Dergimiz - Hizmet

Transkript

Dergimiz - Hizmet
www.hizmet-is.org.tr
Yıl: 26 Sayı: 149
MİLLETİMİzE yöNELİK
HAİN SALDIRI
MİLLET TARAFINDAN PÜSKÜRTÜLDÜ
2016 / II
İÇİNDEKİLER
Üç Aylık Yayın Organı
Yıl: 26 / Sayı: 149 / Dönem: 2016/II
Hizmet-İş Sendikası Adına
Mahmut ARSLAN
Genel Başkan
Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet KESKİN
Genel Başkan Yardımcısı
(Eğitim ve Sosyal İşler)
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Av. Hüseyin ÖZ
Genel Başkan Yardımcısı
(Genel Başkan Vekili)
Yayın Koordinatörü
Yahya DÜZENLİ
Genel Başkan Danışmanı
Yayına Hazırlık
Sami SANDAL
Hizmet-İş Basın Müşavirliği
Yönetim ve Yazışma Adresi
GMK Bulvarı No: 86
Maltepe / ANKARA
T. 0 (312) 231 87 10 (4 hat)
F. 0 (312) 231 98 89
www.hizmet-is.org.tr
[email protected]
TASARIM / BASKI
Reklam Organizasyon ve Bilgi İşlem Uzmanlığı
0 ( 312 ) 419 85 74 Pbx
[email protected]
www.drmmark.com
Yaygın süreli yayın
ISSN 1306-3650
HİZMET-İŞ SENDİKASI
HAK-İŞ KONFEDERASYONU ÜYESİDİR
HİZMET-İŞ SENDİKASI ULUSLARARASI KAMU HİZMETLERİ
SENDİKALARI FEDERASYONU (PSI) ÜYESİDİR
AVRUPA KAMU HİZMETLERİ SENDİKALARI
FEDERASYONU (EPSU) ÜYESİDİR
04
07
33
36
40
44
50
58
60
61
62
64
73
77
78
80
81
84
Arslan; Meydanlarda
Demokrasi Nöbetlerinde Konuştu
Hak-İş ve Hizmet-İş Tüm Üyeleriyle
"Darbeye Hayır!" Diyerek Meydanlardaydı
Hüseyin ÖZ
Kıdem Tazminatı Fonu Üzerine Düşünceler
Eğitim
Uluslararası İlişkiler
Türkiye ve Dünya Gündemi
Teşkilatımızdan Haberler
Ekonomik ve Sosyal Göstergeler
Tarihimizden Kareler
Hüseyin TANRIVERDİ
Bir Milletin Yeniden Dirilişi
Şube Genel Kurulları
Toplu İş Sözleşmeleri
İktibas
Bir Film Bir Belgesel
Hukuk
Üyelerimizden/Okurlarımızdan
Tebessüm
Halil ÖZDEMİR
Örgütlenme, Varlık ve İlerleme Nedenimizdir
EDİTÖRDEN
EDİTÖRDEN
DARBEYE, DARBECİLERE LANET,
MİLLETİMİZE İLELEBET...
1
49. sayımızla karşınızdayız... Ülkemiz, tarih ve
coğrafyasının verdiği önemle, tarihin bu döneminde tarihî bir süreçten geçiyor. Bir taraftan
çevremizdeki uluslararası kaos, istikrarsızlık;
diğer taraftan terörle mücadele eden ülkemiz,
birden bire 15 Temmuz 2016 gecesi Ordu içinde kümelenen azınlık bir CUNTA’nın darbe girişimiyle
sarsıldı. Kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşuyla milleti meydanlara çağırmasıyla işin rengi değişmeye başlamış ve
milletimiz ülkesine ve devletine sahip çıktığını alanlarda göstermiştir.
Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ,
ülkemizin her yerinde bütün mensuplarıyla meydanlara
akmış, darbecilere karşı göğüslerini siper etmiş, direnmiştir. Bu uğurda şehid ve yararlılar vermiştir.
HAK-İŞ/HİZMET-İŞ mensupları haklarına sahip çıktıkları oranda ülkelerine sahip çıkmışlardır. Hatta ülkelerine olan duyarlılıkları haklarının önüne geçmiştir.
Emellerine erişemeyen ordu içindeki paralel cunta, milletimizin müthiş beraberliğiyle bertaraf edilmiş ve ülkemiz büyük bir kaosun eşiğinden dönmüştür.
Genel Başkanımızın 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile
ilgili muhtevalı yazısı başyazımızda…
Şüphesiz bu dönemin en önemli olayı darbe girişimidir.
Bu girişimden önce meydan tecrübesiyle dinamizmini
sürdüren Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in bu yıla damga vuran önemli etkinliği; tüm sendikalarıyla kendine
özgü bir model haline getirdiği 1 Mayıs Etkinlikleridir.
Her yıl ülkemizin ayrı bir ilinde kutladığımız 1 Mayıs’ı bu
yıl tüm sendikalarımızın katılımı yanında başta Sakarya
halkı olmak üzere tüm civar illerden gelen emekçilerin
katılımıyla Sakarya’da kutladık. Bu yıl “taşeron çalışanlara işçi kadrosu istiyoruz”, “Geçici ve mevsimlik işçilerin
sorunları çözülsün”, “Teröre hayır kardeşliğe evet”, “Yeni
Anayasa” vurgularıyla gerçekleştirdiğimiz 1 Mayıs kutlamaları coşku, heyecan ve geleceği dair umutlarımızı
haykırdığımız bir güne sahne oldu. 1 Mayıs etkinliklerimizin geniş bir özeti iç sayfalarımızda…
Sendikamızın ülke içi faaliyetleri yanında dünya emek
hareketiyle bütünleşmiş kimliğiyle sürdürdüğü uluslararası faaliyetlerine bir yenisini daha ekleyerek Arnavut
Sendikacılara Ankara’da bir eğitim programı düzenledik
ve tarihî dostluklarımızı sendikal eksende buluşturduk.
Karşılıklı birikim ve tecrübelerimizi paylaştığımız eğitim
programı iç sayfalarımızda…
Her sayımızda sendikamızın örgütlü olduğu bir belediye
başkanımızla yaptığımız söyleşilerimize devam ediyoruz. Bu sayımızda Karaman Belediye Başkanı Sayın Ertuğrul ÇALIŞKAN’la yaptığımız söyleşiyi okuyacaksınız.
Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin ÖZ ve Genel Başkan
Yardımcımız Halil ÖZDEMİR’in köşe yazıları da bu sayımızda..
Klasik, Ekonomik ve sosyal göstergeler, Tarihimizden
kareler, Tebessüm, Kitap, Karikatür, Yönetim sayfalarımızda yeni ve ilginç muhtevalar sunuyoruz.
Uluslararası ilişkilerimiz, Toplu İş Sözleşmelerimiz, Teşkilatımızdan haberler, Dünya ve Türkiye Gündemi, Şube
Genel Kurullarımıza dair haberlerimiz de gene iç sayfalarımızda…
Yeni bir sayıya kadar esen kalınız…
Hizmet-İş Sendikası | 1
BAŞKAN’DAN
Milletimize Yönelik
Hain Saldırı
MİLLET TARAFINDAN
PÜSKÜRTÜLDÜ
Mahmut ARSLAN
HAK-İŞ Genel Başkanı ve
HİZMET-İŞ Genel Başkanı
Ü
lkemiz ve milletimiz 15 Temmuz 2016 gecesi, cumhuriyet tarihinin en kanlı, en hain,
en vahşi darbe girişimine şahit oldu. Ordu
içinde yuvalanan gözü dönmüş hainlerden
oluşan azınlık bir cunta kanlı bir darbeyi
başlattı. Ancak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın basiretli çağrısıyla milletimizin tamamının büyük bir kenetlenme ile sokaklara çıkması ve
tankların önüne siper olmasıyla cunta (FETÖ) kanlı
emellerine ulaşamadı.
Tarihimizde millet-devlet birlikteliğinin sağlandığı, değerleriyle bütünleştiği ve ülkemizin kalkınma-ilerleme
çabalarının yükseldiği her dönemde dış destekli iç hainlerin teşebbüs ettikleri darbeler ve darbe girişimleri
ülkemize çok büyük bedeller ödetmiş, yıllarca telafi
edilemeyecek tahribatlar yaşanmış ve her alanda ülkemiz geri gitmiştir.
Türkiye, tarihinde birçok işgal gördü. Kurtuluş Savaşı’nda düşmanın top sesleri Ankara’dan duyuldu.
Milletimize ve ülkemize karşı türlü vahşetler düşünen
ve uygulayan hiçbir düşman kendi milletini, kendi
meclisini, kendi vatanını, milletin silahlarıyla bombalayan bu darbeci hainler gibi vahşeti düşünemedi.
BİZE KATILIN >
2 | Hizmet-İş Sendikası
[email protected]
Kendi meclisini bombalayan, Kendi milletinin üzerine tanklarla saldıran,
ağır silahlarla tarayan, Cumhurbaşkanlığı’nı, Cumhurbaşkanın ikametgâhını, Kuvvet Komutanlıklarını, Milli İstihbarat Teşkilatı’nı, Emniyet’i, Türksat’ı,
Özel Harekât’ı ve devletin daha birçok stratejik kurumunu düşman ordusu
gibi bombalayan, milleti sömürge halkı gibi ağır silahlarla tarayan, tanklarla çiğneyen hainler güruhu (FETÖ); kısa zamanda tüm milletimizin meydanlara çıkıp, tarihine, vatanına, devletine, değerlerine sahip çıkmasıyla
şaşkına döndü, panikledi ve emellerine ulaşamadı.
15 Temmuz 2016 gecesi saat 23.30 civarında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Milletime çağrı yapıyorum. Milletimizi illerimizin
meydanlarına davet ediyorum, milletçe meydanlarda toplanalım.” Çağrısıyla meydanlara akın eden milletimiz, darbeci cuntaya geçit vermemiştir.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ, darbe girişimi ortaya çıkar çıkmaz tepkisini koymuş
ve “Milli iradeye yönelik gerçekleştirilen bu ayaklanmaya karşı demokrasiye sahip çık!” diyerek tüm milletimizi ve emekçileri alanlara çağırmıştır.
“Demokrasi için geleceğimiz için bütün antidemokratik girişimleri reddediyoruz, darbeye hayır diyoruz. Bütün çalışanlarımızı halkımızı ve
üyelerimizi demokrasiye sahip çıkmak için sokağa davet ediyoruz.” Çağrımızı işiten tüm mensuplarımız anında meydanlara koşmuş ve darbecilere
karşı direniş başlatmışlardır. Takip eden süreçte de üyelerimiz “Milletimizin
iradesine ve demokrasimize sahip çıkmak için, akşamları meydanlarda
darbeye karşı haykırmaya, demokrasi nöbetlerimize devam ediyoruz.”
Çağrısıyla alanlara sahip çıkmayı sürdürmüşlerdir.
Milletimizin onurlu duruş ve kararlığı darbeye geçit vermemiştir!
Bu duruş, bu direniş, bu sahip çıkış her türlü takdirin üzerindedir!
Devletin tüm kurumları içinde yuvalanmış Paralel çetenin (FETÖ) ordumuz
içerisindeki bu hain uzantılarının darbe girişimi milletimizin basiret, feraset, irade ve kararlılığıyla bertaraf edilmiştir!
[email protected]
www.hizmet-is.org.tr
@hakismahmut
Darbeler konusunda hafızalarımızı yoklarsak…
• 27 Mayıs 1960’ta’ki Cumhuriyet tarihimizin
ilk askerî darbesi,
• 22 Şubat 1962 ayaklanması
• 12 Mart 1971’de verilen askerî muhtıra,
• 12 Eylül 1980’de’ki askeri darbe,
• 28 Şubat 1997 postmodern darbesi,
• 2003-2004’te tasarlanan Balyoz, Ergenekon, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe planları,
• 27 Nisan 2007 e-muhtırası,
• 17-25 Aralık 2013 girişimi,
• 27 Mayıs 2013 Gezi kalkışması
Gibi hafızalarımızda hâlâ varolan demokrasi
tarihimizin en kara günleri olan darbeler ve
darbe girişimlerinden sonra, (bütün tahribatlara rağmen) yeniden silkinen, kendine gelen
milletimize karşı bu kez 15 Temmuz 2016 gecesi gözü dönmüş, milletine karşı cinnet ve
nefretle saldıran hainleri (FETÖ) aziz milletimiz
tarihte benzerine az rastlanan bir kenetlenme,
dayanışma, birlik ve bütünlükle, göğüslerini
kurşunlara, bombalara siper eden bir fedakârlıkla püskürttü!
Bu darbeci cunta (FETÖ), asla bu milletin askeri olamazlar! Milletimizin Peygamber Ocağı
olarak gördüğü ve kalbini paylaştığı Ordumuzun mensubu olamazlar! Milletimizin kendilerine emanet ettiği silahlarını, satılmış beyinleriyle milletine doğrultan bu hainlere (FETÖ)
karşılığını milletimiz vermiştir!
Ülkemiz birçok darbe ve darbe girişimlerine
maruz kaldı. Ancak, bugüne kadar hiçbir darbeci cunta kendi milletine ateş açmadı, kendi
meclisini bombalamadı. Bu hain-vahşi Cunta
(FETÖ), düşmana doğrultması gereken silahlarını milletine doğrulttu. Ancak hesap etmedikleri bir şey vardı. O da aziz milletimizin iradesi, kararlılığı ve direnmesiydi.
Milletin kendisini korusun diye emanet ettiği
tanklarla, uçaklarla, silahlarla milletine saldıranlar (FETÖ), milletin tankların önünü kesmesi
ve gövdelerini siper ederek üzerine çıkmasıyla
hainlerin zafer sarhoşlukları, milletin darbeye
geçit vermeyen gerçekliğine dönüşmüştür.
Halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı ve
iktidarı birçok girişimlerine rağmen düşüremeyenler, bu kez darbeyle düşüreceklerini zannetmişler ama emelleri kursaklarında kalmıştır.
Bu darbe girişimi bize 30 Mayıs 1876’da Osmanlı Padişahı Abdulaziz’in tahttan indirilme
darbesini hatırlattı. Bu darbeyi analiz eden Osmanlı Tarihçisi Ahmet Cevdet Paşa’nın “Eğer
Sultan Abdülaziz darbecilere direnebilseydi
oyunu bozabilirdi.” Tespiti darbelere karşı direnişin sonuç alabileceğine işaret ediyor. Aynı
şekilde 27 Nisan 1909’da bir darbe girişimiyle İttihatçılar tarafından tahttan indirilen Sultan II.
Abdulhamit’ten sonra da, Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde de adeta gelenekselleşen darbeler,
inanıyoruz ki 16 Temmuz 2016 sabahı, milletimizin müthiş bir dayanışmasıyla bir daha
dirilemez şekilde tarihin çöplüğüne atılmıştır.
Darbe girişimini takip eden günlerde de sabahlara kadar meydanlarda demokrasi ve özgürlük nöbeti tutan tüm milletimizi selamlıyorum!
Bu darbe girişimine karşı tüm halkımızla birlikte, STÖ’ler ve HAK-İŞ’in yiğit emekçileri tüm sendikalarıyla birlikte tüm Türkiye’de meydanlara
inmiş, alanları doldurmuş, milletin onurunun
korunması için emeğin onurunu sokaklara
taşımışlardır. Bu uğurda meydanlarda direnen
üyelerimiz şehid olmuş, yaralanmış, meydanları bırakmamış, asla geri adım atmamıştır.
Ne kadar tekrar etsek azdır: Millî iradeye yapılan darbe girişimi, milletimizin çelikten iradesiyle püskürtüldü! Darbecilerin (FETÖ) silahları
bir bumerang gibi kendilerini yok etti. Millî irade
tecelli etti, darbeciler bertaraf edildi!
HAK-İŞ ve
HİZMET-İŞ, darbe
girişimi ortaya çıkar
çıkmaz tepkisini
koymuş ve “Milli
iradeye yönelik
gerçekleştirilen
bu ayaklanmaya
karşı demokrasiye
sahip çık!” diyerek
tüm milletimizi ve
emekçileri alanlara
çağırmıştır.
Darbecilere karşı dik durduk, çözülmedik,
eğilmedik, yılmadık ve KAZANDIK!
Biz inanıyoruz ki; “öldürmeyen mikrop, bünyeyi daha da güçlü hale getirir.” Bu darbe girişiminden çıkarmamız gereken sonuçlardan
birisi de budur!
Bu girişimden sonra, yeni bir enerji ve yeni bir
bilinçle demokrasimize, insanımıza sahip çıkıp,
lokal ayrılık ve tartışmalarımızı bir kenara bırakıp, büyük fotoğrafı görüp ona göre konumlanmak ve yapılanmak zorundayız.
Bu acı, meşakkatli, büyük ve bir o kadar da
şerefli 15 Temmuz 2016 direnişinden sonra yeniden işbaşı yapacağız! Yeni bir ruh ve heyecanla ülkemize, devletimize, milletimize sahip çıkacağız. Sorunlarımızı işbirliği ve diyalog
ekseninde tartışıp çözeceğiz.
Verilen bu büyük milli mücadelenin ardından
ihtilaflarımızı arkaya, ittifaklarımızı önümüze
alarak ilerleyeceğiz!
Devletimizin, ülkemizin, vatanımızın sahibi 79
milyonluk milletimiz, tüm dünyaya demokrasi
ve özgürlük dersi vermiştir.
15 Temmuz 2016’da meydana inen milli irade,
Haklar ve özgürlüklerin direnerek, mücadele ile
alınacağına müthiş bir gösterge olarak hafızalarımızda bir şekilde yer alacaktır.
Millet uğrunda kendilerini feda eden şehidlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, devlet ve milletimize
huzur dolu aydınlık bir gelecek diliyorum.
Türkiye, tarihinde
birçok işgal gördü.
Kurtuluş Savaşı’nda
düşmanın top sesleri
Ankara’dan duyuldu.
Milletimize ve
ülkemize karşı türlü
vahşetler düşünen
ve uygulayan hiçbir
düşman kendi milletini,
kendi meclisini, kendi
vatanını, milletin
silahlarıyla bombalayan
bu darbeci hainler gibi
vahşeti düşünemedi.
Hizmet-İş Sendikası | 3
HABERLER
arslan; meydanlarda
demokrasi nöbetlerinde konuştu
Genel Başkanımız Arslan;
Ankara Kızılay'da, Samsun'da
Cumhuriyet Meydanı ve
Atakum Belediyesi önündeki
meydanda, Kütahya'da Zafer
Meydanı ve Tavşanlı'da
meydanları dolduran Hak-iş'li
işçiler ve halka hitaben konuştu.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 15 Temmuz’da başlatılan darbe girişimine karşı demokrasi nöbetlerinde meydanları dolduran HAK-İŞ
teşkilatı ve halkı yalnız bırakmadı.
Demokratik duruşundan hiçbir dönemde ödün
vermeyen Genel Başkanımız Arslan, bu kapsamda Ankara Kızılay Meydanı'nda, Samsun’da
4 | Hizmet-İş Sendikası
Cumhuriyet Meydanı ve Atakum Belediyesi önündeki meydanda, Kütahya’da Zafer Meydanı ve Tavşanlı’da Valilik önünde,
Karaman’da Aktekke Kent Meydanı’nda ve Konya’da Mevlana
Bulvarı’nda, Trabzon'da ve Van'da aralarında başta Hizmet-İş
Sendikamız olmak üzere HAK-İŞ teşkilatının da bulunduğu binlerce demokrasi nöbetçisiyle bir araya geldi, konuşmalar yaptı.
15 Temmuz Türkiye’nin Bekasına Yönelik
İhanetin Adıdır
Meydanlarda darbe girişimine karşı demokrasi için bir araya
gelen halkı ve HAK-İŞ ailesini selamlayan Arslan, meydanlara
yaptığı konuşmalarda Türkiye’nin büyük bir tezgahla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, 15 Temmuz Türkiye’nin bekasına
yönelik ihanetin adıdır. Bu ihanetin arkasında Türkiye’yi teslim
almak var” dedi.
Uluslararası güçlerin Türkiye için hesaplarının bitmediğine ve
tuzakların başka biçimde devam edeceğine işaret eden Arslan,
“Bu ihanet şebekesinin ağababaları emperyasilt Amerika ve
onun yavrusu İsrail boş durmuyor. Son kaleyi düşürmek için
hesaplar devam ediyor. İşte bugün bunun için buradayız, bunun için meydanlardayız” diye konuştu.
HAK-İŞ Olarak Darbeye Karşı Yoğun Mücadele
Verdik
Darbe girişimine karşı HAK-İŞ’in bütün teşkilatı ve üyeleriyle
birlikte yoğun mücadele ettiğini ve bu uğurda şehit verdiğini,
Hizmet-İş Sendikası | 5
HABERLER
pek çok HAK-İŞ’li emekçinin de yaralı olduğunu kaydeden Arslan,
HAK-İŞ’li emekçilerden ve halktan meydanları terketmemelerini
isteyerek, kendilerinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan “tehlike geçmiştir, evlerinize dönebilirsiniz” diyene kadar meydanlarda olacaklarını söyledi.
hamdülillah bu hainlerin hesabı yerle yeksan oldu. 15 Temmuz
Türkiye’nin varlığının ve devam edip etmeyeceğinin belli olduğu
tarihtir. Sizler Cumhuriyetinize, devletinize, Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. Şehitlerimiz milletin geleceği, bağımsızlığımız, demokrasimiz, milli iradenin hakimiyeti ve
seçtiklerine sahip çıkmak için tanklara, uçaklardan atılan bombalara, kurşunlara göğüslerini siper ettiler. Darbe girişimi esnasında
şehit olan 246 kardeşimizin huzurunda saygıyla eğiliyorum. Onlar
şehit olduğu için bugün buradayız. Onların şehadeti milletimizin
geleceğinin teminatı olmuştur. Onun için 15 Temmuz’u, şehitler
gününü unutmayalım, unutturmayalım. Çünkü bu tarih dünyanın
hiçbir ülkesinde karşılaşmadığımız hainlerin, ihanet odaklarının,
tuzak kurucuların oyunlarının bozulduğu gündür” diye konuştu.
Siyasi liderlerin ihanete karşı ortak duruşunu
önemli buluyoruz
Türkiye Mazlumların Son Kalesidir
15 Temmuz gecesi Kudüs başta olmak üzere dünyanın pek çok
yerinde Türkiye için dualar edildiğini belirten Arslan, “Dünyanın
bütün mazlumlarının gözü Türkiye’de. Çünkü Türkiye yeryüzünü
bütün mazlumları için son kale, son umuttur. Çünkü mazlumların
Türkiye’den başka gidecek yeri yok. Balkanlardan Kafkaslara, Afrika ve Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya kadar nerede bir problem yaşansa Türkiye’ye sığınıyorlar. Filistinli kardeşlerimizin de, Suriyeli
kardeşlerimizin de geldiği yer burasıdır. Dolayısıyla bizler yeryüzündeki bütün mazlumların sorumluluğunu taşıyoruz. Ve bugün
bu meydanı dolduranlar, yeryüzünü bütün mazlumları adına buradadır” ifadelerini kullandı.
Hainlerin Hesabı Yerle Yeksan Oldu
“Siyasal görüşlerimiz, fikirlerimiz, yaşam biçimlerimiz, istikametimiz farklı olsa da bu ülkenin vatandaşları olarak 15 Temmuz
gecesi ve sağımıza ve solumuza kim var diye bakmadan tanklara siper olduk, meydanları doldurduk” diyen Arslan, “Evlerinde
dualarıyla, meydanlarda haykırışlarıyla milletimiz ve demokrasimizden yana taraf olan, ihanet şebekesine karşı dimdik duran
herkesten Allah razı olsun. Emperyalistlerin bir hesabı var, ama
hesapların en büyüğünü yapan Rabbimizin de bir hesabı var. El-
6 | Hizmet-İş Sendikası
15 Temmuz’un geleceğimizi birlikte inşa etmek için tarihi bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi: “Başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere Başbakanımız, Hükümetimiz,
parlamentomuz, muhalefet partilerimiz ve tüm sivil tolum örgütlerimiz olarak bu ihanet şebekesine karşı durduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi liderleri külliyeye davet etmesi tarihi bir adımdır. Bu birliktelik ve darbe girişimine karşı ortak mesaj vermeleri
çok önemlidir. Bunu devam ettirmelerini diliyorum. Çünkü ün dayanışma günü, omu omuza verme günüdür.”
Darbe girişimi içerisinde yer alan hainlerin en ağır şekilde cezalandırılmaları gerektiğini belirten Arslan, “Allah bizlere bir daha 15
Temmuzu yaşatmasın. Allah yar ve yardımcımız olsun” dedi.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ TÜM ÜYELERİYLE
“DARBEYE HAYIR!”
DİYEREK MEYDANLARDAYDI…
DARBE GİRİŞİMİNE MEYDANLAR SON VERDİ!
Tarih 15 Temmuz 2016 gecesi
saat: 22.00 suları…
Demokrasi ve Cumhuriyet tarihimiz
kanlı bir darbe girişimine şahit oldu..
Öncelikle Başkentimiz Ankara semalarında savaş uçakları birdenbire
o korkunç gürültüleriyle beliriyor ve
şehrin üzerine bombalar yağdırıyor…
Devletin birçok kurumu ile birlikte ordu içinde de bir virüs gibi kümelenen azınlık
bir paralel cunta darbe girişimine kalkıştı. Ancak, hesap edemedikleri bir şey vardı:
O da milletimizin müthiş bir kararlılık ve kenetlenmeyle, Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla ülkemizin tüm meydanlarına sahip çıkmasıydı.
Hizmet-İş Sendikası | 7
HABERLER
Darbenin ilk belirtileri ortaya çıkar çıkmaz,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan, o müthiş iradeli ve kararlı duruşuyla tüm milletimizi ülkemize, devletimize sahip çıkmak üzere alanlara çağırmış
ve bu çağrıyı işiten tüm milletimiz, “gün
bu gündür” diyerek, çocuklarını, eşlerini,
anne ve babalarını da yanlarına alarak
darbeye karşı darbe yapmış ve darbeci
cuntayı geri püskürtmüştür.
Çünkü milletimiz artık öğrenmişti ki; Direnebilirseniz var olabilirsiniz!
Toplumsal tarih bize milletin sahip çıkmadığı hiçbir girişimin başarılı olmadığını
göstermiştir.
O’nun için Cumhurbaşkanına, devletine,
ülkesine, değerlerine sahip çıkmak üzere
topyekûn bir seferberlik halinde meydanlara akın edilmiştir.
Milletinin üzerine bomba yağdıran bu
mel’unlar gereken dersi çok ağır bir şekilde milletimizden almışlar ve bir daha kalkamayacak şekilde yere yığılmışlardır.
KONFEDERASYONUMUZ VE
SENDİKAMIZIN DURUŞU
Darbe girişiminin ortaya çıkmasıyla birlikte Konfederasyonumuz HAK-İŞ tüm sendikalarıyla, Sendikamız HİZMET-İŞ de tüm
şube, il, bölge ve temsilcilikleriyle alanları
doldurmaya başlamış, darbecilere karşı
direnişe geçmiştir.
Darbe girişimin ilk dakikalarında darbeye
karşı tavrını net olarak ortaya koyan Konfederasyonumuz HAK-İŞ, darbe girişimini
takip eden 16 Temmuz 2016 sabahı da şu
açıklamayı yapmıştır:
Milletimiz darbe girişine cesaretle göğsünü siper etmiştir.
Düşmanlara karşı kullanmaları gereken
F-16’ları, Jet’leri, Tankları ve diğer silahlarını kendi milletine karşı kullanan, çıldırmış
bir vahşinin bile yapamayacağı şekilde
Cumhurbaşkanlığını, Meclisini, Emniyetini,
8 | Hizmet-İş Sendikası
Kamu kurumlarını bombalayan bu katil
ve cani cuntacılar, katliamlarını daha fazla devam ettiremeden, milletimizin çelik
gövdesiyle karşılaştılar.
“Darbe girişiminin başlangıcından itibaren, Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve
STK’lar, demokrasiden yana olan tavrını
net şekilde ortaya koymuş ve geçmişte olduğu gibi bugün de sağlam bir demokratik
duruş sergilemiştir.
Hizmet-İş Sendikası | 9
HABERLER
Yöneticilerimiz, üyelerimiz ve halkımız
sokaklara tereddütsüz inmiş, darbe
girişimine cesaretle karşı durmuştur.
Bütün halkımıza, çalışanlarımıza ve
üyelerimize bu dik duruşu için teşekkür ediyoruz. Konfederasyonumuza
bağlı sendikalarımızın temsilcileri şehit olmuştur; ayrıca çok sayıda yaralımız bulunmaktadır. Şehitlerimize yüce
Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil
şifalar diliyoruz.”
Türk Milleti; Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Hükümeti, partileri, milletvekilleri
ve sivilleriyle birlikte, inanılmaz bir demokrasi mücadelesi vererek, yüz yıllık
darbe geleneğine karşı koymuştur.
FETÖ/Paralel Devlet Yapılanması’na
mensup cuntacı bir grup askerin kalkıştığı darbe girişimi, Türk Milleti’nin
bütününden ağır bir cevap almıştır.
Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı, geçmişte birilerin yaptığı gibi şapkasını
alıp gitmemiştir. Başbakan ve Hükümet üyeleri, saklanacak delik aramamıştır. Siyasî partilerimizin liderleri,
darbeye karşı olduklarını net bir şekilde açıkladılar. Polislerimiz, ‘Sonrasında ne olacak?’ demeden, vatan
görevine koştu. Medya kuruluşlarımız
başarılı bir demokrasi sınavı vermiştir.
10 | Hizmet-İş Sendikası
Sivil Toplum Kuruluşlarımız, darbeye karşı
sağlam bir duruş sergilemiştir.
Ve nihayet, 78 milyon tek vücut olarak, 81
ilde, sabaha kadar uyumayıp, meydanlara
akın etti. Milletimiz, hem kendi iradesine
ve hem de seçtiği liderlerine sahip çıkarak, cuntacıların sokağa sürdüğü tankların
üzerine çıktı. Camilerden okunan ezan ve
sala ve çağrılar bütün bir milletimize moral
kaynağı olmuştur.
Başta TRT olmak üzere, cuntacıların işgal
ettiği kamu kurumları, bizzat vatandaşlarımız tarafından basılarak, cuntacıların işgaline son verildi.
Evet… Türk Milleti büyük bir badire atlatmıştır. Elbette bu darbe girişimi bir ‘şer’
girişimi olmuştur. Fakat, bu şer’e karşı,
Demokrasiyi özümsemiş olan milletimiz,
hem kendi iradesine, hem de seçtiği liderlerine sahip çıkarak, bu ülkede artık kolay
kolay darbe yapılamayacağı yolunda, hem
cunta heveslilerine ve hem de onları kullanan efendilerine en net mesajı vermiştir.
Bu darbe girişiminin, milletimizin maruz
kaldığı son darbe girişimi olduğuna inanıyoruz. Milletimizin, cuntacıların darbe girişimini boşa çıkartarak, Bu, Türk Milleti’nin
demokratik rüştünün ortaya koymuştur.
Türkiye, kendisinden ve demokrasisinden
çok daha emin bir şekilde yoluna devam
edecektir. 15 Temmuz Başarısız Darbe Girişimi, ülkemiz ve milletimiz için bir milat
olmuştur. Uyanık olmaya, geleceğimize ve
demokrasimize sahip çıkma kararlılığımızı
sürdüreceğiz.
Darbe girişimi sırasında, ülkesi, devleti ve
milleti uğruna şehit düşen asker, polis ve
sivillerimize Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve halkımıza başsağlığı diliyoruz. Türk
Milletine ve Devletine de büyük geçmiş olsun diyoruz.”
Sendikamız HİZMET-İŞ de darbe girişiminin haber alınmasıyla birlikte tüm Teşkilatını bilgilendirmiş ve internet sitesinde
“DARBEYE HAYIR!” diyerek tüm mensuplarımızı meydanlara sahip çıkmaya çağırmıştır.
Ayrıca sosyal medya, SMS mesajlarıyla da
sürekli interaktif bir biçimde sıcak tuttuğumuz iletişimimizle senkronik olarak tüm
Türkiye’de darbeye karşı kararlı bir şekilde
duruşumuzu ortaya koyduk.
Devam eden günlerde de Cumhurbaşkanımızın “meydanlara sahip çıkmaya devam
eden” çağrısına, meydan nöbetleriyle devam ettik.
Hizmet-İş Sendikası | 11
HABERLER
HAK-İŞ’TE TOPLANTI,
TBMM’YE ZİYARET VE
İNCELEME
Millet iradesinin yanında bütün üyeleriyle
birlikte saf tutan HAK-İŞ, daha sonra, bağlı sendikalarımızın Başkan ve Yöneticileri
HAK-İŞ Genel Merkezi’nde toplanıp basına açıklamalarda bulundu ve hazırlanan
“HAK-İŞ olarak demokrasiden yana olan
tutumumuzdan taviz vermiyoruz” başlığıyla basın bildirisi okundu. Darbeciler
tarafından bombalanan TBMM’de incelemelerde bulundu.
12 | Hizmet-İş Sendikası
BİNLERCE HAK-İŞ VE
HİZMET-İŞ’Lİ DEMOKRASİ
NÖBETLERİNDE BİR ARAYA
GELDİ
Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ bütün anti demokratik gelişmelere, Darbelere, darbe girişimlerine
karşı olduğu, ne pahasına olursa olsun
direndiği gibi bu darbe girişimine de var
gücüyle direnmiş ve milli iradenin yanında
yer alan duruşuyla yerli ve milli Sendikal
duruşun nasıl olması gerektiğini bir kez
daha göstermiştir.
15 Temmuz gecesinden itibaren binlerce
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’li demokrasi nöbetlerinde bir araya geldi.
Şube ve İl Başkanlıklarımız Milli İrade ve
Demokrasi Çadırları kurdu, meydanı dolduran halka yiyecek ve içecek yardımında
bulundu, bayrak dağıttı.
Darbe Girişimine Yiğitçe Direndik,
Şehit Verdik, Gazilerimiz Var!
Türkiye, 15 Haziran’da başlayan darbe girişimi ile Cumhuriyet tarihimizin en kanlı,
en alçak ve en hain darbe girişimine sahne oldu.
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan
hainlerce teşebbüs edilen darbe girişiminde halka karşı yapılan saldırılarda,
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre,
62’si polis, 5’i asker, 170’i sivil toplam 237
şehit verildi. 140’ı polis, 21’i asker 2 bin
30’u sivil 2 bin 191 kişi yaralandı.
Darbeci hain (FETÖ) örgütünün vahşi
darbe girişiminde Konfederasyonumuz
HAK-İŞ’ten 3 şehit verdik. Şehitlerimizden
biri Sendikamız Hizmet-İş Ankara 2 No’lu
Şube Eski Yönetim Kurulu Üyemiz Celalettin İBİŞ, diğerleri Öz İletişim-İş Sendikası’ndan Ahmet Özsoy ve Ali Karslı. HAKİŞ, 13’ü Sendikamız Hizmet-İş’ten olmak
üzere toplam 26 yaralımız var.
Hain saldırılarda şehit olan Ankara 2
No’lu Şubemiz Eski Mali Sekreteri ve Altındağ Belediyesi çalışanı Celalettin İbiş’e
Allah’tan rahmet, tedavileri devam eden
üyelerimize acil şifalar diliyoruz.
Şehidimiz Celalettin İBİŞ
Abdullah SEZGİN
Ahmet ARIK
Mustafa KARAMEMİŞ
Nurettin TULUM
Osman KEVENLİK
Kazım ÇAKIR
Hizmet-İş Sendikası | 13
HABERLER
HAK-İŞ KONFEDERASYONUMUZDAN ŞEHİT VE YARALILAR
ŞEHİTLER
HİZMET-İŞ SENDİKASI
• Celalettin İBİŞ
ÖZ İLETİŞİM-İŞ SENDİKASI
• Ahmet ÖZSOY
Türksat
• Ali KARSLI
Türksat
YARALILAR
HİZMET-İŞ SENDİKASI
• Kazım ÇAKIR
• Abdullah SEZGİN
• Faruk DAYI
• Bahtiyar UĞURLU
• Mevlüt AYKURT
• Ahmet ARIK
• Nurettin TULUM
• Osman KEVENLİK
• Mustafa KARAMEMIŞ
• Yılmaz AŞIK
• Sinan ÖZTÜRK
• Metin GÜNTÜRK
• Ali OSMANOĞLU
Genel Başkan Danışmanı
Genel Merkez Güvenlik Personeli
İstanbul Büyükşehir Bel.
İETT Genel Müdürlüğü
İstanbul Büyükşehir Bel.
İETT Genel Müdürlüğü
İstanbul Büyükşehir Bel.
İETT Genel Müdürlüğü
Altındağ Belediyesi
Sakarya Büyükşehir Belediyesi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Keçiören Belediyesi
İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK
İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK
İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK
İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK
ÖZ AĞAÇ-İŞ SENDİKASI
• Tuncay DOLU
• Rifat ÜLGER
Genel Başkan Yardımcısı
Genel Başkan Yardımcısı
ÖZ TAŞIMA-İŞ SENDİKASI
• Yusuf HACIFAZLIOĞLU
• Şenol GENÇER
• Abdulsamet SÖNMEZ
• Hakan ŞİMŞEK
• Muhammed ADAŞ
• Cafer YÜKSEL
Ankara Büyükşehir Bel.
Fen İşleri Daire Bşk.
Ankara Büyükşehir Bel.
EGO Bilgi İşlem
Ankara Büyükşehir Bel.
ASKİ Yeni Mahalle
Ankara Büyükşehir Bel.
EGO 1.Bölge (Yaralı)
Ankara Büyükşehir Bel.
AŞTİ Genel Müdürlüğü
Ankara Büyükşehir Bel.
AŞTİ Genel Müdürlüğü
ÖZ İLETİŞİM-İŞ SENDİKASI
• Ferhat DERECİK
Türksat
• M. Emin SERGİLİ
Türksat
• Halil ERSOY
Türksat
• Bilal Davut HASETÇİ
Türksat
ÖZ GÜVENSEN SENDİKASI
• Hakan GÜLŞEN
Ankara Büyükşehir Belediyesi
ANFA Güvenlik
YARALI ÜYELERİMİZE ZİYARET…
Başkanımız Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız Halil Özdemir, Celal
Yıldız ve Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz
ile birlikte 15 Temmuz 2016 Cuma günü
gerçekleşen darbe girişimi esnasında demokrasiye sahip çıkma adına meydanları
doldurduğu esnada yaralanan üyelerimizi
ziyaret ederek, ailelerine de geçmiş olsun
dileklerini iletti.
Ankara İbn-i Sina ve Dışkapı Hastanelerinde tedavileri süren Ankara 2 No’lu Şube
Eski Başkanımız Kazım Çakır ve diğer üyelerimiz ziyaret eden Arslan, doktorlardan
durumları hakkında bilgi aldı.
Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde şehit edilen Ankara 2 No’lu Şubemiz
Eski Yönetim Kurulu Üyesi ve Altındağ
Belediyesi çalışanı Şehit Celalettin İbiş'in
ailesine de taziye ziyaretinde bulunarak
merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı diledi.
Genel Merkez Güvenlik Personelimiz Abdullah Sezgin’in tedavisi de devam ediyor.
Daha sonra Genel Başkan Vekilimiz Av.
Hüseyin Öz ile Kurucu ve Onursal Genel
Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi de yaralı
üyelerimizi ziyaret ederek, doktorlardan
bilgi aldılar.
Öz, daha sonra İstanbul'da darbe girişiminde yaralanan Faruk Dayı ve Bahtiyar
Uğurlu'yu da ziyaret ederek, geçmiş olsun
dileklerini iletti.
Üyelerimiz Mustafa Karamemiş, Kadir Tunçel’in tedavileri Numune Hastanesi’nde,
Genel Merkez Güvenlik Personelimiz Abdullah Sezgin’in tedavisi İbni Sina Hastanesi’nde devam ediyor.
