreti Hasan a terki idi. Ayrı a Hazreti Hasa a eş ilyo dirhe para ı
peşi olarak veril esi, Fars vilayeti de ola ir ölge i yıllık hara ı ı Hazreti Hasa a ırakıl ası gi i daha azı
şartlar vardı. Fakat Hazreti Muaviye u şartları ir kıs ı ı yeri e getir işse de çoğu u yapa a ıştır.
Bir de karşılık taviz alarak hilafette çekil e i evazı u hadîs-i şerifte çıkarıl aktadır.
729- Hazreti Aişe ‘.A. der ki:
Hazreti Peygamber saadethanelerinde ike , kapıda ir ala ak davası yüzü de iki kişi i yüksek sesle ir irleriyle
ü akaşa ettikleri i işitti. Borçlu, or u ir kıs ı ı i diril esi i ve ir iktar kolaylık göster esi i ala aklıda
istiyordu. Ala aklı ise, Vallahi, yapmam! diye yeminler ediyordu. Bu u üzeri e, Hazreti Peyga er, evde çıkıp o iki
kişiye yaklaştı ve o lara şöyle uyurdu:
iyilik yap a
ala ağı da düşür e
diye Allah ı adı a ye i ede ha gi iz idi? Ala aklı gayet ah u ve
piş a olarak:
— Bendim, yâ Resûlallah! dedi, artık ha gisi i isterse yapsı . Sonra yarı yarıya a laştılar, diye rivayetler ol uştur.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-466
ŞARTLAR BAH“İ
730- Uk e i A ır dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Yerine getir e iz gereke şartları e layıkı kadı ları ke dinize helal kılarke
ikahlarke koşula şarttır. Nikâhda
kadı ı lehi e koşula şart, e ziyade gözetilip yeri e getiril esi gereke şarttır.
Mütertcim:
Ah ed Bi Ha el Hz de iştir ki, her e türlü şart olursa olsu , ikah akdi de edile şarta uyul ası va i tir. Diğer
müçtehit âlimlere göre, ikah akdi i gereği e aykırı ol aya iyi geçi , afaka, giyi ve ika et gi i, ikahı gereği ve
aksadları ola şeyler şart kılı sa, u şartlara uyul ası va iptir. A ak geçersiz şartlara ağla arak ikah akdi yapıldığı
takdirde, u şartlara uyul ası gerek ez. Mesela i si ü ase ette ulu ul a ası şartı gi i. Bu şart ikahı
aksadı a aykırı olduğu içi geçersizdir.
731- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Bir bedevi, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i huzuru a gelip: “izde Allah rızası içi dava ı hak
üzere eti ele diril esi i ve hakkı da Allah ı kita ı ile hükü ver e izi istiyoru , aşka ir dileği yoktur, dedi ve
era eri de ulu a ir şahıstan hak talebinde bulundu. Fakat kendisinden daha bilgili ve ifadesi daha düzgün olan
davalı dedi ki:
— Evet, ya Resûlallah! Ara ızda Allah ı kita ı ile hükü veri iz; fakat olayı a lat ak ve ke di i savu ak içi a a
müsaade buyurunuz. Hazreti Peygamber i
üsaadesi üzeri e davalı şöyle a lattı:
— Be i oğlu , u ada ı işçisi ço a ı idi. Her asılsa, o u karısı ile zi a et iş ve a a ha er verildi ki, güya her
zi a ede , re i taşla öldür e ezası a çarptırılır ış ve e i oğlu a da re i gerekiyor uş. Bu duru da o lar
e i oğlu da dava ı ol ası lar diye, oğlu u kurtarmak içi yüz aş koyu ve ir de ariye vererek oğlu u
kurtar ıştı . Fakat sonra ben, âlimlere aşvurarak u eseleyi sordu . O lar a a, u işi şer î hükmünün böyle
ol adığı ı, he üz evli ulu aya oğlu a eza olarak yal ız yüz değ ek ile ir yıl sürgü gerektiği i söylediler. ‘e i
ezası oğlu a lazı gel eyip, u ada ı karısı a gerekiyor uş. Eğer gerçekte hükü
u ise, daha ö e u lara
ver iş olduğu koyu larla ariye i , a a geri verilmesini istiyorum.
Hazreti Peyga er şöyle uyurdular:
Nefsim kudret elinde olan Allah Teâlâ Hazretleri e ye i ederi ki, e , her iki izi arası da Allah Teâlâ
Hazretleri i kita ı ile hükü vere eği : Cariye ve koyu lar sa a geri verile ektir. “e i oğlu a yüz değ ek ezası
uygulanacak ve bir sene müddetle de sürgün edilecektir. Hazreti Peyga er, delillere veya suçluları ikrarına
dayanarak bu hükmü verdikten so ra, asha ı ileri gele leri de Ü eys ‘adıyallahu anh) Hazretlerine hitaben:
-Yâ Ü eys! Şu dava ı ı ha ı ı a gidi iz. Eğer zi ayı ikrar ederse, o a re i ezası uygula.
Sonra Üneys bu görevle giderek kadı ı ifadesi i aldı. Kadı şahid huzurunda suçu itiraf etti. Üneys Hazretleri de,
Hazreti Peyga eri e irleri üzere o kadı ı re i taşla a ezası a çarptırdı.
Mütercim:
)i a davası ı sakla ası ve ü kü olduğu kadar gizle esi eşru ike , araştır a açıl ası ı se e i, tarafları
ısrarları üzere ol uştur. “o ra suçluları defalar a ikrarları ile zi a suçu sa it olduğu da her iki tarafa da eşru had
eza uygula dı.
Eğer zi a ede ler, he üz evli değiller ise, Şafii mezhebinde bu hadîs-i şerifi zahiri ile a el edilerek, u lara yüz değ ek
vurul ası ve e az üç gü lük sefer esafesi ir yere ir yıl üddetle sürgü edil eleri gerekir hük ü e varıl ıştır.
Ha efî ezhe i de ise, yal ız u lara yüz değ ek vurul ası yeter. “ürgü
ezası ise, so raki uygula alarla
kaldırıl ıştır. Eğer zi a ede lerde herhangi biri evli ise yahut aşları da ir kez ikah geç işse, u gi ileri suçu
sabit olma halinde recmedilerek öldürülmeleri gerekir.
Gerçekte u re i
ezası açık ir hükü le Kur an da yok ise de, Hazreti Peygamberden tevatür yolu ile gelen
uygulamalar ile sabittir. Peygamber size ne getirirse, onu kabul edin
eali deki ayeti keri esi gereği e Allah ı
peyga erleri i e irleri e ve i raatı a uy ak lazı dır.
Hazreti Peygamber Kur an-ı Keri deki ayeti keri eye daya arak Bu zi a hakkı da uygula a ak yol ve hüküm, bekâra
yüz değ ek vur ak ve evliyi re et ektir, buyurdu. İşte bu hadîs-i şerifte vaki ola :
Nefsim kudret elinde olan Allah a ye i ederi ki, e sizi dava ızı Allah ı kita ı ile göre eği ve hük e
ağlaya ağı , demek, Allah o zina edenlere yol kılı aya kadar... (Nisa sûresi: ayet 15) mealindeki ayetle hüküm
vere eği de ektir. Çü kü Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem u husustaki şeriat yolu u, ekâra değ ek vur ak
ve evle işi taşla öldür ek şekli de tefsir et iştir.
Yahut azı âlimleri görüşü e göre Allah ı kita ı da
aksad, Kur an-ı Keri de oku uşu kaldırıla ve yal ız hük ü
baki kalan:
Evli erkek ve evli kadı zi a ettikleri za a Allah ta ir eza olarak uhakkak o ları re edi iz: Allah Aziz dir.
hakîm dir mealindeki ayettir.
Allah korusu , ir ki se şeyta a uyup zi a işlerse, o u hiç ki seye aç ayıp Allah ile ke disi arası da ırak alıdır.
Gerek hâkim huzurunda ve gerekse insanlar arası da ta a e i kâr et eli, tevbe ederek Allah ta
ağfiret
dilemelidir. Bu şekilde ölürse, ağışla ış ol ası u ulur. Fakat işlediği u suçu övü erek şurada urada yaya ak
olursa, ağışla aya suçlular arası a girer, u lar açıkta gü ah işleye lerdir. Bir hadîs-i şerifte u gi iler
ağışla a lar dışı da ırakıl ışlardır.
732- Hazreti Ömer (R.A.) der ki:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hay er Yahudileri e hita e şöyle uyurdu:
Allah sizi arazileri izde ıraktığı üddetçe iz de ahsulleri izi ir kıs ı ize ait ol ak şartı ile ırakıyoruz.
Yine Hazreti Peygamber, Hayber yahudileri de Hakîk Oğulları ka ilesi i reisi e hita e şöyle uyurdu:
Hayber de çıkarıldığı ve güçlü deve se i irkaç ge e gü aralıksız taşıdığı za a e yapa aksı ? (Sen ve sana
ağlı ola Hay er Yahudi leri bir zaman gelecektir ki, burada Şa a doğru uzaklaştırıla aksı ız.
Mütercim:
Gerçekten daha sonra Hazreti Ömer i hilafeti za a ı da adı geçeri Yahudi ler rahat dur adılar, e iyet ve düze i
ozdular, olaylar çıkardılar. Bu olaylarda iri de şu idi: Hazreti Ö er i oğlu A dullah, Hayber de bulunan arazisine
bakmak için Hayber e git işti. Ge e yat akta olduğu da da , eçhul şahıslar tarafı da uykuda ike aşağı atılarak
kolları ve a akları kırıl ıştı. Bu olay üzeri e Hazreti Ö er Medi e de i ere çıkarak cemaate hitab etti:
— Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hay er Yahudileri i ağ ve ahçeleri i elleri de al a ış, o ları arazileri
üzeri de ırak ıştı. Fakat akı ız, oğlu A dullah, Hay erde ulu a ke di arazisi e ak ak içi git iş ike
ge eleyi o u da da aşağı at ışlar, kol ve a ak ke ikleri de kırık ve çıkık var. Bizi orada Yahudilerde aşka
düş a ı ız ve suçlaya ağı ız ki se iz yoktur. “i di e kesi olarak Yahudileri orada çıkarıp Şa tarafı a sürgün
et ek, uzaklaştır ak fikrindeyim.
Hazreti Ö er i u şekildeki kesi kara ve sözleri yahudiler tarafı da duyulu a, Hakik Oğulları ka ilesi de ve
Yahudi lerin ileri gelenlerinden bir adam Hazreti Ö er i huzuru a geldi ve şöyle dedi:
— Ey müminlerin Emîri! Hazreti Peygamber, bizi böyle yerli yerimizde ırak ış ve yerleştir işke ve azı şartlarla
izi le a laş ışke , izi yurtları ızda asıl çıkarıp uzaklaştıra aksı ? Hazreti Ö er o a:
— “e hatırlıyor usu , evvelce Hazreti Peygamber bizzat size hitaben Bakalı ilerde Hay erde çıkarıldığı ve güçlü
deve se i irkaç ge e gü aralıksız taşıdığı za a e yapa aksı ? uyur uştu, eva ı ı verdi. Yahudi dedi ki: O söz,
Ebû l-Kası ı a a ir latifesi idi, gerçek değildi. “o ra Hazreti Ö er:
— Ey Allah düş a ı! “e yala söylüyorsu , dedi. “o ra Hay er Yahudilerini Hayber de çıkarıp Şa tarafı a sürdü;
fakat sahibi ulu dukları hur a ahçeleri karşılığı da al, deve ve gerekli eşyayı o lara verdi.
733- Misver bin Mahreme (R.A.) der ki:
Hudeybiye seferinde Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Mekke yolu üzerinde bir yerde bize şöyle
buyurdu:
Gerçek şu ki, Halid i Velid, Kureyş tarafı da izi harekâtı ızı keşfet ek içi irtakı süvarileri ile Ga ı
adı daki yerdedir. “iz yolu sağı ı tutu uz. Halid i
ulu duğu yö e git eyip doğruda Kureyş ordusu üzeri e
gidelim).
Ravi Misver devamla der ki: Vallahi, bizim ordumuzdan Halid i ha eri ile ol adı. Çok sonra bizim ordumuzun havaya
kaldırdığı siyah tozu görü e Halid süratle hayva ı ı koşturarak Kureyş ordusu a ha er ver eğe gitti. Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ordusu da ü kü olduğu kadar ir hızla Kureyş ordusu üzeri e ilerliyordu. Ordu uz,
sarp ve i işli yokuşlu ir yere vardığı za a , Hazreti Peyga eri Kasva adı daki devesi çöktü, kaldı. Askerler dediler
ki, Kasva huysuzlaştı, serkeş oldu. Hazreti Peyga er, şöyle uyurdu:
Kasva çökmez; onun böyle yolda çökmek adeti yoktur. Fakat Fili engelleyen (yüce kuvvet) onu engelledi. (Evvelce
Mekke yi yık ak içi gele ordudaki Fil i u işte e gelleye Allah, izi de orada kan dökmekten engelledi). Nefsim
kudret elinde olan Allah a ye i ederi ki, Kureyşî Ier, Allah ı
ü arek kıldığı Hare i şerife hür et hususu da a a
e kadar ağır şart koşarlarsa ka ul ede eği , u yolda o ları istediği i vere eği .
Sonra Hazreti Peygamber Kasva yi izzat zorlayarak yürüttü. “o ra orduyu, Kureyş i ulu duğu yö de çevirerek
Hudey iye yolu a saptı ve Hudey iye i yukarı kıs ı da çok az suyu ulu a ir kuyu u ya ı aşı da ko akladı. Bu
kuyu u suyu u herkes avuçla iç eğe aşladı. Az so ra ütü su çekil iş oldu. “o ra susuzlukta Hazreti Peyga ere
şikâyet ettiler. Hazreti Peyga er ok ahfazası da ir ok çıkararak o lara verdi ve u oku o kuyu u di i e koyu uz,
buyurdu. ashap da onu o kuyuya koydular.
Misver, der ki: Yüce Allah a ye i ederi ki, o a da kuyuda su fışkırdı ve taştı. Öyle ki, herkes kuyu u ke arı da
oturup su ka ları ı doldurarak yerleri e dö dü. Bu sırada Huza a kabilesinde irkaç kişi ile irlikte Bedil bin Varaka ElHuza î, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e geldi. Aslı da Huza â ka ilesi, Hazreti Peyga eri arkadaşları ve
güve ilir sırdaşları idi. içlerinden Müslüman ola ve ol aya ları hepsi Hazreti Peyga ere hiz et ederler,
Mekke deki olayları o a ha er verirler ve sadakat gösterirlerdi. Bu kez de yine iyi niyetle Bedii Hazretleri gelip: — Ey
Allah ı ‘esulü! Kâ b bin Lüey ve Âmir bin Lüey kabileleri, Hudeybiye i suyu e ol ola kuyuları ı çevresi e
ko dular. Bu lar ütü kavi ve ka ileleri ve hayva ları ile sizde ö e gelip u yeri tut uşlar. Harpte kaç ası lar
diye, kadı ları ı da era erleri de getirdiler. Şi di e o ları u yerde ırakıp geldi . Bu ları
aksadı, size karşı
savaş ak ve sizi Mekke ye sok a aktır.
Hazreti Peygamber Bedil e cevap olarak:
Biz hiç ki se ile savaş et ek iyeti üzere gelmedik; ancak biz umre niyeti ile ihrama girip tavaf, sa y ve tıraş işleri i
yaparak umreyi tamamlamak ve geri dönmek için geldik. Bununla beraber Kureyş kav i i
addî ve a evî kuvveti
çeşitli olay ve savaşlar yüzü de hayli kırıl ıştır. Bu duru da isterlerse, o lara ir üddet vereyi ve o larla şöyle ir
a laş a yapayı : Mekke üşrikleri e i le diğer ara ka ileleri i arası ı ser est ıraksı lar o larla yapa ağı
te aslara e gel ol ası lar . Eğer e o lara üstü gelebilirsem, Mekke liler de, bana teslim olan ve itaat eden insanlar
gi i ke di arzuları ile tesli olup itaat ederler. Eğer o kabilelerle yapa ağı savaşlarda üstü gelemeyecek olursam, o
zaman Mekke liler rahata kavuş uş ve e de kurtul uş olurlar.
Şayet Mekke liler, u şartlarda herha gi iri i ka ul et eye ek olurlarsa, a ı kudret eli de ola yü e Allah a
ye i ederi ki, u di uğru da o larla savaşırı , tâ aşı vü udu da ayrılı aya kadar, Allah yolu da savaşırı .
Elbette Allah Teâlâ Hazretleri Kur a ı Kerim i de verdiği ke di di i i yü elt e vaadi i gerçekleştirecektir. buyurdu.
Hazreti Peygamberin bu yoldaki beya ları ı di leye Bedil dedi ki; Ey Allah ı ‘esulü! Be , sizi u e irleri izi Kureyş
kav i e harfi harfi e te liğ ede eği . “o ra Bedîl, era eri dekilerle geri dö üp Kureyş ordugâhı a vardı ve ütü
Mekkelilere karşı:
— Ey Kureyş kav i! Biz, peyga eri ya ı da geldik ve çok tesirli sözler di ledik. Bu işittikleri izi di le ek
isterse iz, o ları ay e olduğu gi i size açıklayalı , dedi. Kureyş ordusu u azı ahilleri Bedil e karşı: — Senin, O na
dair vere eği ha ere ihtiya ı ız yok! dediler. Fakat Kureyş ordusu u akıllı ve ileri görüşlü kimseleri:
— Peki, peki. Ne işittinse haber ver, dediler. Bedil, Hazreti peyga erde işit iş olduğu e irleri harfiyye açıklayıp
onlara bildirdi. Sonra Urve bin Mes ud adı da ir zat Kureyş kav i e güzel ir ifade ile şu ları söyledi:,
— Ey topluluk! “iz e i
a a yeri de değil isi iz? O lar da, evet, iz se i a a yeri deyiz, dediler. Urve tekrar
sordu:
— Be sizi evladı ız yeri de değil iyi ? O lar:
— Evet, se izi evladı ız yeri desi , dediler. Urve:
— Be de hiç şüphele ir ve e i itha eder isi iz? dedi. O lar.
—Hayır, se de hiç ir şüphe iz ol az, dediler. “o ra Urve şöyle sözü e deva etti:
— Gerçek şu ki, u defa size yardı et ek üzere Ukâz ka ilesi i ta sefer er olarak u e ge davet et işti . “o ra
bunlar bu davetime gelmediklerinden ben bütün çoluk ço uğu la ve etrafı la size yardı et ek ve size ortak ol ak
üzere geldim; bunu biliyorsunuz, değil i? O lar hep ir ağızda :
— Evet, biliyoruz, dediler. Urve:
— Bu zat (Peygamber), size sulh teklifinde ulu uş. “iz o u ka ul ediniz. Bana da izin veriniz, gideyim ve bir kez de
o u la e ko uşayı , dedi. O lar da: — Peki, gidi iz, ko uşu uz! dediler. “o ra Urve, ya ları da ayrılarak Hazreti
Peyga eri huzuru a geldi ve ko uştu. Hazreti Peygamber, Bedil e söylediklerinin aynini tekrarladı. Urve, Hazreti
Peygamberin: Eğer Kureyş kav i gösterdiği yolu kabul etmeyecek olurlarsa, ölünceye kadar onlarla savaşa ağı ,
sözü e karşı dedi ki:
— Eğer kav i iz ola Mekke lileri kökü ü kazı ak iyeti de ise iz a a söyleyi iz, sizde ö e irçok liderler geldi
geçti; u ları içi de ke di soy ve ka ilesi i yok ede var ı?
Vallahi, içinizde azı şöhretli ki seleri gördüğü gi i, har hali de sizi ırakıp kaça ak azı ki seler ve çeşitli ka ileler
de görüyorum. Urve i u sözü e karşı, Hazreti E û Bekir ‘.A. sa redemeyerek kızdı ve o a çıkışarak dedi ki:
— Biz Allah ı ‘esulü ü ırakıp kaça ak ıyız? “e git kavmin Sakîf ı putu ola LÂT ı kıçı ı yala! Urve sordu:
— Bu sözü söyleye ki dir? E û Bekir olduğu eva ı ı aldı. “o ra şöyle ko uştu:
— Ah E û Bekir! Eğer daha ö e üzeri de karşılığı ı vere ediği iyilikleri ol ayaydı, el ette se i evapsız
ırak azdı . (Siz bana bir diyet hususunda evvel e yardı et işti iz, ahiliyet za a ı da a a o deve ver işti iz.
Eğer u u yap a ış olsaydı ız, e de sizi u sözü üze karşılık verirdi .
‘avi Misver der ki, Urve he Hazreti Peyga er ile ko uşur, he de ko uş a arası da, Hi az ara ları ı adetince
eliyle Hazreti Peyga eri
ü arek sakalla ı okşardı. Urve, Hazreti Peyga eri
ü arek sakalı a eli i her
uzattıkça, Hazreti Peyga eri koru ak içi ya ı aşı da zırh içi de ve kılı ı eli de dikile ve Urve nin yeğe i ola
Muğîre i Şu e, a ası a: “e i gi i üşrik ve kâfirlere, Hazreti peyga eri
ü arek sakalı a doku ak
yakış az, diyerek kılı ı ı ökçesi ile o a doku urdu. Bu harekete Urve i a ı sıkıldı ve aşı ı kaldırarak:
— Be i eli e kılı ı ı ötesi ile vuran kimdir? dedi. Ashab: —Yeğe i Muğîre dir, dediler. Urve yeğe i e uka ele
etti: — Ey gaddar! “e i ahiliyet za a ı da işlediği suçu taz i atı ı hâlâ öde ekle uğraşıyoru . Muğire İsla ı
ka ulde ö e “akîf ka ilesi de ir kısı arkadaşları ile Mekke de Mısır a giderken yolda sarhoş ol uşlar, araları da
kavga çık ış ve Muğire arkadaşları ı hepsi i öldürerek alları ı al ıştı. “o ra Medi eye geçerek İsla ı ka ul
et işti. Hatta Müslü a olurke u olayı da Hazreti Peyga ere a latı a şu eva ı al ıştı: “e de İsla iyet
iheti i ka ul ederi : fakat diğer öldür e ve yağ a işi e karış a , o u ka ul et e . Çü kü u işi savaş hali de
değil, sulh za a ı da yap ışsı . “o ra Urve, gözleri i asha ı kira a çevirerek o ları süzdü ve şöyle dedi:
— Bu asıl şeydir, u e tazi ve hür ettir? Vallahi, Peyga er ir tükürük tükürse utlaka o larda irisi i
avu u a düşer ve o u yüzü e ve derisi e sürer. Bir şey e retse hepsi irde davra ıyor. A dest alsa, o u a dest
suyu içi ir irleri i kıra ak oluyorlar. Ko uştuğu za a o u ya ı da ki sede çıt çık ıyor. “aygıları da ötürü
akışları ı o a dike iyor. “o ra Urve, ada ları ı ya ı a dö erek şöyle dedi:
— Ey kavim! Vallahi, e şi diye kadar elçi olarak irçok kralları , huzuru a çıktı : ‘û hükü dar Kayser in huzuruna
çıktı , Fars kralı Kisrâ ı , Ha eş hükü darı Ne aşi i huzurları a çıktı . Vallahi, Muha
ed i ada ları ı
Muhammed e gösterdikleri hürmet ve tazimi , haşiyesi tarafı da hiç ir krala gösterildiği i gör edi . Vallahi, ir
tükürük tükürse utlaka o larda iri i avu u a düşer ve o u yüzüne ve derisine sürer. Muham ed o lara ir şey
e redi e o u e ri i yeri e getir ek içi hepsi irde davra ıyor. Abdest alsa, onun abdest suyu için birbirlerini
kıra ak eze ek oluyorlar. Ko uştuğu za a o u huzuru da ki sede çıt çık ıyor. Bütü asha , hür etleri de
dolayı o u yüzü e ak azlar. Üstelik Muhammed size güzel bir sulh ve isabetli bir fikir beyan etti. Geliniz, siz bunu
ka ul edi iz Hakkı ızda hayırlı ve iyi olur. Ki a eoğulları ka ilesi de irisi, Kureyş kav i e hita e : — Siz beni
ırakı . Bir kere de Muha
ed i ya ı a e gideyi , dedi. O lar da: — Peki, gidi iz, dediler, u ada İsla
ordusuna gelirken Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Asha ı kira a hita ederek:
Şu gele ada , ha ve u re kur a ları a hür et ve tazi göstere ka ilede fala adır. Ya ları ızda ulu a işa lı
ne kadar kurban (hedy) devesi varsa, hepsi i o u gözü ö ü e yayı ız, salıveri iz, buyurdu. Ashap da ütü kur a lık
develeri i salıverdiler, o a gösterdiler ve ashapta çok ki seler tel iye getirerek Le eyk diyerek o u karşıladılar. Bu
gelen (Kinane li ada , asha ı ve kur a lıkları u hali i görü e şaşarak dedi ki:
— Sübhanallah! Kâbe de u ları alıkoy ak yeri de ir hareket değil. Hazreti Peyga erle ko uştukta so ra
Kureyş ordusu a dö dü ve dedi ki:
— Be , o ları ya ları da, u re ta a la dıkta so ra kesil ek üzere kur a lık (hedy) develer gördüm. Hepsi de
tas ala ış ve işaretle iş. Be i fikri e uyarsı ız, o ları Beyti şerifte alıkon ası ı doğru ul a .
Onlar: — Dur akalı , iraz daha düşü eli , dediler. “o ra ikrez adı daki ir şahıs da:
— Bırakı ız, ir de e gideyi , akayı . Dedi. O lar da; — Peki, gidi iz, akı ız. Dediler. “o ra Mikrez Müslümanları
ordugâhı a gelirke o u Hazreti Peyga er uzakta gördü ve şöyle buyurdu:
Bu gelen mikrez dir. Bu ise zali ve serkeşi iridir.
Sonra bu Mikrez gelip Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile ko uşurke Kureyş ordusu tarafı da sulh ve a laş a
yapıl ak üzere görevle dirile “üheyl i A ir uzakta gözüktü. Hazreti Peyga er asha a hita e :
Artık işi iz ir dere e kolaylaştı, buyurdu. Sonra Süheyl Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile ko uş aya aşladı:
O se e iki taraf ir irleriyle savaş a ak, taraflar e iyet ve güve liği koru ak, u yıl u rede vazgeçerek ertesi yıl
yine ashabla u re yap ak şartları ile ir a dlaş a et i yazıl ası a karar verildi. “o ra “üheyl: — Haydi kale , kâğıd
getiri iz. Ara ızdaki sözleş e et i i yazı ız dedi. Hazreti Peyga er, özel kâti i ola Hazreti Ali yi ya ı a çağırttı ve
ona hitaben: Önce Bismillahirrah a irrahi yazı ız, buyurdu. Fakat Sühely, ahiliyet i a çları a uyarak es ele i
u tarzda yazıl ası a karşı çıktı. Bu ‘ah a keli esi e sözdür, il iyoru . Eskide yaz ış olduğu uz gi i,
Bis ikellahü
e, diyerek yazı ız, dedi. Bu u da a ası, Allah ı ! “e i is i le aşları , de ektir. Asha , Süheyl in
u isteği e karşı çıktılar, iz es eleyi değiştir eyiz, dediler. Hazreti Peygamber, Hazreti Ali ye:
)ararı yok, Bis ikellahü
e, yaz, diye e retti. O da ay ı şekilde yazdı. “o ra ‘esûl-i Ekrem:
İş u A dlaş a, Allah ı peyga eri Muha
ed in uta ık kalarak imza ettiği... buyurunca Süheyl, Allah ı
peygamberi sözüne itiraz etti ve:
— Vallahi, senin Allah ı peyga eri olduğu a i a ış olsaydık, se i Kâbe yi ziyarette alıkoy azdık. Böyle
yaz ayı ız, A dullah ı oğlu Muha
ed diye yazı ız, dedi. Hazreti Peygamber:
Vallahi, siz beni her ne kadar tekzib etseniz de ben gerçekten Allah ı peyga eriyi ! dedi ve kâti e hita e , zararı
yok, Süheyl i istediği gi i: Abdullah ı oğlu Muha
ed, diye yazı ız, uyurdu. Nihayet o şekilde yazıldı. “o ra
Resûl-i Ekrem:
Ka beyi ziyaret edip tavaf et e ize a i ol a aları şartıyla... deyi e “üheyl u şarta da itiraz etti: Ara lar, ize
askı yapıldığı da söz ederler. Bu se e sizi Mekke ye ıraksak, ara lar ezdi de küçük düşeriz. Biz zorla istilâ edildik,
diye dedi-kodu yaparlar. Fakat gele ek yıl, istediği iz gi i, sizi içi Mekke yi üç gü
üddetle oşaltırız. Hiç ir zarar
ol aksızı u re işleri izi yaparak üç gü de so ra Medi e ye dö ersi iz, dedi ve o şekilde yazıldı. “o ra “üheyl ir
madde daha ilâvesini isteyerek:
— Sana bizden kim gelirse, senin dininden olsa bile, onu kabul etmeyecek ve bize geri vereceksin, dedi. Ashab:
— Şaşıla ak şey! Bir ada Müslüman olarak ize gel işke , iz o u asıl geri vere eğiz, üşriklere tesli ede eğiz?
olur şey i u? dediler.
Ashab bu halde iken, daha önce Mekke de İsla di i i ka ul ettiği de orada zi da a atıla ve ayakları a zi ir
vurula “üheyli oğlu E û Ce del, ir yolu u ulup zi da da kaçarak ayakları da zi ir olduğu halde ke di i İsla
ordugâhı a attı. Ba ası “üheyl, oğlunu görür görmez: — Ya Muhammed! İ za ede eği a dlaş a şartları da
iri isi uyarı a se i , u oğlu u a a geri ver e gereklidir; u u a a geri ver edikçe sözleş e et i e i za
koymam, dedi. Hazreti Peygamber,
“özleş e iz he üz i za edil edi, E û Ce del in geri verilmemesi gerekir). buyurdu. Süheyl:
— O halde, vallahi, se i le hiç ir hususta a laş a yap a , diye ye i etti. Yi e Hazreti Peyga er:
Haydi, o u a a ırak! buyurdu. Süheyl:
— Asla kabul edemem diye diretti. Hazreti Peygamber: Evet, bunu benim için kabul et! buyurdu. Süheyl:
— Asla kabul etmem, diyerek Israrı ı sürdürdü. Bu arada daha önce gelen ve Süheyl i arkadaşı ola Mikrez adı daki
şahıs:
— Biz u isteği izi ka ul ettik, Ebû Cendel i hükü , dışı ırakıyoruz, dedi ise de, yi e “üheyl eski i adı da ısrar etti.
Ba ası ı u kesi ko uş ası ı duya E û Ce del, i sa lar ortası da yüksek sesle:
— Ey Müslümanlar topluluğu! Be size Müslüman olarak gel işke , tekrar üşrikleri eli e tesli ediliyoru . Şu
e i
aşı a gele leri gör üyor usu uz? diye ağır aya aşladı. Gerçekte u zavallıya, daha ö e u di uğru a
çok işke e edil işti. Bu şekilde ağır ası da haklı idi.
Bir rivayette de Hazreti Peygamber ona:
İ şallah, yakı da Allah se i kurtara aktır; sa ret! diye uyur uştu.
Ömer bin Hattab Hazretleri der ki. Ben Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a vardı ve:
— Sen Allah ı gerçek peyga eri değil isi ! dedim. O da: Evet, Allah Teâlâ Hazretlerinin hak peygamberiyim,
buyurdu.
Ben tekrar sordum:
— Peki, biz hak din üzere, düş a ları ız ise atıl di üzere değil idirler? Efe di iz:
Evet, öyledir, buyurdular. Ben devam ettim:
— O halde dinimiz hususu da u küçüklüğü ede ka ul edeli . O ları her istedikleri i ede vereli ? Ba a şöyle
cevap verdiler:
Ben yüce Allah ı hak peyga eriyi . Be u işi yap akla Allah Teâlâ Hazretleri e isya et iş ol uyoru . Allah
Teâlâ benim yardı ı dır. Sonra ben sordum:
— “e , ize, yakı da Beyt-i şerife varıp tavaf ede eğiz diye ha er ver işti , değil i? Efe di iz cevap verdiler:
Evet, öyle e ha er verdi ? fakat vakti i tayi ederek he e u se e varıp tavaf ede eğiz, diyerek i ha er verdi ?
Ben de:
— Hayır, vakit tayi uyur a ıştı ız, dedim. Efendimiz Hazretleri:
Muhakkak sen Beyt-i şerife varıp oraya gire eksi ve o u tavaf ede eksi , ( u yıl ol asa, gele ek yıl tavaf ede eksi ,
buyurdular. Ben tekrar Hazreti Ebû Bekir i ya ı a dö dü ve dedi :
— Bu adam Allah Teâlâ Hazretlerinin hak peyga eri değil idir? Hazreti E û ekir:
— Evet, hak peygamberdir, dedi. Ben yine sordum:
— Biz hak üzere, düş a ları ız ise atıl yol üzere değil idir? Hazreti E û Bekir:
— Evet, öyledir: Dedi. Ben:
— O halde, di i iz hususu da ede u aşağılığı ka ul edeli , düş a ları ızı her istediği i yapalı ? dedi . Hazreti
E û Bekir, e i azarlar şekilde:
— Be hey adam! O kimse muhakkak ki, Allah Teâlâ Hazretlerinin Resûl-i Ekremidir, peygamberidir. Hiç bir zaman yüce
peygamber Allah a isyan etmez ve Allah Teâlâ Peyga eri i dai a yardı ısıdır. “e , he e Hazreti Peyga eri
devesi i dizgi i e yapış, öyle yersiz sözler ko uş a, o e uyurursa o a uy , dedi. Tekrar Hazreti E u Bekir söze
devamla:
— Vallahi, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, her hareket ve işi de hak üzeredir. Haydi git, dedi. Be
yine Hazreti Ebû Bekir e hitaben:
— Peki, Hazreti Peygamber Medine de bize : Biz Beyt-i şerife vara ağız ve Beyt-i şerifi tavaf ede eğiz, diye haber
ver e iş i idi? dedi . Bu soru a Hazreti E û Bekir şu eva ı verdi:
— Evet, ha er ver işti; fakat vakti i tayi ederek he e u yıl tavaf ede eğiz, diye i uyur uştu? Be de:
— Hayır, vakti i tayi et e işti, dedi . “o ra deva etti:
— Gerçekten sen Beyt-i şerife varıp o u tavaf ede eksi , dedi. Hazreti Ömer der ki:
Be i
u aşırı dere ede ko uş ada ve itirazda ulu a da dolayı so rada kefaret olsu diye sadaka, kur a
oruç ve köle azad et ek gi i iyi işlerde çok şeyler yaptı . Bu hadîs-i şerifi rivayet ede der ki:
Bu a dlaş a ı hazırla arak i za edilmesinden so ra Hazreti Peyga er, asha ı kira a hita e :
Artık kalkı ız, urada Hudey iye adlı yerde hedy kur a ları ı kesi iz. “o ra da aşları ızı tıraş edip u re ihra ı da
çıkı ız, diye buyurdu ise de, vallahi ashapta hiç ir ferd yeri de kıpırda adı, elki yü e Allah ta bir vahiy gelir de
u a laş a ozulur diye e re uy akta a ele et ediler . Bu e ri Hazreti Peygamber üç defa tekrarladığı halde yi e
hiç ki se ayağa kalk adı. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er, era erinde olan pâk zevcesi Ümmü Seleme ((R.A.)â)
validemizin ya ı a varıp asha ı kira ı u tutu ları ı a lattı. Ü
ü “ele e Hazretleri şöyle ko uştu:
— Ya Resûlallah, asha ı hepsi i sizi e ri ize uy aları ı ve öyle e kur a ları ı kes eleri i istiyorsa ız, şi di
he e çıkı ız ve ke di hedy kur a ı ızı kesi iz ve işi iz iti eye kadar o lara hiç ir şey söyle eyi iz. “o ra aşı ızı
saçı ı tıraş et ek içi ir er er çağırı ız. Ber er sizi tıraş etsin ve herkes görsün.
Ü
ü “ele e valide izi dediği gi i, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem çıkıp izzat ke disi kur a ı ı kesti ve u
kur a ı ı kesi eye kadar da o lara hiç ir söz söyle edi. “o ra er eri i çağırttı. Ber er de ü arek aşları ı tıraş
etti. Bu hali göre asha ı kira , he e kalkıp kur a ları ı kestiler ve ir irleri i tıraş et eğe aşladılar. Daha ö e
Hazreti Peyga eri e ri e uy ayı ge iktirdikleri de de piş a oldukları da kur a kes e ve tıraş ol a işleri de
çok a ele davra dılar ve ir irleri i eze ek şekilde sıkıştırdılar. Nihayet tıraş olarak ihra da çıktılar.
Sonra Hudeybiye mevkiinde iken, Mekke de daha ö e İsla dinini ka ul edip kâfirler içi de kal ış bulunan azı
Müslüman kadı lar, Hazreti Peyga eri gör ek ve Müslümanlarla Medine ye hicret et ek gayesi ile İsla ordugâhı a
geldiler. “o ra u ha ı lar hakkı da şu mealdeki ayeti kerime nazil oldu:
Ey i a ede ler! “ize, ü i kadı lar uha ir olarak geldikleri vakit o ları i tiha edi , gerçekte
ü i olup
ol adıkları ı deneyin) i a ları ı Allah sizde daha iyi ilir. De e e eti esi de ü i oldukları a ka aat
getirirse iz artık ke dileri i kâfirlere geri çevir eyi . Mü i kadı lar, kâfirlere helâl değildir. Kâfirler de ü i
kadı lara helal değildir. Bu u la era er kâfirleri , İsla ı ka ul ede kadı ları a ver iş oldukları ehri, o kâfirlere
verin. “izi o ü i kadı ları ikâh et e izde de, ehirleri i ke dileri e verdiği iz takdirde, üzeri ize ir gü ah
yoktur. İsla di i de çıka kâfir zev eleri izi ikâhı ızda tut ayı ; o lara verdiği iz ehri de geri isteyi . Kâfirler
de, (İsla ı ka ul ede ve size gele kadı ları a ver iş oldukları ehri istesi ler. Bu lar size Allah ı hük üdür,
ara ızda hükü veriyor. Allah Alî dir, Hâkim dir. (Mümtehine sûresi, ayet 10)
Mütercim:
Bu ha ı ları hi retleri i ka ul edilişi ve geri çevril eyişleri, adı geçe Hudey iye a dlaş ası ı hükmünü
oz a aktadır. Çü kü hi reti ka ul edil eyişi, erkeklere ahsustu. Erkekler İsla tarafı a geçtikleri takdirde o ları
Mekke deki üşriklere geri ver ek gerekliydi. Yahut u ayeti keri e ile hükü erkeklere has kılı dı da erkekler dışta
ırakıldı, diye de yoru yapıl aktadır.
Bu ayeti keri e i azil ol ası üzeri e, Hazreti Ö er, o za a a kadar ikâhı da sakla ış olduğu üşriklerde iki
zev esi i irde oşadı. Bu kadı larda iri i so ra Muaviye i E i “üfya aldı. Diğeri i de “afva i Ü eyye aldı.
Sonra Hazreti Peygamber bütün ordusu ve İsla ı ka ul ede o ha ı larla era er Medi e ye döndüler. O günlerde
Mekke lilerden Ebû Basîr isminde bir zat İsla ı ka ul ederek kaç ış ve Medine ye hi ret et işti. Hazreti Peyga ere
sığı a u ada ı uahede gereği e geri al ak içi Kureyş kâfirleri iki kişiyi Medi e ye gönderdiler. Bunlar Hazreti
Peyga eri huzuru a varıp uahede hükü leri gereği e E û Basîr in kendilerine teslim edilmesini istediler. Hazreti
Peyga er de a dlaş a uyarı a E û Basîr i o iki adama teslim etti. Onlar Ebû Basîr i alıp Medi e de çıktılar.
Medi eye yaklaşık olarak ir uçuk saat uzaklıkta ulu a )ül Huleyfe adı daki yere vardıkları za a era erleri deki
hurma azıkları ı ye ek içi orada ko akladılar. Araları da ko uşurlarke E û Basîr ir fırsat ularak o iki şahısta
iri i kılı ı ı kaparak o u öldürdü. Diğeri ise kaçarak Medine ye dö dü ve aşı a gele i Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem e a lattı. “iz e gel ol azsa ız, arkadaşı gi i e de E û Basîr tarafı da öldürüle eği , dedi. Az so ra
u u arkası da E û Basîr da geldi ve şöyle ko uştu:
— Vallahi, siz ey Allah ı ‘esulü, üzeri ize düşe i yaptı ız; çü kü siz a laş aya uyarak e i kâfirlere tesli ettiniz.
“o ra yü e Allah e i o larda kurtardı.
Hazreti Peygamber Ashaba hitaben:
Helak olası a, eğer o a yardı ede irisi olsa, har ateşi i alevle esi e se ep olurdu, buyurdu, Ebû Basir,
Hazreti Peyga eri
öyle ko uş ası ı duyu a, tekrar kâfirlere geri verile eği i sezdi ve orada kaçarak Şa
tarafı da de iz ke arı daki “eyful bahr isimli yere geçti. Orada oturdu. Ebû Basir i orada ulu duğu u duya
Mekkedeki E û Ce del üşriklerde kaçarak E û Basîr e katıldı. Yet iş kadar süvari arkadaşı ile geldiği de söyle ir.
Bundan sonra Mekke de İsla ı kabul eden herkes Seyful bahr mevki: nde Ebû Basîr e katıldı. Orada topla a İsla
topluluğu, ticaret için çıka Kureyş kerva ları ı vurur, alları ı yağ a ederdi. Şa tarafı a gide Kureyş ti aret
kervanları çok sıkı tıya düştüler. Bu saldırılarda kurtul ak içi Hazreti Peyga ere E û Süfyan elçi olarak
gönderdiler. Ebû Basîr in Medine ye arkadaşları ile çağrıl ası ı ve orada alı ası ı istediler. Bu a karşılık da,
sözleş edeki Mekke den kaçan Müslümanları geri çevrilmeleri şartı ı da kaldırıl ası ı teklif ettiler ve u yolda ri a
ederek erha et dileği de ulu dular. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Ebû Basîr e haber göndererek
Medine ye gel eleri i ve artık Mekke den Müslüman olarak gelenlerin geri çevrilmeyeceklerini bildirdi. Bunun üzerine
E û Basîr ile ütü arkadaşları Medi e ye geldiler, asha ı kira a karıştılar. “o ra Allah Teâlâ Hazretleri şu ealdeki
ayeti kerimeyi inzal buyurdu: O Allah ki, sizi Mekke vadisi de kâfirlere karşı zafere erdirdikte so ra, o ları elleri i
sîzde , sizi elleri izi de o larda çekti. Bir iri izle savaş adı ız . Allah ütü yaptıkları ızı görendir. (Fetih sûresi,
ayet
, Hudey iyede kâfirler, âhiliyet taassu u a kapılarak Hazreti peyga eri ü üvvetini ikrar etmeyip inkâr
ettiler. Besmelenin yazıl ası ı ka ul et ediler, müminlerin Kâbe yi ziyaret etmelerine engel oldular. O sene
Müslümanları Mekke ye gir esi i, şerefleri i çiğ eye ve gururları ı kıra
ir esele yaptılar. Bu şekildeki
tutu ları ı ayeti keri e i deva ı da Ce a ı hak Cahiliyet gayretleri diye vasıfla aktadır.
Bu ayeti keri e i i işi, ilk akışta E û Basîr olayı ile ilgili görülüyorsa da gerçekte u Fetih sûresi i tü ü,
Hudeybiye de a laş a yapıldığı gü ü ertesi ge esi azil oldu. Hatta Hazreti Peyga er orada şöyle uyur uştu: Bu
ge e a a ir sûre azil oldu ki, o sûre dü ya ve dü ya içi de ulu a larda daha hayırlıdır. Sonra da Fetih sûresini
aşta so u a kadar oku uştu. Niteki ileride Tefsir bahsinde açıkla a aktır.
15 Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-482
VA“İYETLER BAH“İ
734- İ i Ömer den (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
-Ya ı da vasiyet ede eği ir alı ulu a bir Müslüman içi , yazılı vasiyeti i ya ı da ulu dur ada iki ge e
geçir esi uygu ihtiyatlı ir iş değildir.
Mütercim:
Üzerinde hac ve zekât gibi Allah hakları ulu a yahut şahidsiz i sa hakları ola ki se i ke di alı da vasiyet
etmesi vacip ise de, diğer hayır ve hase at işleri içi
alı ı üçte iri de vasiyet et esi, dört ezhe e göre vacip
değildir; a ak sü ettir ve e dû dür. Fakat azı âlimlere göre bu da vaciptir; çünkü bu hadîs-i şerifi
et i de
geçe hak keli esi i görü üşteki a ası iti ar edilerek vasiyetsiz dura ki se haksız duru a düş üş ola ağı a la ı
çıkarıl aktadır. Hâlbuki dört ezhe i a ları urada geçe hak keli esi e, ted ir ve ihtiyat a ası ı ver işlerdir.
Böyle e vasiyetsiz dura ki se, ted irsiz ve ihtiyatsız hareket et iş ola ağı ı ka ul et işlerdir.
735- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir kimse Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize gelerek: “adaka ı e faziletlisi ha gisidir? diye sor ası
üzeri e o a şu eva ı verdiler:
“ağlıklı, ihtiraslı, ze gi liği u ar ve fakirlikte korkar olduğu halde verdiği sadakadır. “adaka ver eyi ge iktirip de
a oğaza daya ı a fala a şu kadar, fala a u kadar de e. Bu duru da al zate fala ı ol uştur. Bu ölü üzere
ola sözleri
yoktur.)
Mütercim:
“adaka ı e
suretiyle ölü
de sadaka ı
kıy eti yoktur; artık
al aşkaları ı ol uştur. “e i
u duru da dağıt aya kalkış a ı
ir
a ası
faziletlisi, sağlık hali de verile sadakadır. “o ra hastalık hali de verile dir. Daha so ra da vasiyet
de so ra verile sadakadır. Hayatta ike yaptırılan cami, medrese, mekte ve hastaha e gi i hayır işleri
e faziletlileri de sayıl ışlardır.
736- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Allah Teâlâ tarafı da Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine: Ey Resulüm! En yakı aşireti e (kabilen
ada ları a ihtarda ulu mealindeki ayeti keri e i dirili e, Kureyş ka ilesi i toplayarak o lara şöyle hitap ettiler:
Ey Kureyş topluluğu! “iz, ke di izi Allah Teâlâ da satı alı ız (Allah ı birliği e i a ederek ehe e aza ı da
a ları ızı kurtarı ız . Allah a karşı sizi için eli de ir şey gel ez. (O nun aza ı da sizi kurtara a .
Ey Abdi Menafoğulları! Allah a karşı sizi içi eli de ir şey gel ez.
Ey Abdülmuttali oğlu A as! Allah a karşı se i içi eli de ir şey gel ez.
Ey Allah ı Peyga eri i halası “afiyye! Allah a karşı se i içi eli de ir şey gel ez.
Ey Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem i kızı Fatı a! Malı da e dilerse e de iste. Allah a karşı se i içi
yapa ile eği
ir şey yoktur.
Mütercim:
Bu olay Mekke de geçtiği e göre, E û Hureyre bu hadîs-i şerifi aşkası da işiterek Mürsel olarak rivayet et iştir,
deniliyor. Yahud, bu ayeti keri e i i esi de so ra, Hazreti Peyga eri , yakı ları a ihtarda ulu ası ayrı ayrı
vakitlerde iki defa ol uştur. Birincisi, Mekke de iken Ebû Leheb e varı aya kadar ütü akra ası ı “afa adı daki yere
toplayarak ol uştur. Orada yapıla te liğ ve ihtarda E û Lehe fe a halde öfkele iş ve Peyga er Sallallahu Aleyhi
ve Sellem e kötü sözler söyle işti. Bu u üzeri e Ebû Leheb in elleri kurusun (helak olsun) mealindeki Tebbet sûresi
nazil oldu. Tabii ki bu olayda Ebû Hureyre ulu a ıştı. İki isi, Medi e de İslâ ı ka ul et iş ola akra a ve
yakı ları ı toplayarak yi e iri i şekilde o lara ihtarda ulu uştu, de il ektedir.
Allah a karşı sizi içi eli de
ir şey gel ez. de ek, Allah korusu , kötü ir akı etle ahirete göçüp azaba
tutulursa ız, e sizi kurtara a de ektir. Yoksa Hazreti Peyga eri
ü minlere ahirette şefaatçi ola ağı kesi likle
sabittir.
737- İ i Ö er ‘adıyallahu Anhum) der ki:
Babam Ömer (R.A.) Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i za a ı da, Medi e şehri i karşısı da Hay er
arazisi de “e ğ adıyla ili e hur a ahçesi i sadaka olarak ver ek istedi. Bu maksadla Hazreti Peygambere gidip:
— Ya Resûlallah, elime gayet nefis ve kıy etli, ir al hur alık geçti. Allah rızası içi o u sadaka olarak ver ek
istiyoru . Bu u e şekilde sadaka vereyi ? dedi. Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Malı aslını; satıl a ak hi e edil e ek ve varislere de i tikal et e ek, a ak ahsulü dağıtıl ak şartı ile sadaka
vakıf yap.
İ i Ö er der ki: “o ra Hazreti Ö er, o şekilde arazisi i vakfetti. Şi di o ahçe i geliri de ö elikle Allah yolu da
cihâd edenlere, sonra kölelikten kurtulmak için borçlanan kölelere, yoksullara, misafirlere, yolda kal ış uhtaçlara ve
ay ı zamanda akra a ve yakı ları ızda
uhtaç ola lara verilir. Bir de u vakfı
ütevellisi, kaza ç sağlamayarak ve
hududu aş ayarak u ahçe i meyvelerindan yiye ilir, dost ve arkadaşları a da yedire ilir.
Mütercim:
Hz Peygamber zama ı da ilk yapıla vakıf, Hazreti Ö er in (R.A.) u vakfı ol uştur. Bir de: Vakıf yapa ı şartı, ka u
vaizi i kesi hük ü gi idir, eya ı daki fıkıh kaidesi, u hadîs i şerifte çıkarıl ıştır. Ya i vakıf yapa ki se e
şekilde ir şart koşarsa Kur a ve hadîs hük ü gi i kesi lik kaza ır, o a uy ak gerekir. Hatta İ a E u Yusuf a göre,
ir ki se ke di alı ı ke di efsi e vakfet iş olsa ile geçerli olur. İ a Şafii ye göre u sahih değildir. Fakat
vakfedile yeri idaresi i ke di efsi e şart kılarsa u sahihtir. Yal ız İ a Malik e göre vakıf yapa ki se i ke di
alı a idare i azır ol ası sahih ol az; çü kü za a la vakıf duru u u utula ilir ve o al varisleri
ülkiyetine
geçe ilir. Bu u içi ir şahıs he vakfede he de ütevelli ola az. Fakat diğer mezheblere göre bu caizdir.
Bir de vakfı gelirinden ve yetimin alı da , mütevellinin veya mallara bakmakla görevli kişi i , e eği karşılığı da
haddi aş aya ak şekilde bir ücret alabilmesine dair hüküm bu hadîste çıkarıl ıştır. Hatta vakıf yapa ki se,
vakfet iş olduğu alı
ütevellisi kendisi ise, o u da yö eti ilik ü reti al ası dahi aizdir, de işlerdir.
738- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem asha a hita e şöyle uyurdu:
Yedi ahvedi ide sakı ı ız: Allah a ortak koş ak, sihir, Allah ı hara kıldığı a a haksız yere kıy ak ada
öldür ek , faiz ye ek, yeti
alı ye ek, savaş gü ü düş a ı önünden kaçmak ve çevrede olup bitenlerden habersiz
ü i ve iffetli kadı lara zi a is ad et ek.
Mütercim:
Böyle üyük gü ahları ve i sa ı helake götüre fe alıkları burada sadece yedi tane gösterilmesi, diğer hadislerde
ola ziyadeye e gel değildir. Daha ö e açıkla ası geç işti. İleride de i şa Allah açıkla alı olarak üzeri de
durula aktır.
739- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Varisleri , Di ar para veya iras ölüşe ek değillerdir. Ne (miktar tereke ırakırsa , zev eleri i afakası ve şahsi
e uru u
aaşı da arta ı sadakadır hazi eye aittir .
Mütercim:
Hazreti Peyga eri pâk zev eleri, ütü
ü i leri a eleri ol ak hük ü de ulu dukları da u ları ebedi
olarak aşkaları a var aları hara dır. Bu lar ö ürleri i so u a kadar, evvelce oldukları gi i, evleri de otur aları
di e gerekli ulu duğu da , ölü eye kadar geçi
asrafları ı karşıla ası lâzı dır. Vakıf hali e geçe
alları
akı ı ı ve idare iliği i yapan kimselere de tayin edilen ücret ne ise, onun da veril esi gereklidir. Bu ları dışı da
olan Peygambere ait gelir ve mallar, Müslümanları hazi esi e aittir.
işte bu hadîs-i şerifte dolayı Hazreti Peyga eri hırkası, kılı ı ve diğer geriye ıraktığı allar o u varisi ulu a
Fatı a ve Abbas (‘adıyallahu Anhuma) hazretlerine teslim edilmedi. Pâk zevceleri e de iras diye hiç ir şey
verilmedi. Hepsi Müslümanları hazî esi e i tikal etti. Bütü Müslümanlar, peygambere ait eserleri görmekle sevinç
duy uşlar ve öyle e seva kaza agel işlerdir.
740- Hazreti Osman dan (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Hazreti Osman ı idaresi e karşı çıka lar, evi i kuşat ışlar ve o u halifelikte çekil eye zorla ışlardı. Hazreti Osman
muhasara ılara şöyle sesle di:
— Sizi Allah a okuyorum, yal ız Peyga eri asha ı ı Allah a oku aktayı . ‘esûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem
in, ‘û e kuyusu u kaza a Ce et vardır. uyurduğu u ve u kuyu u , e i kazdırdığı ı ile ler değil isi iz?
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in, darlık gü leri de şahsi alı da orduyu do ata a e et vardır
uyurduğu u ve e i askerleri do attığı ı ile ler değil isi iz? Hazreti Os a ı u sözleri o lar tarafı da tasdik
edildi. O halde u gerçekleri ilerek e i öldür eye asıl kalkışıyorsu uz
Mütercim:
Abdullah bin Sa d i E i “arh adı daki ada , evvelce vahiy kâti i ike di de çıkarak irtidat ederek Mekke ye kaç ış
so ra Mekke fethedili e "ka ı heder, sayıl ışke Hazreti Os a a ola akra alığı dolayısıyla tekrar İsla a gir işti.
Hazreti Osman halife olunca, Hazreti Ebû Bekir i oğlu Muha
ed i yeri e Mısır valiliği e tayi edildi. Hazreti
Osma ı bu tasarrufundan Mısır halkı öfkelendi ve ona karşı ayakla arak Medine ye girdiler. Hazreti Osman ı
kuşattılar. Sonunda da bu halifeyi şehit ettiler. Bu üzücü olay tarih kitapları da uzu
oylu geç ektedir. İşte o
uhasara es ası da Hazreti Os a ‘adıyallahu Anh) bu hadîs-i şerifi rivayet ederek ke disi hakkı da Hazreti
Peyga eri uyurdukları ile isya ıları i safa davet ederek u hareketleri de vaz geç eleri i iste işse de, o lar:
— “e Hazreti Peyga eri za a ı da iyi ir ki se idi ; fakat halife olduktan sonra, evvelce di de çık ası ile şöhret
ula ve ka ı hedef (heder ???) edilen Abdullah ı ize vali tayi ederek aşı ıza Musallat etti , dediler ve uhasarayı
devam ettirdiler. Sonunda da Hazreti Osman ı şehit ettiler. Yezid in — (Allah o a layık olduğu ezayı versi ) —
za a ı a ve daha so raki devirlere kadar deva ede fit e, fesada ve savaşlara, u a ıklı olay se ep ol uştur. 16
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-489
CİHAD “İYER BAH“İ
741- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki: Bir kimse Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gelerek: - Ey Allah ı
‘esulü! Cihad seva ı a eşit ir sâlih amel bana gösterir misiniz, dedi. Hazreti Peygamber:
Cihada denk bir sâlih a el ula ıyoru . buyurdu. Sonra Hazreti peygamber,
Mücahid gazaya çıkı a ibadethanene girip hiç kesilmeden namaz kıla ilir ve iftar etmeden oruç tutabilirmisin? diye
adama sordu. O ki se şu eva ı verdi:
— Ey Allah ı ‘esulü! Böyle i sa gü ü ü yet eye eği şeyi ki yapa ilir? Bu hadîs-i şerifi rivayet ede E û Hureyre
der ki:
—Mü ahidi hayva ı, ağlı ulu duğu yerde el ette şahla ır ve hareketler yapar; bu bile, mücahidin sevap defterine
yazılır. O u için cihada denk hiç bir sâlih amel yoktur.)
742- Ebû Saîd El-Hudrî (‘adıyallahu Anh) der ki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine:
— Ya Resûlallah! İ sa ları e faziletlisi ki dir? diye soruldu. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
İ sa ları e faziletlisi, alı ve a ı ile Allah yolu da ihad ede
ü i dir. Ashab,
— Ya Resûlallah! Sonra kimdir? diye sordular. Resûl-i Ekrem,
Kuytu yerlerden birine çekilip Allah ı e irleri e sı sıkı sarıla ve i sa ları ke di şerri de e i kıla ki sedir.
buyurdular.
Mütercim:
Bir ke ara çekilip yal ız aşı a i adet et e i fazileti, fit e ve fesad za a ı a ağlıdır. Yoksa huzur ve güve
za a ı da i sa lar arası a karışarak o lara yardı ı ol ak, düş üşleri kaldır ak ve gafilleri irşat et ek gi i iyi işlerle
uğraş ak ke ara çekilip i adet et ekte daha faziletlidir.
743- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Allah yolunda cihad eden — (ki Allah, kendi yolunda cihad edeni çok iyi bilir) — gündüz oruç tutup gece ibadet eden
gi idir. Allah, ke di yolu da ihad ede i, vefat ettirirse e ete koy ayı yahut sevap veya ga i etle sali e geri
çevir eyi tekeffül et iştir üzeri e al ıştır.
Mütercim:
Bir asker ölürse şehit, sağ kalırsa gazi, sözü, bu hadîs-i şerife daya ır. Ga i etsiz olarak savaşta dö e i , seva ı,
ganimetle dönenden daha fazla olacaksa da, ganimet elde ederek dönenler de sevabdan mahrum kalmazlar. O halde
hadîs-i şerifi so kıs ı ı
a ası, o ü ahidi ya sali e yal ız seva ile, ya da hem sevab ve hem de ganimetle geri
çevir eyi tekeffül et iştir, de ektir.
744- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Kim Allah Teâlâ Hazretleri e ve o u peyga eri e i a eder, a azı kılar, ‘a aza ayı ı oruç tutarsa, Allah
yolunda cihad etmiş veya doğduğu yerde oturup kal ış olsu , Allah tarafı da e ete koyul ağa hak kaza ır.
Ashab dediler ki:
— Ya Resûlallah, iz u üjdeyi ütü i sa lara ildireli
i? Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Gerçekte e ette yüz dere e vardır ki, Allah Teâlâ, o ları Allah yolu da ihad ede ler içi hazırla ıştır. Her iki
dere e arası, gökle yer arası kadardır. Allah ta istediği iz za a Firdevs i isteyiniz; çünkü o, cennetin en üstün ve en
yüksek aka ıdır. O u üzeri de de ‘ah a ı Arş ı vardır. Bütü e et ır akları orada kay ar.
Mütercim:
Cihad et eyerek evleri de otura lar, ü ahidlere ahsus ola yüksek dere elerde
ahru kalırlar. Firdevs, cennet
ehli i istirahat ve gö ül di le dir e yeridir de de il iştir.
745- Enes den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Allah yolunda bir sabah yürüyüşü veya akşa yürüyüşü elbette dünyadan ve dünya nimetlerinden daha hayırlıdır.
746- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir: Ce ette ir ok yayı kadar yer, gü eşi doğup, attığı
yerlerden ütü dü yada daha hayırlıdır. Allah yolu da ihad edenin sabah yahut akşa yürüyüşü, gü eşi doğup
attığı yerlerde daha hayırlıdır.
Mütercim:
Ce ette yarı
etre kadar ir yer, dü yada gü eşi doğup attığı yerlerde , daha hayırlı olduğu gi i, Allah yolunda
cihad eden bir kimsenin düş a a karşı yürümesi de öylece gü eşi doğduğu ve attığı yerlerin hepsinden daha
hayırlıdır.
Bir de bu hadîs-i şerifi
et i de geçe Kaab kelimesine miktar kadar a ası ı verdik. Niteki
Kabe Kavseyn
terki i i ihtiva ede ayeti keri e i tefsiri de u keli eye üfessirler iktar a ası ı ver işlerdir. Bu hadîs-i şerifi
açıklaya azı âlimler de ay ı a ayı verdiler.
Neti e olarak, e ette ir ok yayı kadar ola yer, üzeri e gü eşi doğduğu attığı yerleri hepsi de daha hayırlıdır.
Dü ya ve dü yada ulu a lar ta iri ile gü eşi doğup attığı yerler, ta iri arası da a a akı ı da fark var ıdır?
Bazı âlimlere göre ikisi i de a ası irdir. Bazıları a göre de ikisi arası da fark vardır. Çü kü ir görüşe göre dü ya,
arz ve hava küresi de i arettir. Bu a göre gü eşi doğup attığı yerler daha ge iştir. Eğer ahirette aşka her şeye
dü ya de ilirse, o za a dü ya ütü yaratıkları kapsaya ağı da dolayı gü eşi doğup attığı yerlerde ala ildiği e
ge iştir. Çü kü gökler de dü yada sayıl ış ola aktır.
Hadîs-i şerifte aksad dü ya değeri i , e ete nispetle küçük ve ö e siz olduğu u eya et ektir. Cihad, böyle bir
e eti kaza aya vesile ola ağı da ihadı üyüklüğü açıkla ış oluyor. Ce net den bir yay veya ir karış iktarı
yere sahi ola ki se, ütü dü yalara sahi ola da daha iyi duru dadır, de ektir. Artık e yüksek e ette saray
ve hurilere kavuşa ları hali, asla kıyasla a az dere ede üyük ola ağı a laşıl aktadır.
747- Enes den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Allah katı da seva ı olup da öle hiç ir kul, dü ya ve dü yadaki varlıklar ke disi i ol ak şartı ile dü yaya
dönmekten memnunluk duymaz. Ancak şehit, gördüğü şehitlik fazileti de tekrar dünyaya dönmek ve ikinci kez şehit
edilmekten memnunluk duyar. (Bir rivayette de, on defa öldürülmesini ister.) Allah yolunda ir akşa veya sa ah
yürüyüşü (yarı gü lük cihad), dünya ve dü yadaki varlıklarda daha hayırlıdır. Ce ette sizde iri izi yay veya
ka çısı kadar yer, dü ya ve dü yadaki varlarda daha hayırlıdır. Ce et kadı ları da hurileri de biri dünya halkı a
görünse yerle gök arası ı aydı latır ve güzel koku ile doldururdu. O Hûri i
dünyadakilerde daha kıy etlidir.
aşı da ağladığı eşar ı, dü ya ve
748- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Be î “üley ka ilesi de kala alık ir heyeti, Be î Â ir kabilesini
i a a davet içi gö der işti. Dayı Hara
i Milha aşka lığı da e seçki hafızalarda Kur an âlimlerinden)
yet iş kişide i aret ulu uyorlardı. Bu irlik Be î A ir ka ilesi e varı a, dayı
aiyeti de ulu a lara dedi ki:
— Siz burada bekleyiniz. Ben Beni Âmir kabilesine varayı . Eğer Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve “elle tarafı da
İslâ a davet edildiklerini ke dileri e te liğ et e için bana güvence verirlerse maksad elde edil iş olur. Eğer o lar
a a güve e ver ezlerse, siz e i yakı ı da ulu uş olur ve o a göre ted iri izi alırsı ız.
Dayı , Benî Amir kabilesine gidince, bu kabile kendisine güvence verdi. “o ra dayı onlara Hazreti Peygamberin
e irleri i a latırke o hainler bir adama (Amir bin Tufeyl e işaret ettiler. Bu hai herif, he e sü güsü ile dayı ı
vurdu, sü güsü ü ir tarafta vurup diğer tarafta çıkardı. Dayı Hara ,
— Allahû Ekber! Kâbe i ‘a isi e ye i ederi ki, e şehitlik erte esi i kaza dı , diye ağırdı ve u sözleri i
arkası da şehit oldu. Be i A ir kâfirleri geride ola asha a hü u ederek hepsi i şehit ettiler. Yal ız içleri de topal
olan Kâ adı da ir zat, dağa sığı arak kurtuldu. Hadisi râvileri de He
â , ir ada ı daha o u la irlikte
kurtulduğu u sa ıyoru , dedi. Hazreti Ci ril, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gelip o ları , Rablerine
kavuştukları ı, Allah onlardan razı olup kendilerini de memnun ettiği i ildirdi. Niteki
iz, kavimimize bildirin: Biz
Rabbimize kavuştuk. Bizde razı oldu ve izi de e u etti. diye bunu Kur andan bir ayet olarak okurduk. Sonra
u u oku uşu kaldırıldı.
Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ahis evzuu hafızları öyle zulü ve hıya etle öldürerek Allah ve
‘esulü e karşı gele ‘ı l, Zekvan, Beni Lihyân ve Benî usayye lilere kırk gü sa ah a azı ı , ku ut duası da eddua
etti.
Mütercim:
Şafii ler, sa ah a azı da ku ut duası oku ası ı u hadîs-i şerifle ispat et işlerdir. Ha efî ler ise, ku ut duası ı
oku ası a ak öyle olağa üstü hadiselerde ola ilir. Bu hallerde yal ız sa ah a azı da değil, diğer her a azda
olabilir, diyorlar.
Bir de oku uşu kaldırıla u gi i ayetleri yazılı ulu duğu kâğıtları a destsiz olarak ele alı ası aiz olduğu gi i,
cünüp ki se i de o ları oku ası aizdir. )ira oku ak suretiyle i adet et e hük ü ü yitir işlerdir, de iliyor.
749- Cündüb bin Süfyan (‘adıyallahu Anh) der ki:
Uhud gazası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
ü arek par ağı yarala dı, ‘esûl-i Ekre ; ka aya par ağı
içi şöyle uyurdu:
Se a ak ka aya ir par aksı , üstelik de Allah yolu da ka adı .
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi
et i i ele ala azı i kar ılar, o u şiirde ir eyte e zeterek Hazreti Peygamber i şair olduğu u
iddia et işlerdir. O u şair ol adığı elirtildiği halde urada şiir söyle iş ol ası a e de ilir? diyerek itirazda
ulu dular. Bu itiraz ılara Ehli “ü et şöyle, cevap veriyor:
— Bu rasgele ir şeydir. Niteki Kur an-ı keri de ile azı vezi li söz ulu aktadır; fakat, u larda şiir kasdı yoktur.
Şiir, özel ir aksatla düşü ülerek söyle e ve yazıla vezi li sözlere de ir. Onun için u lar şiir kıs ı da değillerdir.
Îmam Ahfeş in mezhebine göre, Bahri Recez, aruz vezinleri dışı da kaldığı içi kasten bile bu Bahri Recez den bir beyit
okunsa veya yazılsa, o a eyt ve şiir denmez. Bahri Recez: Müstef ilün müstef ilün, müstef ilün, veznidir. Eğer azı
üshalarda olduğu gi i De iyet, lâkıyet diye ya harflerinin fethi ve tâ harflerinin sükûnu ile okunursa, şiir vezni
bozulur.
750- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Nefsim kudret elinde olan Allah Teâlâ ya yemin ederim ki, Allah yolunda cihad edip yaralanan bir kimse — (ki, Allah,
yolu da yarala a ı çok iyi bilir) — kıya et gü ü re gi ka re gi de ve kokusu isk kokusu da olduğu halde
gelecektir.
751- Enes bin Malik (‘adıyallahu Anh) der ki:
A a Nadr oğlu E es, Bedir savaşı da ulu a a ıştı. Bu u içi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e dedi ki:
— Ya Resûlallah! Müşriklerle yap ış olduğu savaşta ulu a azdı . Allah Teâlâ, ir dahaki savaşta asi eder de e i
ulu durursa, eler yapa ağı ı göre ektir.
“o ra Uhud savaşı da Müslümanlar bozguna uğrayıp savaş eyda ı da dağılı a a a şöyle söyledi:
— Ya ‘a ! Arkadaşları ı yaptıkları şu uta ç veri i halde sa a sığı ırı . Be o ları içi de değili . Ya ‘a ! Şu
üşrikleri yaptıkları di aleyhi deki savaşta da eriyi . “o ra a a E es, ashaptan Sa d bin Muaz a doğru yürüdü
ve ona:
— Ey Sa d! Cennet istiyor a ı . Ba a Nadir in Rabbi olan Allah Teâlâ Hazretlerine yemin ederim ki, gerçekten
cennetin kokusunu duyuyorum, dedi. “avaş ittikte sonra Sa d bin Muaz Hazreti Peygambere gelerek:
— Ya Resûlallah, e , Nadr oğlu E es i yaptığı ı yapa adı , deyip itirafta ulu du. Yi e u hadîsi ravisi E es i
Malik a latır:
— Biz, a a ı E es i Nadr ı vü udu da sekse de çok kılıç, sü gü ve ok yaraları ulduk. Böyle şehit edildikten
aşka, üşrikler ütü azaları ı kes işler, parça parça et işlerdi. O u; a ak par akları ı uçları da kız kardeşi
hala ‘u eyyi ta ıya il işti.
Ben, müminlerden öyle erkekler vardır ki, Allah a ver iş oldukları sözde sadık kal ışlardır, mealindeki ayeti
kerimenin am a ve arkadaşları hakkı da azil olduğu u, za ederdi .
Yine ravi Enes bin Malik söze devamla:
— Amcam Enes bin Nadr ı hayatı da hala ‘u eyyi, ir kadı ı ö dişi i kır ıştı. “o ra dava içi Hazreti Peyga ere
üra aat edil iş ve uhake e ol uşlardı. Peyga er efe di iz de, ‘u eyyi ye kısas yapıl ası ı, ö dişi i
kırıl ası a hükü verdi. Fakat ‘u eyyi ni kardeşi u E es i Nadr, Hazreti Peyga ere gelerek dedi ki:,
— Ya Resûlallah! Seni Hak Peygamber olarak gö dere Allah hakkı içi , e i he şire i dişi kırıl az, Allah dan
u arı ki, hası ları o u ağışlar . “o ra dava ılar kısası ıraktılar ve diyete razı oldular. O u üzeri e Hazreti
Peyga er şöyle uyurdu:
Allah ı kulları da öyle ki seler vardır ki, Allah adı a ye i ederler. Allah da o ları ye i leri de sadık kılar, o ları
yala ı çıkar az.
