DENTRAM 20.yılında
Transkript
DENTRAM 20.yılında
MAR T 2 0 1 4 HOLLYWOOD GÜLÜŞÜ İSTER MİSİNİZ? Röportaj CRISTIAN BARONI DİŞLERİMİZDE ORTA YAŞ KRİZİ BİR HAFTADA GÜLÜŞÜNÜZÜ YENİLEYİN DENTRAM 20. yılında VENEDİK Maske Festivali HIRVATİSTAN Sularında Yüzünüzü güldüren uzmanlık ve teknoloji • Dental İmplantlar • Estetik Diş Hekimliği • Lamine Seramikler • Zirkonyum Seramik • Beyazlatma • Çene Cerrahisi • Organik Diş Hekimliği PRF • Gülüş Analizi • Ortodonti ve Çene Ortopedisi • Konservatif Tedavi • Pedodonti (Çocuk Dişleri) • Endodontik Tedavi (Kanal Tedavisi) • Lazer Destekli Tedaviler • Çene Eklemi Hastalıkları ve Tedavisi • 3 Boyutlu Dental Volumetrik Tomografi 3 İlk sayıyla merhaba... enilikler bana heyecan verir. Yıllar geçtikçe kendimizi anlatmaya daha mı çok ihtiyaç duyuyoruz bilemiyorum ama, eskiden olduğundan daha sıklıkla yazma ihtiyacı hisseder oldum. Bu dergi de böyle şekillendi kafamızda. Kendimizi daha iyi anlatabilmek için… DENTRAM Klinikleri, 20 yıl önce kurulmuş ve şu anda İstanbul’da 3 şubesi olan bir Diş Tedavi Kliniği. Aslında bizim 3. çocuğumuz. Markalar da, şirketler de, dernekler de emek verilmeden büyümüyor, gelişmiyor, yetişmiyor. Markamız “DENTRAM”a bildiğimiz herşeyi aktarmaya gayret ettik. Çalıştık, takip ettik, her bir yeni kararda ya da girişimde, uykusuz geceler geçirdik. Bir işi yönetirken karı koca olmanın getirdiği muhtemel sorunları da tahmin ederseniz, bol miktarda birbirimizi de yedik bu arada. Annesi ve babası doktor olan şanslı bir insanım ben. Mesleğime hayranlığım, annemi ve babamı, hastalarına göz muayenesi yapmalarını izlerken, taa 5 yaşındayken başlamıştı belli ki... Geçen yıllar mesleğime, doktorluğa olan aşkımı daha da artırdı. Geçen 20 yılın ardından bugün, DENTRAM da bizim gibi olgunlaştı ve tecrübe kazandı. İnsan sağlığını iyileştirmenin büyük hazzı ile her gün yeni bir heyecanla geldim kliniğime. Hedefimiz, şu anda dünyada mevcut olan tüm bilgi ve teknolojiyi kliniklerimize getirerek en gelişmiş sağlık hizmetini sunabilmek. Yayın Yönetmeni Dr. Aylin Sezen Yalçın Yayın Kurulu Prof. Dr. Serhat Yalçın Dr. Aylin Sezen Yalçın Dt. Ece Akgün Merih Şahiner Murat Arslan Habibe Sunar Editör Dr. Aylin Sezen Yalçın Prof. Dr. Serhat Yalçın Tasarım Figen Korkut Çizgen Bizlere, kendini ve canından çok sevdiği çocuğunu teslim eden tüm hastalarımıza güvenleri için çok teşekkür ediyorum. Diş Doktoru olarak tek amacım bu “güven”in hakkını verebilmektir. İlk sayımızda katkılarıyla dergimizi renklendiren, Fenerbahçeli futbol oyuncusu sevgili Cristian Baroni‘ye, sevgili DENTRAM doktorları ve DENTRAM ekibine teşekkür ederim. Bu dergi, canım oğlum ve canım kızım için. Hayatımıza ilham veren sizsiniz... Baskı Özkaracan Matbaacılık ve Ciltçilik San. Tic. LTD. ŞTİ. Dr. Aylin Sezen Yalçın Tüm yayın hakları DENTRAM’a aittir. İçindekiler 06 DENTRAM 20. Yılını Kutluyor 20 Dişlerimizde Orta Yaş Krizi 08 22 10 Hollywood Gülüşü İster misiniz? Anne Babalar Dikkat 26 Dental İmplantlar Venedik’te Maske Festivali 5 Röportaj 12 30 Bir Haftada Gülüşünüzü Yenileyin Hırvatistan Sularında 14 36 23 24 25 34 37 Cristian Baroni Bizden Haberler 16 Ortodontik Tedavi 38 AstroDiş Dişlerinizdeki En Önemli 10 Belirti Diş Fırçalama Alzheimer İlişkisi Sinsi Bir Uyku Hastalığı Uyku Apnesi Dentram Basında Dentram Web ve Teknoloji Kurumsal DENTRAM 20. yılını kutluyor entram Diş Tedavi Kliniği, 1994 yılında Bağdat Caddesi’nde, Ortodonti Uzmanı Dr. Aylin Sezen Yalçın ve Çene Cerrahisi ve İmplantoloji Uzmanı Prof. Dr. Serhat Yalçın tarafından kuruldu. 2014 yılı bizim için çok özel. Kuruluşumuzun 20. yılını kutluyoruz... 7 Yüzünüzü Güldüren Uzmanlık ve Teknoloji Dentram Diş Tedavi Kliniği, 2001 yılında Bağdat Caddesi Caddebostan’daki merkezine taşındı. Kliniğin, Beykoz Acarkent şubesi 2008 yılında, Levent şubesi de 2012 yılında faaliyete geçti. Kuruluşunun ilk yıllarından bugüne geçen yıllar içinde, Dentram büyük bir aile haline geldi. Muayene ünite sayısı 12’ye yükseldi. Kliniklerimizde tedaviler, diş hekimliğinin uzmanlık alanlarını oluşturan Çene Cerrahisi ve İmplantoloji, Ortodonti, Pedodonti, Endodonti, Diş Eti Hastalıkları ve Estetik Diş Hekimliği branşlarında deneyimli ve uzman hekimler tarafından yapılmaktadır. Kişiye Özel Gülüş Tasarımı Yeni Nesil Diş Hekimliği, sadece dişlerin tek tek sağlıklı olmaları ile değil, tüm çene ve yüz sisteminin sağlıklı ve ahenkli olması ile ilgilenir. Kliniklerimizde tedavilerimiz bu prensip göz önüne alınarak planlanır. Tüm yüzü en ideal ve doğal haline kavuşturacak, yaşlanmanın ya da çenelerdeki kapanış bozukluklarının olumsuz etkilerini azaltan, kişiye özel diş tedavi planları uygulanmaktadır. Sağlık alanında uzun yıllardır hizmet veren bir klinik olarak, hastalarımızın konforu ve memnuniyeti bizim için öncelik taşımaktadır. Dentram olarak; hastalarımızın diş sağlığı ile ilgili gerekli tedaviyi uygulayabilecek profesyonel, güleryüzlü, empatik bir ekip ve en son teknolojik yeniliklerle donatılmış kliniklerimiz ile hizmet vermekteyiz. Dünyadan HOLLYWOOD GÜLÜŞÜ İSTER MİSİNİZ? Güzel bir gülümseme karşınızdakine iyi duygular hissettirir, moral yükseltir, hatta vücudumuzdaki mutluluk kimyasallarını harekete geçirir. Endorfin adı verilen meşhur mutluluk hormonunun, gülen insanlarda daha fazla salgılandığı bilinmektedir. Gülmek ve mutluluk bu kadar bağlantılı iki kavram olduğundandır ki, dişlerimizin güzelliği en az yüzümüz kadar önemli bir unsur halini almıştır. Uzun zamandır, çok ilgi duyduğumdan da olsa gerek, sinema dünyasındaki olayları ve kişilikleri takip ederim. Hollywood dünya sinemasının baş şehri... Sinema ve eğlence dünyası ile birlikte, tüm dünyanın moda, güzellik endüstrisini de besleyen bir kaynak. 