Hizmet-İş Sendikası | 15
DARBE
DARBE
HABERLER
GİRİŞİMİNİ
LANETLİYORUZ
GİRİŞİMİNİ
LANETLİYORUZ
HAK-İŞ/HİZMET-İŞ SENDİKASI olarak;
Milletimizin birlik ve bütünlüğüne, devletimizin bekasına, demokrasi ve cumhuriyetimizin varlığına
kasteden katil ve cani cunta’nın 15 Temmuz 2016 gecesi düzenlediği darbe girişimini lanetliyoruz!
Kendilerine emanet edilen silahları düşman yerine kendi milletine çeviren, Milleti, milletin
meclisini, Cumhurbaşkanlığını, Emniyet Teşkilatını, Askerî kurumları, stratejik kamu kurumlarını
ve sivil halkımızı vahşice katletmeye kastetmiş bu hainler, milletimizin kararlı duruşu ve
meydanlara hakim olmasıyla emeline ulaşamamıştır.
Bu iradeli, kararlı duruşundan dolayı milletimize minnettarız.
Bu darbe girişiminin başarısız olmasında cesaret ve kararlı duruşunu ortaya koyan başta Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’a, Başbakanımıza ve hükümetimize şükranlarımızı
sunuyoruz.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ; daha önce olduğu gibi tüm darbe ve darbe girişimlerine karşı çıkmış,
direnmiş ve lanetlemiştir. Darbeci cunta’nın ve darbe girişimine katılan tüm suçluların bir an önce
yargı önüne çıkarılması ve hak ettikleri şekilde cezalandırılmalarını bekliyoruz.
Artık anlaşılmıştır ki;
Millet iradesinin üzerinde hiçbir irade ve güç yoktur ve olmayacaktır!
Birliğimize, bütünlüğümüze, beka, istiklal ve istikbalimize yönelen bu vahşi darbe girişiminden
çıkarılacak dersle; yeni bir bilinç ve birliktelikle ülkemizin ve milletimizin daha ileri atılımlar
yapacağına inanıyoruz.
Bu darbe girişimi göstermiştir ki;
Artık eskisinden daha çok birliğe, bütünlüğe, huzura, barışa ve dayanışmaya muhtacız.
Darbe girişimine karşı fedakarca ve kahramanca hayatlarını ortaya koyan ve bu uğurda canlarını
kaybeden tüm şehidlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet, yaralananlara şifalar, devlet ve milletimize
huzur dolu aydınlık bir gelecek diliyoruz.
Yolumuz aydınlık,
Geleceğimiz daim olsun!
HAK-İŞ/HİZMET-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
16 | Hizmet-İş Sendikası
z
ı
m
a
k
i
d
n
e
S
u
y
’
U
S
EDaP
rbe Girişimi ndirdi
ilgile
B
a
d
n
ı
k
k
a
H
Sendikamız HİZMET-İŞ,
15 Temmuz 2016 gecesi
gerçekleştirilen Darbe Teşebbüsü
ile ilgili üyesi bulunduğumuz
EPSU’yu bilgilendirdi.
Sendikamız HİZMET-İŞ, 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilen Darbe Teşebbüsü ile ilgili üyesi bulunduğumuz EPSU
(Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu)’nun
Sendikamızdan bilgi talep etmesi üzerine, 22 Temmuz 2016
tarihinde aşağıdaki yazılı açıklamayı kendilerine yapmıştır:
“Ordu içerisinde azınlık bir cunta Türkiye Cumhuriyeti anayasasını çiğneyerek, demokratik düzene ve halkın milli iradesine
karşı darbe girişiminde bulunmuştur. Onlarca hain rütbeli asker
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a
suikast düzenlemeye ve ülkenin kontrolünü ele almaya teşebbüs etmiştir. 15 Temmuz 21.30 sularında İstanbul’da Boğaziçi ve
Fatih Sultan Mehmet Köprüleri tanklar tarafından kapatılmış ve
Ankara semalarında savaş uçakları alçak uçuşlar yaparak tehditlerine başlamıştır. Akabinde Cumhurbaşkanlığı, Genel Kurmay
Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, TRT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Özel Harekât Dairesi ve Türk Sat, Türk askeri üniformasına bürünmüş teröristler tarafından bu milletin müdafaası için
var olan ve millete ait uçak, helikopter ve tanklar ile bombalandı.
Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları rehin alındı. Darbe girişimini haber alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
hızlı bir şekilde Marmaris’i terk ederek İstanbul’a gitmiş ve aynı
zamanda CNN Türk televizyonundan halka seslenerek halkı milli
irade ve demokrasiyi savunmak için meydanlara çıkmaya çağırdı. Cumhurbaşkanı’nın bu çağrısı üzerine meydanları dolduran
halkımız, darbe girişiminin başarısız olmasında en önemli parametrelerden birisi olmuştur.
Siyasi görüş gözetmeksizin bir araya gelen halkımız, yollarda
tanklar araçları ve insanları ezerken, havadan bombalar düşerken; yoğun ateş altında, yılmadan alanları doldurmuş, vücutlarını kahramanca siper etmiş, devletin bekası ve demokrasi konusundaki kararlılığını ve azmini ortaya koymuştur. Hep bir ağızdan
“ Bu ülke bizim, demokrasimiz için buradayız ve bir daha darbelere izin vermeyeceğiz” sloganlarıyla, halkın azmi ve kararlığı zafer kazanmış ve darbe girişimi kısa sürede bastırılarak, başarısız
olmuştur.
Başarısız girişimin ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde
temsil edilen AKP, CHP, ve MHP ve HDP tarafından darbeye karşı
ortak bildirge imzalanmıştır. 20 Temmuz 2016 günü Konfederasyonumuzun da aralarında olduğu toplam 538 STK temsilci-
si TBMM’de toplanarak darbe
karşıtı bildiri yayınlamış ve darbecilere karşı seçilmiş demokratik hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın yanında yer almıştır.
Ülkedeki tüm sendikalarda aynı
şekilde birleşmiş ve hain girişimi
kınamıştır. Üyelerimiz demokrasi
ve özgürlüklerini savunmak için
sokaklara akın etmiştir. Sendikamızın, bir üyesi şehit düşmüş ve
sekiz üyemiz yaralanmıştır.
Ülkemizdeki tüm siyasi partilerin ve sendikaların, bu hain darbe
girişiminin Ordunun içinden Fetullah Gülen’in liderlik ettiği Terör Örgütü (FETÖ) üyesi bir grup askerin planı ve icrası olduğuna dair hiçbir
şüpheleri yoktur. FETÖ kırk yıl içerisinde yargı, ordu, polis, eğitim kurumları içinde ve kilit idari kurumlarda örgütlenmiş ve paralel bir devlet
yapılanması kurarak eylemlerini gerçekleştirmiştir. Son yıllarda FETÖ
mensupları birçok komploya imza atmış ve ülke içinde karışıklıklara
sebebiyet vermiştir. Son olarak ülkemizin seçilmiş lider ve yöneticilerine karşı suikast düzenlemiş ve masum insanlara ve kamu kurumlarına
karşı acımasız bir katliama girişmişlerdir. Toplumun tüm kesimleri için
FETÖ’ nün bir Terör Örgütü olduğu su götürmez bir gerçek olarak kabul
edilmektedir.
21 Temmuz’da gerçekleştirilen MGK sonrası Bakanlar Kurulu kararı ile
demokratik sistemin yürürlüğünü yeniden temin etmek amacıyla tüm
ülkede olağanüstü hal ilan edilmiştir. Darbe girişiminin planlayıcılarından bir kısmı kaçmayı başarmış, henüz yerleri bilinmemektedir. Bundan ötürü ülkemizde ikinci bir darbe girişimine karşı alarm hali devam
etmekte ve her gece binlerce insan meydanlarda demokrasi nöbetleri
tutmaktadır. Yargı organları, gerekli soruşturma ve kovuşturmaları başlatmış, FETÖ’ nün Türk askeri birlikleri içine sızmış olan üyeleri tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin kamu kurumlarına sızmış sivil
ayaklarının deşifre edilebilmesi amacıyla ihtiyaten önlemler almıştır.
Son yaşanan gözaltları ve görevden uzaklaştırmalar bu maksatla gerçekleşmiştir.
Bu önlemler hükümetin eleştirel sesleri susturma girişimi olarak görülmemelidir. Aksine devletin demokratik kurumlarının, muhalefetin,
medyanın işlemlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi, FETÖ’nün içeriden zehirlediği yargının bağımsızlığını yeniden kazanması ve devletin
meşruiyetini pekiştirmesi için büyük önem arz etmektedir. Muhalefet
partileri de bilinçle hareket etmekte ve alınan bu olağanüstü önlemlere
desteklerini beyan etmektedirler.
Sendikamız gelişmeleri yakından takip etmekte ve geçmişte de olduğu
gibi her zaman işçi haklarının savunuculuğunu yapmaktadır. Bu süreçte yargının adil ve bağımsız olacağına inancımızı korumaktayız. İlgili
kurum ve kuruluşlarla iletişimimizi sürdürmekteyiz. Süreci büyük bir
hassasiyetle izlemekteyiz.
Hizmet-İş olarak bizler, demokratik değerlerin, bağımsız yargının, özgür
medyanın ve işçi haklarının savunucusu olduk ve olmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla
HİZMET-İŞ (Tüm Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası)
Hizmet-İş Sendikası | 17
HABERLER
TRT HABER’e konuşan Genel Başkanımız ARSLAN:
“MİLLETİMİZ ÜLKESİNE VE GELECEĞİNE
NASIL SAHİP ÇIKACAĞINI
DÜNYAYA GÖSTERDİ!”
Sayın Cumhurbaşkanımız, daha televizyonlardan “sokakları doldurun” demeden
bile insanlar ne oluyor dediği andan itibaren sokaklara inmeye başladı. Darbe girişimi
var denildiğinde herkes en kritik noktalarda
kendilerine bir yer buldu. Bu şunu gösteriyor: Türk Toplumu zora düştüğü zaman liderlerine, seçtiklerine, değerlerine demokrasiye nasıl sahip çıkması gerektiyse o şeklide
sahip çıktı.
Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, 22 Temmuz 2016 Cuma günü
Saat: 16.30’da 15 Temmuz Darbe Girişimi ve sonrasıyla ilgili TRT HABER’in sorularını cevaplandırdı.
Darbe girişiminin yansımalarını ve ardından gelen olağanüstü hal uygulamasını konuşacağız stüdyo konuğumuz
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’la birlikte. Şimdi öncelikle Türkiye 15 Temmuz Gecesi büyük felaketi yaşadı
o geceyi siz nasıl yaşadınız nasıl değerlendirmektesiniz o
gece gösterdi ki Türkiye nasıl bir yapıyla nasıl bir ihanet
şebekesiyle karşı karşıya?
Maalesef 15 Temmuz yakın tarihimizde belki dünyada da çok ender rastlanan darbe kalkışmalarından bir tanesiydi. Ben G20 toplantıları için Çin’de bulunuyordum, ama saat 22:45’te ilk haberler
bize ulaştığı andan itibaren konfederasyonumuza bağlı bütün
sendikalarımızı, bütün üyelerini meydanlara davet ettik. Gerçekten büyük bir coşku ve kararlılıkla bütün teşkilatımız meydanlardaydı. En kritik yerlerde görevler aldılar. Bazı arkadaşlarımızı
kaybettik. TÜRKSAT’ta iki üyemizi kaybettik yine bir üyemizi Genelkurmay önünde doğrudan taradılar, kurşunladılar. Yedi üyemiz
orada ağır yaralı olarak hastanelere kaldırıldı. Hepimizin başı sağolsun. 250’ye yakın şehidimiz var. Şehitlerimize Allah’tan Rahmet
diliyoruz.
Hala bütün dünya darbe girişimini anlamaya çalışıyor. Dünya, Bu
direnişi bu başarıyı bir halkın kendi kaderini, kendi geleceğini, milli iradeyi, ülkesini yönetenleri ve ülkesinin geleceğine nasıl sahip
çıktığını gerçekten anlamakta zorlanıyorlar. Bir kısım algı oluştu-
18 | Hizmet-İş Sendikası
rarak bunu küçültmeye çalışsalar da bu halk bunu yaşadı. Biz bir
haftadır alanlarda hep beraber görüyoruz ki bu millet zora, sıkıntıya düştüğünde ülkesine, geleceğine demokrasisine nasıl sahip
çıkacağını dünyaya gösterdi. bunu gerçekten takdir ediyoruz, bunun önünde gerçekten hep beraber saygıyla eğilmemiz gerekiyor.
Yakın tarihinde darbeleri çokça yaşamış bir ülke olmak
Türkiye’de demokrasi kültürüne dair neler düşündürdü
size ?
Bunun belli başlı sebepleri var. Örneğin, 1960 yılında 27 Mayıs
darbesi yapıldığı zaman tabii silahlı kuvvetlerinin içerisindeki hiyerarşik bir yapıyla yapılmıştı. Halk bir hafta önceden Menderes'i
yüzbinler karşılarken 27 Mayıs’ta halkın tepkisi oluşmamıştı gerçekleşmemişti. Aslında burada şuna bakmak lazım: Liderlerin dik
bir duruş sergilediği zaman, halkın önünde durduğu zaman halkın nasıl ona sahip çıkacağını biz 15 Temmuz günü gördük. Sayın
Cumhurbaşkanımız, daha televizyonlardan “sokakları doldurun”
demeden bile insanlar ne oluyor dediği anda bu andan itibaren
darbe girişimi var denildiğinde herkes en kritik noktalarda kendilerine bir yer buldu. O da şunu gösteriyor: Demokrasi kültürümüzü
çoğu kez batılılar tartışıyorlar. Türkiye’nin bu konuda hala eksikler
var ama Türk Toplumu zora düştüğü zaman liderlerine seçtiklerine değerlerine demokrasiye nasıl sahip çıkması gerektiyse o şeklide sahip çıktı.
“Halkımız direnerek darbecilerin oyununu
bozmuştur!”
Daha görüntülerin çoğu bize yansımadı, ekranlara yansımadı.
Gerçekten Türkiye’nin her köşesinde insanların nasıl bir canhıraş
şekilde hayatlarını ortaya koyarak mermilere karşı, tanka karşı,
savaş uçaklarının yağdırdığı bombalara karşı nasıl yürüdüğünü
nasıl dik durduğunu ve göğsünü nasıl siper ettiğini gerçekten bir
film seyreder gibi seyrediyor insanlar. Ama bunlar flim değil gerçek. İnsanlar Akıncı Üssünden uçaklar kalkmaması için binlerce
dönüm arazisindeki ekini yakıyorlar düşünebiliyor musunuz? Her
birisi için birer öykü var başarı öyküsü var, onur öyküsü var. Türk
toplumu bu süreçte en çok kendine güvendiği, demokrasisine
sahip çıkacağını ve artık darbe zihniyetinin tarihe gömüldüğünü
bundan sonra hiç kimsenin bu noktada bir darbe teşebbüsünde
bulunamayacağına dair iyi bir ders vermiştir. Ama ağır bir faturası
olmuştur tabi 250’den fazla kardeşimiz kaybettik, 2000’den fazla
yaralımız var, çocukların, küçüklerin o travmaları gerçekten tamir
edilmesi çok zordu. Uçakların çıkardığı seslerle insanların yaşadığı travmalar.. Benim de torunlarım var, birkaç gündür uyuyamıyorlar yani. O gürültülerden neler oluyor, nasıl bir sıkıntı diye
bütün bunlar toplumda açtığı bu yaralar, toplumda oluşturduğu
bu travmalar, toplumda oluşturduğu endişe ve korkuya rağmen
halk büyük çoğunluk direnerek darbecilerin oyununu bozmuştur.
Bu çok önemliydi.
Evet halk sokaklara gidiyor o aslında dün Boğaz Köprüsü’nde şok bir metin vardı hem ona dair görüşlerinizi merak ediyorum hem de Pazar günü CHP’nin bir mitingi var
şimdi ortaya konulan dik duruş birlik ve beraberlik temelindeki duruş kuşkusuz çok önemli, bu noktadan hareketle
neler söyleyeceksiniz.
Burada şuna dikkat etmemiz gerekiyor: dün de gördük biz başka
toplantılarda da görüyoruz. İtidali elden bırakmamak gerekiyor.
Heyecanımız var, tepkilerimiz var, acımız büyük, yüreğimiz yanmış, yakınlarımızı kaybettik, dostlarımızı kaybettik. Bizim iki şeye
dikkat etmemiz gerekiyor.
Bir tepkilerimizi diri tutacağız eleştirilerimizi yapacağız meydanları dolduracağız, kararlılığımızı göstereceğiz, dayanışmamızı göstereceğiz. Ayrılıklarımızı değil ortak noktalarımızı bulup bunu daha
da geliştireceğiz, buna devam edeceğiz. Darbeye karşı teyakkuz
halinde durmaya devam edeceğiz. Ama bir taraftan da normal
hayatımıza dönmemiz gerekiyor, ekonominin normal çarklarının
dönmesi gerekiyor. Sosyal hayatımızın normalleşmesi gerekiyor
ve bizim bir şekilde bu darbelerin açtığı yaraları da tedavi edecek
bir kısım adımlar atmamız gerekiyor.
Devletin atacağı adımlar var olağanüstü hal kabul edildi. Yargı
süreçleri hızlanacak, ama bu taraftan da biz gerçekten suyu getirenle testiyi kıranı, ihanet edenlerle ihanete bulaşmayanları da
dikkatli bir şekilde ayıracak bir
soğukkanlı yaklaşımı da oluşturmamız gerekiyor.
İstanbul’daki yürüyüş aslında sembolik bir yürüyüş olacaktı. Biz
milli irade platformu olarak onun gençlik grubu olarak Valilikte
yapılan görüşmelerde yaklaşık 500 kişilik bir sembolik
Türk toplumu bu süreçte kendine güvendiği, degrupla bir yürüyüş yapılamokrasisine sahip çıktığını ortaya koymuştur.
Çünkü birlikteliği oluşturacağız
caktı. Fakat bu haberlerin
Artık darbe zihniyetinin tarihe gömüldüğünü
derken ayrılıklara, yanlışlıklara
duyulduğu andan itibaren
da fırsat vermemek lazım. O
bundan sonra hiç kimsenin darbe teşebbüsünde
‘Başladığımız Yere Geliyoruz’
nedenle ben bu toplantılarda
bulunamayacağına dair iyi bir ders vermiştir. Ama
sloganı o kadar etkili oldu ki
itidali elden bırakmadan, ama
inanın insanları durdurmak
ağır bir faturası olmuştur. 250’den fazla kardeşiaynı zamanda karalılığımızı,
mümkün değil. Boğaz Köpmizi kaybettik, 2000’den fazla yaralımız var, çodarbeye karşı duruşumuzu, karüsü’nün trafiğe kapanması
cukların, küçüklerin o travmaları gerçekten tamir
tillerden, hainlerden ve tuzak
gerçekten ciddi sıkıntılar da
edilmesi çok zor.
kuranlardan hesap sorulması
oluşturdu. İnsanlar hareket
konusundaki
kararlılığımızı
edemedi ama bunu kontrol
sürdürelim ama aynı zamanda
etmek mümkün değildi. Komite üyeleri olarak insanlara bir şey söyleyemiyorsunuz insanlar hayatımızın devam edeceğinin bir taraftan farkında olmazı gerekio kadar etkilenmişler ki oraya grup grup binlerce onbinlerce insan yor çünkü hayat bir taraftan devam ediyor.
bir anda orayı doldurdular dolayısıyla bu şunu gösteriyor; halk
hala ciddi şekilde bir tepki içerisinde darbecilere karşı ve tedbir Tepkilerimizi gösterirken farklılıklarımızı değil,
alınması gerektiği konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız meydan- birlikteliklerimizi ortaya koymalıyız
ları terk etmeyin yaklaşımı birde o toplantı esnasında yeni bazı kı- Az önce söylediğiniz şey önemliydi bütün bu tepkileri verirken
pırdanmalar vardı, bazı sosyal medyadan hareketler oldu. İnanın çünkü hepimizin canı yandı ülke olarak çok çok olağanüstü şeyler
bu çok daha büyük bir kargaşa ve çok daha büyük tepkiye de yol yaşıyoruz. Bu tepkileri verirken farklılıklarımız değil ortak noktaaçtı ama çok şükür evet, trafik yoğun bir şekilde aksadı ama halk larımız ön plana çıkarmak onları diri tutmak önemli dediniz. Bu
yine soğukkanlı bir şekilde daha sonra boşalttılar.
Hizmet-İş Sendikası | 19
HABERLER
Şimdi bir taraftan bu girişimin ardından olağanüstü günler
yaşıyoruz, elbette kamuda 50 bine yakın görevden alma
oldu. Ordu, yargı, üniversiteler devletin kılcal damarlarına
kadar sızan bir yapı söz konusu, çok geniş çaplı bir tasfiye
harekâtı söz konusu, hem bu rakam hem görevden almaların işleyişe yansımaları üzerine neler söyleyeceksiniz?
noktada siyasilerin birlik içinde olması, aynı zeminde buluşması
kuşkusuz en önemli şey o konuda neler söyleyeceksiniz yani yakalanan o mutabakat zemininin sürdürülebilir olması noktasında.
Türk siyasi hayatında siyasi partiler bu zor dönemde ortak hareket edebiliyorlarsa Meclisin olağanüstü toplantısında dört siyasi
partinin ortak bir deklarasyona imza atması gerçekten çok önemli, çok saygı değer, çok anlamlı. Özellikle o gün Türkiye’nin buna
ihtiyacı vardı. Artık siyasetin dilini de bu yeni dönemde, 15 Temmuz sonrasına göre yeniden oluşturmamız gerekiyor. İktidarıyla,
muhalefeti ile bütün siyasi partiler yeni bir dil geliştirmek zorundadır. Çünkü bu ülke bizim. Gelebilecek felaketler hepimizi işin
içine alıyor. Kaybedersek hepimiz kaybediyoruz. Sadece iktidar
kaybetmiyor sadece AK Parti kaybetmiyor, herkes kaybediyor. O
zaman biz kaybetmemek için dilimizi, üslubumuzu yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.
”Bu ülkede birlikte yaşayacağımız dili oluşturmalıyız”
Ben gerçekten hem silahlı kuvvetler içerisindeki bazı muvazzaf subayların yaptığı açıklamalar, yine emniyet teşkilatımızdan bir kısım gelen bilgilere baktığımda gerçekten dehşete düştüm. Yani bu
terör örgütünün toplumun bütün en ince uzuvlarına kadar girebilmiş olması ve kendilerini bu şeklide gizlemiş olmaları gerçekten
çok düşündürücü. Türkiye’nin bu konuda yeni bir konsepte ihtiyacı var. Yani hem personel alımında hem silahlı kuvvetlerin yönetim
biçiminde hem yönetimiyle birlikte silahlı kuvvetlerini oluşturan
yapıların inşası konusunda çok ciddi gözden geçirmelere ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanımızın istihbarat zaafı dediği hususta çok önemli istihbaratımızı, silahlı kuvvetlerin yapısını gözden
geçirmeliyiz. Yine kamudaki çalışanlarımızla ilgi yapıyı da gözden
geçirmeliyiz. Gördük ki bazı kamu hizmetleri bilerek engellenmeye çalışılmış. Yine gördük ki askeri okullardaki gencecik çocuklar
13-14 yaşındaki çocuklar kamuflaj elbisesi giydirilerek vatandaşın
üzerine gönderilmiş. Türkiye’nin çok ciddi bir baştan sona yeniden yapılanmaya ihtiyacı var.
Peki bu yeniden yapılanma nasıl ilerleyecek sizce? Öngörüleriniz ne yönde ne kadar zamanda bu yapı devletten
temizlenir onlar için süreç nasıl işleyecek?
Şimdi burada bize gelen bilgilere göre olağanüstü hal ilan edildiği
için bir kısım süreçler hızlandırılacak. Özellikle yargı süreci hızlandırılacak bir kısım operasyonlar yapılacağı anlaşılıyor. Bugüne kadar kamuyla ilgi çalışanlarla
ilgili bir disiplin cezayı uyguladığınızda Danıştay’a gidip yüArtık siyasetin dilini de bu yeni dönemde, 15
rütmeyi durdurma kararı alıTemmuz sonrasına göre yeniden oluşturmamız
yor ve bir şey yapamıyorsunuz
gerekiyor. İktidarıyla, muhalefeti ile bütün siyasi
ve işten atılması için bir sürü
partiler yeni bir dil geliştirmek zorundadır. Çünprosedürler gerekiyor.
kü gördük ki bu ülke bizim. Kaybedersek hepimiz
Uzlaşmaya en çok ihtiyacımız
var. Biz 500’ün üzerindeki sivil toplum örgütü ile mecliste
Meclis Başkanımıza hem geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk hem de darbelere karşı bir
kaybediyoruz. O zaman kaybetmemek için diliOlağanüstü hal bunların büduruş sergiledik. Orada siyasi
mizi, üslubumuzu yeniden gözden geçirmemiz
yük bir bölümünü ortadan
partilerimizin büyük çoğungerekiyor.
kaldırıyor. Daha hızlı hareket
luğu bu hassasiyetle hareket
etmeyi sağlıyor. Ancak burada
ettiler ama bazı siyasilerimiz
da dikkat edilmesi gereken bir
bildik usullere tekrar tevessül
şey
var.
Gerçekten
bu
örgütün
mensupları,
bu örgütün içinde yer
etme girişiminde bulundu. Bence buna gerek yok. Bunun yerine
alanlarla
masum
insanlar
arasında
dikkat
etmek gerekiyor. Bir
farklılıklarımızla siyasal farklılıklarımız, ideolojik farklılıklarımız,
kültürel farklılıklarımız bu farklı renklerle bir arada yaşayacağımı- tasfiye yaparken adalet hukuk çerçevesinde yapmalıyız ki bir kısım
zın farkında olarak hareket etmek geriyor.
mağduriyetlere de yer vermeyelim. Ama ben şuna inanıyorum: Bu
yapılar büyük ölçüde biliniyor. Bu yapıların üzerine gittikçe çorap
Taksim Mitingi için Cumhuriyet Halk Partisi’nden konfederasyonumuza da davetiye geldi biz de en üst düzeyde o mitinge katkı söküğü gibi daha ayrıntılara inmek mümkün. Bir kısım ifadeler bir
vereceğiz ve bulunacağız. İstanbul teşkilatlarımızda ellerinde türk kısım itiraflar bir kısım bilgilerle bunun yapılabileceğini fakat biraz
bayraklarıyla mitinge destek verecekler. Böyle günlerde ortak bir zaman gerektirdiğini söylüyoruz. Yeter ki yargı süreci doğru ve hızlı
duruş sergilemek, darbelere karşı darbecilere karşı ortak bir duruş işlesin. Bir an evvel darbeye bizzat kalkışanların en ağır şekilde cesergilemek anlamında bence çok önemli hem CHP’nin mitinginin zalandırılması, bir taraftan da kamunun bütün alanlarında birkaç
başarılı olmasını hem de barışçıl şekilde sona ermesini hem de başlıkta çalışma yapılması gerekiyor. Çok iyi bir istihbaratla çok
farklı kesimlerin oraya katılarak bir birlik görüntüsü verilmesi ben- iyi bir tespite ihtiyaç var. Bunun paralelinde atılacak kararları uygulamak gerekir. Yargı sürecinin buna paralel yürümesi gerekiyor.
ce Türkiye için çok önemli ve anlamlı diye düşünüyorum.
20 | Hizmet-İş Sendikası
Bakınız ilk defa biz hiçbir kesimden hiçbir gruptan hiçbir sivil toplum örgütünden siyasetten bu darbeye destek açıklaması duymadık. Bu ilk defa oluyor. Dolayısıyla toplumun bütün kesimleri belki
alanlarda olmadı ama evinde oturanlar bile bu darbeyi kabul etmediler bu bence Türkiye için çok önemli. Türkiye basınıyla, sivil
toplum kuruluşlarıyla, halkıyla çok net bir duruş sergiledi.
Bunun devam ettirilmesi için de daha dikkatli olmak gerekiyor.
Sağduyulu, uzlaşmacı dili elden bırakmadan Sayın Cumhurbaşkanının hem Bahçeli’yi, Kılıçdaroğlu’nu araması önemli. Başbakanın
birlikte basın açıklaması yapması, Sayın Abdullah Gül ziyaretinde
siyasi partilerin bir araya gelmesi gerçekten çok değerlidir. Bunları
sürdürebilirsek operasyonların başarısı da o ölçüde önemli olacaktır.
Bu arada siz bu açıklamaları yaparken Darbe girişi
soruşturmasına dair Efkan Ala’nın verdiği bilgiler var.
10.856 kişinin pasaportunun iptaline dair ne diyeceksiniz?
Bunlar sürecin parçaları. Zaman içerisinde bunların yurtdışı bağlantıları da ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Bunun için Türkiye’nin bir medya planlamasına ihtiyacı var. Bu ülkede her şeyin
olup bittiğini biz az çok biliyoruz ama uluslararası toplum bir algı
yönetimiyle karşı karşıya. Hem o algıyı kırmak hem de bu manipülasyonları, dezenformasyonu ortadan kaldırmak için Türkiye’nin
dışa dönük hızlı bir şekilde hareket etmesi gerekiyor.
“Kendi değerlerimizle ayakta kalacağız.”
Türkiye toplumunun şunu görmesi gerekiyor: Buradan bütün vatandaşlarımızı uyaralım. Ne yazık ki Türkiye’nin ne Avrupa Birliği
ile ilgili ne batı ittifakları ile ilgili güveneceği hiçbir ülke yok, biz
kendimize kendi değerlerimizle ayakta kalmaya çalışacağız. Darbe girişimlerine dünyanın mazlum milletlerinden inanılmaz şekilde darbenin başarısız olması için dualar ettiler. Kudüs’ünden
Myanmar’ına, Mısır’ından Filistin’ini ne kadar, Suriye’den, Irak’tan,
Afganistan’dan; Pakistan’dan inan insanlar o kadar çok dua ettiler
ki Türkiye’nin bu darbeyle alaşağı edilmemesi için.
Mazlum milletler bu toplumun yanında ama süper güçler batılı
güçler emperyalist güçler Türkiye ile ilgili hala hesapları sona ermedi bunu görmek gerekiyor. Biz bu hesapları boşa çıkaracağız.
Bu batılı bizim sözde müttefiklerimizin ihanetleri ikiyüzlülüklerini de ortaya koymak gerekiyor.
Onlara güvenmememiz gerekiyor.
Kendi işimizi kendimizin yapması
Mazlum milletler bu toplumun yanında. Ama
gerekiyor. Onun için Sayın Cumsüper güçler, batılı güçler, emperyalist güçlerin
hurbaşkanı ısrarla kendi uçağımızı
Türkiye ile ilgili hala hesapları sona ermedi. Bunu
kendi tankımızı kendi helikopterigörmek gerekiyor. Biz bu hesapları boşa çıkaramizi kendi savaş gemimizi yapmacağız. Sözde müttefiklerimizin ikiyüzlülüklerini de
mız kendi silahlarımızı üretmemiz
ortaya koymak gerekiyor. Onlara güvenmememiz
gerektiğini söylüyor. Yerli ve milli
gerekiyor. Kendi işimizi kendimizin yapması geolmanın ne anlama geldiğini burekiyor.
gün daha iyi gördük.
Oradaki yerleşik yapıyla savaşma noktasında neler söyleyeceksiniz bir iade süreci var. Bu iade sürecine dair görüşleriniz ne?
Amerika Birleşik Devletleri anlaşılıyor ki bu örgütün
liderini sınır dışı edecek.
Ancak sınır dışı ederse
yine Türkiye’ye gelmeden
başka bir ülkede kalmasını sağlayacak bir hazırlık
olduğunu düşünüyoruz.
Sınır dışı edildiği andan
itibaren bir ülkeden sığınma talebi istenecektir ki;
Mısır açıklama yaptı biz
kabul edebiliriz diye bir
açıklama söz konusu. Dolayısıyla ABD’nin bütün bu olup bitenlerden sonra direneceğini zannetmiyorum. Direnirse Türkiye Amerika
ilişkilerinde ciddi şekilde bir tahribat olacaktır. Ama muhtemelen
bir başka yolla terör örgütünün liderini Türkiye’ye vermeyecekler.
Çünkü Abdullah Öcalan’ın özellikle İmralı notlarında şöyle bir ifadesi var 1996 yılında diyor ABD beni Türkiye’ye teslim etti 15 gün
sonrada Fetullah Gülen’i Amerika’ya aldı götürdü.
Dolayısıyla bu bir proje yani Pensilvanya’daki terör örgütünün
lideri aslında bir projenin ürünü olduğu için ABD Türkiye’yi kendi istikametine çekmek için Amerika’nın çıkarları doğrultusunda
zorlamak için bölgede yaptıkları ortada. Hala Türkiye ile ilgili IŞİD
konusunda, PKK konusunda maalesef ittifak kurduğumuz müttefikimiz dediğimiz ABD’nin ikiyüzlü son derece samimiyetsiz tavrı
ortada.
Hizmet-İş Sendikası | 21
HABERLER
SAKARYA’DA
görkemli
1 mayıs
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü
emekçi kenti Sakarya’da
on binlerce emekçinin katılımıyla kutladık.
K
onfederasyonumuz HAK-İŞ’in “Taşeron Çalışanlara İşçi Kadrosu İstiyoruz”,
“Geçici ve Mevsimlik İşçilerin Sorunları
Çözülsün”, “Teröre Hayır, Kardeşliğe
Evet” ve “Yeni Anayasa” sloganlarıyla
Sakarya Kent Meydanı’nda gerçekleştirdiği 1 Mayıs Mitingi, yine on binlerce emekçinin
coşkusuna sahne oldu.
Mitinge Sendikamız HİZMET-İŞ üyeleri yine yoğun
ilgi gösterdi. 345 otobüsle, 33 Şube ve 11 İl Başkanlığımızdan gelen 20 bini aşkın üyemiz Kent
Meydanı’nı dolduran en büyük grup oldu.
Emekçilerin Kent Meydanı’na sığmadığı mitingde
sloganlar atıldı, şarkılar söylendi, halaylar çekildi,
horonlar tepildi; güvercinler uçuruldu, birlik mesajları verildi.
22 | Hizmet-İş Sendikası
Mitinge, Barış, Kardeşlik, Coşku, Heyecan ve Sevinç Damga
Vurdu
Açılış konuşmasının ardından alana seslenen Konfederasyonumuz
HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ
Genel Başkanı Mahmut Arslan,
bütün renkleriyle, bütün sesleriyle
alanları dolduran, hakkını arayan,
hakkına sahip çıkan, insanlık onurunun yiğit ve saygın temsilcilerini
HAK-İŞ adına sevgi ve muhabbetle selamlayarak, 1 Mayıs Emek ve
Dayanışma günlerini kutladı.
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan ve HAK-İŞ Yönetim Kurulu üyeleri, Atatürk Bulvarı’ndan
kortej halinde Kent Meydanı’na kadar yürüdü. Genel Başkanımız Arslan, caddeyi
dolduran emekçilere yol boyunca karanfil dağıttı.
Kent Meydanı’ndaki coşku ve heyecana, Türkiye sevdalısı bütün Sakaryalılar da ortak oldu.
1 Mayıs Mitingi, sabah 10.00’da Öz Gıda-İş Sendikası Folklor Ekibinin gösterisiyle
başladı. Ardından İstiklal Marşı okunarak saygı duruşunda bulunuldu.
Öz Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin’in açılış konuşması ve Sakarya
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun selamlama konuşmasından sonra
Kuran-ı Kerim okundu ve dua edildi.
Arslan, Dünyanın Bütün Emekçilerini Selamladı
Açılış konuşmasının ardından alana seslenen Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, bütün renkleriyle, bütün sesleriyle alanları dolduran, hakkını arayan, hakkına sahip çıkan, insanlık onurunun yiğit
Hizmet-İş Sendikası | 23
HABERLER
ve saygın temsilcilerini HAK-İŞ adına sevgi ve muhabbetle
selamlayarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günlerini kutladı.
“Selâm olsun bu toprakları değerleriyle sulayan ruh kahramanlarına. Selam olsun Kurtuluş Savaşına damgasını
vuran şehirlerimize, güzel ülkemize. Emeği ile geçinenlere,
ülkemiz için alınteri dökenlere selam olsun. Samsun’dan
Ankara’ya, Şırnak’tan Edirne’ye, Van’dan Aydın’a, Rize’den
Antalya’ya, ülkemizin tüm emekçilerine selam olsun” şeklinde seslenen Arslan, ülkemizin yanı sıra, dünyanın bütün emekçileri ve mazlumlarını da unutmadı: Arnavutluk’tan, Azerbaycan’a; İran’dan Brezilya’ya; Sudan’dan
Portekiz’e; Bulgaristan’dan, Kuzey Kıbrıs’a; Malezya’dan,
24 | Hizmet-İş Sendikası
Somali’ye; Japonya’dan, Ruanda’ya,
Pakistan’dan Kosova’ya tüm dünya
emekçilerinin 1 Mayıs’ını kutlayan
Arslan, Mısır’da, Filistin’de, Suriye’de,
Orta Afrika’da zulme uğrayan mazlum,
mağdur ama başı dik kardeşlerimizi
de muhabbetle selamladı.
Sakarya’nın yanı sıra, İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer kentlerde 1 Mayıs’ı
kutlayan emekçileri de selamlayan
Arslan, bütün 1 Mayıs kutlamalarının
Sakarya’daki gibi görkemli, coşkulu,
heyecanlı ve barışçıl geçmesini temenni etti.
Genel Başkanımız Arslan, fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde, barajlarda ve şantiyelerde bir dilim ekmek
uğruna hayatlarının baharında aramızdan ayrılan emeğin onurlu temsilcilerini de rahmetle andı.
1 Mayıs’ı, küreselleşen dünyada adil bir paylaşım ve kavgasız bir
yaşam istedikleri için Sakarya’da kutladıklarını ifade eden Arslan,
Sakarya’nın tarihsel önemine vurgu yaptı.
Arslan, “95 yıl önce, toprakları işgal edilmiş bir milleti emeği ve
alınteriyle ayağa kaldıran, bu asil milletin varoluşunda emek ve
alınterini akıtmış muhteşem bir şehirdeyiz. Bağımsızlık tarihimiz
açısından Sakarya ne ise; emeğimizin bağımsızlığı ve onurunu
korumak için de Sakarya odur. 13 Eylül 1683 günü Viyana’da başlayan geri çekilmemiz 238 sene sonra bu topraklarda, Sakarya’da
durdurulmuştur. 1 Mayıs 2016’da bugün, HAK-İŞ’in Emek Yürüyü-
şü, emekçilerin uygarlık misyonuyla Sakarya’da yükseliyor. Sakarya 1 Mayıs’ı böyle karşılıyor. Sakarya 1 Mayıs’a böyle kucak açıyor.
Sakarya 1 Mayıs’ta ayağa kalkıyor. HAK-İŞ’in “ERDEMLİ SENDİKAL
İNŞA”sının temel harcının yoğrulduğu Sakarya’dayız. Emeğin, alınterinin gerçek değerine kavuşmasını istediğimiz için Sakarya’dayız. Bugün sadece Sakarya’da değil, HAK-İŞ olarak bütün Türkiye’de alanlardayız” dedi.
“Örgütlü Ol, Sendikalı Ol, Güçlü Ol”
Bu günü Susturulsa da konuşan, durdurulsa da yürümeye devam
eden emekçilerin Sakarya’da konuştuğu, geleceğe yürüdüğü gün
Hizmet-İş Sendikası | 25
HABERLER
olarak değerlendiren Arslan, “Bugün Emekçilerin Sakarya’da çelikten bir örgü gibi kaynaştığı gündür. Davalarına, haklarına, alın terlerine sahip çıktıkları gündür.
