19. Y zy lda Anadolu`dan stanbul`a Olan

Transkript

19. Y zy lda Anadolu`dan stanbul`a Olan
ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print)
Volume 7 Issue 4, p. 137-155, December 2015
DOI Number: 10.9737/hist.20152715327
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni
İşçi Göçleri
Seasonal Armenian Labor Migrations from Anatolia to Istanbul in the
Nineteenth Century
Yrd. Doç. Dr. Süleyman UYGUN
Ordu Üniversitesi - Ordu
Öz: Bu çalışma ondokuzuncu yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a çalışmak için gelen mevsimlik Ermeni
işçilerinin faaliyetlerini inceleyerek, Ermeni işçilerin özellikle yüzyılın sonunda hamallık gibi bazı iş
guruplarında örgütlenerek hakim duruma geldiklerini ve diğer unsurların bu alanlarda faaliyet
göstermelerini zaman zaman güç de kullanarak engellediklerini tespit etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Mevsimlik İşçiler, Ermeniler, Anadolu, İstanbul
Abstract: This study examines the activities of seasonal Armenian labors from Anatolia to Istanbul in
the nineteenth century and presents that by the end of century Armenian labors in Istanbul were wellorganized and dominated the labor force in some occupations, such as porters, and sometimes
physically prevented members of other groups from taking on these jobs.
JHS
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Keyword: Ottoman Empire, Armenians, Seasonal Workers, Anatolia, Istanbul
GİRİŞ
XIX. yüzyıla kadar resmi görevlerde ve askerlikte görev alamayan gayrimüslimler gibi
Ermeniler de daha çok bu alanların dışında faaliyette bulundular. Ancak Ermeniler, istisnai
durumlarda bazı makam ve işlerde devlet hizmetinde görev aldılar.1 III. Selim döneminde
Dadyan’lar, II. Mahmud zamanında Düz oğulları, Balyan aileleri ve Kazaz Artin gibi Ermeni
aileler bu durumlara örnektir.2 Osmanlı toplumu içinde sosyal olarak varlıklarını sürdüren
Ermeniler Osmanlı hâkimiyetinde bulundukları sürece değişik mesleklerle meşgul olmuşlardır.
Ermenilerin bu yüzyıla kadar etkin oldukları meslekler arasında baltacılık3, rençberlik, (ırgat,
çiftçi) inşaatçılık, madencilik, hamallık, sarraflık, demircilik, kunduracılık, ipekçilik,
meyhanecilik, tabiplik, eczacılık, ticaret en başta gelen gelmektedir. Sarraflık, kuyumculuk,
1
Murat Belge, Osmanlı’da Kurumlar ve Kültür, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı, İstanbul 2005, s.
264.
2
Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Belge Yayınları, İstanbul 1987, s. 150.
3
II. Murat sefere giderken dağ, tepe ve ormanların temizlenmesi için maiyetinde baltacı veya teberdar denilen bir
sınıf kullanmış ve sonra bunları sarayda istihdam etmiş ve bizzat sefere giderken çadır kurmak kaldırmak, yol
açmak, yük kaldırıp indirmek gibi hizmetleri bunlara gördürmüştü. İstanbul’un fethinden sonra saray baltacıları ve
zülüflü baltacılar olmak üzere ikiye ayrıldı. Saray baltacıları eski görevlerine devam ettiler. Bunlar sarayda yatıp
kalkarlardı. Vezirlerin, kazaskerlerin oturdukları mahalleri ve divanhanenin süpürülmesi açılıp kapanması ve
muhafazası zülüflü baltacıların göreviydi. İ. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı, TTK., Ankara
1984, s. 432, 436.
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
bankerlik, müteahhitlik, ticaret, eczacılık gibi meslekler genelde büyük şehirlerde oturan, öne
çıkmış varlıklı Ermenilerin yaptığı mesleklerdi.4
Mevsimlik meslekler nedeniyle klasik dönemde imparatorluğun içinde eyaletler arasında
daimi bir işçi hareketleri meydana geliyordu. Ermeni nüfusun büyük bir kısmı bu meslekler
arasında daha çok baltacılık, rençberlik, inşaat ameleliği, tarım işçiliği gibi alanlarda
çalışmaktaydı. Bu mesleklere, özelliği itibariyle, yılın belirli dönemlerinde ihtiyaç artmaktaydı.
Bu nedenle bu tür meslekler geçici mahiyetteydi, dolayısıyla işleri biten ameleler guruplar
halinde geldikleri yerlere dönerlerdi.5
Ermeni işçi ve amelelerin klasik anlamda sürdürmüş oldukları bu meslekler XIX. yüzyıla
kadar önemini korudu. Bu yüzyılda gerek dünyada gerekse Osmanlı İmparatorluğu’nun
yapısında büyük değişimler meydana geldi. Bunun sonucunda yabancılar ve Osmanlı tebaası
gayrimüslimler özellikle başta İstanbul olmak üzere diğer liman kentlerinde ekonomik
anlamda daha etkin roller üslendiler. Bu değişimden mevsimlik Ermeni işçi ve ameleler de
etkilendi. Nitekim İstanbul ve diğer liman kentlerinde artan iş gücü ihtiyacı taşradan buralara
mevsimlik işçi göçlerini etkiledi.
Klasik Dönemde Mevsimlik Ermeni İşçiler
Ermeni ve diğer gayrimüslimlerden inşaat sektöründe faydalanma İstanbul’un fethinden
sonra başlamıştı. İstanbul’un fethini müteakip imar ve inşa faaliyetlerinin artması dolayısıyla
Van, Kayseri, Amasya, Erzurum, Trabzon gibi birçok Anadolu vilayetinden İstanbul’a
mevsimlik Ermeni işçi ve ameleler gelmeye başladı. İstanbul’daki imar ve inşa faaliyetleri
daha çok cami, vakıf, imarethane, sur, kale, köprü, yol, han ve hamam gibi yapılarda
yoğunlaşmaktaydı. Bu türden devlet işlerinde ise duvarcı, marangoz gibi vasıflı işçilerin
yanında vasıfsız pek çok Ermeni amele çalışmaktaydı.6 Örneğin Süleymaniye Camii ve
imaretinin inşasında Anadolu’dan İstanbul’a çok sayıda usta ve amele gelmişti. Bu camii
inşasında çalışan işçilerin %23.8’ini Anadolu’dan gelenler oluşturmaktaydı. Ayrıca burada
çalışan Hıristiyanların oranı %51’ken Müslümanların oranı %49’du. Müslüman ve
gayrimüslim amelelerin çalışma şartları bunların dini statüsüne göre düzenlenirdi. Örneğin
Müslümanlar için Cuma, Hıristiyanlar için Pazar, tatildi. Aynı şekilde Paskalya, Noel gibi dini
bayramlar da göz önünde bulundurulurdu.7 Yapılacak inşaatlar için gerekli iş gücü
belirlendikten sonra umumiyetle mahallere gerekli emirler gönderilir ve gereken miktarda işçi,
amele ve usta istenirdi.8 Muhtelif şehirlerden getirilen amele ve işçilerin işlerini
aksatmamaları, iş yerini bırakıp kaçmamaları, herhangi bir suç işlememeleri ya da suç
işlediklerinde kolayca ele geçirilebilmeleri için görevliler bunları silsile halinde kefile
bağlarlar ve kefalet işi şer’iyye sicillerine kaydedilirdi. Nitekim Osmanlı yöneticileri, Selimiye
Camii’nin inşasında kazalarda ne miktar benna (mimar, usta, kalfa) ve neccâr (marangoz,
doğramacı, dülger) bulunursa isimleriyle deftere kaydedilip, adet üzere kefille bağlanıp alet ve
edevatlarıyla Edirne’ye gönderilerek bina eminine ve mimarbaşına teslim edilmesi yönünde
4
Yavuz Özgüldür-Ali Güler-Suat Akgül-Mesut Köroğlu, Her Yönüyle Ermeni Sorunu, Kara Harp Okulu Basımevi,
Ankara 2001, s.79.
5
Örneğin Geyve Kazası ile Kıncılar ve Kurdilen karyeleri Ermeni ahalisi her yıl yaz mevsiminde İstanbul’a gelip
tuğla harmanlarında çalışmakta kışın ise memleketlerine dönmekteydiler. Geçimlerini de çoğunlukla bu şekilde
geçimlerini sağlamaktaydılar. Başbakanlık Osmanlı Arşivi DH. TMIK. M. 141/16, 2 Nisan 1903.
6
Zübeyde Güneş Yağcı, “18. Yüzyılda Osmanlı İnşaat Sektöründe Gayrimüslimler ve Kafkasya’ya Gönderilen
Ermeni Ameleler” Ermeni Araştırmaları Dergisi, S. 7, Sonbahar 2002, s. 41-42.
7
Ömer Lütfi Barkan, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatına Ait Muhasebe Defterleri, II., TTK., Ankara 1972, s.
101.
8
BOA. C. EV. 451/22846, 13 Temmuz 1760; BOA. C. BH. 169/7974, 15 Ocak 1710.
Journal of History Studies
JHS
138
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süleyman UYGUN
emirnameler vermişti.9 Diğer yandan İstanbul’da işi bitmiş olan Ermeni amele ve rençberler
gereği durumunda buradan başka bölgelere sevk edilebilirlerdi. Örneğin Anapa Kalesi’nin
tahkimi için İstanbul, Erzurum ve Kastamonu’dan 1796’da Ermeni rençber ve amele
gönderilmişti.10
İstanbul’a taşradan gelen inşaat esnafının çalışma biçimi ve örgütlenmesi diğer esnaf
kollarına göre farklıydı. Diğer pek çok esnaf örgütünün yönetim kadrosunda Şeyh-i Seb’a veya
Ahi Baba yer alırken, inşaat esnafında örgütün yegâne yöneticisi Hassa Baş mimarı idi.
