23 Nisan Emmendingen

Transkript

23 Nisan Emmendingen
Baden Haber | Önsöz | 1
Ortenau, Breisgau, Lörrach & Dreiland
Haziran 2011
Sayi 1
ücretsizdir
23 Nisan
Emmendingen
Haslach´ta Kutlu
Doğum Haftası
www.baden-haber.de
>
Freiburg
Türkgücü evinde
lideri devirdi
Güncel
•
Spor
•
Bölgesel
•
Eğitim Ateşesi
Murat Çelebi ile
söyleşi
Kültür
•
Aktüel
•
Foto
Galeri
2 | Baden Haber | Önsöz | İçindekiler
Sevgili okuyucular,
Osmanlı Devletinin meslek eğitimi için gönderdiği, özellikle Alman savunma sanayinde eğitim görüp
çalışmış Türkler dışında, Almanya´da yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi bulunan Türkler, başlarda gurbetçiler
ve Almancılar diye adlandırıldıkları halde, günümüzde burada doğmuş olanlarıda içine alarak artık buraya göçerek, yaşadıkları ülkede kalıcı konuma geçmiş, değişik mesleklerde çalışan, işveren durumuna
gelmiş ve bazıları (620 bin) yaşadıkları ülkenin vatandaşlığına geçmiş, 3 milyon civarında olan Almanya
Türkleri´dir. Almanya tarafından başlarda yabancı misafir işçi olarak görülen Türkler, bugün sosyal anlayışın
değişmesine bağlı olarak göçmen vatandaşlar olarak adlandırılmaktadır.
Almanya´nın Baden bölgesinde (Achern, Kehl, Offenburg, Lahr, Emmendingen, Bötzingen, Freiburg, Münstertal, Weil am Rhein, Lörrach, Rheinfelden) yaşamakta olan Türkleri kendine hedef kitle olarak seçen dergimiz BADEN HABER, güncel haberlerin yanı sıra, eğitim, tarih, kültür, spor, magazin ve etkinliklere dayalı
bölgesel haberler ile bilgilendirerek, burada yaşayan Türkler arasında köprü oluşturmak ve kalıcı oldukları
ülkeye, kültürümüzün zenginliklerini yansıtmayı kendine amaç edinmiştir. 2011 yılı Haziran ayından itibaren, aylık yayın hayatına başlayacak olan dergimiz ücretsiz olarak sizlere sunulacaktır.
BADEN HABER yayın ilkeleri olarak, gençlerin eğitim ve meslek edinmelerinde bilgilendirip yol göstererek,
başarılı gençleri teşvik etmeyi, Türk toplumunu temsil eden bütün derneklerle işbirliği içinde bulunmayı,
birbirleri arasında ıletişim köprüsü kurmayı, Türk Konsolosluğu´nun haber ve ilanlarını okuyucuları ile
paylaşmayı, Almanya yasalarına göre hak ve hukuki konularda bilgilendirici yayınları ile uyum sorunlarında
yardımcı olmayı, spor, tarih, kültür ve güncel haberleriyle okuyucularını bilgilendirmeyi, kendisine görev
edinmiştir.
Göstereceginiz ilgiyle faaliyet alanlarını büyüterek, etkinlikleri ile daha fazla sosyal hayatın içinde aktif rol
alma çabası içerisinde olacaktır. Her türlü görüş ve önerilerinizi önemle değerlendirerek her zaman daha
iyi, daha doğru hizmeti vermek ilkemizdir. Sağlık ve huzur dolu birlikte daha nice yıllara.
BADEN HABER
Içindekiler
Bildiriler ............................................................................................................................................................................................ 3
Kültür / Tarih .............................................................................................................................................................................. 4-6
Kültür / Edebiyat .................................................................................................................................................................... 7-12
Kültür / Dini bilgiler ................................................................................................................................................................... 13
Tanıtım .................................................................................................................................................................................... 14-16
Ortenau .................................................................................................................................................................................. 17-18
Breisgau .................................................................................................................................................................................. 19-26
Sizin Köşeniz ............................................................................................................................................................................... 27
Bölge temsilcileri aranmaktadır. İlgi duyanların kısa özgeçmişleri
ile başvurmaları rica olunur. [email protected]
Baden Haber | Bildiriler | 3
Freiburg´ta çevre ve iklimi korumak için yeni bir proje başlatılıyor
200 Familien aktiv fürs Klima (İklim
için 200 Aktif Aile) adlı Freiburg
Belediye´si ve Badenova AG´nin
Volkshochschule Freiburg e.V. ve
Centre Culturel Français Freiburgun katkılarıyla düzenlediği projenin amacı insanları iklim ve çevre
konularında bilgilendirmek ve
günlük hayatlarında bu bilgileri
uygulamalarını sağlamak.
Sürdürdügümüz
hayat
ve
tüketim
tarzımız,
günlük alışkanlıklarımız ­
çevreye
kalıcı etkiler bırakıyor. Bu hayat tarzımız doğa ve insan ile
ne kadar uyumlu? Doğadaki
sürekliliği sağlamak için günlük
hayatımızda
hangi
alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz?İklim
için 200 Aktif Aile bu ve bunun
gibi soruları cevaplandırmak
için katılan aileler ile uygulamalı
bir çalışma başlatacak. Projeye
Freiburg´ta bulunan aileler, bekarlar ve çocuklu veya çocuksuz
çiftler katılabılıyor. Katılımcılar
iklimi korumaya yönelik enerji,
beslenme, tüketim ve ulaşımda
süreklilik alanlarında uygulamalar ile hayat standarlarını
geliştirmeye çalışacaklar. Bu konularda katılımcılara ücretsiz
enerji danışmanlığı hizmetleri
sunulacak ve birer elektrik tüketim ölçüm cihazi hediye edilecek.
Projeye katılanlar hiçbirşeye
zorlanmayacak. Sadece kendi
amaclarını ve bu amaca yönelik uygulamaları kendileri belirleyecekler. Böylelikle bu proje ile herkesin kendisine göre
doğadaki sürekliliğe bir katkı
sağlayabileceği kanıtlanmak isteniyor. Projede yer almak isteyenlerden hiç bir ücret talep edilmiyor, ancak Besançoná yapılacak
gezi gibi masrafli etkinliklerde
katilimcilardan bir katki bekleniProje çerçevesinde hem Freiburg yor. Projeye katilmak isteyenleriçindeki aileler hemde kardeş şehir den beklenen sadece samimi ilgiBesançon´dakiler arasında tecrü- leri.
bh/Yener Erfidan
be ve bilgi alış-verişi sağlanacak.
Bunun
yanında
çocuk- Projeye
katılmak
isteyenler
lar ve gençler içinde etkinlikler aşağıdaki adrese başvurabilirler:
düzenlenecek. Edinilen tecrübe- Umweltschutzamt Stadt Freilerin kalıcılığını sağlamak için ise burg, Thomas Dresel, Talailelerin proje boyunca tuttukları straße 4, 79102 Freiburg,
notlardan bir kitap çıkarılacak.
Telefon: 0761/201-6146, E-Mail:
[email protected]
Karlsruhe Başkon- Modernizm ve İslam Konferansları
solosluğu Duyurusu Freiburg Orient Netzwerk isimli konferanslar ile bilgi
12.06.2011 tarihinde yapılacak
milletvekili genel seçimlerinde
gümrük kapılarında oy kullanma işlemleriyle ilgili olarak
Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı´ndan alınan 2011/329 sayılı
söz konusu kararda, gümrük
kapılarında oy verme günlerinde, oy verme işleminin 24
saat gerçekleştirileceği, ancak,
Taşucu Deniz Limanı Gümrük
Kapısı´nda oy verme işleminin
10.00 - 02.00 saatleri arasında
gerçekleştireceği ilgililere duyurulur.
aktarmakdernek Freiburg Üniversitesi ile ta, okullarda sunumlar ve eğitici
2011 yaz sömesterinde Moder- programlar
düzenlemektedir.
nizm ve İslam adı altında bir dizi Bunların yanında İslami ülkelere
konferans düzenliyor. Orient- geziler düzenlemektedir. Orient
Netzwerk Freiburg Üniversitesi- Netzwerk maddi gelir gütmeyen,
nin İslam Bilimleri ögrencilerinin dini ve politik kişiliği olmayan
kurdugu bir inisiyatif. Netzwerk bir kuruluş. Daha fazla bilgi için
kendisini Islam-Oriental dünyasını www. orient-netzwerk.de adresidaha anlaşılır ve tanınabilir ne bakabilirsiniz. bh/Zafer Koç
yapmaya adamış ve İslamın
egemen olduğu bölgelerin kül- Konferans günleri:
türlerini tanıtarak halklar arası 18 Temmuz 2011, saat 20:00, Hauzlaşıya
katkıda
bulunmayı med Abdel-Samed, Siyaset Bilimamaçlıyor. Bunun için İslam ci, yazar: İslam Dünyasının Batışı.
hakkında bilimsel literatür bul- Bütün oturumlar üniversitenin 1199
makta, İslam dünyası hakkında numaralı salonunda yer alacak.
Reklam vermek için bizimle irtibata geçiniz
[email protected]
4 | Baden Haber | Kültür | Tarih
19 Mayıs‘ın anlamı
Türk Tarihinde kutlanması gereken günler vardır. Bunlardan biri
19 Mayıs 1919'dur. 19 Mayıs 1919
Anadolu'da yeni Türk Devleti'nin
fiilen temellerinin atıldığı gündür
ve Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. Yüce Önder
Atatürk'ün Büyük Nutkunu bu
olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 Mayıs'ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır.
19 Mayıs'ın millî bayram olarak
ilân edilmesi bu yargıyı daha da
pekiştirmektedir. Atatürk, gerek
Millî Mücadele döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde
yurdumuzun birçok şehrini ziyaret etti. Bu ziyaretler, o şehirlerin
mahallî övünç günleri olarak
kutlandığı halde sadece 19 Mayıs
yasa ile millî bayram kabul edildi. Mondros Mütarekesi'nin
imzalanmasından sonra Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım 1918'de
İstanbul'a geldi. İstanbul'da
yaklaşık altı ay kaldı. Bu süre içerisinde vatanın kurtuluşu için çeşitli
girişimlerde bulundu. Padişahla
birkaç kez görüştü ve ona bu konuda düşüncelerini aktardı. Güçlü
bir hükûmetin kurulması için
çaba gösterdi. Basın yoluyla geniş
kitleleri bilgilendirmeye, halkı
aydınlatmaya çalıştı. Kurtuluşa giden yolun temel ilkelerini yine bu
dönemde ortaya koydu. Bunları
çok yakın arkadaşlarına anlattı.
Böylece Millî Mücadeleden yana
az sayıda, fakat etkin bir grup
oluşturmayı başardı. Millî Mücadele Anadolu'dan başlatılacaktı.
Bunun için öncelikle birer görevle Anadolu'ya geçilecek, mecbur kalınmadıkça görev terkedilmeyecek, görevi bırakmak
gerektiğinde asla İstanbul'a
dönülmeyecek, çalışmalar gayrî
resmî bir tarzda sürdürülecekti.
Samsun'dan başlayan süreçte,
onun tutum ve davranışları iz-
lenecek olursa bütün bu prensiplere bağlı kaldığı görülecektir.
Başlangıçta kendisiyle birlikte Millî Mücadeleye atılan arkadaşları
arasında, zorunlu olmadıkları
halde İstanbul'dan verilen emirlere hemen uyarak görevini
bırakanları, bununla kalmayıp
İstanbul'a dönenleri, söz konusu
prensiplere aykırı davrandıkları
için Nutuk'ta ağır bir biçimde
eleştirmektedir. Yüce Önder'i
diğerlerinden ayrı ve üstün kılan,
azmi, iradesi, kararlılığı, milletine sevgisi ve güveni, zafere
olan mutlak inancıydı. Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliğine
atandıktan sonra, heyecanla
Harbiye Nezareti'nden çıkarken,
"kafes açılmış, önünde geniş
bir âlem, kanatlarını çırparak
uçmağa"(1) hazırlanıyordu. Oldukça sıkıntılı, zahmetli bir yolculuktan sonra,Samsun'da milletiyle
kucaklaştı.