1 Mayıs’ta, emekçilerin bu muhteşem gününü anlamlı
kılan, Hz. Mevlâna’nın 8 asır önceden bize seslenen,
çağlar ötesi şu mesajını hatırlıyoruz: ‘Ekmeği… Ekmeği
öğrendim… Daha sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini öğrendim. Sonra da ekmeği hakça
paylaşmanın bolca üretmek kadar önemli olduğunu
öğrendim.’ İşte bu ruha muhtacız. Bu mesajın aydınlığına muhtacız. Hz. Mevlâna’nın emeğe verdiği değer’e
muhtacız. ‘üretimden gelen gücümüzü’ alınterimizle
yoğurup, “hakça paylaşım” için Sakarya’dayız. Yine bize
“Bir pergel gibi olmayı” öğreten, bir ayağımızı “değerlerimiz”de sabitleyen, diğer ayağımızla tüm dünya emekçilerini kucaklamayı, onlarla bütünleşmeyi öğütleyen
HAK-İŞ olarak Sakarya’dayız. Sakarya’dan örgütsüz,
sendikasız, sahipsiz kardeşlerimize sesleniyorum, ‘Ne
olursan ol, yine gel’, ‘örgütlü ol, sendikalı ol, güçlü ol’ diyoruz”
diye konuştu.
Talepler ve Sorunlar Dile Getirildi
Arslan, emeğin ve emekçilerin önündeki bütün engellerin kalkmasını, özgür iradeleriyle örgütlenmelerinin önünün açılmasını
istedi.
Taşeron işçilerle verilen kamu hizmetinin gene onlarla kadrolu
olarak verilmesini talep eden Arslan, itiraz ve taleplerini şöyle sıraladı: “Kamudaki Statü Karmaşasına Son Verilmelidir. Şu anda
statü karmaşasıyla tedirgin edilen taşeron işçilerin endişelerin
giderilmesini, kadrolu daimi işçi olmalarını istiyoruz. Taşeron işçiler, Geçici ve Mevsimlik İşçiler ile aileleri daha fazla mağdur edilmemelidir. Kamuya daha çok kadrolu işçi alınmasını, gerçekçi bir
Norm Kadro Sistemi oluşturulmasını talep ediyoruz. Gelir adaletsizliğine itiraz ediyoruz. Sosyal koruma ve sosyal devlet diyoruz.
İşsizlik ve yoksulluğun son bulması için, insan onuruna yaraşan
iş ve ücret talebi için alanlardayız. Angaryaya dönüşen fazla çalışmalara, çocuk işçiliğine karşı olduğumuz için alanlardayız. Daha
iyi bir sosyal güvenlik sistemi, eğitim hakkı ve fırsat eşitliği için
buradayız. Kıdem tazminatımız güvence altına alınsın istiyoruz.
Güvencesiz çalışmayı, kuralsızlığı körükleyen, kayıtdışı istihdamı
26 | Hizmet-İş Sendikası
kabul etmiyoruz. İnsanı, emeği ve çalışanı önceleyen ekonomi politikaları istiyoruz. Çalışanlara yönelik şiddet ve mobbing’in önlenmesini istiyoruz. Toplumsal bir yara haline gelen çocuk istismarına, Kadına Yönelik Şiddete ve cinayetlere son verilsin, kadınların
her alanda istihdamı sağlansın diyoruz. Engellilerin topluma etkin
olarak katılmasını istiyoruz. Mesleki eğitimin güçlendirilmesini talep ediyoruz. İş kazaları son bulsun, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri artırılsın istiyoruz.”
Güçlü Mesajlar Verildi
Örgütlenmenin toplumsal barışın, birlikteliğin ve demokrasinin
temel taşı olduğunu fakat bunun idrak edilemediğini belirten
Arslan, “Sendikalar öcü değil, rakip değil, düşman değildir. Sendikalar emeğin temsilcisi, çalışma hayatının ortaklarıdır. İşverenler
önyargılarını terk etmelidir” dedi.
“Güçlü Demokrasi İçin Sivil Bir Anayasa İstiyoruz”
“HAK-İŞ olarak, 40 yıldır Hak, Adalet ve Demokrasinin mücadelesini verdik. Demokrasiden yana tavrımızı lafla değil icraatlarımızla
ortaya koyduk. Darbelere, muhtıralara, operasyonlara ve bütün
antidemokratik müdahalelere karşı dimdik ayakta durduk” diye
konuşan Arslan, “Yaşanan bütün darbelere ve darbe girişimlerine, operasyonlara, demokrasi dışı müdahalelere karşı Türkiye
demokrasi yolunda ilerlemeye devam edecektir. Onun için “Daha
Güçlü Demokrasi için Yeni, sivil bir Anayasa” diyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, ülkemize ve bu ülkenin geleceğine güveniyoruz” şeklinde konuştu.
Arslan’dan Birlik ve Beraberlik Çağrısı
Arslan, Türkiye üzerinde kirli oyunlar oynanarak huzurumuzu bozmaya çalışanlara karşı, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı.
Terörü lanetleyerek her türlüsüne karşı olduklarını belirten Arslan,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Terörün bir an önce son bulmasını istiyoruz. Türkiye’nin devleti, milleti ve kurumlarıyla bir bütün halinde
terörle mücadele konusunda daha aktif ve etkin çalışmaları hayata geçireceğine olan inancımızı vurgulamak için Sakarya’dayız.
Bu vatan topraklarında varlığımızı sabit ve anlamlı kılan, bağımsızlığımızı çiğnetmediği gibi, emeğimizin de onurunu çiğnetmeyen
Sakarya’nın şahsında, tüm Anadolu emekçilerine şairin diliyle sesleniyorum: ‘Yol O’nun Varlık O’nun gerisi hep angarya. Yüz üstü çok
süründün Ayağa kalk Sakarya!’”
1 Mayıs Bildirisi Okundu
Mitingde HAK-İŞ’in 1 Mayıs bildirisi okunarak, demokrasi, barış,
yeni anayasa, soysal devlet ve özgürlüğe vurgu yapıldı.
Ücretlilerin milli gelirden aldığı payın artırılması ve insanı merkeze
alan, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ve Türkiye ekonomisinin talep edildiği bildiride, sendikasızlaştırmaya, taşeronlaştırmaya, güvencesizleştirmeye, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici
iş ilişkisi kurmaya, kayıt dışı ve düşük ücretlerle çalıştırmaya itirazlar dile getirildi.
Bildiride, göçmen sorunu ve çevreye de dikkat çekilerek, “Başta
Suriye olmak üzere ülkesinde yaşanan savaş ve şiddet ortamından
kaçarak ülkemize sığınan göçmen kardeşlerimiz için uygulanabilir,
sürdürülebilir, ulusal ve uluslararası politikaların geliştirilmesini;
üretirken, doğal yaşam ve ekolojik çevrenin korunması, orman, su
yatakları, akarsular, göller ve denizler gibi insanlığın ortak değer
ve miraslarının ticarileştirilmemesini ve korunmasını istiyoruz” denildi.
Onbinler, Grup Yürüyüş’ün Şarkılarıyla Eğlendi
Mitingde Grup Yürüyüş de bir konser verdi. Grup Yürüyüş’ün seslendirdiği şarkılar farklı anlar yaşattı. Kent Meydanı’nın hınca hınç
dolduran on binler coşkulu şarkılara eşlik etti.
1 Mayıs, Barış, Kardeşlik ve Hoşgörü İçerisinde
Kutlandı
HAK-İŞ’in 32 ilden gelen üyeleriyle Sakarya’da gerçekleştirdiği 1
Mayıs kutlaması, her zaman olduğu gibi bu yılda kavga, çatışma ve
hesaplamadan uzak, karşılıklı anlayış, barış ve kardeşlik içerisinde,
bayram ve şölen havasında, yine tarihi bir kutlamayla son buldu.
HAK-İŞ, Taksim Anıtına Çelenk Koydu
Sakarya’nın yanı sıra diğer şehirlerdeki 1 Mayıs kutlamalarına da
etkin olarak katılan HAK-İŞ, 30 Nisan 2016 tarihinde, “1 Mayıs 1977
1 Mayısı”nda hayatını kaybedenlerin anısına Kazancı Yokuşu’na
karanfil bıraktı, Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk koydu.
HAK-İŞ heyeti 1 Mayıs Bildirisi’ni okuduktan sonra Taksim Meydanı’ndan ayrıldı.
Hizmet-İş Sendikası | 27
YÖNETİM
İşyerinde
huzur ve tatmini
sağlayan faktörler
Kendisini ‘kurumsal aile’nin bir ferdi saymak.
Yaptığı işi anlamlı kılacak üstün bir amacının olması.
Aynı hedefe odaklanmış iş arkadaşlarına sahip olmak.
Kendine değer verildiğini hissetmek.
Kendisiyle birlikte risk alan yöneticilerle çalışmak.
İşine yüreğini vermek, işini sevmek, motivasyonu işinden almak.
Geleceğe dair umutları diri tutmak.
KANAL A’ye konuşan Genel Başkanımız ARSLAN:
“TAŞERON İŞÇİLERİN TAMAMI
DAİMİ İŞÇİ
KADROLARINA ALINMALI!”
Taşeron işçiler yıllardır sendikalara üye
işçi sendikalarında toplu sözleşme haklarını elde ettiler, sözleşme görüşmeleri
yapıldı sendikalar bu işin içerisine girdiler bugün vazgeçip yeni bir statü getirmek, mevcut memur tanımının dışında
memura benzer bir statü getirmesine
itirazımız var.
Genel Başkanımız Mahmut ARSLAN, Taşeron şirketlerde çalışan
işçilere ilişkin yapılan yeni düzenlemelerle ilgili yaşanan karmaşaya ilişkin KANAL A TV’de ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Sözkonusu açıklamaları sunuyoruz.
Taşeron işçilerin statüsüne dair çalışmalar devam ediyor,
gelinen noktaya dair görüş alacağız şimdi konuyu yakından takip eden HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, bizimle birlikte Mahmut Bey yayınımıza hoş geldiniz.
Hoş bulduk teşekkür ediyorum.
Şimdi birkaç gündür internet sitelerinde de haber sitelerinde de yoğunlukta gördüğümüz bir metin var buda ‘artık
taşeron işçilerin durumuna dair bir şeylerin yavaş yavaş
netleşmeye başladığı yönünde ve taşeron işçilerin tümünün kadroya geçirilmesi noktasında’ bir takım haberler
çıkıyor. Bu haberler ne kadar doğrudur, gelinen nokta
gerçekten tüm taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi noktasında mıdır?
Bizim bildiğimiz somut bir gerçek var Sayın Ahmet Davutoğlu’nun
22 Mart tarihinde AK Parti Grup toplantısında, asıl iş yardımcı iş
ayrımı yapmaksızın bütün taşeron çalışanlarının kamuda istihdam edileceğini, yerel yönetimler için ayrı bir statü düşünüldüğünü ve bu yönde çalışmaların yapılacağını, bu çerçevede hazırlıkların devam edeceği ifade edilmişti.
O açıklamadan sonra Sayın Maliye Bakanı, Sayın Çalışma Bakanımız, o zamanki Sayın Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu
ile yaptığımız müteakip toplantılarını hiç birisinde kamuoyunda
açıklandığı gibi somut bir tasarı önümüze getirilmiş değil. Bu
konuda çalışmalar devam ediyor.
Buradaki odak noktası, bu çerçevenin içerisinin nasıl doldurulacağıdır. HAK-İŞ’in bütün çabası bu. Çerçeveye bir itirazımız
yok. Asıl iş yardımcı iş ayrımı yapılmaksızın bütün taşeron
işçilerin kadroya kamudaki kadrolara yerleştirilmesi, yerel
yönetimler için imtiyazlı kamu şirketi kurularak sistemin
bu şekilde devam ettirilmesi hususundaki Başbakanın çizdiği çerçeveye bir itirazımız yok. Peki, bunlar nasıl kadrolara yerleştirilecekler? Bu sistem nasıl olacak? Tartışma burada.
Yeni hükümette de açıklanan çerçeveden geri çekildik vazgeçtik diye bir açıklama söz konusu değil. Sistemin nasıl olacağı
konusunda Maliye Bakanımız tarafından bir çalışma yapılmış.
Bu çalışmaya HAK-İŞ’in itirazları var.
HAK-İŞ’in itirazı şu: Bu işçiler yıllardır sendikalara üye işçi sendikalarında toplu sözleşme haklarını elde ettiler, sözleşme görüşmeleri yapıldı sendikalar bu işin içerisine girdiler bugün vazgeçip yeni bir statü getirmek, mevcut memur tanımının dışında
memura benzer bir statü getirmesine itirazımız var.
Doğrudan memur kadrosuna mı alınsın taşeron işçileri?
Hayır. Bizim temel talebimiz; işçi kadrolarına alınmasıdır. Bunlar yıllardır işçi sendikalarının üyesi ve işçi sendikaları bunlar
adına toplu sözleşme görüşmelerini başlattı. 2014’ten bu tarafa, binlerce işçinin toplu sözleşme müzakeresi devam ediyor
bazıları sonuçlandı bazıları devam ediyor. Bize kanun çıkarken
2014 yılında denildi ki bunlar işçi olarak sendikalı olacaklar toplu sözleşmeleri olacak. Şimdi “yeni bir sistem kuracağız” demek
aslında başlangıçta hükümetin çıkardığı kanuna aykırı bir durum. Bu bize dayatma anlamına geliyor. Biz buna itiraz ettik.
Sayın Maliye Bakanına da hükümetimize de o zaman söylediğimiz husus şu; bu işçiler kamuda kadrolu işçi olarak çalıştırılsınlar, sendika hakları korunsun toplu sözleşme hakları
olsun, kıdem tazminatı hakları, ikramiye hakları korunarak
sistem devam etsin. Maliye Bakanlığı ise, işçi olarak değil me-
Hizmet-İş Sendikası | 29
HABERLER
ması konusundaki yaklaşımlarını gördük. Sayın Cumhurbaşkanımıza da ben bir dosya halinde taleplerimizi taktim ettim. Sayın
Cumhurbaşkanımızda bizim itirazlarımız doğrultusunda ‘yeni
hükümet ile ilgili bazı görüşmelerinin, bazı talimatların olacağını
ifade ettiler bütün bunlara baktığımız zaman…
Gerekli olan herkesle temas kurduk diyorsunuz yani…
mur statüsüne yakın bir özel sözleşmeli personel statüsü getirmek
istiyor. Toplu sözleşme haklarını sınırlandırıyor, ikramiye haklarını, kıdem tazminatı haklarını sınırlandırıyor.
Özellikle çalışma usulleri açısından sosyal güvenlik açısından işçi,
özlük hakları memurların toplu sözleşmesine endeksli olarak ta
memur olarak getirilmek istenen bir ara düzenleme var. Bizim itirazımız buna. Biz sendikalara üye olan, toplu sözleşme yapabilen,
kadrolu işçi olarak kamuda istihdam edilebilen bir düzenleme
istedik.
Milletvekilleriyle, parti yetkilileriyle de görüşüyoruz. Genel Başkan
Yardımcılarına konuyu aktardık. Taşeron düzenlemesiyle ilgili hükümetin başta Sayın Başbakan olmak üzere hiçbir üyesinden o
çerçevenin gerisine gidelim diye bir düşünce almadık. Ancak içerisinin tartışılması gerektiği konusunda ciddi bir destek olduğunu
görüyoruz. Sayın Maliye Bakanımızın burada sadece kendisinin
daha önce yapmış olduğu çalışmayı ısrarla gündeme tutmak yerine, sosyal taraflarla çalışarak yeni bir sistem üzerinde çalışmamız
gerekiyor. Bu sistemi de birlikte kurmamız gerekiyor. Tekrar ediyorum: Bizim için evet bunlar asıl iş yardımcı iş ayrımı yapılmasın
hepsi kamuda kadrolara yerleştirilsin, ancak bunlar işçi statüleri
korunarak yerleştirilsin.
Şimdi Mahmut Bey daha öncesinden hükümetin atmayı
düşündüğü bir adım vardı hatırlayacaksınız, özellikle memurlar ile ilgili olarak. ‘Bundan sonra ömür boyu memurluk olmayacak, eğer bir kusur bir hatası olan varsa aynı
özel sektörde olduğu gibi işine son verilebilecek’ şeklinde
açıklamalar vardı. Şimdi hükümetin düşündüğü bu memurluk statüsü, aslında buna tam memurlukta denmez
ama arada kalan o statü, aslında bu düşünülen memurlarla ilgili yeni çalışmalar adına atılacak adımlardan biri olarak değerlendireli bilir mi?
İlk adım olarak.
Bugüne kadar da Maliye Bakanlığımız yeni hükümet kurulduktan
sonra Sayın Başbakan’ının, Maliye Bakanına bu çalışmaları devam ettirmesi ve yeni bir çalışma yapması veya bu taşeronla ilgili çalışmaların sürdürülmesi
konusunda bir talimatı olduBelediyelerdeki taşeron işçiler belediye bünyeğunu duyduk. Bizde buradan
sinde kurulacak imtiyazlı kamu şirketlerine devdedik ki; yeni bir çalışma yapıredilecekler. Orada yasal sendikal haklarını kullalacaksa bu çalışmalarda bizim
itirazlarımız dikkate alınsın.
nabilecekleri bir statüde devam edecekler. Bizim
Çalışmayı yapanlardan doğrudan böyle bir ifade duymadık. Ancak, birincisi; memur
kadrolarını vererek güvenceönerimiz;
hükümetimize,
aynen
belediyelerde
ollerden mahrum bırakılmak
HAK-İŞ olarak ciddi itirazımız
duğu
gibi
bence
hükümet
düzeyinde
de
bakanlıkisteniyorlar. İkincisi; maliyeti
var. Bu itirazlarımızın dikkate
düşürmek istiyorlar. Yani gelar
düzeyinde
de
bu
tür
bir
kamu
şirketi
kurularak
alınarak ve ‘bir düzenlemeye
tirilmek istenen düzenleme
bütün
bu
taşeron
işçilerin
o
kamu
şirketlerinde
katkı vermeye destek vermemevcut şu anda taşeron şirkadrolu
işçilerin
hakların
elde
edebilecekleri
bir
ye hazırız’ dedik ancak daha
ketlerdeki ücreti ile aynı kamodeli savunmaya devam edeceğiz.
sonra Maliye Bakanımız yeni
muya yerleştirilecekler daha
bir çalışma olmadığından
sonra memur maaşlarına yabahsetti var olan çalışmaları
pılacak zam oranları üzerine
son aşamasına getirdiklerini söyledi. Biz Sayın Başbakanımızla
görüştük, Sayın Başbakanımıza, konuyu bir rapor halinde takdim ilave edilecek. Bu da memur ücretlerinin altında bir yerde olacak.
ettik ve ‘yeni hükümetin bu konuda yeniden konuyu değerlendirmesini bizim itirazlarımızın dikkate alınarak bir çözümün olması
konusunda’ taleplerimiz oldu. Sayın Başbakanımız müzakere
edilmesinde son derece mutlu olduğunu, evet taraflarla bunlarının müzakere edilmesi gerektiğini her konuda karşılıklı sosyal taraflarla müzakere ederek sonuca gitme konusundaki taleplerimizi
memnuniyetle karşıladı ve konuda da çalışmaların yapılacağını
ifade ettiler.
Burada bir maliyet hesabı yapıldığını gördük. Yani kamuya yeni
yük gelmesin, ikincisi de tabi ki 657 sayılı devlet memurlarının
kapsamı güçlü bir iş güvencesinden bahsediyor. Bunları özel sözleşmeli statü diyerek o güvencelerden de yoksun bırakmaya çalışılıyor. Ama bir taraftan da sosyal güvenlik sisteminde de prim
vs.. konusunda işçi statüsünde getiriliyor. Aslında bu tam da deve
kuşu misali. Şimdi deve kuşuna hadi kuşsun uç denilince ‘ben kuş
değilim’ diyor, ‘deveyim’ hadi yükü taşı ‘ben kuşum’ diyor.
Çalışma Bakanımız Sayın Süleyman Soylu da bu konuda hassasiyet göstermekte bizim bu itiraz noktalarımızla ilgili bu konuları
değerlendirme yapılabileceğini bununla ilgili görüşebileceklerini
ifade ettiler. Ayrıca Başbakan Yardımcıları ile görüştük onların da
bu konuda sosyal taraflarla müzakere edilerek bir çözüm bulun-
Şimdi burada bazen maliye bakanlığının yaptığı çalışmada işçiler sosyal güvenlik sisteminin lehine ise işçi olarak koyuyor. Prim
ödemeleri sosyal güvenlik ödemeleri işçilerde daha yüksek ama
çalışanların hakları konusu gündeme gelince de, ‘efendim siz
memur zamlarından yaralanacaksınız ama memur ücretlerini
30 | Hizmet-İş Sendikası
almayacaksınız’. Bu kaygıda olabilir ancak bize ulaştırılan açıkça
söylenen ifade bu değil. Fakat AK Parti’nin kuruluşundan bu tarafa
2002 tarihinden bu tarafa hükümette olduğu sürece bir personel
reformundan bahsedildi bu konuyla ilgili çalışmalar yapıldı. Yani,
Türkiye’deki memur sayısının Türkiye’deki devlet memurları statüsünün gerçekten karmaşık olduğu konusunda fikir birliği var.
Bakınız özelleştirmeden mağdur olan işçilerin olduğu bir 4C var
memur haklarını elde etmeye çalışıyorlar. 4B var sözleşmeli personel belediyelerde şimdi. Bir de 4A var memurlar. Yeni bir statü
getirerek aslında, hükümetin reformcu gerçekten bütün statüleri
ikiye indiren işçi ve memur olarak veya çalışan olarak yani kamu
çalışanları işçiler birde memurlar statüsünü hedeflemişlerdi, bugün getirilmek istenen düzenleme buna da aykırı o nedenle biz
Maliye Bakanının bu konudaki ısrarından vazgeçmesini istiyoruz
ve müzakerelere yeniden başlayalım istiyoruz.
Süreç bayağı yavaş ilerliyor galiba öyle değil mi Mahmut
Bey?
düzenleme yapalım istiyoruz. Sayın bakana tekrar çağrımızı yapalım bir an evvel bizimle görüşüp bu konuları tekrar tartışmaya
davet ediyoruz. Buda bizim en temel görevimiz tabi.
Şimdi biz sizinle daha önce konuştuğumuzda belediyede
çalışan taşeron işçilerin bunun dışında bırakıldığını söylemiştiniz bu durum hale bu şekilde devam ediyor.
Burada belediyeler için yeni bir düzenleme getirilmek isteniyor.
Biz buna da birinci tercihimiz olmamakla beraber ikinci tercih
olarak evet dedik. Belediyelerdeki taşeron işçiler belediye bünyesinde kurulacak imtiyazlı kamu şirketlerine devredilecekler. Orada
yasal sendikal haklarını kullanabilecekleri bir statüde devam edecekler. Bizim önerimiz; hükümetimize, aynen belediyelerde olduğu gibi bence hükümet düzeyinde de bakanlıklar düzeyinde de
bu tür bir kamu şirketi kurularak bütün bu taşeron işçilerin o
kamu şirketlerinde kadrolu işçilerin hakların elde edebilecekleri bir modeli savunmaya devam edeceğiz.
Bu konuda müzakere yapmaya da hazırız. Elimizdeki model tek
budur. Her türlü görüşmeyi yaparak bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Onbinlerce insan aylardır bu konuda büyük bir beklenti içerisindedir. Bütün taşeronlara buradan çağrı yapmak istiyorum: Hiç
kimse endişeye kapılmasın geriye gidiş söz konusu değil. Ancak
yeni hükümetin çalışma stratejisi var, takvimi var, parlamentoda
yeni bazı yasal düzenlemeler yapılacak. Dolayısıyla ben Sayın
Başbakan da dahil hiç kimseden bununla ilgili vazgeçtik şeklinde
yeni bir durum söz konusu değil. Sadece sistemin nasıl oluşturulması gerektiği hususunda tartışmalar devam ediyor. Bu da doğaldır ne zaman kanun tasarısı meclise gelinceye kadar ki meclise
gelse bile görüşmeler devam eder onun için hiç kimsenin moral
bozmasına tereddüte düşmesine gerek yok.
İlginç bazı tespitlerimiz var. Yeni hükümetin 65. Hükümetin hükümet programında taşeronla ilgi bir düzenleme yok, bir taahhüt
yok, bir süre koymamışlar. Sadece şöyle bir ifade var. Diyor ki, ‘bir
önceki hükümet tarafından eylem planında yer alan bizim hükümetimizin programında da yer alan hususlar gerçekleştirilmeye
devam edecektir.’
Ancak önceki eylem planın da taşeronla ilgi bir düzenleme, bir hedef var. Fakat yeni hükümet programında taşeron mevzusu yok.
O zaman burada bir belirsizlik te söz konusu. Her ne kadar bizim
Maliye Bakanımız çalışmalar devam ediyor dese de hükümet
programına baktığımız zaman açıkçası bakanlarımızla yaptığımız
görüşmelerde elde ettiğimiz bilgiler yeni bir çalışmanın işaretlerini bize veriyor. Bu yeni çalışmada çalışanların çerçevesinin geriye daraltılması anlamında değil, bir sistem üzerinde çalışmamız
gerektiği, hususunda bazı kanaatlerimiz oluştu. Tabi şöyle oldu
deme imkanım yok. Maliye Bakanımız ısrarla ‘yeni bir çalışmamız
yok biz mevcut çalışmayı sürdürüyoruz’ diyebilir o onun takdiridir
ama biz HAK-İŞ olarak bunun takipçisi tek örgütüz.
HAK-İŞ’in 220 taşeron işçi üyesi var. Biz bu sıkıntıları doğrudan
yaşıyoruz. Dolayısıyla bu bizim gündemimizin birinci maddesi bu.
Bu madde bizim önceliğimiz. Maliye Bakanından talebimiz şu: Sizin bugüne kadar yaptığınız çalışmalara elbette saygı duyuyoruz
ama bu çalışmalar bizim taleplerimizi karşılamıyor ve hükümetin
genel duruşuna da, reformcu duruşuna da aykırı. Gelin yeni bir
Tabi bizim burada taşeron işçileri konuşurken ısrarla ihmal ettiğimiz kamuoyunda da bu konunun pek tartışılmadığı bir önemli
konu var. Onda da yeni gelişmeler var. Özellikle kamuda 5 ay 29
gün çalışan geçici işçiler var, bunlar mevsimlik işçiler. Kanunla
bunlar 5 ay 29 günden fazla çalışamıyorlar bunların mağduriyetleri var bu mağduriyetin giderilmesi için hem eski hem de yeni
Başbakanımıza, bakanlarımıza bu konunun çözümü yönünde
görüştük. İnşallah orada da yeni bir düzenleme yapılarak onların
mağduriyetinin giderileceğini umuyorum. ÇAYKUR’da, Ormanda
çalışan arkadaşlarımız 5 ay 29 gün çalışıyorlar daha sonra çıkarılıyorlar başka bir yerde işe giremiyorlar, hizmet akitleri askıda
diye toplum yararına çalışamıyorlar, işsizlik ödeneği alamıyorlar
ve bunların emekli olma şansları da ortadan kalkıyor. Bunlarla
ilgi mağduriyetin giderilmesi içinde HAK-İŞ olarak bir çalışma yapıyoruz inşallah burada da kısa zamanda sonuç elde ederiz diye
düşünüyoruz.
İnşaallah Mahmut Bey çok teşekkür ederiz aklımızdaki
soru işaretlerini giderdiniz. En azından şimdi şunu biliyoruz ki internet sitelerinde, haber sitelerinde çıkan o haberler gerçeği yansıtmıyor. Çalışmalar devam ediyor ve
çalışmalarında hangi minvalde devam ettiği de tam olarak netlik kazanmış durumda da değil önümüzdeki süreci
bekleyeceğiz..
Arkadaşlarımız rahat olsun. Biz bu mücadeleyi yapacağız inşallah,
İstediğimiz noktaya taşımak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz.
Çok teşekkür ediyoruz, ayaklarınıza sağlık efendim.
Hizmet-İş Sendikası | 31
Hüseyin ÖZ
Genel Başkan Vekili
Kıdem Tazminatı Fonu
Üzerine Düşünceler
Giriş
Öncelikle kıdem
tazminatının ülkemizde
işsizlik sigortası
fonksiyonu amacıyla
yürürlüğe konulduğu,
bu nedenle de işsizlik
sigortasının yürürlüğe
girmesi ile birlikte
fonksiyonunu yitirdiği
iddiası ile artık kıdem
tazminatına ihtiyaç
kalmadığı görüşleri ileri
sürülmüştür.
Kıdem tazminatı konusu ülkemizde sürekli olarak tartışma konusu olmuş, işveren çevrelerince gerek yerine getirdiği fonksiyonları ve gerekse hukuki niteliği üzerinden yaratılan tartışmalarla sürekli olarak sorgulanmış bir kurumdur. Her türlü iş hukuku düzenlemelerinde kıdem
tazminatının varlığı ve gerekliliği tartışma konusu yapılarak, niteliği tartışılmış ve bütün tartışmaların sonunda da ortadan kaldırılması talep
edilmiştir.
Öncelikle kıdem tazminatının ülkemizde işsizlik sigortası fonksiyonu
amacıyla yürürlüğe konulduğu, bu nedenle de işsizlik sigortasının yürürlüğe girmesi ile birlikte fonksiyonunu yitirdiği iddiası ile artık kıdem
tazminatına ihtiyaç kalmadığı görüşleri ileri sürülmüştür. Daha sonra
2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı kanunla birlikte adeta kıdem
tazminatı iş güvencesinin bir alternatifi gibi değerlendirilerek, iş güvencesi ile birlikte artık kıdem tazminatının kaldırılması gereği dile getirilmeye başlanmıştır.
Kıdem tazminatının hukuki niteliği konusunda iş hukuku öğretisinde
bir görüş birliği mevcut değildir. Bir kısım yazarlar kıdem tazminatının
ücret niteliğinde olduğu görüşünü ileri sürmüşler, ancak bu görüşe
başka yazarlar tarafından ücretin çalışma karşılığı olacağı gerekçesiyle
karşı çıkılmıştır. Başka bazı yazarlar kıdem tazminatının, işini kaybeden
işçinin karşı karşıya kaldığı işsiz kalma tehlikesi karşılığında ödenen ve
kusursuz sorumluluğa dayanan bir tazminat olduğu ileri sürülmüş ancak bu görüş kıdem tazminatı için zarar şartının aranmaması nedeniyle
kabul görmemiştir. Bunun gibi kıdem tazminatının bir işsizlik tazminatı
veya ikramiye olarak nitelendiren görüşler de ortaya atılmış ancak bu
görüşler de çeşitli açılardan eleştiriye uğramıştır.
Kıdem Tazminatı İşçi Sınıfının Mücadelelerle Elde Ettiği Bir
Menfaattir
Kıdem tazminatının niteliğine ilişkin salt hukuki tartışmalar bize ancak
somut olaylarda kıdem tazminatına hak kazanma ve sınırları ile ilgili
olarak yardımcı olabilecektir. Bunun ötesinde bir hakkın niteliğine iliş-
32 | Hizmet-İş Sendikası
kin tanımlamadan hareketle o hakkın varlığının sorgulanması
mümkün değildir. Zira kıdem tazminatı hakkı, hukuk sisteminin
yukarıda açıklanan niteliklerinden dolayı işçi sınıfına tanınmış bir
ihsan değildir. Bilakis niteliğinden bağımsız olarak işçi sınıfının
mücadelesi sonucunda elde etmiş olduğu bir haktır.
Kıdem tazminatı işçi-işveren-devlet ilişkilerinde uzun yıllar süren
mücadeleler ve karşılıklı çıkarlar dengesi içerisinde öngörülmüş
bir kurumdur. Bu kuruma daha sonradan giydirilmeye çalışılan
hukuki niteliklerinden bağımsız olarak elde edilmiş bir menfaat
olup, bu mücadele ve çıkarlar dengesi yok sayılarak, daha sonradan oluşturulmaya çalışılan nitelikler aracılığıyla varlığının tartışılması demokratik toplumun ruhuna aykırılık teşkil edecektir.
Demokratik toplumlarda bireyler ya da gruplar birbirleriyle veya
devletle olan ilişkilerinde, hukukun tanımış olduğu sınırlar içerisinde kalmak kaydıyla kendi çıkar ve menfaatlerini geliştirmek
hakkına sahiplerdir. Bu menfaat çatışmasında demokratik ve
şeffaf toplumlarda taraflar karşılıklı olarak fedakârlıkları ile bir uzlaşmaya vararak, kendilerine hukuk düzeni içerisinde dava edilebilir bir hak elde etmeye çalışırlar.
İşte kıdem tazminatı devlet-işçi- işveren arasında böyle bir mücadele sonucunda ve karşılıklı fedakârlıklar dikkate alınarak elde
edilmiş bir menfaat olup, bu menfaatler çatışması sonucu karşılıklı çıkarlar dikkate alınarak işçilerimize hukuken dava edilebilir
bir hak olarak kabul edilmiştir. Yoksa yukarıda hukukçuların tanımlamaya çalıştığı nitelikleri dolayısıyla verilmiş bir hak değildir.
Bu nedenle kıdem tazminatının bugün dile getirilen niteliklerinden hareketle varlığının sorgulanması kabul edilemez.
Kıdem Tazminatının İşlevi-İşlevleri
Kıdem tazminatına yönelik eleştirilerin bir diğer ayağı ise kıdem
tazminatının işlevleri üzerinden yürütülmektedir. Buna göre bazı
görüşler kıdem tazminatının iş ilişkileri alanındaki fonksiyonunun tarihi süreç içerisinde kıdem tazminatı emek sermaye ilişkisi
içerisinde işyerine bağlılığın ödüllendirilmesi, kalifiye iş gücünün
korunmasını, işyerinde devamlılığını sağlama işlevi gördüğü ancak gelinen noktada vasıflı insan kaynağı sıkıntısı yaşanmadığı
bu nedenle de kıdem tazminatının işlevini yitirdiği iddia olunmaktadır.
Yine bazı görüşlere göre, kıdem tazminatı yaşlılık sigortasının olmadığı dönem de yaşlılık sigortası işlevi gördüğü, işsizlik sigortasının yürürlükte olmadığı dönemler de ise işsizliğin tazmini işlevi
gördüğü yönünde görüşler ileri sürülmüştür. Son olarak ise, iş
güvencesinin yürürlüğünden önce iş güvencesi işlevi gördüğü,
ancak iş güvencesinin yürürlüğe girmesi ile birlikte artık bu işlevini de yitirdiği bu nedenle kıdem tazminatının devamının gereksiz
olduğu yönünde görüşler ileri sürülmektedir.
Her şeyden önce ifade etmek gerekir ki, elde edilen bir menfaatin görmüş olduğu işlevlerden hareketle o menfaatin artık gereksizliğinin iddia edilmesi mümkün değildir. Zira özellikle iş
ilişkilerinde elde edilen her bir menfaat uzun yıllar devam eden
emek- sermaye çatışmasında bir dengeyi ifade etmektedir. Emek
sermaye arasındaki menfaat mücadelesinde, hedeflenen menfaatin hangi işlevlere hizmet edeceğinden ziyade, çalışanların
tek geçim kaynağı olan emekleri ile hayat standartlarının geliştirilmesi, refah düzeylerinin artırılması, çalışanların ve ailesinin ait
oldukları sosyal sınıfın hayat kalitesinin artırılması amaçları güdülmektedir. Esasen elde edilen menfaatlerin bu amaçlar yerine
başka ihtiyaçları gidermeye yönelik olarak kullanılıyor olması,
işçi sınıfının toplumun refah düzeyindeki artışa koşut bir şekilde
emeğinin karşılığını almadığının bir göstergesi olabilir. Zira ailesinin, çocuğunun hayat şartlarını iyileştirmek amacıyla elde edilen
bir menfaatin, esasen tarihi süreç içerisinde daha önceden işveren veya devlet tarafından karşılanması gereken, işsizlik tazmini
veya iş güvencesi tazmini gibi ihtiyaçlara tahsis edilmesi, çalışan
kesimin ailesine bir borçlanma olarak değerlendirilmesi gerekir.
Bu şekilde zaten daha önceden karşılanması gereken temel ihtiyaçların şu anda karşılanıyor olması kıdem tazminatının gereksizliğine değil olsa olsa amacına uygun kullanılmaya başladığına
bir delil olacaktır.
Bu nedenle, kıdem tazminatının tarihi süreç içerisinde görmüş
olduğu işlevlerden hareketle artık böyle bir tazminata gerek kalmadığı çıkarımında bulunmak, işçi sınıfına karşı sağlıklı olmayan
bir bakış açısının tezahürüdür. Zira böyle bir bakış açısına göre,
çalışanların artan toplumsal refah düzeyinden herhangi bir pay
almaya, hayat standardını toplumsal gelişime paralel olarak
yükseltmeye herhangi bir hakları bulunmamakta, sadece mevcut hayat standardını koruyabileceği kadar haklara sahip olabilecekler ve bunun içinde işverene minnet duyacaklardır. Böyle
bir bakış açısını sağlıklı ve insani bulmadığımızı belirtmek isteriz.
Kıdem Tazminatı- İş Güvencesi İlişkisi
Çeşitli çevrelerce gündeme getirilen ve özünde kıdem tazminatının ortadan kaldırılması talebini içeren bir diğer görüş; iş güvencesi ile kıdem tazminatının aynı işlevi gördüğü şeklindeki bakış
açısıdır.
Bu görüşe göre kıdem tazminatı işverenler açısından işçilerin iş
sözleşmelerinin feshinde ürkütücü etkiye sahiptir. Bu nedenle de
işverenler, ancak haklı fesih sebepleri varsa işçilerin iş sözleşmelerini fesih yoluna gitmektedir.
Kıdem tazminatı bu etkisi ile bir nevi iş güvencesi işlevi görmekte ve işverenleri iş sözleşmelerini feshederken düşünmeye sevk
ediyor ve ancak esaslı nedenlerin varlığı halinde iş sözleşmelerini sonlandırma yolunu tercihe zorlamaktadır. Bu durumda
iş güvencesi hükümlerinin de aynı işlevi gördüğü ancak esaslı
(haklı) bir nedenin varlığı halinde iş ilişkisinin sonlandırılmasını
sağlamayı amaçladığı düşünüldüğünde, her ikisi de aynı amaca
yönelmiş iki kurumun aynı anda yürürlükte olmasının işverenlere
ağır yükümlülük getirildiği iddia edilmektedir.
Bu bakış açısı iş güvencesi ve kıdem tazminatı kurumlarının ortaya çıkardığı sonuçlar itibariyle yapılan bir değerlendirmeyi ifade
etmektedir. Her iki kurumun ortaya çıkarmış olduğu sonuçlar konusundaki hatalı değerlendirmelerin içerdiği hatalar bir an için
görmezden gelinse dahi, hukuki kurumların varlıklarına yönelik
bir sorgulamada öncelikli olarak ortaya çıkardığı sonuçlarının
değil o kurumların konuluş amaçlarının ve hedeflerin irdelenmesi gerekir.
Hizmet-İş Sendikası | 33
Kıdem tazminatının, işvereni fesihlerden ürküterek iş ilişkisini
ayakta tutmak gibi bir amacı bulunmamaktadır. Tam tersine
burada güdülen amaç, iş ilişkisinin - her ne pahasına olursa olsun- sonlandırılması halinde işçinin ve ailesinin hukuk alanında
meydana gelen değişikliklerden en az etkilenmesi, iş ilişkisinin
sona ermesi halinde işçi ve ailesinin ekonomik varlığının korunmasıdır. İktisadi hayatını iş ilişkisinin devamı yönünde planlayan
işçinin, iş ilişkisinin ani sona ermesi karşısında karşılaşacağı şok
etkinin minimize edilmesi amaçlanmaktadır. İş güvencesi kurumunda amaçlanan ise, iş ilişkisinin sürpriz bir şekilde sona erdirilmesinin, esaslı bir neden olmaksızın işverenin tek taraflı bir
irade beyanıyla işçinin hukuk alanına ölçüsüz ve sürpriz müdahalesinin önlenmesidir.
geçersizliğine karar verilmesini talep edebilir. Mahkeme feshin
geçersizliğine karar verirse, işveren işçiye dava sonuçlanıncaya
kadar geçen süreye ilişkin ücretin tamamını ödemek ve işçiyi tekrar işe başlatmak zorundadır. İşverenin işçiyi işe başlatmaması
halinde dahi ücret ödeme yükümlülüğü devam etmektedir. İşçinin işe başlatılmaması, işçinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde
haksız fiil olarak değerlendirilip, işçi dilerse ayrıca tazminat davası da açabilmektedir.