9 Gülüş estetiğinde hangi kriterlere bakıyoruz? Hollywood gülüşü de ne demek? Pırıltılı ve ünlü kişiliklerin, yani Hollywood yıldızlarının düşünülmüş, tasarlanmış gülüşlerine verilen isim. Nasıl giydikleri giysiler, konuşma şekilleri bile dikkatle seçiliyorsa, aynı dikkatle yüz ve gülüşleri de planlanıyor. Julia Roberts gibi, gülüşü de ayrıca ünlü olan isimler de var. Hatta Julia Roberts, “Mona Lisa gülüşü (Mona Lisa Smile)” adlı bir filmde başrol de oynamıştı. Hollywood oyuncularının %95’i ideal ya da kendine yakışan bir gülümsemeye sahiptir. Yine burada Tom Cruise’dan bahsetmek gerekli. Dişlerinin simetrik olmayışı dolayısıyla ideal bir gülüşe sahip olmayan ünlülerden. Natalie Portman, Penelope Cruz, Scarlett Johansson, Britney Spears, Naomi Watts, Siena Miller, Brigitte Bardot, Marilyn Monroe hepsinin gülüşü kusursuz. Angelina Jolie‘yi ise bilerek belirtmedim. Çünkü ideal gülüş kriterlerine uymuyor kanımca... Dişeti seviyeleri uyumsuz, diş eksenleri artmış. • İstirahat halinde dişler hafif aralıkken görünen diş miktarı; Üst kesicilerin 2- 4 mm’sinin görünmesini istiyoruz. Görünen üst diş miktarı “gençlik belirtisi”. Özellikle Brigitte Bardot’un gençlik resimlerine bakmak doğru olur bu özelliği görebilmek için. Ayrıca seksi görünmek istenen pozlarda genellikle üst diş görünümleri kullanılır. • Hafif gülümseme sırasında görünen diş ve dişeti miktarı, • Maksimum gülüş sırasında görünen diş ve dişeti miktarı, • Diş renklerinin cinsiyet ve cilt ile uygunluğu, • Diş formlarının cinsiyet ile uygunluğu; Burada azıcık yorum yapmakta fayda var. “Büyük, yuvarlak hatlı, beyaz dişler kadınsı, küçük, keskin kenarlı dişler erkeksidir.” • Konuşma sırasında görünen diş miktarları, • Dişlerin birbirleri arasındaki oranların “altın oran”a uygunluğu. Her konuda olduğu gibi gülüşün güzelliği de “detaylarda” gizlidir. Yukarıda saydığım bu analizler, yeni bir gülümseme yaratılırken tek tek değerlendirilmeli ve mümkün olduğunca ideal sonuç elde etmeye çalışılmalıdır. Yazımı çok moda olduğu üzere, güzel bir sözle bitirmeliyim... “Güzellik güçtür; gülümseyiş de kılıcıdır onun“ C. Reade bu sözü, 1800’lerde söylemiş. 1800’lü zamanlardan 2014’lere... Daha uzun yüzyıllar bu konu konuşulacak gibi görünüyor. Kılıçlarınızı kuşanın... Dr. Aylin Sezen Yalçın Ortodontist Sağlık PROF. DR. SERHAT YALÇIN anlatıyor DENTAL D ental implantlar diş kaybının olduğu bölgelerdeki eksikliği gidermek amacıyla kullanılmaktadırlar. Dişler çekildiğinde bu boşluğa yerleştirilen diş kökü şeklindeki titanyum vidalara İMPLANT denir. Dişler çekildikten sonra o dişlerin etrafını saran kemik zamanla erimeye başlar. Kemiğin bu şekilde kaybı sonucunda yüzün profili bozulur, dudak desteği ortadan kalkar, ağız çevresindeki kırışıklıklar artar, burun ve çene ucu birbirine iyice yaklaşır. Bu nedenlerle, çekilmiş dişlerin köklerinin yerine implant yerleştirilmesi düşünülmelidir. Köprü protezi yerine implant yerleştirildiğinde çene kemiğinin erimesinin önüne geçilmektedir. Kemik, implant yüzeyleri ile sıkı bir bağ kurar, doğal dişler gibi fonksiyona girmelerini sağlar. Isırma ve çiğneme fonksiyonları kemiği uyararak kemik erimesini önlemektedir. Dental implantların kullanımı ile ağız doğal haline en yakın bir şekilde restore edilir. Bu sayede komşu dişlerin de kesilmelerine gerek kalmamaktadır. Eksik dişleriniz varsa ve implant yapımı için olumsuz bir durumunuz yoksa en doğru işlem implant uygulamasıdır. Diş kayıplarında hastanın ağzında oluşan boşluğun önü ve arkasında dişleri olduğunda hastaya köprü protezi veya implant önermekteyiz. Geleneksel köprü yapımında komşu iki diş kesilerek köprü bu dişlere yapıştırılır. Bu tarz bir restorasyonla bir süreliğine çok iyi bir estetik ve fonksiyon sağlanabilir, fakat bu protez çekilmiş kök etrafındaki kemiği koruyamaz, o kemik bir süre içinde rezorbe olmaya başlar. 11 İMPLANTLAR Tek diş eksikliğinde implant uygulamasının birçok avantajı vardır: 1. Görünümü, fonksiyonu ve verdiği his aynı doğal dişinkine benzer. 2. Daha estetiktir. 3. Çürüme olasılığı yoktur. 4. Komşu dişleri kesmeye gerek yoktur. 5. Bir köprüye göre daha hijyeniktir. 6. Temizlemesi daha kolaydır. Eğer hastanın çok sayıda dişi çekilmiş veya hiç dişi yoksa hastaya takıp çıkartılan hareketli protezler veya implant önermekteyiz. Hareketli protezler düşük maliyetli olmakla beraber hastaların yaşam kalitelerini ciddi biçimde düşürmektedirler. İmplant destekli protezlerle, tüm bu problemlerin çözümü mümkündür. Daha stabil olurlar ve altta yatan kemiği koruyarak yüz konturlarının değişimini de önlerler. İmplant destekli protezlerin avantajları şu şekilde sıralanabilir: 1. Klasik protezlere göre daha stabil ve daha rahattırlar. 2. Kemik rezorpsiyonunu önlerler. 3. Yüz konturları korunur. 4. Daha estetiktir. 5. Damağın örtülmesi şart değildir, bu sayede hastalar daha iyi tad alabilirler. 6. Klasik protezlere göre tamir veya yenilenme sıklıkları çok daha azdır. 7. Doğal ısırma ve çiğneme sağlarlar. Hareketli Protezlerin Dezavantajları Hareketli protez, kemik rezorpsiyonunu hızlandırır. Ayrıca doğal dişler üzerine gelen kroşeler, dişlere aşırı yük bindirir ve onları zayıflatır. Parsiyel ve tam protez kullanan birçok hasta protezlerinin onları rahatsız ettiğinden ve düzenli takamadıklarından şikayetçidir. Hareketli protez kullanmanın dezavantajları şöyle sıralanabilir: 1. Genellikle hasta için rahatsız ve kullanımı zordur. 2. Özellikle yemek yerken bu tip protezler doğal dişlere göre çok kötü fonksiyona sahiptirler. 3. Kemik rezorbe oldukça, protez iyice bollaşır ve gülerken, hapşırırken ağızdan çıkar bir hal alır. 4. Dişleri olmayan ve çene kemiği rezorbe olan hastalar daha yaşlı gözükürler. 5. Protez kullanımı hastaların kendilerini güvensiz hissetmelerine neden olur. 6. Protez hastaları biftek, elma gibi sert şeyleri yemede zorlanırlar. 7. Protez kullanan hastalarda genellikle ağız kokusu olur. Sağlık 1 HAFTADA GÜLÜŞÜNÜZÜ YENİLEYİN G ülümseme, insanı güzelleştiren, kendine güven kazandıran ve en önemlisi mutluluk hormonumuz ‘endorfin’ salınımını artıran, doğal bir iyileştirici... Dişlerinin görünümünden memnun olmayan çok sayıda kişi bize başvuruyor. Bazen ağrılı ve acil durumları tedavi ederken, diğer bir taraftan da kişiye özel ‘gülüş tasarımı’ uygulayarak kusursuz gülüşler yaratmaya çalışıyoruz. Büyükşehir insanının vakti kısıtlı. Bu yazıda, “1 haftada yeni bir gülüş nasıl kazanılır?” sorusunun cevaplarını bulacaksınız. LAMİNE + BEYAZLATMA 13 Diş renklerinin beyazlatılması (Bleaching) Diş minesi ve dentinde oluşan renklenmeye karşı, karbamit peroksit veya hidrojen peroksit içerikli, sadece diş hekimlerinin kullanabileceği malzemelerle ve yöntemlerle yapılan ağartma işlemidir. Günümüzde diş beyazlatmak için beyazlatıcı diş macunları, jeller ve diş hekimi tarafından hastaya temin edilen diş beyazlatma ürünleri gibi çok çeşitli ürünler mevcuttur. Ancak hangi beyazlatıcının uygulanması gerektiğine mutlaka hekim tarafından karar verilmelidir. Gülerken dişetleriniz çok görünüyorsa, “Gummy smile” için lazer tedavisi Gülme sırasında, dişetlerinin 1-2 mm den fazla görünmesi durumuna “gummy smile”diyoruz. Estetik olarak rahatsızlık yaratan bu durum dişetlerinin lazer ile tek seansta şekillendirilmesi ile tedavi edilebiliyor. Dişeti renginin değiştirilmesi Özellikle ön bölgede, çok koyu kırmızı ya da siyaha bakan renkte dişetleri sık görülen bir durumdur. Dişler düzgün olduğunda dahi estetik kaygı yaratan bu sorun, yine lazer kullanılarak tedavi ediliyor. Yumuşak doku lazeri kullanılarak dişetinin rengi, açık pembe renge dönüştürülebiliyor. 