Samsun,
mülkî
taksimatta
doğrudan Dahiliye Nezareti'ne
bağlı Canik Sancağı'nın merkez
ilçesiydi. Karadeniz kıyısındaki
bu şirin kasaba, Birinci Dünya Savaşı'nın yükünü taşıyan
yerlerden biriydi. Genel savaş
sırasında özellikle Rus istilâsına
uğrayan Türk topraklarından göç
eden çok sayıda insan buraya
gelmiş, kasabanın rengi, havası
birden bire değişmiş, yeni gelenlerin barındırılması sıkıntılar
yaratmıştı. Bunlar bir yana,
Samsun aynı zamanda Pontusçu
faaliyetlerin yoğun olduğu bir
yerdi. Karadeniz'de dolaşmakta
olan İtilâf donanmasından, Yunan
savaş gemilerinin varlığından cesaret alan ve Samsun Rum metropoliti Germanos tarafından
örgütlenen Pontus çeteleri sokaklarda dolaşıyor, asayişi ihlâl
ediyor, köylere baskınlar düzenliyor, evleri, binaları ateşe
veriyor ve korumasız Türkleri
öldürüyorlardı. 9 Mart 1919'da
Samsun'a çıkarılan 200 kişilik
İngiliz birliği, Pontus çetelerini
büsbütün şımarttı. Mütakerenin
bozulacağı endişesiyle güvenlik
kuvvetleri ya kullanılamıyor, ya
da asayişsizliği önlemede yetersiz
kalıyordu. Bu durumda sırf nefs-i
mûdafaa için Türkler de harekete
geçince, bu zamana kadar Pontus
çetelerinin terör faaliyetlerini seyreden İngilizler, seslerini yükselttiler ve 21 Nisan 1919'da Osmanlı
Hükümeti'ne bir nota vererek
Orta
Karadenizde
Türklerin
hırıstiyanları katlettiklerini bildirdiler, bunun önüne geçilmediği
takdirde bölgenin işgal edileceği
tehdidinde bulundular.
Esasında olay bunun tam aksineydi. İngilizler gerçekleri tahrif
ederek, Pontusçuları korumayı
ve
karışıklıkların
devamını
amaçlıyorlar bölgeyi işgal etmek için bahane arıyorlardı.
İstanbul Hükümeti hemen bölgeye yetkili birini göndermek
için kolları sıvadı. Derinlemesine
bir araştırmadan sonra Mustafa Kemal Paşa üzerinde mutabakat sağlandı. Çünkü O, ikinci
meşrutiyetin çalkantılı döneminde siyasete bulaşmamış, girdiği
bütün savaşlarda zafer kazanmış
başarılı bir kumandandı. İşte bu
noktada Mustafa Kemal Paşa ile
Samsun'un dolayısıyla bütün
Anadolu'nun ve Türk Milletinin
kader çizgisi kesişiyordu. O büyük
insan, sebatla, inançla, doğru
bildiği yoldan ayrılmadan Türk
Milletinin geleceğini kurtaran
kahraman oldu. Mustafa Kemal
Paşa'ya asayişsizliğe neden olan
olayları tayin ve tespit ile bunların
ortadan kaldırılmasının yanında
daha başka görevler ve görevin
gerektirdiği yetkiler de verilmişti.
Atatürk, söz konusu yetkilerini
Baden Haber | Kültür | Tarih | 5
değerlendirirken, bunları çok
fazla bulduğunu ve İstanbul
Hükümeti'nin bilerek, anlayarak
bunları kendisine vermediğini
belirtmektedir. Aynı günlerde ve
daha sonra Anadolu'ya bir kısmı
şehzadelerin başkanlığında olmak üzere heyetler gönderildi. Bunlar da önemli yetkilerle
donatıldılar. Nasihat Heyetleri,
Tahkik Heyetleri,Teftiş Heyetleri
adı altında Anadolu'da dolaşan
bu kurulların da vatanın kurtuluşu
yolunda büyük sonuçlar elde
edecekleri bekleniyordu. Basın,
bu beklentilere tercüman oluyor, heyetler hakkında geniş bilgiler veriyor, gittikleri yerlerde
karşılanmalarından her türlü faaliyetlerine kadar hemen her konuda kamuoyunu aydınlatıyor,
hadiseyle birinci derecede alâkadar oluyordu. Halbuki Mustafa
Kemal Paşa'nın Anadolu'ya gönderilmesi İstanbul basınında çok
az ve sadece haber niteliğinde
yer almaktaydı. Bu da kimden ve
ne ölçüde sonuç beklendiğinin
bir göstergesi sayılmalıdır.
Bu halde esas olan görev ve görevin gerektirdiği yetkiler değil,
yetkileri yerinde ve zamanında
tam bir liyakatla kullanmak, mutlak zafere ulaşabilmektir. Mustafa
Kemal Paşa'nın başarı sırlarından
biri de budur. 19 Mayıs, sadece
Türk millî kurtuluş hareketinin
başlangıcı olmakla kalmadı, yeni
Türk devletinin çağdaş değerlerle
milletler ailesi içerisinde yerini
almasını da sağladı. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıktığı
andan itibaren zihnini meşgul
eden problem millet iradesinin
devlet hayatımıza yansıtılmasını
sağlamaktı.
Hatta
denilebilir ki bunu kurtuluşun önüne
koymuş millî mücadelenin vaz
geçilemez ilk şartı saymıştı. 19
Mayıs'ı izleyen günlerde yapmış
olduğu yazışmalardaki terminolojiye bakılacak olursa, bu
ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI‘NDA
Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.
Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda Kemâl Paşa'nın kollarıydı.
Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz'in hâlini görmeliydi.
Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar, İzin verseydi Kemâl Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi Erzurum'a kadar.
Cahit KÜLEBİ
açıkça görülür. İzmir söz konusu olduğunda "ordu ve millet
bu işgalî tanımayacaktır" derken
bunu kastediyordu. Samsun'dan
Kâzım Karabekir Paşa'ya çektiği
telgrafta "millet ve memlekete
medyûn olduğumuz en son vazife-i vicdaniye"den amacı da buydu. Kurtuluş mücadelesi ancak
milletle birlikte kazanılabilirdi.
Milletle kazanılan mücadeleyi,
yine milletle taçlandırmak lâzımdı.
Yayın hayatına başlamalarına
öncülük ettiği ilk iki gazeteden
biri İrade-i Millîye, diğeri Hakimiyet-i Millîye adını taşıyordu. Bu
değerler ve kavramlardır ki onu
Türk Milletinin kalbinde "milletin
kurtarıcısı", "devletin kurucusu"
payesine yükseltmiştir.
Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut, On
Dokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi. (1) Falih Rıfkı
Atay, Atatürk'ün Bana Anlattıkları,
İstanbul 1955, s.115.
Not: www.meb.gov.tr den alıntı yapılmıştır
BİR AĞACIN YENİLEN
MEYVESİ, O AĞACI DİKENİN
SADAKASI OLUR.
HZ.MUHAMMED (S.A.V.)
Atasözleri
Üzüm üzüme baka baka kararır
(Her zaman bir arada bulunan,
arkadaşlık eden, bir çevrede
yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve
alışkanlıklarını kaparlar. )
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
(Kişi, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir; onun alışkanlıklarına,
düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar. )
6 | Baden Haber | Kültür | Tarih
İstanbul‘un Fethi (29 Mayıs)
İstanbul, Asya ile Avrupa kıtaları
arasında yer alan doğal güzellikleriyle ünlü bir kenttir. Tarihi
M.Ö. yedinci yüzyıla kadar uzanır.
Şehir, M.Ö. 657 yılında Megaralılar
tarafından kurulmuştur. Devletin Byzas adlı komutanının
adından dolayı şehre, Byzantion
adı verilmişi. M.Ö. altıncı yüzyılda
Perelerin eline geçen Byzantion
için, Atinalılar ve Ispartalılar da
savaşmış. M.Ö. dördüncü yüzyılda
İskender tarafından fethedilen
şehir M.Ö. üçüncü yüzyılda Roma
İmparatorluğu tarafından alınmış.
M.Ö. 330 yılında İmparatorluğun
başkenti olan Byzantion’a, bu
kez de Konstantinapolis adı
verilir. M.Ö. 395 yılında Roma
İmparatorluğu ikiye ayrılınca
Konstantinapolis, Doğu Roma
İmparatorluğu’nun başkenti olur.
Stratejik önemi ve tabi güzellikleriyle herkesin dikkatini çeken şehir,
Gotlar, Ostrogotlar ve Bulgarlar
tarafından defalarca kuşatıldı, fakat alınamadı. Bu yoğun saldırılar
üzerine, İmparator Anastasiyanus,
Silivri’den başlayarak Karadeniz’e
kadar uzayan surları yaptırdı.
Buna karşın saldırılar devam etti.
M.S. 7. ve 8. yüzyıllarda Araplar
tarafından da kuşatıldı. Fakat bu
kuşatmalar da sonuçsuz kaldı.
1203 yılında Haçlı orduları
tarafından zapt edilerek 1261
yılına kadar Haçlıların elinde
kaldı. Bu tarihten sonra tekrar
Bizanslıların eline geçti.
1299 yılında kurulan Osmanlı
Devleti, yavaş yavaş büyüyerek
gelişti. Anadolu ve Rumeli’de
genişlemeye devam etti. Anadolu ve Rumeli’deki topraklarımızın
arasında kalan Bizans, mutlaka alınmalıydı. Bu amaçla şehir,
Osmanlılar tarafından birkaç defa
kuşatıldı. Ama alınamadı.
1453 yılında, Padişah II. Mehmet, hocası Akşemsettin’in de
teşvikiyle İstanbul’a yeni bir
saldırı düzenlemeye karar verdi.
Önce, Yıldırım Beyazıt tarafından
yaptırılan Anadolu Hisarı’nın
karşısına Rumelihisar’nı yaptırdı.
Edirne’de döktürdüğü balyemez
adı verilen büyük toplarla savaşa
hazırlandı.6 Nisan 1453 günü,
Osmanlı ordusu Bizans surları
önüne geldi. Bizans İmparatoru
Konstantin, Haliç’i zincirle kapatarak Osmanlı Ordusu’nun şehre
denizden girmesini önledi. 11
Nisan günü kuşatma tamamlandı
ve top ateşi başladı. Yirmi gün süren top ateşinden kesin bir sonuç
alınamadı. Şehrin denizden de
kuşatılması gerektiğini düşünen
II. Mehmet, bir gece yetmiş parça
gemiyi karadan yürüterek Haliç’e
indirdi.
Bizanslılar, sabahleyin Osmanlı
Donanması’nı Haliç’te görünce
büyük bir korkuya ve paniğe
kapıldılar. Haliç’ten ve karadan
yapılan top atışlarıyla surlarda
gedikler açıldı. Bunun üzerine,
29 Mayıs günü bir genel saldırı
düzenlenmesine karar verildi.
Hocası Akşemsettin II. Mehmet’e
cesaret veriyor; Hz. Peygamberin,
"Konstantin elbet fethedilecektir.
Onu fetheden komutan ne iyi ko-
mutan ve onun askerleri ne güzel
askerlerdir" sözüyle müjdelenen
komutanın kendisi olduğunu
söylüyordu. Bu inançla 29 Mayıs
günü son taarruz başladı. Çok
kanlı ve zorlu bir savaştan sonra
birçok şehit verildi. Bu şehitler
arasında, Bizans surlarına Türk
bayrağını diken Ulubatlı Hasan
da vardı. Nihayet, Mayıs 1453 Salı
günü, İstanbul fethedildi.
İstanbul’un fethi, hem Türk tarihi için hem de dünya tarihi için
önemli bir olaydır. Türk tarihi
için önemi İstanbul’un fethiyle,
Osmanlıların, Balkanlardaki ilerlemelerine engel olacak hiçbir
gücün kalmamasıdır.
Avrupa’da ilerleyişini sürdüren
Osmanlı Devleti, büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. Dünya
tarihi bakımından ise, İstanbul’un
fethi, Orta Çağ’ın kapanıp
Yeni Çağ’ın açılmasına sebep
olmasındandır.
İstanbul, 29 Mayıs 1453 tarihinden 23 Nisan 1920 tarihine kadar Osmanlı Devleti ’nin başkenti
olmuştur. Bu nedenle Türk ve Dünya tarihini etkileyen bu önemli fethi, her yılın 29 Mayıs günü, aynı
coşku ve sevinçle kutluyoruz.
Not: www.meb.gov.tr den alıntı yapılmıştır
Baden Haber | Kültür | Edebiyat | 7
Mehmet Akif Ersoy’un
Şiirlerinde Yoksulluk
ve Merhamet
Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinde‘din, felsefe, hürriyet, ahlaki
sorunlar, nesil çatışması’ önemli
ölçüde yer alan konulardır. Bu içerikteki şiirlerin, hepimizin üzerinde belirli bir tesiri olmuştur. Ben
de ne zaman Mehmet Akif adını
duysam, aklıma hemen Küfe şiiri
gelir, Kocakarı ile Ömer gelir. Bu
şiirlerdeki dokunaklı hikâyeleri
hatırlar, kirli ve hüzünlü bir yüzle
Hasan’ın bana da baktığını, küfeyi
hemen yanımda tekmelediğini
hissederim. Bu derin etki elbette
ki Mehmet Akif’in toplumsal
yaraları, yoksulluğu, en keskin ve hassas noktalarından
yakalamasından ve dile getirmesinden kaynaklanır. Küfe şiirini,
yoksulluğun küçük Hasan’ın
sırtında,
nasıl
bir
yüke
dönüştüğünü
hatırlarsınız.
