Dergimiz - Hizmet
Transkript
Dergimiz - Hizmet
www.hizmet-is.org.tr Yıl: 26 Sayı: 149 MİLLETİMİzE yöNELİK HAİN SALDIRI MİLLET TARAFINDAN PÜSKÜRTÜLDÜ 2016 / II İÇİNDEKİLER Üç Aylık Yayın Organı Yıl: 26 / Sayı: 149 / Dönem: 2016/II Hizmet-İş Sendikası Adına Mahmut ARSLAN Genel Başkan Genel Yayın Yönetmeni Mehmet KESKİN Genel Başkan Yardımcısı (Eğitim ve Sosyal İşler) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Av. Hüseyin ÖZ Genel Başkan Yardımcısı (Genel Başkan Vekili) Yayın Koordinatörü Yahya DÜZENLİ Genel Başkan Danışmanı Yayına Hazırlık Sami SANDAL Hizmet-İş Basın Müşavirliği Yönetim ve Yazışma Adresi GMK Bulvarı No: 86 Maltepe / ANKARA T. 0 (312) 231 87 10 (4 hat) F. 0 (312) 231 98 89 www.hizmet-is.org.tr [email protected] TASARIM / BASKI Reklam Organizasyon ve Bilgi İşlem Uzmanlığı 0 ( 312 ) 419 85 74 Pbx [email protected] www.drmmark.com Yaygın süreli yayın ISSN 1306-3650 HİZMET-İŞ SENDİKASI HAK-İŞ KONFEDERASYONU ÜYESİDİR HİZMET-İŞ SENDİKASI ULUSLARARASI KAMU HİZMETLERİ SENDİKALARI FEDERASYONU (PSI) ÜYESİDİR AVRUPA KAMU HİZMETLERİ SENDİKALARI FEDERASYONU (EPSU) ÜYESİDİR 04 07 33 36 40 44 50 58 60 61 62 64 73 77 78 80 81 84 Arslan; Meydanlarda Demokrasi Nöbetlerinde Konuştu Hak-İş ve Hizmet-İş Tüm Üyeleriyle "Darbeye Hayır!" Diyerek Meydanlardaydı Hüseyin ÖZ Kıdem Tazminatı Fonu Üzerine Düşünceler Eğitim Uluslararası İlişkiler Türkiye ve Dünya Gündemi Teşkilatımızdan Haberler Ekonomik ve Sosyal Göstergeler Tarihimizden Kareler Hüseyin TANRIVERDİ Bir Milletin Yeniden Dirilişi Şube Genel Kurulları Toplu İş Sözleşmeleri İktibas Bir Film Bir Belgesel Hukuk Üyelerimizden/Okurlarımızdan Tebessüm Halil ÖZDEMİR Örgütlenme, Varlık ve İlerleme Nedenimizdir EDİTÖRDEN EDİTÖRDEN DARBEYE, DARBECİLERE LANET, MİLLETİMİZE İLELEBET... 1 49. sayımızla karşınızdayız... Ülkemiz, tarih ve coğrafyasının verdiği önemle, tarihin bu döneminde tarihî bir süreçten geçiyor. Bir taraftan çevremizdeki uluslararası kaos, istikrarsızlık; diğer taraftan terörle mücadele eden ülkemiz, birden bire 15 Temmuz 2016 gecesi Ordu içinde kümelenen azınlık bir CUNTA’nın darbe girişimiyle sarsıldı. Kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşuyla milleti meydanlara çağırmasıyla işin rengi değişmeye başlamış ve milletimiz ülkesine ve devletine sahip çıktığını alanlarda göstermiştir. Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ, ülkemizin her yerinde bütün mensuplarıyla meydanlara akmış, darbecilere karşı göğüslerini siper etmiş, direnmiştir. Bu uğurda şehid ve yararlılar vermiştir. HAK-İŞ/HİZMET-İŞ mensupları haklarına sahip çıktıkları oranda ülkelerine sahip çıkmışlardır. Hatta ülkelerine olan duyarlılıkları haklarının önüne geçmiştir. Emellerine erişemeyen ordu içindeki paralel cunta, milletimizin müthiş beraberliğiyle bertaraf edilmiş ve ülkemiz büyük bir kaosun eşiğinden dönmüştür. Genel Başkanımızın 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile ilgili muhtevalı yazısı başyazımızda… Şüphesiz bu dönemin en önemli olayı darbe girişimidir. Bu girişimden önce meydan tecrübesiyle dinamizmini sürdüren Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in bu yıla damga vuran önemli etkinliği; tüm sendikalarıyla kendine özgü bir model haline getirdiği 1 Mayıs Etkinlikleridir. Her yıl ülkemizin ayrı bir ilinde kutladığımız 1 Mayıs’ı bu yıl tüm sendikalarımızın katılımı yanında başta Sakarya halkı olmak üzere tüm civar illerden gelen emekçilerin katılımıyla Sakarya’da kutladık. Bu yıl “taşeron çalışanlara işçi kadrosu istiyoruz”, “Geçici ve mevsimlik işçilerin sorunları çözülsün”, “Teröre hayır kardeşliğe evet”, “Yeni Anayasa” vurgularıyla gerçekleştirdiğimiz 1 Mayıs kutlamaları coşku, heyecan ve geleceği dair umutlarımızı haykırdığımız bir güne sahne oldu. 1 Mayıs etkinliklerimizin geniş bir özeti iç sayfalarımızda… Sendikamızın ülke içi faaliyetleri yanında dünya emek hareketiyle bütünleşmiş kimliğiyle sürdürdüğü uluslararası faaliyetlerine bir yenisini daha ekleyerek Arnavut Sendikacılara Ankara’da bir eğitim programı düzenledik ve tarihî dostluklarımızı sendikal eksende buluşturduk. Karşılıklı birikim ve tecrübelerimizi paylaştığımız eğitim programı iç sayfalarımızda… Her sayımızda sendikamızın örgütlü olduğu bir belediye başkanımızla yaptığımız söyleşilerimize devam ediyoruz. Bu sayımızda Karaman Belediye Başkanı Sayın Ertuğrul ÇALIŞKAN’la yaptığımız söyleşiyi okuyacaksınız. Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin ÖZ ve Genel Başkan Yardımcımız Halil ÖZDEMİR’in köşe yazıları da bu sayımızda.. Klasik, Ekonomik ve sosyal göstergeler, Tarihimizden kareler, Tebessüm, Kitap, Karikatür, Yönetim sayfalarımızda yeni ve ilginç muhtevalar sunuyoruz. Uluslararası ilişkilerimiz, Toplu İş Sözleşmelerimiz, Teşkilatımızdan haberler, Dünya ve Türkiye Gündemi, Şube Genel Kurullarımıza dair haberlerimiz de gene iç sayfalarımızda… Yeni bir sayıya kadar esen kalınız… Hizmet-İş Sendikası | 1 BAŞKAN’DAN Milletimize Yönelik Hain Saldırı MİLLET TARAFINDAN PÜSKÜRTÜLDÜ Mahmut ARSLAN HAK-İŞ Genel Başkanı ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Ü lkemiz ve milletimiz 15 Temmuz 2016 gecesi, cumhuriyet tarihinin en kanlı, en hain, en vahşi darbe girişimine şahit oldu. Ordu içinde yuvalanan gözü dönmüş hainlerden oluşan azınlık bir cunta kanlı bir darbeyi başlattı. Ancak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın basiretli çağrısıyla milletimizin tamamının büyük bir kenetlenme ile sokaklara çıkması ve tankların önüne siper olmasıyla cunta (FETÖ) kanlı emellerine ulaşamadı. Tarihimizde millet-devlet birlikteliğinin sağlandığı, değerleriyle bütünleştiği ve ülkemizin kalkınma-ilerleme çabalarının yükseldiği her dönemde dış destekli iç hainlerin teşebbüs ettikleri darbeler ve darbe girişimleri ülkemize çok büyük bedeller ödetmiş, yıllarca telafi edilemeyecek tahribatlar yaşanmış ve her alanda ülkemiz geri gitmiştir. Türkiye, tarihinde birçok işgal gördü. Kurtuluş Savaşı’nda düşmanın top sesleri Ankara’dan duyuldu. Milletimize ve ülkemize karşı türlü vahşetler düşünen ve uygulayan hiçbir düşman kendi milletini, kendi meclisini, kendi vatanını, milletin silahlarıyla bombalayan bu darbeci hainler gibi vahşeti düşünemedi. BİZE KATILIN > 2 | Hizmet-İş Sendikası [email protected] Kendi meclisini bombalayan, Kendi milletinin üzerine tanklarla saldıran, ağır silahlarla tarayan, Cumhurbaşkanlığı’nı, Cumhurbaşkanın ikametgâhını, Kuvvet Komutanlıklarını, Milli İstihbarat Teşkilatı’nı, Emniyet’i, Türksat’ı, Özel Harekât’ı ve devletin daha birçok stratejik kurumunu düşman ordusu gibi bombalayan, milleti sömürge halkı gibi ağır silahlarla tarayan, tanklarla çiğneyen hainler güruhu (FETÖ); kısa zamanda tüm milletimizin meydanlara çıkıp, tarihine, vatanına, devletine, değerlerine sahip çıkmasıyla şaşkına döndü, panikledi ve emellerine ulaşamadı. 15 Temmuz 2016 gecesi saat 23.30 civarında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Milletime çağrı yapıyorum. Milletimizi illerimizin meydanlarına davet ediyorum, milletçe meydanlarda toplanalım.” Çağrısıyla meydanlara akın eden milletimiz, darbeci cuntaya geçit vermemiştir. HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ, darbe girişimi ortaya çıkar çıkmaz tepkisini koymuş ve “Milli iradeye yönelik gerçekleştirilen bu ayaklanmaya karşı demokrasiye sahip çık!” diyerek tüm milletimizi ve emekçileri alanlara çağırmıştır. “Demokrasi için geleceğimiz için bütün antidemokratik girişimleri reddediyoruz, darbeye hayır diyoruz. Bütün çalışanlarımızı halkımızı ve üyelerimizi demokrasiye sahip çıkmak için sokağa davet ediyoruz.” Çağrımızı işiten tüm mensuplarımız anında meydanlara koşmuş ve darbecilere karşı direniş başlatmışlardır. Takip eden süreçte de üyelerimiz “Milletimizin iradesine ve demokrasimize sahip çıkmak için, akşamları meydanlarda darbeye karşı haykırmaya, demokrasi nöbetlerimize devam ediyoruz.” Çağrısıyla alanlara sahip çıkmayı sürdürmüşlerdir. Milletimizin onurlu duruş ve kararlığı darbeye geçit vermemiştir! Bu duruş, bu direniş, bu sahip çıkış her türlü takdirin üzerindedir! Devletin tüm kurumları içinde yuvalanmış Paralel çetenin (FETÖ) ordumuz içerisindeki bu hain uzantılarının darbe girişimi milletimizin basiret, feraset, irade ve kararlılığıyla bertaraf edilmiştir! [email protected] www.hizmet-is.org.tr @hakismahmut Darbeler konusunda hafızalarımızı yoklarsak… • 27 Mayıs 1960’ta’ki Cumhuriyet tarihimizin ilk askerî darbesi, • 22 Şubat 1962 ayaklanması • 12 Mart 1971’de verilen askerî muhtıra, • 12 Eylül 1980’de’ki askeri darbe, • 28 Şubat 1997 postmodern darbesi, • 2003-2004’te tasarlanan Balyoz, Ergenekon, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe planları, • 27 Nisan 2007 e-muhtırası, • 17-25 Aralık 2013 girişimi, • 27 Mayıs 2013 Gezi kalkışması Gibi hafızalarımızda hâlâ varolan demokrasi tarihimizin en kara günleri olan darbeler ve darbe girişimlerinden sonra, (bütün tahribatlara rağmen) yeniden silkinen, kendine gelen milletimize karşı bu kez 15 Temmuz 2016 gecesi gözü dönmüş, milletine karşı cinnet ve nefretle saldıran hainleri (FETÖ) aziz milletimiz tarihte benzerine az rastlanan bir kenetlenme, dayanışma, birlik ve bütünlükle, göğüslerini kurşunlara, bombalara siper eden bir fedakârlıkla püskürttü! Bu darbeci cunta (FETÖ), asla bu milletin askeri olamazlar! Milletimizin Peygamber Ocağı olarak gördüğü ve kalbini paylaştığı Ordumuzun mensubu olamazlar! Milletimizin kendilerine emanet ettiği silahlarını, satılmış beyinleriyle milletine doğrultan bu hainlere (FETÖ) karşılığını milletimiz vermiştir! Ülkemiz birçok darbe ve darbe girişimlerine maruz kaldı. Ancak, bugüne kadar hiçbir darbeci cunta kendi milletine ateş açmadı, kendi meclisini bombalamadı. Bu hain-vahşi Cunta (FETÖ), düşmana doğrultması gereken silahlarını milletine doğrulttu. Ancak hesap etmedikleri bir şey vardı. O da aziz milletimizin iradesi, kararlılığı ve direnmesiydi. Milletin kendisini korusun diye emanet ettiği tanklarla, uçaklarla, silahlarla milletine saldıranlar (FETÖ), milletin tankların önünü kesmesi ve gövdelerini siper ederek üzerine çıkmasıyla hainlerin zafer sarhoşlukları, milletin darbeye geçit vermeyen gerçekliğine dönüşmüştür. Halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı ve iktidarı birçok girişimlerine rağmen düşüremeyenler, bu kez darbeyle düşüreceklerini zannetmişler ama emelleri kursaklarında kalmıştır. Bu darbe girişimi bize 30 Mayıs 1876’da Osmanlı Padişahı Abdulaziz’in tahttan indirilme darbesini hatırlattı. Bu darbeyi analiz eden Osmanlı Tarihçisi Ahmet Cevdet Paşa’nın “Eğer Sultan Abdülaziz darbecilere direnebilseydi oyunu bozabilirdi.” Tespiti darbelere karşı direnişin sonuç alabileceğine işaret ediyor. Aynı şekilde 27 Nisan 1909’da bir darbe girişimiyle İttihatçılar tarafından tahttan indirilen Sultan II. Abdulhamit’ten sonra da, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de adeta gelenekselleşen darbeler, inanıyoruz ki 16 Temmuz 2016 sabahı, milletimizin müthiş bir dayanışmasıyla bir daha dirilemez şekilde tarihin çöplüğüne atılmıştır. Darbe girişimini takip eden günlerde de sabahlara kadar meydanlarda demokrasi ve özgürlük nöbeti tutan tüm milletimizi selamlıyorum! Bu darbe girişimine karşı tüm halkımızla birlikte, STÖ’ler ve HAK-İŞ’in yiğit emekçileri tüm sendikalarıyla birlikte tüm Türkiye’de meydanlara inmiş, alanları doldurmuş, milletin onurunun korunması için emeğin onurunu sokaklara taşımışlardır. Bu uğurda meydanlarda direnen üyelerimiz şehid olmuş, yaralanmış, meydanları bırakmamış, asla geri adım atmamıştır. Ne kadar tekrar etsek azdır: Millî iradeye yapılan darbe girişimi, milletimizin çelikten iradesiyle püskürtüldü! Darbecilerin (FETÖ) silahları bir bumerang gibi kendilerini yok etti. Millî irade tecelli etti, darbeciler bertaraf edildi! HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ, darbe girişimi ortaya çıkar çıkmaz tepkisini koymuş ve “Milli iradeye yönelik gerçekleştirilen bu ayaklanmaya karşı demokrasiye sahip çık!” diyerek tüm milletimizi ve emekçileri alanlara çağırmıştır. Darbecilere karşı dik durduk, çözülmedik, eğilmedik, yılmadık ve KAZANDIK! Biz inanıyoruz ki; “öldürmeyen mikrop, bünyeyi daha da güçlü hale getirir.” Bu darbe girişiminden çıkarmamız gereken sonuçlardan birisi de budur! Bu girişimden sonra, yeni bir enerji ve yeni bir bilinçle demokrasimize, insanımıza sahip çıkıp, lokal ayrılık ve tartışmalarımızı bir kenara bırakıp, büyük fotoğrafı görüp ona göre konumlanmak ve yapılanmak zorundayız. Bu acı, meşakkatli, büyük ve bir o kadar da şerefli 15 Temmuz 2016 direnişinden sonra yeniden işbaşı yapacağız! Yeni bir ruh ve heyecanla ülkemize, devletimize, milletimize sahip çıkacağız. Sorunlarımızı işbirliği ve diyalog ekseninde tartışıp çözeceğiz. Verilen bu büyük milli mücadelenin ardından ihtilaflarımızı arkaya, ittifaklarımızı önümüze alarak ilerleyeceğiz! Devletimizin, ülkemizin, vatanımızın sahibi 79 milyonluk milletimiz, tüm dünyaya demokrasi ve özgürlük dersi vermiştir. 15 Temmuz 2016’da meydana inen milli irade, Haklar ve özgürlüklerin direnerek, mücadele ile alınacağına müthiş bir gösterge olarak hafızalarımızda bir şekilde yer alacaktır. Millet uğrunda kendilerini feda eden şehidlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, devlet ve milletimize huzur dolu aydınlık bir gelecek diliyorum. Türkiye, tarihinde birçok işgal gördü. Kurtuluş Savaşı’nda düşmanın top sesleri Ankara’dan duyuldu. Milletimize ve ülkemize karşı türlü vahşetler düşünen ve uygulayan hiçbir düşman kendi milletini, kendi meclisini, kendi vatanını, milletin silahlarıyla bombalayan bu darbeci hainler gibi vahşeti düşünemedi. Hizmet-İş Sendikası | 3 HABERLER arslan; meydanlarda demokrasi nöbetlerinde konuştu Genel Başkanımız Arslan; Ankara Kızılay'da, Samsun'da Cumhuriyet Meydanı ve Atakum Belediyesi önündeki meydanda, Kütahya'da Zafer Meydanı ve Tavşanlı'da meydanları dolduran Hak-iş'li işçiler ve halka hitaben konuştu. Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 15 Temmuz’da başlatılan darbe girişimine karşı demokrasi nöbetlerinde meydanları dolduran HAK-İŞ teşkilatı ve halkı yalnız bırakmadı. Demokratik duruşundan hiçbir dönemde ödün vermeyen Genel Başkanımız Arslan, bu kapsamda Ankara Kızılay Meydanı'nda, Samsun’da 4 | Hizmet-İş Sendikası Cumhuriyet Meydanı ve Atakum Belediyesi önündeki meydanda, Kütahya’da Zafer Meydanı ve Tavşanlı’da Valilik önünde, Karaman’da Aktekke Kent Meydanı’nda ve Konya’da Mevlana Bulvarı’nda, Trabzon'da ve Van'da aralarında başta Hizmet-İş Sendikamız olmak üzere HAK-İŞ teşkilatının da bulunduğu binlerce demokrasi nöbetçisiyle bir araya geldi, konuşmalar yaptı. 15 Temmuz Türkiye’nin Bekasına Yönelik İhanetin Adıdır Meydanlarda darbe girişimine karşı demokrasi için bir araya gelen halkı ve HAK-İŞ ailesini selamlayan Arslan, meydanlara yaptığı konuşmalarda Türkiye’nin büyük bir tezgahla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, 15 Temmuz Türkiye’nin bekasına yönelik ihanetin adıdır. Bu ihanetin arkasında Türkiye’yi teslim almak var” dedi. Uluslararası güçlerin Türkiye için hesaplarının bitmediğine ve tuzakların başka biçimde devam edeceğine işaret eden Arslan, “Bu ihanet şebekesinin ağababaları emperyasilt Amerika ve onun yavrusu İsrail boş durmuyor. Son kaleyi düşürmek için hesaplar devam ediyor. İşte bugün bunun için buradayız, bunun için meydanlardayız” diye konuştu. HAK-İŞ Olarak Darbeye Karşı Yoğun Mücadele Verdik Darbe girişimine karşı HAK-İŞ’in bütün teşkilatı ve üyeleriyle birlikte yoğun mücadele ettiğini ve bu uğurda şehit verdiğini, Hizmet-İş Sendikası | 5 HABERLER pek çok HAK-İŞ’li emekçinin de yaralı olduğunu kaydeden Arslan, HAK-İŞ’li emekçilerden ve halktan meydanları terketmemelerini isteyerek, kendilerinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan “tehlike geçmiştir, evlerinize dönebilirsiniz” diyene kadar meydanlarda olacaklarını söyledi. hamdülillah bu hainlerin hesabı yerle yeksan oldu. 15 Temmuz Türkiye’nin varlığının ve devam edip etmeyeceğinin belli olduğu tarihtir. Sizler Cumhuriyetinize, devletinize, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. Şehitlerimiz milletin geleceği, bağımsızlığımız, demokrasimiz, milli iradenin hakimiyeti ve seçtiklerine sahip çıkmak için tanklara, uçaklardan atılan bombalara, kurşunlara göğüslerini siper ettiler. Darbe girişimi esnasında şehit olan 246 kardeşimizin huzurunda saygıyla eğiliyorum. Onlar şehit olduğu için bugün buradayız. Onların şehadeti milletimizin geleceğinin teminatı olmuştur. Onun için 15 Temmuz’u, şehitler gününü unutmayalım, unutturmayalım. Çünkü bu tarih dünyanın hiçbir ülkesinde karşılaşmadığımız hainlerin, ihanet odaklarının, tuzak kurucuların oyunlarının bozulduğu gündür” diye konuştu. Siyasi liderlerin ihanete karşı ortak duruşunu önemli buluyoruz Türkiye Mazlumların Son Kalesidir 15 Temmuz gecesi Kudüs başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde Türkiye için dualar edildiğini belirten Arslan, “Dünyanın bütün mazlumlarının gözü Türkiye’de. Çünkü Türkiye yeryüzünü bütün mazlumları için son kale, son umuttur. Çünkü mazlumların Türkiye’den başka gidecek yeri yok. Balkanlardan Kafkaslara, Afrika ve Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya kadar nerede bir problem yaşansa Türkiye’ye sığınıyorlar. Filistinli kardeşlerimizin de, Suriyeli kardeşlerimizin de geldiği yer burasıdır. Dolayısıyla bizler yeryüzündeki bütün mazlumların sorumluluğunu taşıyoruz. Ve bugün bu meydanı dolduranlar, yeryüzünü bütün mazlumları adına buradadır” ifadelerini kullandı. Hainlerin Hesabı Yerle Yeksan Oldu “Siyasal görüşlerimiz, fikirlerimiz, yaşam biçimlerimiz, istikametimiz farklı olsa da bu ülkenin vatandaşları olarak 15 Temmuz gecesi ve sağımıza ve solumuza kim var diye bakmadan tanklara siper olduk, meydanları doldurduk” diyen Arslan, “Evlerinde dualarıyla, meydanlarda haykırışlarıyla milletimiz ve demokrasimizden yana taraf olan, ihanet şebekesine karşı dimdik duran herkesten Allah razı olsun. Emperyalistlerin bir hesabı var, ama hesapların en büyüğünü yapan Rabbimizin de bir hesabı var. El- 6 | Hizmet-İş Sendikası 15 Temmuz’un geleceğimizi birlikte inşa etmek için tarihi bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi: “Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Başbakanımız, Hükümetimiz, parlamentomuz, muhalefet partilerimiz ve tüm sivil tolum örgütlerimiz olarak bu ihanet şebekesine karşı durduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi liderleri külliyeye davet etmesi tarihi bir adımdır. Bu birliktelik ve darbe girişimine karşı ortak mesaj vermeleri çok önemlidir. Bunu devam ettirmelerini diliyorum. Çünkü ün dayanışma günü, omu omuza verme günüdür.” Darbe girişimi içerisinde yer alan hainlerin en ağır şekilde cezalandırılmaları gerektiğini belirten Arslan, “Allah bizlere bir daha 15 Temmuzu yaşatmasın. Allah yar ve yardımcımız olsun” dedi. HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ TÜM ÜYELERİYLE “DARBEYE HAYIR!” DİYEREK MEYDANLARDAYDI… DARBE GİRİŞİMİNE MEYDANLAR SON VERDİ! Tarih 15 Temmuz 2016 gecesi saat: 22.00 suları… Demokrasi ve Cumhuriyet tarihimiz kanlı bir darbe girişimine şahit oldu.. Öncelikle Başkentimiz Ankara semalarında savaş uçakları birdenbire o korkunç gürültüleriyle beliriyor ve şehrin üzerine bombalar yağdırıyor… Devletin birçok kurumu ile birlikte ordu içinde de bir virüs gibi kümelenen azınlık bir paralel cunta darbe girişimine kalkıştı. Ancak, hesap edemedikleri bir şey vardı: O da milletimizin müthiş bir kararlılık ve kenetlenmeyle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla ülkemizin tüm meydanlarına sahip çıkmasıydı. Hizmet-İş Sendikası | 7 HABERLER Darbenin ilk belirtileri ortaya çıkar çıkmaz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, o müthiş iradeli ve kararlı duruşuyla tüm milletimizi ülkemize, devletimize sahip çıkmak üzere alanlara çağırmış ve bu çağrıyı işiten tüm milletimiz, “gün bu gündür” diyerek, çocuklarını, eşlerini, anne ve babalarını da yanlarına alarak darbeye karşı darbe yapmış ve darbeci cuntayı geri püskürtmüştür. Çünkü milletimiz artık öğrenmişti ki; Direnebilirseniz var olabilirsiniz! Toplumsal tarih bize milletin sahip çıkmadığı hiçbir girişimin başarılı olmadığını göstermiştir. O’nun için Cumhurbaşkanına, devletine, ülkesine, değerlerine sahip çıkmak üzere topyekûn bir seferberlik halinde meydanlara akın edilmiştir. Milletinin üzerine bomba yağdıran bu mel’unlar gereken dersi çok ağır bir şekilde milletimizden almışlar ve bir daha kalkamayacak şekilde yere yığılmışlardır. KONFEDERASYONUMUZ VE SENDİKAMIZIN DURUŞU Darbe girişiminin ortaya çıkmasıyla birlikte Konfederasyonumuz HAK-İŞ tüm sendikalarıyla, Sendikamız HİZMET-İŞ de tüm şube, il, bölge ve temsilcilikleriyle alanları doldurmaya başlamış, darbecilere karşı direnişe geçmiştir. Darbe girişimin ilk dakikalarında darbeye karşı tavrını net olarak ortaya koyan Konfederasyonumuz HAK-İŞ, darbe girişimini takip eden 16 Temmuz 2016 sabahı da şu açıklamayı yapmıştır: Milletimiz darbe girişine cesaretle göğsünü siper etmiştir. Düşmanlara karşı kullanmaları gereken F-16’ları, Jet’leri, Tankları ve diğer silahlarını kendi milletine karşı kullanan, çıldırmış bir vahşinin bile yapamayacağı şekilde Cumhurbaşkanlığını, Meclisini, Emniyetini, 8 | Hizmet-İş Sendikası Kamu kurumlarını bombalayan bu katil ve cani cuntacılar, katliamlarını daha fazla devam ettiremeden, milletimizin çelik gövdesiyle karşılaştılar. “Darbe girişiminin başlangıcından itibaren, Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve STK’lar, demokrasiden yana olan tavrını net şekilde ortaya koymuş ve geçmişte olduğu gibi bugün de sağlam bir demokratik duruş sergilemiştir. Hizmet-İş Sendikası | 9 HABERLER Yöneticilerimiz, üyelerimiz ve halkımız sokaklara tereddütsüz inmiş, darbe girişimine cesaretle karşı durmuştur. Bütün halkımıza, çalışanlarımıza ve üyelerimize bu dik duruşu için teşekkür ediyoruz. Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın temsilcileri şehit olmuştur; ayrıca çok sayıda yaralımız bulunmaktadır. Şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.” Türk Milleti; Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Hükümeti, partileri, milletvekilleri ve sivilleriyle birlikte, inanılmaz bir demokrasi mücadelesi vererek, yüz yıllık darbe geleneğine karşı koymuştur. FETÖ/Paralel Devlet Yapılanması’na mensup cuntacı bir grup askerin kalkıştığı darbe girişimi, Türk Milleti’nin bütününden ağır bir cevap almıştır. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı, geçmişte birilerin yaptığı gibi şapkasını alıp gitmemiştir. Başbakan ve Hükümet üyeleri, saklanacak delik aramamıştır. Siyasî partilerimizin liderleri, darbeye karşı olduklarını net bir şekilde açıkladılar. Polislerimiz, ‘Sonrasında ne olacak?’ demeden, vatan görevine koştu. Medya kuruluşlarımız başarılı bir demokrasi sınavı vermiştir. 10 | Hizmet-İş Sendikası Sivil Toplum Kuruluşlarımız, darbeye karşı sağlam bir duruş sergilemiştir. Ve nihayet, 78 milyon tek vücut olarak, 81 ilde, sabaha kadar uyumayıp, meydanlara akın etti. Milletimiz, hem kendi iradesine ve hem de seçtiği liderlerine sahip çıkarak, cuntacıların sokağa sürdüğü tankların üzerine çıktı. Camilerden okunan ezan ve sala ve çağrılar bütün bir milletimize moral kaynağı olmuştur. Başta TRT olmak üzere, cuntacıların işgal ettiği kamu kurumları, bizzat vatandaşlarımız tarafından basılarak, cuntacıların işgaline son verildi. Evet… Türk Milleti büyük bir badire atlatmıştır. Elbette bu darbe girişimi bir ‘şer’ girişimi olmuştur. Fakat, bu şer’e karşı, Demokrasiyi özümsemiş olan milletimiz, hem kendi iradesine, hem de seçtiği liderlerine sahip çıkarak, bu ülkede artık kolay kolay darbe yapılamayacağı yolunda, hem cunta heveslilerine ve hem de onları kullanan efendilerine en net mesajı vermiştir. Bu darbe girişiminin, milletimizin maruz kaldığı son darbe girişimi olduğuna inanıyoruz. Milletimizin, cuntacıların darbe girişimini boşa çıkartarak, Bu, Türk Milleti’nin demokratik rüştünün ortaya koymuştur. Türkiye, kendisinden ve demokrasisinden çok daha emin bir şekilde yoluna devam edecektir. 15 Temmuz Başarısız Darbe Girişimi, ülkemiz ve milletimiz için bir milat olmuştur. Uyanık olmaya, geleceğimize ve demokrasimize sahip çıkma kararlılığımızı sürdüreceğiz. Darbe girişimi sırasında, ülkesi, devleti ve milleti uğruna şehit düşen asker, polis ve sivillerimize Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve halkımıza başsağlığı diliyoruz. Türk Milletine ve Devletine de büyük geçmiş olsun diyoruz.” Sendikamız HİZMET-İŞ de darbe girişiminin haber alınmasıyla birlikte tüm Teşkilatını bilgilendirmiş ve internet sitesinde “DARBEYE HAYIR!” diyerek tüm mensuplarımızı meydanlara sahip çıkmaya çağırmıştır. Ayrıca sosyal medya, SMS mesajlarıyla da sürekli interaktif bir biçimde sıcak tuttuğumuz iletişimimizle senkronik olarak tüm Türkiye’de darbeye karşı kararlı bir şekilde duruşumuzu ortaya koyduk. Devam eden günlerde de Cumhurbaşkanımızın “meydanlara sahip çıkmaya devam eden” çağrısına, meydan nöbetleriyle devam ettik. Hizmet-İş Sendikası | 11 HABERLER HAK-İŞ’TE TOPLANTI, TBMM’YE ZİYARET VE İNCELEME Millet iradesinin yanında bütün üyeleriyle birlikte saf tutan HAK-İŞ, daha sonra, bağlı sendikalarımızın Başkan ve Yöneticileri HAK-İŞ Genel Merkezi’nde toplanıp basına açıklamalarda bulundu ve hazırlanan “HAK-İŞ olarak demokrasiden yana olan tutumumuzdan taviz vermiyoruz” başlığıyla basın bildirisi okundu. Darbeciler tarafından bombalanan TBMM’de incelemelerde bulundu. 12 | Hizmet-İş Sendikası BİNLERCE HAK-İŞ VE HİZMET-İŞ’Lİ DEMOKRASİ NÖBETLERİNDE BİR ARAYA GELDİ Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ bütün anti demokratik gelişmelere, Darbelere, darbe girişimlerine karşı olduğu, ne pahasına olursa olsun direndiği gibi bu darbe girişimine de var gücüyle direnmiş ve milli iradenin yanında yer alan duruşuyla yerli ve milli Sendikal duruşun nasıl olması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. 15 Temmuz gecesinden itibaren binlerce HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’li demokrasi nöbetlerinde bir araya geldi. Şube ve İl Başkanlıklarımız Milli İrade ve Demokrasi Çadırları kurdu, meydanı dolduran halka yiyecek ve içecek yardımında bulundu, bayrak dağıttı. Darbe Girişimine Yiğitçe Direndik, Şehit Verdik, Gazilerimiz Var! Türkiye, 15 Haziran’da başlayan darbe girişimi ile Cumhuriyet tarihimizin en kanlı, en alçak ve en hain darbe girişimine sahne oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan hainlerce teşebbüs edilen darbe girişiminde halka karşı yapılan saldırılarda, İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 62’si polis, 5’i asker, 170’i sivil toplam 237 şehit verildi. 140’ı polis, 21’i asker 2 bin 30’u sivil 2 bin 191 kişi yaralandı. Darbeci hain (FETÖ) örgütünün vahşi darbe girişiminde Konfederasyonumuz HAK-İŞ’ten 3 şehit verdik. Şehitlerimizden biri Sendikamız Hizmet-İş Ankara 2 No’lu Şube Eski Yönetim Kurulu Üyemiz Celalettin İBİŞ, diğerleri Öz İletişim-İş Sendikası’ndan Ahmet Özsoy ve Ali Karslı. HAKİŞ, 13’ü Sendikamız Hizmet-İş’ten olmak üzere toplam 26 yaralımız var. Hain saldırılarda şehit olan Ankara 2 No’lu Şubemiz Eski Mali Sekreteri ve Altındağ Belediyesi çalışanı Celalettin İbiş’e Allah’tan rahmet, tedavileri devam eden üyelerimize acil şifalar diliyoruz. Şehidimiz Celalettin İBİŞ Abdullah SEZGİN Ahmet ARIK Mustafa KARAMEMİŞ Nurettin TULUM Osman KEVENLİK Kazım ÇAKIR Hizmet-İş Sendikası | 13 HABERLER HAK-İŞ KONFEDERASYONUMUZDAN ŞEHİT VE YARALILAR ŞEHİTLER HİZMET-İŞ SENDİKASI • Celalettin İBİŞ ÖZ İLETİŞİM-İŞ SENDİKASI • Ahmet ÖZSOY Türksat • Ali KARSLI Türksat YARALILAR HİZMET-İŞ SENDİKASI • Kazım ÇAKIR • Abdullah SEZGİN • Faruk DAYI • Bahtiyar UĞURLU • Mevlüt AYKURT • Ahmet ARIK • Nurettin TULUM • Osman KEVENLİK • Mustafa KARAMEMIŞ • Yılmaz AŞIK • Sinan ÖZTÜRK • Metin GÜNTÜRK • Ali OSMANOĞLU Genel Başkan Danışmanı Genel Merkez Güvenlik Personeli İstanbul Büyükşehir Bel. İETT Genel Müdürlüğü İstanbul Büyükşehir Bel. İETT Genel Müdürlüğü İstanbul Büyükşehir Bel. İETT Genel Müdürlüğü Altındağ Belediyesi Sakarya Büyükşehir Belediyesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Keçiören Belediyesi İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK İstanbul Büyükşehir Bel. İSPARK ÖZ AĞAÇ-İŞ SENDİKASI • Tuncay DOLU • Rifat ÜLGER Genel Başkan Yardımcısı Genel Başkan Yardımcısı ÖZ TAŞIMA-İŞ SENDİKASI • Yusuf HACIFAZLIOĞLU • Şenol GENÇER • Abdulsamet SÖNMEZ • Hakan ŞİMŞEK • Muhammed ADAŞ • Cafer YÜKSEL Ankara Büyükşehir Bel. Fen İşleri Daire Bşk. Ankara Büyükşehir Bel. EGO Bilgi İşlem Ankara Büyükşehir Bel. ASKİ Yeni Mahalle Ankara Büyükşehir Bel. EGO 1.Bölge (Yaralı) Ankara Büyükşehir Bel. AŞTİ Genel Müdürlüğü Ankara Büyükşehir Bel. AŞTİ Genel Müdürlüğü ÖZ İLETİŞİM-İŞ SENDİKASI • Ferhat DERECİK Türksat • M. Emin SERGİLİ Türksat • Halil ERSOY Türksat • Bilal Davut HASETÇİ Türksat ÖZ GÜVENSEN SENDİKASI • Hakan GÜLŞEN Ankara Büyükşehir Belediyesi ANFA Güvenlik YARALI ÜYELERİMİZE ZİYARET… Başkanımız Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız Halil Özdemir, Celal Yıldız ve Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz ile birlikte 15 Temmuz 2016 Cuma günü gerçekleşen darbe girişimi esnasında demokrasiye sahip çıkma adına meydanları doldurduğu esnada yaralanan üyelerimizi ziyaret ederek, ailelerine de geçmiş olsun dileklerini iletti. Ankara İbn-i Sina ve Dışkapı Hastanelerinde tedavileri süren Ankara 2 No’lu Şube Eski Başkanımız Kazım Çakır ve diğer üyelerimiz ziyaret eden Arslan, doktorlardan durumları hakkında bilgi aldı. Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde şehit edilen Ankara 2 No’lu Şubemiz Eski Yönetim Kurulu Üyesi ve Altındağ Belediyesi çalışanı Şehit Celalettin İbiş'in ailesine de taziye ziyaretinde bulunarak merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı diledi. Genel Merkez Güvenlik Personelimiz Abdullah Sezgin’in tedavisi de devam ediyor. Daha sonra Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz ile Kurucu ve Onursal Genel Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi de yaralı üyelerimizi ziyaret ederek, doktorlardan bilgi aldılar. Öz, daha sonra İstanbul'da darbe girişiminde yaralanan Faruk Dayı ve Bahtiyar Uğurlu'yu da ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerini iletti. Üyelerimiz Mustafa Karamemiş, Kadir Tunçel’in tedavileri Numune Hastanesi’nde, Genel Merkez Güvenlik Personelimiz Abdullah Sezgin’in tedavisi İbni Sina Hastanesi’nde devam ediyor. Hizmet-İş Sendikası | 15 DARBE DARBE HABERLER GİRİŞİMİNİ LANETLİYORUZ GİRİŞİMİNİ LANETLİYORUZ HAK-İŞ/HİZMET-İŞ SENDİKASI olarak; Milletimizin birlik ve bütünlüğüne, devletimizin bekasına, demokrasi ve cumhuriyetimizin varlığına kasteden katil ve cani cunta’nın 15 Temmuz 2016 gecesi düzenlediği darbe girişimini lanetliyoruz! Kendilerine emanet edilen silahları düşman yerine kendi milletine çeviren, Milleti, milletin meclisini, Cumhurbaşkanlığını, Emniyet Teşkilatını, Askerî kurumları, stratejik kamu kurumlarını ve sivil halkımızı vahşice katletmeye kastetmiş bu hainler, milletimizin kararlı duruşu ve meydanlara hakim olmasıyla emeline ulaşamamıştır. Bu iradeli, kararlı duruşundan dolayı milletimize minnettarız. Bu darbe girişiminin başarısız olmasında cesaret ve kararlı duruşunu ortaya koyan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’a, Başbakanımıza ve hükümetimize şükranlarımızı sunuyoruz. HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ; daha önce olduğu gibi tüm darbe ve darbe girişimlerine karşı çıkmış, direnmiş ve lanetlemiştir. Darbeci cunta’nın ve darbe girişimine katılan tüm suçluların bir an önce yargı önüne çıkarılması ve hak ettikleri şekilde cezalandırılmalarını bekliyoruz. Artık anlaşılmıştır ki; Millet iradesinin üzerinde hiçbir irade ve güç yoktur ve olmayacaktır! Birliğimize, bütünlüğümüze, beka, istiklal ve istikbalimize yönelen bu vahşi darbe girişiminden çıkarılacak dersle; yeni bir bilinç ve birliktelikle ülkemizin ve milletimizin daha ileri atılımlar yapacağına inanıyoruz. Bu darbe girişimi göstermiştir ki; Artık eskisinden daha çok birliğe, bütünlüğe, huzura, barışa ve dayanışmaya muhtacız. Darbe girişimine karşı fedakarca ve kahramanca hayatlarını ortaya koyan ve bu uğurda canlarını kaybeden tüm şehidlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet, yaralananlara şifalar, devlet ve milletimize huzur dolu aydınlık bir gelecek diliyoruz. Yolumuz aydınlık, Geleceğimiz daim olsun! HAK-İŞ/HİZMET-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU 16 | Hizmet-İş Sendikası z ı m a k i d n e S u y ’ U S EDaP rbe Girişimi ndirdi ilgile B a d n ı k k a H Sendikamız HİZMET-İŞ, 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilen Darbe Teşebbüsü ile ilgili üyesi bulunduğumuz EPSU’yu bilgilendirdi. Sendikamız HİZMET-İŞ, 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilen Darbe Teşebbüsü ile ilgili üyesi bulunduğumuz EPSU (Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu)’nun Sendikamızdan bilgi talep etmesi üzerine, 22 Temmuz 2016 tarihinde aşağıdaki yazılı açıklamayı kendilerine yapmıştır: “Ordu içerisinde azınlık bir cunta Türkiye Cumhuriyeti anayasasını çiğneyerek, demokratik düzene ve halkın milli iradesine karşı darbe girişiminde bulunmuştur. Onlarca hain rütbeli asker Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast düzenlemeye ve ülkenin kontrolünü ele almaya teşebbüs etmiştir. 