752- Berâ bin Azib (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir ki se, aşı ve vü udu de ir zırhla örtülü olduğu halde Hazreti Peyga ere geldi ve:
— Ya Resûlallah, muharebe edeyi , savaşayı ve so ra Müslüman olayı , dedi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
“e e o a şöyle uyurdu:
Önce Müslüman ol, so ra savaş.
Adam o anda Müslüman oldu ve savaş aya aşladı. He e arkası da şehit oldu. Hazreti Peygamber onun için: Az
çalıştı, fakat çok seva kaza dı. buyurdu.
Mütercim:
Na az kıl ada , oruç tut ada kısa ir za a içi de e ete gire u ada ol uştur. Bir rivayete göre adı Ömer bin
“a it i iş ‘adıyallahu Anh).
753- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bedir uhare esi de düş a tarafı da atıla sayısız okları isa etiyle şehit olan Harise i “üraka adı daki ge i
annesi Rubeyyi, peygamberin huzuruna gelerek:
— Ya Resûlallah, oğlu Harise i ahiretteki duru u u a a ildirir isi iz? Eğer e ette ise, ke di e teselli
vereyi ve sa redeyi . Değilse, oğlu içi deva lı ağla aya koyulayım, dedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
o a şu eva ı verdi:
Ey Harise nin a esi! Ce et içi de irtakı dere eleri ir iri de yüksek e etler vardır. “e i oğlu a e yüksek
olan Firdevs e eti çıktı. Harise nin annesi de sevincinden gülerek: Oh! Harise diye söylenerek geri döndü.
754- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, He dek savaşı da dö ü e saadetha eleri e gelip silâhları ı çıkardı.
Vü udu u toz toprağı ı te izle ek içi yıka ış ir halde iken Hazreti Peygamberin huzuruna Cibril Aleyhisselâm
gelip: “e silâhları ı çıkardı
ı? Be ise, vallahi he üz silahı ı çıkar adı , dedi. Hazreti Peyga er Ci ril
Aleyhisselâm a sordu:
Ne tarafa, gidip savaşa ağız Cibril:
(Beni Kurayza kabilesi yönünü göstererek) Bu tarafa... dedi.
Hazreti Aişe der ki: Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri de (Hendek savaşı da üşriklerle irleşip
Müslümanlara karşı vaziyet ala Be i Kurayza ka ilesi i ezala dır ak içi sefere çıktı.
Mütercim:
Hazreti Peyga er Medi e şehri de ütü ashap ile çıktılar. )afer ve aşarı kaza dılar. Be î Kurayza şiddetli ir
ukave et gösterip çarpıştıkları da o ları savaşçıları ı tü ü öldürüldü. Geri kala lara da esir işle i uygula dı.
Arazileri uha irler arası da ölüşüldü.
755- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ iri diğeri i öldüre ve so ra irlikte e ete gire iki kişiye gülerek akar. Bu larda iri, Allah yolu da
savaşır ve o yolda öldürülür şehid olarak cennete girer). Sonra onun katili Müslüman olup Allah tarafı da
ağışla dıkta so ra şehit edilir. (Böyle her ikisi cennetlik olur).
756- Enes den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Ta û ve a hastalığı her Müslüman içi şahadettir. (Ta û hastalığı da öle her Müslüman şehit olur, şehitlerin
seva ı ı alır. Ta û hastalığı, ve a i si de olup oyu da, koltuk altları da, karı kıs ı ı yu uşak yerleri de ve
uru u u da çı a lar hali de çıka öldürü ü ir hastalıktır. Allah Teâlâ hepi izi u hastalıkta korusu .
757- Enes (‘adıyallahu Anh) der:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri He dek savaşı a hazırla ırke Medi e şehri çevresi de He dek
kaz akta ola Muha iri ve E sarı ya ı a geli e, o ları çalışa ak köle ve hiz etçileri ol adığı içi izzat soğuk bir
havada çalıştıkları ı, açlık içi de ve yorgu ir halde oldukları ı, gördü. O ları he teselli ve he de teşvik et ek
üzere:
Allah ı ! Yaşayış, a ak ahiret yaşayışıdır; se E sar ve Muha irleri ağfiret uyur , diye dua ederek daha önce
‘eva a adı daki şairi söyle iş olduğu eyti okudu.
758- Yine Enes (‘adıyallahu Anh) devam ederek der ki:
Ensar ve Muhacir ler de, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selleme cevap olarak:
— Biz yaşadığı ız üddet ihad et ek üzere Muha
ed e bi at ede ada larız, dediler. Bunun üzerine Hazreti
Peyga er o lara: Allah ı ! Hayır, a ak ahiret hayrıdır. “e E sar ve Muha irleri ü arek kıl! buyurdular.
759- Berâ (‘adıyallahu Anh) derki:
Hendek savaşı da hendekler açılırke , Peygamber Hazretlerini gördüm, bizzat toprak taşıyordu ve şair Revaha ı şu
beyitlerini okuyordu:
Allah ı ! “e hidayet et eseydi iz hidayete ere ezdik. “adaka zekât da vere ezdik. Na az da kıla azdık.
Gö lü üze huzur ve güve i dir. Düş a la karşılaştığı ızda ize se at ver. O lardır ize saldıra lar. Fitne
ozgu uluk çıkar ak istedikleri de iz ya aş adık. Döküle ka ları ve alı yal ız o lara aittir. Çü kü saldıra ve
ka dökül esi e se e iyet vere o lardır.
760- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Tebük seferi e giderke , yolda şöyle uyur uştu:
Birtakı , ki seler Medi e de arka ızda kaldılar; fakat geçtiği iz hiç ir dağ ve vadi yoktur ki, bizimle beraber orada
ulu uş ol ası lar. O ları a ak özürleri alıkoy uştur (Kalpleri bizimle beraberdir).
761- Ebû Saîd den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Allah yolunda cihad ederken bir gün oruç tutan kimsenin vücudunu, Allah Teâlâ Hazretleri ehe e de yet iş yıl
uzaklaştırır.
Mütercim:
Allah yolunda bir gün oruç tutan bir asker, asla cehennem yüzü gör eye ektir. Gerçekte savaş hali de ola asker içi
oruç tut ayıp iftar et ek daha iyi ise de, güçlü ve daya ıklı olanlar için hem cihad ve hem de oruç fazileti birden
topla dığı da daha faziletli olur.
762- Zeyd bin Halid den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Allah yolu da ir savaşçıyı silahla dırıp do ata ki se i ke disi de savaş ış olur. Allah yolu da ihad ede
gazi i yeri e, o u ailesi e iyilik ede ki se de ay e gaza ihad et iş olur gazi i seva ı ı alır .
ir
763- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, zev eleri de aşka hiç ir kadı ı evi e gir ezdi; yal ız a e Ü
ü
Süleym i bazan ziyaret ederdi. Bunun sebeb ve hikmetinden Hazreti Peygambere sorulunca, şöyle uyurdular:
Ümmü Süleym e karşı şefkati var; çü kü o u kardeşi Hara
i Milha
era eri de şehit edildi.
Mütercim:
Kirmanî ni açıkla ası a göre, adı geçe Ümmü Süleym, Hazreti Peygamberin süt teyzesi idi. Hazreti Peygamberin
is eti sa it olduğu da
a ahre ola larla halveti evazı Peyga erliği i özellikleri de di. Bu u la era er
Hazreti Peyga er, hiç ir ya a ı kadı la halvet et ezdi aş başa kal azdı .
764- Hazreti Cabir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve “elle Hazretleri He dek savaşı gü ü de: Kav i Be i Kurayza ı ha eri i a a ki
getirecek? Buyurdu. Zübeyr dedi ki:
-Ya Resûlallah, ben getiririm. Hazreti Peygamber tekrar: Kav i Be i Kurayza ı ha eri i a a ki getire ek?
buyurdu. Hazreti Zübeyr yine:
— Ya Resûlallah, ben getiririm, dedi. Sonra Hazreti Zübeyr Benî Kurayza ı ahvali i öğre ip gerekli ha eri getirdi.
Onun üzerine peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem :
Her peyga eri ir yardı ısı Havari si vardır. Be i de yardı ı )ü eyr dir, buyurdu.
Mütercim:
Hendek savaşı da Benî Kurayza kabilesi sözleş eyi, bozarak Medine ye saldıra akları söylentileri ortaya çık ıştı. Bu
ha eri gerçek olup ol adığı ı öğre ek içi ö e Hazreti )ü eyr gitti, araştır a yaptı ve dö dü. Tekrar He dek
uhare esi sırası da iki i defa olarak Be î Kurayza ka ilesi içi e ayrılık düştüğü söyle tileri çıktı. Bu u gerçek olup
ol adığı ı öğre ek içi , Hazreti Peyga eri e riyle Huzeyfe gitti ve o ları ayrılığa düş üş oldukları ha eri i
getirdi.
765- Enes den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
Bereket, atları alı ları dadır.
766- Urve El-Barikî den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Hayır, kıya et gü ü e kadar atları alı ları a ağlıdır. Sevab ve kazanç (gibi iki büyük fayda var atlarda).
Mütercim:
İslâ toplu u u zafer ve aşarısı da u gü e kadar süvari birliklerinin ö e li rol oy adıkları da şüphe yoktur. Bu
hadîs-i şerif, çeşitli savaş vâsıtaları, i ad edilirse de atları ö e i i kıya ete kadar aki kala ağı ı bildirmektedir.
Ayrı a kıya ete kadar ihadı baki kala ağı da a laşıl aktadır. Hatta Hazreti Peygamber:
Ümmetimin sonu, Deccal ile savaşa aktır. uyur uştur.
767- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Ki Allah a i a ederek ve vaadini tasdik ederek Allah yolu da ihad içi at eslerse, kıya et gü ü de o hayva ı
yediği, içtiği, tersi ve idrarı o u seva terazisi e ko a aktır.
768- Muaz (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peyga er “AV ile era er Mukavkas tarafı da hediye edile Akir adı daki erkeb üzerinde yolda giderken bana:
- Ya Muaz! Allah ı kulları üzeri deki hakkı ve kulları Allah üzeri deki hakkı edir, iliyor usu ? Diye sordular. Be
de Allah Teâlâ ve peygamberi bilir dedi . “o ra u u şöyle açıkladılar.
Allah Teâlâ HazretIerinin kulları üzeri de ola hakkı, kulları O a i adet et eleri ve hiç ir şeyi ortak koş a alarıdır.
Kulları Allah Teâlâ üzeri deki hakkı da, O a hiç ir şeyi ortak koşmayana aza et e esidir.
Ya Resûlallah dedim, bunu insanlara müjdeleyeyim mi? Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
- Hayır, o lara üjdele e; sonra buna güvenirler (de amelde gevşek davra ırlar. buyurdu.
769- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Medine de ir ge e korku ve dehşet ol uştu. He e Hazreti Peyga er Me dû adlı atı ızı aldı ve çıplak ata binip
Medi e dışı a çıktı. Döndükleri zaman şöyle uyurdu:
Hiç ir korku korkula ak şey gör edik kork ayı ız. Bir de, izi atı ız Me dû çok yavaş yürüye ir hayva dı.
Peygamberimizin bir mucizesi olarak değiş iş ola ak ki, o u hakkı da,
Ben onu, pek süratli buldum, uyurdu. Gerçekte o gü de so ra hiç ir at, o u la yarışa azdı. Bir rivayette de
şöyle de il ektedir: Telaşla ayı ız, telaşla ayı ız!... Bu atı ızı pek sür atli bulduk.
770- İ i Ö er den (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edilmiştir:
Uğursuzluk a ak üç şeyde ulu a ilir: Atta, kadı da ve evde.
Mütercim:
At kıs ı fe a huylu ve ağır yürüyüşlü olursa, kadı kıs ı kısır, ve geçi siz olursa, evi de ko şusu fe a ve misafire
elverişsiz olursa, u duru da u üç şey uğursuz sayıla ilir. Yoksa aslı da hiç ir şeyde uğursuzluk yoktur. Her şey Allah
Teâlâ Hazretlerinin kaza ve kaderi iledir. Dü ya ı saadeti rahat i işli at, güzel huylu zev e ve ge iş evdir. diye
hadîs-i şerif varit ol uştur. Bu u la era er ereket ve uğursuzluk, hayır ve şer hepsi Allah ı takdiridir.
771- Berâ bin Azib (‘adıyallahu Anh) der ki: Bir adam, Berâ bin Azib e sordu:
— “iz Hu ey savaşı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve “elle i yal ız ırakıp kaçtı ız ı? Berâ, o a şu eva ı verdi:
— Evet, gerçekten biz kaçtık; fakat Resûlullah asla ulu duğu yerden ayrıl adı ve geri çekil edi. Perişa lığı ızı
se e i e geli e: Düş a ı ız ola Hevazi ka ilesi çok iyi işa ı ve atı ı idi; Ö e iz o lara hü u ettik, o ları
bozduk. Sonra Müslümanlar ga i et alı a rağ et ettiler ve ga i et alları ile eşgul iken, düş a fırsat, bularak
bizim üzerimize ok yağdırdı. Bu defa biz bozulduk. Ancak Hazretî Peyga er asla kaç ayıp yeri de “e at etti. Hatta
ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in, Eyle hükümdarı tarafı da hediye edile katırı üzeri de durduğu u ve
amcazadesi Ebû Süfyan bin Karis in de katırı yuları ı tuttuğu u gözü le gördü . Hazreti Peygamber, yüksek sesle
şöyle uyuruyordu:
Yala yok, e Peyga eri ! Be , A dul uttali oğluyu ! (Ben, Allah Teâlâ ı hak peyga eriyi . Bu da yala
yok. Peyga er düş a da da kaç az. Çü kü Allah ı a a vaat et iş olduğu zafer ir gerçektir. Allah u vaadini
yeri e getire ektir. Şek ve şüphesiz olarak u a i a ı vardır. Be i içi firar düşü üle ez. Ben, cesaret ve
kahra a lığı ile dü yada ü sal ış ola A dülmuttalib soyu da ım. Benim için firar etmek olamaz. Hazreti
Peygamberin buradaki hadîs-i şerifleri görü üşte şiirde ir eyt gi i ise de, ir kasıt ve tasarla a ol adığı da şiir
sayıl az.
772- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i Ad â is i de ir he i devesi vardı. Hiç ir hayva o u geçe ezdi. “o ra ir
hecin devesi üzerinde bir Arabî (Bedevi gelip Hazreti Peygamberin Adbâ sı ı geçti. Bu ise asha ı kira a ağır geldi.
Hazreti Peyga er, asha ı kira ı u duru u karşısı da şöyle uyurdu:
Dü ya varlıkları da yüksele her şeyi alçalt ak Allah Teâlâ ı ir ka u udur. Hiç ir varlığı her za a önde
ol ası ü kü değildir. Bir gü
utlaka alçala aktır.
773- Hazreti Âişe (‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ir ge e yolda uykusuz kal ıştı. “o ra Medi e ye dönünce:
Keşke asha ı da sâlih ir ki se, u ge e kapı da nöbet tutsa uyurdu. O sırada ir silâh şakırtısı işittik. Bunun
üzerine Hazreti Peygamber: Kim o? diye sordu. O gelen adam cevap verdi:
— Ben, Sa d bin Ebi Vakkas ı sizi ekle ek içi geldi . Hazreti Peyga er o a hayır dua etti ve so ra uyudu.
Mütercim:
Bir a iri kapısı da o u koru ak içi öbet bekle e i
eşru olduğu u hadîs-i şerifle sa ittir. Çü kü Hazreti
Peyga eri düş a saldırısı da koru ak içi asha ı kira
ö et eklerlerdi. Fakat: Allah, se i i sa ları
saldırısı da koruya aktır. mealindeki ayeti kerime nazil olduktan sonra nöbetçiye gerek kal adığı da so rada u
adet terk edil işti. Bu halde u ayeti keri e i Mekke fethi ile Hu ey gazası da so ra i iş ol ası gerekir; çü kü
Hazreti Abbas (‘adıyallahu A h da ir ge e ö et tut uştur. Hazreti A as ise Mekke nin fethinden sonra Hazreti
Peygamberle beraber bulunabildi.
Hazreti Peygamberin eşhur ola ö etçileri o ir kişi idi: “a d bin Ebî Vakkas, Sa d bin Muaz, Muhammed bin
Mesleme, Zübeyr bin Avvam, Amr, Eba Eyyûb El-Ensarî, Zekvân, Mihcen (veya Seleme bin Edre , A ad i Bişr, Abbas,
Ebû Reyhâne (‘adıyallahu Anhum).
774- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Altı a, gü üşe, kadifeye ve ipeğe kulluk ede ler yüzükoyu sürünsünler! Kendilerine verilirse memnun olurlar,
verilmezse sırıtırlar. Bedbaht olsunlar ve oyu ları altları da kalsı ! Vü utları a ata dike de çık ası . Başı dağı ık
ve ayakları toz toprak içi de olduğu halde Allah yolu da ihad eyda ları da atı ı dizgi i e sarıla kula da üjdeler
olsun! Nöbete getirilirse nöbet tutar. Geri hizmete verilirse geri hizmette bulunur. Üstelik ko uta ları ı ya ı a giriş
iz i istese ke disi e izi veril ez ve arkadaşları da iri i suçu u ağışla ası içi ara ı olsa ara ılığı ka ul
edilmez.
775- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hay er gazası da Hazreti Peyga ere hiz et et ek içi ya ları da ulu uştu . Hay er de dö üşü üzde,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Medine ye yaklaştığı ızda Uhud dağı ı görü e şöyle uyurdular:
Bu ir dağdır ki, izi sever ve biz de onu severiz. Allah ı ! İ rahi Aleyhisselâm) Mekke yi hare kıldığı gi i, e de
Medine i iki karataşlığı ı arası ı hare kılıyoru . Allah ı ! Bizi ölçeği izi ve at a ı ızı ereketli kıl.
Mütercim:
Dağ izi çok sever, buyrul uştu. Niteki Hazreti Peyga er ir i er yaptırdığı za a , daha ö e üzeri de hut e
oku uş oldukları hur a ağa ı ı gövdesi u ayrılık dolayısıyla kederi de i ilti çıkar ıştı. Yahut Uhud dağı ivarı da
oturan Medi e halkı urad edilerek dağ a ıl ıştır. Kasabaya sor mealindeki ayeti kerimeden, kasa a halkı a sor,
kastedil iş olduğu gi i. Fakat iri i görüş ter ihe daha uygu ulu uştur. )ira Hazreti Davud (Aleyhisselam) için:
Biz, Davud ile beraber tesbih etmek üzere dağları ve kuşları onun emrine bağlı kıldık mealindeki ayeti kerimede
buyrulduğu gibi, Uhud ve diğer dağlar da Allah tarafı dan meleklerle Hazreti peygamberin emrine ağlı kılı ışlardı.
Daha ilerde sekiz yüz elli altı ı hadîs-i şerifte u husus açıkla a aktır.
776— Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Biz, çok sı ak bir günde Hazreti Peygamberle beraber sefere çık ıştık. Herkes seri le ek içi hırka ve el iselerini
gölgelik yap ıştı. O gü içi izde oruçlu ola lar sı ağı tesiri de hiç ir iş yapa adılar. He e yatıp gölgelikte
di le diler. Fakat oruç tut aya lar, çok iş gördüler. Bütü i sa lara su taşıdılar, o lara gölgelikler yaptılar, hayva lara
su verdiler, oruçlu olanlara hizmet ettiler, Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:
Bugün oruçlu olmayanlar, sevaba kondular. uyurdu. Oruç tut aya lar çeşitli işler gördükleri içi seva ı çoğu u
aldılar, oruçlular ise yal ız oruç seva ı ile kaldılar.
777- Sehl bin Sa d Es-Sa idi den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Düş a karşısı da Allah yolu da cihad için bir gün nöbet bekle e i seva ı, dü yada ve dü ya üzeri deki
varlıklarda daha hayırlıdır. Ce ette de, sizde iri izi ka çısı kadar ir yer, yi e dü yada ve dü ya üzeri deki
varlıklarda daha hayırlıdır. Yi e Allah yolu da kulu ir akşa yürüyüşü yahut sa ah yürüyüşü dü yada ve dü ya
üzeri de ola varlıklarda daha hayırlıdır.
778- Mus ab bin Sa d dan ‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Zafer ve rızık kapıları ı size açıl ası, a ak güçsüzleri iz yüzü de dir.
Sa d bin Ebî Vakkas (Radıyallahu A h , kuvveti e ve ze gi liği e akarak u akı larda ke disi de geri olanlardan
üstü olduğu u sa ıştı.
779- Ebû Saîd den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Bir zaman gelecek ki, Müslümanlardan bir ordu savaşa çıka ak ve o lara, içi izde Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem e sahabîlik (arkadaşlık ede var ı? diye sorula aktır. Evet! eva ı verile ek ve u ordu uzaffer ola aktır.
Sonra bir devir gelecek ki, içinizde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i asha ı a yetişe Ta ii var ı? diye
sorula aktır. Evet, eva ı verile ek ve o lar da uzaffer ola aklardır. “o ra ir za a gele ek ki, içi izde saha îye
yetişe e arkadaşlık ede Te a-i Ta iî var ı? diye sorula aktır. Evet, de ile ek ve o lar da uzaffer ola aklardır.
(Sahabî, Tabiin ve Teba-i Ta iî za a ı da pek çok fetihler ola ağı ir u ize olarak daha ö ede ha er veril iştir.
780- Ebû Üseyd (‘adıyallahu Anh) der ki:
Biz, Bedir savaşı da düş a a karşı savaş ak için saf saf durduğu uz zaman, düş a da saflar hali de ilerle eğe
aşla ıştı. O vakit Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ize şu emri verdi:
Düş a sizi ok ve işa
e zili ize girdiği za a , atışı aşlat alısı ız.
781- Hazreti Ali (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ben hiç bir zaman Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in: Anam - a a sa a feda olsu , dediği i işit edi ; yal ız
Uhud savaşı da “a d bin Ebî Vakkas a:
Ey Sa d! Anam - a a sa a feda olsu , at okları ı düş a a uyur uştur.
Mütercim:
)ü eyr hakkı da da He dek vak ası da öyle uyur uşsa da, u u Hazreti Ali işit e iş ola ilir. Yal ız “a d
Hazretleri e uyurdukları u sözleri ke di kulağı ile işit iştir.
782- İ i A as ‘adıyallahu Anhum) der ki:
Bedir “avaşı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir çardak altı da ulu urke Allah a yalvarıyordu:
Allah ı ! )afer içi ola ahdi i ve vaadini senden diliyorum. Allah ı ! Eğer ü i leri helak ede ek olursa , artık
bundan sonra sana ibadet edilmez. Hazreti Ebû Bekir (‘adıyallahu Anh), Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in
elinden tutarak:
— Ya Resûlallah, Allah Teâlâ Hazretlerine Israr ve devamla dua ettiniz, Allah Teâlâ muhakkak ki size olan vaadini yerine
getirecektir, dedi. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, zırh el isesi içi de olduğu halde:
Yakı da düş a ordusu perişa ola aktır ve arkaları ı dö üp kaça aklardır. Asıl o ları , aza ı kıya ettedir. Kıya et
aza ı ise o lar içi daha dehşetli ve daha a ıdır. Ka er sûresi: ayet
eali deki ayeti keri eyi okuyarak
çardağı da dışarıya çıktı. Düş a da perişa oldu. Ki i öldürüldü, ki i esir edildi, ki i de kılıç artığı olarak perake de
ve perişa ir halde Mekke ye doğru kaçtılar.
783- Ümmü Haram (‘adıyallahu Anha) derki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyur uştur:
Ümmetimden deniz savaşı yapa ak ola ilk ordu, e etlik ol aya hak kaza a aktır. Ümmü Haram der ki:
— Ya Resûlallah, e de o ları içi de miyim? diye sordum. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:
Evet, se o larda sı , buyurdu. Sonra Hazreti Peygamber: Kayser i şehri e (Kostantiniye = istanbul) ümmetimden
ilk savaşa çıka ak ola ordu Allah tarafı da ağışla ıştır buyurdu. Ümmü Haram der ki:
— Ya Resûlallah, e o ları içi de iyi ? diye sordu . Hazreti Peyga er: Hayır, buyurdu.
Mütercim:
Ya i, iki i kısı ordu içi de değilsi iz. O lar arası da ulu a aya aksı ız. Ü
ü Hara , gerçekte Kı rıs ı fethi de
hicret yılı ı yirmi sekizinde, ko ası Ubade bin Samit ile bulundu. Kı rıs ı fethinden dö erke devede düştü ve oy u
kırılarak şehit oldu.
784- İ i Ö er den (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
“iz, Yahudilerle savaşa aksı ız; öyle ki, Yahudi lerde iri taş arkası da gizle e ek olsa o taş ile,
— Ey Allah ı kulu! Şu arkamdaki Yahudi dir; onu öldür, diyecektir.
Mütercim:
Bu olayı , Hazreti İsa Aleyhisselâ ı i işi de so ra ola ağı rivayet edil ektedir.
785- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Siz Yahudi lerle savaş adıkça kıya et kop aya aktır. Arkası da Yahudî i gizle diği her taş, ey Müslüman! arkamda
Yahudi var; onu öldür, diyecektir.
786- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
“iz; küçük gözlü, kır ızı e izli, yassı uru lu ola , yüzleri sahtiya la kaplı kalka ı a dıra
ir Türk oyu ile
savaş adıkça kıya et kop aya aktır. Ve yi e siz, kılda ayakka ı giye
ir kavi le savaş adıkça kıya et
kop aya aktır.
Mütercim:
Dağısta halkı da dağlarda yaşaya lar vardır ki, ayakka ı yeri e yü de yapıl ış gayet kalı çora giyerler. Bu ları
karda, yağ urda ve ça urda giyerler ve içleri e su sız az. hadîs-i şerifte elirtile kavi i de ayak giysileri yünden
olabilir. Allah a ha d olsu ki, u gi ilerle savaşıl ış ve hepsi Müslüman ol a şerefini kaza ıştır.
787- Abdullah bin Ebî Evfa (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Hendek savaşı gü ü de üşriklere şöyle eddua yapıyordu:
-Allah ı ! Ey Kûr an-ı Keri i i dire ve hesa ı süratli ola Allah ı ! Müşrikleri
üttefik orduları ı hezimete uğrat.
Allah ı ! o ları hezi ete uğrat ve o lara sarsı tı ver.
788- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine birkaç Yahudi geldi ve Esselâmü Aleyküm yerine senin üzerine
ölü olsu
a ası a gele Essâmu Aleykûm . dediler. Ben de o Yahudi lere lanet okudum Hazreti Peygamber bana:
Neden o Yahudilere lanet edip kötü söz söyledin? buyurdu. Ben de dedim ki:
— Ya Resûlallah! O mel unları dediği i işite edi iz i? O lar, size ölü olsu , diyorlar. Buyurdular ki:
Benim de onlara, sizin üzerinize olsu , dediği i işitmedin mi?
789- Ebû Hureyre (‘adıyallahu A h der ki:
Devs ka ilesi de Tufeyl i A r ile arkadaşları Peyga er Sallallahu Aleyhi ve “elle i huzuru a geldiler ve:
- Ey Allah ı ‘esulü Devs ka ilesi Allah a ve O u Peyga eri e isya ettiler. Tufeyl o ları İsla a davet edince, kabul
et eyip yüz çevirdiler. O ları helak ol ası içi eddua et dediler. Arkası da da artık Hazreti Peyga er o lara
beddua eder ve onlar da helak olurlar sa ışlardı. Devs ka ilesi Hazreti E u Hureyre i ka ilesidir. Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve “elle şöyle dua ettiler:
Allah ı Devs ka ilesi e hidayet ver ve o ları Müslüman olarak ize getir. O ları istekleri e aykırı olarak iyilikleri içi
dua ettiler.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-514
İKİNCİ CİLT
DÖRDÜNCÜ CÜZ
MÜSLÜMANLARA DUA BAH“İ
790- Sehl bin Sa d (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Hay er savaşı gü ü de uyurdular ki:
Be u sa ağı ir ada a vere eği ki, Allah Teâlâ Hayber in fethini ona nasib edecektir. Asha ı kira dan herkes,
sa ağı ke disi e veril esi i arzu ederek sa ırsızlıkla ekle eğe ve a a a ki e verile ektir diye erak et eğe
aşladılar. “o ra Hazreti Peygamber:
Ali nerdedir? buyurdu. Hazreti Ali i göz ağrısı da çok rahatsız olduğu ha eri verildi. Hazreti Peyga er o halde
iken huzura getirilmesini emretti. Hazreti Ali, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna geldi. Hazreti
Peygamber onun gözlerine dua ederek nefesleriyle üfürdü. Hemen orada Peygamberin bir mucizesi olarak Allah ı iz i
ile göz ağrısı ta a e geçip gözleri iyileşti. “o ra sa ak Hazreti Ali ye verildi. Hazreti Ali:
— Ya Resûlallah, Hayber halkı bizim gibi Müslüman oluncaya kadar onlarla savaşa ağız, dedi. Hazreti Peygamber ona
şöyle uyurdu:
“avaş içi a ele et e; o ları ölgesi e girdiği vakit o ları İsla a davet et ve üzerleri e düşe ek vazifeyi onlara
ildir. Vallahi, tek ir kişi i hidayeti e se ep ol aklığı se i içi kır ızı deve sürüsü de daha hayırlı, kaza çlı dır.
Kır ızı deve, Arapları e değerli alı sayıl akta idi.
Diğer ir rivayette de Hazreti Peyga er şöyle uyur uştu:
Be sa ağı yarı ir ko uta a vere eği ki, Allah Teâlâ Hazretleri onun eliyle Hayber i fethedecektir. O, Allah ve
peygamberini seven, Allah ve Peygamberi tarafı da sevile irko uta dır.
Sonra Hazreti Ali i sa ağı altı da ütü ashap birlikte olarak Hayber i feth ettiler. Peygamberin mucizesi de orada
gerçekleş iş oldu.
791- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri izi ir savaş için ö ü irliği olarak gö derirke Kureyş kabilesinden
iki kimsenin adları ı açıklayarak şöyle uyurdular:
“iz, fala ve fala kişileri yakalarsa ız o ları ateşte yakmak suretiyle öldürünüz. “o ra iz sefere çıkarke vedalaş ak
içi Hazreti Peyga eri huzuru a vardığı ız za a ize uyurdular ki:
Fala ve fala kişileri ateşte yakarak öldür e izi e ret işti . Oysa ateşle aza et ek yal ız Allah Teâlâ ya
ahsustur. Eğer o ları yakalaya ilirse iz, kılıçta geçiri iz.
792- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Biz, dünyada ümmetlerin sonuncusuyuz. Ahirette ise, her ü
eti Ö ü e geçe eğiz, e ete her ü
ette ö e
iz gire eğiz . Bu iti arla ize itaat düşer. Ba a itaat ede , gerçekte Allah a İtaat et iş ve a a karşı gele , gerçekte
Allah a isya et iş olur. Be i tayi ettiği â ir e itaat eden bana itaat et iş ve o a karşı gele , a a isya et iş
olur. Bir lider, (Müslümanları korumakta) kalkan gibidir. Onun arkası da savaşılır ve o u la koru ulur. Eğer o lider
Allah ı e ir ve yasakları a göre hareket eder ve adalette ulu ursa, u da dolayı o a seva vardır. Eğer öyle
hareket et ezse, gü ahı ke disi e ait olur.
Mütercim:
Buharî de daha önce: İsya ve gü ahla e rolu adıkça di leyip itaat et ek gerekir; fakat asiyet gü ah ile
e rolu u a artık di le ek ve itaat et ek yoktur, mealindeki hadîs-i şerif )ü de ize sehve ko a ıştı. İşte
burada ay ı mana geçmektedir.
793- Seleme bin Ekva (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hudeybiye de ‘ıdva Biati diye a ıla ve bir ağaç altı da yapıla biat olayı da ben de herkes gibi Resûlullah a biat
ederek (ona gö ülde ağla ıp yardı laş aya söz vererek eşhur ağa ı gölgesi e çekil işti . Hazreti Peyga ere
iat ede leri sayısı azalıp izdiha kalkı a Hazreti Peyga er a a:
Ey ibni l - Ekva, sen biat etmeyecek misin? buyurdu.
— Ya Resûlallah! dedim. Ben, diğer arkadaşlarla size iat et işti . Hazreti Peyga er:
Tekrar biat ediniz uyurdu. Be de Hazreti Peyga eri e ri e uyarak iki i defa iat etti . “o ra İ i l- Ekva
Hazretlerine: Siz o zaman ne üzeri e iat et işti iz? diye sorulu a şöyle de iştik: Ölü üzeri e iat et iştik
düş a da kaç ayıp ölü eye kadar a ı ızı Allah yolu da feda ede eği ize söz ver iştik .
Mütercim:
Seleme i i l-Ekva , asha ı e esur kahra a ları da olduğu içi fedakârlığı ke al dere esi e ulaşsı diye iki i
defa olarak iat ettiril iştir, de iliyor.
Bir de ikâh akdi yapılırke akid içi söyle e sözleri iki veya üç defa tekrarla ası ı ir ahzuru ol aya ağı a u
hadîs-i şerif delil gösteril ektedir. İ a Şafii ezhe i e ağlı azı âlimler, ikâh akdi de kulla ıla sözler iki ve üç
defa tekrarla ırsa, evvelki ikâhı hükü süz kala ağı ı söyleyerek yal ız ir defa ol ası ı ka ul et işlerdir.
Taraflardan her birinin aldı , ka ul etti
sözünü birer defa söylemeleri gerekir. Fakat Şafii ezhe i de de doğru
kabul edilen hüküm, tekrar söyle esi ile ikâhı ozul a asıdır. Bu u la era er sözleri tekrar edil esi gerekli
değildir.
794- Mü aşi (‘adıyallahu Anh) der ki:
Kardeşi Mü alid ile Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a vardık ve e dedi ki:
— Ya Resûlallah! Hicret üzerine biatimizi kabul ediniz. Hazreti Peygamber:
Hi ret iati hi ret ede ler içi di, artık geçti. buyurdular, (Mekke i fethi de so ra hi reti hük ü kal adı. Daha
ö ekilere has kaldı. Be sordu : — O halde ey Allah ı ‘esulü! e üzerine biatimizi kabul edeceksiniz? Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
İslâ ve ihad üzeri e u lara ölü eye kadar ağlı kalka ağı ıza dair iat ede eksi iz .
Mütercim:
Mekke nin fethinden önce biat edenler üzerine daima cihad farz idi. Fakat Mekke fethedildikten sonra, ihtiyaç
ol adıkça ihad farz değildir.
795- Abdullah ibni Ebî Evfa (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, ir savaşta ir gü sa ahta öğleye kadar düş a la karşılaş a
ol a ıştı ve bu esnada askerlere hita e ir ko uş a yaparak şöyle uyurdu:
Düş a la karşılaş ayı arzu et eyi iz. Allah ta afiyet isteyi iz. Fakat düş a la karşılaştığı ız za a da, sa redi iz,
dire i iz. Bili iz ki, e et kılıçları gölgeleri altı dadır. Sonra Hazreti Peyga er, şöyle dua ettiler:
Allah ı ! Ey Kur an ı i dire , ulutları yürüte ve üşrikleri
üttefik orduları ı hezi ete uğrata Allah ı ! Bu
düş a ları hezi ete uğrat ve izi o lara karşı uzaffer kıl.
796- Ya lâ bin Ümeyye (‘adıyallahu Anh) der ki
“avaşa giderke yolda hiz eti de ulu ak üzere ir hiz etçi kirala ıştı . “o ra hiz etçi yolda ir ada la kavga
ederek biri diğeri i eli i ısırdı ve ısırıla ada , eli i çeki e ısıra ada ı ö dişi i kopardı. Dişi kopa ada ,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di ize üra aat ederek dişi i koparıl ası da şikâyet edip diyeti i istedi.
Hazreti Peyga er dişi e diyet iç eyip oşa gittiği i ifade ederek o a şöyle uyurdu:
Azgı deve i kıtır kıtır ye esi gi i, kıtır kıtır yiyesi diye eli i sa a ı ırak alıydı?
797- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Be , Allah tarafı da toplu sözlerle gö derildi ve düş a ı ı kal i e, salı a korku ile
aleminde de yeryüzü hazi eleri i a ahtarları a a verilerek avuçları ı içi e ko du.
uzaffer kılı dı . ‘üya
798- Ebû Mûsâ El-Eş arî (‘adıyallahu Anh) der ki;
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ie era er ir sefere çıktığı ızda, dere ve tepelerde geçerke yüksek sesle
tek ir alıyorduk, Lâ ilahe illallah, diyorduk. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er ize şöyle uyurdu:
Ey İ sa lar! Ke di ize geli iz. “iz, kulakları işit eye e veya görü ürde ol aya a çağır ıyorsu uz O (sizin dua
ettiği iz Allah Teâlâ sizi le era erdir. O, her şeyi işite dir ve size şah da arı ızda daha yakı dır.
Mütercim:
Allah ı zikret e i e faziletlisi gizli ola ı ise de aşikâre olarak sesle zikir yapıl ası da da eis yoktur. Bir de bu hal,
müridlerin hali e göre değişir. Bir kıs ı a aşikâre zikir, ir kıs ı a gizli zikir, ir kıs ı a dil ile zikir, ir kıs ı a da
murakabe ile kalp huzuru daha tesirli olur. Tasavvuf kitapları da u hadîs-i şerif üzeri de çeşitli yoru lar yapıl ıştır.
Aslı da Allah Teâlâ Hazretleri içi gizli ve aşikâr sesleri hepsi üsavidir. Niteki :
İster sözleri izi gizli tutu , ister o u açığa vuru ; uhakkak e a ı Hak kalplerdekini bilir. ve, “özü ü saklaya ı ızla
açığa vura ı ız irdir, mealindeki ayeti kerimeler de bunu açıklıyor. “ûre: Mülk, ayet ve süre: ‘a d, ayet 10)
799- Ebu Mûsâ dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Bir kul hasta olunca yahut sefere çıkı a, sıhhatte ike yahut evi de ulu urke yap akta olduğu afile i adet ve
hayırlı işler o u defteri e seva olarak yazılır. Hastalık ve sefer yüzü de yapa adığı afile i adet ve hayırlar, o u
seva defteri e yapıl ış gi i yazılır.
800- İ i Ömer den ‘adıyllahu A hu a) rivayet edil iştir:
Eğer i sa lar, yal ız aşı a yola çık a ı zararı ı e i gi i il iş olsalardı, hiç ir süvari ge eleyi yal ız aşı a yola
çık azdı.
Mütercim:
Bir ki se i arkadaşsız olarak yola çık ası ı
ekruh olduğu u hadîs-i şerifle sabittir. Ancak tam bir güven hali
bulunur veya bir zaruret olursa kerahet kalkar.
801- Abdullah bin Amr (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir ki se ihada çık ak içi Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna gelip izin istedi, Hazreti Peygamber
ona:
Annen ve baban sağ ıdırlar diye sordu. O da: — Evet, hayattadırlar, eva ı ı verdi. Hazreti Peyga er:
Öyle ise, se a e ve a a uğru da ihad et o ları hiz eti de ulu , rızaları ı kaza . buyurdular.
802- E û Beşîr El-Ensarî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir seferde Hazreti Peygamberin maiyetinde geceleyin istirahat ederken, Hazreti Peygamber, Zeyd bin Harise yi
gö derip asha a şu e ri verdiler:
Hiç ir deve i oy u da ça ve çı gırak gi i ir gerda lık ırakıl ası
uhakkak kesilsin ve koparılsı .
Mütercim:
Deve i oy u a ça ve çı gırak veya u ları e zeri ir şeyi asıl ası te zih yolu ile ekruh ulu duğu a u hadîsi şerif delildir. Bu u se ep ve hik etleri arası da şu lar sayıla ilir:
Ça , kâfirler tarafı da kulla ıldığı içi o lara uhalefet et ek gerekir. Ça ulu a irlik içi e elekler girmez. Yahut
öyle gerda lıklar hayva ı oğar veya o a eziyet verir. Yahut düş a da sakla mak ve gizli kalmak için o ları
çıkarıl ası gerekir. Yahud, hayvanlara göz değ esi diye oyu ları a takıla u gerda lıklara lüzu yoktur. Allah
Teâlâ ı hük ü ü o lar değiştire ez. O u içi kaldırıl aları uygu dur diye azı sebepler ileri sürülmektedir.
803- İ i A as dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Hiç ir erkek ya a ı ir kadı la aş aşa kal ası ve ir kadı da era eri de ir ahre i ikâh düş eye ek
şekilde yakı ir akra ası ulu adıkça asla sefere üç gü lük ir yol uluğa çık ası . Sonra ashaptan bir adam
ayağa kalkıp:
— Ya Resûlallah! Ben falanca savaşa çık ak içi yazıldı . Hâlbuki zev e ha a git ek içi yola çıktı. Be asıl hareket
edeyim? dedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem o a şu eva ı verdi:
Git, karı la beraber haccet!
Mütercim:
Bu hadîs-i şerife daya arak Ha efi ezhe i de ir kadı ha a, a ak ko ası veya aşka ir ahremi ile gidebilir. Şafii
mezhe i de ise, yol güve i varsa e iyetli kadı larla era er ir kadı ı ha a git esi aizdir.
804- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h) rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri, zincirler içinde cennete girecek kimselere taaccüb edecektir.
Mütercim:
Düş a eli de esir kalarak yahut zul e uğrayıp hapisha elerde oyu ları a zi ir vurulu oldukları halde öle ler
kıya ete u halde kalka aklar ve Allah Teâlâ o larda razı olup özel ir te ellisi ile o lara te elli ede ektir. Yahut
Müslümanları eli e esir düşe düş a lar ö e oyu ları a zi ir vurularak ha sedil işlerke kalpleri e doğa ir
hidayet gü eşi ile Müslüman olanlar, öylece cennete gireceklerdir. Yahut zincirlerle yola getirip ehlileştirilen yabaniler
gibi, zorla İsla a giripte sonradan kalpleri de i a uru kökleşerek e ete gire ekler kastedilmektedir.
805- Sa b bin Cesame (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ebvâ yahut Vedda gazası es ası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize sordum:
— Ya Resûlallah! azı düş a ları ıza ge e askı ları yaptığı ız za a arada ereya ede çatış ada il eyerek o
düş a ları kadı ları ı ve ço ukları ı da öldürüyoruz. Bu u hük ü edir? Hazreti Peyga er cevap olarak:
O kadı ve çocuklar, o larda dır düş a da sayılırlar . Koru, ancak Allah ı ve onun peygamberinin korusudur.
Başka hiç ki se içi koru ve hi aye yoktur. Şeriatı koruduğu ki seler a ak hi aye edilir. Böyle kasıdsız olarak
üşriklerde öldürüle kadı ve ço ukları öldürül eleri de gü ah yoktur.
Mütercim:
Düşmanla savaşırke kasten o ları kadı ları ı, ço ukları ı, ihtiyarları ı ve rahi leri i öldür ek aiz değildir. Kadı ları
a usları a, te avüz et ek de kesi olarak hara dır. Fakat hata yolu ile savaş es ası da u larda herha gi iri i
öldürülmesinde günah yoktur.
806- İ i A as dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
“akı siz Allah Teâlâ ı aza ettiği ateş ile hiç ir yaratığa azab etmeyiniz. Bir de her kim dininden (islâmdan)
dönerse, (tevbe etmeyecek olursa) onu öldürünüz.
807- Ebû Hureyre de ‘adıyaHahu A h rivayet edil iştir: Bir karı a, geç iş peyga erlerde ir peyga eri ısırdı.
Bu u üzeri e o peyga er, karı a yuvası ı yakıl ası ı e retti ve yakıldı. “o ra Allah Teâlâ Hazretleri, o
peygambere vahyetti ki, seni bir karı a ısırmakla sen Allah ı tes ih ede toplu larda iri i yaktı .
Mütercim:
Bir rivayete göre, o karı aları yaktıra peygamber Hazreti Üzeyr veya Hazreti Mûsâ (Aleyhisselâm) idi. Böyle gü ahsız
varlıkları yak ası da dolayı Allah tarafı da azarla ası ı sebebi, Üzeyr (Aleyhisselâm) Allah ı e riyle helak
edil iş ir kasa aya uğrayı a: Ya ‘a ! Bu helak edile ler içi de ço uklar, hayva lar ve gü ahsız ada lar da var idi.
Bu ları topta helak edil esi i se e i e ola ilir? diye hatırı da geç işti. O u içi adı geçe u peyga eri
ke disi de öyle ir işle karşılaş ıştı. Ya i elâ geli e, hepsi e gelir; hük ü ü a la ış oldu. Tev e ve istiğfar etti.
Bir de Hazreti Ali (‘adıyallahu A h Hazretleri, ke disi i ra ta ıyıp o a i adet ede di sizleri ateşe atarak yaktığı ı İ i
Abbas (‘adıyallahu Anhuma duyu a, şöyle de işti:
— Ben, Ali i yeri de olsaydı , o di sizleri yak azdı . Çü kü Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz: Siz
Allah ı aza ı ile aza et eyi iz, uyur uştu. A ak: Kim dinini değişirse o u öldürü üz hadîs-i şerifi ile a el
ederdi ve e redile şekilde o ları öldürürdü .
Sonra Hazreti Ali ye, İ i A as ı itirazı ulaşı a: — Be öyle düşü dü ve içtihat ettim, dedi. Âlimler bu hususta İ i
Abbas ı içtihadı ı isa etli görürler. Belki de bu hadîs-i şerif Hazreti Ali ye o za a a kadar ulaş a ıştı. Gerçek şu ki hiç
bir canlı ı yakıl ası aiz değildir; a ak kısas üstes adır, (yakan ki se yakılır .
808- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Kisra İra i paratoru helak oldu
uhakkak helak ola aktır . O da so ra kıya ete kadar ir daha Kisrâ
gelmeyecektir. Kayser (Bizans imparatorluğu
uhakkak helak ola aktır. Ondan so ra kıya ete kadar Kayser
gelmeyecektir. Yemin ederim ki, onları Kisrâ ile Kayser in) hazineleri Allah yolu da ölüşüle ektir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i e üyük u izeleri de sayılır. Çü kü o asırda Kisra ile
Kayser ülkü de aşka elli aşlı üyük i paratorluk yoktur. Böyle dü yaya hâkim durumda olan iki imparatorun
eli deki üyük şehirlerle ge iş arazileri ir avuç Müslümanı eli e geçe ile eği i hiç ir ferd düşü e ezdi. Üstelik u
hadîs-i şerif, Müslümanları e güç ve sıkı tılı ir za a ı ola He dek savaşı sırası da he dek kazılırke varit olmuştur.
Kur an-ı keri de so ra u hadîs-i şerif, Hazreti Peyga eri
u izeleri i e üyükleri de sayılır dersek, ü alâğa
et e iş oluruz.
809- Cabir den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Har , ir aldat adır düş a ı ozgu a uğrat ak ve yenmek için her çeşit taktik, hile ve aldat aya aş vurula ilir .
810- Berâ bin Azib (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Uhud gazası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem okçu piyade irliği e A dullah i Cü eyr i komutan tayin
et işti. O lar elli kişide i aret ir irliktiler. Hazreti Peyga er o lara şu kesi e ri ver işti:
“ize ha er gö derili eye kadar, sakı yeri izde ayrıl ayı ız; izi kuşları kaptığı ı gör üş olsa ız ile… Şayed
düş a ı ozgu a uğrattığı ızı ve o ları çiğ ediğimizi görürseniz, yine size haber gönderilinceye kadar yerinizden
ayrıl ayı ız.
Muha ereye tutuştukta so ra ö e İslâ ordusu düş a ı ozgu a uğrattı. Hadîs-i anlatan Berâ devamla der ki:
— Vallahi e , üşrikleri kadı ları ı , etekleri i yukarı kaldır ış, halhalları ve a akları açıl ış ir halde kaçıştıkları ı
gördü . Böyle, düş a ordusu u ye ilgiye uğradığı ı göre A dullah i Cü ery ku a dası altı daki okçu irliği
birbirlerine dediler ki:
— Ey arkadaşlar! Ganimete gidelim. Bizimkiler düş a a galip geldiler. Haydi, ne bekliyorsunuz? Ku a da ları olan
Abdullah bin Cübeyr ise: Resûlullah ı size verdiği e ri u uttu uz u? dedi. O lar şu uka elede ulu dular:
— Vallahi, biz de o lara katıla ak ve ga i ette asi i izi ala ağız. Böyle e ko uta ları ı dinlemeyip mevzilerinden
ayrıldılar. Bu lar ordu içi e girdikten sonra İslâ ordusu bozularak Medine ye doğru geri çekil eğe aşladı.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ri at ede lere şöyle sesle di: Ey Allah Teâlâ ı
ü i kulları! Ben, Allah ı
hak peygamberiyim. Sizden her ki düş a a karşı koyar ve saldırırsa onun için cennet vardır.
Hâlbuki Hazreti peyga eri etrafı da yal ız o iki kişi kal ış, diğerleri geri çekil işlerdi. Ya ı da kala lar, Ebû Bekir,
Ömer, Ali Abdurrahman bin Avf, Sa d bin Ebî Vakkas, Talha, Zübeyir, Ebû Ubeyde, Habbab bin Münzir, Sa d bin Muaz,
Üseyyid i Hudayr idiler. Hazreti Peyga eri Çağrısı ı işitir işit ez geri çekil ekte ola ları hepsi geri dö üp
savaş aya aşladılar. O gü , düş a lar yet iş Müslüman ü ahidi şehit et işti. Bu da ö e Bedir savaşı da
Müslümanlar yet iş üşriki öldür üşler ve yet iş kişiyi de esir al ışlardı. Uhud savaşı da, her iki taraf ozguna
uğrayıp savaş kesildikte so ra üşrikleri aşı E û “üfya , yüksek ir tepeye çıkıp Müslümanlara karşı üç defa: Muha
ed ara ızda ı sağ ı ? diye ağırdı. Hazreti Peyga er o a cevap verilmemesini ashaba bildirdi. Ebû
Süfyan, tekrar üç defa: - E û Bekir ara ızda ı? diye ağırdı. Bu a da cevap verilmedi. Tekrar üç defa: - Ö er ara ızda
ı? diye ağırdı. Bundan sonra Ebû Süfyan kendi ordusuna dönerek:
—Bu ları hepsi öldürüldü, dedi ve sevincini elirtti. Hazreti Ö er artık ke di i tuta ayarak:
— Ey Allah ı düş a ı! Vallahi, söylediği yala dır. “aydığı ki seler hep hayattadır. “e i kötü akı ete uğrata ak
kişiler yaşıyorlar, diye cevap verdi. E û “üfya karşılık verdi:
— Bedir gü ü e karşılık ir gü oldu. “avaşlar karşılıklıdır ki i i siz, ki i i de iz kaza ırız . “iz ölüleri iz içi de kol ve
aşları kesil iş, karı ları deşil iş, paramparça edil iş cesedler ula aksı ız. Gerçi öyle yapıl ası ı e e ret edi .
Fakat u hareketi yadırga ış da değili . “o ra E û “üfya ,
— Ey Hübel (putumuz)! “e yü e ol, diye şiir oku aya aşladı. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashaba:
Ona cevap vermeyecek misiniz? buyurdu. Ashab:
— Ya Resûlallah, ne diyelim? dediler. Hazreti Peygamber: Allah en yüce ve en uludur, deyiniz. uyurdu ve u şekilde
karşılık verildi. E û “üfya :
— Bizim Uzza putumuz var, sizin Uzza niz yok, dedi. Hazreti Peygamber Ashaba: Ona cevap vermeyecek misiniz?
buyurdu. Ashab:
— Ya Resûlallah, ne diyelim? dediler. Hazreti Peygamber: Allah Teâlâ bizim yardı ı ızdır, sizin yardı ı ız yoktur
deyin uyurdu ve u şekilde cevap verildi.
Mütercim:
Ebû Süfyan ı ordusu Mekke ye döndü. Bu arada Ebû Süfyan ı ordusunu takib için Medine den bir birlik gönderildi.
Ebû Süfyan tekrar Medine ye hü u et e işi i arkadaşları ile görüştü ve istişarede ulu du. A ak Medi e den bir
üfreze çıkarıldığı a göre, Müslümanlar ye ide toparla dılar diye kalpleri e korku ve dehşet düş ekle geri dö üp
Müslümanlarla savaş akta kaçı dılar ve Mekke ye dö üşü ter ih ettiler.
Uhud savaşı da şehit olanları e üyüğü, Hazreti Peyga eri a ası, “eyyidü ş-Şüheda Hazreti Ha za ‘adıyallahu
A hu idi. İki i dere ede de asha ı e ü lüleri de ola ve ilk olarak Medi e ye hi ret edip Medi e halkı a di leri i
öğret ek içi görevle dirile Mus ab bin ??? (‘adıyallahu A h Hazretleri idi. Şi di her ikisi i ziyaret edile
ezarları
Uhud dağı ı eteği de ulu aktadır. Allah Teâlâ her ikisi de ve ütü asha ı kira da razı olsu .
811- Seleme bin Ekva (‘adıyallahu A h der ki:
Medine de çıkıp eşeliğe doğru gidiyordu . Meşeliğe yakı ir yokuşta ike A durrah a i Avf ı kölesi pek acele
ve telâşlı ir halde karşı a çıktı. Ben:
— Allah sa a iyilik versi , u telâşı e? diye sordu . Ba a şu eva ı verdi:
— Peyga er efe di izi
eşelikte, çayırda ola ütü sağılır develeri i aşırıp götürdüler. Ben sordum:
— Kim götürdü?
— Gatfan ve Fezâre kabileleri götürdü, dedi. Ben var kuvvetim ile üç kez seslendim:
— “a ah askı ı var!.. Geli iz, yetişi iz... Böyle e sesi i, iki kara taşlık arası da ulu a Medi e şehri i her tarafı a
işittirdi . Ben de develeri aşıra ları arkası da hemen yaya olarak koş aya koyuldum. Nihayet yağ a ılara yetişti .
Bunları üzeri e ok yağdır aya, aşladı . He de o lara:
— işte ben, ibnü l-Ekva yi . Bugü , alçakları akı eti i
elli ola ağı ir gü dür, diyor ve deva lı olarak
yağdırıyordu . “o u da aşarıyla ulaştı . O lara su iç e fırsatı ı da ver edi . Develeri o lara ıraktırarak
kurtardı . Topluca o develeri alıp Medine ye götürürken yolda Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri
karşı a çıkageldi. Yediyüz kadar süvari ile e i feryadı üzeri e çıkıp geliyorlardı. Be dedi ki:
— Ya Resûlallah! Gatfa ve Fezâre ka ileleri de irkaç eşkıya so dere e susa ışlardı. Be o lara su iç eğe ile
fırsat ver edi , develeri izi kurtardı . Fakat o lar su te i i ile eşgul ola akları da o ları takıp içi ir irlik
gönderiniz. Hepsini öldürelim veya esir edeli , elleri deki alları alalı . Hazreti Peyga er a a şöyle uyurdu:
Ey ibnü l-Ekva! Develeri ele geçirdi , artık rahatla! He de kişiler, ke di ka ileleri de ağırla ırlar o lar adi hırsız da
olsalar ka ileleri o lara arka çıkar .
812- Ebû Mûsâ dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Düş a eli de kala esiri fidye vererek kurtarı ız. Açı doyuru uz. Hastayı ziyaret edi iz.
813- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ensar dan azıları: Ya Resûlallah! dediler, üsaade uyurursa ız he şire izi oğlu (ve sizin a a ız ulu a Bedir
savaşı esirleri de A as ı kurtul ası içi vere eği fidyeyi ke disi e ağışlayalı , al ayalı . Hazreti Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem :
Fidye i ir Dirhe i i dahi ıraka azsı ız fidye i ta a ı ı o da ala aksı ız buyurdu.
Yani, Bedir de esir edilen amcam Abbas, amcazadem (Ebu Talibin oğlu Akîl ve Nevfel bin Haris de , kurtul aları içi
şart kılı an kırk ukıyye altı ı tamamen ala aksı ız. “o ra u iktar altı Hazreti Abbas da alı ış ve gaziler arası da
ölüşül üştü. Daha so ra Hazreti A as Müslüman olarak İslâ
üyükleri arası a girdi. Ga i et alları da çoğalı a,
Ey Peygamber! Ellerinizdeki esirlere söyle; Eğer Allah katı da kalplerinizde bir iman varsa Allah size, sizden Alı a
fidyeden daha hayırlısı ı verir. (Enfal s. ayet 70) mealindeki ayeti kerimeyi Hz. Peygamber okuyarak Allah ı vaadi
üzere, A as Hazretleri e kaldıra ile eği kadar altı al ası ı uyur uşlardı.
814- Seleme bin Ekva (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir seferde iken İslâ ordusu içine bir casus girdi ve ashap ile bir müddet
ko uştukta so ra kay oldu. Hazreti Peyga er duru u öğre i e:
O u arayı ız ve öldürü üz. buyurdu. Sonra aranarak bulundu ve Seleme bin Ekva tarafı da öldürüldü.
815- İ i A as dan (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
İ i Abbas (‘adıyallahu Anhuma) hazretleri:
— Ah perşe e gü ü! Nasıl ir perşe e gü ü idi O? diyerek ağla ağa aşladı. Ağladı, ağladı... Göz yaşları da yer
ısla dı. Sonra dedi ki
— Bir perşe e gü ü idi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i hastalığı şiddetle di. O es ada Hazreti
Peygamber:
Bana yazı yazıla ak bir şey getiri iz; size bir yazı yazayı ki, bundan sonra ebediyyen sapıt azsı ız. buyurdu. Kimi
âlimler, bu vasiyetin, Hazreti Ebû Bekir i halifeliği e dair ola ile eği i söyle işlerdir. “o ra Hazreti Peygamberin
huzurunda bulunanlar arası da ihtilâf oldu. Bazıları getireli , dedilerse de Hazreti Ö er u a razı ol adı. Şi di
peyga er ağır sa ılar içi dedir, ke disi i rahatsız etmeyelim. Elimizde Allah ı kita ı Kur an var ki, her ihtiya ı ıza
cevap verecek niteliktedir, dedi. Bu şekilde tartış alar uzayı a, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem o lara şöyle
buyurdu:
Bir peygamberin huzurunda ü akaşa çıkar ak uygu değildir.
Orada ulu a ları ir kıs ı: - Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, hastalığı şiddeti de ke di de
geç iş ola ilir za ıyla, elki sayıkladı, dediler. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
Be i yal ız ırakı . Şu a da içi de ulu duğu hal, a a izafe ettiği iz halde çok iyidir ağır sa ılar içi de ol akla
era er şuuru yeri dedir . buyurdular. Sonra sonsuzluk âlemine göçerlerke üç şey vasiyet ettiler:
1) Bütü
üşrikleri Ara yarı adası da çıkarı ız, Dış Ülkelerde gele elçilere, e i yaptığı gi i ikra edi iz.
Hadîs-i şerifi rivayet ede , üçü üsü ü u uttu , dedi.
Mütercim:
Bir rivayete göre üçü üsü, Üsa e ordusu u hazırla ası idi. Yahut yakı ları a iyilik et ekle ilgili idi, şekli de
görüşler vardır.
Arab yarı adası, yal ız Hi az ölgesi ile, İ a Şafii Hazretleri ne göre Mekke, Medine ve Umman bölgeleri ile bu üç
yere ağlı yollar ve ütü kasa alardır. Fakat İ a Aza Hazretleri e göre, herha gi ir iş içi gayri üsli leri Hi az
bölgesine hatta Harem-i şerife gir eleri aizdir. Şafii Hazretlerine göre ise, bir ihtiyaç için gayri müslimler Hicaz
bölgesine girebilirlerse de, Harem-i şerif hudutları içi e gire ezler. Bu hadîs-i şerife uyularak Hazreti Ömer za a ı da
Hicaz bölgesi tamame
üşriklerde te izle işti.
816- İ i Ö er ‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Babam Ömer (‘adıyallahu Anh), Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in beraberinde eş-on kişilik bir gurup halinde,
kâhinlik yapmakta olan ibni Sayyad adı daki Yahudî ir ço uğu bulunduğu yere gittiler. Nihayet o u Be i Meğale nin
bir yüksek i ası ya ı da erkek ço uklarla oy arke uldular. İ i “ayyad uluğ çağı a yakı ir yaşta idi. Hazreti
Peyga er, eli i o u sırtı a değdiri eye kadar o ço uk gele leri farkı a var a ıştı. Hazreti peygamber ona:
Allah ı peyga eri olduğu a şahidlik eder isi ? diye sordu. İ i Sayyad, Hazreti Peygambere bakarak:
— Ben şahidlik ederim ki, sen ümmilerin peygamberisin, dedî ve Hazreti Peygamber e sordu:
— Sen, benim Allah ı peygamberi olduğu a, şahidlik eder isi ? Hazreti Peyga er o a şu eva ı verdi:
Ben Allah a ve onun bütün peygamberlerine iman ettim. Hazreti Peygamber, o kâhine sordu:
Ne görüyorsun? İ i “ayyad dedi ki:
— Ba a doğru da geliyor, yala ı da geliyor.. Hazreti Peyga ber ona:
“e i işi kar aşık! buyurdu. Sonra Hazreti peygamber ona:
Be içi de se i içi
ir şey tuttu
il akalı
edir? . uyurdu. İ i “ayyad; — DUH dur! dedi (Hazreti
Peygamber, Kur a da geçe Duha ayeti i tut uştu. Bu kâhi a ak keli e i ir kıs ı ı söyleye ildi: Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona:
Defol! Haddi i hiç ir za a aşa aya aksı (sen ancak bir kâhinsin) . buyurdu. Ömer ‘adıyallahu Anh dedi ki: — Ya
Resûlallah, izi ver de şu u oy u u vurayı . Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Eğer u ço uk De al ise, sen o u öldüre ezsi , o u a ak Hazreti İsa Aleyhisselâ öldüre ektir . Eğer Deccal
değilse, o u öldür e de sa a ir fayda yoktur.
Bir rivayette de ibni Sayyad ı annesi oğlu a müdahale ederek dikkatini çekti ve oğlu u ko uş ası a e gel oldu.
Bunun üzerine Hazreti Peygamber: Eğer annesi ıraksaydı, durumunu meydana, koya aktı. buyurdu.
Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selle , i sa lara hita e ir ko uş a yaparak Allah a yaraşır şekilde ha d ve
sena etti. Sonra Deccal i a lattı ve dedi ki:
Be sizi o da sakı dırırı . Her peyga er uhakkak o da De al dan) kavmini sakı dır ıştır. Hazreti Nûh da
ondan kav i i sakı dırdı. Fakat e size o u hakkı da ir söz söyleye eği ki, u sözü hiç bir peygamber, kavmine
söyle e iştir: Bili iz ki, o De al tek gözlüdür, ir gözü kördür . Allah Teâlâ tek gözlü değildir.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi üst kıs ı ı
a ası üçyüz seksen üçüncü hadîsde geç iştir.
817- Huzeyfe (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize buyurdu: Ba a İslâ ı ka ul edip şehadet getire erkekleri adları ı
yazı . Biz de i eşyüz isi yazıp getirdik. Buyurdular ki: Artık iz, i eşyüz kişi oldukta so ra düş a da korkar
ıyız.
Huzeyfe der ki: Şi di akıyoru , Müslümanlar bu kadar çoğal ışke izi ir korku kapla ış. Şi di ir ki se, yal ız
aşı a a az kılıyor da, a azı da ile korkuyor. Hâlbuki He dek, Uhud ve Hudey iye savaşları da i eşyüz gi i az
ki seler olduğu uz halde düş a da korku, hatırı ıza ile gel iyordu. Şi di ede korkuyoruz, hayret ediyoru !...
818- Hazreti Cabir (R.A.) der ki:
Hendek savaşı a hazırla ırke bir gün Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimize dedim ki, Ya Resûlallah,
e i
ir toklu vardı. “ize ikra içi kesti ve ir iktar, da arpa u u hazırladı . Bera eri izde irkaç kişi ile
evimize buyurur musunuz? Hazreti Peygamber Hendek de bulunan bütün ashaba hitaben :
Ey Hendek liler! Ca ir ize sofra hazırladı. Ça uk olu uz, davete gideli ! diye seslendi. (Böylece bir toklu ile bir
iktar arpa u u da i aret ye ek i eşyüz kişiye, peyga eri ir u izesi olarak kâfi geldi.
819- Ümmü Halid (R.A.) der ki :
“ırtı da sarı ir e tari olduğu halde a a Halid le beraber Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna
vardık. Hazreti peyga er, e i e tari içi :
Cici, cici... uyurdu ve sırtı ı okşadı.
Bir ara, Hazreti Peygamber in iki kürek ke iği arası daki peyga erlik ührü ile oy a ağa aşladı . Ba a ,
oy a a diye e i azarladı. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem babama:
Ço uğa iliş e dedi ve yeni entarim için (güle güle eskit ve yıprat, so ra güle güle eskit ve yıprat, so ra (güle güle)
eskit ve yıprat! buyurdu.
Gerçekte Ü
ü Halid, Hazreti peyga eri duası üzere çok yaşadı ve e tarisini, büsbütün eskiyip soluncaya kadar
at adı.
820- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bir gün bize hitap ederek hırsızlık ve aI aşır ada ahsetti ve bize
şöyle uyurdu:
“akı sizde biri izle kıya et gününde, boynunda meleyen bir koyu veya kiş eye
ir at olduğu halde
karşılaş ayı ! Ya Resûlallah imdadı a yetiş, diye ek. Be de, se i içi ir şey yapa a . Sa a te liğ et iş idi ,
diye eği . Veya oy u da öğüre bir deve ile gelip, Ya Resûlallah e i kurtar, diye ek. “e i içi ir şey yapa a ;
sa a öyle ola ağı ı te liğ et iş idi , diye eğim.
Veya oy u da altı – gü üş taşıdığı halde gelip, Ya Resûlallah a a yardı et! Diye ek. Be de, se i içi ir şey
yapa a , sa a daha ö e te liğ et işti , diye eği .
Yahut oy u da dalgala a sayfalar olduğu halde gelip Ya Resûlallah a a yardı et! Diye ek. Be de se i içi ir şey
yapamam. Daha ö e sa a ildir işti , diye eği .
Ya i, ga i et alları da ve Müslümanları hazi esi de
al aşır ayı ız, hırsızlık et eyi iz. Ayeti keri ede
buyrulduğu üzere hırsız, kıya et gü ü de çaldığı al ile gele ektir, rüsvay ola aktır.
Mütercim:
Bu hadîs i Şerifte geçen ‘uka keli esi e orç se edi, kağıt veya ku aş ve ez parçası a aları ı ver işlerdir. Bu
keli e i kağıt a ası da ol ası daha uygu dur.
821- Abdullah bin Amr R.A. der ki:
Bir seferde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i eşyaları ı taşıyıp koruya Kirkire adı da ir ada vardı. “o ra u
adam öldü. Bunun içi Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
O cehennemliktir. i sa lar gidip o u duru u u araştırdılar da, ga i et alı da aşır ış olduğu ir hırkayı
buldular. Çalı a
al az dahi olsa fe a ir iştir.
822- Enes (R.A.) der ki:
Usfan seferinden Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte dönüyorduk. Resûlullah devesi e i iş, arkası da
(redifinde) da zev esi Huyey kızı “afiyye ‘.A. vardı. Derke Hazreti Peyga eri devesi sürçtü ve ikisi de yere
düştüler. E û Tâlha atılarak:
— Ya Resûlallah! Ca ı , yolu a feda olsu , sa a ir şey oldu mu? dedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem :
Hayır, a a ir şey ol adı . “e kadı a ak o a yardı ı ol . uyurdu. E û Talha he e
aşlahı ı yüzü e tutarak
Hazreti Safiyye nin ya ı a gitti ve onu Hazreti Safiyye i üzeri e attı. “o ra dö üp Resûl i Ekrem ile Hazreti Safiyye nin
devesi i iyileştirdi. Hazreti Peyga er ile Hazreti “afiyye ay ı şekilde deveye i diler. Biz de Hazreti Peyga eri
çevreleyerek Medine ye doğru yürüdük. Medi e şehri i gördüğü üz za a Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem :
Biz dönenler, tevbe edenler, ibadet edenler ve Rabbimize hamd edenleriz. buyurdu. Medine ye girinceye kadar bunu
söylemeye devam etti.
Mütercim:
Bu olayı Usfa gazası da dö üşte değil de, Hay er gazası da dö üşte olduğu u söyleye ler de vardır.
823- Cabir de ‘.A. rivayet edil iştir i
Bizde iri izi ir erkek ço uğu doğ uştu. Ada ço uğu a Kası adı ı verdi. “o ra E sar o ki seye dediler ki, iz
sana Ebu l-Kası kası ı a ası kü yesi i veremeyiz. Bunun üzerine adam, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in
huzuruna gelerek dedi ki:
— Ya Resûlallah! Be i
ir erkek ço uğu oldu. O a Kası adı ı verdi . Fakat E sar, iz sa a E u l-Kasim künyesini
veremeyiz ve sana: Ey Ebu l-Kasi ! gözü aydı olsu , diye eyiz, dediler. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona
şöyle uyurdu:
Ensar güzel söyle iştir. Siz benim adı ı takı ız; fakat benim künyemle künyelenmeyiniz. Hem de ben Kasim im
(Allah ı verdiği i etleri ara ızda öle i .
Mütercim:
Zahirîlerle îmam Şafii Hazretleri i ir görüşü e göre, Hazreti Peyga erde aşkası a E u l-Kasim künyesini vermek
aiz değildir, î a Malik e göre, karışıklık ol ası diye u yasak, Hazreti Peyga eri za a ı a ait idi. Şi di ise u
künye ile künyelenmek caizdir. ibni Cerir de, bu yasak hara ol ayıp edeb yönünden tenzihen mekruhtur, der.
Bir kısı âlimler de, bu yasak, Muhammed veya Ahmed ismi ile birlikte Ebû l-Kasim künyesi ile künyelenenler içindir;
yoksa yal ız E u l-Kasi kü yesi i al ak aizdir, de işlerdir.
Netice olarak, Ebu l-Kasim künyesini al a ak e ihtiyatlı yoldur.
824- Ebû Hureyre den ‘.A. rivayet edil iştir:
Be size ke diliği de ver iyor veya veriyor değili . Be
ir taksi atçıyı . Ba a e redildiği şekilde dağıtırı .
825- Havle den (R.A.) rivayet edil iştir:
Birtakı i sa lar vardır ki, Allah ı
alı a haksız yere dalarIar kapışırlar . Bu lar içi kıya et gü ü de ehe
vardır.
e
826- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Geç iş peyga erlerde biri gazaya çıka ak oldu. Kavmine (ordusuna) dedi ki, içinizde henüz evlenmiş olupta zifafa
gir eye varsa, a a uy ası , e i le savaşa gel esi ; çü kü o u zih i gelinle eşguldür . Yi e içi izde ki
ke disi içi ir ev yap ış da he üz çatı ve tava ları ı ta a la a ışsa, a a uy ayıp ayrılsı . Yi e içinizde ticaret
aksadı ile koyun satı al ış yahut ticaret için yüklü develer satı al ış da o ları doğu u u ekleye varsa, ayrılsı
savaşa katıl ası .