İmparatorluk içerisinde ekonomik yapının zamanla değişmesi inşaatçıların çalışma şartlarında
ve örgütlenmelerinde de değişikliğe gidilmesini zorunlu kılıyordu. İnşaat sektöründe usta
zanaatkâr darlığı olduğundan lonca görevlileri iş gücü dağılımını denetlerlerdi. İş gücünün
artması halinde eski ustalar ile yeniler arasında gerilimler yaşanırdı. Gayrimüslim bir ustanın
yanında üç-beş ay gibi kısa süre çalışan işçiler, ehli hirfetin (sanat ehli) kurallarına aykırı
olarak usta olurlardı. Bu işçiler daha sonra da işlerini dürüst bir şekilde ustaların yanına
giderek bizi istihdam veya ortak edeceksin diyerek kendilerini işe almaya zorlarlardı.
İnşaatçılar arasındaki anlaşmazlık üzerine XVIII. yüzyılın sonuna doğru Babıâli, kalfa ve çırak
toplam 1202 nefer Müslüman ve zımmîyi isim ve resimleriyle kayıt altına alarak birbirlerine
kefil yapma yoluna gitmiştir. Bunun yanında Babıâli, ustaların yanlarına aldıkları çırakları beş
seneden önce kalfa yapamayacağına yönelik emir çıkarmıştır.11
JHS
139
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
İstanbul’a gelen Ermeni mevsimlik işçilerin en çok yoğunlaştıkları meslek alanlarından
bir diğeri de baltacılıktı. Henüz XV. yüzyılda Ordu-yı Hümayûn savaşa giderken umumiyetle
bu işte ehilleşmiş olan Ermeni baltacılar ordunun önündeki ormanlar arasında yollar açarak
rahatça ilerlemesini sağlardı. Bunun yanında köprü, yol ve sair inşaatlara da yardım ederlerdi.
Ayrıca çadır kurup, kaldırma, yük taşıma gibi hizmetlerde de yine bunlar görev alırlardı.12
Ermeni baltacıların savaşlarda orduyu lojistik olarak desteklemeleri XIX. yüzyılın ortalarına
kadar devam etti.13
Savaşlar esnasında odun kesme işinde ehilleşen Ermeni baltacılar savaşların sona erdiği
dönemde de bu mesleklerini devam ettirdiler. Özellikle İstanbul’un kışlık yakacak odunlarını
temin etmek için Anadolu’nun dört bir yanından baltacı Ermeniler getirtilirdi. Ermeni ameleler
bundan başka tersanelere kereste taşınması işiyle de meşgul olurlardı ve bu hizmetleri
karşılığında cizyelerinden muaf tutulmuşlardı.14
Bunun yanında İstanbul’da değişik dönemlerde meydana gelen yangınlar, depremler vs.
gibi doğal afetlerde de Ermeni mevsimlik işçilere önemli oranda ihtiyaç duyulmaktaydı.
9
Abdullah Saydam, Osmanlı Medeniyeti Tarihi, Derya Kitapevi, Trabzon 1999, s. 246.
BOA. C. AS. 311/12844, 10 Ağustos 1796; BOA. C. AS. 211/9050, 27 Ağustos 1796; BOA. C.AS. 92/4213, 26
Aralık 1796.
11
Oya Şenyurt, “Onsekizinci Yüzyıl Osmanlı Başkentinde Taşçı Örgütlenmesi”, S. 2, METU JFA (Journal of
Faculty of Architecture Middle East Technical University) 2009, s. 105-106.
12
Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı, s. 432.
13
Örneğin 1829 Osmanlı Rus savaşında Ermenilerin çoğunlukta bulundukları vilayetlerin valilerine acilen üç bin
nefer Ermeni baltacının tertip edilmesine dair Serasker Mehmet Hüsrev Paşa; Tokat, Ankara, Kayseri, Amasya ve
Sivas gibi yerlerin mutasarrıflarına emirler göndermişti. BOA. H. H. 296/17636 B, 19 Kasım 1817; BOA. H. H.
296/17636-A, 22 Mayıs 1830; BOA. H. H. 301/17885, 21 Haziran 1830.
14
BOA. C.BH. 192/9024, 12 Ekim 1797; İstanbul civarında bulunan Kocaeli vilayetine bağlı Yalakabad Kazası,
Şakşak ve Kılıç Karyelerinde sakin Ermeni ve Rumlar her sene kiraz mevsiminde 250’şer kilo odun keserek bu
odunları İstanbul’da istenilen iskeleye getirirlerdi. Yine aynı belgeye göre mezkur karyelerin gayrimüslim halkı her
sene düzenli olarak İstanbul’a kereste taşıdıkları halde Serdaroğlu namındaki cizye memuru köylüden zorla cizye
almak isteyince köylü cizyeden muaf olduklarına dair ellerinde bulunan fermanı gösterse de cizye memuru
bunlardan vergi almak için bir çoğunu darp ve haps etmişti. Reaya da verdikleri paraların tekrar kendilerine
verilmesi için padişaha imzalı ve muameleli şikâyet dilekçesi vermişti. BOA. İE. DH. 4/386, 3 Nisan 1672.
10
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
Örneğin İstanbul’da 1762, 1792, 1820, 1831, 1849 gibi değişik tarihlerde da meydana gelen ve
XIX. yüzyılın sonuna kadar devam eden büyük yangınlarda birçok ev, han yanmış ve bu
yangınlar büyük hasara neden olmuştu. Bu yangınlardan sonra şehrin yeniden imarı için büyük
miktarda baltacı, inşaat işçisi, usta ve ameleye ihtiyaç duyulmuştu. Bu nedenle her yangından
sonra İstanbul’a gelen Ermeni baltacı, işçi ve amele sayısında büyük artış görülürdü. Bunun
yanında İstanbul’da değişik zamanlarda meydana gelen depremler de aynı şekilde büyük yıkım
ve hasarlara neden olurdu.15 İstanbul halkının inşa faaliyetleri konusunda sıkıntı çekmemesi
için gerekli mahallere emirler gönderilerek baltacı, rençber ve inşaat amelesi istenirdi. 1762’de
yanan evlerin yeniden yapılması için Selanik ve civarından gayrimüslim amele getirilmişti.16
Geleneksel Yapının Değişmesi
Klasik dönemde ortaya çıkan İstanbul isyanlarında hamal, kayıkçı, işsiz ve sair guruplar,
aktif rol oynamışlardı.17 XIX. yüzyılın ikinci çeyreğinde Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasının
ardından tedip ve tenkil hareketi esnasında İstanbul’a dışarıdan gelmiş olan Ermeni amele ve
işçiler de zarar gördü. Babıâli, Ermeni amele ve işçilerin birçoğunu, yeniçerilerle birlikte
hareket edecekleri şüphesiyle, memleketlerine gönderdi.18 Buna sebep de Ermeni amelelerin
kethüdalarının, amele ve işçilerin yeniçerilerle işbirliği yaparak gizliden fesat çıkarma
eğiliminde olduklarının Babıâli’ye bildirmesiydi. Ancak baltacı, rençber, ekmekçi, değirmenci,
kiremitçi, dülger, hamal ve sair dallarda İstanbul’un ihtiyacını karşılayan mevsimlik Ermeni
işçi ve amelelerin memleketlerine gönderilmeleriyle sıkıntı baş gösterdi. Yeniçerileri, birkaç
yıl süren etkisiz hale getirme hareketinin ardından, Ermeni işçi ve ameleler de tehdit olarak
algılanmaktan kurtuldular. Bunun üzerine 1829 yılından itibaren Ermeni amelelerin İstanbul’a
gelip tekrardan çalışmalarına müsaade edildi. Bu amaçla Babıâli tarafından, Ermeni
Patrikliği’ne hitaben yazılan mektupta lüzumu görüldüğü kadar Ermeni amele ve işçinin mürur
tezkiresi olması şartıyla İstanbul’a gelebileceği bildirildi.19
Ayrıca Ordu-yı Hümayûn’ın ihtiyaçları için yeni kurulan imalathanelerde devşirme
sistemine benzer bir şekilde Anadolu’nun değişik vilayetlerinden gayrimüslim çocukları
İstanbul’a getirilip istihdam edildiler.20 28 Nisan 1835 tarihli belgeye göre Tersane için pamuk
ipliği yapılmak üzere Dersaadet’te iplikhane-i amire inşa edilmişti. Burada çalıştırılmak için
Erzurum, Van ve Sivas taraflarından daha önce getirilmiş olan Ermeni çocuklarının yanı sıra
Adana ve havalisinde yüz Katolik; Ürgüp ve Niğde taraflarından da yüz kadar Rum çocuğunun
İstanbul’a gönderilerek istihdam edilmesine karar verilmişti. Bu çocuklar vilayet nüfus
defterlerinden araştırılarak iki ve üç çocuğu olan ailelerden toplanacaktı. Ayrıca çocukların
kimsesiz (bikes) ve başkalarının hizmetinde olanlarının tercih edilmesi kararlaştırılmıştı. 21
Taşradan getirilen Ermeni ve diğer gayrimüslim çocuklar bu imalathanelerde meslek edinerek
15
Florentia Evangelatou-Notara, “İkincil Dönemdeki Yunanca Kaynaklarda Doğal Afetler”, Osmanlı
İmparatorluğu’nda Doğal Afetler, (Çev. Gül Çağalı Güven-Saadet Öztürk), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul
2001, s. 125-126; Constantia Kıskıra, “Missionary Herald’dan 19. Yüzyıl Anadolu’sundaki Depremler”, Osmanlı
İmparatorluğu’nda Doğal Afetler, (Çev. Gül Çağalı Güven-Saadet Öztürk), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul
2001, s. 133-148.
16
BOA. C. BLD. 118/5865, 21 Haziran 1762; Yine 1792 ve 1831’de meydana gelen büyük yangınlarda İstanbul’da
kışlık yakacak odun kalmadığından Kocaeli ve sair mahallerden Ermeni baltacılar temin edilmişti. BOA. C. BLD.
74/3680, 10 Haziran 1831.
17
Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, YKY. İstanbul 2006, s. 125.
18
BOA. C. DH. 123/6110, 6 Eylül 1828.
19
BOA. C. DH. 123/6110, 6 Eylül 1828.
