incele - Tusem

Transkript

incele - Tusem
DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI
TEMEL BİLİMLER
KLİNİK BİLİMLER
1 - 42 : Dahiliye
1 - 14
: Anatomi
15 - 22
: Histoloji Embriyoloji
23 - 32
: Fizyoloji
(Dahiliye + Dahiliye Küçük Stajlar)
TU
SE
M
43 - 72 : Pediatri
33 - 54 : Biyokimya
73 - 108 : Genel Cerrahi
55 - 76 : Mikrobiyoloji
77 - 98 : Patoloji
109 - 120: Kadın Doğum
(Genel Cerrahi + Cerrahi Küçük Stajlar)
99 - 120 : Farmakoloji
8. DENEME SINAVI CEVAP ANAHTARI
TEMEL BİLİMLER
KLİNİK BİLİMLER
1
D
31
B
61
B
91
B
1
C
31
D
61
E
91
2
D
32
C
62
A
92
D
2
D
32
C
62
B
92
B
3
C
33
C
63
B
93
A
3
C
33
E
63
A
93
A
4
C
34
D
64
A
94
D
4
B
34
A
64
C
94
A
5
B
35
A
65
A
95
A
5
C
35
E
65
D
95
C
6
C
36
E
66
C
96
B
6
A
36
A
66
C
96
B
7
E
37
B
67
D
97
B
7
B
37
D
67
E
97
D
8
B
38
E
68
B
98
D
8
A
38
E
68
D
98
B
9
A
39
C
69
C
99
D
9
C
39
A
69
B
99
A
10
A
40
E
70
A
100
E
10
C
40
C
70
D
100
D
11
E
41
A
71
C
101
C
11
B
41
E
71
B
101
E
12
B
42
D
72
B
102
A
12
E
42
C
72
C
102
E
13
C
43
E
73
D
103
B
13
D
43
A
73
A
103
C
14
B
44
C
74
A
104
D
14
D
44
A
74
D
104
C
15
A
45
B
75
E
105
A
15
C
45
A
75
D
105
C
16
D
46
A
76
A
106
C
16
A
46
C
76
D
106
C
17
E
47
B
77
B
107
E
17
A
47
C
77
B
107
B
18
C
48
D
78
D
108
B
18
C
48
D
78
D
108
B
19
A
49
A
79
E
109
E
19
E
49
D
79
E
109
C
20
C
50
D
80
E
110
D
20
E
50
C
80
A
110
C
21
E
51
B
81
B
111
A
21
A
51
E
81
C
111
A
22
C
52
D
82
D
112
C
22
D
52
D
82
A
112
E
23
C
53
C
83
D
113
B
23
B
53
E
83
E
113
A
24
B
54
E
84
E
114
C
24
E
54
E
84
D
114
D
25
D
55
B
85
C
115
D
25
E
55
A
85
C
115
B
26
E
56
A
86
B
116
E
26
A
56
D
86
B
116
C
27
A
57
D
87
A
117
B
27
C
57
B
87
B
117
D
28
D
58
B
88
C
118
C
28
C
58
E
88
A
118
A
29
A
59
D
89
E
119
A
29
D
59
B
89
E
119
E
30
D
60
C
90
C
120
E
30
B
60
D
90
B
120
C
Bu cevap anahtarı ile ilgili tartışmalı ve değişiklikleri (www.tusem.com.tr) adresinden takip edebilirsiniz.
A
Temel Bilimler / T 39 - 8
TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR
1.
Scapula’daki acromion adlı kemik oluşuma aşağıdaki
kaslardan hangisi tutunur?
3–C
-
Art. radioulnaris proximalis ve distalis tek eksenli trokoid
tip eklemlerdir. Vertikal eksende sadece rotasyon hareketlerini yaparlar.
-
Art. humeroulnaris, tek eksenli ginglimus tipi eklemdir.
Transvers eksende sadece fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerini yapar.
-
Art. atlantooccipitalis, Artt. metacarpophalangeales ve
Art. radiocarpalis iki eksenli elipsoid tip eklemlerdir. Sagittal eksende abduksiyon ve adduksiyon hareketlerini
yaparken, transvers eksende ise fleksiyon ve ekstansiyon
hareketlerini yaparlar.
A) M. pectoralis major B) M. coracobrachialis
C) M. pectoralis minor D) M. trapezius
E) M. teres major
1–D
TU
SE
M
Acromion; üst ekstremite uzunluğunun ölçülmesinde kullanılan proksimal noktadır. Buraya m. deltoideus ile m.
trapezius’un tutunması vardır.
2.
Aşağıdaki kemik açıklıklardan hangisi fossa cranii
media’yı fossa infratemporalis’e bağlar?
4.
Araç dışı trafik kazası nedeni ile sol dizinde ağrı, şişlik
A) Foramen rotundum
ve kızarıklık bulguları olan hasta acil servise getirilmiş-
B) Foramen sphenopalatinum
tir. Öyküsünde yaya kaldırımda karşıdan karşıya geç-
C) Fissure pterygomaxillaris
mek için ayakta beklerken,aynı anda cep telefonunda
Pokemon avlamaya çalıştığını ve bu yüzden direksiyon
D) Foramen spinosum
kontrolünü kaybeden aracı fark edemediğini ve ha-
E) Fissura orbitalis inferior
reket etmeye fırsat bulamadan aracın sol dizine dış
2–D
yandan çarptığını belirtmektedir. Fizik muayenede sol
dizindeki bulgular haricinde başka herhangi bir patolojik bulgusu olmayan hasta için, bu kazada hasarlanma
olasılığı en yüksek olan anatomik yapılar nelerdir?
I. Lig. collaterale tibiale
II. Lig. cruciatum anterius
III. Lig. cruciatum posterius
IV. Meniscus lateralis
V. Meniscus medialis
VI. Lig . transversum genu
3.
B) I ve VI
C) I, II ve V
D) I, II, III ve VI
E) I, II, III, IV ve VI
Aşağıdaki eklemlerden hangisinde sadece vertikal ek-
4–C
seni kullanarak hareket yapılır?
Unhappy (mutsuz)triad: Basan alt ekstremiteye ait dize lateralden gelen darbelerle:
A) Art. humeroulnaris
B) Art. atlantooccipitalis
C) Art. radioulnaris proximalis
D) Artt. metacarpophalangeales
E) Art. radiocarpalis
www.tusem.com.tr
A) Yanlız III
2
-
Lig. collaterale tibiale (mediale)
-
Lig. cruciatum anterius
-
Medial menisküs yaralanmasına neden olurlar.
Temel Bilimler / T 39 - 8
5.
Beyin-omurilik sıvısı alınırken aşağıdaki anatomik olu-
7–E
şumlardan hangisi geçilmez?
Fossa poplitea:
A) Fascia superficialis
-
Üst iç: M. semitendinosus ve m. semimembranosus
B) Lig. longitudinale posterior
-
Üst dış: M. biceps femoris
C) Lig. supraspinale
-
Alt dış: M. gastrocnemius caput laterale
D) lig. interspinale
-
Alt iç: M. gastrocnemius caput mediale
-
Dıştan içe içinde bulunan yapılar:
-
N. peroneus communis, n. tibialis, v. poplitea, v. saphena
parva ve a. Poplitea
E) Lig. flavum
5–B
TU
SE
M
Lig. longitudinale posterior (fleksiyonu sınırlar) ve intervertenral diskin fibröz kıkırdağını desteklerler. Omur gövdelerinin
arka bölümünde yer aldığı için BOS alırken geçilen yapılardan
birisi değildir.
8.
Plexus lumbalis’e ait aşağıdaki dallardan hangisi ingui-
nal kanaldan funiculus spermaticus ile beraber geçer?
A) N. iliohypogastricus
Deri
B) N. ilioinguinalis
-
Fascia superficialis
-
Lig. supraspinale
-
lig. interspinale
-
Lig. flavum
-
EPİDURAL ARALIK
8–B
-
Dura mater spinalis
Canalis inguinalis:
-
Arachnoidea mater spinalis
-
Ön duvar: M. obliquus externus ve internus abdominis
-
SUBARACHNOİD ARALIK (BOS)
-
Üst duvar: M. obliquus internus ve transversus abdominis
-
Pia mater spinalis
-
Arka duvar: Tendon conjoint ve fascia transversalis
-
Taban: Lig. inguinale
6.
C) N. cutaneus femoris lateralis
D) N. obturatorius
E) N. femoralis
İçinden: N. ilioinguinalis, n. genitofemoralis’in genital dalı, erkekte testis, funiculus spermaticus, fascia spermatica interna
ve externa, m. cremaster; kadında lig. teres uteri geçer
Aşağıdaki kaslardan hangisi scapula’nın medial kenarını columna vertebralis’e asar?
A) M. serratus anterior
B) M. serratus posterior inferior
9.
C) M. rhomboideus major
Aşağıdaki
D) M. latissimus dorsi
damarlardan
A) A. cervicalis ascendens
E) M. trapezius
hangisi
a.
carotis
B) A. thyroidea superior
C) A. pharyngea ascendens D) A. auricularis posterior
6–C
E) A. occipitalis
Mm. rhomboidei (n. dorsalis scapulae) şınav kasıdırlar. Skapulacanın medial kenarını columna vertebralis’e asarlar.
7.
atar
externa’nın dalı değildir?
9–A
A. cervicalis ascendens, Truncus thyro cervicalis’in dalıdır
A.carotis externa dalları:
Aşağıdaki yapılardan hangisi fossa poplitea içinde bu-
lunmaz?
A) N. peroneus communis
B) N. tibialis
C) V. poplitea
D) V. saphena parva
-
A. thyroidea sup.
-
A. maxillaris;
-
A. lingualis
• A. alveolaris sup. et inf.
-
A. facialis
• A. sphenopalatina
-
A. pharyngea ascendens
• A. meningea media
-
A. auricularis posterior
• A. infraorbitalis
-
A. occipitalis
-
A. temporalis superficialis
E) N. saphenus
3
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
10. Aşağıdaki görme yolu lezyonlarından hangisinde ipsila-
12. Aşağıdaki anatomik yapılardan hangisi mesencephalon’a
teral körlük görülür?
ait bir oluşum değildir?
A) Nervus opticus kesisi
A) Nucleus ruber
B) Nucleus caudatus
B) Chiasma opticum kesisi
C) Substantia nigra
D) Nucleus nervi oculomotori
C) Tractus opticus kesisi
E) Nucleus nervi trochlearis
D) Radiatio optica temporal kesisi
12 – B
E) Radiatio optica parietal kesisi
Nucleus caudatus telensefalon’da bulunan bazal çekirdeklere
ait bir oluşumdur.
10 – A
Telensefalon: Lateral ventriküller, serebral hemisferler,
limbik lob (nuc. amygdaloideum ve hipocampus), bazal
çekirdekler (nuc.caudatus, putamen, globus pallidus, capsula extrema…)
TU
SE
M
-
– Diensefalon: Talamik yapılar ve 3. ventrikül
– Mezensefalon: Nuc. ruber, substantia nigra, N. III ve N.
IV’ ün çekirdekleri
– Metensefalon: Serebellum ve pons (N. V-VI-VII-VIII çekirdekleri…)
– Myelensefalon: Bulbus (medulla oblangata) (N. IX-X-XI-XII
çekirdekleri…)
11. Aşağıdaki subkortikal yapılardan hangisi limbik sisteme ait bir oluşum değildir?
13. Lezyonunda hipotenar kaslarda atrofi, hipotenar bölge
A) Amygdala
cildinde duyu kaybı, kavrama güçsüzlüğü ve interosseöz
B) Hippocampus
atrofi görülen periferik sinir aşağıdakilerden hangisidir?
C) Gyrus parahipocampalis
D) Gyrus dentatus
E) Globus pallidus
B) Nervus radialis
C) Nervus ulnaris
D) Nervus axillaris
E) Nervus musculocutaneus
11 – E
13 – C
Globus pallidus, bazal ganglionlara ait bir subkortikal yapıdır.
- N. ulnaris hasarında :
SUBKORTİKAL YAPILAR
– Bazal ganglionlar:
– Claustrum ve capsula extrema
– Nuc. caudatus
– Putamen
– Globus pallidus
– Substantia nigra (mezensefalon)
– Nucleus subthalamicus (diensefalon)
– Putamen + globus pallidus = nucleus lentiformis
– Nucleus lentiformis + nucleus caudatus = Striatum
– Limbik sistem:
– Amygdala
– Hippocampus
– Gyrus parahipocampalis
– Gyrus dentatus
– Gyrus cinguli ve supracallosi
– Thalamus ve Hipothalamus (diensefalon)
www.tusem.com.tr
A) Nervus medianus
- Pençe el
- Medial epikondil
kırığı
- Kubital tünel
sendromu
- Guyon kanalı
- Hipotenar atrofi
- Hipotenar duyu
kaybı
- Kavrama güçsüzlüğü
- İnterosseöz atrofi
- Klumpke (C8-T1)
4
Temel Bilimler / T 39 - 8
nı ise inhibe eder.
14. Gubernaculum artığı olup, uterus antefleksiyonunu
sağlayan bağ aşağıdakilerden hangisidir?
Amino asitler: En güçlü stimülan etki gösteren LÖSİN’dir.
A) Lig. latum uteri
Yağ asitleri
B) Lig. teres uteri
C) Lig. ovari proprium D) Lig. sacrocervicale
Barsak hormonları: Gastrik inhibitör polipeptit, gastrin, sekretin, kolesistokinin ve glukagon-benzeri peptit 1 gibi hormonlar insülin salınımını arttırırlar.
E) Lig. suspensorium ovarii
14 – B
Sinirsel düzenleme: Vagal uyarı ile insülin salınımı artar. (Muskarinik 4 reseptörü üzerinden)
– Lig. teres uteri: Antefleksiyonun nedenidir. Gubernaculum artığıdır.
β-adrenerjik uyarı (cAMP’yi arttırarak)
TU
SE
M
– Lig. latum uteri: Broad lig. En geniş bağdır, ama zayıftır,
mezoovarium, mezosalpinx ve mezometriumun birleşmesiyle oluşur
Stimulators
Inhibitors
Glucose
Somatostatin
Mannose
2-Deoxyglucose
– Lig. transversum cervicis: (Kardinal) en güçlü uterus bağıdır.
Amino acids (leucine, arginine, others)
Mannoheptulose
– Lig. sacrocervicale: İçinde uterusun otonomları var.
Intestinal hormones (GIP, GLP-1 (7-36),
gastrin, secretin, CCK; others?)
α-Adrenergic stimulators (norepinephrine, epinephrine)
β-Keto acids
Acetylcholine
β-Adrenergic blockers (propranold)
Glucagon
Galanin
Cyclic AMP and various cAMPgenerating substances
Diazoxide
β-Adrenergic stimulators
K+ depletion
Theophylline
Phenytoin
Sulfonylureas
Alloxan
– Lig. ovari proprium: Overi uterusa asar. Gubernaculum
artığıdır.
– Lig. suspensorium ovarii: İçinde ovaryumun arteri veni ve
otonomları var.
15. Steroid hormon sentezleyen hücrelerde hangi organel
iyi gelişmiştir?
Thiazide diuretics
Microtubule inhibitors
Insulin
A) Granülsüz endoplazmik retikulum
B) Granüllü endoplazmik retikulum
C)Ribozom
17. Aşağıdaki oluşumlardan hangisi tek katlı silialı epitelle
kaplıdır?
D)Peroksizom
E)Lizozom
A) Özefagus B) Üreter
15 – A
C) Safra kesesi D) Mesane
Granülsüz endoplazmik retikulum : Başlıca görevleri, steroid
sentezi, ilaç detoksifikasyonu ve glikojen ve lipid metabolizması olan bu organel, kas hücrelerinde kalsiyum regülasyonunu, uyarı iletimini sağlamak amacıyla özel bir düzenleme
gösterir. Steroid sentezleyen endokrin hücrelerde (adrenal
korteks) ve karaciğer hücrelerinde iyi gelişmiştir.
E) Uterus
17 – E
Tek katlı Epiteller :
Tek katlı yassı (skuamaoz) epitelyum: Endotel, mezotel, Bowman kapsülü
Tek katlı kübik epitelyum: Tükrük bezleri, safra, pankreas salgı kanalları, böbrek tubulüs epiteli, over, tiroid folikülü
16. Aşağıdakilerden hangisi karbonhidrat içeriği yüksek
yemek sonrası pankreastan insulin salgısını artırır?
A)VIP
B) Gastrin
C) CCK
D) Gastrik inhibitör peptid
Tek katlı prizmatik (silendirik-kolumnar) epitelyum: Mide,
ince ve kalın barsak, endometrium, Fallop tüpleri
18. Kapiller ve postkapiller venüllerin etrafını saran hücre
aşağıdakilerden hangisidir?
E) Sekretin
16 – D
A) Fibroblast
B) Miyofibroblast
İnsülin salınımını arttıran faktörler
C)Perisit
D)Adiposit
Karbonhidratlar: İnsülin salınımını stimüle, glukagon salınımı-
E) Histiyosit
5
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
18 – C
21 – E
Perisit postkapiller kapiller duvarda bulunur. Kasılıp gevşeyerek doku kan akımını regule eder.
Tatlı Kemirgenlerde, G proteine bağlı reseptörün uyarılması ile
cAMP düzeyleri yükselir, kinaz aktive olur, potasyum kanallarını fosforiller ve inaktive (bloke) eder, depolarizasyon oluşur.
19. Aşağıdaki ince bağırsak hücrelerinden hangisi, mikrobiyal floranın düzenlenmesinde görev alan antimikrobiyal peptidleri üretir?
B) Enteroendokrin hücreler
C) Goblet hücreleri
D) M hücreleri
22. Aşağıdakilerden hangisi bronş duvarı düz kaslarında
dilatasyona yol açan mediatördür?
TU
SE
M
A) Paneth hücreleri
G protein olan gustdusini protein görsel sistemdeki cGMP yıkıcı transdüsine benzer. Tatalı duyusunda aracılık eder. E) Absorptif hücreler
A) Asetilkolin
19 – A
B)Histamin
Paneth hücresi Lieberkuhn kriptası tabanında bulunur. Lizozim ve defensin oluşturabilir.
C) Vazoaktif intestinal polipeptid
D)Adenozin
E) Lökotrienler
20. Long term potansiyasyon (LTP), hipokampusta hangisi
ile ilgili olarak oluşur?
22 – C
A) Dopaminerjik-D2 bağımlı
P Maddesi
B) Glutaminerjik-NMDA bağımlı
C) Glutamaterjik-AMPA-kainat bağımlı
D) Kolinerjik - M2 bağımlı
E) Adrenerjik-α2 bağımlı
20 – C
Erken LTP: Long-term potentiation Schaffer kolleteralinin yüksek frekansta uyarılması fazla miktarda Kalsiyum CA1 nöronuna girmesini sağlar. Bu kalsiyum
kalmodulin kinaz üzerinden AMPA reseptörü fosforilasyonu
ve AMPA ekspresyon artışına neden olur. Böylece glutamat
etkileri CA1 nöronunda artar. Artmış EPSP oluşur. Bu mekanizma kısa süreli bellekten sorumludur.
21. Tat tomurcuklarında sinyal iletimi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Düşük dozda bronkospazm, yüksek
dozda bronkodilatasyon, kapiller
geçirgenlik artışı ve ödem, mucus
sekresyonu, mast hücre boşalması
Nöropeptid Y
Pulmoner arter vazokontraksiyon
Vazoaktif intestinal peptid
Bronkodilatasyon, vozodilatasyon,
mucus sekresyonu
Bombesin
(Gastin releasing factor)
Pulmoner arter vazokontraksiyon
Kalcitonin gene–related
peptide (CGRP)
Vazodilasyon and bronkospazm
Kalsitonin
Kalsiyum değişim regulasyonu
Galanin
Parasempatik etkinin azalması, P
maddesi ilişkili mucus azalması
CCK
Vaskuler, bronşial tonun düzenlenmesi
Somatostatin
Protein sentezi ve P maddesi ilişkili
mucus azalması
Endotelin
Pulmoner arter vazokontraksiyon ve
bronkospazm
Dopamin
Bronkodilatasyon
23. Horizontal düzlemdeki hızlanmaya yanıt veren vestibüler sistem elemanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tuzlu tat duyusundan sorumlu kanal, amılorid duyarlı Na+ kanalıdır.
B) Ekşi tat duyusunda K+ kanalının bloke edilmesi rol
oynar.
A) Crista ampullaris
B) Ampulla
C) Utriculus
D) Sacculus
E) Cupula
C) Umami tat duyusu, glutamat reseptörünün aktivasyonu ile gerçekleşir.
23 – C
D) Bazı acı tat uyaranları için “gustducin” bağımlı reseptörlerin aktivasyonu gerekir.
Başın linear ivmelenmesini algılarlar. Ayrıca başın dengede
kalmasından sorumludur. Utriculus reseptörleri horizontal
harekete yani ön-arka, sağ-sol harekete duyarlıdır. Sacculus
reseptörleri ise vertikal harekete duyarlıdır.
UTRİCULUS VE SACCULUS
E) Tatlı tat duyusundan sorumlu reseptörlerin aktivasyonu, Na+kanalının açılmasına neden olur.
www.tusem.com.tr
6
Temel Bilimler / T 39 - 8
26. Kalp hızı 200/dakika olan bir kişide süresi en belirgin şekilde kısalan dönem aşağıdakilerden hangisidir? 24. Aşağıdaki reseptörlerden hangisi bir iyon kanalıdır?
A)GABAB reseptörü
B) NMDA-glutamat reseptörü
A) Aksiyon potansiyeli C)M1-kolinerjik reseptör
B)Sistol C) Absolü refrakter periyot
D)D1-dopaminerjik reseptör
D) Relatif refrakter periyot E) β2-adrenerjik reseptör
E)Diyastol
24 – B
26 – E
Beyinde en yaygın bulunan nörotransmitterdir.
Kalp hızlandığı durumda yukarıdaki sürelerin hepsi kısalmasına rağmen, en çok kısalan diyastol süresidir.
TU
SE
M
GLUTAMAT
Glutamat reseptörleri 2 tiptir:
1 - Metabotropik tipte olanlar G proteine ile bağlantılı olup
IP3 ve DAG seviyelerini yükseltir yada hücre içi cAMP seviyesini düşüren serpantin reseptörleridir.
27. Kinosilin yapısında bulunan, periferdeki mikrotübül
çiftlerini birbirine bağlayan protein bağlantılarına ne
ad verilir?
2 - İyonotropik tipte olanlar ise; AMPA-K (Kainate) ve NMDA
reseptörleridir.
A)Neksin
B) Konneksin
C) Konnekson
D) Işınsal dalga
E) Merkezi kılıf
27 – A
SİLYALAR
Gövde ve bazal cisimcikten meydana gelen hareketli hücre
uzantılarıdır. Hücre zarıyla çevrili bu uzantıların içindeki mikrotübülüs çatısı aksonem olarak adlandırılır. Aksonem, merkezde iki tek, periferde 9 çift olmak üzere (9 + 2) mikrotübülüslerden oluşmuştur.
Hareket silyadaki mikrotübülüslerin dynein kolları aracılığıyla
kayması ile gerçekleşir. Dynein ATPaz etkinliğine sahip proteindir. Kinezin proteini ise aktif hareket yapan silin tekrar eski
konuma gelmesini sağlar. Nexin ise mikrotubullerin bir arada
kalmasını sağlarlar.
25. Aşağıdakilerden hangisi insanlarda büyüme hormonu
salınımını artırır?
A) Glukoz B) Kortizol
C) REM uykusu D) Glukagon
Dynein kolların genetik olarak eksik olması sonucu hareketsiz
silya sendromu olarak bilinen Kartagener sendromu ortaya
çıkar.
E) Büyüme hormonu
25 – D
GH arttıran Sebepler:
Kartagener sendromu (Otozomal dominant): Sinuzit, situs
inversus, erkeklerde infertilite ve sık tekrarlayan pnomoni ve
bronşiektazi ile karakterizedir.
Östrojen, androjen, serotonerjik, dopaminerjik agonistler (L-dopa), açlık, hipoglisemi, uyku (NREM 3-4), stress ve
egzersiz, glukagon, proteinli beslenme, pirojenler, Arginin,
alfa-2 agonistler (klonidin), beta blokerler (propranalol) GH
salınımını arttırır.
28. Bazal ganglionların corpus striatum kesimindeki kolinerjik ara nöronların ve GABAerjik nöronların dejenerasyonu aşağıdakilerden hangisine neden olur?
GH azaltan sebepler:
Somatostatin, somatomedinler, obesite, kortizol, gebelik,
REM uykusu, serbest yağ asiti, progesteron ve hiperglisemi
GH salınımını azaltır.
A) Parkinson B) Ateatoz
C) Ballismus D) Huntington hastalığı
E) Şizofreni
7
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
28 – D
Corpus striatum lezyonunda atetozis oluşur. Distoni ve Huntington koresi bu bölümle ilgili bozukluklardır. Huntington koresinde striatumdaki asetilkolin ve GABA erjik liflerde dejenerasyon vardır. Dopamin artar. Tedavide dopamin reseptör
blokeri (antidopaminerjik) verilir.
Substantia nigra lezyonları parkinsona neden olur. Substantia nigradan, striatuma dopaminerjik lifler gitmektedir. Parkinson hastalığında nigrostriatal yolda dejenerasyon vardır.
Dopamin azalır, buna bağlı asetilkolin ve GABA artar. Parkinson hastalığı rijidite, hipokinezi ve tremorla (hap yapar, para
sayar tipi) karakterizedir. Tedavide L-DOPA verilir.
TU
SE
M
Aktin bağlanma bölgeleri myozin başını fosforiller. Miyozinin
ATP ile kompleks oluşturmuş biçiminde, myozin başları boyunla 90 derecelik bir açı yapmaktadır. Ortamda Mg varlığında myozin başının ATP-az etkisi ortaya çıkar.
Pi (fosfor) kompleksten ayrıldığında myozin başının boyunla
yaptığı açı 90 dereceden 50 dereceye düşer. Böylece aktin ve
myozin flamentleri birbirleri üzerinden kayar.
29. Pleksus koroideus’ta,
I. pia mater,
32. Aşağıdaki hücre ara filamanlarından hangisi epitel hücrelerinin hücre iskeletine özgüdür?
II. epandim,
III. araknoid,
IV. dura mater
Yapılarından hangileri birbiriyle komşuluk yapar?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) II ve IV
B) Desmin
C) Keratin
D) Miyozin
E) Glial fibriller asidik protein
32 – C
Tablo: hücre tiplerine özgül ara filamanlar
E) III ve IV
29 – A
Modifiye epandimal hücreler, bunlarla ilişkili kapillerler ve pia
mater bağ dokusu birlikte boşluğa sarkarak koroid pleksusları
oluştururlar.
30. Aşağıdaki yapılardan hangisi böbrek medullasında yer
alır?
A) Böbrek cisimciği
A) Vimentin
B) Proximal tübül kontortası
C) Distal tübül kontortasıD) Toplayıcı tüpler
E) Macula densa
30 – D
Ara Filaman
Hücre Veya Tümör Özgüllüğü
Sitokeratin
Epitel hücreler
Vimentin
Mezenşimal kaynaklı hücreler
Desmin
Kas hücresi
Nörofilament
Nöron aksonu
Periferin
Periferik Nöronlar
Alfa interneksin
Beyin, serebellum ara nöron
Lamin
Hücre nukleus
Sinemin - sinkoilin
Kas hücresi
Filensin - Fakinin
Göz lensi
Flagrin
Epidermis
Nestin
Nöroektoderm kök hücre
Glial fibriler asidik protein
(GFAP)
Astrositler, oligodendrogliya,
mikrogliya, Schwann hücreleri,
ependimal hücreler ve pitüisitler.
33. Aşağıdaki amino asitlerden hangisi aktive edildikten
sonra R grubuna bağlı karbon atomunu aktarabilir?
31. Aşağıdakilerden hangisi ATPaz özelliği göstererek kontraksiyonun ilerlemesine aracılık eder?
A) Tropomiyozin
B) Miyozin baş kısmı
A)Sistein
B) Glisin
C) Troponin C
D) Troponin I
C) Metiyonin
D) Asparagin
E)Lizin
E) Aktin flamenti
31 – B
33 – C
Ca+2 filamentler üzerinde Troponin C’ye bağlanır ve tropomyozin tarafından örtülü aktin üzerindeki myozin bağlanma
yerlerini açığa çıkarak kasılma sürecini başlatır.
Metiyonin aktif şekli S-Adenozil metiyonine dönüştükten sonra, yan grubundaki kükürt atomuna bağlı CH3 (metil) grubunu
transfer eder. Böylece tek karbon aktarımı gerçekleştirir.
www.tusem.com.tr
8
Temel Bilimler / T 39 - 8
34. Aşağıdaki proteinlerinden hangisi, membranda transmembran proteini şeklinde bulunmaz?
A) İnsülin reseptörü
B) Sitokrom c redüktaz
C) Na-K ATPaz
D) NO (nitrik oksit) reseptörü
37 – B
Kollajenin sentezinde ve işlenişinde prolin ve lizinin translasyon sonrası modifikasyonunda, prolin ve lizin hidroksilazlar;
vitamin C, demir, moleküler oksijen ve alfa-ketoglutarat kullanır. Ekstrasellüler matrikste ise lizil oksidazın yaptığı oksidatif deaminasyonda ise kofaktör bakırdır.
E) Guanilat siklaz
34 – D
İnsülin reseptörü bir transmembran proteinidir. Sitokrom c
redüktaz (kompleks III) mitokondri iç zarındadır ve membranı kat eder. Na-K ATPaz iki iyonun geçişini sağlayan plazma
membranında bulunan bir transmembran proteinidir. Guanilat siklaz, iki farklı forma sahiptir, membrana bağlı olan ve serbest sitoplazmik olan; NO: serbest sitoplazmik guanilat siklaz
üzerinden etki ederken, ANP ve BNP membrana bağlı olan
üzerinden etkilidir.
38. Aşağıdaki immunglobulinlerden hangisi aşırı duyarlılık
reaksiyonlarında görev alır?
B) Ig A
C) Ig M
D) Ig D
TU
SE
M
A) Ig G
E) Ig E
38 – E
Ig E tip I aşırı duyarlılık reaksiyonunda görev alır.
35. Aşağıdakilerden hangisi proteinlerin glikozilasyonunda
görev almaz?