Böyle ki seleri o peyga er ayırdıkta so ra savaşa aşladı. ikindi a azı vakti de yâhud iki di vakti e yakı ir
za a da şehre yaklaştı. “o ra o peyga er gü eşe hita ederek :
— Ey gü eş! “e i görevi at aktır. Be i de görevi gü eş at ada ö e u şehri fethet ektir u u la
e redildi . Ya ‘a ! “e şu gü eşi, fetih ta a la ı aya kadar tut, at ası ; diye dua etti. O u duası ka ul
edilerek, fethi ta a la ası a kadar gü eş at adı. Allah Teâlâ Hazretleri o peyga ere şehri fethi i asi kıldı.
“o ra o peyga er Yuşa Aleyhisselâ , ga i et alları ı ir yere topladı. Ga i et alları ı ye ek içi ateş geldi ise
de, o lara ağzı ı değdir edi, Yuşa Aleyhisselâ , içi izde ga i et alı a hıya et ede ada vardır. Her ka ilede ir
ada , gelsi , a a iat etsi , dedi. Her ka ile reisi gelip Yuşa Aleyhisselâ a biat etti; Ancak bunlardan bir reisin eli,
Yuşa Aleyhisselâ ı eli e yapıştı, kaldı. Yuşa Aleyhisselâm ona:
— Bu hırsızlık ve hıya et, senin kabilenden olmuştur; öyle ise, bütün kabile ferdleri gelsin biat etsinler, dedi. Gelip biat
ettiler. Biat ederlerken, iki veya üç kişi i eli Yuşâ Aleyhisselâ ı eli e yapıştı. Yuşa Aleyhisselâ o lara:
— İşte hıya et ve hırsızlık sizdedir, dedi. He e öküz aşı kadar altı külçesi getirildi ve ga i et alı içerisi e ko uldu.
O a da ateş gelip ga i et alları ı yedi. )a a ı ızda ise, Allah Teâlâ Hazretleri bizim acziyet ve zafiyetimizi gördü.
Bize ganimet alları ı helal kıldı.
827- Cabir (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Ciirrane adı daki yerde Hevazin kabilesinin ga i et
bölerken, bir kimse gelip Hazreti Peygambere hitaben:
— Adaletli ol, ga i et alları ı adalet üzere böl), dedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona:
Eğer e adaletli ol azsa , ke di
ed aht oluru .
alları ı
828- Abdurrahman bin Avf (R.A.) der ki:
Bedir savaşı da uhare e içi saf hali de ike sağ ve sol tarafı a göz gezdirdi . Medi e halkı da iki ge ç arası da
ulu duğu u gördü . Ke di ke di e dedi ki, keşke öyle körpe delika lılar arası da değil de daha güçlü kişiler
arası da olsaydı . Bu arada o ge çlerde iri eliyle beni dürttü ve;
— Amca! Ebû Cehil i ta ır ısı ? dedi. Be de:
— Ta ırı , E û Cehil i e yapa aksı ? dedi . Ba a şöyle dedi:
— Duydum ki, Ebû Cehil, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selle Efe di ize kötü sözler söyler iş. Ca ı kudret eli de
olan Allah Teâlâ Hazretleri e ye i ederi ki, o u ir defa göre ek olursa , ha gi izi e eli daha yakı ise, iki izde
biri öl edikçe o u ırak aya ağı .
A durrah a i Avf der ki: O delika lı ı u sözleri e şaştı . He e öteki ge ç de, e i eliyle dürttü ve ay ı şeyi
söyledi. Arada fazla ir za a geç edi, savaşçılar arası da dolaş akta ola E û ehil gözü e ilişti. He e o iki
ge e. İşte aradığı ız E û Cehil şu ada dır, diyerek işaret etti . He e her ikisi fırlayıp kılıçları ile Ebû Cehil i
öldürdüler. Bu iki genç, Hazreti Peygamberin huzuruna gelerek Ebû Cehil i öldürdüklerini söylediler. Hazreti Peygamber
onlara sordu:
Ebu Cehili hanginiz öldürdü? Her ikisi de ben öldürdüm diye iddia etti. Hazreti Peygamber onlara:
“iz kılıçları ızı sildi iz i? Diye sordu. Onlar:
Hayır, Ya ‘esulallah sil edik, dediler. Hazreti Peyga er her ikisi i kılı ı a aktı. “o ra:
Gerçekte o u iki iz öldür üşsü üz. Buyurdu. E u Cehili şahsi eşyası ı Muaz i A r i El Ce uh adı daki ge e
verdi. Diğer ge i adı Muaz i Afra idi.
Mütercim:
Muaz bin Amr ı kılı ı, E û Cehil in ede i e daha çok gir iş olduğu da yahut önce Ebû Cehil i yere düşürdüğü de
eşyayı al aya hak kaza ıştı. Yahut u ga i et işi ko uta ı yetkisi e ağlı olduğu içi dilediği e verir, de işlerdir.
829- Enes de ‘.A. rivayet edil iştir:
Ben kalplerini kazanmak için ganimet alları da Kureyşlilere veriyorum; çünkü cahiliyetten henüz çık ışlardır.
830- Enes (R.A.) der ki:
Cenab-ı Hak, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e Hevazin kabilelerinin alları da ga i et ihsa edi e Hazreti
Peygamber Mekke halkı da İslâ ı he üz ka ul et iş ulu a azı kişilere yüz deve verdi. Ensar dan (Medine li
ashaptan) azıları itiraz yollu sözler söylediler: Allah Teâlâ, ‘esûlullah ı bağışlası ; izi ırakıp Kureyş kav i e al
veriyor. Hâlbuki kılıçları ızda o ları ka ları da la aktadır.
Enes der ki: Ben hemen onları bu sözlerini Hazreti Peygambere arz ettim, bildirdim. Bunun üzerine Hazreti Peygamber
Ensara (Medine li ashaba) haber gönderip hepsini deriden bir çadır altı a topladı ve ya ları a E sar dan olmayan hiç
ki se sokul adı. O lar böyle toplu halde iken Hazreti Peygamber ya ları a geldi ve uyurdu:
“izde aldığı ha eri aslı edir? Ensar ı ileri gele leri dediler ki: A layışlı kişileri iz hiç ir şey söyle ediler.
İçi izde azı kişiler de var ki, pek ge ç sayılırlar; o lar söyle iştir. Hazreti Peyga er şöyle ko uştu:
Be , küfürde he üz kurtul uş ola azı kimselere, kalpleri i İslâ a ısı dır ak içi , ga i et alları da veriyorum.
Onlar (Mekke deki) evlerine alları ile gitsi ler. “iz vata ı ıza Medi e deki evlerinize) Allah Teâlâ Hazretlerinin
Peygamberi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile dö e eksi iz! u a razı değil isi iz? Allah a yemin ederim ki, sizin, geri
dö erke era eri izde getire eği iz peyga er , o ları geri dö erke era erleri de getire ekleri de
alda
daha hayırlıdır. Ensar buna cevaben:
— Evet, u izi içi daha hayırlıdır, Ya Resûlallah... Gerçekte iz razıyız, dediler. Sonra Hazreti Peygamber şöyle
devam etti:
Benden so ra siz, çok ağır şekilde kayır alara şahid ola aksı ız. Kevser havuzu aşı da Allah a ve onun peygamberine
kavuşu aya kadar sa redi iz.
831- Cübeyr bin Mut im (R.A.) der ki:
Hu ey savaşı da dö erke
e ve diğer asha , Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraberdik. Bir ara
Bedeviler Hazreti Peyga eri etekleri e yapışarak ga i et alları da istediler. Hazreti Peyga eri, rahatsız
ettikleri de o u se ure sakız ağa ı ı altı a sığı aya e ur ettiler. Bu arada edeviler, Hazreti Peyga erin
üstlüğü ü kaptılar. Hazreti Peyga er, edevilere şöyle uyurdular;
Benim üstlüğü ü veriniz. Eğer ya ı da bu dike leri sayısı a deve olsaydı, muhakkak o ları ara ızda ölerdi . Be i
pi ti veya yala ı veya korkak ul a sa a yı ız.
832- Abdullah dan ‘.A. rivayet edil iştir:
Hu ey gazası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, azı ki seleri seçerek o lara ga i et alları da
fazla a verdi. Bu lar arası da Muellefe-i kulub den = Kalpleri İsla a ısı dır ak iste e lerde Akra i Ha is adı daki
zata yüz deve verdi. Uyey e adı daki ada a da yüz deve verdi. Ara ı eşrafı da azı ki selere de, diğerleri de fazla
mal verdi. Sonra bir adam, buna itiraz ederek: Vallahi bu taksimde adaletsizlik oldu ve Allah ı rızası gözetil edi, dedi.
ibni Mes ud der ki: Vallahi! u ada ı sözü ü Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e ildire eği , dedi . “o ra
gittim haber verdim. Bunun üzeri e peyga eri iz şöyle uyurdu:
Allah Teâlâ ve peygamberi âdil olmayacak da kim âdil olacak? Allah Teâlâ, Mûsâ Aleyhisselâm a rahmet etsin! vaktiyle
ona bundan daha çok eziyet edil işti de sa ret işti.
Mütercim:
Enfal sûresinin birinci ayeti kerimesinde: Sana ganimet alları da soruyorlar. De ki, bu ganimetlerin bölünmesi
Allah a ve onun peygamberine aittir. buyrulduğu üzere ga i et alları ı ölü esi doğruda doğruya Hazreti
Peyga ere ırakıl ıştır. Bir de Kalpleri kaza ıl ak iste e Kureyş ka ilesi i
azı ileri gelenlerine fazlaca mal
veril esi el ette ir se e ve hik ete ağlıdır. Bu akı da hiç ki se i Hazreti Peyga eri yaptığı iş ve taksi e
itiraz hakkı yoktur.
833- Amr bin Avf EI-Ensari (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Bahrey ölgesi i izye ve haraç vergileri i toplayıp getir ek içi E û U eyde
bin Cerrâh ı görevle dir işti. Daha ö e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bahrey halkı ile haraç ve izye içi
elli ir iktar üzeri e a laş a yapıl ış ve u ölgeye asha ı
eşhurları da Ala i Hadre î yi de vali tayin
et işti. “o ra E û U eyde, Bahrey halkı ı vergilerini toplayarak geldi. Böyle büyük bir mal ile gelişi, asha ı kira ı
Hazreti Peygamber ile namaz kıldıkları bir sabah vaktine rastladı. Ebû Ubeyde i çok fazla ir al ile geldiği i duya
ashab-ı kira , sa ah a azı ı itirir itir ez he e E û U eyde yi karşıla ağa çıktılar. Bu es ada Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, gülü seyerek o lara şöyle uyurdu:
“a ıyoru ki, siz, E û U eyde i ir şeyle al ile geldiği i İşitti iz? o u içi koşuşuyorsu uz . Onlar:,
— Evet, ya Resûlallah... dediler. Hazreti Peyga er o lara: İyi ser olu uz ve sizi sevi dire ek hayırlı şeyi isteyi iz.
Vallahi, sizi içi korktuğu şey fakirlik değildir. Fakat sizi içi tek korktuğu şey, dü yalığı , sizde ö ekilere
ollaştığı gi i size de ollaş ası, dü yalık içi reka ete düştükleri gi i sizi de reka ete düş e iz ve dü yalık, o ları
mahvettiği gi i sizi de ahvet esidir.
834- Abdullah bin Amr dan ‘.A. rivayet edil iştir:
Ki haksız yere ir zi
îyi islâ ülkesi de güve e ile yaşayan gayri müslimi) öldürürse, cennet kokusunu alamaz,
Hâlbuki e eti kokusu, kırk yıllık esafede alı ır.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi görü üşteki a ası a akılırsa, e iyet ve güve altı da ulu a ir ya a ıyı veya zi
îyi öldüren
ki se e ette
ahru kalır. Fakat bu hadîsin ma ası, Ehli “ü et âlimleri e göre, öyle ir suç işleye ki se ilk
e ete gire lerle era er gire ez ve kırk yıllık esafede e et kokusu u ala larla birlikte bu kokuyu alamaz.
Çünkü insan öldüren kimse ebedi olarak cehennemde kalmaz. Yahut bu hadîs-i şerif tehdit için varit ol uştur, de ilir.
835- Ebû Hureyre (R.A.) der ki:
Hayber i fethi de ir Yahudi kadı ı, pişirdiği zehirli ir koyu u Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gönderdi.
Hazreti Peyga er u u farkı a vararak asha ı kira a şöyle uyurdu:
Hayber de e kadar Yahudi varsa a a toplayı . Ashab-ı Kira da Hay er de bulunan bütün Yahudi leri toplayarak
Hazreti Peygamberin huzuruna getirdiler. Hazreti Peygamber, Yahudi lere dedi ki:
Gerçekte e size ir şey sora ağı , a a doğruyu söyler isi iz? Yahudi ler:
— Evet, doğruyu söyleye eğiz, dediler, Hazreti Peygamber onlara:
— “izi ata ız ki dir. ? diye sordular Onlar:
— Fala adır, dediler. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Yalan söylediniz, sizin atanız fala adır, dedi. Yahudi ler Hazreti Peygamberi doğrulayarak;
— Evet, uyurduğu uz gibi fala adır, dediler. Hazreti Peygamber tekrar;
Şi di size ir şey sorarsa , a a doğrusu u söyler isi iz? diye sordu. Onlar:
— Evet, yâ Ebe l-Kasi ! doğruyu söyleye eğiz; çü kü yala söyle iş olsak, yala ı ızı ile eksi iz. Az ö e ata ız
hakkı da yala ı ızı il işti iz, dediler. Hazreti Peygamber onlara sordu:
Cehennemlik olanlar kimlerdir? Yahudiler dediler ki:
— Cehe e de kısa ir üddet iz kala ağız ve so ra ehe e de izi yeri izi siz ala aksı ız. Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem onlara:
Defolu ! Vallahi, ehe e de hiç ir za a sizi yeri izi al aya ağız buyurdu. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi
ve Sellem Yahudi lere:
Şi di size ir şey sorarsam doğrusu u bana söyler misiniz? diye sordu. Onlar;
— Evet, ey Ebe l-Kasi ! “a a doğrusu u söyleriz, dediler. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
“iz u piş iş koyu u zehirledi iz i? diye sordu. Yahudi ler:
— Evet iz o a zehir kattık, dediler. Hazreti Peygamber sordu:
Bu u içi yaptı ız, se e i e idi? Yahudiler:
— İstedik ki, yala ı ise iz, sizde kurtul uş olalı ; yoksa gerçek peyga er ise iz u zehir size zarar vermeyecekti.
dediler.
Mütercim:
Bu ette yiye Bişr i Berâ, zehirle erek öldüğü de )ey e adı daki u Yahudi kadı kısas olarak ida edildi; Diğer
Yahudi lere eza veril eyerek ser est ırakıldılar.
836- Sehl ibni Ebî Hasme (R.A.) der ki:
Hay er fethedilip sulh yapıldıkta so ra, A dullah i “ehl ile a ası oğlu Muhayyisa, hur a satı al ak içi
beraberce Hâyber e gittiler. Hâyber e girdikten, sonra birbirlerinden ayrıldılar. Sonra Muhayyisa, Abdullah ı
ulu duğu yere varı a, o u orada ka lar içi de ölü olarak uldu. Muhayyisa, A dullah ı defnettikten sonra Medine ye
döndü. Maktulü a ası A durrah a i “ehl ile, a a ço ukları ve Mes ud bin Zeyd in oğulları Muhayyisa ve
kardeşi Huveyyisa, u olayı ha er ver ek içi üçü ir arada Hazreti Peyga eri huzuru a girdiler. Bu üç kişi i yaşça
e küçüğü A durrah a idi. Ö e A durrah a söze aşlayı a, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri
ona:
Büyüğe söz ver, üyüğe söz ver ö e yaşı üyük ola söze aşlası
buyurdu. Abdurrahman sustu. Sonra Muhayyisa
ile Huvayyişa ayrı ayrı olayı a lattılar. “o ra Hazreti Peyga er onlara:
Siz katilinize yahut has ı ıza karşı hak kaza ak içi ki olduğu a ye i eder isi iz? diye sordu. Onlar:
— Biz gözleri izle gör ediği iz halde asıl ye i ederiz, dediler. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Öyle ise Yahudilerden elli kişi, ye i ederek sizde yakaları ı kurtarırlar. buyurdu. Abdurrahman, Muhayyisa ve
Huveyyisa dediler ki: — Ya Resûlallah! Biz öyle kâfir ir kav i ye i leri i asıl ka ul edeli . “o ra Hazreti
Peygamber öldürülen Abdullah ı diyeti i izzat ke di alı da yahut hazineden) ödedi.
Mütercim:
Burada geçe öldür e olayı ile ilgili davaya İslâ hukuku da Kasâme denilir. Meselâ, bir köyde; üzerinde cinayet izi
bulu a ir ölü ulu duğu ve, o u ki i öldürdüğü ili ediği za a , o köy halkı da ölü ü velisi tarafı da
isi leri, ildirile elli kişiye ye i teklif edilir. Onlar: Biz onu öldürmedik ve öldüreni de bilmiyoruz, diye yemin ederler
ve suçlu ortaya çık azsa, ölü ü diyeti i ver eleri de gerekir. Fakat urada dava ılar, davalı ola Yahudileri
Kasâme yolu ile ye i leri e razı ol adıkları da Yahudiler üzeri e diyet gerek edi. O ölü ü diyeti i yüz deve
olarak izzat Hazreti Peyga er öde iştir.
837- Avf bin Mâlik (‘adıyallahu Anh) dan rivayet edil iştir:
Kıya eti ö ü de altı ala eti say: Be i vefatı , “o ra Kudüs ü fethi, “o ra davarı kırıl ası gi i ir davar
kıra ı size ulaş ası. ) “o ra alı çoğal ası ve ir ada a yüz altı verildiği halde kırgı olarak kal ası “o ra bir
fit e i çık ası ve Arap evleri de gir edik ir ev kal a ası.
“o ra ‘u larla ara ızda ir sulh yapıl ası ve
‘u ları , sekse sa ağı altı da topla ıp her sa ağı altı da o iki i kişilik kuvvet olduğu halde gelerek sizi
arkada vur aları.
Mütercim:
Benî Asfer i ütü kuvveti dokuzyüz alt ış i kişi ulu a aktır. Bu savaş, i şallah Balka Muhare esi ile savul uştur.
838- Enes den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir: Kıya et gü ü de her gaddarı
dikilecek (ve ir rivayete göre o u la ta ı a aktır. 18
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-553
ir sa ağı ola aktır. O sancak
YARATILIŞIN BAŞLANGICI BAH“İ
839- İ ra i Husay (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Beni Temim kabilesinden bir grup Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine geldiklerinde onlara hitaben:
Ey Te î oğulları, size üjdeler olsu !... buyurdu. Onlar bu müjdeyi dünya nimetine yorumlayarak dediler ki:
- Mademki izi üjdeledi iz, o halde ize dü ya alı da şi di ir şey veri iz. Bu cevap üzerine Hazreti
Peyga eri
ü arek yüzü değişti. O a da Ye e liler Hazreti Peyga eri huzuru a gel işlerdi. Hazreti Peyga er
o lara şöyle uyurdu:
Ey Yemen liler! Müjdeyi siz ka ul edi ? zira o u Te î Oğulları ka ul et edi. Yemenliler: — Kabul ettik, dediler.
“o ra Hazreti Peyga er, yaratılışı aşla gı ı ı ve Arş ı asıl eyda a geldiği i a lat aya aşladı. Ta
u es ada
birisi gelerek, İ râ ! dedi, deven oşa dı. Ben de devemi bulup ağla ak üzere hemen Hazreti Peygamberin
huzuru da ayrıldı . Keşke kalk asaydı !..
840- İ ra dan (Radıyallahu A h rivayet edil iştir:
-Ey Temim oğulları, müjdemi ka ul edi . Müjde i Te î Oğulları kabul etmediyse, siz kabul ediniz ey Yemenliler!
Allah var ike aşka hiç ir varlık yoktu. O u arşı su üzeri de idi, Her şeyi takdir edip Levh-i Mahfuz a takdir yazdı.
“o ra gökleri ve yeri yarattı.
841- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri uyurur ki: i sa oğlu a a dil uzatır; Hâlbuki a a dil uzat ak o a yakış az. Be i yala lar;
Hâlbuki e i yala la ak o a yakış az. Ba a dil uzat ası, e i ço uğu olduğu u, de esidir. Be i yala la ası da,
Allah e i aşla gıçta yarattığı gi i, öldükte so ra dirilt ez, de esidir.
842- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri âlemi yaratıp ta a layı a, Levh-i Mahfuz a ki, Allah katı da arşı üzeri dedir şöyle yazdı:
Be i rah eti , gaza ı ı ye iştir. (Nitekim Allah Teâlâ, rah eti ke di e farz kıl ıştır mealindeki ayeti kerime
de bunu göstermektedir.)
843- Ebû Bekre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri gökleri ve yeri yarattığı gü de eri za a , ay ı i val üzere dö ektedir. Yıl o iki aydır. Bu
aylarda dördü ukaddes aylardır. Üçü, peş peşedir ki, )ilka de, Zilhicce ve ve Muharre aylarıdır. Biri de Cü âde lÂhir ile Şa a ayları arası daki Mudar ‘e e idir.
Mütercim:
Cahiliyet za a ı da iki ka ile ir irleriyle savaş ak istedikleri za a , hara aylarda savaş yasak olduğu da , azı
hara ayları isi leri i değiştirerek meselâ Muharrem ayı a “afer adı ı vererek o ayda savaşırlardı. “o ra har iti e
Safer ayı a Muharre diyerek isi değiştirirlerdi. “o ra Hazreti Peyga er za a ı da u ahiliyet adedi tamamen
giderilerek âlemin ilk yaratılışı da olduğu gi i ara î aylar kararlaştı. Muharre ayı kıya ete kadar Muharre ayıdır,
‘e e ayı da dai a re e ayıdır. Bu da so ra İslâ da ayları değiştiril esi ü kü ol aya aktır.
844- Ebu Zer (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir gü gü eş atarke Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bana:
Biliyor musun, nereye gidiyor? diye sordular. Ben de: — Allah Teâlâ ve peygamberi bilir, dedim. Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
O gü eş gider ve Arş ı altı da se de ederek or al seyri i deva ettir esi içi Allah dan izin ister ve ona izin
verilir. Belki pek yakı da se de ede ek de se desi ka ul olunmayacak ve izin isteyecek de ona izin verilmeyecektir.
Nereden geldinse oraya dö de ile ektir. Bu u üzeri e gü eş, attığı yerde doğa aktır. İşte bu Allah Teâlâ ı ,
gü eş, ke di yerleşi i yörü gesi de hareket etmektedir. Bu da, Aziz ve Alîm olan Allah ı takdiridir. âyeti
keri esi i
a asıdır. Yasi sûresi, âyet :
Mütercim:
Gü eşi se de et esi, Allah ı iradesi e uyarak yörü gesi de hareket et esidir. Kıya ete yakı , âlemin düzeni
ozulurke , gü eşi hareketi de ozula aktır. Doğuda doğarke atıda doğa ağı, Rabbinin azı alâ etleri gele eği
gün eali deki ayeti işareti ile ve u hadîs-i şerifi açık delaletiyle ve diğer hadîslerle sa ittir.
Bir de, Arş ı altı da se de eder sözü, azı astronomi âlimleri ile bid at sahi i ki seleri ileri geri ko uş aları a
se e ol uş ise de, u da itiraza yer yoktur. Çü kü gü eş ve ay, yahut se adaki varlıkları hepsi Arş ı altı dadır.
Görmez misin ki, göklerde ve yerde ola varlıklar, gü eş ve ay hep Allah a secde ederler. mealindeki ayeti kerimenin
açık delaletiyle gü eşi , ayı ve diğer yıldızları secdesi sabittir ve deva lıdır.
845- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Gü eş ve ay, kıya et gününde dürül üş ola aklardır.
Gü eş ve ay, ziyası sö üş olduğu halde u lara tapa lara ehe e de gösterile eklerdir. Niteki
aşkası a taptığı ız varlıklar, Cehe e odu usu uz eali deki ayeti keri e u hususu açıklıyor
Siz ve Allah ta
846- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem gökte ir ulut veya ir karartı gördüğü za a gider gelir o a akardı. Bu u
içi dışarı çıkar, içeri dö erlerdi. Mü arek yüzleri de de ir değişiklik olurdu. Be u telâşları ı se e i i ke dileri e
sordu . Ba a şu eva ı verdiler:
Bilemiyorum, belki bu bulut, Ad kavminin, Vaktaki, ke dileri e gele ek ola aza ı, vadileri e doğru gele ir ulut
hali de gördüler, dediler ki: Bu gele ulut ize yağ ur yağdıra ak ereket verecek) dediği uluttur ki, yağ ur
getire eği sa ılırke felâket getire ilir, diye korkuyoru .
847- Abdullah bin Mes ud Hazretlerinden (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Herhangi biri izi a a kar ı da yaradılışı kırk gü de toparla ır, so ra o kadar müddet zarfı da ka pıhtısı olur, sonra
o kadar üddet içi de et parçası olur, so ra Allah Teâlâ ir elek gö derir ve u eleğe dört keli e e i i kaderiyle
ilgili dört hükü e redilerek o u a eli i, rızkı ı, e eli i, utlu veya utsuz olduğu u yaz, denilir. Sonra ona ruh
verilir. “izde iri iz, e etle ke disi arası da a ak ir arşı lık esafe kalı aya kadar iyi a el işle işke kaderi
ö ü e geçerek ehe e likleri a eli i işler ve ehe e e girer . Yi e sizde iri iz, ehe e ile ke disi arası da
bir arşı lık esafe, kalı aya kadar kötü amel işle işke kaderi ö ü e geçerek e et ehli i a eli i işler ve e ete
girer) .
Mütercim:
Önemli ve muteber ola hal, i a la ahirete göç ektir, ü i leri dai a iyi işlerde (salih amellerde) bulunmaları
gerekir. Böyle güzel ir hal ile ahirete göçe ler e etliktirler, diye hakları da iyi za da ulu ulur. O lar rah etle
a ılırlar. Kötü ir hal ile göçe lere de, gü ahları ı ağışla ası içi dua edilir
848- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ kulu u sevdiği za a Ci ril e buyurur ki: Allah Teâlâ falan kulu seviyor, sen de onu sev. Cibril de onu sever.
Sonra Cibril göktekilere (meleklere) seslenir ki: Allah Teâlâ falan kimseyi seviyor, siz de onu seviniz. Böylece Göktekiler
de (melekler) o kulu severler. Sonra o kul için yeryüzünde kabul hükmü konur, (herkes onu sever).
849- Hazreti Aişe den (‘adıyallahu A ha rivayet edil iştir:
Melekler bulutlara inip gökte takdir edilen işleri araları da ko uşurlar. Şeyta lar, gizli e kulak vererek ko uşula ı
di lerler ve u u kâhi leri e iletirler. Fakat u lara ke dilikleri de yüz yala katarlar. Böyle e kâhi leri verdiği
ha erleri he e hepsi yala ol uş olur.
850- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Cu a gü ü olu a, es idi her kapısı da elekler ulu ur. O lar, es ide ilk gele leri sırasıyla yazarlar. İ a
i ere çıkıp oturu a, elekler defterleri i dürerler ve hut eyi di le eğe gelirler. (Böyle e i a
i ere çıktıkta
so ra gele e aat içi seva yazıl az. Fakat u a seva ı dan mahrum kalmazlar. Ancak cemaate ilk gelenlerin
faziletini alamazlar.)
851- Berâ (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Şair Hassan bin Sabit e (‘adıyallahu Anh) :
Sen kâfirleri hicvet (o ları yer ; Ci ril de se i le era erdir uyurdu.
Mütercim:
Meşru ola şiir ve a zu eleri
es idde dahi olsa oku aları aiz ulu duğu a u hadîs-i şerif delildir. Hassa
Hazretleri e şiir söylemeyi Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i e redişi Mescidde ol uştur.
852 - Hazreti Aişe den (‘adıyallahu A ha rivayet edil iştir:
Ey Aişe! Bu gele Ci ril dir, sana selâm ediyor. Hazreti Aişe: Ona da selâm ve Allah ı rah eti ve bereketleri olsun,
dedi. Hem de, ya Resûlallah! Siz, Be i göre ediği i görüyorsu uz, dedi.
853- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Haris i Hişa , Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordu: Ya Resûlallah! Size Allah ı vahyi asıl gelir? Hazreti
Peygamber o a şöyle uyurdu:
Baza vahiy a a ça sesi gi i gelir ve u, vahyi a a e ağır şeklidir. “o ra, ses kesilir ve e , o u söyledikleri i
kavra ış oluru . Baza da elek a a i sa içi i de gelerek e i le ko uşur ve e o u söyledikleri i kavrarı .
854- İ i A as ‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Cibril Aleyhisselâma:
Bize yap akta olduğu ziyaretleri çoğalta az ısı ız? dedi.
Bunun üzeri e şu ealdeki ayeti kerime nazil oldu: Biz melekler, ancak senin Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde,
arka ızda ve u lar arası dakiler yapa ağı ız, yaptığı ız ve yap akta olduğu uz işler O nundur. Rabbin asla
u utka değildir. (Meryem sûresi: Ayet 64)
855- İ i A as dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Cibril Aleyhisselâm, bana Kur a ı ir harf ir lehçe, şive üzere okudu. Fakat e o da , lehçeleri harfleri
çoğaltıl ası ı deva lı istedi ; ihayet yedi harfe kadar çıktı.
(Hazreti Cibril de Allah Teâlâ Hazretlerine niyaz ederek, Allah tarafı da kulları a ir ge işlik olsu diye Hicaz
kabilelerinden yedi lehçe üzere Kur an oku ası a izin verildi. O yedi kabileyi de şu beyt içi e al aktadır:
Kureyş un, Temim un, Dabbe tün, Kinane ve Bakîhim, Kays un, Hüzeyl ün, Benû Esed
Böyle e, Kureyş, Te i , Dabbe, Kinane, Kays, Huzeyl ve Benî Esed de i aret yedi ka ile i lehçesi üzere kıraat aiz
oluyor. Bu a Kıraat-i Seb a yedi kıraat de iyor. Allah kelâ ı da herha gi ir değişiklik a la ı da ol ayıp hepsi
mütevatir olmakla Hazreti Osman (‘adıyallahu Anh) Hazretlerinin hat şekli e, o u yaz ış olduğu Mushafı yazı
esası a uygu dur. Yoksa azı i a sızları sa dıkları gi i, asla a a ve ahkâ
akı ı da hiç ir değişiklik yoktur.
856- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordum:
— Ya Resûlallah Uhud uhare esi deki gü de daha şiddetli ir gü geçirdi iz i? Hazreti Peyga er a a şöyle
buyurdular:
Ey Aîşe , se i kav i de Kureyş den) çeke eği i çekti . O larda çektiği i e şiddetlisi Aka e gü ü de idi.
Şöyle ki Taif halkı ı ileri gele leri de ola A di Yâ liyl bin Abdi Külâl e, Taife kadar gidip Kureyş in eziyetlerinden
koru ak içi
aş vur uştu . O ise isteği i ka ul et edi. Be kederli ve yüzü ü yö eldiği tarafa rast gele yola
koyuldum. Ancak Karn i “eâli adı daki yere vardığı da ke di e geldi . Başı ı kaldırdı ve irde kendimi, beni
gölgeleye ir ulutu altı da uldu . Baktı ve a sızı orada Ci ril i gördüm. Bana sesle erek şöyle dedi: Allah
Teâlâ, kavminin sana söylediklerini ve sana verdikleri eva ı işit iştir. Allah Teâlâ sa a dağlara e ur ir elek
gö derdi Kav i hakkı da o a istediği e ri vere ilirsi . Bu u üzeri e dağlar eleği a a sesle erek selâ verdi ve
dedi ki:
— Ya Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem ! O ları duru u se i arzu a ağlıdır. İsterse iki Ahşe i karşılıklı iki
dağı üstleri e çevire iliri . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem cevap olarak şöyle uyurdu:
Hayır, U arı ki, Allah Teâlâ, o ları sul ü de yal ız Allah a i adet ede ek ve o a hiç ir şeyi ortak koş aya ak ir
esil çıkarır.
857- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Bir ki se zev esi i yatağı a çağırır da zev esi kaçı ırsa, elekler o kadı a sa aha kadar la et ederler.
858- Cabir den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Yolda yürürke gökte ir ses işitti ve gözü ü kaldırdığı da irde Hira dağı da a a gele
eleği , gök ile
yeryüzü arası da ir kürsü üzeri de otur akta olduğu u gördü . Ke disi de ürperdim ve hemen eve dönerek örtün
beni, örtün beni, dedim. Bunun üzerine Allah Teâlâ:
Ey örtüsüne bürünen peygamber! Kalk da (Kavmine Allah ı aza ı ı ihtar et. ‘a i i yü elt, üstü ü te izle,
kötülüklerden uzak dur. mealindeki ayeti kerimeleri indirdi (Müddessir sûresi: ayet 1-5) Bundan sonra vahiy çoğaldı ve
arka arkaya gel eğe aşladı!
Bir rivayette de: Allah ı , vahyi ir müddet kesildi ve sonra ben yolda yürürken... diye akledil iştir. Bir aralık vahyi
gelişi de üç se e kadar ir kesi ti eyda a gel işti. Bu kesi tide sonra Cibril i geldiği ve artık za a za a vahyin
devam ettiği a laşıl aktadır.
Mütercim:
Tâ-Hâ sûresi 21. ayeti kerimesinde, Mûsâ Aleyhisselam a, O u asada dö üşe yıla ı yakala ve kork a! ve yine
Araf sûresi 143 ayeti kerimesinde, Mûsâ ı ‘a i dağa te elli edi e, o dağı yer ile bir etti. Mûsâ da ayılarak yere
düştü. buyrularak Hazreti Mûsâ ı ve diğer peyga erleri Allah ı vahyi ve te ellisiyle korktukları a laşılıyor. Bu
tabii bir haldir. Hazreti Meryem de, Kur a ı Kerimin Meryem süresi 23. ayetinde:
Keşke e daha ö e ölseydi de u utul uş git iş olsaydı . diyerek korku ve e dişesi i göster iştir.
859- İ i A as dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
isra (ve mi râc) gecesi Mûsâ Aleyhisselâm ı es er, uzu oylu ve kıvır ık saçlı ir kişi olarak gördü ; tıpkı Kahta
kabilesi de Şe û e erkekleri e e ziyordu, İsâ Aleyhisselâ ı orta oylu, kır ızı ve eyaz karışı ı sarışı ve düz
saçlı ir kişi olarak gördü . Cehe e
ekçisi Malik i de gördüm. Allah ı peyga eri e göster iş olduğu üyük
alâ etler arası da De al ı da gördü . Artık se ey peyga er Allah ı
ülakatı da ötürü şüpheye kapıl a.
860- İ i Ömer den (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir: Sizden biriniz ölünce ona sabah ve akşa otura ağı yer
gösterilir. Eğer o ki se e etlik ise, o a ennetten yeri gösterilir. Cehennemlik ise ona cehennemden yeri gösterilir.
Akşa sa ah ka irde ya aza çeker, ya da sevi ç duyar.
861- İ ra i Husay den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Ce ete aktı da e et ehli i çoğu u fakir ki seler gördü . Cehe
kadı lar gördü .
e e aktı
da, Cehe
e
ehli i çoğu u
862- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
‘üya da ke di i e ette gördü . Bir de aktı ki, ir kadı ir köşkü ke arı da a dest alıyor. Bu köşk ki i ?
diye sordum. Dediler ki, Ömer bin Hattab ı dır. Sonra Ö er i kıska çlığı hatırı a geldi de o tarafta yüzü ü
çevirdim. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem öyle uyuru a, Hazreti Ö er ağlayarak:
— Ya Resûlallah! “izde de i kıska a ağı ! Dedi.
863- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
İlk e ete gire ek ola topluluğu suretleri, dolu ay şekli de ola aktır. O lar e ette tükür ezler, sü kür ezler
ve üyük küçük a deste çık azlar. Ce ette o ları kulla dığı kaplar altı dır, Tarakları altı ve gü üşte dir.
Buhurda lıkları da ya a , öd ağa ıdır. O ları teri iskdir isk kokusu gi i kokar .
Ce et ehli de her iri i iki zev esi vardır. Ba akları ı ilikleri, parlaklıkta etleri i arkası da göze çarpar.
Araları da ayrılık yoktur, ki darlık yoktur. Kalpleri tek bir kalp gi idir. “a ah akşa Allah ı tesbih ederler.
864- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
ilk cennete girecek grup (un yüzleri , dolu ay şekli de ola aktır. O ları arkası da e ete gire ekler, e çok ışık
vere yıldız gi i ola aklardır. Ce et ehli i Kalpleri tek ir ada ı kal i gi idir. Araları da ayrılık yoktur, ir iri e ki
tut a yoktur. O larda her ir erkeği zev esi vardır. Parlaklıkları da , her iri i
a akları ı ilikleri etleri i
ardı da görü ür. “a ah akşam Allah ı tesbih ederler. Onlar asla hasta olmazlar, sümkürmezler, tükürmezler.
Kulla dıkları kaplar altı ve gü üştür. Tarakları altı dır. Buhurda lıkları da ya a , öd ağa ıdır. Terleri de iskdir.
865- Sehl bin Sa d (‘adıyallahu Anh) der ki:
Muhakkak ümmetimden yet iş bin yahut yediyüz bin kişi (cennete) girecek ve o ları öndekileriyle sondakileri ay ı
a da gire eklerdir. Yüzleri dolu ay gi i parlaktır.
Mütercim:
Yediyüz i kişi veya yediyüz i ordu veya üyük ir topluluk a ası a da gele ilir. Böyle e ilyo ve ilyarları da
kapsayabilir. Hem de bu, hesa sız ve yüzleri dolunay gibi parlak olarak cennete gire ekler hakkı dadır. Diğer
e etlikler içi değildir. Bazı hadîslerde de, her i kişi ile era er yi e yediyüz i kişi e ete gire ektir diye varit
ol uştur.
886- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e i e ipekte yapıl ış ir ü e hediye edildi Ku aşı ı i eliği, yu uşaklığı,
güzelliği herkesi hoşu a git işti. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er:
Ca ı kudret elinde olan Allah a yemin ederim ki, Cennet te Sa d bin Muaz ı mendilleri bundan daha güzeldir,
buyurdu.
867- Berâ (‘adıyallahu Anh) rivayet ediyor:
Elbette Sa d bin Muaz ı cennetteki mendilleri bana hediye edilen cübbeden daha iyidir. (Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem e sü düste yapıl ış ir ü e hediye edil iş ve herkesi hoşlarına git işti. Bunun üzerine bu hadîs-i
şerifi uyurdular.
Mütercim:
Sa d bin Muaz (‘adıyallahu Anh), Ahza savaşı da yarala arak şehit ol uştu. El ette şehit olarak cennete girenin
e dilleri, kıyas olu a aya ak kadar dü ya eşyası da daha iyidir.
868- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Ce ette ir ağaç vardır ki, o u gölgesi de ir süvari yüz se e yürür de o esafeyi ala az . İsterse iz: Ala ildiği e
uzaya ir gölgede, ayeti keri esi i okuyu . Gerçek şu ki, sizde iri izi e ette ok yayı kadar yeri, dü yada, üzeri e
gü eşi doğup attığı yerlerde daha hayırlıdır.
869- Ebû Saîd El-Hudrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Dünyada i sa lar doğuda veya atıda gözüke parlak ir yıldızı uzakta gördükleri gi i, e et ehli de yüksek
çardakları halkı ı Gufef ehli i öyle göre eklerdir. Bu hal, araları daki fazilet farkı da dır.
Ashab dediler ki: Ya Resûlallah! Bu aka lar peyga erleri dir, oraya aşkaları ulaşa az. Hazreti Peyga er cevap
olarak:
Öyle değil, a ı kudret eli de ola Allah a yemin ederim ki, Onlar, Allah a iman edip peygamberleri tasdik eden
kişilerdir. buyurdu.
870- İ i Abbas dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Hu
a hastalığı ehe e harareti de dir. “iz o u soğuk su ile soğutu uz. Yahud: )e ze suyu ile soğutu uz.
buyurdu. Hastaya su içir ekle, yıka akla ve üzeri e, serp ekle ateşi düşürülür.
Mütercim:
Gerçekten doktorlar da tifo hu
ası ı uz ve kar ile tedavi ederler. Hasta ı aşı a uz ve kar koyarlar. Bu şekilde
ateşi hafifletil eye çalışılır. Yahut bu hadîs-i şerif, azı hasta veya azı hu
a hastalıkları hakkı da varit ol uştur. O
ki se i veya o hastalığı şifası su ile ola ağı peyga eri ir u izesi olarak ili diği de öyle buyrul uş ola ilir.
Yoksa her hu
a ve sıt a içi soğuk su ile tedavi olur de ek, a ası ı taşı az. Ayrı a Hi az ölgesi çok sı ak ir
e leket olduğu da orada ateşli hastalığa yakala a lar içi faydalı ir tedavi usulüdür de de il iştir.
Feyh keli esi, şiddetli hararet, koku dağıl a ve yayıl a a aları a gelir. Bir rivayette de: Min fevri cehennem
vardır. Cehe e i kay a ası a ası adır. Neti e olarak, hu
a hastalığı ı ateşi ehe e ateşi harareti
kıs ı da ise de ü i içi rah et ve gü ahları ı örtü üdür. Kâfir içi ise, ehe e aza ı da ir aza dır.
871- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Sizin dü yadaki u ateşi iz, ehe e ateşi i yet iş parçası dan ir parçadır. Asha ı kira dediler ki:
— Ya Resûlallah, ehe e ateşi i harareti dü ya ateşi i u harareti dere esi de olsa da yeter. Hazreti Peygamber
tekrar:
Cehe e ateşi i harareti, dü ya ateşi i harareti de alt ış dokuz dere e fazladır. buyurdular.
872- Üsame (‘adıyallahu Anh) der ki:
Kıya et gününde azı adamlar getirilip cehenneme atılırlar. Bağırsakları hemen cehenneme dökülür ve değir e
erke i i dö üşü gibi dönerler. Sonra ehe e lik ola lar o u aşı a topla ırlar ve o a:
-Ey fala a! Bu hali e? “e dü yada iyiliği e redip kötü işlerde sakı dır az ıydı ? der. O da şu eva ı verir:
emrederdim, fakat ke di yap azdı . “izi kötülükte sakı dırırdı ; fakat ke di yapardı .
Mütercim:
İli leriyle a el et eye âlimler - Allah korusun - bu hal ile karşılaşırlar, de ektir.
873- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Bir vakit Peygamber Sallallahu, Aleyhi ve Sellem Hazretlerine sihir yapıldı ye bu sihir yüzünden yap adığı bir şeyi
yapıyor uş gibi hayal etmeye aşladı. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu sihrin giderilmesi için bir gün Allah
Teâlâ Hazretlerine arka arkaya dua ettiler ve sonra bana buyurdular ki:
Ce a ı Allah ı şifa ı ha gi şeyde olduğu u a a ildirdiği i hissetti
i? Ba a iki ada geldi Ci ril ve Mikâil).
Bu larda iri Ci ril aşu u da oturdu. Diğeri Mikâil de ayak u u da oturdu. Bu larda iri Mikâil , diğeri e
(Cibril e) sordu:
— Bu zatı hastalığı edir? Ci ril:
— Büyüle iş, dedi. Mîkâil sordu:
— O a ki
üyü yaptı? Ci ril:
— Labîd bin A sa adı daki Yahudi, dedi. Mikâil sordu:
— Ne ile üyü yaptı? Ci ril:
— Tarak, kete lifi ve erkek çiçeği ta ı ile, dedi. Mikâil sordu:
— Büyü nerede? Cibril:
— Zervan kuyusunda, dedi. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, o kuyuya varıp geri dö düler. Oradan
dö üşü de Hazreti Aişe ye:
O kuyu u çevresi deki hur alar, sa ki şeyta aşları gi i. buyurdu.
Hazreti Aişe der ki:
— Ya Resûlallah! dedi , o sihir addesi i çıkardı ız ı? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Hayır! Ba a gelince Allah Teâlâ e i iyileştirdi. O üyü ü çıkarıl ası ı da halk arası da şer tedirgi lik
uya dıra ağı da korktu . “o ra o kuyu kapatıldı.
Mütercim:
“ihri ke disi gerçekte üessir değildir; fakat Allah ı ir hik eti olarak üessir olur. A ak uavvizeteyn surelerinin
Felâk ve Nâs sûreleri i i işi de so ra ir daha Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sihir azları sihirleri tesir
etmedi.
874- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Herha gi iri ize Şeyta gelerek, fala şeyi ki yarattı, fila şeyi ki yarattı? diye sorar. “o u da da se i Rabbini
ki yarattı? der. Her ki , u raddeye ulaşırsa, Allah a sığı sı ve u sorulara so versi .
875- İ i Ö er ‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, doğuyu göstererek: Ha eri iz: olsu ! Fit e
muhakkak fit e uradadır. Şeyta ı oy uzu u çıka ağı yerde gele ektir. buyurdu.
uhakkak uradadır,
876- Câbir den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Akşa olu a yahut akşa kara lığı ası a, artık ço ukları ızı sokağa, dışarıya ırak ayı ız. Çü kü o vakit şeyta lar
sokaklara dağılır. Yatsıda ir üddet geçi e o ları ser est ırakı ız. Bir de ge e yatarke es ele ile kapı ı kapa,
lâ a ı söndürürke es ele çek. Bes ele ile kır a ı ağzı ı ağla. Bes ele ile kapları ı üstü ü ört. Ka ı üstüne
herha gi ir şey koyuver.
Mütercim:
Bu, i sa lara doğru yolu göster edir. Hazreti Peyga
var.
eri e ri e uyarak u ları yapmakta maddi ve manevî faydalar
877- Süleyman bin Sured (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizle oturuyordum, iki kişi de karşılıklı olarak çekişip söyleşiyorlardı.
Onlardan birinin öfkede yüzü kızardı ve şah da arı şişti. Bu u üzeri e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurdu:
Bir söz iliyoru . Eğer şu öfkeli) adam onu söylerse içini kemiren öfke muhakkak gider. Euzü Billahi Mi eşşeyta =
Şeyta da Allah a sığı ırı , deseydi içini saran öfke giderdi.
“o ra o ada a dediler ki; Peyga er, se i şeyta da Allah a sığı a ı istedi. Ada şu eva ı verdi: — Be , aklı ı ı
oy attı ?
Mütercim:
O Kimse, bedevî lerin cahillerinden ve henüz İslâ ahlâkı ile ahlakla a ış iri olduğu da , şeyta da Allah a
sığı a ı a ak deli ola lara ahsus olduğu u sa ış. Yahut îmam Nevevî i yoru ladığı gibi, o kimsenin
ü afıklarda iri ol ak ihti ali de vardır.
878- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Her i sa doğduğu za a şeyta o u iki ya ı a öğürü e par ağı ı
Aleyhisselâ a par ağı ı atır ak istedi; fakat örtüye atırdı.
atırır. A ak Merye
i
oğlu İsa
879- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Esnemek şeyta da dır. “izde
iri iz es eye eği za a gü ü yettiği kadar onu engellesin, çünkü sizden biriniz
es eyipte ha... dediği, za a şeyta güler, sevinir.
880- E û Katade ‘.A. de rivayet edil iştir:
Salih (iyi) rüya Allah ta dır. Kötü rüya şeyta da dır. “izde iri iz, korkulu ir rüya görürse sol tarafı a tükürsün ve o
rüya ı şerri de Allah a sığı sı . Bu takdirde o rüya o a zarar vere ez.
881- Sa d (‘adıyallahu A h Hazretleri de rivayet edil iştir:
(Ey Ö er! Az ö e ya ı da ola kadı lara şaştı . “e i sesi i duydukları da he e örtü eye davra dılar. Ca ı
kudret elinde olan Allah a ye i ederi ki, Şeyta , se i ir yola saptığı ı görse utlaka se i yolu da aşka ir yola
sapar.
882- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
“izde iri iz uykuda uya ıp ta a dest aldığı za a üç defa ur u a su çekerek sü kürsü ; çü kü şeyta ge eyi
onun genzinde geçirir.
Mütercim:
Allah Teâlâ Hazretleri i hik etleriyle ilgili u gi i sözleri peyga erlik u izeleri de olduğu u ka ul ederiz, aşka
ir yoru yap ayız. )ira Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, i sa aklı ı ile eye eği hakikatlere ve esrara vakıf
ol uştur. Bu u la beraber azı âlimler, ge iz kıs ı da ola kir, toz gi i iriki tiler, i sa ı halsiz ve tembelliği e
se e olur. Bu hal de şeyta ı sevdiği şeylerde olduğu içi o kir ve tozları gideril esi e redil iştir, gi i ir
yorumlarda bulunuyorlarsa da, en iyisi u ları gerçek ilip üzerleri de yoru yap a aktır. E doğrusu u Allah Teâlâ
bilir.
883- İ i Ö er ‘adıyallahu Anhuma de rivayet edil iştir:
Yıla ları Öldürü üz. Bilhassa sırtı da iki siyah çizgi ola yıla la e gerek yıla ı ı öldürünüz. Çünkü bu iki cins yıla ,
i sa ı gözü ü kör eder ve ha ile kadı ı ço uk düşür esi e se e olurlar.
Mütercim:
Yıla lar içi de ir i s yıla vardır ki, i sa a akar ak az i sa ölür. Bazısı da, o i s yıla ı sesi i işitir işit ez
ölür üş.
Bir de sırtı da iki siyah çizgi ulu a yıla ile kısa kuyruksuz ola e gerek yıla ı çok zehirli olup i ler u ları
kıyafeti e gir ez. O u içi tereddüt et eksizi u iki i s yıla ı öldürül esi e redil iştir.
884- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Küfrün aşı doğu tarafı da. Öğü e ve ö ürle e, at ve deve sahipleri hayda ı göçe elerde, ağır aşlılık ise, davar
sahiblerindedir.
885- İ
i Mes ud (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ü arek eliyle Ye e tarafı ı göstererek:
iman şurada, Ye e
ölgesi dedir! Kâ il i a taşıya ları çoğu u ölgededir . Dikkat edi iz, ka alık ve katı
yüreklilik, develeri i kuyruk dipleri e haydaya
edeviler de iki şeyta
oy uzu u çıka ağı ‘a i a ve Mudar
kabilelerindedir. buyurdu.
886- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Siz horoz sesi işittiği iz zaman Allah ı kere i de isteyi iz. Çü kü horoz öterke
elek gör üştür. Eşeği a ır ası ı
işittiği iz za a da şeyta da Allah a sığı ı ; çü kü o a ırırke şeyta gör üştür.
Mütercim:
Gerçekte horoz ü arek ir hayva dır, a az vakitlerini insana bildirir. Hele seher vakti ile sabah vaktini bir vakit
hesapla a uz a ı gi i tayi ederek yaz kış öt esiyle ila eder. Hatta Mısır halkı izi gi i horoz öttü de ez, horoz
ezan okudu, derler. Horoz sesi i sa a ir ferahlık ve ge işlik verir. Merke a ır ası ise, i sa a hoş udsuzluk verir.
887- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
isrâil Oğulları da
ir kavi kay oldu ve e işledikleri ha gi surete çevrildikleri) bilinmiyor. Kanaatimce onlar,
farelerde
aşkası değillerdir. Çü kü u fareleri önüne deve sütü konunca içmezler, fakat koyun sütü konunca
içerler. İsrâîl Oğulları da u kavi de öyle idi. Deve i eti ve sütü o lara hara dı, koyu ise helal idi.)
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte fareleri o ü
ette türe iş oldukları kesi likle eya edil iyor, ka ı a sözü ile ifade ediliyor.
Diğer hadîs-i şeriflerde ise i sa da hı zır, ay u , fare gi i hayva şekilleri e çevrile leri tür ve esilleri i
kalma ış olduğu kesi likle ildirildiği de , artık u hadîs-i şerifte so ra öyle ir esli kal adığı ı Allah Teâlâ
Peyga erleri e ildir iştir, de iliyor.
E û İshak Ez - )e â ve İ i Arabî gibi azı âlimler, bu hadîsten hükü çıkararak şi di ev ut ulu a
ay u ları
gaza ı ilâhiyeye uğrayıp şekil değiştirdikleri i, i sa da
ay u oldukları ı söylüyorlarsa da, doğru ola ve âlimlerin
çoğu tarafı da ka ul edile , o şekil değişikliği de gele hayva esli i tüke iş ol asıdır.
888- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Herha gi iri izi içe eği i içi e si ek düşerse, o u içe eği içi e daldırsı ve so ra çıkarsı . Çü kü si eği
ka adı da zehir ve diğeri de şifa deva var.
ir
889- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Fahişe ir kadına gü ahı ağışla dı. Bir kuyu u
aşı da soluya ve susuzlukta öl ek üzere ola ir köpeğe
rastlayan u kadı , ayakka ısı ı çıkarıp aş örtüsü e ağladı ve o u la kuyuda köpeğe su çekti. İşte u hareketi de
dolayı gü ahları ağışla dı.
Mütercim:
Allah Teâlâ küçük ir iyilik karşılığı da üyük ükâfat verir. Bu, Allah ı ir ihsa ıdır, o u dilediği e verir. O u
ihsa ı ı hududu yoktur.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-579
ADEM’İN YARATILIŞI VE PEYGAMBERLER BAH“Î
890- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ, Âde i yarattı ve oyu u alt ış arşı kıldı. “o ra Allah Teâlâ o a şöyle uyurdu: Git, şu elekleri selâ la
ve se i asıl sela laya akları a kulak ver. “e i ve zürriyeti i sela laş ası öyle ola aktır.
Bunun üzerine Hazreti Âdem, meleklere:
— Esselâmü Aleyküm, dedi. Melekler de:
— Esselâmü Aleyke ve Rahmetullahi, dediler. "Melekler, ve Rahmetullahi yi ilave ettiler. Cennete girecek herkes, Âdem
Aleyhisselâm ı suret ve içi i de ola aktır. Vü ut yapıları ı eksil esi küçül esi) günümüze kadar devam ede
gel iştir.
891- Hazreti Enes (R.A.) der ki:
Yahudilerin âlimlerinden ve ileri gelenlerinden Abdullah bin Selâm, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in Medine yi
teşrifleri i öğre i e huzurları a çıktı ve Hazreti Peyga ere:
— “ize üç şey sora ağı . Bu ları eva ı ı a ak peyga er ilir, aşkası ile ez dedi ve sordu:
Kıya et alâ etleri i ilki edir?
2) Cennetlik olanlar Cennete girdikleri zaman ilk önce yiyecekleri yemek nedir?
3) Çocuklar, ede a aları a veya dayıları a a a tarafı a çekerler?
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu eva ı verdi: Bu soruları eva ı ı az ö e Ci rîl bana bildirdi:
Kıya et ala etleri i ilki, ir ateştir ki, i sa ları doğuda atıya doğru toparlar.
Ce et ehli i ilk yiye ekleri ye ek ise, alık iğeri i artığı havyar dır.
Ço uğu a a veya a ası a e ze esi de, erkek zev esi ile i si ü ase ette bulununca erkeği dölsuyu kadı da
ö e gelirse, ço uk a ası a e zer. Kadı ı dölsuyu erkekten önce gelirse çocuk annesine benzer.
Bunun üzerine Abdullah bin Selâm şehadet kelimesini getirdi ve: Şahidlik ederim ki, sen Allah ı peyga erisi , dedi ve
şöyle ko uştu:
— Ya Resûlallah! Yahudi ler iftira ı ve yala ı ir illettir. “iz e i hali i o lara sor ada ö e, o lar e i
Müslüman olduğu u duyarlarsa a a her çeşit iftirayı yaparlar ve aleyhi de çok şeyler uydururlar. Fakat şi dide
onlara benim durumumu lütfen sorun.
Sonra Yahudilerde ir grup geldi. A dullah i “elâ da ir öl ede sakla dı. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
bu Yahudi lere sordu:
“izde A dullah i “elâ
asıl ir ada dır? Onlar:
— E
ilgi i izdir ve e
ilgi i izi oğludur. Bizi e iyimizdir ve e iyi ola ı ızı oğludur; dediler. Hazreti
Peygamber sordu:
Abdullah bin Selâm Müslüman olursa ne dersiniz? Onlar:
— Allah, o u u da korusu ! dediler. Bu u üzeri e A dullah o ları karşısı a çıktı ve; EŞHEDÜ EN LÂ İLAHE
İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMED EN RESULULLAH, diyerek şehadet kelimesini getirdi. Bunun üzerine oradaki
yahudiler,
— Bu ada
izi e kötü üzdür ve e kötü üzü oğludur, dediler ve o u hakkı da ağızları a gele i söylediler.
892- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Eğer İsrail Oğulları ol ayaydı et kok azdı ve Havva valide iz de ol ayaydı hiç ir dişi ko ası a hıya et et ezdi.
Mütercim:
Tih sahrası da İsrail oğulları içi Allah Teâlâ Hazretleri gökte ıldır ı i dir işti. Bu ıldır ı eti i saklayıp eklet ek
onlara yasak edil işti. O lar bu yasağı di le eyerek et sakla aya aşladılar. Eti kok ası ile ezala dılar. İsrail
Oğulları öyle yasağı çiğ emeseler de eti sakla a ış olsalardı kıya ete kadar et kok az ve ozul azdı.
Hazreti Âdem Aleyhisselâ a da Cennette yasak ağa ı
eyvesi de ye esi hakkı da Hazreti Havva valide izi isteği
ol asaydı ve Hazreti Havva urada ta
ir sadakat gösterip ağaçta ye e ek iheti i ter ih etseydi hiç ir za a ir
zev e ko ası a karşı hıya ette ulu azdı.
893- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Allah Teâlâ Hazretleri, cehennemde azab yönünden en hafifini çeke ki seye şöyle diye ektir. Yeryüzündeki bütün
hazi eler se i olsaydı, u aza da ke di i kurtar ak içi o ları hepsi i verir iydi ? O ehe e lik de:
— Evet verirdim, diyecektir. Yine Allah Teâlâ ona:
— Sen, Âde i sul ü de ike , u da çok kolayı ı; a a ortaklaş a a ı se de iste işti . Fakat se , ortak
koş akta zi har vazgeç edi , uyura aktır.
894- Abdullah dan (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Haksız yere zul e ha gi a a kıyılırsa, Âdem Aleyhisselâm i ilk oğlu u , u i ayette , payı vardır. Çü kü a a
kıy a çığırı ı ilk aça odur. (Hazreti Adem i oğlu Ka il dir.)
895- Hazreti Peyga eri pak zev eleri de )ey e i ti Cahş ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri telâşla ya ı a girerek: Lâ İlahe İllallah. Yaklaşa şerden vay
Arapları aşı a geleceklere! Bugün, Ye cüc ve Me cüc seddinden, (mübarek aşpar ağı ile işaret par ağı ı halka
yaparak şu kadar gedik açıldı, buyurdu.
— Ya Resûlallah! dedim. İçi izde bunca sâlih (iyi) kimseler var iken biz helak, olur muyuz? Hazreti Peygamber:
Evet, kirli işler çoğaldığı za a helak olursu uz! buyurdu.
Mütercim:
İhti al ki u fit eler, Hazreti Os a ı şehit edilmesi e se ep ola isya , Ce el, “ıffî ve Ker elâ olaylarıdır. Yahut
ahir za a da kıya eti üyük alâ etleri de iri olarak çıka ak ola De al, Ye cüc ve Me cüc fit eleri ol ası da
muhtemeldir.
896- Ebû Saîd El - Hudri (‘adıyallahu Anh) der ki:
Allah Teâlâ Hazretleri kıya et gü ü de Âdem Aleyhisselâm a hitaben:
— Ey Âdem! buyuracak. Âdem de: E ri deyi , hiz eti deyi ve ütü hayır se i elleri dedir, diye ektir. Allah Teâlâ
o a şöyle uyura ak:
— Cehe e e gö derile ek ola ları çıkar. Âdem soracak:
— Cehenneme gidecekler kimlerdir? Allah Teâlâ Hazretleri:
— Her i kişide iri e ete, dokuzyüz doksa dokuzu ehe e e, uyura aktır. İşte orada küçük ola yaşla a ak,
ge e ola her dişi karnı daki i i dire ek düşüre ek ve herkesi sarhoş olarak göre eksi . Aslı da o lar sarhoş
değillerdir. Fakat Allah ı aza ı çok şiddetlidir.
Ashab sordular:
— Ya Resûlallah! Bi kişide iri ha gi iz ola ilir? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
İyi ser olu uz! “izde ir kişi, Ye cüc ve Me cüc den bin kişi.. buyurdu. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle deva etti:
Nefsim kudret elinde olan Allah a yemin ederim ki, cennet ehlinin dörtte biri ola ağı ızı kuvvetle umuyorum. , Biz bu
büyük müjdenin sevincinden Allahu Ekber dedik. Hazreti Peygamber:
Ce et ehli i üçte iri ol a ızı u arı . buyurdu. Biz yine Allahu Ekber dedik. Hazreti Peygamber bu defa,
Cennet ehlinin yarısı ol a ızı u arı , buyurdu. Biz de Allah Teâlâ Hazretleri i u ihsa ı da dolayı sevi erek
şükrettik ve Allahu Ekber diyerek tek ir aldık. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ize şöyle uyurdu:
Mahşer halkı a nispetle siz a ak eyaz öküzü derisi deki ir siyah kıl yahut siyah öküzü derisi deki ir eyaz kıl
kadarsı ız.
897- İ i Abbas da ‘.A. rivayet edil iştir:
Yalı ayak, a ada doğ a çıplak ve sü etsiz olarak ahşere kalka aksı ız. buyurdu ve sonra, Onu ilk yaratmaya
aşladığı ız şekle iade ede eğiz. Bu, bizim iltizam ettiği iz bir vaatdir. Biz (bunu) utlaka yapa ağız. mealindeki ayeti
keri eyi okudu. E iya/
“o ra şöyle uyurdular: .
Kıya ette ilk giydirile ek ola , İ rahi Aleyhisselâm dir. Asha ı da
azıları, sol tarafa ehe e e doğru
alı a aklar. Be , asha ı ! asha ı ! diye eği . “e , ke dileri de ayrıldığı da eri, o lar gerisi geri küfre dö erek
hayatları ı sürdürdüler, de ile ek. Be de Hazreti İsâ Aleyhisselâ ı dediği gi i: İçleri de kaldığı
üddetçe o lar
üzeri de gözle i idi . “e
e i vefat ettiri e de ke dileri i gözetleye yal ız se di . “e her şeyi, e i e
ayrı tıları a kadar göre si . Eğer o lara aza ederse , şüphe yok ki, o lar se i kulları dır. Eğer o ları ağışlarsa ,
yine şüphe yok ki, sen mutlak galibsin ve hükmünde hik et sahi isi . diye eği . (Maide 117-118)
Mütercim:
Bu, dinlerinden dönenlerin, Hazreti Ebû Bekir in (‘adıyallahu A h hilafeti za a ı da, zekât ver eyiz, diyerek karşı
çıka lar olduğu uhte eldir. Yoksa asha ı kira da elli aşlı hiç ki se, Allah korusu di leri de dö üş değildir.
898- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Kıya et gü ü de, İ rahi Aleyhisselâ , a ası Azer in yüzü toz-toprak içi de olduğu halde o u la karşılaşa ak.
İ rahi o a diye ek:
— Dünyada ben sa a, a a isya et e, de e iş i idi ? Ba ası o a cevap verecek:
— Bugün sana isyan et eye eği , sözü ü di leye eği . İ rahi Aleyhisselâm:
Ey ‘a i ! Be i ahşer, gü ü de uta dır aya ağı ı vaat et işti . ‘ah eti de uzak kala
a a ı çirki
duru u da daha uta dırı ı e ola ilir? diye ek. Allah Teâlâ Hazretleri şöyle uyura ak:
— Be e eti kâfirlere hara kıldı . “o ra de ile ek ki!
— Ey İ rahi , ayakları ı altı da e var? İ rahi , bakacak ve birden, kana ulaş ış bir erkek sırtla göre ektir. “o ra
o sırtla ayakları da tutulup ehe e e atıla ak.
899- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Ashab, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordular: — İ sa ları e asaletlisi ki dir? Buyurdular ki:
İ sa ları e takvalısıdır Allah ı e irleri i yeri e getire ve yasakları da e ziyade kaçı a dır . Ashab:
— Bizi sor ak öğre ek istediği iz, u değil, dediler. Bu u üzeri e:
Halilullah oğlu Peyga er oğlu peyga er oğlu Peygamber Yusuf tur. buyurdular. Ashap yine, bizim sormak
istediği iz u değil, dediler. Hazreti Peyga er:
O halde Arab ı soyları da soruyorsu uz. O ları ahiliyeti za a ı daki e soyluları, di ilgisi e sahi ol ak şartı
ile İslâ da da e soylularıdır. buyurdu.
900- Semure den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Bu gece rüyamda bana iki melek (Cibril ve Mikâil) geldi. Onlarla birlikte uzun boylu ir ada ı ya ı a vardık. Az kaldı
aşı ı, oyu u uzu luğu da göre iyordu . O zat, İ rahi Aleyhisselâ idi.
901- İ i A as dan (Radıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
-İ rahi Aleyhisselâm a gelince (onun si ası ı öğre ek isterseniz) kendi ada ı ıza (peyga eri ize akı ız. Mûsâ
Aleyhisselam ise kıvır ık saçlı es erdi. O u , urga la yularla ış kır ızı ir deve üzerinde (Mekke ye doğru vadiye
i işi i sa ki görür gi iyi .
902- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Hazreti İ rahi Aleyhisselâ , sekse yaşı da keser ile (yahut kadu , adı daki yerde sü et oldu.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte geçen Kadûm kelimesi iki türlü okunur. Kad-dum ve Kadûm. Birinci şekilde dalı şeddesiyle
okunursa Şa da bir yerin ismi olup orada kendisini sünnet ettiği a laşılır. Eğer ikinci şekilde şeddesiz oku ursa keser
a ası a gelir ki, o za a ke disi i keser ile sü et ettiği a ası çıkar. Bu a a daha doğru ka ul edil iştir.
903- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
İ rahi Aleyhisselâ , yal ız üç yala söyle iştir: Bu larda iki ta esi, Allah Azze ve Celle Hazretleri i zatı ile ilgilidir.
İ rahi Aleyhisselâ kav i şehir dışı da bayram yerine giderlerken, kendisi hasta ol adığı halde, geri kalıp putları ı
kır ak içi
e hastayı , de işti. Bir de kav i i putları ı kırdığı za a ke disi e, ta rıları ıza u u ki yaptı?
diye sorulu a u işi o putları şu üyüğü yap ıştır, de işti. Üçü ü yala ı da, Bir gü İ rahi Aleyhisselâ , zev esi
Sare bera eri de olduğu halde giderlerke hu harlarda iri i ülkesi e uğradılar. O hu hara ha er verildi ki, uraya
ir ada geldi. Bera eri de i sa ları e güzeli ir kadı var. “o ra o hu har, İ rahi Aleyhisselâ a haber
gö dererek ya ı a getirtti ve beraberi deki kadı ki dir? diye sordu. İ rahi Aleyhisselâm, kız kardeşi dir, dedi.
Sonra İ rahi Aleyhisselâm zevcesi Sare nin ya ı a dö erek o a:
— Ey “are! Şu ülkede se de ve e de aşka hiç ir ü i yoktur. Ba a, o ada se i sordu. Be de, kız kardeşi
olduğu u söyledi . Artık se e i yala ı çıkar a. “o ra çaresiz olarak “are yi o hu harı huzuru a gö derdi. “are,
hu harı ya ı a giri e, o u eliyle tut ağa o a sarıl ağa kalkıştı. Fakat kolları) tutuldu. Bunun üzerine Sare ye dedi
ki:
— Benim için Allah a dua et sana zarar ver eye eği . Sare, Allah a dua etti ve hu har salıverildi. “o ra iki i defa
Sare ye el uzatmak isteyince yine önceki gibi yahut daha şiddetli olarak tutuldu. Hu har, yi e:
— Benim için Allah a dua et; artık sa a zarar ver eye eğim. Dedi. Sare, Allah a dua etti ve hu har salıverildi. “o ra u
hunhar, kapı ıları da iri i çağırıp
— “iz, a a i sa değil, a ak ir şeyta getir işsi iz, dedi ve “are ye hizmetçi olarak Hacer isminde bir cariye verip
İ rahi Aleyhisselam a gönderdi. “are, Hazreti İ rahi in yanı a vardığı za a o a az kıl akta idi. Sare ye, a azı
ta a layı aya kadar ekle esi içi eliyle işaret etti. “o ra Hazreti İ rahi
a azı ta a layı a, “are dedi ki:
— Allah Teâlâ Hazretleri, kâfiri hilesi e sarkı tılığı a meydan vermedi ve bize hizmetimiz için de Hacer i verdi. Hadîsi şerifi rivayet ede Ebû Hureyre şöyle dedi:
— Ey gök suyu u yağ uru evlatları! İşte Ha er sizi a e izdir. Ey Hi az ara ları, siz Hazreti İs ail Aleyhisselâm ı
soyu da geldiği iz için Hazreti Hacer, sizin büyük annenizdir.)
Mütercim:
Hazreti İ rahi Aleyhisselâ , yıldız, ay ve gü eş hakkı da Bu Rabbimdir diyerek yala söyle işse de, ir a öyle
sa dığı ve so ra yala ı ı düzelttiği içi u sözleri yala sayıl a aktadır. Bu hadîs-i şerif,
sayıda geç işti.
904- Ü
ü Şerik ‘adıyallahu Anha) der ki:
Hazreti Peygamber kelerin öldürülmesini emretti ve o u hakkı da şöyle uyurdu:
Bu hayva , İ rahi Aleyhisselâ ateşe atıldığı za a o u ateşi i a la ası içi
üfle iştir.
905- İbni Abbas dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
İs ail Aleyhisselâm ı a esi e Allah CC. rah et etsi . Eğer a ele et eyeydi, ze ze kuyusu akarsu pı arı ola aktı.
(Hazreti Hacer, zemze suyu çıkı a he e etrafı ı örerek akıp git esi i ö le eye çalış ıştı.
906- İ i A as dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Kadı larda ilk ö e eli e kuşak ağlaya Hazreti İs ail Aleyhisselâ ı annesi Hacer dir. Hazreti Hacer elbise ve
e tarisi üzeri e ir kuşak ağlayarak, izi i Hazreti “are den gizle ek içi e tarisi i eteği i yerde çekerdi. “o ra
Hazreti İ rahi Aleyhisselâ , zev esi Ha eri ve he üz e ede ulu a oğlu İs ail i ya ı a alarak Mekke ye geldi.