20
BOA. H. H. 1321/51999-B, 28 Nisan 1835; Yeniçeri ocağının oluşturulmasında önemli bir yere sahip olan
devşirme sistemi XVII. yüzyılın sonlarına kadar devam etti. XVIII. yüzyılın başlarında ise yalnız sarayın bostancı
ocağı için bin kadar devşirme alındığı görülür. İ. Hakkı Uzunçarşılı, “Devşirme” İslam Ansiklopedisi, III., MEB.
Ankara, s. 563-565.
21
BOA. H. H. 1321/51999-B, 28 Nisan 1835.
Journal of History Studies
JHS
140
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süleyman UYGUN
bu alanda İstanbul’da önemli bir yere sahip oldular. Ancak İstanbul’a getirilen gayrimüslim
çocukların Müslüman olmaları gibi bir durum söz konusu değildi.
XIX. yüzyılın başlarına kadar klasik meslekleriyle sosyal yaşamlarını sürdüren Ermeni
mevsimlik amele ve işçiler, bu yüzyılın ortalarına doğru özellikle Tanzimat Fermanı’ndan
sonra ekonomik ve sosyal şartların genelde gayrimüslimler özelde ise Ermeniler lehinde
değişmesi onların bazı mesleklere ağırlık vermesine neden oldu. 1867’de ilan edilen veraset
kanunuyla yabancılar, Hicaz müstesna imparatorluğun her tarafında tıpkı yerli halk gibi,
şehirlerde ve köylerde emlak ve arazi tasarruf edebilme salahiyeti elde ettiler.22 Devleti zaafa
uğratan diğer bir neden ise zimmî tebaaya da kapitüler ayrıcalıkların tanınmasıydı. Batılı
devletlerin himayesine giren zimmîler devlete vergi vermeden ticaret ve yanında başka işler
yapabildiler.23
İngiltere, Fransa, Avusturya ve Rusya gibi büyük devletlerin doğu ticaretini ellerinde
tutan şirketler, elde ettikleri imtiyazlar sayesinde Osmanlı’daki nüfuz ve etkilerini arttırdılar.
Batılı ticaret kumpanyaları ilk dönemlerinde liman kentlerinde ticaret faaliyetlerinde
bulunurlarken daha sonra kömür madenleri işletmeciliği, demir yolları inşaatı, tarımsal
etkinlikler gibi faaliyetlerde bulunarak ekonomik yönden daha da etkili olmaya başladılar.24
Kapitülasyonların yardımıyla gayrimüslimlerin gittikçe zenginleşmesi ve tarımın
endüstrileşmesi, sahil kesimlerindeki verimli ovalara istihdam edilmek üzere Anadolu’nun iç
kesimlerinden gayrimüslim işçi ve amele göçlerini teşvik etti.25
JHS
141
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Osmanlı Devleti’nin ihtiyaca yönelik klasik tarım uygulaması da zamanla değişmeye
başladı. Batılı şirketler kendileri için kâr getirecek endüstri ürünlerine yönelik taleplerde
bulununca köylü daha fazla kâr getiren bu ürünleri yetiştirmeye başladı.26 Bunun yanında batılı
devletlerin desteğini de alan gayrimüslimler endüstriyel tarım yapmak için topraklar satın
aldılar. Böylelikle hem limana sahip hem de yakınlarında tarım yapılabilen İstanbul ve İzmir
gibi şehirlerin cazibesi daha da arttı. Bu yüzyıla kadar zaten ekonomik olarak toprağa bağlı
yaşayan iç bölgelerdeki reayanın durumu liman kentlerindekine göre geriledi.27 Kırsal
kesimlerde nüfusun azalmasıyla köyler boşaldı, tarlalar bahçeler ve meyvelikler bakımsızlık
içinde çoraklaştı.28
Ticaret ve endüstri ürünlerine yönelik tarımla uğraşan tüccar ve toprak sahipleri genelde
Ermeni, Rum ve sair gayrimüslimlerden ibaret olduğu için amele ve işçileri de çoğunlukla
22
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, VII., 2. Baskı, TTK., Ankara 1977, s. 251.
Halil İnalcık, Osmanlılar Fütühat İmparatorluk Avrupa İle İlişkiler, Timaş Yayınları, İstanbul 2010, s. 299-300;
Gülnihal Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu, TTK., Ankara 1996, s. 41-43.
24
Donald Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (1881-1908), (Çev. Sabri Tekay),
Ankara 1987, s. 18-19.
25
Süleyman Uygun, Mesajeri Maritim Kumpanyası ve Osmanlı Devleti’nde Fransız Sömürgeciliği (1851-1914),
SAU., SBE., Tarih Anabilimdalı Yayınlanmamış Doktora Tezi, Aralık 2013, s. 267.
26
XIX. yüzyılın ikinci yarısında Amerika’da başlayan iç savaş nedeniyle Avrupa endüstrisinin muhtaç olduğu
pamuğu bu memleketten getirmek imkânı ortadan kalkmıştı. Bu nedenle İngiltere ve Fransa, Osmanlı hükümetini
pamuk yetiştirmeye teşvik ettiler. Hatta bu hususta Babıâli’ye projeler bile takdim ettiler. Babıâli’de pamuk
ekenlerden beş yıl aşar alınmayacağını; pamuk ekilen bölgelere yol yapılacağını bir irade ile ilan etti. Tüm bu
gelişmelerin neticesinde buğdayın yerine pamuk ekilmeye başlandı ve 1863’e kadar 10 milyon kilogram civarında
olan pamuk mahsulü 1860’ların sonlarına doğru 50 milyon kilograma ulaştı. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi,
VII., Islahat Fermanı Devri 1861-1876, 2. Baskı, TTK., Ankara 1977, s. 252-253.
27
Nedim İpek, “Anadolu’dan Amerika’ya Ermeni Göçü” S. 6, OTAM. Ankara 1995, s. 260; Bilal Eryılmaz,
Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, Risale Basın-Yayın, 1. Baskı İstanbul 1990, s. 100-101.
28
William Eton, 19. Yüzyılın Başında Osmanlı İmparatorluğu, (Çev. İbrahim Kapaklı Kaya), Kitabevi Yayınevi,
İstanbul 2009, s. 171-172; Adem Kara, Osmanlı Göçleri ve Neticeleri, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2008, s.
59-60.
23
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
gayrimüslimlerden oluşmaktaydı.29 Bunda Ermenilerin ucuz bir iş gücü oluşturması da önemli
bir etkendi. Böylelikle tarım ve ticaret sektörüne yönelik Ermeni mevsimlik işçilerin
sayılarında da artış görülmeye başlandı. İhraç edilen ürünlerin vapurlara nakledilmesi için
hamallık ve kayıkçılık önemli bir meslek haline geldi. Diğer yandan Batılı deniz nakliyat
kumpanyaları vapurlarının yakıt ihtiyaçlarını giderebilmek için kömür madenleri işletme
imtiyazlarını da elde ettiler. Bu şirketler sahip oldukları kömür madenlerinde az da olsa
gayrimüslim çalıştırdılar.30 Bunun neticesinde Ermeni amele ve işçilere yeni bir iş sahası
doğmuş oldu. Taşrada ikamet eden Ermenilerin ilk fırsatta diyar-ı terk eylemelerinde şüphesiz
memleketlerindeki konum ve durumları da etkili olmuştur. Ancak maden ocaklarında çalışan
vasıfsız işçilerin çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyordu. Müslümanların bu işe
yoğunlaşmasının nedeni ise askerlikten muaf tutulmalarıydı.31
XIX. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul’da ve diğer birçok liman şehirlerinde uluslararası
taşımacılık şirketleri gayrimüslimlerin tekeline geçti. Bunun yanında İstanbul’da Avrupalı
muhtelif kumpanyaların yerel ortağı Osmanlı tebaası gayrimüslim işyeri sahiplerinde de büyük
bir artış oldu. Osmanlı tebaası olan gayrimüslim yönetici ve iş yeri sahipleri genelde Ermeni ve
Rumlardan oluşuyordu. Sayıları düzineleri bulan bu şirketler içerisinde bankalar, demiryolları,
liman ve kamu hizmet şirketlerinin yanı sıra tekstil fabrikaları da vardı. Bu yabancı şirketlerin
üst düzey yöneticiliklerinde yabancılar, orta tabakasında Osmanlı tebaası Hıristiyanlar, alt
tabakasında ise Müslümanlar istihdam edilmekteydi.32 Avrupalı tüccarlar, ticarette de daha çok
yerli gayrimüslim tüccarlarla alış veriş yapmayı tercih ediyorlardı.33 Ermeni tüccarlar genelde
kendileriyle ciddi olarak rekabet eden Rumların bulunmadığı yerlerde ticareti tamamen
ellerine geçirmişlerdi.34 1866’da gayrimüslimlerin tekelinde bulunan imalathanelerde çalışan
azınlıkların oranı % 61 iken Müslümanların oranı % 39 civarında kalmaktaydı. Bu azınlıklar
arasında Ermenilerin oranı % 43’ü bulmaktaydı. Ticaret ve sanayide çalışan Ermenilerin sayısı
ise 35.979 idi.35
XIX. Yüzyılda liman şehirlerindeki sermaye sahiplerinin önemli bir kısmı Rumlardı.
Amele, rençber ve hamallık gibi iş kolları için taşradan gelen Ermenileri kullanmak daha
cazipti. İstanbul’daki Ermeni hamallar o kadar çoğaldılar ki İstanbul halkı tüm Ermeniler için
“hamal” lakabı kullanmaya başlamıştı.36 Özellikle Van Gölü’nün güneyindeki Ermeni köyleri
İstanbul’daki tüccarlara hamal gönderme ayrıcalığına sahipti. XIX. yüzyılın ikinci yarısında
İstanbul’da “Van Ermenisi” sözü dikkat çeker olmuştu.37 1830 tarihli nüfus defterinde
İstanbul’da 181 handa sakin Ermeni hamal, kayıkçı, rençber, ekmekçi ve sair mesleklerdeki
29
İstanbul, İzmir, Aydın gibi kıyı kentlerine gelen Ermeniler tarım işçiliğinin yanı sıra Rumların da yardımıyla
balıkçılığı öğrendiler. Böylece taşradan gelen Ermeniler kendileri için yabancı olan bu meslekle de uğraşmaya
başladılar. Yavuz Özgüldür-Ali Güler-Suat Akgül-Mesut Köroğlu, Her Yönüyle Ermeni Sorunu, Kara Harp Okulu
Basımevi, Ankara 2001, s. 53.