39. Albümin için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A)Klatrin
B) Serin
A) Transport proteinidir
C)Dolikol
D)Hidroksilizin
B) Yapısında karbonhidrat kalıntısı içermez
C) Anti-proteinaz özelliği vardır
E) Asparagin
D) Hücreler için endojen amino asit kaynağıdır
35 – A
E) Plazma onkotik basıncına etkisi en fazladır
Bir proteine şeker kalıtları eklenirken, serin ve treonin
(O-glikozilasyon), asparagin (N-glikozilasyon) kullanılır. Hidroksilizin sadece kollajen de olmak üzere O-glikozilasyonda kullanılan diğer bir amino asittir. N-glikozilasyonda izopren türevi
dolikol gerekir. Klatrin reseptör aracılı endositozda kullanılır.
39 – C
Albümin karaciğerde sentezlenen ve içinde karbonhidrat kalıtı içermeyen bir proteindir. Temel olarak üç görevi vardır;
1. Ana transport proteinidir: hidrofobik kısmı fazla olupta
su çözünürlüğü kötü olan yağ asitleri, indirek bilirubin gibi
moleküllerin kanda taşınımını sağlar,
36. CO (karbonmonoksit) aşağıdaki hemoproteinlerin hangisine bağlanamaz?
A) Hemoglobin
B) Sitokrom oksidaz
C) Sitokrom P450
D) Sitokrom b5
2. Onkotik basıçta en etkilidir: küçük olması ve ortalama
plazma proteinleri içindeki konsantrasyonun %50 olması
sebebiyle, onkotik basınçta en etkilidir,
3. Endojen amino asit kaynağıdır: hücrelere endositozla alınır, parçalanır ve hücrelere amino asit sağlamış olur.
E) Sitokrom c
36 – E
40. Enzimlerin Km değeri için doğru ifade aşağıdakilerden
hangisidir?
Oksijen bağlayan tüm hemoproteinlere CO, bölgeye yüksek ilgisi sebebiyle, oksijen yerine bağlanır. Sitokrom c bir hemoproteindir fakat oksijen bağlamaz.
A) Yüksek Km değeri, enzimin substratına yüksek ilgisini gösterir
B) Yarışmalı inhibisyonda Km değeri azalır
37. Kollajenin sentez ve işlenişinde aşağıdakilerden hangisi kullanılmaz?
C) Allosterik aktivatörler enzimlerin Km değerini arttırır
A) Moleküler oksijen
B) Lipoik asit
D) Yarışmasız inhibisyonda Km değeri artar
C) Demir D) Askorbik asit
E) Bir reaksiyonda ½ Vmax’ı sağlayan substrat konsatrasyonudur
E) Bakır
9
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
40 – E
44. Aşağıdaki glukoz taşıyıcılarından hangisinin glukoz için
ilgisi en yüksektir?
Bir reaksiyonda ½ Vmax’ı sağlayan substrat konsatrasyonu o
enzimin Km değeridir ve substrata ilgiyi gösterir. Yüksek Km değeri düşük ilgiyi, düşük Km değeri ise yüksek ilgiyi tanımlar. Yarışmalı inhibisyonda Km değeri artarken, yarışmasız inhibisyonda değişmez. Allosterik aktivatörler, bir düzenleyici enzimin Km
değerini azaltırken, allosterik inhibitörler Km değerini arttırır.
A) GLUT 1
B) GLUT 7
C) GLUT 3
D) GLUT 2
E) GLUT 4
44 – C
GLUT 3 tüm glukoz taşıyıcılar içinde glukoza en yüksek afinitesi olan veya glukoz için Km değeri en düşük olan glukoz
taşıyıcıdır.
41. Anestezide süksinil kolin kullanılacak bir hastada aşağıdaki enzimlerden hangisinin plazma değerinin ölçümü
yapılmalıdır?
TU
SE
M
GLUT 4 kas ve yağ dokusunda bulunur ve insüline yanıt verir.
A) Psedokolinesteraz
B) Alanin aminotransferaz
C) Alkalen fosfataz
D) Laktat dehidrojenaz
GLUT 7 ise hücre içinde (endoplazmik retikulum membranında) bulunan tek glukoz taşıyıcıdır.
E) Gamaglutamil transferaz
45. Glikolitik yolağı aşağıdaki moleküllerden hangisinin karaciğerde hızlandırması beklenir?
41 – A
Pseudokolinesteraz kanda tüm kolinli bileşikleri parçalar ve
etkisini sonlandırır. Organofosfatlar ve süksinil kolinin etkisi
kanda pseudokolinesteraz tarafından sonlandırılır.
A) Glukagon
B) Fruktoz-2,6-bisfosfat
C)ATP
D)Sitrat
E) Kortizol
45 – B
42. Klinik tanı amaçlı kullanılan enzimlerden hangisinin, ısı
uygulaması sonrası ikinci ölçümü yapılarak, kaynaklandığı organ hakkında fikir elde edilebilir?
Glukagon ve kortizol glikolizi karaciğerde yavaşlatır. Hücre sitozolunde artan ATP ve sitrat ise özellikle fosfofruktokinaz I enzimi üzerinden allosterik inhibisyon yapar ve glikolizi yavaşlatır.
A) Gamaglutamil transferaz
B) Asit fosfataz
Karaciğerde fruktoz-2,6-bisfosfat glikolizin bilinen en güçlü
allosterik aktivatörüdür.
C) 5’-Nükleotidaz
D) Alkalen fosfataz
46. Aşağıdakilerden hangisi karbonhidrat metabolizmasının bir ara molekülü olan piruvatın olası kullanım şekillerinden biri değildir?
E) Kreatin kinaz
42 – D
Alkalen fosfataz karaciğer, kemik, plasenta, ince barsak, böbrek
ve bazı kanserlerde ektopik olmak üzere farklı kaynaklardan çıkabilir. Organ ayırımı yapmak için ısı uygulaması kullanılabilir.
Özellikle karaciğer izoenziminin ısıya dayanıklı olması, kemik
izoenziminin ise ısıyla inaktive olması sebeiyle, karaciğer veya
kemik çıkışının ayırımı için ısı uygulaması kullanılır.
A) Barsakta triptofan sentezinde kullanılması
B) Kastan karaciğere amonyak gruplarının taşınması
C) Karaciğerde glukoz sentezinde substrat olarak kullanılması
D) Beyinde asetil-KoA’ya dönüşmesi ve ATP sentezi için
kullanılması
43. Oligomisin elektron transport sisteminde hangi kompleks üzerinden blokaj yapar?
A) Kompleks I
B) Kompleks II
C) Kompleks III
D) Kompleks IV
E) Eritrositte laktatın kaynağı olması
46 – A
Piruvat, anaerobik şartlarda laktata dönüşürken, aerobik şartlarda mitokondri içine girer ve iki farklı enzimin hedefi olur.
Mitokondride piruvat dehidrojenaz enzimi, piruvatı asetil-KoA
ya dönüştürerek krebs döngüsüne substrat olmasını sağlarken,
piruvat karboksilaz enzimi ise piruvatı oksaloasetata çevirir ve
glukoneogeneze substrat olmasını sağlar. Ayrıca kastan karaciğere amonyak, piruvata eklenir ve alanine çevrilerek taşınır.
E) Kompleks V
43 – E
Oligomisin kompleks V’i (ATP sentaz), Fo parçacığı düzeyinden bloke eder.
www.tusem.com.tr
10
Temel Bilimler / T 39 - 8
47. İnsanda endojen glukoz sentezinde aşağıdaki molekül-
51. Lipoprotein elektroforezinde aşağıdakilerden hangisi
anota (+ kutup) en yakın konumlanır?
lerden hangisi karbon vericisi olamaz?
A)Laktat
B) Asetoasetat
A)LDL
B) HDL
C) Gliserol
D) Oksaloasetat
C) IDL
D) Şilomikron
E)VLDL
E)Propiyonat
51 – B
Glukoneogenezin substratları; piruvat/laktat, gliserol, propiyonat,
glikojenik amino asitler (lösin ve lizin dışındakiler) ve krebs döngüsünün alfa ketoglutarattan sonraki ara molekülleri sayılabilir.
Lipoprotein elektroforezinde ekim yerinde şilomikron kalırken, LDL, VLDL ve en önde anoda en yakın HDL şeklinde dizilirler.
48. Fosfoglukonat yolunun yavaşlaması için aşağıdakiler-
52. Genom ile ilgili aşağıdaki önermelerden hangisi yanlıştır?
TU
SE
M
47 – B
A) Mismatch onarım bozulunca herediter
polipozis kolon kanserlerinin sıklığı artar
den hangisinin hücrede artması gerekir?
A)NAD
B) NADH
C)NADP
D)NADPH
non-
B) DNA polimeraz ilk nükleotidi koyabilmek için 3’ serbest hidroksil ucuna ihtiyaç duyar
E)KoA
C) DNA polimeraz bir zinciri okurken 3’5’ yönünde
yürür ve antiparalelini sentezler
48 – D
Fosfoglukonat yolu (pentoz fosfat yolu veya heksoz monofosfat yolu), NADPH üretir ve artan NADPH yolağı yavaşlatır.
D) Helikaz DNA zincirlerini kırar ve tekrar birleştirir
E) DNA ligaz uçlar arasındaki 3’-5’ fosfodiester bağını
yapar
49. İnsülin varlığında aşağıdakilerden hangisi gözlenir?
52 – D
A) Karaciğerde pentoz fosfat yolu hızlanır
DNA onarımı bozulunca herediter non-polipozis koli ve kseroderma pigmentosum gibi kanserler ortaya çıkar. DNA polimeraz ilk nükleotidi koyabilmek için 3’ serbest hidroksil ucuna ihtiyaç duyar, bu RNA primaz tarafından konulan primer
tarafından sunulur. DNA polimeraz bir zinciri okurken 3’5’
yönünde yürür ve antiparalelini (5’3’ yönündeki yeni zincir)
sentezler. DNA ligaz uçlar arasındaki 3’-5’ fosfodiester bağını
yapar ve seken sarmalı kesintisiz hale getirir. Helikaz DNA sekonder yapısını açan ve iki zinciri birbirinden ayıran enzimdir.
B) Karaciğerde keton yapımı hızlanır
C) Yağ dokusunda triaçilgliserollerin yıkımı artar
D) Kas dokusuna glukoz girişi azalır
E) Karaciğerde glikojen sentezi azalır
49 – A
İnsülin; glikoliz, glikojenez, lipojenez, pentoz fosfat yolu, kolesterol sentezi, kas ve yağ dokusuna glukoz girişini arttırırken;
glukoneogenez, glikojenoliz ve lipolizi azaltır.
53. Small nükleer RNA’nın (küçük nükleer RNA) görevi nedir?
A) Bir proteinin hücre içinde sentezini azaltır
50. Yağ asitlerinin oksidasyonu sırasında aşağıdakilerden
hangisine ihtiyaç duyulmaz?
B) mRNA’yı sentezler
A) Koenzim A
B) FAD
C) pre-mRNA’nın İntronik bölgelerini çıkarır
C)NAD
D)NADP
D) RNA sentezi sırasında DNA stablizasyonu sağlar
E) Koenzim B12
E) 5’ cap (şapka) yapısını hnRNA’ya (heterojen nükleer
RNA) ekler
50 – D
53 – C
Yağ asitlerinin oksidasyonu sırasında KoA aktivasyonlar için
kullanılır. NAD ve FAD çalınan elektronların eklenmesi için
kullanılır. B12 vitamini ise tek karbon zincirli yağ asitlerinin
son üç karbonun krebs döngüsüne girebilmesi için gereklidir.
snRNA; heterojen nükleer RNA (hnRNA) veya pre-mRNA’nın
işlenmesi sırasında intronik bölgeleri çıkarır ve eksonik bölgeleri uç uca ekler ve mRNA’nın matürasyonunda kullanılır.
11
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
54. Aşağıdaki vitaminlerden hangisi tek karbon aktarımlarında görev alır?
A) B12
B) Tiamin
C) Pantoteik asit
D) Vitamin C
56 – A
Pili: Respiratuar epitele tutunmasını sağlar.
Polisakkarit kapsül: Ekzopolisakkarit veya alginat kılıf gibi
adlarla anılır. Kapsül bakterinin epitel hücrelerine ve trakeobronşial müsine tutunmasını sağlar, antibiyotiklerden korur
(örneğin aminoglikozit) ve antifagositik etki gösterir.
E) Biyotin
54 – E
Ekzotoksin A: En önemli virülans faktörüdür. ADP ribozilasyonuyla EF2’yi inhibe ederek protein sentezini engeller (difteri toksini gibi). Primer olarak karaciğeri etkiler ve karaciğer
nekrozuna neden olur.
TU
SE
M
Karboksilaz grubu enzimler, biyotin sayesinde aktive edilmiş
karbondioksitin transferini yaparlar.
55. Bakterilerde bulunan peptidoglikan tabakanın temel
yapı taşlarından olan UDP- N asetil glukozamin sentezi
aşağıdaki yapılardan hangisi tarafından gerçekleştirilir?
A) Ribozom
B) Stoplazma zarı
C) Hücre duvarı
D) Lateral mezozom
Elastaz: İki kısımdan oluşur. LasA (serin proteaz) ve LasB
(çinko metalloproteaz) her ikiside sinerjistik etkiyle elastini
parçalar. C3b ve C5a’yı inaktive ederek nötrofil kemotaksisi ve
aktivasyonunu engeller.
Fosfolipaz C: Tüm membranlarda hasar sonucu doku nekrozuna neden olabilir.
E)Plazmid
Diğer enzimleri alkali proteaz ve rhamnolipid’dir.
55 – B
Bakterilerin hücre zarı çift sıralı fosfolipit tabaka ve transport
proteinlerinden oluşur. Ökaryotik hücre zarı sterol (kolesterol)
içerirken prokaryotik hücre zarında (mycoplasma hariç) sterol bulunmaz. Ökaryotik hücrede bulunan organellerin görevini prokaryotik hücrede stoplazma zarı üstlenmiştir.
57. Pnömonili bir hastanın balgamında bol miktarda PNL ve
gram pozitif diplokoklar tespit edilmiştir. Etkenin özellikleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Katalazı negatiftir
B) Fakültatif anaeroptur
Stoplazma zarının görevleri
-
Oksidatif fosforilasyonla enerji üretimi
-
Maddelerin transportu (permeazlar rol alır)
-
Hücre duvarı yapısal komponentleri (penisilin bağlayan
proteinler vb.) ve kapsül sentezi
-
C) Quellung testi pozitiftir
D) Safra varlığında üreyebilir
E) Optokine duyarlıdır
57 – D
Enzim (beta laktamaz vb) ve toksin sentezi
Gram pozitif lanset şeklinde diplokok. Besiyerinde alfa hemolitik mukoid koloniler oluşturur. Kapsül şişme reaksiyonu
(Quellung) ile tiplendirilir. BOS örneğinden lateks aglutinasyon testiyle gösterilebilir. Optokine duyarlı olması, safrada
(%10) veya sodyum deoksikolatta (%2) erime deneyiyle diğer streptokoklardan ayırt edilebilir. S. pneumoniae pnömonisinde kan kültürü % 60 oranında pozitiftir. Pnömokok (duyarlılığı %50-80) ve legionellada (duyarlılığı %65-95) üriner
antijen tespit edilebilir.
MEZOZOM: Stoplazma zarının invajinasyonuyla oluşur. Septal
ya da lateral olabilir. Septal mezozom hücrenin bölünme yeri
ve kromozomun replike olduğu bölgedir. Bakteriler ikiye bölünerek çoğalır (binary fission). Lateral mezozom ise sporun
geliştiği bölge ve plazmitin replike olduğu bölgedir.
56. Pseudomonas aeruginosa’ya ait antijenik yapılardan
hangisi EF2 sentezini inhibe ederek protein sentezini
engeller?
58. Otuz yaşında bir bayan hastada tespit edilen vajinal akın-
A) Ekzotoksin A
tıdan yapılan preparatta anaerob bakterilerden hangisi-
B) Lipit A
nin görülüyor olması bakteriyel vajinoz tanısı koydurur?
C) Fosfolipaz C
D)Elastaz
E) Piyoverdin
www.tusem.com.tr
A) Actinomyces
B) Mobiluncus
C)Porphyromonas
D)Veillonella
E) Prevotella
12
Temel Bilimler / T 39 - 8
58 – B
Üreyebilmek için
• Gardnerella vaginalis (en sık)
• Candida (ikinci sıklıkta)
H. influenzae ve H. hemoliticus X ve V faktörünün ihtiyaç
duyar
• Trichomonas vaginalis
H. ducreyi sadece X faktörü ve
• Anaerob bakteriler Mobiluncus spp. ve Bacteroides spp.
H. parainfluenzae ise sadece V faktörüne ihtiyaç duyar.
• Mycoplasma hominis
Tüm hemofiluslar CO2’den zengin ortamda iyi ürerler. H. influenza, kanlı agar besiyerine ekilen S. aureus’un beta hemoliz
zonunda (X ve V faktörü) ürediği için bu olaya süt anne fenomeni veya satellizim adı verilir.
Laktobasiller hidrojen peroksit salgılayarak vajinal pH’nın
asit olmasını sağladıkları gibi patojen mikroorganizmaların
buraya yerleşmesini engeller. Laktobasiller aerotoleran anaerob basil olup alfa hemolitik ve katalaz testi negatiftir. Suşların %90’ı vankomisine dirençlidir. Üretrada en fazla kolonize
olan bakteridir.
TU
SE
M
Eğer etken çukulatalı agarda ürüyor, fakat kanlı ve EMB agarda üremiyorsa H. influenzae düşünülmelidir.
En sık bakteriyel vajinozis etkeni Gardnerella vajinalistir.
60. Aşağıdaki etkenlerden hangisinin hayvan rezervuarı
yoktur?
Serum fizyolojik damlatılmış numunenin mikroskobik incelemesinde Trichomonas vaginalis’in hareketli kamçılı trofozoidleri tespit edilebilir.
A) Listeria monocytogenes
Geç erişkin bayanların %10-20’sinde ve hamilelerin %3040’ında candida vajinal taşıyıcılığı tespit edilmiştir. Candida
vajiniti genellikle antibiyotik tedavisi sonrasında laktobasillerin ortamdan uzaklaşmasının bir sonucu olarak gelişir. Antibiyotik dışında gebelik, kötü hijyen, diyabet ve steroid kullanımı
predispozan faktörlerdir. Asemptomatik bireylerin tedavi edilmesi gerekmez.
B) Yersinia pseudotuberculosis
C) Shigella dysenteriae
D) Brusella suis
E) Salmonella choleraesuis
60 – C
Tablo 3.30: Salmonella ve Shigella’nın özellikleri
Mobiluncus, hareketli, zorunlu anaerob gram negatif (veya
variable) kıvrık basildir.
Özellikler
Bulaş kaynağı
59. Çocukluk aşıları yapılmamış olan 16 aylık bir bebek yüksek
ateş, dalgınlık ve ense sertliği şikâyetleriyle acil servise ge-
tiriliyor. BOS’un mikroskobik incelemesinde küçük, gram
gözleniyor. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Escherichia coli
B) Neisseria meningitidis
Salmonella
typhi
Non-tifoidal
salmonellalar
İnsan
İnsan
Özellikle kümes
hayvanları ve
yumurta
Diyare
Var
Yok
Var
Kronik taşıyıcılık
Yok
Sık (Safra kesesi)
%1-4
Nadir
Düşük
(10-100)
Yüksek (100.000)
Yüksek (100.000)
Barsakta invazyon
Var
Yok
Var
Bakteriyemi
Yok
Var
Var
H2S
-
+
+
Hareket
-
+
+
Enfektif Doz
negatif sadece çikolata agar besiyerinde üreyen basiller
Shigella
C) Streptococcus pneumoniae
D) Haemophilus influenzae tip b
61. Aşağıdaki etkenlerden hangisi invaziv gastroenterite
neden olmaz?
E) Klebsiella pneumonia
59 – D
A) Campylobacter jejuni
Kapsüllü suşların tanısında kapsül şişme reaksiyonu kullanılabilir. H. influenzae üreyebilmesi için X faktörü (hem) ve V
faktörüne (NAD) ihtiyaç duyar. Kanlı agarın 80 oC’de kaynatılmasıyla elde edilen çukulatalı agarda eritrositlerin parçalanmasıyla V faktörü açığa çıkar.
B) Clostridium perfringens
C) Salmonella enteritidis
D) Yersinea enterokolitica
E) Shigella flexneri
13
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
61 – B
Tablo 3.28: Enfeksiyoz ishal etkenleri ve önemli özellikleri
Etken
Özellik
Tanı ve önemli not
Kanlı ishal (invazyon veya sitotoksin)
Zoonoz (özellikle yumurta)
H2S pozitif koloniler
Dizanteriform ishal
Hareketsiz ve laktoza geç etki (shigellaya benzer görünüm)
Shigella spp.
Düşük enfektif doz (10-100)
yüksek ateş, konvülsiyon
Hareketsiz ve laktoz negatif
EHEC (0157:H7) verotoksin
Hamburgerlerden bulaş, HUS, hemorajik kolit
Sorbitol negatif. Antibiyotik HUS riskini arttırdığından
kullanılmaz.
Y. enterocolitica
Mezenter LAP, çocuklarda poliartrit ile birlikte görülür
Soğukta zenginleştirme
C. difficile
Antibiyotikle ilişkili ishal, pseudomembranöz
enterokolit
Tanı dışkıda toksin A ve B’nin gösterilmesiyle konur
Campylobacter jejuni
Zoonoz
Tek polar flagella, Martı kanadı şeklinde
Mikroaerofilik, 42 oC’de üreyebilme
V. parahaemolyticus
Kabuklu deniz ürünleri (midye ve istridye) yenmesiyle
bulaş
Halofil, oksidaz (+)
E. histolitika
Amipli dizanteri
Eritrositleri sindirmiş trofozoidler (patojen)
Balantidium coli
Domuzlardan bulaş
Silyası olan tek parazit
TU
SE
M
Nontifoidal salmonella
EIEC
Sulu ishal (invazyon yok, non-inflamatuar)
V. cholera
Bakteriyofajla kodlanan ekzotoksin
Pirinç yıkantı suyu şeklinde ishal, oksidaz (+). Tedavide
tetrasiklin veya kinolon
C. perfringens
Evde yapılan konserve ve yiyecekler
Anaerob, hareketsiz ve sporlu bakteri.
S. aureus
Kısa inkübasyon süreli besin zehirlenmesi (1-6 saat)
Enterotoksini bir süper antijendir.
Antibiyotik tedavisine gerek yoktur.
B.cereus
Emetik form. Genellikle pirinçle bulaşır. İnkübasyon 1-6
saat.
Tanı toksinin gösterilmesiyle konur. Antibiyotik tedavisine gerek
yoktur.
Cryptosporidium parvum
ADIS’lilerde en sık rastlanan ishal etkeni
Gaitada ARB boyanan ookistler
Isospora belli
AIDS’lilerde ishale neden olur
Gaitada ARB boyanan ookistler
ETEC
Turist ishalinin en sık etkeni
Tanı toksinin gösterilmesiyle konur
Enterik ateş etkenleri: Sistemik enfeksiyon (Bakteriyemi)
Salmonella typhi, Campylobacter fetus ve Y. enterocolitica
• Ateş ve lökosit olmadan kanlı ishal EHEC lehinedir.
• Hemolitik üremik sendrom EHEC ve shigella’yı düşündürür.
• Peritonit bulguları varlığında C.difficile ve EHEC
• Tenezim ve inflamatuar rektum varlığında shigella enfeksiyonundan şüphelenilmelidir.
62. Aşağıdakilerden hangisi A grubu biyolojik silah etkeni olan viral etkenlerden biri değildir?
A) Sarı humma
B) Kırım Kongo hemorajik ateşi
C) Lassa ateşi
D) Variola
E)Ebola
62 – A
A grubu biyolojik terror etkenleri
Bakteriyel etkenler: Francisella tularensis, Bacillus anthracis, Yersinia pestis ve Clostridium botulinum
Viral etkenler: Variola (Çiçek), Filo virüsler (Ebola ve Marburng), Arenavirüsler (Lassa ateşi, Güney Amerika hemorajik ateşi) ve
Bunya virüsler (Kırım Kongo hemorajik ateşi).
www.tusem.com.tr
14
Temel Bilimler / T 39 - 8
63. Genital bölgede kızarıklık ve kaşıntı ile seyreden, mantar hastalıkları ile karışabilen lezyonlar oluşturan gram
pozitif sporsuz basil aşağıdakilerden hangisidir?
65. Üriner inkontinans nedeniyle üriner kateter takılan Alzheimer hastasında idrar yolu enfeksiyonu ve subakut endokardit gelişmiştir. Hastadan alınan idrar ve kankültüründe
A) Corynebacterium urealyticum
PYR testi pozitif gram pozitif koklar üremiştir. Buna göre
B) Corynebacterium minutissimum
etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?
C) Erysipelothrix rhusiopathiae
A) Enterococcus faecalis
D) Listeria monocytogenes
B) Streptococcus viridans
E) Clostridium botulinum
C) Streptococcus bovis
D) Streptococcus pneumonia
TU
SE
M
63 – B
E) Staphylococcus aureus
Non lipofiliktir ve asidorezinstan boyanır. Eritrazma (süperfisiyel cilt enfeksiyonu) etkenidir. Genellikle koltuk altı ve kasık gibi kıvrım bölgelerinde kırmızı-kahverengi kaşıntılı veya
asemptomatik olabilen lezyonlara neden olur. Bu durum kasık
mantarıyla (Tinea cruris) karıştırılabilir. Ayrım için wood (uv
ışığı) ışığıyla kırmızı refle veren lezyonların gösterilmesi eritrazmayı düşündürür. Tedavide eritromisin kullanılır.
65 – A
Enterokoklar insanların gastrointestinal system florasında
bulunur.En sık görülen türü sırasıyla E. faecalis (%90) ve E.
faecium’dur.
Enterokokların neden olduğu enfeksiyonlar;
• Enterokoka bağlı gelişen enfeksiyonlar içinde en sık görüleni üriner katetere bağlı gelişen üriner system enfeksiyonudur.
• Kolon kanseri olanlarda endokardite neden olabilir.
• Vankomisine dirençli enterokoklara bağlı hastane enfeksiyonları bildirilmiştir.
Tanı:Katalaz negatiftir ve eskülini hidrolize eder (bile eskülin
agarda siyah pigment).
%6.5 NaCl’de üreyebildiği için S. bovisten ayrıtedilir.
Ayrıca PYR testi pozitiftir ve % 40 safra varlığında üreyebilir.
64. 50 yaş üstünde menenjit saptanan hastanın ampirik te-
davisinde aşağıdaki ilaç kombinasyonlarından hangisi
tercih edilmelidir?
A) Seftriakson + Vankomisin + Ampisilin
B) Seftriakson + Vankomisin
C) Siprofloksasin + Vankomisin + Ampisilin
D) Seftriakson + Linezolit
E) Vankomisin + Rifampisin
66. Akciğer grafisinde bilateral yama tarzında infiltrasyon-
64 – A
ları olan bir çocukta hemaglutinasyon testi negatif, bal-
Bakteriyel menenjit etkenleri
gam incelemesinde multinuclear dev hücreler tespit
Yaş
Sık rastlanan etkenler
Tedavi
< 1 ay
Streptococcus agalactiae,
Escherichia coli ve Listeria
monocytogenes
Ampisilin +
Aminoglikozit/Sefotaksim
1-23 ay
Streptococcus
pneumoniae, Neisseria
meningitidis, S. agalactiae
Vankomisin +
Sefotaksim/ Seftriakson
2-50 yaş
Neisseria meningitidis ve
Vankomisin +
Streptococcus pneumoniae Sefotaksim/ Seftriakson
> 50 yaş
Streptococcus
pneumoniae, Neisseria
meningitidis ve Listeria
monocytogenes
ediliyor. Buna göre etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?
A) Influenza
B) Mycoplasma pnömoniae
C) Solunum sinsisyal virüs
D) Rinovirüs
Vankomisin + Sefotaksim/
Seftriakson + Ampisilin
E) Parainfluenza
66 – C
Baziler
Streptococcus
Vankomisin +
kafatası kırığı pneumoniae, H. influenzae, Sefotaksim/ Seftriakson
A grubu streptococcus
Açık kafa tası S. aureus, S. epidermidis,
kırığı
Aerob Gr (-) basiller
(Pseudomonas gibi)
Vankomisin +
Seftazidim/Sefepim
S. epidermidis, S. aureus,
Aerob Gr (-) basiller
(Pseudomonas gibi),
Propionibacterium acnes
Vankomisin +
Seftazidim/Sefepim
SSS şantı
RSV bebek ve erken çocukluk döneminde alt solunum yolu
enfeksiyonları olan bronşiolit (%50) ve atipik pnömonilerin
(%25) en sık rastlanan etkenidir. Ayrıca pediyatri servislerinde görülen nazokomiyal pnömonilerin en sık rastlanan etkenidir. ABD’de pediatri servislerinde meydana gelen ölümlerin
% 25’inden sorumludur. RSV’ün çocuklarda en sık rastlanan
komplikasyonu otitis media (% 75)’dır.
15
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
-
-
-
Hemaglutinin ve nöraminidazı yoktur. Virüsun konak hücreye
tutunmasını sağlayan G proteinindeki (transmebran glikoproteini) aminoasit dizilimindeki farklılıklara bağlı olarak A ve B olmak üzere iki adet serotipinin bulunduğu tespit edilmiştir. Virüs
damlacık yoluyla (büyük damlacık), kontamine eller ve yüzeyler
aracılığıyla (6 saat canlı kalır) bulaşır ve nazofarinksteki epitel
hücrelerinde replike olur. Viremi görülmez. F proteini, hücrelerin birbiriyle kaynaşmasına neden olarak çok çekirdekli dev
hücreler oluşturur, buna sinsitya denir. Bağışıklığın tam olmamasına bağlı olarak her yıl tekrarlayan enfeksiyonlara neden
olabilir. Human metapneumovirüs yeni bir solunum yolu patojenidir (2001’de bulundu). Çocuklarda RSV’ye erişkinde influenzaya benzer hastalığa neden olur. Hücre kültüründe 17 gün
sonra küçük yuvarlaklaşmış hücreler görülür.
-
Pnömoni: En sık görülen viral etken
Ösefajit: Kandida ösefajitine benzer
Enterit: AIDS’lilerde viral gastroenteritlerin ve hemorajik
gastroenteritin en sık etkenidir. Kolonoskopide yama tarzında tutulum ve histolojide inklüzyon cisimleri görülür.
Hemorajik ventriküloensefalit
68. Aşağıdaki virüslerden hangisi onkojenik etkiye sahip
olmakla birlikte tropikal spastik pareparezi denen nörolojik bir hastalığa neden olur?