Ha er ile İs ail i, Beytullah ı ya ı da ve )e ze kuyusu u üstü de ir üyük ağa ı ya ı a ırakıverdi. O za a
Mekke de hiç bir insan yoktu. Orada su da bulunmuyordu. Böyle ike o ları uraya ıraktı. Ya ları da sade e ir
dağar ık hur a ile ir kır a tulu su vardı. “o ra Hazreti İ rahi Şa a dö ek üzere ayrılırke Ha er o u arkası ı
takib ederek:
—Ey İ rahi ! Tek ir i sa ı ulu aya ve hiç ir şeyi ol aya ir vadide izi ırakarak ereye gidiyorsu ? dedi ve u
sözü ir kaç defa tekrarladı. Hazreti İ rahi ise dö üp cevap vermedi. Sonunda Hazreti Hacer dedi ki:
— Böyle hareket etmeyi Allah Teâlâ ı sa a e retti? Hazreti İ rahi :
— Evet, Allah Teâlâ emretti! dedi. Hazreti Hacer de:
— Öyle ise, Allah Teâlâ Hazretleri bizi korur, dedi ve Kâbe nin ya ı a dö dü. Hazreti İ rahi de yola koyularak Hacer
ile İs ail in gözlerinden kay olduğu Mekke nin, yukarısı da bir yere varı a, Kâbe ye yö elerek elleri i kaldırıp şöyle
dua etti:
-Ey ‘a i iz! Be evladı da ir kıs ı ı se i
ukaddes ola evi i Ka e i ya ı da, eki it ez ir vadide
yerleştirdi . Ey ‘a i iz! Na azı gereği üzere kılsı lar diye... Artık i sa larda ir kıs ı ı kalplerini onlara meylettir.
Ya ları a varıp Kâbe yi ziyaret etsinler.) Şükret eleri içi de, o elde halkı ı azı eyvaIarla rızıklandır. İ rahi
sûresi: Âyet 37)
Hazreti İ rahi gittikte so ra Ha er, kır a ı suyu ile ir üddet idare etti, Kır adaki su tüke di, Ha er susadı.
Ço uğu da susadı. Ha er, ço uğu İs ail e şefkat ve merhametle akıyordu. Çocuk ise susuzluğu şiddeti de yerde
ağlayıp kıvra ıyordu. Ço uğu u hali e taha
ül edemeyen annesi Hacer, çevrede gelip geçe var ı, diye ak ak
içi yüksek ir yer aradı ve e yakı “afa tepesi i uldu. He e oraya çıkıp etrafı gözetledi, sonra mukabil tepe olan
Merve ye çıktı. Ha er, telaşlı ir vaziyette “afa ile Merve arası da koşup durdu. Bir safa tepesine, bir Merve tepesine
çıkarak etrafı gözetledi. Bir i sa göre ilir iyi diye akı dı. Hiç ir ki seyi göre edi. İşte u şekilde “afa ile Merve
arası da yedi kez koştu. Peyga er “allallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:
“afa ile Merve arası da ha ıları koş ası ı aslı udur, buyurdu.
İ i Abbas söze devamla der ki: Hazreti Hacer yedinci defa Merve ye çıkı a, ir ses işitti; durdu ve iyi e di ledi. Tekrar
açık olarak o sesi işitti. “esi geldiği tarafa aktı: Ey sesle e ki se! ize ir yardı ve fayda varsa bizim imdadı ıza
koş, diye ağırdı. Bir de gördük ki, )e ze kuyusu u şi di ulu duğu yere ir elek i iş, ka adı veya ayağı ile
toprağı ı eşeliyor. Böyle e Hazreti Ci ril Aleyhisselâ )e ze suyu u eyda a çıkardı. “o ra Ha er, su akıp gitmesin
diye avuçları ile su ka ı ı doldurdu ve suyu irik esi içi taş ve toprakla etrafı ı ördü, Allah İs ail in annesine
rah et etsi ! Eğer suyu ak ası a e gel ol ayıp o u ke di hali e ıraksaydı yahud, suda avuç avuç alıp su ka ı a
doldur asaydı )e ze suyu akar pı ar ola aktı. Ha er )e ze suyu da içti ve ço uğu a da içirdi. “o ra Ci ril
Hacer e,
— “akı helak ol akta kork ayı ız; urada Beytullah vardır. Beytullah ı u ço uk ve o u a ası i a edecektir.
Allah hiç ir za a u oğla ı ehli i zayi et ez, dedi.
O za a Beytullah, tepe ik gi i ir yer ka artısı idi. Yağ ur suları geli e, sağı da ve solu da akar giderdi. Hazreti
Hacer bu halde )e ze suyu da içerek ve ço uğu u da e zirerek ir üddet deva etti. “o ra Cürhü
kabilesinden bir yolcu kafilesi gelip Mekke i aşağı tarafı da ulu a Kedâ adı daki dağ yö ü de ko akladılar. Bunlar
etrafa akı a Zemzem kuyusunun ulu duğu yerde kuşları uçuştuğu u gördüler. Araları da dediler ki, u kuşları su
ulu a yerde ol aları lazı dır. Hâlbuki biz, bu çevrede su ulu adığı ı biliyoruz. Bununla beraber bir akalı diye
çevik iki kişiyi oraya gö derdiler. Orada )e ze kuyusu u uldular. “o ra arkadaşları a dö üp iyi ir su kuyusu u
ulu duğu u ha er verdiler. “o ra u yol u kafilesi toplu a )e ze kuyusunun ya ı a geldiler. Hazreti Ha er de
kuyunu ya ı da idi. O lar Hazreti Hacer e:
— Bize izi verir isi , u ü arek yerde ko aklayalı ? dediler. Hazreti Ha er;
— Evet izin veririm, fakat u suda , içip faydala akta aşka size ir ülkiyet hakkı ta ı am, dedi. Onlar da kabul
edip razı oldular. Bu Hususta Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
İşte İs ail in annesini Cürhü ka ilesi uldu; zate o Ha er öyle şe lik içi de ol ayı arzu ediyordu. Buyurdu.
“o ra Cürhü ka ilesi urası ı eğe erek e leketleri de ola diğer hısı ve akra aları ı uraya çağırarak
Mekke de ikamet et eğe aşladılar. Orası yapı ve i alarla i ar edildikte so ra, Hazreti İs ail de olgu luk çağı a
erdi ve arapçayı fasih bir şekilde bu Cürhüm kabilesinden öğre iş oldu. Hazreti İs ail Cürhü ka ilesi içi de ahlâkı
çok eğe ile ve her yö de sevile ir delika lı oldu. Cürhü kabilesi kendisi ile hısı lık kur ayı arzulayarak o a
ke di ka ileleri de ir kız verdiler ve o u evle dirdiler. Bu evle e işi de so ra annesi Hazreti Hacer vefat etti. Bu
arada Hazreti İ rahi Aleyhisselâ Ha er ile oğlu İs ail i aramak üzere geldi. Daha önce de ayda bir defa olarak
Şa dan Mekke ye gelip dönüyordu. Bu defa adetleri üzere geldikleri zaman Hazreti İs ail i evinde ula adı. İs ail in
nereye gittiği i karısı a sordu. Kadı , ke dileri e yiye ek te i i içi çıktığı ı Hazreti İ rahi e söyledi. Hazreti İ rahi ,
oğlu İs ail i karısı a geçi leri i ve duru ları ı
asıl olduğu u sordu. Ha ı çok sıkı tılı ve zor duru da
oldukları ı söyledi. Hazreti İ rahi ha ı a dedi ki, İs ail e e de selâ söyle, eve dö düğü za a kapı ı eşiği i
değiştirsi . İs ail Aleyhisselâ eve geli e, a ası ı gelip dö düğü ü a ladı. Bu da ötürü karısı a sordu:
— Bugün bize ir ki se geldi i? kadı cevap verdi;
— Evet, şöyle şöyle ir ihtiyar geldi ve se i sordu. Be de cevap verdim. Sonra geçimimizden sordu. Ben de son derece
sıkı tıda olduğu uzu söyledi . Hazreti İs ail yine sordu:
— O gele ada sa a ir tavsiyede ulu du u? Ha ı :
— Evet, sana selâ söyledi ve kapı ı eşiği i değiştirsi , dedi.
Hazreti İs ail dedi ki, o gele zat e i
uhtere
a a Hazreti İ rahi idi. He de se de ayrıl a ı a a
e ret iştir. O halde bende oş su , se aile e dö . “o ra Hazreti İs ail Cürhü ka ilesi de aşka ir kadı la
evle di. Hazreti İ rahi Şam da ir üddet kaldıkta so ra oğlu u gör ek içi tekrar Mekke ye geldi. Yine İs ail i
evi de ula adı. Evde ulu a ha ı ı a İs ail i ereye gittiği i sordu. O da, eve yiye ek getir ek içi evde çık ış
olduğu u söyledi. “o ra Hazreti İ rahi sordu:
— İdare ve geçi i iz asıldır? O da, Allah a ha d ederek duru ları ı iyi olduğu u söyledi. “o ra Hazreti İ rahi
gelinine sordu:
— Ye eği iz edir? O da:
— Av etidir, dedi. Yine sordu:
— İçe eği iz edir? Ha ı :
— Sudur, dedi. Yahut su ve süttür şekli de cevap verdi. “o ra Hazreti İ rahi o lara dua etti: Allah ı ! Bu ları eti e
ve suyu a ereket ve olluk ver. Bu duaları hususu da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
O gü de o ları İs ail ailesinin) tahıl hu ubat) yiyecekleri yoktu. Eğer ev ut olsaydı, Hazreti İ rahi bunun da
bereketine dua ederdi. buyurdu.
İ i A as der ki: Yal ız et ile su, Mekke de aşka hiç ir yerde sağlığa uygu düş ez. Yi e ibni Abbas devamla der ki:
Sonra Hazreti İ rahi , oğlu İs ail i ha ı ı a:
— İs ail e benden selâ söyle, kapısı ı eşiği i sa it tutsu , dedi. “o ra Hazreti İ rahi Aleyhisselâ Şa a döndü.
Hazreti İs ail evi e dö ü e ha ı ı a sordu.
— Bugün evimize gelen oldu mu? O da;
— Evet geldi, he de size selâ etti ve kapı ı eşiği i sa it tut a ı söyledi. Hazreti İs ail:
— İşte o ada
e i
a a Hazreti İ rahi idi. “e de e i eşiği si . “e i oşa ayıp dai a hoş tut a ı bana
e ret iştir, dedi
İ rahi Aleyhisselâ Şa da bir müddet daha kaldıkta so ra tekrar İs ail i ya ı a Mekke ye geldi. İs ail
Aleyhisselâ da o es ada )e ze kuyusu u ya ı daki üyük ağa ı altı da ok yo tuyordu. Hazreti İs ail a ası ı
görü e, he e kalkıp a ası ı karşıladı. Ba a ı oğula ve oğlu babaya karşı yap ası gereke i yaptılar. Ba ası ı
eli i eteği i öptü ve sevi çleri de ağlaştılar. “o ra Hazreti İ rahi , oğlu Hazreti İs ail e:
Ey İs ail! Allah Teâlâ Hazretleri burada Beytullah ı i ası için bize emir buyurdu, dedi ve orada çevresinden yüksek
ola ir tü seği işaret etti.
İ i Abbas der ki: İşte o za a Hazreti İ rahi ile Hazreti İs ail, a a oğul Kâ e i te eli i attılar ve duvarı ı
örmeye aşladılar. Duvar taşları ı Hazreti İs ail verir, Hazreti İ rahi de duvarı örerdi. Sonra Kâ e i duvarları iyi e
yükseli e, Hazreti İs ail, şi di, Maka -ı İ rahi
diye ziyaret edile taşı getirdi. O taşı Hazreti İ rahi i ayakları
altı a koydu. Böyle e Hazreti İ rahi o taş üzeri de durarak duvarı örüyor ve Hazreti İs ail de o a taşları veriyordu.
Her ikisi de Allah a şöyle dua ediyorlardı: Ey ‘a i iz! Bu hayırlı işi se izde ka ul uyur. Muhakkak ki se dua ızı
işite , iyeti izi de ile si .
Mütercim:
Âlemde ve yaratıklar içi de Kâ e de daha şerefli ir yer yoktur. Çü kü o u i a edil esi i Allah Teâlâ e ret iştir.
Bu e ri ulaştıra ve
i arlığı ı yapa Ci ril Aleyhisselâ dır. Ustalığı ı yapa da Halilürrah a İ rahi
Aleyhisselâm dır. Yardı ısı ve çırağı da Hazreti İs ail Aleyhisselâm dır.
Hazreti İ rahi Beytullah ı i şası ı ta a ladıkta sonra Cibril Aleyhisselâm gelerek bütün hac usullerini (menasikini)
Hazreti İ rahi e öğretti. Hazreti İ rahi de, Makam-ı İ rahi adı verile taş üzeri de durarak kıya ete kadar
gele ek esilleri ha et eğe davet etti.
— Ey insanlar! Rabbinizin davetini ka ul ederek ha a geli iz, diye ko uştu. O yıl, Hazreti İ rahi ile Hazreti İs ail
birlikte haccettiler. Arafat ta vakfe yaptılar. Hazreti Sare (‘adıyallahu Anha) da Beyt-i Makdis den (Kudüs den) gelerek
beraberce haccettiler. Sonra Hazreti Sare ve Hazreti İ rahi Kudüs e dönerek her ikisi de orada vefat ettiler.
)iyaretgâhları Kudüs te Halilürrah a adı daki yerdedir. Allah ı salât ve selâ ı hepsi i üzerleri e olsu ...
907- İ i Abbas dan (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
- Eğer Hazreti Ha er )e ze suyu u ke di hali e ırakaydı, İ rahi
zemzem akarsu ola aktı.
Sallallahu Aleyhi ve Sellem i duası bereketi ile
908- Ebû Zer EI-Gıfari (‘adıyallahu Anh) der ki:
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordum:
— Ya Resûlallah! Yeryüzünde ilk önce bina edilen mescit ha gi es iddir? Şöyle uyurdular:
Mes id i Hara dır. Yine sordum:
— Sonra hangisidir?
Mescidi Aksa. buyurdular.
— Araları da kaç yıl var diye sordu .
Kırk se e var, uyurdular ve şöyle deva ettiler:
Her nerede namaz vakti sa a erişirse, orada a azı kıl; fazilet oradadır a azı vakti de kıl aktadır .
Mütercim:
Bir de, insanlar için ilk bina edilen mescit Mekke deki Kâbe dir, mealindeki ayeti kerimeyi bu hadîs-i şerif teyid
etmektedir. Kâbe yi ilk i a ede Hazreti İ rahi Aleyhisselâ değildir. Kâbe, gü ü üze kadar o ir defa i a edil iş
ve ye ile iştir.
Ö e elekler tarafı da urda i a edil iştir. İki i defa Hazreti Âdem Aleyhisselâ tarafı da yapıl ıştır. Üçü ü
defa Şît Aleyhisselâ tarafı da , dördü ü defa İ rahi Aleyhisselâ tarafı da , eşi i defa A alika tarafı da ,
altı ı defa Cürhüm kabilesi tarafı da , yedinci defa Kusayy tarafı da , sekizinci defa Kureyş tarafı da dokuzu u
defa ibni )ü eyir tarafı da , o u u defa da Ha ac-i )ali tarafı da i a edil iştir. Daha so ra Bağdad fatihi Sultan
Murad za a ı da ye ide o arıl ıştır. Şi diki i a ve o arı , “ulta Murad ı i şasıdır. Allah Kâ e yi kıyamete kadar
mükerre ve üşerref kılsı .
909- Ebû Humeyd Es Sâidî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ashab-ı kiram:
— Ya Resûlallah! Biz sa a asıl salât ve selâ getireli ? diye sordular. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle
deyiniz, buyurdu:
Allah ı ! İ rahim in ailesi e rah et ettiği gi i, Muhammed e zev eleri e ve zürriyeti e rah et et. İ rahi in ailesini
ü arek kıldığı gi i, Muha
ed i, ailesini ve zürriyetine ü arek kıl. “e ha de layıksı , kere sahi isi .
Kâb bin Acre (R.A.) i rivayeti de şöyledir:
Bana Salât ve selam içi şöyle deyi iz: Allah ı ! İ rahi e ve İ rahi ailesi e rah et ettiği gi i, Muha
ed e ve
Muha
ed ailesi e rah et et. Muhakkak ki se ha de layıksı , kere sahi isi . Allah ı ! İ rahi i ve İ rahi
ailesi i ü arek kıldığı gi i, Muha
ed i ve Muha
ed ailesi i ü arek kıl. Muhakkak ki se ha de layıksı ,
kerem sahibisin.
910- İ i Abbas (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem toru ları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin için Allah a iltica ederek şöyle derdi:
“izi ata ız (Hazreti İ rahi , şu keli elerle İs ail ve İshak İçi Allah a iltica ederdi:
Her şeyta ve zararlı haşaratı ve azar değdire her gözü şerri de Allah ı eksiksiz keli eleri e sığı ırı .
911- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Biz, ey Rabbim! Ölüleri asıl diriltiyorsu ? diye i rahi den (bu soruyu sormaya) daha Iayıkız. Allah Teâlâ; yoksa
i a ıyor usu ? uyur uş ve İ rahi , gerçi i a ıyoru , fakat içi rahat etsi diye sordu , de işti. Allah, Lût
Aleyhisselâm a da rahmet etsin. O da (Allah tarafı da koru a ağı ı ildiği halde sağla
ir arı ağa sığı ak
iste işti.
Hazreti Yûsuf u zi da da kaldığı kadar e kal ış olsaydı , o a çık ası içi gele ha er iye he e uyar ve çıkardı
(Onun gibi, hapse giriş ede i i aydı lığa ta a e çık ası ı ekle ezdi .
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi
a ası üzeri de, âlimler çeşitli yoru larda ulu uşlardır. Şafii Hazretleri i görüşü şöyle: Hazreti
İ rahi in kalbine şüphe gel esi ü kü değildir. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem murad eder ki, benim
kal i de u hususta hiç ir şüphe ulu adığı gibi, Hazreti İ rahi in kalbinde de asla yoktu. Lût Aleyhisselâm ı
sözüne gelince: Allah ona rahmet etsin. O çok sağla
ir yere daya ıştı. Allah tarafı da kavmini helak etmek için
gö derile
elekleri farkı a var ayarak bu müsafirlere te avüz et eğe kalkışa kav i e: Ah! Eğer sizi e gelleye ek
gücüm olsa yahut sağla
ir arı ağa daya ış olsa , sizi u üsafirlere te avüzde e gellerdi , de işti. Hâlbuki
her za a olduğu gi i, o sırada da Allah a güve iyor ve daya ıyordu. Böyle olduğu içi dir ki, kav i i helak edil esi
içi
elekler gel işti.
Hazreti Yûsuf hakkı da: Eğer Yûsuf Aleyhisselâm gibi, uzun süre ben zi da da kalıp da a a hükü dar tarafı da
davet i gel iş olsaydı, e aşka ir ha er ekle eksizi he e o davet i i çağrısı a uyardı , buyrulması, Hazreti
Yûsuf u sa ır ve eta eti i öv edir. Çü kü Hazreti Yûsuf, e ta a e suç töh eti de kurtul adıkça ve asu
olduğu gerçekleş edikçe çık a de işti. Aslı da Peyga er Sallallahu. Aleyhi ve Sellem bütün peygamberlerden
daha sa ırlı ve daha ütaha ildir.
912- Seleme bin Ekva (‘adıyallahu Anh) der ki:
Eslem kabilesi de irtakı ki seler, oklarıyla işa atarlarke Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara tesadüf
etti ve şöyle uyurdu:
Ey İs ail Oğulları Hazreti İs ail in soyundan gelen Eslem oğulları ! işa atı ız, çü kü sizi ata ız da Hazreti İs ail
işa ı idi. Be de içi izde fala oğulları ı tarafıyı .
Bunun üzerine iki taraftan biri (Peygamber i taraftar olduğu gru u raki i , işa at akta el çektiler. Hazreti
Peygamber sordu:
“iz ede atış yap ıyorsu uz? Onlar dediler ki:
— Ya Resûlallah! “e o ları tarafı da olduğu halde iz asıl ata iliriz sizi taraftarı olduğu uz gru u asıl ye eye
çalışa iliriz. ? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Atı ız, e sizi le, hepi izle era eri , buyurdu:
913- İ i Ö er de rivayet edil iştir:
Asil oğlu asil oğlu asil oğlu asil, İ rahi
oğlu İshak oğlu Yakup oğlu Yûsuf dur
914- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Hızır Aleyhisselâ a Hızar Hızır ??? denmesinin tek sebebi beyaz (kuru) otları üzeri e otur uştu ve irde yeşerip
ardı da salla aya aşladı. (Hızır, yeşillik de ektir.
Mütercim:
Hızır Aleyhisselâm ı peyga er olup ol adığı hususu da ihtilâf edil iştir. Peyga erliği i ileri süre leri delili, Ben
u işi ke diliği de yap adı , mealindeki ayeti kerimedir.
Diğer azı âlimlerle Şafii âlimlerinin büyüklerinden imam Nevevî gibi zatlar ve tasavvuf âlimleri, Hızır Aleyhisselâm ı
hale ara ızda ulu duğu u, hayatta olduğu u söyle ektedirler.
915- Cabir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in beraberinde Merruz z Zehrân da Erâk (misvak) ağa ı da ye iş topluyorduk.
Hazreti Peygamber;
Bu ye işleri karar ışı ı toplayı ız çü kü karar ışı daha tatlıdır. buyurdu. Ashap sordular:
— Ya Resûlallah! kırda koyun güttünüz mü? (ki, böyle kırda yetişe
eyvaları biliyorsunuz) Hazreti Peygamber,
Her peyga er, utlaka koyu güt üştür buyurdular.
916- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Âdem Aleyhisselâm ile Mûsâ Aleyhisselâ tartıştılar Mûsâ, Adem e dedi ki: “e , hatası yüzü de e ette çıka
Âdem sin. Âdem de ona cevap verdi: Sen de, Allah Teâlâ ı , Peygamberlik görevleri ve (Tur da ko uş ak içi seçtiği
Mûsâ olduğu halde, yaratıl a da ö e Allah ı a a takdir ettiği ir eselede dolayı e i kı ıyorsu . Hazreti
Âdem, delil üstü lüğü ile Hazreti Mûsâ yı iki ye ilgiye uğrattı.
917- Ebû Mûsâ dan. (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Erkeklerde çokları ke al dere esi e erdiler. Kadı larda ise, a ak Firavu u karısı Asiye, İmran ı kızı erye
kemal derecesine ulaştılar. Aişe nin de diğer kadı lardan üstü lüğü, tiridin diğer ye eklerde üstü lüğü gi idir
Mütercim:
Haşla a eti ek ekle karışı ı da yapıla ye eğe tirid de ilir. Bu ye ek ara ları e efis ye eğidir. He hazı
akı ı da , he kuvvet ye lezzet akı ı da diğer ye eklere üstü olduğu gi i, Hazreti Aişe de, ahlâk, zekâ ve
dirayet, fesahat ve u lara e zer güzel vasıflara sahi ulu duğu da diğer ha ı lara öyle e üstü lüğü vardır.
Burada Hazreti Asiye ile Hazreti Meryem i ke al dere ede ulu aları ı elirtil esi ile o ları peyga er ol aları
gerek ez. Bu lar, kadı larda ulu ası gerekli vasıfları e üstü
erte esi e ulaş ışlardır, de ektir. Çü kü
kadı larda peyga er ol adığı hususu da ü
eti ittifakı vardır. Fakat İ a Eş ari de
akledildiği e göre,
kadı larda altı kişi peyga er ol uştu: Havva, “âre, Hazreti Mûsâ ı a esi Yuha ez, Ha er, Asiye, Merye . Çü kü
u ları hepsi e Allah ta vahiy gel iştir. Bu ları ir kıs ı ile de melekler ve Ci ril ko uş uştur. Kadı larda
peyga er olduğu a dair görüş, Senden önce gönderdikleri iz de a ak irtakı erkeklerdi. mealindeki ayeti
kerime ile reddedilmektedir.
Kurtubî ve azı âlimler, bu hadîs-i şerifte ke al ile vasıfla a Asiye ile Merye i her halde peyga er oldukları
görüşü dedirler. Çünkü bu derecede kemal ile vasıfla ak ancak peygamberler için olur. Diğer tarafta velilik
erte esi pek çok kadı larda ev uttur, diyorlarsa da o ları u görüşleri âlimleri çoğu luğu tarafı da ka ul
edil e ektedir. Bu a dair ge iş açıkla a Şerkavî şerhi de vardır.
918- İ i Abbas dan (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Metta oğlu Yu us da daha hayırlı olduğu u iddia et ek hiç ir kula yakış az.
Mütercim:
Yû us Aleyhisselâ
alık tarafı da yutulup o u kar ı da dışarı çık ası ve u a e zer güçlüklerle karşılaş ası
onun manevî değeri i azalt aya ağı iti arla hiç ki se, izi
peyga er o da daha hayırlıdır diye söz
söyle e elidir. Bu gi i sözlerde ulu ak Muha
ed ü
eti e uygu
ir iş değildir. Bizi peyga eri iz
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bütün peygamberlerin en faziletlisi ise de, iman ve peygamberlik yönünde,
Allah ı peygamberlerinden hiçbirini diğeri de ayırd etmeyiz mealindeki ayeti keri e gereği e peyga erler
arası da fark gözetil ez.
Bir de bu hadîs-i şerif tevazu yerinde buyrul uştur. Ayrı a Yûnus Aleyhisselâm ı Metta ya nispetiyle babası ı Metta
olduğu açıkla arak azıları ı sa dığı gi i a esi i is i ol adığı da ildiril iştir.
919- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Davud Aleyhisselâm a Zebur u okuyup hat et ek kolaylaştırıl ıştı. Niteki
ir yere git ek içi hayva ları ı
eyerlenmesini emreder ve eyerlenmeleri bitmeden zebur u okurdu (hatmederdi). Ay ı zamanda Ancak kendi
kaza ı da el e eği de yerdi.
Mütercim:
Allah Teâlâ Hazretleri azı kulları a za a içi de za a yaratır. Tayyı ekâ uzak esafe i dürül esi olduğu gi i,
Tayyı za a uzu za a ı dürül esi, kısa za a sığdırıl ası da ola ilir. İ a Nevevi Hazretleri, Âdâ -ı Kur an da
söylüyor: Gece dört ve gündüz de dört olmak üzere bir günde sekiz defa Kur an-ı Keri i hat ede ler ol uştur.
Kudüs de E û Tahir adı daki ir zat, ir gü de o hati yapardı. Şeyhu l-İslâ İ i E î Şerif Hazretleri de ir gü de
(ge e ve gü düz o eş kere Kur a ı hat ederdi. Bu ir İlâhi sırdır. Bu u idrak ede il ek a ak Allah ı feyzi ile olur.
Şi di ile uhtelif e leketlerde altı yedi saatte Kur an-ı teravih a azları da hat ede ler vardır. Allah a hamd
olsun...
920- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anhu) rivayet edil iştir:
Benim halim ile, İsla a davet ettiği i sa ları kâfirleri hali, etrafı aydı lat ak ve herkese ışık tutarak yol
göstermek için) ateş yakan adama benzer ki, kelebekler İşte e i getirdiği hidayet nurundan kafirler faydalanacak
ve hak yolu ula ak yerde, u aydı lığa karşı çıkararak ehe e ateşi e düşüyorlar.
???
Geç iş zamanda iki kadı vardı. Her İkisi i de ya ları da birer erkek ço ukları bulunuyordu. Yolda giderlerken kurt
saldırıp u larda iri i oğlu u kaptı. Bu oğlu kurt tarafı da kapıla kadı , arkadaşı a, kurt se i oğlu u kaptı
hayatta kala
e i oğlu dur , dedi. Öteki de hayır, se i oğlu u kaptı! diye karşılık verdi. Sonra Davud
Aleyhisselâm ı huzuru da uhake e oldular. Davud Aleyhisselâ , ço uğu yaşlı ola kadı a ait olduğu a, hükü
verdi. İki kadın, Davud Aleyhisselâm ı oğlu “üley a Aleyhisselâm a gidip duru u a lattılar: “üley a Aleyhisselâm,
a a ıçak getiri , u ço uğu iki iz arası da öle eği , dedi. Küçük kadı , yapma! dedi. Allah seni esirgesin! Bu çocuk
onun oğludur. Bunun üzerine Süleyma Aleyhisselâ , ço uğu küçük kadı a ait olduğu u hük e ağladı. A alık
ihetiyle ço uğa gösterdiği erha etle o a sahi oldu.
Mütercim:
Bu ikinci hüküm, içtihad ile ozul az, kaidesi e aykırı gi i görülüyorsa da, o za a da u u aiz ol ası ihti ali vardır.
Yahut içtihadda so ra haksız ola kadı ı gerçeği itiraf et esi üzeri e ir ö eki hükü iki isi ile ozul uştur,
denilebilir. (Ay ı za a da ya lış olarak verilen hükümden dönülmesi gerektiği e de delâlet eder.
921- Hazreti Ali (‘adıyallahu Anh) der ki:
Devri i kadı ları e hayırlısı İ ra ı kızı Hazreti Merye
Hatice dir.
dir. Bu ü
eti kadı ları ı e hayırlısı da Hazreti
922 - Ebû Hureyre de ‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Deveye binen kadı ları en iyisi Kureyş kadı larıdır. Bu lar ço uğa e çok şefkat göstere ve ko aya ait ola hukuku en
çok gözetlerdir (??? gözetenlerdir)., Ebû Hureyre, bu hadîs-i şerifi he e akabinde, Peygamber den rivayet olarak
dedi ki:
İmran ı kızı Hazreti Meryem, deveye hiç i e iştir.
923- Ubade den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Her kim, Allah ta aşka hiç ir ilâh ol adığı a, irliği e ve ortağı ulu adığı a, Muhammed in O nun kulu ve
peyga eri olduğu a, İsa ı Allah ı kulu, peyga eri, Merye e ilettiği keli esi ve ke di tarafı da
ir ruh
olduğu a, Ce eti hak ve Cehe e i hak olduğu a şahidlik ederse, Allah o u, yaptığı a el karşılığı da e ete
koyar. Bir rivayette de e eti sekiz kapısı da ha gisi de dilerse o u e ete koyar ilavesi yer al aktadır.
924- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Beşikte ko uşa yal ız üç çocuktur. Birincisi Hazreti İsa Aleyhisselâm dır. İki isi: İsrail oğulları da Cürey adı da ir
şahıs vardı. Bir gü Cürey , a az kılarke , a esi geldi ve Cürey ! diye çağırdı. Cüreyc, anneme cevap ı vereyi ,
yoksa a aza deva
ı edeyi ? diye tereddüt etti. A esi öyle üç defa o u çağırdığı halde, a azda ol ası
sebebiyle ona cevap vere edi. Bu u üzeri e a esi kızarak oğlu a şöyle eddua etti:
— Allah ı ! O a fahişe kadı ları yüzü ü göster ede a ı ı al a, Cürey , a astırı da i adetle eşgul ike ya ı a
ir kadı gelerek ke di i o a teklif etti. Cürey ka ul et edi. Kadı , ir ço a a gidip ke di i tesli etti. “o ra ir
oğla doğurdu ve u ço uğu ki de olduğu ke di e sorulunca)
— Cüreyc de olduğu u iddia etti. Bu u üzeri e o elde halkı Cürey i
a astırı ı yıktılar. Ke disi i de halk arası a
i direrek sövüp saydılar. Cürey a dest aldı, a az kıldı. “o ra ye i doğa ço uğu ya ı a vardı,
— Ey bebek, senin baban kimdir? diye sordu. Çocuk Allah ı iz i ile ko uşarak:
— Be i
a a fala a ço a dır, dedi. Bu u üzeri e o u
a astırı ı kırıp yıka lar ve ke disi e hakaret ede ler
Cüreyc e dediler ki.
— Biz se i
a astırı ı altı da yapalı . Cürey :
— Hayır, kerpiçte yapı ız, dedi (ve öyle e yapıldı .
Beşikte ko uşa ço ukları üçü üsü:
Yine İsrail Oğulları da ir kadı , ço uğu a süt ver ekte ike ya ı da şa lı a şöhretli ir süvari geçti. Bu u göre
kadı , şöyle dua etti. Allah ı ! Bu e i oğlu u da şu u gi i şa lı ve şöhretli yap. Ku ağı da süt e
ekte ola
çocuk, annesinin hemen memesi i ıraktı ve süvariye dö erek:
— Allah ı ! e i o u gi i yap a, dedi ve a esi i
e esi e dö üp tekrar e
eye aşladı.
“o ra o kadı ı ya ı a kötü ili e ir ariye uğradı. Bu defa: Allah ı ! oğlu u şu ariye gibi yapma diye dua etti. Süt
e
ekte ola ço uk e eyi ırakarak:
— Allah ı ! e i o u gi i yap, dedi. A e,
— Bu nedendir? diye söyledi, çocuk dedi ki:
— O se i hoşu a gide süvari, zor alarda ir zor adır. Bu ariye ise kötü ir iş yap adığı halde, i sa lar o a: se
hırsızlık etti , zi a etti , derler.
(Hadîs-i şerifi ravisi E û Hureyre der ki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem u hikâyeyi a latırke mübarek
par ağı ı u u u ağzı a koyarak ço uğu e işi i ize gösterdi. Peyga eri o hali, hâlâ gözlerimin önündedir.)
Mütercim:
Beşikte ike ko uşa ço uklar, u hadîs-i şerifte üç kişi olarak ildiril ekte ise de, diğer hadîslerde aşka ço ukları da
ko uştuğu eya edil ektedir.
925- İ i Ömer den (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Be İsrâ ge esi de İsa yı, Mûsâ yı ve İ rahi i gördüm. İsa, kır ızı e izli, kısa oylu ve ge iş göğüslü idi. Mûsâ ise,
esmer, iri yapılı ve kıva lı idi. Tıpkı zotlar gibi.
Başka ir rivayette: Hazreti İ rahi i gördü . Hazreti İ rahi in soyundan en ziyade ona benzeyen benim, diye varit
ol uştur.
926- Abdullah dan (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri tek gözlü değildir. Bili iz ki, Mesîh De cal ı sağ gözü kördür; tıpkı su yüzü e çıka üzü ta esi
gibi.
Bu gece rüyamda kendimi Kâbe i ya ı da gördü ve dalgalı saçları o uzları ı arası a vura ve sarışı erkekleri en
güzeli gi i görü e sarışı ir ada la a ide karşılaştı . Başı da su da laları akıyor ve elleri i iki ada ı omuzları a
koy uş olduğu halde Kâbe yi tavaf ediyordu. Bu kimdir? diye sordum Meryem i oğlu Mesih İsa dır, dediler. “o ra
o u arkası da pek kıvır ık saçlı, sağ gözü kör ve ta ıdıkları da İ -i Katan a en çok benzeyen bir adam gördüm.
Elleri i ir ada ın iki omzu a daya ış Kâbe yi tavaf ediyordu. Sordum: Bu kimdir? Mesîh Deccal dır! dediler.
927- İ i Ömer den (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
Rüyamda Kâbe yi tavaf ederke a sızı sarışı , düz saçlı ve iki kişi arası da yalpa vurarak yürüyen bir adam gördüm.
Başı da su (ter da lıyor veya akıyordu. Bu ki dir? diye sordu . Merye i oğludur! dediler. Dö üp o a akayı
derke a sızı kır ızı e izli iri yapılı, kıvır ık saçlı ve sağ gözü, su yüzeyi e vura üzü ta esi e e zer şekilde kör ir
adam gördüm. Sordum: Bu kimdir? Bu Deccal dır dediler. Ona en çok benzeyen i sa İ i Kata dır )ührî de iştir ki,
İ i Kata , Huzaa ka ilesi de ir ada olup ahiliyet devri de öl üştür.
Mütercim:
Daha önce Ebû Hureyre i rivayet ettiği hadîs-i şerifte Hazreti îsâ Aleyhisselâm ı teninin beyaz ile kır ızı karışı ı
olduğu elirtil iştir, i i Ö er in rivayetinde ise sarışı te li gösteril ektedir. A ak urada kulla ıla âdem tabiri,
Arap dilinde hem esmer ve hem sarışı
a aları da kulla ıl aktadır. Diğer hadîslere daya arak iz iki i a ayı
tercih ettik. Ay ı zamanda, gü eş yak ası da ileri gele es erlik de kastedil iş ola ilir.
928- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
İ sa lar içi de Merye i oğlu İsâ ya e yakı ola e i . )ate ütü peyga
e i le o u Hazreti İsa ı arası da aşka ir peyga er de yoktur.
erler, a ada kardeşdirler. Üstelik
929- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Dünya ve ahirette Meryem i oğlu İsa ya e yakı i sa e i . )ate peygamberler ba ada kardeşdirler. A
ayrı, dinleri birdir (tevhid dinidir).
930- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Merye oğlu İsa Aleyhisselâ , ir ada ı hırsızlık yaparke gördü ve o a, çaldı
ı? diye sordu. Ada
dedi ki:
eleri
— Kendisi de aşka ilâh ol aya Allah a yemin ederim ki, çal adı . Bu u üzeri e Hazreti İsâ:
— Ben Allah a i a etti ve gözü ü yala ladı , dedi.
Mütercim:
İ a Malik ile imam Ahmed bin Hanbel bu hadîs-i şerif te yal ız hâkim i kadı ı
ilgisi ile hüküm vermek caiz
ol adığı ı çıkarırlar.
İ a Aza ile imam Şafii Hazretleri ise, hırsızlık ve diğer şer i ezayı gerektire suçlarda hâkim in bilgisi ile hüküm
ver ek aiz değilse de, diğer adi hukuk davaları da aizdir. Me elle de de hâkim in bilgisi, hüküm sebeplerinden
sayıl a aktadır.
931- Hazreti Ömer (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hıristiya lar Merye oğlu İsa yı aşırı derecede övdükleri gibi beni övmeyiniz. Ben ancak Allah ı kuluyu . Be i içi ,
Allah ı kuludur ve resulüdür, deyi iz.
Mütercim:
İlk zamanlar ashaptan azı kimseler Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e secde edecek oldular. Secde etmek için
izi istediler. Bu ları isteği e karşı, se de ve i adet ifadesi a ak Allah a ahsustur; eğer ir ada ı ir ada a
se desi aiz olsaydı, zev e in kocası a secde etmesini emrederdim, buyurdular. Hadîs-i şerif u ü ase etle varit
ol uştur.
932- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Hazreti İsa sizi ara ıza i i e ve i a ı ız da sizde olu a, akalı
asıl ola aksı ız?
Mütercim:
Hazreti İsa ı gökte i esi uhakkaktır. Di i i a çları ızda dır. Ay ı za a da kıya eti üyük alâ etleri de dir.
İ işi de Kur an ı hükü leri ile amel edecektir. Deccal i öldürecektir. Bazı rivayete göre dünyada yedi sene, bir rivayete
göre ondokuz se e ve zayıf ir rivayete göre de kırk se e hük ede ektir. 20
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-612
İ“RAİL OĞULLARI BAH“İ
933- Huzeyfe den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
De al çıktığı za a ya ı da su ve ateş ulu a aktır. Fakat i sa ları gözü e ateş görü e soğuk sudur. “oğuk su
görü e de yakı ı ateşdir. “izde ki De al za a ı a yetişirse, ateş olarak gördüğü tarafa düşsü . Aslı da O, ateş
değil soğuk ve tatlı sudur.
Huzeyfe der ki, Hazreti Peygamberin şöyle uyurduğu u işitti : “izde ö eki ir devirde yaşaya ir ada a, a ı ı
al ak içli
elek geldi. “o ra ka irde ke disi e soruldu: Hayırlı ir iş işledi
i? Bile iyoru , eva ı ı verdi. O a,
ak düşü , de ildi. Ada dedi ki: Bir şey il iyoru , ancak ben dünyada insanlarla alış veriş yapardı . O lara
ikra lı verir, varlıklı ola ı sıkıştır az ve eli darda ola ı geçerdi ala ağı ı ağışlardı . Bu yüzde Allah o u e ete
koydu.
Yine Huzeyfe der ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in şöyle " uyurduğu u işitti :
Bir ada , Ölü ü yaklaşıp hayatta ü idi i kesi e çoluk ço uğu a vasiyet etti: Öldüğü za a e i içi ir yığı
odun toplayarak bir ateş yakı ız. Ateş, eti i yiyip ke iği e daya arak ke ikleri i de yakı a, ya ış ke ikleri i alın.
Bu ları, Öğütü . “o ra rüzgârlı ir gü ekleyi . O ları o gü de de ize saçı . Ada ı vasiyeti i yaptılar. Allah, o u
parçaları ı ir, araya getirdi ve o a sordu: Bu vasiyeti içi yaptı ? Ada : Bunu senden korktuğu içi yaptı , dedi.
Allah da o u ağışladı.
Ukbe bin Amir der ki, ben de bu hadîs-i şerifi Peyga er “allallahu Aleyhi ve Sellem de işitti ; o ada da kefe
soyucu idi.
Mütercim:
Başka ir hadîs-i şerifte: De ali hük ü de e et ve ehe e gi i, aza ve ükâfat vasıtaları ulu a ak. Fakat
herkesi e et sa dığı şey, ehe e i ke disidir. Cehe e sa dığı şeyde ay e e ettir, diye varit ol uştur.
934- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
İsrail Oğulları ı peyga erler idare ederdi. Bir peyga er ölünce, onun yerini aşka peyga er alırdı. Şu ir gerçek
ki, e de so ra hiç ir peyga er yoktur. Fakat e de so ra halifeler gele ek ve sayıları arta aktır. ashap sordular:
— (Ya Resûlallah ize e e redersi ? Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
“ıraları a göre, o lara yaptığı ız iati
gerekleri i yeri e getiri iz ve o lara hakları ı veri iz. Çü kü Allah Teâlâ
Hazretleri o ları, idare ettikleri ki selerde soru lu tuta aktır. Halk, idare iye karşı soru lu olduğu gi i, idare i de,
idare ettikleri de dolayı Allah a karşı soru ludur.
935- Ebû Saîd (‘adıyallahu Anh) der ki:
Muhakkak ki siz, sizden öncekileri kötü adetleri e yolları a karış karış arşı arşı uya aksı ız. Hatta o lar, keler
deliği e girseler siz de o deliğe gireceksiniz. Ya Resûlallah! dedik. Bizden önceki ümmetler Yahudi ve Hıristiya lar
ıdır? Hazreti Peyga er:
Başka ki ola ilir? Gayet ta ii ki, o lardır buyurdu.
936- Ebû A ır dan (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Benden, bir ayet olsun te liğ ediniz. İsrail Oğulları da da rivayet edi iz. Bu da ir sakı a yoktur Her ki
e i
adı a kasten yala söylerse ehe e deki yeri e hazırla sı .
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif üzeri de âli ler ir iri de ayrı görüşler ileri sür üşlerdir. Bazıları, yala hadîs uydur ayı din lehinde
olan sözler olarak değerle direrek hara dır, diyorlar. Helali hara ve hara ı helal veya farzı i kâr gi i şeyleri
uydur ak ehe e aza ı ı gerektirir. Fakat di i izde eşru ola
ir şeyi değerle dir ek ve o a rağ et
kaza dır ak içi uydurula hadîslerde dolayı u u yapa lar o aza a layık değillerdir. Meselâ: Kâfirû sûresi i okuya
ki se, dü yada e kadar kâfir varsa o ları sayısı a seva kaza ır, diye hadîs rivayet ede gi i. Bu gi i uydur a
hadisler Beyzavi tefsiri de vardır. Diğer vaaz ve asihat kitapları da ise, u lar sayıla aya ak kadar çoktur. Bu lar
dinin aleyhinde ol ayıp doğru ola sözlerdir. Çü kü Kâfirû süresi i okuya ki se i u okuyuşu Allah katı da ak ul
olursa, değil dü yada ulu a kâfirleri sayısı, elki ütü dü yada ulu a tü yaratıkları sayısı kadar seva
kaza a ilir. )ira u okuyuş se e iyle he dü yada ve he de dü ya içi de ulu a larda daha hayırlı ola e ete
girebilecektir.
Bir de hadîs-i şerifi
a ası ve hükmü değiştiril e ek şartı ile lafızları değiştiril iş olursa bu ittifakla caizdir. Fakat
âlimlerin kahir ekseriyetine göre, hangi sebeple olursa olsun hadîs uydur ak atıldır.
937- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Yahudi lerle Hıristiya lar saç sakalları ı oya azlar; siz o lara uhalefet edi kı a ile oya ı ız .
Mütercim:
Kı a ile sakal oya ak izi Türkiye de uygula a aktadır. A e ler, kı a ile sakalları ı oyarlarsa da izde u iş ayı
sayıl ıştır. Siyah boya ile boyamak her yerde göze çarp aktadır. Hâlbuki mücahid askerlerde aşkası ı siyah boya
ile saç sakalı ı oya ası ekruhtur. Fakat zev esi küçük, ke disi yaşlı ola ir erkeği siyah oya kulla ası ı da aiz
gör üşlerdir.
938- Cündüb bin Abdullah dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Sizden ö ekilerde ir ada yarala ıştı. Yara ı a ısı a daya a adı ve ir ıçak alıp o u la kolu u kesti. Ka ı
di eyerek ada ı ölü ü e se ep oldu. İ tihar et iş sayıla u ada hakkı da Allah Teâlâ şöyle uyurdu: Kulu ,
ke di a ı a e de ö e davra dı ve e de o a e eti hara kıldı .
Mütercim:
İ tihar etmek büyük gü ah olduğu da u u yapa Müslümanlar ehe e e düşerler. A ak i a ları olduğu için
e edî olarak ehe e de kal azlar. Fakat hara ola i tihar işi i helal ka ul ederek işleye ler ise, e edî olarak
ehe e de kalırlar. Çü kü küfre var ışlar de ektir. İ tihar, a a kıy ak olduğu da şirkte so ra gele e üyük
gü ahtır.
ABRAŞ, KEL VE A’MÂ BAH“İ
939- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Ânh) rivayet edil iştir:
İsrail Oğulları İçi de a raş, kel ve a â ola üç kişiyi Allah Teâlâ imtihan etmek murad etti ve onlara bir melek
gö derdi. Ö e elek, a raş ola ada a vardı ve e üyük isteği edir? diye sordu. Ada dedi ki: Güzel ir re k ve
güzel bir cild (isterim); çünkü insanlar e de iğre iyorlar. “o ra o elek, a raş ola u ada ı sıvazladı. Hastalık
adamdan gitti. Ona güzel bir renk ile güzel bir cild verildi. Sonra melek bu adama sordu:
— Dü ya alı da e çok sevdiği edir? Ada :
— Deve veya sığır severi , dedi. Bu u üzeri e ada a o aylık ge e bir deve verildi. Melek adama dedi ki:
— Sana bu deve mübarek (bereketli) olsun!
Bundan sonra melek kel olan ikinci adama geldi ve;
— “e i içi e sevi li şey edir? diye sordu. Ada :
— Gür saç ve benden u kelliği git esi; çü kü i sa lar benden tiksi iyor, dedi. Melek o u da aşı ı sıvazladı.
He e kelliği gitti ve ke disi e gür saç verildi. “o ra elek ada a sordu:
— E sevdiği
al edir? Ada :
— “ığır, dedi. Allah o a yüklü ir sığır ihsa etti. “o ra elek o a: “a a u sığır ü arek ereketli) olsun, dedi.
Daha sonra ama olan üçüncü adama geldi ve:
— E sevdiği şey edir (diye) sordu. Adam:
— i sa ları göre il e içi Allah ı a a gözleri i geri ver esidir, dedi. Melek o u gözleri i sıvazladı. Allah da
ada ı gözleri i açtı. Melek yi e sordu:
— “e i e sevdiği
al ha gisidir? Ada :
— Davarı severim dedi. Melek hemen bu adama doğur alık ir koyu verdi: Bu üç ada ı da hayva ları doğurdu,
yavruladı. Biri isi i ir vadi dolusu devesi, iki i i bir vadi dolusu sığırı ve üçü üsü ü de bir vadi dolusu koyunu
oldu. Aradan zaman geçtikten sonra ay ı elek, eskide a raş ola ada a a raş sureti de gelip:
— Be yoksul ir ada ı . Bu yol uluğu da ütü i kâ ları ı yitirdim. Bugün, ancak Allah ı ve ir de sizi saye izde
ülkeme varabilirim. So ra u güzel re gi, u güzel ildi ve u develeri vere Allah rızası içi se de ir deve isteri ki,
onunla yol uluğu u yaparak e leketi e varayı , dedi. Ada :
— Haklar çok (senden daha muhtaçlar var,sana veremem), dedi. Melek adama dedi ki:
— Ben seni ta ır gi iyi . “e evvelce i sa ları se de tiksi diği ve fakir ike Allah ı sa a servet verdiği a raş değil
misin? Adam cevap verdi:
— Hayır, e u servete, a ada a aya i tikal suretiyle ko du . Melek o a:
— Eğer yala söylüyorsa , Allah se i eski hali e çevirsi , dedi. “o ra eski şekil ve sureti de kel adama geldi ve önceki
ada a söyledikleri i ay e u ada a da söyledi. Bu kel ada da a raşı ver iş olduğu eva ı verdi. Melek u iki i
adama da dedi ki; Eğer yala söylüyorsa Allah se i eski hali e çevirsin. Sonra melek, a â olan üçüncü adama eski
suretinde geldi ve:
— Ben yoksul ve yolcu bir ada ı . Bu yol uluğu da çaresiz kaldı . Bugü , e i e leketi e ulaştıra ak ir i kâ ı
yok, ancak Allah ve sonra sen varsı . “a a gözleri i çevire Allah rızası İçi se de ir koyu istiyoru ki, o u la
e leketi e gide ileyi Ada şöyle cevap verdi:
— Ben kör idim. Allah, gözlerimi bana geri çevirdi. Ay ı zaman da fakir idim. Allah beni zengin yaptı. Malı da
dilediği i al Allah a yemin ederim ki, Allah rızası içi ugü her e kadar alırsa sa a güçlük çıkar am. Melek ona:
Malı a sahi ol. “iz i tiha edildi iz. Allah se de razı oldu; fakat diğer iki arkadaşı a gaza etti
940- Ebu Said den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
İsrail Oğulları içi de bir ada vardı; doksa dokuz i sa öldür üştü. “o ra ke di akı eti i e ola ağı ı sor ak üzere
evi de çıkıp ir rahi i ya ı a vardı. ‘ahi e sordu. - Be i İçi ka ul ola ak ir tev e var ıdır? ‘ahi , hayır se i
için tevbe yoktur) dedi Katil adam, bu rahibi de öldürdü. Ada yi e soruştur aya aşladı. Birisi, o a dedi ki: fala ve
falan kasabaya git (orada tev e ka ul olur. Katili yolda giderke ölü yakaladı ve göğsü ü o kasa aya doğru
çevirerek can verdi. Sonra rahmet melekleri ile azab melekleri bu katil hakkı da iddialaştılar. ‘ah et elekleri,
tev eye yö eldiği ihetle aza edil e esi i ve aza
elekleri de he üz tev e yeri e var adığı da o a aza edil esi
gerektiği i söylediler. Bu u üzerine Allah Teâlâ Hazretleri; katili git ekte olduğu tev e kasa ası a, yaklaş! ve
ayrıldığı kasa aya da, uzaklaş! diye e retti. “o ra eleklere uyurdu ki: Öle ada iki kasa ada her iri arası daki
esafeyi ölçü so ra o, git ekte olduğu kasa aya ir karış daha yakı ulu du. Bu se epte katil ağışla dı.
Mütercim:
Katil hakkı da uygula ası gereke eza kısastır. A ak u kısas işi i ölü ü varisleri dava açarak hâkim huzurunda
is at et eleri i a eder. Böyle ir dava ol adığı za a , katili tev e ve istiğfar ederek Allah a i adette aşka
kurtuluş çaresi yoktur. A ak ada öldür e işi de kul hakkı olduğu da helâllik al a işi zor ir eseledir. Ce a -ı Hak
dilerse, ölü tarafı ı razı ederek katili de ağışlaya ilir. Yoksa ada öldür e gi i üyük ir i ayeti kolay ir şekilde
ağışla ası vardır, diye ir düşü e hatıra gel e elidir.
941- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Ada ı iri, irisi de ir akar satı aldı. “o ra akarı satı ala ada , o akarda İçi altı dolu ir testi uldu. Akarı satı
ala ada , akarı eski sahi i e, altı ları ı al, dedi, e se de ev satı aldı , altı satı al adı . Akarı eski sahibi
de, ben bu yeri, içindekilerle birlikte sana sattı , altı lar senin hakkı dır dedi. Bunun üzerine, bir ada ı hake liği e
aşvurdular. Bu hakemliği e aşvurdukları ada sordu:
— Çocukları ız var ı? İkisi de iri,
— Be i
ir oğlu var, dedi. Diğeri de:
— Be i
ir kızı var, dedi. Hake dedi ki:
— Oğla ı kızla evle diri ve altı ları o lara har ayı ve sadaka da; veri .
942-Üsame bin Zeyd den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir.
Tau hastalığı, İsrail oğulları da ir toplu a yahut sizde ö eki ir topla a gö derile ir azaptır. “iz ir yerde
Taun (veba) hastalığı olduğu u duyarsa ız sakı oraya girmeyiniz. Bulu duğu uz yerde bu hastalık çıkarsa, o da
kaçarak yerinizde çık ayı ız.
Mütercim:
Hazreti Ömer (‘adıyallahu A h Tau hastalığı za a ı da Şa
eldesi e gir eyip Medi e ye döndü. Hatta Şa valisi
Ebû Ubeyde (‘adıyallahu Anh) Hazreti Ömer e:
— Ya Ömer! Sen Allah ı kaderi de
i kaçıyorsu ? dedi. Hazreti Ö er de o a şu eva ı verdi:
— Allah ı ir kaderi de diğer ir kaderi e kaçıyoru . Be i yaptığı iş de Allah ı kaderi dışı da değildir .
Ebû Mûsâ El-Eş arî Hazretleri, Taun hastalığı za a ı da ço ukları ı taşraya uzaklaştırır olduğu ve azı kimselerin de bu
hastalıkta çevre yerlere savuştuğu akledil ektedir. Şerkavî, şerhi de u a işaret ediyor.
943- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Ben, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e Taun hastalığı da soru a a a şu eva ı ver işti:
Gerçekten taun ir aza dır; o u dilediği ki selere gö derir. Allah Teâlâ Hazretleri u hastalığı ü i lere ir rah et
kıl ıştır. Ha gi ir ü i , tau hastalığı çıkıpta Allah dan sevab dileyerek, sabrederek ve ancak Allah ı takdir ettiği
şey ke disi e isa et eder i a ı ile memleketinde beklerse, ona bir şehit ükâfatı kadar seva vardır so rada aşka
ir hastalık se e iyle ölse ile yine şehit seva ı ı alır .
944- Abdullah ibni Mes ud (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i şu hadîsini a latırke , sa ki o u görüyor ve o a akıyor gi iyi :
Peyga erlerde ir peyga eri, kav i vur uş ve ka a ula ışlardı. O peyga er ise yüzü de ka ları silerek:
Allah ı ! Be i kav i i ağışla; çü kü o lar e i peyga er olduğu u il ezler, diye dua ediyordu.
Mütercim:
Bu olaya izzat, Uhud savaşı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di iz uğradı. Mü arek yüzü de aka
ka ları he siliyor ve he de: Allah ı ! Kav i i ağışla; çü kü o lar il ezler diye dua ediyordu.
945- Hazreti Ömer (‘adıyallahu A h rivayet et iştir:
Bö ürle erek ve üyüklük taslayarak eteği i uçları ı yerde çeke ir ada , Allah tarafı da yere atırıldı ve o
ki se, kıya ete kadar toprak içi de kay ayıp git ektedir. (Büyüklük taslayanlar, giysilerinin eteklerini uzatarak
yürürken yerden çekerlerdi.)21
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-624
MENAKIB BAH“İ
946- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
İ sa ları ade ler gi i ula aksı ız. Cahiliyet devri deki İslâ dan önceki) gibi i sa lar, di î ilgilere sahip oldukları
takdirde, İslâ devri i de iyi i sa larıdır. Bu vazife devlet idaresi içi e iyi kişiyi, i sa ları u göreve e isteksiz
ola ı ula aksı ız. Bu lara ir yüzle, u lara da aşka ir yüzle gelen iki yüzlü kişiyi, i sa ları e kötüsü ula aksı ız.
947- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Bu hususta (devlet idaresinde) insanlar (Araplar), Kureyş e ta idirler. Müslü a ları Müslümanları a tabi ve kâfirleri
kâfirlerine tabidir.
İ sa lar madenler gibidir. Cahiliyette hayırlı ola ları, di î bilgiye sahip oldukları takdirde, İslâ da da hayırlı ola larıdır.
Bu vazife devlet idare iliği içi , içi e düşü eye kadar i sa ları e isteksizi ola kişiyi, o ları e iyileri de
ula aksı ız.
948- Muaviye den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Bu görev devlet idare iliği Kureyş i dir. Hiç ki se Kureyş i u hakkı a karşı çıka az; eğer çıka ak olursa, Allah o u,
yüzü ü üstü e yere çalar. A ak Kureyş, di işleri i ve adaleti ayakta tuttukları üddet u hakka sahiptirler; aksi
halde onu yitirirler.
949- İ i Ö er den (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
Kureyş de iki kişi kalsa u görev yi e o larda kala aktır.
950- Cübeyr bin Mut ı den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Haşimoğulları ile Muttaliboğulları bir ailedir.
951- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Kureyş, E sar, Cühey e, Müzey e, Esle , Eşça ve Gıfar ka ileleri e i
Resûlülünden aşka velileri yoktur.
velayeti
952- Ebû Zer den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Bile ile ke disi i a ası da aşkası a nispet ede ki se a ak a kördür. Ki
kendisini nispet ederse, o ki se ehe e deki yeri e hazırla sı .
altı dadırlar. O ları Allah ve
de, soyu da ol adığı ir kav e
953- Vaile bin Eska dan (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Bir ada ı , ke disi i a ası da aşkası a nispet et esi veya rüyası da gör ediği ir şeyi gördü yahut Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem i söyle ediği ir şeyi, söyledi demesi iftira ve buhta ı e üyüğü dendir.
954- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Gıfar ka ilesi i Allah Teâlâ ağfiret etti. Eslem kabilesine Allah selâmet verdi. Usayye kabilesi ise, Allah a ve onun
peygamberine asi oldu. (Bi r-i Maûne de peygamberin hafızları ı şehit et işlerdi. Böylece isyan kökünden gelen
adları ı gereği i yap ış oldular. Niteki gufra da gele Gıfar ve selâmetten gelen Eslem de adları a layık oldular.
955- Ebû Bekre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Te i oğulları ka ilesi de Akra bin Habis, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine dedi ki:
Eslem , Gıfar ve Müzeyne (hadisin ravilerinden İ ü Ebî Yakub a göre muhtemelen de Cüheyne) ka ileleri de yal ız
ha ıları soya lar sa a ta i ol uştur. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Esle , Gıfar, Müzeyne ve Cüheyne kabileleri, eğer Temim oğulları, Âmir oğulları, Esed ve Gatfa ka ileleri de hayırlı
olursalar bu (ikinci grup) kabileler hüsra ve ahru luk içi de kalırlar ı dersi ? Akra: Evet, bizim kabilelerimiz için
üyük ir oksa lık olur, dedi. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu:
Ca ı kudret eli de ola Allah a yemin ederim ki, onlar (Esle , Gıfar, Müzeyne ve Cüheyne) bunlardan (Temîm, Âmir,
Esed ve Gatfan da daha hayırlıdır.
956- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Eslem kabilesi, Gıfar kabilesi, Müzeyne ve Cühey e ka ileleri de azı kişiler – yahut Cüheyne veya Müzeyne de
kişiler Allah katı da – veya kıya et gününde – Esed, Temim, Hevazin ve Gatafan da daha hayırlıdır.
azı
957- Ebû Zer El-Gıfari (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ben, Gıfar kabilesinin bir ferdi idim. Mekke de iri i Peyga erlik iddiasıyla ortaya çıktığı ı duydu . Bu u üzeri e
kardeşi E is e, Mekke ye gidip o zat ile görüş ve a a o u hakkı da ilgi getir, dedi . Kardeşi Mekke ye giderek
görüşüp geri geldi. Kardeşi e e ha er var? diye sordu . Ba a şu eva ı verdi:
— Allah a ye i ederi , u zat dai a i sa lara hayır ve iyilik e rediyor. Kötülüklerde sakı dırıyor. O u iyi bir kimse
buldum.
Be , kardeşi e:
— Sen bana yeterince haber getiremedin, dedi . “o ra dağar ığı ı ve değ eği i alarak Mekke ye gittim. Mescid-i
Haram a girdi . Hazreti peyga eri ta ı ıyor ve o u sorup ta ı ak da iste iyoru gi i hareket ettim, suyundan
içti . He su yeri e, he de gıda yeri e geçti. Be u halde ike —so rada Ali olduğu u öğre diği — bir adam
a a: gali a se ya a ısı , dedi. Be de: Evet, dedi . Ada :
— Öyle ise, haydi bizim eve gidelim, dedi. Ben de:
— Peki, dedim. Böylece onunla evine vardık. Fakat e o a a ir şey sordu ve e de e o a ir şey sordu . O ge e
evinde müsafir kaldı . “a ah olu a yi e Mes id-î Haram a girdim. Hazreti Peygamberden hiç kimseye yine
sora ıyordu , hiç kimse de ondan bana bir haber vermiyordu. “o ra Hazreti Ali ya ı a geldi ve a a:
— Bu ya a ı, daha ko uklaya ak olduğu yeri i ula adı ı? dedi. Hayır, dedi . Maksadı ı Mekke de kalmak
ol adığı ı ildir ek istedi . Hazreti Ali:
— Öyle ise haydi gidelim, dedi. Beraberce gittik. Sonra bana sordu:
— “e i hali edir, uraya kadar gelişi izi se e i edir? Be dedi ki, hali i size a lata ağı . A ak e i hali i
hiç ki seye aç aya aksı ız. Bu şartla size a latırı , dedi . Ev sahi i (Hazreti Ali):
— Peki, öyle olsun; dedi. Bunun üzerine anlattı :
— Bize ir ha er ulaştı. Burada peyga erlik iddiası da ulu a ir zat ortaya çık ış. Bu u üzeri e ke disi ile
görüşüp a a ha er getir ek üzere daha ö e kardeşi i uraya gö der işti . Fakat kardeşi
e i tat i ede ek
yeterince bir haber getiremedi. “o ra u peyga erle görüş ek içi uraya geldi . Bu ko uş a a karşılık ev sahi i
bana:
— Ta a , isa et et işsi . Be şi di o peyga eri huzuru a gidiyoru . Be i takip et ve girdiği yere gir eğer sa a
zarar verebilecek bir kimseye rastlarsam güya ayakka ı ı ağı kop uş da o u düzeltiyor uşu gibi bir kenara
çekiliri , se yolu a deva edersi , dedi. “o ra kalkıp gitti. Be de o u taki e yürüdü . Nihayet ö e o ve peşi de
ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna girdik. Ben:
— Ya Resûlallah, a a İslâ di i i ildir, dedi . Hazreti Peyga er a a Şehadet keli esi i telki etti. O a da İsla ı
kabul ettim. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem a a şöyle buyurdu:
Ey E û )er: Bu davayı Müslü a lığı ı) gizli tut ve kendi memleketine dö . Ne za a açığa vurduğu uz ha eri i
alırsa ize gel.
Bu u üzeri e e Hazreti Peyga ere şöyle dedi :
— Seni hak Peygamber olarak gönderen yüce Allah a yemin ederi ki, şi di gidip i sa ları ortası da şehadet
keli esi i haykıra ağı .
Hemen huzurları da çıkarak Mes id-i Haram a gitti . Kureyş kâfirlerinin hepsi orada idiler. Onlara hitaben:
— Ey Kureyş topluluğu! Be , EŞHEDÜ EN LÂ ÎLÂHE İLLALLAH VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMED EN ABDÜHU VE
RESÜLÜHÜ diyerek Allah ı irliği e ve Hazreti Muha
ed in de o u peyga eri olduğu a şahidlik ediyoru ,
dedi . Kureyş ka ilesi i ileri gele leri;
Bu di i i değiştire ada ı kalkıp dövü üz, diye e rettiler. Kalktılar ve e i öldüresiye döv eye aşladılar. Hazreti
A as, i dadı a yetişerek üzeri e kapa dı. “o ra Kureyş topluluğu a dö erek:
— Siz ne yapıyorsu uz? Bu, Gıfar kabilesindendir. Gıfar beldesi ise sizin ticaret yerinizdir, dai a uğradığı ız yerdir,
dedi. Be i ıraktılar. Ertesi gü sa ah olu a ay ı şekilde hareket etti ve yi e Kureyş kâfirleri i saldırısı a uğradı .
Hazreti A as yi e i dadı a yetişerek üzeri e kapa dı ve e i o larda kurtararak ay ı sözleri Kureyş halkı a
söyledi,
Bu hadîs-i şerifi a lata İ i A as, işte E û )er El Gıfarî (Radıyallahu A h u şekilde Müslüman ol uştur, der.
Mütercim:
Hazreti Peygamberin ona: İslâ di i i ka ul ettiği i açığa vur a diye e redişi, kesi ir e ir ol ayıp o a ir eziyet
yapıl a ası içi di. Bir erha et i a ıydı. E u )er Hazretleri u u a ladığı içi İslâ iyeti açığa vur ayı ter ih etti.
958- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Kahta ka ilesi de ir ada çıkıp asası sopası ile i sa ları sür edikçe idare et edikçe kıya et kop aya aktır.
Mütercim:
Kahta î laka ıyla şöhret ula u şerefli zatı is i Ceh ah i iş. Bu zat güçlü ve adil bir idareci olan Hazreti Mehdi den
sonra ortaya çıka aktır. Ay ı zamanda Hazreti Mehdî nin gidişatı da ulu a aktır. Bir ço a koyu ları ir, ço ağı ile
rahatça idare ettiği gi i, u da ütü
e leketler halkı ı öyle rahatça idare edecek ve halk da o a ta
ir ağlılıkla
itaat ede ektir. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
959- Hazreti Cabir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Müreysi gazası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraberdik. Muhacirler de bir hayli kala alıktı. Muhacirler
arası da oyunbaz, (Cehcah bin Kays El-Gıfarî, adı da ir ada vardı. Dö üşü üzde u oyu az ada E sar dan
iri i kıçı a tek e attı. E sarlı, şiddetli ir şekilde öfkele di ve ikisi de ya daşları ı çağır aya aşladılar. E sarlı: Ey
E sar, yetişi ! diye ağırdı. Muha ir:
— Ey Muha irler, yetişi ! diye ağırdı. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem çıkıp:
Burada ahiliyet halkı davası ı işi e? buyurdu ve sonra: Bu ları hali edir? diye sordu. Kendisine haber verildi
ki, Muhacirlerden bir zat, Ensar dan birine tekme at ıştır. Olay bunun üzerine çık ıştır. Hazreti Peygamber:
Bu ahiliyet adeti i ırakı ; o kötü ir şeydir. Mü afıklarda ola A dullah i Ü ey i “elûl ko uştu:
— Muha irler, ize Medi elilere karşı çağrıştılar ha! Hele ir Medi e ye dönelim; muhakkak orada aziz (ev sahibi)
ola lar zelil sığı tı ola ları dışarı ata aktır Medi e de Muha irleri çıkara aktır . Bunu duyan Hazreti Ömer,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordu:
— Ey Allah ı peyga eri! Şu ü afık A dullah ı öldüreli
i? Hazreti Peygamber:
Hayır! Sonra i sa lar, Peyga er ke di ada ları ı öldürürdü, diye ko uşurlar. buyurdu.
960- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Amr bin Lühayy bin Kam ate bin Hindif, Hüzaa kabilesinin atasıdır.
961- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Amr bin Amir El-Hüzai ye gördüm; Cehe e de ağırsakları ı yerde çekiyordu. Putlar uğru a develeri salıvere ilk
insan odur. Putlara ada a u develer çöle salıverilir; o ları eti de sütü de ve sırtı da yararla ıl azdı.
962- Hazreti Aişe (‘adıyallahu Anha) der ki;
Hassa i “a it, Kureyş kâfirleri i hi vet ek içi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem den izin istedi. Hazreti
Peyga er o a şöyle uyurdu:
Be i
ese i
asıl ola ak? Be i soyu o ları soyu ile irleş ektedir. " Hassa dedi ki:
— Ya Resûlallah! Ha urda kıl çekilip çıkarıldığı gi i, se i o lar içi de çıkara ağı .
963- Cübeyr bin Mut im (‘adıyallahu Anh) rivayet eder:
Be i
eş is i vardır: Be Muha
ed ve Ah ed im. Ben Manî yi ki, Allah e i le küfrü sile ektir. Be Hâşir im;
kıya ette i sa lar e i peşi de haşrola aklar topla a aklar dır. Be Akı ı peyga erleri so u usuyu .
964- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Hayret etmiyor musunuz! Allah Teâlâ Hazretleri, Kureyş kavminin beni kötüleyip tel in etmelerini asıl geri çeviriyor?
Kureyş kavmi yerilen kişiye sövüp sayıyorlar ve yerile kişiyi teli ediyorlar. Oysa e MUHAMMED im (övülen
kişiyi .
Mütercim:
Kureyş kav i, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem hakkı da, Muha
ed is i i taşıdığı övül üş a ası ı ta
aksi i kulla arak o a dil uzatırlardı. O ları u davra ışları ı ke di aleyhleri de olduğu u ve Allah ı ir peyga eri
olarak Allah katı da övül üş ulu duğu u u hadîs-i şerif elirt ektedir.
965- Hazreti Cabir den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Be i hali ile diğer peyga erleri hali şu a e zer: Bir ada güzel ir i a yaptır ış, o u ta a la ıştır ve
süsle iştir; fakat o i a ı ir tuğla ko a ak kadar yeri i açık ırak ıştır. i sa lar, (seyretmek için) o binaya girip
güzelliği e hayra ol aya ve keşke u ir tuğla ı
oş kala yeri ol asaydı, de eye aşladılar. (Peygamberler
i ası ı so tuğlası Peyga er Efe di izdir. Bu i a O u la ke ale er iş ve gerçek değeri i ul uştur.
966- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Benim halimle benden Önceki peygamberlerin hali şu a e zer:
Bir adam bir bina yap ış da onu güzelleştir iş ve süsle iştir; ancak bir köşesi de bir tuğla yeri eksik ırak ıştır.
İ sa lar o i ayı dolaşıp seyret eğe aşlıyorlar ve u i a ı güzelliği e şaşıyorlar Diyorlar ki, keşke şu ir tuğla da
ko uş olsaydı!.. Sonra Hazreti Peygamber:
işte e o ir tuğlayı ve e peyga erleri so u usuyum. (Peyga erler i ası e i le ta a la ıştır .
967- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Ben, i sa oğulları asırları ı asır asır en hayırlısı da geldim ve nihayet içinde ulu duğu asırda da peygamber
olarak gönderildim. (Peygamber Efendimizin, i sa lık tarihi boyunca en seçkin ve en temiz ailelerden geldikleri
belirtilmektedir.)
968- İ i A as dan (‘adıyallahu A hu a rivayet edil iştir:
Ahlâkı e güzel ola ı ız, e hayırlı ola ı ızdır.
969- Hazreti Aişe den (‘adıyallahu Anha) rivayet edil iştir:
Be i gözü uyur; fakat kal i uyu az dai a uya ıktır . 22
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-634
PEYGAMBERLİK NİŞANLARI BAH“İ
970- Abdullah bin Mes ud (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir seferde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ile era erdik. Yolda suyu uz azaldı. Hazreti Peygamber
ize şöyle uyurdu:
“uyu arta ı ı ulup getiri iz. Asha , içi de soktu ve so ra şöyle uyurdu: (??? Elini suya soktu, suyu eline döktü)
Mübarek ve temiz olan suya geliniz; bereket Allah ta dır.