1 haftada lamine porselenler ile yepyeni bir yüz Dişlerdeki renk bozuklukları, çatlaklar, dolgu renkleşmeleri, kırıklar için dişin tamamını kesmek yerine sadece ön yüzeyine porselen tırnak uygulayarak estetik uygulama yapılmaktadır. Lamine porselenler ön dişleri düzeltmek için mükemmel bir yoldur. Bu yöntem dişten çok az kesim yapılarak uygulandığı için en koruyucu uygulamadır. Alt yapılarında metal olmadığı için ve porselenin kendi yapısından dolayı çok estetik görünür. Lamineler ile dişlerinizi beyazlatabilir, aralarındaki boşlukları doldurabilir, güzel bir gülümsemeye kavuşabilirsiniz. Röportaj Dr. Aylin Sezen Yalçın Cristian Baroni ile röportaj yaptı. “EŞİM BENİ DİŞ TELLERİMLE DAHA ÇEKİCİ BULUYOR ” ristian Baroni Fenerbahçe’nin Brezilya’lı yıldız futbolcusu... Yaklaşık 1.5 senedir dişlerine sabit ortodontik tedavi yapıyorum yani şeffaf teller aracılığıyla dişlerini, olması gereken yerlerine yerleştirip, gülüşünü güzelleştirmeye çalışıyorum. Ortodontik tedavilerin en güzel yanı hastalarımızı bir süre sonra yakınlarımız gibi görmeye başlıyoruz. Cristian çok tatlı, sempatik, alçakgönüllü, bizim klinikteki yoğun tezahüratlara bile sesini çıkarmayan çok uyumlu harika bir insan... Harika bir ailesi var. 15 Cristian Baroni’nin bugün ortodontik tedavisini bitirdik. Zaten dişlerinin beyazlığı ile ünlü her Brezilyalı’da olduğu gibi bembeyaz ve çok güzel bir gülüşe sahip oldu. Tedavinin bitmesi bir coşku yaratıyor tabi, kolay değil 1.5 - 2 sene düzenli, her ay kontrole gelmek, yiyecek içecek kısıtlamaları ve sürekli dişlerin temizleme ihtiyacı... Cristian, çok istikrarlı, kararlı ve ciddi bir ortodonti hastasıydı. Başarımızın önemli bir kısmı da ona ait dolayısıyla. Her zaman merak ettiğim sorularımı bugün ona yönelttim. Cristian, eşi ve çevirmenimiz ile birlikte çok keyifli bir sohbet oldu. Kaç yaşında futbol oynamaya başladın? 10 yaşında başladım. 22 yaşından beri profesyonel olarak oynuyorum. Hayatımı futboldan kazanıyorum. İşimden de oldukça keyif alıyorum. Annen baban seninle gurur duyuyordur... Türkiye’de futbol oynamana nasıl bakıyorlar? Evet futbolda ilerlediğim ve başarılı olduğum için çok mutlular. Ayrıca Türkiye’de mutlu olduğumu da biliyorlar. Bu nedenle çok huzurlu ve rahatlar. Peki Türkiye’de mi, yoksa Brezilya’da mı, futbolcu olmak daha keyifli? Kesinlikle Türkiye’de olmak daha güzel ve keyifli. Çünkü Brezilya’da çok fazla sayıda futbolcu var. Aynı Amerika’daki basketbolcuların fazlalığı gibi. Burada ben çok mutluyum. Fenerbahçe taraftarı müthiş, bağlı, yardımcı, hep yanımda. Yani İstanbul’da mutlusunuz... Nasıl buluyorsunuz bu şehri? İstanbul’u çok seviyoruz. Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri bence. Burada yaşamaktan da son derece memnunuz. Brezilya‘da senede kaç kere diş hekimi kontrolüne gidiyordun? Her ay gidiyordum. Temizlik ve kontrol ettiriyorum. Zaten bir futbol kulübüne başvurmadan önce mutlaka dişlerin sağlıklı olduğuna dair rapor istiyorlar. Dişleriniz kötü durumdaysa futbol oynayamazsınız. Çok disiplinli bir hastaydın. Hem dişlerinin temizliğine hem de aygıtlarının kullanımında çok titizdin. Bu durum için teşekkür ederim. Çok mu sabırlısın? Ben genel olarak vücut sağlığıma çok önem veren biriyim. Ayrıca diş sağlığımın, genel sağlığımı etkilemesinden endişe ediyorum. Ağır spor ve antreman yapan düşüp darbe alan birisiyim. Dişlerimin sağlıklı olması için elimden geleni yapıyorum. Ortodontik tedavi öncesi ne tür şikayetlerin vardı? Ortodontik tedavi yaptırmadan önce dişlerimin arasında açıklık vardı ve beni rahatsız ediyordu. Şu anda dişlerimi rahatlıkla kullanabiliyorum. Ayrıca konuşmamda bir bozukluk hissediyordum. Şu anda konuşmam da düzeldi. Braketleri (telleri) ilk taktığımızda ne hissettin? Ağrı oldu mu? Hiç ağrı olmadı. Alışmakta da zorluk çekmedim. Brezilya’da bir kez ortodontik tedaviye başlamıştım ancak ağrıya dayanamadığım için 2 gün sonra çıkarttırmıştım. Ama bu sefer hiç rahatsızlık vermedi. Arkadaşlarının tepkisi ne oldu? Neden tel taktın şimdi ne gerek var dediler. Genellikle çok önem verilmiyor burada. Erişkinler, Brezilya’da sıklıkla tel takıyorlar. Ayrıca diş sağlığına da çok önem veriliyor. Biz Brezilya’da dişlerin sağlıklı olmasının farklı sorunları da engelleyeceğini biliyoruz. Brezilya’da Ortodontik tedavi popüler mi? Evet hem de çok. Genç, yaşlı her yaşta herkes kullanıyor... Sende dışarıdan görünen ama şeffaf braketler (teller) kullandık. Hiç görünüşü ile ilgili etrafından bir yorum aldın mı? Rahatsız etti mi seni? Hayır kimse olumsuz bir yorum yapmadı. Hatta eşim tellerle daha çekici olduğumu bile düşünüyor. (Burada hep beraber gülüyoruz) Sağlık HERKES İÇİN ORTODONTİK TEDAVİ DR. AYLİN SEZEN YALÇIN anlatıyor Ortodontik problemlerin nedenleri • Genetik (anneden küçük çene babadan büyük dişleri almak) • Erken süt dişi kayıpları • Solunum problemleri (ağız solunumu) • Yalancı emzik, parmak emme, biberon kullanımı • Yutkunma problemleri • Travma • Kötü beslenme ve kötü ağız hijyeni • Sendromlar Neden Tedavi olmalıyız? Çapraşıklık durumunda dişlerin temizliği çok zor olmakta ve çürük oluşumu dişeti problemleri ve diş kayıpları kolaylaşmaktadır. Dişlerin doğru kapanmaması, çiğneme ve konuşmanın doğru yapılamamasına sebep olur. Kişinin sosyal yaşamında sağlıklı ve güzel bir gülümsemenin önemi çok büyüktür. Ortodontik problemli bireylerde fiziksel hoşnutsuzluk ve kendine güvensizlik oluşabilir. Ortodonti için en ideal yaş hangisidir? Çeşitli ortodontik anomaliler mevcuttur. Her bir bozukluğun tedavisi için optimal bir yaş olsa da genel olarak en ideal yaşlar olarak 9 ile 14 yaş arası olduğu söylenebilir. 17 Ortodonti her yaşta yapılabilir Gelişme çağını bitirmiş erişkinliğe adım atan ya da erişkin bireyler artık tedavi için oldukça geç kaldıklarını düşünebilirler. Ancak bu düşünce tamamen yanlış. Ortodonti her yaşta yapılabilir. Dişlerdeki çapraşıklık 60 yaşında da düzelebilir. Gelişimle ilgili sorunlar mevcutsa da Ortognatik Cerrahi ile çeneler ameliyatla ideal konumlarına getirilebilir. “Günümüzde Diş Hekimliğinin tüm kriterleri yenilendi. Dişler tüm yüzün ifadesini ve güzelliğini etkiliyor. Dolayısıyla Ortodontik Tedavi ile sadece dişlerinizi değil tüm yüzünüzü güzelleştiriyoruz.” Kullanılan aygıtlar Dişlerin üzerine yapıştırılan tellere “braket”adı verilmektedir. Tedavinin başında yapıştırılıp tedavi sona erdiğinde çıkartılırlar. Hastada mevcut problemin cinsine göre braketlerin dışında takılıp çıkartılabilen aygıtlarla da yapılabilmektedir. Tedavi her yaş grubuna yapıldığından değişik ihtiyaçlara ve zevklere göre teller geliştirilmiştir. Çocuklar için değişik renk seçenekleri ve kalp ya da çiçek biçimli braketler mevcuttur. Erişkin hastalar en çok braketlerin görünümünden rahatsızlık duyduklarından az görünen braketler geliştirilmiştir. Şeffaf, renksiz olanlar oldukça estetiktir. Ayrıca braketler dişlerin iç yüzünden de yapıştırılabilmektedir (Lingual Tedavi). Tedavi süresi nedir? Ortodontik tedavi ortalama 12 ile 36 ay arasında sürer. Bu süre problemin şiddetine ve hastanın hekimle kooperasyonuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Pekiştirme tedavisi nedir? Ortodontik tedavinin ardından teller çıkartıldıktan sonra, dişlerdeki çapraşıklığın geri dönmemesi için yapılan tedavidir. Tamamen pasif ve uyku süresince ya da ağız dışından görülmeyen aletlerle yapılır. 