30
Gebzeli Hacı Şerif tarafından Elmacık’taki kömür madenlerinde çalıştırılmak üzere Bağçecik Nahiyesi’nden
Ermeni maden işçileri getirilmişti. BOA. ZB. 55/106, 6 Nisan 1905.
31
Qataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı, s. 57.
32
Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu 1700-1922, (Çev. Ayşe Berktay), İletişim Yayınları, İstanbul 2002,
263-264.
33
Ahmet Tabakoğlu, İktisat Tarihi, Kitapevi Yayınları, İstanbul 2005, s. 419.
34
Ahmet Akter, “Ermenilerin Amerika’ya Göç Etme Nedenleri”, S. 23-24, ERAREN, 2006, s. 142.
35
Stanford J. Shaw-Ezel Kural, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, II. (Çev. Mehmet Harmancı), E
Yayınları, İstanbul 1983, s. 296-298.
36
William Eton, 19. Yüzyılın Başında Osmanlı İmparatorluğu, (Çev. İbrahim Kapaklı Kaya), Kitabevi Yayınevi,
İstanbul 2009, s. 128.
37
Mustafa Oflaz-İsmail Mangaltepe, “XIX. Yüzyıl Seyyahlarının Eserlerinde Ermeniler ve Türk-Ermeni İlişkileri”,
Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, III. Erciyes Üniversitesi I. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Sempozyumu, Ocak
2007, s. 351-352; 331-352.
Journal of History Studies
JHS
142
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süleyman UYGUN
amele ve işçilerin sayılarının bir hayli fazla olduğu ve bunlarında ekserisinin Van’lı olduğu
gösterilmekteydi.38 1832 – 1866 yılları arasında ABCFM (The American Board of
Commissioners for Foreign Missions) misyoner örgütünün genel sekreterinin raporuna göre
1832 yılında İstanbul’da bulunan Ermenilerin sayısı 100 bin civarındayken 1844’te artan
göçlerle 252 bine ulaşıyordu.39
JHS
143
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Taşradan İstanbul’a gelen Ermeni hamal ve kayıkçılar genelde genç ve bekârlardan
oluşuyordu. Bunlar bilhassa XIX. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren genellikle Samsun,
Trabzon, İskenderun ve Mersin gibi liman kentleri üzerinden buharlı gemilerle İstanbul’a
yolculuk yapmaktaydılar.40 Hamal ve kayıkçı Ermeniler 6 kişilik veya daha fazla guruplar
halinde yaşıyor ve her gurup kendilerine yemek, mutfak işleri, çamaşır için ihtiyar bir hizmetçi
tutuyordu. Bu ihtiyar hizmetçi aynı zamanda gurup içi tartışmalarda hakemlik görevini de
üstleniyordu41. Rıhtımların tamamlanmasından sonra ise hamal ve kayıkçıların bir bölümü
rıhtım şirketinin inşa ettiği barakalarda yaşamaya başladılar. Ermeni hamal ve kayıkçılar,
kazandıkları paraları memleketlerine gönderir ve çok uzun aralıklarla memleketlerine
giderlerdi. Ancak çalışamayacak kadar yaşlandıklarında memleketlerine dönüp
yerleşiyorlardı.42 Ermeni kayıkçıların içerisinde yeterince para biriktirdikten sonra kayık satın
alarak işletenler de oluyordu.43 Hem hamal hem de kayıkçılar loncalara üyeydiler. 1880’lerde,
İstanbul’daki hamallar çalıştıkları semtlere göre ayrı ayrı loncalarda örgütlenmişlerdi.
Loncanın başı olan kethüda hükümet tarafından tanınırdı. Ayrıca lonca kethüdası, İstanbul
Şehremanetine her ay belli miktarda harç öderdi.44 Her gurubun hastalık ve sakatlık fonu vardı.
Bunun yanında iki veya üç yılda bir memleketlerini ziyaret etmek amacıyla para
çekebilecekleri bir fon da mevcuttu.45
İstanbul’un çevresinde bulunan gayrimüslim köylerden baruthanelerde çalışmak üzere de
bir hayli Ermeni gelmekteydi. Baruthanelerde çalışan Ermenilerin sayıları artınca bunlar,
kethüdaları aracılığıyla Ordu-yı Hümayun için çalıştıklarını öne sürerek bedelat-ı askeriyeden
muaf tutulmak istediler. Ancak Maliye Nezareti, baruthanelerde yevmiye ile istihdam olunan
Ermenilerin bu isteklerini, Anadolu’nun değişik vilayetlerinde ve farklı guruplardan işçiler
olduğu gerekçesiyle reddetti.46 Öyle anlaşılıyor ki Ermeniler yenilenen ve dönüşen
imparatorluk bünyesinden, klasik dönemde kalmış bir anlayışla muafiyet talep etmekteydiler.
Ancak Tanzimat bürokratları, Ermenilerin muafiyet isteklerini Tanzimat’ın ruhuna aykırı
görerek kabul etmemişlerdi. Bunun dışında İstanbul’a ticaret yapmak bahanesiyle gelip burada
38
BOA. NFS.d. 89, h. 1254; Bu defterdeki bazı sayfaların eksik ve bazı sayfaların da tahriş olmasından dolayı
İstanbul’da çalışan Ermeni amele ve işçilerin mevcudunun tam rakamını veremiyoruz.
39
Guillaume Gagnon, La Situation Des Armeniens Ottomans D’Anatolie Orientale Vue A Travers Les
Correspondances Des Missionaires Du American Board Of Commissioners For Foreign Missions, Université Du
Québec A Montréal, Avril 2008, s. 27.
40
Örneğin 1883 yılında Samsun’dan İstanbul’a göç eden mevsimlik Ermeni işçilerden Fransız buharlı nakliyat
şirketi olan Mesajeri Maritim Kumpanyası, 80.000 Frank gelir elde etmiştir. AFL (Archives de l’Association French
Line) 1997 002 4467 Compagnie de Messageries Maritimes Agence de Samsoun, Rapport General de Service,
Exercice, Chapitre 2, Secretariat, 1883; Şirketin Samsun acentesi ayrıca bir başka raporunda Samsun’dan
İstanbul’a taşıdıkları yolcuların büyük bir kısmının güverte yolcusu Ermeni hamallardan müteşekkil olduğunu
belirtmekteydi. 1997 002 4467 Compagnie de Messageries Maritimes Agence de Samsoun, Rapport General de
Service, Exercice, Chapitre 4, Trafic 1883.
41
Lucy M. J. Carnett, Home Life in Turkey, The Macmillan Company, New York 1909, s. 19.
42
Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı, s. 89.
43
Carnett, Home Life in Turkey, s. 19-20.
44
Garnett, Turkey of The Ottomans, s. 161.
45
Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı, s. 90.
46
Makrihara? (veya Makrihora) ve Yorgi gibi gayrimüslim köylerinden bir hayli Ermeni İstanbul’daki
baruthanelerde çalışmaktaydı. Hatta baruthanelerde çalışan bu Ermeni işçiler Ordu-yu Hümayun’a çalıştıkları için
bedelat-ı askeriyeden muaf tutulmalarını talep etmişlerdi. BOA. MVL. 1035/29, 13 Temmuz 1867.
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
rençber ve ırgat olarak çalışan Ermeniler de mevcuttu. Muş ve Van gibi vilayetlerden gelen
Ermeni rençber ve ırgatlar İstanbul’da ticaret yapamayınca Bergos ve Makriköy gibi İstanbul
çevresinde bulunan gayrimüslim köylere gidip buralarda çalışırlardı.47
Taşradan İstanbul’a gelen Ermeni hamalların sayısındaki artış üzerine İstanbul’daki
Ermeni hamal, kayıkçı, amele ve sair işçiler arasında zamanla örgütlenme eğilimleri artmaya
başladı. Bunda etnik köken, din ve aynı memleketten olma duygusu önemli bir etkendi. Bu
duyguyla hareket eden Ermeni hamal ve kayıkçılar kendi iş alanlarındaki istihdamı denetleyip
başkalarının bu işe girmesini engelleyebiliyorlardı. Örgütlenen Ermeni hamallar taşradan
İstanbul’a hamallık yapmak üzere gelen diğer gayrimüslim guruplara karşı baskılarını
arttırmışlardı. Ermenilerin baskıları, kendileriyle aynı sebeplerle İstanbul’da bulunan özellikle
Süryani ve Katolikleri hedef almıştı. 22 Temmuz 1889 tarihli belgeye göre Kireçburnu’nda
Dürzoğlu Mihran Bey mağazalarında taşradan gelen bir hayli Ermeni hamal çalışmaktaydı. Bu
mağazalardaki üç yüz kadar Ermeni hamal, kethüdalarının da yönlendirmesiyle mağazalarda
çalışan Katolik hamalları uzaklaştırmak için zor kullandılar.48 Saldırılar üzerine Katolik
hamallar polis şubesine sığınmak zorunda kaldı. Ermeni hamallar, bundan sonra sadece
Ermeni çalıştırması konusunda mağaza sahibi Mihran Bey’e baskıda bulunarak onu tehdit
ettiler. Katolik hamalların şikâyeti üzerine bu olaylar araştırıldı. Zaptiye kuvvetleri Ermeni
hamallar üzerine gidecekken; hamallar kethüdası, olaya karışmış olan Ermenileri teslim etmek
zorunda kaldı. Ayrıca Zaptiye Nezareti, Ermeni hamalları ve kethüdaları bu tür olaylara
karışmamaları konusunda uyardı.49
Ermeni mevsimlik işçilerinin tamamen sosyal ve ekonomik sebeplerden kaynaklanan bu
hareketleri zamanla siyasallaştı. Osmanlı tebaası gayrimüslim şirketlerde çalışan Ermeni işçi
ve amelelerde 1880’lerin sonlarına doğru milliyetçilik hareketi tehlikeli bir şekilde yükselmeye
başladı. Osmanlı karşıtı milliyetçiliğin yükselmesinde, yabancı ve Osmanlı tebaası
gayrimüslim iş yeri sahiplerinin Ermenileri kışkırtmaları, Avrupa ve Amerika’nın çeşitli
yerlerinden gelip İstanbul’u merkez yapan Katolik, Protestan ve Ortodoks misyonerlerinin
çalışmaları, Ermeni komitacıların işçi ve amelelerin aralarına girip milliyetçi ve sosyalist
söylemlerde bulunmaları önemli yer tutar.50 Tüm bunlardan dolayı İstanbul’da huzursuzluklar
baş göstermeye başladı.