Abdullah bin Mes ud der ki: Hazreti Peygamberin mübarek par akları arası da su fışkırdığı ı gözümle gördüm.
Niteki Hazreti Peyga er ye ek yerke ye eği tesbihi i duyardık.
971- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
“iz, kılda ayakka ı giyi e ir kavi ile savaş adıkça ve ay ı za a da küçük gözlü, kır ızı e izli, küçük uru lu ve
sa ki yüzleri, ir iri üzeri e katla ış kalka lara e zeye değir i ve yu ru ola Türk oyu Moğol ile savaşa
gir edikçe kıya et kop aya aktır. İ sa ları u vazifeye devlet idare iliği görevi e düşmeden (girmeden) önce en
isteksiz ola ı ı, o soru luluğa getirile ekleri e hayırlısı ula aksı ız. İ sanlar madenler gibidir. Cahiliyet za a ı da
hayırlı ola ları İslâ da da hayırlı ola larıdır. Herha gi iri ize utlaka ir za a gele ektir ki, e i ir kez gör esi aile
ve serveti i ir isli art ası da ke disi e daha sevi li ola aktır. Bağdad ı olarak (??? alarak) A asî halifeliği i
yıka Türk Moğol “erdarı Hûlâyâ
Peyga er efe di izi asırlar ö esi de ildirdikleri u korku ç
savaşa ö ülük ede kişi ola ilir.
Mütercim:
Dü yada hiç ir sâlih ü i düşü ül ez ki, u yolda Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine şiddetli bir
sevgisi ve aşkı ol ası . Hatta değil alı ı ve ailesi i, ke di a ı ı ile feda et eye razı ola ak çok aşk ve muhabbet ehli
vardır.
972- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Siz; yüzleri kır ızı, uru ları asık, gözleri küçük ve sa ki ir iri üzeri e katla ış kalka lar gi i değir i ve yu ru ve
kılda ayakka ı giyi e diğer illetlerde Hûz ve Kir a ile savaş adıkça kıya et kop aya aktır.
973- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Kureyş i şu ka ilesi i sa ları helak ede ektir. ashap ı kira :
– Bize ne emredersiniz? Diye Hazreti Peygambere sorunca:
Keşke i sa lar o larda uzaklaşıp ke ara çekile ilselerdi. uyur uştu.
974- Ebu Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Benim ümmetimin helaki, Kureyş ka ilesi de azı ge çleri eli de ola aktır. E u Hureyre diyor ki:
İsterse fala oğulları ve fala oğulları diye is e göstere iliri .
Mütercim:
Hadis-i şerif âlimlerine göre bu zalimler Merva oğulları dan yezit ve Haccac-ı )ali gi i kötü idarecilerdir.
975- Huzeyfe (‘adıyallahu Anh) der ki:
Herkes Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine gelecek hayırlı işlerde sorardı. Ben ise, uğra akta
korktuğu içi gele ek kötülüklerde sorardı . Bir ara sordu :
— Ya Resûlallah! Siz peygamber olarak gönderilmeden önce biz cahiliyette ve kötülükler içinde bulunuyorduk. Sizin
gö deril e izle ize u saadet ihsa edildi. “izi u za a ı ızda ev ud ola u hayır ve saadetten sonra herhangi
ir şer kötülük ve fit e ola ak ıdır? Hazreti Peyga er:
Evet! buyurdu. Yine sordum:
— O şerde so ra hayır var ı? Buyurdu ki:
Evet, hayır var ve fakat o hayırda ula ıklık ulu a aktır.
— Bula ıklığı edir? diye sordu . Buyurdu ki:
Be i gösterdiği yolu dışı a çıka ak ir toplu gele ektir ki, o ları hareketleri de ki i i şeriata uygu ve kimini
de aykırı ula aksı . Sonra sordum:
— Bu ula ık hayırda so ra şer ola ak ı? Şöyle uyurdular: Evet, i sa ları ehe e kapıları a çağıra lar
ola aktır. Ki o ları çağrısı a uyarsa, o u ehe e e ata aklardır.
— Ya Resûlallah! dedi , u ları ize ta ıt, asıl i sa lardır u lar?) Bunun üzerine Hazreti Peygamber şöyle
buyurdular:
O lar izi deri izde dir ve izi dili izi ko uşurlar. Dedi ki: Eğer o za a a yetiştirse
a a e emredersiniz?
Buyurdular ki:
Müslü a ları e aati e ve lideri e ağla ırsı .
— Eğer Müslümanları bir cemaati ve bir lideri yoksa, dedim. Bunun üzerine Hazreti Peygamber:
O zaman bütün fırkalarda partileri hepsi de ayrıl. Ağaç kökü ü ısır ak ağaç altı da arı ak) ve ölünceye
kadar da u duru da kal ak pahası a ile olsa.
Mütercim:
Burada ağaç kökü ü ısır a ı
a ası, so dere e ihtiyaç içi de kala ak olsa ile yal ızlığı ter ih et ve o zamanki fitne
guruplaş aları içi e gir e, de ektir.
976- Hazreti Ali ‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de size ir hadîs a lattığı da, yala ir is ad da ulu akta sa gökte düşüp
paramparça ol ayı yeğ tutarı . Fakat kendi işleri iz konusunda size ko uştuğu zaman, savaş aldat a adır
prensibinden hareket edebilirim. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i şöyle uyurduğu u işitti :
Ahir za a da ir kavi gele ek. Ge ç yaşlı, dar ve zayıf görüşlüdürler. İ sa lığı e güzel lafı ı söylerler laf
ustasıdırlar . Oku av hayva ı ı bir delip çıktığı gi i İslâ da çıkarlar. İ a ları hançerelerinden(gırtlak, Soluk borusunun üst
bölümü), aşağı geç ez. O ları, nerede karşılaşırsa ız öldürünüz. Bu ları öldürülmelerinin, öldürenler için kıya et günü
seva ı vardır.
Mütercim:
Hadis âlimleri i açıkla ası a göre u hadîs-i şerif Peyga eri ir u izesi olarak di î hükü leri i kâr ede sapık
fırkalar ve fesad içi koşa lar hakkı da varit ol uştur. Gerçekte u ları hepsi eyda a çık ıştır.
977- Habbab bin Eret (‘adıyallahu Anh) der ki:
Kureyş kâfirleri de çektiği iz ağır sıkı tı ve eziyetleri de Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e şikâyette
bulunduk. Kendileri Kâbe nin gölgesinde, Bürde si i yastık yaparak di le ekte idiler.
— Ya Resûlallah, dedik, kâfirleri işke eleri de kurtul a ız içi Allah a dua ediniz. Resûl-i Ekre şöyle uyurdular:
“izde ö eki ü
etler içi de i a lı kişiye düş a ları tarafı da ir çukur kazılarak oğazı a kadar o çukura
gömülür ve so ra ir testere getirilip aşı üzeri e ko ularak iki yarık açılır ve ve u işke e o u hak di i de
çevire ezdi. Ki i i de eti altı daki ke ik ve si irleri de ir taraklarla tara ır ve u işke e onu dininden çeviremezdi.
Allah Teâlâ Hazretlerine yemin ederim ki, muhakkak bu din ta a la a aktır. O za a ir atlı, San a dan Hadramut a
kadar tek aşı a gidebilecek ve yal ız Allah ta , bir de koyu ları a kurdu saldır ası da korka aktır. Fakat siz, a ele
ediyorsunuz (her şeyi ir vakti var, ekleyi iz .
Mütercim:
Peygamberin mucizesi olarak çok zamanlar böyle emniyet ve güve içi de yol uluklar yapıl ıştır. Dai a öyle huzur
ve güven içinde bulunmak Müslümanları arzu ve te e isidir.
978- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Ensar dan Sabit bin Kays ı ir kaç gü göremedikleri için merak edip
sordular. ashaptan biri, Ya Resûlallah, dedi, sizi içi gidip duru u u öğre eyi . Böyle e ada “a it i ya ı a vardı.
Sabit i evinde çok kederli ve üzgün bir halde buldu ve ona bu halinin sebebini sordu. Sabit cevap verdi:
— Halim çok fena, çünkü bu Sabit, sesini Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i sesi i üstü e çıkarttı. Muhakkak ki,
o u işlediği a eller oşa git iş ve ke disi de ehe e ehli de ol uştur. Seslerinizi Peygamberin sesinden yüksek
çıkar ayı mealindeki ayeti keri e utlaka e i hakkı da azil ol uştur. Akı et ehe e lik ola ağı da
kederle erek evi de oturup ağla aktayı .
Sonra adam Hazreti Peygambere dönerek Sabit i sözleri i a lattı. Hazreti Peyga er ha er iye şöyle uyurdu:
Sabit e git ve ona de ki: “e ehe e lik değil e etliksi .
Adam gidip müjdeyi Hazreti Sabit e verdi. Sonra Hazreti Sabit Yemame vak ası daki savaşta şehit oldu ve Peygamberin
mucizesi de yerine geldi.
979- Berâ bin Âzib (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hazreti Peygamberin za a ında ashapta Üseyd i Hudayır ge eleyi a az kılarke aşikâre olarak Kehf sûresini
okuyordu. Evinin ahırı da ağlı bulunan atı ürk eğe aşladı. Bunu duyan Üseyd, selâm vererek a azda çıktı. Birde
eyaz ir sis veya ulutu , etrafı ı sardığı ı gördü. Üseyd u olayı Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e a lattı.
Hazreti Peygamber buyurdular ki:
Ey fala , oku alıydı ! O gördüğü şey elek topluluğu idi. Kur an için indi. Bir rivayette de şöyledir:
Kur a okuyuşu a deva edeydi iz, sa aha kadar elekler öyle e kala aklardı.
Mütercim:
Bu hadîsi diğer rivayetleri de: Beyaz bulut içi de ir takı ka diller gi i ışıklar gördü . de iştir.
980- İ i A as ‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, hasta, olan bir bedevî yi ziyaret et ek ve hatırı ı sor ak üzere ya ı a vardı.
Hazreti Peygamber, adetleri üzere, geç iş olsu , i şallah gü ahlara kefarettir, şekli de o hastaya tesellide ulu du.
Adam:
— “e a a geç iş olsu , diyorsu . Hâlbuki e i hastalığı öyle gelip geçi i değildir. A ak u hastalık, yaşlı ir
ihtiyarı aşı da kay ayıp o u ezarları ziyarete götüre ek hu
a sıt a hastalığıdır, dedi. Hazreti peyga er de:
Peki, öyle olsun! uyurdu. Arada ir gü geç ede de edevi öl üştü.
981- Cabir (‘adıyallahu Anh) Hazretleri de rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bana:
Dese li halıları ız var ı? diye sordular. Ben de, bizim dese li halı ız erede olacak! dedim. Hazreti Peygamber
şöyle buyurdu:
A a yakı da dese li halıları ız ola aktır.
Gerçekten peygamberin mucizesi olarak sonradan Müslümanları öyle addî kıy etleri yüksek halıları oldu. Hatta e
zev e e dedi ki, u dere ede kıy etli eşya kulla akta hoşla a . Haydi, u halıları gözü ü ö ü de kaldır.
Ba a şu karşılığı verdi:
— Ama bunlar, bizim için Peygamberin bir mucizesidir. Hazreti Peygamber: “izi yakı da dese li halıları ız ola aktır!
diye müjde ver e iş midir? Onun için savu ası a karşı başka bir şey söyle eğe lüzum görmeyerek, öyle ise
yaygı ları ız olduğu gi i kalsı , dedi .
982- Abdullah dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir: Rüyamda bir meydanda toplanan insanlar gördüm. Ebû Bekir
kalkıp o i sa lar içi kuyuda
ir veya iki akraç su çekti. O u çekişi de iraz za f vardıysa da Allah o u ağışlar.
“o ra vazifeyi Ö er aldı ve akraç Ö er i eli de ko a a ir kovaya dö üştü. İ sa lar içi de o u yaptığı ı yapa ak
hiçbir dâhi görmedim. Nihayet insanlar, bu kuyunun çevresinde konakladılar.
Mütercim:
Bu da Hazreti Peygamberin mucizelerinden olup gerçekten Hazreti E û Bekir iki yıl ve ir kaç ay hilâfette bulunduktan
sonra Hazreti Ömer i hilâfeti za a ı da Şa , İra , Mısır gi i ge iş eldeler fethedildi. Şi di de ütü iha Hazreti
Ömer i yap ış olduğu fetihlere hayra dır.
983- Ümmü Seleme (‘adıyallahu Anha) der ki:
Ce rail Aleyhisselâ , yakışıklı ir ada ola Dıhyetü l Kel i içiminde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selleme geldi ve
onunla ko uştukta so ra kalkıp gitti. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bu kimdi?, diye sordular. Müslü a ları
annesi ümmü Seleme Dıhye! Dedi. Oysa o Ci ril Aleyhissela idi.
Ü
ü “ele e ‘adıyallahu A ha der ki: Allah a ye i ederi : Ben, Hazreti Peygamberden işiti eye kadar, Cibril
Aleyhisselâ ı hep Dihyetü l-Kel î sa ırdı .
Mütercim:
Cibril Aleyhisselâm ı böyle Dihyetü l-Kel i içi i de aşikâre görü esi peygamberin en büyük mucizelerindendir.
Hazreti Cibril i yal ız Üm ü “ele e değil, irkaç defa diğer ashap da gör üşlerdir. Niteki i sa lar ortası da gelip
Hazreti peygambere imandan, İslâ dan sorduğu zaman yine Cibril Aleyhisselâm o insan kılığı da idi. Bu hadîs-i şerif
daha ö e geç işti.
984- İbni Ömer (‘adıyallahu Anhum) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e Yahudilerde irkaç kişi gelerek ke di içleri de zi a ede ir
erkekle ir kadı hakkı da şeriatı hük ü ü sordular ve uygula ası ı istediler. Hazreti Peyga er o lara sordu:
)i a hakkı da Tevrat da ne buluyorsunuz? Onlar dediler ki:
— Biz zi a ede i teşhir ve terzil ederiz. Ay ı zamanda kır açlarız. “o ra asle yahudî olup İslâ ı ka ul ede A dullah
bin Selâm, Yahudilere: — Siz yalan söylüyorsunuz. Haydi, Tevrat ı getiri akalı , dedi. O Yahudiler Tevrat ı getirip
Peyga eri huzuru da açtılar. Yahudi âlimlerinden olan biri, elini recim ayeti üzerine koyarak bir evvelki ayetle bir
so raki ayeti okudu, re i ayeti i sakladı. A dullah i “elâ :
— Eli i kaldır, dedi. Ada eli i kaldırı a aktılar ki eli altı da re i ayeti ulu uyor. “o ra ke dileri de itiraf ettiler ve
dediler ki, Abdullah bin Selâm ı dediği doğrudur, Tevrat da re i ayeti vardır. Bu u üzeri e ikisi de dul ola u kadı
ve erkeğe Hazreti Peyga er re i ezası verdi ve uygula dı.
Mütercim:
Tevrat da re i ayeti i ulu duğu u il esi de peyga eri
u izesidir.
985- İ i Mes ud (‘adıyallahu A h) der ki:
Hazreti Peyga er za a ı da peyga erliği açık u izesi olarak ay ikiye ölü dü. Bu
hitaben Hazreti Peygamber:
“iz u a şahitlik edi iz! buyurdu.23
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-645
u izeyi gözleriyle göre lere
PEYGAMBER A“HABININ FA)İLETLERİ
EBU BEKİR’İN Ö)ELLİKLERİ BAH“İ
986- Cübeyr bin Mut im (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a ir kadı geldi ve dönüp giderken Hazreti Peygamber ona tekrar
gelip müracaat et esi i söyledi. Kadı dedi ki: Be uraya gelir de sizi ula azsa
e yapayı ki e aşvurayı ?
Hazreti Peygamber ona:
Eğer e i ula azsa E û Bekir e git. buyurdu.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif E û Bekir ‘adıyallahu A h Hazretleri i hilafeti e ve o u diğer ashaptan daha faziletli olduğu a
işaret ettiği gi i, ay ı zamanda da peyga eri ir u izesi olarak da gerçekleş iştir.
987- Ebû d-Derdâ (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzurunda oturmakta idim. Derken Hazreti Ebû Bekir i , diz kapakları
görüle ek şekilde etekleri i toplayarak e lisi ize doğru telâşla gel ekte olduğu u Hazreti Peyga er görü e ize
şöyle buyurdu:
Bu sizi arkadaşı ız E û Bekir her halde irisi ile ü akaşa et iştir. Hazreti Ebû Bekir huzura gelip selâm verdi ve
dedi ki:
— Ya Resûlallah! Be i le Ö er i Hatta arası da ir esele vardı. Be o a hızlı davra dı ve so ra piş a oldu .
Kusuru u ağışla ası içi Ö er de ri a etti . O ise ağışla adı. Be de size geldi .
Hazreti Peyga er o a üç kez şöyle uyurdu:
Ey E û Bekir, Allah se i ağışlar!
Hazreti Ö er de ettiği e piş a olarak E û Bekir den özür dilemek için evine gitti ve onu evi de ula ayı a, o da
Hazreti Peyga eri huzuru a gelerek selâ verdi. Fakat Hazreti Peyga eri
ü arek yüzleri de ir değişiklik oldu.
Hiddetle iş olduğu seziliyordu. Öyle ki, Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer e sert davra ıl ası e dişesiyle he e
peygamberin huzurunda dizleri üzerine çökerek:
— Ya Resûlallah! Bu işte e Ö er den daha çok haksızdı , diye iki defa itirafta ulu du. “o ra Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Hazretleri, şöyle uyurdu:
Allah Teâlâ Hazretleri, beni size peygamber olarak gö derdi. “iz e i yala ladı ız. Hâlbuki E û Bekir e i doğruladı ve
he
alı, he de a ı ile a a iyilik etti. Be i arkadaşı ı a a ıraka ak ısı ız? Hazreti Peygamber bu sözü iki
defa tekrarladı. Bu olayda so ra artık hiç ir ki se Ebu Bekir Hazretlerine eziyet etmedi.
988- Amr bin Âs dan (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Amr bin Âs ı, )ati-Selâsil gazası da ordu ku a da ı yap ıştı. A r der ki:
Bu savaşta dö üşü üzde Hazreti peyga eri huzurları a vardı ve dedi ki:
— Ya Resûlallah! Bütün insanlar içinde en çok kimi seversiniz? Bana: Aişe yi (severim) buyurdular. Yine sordum:
— Erkeklerde e çok sevdiği iz ki dir?
Aişe i a asıdır! eva ı ı verdiler. E û Bekir den sonra kimi seversiniz? dedim. Ömer bin Hatta ı! buyurdular.
Bu da so ra öyle ir kaç erkek daha saydılar.
Böyle e A r i Âs, ordu ku a da lığı a tayi edil iş olduğu halde ilk sıralarda yer ala adı, sa dığı gi i ol adı.
989- İ i Ömer den (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir: Kim, büyüklük taslayarak eteklerini yerden çekerse,
kıya et gü ü de Allah Teâlâ Hazretleri ona rahmet gözü ile bakmaz. Hazreti Ebû Bekir sordu:
— Ya Resûlallah! Bazan farkı da ol ada giysi i ir u u aşağı sarkıyor ve a ak deva lı yoklarsam sarkmaz. Bunun
üzeri e Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
“e u u ö ürle ek içi yap ıyorsu .
990- Ebû Said den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
“akı e i asha ı a kötü söz söyle eyi iz. “izde
verdiği ir at a tahıla ile ulaşa az.
iri iz Uhud Dağı kadar altı sadaka verse o larda birinin
991- Ebû Mûsâ El Eş ari (R.A.) de rivayet edil iştir:
Ebû Mûsâ, evi de a dest alıp çıktı ve ugü akşa a kadar Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ya ı da
ulu a ağı , diyerek Mes id-i saadete vardı. Orada ulu a lara Hazreti Peyga eri sordu. Şu tarafa gitti, dediler. E û
Mûsâ a latır:
— Ben de Peygamberi bulmak için peşi de çıktı . Hazreti Peygamber Kuba ya ı da Enis kuyusu u ulu duğu
osta a girdi. Be de osta ı kapısı ya ı da oturdu . Bosta ı kapısı hur a dalları da idi. Hazreti peyga er,
ihtiya ı ı giderip a desti i aldıkta so ra huzurları a vardı . Bir de aktı ki, Hazreti Peyga er, Eriş kuyusu u
ke arı a otur uş ve ü arek dizleri i çıplak olarak kuyuya sarkıt ıştı. Kendilerine Selâm verdikten sonra, o gün
Resûl-i Ekrem i kapı ısı ol aya iyet ederek dö üp osta kapısı ı ya ı da oturdu . Derke E û Bekir gelip kapıyı
itti. Kim o! Dedim. O da: Ebû Bekir im dedi. Ben de: Bekle, izin isteyeyim, dedim. Hemen Peygamber Sallallahu Aleyhi
ve Sellem i huzuru a çıktı ve:
— Ya Resûlallah, E û Bekir kapıdadır, huzuru uza gel ek içi izi istiyor, dedi . Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele.
Ben hemen Ebû Bekir e giderek:
— Girebilirsiniz ve de Hazreti Peygamber sizi cennetle müjdeliyor, dedim. Hazreti Ebû Bekir, Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem i huzuru a çıktı ve Hazreti Peyga eri sağı da oturarak O u yaptığı gi i ayakları ı kuyuya
sarkıttı ve dizleri i açtı. “o ra e yeri e dö üp oturdu . Kardeşi i a dest alırke ırak ıştı ve a a yetişe ekti.
Eğer Allah o a kardeşi i kasdediyor hayır urat et işse o u uraya getirir, dedi . Ta
u sırada kapıyı hareket
ettiren biri peyda oldu. Ben:
— Kim o ! Dedim. O da :
— Ben, Ömer bin Hattab ı , dedi.
— Biraz ekle, izi isteyeyi , dedi . Peyga eri huzuru a çıkıp selâ verdikten sonra dedim ki:
— Ya Resûlallah, Ö er i Hatta kapıda ekliyor, izi istiyor. Hazreti peyga er şöyle uyurdular:
Sen ona izin ver ve ke disi i e etle üjdele. Be de kapıya dö erek Hazreti Ö er e dedim ki:
— Girebilirsiniz ve peygamber sizi cennetle müjdeliyor. Hazreti Ömer, ( Allah a ha d ve şükrederek içeri girdi ve
Hazreti Peygamberin solunda oturarak ayakları ı kuyuya sarkıttı. Be yi e dö üp kapı ı iç tarafı da ekle eye
devam ettim ve içimden: Allah Teâlâ Hazretleri kardeşi e hayır urad et işse o u uraya getirir, diye geçirdim. O
anda irisi gelerek kapıyı kı ıldattı. Ki o! Dedim. O da:
— Ben Osman bin Affan ı , dedi.
— Biraz bekle, izin isteyeyim, dedim. Hazreti Peygamberi huzuru a varıp Os a i Affan ı kapıda izi eklediği i
haber verdim. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem a a şöyle uyurdu:
Ona izin ver, gelsi ve uğraya ağı ir usi et karşılığı da o u e etle üjdele. Ben de Hazreti Osman ı ya ı a
dönerek:
— Girebilirsiniz ve Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, uğraya ağı ız ir usi et karşılığı da sizi e etle
müjdeledi, dedim. Hazreti Osman da (Allah a ha d ederek, Allah yardı ı ız olsu , dedi ve içeri girdi. Hazreti
Peyga eri huzuru a vardığı da kuyu ke arı da otura ak yer ula adı. “o ra kuyu u ö ü de Hazreti
Peyga eri karşısı da oturdu.
Mütercim:
Bazı âlimler, bu hadisenin Hazreti Osman ı ka ri i ‘avza-i Mutahhara karşısı da Baki ezarlığı da ola ağı a ve
Hazreti Ebû Bekir le Hazreti Ömer in kabirlerinin ise Peygamber i ya ı da ola ağı a işarettir, dediler. Bir de
Peygamberin mucizesi olarak Hazreti Osman ı şehit ol ası a se ep teşkil ede üyük fit eler ol uştur.
992- Hazreti Enes (R.A.) der ki:
Bir gün Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ashaptan Ebû Bekir, Ömer ve Osman ı ya ları a alarak Uhud dağı a
çıktılar, Uhud dağı salla aya aşladı. Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Ey Uhud dağı! yeri de dur. Çü kü se i üzeri de ir peyga er, ir “iddîk E û Bekir , iki de şehit (Hazreti Ömer ile
Hazreti Osman) var.
Uhud dağı ı salla ası, sevi ç ve eş esi de ol uştur. Bu u e zeri ir olay da Mekke de Hira dağı da ol uştur.
Şairi iri güzel söyle iştir: Hira dağı ı altı daki sevi çte gele u hareket e!.. Eğer u dağa, peyga eri Dur ve
sakin ol sözü ol asaydı o dağ çöker ve yıkılırdı.
993- Hazreti Ali den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
İ i Abbas (‘adıyallahu Anhuma) der ki: Hazreti Ömer şehit edildiği zaman cenazesi bir divan üzerine ko ul uştu. Be
de Hz. Ömer e dua ede ler arası da idi . O sırada arka da ulu a ve dirseği i omzu a daya ış ola kişi, Hz. Ö er
içi şöyle diyordu:
— Allah Teâlâ Hazretleri sa a rah et etsi . )ate se i , iki arkadaşı ı Hazreti Peyga erle Hazreti E û Bekir in)
ya ı da ola ağı ı def edile eği i u uyordu . Çü kü Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem de sık sık şöyle
uyurduğu u duyardı :
Ben, Ebû Bekir ve Ö er era erdik. Be , E û Bekir ve Ö er yaptık. Be , E û Bekir ve Ö er gittik. (Bu itibarla
üçü ü de ka ri şerifleri i ir arada ol ası gerekliydi .
İ i A as der ki: Bu sözü söyleye ki dir? diye aktı , arka da Hazreti Ali yi gördüm.
Mütercim:
Hazreti Ali (Kerremallahu Ve hehu efe di izi rivayet ettiği u hadîs-i şerif, iki şeyhi Hazreti E û Bekir ile Hazreti
Ömer i diğer asha ı kira da fazilet akı ı da üstü oldukları a delâlet eder. 24
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-650
HA)RETİ ÖMER’İN Ö)ELLİKLERİ BAH“İ
994- Cabir den (‘adıyallahu Anh rivayet edil iştir: ‘üya da e ete girdiği i gördü . Orada E û Talha ı zev esi
Rumeysâ ile karşılaştı . Derke ir ayak sesi işiterek ya ı da ulu a Ci ril e), bu kimdir? dedim. O Bilâl dır, dedi.
Ayrı a e ette ir üyük köşk gördü , avlusu da ir ariye vardı. Bu köşk ki i dir? sordu . Ö er indir, dedi.
İstedi ki, o köşkü içi e girip o u göreyi . Fakat ey Ö er, se i kıska çlığı ı hatırladı da gir edi ! Hazreti Ömer:
— Anam babam sana feda olsun, ya Resûlallah! “e de hiç kıska ır ıyı dedi.
995- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir kimse, Hazreti Peygambere kıya ette sordu, e za a kıya et kopa aktır? dedi. Hazreti Peyga er o a:
“e kıya et içi e hazırladı ? buyurdu. O kimse dedi ki; Ya Resûlallah kıya et içi hiç ir hazırlığı yoktur. A ak
Allah ı ve o u peyga eri i severi . Bu u üzeri e Hazreti Peyga er o a:
“e sevdiği ki se ile berabersin. buyurdu. Enes diyor ki: Peygamberin Se sevdiği le era ersi ! sözüne
sevi diği iz kadar hiç ir şeye sevi e iştik. Be de Peyga eri, E u Bekir ve Ö er i seviyorum. Onlara olan bu
sevgi sayesi de, o ları yaptığı ı yapa adığı halde ke dileriyle irlikte ola ağı ı u uyoru . Peyga beri seven
ki se i dere esi aşka ol akla era er e ette dai a Hazreti peyga eri göre ile ektir. Bu yi e ir beraberliktir.
Hazreti Enes de Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in hizmetçisi ve onu en çok seve lerde iri ol ası iti ariyle
cennette peygamberle ulu a ağı da a laşıl aktadır.
996- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Sizden önceki ümmetler içinde (mana âleminden ke dileriyle ko uşula kişiler var idi. Eğer e i ü
eti içi de
böyle bir kimse varsa, o da Ömer dir (Allah tarafı da o a azı gerçekler ilha edilir .
Başka ir rivayette de:
Sizden ö e geç iş İsrail oğulları içi de irtakı erkekler vardı ki, Peygamber ol adıkları halde o larla (melekler
tarafı da ko uşulurdu. Be i ü
eti de, o ki selerde iri varsa o da Ömer dir. 25
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-652
HA)RETİ O“MAN’IN Ö)ELLİKLERİ
997- İ i Ö er ‘.A. der ki:
Mısır halkı da ir ada ibni Ömer e gelerek:
— Ey ibni Ö er! Uhud savaşı da Os a ı ‘adıyallahu Anh) kaçtığı ı ilir isi dedi. İ i Ö er;
— Evet, iliri ; eva ı ı verdi. Ada sordu:
— Ey ibni Ömer, Osman ı Bedir savaşı da ulu adığı ı ilir misin? ibni Ömer ona cevap verdi:
— Evet, Os a ı Bedir savaşı da ulu a adığı ı iliri . Yi e sordu:
— Osman ı ‘ıdva iatı da (Hubeybiye vak ası da ağaç altı da i eşyüz kadar ashap biat ederlerken Osman ı
orada ulu adığı ı ilir misin ibni Ömer:
— Evet, ‘ıdva iatı da Osman ı ulu a adığı ı bilirim, dedi. “o ra o ada İ i Ö er de aldığı eva lar ke di
i a ı a uygu düştüğü ü sa arak Hazreti Os a ı kıy eti i azaldığı a hük edip sevi iş ve Allahu Ekber diye
tek ir getir işti. “o ra ibni Ömer, o adama:
— Şi di ya ı a gel de sa a işi gerçeği i ildireyi , dedi ve söze aşladı: Ö e Uhud savaşı da Hazreti Osman ı
kaçışı hususu a geli e, e şahidlik ederim ki, Allah Teâlâ Hazretleri Allah o ları affet iştir mealindeki ayeti
kerimeyi indirmekle onu ve o u la era er diğer asha ı ağışla ıştır.
Bedir savaşı da Hazreti Os a ı
ulu a ayışı ı se e i şu idi: Hazreti Os a ı
ikâhlısı ulu a Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ‘ukayye adı daki kızı hasta idi; ölü döşeği de ulu uyordu. Onunla ilgilenmesini
Hazreti peygamber Osman a e ir et iş ve geri kal ası a üsaade et işti. Hatta Os a geri kal a işi de tereddüt
ile göster işti. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
(Ey Osman) muhakkak surette sana, Bedir de ulu a ak ola ı seva ı vardır. Ayrı a o savaşta ulu a ı ala ağı hisse
kadar sa a ga i et alı da vardır. işte u e ir üzeri e Hazreti Os a , Bedir savaşı da geri kal ıştır.
Hazreti Osman ı Hudey iye vak ası da ‘ıdva Biatı da ulu a ayışı şu da : Eğer Hazreti Os a dan Mekke içinde
daha saygı ir ki se ulu aydı, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke ye elçi olarak onu gönderirdi, Osman ı
göndermezdi. Biat ise, Hazreti Osman Mekke ye elçi olarak gönderildikten sonra ve Osman Mekke de görevli iken
ol uştu. Bu u içi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri:
Bu el Osman ı elidir uyurarak sağ eli i diğeri üzeri e vurdu ve bu biat Osman içindir, dedi. “o ra İ i Ö er, o
Mısırlıya hita ederek:
— Şi di al soruları ı eva ı ı ve git. Hazreti Os a ı ayıpla ak ve o u kıy eti i düşür ek yolu daki i a ı ı
düzelterek memleketine dön.)
Mütercim:
Gerçekten Bedir savaşı daki zaferi müjdelemek için Zeyd bin Harise nin Medine ye geldiği gün, Hazreti "Osman ı
zevcesi Rukayye ‘adıyallahu A ha vefat et işti. )eyd i Harise i oğlu Üsa e de, ‘ukayye i hastalığı se e iyle
Hazreti Paygamberin emirleri üzere Medine de kal ıştı.
Türkçede ‘ukayye is i ‘ukıyye şekli de kulla ıl akta ise de doğrusu ‘ukayye dir. Hazreti Rukayye i vefatı da
sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem diğer kızı Ü
ü Gülsü ü Hazreti Osman a ikahladı. İşte Hazreti Os a ,
Peyga er efe di izi iki kızı ı ikâhladığı için kendisine Zinnureyn = iki nur sahibi de il iştir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-654
HA)RETİ ALİ’NİN Ö)ELLİKLERİ
998- Hazreti Ali (Kerremellahu Vechehu) der ki:
Hazreti Fatı a (‘adıyallahu A ha , el değir e i i çevir ekte elleri asır tut uştu. Ke disi e u hususta yardı ı
ol ak içi getirile esirlerde ir ariye iste ek üzere a ası Sallallahu Aleyhi ve Sellem in evine gitti. Fakat Hazreti
Peygamberi evde bula ayı a isteği i Hazreti Aişe ye (‘adıyallahu, A ha a lattı. “o ra Peyga er eve dö ü e,
Hazreti Fatı a ı ir hiz etçi iste ek üzere geldiği i Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e bildirdi.
Hazreti Ali der ki: Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizzat evimize geldi. Biz ise yatakları ıza
gir iştik. He e yatakta kalk aya davra dı sa da, Hazreti Peyga er bize:
Yeri izde kalı ız kalk ayı ız buyurdu. Sonra Fatı a ile benim aramda oturdu. Hatta göğsü e değe
ü arek
ayakları ı yu uşaklık ve seri liği i duyuyordu . “o ra iki ize hita ederek şöyle uyurdu:
Be de istediği iz şeyde daha hayırlısı ı size ildireyi
i? Yatağı ıza girdiği iz za a otuz dört defa ALLAHU
EKBE‘, otuz üç defa “ÜBAHANELLAH ve otuz üç defa da ELHAMDÜ LİLLAH deyi iz. İşte u sizi içi ir hiz etçide
daha hayırlıdır.
Mütercim:
Bu zikir ve tes ihler otuz üçer defadır; fakat La İlahe İllallahu vahdehu La şerike leh ile tekbirler otuz dört olur. Yahut
bu hadîs-i şerifte olduğu gi i, ge e yatarke , yapılacak tes ihleri sayısı u lardan ibarettir. Bazı hadîs-i şeriflerde de
tesbihleri sırası değişiktir. Önce Sübhanellah ve sonra Elhamdü Lillâh ve Allahu Ekber gelir. Nitekim ayeti kerimelerde
de bu sıra üzere gelirler. O u içi u sırayı gözet ek daha faziletlidir, de iştir. Bu tesbihlerin otuz üçer den doksan
dokuz ol ası da Es ai- Hüsna ya (Allah ı güzel doksa dokuz is i e uygu düş esi içi dir. Namazlardan sonra
yapılan bu tesbihlerin sonunda La îlâhe îllallahu Vahdehu La Şerike Leh denmekle tesbihleri sayısı yüze çıkar, ki
Esma-i Hüsna ı sayısı da ir rivayete göre yüzdür. Bir hadîs-i şerifte: Cennetin dereceleri yüzdür; Allah Teâlâ o
dereceleri ü ahidler içi hazırla ıştır. buyrulduğu da gerek tesbihlerin ve gerekse Allah ı isi lerinin yüz ol ası
u e et dere eleri e uygu düş ektedir diye azı âlimler söyle işlerdir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-656
PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ’İN YAKINLARININ Ö)ELLİKLERİ
999- Abdullah bin Zübeyr (R.A.) der ki:
Hendek savaşı da ben ve Ebû Seleme nin oğlu Ömer birer çocuk olduğu uz için kadı lar arası da ulu uyorduk. “o ra
aktı , a a ata i erek iki üç defa Kurayza Oğulları de e Yahudi ka ilesi e gidip geldi. Be u işi erak ettiği
için babam Zübeyr e sordum:
— Ba a ığı , iki üç defa Kurayza Oğulları a gidip geldiği izi gördüm. Niçi git işti iz? Ba a dedi ki:
— Yavrum, sen beni öyle Kurayza Oğulları a gidip gelirke gördün mü? Ben:
— Evet, gördü , dedi . “o ra a a )ü eyr a lattı:
— Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bütün ashaba hitaben :
Ki Kurayza Oğulları a gidip o ları duru u u a a ildire ek? uyur uştu. “o ra e o lara gitti ve o ları e
halde oldukları a dair ilgiyi Peyga ere getirdi . Gerekli ha erleri Hazreti Peyga ere getirdiği za a çok
e u oldu ve a a iltifat uyurarak a e ve a ası ı a ak suretiyle: Anam babam sana feda olsun. buyurdu.
1000- Misver bin Mahreme (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hazreti Ali (Kerremellahu Vechehu), Ebû Cehil i kızı ile evle ek üzere işa la ıştı. Bu u duya zevcesi Hazreti
Fatı a (‘adıyallahu Anha), şikâyet aka ı da a ası Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gitti. Dedi ki: Ya
Resûlallah, ashap arkadaşları ız sa ıyorlar ki, siz kızları ıza kız ışsı ız. Bu u içi ko am Ali de benim üzerime Ebû
Cehil i kızı ı ikahla ak istiyor. Hazreti Fatı a ı u şikâyeti üzeri e Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir
ko uş a yaptılar. Misver bin Mahreme der ki: Hazreti Peyga er, ko uş ası a Allah a ha d ve övgü ile aşladıkta ,
so ra asıl ko uya geçti ve şöyle uyurdu:
Be , kızı )ey e i Ebu l-As bin Rebi a ikahladı , ü üvvette ö e Mekke de bu nikâh kıyıl ıştı E û l-As,
gerçekte
a a karşı sözü de durdu, sadakat gösterdi kızı üzeri e aşkası ı ikahla adı . Fatı a ya gelince,
uhakkak ki o, e de ir parçadır. O a ir kötülük yapıl ası ı iste e Vallahi, Allah ı ‘esulü “allallahu Aleyhi ve
Sellem i kızı ile Allah ı düş a ı ı E û Cehil i kızı ir erkeği ikâhı altı da topla a az. Bunun üzerine Hazreti
Ali de evlenmekten vazgeçti.
1001- İ i Ö er den (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Rûm larla savaş ak üzere ir irlik gö derdi. Bu irliği üzeri e de ko uta
olarak Zeyd i oğlu Üsa e yi tayi et işti. Ge ç yaşta olan Üsame i ordu ko uta lığı a tayi i hakkı da azı
kimseler ileri geri lâf et işlerdi. Bu u duya Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, o yersiz söz söyleyenlere hitaben
şöyle uyurdu:
Üsame i ku a da lığı a dil uzatıyorsa ız, daha ö e de a ası ı ku a da lığı a dil uzat ıştı ız. Mûte gazası da
komutan tayin edilerek orada şehit düşe a ası )eyd hakkı da da söyle işti iz Allah adı a ye i ederim ki, onun
a ası ku a da lığa hakkıyla layık idi ve i sa lar içi de e i e sevdikleri de iri idi. Bu Üsâme de, ondan sonra
insanlar içinde en sevdiklerimden biridir.
Mütercim:
Üsâ e Hazretleri i ku a da tayi edil esi ve ordu u topla ası, Hazreti Peyga eri vefatı a se ep ola
hastalığı za a ı a rastlar. Hazreti Peygamber ahirete göçtükten sonra yine bu orduyu Üsame i ku a dası altı da
Hazreti E û Bekir savaşa gö derdi. Ta
ir aşarı ile de Medi e ye dö düler. Daha ö e Mûte savaşı da şehit düşe
a ası )eyd ile diğer asha ı i tika ları alı arak zaferle geri dö üldü.
1002- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Bir gün, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem evde iken ya ı ıza Mi zer adı da ir kıyafet ilgiçi geldi. )eyd ile oğlu
Üsâ e ir örtü altı da yat akta idiler. Her ikisi i sade e ayakları örtüde dışarı çık ıştı. Ada
u ları ayakları a
bakarak: Şüphe yok ki, bu ayaklar birbirindendir dedi. Ada ı bu teşhisi Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i
sevi dirdi ve u da hoşla arak o u Aişe ye ildirdi. )eyd, siyahi olduğu halde oğlu Üsâ e eyaz idi ve u yüzde
o u ese i hakkı da azı tereddütler ulu uyordu. Bu kıyafet ilgiçi i teşhisi, u tereddütleri izale ede
addi ir
delil değeri de idi. ‘esûl-i Ekrem i e u ede de u ol uştu. Başka ir rivayete göre ‘esûl-i Ekre şöyle
buyurdular:
Ya Aişe! Gör edi
i, a a Mi zer geldi. Üsame ile Zeyd i aşları örtülü ve ayakları eyda da olduğu halde o ları
gördü ve bu ayaklar birbirlerindendir, dedi.
1003- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Beni Manzum kabilesinden bir kadı hırsızlık yaptığı da ceza olarak elinin kesilmesi icab etti. Bunun ağışla ası içi
Hazreti Peygamber de affı ı dile eğe ki se esaret ede edi; a ak Üsa e i )eyd söyleye ildi. Bu a cevap olarak
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
İsrail oğulları içi de soylu ir ki se hırsızlık ettiği za a o u ırakırlardı. Fakat zayıf zavallı ir ki se çaldığı za an
o u eli i keserlerdi. Eğer o hırsız, kızı Fatı a olsaydı uhakkak o u da eli i keserdi .
Yine Buharî de aşka ir hadîs-i şerifte Üsame ye hita e şöyle uyur uştur: Allah ı takdir ettiği ir eza hakkı da
ara ı ı oluyorsu ? (Böyle bir iltimas kabul edilemez.)
1004- Hazreti Üsame (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, küçük yaşta
ku akları a alırlar ve şöyle uyururlardı:
Allah ı ! Be u ları seviyoru , se de u ları sev.
ulu a
Üsa e ile Hazreti Hasan ı ‘adıyallahu Anhuma)
1005- Hazreti Hafsa dan (‘adıyallahu Anha) rivayet edil iştir:
Gerçekte A dullah i Ö er iyi ir ada dır.
Mütercim:
Abdullah bin Ömer i gör üş olduğu ir rüya üzeri e u hadîs-i -şerif varit ol uştur. İ i Ö er rüyası da ehe
gör üş ve ir elek o a: asla kork aya aksı de iş. Bu u açıkla ışı
. sayıda geç iştir.
1006- Enes den ‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Her ü
eti ir e i i sekreteri vardır. Ey ü
eti ! Bizi
e i
de e i i iz E û U eyde i Cerrah dır.
1007- Berâ bin Azib (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i, ü arek o uzları da toru u Hazreti Hasa ı taşırke gördü , şöyle dua
ediyordu: Allah ı ! Ben bunu seviyorum, sen de onu sev.
1008- İ i Ömer (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Irak halkı da ir ada , İ i Ö er e, ha içi İhra da ike karasi ek öldüre e e eza lazı gelir, diye soru a o a
hayret ederek şu eva ı verdi: Iraklılar a a karasi eği öldürmekten soruyorlar. Hâlbuki onlar, Hazreti Peygamberin kızı
Fatı a ı oğlu u (Hazreti Hüseyin i) öldürdüler. Üstelik Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Hasan ve
Hüseyi hakkı da şöyle uyur uştu:
Bu ikisi Hasa ve Hüseyi , dü yada e i iki fesleğe i dir hoş kokulu çiçekleri dir .
Mütercim:
Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin, Allah ı a a ihsa ettiği i etlerdir, a ası ı taşır. Çü kü aşka ir hadîste:
Çocuk, Allah ı rah eti de dir, buyrul uştur. Yahut Reyhan urada isk ve a er gi i güzel kokudur. Ayrı a
Reyhan hoş kokusu ulu a ir çiçeği adıdır. Bu a göre a a: Dü yada e i koklaya ağı hoş koku a ak
Hasan ile Hüseyin in kokusudur. azı âlimler şu a ayı da ver işlerdir:
Beni ü
eti , e i koku u kıya ete kadar Hasa ile Hüseyi de gele ek şerefli sülâlede koklaya aklardır.
Bir kısı âlimlere göre de Reyhan iyi otları hepsi e de ilir ‘ızık ve rah et a ası a da gelir. Burada uygu düşe
rah et a asıdır.
1009- İ i Abbas (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e i ü arek ağrı a astı ve şöyle uyurdu:
Allah ı ! Sen buna Kitab ı (Kur a ı öğret. Diğer ir rivayette de: “e u a hik eti öğret uyurdu.
Mütercim:
Kita öğret ekte
aksad, Kur a ı gerçekleri i a la ak ve tefsir et ek, esrarı ı il ektir. O u içi İ
Hazretleri İ i A as hakkı da: Allah tarafı da peyga ere i dirile hükü leri e iyi ile dir, derdi.
i Ömer
1010- Hazreti E es ‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Mûte gazası da şehit düşe )eyd, Cafer ve İ i ‘evaha ı ay ı
günde şehit oldukları ı u ize olarak il iş ve üçü ü de vefat et iş olduğu u üyük ir üzü tü ve kederle
hut eleri de asha a ha er ver işti:
)eyd sa ağı aldı ve şehit edildi. “o ra Cafer aldı ve şehit edildi. Sonra ibni ‘evaha sa ağı aldı; o da şehit edildi.
E es der ki: Hazreti Peyga er öyle söylerke
ü arek gözleri de yaşlar oşa ıyordu. Hazreti Peyga er so ra
şöyle uyurdu:
“o u da sa ağı, e i ko uta lık ver ediği ve duru gereği Allah ı kılıçları da ir kılıç Hâlid i Velid aldı ve
Allah onlara fethi ihsan buyurdu.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif ge iş olarak
. sayıda geçti.
1011- İ i Arar dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Kur an-ı Keri i dört ki sede okuyu uz ve öğre i iz: A dullah i Mes ud dan, Ebû Huzeyfe i azadlısı Sâlim den,
Übeyy bin Kâ b dan, Muaz bin Cebel den.
Hadisi rivayet eden der ki; Hazreti Peygamber önce Übeyy i mi, yoksa Muaz ı ı a dı, hatırlaya ıyoru .
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in hayatları da Kur a ı keri i ez erleye ve ile hafızlar çoktu. Fakat hadîs-i
şerifte adlan geçenler, İ i Mes ud, Salim, Übeyy ve Muaz hazretleri kıraat ilmi akı ı da da hepsinden üstün idiler.
Ay ı zamanda ütü işleri de Kur a öğret ekti. Yoksa ili
akı ı da u larda daha üstü leri vardı. Bu üyük
âlimler arası da dört halife ve hususiyle Hazreti Ali, Zeyd bin Sabit, Abdullah bin Amr bin Âs ve bunlar gibi daha
aşkaları sayıla ilir. Bu lar Kur a ı keri i ir harfi i ırak ayarak tespit et işler ve ez erle işlerdi.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-663
ENSAR’IN Ö)ELLİKLERİ
1012- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir.
Eğer E sar Medi e li ashab), bir vadiye yahut ir yola koyulsalar, e de o ları yolu a girerdi , Eğer hi ret
ol ayaydı, e E sar dan bir kimse olurdum.
Hi ret, üstü ir i adet ol a ış olsaydı, kendimi Medine halkı da sayardı . Fakat hi reti seva ve ükâfatı daha
üstün olduğu da ke di i Muha ir say aktayı .
1013- Berâ dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Ensar ı a ak ü i sever. O lara da a ak ü afık uğzeder. E sar ı ki
uğzederse, Allah o a uğz eder.
severse, Allah da o u sever. O lara ki
1014- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Medine li birçok kadı lar ço ukları ile irlikte ir düğü ziyafeti de dö erlerke Peyga
Sellem o ları görü e ayağa kalkıp o lara üç defa şöyle uyurdu:
Allah ı şahid tutarı , siz Medine liler) insanlar içinde benim en sevdiklerimsiniz.
er Sallallahu Aleyhi ve
1015- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ensar da ir kadı ço uğu ile irlikte geldi. Hazreti Peyga er o kadı ı gö lü ü hoş et ek içi iki defa şöyle
buyurdu:
Ca ı kudret eli de ola Allah a yemin ederim ki, insanlar içinde benim en sevdiği sizsi iz. Kadı ı dileği i yeri e
getirdikten sonra ona öyle uyur uştu.
1016- Zeyd bin Erkam dan (R.A.) rivayet edil iştir:
Ensar (Medine li ashab) sordular:
— Ya Resûlallah! Her kav i ağlıları vardır. Biz toplu a size ağla dık. Dua edi iz de izi
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem o lara şöyle dua etti:
Allah ı ! Bu ları ta ileri i ke dileri de kıl.
ağlıları ız izde olsu .
1017- Ebû Humeyd den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Ensar ı (Medine li asha ı aileleri i e hayırlısı, Be î Ne ar ailesi, so ra Be î A di l-Eşhel ailesi, sonra Beni l-Haris
ailesi, so ra Be i “aide ailesidir. E sar aileleri i hepsi de hayır vardır.
Sa d bin Ubade: Ya Resûlallah! Ensar ailelerinin birbirlerine nispetle faziletlerini ildirdiği iz sırala ada izi aile iz
ola Be î “âide, diğer ailelerde so raya kaldı, dedi. Hazreti Peygamber ona: Hayırlı ki selerde ol ak size yet ez
mi? buyurdu.
1018- hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ensar dan biri: Ya Resûlallah! Falanca kimseye valilik verdiği iz gi i, a a da verir isiniz? diye rica etti. Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
“iz, tayi lerde ada kayır ayı e de so ra göre eksi iz. Ba a kavuşu aya kadar sa redi iz. Kavuş a yeri iz de
cennetteki Kevser Havuzudur.
1019- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Bir adam Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine geldi. Çok yoksul ve aç idi. Hazreti Peygamber onun
kar ı ı doyur ak için evlerinden yemek istedi. Hazreti Peygamberin pâk zevceleri, evleri de suda
aşka şey
ulu adığı ı bildirdiler. Sonra Hazreti Peygamber ashaba sordu:
Bu ada ı ki ya ı a alacak yahut misafir edecek? Ensar dan biri: — Ben misafir ederim, ya Resûlallah! dedi.
“o ra ada ı evi e götürdü ve karısı a, Hazreti peyga eri
isafiri i e iyi şekilde ağırla! dedi. )ev esi cevap verdi:
— Biz onu asıl ağırlaya ağız? Evi izde a ak ço ukları ir öğü lük ye eği var. Ada dedi ki:
— Ye eği hazırlar, la a ı da yakarsı . Çocuklar akşa ye eği isterse o ları uyut. Bu u üzeri e kadı ye eği i
hazırladı, la ası ı yaktı ve ço ukları ı da uyuttu. “o ra la ası ı o arıyor uş gi i yaparak sö dürdü. “o ra isafire
kendileri yiyorlar ış gi i göstererek o geceyi aç geçirdiler. Sabah olunca Ensar dan bu zat Peygamber Sallallahu Aleyhi
ve Sellem i huzuru a çıktı. Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Bu geceki iyi davra ışı ıza Allah gülümsedi razı oldu) yahut eğe di ve: İhtiyaç içinde olsalar da aşkaları ı
kendilerine tercih ediyorlar. İşte nefislerinin i riliği de kimler koru uyorsa kurtuluşa ere ler o lardır. mealindeki
ayeti keri eyi i dirdi. Haşir sûresi;
1020- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i vefatı a se e ola hastalıkları za a ı da Ebû Bekir ile Abbas Hazretleri, bir
arada topla ış ulu a E sar e lisi e uğradılar. O lar ağlaşır halde idiler. Hazreti A as o lara sordu:
— Nede ağlıyorsu uz? Cevap verdiler:
— Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selle i Me lisi hatırı ıza geldi. Şi di hastalıkları se e iyle
übarek
soh etleri de
ahru kaldık. Bu u içi ağlıyoruz.
Sonra Hazreti Abbas ile Hazreti Ebû Bekir, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a varıp E sar ı halini
a lattılar. Hazreti Peyga er ü arek aşı ı ir ku aş parçası ile ağlayarak saadetha eleri de çıktı. Mes ide
giderek i ere çıktı. İşte o gü de so ra ir daha i ere çık aları kıs et, ol adı. Mi ere u e so çıkışları da
Allah a hamd ve sena etti. Sonra cemaate hitab ederek şöyle uyurdu:
Size Ensar ı Medi eli asha ı ı tavsiye ederi . O lar e i
e aati dir ve sırdaşları dır. O lar ke dileri e düşe
görevleri ta a ıyla yeri e getir işlerdir. Şi di o ları dü ya saadeti ve ahiret e eti ile ükâfatla dırıl aları
hakkı kal ıştır. O halde siz, E sar da iyilik ede i iyiliği i ka ul edi iz; o a ükâfat veri iz. Eğer o larda fe alık ede
olursa, o u da ağışlayı ız.
1021- İ i A as ‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem son defa olarak ölü hastalıkları da, ü arek o uzları da ir hırka ve
ü arek aşları ir siyah ezle ağla ış olduğu halde saadetha eleri de
es ide girerek i ere çıktılar. Allah a
ha d ve se a ettikte so ra şöyle uyurdular:
Şi di, ey Müslümanlar! İ sa lar çoğalacak, fakat Ensar (Medine liler azala aktır. Öyle ki, ye eğe ko a tuz kadar az
ola aklardır. “izde her ki
aşkası a zarar veya e faat vere ile ek ir aka da olursa, E sar ı iyilik edeninden
iyiliği i ka ul etsi . O larda kötülük ede i de ağışlası .
1022- Hazreti Cabir den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Sa d bin Muaz ı ölü ü de dolayı Arş titredi. Bir rivayette de: Sad bin Muaz ı ölümü için Rahman ı Arş ı titredi.
şekli de varit ol uştur.
(Sa d bin Muaz Hazretlerinin şehit olarak ahirete göçmesinde Arşı titre esi u üyük i sa ı ölü ü ü önemli bir
hadise olduğu u ifadesidir.
1023- Hazreti Enes den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Übeyy bin Kâb a hitaben Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
“a a BEYYİNE sûresi i oku a ı Allah bana emretti. Ubeyy sordu: - Ya Resûlallah! Allah Teâlâ e i
Hazreti Peygamber:
is i i a dı
ı?
Evet. buyurdu. Buna so dere e sevi e Ü eyy ağladı.
Mütercim:
Beyyine sûresinin Übeyy bin Kâ Hazretleri e Peyga er tarafı da oku ası ı hik eti, olduğu gi i eda ve
sedasıyla, şive ve ağ eleriyle öğre ip so ra i sa lara öyle e öğretil esi içi dir, de iliyor.
1024- Hazreti E es ‘adıyallahu Anh) der ki:
Uhud savaşı da Müslümanlar ozgu a uğrayıp Peyga er “allallahu Aleyhi ve Sellem in ya ı da dağıldılar. E û Talha
Hazretleri ise, Hazreti Peygamberin huzurunda sebat ederek ke di kalka ı ı Peygamberin önüne koydu ve onu sipere
aldı. E û Talha aslı da çok işa ı ir atı ı idi. Yayı ı kirişi de çok sert ve kuvvetli idi. Bu a rağ e o gün iki üç yayı ı
kırdı. Bu savaş sırası da azı ki seler ya ları da ok tor aları ile E û Talha ın yakı ı da geçerdi. Hazreti Peygamber o
geçe lere şöyle uyurdu:
Ok tor a ızı E û Talha ya açı o atı ıdır, okları hedefi i şaş az .
Yine bu halde iken, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem meyda a çıkıp çeki eksizi düş a a akardı. E û Talha
şöyle derdi:
— Ya Resûlallah! Anam a a sa a feda olsu , düş a ı oku size değ esi . Böyle eyda a çıkıp ke di izi
göstermeyiniz. Be i göğsü ve vü udu size siperdir. İşte Ebû Talha bu sözleri söyleyerek Peygambere kalkan ve
siper oluyordu. Yi e Hazreti E es a latır;
— Uhud savaşı da, ü i leri a esi ve Hazreti E û Bekir i kızı Hazreti Âişe ile a e Ümmü Süleym, her ikisi,
etekleri i toplayıp ayak ilezikleri görü ür vaziyette sırtları da su kır aları olduğu halde orda oraya koşarak
ü ahidlere su taşıyorlar ve o lara su içirip yi e koşarak su al aya dö üyorlardı. Bu şekilde deva lı olarak su
taşıdıkları ı gördü . Yi e o gün, üvey a a E û Talha ı elinden iki üç defa kılıç düştü. Bu, onun hiç dinlenmeden
düş a la çarpış akta olduğu u gösteriyordu.)
1025- Abdullah bin Selam (R.A.) der ki:
Peyga er “allallahu Aleyhi ve “elle i za a ı da ir rüya gör üştü . O rüyayı Hazreti Peyga ere a lattı .
Gördüğü rüya şu idi:
Çok ge iş ve ye yeşil ir ahçedeyi . O a çe i ortası da ir direk vardı. Direği ir u u yere sapla ış ve diğer u u
göğe doğru yükle işti ??? yüksel işti . Tepesi de de ir kulp var. Ba a, şu direğe çık, de ildi. Be çıka a dedi .
Sonra bana bir hizmetçi getirildi. O hizmetçi be i sırtı da el iseleri i kaldırdı. Be de kolaylıkla o direğe çıkıp
tepesi e vardı . Ba a, direği kulpu a sı sıkı sarıl, de ildi. Be de sarıldı ve o es ada uya dı . Bu rüya ı
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e a latı a o u şöyle tabir ettiler:
O bahçe İslâ dır. Gördüğü direk İslâ direğidir, O kulp da sağla i a çtır. “e ölü eye kadar İslâ di i üzere
kala aksı .
1026- Hazreti Ali den (‘adıyallahu Anh) rivayet edilmiştir:
Daha ö e geçe ü
etler içi de kadı ları e hayırlısı Merye
Hatice dir.
idi. Bu ü
eti
kadı ları ı
e
hayırlısı da
1027- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in pak zevceleri içinde Hazreti Hatice yi kıska dığı kadar hiç iri i
kıska azdı . Gerçekte ben Hatice yi görmedim; fakat Hazreti Peygamber Hatice yi çok a ardı. Bazan evimizde koyun
kesilirdi. Kesilen koyunun etini parça(??? lara) ayırarak hep Hati e i arkadaşları a gö derirdi. Baza da: Sanki
dünyada Hatice den aşka bir kadı yok uş gibi iş yapıyorsu uz, diye söylenirdim. Hazreti Peygamber (onun
meziyetlerini sayarak) :
O şöyle idi, o öyle idi, o e i ço ukları ı a esi idi. uyururdu. İ rahi de aşka ütü ço ukları Hazreti
Hatice de di. İ rahi ise Hazreti Mariye dendir.)
1028- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e Ci ril gelip şöyle dedi:
Ya Resûlallah! Şu gelen Hatice dir ve beraberinde azık yahut yemek yahut içecek var. Sana gelince, Rabbisinden ve
benden ona selâm söyle, hem de onu müjdele ki, onun cennette inciden bir evi olacak. Öyle bir ev ki, orada ne gürültü
var, ne de yorgunluk...
Hazreti Hati e sessiz ve sedasız i a edip Hazreti Peyga eri her türlü hiz eti de ulu uş, yorgu luk ve
zorluklara taha
ül et iş olduğu da u a karşılık olarak Ce ette i ide yapıl ış ir sarayda sessiz ve gürültüsüz
ve zah etsiz olarak yaşa aya hak kaza ıştır.
1029- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Bir gün, Hazreti Hatice i kız kardeşi Huveylid kızı Hâle gelerek Hazreti Peyga eri huzuru a çık ak içi izin istedi.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hâle nin sesini Hazreti Hatice i sesi e e zettiği de tavırları da ir
değişiklik ve ürper e oldu ve şöyle buyurdu:
Allah ı , Hâle (geldi)!
Hazreti Aişe der ki: Gerçekte
e u davra ışı kıska dı ve dedi ki, hâlâ Kureyş ko akarıları da ir ihtiyarı
hatırlayıp a ıyorsu uz. Yüzünde dudakları da aşka al rengi kal a ış, yüzünden kan çekil iş, ölümü üzerinden de
hayli za a geç iş ola öyle ir kadı ı hâlâ ede hatırlıyorsu uz? He de Allah size o u yeri e daha iyisi i
ver iştir.
Mütercim:
Diğer hadîs kitapları da ve aşka rivayetlerde Hazreti Aişe der ki: Bu şekilde ko uş a da dolayı Hazreti Peygamberin
gö lü ü kırıldığı ı a ladığı da : “e i hak peyga er olarak gö dere Allah a yemin ederim ki, bundan sonra Hazreti
Hatice yi hep hayırla a a ağız dedi . Böyle e Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem in gö lü ü aldı .
1030- İ i Ömer den (‘adıyallahu Anhuma) rivayet edil iştir:
Dikkat edi iz! Ki ye i ede ekse, a ak Allah adı a ye i etsi . “akı ataları ız adı a ye i et eyi iz. Kureyş
kav i ise, ataları adı a ye i ederlerdi. “iz o lar gi i, a a hakkı içi , evlâdı hakkı içi , gü eş hakkı içi , Kâbe hakkı
için diye yemin etmeyiniz. Vallahi ve billahi diyerek, yemin ediniz.)
1031- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Ebû Hureyre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in beraberinde bulunuyor ve abdest için su matarası ı taşıyordu.
Hazreti Peyga er taharet içi uzaklaşı a, E û Hureyre su atarası ı alarak Hazreti Peygamberi takib etti. Bunu fark
eden Hazreti Peygamber:
Bu peşi de gele ki dir? buyurdu. Ebû Hureyre;
— Ben, Ebû Hureyre yim, diye cevap verdi Resûl-i Ekrem: Ba a irkaç taş getir, o larla te izle eyi . A ak ke ik ve
tezek getirme. Ebu Hureyre der ki:
— Ke ik ve tezeği esi var? diye sordum. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem a a eva e şöyle uyurdu:
Onlar (kemik ile tezek) cinlerin yemeklerindendir. Nitekim bana Nasibin beldesinin cinlerinden bir heyet geldi. Onlar
ne iyi cinlerdi. Be de azık ve yiye ek istediler. Be de o lar içi Allah a dua etti ki, rastladıkları her ke ik ve tezeği
üstünde behemehal bir yiyecek bulsunlar.
1032- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edildiği e göre,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyur uştur:
Şairi söylediği sözü e doğrusu, Le îd i söylediği: Allah da aşka her şey atıldır, sözüdür. Ü eyye i
şiirleri e akılırsa, Müslüman ol aya çok yaklaş ıştır.
i Ebî Salt ı
1033- Halid in annesinden (‘adıyallahu A ha rivayet edildiği e göre şöyle de iştir:
Ha eşista da aile le irlikte dö düğü de) küçük ir kız ço uğu idi . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana,
işle eli ir ipek el ise giydirdi ve işle eleri eliyle okşayarak: Cici, cici... buyurdu.
1034- Hazreti Abbas dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Hazreti Abbas, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordu:
Ya Resûlallah, amcan Ebû Talib se i korur ve se i içi Kureyş e kafa tutardı. “e i o a e fayda oldu? Hazreti
Peyga er şöyle uyurdu:
E û Tali , ehe e i yufka yeri dedir. Be ol asaydı ehe e i e alt ta akası da ola aktı
1035- Ebû Saîd (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bir gün Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzurunda Ebû Talib de söz açıldı. Bu u üzeri e Hazreti Peygamber
şöyle uyurdu:
U arı ki, e i şefaati kıya et gü ü de o a fayda vere ek ve o, ehe e i , topukları a vara yufka yeri e
atıla aktır. Bu da o u ey i kay aya aktır. Bir rivayete göre, aşı ı içi kay aya aktır. buyrul uştur.
Mütercim:
Hadîste geçen Dahdah keli esi i lügat a ası, topuklara kadar ola su de ektir. Burada ise, e az olarak ateş içi
kulla ıl ıştır.
29 Ömer Ziyaeddin Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-674
İ“RA VE MİRAÇ BAH“İ
1036- Hazreti Cabir den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Kureyş kav i e i İsrâ hadisesi de tekzip edi e yala layı ca), Hicr-i İsmail de (Kâbenin kuzey ya ı da durdum.
Allah Teâlâ Mescid-i Âksa yı gözümün önüne getirdi. Ben de mescid-i Aksa ya akarak elirtileri hakkı da o lara ilgi
ver eye aşladı .
1037- Mâlik bin Sa saa (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, İsrâ gecesini asha a a latarak şöyle uyurdular:
Ben Hatîm de yahut Hi ri İs ail de (Kabe i kuzey ya ı da yatıyordu . Ba a iri Ci ril Aleyhisselâ
geldi ve
ura da uraya kadar oğaz çukuru da kasığı a kadar yararak kal i i çıkardı. “o ra a a i a dolu ir altı tas
getirildi ve kal i yıka dı. “o ra kal i
ur ve hik etle doldurularak yeri e ko uldu. “o ra a a, katırda küçük,
erke de üyük eyaz ve gözü ü gördüğü e uzak yere adı ı ı ata ir hayvan (Burak) getirildi ve ona bindirildim.
Cibril (Aleyhisselâ
e i alıp götürdü. Biri i göğe varı a, göğü açıl ası ı istedi. Ki o? diye soruldu. O da:
— Cibril! dedi. Beraberinde kim var? denildi. Cibril:
— Muhammed, dedi.
— Muha
ed çağırıldı ı? diye soruldu. Ci rîl:
— Evet, dedi. Bunun üzerine:
— Hoş geldi ve e utlu ir geliş geldi, de ildi. He e kapıyı açtı. Biri i göğe giri e Hz. Âdem ile karşılaştı . Ci ril
bana:
— Bu senin atan Adem dir, o a selâ ver dedi. Be de selâ verdi . “elâ ı aldı ve:
— Merhaba, sâlih oğul ve sâlih peygamber, dedi. Sonra yükselerek iki i göğe vardı ve göğü açıl ası ı
istedi.
— Kim o? diye soruldu. O da:
— Cibril! dedi.
— Beraberinizde kim var? denildi. Cibrîl:
Muhammed var, dedi.
Muhammed Çağırıldı ı? de ildi. Ci ril:
Evet, dedi. Bunun üzerine:
— Hoş geldi ve e utlu ir gelişle geldi? de ildi. He e kapıyı açtı. İki i göğe girdiği de teyze ço ukları Hazreti
Yahya ve Hazreti İsa ile karşılaştı . Hazreti Ci ril a a:
__ Bu Yahya, u da İsa dır; o lara selâ ver, dedi. Be de selâ verdi . “elâ ı aldılar ve a a şöyle dediler:
__ Merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber. Sonra Cibrîl beni
Üçü ü se aya çıkardı ve içeri gir ek içi İzi istedi. Bu gelen kimdir? denildi. Cibril dir, eva ı ı verdi.
— Beraberinde kim var? denildi. Cibril:
— Muhammed, dedi.
— Çağrıldı ı? de ildi. Ci ril,
— Evet, dedi.
— Hoş geldi ve e utlu ir geliş geldi, de ildi. “o ra kapı açıldı. Üçü ü se âya girdiği de Hz, Yûsuf ile karşılaştı .
Ci ril a a de di ki, u Yûsuf dur o a selâ ver. Be de selâ verdi . “elâ ı aldı. “o ra şöyle dedi:
— Merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber! Sonra Cibrîl e i dördü ü se aya çıkardı ve içeri gir ek içi izi istedi.
— Bu gelen kimdir? denildi. Cibril:
— Ben Cibril im, dedi.
— Beraberinde kim var? denildi. Cibril:
— Muhammed, dedi,
— Çağrıldı ı? de ildi. Cibril:
— Evet, dedi. Bunun üzerine:
— Hoş geldi ve e utlu ir gelişle geldi, de ildi. “o ra dördü ü se â kapısı açıldı. Dördü ü se âya, girdiği za a
Hz. İdris ile karşılaştı . Ci ril:
— Bu İdris dir, ona selâm ver, dedi. Ben de selâm verdim. Selâ ı aldı. “o ra şöyle dedi:
— Merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber. Sonra Cibril e i eşi i se âya çıkardı ve içeri gir ek içi izi istedi.
Ona:
— Bu gelen kimdir? denildi. Cibril:
— Ben Cibril im, dedi. Ona:
— Beraberindeki kimdir? denildi. Cibril:
— Muhammed, (Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) dedi. Ona: — Çağırıldı ı? de ildi. Ci ril:
— Evet, dedi. Bunun üzerine
— Hoş geldi ve e utlu ir gelişle geldi, de ildi. Beşi i se aya geçtiği de Hz. Haru vardı. Ci ril a a, u Harun dur
ona selâm ver, dedi. Be de selâ verdi . “elâ ı aldı. “o ra:
— Merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber, dedi. Sonra Cibril beni altı ı se aya çıkardı ve içeri girmek için izin istedi.
Ona:
— Bu gelen kimdir? denildi. Cibril:
— Ben Cibril im, dedi. Ona:
— Beraberinde kim var? denildi. Cibril:
— Muhammed, dedi. Ona:
— Çağırdı ı? de ildi. Ci ril:
— Evet, dedi.
— Hoş geldi ve e utlu ir geliş geldi, de ildi. Altı ı se aya geçtiği de Hz. Mûsâ ile karşılaştı . Ci ril bana dedi ki,
bu Mûsâ dır, o a selâ ver. Be de selâ verdi . “elâ ı aldı ve şöyle dedi:
— Merhaba sâlih kardeş ve sâlih peygamber. Ben geçince Hazreti Mûsâ ağladı. O a:
— Niçi ağlıyorsu ? de ildi. O cevap verdi:
— Ağlıyoru , çü kü e de so ra gö derile ge ç ir peyga eri ü
eti de
e ete gire ekler, benim
ü
eti de e ete gire eklerde çok daha fazladır.
“o ra Ci ril e i yedi i se aya çıkardı ve içeri gir ek içi izi istedi. O a:
— Bu gelen kimdir? denildi. Cibril:
— Ben Cibril im, dedi. Ona:
— Beraberinde kim var? denildi. Cibrîl:
— Muhammed, dedi. Ona:
— O çağırıldı ı? de ildi. Ci rîl:
— Evet, dedi.
— Hoş geldi ve e utlu ir gelişle geldi! de ildi. Yedi i se âya geçtiği de Hz. İ rahi ile karşılaştı . Ci rîl dedi ki,
u se i ata İ rahi dir o a selâ ver. Be de selâ verdi . “elâ ı aldı ve şöyle dedi:
— Merhaba sâlih oğul ve sâlih peygamber.
Sonra ben, Sidre-i Mühteha ya çıkarıldı . Orada “idre ağa ı ı
eyvası, He er testileri gi i iri idi. O ağa ı yaprakları
da fillerin kulakları gibiydi. Cibril bana: Burası Sidre-i Münteha dır, dedi. Oradan dört ır ak akıyordu. Bu ları ikisi içte
ve ikisi de dışta ak akta idi. Be sordu :
— Bunlar nedir? Ya Cibrîl!.. Cibrîl dedi ki:
— Bu içte aka iki ır ak e et ır aklarıdır. Dışta aka diğer iki ır ak da Nil ile Fırat ır aklarıdır.
