Basın - Kolektif Kitap

Transkript

Basın - Kolektif Kitap
 Hayali Söyleşiler Picasso: Hayatı ve Düşünceleri, 1881-­‐1973 Neil Cox Önsöz: Simon Shama Çeviren: Gülsüm Kara Kolektif Kitap “Ressamın işi bir maymun gibi taklit etmek değil yeniden yaratmaktır.” Günümüze, hatta günlük hayatımıza şekil veren, tanıdığımız ya da tanıdığımızı sandığımız pek çok ismi acaba gerçekten tanıyor muyuz? Onların eserlerini okumak, haklarında fikir edinmemizi sağlasa da, bir yandan da onlarla aramıza bir mesafe koymuyor mu? Gerçekte birini tanımanın en iyi yolu onu yine kendi ağzından dinlemek değil mi? Eğer bize bir şans verilseydi ve artık aramızda olmayan bu isimlerle sohbet imkanı bulsaydık, onlara neler sorar, nasıl yanıtlar alırdık? İşte bu sorulardan yola çıkarak hazırlanan Hayali Söyleşiler, dünyaya şekil veren bu kişileri daha yakından tanımamızı sağlamayı amaçlıyor. Serinin konukları olan Freud, Picasso, Einstein ve Shakespeare, hayatlarına ve onlarla ilgili gerçeklere dayanılarak hazırlanan cevaplar ile bize kendilerini anlatıyorlar. Böylece okura onları kendi ağızlarından tanıma fırsatı sunuyor. Hayali Söyleşiler serisinin konuklarından Picasso, kültür ve sanat hayatına damgasını vuran isimlerden biri. Ölümünün üzerinden geçen onca yıla rağmen, hakkında tartışmalar süren, kübizmin yaratıcısı, farklı teknikleri cesurca kullanan, son derece üretken bir sanatçı... Picasso ile Hayali Söyleşi’nin önsözünü yazan, Tarih ve Sanat Tarihi Profesörü Simon Shama’ya göre Picasso sanatta çığır açarak, yeni bir gerçeklik duygusu yarattı. Kaldı ki Picasso bundan çok daha fazlasını yapmıştı. Üstelik sadece sanatsal anlamdaki dehası değil, kişiliği de dikkat çekiciydi, bu da ona neredeyse sansasyonel bir kişilik kazandırıyordu. Özellikle de mahremiyetine gösterdiği hastalık derecesindeki saplantıyla! İşte kitabın yazarı Neil Cox’a düşen bu esrar perdesini aralamak olmuş. En yakınlarından bile özel hayatını bir sır gibi saklayan, sanat ve diğer ciddi konularda uzun uzadıya yorum yapmaktansa ironik kelime oyunlarını, paradoks ve bilmeceleri tercih eden Picasso ile hayali bir söyleşi hazırlamanın zorluğu onu durdurmamış. Picasso’nun ancak en güvenilir arkadaşlarıyla, o da nadiren yapacağı samimi bir entellektüel sohbet kurgulamış. Kitap, Picasso’nun kısa bir hayat hikayesi ile yola çıkıyor. Sanatçının çocukluğu, ailesi, eğitimi, küçük kız kardeşinin ölümü, gençlik yıllarındaki dostlukları ve yoksulluğu, aşkları ve evlilikleri, ama en çok da çok yönlü sanatçı kişiliği ve farklı sanatsal dönemlerinin anlatıldığı bölüm sonunda, “Şimdi artık konuşma zamanı” geliyor ve söyleşi başlıyor. Kitapta seçilen on iki konuya ilişkin soruya, Picasso ile ilgili gerçeklere sadık kalınarak cevaplar oluşturulmuş. Ölüm ve Hayat, Şiir ve Resim, Kübizmi Yaratmak, Çok Yönlü Sanatçı, “Nesnelerin” Önemi, Üslup Tekniğe Karşı, Sanat Koleksiyoncusu, Sanat ve Politika, Ünlüler Sirki, Aşk ve Aile Hayatı konu başlıkları altında sorulan sorulara Picasso, belki gerçek hayatta hiç olmadığı kadar açık ve rahat cevap veriyor. Şimdi arkanıza yaslanın ve bu keyifli