B) HTLV-1
TU
SE
M
A) HIV
C) Human papilloma virüs D) Adenovirüs
E) Ebstain Barr virus
TANI: Erken tanıda nazofaringeal sekresyondan antijen aranır.
68 – B
Hücre kültüründe çok çekirdekli dev hücreler ve intrastoplazmik inklüzyon cisimleri görülür.
HTLV-1 (Human T-cell leukemia virüs) HTLV-1’in neden olduğu hastalıklarda T lenfositlerin çekirdekleri çiçek demeti
şeklindedir.
Hemaglutinini bulunmadığından hemaglutinasyon testleri
tanı amacıyla kullanılamaz.
a. Erişkin T hücreli lenfositik lösemi (latent dönem 20-30
yıl): HTLV-1 Tax proteini aracılığıyla devamlı IL-2 (T lenfosit büyüme faktörü-otokrin aktivatör) salınımına neden
olarak T lenfositlerin kontrolsüz çoğalmasına ve erişkin T
hücreli lenfositik lösemiye neden olur. Ayrıca Tax proteini
tümör süpressör p53’ü inhibe eder. Derinin en sık görülen lenfoması mycosis fungoides’te olduğu gibi HTLV1’de pautrier mikroapseleri görülür.
TEDAVİ: Semptomatik tedavi uygulanır. F proteinine bağlanan insan monoklonal antikoru Polivizumab RSV proflaksisi
için onay almıştır. Ağır hastalara ribavirin ve hiperimmünglobülin verilebilir. Nazokomial enfeksiyonlardan korunmak
amacıyla maske ve eldiven kullanılabilir. Aşısı yoktur. Hastalıktan korunmada salgısal IgA oldukça önemlidir.
b. Myelopati (Tropikal spastik pareparezi): Bacaklarda
ilerleyici zayıflama ve multipl skleroza (MS) benzer klinikle seyreden demiyelinizan otoimmün bir hastalıktır.
MS’den farklı olarak remisyon göstermez.
67. Terminal dönemde bulunan AIDS hastasının gözünde
yanma, kızarma ve görme kaybı olması üzerine yapılan
oftalmolojik muayenede koryoretinit saptanıyor. Bu
hastada düşünülmesi gereken etken ve tedavisi aşağıdakilerden hangisidir?
69. X’e bağlı geçiş gösteren lenfoproliferatif sendromu olan
hastalarda aşağıdaki enfeksiyonlardan hangisi ciddi ve
progresif bir seyir gösterir?
A) Herpes sipleks tip 1- Asiklovir
B) Herpes sipleks tip 1- Gansiklovir
C) Sitomegalovirüs- Asiklovir
A) Sitomegalovirus enfeksiyonu
D) Sitomegalovirüs- Gansiklovir
B) İnsan papillomavirus enfeksiyonu
E) Herpes sipleks tip 2- Foskarnet
C) Epstein- Barrvirus enfeksiyonu
67 – D
D) Hepatit C virus enfeksiyonu
Aktif enfeksiyon genellikle immün süpresyonun üst düzeye
ulaştığı 1-4 ay arasında veya AIDS’lilerde CD4 T lenfosit sayısının < 100 düştüğü durumlarda görülür.
- Retinit: AIDS’li hastalarda retinitin en sık etkenidir ve
kötü prognoz belirtisidir. Ayrıca AIDS’te en sık görülen
CMV enfeksiyonudur. Retinada pamuk şeklinde eksuda,
perivasküler hemoraji ve nekrotizan bir retinit tablosu
vardır. Hızla ilerleyerek görme kaybına neden olur.
E) HIV enfeksiyonu
www.tusem.com.tr
69 – C
EBV’ün etken olduğu lenfoproliferatif hastalıklar;
Burkittlenfoma (AfrikaBurkittlenfoması),
Nazofarinkskarsinomu,
X’ebağlılenfoproliferatifhastalık (Duncan sendromu),
Transplantasyondan sonar meydana gelen lenfoproliferatif
hastalık.
16
Temel Bilimler / T 39 - 8
72. Deride enfeksiyona neden olan, sabouraud dekstroz
AIDS’lihastalarda
-
agar besiyerinde oda ısısında 1- 4 haftada üreyen küf ko-
Oral tüylülökoplaki: Malign olmayan epitel hücre hiperplazisidir. Dilin her iki yanında bulunan beyaz plaklar
kandida’nın aksine kazıyarak çıkarılamaz.
lonilerinde bölmeli hifler, makro ve mikro konidiumlar
saptanan mantar hücresi aşağıdakilereden hangisidir?
- AIDS’lihastalardaSSS’de meydana gelen nonhodking lenfomaların neredeyse tümü EBV’e bağlı gelişir.
A) Candida albicans
-
Hodking lenfoma
E) Sporosthrix schenckii
-
Leiyomyosarkom (AIDS’liçocuklarda).
B) Trichophyton rubrum
C) Aspergillus fumigatus D) Malessezia furfur
72 – B
TU
SE
M
T. rubrum tüm dünyada en sık rastlanan dermatofitoz etkenidir.Ayrıca saçlı deri dışında meydana gelen tüm dermatofit
enfeksiyonlarının en sık rastlanan etkenidir. T. rubrum kültürde pamuğumsu, beyaz renkli koloniler oluşturur. Palağa arka
yüzünden bakıldığında kırmızı pigmentli koloniler oluşturur.
Direk incelemede makrokonidiumlar ve gözyaşı damlası şeklinde mikrokonidyalar görülür. T. mentagrophytes ise spiral şekilde hifler oluşturur. En sık komplikasyon bakteriyel sellülüt
ve tırnak veya bacağa kadar ilerleyen mantar invazyonudur.
70. Tüm periferik T lenfositlerinde bulunan temel marker
aşağıdakilerden hangisidir?
A)CD3
B)CD4
C)CD8
D)CD38
E) B7
73. Aşağıdaki mantar toksinlerinden hangisi Balkan endemik nefropatisine neden olur?
70 – A
Periferik, mukozal T lenfositlerinde CD4 ve CD8 bulunmaz.
Bunlarda temel olarak CD3 bulunur.
A) Aflatoksin
B) Fumonizin
C) Ergot alkaloidleri
D) Okratoksin
E)Trikotekenler
71. On aylık erkek çocukta sık tekrarlayan ekstrasellüler
73 – D
bakteri enfeksiyonları ve Pneumocystis jiroveci’ye
Aflatoksin p53 geninde mutasyon sonucunda karaciğer kanserinin gelişmesine neden olur.
bağlı gelişen bir pnömoni tablosu tespit edilmiştir.
Nötropenisi olan hastanın T ve B lenfosit düzeylerinin
Fumonizinler ösefagus kanseri ve nörolojik komplikasyonlara
neden olur. Okratoksinler ise Balkan endemic nefropatisine
neden olur.
normal, IgM düzeyinde yükselme IgG ve IgA’da düşüş
olduğu gösterilmiştir. Buna göre hastada aşağıdakiler-
den hangisi düşünülmelidir?
A) Adenozin deaminaz enzim eksikliği
B) Pürin nükleosid fosforilaz eksikliği
74. Candida fungemilerinde ve Crptococcus neoformans
proflaksisinde kullanılan, ergosterol sentezini inhibe
ederek etki gösteren antifungal ilaç aşağıdakilerden
hangisidir?
C) T lenfositlerinde CD40L eksikliği
D) Tirozin kinaz eksikliği
E) NADPH oksidaz enzim eksikliği
71 – C
A) Flukonazol
B) Flusitozin
Adenozin deaminaz enzim (ADA) eksikliği ve pürin nükleotid
fosforilaz (PNF) eksikliği şiddetli combine immune yetmezlik
formlarıdır. Şiddetli combine immune yetmezliklilerde T ve B
lenfosit sayısı düşük olup hipogammaglobulinemi görülür. Hiper IgM sendromu T lenfositlerinde bulunan CD 40L eksikliği
sonucunda gelişir.T ve B lenfosit sayısı normaldir. IgM artmış,
IgG ve IgA seviyesi azalmıştır. İntermittant nötropeni görülür.
C) Kaspafungin
D) Terbinafin
E) Anfoterisin B
74 – A
Azoller, 14 alfa demetilaza etki ederek ergosterol sentezini
inhibe eder. Candida fungemilerinde ve Crptococcus neoformans proflaksisinde kullanılır.
17
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
75. Aşağıdaki helminitlerden hangisinin yumurtası insan
için enfektif değildir?
77. Apoptozis sürecinde rolü olmayan kaspaz tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hymenolepis nana B) Trichinella spiralis
A) Kaspaz 3
B) Kaspaz 1
C) Tenia solium
C) Kaspaz 8
D) Kaspaz 9
D) Enterobius vermicularis
E) Tenia saginata
E) Kaspaz 10
75 – E
77 – B
En sık görülen sestod enfeksiyonudur. Rostellumu bulunmadığından silahsız tenya diye bilinir. Ayrıca Taenia soleuma
göre daha uzundur (5 m) ve proglottidi hareketlidir. Ara
konak sığır, kesin konak insandır. Sığır etinin iyi pişirilmeden
yenmesi sonucunda larvanın (Cysticercus bovis) oral yolla
alınmasıyla bulaşır. Barsağa ulaşan larvalar yumurta üretir.
Gebe halkalarda yumurtlama deliği bulunmadığından yumurtalar ancak halkanın parçalanmasıyla ile serbest kalır. Olgun
halkalar güçlü kas yapısı nedeniyle zincirden koparak anüsten
atılır (abdest bozan). En sık görülen belirti halka düşürmedir
(hareketli proglottid). Atılan gebe halkalar toprağa düşer ve
sığırlar otla beslenirken bu yumurtayı alır.
TU
SE
M
Apopitozisin intrensek yolağında başlatıcı kaspaz 9, ekstrensek yolakta başlatıcı kaspaz 8 ve 10’dur . heriki yolağın da
infazcı kaspazları 3 ve 6’dır. Kaspaz 3 ana infazcı kaspaz olarak
bilinmektedir. Yani apopitoziste görevli başlıca kaspazlar 3-68-9-10’dur. Kaspaz 1 ise piroptozisde görevlidir.
78. Üzerinde KIR(killer inhibitör reseptör) ve KAR adlı reseptörleri olan, MHC 1 ile inhibe olan, tümör hücresi ve
virüsle enfekte hücreleri önceden sensitize olmaksızın
öldüren immün sistem hücresi hangisidir?
76. Siroz ve portal hipertansiyona neden olan parazit aşağıdakilerden hangisidir?
A) CD8 + T lenfosit B) Mast hücresi
C) Makrofaj
D) NK hücresi
E) CD4 + T lenfosit
A) Shistosoma mansoni
B) Fasciola hepatica
78 – D
C) Onchocerca volvulus
NK hücresinin yüzeyinde KİR ve KAR olarak isimlendirilen inhibitör ve aktivatör reseptörler bulunmaktadır. KİR MHC1 ile
inhibe olur. NK yüzeyinde IgG için reseptör görevi gören CD16
bulunması sayesinde IgG ile opsonize olmuş enfekte hücreleri
ve tümör hücrelerini önceden sensitize olmaksızın antikora
bağlı selüler sitotoksisite ile öldürür.
D) Toxocara canis
E) Dracunculus medinensis
76 – A
Sulardan larvanın (serkarya) penetrasyonuyla bulaşır bu nedenle erken dönemde serkarya dermatiti veya diğer bir ifadeyle yüzme havuzu dermatidi meydana gelir.
Akut hastalık (katayama sendromu) aşırı duyarlılık sonucunda
meydana gelir. Ateş, halsizlik, ürtiker, artralji ve immün kompleks birikimine bağlı semptomlar görülür.
79. Aşağıda bulunan yaygın fibrozisle giden hastalıklardan
hangisi IgG4 ilişkili değildir?
Kronik dönemde yumurtanın neden olduğu enflamasyona
bağlı semptomlar gelişir.
- İntestinal şistozomiazis: S. japonicum ve S. mansoni’ye
bağlı karın ağrısı, kanlı ishal, hepatomegali presinizodial
intrahepatik portal hipertansiyona bağlı splenomegali
ve nonsirotik periportal fibrozise neden olur. Bu hastalık
bilhariyazis diye bilinir. Ölüm genellikle ösefagus varis
rüptürüne bağlıdır.
- Vasküler şistozomiazis: S. hematobium hematüri, dizüri,
steril piyüri, tıkanıklık ve squamoz hücreli mesane karsinomuna neden olabilir.
- Nörolojik şistozomiazis: S. japonicum yumurtaları beyne
migrasyon gösterilebilir.
www.tusem.com.tr
A) Mikulicz’s send
B) Ormond hastalığı (idiopatik retroperitoneal fibrozis)
C) Kuttner tümörü (kronik sklerozan sialoadenitis)
D) Riedel troidit
E) Skleroderma (sistemik sklerozis)
79 – E
IgG4 ailesi hastalıklar yeni tanımlanan bir grup olmakla birlikte TUS’ta sorulması beklenen bir gruptur. IgG4 ilişkili hastalıklar Mikulicz’s sendromu, Ormond hastalığı,Kuttner tümörü,
Riedel troidit ve otoimmun pankreatittir. Sklerodermadaki
fibrozisten IgG4 degil TGF-ß sorumludur.
18
Temel Bilimler / T 39 - 8
kan nedeniyle koyu alacalı görünüm oluşur. Reperfüzyona maruz
kalan, geri dönüşsüz şekilde zedelenmiş miyositlerde 12-24 saat
içinde kasılma (kontraksiyon) bandı nekrozu görülür. Bu görünüm
plazma membranından içeriye giren kalsiyumun aktin-miyozin
etkileşimlerini artrırmasıyla oluşur 2-3 gün içersinde nekrozlu
dokuyla sağlam dokuyu ayıran demerkasyon hattı belirir.
80. Aşağıdaki tümörlerden hangisi benign’dir?
A)Melanom
B) Seminom
C) Lenfoma
D) Hepatoma
E)Kondrom
80 – E
Sonu–om ile bitmesine rağmen malign olan neoplaziler: melanom, seminom, kordoma, hepatoma, lenfoma, mezotelyoma’dır.
84. 9 yaşında erkek cocugun alınan lenf nodu biopsisinde
böbrek şeklinde nükleusları olan CD30+ pleomorfik
lenfositler görülmüştür. Bu hastalık ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
TU
SE
M
81. Aşağıdaki hastalıkların hangisinde DNA Onarım Mekanizmaları Defektif değildir?
A) t(2,5) translokasyonu varlığı kötü prognozu gösterir
A) Kseroderma Pigmentozum
B) Az bir vakada ALK protein immun boyanması görülür
B) Cowden Sendromu
C) Çocuklarda görülen bir tümördür.
C) Fankoni Sendromu
D) Lakunar hücreler görülür
D) Bloom Sendromu
E) At nalı hücreleri görülür
E) Ataksi- Telenjektazi
84 – E
81 – B
Anlatılan vaka anaplastik büyük hücreli lenfomadır. Bimodal insidans gösterir bu nedenle hem cocuk hem de yaşlı bireylerde de sık
görülmektedir. Tümör hücreleri CD30 pozitiftir ve böbrek-donut
şeklinde nükleusları nedeni ile at nalı hücreleri bulunur(hallmark
hücreleri). Olguların çoğu t(2,5) translokasyonu ve ALK protein
immunboyanması içerir ve bu iyi prognozu göstermektedir. Lakuner hücreler hodgkin lenfomada görülmektedir.
DNA onarım defektleri; kseroderma pigmentozum, fankoni
sendromu, bloom sendromu, ataksi- telenjektazi, lynch sendromudur.
82. Kistik fibrozis’de en sık ölüm sebebi aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Mekonyum ileusu B) Pankreas yetmezliği
C) Biliyer siroz D) Akciğer enfeksiyonları
85. Gastrointestinal tutulumu sonucunda yaygın polipoid görünüme benzeyen kitleler yapan lenfoma türü hangisidir?
E) Karaciğer yetmezliği
A) Burkitt lenfoma
82 – D
B) Hairy cell lenfoma
Kistik fibroziste artan vizkosite nedeni ile mukus tıkaçları oluşur. Hastalarda konjenital bronşektaziler gelişir. Bu hastalarda
en sık ölüm sebebi persistan akciğer enfeksiyonlarıdır.
C) Mantle hücreli lenfoma
D) Ekstranodal NK/T hücreli lenfoma
E) Mukozis fungoides
85 – C
83. Myokard enfarktüsünde ışık mikroskobunda ‘kasılma
Mantle hücreli lenfomada siklinD1 mutasyonuna neden olan
t (11,14) mevcuttur. CD5+, CD23- olması ile KLL/SLL’den ayrılır.
Ayrıca GİS tutulumunda polipoid görünüme benzeyen kitlelere neden olur(lenfomatozis polipozis).
bandı nekrozu’ ne zaman gözlenir?
A) 0-30 dk B) 1-4 saat
C) 4-12 saat D) 12-24 saat
E) 1-3 gün
86. Alfa 1 antitripsin eksikliği ile ilişkili olan amfizem türü
hangisidir?
83 – D
MI’da Nekroz alanlarının kenarlarında kasılamayan ölü fibrillerin
gevşemesiyle ve buruşmasıyla elektron mikroskopunda ilk 1-2
saatte dalgalı fibriller bulunabilir. Belirgin ışık mikroskobik bulgular 4-12 saatte gözlenir. Başlangıctan 4-24 saat sonra durgun
A) Santrasiner amfizem B) Panasiner amfizem
C) Paraseptal amfizem D) İrregüler amfizem
E) Büllöz amfizem
19
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
88 – C
86 – B
Amfizem; asinüslerin anormal ve kalıcı genişlemesi ve duvarlarının parçalanmasıdır.
OVER TÜMÖRLERİN WHO SINIFLANDIRILMASI
Santrasiner amfizem: Asinüslerin respiratuar bronşioller tarafından oluşturulan santral ya da proksimal kısımları etkilenir.
En sık amfizem tipi olmakla beraber en sık nedeni sigaradır.
Panasiner amfizem: Asinüsler respiratuar bronşiolden terminal
alveole kadar tutulur. Alfa 1 antitripsin eksikliği ile ilişkilidir.
Yüzey Epiteli - Stromal
Tümörler
•
•
•
•
•
•
Seröz tümör
Musinöz tümör
Endometrioid tümör
Berrak hücreli tümör
Transizyonel hücreli (Brenner) tümör
Epitelyal-stromal tümör
- adenosarkom
- malign miks müllerian tümör
Seks Kord – Stromal
Tümörler
•
•
•
•
•
•
•
•
Granuloza hücreli tümör
Fibroma
Fibrotekoma
Tekoma
Sertoli hücreli tümör
Leydig hücreli tümör
Gynandroblastom
Lipid hücreli tümör
TU
SE
M
Paraseptal amfizem: genç erişkinlerde spontan pnömotoraksın en sık nedenidir.
İrregüler amfizem: herzaman pnömoni skarları ile beraberdir
ve otopsi serilerinde en sık görülen amfizem tipidir
Büllöz amfizem: Büyük subplevral alanda büllerle karakterizedir. TBC skarları ile ilişkilidirler
87. IgA nefropatisinde glomerüllerde olan morfolojik degisikliklerden hangisi en sık görülür?
Germ Hücreli Tümörler •
•
•
•
Teratom
- immatür
-matür -solid
-kistik(dermoid kist)
-monodermal (struma ovari, karsinoid)
Disgerminom
Endodermal sinus tümör(Yolk sac tümör)
Miks germ hücreli tümör
Metastatik Tümörler
Kolon, appendiks
Mide
Meme
A) Çoğu glomerülün normal olması
•
•
•
B) Mezengioproliferatif glomerulonefrit
89. FAP’ta saptanan kolon poliplerinin histopatolojik tipi
C)FSGS
sıklıkla hangisidir?
D) Kresentrik glomerulonefrit
A) Hiperplastik polip E) Glomerül kapillerde lökositler
B) Tübülovillöz adenom
C) Hamartomatoz polip D) Villöz adenom
87 – A
E) Tubuler adenom
IgA nefropatisinde olabilen morfolojik değişiklikler 5 tanedir.
Bunlar;
89 – E
Çoğu glomerulun normal olması→ en sık karşılaşılan durumdur
FAP sendromundaki poliplerin %90’ı tubuler adenom karakterindedir, geri kalan az kısmı ise villöz ve tubulovillöz tipindedir.
Mezegioproliferatif glomerulonefrit→en sık karşılasılan patolojidir.
FSGS
90. Kolanjiositleri doğrudan enfekte ederek safra duktus ha-
Kresentrik glomerulonefrit→en az karşılaşılan patolojidir
rabiyeti yapan ve bu nedenle primer bilier sirozu taklit
Glomerul kapillerde lökositler
eden hepatit virüsü tipi aşağıdakilerden hangisidir?
88. Aşağıdaki over tümörlerden hangisi stromal over tü-
A)HAV
B) HBV
C)HCV
D)HDV
E)HEV
mörüdür?
A) Struma Overi
90 – C
B)Teratom
HCV; %90 kan ile bulaşır. Kronik hepatitin en sık sebebidir.
Portal alanda lenfoid folliküller olur, hepatositlerde yag birikimi ve kolanjiositleri doğrudan enfekte ettiği için safra duktus
harabiyeti görülür. Bu nedenle PBS’yi taklit eder. Seyri sırasında %35 oranında kriyoglobulinemi görülür.
C) Granüloza hücreli tümör
D) Endodermal sinüs tümörü
E)Koryokarsinom
www.tusem.com.tr
20
Temel Bilimler / T 39 - 8
91. E-cadherin gen mutasyonu hangi meme kanserinde görülür?
likle diz eklemi çevresinde görülür. Tedavisinde RT yapılmaz,
yapılırsa malign transformasyon gösterir. Tümör hücrelerinde
aşırı RANKL ekspresyonu olması nedeni ile tedavisinde RANKL
inhibitörü denosumab kullanılmaktadır.
A) Duktal kanser non spesifik tip
B) Lobuler invaziv kanser
C) Medüller kanser
94. Aşağıdakilerden hangisi Hashimato tiroditi hastaların-
D) Tübüler kanser
da gözlenebilecek bir bulgu değildir?
E) Müsinöz kanser
A) Tiroid foliküllerinde atrofi
91 – B
B) Parenkimde germinal merkezler ve mononükleer
hücre infiltrasyonu
TU
SE
M
E-cadherin mutasyonunda invaziv lobuler kanser ve familyal
gastrik kanserlerde görülür.
C) Tiroid bezinin diffüz büyümesi
D) Tiroid içerisinde ve kapsül dışına yayılabilen fibrozis
92. Multipl skleroz’un gelişme riski hangi sitokinleri kodlayan genlerdeki polimorfizm varlıgında artar?
E) Huthle hücre metaplazisi
I. IL-1
94 – D
II.IL-2
Hashimato tiroiditinde Kapsül dışına yayılan fibrozis izlenmez. Tiroid bezi büyümüştür (guatr). Tiroit bezinde küçülme
ileri evrelerde gelişir.
III. IL-6
IV. IL-7
Hashimoto tiroiditisi (Kronik Lenfositik Tiroidit )
V. IL-10
A) I-II B) II-III
C)III-IV
D)II-IV
İyot seviyesinin yeterli olduğu bölgelerde erişkin hipotroidizmin en sık sebebidir. Otoimmun inflamatuar bir olaydır. Ağrısız, simetrik, diffüz tiroid büyümesi izlenir. Orta yaş kadınlarda
daha sık görülür.
E)III-IV-V
Bu hastalığın patogenezinde CTLA-2 ve PTPN-22 genlerinde
polimorfizm ve HLA-DR3 birlikteliği suçlanmıştır.
92 – D
Multipl sklerozda, 1. derece akrabada görülme riski 15 kat,
monozigotik ikizlerde görülme riski 150 kat artar , HLA-DR2
aleli MS oluma riskini 3 kat artırırken İL-2 ve İL-7 kodlayan
genlerdeki polimorfizm ile de gelişme riski artar .
Bu hastalığın SLE, RA gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikteliği artar.
Patogenezde rol oynayan üç önemli faktör:
• CD8 Sitotoksik T hücreleri direk hücre hasarı oluşumuna sebep olabilir.
93. Aşagıdaki kemik tümörlerinden hangisinde aşırı RANKL
ekspresyonu olup adjuvan tedavisinde RANKL inhibisyonu yapan denosumab kullanılmaktadır?
• Sitokin aracılı hücre ölümü (Th1 hücrelerinin salgıladığı IFNgama makrofak aktivasyonu ve makrofajın neden olduğu folikül hasarı)
A) Dev hücreli kemik tümörü
• Antikora bağımlı hücresel sitotoksisite ( antitiroglobulin, antitiroit peroksidaz antikorları)
B) Ewing sarkomu
C) Osteosarkom
Mikroskopik 3 önemli bulgusu vardır.
D)Kondrosarkom
• Parankimi infiltre eden mononükleer hücreler ve germinal
merkezleri belirgin lenfoid foliküller.
E) Osteoblastom
93 – A
• Epitel hücrelerinin geniş, eozinofilik, granüler stoplazmalı
metaplazisi (hurhtle hücre metaplazisi)
Dev hücreli kemik tümörü kadınlarda ve 20-40 yaş arasında
sıktır. Osteoklastoma olarak da bilinen bu tümörün en önemli
histolojik bulgusu çok sayıda makrofaj kökenli osteoklast benzeri dev hücreler ve arada neoplastik mononükleer hücreler
içermesidir. Yerleşim olarak uzun kemiklerin epifizinde özel-
• Stromal fibrozis ve foliküler atrofi
Hurthle hücreleri, askanazi hücreleri yada oksifilik hücre diye
tanımlanan geniş eozinofilik, granüler sitoplazmalı hücreler-
21
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
96. Skleroderma hastalarında pulmoner hipertansiyon birlikteliği ile ilişkili otoantikor aşağıdakilerden hangisidir?
dir. Bu hücreler onkositik metaplaziye güzel bir örnektir. Bu
hücrelerde mitokondri sayısı belirgin artmıştır. Mitokondriyi
boyamak için PTAH (phosphotungstic acid hematoxylen) boyası kullanılır.
Hashimato tanısı için germinal merkezleri aktif lenfoid foliküller ve follikül epitelinde onkositik (Hürthle) hücre metaplazisi
olması gereklidir.
A) Scl-70
B) Anti-sentromer
C) RNA polimeraz 3
D) Anti-CCP
E) Anti Ro
96 – B
Hashimatonun fibröz varyantında folikül atrofisine ek olarak
reidel tiroiditine benzer yoğun fibrozis vardır. Fakat reidel tiroiditinden farkı, fibrozisin bez kapsülü dışına çıkmamasıdır.
Bazı Otoimmün Hastalıklarda Yüksek Bulunan, Spesifik ve
Diagnostik Önemi Olan Otoantikorlar
Spesifik Hastalık
Özelliği
TU
SE
M
Otoantikor (Antijen)
SLE
• Hashimotolu hastalarda B hücreli lenfoma riski artmıştır.
(MALTOMA)
Hastalığın ileri evrelerinde fibrozisin de etkisiyle tiroid bezi
sertleşir ve küçülür. Klinik olarak hipotroidi gelişir.
95. Aşağıdaki gen mutasyonlarından hangisinin hipertrofik
kardiyomyopatili hastalarda saptanması olası değildir?
A) Titin (TTN)
Anti ds DNA (Nativ DNA) Spesifiktir, Nefrit
ile ilişkili
40-60
Anti Sm
(Ribonükleoproteinin
core protein)
Spesifiktir
20-30
Anti U1-RNP (RNP)
-
30-40
Anti Ro (SS-A) ve La
(SS-B)
neonatal lupus,
kongenital kalp
bloğu
30-50
anti-PL (Fosfolipid
Protein kompleks)
Antifosfolipid
sendromu
(lupusluların %10)
30-40
Multiple nükleer antijen Spesifik değil
(ANA)
B) β myozin ağır zincir gen (βMHC)
Sistemik
skleroz
C) Miyozin bağlayıcı protein –C (MBP-C)
D) kardiyak troponin T
E) Alfa tropomyozin
Romatoid
Artrit
Hipertrofik Kardiyomiyopati (Asimetrik septal hipertrofi ,
IHSS)
Hipertrofiye sekonder sol ventriküler boşluk muz şeklinde
daralmıştır (banana-like konfigürasyon) ve diastolik disfonksiyon vardır.
Histolojik olarak izlenen üç önemli bulgu: 1- Yoğun myosit hipertrofisi 2- Myofiber düzensizliği (myofiber disarray) 3- interstisyel fibrozis
• Genetik geçiş paterni en yüksek kardiyomyopatidir. Vakaların % 100’ü otozomal dominant geçişli familyal özelliktedir
• En sık olan mutasyon β myozin ağır zincir gen (βMHC) mutasyonudur. (Diğer sık mutasyonlar: Miyozin bağlayıcı protein
–C (MBP-C), kardiyak troponin T ve alfa tropomyozindir.
Spesifik, diffüz deri 30-70
hastalıkları, akciğer
hastalıkları
Anti centromer
(sentromerik prot.)
Sınırlı deri
tutulumu, iskemik
parmak kayıpları,
pulmoner
hipertansiyon
20-40
RNA polimeraz III
Akut başlangıç,
skleroderma renal
krizi, kanser
15-20
CCP ( siklik sitrüllin
peptitleri)
Spesifik
60-80
RF
Spesifik değil
60-70
Sjögren
sendromu
Anti Ro (SS-A)
Anti La (SS-B)
Otoimmün
myozitis
Anti Jo-1 (Sitoplazmik
Histidil t-RNA sentetaz)
İnterstisyel akciğer 25
hastalıkları,
Reynould
fenomeni
Mi-2 nükleer antijen
Dermatomyozit,
deri döküntüleri
5-10
MDA 45(viral RNA için
sitoplazmik reseptör)
Damarsal deri
lezyonları,
interstisyel akciğer
hast.
20-35
(Japonlarda)
TIF1 nükleer protein
Dermatomyozit,
kanser
15-20
70-95
70-95
97. Amilod üretiminden sorumlu majör sitokinler aşağıdakilerden hangisidir?
• Komplikasyonlar: Tüm hastalarda koroner iskemisi vardır.
Genç sporcularda ani ölüm, enfektif endokardit ve aritmi
• Freidreich ataxisi ile birlikteliği izlenebilir. Ayrıca glikojen
depo hastalıkları, diyabetik anne çocuklarında da sıklığı artar.
www.tusem.com.tr
95-100
Anti scl-70 (DNA
topoizomeraz 1)
95 – A
Titin (TTN) mutasyonu dilate kardiyomyopatili hastalarda en
sık saptanan mutasyondur. Diğer mutasyonlar hipertrofik kardiyomyopatili hastalarda saptanabilir.