Sonra bana Beyt-i Ma ur gösterildi. Yet iş i
eleği her gü oraya girdiği i gördü . “o ra a a ir kap şara , ir
kap süt ve ir kap al getirildi. Be sütü aldı . Bu u üzeri e Ci ril dedi ki: Bu ta iî lik dir. Sonra namazlar, her gün elli
vakit olarak bana farz kılı dı. Be geri dö dü . Mûsâ ya uğradığı da a a sordu:
— Sana ne emredildi?
— Her gün için elli vakit namaz, dedim.
— “e i ü
eti , her gü elli vakit a aza güç yetire ez. Vallahi, e se de ö e i sa ları de edi ve israiloğulları
ile e ağır şekilde uğraştı . ‘a i e dö ve ü
eti i yükü ü hafifletil esi i iste, dedi.
Ben de geri döndüm ve Allah Teâlâ e de o vakti kaldırdı. Mûsaya dö dü . Ba a ay ı sözleri tekrarladı. Geri
dö dü ve Allah e de o vakit daha kaldırdı. Mûsâ ya döndüm. Bana ay ı sözleri söyledi. Geri döndüm ve Allah
e de o vakit daha kaldırdı. Mûsâ ya döndüm. Bana ay ı sözleri söyledi. Geri döndüm ve Allah benden on vakit daha
kaldırdı ve her gü içi o vakit a az ile e redildi . Mûsâ ya döndüm. Bana ay ı sözleri tekrarladı. Geri döndüm ve
a a her gü içi eş vakit a az e redildi tarz kılı dı . Mûsâ ya döndüm. Sana ne emredildi? diye sordu. Her gün
eş vakit a az e redildi, dedi . Mûsâ dedi ki: “e i ü
eti , her gü eş vakit a aza güç yetire ez. Be se de
önce i sa ları de edi ve israiloğulları ile e ağır şekilde uğraştı . ‘a i e dö de ü
eti içi hafifletil esi i iste.
Dedim ki: Ben Rabbimden, yüzü kızarı aya kadar istedi . Artık razı ve tesli ola ağı . Hz. Mûsâ da ayrılı a ir
münâdi a a, farzı ı kesi leştirdi ve kulları ı yükü ü de hafifletti , diye sesle di. Elli vakit eş vakite i diril iş
ol akla era er elli vakti seva ı veril iştir.
Bu îsrâ hadîsi, a az ahsi i aşı da E es Hazretleri de akledil işti. Bu iki rivayeti her iri de, diğeri de ol aya
tafsilat vardır.
1038- Hazreti Aişe den (‘adıyallahu A ha rivayet edil iştir:
Ey Aişe! ‘üyada iki defa a a gösterildi . Bir defası da se i bir ipek örtü içinde görüyorum. Bana, u se i karı dır,
deniliyor. Be de örtüyü açıyor ve ir de akıyoru ki, se si . Bu u üzeri e, eğer u rüya Allah tarafı da ise, el ette
tahakkuk ettirecektir diyorum.
Mütercim:
Bu rüya, zahirine göre mi, yoksa tevil edilerek i değerle diril esi gerekir, diye üzerinde tereddüt edil iştir. Çü kü
bütün peyga erleri gör üş oldukları her rüya ı vahiy olduğu da şüphe yoktur. A ak u rüya ı nübüvvetten
ö e görül üş ol ası ihti ali de vardır, de il iştir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-682
HİCRET VE MUHACİRLER BAH“İ
1039- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mekke de Müslümanlara şöyle uyur uştu:
Be , sizi hi ret ede eği iz yeri gördü : İki kara taşlık arası da hur alık ir yerdir.
Bu işaret üzeri e hicret edecek olanlar Medine ye hi ret ettiler. Daha ö e Ha eşista a hi ret, et iş ola larla
Mekke ye döndükten sonra Medine ye hi ret ettiler. Bu arada a a E û Bekir de hi rete hazırla dı. Hazreti
Peyga er a a a şöyle uyurdu:
Sen acele etme; çünkü a a Allah tarafı da hi ret et e içi izi verile eği i u uyoru . Ebû Bekir sordu:
— Anam - babam sana feda olsun, siz bu hicret emrini gerçekten umuyor musunuz? Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem:
Evet, uyurdu. Bu u üzeri e a a E û Bekir de, Hazreti Peyga eri ya ı da kalarak hi ret et eyi erteledi.
Bugün, yarı hicret ederiz düşü esiyle dört ay iki devesini çayırlara sal aksızı ağlayıp ağaç yaprakla ile esledi.
Bir gü öğle üzeri evde toplu a oturmakta iken Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i , yüzü örtülü olduğu halde
gel ekte olduğu u ev halkı ızda iri ha er verdi. Ba a E û Bekir dedi ki: A a - babam ona feda olsun. Böyle bir
vakitte a sızı gel eleri, ö e li ir iş se e iyle olsa gerektir. Sonra içeri girmek için Hazreti Peygamber izin istedi.
Ba a da ke dileri i Karşılayarak eve girdiler. Ba a E û Bekir e:
Ya ı da ulu a ları dışarıya çıkar sizi le gizli ko uşa ağı
buyurdular. Babam: — Ya Resûlallah! Anam - babam
sana feda olsun. Bunlar sizin kendi ailenizdir, dedi. Hazreti Peygamber buyurdu:
Bana hicret etmek için izin verildi. Hazreti Ebû Bekir, babam sana feda olsun, ya Resûlallah! “a a arkadaş olmak
istiyorum, dedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem : Evet, buyurdu. Ebû Bekir:
— Ya Resûlallah, babam sana feda olsun! Şu iki deve de iri i al dedi. Hazreti Peygamber: Bedeli mukabilinde
alırı , buyurdu.
Derhal biz yol azığı ı hazırla aya koyulduk ve gerekli yiyecek ve eşyayı her ikisi için hemen getirdik. Kızkardeşi Es a
da kuşağı da ir parça keserek u u la dağar ığı ağzı ı ağladı. O a u işi de dolayı ZATI NÎTAKAYN denildi.
Hazreti Es a ikiye öldüğü kuşağı ı ir parçası ile eşyaları ve diğer parçası ile de dağar ığı ağladığı içi o a İKÎ KUŞAK
“AHİBÎ a ası a gele )ATI NITAKAYN adı verildi.
Sonra babam Ebû Bekir ile Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selle “EV‘ dağı daki ağaraya çıktılar ve orada üç gece
saklı kaldılar. Perşe e gü ü ağaraya girdiler, pazartesi gü ü çıktılar, E û Bekir i oğlu Abdullah da geceleri onlarla
kalırdı. A dullah çok a layış ve kavrayışlı delika lı idi. Ge e seher vakti e kadar ağarada kalır ve u erke vakitte
ağarada çıkarak ça u ak Mekke ye inerdi ve Mekke de i iş gi i görü ürdü. Bütü gü Mekke üşrikleri i
ko uş aları ı ve peyga er aleyhi deki pla ları ı öğre irdi. Akşa kara lığı ası a Mekke de çıkarak ağaraya
dö er ve aldığı ha erleri aktarırdı. Ayrı a  ir i Füheyre adı da ir azatlı ız vardı.  ir, ağara ivarı da sütü içi
ödü ç alı ış koyu ları güderdi. Akşa vakti de ir saat so ra u koyu ları o ları ya ı a götürür ve o lar, kapları
içi e koyula kızgı taşlarla ısıtıl ış sütü içerek ge eyi geçirirlerdi. Şafak sökerke de  ir i Füheyre koyu ları
haydalar ve o üç günün her gecesinde böyle yapardı. Daha ö e Mekke de iken Hazreti Peygamberle Hazreti Ebû Bekir
Kureyş kâfirleri i di i de olup güve ilir ir ki se ola A dullah i Üreykıt ile sözleş e yap ışlar ve o u kılavuzluk
yap ak içi kirala ışlardı. “evr dağı a çıkışta üç gü so ra sa ahleyi u kılavuz, ke disi e tesli edile iki deve ile
gele ek ve o ları Medine ye götüre ekti. Ada sözü e ağlı kalarak uluş a yeri e üç gü so ra geldi. Sabahleyin
A dullah i Üreykıt ı kılavuzluğu da Hazreti Peyga er, Hazreti E û Bekir ve  ir in Füheyre Medine ye doğru
yola çıktılar ve sahil yolu u seçtiler.
“üraka i Malik a latır: Hazreti Peyga er ile Hazreti E û Bekir i öldüren veya esir alan kimseye, her biri için yüz deve
verile eği e dair Kureyş kâfirlerinin al ış oldukları karar elçileri vasıtasıyla bize bildirildi. Kabilem Beni Müdlic in bir
topla tısı da ike o larda ir ada gelip ya ı aşı ızda durdu ve bana hitaben:
— “ürâka! dedi, sahil yolu da irtakı karaltılar gördü . O ları Muha
ed ile arkadaşları ola ile ekleri i
sa ıyoru .
Be , o ları Muha
ed ve arkadaşları olduğu u a ladı ve fakat üyük ga i ete ko ak içi iyeti i sakladı .
Yal ız aşı a u ga i ete ko a il ek içi o ha er iye dedi ki: “e i gördükleri o lar değildir. “e , az ö e
gözü üzü ö ü de yitik alları ı aramak için o tarafa giden falan ve falanı gör üşsü . O topla tıda iraz
ekledikte so ra kalkıp evi e gitti . Cariye e, atı ı alıp tepe i arkası da e i ekle esi içi e ir verdi . Be de
ızrağı ı alarak evi arka tarafı da çıktı , Mızrağı ı
ade î u u u parlayıp farkedil esi diye yere çevirdi ve
onu alçak tuttum. Böylece atı ı ya ı a gelerek bindi . He e kısrağı ı dört ala kaldırarak verile haber
doğrultusu da o ları taki etti . Nihayet Hazreti Peygamber ile Hazreti Ebû Bekir e yaklaştı . Derke atı sürçtü ve
yere serildi . He e eli i ku uru a atıp fal okları ı çıkardı ve o ları vurayı
ı, vur ayayı
ı? diye fala aktı .
İste ediği fal çıktı. Be u fala uy ayarak yi e atı a i di ve hayva ı koşturdu . Hazreti Peygamberin okuyuşu u
işite ek kadar yaklaştı . Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem dö üp arkası a ak ıyordu. Hazreti E û Bekir ise, sık
sık dö üp akıyordu. Bu es ada atı ı ö ayakları dizleri e kadar yere attı ve e de yere yuvarla dı . Hayva ı
kaldır ak içi zorladı . Hayva da kalk ağa ça aladı ise de ir türlü ayakları ı kurtara ıyordu. Nihayet zorlukla yere
at ış ola ayakları ı kurtardı ve ayak izleri yeri de ir toz du a ı havaya yükseldi. Be yi e fal okları ı çıkarıp fala
aktı ve yi e iste ediği fal çıktı. Bu u üzeri e o lara e iyet çağrısı da ulu du . Durup e i eklediler. Be
de hayva ı a i erek ya ları a vardı . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in bir mucizesi olarak hayva ı ı
ayakları ı yere göçmesi ve onlara bir zarar vere eyişi de , Peygamberin davası ı üstün gele eği içi e doğdu ve
Hazreti Peygambere:
— Senin kavmin, seni öldürene veya seni esir alana mal vadettiler, dedi ve o ları peyga er hakkı da e
düşü dükleri i ir ir a lattı . He de ya ı da ulu a azık ve eşyayı o lara takdi etti ; fakat ka ul et ediler.
Yal ız Hazreti Peyga er a a:
Durumumuzu gizli tut (kimseye söyleme)! buyurdu.
“o ra e , Hazreti Peyga erde ir güve kâğıdı istedi . Hazreti Peyga er de  ir i Füheyre ye emredip bir
deri parçası üzeri e ir güve kâğıdı yazdırdı ve a a verdi. Hazreti Peyga er de era eri dekilerle yolu a deva
etti. Müslümanlardan üteşekkil şa ti areti de dö e
ir kafile ile irlikte Zübeyir bin Avvam, yolda Hazreti
Peyga erle karşılaştı. )ü eyir Hazreti Peygamber ile Hazreti Ebû Bekir e beyaz giysiler giydirdi. Medine li
Müslümanlar Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in hicret aksadı ile Mekke den çıkıp Medi e ye gelmekte
olduğu u duyu a, Hazreti Peyga eri karşıla ak içi hergü sa ahda öğle sı ağı a kadar Medi e dışı da Harre
de ile taşlık ir yerde eklerler ve “o ra evleri e dö erlerdi.
Bir gü uzu ir ekle ede so ra evleri e dö üş oldukları ir za a da, Yahudi lerde iri, ir iş içi Medi e
burçları da iri e çıkıp etrafa akı ırke eyazlar içerisi de sera gi i ir parıltı gördü. Bu görü tü aza kay oluyor
ve aza
eyda a çıkıyordu. Ada dikkat kesildikte so ra gelenlerin Hazreti Peygamberle arkadaşları olduğu u
a ladı ve ke disi e sahip ola ayarak var sesiyle ağırdı:
— Ey Ara toplulukları! “izi ekle ekte olduğu uz lideri iz geliyor. Bu çağrı üzeri e Medi e de bulunan bütün
Müslümanlar silâhları ı alıp evleri de sıçradılar ve Hazreti Peyga eri karşıla aya gittiler. Karşıla aya çıka ları
hepsi Harre de ile taşlık yerde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile karşılaştılar. Hazreti Peyga er Medi e
yolu da sağa saparak Kuba ya doğru yö eldi. Kuba da Beni Avf bin Amr ı evine indiler. O gün Rebiul-Evvel ayı ı ir
pazartesi gü ü idi. Gele leri Hazreti E û Bekir karşılıyor. Hazreti Peyga er ise sessiz e oturuyorlardı. Medine li
Müslümanlarda daha ö e Hazreti Peyga eri gör e iş ola lar, Hazreti E û Bekir i Peygamber sanarak ona selâm
verip hür et ediyorlardı. Nihayet gü eş Hz. Peyga er e deği e E û Bekir hırkası ı çıkarıp Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem e gölgelik yaptı ve o za a herkes peyga eri ta ıdı. Böyle e Hazreti Peyga er on dört gece
Kuba da Beni Amr bin Avf in ya ı da misafir kaldı ve hakkı da, Takva, üzerine kurulan Mescid mealindeki ayeti
kerime nazil olan KUBA ME“CİDİNİ i a ederek orada a az kıldılar. “o ra Hazreti Peygamber, devesine binerek
Medi e şehri e doğru yola çıktılar. Diğer i sa lar da beraberinde yürüdüler. Medine şehri e girip şi diki Peygamber
Mescidinin ulu duğu yere geldikleri zaman Hazreti Peygamberin devesi çöktü. Daha önce de Medinedeki
Müslümanlar orada a az kılarlardı. Asle u yer Es ad bin Zürare nin himayesinde bulunan “ehl ve “üheyl adları da
iki yetimin hurma kurutmak içi harman yerleri idi. İşte Hazreti Peygamberin devesi oraya çökünce, Hazreti Peygamber
şöyle uyurdular:
Burası İ şallah eskenimizdir.
Sonra Hazreti Peygamber, o iki delika lıyı huzurları a çağırttı ve bu harman yerinde mescit yapıl ak şartı ile arsa
kıy eti i ildirilmesini kendilerinden istedi. Gençler:
— Biz u yeri iz karşılığı da herha gi ir şey iste iyoruz. “ırf Allah rızası içi iz o u size ağışlıyoruz, dediler. Fakat
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem arsayı ağış olarak ka ul et edi. Tah i edile kıy eti üstü de para vererek
arsayı o larda satı aldı. “o ra orada Mes idi i şası a aşladı. Hazreti Peyga er izzat diğer Müslümanlarla kerpiç
taşır ve şöyle uyururdu: Bu yükler Hayber i ti aret yükleri değildir. Ey ‘a i iz, u yükler daha iyi ve daha
değerlidir. Ve yine:
Allah ı ! Gerçek ükâfat, ahiret ükâfatıdır. Sen Ensar ve Muhacirleri esirge!
1040- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e hi ret yolu da “üraka yetiştiği za a :
Allah ı ! Onu yere ser! diye Hazreti Peygamber dua etti. Süraka yı, i iş olduğu at yere serdi. Hayva ı da iki ön
ayağı ku lara attı. Hayva soluyarak güçlükle ayakları ı, kurtardı ve kalktı. Bunun üzerine Süraka:
— Ya Resûlallah! Ba a dilediği iz e ri vere ilirsi iz, dedi. Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Yeri de kal ve ki se i ize ulaş ası a eyda ver e! Sonra Hazreti Peygamber Medine ye girince:
Akra a ızı evleri de e yakı ı ha gisidir? diye sordu. Ebû Eyyûb, benim, yâ Resûlallah! dedi, işte u evi ve bu
da kapı dır. Hazreti Peyga er, E û Eyyûb a:
O halde git de, di le e iz içi yer hazırla, buyurdu.
Ebû Eyyûb gitti ve yer hazırladı. “o ra dö erek Hazreti Peyga erle Hazreti Ebû Bekir e hitaben: Allah ı
ü arek
hayırlı kıl ası iyazıyla kalkı ız eve uyuru uz dedi. Hazreti Peyga er öyle e E û Eyyûb El- Ensarî nin evinde bir
üddet kaldılar. O sırada Yahudileri e üyük âlimleri de ve uluları da A dullah i “elâ Müslüman oldu.
Hazreti Peyga ere hita e şöyle de işti:
— Ya Resûlallah! Be şahidlik ederi ki, gerçekte se Allah ı peyga erisi . Allah tarafı da getirdikleri i hepsi
hakdır doğrudur. Yahudiler ilirler ki, e o ları efendisiyim ve efendilerinin de oğluyu . ay ı zamanda o ları en
bilginiyim ve e ilgi leri i de oğluyu . Müslü a olduğu u il ede ke dileri i çağırıp e i asıl ta ıdıkları ı
sorunuz. Be i ki olduğu u size söylesi ler. Eğer Müslüman olduğu u öğre irlerse, aleyhi de çok şey söyler ve
bana iftira ederler.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de, Yahudileri huzurları a davet etti ve o lara şöyle uyurdu:
Ey Yahudiler topluluğu! Allah ta korku uz. Ke disi de
aşka ilâh ulu aya Allah a yemin ederim ki, siz
muhakkak benim Allah ı Peyga eri olduğu u iliyorsunuz. Ben size hak dini getirdim; Müslüman olunuz. Yahudiler
cevap olarak:
Bizi
u hususta ilgi iz yok! dediler ve u u üç defa tekrarladılar. “o ra Hazreti Peyga er Yahudilere sordu:
A dullah i “elâ siz e asıl ir ada dır? Onlar cevap verdiler: O, izi efe di iz ve efe di izi oğlu, e
ilgi i iz ve e ilgi i izi de oğludur. Hazreti Peygamber yine onlara sordu:
O Müslüman olursa ne dersiniz? Onlar:
— Hâşâ, o asla Müslüman olmaz dediler. Hazreti Peygamber bu soruyu üç defa sordular. Onlar da ay ı eva ı verdiler.
Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Ey İ i “elâ ! O ları karşısı a çık! buyurdu. Abdullah bin “elâ da çıktı ve şöyle ko uştu:
— Ey Yahudi e aati! Allah ta korkun. Kendisinden başka hiç ir ilâh ulu aya Allah a yemin ederim ki siz O nun
Allah ı peyga eri olduğu u iliyorsu uz. Hak di i de getirdiği i iliyorsu uz.
Yahudiler Abdullah bin Selam a şu karışlığı verdiler:
— Sen yalan söylüyorsun. Bunun üzerine, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, o Yahudileri huzurları da
dışarı çıkarttı.
1041- Hazreti Ebû Bekir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Sevr dağı daki ağarada idi . Bir ara aşı ı kaldırıp aktı ki, izi takip
eden Kureyş kavminden azı ki seleri ayakları gözüküyor. Ya Resûlallah! dedi , o larda iri eğer gözü ü aşağı
i dirirse, izi görür. Hazreti Peyga er a a şöyle uyur uştu:
Sus, ya Ebû Bekir, Biz, Üçüncüleri Allah Teâlâ ola iki kişiyiz. Biz yal ız değiliz, izi koruyan Allah var.)
1042- Ala bin Hadremî de rivayet edil iştir:
Sadr (vacip ola veda tavafı da so ra uha ir (Medine ye hi ret et iş ola , Mekke de üç gün kalabilir.
Mütercim:
Medine de bulunan muhacirlerden Mekke ye gidip hac yapan kimse vacip ola “adr tavafı ı yaptıkta so ra Mekke de
ancak üç gün kalabilir. Dördüncü gün hicret, yeri olan Medine ye dönmesi gerekir. Ancak bu hüküm, Mekke nin
fethinden önce geçerli idi. Mekke fethedildikten sonra hicretin hükmü kalktığı da artık ha yapa ları Sadr (veda)
tavafı da so ra Mekke de üç gü de fazla kal aları da ir sakı a yoktur. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
1043- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Eğer Yahudi lerde o kişi a a i a et iş olsaydı, hepsi a a i a ederdi.
Mütercim:
Medine de ve Medine çevresinde bulunan yahudilerin ileri gelenlerinden on kişi iman et iş olsalardı. Yahudileri tü ü
imana gelirdi. O zamanki Yahudilerin elebaşları arası da şu lar sayıla ilir:
Kâ
i Eşref; ‘afi, i Ü eyy Hakik, Yahya bin Ahtab, Ebû Yas bin Ahtab, Abdullah bin Hanif, Fâhhas, Rufa a bin Yezid,
Zü- eyr i Batıya, Kâ
i Esed, Şe uyel i Yezid... İşte u gi iler İslâ ı ka ul et iş olsalardı, diğer ütü yahudiler
Müslüman ola aktı.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-690
Bİ“MİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BEŞİNCİ CÜZ
GA)ALAR BAH“İ
BEDİR MUHAREBE“İ
1044- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bedir savaşı da ta
ir zaferle çıktıkta so ra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri asha ı kira a şöyle
buyurdu:
Ebû Cehili e olduğu a ki
aka ak (onun halinden bize haber getirecek) He e İ i Mes ud gidip onu, Afrâ ı iki
oğlu tarafı da kılıç dar eleriyle vurul uş olduğu halde a çekişirke uldu ve o a: -Ebû Cehil sen misin? Diyerek
sakalı ı çekti. E û Cehil cevap verdi: — Öldürdüğü üz ada ı veya kav i tarafı da öldürüle ada ı üstü de o da
daha yüksek ada var ı? Kav i i e üyük ada ı olarak öl ekte olduğu u sayıklıyor.
Mütercim:
İ i Mes ud, Ebû Cehil in aşı ı keserek Hazreti Peyga eri huzuru a getirdi. Hazreti Peyga eri , u da dolayı
Allah a ha d ve şükür ettiği azı rivayetlerde vardır.
E û Cehil, Afra adı daki kadı ı Muaz ve Muavviz adları daki iki oğlu tarafı da öldürül üşse de, ilk kılıç dar esini
E û Cehil i ayakları a vurarak o u yere düşüre Muaz Hazretleri olduğu da E û Cehil i üzeri deki eşyası ı
ga i et, olarak aldı.
1045- Ebû Talha (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bedir savaşı da çıktıkta sonra, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Kureyş in uluları da yir i eş kişi i
esedleri i ir araya toplatıp Bedir se ti i e pis çukurları da iri e atıl aları içi e ir ver iştir. E ir yeri e
getirildikten sonra Hazreti Peygamber dinlenmek için üç gece Bedir de ordusu ile kaldı. Aslı da her savaş so u da
öyle yaparlardı. Üçü ü gü yola çık ak üzere hazırlıklara aşla dı ve eşyalar ağla dı. Hazreti Peyga er, devesine
binerek ve ashap da ke dileri i taki ederek yürü eğe aşladılar. Yolda Kureyş uluları ı ulu duğu çukura geli e,
ke arı da durdular. Cesetleri u çukurda gö ülü ola Kureyş Uluları a adları ve a a adları ile sesle erek şöyle
buyurdular:
Ey fala oğlu fala , ey fala oğlu fala ! “iz Allah a ve o u peyga eri e itaat et iş olaydı ız, sevi ir iydi iz?
Allah ı bize vaat ettiği zaferi biz gerçek olarak bulduk. Siz de, Allah ı size vaat ettiği aza ı gerçek olarak uldu uz
mu? Hazreti Ömer sordu:
— Ya Resûlallah! Ca sız esetlere neler söylüyorsunuz? Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bulurdular ki:
Muhammed i a ı, kudret elinde olan Allah a ye i ederi ki, söyledikleri i siz o larda daha iyi işite ler
değilsi iz.
Mütercim:
Gerek mümin ve gerek kâfir ölüleri gör esi, işit esi ve aza ile i eti tad aları, Kur a ı kerim ayetleriyle ve hadîs-i
şeriflerle sabittir. Onun için bu hadîsin teviline hacet yoktur.
1046- Rifa a bin Râfi (‘adıyallahu Anh) der ki:
Cibril (Aleyhisselâm), Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine sordu. Bedir gazilerini içinizde ne olarak
sayarsı ız? Hazreti Peyga er o a cevap verdi:
Biz o ları Müslü a ları e üstü kişileri de sayarız. Cibril Aleyhisselâm:
— Biz de, meleklerden Bedir de ulu a ları, öyle e sayarız, dedi.
Mütercim:
Bedir savaşı da, ulu a asha ı sayıları, Hazreti Talût ile Filisti ehri i geçe leri sayısı kadar üçyüz onbir veya,
üçyüz o iki kişi idi. Görev i a ı Hazreti Peyga eri e irleriyle Medi e de kala sekiz kişi ile üçyüz o dokuz ashap
idiler.
1047- İ i Abbas (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Bedir savaşı he üz aşla ada Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Üzeri de savaş teçhizatı bulunan ve atı ı aşı ı (dizginini) tutmakta olan zat.
Mütercim:
Evet, eğer siz sa reder ve peyga ere itaatsizlikte sakı ırsa ız, o düş a lar da üzeri ize gelecek olurlarsa, Rabbiniz
size beş i
elekle yardı edecektir. (Ali Iman/125) mealindeki ayeti keri ede de a laşıla ağı üzere Hazreti Cibril
süvari olarak eş i
elekle Bedir savaşı a katıl ış ve Müslümanlara yardı et iştir.
1048- Rübeyyi binti Muavviz (‘adıyallahu Anha) der ki:
Geli olarak gerdeğe girdiği ge e i ertesi günü Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem evi ize şeref verdiler.
Ya ı da, def çalıp Bedir savaşı da şehit düşe a aları a ağıt yaka küçük kızlar vardı. Derke kızlarda iri:
— İçi izde yarı e ola ağı ı ile şa lı Peyga er var, dedi. Hazreti Peyga er o kıza şöyle uyurdu:
Böyle söyleme, daha önce ne söylüyordunsa onu söyle!
Mütercim:
Kızı , se Bedir şehitlerini öven sözlerine devam et. Gay ı iliri diye e i öv e, diye uyur uştur. Her e kadar ölü
arkası da öyle sözler söyle esi ekruh ise de, savaşçıları ve Müslümanları esaretle dir ek içi yapıl ası da ir
sakı a yoktur.
1049- Ebû Talha El-Bedrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyur uştur: İçi de köpek ve resi
a lılara ait resimler kastediliyor)
bulunan eve melekler girmezler. İçi de köpek ve a lı varlıklara ait i sa ve hayva gibi) resimler bulunan evlere
rah et elekleri gir ezler. İ sa ları a elleri i yazan kâtib melekler ise daima insanlarla bulunur ve ayrıl azlar.
Bu hadîs-i şerifi gaza ile ilgisi ol adığı halde Bedir savaşı ü ase etiyle getiril esi i se e i, bunu rivayet eden ravi
Ebû Talha ı Bedir savaşı a katıl ış ol asıdır. Bu da so ra gelen hadîs-i şerifler de İ a Buharî tarafı da ay ı
maksada işaretle getiril iştir.
1050- Ebû Mes ud El-Bedrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem uyur uştur: Bakara sûresinin sonundan iki ayeti bir gecede okuyan kimseye,
o iki ayet yeter.
(Amene r-Rasûlü yü sonuna kadar okuyan ki seye, o ge e içi
u u seva ı kâfi gelir. Yahut insan ve cinlerin
zararı da koru uş olur. Yahut u okuyuş, ge e a azı ı seva ı ı karşılar, de ektir.)
1051- Mikdad bin Amr El-Kindî El-Bedrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sordum: — Ya Resûlallah! Kâfirlerden iriyle karşılaşsa da o u la çarpışsak
ve kılı ıyla vurup ir kolu u kestikte so ra e de koru ak içi ir ağa ı arkası a sığı arak, Allah a iman ettim,
dese ne buyurursunuz, ya Resûlallah, onu öldürebilir miyim? Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
Onu öldüremezsin! buyurdu. Mikdad yine sordu: — Ya Resûlallah! Benim iki kolumdan birini kesti ve Müslüman
olduğu u da o kolu kestikte sonra söyledi! Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
O u öldüre ezsi . Eğer öldürürse , se i o u öldür ede ö eki duru u da o, olur; se de, o u söyle iş olduğu
sözü şehadet keli esi i söyle ede önceki durumunda olursun. (O, Müslüman yeri e geç iş olur; se de ir
Müslümanı öldürül esi i helal ka ul et iş ola ağı içi kâfir durumunda olursun.)
1052- Cübeyr bin Mut im (R.A.) der ki:
Mut i bin Adiyy hayatta olup da şu Bedir savaşı da esir edile kok uşlar ı ser est ırakıl aları hakkı da
e i le ko uş uş olsa o ları ke disi e ırakırdı .
Mütercim:
Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Taif den döndükten sonra, Mut im bin Adiyy in himayesine müracaat
et işti. Mut i , dört oğlu u Kâbe nin dört köşesi de durdurarak: Muha med, bizim himayemizdedir, diyerek ilân
ettirdi. Kureyş ileri gele leri de buna karşı çık ayıp itaat etmek zoru da kaldılar. Yine Haşi oğulları aleyhi e olarak
Kureyş tarafı da yazıla a dlaş a et i i ozul ası a e çok çalışa da Mut im idi.
1053- Hazreti Ebû Bekir (R.A.) der ki:
Bize hiç kimse varis
irasçı ola az. Bizi
öldükten so ra geriye ıraktığı ız al sadakadır. Yal ız bu maldan
Muhammed in ailesi (ferdleri hayatta ulu dukları üddet yer.
(Hazreti Peygambere ait olan gerek Hayber de ve gerekse Fedek arazisindeki bahçeler, vereseler arası da ölü eyip
Hazreti Peygamberin aileleri hayatta ulu dukları üddet, u arazileri gelirleri de geçi leri i sağlarlar. “o ra bu
alları hepsi sadaka olarak Müslümanları devlet hazi esi e kalır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-696
ttt
KA’B BİN EŞREF’İN ÖLDÜRÜLME“İ BAH“İ
1054- Hazreti Cabir (R.A.) der ki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu: Kâ
i Eşrefi hakkı da ki
gelecek? Çünkü bu adam, Allah a ve o u peyga eri e eziyet et iştir. Bunun üzerine Muhammed bin Mesleme
kalkıp dedi ki:
— Ya Resûlallah! Onu öldürmemi ister misiniz? Hazreti Peygamber: Evet, buyurdu. Muhammed bin Mesleme dedi ki:
— O halde ir şey uydur a ve asılsız şeyler söyle e e izi veri iz. Hazreti Peyga er: Söyle! dedi. Sonra
Muham ed i Mesle e, ge eleyi Kâ i Eşrefi evi e gitti. Kapıda sesle erek dedi ki:
— Ey kâb! Bu adam (Hazreti Peygamber) izde zekât istedi ve izi sıkı tılara sokuyor. Ba a ödü ç olarak ir şey
veresin diye sana geldim. Kâ b cevap verdi:
— Evet, o, sizde daha çok şeyler isteye ektir. Vallahi siz o da
uhakkak ıka aksı ız. Muha
ed i Mesleme:
— Ne yapalı , ir defa o a uyduk. Şi di o u so u u eye vara ağı ı gör ede ke disi de ayrıl ak iste iyoruz.
Şi di sizde ir veya iki deve yükü hur a ödü ç vermenizi istiyoruz. Kâ Şöyle ko uştu:
— Peki, vere eği ; fakat karşılığı da rehi isteri . Muhammed bin Mesleme sordu;
— Rehin olarak ne istersiniz? Kâ b dedi ki:
— Kadı ları ızı rehi veri iz. Muhammed bin Mesleme:
— Sen Arapları en güzelisin, sana ha ı ları ızı vere eyiz, dedi. Bu defa Kâ
i Eşref:
— Öyle ise ço ukları ızı rehi veriniz, dedi. Muhammed bin Mesleme cevap verdi:
— Ço ukları ızı sa a asıl rehi vere iliriz? “o ra u ço uklarda iri e sövüldüğü za a ir veya iki yük hurma
karşılığı da rehi edil iş de ile ektir. Bu ise izi içi ir uta çtır. Biz sa a a ak silâhı ızı rehi vere iliriz.
Sonra Kâ b bin Eşref rehi olarak silâh ve zırh al ayı ka ulle di ve ir gecenin muayyen ir za a ı da alışverişi
ta a la ak içi sözleştiler. Sonra Muhammed bin Mesleme, Kâb ı süt kardeşi E û Naile Hazretleri ile Kâ i
Eşref i kalesi e vardılar. Kale dışı da ha er verdiler. Kâ i Eşref u ları kale i içi e aldı. Ke disi de ya ları a i di.
Kâ aşağıya i erke karısı: Bu gece vaktinde ereye i iyorsu , dışarı çık a, diye sesle di. Kâ b dedi ki: Bu gelenler
Muhammed bin Mesle e ile süt kardeşi E û Nailedir. Karisi: Be ir ses işitti . O seste sa ki ka da lıyor, dedi.
Kâb:
— Asaletli kişi, ge eleyi kılıç dar esi e davet edilse ile, i a et eder, diye karşılık verdi. “o ra Kâ aşağı i di.
Muhammed bin Mesleme i ya ı da E û Naile de aşka iki kişi daha vardı. Muha
ed i Mesleme daha önce
arkadaşları a şu direktif de ulu uştu:
— Kâ b ya ı ıza gelince ben onun saçı ı tutup koklaya ağı . Belki size de koklata ağı . Onun aşı ı kıskıvrak
yakaladığı ı gördüğü üz za a derhal saldırıp kılıçları ızla vuru uz.
Gerçekten Kâ b, misafirleri i ya ı a güzel el iselerle ve hoş kokular sürü üş olarak geldi. Muha
ed i Mesleme:
— Bugünkü kadar güzel koku hayatımda görmedim? dedi. Kâ b cevap verdi:
— Elbette, ya ı da Ara kadı ları ı en mükemmel ve en güzel kokulu kadı ı vardır. Muhammed bin Mesleme:
— Müsaade eder misiniz, aşı ızı ir koklayayı , dedi. Kâ b
— Koklayı ız, dedi. Muhammed bin Mesleme kokladı ve arkadaşları a da koklattı. Muha
ed i Mesle e:
— Bir kez daha müsaade eder misin? dedi. Kâ b Evet! diye cevap verdi. Kâ b bin Eşrefi aşı ı kıskıvrak yakalayı a,
hadi davra ı , dedi ve arkadaşları da he e kılıçları ile vurup onu öldürdüler. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem i huzurları a dönerek Kâ b ı öldürdükleri i ildirdiler.
Mütercim:
Kâ i Eşrefi öldürül esi, hi ret i üçü ü yılı da ‘e iulevvel ayı da ol uştur. Bu ada Yahudilerde ve Nadir
kabilesi ele aşları da çok üstü ir şair olup şiirleri ile Hazreti Peyga eri hi vederdi. O sıralarda da Mekke ye gidip
gel iş ve Bedir savaşı hakkı da da ersiyeler söyleyerek Kureyş kâfirleri i İslâ aleyhi e kışkırtıp harekete
geçiriyordu. Ensar ı Evs kabilesinde Muha
ed i Mesle e ke di ka ilesi erleri de dört arkadaşla gidip
a latıldığı şekilde Kâ ı
aşı ı kestiler. Başkaları a da ibret olarak gösterdiler. Sonra Yahudi ler sabahleyin
Peyga eri huzuru a varıp yapıla işte şikâyet ettiler. Muha
ed i Mesleme i kısas olarak öldürülmesini
istediler. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Kâb ı e türlü fesadlar çıkardığı ı anlatarak Yahudiler bir
cevap veremeden gittiler.33
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-699
EBU RAFİ’İN ÖLDÜRÜLME“İ
1055- Berâ bin Âzib (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Ebû Râfi in öldürülmesi için Ensar dan birkaç kişiyi görevlendirdi ve
u ları aşı a da A dullah i Atik i ko uta yaptı.
Ebû Rafi, Yahudilerin ileri gelenlerinden ve zenginlerinden olup Hazreti Peygamber e karşı İslâ düş a ları a yardı
eder, her za a ve her fırsatta fesat çıkarak peyga ere eziyette ulu urdu E û ‘afi, ke disi e özel olarak yaptır ış
olduğu ir kalede otururdu.
O u öldür ek görevi i üzeri e ala A dullah i Atik, gü eş attıkta ve herkes sürüleriyle irlikte evleri e
dö dükte so ra, arkadaşları ile E û ‘afi i kalesi e yaklaştılar. A dullah arkadaşları a dedi ki, siz burada bekleyin.
Be kale kapısı a gideyi . Belki ekçiyi ka dırarak içeri gir e fırsatı ı uluru . Böyle e arkadaşları da ayrıldı ve kale
kapısı a kadar yaklaştı. “o ra defi ha et yapıyor uş gi i aşlahı a ürü dü, Kale halkı içeri gir iş ulu uyordu. Kapı ı
da kapıyı kapa ak üzereydi. A dullah ı karartısı ı fark edi e, o a sesle di: - Ey Allah ı kulu, kapıyı kapaya ağı ;
girmek istiyorsan gir.
A dullah der ki: Be u çağrıyı üyük ir fırsat ilerek he e içeriye girdi . Kapı ı iç tarafı da te ha ir yerde
gizlendim. Çevrede hiç kimse kalmadığı da kapı ı kapıyı kapayıp kilitledi. Kapı ı a ahtarları ı kapı ı ir çivisi e astı.
Be ö e kapıyı o a ahtarlarla açtı ve açık ıraktı . “o ra yi e sakla dı . E û ‘afi sarayı ı e üst katı da dost ve
yakı ları ile soh et eder ve eğle irdi. Daha so ra arkadaşları ı hepsi ke di yerleri e çekilirlerdi. E û ‘afi ise,
haremlikte çoluk ço uğu ile kalırdı. Be yavaş yavaş yukarıya çıktı . Her kapıda içeri girdikçe o kapıyı içerde
sür elerdi ki, şayet E û ‘afi i ada ları e i duyarlarsa yetişip E û Rafi i kurtara ası lar. “o u da E û ‘afi in
yat akta olduğu odaya girdi . Fakat aileleriyle yat akta ola E û ‘afi i ki olduğu u ve oda ı ha gi köşesi de
ulu duğu u kara lıkta kestire iyordu . Yeri i elirle ek içi : Ey E û ‘afi!.. diye sesle di . Adam uykudan
uyanarak : — Ki o? dedi. Be sesi geldiği yere koşup kılıç dar eleri i i dir eye aşladı . Fakat telaşlı olduğu da
ir eti e ala adı . E û ‘afi, çığlık kopardı. Be de odada çıkarak sofada iraz ekledi . Tekrar içeriye girdi ve:
— Ebû Rafi, u çığlık edir? dedi . E û ‘afi:
— A ası ge eresi e! dedi, az ö e odada ulu a iri kılıçla bana vurdu. Hemen ona bir dar e i direrek ağır şekilde
yaraladı a a öldüre edi . “o ra kılı ı ı sivri u u u kar ı a sapladı ve sırtı da çıktı. Bu defa kesin olarak onu
öldürdüğü ü a ladı . He e geri dö erek sürgülü kapıları aç ak suretiyle dışarıya çıktı . Kale i
erdive leri de
aşağıya i erke so asa ağa vardığı da erdive i it iş sa arak ayağı ı yere attı ve u ehtaplı ge ede düştü .
Ba ağı kırıldı. Başı daki sarıkla ayağı ı ağlayarak yürüdü ve kale kapısı da oturdu . Ke di ke di e dedi ki,
Ebû Rafi i ölü ü kesi likle eyda a çık adıkça e urada ayrıl aya ağı . Böyle e ekledi . Nihayet horozları
öttüğü seher vakti de, Ara ları âdeti üzere ir ölü ha er isi kale i yüksek ir yeri e çıkarak: - Hi az tü arı E û
‘afi öldürüldü, diye ilâ etti. Be he e arkadaşları ı ya ı a gitti ve o lara:
— Şi di a ele edeli . Allah Teâlâ Ebû ‘afi i öldürdü, dedim.
Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in ya ı a vardı ve olayı a lattı . Hazreti Peyga er a ağı ı
kırıldığı ı öğre i e bana;
Ayağı ı uzat. uyurdu. Be de uzattı . Hazreti Peyga er a ağı ı sıvadı. Sanki o a ak hiç kırıl a ış gibi
oluverdi.34
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-701
UHUD “AVAŞI BAH“İ
1056- Hazreti Câbir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Uhud savaşı gü ü de ir ada Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna gelerek:
— Ya Resûlallah! Ben bugün öldürülürsem neredeyim? diye sordu. Hazreti Peygamber ona:
Cennettesin! buyurdu. O adam yemekte olduğu avucundaki hur aları hemen yere attı. Sonra düş a a saldırarak
çarpış aya aşladı ve şehit oldu. Allah o da razı olsu .
Mütercim:
Böyle ir olay asha ı kira da iki kişiye asi ol uştur: Biri Bedir savaşı da çarpışa U eyr i Hu â , diğeri de
Uhud savaşı da şehit ola u zattır ki, is i açıkla a ıştır.
1057- Sa d bin Ebî Vakkas (‘adıyallahu Anh) der ki:
Uhud savaşı gü ü de Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri kendi ok torbası ı çıkarıp e i
ve şöyle uyurdu:
At... Anam babam sana feda olsun.
ö ü e koydu
1058- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Uhud savaşı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri ü arek aşı da isa et alarak ir dişi de kırıl ıştı.
Mübarek yüzünden ka ları siler ve de şöyle buyururdu:
Peyga eri i aşı ı yara ir kavi
asıl kurtula ilir?
Mütercim:
Bu hâdise üzerine “e i u hususta yapa ile eği ir şey yok! Allah, ya o ları tev ekâr kılar, ya da zali oldukları da
ötürü kendilerine azab eder mealindeki ayeti keri e azil oldu. Ali İ ra :
Allah, dilerse o ları tev ekâr kılar ve
küfürlerinde ısrar ederlerse onlara azab eder. Çünkü onlar zalimdirler. Bu ayeti kerimenin nüzulünde tefsir âlimleri
ihtilâf et işlerdir. Bi ri Maûne halkı hakkı da yahut Uhud savaşı daki düş a lar hakkı da Hazreti Peyga eri
edduaya iyet et eleri üzeri e azil oldu, de il iş; fakat Buhari de, bu hadîs-i şerifte, Uhud savaşı da azil olduğu
açıkla ış ulu duğu da u husus daha kuvvetlidir.
1059- İ i Ömer (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerini Uhud savaşı da ü arek aşları yarılıp dişi kırıldıkta so ra sa ah
a azları ı so rekâtları da rükuda kalktıkta ve “EMIALLAHU LİMEN HAMÎDEH dedikten sonra: Allah ı ! Falana,
falana ve falana lanet et! diye eddua ederlerdi. “o ra Allah tarafı da
eali i ir ö eki hadîs-i şerif ü ase etiyle
verdiği iz ayeti keri e azil oldu.
1060- Vahşî den rivayet edil iştir:
Abdullah bin Adiyy (‘adıyallahu Anh) der ki, Hazreti Hamza yı öldüre Vahşî de , o u asıl öldürdüğü ü a lat ası ı
istedim. O da şöyle a lattı:
— Hazreti Hamza, Bedir savaşı da Tuayme bin Adiyy i öldür üştü. Efe di Cü eyr i Mut i
a a dedi ki, eğer
amcam Tuayme yi öldüren Hamza yı öldürebilirsen seni kölelikten azad ederi . Nihayet Uhud savaşı içi askerler
topla ı a, e de o larla era er Mekke de çıktı . Uhud dağı a, varıp savaş içi saf ağladık. Ara ları adeti üzere
içi izde “i a adı da iri, karşı karşıya gel iş ola iki ordu u ortası a çıktı ve karşısı a ir savaşçı istedi. Onun
karşısı a he e Hazreti Ha za çıktı ve: Allah a ve o u peyga eri e karşı çıka kadı kılıklı “i a, diyerek üzeri e
atıldı ve o a öldürdü. O za a e ir kaya ı arkası da Hazreti Ha za yı öldürmek içi pusuya yat ış idi . Ha za
a a yaklaşı a sü gü ü o u kar ı a doğru fırlattı . “ü gü , göğsü ile gö eği arası a isa et etti ve arkada çıktı.
Orada hemen şehit oldu. “avaş so rası Mekke ye dönen insanlarla bende döndüm. Sonra Mekke de İslâ iyet
yayıl aya aşlayı a korktu ve Taife kaçtı . Daha so ra Mekke fethedili e Taif de azı heyetler İslâ ı ka ul içi
Hazreti Peyga eri huzuru a git eye aşladılar. O heyetler arası da e i de gö derdiler ve asla kork a a ı,
İslâ ı ka ul ede lere Hazreti Peyga er tarafı da hiç ir zarar gel eye eği i de öğütlediler. Böylece ben bir heyet
içerisinde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a vardı . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni
görünce bana :
Vahşi se misin? buyurdu. Evet, dedim.
Hamza yı se
i öldürdü ? diye sordu. Dedim ki: Durum size ildirildiği gi idir. Bu u üzeri e a a şöyle
buyurdular:
Yüzünü bana göstermemeye gücün yeter mi? Be de çıktı ve ir daha ke dileri e görü edi ; Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem irtihal edince, Müseylemetü I-Kezza adı da iri, peyga erlik iddiası ile ortaya çık ıştı.
Be ke di ke di e dedi ki, u kâfire karşı çıkar da e o u öldürürse , Ha za ı yerine bana bir kefaret olur. Bu
niyetle Hazreti E û Bekir tarafı da Müseylemetü l-Kezzab a karşı gö derile askerin içine ben de girdim. Nihayet gidip
savaşa aşladığı za a yıkık ir duvarı deliği de o u perişa ir halde su ararke gördü . He e sü gü ü
üzeri e attı , iki e esi arası a sapla dı ve arka tarafta iki kürek ke iği arası da çıktı. E sar dan Abdullah bin
)eyd de yetişerek o u aşı ı kesti. Böyle e Müseyle etü l-Kezza öldürülerek taraftarları da te izle di.
1061- Ebû Hureyre (‘adıyallahu A h) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud savaşı da düş a lar tarafı da kırıla
ü arek dişi i göstererek:
Peyga eri e karşı u u yapa ir kavi e Allah ı gaza ı şiddetlidir. uyurdu ve şöyle deva etti:
- Allah yolunda Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i öldür üş olduğu ir kişiye de Allah ı gaza ı şiddetlidir.
Mütercim:
Uhud savaşı da Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin kırıla dişi, ön dişlerle azı dişleri arası daki diş
olup alt çe e i sağ tarafı da idi. Hazreti Peyga ere u te avüzü yapa Ut e i i E i Vakkas adı daki kâfirdi ve
Hazreti Sa d ibni Ebi Vakkas ı da kardeşidir. Hazreti Peyga eri
ü arek aşı ı taş ile yaralaya da ibni Kamie
adı daki mel ûn idi. Bu ları her ikisi de birer sebeple helak olup ehe e i oyladılar.
İ i Ka ie, ir dağ yolu da giderke üyük ir ya a keçisi tarafı da oy uzla arak parça parça edildi.
Ut e i i E i Vakkas ise, çok geç ede helak oldu ve u ada ı soyu da gele ço ukları ö dişleri a ada doğ a
hep kırık yarı halde ol uştur. Bu u at ış olduğu taş, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i aşı a giy iş
oldukları çelik zırhı iki halkası a isa et ederek u halkaları el a ık ke iği içi e atır ıştı. E û U eyde i Cerrah u
halkaları güçlükle çıkardı. Ne yazık ki, u lar çıkarılırke Hazreti Peyga eri iki ö dişi de çıktı (35). Böylece hem
ü arek yüzleri, he de ü arek ağızları ka lar içi de kaldı.
Sonra Ebû Said El-Hudrî i a ası Malik i “i a gelerek el a ık ke ikleri de ola ka ı e erek yuttu. Bu u göre
Hazreti Peygamber: Be i ka ı karışa ki seye ehe e ateşi doku az! buyurdu.
35- Diğer siyer kitapları da: Bu halkaları çık ası sırası da E u u eyde i
yazıl aktadır.
errah ‘.A. ı iki ö dişi çıktı diye
Yi e Uhud savaşı da, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i öldürmek kasdı ile gel iş ola Kureyş öncülerinden
Ü eyy i Halef adı daki el ûn, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i izzat attıkları oku isa eti ile yarala dı ve
o u ızdıra ı ile a verdi, ehe e i oyladı. Allah ı la eti kâfirler üzeri e olsu ...
1062- Hazreti Aişe ‘adıyallahu A ha der ki:
Uhud savaşı da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, üşrikler Mekke ye doğru dö üp giderlerke o ları tekrar
geri dö eleri ü kü ola ağı ihetle ir tehlike sezdikleri de asha ı kira a şöyle uyurdular:
Bu üşrikleri ki izleye ek arkaları ı takıp edecek)? Bunun üzerine ashapta yet iş kişi hazırla dı.
Mütercim:
Bu yet iş kişi içi de E û Bekir, )ü eyr i Avva , Ö er, Os a , A
ar i Yasir, Talha, “a d ibni Ebi Vakkas,
A durrah a i i avf, E û Huzeyfe, İ i Mes ud (‘adıyallahu Anhum gi i asha ı üyükleri vardı. Gerçekte u ları
taki edişi i göre
üşrikleri kalpleri e Allah tarafı da korku ve dehşet düştü. Daha ö e dö üp tekrar hü u
et ek iyeti i taşırlarke , u defa kaç aya karar verdiler. Düze siz ve dağı ık ir halde Mekke ye kaçıp gittiler.
Başka ir hadîs-i şerifte de, üşrikler Medi e ye üç il uzaklıktaki Ha ra ul-Esed isi li yere vardıkları za a , Allah,
o ları kalpleri e korku düşürdü. Bu da dolayı savuşup gittiler şekli dedir.
“o ra o üşrikleri izleye yet iş kadar asha ı kira hakkı da: O ü i ler ki, Uhud savaşı da ke dileri e yara
isabet ettikten sonra Allah ı ve peyga eri çağrısı a uyar ve hele iyilik edip fe alıkta sakı ırlar, o lar içi çok üyük
ir ükâfat vardır. O lar, o ki selerdir ki, ke dileri e i sa lar: Düş a ları ız size karşı ordu hazırladı; siz o larda
korku ; dediler de, u söz o ları i a ı ı artırdı ve üstelik: Allah ize kâfidir: o e güzel vekildir, dediler. (Ali İ ra
172, 173)
Böyle e düş a ı taki i e gide ler, o yolda, hiç ir zarara uğra ayarak selâmet içinde Allah Teâlâ ı ihsa ı ile geri
döndüler.36
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-706
HENDEK AH)AB “AVAŞI
1063- Hazreti Câbir (‘adıyallahu Anh) derki:
He dek savaşı için bütün ashap hendek kazarken, kaz aları işle ediği sert ir ta akaya rastladık. Ashap durumu
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e bildirdiler. Peygamber Hazretleri:
Ben inerim uyurdu. “o ra açlığa karşı ü arek karı ları a taş ağla ış oldukları halde kalktılar. Niteki he dek
kazarke üç gü yiye ek a ı a hiç ir şey tat a ıştık. Resûlullah he değe i di ve kaz ayı alarak o sert ta akaya
vuru a ku gi i parçala ıp dağıldı.
— Ya, Resûlallah! dedim. Bana izin ver de, evime kadar gideyim. Sonra evime gittim ve zevceme dedim ki, bugün
Hazreti peygamberde bir hal gördü ki, daya ıla ak gi i değil. Ya ı da yiye ek ir şey var ıdır? )ev e , ir oğlak ile
ir parça arpa ız var, dedi. He e e o keçi yavrusu u kesti . Eti i ve arpayı pişirdi . “o ra Hazreti Peyga eri
huzuruna giderek:
— Ya Resûlallah! Evi izde iraz ık yemek var. Birkaç ashap ile era er evi ize kadar teşrif eder isi iz, dedi . Hazreti
Peygamber bana sordu:
Evi izdeki ye ek e kadardır? Be de, iktarı şu kadardır, diye ildirdi . Hazreti Peyga er:
Çoktur, iyidir. buyurdu, ve ilâve etti:
“e evi e dö ve ha ı ı a söyle: Be geli eye kadar te ereyi âteşte ve ek ekleri ta dırda çek esi . Sonra
Hazreti Peygamber bütün ashaba hitab ederek:
Kalkı ız!.. Ca ir ize sofra hazırladı. buyurdu. Bu davet üzerine, muhacirin ve e sar hep kalktılar ve evimize geldiler.
Be de he e zev e i ya ı a koşup: Allah sa a iyilik versi . Bütü e sar ve uha irler Hazreti peygamberle geldiler.
Şi di e yapa ağız? dedim. Zevcem:
— Hazreti Peyga er, ye eği e kadar olduğu u sordu u? dedi. Ben de:
— Evet, sordu, dedim. (O halde u u ir hik eti vardır. “o ra Hazreti Peyga er uyurdu:
Haydi o ar o ar giri iz. Ge iş oturu uz, ir iri izi sıkıştır ayı ız. “o ra Hazreti Peyga er ta dırda ek ek
çıkarıp doğruyor ve üzeri e et doğradıkta so ra te ere ve ta dırı örterek sofrayı asha ı ı ö ü e koyuyor; “o ra
tekrar et ve ek ek çıkarıyordu. Hepsi doyu aya kadar et ve ek ek doğra aya deva etti. Bir iktar da arttı. ‘esûl-i
Ekrem, (Cabir i karısı a şöyle uyurdu:
Bu u se ye ve ir kıs ı ı da ikra et. Çü kü halk kıtlığa uğra ıştır.
1064- Süleyman bin Sured (‘adıyallahu A h) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, He dek Ahza savaşı es ası da: Biz o larla kâfirlerle savaşırız; fakat onlar
u da öyle izi le savaşa azlar. buyurdu.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerif, Hazreti Peygamberin mucizelerindendir. Şöyle ki: Ahzab sûresinin dokuzuncu ayeti kerimesinde mealen
Ce a ı: Hak Ey iman edenler! Allah ı üzerinizdeki nimetini a ı : Hani He dek savaşı da sizi yok et ek içi kâfirlere
ait ordular size gel işti de, iz o ları üzeri e şiddetli ir rüzgâr ile gör ediği iz
eleklerde i aret ordular
salıver iştik. Allah e yap akta olduğu uzu görüyordu. şekli de eya ettiği üzere, bütün kabileler bir araya gelerek
Müslümanları yok etmek için onbin kadar asker topla ışlardı. Kesi ir zafer kaza ak iyeti ile Medi e ye geldiler ve
çevresi e ko dular. İslâ askerleri i sayısı üç i ivarı da idi. Hazreti Peyga er Medi e şehri i etrafı a he dek
kazdırdı ve iç tarafa çekildi. Bir aya yakı düş a la karşı karşıya ulu ularak karşılıklı olarak ir irleri e ok ve taşlar
atıldı. Hak Teâlâ Hazretleri müminlere yardı için bin melek gönderip askerlerin etrafı da tekbir getirdiler. Kâfirler o
elekleri gör eyip sesleri i işittiler. O es ada ir de fırtı a hali de şiddetli ir rüzgâr çıktı. Düş a ları yüz ve
gözlerine kum ve toprak saçarak ateşleri i sö dürdü, çadırları ı söktü. Hayva ları ı ve eşyaları ı dar adağı etti. Bu
hal se e iyle Allah tarafı da kalplerine korku sokuldu. Bu hengâmede içlerinden Tuleyha bin Huveylid adı daki kâfir
seslendi:
— Haberiniz olsun! Muhammed size sihir yap ağa aşladı. Ca ı ızı kurtar ak isterse iz selâ et tarafı a koşu uz.
Bu u duya askerler dağı ıklık içi de ve perişa ir halde Mekke ye doğru kaçıp gittiler. Bu savaşa dair ge iş ilgi siyer
kitapları da vardır.
Bu olay üzerine Hazreti Peyga er ir üjde olarak asha ı kira a: Artık u da öyle iz o larla savaşırız. Onlar bize
savaş açamayacaklar, buyurarak mucizelerini gösterdiler. Zira Hendek savaşı ı ertesi yılı Hudey iye a dlaş ası oldu.
O da ir yıl so ra da umre niyeti ile Mekke ye gidilip ha vazifesi yeri e getirildi ve orada üç gü kalı dıkta so ra
emniyet ve güven içinde selâmetle Medine ye dö üldü. “o ra Kureyş ö üleri a dlaş ayı ozdukları da ertesi yıl
Mekke fethedildi. Böyle e Hazreti Peyga eri açık u izesi gerçekleşti.
1065- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem He dek Ahza savaşı ü ase etiyle şöyle uyururdu:
Allah ta aşka hiç ir ilâh yoktur; irdir Ordusu u aziz (şa lı ve üstü kıldı. Kulu a yardı etti. Müttefikleri (Hendek
savaşı a katıla hizipleri hezi ete uğrattı. Birdir. O ve O nun dışı da hiç ir şey güç yoktur. 37
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-709
BENİ KURAY)A GA)A“I
1066- Ebû Saîd EI-Hudrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Be î Kurayza adı daki Yahudi ka ilesi, Hazreti Peyga er tarafı da o eş gü
uhasara edilip sıkıştırıldıkta so ra,
onlar Sa d bin Muaz (‘adıyallahu Anh) Hazretlerini hakem tayin ederek o u vere eği hük e razı oldular. Kale ve
savunma mevzileri de aşağıya i diler. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Sad bin Muaz Hazretlerine haber
gönderdi. Sa d, He dek savaşı da yarala ış ve yarası da ağır olduğu da Medi e de ir çadırda yat akta ve tedavi
edilmekteydi. Sa d Hazretleri bir merkebe i dirilerek yola çıkarıldı. “a d Hazretleri, daha önce Benî Kurayza yurdunda
ulu duğu sırada ke disi e mescit a azgah edi diği ir yere yaklaşı a, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
asha a hita e şöyle uyurdu:
Efendinizi veya en hayırlı ızı kalkıp karşılayı ız. Bu emir üzerine ashap ayağa kalktılar. “o ra Hazreti Peygamber Sa d
Hazretlerine hitaben:
Şu lar Be i Kurayza yahudileri se i vere eği hük e razı oldular u lara e yapıl ası gerekiyorsa fikri i ve
hükmünü bildir) . buyurdu. Sa d bin Muaz cevap verdi:
— Bu ları savaşçıları ı öldürür, diğerleri i esir alırsı . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Sa d
Hazretleri i u hük ü e karşı şöyle uyurdu:
“e , u Yahudiler hakkı da Allah ı hük ü ile hükü verdi yahut Meleği hük ü ile hükü verdi , gerçeği ifade
ettin). (Sa d i Muaz, He dek savaşı da aldığı yara ı tesiri de kurtula ayarak öldü.)38
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-710
RİKA GA)A“I
1067- Hazreti Cabir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile irlikte Ne id ölgesi yö ü e savaş içi gittik. “o ra geri dö erke gü eşi
şiddetli sı ağı da büyük ağaçları bulunan bir vadiye geldik. Hazreti Peygamber öğle uykusu (dinlenmek) için buraya
indi. Bera eri de ulu a i sa lar da hep i diler ve irer ağa ı gölgesi e çekildiler. Hazreti Peyga er yal ız aşı a
ir sakız ağa ı ı yahut dike li ir ağa ı altı a i di. Kılı ı ı da ağa ı ir udağı a astı ve uykuya yattı. Biz uyu akta
iken Hazreti Peygamber izi çağırdı. Biz de he e ya ları a koştuk. Baktık ki, ir bedevi Peyga eri ya ı da
oturuyor. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bize buyurdu:
Uyumakta iken bu bedevi gelip kılı ı ı kı ı da çekti ve uya dı ki, kılıç o u eli de yalı olarak ulu uyor. Ba a,
seni benden kim kurtaracak? dedi. Ben de ona:
Allah dedi . İşte o, şurada oturuyor. (Hazreti peygamber ona hiç bir ceza vermedi.)
Mütercim:
Bu olay Hazreti Peyga eri
u izeleri de dir. Başka ir rivayette de, Hazreti peygamber ona: Senden beni Allah
kurtarır. uyur ası üzeri e o a da Hazreti Ci ril gelerek o Bedevi i göğsü e ir yu ruk vurdu. Bedevî yere serilerek
eli de kılıç düştü. Hazreti Peyga er yere düşe kılı ı he e alıp Bedevi ye: Şi di se i e den ki kurtara aktır?
buyurdu. Bedevî dedi ki: Senden beni kurtaracak yoktur. Aman ya Resûlallah! “o ra şehadet keli esi i getirerek
Müslüman oldu ve kav i e dö dükte so ra o u vasıtasıyla çokları İslâ ı ka ul etti.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-711
BENİ MU“TALIK GA)A“I
1068- Ebû Saîd El-Hudrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Be î Mustalık gazası da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraberdik. Arab kâfirlerin esirlerinden cariyeler
hisse ize düş üştü. Biz de evleri izde uzak olarak uzu
üddet taşrada kaldığı ızda
ekârlık hali iz
şiddetle erek ariyeleri ize yaklaş ayı arzu ettik. Fakat ariyeleri iz ço uğa kalırsa, artık o ları sat ak aiz
ola aya ağı da korktuk. Ço uğa kal a aları içi koru ayı dışarı dök eyi çare olarak düşü dük. A ak u u
aiz olup ol adığı ı il ediği iz içi Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e sorduk. Bize şu eva ı verdiler:
Bu u yap a ızda ir sakı a yoktur. Çü kü kıya ete kadar Allah katı da yaratıl ası
dünyaya gelecektir ( u u içi gü ah olur diye e dişele eyi iz .
ukadder ola her i sa
HUDEYBİYE GA)A“I
1069- Hazreti Ömer den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Hazreti Ömer, Hudeybiye dö üşü de ge eleyi Peyga er “allallahu Aleyhi ve Sellem in beraberinde bulunurken
Hazreti Peygamber e ir şey sordu; fakat cevap ala adı. Bu soruyu üç defa tekrarladı ise de yi e cevap ala adı. )ira o
esnada Hazreti Peygamber Âllah dan gelen bir vahiy ile eşguldü. “o ra Hazreti Ö er ke di efsi e söyle di:
— Ey Ö er, se i a a ağlası ! ölesi . Üç kez ısrar ederek Resûlullah ı rahatsız etti .
Hazreti, Ö er der ki: “o ra e deve i koşturdu . Bütü i sa ları ö ü e geçti . Hakkı da Kur an nazil ol ası da
korku ve e dişe içi de ulu uyor ve düşü üyordu . Be u hal üzere ike ir ha er i e i çağırdı. Hakkı da ir ayet
azil ol uştur, korkusu ile Hazreti Peyga eri huzurları a vardı . Ba a şöyle uyurdular:
Bu gece bana bir sûre azil oldu ki, üzeri e gü eş doğa ütü varlıklarda a a daha sevgilidir. Sonra FETÎH sûresini
aşta so u a kadar okudular.
Mütercim:
Bu Fetih sûresi, bugüne kadar meyda a gele ve u da so ra da kıyamete kadar olacak bütün İslâ fetihlerini
müjdelemektedir. Hem Kur an ı ir u izesi, he de Hazreti Peyga eri ve o u ü
eti i geç iş ve gele ek
gü ahları ı
ağışla a ağı ı da üjdeliyor. Ayrı a Hudey iye arışı ı he Mekke i fethi e ve he de diğer
fetihleri ola ağı a işaret ettiği de
u sûre in dünya ve dünyadâkilerden daha sevimli olacağı ta iidir. Yi e
Hudey iye arışı a evvel e itiraz ede Hazreti Ömer ve Arkadaşları bu sûrenin inmesiyle mahcub oldular ve çok
piş a lık duydular, tev e ve istiğfar ettiler.
Bir de, bu sûrenin her bir ayeti Kur an ı apaçık u izeleri de olup çoğu eyda a gel iş ve daha da gele ektir.
1070- Hazreti Cabir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Hudeybiye de ağaç altı da BEY ATÜ R - RIDVAN (Allah ı rızası a
uygu iat adı verile iat sırası da ütü asha a şöyle uyur uştu:
Siz, yeryüzü deki ütü i sa ları e hayırlısısı ız. Biz o gü orada i dörtyüz kişide i aret idik.
1071- Misver bin Mahreme (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hudeybiye senesi, umre yapmak niyeti ile Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem asha ı ile Medine de çık ıştı.
Mekke de ulu a Kureyş kâfirleri i tutu ve davra ışları ı öğre ek içi de Huzaa kabilesinden birini casus olarak
gö der işti. Mekke ye doğru ilerleye irliği iz Gadîru l-Eştat adı daki yerde ko akladı. Mekke ye gö deril iş ola
casus (Büser i “üfya dö üp şu ha eri getirdi:
—Ya Resûlallah, Kureyş kâfirleri sizi u hareketi izi öğre diler. Aleyhi ize çeşitli ka ilelerde topla a üyük ir ordu
hazırladılar. “izi le savaş akta kararlıdırlar ve sizi Kâbe yi ziyarette alıkoya aklar.
Verilen bu haber üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ashaba hitaben istişare yolunda şöyle buyurdu:
Ey i sa lar! a a görüşleri izi söyleyi , Kâbe de izi e gelle ek isteye o düş a ları soyu sopuna yönelmemi
uygun görür üsü üz? Bize karşı koyarlarsa Allah Teâlâ, üşriklerde ir gözeyi i sa kay ağı ı kes iş kurut uş
ola aktır. Aksi takdirde iz de o ları yersiz yurtsuz ederiz ir daha ize karşı koya ak gü ü ula azlar : Ebû Bekir söz
aldı:
— Ya Resûlallah! Kâbe yi ziyaret aksadı ile Medi e de çıktı ız. Hiç ki se ile savaş ak ve hiç ki seyi de öldür ek
niyeti de değildi iz. O halde ay ı maksadla yola devam ediniz. Bizi Kâbe yi ziyarette e gelleye olursa o a karşı
savaşırız, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
Bismillahi diyerek yolunuza devam ediniz. buyurdular.
Mütercim:
Mekke ye doğru birlik yola devam ederken Hazreti Peygamberin Kusva adı daki devesi ilahi bir emirle Hudeybiye
yö ü e doğru istika et değiştirdi ve orada çöktü. Gele ek yıl umre yapmak üzere Hudeybiye de arış i zala dı.
Gerçekte ertesi yıl Hazreti Peyga er asha ı ile umreyi ta a ladı ve üç gü Mekke de kaldıkta so ra tekrar
Medine ye dö düler. Bu da ir yıl so ra da, Kureyş kav i Hudey iye arışı ı hükü leri i ozdukları da Mekke
ta a e fethedildi ve Fetih sûresi i üyük u izesi gerçekleşti.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-714
HAYBER GAZASI
1072- Seleme bin Ekva (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hayber gazası aksadıyla Peyga er “allallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Medine de çıktık. Ge e yolda giderke
Üseyd bin Hudayr Hazretleri, Âmir e hita e şöyle dedi:
— Ey A ir! Ezgileri de ir şey söyle de di leyeli . Â ir, güzel sesli iyi ir şair idi. Hayva ı da i di ve şiir söyle eğe
aşladı:
Allah’ı ! “e ol asaydı hidayete ere ezdik.
)ekât ver ezdik, a az kıla azdık.
“a a, eyi iz varsa fedadır; ağışla izi
Bize dirlik ver, huzurlu kıl, gö lü üzü.
Karşılaşırsak düş a la kaydır a ayakları ızı.
Haksız çağrılara iz tıkarız kulakları ızı.
Bir haksız çağrı ile yıldır ak isterler izi.
Bu eyitleri Ara şive ve ahe gi i güzel ağ eleri ile okurke develer u u tesiri de süratle yürü eğe aşladılar.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem sordu:
Bu sürücü kimdir? Asha ı kira :
- Âmir bin Ekvaatır, ya Resûlallah! dediler. “o ra Hazreti Peyga er u şair içi şöyle uyurdu:
Allah ona rahmet etsin.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir ki se hakkı da böyle dua etmezdi. Onun için Âmir in şehit ola ağı a ir
işaret vardır düşü esiyle Hazreti Ö er:
— Yâ Resûlallah! Â ir hakkı daki dua ızda a laşıla o, yakı da şehit ola aktır. Fakat keşke öyle sefer hali de izi
eşelendir ek içi o u ize ağışlayaydı ız? dedi. “o ra iz Hay er e vardık ve Hayber i kuşattık. Muhasara uzadı.
Bizi yiye ekleri iz tüke di ve açlığa tutulduk. “o ra Allah Teâlâ ize fetih zaferi i verdi. O akşa herkes ayrı ayrı
ateşler yakarak ye ek pişir eye koyuldu. Hazreti Peygamber ashaba sordu:
— Bu ateşler edir, u lar üzeri de e pişiriyorsu uz? ashap cevap verdi:
— Ya Resûlallah, et pişiriyoruz, Hazreti Peyga er yi e sordu:
— Ne eti pişiriyorsu uz? Ashab:
— Evcil merkep eti, dediler. Hazreti Peygamber onlara:
— Etleri dökü ve güveçleri izi kırı buyurdu, ashaptan Hazreti Ömer (Radıyallahu A h sordu:
— Etleri döküp te ereleri izi güzel e yıkasak ol az ı? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
— Veya öyle yapı ız. buyurdu.
Yi e u Hay er savaşı da düş a la karşı karşıya saf ağlayıp dövüşürke , adı geçe şair  ir i kılı ı kısa olduğu da
bir Yahudi i a ağı a vurayı derke , kılı ı keski ağzı ke di dizi e isa et etti ve o u tesiriyle öldü.
Seleme bin Ekva der ki: azı ki seler, şair  ir hakkı da, o u a elleri oşa çık ıştır. Çü kü ke disi i öldürdüğü de
şehit ol a ıştır, diye söz ettiler. Bu a çok üzüldü . Be i u dere ede üzgü göre Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hazretleri elimden tutarak: Sana ne oldu? buyurdu. Ben de:
— Ya Resûlallah Anam-babam sana feda olsun! Amcam Âmir i a elleri oşa gitti, diye söylenmektedir. Onun için
kederliyim, dedim. Hazreti Peygamber:
Bu sözü söyleye yala söyle iştir. O u İki ükâfatı vardır. uyurdu ve iki par ağı ı ir araya getirerek deva etti:
O, hem câhiddir güç işlere sa ırlıdır he de ü ahiddir. O u yolu da yürüye Ara pek azdır.
Bir rivayet de: Bu arazide  ir gi i yetişe Ara azdır. şekli dedir.