2014’te daha beyaz gülümseyin... Ücretsiz Check-up 30 Mayıs 2014 tarihine kadar geçerlidir. Yandaki kupon ile 30 Mayıs 2014 tarihine kadar istediğiniz şubemize ücretsiz CHECK-UP için uğrayabilirsiniz! 19 SHAKIRA Grammy Ödüllü Şarkıcı *Yüzey lekelerini Sağlık DİŞLERİMİZDE ORTA YAŞ KRİZİ Bir ortodontist olarak, yüz güzelliğinin ve gülümsemenin güzelleşmesinin kişinin özgüveni ve mutluluğunu artırdığına her gün şahit oluyorum. Bu konuda toplumun bilincinin arttığını da görüyorum. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği, profesyoneli, ev hanımı herkes bakımlı olmanın, güzel yaşlanmanın, doğru beslenmenin, egzersizin, gülümsemenin, huzur ve mutluluğun insanları güzelleştirdiğinde hemfikiriz... Ruhsal değişim süreci sancılı, ama “eğer doğru yönetirsek” kişiyi daha olgun ve daha mutlu bir kişiye çevirebiliyor. Bedenimiz, zamana karşı koyamıyor. Doğanın kanunu bu. Yaş alacağız ama, kendimizin yaş dönümlerini ve ihtiyaçlarını anlarsak daha geç yaşlanacak ve daha konforlu bir yaşam sürme şansını yakalamış olacağız. Bu yazıda 40 yaş ve üzerinde olan okurlar için. Bu yaş döneminde dişlerimizde ve çene kemiklerimizde neler oluyor? İşte size birkaç tüyo: 21 40 yaşından sonra dişlerinizde karşılaşacağınız muhtemel problemler Kemik erimesi ve dişeti çekilmesi! biri olarak ben de artık tel takmam Özellikle kadınlarda menopoz döneminin de eklenmesi ile birlikte kemik erimesi ve buna bağlı dişeti çekilmesinde artış olacaktır. Düzenli diş doktoruna gitmiyorsanız ve ayna önünde de çok vakit geçirmiyorsanız maalesef dişetlerinizin çekildiğinin farkına bile varamayacaksınız. Eski lamineleriniz, dolgularınız, protezleriniz kontrol altında mı? Önceki yıllarda yapılmış çeşitli tedaviler senede iki kez doktorunuz tarafından kontrol edilmelidir. Yaptığımız tedaviler 5 yıl süre ile size konfor sağlayacaktır. Efektif kullanım süresi 5 yıldır. Malzemelerin de zaman içinde yaşlandıklarını düşünürseniz yıllar geçtikçe protez ve dolgularınızı da yeniletmeniz gerekecektir. Yıllar ilerledikçe dişetiniz ile kenar uyumunu kaybeden protezlerinizi, kenar kırığı olan dolgularınızı yenilemezseniz, dişlerinizin çekimine kadar gidebilecek bir süreci de başlatmış olursunuz. Orta yaşta başgösteren “Çapraşıklık”da nedir? Bazı kişiler şanslı ve doğuştan dişleri inci gibi. Günümüzde sayısı oldukça artmış olan ortodontik tedavi gören bireylerin aksine, çocuk ve genç erişkinlik dönemlerinde “tel takmamanın” getirdiği mutluluğu yaşamışlar. Ancak bu tip kişilerde bile 40 yaşından sonra dişlerin birbiri üzerine bindiğini, sırasının bozulduğunu, çapraşıklığın arttığını görüyoruz. Bu sorundan musdarip gerektiğine kanaat getirdim. Çünkü artık dişlerim eskisi gibi dümdüz durmuyorlar. Sonradan oluşan diş dizisindeki bozulmanın nedeni “Doğa”. Dişler yıllar geçtikçe öne doğru sürükleniyorlar ve öndeki dişlere gelen baskı artıyor. Bu hareket özellikle öndeki dişlerin sırasının bozulması ile sonuçlanıyor. Gençken ortodontik tedavi görmüş olsanızda yine aynı sorunla karşılaşacaksınız. Kısa süreli (6 ay-8 ay) ortodontik tedavi ile eskiden sahip olduğunuz düzgün dişlere kavuşabiliyorsunuz. İhmal edip yılların geçmesine izin verirseniz, dişlerinizdeki çapraşıklık miktarı artacak ve diş, dişeti sağlığınız olumsuz yönde etkilenecektir. Gömük 20 yaş dişlerinizi ihmal etmeyin! 20 yaş dişleri herkesi bir dönem meşgul eder. Çoğunlukla ya bir seyahat sırasında ya da kadınlarda hamilelikte, yani, genellikle en olmadık zamanlarda ağrı ve şişlik ile kendini hatırlatır. Sürekli bir enfeksiyon kaynağı olmasının yanında komşu olan dişlerinizin de sağlığını olumsuz olarak etkileyecektir. Özellikle kalp hastalığı olan kişilerde gömük dişlerin varlığı oldukça risklidir. Hayatta hiçbir şey kalıcı değil. Herşey değişiyor, eskiyor, bozuluyor. Dişlerimizin ömür boyu sağlıklı olabilmesi için gerekli en önemli şart “Düzenli Doktor Kontrolü” dür. Her yaşınızı, sağlıkla yaşamanız dileğiyle... Dr. Aylin Sezen Yalçın Ortodontist Çocuk Anneler Babalar DİKKAT! Çocuklarımızda dişleri ve çeneleri bozan alışkanlıklar Çocuklarımızı 3 yaşından sonra diş doktoru ile tanıştırmak çocuğunuzun ileride doktor ile olan iletisiminin iyi olmasına ve korkmadan diş koltuğuna oturmasına yardımcı olacaktır. Erken dönemde yapılan bu kontrollerde, koruyucu flor uygulamaları yapılarak çürük oluşma ihtimali azalacak ve varsa ortodontik problemler erken tespit edilebilecektir. Ama daha çocuğumuz büyürken annelerin de gözünden kaçmaması gerekli bazı durumlar var. Yalancı emzik, solunum şekli, diş gıcırdatma, tırnak yeme gibi zamanında terk edilmemiş alışkanlıklar ya da fonksiyon bozuklukları çocuklarda çene gelişimini olumsuz etkilemekte ve kalıtımsal olarak çene bozukluğu olmayan durumlarda da problem oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Parmak emme ve yalancı emzik Hemen hemen her bebeğin ihtiyaç duyduğu yalancı emzik ya da parmak emme, zamanında bırakılmazsa dişlerin dizilimini bozacak şekilde etki ediyor. Yalancı emziğin 4 yaşında önce bırakılması ile, kalıcı bir sorun oluşması engellenmiş olur. Parmak emme alışkanlığı, yalancı emzik kullanmayan bebeklerde ya da yalancı emzikten vazgeçirilen çocuklarda, kendiliğinden ortaya çıkabiliyor. Doğası gereği parmak emme alışkanlığı daha zor terk ediliyor. Eğer 4 yaşından sonra telkinlere rağmen bu alışkanlıklar ailenin gayretiyle bıraktırılamıyorsa mutlaka diş doktoru hatta bir ortodontiste başvurulması gerekecektir. Ağıza uygun olarak hazırlanan, emmeyi engelleyen çeşitli aygıtlar ve değişik telkin ve uygulamalar ile çocuğunuzun doktor desteği ile bu alışkanlığı bırakması sağlanabilir. Geniz eti, büyük bademcik ve Ağız Solunumu En önemli ve en sık görülen problem çocuğun burun yollarındaki tıkanıklık dolayısıyla burun solunumunu tam anlamıyla yapamadığı için ağız solunumu yapmasıdır. Böyle çocuklarda özellikle istirahat halinde yani televizyon seyrederken ya da ders çalışırken ve gece uyurken ağız açıktır. Gece horlama vardır. Yastıkta tükürüğe bağlı ıslaklık olur. Ağız solunumunun neticesinde üst çenede darlık, çapraşıklık meydana gelir. Bu çocuklarda yüz tipi de değişir. Daha uzun bir