(+) lik %
A) IL1 ve IL-8
B) IL-1 ve IL-6
C) IL6, IL-8, IL-12
D) TNF-alfa ve IL-2
E) IL-3 ve IL-7
22
Temel Bilimler / T 39 - 8
97 – B
AMP-bağımlı Protein Kinaz Aktivatörü (Metformin)
• Amiloid üretiminden sorumlu major sitokinler: IL-1 ve IL6’dır.
• Histamin artışından sorumlu major sitokinler: IL-1 ve IL-8’dir.
Biguanid grubu oral antidiyabetik ilaçtır. Primer etki mekanizması AMP-bağımlı protein kinaz aktivasyonu ile hepatik glukoneogenezin baskılanmasıdır.
• Antinflamatuar sitokinler: TGF-beta, IL-4,10 ve 13’dür.
Nükleer PPAR-γ Agonistleri (Rosiglitazon / Pioglitazon)
• Septik şokta hipotansiyondan sorumlu major sitokin: NO’dur
İnsülin salgısını artırmadan insülin direncini azaltırlar. Nükleusta bulunan peroksizom proliferatör-aktive reseptör gama’ya
(PPAR-γ) agonist etki yaparlar. Majör etki yerleri adipoz dokudur. GLUT-1 ve GLUT-4 ekspresyonunu artırarak adipoz ve
kas dokusuna glukoz girişini stimüle ederler. Serbest yağ asidi
düzeyini ve hepatik glukoz çıkışını azaltırlar.
TU
SE
M
• Akut inflamasyonda doku hasarından sorumlu major
sitokin:NO’dur.
98. Aşağıdaki mediyatörlerden hangisi mast hücrelerinden
salınan erken dönem mediatörlerden değildir?
Alfa-Glukosidaz İnhibitörleri (Akarboz / Vogliboz / Miglitol)
A) Nötrofilik kemotaktil faktör
Disakkaritleri monosakarite dönüştüren intestinal alfa-glukosidazı (glukoamilaz, α-amilaz ve sukraz) kompetetif inhibe
ederek glukoz ve fruktozun barsaktan emilimini azaltırlar.
B)Heparin
C) Kondroitin sülfat
SGLT-2 İnhibitörleri (Gliflozinler)
D) Prostoglandin D2
Bu grupta; kanaglifflozin, dapagliflozin ve empagliflozin bulunur. Proksimal tubülde sodyum glukoz transportörünü (SGLT2) inhibe ederek idrar ile glukoz itrahını artırırlar ve glukoretik
etki yaparlar.
E)Adenozin
98 – D
100. Aşağıdakilerden hangisi muskarinik agonistlerin kullanım endikasyonlarından biri değildir?
A) Ağız kuruluğu
B) Diyabetik gastroparazi
99. Aşağıdaki antidiyabetik ilaçlardan hangisi primer etki
yeri ile birlikte verilmemiştir?
C)Glokom
D) Postoperatif üriner retansiyon
A) Vogliboz – İnce barsak
E) Fizostigmin intoksikasyonu
B) Metformin – Karaciğer
100 – E
C) Rosiglitazon – Adipoz doku
Tablo: Doğrudan Etkili Kolinerjik İlaçların Kullanımı
D) Dapaglifozin – İskelet kası
E) Gliburid – Pankreasın beta hücresi
99 – D
KATP Kanal Blokörleri (Sulfonilüreler)
Pankreasın β hücresinde ATP duyarlı potasyum kanallarını kapatarak hücre membranını depolarize ederler. Voltaj bağımlı
kalsiyum kanallarının aktivasyonu sonucu hücre içine giren
kalsiyuma bağlı insülin sekresyonunu artırırlar.
23
Kolinerjik İlaç
Endikasyon
Asetilkolin
Göz ameliyatlarında myozis oluşturmak
Betanekol
Nörojenik mesane
Postoperatif ileus
Diyabetik gastroparazi
Karbakol
Glokom
Metakolin
Astım tanısı
Pilokarpin
Sjögren sendromu ile radyoterapiye bağlı
kserostomi
Glokom
Sevimelin
Sjögren sendromu ile radyoterapiye bağlı
kserostomi
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
101. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi GABAA reseptörlerinin inhibitör etkisini güçlendirmesine karşın antikonvulsan
ve spazmolitik etki yapmaz?
A) Buspiron
B) Tasimelteon
C) Zolpidem D) Klonazepam
103 – B
Labetalol ve karvedilol, alfa1 reseptörleri bloke ederek vazodilatasyon yapan ve periferik vasküler direnci azaltan nonselektif beta blokörlerdir. Nebivolol, endotelden nitrik oksit
salgısını artırarak vazodilatasyon yapan ve periferik vasküler
direnci azaltan selektif β1 blokördür.
E) Baklofen
101 – C
104. Karaciğer yetmezliğinde aşağıdaki antibiyotiklerden
hangisinin dozunu ayarlamaya gerek yoktur?
Zolpidem / Zopiklon / Eszopiklon / Zaleplon
A) Kloramfenikol
B) Moksifloksasin
C)Metronidazol
D)Vankomisin
TU
SE
M
Atipik benzodiazepinlerdir. GABAA reseptörlerinin α1 ve γ2
altbirimleri arasındaki benzodiazepin reseptörlerini uyarırlar.
İnsomnia tedavisinde kullanılırlar.
E)Doksisiklin
Anksiyolitik etkileri de vardır. Terapötik dozda antikonvülsan
ve spazmolitik etki yapmazlar. Farmakolojik etkileri flumazenil tarafından önlenir.
104 – D
Tablo: Antibiyotikler
102. Gut tedavisinde kullanılan aşağıdaki ilaçlardan hangisi
kan ürik asit düzeyini azaltmaz?
A) Kolşisin B) Fenilbutazon
C) Probenesid
D) Sulfinpirazon
Karaciğer
yetmezliğinde
doz ayarlanması
gerekenler
Kloramfenikol
Eritromisin / Azitromisin
Klindamisin
Metronidazol
Doksisiklin / Tigesiklin
Moksifloksasin
Böbrek yetmezliğinde
kontrendike olanlar
Nalidiksik asit / Nitrofurantoin
Doksisiklin dışındaki tetrasiklinler
Uzun etkili sulfonamidler
E) Febuksostat
102 – A
105. İlaçların farmakokinetiği ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
Kolşisin
hangisi doğrudur?
Bitkisel kaynaklıdır. Tubüline bağlanarak mikrotubüllerin polimerizasyonunu, lökosit migrasyonunu ve mitozu önler. Ürat kristallerinin fagositozunu inhibe ederek antiinflamatuvar etki yapar.
A) Plazma proteinlerine bağlı ilaç tubüler sekresyona
katkı yapar.
B) Enterohepatik siklus genellikle ilaçların faz 1 metabolitleri ile ilişkilidir.
Kan ürik asit düzeyini değiştirmez, analjezik etki yapmaz. Gutun akut tedavisinde ve profilaksisinde kullanılır. Familyal akdeniz ateşinin (FMF) tedavisinde de yararlıdır.
C) İlaçların maksimum plazma derişimleri (Cmaks) reseptöre afiniteleri ile doğru orantılıdır.
En sık görülen yan tesiri diyaredir. Bulantı-kusma, karın krampı, karaciğer nekrozu, akut böbrek yetmezliği, dissemine intravasküler kaogulasyon, nöbetler ve vitamin B12 eksikliği, kemik
iliği depresyonu, periferik nöropati ve myopati yapabilir.
D) Kararlı durum konsantrasyonuna ulaşma süresi dağılım hacmi ile ters orantılıdır.
E) Kinetik sıfıra göre metabolize olan ilaçlarda yarı
ömür ilacın plazma konsantrasyonuna bağlı değildir.
105 – A
Enterohepatik siklüs
İlaçların faz 2 metabolitleri safra ile ince barsağa atılır. Barsak
enzimleri ile serbest hale geçen ilaç tekrar emilir. Barsaktaki
enzim kapasitesinden ve oral antibiyotik kullanımından etkilenir. İlaçların bir kısmının feçesle atılmasına ve yarı ömürlerinin
uzamasına neden olur.
Tubüler sekresyon
Aktif transport olayıdır. Plazma proteinine bağlı fraksiyon indirekt yolla katkı yapar.
103. Aşağıdakilerden hangisi nebivolol, labetalol ve karvedilolun ortak özelliklerinden biridir?
A) Kalp yetmezliğinde mortaliteyi azaltma
B) Doğrudan periferik vasküler direnci azaltma
C) Astım olan hastada kullanılmama
D) Lipit peroksidasyonunu önleme
E) Endotelden NO salgısını artırma
www.tusem.com.tr
24
Temel Bilimler / T 39 - 8
Cmaks
107. Aşağıdaki antiemetik ilaçlardan hangisi halüsünasyon,
sedasyon, ağız kuruluğu, konjuktival hiperemi, postural hipotansiyon, iştah artışı ve taşikardi gibi yan tesirlere neden olabilir?
Her zaman ilacın dozuna ve dağılım hacmine bağlıdır. Doz ve
biyoyararlanım ile doğru, dağılım hacmi ile ters orantılıdır.
Kararlı durum konsantrasyonu
4 veya 5 x yarı ömürdür. Yarı ömür = 0.7xVD/KL olduğuna göre
kararlı durum konsantrasyonu dağılım hacmi ile doğru orantılıdır. Birinci derece kinetiğe göre metabolize edilen ilaçlarda
yarı ömür doza bağlı değildir.
A) Aprepitant
B) Ondansetron
C)Klorpromazin
D)Metoklopramid
E)Dronabinol
107 – E
TU
SE
M
Dronabinol / Nabilon
Tetrahidrokanabinol yapısındadırlar. Kannabinoid CB1 reseptörlerini uyararak antineoplastik ilaçlara bağlı emezis ve HIV ilişkili
kilo kayıplarında kullanılırlar. Dronabinol, tam emilmesine karşın büyük oranda karaciğerde presistemik eliminasyona uğrar.
Öfori, halüsünasyon, sedasyon, ağız kuruluğu, konjuktival
hiperemi, postural hipotansiyon, iştah artışı ve taşikardi gibi
marihuana benzeri yan tesirleri vardır.
106. Aşağıdakilerden hangisi klasik antipsikotiklerin yan tesirlerinden biri değildir?
A) Hiperprolaktinemi
B) Ağız kuruluğu
C)Halüsünasyon
D)Sedasyon
108. Aşağıdaki diüretik ilaçlardan hangisi etki yerine tubüler sekresyonla ulaşmaz?
E) Postural hipotansiyon
106 – C
Antipsikotikler
A)Asetozolamid
B) Mannitol
C) Spironolakton
D) Hidroklorotiazid
E) Furosemid
Şizofreni, psikotik depresyon, senil psikoz ve ilaçlara bağlı psikoz tedavisinde kullanılırlar. Akut mani ataklarında yararlıdırlar. Antiemetik etkileri de vardır. Dopamin reseptörlerini bloke
ettikleri için öfori, halüsünasyon ve bağımlılık yapmazlar. Klasik ve atipik ilaçlar olmak üzere iki grupta incelenirler.
108 – B
Mannitol
Proksimal tubül ve henlenin inen kolunda etkili osmotik diüretiktir (aquaretik). Oral verildiğinde osmotik laksatif etki yapar.
Diüretik etki için yalnızca intravenöz yoldan verilir.
Oral emilimi çok düşüktür, metabolize olmaz, tubüler sekresyona ve tubüler reabsorpsiyona uğramaz. Glomerüler filtrasyonda 30-60 dakika içinde atılır.
İntraoküler ve intrakraniyal basıncı düşürmek, hemoliz ve rabdomyolizisde su itrahını artırmak ve akut böbrek yetmezliğine
bağlı oligüride kullanılır.
Dehidratasyon, hipovolemi, hipernatremi ve hiperkalemi gibi
yan tesirleri vardır. Kalp yetmezliğini kötüleştirebilir ve pulmoner ödem gelişimine neden olabilir.
Mezolimbik yolakta D2 reseptörlerini bloke ederek antipsikotik etki yaparlar ve halüsünasyonların kaybolmasına neden
olurlar. Şizofrenide pozitif semptomlara etkilidirler.
Area postremadaki D2 reseptörlerini bloke ederek tioridazin
dışında antiemetik etki yaparlar. Vestibüler kaynaklı emezis
dışında bulantı-kusma tedavisinde kullanılırlar.
Nigrostriatal yolakta postsinaptik D2 reseptörlerini bloke ederek ekstrapiramidal yan tesirlere neden olurlar. Ekstrapiramidal
yan tesir riski en yüksek haloperidol, en düşük tioridazindir.
Tuberoinfundibuler yolakta (median eminence) D2 reseptörlerini bloke ederek hiperprolaktinemi yaparlar. Hiperprolaktinemi sonucu amenore-galaktore ve infertilite ortaya çıkar.
109. Dislipidemi tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
Alfa1 reseptör blokajına bağlı postural hipotansiyona ve ejekülasyon inhibisyonuna, H1 reseptör blokajına bağlı sedasyona,
muskarinik reseptör blokajına bağlı ağız kuruluğu, konstipasyon, üriner retansiyon ve görme bulanıklığı gibi atropin benzeri bulgulara neden olurlar.
A) Ezetimib, barsakta safra asitlerini bağlar.
B) Kolestipol, kolesterolun intestinal emilimini azaltır.
C) Fenofibrat, HDL-kolesterolu en fazla artıran ilaçtır.
D) Niasin, hipertrigliseridemi tedavisinde ilk tercihtir.
E) Statinler, karaciğerde LDL reseptör sayısını artırır.
25
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
109 – E
110. Aşağıdakilerden hangisi alfa reseptör antagonistlerinin
kullanım endikasyonlarından biri değildir?
Statinler
A)Feokromasitoma
HMG-KoA redüktazı inhibe ederek HMG-KoA mevolanat oluşumunu dolayısıyla kolesterol sentezini azaltırlar. Karaciğerde
LDL reseptör sayısını artırarak LDL’nin katabolizmasını stimüle
ederler. LDL reseptörlerinin genetik olarak olmadığı hastalarda etkinlikleri azalır.
B) Benign prostat hiperplazisi
C) Kronik hipertansiyon
D)Glokom
E) Periferik arter hastalığı
LDL kolesterolü en fazla azaltan ilaçlardır. Doza bağlı LDLkolesterolü %50’ye kadar düşürebilirler. Ailesel hiperkolesterolemide (tip IIA) ilk tercihtir ilaçlardır.
110 – D
TU
SE
M
Tablo: Alfa Reseptör Blokörlerinin Klinik Kullanımı
Trigliserit düzeyini orta düzeyde azaltırlar. Trigliserit düzeyi
250 mg/dL’nin üzerindeki hastalarda etkileri daha fazladır
(%20-50). HDL-kolesterolü minimal artırırlar (%5-10). Lipoprotein (A) düzeyini etkilemezler. Gebelerde, gebelik planlayanlarda, laktasyonda ve kas hastalığı olanlarda kullanılmazlar.
Endikasyon
Alfa Reseptör Blokörü İlaç
Feokromasitoma
Fenoksibenzamin / Fentolamin / Labetolol
Acil hipertansiyon
Labetolol
Kronik hipertansiyon
Prazosin / Doksazosin
Periferik damar hastalıkları
Fenoksibenzamin / Prazosin
Fibrik Asit Türevleri (Fibratlar)
Benign prostat hiperplazisi
Doksazosin / Tamsulosin / Silodosin
Kalp yetmezliği
Prazosin / Doksazosin
Erektil disfonksiyon
Yohimbin
Nükleer transkripsiyon reseptörüne (PPAR-α) agonist etki yapar. VLDL ve trigliseriti en fazla düşüren ilaçlardır (%50 civarı).
Hipertrigliseridemi ile birlikte olan tip III hiperlipoproteinemide ilk tercihtirler. LDL-kolesterolü bir miktar azaltır, HDLkolesterolü orta miktarda artırırlar. Trigliserit düzeyi 400-1000
mg/dL arasında olan hastalarda trigliserit azalmasına bağlı
LDL-kolesterolü artırırlar.
111. Aşağıdaki opiyat ilaçlardan hangisinin torsades de pointes aritmi yapma olasılığı en yüksektir?
Nikotinik Asit (Niasin)
A)Metadon
B) Meperidin
C) Fentanil
D) Buprenorfin
E)Tramadol
Trigliserit ve VLDL düzeyini %35-45, LDL-kolesterolu %20-30
düşürür. HDL-kolesterolu en fazla artıran hipolipidemik ilaçtır
(%30-40). Lipoprotein (a)’yı azaltan ilk ilaçtır.
111 – A
Metadon
Mü reseptörlerine agonist etki yapar, NMDA reseptörlerini ve
monoaminlerin geri alımını inhibe eder. Analjezik etkisi morfinden güçlü, etki süresi daha uzundur. Oral emilimi iyidir. Oral
ve parenteral formu vardır.
Safra Asidi Bağlayan Reçineler
Barsakta safra asitlerini kimyasal antagonizmayla bağlayarak
feçesle itrahını artırırlar. İzole LDL yüksekliğinde kullanılırlar.
Farsenoid X reseptörlerinin aktivasyonunu azaltarak trigliserit ve VLDL düzeyini artırırlar. Trigliserit düzeyi 250 mg/dL’nin
üzerindeki hastalarda artış daha belirgindir. Hipertrigliseridemi tedavisinde kullanılmazlar.
Kronik ağrı, opiyat yoksunluk krizi ve eroin bağımlılarının detoksifikasyonunda oral yoldan kullanılır. Diğer opiyatlardan
farklı olarak QT uzaması ve torsades de pointes yapabilir.
Ezetimib
Ön ilaçtır. Barsakta aktif ilaç haline geçer. Absorbe edildikten
sonra enterohepatik siklüsü uğrar. Büyük kısmı feçesle atılır.
CYP enzimleri tarafından metabolize edilmez.
112. Aşağıdaki prostaglandin preparatlarından hangisi kullanım endikasyonu ile birlikte verilmemiştir?
Kolesterol ve fitosterollerin intestinal emilimini sağlayan
transport proteini (NPC1L1) inhibe eder. LDL-kolesterolu düşürmek için kullanılır. Trigliserit emilimini etkilemez.
B) Alprostadil – Duktus arteriyozus açıklığının sürdürül-
A) Epoprostenol – Pulmoner hipertansiyon
mesi
C) Treprostinil – Postpartum hemoraji
D) Travoprost – Açık açılı glokom
E) Karboprost – Tıbbi abortus
www.tusem.com.tr
26
Temel Bilimler / T 39 - 8
112 – C
114 – C
Alprostadil
Dijitallerin Etki Mekanizmaları
PGE1 preparatıdır. Pulmoner atrezi, pulmoner stenoz ve büyük arterlerin transpozisyonu gibi kongenital kalp hastalıklarında cerrahi
düzeltme operasyonlarına kadar duktus arteriyozusu açık tutmak
için kullanılır. Erektil disfonksiyon tedavisinde de yararlıdır.
Hücre membranında bulunan ve hücre dışına 3Na+ atıp hücre
içine 2K+ sokarak hücreyi hiperpolarize eden Na+, K+, ATP’azı
inhibe ederler. Na+, K+, ATP’azın inhibisyonu sonucu hücre
içinde 3Na+ birikmesine bağlı hücre zarı depolarize olur.
Latanoprost / Travoprost / Bimatoprost / Tafluprost / Unoproston
Na/Ca değiş-tokuş pompası ile kalsiyum çıkışını azaltarak hücre içinde kalsiyum derişimini ve sarkoplazmik retikulumda kalsiyum depolanmasını artırırlar. İntraselüler kalsiyum artışına
bağlı pozitif inotropik etki yaparlar. Sistolik kalp yetmezliğinde kullanılırlar. Hipertrofik kardiyomyopati gibi diyastolik kalp
yetmezliğinde kontrendikedirler.
TU
SE
M
Lokal kullanılan PGF2alfa preparatlarıdır. Aköz humor akışını
artırarak göz içi basıncını düşürürler ve glokom tedavisinde
kullanılırlar. İris ve kirpiklerde irreversibl kahverengi pigmentasyon, kirpiklerde büyüme, göz kuruluğu ve konjunktivit gibi
yan tesirleri vardır.
Düşük dozdan itibaren vagus etkinliğini artırarak parasempatomimetik etki yaparlar. Kolinerjik aktiviteyi artırmalarına
bağlı bradikardiye ve atrioventriküler iletimde yavaşlamaya
(negatif dromotropik ve negatif kronotropik etki) neden olurlar. Yaptıkları bradikardi ve AV uzamasını atropin önler. Yüksek
dozda sempatomimetik etki yaparlar.
Dinoprost / Karboprost
PGF2alfa preparatlarıdır. Tıbbi abortus oluşturmak, doğumu stimüle etmek, postpartum hemorajiyi önlemek ve ovülasyon
senkronizasyonu için kullanılırlar.
İlioprost / Epoprostenol / Treprostinil
Prostasiklin preparatlarıdır. Pulmoner hipertansiyon tedavisinde parenteral yoldan kullanılırlar. Periferik damar hastalığı
ve agregasyonu önlemek için de yararlıdır.
115. Linezolid ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Yalnızca intravenöz yoldan kullanılır.
B) Genellikle bakterisid etkilidir.
C) Mikrozomal enzim inhibisyonu yapar.
113. Aşağıdaki prokinetik ilaçlardan hangisi guanilat siklaz
2C’yi aktivite ederek cGMP’yi ve klorürden zengin sekresyonu artırır?
D) Tüberküloz tedavisinde kullanılır.
E) Doz kısıtlayan yan tesiri nefrotoksisitedir.
A) Lubiproston
B) Linaklotid
115 – D
C) Tegaserod
D) Alvimopan
Oxazolidinonler (Linezolid)
50S ribozomda 23S altbirime bağlanarak protein sentezini
inhibe eder. Bakteriyostatik etkilidir. 50S ribozoma bağlanan
diğer ilaçlarla çapraz direnç göstermez.
E)Domperidon
113 – B
Linaklotid
Oral verilişten sonra %100 absorbe edilir. Oral dozu ile iv dozu
aynıdır. Karaciğerde inaktif metabolitlere dönüşür. Mikrozomal enzim indüksiyonu veya inhibisyonu yapmaz.
Peptit yapıdadır. Düşük oranda absorbe edilir. Barsak epitelinde bulunan guanilat siklaz 2C’yi aktive ederek cGMP’yi,
klorürden zengin sekresyonu (CFTR) ve barsak hareketlerini
artırır. İrritabl kolon sendromunda kronik konstipasyonun tedavisinde kullanılır. En sık yan tesiri diyaredir.
Metisilin veya vankomisin dirençli S.aureus, vankomisin dirençli E.faecium ve E.faecalis ile penisilin dirençli streptokok
enfeksiyonlarında kullanılır. Nokardiya ve çoklu ilaç dirençli
tüberküloz tedavisinde de yararlıdır.
114. Kalp glikozidlerinin atrioventriküler iletimi yavaşlatma
mekanizması aşağıdakilerden hangisidir?
Primer olarak hematolojik yan tesirlere neden olur. En sık yan
tesiri trombositopenidir. Anemi, nötropeni, optik nörit ve periferik nöropati yapabilir.
A)Na+, K+, ATP’azı inhibe etmeleri
MAO inhibitörüdür. Tiraminden zengin besinlerle veya sempatomimetik ilaçlarla alındığında hipertansif kriz ortaya çıkar.
SSRI ilaçlarla alındığında; hipertansiyon, hiperrefleksi, ateş,
konvülsiyon ve koma ile birlikte olan serotonin sendromuna
neden olur. SSRI ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır.
B) İntraselüler kalsiyumu artırmaları
C) Kolinerjik etkinliği artırmaları
D) Purkinje lifinde otomatizmayı artırmaları
E) Na/Ca değiş-tokuş pompasını etkilemeleri
27
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 39 - 8
Tedizolid, oxazolidinon türevi ön ilaçtır. Metisilin ve glikopeptit dirençli S.aureus enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır.
Oral yoldan verildiklerinde %1-10 absorbe edilirler. Besinler,
kalsiyum ve demir içeren ilaçlar absorpsiyonlarını azaltır. Mide
boşken alınırlar. Oral verildiklerinde özefageal ve gastrik irritasyondan dolayı pamidronat, ibandronat ve zoledronat infüzyonla kullanılır. İnfüzyonla verilişte yüksek doz ilaç kullanılabilmesi
ilacın alınma sayısını azaltır (zoledronat infüzyonu yılda bir).
116. Aşağıdaki antikoagulan ilaçlardan hangisi faktör Xa inhibisyonu yapmaz?
A) Heparin
B) Fondaparinuks
Plazma yarı ömürleri kısa olmasına karşın kemiklerde uzun yıllar kalırlar. Değişmeden böbrek yoluyla elimine edilirler.
C) Enoksaparin sodyum D) Rivaroksaban
E) Argatroban
Gastrik ve özefageal irritasyon sık görülen yan tesirleridir. Hipokalsemi, çenede osteonekroz ve femur kırığı riskinde artma
diğer yan tesirleridir. Çenede osteonekroz geliştiğinde 5 yıl ara
verilmelidir. Böbrek yetmezliğinde, özefagus motilite bozukluğunda ve peptik ülserde kontrendikedirler.
TU
SE
M
116 – E
Heparin: Antitrombin III’ün etkinliğini artırarak faktör IIa
(trombin) ve faktör Xa’yı indirekt yolla inhibe eder.
Düşük Moleküllü Heparinler (Parinler): Antitrombin III’ün etkinliğini artırarak faktör Xa’yı inhibe ederler.
Fondaparinuks: Antitrombin III’ün etkinliğini artırarak faktör
Xa’yı inhibe eder.
Rivaroksaban / Apiksaban / Edoksaban: Antitrombin III’e gereksinim duymadan faktör Xa’yı doğrudan inhibe ederler. Oral
yoldan aktiftirler.
118. Aşağıdakilerden hangisi bcr-abl tirozin kinazı inhibe
ederek Philadelphia kromozomu pozitif KML tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri değildir?
Argatroban / Dabigatran: Antitrombin III’e gereksinim duymadan trombini doğrudan inhibe ederler. Dabigatran oral
yoldan kullanılır.
B) Nilotinib
C) Erlotinib D) Desatinib
E) Bosutinib
118 – C
117. Bifosfonatların farmakolojik özellikleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
İmatinib / Desatinib / Nilotinib / Bosutinib
A) Kemiklerde hidroksiapetit kristallerine sekestre
olurlar.
Bcr-abl tirozin kinaz inhibitörleridir. PDGF, src ve c-kit tirozin
kinazını da inhibe ederler. Oral yoldan aktiftirler. CYP3A4 enzimlerince karaciğerde metabolize edilirler. CYP3A4 enzimlerini indükleyen veya inhibe eden ilaçlarla etkileşmeye girerler.
B) Osteoblastik etkinliği artırırlar.
C) Amino grubu içerenler farnesil pirofosfat sentezini
inhibe ederek mevolonat yolağını bloke eder.
Philadelphia kromozomu pozitif KML ve ALL tedavisinde kullanılırlar. İmatinib en fazla olmak üzere cajal hücrelerinden
gelişen ve en sık midede yerleşen stromal tümör tedavisinde
de yararlıdırlar.
D) Oral yoldan verildiklerinde %1-10 absorbe edilirler.
E) Gastrik ve özefageal irritasyon ile çenede osteonekroz yaparlar.
En sık yan tesirleri diyaredir. Sıvı retansiyonu, periorbital
ödem, kemik iliği depresyonu, myalji, hepatotoksisite ve kalp
yetmezliğine neden olabilirler.
117 – B
Bifosfonatlar
Bu grupta; etidronat, alendronat, pamidronat, zoledronat (zoledronik asit), risedronat, ibandronat ve tiludronat bulunur.
Kemiklerde hidroksiapetit kristallerine bağlanarak osteoklastik etkinliği inhibe ederler. Alendronat ve risedronat gibi amino grubu içerenler farnesil pirofosfat sentezini inhibe ederek
mevolonat yolağını bloke ederler.
Erlotinib / Gefitinib
Epidermal büyüme faktörünün (EGF) tirozin kinazını doğrudan inhibe ederler. CYP3A4 enzimlerince metabolize edilirler.
CYP3A4 enzimlerini etkileyen fenitoin, varfarin ve greyfurt
suyu ile etkileşmeye girerler.
Non-small cell akciğer kanseri ve ilerlemiş pankreas kanserinde (gemsitabin ile kombine) kullanılırlar. Diyare ve interstisyel
akciğer hastalığı gibi yan tesirleri vardır.
Osteoporoz, kanser metastazlarına veya diğer nedenlere bağlı hiperkalsemi ve Paget hastalığında kullanılırlar. Hormonal
özellik göstermezler.
www.tusem.com.tr
A) İmatinib
28
Temel Bilimler / T 39 - 8
119. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi vazopresin V2 ve TSH reseptörlerinin G-proteinleri ile kenetlenmesini inhibe
eder?
120. İlaçların farmakodinamiği ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Fizyolojik antagonizmada ilaçlardan ikisi de agonist
olabilir.
A) Lityum
B)Klorpropamid
B) Non-kompetetif antagonizmada reseptör rezervi
azalır.
C)Amiodaron
C) Kompetetif antagonizmada antagonistin dozu arttığında agonistin EC50 değeri de artar.
D)Haloperidol
E) Vinkristin
D) Parsiyel agonistler bazen %100 etki yapabilir.
119 – A
TU
SE
M
E) Nötral antagonistler reseptörlerin yapısal aktivitesini inhibe eder.
Lityum
Barsaklardan hızla ve %100 absorbe edilir. Plazma proteinlerine bağlanmaz, metabolize olmadan böbrekler yoluyla atılır.
Bipolar hastalık, majör depresif bozukluk, reküren depresyon,
şizoafektif bozukluk, agresyon ve tirotoksikoz tedavisinde kullanılır.
120 – E
Parsiyel Agonist (Dualist): Reseptörü uyararak %100’den
daha az etki yapan ilaçlardır. Bazen %100 etki yapabilirler.
Tam agonistle birlikte verildiklerinde tam agonistin etkinliğini
azaltırlar.
İnozitol monofosfataz (doğrudan 2.haberci sistemini) inhibe
eder. Vazopresin V2 ve TSH reseptörlerinin G-proteini ile kenetlenmesini inhibe ederek poliüri ve hipotiroidiye neden
olur.
İnvers (Ters) Agonist: Reseptörün yapısal aktivitesini inhibe
ederek agonistin yaptığı etkinin tersini yapan ilaçlardır.