1073- Ebû Mûsâ El-Eş arî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hay er gazası a giderke Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin beraberinde olan ashap bir vadiye inince
yüksek sesle tek ir ve tehlil getir eye Allahu Ek er ve Lâilâhe İllallah de eye aşladılar. Hazreti Peyga er o lara
şöyle uyurdu:
Ke di ize geli iz. “iz, sağıra veya uzakta olana seslenmiyorsunuz. Siz, her şeyi işite ve yakı olan Allah a dua
ediyorsu uz. Nerede olursa ız Allah sizi le era erdir
Ebû Mûsâ sözüne devamla der ki:
O zaman ben Hazreti Peyga eri arkası da o u la ay ı hayva a i işti . He de lisa ı la LAHAVLE VE LA
KUVVETE İLLA BİLLAH diyordu . Hazreti Peyga er a a şöyle uyurdu:
Ya Abdullah bin Kays! Be sa a e et hazi eleri de ir hazi e göstereyi
i? O, LA HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLA
BİLLAH sözüdür.
(Günahlardan korunmak ve ibadetlere güç kazanmak, ancak Allah ı kudretiyledir.
Mütercim:
İşte u Lâ Havle... ü lesi i
a ası, İslâ di i i özü de ektir. Çü kü ir ki se, gü ahlarda uzaklaş a ve
ibadete güç kaza a ı ancak Allah ı emir ve iradeleriyle olduğu a i a ı a bütün işleri de Allah a daya ış
demektir. Bu hal, tasavvufta Fani fillâh ve Baki billâh diye ifade edile gerçeği özüdür. Fakat üz î irademizi
u ut ayalı ki, o da kulu soru luluğu içi yeterlidir. Allah Teâlâ kulları
ütü işleri i yaratı ıdır; kul ise, işi
kaza a dır kâsibdir).
1074- Sehl bin Sa d (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Hayber savaşı da düş a la karşı karşıya gelip çarpıştıkta so ra her
iki taraf irlikleri ordugâhları a dö dü. Bu arada ashap içi de Kuz a adı da iri vardı ki, düş a ordusundan çekilen
ve ayrıla ki i görürse kılıçta geçiriyor, öldürüyordu. Ben onun bu halini Hazreti peygambere bildirdim ve hiç birimiz
bugünkü savaşta o u gösterdiği e erikliği yapa adık, dedi . Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Dikkat ediniz, o cehennem ehlindendir. Sonra ashaptan biri, öyle ise ben o u deva lı gözete eği ve akı eti i e
ola ağı ı göre eği , dedi ve o u her hareketi i izledi. Nihayet Kuz a ağır şekilde yarala arak çok a ı çek eğe
aşladı. Ada
u a daya a ayarak kılı ı ı ka zası ı yere dayadı ve göğsü ü kılı ı ı sivri ucuna dayayarak üzerine
yüklendi ve böylece intihar etti. Onun bu halini gören takipçi hemen Hazreti Peygamberin huzuruna gelerek:
— Ya Resûlallah! Be şahidlik ederi ki, Allah ı gerçekte peyga erisi , dedi. Hazreti Peyga er o a:
Bu söz neden gerekti? buyurdu. Adam da Kuzman ı akı eti i olduğu gi i a lattı. Bu u üzeri e Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri şöyle uyurdu:
Gerçekten adam var ki, insa ları gözü de e et ehli i işi i yapar; Hâlbuki o kimse cehennem ehlindendir. Adam
da var ki, i sa ları gözü de ehe e ehli i işi i yapar; Hâlbuki cennet ehlindendir. Diğer ir rivayette de şöyle
varit ol uştur:
Kalk, ey Bilâl! İlâ et ki, Mü i de aşkası e ete gire ez. Allah u di i fa ir gü ahı açık ir ada la da destekler.
Mütercim:
Kuz a hakkı da varit olan hadîs-i şerifte , her i tihar ede i ehe e lik ola ağı a ası a laşıl akta ise de,
gerçekte di î hükü
öyle değildir. Kuz a ke disi i öldür esi de dolayı Allah tarafı da ağışla azsa, e edî
olarak değil, uzu ir üddet ehe e de aza çeker. Fakat i tihar et eyi helal sayarak o u işle iş ise, kâfir
sayıla ağı da deva lı olarak ehe e de kalır. Yoksa i tihar ede i
uhakkak ehe e lik ol ası gerek ez. Ayrı a
Kuzman ı iç hali Allah tarafı da Hazreti Peyga ere ildirilerek kâfir olduğu a işaretle ehe e ehli de olduğu
da söylenebilir. Şerkavî şerhi de öyle yazılıdır.
1075- Ebû Mûsâ El-Eş arî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Memleketimiz olan Yemen de iken, Hazreti Peygamberin Medine ye göç ettiği haberini aldık. Kendi kabilemizden elli üç
arkadaş olarak Medi e ye hicret etmek üzere bir gemiye bindik. Beraberimde benden büyük Ebû Bürde ve Ebû Rühm
adları da iki kardeşi vardı. “o ra hava uhalefeti yüzünden ge i izi Ha eşista a, Ne aşî nin memleketine götürdü.
Ha eşista a i i e orada, daha ö e Mekke den Ha eşista a hi ret et iş ola Hazreti Cafer (ibni Ebî Talib) ile
karşılaştık. O u la era er ir üddet kaldık. Nihayet iz, Hazreti Cafer ve era eri dekilerle Medi e ye gitmek üzere,
Ha eşista dan ayrıldık. Bir ge iye i erek Hi az sahili e i dik ve Hay er i fethi za a ı da hepi iz Hazreti
Peyga ere kavuştuk.
“o ra i sa lar içi de ir takı ki seler, iz hi ret akı ı da sizi geç iş ulu uyoruz, diyerek övü düler. Hazreti
Cafer i ha ı ı Es a i ti Umeys bizimle gelenlerde di. Hazreti Es a, görüş ek aksadıyla ko ası Tayyar Hazretleri
ile beraber, müminlerin annesi ve Hazreti Ömer in kızı Hafsa ı evine gittiler. Orada tesadüfen Hazreti Ömer le
karşılaştılar. Hazreti Ö er, kızı Hafsa ya, Esma için: Bu kimdir? diye sordu. Hazreti Hafsa da: Umeys i kızı Es â dır,
dedi. Bu u üzeri e Hazreti Ö er lâtife ederek: Vay, u de iz yolu ile gele Bahriye Es a ıdır? Dedi ve bu latifeyi
tekrarlayarak ilâve etti: Siz Medine ye hi rette geri kaldı ız. Biz hi ret akı ı da sizi geçtik. Hazreti Peyga er e
sizde daha çok yakı ol a ız gerekir. Hazreti Es a, Hazreti Ö er i u şekildeki ko uş ası a kızdı ve
şöyle ko uştu:
— Vallahi, siz, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e bizden daha layık değilsi iz; çünkü siz Hazreti Peygamberin
ya ı da bulunarak aç ola ları ızı doyurdu, cahillerinize ilim verdi. Siz refah ve rahatlık içi deydi iz. Hâlbuki biz, Allah ı
ve o u peyga eri i di i içi vata ı ızı ırakarak Ha eşista a gittik. Orada dinden ve dindarları ızda uzak bir
diyarda sıkı tılar içindeydik. Şi di bu halde Allah a ye i ediyoru , se i
a a söylediği
u sözleri Hazreti
Peyga ere arz edi eye kadar e ye ek yiye eği ve e de su içe eği . “o ra Hazreti Peyga er, Hazreti Hafsa ı
evi e şeref verdi. O za a Hazreti Es a, Hazreti Ö er i ke disi e söyle iş olduğu sözleri ay e Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem e a lattı. Hazreti Peyga er Es â ya sordu:
Sen ona (Ömer e) ne söyledin? Es a da eya edile şekilde ko uş aları ı ve Ömer e söyledikleri i a lattı. Bu u
üzeri e Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Gerçekte Ö er, a a sizde daha layık değildir. O a ve o u arkadaşları a ir hi ret seva ı vardır. “ize ve sizi le
ola ge i arkadaşları a ise iki hi ret seva ı vardır Ha eşista a ve Medi e ye hi ret seva ı .
Hazreti Esma der ki: Bu hadîs-i duyan Ebû Mûsâ El-Eş arî ile diğer izi ge i arkadaşları her gü grup grup ya ı a
gelerek bu hadîste a a sorarlardı. Arkadaşları ızı hepsi so dere e sevi ç ve ferahlık duyarlardı. Onlar için bundan
daha sevi çli iş dü yada yoktu.
1076- Ebû Mûsâ dan (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Eş arî ka ilesi de sefer arkadaşları ı , gü düzleyi erede ko akladıkları ı gör e iş olsa da ge eleyi çadırları a
girdikleri za a okudukları Kur a sesleri de ereye i dikleri i iliri . O larda hik etli kişiler de çıkar. Bir süvari
üfrezesi e veya düş a
üfrezesi e, uyurdu rastladığı za a o lara, arkadaşları ı urada ke dileri i
beklemenizi sizden istediler der (kendini elçi durumuna koyarak hayatı ı kurtarır ve ay ı za a da karşı tarafı içi e ir
korku salar).
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi so kıs ı a iki a a verile ilir: Eğer süvari irliği de
aksad, düş a lar ise, o akıllı ve ted ir sahi i
ki se, u düş a lara: Be i arkadaşları geli eye kadar siz urada ekleyi , o lar sizi le savaşa aklar, de esiyle
düş a ları ilk karşılaş ada a e korkutarak ke disi i kurtar ış olur.
Eğer süvari irliği de
aksad Müslümanlar ise, o ları ekleterek piyade olarak gel ekte ola Müslümanlarla
irleş eleri i sağla ış ve öyle e araları da irlik ve yardı laş a kurularak düş a a karşı güç kaza dır ış olur.
Fakat u fakiri içi e doğa
a a şudur:
Eş arî ka ilesi içi de Öyle olgu fikirli ada vardır ki, düş a irliği ile karşılaşı a, onlara karşı yıl ada tek aşı a
durur ve düş a ı ilerle esi e e gel olur. E doğrusu u Allah ilir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-721
MÛTE GAZASI
1077- İ i Ömer (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mûte gazası a ordu ku a da ı olarak )eyd i Harise yi tayin buyurdu ve
şöyle e ir verdi:
Zeyd şehit edilirse Cafer ko uta dır. Cafer de şehîd edilirse Abdullah bin Revaha ko uta dır:
İ i Ö er der ki: Be de izzat Mûte gazası da ulu uyordu . “o ra biz Cafer i şehitler arası da aradık ve onu orada
ulduk. O u vü udu da sü gü ve ok yarası olarak doksa küsur yara gördük.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifi daha ge işi e aze ahsi de geç işti.
1078- Üsame bin Zeyd (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem izi, gaza içi Huraka ka ilesi e gö der işti. Biz de sabahleyin bu kabileye
askı yaptık ve o ları ozgu a uğrattık. O sırada ben ve Ensardan bir arkadaşı
u düş a ka ilesi de iri i
yakaladık ve o u yere serdik. O adam hemen LÂ İLAHE İLLALLAH dedi. Bu u üzeri e arkadaşı ondan elini çekti. Fakat
e o u ırak adı ve onu süngüleyerek öldürdüm. Sonra Hazreti Peygamberin huzuruna vardığı da kendilerine
yap ış olduğu işi a lattı ve a a şöyle uyurdular: Ey Üsa e! “e o ada ı LA İLAHE İLLALLAH dedikte so ra
asıl öldürebildin! Ben de:
— Ya Resûlallah, o u tevhid keli esi i ölü de kurtul ak içi söyle işti, dedi . Peyga er, Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, u sözü o kadar tekrarladılar ki, keşke o gü de önce Müslüman ol a ış olsaydı , diye temennide bulundum.
Keşke ugü Hazreti Peyga eri huzuru da İslâ ı ka ul edeydi de öyle ah u ol ayaydı .
Mütercim:
Üsame Hazretleri Bizi şiddeti izi ölü hali i gördükleri za a , o kâfirlere i a et eleri fayda vermez.
meali deki ayeti keri eye daya arak o tevhid keli esi i getire ada ı öldürdüğü söyle e ilir. Bu u içi Hazreti
peyga er de o a diyet ver esi içi e ir uyur adı. Bu u la era er azı âlimlere göre, Hazreti Üsame ye diyet
ödemesi için Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e ret iştir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-722
FETİH GA)A“I
1079- Ba ası da rivayet ederek Hişa ‘adıyallahu Anh) der ki:
Mekke i fethi yılı da, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in Medine de o i kişi ile Mekke ye doğru hareket
et iş olduğu ha eri i Kureyş kav i alı a, Hazreti Peyga eri gelişi de ir ha er al ak üzere üç kişjyi Medi e ye
doğru gö derdiler. Bu ö üler Mekke reisi E û “üfya ile Hâkim bin Hüzam ve Büdeyl bin Verka idiler. Bunlar Merru l)ehra adı daki vadiye vardıkları za a , ya akta ola pek çok ateşler gördüler. E û “üfya arkadaşları a:
—Bu nedir? dedi. Büdeyl bin Verka:
— Bu lar Huzaa ka ilesi i ateşleridir, eva ı ı verdi. E û “üfyan:
— Hayır, o ları olsaydı, u kadar çok ol azdı, dedi. “o ra o lar, Hazreti Peyga eri ö ü askerleri tarafı da
yakalanarak Peygamberin huzuruna getirildiler. Ebû Süfyan hemen Hazreti Peygamberin huzurunda İsla ı kabul etti.
İslâ ordusu daha sonra biraz ilerleyince, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazreti Abbas a şöyle uyurdu:
Sen, Ebû Süfyanı, ütü süvarileri izi geçe ek olduğu yol ke arı da durdur. İslâ ordusu a aksı ve dehşeti
görsün, hayret etsin) .
Hazreti Abbas bu emre uyarak Ebu süfya ı askerleri geçit yeri de ekletti. Çeşitli ka ilelere ait askerler alay alay E û
Süfyan ı ö ü de geç eğe aşladı. Bir ka ile geçerke E û “üfya , Hazreti A as a sordu:
— Bu hangi kabiledir? Hazreti Abbas:
— Gıfar kabilesidir, dedi. Ebû Süfyan:
— Tuhaf şey! Be i le Gıfar arası da e var? Nede e i le savaş ak içi gel işler? dedi. “o ra Cühey e, “a d bin
Hüzeym, Süleym kabileleri de geçerken Ebû Süfyan ay ı sözleri tekrarladı. “o ra E û “üfya ı ö rü de gör ediği
uhteşe
ir alay ö ünden gelip geçerken yine Ebû Süfyan, Hazreti Abbas a sordu:
— Bu hangi kabiledir? Hazreti Abbas:
— İşte u lar Medi e lilerdir. Bunlar Sa d bin Ubade i sa ağı ve ko utası altı da ulu a E sar dan ibaret
askerlerdir, dedi.
Sonra Sa d bin Ubade, Ebû Süfyan ı hizası a geli e, o u azarlar şekilde:
— Ey Ebu “üfya ! Bugü üyük savaş gü üdür. Bugü Ka e ivarı da a a kıy a ı
u ah sayıla ağı ir gü dür,
dedi.
Ebû Süfyan, Hazreti Abbas a hitab ederek:
— Bu tehlikeli gü de e i koru a ız e iyi şey!... dedi.
Sonra Hazreti Peygamber beraberinde bulunan asha ı seçkinleriyle, Peyga erlik sa ağı da )ü eyr bin Avvam ı
eli de olduğu halde E û “üfya ı ö ü de geçerke E û “üfya Hazreti Peyga ere dedi ki: Ba a “a d bin Ubade nin
söylediği i iliyor usunuz? Hazreti Peygamber: Ne dedi? buyurdu. Ebû Süfyan da:
— Şöyle şöyle dedi, diye karşılık verdi. Hazreti Peyga er uyurdu ki:
Sa d ya ıl ıştır. İşi doğrusu, ugü , Allah Teâlâ ı Kâ e i şerefi i yü elte eği ir gü dür ve o a örtü giydire eği
bir gündür.
Ravi der ki: Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mekke şehri i ke arı da Ha û adı verile yerde
Peyga erlik sa ağı ı dikil esi içi e ir verdi. “o ra Mekke ye yukarı tarafı da i erek gir esi içi Halid i Velid i
görevlendirdi. Hazreti Peyga er de o yerde Kedâ adı verile yerde Mekke ye girdi.
Mütercim:
Bu rivayet diğer sahih rivayetlere aykırıdır. Çünkü sahih olan rivayette Halid bin Velid, Mekke ye aşağı tarafı da ve
Hazreti Peyga er de yukarı tarafı da girdiler.
Bu Mekke i fethi gününde Halid bin Velid i arkadaşları da iki kişi Ceyş i Eş ar ve Kürz bin Cabir El-Fihrî) şehid
ol uş ve üşriklerde de o üç kişi öldürül üştü. Bu şekilde üşrikler Mekke yi tesli et işlerdi.
1080- Abdullah bin Mes ud (‘adıyallahu A h) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Mekke nin fethi gününde Mekke ye girince Kâbe i çevresi de üçyüz alt ış
ta e put vardı. Hazreti Peyga er sopa ile u putları dürterek;
Hak İslâ di i geldi; atıl putlar ve şirk yok oldu. Hak geldi; artık atıl, ir şey aşlata az ve gide i de geri
çeviremez.
Mütercim:
İ i Hibban ı rivayetinde, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve “elle i sopa ile putları dürt esiyle o putlar ke diliği de
yere düşüyorlardı, şekli de a latıl aktadır.
1081- Amr bin Seleme (‘adıyallahu Anh) der ki:
Bizi otur akta olduğu uz yer, i sa ları uğrak yeri ola
ir su ke arı idi. Bize uğraya yol ulara, çeşitli
eselelerde , Ara ları ahvali de ve peyga erlik davası da ulu a zatta hep ha erler sorardık. Yolcular, Allah
Teâlâ Hazretleri i o zatı peyga er olarak gö derdiği i, o a Kur an ı vahyettiği i ve ir kıs ı da öyle ir iddiada
ulu duğu u söylüyorlardı. Be küçük yaşı da o yol ularda epey e ayetler ez erle işti . Ayetler sa ki kal i e ve
hafıza a işle irdi. )ate Bedevi Arabları çoğu, Müslüman olmak için Mekke i fethi i ekliyorlardı. O zat,
Mekke lilere üstü gelirse uhakkak peyga erdir, hele duru akalı , diyorlardı. Mekke fethedili e, her kavi
İslâ ol ak içi koştu. Be i
a a “ele e de İslâ ı ka ul edip ke di ka ilesi olan Seleme kavmine geldi ve dediki:
Vallahi, ben size, hak Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ya ı da geliyoru ! Bize şöyle uyurdu!
Şu a azı şu vakitte şöyle kılı ız. Şu a azı da şu vakitte şöyle kılı ız. Na az vakti gelince, sizden biriniz ezan okusun
ve en çok Kur an bileniniz size imam olsun.
Bizi ka ile ada ları ız aktılar ki, yaşı küçük ol ası a rağ e
e de daha iyi Kur a
ile yok. Altı yedi
yaşları da olduğu halde e i i a yaptılar. Be o lara a az kıldırıyordu . El ise olarak üzeri de ürde de ile
ir e tari vardı. “e deye vardığı za a u el ise topla ıyor ve avret yerleri de ir kıs ı açılıyordu. Biz a az
kılarke orada geç ekte ola ir kadı e i
u hali i görerek cemaate dedi ki, bu i a ı ızı örtü esi i
sağlasa ıza... “o ra e aat a a uzu ir el ise satı aldılar ve giydirdiler. Artık o el isede duyduğu ferahlığı hiç ir
şeyde duy adı .
Mütercim:
İ a Şafii Hazretleri, ço uğu i a ol ası ı aiz olduğu hük ü ü u hadîs-i şerifte çıkar aktadır. Ço uk
ü eyyiz yaşta kâr ile zararı ayıra ile ek ir yaşta olursa i a eti Şafii ezhe i de aizdir. Avret yerleri i açık
olarak a az kıldır ası hali de a azı iade et e ek ise, o za a
u ka ile i örtü enin farz olduğu u
bil eyişleri de ol uştur, de e ilir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-726
HUNEYN GAZASI
1082- Ebû Katade (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile Hu ey gazası a çık ıştık. Hu ey adı verilen yerde düş a la karşılaştık.
Müslü a lar arası da iraz ilerle e ve gerile eler oldu. O sırada e
üşriklerde
iri i
ir Müslümanla
oğuş akta olduğu u gördü . He e o üşriki arkası da oyu ile omzu arası a ir kılıç dar esi i dirdi ve
zırhı ı kestim. Sonra o üşrik dö üp e i yakaladı ve öyle sıktı ki, ölü ü tadar gi i oldu . “o ra düştü ve öldü. Be de
kurtuldum. Askerimiz böyle bozulup giderken Hazreti Ömer e yetişti ve:
— İ sa ları u hali edir? dedi . Hazreti Ö er:
— Allah Teâlâ ı emri ve kaderidir, dedi. Sonra Müslümanlar geri dö erek düş a üzeri e saldırdılar ve o ları
ye diler. Pek çok ga i et aldılar. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri de istirahata çekildiler. O esnada
Hazreti Peyga er asha a şöyle uyurdu:
Ki
ir üşriki öldürür de, o u öldürdüğü e dair ir delili ulu ursa, öldürdüğü üşriki üzerindeki eşyası a sahip
olur.
Be he e ayağa kalktı ve:
— Be i içi ki şahidlik eder? dedi . Hiç ki se cevap ver ediği içi oturdu . Hazreti Peyga er ay ı sözleri
tekrarladı, e yi e ayağa kalkıp: Be i içi ki şahidlik eder? dedi . Hiç ki se cevap ver ediği de yi e oturdu .
Hazreti Peygamber dördüncü defa ay ı sözü tekrarlayı a, yi e e ayağa kalktığı vakit, Peygamber Sallallahu Aleyhi
ve Sellem a a şöyle buyurdu:
Ey Ebû Katade, ne istiyorsun? Be de, yukarıda a lattığı şekilde ir üşriki öldürdüğü ü ifade etti . “o ra
ashaptan biri de: Evet, ya Resûlallah! Bu u söylediği doğrudur. O u öldürdüğü üşriki eşyaları ya ı dadır. Fakat
o ları a a ıraksı , dedi. Bu u üzeri e Hazreti E û Bekir söz aldı ve şöyle dedi:
— Vallahi u ola az. Çü kü Allah yolu da savaşıp ir düş a öldüre , Allah ı asla ları da ir aslandır. Ona ait
eşya ı sa a veril esi içi o u üstü e varıl az. “o ra, Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Ebû Bekir i sözü doğrudur. “e E û Katade ye ait ola o ölü ü eşyası ı ke disi e ver..
Bu e irde so ra ada
a a ait ola eşyayı verdi. “o ra e o eşya ile Be î “ele e arazisi de ir osta satı aldı .
İşte İslâ da ilk edi diği
al, o aldı.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-727
EVTAS GAZASI
1083- Ebû Mûsâ El-Eş arî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hu ey gazası ı zaferle ta a layı a, u savaştaki azı üşrikler, Hevazin
diyarı da ola EVTA“ köyü e sığı dılar. Hazreti Peyga er u lar üzeri e ir irlik gö derdi ve o irliğe de E û A ir i
komutan tayin etti. Bu birlik Evtas a vardığı za a , orada topla a
üşrikleri aşı Düreyd bin Samme ve askerleriyle
karşılaştılar ve savaşa tutuştular. “o ra üşrikleri aşı ola Düreyd öldürüldü. O u öldürül esiyle askerleri de
dağıldı.
Ebû Mûsâ der ki: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni de, amcam Ebû Âmir ile bu gazaya gö der işti. Biz
irlikte savaşırken amcam Ebû A ir dizi de yarala ıştı. Bir düş a ı at ış olduğu ok, u ko uta ı ızı dizi i ağır
ir şekilde yarala ıştı. Be he e a a ı ya ı a koşarak: Ey a a sa a oku ata kimdir? dedim. Amcam da parmak
ile işaret ederek ke disi i yaralaya düş a ı a a gösterdi. Be he e o düş a ı üzeri e yürüdü . Benim
yaklaştığı ı görü e kaç aya aşladı. Arkası da koştu ve: Kaç akta uta ıyor usu , a a ede karşı
çık ıyorsu ? dedi . Ada
e i
u sözü üzeri e durdu. Karşılıklı olarak kılıçları ızla dövüş eğe aşladık. Sonunda
onu öldürdüm. He e yaralı ulu a a a ı ya ı a döndüm. Amcama, kendisini yaralaya
üşriki öldürdüğü ü
müjdeledim. Sonra amcam dedi ki, şu dizi e at ış ola oku çıkar. Be de oku çıkardı . A a ı dizinden su
oşa dı. E û Â ir öle eği i a layarak a a şöyle dedi:
— Yeğe i ! Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e benden selâm söyle. Hem de benim için Allah dan ağfiret
dilesin.
Sonra E û Â ir e i askerleri aşı a ko uta yaptı. Az so ra da a a vefat etti. ‘.A. . “o ra savaşta aşarı
sağlayarak Medi e ye dö ü e, Hazreti Peyga eri evi e gitti ve o u ir şilte üzeri e yat ış halde uldu . Şilte i
kalı ca örgüleri mübarek vücutları da iz ırak ıştı. “o ra e savaşı ız hakkı da ke dileri e ilgi verdi ve E û
Amir in vasiyetini de söyledi . Hazreti Peyga er he e a dest suyu u istedi, a dest aldı. “o ra ü arek iki eli i
kaldırarak dua etti:
Allah ı ! Senin sevimli kulun Ebû Âmir i ağışla. Allah ı ! Kıya et gü ü de o u i sa yaratıkları ı irçoğu da
Üstün kıl, Bu duayı yaparlarken mübarek kolları ı o kadar yukarı kaldır ışlardı ki, e koltukları ı altı ı gör üştü .
Bunun üzerine dedim ki.
— Ya Resûlallah! Be i içi de dua edi iz. Hazreti peyga er a a şöyle dua etti:
Allah ı ! A dullah i Kays in (Ebû Mûsâ ı gü ahları ı ağışla ve kıya et gü ü de o u şerefli ir
Mütercim:
Abdullah bin Kays, Ebû Mûsâ El-Eş arî i adıdır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-728
aka a erdir.
TAİF GA)A“I
1084- Ümmü Seleme (R.A.) der ki:
Evi e kardeşi A dullah i Ü eyye ile o u azadlısı ola kadı kılıklı ir ada geldi. “o ra u ada kardeşi
Abdullah a şöyle dedi: Ey A dullah ha eri var ı? Eğer Allah Teâlâ Hazretleri yarı size Taif i fetheder de Taif sizin
eli ize geçerse, se Taif halkı da Ğayîa ı kızı ı seç al. Çü kü o dört kıvrı gelir, sekiz kıvrı gider (vücut orga ları
dolgundur, önden dört kıvrı ve arkadan sekiz kıvrı görünür). Hazreti Peyga er u lafı duyu a hiddetle erek şöyle
buyurdu:
Böyleleri, siz kadı ları ya ı a hiç gir esinler.
Mütercim:
Yersiz ko uş a yapa ve asle kadı kılıklı düşük ir ada ola şahıs, A dullah i Ü eyye i azadlısı idi. “o ra
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu Medine den Hims e sürdü. Hazreti Ömer in hilâfeti za a ı da ihtiyarladı ve
sıkı tıya düştü. Bazı ki seleri yardı ı ile hafta ı u a gü leri Medi e ye gelerek dilenip geri dönmesine müsaade
edilirdi.
1085- Abdullah bin Amr (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Taif i kuşattığı za a , Taif halkı “akîf ka ilesi , yüksek ve metin kalelerine
sığı ış oldukları da kısa za a da Taif i al ak ü kü ola ıyordu. Asha ı kira a zayiat verdir e ek içi görüş
sahi i ki selerle istişare yaptıkta sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, asha a şöyle uyurdu:
İ şaallah, yarı Medine ye dönüyoruz. Bu söz asha ı kira a ağır geldi ve: Fetih yap ada
ı ayrıla ağız? dediler.
Hazreti Peygamber ikinci defa olarak:
İ şallah, yarı Medi e ye dönüyoruz, buyurdu. Ashap yine ay ı tepkiyi gösterdiler. Bunun üzerine Hazreti
Peygamber:
Haydin (kalenin fethi için) çarpışı ız. buyurdu. Asha ı kıra savaşa aşladılar; fakat Taif i fethet ek ü kü ol adı
Bu u la era er çok ki seler de yaralı düştü. “o ra Hazreti Peyga er:
İ şallah, yarı Medi e ye dönüyoruz. buyurdu. Bu söz bütün ashabı u defa hoşu a gidi e Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem güldüler veya tebessüm ettiler.
1086- Ebû Mûsâ El-Eş ari (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hu ey gazası da so ra Taife gitti. Taif de dö üşte Hu ey ga i etleri i
öl ek içi Mekke ile Medi e arası da yahut Taif ile Mekke arası daki CÎ RANE adlı yere i diler. Be Hazreti
Peyga eri huzuru da ulu uyordu . Bilâl Ha eşî de oradaydı. O sırada Hazreti Peyga eri huzuru a ir Bedevi
gelip:
— Huneyn ganimetlerinden bana ver eyi vad ettiği iz şeyi vere eye ek misiniz? dedi. Hazreti Peygamber ona:
Müjdele gözü aydı ! uyurdu. Bedevi u sözde kırılarak:
— “e a a üjde lafı ı çok etti , dedi. Hazreti Peygamber, Ebû Mûsâ ile Bilâl Habeşîye dö erek:
Bu Bedevi (A rabî) benim müjdemi kabul etmedi? bu müjdeyi siz kabul ediniz. buyurdu. Biz de: — Kabul ettik, dedik.
“o ra Hazreti Peyga er ir kadeh su istedi. Mü arek elleri i ve yüzü ü o kadehde yıkadı. Ağzı a aldığı suyu o kadehe
püskürttü. “o ra her iki ize şöyle uyurdu:
İki iz de şu suda içi iz. He de yüzü üze, göğsü üze akıtı ız ve uştula ı ız.
O lar da kadehi alıp içtiler, yüzleri e ve göğüsleri e döktüler. O a da perde arkası da ulu a
ü i leri a esi
Ümmü Seleme (‘adıyallahu Anha) Ebû Mûsâ ve Bilâl Ha eşî ye seslendi:
— O ü arek suda a e ize de ırakı ız. O lar da kadeh içi de iraz su ıraktılar. Bu geri kala ı ı da Ü
ü Seleme
(‘adıyallahu A ha içti ve göğsü e döktü.
1087- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Huneyn savaşı da
ya ları a topladı ve o lara:
Gerçekte Kureyş kav i Mekke liler) henüz cahiliyetten
denemek, sa ır ve se atları ı temin edip kalplerini İsla a
sebebi bu). Ey Ensar (Medine liler topluluğu! İ sa lar dünya
Aleyhi ve Sellem ile evlerinize (Medine ye dö e ize razı ol
alı a ganimetleri bölerken Ensar dan azı kimseleri
küfür ve şirk ataklığı da çık ışlardır. Be o ları
ısı dır ak istiyorum (ganimet alı ı onlara vermemin
alı ile Mekke ye dönerken, siz, Allah ı ‘esulü Sallallahu
az ısı ız? buyurdu. Ensar:
— Evet, razıyız ey Allah ı ‘esulü! dediler. “o ra Hazreti Peyga er E sar ı kalpleri i hoş ud et ek içi ;
İ sa lar ir vadiye ve E sar da aşka ir vadiye veya dağ yolu a koyulsalar, e E sar ı koyulduğu vadiyi veya yolu
ter ih ederi o larda ayrıl a . buyurdular.
1088- İ i Ömer (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Be i Huzey e ka ilesi i İslâ a davet içi Halid i Velid ku a dası da ir
birlik gönderdi. Halid i Velid o ları İslâ a davet etti. O lar İslâ olduk, sözünü beceremediklerinden onun yerine,
ataları ızı di i de ayrıldık
a ası da ir deyi kulla dılar. Hazreti Halid o ları
u sözü ü ka ul et eyip
o larda ir kıs ı ı öldürdü ve ir kıs ı ı da esir etti. Alı a esirleri ko utası altı daki savaşçılara irer irer tesli
etti ve herkese kendi esirini öldürmek için de emir verdi.
İ i Ö er der ki: Bu e ir geldiği gü e dedi ki, vallahi e ke di esiri i öldür eye eği gibi, beraberimde
bulu a arkadaşları da hiç irisi de ke di esiri i öldüre ez. “o ra iz u duru da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem i huzuru a vardık ve u hali o a arz ettik. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er ü arek elleri i göğe doğru
kaldırarak:
Allah ı ! Halid in yap ış olduğu işte e sa a sığı ırı , e o da eriyi . uyurdu ve u sözü iki defa tekrarladı.
1089- Hazreti Ali (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir yere askeri ir irlik gö derdi. Bu irliği aşı a da E sar dan birini komutan
tayi etti. Her hususta ko uta a itaat edil esi i de irliğe tavsiye uyur uştu. Yolda giderlerke her asılsa
ko uta ları a karşı iraz sertlik göster eleri üzeri e ko uta o lara öfkele erek:
— Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem size, her hususta a a itaat et e izi e ret e iş i? dedi. O lar da:
— Evet, e ret iştir, dediler. Ko uta :
— Öyle ise, a a odu toplayı ız, dedi. O lar da topladılar, yığı yaptılar. “o ra ko uta :
— Odu ları ateşleyi , dedi. O lar yığı hali deki odu ları ateşe verdiler. Sonra komutan onlara:
— Haydi ke di izi ateşe atı , dedi. O lar gerçekte ke dileri i ateşe at aya iyetle dilerse de, birbirlerine mani
olarak:
— Biz u ateşte kaçıp Müslüman olduk. Hazreti Peygambere iman ettik, dediler ve ke dileri i ateşe at adılar.
Nihayet ateş sö dü, ko uta ı da kızgı lığı geçti. “o ra u a ıklı olayı Hazreti Peyga er duyu a şöyle uyurdu:
Eğer o lar, o ateşe gir iş olsalardı, ir daha kıya ete kadar o ateşte çık azlardı İdare i ve ko uta a itaat, a ak
iyi ve hayırlı işlerde olur.
Mütercim:
Ke di a ları ı ateşe atarak i tiharı aiz göre ler ve u a helâl diye i a a lar ve öyle e öle leri özürleri ak ul
ol aya ağı içi katil ezası ı çekerler, ahirette ke dileri e aza edilir.
1090- Ebû Bürde den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ebû Mûsâ ile Muaz bin Cebel i Ye e ölgesi e gö der işti. Ye e iki bölgeye
ayrıl ış olduğu da her iri ir ölgeye git işti. E û Mûsâ yı Ade ölgesi e ve Muaz i Ce el i de diğer ölgeye
görevle dirirke o ları her ikisi e şöyle uyur uştu:
Her işte idare iz altı dakilere kolaylık gösteri iz, güçlük çıkar ayı ız. “evi diri i olu uz, ıktır ayı ız.
1091- Ebû Mûsâ El-Eş arî den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Ebû Mûsâ yı Yemen e vali olarak gö derdiği zaman, Yemen de yapıla
içkilerde Hazreti Peyga ere sordu. Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Yapıla içkiler asıl ir içkidir? Ebû Mûsâ:
— Bit denilen bal içkisi ile Mirz denilen arpa içkisidir, dedi. Sonra Hazreti Peygamber:
Her sarhoşluk vere şey hara dır, buyurdu.
1092- Berâ (‘adıyallahu Anh) der ki:
Taif gazası da dö erek Ci ra e adı daki yerde Hu ey ga i etleri i öldükte so ra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hazretleri izi, Halid i Velid ile Ye e ölgesi e gö der işti. Daha so ra Halid i Velid in yerine Hazreti
Ali yi gönderdiler ve Hazreti Ali ye şöyle uyurdular:
Halid i ada ları a söyle: İçleri de ki se i le kal ayı arzu ederse sa a uysu , dileyen de gelsin.
Berâ der ki: işte e de Hazreti Ali ile era er kala larda idi . Ga i et olarak da ir iktar altı para al ıştı .
1093- Büreyde (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Yemen bölgesine görevli olarak gönderilen Halid bin Velid den
ga i etleri eşte iri i al ak üzere Hazreti Ali yi gö der işti. Büreyde der ki: Be Hazreti Ali ye ir işte dolayı
kız ıştı . “o ra Hazreti Peyga eri huzuru a vardığı ız za a , Hazreti Ali ye kızdığı hususu a lattı . Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem a a şöyle uyurdu:
Ey Büreyde! Bu yüzden Ali ye kızıyor usu ? Ben, evet, dedim. Hazreti Peygamber:
Sen ona kız a? çü kü onun ga i et alları ı eşte birinde bundan daha çok hakkı vardır. buyurdu. (Ganimet
alları da aldığı ariyede daha çok hakkı vardır. Aldığı ariye hakkı ı sade e ir kıs ıdır.
1094- Ebû Saîd EI-Hudrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Hazreti Ali (‘adıyallahu Anh) Yemen den Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e deriden yapıl ış ir kese içi de
he üz toprağı ayıkla a ış altı külçesi gö der işti. Hazreti Peyga er o külçeyi dört ki se arası da paylaştırdı.
Sonra ashaptan biri:
— Biz u ala o dört kişide daha fazla hak sahi iyiz, dedi. Bu sözü Hazreti Peyga er duyu a şöyle buyurdu:
Siz bana güvenmiyor musunuz? Hâlbuki e gökte ola ları da e i iyi . “a ah ve akşa
a a göğü ha eri (vahyi)
gelir.
“o ra çukur gözlü, el a ık ke ikleri sivri, al ı tü sek, ka a sakallı, aşı tıraşlı ve eteği i yukarı kıvır ış ir ada ayağa
kalkıp: Ya Resûlallah! Allah ta kork, dedi. Hazreti Peyga er o a, şöyle cevap verdi:
“a a yazıklar olsu ! Be Allah ta kork aya yeryüzü i sa ları ı e layık ola ı değil iyi ? Sonra o ada arkası ı
dönüp giderken. Halid bin Velid:
— Ya Resûlallah! Ba a izi ver, şu ada ı oy u u vurayı , dedi. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem cevap verdi:
Hayır, elki a az kılıyordur. Halid bin Velid : — Ni e a az kıla lar vardır ki, kalpleri de ol aya ı dilleri ile
söylerler ü afıklar , dedi. Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu:
Bana i sa ları kalplerini eşele ek ve karı ları ı yarmak e redil edi. Hazreti Peygamber o ada ı arkası da
akıp şöyle uyurdu:
Gerçekten bu gibilerin soyunda irtakı i sa lar gele ek ki o lar Kur a ı taptaze okuyacaklar; fakat Kur a ı
a evi
tesiri hançereleri i geç eye ektir kal leri e ulaş aya aktır . Av hayva ı ı delip geçe ok gi i di de çıka aklardır.
E u “aîd der ki; “a ıyoru ki, Hazreti Peyga er şu u da ilave et işti: Eğer e o lara ulaşırsa , “e ûd kav i gî i
o ları ehe ehal öldürürü .
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-737
)İL — HALASA GAZASI
1095- Cerîr (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem a a şöyle uyurdu: Beni, Zil-Halasa putları da kurtarıp rahata kavuştur az
ısı ? Ben de: Evet, sizi o larda kurtarıp rahata kavuştura ağı , dedi . “o ra e , Ah es ka ilesi de yüzelli
süvari ile Zi I-Halasa ya (puthaneye) gittim. Bu kabile iyi at kullanan biniciler idi. Ben ise bir türlü hayvan üzerinde
dura ıyordu , düşüyordu . Bu hali i Hazreti Peyga ere arz etti . Hazreti Peyga er ü arek eli i göğsü e
vurarak:
Allah ı ! ona sebat ver. Onu hidayete ere ve aşkaları içi de ir hidayet vasıtası kıl diye dua uyurdu. Artık e o
duada so ra ir daha hayva da düş edi .
Zi l-Halasa adı daki puthane, Yemen bölgesinde Haş am ve Becile kabilelerinin tapı akları idi. İ sa lar arası da
Yemen in kâbesi diye ü sal ıştı. O tapı akta putlar vardı ki, kâfirler o lara taparlardı. Kur a ları ı ir putu ya ı da
keserler ve aka ka ları onun üzerine dökerlerdi. Hazreti peygamber bu puthanenin mevcudiyetinden çok üzgündüler.
Sonra Cerir Hazretleri o putha eye vardığı zaman, o puthanede ir ada fal okları ile fal açıyordu. Fal ıya iri dedi ki,
şi di Hazreti Peyga eri u elçisi uradadır. Eğer u elçi se i hali i görürse, se i oy u u vurur. O es ada Hazreti
Cerîr, u fal ı ı ya ı a geldi ve vaziyeti i öğre i e o fal ıya şöyle dedi:
— Şi di se u putları kıra aksı , so ra şehadet keli esi i getire eksi Eşhedü E lâ İlahe illallah ve eşhedü enne
Muha
ed e a dühu ve resûlühu, diye eksi . Yoksa se i oy u u vura ağı . Fal ı he e şehadet keli esi i
getirdi ve putları da kırdı. Hazreti Cerîr de o puthaneyi yaktı, yıktı. Bu sevi çli ha eri Hazreti Peyga ere ulaştır ak
için Cerir, Hazreti Peygambere bir elçi gönderdi. Cerir i elçisi Hazreti Peyga eri huzuru a varıp şöyle dedi:
— Ya Resûlallah, seni hak peygamber olarak gönderen Allah a yemin ederim ki, o puthaneyi uyuzlu deve gibi ıraktı
geldi . Toprak ve taş yığı ı hali de kaldı. Hazreti Peyga er, Ah es ka ilesi e ve süvarileri e:
Allah ı ! Ah es ka ilesi i atları a ve ada ları a ereket ver. diye dua ettiler ve u duayı eş defa tekrarladılar.
SEYFU’L-BAHR GAZASI
1096- Câbir (‘adıyallahu Anh) der ki:
Şa da gele ek ola Kureyş ka ilesi e ait kerva ı gözetle esi içi , Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, deniz
sahili tarafı a üçyüz kişilik ir irlik gö der iş ve E û U eyde i Cerrah ı da u irliğe ku a da tayi et işti. Yolu
ir kıs ı da yiye eği iz tüke di. Ku a da ı ız E û U eyde, ki de e iktar yiye ek varsa çıkarıp ortaya koy ası ı
e retti. Hepsi de topla a yiye ek iki dağar ık hur adan ibaret oldu. Ebû, Ubeyde, her gün o hurmalardan bize az
az vererek bizi idare etti. Nihayet tüke di. Ada
aşı a irer hur a düşüyordu. Bir ada Ca ir e sordu:
— Gü de yal ız ir hur a ile asıl idare etti iz? Cabir:
— Hur alar tüke diği za a o ir hur a ı yokluğu u hissettik, dedi. Ca ir söze deva la der ki: Nihayet iz sahile
vardık. De iz ke arı da ir küçük dağ kadar ir alık ulduk. Biz o alıkta o sekiz ge e ol bol yedik ve doyduk; yine
de o u itire edik. E û U eyde Hazretleri, o alığı iki ka urga ke iği i diktirerek altı da deveyi geçirdi. Deve i
hörgü ü ile o ke iklere değ edi. O alığı yağı da da sürü dük, se izlenerek eski halimize döndük. Sonra
Medine ye dö üşü üzde u olayı Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di ize a lattık. Bize şöyle uyurdu:
Allah Teâlâ Hazretleri size de izde çıkar ış olduğu rızıkta afiyetle yiyi iz; o alıkta ya ı ızda varsa era eri izde
getir işse iz ize de yediriniz. Arkadaşları ızda iri de o alıkta ir parça vardı. O u getirip Hazreti Peygambere
takdi etti. Hazreti Peyga er de o alığı eti de yedi.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-738
SÜMÂME, MÜSEYLEME VE ESVED EL-AN“İ BAHΓLERİ
1097- Ebû Hureyre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Ne id tarafı a, ir süvari irliği gö der işti. Bu irlik, Mekke ile
Medi e arası da ulu a Ye a e saki leri Beni Huneyfe kabilesinin reisi Sümame yi esir alarak Medine ye getirdiler.
Onu Mescid in direklerinden bir direğe ağladılar. Sonra Hazreti Peygamber saadethanele-rindeh çıkıp-Mescid e
gelince Sümame yi gördü ve kendisine sordu:
Sümame! sende ne haberler var? Sümame:
— Be de hayır vardır, ya Muha
ed: Eğer e i öldürürse , ka lı ir katili öldür üş olursu ölü e hak kazanan bir
a iyi öldür üş olursu . Eğer a a iyilik ederse , teşekkür et eyi ile e iyilik et iş olursu . Eğer kurtul a
karşılığı da al isterse , dilediği kadar iste, dedi. “o ra “ü a e ağlı halde ırakıldı. Ertesi gün Hazreti Peygamber
Sümâme ye yine sordu: -“ü a e! “e de söyle ek istediği
ir şey var ı?.
Sümame: — “a a söylediği söz var. Eğer a a iyilik ederse teşekkür et eyi ile e iyilik et iş olursu , dedi. Hazreti
Peyga er yi e o u ağlı olarak ıraktı. Bir gü so ra Hazreti Peyga er ona tekrar sordu:
-“ü a e! Bir diye eği var ı? Sümame: — “a a dediği söz var, eva ı verdi. Bu u Üzeri e Peyga er
Sallallahu Aleyhi ve Sellem : Sümame’yi çözünüz, serbest ırakı ız. uyurdu. Asha ı kira da “ü a e yi çözdüler;
Sümame hemen Mescide yakı ir havuzda guslederek Mes ide girdi. Şehadet keli esi i getirerek Eşhedü e lâ ilahe
illallah ve eşhedü e e Muha
ed en abdühu ve resulühu, diyerek) Müslüman oldu. “o ra Hazreti Peyga ere şöyle
dedi:
—Şi diye kadar u ülkede se i yüzü de daha çok efret ettiği
ir yüz yoktu. Şi di ise se in mübarek yüzün,
yeryüzünde bana yüzlerin en sevgilisi oldu. Vallahi, se i di i de daha çok efret ettiğim hiç ir di yoktu. Şi di ise,
bana, dinlerin en sevgilisi senin dinin oldu. Vallahi, senin kentinden tiksi diği kadar hiç ir ke tte tiksinmiyorum.
Şi di ise, a a e sevgili ke t se i ke ti ol uştur. Fakat se i süvarileri Mekke ye umre için giderlerken beni yolda
esir aldılar. Bu a e uyurursu uz? Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Sümame yi tebrik etti ve umreye gitmesi
için de ona izin verdi.
Sümame umre için Mekke ye varı a irisi o a dedi ki:
— “e di i i değiştirdi , saptı ? “ü a e cevap verdi:
— Vallahi e sap adı . Be Hazreti Peyga eri ya ı da İslâ ı ka ul et ek şerefi e kavuştu . Vallahi, bundan,
öyle sizi atıl di i ize dö eye eği . He de Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri izin vermedikçe size
ir uğday ta esi ver eye eği .
Mütercim:
“ü â e ko uştuğu gi i, e leketi ola Yemame ye dönünce, kabilesini, Mekke ye uğday gö der ekte alıkoydu.
Sonra Yema e halkı Hazreti peyga ere ir ektupla üra aat ederek yakı ları a iyilik edil esi i deva ı ı
istediler. Hazreti Peygamber de, Sümame ye ir e ir a e gö dererek, halkı Mekke ye buğday gö dermesine
müsaade etmesini istedi. Bunun üzerine onlara müsaade edildi.
1098- İ i Abbas (R.A.) der ki;
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem za a ı da Ye a e halkı da ve Be î Hu eyfe ka ilesi de Müseyle etü lKezza peyga erlik davası da ulu a yala ı azı arkadaşları ile hi reti o u u yılı da Medi e ye geldi. Diyordu
ki, eğer Muha
ed, ke disi de so ra halefi ol a ı ka ul ederse o a uyarı . Hazreti peygamber onunla görüş ek
için, Ensar ı hatibi diye a ıla Sabit bin Kays ı ya ı a alarak Müseyleme i
ulu duğu yere gitti. Hazreti
Peygamber i eliride ir hur a çu uğu vardı. Hazreti Peyga er, Müseyle e ve ada ları ı ya ı a varı a,
Müseyleme, kendisine peygamberlik payesi veril esi i istedi. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er o a şöyle uyurdu;
Benden şu elimdeki hurma çu uğu u isterse , onu bile sana vermem. Allah Teâlâ ı , senin hakkı daki hük ü ü
aşa azsı . Eğer üslü ol akta yüz çevirirse . Allah se i helak ede ektir. “a ıyoru ki, Allah tarafı da a a
rüya da gösterile şahıs se si . Bu Sa it i Kays, e i adıma sana cevap verecektir.
Sonra Hazreti Peygamber saadethanelerine döndüler. İbni Abbas der ki: Ben Ebû Hüreyre ye sordum: Hazreti
Peygamberin sa ıyoru ki, rüya da a a gösterile şahıs se si , sözü ü
a ası edir? E û Hureyre bana cevap
verdi:
- Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyur uştu: ‘üya da kolları da iki altı ilezik gördü . Bu lar e i
kaygıla dırdı. Bu u üzeri e rüya da a a, o lara üfle e e redildi. Be de üfledi ve uçtular. “o ra u iki ileziği
benden sonra gelecek iki yala ıya yordu . Bu larda iri El-Esved) Ansi, diğeri de Müseyle e dir. işte o sözü aslı
budur).
1099- Ebû Hureyre de ‘.A. rivayet edil iştir:
‘üya da a a arzı hazi eleri verildi ve avu u a da iki altı ilezik ko uldu. Bu ilezikler e i kaygıla dırdı. Bu u
üzerine bana onlara üflemem vahyolundu. Ben de onlara üfledim ve kaybolup gittiler. Bu iki altı ileziği, araları da
ulu duğu iki yala ıya yordum. Bunlardan biri San ı ada ı A si diğeri de Ye a e i ada ı üseyle edir.
Mütercim:
“özü geçe yala ılarda A sî, Hazreti Peyga er tarafı da “a a ölgesi e vali olarak gö derile Baza adı daki zat
ölü e, ada ları ile gelip “a a bölgesine hâkim oldu ve Bazan ı zev esi i de alarak peyga erlik iddiası a kalkıştı.
Sonra Hazreti Peygamberin irtihallerinden iki gece önce, Ansî i Feyruz adı da iri tarafı da öldürüldüğü, Allah
tarafı da Hazreti Peyga ere ildirildi. Hazreti Peyga er de u u asha a üjdelediler.
Müseylemetül Kezzab ise, Hazreti Ebû Bekir i hilafeti za a ı da aşı a irtakı ki seleri toplayarak Müslümanlarla
savaş aya kadar esaret et işse de, Hazreti E û Bekir i gö derdiği ir irlik tarafı da etrafı dakilerin kökü kazıl ış
ve kendisi de Vahşî tarafı da öldürül üştü. Böylece Hazreti Peygamberin mucizeleri tahakkuk et iş oldu.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-742
NECRAN EHLİ KI““A“I
1100- Huzeyfe (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e, Ne ra ka ilesi reisleri de ve Hıristiya ları büyüklerinden
Seyyid ile Âkı , ü âhele yala ı ola tarafa karşılıklı la et oku ak içi gel işlerdi. “o ra u larda iri, diğeri e:
— Biz u lâ etleş e işi de vazgeçeli , Çü kü u ada hak peyga er olur da iz o u la ü âhele edersek, iz de,
bizden sonra gelecek neslimizde iflah etmez, dedi. Bu ko uş ada so ra her ikisi Hazreti Peyga ere hita e :
— Biz sana istediği vergiyi (cizyeyi) vere eğiz. Ancak bizimle beraber emin bir kişi gönder; a ak gö dere eği ada
utlaka e i ir kişi olsu , dediler. Hazreti Peyga er onlara:
“izi le era er gerçekte e i ir ada gö dere eği . buyurdu. Sonra Hazreti Peygamber: Kalk, ey Ubeyde bin
Cerrah! dedi. E û U eyde ayağa kalkı a, Hazreti Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu göstererek:
işte bu adam, bu ümmetin eminidir. buyurdu.
“o ra Ne ra halkı ı vergileri i al ak içi E û U eyde Hazretleri gö derildi.
Her kim, (İsa hakkı da sa a gele ili de so ra se i le tartış aya kalkışırsa de ki: Geli oğulları ızı oğulları ızı,
kadı ları ızı ve kadı ları ızı, kendilerimizi ve kendilerinizi çağıralı da gönülden dileyerek yala ı ola lara Allah ı
la eti i okuyalı . (Al-i İ ra Sûresi,- ayet: 61) Mealindeki ayeti kerime nazil olunca, Hazreti Peygamber Nevran (???
Necran) Hıristiya ları ı çağırttı ve o lara:
Şi diye kadar size her e kadar delil getirdi se siz i adı ve çekiş eyi artırdı ız. Şi di geli iz u ayeti keri e uyarı a
mübahele edeli , yala ı ola a eddua edeli . Doğru, yala ıda öyle e ayrıl ış olur. uyurdu. Hıristiya lar u
teklife razı olarak ir yer belirlendi. Belirli gün ve yerde Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hasan, Hüseyin, Zehra
ve Hazreti Ali ile beraber olarak Hıristiya lara şöyle uyurdu: Be dua ede eği , siz amîn, deyiniz. Bunun üzerine
hıristiya lar uzu uzadıya düşü düler; so ra piş a oldular. Hazreti peyga eri ya ı a gelip saf ağladılar. ‘eisleri
olan Seyyid yahut Akı , arkadaşları a dedi ki:
— Ey dostları ! Bu ü ahele işi de sakı ı ız. Şu u iyi a lıyoru ki, peyga erler Allah ta dilerlerse dağı yerinden
koparırlar. Eğer yala ı izi tarafı ız olursa yeryüzü de a lı ir Hıristiya kal az.
Bu da so ra yılda iki i el ise, otuz zırh ve her el ise ile kırk dirhe
izye ver eleri şartı ile a laş aya varıldı.
Böylece evlerine döndüler.
Hazreti Peygamber: Eğer o lar u yolda mübahele edeydiler, Allah Teâlâ o ları yere geçirirdi, ütü aile ve soyları ile
helak olurlardı. buyurdu.
1101- Hazreti Enes den (‘.A. rivayet edil iştir:
Her ü
eti ir e i i vardır. Bu ümmetin emini de Ebû Ubeyde bin Cerrah dır. 2
2 Ömer Ziyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-743
EŞ’ARÎ’LERİN VE YEMEN’LİLERİN GELİŞİ
1102- Ebû Mûsâ El-Eş arî (B.A.) der ki:
Bizi Eş ari ka ilesi de ir kaç kişi ile Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a vardık ve ke dileri de
binek hayva ı istedik. Bize i ek hayva ı ver eyi kabul etmediler. Biz yi e i ek hayva ı isteyi e, ize i ek hayva ı
ver eye eği e dair yemin ettiler. Aradan pek az zaman geç işti ki, ‘esûl-i Ekrem e ga i et alı deve getirildi. Hazreti
peygamber o develerden eş ta esi i i ek ve yükleri izi taşı ak içi ) bize verdi. Biz develeri ele geçirdikten sonra
düşü dük ve ara ızda şöyle dedik: Biz Hazreti peyga ere et iş olduğu ye i i u utturduk ve adetâ O u ka dır ış
gibi olduk. Bu durumda biz asla selâ ete çıka ayız. Bu ko uş a ızda so ra e Hazreti Peyga eri huzurları a
çıktı ve:
— Ya Resûlallah! Bize i ek hayva ı ver eye eği ize dair ye i et işti iz; Hâlbuki şi di izi bindirdiniz, dedim.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem cevap verdi:
Evet gerçekte sizi i dir eye eği diye ye i et işti . Şi di de i diriyoru . A ak e irşeyi yap aya ağı
diye ye i eder de, so ra o u aksi i hayırlı ulursa o ye i i i he e ozar ve hayırlı ola ı yaparı .
Mütercim:
Yemin bozulduktan sonra kefaret veril esi gerekli ise de, urada ye i i ozul ası a dair ir kesi lik yok gi idir.
Çü kü ilk ko uş ada at ve deve gi i taşıt araçları ortada ol adığı da Sizi bindiremem diye Hazreti Peygamber
ye i et işti. “o ra hayva ları gel esiyle i kâ hasıl ol uştur. Böyle e i dire e ek diye ir hal kal a ıştır.
Fakat bu hadîs-i şerifi azı rivayetlerinde Yeminimi bozdum ifadesi olduğu a göre, Hazreti Peyga er o ye i içi
kefaret ver iş olduğu a laşılıyor. Bu u hük ü ve açıkla ası aşağıda ye i ler ve Adaklar bölümünde gelecektir.
1103- Ebû Hureyre den (R.A.) rivayet edil iştir:
Size Yemenliler geldi. Gerçekten Yemen halkı da yufka yürekli ve daha yu uşak kalplidirler. İ a Ye e li ve hik et
de Yemenlidir. Övünme ve büyüklük taslama deve sahiblerindedir. Tevazu ve vakar, koyun sahiblerindedir.
VEDA HACCI BAH“İ
1104- İ i Ömer (R.A.) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Mekke i fethi yılı da Kusvâ adı daki devesi e i işti. Üsa e i
Zeyd de ay ı deve üzerinde Hazreti Peygamberin arkası daydı. Bera eri de Bilâl Ha eşî ve Kâbe i a ahtarları ı
uhafaza ede Os a i Talha da vardı. Hazreti Peyga er Kâbe i ya ı da devesi i çöktürdü. Sonra Osman bin
Talha ya hita e şöyle uyurdu;
A ahtarı ize getir. Osman, Kâbe i a ahtarı ı he e getirip kapısı ı açtı. Hazreti Peyga er, Bilâl Ha eşî, Üsa e
ve Osman içeri girdiler. Kâbe i kapısı ı içerde kapadılar. Hazreti Peyga er, uzu
üddet içerde kaldıkta so ra
çıktılar. Diğer i sa lar da Kâbe ye girdiler. İ i Ö er der ki:
Ben herkesten önce Kâbe ye girdiği za a kapı ı arkası da Bilâl Ha eşiyi ayakta buldum. Ona sordum: Resûlullah
Kâbe i ha gi tarafı da a az kıldı? Ba a dedi ki, işte şu ö ü deki iki direği arası da a az kıldı. O za a Kâbe, iki
sıra hali de altı direk üzeri e i a edil işti. Hazreti Peyga eri a az kıldığı yer, ilerdeki ölü idi. Kâbe i kapısı ı
da arka tarafları a al ışlardı. Mü arek yüzleri de duvara doğru idi. Na azı u şekilde durarak kıl ışlardı. Fakat Hazreti
Peyga eri orada kaç rekât a az kıldığı ı Hazreti Bilâl a sor ayı u uttu . Ayrı a Hazreti Peyga eri a az kıl ış
olduğu yerde kır ızı re kte ir er er parçası taşı vardı.
Mütercim:
Bu hadîs-i şerifte geçen olay, Mekke i fethi yılı da ise, Veda ha ı ahsi e ko ası istidrad a ti para tez - ko u dışı
olarak araya sok ak ka ili de ol ası gerekir, de il iştir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-745
1105- Ebû Bekre (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Veda Ha ı nda kurban ayra ı ı birinci günü Mina da şöyle uyurdu:
Zaman, Allah Teâlâ Hazretleri i gökleri ve yeri yarattığı gü kü şekli de devret ektedir. “e e, o iki aydır. Bu larda
dördü hara
hür et edile aylardır. Bu hara ayları üçü arka arkaya gelir ki, )ilkade, Zilhicce ve Muharrem
aylarıdır. Bu hara aylarda dördü üsü de, yal ız olarak gelir ki, o da Mudar kabilesinin son derece hürmet ettikleri
‘e e ayıdır. Bu ay da Cu adalahire ayı ile Şa a ayı arası da gelir. Ayları yerleri i öyle e elleyi ve ahiliyet
devri de yapıldığı gi i yerleri i değiştir eyi ). Sonra Hazreti Peygamber sordu:
Bu ay ha gi aydır. )ilhi e değil idir? Biz: — Evet, dedik. Yine sordular:
Bu elde ha gi eldedir, Mekke değil idir? Biz: —Evet dedik. Yine sordular:
Bugün hangi gü dür, kur a ayra ı ı iri i gü ü değil idir? Biz: — Evet, dedik.
“o ra Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Bu elde izde ve u ayı ızda şu gü ü üzü hür eti kudsiyeti gi i a ları ız, alları ız ve ırzları ız da sizi içi
mukaddestir. Sonra da Rabbiniz olan Allah a kavuşa aksı ız. “ize a elleri izde sora aktır. Dikkat edi iz! “akı benden
so ra doğru yolda sapa kişilere dö üp ir iri izi oy u u vur ayı ız.
Dikkat edi iz! Bu öğütleri i urada ulu a lar, ulu aya lara iletsi , ke dileri e u sözleri İletil iş ola azı
ki seler, izzat e de işite azı ki selerde daha kavrayışlı ola ilir. Dikkat edi iz! “ize te liğ etti
i? Bu sözü iki
defa tekrarladılar
1106- Ebû Mûsâ El-Eş arî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Arkadaşları , Te ük seferi e giderlerke ke dileri e i ek hayva ı veril esi için beni Hazreti Peygambere
gö derdiler. Be de Hazreti Peyga eri huzuru a vardı ve dedi ki:
— Ya Resûlallah! Arkadaşları
u seferde i eleri içi sizde i ek hayva ı iste ek üzere e i gö derdiler, Hazreti
Peyga er a a şöyle uyurdular:
Vallahi, size hiç ir i ek hayva ı vere eye eği . Hazreti peyga er u u uyurduğu za a öfkeli idi. Be de
Peyga er “allallahu Aleyhi ve “elle in vermemesinden ve ay ı za a da a a gü e iş ola il esi korkusundan
kederli olarak geri dö dü . Arkadaşları ı ya ı a giderek aldığı red eva ı ı o lara ildirdi . Kısa ir zaman sonra
e i adı ı çağıra Bilâl Ha eşi nin sesi i işitti . Onun: Ya Abdullah bin Kays! çağrısı a koştu . Bilâl a a dedi ki,
Hazreti Peyga er se i istiyor; he e ça uk gidi iz. Be de Hazreti Peyga eri huzuru a çıktı . O sırada Hazreti
Peygamber Sa d i U ade Hazretleri de satı al ış olduğu altı deveyi bana göstererek:
Ya ya a dura şu iki deve ile ya ya a dura şu iki deveyi al ve o ları arkadaşları a götür. He de o lara söyle: Allah
Teâlâ Hazretleri (yahut Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri), sizi bu develere bindiriyor, bunlara bininiz,
buyurdu.
1107- Sa d bin Ebi Vakkas (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Te ük gazası a çıktığı za a , Hazreti Ali yi Medine de halef ırak ıştı. Hazreti
Ali ise:
— Ya Resûlallah! Be i irtakı ço uklarla kadı lar arası da ı ırakıyorsu uz? diyerek üzü tüsü ü elirtti. Bu u
üzerine Hazreti Peygamber o a şöyle uyurdu:
“e a a karşı, Hazreti Haru un Hazreti Mûsa ya karşı ola
erte esi de ol ak iste ez isi ? Şu farkla ki, e de
sonra peygamber yoktur.
Mütercim:
Musa Aleyhisselâm Allah ta vahiy al ak içi “i a dağı a giderke kardeşi Haru Aleyhisselâm ı İsrail oğulları kavmine
halef ıraktığı gi i, e de se i ey Ali Medi e de halef ırakıyoru , de ektir. ‘afizî ve Şiî ler, bu hadîs-i şerife
dayanarak, Hazreti Peygamberden sonra Hazreti Ali nin halife ol ası gerekir, Hilâfet o u hakkıdır. Çünkü bu hadîs, bir
vasiyet hükmündedir, demektedirler. Hatta Hazreti Ali ye aşkaları ı ter ih et eyi de küfür say ışlardır. Bu sapık
fırkalarda ir kıs ı da, Hazreti Ali ke di hakkı ola hilâfeti arayıp dava et ediği de Hazreti Ali yi de İslâ dışı
görecek kadar sapıt ışlardır.
Hazreti Ali nin Medine de halef ırakıl ası, sade e Te ük seferi e çıkıla ağı za a ol uştur. Ayrı a Hazreti Haru
(Aleyhisselâm) Hazreti Mûsâ da Aleyhisselâ
kırk yıl ö e Tîh sahrası da vefat et iştir. Bu iti arla Haru
Aleyhisselâm, Mûsâ Aleyhisselâm da so ra halife ol adığı hususu da herkes tarafı da ili ektedir. Bu u içi ehli
sünnet âlimleri, bu hadîs-i şerifi hilafet ve ü üvveti Hazreti Ali ye ait ola ağı a herha gi ir delâleti yoktur, diyorlar.
1108- Kâb bin Malik (‘adıyallahu Anh) der ki:
Te ük gazası da
aşka, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i yap ış olduğu savaşları , hiç birinden geri
kal a ıştı . Gerçi Bedir gazası da ulu a a ıştı . Bu u se e i ise Hazreti Peyga er Bedir gazası a savaş iyeti
ile çık a ıştı, Şa da gele ek ola Kureyş kav i e ait ti aret kerva ı ı ele geçir ek iyeti ile çık ıştı. Ce a ı Hak,
öyle ha ersiz olarak düş a larla Müslü a ları Bedir de karşılaştırdı. Bu u içi Bedir savaşı da geri kal a
ayıpla az.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem hicret etmeden önce, Medine den Mekke ye hac mevsiminde gidip Mina da
Akabe denilen yerde geceleyin Hazreti peygambere biat eden Ensar içi de ile vardı . Aka e de İsla ı ve Hazreti
Peyga eri zafere ulaş ası içi ve Medi e ye gele ek uha irleri yerleştirip koru ak içi her türlü yardı ı
yapa ağı ıza söz ver iştik. İşte u Aka e ge esi de yapıla sözleş e ve sağla
ağla tı, a a göre, Bedir savaşı ile
değiştirile ez. Halk arası da Bedir gazası her e kadar daha şöhretli ve üyük ir olay ise de, e e Aka e iati de
bulunmak daha önemlidir. Çünkü İsla ı ortaya çık ası a aşlı a se e u Aka e sözleşmesidir.
Tebük seferinden geri kalmama gelince:
Gerçekte Te ük gazası da geri kal a içi hiç ir se ep ve özrü yoktu. Çü kü o za a da sahi olduğu
alî ve
ede î kuvvet ve i kâ a hiç ir za a sahi ol a ıştı . Vallahi, savaşa takaddü ede gü lerde hiç iri de hiç ir
vakit iki deveyi ir araya getire e işti . Hâlbuki bu Tebük savaşı gü leri de iki yük devesi ile iki i ek deve vardı.
“o ra Hazreti Peyga er ötede eri savaşa çıka akları za a , aşka ir hedef söyleyerek gerçek hedefi gizli tutardı.
Fakat u Te ük seferi yaz evsi i i şiddetli sı ağı a tesadüf ettiği gi i, susuz çöllerde uzak ir yere gidile eği de
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri bütün Müslümanlara, seferi uzu ve yoru u ol ası se e iyle hazırlık
yapsı lar diye, Te ük seferi e çıkıla ağı ı açıkla ış ve ilâ et işti. He de Hazreti Peyga eri ordusu o kadar
kala alıktı ki, ir diva defteri u ları isi leri i topla aya yet ezdi. Otuz i kişi oldukları söyle ir.
İşte öyle kala alık ir ordu içi de e i gi i irkaç kişi i ulu ayışı ı, Hazreti Peyga er a ak vahiy yolu ile
ile ilir sa ıyordu . Hazreti Peyga eri Te ük seferi e çıkış za a ı, meyvelerin tam olgu laştığı ve gölgeleri
ara dığı ir evsi e rastla ıştı.
Bu şartlar altı da savaşa çıka ak ola ütü Müslümanlar hazırlıklara koyuldular, gerekli ihtiyaçları ı te i ettiler. Be
de her sa ah hazırla ak iyetiyle evi de çıkardı , akşa leyi , hiç ir hazırlık yap aksızı evi e dönerdim. Her
istediği za a yol uluk hazırlığı ı yapa ile eği i ke di ke di e söyler dururdu . Be de u ih allik sürüp gitti. Öyle
ki, herkes hazırla ıp Hazreti Peyga er ile yola çıktılar. Be ise halâ yol uluk hazırlığı a aşlaya adı . Bu u la
era er ir gü so ra dahi olsa hazırla ır ve arkada peyga eri ordusu a kavuşuru , diyordu . Bir gü âdetim
üzere sa ahleyi çarşıya çıktı . Akşa üstü yi e ir yol uluk hazırlığı yap aksızı evi e dö dü . Bu hal e de deva
etti. Bu arada Hazreti Peygamberin ordusu uzun mesafeler alarak Medine de uzaklaş ış olduğu da o lara yetiş ek
i kâ ı kal adı. Böyle e Te ük gazası da
ahru oldu . Arada yi e gideyi de orduya katılayı diye düşü dü ise
de, bir türlü gidemedim. Keşki git iş olsaydı .
Bir de Medine de e i e çok üze şey, Medi e sokakları da dolaştığı za a ya ü afık diye söyle e ki selerle,
kör, topal ve içarelerle karşılaş ış ol a dır. Bütü eli-kolu tutan Müslümanlar savaşa çık ış oldukları da u özürlü
ki selerde aşkası sokaklarda dolaş ıyordu.
Hazreti Peygamber ordusu ile Tebük e vardığı za a e i hatırladı. Te ük de istirahat hali deyke , kala alık ashap
topluluğu içi de Hazreti Peyga er sordu:
Kâ
e yaptı? Beni Seleme kabilesinden Abdullah bin Enis dedi ki: Ya Resûlallah! Kâb ı ya iki kafta ı yahut da kibir
ve gururu onu Medine de alıkoy uş ol alıdır. “o ra Muaz i Ce el Hazretleri, A dullah a cevap olarak:
— Kâ b gibi bir adam hakkı da e fe a söz söyledin, dedi ve Hazreti Peyga ere dö erek şöyle ko uştu:
— Ya Resûlallah! Kâ hakkı da hayır ve iyilikte aşka ir şey il iyoruz. Bu u üzeri e Hazreti Peyga er ir şey
söyle e işler.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in Tebük den Medine ye dönmek üzere hareket et iş olduğu u öğre i e,
düşü eye aşladı . Yarı Hazreti Peyga eri huzuru a asıl çıka ağı ve O u a a karşı ola öfkesi de asıl
kurtula ağı ? Ne yapsa , ir yala uydurupta özür ü dilese , dosdoğru u ko uşsa , diye hesap ettim durdum.
Hatta yakı ları da fikir sahibi kimselerin ve bilginlerin görüşleri e aşvurdu , e yap a gerektiği i o lara
da ıştı .
Nihayet Hazreti Peygamberin Medine ye yaklaştığı ha eri geli e, evvelce tasarla ış olduğu yala vs kuru tuları
hepsi kafa da sili di. Böyle ir yala ı , e i Hazreti Peyga eri öfkesi de hiç ir za a kurtara aya ağı ı
a ladı . O u içi işi doğrusu u olduğu gi i Hazreti Peyga ere a lat ayı uygu uldu ve u a karar verdi .