Hasan’ın babası hamaldır ve küfenin altında vefat etmiştir. Ailesinin
geçimini sağlamak zorunda olan
Hasan, ne kadar okumak istese
de bilir ki çalışmak zorundadır.
Sokağın ortasında kurumla yatan
küfeyi tekmelemekle de kaderinden kaçamaz. Şiirde hem gözlemci olan hem de olayın akışını
da katılan şair, bir sabah Fatih
çarşısında Hasan’la karşılaşır. Şair,
Hasan’ın on anki hâlini şu dizelerle anlatır:
“Yanında koskocaman bir küfeyle
bir çocucak, Yavaş yavaş geliyorlar. Fakat tesâdüfe bak:
Çocuk, benim o sabah gördüğüm
zavallı yetîm... Şu var ki, yavrucağın hâli eskisinden elim:
Cılız bacaklarının dizden altı
çırçıplak... Bir ince mintanın
altında titriyor, donacak!
Ayakta kundura yok, başta
var
mı
fes?
Ne
gezer!
Düğümlü alnının üstünde sâde
bir çember.”
Kelimelerle çizdiği bu yoksulluk
ve çaresizlik manzarası ile içimizdeki merhameti de titretir Mehmet Akif. Üstelik bu dizelerden
sonra, başka çocukların neşe
içinde okuldan nasıl çıktıklarını
anlatarak Hasan’ın kederli portresini, hepimizin yarası kılar
ve biliriz ki Hasan, yoksullukla mücadelede yalnız değildir.
Yaşı yetmis beşi geçmiş olan Seyfi Baba da ihtiyarlığına rağmen
çalışmak zorundadır. Bu yüzden kış soğuğunda üşütmüş ve
yatağa düşmüştür. Seyfi Baba’nın
hastalandığını duyan şair, hemen
onun evine koşar. Şiir diyalogla
devam eder.
Şimdi anlat bakalım, neydi senin
hastalığın? Nezle oldun sanırım,
çünkü bu kış pek salgın.
Mehmed Ağa'nın evi akmış. Onu
aktarmak için Dama çıktım, soğuk
aldım, oluyor on beş gün.
Ne işin var kiremitlerde a sersem desene! İhtiyarlık mı nedir,
şaşkınım oğlum bu sene.
Hadi aktamıyayım... Kim getirir
ekmeğimi? Oturup kör gibi, nâmerde el açmak iyi mi?
Seyfi Baba hasta yatağından;
kocasını, kardeşlerini, oğullarını
kaybetmiş bir başka ihtiyar da Kocakarı ile Ömer
şiirinden yoksulluğa, adalete ve
paylaşıma dair biz okurlara ciddi
hatırlatmalarda bulunur. Halkın
bir şikayeti olup olmadığını anlamak için Medine sokaklarında gezen Hz. Ömer, yaşlı kadının çadırı
önünde durur.
Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın. "Açız! Açız!" diye feryâd
eden çocuklarının,
Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini; Çıkardı yuttuğu yaşlarda
çırpınan sesini:
Durun da yavrularım, işte
şimdicek pişecek... Fakat ne hâl
ise bir türlü pişmiyordu yemek!
Çocukların yeniden başlamıştı
nâleleri... Selamı verdi Ömer, daldı
âkıbet içeri.
Selamı aldı kadın pek beşûş bir
yüzle. Bu yavrular niçin, ey teyze,
ağlıyor, söyle?
Bu gün ikinci gün, aç kaldılar... O
halde, neden
Biraz yemek komuyorsun? Yemek
mi? Çömleği sen,
Tirid mi zannediyorsun? İçinde
sâde su var Çakıl taşıyla beraber
bütün zaman kaynar!
Hz. Ömer kadının durumuna yönelik sorular sorar ve kadın da
karşısındakinin kim olduğunu
bilmeden
halifeye
lanetler
yağdırır çünkü halife, yönetimi
altındakilerin her hâlini bilmeli
ve ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Hz.
Ömer çadırdan çıkar ve bir çuval
un ile döner, yemeği kendi elleriyle pisirir ve çocukların karınlarını
doyurur. Üstelik kadına nafaka
bağlatır. Yaşlı kadının çocukları
gibi ağlayan bir başka çocuk da
Akif’in Bayram adlı şiirindedir.
Bütün çocuklar bayram günü
neşe içinde eğlenirken ninesinin
kucağında ağlayan küçük, yetim
bir kız vardır. Paralı salıncakta
eğlenen diğer çocukları sey-
8 | Baden Haber | Kültür | Edebiyat
retmekte ve bayramda yaşıtları
gibi gülmek yerine imrenmeyle
ağlamaktadır. Neyse ki çocuk,
sevabına salıncağa parasız bindirilir ve bayram sevincinin tadına
o da varır. Genel olarak anlattığım
bu şiirler bize, Mehmet Akif’in
yoksulluk ve çaresizliğe karşı nasıl
hassasiyet taşıdığını ve kaleminde, rengini merhametten almış
bir mürekkebin nasıl bir sızıyla
aktığını anlatır. Kendisi fil dişi kulelerde değil, bizzat toplumun
damarlarında yasamıştır. Nerede
ızdırap içinde bir inleme duyulsa
şaiirin de kalbi titremiş ve bunu
şiirlerinde işlemiştir, çünkü Mehmet Akif, başkalarının acılarını da
duyabilen gerçek bir sanatçıdır.
Toplumun kalp atışlarını duyabilen bir cerrahtır, çünkü kendi
hayatını başkalarının hayatlarıyla
inşa edebilen bir mimardır, çünkü
o da yoksulluğun ne olduğunu,
gayet iyi bilmektedir. Mehmet
Akif, 1885’te Mülkiye'ye kayıt
olmak için babasıyla gittiğinde
kayıt harcı istenir. Babası, Mehmet
Âkif'i bir köşeye çeker, cüzdanını
yoklar ama istenen miktarda
para yoktur. Parasızlıktan okulun eşiğinde kalmayı bu yüzden
gayet iyi bilmektedir. Babasi Tahir Efendi, ertesi gün parayı getirebileceklerini söyleyip gümüş
saatini rehin bırakmak ister fakat
kâtip almaz. Okula başlar fakat
1888’de babası vefat eder. Üstelik Fatih yangınında evleri yanar
ve maddi olarak ciddi sorunlar
yaşarlar. Okula devam etmesi zorlaşır ve çalışmak zorunda
olduğu için de mezunlarına
hemen iş verileceğini bildiği
Ziraat ve Baytar Mektebi’ne yatılı
öğrenci olarak geçer. Mehmet
Akif, ızdırap çekenin yanında yer
alır, bu durum sadece şiirlerinin
içinde Hasan’la konuşmaktan,
Seyfi Baba’ya ıhlamur demlemekten ibaret değildir, gerçek hayatta
da İstiklal Marşı için verilen 500
liralık ödülü –kendisinin de bu
paraya ihtiyacı olmasina rağmenkadın ve çocuklara iş öğretilip
cepheye elbise dikilen Dar’ül
Mesai Vakfı’na bağışlamasından
da biliriz. Mehmet Akif Ersoy,
şiirlerinde yoksulluk ve acizliği
sadece dile getirmemiş, bunların
çarelerini de sunmuştur. Çare
calışmaktir, muhtacın yardımına
koşmaktır. Küfe adlı şiirde bu
yüzden Hasan’a Kuzum, ayıp mı
çalışmak, günah mı yük taşımak?
Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak.” demektedir.
Seyfi Baba ihtiyar ve güçsüz bedenine rağmen “Kim kazanmazsa bu dünyâda bir ekmek parası:
Dostunun yüz karası; düşmanının
maskarası!” diyebilmektedir.
Üstelik çare, sadece ihtiyaç hâlinde olanın calışması değildir. Toplumdaki herkesin merhamet ve
adalet duygusunu yürekten hissetmesi gerekmektedir. Çare, yaşlı
kadının ihtiyaçlarını karşılamakla
kalmayıp torunlarına kendi elleriyle yemek hazırlayan Hz.
Ömer misali zayıfın ve yoksulun
yanında olmayı bilmek, kim olunursa olunsun kanayan yaraları
pansuman edebilmek adına,
elini taşın altına koyabilmektir.
Bayram şiirinde gördüğümüz
gibi sadece kendi çocuklarımızın
şen kahkalarıyla yetinmemek,
varsa ağlayan bir çocuk, onun
da gözyaşlarını silebilmektir.
Bu dünyada kendi sorumluluklarımızdan ibaret olmadığımızı,
başkalarının
gözyaşlarından
habersiz kahkahaların çok da
adil durmadığını bizlere daha
iyi kavrattığı için Mehmet Akif
Ersoy’a teşekkür ediyor ve
vefatının 74.yılında onu rahmetle
ananlara katılıyorum.
Bu yazı, Yrd. Doç. Dr. Gülcan Ç.
Bostancı’nın, Ant Kitabevi (Clifton, NJ, USA)’nde ‘Edebiyat
Akşamları’ etkinliği çerçevesinde
düzenlenen Mehmet Akif Ersoy’u
anma gecesinde yaptığı konuşma
metnine dayanmaktadır.
Künye
İmtiyaz Sahibi: AY Verlag Fatih Atmaca, Milchhofstraße 20/2
internet:www.baden-haber.de E-Mail: [email protected]
Yayın Koordinatörü: Yüksel Atmaca E-Mail: [email protected], Tel: 0176 320 58 717
Ayvaz Colak E-Mail: [email protected], Tel: 0174 8894415
Baden-Haber dergisi yaygın süreli bir yayındır. Baden-Haber dergisinde yayımlanan haber, yazı, resim ve fotoğrafların
FSEK ve Basın Kanunu‘ndan kaynaklanan her ürlü hakları AY Verlag‘a aittir. İzin alınmaksızın, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Baskı hatalarından sorumluluk alınmaz.
Druck: schwarz auf weiss Litho & Druck GmbH, Freiburg
Bölge dernek haberlerinde yer almak için
bizimle irtibata geçiniz. [email protected]
Baden Haber | Kültür | Edebiyat | 9
Eski siyah- Beyaz Bir Resim…
Geçmişe bir dokunuş her resim…
Resimdeki her bakış, o zamanın
yaşanmışlıklarının uzun uzadıya
bir tekrarı sanki…
1970’li yılların İstanbul’unda
küçük bahçeli bir evde, bahçenin
her köşesinden büyüklüğü göze
çarpan çınar ağacının altında bir
kadın…Elinde kenarları soluk siyah- beyaz eski bir resim…Ona,
sanki gözlerini hiç kırpmadan
bakan bu resimdekilerle bakışları
sabitlenmiş öylece.. O yıllara ait
her anın hayali, konuşmaları,
kavgaları, sevinçleri gözlerinde
kilitlenmiş sanki.
Türkiye’de o yıllarda daha yoğun
olarak başlayan Almanya’ya işçi
olarak giden binlerce insandan
gitmesinin üzerinden tam 2 ay
geçmişti. Bir fabrikada çalışıyordu.
Evet başka Türk arkadasları da
vardı. Fabrikanın lojmanında
kalıyorlardı. Ama bir çok insanın
birarada kaldığı bu yer kalabalıktı,
aslında yatakhane gibi bir yerdi.
Babam biraz para biriktirebilmişti.
Dil konusunda pek sıkıntı çektiği
söylenemezdi. Yaptığı işle ilgili
dil bilmesine gerek yoktu. Ama
yine de şimdiden bir kaç kelime
Almanca biliyordu. Evet, bizi çok
özlemişti. Hepimizi teker teker
öpüyordu. Annem için ise her şey
daha zordu. Bize belli etmemeye
çalışsa da onun ne kadar üzgün
olduğunu anlıyorduk. Bir kaç
gece babamın bize yazdığı mek-
İşte gözlerimizi o en son
kapadığımız güne uyandığımızda
ne kadar da heyecanlıydık.
Bugün babam geliyordu…
Evimizin bahçe girişindeki kapıda
babam, bizi görür görmez olduğu
yere çöktü. Koşarak boynuna
atıldık. Bütün aile sarıldık birbirimize öylece. Acı bir kaç sözcük
döküldü gözlerimizden. Çınar
ağacımızın altında bütün aile
toplanmıştık işte.