Kompetetif Antagonizma: Antagonist, agonistin uyardığı reseptöre tersinir bağlanır ve agonistin etkisini tamamen önler.
Agonistin dozu artırılırsa, antagonisti reseptörden kovar ve
aynı maksimum etkiyi oluşturur. Agonistin EC50 değeri artar ve
doz yanıt eğrisi paralel olarak sağa kayar. Antagonistin dozu
arttıkça EC50 değeri büyür. Kompetetif antagonistin gücü PA2
ile ifade edilir.
Non-kompetetif Antagonizma: Antagonist, agonistin bağlandığı reseptöre tersinmez bağlanarak agonistin etkisini tamamen önler. Reseptör rezervi azalır. Agonistin dozu artırılırsa
aynı maksimum etkiyi oluşturamaz (Emaks azalır). Dokuda yedek reseptör varsa, agonist maksimum etkiyi oluşturabilir.
Non-kompetetif antagonistin gücünü gösteren bir değer
yoktur. Fizyolojik antagonistler, non-kompetetif antagonistin
etkisini önler.
Fizyolojik Antagonizma: İlaçlar arasında farklı reseptörler
üzerinden antagonizma vardır. İlaçlardan ikisi de agonist,
ikisi de antagonist veya biri agonist diğeri antagonist olabilir.
29
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR
Yetmiş üç yaşında kadın hasta anjina şikayeti ile acil
servise başvuruyor. Hastanın öyküsünde hipertansiyonunun olduğu öğreniliyor. Hastanın fiziksel muayenesinde TA: 150/90 mmHg, Nb: 95/dk olarak tespit
ediliyor, kardiyak oskültasyonda A2 şiddetinde azalma,
sternum sağında 2. İnterkostal aralıkta karotislere yayılan kreşendo-dekreşendo vasfında sistolik üfürümü
tespit ediliyor. Çekilen EKG’de sol ventrikül hipertrofi
bulguları mevcut olan hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?
3.
Altmış beş yaşında erkek hasta son 3 saattir devam
eden göğüsünün sol kısmına lokalize baskı şeklinde ağrı ile acil servise başvuruyor. Hastanın çekilen
EKG’sinde V1-4’e kadar yaygın ST segment elevasyonu
gözleniyor. Hastanın fiziksel muayenesinde hafif ortopneik, TA: 190/100 mmHg, Nb: 110/dk ritmik, akciğer
bazallerinde ince raller tespit ediliyor. Hastanın bilinen
DM ve HT mevcut olup öyküsünde başka özellik yoktur.
Bu hastaya aşağıdaki medikal tedavilerden hangisinin
uygulanması önerilmez?
TU
SE
M
1.
A) Mitral darlık
A) Atorvastatin
B) Mitral yetmezlik
B) Tenekteplaz
C) Aort darlığı
C)Metoprolol
D) Aort yetmezliği
D) Nitrogliserin
E) Hipertrofik kardiyomiyopati
E) Prasugrel
1–C
3–C
Kolay ve TUS sınavında çıkması muhtemel bir vaka sorusu. Soruda aortik odakta tipik sistolik ejeksiyon üfürümü verilmiştir,
ek olarak aort darlığında görülebilecek EKG bulgusu olan sol
ventrikül hipertrofi bulgularıda verilmiştir. Vakanın başlangıcında ise aort darlığında sıklıkla karşılaşabileceğimiz semptomlardan olan anjina verilmiştir.
Vaka tipik bir akut anteroseptal Mİ vakasıdır. Vakayı inceleyecek olursak hipertansif bir vaka ve akciğer ödemine doğru
giden bir hasta olduğu anlaşılacaktır (ortopne ve raller). Bu
nedenle bu hastaya B-bloker verilmesi bu aşamada kontraendikedir.
4.
2.
Yirmi sekiz yaşında erkek hasta efor dispnesi şikayeti
ile kliniğe başvuruyor. Bilinen herhangibir hastalığı olmayan hastanın yapılan fiziksel muyenesinde 2. Kalp
sesinde aortik komponent pulmoner komponenetten
sonra duyuluyor. Aşağıdaki patolojilerden hangisi bu
hastada beklenmez?
Kırk yedi yaşında erkek hasta nefes darlığı şikayeti ile
acil servise başvuruyor. Hastanın yapılan fiziksel muayenesinde boyun venöz dolgunluk, inspiryum ile sistolik kan basıncında 15 mmHg azalma ve boyun venöz
dolgunlukta artma, boyun venöz dalgalarda x inişinde
belirginleşme, y inişinde azalma gözlenmektedir. Bu
hasta için en uygun tedavi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Acil koroner anjiografi
A) Sistemik hipertansiyon
B) Perikardiyosentez
B) Sol dal bloğu
C) Perikardiyektomi
C) Aort koarktasyonu
D) Kalp transplantasyonu
D) Sol ventrikül ekstrasistol
E) Diüretik
E) Patent duktus arteriosus
4–B
Vakada verilen fizik muayene bulgularına dikkatlice bakacak
olursak kardiyak tamponad olduğunu tespit edebiliriz özellikle pulsus paradoksus ve elektriksel alternans bizi tanıda tamponada yaklaştırır. Kardiyak tamponadda ise kesin tedavi acil
perikardiyosentezdir.
2–D
Fizik muayeneyi sorgulayan bir vaka sorusu, vakada istenen
seçeneklerden hangisinde paradoks çiftleşme duyulmaz. Sol
ventrikül ekstrasistolde paradoks değil tam tersi S2’de geniş
çiftleşme olur.
www.tusem.com.tr
30
Klinik Bilimler / T 39 - 8
Kırk beş yaşında Romatoid artrit nedeniyle kortikosteroid kullanan bir bayan hastada yüksek ateş, bulantıkusma gelişiyor. Anamnezinde taze peynir yediği öğreniliyor. Fizik muaynede ense sertliği, Kernig, Brudzinski
pozitifliği saptanıyor. Pürülan menenjit ön tanısı konuyor. BOS’un Gram boyamasında Gram pozitif kokobasiller görüüyor. Kültürde kanlı agar besiyerinde üreyen
etkenin 22 C’de hareketli, 37 C’de hareketsiz olduğu
ve +4C’de soğukta zenginleştirme yöntemi ile üretildiği
saptanıyor.Hastada en olası etken ve ampirik tedavide
en uygun antibiyotik hangisidir?
7–B
Soliter pulmoner noduller sıklıkla asemptomatiktir. Önemli
olan bilgi; çok hızlı büyüyen (ikiye katlanma zamanı 25 günden
az) ve çok yavaş büyüyen (ikiye katlanma zamanı 450 günden
fazla) pulmoner noduller benign karakterdedir. Patlamış mısır
(pop corn) - difüz - santral (target) - laminar (konsantrik) kalsifikasyonlar yine benign özelliktedir. Egzantrik kalsifikasyon da
ise benign yada malign olabilir
8.
A) Listeria monocytogenes
Seftriakson
Kistik fibozis tanısı ile takip edilen 20 yaşındaki erkek
hasta masif hemoptizi ile doktora başvuruyor. Bu kanamanın kaynağı aşağıdaki vaskuler yapılardan hangisidir?
B) Brucella türleri
Doksisiklin+ Rifampin
C) Listeria monocytogenes
Ampisilin
A) Bronşial arter
D) Moraxella catarhalis
Ampisilin+sulbaktam
TU
SE
M
5.
En olası etken
En uygun ampirik tedavi
C) Pulmoner kapillerler D) Pulmoner arter
E) Pulmoner ven
E) Corynebacterium diphteriae Eritromisin
8–A
5–C
Soruda Listeria monocytogenes’e bağlı pürülan menenjit ve
bu bakterinin önemli mikrobiyolojik özellikleri (ısıya bağlı hareket durumu ve soğukta zenginleştirme yöntemiyle üretilebilmesi) tanımlanmaktadır. Listeria monocytogenes enfeksiyonlarında ilk tercih antibiyotik ampisilindir.
6.
Bronşiektazi gibi kronik inflamasyon zemininde bronşial arterler sayı ve boyut olarak artarlar; rüptüre meyilli olurlar. Özellikle enfeksiyon veya öksürük bu durumu artırabilir
9.
A) Protein C
B) Antitrombin III
Otuz yedi yaşında erkek hasta şiddetli baş ağrısı şikayeti ile acil servise başvuruyor. Hastanın bilinen herhangibir hastalığı yoktur. Yapılan fizik muayenede TA:
195/115 mmHg, Nb: 89/dk olarak tespit ediliyor. Biyokimyasal analizde serum Na:155, K:2,9 olarak tespit
ediliyor. Hastada bu aşamadan sonra aşağıdakilerden
hangisinin yapılması uygun değildir?
C) Homosistein
D) Antifosfolipid antikorları
A) İlk aşamada plazma aldosteron/renin oranına bakılır
Derin ven trombozu için warfarin başlanmış olan hasta
bacağının üst bölümünde oluşan geniş büyük nekrotik
cilt ülseri nedeni ile başvuruyor. Aşağıdakilerden hangisinin düzeyi bu hastada tetkik edilmelidir?
E) D dimer
B) Tarama testi sonrası tanı için oral tuz yüklemesi yapılabilir
6–A
Warfarin ilişkili cilt nekrozlarındaki hiperkoagulabilitenin en
sık nedenleri Protein C ve Protein S seviyelerindeki düşüklüklerdir. Protein C ve Protein S seviyesindeki düşüklükler trombojenik potansiyel taşır.
7.
B) Bronşial ven
C) Tarama testi pozitif çıkan hastalarda sonraki aşamada adrenaller için bilgisayarlı tomografi çekilmelidir
D) Tarama testi sonrası serum fizyolojik infüzyon testi
yapılabilir
E) Plazma aldosteron/renin oranı yüksek olan hastalarda bir sonraki aşamada fludrokortizon ile supresyon
testi yapılabilir
Kırk beş yaşında, sağ diz artroskopik cerrahi için operasyon öncesi tetkikleri yapılan erkek hastanın çekilen
akciğer grafisinde 2 cm boytunda soliter pulmoner
nodul saptanıyor. Aşağıdakilerden hangisi bu nodulun
malign olma ihtimalini artırır?
9–C
Vaka bir primer hiperaldosteronzim vakasıdır. Primer hiperaldosteronizmde şüphenelinen vakalarda ilk olarak plazma
aldosteron/renin oranı tarama testi olarak kullanılır. Tarama
testi pozitif çıkan hastalara ise tanı testi olarak oral tuz yükleme
testi, SF infüzyon testi veya fludrokortizon supresyon testi uygulanır. Bu tanı testleri pozitif çıkan hastalara adrenal BT yapılır.
A) Akciğerin santralinde yer alması
B) 3 ay içinde kitlenin iki katına çıkması
C) Patlamış mısır kalsifikasyon paterni göstermesi
D) Pozitron emisyon tomografide aktivite göstermemesi
E) Akciğerin periferinde yer alması
31
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
12. Koroner arter hastalığı, hipertansiyonu mevcut olan 52
yaşında erkek hasta rutin kontrol amaçlı kliniğe başvuruyor. Hastanın yapılan fiziksel muayenesinde TA: 140/90
mmHg, Nb: 80/dk, bilateral pretibial ödem, S3 ve Akciğer
bazallerinde krepitan raller tespit ediliyor. Hastanın laboratuar analizinde, açlık glukoz: 210 mg/dl, HbA1C %11,
Na:131, K:4,8, Cre: 1,1, BUN:23, ALT:21, AST:19, Hb:11,3,
hct: 34, beyaz küre: 8700, plt: 320.000 olarak tespit ediliyor. Hastaya yapılan ekokardiyografide EF %42 olarak
ölçülüyor. Hastaya tip 2 DM tanısı koyuluyor. DM için aşağıdaki tedavilerden hangisi bu hasta için uygun değildir?
TU
SE
M
10. Tip 1 DM olan 25 yaşında erkek hasta bulantı, kusma,
halsizlik, karın ağrısı şikayetleri ile acile başvuruyor.
Bu şikayetlerinin iki gündürdür devam ettiği ve son 1
haftadır devam eden üst solunum yolu enfeksiyonu
olduğu öğreniliyor. Laboratuar analizinde ph:7,25, kan
glukozu: 510, Na: 125, K: 3.0, HCO3:12 olarak ölçülüyor.
Hastaya ketoasidoz tanısı koyuluyor ve hidrasyon ile
birlikte insülin tedavisi başlanıyor. Hastaya eş zamanlı
uygun antibiyoterapi ve K replasmanıda veriliyor. Hastada dört saat sonra bilinç bulanıklığı ve letarji gelişiyor. Bu tabloya neden olan en olası durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Metformin
B) Gliburid
A) Kardiyak aritmi
C) Exenatid
D) Sitagliptin
B) Yetersiz sıvı tedavisi
E) Piaglitazon
C) Fazla insülin tedavisi
12 – E
D) Yetersiz insülin tedavisi
Vakadaki hastada koroner arter hastalığına sekonder kalp yetmezliği mevcuttur. aynı zamanda yeni tanı koyulmuş bir tip 2
DM mevcuttur. Özellikle kalp yetmezliği olan ve sıvı retansiyonu olan hastalarda sıvı tutulumunu artıran TZD’ler kullanılmaz. Piaglitazon bir TZD olup kalp yetmezliği olan bu vakada
kullanılması uygun değildir.
E) Hipokalemi
10 – C
Vaka DKA vakasıdır. DKA’un önemli komplikasyonlarından biri
serebral ödemdir. DKA’da tedavide hızlı kan glukozunu düşürmek (fazla insülin tedavisi veya fazla sıvı yüklenmesi) serebral
ödeme neden olabilir.
13. Aşağıdaki enfeksiyon hastalıklarının hangisinde kemoprofilaksi uygulamaya gerek yoktur?
A) Sıtma
B) Tüberküloz
C) Boğmaca
D) Mycoplasma pneumoniae’ya bağl primer atipik
pnömoni
11. Kırk sekiz yaşında kadın hasta bilateral adrenelektomi
sonrası şiddetli baş ağrısı ve görme kaybı ile acil servise
başvuruyor. Hastanın yapılan oftalmolojik muayenesinde bitemporal hemianopsi tespit ediliyor. MR görüntülemede hipofizde bir makroadenom tespit edilen
hastaya bundan sonraki aşamada aşağıdaki tdavilerden hangisi uygulanmalıdır?
E) Difteri
13 – D
Mycoplasma pneumoniae’ya bağlı primer atipik pnömonide
kemoprofilaksi (koruyucu antimikrobiyal tedavi) gerek yoktur.
Diğer seçeneklerde yer alan hastalıklarda, sıtmada, yapay kapağı olanlarda enfektif endokardite yönelik, akut eklem romatizması geçirenlerde de kemoprofilaksi uygulanır.
A) Aminoglutetemid
Boğmacada eritromisin profilaksisi temas edenlere, akciğer
tüberkülozunda PPD pozitif saptanan hastanın aile temaslılarına izoniyazid profilaksisi, akut romatizmal ateşte ayda
bir kez Benzatil penisilin profilaksisi, sıtmada özellikle klorokin dirençli sıtmanın olduğu Afrika kıtası gibi endemik bölgeye gideceklere klorokin, meflokin veya doksisiklin profilaksisi uygulanabilir. Difterili hasta ile temas eden aile bireylerine
ve sağlık çalışanlarına benzatil penislin G veya eritromisin
profilaksisi uygulanabilir.
B) Transsfenoidal hipofiz cerrahisi
C) Hipofize radyoterapi
D) Trilostan
E) Siproheptadin
11 – B
Vaka bir nelson sendromudur. Nelson sendromu gelişmiş bir
hastada kesin tedavi transsfenoidal hipofiz cerrahisidir.
www.tusem.com.tr
32
Klinik Bilimler / T 39 - 8
Kemoprofilaksi uygulanan enfeksiyon hastalıkları Tablo’da
gösterilmiştir.
direnci henüz bildirilmemiştir, yine entekavirede düşük oranda direnç gelişir, dolayısıyla güncel tedavide bunlardan birisi
tercih edilir. İnterferonlara direnç gelişmez, fakat bunların dezavantajı ciddi yan etkileri ve uygulama zorluğudur.
Proflaktik antimikrobiyal kullanımı
İlaç
Kullanım Alanı
Penisilin
Romatizmal ateşli hastalarda rekürren
faranjitin engellenmesi için
Traponema pallidum’a maruz kalma sonrası
sifilizin önlenmesi için
15. Sirotik bir hastada aşağıdakilerden hangisi portal hipertansiyon nedeniyle oluşmaz?
Splenektomili hastalarda pnömokok sepsisini
önlemek için
Grup B streptokok taşıyıcısı olan annelerde
neonatal sepsis ve menenjitin önlenmesi için
Ampisilin+
gentamisin
Genitoüriner ve gastrointestinal cerrahi
girişinlerde hasara uğramış kalp kapaklarında
enterokokal endokarditin engellenmesi için
Sefazolin
Stafilokokal cerrahi yara enfeksiyonlarının
engellenmesi için
Seftriakson
N. gonorrhoeae maruz kalanlarda gonokok
enfeksiyonunun engellenmesi
Siprofloksasin
Bacillus anthracis’e maruz kalanlarda şarbon
gelişimini engellemek için
A) Asit
B) Varis kanaması
C) Sarılık
D) Splenomegali
TU
SE
M
Ampisilin
E) Hepatorenal sendrom
15 – C
Sirozda gelişen bulgular temel olarak 2 mekanizmaya bağlıdır:
Karaciğer disfonksiyonu bulguları: Sentez-ekskresyon fonksiyonlarındaki bozukluğa bağlı olarak hipoalbüminemi ve
PTZ’de uzama saptanır. Halsizlik, sarılık, ödem, kanama, ensefalopati, malnütrisyon gibi çok çeşitli bulgular görülür.
Siprofloksasin,
N. meningitidis ve H. influenzae ile maruziyet
Seftriakson, Rifampin sonrası menenjit gelişimini engellemek için
Aztreonam
Eritromisin
Çeşitli hormonların metabolizmasının ve sentezinin bozulmasına bağlı periferik bulgularda sıktır. Spider nevi, jinekomasti,
impotans, el bulguları örnekleridir (çomaklaşma, tenar atrofi,
palmar eritem, beyaz tırnak, Dupuytren kontraktürü).
Bordetella pertusis ile maruziyet sonrası
boğmaca gelişiminin engellenmesi
Yenidoğanlarda gonokokal ve klamidial
konjuktivitin engellenmesi için
Corynebacterium diphteriae taşıyıcılığının
tedavisinde
Tetrasiklin
Yersinea pestise bağlı plak gelişiminin
engellenmesi
Flukonazol
AIDS’de kriptokokal menenjit gelişiminin
engellemek için
Klotrimazol
AIDS gibi hücresel immün yetmezliği olanlarda
mantar enfeksiyonlarının engellenmesi için
(kandida vb)
Portal hipertansiyona bağlı bulgular:Splenomegali, asit, özefagus varisleridir. Ayrıca hipersplenizme bağlı olarak anemi ve
trombositopeni sıktır. Karında venöz kollateraller oluşur (kaput medusa: umblikal venin PHT nedeniyle patent hale gelmesine bağlı). Asit patogenezinin ilerleyen döneminde hepatorenal sendrom, dilusyonel hiponatremi de eklenir.
Trimetoprim+
AIDS’li hastalarda Pneumosistis pnemonisini
sulfametaksazol yada engellenmek için
pentamidin
16. Şiddetli akut pankreatit tanısı almış bir hastada morbidite ve mortalitenin azaltılması açısından en etkili
tedavi hangisidir?
14. Kronik HBV tedavisinde öncelikle tercih edilen ilaçlar
hangileridir?
A) Lamivudin, interferon
B) Lamivudin, adefovir
C) Ribavirin, interferon D) Entekavir, tenofovir
A) Hidrasyon ve destek tedavisi
B) ERCP ve sfinkterotomi
E) Lamivudin, tenofovir
14 – D
C) Total parenteralnütrisyon
Kronik viral hepatitlerin tedavisinde güncel tedaviler oldukça etkilidir. Antiviral tedavi HBV’de “transaminazları yüksek,
viral replikasyonu pozitif (HBV-DNA>2000 IU/L) ve karaciğer
biyopsisinde hafiften sonraki yani orta-ağır nekroinflamasyon ve/veya fibrozis varsa“ verilir. İnaktif taşıyıcı veya immün
toleran evredeki hastaya tedavinin etkisi yoktur. HBV’de tenofovir, entekavir, lamivudin, adefovir gibi antiviraller veya
PEG-interferon’dan biri seçilir, başarısız olursa diğerleri denenir. HBV virüsü lamivudine yüksek oranda direnç geliştirir,
yeni antivirallere karşı direnç gelişimi azdır, örneğin tenofovir
D) Cerrahi debridman
E) Somatostatin
16 – A
Akut pankreatit için öncelikli tedavi hidrasyon ve destek tedavisidir, biliyerpankreatitte hastanın kolanjit bulguları da varsa
veya persistan obstrüksiyon bulgularıvarsa ERCP yapılır ve taş
çıkarılır (aksi takdirde ERCP yapmaya gerek yoktur, taşların
çoğu küçüktür ve destek tedavisi sırasında saatler içinde kendiliğinde duodenuma geçer ve hasta rahatlar).
33
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
17. Aşağıdakilerden hangisi steatore nedenlerinden biridir?
A) Kronik pankreatit
B) Amebik kolit
C) Ülseratif kolit
D) Laktoz intoleransı
19 – E
Sİderoblastik anemi protoporfirin sentez yolağında oluşan
bozukluklara bağlı olarak gelişir. Vakada demir birikimi ile giden mikrositer bir anemi düşünülmelidirki akla hemen sideroblastik anemi gelmelidir. Herediter ve kazanılmış nedenleri
olabilir. Kazanılmış nedenlerde en önemli yer tutanlar alkol ve
miyelodisplastik sendromlardır. İlaçlar arasında sideroblastik
anemi denildiğinde akla hemen pridoksal fosfat eksikliği yapanlar gelmelidir. Bu grupta INAH (izoniazid) en önemli ilaçtır.
Bu nedenle tüberküloz tedavisi alan hastalarda profilaktik olarak B6 vitamin preperatları başlanabilir.
E) Laktüloz kullanımı
17 – A
TU
SE
M
Kronik pankreatit sık görülen malabsorpsiyon nedenlerinden
biridir, dolayısıyla yağlı diyare yapar. Amebik kolit ve ÜK inflamatuvar diyare; laktoz intoleransı ve laktüloz kullanımı ise
osmotik diyare yapar.
18. Aşağıdaki anemilerden hangisinin splenektomiden fayda görmesi beklenmez?
20. Otuz dört yaş erkek hasta yakınlarının isteği üzerine
hastaneye geliyor. Son 1 yıldan beri yüzünde olan kırmızılıklar dikkatlerini çekmiş. Hastanın yapılan tam kan
sayımında Hb: 18.7 gr/dl, htc %59 olarak tespit ediliyor.
Diğer serilerde anormallik tespit edilmiyor. Hastanın
12 yıldan beri günde bir paket sigara içtiği fakat nefes
darlığı ya da efor kısıtlanması olmadığını söylüyor. Hastada bu aşamada polisitemi ayırıcı tanısında aşağıdakilerden hangisi ilk aşamada gereksizdir?
A) Otoimmün hemolitik anemi (IgG aracılı sıcak tip)
B) Herediter sferositoz
C) Soğuk aglutinin hastalığı
D) Talasemi major
E) Herediter elipsositoz
18 – C
Splenektomi genel olarak yıkımın dalak tarafından gerçekleştirildiği ya da dalakta ciddi sekestrasyon görülen anemilerin
tedavisinde fayda sağlayacaktır. Soğuk aglutinin hastalığında
“I” antijenine karşı oluşan IgM tipinde antikorlar temel olarak
kompleman sistemini klasik yoldan aktive ederek intravasküler hemolize neden olur. Dalakta yıkım ihmal edilecek kadar
azdır ve tedavisinde splenektomi kesinlikle yapılmaz. Monoklonal gamopatilerle birlikteliği sıktır. Tedavisinde rituximab,
alkilleyici ajanlar ya da eculizumab ( kompleman C5 inhibitörü) verilebilir. Splenektomi yapılan hastalarda postoperatif en
önemli komplikasyonlar sepsis ve trombositozdur.
A) PA akciğer grafisi
B) Solunum fonksiyon testleri
C) Arter kan gazı incelemesi
D) Hb elektroforezi
E) Kemik iliği biopsisi
20 – E
Tablo: Eritrositoz nedenleri
Konjenital
Düşük P50 ilişkili
Sekonder
a) Hipoksi ilişkili
-KOAH
-Sağ-sol kardiak şant
-Yüksek irtifa
-Renal arter stenozu
b) Hipoksi ilişkisiz
-Androjenler ve EPO
-Serebellar
hemanjioblastom
-Feo, renal kistler,
hepatom ve renal
kanser
Bu aşamada hastaya hangisi yapılmalıdır?
Eritrositozlaraa yaklaşırken yapılması gereken sekonder nedenlerin ekartasyonu ve Polisitemia Vera tanısı açısından ilk
basamakta JAK2 mutasyon analizidir. Kemik iliği biyopsisi ilk
aşamada düşünülmez (aynı zamanda PV tanısında major kriter değildir)
A) Kemik iliği biyopsi
B) Demir başlanması
C) Folik asit başlanması
D) Folik asit ve B12 başlanması
E) Piridoksin başlanması
www.tusem.com.tr
Klonal
Yüksek O2 afiniteli hb VHL
Polisetimia
Methemoglobinemi mutasyonları Vera
EPO reseptör
mut.
19. Otuz altı yaş erkek hasta prograsif yorgunluk ile başvuruyor. Öyküsünde 2 ay önce pulmoner tüberküloz tanısı
aldığı ve bu nedenle izoniazid, rifampin, etambutol ve
pirazinamid kullandığı öğreniliyor. Lab tetkiklerinde Hb:
8 g/dl, MCV: 77 fl, MCHC %30, serum demir 170 mcg/dl
(50-150), TDBK 280 mcg/dl (300-360) ve transferin saturasyonu yüksek tespit ediliyor.
Kazanılmış
Normal P50
ilişkili
34
Klinik Bilimler / T 39 - 8
21. Elli yaş erkek vucudunda farkettiği peteşi purpura ile
hastaneye başvuruyor. Yapılan tetkiklerinde hemoglobin: 9 gr/dl, trombosit: 22.000/mm3 ve lökosit: 71.000/
mm3 tespit ediliyor. Periferik yaymada birbiri ile birleşme eğiliminde olan blastlar görülüyor. Akım sitometri
sonucunda CD13 ve CD33 pozitifliği saptanıyor. AML
tanısı konulan hastaya indüksiyon kemoterapisi başlanıyor. Sitogenetik inceleme sonucunda aşağıdakilerden
hangisinin tespit edilmesi iyi prognostik göstergedir?
A) Siklofosfomid
B) İrinotekan
C) Pemetrekset
D) Bevacizumab
E)Flourourasil
23 – B
Kanser tedavisi zor sorular gelebilen bir konudur. Bilinmesi
gereken nadir ama önemli bir komplikasyon irinotekana bağlı
görülen kolinerjik sendromdur. Tipik olarak infüzyondan birkaç saat sonra şitdetli sulu diyare ve hiperlakrimasyon semptomları görülür. Tedavide atropin kullanılır.
B) del 5
TU
SE
M
A) t(15;17)
23. Aşağıdaki kanser kemoterapi ilaçlardan hangisi hiperlakrimasyon ve şiddetli diyare ile karakterize kolinerjik
sendroma neden olabilir?
C) del 7
D) FLT-ITD
E) Normal sitogenetik
21 – A
Denemelerde sıklıkla sorduğum bir AML prognoz sorusu. Bu
konu iyice öğrenilmeli. A şıkkında verilen AML M3 (promyelositer lösemi) translokasyonudur ve herkezin bildiği gibi prognozu diğerlerine göre çok daha iyi olan bir lösemidir. Tedavisinde
diferansiye edici ajanlar kullanılabilir (ATRA ve arsenik trioksit)
24. Kreatinin yüksekliği bulunan bir kişide aşağıdakilerden
hangisi akut ve kronik böbrek hasarını birbirinden ayırırken “kronik böbrek hastalığı” için spesifik bir bulgu
değildir?
A) Böbrek boyutlarının küçülmesi
Tablo: AML’de sitogenetik prognostik faktörler
İyi
Orta-Kötü
t(15;17)
t(16;16)
Inv16
CEBPA
Nükleofosmin1 (NPM1)
del5, del7
Kompleks karyotip
11q23 anomalisi (MLL)
Normal sitogenetik
FLT-ITD
Genel olarak delesyon ya da kromozom fazlalıkları kötü prognostiktir
B) Önceden mevcut olan kreatinin yüksekliği
C) Anemi
D) Parathormon yüksekliği
E) Oligüri
24 – E
Oligüri hem akut hem de son dönem kronik böbrek hastalarında görülebilir. KBH erken dönemlerinde idrar konsantrasyon
yeteneği bozulduğu için poliüri beklenen bulgulardan biridir.
Diğer şıklar KBH lehine spesifik kabul edilebilecek bulgulardır.
22. Aşağıdaki tümörlerden hangisinde tümör lizis sendromu gelişmesi en az beklenir?
25. Ciddi solunum sıkıntısı ile getirilen bir hastanın aynı zamanda takibinde hızlı bir şekilde kreatinin yüksekliği gelişiyor. Akciğer tomografisinde alveolar kanama ile uyumlu
görünüm saptanıyor. Pulmonorenal sendrom düşünülen
hastada aşağıdakilerden hangisi bu durumu açıklamaz?
A) Burkitt lenfoma
B) Akut myeloid lösemi
C) Akut lenfoblastik lösemi
D) Marjinal zon lenfoma
A) Sistemik lupus eritromatozis
E) Lenfoblastik lenfoma
B) Goodpasture sendromu
22 – D
C) Wegener granülomatozis
Tümör lizis sendromu (TLS) tümör yükü fazla ve kemosentif
olan hızlı bölünen tümörlerde beklenen bir onkolojik komplikasyondur. Şıklarda sorunun kolay olması için 4 şık özellikle
bilinen en agresif tümörlerden seçilmiştir. TLS riski en yüksek
olan tümör “Burkitt lenfoma”dır. Marjinal zon lenfoma ya da
foliküler lenfoma gibi emekliyerek ilerleyen tümörlerde TLS
olası değildir.
D) Eozinofilik granülomatoz polianjitis (Churg-Strauss)
E) IgA nefropatisi
25 – E
Alveolar hemoraji ve hızlı ilerleyen glomerülonefrit ile karakterize hastalıklara pulmonorenal sendromlar denilir. SLE,
Goodpasture ve ANCA-ilişkili vaskülitler etyolojide temel nedenlerdir.