Sonra Hazreti Peygamber Medine yi teşrif ettiler. Ötede beri Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem her seferlerinden
Medine ye dö üşleri de ilk ö e Mes id e girerler ve orada iki rekât a az kılarlardı. Yi e u adetleri üzere Mes id e
girdiler ve iki rekât a az kıldılar. Hoş geldin, demeye gelen i sa ları karşıla ak içi Mes idde oturdular. Böyle
otururlarke , sırf tembellikte veya ir ifakta dolayı Te ük seferi e katıla aya lar takı takı gelerek Hazreti
Peygamberden özürlerinin kabullerini istediler ve çeşitli azeretler göstererek yemin ettiler. Hazreti Peygamber
o ları görü üş halleri e akarak özürleri i ka ul etti. O lar içi Allah ta
ağfiret diledi. O ları iç halleri i Allah
Teâlâ Hazretleri e ırak ıştı. Böyle uydur a özürlerle ve ifakla yal ız Medi e de kalanları sayısı sekse küsur kişi
idi. Diğer ölgelerde ola
ü afıkları sayısı çoktu.
Herkes gelip gittikte so ra e de Hazreti Peyga eri huzuru a vardı ve selâ verdi . Hazreti Peyga er kıza
bir kimsenin tebessümü ile bana: Ya ı a gel! buyurdu. Ben de hemen yürüdüm ve önünde oturdum. Hazreti
Peygamber bana sordu:
“e i u savaşta geri ıraka eydi? Bi ek hayva ı ı satı al a ış ıydın? Ben cevap verdim:
— Evet, ya Resûlallah! i ek hayva ı ı hazırla ıştı . “izde
aşka dü ya ehli de
iri i huzuru da otur uş
olaydı , o u öfkesi de , azeretle çık ayı aşarırdı . Çü kü a a tartış ada ik a ka iliyeti veril iştir. Fakat
vallahi, ugü kü gü de ke di de sizi razı et ek içi yala söyleye ek olsa , Allah ı gaza ı a uğraya ağı ı kesi
olarak iliyoru . Beri size karşı doğru söyleyip gerçek hali i ildir iş olsa , sizi a a kıza ağı ızı da iliyoru ; fakat
bu hususta Allah ı e i ağışla ası ı diliyoru .
Vallahi, ya Resûlallah! Evimde kalmam için hiç bir özrüm yoktu. Vallahi, sizden geri kaldığı za a daki kadar güçlü ve
varlıklı hiç ir za a ola a ıştı . Fakat her asılsa geri kaldı , savaşa katıla adı . Bu u üzeri e Hazreti
Peygamber:
Bu ada doğruyu söyledi. uyurdu ve a a şu e ri verdi: Şi di kalk ve Allah ı se i hakkı da vere eği hükme
kadar bekle.
Ben de he e Hazreti Peyga eri huzuru da kalkarak evi e doğru yürüdü . “ele e Oğulları kabilesinden
irtakı ada lar arka a takıldılar ve a a şöyle dediler:
— Vallahi, se i
u da ö e ir gü ah işlediği i il iyoruz. Böyle olduğu halde diğer evleri de kalıp savaşa
katıl aya lar gi i ir özür uydur ayı e ere edi . Hâlbuki Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in senin için
Allah ta af dile esi, gü ahı ı ağışla ası a yeterdi. O lar u şekilde e i kı a aya deva ettiler. O ları u
kı a aları da dolayı, tekrar Hazreti Peyga ere dö üp ke di i yalanlamaya bile niyetlendim. Sonra arkadaşları a
şöyle dedim:
— Bu e i
aşı a gele hal, aşka ir ki se i aşı a geldi i? Be i gi i Te ük savaşı da geri kalıp özür eya
etmeyen ve doğruyu söyleye ir ki se var ıdır? O lar:
— Evet, tıpkı se i gi i doğruyu söyleye iki kişi vardır, Hazreti Peyga er sa a e uyurdu ise, ay e o lara da o u
söyledi, dediler. “o ra e arkadaşları a sordu :
— O iki zat kimlerdir? Dediler ki:
— O larda iri Mürare i ‘e î diğeri de Hilâl i Ü eyye dir. Bu ları öğre i e e deki tereddüd ve kararsızlık hali
kalktı. Ö eki doğruluk fikri üzeri de ulu ayı kesi likle kararlaştırdı . Çü kü isi leri i öğre diği
u iki zat
asha ı üyükleri de ve Bedir savaşı da ulu a salihlerde diler. Artık u lar e i içi uyul ası gereke kimseler
ola ilir, de işti ve saki leş işti .
Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Tebük seferi de geri kala larda yal ız üçü üzle ko uş ayı
bütün Müslümanlara yasakladı. Bu u üzerine herkes bizden kaçı dı; ize karşı irde değişiverdiler. Hatta Medine
a a ya a ı gel eye aşladı. “a ki daha ö e ta ıdığı şehir değildi. İşte u duru da ta elli ge e gü kaldık.
Be i o iki arkadaşı evleri de hiç dışarı çık ayarak üte adiye ağlayıp durdular. Be arkadaşları da daha ge ç
ve dinç idim. Onun için Müslümanlar arası da a aza katılırdı , çarşılarda da dolaşırdı ; fakat hiç ki se e i le
ko uş azdı.
Na azda so ra aza Hazreti Peyga eri oturduğu yere gidip huzurları da selâ verirdi . He de e i
selâ ı ı al ak içi Hazreti Peyga eri
ü arek dudakları ı kı ıldatıp kı ıldat adığı ı ke di e sorardı . Baza da
Mescid de Hazreti Peyga eri yakı ı da a aza dururdu . He de gizli e gözü ü u u ile Hazreti Peygambere
akardı . Be a aza aşlayı a, Hazreti Peyga er a a dikkatli e akardı. Fakat e Hazreti Peyga eri tarafı a
dö düğü za a , ü arek yüzü ü e de çevirirdi, i sa ları efası da uğradığı sıkı tılı gü ler uzayı ca insanlar
içinde e iyi dostu ola a a ı oğlu E û Katade i osta ı a duvarda aşarak girdi . E û Katade ye selâm
verdi ; fakat vallahi, selâ ı ı al adı. Be o a şöyle dedi : — Ey Ebû Katade! Allah için söyle. Allah ı ve o u
Peyga eri i sevdiği i iliyor usu ? E û Katade e i
u soru a evet veya hayır hiç ir cevap vermedi. Sorumu
tekrarladı yi e ir cevap ala adı . Üçü ü defa soru a: Allah ve ‘esulü daha iyi ilir, dedi. O a da e i iki
gözü de yaşlar oşa aya aşladı. Ağlayarak yi e osta duvarı da dışarıya çıktı . Medi e çarşısı da yürürke
Şa halkı da ve hıristiya di i de olup ekinini satmak için Medine ye gele ir kıpti fellah (çiftçi), Kâb bin Malik
ki dir? diye i sa lara soruyor ve e i araştırıyordu. Ada lar da hıristiya a beni gösterdiler. Sonra o hıristiya ya ı a
geldi. Gassa sulta ı Ce ele i Eyhe tarafı da gö derile
ektu u a a verdi. Bir de aktı ki, ektupta şöyle
deniliyor:
i di i a ıp ke disi e ağla dığı ada ı ı ) sa a eziyet ve efa ettiği ha eri i aldı . Hâlbuki Allah seni böyle zillet ve
hakaret yeri de kal ak içi yarat adı. Dü ya sa a dar değildir. Böyle e zillet yeri de dur ak sa a yakış az.
Mektu u sa a ulaşı a he e ize katıl. Biz se i teselli ederiz.
Mektubu okuyunca kendi kendime dedim ki, bu da, geçirmekte olduğu i tiha ı bir parçası! Hemen o mektubu
ateşe atıp yaktı .
Sonra elli ge e i kırk ge esi geçtiği za a , Hazreti Peyga eri elçisi Hüzey e i “a it a a gelerek şu e ri te liğ
etti:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, karı da ayrıl a ı sa a e rediyor. Ben de:
— )ev e i oşayayı
ı? diye sordum. O da:
— Hayır, oşa ayı ız; a ak uvakkat ir za a içi o a yaklaş ayı ız, dedi.
Ba a gö derile u ha er ay e diğer iki arkadaşı a da gö derildi. “o ra zev e e dedi ki, hakkı da Allah ı hük ü
geli eye kadar se aile i ya ı a git. O da gitti.
Arkadaşları da Hilâl i Ü eyye i zev esi Havle i ti Ası , Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gitti ve şöyle
dedi:
—Ya Resûlallah! Be i ko a Hilâl i Ü eyye ihtiyar ir ada dır. Yal ız aşı a ke di i idare ede ez. Be de aşka
onun hizmetini yapacak kimsesi yoktur. Onun hizmetinde bulunmama izin verir isi iz? Hazreti Peyga er o kadı a
üsaade et iş; fakat ko ası a yaklaş a ası ı da e ret iş. Bu u üzeri e kadı de iş ki:
— Ya Resûlallah! Be i ko a ı hiç ir hareketi kal a ış olduğu gi i, u iş o u aşı a geleli eri deva lı olarak
ağla aktadır.
Kâ b, söze devam ederek der ki;
Ailemden biri bana, sen de peygambere gidip Hilâl bin Ümeyye i karış a izi verdiği gi i, karı ı , se i ya ı da
kal ası içi izi istese ol az ı? dedi. Bu şekilde a a ısrarda ulu du ise de o a şu eva ı verdi :
— Vallahi, öyle şey içi e Hazreti Peyga ere gidip o u rahatsız ede e . “o ra e , asıl o a üra aat edeyi ?
Hilâl gi i ihtiyar değili , ge ç olduğu içi ke di hiz eti i göre iliri . “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem i de a a e söyleye eği i ile e . İşte kırk gü de so ra o gü daha öyle geçirdik. Böyle e i sa larda
ilgi izi kesilişi üzeri de ta elli gü geç iş oldu.
Ellinci günün sa ahı da idi ki, evlerimden birinin da ı da sabah a azı ı kıl ış oturuyordu . Öyle ir sıkı tılı halde
idim ki, Kur an-ı Keri de Ce a ı Hak uyurduğu gi i, yeryüzü bu a ge işliği e rağ e a a dar gel işti. Bir de
a sızı “el dağı tepesi de yüksek sesle birinin:
— Ey Kâ b, sana müjde! ağırdığı ı işitti . Hemen şükür secdesine kapa dı . Artık ferahlık za a ı ı geldiği i
a ladı . Bizi üçü üzü tev eleri i ka ul edildiği sabah a azı da so ra Hazreti Peyga er herkese
açıkla ıştı. Bu u üzeri e üjde iler her üçü üzü evleri e koştular. Be i tarafı a gele
üjde i atı a i iş dört
ala geliyordu. Fakat “el dağı a çıka Eslem ka ilesi de çevik ir ada ı sesi a a daha ö e gel işti. Bu üjde i
ya ı a vardığı da sırtı daki iki el ise i, üjdesi i karşılığı olarak çıkarıp o a giydirdi . Vallahi o gü o iki el isede
aşka el ise yoktu. He e iki giysi ridâ ve izar ödü ç aldı ve giydi . Öyle e Peyga er Sallallahu Aleyhi ve
Sellem i huzuru a vardı . Yolda grup grup i sa lar e i karşılayarak tevbenin kabulünü tebrik ediyor ve Allah Telâ
Hazretleri tarafı da ağışla a kutlu olsu , diyorlardı. Nihayet Mes idi şerife girdi . Hazreti Peyga er mescit
içerisi de etrafı da i sa lar olduğu halde oturuyorlardı. İçleri de e i göre Talhâ i A dullah he e ayağa kalktı
ve koşarak e i ku aklayıp te rik etti. Vallahi, Talha dan aşka muhacirlerden hiçbir kimse beni tebrik etmeye
kalk adı. Vallahi, Hazreti Talha ı a a ola sadakati i hiç ir za a u uta aya ağı .
Sonra ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerine selâm verdim. Hazreti Peygamberin mübarek yüzlerinde
sevi ç parıltısı olduğu halde a a şöyle uyurdular:
A a da doğalı eri rastladığı e
utlu gü ü sa a üjdeleri . Ben sordum:
— Ya Resûlallah! Bu üjde se i tarafı da
ı, yoksa Allah tarafı da
ı? Ba a şu eva ı verdiler:
Hayır, benim tarafı da değil, bu müjde Allah katı da ! Hazreti Peygamber sevinçli oldukları zaman mübarek
yüzleri deki ur ir kat daha çoğalır ve parlardı. Biz de ötede eri o u u hali i ilirdik. “o ra huzurları da oturdu
ve şöyle dedi :
— Ya Resûlallah! Mademki Allah Teâlâ Hazretleri e i ağışladı, u ağışla a ı karşılığı, Allah Teâlâ Hazretleri
peygamberi için bütü
alı da sadaka olarak sıyrıl a dır. Hazreti Peyga er a a:
Malı ı ir kıs ı ı tut, u se i içi daha hayırlıdır uyurdu. Be de Hay er ga i etleri de a a düşe hisse i
alıkoyuyoru , dedi .
Sonra Hazreti Peygamber e şu sözü verdi :
— Ya Resûlallah! Allah Teâlâ e i doğruluk se e iyle kurtardı. Bu da
öyle hayatım oyu a doğrulukta
ayrıl aya ağı , söz veriyorum. Kâ b bin Malik diyor ki:
— Vallahi, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e doğruluk sözü verdiği de iti are Allah Teâlâ, bana ihsan ettiği
nimet kadar Müslümanlardan hiç bir kimseye ihsan et e iştir. Hem de Hazreti Peygamber e verdiği o doğruluk
sözü de eri, u gü e kadar hiç ir şekilde ilerek yala söyle edi . Bu da so ra da Allah Teâlâ Hazretleri beni
yala söyle ekte korur, diye ü idi ta dır.
Allah Teâlâ Hazretleri şu ealdeki ayeti Keri e yi Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e indirdi:
And olsun ki, Allah, peygambere ve o güçlük vaktinde (Tebük savaşı da çekilen sıkı tı ve mahrumiyet günlerinde) ona
uyan Muhacirlerle Ensar a lütuf ta ulu du. Öyle ki, içleri de ir kıs ı ı Kalpleri kay ağa yüz tut uş iken yine de
o ları tevbelerini kabul buyurdu. Çünkü O, onlara karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. (Tevbe: 117)
Vallahi, Hazreti Peyga ere karşı yala söyleyip te helak olurum korkusu ile itizam (??? iltizam) ettiği sadakat sözü,
e i İsla a hidayet ettikten sonra Allah ı a a verdiği e üyük nimettir. Aksi halde diğer yala söyleye ler gi i e
de helak ola aktı . Allah yalan ko uşa lar (mazeret uydura lar hakkı da, şi diye kadar hiç ki se hakkı da
indir ediği e ağır ayeti i i dir iş ve şöyle uyur uştur:
Ke dileri de razı olası ız diye
ü afıklar size ye i ede ekler. Fakat siz o lardan razı olsa ız da, Allah, asla o
fasıklarda razı ol az. (Tevbe: 96)
Diğer ü afıklar Hazreti Peyga eri huzuru a giderek özürleri i ye i le ifade ettiler. Hazreti Peyga er de o ları
mazeretlerini kabul etti ve onlar için Allah ta
ağfiret diledi. Biz ise o lar gi i azeret uydur akta ve Peyga er in
bizim için ağfiret dile esi de geri kaldık. Biz üç kişi idik. Hazreti Peygamber bizi, Allah dan bir emir ve hüküm
gelinceye kadar bekletti. İşte u da dolayıdır ki, Allah Teâlâ Hazretleri:
Duru ları geri ırakıla üç kişiyi Kâ i Malik, Hilâl i Ü ayye ve Mûrâre i ‘e î i Allah ağışladı. Çü kü o
derece bunal ışlardı ki, yeryüzü ütü ge işliği e rağ e o lara dar gel iş, vi da ları da ke dileri i sık ıştı ve
Allah ta kurtuluşu a ak Allah a sığı akta olduğu u a la ışlardı. Bu da so ra Allah o ları tev ekâr ol aya
uvaffak kılıp tev eleri i ka ul uyurdu. Şüphesiz ki Allah tev eleri çok çok ka ul ede dir, çok merhametlidir.
(Tevbe: 118)
Bu ayette geçen Geri ırakıla üç kişi sözü Te ük savaşı da geri kala lar a ası da ol ayıp duru ları hakkı da
hükü veril esi ertele iş ola lar a ası dadır ki, u dan üçümüz kastedilmektedir.
1109- Ebu Bekre (R.A.) der ki:
Hazreti Ali ile Hazreti Aişe (R.A.) arası da ereya ede
eşhur Ce el vakası da e Hazreti Aişe taraftarı olarak
savaş ak kararı da idi . Fakat daha önce Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de işittiği
ir hadîsten Allah Teâlâ
beni faydala dırdı. Peyga eri u hadîs-i şudur:
Bir kavi ki, idaresi i kadı a ırak ıştır, o toplu asla iflah et ez. Bu hadîs-i şerifi Hazreti Peyga er şu hadise
üzeri e uyur uştu: İran imparatoru ölünce erkek ço uğu ol adığı da o u kızı ı tahta çıkardılar. İşte u ha er
Hazreti Peyga ere ulaşı a, yukarıdaki hadîs-i şerif varit ol uştur. Be de u hadîs-i şerife daya arak Hazreti Aişe
taraftarı olarak CEMEL vak ası da ulu adı .
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-758
PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ’İN HA“TALIĞI VE VEFATI
1110- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ölü hastalığı da, kızı Fatı a yı ‘adıyallahu A ha ya ı a çağırarak kulağı a
gizli e ir şey söyledi. Hazreti Fatı a ağla aya aşladı. “o ra iki i defa yi e gizli e kulağı a ir şey söyledi. Bu defa
Hazreti Fatı a gülümsedi. Sonra biz Hazreti Fatı a ya u iki hali se e i i sorduk. Bize şöyle a lattı:
— Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, birinci defası da bu hastalık yüzünden dünyadan ahirete göçeceklerini bana
söylediler. O u içi ağladı . İki i defası da ise vefatları da so ra aile ferdleri içinden en önce kendilerine
kavuşa ak ola ki se i e olduğu u ildirdiler. O u içi sevi di ve güldü .
Hazreti Aişe yi e a latır: Be , ‘esûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de çok defa şöyle uyurduğu u işitirdi : Hiç ir
peyga er, dü yada kal ası ve ahirete göç esi arası da uhayyer ırakıl adıkça (bunlardan birini seçme ser estliği
kendisine ta ı adıkça vefat etmez. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in, ölü hali de ü arek sesi kısılı a
şu ealdeki ayeti keri eyi okuduğu u işitti :
Allah a ve Peyga ere, itaat ede ler, işte u lar, Allah ı ke dileri e i et verdiği peyga erlerle, sıddîklarla,
şehidlerle ve iyi ki selerle era erdirler. Bu larsa e güzel arkadaşlardır! (Nisa: 69)
Bu u üzeri e diğer peyga erler gi i, Allah tarafı da dü yada kal asıyla ahirete göç esi arası da Hazreti
Peyga eri de ser est uhayyer ırakıldığı ı a ladı .
1111- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri sağlık hallerinde iken: Hiç bir peygamber cennetteki yerini
görmedikçe ve sonra da dünya ile ahiret arası da uhayyer kılı adıkça vefat et e iştir. buyurdular. Hazreti
Peyga er hastala ıp ölü hali de ü arek aşı dizi üzeri de ike , ir ara ke di de geçtiler. “o ra ke dileri e
geldikleri vakit, ü arek gözleri i evi tava ı a doğru çevirdi ve:
Allah ı ! Be i, yü e yoldaşa kavuştur. uyurdu. Ya i, ir a ö e sa a kavuşayı , yahut ukaddes yüksek aka a
erişeyi .
Hazreti Peygamber böyle dua edince, ben kendi ke di e dedi ki artık ‘esûlullah izi seçip dü yada kal ası ı
dilemez. Hayatları da buyurdukları, Allah tarafı da dü ya ile ahiret arası da uhayyer kılı ak hadîs-i şerifi i
gereği ahireti ihtiyar ettikleri i a ladı .
Mütercim:
Hazreti Peyga ere ölü hali de Ci ril gelip o u uhayyer kıldığı diğer hadîslerde geçmektedir.
1112- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in mübarek vücutları a ir hastalık geldiği za a , uavvizetey Nas ve Felak)
sûreleri i oku ak ve par akları ı uçları a üfleyerek ağrıya yerleri e sür ek adetleri idi. Bu defa ölü lerine sebeb
ola hastalıkta ike , e de Muavvizetey sûreleri i okuyarak Hazreti Peygamberin ellerine üfürür ve ellerini ağrıya
yerlerine sürerdim. Bu son hastalığı da kulağı ı mübarek ağızları ı ya ı a yaklaştırdı ve di ledi . Şöyle dua
ediyorlardı:
Allah ı ! Be i ağışla, e i esirge ve e i yü e yoldaşa kavuştur.
1113- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Allah Teâlâ Hazretlerinin bana özel olarak ihsan uyurduğu en büyük nimetlerinden biri de, Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Hazretlerini e i evi de ve ö et gü ü de, ü arek aşları göğsü e dayalı ulu duğu halde
vefat et eleri ve e i ağız suyu ile Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i ağız suyu u ir iri e
karış ış ol asıdır. Şöyle ki:
Hazreti Peygamberin hastalığı da onun daya ağı idim; O, bana yasla ıyordu. O anda ya ı a kardeşi Abdurrahman
i i E i Bekir geldi. Eli de ir isvak ağaçta diş fırçası olduğu halde içeri gir işti. Hazreti Peyga eri , kardeşi i
elindeki o misvâk a dikkatle aktığı ı gördü . Peyga ber Sallallahu Aleyhi ve Sellem in o misvâk ı istediği i a ladı .
Hemen sordum:
— Ya Resûlallah, isvak ister isi iz? Hazreti Peyga er, evet, a ası da ü arek aşı ile işaret etti. Be de he e
kardeşi de
isvâk ı alarak Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e verdi . Hazreti Peyga eri hastalığı şiddetli
olduğu da
isvak o a sert geldi. Be , ya Resûlallah! mivsâk ı size iraz yu uşatayı , dedi . Yine aşları ile işaret
ederek yu uşat a ı istediler. O isvak ı ü arek eli de aldı ve ağzı da çiğ eyerek tükürüğü ile yu uşattı .
Sonra Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem e verdim. O da isvakı dişleri e sürdü.
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem i ö ü de deride ve içi de su ulu a ir kap vardı. Mü arek elleri i o suya
sokarak ıslatır, ü arek yüzü e sürer ve şöyle uyururdu:
-Allah ta aşka i adet edile ek hiç ir ilâh yoktur; ölümün de gerçekte sekeratı şiddeti vardır. Sonra Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, elleri i göğe doğru kaldırıp ruhları ı tesli edi eye kadar:
Yü e yoldaşı ya ı da... demeye başladılar. “o ra ü arek, eli yavaş yavaş düştü. Artık dü yada göç üşlerdi.
1114- Hazreti Aişe ‘adıyallahu Anha) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem e hastalığı da aygı lığa e zer ir hal gel işti. Biz de hastalığı a ir ilaç
hazırladık. Ke dileri u ilâ ı iste edikleri i, işaretle ize ildirdilerse de, iz, her hasta ilâç ka ul et ez düşü esiyle
yi e o ilâ ı ağızları a da lattık. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem ke di e geli e şöyle uyurdu:
Ağzı a ilâç damlatmaktan sizi menetmedim mi! Bu evde (amcam) Abbas ta aşka herkesi ağzı a eza olarak ay ı
ilâçta da latıla ak ve e de göre eği . A as ise sizi ağzı a ilâç da lat a ızı gör edi o es ada ara ızda
değildi .
Mütercim:
Şa ı yü e ir peyga er öyle ilaçla ayı yasakla ışke , u u di le eye leri ahirette ir ezaları ol ası
gerektiği de dü yada kısas olarak o ları ay ı ilâ ı kulla ak suretiyle ezala dırılarak ahiret ezası da
kurtarıldıkları a laşıl aktadır. Bizzat tedavi ile uğraşa lar ve görüpte rıza göstere ler ay ı ezaya hâk kaza ış oldular.
Fakat Hazreti A as tedavi sırası da ulu adığı içi o üstes a kılın ıştır.
1115- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i irtihalleri e se e ola so hastalıkları ağırlaşı ca, mübarek, vücutları a ir
ağırlık astığı ı göre kızı Hazreti Fatı a (‘adıyallahu Anha):
— Yetişi , a a a ağırlık astı! diye feryad etti. Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem kızı a şöyle uyurdu: Kızı ,
ugü de so ra artık a a ı ir sıkı tısı kal aya aktır.
Mütercim:
Hazreti Peyga eri alt ış üç yaşı da irtihal ettikleri i Hazreti Aişe a latır. Her e kadar “ahih-i Müslim de alt ış eş
yaşı da irtihal ettiği rivayet ediliyorsa da, doğrusu Hazreti Aişe nin Buharî deki rivayetidir. Bu alt ış üç yılı elli üç
senesi, Mekke de ve geri kalan on senesi de Medine de geç iştir.
Ta kırk yaşı da Mekke de ü üvvet geldikte so ra, peyga erliği ilk o üç yılı ı da orada geçir işlerdir. A ak u
o üç yılı üç se esi fetret devri vahyi kesildiği za a ol uştur. Bu iti arla arka arkaya Kur a ı kerimin nüzulü on
sene Mekke de ve on sene de Medine de peyderpey vuku ularak yir i se ede ta a la ış oldu.
5 Ömer Ziyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-763
KURAN TEF“İRİ BAH“Î
FATİHA “URE“İ
1116- Ebû Saîd El-Hudrî (‘adıyallahu Anh) der ki:
Be , es idi şerifte a az kılarke Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e i huzurları a çağırdı. Na azda sonra
huzurları a varı :
— Ya Resûlallah! Namazda idim; onun için geciktim, dedim. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
- Allah Teâlâ; Allah ve Peyga eri e, sizi çağırdığı za a derhal i a et edi , uyur adı ı? (Enfal: 24) Böylece beni
azarla a yollu ikaz ettikte so ra şöyle uyurdular:
Bu es idde dışarıya çık ada sa a ir sûre öğrete eği ki, o sûre, Kur an ı e üyük sûresidir. Sonra Hazreti
Peygamber elimden tutup beraberce mescidden çıkarke e dedi ki, ya ‘esûlallah, siz Kur an ı en büyük sûresini
a a öğrete ek değil iydi iz? Bu u üzeri e uyurdular ki:
O sûre, El-hamdü lillâhi Rabbil ale î Fatiha süresidir. Bu sûre tekrarla a yedi ayet ve Allah tarafı da a a verile
büyük Kur a dır.
Mütercim:
Fatiha sûresi yedi ayettir. Ancak imam Azam Hazretlerine göre, Bes ele sûrede ir ayet değildir. “ıratallezi e e
amte aleyhim tam ayettir ve bununla yedi ayet ta a la aktadır. İ a Şafii Hazretlerine göre ise, Besmele, Fatiha
sûresinden bir ayettir ve “ıratellezi e e amte aleyhim ta ayet değildir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
BAKARA SURE“İ
1117- Abdullah bin Mes ud (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e gü ahları e üyüğü ha gisidir? diye sordu . Ba a şu eva ı
verdiler:
Allah se i yarattığı halde se i o a eş ve ortak koş a dır. Sonra en büyük günah hangisidir? sordum. Buyurdular ki:
“e i le ek eği i paylaşa ağı korkusu ile ke di ço uğu u öldür e dir. Ben yine sordum: Sonra en büyük günah
ha gisidir? Ba a şu eva ı verdiler:
Ko şu u helali ile zi a et e dir.
1118- Said bin Zeyd (‘adıyallahu Anh) Hazretleri de rivayet edil iştir:
Kızıla çala ak a tar, kudret helvası türü de dir ve o u suyu göze şifadır.
1119- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
İsrail Oğulları a, Kudüs kapısı da aşları ızı eğerek ve gü ahları ızı ağışla ası içi dua ederek giri iz, buyrulduğu
halde, o lar kıçları ı üstü de sürü erek girdiler ve e ri değiştirip, gü ahlarda tev e, diye ekleri yerde, arpada
ha e, dediler e ri alaya aldılar .
Mütercim:
İsrail Oğulları ı , Allah ı e ri i alaya al aları da dolayı o lara tau ve a hastalığı gelerek ir saat içi de yir idört
i kişi i öldüğü rivayet edil iştir:
1120- İ i A as dan (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ uyur uştur: İ sa oğlu hakkı ol adığı halde e i yala ladı ve hakkı ol adığı halde a a sövdü. Be i
yala la ası şu: “a ıyor ki, çürüyüp toprak olduktan sonra kendisini eski durumuna çeviremem. Bana sövmesine
geli e, e i ço uklu olduğu u iddia et esidir. Hâlbuki ben, zevce yahut çocuk edinmekten beriyim.
1121- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Siz ehli kita ı e doğrulayı ız, e de yala layı ız; a ak iz Allah a ve bize indirilene iman ettik, deyiniz.
1122- Ebû Saîd den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Kıya et gü ü de Nûh Aleyhisselâ Allah ı huzuru a davet edili e:
— Emri e hazırı , e ret, ey Rabbim! diyecektir. Allah Teâlâ ona buyuracak:
— Be i e ir ve hükü leri i kav i e te liğ etti
i? O da: — Evet te liğ etti ! diye ek. Sonra onun ümmetine
sorulacak:
— Size bu peygamberiniz (Allah ı hükü leri i te liğ etti i? O lar da:
— Bize ihtar ı bir peygamber gelmedi, diyecekler. Sonra (Allah Teâlâ Nûh Aleyhisselâm a) diyecek ki:
— “e i lehi e te liğde ulu duğu a dair ki şahitlik ede ek? Nuh Aleyhisselâ da:
— Muha
ed Aleyhisselâ ve o u ü
eti e i İçi şahitlik ederler, diye ektir.
Bunun üzerine ümmetim, Hazreti Nuh un, kendi ümmetine Allah ı hükü leri i te liğ ettiği e şahidlik edecekler ve
peyga eri iz de sizi şehadeti iz doğru olduğu a şahitlik ede ektir. İşte u, Allah Teâlâ Hazretlerinin Kur a ı
Kerimde:
Ey müminler! Böyle e sizi seçki ve şerefli ir ümmet kıldık ki, ütü
illetler hakkı da adalet ör eği ve hak şahidleri
olası ız. Peyga er de sizi üzeri ize şahid olsu
(Bakara: 143) meali deki uyurduğu ayeti a la ıdır. Vasat,
adalet demektir)
1123- Enes (R.A.) der ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selle şöyle dua ederdi:
Allah ı , ey Rabbimiz! Bize hem dünyada iyilik (ibadet ve itaat) ver, hem de ahirette iyilik (sevab ve rahmet) ver ve bizi
azabdan koru.
1124- Ebû Hureyre den ‘.A. rivayet edil iştir:
Yoksul kendisini veya iki hur a ı yahut bir veya iki lok a ı geri çevirdiği dile i değildir. Yoksul, o ki sedir ki,
dile ekte kaçı ır. İsterse iz Allah Teâlâ Hazretlerinin, onlar halktan ısrar edip dilenmezler , âyeti kerimesini
okuyunuz. (Bakara: 273)7
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-767
ALİ İMRAN “ÛRE“İ
1125- Hazreti Aişe ‘.A der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri şu ealde ki ayeti keri eyi okudu:
Sana Kur a ı indiren O dur. Kur an ı
uhke
açık ve kesi âyetleri vardır ki, bunlar (kutsal) kita ı esasıdır.
Birtakı
üteşa ih değişik a la lara gele ile
aşka âyetler de vardır ki, kalpleri de eğrilik ulu a lar, fit e
çıkar ak ve ke dileri e göre yoru la ak içi o u
üteşa ih ayetlerine uyarlar. Hâlbuki o üteşa ihin te vilini ancak
Allah ilir. İl i i elikleri e vakıf ola lar: Biz o a kutsal kita a i a dık, hepsi uhke i ve üteşa ihi ‘a i iz
katı da dır, derler. Aklıseli sahipleri a ak u a akıl erdirir. Ali İ ra :
“o ra a a Hazreti Peyga er şöyle uyurdu:
Kur an ı
üteşa ih ayetlerinin ardı a düşe leri görürsen bil ki, onlar, Allah ı adla dırdığı (Kalpleri eğri kimselerdir.
O larda sakı ı ız.
Mütercim:
Müteşa ih gerçek a ası a laşıla aya ayetlerdir. Bu lar da iki kısı dır. Biri, he lâfız, he de a ası üteşa ih
ola lardır. Bu lar, sûre aşları da gele Elif, La , Mî ve Ta, Ha gi i harfledir. Bu lara ukatta a harfler denir.
Bu ları Ara dili de e lâfız la ve e de a aları ili iyor. Bu ları gerçek a ası ı yal ız Allah bilir.
İki i kısı
üteşa ih de, yal ız a aları ili eye ve kapalı ola ayetlerdir. Allah ı eli, sizi elleri izi
üstündedir. , ‘ah a ola Allah Arş üzeri e oturdu. ayetleri ile, ‘a i iz dü ya göğü e i er. mealindeki hadîs-i
şerifler gibi. Bu ayetlerde geçen Allah ı eli, oturdu kelimeleriyle hadîste geçen iner keli esi i
a aları ili e
şeylerdir. Fakat u ları Allah a isnad etmek, Allah ı şa ı a uygu düş eye eği de u ları gerçek a aları ı Allah a
ırak ak selef âlimleri görüşüdür. Ancak daha so ra gele ve üteahhiri dîye adla dırıla müçtehitlere göre, bu
gibi ayetler ve hadîs-i şerifler, Allah ı şa ı a yaraşır şekilde tevil edilirler. Allah ı eli de ek, Allah ı kudreti de ektir.
İstilâ, ihata a ası adır. Allah ı i esi de ek, rah eti i ol a gel esi de ektir, şekli de uygu
a alar verirler.
İşte öyle üteşa ih ayetleri hakikati de ahsede ler ve tartışa lar, kalpleri de eğrilik ulu a lar olduğu u Allah
Teâlâ Kura ı keri de uyuruyor. Bu ayeti
eali eti de veril iştir.
1126- İbni A as da (‘adıyallahu Anhuma rivayet edil iştir:
Eğer i sa ları dava edip istedikleri her şey ke dileri e yal ız iddiaları üzeri e veril iş olsaydı, irtakı ki seleri
ka ları ve alları haksız yere giderdi. Ye i a ak davalıya teklif edilir ve dava ı ise delil ika e et ekle
yükümlüdür).
1127- İ i Abbas (‘adıyallahu Anhuma) der ki:
Hazreti İ rahi Aleyhisselâ ateşe atılırke Allah bize kâfidir ve o ne güzel vekildir! dedi.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efe di ize de azı ki seler gelerek: Müşrikler sizi le savaş ak içi hazırla ış
ve ir araya gel işlerdir. Bu larla E u “üfya ve arkadaşları ile savaşa ile ek gü ü üz yoktur. Ted irli olu uz diye
korku verdikleri za a , o ları u sözleri a ak ü i leri i a ve cesaretlerini artırdı ve şöyle dediler:
Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekildir.
1128- Üsame bin Zeyd (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri Bedir savaşı da ö e Medi e de hastalanan Sa d bin Ubade yi
ziyaret içi çık ıştı. “a d, Haris i Hazre oğulları ya ı da hasta yatıyordu. Hazreti Peyga er ir erke e i işti.
Merke i sırtı da, Fedek eldesi de doku a saçaklı ve kalı ir kili vardı. Hazreti peyga eri terkisi de de küçük
Üsame bulunuyordu. Yolda giderlerken, henüz İslâmı ka ul et e iş ola A dullah i “elül ü e iyeti e uğradılar.
Bu topla tıda, Müslümanlardan, putperest üşriklerde ve Yahudilerden karışık kimseler vardı. Ashaptan Abdullah bin
Revaha da u topla tıda ulu uyordu. Hazreti Peyga er geçerke
erke i kaldırdığı tozlar oradakileri üzerleri i
kapladı. A dullah i U eyy i “elül, el isesi i eteği ile yüzü ü ve ur u u kapadı. “o ra Peyga er Sallallahu
Aleyhi ve Sellem e;
— Üstümüzü, aşı ızı toz etmeyiniz, dedi. Hazreti Peygamber o meclise selâm verdi ve durdu. “o ra hayva ı da
inerek orada bulunanları di e davet etti ve o lara öğüt verdi, Kur andan ayet okudu.
Abdullah bin Ubeyy bin Selül dedi ki:
— “e i söyledikleri gerçek ve hak ise, u da daha güzel şey ola az. Fakat izi
e lisi ize gelipte bizi böyle
rahatsız et eyi iz. “iz evi ize dö ü üz de, size gele olursa o a öğüt veri iz.
Bu u üzeri e asha ı ileri gele leri de şair A dullah i ‘evaha:
— Ya Resûlallah! Abdullah bin Ubeyy bin Selül ü sözü e ak a; her za a
e lisi ize şeref ver ve bize Kur an
okuyarak öğütlerde ulu , dedi. Bu u üzeri e Müslümanlarla diğer üşrikler arası da ü akaşa ve çekiş e aşladı.
Birbirleriyle dövüşe ek hale geldiler. Hazreti Peyga er yu uşak ve tatlı sözleri ile o ları yatıştırdı.
Bundan sonra Hazreti Peyga er yi e hayva ı a binerek yola koyuldu ve Sa d bin Ubade i ulu duğu eve girdi. “a d
Hazretleri e şöyle uyurdu:
Ey Sa d! Ebû Hubab ı A dullah i U eyy i “elül ü dedikleri i keşke kulağı la işitseydi . Ada şöyle şöyle
söyledi. Sa d i U ade şu eva ı verdi:
— Ya Resûlallah, o u ağışlayı ız. Çü kü “ize Kur a ı indiren Allah a yemin ederim ki, Allah Teâlâ Hazretleri e şerefli
ola peyga erlik rüt esi i ve ta ı ı size ihsa uyurdu. Hâlbuki u elde halkı Medi e liler) tüm olarak Abdullah bin
Übeyy bin Selül ü ke dileri e aşka seç ek ve o a, özel şekilde sarıl ış salta at ta ı ı giydir ek üzere idiler. Sonra
sizin Medine ye teşrifi izle o u u salta atı yıkılı a so dere e kederle di. İşte A dullah ı size karşı o çirki hareketi
u da ileri gel ektedir. Bu akı da A dullah i U eyy i “elül ü kusuru a ak ayı ız.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de o u ağışladı.
)ate Hazreti Peyga er ötede eri ke dileri e karşı yapıla kusur ve kabahatleri kimden gelirse gelsin affederlerdi.
Kâfirleri yap ış oldukları eziyetlere katla arak sa rederlerdi. Kâfirlerle savaş aya dair Allah ı e ri geli eye kadar
hep öyle deva etti. Bedir savaşı da Kureyş üşrikleri i ileri gele leri i ir kıs ı öldürülü e, adı geçe A dullah
bi U eyy i “elül ile üşrik arkadaşları da i aret kala alık ir topluluk, u Bedir savaşı açık ir üstü lüktür, diyerek
hemen İslâ ı ka ul ettikleri e dair Hazreti Peyga ere söz verdiler.
Mütercim:
Bu ları İslâ ı ka ul edişi görü üş haldedir; çü kü A dullah i U eyy i “elül, ü afıkları aşı idi. O hal üzere de
öl üştü. Mü afıklarda hiç ki se üzeri e a az kıl a ve ka ri üzeri de dur a, mealindeki ayeti kerime bunun
hakkı da azil ol uştur.
1129- Ebû Saîd El-Hudri (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri e irtakı i sa lar gelip:
— Ya Resûlallah! Kıya ette iz Rabbimizi görecek iyiz? diye sordular. Hazreti Peyga er o lara şu eva ı verdi:
Evet, göre eksi iz ! Bulutsuz, gayet errak ir havada ve ta öğle za a ı da gü eşi gör ekte hiç sıkı tı çeker
misiniz? Asha ı kira :
— Ya Resûlallah, hiç bir zorluk çekmeyiz, dediler. Hazreti Peygamber tekrar:
Bulutsuz ve berrak bir geceni aydı lığı da dolu ayı gör ekte hiç zahmet çeker misiniz? buyurdu. Ashap yine:
— Ya Resûlallah, çekmeyiz! dediler. Bunun üzeri e Hazreti Peyga er o lara şöyle buyurdu:
İşte öyle gü eş ve ayı sıkı tısız ve kuşkusuz gördüğü üz gi i, Allah Teâlâ Hazretlerini de kıya ette öyle e
göreceksiniz.
Kıya et gü ü olu a, ir ü adî çağır a ı şöyle çağıra aktır: Her ü
et, dü yada ki e i adet et işse o u
peşi de gitsin. Bunun üzerine Allah ta aşka (put ve sair) şeylere İ adet edenlerin hepsi ehe e e düşe ektir.
Ancak iyi olsun veya günahkâr olsun, Allah a kulluk edenlerle kitap ehlinin ir kıs ı kala aktır. “o ra Yahudi ler çağrılır
ve o lara şöyle de ilir!
— Siz (dünyada) kime ibadet ediyordunuz? Onlar derler ki:
— Biz, Allah ı oğlu Uzeyr e ibadet ediyorduk. Onlara:
— “iz yala söylüyorsu uz. Allah ço uk ve zev e edi e iştir. “iz şi di ne istiyorsunuz? denilir. Onlar derler ki:
— Ey Rabbimiz! çok susadık. İç ek içi su isteriz. O lara, aslı da ehe e alevi olup uzakta serap gi i görü e
cehennemi göstererek, işte oraya var alısı ız, denilir. Onlar topla ıp oraya giderek cehenneme düşerler.
— “o ra Hıristiya lar çağrılır ve o lara sorulur:
— (Dünyada) kime ibadet ediyordunuz? Onlar derler ki:
— Biz, Allah ı oğlu Mesih e İsa ya) ibadet ediyorduk. Bu cevabları a karşılık o lara:
— Siz yalan söylüyorsunuz. Allah zevce ve çocuk edinme iştir. Şi di e istiyorsu uz? de ilir. O lar ö eki
Yahudiler gi i söyleyip so u da ehe e e düşerler. Böyle e ahşerde yal ız Allah a ibadet eden iyi ve günahkâr
ü i ler kalı a, ale leri Rabbi onlara, evvelce tasarladıkları surete yakı ir surette gelir. Bu lara şöyle de ilir:
— “iz e ekliyorsu uz? Her ü
et i adet et iş olduğu şeye uyarak gitti. O lar şu eva ı vere eklerdir:
— Biz dü yada ke dileri e e çok uhtaç olduğu uz za a da ile o larda ayrıl ış ve o larla arkadaşlık et e iştik.
Biz, ibadet et iş olduğu uz ‘a i izi ekliyoruz. Allah Teâlâ uyurur: — işte e sizi ‘a i izi . O lar:
— Biz dü yada ke dileri e e çok uhtaç olduğu uz za a da ile o larda ayrıl ış ve o larla arkadaşlık et e iştik.
Biz, i adet et iş olduğu uz ‘a i izi ekliyoruz. Allah Teâlâ buyurur: — işte e sizi ‘a i izi . O lar:
— Biz Allah a hiç ir şeyi ortak koş ayız, derler ve u, iki veya üç kez tekrarla ır. 8
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-773
Nİ“A “URE“İ
1130- Abdullah bin Mes ud (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana:
Benim için biraz Kur an oku. buyurdu. Ben dedim ki: — Ya Resûlallah! Kur a size azil ol uşke e
i size
okuya ağı ? — Ba a şu eva ı verdiler:
Kur a ı aşkası da dinlemeyi seviyorum. Ben de ona Nisa süresini okudum. Nihayet: Her ümmetten
peyga erleri i irer şahid getirdiği iz ve se i de o ları üzeri e şahid yaptığı ız za a , akalı kâfirleri hali e
olacak!.. mealindeki (Nisa sûresi 41.) ayete geldiği za a , Hazreti Peygamber bana: Dur! dedi. Bir de aktı ki,
ü arek gözleri de yaş oşa akta idi.
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri i ağla ası, Allah a ibadette kusur işleye lere üzül elerindendi.
Yahut u ayeti ihtiva ettiği a a ı şiddet ve azametindendir. Yahut u şekilde ağla aları, ke di, ü
eti i diğer
ümmetlere adalet üzere şahid ola akları sevi i de dir. Şerkavî şerhi de öyle açıkla aktadır. Ba a kalırsa, Hazreti
Peyga eri ağla ası, Kur a di le e i verdiği a evî hazda ve duygula alarda ileri gel iştir.
1131— E û Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Kim benim Yunus bin Metta da daha hayırlı olduğu u iddia ederse uhakkak yala söyle iştir.
Mütercim:
Hût sahibi (Yunus Aleyhisselâm) gibi olma. mealindeki ayetin zahirine bakarak Hazreti Yunus da daha hayırlı
olduğu u sa a ki se, yala ıdır; çü kü hiç kimse peyga er dere esi e ulaşa az.
Yahut Hazreti Peygamber burada tevazu göstererek ümmetinden hiç kimsenin peygamberler arası da üstü lük
iddiası a kalkışıpta Hazreti Yu us u oksa ve aşağı dere ede gör e esi i iste iştir. Peyga erler arası da fark
gözetilmemelidir.
Her ne kadar ayeti kerimede, Biz, peyga erleri ir kıs ı ı diğerleri de üstü kıldık. buyruluyorsa da, burada
iman cihetinde fark gözet e eğe delâlet ede : Allah ı peyga erleri de hiç iri i diğeri de ayırd et eyiz,
mealindeki mana kastedilerek ir tevazu elirtisi ol uştur. Yoksa Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem bütün
peyga erleri e faziletlisidir. Niteki şöyle uyur uşlardır:
Ben insan oğulları ı efe disiyim: Bundan övünme yoktur.
Sonuç olarak denir ki, hiç kimse, Yûnus Aleyhisselâm ı kıy eti i oksa gör esi . A ak peyga erler arası da
fazilet akı ı da fark vardır. Fakat tü ü ü hak peyga er olduğu a iman etmekte hiçbir fark yoktur.
Metta, Hazreti Yûnus Aleyhisselâm ı , a ası ı adıdır. A esi i is i olduğu u söyleye ler de vardır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-775
MAİDE “ÛRE“İ
1132- Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Medi e dışı da ir ka ile, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gelerek bir müddet Medine de oturdular. Sonra
Medine i suyu da ve havası ı ağırlığı da şikâyet ederek şöyle dediler:
— Ya Resûlallah! Biz u elde i havası ı ağır ulduk, urada hasta olduk . Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem
o lara şu eva ı verdi:
işte şu develeri iz, Medi e dışı a havası güzel ir yere Mer aya çıkıyorlar. “iz de o larla çıkı ve u develeri
sütlerinden ve hastalığı tedavisi içi
evillerinden içiniz.
Bu tavsiye üzeri e o ka ile Medi e dışı a çıktılar ve develerde de faydala arak sıhhat uldular. Fakat ir üddet
so ra kavuştukları i ete a körlük ederek hak di de dö düler ve peyga eri ço a ı ı öldürüp bütün develeri
yağ a ettiler. Allah a ve Peyga eri e karşı çıkarak tehditler savur aya aşladılar.
Mütercim:
Bu irtidat ede ka ile, eski e leketleri e kaç ak üzere ike , Hazreti Peyga er o üzü ü olayı öğre di. He e
onları takip edilerek yakala aları içi Hazreti Peyga er ir irlik gö derdi. Gide
irlik o ları yakalayarak
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem i huzuru a getirdi. “o ra fesad ve kötülük peşi e koşa u ki seler hakkı da
şu ealdeki ayeti keri e azil oldu:
Allah a ve onun peyga eri e savaş aça lar ve yeryüzü de fesad peşi de koşa ları ezası a ak öldürül ek veya
çar ıha geril ek veya el ve ayakları çaprazla ası a kesil ek veya sürgün edilmektir.
Bu ayeti keri e uyarı a ezaları ı çektiler.
Eti ye e deve ve diğer hayva ları sidikleri ve tersleri, İ a Aza Hazretleri i
ezhe i e göre hafif e aset
hükmündedir. Bu ları zaruret halinde sıt a ve diğer hastalıklar için kulla ıl ası caiz ise de, kesinlikle içilmeleri haram
ola şeyleri kulla ak aiz değildir. Fakat içil eksizi dışta kulla ıla ilirler.
1133- Hazreti Enes (‘adıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ir defa öyle hüzü veri i ve doku aklı ir hut e okudu ki: öylesini bir daha
ke dileri de işit edi . O hut ede şöyle uyur uştu:
Ey asha ı ! Eğer e i
ildiği i siz il iş olsaydı ız, az güler ve çok ağlardı ız.
(Allah Teâlâ ı azametinden, kıya et ahvalinden, cinayet işleye leri aza ı da ve u ları korkunç hallerinden
benim bildiklerimi siz de benim kadar bileydiniz, bu halleri düşü erek çok ağlardı ız ve hiç gülmezdiniz.)
Bu hutbenin tesirinden bütün ashap hü gür hü gür ağlayarak elleri ve e dilleriyle yüzleri i kapadılar. O sırada
ashaptan bir zat (Abdullah bin Huzafe ayağa kalkarak:
— Ya Resûlallah! Benim babam kimdir? dedi Hazreti Peygamber oha: Fala adır Hüzâfe dir)! buyurdu. Böyle yersiz
azı soruları Hazreti Peyga ere sorul ası üzeri e Allah tarafı da şu ealdeki ayeti keri e azil oldu:
Ey iman edenler! Size açıkla dığı zaman hoşu uza gitmeyecek şeyleri peygambere sor ayı , Kur an indirilirken
u ları sorarsa ız, size açıkla ır ve hoşla azsı ız . Allah şi diye kadarki soruları ızı ağışladı. Allah Gafûr dur,
Halîm dir. (Maide: 101)
Mütercim:
Huzafe nin üç oğlu vardı. Abdullah, Kays ve Harice. Bunlara neseb akı ı da dil uzatılırdı. Hazreti Peygamber gerek
bu hutbelerinde ö e ve u hut e arası da sorula yersiz sorularda rahatsız ol uşlardı. Hatta irisi de kalkıp, e i
devem kayboldu, nerededir? diye sordu. Bu hareketlerden celâllenen Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle uyurdu: Kim ne isterse bana sorsun; hemen burada ona cevap vere eği . Bunun üzerine kendi nesebinde
şüphesi olan Abdullah şüphesini gidermek için yukarda geçen soruyu sordu ve şüphesi gideril iş olduğu da sevi di.
Fakat sonradan annesi, böyle yersiz soruyu duyunca son derece üzüldü ve kederlendi. Kıya ete kadar beni, Hazreti
Peygamberin ümmeti içinde töhmet altı da ıraka ak söz söyledi , diye oğlu a fe a halde gü e di.
Hazreti Peygamberin bu yersiz sorular üzerine celallenmesini teskin için, Hazreti Ömer (‘adıyallahu Anh) gidip Hazreti
Peyga eri
ü arek ayakları a kapa dı ve şöyle dedi:
— Biz Rabbimiz Allah ta , dinimiz, İslâm dan ve peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem den
hoş uduz. Fit eleri şerri de Allah a sığı ırız.
1134- Hazreti Cabir (‘adıyallahu Anh) der ki: Ey Resulüm de ki: Allah size üstü üzde veya ayakları ızı altı da ir
aza gö der eğe yahut Parti parti sizi ir iri ize düşürüp ki i ize ki i izi hı ı ı taddır aya da kâdirdir. Bak,
a lası lar diye ayetleri izi, asıl açıklıyoruz! (En am: 65) mealindeki ayeti kerime nazil olunca, Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Hazretleri üstten ve alttan gelen azab için:
Allah ı ! Bu gi i aza da se i aza eti e sığı ırı . uyurdu ve ir iri e düşür e aza ı içi de: Allah ı ! Bu bir
dereceye kadar hafif veya ehvendir. dedi.
Mütercim:
Başka ir hadîs-i şerifte, Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem : -Ü
eti de dört şeyi kaldırıl ası ı Allah Teâlâ
Hazretleri de diledi . Fakat u dört şeyde Allah Teâlâ ikisi i kaldırdı, diğer ikisi i kaldır adı. Ü
eti i Lût kav i
gi i, se ada taş yağdırarak ve ir de Karu gi i yere geçirerek helak etmemesi e dair iki dua ı Allah ka ul uyurdu.
A ak ü
eti arası da ayrılıklar ol a ası ı ve ir irleriyle savaş a aları ı iyaz etti se de u ikisi i Allah ka ul
uyur adı.
İ sa lar arası da kıya ete kadar ayrılıklar, çekiş eler ve ir irleriyle savaş alar ola aktır.
1135- Hazreti Abdullah (‘adıyallahu Anh) der ki.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Allah Teâlâ Hazretleri de daha çok kıska a hiç ir ki se yoktur. Bu u içi dir ki, Allah Teâlâ gerek gizli ve gerek
aşikâr ütü fuhuşları hara kıldı. Yi e Allah Teâlâ dan övülmeyi daha çok seven hiç kimse yoktur. Onun içindir ki,
ke di zatı ı öv üştür.
(Kur an ı kerimin bir çok ayetlerinde: Allah Rahim dir, Gafûr dur, Âlîm dir. Hamd Allah a ahsustur, diye övgüler vardır.
Ayrı a kullar tarafı da Allah a edilen hamd ve övgülerde Allah razı olur. Bu da kulları faydası var; Allah ise kulları
ha dı a uhtaç değildir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-778
BERÂE “URE“İ
1136- Semûre bin Cündüb (‘adıyallahu Ann) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Bu ge e a a iki elek geldi ve e i alıp götürdüler. Nihayet e i ir şehre götürdüler ki, o şehri i aları altı ve
gü üş kerpiçlerle örülüydü. Orada bizi bir takı erkekler karşıladılar. O ları bedenlerinin bir kıs ı, gördüklerinin en
güzeli ve ir kıs ı da gördükleri i e çirki i idi. Bera eri deki elekler, o ki selere dediler ki: Haydi e et
ehirleri de şu ehire giriniz. Onlar da gidip o nehire girdiler. “o ra ya ı ıza dö düler. Ke dileri de o çirki lik
git iş ve gayet güzel bir şekile gir işlerdi. “o ra o iki elek a a dediler ki: işte şurası Ad e etidir. Şurası da se i
aka ı dır. vücutları ı yarısı gayet güzel ve yarısı gayet çirki ola kimseler de; iyi a elleri i, diğer kötü a ellerle
karıştıra lardır. (Tevbe: 102) Allah Teâlâ u ları gü ahları ı ağışla ıştır.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
HUD “URE“İ
1137- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edildiği e göre Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem söyle buyurdu:
Aziz ve şa ı yü e ola Allah Teâlâ, alı ı (benim yolumda) harca ki e de sa a ihsa edeyi , uyur uştur.
Allah ı ihsa eli dolu olup yer ek suretiyle eksil ez ve ge e gü düz ol ol i et saçar. Gökleri ve yeri yaratalı beri
Allah ı ihsa ettiği i etleri götürüyorsunuz. O nun elindeki nimet hazi eleri de hiç ir şey eksil e iştir. Gökleri ve
yeri yaratmazdan önce Allah ı Arş ı su üzerinde idi. Adalet terazisi de onun kudret elindedir; dilediği i alçaltır,
dilediği i de yükseltir. (Her şeyin ölçüsü onun elindedir; dilediği e dilediği iktar verir.
1138- Ebû Mûsâ da (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri, zali e ühlet verir; ihayet o u yakaladı ı, artık ırak az kaçır az . Ebû Mûsâ der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem u u uyurdukta so ra şu ealdeki ayeti keri eyi okudu:
)ali ülkeleri ezala dır ak istediği de se i Rab i i ezala dır ası işte öyledir. O u ezala dır ası çok a ı ve
çok ağırdır. (Hûd: 102)
Mütercim:
Bu ayeti kerime ile Allah Teâlâ, kulları ı zulü işle ekte sakı dırıyor.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-780
HICR “ÛRE“İ
1139- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
Allah Teâlâ Hazretleri, göklerde emrini verince melekler, O u uyruğu a oyu eğerek ka atları ı çırparlar ve sert
kaya üstü de zi ir sesi e e zeye ir gürültü çıkarırlar. Kalplerinden korku gidince derler ki, Rabbiniz ne buyurdu?
Meleklerin büyükleri cevap verir:
— Allah, hak ve gerçek ola ı uyurdu. Allah yü edir, uludur. Bu arada kulak hırsızlığı yapa lar, u sözleri işitirler. Bu
kulak hırsızlığı yapa
i ve şeyta lar, şöyle, ir diğeri i üstü de halkala ırlar. Baza işite e, aldığı ha eri
arkadaşı a ilet ede ö e şahap aka yıldız yetişerek o u yakar. Bazan da ke disi e şahap isa et et eyip aldığı
ha eri peşi deki e ve o da altı da ulu a a ileterek ha eri zi irle e dü yaya ulaştırırlar. “o ra u ha er sihir azı
ağzı a atılır. “ihir az kâhi da yüz ta e yala ekleyerek ha eri yayar ve yüzde iri doğru çıkı a da i sa lar, fala ve
fila gü , şöyle ve şöyle ola ağı ı ize ildir e iş iydi? İşte doğru çıktı, derler. Doğru çıka ise gökte işitile söz
(haber) dür.
Mütercim:
Hicir sûresinde: Biz, gökleri (Allah ı rah eti de kovul uş şeyta da koruduk. A ak Kulak hırsızlığı ede olursa
o u parıldaya
ir şahap ağ a kovalar. (Hicr: 17-18) mealindeki ayeti kerimenin tefsiri olan bu hadîs-i şerif
münasebetiyle denilmektedir ki: Ö eleri şeyta lar göğe çıkarak ha er çalıp yeryüzü e i erler ve aldıkları u ha erleri
kâhi lere ve dostları a verirlerdi. Bu şeyta lar, Hazreti İsa Aleyhisselâm ı doğu u da so ra gökleri üç katı da
kovuldular. “o ra Peyga eri izi doğu u da itibaren de, yakı ı ir şahap ile kovala arak keha et ve sihir azlık
kapıları kapa ış oldu. 13
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-782
NAHL “ÛRE“İ
1140- Hazreti Enes (‘adıyallahu A h rivayet et iştir:
Allah ı ! Cimrilikten, tembellikte , yaşla ıp u a akta , ka ir aza ı da , De al in fitnesinden, hayatın ve ölümün
fit esi de sa a sığı ırı . diye Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem dua ederdi.
Mütercim:
Kur a ı kerimin: Ki i iz de yaşla ıp u a a çağı a itilir. mealindeki ayeti kerime nazil olduktan sonra, Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle dua ederlerdi.14
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
İ“RA “URE“İ
1141- Ebu Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Ben, kıya et gününde Âdem oğulları ı efe disiyi . Bu ede dir, ilir isi iz? Allah Teâlâ Hazretleri, öncekileri ve
so rakileri ir yerde ge iş ir arazide toplaya aktır. Öyle ir yer ki, çağıra kişi oradakilere sesi i duyura ak ve gözde
o ları göre ile ektir. Gü eş de o lara yaklaşa aktır. Mahşer halkı ı keder ve sıkı tısı, çekil ez ve daya ıl az
dere eye ulaşa aktır. İ sa lar ir irleri e diye ekler ki, aşı ıza gele i görüyorsu uz. ‘a i iz katı da size şefaat
edecek iri i araştır aya ak ısı ız?
“o ra i sa lar ir iri e diye ekler ki, şefaat dile ek içi Âdem Aleyhisselâm a gidiniz. Onlar da Hazreti Âdem
Aleyhisselam a giderek o a şöyle diye ekler:
— “e i sa oğulları ı atasısı . Allah kudret eliyle se i yarattı ve ke di kudreti de sa a ruh verdi. “o ra eleklere
emretti ve sana secde ettiler. Rabbin katı da ize şefaatçi ol. İçi de ulu duğu uz kötü hali görüyorsu . “ıkı tı ızı
e dere eye ulaş ış olduğu u iliyorsu Âdem Aleyhisselam cevap verecek:
— Gerçek şu ki, e i ‘a ı
ugü öyle gaza a gel iştir ki, u da ö e öyle ir gaza a gel e iş ve u da
sonra da böyle bir gazaba asla gelmeyecektir. ‘a ı , yasak ağa ı meyvası dan ye eği a a yasakladığı halde O nun
e ri e karşı geldi . Ke di derdi e düş üşü , ke di derdi e düş üşü , ke di derdi e düş üşü . Başkası a gidi .
Nûh Aleyhisselam a gidin. Sonra onlar Nuh Aleyhisselâm a gide ekler ve şöyle diyecekler:
— Sen yeryüzüne gönderilen büyük peygamberlerin ilkisin, Allah Teâlâ Kur a da seni Çok şükrede kul olarak
a ıştır se i öv üştür . ‘a i katı da ize şefaat et. İçi de ulu duğu uz hali görüyorsu , Nuh Aleyhisselâm
cevap verecek:
— Aziz ve yü e ola ‘a ı , ugü öyle gaza a gel iştir ki, bundan ö e öyle ir gaza a gel e iş ve u da so ra
da böyle bir gazaba asla gelmeyecektir. Hem de ben, kavmimin helaki için dua et işti . Ke di derdi e düş üşü ,
kendi derdime düş üşü , ke di derdi e düş üşü . Başkası a gidi , İ rahi Aleyhisselâ a gidin. O lar da İ rahi
Aleyhisselâm a gidip şöyle diye ekler:
— Ey İ rahi Aleyhisselâ ! “e Allah ı peyga eri ve dü ya halkı da Allah ı Halil isin (dostusun). Rabbin katı da
ize şefaat et. İçi de ulu duğu uz hali gör üyorsu (görüyorsun)? İ rahi Aleyhisselâm onlara cevap verecek:
— Benim Rabbim bugün öyle bir gazaba gel iştir ki, u da ö e öylesi e gaza et e iştir ve u da sonra da asla
böyle bir gazaba gelmeyecektir. Hem de ben üç yala söyle işti . Ke di derdi deyim, kendi derdimdeyim, kendi
derdi deyi . Başkası a gidi ; Mûsâ Aleyhisselâm a gidin. Onlar da Hazreti Mûsâ ya gidi şöyle diye ekler:
— Ey Mûsâ! Sen Allah ı ‘esulüsün, Allah sana peygamberlik vermekle ve seninle ko uş akla se i diğer i sa larda
üstü kıldı. Bizi içi ‘a i de şefaat dile. İçi de ulu duğu uz hali görüyorsu . Mûsâ Aleyhisselâm onlara cevap
verecek:
— Benim Rabbim bugün öyle bir gazaba gel iştir ki, bundan ö e öylesi e gaza et e iştir ve u da so ra da
böylesine gazab asla etmeyecektir. Hem de ben emredilmediği halde ir a a kıy ıştı
ir ada öldür üştü .
Başı dertte, aşı dertte, aşı dertte! “iz aşkası a gidi ; İsâ Aleyhisselâ a gidi . O lar da İsâ Aleyhisselâ a
gidi şöyle diye ekler:
— Ey İsa (Aleyhisselâm)! Sen Allah ı ‘esulüsü ve Merye e vasıtasız olarak ıraktığı keli e ve Allah ta bir ruhsun.
Beşikte ço uk ike i sa larla ko uş uşsu . Bizi içi ‘a i de şefaat dile. İçi de ulu duğu uz hali görüyorsu ?
Hazreti İsa (Aleyhisselâm) onlara cevap verecek:
— Benim Rabbim bugün öyle bir gazaba gel iştir ki, u da ö e öylesi e gaza et e iştir ve u da so ra da asla
böylesine, gazab etmeyecektir. Hazreti İsa, diğer peyga erler gi i, işlediği herha gi ir gü ah a aya ak, Ke di
derdime düş üşü , ke di derdi e düş üşü , ke di derdi e düş üşü . Başkası a gidi ; Muha
ed “allallahu
Aleyhi ve Sellem e gidin, diyecek. Onlar da Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem e gidip şöyle diye ekler:
— Ey Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem )! Sen Allah ı ‘esulüsü ve peygamberlerin sonuncususun.
Allah se i gel iş ve geç iş ütü gü ahları ı ağışla ıştır. Bizi içi ‘a i de şefaat dile. Bizi içi de
ulu duğu uz hali görüyorsu .
Be de, kalkıp Arş ı altı a vararak ‘a i Azze ve Celle Hazretleri e se deye kapa a ağı . “o ra Allah a a,
(secdede iken) kendisine öyle hâmd ve güzel övgüler ilham edecek ki, benden önce hiç kimseye bunları ilha edip
aç a ıştır. “o ra a a şöyle de ile ek:
— Ey Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem ! Başı ı se dede kaldır. Dilediği i iste, sa a verile ektir. Dilediği e
şefaat et, şefaati ka ul olu a aktır. Bu u üzeri e e aşı ı kaldıra ağı ve şöyle diye eği !
— Ümmetimi isterim, ya Rabbi! Ümmetimi isterim, ya Rabbi! Ümmetimi isterim ya Rabbi! Bana denilecek ki:
— Ey Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)! Ümmetinden hesaba çekilmeyecek ola ları, ce et kapıları ı
sağı da Ba -ı ey e den) içeri al. Bu cennete girenler, cennetin diğer kapıları da da diğer i sa lara ortaktırlar.
Bu hadîsi- şerifi so u da Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Nefsim kudret elinde olan Allah a ye i ederi ki, Ce et kapıları ka atları da her iki ka adı arası, Mekke İle
Hi yer arası yahut Mekke ile Busrâ arası kadardır. (Himyer, Yemen de ir ir elde ve Busrâ da Şa tarafı da ir
yerdir.)
MÜTE‘CİM:
Bu hadîs-i şerifte bütün peygamberlerin kendi derdime düş üşü
demeleri ahşer gününe ahsustur. Mahşer
gününden kurtulduktan sonra bütün peygamberler ümmetlerinden azıları a şefaat ede eklerdir; u hususta Allah
tarafı da ke dileri e izi verile ektir. Bu larda aşka şehitler ve veliler de şefaat et eğe yetkili kılı a aklardır. Bu
hususlar, hadîs-i şerif ve ayetlerle sa ittir.
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-787
KEHF “ÛRE“İ
1142- Ebû Hureyre den (‘adıyallahu Anh) rivayet edil iştir:
Kıya et gü ü de azı iri yapılı, se iz ada lar gele ektir ki, Allah katı da sivrisi eği ka adı kadar ağırlıkları
ol aya aktır. “iz u ları duru u u elirte şu ealdeki ayeti keri eyi okuyu uz: Biz o kâfirler içi kıya et
gününde terazi kur ayız veya o lara hiç ir değer ver eyiz . (Kehf: 105)16
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
MERYEM “ÛRE“İ
1143- Ebû Saîd den (‘adıyallahu A h rivayet edil iştir:
(Cennetlikler cennete cehennemlik olanlar da cehenneme girdikte so ra ala a ir koç şekli de ölü getirilip
ehe e ile e et arası da durdurulur. “o ra ir ü adi çağıran) seslenir: — Ey cennet ehli!.. Cennetlik olanlar
aşları ı kaldırıp akarlar. “o ra ü adi o lara sorar:
— Siz bunu (bu koç biçimindeki yaratığı ta ıyor usu uz? O lar:
— Evet, bu ölümdür diye ek ve hepsi o u gör üş ola aklardır. “o ra o ü adi ehe e lik ola lara seslenecek:
— Ey ehe e likler!.. O lar da aşları ı kaldırıp aka aklar. “o ra ü adi sora ak:
— Siz bunu (bu koç biçimindeki yaratığı ta ıyor usu uz? O lar:
— Evet, bu ölü dür! diye ekler ve hepsi o u gör üş ola aklardır. “o ra koç şekli deki ölü orada oğazla ır.
Arkası da
ü adi şöyle der:
— Ey cennetlik olanlar! Bundan sonra ölüm yoktur. Siz ebedi olarak cennette kala aksı ız.
— Ey ehe e lik ola lar! Bu da so ra ölü yoktur. “iz de ehe e de e edî olarak kala aksı ız.
“o ra e etlikleri sevi i i arta ağı ı ve ehe e likleri de kat kat kedere oğula akları ı eya uyura şu
mealdeki ayeti kerimeyi Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem okudu;
Ey ‘esulü , se o kâfirleri, hasret piş a lık gü ü e karşı uyar ki, hakları da hükü verildiği za a kendileri gaflet
içi de idiler u gaflette ola lar dü yalılardır ve i a et e ekte dire iyorlardı. (Meryem:39)17
Ö er )iyaeddi Dağistâ i, )ü detü l-Buhari, Hisar Yayı evi:
-789
ALTINCI CÜZ
NÛR “URE“İ
1144- Sehl bin Sa d (‘adıyallahu Anh) der ki:
Ashaptan Uvey ir adı da ir zat Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem in huzuruna gelerek:
— Ya Resûlallah! Bir ki se, ke di zev esi i ya ı da ya a ı ir erkeği ularak zi aları a gözleriyle şahid olsa, o u zi a
hali de öldürse siz de ke disi i kısas olarak öldürür üsü üz veya ko a urada asıl hareket et elidir? diye sordu.
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Allah Teâlâ Hazretleri se i le zev e hakkı da Kur an (ayet) indirdi. (Nûr: 4) Peygamber Efendimiz, Kur an-ı Keri de
elirtile şekilde lâ etleş elerini onlara emretti. Uvey ir de karısı ile la etleşti. “onra Uveymir, ya Resûlallah! Eğer
o u ikâhı altı da tutarsa ke disi e haksızlık et iş oluru , dedi ve o u oşadı. Bu oşama, onlardan sonra,
lâ etleşe karı-ko a hakkı da sü et şeriat oldu. “o ra Peyga er Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle uyurdu:
Bakı ız, u lâ etleşe kadı , kar ı daki ço uğu u siyah, kapkara gözlü, kalı kalçalı ve kalı aldırlı olarak doğurursa,
Uveymir i u kadı hakkı da söylediği e e doğrudur. Eğer u kadı ço uğu u, kızıl ağız ve kızıl keler gi i çeli siz
doğurursa, Uveymir in gerçekte o kadı a iftira ettiği ka ısı dayı . “o ra o kadı , Uveymir i doğrular içi de
ço uğu u doğurdu. Bu ço uk, a ası a ispet edilerek çağrılırdı. O a, Uvey ir i oğlu de ez, Havle i oğlu de irdi.
Mütercim:
Ha efî ezhe i de, karı-koca arası da fıkıhtaki usulü e göre ülâa e yapıldıkta so ra, hâki
u ları arası ı ayırır.
Hâkim i u ayır ası ai suretiyle talaktır.
Şafii ezhe i de ise, ko a ı la etle esi de so ra ir daha irleş eye ek şekilde oş olur.
Maliki mezhebinde de, karı-kocada her ikisi i lâ etleş esi de so ra ayrılık eyda a gelir ve ikâh kalkar, talak
vaki olmaz.
Hanbeli mezhebinde, bu hadîs-i şerifi zahiri ile a el edilerek, lia da so ra ko a ı oşa ası ile talak ve ayrılık olur.
Boşa azsa ikâh deva eder.
Lia ı karı-koca hakkı da faydası şu: Koca, kazif ezası da (zina

Benzer belgeler