15 Temmuz 21.30 sularında İstanbul’da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri tanklar tarafından kapatılmış ve Ankara semalarında savaş uçakları alçak uçuşlar yaparak tehditlerine başlamıştır. Akabinde Cumhurbaşkanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, TRT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Özel Harekât Dairesi ve Türk Sat, Türk askeri üniformasına bürünmüş teröristler tarafından bu milletin müdafaası için var olan ve millete ait uçak, helikopter ve tanklar ile bombalandı. Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları rehin alındı. Darbe girişimini haber alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hızlı bir şekilde Marmaris’i terk ederek İstanbul’a gitmiş ve aynı zamanda CNN Türk televizyonundan halka seslenerek halkı milli irade ve demokrasiyi savunmak için meydanlara çıkmaya çağırdı. Cumhurbaşkanı’nın bu çağrısı üzerine meydanları dolduran halkımız, darbe girişiminin başarısız olmasında en önemli parametrelerden birisi olmuştur. Siyasi görüş gözetmeksizin bir araya gelen halkımız, yollarda tanklar araçları ve insanları ezerken, havadan bombalar düşerken; yoğun ateş altında, yılmadan alanları doldurmuş, vücutlarını kahramanca siper etmiş, devletin bekası ve demokrasi konusundaki kararlılığını ve azmini ortaya koymuştur. Hep bir ağızdan “ Bu ülke bizim, demokrasimiz için buradayız ve bir daha darbelere izin vermeyeceğiz” sloganlarıyla, halkın azmi ve kararlığı zafer kazanmış ve darbe girişimi kısa sürede bastırılarak, başarısız olmuştur. Başarısız girişimin ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen AKP, CHP, ve MHP ve HDP tarafından darbeye karşı ortak bildirge imzalanmıştır. 20 Temmuz 2016 günü Konfederasyonumuzun da aralarında olduğu toplam 538 STK temsilci- si TBMM’de toplanarak darbe karşıtı bildiri yayınlamış ve darbecilere karşı seçilmiş demokratik hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın yanında yer almıştır. Ülkedeki tüm sendikalarda aynı şekilde birleşmiş ve hain girişimi kınamıştır. Üyelerimiz demokrasi ve özgürlüklerini savunmak için sokaklara akın etmiştir. Sendikamızın, bir üyesi şehit düşmüş ve sekiz üyemiz yaralanmıştır. Ülkemizdeki tüm siyasi partilerin ve sendikaların, bu hain darbe girişiminin Ordunun içinden Fetullah Gülen’in liderlik ettiği Terör Örgütü (FETÖ) üyesi bir grup askerin planı ve icrası olduğuna dair hiçbir şüpheleri yoktur. FETÖ kırk yıl içerisinde yargı, ordu, polis, eğitim kurumları içinde ve kilit idari kurumlarda örgütlenmiş ve paralel bir devlet yapılanması kurarak eylemlerini gerçekleştirmiştir. Son yıllarda FETÖ mensupları birçok komploya imza atmış ve ülke içinde karışıklıklara sebebiyet vermiştir. Son olarak ülkemizin seçilmiş lider ve yöneticilerine karşı suikast düzenlemiş ve masum insanlara ve kamu kurumlarına karşı acımasız bir katliama girişmişlerdir. Toplumun tüm kesimleri için FETÖ’ nün bir Terör Örgütü olduğu su götürmez bir gerçek olarak kabul edilmektedir. 21 Temmuz’da gerçekleştirilen MGK sonrası Bakanlar Kurulu kararı ile demokratik sistemin yürürlüğünü yeniden temin etmek amacıyla tüm ülkede olağanüstü hal ilan edilmiştir. Darbe girişiminin planlayıcılarından bir kısmı kaçmayı başarmış, henüz yerleri bilinmemektedir. Bundan ötürü ülkemizde ikinci bir darbe girişimine karşı alarm hali devam etmekte ve her gece binlerce insan meydanlarda demokrasi nöbetleri tutmaktadır. Yargı organları, gerekli soruşturma ve kovuşturmaları başlatmış, FETÖ’ nün Türk askeri birlikleri içine sızmış olan üyeleri tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin kamu kurumlarına sızmış sivil ayaklarının deşifre edilebilmesi amacıyla ihtiyaten önlemler almıştır. Son yaşanan gözaltları ve görevden uzaklaştırmalar bu maksatla gerçekleşmiştir. Bu önlemler hükümetin eleştirel sesleri susturma girişimi olarak görülmemelidir. Aksine devletin demokratik kurumlarının, muhalefetin, medyanın işlemlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi, FETÖ’nün içeriden zehirlediği yargının bağımsızlığını yeniden kazanması ve devletin meşruiyetini pekiştirmesi için büyük önem arz etmektedir. Muhalefet partileri de bilinçle hareket etmekte ve alınan bu olağanüstü önlemlere desteklerini beyan etmektedirler. Sendikamız gelişmeleri yakından takip etmekte ve geçmişte de olduğu gibi her zaman işçi haklarının savunuculuğunu yapmaktadır. Bu süreçte yargının adil ve bağımsız olacağına inancımızı korumaktayız. İlgili kurum ve kuruluşlarla iletişimimizi sürdürmekteyiz. Süreci büyük bir hassasiyetle izlemekteyiz. Hizmet-İş olarak bizler, demokratik değerlerin, bağımsız yargının, özgür medyanın ve işçi haklarının savunucusu olduk ve olmaya devam edeceğiz. Saygılarımızla HİZMET-İŞ (Tüm Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası) Hizmet-İş Sendikası | 17 HABERLER TRT HABER’e konuşan Genel Başkanımız ARSLAN: “MİLLETİMİZ ÜLKESİNE VE GELECEĞİNE NASIL SAHİP ÇIKACAĞINI DÜNYAYA GÖSTERDİ!” Sayın Cumhurbaşkanımız, daha televizyonlardan “sokakları doldurun” demeden bile insanlar ne oluyor dediği andan itibaren sokaklara inmeye başladı. Darbe girişimi var denildiğinde herkes en kritik noktalarda kendilerine bir yer buldu. Bu şunu gösteriyor: Türk Toplumu zora düştüğü zaman liderlerine, seçtiklerine, değerlerine demokrasiye nasıl sahip çıkması gerektiyse o şeklide sahip çıktı. Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, 22 Temmuz 2016 Cuma günü Saat: 16.30’da 15 Temmuz Darbe Girişimi ve sonrasıyla ilgili TRT HABER’in sorularını cevaplandırdı. Darbe girişiminin yansımalarını ve ardından gelen olağanüstü hal uygulamasını konuşacağız stüdyo konuğumuz HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’la birlikte. Şimdi öncelikle Türkiye 15 Temmuz Gecesi büyük felaketi yaşadı o geceyi siz nasıl yaşadınız nasıl değerlendirmektesiniz o gece gösterdi ki Türkiye nasıl bir yapıyla nasıl bir ihanet şebekesiyle karşı karşıya? Maalesef 15 Temmuz yakın tarihimizde belki dünyada da çok ender rastlanan darbe kalkışmalarından bir tanesiydi. Ben G20 toplantıları için Çin’de bulunuyordum, ama saat 22:45’te ilk haberler bize ulaştığı andan itibaren konfederasyonumuza bağlı bütün sendikalarımızı, bütün üyelerini meydanlara davet ettik. Gerçekten büyük bir coşku ve kararlılıkla bütün teşkilatımız meydanlardaydı. En kritik yerlerde görevler aldılar. Bazı arkadaşlarımızı kaybettik. TÜRKSAT’ta iki üyemizi kaybettik yine bir üyemizi Genelkurmay önünde doğrudan taradılar, kurşunladılar. Yedi üyemiz orada ağır yaralı olarak hastanelere kaldırıldı. Hepimizin başı sağolsun. 250’ye yakın şehidimiz var. Şehitlerimize Allah’tan Rahmet diliyoruz. Hala bütün dünya darbe girişimini anlamaya çalışıyor. Dünya, Bu direnişi bu başarıyı bir halkın kendi kaderini, kendi geleceğini, milli iradeyi, ülkesini yönetenleri ve ülkesinin geleceğine nasıl sahip çıktığını gerçekten anlamakta zorlanıyorlar. Bir kısım algı oluştu- 18 | Hizmet-İş Sendikası rarak bunu küçültmeye çalışsalar da bu halk bunu yaşadı. Biz bir haftadır alanlarda hep beraber görüyoruz ki bu millet zora, sıkıntıya düştüğünde ülkesine, geleceğine demokrasisine nasıl sahip çıkacağını dünyaya gösterdi. bunu gerçekten takdir ediyoruz, bunun önünde gerçekten hep beraber saygıyla eğilmemiz gerekiyor. Yakın tarihinde darbeleri çokça yaşamış bir ülke olmak Türkiye’de demokrasi kültürüne dair neler düşündürdü size ? Bunun belli başlı sebepleri var. Örneğin, 1960 yılında 27 Mayıs darbesi yapıldığı zaman tabii silahlı kuvvetlerinin içerisindeki hiyerarşik bir yapıyla yapılmıştı. Halk bir hafta önceden Menderes'i yüzbinler karşılarken 27 Mayıs’ta halkın tepkisi oluşmamıştı gerçekleşmemişti. Aslında burada şuna bakmak lazım: Liderlerin dik bir duruş sergilediği zaman, halkın önünde durduğu zaman halkın nasıl ona sahip çıkacağını biz 15 Temmuz günü gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız, daha televizyonlardan “sokakları doldurun” demeden bile insanlar ne oluyor dediği anda bu andan itibaren darbe girişimi var denildiğinde herkes en kritik noktalarda kendilerine bir yer buldu. O da şunu gösteriyor: Demokrasi kültürümüzü çoğu kez batılılar tartışıyorlar. Türkiye’nin bu konuda hala eksikler var ama Türk Toplumu zora düştüğü zaman liderlerine seçtiklerine değerlerine demokrasiye nasıl sahip çıkması gerektiyse o şeklide sahip çıktı. “Halkımız direnerek darbecilerin oyununu bozmuştur!” Daha görüntülerin çoğu bize yansımadı, ekranlara yansımadı. Gerçekten Türkiye’nin her köşesinde insanların nasıl bir canhıraş şekilde hayatlarını ortaya koyarak mermilere karşı, tanka karşı, savaş uçaklarının yağdırdığı bombalara karşı nasıl yürüdüğünü nasıl dik durduğunu ve göğsünü nasıl siper ettiğini gerçekten bir film seyreder gibi seyrediyor insanlar. Ama bunlar flim değil gerçek. İnsanlar Akıncı Üssünden uçaklar kalkmaması için binlerce dönüm arazisindeki ekini yakıyorlar düşünebiliyor musunuz? Her birisi için birer öykü var başarı öyküsü var, onur öyküsü var. Türk toplumu bu süreçte en çok kendine güvendiği, demokrasisine sahip çıkacağını ve artık darbe zihniyetinin tarihe gömüldüğünü bundan sonra hiç kimsenin bu noktada bir darbe teşebbüsünde bulunamayacağına dair iyi bir ders vermiştir. Ama ağır bir faturası olmuştur tabi 250’den fazla kardeşimiz kaybettik, 2000’den fazla yaralımız var, çocukların, küçüklerin o travmaları gerçekten tamir edilmesi çok zordu. Uçakların çıkardığı seslerle insanların yaşadığı travmalar.. Benim de torunlarım var, birkaç gündür uyuyamıyorlar yani. O gürültülerden neler oluyor, nasıl bir sıkıntı diye bütün bunlar toplumda açtığı bu yaralar, toplumda oluşturduğu bu travmalar, toplumda oluşturduğu endişe ve korkuya rağmen halk büyük çoğunluk direnerek darbecilerin oyununu bozmuştur. Bu çok önemliydi. Evet halk sokaklara gidiyor o aslında dün Boğaz Köprüsü’nde şok bir metin vardı hem ona dair görüşlerinizi merak ediyorum hem de Pazar günü CHP’nin bir mitingi var şimdi ortaya konulan dik duruş birlik ve beraberlik temelindeki duruş kuşkusuz çok önemli, bu noktadan hareketle neler söyleyeceksiniz. Burada şuna dikkat etmemiz gerekiyor: dün de gördük biz başka toplantılarda da görüyoruz. İtidali elden bırakmamak gerekiyor. Heyecanımız var, tepkilerimiz var, acımız büyük, yüreğimiz yanmış, yakınlarımızı kaybettik, dostlarımızı kaybettik. Bizim iki şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Bir tepkilerimizi diri tutacağız eleştirilerimizi yapacağız meydanları dolduracağız, kararlılığımızı göstereceğiz, dayanışmamızı göstereceğiz. Ayrılıklarımızı değil ortak noktalarımızı bulup bunu daha da geliştireceğiz, buna devam edeceğiz. Darbeye karşı teyakkuz halinde durmaya devam edeceğiz. Ama bir taraftan da normal hayatımıza dönmemiz gerekiyor, ekonominin normal çarklarının dönmesi gerekiyor. Sosyal hayatımızın normalleşmesi gerekiyor ve bizim bir şekilde bu darbelerin açtığı yaraları da tedavi edecek bir kısım adımlar atmamız gerekiyor. Devletin atacağı adımlar var olağanüstü hal kabul edildi. Yargı süreçleri hızlanacak, ama bu taraftan da biz gerçekten suyu getirenle testiyi kıranı, ihanet edenlerle ihanete bulaşmayanları da dikkatli bir şekilde ayıracak bir soğukkanlı yaklaşımı da oluşturmamız gerekiyor. İstanbul’daki yürüyüş aslında sembolik bir yürüyüş olacaktı. Biz milli irade platformu olarak onun gençlik grubu olarak Valilikte yapılan görüşmelerde yaklaşık 500 kişilik bir sembolik Türk toplumu bu süreçte kendine güvendiği, degrupla bir yürüyüş yapılamokrasisine sahip çıktığını ortaya koymuştur. Çünkü birlikteliği oluşturacağız caktı. Fakat bu haberlerin Artık darbe zihniyetinin tarihe gömüldüğünü derken ayrılıklara, yanlışlıklara duyulduğu andan itibaren da fırsat vermemek lazım. O bundan sonra hiç kimsenin darbe teşebbüsünde ‘Başladığımız Yere Geliyoruz’ nedenle ben bu toplantılarda bulunamayacağına dair iyi bir ders vermiştir. Ama sloganı o kadar etkili oldu ki itidali elden bırakmadan, ama inanın insanları durdurmak ağır bir faturası olmuştur. 250’den fazla kardeşiaynı zamanda karalılığımızı, mümkün değil. Boğaz Köpmizi kaybettik, 2000’den fazla yaralımız var, çodarbeye karşı duruşumuzu, karüsü’nün trafiğe kapanması cukların, küçüklerin o travmaları gerçekten tamir tillerden, hainlerden ve tuzak gerçekten ciddi sıkıntılar da edilmesi çok zor. kuranlardan hesap sorulması oluşturdu. İnsanlar hareket konusundaki kararlılığımızı edemedi ama bunu kontrol sürdürelim ama aynı zamanda etmek mümkün değildi. Komite üyeleri olarak insanlara bir şey söyleyemiyorsunuz insanlar hayatımızın devam edeceğinin bir taraftan farkında olmazı gerekio kadar etkilenmişler ki oraya grup grup binlerce onbinlerce insan yor çünkü hayat bir taraftan devam ediyor. bir anda orayı doldurdular dolayısıyla bu şunu gösteriyor; halk hala ciddi şekilde bir tepki içerisinde darbecilere karşı ve tedbir Tepkilerimizi gösterirken farklılıklarımızı değil, alınması gerektiği konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız meydan- birlikteliklerimizi ortaya koymalıyız ları terk etmeyin yaklaşımı birde o toplantı esnasında yeni bazı kı- Az önce söylediğiniz şey önemliydi bütün bu tepkileri verirken pırdanmalar vardı, bazı sosyal medyadan hareketler oldu. İnanın çünkü hepimizin canı yandı ülke olarak çok çok olağanüstü şeyler bu çok daha büyük bir kargaşa ve çok daha büyük tepkiye de yol yaşıyoruz. Bu tepkileri verirken farklılıklarımız değil ortak noktaaçtı ama çok şükür evet, trafik yoğun bir şekilde aksadı ama halk larımız ön plana çıkarmak onları diri tutmak önemli dediniz. Bu yine soğukkanlı bir şekilde daha sonra boşalttılar. Hizmet-İş Sendikası | 19 HABERLER Şimdi bir taraftan bu girişimin ardından olağanüstü günler yaşıyoruz, elbette kamuda 50 bine yakın görevden alma oldu. Ordu, yargı, üniversiteler devletin kılcal damarlarına kadar sızan bir yapı söz konusu, çok geniş çaplı bir tasfiye harekâtı söz konusu, hem bu rakam hem görevden almaların işleyişe yansımaları üzerine neler söyleyeceksiniz? noktada siyasilerin birlik içinde olması, aynı zeminde buluşması kuşkusuz en önemli şey o konuda neler söyleyeceksiniz yani yakalanan o mutabakat zemininin sürdürülebilir olması noktasında. Türk siyasi hayatında siyasi partiler bu zor dönemde ortak hareket edebiliyorlarsa Meclisin olağanüstü toplantısında dört siyasi partinin ortak bir deklarasyona imza atması gerçekten çok önemli, çok saygı değer, çok anlamlı. Özellikle o gün Türkiye’nin buna ihtiyacı vardı. Artık siyasetin dilini de bu yeni dönemde, 15 Temmuz sonrasına göre yeniden oluşturmamız gerekiyor. İktidarıyla, muhalefeti ile bütün siyasi partiler yeni bir dil geliştirmek zorundadır. Çünkü bu ülke bizim. Gelebilecek felaketler hepimizi işin içine alıyor. Kaybedersek hepimiz kaybediyoruz. Sadece iktidar kaybetmiyor sadece AK Parti kaybetmiyor, herkes kaybediyor. O zaman biz kaybetmemek için dilimizi, üslubumuzu yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. ”Bu ülkede birlikte yaşayacağımız dili oluşturmalıyız” Ben gerçekten hem silahlı kuvvetler içerisindeki bazı muvazzaf subayların yaptığı açıklamalar, yine emniyet teşkilatımızdan bir kısım gelen bilgilere baktığımda gerçekten dehşete düştüm. Yani bu terör örgütünün toplumun bütün en ince uzuvlarına kadar girebilmiş olması ve kendilerini bu şeklide gizlemiş olmaları gerçekten çok düşündürücü. Türkiye’nin bu konuda yeni bir konsepte ihtiyacı var. Yani hem personel alımında hem silahlı kuvvetlerin yönetim biçiminde hem yönetimiyle birlikte silahlı kuvvetlerini oluşturan yapıların inşası konusunda çok ciddi gözden geçirmelere ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanımızın istihbarat zaafı dediği hususta çok önemli istihbaratımızı, silahlı kuvvetlerin yapısını gözden geçirmeliyiz. Yine kamudaki çalışanlarımızla ilgi yapıyı da gözden geçirmeliyiz. Gördük ki bazı kamu hizmetleri bilerek engellenmeye çalışılmış. Yine gördük ki askeri okullardaki gencecik çocuklar 13-14 yaşındaki çocuklar kamuflaj elbisesi giydirilerek vatandaşın üzerine gönderilmiş. Türkiye’nin çok ciddi bir baştan sona yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. Peki bu yeniden yapılanma nasıl ilerleyecek sizce? Öngörüleriniz ne yönde ne kadar zamanda bu yapı devletten temizlenir onlar için süreç nasıl işleyecek? Şimdi burada bize gelen bilgilere göre olağanüstü hal ilan edildiği için bir kısım süreçler hızlandırılacak. Özellikle yargı süreci hızlandırılacak bir kısım operasyonlar yapılacağı anlaşılıyor. Bugüne kadar kamuyla ilgi çalışanlarla ilgili bir disiplin cezayı uyguladığınızda Danıştay’a gidip yüArtık siyasetin dilini de bu yeni dönemde, 15 rütmeyi durdurma kararı alıTemmuz sonrasına göre yeniden oluşturmamız yor ve bir şey yapamıyorsunuz gerekiyor. İktidarıyla, muhalefeti ile bütün siyasi ve işten atılması için bir sürü partiler yeni bir dil geliştirmek zorundadır. Çünprosedürler gerekiyor. kü gördük ki bu ülke bizim. Kaybedersek hepimiz Uzlaşmaya en çok ihtiyacımız var. Biz 500’ün üzerindeki sivil toplum örgütü ile mecliste Meclis Başkanımıza hem geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk hem de darbelere karşı bir kaybediyoruz. O zaman kaybetmemek için diliOlağanüstü hal bunların büduruş sergiledik. Orada siyasi mizi, üslubumuzu yeniden gözden geçirmemiz yük bir bölümünü ortadan partilerimizin büyük çoğungerekiyor. kaldırıyor. Daha hızlı hareket luğu bu hassasiyetle hareket etmeyi sağlıyor. Ancak burada ettiler ama bazı siyasilerimiz da dikkat edilmesi gereken bir bildik usullere tekrar tevessül şey var. Gerçekten bu örgütün mensupları, bu örgütün içinde yer etme girişiminde bulundu. Bence buna gerek yok. Bunun yerine alanlarla masum insanlar arasında dikkat etmek gerekiyor. Bir farklılıklarımızla siyasal farklılıklarımız, ideolojik farklılıklarımız, kültürel farklılıklarımız bu farklı renklerle bir arada yaşayacağımı- tasfiye yaparken adalet hukuk çerçevesinde yapmalıyız ki bir kısım zın farkında olarak hareket etmek geriyor. mağduriyetlere de yer vermeyelim. Ama ben şuna inanıyorum: Bu yapılar büyük ölçüde biliniyor. Bu yapıların üzerine gittikçe çorap Taksim Mitingi için Cumhuriyet Halk Partisi’nden konfederasyonumuza da davetiye geldi biz de en üst düzeyde o mitinge katkı söküğü gibi daha ayrıntılara inmek mümkün. Bir kısım ifadeler bir vereceğiz ve bulunacağız. İstanbul teşkilatlarımızda ellerinde türk kısım itiraflar bir kısım bilgilerle bunun yapılabileceğini fakat biraz bayraklarıyla mitinge destek verecekler. Böyle günlerde ortak bir zaman gerektirdiğini söylüyoruz. Yeter ki yargı süreci doğru ve hızlı duruş sergilemek, darbelere karşı darbecilere karşı ortak bir duruş işlesin. Bir an evvel darbeye bizzat kalkışanların en ağır şekilde cesergilemek anlamında bence çok önemli hem CHP’nin mitinginin zalandırılması, bir taraftan da kamunun bütün alanlarında birkaç başarılı olmasını hem de barışçıl şekilde sona ermesini hem de başlıkta çalışma yapılması gerekiyor. Çok iyi bir istihbaratla çok farklı kesimlerin oraya katılarak bir birlik görüntüsü verilmesi ben- iyi bir tespite ihtiyaç var. Bunun paralelinde atılacak kararları uygulamak gerekir. Yargı sürecinin buna paralel yürümesi gerekiyor. ce Türkiye için çok önemli ve anlamlı diye düşünüyorum. 20 | Hizmet-İş Sendikası Bakınız ilk defa biz hiçbir kesimden hiçbir gruptan hiçbir sivil toplum örgütünden siyasetten bu darbeye destek açıklaması duymadık. Bu ilk defa oluyor. Dolayısıyla toplumun bütün kesimleri belki alanlarda olmadı ama evinde oturanlar bile bu darbeyi kabul etmediler bu bence Türkiye için çok önemli. Türkiye basınıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, halkıyla çok net bir duruş sergiledi. Bunun devam ettirilmesi için de daha dikkatli olmak gerekiyor. Sağduyulu, uzlaşmacı dili elden bırakmadan Sayın Cumhurbaşkanının hem Bahçeli’yi, Kılıçdaroğlu’nu araması önemli. Başbakanın birlikte basın açıklaması yapması, Sayın Abdullah Gül ziyaretinde siyasi partilerin bir araya gelmesi gerçekten çok değerlidir. Bunları sürdürebilirsek operasyonların başarısı da o ölçüde önemli olacaktır. Bu arada siz bu açıklamaları yaparken Darbe girişi soruşturmasına dair Efkan Ala’nın verdiği bilgiler var. 10.856 kişinin pasaportunun iptaline dair ne diyeceksiniz? Bunlar sürecin parçaları. Zaman içerisinde bunların yurtdışı bağlantıları da ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Bunun için Türkiye’nin bir medya planlamasına ihtiyacı var. Bu ülkede her şeyin olup bittiğini biz az çok biliyoruz ama uluslararası toplum bir algı yönetimiyle karşı karşıya. Hem o algıyı kırmak hem de bu manipülasyonları, dezenformasyonu ortadan kaldırmak için Türkiye’nin dışa dönük hızlı bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. “Kendi değerlerimizle ayakta kalacağız.” Türkiye toplumunun şunu görmesi gerekiyor: Buradan bütün vatandaşlarımızı uyaralım. Ne yazık ki Türkiye’nin ne Avrupa Birliği ile ilgili ne batı ittifakları ile ilgili güveneceği hiçbir ülke yok, biz kendimize kendi değerlerimizle ayakta kalmaya çalışacağız. Darbe girişimlerine dünyanın mazlum milletlerinden inanılmaz şekilde darbenin başarısız olması için dualar ettiler. Kudüs’ünden Myanmar’ına, Mısır’ından Filistin’ini ne kadar, Suriye’den, Irak’tan, Afganistan’dan; Pakistan’dan inan insanlar o kadar çok dua ettiler ki Türkiye’nin bu darbeyle alaşağı edilmemesi için. Mazlum milletler bu toplumun yanında ama süper güçler batılı güçler emperyalist güçler Türkiye ile ilgili hala hesapları sona ermedi bunu görmek gerekiyor. Biz bu hesapları boşa çıkaracağız. Bu batılı bizim sözde müttefiklerimizin ihanetleri ikiyüzlülüklerini de ortaya koymak gerekiyor. Onlara güvenmememiz gerekiyor. Kendi işimizi kendimizin yapması Mazlum milletler bu toplumun yanında. Ama gerekiyor. Onun için Sayın Cumsüper güçler, batılı güçler, emperyalist güçlerin hurbaşkanı ısrarla kendi uçağımızı Türkiye ile ilgili hala hesapları sona ermedi. Bunu kendi tankımızı kendi helikopterigörmek gerekiyor. Biz bu hesapları boşa çıkaramizi kendi savaş gemimizi yapmacağız. Sözde müttefiklerimizin ikiyüzlülüklerini de mız kendi silahlarımızı üretmemiz ortaya koymak gerekiyor. Onlara güvenmememiz gerektiğini söylüyor. Yerli ve milli gerekiyor. Kendi işimizi kendimizin yapması geolmanın ne anlama geldiğini burekiyor. gün daha iyi gördük. Oradaki yerleşik yapıyla savaşma noktasında neler söyleyeceksiniz bir iade süreci var. Bu iade sürecine dair görüşleriniz ne? Amerika Birleşik Devletleri anlaşılıyor ki bu örgütün liderini sınır dışı edecek. Ancak sınır dışı ederse yine Türkiye’ye gelmeden başka bir ülkede kalmasını sağlayacak bir hazırlık olduğunu düşünüyoruz. Sınır dışı edildiği andan itibaren bir ülkeden sığınma talebi istenecektir ki; Mısır açıklama yaptı biz kabul edebiliriz diye bir açıklama söz konusu. Dolayısıyla ABD’nin bütün bu olup bitenlerden sonra direneceğini zannetmiyorum. Direnirse Türkiye Amerika ilişkilerinde ciddi şekilde bir tahribat olacaktır. Ama muhtemelen bir başka yolla terör örgütünün liderini Türkiye’ye vermeyecekler. Çünkü Abdullah Öcalan’ın özellikle İmralı notlarında şöyle bir ifadesi var 1996 yılında diyor ABD beni Türkiye’ye teslim etti 15 gün sonrada Fetullah Gülen’i Amerika’ya aldı götürdü. Dolayısıyla bu bir proje yani Pensilvanya’daki terör örgütünün lideri aslında bir projenin ürünü olduğu için ABD Türkiye’yi kendi istikametine çekmek için Amerika’nın çıkarları doğrultusunda zorlamak için bölgede yaptıkları ortada. Hala Türkiye ile ilgili IŞİD konusunda, PKK konusunda maalesef ittifak kurduğumuz müttefikimiz dediğimiz ABD’nin ikiyüzlü son derece samimiyetsiz tavrı ortada. Hizmet-İş Sendikası | 21 HABERLER SAKARYA’DA görkemli 1 mayıs 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü emekçi kenti Sakarya’da on binlerce emekçinin katılımıyla kutladık. K onfederasyonumuz HAK-İŞ’in “Taşeron Çalışanlara İşçi Kadrosu İstiyoruz”, “Geçici ve Mevsimlik İşçilerin Sorunları Çözülsün”, “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” ve “Yeni Anayasa” sloganlarıyla Sakarya Kent Meydanı’nda gerçekleştirdiği 1 Mayıs Mitingi, yine on binlerce emekçinin coşkusuna sahne oldu. Mitinge Sendikamız HİZMET-İŞ üyeleri yine yoğun ilgi gösterdi. 345 otobüsle, 33 Şube ve 11 İl Başkanlığımızdan gelen 20 bini aşkın üyemiz Kent Meydanı’nı dolduran en büyük grup oldu. Emekçilerin Kent Meydanı’na sığmadığı mitingde sloganlar atıldı, şarkılar söylendi, halaylar çekildi, horonlar tepildi; güvercinler uçuruldu, birlik mesajları verildi. 22 | Hizmet-İş Sendikası Mitinge, Barış, Kardeşlik, Coşku, Heyecan ve Sevinç Damga Vurdu Açılış konuşmasının ardından alana seslenen Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, bütün renkleriyle, bütün sesleriyle alanları dolduran, hakkını arayan, hakkına sahip çıkan, insanlık onurunun yiğit ve saygın temsilcilerini HAK-İŞ adına sevgi ve muhabbetle selamlayarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günlerini kutladı. HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan ve HAK-İŞ Yönetim Kurulu üyeleri, Atatürk Bulvarı’ndan kortej halinde Kent Meydanı’na kadar yürüdü. Genel Başkanımız Arslan, caddeyi dolduran emekçilere yol boyunca karanfil dağıttı. Kent Meydanı’ndaki coşku ve heyecana, Türkiye sevdalısı bütün Sakaryalılar da ortak oldu. 1 Mayıs Mitingi, sabah 10.00’da Öz Gıda-İş Sendikası Folklor Ekibinin gösterisiyle başladı. Ardından İstiklal Marşı okunarak saygı duruşunda bulunuldu. Öz Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin’in açılış konuşması ve Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun selamlama konuşmasından sonra Kuran-ı Kerim okundu ve dua edildi. Arslan, Dünyanın Bütün Emekçilerini Selamladı Açılış konuşmasının ardından alana seslenen Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, bütün renkleriyle, bütün sesleriyle alanları dolduran, hakkını arayan, hakkına sahip çıkan, insanlık onurunun yiğit Hizmet-İş Sendikası | 23 HABERLER ve saygın temsilcilerini HAK-İŞ adına sevgi ve muhabbetle selamlayarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günlerini kutladı. “Selâm olsun bu toprakları değerleriyle sulayan ruh kahramanlarına. Selam olsun Kurtuluş Savaşına damgasını vuran şehirlerimize, güzel ülkemize. Emeği ile geçinenlere, ülkemiz için alınteri dökenlere selam olsun. Samsun’dan Ankara’ya, Şırnak’tan Edirne’ye, Van’dan Aydın’a, Rize’den Antalya’ya, ülkemizin tüm emekçilerine selam olsun” şeklinde seslenen Arslan, ülkemizin yanı sıra, dünyanın bütün emekçileri ve mazlumlarını da unutmadı: Arnavutluk’tan, Azerbaycan’a; İran’dan Brezilya’ya; Sudan’dan Portekiz’e; Bulgaristan’dan, Kuzey Kıbrıs’a; Malezya’dan, 24 | Hizmet-İş Sendikası Somali’ye; Japonya’dan, Ruanda’ya, Pakistan’dan Kosova’ya tüm dünya emekçilerinin 1 Mayıs’ını kutlayan Arslan, Mısır’da, Filistin’de, Suriye’de, Orta Afrika’da zulme uğrayan mazlum, mağdur ama başı dik kardeşlerimizi de muhabbetle selamladı. Sakarya’nın yanı sıra, İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer kentlerde 1 Mayıs’ı kutlayan emekçileri de selamlayan Arslan, bütün 1 Mayıs kutlamalarının Sakarya’daki gibi görkemli, coşkulu, heyecanlı ve barışçıl geçmesini temenni etti. Genel Başkanımız Arslan, fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde, barajlarda ve şantiyelerde bir dilim ekmek uğruna hayatlarının baharında aramızdan ayrılan emeğin onurlu temsilcilerini de rahmetle andı. 1 Mayıs’ı, küreselleşen dünyada adil bir paylaşım ve kavgasız bir yaşam istedikleri için Sakarya’da kutladıklarını ifade eden Arslan, Sakarya’nın tarihsel önemine vurgu yaptı. Arslan, “95 yıl önce, toprakları işgal edilmiş bir milleti emeği ve alınteriyle ayağa kaldıran, bu asil milletin varoluşunda emek ve alınterini akıtmış muhteşem bir şehirdeyiz. Bağımsızlık tarihimiz açısından Sakarya ne ise; emeğimizin bağımsızlığı ve onurunu korumak için de Sakarya odur. 13 Eylül 1683 günü Viyana’da başlayan geri çekilmemiz 238 sene sonra bu topraklarda, Sakarya’da durdurulmuştur. 1 Mayıs 2016’da bugün, HAK-İŞ’in Emek Yürüyü- şü, emekçilerin uygarlık misyonuyla Sakarya’da yükseliyor. Sakarya 1 Mayıs’ı böyle karşılıyor. Sakarya 1 Mayıs’a böyle kucak açıyor. Sakarya 1 Mayıs’ta ayağa kalkıyor. HAK-İŞ’in “ERDEMLİ SENDİKAL İNŞA”sının temel harcının yoğrulduğu Sakarya’dayız. Emeğin, alınterinin gerçek değerine kavuşmasını istediğimiz için Sakarya’dayız. Bugün sadece Sakarya’da değil, HAK-İŞ olarak bütün Türkiye’de alanlardayız” dedi. “Örgütlü Ol, Sendikalı Ol, Güçlü Ol” Bu günü Susturulsa da konuşan, durdurulsa da yürümeye devam eden emekçilerin Sakarya’da konuştuğu, geleceğe yürüdüğü gün Hizmet-İş Sendikası | 25 HABERLER olarak değerlendiren Arslan, “Bugün Emekçilerin Sakarya’da çelikten bir örgü gibi kaynaştığı gündür. Davalarına, haklarına, alın terlerine sahip çıktıkları gündür. 1 Mayıs’ta, emekçilerin bu muhteşem gününü anlamlı kılan, Hz. Mevlâna’nın 8 asır önceden bize seslenen, çağlar ötesi şu mesajını hatırlıyoruz: ‘Ekmeği… Ekmeği öğrendim… Daha sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini öğrendim. Sonra da ekmeği hakça paylaşmanın bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.’ İşte bu ruha muhtacız. Bu mesajın aydınlığına muhtacız. Hz. Mevlâna’nın emeğe verdiği değer’e muhtacız. ‘üretimden gelen gücümüzü’ alınterimizle yoğurup, “hakça paylaşım” için Sakarya’dayız. Yine bize “Bir pergel gibi olmayı” öğreten, bir ayağımızı “değerlerimiz”de sabitleyen, diğer ayağımızla tüm dünya emekçilerini kucaklamayı, onlarla bütünleşmeyi öğütleyen HAK-İŞ olarak Sakarya’dayız. Sakarya’dan örgütsüz, sendikasız, sahipsiz kardeşlerimize sesleniyorum, ‘Ne olursan ol, yine gel’, ‘örgütlü ol, sendikalı ol, güçlü ol’ diyoruz” diye konuştu. Talepler ve Sorunlar Dile Getirildi Arslan, emeğin ve emekçilerin önündeki bütün engellerin kalkmasını, özgür iradeleriyle örgütlenmelerinin önünün açılmasını istedi. Taşeron işçilerle verilen kamu hizmetinin gene onlarla kadrolu olarak verilmesini talep eden Arslan, itiraz ve taleplerini şöyle sıraladı: “Kamudaki Statü Karmaşasına Son Verilmelidir. Şu anda statü karmaşasıyla tedirgin edilen taşeron işçilerin endişelerin giderilmesini, kadrolu daimi işçi olmalarını istiyoruz. Taşeron işçiler, Geçici ve Mevsimlik İşçiler ile aileleri daha fazla mağdur edilmemelidir. Kamuya daha çok kadrolu işçi alınmasını, gerçekçi bir Norm Kadro Sistemi oluşturulmasını talep ediyoruz. Gelir adaletsizliğine itiraz ediyoruz. Sosyal koruma ve sosyal devlet diyoruz. İşsizlik ve yoksulluğun son bulması için, insan onuruna yaraşan iş ve ücret talebi için alanlardayız. Angaryaya dönüşen fazla çalışmalara, çocuk işçiliğine karşı olduğumuz için alanlardayız. Daha iyi bir sosyal güvenlik sistemi, eğitim hakkı ve fırsat eşitliği için buradayız. Kıdem tazminatımız güvence altına alınsın istiyoruz. Güvencesiz çalışmayı, kuralsızlığı körükleyen, kayıtdışı istihdamı 26 | Hizmet-İş Sendikası kabul etmiyoruz. İnsanı, emeği ve çalışanı önceleyen ekonomi politikaları istiyoruz. Çalışanlara yönelik şiddet ve mobbing’in önlenmesini istiyoruz. Toplumsal bir yara haline gelen çocuk istismarına, Kadına Yönelik Şiddete ve cinayetlere son verilsin, kadınların her alanda istihdamı sağlansın diyoruz. Engellilerin topluma etkin olarak katılmasını istiyoruz. Mesleki eğitimin güçlendirilmesini talep ediyoruz. İş kazaları son bulsun, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri artırılsın istiyoruz.” Güçlü Mesajlar Verildi Örgütlenmenin toplumsal barışın, birlikteliğin ve demokrasinin temel taşı olduğunu fakat bunun idrak edilemediğini belirten Arslan, “Sendikalar öcü değil, rakip değil, düşman değildir. Sendikalar emeğin temsilcisi, çalışma hayatının ortaklarıdır. İşverenler önyargılarını terk etmelidir” dedi. “Güçlü Demokrasi İçin Sivil Bir Anayasa İstiyoruz” “HAK-İŞ olarak, 40 yıldır Hak, Adalet ve Demokrasinin mücadelesini verdik. Demokrasiden yana tavrımızı lafla değil icraatlarımızla ortaya koyduk. Darbelere, muhtıralara, operasyonlara ve bütün antidemokratik müdahalelere karşı dimdik ayakta durduk” diye konuşan Arslan, “Yaşanan bütün darbelere ve darbe girişimlerine, operasyonlara, demokrasi dışı müdahalelere karşı Türkiye demokrasi yolunda ilerlemeye devam edecektir. Onun için “Daha Güçlü Demokrasi için Yeni, sivil bir Anayasa” diyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, ülkemize ve bu ülkenin geleceğine güveniyoruz” şeklinde konuştu. Arslan’dan Birlik ve Beraberlik Çağrısı Arslan, Türkiye üzerinde kirli oyunlar oynanarak huzurumuzu bozmaya çalışanlara karşı, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. Terörü lanetleyerek her türlüsüne karşı olduklarını belirten Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Terörün bir an önce son bulmasını istiyoruz. Türkiye’nin devleti, milleti ve kurumlarıyla bir bütün halinde terörle mücadele konusunda daha aktif ve etkin çalışmaları hayata geçireceğine olan inancımızı vurgulamak için Sakarya’dayız. Bu vatan topraklarında varlığımızı sabit ve anlamlı kılan, bağımsızlığımızı çiğnetmediği gibi, emeğimizin de onurunu çiğnetmeyen Sakarya’nın şahsında, tüm Anadolu emekçilerine şairin diliyle sesleniyorum: ‘Yol O’nun Varlık O’nun gerisi hep angarya. Yüz üstü çok süründün Ayağa kalk Sakarya!’” 1 Mayıs Bildirisi Okundu Mitingde HAK-İŞ’in 1 Mayıs bildirisi okunarak, demokrasi, barış, yeni anayasa, soysal devlet ve özgürlüğe vurgu yapıldı. Ücretlilerin milli gelirden aldığı payın artırılması ve insanı merkeze alan, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ve Türkiye ekonomisinin talep edildiği bildiride, sendikasızlaştırmaya, taşeronlaştırmaya, güvencesizleştirmeye, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurmaya, kayıt dışı ve düşük ücretlerle çalıştırmaya itirazlar dile getirildi. Bildiride, göçmen sorunu ve çevreye de dikkat çekilerek, “Başta Suriye olmak üzere ülkesinde yaşanan savaş ve şiddet ortamından kaçarak ülkemize sığınan göçmen kardeşlerimiz için uygulanabilir, sürdürülebilir, ulusal ve uluslararası politikaların geliştirilmesini; üretirken, doğal yaşam ve ekolojik çevrenin korunması, orman, su yatakları, akarsular, göller ve denizler gibi insanlığın ortak değer ve miraslarının ticarileştirilmemesini ve korunmasını istiyoruz” denildi. Onbinler, Grup Yürüyüş’ün Şarkılarıyla Eğlendi Mitingde Grup Yürüyüş de bir konser verdi. Grup Yürüyüş’ün seslendirdiği şarkılar farklı anlar yaşattı. Kent Meydanı’nın hınca hınç dolduran on binler coşkulu şarkılara eşlik etti. 1 Mayıs, Barış, Kardeşlik ve Hoşgörü İçerisinde Kutlandı HAK-İŞ’in 32 ilden gelen üyeleriyle Sakarya’da gerçekleştirdiği 1 Mayıs kutlaması, her zaman olduğu gibi bu yılda kavga, çatışma ve hesaplamadan uzak, karşılıklı anlayış, barış ve kardeşlik içerisinde, bayram ve şölen havasında, yine tarihi bir kutlamayla son buldu. HAK-İŞ, Taksim Anıtına Çelenk Koydu Sakarya’nın yanı sıra diğer şehirlerdeki 1 Mayıs kutlamalarına da etkin olarak katılan HAK-İŞ, 30 Nisan 2016 tarihinde, “1 Mayıs 1977 1 Mayısı”nda hayatını kaybedenlerin anısına Kazancı Yokuşu’na karanfil bıraktı, Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk koydu. HAK-İŞ heyeti 1 Mayıs Bildirisi’ni okuduktan sonra Taksim Meydanı’ndan ayrıldı. Hizmet-İş Sendikası | 27 YÖNETİM İşyerinde huzur ve tatmini sağlayan faktörler Kendisini ‘kurumsal aile’nin bir ferdi saymak. Yaptığı işi anlamlı kılacak üstün bir amacının olması. Aynı hedefe odaklanmış iş arkadaşlarına sahip olmak. Kendine değer verildiğini hissetmek. Kendisiyle birlikte risk alan yöneticilerle çalışmak. İşine yüreğini vermek, işini sevmek, motivasyonu işinden almak. Geleceğe dair umutları diri tutmak. KANAL A’ye konuşan Genel Başkanımız ARSLAN: “TAŞERON İŞÇİLERİN TAMAMI DAİMİ İŞÇİ KADROLARINA ALINMALI!” Taşeron işçiler yıllardır sendikalara üye işçi sendikalarında toplu sözleşme haklarını elde ettiler, sözleşme görüşmeleri yapıldı sendikalar bu işin içerisine girdiler bugün vazgeçip yeni bir statü getirmek, mevcut memur tanımının dışında memura benzer bir statü getirmesine itirazımız var. Genel Başkanımız Mahmut ARSLAN, Taşeron şirketlerde çalışan işçilere ilişkin yapılan yeni düzenlemelerle ilgili yaşanan karmaşaya ilişkin KANAL A TV’de ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Sözkonusu açıklamaları sunuyoruz. Taşeron işçilerin statüsüne dair çalışmalar devam ediyor, gelinen noktaya dair görüş alacağız şimdi konuyu yakından takip eden HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, bizimle birlikte Mahmut Bey yayınımıza hoş geldiniz. Hoş bulduk teşekkür ediyorum. Şimdi birkaç gündür internet sitelerinde de haber sitelerinde de yoğunlukta gördüğümüz bir metin var buda ‘artık taşeron işçilerin durumuna dair bir şeylerin yavaş yavaş netleşmeye başladığı yönünde ve taşeron işçilerin tümünün kadroya geçirilmesi noktasında’ bir takım haberler çıkıyor. Bu haberler ne kadar doğrudur, gelinen nokta gerçekten tüm taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi noktasında mıdır? Bizim bildiğimiz somut bir gerçek var Sayın Ahmet Davutoğlu’nun 22 Mart tarihinde AK Parti Grup toplantısında, asıl iş yardımcı iş ayrımı yapmaksızın bütün taşeron çalışanlarının kamuda istihdam edileceğini, yerel yönetimler için ayrı bir statü düşünüldüğünü ve bu yönde çalışmaların yapılacağını, bu çerçevede hazırlıkların devam edeceği ifade edilmişti. O açıklamadan sonra Sayın Maliye Bakanı, Sayın Çalışma Bakanımız, o zamanki Sayın Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ile yaptığımız müteakip toplantılarını hiç birisinde kamuoyunda açıklandığı gibi somut bir tasarı önümüze getirilmiş değil. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Buradaki odak noktası, bu çerçevenin içerisinin nasıl doldurulacağıdır. HAK-İŞ’in bütün çabası bu. Çerçeveye bir itirazımız yok. Asıl iş yardımcı iş ayrımı yapılmaksızın bütün taşeron işçilerin kadroya kamudaki kadrolara yerleştirilmesi, yerel yönetimler için imtiyazlı kamu şirketi kurularak sistemin bu şekilde devam ettirilmesi hususundaki Başbakanın çizdiği çerçeveye bir itirazımız yok. Peki, bunlar nasıl kadrolara yerleştirilecekler? Bu sistem nasıl olacak? Tartışma burada. Yeni hükümette de açıklanan çerçeveden geri çekildik vazgeçtik diye bir açıklama söz konusu değil. Sistemin nasıl olacağı konusunda Maliye Bakanımız tarafından bir çalışma yapılmış. Bu çalışmaya HAK-İŞ’in itirazları var. HAK-İŞ’in itirazı şu: Bu işçiler yıllardır sendikalara üye işçi sendikalarında toplu sözleşme haklarını elde ettiler, sözleşme görüşmeleri yapıldı sendikalar bu işin içerisine girdiler bugün vazgeçip yeni bir statü getirmek, mevcut memur tanımının dışında memura benzer bir statü getirmesine itirazımız var. Doğrudan memur kadrosuna mı alınsın taşeron işçileri? Hayır. Bizim temel talebimiz; işçi kadrolarına alınmasıdır. Bunlar yıllardır işçi sendikalarının üyesi ve işçi sendikaları bunlar adına toplu sözleşme görüşmelerini başlattı. 2014’ten bu tarafa, binlerce işçinin toplu sözleşme müzakeresi devam ediyor bazıları sonuçlandı bazıları devam ediyor. Bize kanun çıkarken 2014 yılında denildi ki bunlar işçi olarak sendikalı olacaklar toplu sözleşmeleri olacak. Şimdi “yeni bir sistem kuracağız” demek aslında başlangıçta hükümetin çıkardığı kanuna aykırı bir durum. Bu bize dayatma anlamına geliyor. Biz buna itiraz ettik. Sayın Maliye Bakanına da hükümetimize de o zaman söylediğimiz husus şu; bu işçiler kamuda kadrolu işçi olarak çalıştırılsınlar, sendika hakları korunsun toplu sözleşme hakları olsun, kıdem tazminatı hakları, ikramiye hakları korunarak sistem devam etsin. Maliye Bakanlığı ise, işçi olarak değil me- Hizmet-İş Sendikası | 29 HABERLER ması konusundaki yaklaşımlarını gördük. Sayın Cumhurbaşkanımıza da ben bir dosya halinde taleplerimizi taktim ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızda bizim itirazlarımız doğrultusunda ‘yeni hükümet ile ilgili bazı görüşmelerinin, bazı talimatların olacağını ifade ettiler bütün bunlara baktığımız zaman… Gerekli olan herkesle temas kurduk diyorsunuz yani… mur statüsüne yakın bir özel sözleşmeli personel statüsü getirmek istiyor. Toplu sözleşme haklarını sınırlandırıyor, ikramiye haklarını, kıdem tazminatı haklarını sınırlandırıyor. Özellikle çalışma usulleri açısından sosyal güvenlik açısından işçi, özlük hakları memurların toplu sözleşmesine endeksli olarak ta memur olarak getirilmek istenen bir ara düzenleme var. Bizim itirazımız buna. Biz sendikalara üye olan, toplu sözleşme yapabilen, kadrolu işçi olarak kamuda istihdam edilebilen bir düzenleme istedik. Milletvekilleriyle, parti yetkilileriyle de görüşüyoruz. Genel Başkan Yardımcılarına konuyu aktardık. Taşeron düzenlemesiyle ilgili hükümetin başta Sayın Başbakan olmak üzere hiçbir üyesinden o çerçevenin gerisine gidelim diye bir düşünce almadık. Ancak içerisinin tartışılması gerektiği konusunda ciddi bir destek olduğunu görüyoruz. Sayın Maliye Bakanımızın burada sadece kendisinin daha önce yapmış olduğu çalışmayı ısrarla gündeme tutmak yerine, sosyal taraflarla çalışarak yeni bir sistem üzerinde çalışmamız gerekiyor. Bu sistemi de birlikte kurmamız gerekiyor. Tekrar ediyorum: Bizim için evet bunlar asıl iş yardımcı iş ayrımı yapılmasın hepsi kamuda kadrolara yerleştirilsin, ancak bunlar işçi statüleri korunarak yerleştirilsin. Şimdi Mahmut Bey daha öncesinden hükümetin atmayı düşündüğü bir adım vardı hatırlayacaksınız, özellikle memurlar ile ilgili olarak. ‘Bundan sonra ömür boyu memurluk olmayacak, eğer bir kusur bir hatası olan varsa aynı özel sektörde olduğu gibi işine son verilebilecek’ şeklinde açıklamalar vardı. Şimdi hükümetin düşündüğü bu memurluk statüsü, aslında buna tam memurlukta denmez ama arada kalan o statü, aslında bu düşünülen memurlarla ilgili yeni çalışmalar adına atılacak adımlardan biri olarak değerlendireli bilir mi? İlk adım olarak. Bugüne kadar da Maliye Bakanlığımız yeni hükümet kurulduktan sonra Sayın Başbakan’ının, Maliye Bakanına bu çalışmaları devam ettirmesi ve yeni bir çalışma yapması veya bu taşeronla ilgili çalışmaların sürdürülmesi konusunda bir talimatı olduBelediyelerdeki taşeron işçiler belediye bünyeğunu duyduk. Bizde buradan sinde kurulacak imtiyazlı kamu şirketlerine devdedik ki; yeni bir çalışma yapıredilecekler. Orada yasal sendikal haklarını kullalacaksa bu çalışmalarda bizim itirazlarımız dikkate alınsın. nabilecekleri bir statüde devam edecekler. Bizim Çalışmayı yapanlardan doğrudan böyle bir ifade duymadık. Ancak, birincisi; memur kadrolarını vererek güvenceönerimiz; hükümetimize, aynen belediyelerde ollerden mahrum bırakılmak HAK-İŞ olarak ciddi itirazımız duğu gibi bence hükümet düzeyinde de bakanlıkisteniyorlar. İkincisi; maliyeti var. Bu itirazlarımızın dikkate düşürmek istiyorlar. Yani gelar düzeyinde de bu tür bir kamu şirketi kurularak alınarak ve ‘bir düzenlemeye tirilmek istenen düzenleme bütün bu taşeron işçilerin o kamu şirketlerinde katkı vermeye destek vermemevcut şu anda taşeron şirkadrolu işçilerin hakların elde edebilecekleri bir ye hazırız’ dedik ancak daha ketlerdeki ücreti ile aynı kamodeli savunmaya devam edeceğiz. sonra Maliye Bakanımız yeni muya yerleştirilecekler daha bir çalışma olmadığından sonra memur maaşlarına yabahsetti var olan çalışmaları pılacak zam oranları üzerine son aşamasına getirdiklerini söyledi. Biz Sayın Başbakanımızla görüştük, Sayın Başbakanımıza, konuyu bir rapor halinde takdim ilave edilecek. Bu da memur ücretlerinin altında bir yerde olacak. ettik ve ‘yeni hükümetin bu konuda yeniden konuyu değerlendirmesini bizim itirazlarımızın dikkate alınarak bir çözümün olması konusunda’ taleplerimiz oldu. Sayın Başbakanımız müzakere edilmesinde son derece mutlu olduğunu, evet taraflarla bunlarının müzakere edilmesi gerektiğini her konuda karşılıklı sosyal taraflarla müzakere ederek sonuca gitme konusundaki taleplerimizi memnuniyetle karşıladı ve konuda da çalışmaların yapılacağını ifade ettiler. Burada bir maliyet hesabı yapıldığını gördük. Yani kamuya yeni yük gelmesin, ikincisi de tabi ki 657 sayılı devlet memurlarının kapsamı güçlü bir iş güvencesinden bahsediyor. Bunları özel sözleşmeli statü diyerek o güvencelerden de yoksun bırakmaya çalışılıyor. Ama bir taraftan da sosyal güvenlik sisteminde de prim vs.. konusunda işçi statüsünde getiriliyor. Aslında bu tam da deve kuşu misali. Şimdi deve kuşuna hadi kuşsun uç denilince ‘ben kuş değilim’ diyor, ‘deveyim’ hadi yükü taşı ‘ben kuşum’ diyor. Çalışma Bakanımız Sayın Süleyman Soylu da bu konuda hassasiyet göstermekte bizim bu itiraz noktalarımızla ilgili bu konuları değerlendirme yapılabileceğini bununla ilgili görüşebileceklerini ifade ettiler. Ayrıca Başbakan Yardımcıları ile görüştük onların da bu konuda sosyal taraflarla müzakere edilerek bir çözüm bulun- Şimdi burada bazen maliye bakanlığının yaptığı çalışmada işçiler sosyal güvenlik sisteminin lehine ise işçi olarak koyuyor. Prim ödemeleri sosyal güvenlik ödemeleri işçilerde daha yüksek ama çalışanların hakları konusu gündeme gelince de, ‘efendim siz memur zamlarından yaralanacaksınız ama memur ücretlerini 30 | Hizmet-İş Sendikası almayacaksınız’. Bu kaygıda olabilir ancak bize ulaştırılan açıkça söylenen ifade bu değil. Fakat AK Parti’nin kuruluşundan bu tarafa 2002 tarihinden bu tarafa hükümette olduğu sürece bir personel reformundan bahsedildi bu konuyla ilgili çalışmalar yapıldı. Yani, Türkiye’deki memur sayısının Türkiye’deki devlet memurları statüsünün gerçekten karmaşık olduğu konusunda fikir birliği var. Bakınız özelleştirmeden mağdur olan işçilerin olduğu bir 4C var memur haklarını elde etmeye çalışıyorlar. 4B var sözleşmeli personel belediyelerde şimdi. Bir de 4A var memurlar. Yeni bir statü getirerek aslında, hükümetin reformcu gerçekten bütün statüleri ikiye indiren işçi ve memur olarak veya çalışan olarak yani kamu çalışanları işçiler birde memurlar statüsünü hedeflemişlerdi, bugün getirilmek istenen düzenleme buna da aykırı o nedenle biz Maliye Bakanının bu konudaki ısrarından vazgeçmesini istiyoruz ve müzakerelere yeniden başlayalım istiyoruz. Süreç bayağı yavaş ilerliyor galiba öyle değil mi Mahmut Bey? düzenleme yapalım istiyoruz. Sayın bakana tekrar çağrımızı yapalım bir an evvel bizimle görüşüp bu konuları tekrar tartışmaya davet ediyoruz. Buda bizim en temel görevimiz tabi. Şimdi biz sizinle daha önce konuştuğumuzda belediyede çalışan taşeron işçilerin bunun dışında bırakıldığını söylemiştiniz bu durum hale bu şekilde devam ediyor. Burada belediyeler için yeni bir düzenleme getirilmek isteniyor. Biz buna da birinci tercihimiz olmamakla beraber ikinci tercih olarak evet dedik. Belediyelerdeki taşeron işçiler belediye bünyesinde kurulacak imtiyazlı kamu şirketlerine devredilecekler. Orada yasal sendikal haklarını kullanabilecekleri bir statüde devam edecekler. Bizim önerimiz; hükümetimize, aynen belediyelerde olduğu gibi bence hükümet düzeyinde de bakanlıklar düzeyinde de bu tür bir kamu şirketi kurularak bütün bu taşeron işçilerin o kamu şirketlerinde kadrolu işçilerin hakların elde edebilecekleri bir modeli savunmaya devam edeceğiz. Bu konuda müzakere yapmaya da hazırız. Elimizdeki model tek budur. Her türlü görüşmeyi yaparak bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Onbinlerce insan aylardır bu konuda büyük bir beklenti içerisindedir. Bütün taşeronlara buradan çağrı yapmak istiyorum: Hiç kimse endişeye kapılmasın geriye gidiş söz konusu değil. Ancak yeni hükümetin çalışma stratejisi var, takvimi var, parlamentoda yeni bazı yasal düzenlemeler yapılacak. Dolayısıyla ben Sayın Başbakan da dahil hiç kimseden bununla ilgili vazgeçtik şeklinde yeni bir durum söz konusu değil. Sadece sistemin nasıl oluşturulması gerektiği hususunda tartışmalar devam ediyor. Bu da doğaldır ne zaman kanun tasarısı meclise gelinceye kadar ki meclise gelse bile görüşmeler devam eder onun için hiç kimsenin moral bozmasına tereddüte düşmesine gerek yok. İlginç bazı tespitlerimiz var. Yeni hükümetin 65. Hükümetin hükümet programında taşeronla ilgi bir düzenleme yok, bir taahhüt yok, bir süre koymamışlar. Sadece şöyle bir ifade var. Diyor ki, ‘bir önceki hükümet tarafından eylem planında yer alan bizim hükümetimizin programında da yer alan hususlar gerçekleştirilmeye devam edecektir.’ Ancak önceki eylem planın da taşeronla ilgi bir düzenleme, bir hedef var. Fakat yeni hükümet programında taşeron mevzusu yok. O zaman burada bir belirsizlik te söz konusu. Her ne kadar bizim Maliye Bakanımız çalışmalar devam ediyor dese de hükümet programına baktığımız zaman açıkçası bakanlarımızla yaptığımız görüşmelerde elde ettiğimiz bilgiler yeni bir çalışmanın işaretlerini bize veriyor. Bu yeni çalışmada çalışanların çerçevesinin geriye daraltılması anlamında değil, bir sistem üzerinde çalışmamız gerektiği, hususunda bazı kanaatlerimiz oluştu. Tabi şöyle oldu deme imkanım yok. Maliye Bakanımız ısrarla ‘yeni bir çalışmamız yok biz mevcut çalışmayı sürdürüyoruz’ diyebilir o onun takdiridir ama biz HAK-İŞ olarak bunun takipçisi tek örgütüz. HAK-İŞ’in 220 taşeron işçi üyesi var. Biz bu sıkıntıları doğrudan yaşıyoruz. Dolayısıyla bu bizim gündemimizin birinci maddesi bu. Bu madde bizim önceliğimiz. Maliye Bakanından talebimiz şu: Sizin bugüne kadar yaptığınız çalışmalara elbette saygı duyuyoruz ama bu çalışmalar bizim taleplerimizi karşılamıyor ve hükümetin genel duruşuna da, reformcu duruşuna da aykırı. Gelin yeni bir Tabi bizim burada taşeron işçileri konuşurken ısrarla ihmal ettiğimiz kamuoyunda da bu konunun pek tartışılmadığı bir önemli konu var. Onda da yeni gelişmeler var. Özellikle kamuda 5 ay 29 gün çalışan geçici işçiler var, bunlar mevsimlik işçiler. Kanunla bunlar 5 ay 29 günden fazla çalışamıyorlar bunların mağduriyetleri var bu mağduriyetin giderilmesi için hem eski hem de yeni Başbakanımıza, bakanlarımıza bu konunun çözümü yönünde görüştük. İnşallah orada da yeni bir düzenleme yapılarak onların mağduriyetinin giderileceğini umuyorum. ÇAYKUR’da, Ormanda çalışan arkadaşlarımız 5 ay 29 gün çalışıyorlar daha sonra çıkarılıyorlar başka bir yerde işe giremiyorlar, hizmet akitleri askıda diye toplum yararına çalışamıyorlar, işsizlik ödeneği alamıyorlar ve bunların emekli olma şansları da ortadan kalkıyor. Bunlarla ilgi mağduriyetin giderilmesi içinde HAK-İŞ olarak bir çalışma yapıyoruz inşallah burada da kısa zamanda sonuç elde ederiz diye düşünüyoruz. İnşaallah Mahmut Bey çok teşekkür ederiz aklımızdaki soru işaretlerini giderdiniz. En azından şimdi şunu biliyoruz ki internet sitelerinde, haber sitelerinde çıkan o haberler gerçeği yansıtmıyor. Çalışmalar devam ediyor ve çalışmalarında hangi minvalde devam ettiği de tam olarak netlik kazanmış durumda da değil önümüzdeki süreci bekleyeceğiz.. Arkadaşlarımız rahat olsun. Biz bu mücadeleyi yapacağız inşallah, İstediğimiz noktaya taşımak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Çok teşekkür ediyoruz, ayaklarınıza sağlık efendim. Hizmet-İş Sendikası | 31 Hüseyin ÖZ Genel Başkan Vekili Kıdem Tazminatı Fonu Üzerine Düşünceler Giriş Öncelikle kıdem tazminatının ülkemizde işsizlik sigortası fonksiyonu amacıyla yürürlüğe konulduğu, bu nedenle de işsizlik sigortasının yürürlüğe girmesi ile birlikte fonksiyonunu yitirdiği iddiası ile artık kıdem tazminatına ihtiyaç kalmadığı görüşleri ileri sürülmüştür. Kıdem tazminatı konusu ülkemizde sürekli olarak tartışma konusu olmuş, işveren çevrelerince gerek yerine getirdiği fonksiyonları ve gerekse hukuki niteliği üzerinden yaratılan tartışmalarla sürekli olarak sorgulanmış bir kurumdur. Her türlü iş hukuku düzenlemelerinde kıdem tazminatının varlığı ve gerekliliği tartışma konusu yapılarak, niteliği tartışılmış ve bütün tartışmaların sonunda da ortadan kaldırılması talep edilmiştir. Öncelikle kıdem tazminatının ülkemizde işsizlik sigortası fonksiyonu amacıyla yürürlüğe konulduğu, bu nedenle de işsizlik sigortasının yürürlüğe girmesi ile birlikte fonksiyonunu yitirdiği iddiası ile artık kıdem tazminatına ihtiyaç kalmadığı görüşleri ileri sürülmüştür. Daha sonra 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı kanunla birlikte adeta kıdem tazminatı iş güvencesinin bir alternatifi gibi değerlendirilerek, iş güvencesi ile birlikte artık kıdem tazminatının kaldırılması gereği dile getirilmeye başlanmıştır. Kıdem tazminatının hukuki niteliği konusunda iş hukuku öğretisinde bir görüş birliği mevcut değildir. Bir kısım yazarlar kıdem tazminatının ücret niteliğinde olduğu görüşünü ileri sürmüşler, ancak bu görüşe başka yazarlar tarafından ücretin çalışma karşılığı olacağı gerekçesiyle karşı çıkılmıştır. Başka bazı yazarlar kıdem tazminatının, işini kaybeden işçinin karşı karşıya kaldığı işsiz kalma tehlikesi karşılığında ödenen ve kusursuz sorumluluğa dayanan bir tazminat olduğu ileri sürülmüş ancak bu görüş kıdem tazminatı için zarar şartının aranmaması nedeniyle kabul görmemiştir. Bunun gibi kıdem tazminatının bir işsizlik tazminatı veya ikramiye olarak nitelendiren görüşler de ortaya atılmış ancak bu görüşler de çeşitli açılardan eleştiriye uğramıştır. Kıdem Tazminatı İşçi Sınıfının Mücadelelerle Elde Ettiği Bir Menfaattir Kıdem tazminatının niteliğine ilişkin salt hukuki tartışmalar bize ancak somut olaylarda kıdem tazminatına hak kazanma ve sınırları ile ilgili olarak yardımcı olabilecektir. Bunun ötesinde bir hakkın niteliğine iliş- 32 | Hizmet-İş Sendikası kin tanımlamadan hareketle o hakkın varlığının sorgulanması mümkün değildir. Zira kıdem tazminatı hakkı, hukuk sisteminin yukarıda açıklanan niteliklerinden dolayı işçi sınıfına tanınmış bir ihsan değildir. Bilakis niteliğinden bağımsız olarak işçi sınıfının mücadelesi sonucunda elde etmiş olduğu bir haktır. Kıdem tazminatı işçi-işveren-devlet ilişkilerinde uzun yıllar süren mücadeleler ve karşılıklı çıkarlar dengesi içerisinde öngörülmüş bir kurumdur. Bu kuruma daha sonradan giydirilmeye çalışılan hukuki niteliklerinden bağımsız olarak elde edilmiş bir menfaat olup, bu mücadele ve çıkarlar dengesi yok sayılarak, daha sonradan oluşturulmaya çalışılan nitelikler aracılığıyla varlığının tartışılması demokratik toplumun ruhuna aykırılık teşkil edecektir. Demokratik toplumlarda bireyler ya da gruplar birbirleriyle veya devletle olan ilişkilerinde, hukukun tanımış olduğu sınırlar içerisinde kalmak kaydıyla kendi çıkar ve menfaatlerini geliştirmek hakkına sahiplerdir. Bu menfaat çatışmasında demokratik ve şeffaf toplumlarda taraflar karşılıklı olarak fedakârlıkları ile bir uzlaşmaya vararak, kendilerine hukuk düzeni içerisinde dava edilebilir bir hak elde etmeye çalışırlar. İşte kıdem tazminatı devlet-işçi- işveren arasında böyle bir mücadele sonucunda ve karşılıklı fedakârlıklar dikkate alınarak elde edilmiş bir menfaat olup, bu menfaatler çatışması sonucu karşılıklı çıkarlar dikkate alınarak işçilerimize hukuken dava edilebilir bir hak olarak kabul edilmiştir. Yoksa yukarıda hukukçuların tanımlamaya çalıştığı nitelikleri dolayısıyla verilmiş bir hak değildir. Bu nedenle kıdem tazminatının bugün dile getirilen niteliklerinden hareketle varlığının sorgulanması kabul edilemez. Kıdem Tazminatının İşlevi-İşlevleri Kıdem tazminatına yönelik eleştirilerin bir diğer ayağı ise kıdem tazminatının işlevleri üzerinden yürütülmektedir. Buna göre bazı görüşler kıdem tazminatının iş ilişkileri alanındaki fonksiyonunun tarihi süreç içerisinde kıdem tazminatı emek sermaye ilişkisi içerisinde işyerine bağlılığın ödüllendirilmesi, kalifiye iş gücünün korunmasını, işyerinde devamlılığını sağlama işlevi gördüğü ancak gelinen noktada vasıflı insan kaynağı sıkıntısı yaşanmadığı bu nedenle de kıdem tazminatının işlevini yitirdiği iddia olunmaktadır. Yine bazı görüşlere göre, kıdem tazminatı yaşlılık sigortasının olmadığı dönem de yaşlılık sigortası işlevi gördüğü, işsizlik sigortasının yürürlükte olmadığı dönemler de ise işsizliğin tazmini işlevi gördüğü yönünde görüşler ileri sürülmüştür. Son olarak ise, iş güvencesinin yürürlüğünden önce iş güvencesi işlevi gördüğü, ancak iş güvencesinin yürürlüğe girmesi ile birlikte artık bu işlevini de yitirdiği bu nedenle kıdem tazminatının devamının gereksiz olduğu yönünde görüşler ileri sürülmektedir. Her şeyden önce ifade etmek gerekir ki, elde edilen bir menfaatin görmüş olduğu işlevlerden hareketle o menfaatin artık gereksizliğinin iddia edilmesi mümkün değildir. Zira özellikle iş ilişkilerinde elde edilen her bir menfaat uzun yıllar devam eden emek- sermaye çatışmasında bir dengeyi ifade etmektedir. Emek sermaye arasındaki menfaat mücadelesinde, hedeflenen menfaatin hangi işlevlere hizmet edeceğinden ziyade, çalışanların tek geçim kaynağı olan emekleri ile hayat standartlarının geliştirilmesi, refah düzeylerinin artırılması, çalışanların ve ailesinin ait oldukları sosyal sınıfın hayat kalitesinin artırılması amaçları güdülmektedir. Esasen elde edilen menfaatlerin bu amaçlar yerine başka ihtiyaçları gidermeye yönelik olarak kullanılıyor olması, işçi sınıfının toplumun refah düzeyindeki artışa koşut bir şekilde emeğinin karşılığını almadığının bir göstergesi olabilir. Zira ailesinin, çocuğunun hayat şartlarını iyileştirmek amacıyla elde edilen bir menfaatin, esasen tarihi süreç içerisinde daha önceden işveren veya devlet tarafından karşılanması gereken, işsizlik tazmini veya iş güvencesi tazmini gibi ihtiyaçlara tahsis edilmesi, çalışan kesimin ailesine bir borçlanma olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu şekilde zaten daha önceden karşılanması gereken temel ihtiyaçların şu anda karşılanıyor olması kıdem tazminatının gereksizliğine değil olsa olsa amacına uygun kullanılmaya başladığına bir delil olacaktır. Bu nedenle, kıdem tazminatının tarihi süreç içerisinde görmüş olduğu işlevlerden hareketle artık böyle bir tazminata gerek kalmadığı çıkarımında bulunmak, işçi sınıfına karşı sağlıklı olmayan bir bakış açısının tezahürüdür. Zira böyle bir bakış açısına göre, çalışanların artan toplumsal refah düzeyinden herhangi bir pay almaya, hayat standardını toplumsal gelişime paralel olarak yükseltmeye herhangi bir hakları bulunmamakta, sadece mevcut hayat standardını koruyabileceği kadar haklara sahip olabilecekler ve bunun içinde işverene minnet duyacaklardır. Böyle bir bakış açısını sağlıklı ve insani bulmadığımızı belirtmek isteriz. Kıdem Tazminatı- İş Güvencesi İlişkisi Çeşitli çevrelerce gündeme getirilen ve özünde kıdem tazminatının ortadan kaldırılması talebini içeren bir diğer görüş; iş güvencesi ile kıdem tazminatının aynı işlevi gördüğü şeklindeki bakış açısıdır. Bu görüşe göre kıdem tazminatı işverenler açısından işçilerin iş sözleşmelerinin feshinde ürkütücü etkiye sahiptir. Bu nedenle de işverenler, ancak haklı fesih sebepleri varsa işçilerin iş sözleşmelerini fesih yoluna gitmektedir. Kıdem tazminatı bu etkisi ile bir nevi iş güvencesi işlevi görmekte ve işverenleri iş sözleşmelerini feshederken düşünmeye sevk ediyor ve ancak esaslı nedenlerin varlığı halinde iş sözleşmelerini sonlandırma yolunu tercihe zorlamaktadır. Bu durumda iş güvencesi hükümlerinin de aynı işlevi gördüğü ancak esaslı (haklı) bir nedenin varlığı halinde iş ilişkisinin sonlandırılmasını sağlamayı amaçladığı düşünüldüğünde, her ikisi de aynı amaca yönelmiş iki kurumun aynı anda yürürlükte olmasının işverenlere ağır yükümlülük getirildiği iddia edilmektedir. Bu bakış açısı iş güvencesi ve kıdem tazminatı kurumlarının ortaya çıkardığı sonuçlar itibariyle yapılan bir değerlendirmeyi ifade etmektedir. Her iki kurumun ortaya çıkarmış olduğu sonuçlar konusundaki hatalı değerlendirmelerin içerdiği hatalar bir an için görmezden gelinse dahi, hukuki kurumların varlıklarına yönelik bir sorgulamada öncelikli olarak ortaya çıkardığı sonuçlarının değil o kurumların konuluş amaçlarının ve hedeflerin irdelenmesi gerekir. Hizmet-İş Sendikası | 33 Kıdem tazminatının, işvereni fesihlerden ürküterek iş ilişkisini ayakta tutmak gibi bir amacı bulunmamaktadır. Tam tersine burada güdülen amaç, iş ilişkisinin - her ne pahasına olursa olsun- sonlandırılması halinde işçinin ve ailesinin hukuk alanında meydana gelen değişikliklerden en az etkilenmesi, iş ilişkisinin sona ermesi halinde işçi ve ailesinin ekonomik varlığının korunmasıdır. İktisadi hayatını iş ilişkisinin devamı yönünde planlayan işçinin, iş ilişkisinin ani sona ermesi karşısında karşılaşacağı şok etkinin minimize edilmesi amaçlanmaktadır. İş güvencesi kurumunda amaçlanan ise, iş ilişkisinin sürpriz bir şekilde sona erdirilmesinin, esaslı bir neden olmaksızın işverenin tek taraflı bir irade beyanıyla işçinin hukuk alanına ölçüsüz ve sürpriz müdahalesinin önlenmesidir. geçersizliğine karar verilmesini talep edebilir. Mahkeme feshin geçersizliğine karar verirse, işveren işçiye dava sonuçlanıncaya kadar geçen süreye ilişkin ücretin tamamını ödemek ve işçiyi tekrar işe başlatmak zorundadır. İşverenin işçiyi işe başlatmaması halinde dahi ücret ödeme yükümlülüğü devam etmektedir. İşçinin işe başlatılmaması, işçinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde haksız fiil olarak değerlendirilip, işçi dilerse ayrıca tazminat davası da açabilmektedir. Görüleceği üzere iş güvencesinde amaç, işçinin iş ilişkisinin sürpriz bir şekilde sona ermesinin önlenerek ilişkinin mümkün mertebe devamını sağlamak iken, kıdem tazminatında ise her ne pahasına olursa olsun sona ermiş bir ilişkinin işçide yaratacağı sürpriz ve şok etkinin minimize edilmesi, işçinin yeni hayatına adapte olması için maddi destek sağlanması amaçlanmaktadır. Bunun dışında işverenler, işletmesel nedenlerle iş sözleşmesi feshedilen işçilere de işyeri işçi temsilciler kurulu ile birlikte hazırlayacağı sosyal plan çerçevesinde bir tazminat ödemekle yükümlüdürler. Bu nedenle bu iki kurumun birbirinin alternatifi gibi gösterilmesi