Bahçemizde özlem ve bekleyişin
yorgunluğundaki biz, babamızın
Almanya’yı
anlatışını
dinliyorduk. Yabancı bir ülkenin
yabancısı
olduğumuz
pek
çok şeyin hikayelerini dinlerken bir yandan da şevkat dolu
biriydi babam. Önce o gitmeliydi. Ama Almanya çok uzak. Nasıl
olacaktı? Sonra bizi de yanına
alacaktı. Babamın Almanya hayatı
başlıyordu işte.
Tren garına hep birlikte babamı
uğurlamaya gittigimiz o gün, gördük ki babam gibi Almanya’ya
giden gurbet yolcuları çoktu. Her
şey umutlar ve hayaller içindi. Ellerinde umutların yerleştiği tahta
bavul; gözlerinde daha gitmeden
memleket hasreti…
Gözyaşları ve sarılıp kucaklaşmalarla birlikte herkeste derin
bir hüzün. Elinde bir mendille
arkasından el sallayan annem…
Babam ne zaman gelecekti?
- Yaza, dedi annem. Hem bizi de
götürecek. Babamın Almanya’ya
tubu okuyup okuyup ağladığını
görmüştüm. Ne kadar üzgün olsa
da bize belli etmezdi. Annem
güçlü bir kadındı...
Sokakta arkadaşlarımızla oynarken, biz hep postacının yolunu
gözlerdik. Postacıyı ne zaman
sokağın başında görsek sanki
babamızı görmüş gibi sevinirdik.
Babamdan gelen ilk mektubu anneme ben götürmüştüm. Annemizin bir an önce açıp okuması
için nasıl da merakla beklemiştik.
Ve postacının bize getirdiği son
mektubunda babamın 3 hafta
sonra geleceği yazılıydı. Bunu
öğrendiğimizden beri her gün bitiminde seviniyorduk. -İşte bir gün
daha geçti, diye mutlulukla gözlerimizi kapıyorduk yeni bir güne…
kucağından ayrılamıyorduk. Ben
ve kardeşim…
Babam, bana saçları altın sarısı
kocaman bir bebek getirmişti.
Buradaki bebeklere hiç benzemiyordu. Bugüne kadar hiç böyle bir bebeğim olmamıştı. Çok
sevinmiştim. Küçük kardeşime
araba getirmişti. Anneme de bir
bluz…
Ne kadar mutluydum. İşte babam
burada, yanımızdaydı.
Evdeki babamlı günler sevinçli
koşuşturmalar, komşularımızın
ve akrabalarımızın ziyaretleri ile
geçiyordu.
Ama günler böyle güzel geçerken
öğrendik ki babam sadece annemi yanında götürebilecekti. Evet,
çok kısa bir zaman sonra da bizle-
10 | Baden Haber | Kültür | Edebiyat
ri yanına aldıracaktı. Bize teyzem
bakacaktı. Hem teyze anne yarısı
sayılırdı.
Bir sessizlik düştü kollarıma,
başlar eğildi. Öylece oradan bize
bakıyordu. İşte veda zamanı…
Bu içimde haykıran sesim; içime
hapsolmuş sanki. Boğazımın içinde beni yakalayan bir el veda bile
edemiyor sanki.
-Tren kalkıyor, diye bağırdı bir
adam. Yavaş yavaş ilerleyen
vagonlardan birbirine sımsıkı
tutunmuş ellerimiz.
Dayanamıyorum…
Sanki
Hansel
ve
Gretel
masalındaki o iki kardeş gibiydik.
-Ya ormanda kaybolursak?
Annem ve babam gitmişti. Bizden
çok uzaklardaydılar. Teyzemin her
zamankinden daha bir şefkat
dolu kollarında olan emanetleriydik. Evet teyze anne yarısı sayılırdı.
Bize annemizin ve babamızın
bizi ne kadar çok sevdiğinden,
özlediğinden bahsederdi. Hem
zaten çok az bir zaman kalmamış
mıydı?
Günler
günleri
kovalarken,
Almanya’ya bizi götürecek olan
akrabalarımız önümüzdeki hafta
sonu geleceklerdi.
Yine, koca bir ayrılığın yine siyah
bir trenin yanında yeni bir ayrılığa
adım atıyorduk ben ve kardeşim.
Teyzeme veda ederken, şimdi de
ona umut vermemiz gerektiğini
biliyorduk.
Teyzeciğim…
Hoşçakal…
Sonunda annemize babamıza
kavuşmuştuk. İçimizin en de-
rin köşesinde yerleşmiş ayrılık
acısının kördüğüm olmuş iplerini
çözmeye çalışıyorduk.
Burada her şey ne kadar da
farklıydı. Evet evimiz küçük ama
güzeldi. Sonuçta bütün bir aile
biraradaydık. Babam, beni ve
kardeşimi okula yazdırmıştı.
Okuldaki arkadaşlarımdan bir
kaç tanesi de Türk ve buradaki Alman arkadaşım, babamın
bana getirdiği saçları altın sarısı
bebeğimin aynısı.
„Sevgili Teyzeciğim,
Bu yaz kızım Neşe ile birlikte
Türkiye’ye tatile geleceğiz. Seni
çok özledik. Eski resimlere birlikte bakacağımız çınar ağacının
altında bizi bekle.
Seni çok seven yiğenin Elif „
bh/Hilal Erkmen Yaşa
Başkonsolosluğumuzla ilgili güncel bilgilere
aşağıdaki internet sayfalarından ulaşabilirsiniz.
http://karlsruhe.bk.mfa.gov.tr/
e-Mail: turkcons.karlsruhe@mfa.
gov.tr
- e-pasaport müracaatı
için randevu alınması
gerekmektedir.
Randevu almak için:
- 7 Gün 24 saat evden
konsolosluk işlemleri
e-konsolosluk’ta:
Konsolosluk işlemleri hakkında
en doğru ve güncel bilgileri
e-konsolosluk sayfasında
bulabilirsiniz.
www.epasaport.gov.tr internet
sitesini ziyaret edebilir,
Ayrıntılı bilgi için www.
konsolosluk.gov.tr sayfasından
e-konsolosluk sistemine üye
olmanız tavsiye olunur.
bilgi almak için ise
- Randevulu konsolosluk işlemi:
7 gün 24 saat hizmet veren
e-Pasaport Çağrı Merkezini, 0090-216-4443020, arayabilirsiniz.
‘Zamanım kıymetli, sıra
beklemeden işlemimi
yaptırmak istiyorum’ diyorsanız,
e-konsolosluk’a üye olun,
www.konsolosluk.gov.
tr sayfasındaki ‚‘Randevulu
Konsolosluk İşlemi‘‘ linkinden
randevu alın sıra beklemeden
işleminiz yapılsın. Ayrıntılı bilgi
internet sayfamızda mevcuttur:
(http://karlsruhe.bk.mfa.gov.tr/)
Başkonsolosluk Duyuruları
bölümünde e-Buluşma
(Randevulu Konsolosluk
İşlemleri) hakkında duyuru’yu
okuyun.
http://karlsruhe.bk.mfa.gov.
tr/ShowAnnouncement.
aspx?ID=1712
„Sizin Köşeniz„ de yer almak üzere, her türlü edebi
yazılarınızı (şiir, öykü, fikra, v.s.) ile Almanya ve Türkiye‘ deki
hukuki sorularınızı bize ulastırınız. [email protected]
Baden Haber | Kültür | Edebiyat | 11
ALFABENİN KÖKENİ VE GELİŞİMİ
İnsanoğlu duygularını, isteklerini konuşarak veya yazarak
başkalarına anlatır. Her ikisinin
de anlatın aracı “dil” dir. Her dil bir
takım seslerden oluşur.
Dildeki bu seslerin yazıda karşılığı
olan harf topluluğuna “alfabe” denir. Alfabe Yunanca
A(alfa), B(„be“ta) harflerinin
okunuşundan gelir.
Arapça’da ise A(elif ),
B(ba)
harflerinin
okunuşlarında
gelir
yani Arapça’da alfabe
yerine elifba kullanılır.
Günümüz Türkçe’sinde
ise A, B(be), C(ce) abece
biçiminde söyleyip yazma eğilimi vardır.
İlk alfabeyi Fenekeliler ortaya çıkarmıştır.
Araplar,
Yunanlılar,
Romalılar da bu alfabeden
yararlanarak
kendi
alfabelerini
yaratmışlardır.
dir. Bu diller içinde Türkçe’ye en
yakın olanı ise Moğolca’dır.
Dünyada en çok konuşulan beş
dilden birisi olan Türkçe’miz
Türkler’in eski ve zengin kültürünün aktığı bir nehir gibi
yaklaşık 11 milyon kilometrekarelik bir alana yayılmış doğuda
Moğolistan ve Çin, batıda
kisinde kaldığı kültürlerin yarattığı
olumsuzlara rağmen Çince, Hintçe, İngilizce ve İspanyolca’dan
sonra en çok konuşulan beşinci
dildir.
Toplumları ayakta tutan, ulusları
parçalanıp yok olmaktan kurtaran
duygu, düşünce, inanç ve kültür birliğidir. Bu
birliği sağlayan ve
gelecek kuşaklara
aktaran
dildir.
Karamanoğlu Mehmet Bey Anadolu’da
birliğin sağlanması
için dil ve kültür
öğesinin önemini
kavramış 1277’de
duyurduğu fermanla “Türkçe’den başka
dil konuşulmaması
gerektiğini
ve
Türkçe’nin
resmi
dil olduğunu” ilan
etmiştir.
TÜRKÇE’NİN
DÜNYA DİLLERİ
ARASINDAKİ YERİ
TÜRK YAZI
DİLİNİN TARİHİ
GELİŞMESİ
Yer yüzündeki diller
arasında Türkçe’nin içine girdiği gurup UralAltay dilleri gurubudur.
Ural-Altay dilleri eklemeli dillerdir. Bunlardan başka Hint-Avrupa dillerinin Sırbistan, kuzeyde Sibirya, güneytesirinde kalanlar hariç olmak de Bağdat’a kadar uzanmıştır.
üzere bu dillerde kelime sırası
Bu coğrafya içinde 7 tanesi Türk
aşağı yukarı aynıdır.
devleti olan 23 ayrı devlet içinUral Kolu Fin-Ugur (Fince, Macar- de Türkçe konuşan uluslar vardır.
ca) Samoyed (Samoyedce) Altay Orta Asya’ya dayanan ve tarihsel
gelişim içerisinde güçlü özellikleKolu Türkçe, Mançurca, Moğolca.
Demek ki Türkçe Ural-Altay dil- ri ile benliğini korumasını bilen
lerinin Altay koluna bağlı bir dil- Türkçe’miz lehçe farklılıkları ve et-
1) Eski Türkçe:
Türk yazı dilinin ele
geçen ilk örnekleri
Orhun abidelerinin
metinleridir. (8.yy)
Fakat bu metinler şüphesiz Türk
yazı dilinin ilk örnekleri değildir.
Orhun abidelerindeki dil çok
işlenmiş, ileri düzeyde bir yazı dilidir. Bu yüzden Türk yazı dili tarihinin başlangıcının 8. yüzyıldan
en azından birkaç asır daha önce
olduğunu söyleyebiliriz. Fakat elimizde Orhun kitabelerinde daha
eski metinler olmadığı için 8.
12 | Baden Haber | Kültür | Edebiyat
yüzyıldan itibaren Türk dilini takip edebiliyoruz.
Eski Türkçe devresi 12. ve 13.
yüzyıla kadar devam etmiştir. Bu
ilk yazı dili bütün Türklük’ün tek
yazı dili olarak kullanılmış, Orta
Asya’da geniş bir sahayı kaplayan
Türklük alemi yüzyıllar boyunca
hep aynı dille okuyup yazmıştır.
Bu yazı dili devresinden gelen
eserlerin büyük bir kısmı Uygur
yazısı ile yazılmış olduğundan bu
devreye Uygur devresi yazı diline
ise Uygurca da denir.
2) Kuzeydoğu Türkçe’si,
Batı Türkçe’si:
fazla yazı dilinin doğmasına ve
gelişmeye başlamasına neden
olmuştur.
a) Kuzeydoğu Türkçe’si: 13. yüzyılda
kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde
yerini
Özbekçe’ye
bırakmıştır.
b) Batı Türkçe’si: 13. yüzyılda
kullanılmaya başlanmıştır. Batı
Türkçe’si iç ve dış gelişme ve
değişiklikle bakımından üç evreye ayrılır.