yüz tipi gelişir. Göz altları düzleşir. Ailelerin bu soruna kayıtsız kalmayarak ağız solunumundan şüphe ettiklerinde bir Ortodontist ve Kulak Burun Boğaz Uzmanına danışmaları gerekecektir. Tırnak yeme, kalem ısırma gibi alışkanlıklar hem ağız hijyenini olumsuz etkileyeceğinden hem de dişleri bozabileceğinden en kısa sürede bırakılması yararlı olacaktır. Sağlık 23 Genellikle diş tedavilerimizi aksatırız, ihmal ederiz, şikayetimiz dayanılmaz boyuta gelmeden de bir diş doktoruna gitme alışkanlığımız pek azdır. Biliyoruz ki bir problemi ne kadar erken teşhis edebilirsek o kadar kolay çözüme ulaştırabiliriz. Dişlerinizle ilgili yaşadığınız, farkettiğiniz ancak pek üzerinde durmadığınız belirtilerin en önemli 10 tanesini sıralıyorum.. Bu belirtilerden birine yada bir kaçına sahipseniz diş doktorunuzla irtibata geçme zamanınız gelmiş demektir. Dişlerimizdeki en önemli 10 BELİRTİ! Diş doktoruna başvurmanızı gerektiren 10 önemli başlık; • Ağrı: En rahatsız edici belirti hiç kuşkusuz diş ağrısıdır. Gece yarısı diş ağrısı ile uyananlarımız şiddetini çok iyi hatırlarlar. Zira çok kolay unutulmaz. Diş ağrısı, sıklıkla diş çürüğünün ilerleyerek dişin sinir dokusuna ulaşması ile meydana gelir. Önce yemeklerde hafifçe hissettiğimiz ağrı, zaman içinde bizi uyutmayacak kadar şiddetlenir. Çürük dışında kırık diş ya da diş kökü, çene eklemi hastalıkları, dişeti hastalıkları, gömük dişler de şiddetli ağrıya sebep olabilirler. • Hassasiyet: Sıcak, soğuk yiyecekler bize ızdırap vermeye başladıysa, diş hassasiyeti hayatımızı kısıtlamaya başlamış demektir. Aşınmış diş minesi, dişeti çekilmesi, çürük - kırık diş, eski ya da kırık dolgularınız varsa tedavisini ertelemeyin. • Dişeti kanaması: Kanama, dişetinin iltihaplı olduğunu ya da bir dişeti hastalığının mevcut olduğunu gösterir. Özellikle dişetinin iyi temizlenmediği alanlarda çok sıklıkla kanamaya rastlanır. Bazen sadece sert ya da yanlış şekillerde diş fırçalama ya da diş ipi kullanımına bağlı olarak da kanama oluşabilir. Dişetlerinizde kanama olması sistemik hastalıkları da gösterebiliceğinden, diş doktoruna başvurmak doğru olacaktır. • Yaralar: Bazen sadece protez, dolgu ya da ortodontik braketlerin sebep olduğu irritasyona bağlı oluşan yaralar görülebilir. Ama bakteri ya da virüslerin sebep olduğu yaraların tedavisi takip ve ilaç desteği gerekecektir. • Ağız kokusu: Ağız hijyeninin yeterli olmaması, çürük dişler, yarı gömük dişler, dişeti iltihabı, ağız kuruluğu, ağız kokusuna sebep olabilir. Su tüketiminizi artırarak bu sorununuzu bir miktar azaltabilirsiniz. • Çene ekleminde ağrı ve ses: Çoğunlukla kulak önünde ağrı, ağız açma kapama sırasında kısıtlama ve ağrı şikayetleri çene ekleminizde bir problem olduğuna işaret eder. Diş gıcırdatma ya da sıkma alışkanlığı, sistemik hastalıklar, eksik dişler, tek taraflı çiğneme, ortodontik bozukluklar çene ekleminin sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdir. • Ağız Kuruluğu: Sistemik bir hastalık ya da kullanılan belirli bir ilaca bağlı olarak ortaya çıkabilir. Ağızda nemin eksilmesi ağız kokusuna ve diş çürüklerinde artışa sebep olabilir. • Dudak çevresindeki piercing: Süs olarak kullanılan piercing, ağız çevresinde iltihaba sebep olabilir. Ağız ortamında çok miktarda bakteri mevcuttur ve yaralar çok hızlı iltihaplanabilir. Ateşli ve halsizseniz, dudak çevresindeki piercingin çevresinde kırmızılık ve hassasiyet var mı kontrol etmelisiniz. • Kırık yada çatlak diş: Hem hassasiyet hem ağrıya sebep olur. Tedavi yapılmazsa dişin çekilmesine kadar giden sorunlar yaşanabilir. • Renk bozuklukları ve renklenme: Dişlerinizin birinde ya da genelindeki renk bozuklukları öncelikle estetik olarak rahatsızlık verecektir. Tek dişteki renklenme, genellikle düşme, çarpma sonrası oluşabilir. Sağlık DİŞLERİNİZİ FIRÇALAYIN, BEYNİNİZ YAŞLANMASIN Ağız ve Diş sağlığı Alzheimer ilişkisi D üzenli diş fırçalama alışkanlığı olan kişilerde, ileri yaşlarda bunama (demans) görülme sıklığında azalma olduğu tespit edildi. ABD Kaliforniya Üniversitesi’nde, 5500 ileri yaşta birey üzerinde yaklaşık 18 yıl süren bir çalışmanın sonuçlarına göre, dişlerini düzenli fırçalama alışkanlığı olmayan kişilerde % 65 oranında daha fazla bunama olduğu tespit edilmiş… Bunamanın en sık görülen türü olan Alzheimer hastalığı üzerinde yapılan araştırmalarda, bu hastalığın görüldüğü kişilerin beyinlerinde, dişeti hastalığı (iltihabı) ile ilişkili bakterilere rastlanmıştır. Dişeti iltihabına sebep olan bakteriler, beyin dokusuna nüfuz ederek iltihaplanmaya ve beyin dokusunda tahribata sebep olmaktadır. Bu yazıya konu olan önemli çalışma, Paganini- Hill ve arkadaşları tarafından, Amerika’da çoğu beyaz ırktan ve iyi eğitim almış, 5468 kişinin 1992-2010 yılları arasında sürdürülmüştür. 18 yıl sonunda orijinal gruptaki 1145 kişide demans tespit edilmiştir. Demansın, günde1 ya da daha fazla diş fırçalayan kişilerde belirgin oranda az rastlandığına dikkat çekilmiştir. Cinsiyet farklılıklarına gelince… Kadınların estetik ve hijyenik konulardaki hassasiyetleri bir kere daha ispatlanmış oldu. Kadınlardaki bu uzun dönem takip sonuçları erkeklere göre daha iyi görünüyor. Muhtemelen kadınlar protezlerini daha düzenli kullanıyor, dişlerini daha düzenli fırçalıyor ve diş hekimi kontrolüne daha sık gidiyorlar. Elbette ki yaşlılıkta beyin fonksiyonlarını etkileyen çok sayıda faktör var. Ağız diş sağlığı ile bunama arasında bir bağlantı bulunması aslında yüz güldürücü. Beyin fonksiyonlarımızı korumak için çaresiz değiliz. En azından, yarın diş fırçalayarak geleceğe yatırım yapabiliriz. 25 Sinsi bir uyku hastalığı Genellikle erkekleri etkiler. Her yaşta görülebilir. Fakat, • 40 yaşın üzerinde iseniz, • Kilonuz fazla ise, • Bademcikleriniz büyük, diliniz büyük ama çeneleriniz küçükse, • Ailenizde uyku apnesi varsa, • Burun yollarında, allerji, septum eğriliğine bağlı tıkanıklık varsa daha fazla risk altındasınız demektir. İki farklı şekilde görülür; Tıkanıklığa bağlı olarak oluşan apnede, boğazın gerisinde yumuşak dokuda daralma olur. Obezite (aşırı şişman olma durumu) sorunun artmasına sebep olur. Diğer bir tipi, merkezi uyku apnesi olarak adlandırılır. Solunum yolu tıkalı değildir. Beyin solunum yapan kaslara doğru iletiyi verememektedir. Bu tip apne, kalp hastalıkları, beyin tümörü gibi ciddi hastalıklarda görülür. Uyku apnesi tedavi edilmezse ne olur derseniz... • Yüksek tansiyona sebep olabilir • Kalp yetmezliği, kalp krizini tetikleyebilir • İnme • Şeker hastalığı • Depresyon • ADHD (hiperaktivite) belirtilerinde artış görülebilir. Uyku apnesini nasıl tedavi edeceğiz? Nelere dikkat edeceğiz? • Uyku sırasındaki pozisyonumuzu düzeltmekten başlayabiliriz. Uyku apnesi olan kişilerin