Görüleceği üzere iş güvencesinde amaç, işçinin iş ilişkisinin sürpriz bir şekilde sona ermesinin önlenerek ilişkinin mümkün mertebe devamını sağlamak iken, kıdem tazminatında ise her ne
pahasına olursa olsun sona ermiş bir ilişkinin işçide yaratacağı
sürpriz ve şok etkinin minimize edilmesi, işçinin yeni hayatına
adapte olması için maddi destek sağlanması amaçlanmaktadır.
Bunun dışında işverenler, işletmesel nedenlerle iş sözleşmesi
feshedilen işçilere de işyeri işçi temsilciler kurulu ile birlikte hazırlayacağı sosyal plan çerçevesinde bir tazminat ödemekle yükümlüdürler.
Bu nedenle bu iki kurumun birbirinin alternatifi gibi gösterilmesi
veya muadil kurumlar olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir.
Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Kıdem Tazminatı ve İş
Güvencesi
Kıdem tazminatına karşı ileri sürülen görüşlerden birisi de, Avrupa birliği ülkelerinde iş güvencesi hükümleri dışında bağımsız bir
kıdem tazminatı kurumu bulunmadığı, her iki kurumun birlikte
yürürlükte olmadığı yönündeki hatalı bakış açısıdır.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ilişki, karşılıklı menfaat
çatışması sonucu ulaşılan bir menfaatler dengesi üzerine oturur.
Bu nedenle iki farklı ülke sistemleri karşılaştırılacak ise, bu ilişkide
elde edilen bütün menfaatler birlikte değerlendirilerek sonuca
gidilmelidir. Karşılıklı menfaatler dengesi içerisinde kıdem tazminatından vazgeçmiş ama onun karşılığında, gerçek bir işe iade
hakkı, işe girmede ayrımcılığa karşı tazminat hakkı, daha uzun
süre yıllık izin, ikramiye, daha uzun süre ihbar süresi, hastalık halinde tam ücret garantisi, daha uzun süre ve daha yüksek miktarda işsizlik ödeneğine kavuşmuş bir sitemle, bu menfaatlerin
bulunmadığı veya daha düşük miktarda elde edilebildiği bir sistemde sadece kıdem tazminatı üzerinden hareketle bir sonuca
varmak mümkün değildir. İki farklı sistem karşılaştırılırken elde
edilen kümülatif menfaatlerin işçiye fiilen sağlamış olduğu değerler üzerinden bir sonuca gidilmesi gerekir. Aksi halde tek tek
menfaatler üzerinden yapılacak bir değerlendirme bizleri yanıltıcı sonuçlara götürecektir.
Bu çekince bir tarafta durmak kaydıyla, bazı Avrupa Ülkelerinde
kıdem tazminatı ve benzer kurumlara göz atmakta fayda bulunmaktadır.
Federal Almanya
Federal Almanya’da işçiler çeşitli fesih hallerinde (kıdem) tazminat haklarına sahip olabilmektedir. Kural olan, iş sözleşmesinin
feshi geçerli bir nedene dayanmıyorsa, işçi dava ederek feshin
34 | Hizmet-İş Sendikası
Mahkemenin feshin geçersizliğine karar vermesi halinde dahi
işçi, iş sözleşmesinin devamının kendisi açısından katlanılmaz
olduğunu ileri sürerek iş sözleşmesinin devamı yerine kendisine
tazminat ödenmesini de talep edebilir.
Ayrıca toplu iş sözleşmeleri ve bireysel iş sözleşmeleri de çoğunlukla, iş sözleşmesinin feshinde tazminat öngörmektedir.
Hollanda
Hollanda’da işverenler iş sözleşmelerini ancak İş Kurumu onayı
ile geçerli olarak feshedebilirler. İş Kurumunun onayı alınmadan
yapılan fesihler işçinin müracaatı üzerine mahkemece iptal edilir.
Bu durumda işveren boşta geçen sürelere ilişkin ücretlerin tamamını ödemek zorundadır. İşçi, iş sözleşmesinin devamı yerine
kendisine tazminat ödenmesini de talep edebilir. İş kurumunun
feshin onayına ilişkin kararının hukuka aykırılığı da işçi tarafından
dava edilebilir. İşçi feshin (ve onayın) esaslı bir nedene dayanmadığının tespiti halinde haksız fiil tazminatı talep edebilir.
İşveren onay yerine iş sözleşmesinin esaslı nedenle sona erdirilmesine karar verilmesini de talep edebilir. Mahkemeler genel
olarak iş sözleşmesinin sona erdirilmesini belirli bir tazminat
ödenmesi koşuluna bağlamaktadır. İlke kararlarına göre bu tazminatın miktarı; her bir kıdem yılı için 1 aylık, 40 yaşından itibaren
devam eden kıdem yılları için 1,5 aylık, 50 yaşından sonraki her
bir kıdem yılı için ise 2 aylık ücret tutarında tazminatlar öngörülmektedir. Hakim fesih sebebine göre bu miktarlar üzerinde çeşitli
takdiri indirimler yapabilmektedir.
İtalya
İtalya’da Türkiye’de uygulanan kıdem tazminatından farklı olarak, iş ilişkisinin her türlü sona ermesinde kıdem tazminatı ödenmesi öngörülmektedir. İş sözleşmesinin belirli süreli veya belirsiz
süreli olmasına, işçi tarafından veya işveren tarafından feshedilmesine bakılmaksızın, işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Kıdem tazminatı miktarı ortalama olarak her bir kıdem yılı için
bir aylık ücret tutarındadır. Bunun dışında 8. Kıdem yılı sonunda
işçi iş sözleşmesini feshetmeksizin hak etmiş olduğu kıdem tazminatının %70 ‘inin kendisine ödenmesini talep edebilmektedir.
Bunun dışında işçi feshin haklı bir nedene dayanmadığı iddiası
ile ayrıca uğramış olduğu zararların tazminini de talep edebilir.
İtalya’da yasal kıdem tazminatı dışında işçiler ayrıca iş güvencesine de sahiptirler. İşverenler iş sözleşmelerini ancak geçerli
nedenle feshedebilir. Mahkemenin feshin geçersizliğine karar
vermesi halinde, küçük işletmelerde işverenler, işçinin işe iadesi
yerine tazminata hükmedilmesini de talep edebilirler. İşe başlatmama tazminatı, işçinin kıdemi ve işletme büyüklüğüne göre
2,5 – 15 aylık ücret tutarında değişmektedir. Büyük işyeri veya işletmeler de ise işçiler gerçek bir işe iade isteyebilecekleri gibi işe
iade yerine 15 aylık ücretleri tutarında iş güvencesi tazminatı da
talep edebilmektedirler.
Reformdan sonra ise, işçinin işe başladığı 2. aydan itibaren işverenler işçinin bürüt ücretinin % 1,53 ü oranında bir miktarı özel
emeklilik kasalarına ödemekle yükümlüdürler. Eki kıdem tazminatından farklı olarak, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı
nedenle feshi veya işçi tarafından haklı neden olmaksızın feshi
halinde de işçi adına ödenen kıdem tazminatı primlerine dokunulmamaktadır.
İşçiler işe iade yanında boşta kalan süreye ilişkin ücretleri yanında ayrıca bir haksız fiil tazminatı da talep edebilmektedirler.
İşçiler biriken kıdem tazminatlarını en az üç yıllık bekleme sonunda ve iş sözleşmesinin işverence haklı bir neden olmaksızın
feshi, işçinin haklı nedenlerle feshi veya iş sözleşmesinin süre sonunda kendiliğinden sona ermesi hallerinde alabilmektedirler. İş
sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshi veya işçi tarafından
haklı nedene dayanmaksızın feshi halinde ise işçi kıdem tazminatını alamamakta ancak kendisi adına ödenen primler fonda
nemalanmaya devam etmektedir. İşçinin daha sonraki bir iş sözleşmesinin kıdeme hak kazanır şekilde sona ermesi halinde, işçi
bütün kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
Fransa
Fransa’da da işçiler iş sözleşmelerinin feshedilmesi halinde kural
olarak kıdem tazminatı hakkına sahiptirler. İşverenler belirli süreli iş sözleşmelerinin feshi halinde de kıdem tazminatı ödemek zorundadırlar. Kıdem tazminatı dışında işçiler fesih nedeniyle uğramış oldukları zararların tazminini talep haklarına da sahiptirler.
Özellikle haklı bir nedene dayanmayan fesihlerde bu tazminatlar
oldukça yüksek miktarlara çıkabilmektedir.
Bunun dışında, Fransız hukukunda iş güvencesi kurumu da
mevcuttur. Geçerli nedene dayanmayan fesihlerde işçiler feshin geçersizliğini dava edebilirler. Ancak işçi veya işverenler işe
iade yerine iş güvencesi tazminatı ödenmesini talep edebilirler.
İş güvencesi tazminatı miktarı en az 6 aylık ücret tutarında olup,
işyerinin büyüklüğüne ve işçinin kıdem yılına göre değişiklik göstermektedir.
Avusturya
Avustuya’da da tıpkı ülkemizde olduğu gibi kıdem tazminatı ve iş
güvencesi hükümleri birlikte uygulanmaktadır. Feshin yazılı usulde yapılmaması veya geçerli bir nedene dayanmaması halinde
işçi, feshin geçersizliğini talep edebilecektir. Mahkeme feshin
geçersizliğine karar verdiği takdirde, işverenin işçiyi işe iadeden
başkaca bir alternatifi bulunmamakta, işçi de işe iade yerine tazminat ödenmesini talep edememektedir. Bu durumda işçi boşta
geçen sürelere ilişkin ücretlerin tamamını talep edebilmektedir.
İş ilişkisi de hiç sona ermemiş gibi devam etmektedir. İşveren işçiyi fiilen işe başlatmasa dahi ücret ödeme yükümlülüğü altında
bulunmaktadır.
İş güvencesi dışında iş sözleşmesinin sona ermesi halinde yasal
kıdem tazminatı da ayrıca düzenlenmiştir. 2003 yılı reformuna
kadar kıdem tazminatı yükümlüsü bizzat işveren iken, reformla
bu durum değiştirilmiştir.
Reformdan önce (31.12.2002) işçi;
İş ilişkisinin 3 yıl sürmüş olması
İş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın
sona erdirilmesi,
İş sözleşmesinin işçi tarafından haklı bi nedenle sona erdirilmesi,
Belirli süreli iş sözleşmesinin süre sonunda sona ermesi hallerinde, kıdem tazminatına hak kazanabilmekteydi. Kıdem tazminatı
miktarı kıdem yılına göre 2- 12 aylık ücreti tutarında değişmekteydi.
İşçinin kıdeme hak kazanmayacak şekilde işten ayrılması halinde
biriken kıdem tazminatları, işçinin sosyal güvenlik kurumundan
emekli olmaya hak kazanması veya 5 yıl boyunca adına kıdem
tazminatı primleri ödenmemiş olması halinde kendisine ödenmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere iddia olunanın aksine Avrupa Birliği
ülkelerinin tamamına yakınında kıdem tazminatı ve iş güvencesi
hükümleri yan yana uygulanmakta ve bunlar dışında ülkemizden farklı olarak birçok ülkede işçi haksız fesih halinde ayrıca bir
ek tazminata hak kazanmaktadır.
Kıdem Tazminatı Fonuna Bakış Açımız ve Sonuç
Yukarıda ki açıklamalar ışığında kıdem tazminatı hakkı, çalışanlarımızın uzun mücadeleleri sonucunda elde edilmiş bir hak
olup, kıdem tazminatının mevcudiyeti ve muhteviyatına yönelik
hiçbir eleştiriyi veya öneriyi kabul etmemiz mümkün değildir.
Yine yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, bu yönde getirilen
eleştiriler de iyiniyetten uzak ve elde edilen menfaatlere yönelik
haksız eleştirilerdir.
Bunun yanı sıra, mevcut sistemde çalışanların kıdem tazminatı
haklarını almalarının zorlaştırılan sorunlar bulunmaktadır. Özellikle özel sektörde çalışan işçilerin büyük bir kısmı kıdem tazminatlarını alamamaktadır. Bu nedenle, var olan kıdem tazminatına ilişkin sorunların giderilmesi, bu sorunlar yaşanmayacak
şekilde mevzuatın daha da güçlendirilmesi ve kazanılmış haklardan geriye gidilmeden, bütün çalışanların kıdem tazminatı alabileceği bir sisteme ihtiyaç bulunmaktadır.
İstihdamın artırılması amacına hizmet edecek, özüne ve muhteviyatına dokunmaksızın kıdem tazminatı formunun değiştirilerek
devamı yönündeki her türlü çalışma ve çabanın yanında olduğumuzu, bu çerçevede oluşturulacak bir kıdem tazminatı fonuna
her türlü desteğe hazır olduğumuzun da bilinmesini isteriz.
Hizmet-İş Sendikası | 35
EĞİTİM
HİZMET-İŞ’TEN
ARNAVUT SENDİKACILARA
EĞİTİM
ması, kendilerini sahip çıkmaları sonucunu doğurur” dedi.
Hizmet-İş, Arnavutluk Kamu İdareleri ve
Kamu Çalışanları Sendikası’na eğitim verdi.
18-19 Nisan 2016 tarihlerinde Ankara’da
düzenlenen eğitim programı, Sendikamız
ile Arnavutluk Kamu Hizmetleri ve Devlet
İdareleri Çalışanları Sendikası arasında
imzalanan işbirliği anlaşması çerçevesinde gerçekleştirildi.
Arnavut sendikacılara çalışma hayatıyla
ilgili kanun ve mevzuatlar, toplu iş sözleşmesi prosedürleri, taşeron emekçileriyle
ilgili gelişmeler; Sendikamız kurumsal yapısı, komitelerimiz, uluslararası ilişkilerimiz, ilkelerimiz ve sendikal çalışmalarımız
hakkında bilgi verildi.
Mehmet Keskin: İkili Kurumsal
İlişkileri Önemsiyoruz
Eğitim programının açılış konuşmasını
Eğitim ve Sosyal İşlerden sorumlu Genel
Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin yaptı.
Keskin, Arnavutluk kamu İdareleri ve
36 | Hizmet-İş Sendikası
Kamu Çalışanları Sendikası ile sendikamız
HİZMET-İŞ arasında bir dostluk ve işbirliği
ilişkimiz mevcuttur. Bu ilişkilerimizi her an
daha ileri boyutlara taşımak için çaba gösteriyoruz. Bu eğitim programımız da bu
çabalarımızın bir devamı mahiyetindedir.
Çünkü komşularımızla sürdürdüğümüz
devlet düzeyindeki ilişkileri Sendikalarımız aracılığıyla da devam ettirmenin her
iki ülke ve toplum açısından sağlıklı sonuçlar vereceğine inanıyoruz” diye konuştu.
Genel Başkan Arslan: Sendikal
Harekete Yeni Bir Model Sunma
Gayretindeyiz
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, eğitim
programında yaptığı konuşmada, Hizmet-İş ile Arnavutluk Kamu İdareleri ve
Kamu Çalışanları Sendikası arasında imzalanan ikili işbirliği anlaşması çerçevesinde
gerçekleştirilmekte olan eğitim programıyla, işbirliğinde yeni bir aşamaya gelindiğini
ve bunun kendileri için çok önemli ve anlamlı olduğunu belirtti.
Küresel kapitalizmin bütün insanlığı, yeryüzünü kuşattığını, bütün dünyayı küçük
bir köye dönüştürdüğüne dikkat çeken
Arslan, “Böylesi bir zamanda özellikle
emekçilerin daha fazla dayanışma içerisinde olması gerekmektedir. Hangi ülke,
hangi rejim, hangi yönetim olursa olsun
bunların hiçbiri tam anlamıyla çalışanları
temsil etmemektedir. Çalışanları temsil
eden tek bur kurum vardır, o da sendikalardır. Emekçilerin sendikalara sahip çık-
19 ve 20. yüzyılın argümanları ile hareket
eden sendikal kültürün 21. yüzyılda emekçilerin sorunlarını çözmeye yetmediğini
belirten Arslan, şöyle konuştu: “HAK-İŞ ve
HİZMET-İŞ olarak bu sendikal tecrübeleri
yok saymadan, evrensel değerlerle yerel,
yerli ve milli değerleri bir araya getirerek
farklı, özgün ve yeni bir model geliştirmeye çalışıyoruz. Bu da ancak sosyal diyalog anlayışı ile mümkün olabilmektedir.
Muhatap aldıklarımız ile aramızda sosyal
diyalogun hâkim kılınabilmesi için de sorunlarımızı öncelikle çok iyi tespit edebilmeliyiz. Bunlara karşı çözümler getirmek
ve muhatabımız olanlara karşı bunları en
iyi şekilde anlatıp karşımızdakini en iyi şekilde ikna ederek geleceği birlikte kurmaya
yönelik adımlar atmalıyız. Ancak bu yolla
geliştirebileceğimiz sendikal modelde
hem ülkemizi hem çalışanları hem de işverenleri topyekûn kazanabilir.”
Entela Hysnellari: “Çalışanların
Hakları İçin Daha Fazla
Çalışmalıyız”
Arnavutluk Kamu İdareleri ve Kamu Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Entela
Hysnellari ise, sendikalar arasındaki işbirliğine vurgu yaptı.
HAK-İŞ ve Hizmet-İş ile 5 yıllık bir kurumsal
tanışıklığa sahip olduklarını ve bu süre içerisinde gerek HAK-İŞ gerekse Hizmet-İş’ten
çok şeyler öğrendiklerini kaydeden Hysnellari, “Hizmet-İş ile işbirliği anlaşması
imzaladığımızdan dolayı çok mutluyuz. Bu
işbirliğine çok önem veriyoruz. Bize, Arnavutluk’ta büyük bir sendika olabilmemiz
çözümler ararken, bilgi ve
deneyim paylaşımı yaparken aynı zamanda yeniden
bir KÜLTÜR VE UYGARLIK
BULUŞMASI’na da kapı
aralıyoruz” şeklinde konuşan Düzenli, “Biz “ERDEMLİ BİR SENDİKAL İNŞA” ve
“DEĞERLERLE SENDİKACILIK” olarak adlandırdığımız sendikal misyonumuzu, küresel düşünüp yerel
davranarak sürdürüyoruz”
dedi.
için destek verdiniz. Bu eğitim programı
için de ayrıca teşekkür ediyoruz” dedi.
Sendikaların çalışanların hakkı için daha
fazla çalışması gerektiğini belirten Hysnellari, “Sendikalar olarak sosyal diyalog
alanında eksikliklerimiz var. Kendi sesimizi
içinde bulunduğumuz topluma duyurabilme gücüne sahip olmamız gerekiyor. Bir
geleceğimiz var ve geçmişte takılıp kalamayız. Daha çok çalışmalıyız. Sorumluluk
sahibi olarak reformların gerçekleştirilebilmesi için her yolu denemeliyiz. Reformlar
yapılırken bizim göz önünde bulundurmamız gereken çalışanlardır” diye konuştu.
Birinci Oturum: Türkiye
Arnavutluk İlişkilerine Sendikal
Bir Bakış
İkinci Oturum: Küresel Krizler ve Sendikaların Geleceği
“Biz HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası olarak
Arnavut dostlarımız siz sendikacılarla bir
taraftan Sendikal sorunlarımızı, çalışma
hayatının sonlarını tartışıp, değerlendirip
Daha sonra Genel Başkan Vekilimiz Hüseyin Öz’ün yönettiği oturumda, Hukuk
Müşavirimiz Av. Oğuz Aksoy “Türkiye’de İş
Hukuku” konulu sunumunu yaptı. Aksoy
“Türk iş kanununda iş güvencesi, çalışma
süreleri, yıllık ücretli izinler, kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği” konularında ayrıntılı
bilgilendirmelerde bulundu ve dinleyicilerin sorularını cevaplandırdı.
Beşinci Oturum: Örgütlenme ve
Toplu İş Sözleşmesi
Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz’ün
yönettiği diğer oturumda Öz İplik-İş Sendikası Dış ilişkiler Uzmanı Pınar Özcan, “Küresel Krizler ve Sendikaların Geleceği” konulu
sunumunu yaptı. Sunumunda küresel krizin nedenleri, Türkiye’ye etkileri, krizin geleceği ve sendikalara etkisini anlattı.
Üçüncü Oturum: Hizmet-İş’in
Kurumsal Yapısı
Açılış konuşmalarından sonra programın sunum bölümünde Genel Başkan
Yardımcımız Mehmet Keskin’in yönettiği
oturumda, Genel Başkan Danışmanımız
Yahya Düzenli “Türkiye Arnavutluk İlişkilerine Sendikal bir bakış” konulu sunumunu
yaptı. Düzenli, sunumunda “Arnavutluk
Sendikaları ile HAK-İŞ/HİZMET-İŞ arasında
gerçekleşen bu eğitim programını sadece
sendikal işbirliği değil, bunun da ötesinde
uzun yıllar tarih ve coğrafya birlikteliği olan
iki ülke sivil toplum örgütlerinin bir kültür
taşıyıcısı olarak, kültürlerinin yeniden
buluştuğu bir program olarak görüyoruz”
dedi.
Dördüncü Oturum: Türkiye’de İş
Hukuku
Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz’ün
yönettiği diğer oturumda sunum yapan
Hukuk Müşavirimiz Av. Mehmet Ali Kayabaşı “Örgütlenme ve Toplu İş Sözleşmesi”
konusunda dinleyicilere bilgiler verdi, Türkiye’de sendikal örgütlenme, taşeron örgütlenmesi ve taşeron işçilerle ilgili yapılan
düzenlemeler, toplu iş sözleşmesi imzalanması süreci”ne ilişkin ayrıntılı bilgilendirmelerde bulundu.
Altıncı Oturum: Çalışma Hayatında ve Sendikalarda Kadın
Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin’in yönettiği oturumda söz alan Genel
Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, “Hizmet-İş
Sendikamızın Kurumsal Yapısı” konusunda
ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Arnavutluk Kamu İdareleri ve Kamu Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Entela
Hysnellari’nin yönettiği oturumda sunum
yapan Genel Merkez Kadın Komitemiz
Başkanı ve Dış İlişkiler Uzmanımız Yusra
Erilli Kurumlu, kadınların çalışma haya-
Örgüt birimlerimizin çalışma biçimleri ve
sorumluluk alanları hakkında bilgi veren
Öz, “Teşkilatımız, daha çok üyeye ulaşabilmek ve üyelerimizin sorunlarını yerinde
tespit edebilmek için piramit şeklinde bir
örgüt biçimine sahiptir” dedi.
Hizmet-İş Sendikası | 37
EĞİTİM
tında karşılaştıkları sorunlar ve kadınlarla
ilgili yasal düzenlemeleri anlattı.
ya çıkmaya başladığını belirterek, “Sosyal standartların oluşturulmasıyla, sosyal
politikanın amaçlarına hizmet edilmiş
olur. Ayrıca sosyal standartların sağlanması eşitlik ve sosyal adaletin sağlanması
açısından önemlidir. İşçi, işveren, hükümetler, STK’lar gibi aktörler sosyal standartların oluşturulmasında ortak yaklaşım
içinde yer almaktadırlar” dedi.
Yedinci Oturum: Mobbing ve
Mücadele Yöntemleri
Entela Hysnellari’nin yönettiği diğer bir
oturumda sunum yapan Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Araştırma Görevlisi
Gizem Yaşar Tutar, “Mobbingin genellikle
kurumsal olmayan ve ekip çalışmasının
yapılmadığı yerlerde ortaya çıktığını belirten Tutar, “Mobbing çalışanların verimliliklerini olumsuz etkiler. Çalışanın eskisi
gibi değerlerini sergileyememesine sebep
olur. Örgüt iklimini etkiler. Ortamdaki güven havasını yıktığı için güvensiz bir ortam
oluşur” diye konuştu.
çalışanları sendikasızlaştırmak ve daha
ucuza çalıştırmak için kötüye kullanılmaya
başlanmıştır. Bugünlerde Hükümet kamuda çalışan alt işveren işçilerini özel personel statüsünde çalıştırmak istiyor. Bizim
önerimiz ise kamuda işçi olarak çalıştırılmasıdır” dedi.
Onuncu Oturum: Endüstri
İlişkilerinde Sosyal Diyaloğun
Önemi
Sekizinci Oturum: Türk Sendikal
Tarihi
Entela Hysnellari’nin yönettiği oturumda
sunum yapan Gazi Üniversitesi Çalışma
Ekonomisi Araştırma Görevlisi Kürşat Tutar, “Türkiye’de sendikal hareketin sınırlarını her zaman devlet belirlemiştir. Sendikal
hareket darbelerle sekteye uğratılmıştır.
Darbelerin yaşanmadığı son dönemlerde
sendikacılık da önemli bir gelişme kaydetmiştir. Özellikle son yıllarda örgütlenmenin önündeki bir kısım engeller kaldırılmış,
çalışanların sendikalara üye olmaları basitleştirilmiştir” dedi.
Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız’ın
yönettiği oturumda sunum yapan HAK-İŞ
Projeler Koordinatörü Şahin Serim, Sosyal
diyaloğa Türkiye’de ideolojik olarak bakıldığını ifade ederek, “Sosyalist sendikalar
sosyal diyaloğa karşılar. ‘Ben işverenle
oturmam, grev yaparım’ anlayışındalar.
Dolayısıyla işverenin sendikaya bakışı da
olumsuz oluyor. İşimizi, gelirimizi kaybetmemek, üretimi devam etmek, kaliteyi
artırmak ve düzgün iş için işçi ve işverenin
birlikte sosyal diyalog içinde olması kaçınılmazdır” dedi.
Onbirinci Oturum: Sosyal
Standartlar ve Uluslararası
Kuruluşlar
Dokuzuncu Oturum: İşgücü
Piyasalarında EsneklikGüvenceli Esneklik Tartışmaları
Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız’ın
yönettiği oturumda sunum yapan Sosyal
Bilimler Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
İbrahim Aydınlı, “Merkezi işverenler verimliliği artırmak için alt işveren yöntemine
başvurmuştur. Ancak sistem daha sonra
38 | Hizmet-İş Sendikası
Onikinci Oturum: Sivil Toplum,
Demokrasi ve Sendika
Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Neşe Yıldız, standartlaşma eğilimlerinin günümüzde hukuktan ekonomiye,
siyasetten eğitime kadar her alanda orta-
HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız,
demokrasinin hayata geçirilmesinde ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çekerek,
şunları kaydetti: “Sorun demokrasi değil,
kavramın içinin nasıl doldurulduğudur, tutarlılıktır. Darbe isteyenler bile demokrasi
adına istiyor. HAK-İŞ olarak 41. yaşımıza
girdik, bütün süreçlerde demokratik sorunlarla karşı karşıya geldik. HAK-İŞ’in sloganlarından biri “Özgür Birey, Demokratik
Toplum, Örgütlü Türkiye”dir. Bizim için
katılımcılık son derece önemli. Bunu sağlarsak demokratik açıdan kendimizi test
etmiş oluyoruz. Demokrasi herkese eşit
fırsatların veriliyor olmasıdır. Önemsediğimiz ikinci bir kavram çoğulculuk kavramıdır. Biz çoğulcu bir kültürün ürünü olarak
kurulduk ve bunu da savunuyoruz. Bunu
sağladığımızı da düşünüyoruz. Bütün sivil
toplum örgütlenmelerinde çoğulculuğun
hayata geçirilmesini istiyoruz. Sendikal
harekette çoğulculuk olmasına rağmen
zihniyet değişebilmiş değil. STK’lar siyasi
partilerden sonra gelen demokrasinin taşıyıcı gücüdür.”
ARSLAN,
ARNAVUT SENDİKACILARLA
BİR ARAYA GELDİ
G
enel Başkanımız Mahmut Arslan, 18-19 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen eğitim programına katılım için
Ankara’da bulunan Arnavutluk Kamu Hizmetleri ve Devlet
İdareleri Çalışanları Sendikası Başkanı Entela Hysnellari
ve beraberindeki heyetle yemekte bir araya geldi.
İkili sendikal ilişkilerin konuşulduğu yemek sonrası Genel Başkanımız Arslan, Arnavutluk Kamu Hizmetleri ve Devlet İdareleri Çalışanları Sendikası Başkanı Entela Hysnellari’ye bir vazo, Hysnellari de
Genel Başkanımız Arslan’a tarihi bir kentin maketini hediye etti.
GENEL BAŞKANIMIZ ARSLAN
JUNGLE KAMPINI
ZİYARET ETTİ
Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut
Arslan, Fransa’nın Calais kentindeki, dünyanın en kötü sığınmacı kamplarından biri
olarak tanımlanan Jungle’ı ziyaret etti.
Kamptaki sığınmacıların çadırlarına konuk
olan Arslan, kampta gönüllü yemek dağıtan Malezya Mutfağı'nı da ziyaret ederek
Sendikamız HİZMET-İŞ’in ramazan ayı için
kampa yaptığı yardımı teslim etti.
"Türkiye'de ve dünyanın çeşitli yerlerinde
birçok sığınmacı kampı gördüm ancak
Jungle kadar rezil şartlara hiç rastlamadım” diyen Arslan, “Burası gerçekten kelimenin tam anlamıyla bir insan hakları ihlal
merkezine dönüşmüş. Bu kamp Batı'nın
sığınmacı meselesinde ne kadar samimiyetsiz ve ikiyüzlü olduğunun göstergesidir.
Jungle'ı görünce Türkiye'nin nasıl ağır bir
sorumluluğu hakkıyla yerine getirdiğini
net şekilde görüyorsunuz. Elbette sığınmacılar konusunda hala eksiklerimiz var
ama dünyaya demokrasi ve insan hakları
dağıtan Fransa gibi bir ülkenin bu çaresiz
insanlara yaptığı muamele asla kabul edilemez." diye konuştu.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ adına Jungle'a ilişkin
çeşitli projeleri hayata geçireceklerini belirten Arslan, sivil toplum örgütlerine kampa destek çağrısında bulundu.
Hizmet-İş Sendikası | 39
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
AVUSTURYA’DA
“KAMU HİZMETLERİNDE
DİJİTALLEŞME SEMİNERİ”NE KATILDIK
16 Avrupa ülkesinden 46 katılımcının hazır bulunduğu seminere Türkiye’den sadece Sendikamız HİZMET-İŞ katıldı. Toplantıyı Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin ve Dış İlişkiler
Sorumlusu Burhan Yıldız takip etti.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Avusturya Younion Sendikası Temsilcisi Thomas Katnig, yeni teknolojilerin kamu
hizmetlerini ne ölçüde değiştirdiğini ve bu değişimlerin yeni
risk ve fırsatları beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Seminer, dijitalleşmenin vergi, sosyal güvenlik, istihdam üzerindeki geniş çaplı etkilerinin konuşulduğu panelle başladı.
Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikası (EPSU) ve
Avusturya Kamu Çalışanları Sendikası (Younion)
tarafından ortaklaşa düzenlenen “Kamu Hizmetlerinde Dijitalleşme” (Digitalization of Public
Services) semineri, 13 Haziran 2016 tarihinde
Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleştirildi.
EPSU Proje Koordinatörü Patrick Orr, Avrupa Komisyonu’nun kabul
ettiği 2016-2020 E-Devlet Eylem planı hakkında bilgi verdi ve bunun
üzerine, EPSU’nun Nisan ayında kabul edilen “Dijital Çağda Akıllı
Kamu Hizmetleri” adlı görüş belgesi üzerinden EPSU’nun pozisyonunu ve tavsiyelerini aktardı.
Öğleden sonraki oturum farklı sektörlerdeki kamu hizmetlerindeki
dijitalleşmenin etkisi üzerine gerçekleşti. Seminer tüm sendikaların
Dijitalleşme ve özellikle çalışan verilerinin korunması konusunda
daha fazla çalışmalar yapması, çalışanların bu konuda bilinçlendirilmesi ve hükümetler düzeyinde daha katılımcı olması gerektiği
üzerine varılan mutabakatla sonuçlandırıldı.
İTALYA’DA ETUC KONFERANSINA KATILDIK
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) tarafından, “Herkese
Açık Mülteciler İçin Sendikal Eylem: Mültecilerin Sosyal Entegrasyonu Temalı Uluslararası Konferansı” İtalya’nın Başkenti Roma’da
gerçekleştirildi.
Belçika Sendika Federasyonu FGTB ve ETUC Başkanı Rudy de
LEEUW tarafından sunulan konferansa, Almanya, Fransa, Belçika, Malta, Polonya, Türkiye gibi 22 Avrupa ülkesindeki 26 işçi ve
memur konfederasyonları adına 500’e yakın yönetici ve uzman
katıldı.
Konfederasyonumuz HAK-İŞ adına konferansa, Sendikamız HİZMET-İŞ’ten Ankara 6’Nolu Şube Başkanımız İbrahim Tuncer, Ankara 7’Nolu Şube Başkanımız Mehmet Can, İstanbul 8’Nolu Şube
Başkanımız Taner Duran, Genel Disiplin Kurulu Üyemiz ve Genel
Merkez Kadın Komitesi Başkan Yardımcısı Esma Hatun Taşpınar,
İstanbul 5 No’lu Şube Kadın Komitesi Başkanı Nevin Alçay katıldık. Konferansa ayrıca HAK-İŞ Dış İlişkiler ve Proje Uzmanı Recep
Atar, Öz Finans-İş Sendikası Genel Merkez Kadın Komitesi Başkanı
Cennet Can ve Genel Merkez Gençlik Komitesi Başkanı Özlem Söyleyici katıldı.
40 | Hizmet-İş Sendikası
Konferansın açılışında katılımcılara hitap eden ETUC Genel Sekreteri Luca Vısentını, telefon, telefaks, e-posta gibi farklı kanallardan davet gönderilmesine rağmen ev sahibi ülke İtalya devleti ve
hükümeti ile Avrupa Komisyonu’ndan katılım olmamasının hayal
kırıklığına yol açtığını belirtti.
Konferans “Avrupa Sendikal Hareketi, Mülteciler İçin İnsanı Yardım
ve Haklar Talep Etmektedir” başlığını taşıyan sonuç bildirisinin
(deklarasyonun) yayınlanması ile sona erdi.
AZERBAYCAN’A
ÇALIŞMA ZİYARETİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz başkanlığındaki sendikamız heyeti, 24-27 Mayıs 2016 tarihleri arasında Azerbaycan’a bir
çalışma ziyareti gerçekleştirdi.
Heyette Ankara 5 No’lu Şube Başkanımız Ömer Yılmaz, Erzincan
Şube Başkanımız Harun Mutlu, Trabzon Şube Başkanımız İhsan
Bülbül ve İş Güvenliği Uzmanımız Müberra Kaya da yer aldı.
Azerbaycan Cumhuriyeti Yerel Endüstriler Sendikası’nın daveti
üzerine gerçekleştirilen ziyaret kapsamında Bakü, Gebele şehirlerinde sendikal temaslarda bulunuldu.
Hizmet-İş ile Azerbaycan Cumhuriyeti Yerel Endüstriler Sendikası arasındaki ikili işbirliği kapsamında gerçekleştirilen Çalışma
ziyaretini değerlendiren Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz,
Azerbaycan’da sendikacı ve emekçilerle tanışma imkânı bulduklarını belirterek, “Azerbaycan'ın merhum Devlet Başkanı Haydar
Aliyev’in ‘Biz İki Devlet Tek Milletiz’ şeklindeki güzel değişiyle kardeş ülke Azerbaycan’da yeni bilgi ve deneyimler edindik. Kardeş
sendikacılar ve kardeş emekçilerle bir araya geldik. Allah bizi birbirimizden ayırmasın. Kardeşliğimizi bozmak isteyenlere fırsat
vermesin. Bize ev sahipliği yapan, yakın ilgilerini sürekli hissettiğimiz sendikacı dostlarımıza ve kardeşlerimize, heyetimiz ve sendikamız adına teşekkür ediyorum” dedi.
Azerbaycan Cumhuriyeti Yerel Endüstriler Sendikası ve Hizmet
Servisi Çalışanları Genel Başkanı Telman Hebiboğlu da heyetimizin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, sendika ve
ülkeler olarak ikili ilişkilerin geliştirilmesi temennisinde bulundu.
FİLİSTİN PGFTU
FEDERASYONU’NUN
KONGRESİNE KATILDIK
Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız, Filistin Genel Sendikalar
Federasyonu’nun 5. Genel Kuruluna katıldı.
Yıldız’ın HAK-İŞ’i temsilen katıldığı kongreye ILO, ITUC ve ETUC
temsilcilerinin yanı sıra 19 ülkeden sendikacı katıldı.
PGFTU kongresinde bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız, “Filistin Genel Sendikalar Federasyonu ile dostluğa ve işbirliğine dayalı olarak başlayan bir ilişkimiz bulunmaktadır. HAK-İŞ’in, Filistin Genel Sendikalar Federasyonu ile sınır
yakınlığına dayanan bir ilişkisi olmamasına rağmen geniş bir coğrafyanın, benzer sorunların, aynı kültürün ve aynı geleceğin ortak
parçalarıyız. Bizler HAK-İŞ olarak tarihi sorumluluklarımızı yerine
getirmek için mücadele ediyoruz. Ve onun için buradayız” dedi.
Hizmet-İş Sendikası | 41
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
ARSLAN, ÇİN'İN BAŞKENTİ PEKİN'DE L20 ZİRVESİNE KATILDI
Zirvesinde görüşülen konuların sonuçları, G20 Ekonomi Bakanları
toplantısına sunuldu.
Genel başkanımız Mahmut ARSLAN, L20 Zirvesinde konuştu. Konuşmasının başında Türkiye'deki ve Dünya'daki bütün Terör faaliyetlerini, Teröre karşı Uluslararası işbirliğinin önemine dikkat
çekerek başta İstanbul'daki Terör Saldırıları olmak üzere son dönemde Türkiye'ye Yönelik yapılan Terör Saldırılarını kınadı. ARSLAN, "Bu Terör saldırılarının aslında Terör yoluyla Ülkeleri dizayn
etme projesinin bir parçasıdır." dedi.
Konfederasyonumuz ve Sendikamız Genel Başkanı Mahmut
ARSLAN, Pekin'deki L20 Zirvesine katıldı.
G20'nin bir ayağı olan L20 Zirvesi, Çin'in başkenti Pekin'de "Yeni
Ekonomik Büyüme Modelleri'' başlığı altında "Nitelikli İstihdam,
Mesleki Eğitim, Dijitalleşmenin İstihdama Etkileri, İklim Değişikliği ve Sendikal Haklar'' gibi konuların görüşüldüğü toplantı 12-13
Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirildi.
L20 Zirvesine, Türkiye'den Genel Başkanımız Mahmut ARSLAN
başkanlığındaki HAK-İŞ heyeti katıldı. HAK-İŞ'in yanı sıra DİSK'te
bir heyetle katıldı. Ayrıca G20 Zirvesine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve
çok sayıda hükümet yetkilisi de G20'nin toplantılarına katıldı. L20
ARSLAN konuşmasına Terör konusundan sonra, Çevresel gelişmeler, Çevre, Su, Hava, Toprak kirliliği, Doğal kaynakların azalması,
Küresel ısınma ve İklim değişikliği, Çölleşme, Adil Geçiş ve Endüstriyel Dönüşüm odaklı hususlara yer verdi. ARSLAN, Türkiye’nin
2015 yılında 10. Dönem başkanlığını üstlendiği G20 Zirvesinin, 1516 Kasım tarihlerinde Antalya'da gerçekleştirildiğini ifade ederek,
"G-20, günümüzde öne çıkan en önemli uluslararası aktörlerden
biridir. G-20 dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, dünya ticaretinin
yüzde 75’ini ve dünya nüfusunun üçte birini oluşturan gerçekten
çok büyük ve önemli bir platform. Buradan hareketle G-20, dünya
politikasında etkili olan ve politikalara şekil veren bir konumdadır.