sohbetin tadını çıkarın! Arka Kapak: Bu kitabın amacı, 20. yüzyılın en ünlü ressamı ve modern sanat tarihinin en üretken, en yenilikçi ressamlarından Pablo Picasso’yu, sadece sıradışı zekaya sahip bir adam olarak ete kemiğe büründürmek değil, aynı zamanda okuyucuyu Picasso’nun eserlerine yeni baştan bakmaya heveslendirmektir. Ölümünün üzerinden çok zaman geçmesine rağmen, Pablo Picasso’nun sanat dünyasındaki devasa gölgesi varlığını sürdürüyor. Onun sanatını tanımlamak için sıklıkla “değişken” kelimesi kullanılıyor; bir üsluptan diğerine ustalıkla geçmesi dehasının ispatı olarak görülüyor. Bazılarına göreyse icat yeteneğinin arkasında, derinlik eksikliği yatıyor. Dünyanın en çok tanınan ressamlarından biri olması, hakkında ateşli tartışmaların sürmesine engel olamıyor. Sadece dehası ile değil, özel hayatı ve politik duruşu ile de dikkatleri çeken Pablo Picasso’nun stüdyosunda geçen ve günler süren bu hayali söyleşiyi bir solukta okuyacaksınız. Özel hayatını en yakın arkadaşlarından bile titizlikle saklayan, söyleşi vermekten şiddetle kaçınan Picasso’nun hayatını ve düşüncelerini öğrenmek için bu fırsatı kaçırmayın. Şimdi arkanıza yaslanın ve Picasso’nun sanat hayatındaki çekişmelerin sürükleyici anılarını, gizli aşk ilişkilerini, aldatılan eşlerini ve dünya çapındaki büyük ününün sonuçlarını okumanın tadını çıkarın. Okuyucuya not: Hayali Söyleşiler, dünyayı değiştiren, onu anlamamızı sağlayan önemli isimlerle tanışmak veya onları yeniden keşfetmek isteyenlere keyifli bir okuma sağlamak amacıyla hazırlandı. Bu söyleşiler tamamen hayal ürünü olsa da biyografik gerçeklere göre hazırlandı. Söyleşiler, kurgu bir Pablo Picasso ile hayali bir muhabir arasında geçiyor. Serinin devamında ise Freud, Einstein ve Shakespeare okur ile buluşuyor. Yazar biyografisi: Neil Cox, Essex Üniversitesi’nde Sanat Tarihi ve Sanat Teorisi üzerine dersler veriyor. 1995’te Picasso’nun hayvan tasvirlerinden oluşan büyük bir sergi düzenledi ve Deborah Povey ile birlikte A Picasso Bestiary adlı kitabı yazdı. 1999’da Dawn Ades ve David Hopkins ile birlikte yazdığı Marcel Duchamp ve 2000 yılında yazdığı Kübizm çalışmalarından bazılarıdır. Simon Shama, Colombia Üniversitesi’nde Tarih ve Sanat Tarihi profesörüdür. Landscape and Memory and Rembrandt’s Eyes adlı kitabı yazmış ve BBC için Britanya’nın Tarihi ve Simon Schama’yla Sanatın Gücü adlı iki belgesel serisini hazırlamış ve sunmuştur. Önsözden: Kübistler nesnelerin, insanların görünen halini bozarak alternatif bir gerçeklik sunduklarını söylüyorlardı: Belleğin ve algının değişkenliğinin gerçekliği... Picasso yıllar sonra şöyle diyecekti: “Ressam retinanın gerçekliğinin ne kadar ötesine geçerse, o kadar gerçeklik duygusuna yaklaşır. Ressam daha üstün gerçekliği görür. Eserleri çağrışımlardır.” Simon Shama Giriş yazısından: Bu kitaptaki hayali konuşmalar, Pablo Picasso’nun hayatının son on yılını geçirdiği Fransa’nın güneyindeki Mougins’de Notre-­‐Dame-­‐de-­‐Vie’deki evinde geçiyor ve aktarılmış veya yayınlanmış ifadelerine olduğu kadar, o hayattayken yayımlanan pek az sayıdaki güvenilir