35
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
29. Aşağıdakilerden hangisi ceza hukuku yönünden adli
psikiyatrinin bilirkişilik alanlarındandır?
26. 26 yaşında kadın hasta, gebeliğinin 5. ayında yapılan
USG’de fetusda kalp hızı haricinde herşey doğal saptanıyor. Aşağıdakilerden hangisi annede tetkik edilmesi
gereken serolojik testtir?
A) Anti-Ro antikorları
B) Anti sentromer
C) Anti-ds DNA
D) Anti-Jo-1
A) Mağdurun kim tarafından istismara uğradığını belirlemek
B) Ceza sorumluluğunu kaldıran akıl hastalığının iyileşip iyileşmeyeceği yönünde rapor düzenlemek
C) Kişinin tehlikeli olup olmayacağı hakkında rapor düzenlemek
E) Anti histon
26 – A
D) Mahkemenin gerek gördüğü durumlarda kişide alkol ya da madde bağımlılığı olup olmadığını belirlemek
TU
SE
M
Anti-Ro antikorları, etkilenen yenidoğanlarda konjenital kalp
blokları ve kutanöz erüpsiyonlardan, yetişkinlerde ise fotosensitif erüpsiyonlar ve Sjögren sendromundan sorumludur.
E) Sanıklardan hangisinin suçlu olduğu hakkında rapor
düzenlemek
29– D
27. 75 yaşında, bayan hasta baş ağrısı, saçlı deride hassasiyet, çenede kladikasyon, görmede azalma yakınmaları
ile başvuruyor. Aşağıdaki tetkiklerin hangisinin normal
olmaması beklenir?
30. Aşağıdakilerden hangisi sensörinöral tipte işitme kaybına sebep olur?
A) Kreatinin
B) Lökosit
A) Buşon C) Sedimentasyon
D) MCV
B) Presbiakuzi
E)ALP
C) Erken dönem seröz otit
27 – C
D) Kemikçik zincir kopması
Temporal arteritte sıklıkla normokrom normositik anemi görmekle birlikte sedimentasyon yüksekliği tipiktir. Tanı anında
lökositoz beklenmez, böbrek tutulumu tipik değildir. Önemli bilgi; sedimentasyon yüksekliği gibi karaciğer transaminaz
testleri de yüksek beklenir.
E) Erken dönem otoskleroz
30 – B
31. Bezold absesi otitis medianın komplikasyonlarından
hangisi ile ilişkilidir?
A) Labirentit
B) Subdural abse
28. Gözde retinoblastom ile karışan granüloma neden olan
visseral larva migrans etkeni paraziter aşağıdakilerden
hangisidir?
C) Lateral sinüs tromboflebiti
D)Mastoidit
A) Toxoplasma gondii
E) Serebral abse
B) Echinococcus alveolaris
31 – D
C) Toxocara canis
D) Ancylostoma duodenale
32. Gözün iki ekseni arasında kırıcılık farkı olması aşağıdaki
refraksiyon kusurlarından hangisidir?
E) Ancylostoma braziliense
28 – C
A)Hipermetropi
Soruda Toxocara canis veya Toxocara cati’nin etken olduğu
visseral larva migrans (Soruda oküler toksokariyazis ) tanımlanmaktadır. Toxoplasma gondii yenidoğanda gözde bilateral
retinit ve yaygın serebral kalsifikasyona neden olur. Ancylostoma braziliense ve Ancylostoma caninum ise kutanöz larva
migrans etkenidir.
B)Miyopi
www.tusem.com.tr
C) Astigmatizma
D) Presbiyopi
E) Anizometropi
32– C
36
Klinik Bilimler / T 39 - 8
33. Tek gözde görmesi aniden ışık hissi veya el hareketleri
düzeyine düşen, yaşlı, ağrısı ve göz kızarıklığı olmayan,
fundus muayenesinde retinanın soluk ve foveanın kırmızı göründüğü bir tabloda aşağıdakilerden hangisi öncelikle düşünülmelidir?
A) Açık açılı glokom B) Hifema
C) Katarakt D) Optik nöropati
37. Lepromatöz lepralı erkek hastada aşağıdakilerden hangisi beklenmez?
A) Sterilite B) Omnibus belirtisi
C) Perinede anestezi D) Saçlarda dökülme
E) Nasal septumda perforasyon
37 – D
E) Santral retinal arter tıkanıklığı
38. İlk kez oluşan %40 pnömotoraks varlığında en seçkin
tedavi yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
33 – E
TU
SE
M
A) Torakotomi ile plörektomi
B) Derin nefes egzersizleri
34. İki parmak arası web oluşumu aşağıdakilerden hangi-
C) İnterkostal sinir blokajı
sinde görülür?
D) İstirahat
A) Sindaktili
E) Kapalı toraks drenajı
B) Fokomeli
38 – E
C) Kamptodaktili
D) Polidaktili
39. Pemfiguslu hastalarda deride biriken otoantikorlar
aşağıdaki yapılardan hangisine karşı oluşmaktadır?
E) Mallet finger
A)Desmosom
34 – A
B) St. Korneum
C) pidermiste interstisyel maddeye karşı
35. Aşağıdakilerden hangisi yarık damak-dudak anomalisi
olan bir bebekte beslenme sırasında dikkat edilmesi
gereken hususlardan biri değildir?
D) Bazal membran
E)Hemidesmozom
A) Beslenme sırasında bebeğin 60-90 derece oturur
pozisyonda tutulması
39 – A
B) 30 dakikadan uzun sürmeyen az miktarda ve sık beslenme
40. Akut epididimit ile ayırıcı tanısı gereken ürolojik acil
durum aşağıdakilerden hangisidir?
C) Gerektiğinde damar yoluyla nutrisyon desteği
A) Üreter taşı B) Skrotal deri enfeksiyonu
D) Postoperatif berrak ve sulu gıdalarla besleme
C) Testis torsiyonu D) Fournier gangreni
E) Oral alımın hemen kesilmesi
E) Prostatit
40 – C
35 – E
41. Aşağıdakilerden hangisi pamuk endüstrisinde çalışan
kişilerde görülen bir meslek hastalığıdır?
36. Liken planus ile ilgili verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) En sık yerleşim yeri oral mukozadır
A) Asbestoz
B) Tularemi B) Histopatolojisinde dermal bileşkede bant şeklinde
birikim olmaktadır.
C) Tüberküloz D) Brucelloz E) Bisinozis
C) Köbner fenomeninin en sık görüldüğü hastalıklardan biridir
41 – E
Bisinoze en sık yol açan bitki pamuktur.Pamuk toplandıktan
sonra konfeksiyon aşamasına kadar tüm işlemler sırasında pamuk tozu oluşur.Keten , sisal , kendir , kapok, jüt ve hatta yünde bisinozise neden olan diğer bitkiledir. Bisinozisten sorumlu
mekanizma(lar) ve sorumlu etken(ler) hala tartışmalıdır.Suyla
yıkanmış pamuğun tozunun bisinozis oluşturmaması nedeniy-
D) Geri dönüşümsüz alopesi görülebilir
E) Oral mukoza tutulumunda malignite gelişim riskinden dolayı siklosporin kullanılmaktadır.
36 – A
37
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
44. Üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında kol ve bacaklarda kırmızı-mor, kabarık, kaşıntısız döküntüler; eklem
ağrısı ve karın ağrısı şikâyetleriyle getirilen bir hastada
öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?
le suda çözünen bir maddenin sorumlu olduğu düşünülmektedir.İleri sürülen mekanizmalar;Histaminin nonimmunolojik
salınımı , Bakteriyel endotoksin , fungal enzimler, mediatörlerin nonspesifik farmakolojik salınımıdır.
A) Henoch Schönlein purpurası
42. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin uluslar arası bildirimi zorunludur?
A) Boğmaca
B) Brucella
C) Tifüs D) Kancalı kurt
B) Poliarteritis nodosa
C) Sistemik lupus eritematozus
D) Romatizmal ateş
E) Ailevi Akdeniz ateşi
E) Tüberküloz
TU
SE
M
44 – A
42 – C
• Henoch Schönlein purpurası (HSP) çocukluk çağının ve ülkemizin en sık görülen vaskülitidir.
B Grubu
Ülkemizde ya hiç görülmemiş ya da uzun zamandan bu yana
görülmeyen hastalıklardır. Dünyanın bazı bölgelerinde halen var olmaları, yayılma eğilimleri ve yüksek mortaliteleri,
uluslararası önlemlerin sürdürülmesinin başlıca gerekçelerini
oluşturur. Bu hastalıklardan olası bir vaka ile karşılaşan hangi basamak sağlık kurumu olursa olsun, doğrudan ve en hızlı
haberleşme aracı ile Sağlık Bakanlığı’na ihbar etmekle yükümlüdür. Uluslararası düzeyde ise, bu hastalıkların bildirilmesi,
yalnızca Bakanlığın yetkisindedir.
• Ana klinik bulgularını döküntü, eklem bulguları, gastrointestinal tutulum ve böbrek tutulumu oluşturmaktadır.
Hastaların hemen hemen tamamında daha çok saçlı deride belirgin olan yumuşak doku ödemi görülebilir. Nontrombositik purpuranın en sık nedenidir.
• Üst solunum yolu enfeksiyonunu (A grubu beta hemolitik
streptokok) veya başka enfeksiyonları (hepatit B , varisella
ve yersinia) takiben ve Yine salisilat, ampisilin, penisilin,
eritromisin ve klorpromazin kullanan bireylerde ilaç alımını takiben ortaya çıkar.
Bu gruptaki hastalıklar;
Çiçek,
• Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. En çok 2-8 yaş
arasında ve kış aylarında sıktır.
Sarı humma,
Epidemik Tifüs,
45. Protein enerji malnütrisyonlu çocuklarda ölümün ana
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Veba.
A) Enfeksiyonlar
43. Altı yaşında bir çocukta travma öyküsü yoksa resüsitasyon için solunum yollarını açmak için en uygun pozisyon aşağıdakilerden hangisidir?
B) Kalp yetmezliği
C) Elektrolit bozukluğu D) Kanama
E)Hipotermi
A) Baş geri çene yukarı ( boyun hafif ekstansiyonda)
45 – A
B) Baş geri çene yukarı ( boyun hiperekstansiyonda)
Ağır PEM’li çocuklarda mortalite %10-20 arasındadır. Mortalite riski Yaşa göre ağırlık < %60 olanlarda 8 kat, %60-69 olanlarda 4-5 kat ve hatta hafif malnütrelerde (%70-79) 2-3 kat artar.
Ağır mental depresyon, hipotermi, hipoglisemi ve peteşiler
kötü prognoz işaretidir.
C) Çene itme
D) Omuz altına ince havlu koymak
E) Dil-çene çekme manevrası
43 – A
Ana ölüm nedeni enfeksiyonlardır ayrıca elektrolit dengesizlikleri ve kalp yetmezliği de rol oynar.
Baş geri çene yukarı ( boyun hafif ekstansiyonda) 8 yaş altı
travmasız hastalara uygulanır.
İyileşmeye başlayan hastalar ise genellikle 2-3 ay sonra boyuna uyan tartıya ulaşır. Vücuttaki değişiklikler genellikle reversible olmasına rağmen erken başlayan ve uzun süren PEM
vakalarında irreversible (erişkin kısa boy ve zayıflık) hale gelebilir. Çocukluk malnütrisyonunun yaşayanlarında ayrıca kognitif fonksiyonlar ve okul performansında defektler olur. Normal
çocuklara göre IQ’da 5–15 puan eksiklik vardır. BGA’sı düşük
(kronik-ağır) olan çocuklar daha fazla etkilenirler.
Baş geri çene yukarı ( boyun hiperekstansiyonda) 8 yaş üstü
ve erişkinlerde travmasız hastalara uygulanır.
Çene itme travma öyküsü olanlarda servikal hasar riskinden
dolayı uygulanır.
Omuz altına ince havlu koymak yenidoğan ve küçük bebeklerde uygulanır.
Dil-çene çekme manevrası yabancı cisim arama manevrasıdır.
www.tusem.com.tr
38
Klinik Bilimler / T 39 - 8
46. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde sekonder hiperoksalüri beklenen bir bulgudur?
Ornitin transkarbamilaz (OTC) eksikliği X’e bağlı kısmen dominant kalıtılır. Kızlarda heterozigot OTC eksikliği en sık (%40)
görülen üre siklus defektidir. Genellikle asemptomatiktir. Hafif
form hiperamonyemi ataklar (ataksi, mental konfüzyon, ajitasyon, saldırganlık, kusma ve nörolojik anormallikler) ile ortaya çıkar. Atak arası normaldir. Atakta koma ve ölüm olabilir.
A) Hipotiroidi
B) Juvenil idiopatik artrit
C) Aşırı barsak rezeksiyonu
D) Akciğer tüberkülozu
Ağır form yenidoğan bulguları ile ilk günlerde ortaya çıkar.
Plazma sitrülin(↓), arjinin(↓), alanin(↑), glutamin (↑); İdrarda orotik asit(↑)-pembe çamur/taş şeklinde çöker. BUN
genellikle normaldir. Tedavide sitrülin kullanılır. Karaciğer
transplantasyonu başarılıdır.
E) Rikets
46 – C
TU
SE
M
Sekonder hiperokzalüri nedenleri
1. Piridoksin eksikliği
2. Etilen glikol (antifriz) alımı
3. Vitamin C intoksikasyonu
48. İki yaşındaki erkek hastanın 10 gündür düşmeyen ateşi
mevcut, 5 gündür membranöz tonsillofarenjit nedeniyle
antibiyotik kullanan hastanın vücudunda yaygın polimorfik
makülopapüler döküntü, bilateral konjonktivada kızarıklık
ve oral mukozada hiperemi tespit ediliyor. El ve ayaklarında
kızarıklık ve şişlik olan hastanın el derisinde soyulma gözleniyor. Yapılan tetkiklerinde idrar mikroskopisinde bol lökosit ve yüksek akut faz reaktanları saptanıyor.
4. Metoksifluran anestezisinden sonra
5. İnflamatuar barsak hastalığı
6. Aşırı barsak rezeksiyonu (enterik hiperokzalüri)
47. On günlük erkek bebekte, kusma, letarji ve konvülsiyon gelişiyor. Kan gazında asidoz bulunmayan hastanın, amonyak düzeyi 2000 µmol/L. İdrarda orotik asit düzeyi
yüksek saptanıyor. Soygeçmişinde akraba evliliği ve kardeş ölüm öyküsü olduğu öğreniliyor.
Yukarıda tarif edilen hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?
Bu bebek için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A)Ürosepsis
A) Yenidoğanın geçici hiperamonemisi
B) Kızıl
B) Metil malonik asidemi
C) Enfeksiyöz mononükleaz
C) Ornitin transkarbamilaz eksikliği
D) Mukokütanöz lenf nodu sendromu
D) Karbamil fosfat sentetaz eksikliği
E) Toksik şok sendromu
48 – D
E) N-asetil glutamat sentetaz eksikliği
5 yaş altında olması, 5 günden fazla süren ateşinin olması,
makülopapüler döküntü, oral mukoza değişiklikleri, bilateral
konjonktivit ve el ayakta deskuamasyonlu hiperemi Kawasaki
(Mukokütanöz lenf nodu sendromu=İnfantil PAN) tanısı için
yeterlidir. Kawasakide menbranöz tonsillit de, idrarda steril
piyüri de gözlenir.
47 – C
49. Allerjik çocuklarda en sık görülen cilt bulgusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Atopik dermatit
B) Ürtiker
C) Dennie-Morgan çizgileri
D)Kserozis
E) Keratozis piliaris
39
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
• Pnömokok, P.jiroveci ve herpes enfeksiyonları sıklığı artmıştır. İlk bulgu sıklıkla kanlı ishaldir. Kronik böbrek hastalıklarına eğilim görülen sendromda EBV-ilişkili malignite
ana ölüm nedenidir.
49 – D
Kserozis (kuru cilt) alerjik çocuklarda en sık görülen cilt anomalisidir.
• Tedavide antibiyotik, aylık TDP verilir. KİT yapılabilir.
50. T lenfosit disfonksiyonu düşünülen hastada ilk yapılması gereken test aşağıdakilerden hangisidir?
52. Konjenital hipoplastik anemi ile ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Serum hemaglutinin düzeyi
B)Flowsitometri
A) Osteosarkom riski artmıştır.
C) Candida deri testi
TU
SE
M
B) Kraniofasyal anomaliler sıklıkla eşlik eder.
D) İnhalasyon boya testi
C) Normokrom makrositerdir
E) Total T hücre sayımı
D) Hayatın ilk 2 ayında belirgindir.
50 – C
E) Trombositoz trombositopeniden daha sık görülür.
Candida deri testi, T-hücre fonksiyonunun en ekonomik testidir. Ancak PPD de kullanılabilir.
52 – D
• Vakaların %90’dan fazlası hayatın 1. yılında tanı alır, ortalama tanı yaşı 3 aydır.
T hücre ve hücre alt populasyonların sayımı, T hücreleri (CD2,
CD3, CD4, ve CD8) üzerinde
• En karakteristik özellikleri makrositik anemi, retikülositopeni, normal selüler kemik iliğinde KK öncüllerinin eksikliği veya yokluğu (pür KK aplazisi) dur.
bulunan CD antijenleri tanıyan antikorlar kullanarak flow sitometri ile yapılabilir. CD3+ T hücreleri genellikle periferal lenfositlerin %70’ini oluştururlar.
• Hastaların %40-45 OD geçişli familyal vakaladır.
Hastalarda öncelikle yapılmış gecikmiş tipte aşırı duyarlılık
testlerine yanıt alınmışsa başka teste gerek yoktur. Ancak yanıt alınamayan hastalarda total T hücreleri sayılır. Bu hücreler
yüzeylerindeki belirleyiciler yardımıyla sayılabilir. (koyun alyuvarları-Rozet ya da immünfloresan yöntemiyle)
• Hematopoez genellikle fetal hayatta yeterli olmasına karşın, bazı bebekler doğum sonrası ilk gün soluk görünürler,
nadiren hidrops fetalis oluşur.
• Derin anemi genellikle 2–6 ay arasında belirgin hale gelir. Hastaların %30’unda kısa boy, %30-35’inde konjenital
anomaliler bulunur. En sık hipertelorizm ve kalkık uçlu
burunu da içeren kraniyofasyal anomaliler görülür. Tenar
kenarın düzleşmesi ve trifalengeal baş parmak anomalileri tek veya iki taraflı olabilir. Radyal nabız alınamayabilir.
Karaciğer ve dalak başlangıçta büyük değildir.
51. Aşağıdakilerden hangisi Wiskott-Aldrich sendromunda
görülmesi beklenen klinik ve laboratuvar bulgulardan
birisi değildir?
A) IgM düşüklüğü
• Vakaların %80’i başlangıçta steroid tedavisi yanıt verir. %
20 spontan remisyon olur. Yanıt vermeyenlere 4-8 haftada
bir transfüzyon yapılır. Ferritin düzeyi 1500 mg/dl’yi aşanlarda deferoksamin başlanır. KİT denenebilir.
B) X’e bağlı resesif geçiş
C) Trombositopeni
D) Polisakkarit antijenlere antikor yanıtında azalma
E) Seboreik dermatit
• Lösemi ve başta osteosarkom olmak üzere solid tümör riski artmıştır.
51 – E
• X’e bağlı resesif geçişli CD 43 yüzey proteini ekspresyonunun azalmasına bağlı ortaya çıkan sendrom MPV’si düşük
küçük ve sayısı azalmış trombositlere sekonder purpura
ve atopik dermatitle (1 yaş civarı ortaya çıkar) karakterizedir.
53. Aşağıdakilerden hangisi yapısal kalıtsal pansitopeni
sendromu değildir?
A) Dubowitz sendromu
B) Seckel sendromu
• IgG normal, IgM azalmış, IgA ve IgE artmıştır. B hücre sayısı normaldir.
C) Fanconi anemisi
D) Shwachmann-Diamond sendromu
• Polisakkarit antijenlere antikor yanıtı bozulmuştur. T hücre fonksiyonu zaman içinde azalır.
www.tusem.com.tr
E) Bloom sendromu
40
Klinik Bilimler / T 39 - 8
53 – E
55 – A
Herediter pansitopeni nedenleri
Fankoni anemisi (en sık)
Diskeratosis konjenita
Scwachman-Diamond sendromu
Amegakaryositik trombositopeni
Diğer genetik sendromlar
Down sendromu
Dubowitz sendromu
Seckel sendromu
Retiküler disgenesis
Schimke immüno-ossöz displazi
Familyal aplastik anemiler (Fanconi-dışı)
Saç-kıkırdak hipoplazisi
Pearson sendromu
Noonan sendromu
ALL’de prognoz faktörleri
İYİ
KÖTÜ
Tedaviye yanıt
Hızlı (< 1ay remisyon)
Yavaş (> 1ay )
Yaş
1-10 yaş
< 1yaş, > 10 yaş
Lökosit sayısı (tanı
sırasında)
< 50 bin/mm3
> 50 bin/mm3
İmmunfenotip
Erken pre-B
T hücreli
Kromozomal
anomaliler
Hiperdiploidi
TEL-AML 1= t(12;21)
Trizomi 4,10, 17
Hipodiploidi
MLL-AF4 = t(4;11)
BCR-ABL= t(9;22)
MSS tutulumu
(-)
(+)
Cinsiyet
kız
erkek
Organomegali
(-)
(+)
Mediastinal kitle
(-)
(+)
TU
SE
M
FAKTÖR
56. Aşağıdakilerden hangisi, çocukluk çağında otitis media
için risk faktörlerinden birisi değildir?
A) Kardeşlerde yineleyen otit öyküsü
B) Alerjik rinit
C) Kistik fibrozis
54. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde fetal hemoglobin
düzeyinde artma görülmez?
D) Kız cinsiyet
E) İlk otit atağını erken geçirmiş olmak
A) Fanconi aplastik anemisi
B) Beta talasemi
56 – D
C) Hemoglobin SS hastalığı
AOM Risk faktörleri
D) Myelodisplastik sendrom
1. Viral ÜSYE -En sık-
E) Familyal hemofagositik sendrom
2. Kistik fibrozis
3. Alerjik rinit
54 – E
4. Östaki tüp disfonksiyonu
• Kemik iliğinde stres eritropoeze sekonder Fanconi aplastik
anemisi, Diamond-Blackfan anemisi, Pearson sendromu
ve myelodisplastik sendromda (prelösemi) HbF yükselir.
5. İmmun yetmezlikler
6. Primer silier disgenezi
• Beta talasemi ve orak hücre anemisinde HbA sentezindeki
defekti HbF artışı kompanse etmeye çalışır.
7. Yarık damak
•
9. Düşük sosyoekonomik düzey
8. Kardeşlerinde tekrarlayan otit öyküsü
Familyal hemofagositik sendromda HbF normaldir.
10.Sigara dumanına maruziyet
11.İlk otitin erken yaşta olması
Kistik fibrozisli çocuklarda akut otitis media görülür, kronik seröz otit görülmez.
55. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda akut lenfoblastik
lösemi (ALL) için kötü prognostiktir?
57. Ateş, yorgunluk, membranöz tonsillit, damakta peteşiler, göz kapaklarında ödem, jeneralize LAP, splenomegali ve makülopapüler raş olan hastada en olası tanı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Erkek cinsiyet
B) Erken pre-B immunfenotip
C)Hiperdiploidi
A) Kızamıkçık
D) 5 yaşında olmak
C) Eritema enfeksiyozum D) Kızıl
E) Lökosit sayısının 20 bin/mm3 olması
E) Difteri
41
B) Enfeksiyöz mononükleoz
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
57 – B
59 – B
Ateş ve membranöz tonsillit kızıl ve difteride, damakta peteşiler kızılda ve kızamıkçıkta, jeneralize LAP kızamıkçıkta ve
makülopapüler raş kızamıkçık ve kızılda, ve sayılan özelliklerin
tamamı enfeksiyöz mononükleozda görülür. EMN’li hastaların %3-15’inde raş görülürken, ampisilin verilenlerin %80’inde
görülür. Yorgunluk, farenjit ve jeneralize LAP triadıdır. Tanıda
en spesifik ve sensitif yöntem VCA-IgM saptanmasıdır.
Proksimal RTA (Tip 2)
• Proksimal tübül HCO3 reabsorbsiyonunun bozulması sonucudur.
• Hipokalemi ve hiperkloremi vardır. HCO3 kaybı genelde
distal RTAdan daha ağırdır.
• Distal tubuler asidifikasyon mekanizması normal olduğundan idrar asidifiye edilebilir.
• Tipik olarak global proksimal tüp disfonksiyonunun bir
komponenti veya Fankoni sendromuyladır.
TU
SE
M
58. Aşağıdakilerden hangisi hemolitik üremik sendromun
prodromal dönem bulgularından birisi değildir?
A) Hafif ateş
B) Peteşi
C) İkter
D) Konvülsiyon
• Fankoni sendromu düşük moleküllü proteinüri, glikozüri,
fosfatüri, artmış üriner Na veya K ekskresyonu aminoasidüri, urikozüri ve proksimal RTA ile karakterizedir.
• Proximal RTA ve Fanconi s.’nun klinik manifestasyonu
genellikle hayatın ilk yılında büyüme geriliği, poliüri, dehidratasyon (Na kaybına bağlı), anoreksiya, kusma, konstipasyon ve hipotoni iledir. Fanconi sendromlu hastalar
fosfat kaybına bağlı rikets semptomları geliştirebilir.
E) Kortikal körlük
58 – E
HÜS PRODROM DÖNEMİ BULGULARI
• Sulu diyarenin aniden kanlı hale dönüşmesi
Distal RTA (Tip 1)
• Ciddi karın ağrısı
• Üriner asidifikasyon proçesindeki transporterların azalmış fonksiyonu (H/ATPase, H−CO3 − /Cl anyon değişiciler
veya aldesteron yolu) ile oluşur.
• Artmış batın hassasiyeti
• Kusma
• İdrar pH’si ciddi metabolik asidoz varlığında bile 5.5’in altına düşürülemez.
• Letarji
• İrritabilite
• Hiperkloremi ve hipokalemi ortaya çıkar. Hiperkalsiüri
genellikle vardır. Kronik metabolik asidoz üriner sitrat atılımını bozar. Tübüllerde kalsiyum birikimi artıp nefrokalsinozis, nefrolithiazis gelişir.
• Solukluk
• Hafif ateş
• İkter
• Proksimal RTAdaki gibi non anyon gap metabolik asidoz
ve gelişme geriliği ile ortaya çıkarlar. Proksimal RTA’ daki
fosfat ve masif HCO3 kaybı genelde görülmez. Kemik demineralizasyonu aşikar rikets olmaksızın genellikle tip 1
distal RTA da da saptanır.
• Peteşi
• Konvülziyon ( % 10)
• USG’de barsak duvar ödemi ve asit
• Kolit, HÜS tanısı konmadan yaklaşık 1-14 gün öncesinde
ortaya çıkar
Tip IV RTA
Kortikal körlük ekstrarenal komplikasyondur, prodromal dönemde beklenmez.
• Bozulmuş aldosteron üretimi veya yanıtsızlık sonucu hiperkalemik hiperkloremik non-anyon gap metabolik asidozla gider.
• Aldosteron etki kaybıyla hiperkalemi ve amoniogenezin
inhibisyonuyla H iyon atılımı inhibisyonu oluşur.
59. Aşağıdakilerden hangisi renal tübüler asidoz tiplerinde
gözlenen bulgulardan biri değildir?
• Büyüme geriliği ile gelirler. Poliüri, tuz kaybına bağlı dehidratasyon sıktır.
• Nadiren (özellikle pseudohipoaldosteronizm tip 1’li hastalar) hayatı tehdit eden hiperkalemi gelişir.
A) Tip IV te hiperkalemi
B) Proksimal tipte nefrokalsinozis
• Obstruktif üropatili hastalar ateş, kusma, kötü kokan idrar
gibi akut pyelonefrit bulguları ile gelebilirler.
C) Distal tipte hiperkalsiüri
D) Tüm renal tübüler asidoz tiplerinde büyüme geriliği
• Artmış idrar Na düzeyi ile uygunsuz düşük idrar potasyum
düzeyi aldosteron etki yokluğunu yansıtır.
E) Proksimal tipte poliüri, polidipsi
www.tusem.com.tr
42
Klinik Bilimler / T 39 - 8
60. Baş ağrısı olan 5 yaşındaki bir çocukta hangisinde mutlak santral sinir sistemi görüntülenmesi gerekmez?
62. Aşağıdakilerden hangisi akkiz hipotiroidinin ilk klinik
bulgusudur?
A) Öksürükle hissedilen kısa baş ağrısı
A) Uzamış sarılık
B) Büyüme yavaşlaması
B) Migrene nöbetin eşlik etmesi
C) Miksödem D) Kabızlık
C) Peryodik baş ağrısına nöbetin eşlik etmesi
E) Soğuk intoleransı
D) Gerilim tipi baş ağrısı
62 – B
E) Uyandıracak kadar şiddetli baş ağrısı
Klinikte karşımıza ilk çıkan genellikle büyüme yavaşlamasıdır.
Ancak bu belirti çoğu kez gözden kaçar. Miksödem, konstipasyon, soğuk intoleransı, enerji azalması ve uyku ihtiyacında
artış sinsice gelişir. Sürpriz olarak okul çalışmaları ve başarısı
genellikle etkilenmez. Kemik yaşı geri kalır. Adolesanlarda puberte gecikir, buna karşı küçük çocuklar galaktore veya yalancı erken puberte ile başvurabilir. Galaktore TRH‘ nin uyardığı prolaktin salgısı sonucudur. Kızlarda meme gelişimi ve
erkeklerde makro-orşitizim ile karakterize erken pubertenin
anormal yüksek konsantrasyondaki TSH’nin FSH reseptörüne bağlanıp uyarısının bir sonucu olduğu düşünülür. Tirotropların hiperplazisine bağlı hipofiz bezi büyümesi baş ağrısı
ve görme sorunlarına neden olabilir.