G-20’nin içinde üye olarak yer almak, G-20’ye Dönem Başkanlığı
yapmak, dünyaya G-20 perspektifinden bakmak, Türkiye’nin dünyada ulaştığı başarı noktasını göstermektedir." diye konuştu.
ARSLAN HAK-İŞ olarak, L20 toplantıları çerçevesinde “İklim, Adil
Geçiş ve Endüstriyel Dönüşüm” konulu oturuma katılarak, sendikaların iklim değişikliği, çölleşme ve diğer çevre sorunlarına karşı
daha duyarlı olması gerektiğini söyledi.
ARSLAN, EMEĞİN HUKUKU KURULTAYINDA KONUŞTU
Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın başkanları, yönetim kurulu
üyeleri, hukuk müşavirleri, uzmanları ile çok sayıda akademisyen,
öğretim üyeleri katıldı.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, üç işçi konfederasyonu ve Türkiye Barolar Birliği tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen Emeğin
Hukuku Kurultayına katılarak, çalışma hayatının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, DİSK ve TTB’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği Emeğin Hukuku Kurultayının ikincisi, 27 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleştirildi. Toplantıya Genel Başkanımız Mahmut Arslan’ın yanı sıra,
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, TÜRK-İŞ Genel
42 | Hizmet-İş Sendikası
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, toplantının açılışında yaptığı
konuşmada, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve DİSK’in çalışma hayatının sorunlarına ilişkin birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Arslan,
“İşçi sendikaları olarak Türkiye’de siyaset kurumunda ve diğer
alanlarda olmayan bir işi başarıyoruz. Üç işçi konfederasyonu, kuruluş felsefeleri tarihsel yürüyüşleri sosyal ve siyasal farklılıklarına
rağmen ortak sorunlarda bir araya gelebilme başarısını her zaman
gösterebilmiştir. Bu esasında çok kolay bir iş değil. Siyasetçilerin
bırakın yanyana gelmeyi, aynı platformda birarada bulunmaları
zaman zaman büyük sorunlara yol açıyor. Bazı farklı grupların bir
arada bulunmasının nerdeyse imkanı olmadığı bir dönem Türkiye’de 3 işçi Konfederasyonu’nun sadece Barolar Birliği’nin organizasyonunda değil pek çok alanda birlikte bulunabiliyoruz. Birlikte
ortak çalışmalar gerçekleştirebiliyoruz, bazı önemli kazanımları
elde edebiliyoruz. Bu son derece önemlidir” dedi. Arslan, farklı
yapılardaki örgütlerin birlikte çalışma geleneğinin ve kültürünün
yerleşmesi ile farklılıkların çalışanlar açısından bir zenginliğe dönüşebileceğini ifade etti.
ARSLAN, SUDAN’DA TÜRKİYE İLE
DAYANIŞMA TOPLANTISINA KATILDI
darbe başarısız oldu. Darbe girişiminin başarısız olması dünyadaki mazlumların başarısıdır. Allah sizlerden
razı olsun. Dualarınızı eksik etmediniz” dedi.
Sudan’da Tarihi Toplantı
HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Öncelikle bizi bu toplantıya davet eden geçtiğimiz
hafta Genel Sekreterini Türkiye’ye destek için Ankara’ya gönderen bu toplantı için de bizi buraya davet
eden SWTUF Genel Başkanı Yusuf Abdulkerim'e yönetim kuruluna ve toplantıya katılan üyelerine çok teşekkür ederim.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF), tarafından FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Türkiye'ye destek kapsamında düzenlenen "Türk halkı ve
Türk çalışanlarına destek ve dayanışma toplantısına " katıldı.
Arslan, 10 Ağustos 2016 tarihinde Sudan’da Türkiye'ye destek
amacıyla gerçekleştirilen "Türk halkı ve Türk çalışanlarına destek
ve dayanışma toplantısına" katıldı.
SWTUF üyesi yaklaşık 3.500 kişinin katılımıyla büyük bir kapalı
salonda gerçekleştirilen toplantıda Türkiye'deki darbe girişimi
kınandı. Türkiye ile ilgili bir sinevizyon gösterisi yapılan toplantıda, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere seçilmiş siyasetçilere destek açıklamasında bulunuldu. Sık sık
Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine sloganların atıldığı salonda, Türk
ve Sudan halkları arasındaki dostluk bir kez daha vücut buldu.
15 Temmuz işgal girişimine karşı Türkiye'ye destek
açıklaması yapan Sudan devlet Başkanı Ömer El Beşir Sudan Hükumetine ve Sudan halkına teşekkür ediyorum.
FETO örgütünün Sudan’daki varlığı ile ilgili Sudan hükümetinin
aldığı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Arzumuz bu terör örgütünün tümüyle Sudan’dan kovulmasıdır.
Sudan’daki bu tarihi toplantı 15 Temmuz'dan sonra Türkiye dışında ve Türkiye'nin dışında başka bir ülke tarafından Türkiye’ye destek anlamında yapılan ilk ve çok büyük bir toplantı olma özelliğini
taşıması bakımdan da çok önemli. Sudan halkının desteklerinin
devamını diliyorum.
Toplantıya, Türkiye'den HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ile
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, SWTUF Genel Başkanı Yusuf
Abdul Kerim ve Yönetim Kurulu üyeleriyle ve SWTUF üyeleri katılım gösterdi.
"Hartum'da Türk Bayrağını Dalgalandırdık”
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Sudan’dan Türkiye’ye gelen bu
desteği son derece önemsediğini belirterek, "SWTUF’un Bu etkinliğe bizi de davet etmesinden son derece memnuniyet duyduk.
Hartum'da Türk bayraklarını dalgalandırmaktan onur duyduk.
Türk halkı ile Sudan halkı arasındaki dostluk bir kez daha vücut
buldu. FETÖ'nün ülkemize yaptığı hainliği tüm dünyaya anlatmak
için başka ülkelerdeki bu tür organizasyon ve etkinliklere de katılacağız” dedi.
Darbe girişiminin İslam dünyasını tedirgin ettiğini ve başta Kudüs ve Sudan olmak üzere pek çok ülkede, 15 Temmuz gecesi ve
sonrasında milletimiz için toplu dualar yapıldığı söyleyen Arslan,
“Çünkü ülkemiz Türkiye sadece 80 milyonun değil, diğer İslam
ülkelerinin de, mazlum milletlerinde de barınağı ve umududur.
Türkiye, dünyadaki mazlumların dualarıyla darbeyi karşı durdu ve
Hizmet-İş Sendikası | 43
HABERLER
türkiye
ve
dünya gündemi
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
İNSANI SADECE
BİR ÜRETİM ARACI OLARAK GÖRMEYİN!
“İşçinin alın terinin hakkını vermek bereketinizi daha da artıracaktır, sizi daha da zengin kılacaktır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen Uluslararası 8. İş
Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nda yaptığı konuşmada “İşçinin
alın terini sömürmek haramdır. İnsanı sadece bir üretim aracı olarak görmeyin!” dedi.
Erdoğan konferansta yaptığı konuşmada; “(İş kazalarındaki kayıplar) İLO’nun da belirttiği gibi bu kayıpların kahir ekseriyeti yani
yüzde 98’i gerekli tedbir alındığında, var olan düzenlemeler tam
olarak uygulansa önlenebilir kazalardan kaynaklanıyor. Başlı başına bu rakamlar bile ortada üzerinde etraflıca düşünmemiz gereken, çok ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir” dedi.
BU KAZANMAK DEĞİL ÇALMAKTIR:
Erdoğan, konuşmasında şu hususlara değindi:
44 | Hizmet-İş Sendikası
İnsanı sadece bir üretim aracı olarak gören mevcut anlayış insanı
araçsallaştırarak, insan hayatını değersizleştirmektedir. Bir fabrikanın üretim sürecinde makineyle insanı aynı değerde gören
anlayışı ben asla kabul etmiyorum. İnsana bu şekilde yaklaşanlar
üretim maliyetlerini düşürmek, kar marjlarını artırmak için insan
hayatını hiçe sayan adımları atmaktan elbette çekinmezler. İşçilerin ücretleri ve sosyal hakları kısıtlanarak, işçiyi iş kazaları ve
meslek hastalıklarından koruyacak önlemleri almayarak, kazanç
olmaz. O kazanç bizim değerlerimizde haramdır. Bu kazanmak
değil, çalmaktır.
"SİYASİ TARTIŞMALARA MAHKUM EDİLEMEZ"
İş sağlığı ve güvenliği konusunun günlük siyasetin tartışmalarına,
ideolojik hesaplaşmalara mahkum edilemeyecek kadar önemli
bir meseledir. İnsan hayatını ilgilendiren bu konuda tüm ayrışmalar bırakılarak ortak hareket edilmelidir.
EMPERYALİZM
65 MİLYON İNSANI
EVİNDEN YURDUNDAN ETTİ
Hiçbir şey üretmeden sadece sömürüp, silah ve ideoloji satarak geçinen emperyalist sistemin, servet,
faiz ve savaş hesapları 65 milyon insanı evsiz yurtsuz
bıraktı. Yarısına yakını bebek ve çocuklardan oluşan
mazlum insanlara en fazla ev sahipliği yapan ülke ise
Türkiye oldu.
DÜNYADA
"1 MAYIS TERÖRİZE EDİLİYOR"
İnsanların acılarını kanatmaktan çekinmeyenler 1 Mayıs bayramlarını da
yakmanın, yıkmanın, sokakları terörize etmenin bir aracı haline getirmenin çabası içinde oldular. Emekçi kardeşlerimizin fedekarlıklarının, alın
terlerinin sembolü olan bu anlamlı günü terör propagandası yapmak,
canlı bombaları kahramanlaştırmak için bir fırsat olarak görenler var.
"BU PARALAR BİZİMLE BERABER GELMEYECEK"
Yılsonu hedefimiz olan 1 milyon kişiyi işe yerleştirme yolunda emin
adımlarla ilerliyoruz. Bugün TOBB’un üyesi yaklaşık 1.5 milyon. Şimdi
buradaki her üye bir kişi alsa... Ne demek bu. Bir buçuk milyon işsize iş
demektir. Ne kaybeder ya. Bir kişiyi yanına aldığı zaman batar mı? Tam
aksine bereketlenir. Ama maalesef öldüğümüzde bu paralar bizimle beraber gelmeyecek.
"İŞÇİNİN ALIN TERİNİ SÖMÜRMEYİN"
Asgari ücret, emekli maaşları ve memur maaşları ile ilgili değişikliklere
değinen Erdoğan, “Gelir adaletini düzeltmeye yönelik adımlar attık. Rakamların geldiği noktayı söylerken bunlar idealdir demiyorum. Sadece
bir kıyaslama yapıyorum. Bundan önceki dönemlere baktığımız zaman
artan değil, sürekli enflasyonun yiyip bitirdiği maaşlar varken şimdi durum öyle değil. Devamlı enflasyonun üstünde bir rakamın olduğunu görüyoruz. Ben buradan başta devlet olmak üzere işverenlerimize sesleniyorum, ne olur ücret takdirini yaparken işçinin alın terinden sömürmek
suretiyle kazanma anlayışını bir kenara koyun. Bilin ki işçinin alın terinin
hakkını vermek, sizin bereketinizi daha da artıracaktır, sizi daha da zengin kılacaktır." şeklinde konuştu.
HER YIL
160 MİLYON İŞÇİ
MESLEK HASTALIĞINA
YAKALANIYOR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı tarafından İş
Kazası ve Meslek hastalıklarının önüne geçilmesi için
kamuoyunda farkındalık yaratılması amacıyla düzenlenen 8. Uluslararası iş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı
İstanbul’da gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açılış konuşmasında meslek hastalıklarına ve iş kazalarına maruz
kalan işçilerin sayısının oldukça yüksek olduğunun altını çizerek, "Dünyada her yıl 160 milyon işçinin işle ilgili meslek hastalıklarına yakalandığına üzülerek şahit
oluyoruz. Bu kayıpların yüzde 98'i şayet gerekli tedbir
alınsa, var olan düzenlemeler tam olarak uygulansa
önlenebilir kazalardan kaynaklanıyor. Ben burada meselenin imkan, para, teknoloji veya düzenleme eksikliği olduğu kanaatinde değilim. Bu utanç verici manzaranın ortaya çıkmasının esas nedeni insana yönelik
çarpık bakış açısıdır" ifadelerini kullandı.
Hizmet-İş Sendikası | 45
türkiye ve dünya gündemi
“2030’A KADAR
5 YAŞIN ALTI
69 MİLYON ÇOCUK
ÖLEBİLİR”
Tedbir alınmazsa 2030 yılına
kadar 5 yaş altı 69 milyon çocuk
önlenebilir nedenlerle hayatını
kaybedecek.
B
irleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF),
en dezavantajlı çocukların sağlık ve
eğitim şartlarının iyileştirilmemesi
halinde 2030 yılına kadar 5 yaş altı
69 milyon çocuğun öleceğini açıkladı.
UNICEF, BM sürüdürülebilir kalkınma
hedeflerine ulaşılması için belirlenen 2030 tarihine kadar mevcut koşulların değişmemesi durumunda çocuk eşitsizliğinin doğurabileceği sonuçları rapor haline getirdi.
Rapora göre, mevcut koşullar ve nüfus artış hızı
aynı kalırsa 2030 yılında 167 milyon çocuk aşırı
yoksulluk altında olacak. 60 milyon çocuk temel
eğitimden mahrum kalırken 750 milyon kadın, çocukken evlenecek. En yoksul çocukların zenginlere
oranla 5. yaş gününe varmadan ölme ihtimalinin
iki kat fazla olduğu vurgulanan raporda, şartlar iyileştirilmezse mevcut eğilime göre 2030 yılına kadar 5 yaş altı 69 milyon çocuğun öleceği belirtildi.
Raporda önlenebilir nedenlerle çocuk ölümlerin
en fazla Güney Asya ve Sahra altı Afrika’da görüldüğü ifade edildi.
Anneleri okuma yazma bilmeyen çocukların ölme
ihtimalinin diğerlerine göre 3 kat fazla olduğu kaydedilen raporda, fakir ailelerin kız çocuklarının küçük yaşta evlenme ihtimalinin de diğerlerine göre
iki kat fazla bulunduğuna işaret edildi. Raporda,
en dezavantajlı çocukların şartlarının iyileştirilmesi
ve olumsuz sonuçların önlenmesi için hükümetlere çağrı yapılarak, çocukların çatışmalar nedeniyle
mülteci konumuna düşmesinin doğurduğu sorunların önlenmesi için de sorunlara siyasi çözüm bulunmasının önemi vurgulandı.
46 | Hizmet-İş Sendikası
BEYİN GÖÇÜNE ÇÖZÜM
YABANCILARA VATANDAŞLIK:
TURKUAZ KART SİSTEMİ
Nitelikli yabancıların Türkiye’de çalışmalarını
kolaylaştırmak ve süreklilik sağlamak için
‘turkuaz kart’ verilecek.
Yabancıların Türkiye'de çalışmasına imkân sağlayan ve ABD'deki "Green
Card" uygulamasına benzeyen bir uygulama olan ‘turkuaz kart’ için düğmeye basıldı. Buna göre yabancı çalışanlar öncelikle mesleki yeterlilikleri,
eğitimleri ve birikimlerine göre puanlamaya tabi tutulacaklar.
Eğitim, tecrübe, ücret, dil bilgisi gibi
unsurlar dikkate alınarak bir puanlama sistemi çerçevesinde nitelikli insan
gücü için özel bir çalışma izni süreci
tasarlanacak. Bu çerçevede belirli kriterleri sağlayan kişiler için deneme süresi sonrasında, geniş süreli ikamet iznini öngören "Turkuaz Kart" verilecek.
Kart ile ülkeye gelecek yabancı uyruklu kişilerin vatandaş olmadan belli
haklardan istifade etmesi sağlanacak.
Öte yandan, Türkiye'de iş kurma potansiyeli olan kişilerin, ülkeye getirebilecekleri belirli bir finans miktarı
dikkate alınarak, aynı imkânlardan
yararlanmaları sağlanacak.
Vatandaşlıktan Faydalanma
İmkânı
Ayrıca, nitelikli yabancıların vatandaşlığa geçirilmesi konusunda yurt
dışı ülke örnekleri incelenecek ve
Türkiye'nin koşullarına uygun öneriler getiren rapor hazırlanacak. Bunun sonucunda da nitelikli yabancı
uyruklu kişilerin, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığına geçiş işlemleri kolaylaştırılacak.
Üniversitelerde yabancı öğrenci sayısının artırılmasına yönelik yatırımlar
teşvik edilecek ve yabancı öğrenci sayısı artırılacak, yurt dışından nitelikli
insan gücüne ihtiyaç duyulan alanlar
ve yabancı öğrenciler belirlenecek,
öğretim üyesi, araştırmacıların karşılaştıkları sorunlar tespit edilecek.
Yabancı Öğrenci Sayısında
Artış Sağlanacak
Eylem planlarına göre, yurt dışındaki lisansüstü eğitimli Türkiye vatandaşları taranacak. Bu veriler bir veri
tabanında toplanacak ve katalog
hazırlanacak. Veri tabanının güncel
tutulması ve yurt dışındaki lisansüstü
eğitimli vatandaşlarımızın kaydolması
için bir iletişim sistemi hazırlanacak.
Bu sistem kanalıyla duyurular, haberler gibi paylaşımlar yapılarak, veri
tabanı cazip kılınacak ve söz konusu
araştırmacıların bir araya getirilmesine
yönelik etkinlikler düzenlenecek. Öte
yandan, üniversitelerde yabancı öğrenci sayısının artırılmasına yönelik yatırımlar teşvik edilecek ve yabancı öğrenci sayısının artırılması sağlanacak.
HER GÜN 10 BİN ÇOCUK YETİM KALIYOR
Savaş, hastalık ve yoksulluk gibi başlıca nedenlerden dolayı dünya yetimlerine her gün
ortalama 10 bin çocuk ekleniyor. İHH İnsani
Yardım Vakfı, “Tarihi, Süreç İçerisinde Misyonerlik ve Misyonerlerin Yetim Faaliyetleri” başlıklı bir rapor yayınladı. Dünyadaki yetimlerin
sayısı, misyonerlerin özellikle Müslüman yetimlere yönelik yürüttüğü faaliyetler ve bu faaliyetlerinin çalışma alanlarını gösteren rapor
çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı.
2,5 Milyon Yetim Satılıyor
Rapora göre dünyada savaş, hastalık, yoksulluk gibi nedenlerden dolayı yaklaşık 400 milyon yetim bulunuyor. UNICEF raporlarında 200
milyon yetim bilgisi yer alsa da bu raporlara
Çin, Myanmar, Afganistan gibi 52 ülke dahil
edilmemiş. 6. yılına giren Suriye savaşı nedeniyle 800 bin çocuk daha bu yetimlerin arasına
eklendi. Rapora göre ayrıca dünya yetimlerine
her gün 10 bin çocuk daha ekleniyor ve senede
2 buçuk milyon yetim kaçırılarak satılıyor.
Çocukların Yüzde 70’i
Müslüman
İnsanları Hristiyanlaştırma amacıyla
çalışan misyonerler özellikle Afrika,
Güneydoğu Asya, Orta Asya ve Balkanlar gibi fakirliğin, cahilliğin ve özellikle
komünist rejimler nedeniyle insanların
dinlerinden uzak tutuldukları coğrafyaları hedef alıyor.
ARAKAN’DA İNSANLIK
ÖLÜYOR
İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Arakan’da yaşayan Müslümanlara ve diğer
azınlıklara yönelik insan hakları ihlallerini
ortaya koyan raporunu açıkladı. Ülkedeki
varlığı reddedilen ve vatandaşlık hakları
verilmeyen Arakanlıların siyasi haklarından sağlık ve eğitimden mahrum kaldığı,
zorla çalıştırıldığı, cinsel şiddete uğradığı
belirtilen raporda, “Rohingya Müslümanlarının maruz kaldığı sistematik ayrımcılık
ve insan hakları ihlalleri insanlığa karşı suç
sayılabilir” ifadesine yer verildi.
Raporda, 120 bin Arakan ve Kaman Müslümanlarının hâlâ kamplarda yaşadığına
ve 30 bin çocuğun okula gidemediğine
dikkat çekilerek, Arakan Müslümanlarına
karşı ırkçı Budistler tarafından sergilenen
ve giderek artan nefret ve dini hoşgörüsüzlüğün endişe verici olduğu belirtildi. BM
İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad
el-Hüseyin ise Arakan Müslümanları ve diğer azınlıkların maruz kaldığı ayrımcılığa
ve insan hakları ihlallerine son verilmesi
için Myanmar Hükümeti’ne somut adımlar atması çağrısında bulundu. El Hüseyin,
Mynamar hükümetine ihlallere yönelik bağımsız soruşturma çağrısı yaptı.
Öte yandan Myanmar’da lider Aung San
Suu Kyi, “Hükümetimiz zulme uğramış
Müslüman bölgesi için artık ‘Arakan’ kelimesini kullanmayacak” diyerek, bölgedeki
koşulları düzeltmek için adımlar atacaklarını iddia etti. Suu Kyi hükümeti BM özel
röportörü Yanghee Lee’ye artık yaşanan
olumsuzlukları geride bırakıp kafalardaki
‘ülkeye kaçak olarak giren Arakanlı’ imajını
değiştirmek için artık Arakanlı kelimesini
kullanmayacaklarını açıkladı.
Hizmet-İş Sendikası | 47
türkiye ve dünya gündemi
Kadın İşverenler
DAHA FAZLA İSTİHDAM
OLUŞTURUYOR
Dünya iş çevrelerine yönelik bir araştırmaya göre, kadın girişimcilerin 2015’te erkek girişimcilerden daha fazla istihdam yarattığı
belirlendi. 2 bin 700 girişimcinin görüşüne başvurulan araştırma,
kadın girişimcilerin 2016 yılında şirketlerinin işgücünde yüzde
10,9 artış yaşanacağını öngördüklerini ortaya koyuyor. Erkek girişimciler ise iş gücünde gelecek yıl yüzde 8,3 seviyesinde bir yükseliş görülmesini bekliyor. Bununla birlikte kadınların yüzde 43’ü,
erkeklerin ise yüzde 39’u 2015’te tahminlerinin üzerinde işe alım
gerçekleştirdiklerini belirtiyor.
Gençler de İşletmelere Daha Fazla İşçi Alıyor
Araştırma genç girişimcilerde istihdam yaratma seviyesinin daha
yüksek olduğuna da işaret ediyor. 35 yaşın altındaki genç kadın
girişimciler önümüzdeki yıl işgücünde yüzde 16 yükseliş görüleceğini öngörürken, yüzde 56'sı geçen yıl tahminlerinin üzerinde işe
alım yaptığını ifade ediyor. Genç erkek girişimcilerde ise bu oranların sırasıyla yüzde 13 ve yüzde 56 seviyesinde olduğu gözleniyor.
48 | Hizmet-İş Sendikası
2016'da İşgücü Piyasasının % 9.3 Büyümesi
Bekleniyor
Küresel istihdamda 2016'da kaydedilmesi öngörülen değişimler
göz önüne alındığında; girişimciler işgücünün yüzde 9,3 büyüyeceğini tahmin ederken, işe alacakları kişilerin yüzde 12'sinin ilk
kez çalışma hayatına giren genç bireyler olacağını öngörüyorlar.
Hindistan (yüzde 14,5) ve Brezilyalı (yüzde 19) girişimciler işgücünde büyüme anlamında en yüksek beklentiye sahip ülkeler
olurken, Çinli girişimcilerin tahmini yüzde 8,5 ile ortalamanın altında kalıyor. Birleşik Krallık'taki girişimcilerin istihdamda yaşanacak artışa ilişkin beklentisi yüzde 10,5 iken, Fransa'da yüzde 10,
ABD'de yüzde 10, Avustralya'da yüzde 9, Kanada'da yüzde 7 ve
Almanya'da yüzde 3 seviyesinde olduğu görülüyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi (yüzde 5), Japonya (yüzde 3) ve
Sahraaltı Afrika'daki (yüzde 1) girişimcilerin ise önümüzdeki yıl
için işgücünde artış öngörülerinin görece düşük olduğu görülüyor.
“GENEL İŞLER” İŞKOLUNUN
EN BÜYÜK SENDİKASIYIZ
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SENDİKASI
OLMAYA DOĞRU İLERLİYORUZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 30 Temmuz 2016
tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2016 yılı İkinci Dönemine İlişkin Sendikal İstatistiklere göre, Sendikamız HİZMET-İŞ’in üye sayısı 164 bin 259 olarak belirlendi.
Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in üye sayısı ise Kıbrıs Kamu-Sen'in
üye sayısı da (2.600) eklendiğinde, 450 bin 530 olarak tespit edildi.
Sendikamızla birlikte istikrarlı bir şekilde büyümesini devam ettiren Konfederasyonumuz HAK-İŞ de, Türkiye’nin en büyük konfederasyonlarından biri olmayı sürdürüyor.
20 No.lu Genel İşler İşkolunun en büyük Sendikası olan HİZMET-İŞ,
liderliğini son istatistikle de sürdürdü.
Sözkonusu istatistiklere göre, Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı
işçi sayısı 13 milyon 38 bin 351, sendikalı işçi sayısı ise 1 milyon
499 bin 870 oldu. Sendikalaşma oranı ise yüzde 11.50 olarak belirlendi.
Toplam 172 sendika içerisinde en büyük 2. Sendika konumunda
olan Sendikamız HİZMET-İŞ, en büyük 1. Sendika olmaya doğru
ilerliyor.
YILLARA GÖRE SENDİKAMIZ ÜYE SAYISINDAKİ DEĞİŞİM
DÖNEMİ
2009/I
2009/II
2013/I
2013/2
2014/1
2014/2
2015/1
2015/2
2016/1
2016/2
HİZMET-İŞ
126.107
130.942
51.079
53.145
57.900
83.076
101.378
139.553
162.150
164.259
GENEL-İŞ
81.394
83.976
41.466
43.652
44.617
45.810
53.756
63.154
65.247
63.790
BELEDİYE-İŞ
205.244
205.666
41.314
42.434
43.039
45.775
44.945
52.692
53.716
53.373
SENDİKAMIZ HİZMET-İŞ'İN ÜYE SAYISINDAKİ DEĞİŞİM
DÖNEMİ : 2008 /2 - 2016 / 2
GENEL İŞLER İŞKOLUNDA FAALİYET GÖSTEREN
ÜÇ BÜYÜK SENDİKANIN ÜYE SAYILARINDAKİ DEĞİŞİM
DÖNEMİ : 2009/I - 2016/2
YILLARA GÖRE SENDİKAMIZ ÜYE SAYISINDAKİ DEĞİŞİM
2008/2
2009/1
2009/2
2013/1
2013/2
2014/1
2014/2
2015/1
2015/2
2016/1
2016/2
123.665
126.107
130.942
51.079
53.145
57.900
83.076
101.378
139.553
162.150
164.259
Hizmet-İş Sendikası | 49
TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER
SENDİKAMIZ GENÇ MAKİNA BAKIMCILARI YETİŞTİRİYOR
Genel
Başkanımız
Mahmut Arslan Kayseri’de, Sendikamızın
gerçekleştirdiği Avrupa Birliği projesi olan
‘Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç
Makine
Bakımcılar
Yetiştirme Projesi’nin
açılış ve tanıtım toplantısına katıldı.
Radisson Bule Otelde
gerçekleştirilen toplantıya Genel Başkanımız Mahmut Arslan,
Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Karaderili, Genel Başkan Yardımcısı Adnan Kıyak, İŞKUR Kayseri İl Mü-
dür Yardımcısı Bekir Güngör, Seyyid
Burhaneddin Anadolu Teknik ve
Endüstri Meslek Lisesi müdürü ve
öğretmenleri ve Hak-İş’e bağlı sendikaların şube başkanları ile sendika üyeleri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı ve Hizmet-İş Sendikamız Genel
Başkanı Mahmut Arslan, konuşmasında Sendikal mücadelenin yalnızca toplu iş sözleşmesi yapmaktan
ibaret olmadığını, topluma faydalı
olması gereken sendikaların, eğitim
konusunda da önemli bir mücadele
alanı olduğunu ifade etti. Türkiye’de,
imam hatip okullarında yapılan değişikliklerle birlikte, meslek liselerinin de önünün kesildiğini belirten Arslan, vasıflı ara eleman
ihtiyacının, tüm sektörlerde giderek daha ciddi bir sorun oluşturduğunu vurguladı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Hak-İş Konfederasyonu Kayseri İl Temsilcisi ve Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik de katılımcılara proje hakkında bilgiler verdi.
Programda Proje Koordinatörü Fatih Mehmet Bakırtaş ise ‘Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç Makine Bakımcılar Yetiştirme
Projesi’ ile 80 gence makine bakımcısı eğitimi vereceklerini söyleyerek, projenin 12 ay devam edeceğini ve bedelinin 343 bin Euro
olduğunu belirttikten sonra proje ile ilgili sunumunu gerçekleştirdi.
KAYSERİ ŞUBEMİZİN YENİ HİZMET BİNASI TÖRENLE AÇILDI
kanı Eyüp Karaderili, Ak Parti Kayseri Milletvekili Hülya Nergiz, Kayseri İl
Müftüsü Şahin Güven, Kayseri Baro
Başkanı Fevzi Konaç, Hak-İş Konfederasyonuna bağlı sendikaların
şube başkanları ve sendika üyeleri
ile çok sayıda davetli katıldı.
Hak-İş Kayseri İl Temsilciliği ve Kayseri Şube Başkanlığımız ile Öz
Ağaç İş Sendikası Kayseri Şube hizmet bürolarının açılışı görkemli
bir törenle gerçekleştirildi.
Kazak sanatçı Arslanbek Sultanbekov ve Mehteran konseri ile şölen
havasında başlayan törene Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı
ve Hizmet-İş Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcısımız Halil Özdemir, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Baş-
50 | Hizmet-İş Sendikası
Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş
Sendikamız Genel Başkanı Mahmut
Arslan, yaptığı konuşmada, şubelerin hayırlı olması dileğinde bulunarak, “Bugün Konfederasyonumuza
bağlı Hizmet-İş Sendikası Kayseri
Şubemizin ve Öz Ağaç İş Sendikası
Kayseri Şubesi’nin hizmet bürolarının açılışını gerçekleştiriyoruz. Diğer
sendikalarımızın da kendilerine ait hizmet bürolarına inşallah bir
an önce kavuşmasını diliyorum. Buralarda güzel hizmetlere inşallah hep birlikte imza atacağız” şeklinde konuştu. Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir ile Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik
de yeni hizmet bürosunun vatanımıza, milletimize ve tüm üyelerimize hayırlar getirmesini dilediler.
KOMİTELERİMİZİN
DANIŞMA KURULU TOPLANTISI YAPILDI
Komitelerimizin Danışma Kurulu Toplantısı
Genel Başkanımız Mahmut Arslan başkanlığında gerçekleştirildi. Arslan, Danışma
Kurulu Toplantısında Kadın, Engelliler ve
Kültür-Sanat Komitelerimizin eski başkanlarıyla bir araya geldi.
Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız, Genel
Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz, Genel Denetim
Kurulu Sekreteri ve Genel Merkez Kadın Komite Başkan Yardımcısı Esma Hatun Taşpınar ve Genel Başkan Danışmanımız Gizem
Yaşar Tutar’ın da katıldığı toplantıya Genel
Merkez Kadın Komitemiz Başkanı Hamide
Yusra Erilli Kurumlu, Genel Merkez Engelliler
Komitemiz Başkanı Hanifi Karadağ, Genel
Merkez Kültür-Sanat Komitemiz Başkanı
Fatih Mehmet Bakırtaş ve daha önce görev
yapmış komite eski başkanları katıldı.
Toplantıda konuşan Genel Başkanımız
Mahmut Arslan, komitelerimizde daha
önce görev alan üyelere başarılı çalışmaları
ve sağladıkları katkılardan dolayı teşekkür
etti.
mıza komitelerimizde görev yapmış olan diğer arkadaşlarımızı da katmak
istiyoruz. Çünkü bu teşkilatı büyütmemiz için daha
derli toplu, daha disiplinli
çalışmamız gerekiyor. Her
biriniz kendini bir dava insanı olarak görmelidir. Biz
mazeret değil, samimiyet
istiyoruz. Bu açıdan daha
önce komitelerimizde görev yapmış olan siz arkadaşlarımızın Sendikamızı
terk etmemesi bizim için
önemlidir. Şu an burada
olmanız takdir edilecek
bir davranıştır. İlkelerimiz çerçevesinde
daha güçlü ve daha geniş birlikteliklere sahip olmak dileğiyle, hepinizi kutluyorum”
diye konuştu.
Toplantıda ayrıca Genel Başkan Vekilimiz
Av. Hüseyin Öz, Genel Başkan Yardımcımız
Celal Yıldız, Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz ve komitelerimizin başkanları da söz
alarak duygu ve düşüncelerini dile getirdiler.
Toplantı sonunda, komitelerimizde görevi
sona eren başkan ve yardımcılarına teşekkür plaketi takdim edildi.
Bir görevin sona ermesinin sendikal mücadelenin sona ermesi demek olmadığını belirten Arslan, komitelerimizin eski başkan
ve yardımcılarından mücadelelerini devam
ettirmelerini ve gönüllü katılım sağlamalarını istedi.
Komitelerimizin Danışma Kurulu Toplantısını daha geniş katılımlarla rutin olarak
gerçekleştirmek istediklerine işaret eden
Arslan, “Komitelerimizde görev alan her
arkadaşımız teşkilatımızın bir tuğlasıdır. Bu
yüzdendir ki, bundan sonraki toplantıları-
Hizmet-İş Sendikası | 51
TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER
ARSLAN,
ÖĞRENCİ GENÇLERLE BİR ARAYA GELDİ
Sendikaların gençlere, gençlerin de sendikalara ihtiyaç duyduklarını belirten Arslan, “HAK-İŞ ve ÇEKAD (Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler Araştırma Topluluğu) arasında
bir anlaşma imzaladık. Buna göre, öğrencilere belirli dönemlerde
staj imkanı veriyoruz, bu arkadaşlarımızdan bazılarını işe alıyoruz”
dedi.
Sendika olarak gençlere ‘nasıl katkı verebiliriz?’, ‘onlarla birlikte neler yapabiliriz?’ sorularının cevabını aradıklarını ifade eden Arslan,
gençleri HAK-İŞ ve Hizmet-İş’in yayın organlarında yazı yazmaya ve
yürütülmekte olan kısa film yarışması vb. projeler içinde yer almaya davet etti.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Sendikamızın eğitim yardımı
yaptığı öğrenci gençlerle bir araya geldi.
Genel Merkez Gençlik Komitemiz Başkanı Osman Sarı da komite
olarak sendikamızın gençlere yönelik çalışmaları ve hedeflerini
anlattı. Toplantıda gençler de söz alarak, yaşadıkları sorunlar ve
sendikamızdan beklentilerini anlattılar.
Genel Merkez Gençlik Komitemiz tarafından organize edilen “Gençlik Komitesi-Üniversiteliler Buluşması”na Genel Başkan Yardımcılarımız Mehmet Keskin ve Celal Yıldız, Genel Sekreter Ali Rıza Yılmaz, Genel Merkez Gençlik Komitemiz Başkanı Osman Sarı, Genel
Merkez Kültür-Sanat Komitemiz Başkanı Fatih Mehmet Bakırtaş ve
sendikamızdan eğitim yardımı alan üniversiteli öğrenciler katıldı.
Programda konuşan HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, gençlere sendikanın kapısını açtıklarını ve onlarla karşılıklı faydayı içeren projeler üretmek istediklerini söyledi.
GENEL BAŞKANIMIZ ARSLAN,
ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, toplantıya katılan tüm öğrencilere teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Dünya Etkileşim
İnsiyatifi Derneği’ni tanımaktan memnun olduğunu ve iyi ki bu
programı düzenlediklerini söyledi.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, ülkemizde eğitim gören Uluslararası öğrencilerle buluştu.
Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Merkez Kültür Sanat ve Gençlik Komitelerimizin organizasyonunda, Dünya Etkileşim İnsiyatifi Derneği üyesi
olan Türkiye’de eğitim gören Uluslararası öğrencilerle bir araya geldi.
52 | Hizmet-İş Sendikası
İSPARK’TA ÇALIŞAN ÜYEMİZ
GÖREVİ BAŞINDA şehİT EDİLDİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İspark A.Ş.’nin otoparkında çalışan üyemiz Necmettin Yanık (45), görevi başında öldürüldü. Üyemiz Necmettin Yanık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi
iştiraklerinden İspark A.Ş.’nin Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi’ndeki
otoparkında ücret tahsil etmekle görevliydi.
Yanık, oto hırsızlığı ve yankesicilik gibi suçlardan sabıkalı kişilerin
tabancayla ateş etmesi sonucu hayatını kaybetti.
Üyemiz Yanık’a yönelik alçakça saldırı protesto
edildi
Üyemiz Necmettin Yanık’a yönelik alçakça saldırı Sendikamız tarafından protesto edilerek lanetlendi. Yüzlerce üyemizin katılımıyla
önce Taksim İstiklal Caddesi’nde Galatasaray Lisesi önünde bir
basın açıklaması yapıldı, daha sonra olay yeri otoparka karanfil
bırakıldı.
Necmettin Yanık’ın, alınteriyle emek verdiği işyerinde uğradığı bu
vahşi saldırıyı lanetliyor, olaydan sonra kaçan katilin bir an önce
bulunarak adalete teslim edilmesini istiyoruz” dedi.
İstanbul 8 No’lu Şube Başkanımız Taner Duran, basın açıklamasında, “Tek amacı ailesine ekmek götürmek olan arkadaşımız
Alçakça saldırı sonucu hayatını kaybeden üyemiz Yanık’a Allah’tan
rahmet diliyor, mesai arkadaşları ve ailesine sabırlar diliyoruz.
ÖZEL SÖZLEŞMELİ PERSONEL YASASI
PROTESTOSU EDİLDİ
6552 sayılı kanunla işçilere verilen hakların, yeni yasayla çalışanların elinden geri alınacağını belirten İlhan, “Yapılmak istenen düzenleme mevcut çalışan arkadaşlarımızın örgütlenme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir” dedi.
İlhan, tasarının bu haliyle Meclis'te görüşülmesinin sağlıklı olmayacağını dile getirerek, “En kısa zamanda tasarıda değişiklikler yapılmasını, özlük haklarının verilmesini, iş güvencesinin getirilmesini
ve hayati önem taşıyan toplu sözleşme hakkının devam etmesini
istiyoruz” dedi.
Bildirinin ardından bir süre slogan atan üyelerimiz, daha sonra
olaysız biçimde dağıldı.
İstanbul Şubelerimiz, kamuda çalışan taşeron emekçilerine Özel
Sözleşmeli Personel statüsünü öngören tasarıyı protesto etti.
Aksaray Metro İstasyonu önünde toplanan İstanbul Şubelerimizin
başkanları ve üyelerimiz Özel Sözleşmeli Personel statüsünü öngören tasarıyı, açtıkları pankart ve sloganlarla protesto ettiler.
Protesto eyleminde bir de basın bildirisi okundu. Bildiriyi okuyan
İETT 2 No’lu Şube Başkanımız Orhan İlhan, taşeron işçilerden, özel
sözleşmeli personel statüsüne geçebilmeleri için mevcut kıdem
tazminatı ve işçilik haklarından vazgeçmelerinin istendiğini söyledi.
Hizmet-İş Sendikası | 53
TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER
ERGANİ DEVLET HASTANESİNDE
İŞTEN ÇIKARILAN 14 ÜYEMİZ AÇLIK GREVİ YAPTI
Diyarbakır’ın Ergani ilçe Devlet Hastanesi’nde taşeron firma bünyesinde çalışan ve işten çıkarılan temizlik işçisi 14 üyemiz açlık grevine başladı. Üyelerimizin açlık grevi, geri dönüşleri sağlanıncaya
devam edecek.
yeni işçi alımı yapılmıştır. Hizmet-İş Sendikası olarak her türlü mücadele yollarını deneyeceğiz. Eylemimizi 14 arkadaşımız işlerine
iade edilene kadar sürdürmekte kararlıyız.”