Bundan sonra İstanbul’da özellikle Ermeniler tarafından çıkartılacak olaylarda az çok
örgütlenme tecrübesi olan bu işçi ve ameleler etkin rol oynamışlardı. 15 Temmuz 1890 Pazar
günü Kumkapı Nümayişinde Yıldız Sarayı’na yürüyen Ermeniler askerler tarafından
engellenince olaylar çıktı ve bu olaylarda Müslüman ve Ermenilerden yaralanan ve ölenler
oldu. Bundan başka 30 Eylül 1895’de komitacılarla birleşen Ermeniler Babıâli’ye saldırarak
bir ihtilal çıkarmak istediler.51 Bu olayların bastırılması esnasında da birçok Müslüman ve
Ermeni öldü. Kumkapı Nümayişi ve Babıâli yürüyüşünde çoğunluk Ermeni hamal, kapıcı,
odacı, rençber, ırgat ve benzeri amele ve işçi sınıflarından oluşuyordu ve bunlar da genellikle
yabancıların işyerlerinde çalışmaktaydı.52 26 Ağustos 1896’daki Osmanlı Bankası baskını
olayında ise saldırıyı gerçekleştirenler üç reis istisna edilirse hepsi İstanbul’a taşradan gelmiş
47
BOA. DH. MKT. 91/34, 22 Temmuz 1893.
BOA. DH. MKT. 1642/114, 27 Temmuz 1889.
49
BOA. DH. MKT. 1649/15, 18 Ağustos 1889, DH. MKT. 1641/65, 22 Temmuz 1889.
50
Cevdet Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde Ermeni İşçiler ve Milliyetçilik”, Hoşgörüden Yol Ayrımına Ermeniler, I,
Erciyes Üniversitesi Yayınları, Ocak 2009, s. 22; 423-444.
51
Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Remzi Kitapevi, İstanbul 2008, s. 206-207, 220-222.
52
Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde Ermeni İşçiler ve Milliyetçilik”, s. 423-444.
48
Journal of History Studies
JHS
144
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süleyman UYGUN
hamallardı.53 Bunun yanında özellikle bu isyana katılanların çoğunun Van ve Muş gibi
yerlerden getirtilen kişiler olduğu yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştı.54
Babıâli’nin Aldığı Tedbirler
İstanbul’daki Ermeni olaylarından sonra Ermenilerin, Babıâli’yi tehdit edecek mahiyete
ulaşacak kadar çoğalmaları devlet adamlarını ciddi tedbirler almaya itti. İstanbul’da bu derece
Ermeni nüfusunun artmasında en önemli etken, XIX. yüzyıl boyunca taşralardan buraya olan
mevsimlik Ermeni göçleri ve bunların geldikleri yerlere geri dönmeyip İstanbul’a
yerleşmeleriydi. Tüm bu kontrol çabalarına rağmen Ermeni göçü artarak devam etmekteydi.
Bunun üzerine Babıâli, öncelikle bundan sonra mürur tezkiresi verilmesi işinde daha temkinli
olunması kararı aldı. Diğer yandan, Ermenilerin çoğunlukta bulunduğu vilayetlere haber
gönderilerek değişik maksatlarla dahi olsa İstanbul’a gelmek isteyen Ermenilere kesinlikle
mürur tezkiresi verilmemesi hususunda emirler gönderildi. Bu karar alındığı esnada (30 Ekim
1894) İstanbul’a gelmek üzere Trabzon’da toplanmış olan Ermeni rençber ve hamalların izin
isteklerini, yerel idarecilerin bunların çalışmaya ihtiyacı olan mağdur Ermeniler olduğu
yolundaki ifadelerine rağmen, merkezi idare, aralarında kaçak, suçlu ve muzır kişilerin
bulunduğu gerekçesiyle reddetmişti. Babıâli, İstanbul’daki işsizliğin yüksekliğini gerekçe
göstererek bu çeşit göçlerin engellenmesini istemişti. Ayrıca göçlerin ekonomik sebeplerinin
farkında olan idareciler göçü engellemek için memleketin her tarafında ziraat sandıkları tesis
edilerek tarımsal istihdam oluşturmanın uygun olacağını belirtmişti.55
JHS
145
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Babıâli, Ermenilerin nüfus hareketlerini kontrol etmek amacıyla Dahiliye Nezareti’nde
çalışan tüm Ermenilerin kayıtlarının tutulmasını istedi. Diğer yandan tüm vilayetlere 19 Mayıs
1899 tarihinde çekilen şifre telgrafla Ermenilerden rençber, hamal ve sairenin İstanbul’a
gelmelerine asla müsaade olunmamasını bildirdi.56 Yalnız bu emir uygulanırken gizli bir
şekilde yapılması, yerli ve yabancı basına sızdırılmaması istenmişti.57
Devletin yasaklama kararı üzerine geçimlerini İstanbul’a gelerek; rençberlik, hamallık ve
sair mesleklerle sağlayan Ermeniler, sıkıntı çekmeye başladılar. Bunun üzerine Ermeni Patriği,
defalarca Babıâli’ye gelerek gerekli tahkikatlar yapılmasını ve olaylara karışmamış olan
Ermeni amele ve işçilerin İstanbul’a gelmelerine müsaade edilmesini istedi. Hatta padişahla
görüşen patriğin hattı hümayun isteği, Ermeni amele ve işçilerin bir bahane ile toplanıp,
Babıâli’ye yine yürüyebilecekleri gerekçesiyle reddedilmişti.58 Öyle anlaşıyor ki Babıâli her
defasında ekonomik sıkıntıları dile getirilerek geçiş ve ikamet izni istenen Ermenilerin bu
isteklerinin siyasi gerçeklikten uzak olduğunun farkındaydı, dolayısıyla bu isteklerin geri
çevrilmesinde siyasi hadiseler, ekonomik sıkıntılardan daha fazla hayati bir rol oynamıştır.
Mevsimlik işçi olarak çalışmak üzere İstanbul’a gelen Ermenilere karşı güvensizlik o
kadar artmıştı ki eskiden beri devlet kademesinde çeşitli memuriyetlerde istihdam edilmiş
olanlar da bu durumdan etkilendi. Dâhiliye Nezareti’nin hazırlayıp sunduğu rapor göre çeşitli
kurumlarda çalışan yedi Ermeni’nin henüz suça karışmamış olmalarına rağmen, komitelerin
baskı ve tehdidi ile kötü işlere alet olabilecekleri gerekçesiyle işten uzaklaştırılmalarına karar
verilmişti. Ancak Ermeni işçilerin durumunu görüşmek üzere toplanan komisyonda uzun
53
Gürün, Ermeni Dosyası, s. 235-236.
Uras, Tarihte Ermeniler, s. 478, 483.
55
BOA. DH. MKT. 2068/86, 30 Ekim 1894.
56
BOA. Y.A.HUS. 396/35, 18 Mayıs 1899.
57
18 Mayıs 1899 tarihli Erzurum, Bitlis, Sivas, Haleb, Trabzon, Van, Hüdavendigâr, Mamuretülaziz, Selanik,
Adana, Konya Ankara, Beyrut, Diyarbakır, Kastamonu vilayetleriyle İzmit, Kudüs, Çatalca, Biga
mutasarrıflıklarına gönderilen belge. BOA. DH. TMIK.M. 70/27, 18 Mayıs 1899.
58
BOA. DH. TMIK. M. 70/27, 18 Mayıs 1899; BOA. Y.A.HUS. 396/35, 18 Mayıs 1899.
54
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
tartışmalardan sonra yeni bir rapor hazırlanarak bunların eskiden olduğu gibi hizmetlerine
devam etmesine, bir olaya karıştıkları takdirde işten çıkarılmaları konusu müdürlerinin
sorumluluğuna bırakılmıştı.59
Taşradan İstanbul’a çalışmak için gelen fakat burada kalan Ermenilerle hakkında ilgili
birimlerden geniş kapsamlı bir rapor hazırlamaları istendi. 7 Haziran 1900 tarihli rapora göre
1301(1883/1884) ile 1314 (1896/1897) tarihleri arasında 13 yıl zarfında İstanbul’a 108 hamal,
267 amele, 5 serkeş ve 230 diğer meslek erbabından olmak üzere toplam 610 Ermeni gelmiş
bulunmaktaydı. 60
Ancak bu rakamlar Babıâli tarafından gerçekçi bulunmamıştı. Babıâli elde ettiği
duyumlara göre İstanbul’a taşradan gelmiş 16.000’den fazla Ermeni amele ve işçi
bulunmaktaydı. Komisyon, bu Ermenilerin içerisinden ticaret maksadıyla İstanbul’a gelenler
çıkarıldığında geriye 10.000 civarı Ermeni’nin olabileceğini; ancak bunlara yönelik ellerinde
kesin bir kayıt bulunmadığını belirtmişti. Ayrıca bu rakamların doğruluğunun mutlaka
araştırılması gerektiğini tavsiye etti.61 Babıâli’nin isteği üzerine yeniden bir araştırma yapıldı.
