Dosyayı İndir - Borusan Sanat

Transkript

Dosyayı İndir - Borusan Sanat
BATI YAKASININ
HİKÂYESİ
SPIRITUALS
2015 2016
18 Aralık 2015 Cuma
Borusan Müzik Evi
20.00
BATI YAKASININ HİKÂYESİ:
SPIRITUALS
INDRA THOMAS soprano
SANDRA LUTTERS piyano
PROGRAM
Spiritüaller
WEST SIDE STORY:
SPIRITUALS
INDRA THOMAS soprano
SANDRA LUTTERS piano
PROGRAM
Spritiuals
INDRA THOMAS
Soprano
Chorégies, d’Orange’da Roberta Alagna
ile başrolü paylaştığı ve bütün Fransa’ya
canlı yayımlanan bir performanstan sonra
günümüzün en iyi Aida’larından biri olarak
yıldızı daha da parlayan Indra Thomas bu
rolü kariyerinde dünyanın pek çok kentinde
başarıyla söyledi ve söylemeye de devam
ediyor. Sanatçının Il Pirata’daki Imogene
yorumu için de The New York Times
“Bayan Thomas’ın uzun ve ağır melodik
cümlelerdeki başarısı etkileyiciydi. Seyirci
beğenisini inanılmaz bir alkışla gösterdi“
yazmıştı.
İlk çıkışını Carnegie Hall’da New York
Choral Society ile Verdi’nin Requiem’inde
yapan ve National Public Radio için
Strauss, Duparc, John Duke’un Lied’leri
ile spiritüallerden oluşan bir CD kaydeden
Thomas Naxos’tan çıkan A Night at the
Opera’da da yer almıştı. Sanatçı henüz çok
gençken Oscar ödüllü Driving Miss Daisy adlı
filmin cenaze sahnesinde “What a Friend We
Have in Jesus”ı söylemişti.
Aida’yı bugüne kadar Hamburg Devlet
Operası, Palau des les Arts Reina Sofia,
Bregenz Festivali, Avignon Müzik Festivali,
Grand Teatre del Liceu, Lyric Opera
of Chicago ve Atlanta Operası başta
olmak üzere önemli müzik merkezleri ve
etkinliklerde söyleyen sanatçı söylemek için
sıkça davet aldığı bir diğer yapıt da Verdi’nin
Requiem’i oldu ve buradaki soprano partisini
Flint, Lahti, Detroit, Vermont, Kansas City
ve Portland senfoni orkestraları eşliğinde
söyledi ve 2009-2010 sezonunda Andres
Orozco Estrada yönetimindeki Euskadi
Orkestrası’yla bu yapıtın İspanya turnesinde
yer aldı.
Sanatçının önemli opera ve oratoryo
performansları arasında Sir Colin Davis ve
Sir Roger Norrington yönetiminde Tippett’in
A Child of Our Time, Philadelphia ve Florida
orkestralarıyla Barber’ın Knoxville: Summer
of 1915, Teatro Real, Viyana Devlet Operası,
Teatro de Maggio Musicale Fiorentino,
Metropolitan Operası’nda Turandot,
Hamburg Devlet Operası ve Teatro Carlo
Fenice’de ’da Un Ballo in Maschera’da Amelia,
Austin Lyric Opera’da Il trovatore, Tokyo’daki
New National Theatre’de La forza del destino,
Théâtre des Champs Élysées’de Roberto
Alagna ile David Alagna’nın Le Dernier Jour
SANDRA LUTTERS
Piyano
Sandra Lutters şef, sahne tasarımcısı,
yönetmen, suflör, kostüm tasarımcısı, besteci,
aranjör, koç ve eşlikçi olarak operada kırk
yıla varan dopdolu bir geçmişe sahip. Gerçek
anlamda bir tiyatro insanı olan sanatçı oyunlar
ve kısa parçalarda yönetmen ve oyuncu olarak
da çalıştı. Lutters’ın dünyaca ünlü soprano
Indra Thomas’a eşlik ettiği Great Day adlı,
spiritüallerden oluşan CD Delos firmasından
2012’de çıkmıştı. Albüm Lutters’ın “This Little
Light of Mine”ın bu kayıt için özel olarak
düzenlediği bir versiyonunu da içeriyordu.
d’un Condamné sayılabilir.
Orkestral konserlerin de aranan
solistlerinden olan soprano, Orquesta
Sinfonica de Galicia eşliğinde Chausson’un
Poèms de L’amour et la Mer’i, Orchestre de
Paris ile Britten’ın War Requiem’i, Jeremy
Irons’un sunduğu Abu Dhabi Classics
Festivali’nde bir gala konserinde, Seul ve
Baltimore filarmoni orkestraları eşlinde
Beethoven’ın 9. Senfoni’sinde, Yomiuri
Nippon Senfoni Orkestrası eşliğinde