Üyelerimizin işten çıkarılması ve sonrasında başlatılan açlık greviyle ilgili bir basın açıklaması yapan Teşkilatlanma Uzmanımız
Zekin Özen, taşeron şirket bünyesinde çalışan 14 üyemizin hiçbir
gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldıklarını ve açlık grevinin üyelerimizin işe iadesi için her türlü girişimde bulunduklarını belirterek,
şunları kaydetti: “Hastane yöneticileri ile yaptığımız görüşmelerde
işçi çıkışlarına kesin olarak onay vermediklerini ve şirketin tutumunu tasvip etmediklerini ifade etmişlerdir. Ancak buna rağmen şirket tutumundan vazgeçmemiştir. Kamu Hastaneler Kurumu’nun
04.01.2016 tarihli ve 2 sayılı genel yazı ve 949 sayılı Kurum Başkanlığı yazısında açık ve net bir şekilde ‘ikinci bir talimata kadar hizmet
alımı kapsamında; işten çıkarılan personelin yerine hiçbir şekilde
yeni işçi alımı yapılmayacaktır’ denmesine rağmen, işçi çıkarılmış
BALIKESİR VE İLÇE BELEDİYE İŞÇİLERİ “HİZMET-İŞ”TE
Sendikamızı tercih etmelerinden duyduğu
memnuniyeti dile getiren Özdemir, “Hizmet-İş’in sendikal mücadelede sizlere sunmuş olduğu sendikal anlayışa güvenerek
bizimle beraber oldunuz. Sizlere kararınız
ve kararlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum, tekrar hoş geldiniz” dedi.
Balıkesir Büyükşehir, Karasi, Altıeylül ve
diğer ilçe belediyelerinde çalışan işçiler,
Sendikamızın düzenlediği Bilgilendirme ve
Tanışma Toplantısında bir araya geldi. Toplantıya 400’ü aşkın işçi katıldı.
Balıkesir Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışan işçilerin Sendikamız Hizmet-İş’e
üye olmaları nedeniyle düzenlenen toplantıya, Genel Başkan Yardımcımız Halil
54 | Hizmet-İş Sendikası
Özdemir, Genel Sekreter Yardımcımız Zahit
Kılıç, Balıkesir İl Başkanımız Savaş Dal ve
il yöneticilerimiz, Bursa Şube Başkanımız
Mehmet Keskin ile işçiler katıldı.
Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir,
Bilgilendirme ve Tanışma Toplantısında
sendikamıza katılan işçilere hitaben bir
konuşma yaptı. Konuşmasında Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışan işçilerin
Gerçekleştirilmekte olan toplantının ilk olmadığını, son da olmayacağını ifade eden
Özdemir, “Bugün gelecek için çok şey vadeden bir birlikteliğin temelini atmak için
geldik. Bu birlikteliğin elbette öncesi var,
ama bunu bir başlangıç olarak kabul ediyoruz ve bundan sonra daha sık beraber
olacağız” diye konuştu.
Genel Başkan Yardımcımız Özdemir, konuşmasında sendikamızın temel sendikal
yaklaşımları hakkında da bilgi verdi.
“YASLIADA”
TİYATRO GÖSTERİSİ DEVAM EDİYOR…
demokrasiye geçiş süreciyle halkın millî iradesini temsilen iş başına getirdiği Adnan Menderes hükümetine karşı yapılan askeri darbe ve
bu darbe sonrası Başbakan Adnan Menderes,
Bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’a karşı Yassıada hapishanesinde yapılan
insanlık dışı muameleleri trajik biçimde ortaya
koyuyor.
Sendikamızın sendikal anlayışında; emek hareketinin aynı zamanda emeğin kültür-sanatla
da kamuoyunda duyarlılık ve farkındalık oluşturmasına yönelik fiili uygulamaları YASLIADA
oyunuyla bir kez daha ortaya konuluyor. Daha
önce Tiyatro ve Sinema sanatçısı Ahmet YENİLMEZ’in SERZENİŞ ve MEHMED AKİF DÖNÜYOR
isimli tiyatro eserlerini üyelerimiz ve tüm halkımızla buluşturan sendikamız bu faaliyet döneminde YASLIADA’yı gösterime soktu.
Dergimizin baskıya girdiği sırada Bursa, İstanbul 5, İstanbul1, İstanbul2, Kayseri, Çorum,
Ankara 2, Kırıkkale, Aksaray, Erzurum, Adana,
Şanlıurfa, Adıyaman, Muş, Malatya, Karaman,
Denizli Şubelerimiz ve Aydın İl Başkanlığımız’da
YASLIADA’nın gösterimi gerçekleştirilmişti. Ücretsiz olarak üyelerimiz, aileleri ve tüm halkımıza açık olarak sergilenen YASLIADA, yaşadığımız 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile daha
bir anlamlı hale geliyor.
Sendikamızın sosyal ve kültürel sorumlulukları
kapsamında sürdürdüğü faaliyetleri YASLIADA
tiyatro gösterisiyle devam ediyor. Şubelerimizin bulunduğu bölgelerde bir süreden beri
gösterimi devam eden YASSIADA; ülkemizin
Gösterim sırasında gözyaşları altında duygulu
anların yaşandığı YASLIADA’nın gösteriminden
önce Genel Başkan Yardımcımız Mehmet KESKİN ve gösterimin yapıldığı illerdeki Şube Başkanlarımız birer konuşma yaptılar.
SENDİKAMIZ PERSONELİNE İLKYARDIM EĞİTİMİ VERİLDİ
Sendikamız personeline İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu kapsamında temel ilkyardım eğitimi verildi.
Ada İlkyardım Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen ilk yardım eğitim programına değişik birimlerde görevli 11 personelimiz katıldı.
Eğitimlerde sendikamız çalışanlarına ilk yardım nedir? nasıl yapılır? temel yaşam desteği, şok pozisyonu, koma pozisyonu, hasta
ve yaralı taşıma teknikleri uygulamalı olarak gösterildi. Eğitimlerde
ayrıca yaralanmalarda ilkyardım, sıcak çarpması, yanık, kırık-çıkık
ve burkulmalarda ilkyardım, zehirlenme ve hayvan ısırmalarında
ilkyardım konuları da anlatıldı.
İlkyardım eğitimini değerlendiren Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz, ilkyardımın hem işyerlerinde hem de iş dışında gerçekleşen
kazaların acil müdahale edilerek hafif atlatılmasında önemli rol
oynadığını söyledi.
İlkyardım eğitimi almış ve ilkyardımcı olmaya hak kazanmış personel çalıştırmayı önemsediklerini ifade eden Yılmaz, “Her yıl onlarca
çalışan kazalar sonrası yapılan yanlış ilk müdahalelerin kurbanı oluyor. Hizmet-İş olarak, bir kaza olması durumunda ilk yardımı bilinçli
kişilerin yapması için personelimize ilkyardım eğitimi aldırdık” dedi.
21-22 Mart 2016 tarihleri arasında Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz ile İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanımız Müberra Kaya’nın koordinatörlüğünde gerçekleştirilen eğitim, Sendikamız Genel Merkez
Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Eğitime katılan 11 sendikamız çalışanı (Şefika Şen, Tülin Aslan, Osman Akkuş, Özgürcan Kumral, Hacer Türk Albayrak, Behçet Karabulut, Hasan Özçelik, Yusuf Balcı, Hanifi Karadağ, Levent Sever ve
Emre Gökmen) eğitim sonunda yapılan sınavda başarı göstererek
“İlkyardımcı” olmaya hak kazandılar. Eğitimi başarıyla tamamlayan
11 sendikamız çalışanına Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika verildi.
Hizmet-İş Sendikası | 55
TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER
ÇUBUK’TA KUTLU DOĞUM ETKİNLİĞİ’NE YOĞUN KATILIM
Ankara 2 No’lu Şubemiz tarafından
düzenlenen Kutlu
Doğum Etkinliği yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Keçiören Belediyesi Konservatuarı Türk Halk Müziği Korosu ilahiler
söyledi.
Çubuk Halk Eğitim
Merkezi’nde gerçekleştirilen programa
Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin, Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere ve
üyelerimiz aileleriyle birlikte katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Peygamberimiz Hz.
Muhammed’in hayatı anlatıldı. Şef-solist Ali Toprak öncülüğünde
ANKARA 2 NO’LU ŞUBEMİZDEN
“HAYDİ ÇUBUK, KARDEŞLİK VAKTİ” KAMPANYASINA DESTEK
Ankara 2 No’lu Şubemiz Çubuk ilçesinde Bayırbucak Türkmenleri için başlatılan “Haydi Çubuk, Kardeşlik Vakti” adlı yardım
kampanyasına destek verdi.
Sendikamız Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Recep Dere, daha
önce de Bayırbucak Türkmenleri için yardım kampanyası düzenlediklerini belirterek, kampanyaya Çubuk Belediyesi işçilerinin ve Çubuk’ta örgütlenmiş olduğumuz kamu kurum ve kuruluşlarındaki taşeron üyelerimizin de destek verdiğini söyledi.
Hayrat Vakfı Çubuk Şubesi tarafından başlatılan kampanya
kapsamında toplanacak insani yardım malzemeleri, Suriye
deki Türkmen yetkililere ulaştırıldı.
kayserİ’De VEFAT EDEN ÜYEMİZİN AİLESİNE
SENDİKAMIZDAN ANLAMLI YARDIM
Kayseri şubemizin örgütlü olduğu Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığında çalışırken talihsiz bir kaza sonucu hayatını kaybeden İlker Türkçe’nin ailesine ferdi kaza sigortasından temin edilen 25
bin TL verildi.
Sendikamız tarafından yaklaşık 3 yıldır tüm üyelerimize sosyal proje
kapsamında ferdi kaza sigortası yaptırıldığını söyleyen Kayseri Şube
Başkanımız Serhat Çelik, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “19 Ocak
2016 tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden İlker Türkçe’nin
ailesine girişimlerimiz sonucu sigortadan aldığımız 25 Bin Türk Lirası verilmiştir. Vermiş olduğumuz bu paralar ailelerin acılarını azaltmayacaktır. Fakat geri de bırakmış olduğu ve bizim emanet olarak gördüğümüz
ailesinin ve yakınlarının az da olsa bir ihtiyacını karşılayacaktır.” dedi.
56 | Hizmet-İş Sendikası
MANİSA’DA VEFAT EDEN ÜYEMİZİN AİLESİNE
KAZA SİGORTASI ÇEKİ TAKDİM EDİLDİ
Manisa'da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden üyemiz Ersan Köseoğlu’nun eşi Aysun Köseoğlu’na Ferdi Kaza Sigortası’ndan ödeme yapıldı.
Kurucu ve Onursal Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi, Şehzadeler Belediye
Başkanı Ömer Faruk Çelik, Manisa Şube Başkanımız Turan Karafil, Ak Parti İl
Başkan Yardımcıları Mehmet Emin Çipiloğlu ve Necmi Çiçek, İzmir il Başkan
Yardımcımız Gültekin Şimşek geçtiğimiz aylarda trafik kazası sonucu hayatını
kaybeden üyemiz Ersan Köseoğlu’nun eşi Aysun Köseoğlu’na baş sağlığı ziyaretinde bulundular.
Üyemiz Köseoğlu’nun eşi Aysun Köseoğlu’na Ferdi Kaza Sigortası Çekini takdim ettiler.
ANKARA 4 NO’LU ŞUBE ENGELLİler KOMİTEmİzden AĞAÇ DİKİMİ
Ankara 4 No’lu Şube Engelliler Komitesi Şehitlerimiz anısına Ağaç Dikme programı
düzenledi.
Ankara 4 No’lu Şube Engelliler Komitemiz Şehitlerimiz anısına Mamak Üreğil Kent
Ormanı mevkiine ağaç dikim gerçekleştirdi. Ağaç dikme törenine Engelliler komitemizin üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Fidan dikimi, tarihimiz boyunca bu topraklar için toprağa düşen şehitlerimiz, günümüzde de Güneydoğumuzda devam eden teröre karşı verdikleri mücadelede
hayatlarının baharında şehit düşen asker, emniyet mensubu ve vatandaşlarımız
için yapıldı.
ÇALIŞMA HAYATINDA
ENGELLİLER ÇALIŞTAYI’NA
KATILDIK
TEKERLEKLİ SANDALYE
Genel Merkez Engelliler Komitemiz,
Memur-Sen Engelliler Komisyonu tarafından düzenlenen “Çalışma Hayatında Engelliler ve Yeni Anayasa Çalıştayı”na katıldı.
Genel Merkez Engelliler Komitemiz,
Altındağ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde şoför olarak görev yapan
üyemiz Erol Görgüç’ü ziyaret etti.
Çalıştayın ikinci gününde hazırlanan
bildiri basın açıklamasıyla kamuoyuyla
paylaşıldı.
HEDİYE ETTİK
ŞEHİTLER ANISINA
KAN BAĞIŞI
HAK-İŞ Engelliler Komitesi, Sendikamız
Engelliler Komitesi ve Ankara 2 No’lu
Şubemiz tarafından kan bağışı yapıldı. Kampanyaya genel yönetim kurulu
üyelerimiz de katıldı.
Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep
Dere’nin de bulunduğu ziyarette, üyemiz Görgüç’e tekerlekli sandalye hediye edildi.
Hizmet-İş Sendikası | 57
EKONOMİK VE SOSYAL GÖSTERGELER
2002: 68.309
2003: 76.338
2004: 83.486
2005: 90.500
2006: 96.738
2007: 101.208
2008: 102.164
2009: 97.144
2010: 105.886
2011: 114.874
2012: 117,625
2013: 122,476
2014: 126.070
2015: 131.289
2016/I: 31.679
2001: %-5,7
2002: %6,2
2003 : %5,3
2004 : %9,4
2005 : %8,4
2006: %6,9
2007: %4,7
2008: % 0,9
2009: %-4,7
2010: % 9,2
2011: % 8,8
2012: % 2,2
2013: % 4,2
2014: % 2,9
2015: % 4.0
2016/I: % 4,8
2002: 2,598
2003: 3,383
2004: 4,172
2005: 5,008
2006: 5,477
2007: 9,344
2008: 10,436
2009: 8.578
2010: 10.067
2011: 10.444
2012: 10.459
2013: 10.822
2014: 10.395
2015: 9.261
2002: 149,8 = 91,4
2003: 194,3 =139,3
2004: 224,5 =167,3
2005: 244,8 =182,4
2006: 251,5 =178,9
2007: 255,3 = 219,2
2008: 274,8 = 181,7
2009: 330,0 = 219,2
2010: 352,8 = 228,2
2011: 368,8=195,2
2012: 386,5=216,8
2013: 403,0=188,8
2014::414,6= 178,8
2015: 440,1=151.4
2016/Mayıs :452,3=153,0
5. Brüt Dış Borç Stoku
(Milyar USD)
2002: 130,2
2003: 145,4
2004: 161,8
2005: 170,6
2006: 207,4
2007: 247,2
2008: 278,1
2009: 268,3
2010: 289,4
2011:306,6
2012: 339,0
2013: 389,2
2014: 402,4
2015: 397,8
2016/I: 411,5
6. Top. Borç Stoku (Milyar USD)
2016/I: 564,5
7. Kişi Başına Borç Stoku (USD)
2016/I: 7.173
8. Kamu Net Borç Stoku/GSYH
2002: %61,5
2003: %55,2
2004: %49,1
2005: %41,7
2006: %34,2
2007 : %29,5
2008: %28,2
2009: %32,5
2010: %28,9
2011: % 22,4
2012: % 17,0
2013: % 12,7
2014: % 10,7
2015: % 8,3
2016/I: % 8,1
2002 : - 1,5
2003 : - 6,8
2004 : - 15,6
2005 : - 23,1
2006: -31,7
2007 : -38,0
2008 : - 41,4
2009: -13,8
2010: -47,1
2011: -77,1
2012: -48,9
2013: -65,4
2014: -45,8
2015: -32,2
2016: Ocak-May: -13,7
2001 : % 8,4
2002 : % 10,3
2003 : % 10,5
2004 : %10,3
2005 : % 10,3
2006 : % 9,9
2007: % 10,3
2008: % 11,0
2009: % 14,0
2010: % 11,9
2011: % 9,8
2012: % 9.2
2013: % 10,0
2014: %9.9
2015: % 10,3
2016/Nisan: % 9,3
2004 : -30,3 katrilyon
2005: - 9,7 katrilyon
2006: -3,9 milyar YTL
2007 : -13,8 milyar YTL
2008: -17,1 milyar YTL
2009: -52,2 milyar TL
2010 : -40,2 milyon TL
2011: -17,4 milyon TL
2012: -28,8 milyon TL
2013: - 18,4 milyon TL
2014: -22,7 milyon TL
2015: -22,6 milyon TL
2016/Mayıs: +1.1 milyon TL
2004: 56,5 katrilyon,
2005: 45,7 katrilyon
2006: 45,9 milyar YTL
2007: 48,7 milyar YTL
2008: 50,661 milyon TL
2009: -52,2 milyar TL
2010: -48,3 milyar TL
2011: -42,2 milyar TL
2012: - 48,4 milyar TL.
2013: - 49,9 milyar TL.
2014: -49,9 milyar TL.
2015: -53.0 milyar TL.
2016/Haziran: -26,4 milyar TL.
1. Milli Gelir (GSYH)
(Sabit Fiyatlarla-Milyon TL)
2. GSYH Gelişme Hızı
(Sabit Fiyatlarla)
3. Kişi Başına Milli Gelir
(KBMG-Cari Fiyatlarla-USD)
4. Toplam İç Borç Stoku
(Milyar TL & Milyar USD=TL)
9. Cari İşlemler Dengesi
(Milyar USD)
10. İşsizlik Oranı
11. Bütçe Dengesi
12. Bütçe Faiz Harcamaları
13. Enflasyon (2016 Haziran)
Tüfe
14. Bld. Hazine’ye Borçları (2016 Haziran)
12,2 milyar TL
15. Asgari Ücret
16. Kıdem Tazminatı Tavanı
Aylık
Yıllık
0,47
7,64
(1.1.2016-31.12.2016)
Brüt: 1.647,- TL
Net: 1.300,- TL
4.297,21,-TL (1.7.2016-31.12.2016)
Klasik
KUTADGU
Bilig’den...
Bin yıl önce yazılmış klasik öğüt kitaplarımızın en önemlileri arasında bulunan ve 1069 yılında Kaşgar’da Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu
Bilig isimli kitap, insan hayatının her ânına, insan ilişkilerine, yönetime, vs.
dair ilke haline gelmiş önemli metinleri ihtiva etmektedir. Söz konusu kitabın
“Zamanenin bozukluğunu ve dostların cefasını söyler” isimli bölümünden
kısa bir kesit sunuyoruz.
• Kalkayım, gideyim, dünyayı gezeyim; dünyada acaba vefalı kimse var mı
arayayım.
• İnsan nadir oldu, onu nerede aramalı; aramakla bulunacaksa, bir arayıp
bakayım.
• Bütün arzularımı buldum, fakat bir insan bulamadım.
• Vefa kıtlaştı, dünya cefa ile doldu; vefa acaba kimde vardır.
• İnsanın ismi kaldı, insanlık kayboldu; bu insanlık nereye gitti.
• Aradım, dünyada candan bağlı bir insan yoktur; vefasız kimselere nasıl
gönül bağlayayım.
• Kime gönül vermeli, derdi kime açmalı.
• Dostlarımdan sadakat bulamadım, kardeşim bile bana yabancı gibi
duruyor.
• Bu insan kılığında dolaşanların hepsi insan ise, evvelkiler melek mi idiler?
Kareler
Tarihimizden
1991
Hüseyin TANRIVERDİ
Hizmet-İş Sendikası Kurucu ve Onursal Genel Başkanı
BİR MİLLETİN
YENİDEN DİRİLİŞİ
Darbenin anatomisini burada yapacak değilim. Zaten medyada yıllarca
konuşulacak, tartışılacaktır. Darbe günü yaşananlara ilişkin binlerce görüntü çıktı, daha da çıkacaktır.
Ancak darbe gecesi ve sonrasında tankların önüne çıkanların, mitralyözlere, şarapnel parçalarına, ağır ateşli silahlara, savaş uçaklarının bombalarına rağmen VATANIM, ÜLKEM, GELECEĞİM, İRADEM diyerek karşı koyanlara
ne kadar minnet duysak azdır.
Onlar sadece bir namus,
onur ve şeref mücadelesi
vermediler. Onlar sadece
devletimizi ve geleceğimizi
korumadılar. Onlar yeni bir
İstiklal ve İstikbal mücadelesi
verdiler ve kazandılar.
1
5 Temmuz 2016 Cuma gecesi başlayan darbe
girişimi başarıya ulaşamadan topyekün milletçe önlendi.
Eminim darbe ile ilgili anlatılacak o kadar çok
hikaye var ki…
Uçakların Ankara üzerinden alçak uçuşundan
sonra meydanlara akanların, TBMM bombalanırken orada olanların, herkesin tek tek anlatacağı, aktaracağı çok
şey var şüphesiz.
İstanbul’da boğazda köprülerin giriş ve çıkışlarının tanklar tarafından kapatılmasının ardından oralara koşanların anlatacağı çok şey var elbette.
Gölbaşı'nda adice, hunharca şehit edilen 47 arkadaşını
kaybeden Özel Harekat mensuplarının, MİT bombalanırken, Kızılay’da, Genelkurmay’ın önünde, Türksat’ta,
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde saldırıya uğrayanların, Çengelköy’de, Saraçhane’de.. ve daha burada yerini
ve adını zikredemediğimiz yurdumuzun dört bir yanında
darbeci güçlere karşı canlarını ortaya koyan herkesin hikayesi farklı, acı ama duygu dolu hikayeleri var.
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere o gece sokaklara çıkan darbeye karşı canını ortaya koyanlardan, dualarıyla devletimizin, milletimizin
yanında olan herkes birer birer kahramandır.
Onlar sadece bir namus, onur ve şeref mücadelesi vermediler. Onlar sadece devletimizi ve geleceğimizi korumadılar. Onlar yeni bir İstiklal ve İstikbal
mücadelesi verdiler ve kazandılar.
FETÖ denen bu gözü dönmüş terör örgütünün bu kadar iğrenç ve adice,
sinsice, korkakça yaklaşarak bu aziz millete ve onun temsil edildiği kurumlarına saldıracaklarını kimse tahmin edemezdi. Muhakkak ki bunlara
yardım ve yataklık eden gizli mahfiller de vardır. Çünkü bu derece kendi
halkına saldıran, milletini hedef alan bir girişim asla MİLLİ olamaz.
Talimatları emir komuta zinciri içerisinde komutanlarından değil de PENSİLVANYA’dan alan bu kansızlar maalesef 250’den fazla vatandaşımızı, polisimizi ve güvenlik güçlerimizi şehit etmiştir. Çok sayıda yaralımız da var.
Demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Silahlı ve bombalı saldırılarda yaralananlara acil şifalar niyaz ediyorum..
Millet iradesinin tecelligahı, milletimizin hakimiyetinin perçinlendiği
TBMM’nin hedef alınması çok ama çok manidardır. Sayın Cumhurbaşkanının canına kast edilmesi ise darbe kurgucularının asıl hedefinin başsız,
kaosa sürüklenmiş, bugünkü Suriye gibi bir Türkiye isteklerini açıkça ortaya koymaktadır. Bunu planlayanların mutlak surette dış güçlerle ortak
hareket ettikleri ayan beyan ortadadır.
Çok şükür ki bu adi ve iğrenç plan tutmadı. Herkesin bir hesabı var, Yüce
Rabbimizinde…
Tankın egzozunu üzerindeki gömleği çıkarıp tıkayarak durduranları, Kazan’da daha ürünü üzerindeyken tarlasını “uçaklar kalkmasın” diye yakan
amcaları, tankın önüne korkusuzca ve iman dolu göğsüyle yatan gençleri,
3 yaşındaki oğlunu kucağına alıp o uyurken nöbet tutan bacılarımızı, bacağı, kolu kopmasına rağmen yine meydanlarda olanları unutmak mümkün
mü?
Unutmayacağımız o kadar çok şey var ki…
Allah bu millete bir daha böyle bir acı yaşatmasın.
Allah bu millete bir daha böyle bir bela vermesin.
Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Hizmet-İş Sendikası | 61
ŞUBE GENEL KURULLARI
ANKARA 4 NO’LU ŞUBEMİZİN
3. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI
Ankara 4 No’lu Şubemizin 3. Olağan genel kurulu 23 Temmuz 2016
tarihinde Mamak Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Şube Genel Kuruluna HAK-İŞ Genel Başkanı ve HİZMET-İŞ Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kurucu ve Onursal Genel Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi, Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin
Öz, Genel Başkan Yardımcılarımız Mehmet Keskin, Halil Özdemir ve
Celal Yıldız, Genel Sekreter Yardımcımız Zahit Kılıç, Ak Parti Mamak
İlçe Başkanı Muhammed Abdullah Özer, HAK-İŞ İl Temsilcisi Hasan
Çiloğlu, Öz Sağlık-İş Genel Başkanı Devlet Sert, Öz İnşaat-İş Genel
Başkanı Zekeriya Koca, Ankara 1, 2, 5, 6, 7 No’lu ve Kırıkkale Şubelerimizin başkanları, delegeler ve basın mensupları katıldı.
Genel Kurulun Divan Başkanlığını Genel Başkan Yardımcımız Halil
Özdemir yaptı.
sinden daha önce, bütün
teşkilatları Ankara’da ve
bütün Türkiye’de meydanlara çıkmaya davet ettiklerini hatırlatan Arslan, şöyle
konuştu: “Arkadaşlarımızın
pek çoğu bizim bu çağrımızdan önce zaten meydanlara çıkmıştı. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi
tehlike henüz geçmiş değil,
bu gözü dönmüş hainlere
karşı nöbetimize devam
edeceğiz. Bu nöbeti millet
adına ülkemiz adına ve değerlerimiz adına tutmaya
devam edeceğiz." dedi.
Genel Kurula katılan Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız
HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, gündeme önemli değerlendirmelerde bulundu.
15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan ve yaralanan sendika üyelerimizi hatırlatan Arslan, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet ve yaralılara acil şifalar
diledi.
Şubemizin genel kurulunun çok kritik bir dönemde gerçekleştiriliyor olmasına dikkat çeken Arslan, 15 Temmuz’da millet olarak
zor bir dönem yaşadık. Darbe girişimi milletimizin iradesiyle püskürtülmüştür. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız tamam demedikçe
meydanları terk etmeyeceğiz, terk etmeyiniz” dedi.
Genel Kurulda Kurucu ve Onursal Genel Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi ve Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız da bir konuşma
yaparak, Sendikamız Hizmet-İş’in misyonu ve teşkilatımızın darbe
girişimine karşı mücadelesine dikkat çektiler.
HAK-İŞ olarak, darbe girişiminden haberdar olunduğu andan itibaren, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanları doldurun ifade-
62 | Hizmet-İş Sendikası
Konuşmalardan sonra yapılan seçim sonucunda Şube Başkanlığına Yusuf Güler, yönetim kurulu üyeliklerine ise Arzu Tekin, Turan
Öz, İlhan Ok ve Hacer Güngör seçildiler.
SAMSUN ŞUBEMİZİN 1. olağan GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Samsun Şubemizin ilk genel kurulu 24 Temmuz 2016 tarihinde İlkadım Belediyesi Yıldıray Çınar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Genel Kurula HAK-İŞ Konfederasyonumuz ve HİZMET-İŞ Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız
Av. Hüseyin Öz (Genel Başkan Vekili), Halil Özdemir ve Mehmet Keskin, Amasya Şube Başkanımız İsmail Pazar, Çorum Şube Başkanımız Mustafa Köroğlu, Ordu İl Başkanımız Nevzat Acu, Eski Samsun
İl Başkanlarımız, Ak Parti İl Başkan Yardımcısı Hakan Karaduman,
İler Bankası Bölge Müdürü Osman Nuri Başaran, delegeler ve basın
mensupları katıldı.
Genel Kurulun Divan Başkanlığını Genel Başkan Yardımcımız Halil
Özdemir yaptı.
Genel kurula hitaben bir konuşma yapan Özdemir, 15 Temmuz’da
bulunulan darbe girişiminin başarısız olmasından dolayı duyduğu
mutluluğu dile getirdi, HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Sendikamızın taşeron
işçiliği ile ilgili mücadelesini ve bu mücadele sonunda alınan hakları anlattı
Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz ise yaptığı konuşmada darbe girişimini kınayarak, halkın milli iradeye sahip çıkmasının önemine değindi.
Genel Kurulda delege ve misafirlere hitaben bir konuşma yapan
HAK-İŞ Konfederasyonumuz ve HİZMET-İŞ Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin siyasal sistemin yeniden inşa edilmesine ve sivil toplum örgütlerinin
kendini yeniden üretmesine vesile olması gerektiğini söyledi.
Darbe girişimine karşı koyan ilk sivil örgütün HAKİŞ ve HİZMET-İŞ Sendikası
olduğunu kaydeden Arslan, “Biz 12 Eylül’ün de, 28
Şubat’ın da hem mağduru
hem kahramanıyız. 12 Eylül’de yerli ve milli anlayışımızdan dolayı hedef
alındık, sendikalarımızın
kapısına kilit vuruldu. 28
Şubat sürecinde Refahyol
Hükümetinin devrilmesine karşı koyduk. Dik duruşumuzun ağır faturasını
ödedik; telefonlarla taciz
edildik, ölüm tehditlerine
maruz kaldık, üyelerimiz
istifa ettirildi, ama demokrasi anlayışımızdan ödün vermedik” dedi.
Konuşmasında taşeron emekçilerinin hala net bir çözüme kavuşturulamayan kadro sorununa da değinen Arslan, “Genelkurmay
binası önünde yaralanan ve iki ayağını kaybetme tehlikesiyle karşı karıya kalan vatandaş taşeron emekçisiydi. Darbecilerin önüne
kendini attı. İlla da özel sözleşmeli personel diyen maliye bakanımız umarım bunlardan ders çıkarmış olur. Taşeron emekçilerinin
ülkemizden başka sevdaları yok. Onlar insanca yaşayacakları bir
modelde, işçi statüsünde kadrolu olarak çalışmak istiyorlar” şeklinde konuştu.
Yapılan seçim sonucunda Ziya Uzun Şube Başkanlığına, Arif Çelik
ve Erol Koçhan ise şube yönetim kurulu üyeliklerine seçildiler.
Hizmet-İş Sendikası | 63
toplu
iş
sözleşmeleri
HABERLER
ARSLAN, KÜTAHYA’DA TİS TÖRENİNE KATILDI
Genel Başkanı Mahmut Arslan ile Kütahya Belediye Başkanı Kamil
Saraçoğlu tarafından imzalandı.
Ege Bölge Başkanı Ahmet Özen’in de hazır bulunduğu törene belediye birim amirleri, işyeri sendika temsilcilerimiz ve bini aşkın
üyemiz katıldı.
Konuşmalardan sonra imza törenine geçildi. 1 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi ile üyelerimizin ücretlerinde ortalama
yüzde 8 ila 9 arasında artış sağlandı.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 26 Temmuz 2016 tarihinde Hizmet-İş Sendikamız ile Kütahya Belediyesi arasında gerçekleştirilen
toplu iş sözleşmesi imza törenine katıldı.
HAK-İŞ/Hizmet-İş Sendikamız ile Kütahya Belediyesi arasında Toplu İş Sözleşmesi HAK-İŞ Genel Başkanı ve Hizmet-İş Sendikamız
GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
GAZİBEL A.Ş.’DE TOPLU SÖZLEŞME
kemizin, coğrafyamızda yaşanan hegemonyal mücadelelerden fazlasıyla etkilendiğini belirtti.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’de yaptığı konuşmada Gazibel A.Ş.’de çalışan Hizmet-İş üyesi çalışanların çalışmalarından memnuniyet duyduğunu belirterek sözleşmenin bütün
çalışanlara hayırlı olması temennisinde bulundu.
Gaziantep Şube Başkanımız Mehmet Geçer de törenin açılışında
yaptığı konuşmada sözleşmenin başarılı bir sözleşme olduğunu belirterek, hayırlı olması temennisinde bulundu.
2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin
ücretlerinde her iki yıl için de yüzde 8’er oranda artış sağlandı.
Sendikamız ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Gazibel A.Ş. arasındaki toplu iş sözleşmesi Genel Başkan Vekilimiz Av.
Hüseyin Öz ile Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in katılımlarıyla imzalandı.
Toplu iş sözleşmesi imza törenine Öz ve Şahin’in yanı sıra, belediye
başkan yardımcıları, Gaziantep Şube Başkanımız Mehmet Geçer, Gazibel A.Ş. Genel Müdürü, belediye birim amirleri ve üyelerimiz katıldı.
İmza töreninde konuşan Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, ül-
64 | Hizmet-İş Sendikası
SİVAS BELEDİYESİ’NDE TOPLU SÖZLEŞME
Sivas Şubemiz ile Sivas Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile
Sivas Belediye Başkanımız Sami Aydın ve sözleşme
komisyonu tarafından imza altına alındı.
2 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre;
üyelerimizin ücretlerine ve tüm sosyal yardımlarına
sözleşmenin ilk yılının ilk altı ayında % 6, ikinci altı
ayında % 6; 2. yılın ilk altı ayında % 6, ikinci altı ayında %6 oranında ücret zammı yapıldı.
RİZE BELEDİYESİ’NDE TOPLU SÖZLEŞME
Sendikamız ile Rize Belediyesi arasında yürütülen toplu iş görüşmeleri anlaşmayla sonuçlanarak, Rize Şube Başkanımız Mehmet Alaca ile Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap tarafından imza altına alındı.
2 yıl süreli toplu iş sözleşmesine göre üyelerimizin ücretlerinde %21 ila %42
arasında artış sağlandı. Ayrıca dış birimlerde çalışan işçilere aylık bir yevmiye zam yapıldı. Sosyal haklarda ise %10 ila %30 arasında zamlar yapıldı.
İmza töreninde konuşan Rize Şube Başkanımız Mehmet Alaca, "Güzel bir
sözleşme oldu. Ücret zammına ve sosyal haklardaki artışlara ilaveten "Eşit
işe eşit ücret" ilkemiz gereği düşük ücretle çalışan üyelerimize 12 TL ilave
zam aldık. Tüm üyelerimize hayırlı olsun" dedi.
Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap da, "İşçilerimize güzel oranlarda zamlar verdik. Umarım işçilerimizdeki bu memnuniyet hizmet olarak
halkımıza yansır. Hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
SAKARYA/ARİFİYE
BELEDİYESİ
NEVŞEHİR/KOZAKLI
BELEDİYESİ
Sendikamız ile Arifiye Belediyesi arasında
toplu iş sözleşmesi Sakarya Şube Başkanımız Mesut Gökdemir ile Arifiye Belediye
Başkanı İsmail Karakullukçu tarafından
imzalandı. Toplu sözleşmeye göre; Arifiye
Belediyesinde çalışan 38 üyemiz için 2016
yılının ilk altı ayı için %8, ikinci altı ayı için
%7’lik bir artış sağlandı. 2017 yılı için ise
enflasyon +1 puanlık bir artış söz konusu
olacak.
Kayseri Şubemiz ile Kozaklı Belediyesi
arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak imza
altına alındı. Kozaklı Belediyesinde gerçekleştirilen törene Kayseri Şube Başkanı
Serhat Çelik, Belediye Başkanı Celalettin
Güven ve üyelerimiz katıldı. 2 yıl süreli olarak imzalanan sözleşme ile üyelerimizin
ücret ve sosyal haklarına %11 oranında
zam yapıldı.
KARAPINAR BELEDİYESİ
Sendikamız ile Konya/Karapınar Belediyesi
arasında devam eden toplu iş sözleşmesi
Konya Şube Başkanı Vacit Sır ile Karapınar
Belediye Başkanı Mehmet Yaka tarafından
imzalandı. 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu
iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin yevmiyelerine seyyanen 15 TL ilave edilerek, sosyal
yardımlarla birlikte %16 artış yapıldı. 2. altı
ay ise ücret ve maaşa giren kalemlere %6
oranında zam uygulanacak. 2. yıl ise devlet
memurlarına gelen zamların enflasyon farkıyla birlikte aynen uygulanacak.
Hizmet-İş Sendikası | 65
TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ
BURSA OSMANGAZİ, YILDIRIM VE GÜRSU BELEDİYELERİNDE
TOPLU SÖZLEŞME
runarak geliştirilmesi noktasında hassas
davrandıklarını belirterek, sözleşmeyle
sağlanan artışların hayırlı olması temennisinde bulundular.
Osmangazi Belediyesi ile 2 yıl süreli olarak
imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyemiz işçilerin mevcut yevmiyelerine altı aylık dilimler halinde seyyanen 4 TL, sosyal
haklara da yüzde 20 ile yüzde 100 arasında
değişen oranlarda artış yapıldı.
Sendikamız ile Bursa’ya bağlı Yıldırım,
Osmangazi ve Gürsu belediyeler arasında
toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Toplu iş sözleşmesi imza törenlerinde konuşan Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin
Öz, toplu iş sözleşmelerinin üyelerimizin
ve sendikamızın taleplerine yakın sonuçlarla anlaşmayla neticelendirilmesinden
duyduğu memnuniyeti dile getirerek,
sözleşmelerdeki katkılarından dolayı Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a, Yıldırım Belediye Başkanı İsmail
Hakkı Edebali’ye, Gürsu Belediye Başkanı
Mustafa Işık’a, Bursa Şube Başkanımız
Mehmet Keskin’e, Şube Sekreterimiz Selim
Bal’a, Şube Mali Sekreterimiz Cemil Yaşar
Aydın’a, Şube Teşkilatlanma Sekreterimiz
Zekeriya Matyar’a ve işyeri sendika temsilcilerimize teşekkür etti.
Toplu iş sözleşmelerini başarılı olarak değerlendiren Genel Başkan Vekilimiz Öz,
Yıldırım, Osmangazi ve Gürsu belediye
başkanlarına çalışanların emeğine gösterdikleri saygıdan dolayı da teşekkür etti.
Öz, Yıldırım, Osmangazi ve Gürsu belediyelerinin yaptığı kentsel çalışmalardan da
övgüyle söz etti.
Yıldırım, Osmangazi ve Gürsu belediye
başkanları da çalışanlarının haklarının ko-
Yıldırım Belediyesi ile 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyemiz
işçilerin mevcut yevmiyelerine altı aylık dilimler halinde seyyanen 5 TL, sosyal haklara da yüzde 20 oranında artış yapıldı.
Gürsu Belediyesi ile 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyemiz
işçilerin mevcut yevmiyelerine birinci altı
ay seyyanen 8 TL, ikinci altı ay seyyanen
6 TL, üçüncü altı seyyanen 8 TL, dördüncü altı ay seyyanen 8 TL, sosyal haklara
da yüzde 20 ile yüzde 90 arasında değişen
oranlarda artış yapıldı.
ELAZIĞ/SİVRİCE BELEDİYESİ
ELAZIĞ/KOVANCILAR BELEDİYESİ
Sendikamız ile Sivrice Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi anlaşmayla sonuçlandırılarak imzalandı.
Sendikamız ile Elazığ/Kovancılar Belediyesi arasındaki toplu iş
sözleşmesi Elazığ Şube Başkanımız Kazım Cavlı ile Kovancılar Belediye Başkanı Hacı Akpınar tarafından imzalandı.
Toplu iş sözleşmesi hakkında bilgi veren Elazığ Şube Başkanımız
Kazım Cavlı, sözleşmenin 2 yıl süreli olarak imzalandığını belirterek, ilk yıl ücretlere ve sosyal haklara ortalama % 13, ikinci yıl % 7
oranında artış yapılacağını söyledi.
66 | Hizmet-İş Sendikası
2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, birinci yıl
ücretlere ve sosyal haklara ortalama yüzde 15; ikinci yıl için ise
ücretlere ve sosyal haklara % 10 oranında ücret zammı yapılması
bağıtlandı.