Hazırlanan bu defterde İstanbul’da çalışan usta, kalfa ve sair işçilerin ev adresleri, meslekleri,
aile bilgileri çalıştığı dükkân gibi bilgiler ayrıntılı bir şekilde kaydedilmişti. Bu deftere göre ise
İstanbul’da çalışan Ermeni işçi ve amelelerin sayısı 1.071 kişiydi.62
Komisyonlar tarafından tespit edilmiş olan bu rakamlardan yola çıkarak, İstanbul’daki
Ermeni işçi ve amele sayısı hakkında kesin bir rakam vermemiz söz konusu olamamaktadır.
Nitekim İstanbul’a taşradan gelmiş olan Ermeni işçi ve amelelerin çoğunluğu yabancı
şirketlerde ve mürur tezkiresi olmadan çalışmaktadır. Ayrıca İstanbul’a gelen mevsimlik
işçilerin daimi göç trafiği bu rakamların kesin olarak belirlenmesini engellemektedir. Bunun
dışında Avrupa’dan amele ve işçi süsü verilmiş olan Ermeni komitacıların da gelmeleri göz
önünde bulundurulursa bu rakamın tespit edilmesi zorluğu ortaya çıkmaktadır.
Babıâli, sayılarını dahi tam olarak tespit edemediği mevsimlik Ermeni işçi ve amelelerin
İstanbul’a gelişlerine engel olmaya çalıştığı gibi, başkentin, asayiş ve saadeti için tehlike arz
eden Ermeni nüfusu da memleketlerinde istihdama teşvik ederek peyderpey İstanbul’dan
gönderilmelerine dair politika benimsedi. Ermeni hamalların işlerini kaybetmesi Anadolu’nun
diğer liman şehirleri için söz konusu değildi. Hatta İstanbul’da işini kaybeden birçok Ermeni
hamal Anadolu’nun diğer liman kentlerine giderek mesleklerine devam ettiler. Karadeniz’de,
Samsun’da yirminci yüzyılın başlarında hamalların neredeyse tamamını Ermeniler
oluşturmaktaydı.63 Ermeni hamalların başta Samsun olmak üzere Trabzon, Ordu, Ünye, Fatsa
59
BOA. MF. MKT. 337/3, 24 Mayıs 1897; BOA. ZB. 30/26, 11 Haziran 1898.
7 Haziran 1900’de hazırlanan bu rapora göre: 1301 (1883/1884) senesinden 1313 (1895/1896) senesine kadar
İstanbul’da istihdam olan Ermeniler; 52 Hamal, 55 amele, 1 serkeş ve bunun yanında 30 nefer aşçı, çulcu ve uşak
mevcut idi. 1313 (1895/1896) senesinden 1314 (1896/1897) senesine kadar Üsküdar cihetinde 17 hamal, 48 amele
ve bunlardan başka 180 kadar fırıncı, doğramacı ve kunduracı istihdam edilmekteydi. 1312’den 1314 senesine kadar
Beyoğlu cihetinde 37 hamal, 161 amele, 4 serkeş ve bundan başka 20 nefer esnaf mevcut idi. İstanbul’da bulunan
bu Ermeni işçi ve ameleler toplamda; 108 hamal, 267 amele, ve 5 serkeş ve 230 civarı diğer meslek erbabından
olanlar idi. Ayrıca Beyoğlu ve Üsküdar mutasarrıflıklarından alınan deftere göre ellerinde mürur tezkiresi olanların
sayısının 376 civarı olduğunu, fakat bin kişinin de tezkiresi olmadığı halde çalıştıkları tahmin ediliyordu. BOA. Y.
PRK. DH. 11/44, 7 Haziran 1900.
61
BOA. Y. PRK. DH. 11/44, 7 Haziran 1900.
62
BOA. Y. PRK. ZB. 33/14, 29 Mart 1903; Cevdet Kırpık, “Osmanlı Devleti’nde Ermeni İşçiler ve Milliyetçilik”,
Hoşgörüden Yol Ayrımına Ermeniler, I, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Ocak 2009, s.437.
63
Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı, s. 88; 1895-1896 olaylarına kadar gümrük içlerinde mal
taşıma ve geçici işler hemen hemen tamamen Ermenilerin elindeydi. Daha sonra Kürtler, İstanbul’da hamallar
içerisinde tehlikeli hale geldiler. İstanbul’a gelen Kürtler özellikle trenle geldiklerinden, Haydarpaşa tren garının
önü Kürtlerden geçilmiyordu. Edwin Pears, Forty Years in Constantinople, London 1916, p. 283; Yine diğer bir
60
Journal of History Studies
JHS
146
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süleyman UYGUN
gibi liman kentlerine yerleşmelerinde bu kentlerde yabancı sermayenin ve ticari hareketliliğin
artması ve bu kentlere göre İstanbul’un cazibe merkezi olmaktan çıkmasının önemli bir yeri
vardı.64
Dikkati çeken bir husus da, Süryani Patrikliği’nin, Ermenilerden boşalan yerlere
Süryanilerin alınmasını Dâhiliye Nezareti’nden istemesidir. Ermeni işçi ve amelelerin çalıştığı
şirketler ve hanlar çoğunlukla gayrimüslimlerin elindeydi ve genelde gayrimüslim işçi ve
amele çalıştırmayı tercih ediyorlardı.65 Ermenilerden boşalan yerlere Süryanilerin yerleştirilip
yerleştirilmediği bilinmemektedir. Ancak şurası kesinki kilisenin böyle bir isteği artık
protestan, Katolik veya diğer mezheplere geçmiş olanların çıkarlarını temsil etmediğini ve
onları korumaktan vazgeçtiğini göstermektedir. Zaten bir imparatorluk olarak klasik dönem
millet sisteminden milliyetçi bir millet sistemine doğru dönüşemeyen devletin bir de mezhep
birliğinin bozulan dengelerinde yeni çıkar gruplarının haklarının dengelenmesiyle uğraşmak
zorunda kalması dikkati çeken bir olgudur. Donald Quataert ve bazı tarihçiler Ermenilerden
boşalan yerlerin tamamen Kürtler tarafından doldurulduğunu66 öne sürse de devletin resmi
kayıtlarında, ekonomik durumun aksamaması için, Kürtlerden ziyade Katolik ve Süryanilerin
çalıştığına dair kayıtlar mevcuttur.67
Ermeni Patrikhanesi, her fırsatta, İstanbul’dan uzaklaştırılan Ermeni hamalların İstanbul’a
dönmelerine müsaade edilmesini Babıâli’den talep etti.68 Ancak Babıâli’nin kararı kesindi ve
bu nedenle Babıâli bütün vilayetlere haber göndererek taşradan İstanbul’a gelmek isteyen
rençber, hamal ve sair Ermeni işçi ve amelelere asla müsaade olunmamasını istedi.69
JHS
147
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Babıâli’nin, Ermeni işçi ve amelelerin İstanbul’a gelmelerini ısrarla engellemesine
rağmen, az sayıda da olsa da kaçak olarak gelenlerin yanında70, Avrupa Devletleri ve
Amerikan vatandaşı olup da dönen Ermeniler de İstanbul’a gelmeye devam etti.71 Yabancı
pasaporta sahip Ermenilerin statüsü I. Dünya Savaşı’na kadar Avrupalı devletler ve Amerika
ile sorun teşkil etti.72
Diğer taraftan Ermeni mevsimlik işçi ve amelelerin İstanbul’a gelişlerinin
yasaklanmasıyla, bunlar arasında geçim sıkıntısı baş göstermeye başladı. İşsiz ve aşsız kalan
Ermeni işçi ve amelelere, bu sırada Osmanlı topraklarının her yanına dağılmış olan
misyonerler Amerika ve Avrupa’ya gitme vaatlerinde bulunmaya başladılar. Zaten 1890’lı
yıllarda isyanlarda başarılı olamayan ihtilalcı dernek üyesi Ermeniler Avrupa ve Amerika’ya
göç etmişlerdi. Bunun yanında bu misyonerlerin faaliyetleri sonucu mezhep değiştiren birçok
tarihçiye göre İstanbul’da sayıları artan Kürtler, Ermeniler için tehlikeli hale gelmeye başlamışlardı. Hamallar
içerisinde önemli konuma geldiler. Sir W. M. Ramsay, The Revolution in Constantinople and Turkey, London 1909,
p. 88-89. Yabancı tarihçiler bu bilgiyi verirken muhtemelen soykırım tezlerini desteklemek için Abdülhamit’in
özellikle Ermenileri Kürtlere kırdırmak için İstanbul’a doldurduğu tezine kanıt için söylemiş olabilirler.
64
AFL (Archives de l’Association French Line) 1997 002 4467 Compagnie de Messageries Maritimes Agence de
Samsoun, Rapport General de Service, Exercice, Chapitre 2, Secretariat, 1883.
65
BOA. DH. TMIK. M. 14/39, 15 Ağustos 1896.
66
Quataert, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı, s. 88.
67
BOA. DH. MKT. 1649/15, 18 Ağustos 1889; BOA. DH. TMIK. M. 14/39, 15 Ağustos 1896.
68
BOA. DH. MKT. 2628/38, 11 Ekim 1908.
69
BOA. Y.A.HUS. 396/35, 19 Mayıs 1899.
70
Cahit Külekçi, Sosyo-Kültürel Açıdan Ermeniler ve Türkler (İstanbul Ermenileri,) Kayıhan Yayınları, İstanbul
2010, s. 90-91.
71
Dilşen İnce Erdoğan, “XIX. Yüzyılda Ermeni Milliyetçiliğinin Doğuşunda Amerikan Etkisi”, Hoşgörüden Yol
Ayrımına Ermeniler, I., Erciyes Üniversitesi Yayını, Ocak 2009, s. 468; 461-486.
72
Bu konu hakkında bkz. İbrahim Serbestoğlu, Osmanlı Kimdir, Osmanlı Devleti’nde Tabiiyet Sorunu, Yeditepe,
İstanbul 2014, s. 110-156; Gülnihal Bozkurt, Azınlık İmtiyazları Kapitülasyonlardan Tek Hukuk Sistemine Giriş,
ATAM, Ankara 1998, s. 33-34.
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
Ermeni de XIX. yüzyılın başından itibaren Avrupa ve Amerika’ya göç edip yerleşmekteydiler.