veya muadil kurumlar olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinde Kıdem Tazminatı ve İş Güvencesi Kıdem tazminatına karşı ileri sürülen görüşlerden birisi de, Avrupa birliği ülkelerinde iş güvencesi hükümleri dışında bağımsız bir kıdem tazminatı kurumu bulunmadığı, her iki kurumun birlikte yürürlükte olmadığı yönündeki hatalı bakış açısıdır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ilişki, karşılıklı menfaat çatışması sonucu ulaşılan bir menfaatler dengesi üzerine oturur. Bu nedenle iki farklı ülke sistemleri karşılaştırılacak ise, bu ilişkide elde edilen bütün menfaatler birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Karşılıklı menfaatler dengesi içerisinde kıdem tazminatından vazgeçmiş ama onun karşılığında, gerçek bir işe iade hakkı, işe girmede ayrımcılığa karşı tazminat hakkı, daha uzun süre yıllık izin, ikramiye, daha uzun süre ihbar süresi, hastalık halinde tam ücret garantisi, daha uzun süre ve daha yüksek miktarda işsizlik ödeneğine kavuşmuş bir sitemle, bu menfaatlerin bulunmadığı veya daha düşük miktarda elde edilebildiği bir sistemde sadece kıdem tazminatı üzerinden hareketle bir sonuca varmak mümkün değildir. İki farklı sistem karşılaştırılırken elde edilen kümülatif menfaatlerin işçiye fiilen sağlamış olduğu değerler üzerinden bir sonuca gidilmesi gerekir. Aksi halde tek tek menfaatler üzerinden yapılacak bir değerlendirme bizleri yanıltıcı sonuçlara götürecektir. Bu çekince bir tarafta durmak kaydıyla, bazı Avrupa Ülkelerinde kıdem tazminatı ve benzer kurumlara göz atmakta fayda bulunmaktadır. Federal Almanya Federal Almanya’da işçiler çeşitli fesih hallerinde (kıdem) tazminat haklarına sahip olabilmektedir. Kural olan, iş sözleşmesinin feshi geçerli bir nedene dayanmıyorsa, işçi dava ederek feshin 34 | Hizmet-İş Sendikası Mahkemenin feshin geçersizliğine karar vermesi halinde dahi işçi, iş sözleşmesinin devamının kendisi açısından katlanılmaz olduğunu ileri sürerek iş sözleşmesinin devamı yerine kendisine tazminat ödenmesini de talep edebilir. Ayrıca toplu iş sözleşmeleri ve bireysel iş sözleşmeleri de çoğunlukla, iş sözleşmesinin feshinde tazminat öngörmektedir. Hollanda Hollanda’da işverenler iş sözleşmelerini ancak İş Kurumu onayı ile geçerli olarak feshedebilirler. İş Kurumunun onayı alınmadan yapılan fesihler işçinin müracaatı üzerine mahkemece iptal edilir. Bu durumda işveren boşta geçen sürelere ilişkin ücretlerin tamamını ödemek zorundadır. İşçi, iş sözleşmesinin devamı yerine kendisine tazminat ödenmesini de talep edebilir. İş kurumunun feshin onayına ilişkin kararının hukuka aykırılığı da işçi tarafından dava edilebilir. İşçi feshin (ve onayın) esaslı bir nedene dayanmadığının tespiti halinde haksız fiil tazminatı talep edebilir. İşveren onay yerine iş sözleşmesinin esaslı nedenle sona erdirilmesine karar verilmesini de talep edebilir. Mahkemeler genel olarak iş sözleşmesinin sona erdirilmesini belirli bir tazminat ödenmesi koşuluna bağlamaktadır. İlke kararlarına göre bu tazminatın miktarı; her bir kıdem yılı için 1 aylık, 40 yaşından itibaren devam eden kıdem yılları için 1,5 aylık, 50 yaşından sonraki her bir kıdem yılı için ise 2 aylık ücret tutarında tazminatlar öngörülmektedir. Hakim fesih sebebine göre bu miktarlar üzerinde çeşitli takdiri indirimler yapabilmektedir. İtalya İtalya’da Türkiye’de uygulanan kıdem tazminatından farklı olarak, iş ilişkisinin her türlü sona ermesinde kıdem tazminatı ödenmesi öngörülmektedir. İş sözleşmesinin belirli süreli veya belirsiz süreli olmasına, işçi tarafından veya işveren tarafından feshedilmesine bakılmaksızın, işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Kıdem tazminatı miktarı ortalama olarak her bir kıdem yılı için bir aylık ücret tutarındadır. Bunun dışında 8. Kıdem yılı sonunda işçi iş sözleşmesini feshetmeksizin hak etmiş olduğu kıdem tazminatının %70 ‘inin kendisine ödenmesini talep edebilmektedir. Bunun dışında işçi feshin haklı bir nedene dayanmadığı iddiası ile ayrıca uğramış olduğu zararların tazminini de talep edebilir. İtalya’da yasal kıdem tazminatı dışında işçiler ayrıca iş güvencesine de sahiptirler. İşverenler iş sözleşmelerini ancak geçerli nedenle feshedebilir. Mahkemenin feshin geçersizliğine karar vermesi halinde, küçük işletmelerde işverenler, işçinin işe iadesi yerine tazminata hükmedilmesini de talep edebilirler. İşe başlatmama tazminatı, işçinin kıdemi ve işletme büyüklüğüne göre 2,5 – 15 aylık ücret tutarında değişmektedir. Büyük işyeri veya işletmeler de ise işçiler gerçek bir işe iade isteyebilecekleri gibi işe iade yerine 15 aylık ücretleri tutarında iş güvencesi tazminatı da talep edebilmektedirler. Reformdan sonra ise, işçinin işe başladığı 2. aydan itibaren işverenler işçinin bürüt ücretinin % 1,53 ü oranında bir miktarı özel emeklilik kasalarına ödemekle yükümlüdürler. Eki kıdem tazminatından farklı olarak, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshi veya işçi tarafından haklı neden olmaksızın feshi halinde de işçi adına ödenen kıdem tazminatı primlerine dokunulmamaktadır. İşçiler işe iade yanında boşta kalan süreye ilişkin ücretleri yanında ayrıca bir haksız fiil tazminatı da talep edebilmektedirler. İşçiler biriken kıdem tazminatlarını en az üç yıllık bekleme sonunda ve iş sözleşmesinin işverence haklı bir neden olmaksızın feshi, işçinin haklı nedenlerle feshi veya iş sözleşmesinin süre sonunda kendiliğinden sona ermesi hallerinde alabilmektedirler. İş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshi veya işçi tarafından haklı nedene dayanmaksızın feshi halinde ise işçi kıdem tazminatını alamamakta ancak kendisi adına ödenen primler fonda nemalanmaya devam etmektedir. İşçinin daha sonraki bir iş sözleşmesinin kıdeme hak kazanır şekilde sona ermesi halinde, işçi bütün kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Fransa Fransa’da da işçiler iş sözleşmelerinin feshedilmesi halinde kural olarak kıdem tazminatı hakkına sahiptirler. İşverenler belirli süreli iş sözleşmelerinin feshi halinde de kıdem tazminatı ödemek zorundadırlar. Kıdem tazminatı dışında işçiler fesih nedeniyle uğramış oldukları zararların tazminini talep haklarına da sahiptirler. Özellikle haklı bir nedene dayanmayan fesihlerde bu tazminatlar oldukça yüksek miktarlara çıkabilmektedir. Bunun dışında, Fransız hukukunda iş güvencesi kurumu da mevcuttur. Geçerli nedene dayanmayan fesihlerde işçiler feshin geçersizliğini dava edebilirler. Ancak işçi veya işverenler işe iade yerine iş güvencesi tazminatı ödenmesini talep edebilirler. İş güvencesi tazminatı miktarı en az 6 aylık ücret tutarında olup, işyerinin büyüklüğüne ve işçinin kıdem yılına göre değişiklik göstermektedir. Avusturya Avustuya’da da tıpkı ülkemizde olduğu gibi kıdem tazminatı ve iş güvencesi hükümleri birlikte uygulanmaktadır. Feshin yazılı usulde yapılmaması veya geçerli bir nedene dayanmaması halinde işçi, feshin geçersizliğini talep edebilecektir. Mahkeme feshin geçersizliğine karar verdiği takdirde, işverenin işçiyi işe iadeden başkaca bir alternatifi bulunmamakta, işçi de işe iade yerine tazminat ödenmesini talep edememektedir. Bu durumda işçi boşta geçen sürelere ilişkin ücretlerin tamamını talep edebilmektedir. İş ilişkisi de hiç sona ermemiş gibi devam etmektedir. İşveren işçiyi fiilen işe başlatmasa dahi ücret ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. İş güvencesi dışında iş sözleşmesinin sona ermesi halinde yasal kıdem tazminatı da ayrıca düzenlenmiştir. 2003 yılı reformuna kadar kıdem tazminatı yükümlüsü bizzat işveren iken, reformla bu durum değiştirilmiştir. Reformdan önce (31.12.2002) işçi; İş ilişkisinin 3 yıl sürmüş olması İş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın sona erdirilmesi, İş sözleşmesinin işçi tarafından haklı bi nedenle sona erdirilmesi, Belirli süreli iş sözleşmesinin süre sonunda sona ermesi hallerinde, kıdem tazminatına hak kazanabilmekteydi. Kıdem tazminatı miktarı kıdem yılına göre 2- 12 aylık ücreti tutarında değişmekteydi. İşçinin kıdeme hak kazanmayacak şekilde işten ayrılması halinde biriken kıdem tazminatları, işçinin sosyal güvenlik kurumundan emekli olmaya hak kazanması veya 5 yıl boyunca adına kıdem tazminatı primleri ödenmemiş olması halinde kendisine ödenmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere iddia olunanın aksine Avrupa Birliği ülkelerinin tamamına yakınında kıdem tazminatı ve iş güvencesi hükümleri yan yana uygulanmakta ve bunlar dışında ülkemizden farklı olarak birçok ülkede işçi haksız fesih halinde ayrıca bir ek tazminata hak kazanmaktadır. Kıdem Tazminatı Fonuna Bakış Açımız ve Sonuç Yukarıda ki açıklamalar ışığında kıdem tazminatı hakkı, çalışanlarımızın uzun mücadeleleri sonucunda elde edilmiş bir hak olup, kıdem tazminatının mevcudiyeti ve muhteviyatına yönelik hiçbir eleştiriyi veya öneriyi kabul etmemiz mümkün değildir. Yine yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, bu yönde getirilen eleştiriler de iyiniyetten uzak ve elde edilen menfaatlere yönelik haksız eleştirilerdir. Bunun yanı sıra, mevcut sistemde çalışanların kıdem tazminatı haklarını almalarının zorlaştırılan sorunlar bulunmaktadır. Özellikle özel sektörde çalışan işçilerin büyük bir kısmı kıdem tazminatlarını alamamaktadır. Bu nedenle, var olan kıdem tazminatına ilişkin sorunların giderilmesi, bu sorunlar yaşanmayacak şekilde mevzuatın daha da güçlendirilmesi ve kazanılmış haklardan geriye gidilmeden, bütün çalışanların kıdem tazminatı alabileceği bir sisteme ihtiyaç bulunmaktadır. İstihdamın artırılması amacına hizmet edecek, özüne ve muhteviyatına dokunmaksızın kıdem tazminatı formunun değiştirilerek devamı yönündeki her türlü çalışma ve çabanın yanında olduğumuzu, bu çerçevede oluşturulacak bir kıdem tazminatı fonuna her türlü desteğe hazır olduğumuzun da bilinmesini isteriz. Hizmet-İş Sendikası | 35 EĞİTİM HİZMET-İŞ’TEN ARNAVUT SENDİKACILARA EĞİTİM ması, kendilerini sahip çıkmaları sonucunu doğurur” dedi. Hizmet-İş, Arnavutluk Kamu İdareleri ve Kamu Çalışanları Sendikası’na eğitim verdi. 18-19 Nisan 2016 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen eğitim programı, Sendikamız ile Arnavutluk Kamu Hizmetleri ve Devlet İdareleri Çalışanları Sendikası arasında imzalanan işbirliği anlaşması çerçevesinde gerçekleştirildi. Arnavut sendikacılara çalışma hayatıyla ilgili kanun ve mevzuatlar, toplu iş sözleşmesi prosedürleri, taşeron emekçileriyle ilgili gelişmeler; Sendikamız kurumsal yapısı, komitelerimiz, uluslararası ilişkilerimiz, ilkelerimiz ve sendikal çalışmalarımız hakkında bilgi verildi. Mehmet Keskin: İkili Kurumsal İlişkileri Önemsiyoruz Eğitim programının açılış konuşmasını Eğitim ve Sosyal İşlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin yaptı. Keskin, Arnavutluk kamu İdareleri ve 36 | Hizmet-İş Sendikası Kamu Çalışanları Sendikası ile sendikamız HİZMET-İŞ arasında bir dostluk ve işbirliği ilişkimiz mevcuttur. Bu ilişkilerimizi her an daha ileri boyutlara taşımak için çaba gösteriyoruz. Bu eğitim programımız da bu çabalarımızın bir devamı mahiyetindedir. Çünkü komşularımızla sürdürdüğümüz devlet düzeyindeki ilişkileri Sendikalarımız aracılığıyla da devam ettirmenin her iki ülke ve toplum açısından sağlıklı sonuçlar vereceğine inanıyoruz” diye konuştu. Genel Başkan Arslan: Sendikal Harekete Yeni Bir Model Sunma Gayretindeyiz Genel Başkanımız Mahmut Arslan, eğitim programında yaptığı konuşmada, Hizmet-İş ile Arnavutluk Kamu İdareleri ve Kamu Çalışanları Sendikası arasında imzalanan ikili işbirliği anlaşması çerçevesinde gerçekleştirilmekte olan eğitim programıyla, işbirliğinde yeni bir aşamaya gelindiğini ve bunun kendileri için çok önemli ve anlamlı olduğunu belirtti. Küresel kapitalizmin bütün insanlığı, yeryüzünü kuşattığını, bütün dünyayı küçük bir köye dönüştürdüğüne dikkat çeken Arslan, “Böylesi bir zamanda özellikle emekçilerin daha fazla dayanışma içerisinde olması gerekmektedir. Hangi ülke, hangi rejim, hangi yönetim olursa olsun bunların hiçbiri tam anlamıyla çalışanları temsil etmemektedir. Çalışanları temsil eden tek bur kurum vardır, o da sendikalardır. Emekçilerin sendikalara sahip çık- 19 ve 20. yüzyılın argümanları ile hareket eden sendikal kültürün 21. yüzyılda emekçilerin sorunlarını çözmeye yetmediğini belirten Arslan, şöyle konuştu: “HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ olarak bu sendikal tecrübeleri yok saymadan, evrensel değerlerle yerel, yerli ve milli değerleri bir araya getirerek farklı, özgün ve yeni bir model geliştirmeye çalışıyoruz. Bu da ancak sosyal diyalog anlayışı ile mümkün olabilmektedir. Muhatap aldıklarımız ile aramızda sosyal diyalogun hâkim kılınabilmesi için de sorunlarımızı öncelikle çok iyi tespit edebilmeliyiz. Bunlara karşı çözümler getirmek ve muhatabımız olanlara karşı bunları en iyi şekilde anlatıp karşımızdakini en iyi şekilde ikna ederek geleceği birlikte kurmaya yönelik adımlar atmalıyız. Ancak bu yolla geliştirebileceğimiz sendikal modelde hem ülkemizi hem çalışanları hem de işverenleri topyekûn kazanabilir.” Entela Hysnellari: “Çalışanların Hakları İçin Daha Fazla Çalışmalıyız” Arnavutluk Kamu İdareleri ve Kamu Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Entela Hysnellari ise, sendikalar arasındaki işbirliğine vurgu yaptı. HAK-İŞ ve Hizmet-İş ile 5 yıllık bir kurumsal tanışıklığa sahip olduklarını ve bu süre içerisinde gerek HAK-İŞ gerekse Hizmet-İş’ten çok şeyler öğrendiklerini kaydeden Hysnellari, “Hizmet-İş ile işbirliği anlaşması imzaladığımızdan dolayı çok mutluyuz. Bu işbirliğine çok önem veriyoruz. Bize, Arnavutluk’ta büyük bir sendika olabilmemiz çözümler ararken, bilgi ve deneyim paylaşımı yaparken aynı zamanda yeniden bir KÜLTÜR VE UYGARLIK BULUŞMASI’na da kapı aralıyoruz” şeklinde konuşan Düzenli, “Biz “ERDEMLİ BİR SENDİKAL İNŞA” ve “DEĞERLERLE SENDİKACILIK” olarak adlandırdığımız sendikal misyonumuzu, küresel düşünüp yerel davranarak sürdürüyoruz” dedi. için destek verdiniz. Bu eğitim programı için de ayrıca teşekkür ediyoruz” dedi. Sendikaların çalışanların hakkı için daha fazla çalışması gerektiğini belirten Hysnellari, “Sendikalar olarak sosyal diyalog alanında eksikliklerimiz var. Kendi sesimizi içinde bulunduğumuz topluma duyurabilme gücüne sahip olmamız gerekiyor. Bir geleceğimiz var ve geçmişte takılıp kalamayız. Daha çok çalışmalıyız. Sorumluluk sahibi olarak reformların gerçekleştirilebilmesi için her yolu denemeliyiz. Reformlar yapılırken bizim göz önünde bulundurmamız gereken çalışanlardır” diye konuştu. Birinci Oturum: Türkiye Arnavutluk İlişkilerine Sendikal Bir Bakış İkinci Oturum: Küresel Krizler ve Sendikaların Geleceği “Biz HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Sendikası olarak Arnavut dostlarımız siz sendikacılarla bir taraftan Sendikal sorunlarımızı, çalışma hayatının sonlarını tartışıp, değerlendirip Daha sonra Genel Başkan Vekilimiz Hüseyin Öz’ün yönettiği oturumda, Hukuk Müşavirimiz Av. Oğuz Aksoy “Türkiye’de İş Hukuku” konulu sunumunu yaptı. Aksoy “Türk iş kanununda iş güvencesi, çalışma süreleri, yıllık ücretli izinler, kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği” konularında ayrıntılı bilgilendirmelerde bulundu ve dinleyicilerin sorularını cevaplandırdı. Beşinci Oturum: Örgütlenme ve Toplu İş Sözleşmesi Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz’ün yönettiği diğer oturumda Öz İplik-İş Sendikası Dış ilişkiler Uzmanı Pınar Özcan, “Küresel Krizler ve Sendikaların Geleceği” konulu sunumunu yaptı. Sunumunda küresel krizin nedenleri, Türkiye’ye etkileri, krizin geleceği ve sendikalara etkisini anlattı. Üçüncü Oturum: Hizmet-İş’in Kurumsal Yapısı Açılış konuşmalarından sonra programın sunum bölümünde Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin’in yönettiği oturumda, Genel Başkan Danışmanımız Yahya Düzenli “Türkiye Arnavutluk İlişkilerine Sendikal bir bakış” konulu sunumunu yaptı. Düzenli, sunumunda “Arnavutluk Sendikaları ile HAK-İŞ/HİZMET-İŞ arasında gerçekleşen bu eğitim programını sadece sendikal işbirliği değil, bunun da ötesinde uzun yıllar tarih ve coğrafya birlikteliği olan iki ülke sivil toplum örgütlerinin bir kültür taşıyıcısı olarak, kültürlerinin yeniden buluştuğu bir program olarak görüyoruz” dedi. Dördüncü Oturum: Türkiye’de İş Hukuku Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz’ün yönettiği diğer oturumda sunum yapan Hukuk Müşavirimiz Av. Mehmet Ali Kayabaşı “Örgütlenme ve Toplu İş Sözleşmesi” konusunda dinleyicilere bilgiler verdi, Türkiye’de sendikal örgütlenme, taşeron örgütlenmesi ve taşeron işçilerle ilgili yapılan düzenlemeler, toplu iş sözleşmesi imzalanması süreci”ne ilişkin ayrıntılı bilgilendirmelerde bulundu. Altıncı Oturum: Çalışma Hayatında ve Sendikalarda Kadın Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin’in yönettiği oturumda söz alan Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, “Hizmet-İş Sendikamızın Kurumsal Yapısı” konusunda ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Arnavutluk Kamu İdareleri ve Kamu Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Entela Hysnellari’nin yönettiği oturumda sunum yapan Genel Merkez Kadın Komitemiz Başkanı ve Dış İlişkiler Uzmanımız Yusra Erilli Kurumlu, kadınların çalışma haya- Örgüt birimlerimizin çalışma biçimleri ve sorumluluk alanları hakkında bilgi veren Öz, “Teşkilatımız, daha çok üyeye ulaşabilmek ve üyelerimizin sorunlarını yerinde tespit edebilmek için piramit şeklinde bir örgüt biçimine sahiptir” dedi. Hizmet-İş Sendikası | 37 EĞİTİM tında karşılaştıkları sorunlar ve kadınlarla ilgili yasal düzenlemeleri anlattı. ya çıkmaya başladığını belirterek, “Sosyal standartların oluşturulmasıyla, sosyal politikanın amaçlarına hizmet edilmiş olur. Ayrıca sosyal standartların sağlanması eşitlik ve sosyal adaletin sağlanması açısından önemlidir. İşçi, işveren, hükümetler, STK’lar gibi aktörler sosyal standartların oluşturulmasında ortak yaklaşım içinde yer almaktadırlar” dedi. Yedinci Oturum: Mobbing ve Mücadele Yöntemleri Entela Hysnellari’nin yönettiği diğer bir oturumda sunum yapan Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Araştırma Görevlisi Gizem Yaşar Tutar, “Mobbingin genellikle kurumsal olmayan ve ekip çalışmasının yapılmadığı yerlerde ortaya çıktığını belirten Tutar, “Mobbing çalışanların verimliliklerini olumsuz etkiler. Çalışanın eskisi gibi değerlerini sergileyememesine sebep olur. Örgüt iklimini etkiler. Ortamdaki güven havasını yıktığı için güvensiz bir ortam oluşur” diye konuştu. çalışanları sendikasızlaştırmak ve daha ucuza çalıştırmak için kötüye kullanılmaya başlanmıştır. Bugünlerde Hükümet kamuda çalışan alt işveren işçilerini özel personel statüsünde çalıştırmak istiyor. Bizim önerimiz ise kamuda işçi olarak çalıştırılmasıdır” dedi. Onuncu Oturum: Endüstri İlişkilerinde Sosyal Diyaloğun Önemi Sekizinci Oturum: Türk Sendikal Tarihi Entela Hysnellari’nin yönettiği oturumda sunum yapan Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Araştırma Görevlisi Kürşat Tutar, “Türkiye’de sendikal hareketin sınırlarını her zaman devlet belirlemiştir. Sendikal hareket darbelerle sekteye uğratılmıştır. Darbelerin yaşanmadığı son dönemlerde sendikacılık da önemli bir gelişme kaydetmiştir. Özellikle son yıllarda örgütlenmenin önündeki bir kısım engeller kaldırılmış, çalışanların sendikalara üye olmaları basitleştirilmiştir” dedi. Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız’ın yönettiği oturumda sunum yapan HAK-İŞ Projeler Koordinatörü Şahin Serim, Sosyal diyaloğa Türkiye’de ideolojik olarak bakıldığını ifade ederek, “Sosyalist sendikalar sosyal diyaloğa karşılar. ‘Ben işverenle oturmam, grev yaparım’ anlayışındalar. Dolayısıyla işverenin sendikaya bakışı da olumsuz oluyor. İşimizi, gelirimizi kaybetmemek, üretimi devam etmek, kaliteyi artırmak ve düzgün iş için işçi ve işverenin birlikte sosyal diyalog içinde olması kaçınılmazdır” dedi. Onbirinci Oturum: Sosyal Standartlar ve Uluslararası Kuruluşlar Dokuzuncu Oturum: İşgücü Piyasalarında EsneklikGüvenceli Esneklik Tartışmaları Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız’ın yönettiği oturumda sunum yapan Sosyal Bilimler Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Aydınlı, “Merkezi işverenler verimliliği artırmak için alt işveren yöntemine başvurmuştur. Ancak sistem daha sonra 38 | Hizmet-İş Sendikası Onikinci Oturum: Sivil Toplum, Demokrasi ve Sendika Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Neşe Yıldız, standartlaşma eğilimlerinin günümüzde hukuktan ekonomiye, siyasetten eğitime kadar her alanda orta- HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız, demokrasinin hayata geçirilmesinde ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Sorun demokrasi değil, kavramın içinin nasıl doldurulduğudur, tutarlılıktır. Darbe isteyenler bile demokrasi adına istiyor. HAK-İŞ olarak 41. yaşımıza girdik, bütün süreçlerde demokratik sorunlarla karşı karşıya geldik. HAK-İŞ’in sloganlarından biri “Özgür Birey, Demokratik Toplum, Örgütlü Türkiye”dir. Bizim için katılımcılık son derece önemli. Bunu sağlarsak demokratik açıdan kendimizi test etmiş oluyoruz. Demokrasi herkese eşit fırsatların veriliyor olmasıdır. Önemsediğimiz ikinci bir kavram çoğulculuk kavramıdır. Biz çoğulcu bir kültürün ürünü olarak kurulduk ve bunu da savunuyoruz. Bunu sağladığımızı da düşünüyoruz. Bütün sivil toplum örgütlenmelerinde çoğulculuğun hayata geçirilmesini istiyoruz. Sendikal harekette çoğulculuk olmasına rağmen zihniyet değişebilmiş değil. STK’lar siyasi partilerden sonra gelen demokrasinin taşıyıcı gücüdür.” ARSLAN, ARNAVUT SENDİKACILARLA BİR ARAYA GELDİ G enel Başkanımız Mahmut Arslan, 18-19 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen eğitim programına katılım için Ankara’da bulunan Arnavutluk Kamu Hizmetleri ve Devlet İdareleri Çalışanları Sendikası Başkanı Entela Hysnellari ve beraberindeki heyetle yemekte bir araya geldi. İkili sendikal ilişkilerin konuşulduğu yemek sonrası Genel Başkanımız Arslan, Arnavutluk Kamu Hizmetleri ve Devlet İdareleri Çalışanları Sendikası Başkanı Entela Hysnellari’ye bir vazo, Hysnellari de Genel Başkanımız Arslan’a tarihi bir kentin maketini hediye etti. GENEL BAŞKANIMIZ ARSLAN JUNGLE KAMPINI ZİYARET ETTİ Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Fransa’nın Calais kentindeki, dünyanın en kötü sığınmacı kamplarından biri olarak tanımlanan Jungle’ı ziyaret etti. Kamptaki sığınmacıların çadırlarına konuk olan Arslan, kampta gönüllü yemek dağıtan Malezya Mutfağı'nı da ziyaret ederek Sendikamız HİZMET-İŞ’in ramazan ayı için kampa yaptığı yardımı teslim etti. "Türkiye'de ve dünyanın çeşitli yerlerinde birçok sığınmacı kampı gördüm ancak Jungle kadar rezil şartlara hiç rastlamadım” diyen Arslan, “Burası gerçekten kelimenin tam anlamıyla bir insan hakları ihlal merkezine dönüşmüş. Bu kamp Batı'nın sığınmacı meselesinde ne kadar samimiyetsiz ve ikiyüzlü olduğunun göstergesidir. Jungle'ı görünce Türkiye'nin nasıl ağır bir sorumluluğu hakkıyla yerine getirdiğini net şekilde görüyorsunuz. Elbette sığınmacılar konusunda hala eksiklerimiz var ama dünyaya demokrasi ve insan hakları dağıtan Fransa gibi bir ülkenin bu çaresiz insanlara yaptığı muamele asla kabul edilemez." diye konuştu. HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ adına Jungle'a ilişkin çeşitli projeleri hayata geçireceklerini belirten Arslan, sivil toplum örgütlerine kampa destek çağrısında bulundu. Hizmet-İş Sendikası | 39 ULUSLARARASI İLİŞKİLER AVUSTURYA’DA “KAMU HİZMETLERİNDE DİJİTALLEŞME SEMİNERİ”NE KATILDIK 16 Avrupa ülkesinden 46 katılımcının hazır bulunduğu seminere Türkiye’den sadece Sendikamız HİZMET-İŞ katıldı. Toplantıyı Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin ve Dış İlişkiler Sorumlusu Burhan Yıldız takip etti. Seminerin açılış konuşmasını yapan Avusturya Younion Sendikası Temsilcisi Thomas Katnig, yeni teknolojilerin kamu hizmetlerini ne ölçüde değiştirdiğini ve bu değişimlerin yeni risk ve fırsatları beraberinde getirdiğini dile getirdi. Seminer, dijitalleşmenin vergi, sosyal güvenlik, istihdam üzerindeki geniş çaplı etkilerinin konuşulduğu panelle başladı. Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikası (EPSU) ve Avusturya Kamu Çalışanları Sendikası (Younion) tarafından ortaklaşa düzenlenen “Kamu Hizmetlerinde Dijitalleşme” (Digitalization of Public Services) semineri, 13 Haziran 2016 tarihinde Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleştirildi. EPSU Proje Koordinatörü Patrick Orr, Avrupa Komisyonu’nun kabul ettiği 2016-2020 E-Devlet Eylem planı hakkında bilgi verdi ve bunun üzerine, EPSU’nun Nisan ayında kabul edilen “Dijital Çağda Akıllı Kamu Hizmetleri” adlı görüş belgesi üzerinden EPSU’nun pozisyonunu ve tavsiyelerini aktardı. Öğleden sonraki oturum farklı sektörlerdeki kamu hizmetlerindeki dijitalleşmenin etkisi üzerine gerçekleşti. Seminer tüm sendikaların Dijitalleşme ve özellikle çalışan verilerinin korunması konusunda daha fazla çalışmalar yapması, çalışanların bu konuda bilinçlendirilmesi ve hükümetler düzeyinde daha katılımcı olması gerektiği üzerine varılan mutabakatla sonuçlandırıldı. İTALYA’DA ETUC KONFERANSINA KATILDIK Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) tarafından, “Herkese Açık Mülteciler İçin Sendikal Eylem: Mültecilerin Sosyal Entegrasyonu Temalı Uluslararası Konferansı” İtalya’nın Başkenti Roma’da gerçekleştirildi. Belçika Sendika Federasyonu FGTB ve ETUC Başkanı Rudy de LEEUW tarafından sunulan konferansa, Almanya, Fransa, Belçika, Malta, Polonya, Türkiye gibi 22 Avrupa ülkesindeki 26 işçi ve memur konfederasyonları adına 500’e yakın yönetici ve uzman katıldı. Konfederasyonumuz HAK-İŞ adına konferansa, Sendikamız HİZMET-İŞ’ten Ankara 6’Nolu Şube Başkanımız İbrahim Tuncer, Ankara 7’Nolu Şube Başkanımız Mehmet Can, İstanbul 8’Nolu Şube Başkanımız Taner Duran, Genel Disiplin Kurulu Üyemiz ve Genel Merkez Kadın Komitesi Başkan Yardımcısı Esma Hatun Taşpınar, İstanbul 5 No’lu Şube Kadın Komitesi Başkanı Nevin Alçay katıldık. Konferansa ayrıca HAK-İŞ Dış İlişkiler ve Proje Uzmanı Recep Atar, Öz Finans-İş Sendikası Genel Merkez Kadın Komitesi Başkanı Cennet Can ve Genel Merkez Gençlik Komitesi Başkanı Özlem Söyleyici katıldı. 40 | Hizmet-İş Sendikası Konferansın açılışında katılımcılara hitap eden ETUC Genel Sekreteri Luca Vısentını, telefon, telefaks, e-posta gibi farklı kanallardan davet gönderilmesine rağmen ev sahibi ülke İtalya devleti ve hükümeti ile Avrupa Komisyonu’ndan katılım olmamasının hayal kırıklığına yol açtığını belirtti. Konferans “Avrupa Sendikal Hareketi, Mülteciler İçin İnsanı Yardım ve Haklar Talep Etmektedir” başlığını taşıyan sonuç bildirisinin (deklarasyonun) yayınlanması ile sona erdi. AZERBAYCAN’A ÇALIŞMA ZİYARETİ GERÇEKLEŞTİRDİK Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz başkanlığındaki sendikamız heyeti, 24-27 Mayıs 2016 tarihleri arasında Azerbaycan’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Heyette Ankara 5 No’lu Şube Başkanımız Ömer Yılmaz, Erzincan Şube Başkanımız Harun Mutlu, Trabzon Şube Başkanımız İhsan Bülbül ve İş Güvenliği Uzmanımız Müberra Kaya da yer aldı. Azerbaycan Cumhuriyeti Yerel Endüstriler Sendikası’nın daveti üzerine gerçekleştirilen ziyaret kapsamında Bakü, Gebele şehirlerinde sendikal temaslarda bulunuldu. Hizmet-İş ile Azerbaycan Cumhuriyeti Yerel Endüstriler Sendikası arasındaki ikili işbirliği kapsamında gerçekleştirilen Çalışma ziyaretini değerlendiren Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, Azerbaycan’da sendikacı ve emekçilerle tanışma imkânı bulduklarını belirterek, “Azerbaycan'ın merhum Devlet Başkanı Haydar Aliyev’in ‘Biz İki Devlet Tek Milletiz’ şeklindeki güzel değişiyle kardeş ülke Azerbaycan’da yeni bilgi ve deneyimler edindik. Kardeş sendikacılar ve kardeş emekçilerle bir araya geldik. Allah bizi birbirimizden ayırmasın. Kardeşliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin. Bize ev sahipliği yapan, yakın ilgilerini sürekli hissettiğimiz sendikacı dostlarımıza ve kardeşlerimize, heyetimiz ve sendikamız adına teşekkür ediyorum” dedi. Azerbaycan Cumhuriyeti Yerel Endüstriler Sendikası ve Hizmet Servisi Çalışanları Genel Başkanı Telman Hebiboğlu da heyetimizin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, sendika ve ülkeler olarak ikili ilişkilerin geliştirilmesi temennisinde bulundu. FİLİSTİN PGFTU FEDERASYONU’NUN KONGRESİNE KATILDIK Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız, Filistin Genel Sendikalar Federasyonu’nun 5. Genel Kuruluna katıldı. Yıldız’ın HAK-İŞ’i temsilen katıldığı kongreye ILO, ITUC ve ETUC temsilcilerinin yanı sıra 19 ülkeden sendikacı katıldı. PGFTU kongresinde bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız, “Filistin Genel Sendikalar Federasyonu ile dostluğa ve işbirliğine dayalı olarak başlayan bir ilişkimiz bulunmaktadır. HAK-İŞ’in, Filistin Genel Sendikalar Federasyonu ile sınır yakınlığına dayanan bir ilişkisi olmamasına rağmen geniş bir coğrafyanın, benzer sorunların, aynı kültürün ve aynı geleceğin ortak parçalarıyız. Bizler HAK-İŞ olarak tarihi sorumluluklarımızı yerine getirmek için mücadele ediyoruz. Ve onun için buradayız” dedi. Hizmet-İş Sendikası | 41 ULUSLARARASI İLİŞKİLER ARSLAN, ÇİN'İN BAŞKENTİ PEKİN'DE L20 ZİRVESİNE KATILDI Zirvesinde görüşülen konuların sonuçları, G20 Ekonomi Bakanları toplantısına sunuldu. Genel başkanımız Mahmut ARSLAN, L20 Zirvesinde konuştu. Konuşmasının başında Türkiye'deki ve Dünya'daki bütün Terör faaliyetlerini, Teröre karşı Uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekerek başta İstanbul'daki Terör Saldırıları olmak üzere son dönemde Türkiye'ye Yönelik yapılan Terör Saldırılarını kınadı. ARSLAN, "Bu Terör saldırılarının aslında Terör yoluyla Ülkeleri dizayn etme projesinin bir parçasıdır." dedi. Konfederasyonumuz ve Sendikamız Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, Pekin'deki L20 Zirvesine katıldı. G20'nin bir ayağı olan L20 Zirvesi, Çin'in başkenti Pekin'de "Yeni Ekonomik Büyüme Modelleri'' başlığı altında "Nitelikli İstihdam, Mesleki Eğitim, Dijitalleşmenin İstihdama Etkileri, İklim Değişikliği ve Sendikal Haklar'' gibi konuların görüşüldüğü toplantı 12-13 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirildi. L20 Zirvesine, Türkiye'den Genel Başkanımız Mahmut ARSLAN başkanlığındaki HAK-İŞ heyeti katıldı. HAK-İŞ'in yanı sıra DİSK'te bir heyetle katıldı. Ayrıca G20 Zirvesine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve çok sayıda hükümet yetkilisi de G20'nin toplantılarına katıldı. L20 ARSLAN konuşmasına Terör konusundan sonra, Çevresel gelişmeler, Çevre, Su, Hava, Toprak kirliliği, Doğal kaynakların azalması, Küresel ısınma ve İklim değişikliği, Çölleşme, Adil Geçiş ve Endüstriyel Dönüşüm odaklı hususlara yer verdi. ARSLAN, Türkiye’nin 2015 yılında 10. Dönem başkanlığını üstlendiği G20 Zirvesinin, 1516 Kasım tarihlerinde Antalya'da gerçekleştirildiğini ifade ederek, "G-20, günümüzde öne çıkan en önemli uluslararası aktörlerden biridir. G-20 dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, dünya ticaretinin yüzde 75’ini ve dünya nüfusunun üçte birini oluşturan gerçekten çok büyük ve önemli bir platform. Buradan hareketle G-20, dünya politikasında etkili olan ve politikalara şekil veren bir konumdadır. G-20’nin içinde üye olarak yer almak, G-20’ye Dönem Başkanlığı yapmak, dünyaya G-20 perspektifinden bakmak, Türkiye’nin dünyada ulaştığı başarı noktasını göstermektedir." diye konuştu. ARSLAN HAK-İŞ olarak, L20 toplantıları çerçevesinde “İklim, Adil Geçiş ve Endüstriyel Dönüşüm” konulu oturuma katılarak, sendikaların iklim değişikliği, çölleşme ve diğer çevre sorunlarına karşı daha duyarlı olması gerektiğini söyledi. ARSLAN, EMEĞİN HUKUKU KURULTAYINDA KONUŞTU Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın başkanları, yönetim kurulu üyeleri, hukuk müşavirleri, uzmanları ile çok sayıda akademisyen, öğretim üyeleri katıldı. Genel Başkanımız Mahmut Arslan, üç işçi konfederasyonu ve Türkiye Barolar Birliği tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen Emeğin Hukuku Kurultayına katılarak, çalışma hayatının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, DİSK ve TTB’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği Emeğin Hukuku Kurultayının ikincisi, 27 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleştirildi. Toplantıya Genel Başkanımız Mahmut Arslan’ın yanı sıra, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, TÜRK-İŞ Genel 42 | Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanımız Mahmut Arslan, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve DİSK’in çalışma hayatının sorunlarına ilişkin birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Arslan, “İşçi sendikaları olarak Türkiye’de siyaset kurumunda ve diğer alanlarda olmayan bir işi başarıyoruz. Üç işçi konfederasyonu, kuruluş felsefeleri tarihsel yürüyüşleri sosyal ve siyasal farklılıklarına rağmen ortak sorunlarda bir araya gelebilme başarısını her zaman gösterebilmiştir. Bu esasında çok kolay bir iş değil. Siyasetçilerin bırakın yanyana gelmeyi, aynı platformda birarada bulunmaları zaman zaman büyük sorunlara yol açıyor. Bazı farklı grupların bir arada bulunmasının nerdeyse imkanı olmadığı bir dönem Türkiye’de 3 işçi Konfederasyonu’nun sadece Barolar Birliği’nin organizasyonunda değil pek çok alanda birlikte bulunabiliyoruz. Birlikte ortak çalışmalar gerçekleştirebiliyoruz, bazı önemli kazanımları elde edebiliyoruz. Bu son derece önemlidir” dedi. Arslan, farklı yapılardaki örgütlerin birlikte çalışma geleneğinin ve kültürünün yerleşmesi ile farklılıkların çalışanlar açısından bir zenginliğe dönüşebileceğini ifade etti. ARSLAN, SUDAN’DA TÜRKİYE İLE DAYANIŞMA TOPLANTISINA KATILDI darbe başarısız oldu. Darbe girişiminin başarısız olması dünyadaki mazlumların başarısıdır. Allah sizlerden razı olsun. Dualarınızı eksik etmediniz” dedi. Sudan’da Tarihi Toplantı HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, konuşmasında şunları kaydetti: "Öncelikle bizi bu toplantıya davet eden geçtiğimiz hafta Genel Sekreterini Türkiye’ye destek için Ankara’ya gönderen bu toplantı için de bizi buraya davet eden SWTUF Genel Başkanı Yusuf Abdulkerim'e yönetim kuruluna ve toplantıya katılan üyelerine çok teşekkür ederim. Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Sudan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (SWTUF), tarafından FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Türkiye'ye destek kapsamında düzenlenen "Türk halkı ve Türk çalışanlarına destek ve dayanışma toplantısına " katıldı. Arslan, 10 Ağustos 2016 tarihinde Sudan’da Türkiye'ye destek amacıyla gerçekleştirilen "Türk halkı ve Türk çalışanlarına destek ve dayanışma toplantısına" katıldı. SWTUF üyesi yaklaşık 3.500 kişinin katılımıyla büyük bir kapalı salonda gerçekleştirilen toplantıda Türkiye'deki darbe girişimi kınandı. Türkiye ile ilgili bir sinevizyon gösterisi yapılan toplantıda, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere seçilmiş siyasetçilere destek açıklamasında bulunuldu. Sık sık Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine sloganların atıldığı salonda, Türk ve Sudan halkları arasındaki dostluk bir kez daha vücut buldu. 15 Temmuz işgal girişimine karşı Türkiye'ye destek açıklaması yapan Sudan devlet Başkanı Ömer El Beşir Sudan Hükumetine ve Sudan halkına teşekkür ediyorum. FETO örgütünün Sudan’daki varlığı ile ilgili Sudan hükümetinin aldığı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Arzumuz bu terör örgütünün tümüyle Sudan’dan kovulmasıdır. Sudan’daki bu tarihi toplantı 15 Temmuz'dan sonra Türkiye dışında ve Türkiye'nin dışında başka bir ülke tarafından Türkiye’ye destek anlamında yapılan ilk ve çok büyük bir toplantı olma özelliğini taşıması bakımdan da çok önemli. Sudan halkının desteklerinin devamını diliyorum. Toplantıya, Türkiye'den HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ile Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, SWTUF Genel Başkanı Yusuf Abdul Kerim ve Yönetim Kurulu üyeleriyle ve SWTUF üyeleri katılım gösterdi. "Hartum'da Türk Bayrağını Dalgalandırdık” Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Sudan’dan Türkiye’ye gelen bu desteği son derece önemsediğini belirterek, "SWTUF’un Bu etkinliğe bizi de davet etmesinden son derece memnuniyet duyduk. Hartum'da Türk bayraklarını dalgalandırmaktan onur duyduk. Türk halkı ile Sudan halkı arasındaki dostluk bir kez daha vücut buldu. FETÖ'nün ülkemize yaptığı hainliği tüm dünyaya anlatmak için başka ülkelerdeki bu tür organizasyon ve etkinliklere de katılacağız” dedi. Darbe girişiminin İslam dünyasını tedirgin ettiğini ve başta Kudüs ve Sudan olmak üzere pek çok ülkede, 15 Temmuz gecesi ve sonrasında milletimiz için toplu dualar yapıldığı söyleyen Arslan, “Çünkü ülkemiz Türkiye sadece 80 milyonun değil, diğer İslam ülkelerinin de, mazlum milletlerinde de barınağı ve umududur. Türkiye, dünyadaki mazlumların dualarıyla darbeyi karşı durdu ve Hizmet-İş Sendikası | 43 HABERLER türkiye ve dünya gündemi Cumhurbaşkanı Erdoğan: İNSANI SADECE BİR ÜRETİM ARACI OLARAK GÖRMEYİN! “İşçinin alın terinin hakkını vermek bereketinizi daha da artıracaktır, sizi daha da zengin kılacaktır.” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen Uluslararası 8. İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’nda yaptığı konuşmada “İşçinin alın terini sömürmek haramdır. İnsanı sadece bir üretim aracı olarak görmeyin!” dedi. Erdoğan konferansta yaptığı konuşmada; “(İş kazalarındaki kayıplar) İLO’nun da belirttiği gibi bu kayıpların kahir ekseriyeti yani yüzde 98’i gerekli tedbir alındığında, var olan düzenlemeler tam olarak uygulansa önlenebilir kazalardan kaynaklanıyor. Başlı başına bu rakamlar bile ortada üzerinde etraflıca düşünmemiz gereken, çok ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir” dedi. BU KAZANMAK DEĞİL ÇALMAKTIR: Erdoğan, konuşmasında şu hususlara değindi: 44 | Hizmet-İş Sendikası İnsanı sadece bir üretim aracı olarak gören mevcut anlayış insanı araçsallaştırarak, insan hayatını değersizleştirmektedir. Bir fabrikanın üretim sürecinde makineyle insanı aynı değerde gören anlayışı ben asla kabul etmiyorum. İnsana bu şekilde yaklaşanlar üretim maliyetlerini düşürmek, kar marjlarını artırmak için insan hayatını hiçe sayan adımları atmaktan elbette çekinmezler. İşçilerin ücretleri ve sosyal hakları kısıtlanarak, işçiyi iş kazaları ve meslek hastalıklarından koruyacak önlemleri almayarak, kazanç olmaz. O kazanç bizim değerlerimizde haramdır. Bu kazanmak değil, çalmaktır. "SİYASİ TARTIŞMALARA MAHKUM EDİLEMEZ" İş sağlığı ve güvenliği konusunun günlük siyasetin tartışmalarına, ideolojik hesaplaşmalara mahkum edilemeyecek kadar önemli bir meseledir. İnsan hayatını ilgilendiren bu konuda tüm ayrışmalar bırakılarak ortak hareket edilmelidir. EMPERYALİZM 65 MİLYON İNSANI EVİNDEN YURDUNDAN ETTİ Hiçbir şey üretmeden sadece sömürüp, silah ve ideoloji satarak geçinen emperyalist sistemin, servet, faiz ve savaş hesapları 65 milyon insanı evsiz yurtsuz bıraktı. Yarısına yakını bebek ve çocuklardan oluşan mazlum insanlara en fazla ev sahipliği yapan ülke ise Türkiye oldu. DÜNYADA "1 MAYIS TERÖRİZE EDİLİYOR" İnsanların acılarını kanatmaktan çekinmeyenler 1 Mayıs bayramlarını da yakmanın, yıkmanın, sokakları terörize etmenin bir aracı haline getirmenin çabası içinde oldular. Emekçi kardeşlerimizin fedekarlıklarının, alın terlerinin sembolü olan bu anlamlı günü terör propagandası yapmak, canlı bombaları kahramanlaştırmak için bir fırsat olarak görenler var. "BU PARALAR BİZİMLE BERABER GELMEYECEK" Yılsonu hedefimiz olan 1 milyon kişiyi işe yerleştirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bugün TOBB’un üyesi yaklaşık 1.5 milyon. Şimdi buradaki her üye bir kişi alsa... Ne demek bu. Bir buçuk milyon işsize iş demektir. Ne kaybeder ya. Bir kişiyi yanına aldığı zaman batar mı? Tam aksine bereketlenir. Ama maalesef öldüğümüzde bu paralar bizimle beraber gelmeyecek. "İŞÇİNİN ALIN TERİNİ SÖMÜRMEYİN" Asgari ücret, emekli maaşları ve memur maaşları ile ilgili değişikliklere değinen Erdoğan, “Gelir adaletini düzeltmeye yönelik adımlar attık. Rakamların geldiği noktayı söylerken bunlar idealdir demiyorum. Sadece bir kıyaslama yapıyorum. Bundan önceki dönemlere baktığımız zaman artan değil, sürekli enflasyonun yiyip bitirdiği maaşlar varken şimdi durum öyle değil. Devamlı enflasyonun üstünde bir rakamın olduğunu görüyoruz. Ben buradan başta devlet olmak üzere işverenlerimize sesleniyorum, ne olur ücret takdirini yaparken işçinin alın terinden sömürmek suretiyle kazanma anlayışını bir kenara koyun. Bilin ki işçinin alın terinin hakkını vermek, sizin bereketinizi daha da artıracaktır, sizi daha da zengin kılacaktır." şeklinde konuştu. HER YIL 160 MİLYON İŞÇİ MESLEK HASTALIĞINA YAKALANIYOR Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı tarafından İş Kazası ve Meslek hastalıklarının önüne geçilmesi için kamuoyunda farkındalık yaratılması amacıyla düzenlenen 8. Uluslararası iş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı İstanbul’da gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açılış konuşmasında meslek hastalıklarına ve iş kazalarına maruz kalan işçilerin sayısının oldukça yüksek olduğunun altını çizerek, "Dünyada her yıl 160 milyon işçinin işle ilgili meslek hastalıklarına yakalandığına üzülerek şahit oluyoruz. Bu kayıpların yüzde 98'i şayet gerekli tedbir alınsa, var olan düzenlemeler tam olarak uygulansa önlenebilir kazalardan kaynaklanıyor. Ben burada meselenin imkan, para, teknoloji veya düzenleme eksikliği olduğu kanaatinde değilim. Bu utanç verici manzaranın ortaya çıkmasının esas nedeni insana yönelik çarpık bakış açısıdır" ifadelerini kullandı. Hizmet-İş Sendikası | 45 türkiye ve dünya gündemi “2030’A KADAR 5 YAŞIN ALTI 69 MİLYON ÇOCUK ÖLEBİLİR” Tedbir alınmazsa 2030 yılına kadar 5 yaş altı 69 milyon çocuk önlenebilir nedenlerle hayatını kaybedecek. B irleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF), en dezavantajlı çocukların sağlık ve eğitim şartlarının iyileştirilmemesi halinde 2030 yılına kadar 5 yaş altı 69 milyon çocuğun öleceğini açıkladı. UNICEF, BM sürüdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için belirlenen 2030 tarihine kadar mevcut koşulların değişmemesi durumunda çocuk eşitsizliğinin doğurabileceği sonuçları rapor haline getirdi. Rapora göre, mevcut koşullar ve nüfus artış hızı aynı kalırsa 2030 yılında 167 milyon çocuk aşırı yoksulluk altında olacak. 60 milyon çocuk temel eğitimden mahrum kalırken 750 milyon kadın, çocukken evlenecek. En yoksul çocukların zenginlere oranla 5. yaş gününe varmadan ölme ihtimalinin iki kat fazla olduğu vurgulanan raporda, şartlar iyileştirilmezse mevcut eğilime göre 2030 yılına kadar 5 yaş altı 69 milyon çocuğun öleceği belirtildi. Raporda önlenebilir nedenlerle çocuk ölümlerin en fazla Güney Asya ve Sahra altı Afrika’da görüldüğü ifade edildi. Anneleri okuma yazma bilmeyen çocukların ölme ihtimalinin diğerlerine göre 3 kat fazla olduğu kaydedilen raporda, fakir ailelerin kız çocuklarının küçük yaşta evlenme ihtimalinin de diğerlerine göre iki kat fazla bulunduğuna işaret edildi. Raporda, en dezavantajlı çocukların şartlarının iyileştirilmesi ve olumsuz sonuçların önlenmesi için hükümetlere çağrı yapılarak, çocukların çatışmalar nedeniyle mülteci konumuna düşmesinin doğurduğu sorunların önlenmesi için de sorunlara siyasi çözüm bulunmasının önemi vurgulandı. 46 | Hizmet-İş Sendikası BEYİN GÖÇÜNE ÇÖZÜM YABANCILARA VATANDAŞLIK: TURKUAZ KART SİSTEMİ Nitelikli yabancıların Türkiye’de çalışmalarını kolaylaştırmak ve süreklilik sağlamak için ‘turkuaz kart’ verilecek. Yabancıların Türkiye'de çalışmasına imkân sağlayan ve ABD'deki "Green Card" uygulamasına benzeyen bir uygulama olan ‘turkuaz kart’ için düğmeye basıldı. Buna göre yabancı çalışanlar öncelikle mesleki yeterlilikleri, eğitimleri ve birikimlerine göre puanlamaya tabi tutulacaklar. Eğitim, tecrübe, ücret, dil bilgisi gibi unsurlar dikkate alınarak bir puanlama sistemi çerçevesinde nitelikli insan gücü için özel bir çalışma izni süreci tasarlanacak. Bu çerçevede belirli kriterleri sağlayan kişiler için deneme süresi sonrasında, geniş süreli ikamet iznini öngören "Turkuaz Kart" verilecek. Kart ile ülkeye gelecek yabancı uyruklu kişilerin vatandaş olmadan belli haklardan istifade etmesi sağlanacak. Öte yandan, Türkiye'de iş kurma potansiyeli olan kişilerin, ülkeye getirebilecekleri belirli bir finans miktarı dikkate alınarak, aynı imkânlardan yararlanmaları sağlanacak. Vatandaşlıktan Faydalanma İmkânı Ayrıca, nitelikli yabancıların vatandaşlığa geçirilmesi konusunda yurt dışı ülke örnekleri incelenecek ve Türkiye'nin koşullarına uygun öneriler getiren rapor hazırlanacak. Bunun sonucunda da nitelikli yabancı uyruklu kişilerin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçiş işlemleri kolaylaştırılacak. Üniversitelerde yabancı öğrenci sayısının artırılmasına yönelik yatırımlar teşvik edilecek ve yabancı öğrenci sayısı artırılacak, yurt dışından nitelikli insan gücüne ihtiyaç duyulan alanlar ve yabancı öğrenciler belirlenecek, öğretim üyesi, araştırmacıların karşılaştıkları sorunlar tespit edilecek. Yabancı Öğrenci Sayısında Artış Sağlanacak Eylem planlarına göre, yurt dışındaki lisansüstü eğitimli Türkiye vatandaşları taranacak. Bu veriler bir veri tabanında toplanacak ve katalog hazırlanacak. Veri tabanının güncel tutulması ve yurt dışındaki lisansüstü eğitimli vatandaşlarımızın kaydolması için bir iletişim sistemi hazırlanacak. Bu sistem kanalıyla duyurular, haberler gibi paylaşımlar yapılarak, veri tabanı cazip kılınacak ve söz konusu araştırmacıların bir araya getirilmesine yönelik etkinlikler düzenlenecek. Öte yandan, üniversitelerde yabancı öğrenci sayısının artırılmasına yönelik yatırımlar teşvik edilecek ve yabancı öğrenci sayısının artırılması sağlanacak. HER GÜN 10 BİN ÇOCUK YETİM KALIYOR Savaş, hastalık ve yoksulluk gibi başlıca nedenlerden dolayı dünya yetimlerine her gün ortalama 10 bin çocuk ekleniyor. İHH İnsani Yardım Vakfı, “Tarihi, Süreç İçerisinde Misyonerlik ve Misyonerlerin Yetim Faaliyetleri” başlıklı bir rapor yayınladı. Dünyadaki yetimlerin sayısı, misyonerlerin özellikle Müslüman yetimlere yönelik yürüttüğü faaliyetler ve bu faaliyetlerinin çalışma alanlarını gösteren rapor çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. 2,5 Milyon Yetim Satılıyor Rapora göre dünyada savaş, hastalık, yoksulluk gibi nedenlerden dolayı yaklaşık 400 milyon yetim bulunuyor. UNICEF raporlarında 200 milyon yetim bilgisi yer alsa da bu raporlara Çin, Myanmar, Afganistan gibi 52 ülke dahil edilmemiş. 6. yılına giren Suriye savaşı nedeniyle 800 bin çocuk daha bu yetimlerin arasına eklendi. Rapora göre ayrıca dünya yetimlerine her gün 10 bin çocuk daha ekleniyor ve senede 2 buçuk milyon yetim kaçırılarak satılıyor. Çocukların Yüzde 70’i Müslüman İnsanları Hristiyanlaştırma amacıyla çalışan misyonerler özellikle Afrika, Güneydoğu Asya, Orta Asya ve Balkanlar gibi fakirliğin, cahilliğin ve özellikle komünist rejimler nedeniyle insanların dinlerinden uzak tutuldukları coğrafyaları hedef alıyor. ARAKAN’DA İNSANLIK ÖLÜYOR İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Arakan’da yaşayan Müslümanlara ve diğer azınlıklara yönelik insan hakları ihlallerini ortaya koyan raporunu açıkladı. Ülkedeki varlığı reddedilen ve vatandaşlık hakları verilmeyen Arakanlıların siyasi haklarından sağlık ve eğitimden mahrum kaldığı, zorla çalıştırıldığı, cinsel şiddete uğradığı belirtilen raporda, “Rohingya Müslümanlarının maruz kaldığı sistematik ayrımcılık ve insan hakları ihlalleri insanlığa karşı suç sayılabilir” ifadesine yer verildi. Raporda, 120 bin Arakan ve Kaman Müslümanlarının hâlâ kamplarda yaşadığına ve 30 bin çocuğun okula gidemediğine dikkat çekilerek, Arakan Müslümanlarına karşı ırkçı Budistler tarafından sergilenen ve giderek artan nefret ve dini hoşgörüsüzlüğün endişe verici olduğu belirtildi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el-Hüseyin ise Arakan Müslümanları ve diğer azınlıkların maruz kaldığı ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine son verilmesi için Myanmar Hükümeti’ne somut adımlar atması çağrısında bulundu. El Hüseyin, Mynamar hükümetine ihlallere yönelik bağımsız soruşturma çağrısı yaptı. Öte yandan Myanmar’da lider Aung San Suu Kyi, “Hükümetimiz zulme uğramış Müslüman bölgesi için artık ‘Arakan’ kelimesini kullanmayacak” diyerek, bölgedeki koşulları düzeltmek için adımlar atacaklarını iddia etti. Suu Kyi hükümeti BM özel röportörü Yanghee Lee’ye artık yaşanan olumsuzlukları geride bırakıp kafalardaki ‘ülkeye kaçak olarak giren Arakanlı’ imajını değiştirmek için artık Arakanlı kelimesini kullanmayacaklarını açıkladı. Hizmet-İş Sendikası | 47 türkiye ve dünya gündemi Kadın İşverenler DAHA FAZLA İSTİHDAM OLUŞTURUYOR Dünya iş çevrelerine yönelik bir araştırmaya göre, kadın girişimcilerin 2015’te erkek girişimcilerden daha fazla istihdam yarattığı belirlendi. 2 bin 700 girişimcinin görüşüne başvurulan araştırma, kadın girişimcilerin 2016 yılında şirketlerinin işgücünde yüzde 10,9 artış yaşanacağını öngördüklerini ortaya koyuyor. Erkek girişimciler ise iş gücünde gelecek yıl yüzde 8,3 seviyesinde bir yükseliş görülmesini bekliyor. Bununla birlikte kadınların yüzde 43’ü, erkeklerin ise yüzde 39’u 2015’te tahminlerinin üzerinde işe alım gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Gençler de İşletmelere Daha Fazla İşçi Alıyor Araştırma genç girişimcilerde istihdam yaratma seviyesinin daha yüksek olduğuna da işaret ediyor. 35 yaşın altındaki genç kadın girişimciler önümüzdeki yıl işgücünde yüzde 16 yükseliş görüleceğini öngörürken, yüzde 56'sı geçen yıl tahminlerinin üzerinde işe alım yaptığını ifade ediyor. Genç erkek girişimcilerde ise bu oranların sırasıyla yüzde 13 ve yüzde 56 seviyesinde olduğu gözleniyor. 48 | Hizmet-İş Sendikası 2016'da İşgücü Piyasasının % 9.3 Büyümesi Bekleniyor Küresel istihdamda 2016'da kaydedilmesi öngörülen değişimler göz önüne alındığında; girişimciler işgücünün yüzde 9,3 büyüyeceğini tahmin ederken, işe alacakları kişilerin yüzde 12'sinin ilk kez çalışma hayatına giren genç bireyler olacağını öngörüyorlar. Hindistan (yüzde 14,5) ve Brezilyalı (yüzde 19) girişimciler işgücünde büyüme anlamında en yüksek beklentiye sahip ülkeler olurken, Çinli girişimcilerin tahmini yüzde 8,5 ile ortalamanın altında kalıyor. Birleşik Krallık'taki girişimcilerin istihdamda yaşanacak artışa ilişkin beklentisi yüzde 10,5 iken, Fransa'da yüzde 10, ABD'de yüzde 10, Avustralya'da yüzde 9, Kanada'da yüzde 7 ve Almanya'da yüzde 3 seviyesinde olduğu görülüyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi (yüzde 5), Japonya (yüzde 3) ve Sahraaltı Afrika'daki (yüzde 1) girişimcilerin ise önümüzdeki yıl için işgücünde artış öngörülerinin görece düşük olduğu görülüyor. “GENEL İŞLER” İŞKOLUNUN EN BÜYÜK SENDİKASIYIZ TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SENDİKASI OLMAYA DOĞRU İLERLİYORUZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 30 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2016 yılı İkinci Dönemine İlişkin Sendikal İstatistiklere göre, Sendikamız HİZMET-İŞ’in üye sayısı 164 bin 259 olarak belirlendi. Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in üye sayısı ise Kıbrıs Kamu-Sen'in üye sayısı da (2.600) eklendiğinde, 450 bin 530 olarak tespit edildi. Sendikamızla birlikte istikrarlı bir şekilde büyümesini devam ettiren Konfederasyonumuz HAK-İŞ de, Türkiye’nin en büyük konfederasyonlarından biri olmayı sürdürüyor. 20 No.lu Genel İşler İşkolunun en büyük Sendikası olan HİZMET-İŞ, liderliğini son istatistikle de sürdürdü. Sözkonusu istatistiklere göre, Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı işçi sayısı 13 milyon 38 bin 351, sendikalı işçi sayısı ise 1 milyon 499 bin 870 oldu. Sendikalaşma oranı ise yüzde 11.50 olarak belirlendi. Toplam 172 sendika içerisinde en büyük 2. Sendika konumunda olan Sendikamız HİZMET-İŞ, en büyük 1. Sendika olmaya doğru ilerliyor. YILLARA GÖRE SENDİKAMIZ ÜYE SAYISINDAKİ DEĞİŞİM DÖNEMİ 2009/I 2009/II 2013/I 2013/2 2014/1 2014/2 2015/1 2015/2 2016/1 2016/2 HİZMET-İŞ 126.107 130.942 51.079 53.145 57.900 83.076 101.378 139.553 162.150 164.259 GENEL-İŞ 81.394 83.976 41.466 43.652 44.617 45.810 53.756 63.154 65.247 63.790 BELEDİYE-İŞ 205.244 205.666 41.314 42.434 43.039 45.775 44.945 52.692 53.716 53.373 SENDİKAMIZ HİZMET-İŞ'İN ÜYE SAYISINDAKİ DEĞİŞİM DÖNEMİ : 2008 /2 - 2016 / 2 GENEL İŞLER İŞKOLUNDA FAALİYET GÖSTEREN ÜÇ BÜYÜK SENDİKANIN ÜYE SAYILARINDAKİ DEĞİŞİM DÖNEMİ : 2009/I - 2016/2 YILLARA GÖRE SENDİKAMIZ ÜYE SAYISINDAKİ DEĞİŞİM 2008/2 2009/1 2009/2 2013/1 2013/2 2014/1 2014/2 2015/1 2015/2 2016/1 2016/2 123.665 126.107 130.942 51.079 53.145 57.900 83.076 101.378 139.553 162.150 164.259 Hizmet-İş Sendikası | 49 TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER SENDİKAMIZ GENÇ MAKİNA BAKIMCILARI YETİŞTİRİYOR Genel Başkanımız Mahmut Arslan Kayseri’de, Sendikamızın gerçekleştirdiği Avrupa Birliği projesi olan ‘Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç Makine Bakımcılar Yetiştirme Projesi’nin açılış ve tanıtım toplantısına katıldı. Radisson Bule Otelde gerçekleştirilen toplantıya Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Karaderili, Genel Başkan Yardımcısı Adnan Kıyak, İŞKUR Kayseri İl Mü- dür Yardımcısı Bekir Güngör, Seyyid Burhaneddin Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi müdürü ve öğretmenleri ve Hak-İş’e bağlı sendikaların şube başkanları ile sendika üyeleri katıldı. Toplantının açılışında konuşan Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı ve Hizmet-İş Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, konuşmasında Sendikal mücadelenin yalnızca toplu iş sözleşmesi yapmaktan ibaret olmadığını, topluma faydalı olması gereken sendikaların, eğitim konusunda da önemli bir mücadele alanı olduğunu ifade etti. Türkiye’de, imam hatip okullarında yapılan değişikliklerle birlikte, meslek liselerinin de önünün kesildiğini belirten Arslan, vasıflı ara eleman ihtiyacının, tüm sektörlerde giderek daha ciddi bir sorun oluşturduğunu vurguladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Hak-İş Konfederasyonu Kayseri İl Temsilcisi ve Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik de katılımcılara proje hakkında bilgiler verdi. Programda Proje Koordinatörü Fatih Mehmet Bakırtaş ise ‘Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç Makine Bakımcılar Yetiştirme Projesi’ ile 80 gence makine bakımcısı eğitimi vereceklerini söyleyerek, projenin 12 ay devam edeceğini ve bedelinin 343 bin Euro olduğunu belirttikten sonra proje ile ilgili sunumunu gerçekleştirdi. KAYSERİ ŞUBEMİZİN YENİ HİZMET BİNASI TÖRENLE AÇILDI kanı Eyüp Karaderili, Ak Parti Kayseri Milletvekili Hülya Nergiz, Kayseri İl Müftüsü Şahin Güven, Kayseri Baro Başkanı Fevzi Konaç, Hak-İş Konfederasyonuna bağlı sendikaların şube başkanları ve sendika üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı. Hak-İş Kayseri İl Temsilciliği ve Kayseri Şube Başkanlığımız ile Öz Ağaç İş Sendikası Kayseri Şube hizmet bürolarının açılışı görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Kazak sanatçı Arslanbek Sultanbekov ve Mehteran konseri ile şölen havasında başlayan törene Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı ve Hizmet-İş Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcısımız Halil Özdemir, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Baş- 50 | Hizmet-İş Sendikası Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı konuşmada, şubelerin hayırlı olması dileğinde bulunarak, “Bugün Konfederasyonumuza bağlı Hizmet-İş Sendikası Kayseri Şubemizin ve Öz Ağaç İş Sendikası Kayseri Şubesi’nin hizmet bürolarının açılışını gerçekleştiriyoruz. Diğer sendikalarımızın da kendilerine ait hizmet bürolarına inşallah bir an önce kavuşmasını diliyorum. Buralarda güzel hizmetlere inşallah hep birlikte imza atacağız” şeklinde konuştu. Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir ile Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik de yeni hizmet bürosunun vatanımıza, milletimize ve tüm üyelerimize hayırlar getirmesini dilediler. KOMİTELERİMİZİN DANIŞMA KURULU TOPLANTISI YAPILDI Komitelerimizin Danışma Kurulu Toplantısı Genel Başkanımız Mahmut Arslan başkanlığında gerçekleştirildi. Arslan, Danışma Kurulu Toplantısında Kadın, Engelliler ve Kültür-Sanat Komitelerimizin eski başkanlarıyla bir araya geldi. Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız, Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz, Genel Denetim Kurulu Sekreteri ve Genel Merkez Kadın Komite Başkan Yardımcısı Esma Hatun Taşpınar ve Genel Başkan Danışmanımız Gizem Yaşar Tutar’ın da katıldığı toplantıya Genel Merkez Kadın Komitemiz Başkanı Hamide Yusra Erilli Kurumlu, Genel Merkez Engelliler Komitemiz Başkanı Hanifi Karadağ, Genel Merkez Kültür-Sanat Komitemiz Başkanı Fatih Mehmet Bakırtaş ve daha önce görev yapmış komite eski başkanları katıldı. Toplantıda konuşan Genel Başkanımız Mahmut Arslan, komitelerimizde daha önce görev alan üyelere başarılı çalışmaları ve sağladıkları katkılardan dolayı teşekkür etti. mıza komitelerimizde görev yapmış olan diğer arkadaşlarımızı da katmak istiyoruz. Çünkü bu teşkilatı büyütmemiz için daha derli toplu, daha disiplinli çalışmamız gerekiyor. Her biriniz kendini bir dava insanı olarak görmelidir. Biz mazeret değil, samimiyet istiyoruz. Bu açıdan daha önce komitelerimizde görev yapmış olan siz arkadaşlarımızın Sendikamızı terk etmemesi bizim için önemlidir. Şu an burada olmanız takdir edilecek bir davranıştır. İlkelerimiz çerçevesinde daha güçlü ve daha geniş birlikteliklere sahip olmak dileğiyle, hepinizi kutluyorum” diye konuştu. Toplantıda ayrıca Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız, Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz ve komitelerimizin başkanları da söz alarak duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Toplantı sonunda, komitelerimizde görevi sona eren başkan ve yardımcılarına teşekkür plaketi takdim edildi. Bir görevin sona ermesinin sendikal mücadelenin sona ermesi demek olmadığını belirten Arslan, komitelerimizin eski başkan ve yardımcılarından mücadelelerini devam ettirmelerini ve gönüllü katılım sağlamalarını istedi. Komitelerimizin Danışma Kurulu Toplantısını daha geniş katılımlarla rutin olarak gerçekleştirmek istediklerine işaret eden Arslan, “Komitelerimizde görev alan her arkadaşımız teşkilatımızın bir tuğlasıdır. Bu yüzdendir ki, bundan sonraki toplantıları- Hizmet-İş Sendikası | 51 TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER ARSLAN, ÖĞRENCİ GENÇLERLE BİR ARAYA GELDİ Sendikaların gençlere, gençlerin de sendikalara ihtiyaç duyduklarını belirten Arslan, “HAK-İŞ ve ÇEKAD (Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler Araştırma Topluluğu) arasında bir anlaşma imzaladık. Buna göre, öğrencilere belirli dönemlerde staj imkanı veriyoruz, bu arkadaşlarımızdan bazılarını işe alıyoruz” dedi. Sendika olarak gençlere ‘nasıl katkı verebiliriz?’, ‘onlarla birlikte neler yapabiliriz?’ sorularının cevabını aradıklarını ifade eden Arslan, gençleri HAK-İŞ ve Hizmet-İş’in yayın organlarında yazı yazmaya ve yürütülmekte olan kısa film yarışması vb. projeler içinde yer almaya davet etti. Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Sendikamızın eğitim yardımı yaptığı öğrenci gençlerle bir araya geldi. Genel Merkez Gençlik Komitemiz Başkanı Osman Sarı da komite olarak sendikamızın gençlere yönelik çalışmaları ve hedeflerini anlattı. Toplantıda gençler de söz alarak, yaşadıkları sorunlar ve sendikamızdan beklentilerini anlattılar. Genel Merkez Gençlik Komitemiz tarafından organize edilen “Gençlik Komitesi-Üniversiteliler Buluşması”na Genel Başkan Yardımcılarımız Mehmet Keskin ve Celal Yıldız, Genel Sekreter Ali Rıza Yılmaz, Genel Merkez Gençlik Komitemiz Başkanı Osman Sarı, Genel Merkez Kültür-Sanat Komitemiz Başkanı Fatih Mehmet Bakırtaş ve sendikamızdan eğitim yardımı alan üniversiteli öğrenciler katıldı. Programda konuşan HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, gençlere sendikanın kapısını açtıklarını ve onlarla karşılıklı faydayı içeren projeler üretmek istediklerini söyledi. GENEL BAŞKANIMIZ ARSLAN, ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU Genel Başkanımız Mahmut Arslan, toplantıya katılan tüm öğrencilere teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Dünya Etkileşim İnsiyatifi Derneği’ni tanımaktan memnun olduğunu ve iyi ki bu programı düzenlediklerini söyledi. Genel Başkanımız Mahmut Arslan, ülkemizde eğitim gören Uluslararası öğrencilerle buluştu. Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Merkez Kültür Sanat ve Gençlik Komitelerimizin organizasyonunda, Dünya Etkileşim İnsiyatifi Derneği üyesi olan Türkiye’de eğitim gören Uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. 52 | Hizmet-İş Sendikası İSPARK’TA ÇALIŞAN ÜYEMİZ GÖREVİ BAŞINDA şehİT EDİLDİ İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İspark A.Ş.’nin otoparkında çalışan üyemiz Necmettin Yanık (45), görevi başında öldürüldü. Üyemiz Necmettin Yanık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İspark A.