BAYBEL AŞ’DE
Başkanımız Vacit Sır ile Hüyük Belediye
Başkanı Mehmet Şahin tarafından imzalandı.
2 yıl geçerli olacak toplu iş sözleşmesine
göre; üyelerimizin günlük yevmiyelerine
birinci seyyanen 10 TL ilave edilecek, maaşına giren kalemlere % 10 oranında zam
uygulanacak. Aile ve çocuk yardımı ücretleri devlet memurlarına ödenen ücretler net
olarak ödenecek. 2. 3. Ve altı aylar ücret ve
maaşa giren kalemlere %6‘şar oranda zam
uygulanacak.
Sendikamız ile Bayburt Belediyesinde faaliyet gösteren BAYBEL şirketi arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak imza altına alındı.
ILGIN BELEDİYESİ
Bir yıl süreli imzalanan toplu iş sözleşmesi
ile üyelerimizin yevmiyelerinde %30 artış
yapıldı.
İmza töreninde bir konuşma yapan Şube
Başkanımız İhsan Bülbül, “Başarılı bir sözleşme imzaladık. Gönül ister ki daha fazla
ücretler olsun. Fakat bazen Belediyelerin,
şirketlerin bütçesi buna izin vermiyor. İnşallah şirketimizin şartları iyi olunca çalışanlarımızın ücretlerine de yansır. Sözleşmemizden hayır görün, bereket görün. İyi
günlerde harcayın ”dedi.
Baybel şirketi Genel Müdürü Hatem Serkan
Taner de, “Şirketimizin bütün imkânlarını
kullanarak kâra zarara bakmadan en yüksek artışı yaptık. Hizmet İş Sendikasının
mücadelesi bu rakamlara ulaşılmasını sağladı. Sözleşmeniz hayırlı olsun” dedi.
KONYA/HÜYÜK
BELEDİYESİ
Göre Belediye Başkanı Mustafa Topcu da
Göre Belediyesinde çalışan Hizmet-İş Sendikası üyesi işçilerin çalışmalarından memnun olduğunu söyleyerek, sözleşmenin
Göre Belediyesine ve bütün çalışanlarına
hayırlı olması temennisinde bulundu.
Sendikamız ile Konya Ilgın Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi Konya Şube Başkanımız Vacit Sır ile Ilgın Belediye Başkanı
Halil İbrahim Oral tarafından imzalandı.
2 yıl geçerli olacak toplu iş sözleşmesine
göre; üyelerimizin günlük yevmiyelerine
birinci altı ay seyyanen 10 TL zam uygulanacak, sosyal yardım ücreti aylık 115,35 TL
olarak kabul edildi. Bununla birlikte üyelerimizin ücretleri %10 oranında artırılmıştır.
1.07.2016-14.01.2018 tarihleri arasında 657
sayılı devlet memurlarına gelen zam yevmiyelere ve sosyal yardımlara geldiği tarihten itibaren uygulanacaktır. Şube Başkanı
Vacit Sır, Ilgın Belediyemizde ikramiyelerin
gününde ödendiğini ifade ederek, hayırlı
olmasını diledi, Başkana teşekkür etti.
GÖRE BELELEDİYESİ
Sendikamız ile Göre Belediyesi arasında
bir süredir yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak imza
altına alındı.
Sendikamız ile Konya Hüyük Belediyesi
arasındaki toplu iş sözleşmesi Konya Şube
Üyelerimizin ücretlerine ve sosyal haklarına bu sözleşmeyle devlet memurlarına gelen zamların aynısı uygulanacaktır. Ayrıca
üyelerimizin almış oldukları günlük yevmiye de 7 TL arttırılmıştır. Göre Belediyesine
ve üyelerimize hayırlı olmasını diliyorum”
dedi.
Göre Belediyesi başkanlık makamında
gerçekleştirilen imza töreninde konuşan
Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik “İmzaladığımız bu toplu iş sözleşme 2016 ila
2019 yılları arasında 3 yıllı kapsamaktadır.
YÜREĞİR BELEDİYESİ
Sendikamız ile Yüreğir Belediyesi arasında
yürütülen ve 2016-2018 dönemlerini kapsayacak olan toplu iş sözleşmesi sonuçlandırılarak, Adana Şube Başkanımız Abdurrahman Yücel ile Yüreğir Belediye Başkanı
Mahmut Çelikcan tarafından imzalandı.
Sözleşme ile 1. yıl için ücretlere %17, sosyal
yardımlara ise %20 oranında zam yapıldı.
2. yıl için ise enflasyon oranında artış yapılması bağıtlandı.
Adana Şube Başkanımız Yücel, en iyi sözleşmenin masa başında bitirilen sözleşme
olduğunu belirterek ‘Amacımız üyelerimizin mağdur edilmemesidir. En önemlisi ise
verilen hakların zamanında ödenmesidir”
dedi.
Hizmet-İş Sendikası | 67
TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ
KEÇİÖREN
BELEDİYESİ
yıllık yüzde 4 zam yapıldığını, sosyal paketlerde artırıma gidildiğini ve işçilere unvan
verildiğini hatırlatarak, “Toplu iş sözleşmesinde üyelerimizin haklarını koruyarak
uygun şekilde dengeleme ve ücret zammı
anlaşmamız imzalanmıştır” dedi.
Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan da
belediye ile Hizmet-İş Sendikası arasında
2 aylık görüşmeler sonunda 68 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesini imzaladıklarını
söyledi.
Sendikamız ile Keçiören Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Ankara
2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere ile
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak tarafından imzalandı.
YOZGAT/DEDEFAKILI
BELEDİYESİ
Sakarya Şube Başkanımız Mehmet Mesut
Gökdemir, törende yaptığı konuşmada
sözleşmenin her maddesinin önem arz ettiğini ancak, en önemli maddelerin ücret
maddeleri olduğunu dile getirdi.
Gökdemir, toplu iş sözleşmesinin her iki taraf için de hayırlı olmasını dileyerek gayreti
ve çabası için Serdivan Belediye Başkanı
Yusuf Alemdar’a ve Yerelsen yetkililerine teşekkür ederek, “Çalışan işçilerimizin refah
seviyelerini ve çalışma koşullarını daha üst
seviyeye getirmek için elimizden gelen tüm
gayreti göstereceğiz” şeklinde konuştu.
2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin yevmiyelerinde
ilk yıl için yüzde 11 artış sağlandı. İkinci yıl
için ise enflasyon oranında artış yapılması
bağıtlandı. Sosyal haklara ise yüzde 25 oranında artış sağlandı.
ANKARA/ÇUBUK
BELEDİYESİ
haklara da sözleşmenin 1. yılında %10,
ikinci yılında ise yine %10 artış yapılması
bağıtlandı.
Sendikamız ile Dedefakılı Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Yozgat
Şube Başkanımız Ferman Zararsız ile Dedefakılı Belediye Başkanı Haydar Coşkun
arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi 2 yıl
süreli olarak imzalandı. Ücret zammı, sosyal
haklar hariç birinci yıl ilk altı ay %7, ikinci altı
ay %5; ikinci yıl birinci altı ay %5, ikinci altı
ay %5 ücret zammı uygulanacak.
Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar
ise “Belediyemiz ve tüm işçilerimiz adına
imzalanan sözleşmenin hayırlı olmasını
diliyorum. Biz Serdivan Belediyesi olarak
büyük bir aileyiz. Bu samimiyetle ve şevkle
ilçemizi daha da güzelleştirmek için birlikte
çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
MUŞ/SERİNOVA
BELEDİYESİ
SAKARYA/SERDİVAN
BELEDİYESİ
Sendikamız ile Ankara/Çubuk Belediyesi
arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere
ile Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Ecehan
tarafından imzalandı.
Sözleşmeyle ilgili bilgi veren Ankara 2 No’lu
Şube Başkanımız Recep Dere, üyelerimizin
haklarını en iyi şekilde koruduklarını kaydetti.
Sözleşmenin imzalanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Dere, ücretlerde
68 | Hizmet-İş Sendikası
Sendikamız ile Serdivan Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Serdivan Belediyesi’nde gerçekleştirilen
imza törenine Sakarya Şube Başkanımız
Mehmet Mesut Gökdemir, Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Yerelsen Genel
Sekreteri Av. Mümtaz Uzun, şube yönetim
kurulu üyelerimiz ve işyeri sendika temsilcilerimiz katıldı.
73 üyemiz kapsayan ve 2 yıl yürürlük süresi olan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin yevmiyelerine 1. yıl 10 TL, 2. yıl 12
TL ücret zammı ilave edilirken; tüm sosyal
Sendikamız ile Serinova Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Toplu iş sözleşmesi Muş Şube Başkanımız
Yaşar Kalır ile Serinova Belediye Başkanı
Eğnin Atılgan tarafından imzalanan 2 yıl süreli olarak imzalandı. Buna göre; üyelerimizin taban ücretleri ve sosyal aklarında 1.yıl
%30, 2. yıl %10 artış sağlandı.
FELAHİYE BELEDİYESİ
VE BÜNYAN HALICILIK
TUR. A.Ş’DE SÖZLEŞME
sözleşmenin yürürlük süresinin 3 yıl olduğunu ve yürürlüğe girmesiyle birlikte ücretlerde ve sosyal haklarda yüzde 25 oranında
artış olacağını söyledi.
SİVAS/ZARA
BELEDİYESİ
Felahiye Belediye Başkanı Vural Coşkun’da
işçilerinin hak ettikleri maaşı günün de
verebilmeyi ilke edindiklerini söyleyerek
toplu iş sözleşmesinin iki taraf içinde gayet
sevindirici olduğunu belirtti
ELAZIĞ/YAZIKONAK
BELEDİYESİ
Sendikamız ile Zara Belediyesi arasında
yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak Sivas Şube
Başkanımız Nihat Şimşek ile Zara Belediye
Başkanı Sayit Ahmet Pala tarafından imza
altına alındı.
Sendikamız ile Felahiye Belediyesi ve Bünyan Belediyesi Halıcılık Tur. A.Ş arasında
yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri
anlaşma ile sonuçlanarak imza altına alındı.
Sendikamız ile Yazıkonak Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi Elazığ Şube Başkanımız Kazım Cavlı ile Yazıkonak Belediye
Başkanı Aydın Ayaz tarafından imzalandı.
2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, mevcut yevmiyelerde ilk yıl
%15, ikinci yıl %5 oranında artış sağlandı.
Hizmet-İş Sendikası olarak her zaman hem
belediye hem de işçilerin menfaatlerini eşit
oranda korumaya gayret gösterdiklerini
söyleyen Kayseri Şube Başkanımız Serhat
Çelik, Bünyan Belediye Başkanlığı’nda yapılan toplu iş sözleşme görüşmelerinde
Belediye Başkanı Şinasi Gülcüoğlu’nun
işçilerin haklarının verilmesi konusunda
kendilerine yardımcı olduğu için teşekkürler etti.
Bünyan Belediye Başkanı Şinasi Gülcüoğlu da yaptığı konuşmasında hiçbir ücretin
alın terinin karşılığının olamayacağını ve işçilerinin yaz kış demeden Bünyan halkının
hizmetinde çalıştıklarından dolayı memnun olduklarını belirterek, “ İşçilerimiz yaz
demeden, kış demeden halkımızın ferahı
için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar.
Aldıkları zammı aileleri ile birlikte huzur
içinde harcasınlar. Hiçbir ücret alın terinin
karşılığı olamaz” dedi.
Felahiye Belediyesi ile yapılan toplu iş sözleşmesi hakkında da bilgiler veren Çelik,
2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine
ve tüm sosyal yardımlarına 1. yıl %13; 2. yıl
%10 zam yapıldı.
SİVAS/HAFİK
BELEDİYESİ
MUŞ/BULANIK/
YONCALI BELEDİYESİ
Sendikamız ile Muş/Bulanık/Yoncalı Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi imzalandı. Toplu iş sözleşmesi hakkında bilgi veren
Muş Şube Başkanımız Yaşar Kalır, üyelerimizin taban ücret ve sosyal yardımlarına birinci yıl yüzde 15, ikinci yıl yüzde 20, üçüncü
yıl için ise yine yüzde 20 artış sağlandığını
söyledi.
Sivas Şubemiz ile Sivas/Hafik Belediyesi
arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas
Şube Başkanımız Nihat Şimşek ve Hafik
Belediye Başkanı Mithat İlhan tarafından
imza altına alındı.
2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine
ve tüm sosyal yardımlarına 1.yıl % 11; 2. yıl
%11 zam yapıldı.
Hizmet-İş Sendikası | 69
TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ
SİVAS/SUŞEHRİ
BELEDİYESİ
SİVAS/DELİİLYAS
BELEDİYESİ
SİVAS/CEMEL
BELEDİYESİ
Sendikamız ile Suşehri Belediyesi arasında
yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri
anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Suşehri Belediye
Başkanı Fazlı Yüksel tarafından imza altına
alındı.
Sendikamız ile Deliilyas Belediyesi arasında
yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri
anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Belediye Başkanı
Hayati Akbulut tarafından imza altına alındı.
1 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin günlük taban ücretlerine 10 zam yapıldı.
2 yıl süre ile yapılan toplu iş sözleşmesine
göre; üyelerimizin günlük ücretlerine sözleşmenin 1. yılı 8 TL; 2. yılı 8,5 TL ücret zammı yapıldı.
Sendikamız ile Cemel Belediyesi arasında
yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri
anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ve Belediye Başkanı
Hakverdi Bulut tarafından imza altına alındı.
SİVAS/YILDIZELİ
BELEDİYESİ
Sendikamız ile Yıldızeli Belediyesi arasında
yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri
anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Belediye Başkanı
Yılmaz Navruz tarafından imza altına alındı.
2 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine ve tüm
sosyal yardımlarına 1. yıl %10; 2. yıl %8 oranında zam yapıldı.
70 | Hizmet-İş Sendikası
SİVAS/GÜRÇAYIR
BELEDİYESİ
2 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; işçilerin ücretlerine ve tüm sosyal
yardımlarına Sözleşmenin 1.yılı %10, 2. yılı
%10 zam yapıldı.
MUŞ /KARAAĞAÇLI
BELEDİYESİ
Sendikamız ile Gürçayır Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri
anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Gürçayır Belediye
Başkanı Osman Özkan tarafından imza altına alındı.
Sendikamız ile Muş/Karaağaçlı Belediyesi
arasındaki toplu iş sözleşmesi Muş Şube
Başkanımız Yaşar Kalır ile Karaağaçlı Belediye Başkanı Suphi Özbayrak tarafından
imzalandı.
2 yıl süre ile İmzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine ve tüm
sosyal yardımlarına Sözleşmenin 1. yılı
%13; 2. yılı % 3 zam yapıldı.
3 yıl süreli imzalanan toplu iş sözleşmesi
gereği, üyelerimizin taban ücretleri ve sosyal yardımlarına her yıl için %20 oranında
artış yapılacak.
KAYSERİ/KOCASİNAN
BELEDİYESİ'nde toplu sözleşme
Sendikamız ile Kayseri
Kocasinan Belediyesi
Park Bahçeler Müdürlüğünde hizmet alımı
yoluyla taşeron şirkette çalışan üyelerimizin
toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Sözleşme imza törenine Genel Başkan
Yardımcımız Halil Özdemir, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet
Çolakbayrakdar, Kayseri Şube Başkanımız
Serhat Çelik, Belediye
yetkilileri ve çok sayıda
belediye işçisi ve aileleri katıldı.
haklarını kazandık. Yıllık ücretli izinlerini yasal düzeye getirdik.
Mücadelemiz sonunda da toplu iş sözleşme hakkı kazandık. Hiçbir
zaman kadrolu, taşeron ayırımı yapmadan üyelerimizin üniversitede okuyan çocuklarına/öğrencilerine burs verdik. 170 bin taşeron
üyemizi hiçbir ücret almadan ferdi kaza sigortalı yaptık. ‘Nerede
bir mazlum varsa bizlerden alacağı vardır’ diyerek yolumuza devam ettik. İnşallah bu mücadelemizin sonu hayırlı olacaktır” diye
konuştu.
Şube Başkanımız Serhat Çelik de toplu iş sözleşmesinde kazanılan
haklarla ilgili bilgiler vererek, şunları kaydetti: “Çok şükür huzurlu
bir şehirde yaşıyor, huzurlu bir belediyede çalışıyoruz. İşçisiyle memuruyla yıllarca gününde maaşlarımızı, sosyal haklarımızı aldık.
Bu huzurun, bu birliğin, bu beraberliğin mimarı olan sizlere bir kez
daha teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar ise Kocasinan
Belediyesinin işçi dostu bir belediye olduğunu ve bunu da bir kez
daha gösterdiklerini söyleyerek şu şekilde devam etti: “Bugün burada hayırlı bir için toplanmış bulunmaktayız. Bizlerde işçi dostu
belediye olarak çalışanlarımızın haklarına biran önce kavuşmalarını sağlayarak toplu iş sözleşmesine imzamızı attık. Belediyemize
ve işçi arkadaşlarımıza sözleşmemiz hayırlı uğurlu olsun” dedi.
Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir,
törende yaptığı konuşmada “Hizmet-İş Sendikası olarak mücadeleye başladığımız tarih
itibariyle hiçbir taşeron
şirketlerde çalışan arkadaşlarımızdan aidat
almadık. Hiçbir karşılık beklemeden onları sendikamıza kayıt
yaptık. Onlar için mücadele vererek kıdem
MUŞ/DÜZKIŞLA BELEDİYESİ
ÇANAKKALE/LAPSEKİ BELEDİYESİ
Sendikamız ile Muş Düzkışla Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi Muş Şube Başkanımız Yaşar Kalır ile Düzkışla Belediye Başkanı Göksel Kavçan tarafından imzalandı.
Sendikamız ile Çanakkale/Lapseki Belediyesi arasında toplu iş
sözleşmesi, Çanakkale İl Başkanımız Vedat Yılmaz ile Lapseki Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz tarafından imzalandı.
3 yıl sureli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin ücretlerinde yıllık yüzde 20 artış sağlandı.
Toplu İş Sözleşmesi ile üyelerimizin maaşlarında yüzde 30 artış
sağlandı.
Hizmet-İş Sendikası | 71
KİTAP
ahmet davutoğlu
Medeniyetler
Sehirler
ve
Ş
ehir deyince medeniyeti, medeniyet
deyince şehri hatırlıyoruz. Bu iki önemli kavram birbirinin ayrılmaz parçaları
olarak tarih boyunca varlığını sürdüregelmiş. Çünkü, medeniyetler şehirde kurulur. Şehir de medeniyetin taşıyıcısı ve
göstergesi olur.
Medeniyetimizin bütün safhalarını süsleyen tarihi
şehirlerimiz bugün bile tüm dünyanın hayranlıkla
seyrettiği bir derinliğe ve güzelliğe sahiptir.
Şehir ve Medeniyet bağlamında yazılmış yerli-te’lif
kitaplarımızın sayısı yok denecek kadar azdır. Eski
Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU’nun son
günlerde Küre Yayınları tarafından literatürümüze
kazandırdığı kitabı MEDENİYETLER VE ŞEHİRLER,
önemli bir muhtevaya sahip.
Üç bölüm halinde hazırlanan kitabın Birinci Bölümü
Şehirlerle İlk Tanışmam: Mekanın İzleri başlığını
taşıyor. İkinci Bölümü: Şehir Tarihi Yazımı ve Osmanlı Şehri. Üçüncü bölümü ise; Tarihin Öznesi
Olarak Şehir: Medeniyetler Tarihi ve Eksen Şehirler. Kitap, konu ile ilgili çalışacaklar için kılavuz niteliğinde bir el kitabı. Davutoğlu, kitapta hem kendi
şehir tecrübelerini aktarıyor, hem de tarihî şehirlerin
genetiğine ilişkin muhtevalı metinler ortaya koyuyor.
Davutoğlu, kitabın önsözünde Osmanlı şehir birikimine ilişkin önemli bir gerçeğe işaret ediyor: “Bugün moderniteden küreselleşmeye geçiş sürecinde
kadim medeniyetlerin yeni bir canlanma dönemine
girdiği göz önüne alındığında, Osmanlı döneminin
doğru anlaşılması sadece tarihi idrakin doğru inşası
bağlamında değil, küreselleşmenin doğurabileceği kültürel etkileşimleri anlayabilmek açısından da
özel bir öneme sahiptir. Mesela, merkezi kadim şehirlerin medeniyet harmanlanması dönemlerinde
yaşadıkları dönüşümün dinamiklerini anlamak, çok
kültürlü küresel şehirlerin geleceğini öngörebilme
çabalarında önemli ipuçları verecektir…”
“Bir medeniyetle birlikte tasfiye edilen şehirler” bölümünde “Sadece bir şehri değil, bir medeniyet birikimini tümüyle
tasfiye etmek amacıyla tarih sahnesinden silinen şehirler,
merkezlik ettikleri medeniyet birikiminin kaderini de yansıtmışlardır.” diyen Davutoğlu İstanbul’un fethine dair de
“Fetihle birlikte bu kadim başşehir yeni bir ontolojik bilinç
ve buna dayalı bir mimari formla tanışmış ve süreklilik-değişim diyalektiği bağlamında tarihin gördüğü en renkli medeniyet dönüşümlerinden birine şahitlik etmiştir….Fatih bir
taraftan şehirdeki sürekliliği korurken, diğer taraftan da şehrin yeni bir ontolojik bilinç ve kimliğe sahip olması yönünde
de kararlı bir tutum sergilemiştir.” Vurgularını yapıyor.
“Bir medeniyet tarafından kurulan şehirler” bölümünde
de “Bu şehirler, bir medeniyet ana unsurlarıyla tarih sahnesine çıktıktan, belli bir kemale eriştikten sonra siyasi iradeyle kurulan şehirlerdir. Bu türün tipik örneği Bağdat’tır.
Bağdat krulduğu zaman İslam medeniyeti teşekkül devrini
tamamlamıştı. Başka bir deyişle, Bağdat’ı kuran bir ‘zihin’
ve o zihnin ürettiği bir şehir hayatı tecrübesi vardı. Abbasi
Halifesi Harun Reşid, o zihin etrafında Bağdat’ı döneminin
en önemli ilim ve kültür merkezi haline getirdi. Öte yandan,
bu şehre verilen “Medinetü’s Selam” adının da açıkça ortaya koyduğu gibi Bağdat, bir barış şehri, yani siyasal düzenin
başşehri olarak tasavvur edildi.”
“Medeniyetler ve Şehirler” kitabı batının ve doğunun tarihî
şehirlerini ve halen varolan şehirlerini anlamada önemli bir
bakış açısı ve muhteva sunuyor. Modern zamanlarda şehirlerimizin geçirdiği değişimlere de vurgu yapılan kitap, şehir
ve medeniyet konusunda çalışma yapacaklara, ilgililere ve
meraklara önemli malzemeler veriyor, önemli tespitler yapıyor.
Küre yayınlarından çıkan Medeniyetler ve Şehirler, kitap
dünyamıza ve literatürümüze ciddi bir katkı yapıyor.
İKTİBAS
Sabahattin Zaim
’den…
...Sendikaların gelişmesi sosyal sorumluluk duygusunu ve insanın kendisini murakabe etme duygusunu artırır….
...İslâm cemiyetlerinde iş ahlakı tamamen İslami ahlak içinde düzenlendiğinden, fütüvvetler, ahilik sistemi ve lonca sistemleri içinde bu konular ahenkli bir şekilde düzenlenmişti.
... Fakat fabrika sanayii ortaya çıkıp bir işyerinde yüzlerce,
binlerce işçi bir araya gelince, artık işçi ve işverenlerin münasebetleri şahsi olmaktan çıkmış ve birbirini tanımayan bir
kalabalık gruplar arasındaki münasebetlerin düzenlenmesi
meselesi haline gelmiştir.…“
...Sendika, siyasi kudrete sahipse, hükümet yoluyla vergi sistemini tadil edip adil-pay esasına göre vergi transferleriyle
milli gelirin bünyesini radikal yollarla değiştirebilir.... Sendikalar, bütün fonksiyonlarını ve bilhassa siyasi fonksiyonunu
kullanması halinde işçi payını artırabilecektir.
...Sendikalar, bulundukları cemiyetin sosyal ve siyasi bünyesine tesir etmek suretiyle, iktisadi fonksiyonlarını sosyal ve
siyasi fonksiyonlarıyla tamamlamaları halinde bu neticeye
varabilmeleri mümkün olur. Kaldı ki, sendikaların siyasi fonksiyonlarını kullanamayışları ve iktisadi fonksiyonlarından, yani
kollektif pazarlık sisteminden de mahrum kalmaları halinde,
bilhassa iktisadi konjonktürün yükselme devrelerinde milli
gelirdeki işçi payının nisbi olarak azalması tehlikesi baş gösterebilir…”
...Sendika-toplu sözleşme, işçi-işveren ve endüstri ilişkileri
düzeni, ülkenin iktisadi ve sosyal siyaseti üzerinde önemi gittikçe artan bir mahiyet kazanmış bulunmaktadır. Bu durum,
işçi-işveren sendikalarındaki yönetici kadrolarının önemini
de aynı ölçüde artırmış bulunmaktadır. Bu kadrolarda görev
alanların, hem teknik hem mesleki bilgi bakımından, hem de
devlet adamlığında aranan SOSYAL SORUMLULUK DUYGULARI bakımından iyi yetişmiş olmaları büyük önem arz
etmektedir…”
...Netice olarak, sendikalar kendi mahiyetleri icabı işveren
idaresinin etkisini azaltıcı bir organ değildir. Sendikaların daha
mutedil ve ileri görüşlü hareket edebilmesi mümkündür.
Fakat İŞVERENLERİN DE HER ŞEYDEN EVVEL “KENDİ
EVİNİN EFENDİSİ” olmak ZİHNİYETİNİ TERK EDİP, işletmenin aynı zamanda sosyal bir organizma olduğunu ve
sendikaların da bu organizmanın lüzumlu, zaruri ve yapıcı bir
rüknü olabileceğini kabul ETMESİ GEREKİR…
(Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Türkiye’nin Yirminci Yüzyılı)
Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul ÇALIŞKAN:
“İŞÇİLERİMİZİN ÖRGÜTLENME HAKLARINA SAYGI DUYDUK.
ÇÜNKÜ ALINTERİ KUTSALDIR.”
Çok okuyan mı bilir çok gezen mi? Karaman’ın kent tarihi ve kültürü söz konusu oldu mu ne
çok okumakla ne de bolca gezmekle bu işin içerisinden çıkamayabiliriz. Tarihin her döneminde
önemli bir kültür ve ticaret merkezi olmuş, farklı uygarlıklara kucak açmaktan yorulmamış bu
kadim şehri ne ansiklopedilere sığdırabiliriz ne de gezi araçlarına… Ancak işin bir püf noktası
var; Karaman’ın bir köşesinde durur ve geçmişten bugüne derince bir nefes alırız. İşte o an
hissetmeye başlarız dünüyle, bugünüyle “bisküvi ve çikolata kokulu” medeniyet şehrini.
K
araman, Şair Bekir Sıtkı
Erdoğan‘ın
“Karaman’a
hasretliğim yazıla yazıla bitmez” dediği kadim bir şehir.
Dünyanın neresine giderseniz gidin bir hemşehrinizle
karşılaşacağınız büyük bir memleket..
Karaman tarih boyunca önemli şahsiyetler yetiştirmiş, tarihe ve millete armağan etmiş ana yürekli bir şehir. Bu
şehrin mayasında Karamanoğlu Mehmet Bey’den tutun da, Mevlana, Yunus
Emre, Piri Reis, Karabaş Veli hazretlerine kadar giden önemli şahsiyetlerin
mayası, terbiyesi var. Şehrin kültürünü
oluşturan ve ayakta tutan değerler bu
şehirde son derece kuvvetlidir. Bu yüzdendir ki; imparatorluk döneminde ve
cumhuriyet döneminde de önemli devlet adamları yetiştirmiş ve bunlarla da
gurur duymuştur.
KARAMAN BELEDİYESİ İCRAATLARIYLA ADIMLAR ATIYOR
Bu güzel şehrin soyadı gibi Çalışkan bir Belediye Başkanı var. Şehrin planlamasını yapmış, programa uymuş ve bu süreçte başarılı Hizmet-İş Dergisi olarak Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan’ı kapısını çaldık. Sorularımıza samimi ve
işlere imza atmış Ertuğrul Çalışkan
içten yanıtlar verdi. Karaman’ı bir kez
var. Belediye Başkanlığında birinci
Gelişmenin
en
somut
göstergesi
görmek yetmez, her fırsatta görüp nadönemi. Ama tecrübesi ve ortaya koysıl yol aldığına şahit olmak lazım.
yollardır.
Çünkü
yol
medeniyettir.
duğu başarı, bu işi iyi bilen biri olduğunu gösteriyor.
Yollar ulaştırır, kavuşturur, buluştu- Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul
Tüm Karaman bilir. Bu şehrin, özellikle rur… Yolun kıymetini en iyi bilen de Çalışkan, bu büyüme ve gelişmenin
belediyesinin temel yapılanmasında, Toros dağlarını aşmak için yıllardır önemli tanıklarından olmakla birlikte,
aynı zamanda bu ilerlemede kayda
yani personelden başlayıp, ekonomik sıkıntı çeken Karamanlılardır.
değer payı olanlardan.
yapılanmasına kadar, iç dizaynından,
dış planına kadar her noktasında KaKaraman Belediyesi, icraatlarıyla şehir için en büyük adımlarını
raman’a gönül vermiş, onu değişim ve dönüşümün başkenti yap- atmaya başlıyordu. Şehre doğalgazın gelmesi, şehrin yeniden
maya kendilerini adamış kişilerin fikirleri, düşünceleri, vizyonları planlaması, ulaşım ağının genişlemesi, imardaki sorunların çözülve ufukları vardır.
mesi, kronik hastalık haline gelen bir takım hususların kararlılıkla
74 | Hizmet-İş Sendikası
Karaman’ın en prestijli konut projesindeki
çalışmalar devam ediyor. Piri Reis Vadisi
Projesi olarak TOKİ ile birlikte yürütülen
proje kapsamında toplam 1728 konut ve
alışveriş merkezi, restoran, kapalı otopark
gibi sosyal tesis alanlarından oluşacak.
İlk etapta 450 konut yapılacak. Konutların
272’si normal daire, 166’sı özel konut ve 12
adeti de teras villa olacak. Konutların yanı
sıra; alışveriş merkezi, spor kompleksleri, suni göletleri, otopark ve yeşil alanları
ile proje Doğukışla olarak bilinen bölgeye
ayrı bir canlılık getirecek. Başkan Çalışkan,
“TOKİ karşısında belediyeye ait 9.000 m2
alanda 8.000 m2 kapalı ticari alan ile 132
adet konut içeren planlama yaptık” diyor.
YAKALANAN BAŞARI…
çözümlenmesi gibi konular, son 14 yılda ivedilikle çözüme kavuşturulan konular arasında yer alıyor. Aynı zamanda, gelişmişliğin
önemli göstergelerinden biri olan ulaşımın kolaylaşması açısından çeşitli yerlerde yolların asfaltlanması, Karaman halkını rahata
kavuşturuyor ve memleketlerine daha bir sevgi ile bağlanmalarını
sağlıyor. Karaman, rahatça seyahat edilebilecek yollarıyla da dışarıdan gelenlerin kalbini çalıyor.
Ertuğrul Çalışkan’ı dinledikçe Karaman’ı AK Parti öncesi ve sonrası
olarak ikiye ayırmakta bir sakınca görmüyoruz. Çünkü AK Parti’nin
iktidara gelmesiyle birlikte Karaman büyük bir sıçrama yapıyordu.
Partinin tüm ülke genelinde başlatmış olduğu “Marka Şehirler”
başlıklı yerel yönetimler projesi ile Karaman’da sosyal, kültürel,
ekonomik konular başta olmak üzere birçok alanda büyük ve
önemli işler gerçekleştiriliyor.
Gelişmenin en somut göstergesi yollardır.
Çünkü yol medeniyettir. Yollar ulaştırır, kavuşturur, buluşturur… Yolun kıymetini en iyi
bilen de Toros dağlarını aşmak için yıllardır
sıkıntı çeken Karamanlılardır. Karamanlılar içlerinden çıkan ve gurur abideleri olan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’a çok şey borçlular.
Lütfi Elvan’ın, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcılığı ve
Milletvekili dönemlerinde başlattığı çalışmalar, 26 Aralık 2013 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak göreve
gelmesi ile birlikte Karaman, ulaşım noktasında arzu edilen seviyelere geldi.
Karaman Belediyesi, Lütfi Elvan’ın girişimleri ile ilk defa 2011 yılı
itibari ile kurulan asfalt tesisi ile kendi asfaltını kendisi üreten bir
belediye haline geldi. Bu girişim asfalt konusunda maliyeti de 5’te
1 seviyesine düşürdü. Bu sayede daha fazla asfalt yolu daha az
maliyetle yapılaması sağlandı. Yeni alınan asfaltlama araçları da
Hizmet-İş Sendikası | 75
projelere dâhil edildiğinde Karaman’da ortalama olarak yılda en
az 500 bin m2 sıcak asfalt, 200 bin m2 soğuk asfalt serimi yapılır
hale geldi. Çalışkan, “Sayın Lütfi Elvan bakanımız olmasaydı, bu
başarıları zor yakalardık” diyor.
Çalışkan’a hükümetin taşeron konusundaki politikasını soruyoruz. Konunun, hükümet tarafından gündeme alındığını belirterek,
“Konuyu hükümetimiz gündemine aldı. Şuan gerekli çalışmalar
yapılıyor. Yapılan çalışmalarda bizimde katkımız oldu. Söz söyleme hakkımız oldu elbette. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve
taşeronlaşma, tamamen olmasa da bir kısmı kaldırılabilir kanaatindeyim. Asıl iş, yardımcı iş konusunu önemsiyoruz. Hükümetimiz aynı zamanda taşeron çalışanlara da toplu sözleşme hakkı
ve sendikal örgütlenme hakkı tanımış durumda. Çalışmaların bitmesini hep birlikte bekliyoruz. Umarım hepimiz için hayırlı olur”
yanıtını.
BİLİNÇLİ VE ÖRGÜTLENMİŞ BİR TOPLUM..
Örgütlenmenin önemine işaret eden Çalışkan, “Bilinçli ve örgütlenmiş bir toplum devleti ayakta tutan en önemli olgulardan biridir” diyerek, ortak aklı kullanma konusunda uyarılarda bulunuor.
“Ortak aklı kullanma konusunda bir zamanlar çok eksik kalan ülkemiz son yıllarda hızla bu açığı giderme gayretinde. İşçilerimizin
örgütlenmelerinin önünde hiçbir zaman durmadık. Destek olduk
ve olmaya da devam ediyoruz. İşçilerimizin maaş ve ikramiye alacağı bulunmamakla birlikte, SGK ve Emekli Sandığına da borcumuz yok. Bu bizim için şükür sebebidir. Çünkü alın teri kutsaldır.”
Karaman, bugün adeta gıdanın başkenti konumunda. Şehrin son
10 yılı adeta bir şantiye havasında. Yeni yerleşim alanların kurulması, vatandaşın rahatına yönelik icraatlar, bu şehri adeta baştan
yaratıyor.
Şehrin gelişmesi devam ederken, aynı zamanda tarım alanlarını
da kurtarılması hedefi başarıya ulaştı. Karaman daha çok tarım
vasfını kaybetmemiş alanlara doğru ilerledi. Bu ilerleyiş bir tabuyu da yıktı; “Şehirler batıya doğru genişler.” Karaman’da yer yer
bu duruma tezat bir görüntü oluştu. Evet, Karaman doğuya doğru
ilerledi ama bu şekilde tarım alanlarını kurtarmayı bildi. Şöyle kuş
bakışı bakıldığında Karaman’ın aksının, doğu, güneydoğuya doğru kaydığını rahatlıkla görebilirsiniz.
76 | Hizmet-İş Sendikası
“Şehrimiz son 10 yıldır neredeyse hep şantiye halinde. Köprülü
kavşaklardan Piri Reis Vadisi gibi nitelikli konutlara, kültür merkezlerinden kapalı pazarlara kadar şehrimizin sosyal ve kültürel
alt ve üst yapısını hızla geliştiriyor ve değiştiriyoruz. Bunun yanında şehrimizin ekonomisi zaten güçlü. 1 ithal edip, neredeyse 7 ihraç eden bir sanayimiz var. İhracat-ithalat dengesi açısından milli
ekonomiye katkımızı büyük. “
Karaman, ticari potansiyeli yüksek bir şehir. “Potansiyelimizi katlayacak unsurları da göz ardı etmiyoruz” diyen Başkan Çalışkan,
“Turizm ve ticaret açısından stratejik bir öneme sahip olan havaalanı için çalışmalar devam
ediyor. Diğer yandan serbest
bölge için kuruluş çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz.
Tekno-kent çalışmalarımızla da bütünleşecek olan bu
yürüyüşümüzün gelecek 10
yıllarda Karaman’ın talihini
ve tarihini değiştireceği kanaatini taşıyoruz. Bu heyecanla
işlerimizi yapıyoruz. Her şehir
gibi Karaman’da her şeyin en
güzeline layıktır” diyor.
“Hizmet-İş Sendikasının yayınladığı bu kıymetli dergide
sizlerle sohbet imkânı verdiğiniz için teşekkür ediyorum”
diyerek bizleri onurlandıran
Belediye Başkanı Ertuğrul
Çalışkan,“Ülkesi ve milleti için
fedakâr olduğu kadar kanaatkâr, aynı zamanda da cefakâr ve vefakâr Hizmet-İş Sendikası
çalışanlarını en kalbi duygularımla selamlıyorum. Başarılar diliyorum. “İnsanların en hayırlısı, onlara en çok faydası dokunandır” diyen Peygamberimiz (S.A.V.), “din kardeşinin sorununun çözümüne yardım edene Allah yardım eder” buyurmuştur. Hizmet insanı
küçültmez, aksine yüceltir. Unutulmamalıdır ki; bir milletin efendisi onlara hizmet edendir diyor ve muhabbetlerimi sunuyorum”
şeklinde aracılığımızla teşkilata mesajını veriyor.
Ayrılık vakti gelip çatınca, içimizi bir hüzün kaplıyor. Ecdadın her
adımını iliklerimize kadar hissettiğimiz bu kadim şehirde, insanın
ruhu dinleniyor. İnsana Huzur veren bu şehrin sevdalısı çoktur. Biz
de o sevdaya yakalanarak Ankara’nın yolunu tutuyoruz.
BIR
FI
BİR LM
BEL
GES
EL
Çankaya’ya Mektuplar
10 bölümden oluşan belgeselde, Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından günümüze Cumhurbaşkanlarına yazılmış, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde yer alan yüzlerce mektup ele alınıyor. Devlet adamlarından,
sanatçılardan, edebiyatçılardan ,halktan gelen mektupların izleri sürülerek Türkiye Cumhuriyeti tarihinin 90 yıllık öyküsü anlatılıyor.
Yapımı 3 yıl süren belgesel için, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde yer alan
180 binin üzerinde mektup, on binlerce fotoğraf, belge ve gazete tarandı. TRT’nin film ve fotoğraf arşivinden, TBBM, Milli Kütüphane, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kütüphanesi arşivleri ile kişisel
arşivlerden de yararlanıldı. 60’a yakın mektup sahibi ve yakınları ile
röportajlar yapıldı, 40’ın üzerinde seslendirme sanatçısı ile çalışıldı.
Belgeselde ilk kez gün yüzüne çıkan mektupların yanı sıra, Atatürk, Celal Bayar, Sabiha Gökçen, Vecihi Hürkuş, Hasan Ali Yücel, Yaşar Kemal
gibi pek çok önemli ismin ilk kez yayınlanacak arşiv görüntülerine de
yer veriliyor.