1) Eski Anadolu Türkçe’si
2) Osmanlıca
3) Türkiye Türkçe’si
2.1) Eski Anadolu Türkçe’si:
Eski Türkçe’den sonraki devrede Tür- 13., 14 . ve 15. yüz yıllard ak i
kçe karşımıza birden fazla yazı dili ile Türkçe’dir. Bu devreye Batı Türkçıkmaktadır. Bunun nedenleri:
çe’sinin kuruluş evresi olarak bak1) Orta Asya’daki Türklük aleminin mak yerinde olur .
parçalanarak büyük kütleler halin- Bu devir Batı Türkçe’sinin en tede Hazar denizi’nin kuzeyinde ve miz devridir. Bu devrin sonlarına
güneyinden batıya yayılması.
doğru Türkçe’ye Arapça ve Fars2) Yeni kültür merkezlerinin mey- ça unsurlar girmeye başlamıştır
dana gelmesi.
bunun sonucunda da Osmanlıca
3) İslam kültürünün Türkler arasına denilen dil doğmuştur.
gittikçe kuvvetli bir şekilde
yerleşmesi.
2.2)Osmanlıca:
İşte bu gibi nedenlerden ötürü 15. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın
Eski Türkçe ömrünü tamamlamış başlarına kadar devam etmiş olan
ve ayrılan Türk kollarının yeni yazı dilidir.
kültür merkezleri etrafında ken- Dört yüz yıldan fazla kullanılan bu
di şivelerine dayanan yazı dille- dil doğal olarak değişik devrelerri meydana getirmeleri birden den geçmiştir. Osmanlıca Arap
harfleriyle yazılıp Türkçe okunan
bir yazı dilidir.
Arap alfabesinin Türk dili bakımından en büyük kusuru ünlülerin azlığı, ikinci kusuru da
çoğu harflerin bitişik yazılması
zorunluluğudur.
Türkler Arap alfabesinin sakıncalarını çok geç fark ettiler. Türkçe,
göçebe Türkmenlerinin konuştuğu kaba bir dil sayılıyordu.
Edebiyat dili olarak işlenmeye
değer bulunmuyordu. Edebiyat
da bilim de Arapça ve Farsça’yla
yapılıyordu.
O dönemde bilim de, edebiyat da
dinsel nitelik taşıdığı için bu çok
doğal bir durumdu.
2.3)Türkiye Türkçe’si:
Osmanlı Devleti’nde resmi dil Türkçe olduğu halde bu dil medreselerde okutulmazdı.
Medreselerde öğretilen dil Arapça’ydı.
1908’de Meşrutiyet’le birlikte medre
selerde Türkçe eğitim başlamıştır.
Tanzimat ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde dil üzerine büyük
tartışmalar yapılmıştır.
Atatürk’ün 1928 yılında “Harf Devrimini” yapmasıyla Arap harflerinin yerini Latin harfleri almıştır.
Not: www.meb.gov.tr den alıntı yapılmıştır
Afiş, Tabela, Grafik, Dizayn
ve her türlü Reklam yapılır
Baden Haber | Kültür | Dini Bilgiler | 13
Hz. Peygamberimizin
çocuklarla ilgili yaklaşımı
Hz. Peygamber, “Andolsun ki, Re- i şeriflerinde de Peygamberisulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret miz, “Kim ki üç tane kız çocuğu
gününe kavuşmayı umanlar ve yetiştirir, güzel terbiye eder, evAllah'ı çok zikredenler için güzel lendirir ve onlara iyilikte bulubir örnektir”1 ayetiyle Kur’an-ı nursa onun için cennet vardır.”4
Kerim’de “Model Şahsiyet” ola- “Her kim kız çocukları yüzünden
rak tanıtılmaktadır. Dolayısıyla bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi baHz. Peygamberi rehber edinmesi karsa, bu çocuklar onu cehennem
gereken Müslümanlar’ın O’nun ateşinden koruyan bir siper olurhayatını iyi bilmeleri ve onun lar”5 buyurarak kız çocuklarının
örnekliğinde yaşamaları gerekir.
da iyi yetiştirilmelerini emretmiş;
Hz. Peygamberin gerek aile erkek çocuklarla kız çocuklar
hayatı gerekse toplumla olan arasında bir ayırım yapılmasına
ilişkisi hepimiz için örnekler taşır. karşı çıkmıştır.
Bu açıdan çocukların güzel bir Aile
büyükleri
çocuklarını
şekilde yetiştirilmelerinde de yetiştirirken öncelikle onlara hayır
en güzel örnek peygamberimiz dua ederek başlamalıdır. Kur’an-ı
olmaktadır.
Kerim’de Hz. İbrahim’in evlatları
Çocuğun eğitim ve öğretime için yaptığı şu dua dikkat çekiciilk açılan kapısı ailedir. Aile içe- dir. “Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun
risinde gördüğü şeyler, onun eğenlerden kıl, neslimizden de
zihninde hayat boyu canlı kalır sana itaat eden bir ümmet çıkar,
ve onun şahsiyetini şekillendirir. bize ibadet usullerimizi göster,
Yine aile içerisinde öğrenilen bil- tevbemizi kabul et; zira tevbeleri
gilerin çocuk tarafından şüphe çokça kabul eden, çok merhaduyulmaksızın kabul edildiği de metli olan ancak sensin.”6
bir gerçektir.
Çocuğun beslenme, barınma,
Peygamberimiz bir baba olarak giyim, kuşam ve sağlık gibi madevlatlarının terbiyesine gereken dî ve bedensel ihtiyaçlarının
hassasiyeti fazlasıyla göstermiş ve karşılanması ailenin başta gelen
insanlara da, “Ailenize dönün ve görevidir. Hz. Peygamber, kişinin
öğrendiklerinizi onlara anlatın”2 hayır yolunda harcadıkları içinşeklindeki emirleriyle, öncelikle de sevabı en bol olanının, aile
aile fertlerinin eğitimiyle ilgilen- bireylerine yaptığı harcamalar
meleri gerektiğini salık vermiştir. olduğunu ve insanın aile bireySahabeden Rafî (r.a.) Peygam- lerini sefil bırakmasının günberimize; “Ey Allah’ın elçi- ah olarak kendisine yeteceğini
si, bizim çocukların üzerinde belirtmiştir.7
hakkımız olduğu gibi onların Peygamberimizin gerek kendi
da bizim üzerimizde hakları var çocukları ve torunlarına gerekmıdır?” diye sorunca, Efendimiz se diğer çocuklara karşı son deşöyle buyurmuştur: “Çocuğun rece şefkat, merhamet ve sevgi
baba üzerindeki hakkı ona yazı göstermesi, onları bağrına basıp
yazmayı, yüzmeyi ve atıcılığı okşaması, öpmesi, hatalarını
öğretmesi, helalinden rızık ye- bağışlaması, şakalaşması, hatta
dirmesi, ona güzel isim koyması oyunlarına katılması ile ilgili pek
ve yetişince evlendirmesidir”3 çok hadis rivayet edilmiştir. Onun
buyurmuştur. Başka bir hadis- çocuklara olan bu düşkünlüğünü
yadırgayan birini, "Allah senin
kalbinden merhameti söküp
almışsa ben ne yapayım!"8 diyerek eleştirmiştir.
Sevgili Peygamberimiz, “Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir miras
bırakamaz ve daha üstün bir hediye vermiş olamaz”9 buyurarak
çocukların ahlaklı, edepli ve güzel
yetiştirilmelerini tavsiye etmiştir.
Bu konuda daha birçok hadis
zikretmek mümkündür. Ancak
büyüklere düşen görev, her hal
ve hareketleriyle çocuklar için iyi
örnek olmaya çalışmaktır. Onlarla
konuşmak, sıkıntılarını anlamaya çalışmak, onlara her zaman
doğru, açık ve tutarlı bilgiler vermek, hoşgörülü davranmak ve
merhamet göstermek gerekir.
Yine çocukların dinine, diyanetine, vatanına, milletine sahip
çıkan; insanlığa faydalı insan olarak yetiştirilmelerine önem verilmelidir.
1Ahzâb, 33/21; 2Buhari, Ezan, 18;
3Beyhâkî, Şuâbu’l-İmân, VI, 401;
Ali el-Müttakî, XVI, 417, 443; 4Ebû
Dâvûd, Edeb, 120-121; 5Buhârî,
Zekat, 10; Müslim, Birr, 47; 6Bakara, 2/128; 7Ebû Davûd, Zekât, 45.
KAYNAKLAR:
a.Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı
Meali b.Ömer Çelik, Mustafa Öztürk, Murat Kaya, Üsve-i Hasene,
İstanbul 2004, I-II. c.Başkanlık,
Seçme Hadisler, Ankara 2000. d.
Kürsüden Öğütler, Ankara, 2007.
e. İlmihal, Ankara 2010, I-II. f.
İlmihal, (Seyfettin Yazıcı), Ankara
2001.
Ahmet Akkuş
Emmendingen Yunus Emre Camii Din Görevlisi
14 | Baden Haber | Tanıtım
DİTİB Achern Yunus Emre Cami´i
1980 yılında kurulan dernek, bugün 320 erkek, 210 kadın cemaatine hizmet verebilme kapasitesine
sahip camisi; kadın kolları, gençlik
kollari ile faaliyet göstermektedir.
Kadın cemaatine, her ayın ilk cuma
aksamı din görevlisi Ahmet Önal
tarafından vaaz verilmekte, cumartesi, pazar günleri ise eşi tarafından
Kuran-ı Kerim ve dini bilgiler üze-
rine ders verilmektedir. Ayrıca cumartesi, pazar ve tatil günlerinde
çocuklara yönelik, Kuran-ı Kerim
ve Temel Dini Bilgiler dersleri verilmektedir. Cuma akşamları genç
kızlar, cumartesi akşamları genç
erkekler cami lokalinde toplanarak,
gençliğin uyuşturucu, alkol gibi
kötü alışkanlıklardan korunması
üzerine milli ve dini kimliğimize
Yönetim Kurulu:
Mürsel Yıldız (Bşk.), Yakup
Keskin (Bşk.Yrd.), Ümit Özmen (Sekreter), Halit Turan
(Muhasip), Ömer Çetin (Üye), Ramazan Karadavut (Üye), Mustafa
Demirlikaya
(Üye),
Ahmet
Önal (Din Görevlisi)
İletişim:
Fautenbacher Str. 30
77855 Achern
Tel: 07841-29656
Fax:07841- 508992
Mail: [email protected]
DİTİB Kehl Cami´i
1981 yılında kurulan cemiyetin
1998-2007 yılları arasında yürütülen calışmaları ile alınan izinle, yeni
cami temeli 01.07.2007 tarihinde
atıldı. Üç yarım kubbe üstüne
yaklasık 14 metre çapındaki kubbeye sahip caminin asansör sistemini Nussbaum GmbH firması
üstlenmiş. İç dekarasyon çinileri
icin
Türkiye´deki
firmalarla
görüşmeleri sürüyor. Cami´nın
diş cephesi 35 kişilik bir grup ile 4
saatte bitirilerek tam bir işbirliği
örneği sergilenmis. Ayrica yönetimin verdiği başarılı girişimler sonucu çift minare için onay alınmış. Kehl
cami´i 2.başkanı sayın Erdem Çakırlı
bu aşamalarda Strassburg´dan
önemli yardımlar aldıklarını ifade
ederken, borçsuz ve kredisiz 1 milyon € tutarında harcamalarının
olduğunu, her türlü maddi ve manevi yardımlara açık olduklarını
belirtti.1 yıl 3 aydır kadrolu din
görevlisi olarak hizmet veren Mehmet Yılmaz aslen Trabzon´lu olup,
Samsun´da görev yapmış. Evli ve
4 çocuk babası Yılmaz: „Gurbet
içinde gurbet yaşıyoruz“ diyor.
Kehl´de özellikle gençleri tehdit
eden paralı oyun otomatiklerinin,
bir caddeyi oyun salonları ile dolduracak boyutlara ulaşması aileleri çok endişelendiriyor. Bu konuya çözüm arayışında olduklarını
belirtmekteler.
uygun programlar yapılmaktadır.
Yine gençlerin oluşturduğu ilahi grubu, ilahiler, marşlar ve
memleket türkülerine yönelik
çalışmalarda
bulunmaktadır.
Derneğin temsil ve etkinlikleri
müslüman cemaatin olduğu kadar
bölgesindeki diğer resmi, sivil kurum ve kuruluşlarca da takdir edilerek örnek gösterilmektedir.