60 – D
TU
SE
M
Çocuklarda baş ağrısında görüntüleme endikasyonları
1. Anormal nörolojik bulgular varsa
2. Baş ağrısına fokal nörolojik bulgu eşlik ediyorsa
3. Auraya ağrısına fokal nörolojik bulgu eşlik ediyorsa
4. Migren ve nöbet birlikteliği varsa
5. Baziller ya da hemiplejik aura varsa akut sekonder baş ağrısı
6. Çocuk 6 yaşında küçük ya da baş ağrısını tarif edemiyorsa
7. Öksürükle hissedilen kısa baş ağrısı
8. Uykudan uyandığında ya da uykudan uyandıran baş ağrısı
9. Aile öyküsü olmayan çocukta migrenöz baş ağrısı varsa
63. Aşağıdaki enzimlerden hangisinin eksikliğinde hipertansiyon, hipokalemi ve yetersiz virilizasyon görülür?
61. Nörokütan hastalıklar görülen lezyon eşleştirmesinden
hangisi yanlıştır?
A) 17α-hidroksilaz / 17-20 liyaz
A) Nörofibramatozis tip 1- makrosefali
B) Kolesterol dezmolaz
B) Nörofibramatozis tip 2- akustik nörinom
C) Aldosteron sentaz
C) Tuberoskleroz – Akciğerde lenfanjiomiyomatozis
D) 3β-hidroksisteroid dehidrogenaz
D) Sturge Weber- intrakraniyal kalsifikasyon
E) 11- β hidroksilaz
63 – A
E) Von hippel lindau- anemi
Hipertansiyon ve hipokalemi yapanlar 17α-hidroksilaz / 17-20
liyaz ve 11- β hidroksilaz eksikliğidir. 11- β hidroksilaz eksikliğinde artmış virilizasyon; 17α-hidroksilaz / 17-20 liyaz eksikliğinde ise erkek çocuklarda yetersiz virilizasyon ( Erkek yalancı
hermafroditizmi) görülür.
61 – E
NF-1 olan çocuklarda nörolojik komplikasyonlar (Öğrenme
güçlüğü, dikkat eksikliği veya konuşma bozuklukları) sık görülür. Nadiren serebral anevrizma ve nöbetler görülebilir. Sıklıkla normal hacimli ventriküller ile makrosefali görülmekle birlikte, akuaduktal stenoza bağlı hidrosefali de nadiren görülür.
MR’da 30 yaşından önce kaybolan sinyaller(tanımlanmamış
parlak objeler) görülür.
64. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde ikinci kalp sesi (S2)
hem inspiryumda hem de ekspiryumda her zaman tek
duyulur?
NF-2’de 8. sinir kitlesi (akustik nöroma=vestibüler schwannom) görülür.
Tuberosklerozda akciğerde lenfanjiomiyomatozis genellikle
20 yaşından sonra kadınlarda görülür. A) Ağır pulmoner stenoz
B) Ağır aort stenozu
Sturge Weber’de MR’da leptomeningeal anjiomalar, serebral
atrofi ve intrakraniyal kalsifikasyon gösterilir.
C) Pulmoner atrezi
D) Büyük arter transpozisyonu
Von hippel lindau’lu hastalarda serebellar tm’ün çıkarılması
ile ortadan kalkan polistemi görülür.
E) Pulmoner hipertansiyon
43
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
64 – C
68. Aşağıdaki aşılardan hangisi, 4 aylık bir bebeğe yapılabilir?
Semilunar kapaklardan birisi yoksa S2 her zaman tek duyulur.
A) Kızamık aşısı
Tek semiluner kapak
B) Polisakkarit pnömokok aşısı
• Pulmoner atrezi
C) İnfluenza virus aşısı
• Aort atrezisi
D) İnaktif polio aşısı
• Trunkus arteriozus
E) İnsan papilloma virus aşısı
68 – D
65. Romatizmal kapak hastalığı olan 10 yaşındaki penisilin
alerjisi olan hastaya diş çekimi için en uygun enfektif endokardit profilaksisi tedavisi aşağıdakilerden hangisidir?
TU
SE
M
• Kızamık aşısı en erken 12 aylık iken, salgınlarda 6 aylık iken
yapılır.
A) Sefazolin
B) Gentamisin
C) Seftriakson
D) Klindamisin
• Polisakkarit pnömokok aşısı 2 yaşından sonra yapılır.
• İnfluenza aşısı en erken 6 aylık iken yapılır.
• İnsan papillomavirüs aşısı minumum 9 yaşında önerilir.
E) Vankomisin
• İnaktif polio aşısı 6.haftadan itibaren yapılabilir.
65 – D
EE Profilaksisi
• Standart profilaksi→ Amoksisilin
• Oral alamayan hastalara→ Ampisilin
• Penisilin alerjisi→ Klindamisin, Sefaleksin, Sefadroksil,
Azitro-klaritromisin
• Penisilin alerjisi, oral alamayan→ Klindamisin, Sefazolin
69. Aşağıdakilerden hangisi temas sonrası aşılama ile önlenebilen hastalıklardan biri değildir?
66. Aşağıdaki çocukluk çağı döküntülü hastalıklarından
hangisinin A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonlarına zemin hazırlama olasılığı en yüksektir?
A) Kızamık A) Kızamık
B) Kızamıkçık
B) İnfluenza
C) Suçiçeği
D) Roseola infantum
C) Hepatit A E) Eritema enfeksiyozum
D) Suçiçeği
E)Kuduz
66 – C
Su çiçeğinin en sık komplikasyonu sekonder bakteryel cilt enfeksiyonu ( impetigo, sellülit, subkutan abse) .
69 – B
Temas sonrası profilaksi ile önlebilen hastalıklar
Kızamık: 12 ay duyarlı çocuklara ilk 3 içinde gün tek doz aşı; <
12 ay aynı evde yaşayan çocuk, duyarlı gebe, immun yetmezliği olanlara ilk 6 gün içinde Ig uygulanmalıdır.
67. Aşağıdaki çocukluk çağı döküntülü hastalık etkenlerinden hangisi el ve ayaklarda “eldiven ve çorap” biçiminde papüler-purpurik tipte döküntüye neden olur?
A) Kızamık virusu
B) Kızamıkçık virusu
C) Varisella-zoster virusu
D) Herpesvirus tip 6
Suçiçeği: Maruziyetten sonraki 3-5 gün içinde normal çocuklara verilen aşı da varisellayı önlemede veya modifiye etmede
etklilidir. İmmün yetmezlik olanlarda, gebe kadınlarda ve neonatal karşılaşmada VZİG uygulanmalıdır
E) Parvorvirus B19
Hepatit B: Hastalık ile temas öyküsünde yatkın kişiye HBIG ve
aşı aynı anda yapılabilir.
67 – E
Eldiven çorap sendromu: El ve ayakta peteşi benzeri lezyonlar
Parvovirüs B19 ‘a bağlı gelişir. Eritema enfeksiyozumun diğer
komplikasyonları; Fetal hidrops , Artrit ve artralji, aplastik kriz
ve myokardittir.
www.tusem.com.tr
Hepatit A: Hastalık ile temastan sonra olabildiğince erken dönemde standart immunglobulin verilmelidir.
Kuduz
44
Klinik Bilimler / T 39 - 8
70. Prenatal USG’de ince barsakta dilatasyondan dolayı intestinal obtrüksiyon ön tanısı konan hastanın doğduktan
sonra aşırı sulu ishali başlamış. Serumda hipokalemi, hiponatremi, hipokloremisi mevcut. Kan gazında pH: 7.50,
pCO2: 40 mmHg, HCO3: 35 meq/L saptanıyor.
72. Aşağıdakilerden hangisinde X’e bağlı dominant kalıtım
gözlenmez?
A) Hipofosfatemik raşitizim
B) İnkontinentia pigmenti
C) Ehler-Danlos sendromu
Bu hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?
D) Ornitin transkarbamilaz eksikliği
A) Hipertrofik pylor stenozu
E) Alport sendromu
B) Hirshsprung hastalığı
72 – C
Ehler-Danlos sendromu eklem ve ciltte hiperekstansibilite ve kötü
yara iyileşmesi ile karakterize otozomal dominant bir hastalıktır.
C) Bartter sendromu
TU
SE
M
D) Klor kaybettiren diyare
E) Mikrovillüs inklüzyon hastalığı
73. Plazma osmotik basıncını belirleyen en önemli komponent hangisidir ?
70 – D
Klor kaybettiren diyare Klor/bikarbonat transportundaki defekte bağlı resesif, herediter, nadir bir hastalıktır. Polihidroamniyoz görülür, ana semptom doğumda başlayan aşırı sulu
ishaldir. İshal dehidratasyon ve hipokalemi, hipokloremi ve
alkaloz ile karakterize ağır elektrolit bozukluğuna yol açar. Dışkı Na ve K’un toplamından fazla (125-150 mEq/l) klor içerir.
Tedavi ishali düzeltmez, ancak komplikasyonları azaltır. Başlangıçta sıvı-elektrolit kaybı IV tamamlanır. Bir aydan sonra
oral sıvılar tolere edilir. Tedavi yenidoğanda başlanırsa büyüme-gelişme mükemmeldir.
A) Plazma sodyum düzeyi
B) Plazma Potasyum düzeyi
C) Plazma Klor Düzeyi
D) Kan Glukoz Miktarı
E)BUN
73 – A
Plazma ozmolaritesi (mOsm/kg)= 2x(Plazma Na +K) + (Glukoz/18) + (BUN/2.8)
74. Aşağıdaki organların hangisinin patolojik düzeydeki
sıvı kayıplarından metabolik asidoz gelişme ihtimali en
yüksektir?
A) Kolon
71. Geçirilmiş üst gastrointestinal sistem kanaması olan 6
yaşında bir çocukta splenomegali ve polikistik böbrek
hastalığı saptanmıştır.
B) Safra
C)Mide
D) Pankreas
Bu çocuk için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
E) İnce Barsak
A) Wilson hastalığı
74 – D
Gastrintestinal sıvıların içerikleri:
B) Konjenital hepatik fibrozis
C) Portal ven trombozu
En çok potasyum tükürük ve mide sekresyonunda, en çok klor
mide sıvısında, en çok bikarbonat ise pankreas sekresyonunda bulunur . Mide sıvısı kayıplarında hipokalemik, hipokloremik metabolik alkaloz, pankreas sıvısı kayıplarında ise metabolik asidoz gelişir. Aşırı kolonik sıvı kayıplarında (örneğin;
kolorektal villöz adenomlar) hipokalemi gelişebilir.
D) İdyopatik portal hipertansiyon
E) α1-antitripsin eksikliği
71 – B
İnfantil polikistik hastalık ( Otozomal resesif) sıklıkla konjenital hepatik fibroza eşlik edebilir. Nadiren nefronoftizide eşlik edebilir.
Asemptomatik olabileceği gibi ciddi portal hipertansiyona
da yol açabilir. Sıklıkla çocukluk çağında hepatosplenomegali ile gelir. Hepatoselüler fonksiyonlar iyi korunur. AST,
ALT, bilurubin düzeyi genellikle normaldir. ALP biraz yükselmiştir. Tanı için karaciğer biopsisi gerekir.
45
Günlük miktar
Na
K
Cl
HCO3
Tükürük
500-2000
10
20-30
10
30
Mide
1000-2000
60-90
10-30
100-130 -
İnce
barsaklar
2000-9000
120-140
5-10
90-120
30-40
Kolon
-
60
30
40
-
Pankreas
600-2000
140
5-10
70-90
95-115
Safra
50-800
140
5-10
90-110
30-40
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
75. Aşağıdaki alternatif solüsyonlardan hangisi kanama
bozukluklarına neden olma olasılığı daha azdır?
• Normal volüm + hiponatremi varsa SIADH araştırılmalı
A) Kolloidler
B) Hipertonik NaCl
• Hipervolemik ve SIADH bağlı hiponatremilerde hipoozmolalite olur
C) Gelatin
D) Albumin
• Hiperglisemide hiponatremi olur ama hipoozmolalite olmaz
E) Dextran
77. AİTK (Araç içi trafik kazası) sonrası femur kırığı ve sağ
torakal bölgede künt yaralanması olan hastada aşağıdaki hormonlardan hangisinde artış olmaz?
A) Kortizol
B) IGF 1
C) Katekolaminler
D) ADH
TU
SE
M
75 – D
Alternatif replasman sıvıları ve özellikleri:
Hipertonik NaCl:
Cerebral perfüzyon artışı ve
İntrakraniel basınç azalması
Kanama artışı
Kolloidler :
Kapiller geçirgenlik artışı
Albumin:
Allerjik reaksiyon
Böbrek yetmezliği ve pulmoner yetmezlikte dikkatli kullanılmalı
Dextran:
Kan vizkozitesini azaltır
Hetastarch:
Kanama bozukluğu
Gelatin
Kanama bozukluğu
E)ACTH
77 – B
Travmada azalan hormonlar:
İnsülin (erken dönemde en çok azalan) ,
T3, TSH,
Seks steroidleri, FSH/LH,
IGF-1
78. Aşağıdakilerden hangisi apoptozisi hızlandırır?
76. 4 gün önce laparoskopik kolesistektomi ameliyatı geçiren hasta Na:126, Glu:140, CVP 12 mmHg olan hastada
plasma osmotik basıncı 260 mOsm, idrar osmolaritesi
320 mOsm olarak hesaplanıyor. Hastadaki hiponatreminin en olası sebebi nedir?
Apoptozis, nekrozdan farklı bir diğer hücre ölümü modudur
ve hücrenin resorbsiyonu, kromatin yoğunlaşması, apoptotik
cisim formasyonu ve internukleozomal DNA kırılması şeklinde
olmaktadır. Apoptozis fizyolojik ve patolojik birçok duruma
adaptasyonu sağlayan kotrollü hücre ölümüdür.
76 – D
Hiponatremi:
Hipervolemik
Normovolemik
Hipovolemik
İyatrojenik
Postoperatif
katabolizma Sepsis
Hiperglisemi/
mannitol
Yatersiz Na alımı
Postoperatif ADH ­*
Plazma lipid ve
proteinlerinde ­
(psödohiponatremi)
GİS kayıpları
Antipsikotikler
TCA
ACE inh.
SIADH
Renal
Diüretikler
Primer Böbrek
Hastalıkları
Normal konakta ve normal koşullarda makrofaj ve nötrofiller
apoptozis ile ölür, böylece pro-inflamatuvar etki oluşmadan
disfonksiyone makrofaj veya PMN’lerin ortadan kaldırılır.
İnflamatuar ortam normal apoptozisi bozar ve inflamatuvar
cevap uzar. TNF, IL-1, IL-3, IL-6, GM-CSF ve INF-g gibi proinflamatuar sitokinler ve endotoksin makrofaj ve nötrofil apoptozisini geciktirir. Apoptozisin engellenmesi sonucu 0nflamatuar
immunositler travma ve infeksiyonda inflamatuar cevab1 devam ettirir ve güçlendirir. Bu _ekilde ciddi travmal1 ve kritik
hastalarda mutiorgan yetmezli­i ve mortalite artar.
Operasyon sonrası dönemde hastada gelişen hiponatremide
akla gelemesi gereken öncelikli durum ADH salınımıdır. Bu durumda hastada plazma osmolaritesi 270 mosm altındaır. İdrar
osmolaritesi ise 100 mOsm üzerindedir. Hastada öncelikli yaklaşım, sıvı kısıtlaması olmalıdır.
www.tusem.com.tr
D) IL-4
Nekroz ile gerçekleşen hücre ölümü temelde hücre membran
hasarı ve hücre içeriğinin ortama salınması, inflamasyon, iskemi, hipoksi, infeksiyon ve travmaya cevap gibi değişik şekillerde olabilmektedir.
D) Uygunsuz ADH salınımı
Hiponatremi
(Na < 130 mEq/lt)
C) GM-CSF
78 – D
İnflamatuar hücre ölümünün regülasyonu:
E) Cushing Sendromu
B) İnterferon gama
E) IL-6
A) NG ile mide sıvı kaybı B) Hiperaldesteronizm
C) Hiperglisemi
A) TNF alfa
Anti-inflamatuar sitokinler olan IL-4 ve IL-10 ise aktive makrofaj ve nötrofillerde apoptozisi hızlandırır.
46
Klinik Bilimler / T 39 - 8
79. Aşağıdakilerden hangisi enteral nutrisyon için mutlak
kontrendikasyon oluşturur?
81 – C
SIRS (Sistemik inflamatuvar cevap sendromu):
Vücut ısısı >380C yada <360C
Kalp hızı > 90/dk
SS > 20/dk yada PCO2 < 32 mmHg
BK >12.000 yada <4000; çomak >%10
A) Ciddi karaciğer travması
B) Barsak ödemi
C)Asit
D) Yüksek debili enterokütan fistül
82. Aşağıdakilerden hangisine profilaktik antibiyotik kullanımı yapılmaz?
E) İntestinal obstrüksiyon
79 – E
Enteral beslemenin kontrendikasyonları:
1. İntestinal obstrüksiyon varlığı (Kesin kontrendikasyondur)
2. Hemodinamik instabilite
3. Barsak ödemi
4. Radyasyon enteriti, inflamatuvar barsak hastalıklarının
akut atakları
5. Barsak iskemisi
6. Asit
7. Proksimal, yüksek debili gastrointestinal fistüller
A) Tiroid kanseri nedeni ile yapılan total tiroidektomi
TU
SE
M
B) Laparoskopik kolesistektomi
C) Pylor obstrüksiyonu için yapılan gastroenterostomi
D) Larenks kanseri nedeniyle planlanan larenjektomi
E) Mesane tümörü nedeni ile yapılan mesane rezeksiyonu
82 – A
Cerrahi yaraların sınıflandırılması:
Temiz yaralar: %1-2
GİS, GÜS ve solunum yolları açılmaz
Temiz kontamine yaralar: %10à%3-4
GİS, GÜS yada solunum yollarının kontrollü olarak açıldığı, minimal kontamine olan ameliyatlar
Kontamine yaralar: %15-20 à %5-10
Açık, travmatik yaralar
Cerrahi teknikte majör bozulma
Kirli yaralar: %40-50
Perforasyon, intraabdominal apse
TEMİZ KONTAMİNE ve KONTAMİNE YARALARDA ANTİBİYOTİK PROFİKALSİSİ YAPILIR
80. Ateşli silah yaralanması sonucu femoral arter yaralanmasına bağlı 28 yaşındaki hasta hemorojik şok tablosu ile acil servise geliyor. Hastanın kanama kontrolü
yapılırken, hastaya sıvı ve kan transfüzyonu yapılıyor.
Aşağıdakilerden hangisi uygulanan sıvı resüsitasyonunun etkinliği değerlendirmede kullanılan doku spesifik
parametrelerden değildir?
A) Baz açığı
B) Gastrik tonometri
C) Doku pH
D) Oksijen Karbondioksit Düzeyi
E) İnfrared spektroskopi
83. İki saat önce karın sağ üst tarafından kurşunlanmış
genç erkek hasta acil servise getiriliyor. Hastanın genel
durumu iyi, bilinci açık , hafif taşikardi dışında tüm vital
bulguları stabil . Fizik muayenede karın sağ üst kadrandan giren ve sağ flank bölgesinden çıkan kurşun trasesi tespit ediliyor. Sağ tarafta hassasiyet mevcut ancak
rebound yok. Bu hastanın takibinde aşağıdakilerden
hangisi daha uygun olacaktır?
80 – A
Hipovolemik şok resüsitasyonunda hedefler
Sistemik /global:
Vital Bulgular
Baz açığı
Laktat Düzeyi
Kardiak Output
Oksijen dağılımı ve tüketimi
Doku Spesifik Parametreler:
Gastrik Tonometri
Doku pH
Oksijen Karbondioksit düzeyi
İnfrared spektroskopi
Hücresel:
Membran potansiyeli
Adenosin Trifosfat
A) Peritoneal lavaj ile değerlendirilmelidir.
B) Lokal anestezi ile yara eksplorasyonu yapmak gerekir.
C) Sadece vital bulgular ile takip edilir
D) Hemen laparotomi yapılmalıdır
E) Abdomen BT
83 – E
81. Aşağıdakilerden hangisi SIRS kriterlerinden değildir?
A) Vücut ısısı >38 C
B) Taşikardi
C) Hipotansiyon
D) Takipne
E) Lökositoz
47
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
84. Differensiye Tiroid kanserlerinden hangisin Multıpl Endokrin Neoplazi (MEN) sendromlarının bir komponentidir?
A) Papiller Ca
B) Foliküler Ca
C) Hurtle Hücreli Ca
D) Medüller Ca
86 – B
Asemptomatik olgularda cerrahi tedavi endikasyonları
Asemptomatik olgularda cerrahi tedavi endikasyonları
1. Serum Ca düzeyi normal üst limitten 1 mg/dl ‘den fazla olanlar.
2. GFR<60ml/dk
3. Kemik yoğunluğundaazalma (T değerinin -2.5’den az olması)
4. 50 yaşından genç olgular.
5. Tıbbi gözlemin mümkün olamayacağı düşünülen olgular
E) Anaplastik Ca
84 – D
TU
SE
M
87. Aşağıdakilerden hangisi meme başı akıntıları için yüksek risk sayılır?
A) Genç hastalar
B) Spontan akıntılar
C) Eşilik eden konnektif doku hastalığı olanlar
D)Nulliparite
85. Aşağıdakilerden hangisi Diferansiye Tiroid kanserleinde kötü prognostik faktördür?
E) Bilateral akıntılar
87 – B
Meme başı akıntılarında riski yüksek olgular:
 Kendiliğinden (spontan) akıntılar
 Kanlı akıntılar
 Tek taraflı (unilateral) akıntılar
 Kitle ile beraber olan akıntılar
 Tek duktustan gelen akıntılar
A) 35 Yaş
B) 2 cm tm çapı
C) Lenf Nodu Tutulumu
D) Ailede Tiroid Kanseri öyküsü olması
E) İntratiroidal tümör
85 – C
Prognostik skorlama sistemleri
AGES:Age (yaş erkekte>40, kadında>50), Grade, Extend (tiroid
dışı yayılım), Size (çap)
AMES:Age, Metastaz, Extend, Size
MACIS:Metastaz, Age, Complete resection (tam rezeksiyon),
Invazyon, Size
Yaş
Cinsiyet
Yaygınlık
Metastaz
Çap
Grade
88. Aşağıdaki meme lezyonlardan hangisinin malign potansiyeli en yüksektir?
A) Lobuler karsinoma insitu
B) Florid Hiperplazi
C) Fibroadenom
D) Atipik duktal hiperplazi
E) Yağ nekrozu
DÜŞÜK RİSK
YÜKSEK RİSK
<40
>40
Kadın
Erkek
İntratiroidal, kapsüler Extratiroidal yayılım, kapsüler invazinvazyon yok
yon var
Yok
Regional veya uzak
<4 cm
>4 cm
İyi diferansiye
Kötü diferansiye
88 – A
1) Kanser riskini arttırmayan lezyonlar
Apokrin Değişiklikler (Kistik değişiklikler)
Duktal ektazi
Yağ nekrozu
Fibroadenom
Sklerozan adenozis
İntraduktal papillom
2) Riski hafif olarak arttıran lezyonlar (1.5-2 kat)
Florid hiperplazi
Papillomatozis (papillom ise risk yok, multipl papillom’da
risk artar)
3) Riski orta dereceli arttıranlar (4-5 kat)
Atipik duktal hiperplazi
Atipik lobuler hiperplazi
4) Yüksek dereceli arttıranlar (8-10 kat)
Lobuler karsinoma insitu
Duktal karsinoma insitu
86. Klinik bulgu vermeyen ancak PTH yüksekliği tesbit edilen hastalarda aşağıdakilerden hangisi cerrahi endikasyon oluşturmaz?
A) Serum Ca düzeyi normal üst limitten 1 mg/dl ‘den
fazla olanlar
B) Hiperkalsiüri 400 mg/gün üzerinde olanlar
C) GFR de 60 ml/dk altında olanlar
D) Kemik yoğunluğunda azalma (T değerinin -2.5’den
az olması)
E) 50 yaşından genç hastalar
www.tusem.com.tr
48
Klinik Bilimler / T 39 - 8
89. 52 yaşında erkek hasta yediklerinin ağza gelmesi, iman
tahtası arkasında ağrı ve özellikle gazlı içeceklerle yutma
sırasında ağrı, zaman zaman seste kabalaşmadan yakınmaktadır. Çekilen baryumlu grafisinde ösefagusta yapısal
lezyona rastlanmıyor. Hastanın en olası tanısı nedir?
92. Altmış yedi yaşında erkek hasta karın sol alt kadranda ağrı
ve son 1 gündür rektal kanama şikayeti ile acil servise başvurmuştur. Fizik muayenede, hasta dehidrate görünümde,
vücut sıcaklığı 38.2 derece, NDS 90 /dk., TA: 90:50 mmHg
ölçülen hastanın kronik kalp yetmezliği teşhisiyle adını bilmediği ilaç kullanım öyküsü mevcuttur. Karın muayenesi
normal, tuşede kan bulaşı tespit ediliyor. Barsak sesleri hiperaktif olan hasta daha öncede ara ara bu şekilde ağrıları
olduğunu söylüyor. Muhtemel tanı nedir?
A) Akalazya
B) Diffüz Ösefageal spazm
C) Fındıkkıran Ösefagusu
D) Sklerodermaya bağlı ösefagus motilite bozukluğu
A) Divertikülit
B) Kolonik iskemi
TU
SE
M
E) Gastroözefageal reflü
C) Pyelonefrit
89 – E
GER özefagusun en sık görülen hastalığıdır. Spesifik klinik bulgular olmamasına rağmen, temelde retrosternal yanma, regürjitasyon, odinofaji başta gelen semptomlardır. Hastalarda
semptomlar özellikle gazlı içeceklerle artar. Bazı hastalarda
Üst solunum yoluna ait yakınmalar ( gingivit, otit, stomatit,
hoarsness gibi) veya pnomoni, astım benzeri gibi atipik semtomlarla gelebilir. Hastalarda tanı koymada altın standart 24
saatlik PH monitorizasyonudur. Hastalığın komplikasyonlarını
değerlendirmede ise en çok kullanılan tetkik Endoskopidir.
E) Rektum kanseri
92 – B
En sık görülen mezenter damar hastalığıdır.
Genellikle yaşlılarda görülür.
İMA’nın aterosklerotik darlığı, kolesterol embolileri ve inflamatuar arteriopatilere bağlı gelişebilirse de olguların çoğunda belirgin patoloji tespit edilemez.
Tablo geçici kolit şeklinden perforasyona kadar gidebilir.
Klinikte sol alt kadrana lokalize kramp tarzında nonspesifik karın ağrısı vardır. Acil defekasyon hissini takip eden 24 saatlik
peryotta hematokezya saptanır.
90. Bir önceki soruda tanımlanan hastada tanı koymak için
en üstün tetkik hangisidir?
A) EUS
B) 24 saat PH monitorizasyon
C) BT
D) Manometri
D) AV malformasyon
Tanıda dikkatli yapılan kolonoskopi yeterli ve etkindir.
Genellikle sıvı resüsitasyonu, antibiyotik tedaviye yanıt verir.
Peritonit bulguları, nekroz ve durmayan kanama var ise rezeksiyon gerekir.
E) Özefagoskopi
90 – B
Bkz ÖNCEKİ SORU AÇIKLAMASI
93. Yukarıda kliniği verilen hastada en yararlı tetkik nedir?
91. Aşağıdakilerden hangisi erken mide kanseri tanısı ile
uyumlu değildir?
A) Tümörün serozayı infiltre etmiş olması
A) Kolonoskopi
B) Abdomen BT
C) Abdomen USG
D) Ayakta Karın Grafisi
E) Baryumlu Kolon Grafisi
B) Lenf nodu tutulumunun olması
93 – A
C) Tümörün mukozada sınırlı olması
D) Mide korpusunda görülmesi
94. Mukuslu gayta şikayeti ile kolonoskopi yapıla hastada
rektosigmoid bileşkede yaklaşık 1.5cm çaplı saplı polip
izleniyor. Polip kolonoskopi sırasında tam olarak eksize
ediliyor. Patoloji sonucu invaziv adenokarsinom, cerrahi sınırlar intakt olarak raporlanıyor. Hastaya bundan
sonraki yaklaşım ne olmalıdır?
E) Prognozun daha iyi olması
91 – A
Mide kanserleri mide duvarına invazyon derecesine göre de
gruplanır:
Erken mide kanseri (EMK) :Erken mide kanseri, patolojik lenf
nodu tutulumuna bakılmaksızın mukozayı ve submukozayı tutan
kanseri ifade eder. En sık korpusta görülür. Metastaz görülmesi
tanıyı değiştirmez. Tüm mide kanserleri arasında kür olasılığı en
yüksek olan erken mide kanserleridir. Cerrahi sonrası 5 yıllık sağkalım %99 düzeylerinde iken, submukozal olanlarda bu oran düşer ve en düşük sağkalım lenf bezi tutulumu olan EMK dir.
A) Ek girişime gerek yok
B) Neoadjuvan KT
C) O bölge kolonun segmenter rezeksiyonu
D) Total prokto-kolektomi
E) Low anterior rezeksiyon
49
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
94 – A
Saplı veya sesil poliplerde in-situ tümörlerde polipektomi yapılır.
İnvaziv kanserli saplı poliplerde kolonoskopik polipektomi yapılır, cerrahi sınırda tümör hücreleri yoksa polipektomi yeterli
tedavi olarak kabul edilir. İnvazif kanser içeren sesil poliplerin hepsi Haggit sınıflamasına göre 4. düzeydir ve invazif kolon kanserleri gibi rezeksiyonla tedavi edilir.
97. Yetmiş yaşındaki hasta karın ağrısı, diare ve sarılık yakınması ile başvuruyor. Hastanın son 3 ayda 10 kg kadar kilo kaybı
olduğu ayrıca 45 yıldır sigara kullanıcısı olduğu anlaşılıyor.
FM de sağ üst kadranda kese ağrısız palpe edildi, ayrıca açık
renkli gaita tespit edilen hastanın labaratuar incelemelerde
Total bilirubin 9 mg/dl, ALP 450U/LT, ALT 150U/LT, idrar bilirubin pozitif, ürobilinojen negatif tespit edilmiştir.
A) Koledokolithiazis
B) Klatskin tümörü
C) Ampulla Vateri kanseri
D) Pankreas kanseri
TU
SE
M
95. Daha önce peptik ülser nedeni ile BTV + Antrektomi ve Bilroth II Gastrojejunostomi yapılmış hastada safra kesesinde taş esbit ediliyor. Sarılık ve akolik gayta gelişen hastada
aşağıdakilerden hangisi tanıda öncelikle düşünülmez ?
Muhtemel tanı nedir?
A) Kan Biyokimyası
B) USG
C) ERCP
D) PTK
E) Safra kesesi kanseri
97 – D
Pankreas karsinomları klinik siliktir. İştahsızlık, yorgunluk, bulantı, kilo kaybı, epigastrik ağrı, ağrısız sarılık (özellikle baş tümörlerindee), kaşıntı yakınmaları olan ileri yaştaki hastalarda
mutlak tanıda düşünülmelidir.