sırtüstü ve dümdüz şekilde yatmamaya özen göstermeleri gerekiyor. • Uyku sırasında sürekli pozitif hava desteği sağlayan cihazlardan kullanmak (CPAP) • Ağız içine yerleştirilen apareyler aracılığıyla, solunum yollarındaki sıkışma engellenebiliyor. Bu aygıtlar vasıtasıyla alt çene önde konumlandırılıyor. Yapılan çalışmalar orta şiddetteki apnenin, ağız içine yerleştirilen bu tip aygıtlarla düzeldiğini göstermektedir. • Ameliyat. Diğer yöntemler işe yaramadığında başvurulabilir. Eğer gece iyi uyuyamadığınızı düşünüyorsanız, sabahları yorgun uyanıyorsanız, herkes horlamanızdan şikayet ediyorsa, bir doktor yada diş hekimine başvurmanızı öneriyorum. Belki de sorununuzun çok kolay bir çözümü vardır. Gezi VENEDİK’TE BİR 27 RÜYA GÖRDÜK irbirine küçük, dar köprülerle bağlı 117 ada üzerine kurulu olan Venedik, görkemli karnavalların mekanı olarak Avrupa’nın cazibe merkezlerinden biri… Simgesi maske olan ve ilk olarak 1162 yılında düzenlendiği bilinen Venedik Maske Festivali, heyecan verici halk eğlencelerinin başında gelir. Rönesans döneminde geleneksel bir festival halini almış özellikle 18. Yüzyılda çok popüler olmuştur. Maske takma geleneğinin kaynağına ilişkin pek çok varsayım vardır. Bunlardan en çok kabul göreni ise; toplum içindeki sosyal statü farklılıklarına karşı bir duruş sergilemek ve herkesin eşit olduğunu göstermek için maskelerin kullanılmasıdır. Gezi 2013 yılı Şubat ayında 3 gün geçirdik Venedik’te. Venedik benim için her zaman çok özel. Masal gibi, hayal gibi bir atmosferi var. Defalarca gidilebilecek ve her seferinde de aynı heyecanı verebilen ender şehirlerden. Şubat ayı Venedik gibi suların içine yerleşmiş bir şehir için çok uygun bir dönem değil gibi görünsede de, biz çok şanslıydık. Benim gibi fotoğraf çekmek için orada bulunan bir amatöre hava oldukça iltimaslı davrandı. Hep güneşliydi gökyüzü. Öğlen yemeklerimizi o nefis meydanlara bakan ufak restoranların avlularında yiyebildik. VENEDİK’TE BİR RÜYA GÖRDÜK 29 Festivalin namı büyük. Peki gerçekten de o ruh var mıydı şehirde? Bu sorunun cevabı kocaman bir EVET. Festival çok güzel, şehir rengerank ve oldukça özenilerek hazırlanmış kostümlü ve profesyonel aktörlerle dolu. Kostümlü kişiler San Marco Meydanında, tarihi binaların merdivenlerinde, kanalların üzerindeki köprülerde sanki bir rüyanın içindeymiş gibi karşınıza çıkıveriyorlar. Her an her yerde “bu manzarayı kaydetmeliyim” dedirten bir görüntü ile karşılaşmak… Amatör bir fotoğrafçı için unutulmaz bir deneyimdi. İşte benim objektifimden Carnevale Di Venezia 2013 Yazan ve Fotoğraflayan: Dr. Aylin Sezen Yalçın Gezi Hırvatistan Sularında Yelken ve tekne merakımız, üç yıldır mutluluktan başımızı döndürüyor. İlk tekne ve yelken deneyimimizi dayım, Kaptan Tümay ŞEN ile yaşadık. Ege kıyılarımızı iki senedir geziyoruz. Geçen nisan ayında Hırvatistan’da da bir hafta tekneyle gezelim dedik. Böylece hem kendimizi sınayacak, hem de yabancı sularda seyir tecrübesi edinecektik. Öncelikle yerli denizcilik dergilerine baktık ama Hırvatistan’la ilgili pek bir şey bulamadık. İnternet üzerinden birçok ‘bareboat’ yani kaptansız tekne işi yapan firmaya yazdım, bizim istediğimiz tarihte iki firmada uygun tekne buldum. Tercihimiz katamarandan yanaydı. Ancak bu şekilde hem tekne keyfini hem de otelin rahatlığını bir arada yaşayabiliyoruz. 31 Navaboat isimli firmadaki Lagoon 410 s katamaranın bizim için en uygunu olduğuna karar verdik. Ekibimiz, iki arkadaşımız ile beraber toplam dört kişi olacaktı. Tekneyi Split’in 40 km uzağındaki UNESCO tarafından korunan Trogir kasabasından alacaktık. Split’e direkt sefer olmadığından Münih üzerinden, Lufthansa ile aktarmalı uçtuk. Oralara gitmişken de iki gün Split’te kalmaya karar verdik. 19 Ağustos’ta ulaştığımız Split Havaalanı’nda döviz bozdurduktan sonra 320 kuna vererek otelimizin olduğu yere geldik. www.booking.com’dan bir hafta öncesine kadar rezervasyon yaptırmadığım için, Uygun Apartments Split Old Town’da geceliği 170 avro’dan yer bulabildim. Taksi şoförü aparatmanımıza taksinin giremediğini söyleyerek bizi Diocletian Sarayının yakınında bıraktı. Elimizde bavullar, yarım saate yakın aynı yerde dolaştık. Sonunda bizim apartman yerine hediyelik eşya satan dükkana gelince şaşırdık! Dükkan sahibi birini aradı, Yuri adında bir genç geldi. Kalacağımız yerin Split’in en güzel manzarasına sahip olduğunu, ama girişinin kötü olduğunu söyleyince endişemiz biraz daha arttı. Green market (Pazar yeri) bitişiğinde çok kötü görünümlü bir apartmana girdik. Dördüncü kattaki dairemizin içi gerçekten de çok iyi çıktı. Manzara mükemmel ama girişi felaket ! Split güzel bir şehir. Romalılardan kalma Diocletian Sarayı küçük dar sokakları, şirin lokantaları olan bir yer, iki gün hızla geçti. Gelelim tekneyi kiraladığımız şirkete… Bize makbuz yollamaları gerekiyordu ama, iki gün öncesine kadar elimize ulaşmamıştı. Ben de “Zaten iki gün önce gidiyoruz hem şirkete uğrarız, hem de rotamız hakkında yardım alırız” diye düşünmüştüm. Novaboat’ın adresini Split’te birine sorduğumda, Trogır yerine “orası Split Marina’da bir yer” dediğinde hem şaşırdım hem de endişe ettim. Bu işleri öğrendiğim Tümay Kaptanın hep söylediği “Bilmediğin yerden tekne kiralama” sözü aklıma gelince endişem bir kat daha arttı. Neyse Navaboatı bulduk. Yazışmaları yaptığımız görevli tekneyi Trogir yakınlarında Seget Dongi’deki ortak çalıştıkları Baotik Marina’dan alacağımızı söyledi. Eskiden skipper’lık yapan bir görevli rota konusunda yardımcı oldu. Zaten internetten de epey bilgi toplamıştım. Ertesi gün Split’ten Baotic Marina’ya ulaştık. (43*31*K/16*14 D) Tekneyi bize 17:00 sıralarında verebileceklerini söylenince, bir süre yeni yapılmış ve çok iyi durumda olan marinada vakit geçirdik. Alışveriş sonrasında saat 16:00 gibi tekneye yerleştik. Teknenin iskele motoru yakıt göstergesi, su depolarından birinin göstergesi ve güverte aydınlatması çalışmıyordu. Tekneyi teslim eden arkadaşa mazot deposunun dolu olduğuna emin olup olmadığını sordum. “Merak etmeyin, dolu” diye cevap verdi. Sonunda 17:30 civarında palamar çözdük. İlk gün geceyi yakın bir yerde geçirmek istedik. Yaklaşık 7 mil uzaklıktaki küçük bir köy olan Solta Adasındaki Maslinica’ya 18:00 civarında ulaştık. (43*23*55.37 K/16*12*31.58 D) Köydeki küçük bir otelin pontonuna bağlandık. Hafta sonu nedeniyle mi bilemiyorum, köy meydanında orkestra kuruldu. Pop müzik eşliğinde millet sabahın üçüne kadar eğlendi. Erkekler Maslinica’daki iki üç lokantadan birinde yemek yerken, bayanlar sokak tezgahından köfte yemeği tercih etti. Bu arada yemek ile ilgili de bilgi vermek istiyorum. Hırvat şarapları çok güzel ve fiyatları 120-200 kuna civarında. 