Baden Haber | Tanıtım | 15
DİTİB Weil am Rhein Eyüp Sultan Cami´i
1983 yılında kurulan derneğin bugün kullanılan 1030 m² arsa üzerine, 220 m² olarak inşa edilen 4 katli binası 2003 yılında satın alınarak
hizmete girmiştir. Alt katında kalorifer dairesi, spor kulübü, genç kizlar için buluşma odası, 1.katında
büyük cami ve çok amaçlı
kullanılan çocuklara Kuran-ı Kerim
ve dini bilgilerin verildiği sınıf, üst
katında ise din görevlisine ait lojman, bayanlar mescidi ve kadınlar
kolunun
çalışma
odasından
oluşmaktadır. Din görevlisi Adnan
Üstün; 1978 Elazığ doğumlu. 2003
yılında A.Ü Hukuk Fakültesi, 2009
yılında AÖF İlahiyat ön lisans mezunu, halen A.Ü İlahiyat Fakültesi
son sınıfına devam etmekte, evli
ve 3 çocuk babası.
Yönetim Kurulu: Muhammet
Pamuk (Bşk.), Yaşar Koca (Bşk.
Yrd.), Mehmet Yaşar (Sekreter),
Metin Yıldız (Muhasip), Yaşar
Deberoğlu (Üye), Abdullah Tok
(Üye), Ahmet Kumbas (Üye), Ahmet Türkmen (Üye), Şenol Türkmen (Üye), Hasan Özel (Üye)
İletişim: Tulla Str.48,79576 Weil
am Rhein, e-mail: www.eyupsultancamii.de
DİTİB Lahr Türk İslam Kültür Derneği
1982 yılında kurulan dernek,
1996 da satın aldıkları binanın iç
kısımlarını ibadete uygun cami
haline getirerek, halen faaliyetlerine burada devam etmektedir.
Almanya´nın farklı şehirlerinde
düzenlenen Landes Gartenschau
projesi, 2018 senesinde kültür
bakanlığı tarafından Lahr´da
düzenlenmesi istenilmiş, belediyenin sevinçle karşıladığı
projenin altyapı çalışmalarına
başlanılmış, kendilerinden de
modern bir cami ile katılımları
beklenmektedir. Bu konuda daha
refah imkanları ile herkese hitap
edebilecek, islam dinini Alman
halkina daha nezih bir ortamda
tanıtmak maksadı ile yeni cami Yönetim Kurulu: Hasan Babır
için vatandaşlarla istişare yönün- (Bşk.), Tugay Kara (Bşk.Yrd.), Levet
de çalışmalara başlanılmıştır.
Işılak (Sekreter), Selçuk Çataltepe
(Muhasip), Candemir Arslan (Üye),
Metin Özdağcı (Üye), Ali Rıza Bozay
(Din Görevlisi)
16 | Baden Haber | Tanıtım
Ditib Emmendingen
Yunus Emre Cami´i
maddi ve manevi katkılarıyla birlikte dönemin Emmendingen
belediye başkanı ve encümen
1979 yılında, Ömer Gökdemir üyelerinin katkılarıyla atılmış
(Başkan), Durdu Güzel (Bşk. oldu. 76 yıllığına kiralanan arsa
Yard.), Recep Gökdemir (Sekre- üzerine kurulan,yaklaşık 10 m
ter), Saim Uzun (Muhasip), Şakir çapında kubbeye sahip, 3 kat
Demir, Halim Gökdemir, Muham- üzerine 650 m² kullanım alanına
met Gür tarafından Türk İslam sahip bina 1999 yılında bitirileCemiyet´i adı altında kuruldu. rek faaliyete geçmistir. Bugün
İlk tüzüğün hazırlanmasında Ce- 158 üyesi ile dini hizmetlerinin
vat Özcan öğretmenin katkıları yanı sıra milli ve kültürel etkinbüyüktü.Cemiyet´in
faaliyet- likler gerçekleştirmekte, kadın
lerini göstereceği yer konusunda ve gençlik kolları oluşturulmuş,
çok zorluk çektiler. Belediyenin saz ve folklor grupları bulunan
sunduğu yerlerde ancak teravi derneğin vatandaşlardan isteği
namazlarını kılabiliyorlardı. Seyfi ise yapılan faaliyetlere katılım ile
Hoca ilk din görevlisi idi. Resmi ola- çocuklarımıza daha fazla ilgiyrak İbrahim Özkan hoca ile Baden- le sahip çıkılması. 1978 Araklı/
Württemberg´te din görevlisi tay- Trabzon doğumlu Ahmet Akkuş,
in edilen ikinci cemiyet olmuştur. 01.07.2010 tarihinden beri kad1983 yılında Querstraße'de bir rolu din görevlisi olarak hizmet
işyeri vatandaşların yardımları ile vermektedir.
kiralanarak camiye dönüştürüldü.
Bu arada dernek üyeliğini be- Yönetim Kurulu: Recep Gökdemir
nimsetmekte zor bir süreç (Bşk.), Sezai Uzun (Bşk.Yrd.), Necyaşandı. 1990 yılında başka bir mettin Malkoç (Sekreter), İhsan
yere taşınarak camisi ile hizmet- Dastan (Muhasip), Gülda Çolak,
lerine devam etti. 1997 yılına Ahmet Kazancı, Aşkın Uğurlu
gelindiğinde bugün hizmet veren İletişim: Schwarzwald Str. 11
Türk İslam Kültür Dernek binasının 79312 Emmendingen,
temelleri, yine vatandaşlarımızın www.ditib-emmendingen.de
Waldkirch Cami´i
İslam Derneği
1973 yılında kurulan dernek, 3
kez muhtelif mekanlardan sonra 01.06.2010 tarihinde satın
aldıkları binada faaliyetlerine
devam etmekte, cami binasının
layıkı ile geliştirilmesi yönünde
inşaat çalışmaları sürmektedir.
Cumartesi ve pazar günleri 11.0014.00 arası çocuklara, pazartesi
ve perşembe günleri kadınlara
din dersi verilmekte, cuma
akşamları genç erkeklere,pazar
günleri genç kızlara yönelik
dini sohbetler yapılmaktadır.
Eğitim konularında; özellikle
kadın eğitmen bulmakta eksiklik hissedilmekte, çocukların
eğitimlerinde velilerden daha
fazla aktif rol üstlenmeleri temenni edilmektedir.
Yönetim Kurulu: Levent Bulduk
(Bşk.), İlhami Sözen (Bşk.Yrd.),
Yusuf Erdem (Sekreter), Murat Mutlu (Muhasip), Halil Çelik
(Üye), Ferit Aygün (Üye), Ayhan
Parlak (Üye)
Baden Haber | Ortenau | 17
Kehl´de hamsi şöleni
betleri kadar öncü olamadılar.
Olsalardı bugün daha yüksek
noktalarda olacaktık. Yinede, bu
Ditib Kehl İslam Cemiyetini´nin muhabbetçilerin
yetiştirdikleri
hafta sonunda cumartesi ve pa- nesillerin yaşadıkları toplumun
zar günlerinde düzenlediği hamsi öncüleri
olacakları
asikardır.
şölenine ilgi büyük oldu.
„derken, bu gibi faaliyetlerde
Havanında güneşli ve sıcak gösterdiğimiz sosyal dayanışma,
olduğu günde, değişik bölgeler- kaynaşma, birlik ve beraberlik
den gelen Türk ve diğer milletle- imrenilerek
takdir
edilirken,
re mensup ziyaretçilerin, yemek kendimizi
ve
kültürümüve içecek standlari ile yapımı de- zü yabancılara göstermemize
vam etmekte olan ibadete açık
Merkez Cami´ine ilgisi dikkat
çekici boyutlardaydı. Katılımın
yoğunluğundan oturma masaları
zaman zaman yetersiz kaldı.
Başta hamsi olmak üzere mantı,
künefe ve Türk mutfağından
özenle hazırlanmış yiyecekler misafirlerin akınına uğradı. Ayrıca
sunulan yiyeceklerin açık çadır
standlarında, göz önünde taze
olarak hazırlanması ziyaretcileri
cok memnun etti.
Şölen esnasında görüstüğümüz
cami imamı Mehmet Yılmaz
“Ilk gelen nesiller muhabbette
öncülük yaptılar, ibadette muhab-
Haslach´ta Kutlu
Doğum Haftası
17.04.2011 pazar günü Ditib Haslach Cami´inde Kutlu Doğum
Haftası kapsamında düzenlenen,
Peygamber Efendimizin Dünya
´ya teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi,
halk dilindeki adiyla Mevlid Kandili 600 kisilik yoğun bir katilimla
kutlandı. Karlsruhe Din Hizmetleri Ateşesi Mustafa Akpınar, çeşitli
bölgelerden gelen Ditib Camileri
dernek yöneticileri ve din görevlilerinin de aralarinda bulunduğu
misafirlerle,çocuklarin sunduğu
programda ilahi ve piyeslerle Peygamber Efendimiz anılırken,Din
Ateşemiz Mustafa Akpınar da
yaptığı konuşmasında Peygamberimizin
hayatı,Peygamber
yardımcı olacağının önemine de
dikkat çekiyordu. Cami içerisindeki Arapça hat yazılarını açıklayıcı
çevirilerini, Almanca, Fransızca ve
Türkçe olarak üç dilde de bilgi verebilecek sekilde hazırladıklarını,
ayrıca gelecek nesillerimiz için
neler yapabiliriz konusunda papazlarla her ay düzenli bir şekilde
toplanıp bir araya gelerek calışma
grubu oluşturduklarını söyledi.
bh/ Ayvaz Çolak
sevgisi ve İslam´a en fazla hiz- cek ikramının yapıldığı gün renk
met eden bir millet olmamıza ve coşkulara sahne oldu.
değindi. Misafirlere yemek ve içebh/ Yüksel Atmaca
18 | Baden Haber | Ortenau
Haslach Camii Yeni Yönetiminden Belediye Başkanına Ziyaret
Ditip Haslach Camii yeni yönetim kurulu üyeleri Başkan Nurullah Durmuş, Başkan Yardımcısı
Sabri Sertoğlu, Salih Keskin, Sekreter Galip Gültekin, Muhasip
Metin Aksu, Sekreter ve Muhasip
yardımcıları Recep Keleş, Hüseyin Acar olmak üzere Din Görevlisi İlhan Çakır ve Camii Tanıtım
rehberleri Binnur Aksu, Merican
Durmuş, Gülay Süme, ve İlkay
Keleş hanımefendilerle beraber
Haslach belediye başkanı Herr
Winkler’i Belediye’de ziyaret ettiler. Belediye başkanının Türkler
ve Cami hakkındaki iyi niyetlerine
teşekkür ederek, uyum içerisinde
çalışma mesajı verdiler. Ziyaret-
ten memnun olduğunu belirten
Belediye başkanı Herr Winkler
Offenburg-Tageblatt yerel gazetede yayınlatmak üzere hatıra
fotoğrafı çektirdi. Yaklaşık 2,5 saat
kadar süren toplantı sonrasında
Herr Winkler’e Türk ürünlerinden
oluşan bir sepet armağan etti. bh
Baden Haber | Breisgau | 19
Yunus Emre Camii´inde ailece kahvaltı
Emmendingen Türk İslam Kültür
Derneği Kadın Kollarının 25.04.2011 tarihi pazartesi sabahı 2.kez düzenlemiş
olduğu kahvaltı,halkın yoğun ilgisi ile
karşılaşırken tekrar bir arada olma imkanı
sağlayarak, hoş sohbet dolu anlara
sahne oldu.
bh/Ayvaz Çolak
Freiburg´da yeni Türk restorantı KULE açıldı
Freiburg´da Laubfrosch olarak
tanınan lokalde Türk yemekleri sunan yeni bir restorant açıldı.
Bir yıl boyunca „Pascha“ ismi ile
işletilen lokal el değiştirdi ve içinde bulunduğu binanın şekline
de vurgu yapılarak „Kule“ adı ile
yeniden açıldı. Açılışta Freiburg
şehrinin Kültür Belediye Başkanı
Ulrich von Kirchbach´ta hazır budaha güzel bir ortamda hizmet
lundu.
vermek istediklerini belirtiyor.
Sayın von Kirchbach yaptığı Ustalar ayrıca mangal ve Türk yeaçılış
konuşmasında
„Kule meklerinin yanında Pizza ve FlamRestorant´ın „ Freiburg`a yeni menkuchen çeşitleride olduğunu
lezzetler
katacağını
belirtip sözlerine ekliyorlar. Kule´de daha
yeni işletmecilere bol şans di- önceki işletmecilerden farklı
ledi. Ulrich von Kirchbach olarak 2,50 euroya döner ve
açılışta yediği yemeklerden çok yarım tavuk satışlarıda yapılıyor.
etkilendiğinide sözlelerine ekledi.