Gezici tromboflebit (Trousseau bulgusu) , ağrısız kese (Courvoisier) bulgyuları olabilir.
Labaratuvar olarak sensitif ve spesifik bir belirteç yoktur.
Bil.,ALP,GGT, AST, ALT değişikleri.
PT uzaması, Amilaz lipaz yüksekliği olabilir.
CA 19-9 % 75-85 pozitif olmasına rağmen erken tanı için yeterince spesifik ve sensitif değildir.
E) MRCP
95 – C
ULTRASONOGRAFİ: Safra kesesi ve safra yolları hastalıklarında
İL TETKİKTİR. Safra yolları hastalıklarında en sık kullanılan tanısal yöntem olup safra kesesi taşları (kolelitiazis) tanısında en
güvenilir yöntemdir
MRCP (MR kolanjiyopankreatikografi) noninvazif görüntüleme
yöntemi olarak safra yollarının incelenmesinde kullanılabilir
PERKÜTAN TRANSHEPAKTİK KOLANJİOGRAFİ (PTK): Mekanik
biliyer kanal obstrüksiyonu ile hepatik kolestazis ayrımını sağlar.
Tüm tıkanma sarılıklarında kullanılabilir ancak daha çok safra yollarının proksimalindeki patolojilerde kullanılır (örn: Klatskin tm).
Safra yolları normalse PTK yapılmaz. Kanama diatezi olanlarda
yapılamaz
ERCP (ENDOSKOPİK RETROGRAD KOLANJYO-PANKREATİKOGRAFİ): Koledok alt uç ve periampüller bölge patolojileri için kullanılır.
Koledok taşları, obstrüktif sarılık, kolanjit, biliyer pankreatitde
tercih edilir. Safra yollarındaki lezyonların distalini gösterir.
Kontrendikasyonları: Mide rezeksiyonlu (Bilroth 2)hastalar
Soruda muhtemelen taşa bağlı bir sarılık anlatılıyor. Bu hasta
grubunda öncelikle sarılığın parankimal hastalık mı tıkanma
sarılığı mı olduğunu ayır etmek için kan biyokimyasına bakılır.
Sonra USG yapılır. Koledok taşlarında ERCP öncelikli düşünülür
ancak bu hastada olduğu gibi mide duedonum devamlılığı olmadığı durumlarda ERCP yapılamaz.Alternatif yöntemler denenir.
98. Aşağıdakilerden hangisi, küme baş ağrısına eşlik eden
bulgulardan biri değildir?
B) Gastrinoma
C) İnsülinoma
D) Glukagonoma
C) Periorbital ödem
D) Yüzde terleme
98 – B
Parsiyel Horner Sendromu (miyoz, pitoz)
Burun tıkanıklığı veya akıntısı
Göz yaşarması (nazolakrimal kanalın blokajına bağlı olarak)
Konjuktival kanlanma
Alın ve yüzde terlemede artış (nadir)
Ateş basması (nadir)
Yüzü ve göz kapağını içeren ödem
Supraorbital ‘cold spot’
99. Okülomotor paralizisi olan bir hastada aşağıdaki bulgulardan hangisi etiyolojide diyabeti düşündürür?
E) Vipoma
A) Pupillanın korunmuş olması
96 – B
MEN Tipl Paratiroid, pitüiter ve pankreas patolojileri ile seyreden endokrin hastalıktır. En sık paratiroid patolojileri tespit
edilir. Pitüiter patolojilerde prolaktinomalar, pankreas patolojilerinde ise gastrinomalar daha sık görülür.
www.tusem.com.tr
B) Midriazis
E) Lakrimasyon
96. Multipl endokrin neoplazi (MEN) Tip 1 hastalarda en
sık rastlanan pankreatik tümör hangisidir?
A) Karsinoid
A) Rinore
B) Aşağı bakışın kısıtlı olması
C) İçe bakışın kısıtlı olması
D) Yukarı bakışın kısıtlı olması
E) Pitozisin kısmi olması
50
Klinik Bilimler / T 39 - 8
99 – A
102 – E
Fonksiyonel Elektriksel Stimulasyon FES; sinirsel kontrolden
yoksun olan kaslarda, fonksiyonel hareket oluşturmak amacıyla, elektrik stimülasyon uygulamasıdır.
FES sistemlerinde kaslar değil, kasları besleyen sinirler uyarılmaktadır. Bu nedenle 2. Motor nöron hastalıklarında (periferik sinir yaralanmaları gibi) FES kullanılmaz.
Diabetik hastalarda okulomotor sinir tutulumumnda ışık refleksi ve pupillalar etkilenmez.
100. Amiyotrofik lateral skleroz tanısı olan bir hastada aşağıdakilerden hangisi, beklenen bir elektrofizyolojik
bulgu değildir?
A) İğne EMG’de yaygın denervasyon bulgularının gözlenmesi
103. Ankilozan spondilitte en sık aşağıdaki böbrek tutulumlarından hangisi görülür?
TU
SE
M
B) İğne EMG’de katılım (interferans) paterninde seyrelme gözlenmesi
A) Mezengial glomerülonefrit
C) İğne EMG’de dev motor ünite potansiyellerinin saptanması
B) Kresentik nekrotizan glomerülonefrit
D) Duyusal sinir aksiyon potansiyel amplitüdünde azalma
D) Difüz proliferatif glomerülonefrit
E) Sinir iletim çalışmasında birleşik kas aksiyon potansiyel amplitüdünün düşüklüğü
E) Glomerüllerde iskemik skleroz
C) IgA nefropati
103 – C
Eklem Dışı Tutulumları
Akut anterior üveit, en sık rastlanan eklem dışı tutulumdur.
Apikal yerleşimli pulmoner fibrozisakciğerlerin üst loblarındagörülebilmektedir.
Aort yetmezliği aort kapağı ve halkasının fıbrozisine bağlı oluşabilir.
Sekonder amiloidoz ve IgA nefropatisi ankilozan spondilitli
hastalarda gelişebilir.
100 – D
ALS duyu tutulumu olmadan üst ve alt motor nöronları tutan
motor nöron hastalığıdır. EMG’de duyusal sinir aksiyon potansiyal amplitüdünde değişiklik olmaz.
101. Aşağıdakilerden hangisi, kompleks bölgesel ağrı sendromunda uygulanan yaklaşımlardan biri değildir?
A) Sempatik blok
B) Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar
C) Bisfosfonat
104. Aşağıdaki muayene yöntemlerinden hangisi, gelişimsel
kalça displazisinde çıkık olan kalçanın yerine konulabilirliğini test eder?
D) Kortikosteroid
E) Ortez ile istirahat
101 – E
TEDAVİ
1- Fizik tedavi ve rehabilitasyon: İlk ve en önemli yapılması
gereken erken egzersiz programıdır. (İstirahat önerilmez)
2- Bilişsel-davranışsal tedavi
3- Girişimsel tedaviler : Sempatik gangliyon blokajları.
4- Farmakolojik tedavi
A) Galeazzi cetvel testi
B) Piston testi
C) Ortolani testi
D) Abdüksiyon kısıtlılığı ölçüm testi
E) Barlow testi
104 – C
Yenidoğan
Eklem laksitesi
Abdüksiyon kısıtlılığı (bilateral çıkıklarda simetrik olarak azalır) (Hert Belirtisi)
Ortolani testi pozitiftir, (femurun elevasyonu ve abduksiyonunda çıkık kalça yerine yerleştirilir. Bu esnada KLİK sesi duyulur.)
Barlow testi pozitiftir (femurun adduksiyonu ve depresyonu
sonrası çıkartılabilir kalça disloke edilir.)
102. Aşağıdakilerden hangisinde, fonksiyonel elektriksel stimülasyon tedavisinin yeri yoktur?
A) Üriner inkontinans
B) Frenik sinir stimülasyonu
C) İnme sonrası omuz subluksasyonu
D) Spastik spinal kord lezyonu
E) Travmatik siyatik sinir lezyonu
51
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
105. Vertebra kırığına sekonder parapleji gelişen bir hastanın 48 saat sonraki fizik muayenesinde, bulbokavernöz
refleksin pozitif olduğu ancak alt ekstremitede motor
ve duyu fonksiyonlarının olmadığı görülmüştür. Bu
hasta ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Geç
Baş ağrısı
Bel ağrısı
Menengit, menengismus
İdrar retansiyonu
Nörolojik sekeller
Ancak bu soruda steroide bağlı olarak en sık görülen yan etki
hiperglisemidir. Yapılan işeleme dikkat edelim!
A) Hastanın idrar ve gaita kontinansı korunmuştur.
B) Hastanın seksüel fonksiyonları kazadan etkilenmemiştir.
C) Spinal şok sona ermiştir.
D) Alt ekstremite fonksiyonları büyük ölçüde geri dönecektir.
TU
SE
M
108. Aşağıdaki neoplazilerden hangisi astrositom progresyonu sonucunda gelişebilir?
E) Spinal kordun sakral lifleri korunmuştur.
105 – C
Spinal Şok
Yaralanma sonrasında somatik, duysal ve otonomik fonksiyon
kaybıdır. Yaralanmanın seviyesi ne kadar yüksek ve yaralanma
şiddeti ne kadar fazla ise spinal şok evresi o kadar uzun sürer. Spinal şokun süresi ortalama 2 ay sürmekle birlikte 6 aya
kadar uzayabilir. Bulbokavernöz refleks: Penis başının sıkılması ile anal kontraksiyon olmasıdır. Spinal şoktan çıkıldıktan sonra ilk dönen reflekstir. Mesane ve bağırsağın refleks
innervasyonunun sağlam olduğunu gösterir.
B) Glioblastom
D) Ksantoastrositom
E) Hemanjiyoblastom
108 – B
Grade 1 astrositomalar; Pilositik astrositomaların tümü bu
gruptadır. Grade 4 astrositoma; Glioblastome multiforme en
sık görülen tiptir.
Grade 3 düzeyindeki astrositik tümörler anaplastik astrositomlar olarak adlandırılırlar. Fokal veya yaygın anaplazinin
yanı sıra, yoğun proliferasyon ve çevre dokulara yaygın infiltrasyon gösterir. Nekroz görülmez.
GBM; En “malign” astrositik tümördür. Çok az differansiyasyon gösterir, yoğun mitoz, damar
proliferasyonu ve nekroz içerir, çevre dokulara yoğun infiltrasyon vardır. Erişkinlerde en sık görülen beyin tümörüdür.
106. Aşağıdaki kafa travmalarından hangisi cerrahi tedavi
gerektirmez?
A) Epidural hematom B) Subdural hematom
C) Diastatik kırıklar
A) Medulloblastom C) Gangliogliom D) Skalp Laserasyonları
E) Açık çökme kırıkları
109. 8 yıl önce vajinal histerektomi operasyonu geçiren 66
yaşındaki hastada Vajen cuff prolapsusu meydana geliyor. Sakrospinöz fiksasyon operasyonu yapılan hastada, postoperatif 4. Saatte hemorojik şok bulguları
ortaya çıkıyor. Bu hasta için en olası kanama odağı aşağıdakilerden hangisidir?
106 – C
Diastatik kafatası kırıkları
Bu kırıklar kafatasının sutur hatları boyunca meydana kırıklarıdır. Bu tip bir kırıkta normal sutur hatları genişlemiştir. Bu
kırıklar daha sık yenidoğan ve bebeklerde görülür.
A) A. Glutealis süperior B) A. İliaca interna
C) A. Glutealis inferior D) A. obturatoria
107. Epidural steroid enjeksiyonu sonrası en sık görülen
yan etki aşağıdakilerden hangisidir?
E) A. Pudenta interna
A) Hipertermi
B) Hiperglisemi
109 – C
C) Kimyasal menenjit
D) Baş ağrısı
Vajen cuff süspansiyon
operasyonunda kullanılan iki önemli ligament;
sakrospinöz ve sakrotuberoz
ligamanlardır.
Sakrospinöz süspansiyon operasyonunda, vajinal cuff(vajen tepesi)
sakrospinöz ligamana
bilateral veya unilateral tespit edilir. Sakrospinöz
ligament ile sakrotuberoz ligament arasında A.glutealis inferior
uzanır ve bu ameliyat sırasında yaralanma riski yüksektir.
E) Araknoidit
107 – B
Epidural anestezi sonrası görülen komplikasyonlar
Erken
Hipotansiyon, bradikardi
Kardiak arrest
Bulantı, kusma
Sistemik toksik reaksiyon
Yüksek veya total spinal blok
www.tusem.com.tr
52
Klinik Bilimler / T 39 - 8
110. Fetal başın en ileri derece defleksiyon gelişi aşağıdakilerden hangisidir?
112. Endometriyozise bağlı ağrının medikal tedavisinde yeri
olmayan tedavi yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Alın Geliş
B) Occiput posterior
A) Medroksiprogesteron asetat
C) Yüz gelişi
D) Verteks gelişi
B) Danazol
E) Occiput anterior
C) GnRH analogları
110 – C
B:Sinsiput Geliş
C:Alın Geliş
D) Aromataz inhibitörleri
D: Yüz Geliş
E) Etinil östradiol
112 – E
Endometriozis endometrial gland ve stromanın uterin kavite dışında herhangi bir yerde yerleşmesi olarak tanımlanan
kronik,ilerleyici estrojen bağımlı bir hastalıktır. En sık pelviste
görülürken, ekstra pelvik olarak en sık Rekto-sigmoid kolonu
tutar. Nedeni tam olarak bilinmeyen çeşitli teorilerin öne sürüldüğü bir hastalıktır.
Öne Sürülen Teoriler:
1. Retrograd menstrüasyon ve direkt implantasyon teorisi
(SAMPSON HİPOTEZİ, en sık suçlanan teori)
2. Çölemik epitel metaplazi teorisi(mayer teorisi)
3. Vasküler/Lenfatik yayılım teorisi(halban teorisi)
4. İmmün cevapsızlık teorisi
5. Ailevi yatkınlık(heredite)
6. İndüksiyon teorisi
• Klinik olarak karşımıza sekonder dismenore, kronik pelvik ağrı, infertilite, disparoni, over kisti-kist
rüptürü(endometrioma) şeklinde çıkabilir. Sekonder dismenorenin en sık nedenidir.Ayrıca kronik pelvik ağrıya en
sık endometriozis ve pelvik adezyonlar neden olmaktadır.
• Tedavide medikal ve cerrahi alternatifler vardır. Medikal tedavinin temel amacı ağrıyı ortadan kaldırmaktır. Uyguladığımız
medikal tedavinin infertilite üzerine olumlu bir etkisi yoktur.
TU
SE
M
A:Oksiput geliş
Sefalik(baş) geliş en sık görülen prezentasyon şeklidir. Bu durum fleksiyon derecesine göre karşımıza değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Maximum fleksiyonun olduğu oksiput
veya vertex geliş en sık form olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğer
fleksiyon hareketi yapılmaz ise sinsiput geliş(tuşede büyük fontanel palpe edilir)ortaya çıkar. Fetal başın %40-50 oranında bir
defleksiyonu(ekstansiyon )alın geliş olarak ifade edilir. En ileri
defleksiyon(maksimum ekstansiyon) durumunda yüz geliş ortaya
çıkar. Alın geliş(persiste ederse) ve yüz gelişin mentum posterior
formunda vajinal doğumun imkansız hale geldiğini unutmayınız.
111. Gebelikte alfa fetoprotein düzeyi aşağıdaki durumlardan hangisinde artmaz?
A) Trizomi 13
B) Anensefali
C) Spina bfida
D) Nöral tüp defekti
E) Epidermolizis bülloza
Medikal Tedavide Kullanı- Cerrahi Tedavi
lan Preparatlar
111 – A
Tusta çok sorgulanan bir konu.Alfa fetoproteinin arttığı pek
çok durum vardır.Özellikle AFP’nin azaldığı durumları mutlaka bilelim.
AFP’NİN ARTTIĞI DURUMLAR
AFP’NİN AZALDIĞI DURUMLAR
Nöral tüp defekti(NTD)
Çoğul gebelik
Özefagial ve GİS obstrüksiyonları
Batın ön duvarı defektleri
Üretral obstrüksiyon
Renal anomaliler
Gebelik yaşının olduğundan küçük hesaplanması
Fetal sakrokoksigeal teratom
Maternal hepatom ya da teratom
Fetomaternal kanamalar
Prematürite
Ektopik gebelik
Fetal ölüm
Hidrops fetalis
Kistik higroma
Sigara
Dekolman plasenta
Preeklampsi
Oligohidramnioz
Tüm
trizomiler(Trizomi
21,18.13…vb)
Maternal kilo artışı
DM
Mol hidatiform
Gebelik yaşının olduğundan büyük hesaplanması
• NSAİ
• KOK
• Progesteron(MPA ,LNGRİA)
• Gestrinon
• Danazol
• Gnrh Analogları
• Aromataz
inh(anastrazol)
• Mifepriston,onapriston
• Raloksifen
Medikal tedavi etkisiz ise
Fertilite isteği varsa
3-4 cm den büyük endometriotik kist
varlığında
Evre 3 ve 4 endometrioziste tercih edilir
Bu amaçla:
Kistektomi
Adezyolizis
Koterizasyon
Presakral nörektomi
Son olarak Total abdominal histerektomi ve
bilateral salpingooferektomi yapılabilir
113. Tekrarlayan düşük(habitüel abortus) etiyolojisinin
araştırılmasında aşağıdaki tetkiklerden hangisinin tanısal değeri en azdır?
A) Anti Müllerian hormon
B) Anti β2- glikoprotein-1 antikorları
C) Tiroid fonksiyon testleri
D) Düşük materyalinin karyotip incelenmesi
E) Histerosalpingografi(HSG)
53
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
113 – A
115 – B
Preterm erken membran rüptürü saptanan olgularda feto-maternal
kötü durum saptanmaz ise uygulanabilecek yaklaşımlar
Arka arkaya 2 veya daha fazla sayıda spontan abortusun olmasına habitüel
abortus denir. En sık nedeni idiopatiktir(%50-60). Nedeni bilinenler içinde en
sık immünolojik ve trombojenik durumlar ön plana çıkmaktadır. Habitüel abortus etiyolojisi ile spontan abortus etiyolojisi birbirine karıştırılmamalıdır. Örneğin spontan abortusun en sık nedeni kromozomal anomalilerdir ama habitüel
abortusta genetik nedenlerin sonlarda olduğu tabloda görülmektedir.
İmmünolojik-Trombojenik nedenler
%50
%20
Endokrin nedenler (DM,Tiroid bozuklukları)
Anatomik nedenler (en sık neden septat uterus)
%15
Çevresel ve diğer nedenler
%10
Genetik
%3,5
Enfeksiyon
%1,5
24-31 HAFTA ARASI
32-33 HAFTA ARASI
Taranmasına gerek olmayan
durumlar
Ekspektan tedavi uygulanabilir
Tokoliz yapılabilir(tartışmalı)
Steroid yapılması önerilir
GBS profilaksisi önerilir
Akciğer maturasyonu varsa ekspektan
yaklaşım
Tokoliz(tartışmalı)
Steroid yapılması önerilir(tartışmalı)
GBS profilaksisi önerilir
TU
SE
M
Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Olan
Olgularda Yapılacak Tarama Testleri
24 HAFTADAN ÖNCE
Aile olası riskler açısından bilgilendirilir
Sadece takip veya doğum indüksiyonu
yapılabilir
Steroid ve tokoliz önerilmemekte
GBS profilaksisi önerilmemekte
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Trombofilia taraması
Lupus antikoagulan
Anti kardiyolipin antikor
Anti B2 glikoprotein-1
Platelet sayımı
TSH
Açlık kan glukoz düzeyi
Hemoglobin A1c
HSG ya da MRI (anatomik nedenler için)
Karyotip(abort materyali ve annebaba)
•
•
•
•
•
•
ANA(anti nükleer antikor)
RF(romatoid faktör)
Anti-Tiroid antikorları
TORCH grubu enfeksiyon
Anti paternal sitotoksik
antijenler
Over rezerv
testleri(AMH,
FSH,Estradiol,İnhibin)
34 HAFTA VE SONRASI
Ekspektan takip veya indüksiyon
GBS profilaksisi önerilir
Membran rüptürü olan olgularda aşağıdaki klinik bulgulardan
bir yada daha fazlası olduğunda koryoamnionit tanısı konur.
1. Ateş(en önemli klinik bulgu)
2. Kötü kokulu vajinal akıntı
3. Uterin hassasiyet
4. Maternal-fetal taşikardi
5. Amnion sıvısında CRP artışı ve glikoz azalması
Koryoamniyonit tanısı konulduktan sonra maternal-fetal morbiditeyi azaltmak için gebelik haftasına bakılmaksızın acilen
doğum yaptırılmalıdır. Fetal distres yoksa indüksiyon ile vajinal doğum tercih edilmelidir.
114. Kemoterapiye en dirençli olan gestasyonel trofoblastik
hastalık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Plasental stromal nodül
B) Komplet mol hidatiform
C) İnvazif mol
D) Plasental site trofoblastik tümör
E) Koryokarsinom
114 – D
Plasental bölgeden gelişen trofoblastik tümör kısmen kemoterapiye dirençlidir.Bu nedenle histerektomi en uygun tedavi
yöntemidir. Gebelik isteyenlerde sistemik kemoterapi verilebilir.Bu tümörde B-hCG yüksekliği belirgin olmayıp,HPL yüksekliği daha önemli bir belirteçtir.
115. Otuzbir hafta, preterm erken membran rüptürü saptanan bir gebede yüksek ateş ve kötü kokulu vajinal akıntı tespit ediliyor. Bu hastada en uygun yaklaşım
aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?
A) Hastaya tokoliz uygulanması
116. Gebelikteki fizyolojik değişiklikler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
B) Antibiyotik baskısı altında hastanın en kısa zamanda
doğurtulması
C) Antibiyotik başlanarak akciğer matürasyonu olana
kadar gebeliğin devam edilmesi
A) Kardiak output artar
D) Steril şartlarda spontan doğumun beklenmesi
C) Sistemik vasküler rezistans artar
E) Bebeğin akciğer matürasyonu için steroid dozunun
yapılması aynı anda tokoliz başlayarak 12 saat sonra
doğuma alınması
D) Antitrombin III düzeyi değişmez
www.tusem.com.tr
B) Tidal volüm artar
E) Seks hormon bağlayıcı globülin düzeyi artar
54
Klinik Bilimler / T 39 - 8
116 – C
Gebeliğe maternal adaptasyon son derece önemli bir konu Tabloyu ayrıntılı bir şekilde inceleyeniz.
Solunum
Sistemi
Artanlar
İnspiratuar kapasite
Tidal volüm
Dakikada ventile edilen
hava miktarı
Ölü boşluk hacmi
pO2
Kalp hızı
Kardiak output
Serviksin invaziv ve pre-invaziv neoplazileri için risk faktörleri
Azalanlar
Değişmeyenler
Ekspiratuar rezerv Solunum hızı
volüm
Vital kapasite
Rezidüel volüm
İnspiratuar rezerv
Fonksiyonel rezi- volüm
düel kapasite
AKC kompliyansı
Total akciğer
kapasitesi
pCO2
Sistemik,periferik
ve pulmoner
vasküler direnç
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
HPV enfeksiyonu
Düşük sosyoekonomik durum
Erken yaşta ilk ilişki
Çok sayıda cinsel partner
İmmun süpresyon
Çok sayıda cinsel partnerli erkek ile beraberlik
HSV,Klamidya KOK
Sigara
Multiparite
Ortalama arteriel
basınç
TU
SE
M
Kardiyovasküler sistem
117 – D
Serum kolloid
osmotik basınç
Renal Sistem
Kreatinin klirensi
Glomerüler filtrasyon
hızı(GFR)
Karaciğer
Serum BUN, ürik
asit ve kreatinin
düzeyi
Hematoloji
Hormonlar
Elektrolitler
Santral venöz
basınç
118. Yapışık ikizlerde en sık rastlanılan form aşağıdakilerden
hangisidir?
ADH,BNP
A) Torakopagus
Renal boyutu ve günlük
idrar hacmi
B) Kraniopagus
Renal pelvis hacmi
C) Parapagus
Renal kan akımı
Bağlayıcı globülinler(SHBG Ig G azalır
ve diğerleri)
Ig M,D
Tiroid Bezi
Pulmoner kapiller
wedge basınç
Alkalen Fosfataz(ALP)
Total T3-4
Tiroid bezin hacmi
Tiroid iyot uptake
Lökosit sayısı
Eritrosit kitlesi
Faktör 1,7,8,9,10
Sedimantasyon
D) Pıyopagus
Karaciğer anatomik olarak
değişmez
E) Omfalopagus
118 – A
Yapışık ikizliğin en sık nedeni Torakopagustur.Güncellenmiş bir
bilgidir.Eskiden en sık neden olan parapagus(yandan yapışıklık) burda çeldirici şıktır.
TSH,TRH,sT3, sT4
Hb-Htc
Total protein S,C
Faktör 11,13
DHEA-SO4
Prolaktin,
Renin-anjiotensin-aldosteron sistemi(RAAS)
Androjenler
PTH-Kalsitonin
DOC(deoksikortikosteron)
1,25 dihidroksivitamin
D3 artar
Total Ca
mg
Antitrombin III
,aPTT ve
Faktör II (protrombin)
TSH,TRH,
ADH,BNP
119. Hipertansiyon nedeniyle hastanede yatan ve sigara
içen bir olguda kontrasepsiyon yöntemlerinden hangisi
tercih edilmemelidir?
Na,K iyonize Ca ve fosfat
A) Depo Medroksiprogesteron Asetat
Gebeliğin iyi geldiği iki sistemik, iki de cilt hastalığı vardır
1. Romatoid artrit-Peptik ülser
B) Yalnız progesteron içeren haplar
C) Levonorgestrelli Rahim içi araç
2. Fox-fordyce hastalığı-Hidraadenitis supuritiva(cilt hastalığı)
D) Cilt altı implant
E) Kombine oral kontraseptif
117. Aşağıdakilerden hangisi serviksin invaziv ve pre-invaziv
neoplazilerin etiyolojisinde rol oynayan faktörlerden
biri olarak kabul edilmez?
119 – E
İleri yaşta, sigara içen, kötü kontrollü hipertansiyonu(hastanede
yattığına göre) olan hastalarda kombine oral kontraseptiflerden kaçınılmalıdır. Depo MPA, Levonorgestrelli RİA, Bakırlı
RİA, Cilt altı implantlar ve yalnız progesteron içeren haplar
hipertansiyon ve diyabetik olgular için iyi alternatiflerdir. Hiç
risk faktörü olmayan hipertansiyonu kontrol altında olan olgularında düşük doz KOK kullanılabilir.
A) Genç yaşta seksüel ilişkiye başlama
B) Düşük sosyo-ekonomik düzey
C) Human papilloma virüs infeksiyonu
D)Nulliparite
E) Multiple seksüel partner
55
www.tusem.com.tr
Klinik Bilimler / T 39 - 8
• Vulvanın karşıt bölgelerinde ‘kissing’ (öpüşen) ülserler
gözlenir
Kombine Oral Kontraseptiflerin Kesin ve Rölatif Kontrendikasyonları
Kesin Kontrendikasyonlar
Bilinen veya şüphelenilen gebelik
Tanısı konmamış anormal genital kanama
Tromboflebit,tromboembolik hastalık
(anne,baba veya kardeşte venöz tromboemboli hikayesi varlığı)(kazanılmış
veya herediter)
Tromboza eğilimli kalp hastalıkları
• Ülser kenarından ya da LAP’dan alınan materyalin Giemsa ile boyanması ile balık sürüsü veya tren yolu şeklinde
bakteriyel dizilim izlenir
Diabetes mellitus
Elektif cerrahi
Gebelikte tıkanma sarılığı geçirenlerde
• İlk tercih eritromisindir ( Makrolidler)
• Partner tedavisi gereklidir
Sifiliz,granüloma inguinale ve lenfogranüloma venarum ağrısız ülser yaparlar.
Sigara
Epilepsi
TU
SE
M
SVO,koroner oklüzyon öyküsü
Şiddetli veya komplikasyonlu hipertansiyon
Vasküler komplikasyonlu diyabet
35 yaş üstü sigara içimi
Şiddetli hipertrigliseridemi (>750 mg/
Dl)
Auralı migren
Bilinen veya şüphelenilen meme kanseri
Bilinen veya şüphelenilen endometriyum kanseri
Lösemi
Belirgin KCFB olanlar (hepatitlerde K.C
enzimleri normalde dönene kadar)
Rölatif Kontrendikasyonlar
Migren (aurasız)
Kontrollü HT
Orak hücreli anemi
Safra kesesi hastalıkları
Mitral valv prolapsusu
SLE
Hiperlipidemi
• (A): Şankroidin ülseri ağrılı, yumuşak tabanlı, düzensiz kenarlıdır ve yüzeyden çöküktür.
• (B): Herpes genitalisin ülseri gruplar halindeki veziküllere
eşlik eder, daha sonra ağrılı ülser oluşur. Ülser süperfisialdir. Genital bölgede en sık ülser yapan patojendir.
120. Otuz altı yaşında sağ labium majusta düzensiz
kenarlı,çökük ,yumuşak tabanlı, ağrılı ve süpüre olmuş
ülsere lezyon izlenmektedir. Sağ inguinal bölgede ağrılı
• (C): Sifilizin lezyonu ağrısız, sert tabanlı, kenarları düzgün,
endure ve yüzeyden kabarıktır.
ve fluktuasyon veren lenfadenopatiler saptanmıştır.
Bu olgu için en olası tanı ve tedavi seçeneği aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Sifiliz---Penisilin G
B) Herpes simpleks virüs---Asiklovir
C) Şankroid---Eritromisin
D) Granüloma inguinale--Tetrasiklinler
E) Lenfogranüloma venarum---Tetrasiklinler
120 – C
Şankroid(yumuşak şankr,ulcus molle): Etkeni Gr(-) bir kokobasil olan Haemophilus ducreyi adında bir bakteridir. Başlangıçta çoğunlukla tek taraflı eritematöz papiller lezyonlar
daha sonra veziküler,kolayca kanayan frajil ağrılı genital ülser
ve ağrılı inguinal lenfadenopatiler izlenir. Ülserler sınırları düzensiz, endure olmayan ağrılı lezyonlardır. Lenfadenopatiler
çoğunlukla süpüre olurlar. Fluktuasyon veren ağrılı lenfadenopatilerde şankroid düşünülmelidir.
• 3 günlük inkübasyon süresi ile en kısa inkübasyon süresine sahip CYBH tır
www.tusem.com.tr
56