Ülke dışındaki Ermenilerin de katkılarıyla 1890’dan sonra İstanbul’dan ve taşradan Avrupa ve
Amerika’ya işçi ve amele göçü başladı. 1890-1900 arasında sadece Amerika’ya göç eden
Ermenilerin sayısı takriben 12.000 civarındaydı ve bunların çoğunluğunu, işsizler ve isyanlara
karışıp başarısız olan kişiler oluşmaktaydı.73 Yine aynı şekilde 1890’ların sonlarında Rusya’ya
göç eden Ermenilerde takriben 25.000 civarındaydı.74
Osmanlı Devleti’nden 1890’larda Amerika’ya göç eden Ermeniler, özelikle işsiz kalmış
genç erkeklerden oluşmaktaydı. Amerika ve Avrupa’ya göç eden Ermeni işçi ve ameleler
Osmanlı Devleti’nde alışageldikleri üzere çocuklarını ve eşlerini evlerinde bırakıp, yeterince
para kazandıktan sonra dönmeyi planlamaktaydılar.75 Ancak Amerika’ya giden Ermeniler
orada çalışıp para biriktirdikten sonra Anadolu’daki yakınlarına para ve mektuplar göndererek
onları da göç etmeye teşvik ettiler.76 Babıâli, ise vilayetlere emirler göndererek bunların göç
etmelerine engel olunmasını istedi. Nüfusu her zaman zenginlik kaynağı olan gören Babıâli,
vergi gelirlerini korumak ve göç yüzünden Batılı devletlerle yaşadığı sorunları askeri seviyeye
indirebilmek için Amerika ve Avrupa’ya yönelik göç hareketini yasakladı.77 Ayrıca Hariciye
Nezareti elçilikler nezdinde de teşebbüste bulundu.78 Babıâli’nin bu göçleri engellemek
istemesinin bir sebebi de Amerika ve Avrupa basının bu göçlerden istifade ederek Osmanlı’yı
karalama kampanyası başlatmalarıydı.79 Bundan başka yurt dışına göçlerin sebebini araştırmak
üzere de Hüseyin Hamid ve Fuad Bey’in başkanlığında 7 Eylül 1896’da İntihab-ı Memurin
Komisyonu kuruldu.80 Ancak bu komisyonun çalışmaları yeterince etkili olmadı. Nitekim
Ermeniler göç etmeye devam ettiler. Ermenilerin Avrupa ve Amerika’ya olan gidiş-dönüş
trafiği bu şekilde Kurtuluş Savaşı’nın sonuna kadar devam etti.81 Kurtuluş Savaşı’ndan sonra
Avrupa ve Amerika’ya yerleşen Ermeniler, Osmanlı hâkimiyetinde kaldıkları süre boyunca
edinmiş oldukları fırıncılık, terzilik, ayakkabıcılık, lokantacılık, demircilik, bakırcılık, çiftçilik,
hamallık ve sair mesleklerini sürdürdüler.82
Sonuç
Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarından itibaren muhtelif meslek kollarında çalışan Ermeniler,
imparatorluğun yıkılma sürecinin sonuna kadar sosyal yaşamlarına bu şekilde idame ettirdiler.
Anadolu’nun değişik coğrafyalarında dağınık olarak yaşayan Ermeniler genelde ziraat ve
ticaretle uğraşmaktaydılar. Tarımla uğraşanların büyük bir kısmı tarımsal faaliyetlerin
yapılmadığı dönemlerde başta İstanbul ve diğer büyük şehirlere giderek mevsimlik işçi, amele
73
Nedim İpek, “Anadolu’dan Amerika’ya Ermeni Göçü”, OTAM, S. 6, Ankara 1995, s. 262-263.
Döndü Sena Arslan, “Rusya’ya Göç Eden Ermeniler Sorunu”, Hoşgörüden Yol Ayrımına Ermeniler, I., Erciyes
Üniversitesi Yayını, Ocak 2009,s. 496.
75
Gürsoy Şahin, “Sosyal Hayatta Türk Ermeni İlişkileri ve Bu İlişkilerin Osmanlı Ülkesinden ABD’ye Göç Eden
Ermeniler Üzerindeki Bazı Yansımaları”, Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, II., Erciyes Üniversitesi Yayınları, Ocak
2007, s. 250; Ahmet Akter, “Ermenilerin Amerika’sı: Worcester”, ERAREN, S. 29, 2008, s. 67.
76
Akter, “Ermenilerin Amerika’sı: Worcester”, s. 66-67.
77
BOA. İ. DH. 1341, 8 Ekim 1896; İzinsiz olarak Rusya’ya göç eden Ermenilerin vergi dairelerindeki borçları
silinmemiş olanların, vereceklerinin terk ettikleri mallardan karşılanması kararı çıkarılmıştı. BOA. A. MKT. MHM.
641/9, 7 Şubat 1898.
78
Ermeni Göçü Osmanlı ile Amerika ve Batılı devletler arasında önemli sorunlara sebebiyet verdi. Her şeyden önce
bir tabiiyet sorunu ortaya çıktı. Bu konu hakkında bkz. Serbestoğlu, Osmanlı Kimdir, Osmanlı Devleti’nde Tabiiyet
Sorunu, s. 110-156; İpek, “Anadolu’dan Amerika’ya Ermeni Göçü”, s. 262-263.
79
Ahmet Akter, “Ermenilerin Amerika’ya Göç Etme Nedenleri”, ERAREN, S. 23-24, 2006, s. 144.
80
BOA. A.MKT MHM , 630/19, 7 Eylül 1896; BOA. Y. PRK. BŞK. 48/27, 11 Kasım 1896.
81
Adem Kara, Osmanlı Göçleri ve Neticeleri, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2008, s. 194.
82
Gürsoy Şahin, “Sosyal Hayatta Türk Ermeni İlişkileri ve Bu İlişkilerin Osmanlı Ülkesinden ABD’ye Göç Eden
Ermeniler Üzerindeki Bazı Yansımaları”, Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, II., Erciyes Üniversitesi Yayınları, Ocak
2007, s. 251.
74
Journal of History Studies
JHS
148
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süleyman UYGUN
olarak çalıştıktan sonra memleketlerine dönerlerdi. Mevsimlik Ermeni işçi ve ameleler XIX.
yüzyılın ortalarına kadar daha çok baltacılık, rençberlik, inşaatçılık, hamallık, çiftçilik gibi
mesleklerde öne çıkmaktaydılar. Bu meslekler arasında baltacılık ve rençberliğe savaş
zamanlarında önemli ihtiyaç duyulduğundan Anadolu’nun değişik vilayetlerinden bu
mesleklerde ehilleşmiş olan Ermeniler getirilirdi. Bunun yanında İstanbul ve diğer şehirlerde
devlete ait inşaat faaliyetlerinde de mevsimlik Ermeni işçi ve ameleler istihdam edilirlerdi.
Bundan başka az sayıda da olsa devlet kurumlarında çalışanlar da mevcuttu.
İstanbul ve diğer vilayetlere gelen mevsimlik Ermeni işçi ve ameleler, kimi zaman sadece
bir kış sezonu, kimi zaman da 3 ya da 4 yıl kadar uzun bir süre zarfında çalışırlar daha sonra
memleketlerine dönerlerdi. İstanbul’da çalıştıkları meslek dallarına ait loncalara üye olan işçi
ve amelelerin sosyal güvenlik ihtiyacı da yine loncalar tarafından karşılanmaktaydı.
XIX. yüzyılda özellikle Tanzimat Fermanı’ndan sonra Osmanlı ekonomisinde büyük
değişim ve dönüşümler yaşandı. Bunun neticesinde yabancılar ve Osmanlı tebaası
gayrimüslimler ekonomide söz sahibi oldular. İstanbul ve diğer büyük liman şehirlerinde
şirketleşme süreciyle beraber taşradan bu şehirlere olan mevsimlik Ermeni göçünde büyük
artış oldu. Ermeni işçi ve ameleler 1890’lı yıllara kadar İstanbul’da varlıklarını rahatça devam
ettirdiler. Bu tarihe kadar Ermeniler İstanbul ahalisinin ve Osmanlı ekonomisinin önemli
ihtiyacını karşıladıkları için çoğu zaman devlet tarafından teşvik bile edilmekteydiler.
JHS
149
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
İstanbul’daki Ermeni işçi ve amelelerin sayısındaki artış beraberinde bunların mezhepsel
ve dinsel anlamda örgütlenme eğilimlerini de kuvvetlendirdi. Bu durum Ermeni işçi ve
ameleler arasında Osmanlı karşıtı milliyetçilik akımının yayılmasında uygun bir ortam teşkil
etti. Bunun neticesinde İstanbul’da Babıâli’yi tehdit eder mahiyette çeşitli olaylar meydana
geldi. İdareciler devletin varlığını tehdit eden bu durum karşısında çeşitli önlemler almak
zorunda kaldılar. Bunun için ilk önce İstanbul’a olan göç yasaklandı. Diğer yandan İstanbul’da
bulunan Ermeni işçi ve amelelerin kayıt altına alınmasına yönelik çalışmalar yapıldı. Buna
rağmen İstanbul’daki Ermeni işçi ve ameleler kontrol altında alınamadıklarından İstanbul’dan
uzaklaştırılmalarına karar verildi. İşlerini kaybeden Ermenilerin bir kısmı diğer liman
şehirlerine geçip çalışmaya devam ederken bir kısmı da Rusya, Avrupa ve Amerika’ya göç
etti. Başlangıçta Osmanlı Devleti’nin kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan mevsimsel
Ermeni göçleri dış dinamiklerden kaynaklanan siyasi, ekonomik ve benzeri sebeplerle
uluslararası bir mesele haline dönüştü.
KAYNAKÇA
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Belgeleri (BOA)
Cevdet Askeriye: C. AS. No: 311/12844, 211/9050, 92/4213.
Cevdet Evkaf: C. EV. No: 451/22846.
Cevdet Bahriye: C. BH. No: 169/7974, 192/9024.
Cevdet Belediye: C. BLD. No: 74/3680, 118/5865.