Kule restaurant işletmecisi Usta
Ailesi ise daha rahat bir atmosfer yaratmak için lokalde ara katı
açtıklarını ve böylece misafirlere
Kule´nin üst katında ise nargilelerin de sunulduğu bir Cocktail
Lounge-Bar bulunuyor. Bunlara
ek olarak cuma geceleri canlı mü-
zik ve cumartesi geceleride salsa
partileri düzenleniyor.
bh/Yener Erfidan
Kule´in adresi ise:
Kaiser-Joseph-Str. 273
79098 Freiburg
Tel: 0 761 24982
20 | Baden Haber | Breisgau
Emmendingen´de Çanakkale Şehitleri´ni Anma Günü
Emmendingen Türk İslam Kültür Derneği, Emmendingen
Ü.T.S Futbol Klubü, Emmendingen ve Çevresi Türk Okul Aile
Birliği´nin birlikte organize ettiği
program, Emmendingen Yunus
Emre Cami´inde kutlandı. Çevre
illerle birlikte çok sayıda katılımın
olması yer sıkıntısı yaşattı. Buna
rağmen öğretmen Nevin Biçici,
Ayten Özkaraca ve Din Görevlisi
Ahmet Akkuş´un hazırlayıp, sinevizyon gösterileri ile destekli çocuk ve gençlerin sunduğu günde
zaman zaman duygulu anlarda
yaşandı.
bh/Yüksel Atmaca
Emmendingen´de 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı kutlandı
Emmendingen ve Çevresi Türk
Okul Aile Birliği´nin düzenlediği,
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı Emmendingen
Steinhalle´de büyük bir ilgi ve
coşkuyla kutlandı.
büyük
emeklerle
özenle
hazırladıkları,yabancı çocuk folklor gruplarının da renk kattığı
günde, çocuklarımız tarafından
şiirler okundu, skeçler oynandı,
folklorümüzden zengin örnekler
sunuldu. Ayrıca dia gösterileri ile
Öğretmen Nevin Biçici, Ay- günün önem ve anlamına dair
ten Özkaraca ve Maide Akın´ın tarihten sayfalarla geçmişe yol-
culuk yapıldı. Yine çocukların 23
Nisan provaları sırasında çekilen
fotoğraflar ve yaptıkları resimler izleyicilere dia ile sunulurken
hoş dakikalar geçti. Herkesin
çok beğendigi ve takdir ederek
ayrıldığı program özellikle çocuklara bayram havası yaşattı.
bh/ Ayvaz Çolak
Baden Haber | Breisgau | 21
Allah Doktorlardan ve
AOK´dan razı olsun
Emmendingen´li 36 yaşındaki
İbrahim Fidan ve ailesi için bugün
herşey yolunda. Oğlu İsmail´in
doğumun dan önce herşey daha
farklı idi.İistanbul´da büyüyen
İbrahim 1990 yılında 15 yaşında
ailesi ile birlikte Almanya´ya Baden Eyaletinin Emmendingen
şehrine geldi. Burada ortaokulu
bitirdikten sonra meslek lisesinin
anlagemechanicker bölümünden
mezun olur. Evliliğinden kısa bir
süre sonra eşi rahatsızlanır,kısmi
bir inme (Felç) geçirir. Nervoloji araştırmalarından bir sonuç alınamaz. Oğlu İsmail´in
doğumuna yakın eşi bir öncekinden daha sert ve ağır bir inme
daha geçirir. İbrahim´den eşi
veya çocuğu arasında bir seçim
yapması gerektiği söylenir. EŞİ
yada ÇOCUĞU ?
Olağanüstü
bir hadise ile
doğum sonrası
ikiside
hayatta
kalmayı
başarırlar.
"
Bir hafta sonra oğlu İsmail
çok
sarardı"
diye anlatıyor
İbrahim. Acaba sarılık mı oldu diye
hemen Uniklinik´e götürür. Sonuç
oğlu İsmail "Kan Kanseri" dir. Çok
zor günlerdi diye hatırlıyor aile
babası. Bugün Pfeizer fabrikasında
siparis takip elemanı olarak
çalışıyor. "Bizim ayaklarımızın yere
basması gerekiyor". İamail iki yıl
hastahanede kaldı. Ailesinin bir
kısmı klinige yakın ve oraya ait
olan aile evinde kalır.
"Ben ve ailem AOK da sigortalı
olduğumuz için çok mutluyum".
AOK bizim için 100.000 € dan
fazla tutan tedavi masraflarımızı
sorunsuz olarak karşıladı. İsmail
bugün çok iyi hatta arkadaşları
ile futbol bile oynuyor. Annesinin hastalığı ise bugün kontrol
altında ve sara hastalığı geriledi.
"Bazen AOK´nın önünden geçerken kapıdan içeri giriyorum ve
çalışanlara merhaba diyorum. Ne
zaman onlara ihtiyacım olsa benim için hep oradalar.
Selamlar, İbrahim Fidan
Afiş, Tabela, Grafik, Dizayn
ve her türlü Reklam yapılır
22 | Baden Haber | Breisgau
Reklam
HAIRSTYLE INTERNATIONAL
CAMEE Kuaför salonu
Emmendingen´ de açıldı
Speichingen
doğumlu
Muhammet Rüzgar, CNC
programcısı
olarak
meslek öğrenip 4 yıl çalıştıktan
sonra 2007 yılında dondurma dükkanı işletti. Rüzgar 01.04.2011 tarihinde,
kirchstrasse ´de devraldığı
salonda ekibiyle birlikte hizmet vermeye başladı.Türkler ´e hizmet vermekten
memnuniyet
duyduğunu
belirtirken,ziyaretlerini beklediklerini söyledi.
Camee Hairstyle
Kirchstraße
79312 Emmendingen
Fon 07641 - 9362953
Mo - Fr 9 - 19 Uhr
Sa
9 - 16 Uhr
Alparslan Türkeş´i
Anma Mevlidi
Freiburg Türk İslam Sosyal Hizmet Derneği ´nin 10.04.2011
tarihinde ikindi namazını takiben düzenlediği,ailece katılımın
olduğu
Mevlid
´de,Fransa
Türk Fedarasyonuna bağlı Colmar Derneği imamı ile gençler
Kuran-ı Kerim ve İlahiler okudular.Derneğin ikramlarının olduğu
günde Merhum Alparslan Türkeş
anıldı.
bh/ Yüksel Atmaca
Çanakkale Şehitleri´ni Anma Mevlid´i
20.03 2011 tarihinde ikindi
namazını takiben,üç ayrı resmi Türk Cemiyetleri´nden gelen
gençlik kolları ve imamlarında
katılımıyla,
mevlidi
şerif
okunmasıyla başlayan anma
törenine,gençlik kollarının ilahilerini okumalarının ardından
derneğin yemek ve içecek ikrami
ile devam edildi. Dernek başkanı
Hasan Daştan, 1915 yılında dış
mihraklardan gelen saldırıları engellemek için, vatanları uğruna
şehit düşen kahramanlarımızın
tekrar yad edildiği, kadın ve erkek
150 kişinin katıldıgı gecede, yerlerinin küçük olmasından dolayı
yer sıkıntısı yaşadıklarını, aksi
takdirde katılımın daha da fazla
olabileceğine dikkat çekti.
bh/ Yüksel Atmaca
Baden Haber | Breisgau | 23
İçimizden, bir başarının
hikayesi Ozan Yıldız
1965 yılında Almanya´ya çalışmak
için gelmiş olan Erzurum´lu
Yıldız ailesinin 1972 yılında
Lahr´da Dünya´ ya gelen oğulları
Ozan,doğumundan kısa bir
süre sonra 10 yaşına kadar
Türkiye´deki amcasının yanında
Erzurum´da yaşar.Tekrar geldiği
ailesinin yanında grundschule ve
gymnasiumu bitirir.Mahlberg´de
bir düğme fabrikasında endüstriel satış uzmanı olarak meslek
eğitimi görmeye başlar.3 yıl olan
eğitim süresini gösterdiği başarı
üzerine 2 yılda tamamlayarak,
aynı firmada dışilişkiler elemanı
olarak çalışmaya devam eder.İşi
gereği yurtdışı fuarlarına katılır.
Aradan 1 yıl geçtiğinde askere
gitmek için izin alamayınca,1995
yılında çıkış verir ve askere gider.
Askerden döndüğünde
bilgisayarın hayatımızda artan
bir hızla yer almasının getirdiği
öneme yabancı kalmayarak
arbeitsamtın bilgisayar kursuna katılır.Kurs esnasında arbeitsamttan iş önerisi gelir.
Lahr´ da bulunan öneri konusu
firmaya(Sanitätshaus)
başvurusunu alışılmışın dışında
bizzat kendi giderek elden
yapması memnuniyetle karşılanır
ve ertesi gün işe başlaması teklif
edilir.Devam ettiği kursu bitirmek
istediğini belirterek kurs sonunda
başladığı firmada sağlık ürünleri
satış uzmanı olarak 12 yıl çalışır.
Bu arada birçok seminer ve etkinliklere katılarak kendini oldukça
geliştirerek sayısız sertifikalara sahip olur.
2006 yılına gelindiğinde
Freiburg´da bir firmadan kısım
şefi olarak iş teklifi alır.Çalıştığı
firmadan hayli memnun, sayılan
ve sevilen bir isim yaptığı ortamdan ayrılma noktasında tereddütler yaşayarak, iş hayatına
Freiburg´daki firmada devam et-
ran kaldıklarını görmesi gurur verir kendisine.
İngilizce,Fransızca ve Almanca olmak üzere üç yabancı lisanı
kullanabilen
Yıldız,
kendini
devamlı gelistirmek üzere seminer ve fuarlara katılmaya devam
ederken,daha büyük hedeflere
doğru yol alıyor.
Yolun açık,başarıların daim olsun
meye karar verir.Başarı grafiğini
bh/ Yüksel Atmaca
devamlı yükselten Ozan Yıldız iş Ozan Yıldız...
çevresinde takdir edilen bir üne de
kavuşur.Bu sayede Teningen´deki
bir firmadan aldığı ortaklık teklifi- Eğitim Ateşesi
ni kabul eder.Ortağı olduğu firma Murat Çelebi ile söyleşi
sahibinin yaş haddinden dolayı
emekli olması üzerine 2010 Handwerkskammer
Freiburg
yılında firmayı kendisi devir alır.İş tarafından 16 Nisan 2011´de Integhayatı boyunca edindiği sertifika ration durch Mitwirkung adlı bir
ve kariyeri sayesinde serbest ola- etkinlik düzenlendi. Sorumluğunu
rak kendi firmasını kurması için aynı zamanda Freiburg´ta beizin alırken sorun yaşamaz.Ancak lediye meclisi üyeside olan ve
şimdi bu meslekle ilgili okullar Fördergesellschaft der Handaçılmış durumda.
werkskammer
Freiburg´tada
Halen 2 si Türk 9 çalışanı olan çalışan
Ibrahim
Sarıaltın`ın
firmasında eylül ayında ise yine üstlendiği etkinliğe çok sayıdaki
bir Türk kızı da meslek eğitimine veli ve öğrenci katılımcıların
başlayacak.İllenseer
firma yanında
Baden-Württemberg
çatısı altında kolayca tanıtımını eyaletinin ekonomi bakanlığıda
yaparken,mevcut
sağlık katıldı. Etkinlikte ayrıca Karlsruhe
kurumlarının hepsi ile de uyum Başkonsolosluğumuzda çalışma
içerisinde çalışıyor.
ateşesi Osman Kaya ve Eğitim
Başarılı olmak için istikrarlı Ateşesi Murat Çelebi´de hazır buolmanın yanında,her zaman lundular. Toplantıda ateşemize
daha iyisi için ileriye yönelik burada yaşayan insanlarımızın
hedef seçilmesi ve azimle bu eğitime katılımı konusundaki
uğurda çalışmanın gerekliliğine düşüncelerini sorduk.
dikkat çeken Ozan Yıldız, bu
günlere ulaşması sürecinde Ateşemiz vatandaşımızın var olan
Türk´lüğünden,inancından
ve imkanları maalesef yeterince
kültüründen hiçbir vakit taviz tanımadığını ve bizim için özel
vermediğini,kendini sevgi saygı bir önem taşıyan eğitim sistemi
ve ahlak sahibi kişiliği ile olduğu hakkında bilgilenme ihtiyacının
gibi kabul ettirerek, kültürel zen- olduğunu düşünüyor. Bu konuda
ginliklerimizi tanıtma fırsatlarını toplum olarak yapabileceğimiz
da hep değerlendirdi.İşyerine cok şeyler var ve aynı zamanda
koyduğu semaver ile artık bu ekisikliği gidermek için imkançalışanların kahve yerine Türk lar da mevcutdur. Sayın Çelebi
çayını tercih etmelerini,bunun „bilgi edinme gereğini toplum
için ise bir ücret ödemelerini olarak daha ciddiye almamız
kabul etmeyeceğini,bizim kül- gerekiyor“ diyor ve ekliyor „hantürümüzde ikram olduğunu gi kuruluşlar hangi görevler ile
öğrendiklerinde ise şaşırarak hay- donanmıştır, sunulan hizmetlere
24 | Baden Haber | Breisgau
nasıl ulaşılır, bu yolda bilgi edinmek için kim yardımcı olabilir.