180 kuna’ya çok güzel şaraplar içmek mümkün. Lokantalarda hem balık hem et bulabiliyorsunuz. Karides tava, kalamar tava gibi ara sıcaklar 60-70, birinci sınıf balıklar 120-130 kuna. Et ızgaralar 90-110 kuna civarında. Salatalar standart, bizim mezelerimiz maalesef yok. Bir süre sonra, sürekli aynı şeyleri yemek bizi biraz zorladı. Karın doyurmanın bir başka alternatifi de pizzacılar. Gezi Demir taramanın en ‘zarif’ hali 22 Ağustos saat 6:30 da Vis Ada’sına (Stoncica) doğru yola koyulduk. 20 mil kat ettikten sonra 9:30 sularında hem deniz, hem de kahvaltı molası için adaya vardık. (43*03*51 K/16*14*31.45 D) Vis merkezini dolaştıktan ve buradaki koylarda yüzme molası verdikten sonra 17:00 civarında gece kalacağımız Komiza’ya ulaştık. (43*02*29.07 K/16*05*19.26 D) Komiza’nın küçük bir marinası var ve ancak yer bulabildik. Koyun kuzey kıyısında kıçtankara olduk. Teknenin 60 metre olduğu söylenile zincirinin de bu vesileyle aslında 40 metre kadar olduğu ortaya çıktı. Yanaştıktan bir süre sonra belediyeye ait bir motor yanımıza gelerek 70 kuna palamar parası aldı ve eğer istersek sabah saatlerinde su ve elektriği iskeleden temin edebileceğimizi söyledi.10-11 knot civarındaki rüzgarın biraz daha artmasıyla karaya doğru yer değiştirdik. Burada kalmak beni huzursuz etti. Demir alıp alargada kalmaya karar verdik. Bu arada rüzgar 20 knot’a çıktı. 40 metre zincirimiz var ve kumluk zeminde bu çıpa ve zincirle ilgili şüphelerim var. Botla sahile çıktık, çok sayıda lokanta ve hediyelik eşya satıcısı haricinde fazla bir hareket yoktu. Tekneye döndüğümüzde az da olsa kaydığımızı farkettim. Neyse ki kaydığımız yön gayet açık, rüzgar artsa da arkamızda büyük bir koy var. 02:00 sularında iskele tarafında 30-40 metre ileride, içinde kimsenin olmadığı bir yelkenli tekne, yavaşça önümüzden sancak tarafımıza doğru yer değiştirdi. Aynı zerafetle sancağımızdan rüzgar yönüne doğru bizi geçerek yaklaşık 50-60 metre kıç tarafımızda durdu. Demir taramanın böyle de olabildiğini ilk defa burada görmüş oldum. Uyumadım ancak sabaha karşı bir ara dalmışım, kalktığımda demir tarayan tekne gitmişti! 23 Ağustos sabahı 08:00’da demir alarak yaklaşık 5 mil güneybatımızdaki Bisevo Adası’ndaki Blue Cave’a doğru yola çıktık. Ulaştığımızda dik bir yamaç kenarında, 10 metreden hızla 30 metrelere doğru derinleşen bir yerde, 10 kadar teknenin demirli olduğunu gördük. Onların arasında bir yer bulup 15 metreye demir attım. Tekneyi Allaha emanet edip, botla mağaraya gittik. Girişte belediyeye ait bir bottaki görevli, adam başı 30 kuna ücret istedi. Ancak bilmediğimiz için yanımızda para yoktu. Görevli eşimin güneş gözlüğüne el koydu tekneden parayı alıp ödeme yapınca gözlüğü geri alabildik. Mağaranın dar girişinde içeri girmekte zorlandık. Çünkü deniz dalgaya bağlı olarak yükselip alçalıyordu ve yalnızca iki botun geçebildiği kadar dardı. Tek girişi olan mağaraya girmek için biraz bekledik. Sonunda içeri 10 metre kadar girmeyi başardık. Bu arada arkamızda motorlu bir kayık geldi. Küreği olmadığı için mağaradan içeri motorla girmek istedi. Hızla içeri girdiğinde, bize çarparak alabora olmasına sadece birkaç santim kalmıştı. Blue Cave içi boş bir kaya. Doğu tarafından mağaranın içine güneş ışınları vurduğu için, çok güzel bir görüntü oluşuyor. Yalnızca bu güzel tabiat manzarasının sabahları ışığın yönüne bağlı olarak oluştuğunu belirtmek isterim. Marko Polo’nun Evi Saat 11:00’de demir alıp Hıvar Adası’na doğru yelken açtık. 22 mil yoldan sonra deniz ve öğle yemeği için Hıvar güneyindeki Sv. Klementi Adası’na ulaştık. Burada küçük bir koya demirlendik. (43*09* 31.91 K/16*22*53 D) Şansımıza koyda çıplak erkek ve kızlardan oluşan ve güneşin tadını çıkaran arkadaşları da görmüş olduk. Deniz ve güneşin tadını çıkarttıktan sonra akşamüstü kalacağımız marina Hıvar Adasının tam karşısındaki Palmmizana’ya (43*09.8* K/16*23.8*D) yarım saatlik bir yol ile ulaştık. Çok güzel bir marina, 10 dakikalık bir yürüyüşle adanın güneyindeki plaja ulaşılıyor. Sabah buradan denize girdik, çok keyif aldık. Marinanın gecelik ücreti 900 kuna idi. Hvar gece hayatı ile ünlü bir yermiş. Taksi motorlar 100 kuna karşılığında 20 dakikada sizi Hıvar’a götürüyorlar. Hvar’dan son servis gece 02:00’de kalkıyor. Biraz kendimize çeki düzen Hırvatistan Sularında 33 verdikten sonra motorlar Hıvar’a gittik. Burada küçük bir rıhtım var, çok lüks ve büyük motoryatlar bağlı. Az sayıda yelkenli ise alagarda. Bir kısmı da limanın batısında demirli. Hıvar için benim önerim, kaldığımız marina. Hvar’da Palladini adında çok güzel bir restoranda yemek yedik. 24 Ağustos günü 11:00 civarında Palmizana’dan ayrıldık ve hemen marinanın batısında, bir koya demirledik ve bütün gün burada kaldık. 25 Ağustos sabahı saat 05:30’da palamar çözüp uzunca Korcula adası’na doğru yol aldık. 35 mil uzaklıkta ki bu adanın ortalarında, Korcula‘ya 10 mil uzaklıkta mola verdik. Şansımıza hava güzel, deniz dalgasızdı. Bu arada sancak depo göstergesi yarım deponun altına inmişti. İçimden bir ses Korcula’da mazot alalım diyordu. 17:00 sularında Marina Korcula’ya (42*57.6K/17*08.4 D) bağlandık. Bu arada Dubrovnik’e benzeyen gerçekten çok şık bir ada. Ayrıca Marko Polo’nun evi olduğu söylenen bir kuleyi gezdik. Burası Alaçatı gibi bir sörf merkezi, güzel bir lokantada şarap ve balıkla keyifli bir yemekten sonra tekneye döndük. Marina içinde akaryakıt istasyonu olmadığı için, ertesi sabah saat 06:00 da mazot almadan palamarı çözdük, rotamız Hvar üzerinden Brac Adası’nın Milna kasabası. Üç saatlik bir yoldan sonra Hıvar’a 10 mil mesafede iskele motorumuz teklemeye başladı, kısa bir süre sonra da stop etti. Tümay Kaptan’ı aradım, bunun birçok nedeni olabileceğini, belki de pervaneye bir şeyin sarılmış olabileceğini söyledi. Ben de olayı açıklığa kavuşturmak ve kahvaltı etmek amacıyla Hvar’ın 5 mil doğusundaki çok küçük bir koya demirledim. 