Cevdet Dahiliye: C. DH. No: 123/6110.
Dâhiliye Mektûbi: DH. MKT. No: 1649/15, 2628/38, 2068/86, 91/34, 1649/15,
1642/114, 1641/65.
Hattı Hümayun: H. H. No: 296/17636 B, 296/17636-A, 301/17885.
Sadaret Mektûbi Mühimme: A. MKT. MHM No: 630/19, 641/9.
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
Bahriye Hukuk: BH. H. No: 1321/51999-B.
Zaptiye: ZB. No: 55/106, 30/26.
İrade Dâhiliye: İ. DH. No: 1341/1314-C-01.
İbnülemin Dâhiliye: İE. DH. No: 4/386.
Meclis-i Vâla: MVL. No: 1035/29.
Yıldız Sadaret Hususî Maruzat: Y.A.HUS. No: 396/35.
Yıldız Perakende Başkitabet: Y. PRK. BŞK No: 48/27.
Yıldız Perakende Dahiliye: Y. PRK. DH. No: 11/44.
Yıldız Perakende Zaptiye: Y. PRK. ZB. No: 33/14.
Dahiliye Tesrî-i Muâmelât ve Islahat Komisyonu Müteferrik: DH. TMIK. M. No:
14/39, 141/16, 70/27.
Nüfus Defteri: NFS.d. No:89.
Maarif Mektubi: MF.MKT. No: 337/3.
Archives de l’Association French Line (AFL)
1997 002 4467 Compagnie de Messageries Maritimes Agence de Samsoun, Rapport
General de Service, Exercice, Chapitre 2, Secretariat, 1882-1883.
1997 002 4467 Compagnie de Messageries Maritimes Agence de Samsoun, Rapport
General de Service, Exercice, Chapitre 4, Trafic 1883.
JHS
150
History
Studies
ESERLER
AKTER, Ahmet, “Ermenilerin Amerika’sı: Worcester”, ERAREN, S. 29, 2008, s. 65-86.
AKTER, Ahmet, “Ermenilerin Amerika’ya Göç Etme Nedenleri”, ERAREN, S. 23-24,
2006, s. 141- 156.
ARSLAN, Döndü Sena, “Rusya’ya Göç Eden Ermeniler Sorunu”, Hoşgörüden Yol
Ayrımına Ermeniler, I., Erciyes Üniversitesi Yayını, Ocak 2009, s. 487-500.
BARKAN, Ömer Lütfi, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatına Ait Muhasebe
Defterleri,II., TTK., Ankara 1972.
BELGE, Murat, Osmanlı’da Kurumlar ve Kültür, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 1.
Baskı, İstanbul 2005.
BERKES, Niyazi, Türkiye’de Çağdaşlaşma, YKY. İstanbul 2006.
BOZKURT, Gülnihal, Azınlık İmtiyazları Kapitülasyonlardan Tek Hukuk Sistemine Giriş,
ATAM, Ankara 1998.
BOZKURT, Gülnihal, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu, TTK.,
Ankara 1996.
CARNETT, Lucy M. J., Home Life in Turkey, The Macmillan Company, New York 1909.
ERDOĞAN, Dilşen İnce, “XIX. Yüzyılda Ermeni Milliyetçiliğinin Doğuşunda Amerikan
Etkisi”, Hoşgörüden Yol Ayrımına Ermeniler, I., Erciyes Üniversitesi Yayını,
Ocak 2009, s. 461-486.
Journal of History Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süleyman UYGUN
ERYILMAZ, Bilal, Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, Risale BasınYayın, 1. Baskı İstanbul 1990.
ETON, William, 19. Yüzyılın Başında Osmanlı İmparatorluğu, (Çev. İbrahim Kapaklı
Kaya), Kitabevi Yayınevi, İstanbul 2009.
EVANGELATOU-NOTARA, Florentia, “İkincil Dönemdeki Yunanca Kaynaklarda
Doğal Afetler”, Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler, (Çev. Gül Çağalı
Güven-Saadet Öztürk), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2001, s. 121-132.
GAGNON, Guillaume, La Situation Des Armeniens Ottomans D’Anatolie Orientale Vue
A Travers Les Correspondances Des Missionaires Du American Board Of
Commissioners For Foreign Missions, Université Du Québec A Montréal, Avril
2008.
GARNETT, Lucy M., Turkey of The Ottomans, New York 1915.
GÜRÜN, Kamuran, Ermeni Dosyası, Remzi Kitapevi, İstanbul 2008.
İNALCIK, Halil, Osmanlılar Fütühat İmparatorluk Avrupa İle İlişkiler, Timaş Yayınları,
İstanbul 2010.
İPEK, Nedim, “Anadolu’dan Amerika’ya Ermeni Göçü” OTAM., S. 6, Ankara 1995, s.
257-280.
KARA, Adem, Osmanlı Göçleri ve Neticeleri, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2008.
JHS
151
KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, Islahat Fermanı Devri, VII., 2. Baskı, TTK.,
Ankara 1977.
History
Studies
KIRPIK, Cevdet, “Osmanlı Devleti’nde Ermeni İşçiler ve Milliyetçilik”, Hoşgörüden Yol
Ayrımına Ermeniler, I, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Ocak 2009, s. 423-444.
Volume 7
Issue 4
December
2015
KISKIRA, Constantia, “Missionary Herald’dan 19. Yüzyıl Anadolu’sundaki Depremler”,
Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler, (Çev. Gül Çağalı Güven-Saadet
Öztürk), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2001, s. 133-148.
KÜLEKÇİ, Cahit, Sosyo-Kültürel Açıdan Ermeniler ve Türkler (İstanbul Ermenileri),
Kayıhan Yayınları, İstanbul 2010.
OFLAZ, Mustafa,– MANGALTEPE, İsmail, “XIX. Yüzyıl Seyyahlarının Eserlerinde
Ermeniler ve Türk-Ermeni İlişkileri”, Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, III.
Erciyes Üniversitesi I. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Sempozyumu, Ocak
2007, s. 331-352.
ÖZGÜLDÜR, Yavuz – GÜLER, Ali - AKGÜL, Suat – KÖROĞLU, Mesut, Her Yönüyle
Ermeni Sorunu, Kara Harp Okulu Basımevi, Ankara 2001.
PEARS, Edwin, Forty Years in Constantinople, London 1916.
QUATAERT, Donald, Osmanlı Devleti’nde Avrupa İktisadi Yayılımı ve Direniş (18811908), (Çev. Sabri Tekay), Ankara 1987.
QUATAERT, Donald, Osmanlı İmparatorluğu 1700-1922, (Çev. Ayşe Berktay), İletişim
Yayınları, İstanbul 2002.
RAMSAY, Sir W. M., The Revolution in Constantinople and Turkey, London 1909.
SAYDAM, Abdullah, Osmanlı Medeniyeti Tarihi, Derya Kitapevi, Trabzon 1999
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
SERBESTOĞLU, İbrahim, Osmanlı Kimdir, Osmanlı Devleti’nde Tabiiyet Sorunu,
Yeditepe, İstanbul 2014.
STANFORD J. Shaw-Ezel Kural, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, II. (Çev.
Mehmet Harmancı), E Yayınları, İstanbul 1983.
ŞAHİN, Gürsoy, “Sosyal Hayatta Türk Ermeni İlişkileri ve Bu İlişkilerin Osmanlı
Ülkesinden ABD’ye Göç Eden Ermeniler Üzerindeki Bazı Yansımaları”,
Hoşgörü Toplumunda Ermeniler, II., Erciyes Üniversitesi Yayınları, Ocak 2007,
s. 241-261.
ŞENYURT, Oya, “Onsekizinci Yüzyıl Osmanlı Başkentinde Taşçı Örgütlenmesi”, METU
JFA (Journal of Faculty of Architecture Middle East Technical University), S. 2,
2009, 103-122.
TABAKOĞLU, Ahmet, İktisat Tarihi, Kitapevi Yayınları, İstanbul 2005.
URAS, Esat, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Belge Yayınları, İstanbul 1987.
UYGUN, Süleyman, Mesajeri Maritim Kumpanyası ve Osmanlı Devleti’nde Fransız
Sömürgeciliği (1851-1914), SAU., SBE., Tarih Anabilimdalı Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Aralık 2013.
UZUNÇARŞILI, İ. Hakkı, “Devşirme” İslam Ansiklopedisi, III., MEB. Ankara, s. 563565.
UZUNÇARŞILI, İ. Hakkı, Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı, TTK., Ankara 1984,
YAĞCI, Zübeyde Güneş, “18. Yüzyılda Osmanlı İnşaat Sektöründe Gayrimüslimler ve
Kafkasya’ya Gönderilen Ermeni Ameleler” Ermeni Araştırmaları Dergisi, S. 7,
Sonbahar 2002, s. 41-54.
JHS
152
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Journal of History Studies
Süleyman UYGUN
EKLER
Ek 1
JHS
153
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Yeniçeri ocağının kaldırılması esnasında kethüdalarının şikâyeti üzerine yeniçerilere
yardım ettikleri gerekçesiyle İstanbul’daki Ermeni işçi ve amelelerin de memleketlerine
gönderilmesi. BAO. C. DH. 123/6110, 6 Eylül 1828.
Journal of History Studies
19. Yüzyılda Anadolu’dan İstanbul’a Olan Mevsimlik Ermeni İşçi Göçleri
Ek 2
JHS
154
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Süryani patriğinin İstanbul’daki Ermeni olaylarından sonra Ermenilerden boşalan yerlere
Süryani cemaatinden hamalların yerleşmesine dair. BAO. DH. TMIK. M. 14/39, 15 Ağustos
1896.
Journal of History Studies
Süleyman UYGUN
Ek 3
JHS
155
History
Studies
Volume 7
Issue 4
December
2015
Anadolu’da Ermenilerin çoğunluk olarak yaşadığı yerlerden İstanbul’a mevsimlik işçi
olarak çalışmak için gelmek isteyenlere kesinlikle izin verilmemesine dair. BAO. Y.A.HUS.
396/35, 18 Mayıs 1899.
Journal of History Studies

Benzer belgeler