Beethoven’ın Missa Solemnis’i, Cincinnati
Oda Orkestrası eşliğinde Gershwin ve Barber
şarkıları, Riccardo Chailly yönetimindeki
Leipzig Gewandhaus ve ayrıca New York
Filarmoni ve Bochum Senfoni orkestraları
eşliğinde Porgy ve Bess Süiti’nde söyledi.
Başarılı bir resital sanatçısı da olan Indra
Thomas opera ve konser sahnelerinde
parlayan kariyerini sürdürdüğü etkinliklerine
devam ediyor.
PROGRAM NOTLARI
SPİRİTÜALLER
Yaşama, inanca, güce ve umuda köklerle bağlı olmak ve her nefesi müzikle birlikte solumak...
Spiritüallerin Amerika’nın Afrika kökenli insanları için önemi ve değeri belki de sözlerle
anlatılamayacak kadar büyük. Toprağından koparılmış bir toplumun, genlerinden aldığı güç
her şeye kâdir. Öyle ki, Afrika kökenlilerin, Amerika’da bir taraftan onları her haktan mahrum
bırakan beyaz sahiplerini kalkındırırken, diğer yandan yine o sahiplerin inancına bu kadar kalpten
bağlanmaları, tıpkı bir mucize gibi. Müziğin inançla ve umutla birleşiminden doğan spiritüaller,
Amerika’nın işçi ve köle Afrika kökenli toplumundan dünyaya bir armağan.
Sanayi Devrimi’nin tüm dünyaya yayılmaya hazırlandığı günler, pek çok insanın filizlenmekte
olan Dünya Savaşlarından da haberdar olmadığı ya da olmak istemediği günlerdi. Amerika Birleşik
Devletleri’nde, başta Afrika olmak üzere, anavatanlarından koparılmış ve köle olarak getirilmiş
kalabalık bir toplum vardı. Aslında dünyanın büyük güçlerce yönetilen her yerinde yaşanan bu
durum, Amerika topraklarında daha özel bir hal aldı. Ülkede özellikle kölelik konusunda süregelen
fikir ayrılıkları yüzünden Kuzey ve Güney eyaletlerinin kurduğu birleşik güçler arasında 1861’de İç
Savaş çıktı. Savaş dört yıl sürdü ve yüz binlerce kişi hayatını kaybetti. 1964’te Abraham Lincoln’un
öncülük ettiği Kuzey birliklerinin zaferiyle savaş sona erdi. Lincoln başkan seçilirken köleliğin
kaldırılacağını vaat etmişti ve bunu yaptı. Güney eyaletlerinin insanlık dışı uygulamaları artık
sona erecekti. 1865 yılından itibaren girilen yeniden yapılanma sürecinde kölelik kaldırıldı, Afrika
kökenlilere oy kullanma hakkı verildi. Ancak konu ne yazık ki burada kapanmayacaktı. Kısa bir
süre sonra kölelere verilen haklar, güneydekiler tarafından geri alındı. Fakat tüm dünyayı bekleyen
karanlık günler, Dünya Savaşları, yüzyıl dönümünden itibaren öyle büyük ulusal ve uluslararası
krizleri beraberinde getirdi ki, Amerika Birleşik Devletleri’nde giderek kuvvetlenen bir altkültür
haline gelen Afrika kökenlilere karşıtlığın da önüne geçemedi.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi 1948’de kabul edildi, ama ayırımcılık devam etti, 1964’te Martin
Luther King Jr. ırkçılığa ve ayırımcılığa karşı verdiği mücadeleden dolayı Nobel Barış Ödülü’nü aldı,
ancak daha belirgin bir değişimin başlaması ancak 1980’lerden sonra olabildi; 2009 yılında da
Amerika Birleşik Devletleri Barack Obama’yı başkan seçti.
Müziğin varoluş sebebi insan ve kültürdür. Müziğin işlevi ve insan üzerindeki etkisi ise
her zaman toplumsal ve siyasi olaylara paralel gelişir. İşte bu yüzden spiritüalleri anlamak
istediğimizde yukarıda, çok kısa da olsa, sözünü ettiğimiz tarihsel süreci gözümüzün önüne
getirmemiz bize yardım eder. Spiritüallerin sesi o kadar kalpten gelir ki, çekilen tüm acıları ve
yakarışı duyarsınız. Sözleri öyle içtendir ki, İsa ve Tanrı’yı, bu müzikle yeniden dinler, anlamaya
çalışırsınız. Ezgileri insanı öyle yakalar ki, seslendiren kişinin müzikle bütünleştiğini, adeta vücut
değiştirdiğini görürsünüz.