Yönetmen: Yasemin SÖKMEN Yapımcı: Yasemin SÖKMEN-Esra EŞKİNAT Program Ekibi: Proje Tasarım/Metin Yazarı: İsmail SERT
Özgün Müzik: Murat GEDİKLİ Kamera: Sabri SAVCI, Sezai ZABUN, Filiz ÇAKMAK Video Kurgu: Yusuf ŞEN, Serap MUTLU Grafik Animasyon: Orhan İZMİRLİER
Görsel Efektler: Yener PAKER, Tahir KIRŞANLI Yapım-Yönetim Yardımcıları: Ebru YÜMLÜ, Eylül ŞEN
Ressam: Ohan KİREMİTÇİ Seslendirme Yönetmeni: Hamit ÇELİK Sunucular: Erdal KÜÇÜKKÖMÜRCÜ-Mehmet ATAY
Yerdekİ Yıldızlar
2007 yapımı, yönetmenliğini Aamir Khan, Amole Gupte ve Ram Madhvani’nin yaptığı bir dram filmidir. Başrollerini Darsheel Safary ve Aamir Khanpaylaşmaktadır.
Harfleri sayıları algılama problemi yaşayan Ishaan çevresi ve ailesi tarafından tembel geri zekalı muamelesi görür. Çalışmayı öğrenebilmesi için yatılı
okula verildikten sonra tanıştığı resim öğretmeni ile değişen hayatı ve başarısını anlatan bir film. Ishaan derslerinde başarısız, yaptığı işlerin çoğunda
tutarsız bir çocuktur, yazı yazmayı ve okumayı 3.sınıfta olmasına rağmen
öğrenememiştir, kitabı her açtığında kelimeler sanki dans ediyor gibi gelir
ona. Bu başarısızlığın sonucunda içine kapanık ve karamsar bir ruh haline
bürünür, mutluluğu ve özgürlüğü insanlardan uzaklaşmakta bulur. Annesinin ilgisine karşın babasının katı tutumu Ishaan’ın zihinsel dünyasında gidiş
gelişler yaşamasına sebep olur. Tam her şeyden ümidini kesmişken resim
öğretmeni Ishaan’ın hayatını tam anlamıyla değiştirir.
Yerdeki
Yıldızlar
Her çocuk özeldir
HUKUK
GECE ÇALIŞMASI
GÜNLÜK YEDİBUÇUK SAATİ GEÇEN GECE ÇALIŞMALARI İÇİN
FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ÖDENMESİ
KADIN İŞÇİLERİN GECE POSTALARINDA ÇALIŞTIRILMA KOŞULLARI
Av. Oğuz AKSOY
Hizmet-İş Sendikası Hukuk Müşsaviri
Kural olarak çalışma, günün gündüz döneminde günlük çalışma süresine göre
yapılır. Bununla birlikte, işyerinin gerekleri, işin niteliği, günlük çalışmanın, gece
yapılmasını gerektirebilir. Nitekim faaliyetin devamlılığının esas olduğu, bu nedenle yirmi dört saat faaliyet göstermesi gereken işyerlerinde günlük çalışmanın
gece dönemini de içermesi ve işçilerin postalar halinde dönüşümlü olarak gece
çalıştırılması söz konusu olmaktadır. Çeşitli nedenlerle günlük çalışmanın günün
gece dönemine denk düşmesi olgusu karşısında İş Hukukunda“gece çalışması” ve
buna bağlı olarak “gece çalışma süresi” kavramları ortaya çıkmıştır.
Gece çalışması, günlük normal çalışma bağlamında bir çalışma olduğundan çalışma sürelerine ilişkin genel rejim içinde
yer almakla birlikte, gecenin doğal olarak uykuya ayrılan bir
gün dönemi olması itibariyle işçilerin korunması amacıyla özel
hükümler konulmuştur.
İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez. (Ek cümle: 6645 - 4.4.2015 / m.37) “Ancak, turizm, özel güvenlik ve
sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilir.
Gece çalışması 4857 sayılı İş Kanunun 69. maddesinde düzenlenmiştir.
Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları
suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında
iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.
“Çalışma hayatında "gece" en geç saat 20.00'de başlayarak
en erken saat 06.00'ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdir.
Bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı
bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin
"gece" başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış
saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve
bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü
koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını
yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir.
78 | Hizmet-İş Sendikası
Postası değiştirilecek işçi kesintisiz en az onbir saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz.” (4857 Sayılı İş Kanunu m.69)
Gece süresinde yapılan çalışmalar 7.5 saati aşamamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'na göre gece çalışmaları, en geç 20.00’de
başlayarak en erken saat 06.00 ya kadar geçen ve her halde en
fazla 11 saat olan dönem olarak esas alınmaktadır. Buna göre,
gece 20.00 ve sabah 06.00 saatleri arasında yapılan çalışmalar
gece çalışması olarak kabul edilmiştir.
Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalar
İlişkin Özel Usul ve Kurallar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesi
son fıkrasına göre, çalışma süresinin yarısından çoğu gece dönemine rastlayan bir postanın çalışması, gece çalışması sayılır.
Kanun hükmü uyarınca, çalışanlara rızaları olmaksızın 7,5 saatten fazla gece çalışması yaptırılamaz.
Turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde ancak
işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilecektir. Yazılı onayları olmaksızın işçilere yedi buçuk saatin üzerinde fazla çalışma yaptırılamaz.
İşçinin yazılı onayı alınmak şartıyla gece çalışması yaptırıldığı takdirde, haftalık kırk beş saat olan çalışma sınırı aşılmasa
dahi günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalara karşılık fazla
mesai ücretinin hesaplanarak ödenmesi gerekmektedir.
Yargıtay yerleşik kararları da, işçinin yazılı onayı alınmak şartıyla gece çalışması yaptırıldığı takdirde, haftalık kırk beş saat
olan çalışma sınırı aşılmasa dahi günlük yedi buçuk saati aşan
çalışmalara karşılık fazla mesai ücretinin ödenmesi gerektiği
yönündedir.
“4857 sayılı İş Kanununun 69/3 maddesi uyarınca "İşçilerin
gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez". Bu hal de
günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını
oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık 45 saat olan
yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde 7.5 saati aşan
çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin
kararı bu yöndedir ( Yargıtay 9.HD. 23.6.2009 gün 2007/ 40862
E, 2009/ 17766 K ). Ancak haftalık 45 saati aşmadığı takdirde,
gece çalışmasında 7,5 saati aşan fazla çalışmanın karşılığı
ücretten kendisi ödendiği için sadece zamlı kısmı hesaplanıp ödenmelidir.” (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 12.03.2012 T.,
2011/36448 E., 2012/7871 K.)
“4857 sayılı İş Kanunu'nun 69. maddesinde çalışma hayatında "gece" en geç saat 20:00'de başlayarak en erken saat
06:00'ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren
dönemi kapsadığı, 2. fıkrada ise bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına dair "gece" başlangıcının daha
geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle 1. fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit
etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda
fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabileceği 3. fıkrada ise İşçilerin gece çalışmaları
yedi buçuk saati geçemeyeceği düzenlenmiştir. Bu durumda
davacının oniki saatlik gece vardiyalarında yedibuçuk saati
geçen çalışmalarının her halükarda fazla çalışma olarak değerlendirilmesi, varsa ödemeye dair belgeler getirtildikten
sonra feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığının belirlenmesi gerekir.” (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 12.03.2012 Tarih
ve 2011/36448 E., 2012/7871 K. sayılı kararı.)
“Somut olayda davacının günlük çalışma çizelgeleri dosyaya sunulmuştur. Davacının iddia gibi 07.00-19.00 ile 19.0007.00 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi haftalık 45 saat aşılmasa da bazı aylarda 8 bazı aylarda 7 gece
nöbeti tutulduğundan 7,5 saati aşan 3 saatin fazla çalışma
sayılması gerektiğini, 8 nöbet tutulan aylarda 24, 7 nöbet tutulan aylarda 21 saat fazla çalışma yapıldığını her iki fazla
çalışmanın ortalaması alındığında ( 24+21 )/8=6 saat haftalık
fazla çalışma yapıldığını tespit etmiştir. İş Hukukunda haftalık fazla çalışma hesabının istisnalarından olan gece çalışmalarının günlük sistemle tespiti gerekir. Haftalık 45 saat
aşılmasa da gece 7,5 saati aşan çalışmalar fazla çalışma olarak kabul edilmelidir.” (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 02.03.2015
T., 2015/4224 E., 2015/3000 K. sayılı kararı)
Gece çalışmasının, mesleki ve fizyolojik nitelikte risklere ortam
hazırlaması, işçi sağlığını bozması, aile başta olmak üzere sosyal çevreden kopmaya yol açması, kişiliğin oluşumu ve gelişimini olumsuz etkilemesi gibi nedenlerle çocuk ve genç işçiler
ile kadın işçiler gece çalışmaları yönünden koruyucu düzenlemeler bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanunun 73. Maddesi uyarınca çıkartılan “Kadın
İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmeliğin 7. Maddesi gereğince kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılabilmeleri için işe başlamalarından önce işyeri
hekiminden çalışmalarına engel durumları olmadığına dair
sağlık raporu alınması gerekmektedir.
Yönetmeliğin 9. Maddesi uyarınca, kadın işçiler gebe olduklarının doktor raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar, emziren kadın işçiler ise doğum tarihinden başlamak üzere kendi
mevzuatlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bir yıl süre
ile gece postalarında çalıştırılamazlar. Emziren kadın işçilerde
bu süre, anne veya çocuğun sağlığı açısından gerekli olduğunun işyerinde görevli işyeri hekiminden alınan raporla belgelenmesi halinde altı ay daha uzatılabilecektir.
Bunun yanı sıra, Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma
Koşulları Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca, kadın
işçinin kocası da işin postalar halinde yürütüldüğü aynı veya
ayrı bir işyerinde çalışıyorsa, kadın çalışanın isteği üzerine,
gece çalıştırılması, kocasının çalıştığı gece postasına rastlamayacak şekilde düzenlenecektir. İşveren bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Aynı işyerinde çalışan eşlerin aynı gece
postasında çalışmayı talep etmeleri halinde, işveren tarafından işin durumuna göre çalışanların talepleri doğrultusunda
düzenleme yapılması gerekmektedir.
Yönetmeliğin 6. maddesi uyarınca, belediye sınırları dışındaki her türlü işyerleri ile belediye sınırları içinde fakat posta
değişim saatlerinde, toplu ulaşım araçlarıyla gidip gelmenin
zorluğu bulunan işyerlerinde işverenler, gece postalarında çalıştırılacak kadın işçilerini, sağlayacakları uygun araçlarla ikametgahlarına en yakın merkezden işyerine götürüp getirmekle
yükümlüdür.
Hizmet-İş Sendikası | 79
ÜYELERİMİZDEN/OKURLARIMIZDAN
SURİYE’Lİ
çocuk
olmak...
Dergimizin 148.sayısında paylaştığım yazımda çocuklar için demiştim ki: Bekle Çocuğum Yeni Bir Dünya İçin Yanındayız.
Hepimiz birer çocuk değil miydik? Küçücük bedenimizle geldiğimiz bilmediğimiz koca dünyadan sadece iyilik, mutluluk, sevgi,
barış istemedik mi? Küçük bedenimizde saklı Büyük Yüreğimize
dünyayı sığdırmadık mı?
Gülen gözlerimizle ve güler yüzümüzle herkesi ve dünyayı kucaklamadık mı? Çünkü çocuktuk. Sevgiyle büyümesi gereken tohumduk. Çocuklar umuttur yarınların müjde kuşudur. Gelecektir çocuklar.
Dünyanın neresinde olursa olsun Çocuksa eğer mutlu olmalıdır
büyüyünce ağır yüklerin altında ezileceği hayatın çocukken tadını
çıkarmalıdır. Sevgiye, oyuna, çikolataya, oyuncağa doymalıdır.
Dünyaya gözlerini açtığı yerlerde huzurla korkmadan büyümelidir.
Sokak kapısının önünde top onayıp cam kırmalı, arkadaşıyla koşmalı, evden çağırılana kadar sokaklarda oynamaktan yorulmalıdır.
Hangimiz isteriz savaşın dağıttığı topraklarda çocuk olmayı. Patlayan bombalar içinde korkmayı. Evimizden, mahallemizden uzak
olmayı. Maalesef ki yeryüzünde bunlara şahit olan küçücük bedenleri ve yürekleri ile korkuyu yaşayan çocuklar var. Unutabilir mi
bir çocuk patlayan bomba seslerini. Vücudundan kopan kolunu,
bacağını. Sağnak sağnak akan gözyaşlarını. Unutur mu gözyaşını
akıtanları?
Artık içimizde bu çocuklar hepimize çok yakın. Sokağımızın başındalar, dükkânımızın önündeler.
Nereye gittiklerini bilmeden küçücük bedenleri ile evsiz barksız
savrulmuş durumdalar.
Çocuk dünyanın her yerinde çocuk. Onlar saçlarına Bahar takmalı,
gülüşleri güneş olmalı. Suriye ' deki kanlı savaşın çocukları derdimiz olmalı. Biz de bir Suriye'li olsaydık o çocuk bizim olsaydı hiç
bilmediğimiz yerlere gelip gelecek için savrulsaydık ne yapardık?
Ne olur suçlamayalım onları. Hepimiz şikâyetçiyiz onlardan. İlaç
parası isteyenden, mendil-su satandan, yolumuzu kesenlerden.
Sevmedik onları benimsemedik. Hiç bir şey yapamazsak sevmeyi
denesek onları. Merhamet etsek. Bir tutam şefkat göstersek. Başını
okşasak birinin. Dileniyor diye düşman olmasak. Niye dilensinler
ihtiyaç olmasa. Yol bilmeden dil bilmeden geldikleri yerlerde kapkara kömür gözleriyle korkarak bakıyorlar etrafa.
80 | Hizmet-İş Sendikası
Suriye'li Çocuk Olmak Suç Mu? Yetişemiyorum hepsine. Hangi birine ne vereceğimi bilemiyorum. Çoklar; yürüdüğüm yollarda gittiğim yerlerde onlar da var. Belki maddi olarak yetemiyorum ama
kaçmıyorum onlardan. Kafamı çevirmiyorum. Niye geldiniz diyemem? Çocuklara kıyamıyorum başlarından okşamak istiyorum
korkanlar var üzülüyorum. Gülümsüyorum onlara selam veriyorum yürekten.
Kızmayalım onlara. ÇOCUK onlar. Allah' ın hediyesi cennet kokusu. Evimizdeki çocuğumuz değiller belki ama yüreğimizdeki çocuk
olabilirler hepsi. Sadece Suriye' li çocuklara değil dünyadaki bütün
çocuklara sevgi verelim yeter. Esmer tenli, kömür gözlü, yeşil gözlü,
alt dudağını sarkıtmış küçücük bedeninden gözyaşları içine akmasın. Korkmasın.
Bir çocuk gülerse DÜNYA güler. Bir yetim gülerse DÜNYA güler. Çocuklar gülsün. Kolları, bacakları oyun oynarken kaçmaktan, düşmekten kanasın Bomba dan değil.
Ramazan ayındayız cennet kapılarının açıldığı ayda. Rahmetin,
bereketin yağdığı ayda. Gelin bu Ramazanda birine sahip çıkalım
yüreğimizi açalım. Hoş geldin diyelim. Bize verenin hatırına BİR
olalım. Gülmeyi bize öğreten çocuklara iyi davranalım.
Onları görmezden gelir ve susarsak kaybedenlerden oluruz. Sanmasınlar ki çocukları üzenler mutlu olacak.
Onlar sanıyorlar ki,
biz susarsak mesele kalmayacak.
halbuki, biz sussak, tarih susmayacak..
tarih sussa, hakikat susmayacak.
onlar sanıyorlar ki,
bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
halbuki,
bizden kurtulsalar,
vicdan azabından kurtulamayacaklar,
vicdan azabından kurtulsalar,
tarihin azabından kurtulamayacaklar.
tarihin azabından kurtulsalar,
Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar.
Sezai Karakoç
Havva SARICA
Denizli Şube Sekreteri
Şube Kadın Komite Başkanı
Tebessüm
İki Kere İkİ Kaç Eder?
H
esaplama ile ilgili bir işe üç başvuru gelir. Başvuru yapanlardan
biri matematikçi, biri muhasebeci ve biri ekonomisttir. Mülakat
için üçü de sırayla davet edilir. İnsan kaynakları görevlisi matematikçiye birkaç klasik soru sorduktan sonra... Sorar:
- İki kere iki kaç eder?
- İki kere iki kaç eder?
Temel ve Dursun Galatasaray - Arsenal maçını izliyorlarmış. Temel, Galatasaray her gol attığında seviniyormuş.
Dursun, Galatasaray’ın başarısını küçümsemek için:
Matematikçi:
- Dört.
İnsan kaynakları görevlisi:
- Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- Evet, kesinlikle dört!
Daha sonra ekonomist görüşme için çağrılır. İnsan
kaynakları görevlisi ekonomiste de birkaç klasik
soru sorduktan sonra... Sorar:
- İki kere iki kaç eder?
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve insan kaynakları görevlisine yaklaşarak sorar:
- Kaç etsin istersiniz?
Yabancı
- Bu ne biçim Türk takımı da? Oyuncuların 3-4 tanesi
yabancı, demiş.
Temel takımını sonuna kadar savunmuş:
- Eee ne olmuş? Arsenal’in hepsi yabancı!...
AYNI YAŞTA…
İki yaşlı adam karşılıklı dertleşiyorlarmış. Biri demiş ki:
Ekonomist yanıtlar:
- Şu sağ bacağımdaki romatizma ağrısına artık dayanamıyorum! Ne diye ağrırsa kör olası?
- Ortalama dört eder. Artı eksi yüzde on oynama
olabilir ama ortalama dört eder.
- Neden olacak, demiş diğeri... Yaşlılıktan! Bunların
hepsi yaşlılık alâmetleri!
Son olarak muhasebeci görüşme için çağrılır. İnsan kaynakları görevlisi muhasebeci de aynı klasik
soruları sorduktan sonra... Sorar:
- Saçma, demiş bacağı ağrıyan. Sol bacağım da sağ bacağım ile aynı yaşta, o neden ağrımıyor?
Hizmet-İş Sendikası | 81
VEFAT
HAK-İŞ Onursal Başkanı TBMM İdare Amiri Salim Uslu’nun annesi,
Genel Sekreter Yardımcımız Fahrettin Kütükçü’nün babası,
Isparta Eski Belediye Başkanı Hasan Balaban,
Şanlıurfa Şube Başkanımız Seydi Eyyupoğlu’nun amcası,
Uşak Şube Başkanımız Recep Sorkun’un kayınbiraderi Halit Yılmaz,
İspark A.Ş. işyerinde görevi başında katledilen Necmettin Yanık,
Sivas Şube Eski Başkanımız Fehmi Çimen’in babası,
Malatya Büyükşehir Belediyesinde çalışan üyemiz Hüseyin Sağdıç’ın annesi,
Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Yaşar Katı’nın babası,
Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Hacı Hasan Kestek’in annesi,
Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Bülent Alyanak’ın annesi,
Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Tayyar Yumuşak’ın oğlu,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz MUSTAFA YILDIZ’ın babası,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz ATİLLA DURAN’ın babası,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Hayrettin Telman’ın annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mehmet Demir’in annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Murat Adıslıoğlu’nun ablası,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mustafa Arslan’ın annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Hakan Karatepe’nin kızı,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Zafer Dikçal’ın annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Nurettin Oflaz’ın annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Tuncay Arpa’nın babası,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Sefa Arfa’nın babası,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mehmet Şen’in kardeşi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Ahmet Coşkun’un annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Murat Barlak’ın babası,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mutlu Akbay’ın annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Ahmet Saygın’ın annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Murat Sözen’in babası,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Yusuf Çiçekli’nin annesi,
Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz İbrahim Çıtır’ın babası,
Sivas Karayollarında çalışan üyemiz M. Mustafa Demir’in annesi,
Sivas Karayollarında çalışan üyemiz Murat Yıldırım’ın annesi,
Cumhuriyet Üniversitesinde çalışan üyemiz Yıldırım Gürler’in babası,
Vefat etmişlerdir. Merhum ve merhumelere Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına,
sevenlerine ve camiamıza sabır ve baş sağlığı diliyoruz.
GEÇMİŞ OLSUN
Genel Merkez çalışanlarımızdan Yusuf Balcı’ya,
geçirmiş olduğu ameliyat nedeniyle geçmiş olsun der, şifalar dileriz.
TEBRİK
Genel Merkez Kadın Komite Başkanımız Yüsra Erilli Kurumlu'nun çocuğu olmuştur,
Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir'in oğlu, Genel Merkez personelimiz Aykut Şöhret,
Kocaeli Şube personelimiz Emre Komut,
evlenmişlerdir. Tebrik eder mutluluklar dileriz.
HİZMET-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU
Hizmet-İş Sendikası | 83
HABERLER
Halil ÖZDEMİR
Genel Başkan Yardımcısı
ÖRGÜTLENME,
VARLIK VE İLERLEME
NEDENİMİZDİR!
Sendikalar, tabanlarından aldıkları güç ve birikimle, örgütlenmenin önüne çıkarılan engeller ne olursa olsun sadece varlıklarını korumak için değil, varlıklarını devam ettirmek için de ilerlemek ve mesafe almak zorundadırlar. Aksi takdirde varoluş nedenleri ortadan kalkar.
Sendikamız Hizmet-İş, 38 yılı geride bırakan mücadele tarihinde bu bilinçle ve bu kararlılıkla bugünlere gelmiştir.
Sendikalar, tabanlarından aldıkları
güç ve birikimle, örgütlenmenin
önüne çıkarılan engeller ne olursa
olsun sadece varlıklarını korumak
için değil, varlıklarını devam ettirmek
için de ilerlemek ve mesafe almak
zorundadırlar. Aksi takdirde varoluş
nedenleri ortadan kalkar.
S
endikacılığın olmazsa olmazı örgütlenmedir.
Şartlar ve imkanlar ne olursa olsun, engeller
ne kadar çetin olursa olsun yine de örgütlenme. Çünkü; sendikacılığın varoluş nedeni
olan “işçilerin haklarını korumak ve daha
ileri haklar elde etme”nin tek yolu sürekli örgütlenme ve örgütlenme ağını yaygınlaştırmaktır. Sendikal mücadele tarihi de gösteriyor ki, hak elde etmenin
ve bu hakları koruyup makul bir çizgide ileriye taşımanın
tek yolu; örgütlenmedir. Ne kadar örgütlü olursanız, yani
örgütlü yapınız ne kadar güçlü olursa o oranda haklarınızı korur ve ileriye taşırsınız.
Örgütlenmenin gücünü bilenler, bu gücün karşısında
durulamayacağını da bilirler. Onun için de “örgütlenmenin önündeki engeller”e yenilerini eklerler, yöntem
değiştirirler.
84 | Hizmet-İş Sendikası
Sendikalar için örgütlenme vücudun kan dolaşımı gibidir. Kan dolaşımı,
vücudun canlılığının, hayatta ve sağlıklı oluşunun göstergesi olduğu gibi,
örgütlenme de sendikaların hayat belirtisi, canlılığı ve sağlığının göstergesidir. Kan dolaşımının zayıflaması veya durması halinde nasıl ki vücudun hayati fonksiyonları kayboluyorsa, sendikaların da örgütlenme hızları yavaşladığında veya durduğunda hayati fonksiyonlarının en önemlisi
kaybolmuş demektir. Yani, örgütlenme ağının daralması demek, sendikaların kan dolaşımlarının tıkanması demektir. Onun için de (söylediğimiz
gibi) şartlar, zaman ve zemin ne olursa olsun mutlaka örgütlenme, mutlaka örgütlenme diyoruz.
Özellikle Taşeron şirketlerde çalışan işçilerimiz için verdiğimiz örgütlenme mücadelesi, bu söylediklerimizin göstergesi niteliğindedir. Zor şartlar
altında hayat standartlarının altında ücretle geçimini sürdürmeye çalışan Taşeron işçilerinin büyük bir güvenle sendikamıza doğru akmaya
başlamasıyla birlikte Sendikamız Taşeron işçilerinin umudu olmuş ve
kısa zamanda örgütleyip imzalamaya başladığı Toplu İş Sözleşmeleriyle
güvenini tahkim etmiştir. Ancak, Konfederasyonumuz ve Sendikamızın
Taşeron işçilerle ilgili temel talebi olan “tüm taşeron işçileri daimi işçi
kadrolarına geçirilsin” ilkemiz yolunda verdiğimiz mücadele, hükümet
tarafından farklı bir boyutta ele alınmıştır. Ancak yine de Taşeron işçiler,
gerek konfederasyonumuz gerekse de Sendikamızın kendileri için verdiği
mücadelenin hangi boyutlarda olduğunu bilmektedirler.
Bütün bunlara rağmen örgütlenme yolunda başta yerel yönetimler olmak üzere, işkolumuzun tüm işçilerine ve özellikle taşeron işçilere karşı
sorumluluklarımızdan taviz vermedik ve vermiyoruz.
Örgütlenmenin önüne ne kadar engel çıkarılsa çıkarılsın, örgütsüz tek bir
işçimiz kalmayıncaya kadar mücadelemiz sürecektir. Birileri bariyer döşese de biz bariyerleri aşıp işçilerimizin en demokratik hakları olan sendikal örgütlenmelerinin önünü açmaya kararlıyız. Örgütlenme ile beraber
“birlikten güç doğar” ilkesi, beraberinde “gücümüz haklarımızı ve kazanımlarımızı daha ileriye taşıyacaktır”ı getirecektir.
HAK-İŞ/HİZMET-İŞ olarak, “bütün haklar mücadele ile alınır” ilkesi her an
önümüzü aydınlatmaya devam etmektedir. Bu yolda, bu uğurda örgütlenmeye devam diyoruz.
HİZMET-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
MAHMUT ARSLAN
GENEL BAŞKAN
HÜSEYİN ÖZ
Genel Başkan Yardımcısı
(Genel Başkan Vekili)
ŞUBE BAŞKANLIKLARI
ADANA
Şube Başkanı: Abdurrahman YÜCEL
5 Ocak Cad. 46/10 Seyhan/ADANA
Tel: 0 322 457 31 01
Faks:0 322 457 65 80
ADIYAMAN
Şube Başkanı: Mahmut DOĞAN
Hacı Ömer Mah. Selçuklu İşhanı 3/2
ADIYAMAN
Tel-Faks: 0 416 216 41 44
AKSARAY
Şube Başkanı: Nedim DENİZ
Turizm Caddesi Eras İş Hanı
327/3 AKSARAY
Tel: 0 382 213 69 09
Faks: 0 382 213 38 98
AMASYA
Şube Başkanı: İsmail PAZAR
Derekocacık Mah. Ferhat Sinan Sağıroğlu Sk.
7A/1 AMASYA
Tel-Faks: 0 358 212 79 22
HALİL ÖZDEMİR
Genel Başkan Yardımcısı
(Teşkilatlanma)
BURSA
Şube Başkanı: Mehmet KESKİN
Celal Bayar Caddesi 11/4-5 BURSA
Tel: 0 224 223 60 46 Faks: 0 224 223 36 95
DENİZLİ
Şube Başkanı: Sezai SÖYLEMEZ
Topraklık Mah. Kayalık Cad. 64. Sk.
No: 23/3 Pamukkale / DENİZLİ
Tel-Faks: 0 258 263 97 28
ERZİNCAN
Şube Başkanı: Harun MUTLU
Kızılay Mah. Nusret Çetinkaya Cad.
Berk Plaza Kat:1 No:11 ERZİNCAN
Tel: 0 446 214 10 05
İSTANBUL 7 NO’LU
Şube Başkanı: Hüseyin TOPÇU
Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad.
No: 3/1 Fatih/İSTANBUL
Tel: 0 212 534 86 54 Faks: 0 212 534 86 17
ANKARA 2 NO’LU
Şube Başkanı: Recep DERE
İrfan Baştuğ Cad. Refah İşhanı.4/23
Dışkapı/ANKARA
Tel-Faks: 0 312 311 10 73
GAZİANTEP
Şube Başkanı: Mehmet GEÇER
İncilli Pınar Mah. Zeugma İş Merkezi
Kat:2 No:204 Şehitkâmil/G.ANTEP
Tel-Faks: 0 342 231 99 44
ANKARA 4 NO’LU
Şube Başkanı: Yusuf GÜLER
İrfan Baştuğ Cad. Refah İşhanı.4/23
Dışkapı/ANKARA
Tel-Faks: 0 312 311 10 73
İSKENDERUN
Şube Başkanı: Mehmet YETİM
Şehit Pamir Cad. No: 40 4 No’lu Belediye
İşh. Kat:4 D:18
İSKENDERUN/HATAY
Tel-Faks: 0 326 617 51 41
ANKARA 7 NO’LU
Şube Başkanı: Mehmet CAN
GMK Bulvarı108/14
Maltepe-Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 230 01 46 Faks: 0 312 230 01 48
ANTALYA
Elmalı Mah. 8. Sokak
Muratpaşa İşhanı 2/310
Muratpaşa - ANTALYA
Tel-Faks: 0 242 244 61 62
İSTANBUL 5 NO’LU
Şube Başkanı: Mustafa ŞİŞMAN
Rasimpaşa Mh. Rıhtım Cad.
İzzettin Sok. 24/4 Kadıköy/İSTANBUL
Tel:0 216 346 12 16 Faks: 0 216 346 17 67
İSTANBUL 6 NO’LU
Şube Başkanı: Serdar Cafer ÖZKUL
Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad.
No: 3/1 Fatih/İSTANBUL
Tel: 0 212 534 86 54 Faks: 0 212 534 86 17
ANKARA 1 NO’LU
Şube Başkanı: Raşit ŞAHİN
Zeki Uğur Cad. 9/2 Sincan/ANKARA
Tel: 0 312 271 11 61 Faks: 0 312 276 73 02
ANKARA 6 NO’LU
Şube Başkanı: İbrahim TUNCER
Eti Mah. Ali Süavi Sk. EMA İş Merkezi 1/5
Maltepe-Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 230 11 69 Faks: 0 312 230 11 59
İSTANBUL 4 NO’LU
Şube Başkanı: Reşat KAYA
Millet Cad. Sadi Çeşmesi Sk.
26/8 Aksaray-Fatih/İSTANBUL
Tel: 0 212 534 68 84 Faks: 0 212 534 68 76
ELAZIĞ
Şube Başkanı: Kazım CAVLI
Vali Fahri Bey Cad. Emir İş Merkezi 43/2
ELAZIĞ
Tel-Faks: 0 424 238 22 19
ERZURUM
Şube Başkanı: Erol AKSAKAL
Orhan Şerifsoy Cad. Özlem İş Merkezi A
Blok Kat: 5/1
Yakutiye/ ERZURUM
Tel-Faks: 0 442 234 07 95
ANKARA 5 NO’LU
Şube Başkanı: Ömer YILMAZ
Eti Mah. Ali Süavi Sk. EMA İş Merkezi 1/5
Maltepe-Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 230 11 79 Faks: 0 312 230 11 59
CELAL YILDIZ
Genel Başkan Yardımcısı
(Mali İşler)
İSTANBUL 1 NO’LU
Şube Başkanı: Mustafa CANPOLAT
Darulaceze Cad. Famas İş Mrk. B Blok
47/3
Okmeydanı-Şişli/İSTANBUL
Tel: 0212 220 45 73 Faks: 0 212 20 38 59
İSTANBUL 2 NO’LU İETT
Şube Başkanı: Orhan İLHAN
Darulaceze Cad. Famas İş Mrk. B Blok
47/3
Okmeydanı-Şişli/İSTANBUL
Tel: 0212 220 45 73 Faks: 0 212 20 38 59
İSTANBUL 3 NO’LU İETT
Şube Başkanı: Resul KALKAVAN
Atayol Plaza, Kayışdağı Cad. 45/11
Küçükbakkalköy-Ataşehir/İSTANBUL
Tel: 0 216 577 32 55
Faks: 0 216 577 32 56
İSTANBUL 8 NO’ LU
Şube Başkanı: Taner DURAN
Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad.
No: 3/1 Fatih/İSTANBUL
Tel: 0 212 534 86 54 Faks: 0 212 534 86 17
K.MARAŞ
Şube Başkanı: Ömer ÇINAR
Milli Egemenlik Cad.
Bilaloğlu Apt. 9/4 4 K.MARAŞ
Tel-Faks: 0 344 214 82 89
KARAMAN
Şube Başkanı: Mehmet BAYRAKÇI
Molla Fenari Cad. Belediye İşh. No:134
KARAMAN
Tel-Faks: 0 338 214 54 53
KAYSERİ
Şube Başkanı: Serhat ÇELİK
Gevher Nesibe Mah. Gür Sokak Ofisim
Kayseri Plaza A Blok Kat:3 No:12
Kocasinan / KAYSERİ
Tel-Faks: 0 352 336 10 19/336 10 01
KIRIKKALE
Şube Başkanı: Celal YÜNLÜ
Barbaros Hayrettin Cad. 23. Sk. No: 3
KIRIKKALE
Tel-Faks: 0 318 224 21 75
KOCAELİ
Şube Başkanı: İdris ERSOY
İnönü Cad. 133/4-5
KOCAELİ
Tel: 0 262 331 95 83 Faks: 0 262 331 95 84
KONYA
Şube Başkanı: Vacit SIR
Babalık Mh. Kemerli İş Merkezi
B Blok 707-7 KONYA
Tel: 0 332 233 61 60
Faks: 0 332 233 13 05
MEHMET KESKİN
Genel Başkan Yardımcısı
(Eğitim ve Sosyal İşler)
MALATYA
Şube Başkanı: Bünyamin GELERİ
Halfettin Mah. Kahtalı Sk. Adliye Yanı
Miraç İş Merkezi
53-54 MALATYA
Tel-Faks: 0 422 322 61 07
MANİSA
Şube Başkanı: Turan KARAFİL
1. Anafartalar Cad. Vakıf İşh. Kat: 4 No: 406
MANİSA
Tel-Faks: 0 236 231 72 16
MUŞ
Şube Başkanı: Yaşar KALIR
İstasyon Cad. Polisevi karşısı Toprak
Seramik Üstü No:2
MUŞ
Tel-Faks: 0 436 212 45 00
OSMANİYE
Şube Başkanı: Kadir ÇENET
Alibeyli Mah. Zafer Camii Sokak
19/1 OSMANİYE
Tel-Faks: 0 328 812 75 07
RİZE
Şube Başkanı: Mehmet ALACA
K. Karabekir Cad. Yardımcı İşhanı. Kat: 5/7
RİZE
Tel-Faks: 0 464 217 02 97
ALİ RIZA YILMAZ
Genel Sekreter
TRABZON
Şube Başkanı: İhsan BÜLBÜL
K.Maraş Cad51/9
TRABZON
Tel-Faks: 0 462 326 07 15
ISPARTA
İl Başkanı: Ali AKGÜL
Hızırbey Mah. Hastane Cad. 112. Cad.
No: 76 / 2 ISPARTA
Tel: 0 246 222 21 52
UŞAK
Şube Başkanı: Recep SORKUN
Köme Mah. Belediye İş Hanı
No: 231-232
UŞAK
Tel-Faks: 0 276 227 34 30
KARS
İl Başkanı: Fikret KEPENEKÇİ
Kasımpaşa Cad. 181/2
KARS
Tel-Faks: 0 474 223 61 00
VAN
Şube Başkanı: Abdullah EFEOĞLU
Hastane 2 Sk. Özok İş Merkezi
VAN
Tel-Faks: 0 432 216 64 72
YOZGAT
Şube Başkanı: Ferman ZARARSIZ
Unpazarı. Vakıflar İşhanı 2/1
YOZGAT
Tel-Faks: 0 354 217 23 20
İL BAŞKANLIKLARI
AYDIN
İl Başkanı: Koray GÜNEŞ
Adnan Menderes Blv. 56/4
AYDIN
Tel: 0 256 214 36 54
KASTAMONU
İl Başkanı: Mustafa ÇAĞLI
İnönü Cad. 2/13
KASTAMONU
MARDİN
İl Başkanı: Sabri ÖZTAP
13 Mart Mah. Dalgıçlar Petrol Arkası
Kalender Ap. No: 3 Yenişehir/MARDİN
Tel-Faks: 0 482 213 27 97
ORDU
İl Başkanı: Nevzat ACU
Fevzi Çakmak Cad.
Ahmet Nasuh Beyoğlu İş Merkezi 23/4
ORDU
Tel: 0 452 600 09 10
TEKİRDAĞ
Ertuğrul Mahallesi Hüseyin Pehlivan Cad.
Ülkü Apartmanı No: 10/2
Süleymanpaşa/ TEKİRDAĞ
SAKARYA
Şube Bşk: Mehmet Mesut GÖKDEMİR
Adnan Menderes Cad. 10/1
Adapazarı/SAKARYA
Tel: 0 264 273 24 59
Faks: 0 264 274 48 54
BALIKESİR
İl Başkanı: Savaş DAL
Yıldırım Mah. Çiviciler Sok. No: 1/4
Karesi / BALIKESİR
Tel-Fax: 0 266 243 11 33
SAMSUN
Şube Başkanı: Ziya UZUN
İstiklal Cad. 28/5
SAMSUN
Tel-Faks: 0 362 435 01 38
ÇANAKKALE
İl Başkanı: Vedat YILMAZ
İsmetpaşa Mah. Hacıoğlu Sk. 80/2
ÇANAKKALE
Tel-Faks: 0 286 213 12 02
ZONGULDAK
İl Başkanı: Güven KAYA
Cumhuriyet Cad. Kerem Sk.
Tanlar Apartmanı Kat: 2
ZONGULDAK
SİVAS
Şube Başkanı: Nihat ŞİMŞEK
Hikmet Işık Cad. İmam Hatip Sok. 1/3
SİVAS
Tel-Faks: 0 346 221 29 15
ÇORUM
İl Başkanı: Mustafa KÖROĞLU
Gazi Cad. 4. Sok. T. Özal İş Mer. Kat: 2/72
ÇORUM
Tel-Faks: 0 364 225 58 08
BÖLGE BAŞKANLIKLARI
ŞANLIURFA
Şube Başkanı: Seydi EYYÜPOĞLU
Kanberiye Mah. Zafer İşh. A Blok No: 15
ŞANLIURFA
Tel: 0 414 314 27 55
Faks: 0 414 314 27 55
EDİRNE
İl Başkanı: Emre PROMET
Hükümet Cad. 26/1
EDİRNE
ŞANLIURFA 2 NO’LU
Şube Başkanı: Bozan İZOL
Atatürk Bulv. 148. Sk. 2/1 ŞANLIURFA
ESKİŞEHİR
İl Başkanı: Ayşegül DURUR
Kurtuluş Mah. Yeniay Sk. 30/9
ESKİŞEHİR
TARSUS
Şube Başkanı: Hüseyin GÜN
Şehit Mustafa Mah. 3502 Sok. No:5
Tarsus/MERSİN
Tel-Faks: 0 324 614 33 38
İZMİR
İl Başkanı: Bürhanettin BARBAK
Fevzipaşa Blv. Doğruel İşhanı No:136/603
Çankaya/İZMİR
Tel-Faks: 0 232 441 69 71
TOKAT
İl Başkanı: Resul DEMİR
Yeni Hükümet Yanı Altun Apt. 13/1
TOKAT
Tel-Faks: 0 356 212 63 60
MARMARA
Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad. 3/1
Fatih/İSTANBUL
Tel: 0 212 534 86 24
Faks: 0 212 534 86 17
EGE
Bölge Başkanı: Ahmet ÖZEN
Ali Paşa Mah. Vecidiye Sokak. Erdem
Apt. Da: 1
KÜTAHYA
Tel-Faks: 0 274 223 83 23
KONUT İŞÇİLERİ İSTANBUL
İL TEMSİLCİLİĞİ
İl Temsilcisi: Mehmet GÖZGÜ
Millet Cad . Şadi Çeşmesi Sok. 26/8
Aksaray / İSTANBUL
Tel: 0 212 534 68 84
Faks: 0 212 534 68 76
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Mehmet Akif Ersoy

Benzer belgeler