Ş.’nin Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi’ndeki otoparkında ücret tahsil etmekle görevliydi. Yanık, oto hırsızlığı ve yankesicilik gibi suçlardan sabıkalı kişilerin tabancayla ateş etmesi sonucu hayatını kaybetti. Üyemiz Yanık’a yönelik alçakça saldırı protesto edildi Üyemiz Necmettin Yanık’a yönelik alçakça saldırı Sendikamız tarafından protesto edilerek lanetlendi. Yüzlerce üyemizin katılımıyla önce Taksim İstiklal Caddesi’nde Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması yapıldı, daha sonra olay yeri otoparka karanfil bırakıldı. Necmettin Yanık’ın, alınteriyle emek verdiği işyerinde uğradığı bu vahşi saldırıyı lanetliyor, olaydan sonra kaçan katilin bir an önce bulunarak adalete teslim edilmesini istiyoruz” dedi. İstanbul 8 No’lu Şube Başkanımız Taner Duran, basın açıklamasında, “Tek amacı ailesine ekmek götürmek olan arkadaşımız Alçakça saldırı sonucu hayatını kaybeden üyemiz Yanık’a Allah’tan rahmet diliyor, mesai arkadaşları ve ailesine sabırlar diliyoruz. ÖZEL SÖZLEŞMELİ PERSONEL YASASI PROTESTOSU EDİLDİ 6552 sayılı kanunla işçilere verilen hakların, yeni yasayla çalışanların elinden geri alınacağını belirten İlhan, “Yapılmak istenen düzenleme mevcut çalışan arkadaşlarımızın örgütlenme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir” dedi. İlhan, tasarının bu haliyle Meclis'te görüşülmesinin sağlıklı olmayacağını dile getirerek, “En kısa zamanda tasarıda değişiklikler yapılmasını, özlük haklarının verilmesini, iş güvencesinin getirilmesini ve hayati önem taşıyan toplu sözleşme hakkının devam etmesini istiyoruz” dedi. Bildirinin ardından bir süre slogan atan üyelerimiz, daha sonra olaysız biçimde dağıldı. İstanbul Şubelerimiz, kamuda çalışan taşeron emekçilerine Özel Sözleşmeli Personel statüsünü öngören tasarıyı protesto etti. Aksaray Metro İstasyonu önünde toplanan İstanbul Şubelerimizin başkanları ve üyelerimiz Özel Sözleşmeli Personel statüsünü öngören tasarıyı, açtıkları pankart ve sloganlarla protesto ettiler. Protesto eyleminde bir de basın bildirisi okundu. Bildiriyi okuyan İETT 2 No’lu Şube Başkanımız Orhan İlhan, taşeron işçilerden, özel sözleşmeli personel statüsüne geçebilmeleri için mevcut kıdem tazminatı ve işçilik haklarından vazgeçmelerinin istendiğini söyledi. Hizmet-İş Sendikası | 53 TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER ERGANİ DEVLET HASTANESİNDE İŞTEN ÇIKARILAN 14 ÜYEMİZ AÇLIK GREVİ YAPTI Diyarbakır’ın Ergani ilçe Devlet Hastanesi’nde taşeron firma bünyesinde çalışan ve işten çıkarılan temizlik işçisi 14 üyemiz açlık grevine başladı. Üyelerimizin açlık grevi, geri dönüşleri sağlanıncaya devam edecek. yeni işçi alımı yapılmıştır. Hizmet-İş Sendikası olarak her türlü mücadele yollarını deneyeceğiz. Eylemimizi 14 arkadaşımız işlerine iade edilene kadar sürdürmekte kararlıyız.” Üyelerimizin işten çıkarılması ve sonrasında başlatılan açlık greviyle ilgili bir basın açıklaması yapan Teşkilatlanma Uzmanımız Zekin Özen, taşeron şirket bünyesinde çalışan 14 üyemizin hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldıklarını ve açlık grevinin üyelerimizin işe iadesi için her türlü girişimde bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti: “Hastane yöneticileri ile yaptığımız görüşmelerde işçi çıkışlarına kesin olarak onay vermediklerini ve şirketin tutumunu tasvip etmediklerini ifade etmişlerdir. Ancak buna rağmen şirket tutumundan vazgeçmemiştir. Kamu Hastaneler Kurumu’nun 04.01.2016 tarihli ve 2 sayılı genel yazı ve 949 sayılı Kurum Başkanlığı yazısında açık ve net bir şekilde ‘ikinci bir talimata kadar hizmet alımı kapsamında; işten çıkarılan personelin yerine hiçbir şekilde yeni işçi alımı yapılmayacaktır’ denmesine rağmen, işçi çıkarılmış BALIKESİR VE İLÇE BELEDİYE İŞÇİLERİ “HİZMET-İŞ”TE Sendikamızı tercih etmelerinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Özdemir, “Hizmet-İş’in sendikal mücadelede sizlere sunmuş olduğu sendikal anlayışa güvenerek bizimle beraber oldunuz. Sizlere kararınız ve kararlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum, tekrar hoş geldiniz” dedi. Balıkesir Büyükşehir, Karasi, Altıeylül ve diğer ilçe belediyelerinde çalışan işçiler, Sendikamızın düzenlediği Bilgilendirme ve Tanışma Toplantısında bir araya geldi. Toplantıya 400’ü aşkın işçi katıldı. Balıkesir Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışan işçilerin Sendikamız Hizmet-İş’e üye olmaları nedeniyle düzenlenen toplantıya, Genel Başkan Yardımcımız Halil 54 | Hizmet-İş Sendikası Özdemir, Genel Sekreter Yardımcımız Zahit Kılıç, Balıkesir İl Başkanımız Savaş Dal ve il yöneticilerimiz, Bursa Şube Başkanımız Mehmet Keskin ile işçiler katıldı. Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir, Bilgilendirme ve Tanışma Toplantısında sendikamıza katılan işçilere hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışan işçilerin Gerçekleştirilmekte olan toplantının ilk olmadığını, son da olmayacağını ifade eden Özdemir, “Bugün gelecek için çok şey vadeden bir birlikteliğin temelini atmak için geldik. Bu birlikteliğin elbette öncesi var, ama bunu bir başlangıç olarak kabul ediyoruz ve bundan sonra daha sık beraber olacağız” diye konuştu. Genel Başkan Yardımcımız Özdemir, konuşmasında sendikamızın temel sendikal yaklaşımları hakkında da bilgi verdi. “YASLIADA” TİYATRO GÖSTERİSİ DEVAM EDİYOR… demokrasiye geçiş süreciyle halkın millî iradesini temsilen iş başına getirdiği Adnan Menderes hükümetine karşı yapılan askeri darbe ve bu darbe sonrası Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’a karşı Yassıada hapishanesinde yapılan insanlık dışı muameleleri trajik biçimde ortaya koyuyor. Sendikamızın sendikal anlayışında; emek hareketinin aynı zamanda emeğin kültür-sanatla da kamuoyunda duyarlılık ve farkındalık oluşturmasına yönelik fiili uygulamaları YASLIADA oyunuyla bir kez daha ortaya konuluyor. Daha önce Tiyatro ve Sinema sanatçısı Ahmet YENİLMEZ’in SERZENİŞ ve MEHMED AKİF DÖNÜYOR isimli tiyatro eserlerini üyelerimiz ve tüm halkımızla buluşturan sendikamız bu faaliyet döneminde YASLIADA’yı gösterime soktu. Dergimizin baskıya girdiği sırada Bursa, İstanbul 5, İstanbul1, İstanbul2, Kayseri, Çorum, Ankara 2, Kırıkkale, Aksaray, Erzurum, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman, Muş, Malatya, Karaman, Denizli Şubelerimiz ve Aydın İl Başkanlığımız’da YASLIADA’nın gösterimi gerçekleştirilmişti. Ücretsiz olarak üyelerimiz, aileleri ve tüm halkımıza açık olarak sergilenen YASLIADA, yaşadığımız 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile daha bir anlamlı hale geliyor. Sendikamızın sosyal ve kültürel sorumlulukları kapsamında sürdürdüğü faaliyetleri YASLIADA tiyatro gösterisiyle devam ediyor. Şubelerimizin bulunduğu bölgelerde bir süreden beri gösterimi devam eden YASSIADA; ülkemizin Gösterim sırasında gözyaşları altında duygulu anların yaşandığı YASLIADA’nın gösteriminden önce Genel Başkan Yardımcımız Mehmet KESKİN ve gösterimin yapıldığı illerdeki Şube Başkanlarımız birer konuşma yaptılar. SENDİKAMIZ PERSONELİNE İLKYARDIM EĞİTİMİ VERİLDİ Sendikamız personeline İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu kapsamında temel ilkyardım eğitimi verildi. Ada İlkyardım Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen ilk yardım eğitim programına değişik birimlerde görevli 11 personelimiz katıldı. Eğitimlerde sendikamız çalışanlarına ilk yardım nedir? nasıl yapılır? temel yaşam desteği, şok pozisyonu, koma pozisyonu, hasta ve yaralı taşıma teknikleri uygulamalı olarak gösterildi. Eğitimlerde ayrıca yaralanmalarda ilkyardım, sıcak çarpması, yanık, kırık-çıkık ve burkulmalarda ilkyardım, zehirlenme ve hayvan ısırmalarında ilkyardım konuları da anlatıldı. İlkyardım eğitimini değerlendiren Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz, ilkyardımın hem işyerlerinde hem de iş dışında gerçekleşen kazaların acil müdahale edilerek hafif atlatılmasında önemli rol oynadığını söyledi. İlkyardım eğitimi almış ve ilkyardımcı olmaya hak kazanmış personel çalıştırmayı önemsediklerini ifade eden Yılmaz, “Her yıl onlarca çalışan kazalar sonrası yapılan yanlış ilk müdahalelerin kurbanı oluyor. Hizmet-İş olarak, bir kaza olması durumunda ilk yardımı bilinçli kişilerin yapması için personelimize ilkyardım eğitimi aldırdık” dedi. 21-22 Mart 2016 tarihleri arasında Genel Sekreterimiz Ali Rıza Yılmaz ile İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanımız Müberra Kaya’nın koordinatörlüğünde gerçekleştirilen eğitim, Sendikamız Genel Merkez Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Eğitime katılan 11 sendikamız çalışanı (Şefika Şen, Tülin Aslan, Osman Akkuş, Özgürcan Kumral, Hacer Türk Albayrak, Behçet Karabulut, Hasan Özçelik, Yusuf Balcı, Hanifi Karadağ, Levent Sever ve Emre Gökmen) eğitim sonunda yapılan sınavda başarı göstererek “İlkyardımcı” olmaya hak kazandılar. Eğitimi başarıyla tamamlayan 11 sendikamız çalışanına Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika verildi. Hizmet-İş Sendikası | 55 TEŞKİLATIMIZDAN HABERLER ÇUBUK’TA KUTLU DOĞUM ETKİNLİĞİ’NE YOĞUN KATILIM Ankara 2 No’lu Şubemiz tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Etkinliği yoğun katılımla gerçekleştirildi. Keçiören Belediyesi Konservatuarı Türk Halk Müziği Korosu ilahiler söyledi. Çubuk Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin, Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere ve üyelerimiz aileleriyle birlikte katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hayatı anlatıldı. Şef-solist Ali Toprak öncülüğünde ANKARA 2 NO’LU ŞUBEMİZDEN “HAYDİ ÇUBUK, KARDEŞLİK VAKTİ” KAMPANYASINA DESTEK Ankara 2 No’lu Şubemiz Çubuk ilçesinde Bayırbucak Türkmenleri için başlatılan “Haydi Çubuk, Kardeşlik Vakti” adlı yardım kampanyasına destek verdi. Sendikamız Ankara 2 Nolu Şube Başkanı Recep Dere, daha önce de Bayırbucak Türkmenleri için yardım kampanyası düzenlediklerini belirterek, kampanyaya Çubuk Belediyesi işçilerinin ve Çubuk’ta örgütlenmiş olduğumuz kamu kurum ve kuruluşlarındaki taşeron üyelerimizin de destek verdiğini söyledi. Hayrat Vakfı Çubuk Şubesi tarafından başlatılan kampanya kapsamında toplanacak insani yardım malzemeleri, Suriye deki Türkmen yetkililere ulaştırıldı. kayserİ’De VEFAT EDEN ÜYEMİZİN AİLESİNE SENDİKAMIZDAN ANLAMLI YARDIM Kayseri şubemizin örgütlü olduğu Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığında çalışırken talihsiz bir kaza sonucu hayatını kaybeden İlker Türkçe’nin ailesine ferdi kaza sigortasından temin edilen 25 bin TL verildi. Sendikamız tarafından yaklaşık 3 yıldır tüm üyelerimize sosyal proje kapsamında ferdi kaza sigortası yaptırıldığını söyleyen Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “19 Ocak 2016 tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden İlker Türkçe’nin ailesine girişimlerimiz sonucu sigortadan aldığımız 25 Bin Türk Lirası verilmiştir. Vermiş olduğumuz bu paralar ailelerin acılarını azaltmayacaktır. Fakat geri de bırakmış olduğu ve bizim emanet olarak gördüğümüz ailesinin ve yakınlarının az da olsa bir ihtiyacını karşılayacaktır.” dedi. 56 | Hizmet-İş Sendikası MANİSA’DA VEFAT EDEN ÜYEMİZİN AİLESİNE KAZA SİGORTASI ÇEKİ TAKDİM EDİLDİ Manisa'da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden üyemiz Ersan Köseoğlu’nun eşi Aysun Köseoğlu’na Ferdi Kaza Sigortası’ndan ödeme yapıldı. Kurucu ve Onursal Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Manisa Şube Başkanımız Turan Karafil, Ak Parti İl Başkan Yardımcıları Mehmet Emin Çipiloğlu ve Necmi Çiçek, İzmir il Başkan Yardımcımız Gültekin Şimşek geçtiğimiz aylarda trafik kazası sonucu hayatını kaybeden üyemiz Ersan Köseoğlu’nun eşi Aysun Köseoğlu’na baş sağlığı ziyaretinde bulundular. Üyemiz Köseoğlu’nun eşi Aysun Köseoğlu’na Ferdi Kaza Sigortası Çekini takdim ettiler. ANKARA 4 NO’LU ŞUBE ENGELLİler KOMİTEmİzden AĞAÇ DİKİMİ Ankara 4 No’lu Şube Engelliler Komitesi Şehitlerimiz anısına Ağaç Dikme programı düzenledi. Ankara 4 No’lu Şube Engelliler Komitemiz Şehitlerimiz anısına Mamak Üreğil Kent Ormanı mevkiine ağaç dikim gerçekleştirdi. Ağaç dikme törenine Engelliler komitemizin üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Fidan dikimi, tarihimiz boyunca bu topraklar için toprağa düşen şehitlerimiz, günümüzde de Güneydoğumuzda devam eden teröre karşı verdikleri mücadelede hayatlarının baharında şehit düşen asker, emniyet mensubu ve vatandaşlarımız için yapıldı. ÇALIŞMA HAYATINDA ENGELLİLER ÇALIŞTAYI’NA KATILDIK TEKERLEKLİ SANDALYE Genel Merkez Engelliler Komitemiz, Memur-Sen Engelliler Komisyonu tarafından düzenlenen “Çalışma Hayatında Engelliler ve Yeni Anayasa Çalıştayı”na katıldı. Genel Merkez Engelliler Komitemiz, Altındağ Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde şoför olarak görev yapan üyemiz Erol Görgüç’ü ziyaret etti. Çalıştayın ikinci gününde hazırlanan bildiri basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaşıldı. HEDİYE ETTİK ŞEHİTLER ANISINA KAN BAĞIŞI HAK-İŞ Engelliler Komitesi, Sendikamız Engelliler Komitesi ve Ankara 2 No’lu Şubemiz tarafından kan bağışı yapıldı. Kampanyaya genel yönetim kurulu üyelerimiz de katıldı. Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere’nin de bulunduğu ziyarette, üyemiz Görgüç’e tekerlekli sandalye hediye edildi. Hizmet-İş Sendikası | 57 EKONOMİK VE SOSYAL GÖSTERGELER 2002: 68.309 2003: 76.338 2004: 83.486 2005: 90.500 2006: 96.738 2007: 101.208 2008: 102.164 2009: 97.144 2010: 105.886 2011: 114.874 2012: 117,625 2013: 122,476 2014: 126.070 2015: 131.289 2016/I: 31.679 2001: %-5,7 2002: %6,2 2003 : %5,3 2004 : %9,4 2005 : %8,4 2006: %6,9 2007: %4,7 2008: % 0,9 2009: %-4,7 2010: % 9,2 2011: % 8,8 2012: % 2,2 2013: % 4,2 2014: % 2,9 2015: % 4.0 2016/I: % 4,8 2002: 2,598 2003: 3,383 2004: 4,172 2005: 5,008 2006: 5,477 2007: 9,344 2008: 10,436 2009: 8.578 2010: 10.067 2011: 10.444 2012: 10.459 2013: 10.822 2014: 10.395 2015: 9.261 2002: 149,8 = 91,4 2003: 194,3 =139,3 2004: 224,5 =167,3 2005: 244,8 =182,4 2006: 251,5 =178,9 2007: 255,3 = 219,2 2008: 274,8 = 181,7 2009: 330,0 = 219,2 2010: 352,8 = 228,2 2011: 368,8=195,2 2012: 386,5=216,8 2013: 403,0=188,8 2014::414,6= 178,8 2015: 440,1=151.4 2016/Mayıs :452,3=153,0 5. Brüt Dış Borç Stoku (Milyar USD) 2002: 130,2 2003: 145,4 2004: 161,8 2005: 170,6 2006: 207,4 2007: 247,2 2008: 278,1 2009: 268,3 2010: 289,4 2011:306,6 2012: 339,0 2013: 389,2 2014: 402,4 2015: 397,8 2016/I: 411,5 6. Top. Borç Stoku (Milyar USD) 2016/I: 564,5 7. Kişi Başına Borç Stoku (USD) 2016/I: 7.173 8. Kamu Net Borç Stoku/GSYH 2002: %61,5 2003: %55,2 2004: %49,1 2005: %41,7 2006: %34,2 2007 : %29,5 2008: %28,2 2009: %32,5 2010: %28,9 2011: % 22,4 2012: % 17,0 2013: % 12,7 2014: % 10,7 2015: % 8,3 2016/I: % 8,1 2002 : - 1,5 2003 : - 6,8 2004 : - 15,6 2005 : - 23,1 2006: -31,7 2007 : -38,0 2008 : - 41,4 2009: -13,8 2010: -47,1 2011: -77,1 2012: -48,9 2013: -65,4 2014: -45,8 2015: -32,2 2016: Ocak-May: -13,7 2001 : % 8,4 2002 : % 10,3 2003 : % 10,5 2004 : %10,3 2005 : % 10,3 2006 : % 9,9 2007: % 10,3 2008: % 11,0 2009: % 14,0 2010: % 11,9 2011: % 9,8 2012: % 9.2 2013: % 10,0 2014: %9.9 2015: % 10,3 2016/Nisan: % 9,3 2004 : -30,3 katrilyon 2005: - 9,7 katrilyon 2006: -3,9 milyar YTL 2007 : -13,8 milyar YTL 2008: -17,1 milyar YTL 2009: -52,2 milyar TL 2010 : -40,2 milyon TL 2011: -17,4 milyon TL 2012: -28,8 milyon TL 2013: - 18,4 milyon TL 2014: -22,7 milyon TL 2015: -22,6 milyon TL 2016/Mayıs: +1.1 milyon TL 2004: 56,5 katrilyon, 2005: 45,7 katrilyon 2006: 45,9 milyar YTL 2007: 48,7 milyar YTL 2008: 50,661 milyon TL 2009: -52,2 milyar TL 2010: -48,3 milyar TL 2011: -42,2 milyar TL 2012: - 48,4 milyar TL. 2013: - 49,9 milyar TL. 2014: -49,9 milyar TL. 2015: -53.0 milyar TL. 2016/Haziran: -26,4 milyar TL. 1. Milli Gelir (GSYH) (Sabit Fiyatlarla-Milyon TL) 2. GSYH Gelişme Hızı (Sabit Fiyatlarla) 3. Kişi Başına Milli Gelir (KBMG-Cari Fiyatlarla-USD) 4. Toplam İç Borç Stoku (Milyar TL & Milyar USD=TL) 9. Cari İşlemler Dengesi (Milyar USD) 10. İşsizlik Oranı 11. Bütçe Dengesi 12. Bütçe Faiz Harcamaları 13. Enflasyon (2016 Haziran) Tüfe 14. Bld. Hazine’ye Borçları (2016 Haziran) 12,2 milyar TL 15. Asgari Ücret 16. Kıdem Tazminatı Tavanı Aylık Yıllık 0,47 7,64 (1.1.2016-31.12.2016) Brüt: 1.647,- TL Net: 1.300,- TL 4.297,21,-TL (1.7.2016-31.12.2016) Klasik KUTADGU Bilig’den... Bin yıl önce yazılmış klasik öğüt kitaplarımızın en önemlileri arasında bulunan ve 1069 yılında Kaşgar’da Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig isimli kitap, insan hayatının her ânına, insan ilişkilerine, yönetime, vs. dair ilke haline gelmiş önemli metinleri ihtiva etmektedir. Söz konusu kitabın “Zamanenin bozukluğunu ve dostların cefasını söyler” isimli bölümünden kısa bir kesit sunuyoruz. • Kalkayım, gideyim, dünyayı gezeyim; dünyada acaba vefalı kimse var mı arayayım. • İnsan nadir oldu, onu nerede aramalı; aramakla bulunacaksa, bir arayıp bakayım. • Bütün arzularımı buldum, fakat bir insan bulamadım. • Vefa kıtlaştı, dünya cefa ile doldu; vefa acaba kimde vardır. • İnsanın ismi kaldı, insanlık kayboldu; bu insanlık nereye gitti. • Aradım, dünyada candan bağlı bir insan yoktur; vefasız kimselere nasıl gönül bağlayayım. • Kime gönül vermeli, derdi kime açmalı. • Dostlarımdan sadakat bulamadım, kardeşim bile bana yabancı gibi duruyor. • Bu insan kılığında dolaşanların hepsi insan ise, evvelkiler melek mi idiler? Kareler Tarihimizden 1991 Hüseyin TANRIVERDİ Hizmet-İş Sendikası Kurucu ve Onursal Genel Başkanı BİR MİLLETİN YENİDEN DİRİLİŞİ Darbenin anatomisini burada yapacak değilim. Zaten medyada yıllarca konuşulacak, tartışılacaktır. Darbe günü yaşananlara ilişkin binlerce görüntü çıktı, daha da çıkacaktır. Ancak darbe gecesi ve sonrasında tankların önüne çıkanların, mitralyözlere, şarapnel parçalarına, ağır ateşli silahlara, savaş uçaklarının bombalarına rağmen VATANIM, ÜLKEM, GELECEĞİM, İRADEM diyerek karşı koyanlara ne kadar minnet duysak azdır. Onlar sadece bir namus, onur ve şeref mücadelesi vermediler. Onlar sadece devletimizi ve geleceğimizi korumadılar. Onlar yeni bir İstiklal ve İstikbal mücadelesi verdiler ve kazandılar. 1 5 Temmuz 2016 Cuma gecesi başlayan darbe girişimi başarıya ulaşamadan topyekün milletçe önlendi. Eminim darbe ile ilgili anlatılacak o kadar çok hikaye var ki… Uçakların Ankara üzerinden alçak uçuşundan sonra meydanlara akanların, TBMM bombalanırken orada olanların, herkesin tek tek anlatacağı, aktaracağı çok şey var şüphesiz. İstanbul’da boğazda köprülerin giriş ve çıkışlarının tanklar tarafından kapatılmasının ardından oralara koşanların anlatacağı çok şey var elbette. Gölbaşı'nda adice, hunharca şehit edilen 47 arkadaşını kaybeden Özel Harekat mensuplarının, MİT bombalanırken, Kızılay’da, Genelkurmay’ın önünde, Türksat’ta, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde saldırıya uğrayanların, Çengelköy’de, Saraçhane’de.. ve daha burada yerini ve adını zikredemediğimiz yurdumuzun dört bir yanında darbeci güçlere karşı canlarını ortaya koyan herkesin hikayesi farklı, acı ama duygu dolu hikayeleri var. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere o gece sokaklara çıkan darbeye karşı canını ortaya koyanlardan, dualarıyla devletimizin, milletimizin yanında olan herkes birer birer kahramandır. Onlar sadece bir namus, onur ve şeref mücadelesi vermediler. Onlar sadece devletimizi ve geleceğimizi korumadılar. Onlar yeni bir İstiklal ve İstikbal mücadelesi verdiler ve kazandılar. FETÖ denen bu gözü dönmüş terör örgütünün bu kadar iğrenç ve adice, sinsice, korkakça yaklaşarak bu aziz millete ve onun temsil edildiği kurumlarına saldıracaklarını kimse tahmin edemezdi. Muhakkak ki bunlara yardım ve yataklık eden gizli mahfiller de vardır. Çünkü bu derece kendi halkına saldıran, milletini hedef alan bir girişim asla MİLLİ olamaz. Talimatları emir komuta zinciri içerisinde komutanlarından değil de PENSİLVANYA’dan alan bu kansızlar maalesef 250’den fazla vatandaşımızı, polisimizi ve güvenlik güçlerimizi şehit etmiştir. Çok sayıda yaralımız da var. Demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Silahlı ve bombalı saldırılarda yaralananlara acil şifalar niyaz ediyorum.. Millet iradesinin tecelligahı, milletimizin hakimiyetinin perçinlendiği TBMM’nin hedef alınması çok ama çok manidardır. Sayın Cumhurbaşkanının canına kast edilmesi ise darbe kurgucularının asıl hedefinin başsız, kaosa sürüklenmiş, bugünkü Suriye gibi bir Türkiye isteklerini açıkça ortaya koymaktadır. Bunu planlayanların mutlak surette dış güçlerle ortak hareket ettikleri ayan beyan ortadadır. Çok şükür ki bu adi ve iğrenç plan tutmadı. Herkesin bir hesabı var, Yüce Rabbimizinde… Tankın egzozunu üzerindeki gömleği çıkarıp tıkayarak durduranları, Kazan’da daha ürünü üzerindeyken tarlasını “uçaklar kalkmasın” diye yakan amcaları, tankın önüne korkusuzca ve iman dolu göğsüyle yatan gençleri, 3 yaşındaki oğlunu kucağına alıp o uyurken nöbet tutan bacılarımızı, bacağı, kolu kopmasına rağmen yine meydanlarda olanları unutmak mümkün mü? Unutmayacağımız o kadar çok şey var ki… Allah bu millete bir daha böyle bir acı yaşatmasın. Allah bu millete bir daha böyle bir bela vermesin. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Allah yar ve yardımcımız olsun. Hizmet-İş Sendikası | 61 ŞUBE GENEL KURULLARI ANKARA 4 NO’LU ŞUBEMİZİN 3. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI Ankara 4 No’lu Şubemizin 3. Olağan genel kurulu 23 Temmuz 2016 tarihinde Mamak Kültür Merkezi’nde yapıldı. Şube Genel Kuruluna HAK-İŞ Genel Başkanı ve HİZMET-İŞ Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kurucu ve Onursal Genel Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi, Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, Genel Başkan Yardımcılarımız Mehmet Keskin, Halil Özdemir ve Celal Yıldız, Genel Sekreter Yardımcımız Zahit Kılıç, Ak Parti Mamak İlçe Başkanı Muhammed Abdullah Özer, HAK-İŞ İl Temsilcisi Hasan Çiloğlu, Öz Sağlık-İş Genel Başkanı Devlet Sert, Öz İnşaat-İş Genel Başkanı Zekeriya Koca, Ankara 1, 2, 5, 6, 7 No’lu ve Kırıkkale Şubelerimizin başkanları, delegeler ve basın mensupları katıldı. Genel Kurulun Divan Başkanlığını Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir yaptı. sinden daha önce, bütün teşkilatları Ankara’da ve bütün Türkiye’de meydanlara çıkmaya davet ettiklerini hatırlatan Arslan, şöyle konuştu: “Arkadaşlarımızın pek çoğu bizim bu çağrımızdan önce zaten meydanlara çıkmıştı. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi tehlike henüz geçmiş değil, bu gözü dönmüş hainlere karşı nöbetimize devam edeceğiz. Bu nöbeti millet adına ülkemiz adına ve değerlerimiz adına tutmaya devam edeceğiz." dedi. Genel Kurula katılan Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, gündeme önemli değerlendirmelerde bulundu. 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan ve yaralanan sendika üyelerimizi hatırlatan Arslan, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet ve yaralılara acil şifalar diledi. Şubemizin genel kurulunun çok kritik bir dönemde gerçekleştiriliyor olmasına dikkat çeken Arslan, 15 Temmuz’da millet olarak zor bir dönem yaşadık. Darbe girişimi milletimizin iradesiyle püskürtülmüştür. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız tamam demedikçe meydanları terk etmeyeceğiz, terk etmeyiniz” dedi. Genel Kurulda Kurucu ve Onursal Genel Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi ve Genel Başkan Yardımcımız Celal Yıldız da bir konuşma yaparak, Sendikamız Hizmet-İş’in misyonu ve teşkilatımızın darbe girişimine karşı mücadelesine dikkat çektiler. HAK-İŞ olarak, darbe girişiminden haberdar olunduğu andan itibaren, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanları doldurun ifade- 62 | Hizmet-İş Sendikası Konuşmalardan sonra yapılan seçim sonucunda Şube Başkanlığına Yusuf Güler, yönetim kurulu üyeliklerine ise Arzu Tekin, Turan Öz, İlhan Ok ve Hacer Güngör seçildiler. SAMSUN ŞUBEMİZİN 1. olağan GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ Samsun Şubemizin ilk genel kurulu 24 Temmuz 2016 tarihinde İlkadım Belediyesi Yıldıray Çınar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Genel Kurula HAK-İŞ Konfederasyonumuz ve HİZMET-İŞ Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız Av. Hüseyin Öz (Genel Başkan Vekili), Halil Özdemir ve Mehmet Keskin, Amasya Şube Başkanımız İsmail Pazar, Çorum Şube Başkanımız Mustafa Köroğlu, Ordu İl Başkanımız Nevzat Acu, Eski Samsun İl Başkanlarımız, Ak Parti İl Başkan Yardımcısı Hakan Karaduman, İler Bankası Bölge Müdürü Osman Nuri Başaran, delegeler ve basın mensupları katıldı. Genel Kurulun Divan Başkanlığını Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir yaptı. Genel kurula hitaben bir konuşma yapan Özdemir, 15 Temmuz’da bulunulan darbe girişiminin başarısız olmasından dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi, HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Sendikamızın taşeron işçiliği ile ilgili mücadelesini ve bu mücadele sonunda alınan hakları anlattı Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz ise yaptığı konuşmada darbe girişimini kınayarak, halkın milli iradeye sahip çıkmasının önemine değindi. Genel Kurulda delege ve misafirlere hitaben bir konuşma yapan HAK-İŞ Konfederasyonumuz ve HİZMET-İŞ Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Arslan, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin siyasal sistemin yeniden inşa edilmesine ve sivil toplum örgütlerinin kendini yeniden üretmesine vesile olması gerektiğini söyledi. Darbe girişimine karşı koyan ilk sivil örgütün HAKİŞ ve HİZMET-İŞ Sendikası olduğunu kaydeden Arslan, “Biz 12 Eylül’ün de, 28 Şubat’ın da hem mağduru hem kahramanıyız. 12 Eylül’de yerli ve milli anlayışımızdan dolayı hedef alındık, sendikalarımızın kapısına kilit vuruldu. 28 Şubat sürecinde Refahyol Hükümetinin devrilmesine karşı koyduk. Dik duruşumuzun ağır faturasını ödedik; telefonlarla taciz edildik, ölüm tehditlerine maruz kaldık, üyelerimiz istifa ettirildi, ama demokrasi anlayışımızdan ödün vermedik” dedi. Konuşmasında taşeron emekçilerinin hala net bir çözüme kavuşturulamayan kadro sorununa da değinen Arslan, “Genelkurmay binası önünde yaralanan ve iki ayağını kaybetme tehlikesiyle karşı karıya kalan vatandaş taşeron emekçisiydi. Darbecilerin önüne kendini attı. İlla da özel sözleşmeli personel diyen maliye bakanımız umarım bunlardan ders çıkarmış olur. Taşeron emekçilerinin ülkemizden başka sevdaları yok. Onlar insanca yaşayacakları bir modelde, işçi statüsünde kadrolu olarak çalışmak istiyorlar” şeklinde konuştu. Yapılan seçim sonucunda Ziya Uzun Şube Başkanlığına, Arif Çelik ve Erol Koçhan ise şube yönetim kurulu üyeliklerine seçildiler. Hizmet-İş Sendikası | 63 toplu iş sözleşmeleri HABERLER ARSLAN, KÜTAHYA’DA TİS TÖRENİNE KATILDI Genel Başkanı Mahmut Arslan ile Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu tarafından imzalandı. Ege Bölge Başkanı Ahmet Özen’in de hazır bulunduğu törene belediye birim amirleri, işyeri sendika temsilcilerimiz ve bini aşkın üyemiz katıldı. Konuşmalardan sonra imza törenine geçildi. 1 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi ile üyelerimizin ücretlerinde ortalama yüzde 8 ila 9 arasında artış sağlandı. Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 26 Temmuz 2016 tarihinde Hizmet-İş Sendikamız ile Kütahya Belediyesi arasında gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesi imza törenine katıldı. HAK-İŞ/Hizmet-İş Sendikamız ile Kütahya Belediyesi arasında Toplu İş Sözleşmesi HAK-İŞ Genel Başkanı ve Hizmet-İş Sendikamız GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GAZİBEL A.Ş.’DE TOPLU SÖZLEŞME kemizin, coğrafyamızda yaşanan hegemonyal mücadelelerden fazlasıyla etkilendiğini belirtti. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’de yaptığı konuşmada Gazibel A.Ş.’de çalışan Hizmet-İş üyesi çalışanların çalışmalarından memnuniyet duyduğunu belirterek sözleşmenin bütün çalışanlara hayırlı olması temennisinde bulundu. Gaziantep Şube Başkanımız Mehmet Geçer de törenin açılışında yaptığı konuşmada sözleşmenin başarılı bir sözleşme olduğunu belirterek, hayırlı olması temennisinde bulundu. 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin ücretlerinde her iki yıl için de yüzde 8’er oranda artış sağlandı. Sendikamız ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Gazibel A.Ş. arasındaki toplu iş sözleşmesi Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz ile Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in katılımlarıyla imzalandı. Toplu iş sözleşmesi imza törenine Öz ve Şahin’in yanı sıra, belediye başkan yardımcıları, Gaziantep Şube Başkanımız Mehmet Geçer, Gazibel A.Ş. Genel Müdürü, belediye birim amirleri ve üyelerimiz katıldı. İmza töreninde konuşan Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, ül- 64 | Hizmet-İş Sendikası SİVAS BELEDİYESİ’NDE TOPLU SÖZLEŞME Sivas Şubemiz ile Sivas Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Sivas Belediye Başkanımız Sami Aydın ve sözleşme komisyonu tarafından imza altına alındı. 2 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine ve tüm sosyal yardımlarına sözleşmenin ilk yılının ilk altı ayında % 6, ikinci altı ayında % 6; 2. yılın ilk altı ayında % 6, ikinci altı ayında %6 oranında ücret zammı yapıldı. RİZE BELEDİYESİ’NDE TOPLU SÖZLEŞME Sendikamız ile Rize Belediyesi arasında yürütülen toplu iş görüşmeleri anlaşmayla sonuçlanarak, Rize Şube Başkanımız Mehmet Alaca ile Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap tarafından imza altına alındı. 2 yıl süreli toplu iş sözleşmesine göre üyelerimizin ücretlerinde %21 ila %42 arasında artış sağlandı. Ayrıca dış birimlerde çalışan işçilere aylık bir yevmiye zam yapıldı. Sosyal haklarda ise %10 ila %30 arasında zamlar yapıldı. İmza töreninde konuşan Rize Şube Başkanımız Mehmet Alaca, "Güzel bir sözleşme oldu. Ücret zammına ve sosyal haklardaki artışlara ilaveten "Eşit işe eşit ücret" ilkemiz gereği düşük ücretle çalışan üyelerimize 12 TL ilave zam aldık. Tüm üyelerimize hayırlı olsun" dedi. Rize Belediye Başkanı Prof. Dr. Reşat Kasap da, "İşçilerimize güzel oranlarda zamlar verdik. Umarım işçilerimizdeki bu memnuniyet hizmet olarak halkımıza yansır. Hayırlı olmasını diliyorum" dedi. SAKARYA/ARİFİYE BELEDİYESİ NEVŞEHİR/KOZAKLI BELEDİYESİ Sendikamız ile Arifiye Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi Sakarya Şube Başkanımız Mesut Gökdemir ile Arifiye Belediye Başkanı İsmail Karakullukçu tarafından imzalandı. Toplu sözleşmeye göre; Arifiye Belediyesinde çalışan 38 üyemiz için 2016 yılının ilk altı ayı için %8, ikinci altı ayı için %7’lik bir artış sağlandı. 2017 yılı için ise enflasyon +1 puanlık bir artış söz konusu olacak. Kayseri Şubemiz ile Kozaklı Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak imza altına alındı. Kozaklı Belediyesinde gerçekleştirilen törene Kayseri Şube Başkanı Serhat Çelik, Belediye Başkanı Celalettin Güven ve üyelerimiz katıldı. 2 yıl süreli olarak imzalanan sözleşme ile üyelerimizin ücret ve sosyal haklarına %11 oranında zam yapıldı. KARAPINAR BELEDİYESİ Sendikamız ile Konya/Karapınar Belediyesi arasında devam eden toplu iş sözleşmesi Konya Şube Başkanı Vacit Sır ile Karapınar Belediye Başkanı Mehmet Yaka tarafından imzalandı. 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin yevmiyelerine seyyanen 15 TL ilave edilerek, sosyal yardımlarla birlikte %16 artış yapıldı. 2. altı ay ise ücret ve maaşa giren kalemlere %6 oranında zam uygulanacak. 2. yıl ise devlet memurlarına gelen zamların enflasyon farkıyla birlikte aynen uygulanacak. Hizmet-İş Sendikası | 65 TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ BURSA OSMANGAZİ, YILDIRIM VE GÜRSU BELEDİYELERİNDE TOPLU SÖZLEŞME runarak geliştirilmesi noktasında hassas davrandıklarını belirterek, sözleşmeyle sağlanan artışların hayırlı olması temennisinde bulundular. Osmangazi Belediyesi ile 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyemiz işçilerin mevcut yevmiyelerine altı aylık dilimler halinde seyyanen 4 TL, sosyal haklara da yüzde 20 ile yüzde 100 arasında değişen oranlarda artış yapıldı. Sendikamız ile Bursa’ya bağlı Yıldırım, Osmangazi ve Gürsu belediyeler arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Toplu iş sözleşmesi imza törenlerinde konuşan Genel Başkan Vekilimiz Av. Hüseyin Öz, toplu iş sözleşmelerinin üyelerimizin ve sendikamızın taleplerine yakın sonuçlarla anlaşmayla neticelendirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, sözleşmelerdeki katkılarından dolayı Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a, Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’ye, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık’a, Bursa Şube Başkanımız Mehmet Keskin’e, Şube Sekreterimiz Selim Bal’a, Şube Mali Sekreterimiz Cemil Yaşar Aydın’a, Şube Teşkilatlanma Sekreterimiz Zekeriya Matyar’a ve işyeri sendika temsilcilerimize teşekkür etti. Toplu iş sözleşmelerini başarılı olarak değerlendiren Genel Başkan Vekilimiz Öz, Yıldırım, Osmangazi ve Gürsu belediye başkanlarına çalışanların emeğine gösterdikleri saygıdan dolayı da teşekkür etti. Öz, Yıldırım, Osmangazi ve Gürsu belediyelerinin yaptığı kentsel çalışmalardan da övgüyle söz etti. Yıldırım, Osmangazi ve Gürsu belediye başkanları da çalışanlarının haklarının ko- Yıldırım Belediyesi ile 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyemiz işçilerin mevcut yevmiyelerine altı aylık dilimler halinde seyyanen 5 TL, sosyal haklara da yüzde 20 oranında artış yapıldı. Gürsu Belediyesi ile 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyemiz işçilerin mevcut yevmiyelerine birinci altı ay seyyanen 8 TL, ikinci altı ay seyyanen 6 TL, üçüncü altı seyyanen 8 TL, dördüncü altı ay seyyanen 8 TL, sosyal haklara da yüzde 20 ile yüzde 90 arasında değişen oranlarda artış yapıldı. ELAZIĞ/SİVRİCE BELEDİYESİ ELAZIĞ/KOVANCILAR BELEDİYESİ Sendikamız ile Sivrice Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi anlaşmayla sonuçlandırılarak imzalandı. Sendikamız ile Elazığ/Kovancılar Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi Elazığ Şube Başkanımız Kazım Cavlı ile Kovancılar Belediye Başkanı Hacı Akpınar tarafından imzalandı. Toplu iş sözleşmesi hakkında bilgi veren Elazığ Şube Başkanımız Kazım Cavlı, sözleşmenin 2 yıl süreli olarak imzalandığını belirterek, ilk yıl ücretlere ve sosyal haklara ortalama % 13, ikinci yıl % 7 oranında artış yapılacağını söyledi. 