Spiritüallerin tarihsel süreci, sözü edilen siyasi olayların yanı başında gelişti. Anavatanlarından
kilometrelerce uzakta olsalar da, oranın ezgi ve ritimlerini, Hıristiyanlığın kutsal kitabından
akıllarına nakşedilen sözlerle birleştiren Afrika kökenliler, yaşadıkları her yerde bu ezgileri
söylediler. Kendilerine henüz vatanlarından koparılmadan öğretilmeye başlanan bu yeni din,
onların uzun yolculukları ve Yeni Kıta’daki özgürlükten yoksun hayatları boyunca sarıldıkları
manevi güç oldu. Özlerinden hatırladıkları ve genlerinde taşıdıkları ne varsa, ses, ritim ve
bedenleriyle, Hıristiyanlığın öğreti ve metinlerini, İsa’nın yaşam öyküsünden parçaları birleştirerek
ortaya yeni bir müzik çıkardılar. Kendilerine tahsis edilen kiliselerde ya da zorlu koşullarda
1
barınmaya çalıştıkları barakalarda, tarlalarda ve bir araya geldikleri her yerde bu ezgileri söylediler;
güç ve umut bulmaya çalıştılar. Bu müzikle ibadet ettiler, bu müzikle çalıştılar, bu müzikle nefes
aldılar.
Caz ve blues’un renkleri, bu renklerin tüm tonlarını da dünyamıza sokan spiritüallerin, söz
ve ezgi dağarcığı pek çok toplumsal ve müzikbilimsel araştırmaya konu oluyor. Spiritüaller
günümüzde yalnızca Afrika kökenli toplumun değil, inançlarına bu yolla ve yüreklilikle bağlı olan
herkesin bunu müzikle göstermesine araç oluyor. Spiritüaller, artık günümüz Amerikan müziğinin
çok önemli bir parçası. Her gün yüz binlerce insan, bu müzik etrafında toplanarak enerjilerini
paylaşıyor, geçmişi hatırlıyor ve geleceğe hazırlanıyor. Yaklaşık iki yüzyıl öncesinden günümüze
taşınan bir müzik hazinesi, umut yolunu aydınlatmaya devam ediyor.
Program Notu: Sungu Okan
2
BATI YAKASININ HİKÂYESİ
12-23 Aralık 2015
BİFO’nun Aralık aylarında gerçekleşen tematik festivaller dizisi, bu yıl Leonard
Bernstein’ın unutulmaz yapıtından esinle Batı Yakasının Hikâyesi adıyla Amerika ve
Amerikan müziğine odaklanıyor. BİFO ve yıldız solistler Lütfi Kırdar’da yer alırken,
festivalin yeni müzik odaklı konserlerine Borusan Müzik Evi ev sahipliği yapıyor.
12 ARALIK 2015 CUMARTESİ 20.00 BORUSAN MÜZİK EVİ
LEONARD BERNSTEIN: ANNIVERSARIES
14 ARALIK 2015 PAZARTESİ 20.00 İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR ICEC
BİFO & KIT ARMSTRONG
15 ARALIK 2015 SALI 20.00 İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR ICEC
PEKİNELLER İLE BATI YAKASININ HİKÂYESİ
16 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA 20.00 BORUSAN MÜZİK EVİ
KERESTENİN SESİ
17 ARALIK 2015 PERŞEMBE 20.00 İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR ICEC
BİFO & EVELYN GLENNIE
18 ARALIK 2015 CUMA 20.00 BORUSAN MÜZİK EVİ
SPIRITUALS
19 ARALIK 2015 CUMARTESİ 20.00 İSTANBUL LÜTFİ KIRDAR ICEC
BİFO & NICOLAS ALTSTAEDT
21 ARALIK 2015 PAZARTESİ 20.00 BORUSAN MÜZİK EVİ
BANG ON A CAN ALL-STARS
23 ARALIK 2015 ÇARŞAMBA 20.00 BORUSAN MÜZİK EVİ
AMERİKAN POSTMİNİMALİSTLERİ
Amerikan temalı festivalimiz Batı Yakasının Hikâyesi’ne dair tüm haberleri festival blogu
www.batiyakasi2015.com adresinden takip edebilirsiniz.

Benzer belgeler

Dosyayı İndir - Borusan Sanat

Dosyayı İndir - Borusan Sanat adam yavaşça ilerliyor, bastonu her adımda betona çarparak tıklıyordu. Bu arada insanda neşe ve mücadele hissi uyandıran bir etkiyle alçak ve eğitilmemişbir sesle şarkı söylüyordu. Hemen yanına gid...

Detaylı

De Vanzare

De Vanzare ID MLS: 932808

Detaylı

Ramada Encore Bayrampaşa İstanbul

Ramada Encore Bayrampaşa İstanbul Toplantı Aktiviteler Hizmetler

Detaylı