Bunun gibi soruların cevaplarını
aramak daha büyük bir titizlikle
yürütülmeli.“
Murat Çelebi ayrıca sunulan
imkanların vatandaşımızca yararlanma yüzdesinin maalesef olması
gerektiğinden düşük olduğunu
görüyor ve sunulanan hakların
ve kurum ve dernekler tarafından
yürütülen calışmaların yeterli durumunda olduğunu belirtiyor. „İçinde
bulunduğumuz hal elbette mükemmel olarak kabul edilmemeli
ve bunun için bizim gayretlerimizde sürekli daha verimli programları
düzenlemek, ve milletimize daha
iyi hitap eden imkanları sunmak yolundadır“ diyor ve „fakat
vatandaşlarımızın da görevleri
vardır“ diye ekli-yor. Sayın Çelebi
vatandaşımızın sunulanan imkanlara kendilerininde başvurması
gerektiği
görüşünde.
Ataşe
haksızlığa ugrarım diye önümüze piskolojik engeller koymadan
hakklarımızı aramamız gerektiğini
öğütlüyor ve „vatandaşlarımızın
bunları aşıp daha ısrarcı olması,
kendisini ve genç nesilleri
geleceğe daha iyi hazırlaması gerekiyor“ diye ekliyor. Murat Çelebi
sözlerine şöyle son veriyor: „Kendi kaderimizi cocuklarımıza miras
bırakmamalıyız. Biz kendimizin
eğitim seviyesini yükseltebilirsek
daha da üretken hale geliriz. Üretken insan her zaman saygıdeğer
kabul edilir. Bunu hepimiz kendimize hedef bilmemiz lazım.“
bh/ Zafer Koç
Freiburg Fatih Camii
kermesi yapıldı
23.04-25.04.2011 tarihleri arasında, Fatih Camii ve Kültür Merkezi
´nin düzenlemiş olduğu, üç gün
boyunca devam eden kermes
yoğun ilgi gördü.Havanin da
güzel olmasını fırsat bilen misafirler, dostluk ortamında Türk
mutfafağının seçkin yemekleri, balık ve et ızgara çeşitleri,
hamur işi tatlı ve börekleriyle
zenginleştirilmiş
tezgahların
tadını çıkarırken,hoş, sohbet
dolu sahneler yaşandı.
bh
Baden Haber | Breisgau | 25
Bad Krozingen-Buggingen-Heitersheim Türk
Okul Aile Birliği´nin
düzenlediği 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı kutlaması
yapıldı.
Türk Okul Aile Birliğinin organize ettiği,Türkçe ve Türk Kültürü Öğretmeni Ali İbrahim
Atasoy´un hazırladığı programda, çocukların sergilediği gösteriler izleyicilerin beğenisini
kazanırken,çocukların
coşku
ve neşesi görülmeye değerdi.
Misafirler için hazırlanan Türk
mutfağının damak tatlarının yer
aldığı standlar göz alıcıydı.Sohbetlerle, demlenmiş Türk çayları
yudumlanırken, kutlamalar vesilesi ile biraraya gelmenin özlemleri giderildi.
bh/ Yüksel Atmaca
Freiburg´da 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı
14.05.2011 Cumartesi günü, Vigelius Halle´de Freiburg ve Çevresi
Türk-Alman Okul Aile Birliği ile
Breisach Türk Okul Aile Birliği´nin
birlikte düzenlediği, Freiburg
bölgesi Türkçe ve Türk Kültürü
öğretmenleri Maide Akin, Faik
Özkaraca, Ali Riza Yaşa´nın çocuklarla bereber hazırladığı programda, Karlsruhe Konsolosluğu
eğitim ateşesi Murat Çelebi´de
çocuklarımızın
eğitimlerine
verilmesi gereken öneme vurgu
yaparak,günün anlamına yönelik bir konuşma yaptı. 500 kişi
civarında konuğun buluştuğu
günde, Türk yemekleri ve tatlıları
ile hazırlanan standlarda zengin
mutfağımızdan lezzetler sunuldu.
bh
Bötzingen´de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı kutlandı
memnuniyeti
açıklayıcı
bir
konuşma yaptı. Çocukların sahnede sergilediği skeç ve gösteriler izleyicilerden alkışlarla takdir
alırken bayram coşkusu yaşandı.
bh/ Ayvaz Çolak
07.05.2011 Cumartesi günü, Bötzingen ve Çevresi Türk Okul Aile
Birliği´nin organize ettiği, Türkçe
ve Türk Kültürü öğretmeni Sedat Yıldız´ın çocuklarla birlikte
hazırladığı programa, Arnavut
halk oyunları ile katılan Kosova´lı
çocukların dansları renk katarken, belediye başkanı Herr
Schneckenburger okul ve sosyal hayatta birarada olduğu Türk
çocuklarının, bu anlamlı gününde de birlikte olmaktan duyduğu
26 | Baden Haber | Breisgau
Freiburg Türkgücü
evinde lideri devirdi
Güneşli sıcak bir havada oynanan,
yaklaşık 400-500 kişinin izlediği
karşılaşmaya Türkler´in ilgi ve
coşkusu görülmeye değerdi.
Kreisliga A klasmanına yükselmek için şampiyonluk mücadelesi verdiği Vfr Hausen takımını,
kafayla kendi kalesine göndermesi ile 3-2 öne geçerek, verdiği
mücadele ile maçı kazanmasını
bildi. Bu sonuçla 1 maç eksiği ile
aynı puanda olan rakibine karşı
averajla liderliğe geçmis oldu.
sahasında konuk eden Freiburg
Türkgücü, Verbandliga´da oynayan A takından 5 oyuncusunu oynatan rakibine karşı, iki kez geriye
düştüğü karşılaşmadan üç puanı
alan taraf olarak ayrıldı.
Maçın başında yediği gole
„takımın abisi“ olan, 1989-90
sezonunda Türkiye´de Fenerbahçe Spor Klubü ve S.C. Freiburg takımlarında da forma
giymiş Mustafa Kurt´un takımını
ateşleyen harika frikik golüyle cevap veren Türkgücü, devreyi 1-2
yenik kapatmasına rağmen ikinci
yarıdaki inançlı ve istekli futbolu ile maçtan kopmayarak, önce
Tobias´ın golüyle beraberliği,
ardından yine Tobias´ın kullandığı
serbest atışta rakip oyuncunun
Maç sonu ile birlikte Türkgücü
oyuncuları, taraftarları ile birlikte
galibiyeti ve liderliğini kolbastı
oynayarak kutlarken tam bir
bayram havası yaşandı. Maç
sonrası görüştüğümüz antronör
Selçuk Bahar ve Mustafa Kurt,
sezona şampiyonluk paralosu
ile başladıklarını, bu hedefe oyuncu, teknik ekip ve yönetim
hep birlikte kilitlendiklerini, bu
birlik ve beraberliklerini koruyarak kalan 5 maç sonunda hedefe ulaşacaklarını belirterek,
bu başarıların elde edilmesinde
desteğini esirgemeyen üye, taraftar ve sponsorlarına teşekkür
ederek, sezon sonuna kadar bu
desteklerini sürdürmelerini istedi.
bh
„Sizin Köşeniz„ de yer almak üzere, her türlü edebi
yazılarınızı (şiir, öykü, fikra, v.s.) ile Almanya ve Türkiye‘ deki
hukuki sorularınızı bize ulastırınız. [email protected]
Baden Haber | Sizin Köşeniz | 27
Fıkralar
9 akçemi 10 akçe mi
Bir gün nasreddin hoca rüyasında bir
adamla konuşuyormuş adam 9 akçe diyorm
uş.
Nasreddin hocada 10akçe diyormuş.N
asreddin hoca rüyadan uyanmış ellerind
e
hiç akçe yok.Geri uykuya dalmış ve
adama
demiş tamam 9 akçe olsun.
iş.
İki Karadenizli uçağa binm
a uçağın
Uçak havalandıktan sonr
lmuş. Pilot
motorlarından biri bozu
n bir motoru
anons etmiş: - „Uçağımızı
k yoktur“.
bozulmuştur. Telaşa gere
ikinci motor da
Aradan çok geçmeden
miş: - „Uçağın
bozulmuş. Pilot anons et
u....“. Temel
ikinci motoru da bozuld
n desene
Dursun‘a dönmüş: - „Tursu
iz.“
geceyi burda geçireceğ
Eşeğe mi İnanıyorsun Bana mı
Bir gün nasreddin hoca nın komşusuna
eşek lazım olmuş. Hocadan isteyeyim
demiş ve hoca nın kapısını çalmış. Hoca
kapıyı açmış.
-ne oldu? Demiş
komşusu
-eşeğini alabilirmiyim hocam? Demiş
hoca
-eşek evde değil. demiş
komşusu tam gideyim derken eşek
anırmış
komşusu
-eşek hani evde değildi. Demiş
hoca bu durur mu:
bana mı inanıyorsun yoksa eşeğe mi?
Demiş
Temel ile Dursun iki katlı
otobüsle
seyahat ediyordu. Üst ka
ttaki Temel
bir ara cep telefonunu çık
ardı ve alt
kattaki Dursun‘u aradı: „Tursun, orada durum nasıl?“ - „Hüç
... Bizim şoför
uyumuş, otobüs öylece
gidiyor.“ Temel: - „O da bir şey mi? Biz
im katta hiç
şoför yok. Otobüs şoförsü
z gidiyor.“
YEMEK TARİFİ
LOR DOLMASI - (BAYBURT)
Kullanılan Malzemeler:
1 kg. taze lor (çökelek)
1 su bardağı bulgur
2 adet yumurta
1 su bardağı süt kaymağı
4 kasık tereyağı, dargın
1 kg. pancar yaprağı veya evelik
1 demet taze soğan (kuru soğanda olabilir )
Tuz
Hazırlanısı:
Yapraklar yumusamaşı için kaynar suda bir taşım
haşlanır. Taze lor içerisine yumurta süt kaymağı,
haşlanmıs bulgur, ince doğranmıs taze soğan,
yeteri kadar tuz ve dargın konularak yoğrulur. Daha
sonra istenilen büyüklükte sıkılarak yaprağa sarılır.
Yağlanmış tepsiye düzgün bir şekilde dizilir üzerine
yarım çay bardağı süt veya su ilave edilerek orta
sıcaklıktaki fırında pişirilir. Servis yapılırken üzerine
eritilmiş tereyağı dökülür.
KETE - (BAYBURT)
Kullanılan Malzemeler:
2 Paket Yaş Maya
250 g Yoğurt
250 g Sıvı Yağ
250 g Tereyağı
2 Paket Margarin
3 kg. Un
1 Yemek Kaşığı Tuz
Hazırlanısı:
250 g Sıvı Yağ, 250g TereYağ İyice Eritip, 2 Kg Unu Bir
Kabın İçine Eleyip, Ortasını Açıcaksınız.
İçine Erittiğin Malzemeyi Unun İçine Döküp Mayayı
katacaksınız, biraz da ılık su ilave edeceksiniz. Kulak
memesi yumuşaklığında hamur yapacaksınız. İyice
yoğurup, 30 dk mayalıyacaksınız.
Sonra oklava yardımı ile hamuru açacaksınız. Ve
geriye kalan 1 kg unu da kavurup, açmış olduğun
hamura koyup, rulo şeklinde katlıyacaksın.
Son olarak fırında pişmesini bekleyeceksiniz.
28 | Baden Haber | İçindekiler

Benzer belgeler

Hochrhein Kreisliga B Staffel 3

Hochrhein Kreisliga B Staffel 3 çalışmış Türkler dışında, Almanya´da yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi bulunan Türkler, başlarda gurbetçiler ve Almancılar diye adlandırıldıkları halde, günümüzde burada doğmuş olanlarıda içine alarak...

Detaylı