66 | Hizmet-İş Sendikası 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, birinci yıl ücretlere ve sosyal haklara ortalama yüzde 15; ikinci yıl için ise ücretlere ve sosyal haklara % 10 oranında ücret zammı yapılması bağıtlandı. BAYBEL AŞ’DE Başkanımız Vacit Sır ile Hüyük Belediye Başkanı Mehmet Şahin tarafından imzalandı. 2 yıl geçerli olacak toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin günlük yevmiyelerine birinci seyyanen 10 TL ilave edilecek, maaşına giren kalemlere % 10 oranında zam uygulanacak. Aile ve çocuk yardımı ücretleri devlet memurlarına ödenen ücretler net olarak ödenecek. 2. 3. Ve altı aylar ücret ve maaşa giren kalemlere %6‘şar oranda zam uygulanacak. Sendikamız ile Bayburt Belediyesinde faaliyet gösteren BAYBEL şirketi arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak imza altına alındı. ILGIN BELEDİYESİ Bir yıl süreli imzalanan toplu iş sözleşmesi ile üyelerimizin yevmiyelerinde %30 artış yapıldı. İmza töreninde bir konuşma yapan Şube Başkanımız İhsan Bülbül, “Başarılı bir sözleşme imzaladık. Gönül ister ki daha fazla ücretler olsun. Fakat bazen Belediyelerin, şirketlerin bütçesi buna izin vermiyor. İnşallah şirketimizin şartları iyi olunca çalışanlarımızın ücretlerine de yansır. Sözleşmemizden hayır görün, bereket görün. İyi günlerde harcayın ”dedi. Baybel şirketi Genel Müdürü Hatem Serkan Taner de, “Şirketimizin bütün imkânlarını kullanarak kâra zarara bakmadan en yüksek artışı yaptık. Hizmet İş Sendikasının mücadelesi bu rakamlara ulaşılmasını sağladı. Sözleşmeniz hayırlı olsun” dedi. KONYA/HÜYÜK BELEDİYESİ Göre Belediye Başkanı Mustafa Topcu da Göre Belediyesinde çalışan Hizmet-İş Sendikası üyesi işçilerin çalışmalarından memnun olduğunu söyleyerek, sözleşmenin Göre Belediyesine ve bütün çalışanlarına hayırlı olması temennisinde bulundu. Sendikamız ile Konya Ilgın Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi Konya Şube Başkanımız Vacit Sır ile Ilgın Belediye Başkanı Halil İbrahim Oral tarafından imzalandı. 2 yıl geçerli olacak toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin günlük yevmiyelerine birinci altı ay seyyanen 10 TL zam uygulanacak, sosyal yardım ücreti aylık 115,35 TL olarak kabul edildi. Bununla birlikte üyelerimizin ücretleri %10 oranında artırılmıştır. 1.07.2016-14.01.2018 tarihleri arasında 657 sayılı devlet memurlarına gelen zam yevmiyelere ve sosyal yardımlara geldiği tarihten itibaren uygulanacaktır. Şube Başkanı Vacit Sır, Ilgın Belediyemizde ikramiyelerin gününde ödendiğini ifade ederek, hayırlı olmasını diledi, Başkana teşekkür etti. GÖRE BELELEDİYESİ Sendikamız ile Göre Belediyesi arasında bir süredir yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak imza altına alındı. Sendikamız ile Konya Hüyük Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi Konya Şube Üyelerimizin ücretlerine ve sosyal haklarına bu sözleşmeyle devlet memurlarına gelen zamların aynısı uygulanacaktır. Ayrıca üyelerimizin almış oldukları günlük yevmiye de 7 TL arttırılmıştır. Göre Belediyesine ve üyelerimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Göre Belediyesi başkanlık makamında gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik “İmzaladığımız bu toplu iş sözleşme 2016 ila 2019 yılları arasında 3 yıllı kapsamaktadır. YÜREĞİR BELEDİYESİ Sendikamız ile Yüreğir Belediyesi arasında yürütülen ve 2016-2018 dönemlerini kapsayacak olan toplu iş sözleşmesi sonuçlandırılarak, Adana Şube Başkanımız Abdurrahman Yücel ile Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan tarafından imzalandı. Sözleşme ile 1. yıl için ücretlere %17, sosyal yardımlara ise %20 oranında zam yapıldı. 2. yıl için ise enflasyon oranında artış yapılması bağıtlandı. Adana Şube Başkanımız Yücel, en iyi sözleşmenin masa başında bitirilen sözleşme olduğunu belirterek ‘Amacımız üyelerimizin mağdur edilmemesidir. En önemlisi ise verilen hakların zamanında ödenmesidir” dedi. Hizmet-İş Sendikası | 67 TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ KEÇİÖREN BELEDİYESİ yıllık yüzde 4 zam yapıldığını, sosyal paketlerde artırıma gidildiğini ve işçilere unvan verildiğini hatırlatarak, “Toplu iş sözleşmesinde üyelerimizin haklarını koruyarak uygun şekilde dengeleme ve ücret zammı anlaşmamız imzalanmıştır” dedi. Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan da belediye ile Hizmet-İş Sendikası arasında 2 aylık görüşmeler sonunda 68 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesini imzaladıklarını söyledi. Sendikamız ile Keçiören Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere ile Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak tarafından imzalandı. YOZGAT/DEDEFAKILI BELEDİYESİ Sakarya Şube Başkanımız Mehmet Mesut Gökdemir, törende yaptığı konuşmada sözleşmenin her maddesinin önem arz ettiğini ancak, en önemli maddelerin ücret maddeleri olduğunu dile getirdi. Gökdemir, toplu iş sözleşmesinin her iki taraf için de hayırlı olmasını dileyerek gayreti ve çabası için Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’a ve Yerelsen yetkililerine teşekkür ederek, “Çalışan işçilerimizin refah seviyelerini ve çalışma koşullarını daha üst seviyeye getirmek için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz” şeklinde konuştu. 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin yevmiyelerinde ilk yıl için yüzde 11 artış sağlandı. İkinci yıl için ise enflasyon oranında artış yapılması bağıtlandı. Sosyal haklara ise yüzde 25 oranında artış sağlandı. ANKARA/ÇUBUK BELEDİYESİ haklara da sözleşmenin 1. yılında %10, ikinci yılında ise yine %10 artış yapılması bağıtlandı. Sendikamız ile Dedefakılı Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Yozgat Şube Başkanımız Ferman Zararsız ile Dedefakılı Belediye Başkanı Haydar Coşkun arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi 2 yıl süreli olarak imzalandı. Ücret zammı, sosyal haklar hariç birinci yıl ilk altı ay %7, ikinci altı ay %5; ikinci yıl birinci altı ay %5, ikinci altı ay %5 ücret zammı uygulanacak. Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar ise “Belediyemiz ve tüm işçilerimiz adına imzalanan sözleşmenin hayırlı olmasını diliyorum. Biz Serdivan Belediyesi olarak büyük bir aileyiz. Bu samimiyetle ve şevkle ilçemizi daha da güzelleştirmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. MUŞ/SERİNOVA BELEDİYESİ SAKARYA/SERDİVAN BELEDİYESİ Sendikamız ile Ankara/Çubuk Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere ile Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Ecehan tarafından imzalandı. Sözleşmeyle ilgili bilgi veren Ankara 2 No’lu Şube Başkanımız Recep Dere, üyelerimizin haklarını en iyi şekilde koruduklarını kaydetti. Sözleşmenin imzalanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Dere, ücretlerde 68 | Hizmet-İş Sendikası Sendikamız ile Serdivan Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Serdivan Belediyesi’nde gerçekleştirilen imza törenine Sakarya Şube Başkanımız Mehmet Mesut Gökdemir, Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Yerelsen Genel Sekreteri Av. Mümtaz Uzun, şube yönetim kurulu üyelerimiz ve işyeri sendika temsilcilerimiz katıldı. 73 üyemiz kapsayan ve 2 yıl yürürlük süresi olan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin yevmiyelerine 1. yıl 10 TL, 2. yıl 12 TL ücret zammı ilave edilirken; tüm sosyal Sendikamız ile Serinova Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Toplu iş sözleşmesi Muş Şube Başkanımız Yaşar Kalır ile Serinova Belediye Başkanı Eğnin Atılgan tarafından imzalanan 2 yıl süreli olarak imzalandı. Buna göre; üyelerimizin taban ücretleri ve sosyal aklarında 1.yıl %30, 2. yıl %10 artış sağlandı. FELAHİYE BELEDİYESİ VE BÜNYAN HALICILIK TUR. A.Ş’DE SÖZLEŞME sözleşmenin yürürlük süresinin 3 yıl olduğunu ve yürürlüğe girmesiyle birlikte ücretlerde ve sosyal haklarda yüzde 25 oranında artış olacağını söyledi. SİVAS/ZARA BELEDİYESİ Felahiye Belediye Başkanı Vural Coşkun’da işçilerinin hak ettikleri maaşı günün de verebilmeyi ilke edindiklerini söyleyerek toplu iş sözleşmesinin iki taraf içinde gayet sevindirici olduğunu belirtti ELAZIĞ/YAZIKONAK BELEDİYESİ Sendikamız ile Zara Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Zara Belediye Başkanı Sayit Ahmet Pala tarafından imza altına alındı. Sendikamız ile Felahiye Belediyesi ve Bünyan Belediyesi Halıcılık Tur. A.Ş arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak imza altına alındı. Sendikamız ile Yazıkonak Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi Elazığ Şube Başkanımız Kazım Cavlı ile Yazıkonak Belediye Başkanı Aydın Ayaz tarafından imzalandı. 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, mevcut yevmiyelerde ilk yıl %15, ikinci yıl %5 oranında artış sağlandı. Hizmet-İş Sendikası olarak her zaman hem belediye hem de işçilerin menfaatlerini eşit oranda korumaya gayret gösterdiklerini söyleyen Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik, Bünyan Belediye Başkanlığı’nda yapılan toplu iş sözleşme görüşmelerinde Belediye Başkanı Şinasi Gülcüoğlu’nun işçilerin haklarının verilmesi konusunda kendilerine yardımcı olduğu için teşekkürler etti. Bünyan Belediye Başkanı Şinasi Gülcüoğlu da yaptığı konuşmasında hiçbir ücretin alın terinin karşılığının olamayacağını ve işçilerinin yaz kış demeden Bünyan halkının hizmetinde çalıştıklarından dolayı memnun olduklarını belirterek, “ İşçilerimiz yaz demeden, kış demeden halkımızın ferahı için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Aldıkları zammı aileleri ile birlikte huzur içinde harcasınlar. Hiçbir ücret alın terinin karşılığı olamaz” dedi. Felahiye Belediyesi ile yapılan toplu iş sözleşmesi hakkında da bilgiler veren Çelik, 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine ve tüm sosyal yardımlarına 1. yıl %13; 2. yıl %10 zam yapıldı. SİVAS/HAFİK BELEDİYESİ MUŞ/BULANIK/ YONCALI BELEDİYESİ Sendikamız ile Muş/Bulanık/Yoncalı Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi imzalandı. Toplu iş sözleşmesi hakkında bilgi veren Muş Şube Başkanımız Yaşar Kalır, üyelerimizin taban ücret ve sosyal yardımlarına birinci yıl yüzde 15, ikinci yıl yüzde 20, üçüncü yıl için ise yine yüzde 20 artış sağlandığını söyledi. Sivas Şubemiz ile Sivas/Hafik Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ve Hafik Belediye Başkanı Mithat İlhan tarafından imza altına alındı. 2 yıl süreli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine ve tüm sosyal yardımlarına 1.yıl % 11; 2. yıl %11 zam yapıldı. Hizmet-İş Sendikası | 69 TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ SİVAS/SUŞEHRİ BELEDİYESİ SİVAS/DELİİLYAS BELEDİYESİ SİVAS/CEMEL BELEDİYESİ Sendikamız ile Suşehri Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Suşehri Belediye Başkanı Fazlı Yüksel tarafından imza altına alındı. Sendikamız ile Deliilyas Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Belediye Başkanı Hayati Akbulut tarafından imza altına alındı. 1 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin günlük taban ücretlerine 10 zam yapıldı. 2 yıl süre ile yapılan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin günlük ücretlerine sözleşmenin 1. yılı 8 TL; 2. yılı 8,5 TL ücret zammı yapıldı. Sendikamız ile Cemel Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ve Belediye Başkanı Hakverdi Bulut tarafından imza altına alındı. SİVAS/YILDIZELİ BELEDİYESİ Sendikamız ile Yıldızeli Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Belediye Başkanı Yılmaz Navruz tarafından imza altına alındı. 2 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine ve tüm sosyal yardımlarına 1. yıl %10; 2. yıl %8 oranında zam yapıldı. 70 | Hizmet-İş Sendikası SİVAS/GÜRÇAYIR BELEDİYESİ 2 yıl süre ile imzalanan toplu iş sözleşmesine göre; işçilerin ücretlerine ve tüm sosyal yardımlarına Sözleşmenin 1.yılı %10, 2. yılı %10 zam yapıldı. MUŞ /KARAAĞAÇLI BELEDİYESİ Sendikamız ile Gürçayır Belediyesi arasında yürütülen toplu iş sözleşme görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanarak, Sivas Şube Başkanımız Nihat Şimşek ile Gürçayır Belediye Başkanı Osman Özkan tarafından imza altına alındı. Sendikamız ile Muş/Karaağaçlı Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi Muş Şube Başkanımız Yaşar Kalır ile Karaağaçlı Belediye Başkanı Suphi Özbayrak tarafından imzalandı. 2 yıl süre ile İmzalanan toplu iş sözleşmesine göre; üyelerimizin ücretlerine ve tüm sosyal yardımlarına Sözleşmenin 1. yılı %13; 2. yılı % 3 zam yapıldı. 3 yıl süreli imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin taban ücretleri ve sosyal yardımlarına her yıl için %20 oranında artış yapılacak. KAYSERİ/KOCASİNAN BELEDİYESİ'nde toplu sözleşme Sendikamız ile Kayseri Kocasinan Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğünde hizmet alımı yoluyla taşeron şirkette çalışan üyelerimizin toplu iş sözleşmesi imzalandı. Sözleşme imza törenine Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik, Belediye yetkilileri ve çok sayıda belediye işçisi ve aileleri katıldı. haklarını kazandık. Yıllık ücretli izinlerini yasal düzeye getirdik. Mücadelemiz sonunda da toplu iş sözleşme hakkı kazandık. Hiçbir zaman kadrolu, taşeron ayırımı yapmadan üyelerimizin üniversitede okuyan çocuklarına/öğrencilerine burs verdik. 170 bin taşeron üyemizi hiçbir ücret almadan ferdi kaza sigortalı yaptık. ‘Nerede bir mazlum varsa bizlerden alacağı vardır’ diyerek yolumuza devam ettik. İnşallah bu mücadelemizin sonu hayırlı olacaktır” diye konuştu. Şube Başkanımız Serhat Çelik de toplu iş sözleşmesinde kazanılan haklarla ilgili bilgiler vererek, şunları kaydetti: “Çok şükür huzurlu bir şehirde yaşıyor, huzurlu bir belediyede çalışıyoruz. İşçisiyle memuruyla yıllarca gününde maaşlarımızı, sosyal haklarımızı aldık. Bu huzurun, bu birliğin, bu beraberliğin mimarı olan sizlere bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar ise Kocasinan Belediyesinin işçi dostu bir belediye olduğunu ve bunu da bir kez daha gösterdiklerini söyleyerek şu şekilde devam etti: “Bugün burada hayırlı bir için toplanmış bulunmaktayız. Bizlerde işçi dostu belediye olarak çalışanlarımızın haklarına biran önce kavuşmalarını sağlayarak toplu iş sözleşmesine imzamızı attık. Belediyemize ve işçi arkadaşlarımıza sözleşmemiz hayırlı uğurlu olsun” dedi. Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir, törende yaptığı konuşmada “Hizmet-İş Sendikası olarak mücadeleye başladığımız tarih itibariyle hiçbir taşeron şirketlerde çalışan arkadaşlarımızdan aidat almadık. Hiçbir karşılık beklemeden onları sendikamıza kayıt yaptık. Onlar için mücadele vererek kıdem MUŞ/DÜZKIŞLA BELEDİYESİ ÇANAKKALE/LAPSEKİ BELEDİYESİ Sendikamız ile Muş Düzkışla Belediyesi arasındaki toplu iş sözleşmesi Muş Şube Başkanımız Yaşar Kalır ile Düzkışla Belediye Başkanı Göksel Kavçan tarafından imzalandı. Sendikamız ile Çanakkale/Lapseki Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi, Çanakkale İl Başkanımız Vedat Yılmaz ile Lapseki Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz tarafından imzalandı. 3 yıl sureli olarak imzalanan toplu iş sözleşmesi gereği, üyelerimizin ücretlerinde yıllık yüzde 20 artış sağlandı. Toplu İş Sözleşmesi ile üyelerimizin maaşlarında yüzde 30 artış sağlandı. Hizmet-İş Sendikası | 71 KİTAP ahmet davutoğlu Medeniyetler Sehirler ve Ş ehir deyince medeniyeti, medeniyet deyince şehri hatırlıyoruz. Bu iki önemli kavram birbirinin ayrılmaz parçaları olarak tarih boyunca varlığını sürdüregelmiş. Çünkü, medeniyetler şehirde kurulur. Şehir de medeniyetin taşıyıcısı ve göstergesi olur. Medeniyetimizin bütün safhalarını süsleyen tarihi şehirlerimiz bugün bile tüm dünyanın hayranlıkla seyrettiği bir derinliğe ve güzelliğe sahiptir. Şehir ve Medeniyet bağlamında yazılmış yerli-te’lif kitaplarımızın sayısı yok denecek kadar azdır. Eski Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU’nun son günlerde Küre Yayınları tarafından literatürümüze kazandırdığı kitabı MEDENİYETLER VE ŞEHİRLER, önemli bir muhtevaya sahip. Üç bölüm halinde hazırlanan kitabın Birinci Bölümü Şehirlerle İlk Tanışmam: Mekanın İzleri başlığını taşıyor. İkinci Bölümü: Şehir Tarihi Yazımı ve Osmanlı Şehri. Üçüncü bölümü ise; Tarihin Öznesi Olarak Şehir: Medeniyetler Tarihi ve Eksen Şehirler. Kitap, konu ile ilgili çalışacaklar için kılavuz niteliğinde bir el kitabı. Davutoğlu, kitapta hem kendi şehir tecrübelerini aktarıyor, hem de tarihî şehirlerin genetiğine ilişkin muhtevalı metinler ortaya koyuyor. Davutoğlu, kitabın önsözünde Osmanlı şehir birikimine ilişkin önemli bir gerçeğe işaret ediyor: “Bugün moderniteden küreselleşmeye geçiş sürecinde kadim medeniyetlerin yeni bir canlanma dönemine girdiği göz önüne alındığında, Osmanlı döneminin doğru anlaşılması sadece tarihi idrakin doğru inşası bağlamında değil, küreselleşmenin doğurabileceği kültürel etkileşimleri anlayabilmek açısından da özel bir öneme sahiptir. Mesela, merkezi kadim şehirlerin medeniyet harmanlanması dönemlerinde yaşadıkları dönüşümün dinamiklerini anlamak, çok kültürlü küresel şehirlerin geleceğini öngörebilme çabalarında önemli ipuçları verecektir…” “Bir medeniyetle birlikte tasfiye edilen şehirler” bölümünde “Sadece bir şehri değil, bir medeniyet birikimini tümüyle tasfiye etmek amacıyla tarih sahnesinden silinen şehirler, merkezlik ettikleri medeniyet birikiminin kaderini de yansıtmışlardır.” diyen Davutoğlu İstanbul’un fethine dair de “Fetihle birlikte bu kadim başşehir yeni bir ontolojik bilinç ve buna dayalı bir mimari formla tanışmış ve süreklilik-değişim diyalektiği bağlamında tarihin gördüğü en renkli medeniyet dönüşümlerinden birine şahitlik etmiştir….Fatih bir taraftan şehirdeki sürekliliği korurken, diğer taraftan da şehrin yeni bir ontolojik bilinç ve kimliğe sahip olması yönünde de kararlı bir tutum sergilemiştir.” Vurgularını yapıyor. “Bir medeniyet tarafından kurulan şehirler” bölümünde de “Bu şehirler, bir medeniyet ana unsurlarıyla tarih sahnesine çıktıktan, belli bir kemale eriştikten sonra siyasi iradeyle kurulan şehirlerdir. Bu türün tipik örneği Bağdat’tır. Bağdat krulduğu zaman İslam medeniyeti teşekkül devrini tamamlamıştı. Başka bir deyişle, Bağdat’ı kuran bir ‘zihin’ ve o zihnin ürettiği bir şehir hayatı tecrübesi vardı. Abbasi Halifesi Harun Reşid, o zihin etrafında Bağdat’ı döneminin en önemli ilim ve kültür merkezi haline getirdi. Öte yandan, bu şehre verilen “Medinetü’s Selam” adının da açıkça ortaya koyduğu gibi Bağdat, bir barış şehri, yani siyasal düzenin başşehri olarak tasavvur edildi.” “Medeniyetler ve Şehirler” kitabı batının ve doğunun tarihî şehirlerini ve halen varolan şehirlerini anlamada önemli bir bakış açısı ve muhteva sunuyor. Modern zamanlarda şehirlerimizin geçirdiği değişimlere de vurgu yapılan kitap, şehir ve medeniyet konusunda çalışma yapacaklara, ilgililere ve meraklara önemli malzemeler veriyor, önemli tespitler yapıyor. Küre yayınlarından çıkan Medeniyetler ve Şehirler, kitap dünyamıza ve literatürümüze ciddi bir katkı yapıyor. İKTİBAS Sabahattin Zaim ’den… ...Sendikaların gelişmesi sosyal sorumluluk duygusunu ve insanın kendisini murakabe etme duygusunu artırır…. ...İslâm cemiyetlerinde iş ahlakı tamamen İslami ahlak içinde düzenlendiğinden, fütüvvetler, ahilik sistemi ve lonca sistemleri içinde bu konular ahenkli bir şekilde düzenlenmişti. ... Fakat fabrika sanayii ortaya çıkıp bir işyerinde yüzlerce, binlerce işçi bir araya gelince, artık işçi ve işverenlerin münasebetleri şahsi olmaktan çıkmış ve birbirini tanımayan bir kalabalık gruplar arasındaki münasebetlerin düzenlenmesi meselesi haline gelmiştir.…“ ...Sendika, siyasi kudrete sahipse, hükümet yoluyla vergi sistemini tadil edip adil-pay esasına göre vergi transferleriyle milli gelirin bünyesini radikal yollarla değiştirebilir.... Sendikalar, bütün fonksiyonlarını ve bilhassa siyasi fonksiyonunu kullanması halinde işçi payını artırabilecektir. ...Sendikalar, bulundukları cemiyetin sosyal ve siyasi bünyesine tesir etmek suretiyle, iktisadi fonksiyonlarını sosyal ve siyasi fonksiyonlarıyla tamamlamaları halinde bu neticeye varabilmeleri mümkün olur. Kaldı ki, sendikaların siyasi fonksiyonlarını kullanamayışları ve iktisadi fonksiyonlarından, yani kollektif pazarlık sisteminden de mahrum kalmaları halinde, bilhassa iktisadi konjonktürün yükselme devrelerinde milli gelirdeki işçi payının nisbi olarak azalması tehlikesi baş gösterebilir…” ...Sendika-toplu sözleşme, işçi-işveren ve endüstri ilişkileri düzeni, ülkenin iktisadi ve sosyal siyaseti üzerinde önemi gittikçe artan bir mahiyet kazanmış bulunmaktadır. Bu durum, işçi-işveren sendikalarındaki yönetici kadrolarının önemini de aynı ölçüde artırmış bulunmaktadır. Bu kadrolarda görev alanların, hem teknik hem mesleki bilgi bakımından, hem de devlet adamlığında aranan SOSYAL SORUMLULUK DUYGULARI bakımından iyi yetişmiş olmaları büyük önem arz etmektedir…” ...Netice olarak, sendikalar kendi mahiyetleri icabı işveren idaresinin etkisini azaltıcı bir organ değildir. Sendikaların daha mutedil ve ileri görüşlü hareket edebilmesi mümkündür. Fakat İŞVERENLERİN DE HER ŞEYDEN EVVEL “KENDİ EVİNİN EFENDİSİ” olmak ZİHNİYETİNİ TERK EDİP, işletmenin aynı zamanda sosyal bir organizma olduğunu ve sendikaların da bu organizmanın lüzumlu, zaruri ve yapıcı bir rüknü olabileceğini kabul ETMESİ GEREKİR… (Prof. Dr. Sabahattin Zaim, Türkiye’nin Yirminci Yüzyılı) Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul ÇALIŞKAN: “İŞÇİLERİMİZİN ÖRGÜTLENME HAKLARINA SAYGI DUYDUK. ÇÜNKÜ ALINTERİ KUTSALDIR.” Çok okuyan mı bilir çok gezen mi? Karaman’ın kent tarihi ve kültürü söz konusu oldu mu ne çok okumakla ne de bolca gezmekle bu işin içerisinden çıkamayabiliriz. Tarihin her döneminde önemli bir kültür ve ticaret merkezi olmuş, farklı uygarlıklara kucak açmaktan yorulmamış bu kadim şehri ne ansiklopedilere sığdırabiliriz ne de gezi araçlarına… Ancak işin bir püf noktası var; Karaman’ın bir köşesinde durur ve geçmişten bugüne derince bir nefes alırız. İşte o an hissetmeye başlarız dünüyle, bugünüyle “bisküvi ve çikolata kokulu” medeniyet şehrini. K araman, Şair Bekir Sıtkı Erdoğan‘ın “Karaman’a hasretliğim yazıla yazıla bitmez” dediği kadim bir şehir. Dünyanın neresine giderseniz gidin bir hemşehrinizle karşılaşacağınız büyük bir memleket.. Karaman tarih boyunca önemli şahsiyetler yetiştirmiş, tarihe ve millete armağan etmiş ana yürekli bir şehir. Bu şehrin mayasında Karamanoğlu Mehmet Bey’den tutun da, Mevlana, Yunus Emre, Piri Reis, Karabaş Veli hazretlerine kadar giden önemli şahsiyetlerin mayası, terbiyesi var. Şehrin kültürünü oluşturan ve ayakta tutan değerler bu şehirde son derece kuvvetlidir. Bu yüzdendir ki; imparatorluk döneminde ve cumhuriyet döneminde de önemli devlet adamları yetiştirmiş ve bunlarla da gurur duymuştur. KARAMAN BELEDİYESİ İCRAATLARIYLA ADIMLAR ATIYOR Bu güzel şehrin soyadı gibi Çalışkan bir Belediye Başkanı var. Şehrin planlamasını yapmış, programa uymuş ve bu süreçte başarılı Hizmet-İş Dergisi olarak Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan’ı kapısını çaldık. Sorularımıza samimi ve işlere imza atmış Ertuğrul Çalışkan içten yanıtlar verdi. Karaman’ı bir kez var. Belediye Başkanlığında birinci Gelişmenin en somut göstergesi görmek yetmez, her fırsatta görüp nadönemi. Ama tecrübesi ve ortaya koysıl yol aldığına şahit olmak lazım. yollardır. Çünkü yol medeniyettir. duğu başarı, bu işi iyi bilen biri olduğunu gösteriyor. Yollar ulaştırır, kavuşturur, buluştu- Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul Tüm Karaman bilir. Bu şehrin, özellikle rur… Yolun kıymetini en iyi bilen de Çalışkan, bu büyüme ve gelişmenin belediyesinin temel yapılanmasında, Toros dağlarını aşmak için yıllardır önemli tanıklarından olmakla birlikte, aynı zamanda bu ilerlemede kayda yani personelden başlayıp, ekonomik sıkıntı çeken Karamanlılardır. değer payı olanlardan. yapılanmasına kadar, iç dizaynından, dış planına kadar her noktasında KaKaraman Belediyesi, icraatlarıyla şehir için en büyük adımlarını raman’a gönül vermiş, onu değişim ve dönüşümün başkenti yap- atmaya başlıyordu. Şehre doğalgazın gelmesi, şehrin yeniden maya kendilerini adamış kişilerin fikirleri, düşünceleri, vizyonları planlaması, ulaşım ağının genişlemesi, imardaki sorunların çözülve ufukları vardır. mesi, kronik hastalık haline gelen bir takım hususların kararlılıkla 74 | Hizmet-İş Sendikası Karaman’ın en prestijli konut projesindeki çalışmalar devam ediyor. Piri Reis Vadisi Projesi olarak TOKİ ile birlikte yürütülen proje kapsamında toplam 1728 konut ve alışveriş merkezi, restoran, kapalı otopark gibi sosyal tesis alanlarından oluşacak. İlk etapta 450 konut yapılacak. Konutların 272’si normal daire, 166’sı özel konut ve 12 adeti de teras villa olacak. Konutların yanı sıra; alışveriş merkezi, spor kompleksleri, suni göletleri, otopark ve yeşil alanları ile proje Doğukışla olarak bilinen bölgeye ayrı bir canlılık getirecek. Başkan Çalışkan, “TOKİ karşısında belediyeye ait 9.000 m2 alanda 8.000 m2 kapalı ticari alan ile 132 adet konut içeren planlama yaptık” diyor. YAKALANAN BAŞARI… çözümlenmesi gibi konular, son 14 yılda ivedilikle çözüme kavuşturulan konular arasında yer alıyor. Aynı zamanda, gelişmişliğin önemli göstergelerinden biri olan ulaşımın kolaylaşması açısından çeşitli yerlerde yolların asfaltlanması, Karaman halkını rahata kavuşturuyor ve memleketlerine daha bir sevgi ile bağlanmalarını sağlıyor. Karaman, rahatça seyahat edilebilecek yollarıyla da dışarıdan gelenlerin kalbini çalıyor. Ertuğrul Çalışkan’ı dinledikçe Karaman’ı AK Parti öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmakta bir sakınca görmüyoruz. Çünkü AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Karaman büyük bir sıçrama yapıyordu. Partinin tüm ülke genelinde başlatmış olduğu “Marka Şehirler” başlıklı yerel yönetimler projesi ile Karaman’da sosyal, kültürel, ekonomik konular başta olmak üzere birçok alanda büyük ve önemli işler gerçekleştiriliyor. Gelişmenin en somut göstergesi yollardır. Çünkü yol medeniyettir. Yollar ulaştırır, kavuşturur, buluşturur… Yolun kıymetini en iyi bilen de Toros dağlarını aşmak için yıllardır sıkıntı çeken Karamanlılardır. Karamanlılar içlerinden çıkan ve gurur abideleri olan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’a çok şey borçlular. Lütfi Elvan’ın, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcılığı ve Milletvekili dönemlerinde başlattığı çalışmalar, 26 Aralık 2013 tarihinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak göreve gelmesi ile birlikte Karaman, ulaşım noktasında arzu edilen seviyelere geldi. Karaman Belediyesi, Lütfi Elvan’ın girişimleri ile ilk defa 2011 yılı itibari ile kurulan asfalt tesisi ile kendi asfaltını kendisi üreten bir belediye haline geldi. Bu girişim asfalt konusunda maliyeti de 5’te 1 seviyesine düşürdü. Bu sayede daha fazla asfalt yolu daha az maliyetle yapılaması sağlandı. Yeni alınan asfaltlama araçları da Hizmet-İş Sendikası | 75 projelere dâhil edildiğinde Karaman’da ortalama olarak yılda en az 500 bin m2 sıcak asfalt, 200 bin m2 soğuk asfalt serimi yapılır hale geldi. Çalışkan, “Sayın Lütfi Elvan bakanımız olmasaydı, bu başarıları zor yakalardık” diyor. Çalışkan’a hükümetin taşeron konusundaki politikasını soruyoruz. Konunun, hükümet tarafından gündeme alındığını belirterek, “Konuyu hükümetimiz gündemine aldı. Şuan gerekli çalışmalar yapılıyor. Yapılan çalışmalarda bizimde katkımız oldu. Söz söyleme hakkımız oldu elbette. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve taşeronlaşma, tamamen olmasa da bir kısmı kaldırılabilir kanaatindeyim. Asıl iş, yardımcı iş konusunu önemsiyoruz. Hükümetimiz aynı zamanda taşeron çalışanlara da toplu sözleşme hakkı ve sendikal örgütlenme hakkı tanımış durumda. Çalışmaların bitmesini hep birlikte bekliyoruz. Umarım hepimiz için hayırlı olur” yanıtını. BİLİNÇLİ VE ÖRGÜTLENMİŞ BİR TOPLUM.. Örgütlenmenin önemine işaret eden Çalışkan, “Bilinçli ve örgütlenmiş bir toplum devleti ayakta tutan en önemli olgulardan biridir” diyerek, ortak aklı kullanma konusunda uyarılarda bulunuor. “Ortak aklı kullanma konusunda bir zamanlar çok eksik kalan ülkemiz son yıllarda hızla bu açığı giderme gayretinde. İşçilerimizin örgütlenmelerinin önünde hiçbir zaman durmadık. Destek olduk ve olmaya da devam ediyoruz. İşçilerimizin maaş ve ikramiye alacağı bulunmamakla birlikte, SGK ve Emekli Sandığına da borcumuz yok. Bu bizim için şükür sebebidir. Çünkü alın teri kutsaldır.” Karaman, bugün adeta gıdanın başkenti konumunda. Şehrin son 10 yılı adeta bir şantiye havasında. Yeni yerleşim alanların kurulması, vatandaşın rahatına yönelik icraatlar, bu şehri adeta baştan yaratıyor. Şehrin gelişmesi devam ederken, aynı zamanda tarım alanlarını da kurtarılması hedefi başarıya ulaştı. Karaman daha çok tarım vasfını kaybetmemiş alanlara doğru ilerledi. Bu ilerleyiş bir tabuyu da yıktı; “Şehirler batıya doğru genişler.” Karaman’da yer yer bu duruma tezat bir görüntü oluştu. Evet, Karaman doğuya doğru ilerledi ama bu şekilde tarım alanlarını kurtarmayı bildi. Şöyle kuş bakışı bakıldığında Karaman’ın aksının, doğu, güneydoğuya doğru kaydığını rahatlıkla görebilirsiniz. 76 | Hizmet-İş Sendikası “Şehrimiz son 10 yıldır neredeyse hep şantiye halinde. Köprülü kavşaklardan Piri Reis Vadisi gibi nitelikli konutlara, kültür merkezlerinden kapalı pazarlara kadar şehrimizin sosyal ve kültürel alt ve üst yapısını hızla geliştiriyor ve değiştiriyoruz. Bunun yanında şehrimizin ekonomisi zaten güçlü. 1 ithal edip, neredeyse 7 ihraç eden bir sanayimiz var. İhracat-ithalat dengesi açısından milli ekonomiye katkımızı büyük. “ Karaman, ticari potansiyeli yüksek bir şehir. “Potansiyelimizi katlayacak unsurları da göz ardı etmiyoruz” diyen Başkan Çalışkan, “Turizm ve ticaret açısından stratejik bir öneme sahip olan havaalanı için çalışmalar devam ediyor. Diğer yandan serbest bölge için kuruluş çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz. Tekno-kent çalışmalarımızla da bütünleşecek olan bu yürüyüşümüzün gelecek 10 yıllarda Karaman’ın talihini ve tarihini değiştireceği kanaatini taşıyoruz. Bu heyecanla işlerimizi yapıyoruz. Her şehir gibi Karaman’da her şeyin en güzeline layıktır” diyor. “Hizmet-İş Sendikasının yayınladığı bu kıymetli dergide sizlerle sohbet imkânı verdiğiniz için teşekkür ediyorum” diyerek bizleri onurlandıran Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan,“Ülkesi ve milleti için fedakâr olduğu kadar kanaatkâr, aynı zamanda da cefakâr ve vefakâr Hizmet-İş Sendikası çalışanlarını en kalbi duygularımla selamlıyorum. Başarılar diliyorum. “İnsanların en hayırlısı, onlara en çok faydası dokunandır” diyen Peygamberimiz (S.A.V.), “din kardeşinin sorununun çözümüne yardım edene Allah yardım eder” buyurmuştur. Hizmet insanı küçültmez, aksine yüceltir. Unutulmamalıdır ki; bir milletin efendisi onlara hizmet edendir diyor ve muhabbetlerimi sunuyorum” şeklinde aracılığımızla teşkilata mesajını veriyor. Ayrılık vakti gelip çatınca, içimizi bir hüzün kaplıyor. Ecdadın her adımını iliklerimize kadar hissettiğimiz bu kadim şehirde, insanın ruhu dinleniyor. İnsana Huzur veren bu şehrin sevdalısı çoktur. Biz de o sevdaya yakalanarak Ankara’nın yolunu tutuyoruz. BIR FI BİR LM BEL GES EL Çankaya’ya Mektuplar 10 bölümden oluşan belgeselde, Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından günümüze Cumhurbaşkanlarına yazılmış, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde yer alan yüzlerce mektup ele alınıyor. Devlet adamlarından, sanatçılardan, edebiyatçılardan ,halktan gelen mektupların izleri sürülerek Türkiye Cumhuriyeti tarihinin 90 yıllık öyküsü anlatılıyor. Yapımı 3 yıl süren belgesel için, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde yer alan 180 binin üzerinde mektup, on binlerce fotoğraf, belge ve gazete tarandı. TRT’nin film ve fotoğraf arşivinden, TBBM, Milli Kütüphane, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kütüphanesi arşivleri ile kişisel arşivlerden de yararlanıldı. 