kaynağa dayanıyor. Picasso, sesinin kaydedilmesine saplantı derecesinde karşıydı. Bu yüzden ona atfedilen söylemlerin çoğu arkadaşları tarafından sonradan kaleme alınmıştı. Bazıları koşa koşa eve gidip gözlemlerini kağıda aktarmış, bazıları sonradan yayınlamış, hatta bazıları da bunu yapmak için arkadaşlıklarının bozulmasını beklemişti. Neil Cox Hayali Söyleşiden: Üslubunuzu değiştirdiğinizi kabul etmiyorsanız soruyu yeniden sorayım. Neden tekniğinizi bu kadar sık değiştiriyorsunuz? Resme başlamadan önce kafamda hangi tekniği kullanacağıma dair bir karar olmaz. Varsa bile bu resim yapma süresince asla aynı kalmaz. Uyuyan bir kadının resmini yapıyorsam, ona uygun tarzı seçerim. Resimdeki her şey o uyuyan kadını ifade etmenin bir aracı olur. Sıklıkla aynı resim içinde bile teknikleri birkaç defa değiştiririm, ya resmin farklı yerlerinde farklı araçları kullanırım, ya da resmin bütününü o an aklıma gelen bir teknikle yeniden boyarım. Resmimin eklemelerin değil, yıkıntıların toplamı olduğunu söylemiştim. İlk önce geleni, kolay olanı tahrip ederim ve güzel şeyleri tahrip etmeye özen gösteririm ki, ifade etmenin daha iyi bir yolunu bulabileyim. Bana biraz George Braque ile birlikte kübizmi nasıl keşfettiğinizden bahseder misiniz? İlk önce şunu söylemeliyim; ben ve Braque ne yaptığımızı bilmiyorduk! “Kübizmi keşfettiğimizi” söylediğinizde, kulağa bizim ayak basmamızı bekleyen ve haritada olmayan bir adadan bahsediyormuşsunuz gibi geliyor. Ama işin aslı bu değil. Kimse yaptığımızın ne olduğunu bilmiyordu. Daha sonra insanlar açıklamaya çalıştılar, nitekim 1910’larda olan da buydu. “Dördüncü boyut” ile ilgili bir sürü saçmalık uydurdular, çözümlemelerde bulundular, vesaire. Ama bütün bunlar sadece teoriydi; bütün bunları dinlemek yerine, pekala vaktinizi kuşların cıvıldamalarını dinleyerek de geçirebilirdiniz. Bu neden böyle oldu sizce? Sizin ve Braque’ın yarattığı kübizmin neden devam etmediğini hakkında ne düşünüyorsunuz? Bilmiyorum. Bir keresinde “Braque’ı üniformasıyla Avignon’da cepheye giden trene bindirip bir daha da hiç görmedim” dedim. Söylemek istediğim, o zamanlara dönemeyecek olduğumuzdu. Tenekeden, ağaçtan, kartondan heykeller yaptığımız ve yeni bir resim yarattığımıza inandığımız o savaş öncesi günlere dönemezdik. Bütün bunlara son vermek zorunda kalmamız çok saçma. Braque’ı ara sıra görüyorum, ama hiçbir şey eskisi gibi değil. Elbette, kübizmi kullanmaya devam ettim. Espasa resmin ihtiyaçlarına göre muamele ettim. Kötü yapılmış resimlerin müzelerde oluşturduğu, kalabalıkları hoşnut eden çekiciliğine karşı hep direndim. Rubens, Veronese, tümü saçmalık... Ama kübizm gerçekten Braque ve ben beraber çalışırken var olmuştu; şimdilerde ressamların beraber çalışması imkansız! 

Benzer belgeler

Mayıs 2014 KorHaber, Pablo Picasso, Pet Holding`le Ankara`ya geldi!

Mayıs 2014 KorHaber, Pablo Picasso, Pet Holding`le Ankara`ya geldi! oluşturulmuş.  Ölüm  ve  Hayat,  Şiir  ve  Resim,  Kübizmi  Yaratmak,  Çok  Yönlü  Sanatçı,  “Nesnelerin”  Önemi,   Üslup  Tekniğe  Karşı,  Sanat  Koleksiyoncusu...

Detaylı