15-17 knot civarında rüzgar vardı, pervanede bir şey yoktu. Bu arada rüzgar yön değiştirerek bizi, daracık koyda kayalıklara attı. Hemen demir almak istedim fakat ırgat çalışmıyordu. Tekneyi teslim eden kişiyi aradım, Irgatın iskele motoru çalıştığı zaman işlediğini öğrendiğimde kabus görmeye başladım! Dümende yalnız ben durabiliyordum ve kızların yardımı da demiri diğer erkek arkadaşımızın tek başına almasına yetmiyordu. Aylin ani bir kararla kıyıya yüzerek oradaki iki genci tekneye çağırdı. Onların da yardımıyla zinciri yukarı elle aldık. Tek motorla Hvar’a gittik. Şirketin gönderdiği tamirci, biz yanaştıktan 10 dk sonra tekneye geldi. Tamircinin, mazotun bitmiş olabileceği tahminimi haklı çıkartması beni gerçekten üzdü. Tankın üstündeki göstergelerin bağlantıları biri tarafından sökülmüştü. Görevli tekneye az mazot almak için göstergenin özellikle tekneyi kiralayanlar tarafından bozulduğunu bize anlattı. Hırvatistan’da kiralık tekneleri teslim etmeden kiralayanlar benzinciden mazot alıp depoyu doldurduktan sonra tekneyi teslim ediyorlar. Özellikle cuma günleri 15-20 teknelik sıralar oluşuyor. Bu da check-out çok fazla zaman demek. İki saat sonra tekneye bir bidon mazot koyup motoru tekrar çalıştırdık. Koyun girişinde sancak tarafındaki benzinciden mazot almak bize fazladan bir saate daha mal oldu. Ekibin moralini ve keyfini bu olay gerçekten bozdu. Brac Adası’nın Milna‘ya (43*19.6 k/16*27.0 D) bağlandık. Güzel ve küçük bir kasaba ancak deniz, Kurbağalıdere gibi kötü kokuyor. En güzel sular Necujam’da 27 Ağustos’ta 10:00 civarında Milna’dan ayrıldık. Solta’nın kuzeyindeki koyların birine yaklaştık. Deniz ve hava şahane. Necujam, kesinlikle Hırvatistan’da denize girdiğimiz en güzel yer. Akşam geceyi geçirmek üzere çok yakındaki tekneyi teslim edeceğimiz Baotic Marina’ya geri döndük. Cuma akşamını geçirdiğimiz Trogir küçük ama çok şirin bir kasaba saat 17:00’deki uçuşumuz için yine 250 kuna karşılığı taksi ücreti ödeyip havaalanına ulaştık. Yazan: Prof. Dr. Serhat Yalçın Basında 35 Röportaj Bizden Haberler Anaokulu çocukları Dentram Caddebostan Kliniği’nde misafir oldular. Prof. Dr. Serhat Yalçın tarafından Viyana’da diş hekimlerine İmplant ve İleri Cerrahi Kursu düzenlendi. Dentram Sağlık Turizmi için Bakü’deydi. 2013 FDI Dünya Kongresi’ndeydik. Bir hastamızla hatıra pozu. TRT Türk’te Gülüş Analizi anlattık. Yeni yılı karşıladık. 37 Dentram Web ve Teknoloji web sitemizden bizi takip edebilirsiniz. www.dentram.com Ortodontist Dr. Aylin Sezen Yalçın web sitesi yenilendi. www.aylinyalcin.com 20. Yılımızda Facebook sayfamız 20.000 beğeniye ulaştı. www.facebook.com/dentramdisklinigi Astroloji Koç burcu Değişin! Evet değişin ama ruhen ve kişilik olarak hazır olduğunuz değişimleri hayatınıza getirin. Mesela uzun süredir ihmal ettiğiniz ve aynalara bakmaya korktuğunuz o rengi koyulaşmış dolgunuzu artık yaptırın. Rahat rahat gülün, güldürün.. Şans yıldızı size göz kırpıyor. Boğa burcu Bu yıl leyleği havada göreceksiniz. Gezme, tozma derken sağlığınızı ihmal etmeyin derim. Özellikle mayısta geri giden Merkür yüzünden, çektirmekten korktuğunuz o gömük 20 yaş dişiniz size bir sürpriz yaparak tam seyahatinizin ortasından ağrıyacak gibi görünüyor. Siz siz olun diş doktoruna koşun! İkizler burcu Bu sene kiminize işte, kiminize de ilişkilerde şans yıldızı göz kırpıyor. Ama bu sene de geçen seneki gibi gülümseyemediğiniz için iş görüşmesinde sınıfta kalmayın. Görüşmeye gitmeden önce dişlerinizi pırıl pırıl beyazlatın ki patronların gözlerini kamaştırın. Ve yeni işinizde derin bir oh çekin. Yengeç burcu Çok romantiksiniz. Jüpiter 26 Temmuza kadar burcunuzda. Geçmişteki dişçi koltuğundaki anılarınızı bir çırpıda silip atacak. Özellikle 14 şubattan 2 gün önceki diş temizliğiniz çok eğlenceli ve mutlu geçecek. Hayatınızın aşkına diş kliniğinin bekleme salonunda karşılaşabilirsiniz. Ben randevularınıza şık giyinerek gidin derim. Aslan burcu Bu aralar kiminiz inzivaya çekildi, kiminiz geçmişin hesaplaşmasını yapıyor. Bu yıl Mars ve Neptün kavuşuyor, Satürn ev yuva hanenizde geziniyor. Sakinliğin tadını çıkarın. Herşeyi boşverin. Kafaya takmayın. Anne, babanız yada çocuklarınızın diş sorunlarına odaklanın. Onları kontrollere siz götürün. Yanlarında olduğunuzu hissettirin. Başak burcu Gergin sinirleriniz sağlığınızı tehdit ediyor. Gerçekten herşeyi çok ciddiye alıyorsunuz. Kendinizi yıpratıyorsunuz. Nereden anladın derseniz, çene ekleminizdeki ağrıların sebebi tabi ki stres. Dişleriniz aşınmış, sabahları çeneniz kilitleniyor. Diş doktoruna gidin gece plağınızı alın bir de uyku hapı üstüne, keyfinize bakın. Terazi burcu Bir dönüm noktasındasınız ve ilerlemek için bir seçim yapmanız gerekli. Yıldızlar sizi ablukaya almış depresyona sokmuş. Halbuki artık aynalardan kaçmanıza gerek yok. Kararınızı verin. Gülüşünüzü toptan yenileyin. 2 yıldır bunu kuruyor kuruyor ama hayata geçiremiyorsunuz. Şans yıldızı tam tepenizde. Bu yıl dişlerinizi yaptırırsanız pişman olmayacaksınız. Akrep burcu Jüpiter sizin de imdadınıza yetişiyor. Satürn tarafından 1.5 yıldır sınanıyorsunuz. Düşen protezler, sararan dolgular, ağrıyan dişler. Tam neden hep ben derken, sağlık evinize güneş doğuyor. Evrenden ne dilerseniz olacak. Protezler 20 yıl dayanacak, beyazlattıktan sonra dişler hiç sararmayacak, istediğinizi yediğiniz halde hiç kilo almayacaksınız.. Bu harika dönemin keyfini çıkarın. Yay burcu Mars bu sene sert transitler yapacak. Ama siz bu kadar yıldır diş sağlığınıza önem verdiğiniz için bu transitlerden hiç mi hiç etkilenmeyeceksiniz. Ancak, yine de masraftan kaçamayacaksınız. Sevdiğinizin ani çıkan bir diş problemi sizi meşgul edecek ve 1-2 maaşınızı tedavi için vermeniz gerekecek. Çok sevmiyorsanız bu kişiyi, boşuna masraf etmeyin derim; zira ilişkiniz 2015’te bitecek gibi duruyor. Oğlak burcu Jüpiter, yengeçten çıkıp aslana girerken sizin için evle ilgili meselelerin öne çıktığı bir yıl olacak. Popülariteniz artacak ve toplum karşısında boy göstermek isteyeceksiniz. Ancak gülerken sol tarafta görünen eksik diş boşlukları sizi tam da spotlar üzerinizdeyken somurtkan biri yapacak. Hemen implantlarınızı çaktırın, yeni bembeyaz dişlerinize kavuşun ve zaferinizin keyfini çıkarın. Kova burcu Bu sene tam idealimdeki kişi dediğiniz bir aşk kapınızı çalabilir. Yıldızlar sizi hızlı bir aşk içine çekerken siz de bol kahkahalı bir yıl geçireceksiniz. Bu durum çenelerinizin sağlığını olumsuz etkileyecek, çene kitlenmesi, çene çıkması gibi nahoş tecrübeler yaşayabilirsiniz. Siz siz olun çok keyiflenseniz de çenelerinizi çok zorlamayın. Stresi yenerseniz ufukta evlilik var. Balık burcu Bu sene şans sizden yana. Temmuza kadar sizi kimse tutamaz gelişerek ilerliyorsunuz. Ancak Mars para evinize gelmiş sizi sıkıştırıyor. Çocuklarınızın hepsinde de ortodontik bozukluk olduğunu öğrenerek bir şok yaşayacaksınız. Ve hepsinin de bu sene tel takması gerekli olacak. Size de bol bol çalışmak düşecek. Çocuklarım için herşey feda diyecek ama ortodontiste de sevgilerinizi ileteceksiniz. Yüzünüzü güldüren uzmanlık ve teknoloji BAĞDAT CADDESİ Hulusibey Apt. No. 253/4 Caddebostan - Kadıköy - İstanbul T (0216) 363 36 36 F (0216) 363 55 39 G(0530) 330 88 00 [email protected] LEVENT Çilekli Cad. No. 4 Levent - İstanbul T (0212) 280 88 00 F (0212) 347 25 10 G(0544) 800 05 15 [email protected] ACARKENT 9. Cad. Arda İş Merkezi Kat 1/6 Beykoz - İstanbul T (0216) 485 90 30 F (0216) 485 90 32 G(0530) 330 88 01 E [email protected] www.dentram.com • www.facebook.com/dentramdisklinigi