60’a yakın mektup sahibi ve yakınları ile röportajlar yapıldı, 40’ın üzerinde seslendirme sanatçısı ile çalışıldı. Belgeselde ilk kez gün yüzüne çıkan mektupların yanı sıra, Atatürk, Celal Bayar, Sabiha Gökçen, Vecihi Hürkuş, Hasan Ali Yücel, Yaşar Kemal gibi pek çok önemli ismin ilk kez yayınlanacak arşiv görüntülerine de yer veriliyor. Yönetmen: Yasemin SÖKMEN Yapımcı: Yasemin SÖKMEN-Esra EŞKİNAT Program Ekibi: Proje Tasarım/Metin Yazarı: İsmail SERT Özgün Müzik: Murat GEDİKLİ Kamera: Sabri SAVCI, Sezai ZABUN, Filiz ÇAKMAK Video Kurgu: Yusuf ŞEN, Serap MUTLU Grafik Animasyon: Orhan İZMİRLİER Görsel Efektler: Yener PAKER, Tahir KIRŞANLI Yapım-Yönetim Yardımcıları: Ebru YÜMLÜ, Eylül ŞEN Ressam: Ohan KİREMİTÇİ Seslendirme Yönetmeni: Hamit ÇELİK Sunucular: Erdal KÜÇÜKKÖMÜRCÜ-Mehmet ATAY Yerdekİ Yıldızlar 2007 yapımı, yönetmenliğini Aamir Khan, Amole Gupte ve Ram Madhvani’nin yaptığı bir dram filmidir. Başrollerini Darsheel Safary ve Aamir Khanpaylaşmaktadır. Harfleri sayıları algılama problemi yaşayan Ishaan çevresi ve ailesi tarafından tembel geri zekalı muamelesi görür. Çalışmayı öğrenebilmesi için yatılı okula verildikten sonra tanıştığı resim öğretmeni ile değişen hayatı ve başarısını anlatan bir film. Ishaan derslerinde başarısız, yaptığı işlerin çoğunda tutarsız bir çocuktur, yazı yazmayı ve okumayı 3.sınıfta olmasına rağmen öğrenememiştir, kitabı her açtığında kelimeler sanki dans ediyor gibi gelir ona. Bu başarısızlığın sonucunda içine kapanık ve karamsar bir ruh haline bürünür, mutluluğu ve özgürlüğü insanlardan uzaklaşmakta bulur. Annesinin ilgisine karşın babasının katı tutumu Ishaan’ın zihinsel dünyasında gidiş gelişler yaşamasına sebep olur. Tam her şeyden ümidini kesmişken resim öğretmeni Ishaan’ın hayatını tam anlamıyla değiştirir. Yerdeki Yıldızlar Her çocuk özeldir HUKUK GECE ÇALIŞMASI GÜNLÜK YEDİBUÇUK SAATİ GEÇEN GECE ÇALIŞMALARI İÇİN FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ÖDENMESİ KADIN İŞÇİLERİN GECE POSTALARINDA ÇALIŞTIRILMA KOŞULLARI Av. Oğuz AKSOY Hizmet-İş Sendikası Hukuk Müşsaviri Kural olarak çalışma, günün gündüz döneminde günlük çalışma süresine göre yapılır. Bununla birlikte, işyerinin gerekleri, işin niteliği, günlük çalışmanın, gece yapılmasını gerektirebilir. Nitekim faaliyetin devamlılığının esas olduğu, bu nedenle yirmi dört saat faaliyet göstermesi gereken işyerlerinde günlük çalışmanın gece dönemini de içermesi ve işçilerin postalar halinde dönüşümlü olarak gece çalıştırılması söz konusu olmaktadır. Çeşitli nedenlerle günlük çalışmanın günün gece dönemine denk düşmesi olgusu karşısında İş Hukukunda“gece çalışması” ve buna bağlı olarak “gece çalışma süresi” kavramları ortaya çıkmıştır. Gece çalışması, günlük normal çalışma bağlamında bir çalışma olduğundan çalışma sürelerine ilişkin genel rejim içinde yer almakla birlikte, gecenin doğal olarak uykuya ayrılan bir gün dönemi olması itibariyle işçilerin korunması amacıyla özel hükümler konulmuştur. İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez. (Ek cümle: 6645 - 4.4.2015 / m.37) “Ancak, turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilir. Gece çalışması 4857 sayılı İş Kanunun 69. maddesinde düzenlenmiştir. Gece ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir. “Çalışma hayatında "gece" en geç saat 20.00'de başlayarak en erken saat 06.00'ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdir. Bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına ilişkin "gece" başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir. 78 | Hizmet-İş Sendikası Postası değiştirilecek işçi kesintisiz en az onbir saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz.” (4857 Sayılı İş Kanunu m.69) Gece süresinde yapılan çalışmalar 7.5 saati aşamamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'na göre gece çalışmaları, en geç 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00 ya kadar geçen ve her halde en fazla 11 saat olan dönem olarak esas alınmaktadır. Buna göre, gece 20.00 ve sabah 06.00 saatleri arasında yapılan çalışmalar gece çalışması olarak kabul edilmiştir. Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalar İlişkin Özel Usul ve Kurallar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesi son fıkrasına göre, çalışma süresinin yarısından çoğu gece dönemine rastlayan bir postanın çalışması, gece çalışması sayılır. Kanun hükmü uyarınca, çalışanlara rızaları olmaksızın 7,5 saatten fazla gece çalışması yaptırılamaz. Turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde ancak işçinin yazılı onayının alınması şartıyla yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilecektir. Yazılı onayları olmaksızın işçilere yedi buçuk saatin üzerinde fazla çalışma yaptırılamaz. İşçinin yazılı onayı alınmak şartıyla gece çalışması yaptırıldığı takdirde, haftalık kırk beş saat olan çalışma sınırı aşılmasa dahi günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalara karşılık fazla mesai ücretinin hesaplanarak ödenmesi gerekmektedir. Yargıtay yerleşik kararları da, işçinin yazılı onayı alınmak şartıyla gece çalışması yaptırıldığı takdirde, haftalık kırk beş saat olan çalışma sınırı aşılmasa dahi günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalara karşılık fazla mesai ücretinin ödenmesi gerektiği yönündedir. “4857 sayılı İş Kanununun 69/3 maddesi uyarınca "İşçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez". Bu hal de günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık 45 saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde 7.5 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararı bu yöndedir ( Yargıtay 9.HD. 23.6.2009 gün 2007/ 40862 E, 2009/ 17766 K ). Ancak haftalık 45 saati aşmadığı takdirde, gece çalışmasında 7,5 saati aşan fazla çalışmanın karşılığı ücretten kendisi ödendiği için sadece zamlı kısmı hesaplanıp ödenmelidir.” (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 12.03.2012 T., 2011/36448 E., 2012/7871 K.) “4857 sayılı İş Kanunu'nun 69. maddesinde çalışma hayatında "gece" en geç saat 20:00'de başlayarak en erken saat 06:00'ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemi kapsadığı, 2. fıkrada ise bazı işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından, çalışma hayatına dair "gece" başlangıcının daha geriye alınması veya yaz ve kış saatlerinin ayarlanması yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin belirtilmesi suretiyle 1. fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabileceği 3. fıkrada ise İşçilerin gece çalışmaları yedi buçuk saati geçemeyeceği düzenlenmiştir. Bu durumda davacının oniki saatlik gece vardiyalarında yedibuçuk saati geçen çalışmalarının her halükarda fazla çalışma olarak değerlendirilmesi, varsa ödemeye dair belgeler getirtildikten sonra feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığının belirlenmesi gerekir.” (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 12.03.2012 Tarih ve 2011/36448 E., 2012/7871 K. sayılı kararı.) “Somut olayda davacının günlük çalışma çizelgeleri dosyaya sunulmuştur. Davacının iddia gibi 07.00-19.00 ile 19.0007.00 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi haftalık 45 saat aşılmasa da bazı aylarda 8 bazı aylarda 7 gece nöbeti tutulduğundan 7,5 saati aşan 3 saatin fazla çalışma sayılması gerektiğini, 8 nöbet tutulan aylarda 24, 7 nöbet tutulan aylarda 21 saat fazla çalışma yapıldığını her iki fazla çalışmanın ortalaması alındığında ( 24+21 )/8=6 saat haftalık fazla çalışma yapıldığını tespit etmiştir. İş Hukukunda haftalık fazla çalışma hesabının istisnalarından olan gece çalışmalarının günlük sistemle tespiti gerekir. Haftalık 45 saat aşılmasa da gece 7,5 saati aşan çalışmalar fazla çalışma olarak kabul edilmelidir.” (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 02.03.2015 T., 2015/4224 E., 2015/3000 K. sayılı kararı) Gece çalışmasının, mesleki ve fizyolojik nitelikte risklere ortam hazırlaması, işçi sağlığını bozması, aile başta olmak üzere sosyal çevreden kopmaya yol açması, kişiliğin oluşumu ve gelişimini olumsuz etkilemesi gibi nedenlerle çocuk ve genç işçiler ile kadın işçiler gece çalışmaları yönünden koruyucu düzenlemeler bulunmaktadır. 4857 sayılı Kanunun 73. Maddesi uyarınca çıkartılan “Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmeliğin 7. Maddesi gereğince kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılabilmeleri için işe başlamalarından önce işyeri hekiminden çalışmalarına engel durumları olmadığına dair sağlık raporu alınması gerekmektedir. Yönetmeliğin 9. Maddesi uyarınca, kadın işçiler gebe olduklarının doktor raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar, emziren kadın işçiler ise doğum tarihinden başlamak üzere kendi mevzuatlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bir yıl süre ile gece postalarında çalıştırılamazlar. Emziren kadın işçilerde bu süre, anne veya çocuğun sağlığı açısından gerekli olduğunun işyerinde görevli işyeri hekiminden alınan raporla belgelenmesi halinde altı ay daha uzatılabilecektir. Bunun yanı sıra, Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca, kadın işçinin kocası da işin postalar halinde yürütüldüğü aynı veya ayrı bir işyerinde çalışıyorsa, kadın çalışanın isteği üzerine, gece çalıştırılması, kocasının çalıştığı gece postasına rastlamayacak şekilde düzenlenecektir. İşveren bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Aynı işyerinde çalışan eşlerin aynı gece postasında çalışmayı talep etmeleri halinde, işveren tarafından işin durumuna göre çalışanların talepleri doğrultusunda düzenleme yapılması gerekmektedir. Yönetmeliğin 6. maddesi uyarınca, belediye sınırları dışındaki her türlü işyerleri ile belediye sınırları içinde fakat posta değişim saatlerinde, toplu ulaşım araçlarıyla gidip gelmenin zorluğu bulunan işyerlerinde işverenler, gece postalarında çalıştırılacak kadın işçilerini, sağlayacakları uygun araçlarla ikametgahlarına en yakın merkezden işyerine götürüp getirmekle yükümlüdür. Hizmet-İş Sendikası | 79 ÜYELERİMİZDEN/OKURLARIMIZDAN SURİYE’Lİ çocuk olmak... Dergimizin 148.sayısında paylaştığım yazımda çocuklar için demiştim ki: Bekle Çocuğum Yeni Bir Dünya İçin Yanındayız. Hepimiz birer çocuk değil miydik? Küçücük bedenimizle geldiğimiz bilmediğimiz koca dünyadan sadece iyilik, mutluluk, sevgi, barış istemedik mi? Küçük bedenimizde saklı Büyük Yüreğimize dünyayı sığdırmadık mı? Gülen gözlerimizle ve güler yüzümüzle herkesi ve dünyayı kucaklamadık mı? Çünkü çocuktuk. Sevgiyle büyümesi gereken tohumduk. Çocuklar umuttur yarınların müjde kuşudur. Gelecektir çocuklar. Dünyanın neresinde olursa olsun Çocuksa eğer mutlu olmalıdır büyüyünce ağır yüklerin altında ezileceği hayatın çocukken tadını çıkarmalıdır. Sevgiye, oyuna, çikolataya, oyuncağa doymalıdır. Dünyaya gözlerini açtığı yerlerde huzurla korkmadan büyümelidir. Sokak kapısının önünde top onayıp cam kırmalı, arkadaşıyla koşmalı, evden çağırılana kadar sokaklarda oynamaktan yorulmalıdır. Hangimiz isteriz savaşın dağıttığı topraklarda çocuk olmayı. Patlayan bombalar içinde korkmayı. Evimizden, mahallemizden uzak olmayı. Maalesef ki yeryüzünde bunlara şahit olan küçücük bedenleri ve yürekleri ile korkuyu yaşayan çocuklar var. Unutabilir mi bir çocuk patlayan bomba seslerini. Vücudundan kopan kolunu, bacağını. Sağnak sağnak akan gözyaşlarını. Unutur mu gözyaşını akıtanları? Artık içimizde bu çocuklar hepimize çok yakın. Sokağımızın başındalar, dükkânımızın önündeler. Nereye gittiklerini bilmeden küçücük bedenleri ile evsiz barksız savrulmuş durumdalar. Çocuk dünyanın her yerinde çocuk. Onlar saçlarına Bahar takmalı, gülüşleri güneş olmalı. Suriye ' deki kanlı savaşın çocukları derdimiz olmalı. Biz de bir Suriye'li olsaydık o çocuk bizim olsaydı hiç bilmediğimiz yerlere gelip gelecek için savrulsaydık ne yapardık? Ne olur suçlamayalım onları. Hepimiz şikâyetçiyiz onlardan. İlaç parası isteyenden, mendil-su satandan, yolumuzu kesenlerden. Sevmedik onları benimsemedik. Hiç bir şey yapamazsak sevmeyi denesek onları. Merhamet etsek. Bir tutam şefkat göstersek. Başını okşasak birinin. Dileniyor diye düşman olmasak. Niye dilensinler ihtiyaç olmasa. Yol bilmeden dil bilmeden geldikleri yerlerde kapkara kömür gözleriyle korkarak bakıyorlar etrafa. 80 | Hizmet-İş Sendikası Suriye'li Çocuk Olmak Suç Mu? Yetişemiyorum hepsine. Hangi birine ne vereceğimi bilemiyorum. Çoklar; yürüdüğüm yollarda gittiğim yerlerde onlar da var. Belki maddi olarak yetemiyorum ama kaçmıyorum onlardan. Kafamı çevirmiyorum. Niye geldiniz diyemem? Çocuklara kıyamıyorum başlarından okşamak istiyorum korkanlar var üzülüyorum. Gülümsüyorum onlara selam veriyorum yürekten. Kızmayalım onlara. ÇOCUK onlar. Allah' ın hediyesi cennet kokusu. Evimizdeki çocuğumuz değiller belki ama yüreğimizdeki çocuk olabilirler hepsi. Sadece Suriye' li çocuklara değil dünyadaki bütün çocuklara sevgi verelim yeter. Esmer tenli, kömür gözlü, yeşil gözlü, alt dudağını sarkıtmış küçücük bedeninden gözyaşları içine akmasın. Korkmasın. Bir çocuk gülerse DÜNYA güler. Bir yetim gülerse DÜNYA güler. Çocuklar gülsün. Kolları, bacakları oyun oynarken kaçmaktan, düşmekten kanasın Bomba dan değil. Ramazan ayındayız cennet kapılarının açıldığı ayda. Rahmetin, bereketin yağdığı ayda. Gelin bu Ramazanda birine sahip çıkalım yüreğimizi açalım. Hoş geldin diyelim. Bize verenin hatırına BİR olalım. Gülmeyi bize öğreten çocuklara iyi davranalım. Onları görmezden gelir ve susarsak kaybedenlerden oluruz. Sanmasınlar ki çocukları üzenler mutlu olacak. Onlar sanıyorlar ki, biz susarsak mesele kalmayacak. halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.. tarih sussa, hakikat susmayacak. onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. halbuki, bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar, vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar. Sezai Karakoç Havva SARICA Denizli Şube Sekreteri Şube Kadın Komite Başkanı Tebessüm İki Kere İkİ Kaç Eder? H esaplama ile ilgili bir işe üç başvuru gelir. Başvuru yapanlardan biri matematikçi, biri muhasebeci ve biri ekonomisttir. Mülakat için üçü de sırayla davet edilir. İnsan kaynakları görevlisi matematikçiye birkaç klasik soru sorduktan sonra... Sorar: - İki kere iki kaç eder? - İki kere iki kaç eder? Temel ve Dursun Galatasaray - Arsenal maçını izliyorlarmış. Temel, Galatasaray her gol attığında seviniyormuş. Dursun, Galatasaray’ın başarısını küçümsemek için: Matematikçi: - Dört. İnsan kaynakları görevlisi: - Kesin dört mü? Matematikçi kendinden emin cevaplar: - Evet, kesinlikle dört! Daha sonra ekonomist görüşme için çağrılır. İnsan kaynakları görevlisi ekonomiste de birkaç klasik soru sorduktan sonra... Sorar: - İki kere iki kaç eder? Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve insan kaynakları görevlisine yaklaşarak sorar: - Kaç etsin istersiniz? Yabancı - Bu ne biçim Türk takımı da? Oyuncuların 3-4 tanesi yabancı, demiş. Temel takımını sonuna kadar savunmuş: - Eee ne olmuş? Arsenal’in hepsi yabancı!... AYNI YAŞTA… İki yaşlı adam karşılıklı dertleşiyorlarmış. Biri demiş ki: Ekonomist yanıtlar: - Şu sağ bacağımdaki romatizma ağrısına artık dayanamıyorum! Ne diye ağrırsa kör olası? - Ortalama dört eder. Artı eksi yüzde on oynama olabilir ama ortalama dört eder. - Neden olacak, demiş diğeri... Yaşlılıktan! Bunların hepsi yaşlılık alâmetleri! Son olarak muhasebeci görüşme için çağrılır. İnsan kaynakları görevlisi muhasebeci de aynı klasik soruları sorduktan sonra... Sorar: - Saçma, demiş bacağı ağrıyan. Sol bacağım da sağ bacağım ile aynı yaşta, o neden ağrımıyor? Hizmet-İş Sendikası | 81 VEFAT HAK-İŞ Onursal Başkanı TBMM İdare Amiri Salim Uslu’nun annesi, Genel Sekreter Yardımcımız Fahrettin Kütükçü’nün babası, Isparta Eski Belediye Başkanı Hasan Balaban, Şanlıurfa Şube Başkanımız Seydi Eyyupoğlu’nun amcası, Uşak Şube Başkanımız Recep Sorkun’un kayınbiraderi Halit Yılmaz, İspark A.Ş. işyerinde görevi başında katledilen Necmettin Yanık, Sivas Şube Eski Başkanımız Fehmi Çimen’in babası, Malatya Büyükşehir Belediyesinde çalışan üyemiz Hüseyin Sağdıç’ın annesi, Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Yaşar Katı’nın babası, Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Hacı Hasan Kestek’in annesi, Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Bülent Alyanak’ın annesi, Aksaray Belediyesinde çalışan üyemiz Tayyar Yumuşak’ın oğlu, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz MUSTAFA YILDIZ’ın babası, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz ATİLLA DURAN’ın babası, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Hayrettin Telman’ın annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mehmet Demir’in annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Murat Adıslıoğlu’nun ablası, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mustafa Arslan’ın annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Hakan Karatepe’nin kızı, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Zafer Dikçal’ın annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Nurettin Oflaz’ın annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Tuncay Arpa’nın babası, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Sefa Arfa’nın babası, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mehmet Şen’in kardeşi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Ahmet Coşkun’un annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Murat Barlak’ın babası, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Mutlu Akbay’ın annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Ahmet Saygın’ın annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Murat Sözen’in babası, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz Yusuf Çiçekli’nin annesi, Sivas Özbelsan A.Ş.’de çalışan üyemiz İbrahim Çıtır’ın babası, Sivas Karayollarında çalışan üyemiz M. Mustafa Demir’in annesi, Sivas Karayollarında çalışan üyemiz Murat Yıldırım’ın annesi, Cumhuriyet Üniversitesinde çalışan üyemiz Yıldırım Gürler’in babası, Vefat etmişlerdir. Merhum ve merhumelere Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine ve camiamıza sabır ve baş sağlığı diliyoruz. GEÇMİŞ OLSUN Genel Merkez çalışanlarımızdan Yusuf Balcı’ya, geçirmiş olduğu ameliyat nedeniyle geçmiş olsun der, şifalar dileriz. TEBRİK Genel Merkez Kadın Komite Başkanımız Yüsra Erilli Kurumlu'nun çocuğu olmuştur, Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir'in oğlu, Genel Merkez personelimiz Aykut Şöhret, Kocaeli Şube personelimiz Emre Komut, evlenmişlerdir. Tebrik eder mutluluklar dileriz. HİZMET-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU Hizmet-İş Sendikası | 83 HABERLER Halil ÖZDEMİR Genel Başkan Yardımcısı ÖRGÜTLENME, VARLIK VE İLERLEME NEDENİMİZDİR! Sendikalar, tabanlarından aldıkları güç ve birikimle, örgütlenmenin önüne çıkarılan engeller ne olursa olsun sadece varlıklarını korumak için değil, varlıklarını devam ettirmek için de ilerlemek ve mesafe almak zorundadırlar. Aksi takdirde varoluş nedenleri ortadan kalkar. Sendikamız Hizmet-İş, 38 yılı geride bırakan mücadele tarihinde bu bilinçle ve bu kararlılıkla bugünlere gelmiştir. Sendikalar, tabanlarından aldıkları güç ve birikimle, örgütlenmenin önüne çıkarılan engeller ne olursa olsun sadece varlıklarını korumak için değil, varlıklarını devam ettirmek için de ilerlemek ve mesafe almak zorundadırlar. Aksi takdirde varoluş nedenleri ortadan kalkar. S endikacılığın olmazsa olmazı örgütlenmedir. Şartlar ve imkanlar ne olursa olsun, engeller ne kadar çetin olursa olsun yine de örgütlenme. Çünkü; sendikacılığın varoluş nedeni olan “işçilerin haklarını korumak ve daha ileri haklar elde etme”nin tek yolu sürekli örgütlenme ve örgütlenme ağını yaygınlaştırmaktır. Sendikal mücadele tarihi de gösteriyor ki, hak elde etmenin ve bu hakları koruyup makul bir çizgide ileriye taşımanın tek yolu; örgütlenmedir. Ne kadar örgütlü olursanız, yani örgütlü yapınız ne kadar güçlü olursa o oranda haklarınızı korur ve ileriye taşırsınız. Örgütlenmenin gücünü bilenler, bu gücün karşısında durulamayacağını da bilirler. Onun için de “örgütlenmenin önündeki engeller”e yenilerini eklerler, yöntem değiştirirler. 84 | Hizmet-İş Sendikası Sendikalar için örgütlenme vücudun kan dolaşımı gibidir. Kan dolaşımı, vücudun canlılığının, hayatta ve sağlıklı oluşunun göstergesi olduğu gibi, örgütlenme de sendikaların hayat belirtisi, canlılığı ve sağlığının göstergesidir. Kan dolaşımının zayıflaması veya durması halinde nasıl ki vücudun hayati fonksiyonları kayboluyorsa, sendikaların da örgütlenme hızları yavaşladığında veya durduğunda hayati fonksiyonlarının en önemlisi kaybolmuş demektir. Yani, örgütlenme ağının daralması demek, sendikaların kan dolaşımlarının tıkanması demektir. Onun için de (söylediğimiz gibi) şartlar, zaman ve zemin ne olursa olsun mutlaka örgütlenme, mutlaka örgütlenme diyoruz. Özellikle Taşeron şirketlerde çalışan işçilerimiz için verdiğimiz örgütlenme mücadelesi, bu söylediklerimizin göstergesi niteliğindedir. Zor şartlar altında hayat standartlarının altında ücretle geçimini sürdürmeye çalışan Taşeron işçilerinin büyük bir güvenle sendikamıza doğru akmaya başlamasıyla birlikte Sendikamız Taşeron işçilerinin umudu olmuş ve kısa zamanda örgütleyip imzalamaya başladığı Toplu İş Sözleşmeleriyle güvenini tahkim etmiştir. Ancak, Konfederasyonumuz ve Sendikamızın Taşeron işçilerle ilgili temel talebi olan “tüm taşeron işçileri daimi işçi kadrolarına geçirilsin” ilkemiz yolunda verdiğimiz mücadele, hükümet tarafından farklı bir boyutta ele alınmıştır. Ancak yine de Taşeron işçiler, gerek konfederasyonumuz gerekse de Sendikamızın kendileri için verdiği mücadelenin hangi boyutlarda olduğunu bilmektedirler. Bütün bunlara rağmen örgütlenme yolunda başta yerel yönetimler olmak üzere, işkolumuzun tüm işçilerine ve özellikle taşeron işçilere karşı sorumluluklarımızdan taviz vermedik ve vermiyoruz. Örgütlenmenin önüne ne kadar engel çıkarılsa çıkarılsın, örgütsüz tek bir işçimiz kalmayıncaya kadar mücadelemiz sürecektir. Birileri bariyer döşese de biz bariyerleri aşıp işçilerimizin en demokratik hakları olan sendikal örgütlenmelerinin önünü açmaya kararlıyız. Örgütlenme ile beraber “birlikten güç doğar” ilkesi, beraberinde “gücümüz haklarımızı ve kazanımlarımızı daha ileriye taşıyacaktır”ı getirecektir. HAK-İŞ/HİZMET-İŞ olarak, “bütün haklar mücadele ile alınır” ilkesi her an önümüzü aydınlatmaya devam etmektedir. Bu yolda, bu uğurda örgütlenmeye devam diyoruz. HİZMET-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU MAHMUT ARSLAN GENEL BAŞKAN HÜSEYİN ÖZ Genel Başkan Yardımcısı (Genel Başkan Vekili) ŞUBE BAŞKANLIKLARI ADANA Şube Başkanı: Abdurrahman YÜCEL 5 Ocak Cad. 46/10 Seyhan/ADANA Tel: 0 322 457 31 01 Faks:0 322 457 65 80 ADIYAMAN Şube Başkanı: Mahmut DOĞAN Hacı Ömer Mah. Selçuklu İşhanı 3/2 ADIYAMAN Tel-Faks: 0 416 216 41 44 AKSARAY Şube Başkanı: Nedim DENİZ Turizm Caddesi Eras İş Hanı 327/3 AKSARAY Tel: 0 382 213 69 09 Faks: 0 382 213 38 98 AMASYA Şube Başkanı: İsmail PAZAR Derekocacık Mah. Ferhat Sinan Sağıroğlu Sk. 7A/1 AMASYA Tel-Faks: 0 358 212 79 22 HALİL ÖZDEMİR Genel Başkan Yardımcısı (Teşkilatlanma) BURSA Şube Başkanı: Mehmet KESKİN Celal Bayar Caddesi 11/4-5 BURSA Tel: 0 224 223 60 46 Faks: 0 224 223 36 95 DENİZLİ Şube Başkanı: Sezai SÖYLEMEZ Topraklık Mah. Kayalık Cad. 64. Sk. No: 23/3 Pamukkale / DENİZLİ Tel-Faks: 0 258 263 97 28 ERZİNCAN Şube Başkanı: Harun MUTLU Kızılay Mah. Nusret Çetinkaya Cad. Berk Plaza Kat:1 No:11 ERZİNCAN Tel: 0 446 214 10 05 İSTANBUL 7 NO’LU Şube Başkanı: Hüseyin TOPÇU Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad. No: 3/1 Fatih/İSTANBUL Tel: 0 212 534 86 54 Faks: 0 212 534 86 17 ANKARA 2 NO’LU Şube Başkanı: Recep DERE İrfan Baştuğ Cad. Refah İşhanı.4/23 Dışkapı/ANKARA Tel-Faks: 0 312 311 10 73 GAZİANTEP Şube Başkanı: Mehmet GEÇER İncilli Pınar Mah. Zeugma İş Merkezi Kat:2 No:204 Şehitkâmil/G.ANTEP Tel-Faks: 0 342 231 99 44 ANKARA 4 NO’LU Şube Başkanı: Yusuf GÜLER İrfan Baştuğ Cad. Refah İşhanı.4/23 Dışkapı/ANKARA Tel-Faks: 0 312 311 10 73 İSKENDERUN Şube Başkanı: Mehmet YETİM Şehit Pamir Cad. No: 40 4 No’lu Belediye İşh. Kat:4 D:18 İSKENDERUN/HATAY Tel-Faks: 0 326 617 51 41 ANKARA 7 NO’LU Şube Başkanı: Mehmet CAN GMK Bulvarı108/14 Maltepe-Çankaya/ANKARA Tel: 0 312 230 01 46 Faks: 0 312 230 01 48 ANTALYA Elmalı Mah. 8. Sokak Muratpaşa İşhanı 2/310 Muratpaşa - ANTALYA Tel-Faks: 0 242 244 61 62 İSTANBUL 5 NO’LU Şube Başkanı: Mustafa ŞİŞMAN Rasimpaşa Mh. Rıhtım Cad. İzzettin Sok. 24/4 Kadıköy/İSTANBUL Tel:0 216 346 12 16 Faks: 0 216 346 17 67 İSTANBUL 6 NO’LU Şube Başkanı: Serdar Cafer ÖZKUL Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad. No: 3/1 Fatih/İSTANBUL Tel: 0 212 534 86 54 Faks: 0 212 534 86 17 ANKARA 1 NO’LU Şube Başkanı: Raşit ŞAHİN Zeki Uğur Cad. 9/2 Sincan/ANKARA Tel: 0 312 271 11 61 Faks: 0 312 276 73 02 ANKARA 6 NO’LU Şube Başkanı: İbrahim TUNCER Eti Mah. Ali Süavi Sk. EMA İş Merkezi 1/5 Maltepe-Çankaya/ANKARA Tel: 0 312 230 11 69 Faks: 0 312 230 11 59 İSTANBUL 4 NO’LU Şube Başkanı: Reşat KAYA Millet Cad. Sadi Çeşmesi Sk. 26/8 Aksaray-Fatih/İSTANBUL Tel: 0 212 534 68 84 Faks: 0 212 534 68 76 ELAZIĞ Şube Başkanı: Kazım CAVLI Vali Fahri Bey Cad. Emir İş Merkezi 43/2 ELAZIĞ Tel-Faks: 0 424 238 22 19 ERZURUM Şube Başkanı: Erol AKSAKAL Orhan Şerifsoy Cad. Özlem İş Merkezi A Blok Kat: 5/1 Yakutiye/ ERZURUM Tel-Faks: 0 442 234 07 95 ANKARA 5 NO’LU Şube Başkanı: Ömer YILMAZ Eti Mah. Ali Süavi Sk. EMA İş Merkezi 1/5 Maltepe-Çankaya/ANKARA Tel: 0 312 230 11 79 Faks: 0 312 230 11 59 CELAL YILDIZ Genel Başkan Yardımcısı (Mali İşler) İSTANBUL 1 NO’LU Şube Başkanı: Mustafa CANPOLAT Darulaceze Cad. Famas İş Mrk. B Blok 47/3 Okmeydanı-Şişli/İSTANBUL Tel: 0212 220 45 73 Faks: 0 212 20 38 59 İSTANBUL 2 NO’LU İETT Şube Başkanı: Orhan İLHAN Darulaceze Cad. Famas İş Mrk. B Blok 47/3 Okmeydanı-Şişli/İSTANBUL Tel: 0212 220 45 73 Faks: 0 212 20 38 59 İSTANBUL 3 NO’LU İETT Şube Başkanı: Resul KALKAVAN Atayol Plaza, Kayışdağı Cad. 45/11 Küçükbakkalköy-Ataşehir/İSTANBUL Tel: 0 216 577 32 55 Faks: 0 216 577 32 56 İSTANBUL 8 NO’ LU Şube Başkanı: Taner DURAN Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad. No: 3/1 Fatih/İSTANBUL Tel: 0 212 534 86 54 Faks: 0 212 534 86 17 K.MARAŞ Şube Başkanı: Ömer ÇINAR Milli Egemenlik Cad. Bilaloğlu Apt. 9/4 4 K.MARAŞ Tel-Faks: 0 344 214 82 89 KARAMAN Şube Başkanı: Mehmet BAYRAKÇI Molla Fenari Cad. Belediye İşh. No:134 KARAMAN Tel-Faks: 0 338 214 54 53 KAYSERİ Şube Başkanı: Serhat ÇELİK Gevher Nesibe Mah. Gür Sokak Ofisim Kayseri Plaza A Blok Kat:3 No:12 Kocasinan / KAYSERİ Tel-Faks: 0 352 336 10 19/336 10 01 KIRIKKALE Şube Başkanı: Celal YÜNLÜ Barbaros Hayrettin Cad. 23. Sk. No: 3 KIRIKKALE Tel-Faks: 0 318 224 21 75 KOCAELİ Şube Başkanı: İdris ERSOY İnönü Cad. 133/4-5 KOCAELİ Tel: 0 262 331 95 83 Faks: 0 262 331 95 84 KONYA Şube Başkanı: Vacit SIR Babalık Mh. Kemerli İş Merkezi B Blok 707-7 KONYA Tel: 0 332 233 61 60 Faks: 0 332 233 13 05 MEHMET KESKİN Genel Başkan Yardımcısı (Eğitim ve Sosyal İşler) MALATYA Şube Başkanı: Bünyamin GELERİ Halfettin Mah. Kahtalı Sk. Adliye Yanı Miraç İş Merkezi 53-54 MALATYA Tel-Faks: 0 422 322 61 07 MANİSA Şube Başkanı: Turan KARAFİL 1. Anafartalar Cad. Vakıf İşh. Kat: 4 No: 406 MANİSA Tel-Faks: 0 236 231 72 16 MUŞ Şube Başkanı: Yaşar KALIR İstasyon Cad. Polisevi karşısı Toprak Seramik Üstü No:2 MUŞ Tel-Faks: 0 436 212 45 00 OSMANİYE Şube Başkanı: Kadir ÇENET Alibeyli Mah. Zafer Camii Sokak 19/1 OSMANİYE Tel-Faks: 0 328 812 75 07 RİZE Şube Başkanı: Mehmet ALACA K. Karabekir Cad. Yardımcı İşhanı. Kat: 5/7 RİZE Tel-Faks: 0 464 217 02 97 ALİ RIZA YILMAZ Genel Sekreter TRABZON Şube Başkanı: İhsan BÜLBÜL K.Maraş Cad51/9 TRABZON Tel-Faks: 0 462 326 07 15 ISPARTA İl Başkanı: Ali AKGÜL Hızırbey Mah. Hastane Cad. 112. Cad. No: 76 / 2 ISPARTA Tel: 0 246 222 21 52 UŞAK Şube Başkanı: Recep SORKUN Köme Mah. Belediye İş Hanı No: 231-232 UŞAK Tel-Faks: 0 276 227 34 30 KARS İl Başkanı: Fikret KEPENEKÇİ Kasımpaşa Cad. 181/2 KARS Tel-Faks: 0 474 223 61 00 VAN Şube Başkanı: Abdullah EFEOĞLU Hastane 2 Sk. Özok İş Merkezi VAN Tel-Faks: 0 432 216 64 72 YOZGAT Şube Başkanı: Ferman ZARARSIZ Unpazarı. Vakıflar İşhanı 2/1 YOZGAT Tel-Faks: 0 354 217 23 20 İL BAŞKANLIKLARI AYDIN İl Başkanı: Koray GÜNEŞ Adnan Menderes Blv. 56/4 AYDIN Tel: 0 256 214 36 54 KASTAMONU İl Başkanı: Mustafa ÇAĞLI İnönü Cad. 2/13 KASTAMONU MARDİN İl Başkanı: Sabri ÖZTAP 13 Mart Mah. Dalgıçlar Petrol Arkası Kalender Ap. No: 3 Yenişehir/MARDİN Tel-Faks: 0 482 213 27 97 ORDU İl Başkanı: Nevzat ACU Fevzi Çakmak Cad. Ahmet Nasuh Beyoğlu İş Merkezi 23/4 ORDU Tel: 0 452 600 09 10 TEKİRDAĞ Ertuğrul Mahallesi Hüseyin Pehlivan Cad. Ülkü Apartmanı No: 10/2 Süleymanpaşa/ TEKİRDAĞ SAKARYA Şube Bşk: Mehmet Mesut GÖKDEMİR Adnan Menderes Cad. 10/1 Adapazarı/SAKARYA Tel: 0 264 273 24 59 Faks: 0 264 274 48 54 BALIKESİR İl Başkanı: Savaş DAL Yıldırım Mah. Çiviciler Sok. No: 1/4 Karesi / BALIKESİR Tel-Fax: 0 266 243 11 33 SAMSUN Şube Başkanı: Ziya UZUN İstiklal Cad. 28/5 SAMSUN Tel-Faks: 0 362 435 01 38 ÇANAKKALE İl Başkanı: Vedat YILMAZ İsmetpaşa Mah. Hacıoğlu Sk. 80/2 ÇANAKKALE Tel-Faks: 0 286 213 12 02 ZONGULDAK İl Başkanı: Güven KAYA Cumhuriyet Cad. Kerem Sk. Tanlar Apartmanı Kat: 2 ZONGULDAK SİVAS Şube Başkanı: Nihat ŞİMŞEK Hikmet Işık Cad. İmam Hatip Sok. 1/3 SİVAS Tel-Faks: 0 346 221 29 15 ÇORUM İl Başkanı: Mustafa KÖROĞLU Gazi Cad. 4. Sok. T. Özal İş Mer. Kat: 2/72 ÇORUM Tel-Faks: 0 364 225 58 08 BÖLGE BAŞKANLIKLARI ŞANLIURFA Şube Başkanı: Seydi EYYÜPOĞLU Kanberiye Mah. Zafer İşh. A Blok No: 15 ŞANLIURFA Tel: 0 414 314 27 55 Faks: 0 414 314 27 55 EDİRNE İl Başkanı: Emre PROMET Hükümet Cad. 26/1 EDİRNE ŞANLIURFA 2 NO’LU Şube Başkanı: Bozan İZOL Atatürk Bulv. 148. Sk. 2/1 ŞANLIURFA ESKİŞEHİR İl Başkanı: Ayşegül DURUR Kurtuluş Mah. Yeniay Sk. 30/9 ESKİŞEHİR TARSUS Şube Başkanı: Hüseyin GÜN Şehit Mustafa Mah. 3502 Sok. No:5 Tarsus/MERSİN Tel-Faks: 0 324 614 33 38 İZMİR İl Başkanı: Bürhanettin BARBAK Fevzipaşa Blv. Doğruel İşhanı No:136/603 Çankaya/İZMİR Tel-Faks: 0 232 441 69 71 TOKAT İl Başkanı: Resul DEMİR Yeni Hükümet Yanı Altun Apt. 13/1 TOKAT Tel-Faks: 0 356 212 63 60 MARMARA Zeyrek Mah. Haydar Bey Cad. 3/1 Fatih/İSTANBUL Tel: 0 212 534 86 24 Faks: 0 212 534 86 17 EGE Bölge Başkanı: Ahmet ÖZEN Ali Paşa Mah. Vecidiye Sokak. Erdem Apt. Da: 1 KÜTAHYA Tel-Faks: 0 274 223 83 23 KONUT İŞÇİLERİ İSTANBUL İL TEMSİLCİLİĞİ İl Temsilcisi: Mehmet GÖZGÜ Millet Cad . Şadi Çeşmesi Sok. 26/8 Aksaray / İSTANBUL Tel: 0 212 534 68 84 Faks: 0 212 534 68 76 Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Mehmet Akif Ersoy